You are on page 1of 56

Anton ehov _ Dello DELLO A. EHOV DELLO Zeki BATIMAR tarafndan dilimize evrilmitir.

ANKARA 1945 - MLL ETM BASIMEV Eski Yunanllardanberi milletlerin sanat ve fikir hayatnda meydana getirdikleri aheserleri dilimize evirmek, Trk milletinin kltrnde yer tutmak ve hizmet etmek istiyenlere en kymetli vastay hazrlamaktr. Edv-biyatmzda, sanatlarmzda ve fikirlerimizde istediimiz ykseklii ve genilii bol yardmc vastalar iinde yetimi olanlardan beklemek, tabii yoldur. Bu sebeple ter cme klliyatnn kltr mze byk hizmetler ya patana inanyoruz. 181941 SMET NN Hu mani z m a ruhunun ilk anoyts v duyu rr> h (*!, insan varlnn en mahhas tekilde ti ad es: elan sanat serlerinin benimsenmesiyle baslar. Sanat ubeleri iinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurlar en zengin oiandr. L unun iindir ki bir milletin, dier milletler edebiyatn kendi dtiinde, daha dorusu kendi idrakinde tekrar etmesi; zek ve anam* kudretini o eserler nispetinde artrmas, canlandrmas ve yeniden yaratmasdr, isle tercme faaliyetini, biz, bu bakmdan ehemmiyetti ve medeniyet dvamz iin messir bee-inekteyiz. Zeksnn her cephesini bu trl eserlerin her trlsne tevcih edebilmi milletlerde dncenin en silinmez vastas olan yaz ve onun mimarisi demek olan edebiyat, btn ktJenn ruhuna kadar illyen ve sinen bir tesire sahiptir B tesirdeki tert ve cemiyet ittisali, zamanda ve meknda btn hudutlar delip asacak bir salamlk ve yaygnl. gsterir. Hang1 milletin ktpanesi bu ynden zenginse o mitlet, medeniyet leminde daha yksek folr idrak seviyesinde demektir. Bu itibarla tercme hareketini sistemli ve dikkatli bir surette i dare etmek, Trk irfannn en nemli bir cephesini kuvvetlendirmek, onun genilemesine, lerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esir-gemiyen Trk mnevverlerine kranla duyguluyum. Onlarn himmetleri ile be$ sene iinde, hi deilse, devlet . el; !l v2 cilttik, hususi teebbslerin gayreti ve gene devletin yardm) ile onun drt bes misi fazta omalf zere zengin bir tercme ktnanemiz olacaktr. Bilhassa rSf ditinin, bu emeklerden elde edecei byk ayday* dnp de imdi-, den tercme faaliyetine yakn Igi ye sevgi duymennak, hibir Trk okuru in mmkn olamvorc^r 23 HriTfrnn- OA* Mil Eitim Baeni Hasan - l YCEL Dnya edebiyctndan tercmeler serisinin Mk 109- . cildinde yer alm bulunan nszmde, bu serinin ortaya konulmasnda byk hizmet ye emekleri geen Trk aydnlarna kran duygularm syledikten sonra onlarn himmet-leriyle 5 yl iinde hi deilse Devlet eliyle yz ciltlik bir tercme ktphanesine kavuacamz kaydetmitim. Cumhuriyetin ansekizinci yl dnmnde bu seriden 13, on dokuzuncu yldnmnde 27 ve yirminci yl dnmnde de 69 cilt eser yaynlanmak suretiyle be ylda tahakkuk ettirilmesi dnlen lk program, iki buuk ylda 9 (azlasiyle 109 ciltlik bir ktphanenin Trk okurlarna sunulmasn mmkn kld. Memleket yayn tarihinde gerek bir hamle ve baar diye niteliklandlrecak jlan bu gzel neticeden dolay, bu serinin ortaya konulmasnda, tercmeleri yapanlardan formalar kat-lyan arkadalarma kadar, himmetleri geenlere tekrar teekkr kendime bor sayyorum. Devletin bu alandaki teebbsn, yaptklar geni tercme basnly/e destekliyen husus yayn kurumlarmz -takdiri* ve sevinerek anarm. Cumhuriyetimizin bundan sonraki yl dnmlerinin her brinde, Dnya edebiyatndan tercmeler serisinde yzer cilt eser yaynlanarak memleket aydnlarna nmzdeki be ylda 500 kitabn Devlet etiyle armaan edilmesi, yayn programmzn yerine getirilmesi gereken amacdr. Trk aydnlarnn unu bilmesini candan isterim ki, bize, bu genls program gerekletirme direktif ve cesaretini veren, tercme serisinin ba okuyucusu Cumhurbakanmz smet NN olmutur. Be yllk programdaki 500 kitab dahi az gren Mll efimizin arzularn yerine getirmeyi btn vazifeli arkadalarmla beraber milli bir dev sayyoruz. 2 - Mart 1944 Mill Eitim Bakan Hasan-li YCEL Sabahn saat sekiziydi; subaylarn, memurlarn, yabanc-larjn scak ve boucu bir geceden sonra det. -zere denizde banyo ederek kahvelerini, aylarn imek iin gazinolara girdikleri saatti. Banda Maliye Nezaretinin kasketi, ayaklar terikli, 28 yanda zayii, sarn bir gen olan van Andreyi Layevski denize girmee geldii zaman sahilde birok tandklarna, bunlar arasnda da dostu asker doktor Samoylenkoya ras-lamt. iri ve salar dibinden kesilmi ksa boylu, krmz yzl, bycek burunlu, gr, siyah sal, krl favorili, iman, gebe, stelik de ksk, atlak sesli Samoylenko her yeni gelene tatsz bir burbon (1)

ve yaygarac intiba verir, ama ilk tankln stnden iki, gn geince yz fevkalde iyi. ?evimli, hatta gzel grnmee balard. lantallna, sesinin tonundaki kabala ramen yumuak, son derece iyi, temiz kalbli, iyilik etmei sever bir adamd. ehirde herkesle senli benliydi: herkese dn para verir, herkesi tedavi eder, evlendirir, bartrr, kr lemleri tertir beder, i kebaplar, ok nefis kefal orbalar piirir, her zaman birisinin isi iin koar, rica da bulunurdu. Daima neeliydi.. Umumi kanaate gre kusursuz bir adamd. Yalnz iki zayf taraf vard: birincisi, kendi faziletinden utanr, sert, baklarla, yapmack bir kabalkla bunu rtmee alrd. kincisi, sadece devlet maviri (2) olduu halde. hastabakclarn ve erlerin ona ekselans, demelerinden holanrd. fi) Burbon: kaba, mstebit, adam (Bourbon hanedanndan) (2) Derlet maviri: eski Rusyada bir unvan. 4 DELLO . kisi de omuzlarna kadar suya girmilerdi, Layevsk sze balad: Bir sualime cevap ver, Aleksandr Davidi. Diyelim ki, bir kadn sevdin, onunla birletin. ki seneden fazla birlikte yaadnz diyelim. Sonra da, olur ya, soudun; onu kendine yabanc hissetmee baladn. Byle bir durumda olsan ne. yapardj? ok basil. Hadi yavrum, al ban istediin yere git derim. O kadar. Sylemesi kolay! Ama ya snaca bir yer yoksa? Yalnz, kimsesiz bir kadnsa, be paraszsa, aliamazsa?... Eee? Be yz birden eline tututururum, yahut da yirmi be ruble .aylk balarm. Biter gider. ok basit. Farz delim ki be yzn ve ayda yirmi bein var; ama benim dediim kadn aydn, gururlu bir kadn. Ona para teklif etmee cesaret edebilir misin? Sonra ne ekilde? Samoylenko cevap vermek istedi; ama bu srada byk bir dalga ikisini de rtt; sonra sahile arpt, akl talar zerinden arldyarak geriye doru kayd gitti. Ahbaplar sahile ktlar, giyinmeye baladlar. Samoylenko izmesinin iindeki kumlar silkerek: Elbette, dedi, bir kadn sevmiyorsam onunla yaamak zordur. Ama insanca dnmeli. Vanka. Ben olsam souduumu hi aktrmam, lnceye kadar onunla yaarm. Birdenbire syledii szden utanmt: hemen kendim toplyarak: Bana gre hava ho, ded, isterse hi kadn olnas. Yerin dibine batsmlar! Giyindiler, gazinoya gittiler. Orada Samoylenko, kendi evinde gibiydi. Onun iin zel yemek takm bile ayrlmt. Ona her sabah tepsi ile bir fincan kahve, su ve buz dolu fa-satal yksek bir bardak, bir kadeh de konyak getirirlerdi, ilk nce konya, sonra scak kahveyi, sonra da buzlu suyu ie,rdi. Bu her halde ok nefis olacakt ki itikten sonra gzleri cilalanr atal sakaln iki eliyle svazlar, denize bakrak: DELLO 5 alacak kadar gzel manzara! derdi. Skntl geen uzun bir geceden, insana uyku uyutmyan boucu scaklktan ve gecenin karanlm deta arttran lzumsuz dncelerden sonra Layevski kendisini bitkin, mecalsiz hissediyordu. Banyo etmekle, kahve imekle de kotJine gelememiti. Konumamza devam edelim, dedi. Senden saklya-cak deilim ya, bir dost gibi her eyi anlatacam: Nadejda Fe-dorcvna ile bam dertte... hem.de nasl! Srrm sana atm iin beni affet. Anlatmak benim iin bir ihtiya. Szn nereye varacan sezen Samoylenko gzlerini, szd, parmaiyle masay tkrdatmaa balad. Layevski devam ediyordu: Onunla iki yl beraber yaadm, artk sevmiyorum; daha dorusu, ortada sevgi, mevgi diye bir ey olmadn anladm... Bu iki yl sadece bir aldanma idi. Konuurken pembe avularn szmek, trnaklarn kemir mek yahut kotmu parmaklariyie buruturmak Layevskinin detiydi. imdi yine ay eyi yapyordu. Bana yardmn dokunmyacam biliyorum, ama gene anlataym; nk bizim gibi bahtsz, lzumsuz insanlar iin konumrktan baka avunacak ey yok. Her hareketimi bakalarna anlatmalym, sama hayatma baz nazariyelerde, edeb tiplerde ve mesel bizim gibi zadeganlarn bozulmasnda falar bir izah yolu, bir zr aramalym... Mesel geen gece

