You are on page 1of 104

KAYGI KAVRAMI-SREN KIERKEGAARD

SrenKierkegaard (1813-1855): Topu topu 42 yl sren yaamnda, 30'lu yalarnn banda yaymlad Ya/Ya da ve Korku ve Titreme gibi yaptlaryla sivrilen ve etkisini hem felsefeci hem de yazar olarak gnmze dek srdren nemli bir 15). yzyl dnrdr. 1843 'te yaymlad Kayg Kavram 'ysa, Kierkegaard'dan son yllarda dilimize aktarlanlar arasnda zgn dilinden evriliiyle de farkn oluturan bir yapttr. Trker Armaner (1968); Kuann felsefeyle edebiyat birbirini en iyi biimde besleyerek srdren nemli yelerindendir, iskandinav dillerinden evirdii yazarlar arasnda Kierkegaard'n yan sra Sofi'nin Dnyas yazan Jostein Gaarder de bulunan Armaner'in kendi yazdklar arasndaysa, ilki 1997 ylnda yaymlanan (Kyz) de yk kitab bulunmaktadr.

HASAN AL YCEL KLASKLER DZS DANCA ASLINDAN EVREN: TRKER ARMAN ER TRKYE BANKASI Kltr Yaynlar

iindekiler
KAYGI KAVRAMI-SREN KIERKEGAARD .................................................................................1 evirmenin nsz ............................................................................................................................3 KAYGI KAVRAMI ...........................................................................................................................9 nsz ............................................................................................................................................... 10 Giri ................................................................................................................................................. 10 Birinci Blm ................................................................................................................................... 20 Mevrus Gnah'n Balang Noktas ve Bu Kavramn ....................................................................... 20 Kkenine Dnerek Yaplan Bir Aklama Olarak Kayg .................................................................... 20 1."MEVRUS GNAH" KAVRAMI ZERNE TARHi YAKLAIMLAR ..................................... 20 2.LK GNAH KAVRAMI .............................................................................................................. 23 3.MASUMYET KAVRAMI ............................................................................................................ 26 4.D KAVRAMI ...................................................................................................................... 28 5.KAYGI KAVRAMI....................................................................................................................... 30 6.KAYGI: MEVRUS GNAH'IN N KOULU VE BU TERM KKENNE NEREK AIKLAYAN BR KAVRAM ......................................................................................................... 33 kinci Blm ..................................................................................................................................... 37 Mevrus Gnah' leriye Dnk Aklayan Bir Kavram Olarak Kayg ................................................. 37 1.NESNEL KAYGI .......................................................................................................................... 39 2.ZNEL KAYGI ............................................................................................................................ 42 A. Soylar Arasndaki likinin Sonucu ........................................................................................... 43 B. Tarihi ilikinin Sonucu .............................................................................................................. 49 nc Blm -Kayg: Gnah Bilincinin Yokluundan Doan Gnahn Bir Sonucu Olarak ............. 54

1.TN'N YOKLUUNA DUYULAN KAYGI................................................................................. 62 2.KAYGI: DYALEKTK YNTEMLE YAZGI OLARAK TANIMLANAN BR TERM .............. 64 3.KAYGI: DYALEKTK YNTEMLE SU OLARAK TANIMLANAN BR TERM .................. 68 Drdnc Blm .............................................................................................................................. 72 Gnahn Tad Kayg ya da Tekil Bireyin Gnahnn Sonucu Olarak Kayg .................................. 72 1.KT'YE LKN KAYGI .......................................................................................................... 74 2.Y OLANA LKN KAYGI (DEMONK) ................................................................................. 77 I. Bedensel-Ruhsal Olarak Yitirilen zgrlk ................................................................................... 88 II. Ruhun Soluuyla Yitirilen zgrlk ............................................................................................. 89 Beinci Blm ..................................................................................................................................99 nan Yolu ile Gelen Bir Kurtarc Olarak Kayg ............................................................................... 99

evirmenin nsz

Kierkegaard'n "varolu"a ilikin retisi, gerekd bir gerekilik diye adlandrlabilir. T. Adorno, Kierkegaard Seren Kierkegaardn 1844'te Vigilius Haufniensis ms-tear adyla baslan Begrebet Angest {Kayg Kavram) metni, bata Hegel olmak zere pek ok sistemle, hatta "sistem kurma"n n kendisiyle uramasnn yan sra, grebildiim kadaryla, "Korku" (Frygt) ve "Kayg" (Angest) terimleri arasndaki farklla ilikin filolojik bir inceleme olarak da okunabilir - en azndan 1995 Eyll'nde Kopenhag'ta bir sahaftan bu kitab aldmda 1 benim niyetim byle bir farkn felsefe erevesinde nasl dile getirilebileceini renmekti, 2001'de okuduumda ve evirmeye baladmda sanyorum bu bilgiyi bir lde edinebildim. 1 Soren Kierkegaard, Begrebet Angest; Glydendal, 1960 (ed.: Villy Sorensen) 1843'te Johannes de silentio adyla yaymlad Frygt og Bven (Korku ve Titreme), "kayg"dan ok, brahimin olunu kurban etmekle ilgili seimi zerinden, Ben-bilincinin temel bir korkusu olan "umutsuzluk" zerinde durur. brahim'in tbi tutulduu snav, Kierkegaard'a gre, "problem"i problematik2 gz nne alarak incelenebilir: 1) Etik olan ereksel biimde askya alnabilir mi? 2)

Tanr'ya kar yerine getirmemizin gerektii mutlak bir dev var m? 3) brahim'in amacn tekilerden gizlemesi etik adan savunulabilir mi? Kierkegaardn etik olan ile tmelin zde tutulmasndan kaynaklandn iddia ettii bu problemler, Hegel'in bak as kabul edilirse3, olumlanmas gerekmektedir. Kayg Kavram'nda da izlerinin srld , Hegel ile Kierkegaard arasndaki temel kartlklardan birinin kkeni de tmel ile tikel kartlnda yatar. Hegel'e gre birey Devlet ideasndaki bir "moment"tir, tikel zgrlk de tmel idea gereklemeden mmkn deildir.4 Kierkegaard ise inan ile dnme etkinliini kesin bir izgiyle ayrdktan sonra, Hegel'in terimleriyle Hegel'den farkl bir "estetik" tanm yapar ve estetik yaamn "dolaysz" bir yaam olduunu belirtir. Etik yaam da, Kierkegaard'a gre, bir tmelin dolaym olmakszn tek bir bireyin inanc dorultusunda yapt seimlerle belirlenir. "nsan, beden ile ruhun [Sjel] Tin [Aand] tarafndan tanan bir sentezidir." Kayg Kavram'nn deiik blmlerinde ska yinelenen bu nerme, inan tayan tek bir bireyin "Ben" tasvirini yapmas asndan Kierkegaard felsefesinin 2 Kierkegaard "problem" szcnn Eski Yunanca karln kullanmay tercih ediyor ( ). Bileik bir yap tayan ( +() bu terim, gelecee ilikin bir tasarm, ya da kiinin nnde duran bir engeli, onu koruyan fiziksel bir varl imliyor. Kayg Kavramnn zellikle nc blm, Kierkegaardn Antik Yunan'daki "zaman" grn eletirel bir biimde serimlemesine ayrlmtr. 3 Hegel"in Hukuk Felsefesi, "Soyut Hak", "Ahlk" (Moralitat), "Etik Yaam" (Sittlichkeit) olmak zere blme ayrlr. Hegel, son blmde Devlet'in "etik btn"n kendisi olduunu, etik ideann etkinlik haline gemesinin ve zgrln somutlatrlmasnn Devlet araclyla gerekletirileceini, dolaysyla Devlet'e ilikin devin mutlak, zsel bir dev olduunu syler. 4 Marx, Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisi kitabnda, bu noktann "totolojiden baka bir ey olmadn" belirtir. anahtarlarndan biri konumundadr. Ayn yargya, 1846'da Johannes Climacus adyla kan, ngilizceye Concluding Unscientific Postscript to the Philosophical Fragments diye evrilmi metinde ve 1849'da Anti-Climacus adyla baslan Sygdommen til Dden (lme Ynelik/likin Hastalk) kitabnda da rastlarz. Korku ve Titremedeki tmel/ tikel kar tln, Johannes Climacus bu kitabnda nesnel doru/znel doru kartl ile btnler. Hegel'in aamal, "kiiden bamsz olarak doru" nermelerine kart olarak5, burada "inan"n bir baka kiiye ifade edilebilir olmad, Hristiyanln asl ele ald noktann Hristiyan bireyin znel inanc olduu belirtilir. Kierkegaard'a gre psikolojik durumlar sadece tek bir kiiye zgdr, sadece o kii bu durumlarn dolaysz bilgisine sahiptir. nancn nesnesi

doru olmayabilir, ama kiinin o inanca sahip oldu u yanllanabilir nitelikte deildir. Dolaysyla znellik, neye inanld ile deil, inanan kii ile inanc arasndaki ilikiye dairdir. 5 Bu aamalar; znenin kendine dnmesi, kendisini psikolojik ve fiziksel deiik durumlar iinde aa karmas ve ussal Devlet'te zne-nesne birlii biiminde onaylanmas olarak tanmlanr. Hegel, "Hakikat" (Wahrheit) terimini matematik ile doa bilimleri iin olduu kadar, ahlk, sanat ve mzik iin de kullanr. Kierkegaard bu terimi (Danca: Sandhed) Hegel'in kulland genilikte alsa da ondan farkl olarak znel ile nesneli, "ierisi ile darsn" kar karya getirir. Kayg Kavram'nn nc blmnde de ie dnkl yitiren kiinin, kendisiyle dolaysz iliki kurma olanan yitirdii anlatlr. Johannes Climacus kiinin varoluu iin iki seenek sunar: nsan ya kendi varoluunu unutacak, ya da tm dikkatini kendi varoluunda younlatracaktr. Anti-Climacus da Tin'in bir hastal olarak umutsuzluu "otantik" ve "otantik olmayan" biiminde ikiye ayrr. kincisi, otantik olmayan, "kiinin bir Ben'i oldu una dair bilinten" yoksun olmasndan kaynaklanr. Bu, Johannes Climacus'un ve Vigilius Haufniensis'in tanmlad, "darya dnkln, nesnel dorunun peinden gitmenin dolaysz Ben bilincinin yoksunluuyla sonuland" durumdur. Otantik umutsuzluk ise kiinin "kendisi olmak istememesinden doan" ve "kendisi olmak istemesinin yol at" biiminde tanmlanan iki dorultuda aklanr. Burada da Johannes de silentio'nun brahim'e atfettii seimle karlarz: Tin, ya kendisi, ya da bir bakas tarafndan kurulabilir. znel dorunun, tikel inancn araclyla Tin, kendisini kendisi olarak kurar; ba kasnn -tmel bir yapnn- kurduu Tin ise kendisi deildir. Victor Eremita da 1843'te yaymlad Enten Eller'de (Ya/Ya da) kiinin yapaca seimin iyi ile kt arasnda deil, estetik ile etik arasnda yaplacak bir seim olduunu, o insann zerinde umutsuzlua kapld Ben'in sonlu bir Ben (Tin) olduunu, kendisiyle ilgili seim yaplacak Ben'in ise mutlak bir Ben oldu unu syler. Anti-Climacus'a gre insan bir Tin'dir, Tin de bir iliki deil, kendisiyle iliki kurma etkinliidir. lme ilikin hastaln olana insann hayvan karsndaki stnl , bu hastaln farknda olmak hristiyann 'doal insan' a kar stnldr, bu hastaln tedavi edilmesi de hristiyann takdis edilmiliidir. Johannes Climacus etkinliin yok edilmi olanakllk olduunu dnyordu, AntiClimacus'a gre ise etkinlik doygunlua ulam olanakllktr. Vigilius Haufniensis de Kayg Kavramnn beinci blmnde olanakll etkinlik karsnda yceltir ve "olanakllk tarafndan yetitirilen kii korkutan ve haz veren eyleri ayn derecede kavrar," der. Kayg Kavramnn Giri blmnde "Bir sistem kurmaya girien kiinin sorumluluu byktr, ama bir monografi yazar da kendi erevesine sadk olabilir, olmas da gerekir" denir. Kierkegaard sistem kuran kii olarak Hegel'i kast ediyordu, monografi yazar da kendisiydi. Yukarda bir ksmndan sz ettiim mstear adlar, bu "monografi yazm" iddiasnn gstergeleri olarak yorumlanabilir. Kierkegaard, kitaplarn hepsini bir araya getirecek "tmel yazar" silerek, bir adan her metni sadece

kendi zerine kapanacak bir varla indirgiyordu.

Kayg Kavram, bu nszn ba nda belirttiim ayrm en ak biimde nc blmde serimler: "Kayg"nn nesnesi, "korku"dan farkl olarak, "hilik"tir. Kierkegaard bu kavram incelerken, "mevrus gnah6 dogmas n zihninden hi karmamtr". Kierkegaard Kayg Kavram'na bir soru ile balar: Mevrus Gnah ile Adem'in gnah zde midir? Bu soruya olumlu cevap veren dogmatiklerin bir ksm, Kierkegaardn aktardna gre, D' "hayal"7 bir balang noktas olarak almtr. Bu ve benzer grlerin sonucu, Kierkegaard'a gre, Mevrus Gnah' n neredeyse irsi bir hastalk gibi kuaklar boyunca insanla bulatnn dnlmesine yol amtr. Bu kitapta Kierkegaard, Hegel ile olduu kadar, yerleik kilise doumlaryla da mcadele eder, bu grlerdeki temel eksiklik de, Vigilius Haufniensis'e gre, Su ile Gnah kavramlarnn Kayg ile ilikilendirilmemi olmas dr, bu nedenle Masumiyet ve Kefaret de yetersiz bir biimde aklanmtr. 6 "Mevrus Gnah", bu eviride Danca Arvesynd szcnn karl olarak kullanld.

Kierkegaard da bu terimi Latince peccatum haereditarium'dan evirmi. Bu eviri iin ok yararlandm ngilizce basksndaki (The Concept of Anxiety, ev. R. Thomte, A.B. Anderson, Princeton University Press, 1980) szck de hereditary sin. "Tevars etmi," "miras kalm" anlamnda evrildi: Kitabn ilk blm, Kierkegaardn yerleik kilise dogmasnn temel retilerinden biri olduunu belirttii bu kavrama ilikin grlerin eletirisi iin ayrlm. 7 Kierkegaard "hayal" olarak evrilen szck iin burada kkeni Eski Yunanca'da olan

phantastisk terimini kullanyor, szc deiik yazarlar tarafndan "gerek d" olan bir imgeyi belirtmek iin kullanlmtr. grn, hayal, glge, d gibi eitli anlamlar karlyor. Kierkegaard iin Masumiyet "etik", Dolayszlk [Alm. Unmittelbarkeit, Dan. Umiddelbarheit, ng. Immediacy] ise "mantk" alannda incelenmesi gereken iki ayr konudur.8 Bylece Kierkegaardn nc blmde "zaman" zerine syledikleri, Giri'te ve birinci blmde Hegel mantna ynelttii eletiriye balanr: Hegel, "manta devinim atfettii iin" eletirilir, nk bu sistemde "masumiyet" gibi "zaman" da Kierkegaard'a gre mantk kategorilerinin iine yerletirilmi, hatta bu kategorilerin kendisine dntrlmtr. Hegel Logikin giri blmlerinde D ile Masumiyetten sz ederken, Tin'in kendi durumunun dolaysz bilgisini daha yksek bir Tin araclyla edindiini syler.9 Kierkegaard'a gre, masumiyette insan bir tin olarak de il, doal kouluyla dolaysz birlii iinde bir ruh olarak nitelenir. Kiinin tin'i, d grmektir; Kayg da d gren tin'in nitelik kazanmasdr: "Adem masumiyette d gren bir tin idi." ikinci blm de Adem'in masumiyette bir sentez olmad saptamasndan yola kan nerme ile alr: "Cinsellik10, gnahkrlk ile vaaz edilmitir.11 nsan trnn tarihi de ayn anda balar. nsan trnn gnahkrl ile Kayg, nicel belirlenimler ile devinir."

8 Bu nedenle Hegel'in yntemi, Kierkegaard iin, "kategorik" olarak da yanltr. Bunu Giri'te ve birinci blmde Hegel'in Logik [Mantk] kitabn eletirirken belirtir. Bu kitapta Hegel, mant Varlk [Sein], z [Wesen] ye Kavram [Begriff] olmak zere blmde inceler. "Hakikat", ikinci blme ait bir alt-blmdr. Kierkegaard, bunun "ne manta ne de hakikate yarar salamadn" syler ve bununla ilgili uslamlamasn serimler. 9 Adorno'nun Hegel zerine yapt zmlemeye gre (Hegel: three studi-es, ngilizce'ye ev.: S,W. Nicholsen, MT Press, 1993), bu sistemde her ey bir dolaym [Vefnittelt] ile gerekleir; dolayszln kendisinden bile dolaym olmadan sz edemeyiz. 10 Sexualiteten, Kierkegaard tarafndan erkek ve kadnn cins olarak ayrmn belirtmek iin kullanlyor. nc blmde zerinde durulan "ehvanilik" ise Danca Sandseligheten szcnn karl. Concupiscentsen ise bulunduu balam gz nne alnarak "cinsel istek", "ksnllk", "ar istek" olarak evrildi. 11 "Vaaz etmek" szcn, Danca Stte'nin karl olarak kullandm. Ortaya koymak, yerletirmek, konumlandrmak gibi anlamlar da olan bu terim iin ngilizce'de posit, Almanca'da Setzen, Franszca'da poser fiilleri kullanlyor. Bu nedenle "Pozitif yasa" da, hukuk alannda, "negatifin deil, "Doal Yasa"nn kart olarak ierik kazanyor. J.G. Fichte'nin kurduu sistemin temel etkinlii olan bu szck, mantk, ontoloji, hukuk alanlar arasndaki sreklilii de belirliyor. Hegel, bu sistemin "bo ekmecelerden ibaret" Kant kategorilerini "aktif" hale getirdiini sylerken iddiasnn zemininde Ben'in etkin duruma dntrld bu etkinlik vard. Kierkegaard Kayg Kavramnn drdnc blmnde Fichte'nin bu grne eletirel biiminde ksaca deinir. Kierkegaard, "Kayg, hem pay almak istediimiz, hem de karsnda durduumuz bir 'pathos'tur," diyor12. Burada "sempatik" ve "antipatik" szcklerini deil, '"pathos'tan pay almak; 'pathos' ortakl" ile '"pathos'un karsnda durmak; 'pathos' kartl" terimlerini tercih ettim. Bunun nedeni gndelik dilin yol aabilecei anlam kaymalarn nlemek olduu kadar, Kierkegaardn "pathos" szc n Eski Yunanca'daki anlamlarna uygunluk iinde kullandn dnmem oldu. Hint-Avrupa dillerinde kar l kolay bulunan, ama gnderimde bulunduu kltrel erevenin hayli farkl olmas nedeniyle Trke'de "problem" oluturan bir terim de Dmoniske. eviri srasnda okuduum Nurdan Grbilek'in "Kt ocuk Trk"13 adl yazs" ve bu yaz araclyla haberdar olduum erif Mardin'in makalesi,14 "demonik" olarak braktm bu terim zerinde dnmemde bana ok yardmc oldu. Kierkegaard'a gre demonik, "iyi"ye ilikin bir kayg, bir "ie kapanma"dr. Orijinal metinde Latince, Eski Yunanca, Franszca, Almanca braklm baz terimlerin karlklar eviride keli parantez ile szcn ya da cmlenin yanna yerletirildi. 12 Angest er en sympathetisk Antipathie og en antipathetisk Sympatie. 13 Grbilek, Nurdan, "Kt ocuk Trk-I", Kt ocuk Trk kitabnn iinde, Metis Yaynlar, 2001

14 Mardin, erif, "'Aydnlar' Konusunda lgener ve Bir zah Denemesi", Toplum ve Bilim 24, Birikim Yaynclk, 1984. Mardin bu makalede, Fichte ve Schelling gibi "romantikler"in, "aydnlanma devri" dnrlerinden farkl olarak, bir "d gereklik" kabul etmediini belirtir ve romantiklerin, insanlarn iindeki "daemonic" gce meruiyet kazandm ileri srer. 'Bizde' ise durum farkldr: "slam kltrnn bahis konusu ettiim tasavvuf d ifadesinin belirgin taraflarndan biri, insann 'daemonic' taraflarnn yaratc bir yn olabileceini kabul etmemesi, hatt byle bir teklife bile iddetle tepki gstermesidir. Btn modernliimize ramen, ada Trkiye'de bu inancn resm tezlere de gemi olduuna inanyorum." Baz Danca terimler de evirinin yannda gene keli parantez iinde verildi. Kierkegaardn dipnotlarnn dnda evirmene ait birka dipnot (.n.) ibaresiyle ayrt edilebilir. Trker Armaner Haziran 2002, stanbul

KAYGI KAVRAMI
MEVRUS GNAH'I KONU EDNEN DOGMATK PROBLEM ZERNE PSKOLOJ AISINDAN YALIN BR TEFEKKR Vigilius Haufniensis

Ayrmlar yapma a gemi, sistem tarafndan yenilgiye uratlmtr. Gnmzde ayrm yapmaya tutkun kiiye, ruhu uzun sre nce ortadan kalkm bir eye sadk tuhaf bir insan gzyle baklyor. yle olabilir, Sokrates o srada naslsa, bugn de ayn yaln, bilge kiidir, nk o hem szckler, hem de hayat ile, Hamann'n iki bin yl sonra hayranlkla yineledii u tuhaf szde ifadesini bulan bir ayrm yapmtr: "Sokrates yceydi, nk kavrad ile kavramadn ayrt etmitir.'"

Bu Yapt Yunan kltrnn en , Homeros'un hayran, Sokrates'in srda, Aristoteles yorumcusu "Danimarka'dan ald zevk" ile Danimarka'nn kendisinden haz ald, "hep yolculuk yapt" halde "Danimarka yazn aklndan karmayan" hayranlk duyduum, derin kaybm mteveffa profesr POUL MARTIN MOLLER'E adanmtr.

nsz
Benim grme gre, bir kitap yazmaya girien kii, hakknda yazd konuyu dikkatle incelemek zorundadr, bu konu zerine daha nce yazlm ne varsa mmkn oldu unca renmesi de gerekir. Bu konunun bir yn zerine btnlkl, tatminkr bir inceleme yapm biriyle karlarsa buna sevinmesi gerekir, tpk gveyin, yannda duran dostunun sesini duyduunda sevinmesi gibi. Bunu tam bir sessizlik ve yalnzlk gerektiren bir ak heyecan ile yaptnda, baka bir eye ihtiyac kalmam demektir; artk bir kuun t gibi, dikkatli, kendiliinden bir biimde kitabn yazabilir; daha iyisi bundan keyif almak, yarar salamaktr. Bundan sonra kendini nemsemeden, tedirgin olmadan, sanki her eyi bir sonuca balam, yeryzndeki tm nesiller yazdyla takdis olacakm gibi rahatlkla kitabn yaymlayabilir. Her neslin ii kendisine mahsustur, insan yok yere daha nceki ve sonrakilerin urat her eyle ilgilenmek skntsna dmemelidir. Her gne bir derdin yetecei gibi, bir nesle ait her kiiye de kendisiyle uramak yeterli gelmelidir; bir kii babadan kalma bir merakla tm yzyl kuatmak, an ve dnemin, kitabyla balayacan varsaymak zorunda deildir; ne de, verdii szn stne den Yeni Yl lambasn, ileriye dnk szlerine ilikin imalar, pheli bir deer zerine verdii teminata yaplan atf hesaba katmak ykmll vardr. Ne her geni omuzlu insan Atlas'tr, ne de o dnyay tad iin byle olmutur. Tanrm, Tanrm, diyen herkese gkyz krallnn kaps almaz. Kendisini a n gvencesi olarak gsteren kii, byle yapmakla gvenilir hale gelecek deildir, bu kendisine kefil olabileceini de gstermez. Bravo, schvere, Notb, Gottsblitz, bravissimo diye baran herkes kendisini, hayranln kavram saylmaz. Basit bir insan olduumu dnerek, bir yazar olarak, lkesi olmayan bir kralm; korku ve titreme iinde, iddiasz bir yazar olduumu itiraf ediyorum. Soylu bir imrenme, ya da kskan bir eletiri iin Latince isim tamak fazla geliyorsa, Christen Madsen adn da memnuniyetle kabul ederim. Romallarn Tanr ibadetinde gstermi olduklar hogr gibi, ben de kendi inancmn yetkesine sofuca balym; buna ra men, tahminden uzak yaayp tahmin yapan ruhban snf dnda sradan biri olarak grlmek beni ok mutlu klar. nsan yetkesi sz konusu olduunda, ben fetie tapan bir mminim, herkese ayn dindarlkla ibadet ederim, ama bir koulla: Davullarn vuruuyla, tapacam kiinin o olduu, onun yetke ve o yl iin Imprimatur oldu u ak olacak. Karar, kavraymn dndadr; ister ekili, ister gizli oy ile olsun, isterse tahkim tahtasndaki kasaba temsilcileri gibi herkesin srayla yetkeyi paylaacaklar trden deien bir rtbe olsun. Bunun tesinde ekleyeceim bir ey yok; yalnzca, grlerimi paylaan ya da paylamayan, kitab okuyan ya da nsz ile yetinen herkese itenlikle veda ediyorum. Kopenhag Sayglarmla Vigilius Haufniensis

Giri
Ele aldmz konu hangi anlamda psikolojinin alan ve

etkinlii iinde; psikolojinin bu etkinliinden sonra hangi anlamda dogmatik dnceye devrediliyor.

Her bilimsel grn, kendisini evreleyen bilimin alan iinde belirli bir yeri, ls, snrlar olduunu, bylece btn ile ahenkli bir uyum oluturduunu ve btnn kendisi tarafndan ifade edilen meru bir katlmda bulunduunu ileri sren gr, bilim adamn heyecanl, hznl bir sevdayla yceltmekten ibaret bir pium desiderium [dindarca bir arzu] deildir. Bu gr, onu sadece tmelliin hizmetine veren, kuralszln ve anakaray gzden yitirecei maceraya atlmaktan alkoyan kutsal bir dev olmakla kalmaz; ayn zamanda daha uzman bir dncenin de iine yarar, nk dnme etkinlii, dilde hayli mulak biimde ska ortaya kt gibi, tam olarak nereye ait olduunu unutursa, kendini de unutur ve baka bir eye dnr, bylece hibir ey ve her ey olma mkemmelliini kazanr. Bir kii bilimsel yntemle ilerlemezse, sanki sorun maskeli baloya ilk varan olmakm gibi tekil konularn yan yana yrdne dikkat etmeden acele ederse, kazand grkemle bakalarnn gzn kamatrr ve ok uzakta olan eyleri oktan kavram izlenimini verir. Bazen de, ok farkl olan eyleri belli belirsiz bir biimde bir araya toplar. Meruiyet ya da bilimsellik tamayan byle bir kuralsz kazan, her zaman elden kmaya mahkmdur. Dolaysyla, yazar Logik'in son blmn "Hakikat" diye adlandrdnda, en yce olann mantk dahilinde elde edildiini gsterme stnln kazanyor - buna en aa olan da diyebiliriz. Neyin yitirildii ise aktr, nk hakikati Logik iinde gstermek, ne mant a, ne de hakikate yarar sa lar. Hakikat'e yarar yoktur, nk hakikatin zsel bir paras olarak olumsallk, mantk snrlar iinde kabul edilemez. Mantk'a yarar yoktur, nk mantk hakikati dnmse, kendine benzetemeyecei bir eyi iermi, sadece nceden varsaymas gereken bir eyi batan gerekletirmi demektir. Bunun cezas bellidir. Hakikatin doas zerine yaplacak her trl tefekkr glemi, belki de uzun sre olanaksz hale gelmitir, nk "hakikat" teriminin nce kendini toplamas , hatay unutmas gerekmektedir. Bylece, dogmatik dnce inan' baka bir nitelemeye bavurmadan dolayszlk diye adlandrdnda, herkes inan noktasnda durmamann gerekliliine ikna olur, bu da bir kazantr. Bu tavizi koyu bir dindar da verebilir, nk her eyden nce o kii neyin yanl anlama olduunu, bunun kaynann sonraki bir hata deil Jtorcov l|jsuo, [temel hata] oldu unu gremeyecektir. Neyin yitirildii aktr. nan, kendisine meru bir biimde ait olan eyden, yani tarih n kabulnden yoksun brakld iin, dolayszlk diye adlandrlmakla yenilmitir. Burada dogmatik dnce de yenilmitir, nk doru balang noktasndan, yani daha ncesinden ie balamamtr. Dogmatik dnce, daha nceki bir balangc kabul etmek yerine bunu gz ard etmi, sanki bu mantk dahilinde bir eymi gibi, derhal ie balamtr. Aslnda mantk, en ince soyutlamann, yani en uucu olann rettii eyle almaya balar: Dolayszlk ile. Mantk iin ok uygun olan ey, yani dolays zln eo ipso ortadan kaldrlmas , dogmatik dncede bo konuma biiminde ortaya kmtr. smi sylendii an uyanan uyurgezer gibi, sz edildii an ortadan kaldrlan dolayszlk ile (baka bir nitelendirmeye bavurmadan) snrl kalmak mmkn olabilir mi? Dolaysyla, "Kefaret" szcnn

speklatif bilgiyi, ya da alglayan zne ile alglanan nesnenin zdeliini, znel-nesnel ilikisini, vb. tanmlamak iin kullanldn neredeyse temel bir aratrmayla grdmzde, yazarn ne byk bir dhi olduunu, dehasyla da her bilmeceyi, zellikle de bilim alannda gndelik hayatndaki zeni gstermeyenlere ynelik olarak, akladn grrz; bu kiiler, bilmecenin terimlerini, anlamn tahmin etmeden nce, dikkatle dinlerler. te yandan, yapt aklamayla yeni bir bilmeceyi ortaya atan kii olmak gibi benzersiz bir hreti de kazanr; sylediklerinin bir insana nasl aklama gibi geldii bilmecesini. "Btn" hakkndaki dncenin gereklii olduu fikri, Eskia ve Ortaa felsefesinin tmnde kabul edilmitir. Bu kabul, Kant ile pheli hale geldi. Bugn Hegel'in felsefesinin Kant'n skeptik yaklamn tmyle doru biimde kavrad (Hegel'in ve ona bal sistemin "Yntem ve Aa karma" sloganyla gizlediini, Schelling yeni bir balang noktas olarak ifade ettii "Zihinsel gr ve na etme" sloganyla gzle grlr hale getirmiti; Hegelci yaklama ramen bu byk sorun varln srdrmektedir.) ve kendisinden nceki etkinlii, dncenin bir n kabul yoluyla gereklik kazanmamas nedeniyle, daha yce biimiyle yeniden ina ettii varsaylyorsa, dncenin bilin yoluyla ortaya att bu gerekliin bir kefaret olduu sonucu kmaz m? Bu durumda yaplan ey, Kefaret'in muazzam anlam araclyla, sadece felsefeyi eski gnlerdeki balangcna geri dndrmektir. Eski, saygdeer felsef terimler vardr: Tez, Antitez, Sentez. Gnmzde tercih edilen, "dolaym" nc terimin yerine kullanmakt r. Bu olaanst bir ilerleme saylabilir mi? "Dolaym" mulak bir terimdir, nk ayn anda hem iki terim arasndaki ilikiden, hem de bu ilikinin sonucundan, yani birbirine balanm olan ve balanan iki terim olduundan sz eder. Devinimi oldu u kadar, duraanl da imler. Bunun mkemmel olup olmad, ancak Dolaym' daha derin bir diyalektik snava tbi tutmakla mmkn olur, ama ne yazk ki bunun iin beklemek zorundayz. Sentez reddediliyor, yerine "Dolaym" deniyor. ok gzel, dhiyane, ama yeterli deil. "Kefaret" deniyor, peki bunun sonucu nedir? Temel aratrmalar burada ie yaramaz, nk bunlarla hakikatin akl asndan pek az ey elde edilir, tpk kurtulan bir insan ruhunun kendisine ilitirilen sfatla pek bir ey elde edemeyecei gibi. Tam aksine, iki bilim olan etik ve dogmatik dncenin kafas tmyle karmtr, zellikle de "Kefaret" teriminin ortaya atlmasndan, mantk ile Ayo birbirine karlk gelen iki terim olarak ele alnp mantn Xyo iin doru reti olduu ileri srldkten sonra. Etik ile dogmatik dnce, yazgnn bulunduu bir confinium [snr blgesi] dahilinde Kefaret ile mcadele ediyor. Hn ve Su, Kefaret'e etik adan ikence ederken, teklif edilen kefareti kabul eden dogmatik dnce, tarih somutluu olan bir dolayszlk edinip bilimin byk diyaloundaki syleme bununla balyor. Peki sonu ne olacak? Muhtemelen dil, sz ile dncenin dinlendii byk Sabbatik tatilini geirirken biz de balangca dnebileceiz. Mantkta deilleyici olan, eyleri devindirmek iin kullanlan bir gtr. Hangi yol ya da ara ile ortaya ktnn zerinde durmadan, mantk ile devinim elde edilmelidir. Deilleyici olann, szckler ve sradan szlerle kurulan oyun iin bir ilevi Vardr; deilleyici olann kendisi bir szck oyununa dndnde ise hibir ey baaramaz.15 15 ExempH gratia: Wesen ist vas ist gevesen; ist geuesen seyn'n tempus prceteritum'udu, ergo, Wesen, das aufgehobene Seyri Aa, olmu olan Seyn'dr. [rnek: z, olmu olandr, "olmu olmak",

"olmak"n gemi zamandr, yleyse z, ortadan kalkm, olmu olan varlktr.) te bir mantksal devinim! Eer birisi, Hegelci mantn devinimle megul memurlar gibi (bu Hegelci okul tarafndan gelitirilmitir), tuhaf cin ve perilerin hepsini toplamay kafasna takarsa, bir sonraki a, gz ard edilmi zekice sz oyunlarnn bir zamanlar mantkta nemli bir rol oynam olmasna ok aracaktr; bu oyunlar boluk dolduran aklamalar ya da hnerli ifadeler deil, Hegel'in mantn mucizevi yapan ve kimse onlar grmeden mantksal dnceyi ayaa kaldrp yrten devinim ustalardr. Devinimin ileyiini grp kimse olmadan koan Lulu gibi, hayranln uzun mantosu mantksal devinimin ileyiini rtyor. Manta devinim atfetmek Hegel'in marifetidir. Bunun yannda, Hegel'in unutulmaz baka bir marifetinin, kategorik tanmlar ve onlarn dzenleniini birok adan dzeltmi olmasnn sz bile edilmez; amasz kousunu srdrmek iin kendisi bu marifetini hor grmtr. Mantk ile hibir devinim gereklemez, nk mantk, ya da mantksal olan her ey, sadece vardr.16 Mantn bu gszl , varolu ile hakikatin ortaya kt, mantktan varolua yaplan geiten kaynaklanr. Bylece mantk, bandan beri hep ayn kalm olan kategorilerin somutlatrlmas na gmlr. Her devinim, eer an iin bu ifade kullanlacaksa, ikin bir devinimdir, daha derin bir anlamda ise, devinim deildir. Devinim kavramnn mantkta yeri olmayacak bir aknlk ierdii dnlrse, bu iddia da ikna edicilik kazanr. O halde deilleyici olan, devinimde ikin, gzden kaybolan, yok olan bir eydir. Her ey byle oluuyorsa, oluan bir ey yok, deilleyici olan da bir yanlsama demektir. Ama bir eyin mantk ile olumas iin, deilleyici olann ilevinin daha fazla olmas gerekir; onun ilevi kartl getirmektir; deilleme olarak deil, tersevirme [Contraposition] biiminde. Bylece deilleyici olan, ikin devinimin suskunluu deil, "zorunlu teki" dir. Aslnda, manta devinim atfetmek iin bir ey ok gerekli olabilir, ama bu deilleme dnda bir eydir. Mantktan etie dndmzde, Hegel'in tm felsefesinde etkin olan ayn sebatl deilleyici olanla karlarz. Deilleyici olann "kt"y ifade ettii yolundaki keif de artcdr. Sonu tam bir kafa karkldr, zeknn ise snrlar yoktur; Madam Stael Holstein'n Schelling felsefesi iin sylediini, Hegelcilik iin de kullanabiliriz: Bu sistem insann mr boyu zeki olmas n salar. Manta devinim atfetmenin ne denli mantksz olduu kolayca grlebilir, nk deilleyici olan "kt"y imlediine gre, "kt" de deilleyici olan ise, bunun etikte yerinin olmas ne kadar etik d bir eydir. Bu terimler mant kta ok fazla, etikte ok az saydadr. Her ikisine de uygun dt varsaylyorsa, hibir yere uygun deil demektir. Etikte baka bir aknlk yoksa, bu temelde mantktr. Eer mantk, etikte yer alan aknl edinecekse, o da mant k deil demektir. 16 Mantn ebedi ifadesi, Elea okulunun bir yanl anlamayla varolua aktard eydir: Hibir ey var olmaz, her ey vardr. Burada gelitirilen dnceler, kapladklar alana oranlandnda, fazla kark gelebilir (ama konunun nemi nedeniyle hi de uzun deildir); bununla birlikte, konunun dna da asla talmamtr, nk seilen ayrntlar, kitabn ele ald konuya k tutmak amacyla kullanlmtr. Daha geni bir alana ait bu rnekler, daha dar bir alanda da yinelenebilir; yanl anlama ise, sonulan kk bir blgede

daha az zararl olsa da, her ikisinde de benzerdir. Bir sistem kurmaya girien kiinin sorumluluu byktr, ama bir monografi yazar da kendi erevesine sadk olabilir, olmas da gerekir. Bu almann amac, "Kayg" kavramn psikoloji asndan incelemektir, ama bunu yaparken, Mevrus Gnah dogmas, in mente [zihinde] ve gz nnde srekli olarak tutulmutur. Buna bal olarak, gnah kavramnn aratrlmas da zorunludur. Ama gnah psikolojinin konusu deildir, bu kavram ancak arpk bir gz kamatrcln hizmetine sunulursa psikolojik adan ele alnabilir. Gnahn kendi yeri vardr, daha dorusu, bir yeri yoktur, bu da kendine has doasndan kaynaklanr. Gnah kendi alan dnda bir yerde incelenirse, dncenin zsel olmayan bir krlmas na maruz kald iin, deiiklie urar. Kavram deimi, hakiki kavrama karlk gelen ruh haline de mdahale edilmitir;17 doru ruh halinin sreklilii, yerini yanl hallerin szlen hayaletine brakr. Dolaysyla gnah estetiin alanna tandnda, bu ruh hali gevek bir zihinsel ileyii, ya da melankoliyi imler; nk gnah ieren kategori bir elikiyi de ierir, bunun sonucu da komik ya da trajiktir. Bylece ruh hali deitirilmitir, nk gnaha karlk gelen hal ciddiliktir. Gnah 17 iir ve resim gibi bu bilim de, hem yaratcda, hem de yapta bakanda bir ruh halini varsayar, bunun deitirilmesi yoluyla ilenen hata da, dnceye etkinlii srasnda mdahale etmenin aynsdr; bunun hata olduu, ie dnklk gibi, insanlarn sahip olduklarn sandklar ihtiamdan aldklar haz ya da bunu hrsla brakmalar nedeniyle, glgeye giden kpek rneine benzer biimde, gnmzde tmyle unutulmutur. kavram da deitirilmitir, nk ister komik ister trajik olsun, bu kavram sreklili i olan, ya da zsel olmad iin ortadan kaldrlan bir eye dnmtr; gnah, hakiki kavram asndan, stesinden gelinmesi gereken bir eydir. Daha derin bir anlamda, komik ile trajiin, bazen korkulan, bazen alaya alman bir gulyabaniden baka dman yoktur. Gnah metafizik alanda incelenecekse, bu ruh hali diyalektik bir tekbiimlilik ve tarafs zlktr; gnaha, dncenin ince soruturmasndan kaamayacak bir ey gibi yaklalr. Gnah kavram burada da deiiklie uramtr, nk gnahn stesinden, dncenin hayat veremeyecei bir ey olarak deil, herkesi ilgilendiren bir ey olarak gelinebilir. Gnah psikoloji alannda incelenecekse, ruh hali, gizli bir polisin korkusuzluu gibi, srarl bir gzlemcilie dnr; bu, gnahn dnda yer alan ciddiliin muzafferne uuuna benzemez. Kavram, baka bir kavram olur, nk gnah bir durum olarak ele alnmtr. Ama gnah bir durum deildir. Gnahta, kendi kavramnn srekli biimde ortadan kaldrlmas dncesi yatar; bir durum olarak (de potentia [olanak asndan]) deil, de actu ya da in actu [etkinlie gre ya da etkinlik dahilinde] srekli olarak ortadan kaldrlmas dncesi. Psikolojideki hal, "pathos" kart bir meraktr, doru ruh hali, cesur bir dirente kendini gsteren bir ciddiliktir. Psikolojideki hal, Kaygnn kefedilmesidir; psikoloji, gnah kendi kaygs iinde tanmlar, kendi oluturduu tanm nedeniyle de srekli kayg iinde kalr. Gnah, bu ekilde incelendiinde, daha gl konumdadr, nk psikoloji gnaha kadns bir biimde yaklar. Bu durumun hakikilii ise kesinlik tar, etik

durum kendi kesinliini ortaya atmadan nce bu her insan yaamnda az ok gerekleir. Ama bu ekilde bakldnda gnah kendisi deil, bir "az ya da ok" olur. Gnah zerine yaplan her incelemede, ruh hali yoluyla kavramn doruluu gzlemlenebilir. rnein, gnahtan bir hastalk, anormallik, zehir, ya da bir ahenksizlik gibi sz edilirse, kavram yanllanm demektir. Gnah belirli bir bilime ait deildir, ama tek bir kiinin, tekil kii olarak, bir baka tekil kiiyle konutuu ksa vaazlarn konusudur. Gnmzde, bilimsel nem dncesi papazlar oyuna getirmi, onlar vaaz vermeyi hakir gren ve bilim uruna alan bir nevi maal memura evirmitir. Vaaz vermeye deersiz bir sanatm gibi hor gryle baklmas artc bir ey midir? Oysa vaaz verme, tam olarak Sokrates'in ycelttii sanattr, sanatlarn da en zorudur; bu, karlkl konuabilme sanatdr. Burada kast edilen, cemaat kilisesinde cevap veren birinin olmas, ya da her seferinde vaaza karlk verecek birinin bulunmas deildir. Sokrates'in sofistlerde eletirdii nokta, onlarn konuma yapmay bildii halde nasl karlkl konuulacan bilmiyor olmalar yd; sofistler her konuda uzun sre konuabiliyor, ama konumay kendilerine mal etmiyorlard. Karlkl konumann srr, konuulan eyin kiinin kendi mal olmas nda yatar. Gnah kavramna karlk gelen ey ciddiliktir. Bu nedenle etik, iinde gnahn yer bulabilecei bir bilim olmak zorundadr. Ama burada byk bir glk vardr. Etik, hl ideal bir bilimdir (ama bu her bilim idealdir gibi bir anlam tamaz). Etik, ideal olan hakiki klmak iddiasndadr. te yandan, etiin kendine has devinimi, doas gerei, hakikati ideal olann dzeyine ykseltemez.18 Etik, ideale ulamann bir grev olduunu ve herkesin bunun iin gerekli koullara sahip bulunduunu varsayar. Bylece etik, g ve olanaksz olan akla kavuturarak bir eliki oluturur. Hukuk iin sylenen, etik iin de geerlidir: O talepleriyle sadece yarglayan, ama hayata bir ey getirmeyen bir disiplin amiridir. Sadece Eski Yunan etii buna bir istisnadr, nk szn ettikleri saf bir etik deil, estetik eyi de ieren bir etkinlikti. Bu en ok erdem tanmnda ortaya kar; Aristoteles, zellikle 18 Logik metni dikkatli incelendii takdirde, etiin asla ulaamayaca bir anlamda "Hakikat"in, son blme balk yaplmasnn ne denli parlak bir fikir olduu rahatlkla grlebilir. Mantn Hakikat ile bitmesinin, hakikatin kendisiyle bir ilgisi yoktur, "Varlk" ile balamasnn, varlk ile ilgisinin olmamas gibi. Nikomakhosa Etikte, tm ince Yunan yalnlyla, erdemin tek bana bir insana mutluluk ve huzur getirmeyeceini, kiinin sala, dostlara, dnyevi nimetlere ve aile saadetine de ihtiyac olduunu belirtir. Etik, ne kadar ideal olursa, o kadar iyidir; kendisini, olanaks z istemenin yararsz olduuna ilikin bo laftan uzak tutmaldr. nk byle szleri dinlemek bile etik ddr, zaten etiin de buna ne vakti, ne de frsat vardr. Pazarlk etmenin ne etikte yeri vardr, ne de kii bu yolla hakikate ulaabilir. Hakikate ulamak iin, devinim tmyle tersine evrilmelidir. Etiin ideal olma zellii, kiiyi bu bilimle urarken nce metafizik, sonra estetik ve psikolojik kategoriler kullanma konusunda cezbeden Ama etik, byle batan karmalara her bilimden daha ok direnmelidir. Bylece,

insann yedeinde tmyle farkl kategoriler bulundurmadan etik zerine yazmas imknsz hale gelmitir. Bu durumda gnah, ancak nedamet ile enkaz haline gelirse eti in alanna girebilir.19 Etik, gnah ierecekse, ideal durumu da sona ermi demektir. 19 Johannes de Silentio Korku ve Titreme (Frygt og Bcsven, Kopenhag: 1843) adl yaptnda bu konu zerinde durmutur. Yazar bu kitapta, bir atma yaratarak, din asndan ideal durumun aslnda hakikatin ideal durumu olduunu belirtmek iin, etik iin gerekli ideal durum adna, estetiin arzu edilen ideal durumunun kmesine izin vermitir. Bylece estetik iin arzu edilen, etiin ideal durumu iin imknsz olmaktan kmtr. Bu, ideal din durumun diyalektik srama ile ortaya kmas sayesinde mmkn olmutur, pozitif ("Yeni olan her eyi seyret") ve negatif ("Yineleme" kavram ile karlanan, anlamsz olann tutkusu) olmak zere iki biimi vardr. Ya etik istedii iin varolu tmyle sona erecek; ya da yaam ile varoluun, eski varolu ile bir sreklilik kurarak deil (bu bir eliki olurdu), bir aknlk yoluyla yemden balamas iin gerekli koul salanacaktr. Bu aknlk, yineleme ile nceki varoluu bir yarlma ile birbirinden ayrr. Bundan sonra iki varoluun ilikisinden, okyanustaki, havadaki ve topraktaki canllarn birbiriyle ilikisi gibi, ancak mecaz biimde sz edilebilecektir. Ama baz doa bilimcilerine gre eski varolu, yeni varoluun ortaya kardklarn eksik bir prototip olarak temsil ediyordu. Bu kategori iin, Constantin Constantius'un Yineleme (Gjentagelsen, Kopenhag: 1843) adl menline baklabilir. Bu kitap, tasarland gibi, phesiz zekice yazlmtr. Bildiim kadaryla yazar, "yineleme" kavramm canl bir biimde kavrayan ilk kiidir. Bunun yannda, bilimlerin yeni bir bilim doana dek birbirine dnt grnmez discrimen rerum'a (dn noktas], iaret ederek, "pagan" ile Hristiyan arasndaki ilikiyi aklamak iin, "yineleme" kavramnn retkenliine de izin vermitir. Ama bunu yaparken, nkteli bir biimde, "yineleme" kavramm bir benzeriyle ayn sraya dizerek bu kavramda kefettii eyi yeniden rtmtr. Bunu yapmaya yazar neyin ittiini sylemek, daha dorusu anlamak kolay deil. Bu tarznn nedenini, kendisi "tanrtanmazlarn kavrayndan uzak tutmak" diye aklyor". "Yineleme" kavram ile sadece estetik ve psikolojik adan ilgilendii iin, bir szc bir an her eyi, teki an hibir eyi imleyecek biimde mizah dzene kavuturmas gerekiyordu. Bu gei, ya da bulutlardan byle bir srekli d, kendi gln kartyla harekete geiriliyor. Aslnda her eyi de kesin bir biimde otuz drdnc sayfada aklamtr: "Yineleme, metafiziin ilgi alannda olduu gibi, strabna da yol aar; yineleme her etik yaklamn parolas, her dogmatik problem iin bir conditio sine qua non'dur [vazgeilmez koul]. lk iddia, Kant'n estetik iin sylediine benzer biimde, metafiziin yalnz bana kendine bir hayr olmayacam anlatr. Yarar ilerledike, metafizik ona yol verir, szck bu nedenle vurgulanmtr. Hakikatte, znelliin yarar arttka, metafizik karaya oturur. Yineleme olmazsa, etik snrlayc bir g olur. Yazar bu gerekeyle yinelemenin her etik yaklam iin bir parola olduunu sylyor. Yineleme olmazsa, dogmatik dnce de varln srdremez, nk yineleme inan ile balar, inan da dogmatik problemler iin bir organ ilevi grr. Yineleme, doa alannda devinimsiz bir zorunluluk olarak bulunur. Tin alannda yaplmas gereken, yineleme yoluyla bir deiiklik elde etmek, ya da yineleme srasnda gevemek deildir; zira Tin, yinelemenin tini ile

sadece (iyi ile ktnn, yaz ve k gibi deiecei) dsal bir iliki iinde deildir. Tin alannda stesinden gelinmesi gereken, yinelemeyi isel bir biime, zgrln devi haline dntrmek, teki her ey deiirken zgrln yinelemeyi gerekletirecei en yksek yarar salamaktr. Sonlu tin, bu noktada umutsuzlua kaplr. Bu, Constantin'in kenara ekilerek, din yoluyla gen insanda yinelemenin ortaya kmasn salamasdr. Constantin bu nedenle birka kez, yinelemenin din bir kategori olduunu, kendisi iin fazla akn olduunu, yinelemenin anlamszlk ile devinim kazandn syler, yz krk ikinci sayfada da hakiki yinelemenin ebedilik olduunu belirtir. Profesr Heiberg tm bunlar gzden karmtr. Bunun yerine o, kendisinin gzel ve zarif Yeni Yl Hediyesi gibi, konuyu debdebeyle Constantin'in balad yere ekerek, bu yapt da [Yineleme} zarif ve ho, ama ayn zamanda nemsiz bir yere koymaya alm; ya da yeni bir kitab hatrlayarak, konuyu En-ten Eller'dcki estetikinin "Ekinlerin Mnavebesi"nde anlatt noktaya getirmek iin uramtr. Constantin bu ayrcalkl sekiye yerletirilerek onurlandrlmasndan gururlanm olsayd, bu kitab yazd iin tmyle delirmi olmas gerekirdi. te yandan, onun gibi yanl anlalmak iin yazan bir yazar, kendini unutur ve Profesr Heiberg'in yanl anlamas ile ruh dinginliine kavumazsa, gene tmyle delirmi saylr. Bu korkacam bir ey deil, nk bu durum ortaya ktndan beri Profesr Heiberg'e karlk vermemi olmas, onun kendisini kavradn gsterir.

