Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Zoraki Evlilik Türk
Zoraki Evlilik Türk
Zoraki Evlilik Türk
Ebook474 pages7 hours

Zoraki Evlilik Türk

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Zoraki Evlilik

Evden nasıl çıktığımı bilmiyorum, ne kadar normal birşeymiş gibi söylüyorlardı. "Neşe evleniyorsun." İki kelime gözlerimin buğulanmasına yetmiş, artmıştı bile. Hızla evden çıkıp arabama atladım. Gaza bastıkça bastım durmadım, ağlıyordum. Canım yanıyordu. Sevgili ailem iflas etmesin diye ortak olacakları büyük iş adamı Doğan Balaz'in playboy oğullarıyla evlendiriliyordum. Oğulları hakkında bildiğim tek şey magazin sayfalarının baş köşesinde hergün farklı biriyle olduğuydu. Ben henüz 18 yaşındayken, sadece iflas etmemek adına, gençliğimin baharında bir playboya ömür boyu eş olamazdım. Buna izin veremezdim.. Uzun saatler sonra eve yeniden döndüm kapının önünde şoförüm bekliyordu. "Keşke bana söyleseydiniz, biliyorsunuz babanız araba kullanmanızı istemiyor." Attığım sert bakışlar yeterliydi. Anahtarı verip içeri girdim. Kapıyı yardımcımız açtı, montumu aldı ve "babanız ve anneniz sizi salon da bekliyor Neşe hanım" dedi. Umursamadım odama doğru merdivenlerden çıkmak üzereydim ki babamın sesiyle irkildim. "Neşe!" Bir süre arkamı dönmedim. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. İstemiyordum bunu anlamayacak ne var? Göz yaşlarımı sildim arkamı döndüm. "Ne var?""Benimle düzgün konuş küçük hanım!"Bak gördün mü baba ben daha çok küçüğüm, senin pis işlerine karışamayacak kadar çok."Neşe ! Terbiyeni takın. İstesende istemesende, bu evlilik olacak. O yüzden tavır takınmayı bırak ve olayın akışına bak, üstelik Adnan beyin oğlu...""Sus! Yeter adını duymak istemiyorum o çocuğun. Yazıklar olsun baba. Ben senden diğer kızlar gibi ilgi görmedim ama bilirdim, hep bilirdim beni senin çok sevdiğini. Göstermeyenlerden derdim. Kendimi kandırmışım.."Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkıyordum. Bu kez ses annemden geldi."Neşe lütfen in aşağı konuşalım birtanem.."Umursamadım, odama girdim. Kapımı kilitledim, ağladım ağladım deli gibi ağladım, ağladıktan sonra olan muhteşem uyku diye bir gerçek var, uyuyakalmışım..*** Uyandığımda telefonum çalıyordu. Numara gizli. Açmak istemedim önce, ama merak duygularım yine beni dinlemedi."Alo?""Bazen sana çok acıyorum Neşe, durumun oldukça iyi, ailen oldukça yüksek zümreden insanlar.. Ama seni hiç sevmiyorlar. Bu da nesi şimdi de evlendiriyolar mı seni. 4 yıl liseyi başka ülkede okuttukları yetmiyormuş gibi. Hep uzaklaştırıyolar seni kendilerinden şimdide bir evlilik ha? Çok yazık, Allah mutlu etsin mi denir ne denir, bilemedim.."Bana bak sen.."ve bilindik ses -dıt dıt dıt-Lanet olsun evlendirildiğim yetmiyormuş gibi birde ona buna haber mi verilmişti! Telefonu fırlattım, param parça olmuştu. Umrumda değil şuan, artık herşeyin bir sınırı var. Üstümü değiştirdim elimi yüzümü yıkadım, hafif makyajımı yapıp kapıyı açtım, dün geceden kilitli olan kapıyı. Karşımda yardımcımız Selen gözlerini dikmiş bana bakıyordu."Niçin öyle bakıyorsun?""Bunları anneniz gönderdi Neşe Hanım, babanızın isteğiymiş. Giyip saat 15.00 de şu kağıtta yazılı olan adresteki restorana gidecekmişsiniz. Sanırım, şey yani Adnan Beyin oğlu..""Tamam Selen, sen
LanguageTürkçe
Release dateDec 29, 2015
ISBN9788892534346
Zoraki Evlilik Türk

Read more from Leonard Clever

Related to Zoraki Evlilik Türk

Related ebooks

Reviews for Zoraki Evlilik Türk

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Zoraki Evlilik Türk - Leonard Clever

    Copyright 2015 by Leonard & Clever.com

    Third Edition, License Notes

    Copyright Info:

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

    Çeviren: Doğan Bilgin

    Yayın hakları: © By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Kreatif direktör: MEHMET BALTA