boyuna, ,ah Tolstoy ne kadar hakl, yerden ge fcadar hakl! diye dnerek kendimi avuttum, bylece biraz ferahladm. Gerekten birader, byk edip! Ne dersen de% Tolstoyu hi okumam olan, ama her gn okumaa niyet eden Samoylenko sklarak: Evet, dedi, btn edipler kafadan uydurur yazarlar, ama o dorudan doruya tabiattan alr... Samoylenko iini ekti: , Aman yarabbi, medeniyet bizi ne kadar bozmu! Evli bir kadn sevdim: o da beni sevdi... nce pcklerimiz, 6 DELLO sessiz gecelerimiz, yeminlerimiz, Spencerlerimiz, ideallerimiz ortak ahlklarmz vard... Ne sama ey!.. Hakikatta onun kocasndan kayorduk, ama i hayatmzdaki boluktan kayoruz diye kendi kendimizi aldatyorduk. Gzlerimizin nnde yle bir gelecek canlanyordu: nce Kafkasyaya gideceim memlekete, insanlara alncaya kadar ben resm elbiseyi giyerek memurluk edeceim; sonra da kyde kendimize bir para toprak satn alacaz, alnmzn teriyle ya-yacaiz, ba, tarla ve saire edineceiz. Benim yerimde sen olsan; yahut senin u zoolog von Koren olsa, Nadejda Fedorovna ile belki otuz yl yaar, miraslarnza zengin bir ba, bin desyatinlik (1) bir msr tarlas brakrdnz. Ama ben daha ilk gnde kendimi batm hissettim. ehirde dayanlmaz bir scak, can sknts, sszlk... Kra gidersin, her alnn, her tan altnda bcekler, akrepler, ylanlar; krn tesi dalar vfc bozkr. Yabanc insanlar, yabanc tabiat, zavall bir kltr... Btn bunlar krkl ceketi giyip Nadejda Fedorovna ile kol kola Nevskayada gezmek ve scak lkeleri hayal etmek gibi kolay deil ahbap. Burada lesiye sava lzm. Hlbuki ben nasl sava olurum? Zavall bir nevrastenik, bir mahallebi ocuu... Daha ilk gn i hayat ve ba iin belediim fikirlerin be para etmediini anladm. Aka gelince sana syliyebilir ki Spenceri okuyan, k iin dnyann br ucuna giden bir kadnla yaamann da bir Anfisa veya Akulina ile yaamak gibi tad yok. Evde ayn t, pudra, rl kokusu; her sabah ayn bukle ktlar, ayn kendi kendini aldat... Laypvskinin bildik bir kadn in kendisi ile byle ak sak konumasndan kzaran Samoylenko: tsz ev olmaz, dedi. Bugn sen rahatszsn Vanya, farkndaym. Nadejda Federovna mkemmel, bilgili bir kadndr, sen de ok akll bir adamsn... Samoylenko etraftaki masalara gz atarak devam etti: phesiz evlenmi deilsiniz, ama bunda kabahatiniz (1) Desyatin: 1,092 hektar. DELLO 7 yok, kald ki... Sama fikirlerden kurtulmak, zamann fikir seviyesine ykselmek lzm. Ben de yalnz medeni nikh ta- , raflarym, evet... Ama mademki bir defa birleilmi, lncye kadar beraber yaamal. Sevmeden mi? Samoylenko: imdi, dedi, sana izah edeyim. Sekiz sene nce burada ihtiyar bir acenta mmessilimiz vard; ok kafal bir adamd. Bu adam, derdi ki, ,aile hayatnda esas olan katlanmadr, iitiyor musun Vanya, sevgi deil, katlanma. Sevgi uzun zaman devam edemez. Sen iki yl severek yaadn, ama simdi,^yaadn hu aile hayat, belki yle bir devreye girmitir ki, muvazeneyi korumak iin btn sabrn, tahammln kullanman lzm geliyor... Sen ihtiyar acentana inanyorsun; bence onun nasihati sqgBiadir. Senin ihtiyarn iki yzllk edebilir, sabr ve tahanr ml idman yapabilir; sevilmiyen bir adama bu idman i.t lzumlu ve zaruri bir eya gibi bakabilir. Fakat be. daha bu kadar klmedm. Eer sabr ve tahamml idman yapmak istersem kendime cimnastik glleleri, yahut harn bir at satn alrm, ama insan rahat brakrm, Samoylenko buzlu bir beyaz arap smarlad. Birer bardak itikten sonra Layevski birdenbire sordu: Dima gevemesi nedir, syler misin? Bu, efendim, nasl anlatmal sana... yle bir hastalk ki beyin gever, sulanr gibi olur. Tedavisi kabil mi? Hastalk ihmal . edilmemise, evet. Souk dular... Pehlivan yaks... eriden alnacak baz illar. Y.a... te gryor musun halimi. Onunla yayamam, bu benim takatimin stndedir. Seninle olduum mddete byle lf ediyor., glyorum: ama evde cesaretimi bsbtn (kaybediyorum. Canma o derece tak dedi ki, mesel birisi, onunla hatt bir ay daha birlikte yaamak zorunda olduumu Eyleyecek olsa kurunu alnmn ortasna skarm zannediyo-

8 DELLO rum. Ama onu da brakmak olmaz. Kimsesi yok, alamaz, ne bende para var, ne onda... Nereye snsn? Kime gitsin?. I^san bir are dnp bulamyor... E. syle bakalm, ne yapmal? Samoylenko ne syliyeceini bilemiyerek homurdand: Aha... O seni seviyor mu? Evet, o yata, o mizata bir kadnn ihtiyac olduu bir erkei sevecei kadar seviyor. Benden ayrlmak onun iin buduarndan, bukle ktlarndan ayrlmak kadar zordur. Ona gre, ben onun buduarnm zaruri bir tamamlayc parasym. Samoylenko utand. Sen fiugn biraz keyifsizsin, Vanya, uyuyamadm aliba, dedi. Evet, iyi uyuyamadm... Umumiyetle kendimi fena hissediyorum, karde. Bam sepet gibi. iim sklyor, zerimde bir halsizlik var... Kamal! Nereye? yle imale doru. amlara, mantarlara, insanlara, fikirlere doru... imdi Moskova veya Tula vilyeti, gibi bir yerde nehirde banyo etmek, mek, anlyor musun: sonra saat kadar, en basit bir niversiteli ile olsun gezip dola m.ak, gevezelik etmek iin mrmn yarsn feda ederdim. Kuru otlar nasl kokar, hatrlar msn? Geceleri bahede gezerken evden piyano sesleri gelir, renin getii duyulur... Layevski heyecanndan glmsiyordu. Gzlerinden szlen yalar gstermemek iin yerinden kalkmadan yanlarndaki masaya ilont dnerek bir kibrit istedi. Samoylenko: On sekiz yl oluyor. Rusyaya gitmedim. Orasnn nasl olduunu unuttum. Bence Kafkasyadan daha gzel mem-. leket yok dedi. Vereaginin yle bir tablosu var: derin bir kuyuda idam mahkmlar inler. te senin gzel Kafkasyan bana tpk bu kuyu gibi geliyor. Eer bana, Petersburgda ocak temirie-yici mi, yoksa burada prens mi olmak istersin, ikisinden biri ni se. deseler, ocak temizleyicilii seerim. DELLO 9 I.ayovski dnceye dald. Samoylenko onun eilmi vcuduna, bir noktaya dikili gzlerine, solgun, terli yzne, batk akaklarna, kemirilmi trnaklarna, ayaklarnn ucunda sarkp kt yamanm oraplarn meydana koyan terliklerine bakarak, belki de Layevski ona ciz bir ocuu hatrlatt iin. kuvvetli bir merhamet duydu ve sordu: Annen sa m? Evet, ama aramz ak. Bu birlememi bir trl affedemedi. Samoylenko dostunu severdi.. Layevskiyi, kendisiyle iilir, saka edilir, ili dl konuulur iyi bir ocuk, bir niversiteli, temiz bir insan olarak grrd. Akl erdirdii halleri hi houna gitmezdi. Layevski ok ierdi, vakitli vakitsiz ierdi; kumar oynar, vazifesine aldr etmez, ayan yorganna gre uzatmaz, konuurken sk sk irkin lflar syler, sokakta terlikle gezer, yabanclarn yannda Nadejda Fedoravna ile kavga ederdi. te bunlar Samoylenkonun houna gitmezdi. Ama Layevskiiin bir zamanlar filoloji fakltesinde bulunmasn, imdi iki kaln dergiye abone olmasn, ou zaman pek az kimsenin anlyabilecei kadar yksekten konumasn, aydn bir kadnla yaamasn anlamyordu; ite bunlar Samoy-lenkonn houna gider, Layevskiyi kendinden yksek grr, ona sayg grterrdi. Layevski bam silkerek: Bir nokta daha. dedi, yalnz aramzda kalsn. Bunu imdilik Nadejda Fedorovnadan gizliyorum. Onun yannda ^akin azndan bir ey karmyasm... gn nce kocasnn beyin gevemesinden ldn bildiren bir mektup aldm... Samoylenko iini ekti: Allah rahmet eylesin!... Niin ondan gizliyorsun? Bu mektubu ona gstermek, buyurunuz kiliseye nikh talim demektir. nce mnasebetimizi tyin etmeliyiz. Birlikte alia fazla yayamyacanza kanaat getirince mektubu ken. iine rsteririm. O zaman tehlike kalmaz. 10 .DELLO Samoylenko: Baksana Vanya! dedi. . Byk bir tatllkla ricada bulunmak istiyor, ,ama reddedilmekten korkuyormu gibi. ehresi birdenbire hazin ve yalvarr bir hal ald.

Evlen kuzum, dedi. Neden? u fevkalde kadna kar borcunu yerine getir. Kocas ld, bununla kader sana nasl davranman gerektiini gstermi oluyor. Ne tuhaf adamsn, dnmyor musun, buna imkn yok! Sevmeden evlenmek, inanmadan yin yapmak gibi alaka bir itir, insana yakmaz. Ama mecbursun. Laypvski hiddetle sordu: Neden mecbur oluyormuum? , nk onu kocasnn elinden kapp kardn, gnhn zerine aldn. Yahu, sen Rusa bilmez misin, sevmiyorum! Sevmiyorsun, peki o halde sayg gsler, ont ho tut. Layevski onu yanslyarak: Hah, dedi. Sayg gster, onu ho tut. Sanki barahibe imi... Kadnla yaarken yalnz sayg ile, itibarla iin biteceini zannediyorsan, kt bir psikolog, kr bir fiziyologsun. Kadna hereyden nce yatak odas lzm. Samoylenko utand: Vanya, Vanya... 1- Sen ihtiyar bir ocuksun ve nazariyecisin, ama ben gen bir ihtiyarn, hem de pratik adamm; hibir zaman birbirimizi anlyamayz. yisi mi, bu lf keselim. Mustafa borcumuz ne kadar? dye seslendi. Doktor rkerek Layevskinin elini tuttu: Hayr, hayr... Ben vereceim. Ben smarladm. Mustafaya bard: Benim hesabma vaz! DELLO 11 Kalkniar, sessizce rhtmdan yrdler. Bulvara girerken durdular, ayrlmak zre birbirinin elini sktlar. Samoylenko iini ekti: ok sunardnz efendiler! Talih sana, gen, gzel, bilgili bir kadm gndermi, sen reddediyorsun. Allah bana gf-katli, iyi bir kadn versin de isterse arpk bir kocakar olsun, yine razydm. Kendi bamzda birlikte yaardk onunla ve... Samoylenko hemen kendini toplad: Varsn ihtiyar cad orada semaveri kursun, dedi. Layevskiye veda ederek bulvardan yrd. Ar, heybetli bir tavrla, yznde sert bir ifade ile, srtnda kar gibi beyaz ceketi, ayanda mkemmel boyanm izmeleri olduu halde kprdell Vladimirle (1) ssl gsn kabartarak bulvardan getii zaman kendisini ok beenir, btn lem hayran hayran ona bakyor sanrd. Ban evirmeden iki yana bakt; bulvar pek iyi dzenlenmi buldu, servi fidanlarnn, okaliptslerin, biimsb, kocam palmiyelerin ok gzel olduklarn, zamanla geni glgeler vereceklerini, erkezlerin namuslu ve misafirsever bir millet olduunu dnd. teinden: Layevskinin Kafkasyay beenmemesi garip, ok ga-rips diyordu. Be silhl: erle karlat, Ona selm verdiler. Bulvarn sandaki kaldrmdan bir memur kars ile liseli olu geiyordu. Samoylenko nezaketli bir glmseme ile seslendi: Bonjur, Marya Konstantinovna! Banyoya m gittiniz? Hahhahhah... Nikodm Aleksandrie hrmetler! Nazike glmsemekte devam ederek ileriye doru yrd. Ama kardan gelen bir saflk memurunu grnce birden kalarn att, onu durdurarak sordu: Hastahanede kimse var m? Kimse yok ekselans. Ha? (1) Kordell Vladimir: arlk devrine mahsus bir nian. 12 DELLO Kimse yol ekselans. Peki, ge. -Azametle haini salhyaruk tezghnda kendisine grc ss veren yal, takn gsl bir Yahudi karsnn oturduu limonatac dkknna doru yrd, sanki bir alaya kumanda veriyormu gibi gr bir sese: Ltfen, dedi, bana bir soda veriniz? II

