Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati
Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati
Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati
Ebook190 pages2 hours

Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati

Rating: 4 out of 5 stars

4/5

()

Read preview

About this ebook

Şimdi Peygamberimizi anlama ve anlatmanın tam vaktidir. Onun mesajını anlamak ve çocuklarımıza anlatmak için ihtiyaç duyacağımız düzgün, rahat okunan güvenilir kaynaklardan biri de Martin Lings'in "Hz. Muhammed'in Hayatı" adlı kitabıdır.


Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) in hayatını konu alan kitaplar arasında dikkat çekici üslubuyla öne çıkan bu eser, Pakistan ve Mısır'da ödül almış, birçok dünya diline çevrilmiştir.


Batı tarihine ve İngiliz edebiyatına hakkıyla vakıf olan Martin Lings müslüman olduktan sonra Ebûbekir Siraceddin ismini aldı ve 1940'lı yıllardan itibaren 2005'te vefat edene kadar İslâm ve sufilik alanında kıymetli çalışmalarıyla tüm dünyada geniş bir okuyucu kitlesi kazandı. Onun üslubunda Peygamber hayatının son derece canlı bir şekilde dile getirildiğini görüyoruz.


Klasik kaynaklara vukufiyetiyle de öne çıkan yazar, bize sadece güçlü bir edebî eser sunmakla kalmıyor, İbn İshak ve İbn Hişam gibi eski müelliflerden faydalanarak muhteşem bir belgesel tarih ziyafetine davet ediyor hepimizi.


Son Peygamberi anlamak ve modern dünyanın bunalımlarına karşı panzehirle donanmak için bu kitabı okuyunuz

LanguageTürkçe
PublisherPublishdrive
Release dateApr 4, 2016
ISBN9781365021862
Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati

Related to Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati

Related ebooks

Related categories

Reviews for Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati

Rating: 4 out of 5 stars
4/5

3 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hz. MUHAMMED (s.a.s) Hayati - Elmalılı M. Hamdi Yazır Abdullah Eymen

    Jack London’un yapıtları görkemli ve sürekli bir destandan alınma sürükleyici serüven parçaları gibidir. Issız tropik adaların balta girmemiş ormanlarında, kelle avcıları arasında geçen bir aşk ve serüven romanı olan ‘Dehşet Ülkesi’nde, yine Jack London’a özgü o sürükleyici anlatımı bulacak, yabanıl doğadaki o dişe diş kavgayı yine yaşar gibi olacaksınız.