    Sanat yönetmeni: Pemra Sıran

    Fotoğraf sanatçısı: leon Suny

    Prodüksiyon: PPR İstanbul

    Zoraki Evlilik

    Evden nasıl çıktığımı bilmiyorum, ne kadar normal birşeymiş gibi söylüyorlardı. Neşe evleniyorsun.  İki kelime gözlerimin buğulanmasına yetmiş, artmıştı bile. Hızla evden çıkıp arabama atladım. Gaza bastıkça bastım durmadım, ağlıyordum. Canım yanıyordu. Sevgili ailem iflas etmesin diye ortak olacakları büyük iş adamı Adnan Özer'in playboy oğullarıyla evlendiriliyordum. Oğulları hakkında bildiğim tek şey magazin sayfalarının baş köşesinde hergün farklı biriyle olduğuydu. Ben henüz 18 yaşındayken, sadece iflas etmemek adına, gençliğimin baharında bir playboya ömür boyu eş olamazdım. Buna izin veremezdim.. Uzun saatler sonra eve yeniden döndüm kapının önünde şoförüm bekliyordu. Keşke bana söyleseydiniz, biliyorsunuz babanız araba kullanmanızı istemiyor. Attığım sert bakışlar yeterliydi. Anahtarı verip içeri girdim. Kapıyı yardımcımız açtı, montumu aldı ve babanız ve anneniz sizi salon da bekliyor Neşe hanım dedi. Umursamadım odama doğru merdivenlerden çıkmak üzereydim ki babamın sesiyle irkildim. Neşe! Bir süre arkamı dönmedim. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. İstemiyordum bunu anlamayacak ne var? Göz yaşlarımı sildim arkamı döndüm. Ne var?Benimle düzgün konuş küçük hanım!Bak gördün mü baba ben daha çok küçüğüm, senin pis işlerine karışamayacak kadar çok.Neşe ! Terbiyeni takın. İstesende istemesende, bu evlilik olacak. O yüzden tavır takınmayı bırak ve olayın akışına bak, üstelik Adnan beyin oğlu...Sus! Yeter adını duymak istemiyorum o çocuğun. Yazıklar olsun baba. Ben senden diğer kızlar gibi ilgi görmedim ama bilirdim, hep bilirdim beni senin çok sevdiğini. Göstermeyenlerden derdim. Kendimi kandırmışım..Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkıyordum. Bu kez ses annemden geldi.Neşe lütfen in aşağı konuşalım birtanem..Umursamadım, odama girdim. Kapımı kilitledim, ağladım ağladım deli gibi ağladım, ağladıktan sonra olan muhteşem uyku diye bir gerçek var, uyuyakalmışım..***    Uyandığımda telefonum çalıyordu. Numara gizli. Açmak istemedim önce, ama merak duygularım yine beni dinlemedi.Alo?Bazen sana çok acıyorum Neşe, durumun oldukça iyi, ailen oldukça yüksek zümreden insanlar.. Ama seni hiç sevmiyorlar. Bu da nesi şimdi de evlendiriyolar mı seni. 4 yıl liseyi başka ülkede okuttukları yetmiyormuş gibi. Hep uzaklaştırıyolar seni kendilerinden şimdide bir evlilik ha? Çok yazık, Allah mutlu etsin mi denir ne denir, bilemedim..Bana bak sen..ve bilindik ses -dıt dıt dıt-Lanet olsun evlendirildiğim yetmiyormuş gibi birde ona buna haber mi verilmişti! Telefonu fırlattım, param parça olmuştu. Umrumda değil şuan, artık herşeyin bir sınırı var. Üstümü değiştirdim elimi yüzümü yıkadım, hafif makyajımı yapıp kapıyı açtım, dün geceden kilitli olan kapıyı. Karşımda yardımcımız Selen gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Niçin öyle bakıyorsun?Bunları anneniz gönderdi Neşe Hanım, babanızın isteğiymiş. Giyip saat 15.00 de şu kağıtta yazılı olan adresteki restorana gidecekmişsiniz. Sanırım, şey yani Adnan Beyin oğlu..Tamam Selen, sen gidebilirsin.Başını eğdi ve merdivenlerden indi, şimdi ne yapacaktım. Gelecekteki kocacığımla tanışmayamı gidecektim. Adnan Bey ve eşi Nergis Hanımla mı tanışacaktım, müstakbel kayınpederim ve sevgili kayinvalidem.Yapacak birşey bırakmadılar bana,18 yaşındayım ve üniversiteye gitmedim, sınavlara bile girmedim. Babama güvenip, bi işim bir mesleğim yok. Boş gezerim. Eğlenirim, alışveriş yaparım ilerde de babamın yanında çalışırım diye takmamıştım şu üniversite olayını. Aptalmışım koca bir aptal, şimdi babama rest çekemem param yok pulum yok ne yaparım, bütün kredi kartlarımı iptal eder, evden atar. Yapar bilirim. Babam yapar.Selenin elime tutuşturduğu paketlere bir göz attım odama geçip elime aldım, Siyah süper mini bir elbise, sıfır kollu. Boyun kısmında işlemeler var, şık bir seçim. Bir de topuklu ayakkabı. Elbiseyi giydim. Üstüme çok yakışmıştı. Ayakkabılarımı giydim, sonra makyaj dolabıma geçip sade bir makyaj yaptım.Eyeliner,rimel ve parlatıcı. Aynaya şöyle bir baktım harika görünüyordum. İstemeyerek odadan çıktım. Aşağı indiğimde Selen Çok şık görünüyorsunuz Neşe hanım, şoförünüz sizi bekliyor dedi bol şans" diye de ekledi. Selen bizim yardımcımız ama hiç bir zaman hizmetçi gözüyle bakmadım ona evde aşçı var başka hizmetçilerde var ama Selen yardımcımız.O çok farklı. Dışarı çıkar çıkmaz şoför arabadan inip kapıyı açtı. Ah ne lüks hayat. Şuan başka bir lüks hayata adım atmaya gidiyordum. Dışardan görünen bu, aslında ben bildiğiniz cehenneme gidiyordum..Restoran yine şık ve oldukça lüks bir restorana benziyordu, ben biraz sonra özgürlüğümü kaybedecekmiş gibi hissediyordum. Benim ismim Neşe,ben özgür bir kızdım. Neşeliydim hep, etrafımda ki herkesi güldürürdüm peki ya şimdi. Zoraki bir evlilikle hayatım mahvolacak. Lüks bir evde yine lüks bir yaşamda fakat oldukça mutsuz. Ben 18 yaşndayım baba sadece 18..

    Bölüm -2-

    Restorana girdiğimde etrafta şık giyinimli bir çok kişi vardı ama bizimkileri bulamadım. Saatime baktım tam 15.10 du fazla geç kalmamıştım. Yanıma yaklaşan garsonun sesiyle birden sıçradım.

