Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Kötü Kız Kötü ÇoçuK
Kötü Kız Kötü ÇoçuK
Kötü Kız Kötü ÇoçuK
Ebook373 pages4 hours

Kötü Kız Kötü ÇoçuK

Rating: 2.5 out of 5 stars

2.5/5

()

Read preview

About this ebook

Selam güzelim." Güzelim? cidden mi? pardon nerden tanışıyorduk çıkaramadımda?

“Biraz fazla samimi sanki?" diye mırıldandığımda anlamamış bir şekilde bana bakıyordu.

Yapmacık bir gülümsemeyle “Selam" dedim.

Kafasını aşağı eğerek beni süzdükten sonra tekrar gözlerime baktı.

“Akşam ne yapıyorsun güzelim?" e yok artık şimdi tanıştık? yok yok kesin buda uçkuruna düşkün olanlardan.

“İlk olarak bana güzelim demekten vazgeç. Sonra akşam ne yaptığım seni ilgilendirmez."

“Aa neden öyle diyorsun ki? Bak akşam için benden iyisini bulamazsın." yuuuh! resmen bana yatalım diyor. Sinirle ayağa kalktığında oturduğun sıandalye yere düştü. Ellerimi masaya koyarak yüzümü onunkine yaklaştırdım.

“Şimdi beni iyi dinle! Ben Sürtük değilim. Ve onlarla kıyaslanmaktan da hiç hoşlanmam! Ayrıca sana şu aval aval bakan kızlardan da değil. Ben hiçbir kıza benzemem beni kimseyle karıştırma!"

Böyle bir şey beklemediği için afallamıştı bende bunu bir fırsat olarak gördüm ve masada ki suyumu alarak sınıfa çıktım
LanguageTürkçe
Release dateJan 10, 2016
ISBN9788892541139
Kötü Kız Kötü ÇoçuK

Read more from Leonard Clever

Related to Kötü Kız Kötü ÇoçuK

Related ebooks

Reviews for Kötü Kız Kötü ÇoçuK

Rating: 2.5 out of 5 stars
2.5/5

2 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Kötü Kız Kötü ÇoçuK - Leonard Clever

    Copyright 2015 by Leonard & Clever.com

    Third Edition, License Notes

    Copyright Info:

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

    Çeviren: Doğan Leon

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Kreatif direktör: Nurdoğan AKYÜZ

    Sanat yönetmeni: Leon  BulUN

    Fotoğraf sanatçısı: Doğan AKYÜZ

    Prodüksiyon: PPR İstanbul

    KÖTÜ KIZ KÖTÜ ÇOCUK

    Selam güzelim. Güzelim? cidden mi? pardon nerden tanışıyorduk çıkaramadımda?

    Biraz fazla samimi sanki? diye mırıldandığımda anlamamış bir şekilde bana bakıyordu.

    Yapmacık bir gülümsemeyle Selam dedim.

    Kafasını aşağı eğerek beni süzdükten sonra tekrar gözlerime baktı.

    Akşam ne yapıyorsun güzelim? e yok artık şimdi tanıştık? yok yok kesin buda uçkuruna düşkün olanlardan.

    İlk olarak bana güzelim demekten vazgeç. Sonra akşam ne yaptığım seni ilgilendirmez.

    Aa neden öyle diyorsun ki? Bak akşam için benden iyisini bulamazsın. yuuuh! resmen bana yatalım diyor. Sinirle ayağa kalktığında oturduğun sıandalye yere düştü. Ellerimi masaya koyarak yüzümü onunkine yaklaştırdım.

    Şimdi beni iyi dinle! Ben Sürtük değilim. Ve onlarla kıyaslanmaktan da hiç hoşlanmam! Ayrıca sana şu aval aval bakan kızlardan da değil. Ben hiçbir kıza benzemem beni kimseyle karıştırma!