    -HZ.MUHAMMED ‘İN HAYATI_

    CAHILIYYE DÖNEMI

    EBREHE’NIN KABE’YI YIKMAYA KALKISMASI

    FiL VAKASI EBABiL KUSLARI

    PEYGAMBERIMIZIN DOGUMU

    Hz. MUHAMMED (s.a.s) DOGUMU, COCUKLUGU VE GENCLIGI

    MUHAMMED ( A.S) VAHY GELISI

    PEYGAMBERLIGI VE MEKKE DÖNEMI

    TEBLIGIN BES DEVRESI

    MIRAC

    MEKKE DÖNEMI

    HABESiSTAN HiCRETi

    HAZRETI ÖMERIN MÜSLÜMAN OLUSU

    AKABE BEY’ATLARI

    HiCRET

    MEDiNE DÖNEMi

    iLK YAPILAN MESCiD

    BEDiR GAZVESi

    KAYNUKAOGULLARI VE MEDINEDEN SÜRÜLMELERI

    UHUD SAVASI

    MEUNE KUYUSU OLAYI

    NADIROGULLARI ILE YAPILAN SAVASLAR

    HENDEK SAVASI

    KURAYZAOGULLARI VE ONLARLA SAVAS

    HUDEYBIYE BARISI

    HAYBER GAZVESI

    HAZRETI PEYGAMBERIN ELÇILERI

    MUTE SAVASI

    MEKKENIN FETHI

    HUNEYN SAVASI

    TEBÜK SEFERI

    HAYBER GAZVESI

    VEDA HUTBESI

    PEYGAMBERIMIZDE GÖRÜLEN OLGUNLUK VE GÜZELLIKLER

    HAZRETI PEYGAMBERIN ASALETI

    HAZRETI PEYGAMBERIN SEKIL GÜZELLIGI

    HAZRETI PEYGAMBERIN PEK YÜKSEK AKIL VE ZEKASI

    HAZRETI PEYGAMBERIN FASiHAT VE BELAGATI

    HAZRETI PEYGAMBERIN MÜBAREK AHLAKI

    HAZRETI PEYGAMBERIN PEK YÜKSEK ILIM VE IRFANI

    HAZRETI PEYGAMBERIN ÜSTÜN NEZAFETI

    HAZRETI PEYGAMBERIN ÇOK BÜYÜK CÖMERTLIGI

    HAZRETI PEYGAMBERIN ESSIZ CESARETI

    HAZRETI PEYGAMBERIN YUMUSAK HUYU, BAGISLAMASI VE KEREMI

    HAZRETI PEYGAMBERIN YÜKSEK HAYASI

    HAZRETI PEYGAMBERIN EMSALSIZ VEFASI

    HAZRETI PEYGAMBERIN SEFKAT VE MERHAMETI

    HAZRETI PEYGAMBERIN GÜZEL GEÇINMESI

    HAZRETI PEYGAMBERIN YÜKSEK TEVAZUSU

    Peygamberimiz (sav)‘den 55 Altin Ögüt ve 10 Nasihat 40 Hadis

    Kaynak : Astec (Islam Tarihi) Resûlullah Efendimizin (a.s) Mübarek isimleri

    Email icin dokun…eMail

    EBREHENIN KULLEYS KILISESINI YAPTIRISI

    ve KABE’YI

    YIKMAYA KALKISMASI

    Habeş Necaşi nin Yemen Valisi ve Kumandanı Eryat’ı öldürerek yerine gecen Ebrehetülesrem Hiristiyandir. Halkın, Hacc Mevsiminde Hacca gitmeye hazırlandıklarını görünce: Halk, nereye gidiyorlar? diye sordu. Mekke’deki Beyt-i Harami Hacc etmeğe gidiyorlar! dediler.Ebrehe O Beyt, neden yapılmıştır? diye sordu.

    Tastan yapılmıştır dediler.Ebrehe Onun Üzerine ne örtülmüştür? diye sordu.Bu ülkeden giden Vasail’den (çizgili ince Yemen kumaşından) örtülmüştür. dediler.Ebrehe "Mesih üzerine yemin ederim ki: ben, size ondan daha iyisini yapacagim ! ‘ ‘ dedi.Kayser’e yazarak San’a’da bir kilise yapmak istediğini bildirdi ve bu hususta kendisine ya

    rdim edilmesini istedi.Kayser, Ebrehe’ye sanatkarlarla Mermer ve mozaik gönderdi.Ebrehe, meşhur Me’rib Kraliçesi Belkisin metrük sarayından da, ise yarayan tas, mermer gibi ne varsa, hepsini San’a’ya taşıttırdı. Kilisenin inşasını, çok siki tuttu. Iscilerden her hangi birisi, güneş dogmadan işinin başında bulunmaya-cak olursa, Ebrehe’ye götürülür, o da, ceza olarak o işçinin elini keserdi!

    EBREHE’NIN KABE’YI YIKMAYA KALKISMASI

    Nitekim, işçilerden birisi, işinin başına erkence gelmekte gecikmiş güneş doğmuştu.Cezadan bağışlanmasını, Ebrehe’den rica etsin diye ihtiyar annesini de,yanında getirmişti.Kadıncağız, oğlunun mazeretini arz edip bağışlanmasını dilemişse de, Ebrehe Ben, kendimi yalancı çıkaramam! diyerek isçinin elinin kesilmesini emir

    etti.Bunun üzerine, ihtiyar kadın. Demir baltanla vur (elleri, kolları kes)bakalım

    Bu gün, hakimiyet senin amma, her zaman, senin değildir. Yarin senden başkasıının olacaktır ! ‘ dedi . ‘

    Ebrehe Onu, yanıma getiriniz! dedi. Getirilince, kadına Bu Kırallık, benden başkasına da, geçecek midir?