    Rezerve masanız varmıydı?

    Şey ben, Adnan Özer'in misafiriyim. bunu söylemek berbat birşeydi.

    Ah, aklımdan tamemen çıkmış, Adnan Bey sizin gibi güzel bir kızın geleceğinden bahsetmişti gülümsedi. Sonra devam etti. Neşe hanım, öyle değil mi?

    Evet.

    Beni takip edin lütfen,Neşe Hanım..

    Dediğini yaptım, peşinden gittim. Beni üst kata çıkardı. Ah ne harika ama üst kat tamamen kapatılmış bir masada babam,annem ve Adnan bey vardı ve adının Nergis Hanım olduğunu tahmin ettiğim orta yaşlı şık bir bayan.O müstakbel kocam henüz teşrif edememiş anlaşılan. Yanlarına gittiğimde beni fark etmemişlerdi bile, öksürdüm.

    Merhaba.

    İnanmıyorum Neşe, küçükken de çok güzel bir kızdın, fakat çok daha güzelleşmiş, serpilmişsin.Ah inanmıyorum, eminim Doruk'ta seni çok beğenecek. dedi Nergis Hanım.

    İşte o an ismini öğrenmemek için direttiğim zübbenin adı,Doruk. Evet, her gün dergilerde gazetelerde baş gösterdiğini duydum. Ama ismini cidden bilmiyordum.

    Teşekkür ederim, Nergis Hanım.

    Ah nasıl da kibar, ah Emin Bey nede güzel yetiştirmişsiniz kızınızı dedi mutlulukla babama bakarken.

    Gülümsemekle yetindi babam, istemediğimi biliyordu. Ama burda ters bir şey söylesem herkesin içinde beni rezil ederdi, eminim.Bu sefer söze Adnan Bey başladı.

    Bizim yaramaz uslanmıyor Neşe,senin onu adam edeceğinden eminim.Sizin için en güzel şey olacak bu evlilik.Tabi bizim içinde kahkayı basmıştı. Şuan canım masayı dağıtmak gözünün ortasına patlatmak istiyordu. Bizi düşünen kim Allah aşkına?Eşine göre çok daha kaba bir adam.Babamda gülüyordu.. Sonra Adnan bey yeniden konuşmaya başladı.

    Nergis sen şımartıyosun bu oğlanı. Yarım saat geçti. Nerde! Ara şunu benim sinirlerimi bozmasın.

    Masayla ilgilenmiyordum. Merdivenlerden yukarı bir çocuk çıktı,nasıl yakışıklıydı. Ah canım. Önceden olsa burdan çıkışta numaranı almıştım, ne de güzel eğlenirdik seninle. Yanlış gelmissin burda benim cehennemim var. Aşağı inmen gerekiyor. Kapalı burası kapalı.

    Ben bunları düşünürken çocuk iyice yaklaşıyordu. Deri montu ve spor kıyafetiyle nasılda yakışıklı. Gözleri Ela, daha önce çıksaydın ya karşıma.Hey daha da yaklaşıyor.

    Ah, Doruk'da geldi. Hoşgeldin canım.

    Bingo! Beynimden vurulmuştum. Gözüm bir yerlerden ısırıyor ama..

    Babama gözüyle selamlayıp masaya oturdu. 

    Geciktim, afedersiniz.

    Ve sohbet başladı, mezun olduğumuz lise, eğitim hayatımız, her şey konuşuldu. Ama sadece aileler Doruk yemeğini yiyordu. Bende salatamın tadını çıkarıyordum. Sonra Adnan Bey'in sözüyle beynimden vurulmuşa döndüm.

    Düğünü fazla geciktirmeyelim, haftaya bugün uygundur.

    Babam başıyla onayladı. Ben birden duraksadım, Dorukla göz göze geldik. Ayağa kalktı.

    Acelen ne baba, yangından mal mı kaçırıyoruz, tanımadığım bir kızla tanımadığım bir hayat paylaşmamı mı istiyorsun?

    Tanımadığın bir kızla yatağını paylaşıyorsun ama!

    Ağzım açık kalmıştı, bir baba oğluyla nasıl böyle konuşabiliyordu. Doruk nasıl bir insandı tanımıyordum nasıl hemen evlenebilirdik?

    Baba! Ben  haftaya falan evlenmiyorum! Adnan bey masayı ittirip ayağa kalktı.

    Birde karşı mı geliyorsun? dedi ve tokatı yapıştırdı. Gözlerimi kapattım çok korktum. Gözlerim doldu. Ama ağlamayacaktım bu defa.Doruk konuşmadı sandalyeyi çekti ve merdivenlerden aşağı indi. Adnan Bey özür dileyip sofraya oturdu:Lütfen biz devam edelim haftaya bu düğün olacak.

    Dayanamadım ağlıyordum bende masayı ittim aşağı inerken babamın acımasız sesini duydum.

    Öyle ya da böyle alışacaklar, sıkıntı yok.

    Hemen aşağı indim restoranın önüne geldiğim de yere çöküp ağlamaya başladım.

    Sonra Doruğu gördüm motosikletine binmeye hazırlanıyordu. Kaskını taktı sonra beni farkedip, kaskını çıkardı. Yanıma yaklaştı. Oturdu. Sandım ki beni teselli edecek, konuşur hallederiz diyecek. Bu yakışıklı görüntüsünün altında bir piç kurusunun yattığını biliyordum ama bu kadar değil.

    Ağlamayı kes. Bu düğün olmayacak amacına ulaşamıyacaksın!

    Ne diyosun sen be ne amacı?

    Şirin kız Neşe. Bilmiyorum sanki benimle evlenmek istemediğini, kim istemez ki beni?

