Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Tanrı ile Selami
Tanrı ile Selami
Tanrı ile Selami
Ebook34 pages21 minutes

Tanrı ile Selami

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Selami İstanbul Yedikule'de yaşayan orta yaşlı, sıradan, müzmin bir bekardır. Bir gün kapı zili çalar. Gelen Tanrıdır.

LanguageTürkçe
PublisherA Koç
Release dateJan 8, 2017
ISBN9781370279012
Tanrı ile Selami

Related to Tanrı ile Selami

Related ebooks

Related categories

Reviews for Tanrı ile Selami

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Tanrı ile Selami - A Koç

    TANRI İLE SELAMİ

    1

    Kapı zili çaldığında mutfakta mikrodalga fırını tamir etmeye uğraşıyordum. Mendebur alet bir türlü çalışmıyordu. Söylene söylene koridora geçip kapıyı açtım.

    Gelen Tanrıydı.

    Donuvermiştim olduğum yerde. Kapı eşiğinde gülümseyerek bana bakan adamın çocukluğumdan şu güne zihnimde yer edinmiş yaratıcı imgesiyle uyuştuğu tek bir nokta bile yoktu. Tıknaz ve keldi. Armut burnunun altında barınan beyaz bıyığında, az önce içilmiş mercimek çorbasının turuncu tortuları belli belirsiz göze çarpıyordu. Ne mavi ne yeşil ne kırmızı, kahverengiydi gözleri, en fazla benimkiler kadar. Krem rengi polo yaka tişörtünün düğmeleri açıktı ve beyaz atletinin izlerini görmekte zorlanmıyordum. Kumaş pantolonunun cepleri şişkindi ve kıllı kolunun bileğinde çakma olduğu bariz iri saate ilave olarak; imamesi püsküllü, kehribardan imal bir tespih asılı duruyordu.

    İçeriye davet etmeyecek misin? diye sordu. Sesinde hiç yoktan ulvi bir tını olsaydı bari. Kalınla ince arasında, hani tanımlamaya bile lüzum olmayacak, sıradan bir sesti Tanrınınki. Yer ve göğün arasında Fiat Lux diye gürleyen adam bu olamazdı. Önünden çekilip içeriye buyur ettim. Rugan ayakkabısını çıkardı. Beyaz çoraplı ayaklarını büzüştürerek çaresizce bana baktı. Önüne bir çift plastik terlik attım. Giyip salona geçti. Kanepeye oturdu. Huzurla oflayıp gerindi.

    Salondaki eşyaları alıcı gözle süzdü. Televizyon plazma mı? dedi.

    Ha? Ne yapacağımı bilemez halde ayakta kalmış ona bakıyordum.

    Televizyon plazma mı diyorum

    Ha, yok. Lcd

    İyi iyi, plazmalar çok elektrik yakıyormuş

    Bir süre aramızda bunaltıcı bir sessizlik yaşandı. Bu sessizliği bölen tek şey: kırk yıl, günde iki paket sigara içmiş biri gibi soluk borusundan her nefesinde çıkan hırıltıydı. Çay isteyip istemediğini sordum. Olur dedi. Mutfakta çay bardağını doldururken sakinliğimi yadırgıyordum. Normal şartlarda evin içine dahi almayacağım bu yabancı adamın Tanrı olması, evime gelmesi,

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1