    diye sordu.Kadın, hiç çekinmeden ` `Evet ! ‘ dedi.Ebrehe, Kuleys kilisesinin, üzerine cikinca, Aden denizini göre bilecek derecede yükseltmek niyetinde idi. Fakat, Bu günümden sonra, taş üstüne taş koymayacağım! diyerek

    kadının oğlunun elini kesmekten vaz geçti. Halkı da, çalışmaktan af etti Yapılan Kilisenin dışından yüksekliği, alt mis zira’ idi. İçten, on zira’ doldurulmuştu.Kiliseye, mermer merdivenle çıkılmakta idi.Kilise, hisarla çevrilmişti Kilise ile hisar arasındaki açıklık, her tarafından iki yüz zira’ idi. Kilisenin duvarları, Yemenlilerin Cerup dedikleri süslü taslarla örülmüştü. Taşların aralarına burçları andıran ve birbiri içine girmiş müselles şeklinde, yeşil, kırmızı, beyaz, sarı ve kara taşlar konmuştu.

    Kilisenin bütün duvarları, yuvarlak biçiminde kara aban us ağaçları ile bölünmüştü Ağaçlar, bir adamın kucaklayabileceği kalınlıkta idi.Örülen mermerlerin yüksekliği bir zira’ idi.Mermerlerin Üzerine, San’a dağının parlak kara taşlarından, onların üzerine, parlak sarı taşlarından, onların üzerine de, parlak ak taşlarından örülmüştü .Kulleys kilisesinin duvarlarının kalınlığı altı zira’ kapısının yüksekliği on zira ‘ , genişliği dört zira’ idi.

    EBREHE’ NİN KABE’YI YIKMAGA KALKISI

    Ebrehe, kilisenin kapısının üzerini altın levhalarla kaplattı. altın çivileri, birbirlerinden, mücevherlerle ayırdı Kapıya, kırmızı büyük bir yakut yerleştirdi.Kulleys kilisesinin kapısından girilince 40x80 zira’ genişliğinde nakışla sac

    ağacından gümüş, altın çivilerle tavanlanmış bir ev vardı.Buradan da, sağ ve sol taraflardan uzunluğu 40 zira’kadar olan bir sofaya girilmekte idi. Sofanın direkleri cini ile kaplanmisti.Sofadan, 30X30zira’genisliginde bir kubbeye girilirdi.Kubbenin duvarları, cini ile kaplan mis olup içinde altın

    gümüş ile süslenmis çelik levhalar bulunmakta idi.Kubbede günesin doğduğu tarafta 1O X 1O zira genişliğinde alaca renkte

    kara mermer konulmuş olup Güneş vurduğu zaman, içeriden kubbeye bakanlarin gözlerini almakta ve günesin, ayin ışığını k u b b e n i n

    içine aks ettirmekte idi. HALKIN KULLEYS KİLİSESİNİ TAVAF VE ZİYARETE ÇAĞIRILIŞI:

    Ebrehe, Kulleys kilisesini yaptırdıktan sonra, ona kapıcılar, bakıcılar da tayin etti.Kulleys’in içinde buhur yakılmağa başlandı Kısa zamanda isten, misk bulaşığından duvarlar kararıp mücevherler görünmez oldu. Ebrehe, emr etti. Halk, Kulleys’i, tavaf ve ziyarete başladılar Ebrehe, ayni zamanda bütün Yemen ülkesinde bulunanlara, Kulleys’i hacc

    ve ziyaret etmeleri gerektiğini ilan etti.Bu, Arapların çok ağrına gitti.Kulleys kilisesine ve onu yaptıran Ebrehe’ye kin bağladılar Hatta bir bedevi Arap Kulleys kilisesinin içerisine pisledi.Bazı Arap kabilelerinden Arabiler Kulleys kilisesinde çalışan hademeleri sarhoş ederek kilise içerisine kokmuş leşler, pislikler attılar.Bunu duyan Ebrehe kızarak bunu muhakkak Araplar yapmıştır diyerek öfkelendi ve Kabe’yi yıkmak için Necaşiden yardim istedi.Necaşi yardim maksadıyla elinde bulunan ogünün en iri Fili olan Mahmud`u ve askerlerini gönderdi. Ve Ebrehe ,Kabe’yi yıkmak için yola çıktı

    FİL VAKASI (EBABİL KUŞLARI)

    Kâbe’yi yıkmak üzere büyük bir orduyla gelen Yemen valisi Ebrehe’nin ordusuna saldıran kuşlar. Ebâbil, Arapça’da bölükler, sürü, sürüler demektir. Kelime, Kur’ân-ı Kerim’de Fil sûresinin üçüncü âyetinde geçmektedir. Fil sûresinde olay şöyle anlatılmaktadır: Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihâyet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı. (el-Fil, 105/1-5).