    O gülüş. O iğrenç gülüşü, cidden bir yerden tanıdık geliyor!

    Ayağa hışımla kalktım ve bir tokatta ben patlattım, ama hâla o gülüş kaybolmamıştı o aptal suratından. Arkamı dönüp gittiğimde peşimden baktığına adım kadar emindim.Ben bu gerizekalıyla evlenemezdim,hayır..

    Okuduğunuz da votelerinizi eksik etmeyin umarım beğenmişsinizdir, yeni bölüm okucuya göre gelir :))

    =================

    Bölüm -3-

    Yazmayı gerçekten çok seviyorum, heleki okuma oranının bana göre iyi olması da beni daha çok teşvik ediyor, duramadım yeni bölümü hemen yazdım. İyi okumalar canlarııım :)

    Hızlı adımlarla karşıya geçtim. Ardımdan bağırdı.

    Dur biraz!

    Aldırmadım ilk gelen taksiyi durdurdum. Ağlıyordum param parça olmuştum artık. Annemin babamın düşüncelerime önem vermediği gibi,Doruk'da beni önemsemeyecek gibi duruyodu. Benim istediğimi düşünüyordu bu evliliğin! Nasıl böyle bişey düşünebilir,aklım almıyor. Taksicinin ''Ne tarafa gidiyoruz" demesiyle kendime geldim.  

    Sahiden nereye gidiyordum ben? Eve mi o eve mi? Babamın yüzünü görmeye tahammülüm yok. Bir mal gibi satıyor beni. Hemde ukala aptal herifin tekine.

    Ben burda ineyim parayı verip indim taksiden, takside gözüme kestirdiğim parka oturdum. Oturup saatlerce ağladım,aksam olmuştu. Ama kalkmadım,öylece oturdum. Saatler ilerliyordu. Hava kararmıştı. Bir erkek gurubu bana doğru geliyordu, zengin tipler,belli.Sarhoşlar ne güzel. Hemen kalktım banktan hızlı adımlarla gidiyordum arkamdan seslendiler.

    Şşşt, güzelim baksana biraz

    Ne işin var bu saatte kurda kuşa yem olursun

    Gideceğin yere kadar bırakalım canıım.

    Sarhoş sarhoş, değişik tipler, konuşmalar. Şeytan diyo çarp ağızlarına. Ben 7 senedir taekwondoya gidiyorum. Ama bunu belirten kim değil mi?

    Sesler yaklaşmaya başladı. Neden yaklaşıyolardı ki bana? Gelmeyin üstüme Allahım korkuyorum.

    Sonra yanıma beyaz bir porsche yaklaştı

    Bin arabaya.

    Sen kimsin be git başımdan

    Camı açtı, ah çok güzel. DORUK.

    Git başımdan gerizekalı. Sana ihtiyacım yok.

    Arabadan indi kapıyı açtı kolumdan tutup çekiştirdi.

    Ya bırak diyorum anlamıyomusun!

    Sonra o erkek gurubu daha da yaklaştı.

    Hanfendi bırak diyo anlamıyomusun koçum?

    Bas git lan sana mı kaldı? Neşe bin şu arabaya.

    Çaresiz, kavga çıkmasın diye bindim. Ama oğlanlar uslu durmuyo ki 2 dakika.

    Lan sen anlamıyomusun kız istemiyo diyip Doruğun kolundan çekiştirdi. Doruk arkasını dönüp çocuğa bir yapıştırdı ki çocuk 2 metre geri gidip yere yapıştı. Arkadaşları Doruğun üstüne çullandı, ama hepsi pert. Ağzım açık kaldı. Neye uğradığımı şaşırdım. Arabaya binince kapımı kapattı. Kendisi de binip, arabayı çalıştırdı. Uzun süre sonra sessizliği bozan o oldu.

    Sahiden hatırlamadın mı? O GÜLÜŞ.

    Neyi hatırlamam gerekiyor?

    Beni.

    Ah bir bu eksikti, hayır olamaz, daha önce bir çok erkekle eğlendim hayır onlardan biri olamaz.

    Tanımıyorum seni falan, indir beni bir yerde ben giderim eve!

    Rest çekmiştim ama arabayı durdurup beni indireceğini tahmin edememiştim. Hayvan! Arabayı durdurup beni indirdi ve tam gaz devam etti. Nasıl fedakar nasıl düşünceli, ileride ki kocamı görebiliyor musunuz? Nikah masasında bırakır bu salak beni. Nasıl bi yerde rest çektim böyle biraz merkez de yapsaydım blöfü.  Allah'ım şu kuluna biraz akılı ve biraz sabırı çok görme lütfen..

    Telefonumu çıkardım, 38 cevapsız arama (1) Babam, (37) Annem.. Umursamadım,kusura bakma annecim ama şu kocana bir sesini çıkartamıyorsun ya, hisselerin yarısı seninken.. Şoförün numarasını tuşladım. Hemen cevap verdi. Bulunduğum yeri zor tarif ettim. Ama 15 dakika içerisinde de geldi.

    Neşe Hanım, babanız ve anneniz evde çok merak etti sizi, telefonunuzu da açmamışsınız. Buralar da ne işiniz var size bir şey olsaydı ya..

    Lütfen eve gidebilir miyiz? Yorgunum.

    Peki efendim..

    15-20 dakika sonra evdeydik. Kapıyı Selen açtı. Gözleri kızarmış. Ağlamış..

    Çok korktum Neşe hanım, başınıza birş ey geldi sandım. İyisiniz Allah'a şükür iyisiniz Gülümsedim ona, bu evde bana değer verip iyiliğimi düşünen tek kişi. Sarıldım.

    "İyiyim Selen.. İyiyim. Henüz o beyaz kefeni giymedim.