Layevskinin Nadejda Fedorovnaya kar hnc eh ok u nokta da fendini gsteriyordu; gen kadnn btn .-zleri, hareketleri ona yaLan yahut yalana benzer gibi geliyor, kadnlar ve ak aleyhinde btn okuduklarnn kendisinden, Nadejda Fedorovnadan, kocasndan daha iyi bir rnei olamaz sanyordu. Eve dnd zaman Nadejda Fedorovna giyinmi, taranm, pencerenin nnde duruyordu. Kaygl bir yzle kahvesini iiyor, ve kaln bir dergiyi kartryordu. Layevski kahve imenin yze kaygl bir ifade verecek kadar fevkalde bir hadise olmadn, burada houna gidilecek kimse bulunmadna, buna lzum da olmadna gre onun son moda sa tuvaletine bou bouna vakit harcadn dnd. Dergide dt bir yapmack gryordu. Giyinip taranmas ok gzel griia-inek, okumas da bilgili grnmek iindi. Gen kadn sordu: Bugn deniz Kanyosuna gitsem birey olur mu? Eee?.. Git, gitme... bundan yer depremi olmaz sanrm. - Hayr, sonra doktor darlmasn diye soruyorum. -- O halde doktora sor, ben doktor deilim. Layevskinin bugn Nadejde Fedorovnada en ok houna gitniyen ey, onun beyaz, ak boynu ve ensesindeki sa kvrm oldu. Anna Karenina kocasndan souduktan sonra hereyden. nce kulaklarnn houna gitmedii hatrna geldi. Ne kadai doru bu! ne kadar doru! diye dnd. Vcudunda bir dermanszlk, banda -bi* arlk hissedeDELLO 13 rek alma odasna gitti; kanapeye uzand. Sinekler rahatsz etmesin diye yzn mendille rtt. Hep ayn tembel, gevek fikirler, yanrurlu bir (Sonbahar gecesinde uzun b.r katar gibi dimanda uzayp gidiyordu. Uykulu, bitkin bir halde olduu yere yld. N/idejda Fedorovnann kjucasna kar kabahatli olduunu, oivn kendi yznden ldn sanyordu. Zelrledii ha- yat. yksek fikirler lemi, bilgi ve i karsnda da kendisini kabahatli gryor, bu halikulde lem ona a Trklerin, tembel abazalarn dolat bu yerlerde, bu sahillerde deil, operann, tiyatrolarn, gazetelerin, her eit fikir faaliyetinin bulunduu yerde, kuzeyde mmkn ve var olabilir gibi geliyordu. nsan burada deil, ancak orada erefli, bilgili, ykssk ve temiz olabilirdi. Kendini idealleri, hayata rehber fikirleii olmamakla sulandryordu. Geri bunun ne demek olduuna da imdi bulank bir ekilde anlyordu. ki yl nce Nadejda Fedorovnay sevmi, bayatn bayalndan, manaszlndan kurtulmay onunla birlemee, beraberce Kafkasyaya g<>-mee bal sanmt; imdi de una inanyordu ki kendisine lzm olan, her eyi ekle etmek, Nadejda Fedorovnay brakmaa, Pelersburga gitmee baldr. , Oturdu, trnaklarn kevnirerek mrldand: Kamal, kamal! , Hayali ona yle bir manzara iziyordu: vapura biniyor, sonra kahvalt ediyor, souk bira iiyor, gvertede kadnlarla konuuyor, sonra da Sivastopoldan trene binip yola kyor. Yaain hrriyet! stasyonlar birbiri ardnca gelip geiyor, hava gittike souyor, sertleiyor; ite kayn, am aalar, ite Krsk. Moskova... Bfelerde lalna orbas, kaal (1) koyun eti, Mersin balt, bira... ksacas, buras Asya deil Rusya, -z Rusya. Trende y.olcular ticaretten, yeni muganniyelerden, Fransz - Rus dostluundan bahsediyorlar; her tarafta canl, medeni, entellektuel. taze bir hayat grlyor. Daha l.ll Kaa: bir nevi bulgur pilv, lpa. 14 dello abuk! daha abuk! te nihayet Nevski, Bolaya Morskaya, ite bir zamanlar niversite talebeleriyle birlikte oturduu Ko-ven soka, ite irin ve gm goEyz, iseliyen yagmux, slak arabaclar... Bitiik odadan birisi seslendi: - Ivan Andrey. Evde misiniz? Layevski cevap verdi: Buradaym, ne istiyorsunuz? Evraklar. Tembel tembel ve ba dnmesiyle kalkt; esnedi; terliklerini srterek bitiik odaya geti. Sokakta ve Ak pencerenin nnde gen i arkadalarndan biri duruyor, evraklar pencerenin stne yayyordu. Layevski yumuak bir sesle: imdi kuzum, diyerek mrekkep hokkasn aramaa gitti. Sonra tekrar pencereye dnd, ktlar okumadan imza-lyarak ilve etti:

ok scak! Evet efendim. Siz bugf gelecek misiniz? --- ok pheli... biraz keyifsizim. ekovskiye syleyiniz kuzum, leden sonra ona geleceim. Memur gitti. Layevski yine kanepeye uzand, dnmee balad: Evet, btn durumu iyi tartmak, lp bimek lzm Buradan gitmeden nce borlan demeliyim. ki hin rubleye yakn borcum var. Param yok... phesiz bu nemli bir ey deil. Bir ksmn imdi nasl olsa derim, geri kalann da sonra Petersburgdan gnderirim. Asl mesele Nadejda Fedo-rovnada... lk nce mnasebetimizi tayin etmeliyiz... Evet. Biraz durduktan sonra dnd: Samoylenkoya gidip akl danlsa daha iyi olmaz myd? inden: Gitsem olur, dedi, fakat faydas ne? Lzumsuz yere ona yine buduardan, kadnlardan, namustan, namussuzluktan dem vuracam. Hemen bamn aresine bakmam lzmken, bu lnetli esarette boulurken, kendimi mahvederken, namusun. D0ELLO 15 namussuzluun daha sz m olur? Nihcyet anlamak lzm: byle bir hayat devam ettirmek bir alaklk, bir gaddarlktr ki. yannda her ey kk ve nemsiz kalr. Dorulup oturarak mrldand: Kremal! Kamal! Denizin ssz saihili, kavurucu scak, daima ayn, dakna sessiz, kimsesiz duman ve leylk rengi dalarn yeknesakl ona hzn vermi, onu sanki uyutmu, bylemilerdi. Belki o, ok bilgili, istidad, ok namusluydu; deniz ve dalar on; her taraftan sarm olmasa, belki mkemmel bir lkc olurdu, kim bilir. O halde namustan, namussuzluktan den vurmak budalalk deil midir? Ya bir istidatl, faydal bir insan, mesel bir musikiinas, bir ressam esirlikten kamak iin* duvar ykar, zindanclarn aldatrsa?... Bu durumda bulunan bir adam iin herey namuslucadr. Saat iki de Layevski ile Nadejda Fedorovna yemee otur; dular. A domatesli pirin orbasn getirince Layevski sordu: Her gn ayn ey. Niin lahana orbas piir iniyorsun? Lahana yok: Acayip. Samoylenkoda lahana orbas piirirler, Marya Konstantinovnada lahana orbas yaparlar; yalnz ben, nedense, bu tatlms bulak suyunu imeye mecbur oluyorum. Olmaz byle kuzum. Karkocalarn ounda olduu gibi, nceleri Layevski ile Nadejda Fedorovnamn da hibir sofras kavgasz, grlts?, gemezdi; ama Layevski, Nadejda Fedorovnayi sevmemeye baladn hissedeli beri hereyine gz yummaya, onunla tatl dille, nezaketle glmsiyerek, kornmaa gayret ediyor, ona kuzum diye hitabediyordu. G lmeiyerek: --- Bu orba lezzete meyan suyunu andryor, dedi. ( lryzl grnmek iin, kendini skt, ama dayanamad: Ev ilerine bakan yok..: Sen byle hasta, yahut okumakla megul olunca, mutfak iini ben zerime alaym ban,16 OUtLlU DELLO 17 Daha nce olmu olayd Nadejda Fedorovna: leki ab yahut da: beni sen a yapmak istiyorsun, gryorum diye cevap verirdi. Ama imdi rkek rkek ona bakmakla ve kzarmakla kald. Layevski efkatla sordu: E, bugn kendini nasl hissediyorsun? iitgn fena deilim, yalnz biraz dermanszlm var. Kendini korumalsn. Seni okdnyorum. Nadejda. Fedorcjvnann bir hastal vard. Samoylenko nbetti simadr diyor, kinin veriyordu. Uzun boylu, kuru, zayf, insandan kaar bir adam.olan, gndzleri evde oturan, geceleri ellerini arkasna balyarak kam bastonunu srtndan yukar doru uzatp rhtmda sessizce gezinen ve ksren doktor Ustimovi ise onda kadn hastal bulmu, scak kompres tavsiye etmiti. Eskiden, onu sevdii zamanlar bu hastalk Layevskide merhamet, korku uyandrrd. imdi bu hastalkta da. bir yapmack gryordu. Nadejda Fedorovnanm stma nbetlerinden sonraki san, uykulu yz, baygn bak, esneyileri, nbet geldii zaman mantosunun altna girip yatmas ve kadndan ziyade bir

