Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Cennet Görünümlü Cehennem
Cennet Görünümlü Cehennem
Cennet Görünümlü Cehennem
Ebook162 pages3 hours

Cennet Görünümlü Cehennem

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

"İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak neredeyse çözülmez hal aldığı günümüzde, Hz. Muhammed'e her zamankinden daha fazla muhtacız. Eğer o aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi." (George Bernard Shaw) 


"Ben şunu iddia ediyorum ki, Hz. Muhammed en seçkin bir kıymettir. Yaratan’ın, böyle ikinci bir vücudu imkân sahasına getirmesi de ihtimalden uzaktır. Seninle aynı asırda bulunmadığımdan dolayı üzgünüm ey Muhammed..."


(Prens Otto Von Bismarck (Modern Almanya'nın ilk şansölyesi-başbakanı))


                                           ****


Değerli okuyucum!


Kapaktaki fotoğrafın sadece 100 yıl öncesine ait olduğunu biliyor muydunuz?


Peki, ya Fransa’nın yine 100 yıl önce, “Kadınlar insan mıdır, Hayvan mıdır?” diye tartıştığını.


Peki, ya “Kadınların Özgürlüğü” adı altında, yapılan iğrençlikleri biliyor muydunuz? O halde, bu Kitap tam da size göre..


İnanıyorum ki, bu eseri başucunuzdan ayıramayacak, Bir solukta okuyacaksınız.


Cennet görünümlü Cehennem çok geniş bir okuyucu kitlesi hedefliyor; Cennet gibi gösterilen Cehennemleri; Cehennem gibi gösterilen Cennetleri ve görülmeyen onlarca şeyi gözler önüne seriyor. İlerleyen sayfalarda okuyacağınız ve çoğunu ilk defa göreceğiniz bilgiler size büyük bir zevk verecektir. Elimizden gelen gayreti gösterdik. Yine de hatadan uzak bir çalışma ortaya koyduğumuzu iddia edemeyiz. Onun için tespit edilen yanlışlara uymamanızı sizlerden rica ediyorum. Bu eseri büyük bir zevkle hazırladım. Ümit ederim ki, sizler de büyük bir zevkle okuyacaksınız.



LanguageTürkçe
Release dateMar 9, 2016
ISBN9786059654012
Cennet Görünümlü Cehennem

Related to Cennet Görünümlü Cehennem

Related ebooks

Related categories

Reviews for Cennet Görünümlü Cehennem

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Cennet Görünümlü Cehennem - İsa Bulut

    ***

    ÖNSÖZ

    Değerli okuyucum!

    İnanıyorum ki bu eseri başucunuzdan ayıramayacak, Bir solukta okuyacaksınız.

    Cennet görünümlü Cehennem çok geniş bir okuyucu kitlesi hedefliyor; Cennet gibi gösterilen Cehennemleri; Cehennem gibi gösterilen Cennetleri ve görülmeyen onlarca şeyi gözler önüne seriyor. İlerleyen sayfalarda okuyacağınız ve çoğunu ilk defa göreceğiniz bilgiler size büyük bir zevk verecektir. Elimizden gelen gayreti gösterdik. Yine de hatadan uzak bir çalışma ortaya koyduğumuzu iddia edemeyiz. Onun için tespit edilen yanlışlara uymamanızı sizlerden rica ediyorum. Bu eseri büyük bir zevkle hazırladım. Ümit ederim ki, sizler de büyük bir zevkle okuyacaksınız.

    Sizi bu güzel kitapla başbaşa bırakmadan önce; kitabın yayınlanmasında büyük emek sarfeden sevgili abim Fatih Bulut ve Eşi Halime Bulut'a teşekkürü borç biliyorum...

    ***

    1. Bölüm

    Tarihte Kadın

    Eski Yunan'da Kadın

    Eski Yunanda kadınla erkek arasında hak ve itibar açısından uçurum denilebilecek büyük farklılıklar vardı.

    Tek kadınla evlilik esas olmakla beraber, erkek bir sebep göstermeksizin karısını bir çırpıda boşayabilirdi. Kadın miras alamazdı. Mirasın sahibi erkek çocuklardı. Kadın dini merasimlere katılabilirdi. Ancak erkeklerden ayrı oturmaları şarttı.

    Eski Yunanda kilise hizmetlerinde kadından istifade edilirdi. Bunun için de rahibelik devlet tarafından kadınlara verilen en değerli ve en yüksek bir mevki idi.

    Eski Roma'da Kadın

    Eski Roma’da kız evlat pek makbul sayılmazdı. Çünkü aile soyunu sadece erkek evlat devam ettirebilirdi.

    Tek evlilik esastı. Ancak erkek dilediği zaman karısını boşayabilirdi. Kadının boşanma hakkı yoktu. Evlenen kadın baba evindeki baba hakimiyetini koca hakimiyetine devretmiş olurdu. Bunun için evlendiği erkek babasının tüm haklarına sahip olurdu. Kadının özel hukuk alanında sınırlı küçük bazı hakları olmakla beraber, kamu hukuk alanında her hangi bir hakka sahip değildi. Rahibe olabilir ve mâbede hizmet edebilirdi.