Etik ideal durumunu korudu u srece, hibir zaman hakikati yitirecek kadar insana aykr bir hale dnmez; ama kendini herkesin yerine getirmesi gereken bir dev gibi sunar, bu yolla kiiyi, KOT' Aoyr\t> [en yksek anlamda] doru ve btnlkl bir insana dntrecei iddiasndadr, bu gln getirdii gerilim de bylece artar. Gnah, etik devi yerine getirmek iin mcadele verirken, kendini arzi, kiiye tesadfen bal bir ey olarak deil, kiinin tesine geen, derin, ok derin, gittike derine inen bir nkoul olarak ortaya koyar. te o zaman etik her eyi yitirmi, her eyi yitirmesi iin etie destek verilmi demektir. Karmza kan, ulalacak hedefin ok tesinde bir kategoridir. Mevrus gnah her eyi daha da umutsuzlua srkler; o etik yoluyla deil, dogmatik dnce araclyla g durumu uzaklatrr. Antika'daki bilgi ve akl yrtme, dncenin bir gereklie sahip olduunu varsayyordu, Antika'daki etik, bu yolla erdemin gerekletirilebilecei n koulu zerine kurulmutu. Gnahta bulunan phecilik, pagan dnceye tmyle yabancyd. Gnah etik bilin iin neyse, hata da gnahn bilgisi iin oydu - tekil istisna hibir eyi ispat etmez. Dogmatik dnce, stricte [kesin anlamda] ideal diye adlandrlan bilime kart olarak, hakikat yoluyla ilerleyen bir bilimi, etii, kendisine balang noktas almt; hakikat ile halamasnn nedeni, onu ideale ykseltme isteiydi. Bu dnce gnahn varln inkr etmez, tam tersine, gnah bir on kabul olarak alr ve mevrus gnah ile onu aklar. Bununla birlikte, dogmatik dnce nadiren ar bir biimde ele alnd iin, mevrus gnaha kendi snrlar iinde yaklalr, bylece bu dncenin ok biimli orijinal grn akla kavumaz, bulanklar. Bu durum, ncil'de melekler, vb. bir dogmayla karlaldnda da yaanr. Bu nedenle, dogmatik dncenin yapmas gereken, Mevrus gnah aklamak yerine, onu n kabul olarak alp incelemektir. Bu, Antik Yunan'da doa zerine pek ok ey sylenmesiyle oluan girdap gibidir: Hibir bilimin kavrayamayaca , devinen bir ey.

Dogmatik dnceyle ilgili bu sylenenler, Schleiermacher'in bu bilime yapt lmsz katk yeniden kavranrsa, doru olarak kabul edilebilir. O ok nce, insanlar Hegel'i tercih ettiklerinde geri planda kalmt. Schleiermacher, Antika Yunan gibi, yalnzca bildii eylerden sz eden zarif bir dnrd. Hegel ise tam aksine, ola anst yeteneine ve alma gcne ramen, yaptklaryla bize bir kez daha kendisinin geni bir yelpazede tam anlamyla Alman bir felsefe profesr olduunu hatrlatyor, nk a tout prix [ne pahasna olursa olsun] her eyi aklamak zorunda olduunu dnyor. kin bilimin ie metafizik ile balad gibi, yeni bilim de dogmatik dnce ile balar. Burada etik kendine yeniden bir bilim olarak yer bulur; hakikatin dogmatik bilincini, hakikat asndan zerine bir grev olarak alr. Bu etik gnah gz ard etmez; ideal durumu da, ideal talepleri yerine getirmeyi deil, hakikatin bilincine, gnahn hakikatine, gevek bir metafizik zihinle deil, psikolojik ehevilik ile nfuz etmeyi gerektirir. Devinimlerdeki farkll grmek zor deildir: Szn ettiimiz etik, eylerin deiik bir dzenine tbidir. lk etik, tekil bireyin gnahkrl ile karaya oturmutur. Bylece ilk etik, kiinin gnah insan trnn gnah biiminde yayld iin, gnahkrl aklayabilmek yerine daha byk bir etik bilmecenin iine dmtr. Bu noktada, dogmatik dnce mevrus gnah ile kurtar cla soyunmutur. Yeni etik dogmatik dnceyi n kabul olarak alr, mevrus gnah ile de tekil kiinin gnahn aklar; bu arada ideal durumu da bir dev biiminde tasarlar: Yukardan aaya deil, aadan yukarya bir devinim oluturacak biimde. Aristoteles zerine genellikle bilinen, jtq<btt| cplooocpta [ilk felsefe] terimini metafizii tanmlamak iin kulland ynndedir, bize gre bu tanm, iinde teolojiye ait bir paray da barndrr. Teolojiye bu adan yaklamak, pagan dncenin dzenine uygundur. Byle bir yaklam da, nfuz edici ilahi tefekkrn eksikliinden kaynaklanan, pagan tiyatroya ilahi bir ibadet gibi gereklik atfeden gr ile balantldr. Bu mulaklktan bir soyutlama yaparsak, tanm koruyabilir, jtoytT] cpAoaocpia20 ile bizim "pagan" dediimiz, z ikinlik olan, Antik Yunan'da "hatrlama" diye ifade edilen bilimin btnl n anlayabiliriz. Secunda philolosophia [ikinci felsefe] da, z a knlk ya da yineleme olan bilimin btnln ifade eder.21 Gnah kavram hibir bilimin konusu deildir; yalnzca ikinci etik, olu srecine dokunmadan, onun kendini gstermesi ile uraabilir. Bu kavram baka bir bilimin elinde karmakark olmaya mahkmdur. Mevcut tasarmza yaklamak iin, bu kavramn psikoloji tarafndan incelendiinde de ayn sonucun doacan belirtmemiz gerek. Psikolojinin inceleme konusu, huzursuz bir dinginlik iinde bulunan sknettir; bu, kendini her zaman reten ya da bastran bir dinginlik deildir. Gnahn srekli ortaya kt bu sabit duru, zorunluluk ile deil (nk zorunluluk ile olu hali bir durumdur, rnein bir bitkinin tm tarihi bir durumdan ibarettir), zgrlk ile gerekleir. Bu bekleme hali, nceden tasarlanm bu kabul, gnahn gerek olanadr, psikolojinin yarar salayaca konu da buradadr. Psikoloji, gnahn olu halini deil, nasl var olduunu konu edinip inceler. Psikoloji gnaha, zaten var olan bir ey gibi yaklar, bir sonraki

adm ise, gnahn orada olduudur; ilki ile ikincisi arasnda nitel bir fark vardr. Psikolojinin muazzam tefekkr ve gzlemi asndan bu n kabul, psikolojinin sa layaca yarar bakmndan gittike geniliyor. 20-Schelling, Aristoteles'in bu terimine negatif ile pozitif felsefe arasnda kendi yapt ayrm desteklemek iin dikkat ekmiti. Negatif felsefe ile kast edilen "mantk"tr; burada bir sorun yok. Ama pozitif felsefe ile, kendisinin kurmak istedii felsefe dnda ne demek istedii benim iin o kadar ak deil. Bununla birlikte, ben sadece kendi dncemi gelitirmekle uratm iin, bu konu zerinde daha fazla durmamn yarar yok. 21-Constantin Constantius, ikinliin "yarar" ile topraa ayak bastn syleyerek bu konuya iaret etmiti. Hakikat, ilk kez bu kavram ile doru biimde gn na kyor. Psikoloji kendinden vazgemeli, yani gnahn bir hakikat olarak orada durmasndan doan hayal krkln brakmaldr. Ama bu hayal krkl psikolojinin gszl n ortaya serer ve artk stlenebilecei bir i olmadn gsterir. nsan doasnn gnah olanakl klacak bir ekilde ina edildiini sylemek psikoloji asndan dorudur, ama gnahn bu olanan etkin hale getirmek, etie kar isyan etmektir; dogmatik dnce de bunu, zgrl tmyle olanaks z kld iin, bir kfr olarak grr. Gnah, var olduktan sonra etkindir, eski bir felsefenin Tanr nn olanakl olmas ile zorunlu olmasnn ayn ey olduunu sylemesi gibi. Gnah vaaz edildii anda etik ortaya kar ve gnahn att her adm gzlem alt na alr. Gnahn yeryzne nasl indii etiin konusu deildir, o yalnzca gnahn, gnah olarak yeryzne gelmi olmasyla ilgilenir. Ama gnahn olanann duraanl, gnahn olumas kadar etiin alannn dndadr. Psikolojinin ele ald nesne zerinde hangi anlamda ve nereye kadar gzlem yapabilecei daha ak sorulursa, cevap bellidir: Gnahn hakikatinin bir dnce nesnesi biiminde incelenmesinin psikoloji ile bir inceleme alan olarak da etik ile ilikisi yoktur, nk etik gzlem yapmaz, hep sular, yarglar, eylemde bulunur. u da bellidir ki, psikolojinin hakikate ilikin deneysel ayrntlarla da, bunlarn gnahn dnda bulunuyor olmas dnda, bir ilgisi yoktur. Aslnda psikoloji bir bilim olarak hibir zaman kendi alanndaki deneysel bir ayrntyla ilgilenmez, psikolojinin somutluu arttka, ayrnt da daha bilimsel bir tasarm olacaktr. Gnmzde bu bilim, hayatn kpren eitliliinden zehirlenmeye kendini teki bilimlerden daha ok amtr, bunun sonucunda da kendini krbalayan insanlar gibi, riyazete ve asketik hayata balamtr. Ama bu durum bilimin deil, kendini ona adayanlarn hatasdr. te yandan, gnah asndan, hakikatin tm ierii psikolojiye yabanc kalmtr, ona ait olan tek ey gnahn olanadr. Etik iin ise, gnahn olana hibir zaman meydana gelmez. Etik kandrlmasna izin vermez, byle dncelerle de yitirecek vakti yoktur. Psikoloji de bunlara baylr ve olanan kenarlarn, alarn hesaplayarak Arkhimedes gibi rahatsz edilmeden almak ister.

Psikoloji artk gnahn derin olanana batmken, hi dnmeden baka bir bilime hizmet eder, bu bilim de psikolojinin iini bitirmesini bekler, bylece o yeni batan balayacak ve aklama iin psikolojiye yardm edecektir. Bu bilim etik deildir, nk etik bu olanakllk ile ilgilenmez. Bu bilim dogmatik dncedir, mevrus gnah da burada ortaya kar. Psikoloji gnahn gerek olanan tmyle aratrrken, dogmatik dnce mevrus gnah, yani gnahn ideal olana n aklar. Ama ikinci etik, ne gnahn olana, ne de mevrus gnah ile ilgilenir. lk etik gnah gz ard eder. kinci etik ise gnahn hakikatini, kendi alan iine alr, burada psikoloji ie ancak bir yanl anlama sonucu karabilir. Burada sylenenler doru ise, yazarn bu yapt psikolojik tefekkr diye adlandrmas ve bu tefekkrn, bilim ile ilikisinin bilinci iinde, nasl psikolojinin alanna girdii, daha sonra dogmatik dnceye nasl yneldii akla kavumutur. Psikoloji znel tin zerine bir doktrin olarak adlandrlmtr. Buna daha yakndan baklrsa, gnah asndan, onun mutlak tin doktrinine nasl gemek zorunda olduu da grlr. Dogmatik dncenin yeri de burasdr. lk etik metafizii n kabul olarak alr, ikinci etik de dogmatik dnceyi; ama n kabul olarak ald eyi burada ve baka her yerde tamamlayarak. Giri blmnde yaplabilecekler bitti. Giri doru, kayg kavramna ilikin tefekkr ise tmyle yanl olabilir. Geriye, byle olup olmadna bakmak kalyor.

Birinci Blm Mevrus Gnah'n Balang Noktas ve Bu Kavramn Kkenine Dnerek Yaplan Bir Aklama Olarak Kayg 1."MEVRUS GNAH" KAVRAMI ZERiNE TARiHi YAKLAIMLAR
Bu kavram lk Gnah ile; Adem'in Gnah, D ile zde midir? Mevrus Gnah' aklamak ile Adem'in Gnah'n aklamann zde bir i olduu yolunda yaygn bir yaklam benimsenmitir. Bu konu zerinde dnmek zorluklar da beraberinde getirdii iin byle bir k yolu tercih edilmi, D, bir aklama yapm olmak iin, hayal [phantastisk] bir balang noktas olarak gsterilmitir, bu noktann yitimi de D' bir sonu olarak belirlemitir. Bu aklamann kazanc, byle bir koulun yeryznde bulunmadn herkesin isteyerek kabullenmesi, ama bylece phenin de deitiini, yani hi var olmadn, onu yitirmek iin var olmasnn da zorunlu olduunu unutmasdr. nsanlk tarihi, hayal bir balang noktasna kavumutur. Adem bu tarihten hayal bir biimde dlanm, Takva ile Hayal, istediini, ilahi preld elde etmi, ama dnceye hibir ey kalmamtr. Adem iki biimde dlanr. lk varsaym, zellikle Katoliklikte (Adem donum divinitus datum supranaturale et admirable'yi [Tanrnn bahettii ola anst ve mucizevi dl] yitirdi) diyalektik ve hayaldir. Ahiti Dogmatiklerde22 ise tarih ve hayaldir; bu da Adem'in tm insanlk iin tam

salahiyetli grnn ieren hayal dnce iinde dramatik bir biimde yitip gitmitir. Her iki aklama tabii ki hibir ey aklamaz; biri kendi yazd kurguyu aklarken teki hibir ey aklamayan bir kurgu yazar. Mevrus Gnah kavramnn lk Gnah kavramndan fark, tek kiinin Mevrus Gnah'tan, gnahla olan ilkel balants ile deil, sadece Adem ile olan ba lants araclyla pay almasnda m bulunur? Bu durumda Adem tarihin dna hayal bir biimde yerletirilmi, Adem'in gnah da gemiten daha fazla bir ey olmutur (plus quam perfectum)23. Mevrus Gnah imdiki zamanda olan bir eydir; Gnahkrlk'n kendisidir, bir tek Adem'de yoktur, nk onunla birlikte olumutur. Bylece aklanmaya allan Adem'in gnah deil, sonular asndan Mevrus Gnah'tr. Ama bu aklama akla uygun deildir. Bu yolla anlalan, simgesel kitaplardan birinin aklamann olanakszln bildirmi olmas, bu bildirimin de eliki iermeksizin aklama yapm olmasdr. Schmalcalden yazlar24 aka anlatr: peccatum haereditarium tam profunda et tetra est corruptio naturae, ut nullius hominis ratione intelligi possit, sed ex scripturae patefacti-one agnoscenda et credenda s it. 22-On yedinci yzyln ortalarnda Hollandal Coccejus tarafndan gelitirilen bir gr. .n. 23-Dilbilgisi olarak: Yakn gemiten daha eski; "hikye bileik zaman". Eretisel olarak; gemiten daha mkemmel, gemi olan zamann dnda ya da tesinde olarak yorumlayabiliriz. .n. 24-Luther tarafndan yazlan, 1537'de Schmalkalden'daki izleyicileri tarafndan kabul edilen metinler. Schmalkalden Birlii, 1531-1537 arasnda V. Karl'a kar kurulmu olan Protestan birliin addr. .n. [Mevrus Gnah insan doasnda var olan o kadar derin ve menfur bir ykmdr ki, insan anl ile kavranamaz, ama lahi Metinler'in verdii vahiy ile bilinmeli ve inanlmaldr.] Bu ifade, aklamalarla kolayca badatrlabilir, nk ilerinde ussal tanmlar deil, Mevrus Gnah'a kzgnlk duymay salayan bir dev duygusu (etik anlamda) tarlar. Bu duygu bir sulaycnn roln stlenir: Neredeyse kadns bir duyguyla, k bir kzn heyecanyla, sadece gnah ilemeye ve iledii gnahtaki payna ilikin giderek artan tiksintiye odaklanm, kiinin bu gnahtaki payn betimleyecek szcklerin bulunamad bir duygu. Byle bir dnce ile birlikte deiik itiraflara baklrsa, aralarnda bir derecelendirme oldu u, ba ekenin de derin Protestan dev ahlk olduu grlecektir. Yunan Kilisesi, Mevrus Gnah'tan **** [lk Baba'nn gnah] biiminde sz eder. Bu aklama bir kavram bile iermez, nk tarihsel bir bilgiden baka bir ey deildir; bir kavram gibi imdiki zaman anlatmaz, sadece tarihsel sonular aktarr. Vitium originis [kkenin erdemsizlii] (Tertullian) bir kavram olmakla birlikte, dilsel yaps nedeniyle tarihsel olann kavramlatrlmasn baskn tutar. Peccatum originale [lk Gnah] {quia originaliter tradatur [Kkenden tand iin] Augustinus) bu kavram gsterir ve peccatum originans [neden olarak gnah] ile peccatum originatum [etki olarak Gnah] arasndaki farkla daha da ak biimde tanmlanr. Protestanlk, skolastik tanmlar (carentia imaginis dei; defectus justitiae originalis [Tanrnn grnnn yokluu; balangtaki doruluun yitimi]) ve Mevrus Gnah'n bir poena [Ceza] olduu yolundaki gr (concupiscentiam poenam esse non peccatum, disputant adversarii. [Bize kar olanlar, ksnll n gnah deil ceza olduunu iddia

ederler.] Apologia A.C.) reddeder. imdi de heyecanl ykseli balyor: vitium, peccatum, reatus, culpa. [ktlk, gnah, hata, su] zerinde durulan tek ey, tvbekar ruh zerine belagat yapmak olunca, eliki tayan bir dnce de Mevrus Gnah tartmalarnda yerini alyor: nunc quoque afferens ram dei s, qui secundum eemplum Adami peccarunt. [Adem'den sonra gnah ileyenler imdi Tanrnn gazabn stlerine ekiyor.] Ya da dnceye katksnn ne olduu belli olmayan retorik bir yaklam, Mevrus Gnah zerine rktc eyler sylyor: quo fit, ut omnes propter inobedientiam Adae et Hevae in odio apud deum si-mus. [Bylece Tanr , Adem ile Havva'nn itaatsizlii nedeniyle hepimizden nefret ediyor. ] Concord Forml; burada Mevrus Gnah' dnmeye kar karken de Forml saknmldr, nk kii bunu dnrse, gnah onun tz olur.25 Bu belirlemeler, inan ile tvbekrlk iin duyulan heyecan yitip gidince, kiinin iine yaramaz, sadece gnah bilmesinden kamasn salayan zekice uslamlamalara dnr. Ama baka belirlemelere duyulan gereksinim, amzn mkemmelliine ilikin kuku verici bir kanttr, tpk Drakon yasalarndan26 baka bir eye de gereksinim duymamz gibi. 25 Concord Forml'nn bu kavram dnmeyi yasaklamasna, dnlemez olanla dncenin nasl bir araya geldiini bilmesini salayan yksek tutkunun bir kant olarak baklmaldr; modern dnceyle kartl asndan hayranlk uyandran, ama hayli zayf bir tutku. 26 Drakon (M. O. 7. yzyl) Atinal yasa koyucudur, yazd kat ceza hukukuyla bilinir. - .n. Burada aka kendini gsteren "hayal" yaklam, Dogmatik dncenin bir baka yerinde, Kefaret dncesinde, kendini srekli yineler. Bu dnceye gre, Isa, Mevrus Gnah'n kefaretini demitir. Peki o zaman Adem'e ne oldu? Mevrus Gnah' yeryzne indiren o oldu una gre, Mevrus Gnah onda fiili bir gnah deil miydi? Ya da Mevrus Gnah'n Adem asndan anlam herkes iin ifade ettii kadar m? Bu durumda yaklam kendi kendini yok ediyor. Yoksa Adem'in tm yaam m Mevrus Gnah idi? lk gnah onda teki gnahlarn, yani fiili gnahlarn domasna yol amad m? Bu dncelerin gerisindeki hata burada daha da aktr; nk bunlarn sonucu olarak Adem tarihin dna hayal olarak atlm, Kefaret'ten muaf tek kii olmutur. Sorunun nasl ortaya konduu bir yana, Adem hayal bir biimde darda brakldnda her ey birbirine girmitir. Bylece Adem'in gnahn aklamak Mevrus Gnah' aklamak olmutur; Adem'i anlatp Mevrus Gnah hakknda bir ey sylemeyen, ya da Mevrus Gnah' anlatp Adem'e ilimeyen aklamalarn da bir yarar yoktur. Bunun altnda yatan en derin neden insan varoluuna ilikin zsel bir durumdur: nsan, kendisi ve ayn zamanda tr asndan bir individuum" dur, trn tamam bireyden pay alr, birey de trn tamamndan.27 Bu saptamada gecikilirse, insan kolaylkla ya Pelagius'un, Socinus'un retilerini destekleyenlerden, insanl seven bireyci bir kii, ya da Hayal dncesini savunanlardan biri olur. Usun dolayszca kavrad, trn saysal olarak teklii olan Bir'e indirgendiidir. Hayal dnce, Adem'in tm insan trnden fazla oluu dolaysyla belli bir gurura, bu trn dnda brakld iin de belirsiz bir gurura sahip olduu yolundadr. 27 Belirli bir birey trn dnda kalrsa, reddedilii trde bir deiiklie yol aar. Bununla birlikte trnn dnda kalan bir hayvan olursa, trn kendisi hibir biimde etkilenmez.

Birey, her an, hem kendi, hem de trn kendisidir. Bu bir durum olarak, hem insann mkemmellii, hem de bir elikidir; bir eliki ise bir devin ifadesidir, her dev de bir devinimdir. Ama devin kendisi ile nesnesinin zde olduu bir devinim, tarih bir devinimdir. Bylece bireyin, dolaysyla da trn bir tarihi olmutur. Ayn mkemmellie sahip olmalar nedeniyle bireylerin birbirlerinden saysal olarak ayrt edilememeleri, tr kavramn da bir hayalete dntrmtr. Her birey, varolusal olarak, tekilerin tarihine kendi tarihine olduu kadar baldr. Bylece kendi mkemmellii, btnden kusursuz biimde pay almasna dnmtr. Hibir bireyin trn tarihine kaytsz kalamayaca gibi, tr de kimsenin tarihine kaytsz kalamaz. Trn tarihi ilerledike, birey de srekli yeniden balar, nk ayn anda hem kendi, hem trn kendisi, hem de trn tarihidir. Adem ilk insandr. O ayn zamanda hem kendi, hem de trn kendisidir. Onunla iliki kurmamzn nedeni estetik gzellik kaygs deildir; ne de, her eyin sorumlusu olarak dt boluktan kurtarma endiesiyle, ballmzn ona uzanmasndan doan ruh ycelii... Bu ilikinin nedeni, acy paylamadan duyulan esrime, bir ocu un babasnn suuna ortak olmak istemesine benzeyen bir Takva'ya teslimiyet de deildir; ne de, zorunluluun getirdii gl bir merhamet duygusu... Biz onunla, Dnce yoluyla iliki kurarz. mdi, Adem'in insan tr iin caput generis humani naturale, seminale, foederale [doa, kalt, ahit gerei insan trnn ncs] olduu yolundaki her aklama abas, dogmatik vurguyu gz nne aldmzda, kafa karkl yaratmaktan baka bir eye yaramaz. Adem, insan trnden varolusal olarak farkl deildir, nk byle olsayd, tr diye bir ey olmayacakt; bu trn kendisi de deildir, nk bu durumda da ortada tr kalmayacakt . O kendi ve insan trnn kendisidir: Adem'i aklayan her ey insan trn de aklayacaktr, insan trn aklayan her ey de Adem'i...

2.iLK GNAH KAVRAMI


Geleneksel kavramlara gre, Adem'in gnah ile her bir kiinin ilk gnah arasndaki fark udur: Adem'in gnah, gnahkrl bir sonu olarak koullar; ikincisi ise gnahkrl bir koul olarak varsayar. Byle olsayd, Adem hakikatte insan trnn dnda bulunacak, tr onunla balamayacak ve insan trnn, kendisi dnda bir balang noktas olacakt - bu dnce kavramlar tmyle ortadan kaldrr. lk gnahn anlamnn herhangi bir gnahtan (baka pek ok gnah arasnda bir gnah) farkl olduu, bir gnahtan ayr olduu (1 saysnn 2 says ile olan ilikisi gibi) aktr. lk Gnah, niteliin belirlenimidir; Gnah, ilk gnahtr. O, ilk olann srrdr; ilk gnah soyut bir usa vurma ile aklamak kabul edilemez. nk bu yaklama gre, bir kez, hibir kez demektir, birden ok olduunda bir anlam tar. Akl d bir grtr bu; nk "ok kez", ya her belirli ann "ilk an" kadar olduunu, ya da bunlarn hepsi toplandnda oluan btnn "ilk an" kadar olmadn imler. Dolaysyla, mantksal olarak sreklilik ieren nitelikler yeni bir nitelik olu turaca iin, byle dnmek bir ie yaramaz. Durumun baka trl olduunu bilip, Hegel'in yapt gibi mantksal devinim atfederek, bunu tmyle mantkta iselletirmek uruna sonucu gizlemek balanmaz bir suskunluktur.28 Yeni nitelik, srama ile, esrarl olann yardmyla, ilk nitelikle birlikte grnr.

lk Gnah saysal anlamda bir gnah demekse, ne birey ne de trn kendisi iin, hibir tarih ondan balayarak geliemez ve gnahn kendi tarihi de olamaz. nk; trn tarihinin bireyin tarihi olmamasna, bireyin tarihinin ise trn tarihi olmasna ramen, koullama her ikisi iin de ayndr yaplan iin srekli bir eliki iermesi dnda. 28 Her eyin tesinde, nicel bir belirlenim ile yeni bir nitelik arasndaki ilikiden sz eden bu nermenin yks eskiye dayanr. Aslnda Yunan sofizmi, sadece nicel bir belirlenimi olumlamakla yetinmitir; bylece en yksek farkllk da benzerlik ile benzemezlik arasnda olmutur. Gnmz felsefesinde, nicel bir belirlenimi farklln tmn aklamak iin kullanan ilk kii Schelling olmutur. Daha sonra, doktora almasnda bunu tartt iin, Eschenmayer'i eletirmitir. Hegel, sramay mantk dahilinde kullanmtr. Rosenkranz'n Hegel'e duyduu hayranln (Psikoloji adl kitabnda) nedeni budur. Daha sonraki bir yaynnda (Schelling zerinedir) Rosenkranz Schelling'i eletirir, Hegel'i ver. Hegel'in talihsizlii tam olarak udur: Yeni nitelii korumaya alr, ama bunu istemez de; nk asl istedii bunu mantn iinde yapmaktr. Daha sonra, yeni niteliin farkl bir bilin dzeyi ile farkl bir anlam olmas gerektiini fark eder. lk Gnah ile, gnah yeryzne inmitir, ayn biimde, sonraki her kiinin ilk gnah ile gnahn yeryzne indii de dorudur. Adem'in ilk gnahndan nce gnahn yeryznde olmamas, tmyle ikincil nem tayan, gnahn kendisiyle ilgisi olmayan bir dncedir; bu, ne Adem'in gnahnn daha byk olduunu, ne de teki kiilerin ilk gnahnn daha kk oldu unu dorular. Bir kiinin gnahkrlnn, bir generatio aequivoca [iftleme olmakszn domak] yoluyla insanda ilk gnah ortaya karana dek, kendini nicel olarak belirledii grn benimsetmeye almak mantksal ve etik bir sapknlktr. Bu, nicel belirlenimin hizmetinde ustalaan Trop'un hukuk derecesi alamamasna benzer. Brakn matematikiler ile gkbilimciler, ellerinden geliyorsa, kendilerini sonsuza dek blnebilen boyuttaki byklklerle kurtarsnlar; bunlar yaamn iinde hi kimseye snav kazandrmaz, Ruh'u aklamaktan ise ok uzakt r. Her bir sonraki kiinin ilk gnah gnahkrlkla ortaya kyorsa, onun ilk gnah zsel olmayan bir biimde ilk olarak nitelenir, ayn zamanda trn evrensel zeminindeki sra says ile -byle dnlebilirse eer- zsel olarak nitelenir. Bu mmkn olmad gibi; kiinin hem ilk kif olmakla vnmesi, hem de bakalarndan farkl bir ey yapmadn syleyerek, bir ey dnme iradesinin olmamas yla sorumlulu undan kamas, irkin, mantksz, ahlksz, Hristiyanla aykr bir eydir. nsann gnahkrl, ibretin gc, vb. -bunlar, bir kiinin trn kendisi olduu, her bireyin de hem kendisi hem de tr olduu varsaylmazsa hibir ey aklamayan nicel belirlenimlerdir.29 29 Bunlarn trn tarihindeki nemi, ya da srayn kendisini aklamadan sraya giden yolda ne olduu baka bir konudur. Yaratln lk Gnah'a ilikin yks, zellikle gnmzde, dikkatsiz bir biimde bir "mythos" olarak ele alnmtr. Bunun iyi bir nedeni vardr; bu yknn yeri, zayf da olsa, bir "mythos" ile doldurulmutur. Kavray, "mythos"u izlediinde, sonu genelde pek hayrl olmaz. Yaratl yks, diyalektik olarak tutarl olan tek grtr. Tm ierii, (ek bir nermeden ibarettir: Gnah,

yeryzne bir gnah ile inmitir. Gnah, bu tanm doru olmasayd, nemsiz, aklanmasa da olabilecek bir ey olurdu. Kavrayn karlat glk, bu tanmn zaferinden ve onun derin sonucundan doar: Gnah kendisini ngrr; gnah yeryzne, kendisi olarak, kendisini ngrerek inmitir. Bylece gnah yeryzne birdenbire, bir sramayla inmitir. Ama bu srama, nitelii de vaaz eder, nitelik vaaz edildii iin srama da o an nitelie dnr ve srama nitelik tarafndan, nitelik de srama tarafndan ngrlr. Bu, kavraya aykrdr; ergo bir "mythos"tur. Kavray, telafi niyetine kendi "mythos"unu icat eder: Srama yadsnr ve bu dng dorusal bir izgi biiminde aklanr. Artk doal bir biimde ilerlemek mmkndr. Kavray insann D'ten nceki dnemine ilikin hayal szler syler, satr arasnda da masumiyet yava yava gnahkrla dntrlr ve birden karmza kar. Kavrayn bu konudaki sylemi ocuk tekerlemesi gibidir: Bir-dir-bir, iki-diriki,... so-ooon! te doal bir ilerlemeyle ortaya kan. Kavrayn iindeki "mythos"un bir anlam varsa, 0 da gnahkrln gnahtan nce geldiidir. Gnahkrlk gnahtan baka bir ey ile gelmise bu gr kendi kendini yok eder; gnah ile gelmise, gnah, gnahkrlktan nce vardr. Bu eliki, hem "srama"ya, hem de -kendisinden sonraki- zihne ait olan tek diyalektik sonutur. Adem'in ilk gnah ile gnah yeryzne inmitir. Genel kabul gren bu nerme, birok mulak yanl anlamann da domasna yol amtr. Gnahn yeryzne indii dorudur, ama bu tmyle Adem ile ilgili bir ey deildir. Bunun daha ak ve seik olarak ifade edilmesi iin, lk Gnah ile gnahkrln Adem'e indiini sylemek gerekir. Hi kimse, gnahkrln yeryzne daha sonraki bir kiinin ilk gnah ile indiini syleyemez; ama gnahkrln o kii ile yeryzne inmesi de benzer bir biimde (yani zsel olarak farksz) olmutur. nk ak olarak belirtmek gerekirse, gnahkrlk, gnah ile geldii iin yeryznde bulunur. Bu durumun Adem sz konusu oldu unda farkllk tamas, sadece onun insan tr ile olan hayal ilikisinin herkes iin ak olmasnn sonucudur. Onun gnah mevrus gnahtr. Bunun dnda, ona ilikin bilinen hibir ey yoktur. Ama Adem'e ilitirilen mevrus gnah, tek lk Gnah'tr. O zaman Adem, tarihi olmayan tek birey midir? Eer byle ise, insan tr birey olmayan bir birey ile balyor demektir; bu da hem tr hem de birey kavramlar n ortadan kaldrr. Eer insan trnn baka bir bireyi, kendi tarihi ile trn tarihinde bir nem tasayd, Adem'in de bir nemi olacakt. Adem bu nemi sadece lk Gnah vesilesiyle haizse, tarih kavram da ortadan kalkacak, tarih, balad an yok olmu olacaktr.30 nsan tr her bireyle yeni batan balamadna gre, trn gnahkrlnn da bir tarihi vardr.31 Bununla birlikte, ilerleme, bireyin nitel srama ile katld bir nicel belirlenim ile gerekleir.Bu nedenle, insan tr her bireyle yeni bir balang yapmaz byle olsa tr diye bir ey olmazd- ama her birey, tr ile yeniden balar. 30-Sorun her zaman Adem'i tekiler gibi insan trnn bir yesi saymaktan kar. Bu, Kefaret'i aklamak iin dogmatiklerin zerine eildikleri bir noktadr. Adem ile sa arasnda bir karlkllk varsaymak, hibir eyi aklamayan, ama her eyi kartran bir grtr. Bu, kavramsal btnl

olmayan bir analojidir. sa, kendi bana bir bireyin tesindeki bir bireydir. Bu nedenle balangta deil, zamann kemale erdii bir anda ortaya kar. 31-Buna kart gr, l'de anlatlmtr. nsan trnn tarihi ilerledike, birey de srekli olarak yeniden balar. Adem'in ilk gnahnn yeryzne insan trnn gnahn getirdii, her kavramn ortadan kalkt hayal bir biimde anlalabilir, ya da gnahkrln yeryzne her bireyin ilk gnah ile indii de sylenebilir. nsan trnn balangcn trn dndaki bir bireye atfetmek, gnahkrln yeryzne gnah dnda bir ey ile indiini sylemeye benzer bir "mythos"tur. Ele geen, sorunu ertelemekten baka bir ey deildir; ikinci kiiyi aklamak iin birinci kiiye ynelinir, zaten birinci kii de sfr numaral kiidir. Sanki sonra gelen kii sadece doumu nedeniyle ilkinden zsel olarak farklym gibi, insanlar yanltan ve her trl hayal tasavvura srkleyen sorun, kuaklar arasndaki iliki sorunudur. Bununla birlikte doum, hep nicel belirlenimlerle devinen insan tr tarihinin srekliliinin ifadesinden baka bir ey deildir; bu nedenle de ortaya bir birey karamaz. Bir hayvan tr, kendini binlerce kuak korumu olsa da, ortaya bir birey karamaz. kinci insan Adem'den gelmi olmasayd, kendisinden ne tr, ne de birey tretilebilecek bo bir yineleme olarak kalacakt. O zaman her belirli Adem kendi bana bir yontu olacak ve ayn belirlenimle, yani bir sayyla nitelenecekti - deyim yerindeyse, saylarla isimlendirilen "mavi ocuklar" gibi. Bunun sonunda, her belirli kii, hem kendisi hem de tr deil, sadece kendisi olacak ve asla bir tarihi olmayacakt - ne bir gemii, ne de iinde bulunduu bir tarihi olan yalnz bir melek gibi. Bu grn kusurundan; her bireyin, kendi zel tiyatrosunda trden bamsz olarak kk tarihini oynamasn isteyen Pelagianus mezhebini muaf tutmak mmkn deil. nk insan trnn tarihi kendi yolunda sessizce ilerler; iindeki bireyler, ayn yerden olmasa da, yeni batan balarlar - o anda birey, tarihteki yolculuuna balayaca noktadadr.

3.MASUMiYET KAVRAMI
Her yerde olduu gibi burada da, insan gnmzn dogmatik tanmlarndan birini benimseyecekse, Hegel'in -dogmatiklere yardm amacyla yapt- buluunu unutarak ie balamas gerekiyor. Hegel'in, dolayszlk ile masumiyeti zde grd halde dolayszln yok edilmesi gerektiini ileri srd nl saptamasna, dorusal bir izgi izlemek isteyen dogmatiklerin yaptlarnda atfta bulunulduunu grnce, insan garip bir duyguya kaplyor. Hegel, her dogmatik kavram, sradan birini bunun mantksal olduuna ikna edecek kadar tutarl bir biimde yok etmitir. Dolayszln yok edilmesi gerektiini bilmemiz iin ne Hegel'in bunu sylemesi gerekiyor, ne de o bunu sylemekle kavutuu lmsz hreti hak ediyor; zaten sylediinin mantksal bir tutarll da yoktur, nk dolays zlk hibir zaman olmad iin, yok edilmesi de gerekmez. "Dolayszlk" mantk, "Masumiyet" etik iinde deerlendirilebilecek kavramlardr. Her kavrama, ait olduu bilim asndan bakmamz gerekir; bir kavram bir bilime, ya iinde gelitirildii, ya da onun tarafndan varsayld haliyle aittir.

Aslnda masumiyetin yok edilmesi gerektiini sylemek etik adan yanltr, nk yok edilmesi gerektiini sylediimiz an dile getirmi oluruz; masumiyetin ancak su ile yok edilebileceini unutmamz etik bize yasaklar. Bu nedenle, masumiyetten bir dolays zlk olarak sz etmek, mantk asndan kendini bilmezlik, bunun buharla masna seyirci kalmak da kstahlktr; bir baka adan bakarsak, insan bunun ne oldu unu anlayacak kadar estetik duyarlla sahipse, anlad ey de uup gitmise, o kii geistreich [akll] biridir ve konuyu unutur. Adem'in su yznden masumiyeti yitirmi olmas gibi, her kii de onu ayn biimde yitirir. Eer onu su ile yitirmi olmasayd, yitirdii masumiyet olmayacakt; su ilemeden nce masum deildiyse de, hibir zaman sulu olmamtr. Adem'in masumiyeti ile ilgili olarak birok hayal tasavvur vardr; bunlar simgesel vakarlar n, insanln kkenini rten kilise minberindeki kadife imdiki kadar ypranmad zaman kazanmlard, ya da mphem kurgusal bulular gibi, daha romantik bir biimde ortada dola yorlard. Adem'in stne atlan hayal rtler arttka, gnah ilemi olmas daha aklanmaz hale geliyor, gnah da daha rktc oluyordu. Adem bylece, ezeli ve ebedi olarak ilahi kayradan mahrum kalmtr; insanlar da duruma gre duygusal ya da zeki, melankolik ya da yzeysel, tarih adan nedamet getirmi ya da hayal bir nee iinde olmular, ama hibir zaman konuyu etik ynyle kavramamlardr. Daha sonrakilerin (Adem ile Havva hari herkesin) masumiyeti zerine ok zayf bir gr gelimitir. Etik kesinlik kendi snrlarn grmezden gelmi, kamak ok kolayken insanlarn ykmllkten syrlmann yollarn kapamayaca na inanacak kadar da drst olmutur. Dar bir kafa hibir eyi kavrayamaz; masumiyet sadece su ile yitirilir. Her bir kii masumiyetini zsel olarak Adem gibi yitirir. Adem dnda herkesi, sululuu dert edinen, sululukla ilgilenen ama sululua katlmayan izleyiciler olarak grmek etik iin bir yarar getirmez. Herkesi Kefaret'e katlmayan, ama Kefaret ile ilgilenen, ona kalben bal izleyiciler olarak tasarlamak da dogmatiklerin iine gelmez. Adem gnah ilemeseydi ne olurdu, diye kafa yorarak kiinin kendi zamannn olduu kadar, dogmatikler ile etik iin de zamann israf edildiini grmek, sadece insann yanl bir ruh haline kapldnn, dolaysyla da yanl bir kavramla uratnn gstergesidir. Masum insan byle bir soru sormaz, sulu olan sorduunda ise gnah ilemi olur, nk estetik bir merak yznden sululuu yeryzne getirenin kendisi olduunu, kendisinin de masumiyeti su ile yitirdiini unutur. Masumiyet, dolayszlktan farkl olarak, yok edilmesi gereken deil, niteliinin yok edilmesi gereken, aslnda olmayan bir eydir. Ama yok edildiinde, yok edilmesinin sonucu olarak ilk kez oluur, yok edilmeden nce ve u an yok edilmekte olan bir ey olarak. Dolayszlk dolaym ile yok edilmez, ama dolaym ortaya ktnda, dolayszl o anda yok eder. O halde dolayszln yok edilmesi, dolayszla ikin bir devinimdir, ya da dolaymn dolayszl varsayd, dolaymn aksi ynnde ikin bir devinimdir. Masumiyet, bir Aknlk [Transcendents] ile iptal edilir, nk masumiyet bir eydir (Dolayszlk iin en doru tanm, Hegel'in saf Varlk iin kullanddr: O hibir eydir). Bu iddiaya gereke olarak u sylenebilir: Masumiyet aknlk ile iptal edildiinde ortaya kan,

kendisinden ok farkl bir eydir; dolaym ise, tam olarak dolayszlkla ayn eydir. Masumiyet bir nitelik, sreklilii olan bir durum'dur; dolaysyla mantn masumiyeti ortadan kaldrmak iin gsterdii tela anlamszdr, mantk bu aceleyi kendi iinde uygulasa daha iyi olur, nk mantk acele ettiinde bile ge kalr. Masumiyet, kiinin yeniden kazanmak isteyecei bir mkemmellik deildir, nk kii bu istei duyduunda onu yitirmi olur, sonra insann isteklerle vakit yitirmesinden dolay yeni bir su ortaya kar. Masumiyet, kiinin tayamayaca bir eksiklik de deildir, nk o kendine yeterlidir, kii onu yitirdiinde (insan mutlu edecek bir biimde deil, yitirebilecei tek biimde; yani su ile), kiinin masumiyeti vererek vnebilecei bir mkemmellik de olmaz. Yaratl anlats da, masumiyetin doru bir tanmn yapar. Masumiyet, cehalettir. Asla dolays z olann saf varl deil, cehaletin kendisidir. Dardan bakarak cehaletin bilgi ynnden bir tanmn yapmak, cehalet ile ilgili bir ey sylemez. Aktr ki, bu gr hibir Pelegianus dncesinden dolay sulu grlemez. nsan trnn kendi tarihi vardr; gnahkrlk, bu tarihin iinde, kendi nicel belirlenimine sahiptir, ama masumiyet her zaman bireyin nitel bir sramasyla yitirilir. Kuku yok ki, insan trnn ilerlemesi olan bu gnahkrlk, edimiyle gnahkrl varsayan belirli bir bireyin iinde az ok kendini ifade eder; ama bunun az ya da ok olmas, su kavramn ina etmeyen nicel bir belirlenimdir.