    Bu olay Hz. Peygamber’in doğduğu yıl olmuş ve orduda bulunan fil/fillerden dolayı Araplar arasında Fil Vak’ası, geçtiği yıl ise Fil Yılı olarak meşhur olmuştur. Olay kaynaklarda şöyle zikredilmektedir:

    Habeşistan Kralı Necâşi Ashame’nin, Yemen’e hükümdar tâyin ettiği Ebrehe b. Sabbah el-Eşrem, Mekke’ye giden kervan ve Kâbe ziyaretçilerini çekmek ve San’a şehrini ticaret merkezi haline getirmek üzere burada Kulleys veya Kalis denilen bir tapınak (kilise) yaptırdı. Ancak tapınağa gelen olmadığı gibi Fukaym kabilesine mensup bir Arap veya bir

    grup Arap kiliseye girerek pislediler. Bunu öğrenen Ebrehe çok kızdı ve Kâbe’yi yıkacağına yemin etti. Büyük bir ordu ve gayet iri cüsseli Mamud adlı fili önde olduğu halde Mekke’ye yöneldi. M.S. 570 veya 571 yılında altmış bin asker ve on yahut dokuz fille yola çıktı. (İbnü‘l-Esir, el-Kâmil fi’t Târih, Nşr: Tornberg, Beyrut 1965, I, 442). Ebrehe yolda Yemen kralı Zû Neferi bozguna uğrattı, ardından Has’amlıları yendi ve bunların Nufeyl b. Nubeyb adındaki liderinin hayatını bağışlayarak kendisine Mekke’ye gidişte rehber yaptı. Taif’teyken Sakif’liler tanrıları Lât’ı korumak uğruna Ebrehe ile işbirliğine yanaşıp Ebû Regal’i ona rehber olarak verdiler. Ebrehe’nin fillerin desteğindeki muazzam ordusunun karşısında hiçbir ordu dayanamadı ve Kureyş‘liler bu gel

    işe bakarak Kâbe’nin yıkılacağına kesin olarak inanmaya başladılar. Abdülmuttalibin Ebrehe ile Görüsmesi

    Mekke yakınında Mugammes denilen yerde Ebrehe ordusu çadırlarını kurdu ve çevredeki Mekke’lilere âit develeri yağmaladılar. Burada, Ebû Regal öldü. Develerin içinde Abdülmuttalib’in de iki yüz devesi vardı. Ebrehe’nin elçisi Hınata el-Himyeri Mekke’ye giderek Kureyş‘lilerin ileri gelenleriyle görüştü ve Kâbe’yi tavaf etmeyi bıraktıkları takdirde onlara saldırmayacaklarını söyledi. Onlara sadece Kâbe’yi

    yıkmak için geldiklerini, kendileri ile savaşmayacaklarını bildirdi (İbnü‘l-Esir, a.g.e., s.443). Abdülmuttalib, Biz onunla savaşmak istemiyoruz, buna gücümüz de yetmez. Orası Beytullah’tır, eğer korursa O (Allah) Harem’i korur dedi; develerini görüşmek üzere Ebrehe’nin yanına vardı. Abdülmuttalib’e iyi davranan ve önce onu takdirle karşılayan Ebrehe, Abdülmuttalib develerini isteyince şöyle dedi: "Seni ilk gördüğümde gözüme büyük bir şahsiyet olarak görünmüştün. Ama sen Kâbe’nin korunmasını isteyeceğin

    yerde develerinin peşine düşünce gözümden düştün. Abdülmuttalib, Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de sahibi var, O onu korur" dedi. Abdülmuttalib develerini alıp Kureyş‘lilerin yanına döndü, onlara olup biteni anlattı ve hepsi, muhtemel bir katliâma karşı Mekke’den ayrılıp dağlara çekildiler.