    Böyle bir şey beklemediği için afallamıştı bende bunu bir fırsat olarak gördüm ve masada ki suyumu alarak sınıfa çıktım

    =================

    Bölüm 1

    Aptal alarmı elime alıp yere attım. Bugün yeni okulumda ki ilk günüm ama yerimden dahi kalkmak istemiyorum. Gözümde ki uyku gözlüğünü çıkardıktan sonra ayaklarımı yere sürerek odamdaki banyoya ilerledim. Annem ve babam ayrı bense ikisinin arasında kalan suçsuz bir insan. Babam İzmir'de ki en iyi inşaat şirketlerinden birinin sahibi ve annem de İstabulda ki en iyi inşaat şirketlerinden birinin sahibi. Zaten ikisi bu şekilde tanışmışlar. Her neyse lisenin ilk iki yılını babamın yanında okudum ve son iki yılında burada Savaş kolejinde okuyacağım. Ah bu arda ben Defne. Defne Güney. 17 yaşındaki 11. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda Güney ve Hazar inşaat şirketlerinin varisiyim.

    Saçlarımı annemden almışım sarı ve düz uzun saçlarım var. Gözlerim ise bal rengi gibi  daha tam olarak çözemedim. Gözlerimin biraz daha ön plana çıkması için hafif bir rimel sürdüm. Saçlarımı sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptım. Dudaklarım zaten kendinden çok tatlı bir pembe olduğu için sadece koruyucu sürdüm. Banyoda ki işimi bitirip elbise dolabıma geçtim. Altına mavi mini bir şort ve üstümede beyaz salaş bir t-shirt geçirdim. Ayakkabı olarak ta siyah convers lerimi giydikten sonra aşağı indim.

    Evdeki güzel kokuyu takip ederek mutfağa girdim.

    Oh oh mis gibide kokmuş. Valla senin üstüne aşçı tanımam ben Müzoş. diyip yanaklarını sulu sulu öpüp yerime geçtim.

    Müzoş bu evin aşçısı ama daha çok aileden biri gibi yıllardır burada annem de bende çok severiz.

    Hadi hadi yalaklık yapmada ye yemeğini

    Annem nerede Müzoş

    Burdayım annem.

    Benim sorum üstüne annem kapıdan içeri girip yanağımı öptü.

    Ee Defne Hanım heyecanlı mısın bakalım? annenin sorusu üzerine omuz silktim.

    Aslında hiç heycanlıyım değilim anne. Yeni okullara alıştım sanırım hiçbir zaman okulumu bir noktada bitiremediğim için. dediklerimin üstüne annemin yüzü düştü. Ama bu doğru annem ve babam yüzünden hep okullarının bir kısmını orda bir kısmını burada okuyorum ne kadar saçma bir şey değil mi?

    Kahvaltımı yapıp evden çıktım ve arabaya bindim. Ahh malesef canlarım ben kullanmıyorum şoförler gidicem. Okula geldiğimde direk müdürün odasına gittim. Ve müdürle birlikte yeni sınıfına gitmeye başladık. Herkesin sınıfta olduğundan emin olmak için ders başladıktan 5 dakika sonra gelmiştik. Sınıfa girdiğimizde herkes bana bakmaya başladı.

    Bu yeni arkadaşınız Defne. İzmir Doğan Kolejinden geldi. dedikten sonra hocaya dönereke devam etti. Hocam gerisi sizde. Hoca kafasını salladığında müdür odadan çıktı.

    Hoşgeldin Defne. Ben sınıf öğretmeniniz aynı zamanda da matematik öğretmeninizim. Önce kendini tanıt sonrada boş bir yere geç.

    Ben Defne Güney İzmir den geldim liseye burada devam edeceğim. dedikten sonra en arkadaki boş sıraya oturdum.

    Tenefüste kantine inerek soğuk su ve çikolata alarak masalardan birine oturdum. Tam karşımda 3 çocuk oturuyor. Biri bana dönük diğer ikisi yanında. Karşımdakinin saçları kumral tonlarında teniyse beyaz. Saçları kaşlarına kadar uzanıyor normalde beğenmezdim ama ona çok yakışmış. Kafasını çevirdiğinde göz göze geldik. Gözleri mavi ama oldukça açık bir tonda. Birden sırıtmaya başladığında kafamı başka yöne çevirdim. Şimdi dikkat ettimde kantinde ki bütün kizlar ona bakıyor.

    Masamda ki sandalye çekildiğinde bakışlarımı oraya çevirdim. Biraz evvelki çocuk masama oturdu. Şuan herkesin bakışları bizim üzerimizdeydi.