4.D KAVRAMI
Eer masumiyet cehalet ise, insan trnn sululuunun nicel belirlenimi tek bir bireyin cehaletinde mevcutsa ve bireyin edimiyle o kiinin sululuu olarak kendini aa karyorsa, Adem'in masumiyeti ve sonrakilerin masumiyeti arasnda bir fark var demektir. Yant hazrdr: "Daha ok", nitel bir belirlenim oluturmaz. Adem'den sonra gelen bir kiinin masumiyetini nasl yitirdiini aklamak daha kolay grnyor; ama bu yalnz grnte byledir. Nicel belirlenimin en yksek derecesi, sramay en dk dereceden daha kolay aklamaz: Adem'den sonra gelen birinin suunu aklayabiliyorsam, Adem'in suunu da aklayabilirim. Alkanlk, zellikle de etik ahmaklk, ilkini aklamann daha kolay olduunu ileri srmtr. Gne arpmasndan syrlmak iin ok kt bir yoldur bu; kendimizi gnahkrln iinde buluruz, onu tarz, vs., vs. Kii kendini zmek istemez; gnahkrlk iek gibi bulac bir hastalk deildir, "bylece her az kapanacaktr". Bir kii ok ciddi biimde straba doduunu ve annesinin onu gnah ile dourduunu syleyebilir, ama gerekten ac ekmesi, ancak suu yeryzne getiren ve tm bunlar zerine alan kendisi olursa olanakl olabilir, nk Gnahkrlktan estetik bir ac duymak elikidir. Gnahkrlktan masum bir ac duyan tek kii sa'dr, ama o da bu acy iine dt bir yazg gibi duymamt. Isa, yeryznn btn acsn zgr iradesiyle tayabilecek ve bunun cezasna katlanabilecek bir kii olarak bu acy yaamt. Bu estetik bir niteleme deildir, nk sa bir kiiden ok daha tesiydi. Masumiyet cehalettir, peki ama nasl yitirilmitir? nsanln byk meselesi gnah ile sadece meraktan ilgilenen dnrleri ve tahmin yrtenlerin tarihin ba langcna ykledii btn o kurnazca ve sama hipotezleri yinelemek niyetinde deilim; ksmen, benim renmekle yitirdiim vakti

anlatarak bakalarnn vaktini almamak iin; ksmen de, btn bu sylenenler tarihin dnda, cadlarla tahmin yrtenlerin sprge saplar ve kazklarla yart alacakaranlkta cereyan ettii iin... Bu aklamay zerine alan tek bilim psikolojidir; ama o da aklamayla yetinirken, baka bir bilimin bu iin stesinden gelemeyecei, etik tarafndan yaplan aklamalarn da ancak dogmatiklerin varsaymlaryla adm atabilecei yolunda verdii izlenimi korumak zorundadr. Eer psikolojik aklamay ele alp defalarca yineler, bunun sonucunda da gnahn yeryzne bu ekilde geldiine inanrsak, her ey birbirine girer. Psikoloji kendi snrlar iinde kalmak zorundadr, ancak o zaman yapt aklama bir nem tayabilir. D'n psikolojik bir aklamas, Paulus'un doktrinlerini gelitiren Usteri tarafndan ok ak bir biimde yaplmtr. Teoloji, artk byle eyleri aydnlatacak kadar speklatif olmutur, nk dolaysz olann yok edilmesi gerektiini sylemek daha kolaydr, bazen teoloji de daha uygun olan neyse ona ynelir; bu durum, aklamann son noktasnda, speklatif aklamann hayranlar tarafndan grmezden gelinir. Usteri'nin aklamasna gre, Adem'in gnahnn nedeni, aacn meyvesini yeme yasann kendisidir. Bu aklama etik olan darda brakmamakla birlikte, yasan sadece Adem'in nitel sramasyla ortaya kan nceden hazrladn da kabul eder. Bu gre daha fazla yer vermek niyetinde deilim. Herkes bunlar okumutur, okumayanlar da yazarn yaptna bakabilir.32 Bu aklamadaki eksiklik psikolojik yaklamdan kanmas ndan deil, nk byle bir nedenden dolay sulanamaz, kendine Aziz Paulus'un doktrinlerini gelitirmek ve ncil'e balanmak gibi iki grev vehmetme isteinden kaynaklanmaktadr. ncil'in bu adan sk sk zararl bir etkisi olmutur. nsan tefekkre belirli klasik blmlerden balyor, sonra da tm aklama ve bilgi bu blmlerin dzenlenmesiyle oluuyor - sanki zerinde allan tmyle yabanc bir eymi gibi. Doal olmak her zaman daha iyidir; insan tam bir ballkla aklamay ncil'in hkmleriyle yapmay isteyebilir, ncil'e uygunluun olmad durumda da bir daha deneyebilir. Bylelikle hi olmazsa, ne aklamann nesnesini kavramadan aklamann kendisini anlamak gibi utan verici bir durumda kalnr, ne de, Msrllarla savarken kendine kalkan oluturmak iin onlarn kutsal hayvanlarn kullanan Pers kral gibi kurnazca bir duruma dlr. Yasakn D' koulladm varsaymak, onu concupiscentian n koulu olarak da grmektir. Burada psikoloji kendi snrlarnn tesine gemitir. 32 Franz Baader her zamanki gc ve yetkesiyle u konular zerine birka yapt vermitir: zgrln salamlatrlmasnda gnaha arnn nemi ve gnaha arya, sadece ktle ar, ya da insann dnn nedeni gibi tek yanl baktan kaynaklanan yanl anlamalar - nk ona gre gnaha ar, zgrln "zorunlu tekisi" olarak grlmelidir. Bu konuda dnm olan herkes bu yaptlardan haberdardr, bunlar burada yinelemek gereksiz, Franz Baader'in metinlerini isteyen elde edebilir. Baader'in dncesini daha fazla izlemek yarar getirmez, nk bence o ara terimleri ihmal etmitir. Masumiyetten sua geii sadece gnaha ar kavramnn araclyla grmek, Tanr ile insan arasnda neredeyse deneysel biimde ina edilmi bir iliki olduunu varsaymaktr. Bu gr, arac roln stlenen psikolojik saptamay darda brakr, nk ara terim

hl bir concupiscentia'dr. [ar istek] Sonu olarak, Baader'in gr, daraltlm bir psikolojik aklamadan ok, gnaha ar kavram zerine yaplm diyalektik bir tefekkrdr. Concupiscentia suu ve gnah nceleyerek, onlar belirler; hl su ve gnah deildir, nk onlar tarafndan ortaya atlmtr. Nitel srama zayflam, D ardk bir hal almtr. nsann arzusunun yasaklanm olana ynelik oldu u pagan ve Hristiyan tecrbelerden kesinlik kazanm olsa da, Yasakn concupiscentia'y nasl uyandrm olduu hl belirgin deildir. nsan tecrbeye yaslanarak ilerleyemez, nk ona yaamnn hangi dneminde bu tecrbeyi edindii sorulur. Bir ara terim olarak concupiscentia ne mulaktr, ne de, hemen grlebilecei gibi, psikolojik bir aklamadr. Aslnda en gl ve yapc aklamay Protestan kilisesi ortaya atar: Mevrus Gnah' aklamak iin, insann concupiscentia ile doduu sylenir. (Omnes homines secundum naturam propagati nascuntur cum peccato h.e. sine metu dei, sine fiducia erga deum et cum concupiscentia.) [Herkes doal bir biimde gnah ile doar; yani iinde Tanr korkusu, Tanr inanc olmadan, ar istek (concupiscentia) ile.] Bununla birlikte, Protestan Kilisesi sonraki kiiler (byle birinden sz edilebilirse) ile Adem'in masumiyetini ayr tutar. Psikolojik aklama, konunun evresinde dola madan, suun nitel srama ile ortaya kt yolundaki gevek mulakln koruyarak yerinde kalmaldr.

5.KAYGI KAVRAMI
Masumiyet, cehalettir. Masumiyette insan, bir tin [Aand] olarak deil, doal kouluyla dolaysz birlii iinde bir ruh [ Sjel] olarak nitelenir. Kiinin tini, d grmektir. Bu gr ncil ile tam bir uyum iindedir; insann masumken hayr ile er arasndaki fark bildiini ileri sren gre kar karak, Katolik liyakat deerlerinin tm hayal biimlerini aa karr. Bu durumda bar ve huzur vardr, ama bunlarla birlikte, kavga ve mcadele iermeyen -nk aslnda mcadele edilecek bir ey yoktur- bir ey daha bulunur. Peki bu nedir? Hibir ey. Hiliin nasl bir etkisi olabilir? O, kaygy dourur. Bu, masumiyetin derinlere sakl srr ve kaygnn kendisidir. Tin, dsel olarak, kendi etkinliini yanstr, bu etkinlik hiliktir, masumiyet de her zaman kendi dndaki bu hilii grr. Kayg, d gren tinin nitelik kazanmasdr, bylece psikolojideki yerini edinir. Uyankken, kendim ile tekim arasndaki ayrm vaaz edilir; uykudayken ertelenir; d grrken ise bu ayrm, dolayl olarak haberdar olduumuz hiliktir. Tin, etkinlik halindeyken, kendi olanan cezbeden bir biim olarak srekli ortaya kar, ama bu olana elde etmek iin arayna balar balamaz gzden kaybolur; arad, kaygy dourabilecek tek ey olan hiliktir. Ortaya kp kendini gstermekten tesine gidemedii srece, daha fazlasn da yapamaz. Kayg kavramna psikolojide hemen hemen hi deinilmemitir. Bu terimin "korku"dan ve korkuya bal, belirli bir nesnesi olan benzer kavramlardan tmyle farkl olduunu belirtmeliyim. Kayg bu nedenle hayvanda bulunmaz; nk tin, hayvana yklenmi bir nitelik deildir.

Kaygnn diyalektik belirlenimlerine baktmzda, bunlarn tam bir psikolojik mulaklk iinde olduunu fark ederiz. Kayg, hem pay almak istediimiz, hem de karsnda durduumuz bir "pathos"tur. ["Angest er en sympathetisk Anti-pathie og en antipathetisk Sympathie."] Bunun, szn ettiimiz concupiscentia'dan anlamca tmyle farkl olduunu grmek bence zor deildir, zaten dilin kullanm da iddiamz dorular: insan, haz veren bir kaygy [den sode Angest], iyi bir eye kayg duymay [den sode Becengstelse]; ya da tuhaf bir kaygy [en Underlig Angest], kayglanmaktan utand bir eyi [en sky Angest], vb. dile getirir. Masumiyette vaaz edilmi kayg, bir su olmad gibi, bir dert yk, masumiyetin takdis edilmiliiyle uyumsuzluk gsteren bir strap da deildir. ocuklar gzlemlediimizde, kaygnn belirli olarak maceraya, korkun, esrarl olana yneldiini grrz. Bu kaygnn ortaya kmad ocuklardan sz etmek hibir eyi kantlamaz, nk hayvanda da yoktur; tin slatka, kayg da azalr. Bu kayg ocua zsel olarak aittir, onsuz yapamaz. Kaygya kaplacan bildii halde, haz veren bu kaygllk haliyle sarmalanr. ocuksulu u tinin d grmesi olarak tanmlayan tm toplumlarda, bu kaygya rastlarz. Kayg derinletike, toplum da derinlik kazanr. Bunun bir bozukluk olduunu sylemek, olsa olsa skc ve aptal bir dnceye iaret eder. Kayg, ne zaman ki zgrlk tarihin eksik biimlerinden geip szn tam anlamyla kendisine dner, ite o ilerideki noktada depresyon [Tungsind] ile e anlaml saylr.33 33 Bu konuyla ilgili olarak Ya/Ya 'ya (Enten-EIIer, Kopenhag:1843) baklabilir. Depresyonun, ilk blmde kayg iindeki "pathos" ortakl, "Egoizm" olarak belirtildii anlalrsa, ikinci blm daha ak hale gelecektir. Kayg ile nesnesi (hilik olan bir ey: Dil de bunu ifade etmeye gebedir - bir hi uruna kayglanmak) arasndaki ilikinin mulak olmas gibi, masumiyetten sua gei de o kadar diyalektiktir ki, bunun, olmas gerektii gibi, psikolojik bir aklama olduunu grrz. Nitel srama, mulakln dnda kalr. Sulu olan kii, kayg araclyla masumiyetini korur, nk onu sua iten kendisi deil, yabanc bir g olan kaygdr. Sevmedii bu g, onu kayglanmaya iter. Ama gene de suludur; korktuu halde sevmekten vazgeemedii kaygya srklenmitir. Dnyada daha mu lak bir ey yoktur, bylece bu tek psikolojik aklamadr. Ama bir kez daha yinelemek gerekirse, bu aklama nitel sramay iermez. nsann Yasak tarafndan cezbedildiini, batan karcya kandn ne sren her gr, yzeysel saptamas yznden yeterince mulaktr. Ama nicel bir belirlenim getiren bu yaklam, etik ilkelere aykr olduu gibi, psikolojinin yardmyla, etik ilkeleri kurban etmek uruna insana bir armaan verir; yle ki, etik adan akl banda herkesin bu armaan yeni ve daha derin bir batan karma olarak grp reddetmesi gerekir. Kayg, evresinde her eyin dnd bir eksen olarak sahneye kar. nsan, ruh ile bedenin bir sentezidir; ama iki terim bir nc tarafndan birletirilmedike, sentezden sz etmek olanaks zdr: nc terim, Tin'dir. nsan, masumiyette bir hayvan deildir, nk yaamnn herhangi bir nnda hayvan olmu olsayd, daha sonra insan olamazd. Tin bu ekilde vardr; dolaysz, d grr haliye. Var olduu biimiyle, dman bir gtr, nk ruh ile beden arasndaki ilikiyi srekli zedeler. Bu

iliki, mevcut olduu halde, sreklilik iinde deildir, nk bu sreklilie ancak Tin'in yardmyla kavuur. te yandan, Tin, dostane bir gtr, nk bu ilikiyi ina eder. Peki bu mulak g ile insann ilikisi nedir? Tin, kendisiyle nasl iliki kurar, kendisini nasl koullar? Tin, kendisine kayg ile balanr. Kaygy karn, Tin ayakta duramaz; bu durumda Tin, kendisini kendi dnda bulur. nsan da hibir zaman bitkisel olanla bir tutulamaz, nk Tin, ona bir nitelik olarak yklenmitir. Kaygdan kamaya alr, yapamaz, nk onu sever; kaygy gerekten sevmek ister, yapamaz, nk ondan kamaya alr. Masumiyet burada artk ahikasna ulamtr. Masumiyet, cehalettir, ama hayvans bir yrtclk olarak deil, nk Tin, cehaleti de niteler. Masumiyet kesinlikle bir kaygdr, nk masumiyetin cehaleti, hilie ilikindir. Burada artk hayrn ve errin bilgisi falan yoktur; bunun yerini, cehaletin devasa bir hilii olarak kendini kaygya yanstan bilginin btnsel etkinlii almtr. Masumiyet gene mevcudiyetini srdrr, ama cehaletin kesif bir hal almas iin hl bir szce gereksinim vardr. Masumiyet doal olarak bu szc kavrayamaz, ite o anda kayg ilk avn yakalamtr. Hilik yerine, artk esrarl bir szc e sahiptir. Yaratl'ta Tanr Adem'e "Sadece hayrn ve errin bilgisini tayan aatan yemeyeceksin," dediinde Adem tabii ki bu szc kavramamtr. Hayr ve er arasndaki fark meyveden alaca hazza neden oluyorsa, bu farkn bilgisini nasl kavrayabilirdi? Yasan arzuyu uyandrd varsaylrsa, kii cahil deildir, bilgiyi elde etmitir; bu durumda Adem'in, zgrln bilgisine de sahip olmas gerekir, nk arzu, zgrl kullanmak iin vardr. Aklama bylece ardklk ierir. Yasak, Adem'i kaygya srklemitir, nk zgrl n olana onda yasak ile uyanr. Kaygnn hilii olarak masumiyet ile geip gitmi olan, artk Adem'in iindedir ve gene bir hiliktir - yapabilmenin kayg tayan olana biiminde. Adem'in ne yapabileceine ilikin hibir fikri yoktur; baka trl dnlseydi -genelde dnlr- sonradan ortaya kacak olan hayr ile er arasndaki farkn nceden varsaylm olmas gerekirdi. Mevcut olan, sadece cehaletin yksek bir biimi, kaygnn yksek bir ifadesi olarak "yapabiliyor olma"nm olana dr. nk ilahi anlamda, "yapabiliyor olmak," bir adan her ikisidir, bir adan da deildir; Adem, ilahi bir anlamda kaygy hem sever, hem de ondan kaar. 33 33 Bu konuyla ilgili olarak Ya/Ya da'ya (Enten-EIter, Kopenhag: 1843) baklabilir. Depresyonun, ilk blmde kayg iindeki "pathos" ortakl, "Egoizm" olarak belirtildii anlalrsa, ikinci blm daha ak hale gelecektir. Yasan szn, yargnn sz izler: "Artk lmden kurtuluun yok." Doal olarak, Adem lmenin ne demek olduunu bilmez. te yandan, dehete kaplmasn nleyen bir ey de yoktur, hayvanlar bile, szc kavramadan, konuann sesindeki ifadeyi, devinimi anlarlar. Yasa n arzuyu uyandrd dnlrse, cezann da engelleme fikrini verdiini kabul etmek gerekir. Bu da her eyi kartrmaktan baka ie yaramaz. Adem ne sylendiini anlamamtr, ortada kaygnn mulaklndan baka bir ey yoktur. Yasak ile uyandrlan "yapabiliyor olma" nn sonsuz olana artk kapanmtr; nk bu olanak, kendisini izleyenin gene bir olanak olacana iaret eder.

Yasak ve ceza ile ilikisini kayg dahilinde kuran masumiyet, bylece ahikasna ulamtr. Masumiyet sulu deildir, yitip gitmi olsa da, kayg hl varln srdrr. Psikoloji buradan daha ileriye gidemez, insan yaam zerine gzlem yaparken gidebildii noktada, olsa olsa bu noktay biteviye yineleyebilir. Sonuta, ncil metnine sadk kalyorum. Yasan ve cezann sesinin, dardan geldiini dnyorum. Bu elbette birok dnrn kafasn megul etmitir. Ama zorluk gibi grnen, glp geilecek bir eydir. Aslnda masumiyet, tinsel olan her eyin ifadesini dilde bulduu iin, konuabilir. Buna bal olarak, Adem'in kendi kendine hitap ettiini varsaymak da yeterlidir. Bylece ykde eksik kalan yeri, baka birinin Adem'e anlamad bir ey syledii iddiasn darda brakarak, tamamlam bulunuyoruz. Adem'in konuabiliyor olmas ndan, sylediini kavryor olduu sonucunu karamayz. Bu dnce, hayr ve er arasndaki fark iin de geerlidir; dilde ifade edilebilen bu fark, sadece zgrlk iin vardr, nk bu fark, masumiyet iin ancak yukar da sz ettiimiz biimde anlam kazanr. Aslnda masumiyet bu fark dile getirebilir, ama bu fark masumiyet iin deildir.

6.KAYGI: MEVRUS GNAH'IN N KOULU VE BU TERiMi KKENiNE iNEREK AIKLAYAN BiR KAVRAM
Artk Yaratl anlatsn, bir "mythos" oldu u sabit fikrini gz ard ederek inceleyebiliriz. unu da unutmamalyz: Hibir dnem bugnk kadar kavraya dair "mythos"lar retmekte ba arl olmad; bir yandan "mythos"lar retirken, te yandan da onlar kknden skp atmaya alan bir a bizimki. Adem yaratld ve hayvanlara isim verdi (burada dil vardr; ocuklarn, hayvanlar tahtadaki ekillerle ayrt etmesine benzeyen eksik bir biimde de olsa), ama kendine bir e bulamad. Havva Adem'in kaburga kemiinden yaratld. Onunla mmkn en yakn ilikiye girdi, ama hl harici bir ilikiydi onlarnki. Adem ile Havva sadece saysal bir yinelemeydi. Bu adan, binlerce Adem de birinden fazla bir anlam tamyor. nsan trnn bir iftten olutuuna dair gr hakknda bu kadar yeterli. Doa, anlamsz bir fazlala izin vermez. Bylece, insan trnn birka iftten olu tuunu varsayarsak, doann anlamsz bir fazlala vard bir an olacaktr. Oluu iin iine katarsak, hibir insan fazla olmayacaktr, nk her birey, hem kendisi, hem de trn kendisidir. Bunlar Yasak ve Yarg izliyor. Ama ylan hayvanlarn en akllsyd ve kadn batan kard. Bu bir "mythos" olarak kabul edilse de, ne dnceye, ne de anlamaya zarar vermez, nk bu kavraya ait bir "mythos"tur. "Mythos", aslnda isel olan bir eyin dsallatrlmasn salar. Belirtmeliyiz ki, ilk ba tan karlan kadndr, bylece o daha sonra erkei de batan karmtr. Genel olarak sylendii gibi kadnn hangi anlamda daha zayf cinsiyet olduu, kaygnn da ona erkekten daha yakn olduu34 konusuna bir baka blmde geleceim. 34 Burada, kadnn erkee gre hangi adan eksik olduu hakknda hibir ey belirlenmez. Kayg, kadna erkekten daha ok ait olduu halde, bu eksikliin bir gstergesi deildir. Eksiklikten sz

edilecekse, bu baka bir eyde aranmaldr; kayg srasnda kadnn, kendisinin dnda baka bir insana, erkee ynelmesinde. Bu almada birka kez, gnahkrln soylarn oluu yoluyla yayldn; yani gnahkrln, olu yoluyla kendi tarihini edindiini yadsmadmz syledik. leri srlen ey aslnda sadece, gnahkrln nicel kategoriler iinde devindii, gnahn ise bireyin nitel sramasyla geldiidir. Burada, yaratla nicelik yklemenin nemli bir yn grlebilir. Havva tretilmi olandr. Kesinlikle Adem'in suretinde olsa da, kendisinden nceki bir yaratktan tretilmitir. Adem kadar masum olduundan emin olsak da, gene de bu noktada gnahkrln deilse bile, bulac gnahkrln ipucu saylabilecek bir eyin hazrlandn seziyoruz. Tretilmi olmak, belirli bir bireyin oluumunu hazrlar - onu sulu klmadan. Bir nceki blmde (5) Yasak ile Yargnn sz zerine sylenenleri unutmamalyz. Anlatdaki, "Kavrayamayaca bir ey Adem'e nasl sylenmi olabilir?" sorusundan doan eksiklii, unu aklmzda tutarsak kapatabiliriz: Konuan Adem'dir ve o, dilin kendisidir.35 Geriye ylan kalyor. Kurnazla hibir zaman scak bakmadm ve volonte deo [Tanrnn izniyle], ylann batan karmalarna da her zaman direneceim; o ylan ki, Adem ile Havva'y zamann afanda kandrdnda, yazarlar da kurnazla ekmeye balamt. Dorusu, ylan belirli bir dnce ile ilikilendirmekteki beceriksizliimi rahata kabul edebilirim. Dahas, ylanla ilgili glk, yani batan karmann nedeninin darda olduunu dnmek, hayli farkl bir glktr. Bu zaten ncil retisiyle de, Yakup'taki mehur klasik blmle de taban tabana zttr: Bu blm, Tanrnn kimseyi batan karmadn, kimse tarafndan batan karlmadn, herkesin kendisi tarafndan kandrldn syler. Eer insann ylan tarafndan kandrldn syleyerek Tanr'y kurtardn, bu yolla 35 lk insann konumay nasl renmi olduu sorulursa, sorunun doru olduunu, ama yantn bu aratrmann dnda olduunu sylerim. Kaamak yant veriyor gibi grnsem de, konunun modern felsefenin snrlarnn dnda dnlmesi gerektii kesindir, bu soruyu baka yerde yantlamam da mmkndr, insann, dilin yaratcs olarak tasarlanmasnn yanl olduu aktr. Yakup'taki "Tanr kimseyi kandrmaz" szyle de uyum iinde olduunu dnen biri varsa, o kii ikinci nermeyle, "Tanr kimse tarafndan batan karlmad" szyle yzleecektir. Ylann insana savlet etmesi de Tanrnn dolayl bir batan karmasdr, nk bu taciz insan ile Tanr arasndaki ilikiye mdahale eder. Bunu savunan birinin de kar sna nc nerme kacaktr: "Herkes kendisi tarafndan kandrlr." Bunlar D izliyor. D nitel bir srama olduu iin, psikoloji tarafndan aklanmas olanakl deildir. imdi gzlerimizi bir an iin anlatda belirtildii biimiyle bunun sonucuna evirelim; bylece Mevrus Gnahn n koulu olarak kayg zerinde younlaabiliriz.

D'n ifte sonucu olmutur: Gnah yeryzne inmi ve cinsellik ortaya kmtr; bunlarn biri tekinden ayrlamaz. Bu da, insann ilk durumunu gstermek asndan byk nem tar. nsan nc bir terime dayanan iki eyin sentezi olmasayd, bir durumdan iki sonu kmazd. nsan ruh ile bedenin, tin tarafndan taman bir sentezi olmasayd, cinsellik gnahkrlkla birlikte yeryzne gelmezdi. Bu konuda tasarm retme merakllarn gz ard edip, sadece olmayan bir eyi, D'ten nceki cinsel farkll varsayacaz; aslnda yoktu, nk cehalet srasnda olamazd. Desteimizi ncil'den alyoruz. Adem, masumiyette d gren bir tin idi. Dolaysyla sentez henz etkin deildi, nk birletirici e olan tin, henz vaaz edilmi deildi. Hayvanlarda cinsel farkllk gdsel olarak geliiyor, olabilir, ama bir sentezden olutuu iin bu insanda sz konusu deildir. Tin kendini vaaz ettiinde, sentezi de ortaya koyar, bunun iin de nce sentezi oluturan eleri ayrtrmas gerekir, nk duyusal olann en st noktas cinselliktir. nsan bu en yksek noktaya, ancak tin etkin oldu unda geebilir. Daha nce ne bir hayvandr, ne de insan. nsan olduu anda, hayvan da olmutur. Dolaysyla gnahkrlk ehvanilik deildir, ama gnah olmadan cinsellik, cinsellik olmadan da tarih olmaz. Btnle kavumu bir tin, ne biri, ne de tekidir, bu nedenle Dirili'te cinsel farkllk yoktur, bir melein tarihi olamayaca gibi. Mikil ula trd haberlerin hepsini dosyalam olsayd bile, bu onun tarihi olmayacakt. Sentez, cinsellikte nce bir eliki olarak vaaz edilir, ama her eliki gibi bir itir de, tarih de o an balar. zgrln olana, bu etkinlikten nce gelir. Bununla birlikte, zgrln olanann, hayr ile er arasnda seim yapmas mmkn deildir. Bu dnce yoksunluu, ne ncil'in, ne de akl yrtmenin iine yarar. Olanak-llk, yapabiliyor olmak'tr. Bir mantk dizgesinde olanaktan etkinlie gei olduunu sylemek uygun grnse de, etkinlikte bu o kadar uygun kamaz, nk nc bir terime gereksinim vardr. nc terim, Kayg'dr, ama nitel sramay, ancak etik adan aklayabilir. Kayg, ne zorunlulua, ne de zgrle ait bir kategoridir. Kayg, karmakark bir zgrlktr; zgrlk, zgr deil, arafa dolanmtr, ama zorunlulukla deil, kendisiyle. Gnah yeryzne zorunlulukla gelmi olsayd (bu bir elikidir) kaygnn da yeri olmayacakt. Kayg yeryzne bir liberum arbitrium [zgr irade] (akl yrtmenin bana dert olan bu durum ne balangta, ne de daha sonra yeryznde oldu) ile gelmi olsayd da ondan sz edemeyecektik. Gnahn mantksal bir aklamasn vermek, ancak bir aklama bulmak iin gln bir telaa kaplanlarn yapaca bir aptallktr. Hibir okuyucunun bu kadar derine inmeyeceini umarak, u soruyu sormak niyetindeyim: Adem gnah ilememi olsayd ne olurdu? Etkinliin ortaya kondu u anda, olanak da dnceden yoksun herkesi cezbederek onun yan sra bir hilik olarak ilerler. Bilim, insanlar hizaya sokup kendine de zincir vuran tek eyse tabii! Aptalca bir soru soruldu unda, yantlayan, soruyu soran kadar aptalca bir duruma dmemek iin dikkat etmeli, ya da hi yantlamamak. Yukardaki soru bilime yneltilmi olduu iin o kadar sama saylmaz. Eer projeleri iin ayn kafadaki arkadalar toplayan Akll Else36 gibi biri bu soruyu yadrgamazsa, kendi aptalln da rahatlkla grm olur. Bilim ise, tam

tersine, bu tr eyleri aklayamaz. Her bilim ya bir ikinlik iindedir, ya da aklamayaca bir aslanl ieren bir ikinlik iinde kalr. Gnah bu aknlktr, gnahn tek bireyin iine bir birey gibi yerletii bu discrirem rerum'un [uyumazlk hali] kendisidir. Gnah yeryzne farkl bir biimde girmez, hibir zaman da girmemitir. Burada birey iki ey yapabilir: Gnahn ne olduunu, sorunun da ne hakknda olduunu bilmedii iin gnah kendisine yabanc bir eymi gibi aratrma yaparak sama sapan sorular sorar ve aptalca bir durumda kalr; ya da ara trd eyin ne olduunu bilir, onu kavrar, hibir bilimin de bunu aklayamayacann farkndadr. Bununla birlikte, bilim ara sra umutlara ar hipotezlerle kar lk verir, ama sonunda bunlarn da aklamalar iin yeterli olmadn kabullenir. Bu tmyle dorudur, kafa kar kl ise uradan kaynaklanr: Bilim sama sorular hemen gz ard edecei yerde, bir gn bir dhinin kagelip tasarlaryla doru yant bulacan hayal eden sradan insann beklentilerini dorulamtr. Gnahn alt bin yl nce yeryzne geldii, Nabukadnezarn37 drt bin yl nce kz olduuna benzer biimde syleniyor. byle anlalrsa, aklama da tabii ki ona uyacaktr. Bir adan dnyann en yaln eyi, en karmak eyi haline getirilmitir. Sokaktaki adamn kendi kafasna gre doru olarak anlad (nk onun aklna yatan, gnahn yeryznde alt bin yldan daha uzun zamandr bulunuyor olmasdr), bilimin de tahmin yrtme ustalar yla elele vaat ettii dll soru, henz tatminkr biimde aklanmamtr. Gnahn yeryzne nasl indiini herkes yalnzca kendi bana anlar. 36-Grimm masallanndaki bir karakter. - .n. 37-Eski Ahit'te ad geen Babil hkmdar. - .n. Bakasndan renmeye kalkarsa, eo ipso [bu nedenden dolay] yanl anlar. Bunu biraz olsun aklayabilecek tek bilim psikolojidir, o da hibir ey aklayamam olduunu kabul etmektedir; daha fazlasn da ne syleyebilir, ne de syleyecektir. Herhangi bir bilim bu konuda aklama yapmaya kalkarsa, her ey birbirine karacaktr. Bilim adamnn kendisini unutmas gerektii tmyle dorudur; neyse ki gnah, bilimsel bir sorun deildir. Dolaysyla bir bilim adamnn, gnahn nasl yeryzne indiini unutma zorunluluu yoktur, tahmin yrtme meraklsnn ise snrldr. Bilim adamnn yapmak istedii ey buysa, yce gnlllk gstererek tm insanl aklamak iin kendini unutma hrsna sahipse, kartvizitini Ahmet, Mehmet gibi deiik isimlerle brakp sonra kendi ismini unutan mstear kadar gln bir duruma decektir. Ya da kapld felsef heyecanla akl bir kar havada olacaktr ve bunu soraca mfik, akl banda bir ee gereksinim duyacakt r; konumann nesnellii iinde kaybolmu, heyecanl, unutkan Soldin'in, eine "Rebecca, bu konuan ben miyim?" demesi gibi.38 38 Kopenhag'L kitap, unutkanlyla bilinir. Bir gn merdivenin stnde raflar dzeltirken bir mteri gelir ve Soldin'in sesini taklit ederek eine bir eyler syler. Soldin eine dner ve "Rebecca, bu konuan ben miyim?" diye sorar. - .n. Yaadm kutlu ada bir dizge peinde koan ve burada gnaha da bir yer bulmaya alan takdire ayan bilim adamlarn cemaatin tm tanyor; onlar kendi dzenlerini kurmulardr, yukardaki gr de bilime hayli aykr bulacaklardr. Brakalm cemaatin tamam, ya da en azndan dindar

efaat peinde koan derin aratrmaclar, almalarn srdrsnler; gnaha bir yer bulacaklardr, ama yanan kuma ararken aslnda kendi elinin tututuunu fark eden kii gibi.

kinci Blm Mevrus Gnah' ileriye Dnk Aklayan Bir Kavram Olarak Kayg
Cinsellik, gnahkrlk ile vaaz edilmitir. nsan trnn tarihi de ayn anda balar. nsan trnn gnahkrl ile kayg, nicel belirlenimler ile devinir. Kayg, Mevrus Gnahn sonucu ya da tek bir kiideki mevcudiyetidir; bu birey Adem'den sadece nicel olarak ayrlr. Masumiyet durumunda Adem'den sonraki kiiler iin de bu durumdan sz edilebilir- kendisinden suun nitel bir srama ile kt tevars etmi gnah da, ayn diyalektik mu lakla sahip olmu olsa gerek. te yandan, Adem'den sonraki bir kiide kaygnn daha gl bir yanss olacaktr, nk insan trnn ardnda brakt nicel birikim, kendini o kiide hissettirecektir. Kayg, artk insan iin bir eksiklik deildir, tam tersine, insan kkenine ne kadar yakn olursa, kaygs da o denli derinleecektir; nk insan trne dahil oldu unda, bireysel ya amnn varsaymas gereken bir n koul olan gnahkrl kendisine mal etmesi gerekecektir. Bylece gnahkrln gc artm, Mevrus Gnah da bymeye balamtr. Kaygy hibir zaman tecrbe etmemi insanlar iin u sylenebilir: Adem de salt hayvan olduu durumda kaygy hi hissetmemiti. Adem gibi kendisinden sonra gelen kii de tin tarafndan taman bir sentezdir, ama bu tretilmi bir sentezdir ve insan trnn tarihi de bu sentezde bulunur. Burada bir sonraki kii, az y da ok, kayg iindedir. Bununla birlikte, henz hayr ile er arasndaki ayrm ortaya kmad iin, onun kaygs gnaha ilikin deildir, nk bu ayrm nce zgrl n hakikati ile gelir. Az ya da ok olan, sadece insan trnn tarihi ile bir anlam kazanr ve bu ayrm, bu tarihe dair bir kavramdr. Adem'den sonraki bir kiide, tre katlmas nn sonucu olarak, kaygnn daha byk bir izini grrz. Yeni bir nitelik deil, nicel bir ilerlemedir bu; kiinin ikinci bir doas gibi, alkanla benzer bir eydir, nk kayg yeryznde artk yeni bir anlam tayarak bulunur. Gnah kaygnn iine girmi, onu kendisiyle birlikte indirmitir yeryzne. Gnahn hakikatinin salam olmad aktr, sreklilii ise, kaygy tayan bir olanaktr. te yandan yarlgama [Frelse], kiinin hem sevdii hem de korktuu bir hiliktir, nk bu her zaman olanakllk ile bireysellik arasndaki ilikinin tasarmdr. Kayg, sadece yarlgamann etkin olarak vaaz edildii anda galip gelir. nsann ve yaratln zlemi, duygusal

bir biimde belirtildii gibi, ho bir zlem deildir; byle olmas iin, gnahn sngsnn drlm olmas gerekirdi. Gnahkrlk durumunu gerekten gren ve yarlgama umudunun ne olabileceini anlayan biri, kukusuz bu durumu kabullenecek estetik utancn yokluu nedeniyle ban biraz ne eecektir. Bu bir umut sorunu oldu u srece dmen gnahn elinde olacak, umudu da dmanca bir tavrla karlayacaktr. (Bu konuya daha soma deineceim.) Yarlgama vaaz edildiinde, kayg, olanakllk ile birlikte, geride kalmtr. Bu, kaygnn yok edilmesi deil, doru kullanldnda baka bir rol stlenmesidir. (5) Gnahn getirdii kaygdan, yalnzca kiinin kendisi gnah vaz ettiinde sz edebiliriz; bu kayg, az ya da ok, insan trnn nicel tarihinde karanlk bir biimde bulunur. nsan, birinin sululuuyla ancak kendi kaygs araclyla karlar: Adem iin bu sz konusu olamazd. Bununla birlikte, her kiinin ancak kendisi nedeniyle sulu olduu da dorudur; burada kiinin insan tryle olan ilikisindeki nicelik en st dzeye ular. O insan, yukarda belirttiimiz nicel toplam ile nitel srama arasndaki fark aklnda tutmazsa, her gr birbirine kartrabilir. Bu olgu zerinde daha sonra duracaz. nsan genelde en kolay yolu seip bunu ihmal eder. Ya da, korkaka bir anlay ile duygusallk gsterip, kendisi byle biri olmad iin Tanr'ya kreder; bilmez ki, byle bir kran hem kendisine hem de Tanr'ya ihanettir. unu da dnmez: Hayatta insann kolay kolay kaamayaca birbirine benzer ok durum vardr. nsan tabii ki anlamaya almaldr. Ama bu anlay, ancak birine olann herkese olabilecei, hakiki ve derinden kabul edildiinde doru saylr. Kiinin kendine ve bakalarna hayr ancak o zaman olur. Akl hastanesindeki hekim hibir zaman yanlmayacana, bir para bilgisiyle her eyin stesinden gelebileceine inanyorsa, delilerden daha akll olsa da, gene de aptaln tekidir; pek kimseyi iyiletiremeyecei de kesindir. Sonu olarak, kayg iki anlama gelir: Kiinin nitel sramayla iledii gnahtaki kayg ve gnah ile taman, tanmay srdren, bir kiinin her gnah ileyiiyle yeryzne inen kayg. * Bilinen bir yapt yinelemeye, ya da edebi metinlerden destek almak iin vakit yitirmeye niyetim yok. Psikolojik almalarda alt izilen rneklerin ou, doru bir psikolojik-iirsel salamlktan yoksundur. Bu almalar yrtenler, yaltlm, notarialiter [Bir i iin insann "ehil" olmas ] kiiler olarak kalnca, insan bir tarz oluturmak iin bu yalnz, inat insanlara glse mi alasa m bilemiyor. Psikoloji ve psikolojik gzlem ile gerekten uraan kii yle bir esneklik ediniyor ki, olgusal kesinlik bulamasa bile baka bir kesinlie dayanarak rneini kuruyor. Psikolojik gzlem yapan kiinin, teki insanlara eilip uzanabilmesi, tutumlarn taklit edebilmesi iin, bir ip cambazndan daha rahat olmas gerekir. Gvenin olutuu anda da, sessizlii ile batan karc ve cezbedici olmas gerekir ki, gizlenmi olan, gzlemin olmad yapnt bir sessiz ortamda, yavaa kendisiyle konuma durumuna geebilsin. Demek ki bu kiinin, bireyde ksmi ve deiken olarak bulunandan, btnl ve deimez olan yaratabilmesi iin, bir air ruhunu da tamas gerekir. O zaman bu kii kendini mkemmelletirdiinde, ne edebiyat arivinden rnekler toplamaya, ne de yar l anlar canlandrmaya gereksinimi olacak; gzlemlerini ar bir sudan damtp, dans eden bir renk

cmbnden yaratacaktr. Onun bir eyden haberdar olmas iin lme komas da gerekmez; tam tersine, olan biteni zaten biliyor olan bir polis memuru gibi, odasnda oturup kendini toplamas gerekir. Gerekli her eye nceden sahiptir; gereksindii eyler elinin altndadr -iyi donatlm bir evde suyu sokaktan tamak yerine yksek basnla elde etmek gibi. Kukuya kaplacak olursa, insan yaamndaki tecrbesi ve gerekli bireyi bulmak iin eitilmi gzleriyle, muhayyel deneyi iin doru zneyi kefedecektir, isimlerle ya da tandk alntlarla desteklenmese de, onun gzlemi ba kalarndan daha gvenilir olacaktr - bir doktorun bakt Saksonyal kyl kz, bir tarihinin ilgilendii Roma imparatoru gibi; sanki bunlar bin yl nce sadece bir kez olmutur. Psikoloji bundan ne yarar salayabilir? Hayr, gzlemci olduu srece, byle eyler her gn oluyor. Gzlemci yeterince akll olursa, gzlemi taze ve etkin olur. Buraya kadar, bakasnda bulduu her hali, her ruhsal durumu kendi iinde taklit edebilir. Bylece taklit ile bakasn nasl kandrabildiini, kendi dncesinden rettii gelimeye bakasn nasl srklediini de grebilir. Bylece insan bir tutkuyu gzlemlemek isterse, znesini semek zorundadr. Burada ie yarayan; sakinlik, sessizlik ve karanlktr, ancak bu yolla znenin srrn kefedebilir. Sonra da, zneyi kandrabilmek iin rendiklerini uygulamas gerekir. Artk tutkuyu kurgusal olarak yazabilir; znenin nne gelen de, tutkunun insan tesi bir fiziksel bykldr. Bu sre doru biimde yerine getirildiinde, zne tarifi mmkn olmayan bir rahatlama ve mutlulu a kavuacaktr; tpk akln yitirmi birinin maraz iirsel olarak aa ktnda onu gelitirmek istemesi gibi. ler yolunda gitmezse, ya uygulamada bir hata vardr, ya da seilen zne isabetsizdir.

1.NESNEL KAYGI
Nesnel kayg terimini kullandmzda, akla masumiyete ait kaygnn gelmesi doaldr; bu kayg, olanakll dahilinde, zgrl kendi iine yanstr. Bu dnceye, bizi aratrmann baka bir yerine ektiini syleyerek kar kmak, yetersiz bir iddiadr. Nesnel kaygnn, znel kaygdan fark dolaysyla ayrt edici zelliini kazandn aklda tutmak daha yararldr; bu ayrm Adem'in masumiyet durumuna mahsus deildir. znel kayg, iledii gnahn sonucu olarak bireyde vaz edilen kaygdr. Bu anlamdaki kaygya bir sonraki blmde deinilecek. "Kayg" terimi bu anlamda anlalacaksa, nesnel kaygnn kart uzaklatrlm, kayg sadece kendisi olarak, znel haliyle karmza km demektir. znel ile nesnel kayg arasndaki ayrm, Dnya zerine yaplan tefekkre ve Adem'den sonraki bireyin masumiyet durumuna aittir. Burada yaplan ayrm udur: znel kayg, bireyin masumiyet durumunda bulunan kaygy imler ve Adem'in kaygsna karlk gelir, ama insan soyunun oluumundaki nicel belirlenim nedeniyle onun kaygsndan nitel olarak farkl deildir. te yandan, nesnel kayg ile, bu oluumdaki gnahkrln yeryznn tmne vuran yansmasndan sz ediyoruz. Bir nceki blmn ikinci ksmnda (1-2), "Adem'in gnah ile, gnahkrlk yeryzne indi" nermesinin dsal bir bir yansmay ierdiini hatrlatmaya alyorduk, iinde barndrd doruluu bulabilmek amacyla, bu nermeye geri dneceiz. Adem gnah vaaz ettii anda onu dnmeyi brakrz; nk insan soyu daha sonraki her kiinin gnahyla olutuu iin, dikkatimizi bu oluun balangcna yneltiriz. Adem'in gnahyla insan trnn gnahkrlnn vaaz edilmesi,

insann iki aya zerinde yrmesi gibi gereklemise, birey kavram ortadan kalkm demektir. Gnaha, tecessslerini gidermek iin deneysel bir merak saikiyle yaklaanlara itiraz ettiimizde, bu konudan da sz etmitik. kilem uradan douyor: Kii, ya sorduu eyin ne olduundan habersiz birini, ya da bunu bilen ve kastl cehaletiyle yeni bir gnaha giren aratrmacy dnmek zorunda. Tm bunlar gz nne alnrsa, yukardaki nermenin doruluu da snrlanm olur. lk kii, nitelii vaaz eder. Dolaysyla Adem, gnah hem kendi iinde, hem de insan tr iin vaaz eder. te yandan, tr kavram, gnah gibi somut bir kategorinin vaaz edilmesi iin ok soyuttur; bu kategori belirli bir kiide vaaz edilir, belirli bir kiinin bunu kendisinin vaz etmesi gibi. Bylece trn gnahkrl sadece nicel bir tahmine dnr, ama balangc hl Adem'dir. Adem'in trn teki bireylerinin zerindeki byk nemi, yukardaki nermenin doruluu ite tam buradadr. Din inanca ballk bile, kendini anlamak istiyorsa, buna hak vermelidir; nk bu gr, Adem'in gnahnn, hem doaya hem de insan trne gnahkrl getirdiini anlatr. Ama belirtmeliyiz ki, gnah, doa sz konusu olduunda gnahn bir nitelii olarak gelmez. Gnah, yeryzne inerek, tm yaratln anlam olmutur. Gnahn, insann dndaki varolua ilikin etkisini, nesnel kayg diye adlandrdm. Bununla ne demek istediimi anlatmak iin, ncil'deki u ifadeye bavurabilirim: *********, [Yaratltaki kavuma arzusu]. Bir kavuma arzusundan sz edilecekse, bundan yaratln eksik bir durum olduu sonucu kar. Kavuma, kavuma arzusu, beklenti, vb. terimler ilerideki bir durumu ifade eder biimde okunursa, sk sk yanlgya dlr; sanki bu durum var, kendini hissettiriyor, zlem de bylece artyor gibi. nsan beklentiye kazara dmez... Bylece kendisini o beklentiye tmyle yabanc olarak grr, ama ayn zamanda beklentiyi kendisi yaratr. Byle bir arzu iin doru terim kaygdr; insan sadece kayg iinde zlemini dile getirir, dile getirmek zorundadr, nk kayg tek basma onu kurtarmaz. Yaratln Adem'in gnah ile bozulmaya baladn sylemek; zgrl n, onun istismar ile birlikte vaaz edildiini ileri srp, bylece olanaklla gz krparak Yaratl' sua ortak etme abas; insann iki kart ucun sentezi olarak yaratldn varsayp, kartlardan birinin gnah ilerken ar bastn ve bu ucun tekinden giderek uzaklatn iddia etmek - bunlar psikolojik almalar deil, dogmatiklere ait dncelerdir; bu bilim, Kefaret'i, gnahkrln n koulu olarak aklar.39 39 Dogmatikler byle betimlenmelidir. Bir kere her bilimin, balangcn salama almas ve teki bilimlerle karm bir yaam srmemesi gerekir. Dogmatikler ie gnahkrl aklamak, ya da gnahkrln doruluunu kantlamak gibi bir amala balarsa, hibiri bunun iinden kamaz. Bu ekilde olacak olan, dogmatiklerin tmyle sorunlu, belirsiz bir hale dnmeleridir. Yaratl'taki kaygnn nesnel kayg olduunu sylemek doru olabilir. Bu kayg Yaratl ile gelmi olmasa da, Adem'in gnah nedeniyle Yaratl baka bir gzle grlmeye balanmtr. Gnah yeryzne inince, ehvanilik, gnahkrln eanlamls olarak dnlp aalanmtr. Bu yorumun, ehvaniliin kendi bana gnahkrlk olduunu ileri sren rasyonalist gr bertaraf etme abasnda

olduu kolaylkla grlebilir. Gnah yeryzne indikten sonra ve gnah n yeryznde ortaya kt her seferde, ehvanilik gnahkrlk olmutur. Ama olan ey, en banda olmu olan ey deildir. Franz Baader, sonlu olmann ve ehvaniliin kendi bana gnahkrlk olarak grlmesine ska kar kmtr. Bu noktada dikkatli olunmazsa, tmyle baka bir yerden Pelegianus dncesi treyebilir. Franz Baader insan trn hesaba katmad. Tre saysal olarak (zsel olmayan bir ekilde) baklrsa, ehvanilik gnahkrlktr; ama tek bir kii asndan, o insan gnaha girip ehvanilii yeniden gnahkrla dntrmedii srece, durum byle deildir. Schelling okulundan baz kimseler,40 doada gnah yznden meydana gelmi olan dnmn41 farkndaydlar. 40-Schelling ska kayg, kzgnlk, endie, ac ekme, vb.'den sz eder. Ama Schelling'in Tanrnn durumlar olarak tanmlad eylerle gnahn Yaratl'taki sonucunu kartrmamak iin, insan byle terimlere hep kukuyla bakmaldr. Schelling bu terimlerle bence ilahiliin doum sancsn kast ediyor. Bu benzetmeler, onun bazen "negatif" dedii eyi ve Hegel'in de geldii yeri betimliyor: diyalektik (TO ETEOOV) olarak tanmlanm bir negatif. Schelling de bir mulaklk iindedir, nk doaya yaylm bir melankoliden, tanrsalla yaylm bir depresyondan sz eder. Her eyden nce Schelling'in temel dncesi, kayg ve benzeri eylerin, Tanrnn yaratma abasn betimledii yolundayd. Bu gr, Berlin'de Tanr'y Goethe ve Joh. von Mller ile karlatrdnda aklad. Sylediine gre, her ikisi de yaratma srecinde kendilerini iyi hissederlerdi, ama bu mutluluk kendisiyle iletiimini yitirince, mutsuzlua dnrd. Bundan burada sz ediyorum, nk Schelling'in dncesine, Marheineke'nin ironi ile ele ald bir yazda da rastlayabiliriz. Ama bu olacak ey deildir, nk kanl canl bir antropomorfizmin ihmal edilmemesi gerekir. Hata baka bir yerdedir; bu da, dogmatiklere metafizik adan, metafizikilere dogmatik adan yaklaldnda her ikisinin de nasl bozulduuna rnek olabilir. 41-Danca'da "Dnm" [Alteration] szc, mulakl gayet yerinde ifade ediyor. "Dntrmek" fiili, deitirmek [Forandre], bozmak [f'orvanske], ilk durumuna getirmek -o ey artk baka bir ey olmutur- anlamlarnda kullanlr. Ama korkmaktan sz ederken de "dnme uramak" [blive altereret] denir, nk bu korkunun kanlmaz ilk sonucudur. Bildiim kadaryla bu szck Latince'de pek kullanlmam. Onun yerine, tuhaf kasa da, adulterare [zina ilemek, tahrif etmek, bozmak] yelenmi. Franszlar, alterer les monnais [Kalp para basmak] ve etre altere [Korkmak] der. Danca'da, bu szck gnlk dilde neredeyse sadece korkmak anlamnda kullanlr, insan sokaktan geen birinin "ok korktum" [Jeg blev ganske altereret] dediini duyabilir. En azndan ben bunu bir pezevengin azndan iittim. Bu kiiler kaygnn cansz doasndan da sz etmilerdir. nsan bir anda, urat konunun dogmatiklerin kurnazca kulland doa felsefesi alannda olduuna; ya da bu konunun, doa mucizelerini dn alp parlatan dogmatik tanma uygun olduuna inanabilir - bunlar grn etkisini de azaltabilir.

Artk konuya dnyorum, bir an iin bu ara trmann dna taan ilgisiz szlere izin vermitim. Adem'de ortaya kan kayg bir daha geri dnmeyecek, nk gnahkrlk onunla yeryzne indi. Bu nedenle, Adem'in kaygsna ilikin iki analoji vardr: Doadaki nesnel kayg ile bireydeki znel kayg. kincisi Adem'in kaygsndan daha ok, ilki daha azdr.