     O sıra babamı gördüm ona bakarak devam ettim sözüme.

    Haftaya inşallah..

    Sonra koşarak odama çıktım. Alışmam mı gerekiyor? O aptal herife, bu evliliğe? Alışamam. Ha, bir de şu tanışma mevzusu. Nerden tanıyorum ki ben bu salağı?

    Yine okuma sayısının fazlalığına göre gelir yeni bölüm, votelerinizide eksik etmeyin :))

    =================

    Bölüm -4-

    Az biraz geciktim, kusura bakmayın en ufak yorumlarınız okuma sayısı voteler bile beni mutlu ediyor, teşekkür ederim neyse fazla uzatmıycam iyi okumalar canlarıııım :)Uyandığım da deli gibi kapıya vuruyordu babam. Açsana kapıyı Neşe! Boşuna uğraşma bu evlilik olacak. Sanki aksini iddia ediyoruz. Sanki fikrimi soruyorsun ya. Arkadan annemin sesleri geliyordu.Allah aşkına kır şu kapıyı, canına kıymış olmasın yaktın kızımı Allahın cezası!Kes be sesini, açsana Neşe, kanmıyoruz bu numaralara.Allahım ne psikopat bir ailem  var saat 10.00. Uyur insanlar genelde siz neden uyumuyorsunuz ha cümlenin başında ki kelimeden dolayı. Anladım. Yataktan yavaşça kalkıp kapıya yöneldim tam kapıyı açacaktım ki. Babam kapıyı kırdı ve kapı üstüme düştü. Sonrası karartı..Uyandığım da yatağım da yatıyordum başımda doktor. Hastaneye bile gerek görülmemiş, canım düşünceli ailem. Doktor bana gülümsedi ve:Geçmiş olsun küçük hanım, bayılmışsınız birşeyiniz yok, sadece alnınız da biraz çizik var o kadar, tekrar geçmiş olsun.Doktor kapıdan çıkar çıkmaz babam bağırmaya başladı.Sen nasıl düşüncesiz bir kızsın ya! Biz bilmiyoruz sanki numaradan bayıldığını kapıyı bilerek açmadığını, evleneceksin Neşe, hatta bu akşam gidiyorsun o eve, şoför biraz dan gelir. Hazırlıklar yapılacak, hadi kalk bırak numarayı.Gözlerimden akan yaşlara yine engel olamadım, ağzımdan çıkan sözlere de.Ya sen nasıl adamsın? Ya sen nasıl babasın hiç mi vicdanın sızlamıyo? Ya ne numaradan bayılması ? Ben uyuyodum baba! Uyuyodum ve uyanıp kapıya giderken sen kapıyı kırdın! Ölüyodum baba ben hatırlamıyorum bile ! Ya sen nasıl böyle..Suratıma öyle bir tokat yedim kii ağlayamadım,konuşamadım da. Hiç birşey söyleyemedim. İşte şimdi Dorukla evlenmeyi ben kendim istiyordum. Doruğu çekerdim babasını çekerdim. Onlar vursa, onlar bağırsa bu kadar üzülmem. Ama babam yaparsa, dayanamam. Kapıdan koşarak çıktım, şoförleri gelmişti. Arabaya yaklaşıp ben arabama biniyorum sizi takip edicemdedim. Başıyla onayladı. Benim şoför olsa bin tane soru sorardı. Babamın yalakası nede olsa.Arabama bindim. Ve söz verdiğim gibi şoförü takip ettim. Araba bir evin önünde durdu. Ev mi ? Villa. Villa mı bildiğiniz SARAY. Bende bizim evi, çok iyi sanırdım. Bizim ev 3 katlıydı. Bu evi sayamam sanırım. Allahım bu evde kaybolmazsam iyi. Arabadan inip evin yolunu tuttum. Bahçe muazzamdı. O kadar güzeldiki. Acaba biz evlendiğimiz de burada mı kalıcaktık.. Zili çaldım, kapıyı Nergis hanım açtı. Bu kadın için bile çekilir ya bu Doruk salağı.Ayyy, Neşeee canım kızım hoşgeldin. Senin gibi güzel, alımlı ve kültürlü bir gelinim olduğu için çok şanslıyım. Herkes çok kıskanıcak, aaa girsene.İçeri girdim, içerisi dışarısından da çok güzel..Sayamayacağım çok oda var üst katları daha saymıyorum bile. Nergis hanım çekiştire çekiştire salona götürdü beni. Konuştu konuştu, anlattı.Hep bi kızım olsun istedim Neşe. Allah vermedi bana bu öküz oğlanı verdi. Nasıl bu kadar odun olabiliyor anlamıyorum.  Babası kılıklı. Ay senle Doruk çok iyi, özenilcek bir çift olmalısınız. Seninle alışverişte yaparız. Yaparız değil mi? Kaynana-gelin gibi değil. Anne-Kız gibi. Olur değil mi Neşe hı?