    Eski Hintliler'de Kadın

    Eski Hintlilerde kadının hiçbir değeri yoktu. Birçok toplumda olduğu gibi hintlilerde de kadın doğurgan değilse, kocası onu derhal boşayabilirdi.

    Hinduizmde de erkek kadına her bakımdan hâkim durumdaydı. Bilgi edinmede kadının yeri yoktu. Zira bu hak sadece erkeklere mahsustu. Kocasının sözünden çıkması isyan sayılırdı, Kocasına tam bir itaatle teslimiyet vardı.

    Eski Türkler'de Kadın

    Eski Türklerde ataerkil aile yapısı vardı. Buna rağmen kadın, diğer toplumlara nazaran daha iyi bir konumdaydı. Aile yapısında genelde çok evlilik esas olmakla beraber, tek evlilik daha yaygındı.

    Eş seçiminde gözü kapalı değildi. Söz ve seçme hakkına sahipti. Kocasından ayrı mal edinebilirdi. Fakat baba sağlığında malını paylaştırmışsa kızlar mirastan mahrum bırakılırdı. Sosyal aktivitelere katılır, söz sahibi olur, hatta yönetimde bile görev alırdı.

    Budizm'e Göre Kadın

    Budizmde başlangıçta kadın erkeklerden daha aşağılık görülürdü. Bunun için önemli görevler kadına verilmezdi. Daha Sonraları bu anlayışları değişti. Özellikle dini ve eğitim alanlara rahibe ve öğretmen olarak kutsal sayılan görevler verilmiştir. Hatta kadın, Tanrıça olarak saygınlık görmeye başlamıştı.

    Konfüçyanizm'de Kadın

    Konfüçyanizmde kadınların değeri pek yüksek sayılmazdı. Kadın ikinci sırada yeri olan bir varlıktı. Ataerkil bir din olan konfüçyanizmde kadın, erkekten Sonra gelirdi.

    Yahudilikde Kadın

    Yahudilikte kadın ataerkil aile yapısına göre şekillenmiştir. Kadının birinci görevi çocuk doğurmaktı. Varlık sebebi de budur. Bunun için yahudilikte kısır olan kadın; asıl görevini yerine getiremediğinden dolayı kınama ve üzüntü sebebidir. İbadette kadının rolü ikna (inanç) derecesindedir. Cemaate iştirak edemezler. Uzaktan seyredebilirler. Cenaze törenlerine katılamazlar. Dini hizmetlerde görev verilmez. Diğer taraftan kadının şahitliği geçerli değildir. Kadın mirastan da mahrumdur. Kocasına mirasçı olmadığı gibi, erkek kardeşleri var ise babasına da mirasçı olamaz.

    Yahudilikte kadın başını örtmek zorundadır. Yahudi bilginlerine göre saçını gösteren kadın cezalandırılmalıdır. Kocası başını açan karısını boşayabilir. Kadının erkek gibi giyinmesi de yasaktır. Tevratın emri gereği ölen kardeşlerinin karısını, geride kalan kardeşi nikahına alırdı.

    Kadınlar, insanı küçük düşürücü geveze, kıskanç, kavgacı, aç gözlü, cimri, güvensiz, baştan çıkarıcı gibi sıfatlarla anılırdı. Buna da Adem'in başka organlarından değil de kaburga kemiğinden yaratıldığı için layık görürlerdi. Bunun için erkekler her gün sabah ibadetlerinde; Rabbim! Beni kadın yaratmadığın için sana şükürler olsun diye dua ederler.

    Öğrenim kapıları kadınlara kapanmıştır. Kamuya ait bir göreve tayin edilmezler. Bir kadın, kocasının ellerini ve ayaklarını yıkamakla görevlidir. Bu önemli görevini yerine getirmeyen kadın sopa ile dövülür.

    Çağımızda ise yahudi kadınlarının yukarıda belirtilen durumlarında farklı bir takım yorum ve uygulamalar getirilmiştir. Erkeklerle eşit bir takım haklara sahip kılınmıştır. Tevrat'ı tetkik etmelerine ve sinagoglarda bir takım görevleri yürütmelerine, korolara ve ayinlere katılmalarına izin verilmiştir.

    Hristiyanlık'ta Kadın

    İncil'e göre kadın, erkek için yaratılmıştır. Bunun için kadın Rabbe bağlı olduğu gibi kocasına bağlı olmalıdır. Pavlus, kadının tam bir bağlılıkla kocasına bağlanmasını söyler. Zira kadın, erkekle bütünleşmektedir. Kadın evde annelik görevini yaparak; çocuklarını inançlı yetiştirerek kendi kurtuluşunu sağlar.