2.ZNEL KAYGI
nsan kaygy vaz edecek kadar kendisi zerine dndnde, kaygnn sua dnmesi de daha kolay grnyor. Ama burada tahmin yrtmenin belirlenimlerine kanmamak: Bir "daha fazla" sramay oluturamaz, hibir "daha kolay" da aslnda aklamay kolaylatrmaz. Bu noktada ipin ucu braklrsa, kii her eyin kolaylkla olduu, dnmn de basit bir dnm olduu gibi bir olguyla karlama tehlikesine der. Baka bir tehlike de, saf tecrbeye dayanan bir gzlem hibir zaman bitirilemeyecei iin, insann dncesini bir sonuca ulatrmaya cesaret edememesidir. Bylece, kayg giderek daha fazla dnce halini ald halde, nitel sramayla kaygda ortaya kan su, Adem'e ykledii sorumluluu korur, kayg da mulakln srdrr. Adem'den sonraki her bireyin, Adem'inkine benzer bir masumiyet durumunda oldu unu yadsmak ve bunun varsaylmasna kar kmak, herkes iin souk du etkisi yaratacak ve her trl dncenin nn kesecektir. nk bu durumda, birey kategorisi iinde sulu saylmas na ramen, kendini sadece bir emsal olarak ortaya koyan, birey olmayan bir birey ortaya kacaktr. Kayg, ba dnmesiyle karlatrlabilir. Aaya, cehennemin azn am ukuruna bakan herkesin ba dner. Peki ama neden? Cehennem ukurundan olduu kadar, gzleri yznden de. Varsayn ki aaya bakmad: Kayg, sentez tin tarafndan gerekletirildiinde oluan zgrln ba dnmesidir. zgrlk aaya, kendi olanana bakar, dmemek iin de sonlu oluuna tutunur. zgrlk bu ba dnmesine boyun eer. Psikoloji bundan bir adm teye ne gidebilir, ne de gidecektir. Tam o anda her ey deiir ve zgrlk yeniden ayaa kalktnda sulu olduunu grr. Srama bu iki an arasndadr; hibir bilim bunu ne aklamtr, ne de aklamaya gc yeter. Kayg nnda sulu olan kiinin sululuu, sulu olabilecei durumdaki kadar mulaktr. Kayg, zgrln kendini kaybettii kadns bir zayflktr. Psikoloji asndan sylersek, gnah, her zaman zayflk annda ilenir. Kayg her eyden daha bencildir, zgrln hibir somut ifadesi de, teki somutla trmalarn olana kadar bencil deildir. Bu da, kiinin acya ortak olma ile acdan kanma arasnda kurduu ilikiyi belirleyen baskn bir nedendir. Kayg dahilinde, olana n bencil bir sonsuzlu u vardr; seim yapmada oldu u gibi batan karc deildir, ama tatl endiesiyle insan kayg tuzana drr. Kayg, Adem'den sonraki her bireyde giderek daha ok kendine dnen bir dnce halini alr. Baka bir deyile, kaygnn nesnesi olan hilik, giderek daha fazla bir ey olur. Hiliin hakikatte bir ey olduunu, ya da bir eyi imlediini sylyor deiliz; sonraki kiilerin masumiyeti iin sylenenler Adem iin de doru olaca iin, hiliin yerine gnah ya da baka bir eyi koyduumuzu da iddia etmiyoruz. Tm bunlar sadece zgrlk iindir, sadece tek bir kii nitel sramayla gnah vaaz ettii iin vardr. Burada kaygnn hilii, kendi iine dnen sezgilerin karmak bir btndr, kiiye yava yava yaklarlar; buna ramen, kayg dahilinde baktmzda, bu sezgiler aslnda bir hilii imler,

ama kiinin iine yaramayacak bir hilii deil, masumiyetin cehaletine dokunmaya alan bir hilii. Bu kendine dnen dnce, kii su ilemeden nce bir eyi imlemeyen bir n hazrlktr; nitel sramayla sulu olduunda ise, bu hazrlk, kiinin kendisinin tesine gemesini salar. nk gnah kendi kendisinin n kouludur; elbette vaaz edilmeden nce deil (takdiri ilahi), vaz edildii eyin iinde. mdi, kaygnn hiliinin Adem'den sonraki bireyde imleyebilecei eyi daha yakndan inceleyeceiz. Psikolojik yaklam asndan bu bir anlam tar. Ama bu yaklam, kii belirli bir eyin sonucunda sulu olmusa, dncenin sonuna gelindiinin de farkndadr. Mevrus Gnahn stricte sic dicta [szcn kesin anlamnda] imledii bu belirli ey udur: A. Soylar Arasndaki likinin Sonucu Aktr ki, konumuz, ne sakat domu ocuklar gibi hekimlerin alanna giren bir konudur; ne de izelgelerle yaplacak bir aratrmaya tbidir. Burada nemli olan, her yerde oldu u gibi, mizacn doru seilmesidir. Bir insan, dolu yann ve ekinlerin zarar grmesinin eytan ii olduuna ciddi ciddi ikna edebilirsiniz. Ama bu tarz bir ikna, aslnda ktlk kavramn zayflatma, onu bir madrabazlk gibi sunma kurnazldr; bu, estetik olarak, aptal bir eytandan sz etmeye benzer. nan kavramyla urarken de, iin sadece tarih boyutuna arlk vermek, kiinin inancnn kkenini ihmal etmektir. Bu yolla inan, zgr bir sonsuzluktan, sonlu bir kklk haline dnr. Sonuta inan ile ilgilenmek, Hol-berg'in oyunundaki Hieronymus'un tarzn izlemeye balar; bu karakter Erasmus Montanus'tan sz ederken, onun inan sapknln, kyde kuaklar boyu inanlann aksine, dnyann dz deil yuvarlak olduunu sylemesine balyordu. Byle bakarsak, herkesin dar pantolon giydii bir kyde geni paal bir ey giyen insan da sapkn inanl olabilir. Biri kalkp da duruma aklk kazandrmak amacyla eline kabartma bir renkli harita alp gnahkrln istatistiksel oranlarn vermeye alrsa, o kii gnaha gz ard edilmemesi gereken, atmosfer basnc, yamur gibi bir doa olay olarak bakmaya balam demektir. Elde edilen aritmetik orta ve l, saf empirik bilimlerde karl olmayan bir samalk olacaktr. Ortalama insan gnahkrlnn 33/8 in, ya da Languedoc'ta yaayann 21/4, Brtonya'dakinin 37/8- in ektii ciddi biimde sylenirse, bu gerekten gln bir hokkabazlktan baka bir ey deildir. Byle rnekler Giri'te verilenler kadar yzeyseldir; nk aada tartlan alandan domutur. Gnah, ehvanilii gnahkrla dntrr. Bu nerme ifte anlam tar: Gnah, ehvanilii gnahkrla dntrr ve Adem ile gnah yeryzne iner. Bu iki belirlenim birbirini srekli dengelemek zorundadr, yoksa sylenilenin doruluu ortadan kalkar. ehvanilik, soylarn tarihinin bir annda gnahkrla dnmtr, ama ehvaniliin gnahkrla dnmesi kiinin nitel sramasdr. Daha nce (Blm 1-6), Havva'nn yaratlnn, soylar arasndaki ilikinin sonucunun dsal tasar m olduuna dikkat ekilmiti. Havva bir anlamda tretilmi olan simgeler. Tretilmi olan, hibir zaman ilk olan kadar eksiksiz olmaz. 42 te yandan, aradaki fark niceldir. Sonraki her kii, zsel olarak, ilki

kadar kkene aittir. Sonraki bireylerdeki in pleno [Ortak] farkllk, tretilmi olmaktr, ama tek bir kii iin tretilmi olmak, gene "daha fazla"y ya da "daha az" temsil eder. 42 Bu tabii ki insan trne aittir, nk tin, kiinin bir niteliidir. Hayvanlarda ise, sonraki her rnek ilki kadar iyidir, daha dorusu, bu durumda ilk olmann bir nemi yoktur. Kadnn tretilmi olmas, erkekten daha zayf olduu ile ilgili varsaym da ierir; bunu syleyen bir paa, ya da romantik bir valye olabilir, ama bu varsaym her zaman mevcuttur. Bununla birlikte, kadn ile erkek, aralarnda bir bakalk bulunmasna ramen, zsel olarak farkl deillerdir. Bakadrlar, nk kayg, kadnda erkekte olduundan daha ok yansmas n bulur. Bunun nedeni de, kadnn erkekten daha ehvani olmasdr. Aktr ki, buradaki ne empirik bir durum, ne de bir ortalamadr; bakalk, sentezin kendisindedir. Sentezin bir tarafnda "daha fazla" varsa, bunun sonucunda, tin kendisini vaaz ettiinde atlak daha da byyecek, zgrln olanandaki kaygya daha ok yer alacaktr. Yaratl'a gre, Adem'i batan karan Havva'dr. Ama bu, ne onun Adem'den daha sulu olduunu, ne de kaygnn bir eksiklik olduunu gsterir. Tam tersine: Kaygnn bykl, mkemmelliin byklnn ilahi kehanetidir. Bu noktada aratrma, ehvanilik ile kaygnn oranlar arasnda bir karlkllk olduunu gstermitir. Bylece, soylar arasndaki iliki ortaya kar kmaz, Havva hakknda sylenen her ey, sonraki her kiinin Adem ile olan ilikisine dair bir iarettir; yani kuaklar boyu ehvanilik arttka, kayg da artmtr. Soylar arasndaki ilikinin sonucu, hibir bireyin kaamayaca bir "daha fazla"y imler. Bu "daha fazla," Adem'den sonraki her kiiye, Adem ile ilikisi erevesinde atfedilir, ama bu asla o kiiyi Adem'den zsel olarak farkl klmaz. Bu konuya devam etmeden nce, kadnn erkekten daha ehvani olduu ve kaygnn daha ok iinde olduu ile ilgili nermeyi biraz aydnlatacam. Kadnn erkekten daha ehvani olduu, ilk nce fiziksel yapsnda ortaya kar. Bu konuda daha ayrntl eyler sylemek benim deil, fizyolojinin ii. Ben gene de nermemi deiik biimde sunacam. ilk olarak, kadn ideal suretinde estetik adan tanmlayacam: Bu onun gzelliidir. Gzelliinin onun ideal sureti olmas , ehvaniliine iaret eder. Sonra kadn ideal suretinde etik adan tanmlayacam: Bu da onun dourganldr. Dourganlnn onun ideal sureti olmas da, ehvaniliine bir iarettir. Gzelliin egemenlii, Tin'in darda brakld bir sentezle sonulanr. Yunan kltrnn tm srr burada yatar. Bu nedenle, Yunan gzellii ile ilgili bir sessizlik, temkinlilik vardr, ama gene bu nedenle, resim ve heykellerindeki gzellik kayg ile sarslm olsa da, burada Yunanlnn pek farknda olmad bir kayg da vardr. Tin darda braklm olduu iin Yunan gzellii tasaszdr, ama ayn zamanda burada derin, aklanmadan kalm bir ac da vardr. Bylece ehvanilik gnahkrlk olmasa da, kaygya yol aan kapal bir muammadr. Sonu olarak, bu naiflie aklanamaz bir hilik elik eder; bu, kaygnn hiliidir.

Yunan gzellii kadn ile erkei ayn biimde, Tin-d olarak anlar. Ama bu benzerlikte bile bir ayrm bulunur. Tinsel olan, ifadesini yzde bulur. Plastik sanatn ebedi tazelii derin bir tinsellii grne yanstmak istemese de, yz ve ifadesi, erkein gzelliinde kadnn gzelliinde olduundan daha zseldir. Bu konuda daha fazla konumak benim iim deil, ama aralarndaki bakalkla ilgili olarak tek bir ey syleyeceim. Uyku durumu Tin'den yoksunluu ierse de, Vens uyuduunda ayn derecede -belki daha da ok- gzel tasvir edilir. Bu nedenle, kii byyp tinsel geliimi arttka, uykuda daha az gzel olur; ocuk da uykuda daha gzeldir. Vens denizden ykselir ve bir sknet iinde tasvir edilir, bu durum, yznn ifadesini zsel olmaktan karr. te yandan, uyku, ne Apollon'a, ne de Jpiter'e yakr; Apollon irkin, Jpiter gln olacaktr. Bacchus'e bir istisna tannabilir, nk o Yunan sanatnda eril ile diil gzellik arasndaki benzerliin tasar mdr; bunun sonucunda, onun eril formlar diil olarak da tasarlanr. Ama Ganymedes'te, yzn ifadesi her zaman daha zseldir. Gzellik kavram romantisizmde farkl bir hale geldii iin, iki cins arasndaki bakalk, zsel benzerlikleri iinde yinelenir. Tin'in tarihi (Tin'in esrar bir tarihi olmasnda yatar) kendini insann ehresinde kiiselletirme cretinde bulunur; yapt sekin ve asil olursa, her ey unutulabilir. Kadn ise, yz klasik resimde olduundan daha ok nem kazanm olsa da, etkisini baka ekilde bir btn olarak gsterir. Yzn ifadesi, tarihi olmayan bir btnl n ifadesi olmaldr. Demek ki sknet kadnn yalnzca en byk bilgelii deil, ayn zamanda en yce gzelliidir. Etik adan bakldnda, dourganl ile kadn en yce mertebeye ular. ncil, kadnn arzusunun eine ynelik olduunu syler. Kocann arzusu da eine ynelmi olduu halde, o bu arzusuyla, sefalete dmedii ya da lmedii srece, en yksek mertebeye ulamaz. Ama kadnn dourganl ile en yksek mertebeye ulamas, onun kesinlikle daha ehvani olduunu gsterir. Kadn, erkekten daha ok kayg iindedir. Bu onun fiziksel gszlnden falan deil (ele aldmz byle bir kayg deildir), erkekten daha ehvani olmasndan ve onun gibi zsel olarak Tinsel bir nitelie sahip olmasndan kaynaklanr. Kadnn daha zayf cinsiyet olmas ile ilgili sylenenler bana bir ey ifade etmiyor, nk byle olsayd erkekten daha az kaygl olurdu. Bu aratrmada kayg, her zaman zgrlk asndan deerlendirilmitir. Yaratl, kadm, tm analojilere ramen, erkei batan karan olarak tasarlamtr. Biraz dnlrse bu ok dorudur, nk bu batan karma kadns bir batan karmadr; ylan, ancak Havva araclyla Adem'i batan karabilir. Batan karmadan sz eden Yaratl dndaki her yerde, dilsel kullanm (cezbetmek, yolundan karmak, vb.) hep erkee stnlk atfeder. Tecrbeyle bilinen bir eyden, muhayyel olarak kurulmu bir gzlem yoluyla sz edeceim. Masum bir gen kz dnn, bir adam da gzn onun zerine dikmi olsun; kz kaygya kaplacaktr. Buna ek olarak belki de hiddetlenecek-tir, ama nce kaygya kaplacaktr. te yandan, arzu dolu gzlerini masum bir delikanlya dikmi gen bir kadn dnn, ocuun hissedecei ey kayg deil, tiksintiyle kark bir arballk olacaktr, nk delikanlnn tinsel nitelii daha yksektir.

Adem'in gnah ile, gnahkrlk yeryzne inmitir; Adem iin de cinsellik gnahkrl imler hale gelmitir. Dnyada naiflik zerine sylenmi ve yazlm ok fazla sz vardr. Bununla birlikte, masumiyet kendi bana naif olsa da, cahildir de ayn zamanda. Cinsellik bilin dzeyinde tasarlandnda hl naiflikten sz etmek, dncesizlik, sahtekrlk, daha da kts ehveti rtmek iin bir klftr. Ama insann artk naif olmadn sylemek, gnah iledii sonucuna yol amaz. Byle sama sapan bir laf kalabal, sadece insann dikkatini doru ve ahlki olandan uzaklatrd iin cazip gelir. Bir btn olarak cinselliin anlam ve onun belirli alanlardaki nemi zerine kukusuz hep yetersiz yantlar verilmitir; yantlama biimi de nadiren doru bir miza tar. Cinsellie dair kurnazca laf cambazl yapmak baya bir sanattr, t vermek kolaydr, konunun ierdii gl rtecek biimde vaizlik yapmak da zor deildir; ama asl sanat, cinsellie dair insani eyler sylemektir. Bu konuyu ortada brakp vaiz minberine terk etmek, bylece birinin syledi inden tekinin utanaca birbirinden ok farkl aklamalara yol amak, tamamen teslim olup insanlar n srtna ar bir yk vermektir; kii bu yk hafifletmek iin parman oynatmaz ve art arda gelen hocalarn yorumlad aklamalarda anlamlar bulmak iin didinir. Eer gnmzn insanlar, gzel kurulmu yaamlar mahvetmek ve birinin kabul ettirmeye alt mucizeye yksek sesle kar mak konusunda kendilerini dncesizce mkemmelletirmi olmasalard, bu tutarszlk ok daha uzun srebilirdi. Bu abann nedeni de, g verdiini sandklar sarslmaz bir inan altnda birlemek isteidir. Bu inan, biray ald fiyatn altnda satp "nemli olan niceliktir" diyen meyhanecinin yaratt mucizeye benzer. Hal byle olunca, kimsenin bu dnceye dikkat etmemesi de artc deildir. Ama unu biliyorum: Sokrates bugn yaam olsayd, bunlar zerine kafa yoracak, bunu benden daha iyi, hatta daha ilahi biimde yapacakt. Eminim, bana yle derdi: "Ey dostum! Tefekkre layk bu konular dnmekle isabet ediyorsun; aslnda insan geceler boyu bunlar konusa da insan doasnn mucizelerini kefetmeyi bitiremez." Bu itimat, benim iin acllarmn tuttuu grltl alktan ok daha nemlidir, nk bu itimat ruhumu sarslmaz klar, alksa kukuya sevk eder. Cinsellik, kendi bana gnahkrlk deildir. zsel olarak var oldu u halde bu konuda gerek bir cehalet gstermek, kr gdlerin klesi olan ve bir kr gibi eylemde bulunan hayvana zgdr. Bu cehalet bir ocu un cehaletinden de farkldr. Masumiyet, cehalete anlam ykleyen bir bilgidir. Ahlki cehaletin fark da u olgu yoluyla rahata grlebilir: Cehalet, bilgi asndan nitelik kazanr. Masumiyet ile, cehaleti ieren bir bilgi ilk niteliini kazanr. Bu, utan [Schaam] kavramdr. Utan kaygy barndrr, nk Tin, sadece beden deil, irs fark ieren beden olarak sentezdeki farklln en ar noktasnda bulunur. Ama utan, irs farklln bilgisi olsa da, bu fark kuran iliki deildir; yani cinsel gd, kendi bana mevcut deildir. Utancn asl anlam urada yatar: Tin sentezin u noktasnda kendi doruluunu onaylayamadndan, utancn ierdii kayg hayli mulaktr. ehvani istein izine rastlanmasa da, utan vardr. Ama neden duyulan utan? Hilikten. Kii utan yznden lebilir. Yaralanm utan, en derin acy verir, nk bu aklanmas en olanaksz olan utantr. Bu nedenle kayg, utan yoluyla kendini uyandrabilir. Buradaki rol stlenenin ehvani istek olmadn

belirtmek gerek. Bu istein rneine, Friedrich Schlegelin bir masalnda rastlarz (Sammtliche Werke, 7. cilt, s. 15, "Merlin'in yks"). Utanta irs fark vaaz edilmitir, ama kendi tekisi ile iliki iinde deil. Bu iliki cinsel istek dahilinde gerekleir. Ama bu istek bir gd, ya da sadece bir gd olmad iin, eo ipso bir *****'u vardr. Bu da remedir; akn dinlenmeye ekildii, saf erotik bir istek. Henz Tin vaaz edilmi deildir. Tin, sadece sentezi kuran e deil, kendisi olarak vaaz edildiinde, erotik olann da ii bitmitir. Bu konudaki en putperest ifade, "erotik, komik olandr" biimindedir. Bu tutum, bir ehvet dknnn ksnl nktesine malzeme niyetine erotik ile komi i bir tutmas olarak anlalmamaldr. Daha ok zihinsel bir gtr bu; Tin'in tarafs zln kullanarak erotik olan ile ahlaki ilikiyi sadece erotie indirgeme amacn tar. Bu gcn kkeni ok derindedir. Utantaki kayg, Tin'in kendisini bir yabanc olarak hissetmesinden kaynaklanr; artk Tin, tmyle muzaffer, cinsellii yabanc ve komik olarak grr. Tabii ki utan, Tin'in bu zgrl ne sahip olamazd. Cinsellik yle byk bir Widerspruch'tur ki [eliki], lmsz Tin, bir genus [Cins] olarak belirlenir. Bu eliki, onu rten ve anlamaya cesaret edemeyen bir Schaam iinde ifadesini bulur. eliki, erotik olan iinde, "gzel" anlamnda dnlmelidir, nk gzellik, beden ile ruhun birliidir. Ama erotiin kendini gzele dntrd bu eliki, Tin iin hem gzel, hem de komiktir. Erotik olan asndan Tin, gzel ve komik ile e anlamldr. Burada erotik zerine ksnl bir dn yoktur; bu, kiinin erotik gzellikten uzaa decei bir ehvanilik olurdu. Oysa bu e anlamllk Tin'in olgunlua ulamasdr. Bu durumu ak haliyle pek az kii grmtr. Sokrates bunlardan biriydi. Demek ki Ksenophanes Sokrates'i "irkin kadnlar sevmek gerekir" diyen kii olarak tasarladnda, ifadesi, Ksenophanes'in genel tutumuna uygun olarak, iren, dar kafal bir filistenlik halini alr; bunun da Sokrates ile uzaktan yakndan bir ilgisi yoktur. Sokrates, erotiin kaytszla indirgenmesini ve komiin altnda yatan elikiyi, bunlara karlk gelen ironik bir elikiyle, "insan irkini sevmelidir" ifadesiyle, doru bir biimde belirtmitir.43 Bununla birlikte, bu gr yksek safl iinde pek ortaya kmaz. Bunu anlayabilmek, mutlu bir tarih geliim ile derin bir yetenein kar lkl etkileimini gerektirir. Byle bir itiraz biraz bile mmknse, grn kendisi irkin ve yapmacktr. Hristiyanlk erotie gnahkrlk atfetmi ama etik bir yanl anlamayla kaytszlk olarak tanmlayarak bulanklatrmtr. nk Tin, kadn ile erkek arasndaki ayrma 43 Sokrates'in Kritobulus'a pme zerine syledikleri de byle anlalmaldr. Sokrates'in pmenin "pathos" ieren tehlikesinden ciddi biimde sz etmedii, bir kadna bakamayacak kadar muhallebi ocuu da olmad sanrm herkes iin aktr. Kukusuz pme, Gney'deki lkelerde yaayanlar ve tutkulu insanlar iin, Kuzeylilere olduundan daha ok ey ifade eder. (Bu konu iin Puteanus'un Yahya'ya yazd mektuba baklabilir: nesciunt nostrae virgines uttum libidinis rudimentum oculis aut oscu-lis inesse, ieoque fruuntur. Vestrae sciunt. Bkz. Kempius, Dissertatio de osculis, Bayie.) [Bizim (Belikal) bakirelerimiz pmenin ve bakmann ehvetin balangc olabileceini bilmiyor ve kendilerini kaptryorlar. Sizin (italyan) bakireleriniz bunun farkndalar.] Ama bir ironi ustas ve ahlk olarak Sokrates'in byle konumas ona ters der. Kii ok sk bir ahlkysa, hocasna kar ironik olmak isteyen rencisinin iradesine ramen, arzusunu uyandrp onu batan karr.

Sokrates'in Aspasia ile ilikisi de bu noktaya iaret eder. Sokrates kadnn karanlk hayatn hi dikkate almadan onunla arkadalk etmitir. Ondan sadece (Athenaus'u) renmek ister. Grne baklrsa, kadnn da bir hoca olarak becerileri vardr; denildiine gre, kocalar elerini feyz almalar iin Aspasia'ya getirirlermi. Aspasia cazibesiyle Sokrates'i etkilemeye balar balamaz, Sokrates irkin kadnlar sevmek gerektiini, zerine daha fazla gelmemesi gerektiini sylemi olmal, nk Ksantippe hayatnda bunun iin vard. (Bkz. Sokrates'in Ksantippe ile ilikisi zerine sylediklerine Ksenophanes'in getirdii yorum.) Ne yazk ki, herkes her eyi nyarglarla okumaya ok merakl. Bir Kinik'in sefih hayat srd yolundaki yaklam da bu adan artc deil. Ayrca Kinikler arasnda erotiin komik olarak yorumunu bulmak da mmkn olabilir kaytszdr. Burada erotik, ironi ile cinsiyetsiz hale getirilir, Hristiyanlkn Tin'i yceltme abas ile de bulanklar. Tin, utangalyla cinsiyet farkn ortaya karmaya ekinir, bundan kayglanr. nsan da, birdenbire ortaya kp cinsiyet farknn iini etik olarak dolduraca yerde, Tin'in en ulvi aamasndan bir aklamaya tutunur. Bu, etik bir kesinlik, ya da hkim bir temaa da olsa, tek yanl bir manastr grdr.44 Kayg, gnahkrlk ile tmyle ilgisiz biimde, hem utanta, hem de erotik etkinliklerin hepsinde vaaz edilmitir. Rahip evli ifti on kez takdis etse de bu byledir. Erotik, kendini ehvanilikten korumak iin mmkn btn gzel, saf, ahlki biimlerde klktan kla girse de, kayg, araya sokularak deil, elik ederek her zaman vardr. Bu konularda gzlem yapmak byk glkler ta r. Buna kalkan kii, kalp atn duyduunda bunun kendisinin deil hastann olduuna emin olmak isteyen doktorun dik-katiyle al maldr. Benzer biimde gzlemcimiz de, kefettii devinimin kendi huzursuzluu olmamas na dikkat etmelidir. Her air ak anlatr; ama u kesindir ki, ne kadar saf ve masum olsa da, bu tasvirler hep nceden vaaz edilmi bir kaygy barndrr. Bu konuyu daha derinliine ilemek estetikle uraanlarn ii. Peki neden kayg? nk Tin, erotii en yce noktasna ulatramaz. Yunanllar gibi konumay deneyeceim: Tin, sentezi ina ettii iin vardr, ama erotiin iinde suskun kalr; nk orada kendini yalnz hisseder. Sanki yle der erotie: Dostum, burada ben nc bir e olamam, demek ki imdilik kendimi gizlemeliyim. te bu hem kayg, hem de utantr. htiya duyulan tek eyin kilisedeki evlilik treni ya da erkein eine duyduu sadakat olduunu 44 Olgulara cesaretle bakmaya alk olmayan birine bu dnce tuhaf gelebilir. Ama Sokrates'in erotii komik olarak gren ironik yaklam ile bir rahibin mulieres subintroductae [(Manastra) gizlice getirilen kadnlar] ile ilikisi arasnda mkemmel bir analoji vardr. stismar, doal olarak yalnzca buna eilimi olanlarn ilgisini eker. varsaymak ahmakln daniskasdr. Evliliklerin bir ou, bir yabanc iin iine girmeden kirlenmitir. Erotik saf ve gzel olduunda ise, kayg ince bir dost oluverir. Demek ki airler tatl bir kaygdan sz etmekte haklym. Gene de aktr ki, kadndaki kayg, erkekte olduundan daha fazladr.

imdi konumuza, soylar arasndaki ilikinin bireydeki sonucuna dnebiliriz. Bu sonu, Adem'den sonraki her bireyin Adem ile ilikisindeki bir "daha fazla"dr. Doururken Tin ok uzakta oldu u iin, kayg ok byktr. Yeni birey, bu kayg iinde oluur. Doum annda kayg, ikinci kez kadnda en yksek noktasna ular, yeni birey de bu anda dnyaya gelir. Tbbn ve psikolojinin kendine has aklamalar vardr. ocuu doururken kadn yeniden sentezin en u noktasnda bulunur. Tin o anda titrer, nk ertelenmi, ilevsiz kalmtr. Bununla birlikte kayg, insan doasmdaki mkemmelliin bir ifadesidir. Bu nedenle, hayvanlarn dourmas ile analoji oluturacak durum ancak dk dzeydeki topluluklarn iinde bulunur. Daha ok kayg, daha ok ehvet demektir. Dnyaya gelmi bir birey, ilkinden daha ehvanidir. Bu "daha fazla" sonraki bireylerin Adem ile ilikileri erevesinde soylara ait, evrensel bir "daha fazla"dr. Ama kayg ile ehvanilik iin szn ettiimiz, sonraki bireylerin Adem ile ilikisi asndan ortaya kan bu "daha fazla," her bireyde "daha fazla"y ya da "daha az" imler. Hi kimsenin zerinde derin derin dnmeye cesaret edemeyecei, yani insana zg gerek bir "pathos" ortaklna raz olmayaca korkun farkllklar aslnda burada yatar: Kii bu cesareti ancak, yeryznde niceli nitele basit bir geile dntrecek bir "daha fazla"nn bulunmadna ikna olduunda gsterir. Bir babann ocuklarna yapt hakszln cnn drt kuak sonra Tanr tarafndan alndn ncil'den okuduumuzda, yaamn haykrn yeterince iitmi oluruz. Bu ifadenin Musevi retisinde bulunduunu syleyerek bu konuda ahkm kesmeye kalkmak hibir ie yaramaz. Hristiyanlk, hibir bireye dsal bir anlamda baa dnme ayrcaln tanmaz. Herkes yaamna, doann sonularyla yzletii tarih bir ba [nexus] iinde balar. Kiiler arasndaki fark, Hristiyanln bireye "daha fazla "ya ykselmeyi retmesinde ve buna gnll olmayan da yarglamasnda yatar. ehvanilik burada bir "daha fazla" olarak belirlendi i iin, Tin'in ehvanilikten duydu u sorumlulu un yol at kayg da daha byk olur. Bu kayg en st noktaya ulatnda u korkun yargyla karlarz: Gnah iin duyulan kayg gnah retir. Eer ktcl arzu, cinsel istek ve buna benzer eylerin insanda doutan var olduu dnlrse, kiinin ayn zamanda hem sulu hem de masum olduu mulak bir ifade olmaktan kar. Birey, kaygnn gszl iinde kendini teslim eder, bu nedenle de hem sulu hem de masumdur. "Daha fazla" ya da "daha az" hakkndaki saysz ayrntl rnee burada yer vermeyeceim. Bu rneklerin bir anlam tamas iin, geni ve dikkatli bir estetik-psikolojik incelemeden geirilmesi gerekir. B. Tarihi ilikinin Sonucu Adem'den sonraki her bireyin Adem ile ilikisinde ortaya kan "daha fazla"y tek bir szle belirtmem gerekirse unu syleyebilirim: Tarihi de te fabula narratur [Anlatlan senin hikyendir] cmlesinin yanl kullanlna benzer biimde, ehvanilik de gnahkrl, yani gnahkrln ve gnahn mulak bilgisini imliyor olabilir. Burada bireyin kkeni dlanm, kii kendini tryle ve trn tarihiyle kartrmtr. ehvanilik, gnahkrlk demek deildir; bizim sylediimiz, ehvaniliin gnah ile

gnahkrlk olduudur. Adem'den sonraki her birey, ehvaniliin gnahkrl imledii bir tarihsel balam iindedir. Bu bilgi kaygya bir "daha fazla" eklese de, ehvanilik bireyin kendisi iin gnahkrl imlemez. Bylece Tin, sadece ehvaniliin deil, gnahkrln kart olarak da ortaya konur. Bu sadece nitel olarak anla labilecei iin, masum birey tarafndan kavranamaz. Bununla birlikte, sz konusu bilgi yeni bir olanaktr; bylece zgrlk, kendi olana iinde, ehvanilik ile ilikiye girerken, kayg da giderek byr. Evrensel "daha fazla," tm bunlarn sonucu olarak, tikel birey iin, bir "ok" ya da "az" anlamn tar. Buradaki zorunlu farkllamaya dikkat etmek gerek. Hristiyanlk yeryzne indikten ve "kurtulu" dncesi vaaz edildikten sonra, ehvanilik paganlkta olmayan bir kartlk iinde deerlendirilmi, bu da ehvaniliin gnahkrlk olduu yolundaki nermeyi dorulamak iin kullanlmtr. Hristiyanla zg bu farkllkta, "daha fazla" gene bir "ok" ya da "az" anlamn tayor olabilir. Bu gr, desteini tikel masum bireyin tarih ba lamyla olan ilikisinden alr. zgrln olana , kendini kayg dahilinde ifade eder. Sonu olarak, niyet tam tersi olsa da, bir uyar yla birey kendini kaygya teslim edebilir (hatrlatmak isterim ki, her zaman oldu u gibi, bunlar sadece psikoloji asndan ve nitel sramay ihmal etmeksizin sylyorum). Gnahkrn bak, bir bireyin batmasna da kmasna da yol aabilir. Bir davran, hem ciddiyete, hem de tam tersine iaret edebilir. Konuma ve suskunluk, amalarna ters den etkileri oluturabilirler. Bu alanda hibir snr yoktur. Bylece, nicel sonsuz snr temsil ettii iin, kii nicel "ok" ya da "az" belirlenimin doruluunu grebilir. Vakit yitirmemek iin, bu muhayyel gzlemler zerinde daha fazla durmayacam. nsan bakmasn bilirse, hayat yeterince zengindir. Grmekten aciz birinin Paris'e ya da Londra'ya gitmesi bir ie yaramayacaktr. Kayg burada da her zamanki mulakln korur. En st snr oluturan izgi, yani gnahtan kayglanan birinin yeni bir gnah ilemesi, daha nce belirttiimiz noktaya karlk gelir: Su iledii iin deil, sulu olarak grld iin kayglanan birey, bu yolla sulu olur. Bu dorultudaki en st nokta, bireyin bulunduu yerde ilk uyanndan itibaren, ehvanilii gnahkrlk ile zde grecei biimde etki altnda brakmaktr. Kii kendisini evreleyen dnyada bir destek bulamazsa, bu nokta dayanlmaz bir straba yol aabilir. Bu noktada kii bir de kendisini gnahkrla ilikin edindii bilgiyle kartrrsa, kaygdan sararm halde kendini birey olarak "birey" kategorisinin altna yerletirir, ama zgrl n arsn, "eer byle davranrsan" ifadesini de oktan unutmu olur - artk en st nokta mevcuttur. Burada ksaca belirtilenleri kavramak -bunlar n ou da ak ve kesin biimde sylenmitir- iin zengin bir tecrbe birikimine sahip olmak gerekir. Tm bunlar, yeterince dncenin nesnesi olmutur. Bu dnce genellikle yle tanmlanr: rnek'in gcne eilmek. Gnmzn sperfelsef dneminde pek benimsenmi olmasa da, zerine doru drst eyler sylenen bu yaklam yadsnacak deildir. Ama gene de eksik kalan psikolojik ara terim vardr: rnekin bu gc nasl kazandnn

aklanmas. Ayrca bu alanlarda pek dikkatli alld, ufak bir ayrntda ilenen tek bir kk hatann hayatn muazzam dzenini nasl altst ettiinin bilindii de sylenemez. Psikoloji dikkatini tmyle tekil bir olguya yneltmi, ama ebedi kategorileri ve insanln kurtuluunu vurgulamay gz ard etmitir. Bu kurtulu, insan trndeki her tekil bireyin, bedeli ne olursa olsun kurtarlmasyla gerekleir. rnekin ocuk zerinde etkili oldu u varsaylmtr. ocuk hep, evrenin bozdu u kk bir melek olarak tasarlanr. evrenin ne kadar kt olduu, ocuu nasl yoldan kard hakknda bitmez tkenmez dnceler ileri srlr. Ama bu basit bir nicel sre iinde gerekleiyorsa, artk burada kavramsal dnceye yer yoktur. te ihmal edilen de budur. ocuk, iyi rnei elde etme talihine eriememi, temelde kt bir varlk olarak tasarlanr. una dikkat etmek gerekir: ocuk, rana paradoxan n [Paradoksal kurbaa] doa bilimcilerini alaya alp kurbaa snflandrmalarn yanllamas gibi bir gce; sadece ana babasn deil, tm insan sz ve dncesini aptal yerine koyacak bir gce sahip olacak kadar kt deildir. Tekile bakmay ok iyi bilen, ama btnl in mente [Zihinde] kavramaktan aciz kiiler vardr. Byle grler, deersiz olmasalar da, kafa kar klna neden olurlar. ocuklarn ou ne iyi, ne de ktdr. Ama hayr eliinde iyi, er eliinde kt olurlar. Orta terimler! Orta terimler! Dnceye k tutacak ve kendisi olmadan ocuun kurtuluunun da hayal olaca bir orta terim nerilebilir: Balam ne olursa olsun, ocuk ayn zamanda hem sulu, hem de masum olabilir. Orta terimler adam gibi kullanlmazsa, mevrus gnah, gnah, tr, birey kavramlar nn hepsi havaya uar, bunlarla birlikte ocuu da kaybederiz. * Demek ki ehvanilik gnahkrlk deildir, ama gnah vaaz edilmitir, vaaz edilmesi srdke de ehvanilii gnahkrla dntrmektedir. Sonu olarak, sylenmeden de anlalaca gibi, gnahkrln imledii ey bakadr. Ama gnahn bundan te neyi imlediini soruturmak almamzn dnda kalr. Bu, kiinin gnah nceleyen duruma psikolojik adan dalmasn gerektirir ve gene bu adan "daha ok" ya da "daha az" gnah iin nceden haz rlanr. Bilgi aacnn meyvesinden yemek, hayr ile er arasndaki ayrmla birlikte, bir gd olarak cinsel farkll da yeryzne indirdi. Bunun nasl gerekletiini aklamak hibir bilimin harc deildir. Psikoloji son akl yrtmesiyle buna en yaklaan alan olmutur: zgrlk, olanan kaygsnda, olanan hiliinde, ya da kaygnn hiliinde kendisini kendisi iin aa karr. Kaygnn nesnesi belirli bir eyse, sramadan deil, nicel bir geiten sz etmemiz gerekir. Adem'den sonraki birey Adem'e gre "daha fazla"ya, teki bireylere gre de "daha ok" ya da "daha az "a sahiptir. Bununla birlikte, kaygnn nesnesinin hilik olduu da dorudur. Kaygnn zeminine baktmzda nesnesinin bir ey olduunu sylemek, yani zgrlk asndan bir eyi imlediini ileri srmek sramay yadsmay gerektirir ve bizi kavramlar birbirine kartran nicel geile ba baa brakr. Tek bir kii iin ehvaniliin sramadan nce gnahkrlk olarak vaaz edildiini sylediimde bile, iddia doru olsa da, aslnda tam olarak byle vaaz edilmi deildir, nk kiinin kendisi bunu ne vaaz eder, ne de

kavrar. Doan kiide srama asndan ehvaniliin vaaz edilmi bir "daha fazla" oldu unu sylediimde bile, bu gene de geersiz bir "daha fazla" dr. Bilimin, kaygnn sahip olduu dogmatik, etik, psikolojik stnlklerin dnda bir psikolojik orta terimi varsa, tercih edilen bu olmaldr. Burada serimi yaplan grlerin, gnah iin genelde kabul edilen aklamalarla da uygunluk iinde olduu dnlebilir, yani gnah bencillik olarak aklayan grle. Ama byle bir nitelemeye kaplan biri, szn ettiimiz psikolojik gl n altndan kalkmak iin uramaz. Ayrca bu gr gnahn iini boaltmakta, gnahn tinsel olduu kadar ehvani bir sonu olarak vaaz edildiini de ihmal etmektedir. Yeni bilim, gnah bencillik olarak aklasa da, bu kavramn herhangi bir bilimde doru yerini bulamamas asl gle iaret eder. nk bencillik tekil olana aittir, tikel bir bireyi imler ve ancak onun tarafndan bilinebilir; oysa evrensel kategoriler alt nda grlrse, hibir eyi imleyemeyecek derecede her eyi imleyecektir. Demek ki, gnahn bencillik olduu, ancak bu kavramn bilimsel olarak ieriksiz olduu ve imledii bir ey olmad kabul edildiinde doru olacaktr. Gnah bencillik olarak aklayan gr, gnah ile mevrus gnah arasndaki ayrm ve bu ikisinin birbirini aklamasn hesaba katmaz. nsan bu bencillikten sz etmeye baladnda, her ey totolojiden ibaret olur ve ortada kurnazca bir gr ve karmakark dncelerden baka ey kalmaz. Doa felsefesinin, bencillii, Yaratl'ta, yldzlarn evrenin kurallarna uygunluk iindeki deviniminde, doadaki merkezka kuvvette bulduu nasl unutulabilir? Bir kavram bu kadar zorlanrsa, daha da aa indirilebilir ve mmknse szana kadar iirilip sonra tekrar ayltlr. amz, her eyin her eyi imlemesi iin urap didinmekten bkmad hl. Kurnaz bir gizem bilimcinin sebat gsterip btn mitolojinin rzna getiine, ahin gzyle her tekil "mythos"u i bayltc melodisi iin bir varyasyon haline getirdiine de sk sk rastlamadk m? Hristiyanla ait terimler de, baz tahmin yrtme merakls sakarlarn yznden ara sra bozuluyor olamaz m? "Ben" [Selv] terimi akla kavuturulmad srece, gnahkrln bencillik olduunu sylemek de bir ie yaramaz. "Ben" terimi tam olarak, tmeli tekil olarak vaaz etme elikisini imler. Bencillikten ancak tekil kavram ortaya kondu unda konuabiliriz. imdiye dek saysz "Ben" yaam olduu halde, hibir bilim yeni batan genel bir tanm vermek dnda bu terimi aklayamaz.45 45 Bu konu zerinde durmaya deer, nk bu noktada dnce ile varln zde olduu yolundaki yeni ilke ortaya kyor; tabii eer biri vakitsiz ortaya kp ksmen aptalca yanl anlamalarla bu ilkeyi bozmaya, ya da kendisini dnceden yoksun brakacak en yksek ilkenin peine dmeye kalkmazsa. Dnce olan, dnlmesi olanakl (dnlmesi olanaksz muhayyel kurgudan sz etmiyorum!), dnlen bir ey olarak karmza kan tek ey tmeldir. Tekil, tmele direnerek, onunla bir deilleme ilikisine girer ve bu bakmdan nem tar. Tekil olan dnlmediinde yok

olur, dnldnde deiiklie urar. Dolaysyla insan tekili ya dnmeyip muhayyel olarak dndn varsayar, ya da dnr ve sadece dnce tarafndan ierildiini kurgular. Hayatn mucizesi de buradadr: Kendisi zerine dnen herkes hibir bilimin eriemeyecei bilgiye sahip olur, nk kim olduunu bilmektedir. dealizmin hafif yaklam yznden uzun sredir Alman felsefesinde "saf Ben bilinci" olarak anlalan Yunanca deyiin ( [Kendini bil]) derinlii de burada yatar.46 Artk bunu Yunan tarznda anlamak ve Yunanllar Hristiyanln varsaymlarna sahip olsalard bunu nasl anlarlard diye dnmek gerekir. Bununla birlikte, tam anlamyla "Ben," nitel sramayla vaaz edilir. lk durum asndan burada bir sorun olamaz. Gnah bencillik olarak tanmlanrsa insan her eyi birbirine kartrp arafa dolanr, nk asl tam tersidir: Bencillik, gnah ile, gnahn iinde oluur. Bencilliin Adem'in gnah iin sz konusu olduu dnlrse, bu aklama yorumcunun bata kendi gizledii eyi gene kendisinin bulduu bir oyuna dnr. Bencilliin Adem'in gnah ile olutuunu syleyen kii, orta terime sram demektir; bu yolla aklama pheli bir biimde kolaylar. Ayrca bu aklama cinselliin anlam konusunda da bir bilgi vermez. imdi daha nce sylemi olduum eye geri dndm. Cinsellik gnahkrlk deildir. Gene de bir an iin uzlama gsterip aptalca bir laf syleyelim: Adem'in gnah ilememi olduunu dnrsek, cinsellik hibir zaman bir gd olarak olumu olmayacakt. Kusursuz bir Tin'de cinselliin bir nitelik olarak var oldu unu syleyemeyiz. Bu hem Yeniden Dirili hakkndaki kilise retisine, hem kilisenin melek tasar mna, hem de bir kii olarak sa iin yaplan dogmatik tanmlara uygundur. Bir ipucu vermek gerekirse; sa'nn btn ilahi snavlara tbi tutulduu sylendii halde, bunlarn arasnda batan karlmadan sz edilmemitir. 46 Unum gzleyen kiinin kendisi, omnes de ar merak gstermeden "tmlk" olarak anlalrsa, Latince'deki unum noris omnes [Birini bilirsen, her eyi bilirsin.] deyii, gevek ve etkin bir yorumla ayn anlama gelir. nsanlar genellikle buna ok marur bir gr diye inanmaz; nk onlar ok korkak ve rahat bir ekilde gerek kibri anlayp ona sahip olmaya dkndr. Bu da yle aklanr: sa her tr batan karmaya kar koymutur. ehvanilik gnahkrlk deildir. Masumiyetteki ehvanilik gnahkrlk deildir, ama ehvanilik gene de oradadr. Adem'in elbette yeme ime gibi gereksinmeleri de vard. Aradaki trsel fark, kendisi olarak olmasa da, masumiyette vaaz edilmitir. Trsel fark sadece gnahn vaaz edildii anda bir gd olarak vaaz edildi. Burada, her yerde oldu u gibi, yanl anlalacak sonulardan kanmak zorundaym: Sanki asl i cinsellii yok etmek iin ondan bir soyutlama yapmakm gibi. Cinsellik sentezin en u noktas olarak vaaz edildiinde hibir soyutlamann yarar dokunmaz. Yaplmas gereken, cinsellii Tin'in nitelemesi altna yerletirmektir (erotie ilikin ahlki sorunlar da burada yatar). Bunun gerekletirilmesi, Akn bir kiinin iinde zaferini ilan etmesi olacakt r; o kiide Tin, cinsellii alt edip onu sadece unutkanlk dahilinde hatrlanacak bir eye indirgemitir. Bundan sonra ehvanilik Tin'de biim deitirir ve kayg darya atlr.

ster Hristiyan dncesi, ister baka bir ey deyin, bu yaklam Yunan gryle karlatrlrca, kazancmz kaybmzdan ok olacaktr. Kukusuz, hznl, erotik Heiterkeit tan [nee (Hegel)] bir eyler yitirilmitir. Ama kazanlanlar da vardr: Yunan kltrnce bilinmeyen bir Tin'in nitelik kazanmas. Gerekten kaybeden kiiler, ayn sabit fikirle gnahn yeryzne alt bin yl nce indiine inanan ve bunun kendilerini ilgilendirmeyen bir merak konusu olduunu dnenlerdir. Onlar ne Yunan Heiterkeit n elde eder (bu kazanlacak deil, yitirilecek bir eydir), ne de Tin'in ebedi nitelemesine kavuurlar.

nc Blm -Kayg: Gnah Bilincinin Yokluundan Doan Gnahn Bir Sonucu Olarak
nceki iki blmde srekli yinelenen gr, insann ruh ile bedenin bir sentezi olduu, bu sentezin de Tin tarafndan kurulduu ve tandyd. Kayg, bireysel yaamda ann kendisidir: Daha nceki tartmada sylenen eyi, aadaki dnceleri izlemek iin yeni bir ifadeyle belirtiyorum. Gnmzn felsefesinde, tarih-felsef aratrmalarda olduu kadar, mantk alannda da hep kullanlan bir kategori var. Bu, kendisiyle ilgili hibir aklamann yaplmad "Deime" kategorisidir. Bu terime, ne olduunu anlamaya almadan balanlmtr; zaten Hegel ve Hegel okulu herkesi felsefenin n koulsuz balangc konusunda, felsefeden nce hibir n koulun olmadn syleyerek sindirdii iin, "deime," "deilleme," "dolaym" gibi Hegel dncesine ait terimler de rahata kullanlyor: Devinimin ilkeleri olan bu terimler sistematik ilerlemede yerini bulamamtr. Bu bir n koul deilse, n koulun ne olduu hakknda benim hibir fikrim yok; hibir yerde a klanmayan bir eyi kullanmak n koulun ta kendisidir. Sistemin yle muhteem bir akla ve i gre sahip olduu varsaylmtr ki, omphalopsychoi [merkezdeki/ gbekteki ruhlar]47 gibi, her ey kendini aklayncaya ve tm ierii kendi kendine oluuncaya kadar, baklarn devinimsiz olarak merkezdeki hilie diker. Sistemin zellii de, insanlara ynelik iine dnm bu aklktr. Ama durum pek de byle deildir; grne baklrsa sistematik dnce, i duygulanmlar asndan gizlilie borcunu demektedir. Deilleme, deime, dolaym, devinimi oluturan pheli, gizlenmi damardr (agentia). Hegel bunlarn n planda olduundan pek sz etmez, nk oyunlar n Hegel'in yksek msaadeleriyle ekinmeden oynarlar; yle ki, mant k bile zamandaki deimeden dn ald terim ve tmceleri kullanr, "bylece," "...d zaman," "... olduunda," "... olurken" gibi.