Çok duygulandım. Ben hiç annemle alışverişe çıkmamıştım ki. Annem bana hep birşeyler alırdı. Beni çok sevdiğini söylerdi,ne istesem alırdı ama. Hiç beni götürmedi yanında, arkadaşlarıyla tanıştırmak istemedi. Ama Nergis hanım beni herkes bilsin istiyor, herkes bilsin..Tabii diyebildim sadece, ve gülümsedim.O sıra kapı açıldı Bay Odun içeri girdi, annesine meraba demeyi bırak, bana bakmadı bile. Tam merdivenlerden çıkıyordu ki, duraksadı döndü. Ve sanırım beni o zaman gördü.Evlenmek için istekli olduğunu biliyordum da henüz 2 gün var genç bayan.Ben ağzımı açıcaktım ki, annesi benden önce davrandı.Hahah bay ukalaya bakar mısınız? Biz çağırdık Neşe'yi eve ve evdekilere alışsın diye. Hazırlıklar başlıycak gelinlik ve ev dizayni biz de onları konuşacaktık. Ha bir de, Neşeye istekli diyene bakar mısınız? Neşe tam 3 gündür Doruk eve 22.00'dan önce geliyor. Sabaha karşı gelen Doruk, erkenden yatıyor.Ben istemsiz gülümsedim, Doruğun ise sinirlendiği her halinden belirliydi. Merdivenleri hızlı hızlı çıkıp sanırım odasına gitti.Annesi beni çekiştirip oğlunu çekiştirdi.Nasıl da kızardı gördün mü ahahahahBende kızardım, bana da anlamlı bakışlar atıp, konuyu değiştirdi.Bak sana evi gezdirecektim, ama şimdi Doruk ayak altında olmaz, evi yarın gezdiririm asıl senin yaşayacağın evi göstereyim sana, hadi gel diyip birden beni ayağa kaldırdı. Bu ne enerji ben anlamadım. Ben mi 18 yaşındayım yoksa Nergis Hanım mı bilemedim. Dışarı çıktık. Eve girerken bahçenin arka tarafını da tahmin etmiştim ama orda ayrı bi villa olduğunu hayal edememiştim doğrusu. Nergis hanım kapıyı açtı. Ve beni içeri çekti. Ev dizayn edilmiş, 2 katlı çok güzel bir villaydı. Diğer eve ve bizim eve göre biraz küçük fakat çok güzel. Ev o kadar güzel dizayn edilmiş ki ağzım açık kaldı. Gerçekten çok beğenmiştim. Beğendiğim yüzüme yansımış olacak ki, Nergis hanım sevinçle kolumdan tutup üst kata çıkardı. Odaları gezdik, ve yatak odasına girdiğimiz de, gözlerime inanamadım. O kadar güzeldi ki. Kocaman bir odaydı. Elbise dolabı, makyaj dolabı, ayakkabı ve çanta dolabı. Herşey bana göre düzenlenmiş. O kadar beğendim ki. Sonra Nergis Hanım konuşmaya başladı.Ben dizayn ettim, dolabı yatağı koltukları, televizyonu,halıyı,perdeyi. Ne görüyorsan ben seçtim. Ama eğer beğenmediysen hiç kırılmam Neşe inan ki. Herşey çok güzel olsun istiyorum.A-a hayır, yani ben ne diyeceğimi bilmiyorum, gerçekten harika. Bayıldım muhteşem.Herşey muhteşemde, bu evlilik,zorla. Babamdan daha iyidir dedim ama, ben hep hayal etmiştim. Her genç hayal eder. Gelinliğini, eşiyle evlilik planlarını, evini. Ama benimkine hep bir başkası karar veriyor.. İstemeden yüzüm asılmıştı.Canım benim, ben bu evliliği istemediğini biliyorum. İnan bunu zorla olsun ben de istemezdim. Ama çok iyi olucak gerçekten.. Hem ben Doruğu ilk defa böyle..Beni çekiştirmeyi bırak anne. Hadi sen eve geç, bundan sonrasına müstakbel karımla ben devam edeyimPekala, oğlum. Sen nasıl istersenNergis Hanım bana döndü gülümsedi ve Asla seni kırmasına izin verme, cevabını esirgeme, üzüldüğünü ve sustuğunu farkederse daha çok üstüne gelir.Sonrada kapıdan çıktı.Bir süre öyle durduk, Dorukta sessizliği bozan oldu.Önden buyrunuz"Görkemli odadan çıkıp, diğer odaları gezdik, ama pek konuşmadık. Sonra birden evin içinde Doruğu kaybettim. O kadar büyük değildi ama kaybettim işte. Bir kaç kere seslendim ama cevap vermedi. Üst kata çıktım alt kata indim, bir türlü bulamadım. Ben de nasılsa o beni bulur diye düşünerek mutafağa su içmeye gittim. Suyu içtim, arkamı döndüğümde Doruk karşımdaydı. Korkudan bardağı yere düşürdüm ve ayağım kaydı. Doruk belimden kavradı, yaklaştıkça yaklaştı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gözlerimi kaçırmayı denedim ama yapamadım. Artık o kadar yaklaşmıştı ki gözlerimi kapadım, burnu burnuma değiyordu şimdi ..Uzun yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyinn :**