    Selam güzelim. Güzelim? cidden mi? pardon nerden tanışıyorduk çıkaramadımda?

    Biraz fazla samimi sanki? diye mırıldandığımda anlamamış bir şekilde bana bakıyordu.

    Yapmacık bir gülümsemeyle Selam dedim.

    Kafasını aşağı eğerek beni süzdükten sonra tekrar gözlerime baktı.

    Akşam ne yapıyorsun güzelim? e yok artık şimdi tanıştık? yok yok kesin buda uçkuruna düşkün olanlardan.

    İlk olarak bana güzelim demekten vazgeç. Sonra akşam ne yaptığım seni ilgilendirmez.

    Aa neden öyle diyorsun ki? Bak akşam için benden iyisini bulamazsın. yuuuh! resmen bana yatalım diyor. Sinirle ayağa kalktığında oturduğun sandalye yere düştü. Ellerimi masaya koyarak yüzümü onunkine yaklaştırdım.

    Şimdi beni iyi dinle! Ben Sürtük değilim. Ve onlarla kıyaslanmaktan da hiç hoşlanmam! Ayrıca sana şu aval aval bakan kızlardan da değil. Ben hiçbir kıza benzemem beni kimseyle karıştırma!

    Böyle bir şey beklemediği için afallamıştı bende bunu bir fırsat olarak gördüm ve masada ki suyumu alarak sınıfa çıktım. Ben sırama oturduktan bir kaç dakika sonra sinirli bir şekilde içeri girdi ve başıma dikildi. Herkes sessizlik içinde bize bakmaya başladı.

    Bak kızım ben Aras'ım ben ne dersem o. Bana kimse artistlik taslayıp gidemez bedelini öder. Canının yanmasını istemiyorsan susmayı bil. Ha bu arada evet sen o aşağıda ki kızlara benzemiyorsun. Çünkü sen APTALSIN! bana artistlik yapacak kadar APTAL! bana aptalsın dediğinde kahkaha atarak ayağa kalktım ve konuşmaya başladım.

    Şimdi sen beni dinle Aras! Asıl aptallık senin birilerine bağırabileceğini sanman. Ya da kendini Tanrı (!) sanman. Ben kimsenin altında kalmam dediklerinin benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Ha canımı yakabilceğine inanıyorsan meydan senin istediğin şeyi dene ama aklına sunu sok ahh tabi eğer varsa! Ben hiçbir kıza benzemem.. son cümlemede hecelemiştim onu kenara iterek sıradan çıktım ve kapıya doğru yurdum sonra durup tekrar ona döndüm.

    Ha bu arada. diyerek tekrar sırama döndüm ve biraz evvel aldığım suyu elime alarak onun eline verdim. sen bir su iç bunun üstüne. Kantinden şimdi aldım soğuk soğuk iyi gider. dedikten sonra gülerek sınıftan çıktım.

    Aras'ın arkadaşları şaşkın şaşkın bana bakmakla yetinmişlerdi. Zavvallı Aras ise sadece öyle bakmakla yetinmişti.

    Canlar lütfen bir şans tanıyın hikayeme ;-) Çok bir şey değil 3 yorum ve 3 vote istiyorum

    =================

    Bölüm 2

    Yeni bölüm için biraz daha beklemyi düşünüyordum ama laydaUlu4 istediği için simdiden paylaşıyorum. İyi okumalar Canlar. ;*

    Sınıfa geri döndüğümde Aras çoktan sınıftan çıkmıştı. Bende sırama geçip oturdum. Bir iki dakika sonra yan sırada oturan bir kız ve erkek yanıma geldi.

    Selam, ben Büşra. Bu da erkek arkadaşım Selim. diyip tatlı bir şekilde gülümsedi. Ben de onun gibi sıcak davranarak sohbet etmeye başladım.

    Selam, ben de Defne. Tanıştığıma memnun oldum. İkisinde gülsedikten sonra önümde ki sıraya oturdular. Büşra'nın ard arda gelen soruları yüzünden kendimi sorguda hissetmedim değil yani.