erkek ocua benzemesi, odann ok scak olmas, fena kokmas, btn bunlar ona gre. insann hayalini trmalar, aka, nikha kar bir protesto mahiyetini alrd... kinci porsiyon ofarak Layevskiye yumurtal spanaK; Nadejda Fedorovnaya da, hasta olmas dolaysiyle stle kiscl (1) getirdiler. Kadncaz kaygl bir yzle nce ka kisele dokundurup sonra stne st ierek yemee balad, aznn aprts duyuldua zaman Layevskiyi yle mthi bir fke kaplad ki bann kandn hissetti. Byle bir hissin kpeklere kars bile bir hakaret olduunu kabul ediyordu, ama kendisine deil, onda byle bir his uyandrd iin Nadejda Fedoroviaya ierliyordu. Sevenlerin sevgililerini bazan neden ldrdklerini imdi anlyordu. Kendisi elbette ldrmezdi, ama o anda yargir yerinde nisa ldreni beraat ettirirdi. O) Kisel; Pelte, bir nevi meyva tatls. Merci, yavrum diyerek yemekten sonra Nadejda Fedo-rovnay .alnndan pt. alma odasna girerek be dakika kadar keden keye gidip .geldi; yan gzle izmelerine bakt; sonra kanepeye-oturarak mrldand: Kamal, kamal! Mnasebetimizi tyin etmeli ve kamah. Kanapeye uzand, yine Nadejda Fedorovnann kocas belki kendi yznden lmtr diye dnd. Srt st yatp izmelerini giymek iin ayaklarn havaya dikerek kendini inandrmaa alt. Bir insan, sevmekle sevmemekle sulandrmak samadr. Akla nefret bizim elimizde deildir. Kocasna gelince: dolaysiyle belki onun lmnn sebeplerinden biri olmuumdur. -Ama karsn sevdimse, kars beni sevdi ise kabahat bende mi ? Sonra kalkt, kasketini arayp buldu. Memurlarn her gn toplanarak Vint oynadklar, souk bira itikleri yere. daire arkada ekovskinin evine doru yolland. Yolda dnyordu: Bu kararszlmla, ben Hamlet i hatrlatyorum. Shakespeare, ne kadar doru grm, ne kadar doru grm! III Can skntsn gidermek iin ve ehirde misafir evi bulunmadndan yemek yiyecek yerleri olmyan yeni gelenlerle i>ekrlarn son dereceyi bulan ihtiyalarn dnerek. Doktor Samoylenko evinde deta bir tablidot kurmutu. Bahsi edilen zamanda evinde yalnz iki kii yemek yiyordu: Medslerin ambriyolojisini incelemek iin yazn Karadenize gelmi olan sen zoolog Von Korenle papaz okulundan yeni mezun edilerek, tedaviye giden ihtiyar Diyakosun vazifesini grmek zere kasabaya gnderilen Diyakos Pobedof. Her ikisi de le ve :kam yemekleri iin ayda on ikier ruble veriyorlard. Samoylenko, yemee her gn tam saat iki de geleceklerine ulardan sz almt.. P. 2 18 DELLO Her zaman ilk olarak von Koren gelirdi. Misafir odasnda sessizce oturur, masadan bir albm alarak geni pantalonlu, silindirli, yabanc birtakm erkeklerin, krinolinli ve hotozlu kadnlarn siliklemi fotoraflarn gzden geirmee koyulurdu; Samoylenko onlardan ancak pek aznn adn hatrlar, hatrlyamadklar iin de iini ekerek: ok mkemmel, ok kafal adam! derdi. Von Koren albm bitirince etajerden bir tabanca alr, sol gzn krparak uzun mddet Prens Vorontsovun portresine nian alr, yahut da aynann karsna geerek esmer yzne, geni alnna, siyah ve zencilerinki gibi kvrck salarna, Acem halsna benziyen iri iekli, donuk renkli basma gmleine, yelek yerini tutan enli mein kemerine bakard, kendi kendini seyredii ona her halde fotoraflara ve sap kakmal tabancaya bakmaktan daha ok zevk verirdi. Yznden dzgn kesilmi sakalndan, shhatli ve salam vcudunun ak bir delili olan geni omuzlarndan ok memnundu. Zarif elbisesinden, gmleinin rengine uygun den kravatndan sar ayakkablarna varncaya kadar her eyinden memnundu. Zoolog albuma bakarken ve aynann karsnda durduu mddete Samoylenko mutfakta, mutfaa yakn sofada ceketsiz, yel eksiz, gs bar ak, tell tell, ter dkerek salata veya sala yahut et ve buzlu orba iin hyar, soan hazrlar, masalarn etrafnda drt dner, hizmet eden emir-erine hiddetle gzlerini aar, kh bakla, kh kakla onu tehdidederdi. , , Sirkeyi ver! Sirkeyi deil canm, zeytinyan ite! Nereye gittin, hayvan! diye tepinerek barrd. Salaklaan emireri titrek sesle cevap verirdi: Ya almaa gittim, ekselans.

abuk! Dolaptadr! Daryaya da syle, hyar kabna tere otu koysun! Tere otu! Kremann stn kapat, salak, iine sinekler girecek!. Onun sesinden btn ev inlerdi. DOELLO 19 Saat ikiye on veya on be kala Dyaios gelirdi. 22 yalarnda, zayfa, uzun sal, sakalsz, byklar henz terliyen bir delikanlyd. Bugn misafir odasna girince mukaddes tasvire kar istavroz kard, glmsiyerek eBni von Korene uzatt. , Zoolog souk bir eda ile: Merhaba, dedi, Herdeydiniz? Rhtmda kaya bal avladm. yle ya... Galiba siz vazife ile hibir zaman uramiya-caksnz, Diyakos. Diyakos gld, elini beyaz latasnn derin cebine daldrd. Neden? dedi. Vazife, ay deil, ormana kap gitmez ki. Zoolog iini ekti: Dvecek kimseniz yok! dedi. Aradan 15-20 dakika daha geti, yine yemee armadlar. Hl emirerinin sofadan mutfaa, mutfaktan sofaya koarken izmelerini takrdatt, Samoylenkonun bard duyuluyordu: Masann stne koy! Ne yapyorsun? nce yka! Karnlar ackan Diyakosla von Koren kelerini yere vurmaa ve bununla tiyatro paradisindeki seyirciler gibi sabrszlklarn gstermee baladlar. Nihayet kap ald; bitkin emireri yemein hazr olduunu bildirdi. Yemek odasnda onlar, mutfan boucu scakliyle kzarm, kan ter iine batm bir halde ve hiddetli bir yzle Samoylenko karlad. Sert, sert bakt, yznde bir korku ifadesi olduu halde orba kabnn kapan kaldrd, her ikisinin taban doldurdu. Ancak onlarn itahla yediklerine, yemein holarna gittiine kanaat getirdikten sonra hafife iini ekerek derin koltua oturdu. Yz yorgun, yalms bir hal almt... Ar ar kendine bir kadeh votka doldurarak: Gen neslin erefine! dedi. Layevski ile olan konumadan sonra Samoylenko, neesi 20 DELLO mkemmel olmasna ramen, sabahtan beri ruhunun derinliklerinde bir arlk hissediyordu. Layevskiye acyor, ona yardm etmek istiyordu. orbadan nce bir kadeh votka ierek iini ekti, dedi ki: Bugn Vanya Layevskiyi grdm. Adamcaz zor geiniyor. Hayat maddi bakmdan tatmin edici deil; ama asl mesele su: psikoloji onu alt etti. Yazk delikanlya. Yon Koren: te acmyacam bir adam! dedi. Eer bu mbarek adam boulurken grsem, bastonumla daha da dibe iterim: Boul karde, boul... Yok canm bunu yapamazsn. Zoolog omuzlarn silkti: Niin? bende senin gibi hayr iliyebilirim. Diyakos glerek: nsan bomak hayrl bir i mi? Layevskiyi bomak? evet. Samoylenko sz baka tarafa evirmek istiyerek: Buzlu orbada bir ey eksik gliba, dedi. Von Koren devamla: Layevski, phe yok ki cemiyet iin kolera mikrobu gibi zararl, hatt tehlikeli bir adam, onu bomak bir hizmettir. Kendi soydan iin byle szler sylemen ana bir eref kazandrmaz, syle bakalm: ondan niye nefret ediyorsun? Bo lf etme, doktor. Mikroptan nefret etmek, onu Tor grmek varsn yine budalalk olsun; fakat her rasgeleni ne olursa olsun ayrtsz arkada saymak, msaadenizle bu, dnmemek, insanlarla mnasebette hakkaniyet tanmamak, %ir kelime ile suya sabuna dokunmamaktr, ahbap. Senin La-yevskini benbir rezil sayarm. Bunu gizlemem de, vicdan azab duymadan ona rezil muamelesi yaparm. Ama sen onu kendine arkada sayyorsun; istersen onunla p, kokla. Onu kendine arkada sayyorsan, demek onu da, bana ve Diyakosa laktiin gzle bakyorsun, yani sence hep biriz. Herkese kar ayn derecede ilgisizsin. Samoylenko tiksintiyle yzn buruturarak mrldand:

DELLO 21 nsana rezil demek! Bu o kadar fena ey ki, anlatamam! , , Yon Koren devam etti: nsanlar hakknda onlarn ilerine, hareketlerine gre hkm verilir. imdi siz hkm veriniz, Diyakos... ben sizinle konuacam. Bay Layevskinin faaliyeti bir in ferman gibi apak nnze almtr. Bandan sonuna kadar okuyabilirsiniz. Burada yaad u iki yl iinde ne yapmtr? Parmakla sayalm. Birincisi, ehir halkn Yint oynamaa altrd. ki yl nce bu oyun burada bilinmezdi; halbuki imdi sabahtan gece yarlarna kadar herkes, hatt kadnlar, delikanllar bile vint oynuyorlar, ikincisi, halka iki. imeyi retti; bu da burada bilinmiyen bir eydi. ehirde oturanlar eit eit votkalar hakkndaki bilgilerini ona borludurlar; yle ki, imdi Koseof votkasn 21 numaral Smimof votkasndan gzleri kapal ayrdebilirler.. ncs, nceleri burada bakalarnn karlariyle yaamak, hrszlarn ak deil de, gizlice almalar gibi, ve ayn sebeple gizlice olurdu. Alemin gz nnde zina etmek, utanlacak bir ey saylrd. Halbuki Layevski bu ite bir nc olarak ortaya kt: aktan aa bakasnn kansiyle yayor. Drdncs... Von Koren buzlu orbasn arabuk ierek taban nirerine verdi, Diyakosa dnerek szne yle devam etti: Layevskiyi, taBikhmzm daha ilk aynda anladm. ikimiz de buraya ayn zamanda geldik. Onun gibiler dostluu, arkadal, dayanmay falan ok severler; nk vint oynamak, iki imek, yemek iin her zaman arkadaa ihtiyalar vardr. Bunun iindir ki gevezedirler; dinletecek adam ararlar. Onunla ahbap olmutuk, yani her gn bana damlyor, almama engel oluyor, metresinden ak sak bahsediyordu. Daha ilk gnlerde mthi yalancliyle beni hayrete drm, tiksindirniti. Niin ok iiyor, niin ayan yorganna re uzatmyor da borlanyor. niin hibir ey yapmyor, knmuyor, niin kltr az, bilgisi az diye bir dost gibi ona krdm. Btn bu suallerime cevap olarak ac ac glmser, cini ekerek: Ben talihsiz, lzumsuz bir adamm yahut: Bil 22 DELLO klelik devri artklarndan ne istiyorsunuz, kuzum? Yahut da Biz soysuzlayoruz... yahut Onegine, Peprine, Byronun Kabiline, Baarova dair bir sr samalar savurarak Bunlar bizim kandan ve candan babalarmizdr derdi. Bilmelisiniz ki resm paketler haftalarca almam kalyorsa, kendisi iiyor, bakalarn da iiriyorsa kabahatli o deil, Onegin, Peorin, talihsiz ve lzumsuz insan tipini uyduran Turgenevdir. Ar sefahatin, rezaletin sebebi onda deil, bolukta bir yerdedir. Sonra, - - akgze bakn sefih, yalanc, rezil yalnz o deil hepimizmiiz... cbiz seksen yllarnn insanlar...) biz klelik hukukunun uyuuk ve sinirli nesli..., medeniyet bizi bozdu... Ksacas anlamanz lazmm ki Layevski gibi byk bir adam dnde de byktr, onun sefihlii, kltrszl, ahlkszl tabi ve tarih zaruretin dourduu bir olaydr, burada sebepler dnya lsnde,dir, igdye dayanr. Layevskinin nne kandil asmak gerek, nk o zamann, devrin, irsiliin talihsiz bir kurbandr. Btn memurlar, kadnlar onu dinliyerek of, ah ekerlerdi. Ben uzun zaman bil kstahn m, bir hilekrn m, kimin karsndaym anlya-madn. Onun gibi aydn, az ok terbiye grm, asilliinden ok bahseden herifler kendilerini fevkalde etrefil bir yaradl diye satmasn bilirler. Samoylenko birden parlad: Sus! ok .asl bir insan iin yanmda byle lflar sar-fedilmesine msaade edemem. Von Koren souk bir eda ile: Szm kesme Aleksandr Davidi, dedi, imdi bitireceim. Layevski olduka basit bir organizmdir. ite onun ahlk iskeleti: sabahleyin terlikler, banyo ve kahve; sonra leye kadar terlikler, gezinti ve konuma. Saat iki de terlikler, le yemei ve arap; saat bete banyo, ay ve arap, sonra vint ve palavra, saat 10 da akam yemei, arap gece yarsndan sonra da La femme ve uyku. Onun varl, yumurtann kabuuna skmas gibi, bu programn iine sj-kmtr. Yrmesi, oturmas, kzmas, yazmas, sevinmesi, her eyi arapla, kumarla, terliklerle, kadnlarla ilgilidir. KaDELLO 23 din onun hayatnda uursuz ezici bir rol oynar. Daha on yanda k olduunu kendisi hikye eder. niversitenin birinci snfnda iken zerinde iyi tesir yapan bir kadnla yaamtr, musiki bilgisini de ona borludur. kinci snftayken umumhaneden para ile bir orospu karp onu kendisine kadar

