Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Felsefe Şiirleri: Şiir
Felsefe Şiirleri: Şiir
Felsefe Şiirleri: Şiir
Ebook139 pages23 minutes

Felsefe Şiirleri: Şiir

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Deniz fenerinin ki gibidir: Aydının da ışığı. Birisi gemileri, diğeri insanları aydınlatır. Onların sayesinde: Gemiler ve toplumlar yollarını bulabilirler."Batmaktan" kurtulup ayakta kalabilirler. Yeter ki: Işıkları söndürülmesin.


Hiçbir fener, hiçbir koşulda; bir geminin tonajını ve bandırasını sormaz. Gerçek bir aydın da öyle: Aydınlığının bilgisini sunarken; insanların hiçbirine, ne ırkını ve cinsiyetini ne de inanç tercihini sormaz. Aydın dediğin; aynı zamanda gerçekçidir. Gördüğü: Hiçbir kötü rüyayı da hayra yormaz!...
Her ikisi de; ıssız ve sessiz geceler boyu çalışarak; aydınlatmaya çabalar karanlıkları. Aydınlar da fenerler gibidirler: Ortaktır yalnızlıkları!..
Özetle:
"Ben de;
Küçük bir "burunda"
Küçük bir deniz feneriyim,
Hümanizmin ise; sadık bir neferiyim.
Işığımı hep çakarım, Her durumda.
Yaşam benim kutsalım:
Yaşayan her canlı benim umurumda.
Fenerler, kimseleri aramazlar;
Arayanlar, mutlaka onları bulurlar:
Çoğu kez de zor durumda.
Ben her daim işime bakar,
Sürekli ışığımı çakarım.
Hiç yılmam; bunu hep yaparım!...
FELSEFE ŞİİRLERİ tüm bu duyguları ifade etmek için, yeni bir şiir türü olarak yazıldı..

LanguageTürkçe
Release dateAug 19, 2015
ISBN9786059285094
Felsefe Şiirleri: Şiir

Read more from Veysel Topaloglu

Related to Felsefe Şiirleri

Related ebooks

Related categories

Reviews for Felsefe Şiirleri

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Felsefe Şiirleri - Veysel Topaloglu

    FELSEFE ŞİİRLERİ

    {ŞİİR LİSTESİ}

    ANLAMSIZLIK PARADOKSU

    TAHAMMÜL İLE TEKAMÜL

    GELECEK BİLİMCİ

    AÇLIK VE GEÇİM SIKINTISI

    ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİK

    YÜREK YORGUNU

    ÇOK ÖNEMLİ İNSAN, TAKINTISI

    BİLGİ İNSANI

    NAYLON ÇAĞI

    ARKADAŞ

    EKONOMİ-POLİTİK

    YİN-YANG FELSEFESİ

    İNSAN OLMAK!

    YILDIZ KARDEŞLİĞİ

    SANAL GERÇEKLİK

    RUHUNU SATAN BİLGE

    ANADOLU

    OTORİTE

    YOBAZLIK (BOŞ İNSANLARIN OYUNU)

    TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ

    KARANLIK SAVAŞÇISI

    YOKLUK ÇÖLÜNÜN HAYALİ GÖLLERİ

    İBRET SAHNESİ

    KUŞATILMIŞLIK SENDROMU

    SÖMÜRÜNÜN DEĞİŞMEZ FORMÜLÜ

    KALECİK TARLASI

    YILKILIK

    MECZUBUN SEVDASI

    VEYSELCE BİR SÖYLEM

    YAZAR HAKKINDA

    ÖZ GEÇMİŞ

    C:\Users\Murat\Downloads\Outlook.com (1)\HPIM0380.JPG

    Geçmiş, herkesin kendi geçmişi;

    Bana ne?

    Başkasının geçmişinden demeyin!

    Ben, size bunun nedenlerini söyleyeyim:

    Geçmiş, geçip gitmiş de:

    Giderken neler neler götürmüş?

    Onlara bakmalı!

    Budur: Konunun özü,

    Gemi dolusu sözü;

    İse geride bırakmalı!

    Bilelim ki: Bazılarının geçmişi toza (pembe),

    Bazılarının ise köze (kor) benzer!

    Benimki hangisi? Onu da siz söyleyiniz!

    Manisa'nın Demirci kırsalında: Bir

    Çiftlik evinde: (Bin dokuz yüz altmış yılının:

    Yirmi altı Mayısında) Dünyaya geldim.

    Ve Dünyanın gailesine öyle daldım.

    Biz köy çocukları, elimiz ekmek

    Tuttuğunda; mutlak diğer elimiz de iş tutar.

    Ana kucağından, doğanın kucağına hızlı geçeriz.

    Etrafımızda olanları ise çabuk seçeriz

    Bahçede çalışırız: Oyun gibi görürüz.

    Kuzu, koyun güderiz: Oyundur deriz!

    Daha ben çok ufacıkken:

    Dokuz yaşında bir çocukken;

    Bir gece yarısı yer altı canavarı uyandı.

    Aniden kapılarımıza dayandı.

    Hiç istemeden, kendisiyle böyle tanıştım.

    Başlarda; yedi nokta küsur ile sallayan canavar:

    Bizleri, her an sallar oldu.

    Sanma ki: Alıştım:

    Çok korktum!

    Ve

    Çocukluğumu unuttum!

    Mevsimlerden: Kıştı.

    Herkes bir yerlere sığınmıştı!

    Üstte: Yarı yırtık bir çadır.

    Altta: Birkaç tahta, üstü hasır

    Orta yerde: saç soba

    Şanslı isen Çıkarsın sabaha?

    Tüm zorluklar gelip geçti.

    Üzerinden üç beş sene daha geçti.

    Tam rahatladık derken:

    Ben delikanlılığa girerken;

    Başka bir canavar çıktı.

    Bizim kuşağı, neredeyse biçti!

    Dün, saklambaç ya da sek sek

    Oynadığımız sokaklarda: Artık

    Kurşunlar sek sek oynuyor

    Ve İnsanları, arayıp buluyordu.

    Köşe başlarındaki yolları,

    Sevenlerden daha çok

    Ölüm; gözlüyordu!

    Arkadaş, arkadaşıyla kapıştı.

    Birçoğumuzun kolları:

    Henüz, saatle tanışmamışken;

    Demir kelepçe ile tanıştı

    Bir sabah türkülerle uyandık:

    Terör canavarından kurtulduk dedik!

    O da ne?

    Genç demokrasimizi,

    Bir başka

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1