    Fillerin Yere Cökmesi

    Sabaha karşı Ebrehe, Mekke’ye ilerledi. Mamud denilen büyük fil, şehre yaklâşınca yere çöküverdi; kalkması için çok uğraştıkları halde kalkmadı. Öteki fillerin de, Kâbe yönünde sürüldüklerinde yere çöktükleri, başka bir yöne yöneltildiklerinde koşarak kaçmaya çalıştıkları görüldü. Bu mucizeyi olayın sıhhati Hz. Peygamber (s.a.s.)‘in Kusva adlı devesinin Mekke yakınlarında çökmesi olayında, Nebi (s.a.s.)‘in söylediği sözlerle sâbit olmuştur: Deve

    si çökünce Rasûlullah’ın ashâbı, Deve çöktü dediğinde, Rasûlullah; Hayır, Kusva çökmedi, yalnız onu ‘Fili engelleyen’ engelledi buyurmuştur. Buhâri ve Müslim’de, Rasûlullah (s.a.s.)‘in Mekke’nin fethi günü şöyle dediği nakledilmektedir: Yüce Allah filleri Mekke’ye girmekten alıkoydu. Ama Rasûlünü ve mü‘minleri oraya gönderdi. Dün olduğu gibi bugün de oranın hürmeti iâde olmuştur. Dikkat edin, hazır olan olmayana bildirsin. Kuşlarn Ebrehe Ordusuna Saldirmasi

    Ebrehe ordusu Mekke’ye girerken deniz tarafından, dahâ önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kuş sürüleri bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırdılar. Gaga ve pençelerinde taşıdıkları taşları ve çamurdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, paramparça olm

    uş ağaç yaprakları gibi dağıldılar. Rehberleri Nufeyl kaçtı, askerler kuş saldırısında telef olup feci şekilde öldüler; yolda kalanlar, geriye dönenler de helâk oldular. Mekke’liler bu mucizeyi dağlardan seyrederken Allah’ın irâdesi karşısında hayret ve dehşet içindeydiler. Ebrehe, bu saldırıda etleri parçalanmış, çürümüş halde San’aya dönerken, Hasm kabilesinin yaşadığı bölgede göğsü ikiye yarılarak acıklı şekilde öldü (Kadı Beydâvî, Envârü‘t-Tenzil, Fil Sûresi tefsiri). Kuşlar ve attıkları taşlar hakkında çeşitli rivâyetler vardır. Bu olay Rasûlullah’ın dünyaya geldiği yılda vukû bulduğundan, Peygamberimizin ilk mucizelerinden sayılmıştır. Muhammed b. İshak ve İkrime o yıl çiçek hastalığının Mekke’de yaygınlaştığını söylemişlerdir. Muhammed Abduh (v. 1905)

    bu rivâyetlerden hareketle Kur’ân’da geçen Tayran Ebâbile ifâdesiyle kastedilenin sinekler olduğunu ayaklarında salgın hastalık mikrobu taşıyan sinek sürülerini Allah’ın, Ebrehe ordusuna musallat kıldığını belirtmektedir. Yeryüzünün en ihtişamlı ordusu ve hayvanları (filleri) ile gelen Ebrehe ve ordusunu Allah, bir ibret olsun diye gözle görülemeyen küçük canlılarla mikroplarla helâk etmiştir. Bu görüşü yukarıda zikrettiğimiz gibi daha önce ilk siyercilerden Muhammed b. İshak da kaydetmiştir. Bu tefsirde önemli olan husus; Muhammed Abduh, Reşid Rıza, ve diğer bazı müfessirlerin, Allah’ın, olağanüstü, fevkalâde, harikulâde mucizesi ile bu Allah düşmanı orduyu helâk edişini dile getirmeleridir. Tefsirlerde kuşların mâhiyeti hakkında değişik görüşler bulunmaktadır. İbn Abbas ile Dahhak, Ebâbil’i birbiri arkasından gelenler diye yorumlamışlardır. Hasan-ı Basri ile Katâde, çok mânâsına;

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1