Brakalm byle olsun, mant k kendi bann aresine baksn. Tarihsel zgrlk alanna ait olan "Deime," mantk asndan zekice bir manevradr, bu zelliini de korumaktadr; nk etkin bir durumdur.48 Platon Deime'yi saf metafizik iinde konumlandrmann gln anlam, bu nedenle belirli bir an49 kategorisi iin ok aba 47-Kendi gbeklerine bakarak esrik bir ruh haline giren, ilahi hakikati byle bulabileceklerine inanan Yunanl rahipler. Kierkegaard bu tr her eyi yok sayan yaltlm grlere iddetle kar kar. - .n. 48-Demek ki, Aristoteles Deime'nin olanakllktan etkinlie doru bir xtvno [Devinim] olduunu sylediinde bunu mantk asndan deil, tarihsel zgrlk asndan anlamak gerekir. 49-An, Platon tarafndan sadece soyut bir ey olarak dnlmtr. Platon'un diyalektiini anlamak iin, An'n "var olmayan" olarak zaman kategorisinin altna yerletirildiini unutmamak gerekir. "Var olmayan" (xrrv [Olmayan]; Pythagoraslar iin xxev6v [Boluk]) modern filozoflardan ok, Eskia filozoflarnn ilgisini ekmitir. Var olmayan, Elea okulunda ontoloji iinde dnlm ve kendisinin varlnn ancak eliki ieren bir nermeyle olumlanabilecei ileri srlmtr. Biraz daha ileri gidersek, bu grn tm alanlarda ortaya ktn grrz. Metafizik ilkelerde bu nerme yle ifade edilir: Var olmayan' ifade eden kii hibir ey sylemi olmaz. (Bu arpk anlay Sofist'te yanllanmtr, erken bir diyalog olan Gorgias'ta da daha takliti biimde bu yanllamay buluruz.) Sofistler de Var olmayan' eylem alannda ahlki kavramlardan kurtulmak iin kullanmlardr; Var olmayan yoktur, ergo her ey dorudur, ergo her ey iyidir, ergo aldatma gibi eyler de yoktur. Sokrates bu ak braklan kapy birka diyalogda kapatmtr. Platon bu konuyla zellikle Sofist'te ilgilenmitir. Bu diyalog da teki hepsi gibi anlatt eyi sanatkrane biimde betimler; temel olarak Sofist'in Var olmayan kavram ve tanm aratrlrken, Sofist'in kendisi de Var olmayan olarak karmza kar. Bylece kavram ile rnek, ayn anda, Sofist'in saldraca sava alannda oluur ve Sofist'in yok edilmesiyle deil, olumasyla sonulanr; bu da basma gelebilecek en kt eydir, nk Mars'n kendini grnmez klan zrh gibi ileyen sofistliine ramen, gn na kmak zorunda kalr Gnmzn felsefesi, Hristiyanlk iddiasna karn, aslnda var olmayan grnde daha ileri gitmemitir. Hem Yunan felsefesi hem de modern felsefe, Var olmayan' Varlk'a dntrmekle her eyin hallolacan dnr, nk Var olmayan'dan kurtulmak, onu silmek ok kolay grnr. Hristiyanlk, Hilik gibi Var olmayan'n da, her yerde bulunduunu ve kendisinden her eyin yaratldn savunur; htiam ve kibir, gnah, Tin'den ayrlm ehvanilik, sonsuzluun unuttuu zamansallk gibi. Sonu olarak, yaplmas gereken, Varlk' ortaya karmak iin Var olmayan'dan kurtulmaktr. Ancak zihindeki bu ynelim ile Kefaret kavram tarih olarak doru biimde, yani Hristiyanln bu kavram yeryzne getirdii haliyle anlalabilir. Bu terim kart biimde anlalrsa ("Var olmayan yoktur" nermesinden yola karak ileri srlen gr) Kefaret buharlar ve kendi iine dner. Platon, "an" ile Parmenides' te urar. Bu diyalog, kavramlarn iindeki elikileri gstermeyi stlenmitir. Sokrates bunu, gz kamatrc Eski Yunan felsefesine halel getirmeden aldatc biimde belirtmitir. Bu daha ok, kendiyle vnen gnmz felsefesi iin utan vericidir; bu felsefenin, Yunanllarn aksine, kendiyle deil, insanlar ve onlarn

hayranlklar ile ilgili byk iddialar vardr. Sokrates, okluktan pay alan belirli bir eyin tad kartl (x evavrlov) gstermenin alacak bir ey olmadn, ama birisi kavramlarn iindeki elikileri gsterirse asl hayret edilmesi gerekenin bu olduunu syler (aXK' el 6 ecrav ev, cdk TOUTO 7io cutoetAet xcd at) xa jtoM. f| ev, TOTO fjr| 9ati |xaoa. xcd jeoi tcv lXu>v jtvrcov (boaJTCo 129 b-c) [Birisi bana bir olann kendisinin ok olduunu, ok olann kendisinin de bir olduunu kantlarsa ite buna hayret etmeye balayacam.] Bu, deneysel diyalektiin srecidir. Bir'in (t ev) hem var olduu hem de var olmad kabul edilmi, bundan ve teki varsaymlardan kan sonular ortaya konmutur. Bylece "an", devinim ile duraanlk arasnda zamanda yeri olmadan bulunan (OTOJTOV) [Yeri olmayan], bundan hareketle de devinimin duraanlk, duraanln da devinim olarak deitii tuhaf bir varlk olarak ortaya km, bylece deime (|iETapoXr |) kategorisi olmutur. nk Platon ayn biimde "An"n, Bir'in ok, ok'un Bir, Benzerlik'in Benzemezlik olarak deimesine bal olduunu gstermitir. An, ne EV [Bir], ne JtoXXd [ok], ne paralanan, ne de bir araya getirilen (OU7E ICOCIVETCII OTE UYKOIVETCU 157 a) bir eydir. Platon gl netletirdii iin takdire ayandr, ama "an" hl suskun, iine kapak, gz ard etmekle aklanamaz bir soyutlama olmay srdrr. Mantk, deime kategorisini iermediini belirtseydi (Bu kategoriyi ieriyorsa, mantn kendisi de sistem dahilinde alt halde, gene de ona sistemin iinde bir yer bulmak zorundadr), tarihe ait alanlar ve tarih bir varsaymn zerine kurulmu bilginin tm akla kavuurdu. Bu kategori, Hristiyanlktaki pagan akl yrtmeler kadar, Hristiyanlk ile pagan felsefe arasndaki ayrm asndan da nemlidir. Parmenides'te yer alan baka bir blm, "an"a byle bir soyutlama olarak yaklamaktan doan sonuca iaret eder: Bir, zaman tarafndan belirlenmise eliki doar; nk Bir (t EV) bu durumda hem kendisinden hem de ok'tan (T& toW.d) daha gen ve daha yal olacaktr (151 e). Ama Bir "var olmak" zorunda olduu iin, '"Var olmak' imdiki zamanla birlikte varlktan pay almaktr" denecektir, (TO OE Evca XKo xi EOTI rj (.IEGEAI otiaia \sx jtapovta, 151 e.) Bu eliki zerine daha sonra sylenenler (152 b-c), "imdiki Zaman"n, "imdiki Zaman," "Sonsuz" ve "An" arasnda dndn gsterecektir. "imdi" (TOVOV), "idi" ile "olacak" arasnda bulunduu iin, "Bir," gemiten gelecee doru yol alrken "imdi"yi grmezlikten gelemez. Bir, "imdi"de mola verir; daha yal olmaz, nk zaten yaldr. Gnmzn felsefesi "safvarlk" ile ahikasna kar, ama "saf varlk" Sonsuz'un en soyut ifadesidir ve "Hilik" olarak An'n kendisidir. Burada da An'n nemi akla kavuuyor, nk Sonsuz ancak bu kategori ile asl anlamna kavuuyor. Sonsuz ile An iki u kartl oluturur, diyalektik byclk ise her ikisinin zde olduunu ileri srer. ehvanilik, zamansallk ve An, ancak Hristiyanlk ile doru olarak anlalabilir, nk sadece Hristiyanlk Sonsuz'u zemine yerletirmitir. harcamak zorunda kalmtr. Gl grmezden gelmek, Platon'u "amak" anlamna gelmez. Bunu grmezden gelmek, bylece dnceyi aldatp "tahmin"i ycelterek manta devinim atfetmek, "tahmin"in sonlu bir i olduunu kabul etmektir. Bir keresinde tahmin yrten birinin yle dediini duymutum: Glkleri dnceye nceden gstermek yersiz olur, nk o zaman insan tahmin yrtecei noktaya hibir zaman ulaamaz. nemli olan tahminin kendisi deil de tahmin yrtecek noktay yakalamaksa, asl nemli olann tahmin yrtecek noktay yakalamak oldu u bir azim

rneinden baka bir ey deildir: Tpk Dyrehaven'a gidecek arabas olmayp, bunun nemli olmadn, kiralk bir ara bulabileceini syleyen kii gibi. Benzer bir durum; nk her ikisinin de istei Dyrehaven'a ulamak. te yandan, ulam aralarn kafasna takmayan biri, tahmin yrtecei noktay yakalasa da, tahminin kendisine ula amaz. Deime, tarih zgrlk alan iinde, bir "durum"dur. Ama bunu doru biimde anlamak iin, yeni olann srama ile ortaya ktn unutmamak gerekir. Bu gzden ka rlrsa, deime, sramann geveklii stnde nicel bir hkimiyet kuracaktr. Demek ki insan ruh ile bedenin bir sentezi; ama ayn zamanda zamansal ile sonsuzun da bir sentezidir. Bu dnce ska yinelenmitir, benim de bir itirazm yok, nk niyetim yeni bir ey kefetmek deil, ok basit bir eyin zerinde kafa yormaktr. kinci sentezin (zamansal ile sonsuz) ilkinden (ruh ile beden) daha deiik biimde olutuunu grmek hayli artcdr. lkinin eleri ruh ile bedendir, Tin de nc edir, ama sentezden sz etmemiz ancak Tin vaaz edildiinde olanakldr. kinci sentezin sadece iki esi vardr. Peki ncs nerede? nc e yoksa tam bir sentez olduunu syleyemeyiz, nk eliki ieren bir sentezin tamamlanmas iin nc enin varl zorunludur. Sentezin bir eliki olduunu sylemek, onun var olmadn sylemektir. mdi, zamansallk nedir? Zaman, doru olarak, sonsuz bir ardklk biiminde tanmlanrsa; imdiki zaman, gemi, gelecek diye de tanmlanabilir. Ama bu ayrmn zamanda rtk olarak bulunduunu sylemek doru olmayacaktr, nk ayrm, ancak zamann sonsuz ile olan ilikisi ve sonsuzun zamandaki izdm araclyla ortaya kar. Zamann sonsuz ardkl iinde tutunacak bir yer, yani ayrm noktas olan "imdiki zaman" bulunursa, ayr m da tmyle doru olacaktr. Ama anlarn toplam kadar her "an"n kendisi de (geip giden) bir sre olduu iin, zamann iinde ne imdiki zaman, ne gemi, ne de gelecek vardr. Ayrmn gene de olanakl olduunu sylemek, an'n uzama dntrlmesinden kaynaklanr. Bu durumda da sonsuz ardklk kesintiye urayacaktr, nk ne srlen tasarm, zamann dnlmesi yerine tasarlanmasna yol aar. Bunu kabul etsek de, yaplanlarn doru olduunu syleyemeyiz, nk zamandaki sonsuz ardklk, tasarm olarak bile, ieriksiz sonsuz bir imdiki zamandr (sonsuzun parodisi de buradadr). Hindular, yetmi bin yl boyunca hkm srm bir krallar dizisinden sz ederler. Krallar hakknda, isimleri dahil (bunu varsayyorum) hibir ey bilinmez. Bunu zamann bir rnei olarak alrsak, yetmi bin yln sonsuzda yitip gittiini dnrz; tasarm olarak da, ierikten yoksun, sonsuzun hayal grnne yaylan ve uzama dntrlm bir hiliktir.50 Bir yln tekini izledii kabul edildiinde de imdiki zaman vaaz edilmi olur. 50 Aslnda bu uzamn kendisidir. Dikkatli bir okuyucu burada benim iddiamn ispatnn doruluunu grecektir, nk tasarm iin olduu kadar, soyut dnce ve Tanrnn her yerde hazr olarak tanm iin de zaman ile uzam tmyle zdetir (nacheinander, nebeneinander). "imdiki zaman", ierikten sonsuza dek yoksun olmas dnda, zamana ait bir kavram deildir; bu da gene sonsuzda yitip gittiini gsterir. Bu unutulursa, ne kadar abuk gzden kaybolursa kaybolsun, imdiki zaman vaaz edilmi olacak ve yeniden gemi ve gelecek kategorilerinde ortaya kacaktr.

Ebedilik ise, tam tersine, "imdiki zaman"n kendisidir. Dnce iin ebedilik, yok edilmi bir ardklk olarak (zaman sregiden ardklktr) "imdiki zaman"dr. Tasarm iin ise, ebedilik, hibir zaman yitip gitmeyen bir aktr; nk ebedilik, tasarmda, sonsuza dek ieriini koruyan bir "imdiki zaman" olarak karmza kar. Ebedilik iin gemi ve gelecek ayrm yoktur, nk "imdiki zaman", yok edilmi bir ardklk olarak vaaz edilmitir. Demek ki zaman, sonsuz ardklktr. Zamanda var olan, sadece zamana ait bir yaamn "imdiki zaman" yoktur. Genellikle ehvani yaam tanmlamak iin, an'da, yalnzca an'n iinde var oldu u sylenir. yleyse an derken, ebedilikten yaplan bir soyutlama kast ediliyor, "imdiki zaman" oldu u sylenseydi, bu ancak bir parodi olurdu. "imdiki zaman" ebediliktir. Baka bir deyile, ebedilik "imdiki zaman"dr, "imdiki zaman" da eksiksizdir. Latince'de tanr sallktan sz edilirken onun praesens oldu u syleniyordu [praesentes dii) [Tanrlarn varl]. Bu ifade tanrsallk iin kullanldnda, Tanrnn gl yardm da belirtilmi oluyordu. An, "imdiki zaman", gemi ile gelecekten yoksun olarak imler, ehvani yaamn eksiklii de tam buradadr. Ebedilik de "imdiki zaman" gemisiz, geleceksiz olarak imler; bu da ebediliin mkemmelliidir. Burada an, "imdiki zaman" tanmlamak iin kullanlr, gemi ve gelecek bir soyutlama ile "imdiki zaman" imlemesi iin ann dna atlrsa, an kesinlikle "imdiki zaman" olmaz, nk gemi ile gelecek arasnda bir dolaym olmutur, salt bir soyutlama ile baklrsa da, aslnda yoktur. Demek ki an, zamann bir belirlenimi deildir, nk zamann belirlenimi, "geip giden" bir eydir. Bu nedenle zaman, kendini zamanda ortaya karan belirlenimlerden biriyle tanmlanacaksa, gemi zamandr. Tam tersine, zaman ile ebedilik birbirine temas ediyorsa, bunun zamanda gereklemesi gerekir. imdi an'a geldik. "An", mecazi bir ifade olduu iin, uralmas zor bir terimdir, ama dikkate deer lde de gzel bir szcktr. Hibir ey bir gz krpmas kadar hzl deildir, zaten bu da ebediliin ierii ile oranldr. yleyse Ingeborg, Frithiof'un ardndan denize baktnda, bu ancak mecazi bir szck ile ifade edilen bir resim oluturur. Onun duygulan, bak, ya da bir szck, daha ok zamanda belirlenen bir sese sahiptir; yitip giden, sonsuzluu iinde tamayan bir ey olarak vardr. Bu nedenle, bir bak ya da szck, ruhu rahatlatmaya muktedirdir. nk ruhun tad ar yk, sze dkld nde, gemie ait bir ey olur. Demek ki bir gz krp, zamann betimidir, ama dikkatinizi ekerim, ebedilik ile temas ettiinde yazgsal bir atmaya giren zamann betimidir bu.51 "An" dediimiz eyi, Platon xo ejaicpvr [Anszn; Bir anda olan] terimiyle karlyordu. Kkenbilimsel aklamas ne olursa olsun, "an", grnmez olanlarn alanna girer; nk Tin kavramndan, dolaysyla da zamansallk kavramndan yoksun olduu iin, zaman ile ebedilik, ayn derecede soyut bir biimde dnlr. Latince'deki terim momentum dur (movere den [Devinmek] gelir), tretilmi hali de yitip gideni ifade eder.52

51

Yunan sanatnn plastik sanatlarda ahikasna ulamas, bu sanatn da "bak"tan yoksun

olmas dikkat ekicidir. Bunun diplerdeki nedeni, Yunanllarn Tin kavramn, dolaysyla da ehvanilik ile zamansall derin bir biimde kavramam olmasdr. Hristiyanlk ile arpc bir kartlk oluturan ey, Tanr tasvirinin bir gz biiminde tasarlanm olmasnda yatar.. 52 Eski Ahit'te an'n iirsel bir aklamas vardr. Paulus, dnyann bir anda ortadan kalkacan

syler: EV tup xod EV ttfj 6cp0cA(Xt>. Bu ifadeyle, an'n ebedilik ile oranl olduu, nk "yok olma"nn an'nn ayn zamanda ebediliin an'n belirttii anlatlr. Ne kast ettiimi anlatmama izin verin, yapacam benzetmeyi rahatsz edici bulursanz da balayn. Bir zamanlar burada, Kopenhag'ta, oyunculuklarm muhtemelen hi kimsenin pek ciddiye almad iki aktr vard. Sahneye kar, karlkl durur, tutkulu bir atmann taklidini yapmaya balarlard. Taklit edilen edim olgunlua ulatnda, izleyiciler yknn geri kalannn ne olacan merak ederek gzlerini onlara odaklamken birden durur, sanki an'n taklidinde ta kesilmi gibi devinimsiz beklerlerdi. An, rastlant sonucu ebedilik ile oranl olduu iin, bunun ok komik bir etkisi olabilir. Plastik sanatlar asndan etki, ebediyetin ebedi biimde ifade edilmesinden doar; te yandan, komedi asndan etki ise, rastlantsal ifadenin ebediletirilmesinden kaynaklanr. Byle anlalrsa, an, sadece zamann deil, ebediliin de bir atomudur. An, ebediliin zamandaki ilk izdm, zaman durdurmak iin gsterdii ilk abadr. Yunan kltr bu nedenle an' anlamam, ebediliin atomunu anlam olsa bile bu atomun an'n kendisi olduunu kavramam, an', ileriye deil, geriye dnk bir dorultuda tanmlamtr. Yunan kltr iin ebediliin atomu aslnda ebediliin kendisi olduu iin, ne zaman, ne de ebedilik yerini bulmamtr. Zamansallk ile ebediliin sentezi yeni bir sentez deil, ilk sentezin ifadesidir; bu da insann ruh ile bedenin Tin tarafndan taman bir sentezi oldu u dncesiyle uygunluk gsterir. Tin vaaz edildiinde, an da oradadr. Bylece, kinayeyle insann sadece an'da yaad sylenebilir, nk oluann geip gitmesi nedensiz bir soyutlamayla mmkn olur. Doa, an'da bulunmaz. Bu saptama, zamansallk iin olduu kadar, ehvanilik iin de geerlidir. nk zamansall k, doann zamann iinde gvenli grnen duruuyla karlatrldnda, hl daha eksik, an da nemsiz grnmektedir. Oysa durum tam aksidir. Doann gvenli duruunun nedeni, zamann doa asndan bir nem tamamasnda yatar. Tarih, ancak an ile balar, insann ehvanilii gnah yoluyla gnahkrlk olarak vaaz edilir, bylece hayvann ehvaniliinden daha aa bir seviyeye indirilir. Burada daha yksek bir noktadan ie baland iin, Tin ile karlarz. An, zaman ile ebediliin birbirine temas ettii noktadaki mulklktr. An kavram ile, zaman ile ebedilik srekli bir temas noktas bulur, ebedilik de srekli olarak zamann alann igal ederken, zamansallk vaaz edilir. Bunun sonucu da, yukar da belirtilen ayrmn nem kazanmas dr: imdiki zaman, gemi zaman, gelecek zaman. Bu ayrm ile dikkatlerimizi bir olguya yneltiriz: Gelecek, bir anlamda, "imdiki zaman" ile gemiten daha ok ey imler, nk bir anlamda gelecek, gemiin bir parasn oluturduu btnn kendisidir;

gelecek, bir anlamda, btn imler. Ebedilik bu nedenle ilk olarak gelecei imler. Gelecein, zaman ile llebilir olmad halde, onunla temas kaybetmemi ebedilii iinde barndran klk deitirmi kimse olmasnn nedeni de ayndr. Dilsel kullanm ara sra gelecek ile ebedilii zde tutar (gelecekteki yaam/ebedi yaam). Yunanllar, daha derindeki bir anlamda, ne "ebedilik", ne de "gelecek" kavramna sahip deildi. Bu yzden, Yunan yaamnn an'da kaybolmas nedeniyle sitem edilemez; daha doru bir ifadeyle, kayboldu undan da sz edilemez, nk Yunanllar Tin kategorisinden yoksun olduklar iin zaman-sall saf bir yaklamla ehvanilik olarak grmlerdi. An ile gelecek zaman, gemi zaman vaaz eder. Yunan yaam zamana bir nitelik yklemise, bu gemi zamandr. Ama gemi zaman, imdiki zaman ve gelecek zaman ile ilikisi asndan deil, genel olarak geip giden zamann kendisi olarak tanmlanmtr. Burada Platon'un "anmsama" teriminin nemi aktr. nk Yunanllar iin ebedilik gemi zaman gibi geride olduundan, ona ancak geriye doru yryp ulalabilir.53 Bununla birlikte, ebedilii gemite gren dnce, ebedilik ister felsef olarak (bir filozofun lmyle)54 ister tarih olarak aklansn, tmyle soyut bir kavramdr. 53-Burada, benim ne srdm bir kategori gz nne alnmaldr: Ebedilie, ileriye doru yryp ulalmasn salayan "yineleme" kavram. 54-Kierkegaard, Platon'un Phaidon diyalogundaki ruh tasarmna dikkat ekiyor. - .n.r. Btne bakldnda, gemi, gelecek ve ebediyet kavramlarn tanmlarken an'n nasl tanmland da grlebilir. An olmasayd, ebediyet gemi zaman olarak geride belirecekti. Bu, yolda adm atmadan yryen, bylece yolun o kiinin ardnda kat edilmi bir mesafe olarak grnd bir durumu hayal etmeme benziyor. An, sadece discrimen [Ayrm; Blm] olarak vaaz edilseydi, gelecek zaman ebedilik olacakt. An vaaz edilirse, ebedilik ile gemi zaman olarak tekrar karmza kan gelecek zaman da vaaz edilmi olur; bu dnce Yunan, Musevi, Hristiyan grlerinde hayli belirgindir. Her eyi yeni batan oluturan belirleyici kavram, "zamann mkemmellii", Hristiyanlkta bulunur. Ama zamann mkemmellii, "ebedilik olarak an"dr; bu ebedilik de, gelecek ve gemitir. Buna dikkat edilmezse, tanrtanmazlk ile ihanetin kavram btnn yok eden kar mndan hibir kavram kurtaramayz. nsan gemii kendisi olarak deil, gelecek ile olan sreklilii iinde anlar (htida, Kefaret, Kurtulu kavramlar bu ekilde dnya tarihindeki nemlerini ve bireysel tarihin geliimindeki yerlerini yitirmilerdir). Gelecek, kendi ba na deil, imdiki zaman ile yaln sreklilii iinde vardr (burada da Yeniden Dirili ile lahi Yarg yok edilir). imdi, Adem'i dnelim ve sonraki her bireyin, kuaklar arasndaki iliki ile tarih ilikinin sonucu olarak nitel farklln korumakla birlikte, Adem ile ayn ekilde bir balang yaptn hatrlayalm. Bu nedenle "an", sonraki bireyler iin olduu kadar, Adem iin de sz konusudur. Ruh ile bedenin sentezi Tin tarafndan vaaz edilir; ama Tin ebedi oldu u iin, bu ilk sentez, Tin ancak zamansallk ile ebedilii birletiren ikinci sentezi vaaz ettiinde gerekleir. Ebedilik dahil edilmezse, "an" da yoktur, ya da sadece bir discrimendir [snr; ayrm izgisi; dnm noktas]. Bunun nedeni de, Masumiyet'te Tin'e sadece "d gren Tin" niteliinin yklenmesi, ebediliin de gelecek zaman olarak ortaya

kmas dr; nk bu, daha nce de sylendii gibi, ebediliin ilk ifadesi, onun klk deitirmi halidir. Tpk (bir nceki blmde), Tin sentezde vaaz edilecei srada, daha dorusu Tin kendisinin bireydeki (zgrlk) olanan vaaz edecei srada, kendini Kayg olarak ifade etmesi, bylece kendini Kayg olarak ifade eden gelecek zamann da, ebediliin bireydeki (zgrlk) olana olmas gibi. "Olanak halindeki zgrlk" kendini zgrlk olarak ortaya koyduunda "zgrlk" boyun eer; zamansallk da ayn ekilde, gnahkrl imleyerek ehvanilik olarak ortaya kar. unu yineliyorum: Bu sylediklerim, nitel sramaya ynelik nihai psikolojik tahminin ulaabilecei en son aklamadr. Adem ile sonraki birey arasndaki farkllk, gelecek zamann izdmnn ikincisinde daha ok bulunmas nda yatar. Psikolojik adan, bu "daha ok" rktcdr, ama nitel srama asndan da hibir nemi yoktur. Adem'in en ok farkllat nokta, gelecek zamann gemi, ya da Kayg tarafndan varsaylyor grnmesi, olanak halindeki durumun ise daha ortaya kmadan kaybolmu olmasdr. Olanak halindeki durum, tam olarak gelecek zamana kar lk gelir. Gelecek zaman, zgrlk iin olanak halindeki durumdur; demek ki gelecek zaman, sadece zaman asndan olanakldr. Kayg, bireysel yaamda her ikisine de kar lk gelir. Bylece kesinlik ieren doru bir dilsel kullanm, Kayg ile gelecek zaman bir tutar. Bir kiinin gemie ilikin kayg duyduu sylendiinde, bu ifade sz konusu dilsel kullanm ile elikiye der. Daha dikkatli bakldnda, bunun sadece bir sylem biimi olduu, gelecek zamann bir ekilde ortaya kt grlr. Kayg duyduumu varsaydm gemi, benimle bir olanakllk ilikisi iinde bulunmak zorundadr. Gemiteki bir talihsizlikle ilgili kayg tayorsam, bu zerine kayglanlan eyin gemite olduunu deil, ileride, yani gelecekte yineleneceini dnmemden kaynaklanr. Gemiteki bir crm nedeniyle kayglanyorsam, bu onu tam olarak gemite brakmam olmam, kendimi kandrarak ya da baka bir ekilde gemite olmu olmasndan kanmam yzndendir. Gerekten gemi zaman olsayd, kayg deil pimanlk duyardm. Piman deilsem, bu kendime crm ile diyalektik bir ilikiye girme hakkn tanm olmamdan, bylece crmn kendisinin gemie ilikin deil, olanak halinde bir ey olmas ndan kaynaklanr. Cezadan kayglanyorsam, bu da ceza ile crmn diyalektik ilikisi nedeniyledir (teki trl cezam ekiyor olurdum), o halde kaygmn olanak halindeki ve gelecee ilikin bir eye ynelik olduunu syleyebilirim. imdi ilk blmdeki yere geri dndk. Kayg, gnahtan nce gelen psikolojik durumdur; gnaha, olabildiince kaygl, yaknlar, ama sadece nitel srama ile ortaya kan gnah aklayamaz. Gnahn vaaz edildii an, zamansallk gnahkrlk olmutur.55 Zamansalln, gnahkrl ehvanilikten daha ok imlediini sylyor deiliz; demek istediimiz, gnah vaaz edildiinde, zamansalln gnahkrl imlediidir. Demek ki, sadece ebedilikten soyutlanm an'da yaayan kii gnah iler. Sama sapan bir rahatlamay gze alrsak, gnah ilememi olsayd Adem'in o an'da ebediyete intikal etmi olacan syleyebiliriz. 55 Zamansalln gnahkrlk olarak belirlenimini, bir ceza olarak lm dncesi izler. lmn rktcl, dsal bir fenomene bal da olsa, organizmann mkemmellemesiyle artar; bu analoji

nedeniyle de si placet [Eer istenirse] yukardaki akl yrtme bir ilerlemedir. Bir bitkinin lm ve rmesi bahardaki kokusundan daha ho bir rayiha yayarken, bir hayvann lm havay zehirler. Daha derin bir anlamda, insana yklenen deer bydke, lmn korkunluunun artt da dorudur. Hayvan gerekten lmez, ama Tin, kendisi olarak vaaz edildiinde, lm de korkun yzn gsterir. Bylece, lm kaygs da doum kaygsna karlk gelir. lmn bir dnm olduu yolundaki ksmen doru, ksmen zekice, ksmen heyecanl, ksmen yzeysel dnceyi burada yinelemek niyetinde deilim. nsan, lm annda kendini sentezin ev noktasnda bulur. Tin, lmesi olanakl olmad iin, yoktur, ama beklemek zorundadr, nk bedenin lm zorunludur. Pagan dnce ehvanilie daha safa yaklat iin, zamansalla ilikin gr de daha zensizdir. Bu nedenle, pagan dncede lm daha yumuak ve ekici olsa da, en yksek noktaya kmaktan ok uzaktr. Lessing'in klasik sanattaki lm tasarm zerine yazd olaanst yapt okurken, uyuyan peri resminden, ya da lm perisinin bam eip kandili sndrrken resmedilen yce vakarndan hzn ve haz duymamak mmkn deildir. Burada, eer istenirse, hibir eyin ammsanmad bir anmsama kadar yattrc bir mihmandara gven duymay kkrtan tarif edilmez bir ekicilik bulunur. te yandan, bu suskun rehberi izlemenin meum bir yan da vardr, nk onun gizledii bir ey yoktur. Bu rehber klk deitirmi deildir, ne ise odur; o, lmdr, bylece her ey sona ermitir. Bu periyi, dostane haliyle lenin zerine eilip son pcnn nefesiyle yaamn son kvlcmn sndrrken grmekte anlalmaz bir hzn vardr. Bu pckle her ey yava yava yitip gider; geriye, kendisini anlatmayan, ama her eyin bir oyun olduunu, bunun da sonuna gelindiini, nemli nemsiz herkesin okul ocuklar gibi uzaklatn, yanan bir kdn kvlcmlar gibi sndrldn, sona kalan tek eyin okul mdrln stlenmi ruh olduunu syleyen lm kalr. Her ey bir ocuk oyunudur, oyun da bitmitir; yok olmann sessizliini burada buluruz te yandan, gnah vaaz edildiinde, zamansal, ya da ehvani olandan yaplacak bir soyutlamay mit etmek nafiledir.56 56 Burada ileri srlen dnce zerinde ilk blmde de duruldu. Yinelememin nedeni, bundan sonra syleneceklere k tutacam dnmemdendir.

1.TiN'iN YOKLUUNA DUYULAN KAYGI


Yaam gzleyen bir kii, burada ileri srlen dncenin doruluu konusunda ikna olacaktr: Kayg, gnahn nitel sramayla ortaya kt nihai psikolojik durumdur. Bununla birlikte paganlk ve Hristiyanlk'ta yinelenen pagan dnce, gnahn nitel sramasnn olumad yolundaki belirlenimden doar. Ama bu durum Masumiyet deil, Tin asndan bakldnda, daha ok Gnahkrlk durumudur. Hristiyanlk'taki yerleik dncenin paganln gnahkrlk iinde var oldu unu sylemesi nemlidir, gnah bilincini ilk ortaya atan ise Hristiyanlktr. Ama yerleik Hristiyan dncesi kendini daha kesin olarak anlattnda iddias da doruluk kazanr. Pagan dnce, nicel belirlenimler yoluyla zamann dna kar, zaten daha nce de oradadr ve gnaha en derin anlamyla hibir zaman ulaamaz, bu da gnahn ta kendisidir.

Paganln bu ekilde tanmn yapmak kolaydr, ama Hristiyanlk'ta yinelenen pagan dnceye gelince i deiir. Bu dnce, ne sulu ne de susuzdur; imdiki zaman, gemi, gelecek ve ebedilik arasndaki ayrmdan haberdar deildir. Hristiyanlk'ta ortaya kan pagan dncenin yaam ile tarihi, eski elyazmalarna benzer; noktalama iaretleri olmadan, birbiri ardna gelen szcklerin, tmcelerin dizilii gibi mulak bir biimde ilerler. Estetik adan komiktir bu; yaamn iinden akan bir rman mrltsn dinlemek gzeldir, ama bir ussal varlklar toplam da anlamsz, sregiden bir fsltya dntrlmtr, komik olan da budur. Felsefe bu plebleri, nebati amurun nce kat topraa, sonra yer kmrne dnmesi gibi, daha yksek bir kategori iin tayc olarak kullanabilir mi, bilmiyorum. Tin asndan bakldnda, byle bir varolu gnahn kendisidir, bu durumda insan en azndan ereveyi izip oradan Tin'i ekip almaya alabilir. Burada sylenenler paganlk iin geerli deildir. Byle bir varolu sadece Hristiyanlk'ta mevcuttur. nk Tin'in vaaz edilme dzeyi arttka yoksunluk derinleecek, yitirilen ey bydke de saadet iinde yzerken byk bir sefalete denler ot nv^yr^Te [Hissetme zelliini yitirmi olanlar] olacaktr. Bu Tin yoksunlu undan duyulan rahatlkta, klelerin paganlktaki haliyle karlatrldnda, bir anlamda klelik sz konusudur, nk bu kendi iinde bir hiliktir. Bununla birlikte, Tin yoksunluundaki kaybolmuluk en korkuncudur, nk buradaki talihsizlik, kendisi bir hilik olan Tin yoksunlu unun Tin ile iliki iinde olmasndan kaynaklanr. Tin yoksunlu u, bir yere kadar Tin'in tm ieriine sahiptir, ama altn iziyorum; Tin olarak deil, zerimizde dolaan bir hayalet, anlalmaz bir laf yn, bir slogan gibi. Tn yoksunluu doruluu ierebilir, ama yineliyorum; doruluk olarak deil, bir sylenti, bir kocakar masal gibi. Estetik adan, Tin yoksunluunda derinde yatan, genel olarak dikkat ekmeyen taraf budur, nk aktr, Tin asndan, kendini pek gvende hissetmez. mdi, Tin yoksunluu tasarlanmaya alldnda, aktrn diline bir laf salatas yerletirilir, nk kimse kendi kulland szckleri Tin yoksunluunun diline yerletirmeye cesaret edemez: Gvensizlik buradan kaynaklanr. Tin yoksunlu u, en kapsaml Tin'in sylediinin aynsn syleyebilir, ama bunu Tin adna syleyemez. Tin yoksunluunun bir nitelik olarak yklendii kii konuan bir makineye dnr, bu insan felsef bir zrval, inanca ilikin bir itiraf, siyasi bir laf silsilesini ezberden okumaktan da kimse al koyamaz, ironiye ve mizaha en dkn glerin, en yaln grnen eyin, kiinin neyi kavrayp neyi kavramadn ayrt etmesi olduunu bir azdan sylemesi anlaml gelmiyor mu? Tin'den en yoksun kiiyi bu nakarat tekrar etmekten ne alkoyabilir? Tin'in bir tek ispat vardr; o da Tin'in ispatnn kendi iinde yaplyor olmasdr. Baka bir yola sapan kii, bir ispat yn elde edebilir, ama bu insann Tin'den yoksun olduu zaten bellidir. Kayg, Tin yoksunluunda bulunmaz, nk bu yoksunluk kayg iin fazla mutlu, fazla huzurlu, Tin'den fazlaca uzaktr. Bu hzn veren bir nedendir, paganlk da Tin yoksunlu undan u noktada ayrlr: Paganlk Tin'e ynelmiken, Tin yoksunlu u Tin'den uzaklamaktadr. Bu bakmdan Paganlk ok daha fazla yelenebilir. Tin yoksunlu u, Tin'in durgunlamas, ideal olann da palyaoya dnmesidir. Bu nedenle Tin yoksunluu, ezberindekini okuduunda aptal saylmaz, ama tuz ne kadar ahmaksa o da bu lde aptallasn Tuz aptallarsa, tuzlama etkinlii ne ile gerekleecektir? Tin yoksunluunun hibir eyi tinsel olarak kavramamas, kard aksak seslerle her eye tutunma

abasna ramen hibir eyi zerine vazife olarak almamas , kaybol-muluunun ve getirdii rahatlamann nedenidir. Tin yoksunluu bir ekilde Tin'e temas etse ve arplm kurbaa gibi bir an titrese, ortaya kan ey tam bir pagan fetiilii olacaktr. Tin yoksunlu unda yetke yoktur, nk o bilir ki, Tin iin de yetke sz konusu deildir. Bununla birlikte, edindii bilgiye ramen, Tin yoksunluu ne yazk ki Tin olamad iin, mkemmel bir puta tapar olur. Tin yoksunluu bir geri zeklya ve bir kahramana ayn hrmetle tapnr, gerek fetii ise bir arlatandr. Tin yoksunlu unda Kayg yoktur, nk o, Tin'in oldu u kadar Kaygnn da dna atlmtr, ama Kayg gene de bir yerlerde bulunur: Bekleyerek. Bir borlu alacaklsn gevezelikle oyalayarak kaacak kadar ansl olabilir, ama burada gelen, kimseye benzemeyen bir alacakldr: Bu alacakl Tin'dir. Byle bakldnda, Kayg Tin yoksunluunda da vardr, ama gizlenmi, klk deitirmi olarak. Kaygnn bakyla her dnce rperir, nk Kaygnn grn -im-gelem byle bir grn tasarlamaya uygunsa- yeterince rktc ve korkuntur. Bu grn, kendini olduu gibi gstermemek iin klk deitirirse daha da rktc olur, ama zaten ne ise odur. lm, gerek haliyle grndnde, orayla kasvetli, yava yava yrdnde insan ona korkmadan bakabilir; ama lmle alay edilebileceini sananlarn karsna klk deitirip ktnda, bu insanlardan biri o bilinmez eklin herkesi nezaketiyle esir alp tutkularn vahi cokusuna kaplmas na neden olan lm olduunu anladnda, artk derin bir dehete kaplmaktan kendini alamaz.

2.KAYGI: DiYALEKTiK YNTEMLE YAZGI OLARAK TANIMLANAN BiR TERiM


ounlukla, Paganln gnahta var oldu u sylenir, belki de Kayg'da var olduunu sylemek daha doru olacaktr. Paganlk hem bir btn olarak, hem de Tin derin anlamnda "Tin" olarak vaaz edilmi olmasa da, Tin ile ilikisi iinde ehvaniliktir. Bu olanak halindeki durum da Kaygnn kendisidir. Kaygnn nesnesinin tam olarak ne olduunu sorarsak, yant burada da "Hilik" olduudur. Kayg ile Hilik her zaman birbirleriyle karlkllk ilikisi iindedirler. zgrlk ile Tin etkinlik halinde vaaz edildiklerinde, Kayg da ortadan kalkar. O zaman Kaygnn hilii Paganlkta daha kesin biimde neyi imler? Yazg'y. Yazg, Tin ile dsal bir iliki iindedir. Bu iliki, Tin ile, kendisi Tin olmayan ama tinsel bir ilikiye girmi bir ey arasndadr. Yazg, zorunluluk ile ilineksel olann birlii olduu iin, tam tersini de imleyebilir, dikkatimizden kam bir eydir bu. Herkes pagan dncedeki fatum'dan bir zorunlulukmu gibi sz eder (bu terim Dou ve Yunan dncelerinde farkl anlamlar tar). Yazgnn ilineksel olan, yani Sagr [Dan. Forsynet;Lat. Providentia] ile llemeyecek olan imledii Hristiyan dnyasnda da bu zorunluluun izlerinin kalmas na gz yumulmutur. Ama durum tam olarak da byle deildir, nk Yazg tam olarak zorunluluk ile ilineksel olann birliidir. Yazgnn kr olduu yolundaki gr, bu ifadeyi ustalkla belirtmitir, nk krlemesine ilerleyen bir kii, zorunlulukla olduu kadar ilineksel olarak da yrr. Kendi bilincinde olmayan bir zorunluluk, bir sonraki an ile ilikisinde eo ipso ilinekseldir. Demek ki Yazg, Kaygnn hiliidir. Hiliktir, nk Tin vaaz edildiinde Kayg da ortadan kalkar; ama ayn zamanda Yazg'dr, nk burada Sagr de

vaaz edilmitir. O zaman Paulus, Yanl Tanr [Afgud] dediinde, Yazg'dan sz ediyor olmal: Yeryznde Yanl Tanr yoktur, ama Yanl Tanr pagan dindarlnn nesnesidir. O halde, pagann kaygs nesnesini, hiliini Yazg'da bulur. Yazg ile bir iliki kuramaz, nk Yazg, bir an zorunluyken, bir sonrakinde ilineksel olur. Ama pagan Yazg'ya balanmtr da; bu ballk Kayg'dr. Pagan kii, Yazg'ya daha fazla yaklaamaz. Paganln yaklama abas, Yazg'ya yeni bir k tutacak kadar derinlik kazanmt. Yazg'y aklamak isteyen kii, Yazgnn kendisi kadar mulak kalmaya mahkmdur. Khin'in durumu budur. Aslnda Khin tam tersini de imleyebilir. Bu nedenle, pagan kiinin Khin ile olan ilikisi de Kayg'dr. Paganln en trajik, aklanmaz durumu da burada yatar. Trajik olan, Khin'in sylediinin mulaklnda deil, pagan kiinin ona danmaya cesaret edememesinde bulunur. Pagan kii Khin'in sz ile ilikisini korur, ama ona danp yanlmaya cesaret edemez. Dant zaman bile, Khin'in sz ile mulak bir iliki iindedir ("Pathos"a hem ortak, hem de onun kar sndadr). Bu noktada, Khin'in aklamalar zerine dnr! Paganlkta su ve gnah kavramlar yoktur. Eer olsayd, kiinin Yazg nedeniyle sulu olmas elikisi nedeniyle Paganlk silinip giderdi. Bu, elikilerin en bydr, Hristiyanlk da bu elikiyi aar. Paganlk bunu anlamaz, nk gnah kavramn tanmlarken ok yzeysel bir usa vurmada bulunmutur. Gnah ve su kavramlar, tekil birey tarafndan, tekil bir birey olarak ortaya konur. Bu kiinin bir btn olarak dnya, ya da gemi ile ilikisi sorgulanmaz. Sorun sulu olmas dr; Yazg nedeniyle, dolaysyla sorgulanmayan bir ey yznden sulu duruma dmtr. Bu durumda da Yazg kavramn ortadan kaldran bir ey durumuna dnr, dt bu durumun sorumlusu da Yazg'dr. Bu elikinin yanl anlalmas, Mevrus Gnah kavramnn yanl anlalmasna yol aacaktr. yi anlalrsa, bu kavram doru bir dnceyi belirtir: Her birey, hem kendisi, hem de trn kendisidir, daha sonra doanlar da ilk kiiden zsel olarak farkl deildir. zgrlk, Kayg olanak halindeyken, Yazg'ya yenik der ve ker. Bunun sonucu, zgrl n sulu olduuna ynelik aklamayla ayaa kalkmasdr. Kayg, bireyin suluymu gibi grnd en u noktasnda, henz gnah deildir. Dolaysyla gnah, ne zorunluluk, ne de bir ilinek olarak ortaya kar, Sagr'nn gnah kavramna karlk gelmesinin nedeni de budur. Hristiyanlk'ta, Tin'in var oldu u ama aslnda "Tin" olarak vaaz edilmi olmad her yerde, Pagan dncedeki Kayg'ya gnah ile ilikisi iinde rastlayabiliriz. Bu olgu, en ak biimiyle, bir dhide grnr. Dhi, dolaysz olarak dnldnde, temelde znelliktir. Bu noktada, yalnzca Tin tarafndan vaaz edilebilecei iin, kendisi henz Tin olarak vaaz edilmi deildir. "Dolaysz" olarak, dhi Tin olabilir (olaand kavrayn Tin olduu ve Tin tarafndan vaaz edildii grnn veren aldatmaca buradadr), ama o zaman karmza u kar: Tin, kendisinin dnda Tin olmayan bir eye sahiptir ve kendisi de Tin ile dsal bir iliki iindedir. Dhi bylece srekli Yazg'y aar ve deha derinletike, Yazgnn alm da derinleir. Tin yoksunu kiiye gre aptalca bir ey olan bu durum, hakikatte yceliktir; nk hi kimse Sagr "ideas" ile domaz. Eitimin nemini kabul ediyor olsam da, Sagr'nn eitimle yava yava kazanlacan syleyenler byk bir yanlg iindedirler.