    İzmir'den neden geldin? Tek çocuk musun? Eğer tek çocuk isen Güney İnşaat'ın başına sen mi geçiceksin? Şimdi sen.. Büşra'nın sorularını Selim kesmişti Hayatım nefes al. Ayrıca kızı rahat bırak. Selim'in dediklerine tebessüm ederek Büşra'nın sorularına cevap verdim. Annem ve babam ayrı şimdiye kadar babamlaydı. şimdi de burada annemle kalıcam.  Evet tek çocuğum. Aslında hem Güney hem de Hazar İnşaat bana kalıyor ama ikisininde başına geçmek istemiyorum. Daha fark bir şeyler.  Büşra cevaplarımdan tatmin olmuşcasına başını salladı. Tekrar konuşmak için nefes almıştı ki sınıfa hoca girdi. Büşra hayal kırıklığı ile sırasına geçerken Selim onun bu haline gülüyordu.

    Eve geldiğimde odama çıkıp pijama altımı ve üstümede askılı bir t-shirt giydikten sonra saçımı da topuz yaptım. 1-2 saat kadar ders çalıştıktan sonra aşağı inip televizyon izledim. Anahtar sesini duyunca televizyonu kapatıp kapıya gittim.

    Hoşgeldin annecim.

    Hoşbulduk kızım. dedikten sonra sarılıp öpüştük. O sırada telefonum çalınca merdivenlere yönemdim.

    Ben mutfağa geçiyorum Defne. Sen de konuştuktan sonra gel yemeğimizi yiyelim.

    Tamam Anneeee.

    Hemen koşturarak odama girip yatağımın üstünde ki telefonu alıp arayana baktım.  Numara kayıtlı değil.. Belki o arıyordur diye heyecanla telefonu açtım.

    Alo! hiçbir ses gelmedi. Kimsin? Ses ver lütfen. hala hiçbir ses yok nefes alışveriş sesi bile gelmiyor, sadece sinir bozucu sessizlik var. Doğan eğer sensen lütfen ses ver. sonlara doğru sesim kısalmaya başlamıştı. Lütfen tek kelime bile söylesen yeter. artık sesim ağlamaklı çıkıyordu. Doğ... ben daha ismini bile söyleyemeden telefon yüzüme kapandı.

    bir kaç dakika öylece dikildikten sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ellerimi lavabonun iki yanına yaslayarak aynaya bakmaya başladım. Düşünmeden edemiyorum acaba o mu? Eğer o aradıysa neden konuşmadı? Son bir aydır tam 4 kez tanımadığım numaralardan aranıyorum. Hiçbiri konuşmuyor hiç ses çıkmıyor. Çıldırıcam! Evet şuan neden numaramı değiştirmediğim merak konusu. Değiştiremem çünkü belki, Doğan arar..

    Defne hadi kızım in aşağı. düşüncelerim annemin sesiyle bozuldu. Geliyorum şimdi biraz daha bekledikten sonra aşağı inip yemeğimi yedim. Ama aklımda tek bir şey var Doğan. Zaten ne zaman çıktı ki. Yemeğimi yedikten sonra konuşmak istemediğim için direk yattım.

    Kumsalda ki ateşin başına da ince bir battaniyeyle sarılıp oturuyorduk. Kalbim yerinden çıkacaksana atıyor, titriyorum ama soğukla alakası yok o yanımda olduğu için; heyecanlı mutlu olduğum için titriyorum. Yazın bile onun yanındayken titreyen birinin şimdi titremesi çok normal zaten. Çenemde bir el hissettim yüzümü yavaşca kendine çevirdi.  O koyu kahve gözlerinde ki ışıltı.. işte beni ona bağlayan şey o gözlere baktığımda hissettiklerim. Dudaklarını kulaklarına yaklaştırıp fısıldadı Seni Seviyorum diyip geri çekildi. Ve devam etti Beni bekle sakın benden vazgeçme seni hergün arıyacağım. En kısa zamanda da senin için geri geleceğim. Yüzünü ellerimin arasına aldım. Seni bekliyeceğim geleceğin günü iple çekeceğim. Sen benimsin Doğan. Sadece benim. ellerimi yavaş yavaş boynuna kaydırdım ve sımsıkı sarıldım. o da aynı şekilde sımsıkı bana sarıldı.