    =================

    Bölüm -5-

    Hemen yeni bölümü yazdım dayanamadım, okuyucuya ve votelere göre yeni bölüm gelir, yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalarrr :*Artık kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki, Doruğun hissetmemesi imkansızdı. Doruk yavaş yavaş başını uzaklaştırdı. Beni doğrulttu. YİNE O GÜLÜŞ. Aptal. Ne diyosun be? Bir de bu evliliği istemediğini söylüyorsun. Kalbin yerinden çıkacak sandım.. Hiçte bile, sadece öpeceksin diye korktum. Öpseydin tokatı yerdin.  Yemezdi. Birden o kadar bağlanmıştım ki, kesinlikle karşılık verirdim. Ama bunu o piçe söyleyemezdim. Zaten yaptı yine öküzlüğünü şimdi cidden yiycek tokatı. Eminim öyledir canım. Gülümsedi. Sonra devam etti. Beğendin mi evimizi. Beğendim, annen dizayn etmiş çünkü. Emek vermiş, onun için katlanıyorum şuan sana, bilesin. Güldüm. Oda güldü. Allah'ım ne güzel gülüyor. Nasıl da sempatik.. Kendine gel Neşe, şu aptal gülüşüde sil yüzünden. Babamın bana karşı davranışları yüzünden ve Nergis Hanım için bu evlilik. Nerden çıktı gülüşü felan. Toparlandım. Hadi çıkalım, annen merak etmiştir. Başıyla onayladı ve kapıyı kapatıp eve doğru yürüdük. -DORUK- O kadar masum duruyordu ki, mutfakta bir an öpmek istedim, kendimi kaybedicektim. Başka kız olsa, umrumda olmaz öperim. Ertesi gün kızın adını dahi hatırlamam. Ama Neşe bu. Üzülür,kırılır. Belki ağlar. O gün ki gibi. Ağlamasın istemem. Hele ki benim yüzümden. Ona tabiki aşık değilim. Ne olmuş yani çok güzel, zeki, neşeli,sevimli,tatlı... bir kızsa. Söylediklerime kendim inanıyor muyum? Herneyse. Onunla babam yüzünden evleniyorum. Bir de annem kırılmasın diye. Yani sevmiyorum Neşe'yi felan. Ben aynı Doruğum hem. Bardan bara, partiden partiye. Eğlenmeye tam gaz devam. Devam mı sahiden? 2-3 gündür her zaman gittiğim barın yolunu unuttum. Evimizi dizayn ettim, herşeyi ben seçtim. Ama anneme, Neşe'ye ben yaptım demesini istedim.. Kızcağız umutlanmasın. Umutlanmasın diye. Öyle canım sıkılıyordu. Bende biraz evle uğraştım. Ne yani, olamaz mı ? -NEŞE- Kapıyı çaldığımda kapıyı Nergis Hanım açtı, ve kolumdan tutup beni salona geçirdi. Bir kadın var ve bir çok kutu. Salon resmen dolmuş bu kutularla. Nergis hanım bana baktı ve söze başladı.. Sen yorulma diye güzel gelinime en iyi gelinlikleri, ayakkabıları aldırıp getirttim. İşte, her genç kızın hayalini kurduğu bir şey daha. Gelinlik seçimi. Sevdiği adamın elinden tutarak, o mağaza senin bu mağaza benim diye sürükleyerek, sonunda en beğendiği, hayallerini süsleyen gelinliği aldırdığını hayal etmiştir tüm kızlar. Bende kurmuştum bu hayali. Straplez, up uzun kuyruğu ve duvağı olan kabarık, çok kabarık eteği olan bir gelinlik. Göğüs kısmında işlemeleri olan.. Belki böyle bir gelinliğim olur. Ama kolundan çekiştirip gözlerinin içine aşkla baktığım bir adam yok. Üstelik gelinlik evime gelmiş. Ben yorulmayayım diye. Onlar tatlı yorgunluktur hem.  Birşey söyleyemedim. Boğazım düğümlendi.  Kutulara yaklaştım. Doruk, Ben odamdayım diyip yukarı çıktı.  Düşüncesiz yaratık. Gelinlikler tek tek çıkarılıp askılara takıldı. Bir çok gelinlik ve hepsi birbirinden güzel. Bir çoğunu denedim ama yok, hayalimde ki gelinlik yok. İstemsiz yüzüm asıldı. Ama söyleyemezdim. Birini beğenicektim mecbur. O sıra da işte, bir kutu daha çıkarıldı, koltuğun arkasında kalmış. Kader mi dersiniz, ne dersiniz bilmem. Ama görür görmez gözlerimin ışıldadığına eminim. Hemen elime alıp giydim. Ve o kadar güzel oldum ki. Gözlerim doldu, ağladım. Nergis Hanım da ağladı. Ağlarken ağzından sadece çok güzelsin, çok çok güzelsin, güzel kızım sözlerini seçebildim. Gözlerine aşkla baktığım bir adam olmasa da, en azından hayallerimin gelinliğine kavuşmuştum. Akşam oldu, Nergis hanım beni 2.katta büyük bir odaya götürdü.  2 gün idare et, sonra kendi evinde kalacaksın güzel kızım, iyi uykular.. Oda büyüktü. İçerisinde büyük bir dolap vardı. Bir sürü de kıyafet. İçlerinden en rahat olanı seçip yatağa yattım. Doruğu düşünüyordum. Yarından sonra ki günler yalnız bana ait olacaktı. Bende ona. Nasıl olur, ne yapmam gerekir. Bilmiyordum.. Uyku tutmadı, yine susadım. Odadan çıksam evde kaybolurum. Nergis hanım gitmeden eğer bi ihtiyacın olursa bu telefon yardımcılarımıza bağlı, onlardan isteyebilirsin demişti. Ama saat 02.00 insanlar uyuyordur. En fazla kaybolurum ne olacak diye yataktan çıktım. Mutfağı kolay buldum. Suyumu içtim, bir bardakta yanıma alıp merdivenlerden yukarı çıkarken, evin kapısı tıkırdadı. Ve kapı yavaşça açıldı. Arkamı döndüm. Doruk içeri girdi, yanında da sarışın bi hatun. Beynimden vurulmuşa döndüm. Beni görmedi, kör kütük sarhoş. Birde hatunun yanağına öpücük kondurunca elimdeki bardağı yere düşürdüm. Doruk irkildi bana baktı. Ağlıyordum. Çok canım yanmıştı. Merdivenlerden yavaşça indim.  O sıra ışıklar yandı. Nergis Hanımla Adnan Bey sese uyanmış olmalılar. Neşe, ben.. Tokatı yapıştırdım Doruğa, kız öyle korktu ki, Doruğun kolunun altından kurtulduğu gibi evden çıkıp kapıyı kapattı. Ben hâla ağlıyordum, Doruk kafasını eğmiş, yüzüme bile bakamıyordu. Çenesinden tutup yüzüme bakmasını sağladım, ve suratına tükürdüm. Ağlarak merdivenlerden yukarı çıkıp odamı kapattım. Yatağıma gömüldüm ve ağladım. Uyuyakalmışım.. -DORUK- Yine ağlattım Neşe'yi. Yine benim yüzümden ağladı. O lanet içkiyi içtiğimde böyle oluyor. Ne var da içiyorum. Neşeyle evlenince içmiycem diye söz verip, son kez gidicektim o bara. Lanet olsun, hiç gitmeseydim. O kızı nasıl aldım nasıl eve getirdim hatırlamıyorum, Neşe'nin tokatıyla kendime geldim. İyi hakettim. Bir daha nasıl bakıcam kızın yüzüne kapının önünde kalakalmıştım. Neşe'den sonra birde babam yapıştırdı tokadı. "Ulan hayvan, biz senin bu hayvanlığına alıştıkta, bari 2 gün sonra karın olacak kız evdeyken yapmasaydın. Sen hiç düzelmiycekmisin. Ne yap et affettir kendini Doruk! Yoksa yakarım seni! diyip odasına gitti, annemde ağlıyordu. Oda hiç birşey söylemeden gitti. Şimdi ne yapıcam ben nasıl affettircem kendimi.. Odasına gittim, kapıyı yavaşça açtım, uyuyor mu uyumuyor mu bilmiyordum. Yastığı sırılsıklam olmuş. Gözlerim doldu, yanına yaklaştım. Allah'ım nasıl güzel, izlemeye doyamadım. Ben, magazin dergilerinde hergün başka kızla boy gösteren Doruk Özer.  Aşık mı oluyorum?