Dhi, ilk yaln gcn Yazg'y amasyla gsterir, ama bu ayn zamanda onun gszl n de aa karr. Dhi, sensu eminentiori [En yce anlamda] olmasa da, her zaman dolaysz Tin'dir ve Yazg onun iin snrdr. Sagr, gnaha ulalmadan vaaz edilmez. Dhi, Sa gr'ye ulamak iin bu nedenle byk bir aba harcar; ulaamazsa, Yazg zerine yaplacak aratrma iin bir zne olarak kalr. Dhi, her eye Ansich [Kendi iinde] kadirdir, bu haliyle dnyann tmn yerinden oynatabilir. Dzenin salanmas iin, yannda bir e belirir; bu da, bir hilik olan Yazg'dr. Onu aa karan dhidir, dehas derinletike, Yazg'y daha derin biimde aa karr, nk bu e yalnzca Sagr'nn nceden sezilmesinden ibarettir. Bu kii sadece bir dhi olarak kalr ve yzn darya evirirse hayranlk uyandran eyler yapmay baaracak, ama her zaman Yazg'ya boyun eecektir. Elle tutulur, gzle grlr biimde darya almazsa, ie dnmesi gerekir. Bu nedenle, dhi derin anlamda kendi iine dnmezse, dehann varoluu her zaman bir peri masal olarak kalacaktr. Dhi her eyi yapmaya muktedirdir, ama hi kimsenin kavrayamayaca bir anlamszla da mahkmdur; dhi, mutlak kudretiyle, bu anlamszln stne her eye kadir bir anlam ina eder. Bylece bir temen, eer dhi ise, bir imparator olup dnyay deitirebilir. Ortaya kan, bir imparatorluk ve tek bir imparator olacaktr. Yine ayn nedenle, bir ordu, koullarn mkemmel olduu, bir sonraki an da bozulabilecei zaman sava iin toplanabilir. Bir kahraman toplulu u sava emrinin verilmesini ister, ama o bu emri vermez. Neden? nk o Marengo sava nn tarihidir. Her eyin hazr olduu zaman bile, o birliklerinin nnde, sadece askerlerini ateleyecek kehaneti bildirmek iin gnein domas n bekler; gne, her zamankinden daha ilham verici, ate ykl grnyle doabilir. Gne, sadece ona ilham vermekle kalmaz, nk gne hibir zaman Austerlitz'deki kadar ihtiaml ykselmemiti; ancak Austerlitz'in gnei zaferi ve ilham kazandrr. Bu aklanmas mmkn olmayan tutkuyla, ok nemsiz bir kiiye hn duyabilir, dmanlarna merhamet gsterebilir. Evet, yazk erkee, yazk kadna, yazk masum ocu a, yazk topraktaki hayvana, yazk aaca, yazk Dhi kehanette bulunaca an o aacn dalma uan kua. Dhi'ye dars kendi bana bir anlam ifade etmez, bu nedenle de onu anlayacak kimse yoktur. Her ey, onun gizli dostuyla (Yazg) birlikte darsn anlamasna baldr. Belki de her ey yitirilmitir; sokaktaki adam ile bilge kii, kendini yok yere atee atmamas iin bir azdan ona nasihat veriyor olabilir. Bu noktada, Yazgnn istencini okumas n salayan grnmez metinden kuku duyuyor deilse, Dhi tm dnyadan daha gl oldu unu bilir. Bu metni kendi isteine gre okursa, her eye kadir sesiyle geminin kaptanna "A yelkenleri, Caesar' ve onun talihini tayorsun" der. Her ey kazanlm olabilir, o an Dhi bir bilgi edinir; nemini hibir canlnn, gkteki Tanrnn bile anlayamayaca bir sz sylenmi olabilir (nk belirli bir anlamda gkteki Tanr Dahi'yi anlamaz), Dhi bu sz ile gcn yitirir. Dhi, genelgeer olann dnda kalr. Yazg'ya olan inanc nedeniyle, kazansa da yitirse de yceliini korur, nk utku da yenilgi de ona, daha dorusu Yazg'ya aittir. Genellikle kazand zaman ona hayranlk duyulur, ama en ok kendi eliyle yenilgiyi tatt zaman ycedir. Bu elbette, Yazgnn kendisini dsal olarak ifade etmedii yolunda anlalmaldr. nsani adan, o an yine de her ey

kazanlmtr. Dhi pheli metni kefeder ve sonra der, "Onu alt etmek iin bir dev gerekiyordu" denebilir, bunu da kendisinden bakas baaramaz, insanlar bir sylence bulduklar n dnrler, oysa yeryzndeki krallklar ve lkeleri onun kutlu elinin hkimiyeti altna alan inan, onu yenik dren inanla ayndr; onun d bile, kavranmas mmkn olmayan bir sylencedir. Dolaysyla, Dhi'nin kaygsnn zaman, tehlikeyi ancak tehlike annda sezen sradan insann kaygsndan ok daha farkldr. Sradan insanlar tehlikeden nce ve tehlike getikten sonra kendilerini gvende hissederler. Dhi ise tehlike annda her zamankinden daha gldr. Kayg onun iin hem tehlikeden nce, hem de o byk bilinmezle, Yazg ile karlaaca o sarsc an olan tehlikeden sonra da sz konusudur. Belki de tehlikenin getii an kaygs ahikasna ular, nk kesinliin sabrszl her zaman utkuya giden yolun ksalyla ters oranldr. Utkuya yaklatka, zellikle de utkunun kazanld an yitirilecek eyler de artar: Yazgnn tutarl olmas, tutarszln kendisidir. Dhi, kendini din olarak kavrayamaz, bylece ne gnaha ne de Sagr'ye ulaabilir. Bu nedenle Dhi, Kayg ile Yazg arasndaki ilikide var olur. Eer dindar da deilse, bu Kayg'dan yoksun bir dhi yoktur. Dhi bu ekilde kalr ve darya ynelirse ycelecek ve baarlar gz kamatrc olacaktr, ama ycelii hibir zaman kendisine dnemeyecek, hibir zaman kendisi iin bir ycelik elde edemeyecektir. Tm etkinlii darya ynelirse, deyim yerindeyse, her eyi darya yayan, kendi iinde oluamayan bir nve olacakt r. Dhi'nin kendisi iin anlam, bir hilik, mphem bir melankolidir; tpk Fr adalarnda yaayp eitli Avrupa dillerinde hayranlk uyandran metinler yazan, lmsz katklaryla bilimleri dntren, ama kendi dilinde tek bir satr yazmad iin bu dili nasl konuacan unutan bir kii gibi. Daha derine inersek, Dhi kendisi iin asla nemli olamaz; talih, talihsizlik, takdir, onur, g, ebedi n gibi fni alanlara ynelik s nr asla Yazgnn snrlarnn dna kamaz. Gnahn daha derindeki her belirlenimi de darda braklmtr. Sulu saylmak, Kaygnn sua deil, olsa olsa suun erdem tarafndan belirlenen grnne ynelmesiyle mmkn olur. Ruhun bu durumu iir iin ok uygundur. Bu anlatlanlar herkesin bana gelebilir, ama Dhi iin bunun anlam ok derindedir, o insanlarla deil, varoluun esraryla savar. Byle dhice var olmak, tm gz kamatrclna, ihtiamna, nemine ramen gnahtr, bu varoluu kavramak cesaret ister, kii ruhun arzu dolu aln gidermeyi renmedii srece de kavranmas pek mmkn deildir. Durum, gerekte byledir, bu varoluun belirli bir mutluluk getirmesi de bir ey ispatlamaz. Yetenek bir oyun arac gibi de grlebilir, ama insan bu srete kendini asla zamansal kategorilerin zerine ykseltemeyeceini fark eder. Daha derine inersek, Dhi ile yetenek ancak din bir bak asyla dorulanabilir. Talleyrand gibi bir dhiyi ele alalm: Yaam zerine daha derin bir tefekkr yapmann olanan tayordu, ama bundan kand, yzn darya evirecek zelliini izledi. Bylece, dehas bir entrikac kimliiyle ihtiaml bir ekilde tescil edildi; kendini toparlama yetenei, dehasnn (andrc asitler zerine alan kimyaclarn diliyle konuursak) doygunlua ulatrma gc hayranlk uyandrd, ama o her zaman zamansalla baml kald. Byle bir dhi zamansal olana hi tenezzl etmeyip iine, ilah olana dnseydi, ne denli dindar bir dhi olurdu!

Tahamml etmesi gereken aclar yaad, dolaysz niteliklerinin peinden gitmek de bir nevi teselliydi; bu nitelikler nemli de olabilir nemsiz de, ama dl, nemli ya da nemsiz, her zaman bunlarla oranldr. Kuaklar boyu srecek lmsz onurun bile zamansal bir nitelik oldu unu kavrayacak kadar ruhunu eitememi kii unu da gremez: nsanlar uykusuz brakan bu arzunun nesnesi iin uramak, tek bir insana mahsus, tm yeryzn kskandracak lmszlk ile kar latrldnda su gtrmez lde eksiktir; bu ruh olgunluundan yoksun kii ne Tin'i, ne de lmszl aklarken fazla uzaa gidemez.

3.KAYGI: DiYALEKTiK YNTEMLE SU OLARAK TANIMLANAN BiR TERiM


Genellikle hukukun k noktasnn Yahudilik olduu sylenir. Ama bu nerme, Yahudiliin Kayg iinde yer ald biiminde de ifade edilebilirdi. Burada Kaygnn hilii, Yazg'dan baka bir eyi imliyor. Bu erevede, "Hilikten kayg duyuyor olmak" cmlesi paradoksal grnebilir, nk su, belirli bir eydir. Bununla birlikte, su Kaygnn nesnesi olduu srece, o ayn zamanda hiliktir. Su ile Kayg arasndaki iliki mulaktr, nk su vaaz edildiinde, Kayg ortadan kalkar, yerini tvbekrlk alr. Kayg ile kurulan her iliki gibi, bu da "pathos"a hem ortak, hem de kar olmak anlamn tar; paradoksal grnse de, durum aslnda byle deildir; Kayg korkuya kapldnda, nesnesiyle kurduu ince iletiimi de korur, gzn ondan ayramaz, ayrmayacaktr da, nk kii bunu yapmak istediinde, karsnda tvbe-krl bulur. Bu dncenin glk ierdii sylenebilir, ama bu konuda yapabileceim bir ey yok. unu syleme cesaretini gstereceim: Gcn, bakalaryla deil kendiyle kurduu ilikiden alan ilahi aktr, bunu g bulmayacaktr. Yaam, kayg duyan bireyin, sua hem korku, hem de arzuyla yaklatna ilikin yeterli derecede olgu sunuyor. Su, ylann byleyici bak gibi, Tin'in gznden ald gce sahiptir. Mkemmellie gnah yoluyla erime hakkndaki Karpokrat57 grn doruluu buradadr. Bu gr, dolaysz Tin'in, kendini Tin ile, Tin olarak vaaz ettii karar nnda doru olur. Ama gene de, bu dncenin in concreto gerekletiini varsaymak, kfre girer. 57 M.S. ikinci yzyldaki gnostik bir tarikat. - .n. Yahudilik, suun ierdii kayg nedeniyle Yunan kltrnn tesine gemitir. Kayg ile kurulan bu "pathos" ortakl da, Yunan kltrnn ifade etmekte aceleci davrand dnceler konusunda gsterdii dikkat ile anlalabilir: Yazg, talih, talihsizlik. Yahudilik'teki kayg, sua ilikin bir kaygdr. Su, her yere yaylm bir kuvvettir; varoluu kaplyor olsa da, hi kimse onu daha derin bir biimde kavrayamaz. Onu aklayacak her ne ise, doasnn da ayn olmas gerekir; tpk khin ile yazg arasndaki karlkl iliki gibi. Pagan dncedeki "khin'^, Yahudilikte "kurban" karlk gelir. Bu nedenle, "kurbann ne olduunu kimse kavrayamaz. Yahudilik'teki derin tragedya burada yatar, paganlktaki khine benzer biimde. Yahudi, areyi kurbanda bulur, ama bu bir ie yaramaz, nk ona asl yardm edecek olan, Kayg ile Su arasndaki ilikinin ortadan kalkmas ve doru bir ilikinin vaaz edilmesidir. Bu gereklemedike, kurbann

zerindeki yineleme ile ifade edilen sis perdesi kalkmaz; bir sonraki sonu da, kurban etme edimi zerine yaplan tefekkrde cisimleen katksz pheciliktir. Yukarda syleneni, yani Sagr'nn ancak gnah ile indiini hakl klan dnce burada da geerlidir: Kefaret ancak gnah ile vaaz edilir ve onun iin bir kereye mahsus kurban verilir. Bunun nedeni kurbann grnteki mkemmellii deildir, tam tersine, kurbann mkemmellii, gnahn etkin biimde vaaz edilmesine karlk gelir. Gnah ile kurulacak etkin iliki vaaz edilmediinde, kurban verme ediminin yinelenmesi gerekir. (Kurban, kendisinin mutlak mkemmellii biliniyor olsa da, Katoliklikte bylece yinelenir.) Burada yeryz tarihi asndan ksaca belirtilen ey, Hristiyanlk'ta bireylerde yinelenir. Sradan insanda da olan, ama dhinin tm aklyla ortaya koyduu bu durum, kolayca snrlandrlamaz. Btnlk iinde baktmzda, dhi teki insanlardan sadece u noktada ayrlr: O, tarihsel nkoulunu, Adem'in yapt gibi yaln biimde ortaya koyar. Bir dhi doduunda, varolu da snava tbi tutulur, nk dhi, kendisine kavuuncaya dek, gemiteki her eyi, her tecrbeyi kat eder. Bu nedenle, dhinin gemie ilikin bilgisi, dnya tarihi zerine yaplan aratrmalarda sylenenden tmyle farkldr. Dhinin, iinde bulunduu dolaysz belirlenimi koruyabilecei belirtilmiti; bunun gnah olduunu sylemek, rtk olarak dhiye yaplan bir iltifattr. Her insan yaam, din olarak tasarlanmtr. Bunu yadsma abas, her eyi kartrmak ve birey, tr, lmszlk kavramlarn yok etmekten baka ie yaramaz. Bu konu byk glkler barndrr, nk insan artk hangi nedenle olursa olsun, ayrm yapmay arzular. Kafas entrikaya alan birinin diplomat ya da detektif, komedya taklidine yetenei olann aktr, vasfsz olann da adliyede kapc olmas gerektiini sylemek yaama anlamsz bir yerden bakmaktr; aslnda hibir ey de demek deildir, nk gn gibi aikr olan bir daha tekrarlanmtr. Asl i, din ve dsal varolu arasndaki ilikiyi aklamak, din olann duyulur olanda kendini nasl ifade ettiini ortaya karmakta yatar. Ama mevcut yaamn uup giden bir an'a her zamankinden ok dnt gnmzde bunlar dnmeyi kim kendine dert edinir? Biz sonsuzluu kavramaya almak yerine, kendimizi, tekini idare etmeyi, an'n -sadece o an'n- peinde komay yeliyoruz. Bir insan lm an'nn tadna bir kez baksa, o an ile bir kez vals yapsa; talihsizlerin, domak yerine yaama frlatlp dolu dizgin koanlarn, hi bir zaman ani yakalayamayacak kiilerin gpta edecei biri olacaktr. Tek bir gece danslarn yaamn bylyor, ertesi sabah da her ey snp gidiyorsa, gen bir kadnn ksa sren yumuaklndan daha nemli bir ey var demektir; insan bunu grdnde gerekten yaam olur. Din varoluun nasl olup da duyulur dnyaya nfuz edip yayldn dnecek vakit yoktur. nsann umutsuzlua kaplmak iin acelesi yoksa da, gene de eli en yaknnda ne varsa ona uzanr. Bu yolla kii dnyada nemli bir yer edinebilir, ara sra kiliseye urar; artk onun iin iyi gitmeyen bir ey yok demektir. Bu da, din olann bazlar iin mutlak olduuna, bazlar iin ise olmadna iaret eder58 - sonra da ya amn anlamna elveda! Duyulur dnyadaki dev din niteliinden uzaklatka, tabii ki derin bir biimde dnmek gleir. Byle bir i -rnein komedya aktr olmak- iin ne denli derin bir din tefekkr gerekir! Bunun mmkn olmadn sylyor deilim, nk din kavraya sahip kii bunun altn madeninden daha esnek oldu unu, yan

yana bile gelemeyeceini bilir. Ortaa, din tefekkrde bulunduu iin deil, bundan vazgetii iin hataya dmtr. Burada yineleme sorunu tekrar karmza kyor: Din tefekkrde bulunmaya balayan kii, kendine her anlamda yeniden dnmeyi ne lde baarabilir? Ortaa'da bir kesinti vardr. Bu nedenle kii kendine dnecei zaman, bir yetenee -rnein komedya oynamaya- sahip olduunu fark eder ve bunu, mkemmellikten uzak olduu gerekesiyle rter. Bugnlerde byle bir duruma aptallk deniyor. nk bir insann yetenei ve 58 Dinselliin Yunanllar arasnda byle tezahr etmesi olanakl deildi; gene de Platon'un bir yerde bunu hesaba kattn grmek gzeldir [Protagoras diyalogu): Epimetheus insanlara her trl zellii dattktan sonra, Zeus'a, iyi ile kt arasnda seim yapma yetisini de datmal mym, diye sorar; bylece bir kii bu zellie sahipken bir bakas fiziksel gzellie sahip olacak, teki iir yazma, ya da resim yapma becerisini edinecektir. Zeus'un yann, bu zelliin herkese eit biimde datlmas gerektii yolundadr, nk bu zellik istisnasz tm insanlarn zsel niteliidir. komedya duygusu varsa, o talihin Pamphilius'udur. Artk daha fazla ne isteyebilir? Byle aklamalar soruna doal olarak teet bile geemiyor, nk gnmzde insanlar eski dnemlere gre daha bilge dosalar da, ou din adan dnyaya gzlerini bir kr olarak ayor. Ama Ortaa 'da derin dnme etkinliini daha ileri gtren rnekler de bulunur. rnein bir ressam yeteneini din adan kavrayp bu yeteneini kulland yerlerde dine yaklaamadn fark edebilir. Byle bir ressam sanatsal etkinliini tmyle bir Vens figrne vakfederse dindar biri gibi grlebilir ve kilisenin yardmna gelip cemaatin gzlerini gksel gzellikle kama tran biri olduu iin sanat din adan deerlendirilir. Tm bunlara ramen, grnrdeki yeteneklerine ra men kolay yolu deil, yitirecei cazip eyleri dnmeden, ac, strap, kayg ile dolu patikay din uruna seen kiilerin ortaya kmas beklenmelidir. Byle bir mcadele kukusuz tketir insan, nk bu srete kiinin bu yola sapt iin pimanlk, melankoli, strap dolu anlar, karlarnda da yeteneklerinin peinde gittikleri takdirde mutluluk vaat eden bir yaam olacaktr. Ama bu ekimenin ikencesi altnda, cazip glmsemesiyle aran yeteneklerinin bulunduu yolun kendisi tarafndan kapatlm bir kmaz olduunu gren kii, yle bir ses duyacaktr: Aferin evladm! Devam et, her eyi yitiren her eyi de kazanr.59 59 Matta ve Luka ncil'lerinde yer alan bir sz. - .n. Dindar, yani kendisiyle bir dolaym yoluyla iliki kuran bir dhiyi ele alalm. Yzn darya evirip evirmeyecei bir sonraki sorudur. Onun ilk yapaca, kendi iine dnmektir. Yazgs tarafndan izlenen, kendisi ile dolaysz bir iliki kuran dhi, sulu biridir. Kendine dndnde, Tanr'ya da dnm olur, Katolik yasa, sonlu bir varln Tanr'y grmesiyle su ileyeceini syler. O kendine dndke, suu kefeder, dehas derinletike, suu daha ok kavrar. Tin'den yoksun kiilerin bunu aptallk olarak grmesi benim iin elenceli bir durumdur. Dhi ba kalarna ne benzer, ne de onlar gibi olmakla yetinir; ama bakalarn hakir grd iin deil, kendisi zerine yaln bir biimde dnd iin. Bu durumda, ne bakalarn, ne de onlarn yapaca aklamalar dikkate almaz. Suu bylesine derin biimde kefetmesi, bu kavramn onda -kart bir kavram olan masumiyetle birlikte- sensu eminentiori bulunduunu gsterir. Kendisiyle dolaysz iliki iinde bulunan dhinin

Yazg ile ilikisi de byleydi, nk az ok herkes Yazg ile iliki iindedir. Talleyrandn (ondan nce de Young n) kefettii ve ifade ettii eyi, tmyle bo lafn yapt gibi olmasa da, u sz dikkate almaz: Dilin amac dnceyi, yani insann gizleyecek bir eyi olmadn gizlemektir. Dhi kendi iine dndnde, zgrl kefeder. Yazgdan korkmaz, nk d dnyada tutunduu bir grevi yoktur; zgrlk onun iin saadet demektir, dnyada istedi ini yapma, kral, imparator, ya da belagat yapan bir sokak hatibi olma zgrl deil, kendini bilme, zgrl n kendisi oldu unu bilme zgrl. Kii ne kadar st bir mertebeye karsa, her ey iin deyecei bedel de o denli byr. Dzeni salamak iin, sahneye zgrl Ansich tayan bir varlk daha kar: Su. Su, onun iin, Yazgnn daha nce ta d anlam yklenmitir; artk korkusu Yazg'dan korktuu srada en st dzeye kan korku deildir: Sulu olarak dnlmekten deil, sulu olmaktan korkar. Sua ilikin kefi bydke, gnahn getirdii kayg da onun peinde bir olanak olarak o denli byr. imdi sadece sutan korkmaktadr, nk ancak su onu zgrlkten yoksun brakabilir. Aktr ki, buradaki zgrlk bir meydan okuma, ya da dar anlamda bencil bir zgrlk deildir. Bu varsaym zerinden, gnahn kkeni aklanmaya allmtr, ama bu abalar emek israfndan baka bir ey deildir, nk byle bir varsaymn kabul, aklamann kendisinden daha byk bir glk yaratr. zgrlk bu ekilde anlalrsa, kartm gz nne almak da gerekli hale gelir; bu da bize, zgrln tefekkr yoluyla anlaldn gsterir. Hayr, zgrln kart sutur, zgrln ycelii, kendine yetmesinden kaynaklanr; suu hem tasarlama, hem de vaaz etme olanana sahiptir. Su etkin olarak vaaz edildiinde, zgrlk de onu kendisi zerinden vaaz eder. Bu unutulduu takdirde, suun kendisinden tmyle farkl bir eyle, G ile kurnazca yer deitirmesine de yol alm olur. zgrlk, Su'tan korku duymaya baladnda, korktuu ey kendisini sulu grmek deil, sulu olmaktr; nk Su vaaz edildiinde, zgrlk, nedamete dnr. O an iin, zgrlk ile su arasndaki iliki olanaktan ibarettir. Dhi burada da basit bir karar n peine dmez; ne karar kendisinin dndaki Ahmet'te Mehmet'te arar, ne de ucuz pazarlklarla yetinir. Ortada durann zgrlk m, yoksa vaaz edilmi su mu olduunu, zgrlk sadece kendisi araclyla kavrar. Ezberlenecek ev devi: Bir kii gnahkr m, yoksa sulu mu diye din kitaplarna bakmak kadar gln bir ey yoktur. Kayg, zgrlk ile Su arasndaki ilikidir, nk her ikisi de hl olanak halindedir. zgrlk, kendisine tutkuyla bakp Su ile arama mesafe koyduunda, suun hibir parasnn zerine dememesini salayabilir; ama gene de Su'a bakmaktan kendini alkoyamaz, bu bak, Kaygnn bakdr - olanan iindeki vazgeiin, iinde arzuyu barndrmas gibi. Kaygnn, Adem'den sonraki bireyde Adem'den "daha fazla" olmasnn ne demek olduu burada aka grlyor.60 Su daha somut bir kavramdr, zgrlk ile ilikisi iinde de daha olanakl hale gelir. 60 Benzetmenin kesinlik tamad da gzden kamamaldr; konumuz, Adem' den sonraki bireyin masumiyeti deil, bastrlm bir gnah-bilincidir.

Sanki sonunda tm dnya onu sulu klmak iin birlemi, o da tm dnyann suu yznden sulu olmutur. Diyalektik nitelii nedeniyle, suu devretmek mmkn deildir, ama sulu olan her kii, sua yol aan ey nedeniyle de sulu olur. nk suun nedeni asla darda deildir, batan karlan kii, batan karlma nedeniyle kendisi suludur. Bu durum, olanakllk dahilinde hayal gibi grnyor; ama nedamet etkin gnah ile kar latnda, onu nesne olarak alr. zgrlk olana asndan, suun kefi derinletike, dhinin ycelii de byr, nk bir insann ycelii, sadece iinde Tanr ile kurduu ilikiden doan enerjiye baldr bu iliki hatal bir biimde Yazg diye tanmlansa da. Yazg, kendisiyle dolays z iliki kurmu dhiyi ele geirir. O an, dhi ev noktasna ykselir; bu, gz kamatrc, insanlarn iini brakp bakmasna neden olan da dnk bir kavrama n deildir. O an, Su'un dindar dhiyi ele geirmesine benzer biimde, dhinin Yazg'ya yuvarland ev ndr. Dhi o an herkesten daha ycedir, dindarlnn bir tatil cmbne dnd an deildir bu; o an, dhinin kendi nnde, kendi iine, gnah-bilincinin derinliklerine gmld n dr.

Drdnc Blm Gnahn Tad Kayg ya da Tekil Bireyin Gnahnn Sonucu Olarak Kayg
Gnah, yeryzne nitel bir srama ile indi ve dnyaya bu biimde srekli olarak szyor. Srama gerekleir gereklemez, insan Kaygnn ortadan kalkacan dnebilir, nk Kayg, zgrlk'n kendisine olanak halinde almas biiminde tanmlanmtr. Nitel sramann etkinlik halinde olduu aktr, olanak halinin Kayg ile birlikte ortadan kalkaca nn dnlmesinin nedeni budur, ama aslnda durum bakadr. Her eyden nce, etkinlik hali tek bir etken deildir, ikincisi, vaaz edilmi

etkinlik kendisini gvenceye almamtr. Bylece Kayg, vaaz edilmi olanla ve Gelecek ile yeniden bir iliki kurar. Ama bu kez Kaygnn nesnesi belirlenmi bir ey, hilii ise etkin bir eydir, nk iyi ile kt61 arasndaki 61 "yi nedir?" sorusu amzda giderek daha fazla sorulmaya balanmtr, nk bu sorunun kilise, devlet ve ahlk arasndaki iliki asndan byk nemi vardr. Bylece, "doru", tuhaf bir biimde ncelik kazanr, nk gzel/iyi/doru lemesi, "doru"nun (yani "bilgi"nin) alannda ortaya kar ve tasarlanr. "yi"nin tanmnn yaplmas mmkn deildir. yi, "zgrlk"tr. yi ile kt arasndaki fark da, zgrlk iin, zgrlk dahilinde sz konusudur, bu fark in abstracto deil, in concreto' dur. mdi, Sokratesci ynteme alk olmayan biri iin, Sokrates'in aka soyut olduu belli bir eyi, "iyi"yi, aniden somut hale getirmesi rahatsz edicidir. Yntemi tmyle dorudur, ama (Yunan dncesi bunu da doru kabul eder) Sokrates "iyi"yi dsal (yararl, sonlu bir ereksellik ieren) ynyle ele alma hatasn iler. yi ile kt arasndaki fark gerekten de zgrlk asndan sz konusudur, ama in abstracto deil. Yanl anlama, "zgrlk"n baka bir eye, dncenin nesnesine dnmesinden doar. Ama zgrlk hibir zaman in abstracto deildir. zgrlk'e ne iyi ne de kt olduu bir anda, ikisi arasnda bir seim yapma frsat verilseydi, o an zgrlk kendisi olmayacak, sadece anlamsz bir dnme etkinliinden ibaret olacakt. Peki muhayyel yap kafalar > < kartrmak dnda ne ie yarar? Eer sit venia verbo [Tabiri maruz grn] zgrlk "iyi"nin alannda bulunacaksa, "kt" hakknda hibir ey bilmeyecektir. Bu anlamda, Tanrnn da (yanl anlalrsa bu benim suum deil) "kt"y bilmedii sylenebilir. Bununla "kt"nn negatif, das Aufzuhebende [Ortadan kaldrlmas gereken] olduunu imliyor deilim, tam tersine, Tanr "kt"y biliyor deilse, bu onu bilmeye muktedir olmadn gstermez, ne de bilmek istiyor deilse, bu "kt"ye verilen mutlak bir cezadr. Bu anlamda Yeni Ahit'te [tesine] ntaks, Tanr'dan uzak olmay, yani -bunu sylemeye cret edersem- Tanrnn "kr"y nemsememesini belirtir. Tam sonlu olarak anlalrsa, O'nun kendisini grmezden gelmesi "kt"nn iine gelir. Ama Tanr sonsuz olduu iin, O'nun grmezden gelmesi de etkin bir yok etmedir, nk "kt", sadece kendisi olmak iin bile, Tanr'dan yoksun kalamaz. Tanr'y bilmeyenler ve Kutsal Kitap'a itaat etmeyenler iin sylenmi bir sz ncil'den alntlyorum (II, Selanikliler 1:9): *********** [Onlar ebediyen yok edilecek ve Tanrnn mevcudiyetinden, O'nun ilahi kayrasndan dlanmakla cezalandrlacaklar.]

ayrm in concreto vaaz edilmitir; Kayg bu sayede diyalektik mulakln yitirir. Bu, Adem iin olduu kadar, onu izleyen her kii iin de geerlidir, nk nitel srama asndan herkes birdir. Gnah tekil bireyde nitel srama ile vaaz edildiinde, iyi ile kt arasndaki ayrm da vaaz edilmi olur. Biz hibir yerde, insann gnah ilemek zorunda olduu yolundaki aptallktan dolay sulu duruma dmedik. Tam tersine, muhayyel biimde kurulmu bilgiye her yerde kar ktk. Yinelemek gerekirse, sylediimiz ey, gnahn n koulunun kendisi tarafndan ortaya kondu udur; tpk zgrln kendi nkoulunu ortaya koymas gibi. Ne gnah, ne

de zgrlk, kendisinden nce gelen bir ey tarafndan aklanamaz. zgrl n liberum arbitrium balad (bu da hibir yerde yoktur. Kr. Leibniz), "iyi"yi olduu kadar "kt"y de seebileceini ne sren gr, her tr aklamay kmaza sokar. yi ile ktden zgrln nesneleriymi gibi sz etmek, hem zgrl, hem de iyi ile kt kavramlar n snrlandrr. zgrlk sonsuzdur ve hibir eyden domaz. Bylece, insann zorunluluktan dolay gnah ilediini sylemek, sramann emberini dz bir izgiye evirmek olur. Bu ilem ok kiiye akla yatkn grnebilir, nk dnce yoksunu ounluk iin doal olan budur; bunlar her ada kalabalktr ve lyo doy [tembel usa vurma] (Khrysippus), ignava ratio (Cicero), sophisma pigrum, la raison paresseuse (Leibniz) gibi etiketlerle damgalanmlardr. Kayg, gene psikolojinin nesnesidir, ama bu disiplin artk dikkatli olmak zorundadr. Tekil bireyin tarihi, bir durumdan tekine devinerek ilerler. Her durum, bir srama ile vaaz edilir. Gnah yeryzne indiine gre, durdurulmazsa dnyaya szmay da srdrecektir. Ama bu yineleme, basit bir sonu deil, yeni bir sramadr. En yakn psikolojik tahmin, her durumun bir srama getirdii yolundadr. Bu durum, psikolojinin nesnesidir. Olanak hali her durumda ne kadar varsa, Kayg da o denli mevcuttur. Gnahn vaaz edilmesinden sonra kar mza kan budur, nk durum ile geiin birlii, ancak "iyi"nin snrlar iinde mmkn olur.

1.KT'YE iLiKiN KAYGI


a) Vaaz edilmi gnah, yok edilmi bir olanakllk olduu kadar, gvence altna alnmam bir etkinliktir de; Kayg, gnah ile bu ekilde iliki kurabilir. Gnah, gvenceye alnmam bir etkinlik olduu iin, deillenmesi mmkndr; bu ii de Kayg stlenecektir - Kaygnn usta bilgelii maharetini burada gsterir. Gnahn gereklii, Komutann Don Giovanni'ye yapt gibi, zgrln elini souk, kat sa eliyle tutarken, sol eli de hilekrla, kandrmacaya, sihirbazlk numaralarna alr.62 62-Aratrmann biimi nedeniyle, belirli bir durumu ancak ksaca, neredeyse bir cebir ilemi gibi tarif edebiliyorum. Btnlkl bir betimin yeri buras deil. b) Vaaz edilmi gnah, zgrlk iin yabanc olsa da, nihayetinde kendini aa vuran bir sonutur. Kayg da, yeni bir durumun olana olarak, bu sonucun gelecekteki grnyle bir iliki kurar. Kii ne kadar batarsa batsn, daha dibe batmaya muktedirdir; Kaygnn nesnesi de bu "muktedir olma" durumudur. Kayg, bu konuda gevedii lde, kiiye in succum et sanguinem [ete kemie brnm] szm olan gnahn sonucunu o denli belirginletirir. Bu da, gnahn artk kiide bir smak bulduunu gsterir. Burada gnah, kukusuz somut olan imler, nk kii hibir zaman ortalama, ya da genel biimde gnah ilemez. Gnahn balangcnn ncesine dnmeye duyulan arzu da ortalama bir gnah deildir, nk byle bir gnah hibir zaman olmamtr.63 insanlar hakknda biraz kavray olan biri, sofist yntemin belirli bir noktaya yaptn, bu noktay da srekli saa sola ekitirdiini bilir. Kayg, etkinlik halindeki gnahn, tmyle deil ama bir yere kadar uzaklamasn ister. Daha kesin bir

deyile, Kayg bir yere kadar gnahn etkinlik halinin srmesini ister, ama dikkat, bir yere kadar. Yani Kayg, nicel belirlenimlerle bir para krtrmaya pek de gnlsz deildir. Kayg derinletike, bu flrt srdrme cesareti de artar. 63-Bu etik adan sylenmi bir szdr, nk eriin grd durumun kendisi deil, durumun o anda nasl yeni bir gnaha dntdr. Ama nicel belirlenimler, gevek topraktan olumu kovuktaki larvasnda bekleyen etobur karnca gibi, davranlar ve batan karma oyunlaryla kiiyi nitel sramada ele geirecei srada, Kayg usulca geriye ekilir, art k gnah olmaks zn koruyaca kk bir alan kalmtr, bir sonraki anda da, bir baka alan elinde tutmaya alr. Derinden, gerek bir biimde Nedamet ile ifadesini bulan bir gnah bilincine pek rastlanmaz. Ama doru dnce adna, bunu aklamak iin, dhinin etkinliinden mzik vs. ile uraan bir kiinin etkinlii gibi sz eden Schelling'in yolundan gitmeyeceim. nsan bunun farknda olmadan, aklamaya ilikin tek bir szck ile, her eyi yerle bir edebilir. Mutlak'tan herkes pay almazsa, her ey bitmi demektir. Dolaysyla dhi, din sz konusu olduunda, pek az kiiye nasip olan zel bir yetenek bahedilmi biri gibi grlmemelidir; buradaki g, iradenin gcdr, iradeden yoksun birine de, en azndan, amas biriymi gibi bakmak doru deildir. Etik adan gnah, bir durum deildir. Bununla birlikte "durum", bir sonraki benzeri iin, psikoloji bakmndan yaklak bir tahmin ltdr. Bu noktada Kayg, yeni durumun olana olarak her zaman mevcuttur: (a) blmndeki betimde Kayg ok ortadadr, (b) blmnde ise gittike gzden kaybolur. Kayg byle bir kiinin dndadr, bu da Tin asndan, teki her kaygdan daha byktr. Kayg (a) durumunda, gnahn etkinliine ilikindir, sofist yntemin yardmyla bu etkinlikten olana tretir; etik adan bakldnda da gnah iler. Kaygnn buradaki devinimi, psikolojik adan bakldnda, olanak halindeki gnahtan etkinlii treten masumiyete ilikin kaygnn tam aksidir; etik adan, gnah, nitel srama ile ortaya kar. Kayg, (b) durumunda, gnahn bir sonraki olanakllna yneltilmitir. Bu noktada Kayg'da bir azalma gzlenirse, biz bu durumu gnahn zaferi olarak nitelendiririz. c) Vaaz edilmi gnah, gvenceye alnmam bir etkinlik durumudur. Bu, kiinin nedamet sonucu vaaz ettii bir etkinliktir; ama nedamet, kiinin zgrl anlamna gelmez. Nedamet, gnah ile kurulan iliki erevesinde, bir olanaa indirgenmitir. Baka bir deyile, nedamet gnah yok edemez, ondan ancak strap duyar. Gnah sonuca doru ilerlerken, nedamet onu pei sra izler, ama hep bir adm gerisinden. Nedamet, kendini korku verici olana bakmaya zorlar, ama akln karm Kral Lear gibi (O du zertrmmert Meisterstck der Schpfung [Ey, doann parampara edilmi bayapt!]64), imparatorluunu yitirmi, sadece yas tutmaya mecali kalmtr. Kayg, burada ahikasna ular. Nedamet artk bir meczuptur, Kayg da nedamete ynelik bir olanak haline dnr. Gnahn sonucu etkisini srdrr; kiiyi boylu boyunca srkler, tpk celladn nafile lklar atan bir kadn sandan srklemesi gibi. Kayg artk ileridedir, varaca sonucu nceden kavrar, insann yaklaan frtnay iliinde kemiinde hissetmesi gibi. Sonu yaklamaktadr, kii titremeye balar; bir atn, eskiden bir nedenle korktuu biti noktasna varnca solumasna benzer ekilde. Gnah zaferini ilan etmitir.

Kayg, kendini umutsuzca Nedamet'in kollar na atar. Nedamet'in her eye cesareti vardr. Gnahn sonucunu ekilen bir ceza, cehennem azabn da gnahn bir sonucu olarak grr, ama art k kaybetmitir. Hkm okunur, ceza kesinlemitir, yarg kararn verir: Kii, yaamdan alnp, idam sehpasna kadar srklenecektir. Baka bir deyile, Nedamet, us yitimine uramtr. 64 Kierkegaard, Shakespeare'i Almanca evirisinden okumutur. Orijinal metinde (King Lear, 4:6) u cmle yer alr: "O ruin'd piece of nature!" -.n. Yaam, burada ileri srlenleri denetlemeye yetecek kadar olanak sunuyor. Bu durum, tmyle bozulmu kiiliklerde grlmez; bu ancak, daha derine inmi kiiler iin sz konusudur, nk kii (a) ya da (b) durumuna uygun deilse, hayli yaln, salam bir yapya sahip olmas gerekir. Us yitimine uram Nedamet'i her an yeniden reten byle bir sofistlik, hibir diyalektik yntem tarafndan bozguna uratlamaz. Byle bir nedamet, diyalektik ile tutkunun davurumundan daha byk bir yeis iindedir, o yzden de doru nedametten daha gldr. (Baka bir adan da, tabii ki tmyle gszdr. Byle durumlar gzlemleyen herkes, Nedamet'in tm kar k lar savuturacak, kendisine yaklaan herkesi cezbedecek belagata sahip olduunu fark eder, tm bunlar ise, gsteri bittikten sonra kendi umutsuzluunu beslemeye yarar.) Bu iddeti szcklerle, cmlelerle durdurmaya almak, boa krek ekmek olur, buna kalkan kiinin vaazlar, Nedamet'in sradan belgati karsnda, ocuk vzldamasna dnecektir. Bu olgu, ehvanilikle (alkol, uyuturucu, sefahat, vb. dknl) olduu kadar, insann yce yan ile de (gurur, kibir, nefret, intikam, meydan okuma, hner sahibi olma, kskanlk, vb.) iliki iinde kabilir. Kii, nefret ettii iin nedamet getirebilir, kendisi derinletike, nedameti de byr. Ama nedameti, onu zgrletiremez, ite burada yanlmtr. Frsat gelmi, Kayg da bunu fark etmitir. Doru dnceye sahip herkes burada bir titreme geirir. Kayg, Nedamet'in gcn emip tketir ve ban sallar. Zafer, sanki nefretin olmutur. O kii, bir sonraki an zgrlkten doacak olan yeisi oktan sezmitir. O an gelir, kazanan nefret olur. Gnahn sonucu ne olursa olsun, bu olgunun her zaman belirli bir lte gre gereklemesi, daha derin bir insan doasnn gstergesidir. Sz edilen olguya, ya amn iinde nadiren rastlarz; yani insann bunu daha sk grmesi iin, bir gzlemci olmas gerekir, nk bu olgu zeri rtlm, ya da uzaklatrlm olabilir, insanlar bu embriyonu daha yksek bir ya amdan ancak mkul gerelerle kazyp alabilirler. ou insan gibi olmak iin, Ahmet'in Mehmet'in tavsiyelerine uymak yeterlidir, birka saygdeer kiinin ahitlii de bu amaca hizmet edebilir. Tinsel yargdan kamann en ksa yolu, tin yoksunu olmaktr; ne kadar abuk olursa o kadar iyi. Buna zamannda dikkat edilirse, her ey yoluna girer. Tinsel yargnn da ya hi olmad, ya da keskin bir iirsel kurgudan ibaret oldu u sylenebilir. Eski gnlerde, mkemmellie giden yol dard ve tek bana yrnrd. Bu yolculukta sapknlklar musallat olabilir, gnahn yrtc saldrlarna maruz kalnabilir, skit ordular kadar tehlike arzeden gemie dnk oklarn peinden gidilebilirdi. imdi mkemmellie konforlu bir demiryolu irketi araclyla ulalyor, insan nereye gittiini bilmeden o yere varyor. Gnahn izledii sofist yntemi silahsz brakmann tek yolu inantr, bu durumun yeni bir gnah olduunu bilmek, Kayg'dan, kayg duymakszn vazgemek cesaretidir; bu da ancak inan ile

baarlabilir. Sonsuza dek gen kalan nan, Kayg'y yok etmez, kendisini Kaygnn lm nndan syrr. Sadece inan bunu yapabilir, nk olanakl her nn ebedi sentezi ancak inan dahilinde gerekleebilir. * Burada sylenen her eyin psikolojinin alanna ait oldu unu grmek g deildir. Etik adan nem tayan, kiiyi gnah ile ilikisi erevesinde doru bir yere yerletirmektir. Bu gerekletii an, kii gnah dahilinde nadim biri olur. Bir dnceye gre, kii tam o anda dogmatiklere teslim edilir. Nedamet en byk etik elikidir; ksmen, etik ideal olan hedeflerken nedameti kazandna memnun olduu iin, ksmen de, Nedamet uzaklatrmaya alt ey ile ilgili olarak diyalektik bir mulaklk iinde olduundan. Bu mulakl, Mevrus Gnah kategorisinin iinde akla kavutuu Kefaret'ten ilk uzaklatran, dogmatikler olmutur. Nedamet, etiin ihtiya duyduu eylemi de erteler. Nedamet, eylem iin bir zarar olduu kadar, kendi kendisinin de nesnesi olmaldr. Bu, ate gibi bir cesaret ile dolu, kendine zg bir etik hiddettir, yal Fichte de nedamet iin vakit olmadn sylemistir. Bununla birlikte, bu nermeyle Fichte nedameti vaaz ettii diyalektik noktaya yerletirmemitir, nedamet bu noktada kendini yeni bir nedamet ile yok edecek ve tmyle gzden silinecektir. Bu blmde sylenenler, genel olarak da metnin kendisi, psikolojinin "zgrl n gnaha ilikin tutumlar", ya da "psikolojik adan yrtlen tahminler" dedii eyler zerinedir. Bu alma, gnah etik olarak aklamay hedeflemiyor.

2.iYi OLANA iLiKiN KAYGI (DEMONiK)


Gnmzde, demonik olana ilikin pek az ey syleniyor. Yeni Ahit'te buna ilikin blmler genelde insan ortada brakyor. lahiyatlar bu blmleri aklamaya alrken, genellikle doal olmayan bir gnah zerine yaplan gzlemlerde kayboluyorlar; hayvanili in insana nfuz etmesiyle ilgili bulduklar rnekler de, bu durumun kendisini anlalmaz bir hayvan sesiyle, hayvani bir davranla, ya da yrtc bir bakla ifade ettii ynnde. Hayvanilik, insan biimli olabilir (fizyognomik aklama, Lavater), ya da aniden gzden kaybolan hzl bir ulak gibi, bir anda iinde ne oldu una dair ipucu verebilir; us yitimine uram olann bakyla, davranyla, en ksa andan daha ksa bir srede, kendisiyle konutuu ussal, zihni yerinde, zeki insanla alay etmesi, onu hicvetmesi gibi. lahiyatlarn syledii bu adan doru olabilir, ama nemli olan, ele aldmz eyin kendisidir. Genellikle bu olgu, kiinin gnahn esiri olduu biiminde aklanr; sz konusu durumu en iyi aklayacak eyin aklma gelen u oyun olduunu dnyorum: ki kii, tek bir insanm gibi bir pelerinin altna girerler, biri konuur, teki de sylenenlerle ilgisiz hareketler yapar. Benzer biimde, hayvan insan biimine brnmtr ve durmadan hareketlerle, szlerle, biimini ald kiiyle alay eder. Ama gnahn klesi, demonik olan deildir. Gnah vaaz edildiinde, kii de gnah ilemeyi srdrdnde, iki oluum ortaya kar, ilkini bu blmde aklyoruz, buna dikkat edilmezse, demonik olan aklamak da mmkn olmaz. Kii, gnahn iindedir, kaygs da, kt olana ilikindir. Daha st bir yerden baklrsa, bu oluum "iyi"nin iindedir, bu nedenle de kt olana ilikin kaygnn iinde bulunur. teki

oluum, demonik olandr. Kii "kt"nn iindedir ve iyi olana ilikin kaygda bulunur. Gnaha klelik eden "kt" ile, demonik olan da "iyi" ile zgr olmad bir iliki iindedir. Bylece demonik olan, davurumunu ancak "iyi" ile ilikiye getiinde, kendi snrlarna dardan ulatnda gerekletirir. Bu nedenle, demonik olann Yeni Ahit'te ilk ortaya knn sa'ya yaklamasyla olmas da dikkat ekicidir. Demon ister bir ordu (Matta 8:28-34; Markus 5:1-20; Luka 8:26-39), ister dilsiz bir ahmak olsun (Luka 11:14) durum ayndr: Kayg, "iyi"ye ilikindir, nk Kayg kendini lkla olduu kadar, dilsizlikle de ifade edebilir. Elbette "iyi", hangi adla olursa olsun, zgrlk'n, Kurtulu'un, Halsin slahn hedefler. Eskiden demonik olana ilikin daha ok ey syleniyordu. Burada nemli olan, kapsaml , ilgin kitaplar zerine almak, ya da bu metinlerden srayla alnt yapmak deildir. Bir zamanlar etkili olmu, u anda da mmkn grnen baz grleri taramak zor deildir. Bunun da bir anlam olabilir tabii, nk grlerin farkll, bizi ele aldmz kavramn tanmna yaklatrr. Demonik olana, estetik-metafizik adan da baklabilir. Bu durumda Demonik olan, talihsizlik, yazg gibi terimlerin sayfalar arasna yerletirip ona bir doum sakatl gibi bakmamz gerekecektir. Bu olguya "pathos" ortakl ile de yaklalabilir. Ama umut etmenin solo performanslarn en sakili olmas gibi, "pathos" ortakl da toplumsal virtzln, bu alandaki becerilerin en berbat olacaktr. "Pathos" ortakl, strap ekene yarar salamaktan ok, bu ortakla soyunan kiinin kendi "Ben" sevgisini besler. Bu tr eyler zerine dnmeye cesaret edemeyen kii, kendini "pathos" ortakl ile korur. Bu ortakla girien insan, ancak bir tr merhametle strap eken ile ilikiye girdiinde, straba yol aan durumun tam olarak kendi durumu olduunu kavrar; ancak bu kii ile kendini zde klmay bildiinde, bir aklama bulmak iin urarken, bu savan kendi sava olduunu anlar. "Pathos" ortaklnn bir nem tamas iin, dnce yoksunluu getirecek her eyden, geveklikten, korkaklktan vazgeilmesi zorunludur, bu ortaklk belki o zaman bir anlam da kazanabilir; nk "pathos" ortakln kuran kii, strabn daha yce bir biimde ekiyor olmas asndan, asl strap eken kiiden farkldr. "Pathos" ortakl demonik olan ile bu biimde ilikiye getiinde, artk teselli szcklerinin, basit dllerin, ya da umursamazln bir yeri olmayacak, nk bir kii yas tutuyorsa, yas tutacak bir eyi olacaktr. Demonik olan bir yazgysa, bu herkesin bana gelebilir. Bunun yadsnacak bir yan yoktur, en korkak dnemimizde bile, yalnz dnceleri elenceyle, grltl Yenieri mziiyle bamzdan atarz, Amerika'daki ormanlarda vahi hayvanlarn fener tutarak, bararak, ziller alarak uzak tutulmas gibi. Bu nedenle, gnmzde insanlar tinsel yargnn yceliinden haberdar olmasalar da, kar k bir akamn ve toplumsal yaamn beraberinde getirdii, insanlar arasndaki, ya da erkek ve kadn arasndaki alengirli ilikiler zerine hayli malumat sahibi. nsana zg doru bir "pathos ortakl", strap ekmeyi bir gvence, kendisini kollayan bir ey biiminde kabul edecekse, strabn nereye kadar yazg, nereden sonra su olduunu akla kavuturmaldr. Bu ayrm, zgrln dnceli, ayn zamanda ateli tutkusuyla izilmelidir; bylece bir kii tm dnya kse de, gll ile tamiri mmkn olmayan zararlar ters yz ediyor gibi grnse de, salam durmaya cesaret edebilecektir.