    Uyandığım da ter içindeydim. Gene aynı rüya gene aynı sahne.

    Saate baktım zaten kalkma zamanın geldiğini fark ettim. Banyoda ki işlerimi halledip elbise dolabımın önüne geçtim. Altıma kırmızı yırtık bir pantolon üstümede siyah bir t-shirt giydim. Güzel bir kahvaltıdan sonra direk okula gittim.

    Sırama kırmızı kalemle 'ÖLDÜN' yazıyor. Herkes bana baktığına göre sıramın üstünde yazandan haberleri var. Yazıya gülerken çantamdan ıslak mendil çıkarıp silmeye başladım. O sırada Aras kapıda belirdi.

    Yazının yeterince açıklayıcı olduğunu düşünüyorum. Aras'ın söylediklerine gülerken herkes sanki delirmişim gibir bakıyordu. Bu arada altını çizmek istiyorum Aras düşüne biliyormuş. Aslın da kırmızı kalem yerine kanla yazsaydın sanırım, bak sanırım diyorum beni korkutmayı başarabilirdin. Biraz evvel 32 diş gülen Aras şimdi somurtuyor. Seni bozmak çok güzel bir keyif Aras! Bir yandan gülerken konuşmaya devam ettim. Ya sen gene bozuldun ama kusura bakma henüz su almadım. diyip Şirince sırıttım.

    Tam yanından geçerken kolunda hissettiğim baskı ile durdum. Aras burnundan soluyarak yüzünü bana yaklaştırdı tıslayarak konuştu.

    Boyundan büyük işlere kalkışıyorsun. Seni daha önce de uyardım azından çıkın her kelimeye dikkat et! Burada benim kurallarim geçerli. Ben oyunkurucuyum. Ben ne dersem o! Şimdi sende burada olduğuna göre artık benim dediklerim olacak! bir an kolunda ki acıyı  unutup kahkaha atmaya başladım. Canım benim ya.. O ego sana büyük değil mi ya? Mazallah altında ezilirsin falan. dedikten sonra kolumu hızlıca çekip sınıftan çıktım.

    Köşeyi döndüğümde sert bir cisme çarpınca kafamı yerden kaldırıp karşıma baktım. Bu Aras'ın yanında gezen çocuklardan biri.

    Yürürken önüne bakmalısın. hadi ya aydınlattığın için saol. İyi o zaman git arkadaşına söyle beni sinir etmesin. Beni sinir etmesin ki önüme bakiyim. Önüme bakiyim ki insanlara çarpmiyim. Hiç nefes almadan konuşmuştum. Çocuk ise halime giülüyordu, kafasını arkayı göstererek konuştu. Anlaşılan sende boş durmamışsın. Kafamı arkaya çevirdiğimde ellerini yumruk yapmış hızlı hızlı bize yürüyen bir Aras vardı. Yanımıza geldiğinde bir an beni dövüceğini düşündüm. Hiçbir şey demeden o bana, ben ona bakıyorum.

    Sessizliği bozan adını bilmediğim çocuk oldu. Elini bana uzatarak Ben Burak dedi. Gülümseyerek elini sıktım Defne. Ellerimi pantolonumun cebine soktuktan sonra önce Aras'a baktım. Daha sonra Burak'a döndüm Neyse ben gidiyim sende egoist arkadaşınla ilgilen. Tabi ki bu lafım üzerine Aras durmadı. Yok yok elimden bir kaza çıkacak şimdi! hadi kızım hadi ufaktan ufaktan gitsen yoksa gırtlağına yapışıcam o olacak. hah!görürsün sen şimdi. Ellerimi cebimden çıkarıp ona yaklaştım ve duvara yaslanıp kollarını birbirine bağladım. Gitmiyorum ya! Koridor herkese açık sonuçta çok istiyorsan sen git. Hem ilk ben Burak'la konuşuyordum sen sonradan dahil oldun bence sen ufaktan ufaktan git. Çattık ya dediğinde hafiften bir kıkırdadım ama hemen ciddileştim. Aras'da beni taklit edip tam karşıma geçerek kollarını birleştirdi Asıl ben gitmiyorum. Burada durucam. ikimizde gözlerimizi kısarak birbirimize bakmaya başladık.