ykseltti yani metres ald. Fakat kadn onunla alt ay kadar ancak yaad; sonra gerisigeriye mamasna kat. Bu kan Layevskiye verdii strap az olmad. Heyhat, o kadar zld ki niversiteyi brakmak, iki yl isiz gsz evde otur. mak zorunda kald. Fakat bu iyi oldu. Evde dul bir kadnla ii piirdi, kadn ona hukuk fakltesini brakarak filoloji fakltesine girmei tavsiye etti, yle de yapt. Tahsilini bitirince de imdiki sevgilisi... neydi ad... te u kocal karya tutuldu, onunla da gya ideal peinde buraya, Kafkasyaya kamak zorunda kald... Bugn yarn ondan da souyacak, yeni bir ideal peinde gerisi geriye, Petersburga kaacak. Samoylenko, sert sert, zoologa bakarak homurdand: Nereden biliyorsun? Yemeini yesene sen. Leh salasiyle halanm kefal getirildi. Samoylenko iki mterisinin tabaklarna birer btn kefal koydu, kendi eliyle zerlerine sala dkt. ki dakika sessizlikle geti. Diyakos: Kadn her insann hayatnda nemli rol oynar, are yok dedi Evet, ama bir derecesi yok mu? imizde herkes iin kadn bir ana, bir kzdarde, bir e, bir dosttur; ama Layevski iin btn kadnlar sadece yavukludurlar, kadn, yani kadnla bir arada yaamak onun saadeti, hayatnn gayesidir. Neeli, hznl, skntl kederli midir? kadndandr. Hayat ona usan nu verdi? kabahat kadndadr. Yeni bir hayatn afa m skt, ideale mi kavutu? burada da kadn aramak lzm... Yalnz kadna dair eserler, kadn tablolar houna gider. Ona gre devrimiz sadece kendimizden geercesine akn sarholuuna, -ihtirasna kaplmasn beceremediimiz iindir ki 1840 ve 1860 yllarndan daha fena daha berbattr. Bu ehvet perestlerin kafalarnda, beyinlerini skarak, btn pisikoloji24 DDELLO lerini idare eden sarkom ne\inde zel bir i olmaldr. Bir mecliste otururken Layevskiyi tetkik edin, greceksiniz ki ya-, nnda yle umumi I)ir sual, mesel hceyreye veya igdye dair bir sual ortaya atlnca kenarda kalr, susar, dinlemez; hali durgun ve mitsizdir, hibir ey onun iin zel deil, her ey bayadr, deersizdir. Ama siz diiden, erkekten ve mesel rmceklerde ilkahtan sonra diinin erkei yemesinden konumaa balar balamaz gzleri merakla, prldar, yz aydnlanr, bir kelime ile, herif canlanverir. Btn dncelerinin, ne kadar asil yksek veya nemsiz olurlarsa olsunlar, her zaman tek bir mterek k noktalar vardr. Yolda giderken mesel bir eek karnza ksa: Sylesene ltfen, dii eekle deveyi iftletirseler acaba ne doar? diye sorar. Ya ryalar! Size ryalarn anlatt m? Fevkaldedir! Ryasnda! Kh onu ayla evlendirdiklerini. Kh gya polis karakoluna arp kitara ile birlikte ya.ja-masn emrettiklerini grr. Diyakos inlalc bir kahkahayla gld; Samoylenko kalarn att ve glmemek iin hiddetle yzn buruturdu. Ama kendini tutamad kahkahay salverdi. Gzlerindeki yalar silerek: Hep yalan sylyor, dedi, vallahi yalan sylyor. IV Diyakos ok glerdi; olur almaz eye kasklar atlayncaya kadar glerdi. nsanlar arasnda sadece glnecek taraflar olduu iin, onlara gln lkaplar takabilecei iin bu lunmak ister sanlrd. Samoylenkoya zehirli rmcek, emir-erine rdek derdi. Bir gn von Koren, Layevski ile Nadejda Fedorovnadan makaklar diye bahsedince glmekten katlmt. Hrsla insann yzne bakar, gz krpmakszn dinlerdi: gzlerinin ii kahkahalarla dolduu, kendini brakacaa, glmekten katlabilecei an bekliyerek yznn gerildii grlrd. Zoolog devam ediyor, Diyakos glnecek bir sz bekliyerek onun yzne doru sokuluyordu. DOELLO 25 Ahlk dkn, soysuzlam bir heriftir o. Bu kadar baya bir adama az raslanr. Bedence uyuuk, miskin, koca-mtr, zekaca, yalnz yiyen, ien, ku ty yatakta yatan, arabacsn oyna edinen iman bir kadn tacirden ayrlan bir taraf yok. Diyakos yine gld. Von Koren: Glmeyiniz Diyakos, dedi, nihayet artk bu ahmaklktr. Diyakosun kahkahalarnn bitmesini bekliyerek devam etti: Byle zararl, tehlikeli olmasa onun bayallna hi aldr etmezdim, bunu grmez geerdim. Onun zarar, her-eyden nce, kadnlarn yannda muvaffak olmasnda, bylece zriyet sahibi olmak, yani dnyaya dzinelerle kendisi gibi miskin, ahlka dkn Layevskiler hediye etmekle insanl tehdidetmesindedir. stelik son derece bulacdr. Vint ve

biradan size bahsetmitim. ki yl daha gesin btn Kafkas sahillerini kaplyacaktr. Halkn, hele orta tabakann aydnlara, niversite tahsiline, tavrlarda asillie, dilde edeblie ne kadar inandn bilirsiniz. O ne kadar bayalk ederse etsin, herkes iyi yaptna, byle yaplmas gerektiine inanr, nk bir aydn liberal, niversite grm br adamdr. Tahsilsizlii-ni, zavalllm, nevrastenik ve zamann kurban oluunu da buna ilve tedince ,onn iin her ey mubah demektir. O sevimli, cana yakndr. nsan zaflarma yle gz yumar ki; konukan, uysal, yumuak, alak gnlldr. Onunla iki iilebilir, kaba kaba konuulabilir, derikodu edilebilir... Halk dinde ve ahlkta her zaman antropomorfizme yatkndr. Kendi zaflan hangi mabutlarda varsa onlar daha ok sever. Ne byk bir buluma alan.olduunu bir dnn! Sonra o iyi bir aktr, usta bir iki yzldr; eytann yatt yeri bilir. Hilelerini, hokkabazlklarn, mesel medeniyete kar taknd tavr ele alnz. Medeniyeti koklamamtr bile; ama bir de onu dinleyin: Ah! Medeniyet bizi nasl berbadetti! Ah! Medeniyet nedir bilmiyen u vahileri, u tabiat ocuklarn ne kadar kskanyorum! P. 3 ir 26 DELLO Anlamak lzm ki efendim, o bir zamanlar kendini tama niyle medeniyete vermi, ona hizmet etmi, onun ruhunu kavramtr. Fakat medeniyet onu yormu, hayal krklna uratm, aldatmtr. O, bir Fausttur, ikinci bir Tolstoydur... Scho penhaueri, Spenceri ise ocuk gibi grr. Bir baba gibi omuz. larn okar: e, der, ne var ne yok dostum Spencer? Tabii Spenceri okumu deildir, ama hafif kaytsz bir alayla hanm iin: Spenceri okumutur demesi ne zarif kayor; Onu dinliyorlar da... Hi kimse, bu arlatann, deil Spen-cerden bu tonla bahsetmee, onun papucunun altm bile pmee lyk olmadn bilmek istemez! Sadece kendi miskinliini, ahlk yoksulluunu zrl gstermek, rtmek iin medeniyete, otoritelere ve bakalarnn ocana incir dilemek, amur atmak, alayl alayl gz krpmak, ancak ok bencil, ok alak, ok sefil bir mahlkun ii olabilir. Samoylenko Zoologa artk hiddetle deil, hznl, hznl bakyordu: Bilmem ki ne istiyorsun ondan, Kolya, dedi. O da herkes gibi insan. Zayf taraflar yok deil phesiz, ama bugnn fikir seviyesinde duruyor, hizmet gryor, vatana faydal oluyor. On yl nce burada acenta mmessili vazifesini gren bir ihtiyar vard. ok kafal bir adamd... te o der ki... Zoolog szn kesti. , Yeter, yeter! Hizmet gryor diyorsun ama nasl gryor? Buraya geldi de iler dzenine mi girdi? Memurlar daha insafl, daha namuslu, daha nezaketli mi oldular? Tersine, niversite grm bir aydn otoritesiyle onlarn ahlk dknlklerini kabul etmi olmaktan baka bir ey yapmad. O ancak ayn yirmisinde aylk ald zaman iine baldr. Dier gnler evinde terliklerini srter durur, sanki Kafkasyada durduu iin Rusya hkmetini byk bir minnet altna soku-yormu gibi bir tavr taknmaa alr. Yok, Aleksandr Da-vidi, onu mdafaa etme. Bunda hi de samimi deilsin. Gerekten onu sevmi olsaydn, dost buseydin, zayf taraflarna kar en bata sen kaytsz kalmaz, onu ho grmezdin. Yine kendi menfaati iin onu zararszlatrmaa alrdn. DPELIO 27 Yani? Zarars*zlatmak, dzelmesi mmkn olmadna gre on,i zararszlatrmann yalnz bir aresi vardr... Parman boynuna doru uzatt. Bomal m bilmem ki... diye ilve etti. nsanln kendi menfaati iin bu gibilerini ldrmeli, mutlaka ldr meli. Samoylenko ayaa kalkt; hayretle Zoologun sakin, 6ouk yzne bakarak mrldand: Ne diyorsun? Diyakos, ne diyor bu? Akln m oynattn sen? Vbn Koren: lle idam edilsin demiyorum, dedi. damn zararl olduu sabit olmusa baka bir ey dnn. Layevskiyi yok ettiek olmuyor; peki, yleyse onu insanlardan ayrn, ahsiyetten mahrum edin, ar hizmete mahkm edin. Samoylenko rperdi: Ne, diyorsun sen? Diyakosun kabak \ dolmasn bibersiz yediini greres mitsiz bir sesle1 bard: Biberle, biberle!