Demonik olana etik adan yaklalm, mahkm edilmesi gereken bir ey gzyle baklmtr; ortaya karlmas, din adna ikence grmesi, cezalandrlmas iin uygulanan iddet de herkes tarafndan bilinir. Gnmzde bu uygulama tylerimizi rpertiyor, aydnlanm amzda byle davranlmadn dnerek duygulanyoruz. Bu doru olabilir, ama asl vgye deer olan duygusal bir "pathos" ortakl deil midir? Benim iim bu davran yarglamak ya da mahkm etmek deil, sadece gzlemlemek. Etik adna bavurulan iddet, kendi "pathos" ortaklnn daha nitelikli olduunu iddia ediyor. Kiinin bu olgu ile dncede bir zdelik kurmas, olgunun sutan baka bir ey olmad konusunda kukuya yer brakmyor. Bylece, sylenecek, yaplacak bir ey kalmadna, demonik olann da maruz kald her trl zulm ve iddeti hak ettiine ikna olunur.65 Benzer bir alandan rnek vermek gerekirse; tanrtanmazlarn -gerekirse lmle- cezalandrlmasn salk veren Augustinus deil miydi? O "pathos" ortaklndan yoksun muydu? Yoksa onun tutumunun gnmzdekinden farkl olmas nn nedeni, "pathos" ortakl ile korkakla srklenmemesi ve kendisi iin unu syleyebilmesi miydi: Bu benim bama geldii takdirde, Tanr, beni terk etmeyip tm nfuzunu kullanacak bir kiliseyi bahediyor. nsan gnmzde Sokrates'in uygun grd eyden, iyilemek iin hekim tarafndan kesilip biilmekten ve dalanmaktan rkyor. 65 Etik olarak gelimemi kii, en byk strab da ekiyor olsa, birinin kendisine ak ve drst olarak "Bu yazg deil, sutur" demesiyle rahatlar. Bu kii doru anlamda etik olgunlua kavumu deildir; nk etik kiinin, ne yazgdan, ne de kendisini "zgrlk" adl mcevherle kandrmak isteyen, merhamet rtsyle gizlenmi estetik deli samalarndan korkusu olmaz. Demonik olana, hep tbbi tedavi asndan baklmtr. Bu tedavi, hi dnmeden mit Pulver und mit Pillen uygulanr, sonra da rnga gelir! Hekim ile eczac bir olup, insanlar korkutmamas iin hastay bakalarndan yaltrlar. u cesur amzda, ne bir hastaya leceini sylemeye, ne hi olmazsa oktan lmesi iin pastr a rmaya, ne de birka sene nce bir bakasnn ayn hastalktan ldn sylemeye yreimiz yok. Hasta yaltlacak, durumu da "pathos" ortakl kurularak soruturulacaktr. Hekim, hemen bir rapor hazrlamay ve ortalamay bulmak iin istatistikleri incelemeyi taahht eder. Ortalama bulunduunda her ey akla kavuacaktr. Tbbi tedavi gr, olguya tmyle fiziksel ve bedensel adan yaklar, hekimlerin genelde yapt da budur, in specio Hoffmann masallarndan birinde olduu gibi, hekim burnuyla muayene eder ve "Durum ciddi," der. Bu deiik gr, ele aldmz olgunun mulaklna ve bir anlamda tm alanlara ait olduuna iaret eder; bedensel, ruhsal ve manevi adan. Bylece, demonik olann dnldnden daha geni bir alana yayldn grrz; bu durum ancak, insann, ruh ile bedenin Tin tarafndan tanan bir sentezi olduu gryle aklanabilir. Bu nedenle bir kiide grlen bozuklua bakalarnda da rastlayabiliriz. Demonik olana dair aklamann ne denli hacimli bir yer kapladn fark etmek, demonik olan ile ilgilenenlerin kendilerinin de bu kategoriye dahil olduunu, bunun izlerinin -herkesin bir gnahkr olduu kadar kesin biimde- herkeste bulunduunu anlamamz salar. Demonik olann tad anlamlar zaman ierisinde deitii iin, artk hibir eyi imlemez hale geldi, o zaman da akla gelen tek ey, bu kavramn tanmn mmkn mertebe daraltmak oldu. Bu nedenle,

dikkatlerin iaret ettiimiz yerde younlamas gerekir. Masumiyet durumunda, demonik olann bir sorun tekil etmesi mmkn deildi. te yandan, kiinin tmyle ktlkten ibaret olaca , ktlkle szleme yaplaca gibi hayal dncelerin de terk edilmesi gerekir. Eski dnemlerde uygulanan iddetin bir eliki iermesinin nedeni de budur; insanlar bunu kabul ettikleri halde cezalandrmaktan geri durmazlard. Ama ceza, sadece z-savunmay deil, kurtarmay da amalyordu (hem hafif cezalara, hem de lm cezasna tbi olanlar). Ama bir kurtulu dncesi varsa, insan tmyle ktle mahkm deildir, insan tmyle ktln elindeyse, cezalandrma da bir eliki olacaktr. Demonik olan nereye kadar psikolojinin sorunudur diye sorulursa, demonik olann bir durum olduunu syleyeceim. Tekil gnah ileme edimi, bu durumdan srekli biimde treyebilir. Ama bu durum, masumiyet ile ilikisi asndan nitel sramann vaaz ettii bir etkinlik olsa da, sonuta bir olanaktr. Demonik olan, "iyi"ye ilikin bir kaygdr. zgrlk, masumiyet durumunda kendisi olarak vaaz edilmi deildir; zgrln olana kiide Kayg halinde ortaya kar. Bu durum, demonik olanda tersine evrilmitir. zgrlk, zgr-lk-olmayan olarak vaaz edilir; nk zgrlk yitirilmi tir. zgrln olana burada da Kayg'dr. Arada mutlak bir fark vardr, nk zgrl n olana burada zgrlk-ol-mayan biiminde kar mza kar; bu da zgrlk'n tam kar tdr ve zgrlk'e yneltilmi bir nitelendirmedir. Demonik olan, kendi iine kapanmak isteyen, zgrlk-olmayan bir durumdur; bu ise olanakszdr. Demonik olann her zaman koruduu bir iliki vardr, bu da yok olduunda, ortada hibir ey kalmaz ve Kayg kendini [iyi ile olan] temas araclyla gsterir. (Bkz. Yeni Ahit'te bu konuda sylenenler). Demonik olan, kendi iine kapanan ve zgr-olmayan bir biimde alan durumdur. Her iki aklama da ayn eyi imler, nk iine kapanmas dilsizlemesidir, kendini ifade etmesi ise, istencine aykr olarak gerekleir; zgr-olmayan tayan, ya da onun zemini olan zgrlk, kendisiyle dolays z iliki kurar ve zgr-olmayana isyan edip onu arkasndan vurur, bylece Kayg iindeki kii de, kendi istencine ihanet etmi olur. Bu durumda kendi iine kapanmak, ayr bir anlamda dnlmelidir, nk terimin genel kullanl, en yce zgrl imler. Brutus, ngiltere Kral V. Henry, Galler Prensi vd., kendi iine kapanmalar "iyi" ile vardklar bir szleme olduu ortaya knca, durumlarn merulatrmlardr. Byle bir ie kapanma cokunluktur, cokun bir kii de, tek ve byk bir dncenin ukuruna saplanm insandan ok daha gzel, daha soyludur. Buna kar t olarak, ben "ie kapanma"y zgrlk-d olmak biiminde kullanyorum. Kt iin, genelde daha metafizik bir terim olan "olumsuzlama" kullanlr. Kt'nn etkisi kiide ortaya ktnda kullanlan etik ifade, bu "ie kapanma"dr. Demonik olan, baka bir ey ile deil; kendisi ile, kendi iine kapanr, varolua ilikin derinlik de burada bulunur: zgrlk-olmayan, kendi kendini mahkm eder. zgrlk her zaman Aayi Rabbani'ye ait olandr (szc dini anlamnda almamzn bir zarar olmaz); zgrlk-olmayan giderek daha fazla iine kapanr ve Tanr ile bir olaca bu yinden kanr. Bu durum her alanda gzlemlenebilir; kendini hipokondride, ar sinirlilikte, yksek tutkularda aa karr ve derin bir yanl anlama ile suskun sistemini kurar.66 zgrlk ie kapanma ile temas ettiinde, Kayg ile tanr. Sokak aznda "Oradan bununla klmaz" diye yararl bir sz vardr. e

kapanma tam olarak dilsizlemektir. Dil ile szck, kiiyi ie kapanmann bo soyutlamasndan koruyan tek eydir. Demonik olana x diyelim, zgrlk ile ilikisi, x dndadr. 66 Demonik olann snrlarnn sanldndan daha geni olduu belirtilmiti. nceki paragrafta da, teki yndeki oluumlar anlatlmt, imdi de ikinci oluum dizisini serimliyoruz, aradaki ayrm daha da netletirilebilir. Daha iyi bir ayrt etme yntemi bilen varsa, kendi snflandrmasn tercih etsin, ama bu alanda dikkatli adm atmak gerektiim de bilsin, yoksa her ey birbirine dolanr. Demonik olan, kural olarak, istencine aykr olarak "oradan bununla kar". Dil, ister istemez iletiimi gerektirir. Yeni Ahit'te bir Demon, sa'ya yaklap ti eu,oi xcd ao [Seninle ne yapacam] diyor ve sa'nn kendisini ("iyi"ye ilikin kaygsn) yok etmek iin geldiini sylyordu. Ya da bir Demon sa'ya baka yne gitmesi iin yalvaryordu. (Kayg, "kt"ye ilikin olduunda (Bkz. 1) kii Kurtarc'ya sarlr.) Yaamn her alannda, her dzeyde, buna ilikin ok sayda rnek vardr. nat bir sulu itirafta bulunmayacaktr (demonik olan tam da burada, ceza ekerken duyduu ac nedeniyle "iyi" ile temas etmeyi reddetmekte bulunur). Byle birine uygulanan ender bir yntem, sessizlik ile gzn gcn kullanmaktr. Bir engizisyoncu, tek bir kasn on alt saat bile oynatmayacak kadar fiziksel dayanklla ve ruhsal esneklie sahipse, yntem baarya ulaacak ve itiraf kendiliinden dklecektir. Kiinin yalnzla mahkm edilmesi, hissizlemesine yol aar. Ama bu sessizlik, yargcn ve her eyi kaydeden grevlilerin mevcudiyetinde, en derine inen, keskin bir sorgulamaya dnr; en korkun ikence olmasna ramen, buna izin vardr, uygulanmas ve sonu alnmas ise sanld kadar kolay deildir. "e kapanma"y zorlayacak tek ey ya daha yksek mertebede bir demon (nk her eytan kendi zamannn kraldr), ya da suskun kalmaya tmyle muktedir olan "iyi"nin kendisi olabilir; birisi hner gstermeye kalkp suskunluu demeye kalkarsa utan verici duruma bu kez engizisyoncu decek, sonunda kendisinden korkup suskunluu bozacaktr. Aa mertebede bir demon ile Tanr bilinci gelimemi birisi karlatnda, "ie kapanma" koulsuz biimde galip gelecektir, nk ilkinin salam duracak gc yoktur, ikincisi ise tm masumiyetiyle ihtiyatsz, ak kalpli yaamaya almtr. ine kapanan insanlarn bu masumlar zerindeki iktidar inanlmaz derecededir, bu ak kalpliler sonunda bir szck koparabilmek iin yalvarmaya balarlar, ama zayfa bu kadar yklenmek de doru deildir. Byle eylerin hep prensler ile Cizvit-lerin arasnda olduuna inanlr, bunu daha iyi anlamak iin Domitian'a, Cromwelle, Alba'ya bakalm, herhangi bir Cizvit bu snflandrmaya uygun decektir. Ama bu durum onlarla snrl kalmaz, dnldnden daha sk yaanr. Bu olgu iin karar vermekte gene de dikkatli olunmaldr, nk durum ayn olsa da, buna yol aan nedenler birbirinin kart olabilir, nk ie kapanma gaddarln ve ikencesini uygulayan kiinin kendisi de konumay arzular ve vahyi tayacak daha yksek mertebede bir demonu bekler. Bununla birlikte, ie kapanma ikencesini uygulayan kii, bencilce kendi "ie kapanma "sna balanabilir. Bu konuda -hi denemesem de- kapsaml bir kitap yazabilirdim, bu da Paris ve Londra'daki gnmz gzlemcilerinin kurdu u geleneklere uygun derdi; sanki bu ziyaretlerle seyyar satc gevezeliklerinden daha nemli bir ey elde edilebilirmi gibi. Bir gzlemci sadece kendi stnde younlasa, ona insan ruhunun mmkn tm durumlar n anlamas iin be

erkek, be kadn ve on ocuk yeterli gelir. Syleyeceim eylerin, zellikle ocuklarla ilgilenen, ya da onlarla bir ilikisi bulunanlar iin anlaml olacan dnyorum. Bir ocu un ulvi "ie kapanma" kavramyla yetitirilip yanl anlalacak biimlerden korunmas nn sonsuz byklkte nemi vardr. Dardan baklrsa, zaman geldiinde bir ocuu yrmesi iin brakmak kolay grnebilir; ama tinsel adan bu o kadar da kolay deildir. Kii kendini tinsel adan ok g olan bu iten bir dad tutarak ya da yrme aleti alarak muaf tutamaz. Ustalk, henz mevcut durum ortada yokken, srekli mevcudiyeti salayabilmek, bylece ocuu kendi geliimine brakmak, gelimenin kendisi hakknda da ak bir fikir sahibi olmaktr. Ustalk, ayn zamanda, ocuu en yce mertebede, mmkn en geni lekte kendi haline brakmak, her eyin farknda olarak, ama bunu hissettirmeyerek, bu ak terk edilii ifade etmektir. stedii takdirde insan her eyi yapmaya muktedirdir. ocuun emanet edildii baba ya da eitmen, her eyi yapp k kendi suskunluuna kapanmaktan alkoyamazlarsa, sonsuza dek srecek bir sorumluluk altna girmi olurlar. Demonik olan, "ie kapanma"dr, demonik olan, "iyi"ye ilikin Kayg'dr. e kapanma ve onun ierii iin x diyelim; bu, en korkun, en nemsiz olan, yaamdaki mevcudiyetini ok az kiinin dleyebilecei, kimsenin dikkate almad szler syleyen bir korkunluu imleyecektir.67 O zaman "iyi"nin x olarak anlam nedir? O, darya almay imler.68 Darya alma en yce olan imledii gibi (ulvi anlamda Hals), en nemsiz olan da belirtebilir (arz bir dnce). Bu bizi huzursuz etmemeli; nk kategori ayn kalacaktr, her ikisindeki olgu -demonik olmalar - kafa kartracak kadar farkl grnmesine ramen, ortaktr. Darya alma burada "iyi"yi imler; bu terim Kurtulu'un ilk ifadesidir. Eski bir deyi vardr: "Szck sylendiinde by kalkar "; ismi sylendiinde de, uyur gezer gzlerini aar. 67 Gzleme derin bir anlam yklenmek isteniyorsa, bu kategoriyi kullanmak conditio sine qua non olacaktr. Bu olgu bir yere kadar var ise, ok kimse bundan haberdar olup aklamakta aciz kalr, nk kategoriden yoksundurlar. Ellerinde kategori olmu olsayd, bu olgunun izlerine rastladklar yerde kullanacaklar bir anahtarlar olacakt; nk olgu kategorinin iinde olduunda, ona zilin cinlerinin zile itaat etmesi gibi boyun eer. 68 "Darya alma" terimini bilerek kullandm. Bu terimin ve onun demonik olan ile ilikisinin -sanki dsal bir ilikiymi, ancak itirafla alp kavranabilecekmi gibi- yanl anlalmasndan korksaydm kesinlikle baka bir terim seerdim, ama burada dsal olann yapabilecei bir ey yoktur. "e kapanma" ile "Darya alma"nn atma biimlerinin says, birok kk farkll iererek sonsuza uzayabilir, nk tinsel ya amn cokulu bymesi, en az doadaki byme kadar grkemlidir, tinsel durumlarn eitlilii de, iek trlerinden daha fazladr. "e kapanma", "darya alma"y ve onun d dnyadan getireceklerini arzulayabilir. (Bu bir yanl anlamadr, nk "darya alma" iinde vaaz edilen zgrlk ile "darya alma"y vaaz eden zgrlk arasnda diil bir iliki vardr. Bylece, iine kapanm kii daha mutlu olsa da, zgrlk-olmayan varln srdrebilir.) "Darya alma"y bir noktaya kadar istese de, gene de yeniden tmyle iine kapanaca bir kalnty da korur. (Bu durum, en gros bir ey yaplamayacak aa seviyedeki tinlerde grlr.) "Darya

alma"y isteyebilir, ama incognito olarak. (Bu "ie kapanma"da yatan elikidir, rnekleri airvaroluunda grlebilir.) "Darya alma" zaferini ilan etmi olabilir, ama tam o anda "ie kapanma" son bir abayla "darya alma"y gizemli bir hale dntrecek beceriyi gsterir ve asl kazanan da kendisi olur.69 Daha ileri gitmeye cesaret edemiyorum; bir cebir ileminden ibaret isimlendirme etkinliini nasl tamamlayabilirim, en iyisi "ie kapanma"nn betimini vermek, ya da monologunun duyulabilir olmas iin onun suskunluunu bozmak, nk monolog onun szdr, zaten iine kapanm bir kiiyi de "kendi kendine konuuyor" diye tanmlarz. Burada sadece Hamlet'in iki dostuna tledii gibi, "Aklnzda kalsn yalnz, dilinizde deil"70 diyeceim. 69-"e kapanma "nn eo ipso yalan, ya da doru olmayan imledii grlebilir. Ama doru olmayan, zgrlk-olmayandr ve "darya alma "ya ilikin kayg tar. eytan'dan yalanlarn babas diye sz edilmesinin nedeni de budur. Yalan ile doru olmayan, yalan ile yalan, doru olmayan ile doru olmayan arasnda byk farkllklar bulunduunu kabul ediyorum, ama kategori gene de ayn kalr. 70-Hamlet, 1:2. "And whatsoever else shall hap tonight/Give it an understanding but no tongue". Bu eviri Sabahattin Eybolu'na aittir. - .n.. Szn edeceim atmann barndrd eliki, rktcl itibariyle "ie kapanma"y aratmyor. ine kapanm kiinin kapanmlnda rtt ey o denli korkun olabilir ki, bunu kendine bile telaffuz etmeye cesaret edemez. nk sz ile yeni bir gnah ileyecek, ya da yeniden syledii eyin cazibesine kaplacaktr. Bu durumun gereklemesi iin, kiinin saf olan ile olmayann bir karm olmas gerekir, buna da nadiren rastlarz. ounlukla kii, korkun bir eyi tarken kendi kendinin efendisi deildir. Benzer bir ekilde, sarholuktan kendinden gemi kii, sonradan glkle hatrlayaca eyler yapar, durumun yabanlnn farknda olduu iin, kim olduunu bile bilmez. Bir zamanlar bilin yitimine uram kii, iyiletikten sonra eski durumuna ilikin belleinde bir eyler brakrsa benzer bir durumla karlarz. Bu olgunun demonik olup olmadn belirleyecek ey, kiinin darya alma ile ilgili tutumudur; zgrlk ile bu durumun iine girip durumu zgrlk dahilinde kabullenip kabullenmediidir. Kii bunu yapyor deilse, karmzda demonik bir olgu vardr. Bu sylediim unutulmamal, nk bunu isteyen kii de aslnda demoniktir. O kiinin iki istei var demektir; biri vahyi isteyen aa ve gsz bir istek, teki "ie kapanma"y isteyen gl bir arzu, ama bu istein daha gl olmas, o kiinin aslnda demonik oldu unun iaretidir. "e kapanma", isteksiz bir "da alma"dr. Kii ne denli gszse, ie kapanma iin zgrlnn esnekliini ne denli tketmise, srrn aa kmas da o kadar yaknlar. Hafif bir temas, bir bak, vb., o kiinin korkmas, ya da "ie kapanma"nn ierii ile ilgili olarak komik kar ndan konuma etkinliinin balamas iin yeterlidir. Karndan konuma dolaysz, ya da us yitimine uram birinin bakasn iaret edip kendi durumuna ihanet etmesi gibi dolayl olabilir, o kii yle der: Bundan holanmadm, kesin deli bu adam. Darya alma, mutsuz birinin srrn herkese anlatmas gibi, kendini szcklerle ifade edebilir. Yz, zellikle bak bir ifade biimi olabilir, nk kii gzleriyle saklad bir eyi bilmeden ifa eder. nsann anlamaktan korktuu sulayc bir bak, ya da gnlsz

ekilmi telgraf gibi insann merakn cezbetmeyen, hzn veren, yalvaran bir bak vardr. "e kapanma"nn ierii ile ilgili olarak, tm bunlar komik de olabilir; glnlkler, bo szler, kibir, ocuka laflar, kk hasetler, basit tbbi delilikler, vb. kendilerini bu yolla gnlsz Kayg dahilinde ifade ederler. Demonik olan, "bir andalk"tr. "Bir andalk" da, "ie kapanma"y baka bir adan tanmlayacak yeni bir ifadedir. Demonik olan, ierii asndan "ie kapanma"dr, zaman asndan ise "bir andalk" diye tanmlanr. "e kapanma", kiinin kendi Ben'iyle olan deilleyici ilikisinin sonucudur ve kendini giderek daha ok iletiimden yaltr. letiim, srekliliin ifadesidir, srekliliin deillemesi ise "bir andalk"tr. "e kapanma"nn olaand bir sreklilie sahip olduu varsaylabilir; ama bunun tam tersi dorudur, nk kiinin yavan, gten dren zlmesi bir sreklilik arz etse de, bu yalnzca grn halindeki bir srekliliktir. "e kapanma" daki sreklilik, en iyi srekli kendi ekseninde dnen krn yaratt ba dnmesiyle karlatrlabilir. "e kapanma", kiiyi tekdze aynln hznl perpetuum mobile'si olan delilie srklyor olmasa da, kii gene de yaamnn geri kalannda belirli bir sreklilii koruyacaktr. Bu sreklilik ile iliki iinde, "ie kapanma"nn sahte sreklilii, kendini "bir andalk" biiminde gsterir. Bir an oradadr, bir sonrakinde ise gitmitir, tmyle, bir daha dnmemek zere. Bu dirim bir sreklilie dntrlemez, kendini bu tarzda ifade eden ey "bir andalk"tr. Demonik olan bedensel bir ey olsayd, hibir zaman "bir andalk" biiminde tanmlanamazd. Delilie ait belirtiler yinelendiinde, sonunda bir yasa kefedilir, bu yasa da "bir andalk"! bir dereceye kadar ortadan kaldrr. Ama "bir andalk"n bildii hibir yasa yoktur. "Bir andalk" doaya deil, ruha ait bir olgudur; o zgrlk-olmayann bir ifadesidir. "Bir andalk", demonik olan gibi, "iyi"ye ilikin bir Kayg'dr. "yi", sreklilii imler, nk Kurtulu'un ilk ifadesi srekliliktir. Bylece, kiinin geri kalan yaam bir dereceye kadar sreklilik iinde gese de, "ie kapanma" kiide srekliliin bir hokkabazl olarak bulunur, bu tr yalanc bir sreklilik de sadece kendisi ile iletiim kurar, bu nedenle de her zaman "bir andalk" olarak kalr. "e kapanma"nn ierii ile ilikisi erevesinde, "bir andalk" korku verici olan imleyebilir, ama "bir andalk"n etkisinin, durumu gzlemleyen kiiye komik olarak grnmesi de mmkndr. Bu adan, herkeste az ok "bir andalk" bulunur, herkesin bir sabit fikri olmas gibi. Bunun zerinde daha fazla durmayacam, ama kategori zerine yaptm tanm destekleyecek biimde, "iyi" ile olan ilikisi asndan, "bir andalk "m her zaman Kayg'ya borlu kaldnn altn izeceim, nk zgrlk'n iine yaylmakta gnlsz olduu bir ey vardr. Kaygnn "kt"ye ilikin olduu durumlarda, "bir andalk", zayflk demektir. Demonik olann nasl "bir andalk" biiminde tanmlandn akla kavuturmak iin, demonik olan salt estetik bir bak asndan ele almak gerekebilir. Ortaya bir Mephistopheles karlacaksa, niyetimiz de onu z itibariyle anlamak deil dramaturjideki bir e olarak kullanmaksa, ona "sz" atfetmemiz gerekir. Ama bu durumda Mephistopheles kendisi olarak tasarlanmayacak; kt, kurnaz,

dolap eviren bir zihne indirgenmi olacaktr, sanki eytan bin yl oturup insan nasl mahvedebilirim diye dnm, sonunda da bunun yolunu bulmu gibi. Burada " bin yla vurgu yaplr, iddia edilen de demonik olann uzun dncelere dalm, iine kapanm durumudur. Biri Mephistopheles'i bu yolla ortadan kaldrmay hedefliyorsa, baka bir tasarm biimi semesi gerekecektir. Yukarda belirtilen haliyle Mephistopheles tmyle bir taklit unsuru olmutur.71 71 Ya/Ya dann yazar (Enten/Eller), Don Giovanni'nin aslnda mzie ilikin bir figr olduunu sylemitir. Mephistopheles'in ayn biimde taklide ilikin bir unsur olduu da dorudur. Taklit unsurunu ilgilendirenler, mzie ait olan da ilgilendirir. Her eyin bir taklit ve mzik olduu da ileri srlmtr. Faust balesini ele alalm. Bestecisi Mephistopheles'in taklit unsuru olmasnn ne anlama geldiini anlasayd, Faust'u da asla bestelemezdi. Ktlk kuyusundan gelen en korkun sesler, taklidin snrlar iinde yer alan sramann "bir andalk" durumunun etkisini brakmaz. Sessizlii korkun bir szck krsa, bu szck de isterse Shakespeare'e, Byron'a, Shelley'e ait olsun, szn, umutsuzlu u ve ktln dehetini anlatmaya yarayan halaskar yaps gerei, hibir ey sessizlik kadar rktc olamaz. Taklit, "bir andal k" olmadan, onu ifade edebilir. Bu adan, bale ustas Bournonville sahneye koyduu Mephistopheles nedeniyle vgy hak ediyor. Mephistopheles'i izleyen kiiyi kaplayan dehet, pencereden srayp, "srama" olarak hareketsiz kalyor! Avlanan kuun ve vahi hayvann sramasn andran sramadaki bu ni hareketin ikili bir rktcl vardr, nk her ikisi de ayn devinimsiz durumdan sramlardr; bu ni hareketin etkisi sonsuzdur. Bu nedenle Mephistopheles mmkn olduunca az yrmelidir, nk yrmenin kendisi de sramaya ynelik bir eit geitir ve srama olanann nceden sezilmesini salar. Bylece Mephistopheles'in Faust balesindeki ilk ortaya k teatral bir deiiklik olmasa da son derece derin bir dncedir. Szckler ve konuma, in abstracto bakldnda ne denli ksa olursa olsun, zaman iinde duyuluyor olmas nedeniyle her zaman belirli bir sreklilii ierir. Ama "bir andalk", sreklilikten yaplan tam bir soyutlamadr; hem gemiten, hem de gelecekten. Bu Mephistopheles iin de geerlidir; o henz grnyor deildir, yaam kadar geni, din ve zinde, orada durur, sratini belirtecek en gl ifade de onun bir srama iinde duruyor oldu udur. Srama yrmeye dnrse, etki de zayflar. Mephistopheles bu biimde tasarland iin, sahneye girii de demonik olann etkisini verir; gece alan bir hrszdan daha ni ortaya kar, nk hrszdan beklenen gizlice gelmesidir. Ama Mephistopheles kendini aa vurur, o demonik olan biimindeki "bir andalk"tr. Bylece demonik olan, ileriye ynelik devinimde "bir andalk" tr, bir kiide bylece ortaya kar, bylece o kii olur. Demonik olan, kiiyi ister tmyle ele geirmi, ister bir zerresine szm olsun, o kii demoniktir. Demonik olan bylece her zaman varln srdrr ve zgrlkolmayan kaygya kaplr, demonik olann kaygs da bu ekilde devinir. mdi, demonik olann taklide ynelik eilimi -"gzel" deil, "bir anda, aniden" anlamnda-yaamn gzlem yapmaya imkn veren bir frsatdr. Demonik, ieriksiz, skc olandr.

Demonik olann "bir andalk" biiminde tasarlanndan doan estetik probleme dikkat ekmitim. Sylediimi daha ak hale getirebilmek iin ayn sorunu yeniden gndeme getireceim. Bir demoniin konumas tasarlanacaksa, bu sorunu zecek sanat kategoriler hakknda ihtiyat elden brakmamaldr. Demonik olann aslnda taklide ynelik olduunu bilse de, "bir andalk" konusunda baarl olamaz, nk "bir andalk", sanatnn dizeleriyle araya girer. Sanat bir takm szcklerle aldatmacaya bavurmayacak, dolaysyla tam tersini, skc olan tercih edecektir. "Bir andalk"a karlk gelen sreklilik, "imha" diye adlandrlabilir. Skclk, imha, Hilik'te ortaya kan bir srekliliktir. Artk sylencede belirtilen say daha deiik bir adan ele alnabilir. U bin yln altnn izilmesinin nedeni "bir andalk" vurgulamak deildir, bilakis, zamann muazzam genilii, "kt"nn korkun boluunu ve ieriksiz oluunu ortaya karr. zgrlk, sreklilikteki bir durgunluktur. Bunun kart "bir andalk" olmakla birlikte, lp gmleli uzun zaman olmu gibi grnen bir adama bakldnda akla gelen skneti de artrr. Bunu kavrayan bir sanat, demonik olann tasarlanmasnn, komik olann kefine de yaradn anlar, nk komik olann etkisi de ayn biimde yaratlr. "Kt"nn tm etik belirlenimleri darda braklp sadece boluun metafizik belirlenimleri kullanldnda, ortaya nemsiz bir sonu kar; "komik", buna kolaylkla bir nitelik olarak yklenebilir.72 72 Bylece, kk Winslv'un [J.L . Heiberg'in] De Uadskillelige [Ayrlamayanlar] oyununda stlendii Klister [Tutkal] rol derin bir tasarm olmutur, nk o doru bir ekilde, komik olan skc olan biiminde anlamtr. Sreklilii olan bir ak ilikisi tam tersim, sonsuz bir boluu imler (Klister kt, sadakatsiz biri olduu iin deil, tam tersine samimi bir ak duyduu iin, ama o gmrkte olduu gibi ak ilikisinde de fazladan bir gnlldr), vurgu skc olana yapldnda bunun da komik bir etkisi olur. Klister'in gmrkteki komikliinin kesinlii yoktur, nk bir ilerleme yoksa bu onun suu deildir, ak ilikisinde ise kendi kendisinin efendisidir. eriksiz ve skc olan, ie kapanmay imler. "e kapanma" belirlenimi, "bir andalk" ile ilikisi iinde, ierik zerine tefekkrde bulunur, "ieriksiz" ile "skc olan" belirlenimleri ierik zerinde, "ie kapanma" da ierie karlk gelen form zerinde tefekkrde bulunur. Kavramsal belirlenimin tm bylece tamamlanr, nk ieriksiz olann formu "ie kapanma"nn kendisidir. u unutulmamaldr ki, benim szlmde kii Tanr'ya ya da "iyi"ye doru kapanamaz, nk bu eit bir kapanma en byk yaylmay imler. Bylece, kii dnyann geri kalanndan elini eteini ekmi olsa da, bilinci gelitike yaylm da geniler. Gnmz felsefesinde kullanlan terimlere bakt mda, demonik olann, arkasndan bakldnda bir boluk grdmz peri kz gibi, deilleyici bir hilii imlediini syleyebilirim. Ama bu tanm tercih etmem, nk toplumsal erevede kullanlan bu terimler ylesine esnek ve yumuaktr ki herhangi bir eyi de imleyebilir. "Deilleyici" terimini kullanacak olursam, ieriksiz olann "ie kapanma"y karlad gibi, bence bu terim de hiliin formunu imler. Bununla birlikte, deilleyici olann d mihrakl olma gibi bir kusuru vardr; "ie kapanma" durumun kendisini tanmlarken, deilleyici olan, ilikiyi deillenmi baka bir ey ile kurar.

Deilleyici olan gnmz felsefesinin apkasna koyduu arlardan kurtulup bu ekilde anlalrsa, onun demonik olan imlemesine bir itirazm olmaz. Deilleyici olan giderek bir vodvil karakterine dnr; bu laf da beni hep gldrr, nce trompeti, sonra basit bir gmrk, en sonunda da hanc ve postac olan gln karakterlerden birini gerek ya amda ya da Bellmannn arklarnda grdmzde glmsememiz gibi. Bylece ironi, deilleyici olarak aklanmtr. Hegel bu aklamay ilk kefeden kiiydi, ama tuhaf bir biimde onun da ironiden pek haberi yoktu. Bunu dnyaya ilk kez takdim edip isim babaln yapan Sokrates oldu, onun ironisi tam bir "ie kapanma" idi: nce kendini teki insanlardan yaltt, sonra ilahi olana yaylabilmek iin iine kapand, kapsn kapatp gizlilii salamak iin dardakilerle iaret diliyle konuan kii gibi73 - bu kimsenin dikkatini ekmemitir. Tesadfi bir durumda "ironi" szc kullanldnda o artk ironidir. Sonra papaanlar sahneye kar, yeryz tarihini incelemi olmalarna karn temaa etmekten acizdirler; kavramlar, soylu snftan genlerin kuru zmleri bildii kadar bilirler, bir manav ehil klmak iin snava tbi tutup kuru zmlerin nereden geldiini sormular, o da "Biz Tvergaden'daki profesrden alyoruz," demi. imdi, demonik olan "iyi"ye ilikin Kayg olarak tanmlayan aklamaya dnyoruz. zgrlkolmayan kendini tmyle kapatp tzsel bir e olmay becerebilirse, ama te yandan bunu srdrmeyi istemezse74 (zgrlk-olmayan iradesini yitirip bir eyi istediinde doan eliki buradadr), 73-Matta ncil'i 6:6. - .n. 74-Demonik olann ve dilsel kullanmn yaratt yanlgya ramen bu tuzaa dlmemelidir; nk bu durumu aklamak iin byle terimlerin kullanlmas, insana zgrlk-olmayann zgrle ait bir olgu olduunu ve doal kategorilerle aklanamayacan unutturabilir. zgrlk-ol-mayan en gl ifadelerle iradeden yoksun olduunu beyan etse de bu doru deildir, o her zaman arzudan daha gl bir iradeye sahiptir. Bu durum ok yanltc da olabilir, nk bir kii kendi sofist ynteminin stnde bir kategori ile umutsuzlua srklenebilir. Bundan korkmak iin bir neden yoktur, ama genlik hayalleriyle oyalananlar bunu kendi alanlarnda denemeseler iyi olur demonik olan artk "iyi"ye ilikin Kayg duymayacakt r. Bylece Kayg, kendini en ak biimde temas nmda ortaya koyar. Demonik olan ister tekil bireyde var olan korkunlu u imlesin, ister gneteki bir leke ya da msr koannda beyaz bir nokta olsun, btnl ile ksmilii ayn nitelie sahip olacaktr; en kk paras ile btnl , "iyi"ye ilikin ayn Kayg'y duyacakt r. Gnahn vurduu pranga, ayn zamanda zgrlk-olmayandr, ama yukarda belirtildii gibi, dorultulan farkldr, gnah ile ilgili Kayg "kt"ye yneliktir. Bu aklda tutulmazsa hibir aklama mmkn olmaz. Bylece zgrlk-olmayan, demonik olan, bir durumdur, psikoloji de buna bir durum olarak bakar. te yandan etik, yeni gnahn bu durumdan nasl srekli olarak doduunu grr, nk durum ile devinimin birlii "iyi"den baka bir ey deildir.

Bununla birlikte zgrlk, deiik biimlerde yitirilebilir, bylece demonik olanda da bir farkllk bulunabilir. Szn ettiim fark u yarglarla belirteceim: zgrlk bedensel-ruhsal olarak ve ruhun soluuyla yitirilmitir.75 Okuyucu benim demonik olan kavramn geni bir biimde kullanmama alktr, ama bu kullanm kavramn snrlarnn dna tamaz. Demonik olandan nce rkp sonra umursamayacamz bir canavar yaratmanm bir hayr dokunmaz, nk sonuta demonik olan, yeryzndeki varln birka yzyldr srdryor. Byle bir varsaym byk bir aptallktr, ama bu varsaym, zellikle tinsel alanda kullanlyor olmasnn dnda, hibir zaman gnmzdeki kadar yaygn olmamt. 75 Kierkegaard, Eski Yunanca pneuma teriminden hareketle pneumatisk szcn kullanyor. - .n.

I. Bedensel-Ruhsal Olarak Yitirilen zgrlk


Burada ruh ile beden ilikisi zerine ne iddial bir tefekkr saanan, ne de ruhun hangi anlamda bedenini yarattna (ister Yunan, ister Alman tarznda olsun), ya da Schelling'in ifadesini hatrlarsak, ruhun cismaniletirme etkinliiyle bedenini hangi anlamda rettiine ilikin bir tartma amay amalyorum; bunlara ihtiyacm yok. Amacma ynelik olarak, kendimi olabildiince ifade etmeye alacam: Beden, ruhun ve Tin'in bir organdr. Bu iliki sona erdii an bedenin isyan balar ve zgrlk derhal beden ile kendisine kar bir ittifaka giriir; ite o zaman, zgrlk-olmayan, demonik olan biiminde oradadr. Bu ve bir nceki blmlerde gelitirilen dnceler arasndaki fark hl tam kavrayamayan biri varsa yineleyebilirim. zgrlk isyankr tarafa ilimedii srece, isyandan doan kayg varln srdrr, ama "iyi"ye deil, "kt"ye ilikin bir kayg olarak. Bu alanda demonik olann ierdii saysz ince ayrm rahatlkla grlebilir; bazlar ancak mikroskopla tehis edilecek kadar kktr, bazlar da, ayrmlarn grlebilmesi iin kategorinin ok esnek kullanlmasn gerektirecek kadar diyalektiktir. Ar duyarllk, ar heyecan, sinir hastal, hipokondri, vb. - bunlarn tm szn ettiimiz ayrmlardandr. Szn kendisi cebir denklemine dnd iin bunlardan in abstracto konumak ok g. Burada benim elimden bu kadar geliyor. Bu alandaki en u nokta, genel olarak hayvani ykm diye adlandrlan durumdur. Burada demonik olan, kendini sz iinde ortaya karr, Yeni Ahit'teki demoniin Kurtulu'a ilikin syledii gibi: xl fiol xoci oo( [Seninle ne yapacam?] Bylece, ister zgrlk'e ilikin yardm etmek istemesiyle tehdit ederek, ister sadece rastlantyla olsun, [yi ile] her trl temastan kanm olur. Ama bu kadar da yeterlidir, nk Kayg inanlmaz lde aya abuktur. Genelde byle bir demonikten, durumu tm dehetiyle ifade eden bir sz duyulur: Beni ykntmla ba baa brakn. Ya da byle biri gemiindeki belirli bir dneme atfta bulunarak yle der: O srada kurtuluum mmknd - bu olabilecek en korkun cevaptr. Ne ceza, ne de tekdir onu kaygya sevk etmez; bunu yapacak olan, alt oyulmu zgrle ve dibine inilmi zgrlk-olmayana ilikin szcklerdir. Bu durumda Kayg, kendini baka bir ekilde ifade eder. Byle demonikler arasndaki sarslmaz ve kayg dolu bir ballk en yakn dostluklara ta kartr. Fransz hekim Duchatelet, almas nda byle rneklere yer vermitir. Kaygnn toplumsallamas, kendini bu alann her noktasnda aa karr. Toplumsallamann kendisi, demoniin varlna ilikin bir gvencedir, ama gnahn vurduu boyundurukta ifadesini

bulan benzer durum nedeniyle, toplumsallamann varlndan sz edemeyiz, nk Kayg, "kt"ye ilikindir. Bu konu zerinde daha fazla durmayacam, nk benim iin nemli olan planm bir dzene yerletirmektir.

II. Ruhun Soluuyla Yitirilen zgrlk


a) GENEL SAPTAMALAR. Demonik olann bu biimi ok yaygndr, birbirinden farkl pek ok olguda karmza kar. Kukusuz, demonik olan, zihinsel ierie deil, zgrlk ile mevcut ierik76 arasndaki ilikiye ve zihinsellikle uyumlu mmkn bir ierie tbidir. 76 Yeni Ahit'teki terim udur: oocpia auovcbn [Demonik bilgelik] (Yakup 3:15) Kategori burada ak deildir. Ama blm 2:19 buna atfta bulunur: wx cauva jtloTEnotat xod (pgiaaouat [Demonlar bile inanr ve rperir] Bylece demonik bilgide zgrlk-olmayan ile mevcut bilgi arasndaki ilikinin bulunduu akla kavuur. nk demonik olan, dnceyi erteleyen bir uyuuklukta, mtecessis olmann tesine geemeyen bir tecessste, insann aalk bir biimde kendini kandrmas nda, hep bakalarna baml kadns bir zayflkta, ihmalkrlkta, ahmaka bir meguliyette, vb. kendini ifade eder. Zihinsel adan baktmzda, zgrl n ierii doruluktur; doruluk insan zgr klar. Bu nedenle, doruluk zgrln eseridir, zgrlk bu yolla doruluu srekli oluturur. Gnmz felsefesinin iddia ettii, dncenin zorunlulu unun ayn zamanda onun zgrl olduu yolundaki kurnazca gr77 kast etmediim aktr; dolaysyla bu gr dncenin zgrlnden sz ettiinde, sadece ebedi dncenin ikin deviniminden sz etmi oluyor. 77 Hegel. - .n. Bu kurnazlk ancak ileri kartrmaya ve kiiler arasndaki iletiimi gletirmeye yaryor. te yandan, benim sylediim ey son derece yaln ve aktr: Tekil birey iin doruluk, onun etkinlik srasnda kendisinin ortaya kard bir eydir. Doruluk tekil birey iin baka bir eyse, ya da o kii doruluu bu ekilde oluturmaktan kamyorsa, karmzda demonie ait bir olgu var demektir. Doruluun her zaman ok sayda rtkan olmutur, ama sorun, bir kiinin doruluu derin anlamyla renip renmedii, doruluun tm varlna nfuz etmesine izin verip vermedii, doruluun tm sonularn kabul edip etmedii ve kendisi ile doruluun sonucunun Yahuda pc iin bir smak kazp kazmaddr.

ada dnyada doruluk zerine sylenmedik laf kalmad; artk kesinlii ve ie dn, bu terimi Fichte gibi soyut anlamyla alarak deil, tmyle somut bir anlamda kullanarak korumann vakti geldi. Sadece etkinlik ile, etkinlik dahilinde elde edilebilecek kesinlik ve ie dn, kiinin demonik olup olmadn belirler. Bu kategori elden braklmazsa her eyin yolu alr, her ey akla kavuur: rnein, nedensizlik, inanszlk, dini alaya alma gibi eyler sanldnn aksine ierikten deil; bo inanlar, sflilik, sofuluk gibi, kesinlikten yoksundur. Deilleyici olgular kesinlikten yoksundur, nk onlarn iinde bulunduu kayg ierie ilikindir. amza ilikin iri szler sarf etme niyetinde deilim, ama bu kuaa bakan herhangi biri, dnemimizin ierdii kartln ve kayg ile huzursuzluun kaynann belirttiim nedene bal olduunu sanyorum yadsmaz: Doruluun alan ile nicelii, ksmen de soyut berrakl bir dorultuda artarken, buna kart dorultuda kesinliin srekli olarak irtifa kaybettiini gryoruz. Gnmzde, eski ispatlar da birletirerek, ruhun lmszl n ispat etmek amacyla metafizik ve mantk alannda inanlmaz lekte aba harcanyor; ama tuhaftr ki, kesinlik de bir yandan azalyor. lmszlk dncesi, sonular asndan bir gce ve arla; bunun kabul asndan da, belki de korku veren bir yaam tmyle yeniden yarataca iin, sorumlulua sahip. Bylece bir kiinin ruhu teskin edilip kurtarlrken, tekinin zihni yeni bir ispat retmesi iin cendereye almyor. Ar bir Katolik anlamda, bu ispat "iyi i" olacak! Daha kendisi bile ikna olmadan ruhun lmszl iin ispat icat eden hibir kii, (rneimizi srdrrsek) insann lmszl nn anlamna ilikin aklamay ilerletmek kaygsndan asla kurtulamayacaktr. Bu onu rahatsz edecektir. Basit bir insan lmszl e ilikin yaln szler sylediinde daha dibe inecektir. Tam ters dorultuda da ie dnklnn eksik kalmas muhtemeldir. En kat Ortodoks dnceye sahip biri demonik olabilir, o kii de tm bunlar bilir: lahi olann karsnda secdeye varr. Doruluk onun iin trenler yndr. Tanrnn huzuruna kmaktan, gnde ka kere secdeye varlacandan sz eder. Onun her eyi bilmesi, matematiksel bir nermede ABC harflerini grnce ispat yapan, harfler DEF olarak deitirildiinde uvallayan birinin bilgisine benzer. Dolaysyla bu kii, tmyle ayn olmayan bir ey duyduunda kayglanacaktr. Byle bir kiinin gnmzde tahmin yrtenlerle benzerlii artcdr; ruhun lmszl iin yeni bir ispat kefedilir, sonra tahmin yrten bu insan hayatnn tehlikesini gze almken ispat retemez, nk defterleri yannda deildir! Her ikisinde de eksik olan ey nedir? Kesinlik. Hem bo inan, hem de inanszlk, zgrlk-olmayann formlardr. Bo inan sz konusu olduunda, nesnellie, znellii -Medusann ba gibi- taa eviren bir kudret olarak baklr; zgrlk-olmayan da bynn bozulmasn istemez. Alay etmek, inanszla ilikin en yksek ve aslnda en zgr ifadedir. Ama alay etmek de kesinlikten yoksundur, bu nedenle istihzaya ba vurulur. Mstehzi ifade kullanan ka kii -buna bakabiliyor olsaydk eer- demonik olann iinde xi eu,oi xa ao [Seninle ne yapacam?] diye seslendii kaygy aklna getirir? O an kopan alkta ok az kiinin alayc insan gibi marur ve hassas olmas da dikkate deer bir olgudur. Gnmzde bu konuda tahmin yrtenler, endstriyel bir hrsla, sebatla, tm vakitlerini feda ederek, kendilerini Tanrnn varl iin eksiksiz bir ispat yazmaya vakfetmiler! Ama ispatn mkemmellii arttka, kesinlii de azalyor. Kiinin zgrl asndan vaaz edildiinde Tanrnn varl her yerde

bulunur, ama akl banda biri, ktlk yapmaya niyeti olmasa bile, bundan utan duyacaktr. Bu kavramla yce ve yakn bir birliktelik iinde ya amak, tam bir ie ynelmeyi gerektirir, bu da rnek bir koca olmaktan ok daha byk bir ustalk ister. Byle bir kii, sokaktaki basit insan Tanr nn varl hakknda konumaya baladnda bunalma girecektir. Tanrnn varlnn ispat, insann belirli bir durumda renecei, metafizik adan zerinde alaca bir itir, ama Tam fikri kiiye her durumda arln hissettirir. Byle bir kiinin yoksun olduu ey nedir? e ynelme. e ynelmenin yoksunluu tam ters dorultuda da sz konusu olabilir. Sofuluk denen ey, sk sk alay konusu olur. Sofular bunu dnyann er'den ibaret olduunu syleyerek aklyorlar. Ama bu tmyle doru deildir. Byle "sofu" bir insan kendi sofuluu ile zgr-olma-yan bir iliki iindeyse, yani ie dnmekten acizse, estetik bir bak asndan o kii ancak komiktir. Buraya kadar, herkesin ona glmeye hakk vardr. Tek bir adm atamayp dans ustalna soyunan topal bir adam da komiktir. Ayn ey dindar kii iin de geerlidir. Bazen bir sofunun tempo tuttuunu iitiriz, tpk dans etmeyi brakn, tek bir adm atamayan birinin tempo tutmay bilmesi gibi. Bylece "sofu", belirli anlara ve durumlara bal olmayp kiinin hep tad bir ey olarak, dindarln da ayn lye vuruldu unu bilir. Bununla birlikte, bunu lye vurmaya kalktnda o kii zgr deildir. Belli ki o insan, tm uhrevi grn ve ge at elleriyle, yapt hatalara ramen kendi kendine tempo tutuyordun O kiinin bu eitimden gememi herkes iin kayglanmasnn nedeni de budur. Sofu, kendini gvenceye almak iin, tm dnyann nefret edecei mufassal saptamalara tutunur. Kesinlik ile ie dnklk, soyut olmayan bir anlamda, znelli in kendisidir. Her eyin korkun bir ihtiamnn olmas , gnmzde retilen bilginin bir talihsizliidir. Soyut znellik ile soyut nesnellik, kesinlik ve ie dnklkten ayn derecede yoksundur. Bu, In abstracto konuulduunda fark edilemez, yleyse soyut znelliin ieriksiz olduunu sylemek de dorudur. In concreto konuulduunda ise ierik aa kar, nk kendini bir soyutlamaya tbi tutmak isteyen kii, sadece trenler konusunda ustalamak isteyen biri gibi, ie dnklkten yoksundur. b) E DNKLN YADSINMASINA YA DA YOKSUNLUUNA LKN ZELGE. e dnkl n yoksunlu u tefekkre dair bir kategoridir, sonuta her formun bir ikizi olacakt r. Tin'e ilikin niteliklere hep soyut adan yaklalr, bu eilim durumu grmezden gelmekle birdir. Dolayszlk, genellikle tefekkre (ie dnmeye), soma da senteze (bunu tzsellik, znellik, zdelik diye de ifade edebiliriz; zdeliin de Us, Idea, Tin iinde bulunduu varsaylr) kart olarak vaaz edilir. Ama etkinlik alannda durum farkldr. Burada dolayszlk, ayn zamanda ie dnkl n de dolayszldr. e dnklkten yoksun olmak da, bu nedenle her eyden nce tefekkre baldr. Bylece ie dnklkten yoksun olmann her formu, ya etkinlik-edilgenlik, ya da edilgenlik-etkinliktir; ister biri ister teki olsun, bu kendi zerine tefekkrde bulunma etkinlii iinde yer alr. Bu form, ie dnkln somutlu una oranl olarak, bir dizi ince ayrmdan geer. Anlamak ile anlamak iki ayr eydir, diye bir deyim vardr, yledir de. e dnme bir anlama trdr, ama in concreto nemli olan, anlamann nasl kavranddr. Bir sz anlamak ile o szn atfta bulunduu eyi, yani kiisel olan kavramak iki ayr eydir; bir insan syledii eyi anlar, ama kendisini syledii szn iinde

kavramas farkldr. Bilincin ieriindeki somutluk arttka, kavrama etkinlii de daha somut hale gelir, bu kavray bilinte var olmadnda, karmza, kendini zgrlkten koparmaya alan, zgrlk-olmayana ilikin bir olgu kar. mdi, tarih bir e ieren daha somut bir din bilin ile urarsak, bu bilin ile kavrama arasnda bir iliki kurmamz gerekir. Demonik olanda, bununla benzerlik tayan iki form vardr. Kat Ortodoks dncede bir kii tm gayretkeliiyle Yeni Ahit'teki her szcn bir havariden tretildiini ispatlamaya alrsa, ie dnme yava yava kaybolacak, sonunda da anlamak istediinden ok daha farkl bir eyi kavram olacaktr. Dindar olmayan biri Yeni Ahit'in ikinci yzyla kadar yazlmam olduunu ispatlamaya kalkt nda ise, onun korktuu ey ie dnmenin ta kendisidir, bylece Yeni Ahit'i teki kitaplarla ayn snflandrmaya tbi tutacaktr.78 78 Demonik olann ilahi mahkemede din erevesinde aldatc bir grn olabilir, bu da hibir zaman in abstracto belirlenemez. Bylece bir sofu, inanan bir Hristiyan kaygya kaplabilir ve Hristiyanla ynelimiyle ilgili kayg duyabilir. Bu ilahi bir mahkemedir, byle olup olmadn da Kayg ile ilikisi dahilinde gsterir. te yandan, demonik olan daha da ileri gidebilir, onun din bilinci yle somuttur ki, kayg duyduu ve kaygs dahilinde kamaya alt ie dnme, kutsal yinlerin kavranlna ilikin tmyle kiisel bir kavramadr. Bunu bir noktaya dek srdrmeye niyetlidir, o noktaya geldiinde durur ve kendini sadece bilgi sahibi bir kii olarak tanmlar. Tecrbeden te, tarihsel nitelie sahip, sonlu bir kii olmak ister. Din bir mahkemeye kan herkes, ilahi mahkemenin kendisini uzak tutabilecei bir yere gelmek ister; demonik ise, gl iradesi (zgrlk-olmayana ilikin irade) uyarnca, iindeki zayf irade devam etmesini sylerken, o kamak ister. Bu ayrm aklda tutulmaldr, yoksa demonik olan o derece soyut bir biimde dnlr ki, hibir eyin olmadn, zgrlk-olmayann iradesinin bir ekilde kurulduunu, zgrln, zayf da olsa, kendiyle elierek iradesinin her zaman var olmadn varsaymak durumunda kalabiliriz. lahi mahkemeye maddi biimde bakmak isteyen, Grres'in gizemciliinde bundan bol miktarda bulabilir. inde Kayg barndrd iin bu kitab tmyle okuyamadm da tm itenliimle kabul ediyorum. Ama grebildiim kadaryla, Grres demonik ile ilahi mahkeme arasnda ayrm yapmay her zaman bilmiyor, bu nedenle yapt konusunda dikkatli olunmal.