    Burak gülmeye başlayınca Aras'la aynı anda Neye gülüyorsun sen? diye kızdık. Şu durumda başkası olsa 'ayy aynı anda söyledik dilek tut' derdim ama bu öküze hayatta öyle demem. Burak bir yandan gülüp bir yandan cevap vermeye çalışıyordu. Yeterince açık değil mi? Şu halinize bir bakar mısınız? Burak'ın dediği şey üzerine kafamı Aras'a çevirdim. Ellerini yumruk yapmış, kırmızı ve beyaz arasında kaldığına göre sıktığı kesin. Daha sonra kendime baktım aynı onun gibi yaptığımı fark ettim. Aras'da fark etmiş olacak ki bir kendine bir bana bakıyor. Derin bir nefes verdikten sonra arkama dönüp oradan uzaklaştım.

    Öğle arasında Selim ve Büşra'yla kantinde oturmuş sabah olanları konuşuyoruz. İlk konuşan Selim olmuştu. Gerçekten tebrik ediyorum. Şuana kadar kimse Aras'a laf söyleyememişti. ben cevap vermek yerine güldüm. Selim'e katılıyorum Defne. Off senin kadar cesaretli olmayı çok isterdim ya. Bana bak sen sakın bu deliye uyup bir anlık cesaretle Aras'a sakın kafa tutma sevgilim. işte Selim'in bu dediğine gerçekten kahkaha attım. Ben sustuğumda Selim konuşmaya devam etti. Deli sende dikkat et. Yeni geldin Aras'ı daha tanımıyorsun. Merak etme Selim Aras'da beni tanımıyor.

    _____

    Hocamız sevk aldığı için ders boş. Kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım. Karanlıkta gene o var; siyah dik saçları, koyu kahve gözleri, kırmızı dudakları, yapılı vücudu ve beyaz dişleri. Gülümseyişi, o kalın sesi herşeyi ona özel. Her hareketi mimiği ezberimde olan kişi yüzünü hiç unutmadık kişi. Gözümü herkapattığımda gördüğüm kişi.

    Kulaklığımın çekilmesiyle kendime geldim. Efendim Büşra? Bir şeyin mi var 2 gündür çok sakinsin bugün Aras'a bile bir şeydemedin. İyiyim bir şeyim yok.Merak etme canım." diyip gülümsedim. Tabi ne kadar gülümseye bildiysem artık. Başını 'tamam' anlamında salladiktan sonra Selim'inhanina geçip oturdu.

    Evet 2 gündür çok dalgındım çünkü 2 gündür kayıtlı olmayan numaralar arıyor. Ve gene hiçbir ses ya da konuşma yok. Ve evet Büşra çok haklı bugün Aras bahçede bana kolunu atıp 'ee dün geceyi ne zaman tekrarlıyoruz' dedi ama telefonlara kafayı o kadar taktım ki sadece gözlerimi devirip yanından gittim.

    Zil çaldığında çanta mı alıp sınıftan çıktım. Şoföre bugün yürümek istediğimi söyleyip yokuştan aşağı inmeye başladım. Daha sonra Aras, Burak ve adını bilmediğim 3. kişi önümde durunce bende durmak zorunda kaldım. Tabi ki konuşan Aras oldu.

    Ne o Defne çok çabuk pes ettin. Oysa kendinden çok emin davranıyordun. sesinde ki alaycı tonu anlamamak için salak olmak gerekir herhalde. Tam cevap verecektim ki telefonum çalmaya başladı. Cebimden telefonu çıkarıp numaraya baktım. Gene farklı bir numara, bir süre ekrana baktım sonra belki o dur belki bu sefer konuşur diye derin bir nefes alıp telefonu açtım.

    Alo? gene hiçbir ses yok yeter artık dayanamıycam.. Kimsin sen ya? kimsin? Niye durmadan arıyorsun? Neden hiç ses çıkar mıyorsun? Lütfen artık bir şey de? Sen misin? Biliyorum sensin konuşmadığın için anladım sensin. Artık eminim. İlk başlarda bağırarak çıkan sesim sonlara doğru kısılmıştı. Ve sonra o meşhur bip bip bip sesi. Kısacası telefon kapandı. Telefonu cebime koyup Aras'a bakmadan yürümeye başladım.