    =================

    Bölüm -6-

    Yine çok bekletmedim sizi, dayanamadım :)  Bir sonra ki bölüm biraz gecikebilir yazılılarım başladı. Umarım beğenirsiniz votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalarrr :*-NEŞE- Uyandığımda yatağımın yanında ki koltukta Doruğu gördüm, elini çenesine koymuş uyuyakalmış belli ki. Ne zamandır burda bir fikrim yok. Yastığı elime alıp kafasına attım. Neye uğradığını şaşırdı. Birden uyandı. Dünü unutmuş gibiydim, gece çok düşünmüştüm. Zoraki bir evlilikti, ve aldatılmış değildim. Neden bu kadar canım yandı bilmiyorum, ama ona hesap soramam diye düşünmüştüm. Senin yatağın yok mu aptal şey, burda uyuyorsun. Gitsene yatağına. Bir yastık daha fırlattım kafasına, gülüyordum ama, oda gülümsedi. Yok, seni izlemek istedim, ama sanırım senin canın kavga etmek istiyor deyip kafama yastık attı. Bu artık resmen şavaş demekti, yastıkları birbirimize vuruyor, bir yandan da kahkahalar atıyorduk. Uzun savaştan sonra, etraf yastık tüyüyle dolmuştu, vuracak yastık kalmayıp hepsi boşaldı. Bir birimize çok yakındık, ama ben başımı eğdim. Saçlarımı alnımdan kaldırıp, çenemden tutup başımı, o yana çevirdi.  Özür dilerim.. Ne için? Dün işte, ben son kez gitmiştim o bara, çok içmişim ben.. Bir zorla evlendiriliyoruz Doruk, unuttun mu severek değil. Ben aksam fazla abarttım. Asıl ben özür dilerim. Sözlerim Doruğu kırmış olacakki, uzaklaştı benden. Ayağa kalkıp Doğru ya, zorla evlendiriliyoruz, severek değil. deyip odadan çıktı. Kapıyı öyle sert kapattı ki, yerimden sıçradım. Oda tamamen tüy dolmuştu. Telefonla hizmetçileri arayıp odama çağırdım. Sinirimden hepsini parçaladım, bana yardımcı olur musunuz? Ama Nergis Hanım bilmesin.. Nergis Hanım, Adnan Bey ve Doruk Bey sizi kahvaltıda bekliyor efendim, siz aşağı inin biz hallederiz. Kimseye söylemeyiz merak etmeyin. Gülümsedim, teşekkür edip üstümü değiştirdikten sonra aşağı indim. Kahvaltıya oturup Günaydın dedim neşeli bir ses tonuyla. Birden herkesin yüzü güldü.  Adnan Bey, Doruğa dönüp Aranızda ki sorunu halletmenize sevindim, aferim. dedi. Hah, bende Doruk gerçekten üzüldü sanmıştım, meğer babası içinmiş. Uzun süre kahvaltıdan sonra, Adnan Bey ve Doruk evden çıktı. Yine Nergis Hanımla başbaşa kaldık. Bana uzun süre baktı ve: Öğleden sonra, bu evi düzenlemek için adamlar gelecek, düğün için. Yarın büyük gün. Biz burda durmayalım. Gelinimle şöyle güzel bir kahve içmeye gidelim karşılıklı ne dersin? Tabi, çok sevinirim Eve geldiğimiz de erkenden yatarsın, sabah makyajın için gelecekler, ay gelinim olmana son 1 gün. Gülümsedim. Sizin gelininiz olurdumda, oğlunuzun karısı olabilirmiydim bilmiyorum. Sahiden yarın evleniyordum. Bu eve geldiğimden beri ne annem bir kere geldi ne babam. Ne annem arayıp sordu, ne de babam.. Haydi o zaman bir an önce çıkalım. Pekala Kapıdan çıktık, şoförleri arabanı kapısını açmış bizi bekliyordu. Hemen bindik ve kahvelerimizi içeceğimiz cafenin yolunu tuttuk. Yine hangi lüks restoran acaba, gelinimle kahve içeceğim diye kafeyi kapatmasa bari.. -DORUK- Onu izlerken orda uyuyakalmışım, sabah güler yüzüyle karşıladı beni, ve şakalarıyla. Sanki dün hiç yaşanmamış gibi. Ama sonra söylediği sözler, beni o kadar

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1