Yon Korene dnerek ilve etti: Hey akll adam, neler sylyorsun sen? Dostumuzu, gururlu, aydn bir adam ar hizmete gndermek ha! Gururluysa, kar gelirse prangaya! Samoylenko artk bir kelime syliyemiyor, yalnz parman kmldatyordu. Diyakos onun akn, gln yzne bakarak glmee balad. Zoolog: Bu bahsi kapyalim, dedi, yalnz unu unutma ki Aleksandr Davidi, ilk insan topluluu hayat sava ile, ayklanma ile Layevski gibilerden korunurdu. Halbuki bizim imdiki kltrmz bu sava, bu ayklamay epey zayflatt. Miskinlerin, ktlerin yok edilmesi ii ile dorudan doruya kendimiz ilgilenmek zorundayz. Yoksa, Layevskiler oald 28 .DELLO m medeniye! ortadan kalkar, insanlk bsbtn soysuzlasn bunun suu da bizde kalr. Eer insanlar bomak, asmak gerekse medeniyet insanlk yerin dibine batsn! Yerin dibine! Sana bir ej syliyeyim mi: ok bilgili, ok akll bir adamsn, memleket seninle vnyor, ama Almanlar seni bozmular. Evet, Al manlar! Almanlar! Samoylenko, tbbiyesinde okuduu Darbattan kal beri ok seyrek olarak Alman grm, Almanca bir tek kitap okumamt, ama kanaatine gre, siyasette, ilimde, btn ktlkler Almanlardan gelirdi. Bu fikrin ona nereden geldiini kendisi de bilmezdi, gene de bu fikre kuvvetle sarlmt. Evet Almanlar! diye tekrarlad. Haydin ay imee gidelim. birden kalktlar, apkalarn giyerek baheye ktlar; sararm aalarn, armut, kestane aalarnn glgeleri altnda oturdular. Zoologla Diyakos kk masann yanndaki sraya yerletiler. Sameylonko arkal meyilli hasr bir koltua kt. Emir eri ay, reelle bir ie gurup getirdi. Hava ok scakt, hararet glgede otuz vard. Kzgn hava durgun, hareketsizdi. Kestane aacndan yere kadar inen uzun bir rmcek a baygn baygn sarkyor, hi kmldamyordu. Diyakos hep masann yanbanda yerde duran kitaray .alarak akordetti, alak, ince bir sesle ark sylemee balad: Meyhanenin nnde duran gen talebeler...> Ama scan tesiriyle hemen sustu; alnnn terini sildi, mavi, kzgn gkyzne bakt. Samoylenko mzganmaa balamt. Scaklk, sessizlik, bir anda btn uzuvlarn saran tatl le uykusu dermann kesmi, onu mest etmiti. Elleri arkt, gzleri kld, ba gsne dt. Alamakl bir duygu ile von Korene ve Diya-kosa bakarak mrldand, Gen nesil.., lim yldz, kilise kandili... Bak, met* polit uzun bir ilhi okuyor... Elini pmek gerek... E... AH* DDELLO 29 Von Korenle Diyakos aylarn ierek okaa ktlar. Zoolog sordu: Siz yine nhtmda kaya bal avlamaa m? Hayr, hava scaka. Haydi bize gidelim. Postaya verilecek eylerimi paket vapa% bir eyler de kopya edersiniz. Sras gelmiken de ne ile megul olmanz gerektiini konuuruz. almal, Diyakos, kyle olmaz. Diyakos: Szleriniz ok doru, ok mantkl, dedi, ama bugn-y,aadm hayat artlar iinde tembelliimi ho grnz. Siz de bilirsiniz ki durumun belirsizlii insanlarda tembellie vol aar. Beni buraya bir zaman iin mi, yoksa her zaman iin mi gnderdiler, Allahtan baka kimse bilmez. Burada phe, kararszlk iinde yayorum. Karm babamn yannda yor, zlyor, benim scaktan beynim suland. Zoolog: Hep sama, dedi. Scaa da allr, kansz da yaanr. imarmamal. nsan kendine hkim olmal. Nadejda Fedorovna sabahleyin banyo etmee gidiyordu, .arkasndan da, elinde bir gm, bir bakr tas, havlular ve bir sngerle a kadn Olga geliyordu. Limanda kirli, beyaz bacal iki yabanc vapur yatyordu; herhalde ecnebi ilebi olacaklard. Rhtmda beyaz elbiseli, beyaz iskarpinli birtakm adamlar dolayor, Franszca yksek sesle konuuyorlard, vapurdan onlara cevap veriliyordu. ehrin kk kilisesinde durmadan an alnyordu.

Nadejda Fedorovna sevinle hatrlad: A, bugn pazar! Kendini ek shhatli hissediyordu. Sevinli, neeli bir hali vard. Kaiba mujik uhasndan bol bir elbise, geni kenarlar kulaklarna doru keskince krlm byk bir hasr apka 30 DELLO giyiyordu. Yz bir kutu iinden grnyor gibiydi, kendini ok zarif buluyordu. Dnyordu ki btn ehirde gen^ gzel ve aydn tek bir kadn vard; o da kendisiydi. Ucuz, k, zevka uygun giyinmesini bilen yalnz oydu. Mesel giydii elbise ancak 22 rublelikti, ama ne kadar zarifti! Btn ehirde hoa gidebilecek kadn yalnz oydu, ama erkek oktu. Bu. nun iin onlar ister istemez Layevskiyi kskanacaklard. Son zamanlarda Layevskinin ona kar souk, ekingence bir nezkelte, hatt zaman zaman. kstaha, kabaca muamele etmesine memnun oluyordu; eskiden olsa btn kmalarna, hakaretli, souk yahut acayip, mnsz baklarna gz yala. riyle, serzenilerle, ondan ayrlmak veya kendi kendini a. lktn ldrmek tehditleriyle cevap verirdi. imdi ise cevap ye. rine sadece kzaryor, kabahatli gibi ona bakyor, kendisini okamadma memnun oluyordu. Kendisini hrpalasa, tehdide!se daha iyi, ho bir eydi; nk onun karsnda kendisini bsbtn kabahati hissediyordu. Ona yle geliyordu ki birinci k>bahti. Layevskiye Petersburgu terk ettiren onu Kafkasya-ya srkliyen iftlik hayat hlyalarna meyil gstermemesiydi, Emindi ki son zamanlarda kendisine en ok bunun iin kz-yordu. Kafkasyaya yolland zman daha ilk gnde burada sahilde Mera bir ke, iinde iekler, sebzeler yetitirebilecei, rdekler ve tavuklar besliyebilecei, komular kabul, fakir muiikleri tedavi edebilecei, onlara kitap databilecei, glgelikleri, kular, hendekleri bol bir bahe bulacan um mutu. Halbuki Kafkasya, plak dalar, ormanlar, kocaman vadilerden ibgretmi; burada uzun zaman yer arayp bulmak, ,.8jcmak, yerlemek lzm; komular yok, scak ok: buraA msan soyabilirler de... Layevski toprak almakta acele etmiyordu. Nadejda Fed t-ovna bundan memnundu. hayatn hatrlamamaktan yan zlemi gibiydiler. Layevski bir ey sylemiyordu, u haldt kendisinin bir ey sylememesine kzyordu, diye dnmek V;ydi. kinci kabahati: Bu iki yl iinde Layevskinin haberi ol madan Amiyanofun maazasndan yz rublelik bir sr te dello 31 beri satn almt. Bunlar azar azar alm, kuma, ipekli, emsiye falan derken hi farknda olmadan bu bor toplan-vermiti. Bugn ona sylerim... diye karar verdi. Fakat hemen bu ruh haleti iinde Layevskiye bortan bahsetmenin uygun olmyacan dnd. nc kabahati: Layevski evde yokken zaptiye komiseri Kirilini iki defa eve almt: bir defa sabahleyin Layevski banyoya gittii zaman, ikinci defa da gece yars, kumarda bulunduu srada. Nadejda Fedorovna bunu hatrhyarak titredi. Dndklerini anlamasndan korkuyormu gibi a kadna bakt. Uzun, dayanlmiyacak derecede scak ve can skc gnler, znt ve-rici gzel akamlar, kzgn geceler, insann sabahtan akama kadar bo zamanlar nereye sarf edeceini bilmedii btn bu hayat, ehrin en gzel gen kadn olduunu, genliinin bou bouna getiine, Layevskinin namuslu, Ibilgili m hayat yeknasak, daima terlikleripi srten, trnaklarn kemiren, kaprizleriyle kabak tad veren bir adam olduuna dair besledii sabit fikirler onda yava yava arzular, ihtiraslar uyandrmt: bir lgn gibi gece gndz hep ayn eyi dnyordu, nefes alnda, baklarnda, sesinin tonunda, yrynde yalnz arzu, yalnz ihtiras seziliyordu. Denizin grlts ona sevmek lzm diyor, gecenin karanl da, dalar da ayn eyi sylyordu... Kirilin kur yapmaa balad zaman o kendine lkrn deildi. Mukavemet etmek istememi, edememi, ona teslim olmutu. imdi, yabanc vapurlar, beyaz elbiseli adamlar nedense ima kocaman bir salonu hatrlatmlrdi. Kulaklarnda Franszca konumalar, vals sesleri nlamaya balad. Yrei sebepsiz bir sevinle hoplad. Dans etmek, Franszca konumak istiyordu. Bu hiyanette korkun bir ey olmadn sevinle dnd. Ruhu hyanetine itirak etmemiti: Layevskiyi hl seviyordu. Bu, onu kskanmasndan belliydi. Evde olmad zaman szlanyor, zlyordu. Kirilin geri gzeldi, ami kabayd, onunla i fi