    Hey! Sen kimi takmadan gidiyon? Bana bak kızım böyle çekip gidemezsin bana cevap vereceksin anladın mı? olduğum yerde durup derin bir nefes aldım. Arkamı dönüm hızlı adımlarla yürüdüm tam Aras'ın karşısına geçtim.

    Cevap mı istiyorsun? Tamam al sana cevap beni iyi dinle şimdi!  Sen kendini bir bok sanan egoisttin tekisin! hani diyorsun ya beni tanimiyorsun diye, asıl sen beni tanımıyorsun. Dediğin şeyler karşısında susacağımı falan sanıyorsan yanılıyorsun. Eğer bir beynin varsa şunu oraya sok benimle uğraşma! iki gündür canım sıkkın yaptıklarına bir şey demiyorum diye tepeme çıktın. Ama merak etme ben çıkarttım geri de indiririm! Senden korkmuyorum Dediklerin yaptiklarin zerre kadar umrumda değil! zaten her dediğin yaptığının karşılığınıda alıyorsun. Ha son olarak hani diyorsun ya ben ne dersem o diye eğer böyle kalmasını istiyorsan beni ekleme yoksa bütün okul samba olan saygısını kaybeder!

    Bir şey demesini beklemeden direk arkamı dönüm gittim. Eve geldiğimde üstümü değişip hemen yattım sanırım güzel bir uyku kendimi biraz daha iyi hissetmesi sağlayabilir.

    Canlar bu da 2. bölüm :* umarım beğenirsiniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Gene küçük bir sınır 3 vote ;) gelecek bölümlere sınırı arttırma bilirim ama hikayem daha yeni yani bu kadar sınır yeterli..

    =================

    Bölüm 3

    Küçük bir aksaklık oldu o yüzden geç paylaştım. Neyse ben lafı daha fazla uzatmayayım size iyi okumalar.... :)))

    Cenk'le birlikte spor salonunda tenis oyunuyorum yani 2 dakika öncesine kadar oynuyordum. Ama şuan Aras kordun öteki tarafında sahanın içinde durduğu için ara vermek zorunda kaldık. Aras kollarını göğüsünde birleştirmiş dururken Burak ve henüz adını bilmediğim Aras'ın diğer arkadaşı duvara yaslanmış bizi izliyor.

    Dayanamayıp Aras'a Sahadan çıkmayı düşünüyor musun? diye bir soru yönelttim. Başını iki yana sallayıp sırıtarak 'Hayır dedi bay ukala -_-.. Ahhh bu çocuk ölüm sebebim olucak. O zaman şu şekilde söyleyelim eğer sahadan çıkmazsan bu topu sana atarım. Aras tek kaşını kaldırdıktan sonra konuşmaya başladı O topu bana denk getiremezsin. sesinde ki alaycılığı anlamamak için salak olmak gerek.

    Servis çizgisine gelerek topu bir kaç kere yerde sektirdikten sonra havaya atıp raketimle sertçe vurdum. Aras'ın ayak bileğine denk gelen top tabi ki Aras'ın inlemesine neden oldu. Yavaş adımlarla korda yaklaşıp eğildim. O topu sana denk getiremem bunu söylerken aynı onun gibi alaycı bir ses takındım. Bak ne diyeceğim Aras. Aynen böyle devam et benimle uğraş belki bir daha ki sefer katana atarım. Hem bakarsın bir mucize olur ve beynin çalışır tabi eğer varsa. göz kırpıp öpücük attıktan sonra spor salonunu terk ettim.

    _____

    İyi yapmışsın iyi yapmışsında genede dikkat et Defne uğraştığın kişi Aras. Hayır ona yaptıkların çok güzel ama sonrsenin başın yanmadan diye söylüyorum ben. evet bu konuşan Büşra. Sabah spor salonunda olanları ona anlattım ve bütün tenefüs önce yaptığım şeyi övüp sonra uyarıyor.