    Kadınlar kiliseye gidebilir, dua edebilirler. Ancak soru soramazlar. Sorularını evde kocalarına sorabilirler. Kadınlar başlarını örtmek zorundadır. Kilisede de ancak bu şekilde dua edebilirler. Başını örtmeyen kadınların saçı traş edilmelidir.

    Lüks ve israftan uzak olarak süslenebilirler. Kadın yeryüzüne günahı getiren bir varlıktır. Cennette Adem'e yasak meyveyi o yedirmiştir. Bunun için kadın erkeği mahveden, baştan çıkarandır.

    Bu anlayışla kadına bakarlar. Onları düşman gibi görürler. Kadını kötülüklerle dolu, tutarsız, kavgacı, haksızlıkların baş sebebi olarak görür ve evlilikteki ilişkiyi de günah sayarlar.

    Katolik Kiliselerinde, nikah törenlerinde; Günahla düşmüşüm annemin karnına, günah işlemiş annem bana gebe kalırken diye dua ederler.

    Kadınlar, evlenmeyip kilisede rahibe olarak görev almayı büyük bir şeref kabul etmişlerdir. Çünkü Hz. İsa, temizlik sembolüdür. Meryem onu, bir erkekle cinsi ilişkiye girmeden doğurmuştur. Manastıra kapanmakla kendileri de temizliklerini muhafaza edecek ve Cennette Hz. İsa'nın eşleri olacaklardır.

    Pavlus, kadının evlenmesini ideal kabul ederken, bir taraftan da kendisini kiliseye adayan kutsal bakireler çoğalmıştır.

    Son zamanlarda Hıristiyanlıkta Papalığın yaptığı reformlarla kadına boşanma hakkı tanınmış, kadın daha değişik bir konuma sokulmuştur.

    Kaynak: (Sorulu cevaplı kadın ilmihali, Abdullah Sevinç, Gonca Yayinevi, 2. Baskı aralık 2013, 41-46. Sayfalar arasında özet şeklinde alınmıştır)

    Günümüzde Kadın

    Dünyamızda Kadın olmak hiç de kolay sayılmaz. Gelişmiş Ülkeler dahi zaman zaman kadınlığın faturasını acı bir şekilde ödemektedirler. Erkek egemen toplumlarda kadın olmak zulüm, kadın olmak çile, kadın olmak istismar edilmek demektir. Bugün hayranlıkla baktığımız batı ülkelerinden Fransa'da 1900'lerin başında kadın insan mıdır yoksa hayvan mıdır? diye tartıştıklarını düşününce irkiliyoruz.

    Afrika'da kadın olmakta başlı başına bir olay... Kadınlar asitle yakılıyorlar... Gerekçeleri ise cinsel ilişkiyi reddetmeleri veya evlenme teklifini kabul etmemeleri... Ülkede asitle yakılmış pek çok kadın Hak etti, belasını buldu. diye suçlanarak ezik yaşamaya devam ediyorlar.

    Asya'da kadın olmak kolay değil. Özellikle Hindistan ve Çin'de, daha anne karnındayken, cinsiyetleri öğrenilir öğrenilmez kız çocuklarının öldürülmesi çok yaygın bir tutum olarak göze çarpıyor. Bu durum toplumda Ciddi sarsıntılara ve intihar vakalarına yol açıyor.

    Kaynak: (http://blog.milliyet.com.tr/kadin-olmak/Blog/?BlogNo=492057)

    Kadınlar geçmişten günümüze ezilmiş ve ezilmeye devam etmektedirler. Hindistanda evlere giden hizmetçi kadınlar evdeki gencin cinsel ihtiyacını karşılamak zorunda.

    Moritanya'da evlenmek isteyen kız en az 60 en fazla 100 kilo olmak zorunda, eğer yemek yemezlerse kızlar cezalandırılıyor. 60 kilo çoğu kız için aşırı kilo demek...

    Hindistanda sati geleneği; kocası ölen kadın kocası ile birlikte diri diri gömülüyordu. Günümüzde azda olsa halen sati geleneği devam etmektedir.

    Kolombiya'da gelinin annesi gerdek gecesi gerdeğe giren çiftlerin yatağının yanına oturarak onları izliyor. Bence sabah olunca izlediklerini sülalenin geri kalanına anlatıyordur...

    Tazmanyaki yerli kadınlar ölen eşlerinin cinsel organını boyunlarına asmak zorunda.

    Tayvan'da, damadın akrabası ya da arkadaşı gelinin bekaretini alıyor. Gerekçesiyse şöyle: Damat böyle sıkıcı bir işle zaman kaybetmesin

    Kaynak: (http://www.zekirdek.com/forum/arsiv/t-220191.html)

    Avusturalya'nın güneydoğusundaki Tazmanya adasında ve Gippsland bölgesinde yeni evli çiftler gerdeğe evlilik töreninin ortasında yere serdikleri bir hasır üzerinde, bütün konukların gözleri önünde giriyor.

    Büyük okyanustaki Guam adasında erkekler için değişik bir

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1