32 DELLO artk postay kesmiti, daha bir ey olacak deildi. Olan olmu gemiti. Kimin nesine gerek. Layevski bunu duysa da inanmazd. Sahilde kadnlar iin bir tek deniz hamam Tard. Erkekler ak yerde yzyorlard. Nadejda Fedorovna banyo yerine girdii zaman yalca bir memur kars olan Marya Konstan-tinovna Bitgovna ile lisede okuyan on be yalarndaki kz Katyay orada buldu. Srann zerinde oturmu soyunuyorlard. Marya Konstantinovna kelimeleri uzatarak, ve yksek perdeden konuan iyi kalbli, heyecanl, nazik bir kadnd, 32 yana kadar mrebbiyelik etmi, sonra ufak tefek, plak bal, akaklar taranm, uysal, kendi halinde bir memura, Bitgova varmt. Hl ona tutkundu, onu kskanrd, ak> sz sylenince kzarr, herkese ok mesut olduunu sylerdi. Nadejda Fedorovnay grnce yzne, btn tandklarnn ili dedikleri ifadeyi vererek heyecanla: Aziz dostum! Canm! ne iyi ettiniz de geldiniz! Beraber banyo edeceiz. Oh ne iyi! dedi. Olga arabuk elbisesini, gmleim karp atarak hanmn soymaya koyuldu. , Nadejda Fedorovna plak a kadnn kaba temaslarndan, ekinerek: Bugn, dedi, hava dnk kadar scak deil, yle deil mi? Dn scaktan az kalsn lyordum. Ah, evet canm. Ben de neredeyse boulacaktm. nanr msnz, dn ben defa denize girdim... dnnz kuzum, defa! Nikodim Aleksandri bile tela dt, Nadejda Fedorovna bir Olgaya, bir memur karsna bakarak iinden: Aman, dedi, insan nasl olur da bu kadar irkin olurVs Katyaya bakarak: \ Kzcazn vcudu fena deil diye dnd. Sizin Nikodim Aleksandriiniz ok sevimli! Ona ben dela vuruldum. Marya Konstantinovna zorla gld: DELLO 33 HahHahHah! Bu ok gzel! Elbiselerinden syrlp kan Nadejda Fedorovna umak arzusunu hissediyordu. Ona yle geliyordu ki, kollarn rpsa muhakkak havalanacak, uacakt. plak, beyaz vcuduna Olgann tiksinerek baktn fark etti. Olga bir asker karsyd. Nikhl kocasiyle yayor, bunun iin de kendisini hanmndan daha iyi, daha yksek gryordu. Nadejda Fedorovna Marya Konstantinovna ile Katyann da kendisine itibar etmediklerini, ondan korktuklarn sermiti. Bu hos bir ey deildi; kendini onlarn gznde ykseltmek iin dedi ki: Bizde, Peterspurgda imdi sayfiye hayatnn en civcivli zamandr. Kocamn da, benim de birok tandklarmz var. Gidip grmek lzmd. Marya Konstantinovna ekinerek sordu: Kocanz galiba mhendis, deil mi? Ben Layevskiden bahsediyorum. Onun tandklar -oktur, ama ne yazk ki anas gururlu bir aristokrat, dar grl.. Nadejda Fedorovna szn bitirmeden suya dald. Arkasndan Marya Kanstantinovna ile Katya da denize girdiler. Nadejda Fedeorovna devamla: Bizim kibar leminde sama inanlar oktur. Sanld gibi kolay yaanmyor, dedi. , Aristokrat aileler iinde mrebbiyelik etmi olan, kibar lemini bilen Marya Kostantinovna, dedi ki: Ah evet! nanr msnz, kuzum, Garatmskilerde kahvalt ve le yemekleri iin de tuvalet aranrd, yle ki, ben orada tpk artist gibi aylmdan baka bir de gardrop paras alrdm. Kzn, Nadejda Fedorovnay ykyan sulardan korumak iin ikisinin arasnda duruyordu. Deniz hamamndan yz adm kadar ileride birisinin yzd, denize alan kapdan grnyordu. Katya: 3< DUELLO Anne, bizim Kostya! dedi. Marya Konstantinovna korkuyla rpnarak: Ah, Ah, Ah, Kostya, dn geri!, Kostya, dn! diye bard. 14 yalarnda bir erkek ocuu olan Kostya annesiyle ks kardeine yiitliini gstermek iin ban suya daldrarak yoluna devam etti, ,ama yorulmutu, hemen geri dnd. Kuvvetine gvenemedii cidd gergin yznden belliydi. Marya Konstantinovna sakinleerek:

Bu erkek ocuklarla attk belya! Kollamazsan kendi kendisinin ban yiyecek. Ah kuzum ana olmak ne kadar ho, ama ayn zamanda ne kadar ar ey! nsan her eyden korkuyor. Nadejda Fedorovna hasr apkasn giyerek deniz hamamnn dna ak denize dald. Drt aajen (1) kadar gittikten sonra srt st yatt. Ta ufka kadar denizi, vapurlar, kyda insanlar, ehri gryordu. Btn bunlar yakc scakla berrak hafif dalgalarla beraber onu drtyor, klna fsldyordu: yasamak lzm, yaamak... Yelkenli bir sandal, dalgalan ve havay gayretle yararak yanndan hzla geti. Dmende oturan adan ona bakmt. Ona bakmalar houna gidiyordu. Banyodan sonra giyinip hep beraber ktlar. Nadejda Fedorovna deniz suyu ile tuzlanan dudaklanui yalayjy tandklarn selmlarna glmseme ile karlk vererek: . Bana, gn ar stma geliyor, byleyken yine zayflamyorum, dedi. Her zaman topluyum. Galiba imdi daha ok topluyum. Bnyeye bal bu ekerim. Eer insanda, mesel benim gibi, imanla istidat yoksa ona hi bir yiyecek kr etmez, ama siz apkanz slatmnz, ekerim. Zarar yok, kurur. (1) Sajen: 2,134 metre. DELLO 35 Nadejda Fedorovna yine rhtmda gezen, Franszca konuan beyaz elbiseli adamlar grm, her nedense gsnde yine bir sevin dalgalanmt. Bir zamanlar dans ettii, belki de ryasnda grd byk bir salonu bulank bir ekilde hatrlad. Ruhunun derinliklerinde bir y, belirsiz, bouk bir sesle kk, alak, kirli, baya bir kadn olduunu ona fsldad. Marya Konstantinovna kendi avlu kapsnn yannda durdu, Nadejda Fedorovnay ieriye, oturmaa davet etti. Yalvaran bir sesle: Giriniz, kuzum! dedi, ayn zamanda da belki kabul etmez diye dnerek endieyle, mitle ona bakt. Gen kadn: Memnunlukla. Size gelmei ne kadar sevdiimi bilirsiniz! diyerek teklifi kabul etti: Eve girdi. Marya Konstantinovna ona yer gsterdi, kahve, yumurtal pasta ikram etti. Sonra, eskiden, rencisi olup imdi artk kocaya varm olan Garatinskilerin kzlarnn fotoraflarn gsterdi. Katya ile Kostyann imtihan notlarn kard. Notlar iyi dereceydi; ama daha iyi grnsnler diye, iini ekerek imdiki liselerde tahsilin zor olduundan ikyel etti. Misafire hizmet ediyor, dier taraftan da huzuriyle Kostya ile Katyann ahlk zerine fena tesir edebileceim dnerek ii szlyor, azap duyuyordu. Nikodim Aleksandriin evde olmamasndan ayrca seviniyordu. Fkrince btn erkekler By-lelerini sevdikleri iin, Nadejda Fedorovna, Nikodim Aleksan-drie de fsna tesir edebilirdi. Marya Konstantinovna misafirler konuurken, ikide bir, bu akfam kr lemi yaplacam, von Korenin, makaklara, yani Layevski ile Nadejda Fedorovnaya bu yolda bir ey sylenmemesini ok rica ettiini hatrlyordu. Ama dalgnlkla azndan ka-rverdi. Kpkrmz kesildi, aaliyarak ilve etti: Umarm ki siz de gelirsiniz! 36 D D E L L O VI Gney yoliyle ehirden yedi verst teye gitmek, Duhann (1) yannda Kara ve Sar rmaklarn kavutuklar yerde oturmak, balk orbas piirmek iin szlemilerdi. Saat alt sularnda yola ktlar. En nde st ak bir arabada Samoylenko ile Layevski gidiyordu; onlarn arkasndaki atl arabada Marya Konstantinovna, Nadejda Fedorovna. Katya ve Kostya oturuyordu. Yanlarnda yiyecek, kapkaak sepeti vard. Daha arkadaki arabada da komiser Kirilin ve Nadejda Fedorovnann yz ruble borlu olduu tccar A-miyanofun gen olu Amiyanof bulunuyordu. Karlarndaki iskemlede ufak tefek, titiz giyinmi, akaklar taranm Niko dim . Aleksandri bzlm, bada kurmu oturuyordu. En arkada von Korenle Diyakos geliyordu. Diyakosun ayak ucunda balk sepeti duruyordu. nlerine bir yk arabas, yahut eee binmi bir Abaza knca Samoylenko avaz kt, kadar haykryordu: __Son-al __ Von Koren Diyakosa anlatyordu:.

ki yl sonra param, adamlarm olunca inceleme seyahatine kacam. Sahil boyunca Vladivosfoktan Behrenk boazna kadar, sonra oradan Yenisey azna kadar gideceim. Harita izeceiz, nebat ve hayvan incelemeleri yapacaz; jeoloji, antropoloji ve etnorafi incelemeleriyle esasl olarak megul olacaz. Benimle gelebilir misiniz? Diyakos: mkn yok, dedi. Niin Ben ba bal, evli bir adamm. Karnz size izin verir. Biz onun geimini temin ederiz. Eer, onu umumun faydasna manastra girmek iin kandra-bilirseniz daha iyi: bu size de manastra ve seyahate parasz (1) Duhan: Gney Kalkasayada meyhanemsi a dkknlarna verilen isim. dkkn. D0ELLO 37 dlarak katlmak imknn verecektir. Ben size bunu tem:n edebilirim. Diyakos susuyordu. , Zoolog sordu: lahiyat bilginiz nasl? Olduka fena. Hmm... size bu yolda yardm edemem, nk ilahiyat ben de az bilirim. Size lzm olan kitaplarn bir listesini hana verin, kn Petersburgtan gndereyim. Dinci gezginlerin htralarn da okumalsnz. Bunlar arasnda iyi etnologlara, ark dilleri bilginlerine raslanr. Onlarla^ tantklar sonra ie balamak sizin iin kolaylar. Ama kitaplar gelinceye kadar bouna vakit kaybetmeyin, bize gelin; pusula ile megul olur, meteoroloji reniriz. Btn bunlar lzm. Diyakos glerek mrldand: Oras yle... Orta Rusyada vazife isledim, bapapaz amcam bana yardm etmee sz verdi. Eer sizinle gelirsem onlar bouna rahatsz etmi olacam. Teredddnz anlamyorum. Siz yalnz bayramlard i grmek zorunda olup da dier gnler srt st yatan herhangi bir Diyakos olarak kaldka on yl sonra da bugn ney-seniz yine o sunuz. Belki fazla olarak yalnz byklarnz olu1. Halbuki ayn mddet iinde seyahatten dndkten sonra bsbtn baka bir adam olacaksnz; bir eyler yapm olmann btn baka bir adam olacaksnz; Bir eyler yapm olmann siniriyle zenginleeceksiniz. Kadn arabasndan korku, hayret banlar geliyordu. Arabalar sahilin yaln kayalklarnda alm bir yoldan gidi. yorlard. yle geliyordu ki herkese, sanki yksek bir duvarda yaplm bir rafn zerinden uup gidiyorlar, arabalar neredeyse uuruma yuvarlanacak. Sada deniz alyordu; solda siyah benekli, krmz damarl, zerinde kkler uzanm iribr esmer bir duvar vard. Yukardan .kvrck dikenli sarmaklar, eilmi, korVu ile, merakla aaya doru bakyor gibiydiler. Bir dakika sonra .yine bir lk ve glme: aaya doru arkan koca bir kayann altndan gemek gerekiyordu. 38 DELLO Layevski: Anlamyorum, dedi. Ne akla hizmet ederek sizinle geliyorum, ne sersemlik, ne bayalk! imale gitmeliyim, kamah, kurtulmalym; bu sama kr lemine ne diye kartm. Arabalar sola sapmlar, Sar rman vadisi- meydana km, sar, bulank, lgn rmak prldamaa balamt. Samoylenko: Bir baksana, ne panorama! dedi. Layevski: Bunda ben hibir gzellik grmyorum, aa, diye cevap verdi. insann tabiat karsnda durmadan heyecan duymas, hayalinin zrtln gstermesi demektir. Btn bu dereler, kayalar, hayalimin bana verebilecei eyler yannda baya eylerdir, o kadar. Arabalar artk rmak kys boyunca gidiyorlard. Yk&ek dalk, sahiller ar ar yaklayor, vadi daralyor, boazdan ilerideymi hissini veriyordu. Tabiat, yanndan getikleri kayalk da yle yaman bir kuvvetle birbirine dayanan o kadar byk kayalardan vcude getirmiti ki, ona her baknda Samoylenko elinde olmyarak inliyordu. Lo ve heybetli tepe, yolculara su ve esrar serpen yarklarla, geitlerle yer yer yarlyor, boazn arasndan esmer, pembe, meneke ve duman renginde veya parlak klara boulmu baka dalar grn-. yordu. Boazn yanndan geerlerken arasra yere bir suyun dt, talarda ses kard duyuluyordu.