Bilincin sahip olabilecei en somut ierik, kendi bilinci, kiinin kendisidir. Bu saf bir "Ben bilinci" deil, en gl tasviri kullansa bile hibir yazar n anlatamayaca, her kiide bulunuyor olsa bile tekillii olan bir "Ben bilinci"dir. Bu "Ben-bilinci" temaa [Dan. Contemplation] deildir, buna inanan biri de kendini kavram saylmaz, nk kendisi olu srecindeyken temaann da tamamlanamayacam grr. Bu "Ben-bilinci" etkinliktir, etkinlik de ie dnmektir; ie dnme bu bilin durumuna karlk gelmediinde, ie dnmenin yitimi, kendini elde edilmesine ilikin Kayg olarak ifade ettiinde, karmza demonik olan kar. e dnme yoksunluu mekanik biimde ele alnrsa, bu konu zerine sylenenler havanda su dmekten ibaret kalr, byle de olmamas gerekir. nk ie dnme yoksunlu una ilikin her olguda, edilgenlikle balasa da, bir etkinlik bulunur. Etkinlikle balayan olgular daha aktr, bu nedenle gze

arpar. Sonu olarak bu etkinlikte bir edilgenlik olduu unutulur ve demonik olan ele alndnda bu iki olgunun kartl dnlmez. Plann doru olduunu gstermek iin birka rnek vereceim. nanszlk-Bo inan. Bu ikisi birbirine tmyle karlk gelir: Her ikisi de ie dnmekten yoksundur, ama inans zlk bir etkinlik araclyla edilgen olurken, bo inan bir edilgenlik yoluyla etkindir. Bir anlamda, biri daha eril, teki daha diil form tar; her iki formun ierii de "Ben" zerine yaplan tefekkrdr. in aslna baktmzda, ikisinin de zde olduunu grrz. nanszlk ile bo inan "iman"a ilikin Kayg'dr, ama inans zlk zgrlk-olmayann etkinlii ile balarken, bo inan zgrlk-olmayann edilgenliiyle balar. Genellikle dikkat edilen bo inancn edilgenliidir, bu nedenle bo inancn daha nemsiz, kolay balanr bir ey olduu dnlr; tm bunlar, uygulanan kategorinin este-tik-etik ya da etik olmasna gre deiiklik gsterir. Bo inanta aldatc bir zayflk vardr, ama edilgenliini koruyacak kadar bir etkinlii de tayor olmas gerekir. Bo inan, kendisi sz konusu olduunda, inanszdr. nanszlk da, kendisine ynelik bir bo inan tar. Her ikisinin ierii, kendi "Ben"lerine ilikin tefekkrden oluur. Bo inan iinde yer alan rahata dknlk, korkaklk, alaklk, kendi Ben'inden feragat etmektense, bunun zerine tefekkrde bulunmay tercih eder. nanszlk iinde yer alan meydan okuma, gurur, kibir de, kendi Ben'inden feragat etmektense, bunun zerine tefekkrde bulunmay tercih eder. Byle bir tefekkrn en incelmi biimi, bulunduu yerde gnl rahatlyla kalyor olsa da, bu durumdan kma arzusudur. kiyzllk-iftira. Her ikisi de birbirine karlk gelir. kiyzllk bir etkinlik, iftira ise bir edilgenlik yoluyla ba lar. Genellikle iftiraya daha yumuak baklr, ama kiinin bu durumdan vazgemeye niyeti yoksa, iftiradan duyduu acy koruyacak kadar bir etkinlii de tayor demektir. ftira bir almlamay da gerektirir (nk bir aaca ya da taa iftira edilmez), bu da iftira ortadan kalktnda akla gelir. te yandan, iftirann edilgenlii, oturup beklemeye tahamml edemez ve iftirann kendine yarar salayaca yere dek trmanmas n ister. Bu nedenle ikiyzllk kiinin kendine iftiras, iftira da kiinin kendine ynelik ikiyzlldr. Her ikisi de ie dnmekten acizdir ve kendilerine bakmaya cesaret edemezler. Bu nedenle, her ikiyzllk sonunda kiinin kendine ikiyzl olmas yla sonulanr, nk ikiyzl kii ya iftiraya uramtr, ya da kendi kendine iftira yneltir. Her iftira da, ortadan kalkmad srece, bakalarna ynelik ikiyzlle dnr, nk iftiraya uram kii, bu durumdan vazgememesini salayan derin etkinliiyle, bu almlamay baka bir eye dntrr, bylece artk bakalarna kar ikiyzldr. una da rastlarz: iftiraya uram kii, bu iftiray rtnecei bir incir yapra olarak kullanr, nk belki de bunu yapmasa ikiyzl bir pelerine ihtiyac olacakt. Gurur-Korkaklk.

Gurur bir etkinlik, korkaklk bir edilgenlikle balar; her adan zdetirler, nk korkaklkta "iyi"ye ilikin Kayg'y koruyacak kadar edilgenlik bulunur. Gurur ise derin bir korkakl ktr, nk korkaka bir tavrla kendini doru bir biimde kavramaktan kanr. Bunu kavramas iin zorlandnda, bir patlamayla ortaya kar ve balon gibi sner. Korkaklk derin bir gururdur, nk yanl anlalm gururun nermelerini bile kavramaktan korkaka kanr, kendi gururunu da, bir yenilgiden hibir zaman ac ekmemi olduunu hesaba katarak, ezilip bzlerek sergiler. Bylece o insan gururun deilleyici ifadesi, yani yitirmekten ac ekmiyor olmak nedeniyle de ma rurdur. una da rastlarz: ok ma rur bir kii, gururunu salama almak iin, hibir eyi tehlikeye atmayp mmkn olduunca silik grnecek kadar korkak davranr. Biri etkin, teki edilgen olmak zere iki ma rur kiiyi etkin olann de getii an bir araya getirirsek, korkak olann nasl gurur duyduunu gzlemleme frsat buluruz.79 79 Descartes De affectionibus adl denemesinde, her tutkuya karlk gelen bir baka tutku olduunu, ama "hayret etme"nin istisna tekil ettiini syler. Burada yaplan ayrntl serim biraz zayftr, benim ilgimi eken ise, Platon ve Aristoteles'e gre felsefenin tutkusu olan, tm felsef etkinliin balamasna yol aan "hayret etme"ye tand ayrcalktr. Ayrca "gpta etmek" "hayret"e karlk gelir, gnmz felsefesi "phe etmek"ten de sz eder. Gnmz felsefesinin yapt temel hata da burada yatar; evetleyici yerine deilleyici olan ile balar, omnis affirmatio est negatio [Her evetleme bir deillemedir] ifadesinde affirmatio teriminin baa alnmas gibi. Evetlemenin mi, yoksa deillemenin mi baa alnaca ok nemlidir, evetlemeden yana tavr alan tek ada filozof da Herbart olmutur. c)KESNLK VE E DNME NE ANLAMA GELR? e dnmeyi tanmlamak kukusuz ok gtr. Gene de bunun bir tr ciddiyet olduunu syleyebilirim. Bu herkesin anlayabilecei bir szcktr. Ama tuhaftr ki, baz szckler zerinde tekilerden daha az dnlmtr. Macbeth kral ldrdnde yle barmt: From this instant There's nothing serious in mortality Ali is but toys; renown and grace is dead The wine of life is drawn, and the mere less Is left this vault to brag of

Macbeth bir katildi, dolaysyla szckleri de korkun ve sarsc bir doruluk ieriyordu. e dnmeyi yitiren her birey "The wine of life is drawn" ve "There's nothing serious in mortality; all is but toys" diyebilir, nk ie dnme ebedi hayata akan emedir, bu emeden kan da ciddiyettir. Eski Ahit'teki vaiz kitabnda "Her ey kibirdir" denildiinde vaiz in mente [zihinsel olarak] ciddiyeti dnyordu. te yandan, ciddiyet yitirildiinde her eyin kibir olduu sylenir, demek ki bu ayn eyin (melankolinin meydan okumas ) etkin-edilgen, ya da edilgen-etkin (bo sz ile nktenin meydan okumas) ifadesidir, bylece szlanmak ya da glmek iin bir frsat km, ama ciddiyet yitirilmitir.

Bildiim kadaryla ciddiyet iin verilen tek bir tanm bulunmuyor. Eer doruysa, bu beni memnun eder, ama tanm yok eden akc, bir azdan ifade edilen a da dnceye merakl olduumdan deil, tanmlardan kanmak iin varolusal kavramlarla ilikisi iinde bir uyan yapt iin. nk insan bir tanmda, kendi anladndan, anlamak istediinden, tmyle farkl bir biimde grmek istediinden baka, yabanc bir ey bulmay tercih etmez. Gerekten k bir kii de aka ilikin kesin bir tanm grmekten holanmaz. Gndelik hayat iinde Tanr ile enlikli bir btnlk yaayan kii, ne bunun bozulmas n ister, ne de Tanr'ya ilikin bir tanmla paralara ayrlarak bozulduunu grmeyi tercih eder. Ciddiyet de byledir, buna ilikin bir tanm bo szden ibaret olabilir. Bunlar sylememin nedeni dncelerimin mulak olmas deil, ne de benden phelenecek dirayetli bir tahmin yrtme meraklsndan korkum var sanki nerede konutuumu bilmiyormuum gibi. Byle tahminler yrten kii, bir matematikinin ispatlara ilikin tavrna benzer bir inatlk gsterir ve bir matematiki gibi unu syler: Bu neyi ispatlar? Bence burada belirttiim eyler, tartmann konusuna ilikin ciddi bir bilgimin olduunu, herhangi bir kavramsal akl yrtmeden daha iyi ispatlyor. Burada ne ciddiyetin bir tanmn vermeye, ne de bu terim hakknda soyutlama yoluyla konumaya niyetim olmad halde yol gsterme kabilinden birka saptamada bulunmak istiyorum. Rosenkranzn Psychologie adl kitabnda "Huy"a [Dan. Gemyt, Alm. Gemt] ilikin bir tanm80 bulunur: 322. sayfada "Huy"un duygu ile Ben-bilinci'nin bir birlii olduunu syler. Bu saptamann biraz ncesinde de (ss. 320-321) harika bir serimleme yapar: "Duygu ile Ben-bilinci birbirlerine doru alrlar, zne Ben-bilinci'nin ieriinin kendine ait olduunu hisseder. Ancak bu birlik 'Huy' diye adlandrlabilir. Bilme etkinlii, duygunun bilgisi aklktan yoksun olursa, sadece doa tin'inin zorlamas, 80 Okuyucumun benim kadar okuduunu varsaymak beni her zaman sevindirir. Bu varsaym, hem yazar hem de okuyucu iin ekonomiktir. Bu nedenle, okuyucumun atfta bulunduum kitaptan haberdar olduunu varsayyorum. Ama deilse, bir bakmasn salk veririm; genel geer dncelerle ve insan yaamna insani bir bakla kendine ayrcalkl bir yer edinen yazar, bu dikkate deer kitapta, ieriksiz bir plana yerletirdii bo inanlarndan vazgeebilseydi, zaman zaman gln duruma dmekten de kurtulurdu. Bu olaanst byk planda bazen anlalmakta glk ekilen tek ey, somut bir tartmaya burada nasl yer bulunduudur. (rnein, ss. 209-211. Das Selbst-und das Selbst-1. Der Tod; 2. Der Gegensatz von Herrschaft und Knechtschaft.) dolayszln gsterii var olacaktr. te yandan, duygu eksik kalrsa, geriye kalan, tinsel varoluun en son noktasndaki ie dnmeye ulaamam, Tin'in Ben'iyle btnleememi soyut bir kavram olacaktr." Geriye dnp, yazarn "duygu"yu "Tin'in kendi duygululuu ve bilinci ile dolaysz birlii" [unmittelbare Einheit seiner Seelenhaftigkeit und seines Beiwusstseins] biiminde tanmlamasna bakarsak, bu "duygululuk" [Seelenhaftigkeit] tanmnn da doann dolaysz belirlenimlerinin birlii araclyla yapldn hatrlarsak, yazarn hepsini bir araya getirerek somut bir kii kavramn elde ettiini grrz.

Ciddiyet ile huy birbirlerine kar lk gelirler; ciddiyet, huy'dan daha yksek ve onun en derin ifadesidir. Huy, dolayszln bir belirlenimidir, ciddiyet ise, huy'un zemininin elde ediliidir. Ciddiyetin zemini zgrl n sorumlulu unda korunur ve takdis edilmilikten alman hazda olumlanr. Huy'un zemini, tarih gelimesi iinde, ciddiyetin ebediliini belirler, nk ciddiyet hibir zaman alkanlk haline gelmez. Rosenkranz, alkanlk ile "Pneumatoloji"de deil, "Fenomenoloji"de ilgilenir; ama alkanlk Pneumatoloji'ye de ait saylr; ebedilik yinelemeden uzaklatnda alkanlk ortaya kar. Ciddiyetin zemini elde edilip korundu unda, karmza kan ardklk ile yinelemedir, ama yineleme zemininden yoksun kalnca, geriye kalan alkanlktr. Ciddi kii, ciddiyeti zemini araclyla elde eder, ama bunu yinelemede iade eder. Canl, ie dnk bir duygunun bu zemini koruduu sylenir, ama duygunun ie dnkl ciddiyet uzaklatnda hemen souyacak bir ate gibidir. te yandan, duygunun ie dnkl de durumuna gre deiiklik gsterir; bazen bir baka anda olduundan daha ie dnktr. Her eyi somutlatrmak iin bir rnek vereceim: Bir papaz her pazar belirli dualar okur ve birka ocuu vaftiz eder, imdi o nasl heyecan, vb. eylere sahip olsun. Ate sner, o canlandrr, insanlar harekete geirir ve bu byle srer, bazen daha az, bazen daha ok. Ciddiyet, her pazar ayn zemini ayn ey iin yalnz bana kurmaya muktedirdir.81 Ama ciddiyetin bu ayn ciddilikle iade etmesi gereken ey gene kendisidir, teki trl bu ciddiyet deil bilgilik taslamak olurdu. Ciddiyet bu anlamda kiiliktir, ancak ciddi bir kii gerek bir kii olabilir, ancak ciddi bir kii bir ii arballkla ifa edebilir, bir ii arballkla yapmak da ciddiyetin bilgisinin nesnesini edinmekle mmkn olur. 81 Constantin Constantius Yineleme'de [Gjentagelsen] "Yineleme, varoluun ciddiyetidir," demiti. "Yaamn ciddiyeti de, bir binici atna her seferinde byk bir ciddiyetle binse de, bir at binme ustalna dnmek zorunda deildir." (s. 6) Gndelik hayatta ciddiyetten sk sk sz ederiz. Bazs milliyetilik asndan, bazlar kategoriler, bazlar da bir tiyatro oyunu, vb. asndan ciddidir. roni durumu grr ve bununla urar, nk yanl yerde ciddiyet gsteren kii, her kim olursa olsun komik; klk deitirmi amz ve bu an rettii dnce ar ciddiyet gsterse de, eo ipso komik olacaktr. Bylece, kiinin gerek deerini lmek iin onun laf kalabalna bakmaktan, ya da u srr kurnazca ondan almaktan daha uygun bir yol yoktur: Onu kim hayatta ciddi hale getirdi? nsan baz huylarla doar, ama ciddilik ile deil. "Onu kim hayatta ciddi hale getirdi?" tmcesi, baka bir eye gebe olduu iin, kavranmas gerekir; kii bir ey araclyla ciddiyeti ile krtrr. Kii ciddiyetin nesnesi ile ciddi olduunda, istedii takdirde baka eyler konusunda da arbal olabilir, ama sorun, ciddiyetin nesnesi hakknda ciddi olup olmaddr. Bu nesne her kiide bulunur, nk bu nesne kiinin kendisidir, bunun hakknda ciddi olmayp baka eylerde ciddiyet taslayan kii grltl bir ey olmann tesine geemez; tm ciddiyetine ramen nktedan bir kii olmaktan kurtulamayacak, bazen ironiyi de aldatt halde, volente Deo [Tanrnn inayetiyle] komik olmay srdrecektir, zira ironi ciddiyete haset eder. te yandan, doru yerde ciddiyet gsteren kii, Tin'in salamln baka eylere hem duygusal, hem de aka ile bakarak gsterecektir; insanlar kendilerini ciddi k lan bir ey hakknda aka yapldn grnce, ciddiyetin aldatc omurgasndan souk bir rperti szlecektir. Ama o kii ciddi olduu iin,

akaya nerede tahamml edilmeyeceini de bilir, nk bunu unuttuunda, uhrevi bir konuyla ilgili yrtt tahminle vnrken birden geri zeklya dnen Albertus Magnus'a, ya da idealini gerekletirmek iin Pegasus'a binmiken onu lml bir kadnla bulumak iin srme istismarnda bulunduunda birden den Bellerophon'a dner.82 e dnme, kesinlik, ciddiyettir. Bu biraz sama grnyor. Bunun znellik, saf znellik, bergreifende [kuatc, kavrayc] znellik olduunu syleseydim, phesiz ok arbal davranm olurdum, ama ben konuyu baka bir adan da ele alabilirim. Tin, ie dnmeden yoksun oldu unda, sonlu hale getirilmi demektir. yleyse ie dnme, insanda ebedi olann ebedilii ya da kurucu esidir. 82 Kr. Marbach, Geschichte der Philosophie, B.2, s. 302, Dipnot: Albertus ex asino factus philosopbus et ex philosopho asinus. [Albertus aniden bir aptaldan filozofa, sonra filozoftan bir aptala dntrld] Kr. Tenne-mann, VHI, B.2, s. 485, dipnot. Baka bir skolastik olan Simon Tornacensis, bu konuyu daha byk bir kesinlikle ele akmr; ona gre Tanr Albertus'a Teslis'in bir ispatn vermekte zorunlu olmalyd, nk istediinde: profecto si malignando et adversando vellem, fortioribus argu-mentis scirem Ulam infirmare et deprimendo improbare. [stediimde ktlk ile husumeti gl dncelerle zayflatabilir, onlar indirgeyerek tersini ispat edebilirim] yi insan, abalarnn dl olarak, alfabeyi ancak iki ylda skebilecek bir aptala dntrlmtr. Bkz. Tennemann, Geschichte der Philosophie, VIII, s. 314, dipnot. Byle olduunu varsayalm. Bunu sylemi ya da kendisine yaktrlan eyi telaffuz etmi olsun - byk aldatc hakkndaki Ortaan nl kfr- yoksun olduu ey diyalektik dahilindeki gl bir ciddiyet deil kendisine ilikin bir kavramayd. Bu yknn birok benzeri vardr, gnmzde rahmin yrtenler de, Tanrnn kendisinden emin olmamasn salamak iin byle bir yetkeyi varsayarlar, tpk meclisin kendisini mutlak m, yoksa snrl bir yetkiyle mi donatacam bekleyen monark gibi. Demonik olana doru bir biimde bakmak iin, sadece ebediliin kiide nasl ortaya ktn, kiinin bunu nasl rendiini grmek yeterlidir. amz bu adan geni bir gzlem alan sunuyor. Gnmzde, ebedilik zerinde yeterince tartlmtr; kabul edilmi ya da yadsnmtr (nasl bakldna bal olarak), her iki bak da ie dnmeden yoksundur. Ama ebedilii doru ve somut bir biimde83 anlamayan kii, ie dnmeden ve ciddiyetten yoksun demektir. 83 Constantin Constantius ebediliin doru yineleme olduunu sylerken bunu kast ediyordu. Burada daha ak konumak istemiyorum, ama birka nokta zerinde duracam. a) Bazlar insandaki ebedilii reddeder. Ayn anda Lebenswein ist ausgeschenkt [hayatn arab

taar] ve byle her kii demonik olur. Ebedilik vaaz edilirse, imdiki zaman da kiinin olmas n istediinden ok daha farkl gerekleir. nsan bundan korkar ve "iyi"ye ilikin kayg duyar. Bu kii istedii srece ebedilii reddetmeyi srdrebilir, ama bunu yaparken ebedilii tmyle ldremez. Bir yere kadar, bir anlamda ebedilii kabullenmeyi ister, baka bir anlamda ve daha yce bir noktada da ondan korkar. Ama ne kadar inkr edilirse edilsin, ondan tmyle kurtulamaz. Gnmzde insanlar,

ebedilie ilikin soyut, vc szler sylediklerinde bile, ondan ok korkuyorlar. Bugnlerde, eitli ynetimler huzursuz dzen bozuculardan duyduklar korkuyla yayor; birok insan da, aslnda gerek huzur olan tek bir dzen bozucudan, ebediyetten korkuyor. Bu nedenle an' ilan ediyorlar, cehenneme giden yolun iyi niyet talaryla deli olmas gibi, ebedilii yok edecek en iyi ey de anlardr. O zaman neden insanlar byle korkun bir acele gsteriyor? Ebedilik yoksa, o an da istedikleri kadar uzayabilir. Ama ebedilie ilikin kayg, an' bir soyutlamaya dntrr. Dahas, ebediliin inkr, dolayl ya da dolaysz, kendini birok biimde ifade edebilir; alayclk, saduyu ile can skc bir zehirlenme, meguliyet, zamansal olana duyulan heyecan, vb. b) Bazlar ebedilii tmyle soyut bir ey olarak ele alr. Mavi dalar gibi, ebedilik de zamansal

olann snrn izer, ama zamansalla ok dkn biri snra hibir zaman ulaamayacaktr. Bunu grebilen tek kii, zamansalln dnda kalan snr bekisidir. c) Bazlar, hayal gc adna, ebedilii zamana doru eker. Byle bakldnda, ebedilik

byleyici bir etki yaratr. nsan neyin d, neyin gerek oldu unu bilmez. Ay nn bir ormanda ya da odann iinde parldamas gibi, ebedilik de, arzu dolu, apkn, dsel baklarn an'a diker. Ebedilik dncesi, gz kamatran bir oyalanmaya dnr, soru da hep ayndr: D m gryorum, yoksa ebedilik mi beni dnde gryor? Bazlar da, bu zppe oaltmalara bavurmakszn, ebedilii saf ve yaln bir biimde tahayyl eder. Byle bir dnce de kesin ifadesini u yargda bulur: Sanat ebedi hayatn sezilmesidir, nk iir ile sanat ancak hayal gcnde bir araya gelir. Her ikisi de sezginin Sinnigkeit na [Anlamllk] sahip olabilir, ama ciddiliin Innigkeitndan [e dnklk] yoksundurlar. Bazlar ebedilii hayal gcnn duvayla ssler, sonra da ona hasret ekerler. Bazlar ise, Dante olmaya zenerek, ebedilii bir kyamet olarak grrler; ama Dante hayal gcne ne kadar boyun emi olsa da, etik yargy askya almamtr. d) Ya da ebedilik metafizik biimde dnlr. Bir kii lch lch [Ben Ben] dediinde84 her eyden

daha gln olur: Saf Ben, ebedi Ben bilinci. Bu insan lmszlkten de yle sz eder ki, sonunda kendisi lmsz deil, lmszln kendisi olur. Buna ramen, o kii lmszln sistemine almakta baarsz olduunu idrak eder ve ona, sistemine ekleyebilecei 84 Kierkegaard, Fichte'yi eletiriyor. - .n. bir yer bulmaya alr. Poul Moller'in bu glnle ilikin syledii dorudur; lmszlk her yerde olmaldr. Ama yle olsayd, zamansal olan, arzu edildiinden ok daha farkl olurdu. Ya da ebedilik, zamansal olan komik bir biimde ierecek kadar metafizik adan dnlr. Saf bir estetik-metafizik bak asndan, zamansal olan komiktir, nk kendisi bir elikidir, komik olan da her zaman bu kategori dahilinde bulunur. Ebedilik, zamansall ierecek kadar metafizik bak asyla incelenecekse kesinlikle komik olur, nk bu durumda ebedi bir Tin'in bir zamanlar mali skntya dtn hatrlyor olduunu da varsaymamz gerekir. Ebedilii desteklemek iin yaplan her ey ziyan olmu, bo bir abadr, nk hi kimse saf bir metafizik adan ne lmsz olabilir, ne de

lmszl ne kendisi ikna olur. Ama lmszl ne baka bir adan ikna olacaksa, komik olan da bu kiinin yakasndan dmeyecektir. Hristiyanlk, kiinin sarf ettii her sradan szn hesabn tutmas gerektiini syledii halde, biz bunu hayatta zaten gereklemi olan eylerin hata pay olmakszn btnsel olarak hatrlanmas diye anlyoruz. Hristiyanlk retisi, lmszlerin Lethe rmandan imesiyle unutacaklarn syleyen Yunan dncesine baka her eyden daha kart olmasna ramen, hatrlama gene de dolayl ya da dolaysz komiktir; dolayl olarak, nk hatrlananlar arasnda komik eyler de vardr, dolaysz, nk komik eyler gerek kararlara dntrlr. Asli olan dnmek ve yarglamak olduu iin, asli olan, asli olmayan zerinde Lethe etkisi yaratacaktr; kiinin beklemedii pek ok ey de asli olabilir. Ruh, yaamn tuhaflklarnda, nemsiz koullarnda, kuytu kelerinde ve atlaklarnda asli olarak bulunmaz; tm bunlar yok olur, geriye tek asli ey olan ruh kalr, bu da kiiye komik grnmez. nsan komik olan zerine bir uzman gibi dndnde, komik olann zamansalla ait olduunu, bu kategorinin ok net olduunu grebilir, nk eliki zamansallkta bulunur. elikinin zamansal olan her eyi silip sprmesi, sonra da yutmas metafizik ve etik olarak engellenemez; bu, komik olan kullanabildii halde, inter et inter [biri ile teki arasnda] ayrt edebilecek olgunlua ulaamam kiinin bana gelir. Ebedilikte artk eliki yoktur; zamansal olana nfuz edilmi ve korunmak zere ebediliin iine alnmtr, burada da komik olann hibir izine rastlayamayz. Bununla birlikte, insanlar ebedilik zerine ciddi biimde dnmek yerine, ona ilikin kayg duymay istiyorlar, Kayg da, yzlerce bahane bulmaya muktedirdir. Bu, demonik olann kendisidir.

Beinci Blm inan Yolu ile Gelen Bir Kurtarc Olarak Kayg
Grimm'in masallarndan birinde, Kaygnn ne olduunu renmek iin maceraya atlan bir delikanlnn yks anlatlr. Yolda korkun eylerle karlap karlamadyla ilgilenmeden, maceracmzn yoluna devam etmesine izin vereceiz. Bence bu, her insann kat etmesi gereken bir yoldur; ne yitip gitmeyi, ne de Kayg'ya boyun emeyi semeden kaygl olmay renmek. Doru bir biimde kaygl olmay renen kii, nihai noktay da renmi demektir.

nsan, hayvan ya da melek trnden olsayd kayg iinde olamazd; o, bir sentez olduu iin kayg duymaya muktedirdir, kaygs derinletike kendisi de ycelir. Bu, genelde dnld gibi, dsal olana ilikin, kiinin tesinde deil, kendisinin rettii bir kaygdr. sa'nn lmden duyduu kaygya ilikin Yahuda'ya syledikleri ancak bu anlam gz nne al ndnda kavranabilir: Ne yapacaksan, elini abuk tut. Vaaz ettiinde Luther'i kaygya sevk eden u sz bile strab en derin haliyle anlatmaz: Tanrm, Tamm, beni neden terk ettin? nk bu, sa'nn kendisini iinde bulduu koulu imler. Yahuda'ya syledii ise, var olmayan bir koula ilikindir. Kayg, zgrln olanadr, ancak inan yoluyla gelen byle bir kayg yol gsterebilir, nk o tm sonlu yollar tketir ve bu yollarn aldatclm ortaya karr. Kaygnn sahip olduu ikenceler hibir Byk Engizisyoncu'da bulunmaz; hibir gizli polis, zanlya saldraca, ya da onu tuzaa drecei zayf n Kayg kadar iyi bilmez; hibir yarg, suluyu soruturma yolunu, onun ne elenceyle, ne grltyle, ne iiyle, ne gndz, ne de gece elinden kamamasn salamay Kayg kadar iyi baaramaz. Kaygnn eittii kii, Olanak tarafndan da eitilmi demektir, ancak bu kii kendi sonsuzluu asndan eitilir. Demek ki olanak en ar basan kategoridir. Genelde tam tersini, olana n hafif, etkinliin ar olduunu iitiriz. Ama bunu syleyen kimdir? Olana n ne olduunu bilmeyen, bir ie yaramadn, hibir zaman da yaramayacan etkinlik kendilerine gsterdii iin gzel, byleyici bir olana yalanc bir biimde canlandran sefil kimseler; bu olanan zeminini de, aslnda utanmalar gereken bir genlik sarholuu oluturur. Hafif olduu sylenen bu olanak, genelde mutlulua, talihe, vb. ilikin olanaktr. Ama bu olanak deildir. Bu daha ok, hayattan, lahi Takdir'den ikyet edilmesi ve insanlarn kendilerini nemli grmeleri iin bahane sunan, insan sapknlnn klk deitirmesini salayan yalanc bir keiftir. Hayr, olanakllk asndan her ey eit derecede olanakldr; olanak tarafndan yetitirilen kii, korkutan ve haz veren eyleri ayn derecede kavrar. Byle bir kii olanakllk okulundan mezundur; hayattan bir ey talep edemeyeceini, dehetin, yitip gitmenin, yok olmann yan banda olduunu, bir ocuun alfabeyi bildiinden daha iyi bilir. Bu kii, kaygland eylere ilikin her Kayg bir sonraki an karsna ktnda bir baka aklamay etkin klacak, etkinliin deerini bilecek, etkinlik omuzlar na bindiinde onun olanaktan ok daha hafif oldu unu hatrlayacaktr. Olanak ancak bu ekilde insan eitebilir, nk sonlu olmak ve her kiinin kendine bir yer bulduu sonlu ilikiler, kk, gnlk, tarihsel de olsalar, ancak sonlu bir biimde insan eiteceklerdir. Bir kii bu ilikileri her zaman ikna edecek, onlarn dnda kalacak, pazarlk edecek, onlardan kaacak, bir ey rense de kendini onlardan saknacak gce sahiptir. Bunu yapt takdirde, olanakll yeniden kendi iine alacak, bir sonraki an yaratt eylerin kadri bilinmese, hatta onu gcnden yoksun braksa da, bir eyler renip kendini gelitirecektir. Bir insann olanakllk tarafndan mutlak ve sonsuz bir biimde eitilebilmesi iin, o kiinin olanaa kar drst olmas, ona inanmas gerekir. nan ile, Hegel'in doru bir biimde ifade ettii, sonsuzluu nceden gren i kesinlii kast ediyorum. Olanaklln keifleri dzgn biimde altrldnda, olanakllk sonlu olan her eyi bulacak, ama onlar sonsuzlua doru evirecek ve kii

inan yoluyla bu sonlu olan eylerin yeniden stesinden gelinceye dek, Kayg dahilinde onu ele geirecektir. Burada sylediklerim birok kiiye mulak ve aptalca gelebilir, nk onlar hi kayg duymam olmakla vnen insanlardr. yle cevap vereceim: Kii hibir zaman insanlara, sonlu olan eylere ilikin kayg duymamaldr, ancak olanakllk kaygsnn tezghndan geen kii hi kayg duymamak zere eitilebilir, nk o olanakllk ile karlatrldnda zayf olduklar iin hayatta karsna kan dehet verici eylerden kaabilir. te yandan, biri bana kendisini yce klan eyin kaygdan hep uzak durmas olduunu sylerse, ona sunacam aklama da bu kiinin Tin'den tmyle yoksun olduu ynnde olacaktr. Bir kii kendisini eitecek olana kandrmaya kalkarsa, hibir zaman inan sahibi olamaz; onun inanc ancak sonlu eylerin bilgeliine ilikin, mezun olduu okul da sonluluk okulu olacaktr. Ama insanlar olana her adan kandrmaya alyorlar, nk teki trl pencereden baksa eitimine balamaya yetecek kadar olanakllk malzemesi bulacak. Chodowiecki'nin yapt, Calais'nin teslim oluunu temsil eden oyma bir resim var: Drt kiinin deiik ruh halleri resmedilmi, ressamn amac, drdnn izlenimine deiik yz ifadeleriyle ayna tutmak olsa gerek. En sradan hayat bile, kukusuz kfi miktarda tecrbeyle doludur, ama sorun kiinin kendine kar drst olup olmaddr. Sylendiine gre, Hintli bir mnzevi iki yl iy damlalar yla beslenmi, bir gn kente geldiinde ise arab tatm ve onun mptelas olmu. Benzerleri gibi bu yk de deiik biimlerde anlalabilir; komik olarak da grlebilir, trajik olarak da. Ama olanakl lk tarafndan eitilen kiinin byle bir ykye ihtiyac yoktur. O kii, zaman geldiinde kendini talihsiz insanla zde tutar, kaabilecei sonlu bir yol olmadn da bilir. Olanaklln kaygs da, o kiiyi inan tarafndan kurtar lana dek bir av gibi elinde tutar. Huzura kavuabilecei baka bir yer yoktur, bakalarnn bilgelik dedii eyler yalnzca gevezelikten ibarettir. Bu nedenle, olanakllk mutlak biimde eiticidir. Etkinlik dahilinde hi kimse, bir krnts bile kalmam olduundan dolay ok mutsuz olmaz, nk saduyunun da doru biimde belirttii gibi, eer kii kurnazsa her eyin en iyisini bulmaya muktedirdir. Ama olanaklln yolunu talihsizlik olarak gren kii, her eyini, kimsenin yitirmedii kadar ok yitirmitir. O kii kendisini eitmek isteyen olanakll kandrmaz, kurtarcs olan Kayg'ya da yaltaklanmazsa, her eyini on katyla geri alabilir, bunu etkinlik dahilinde kimse baaramaz, nk olanaklln tilmizi sonsuzlua kavumuken, tekinin ruhu sonlu olanda yitip gitmitir. Etkinlik dahilinde hi kimse, bazlar hari, ok fazla derine batamaz. Ama olanakllk dahilinde batm kiinin gzleri kamar, Ahmet'in Mehmet'in kendisini kurtarmak iin uzattklar ubuu gremez, kulaklar sradan insanlara, kendisinin herkes kadar iyi olduunu syleyenlere kapaldr. O mutlak biimde batmtr, ama sonra kuyunun derinliklerinden yeryznde strap ve korku veren her eyden daha hafif biimde kar. Olanakllk tarafndan eitilen kiinin tehlikeye maruz kalabileceini yadsyor deilim, sonlu bir eitimden geen kiiler gibi kt yola sapp devrilebileceini, yani intihar tehlikesine de ak olduunu biliyorum. Eitiminin banda Kayg'y yanl anlarsa, Kayg onu inanca tamak yerine, inantan uzaklar, sonra da yitip gider. te yandan, olanakllk tarafndan eitilen kii, Kayg dahilinde kalr, saysz hatalarla yoldan kmaz, gemii doru biimde hatrlar. Bu durumda

Kaygnn saldrlar, ne denli rktc olursa olsun, kamasn gerektirmez. O kii iin Kayg, kendi iradesine ramen, gitmek istedii yere k tutan rehber bir tin'dir. te o zaman Kayg kendini aa karr, her eyden daha korkun bir ikence aleti icat eder, ama o kii geriye ekilmez, grlt ve kafa karklyla ondan kamaz, bu ikenceyi neeyle karlar, Sokrates'in zehir dolu kupay eline almas gibi, kendini kapatr ve ac dolu bir ameliyata balayacak cerraha hastann dedii gibi "Artk hazrm," der. Kayg onun ruhuna girer, her eyi inceler, sonlu olan her eyi ekip karr, un ufak eder, sonra o kiinin istedii yere gitmesine izin verir. Tarihte ola and bir olay gerekletiinde; tarih bir kahraman, evresine ba ka kahramanlar toplayp byk baarlar elde ettiinde, bir kriz patlak verip her ey anlam kazandnda insanlar bunda yer almak ister, nk tm bunlar eiticidir. Olabilir, ama kiinin kendini ok daha kapsaml bir biimde eitecei yaln bir yol da vardr. Olanaklln tilmizini alp Jutland allna brakn; burada olacak en byk olay grltyle kanat rpan kekliklerdir. Bu insan her eyi, olanakllktan feyz almayp tarihin sahnesinde alklanan kiiden ok daha mkemmel, kesin, kapsaml biimde tecrbe edecektir. Bylece Kayg kiiyi inan ynnde eittiinde, tad her eyi skp atacaktr. Kayg, Yazg'y kefeder; ama kii srtn yazgya dayamaya kalkt nda Kayg onu alp gtrr, nk Yazg da Kayg gibidir, Kayg da, "byl" bir resim85 gibi, Olanakllk'a benzer. Kii, Yazg ile kurduu iliki erevesinde kendini dntrmezse, sonlu olan hibir eyin uzaklatramayaca diyalektik eyi hep barndracak demektir; insann lotaryada -kendisi istemezse- inanc n yitirmeyecei, ama srekli kumar oynayp elindekini avucunda-kini verdiinde kesinlikle yitirecei gibi. Kayg, en nemsiz eylerde bile, kii bir eyden kamak istediinde, ya da tesadfen bir eye rastgeldiinde, derhal hazr bulunur. Kendi iinde bunun bir anlam yoktur; dardan, sonlu olan asndan kiinin renecei bir ey yoktur. Ama Kayg ni bir eylemde bulunup sonsuz olann kozunu, yani kategoriyi kullanr, kii de bu tuzaktan kurtulamaz. Byle bir kii, Yazg'dan ve onun geirdii deiikliklerden, yenilgilerden dsal biimde korku duyamaz, nk Kayg o kiinin iine Yazg'y zaten yerletirmi ve Yazgnn ondan alabilecei her eyi mutlak olarak uzaklatrmtr. Sokrates, Kratylos diyalogunda kiinin kendini aldatmasnn korkun bir ey olduunu, nk aldatc birinin her zaman insanda mevcut olduunu syler. Benzer bir biimde, insanda talih eseri onu kr krne kandran, sonlu olan bir sakarlk yapmaya balamadan ocuu stten kesen birinin bulunduunu syleyebiliriz. Gnmzde bile bir kii olanakllk tarafndan bu ekilde eitilmez, ama amz, iyi olan renmeye hevesli derin kiileri barndrmas asndan hayli zengindir. Bir a ne kadar huzurlu ve sakin olursa her ey o kadar yolunda gider, "iyi" de bylece dln sunar; bir insann abalarna karlk gzel, ama sonlu bir ama seerek kendini kandrmas da her zaman kolaydr. Hayatn bu tiyatro sahnesine kan birinin Eriha'dan dnerken haydutlara atan kiiye benzeyeceini 85 Kierkegaard burada Hexebrev szcn kullanyor. Tam evirisi "byc mektubu". .n. anlamak iin gnmzde artk on alt yandan byk olmak gerekmiyor. Sonlu olann sefaletine batmak istemeyen herkesin, szcn derin anlamyla, sonsuz olanla mcadele etmesi gerekir. nceden yaplan byle bir rehberlik olanaklln verdii eitime benzer, bu rehberlik de ancak

olanakllk araclyla gerekleebilir. Bylece kurnazlk saysz numaraya bavurup oyunu kazandnda Kayg ortaya kar, kazan ve kayplar etkinlik dahilinde oyundan nce bile belli olmutur; Kayg, eytan'a ha gsterir, kurnazlk aresiz kalr ve zek ile kurduu bileimler, Kaygnn her eye kadir Olanakllk ile kurduuyla yzletiinde, yok olur gider. En kk meselelerde bile, kii bir eyden kurtulmak iin kurnazca olmasnn tesine geemeyen bir manevra yaptnda, muhtemel olan ne ise onu izleyecektir; Kayg bu durumda derhal ortaya kar. Bu mesele nemsiz olduu iin gz ard edilirse, Kayg bunu kk Marengo kentinin Avrupa tarihinde sahip olduu neme kavuturacaktr, nk oras byk Marengo savann gerekletii yerdir. Bir kii kurnazlktan kendi bana syrlamazsa, kurnazlk hibir zaman o kiiden tam olarak ayrlmayacaktr; nk sonlu olan aklamay btnsel deil hep ksmi olarak yapar, kurnazlk yoluyla diki tutturamayan kii de (bu etkinlik dahilinde ortaya kmasa bile) bunun nedenini kurnazlk yoluyla arayacak ve kurnazln sivriltmeye alacaktr. Kayg, inan yoluyla, kiinin Sagr'de huzur bulmasna yardmc olur. Kaygnn kefettii ikinci konu olarak su hakknda da ayn eyleri syleyebiliriz. Suunu sonlu olandan renmek isteyen kii, sonluluk dahilinde yitip gider, bir insann sulu olup olmadnn sonlu olarak belirlenmesi de, ancak dsal bir yarg srecinde, eksik biimde gerekleir. Kii ancak mahkemede verilen kararlara bakarak suunu renmek ister, ilahi yarg ise onun sulu olup olmadn kavrayamaz, nk bir kii suluysa, sonsuzluk dahilinde suludur. Bylece bir kii sadece sonlu olan tarafndan eitilirse, mahkemeden ya da kamuoyundan suuna ilikin bir yarg elde edemeyecektir; bu insan gln ve acnacak biri, ortalama insandan biraz daha iyi, ama bir rahip kadar iyi olmay da beceremeyen bir erdem rnei olacaktr. Bu insana hayatta ne yardm edebilir? Neden, neredeyse lmeden nce, bir rnekler ynna ekilecektir? Kii sonluluk dahilinde ok ey renebilir, ama sradan ve bozuk bir biimi dnda, asla nasl kayg duyulabileceini renemez. te yandan, gerek anlamyla kayg duymay renmi olan kii, sonlu olana ait kayglar mzie baladnda ve sonluluun raklar akllarn ve cesaretlerini yitirdiinde, kalkp dans etmeye balar. nsan hayatta sk sk bu yanlgya der. Evhaml biri en kk eyle ilgili olarak kayglanr, ama nemli bir ey olduunda daha rahat soluk almaya balar. Peki neden? nk etkinlik asndan nemli olan ey, kendi kurduu, kurmak iin byk aba harcad olanakllk kadar rktc deildir, abasn artk etkinlik iin de kullanabilir. Evhaml kii, olanakllk tarafndan eitilen kiiyle karlatrldnda, ancak kendine yeten eksik bir eitmendir, nk evham bedensel olsa da, sonuta ar zidir.86 Kendini doru biimde eiten kii [Autodidakt], bir yazarn dedii gibi,87 Tanrnn eittii kii [Theodidakt]88 dzeyindedir; baka bir terim kullanrsak, Oeouoy [Tanr ilerine eilim duyan kii] dzeyinde bir auTonpyo t rfj pAoaocpa [Felsefeyi kendi bana gerekletiren kii] olarak da tanmlanabilir. 86 Hamann "hipokondri" terimini daha yksek bir anlamda kullanyor: Ama yeryzndeki bu kayg ancak bizim heterojen yapda olduumuzun ispat olabilir. Yoksunlu unu duyduumuz bir ey olmasayd, ne paganlardan, ne de Tanr hakknda bir ey bilmeyen transandantal filozoflardan daha fazla ey yapamazdk; elimizden olsa olsa gzel Doa'ya k olmak gelir, yurt hasreti de ekmezdik. Bu kstah endie, bu kutsal hipokondri, belki de iinde bulunduumuz seculi nin [a] rmesinden kendimizi saknmak iin kurban ettiimiz hayvanlar yakacak atetir, (c. 6, s. 194)

Bylece, sua ilikin olarak Kayg tarafndan eitilen kii, ancak Kefaret ile huzur bulacaktr. Tefekkr burada, balad yerde sona eriyor. Psikolojinin Kayg ile ii bittiinde, artk dogmatiklere devredilmesi gerekecektir. 87 Bkz. Ya/Ya da (Enten-Eller) 88 Kierkegaard bu szc Aziz Paulus'tan almtr (Selaniklilere Mektuplar, 4:9). - .n.

You might also like