    Tamamen sırıl sıklam olmuş bir halde bahçe dikilirken Aras önümde durmuş 32 diş sırıtıyor. Bu şekilde daha seksi oldun ya. öyle mi bay ukala? Bende şimdi seni yüzüne bakılmıcak hale getiricem hiç merak etme sen. Tam Aras'ın üstüne atlamıştım ki kendimi başka yöne giderken buldum.

    İndir beni hemen şunun bir yüzünü yolayım sonra eve kadar taşırsın sorun yok ama şimdi hemen indir beni. Tabiki Selim bu dediklerimi takmadan beni arka bahçeye götürdü. Beni indirirken bir yandan da söyleniyor Defne bir rahat dur ya zaten senin yüzünden üstüm ıslandı. Ben mi dedim araya gir diye ben şimdi Aras'ın üstünü ıslatıp yüzünü dağıtacaktım ama yok illa araya giriceniz. Selim gözlerini devirip derin bir nefes aldıktan sonra Keyfimden değil olay çıkmasın diye Büşra araya girtmemi istedi. Ahhhhhhhhhhh!! Ben eve gidiyorum hasta olmadan önce üstümdekilerden kurtulucam.

    Biliyorum çoook çooook kısa oldu ama tabltimde sıkıntı oldu ve yazdıklarım silindi dün gecesinin için kısa bir bölüm yazdım ama cuma gününe uzun bir bölüm yazıcam ama lütfen genel vote ve yorum yapın :)))

    =================

    Bölüm 4

    Annemin söylediğine göre akşam yemeğine misafirlerimiz varmış. Annemin yakın arkadaşı Nihal Teyze, oğlu ve eşi gelecekmiş. Nihal Teyze'yi severim çok tatlı ve sıcak kanlı bir kadın inşallah oğluda öyledir aslında birazda yakışıklı olsa fena olmaz sonuçta bütün akşamı onunla geçireceğim düşünülürse.

    Müzoş tatlı tarifelerinin yazdığı defter nerde?

    Hemen buzdolabının yanında ki dolabın en alt çekmecesinde.

    Tamam.

    İşte burada şimdi hangisini yapsam acaba... Portakallı kek, tuzlu kurabiye, mozeik pasta hayır ya bunları sevmedim. 'Tarçınlı kurabiye' işte bu bunu yapıcam bakalım malzeme olarak neler lazımmış....

    Kurabiylerimi fırından çıkardıktan sonra çalan kapıyı açmaya gittim ben açarım Müzoş. Tabi ki gelen annemdi. Bana sarıldıktan sonra koşturarak mutfağa gitti. Ehh kadın haklı birazdan arkadaşları gelecek. Annemle Müzoş sofrayla ilgilenirken bende odama hazırlanmak için çıktım.

    Altıma siyah dar paça pantolonumu üstüme bordo göğüseme kadar inen yuvarlak yaka bir t-shirt ve ayakkabı olarak ta siyah sivri topuk botlarımı giydim. Saçlarımı salık bırakıp sade bir makyaj yaptıktan sonra aşağı indim. Kapı çaldığında annem ve Müzoş hala mutfakta olduğu için ben açtım. 'Aras'??.

    Böylede seksi olmuşsun ama ıslakken daha seksiydin. cidden mi hiç üşenmeden benimle uğraşmak için buraya kadar geldi mi yani? Bak Aras akşam için misafirlerimiz var yani seninle uğraşamıyacağım. Zahmet edip benimle uğraşmak için buraya kadar gelmişsin ama geri git! ve kapıyı yüzüne kapattım. Akşam akşam birde bununla uğraşamam sabah yeterince sinir etti zaten.

    Kapı tekrar çaldığında bu sefer kapıyı açan annem oldu. İçeri ilk Nihal Teyze girdi hemen arkasından eşi Ali Amca ve oğulları. Dur dur... bir dakika ya yoksa.. cidden mi? bu bir rüya olmalı olmak zorunda inanmıyorum yaaaaaa! Ve oğulları 'ARAS'.

    Çok fazla beklemeden sofraya geçtik Aras bozuntusu tam karşıma oturdu ben suratım asık bir şekilde otururken o benim aksime her zaman ki gibi sinir buzocu bir şekilde sırıtıyor. Sandalyeli iterek ayağa kalktığımda çıkardığım

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1