Layevski iini ekti : Ah, lanet dalar, bktm usandm onlardan! Kara rman Sar rmaa dkld, mrekkebi andran kara suyun Sar rma kirlettii, onunla boutuu yerde, yolun kenarnda Tatar Kerbalayn duhan vard. Duhann damnda bir Rus bayra ile tebeirle yazlm Ho duhan tabels gze arpyordu. Yannda, etraf itle evrilmi bir bahede masalar, iskemleler vard. Dikenlikler ortasnda tek bir sflvi. aac, gzel, siyah boyu ile ykseliyordu. dello 39 Mavi gmlekli, beyaz nlkl, ufak tefek, evik bir adan olan Kerbalay yolun stnde duruyor, elleri gbeinin stnde yerlere eilerek arabalar karlyor, glmseyip beyaz dilerini gsteriyordu. Samoylenko bard: Merhaba, Kerbalaycm! Biz biraz daha ileride yemek yiyeceiz. Semaveri, iskemleleri oraya getir! abuk! Kerbalay tral ban sallad; bir eyler mrldand; sesini ancak arka arabada oturanlar duyabildiler: Alabalk var, ekselans Von Koren: Getir, getir! dedi. Arabalar duhandan be yz adm kadar ilerde durdular. Samoylenko imenlik bir yer seti. Burada yer yer, oturmaya elverili talar, frtnada yklm, kll kklerinin alt stne, gelmi sar ve kuru dikenli bir aa yatyordu. Burada rman zerinde derme atma, esnek bir kpr, rman br kysnda, tam karda da drt ksa temel kaz zerinde duran bir samanlk, masallardaki tavuk ayakl kulbeyi andran bir mr kurutma ambar vard: kapsndan aa kk bir merdiven iniyordu. Herkeste uyanan ilk intiba u idi: buradan klmaz Nereye bal an her taraftan dalar yyor, yaklayorlard, Duhan ve siyah selvi ynnden akamn glgesi hzla seiri-yordu, bu yzden kara rman vadisi daha ok daralyor, dalar daha ok byyordu.Irman, austos bceklerinin dinmiyen esleri duyuluyordu. Marya Konstantinovna heyecandan derin bir gs geirerek: ok gzel! dedi. ocuklar baksanza ne kadar gzel! Ne sessizlik! Manzaray beenen ve nedense nce gkyzne, sonra da duhaniH bacasndan kan mavimtrak dumana bakarak birden hznlenen Layevski tastik etti. - Evet, gerekten gzel! diye tekrarlad. 40 DELLO Marya Konstannovna alar gibi bir sesle: Ivan Andrey, bu manzaray tasvir et, dedi. Niin? diye Layevski sordu ntiba her trl tasvirden iyidir. Herkesin intiba yolu ile tabiattan ald bu renk, bu ses zenginliini muharrirler berbat, tannmyacak bir ekle sokuyorlar. Von Koren, suyun yannda kendine setii en byk tan stne kmaa ve oturmaa alarak souk bir eda ile: Aceba? diye sordu. Gzlerini Layevskiye dikerek tekrar etti: Aceba? Ya Romeo ile Jlyet? Ya mesel Pukinin Ukrayna geceleri? Tabiat onlarn ayaklarnn ucuna gelip yerlere kapanmaldr. Dnmee, itiraz etmee enen Layeyski kabul etti. Belki de... Biraz dur,arak: Zaten, dedi, Romeo, ile Jlyet gerekte neydi? Gzel, airce kutsal ak bir iektir ki altnda irkef saklamak isterler. Romeonun herkes gibi bir hayvan taraf vardr. Seninle ne zerinde konuulsa sz her zaman eye * getirirsiniz... Von Koren Katyaya bakt, szn sonunu getiremedi. Layevski sordu: Sz neye getirirmiim? Size mesel zm salkm ne gzeldir! derler. Siz ist eve ama inenince ve midede hazmolununca ne kadar bi-imsizdin dersiniz. Bu lfm ne lzumu var? Yeni bir ey deil, hem de acayip bir eda. Layevski, von Korenin kendisini sevmediini bilir, bunun iin de ondan korkard. Arkasnda biri varm gibi onun yannda kendini fena halde sklm hissederdi. Hi cevap vermedi, kenara ekildi, geldiine piman oldu. Samoylenko: Efendiler, ate iin al rp toplamaa, mar! kJ1 mandasn verdi. DELLO 41

Herbiri rasgele bir tarafa dald. Orada yalnz Kirilin, Amiyanof, Nikodim Aleksandri kalmlard. Kerbalay sandal-yalar getirdi, yere bir hah serdi, birka ie arap brakt. Her mevsimde ceketinin stne kaput giyen ve uzun boylu, giisterili bir erkek olan komiser Kirilin gururlu tavrlar, cakal yry, gr ve biraz da atlak sesiyle genten bir tara polis mdrn hatrlatyordu. Hznl, uykulu bir hali vard, arzusuna aykr olarak uykudan daha imdi uyandrlm gibiydi. , Kelimeleri ar ar syliyerek Kerbalaya sordu: Bunu ne diye getirdin, hayvan? Ben sana kvareli.getirmeni emrettim; sen ne getirdin, tatar suratl? Ha? Kimi? Nikodim Aleksandri ekinerek, terbiyeli terbiyeli sze kart. Bizde arap ok, Yeor Aleksey. Ha? Ama ben kendi arbmn aa bulunmasn isti-.yorum. Kr lemine katlnca kendi paym getirmee hakkm var sanyorum. Sanyorum! On ie kvareli getir. Kirilinin paras olmadn bilen Nikodim Aleksandri hayretle: Niin bu kadar ok? dedi. Kirilin: , Yirmi ie! Otuz! diye bard. Amiyanov Nikodim Aleksandriin kulana fsldad: Zarar yok, brak, ben derim. Nadejda Fedorovnanm neeli, delimence bir hali vard. Atlayp sramak, kahkahalarla glmek, haykrmak, akalamak, cilve etmek istiyordu. Mavi benekli, ucuz basmadan elbisesi, krmz iskarpinleri, o mahut hasr apkasiyle kendini ufack, sade, hafif ve bir kelebek gibi havai gryordu. Esnek kprden kouyor, ba dnsn diye bir dakika kadar suya bakyor, sonra haykryor, kahkahalarla te yana. kurutma ambarna doru kouyordu. Btn erkekler, hats Kerbalay bile kendisine hayran hayran bakyor gibi geliyordu ona. P. 4 42 DELLO abuk abuk basan karanlklarn iinde aalar dalarla, atlar arabalarla birbirine karp duhann pencereleri kla prldad srada Nadejda Fedorovna, kayalklar, dikenlikler .arasndan kvrlan kei yolundan daa trmanarak bir kayann stne oturdu. Aada artk ate yanmt. Diyakos sval kollariyle lein etrafnda dolayor, uzun, siyah glgesi atein etrafnda bir yarap gibi geziyordu. Arasra atee alrp atyor, uzun bir sopann ucuna bal kakla tencereyi kartryordu. Samoylenko bakr kzl yziyle atein yannda kendi mutfanda dolar gibi dolayor, fkeli fkeli baryordu: Tuz nerede baylar! Sakn unutulmu olmasn? Nedir bu, hepiniz aalar gibi yan geldiniz: yalnz ben mi uraacam? Layevskii ile Nikodim Aleksandri devrilmi aacn stnde yanyana oturmular, dalgn dalgn atee bakyorlard. Mariya Konstantinovna, Katya, Kostya sepetten ay takmlarn, tabaklar karyorlard. Von Koren kollarn aprazlama birbirine geirmi, bir ayan bir tan stne koymu, rman kysnda, suyun ta kenarnda ayakta duruyor, bir eyler dnyordu. Atein kzl benekleri, glgelerle bir arada, yerde ve insan karaltlarnn yannda geziyor, dan, aalarn, kprnn ve kurutma ambarnn stnde titreiyordu. Sarp, oyuk kynn br taraf k; iindeydi, titriyor, rmaa aksediyordu, hzla akan cokun su bu akisleri paralyordu. Diy^akos, nehirde Kerbalaym ykayp temizledii balklar almak iin kyya doru yrd; ama yar yolda durarak etrafa bakt. Allahm, ne kadar ho! nsanlar, kayalar, ,ate, karanlk-biinsiz bir aa. Hepsi bundan ibaret; ama ne kadar ho-diye dnd.; br kyda, kurutma ambarnn yannda yabanc bir takm adamlar peyda olmutu. Ik parlayp snd ve atei i duman o tarafa doru uup gittii iin bu insanlarn hepsini birden grmek kabil olmuyordu; onlar kme kme grnyorlard: kh tyl bir papak, beyaz bir sakal, kh mavi bir gruDDELLO 43 lek, yrtk ve yamal bir elbisenin onuzundan dize kadar olan ksm, bir gbek stnde aprazlamasna duran bir kama kh kara, tpk, kmrle izilmi gibi sk, sert kal, gen ve yank bir

yz gze arpyordu. Bunlarn beji bir halka tekij edip yere oturdular; geri kalan bei de kurutma ambarna girdiler. lerinden biri srt atee doru kapnn nnde durdu. Ellerini arkasna koyup bir eyler anlatmaa balad, her halde ok merakl bir eyler anlatyordu; nk Samoylenko atei allarla yeniden tututurup da ate kvlcmlar saarak kurutma ambarn parlak bir kla .aydnlatnca, derin bir dikkat ifade eden sakin iki yzn kapdan bakt, halka halinde oturanlarn da dnp hikyeye kulak kabarttklar grnd. Biraz sonra oturanlar yavaa ar, melodik, byk perhiz ilhilerine benzer bir hava tutturdular... Diyakos onlar dinlerken on yl sonra inceleme seyahatinden dnecei zaman dnd: gen bir misyoner papaz, nl, gemii erefli bir melliftir; onu bapapazla, sonra piskoposlua getiriyorlar: katedralda yin yapyor, banda mitra (1), boynunda pana-geya (2) olduu halde krsiye kyor, iki mumlu, murmu amdanlarla istavrozhyarak haykryor: Gklerden in Tanrm, sa elinle diktiin u zm asraa-su gr, ziyaret et. , ocuklar ona cevap olarak melek sesleriyle Aziz Tanr ilhisini okuyorlar. Samoylenkonun sesi duyuldu: Diyakos, balk nerede? Diyakos atein yanna gelirken scak bir temmuz gn din tren alaynn tozlu bir yoldan geiini hayal etti: nde mujikler sanca, kadnlarla kzlar kutsal tasvirleri tayor. Onlarn arkasndan ilhici ocuklar, yz bal, salar samanl kilise muhafz, sonra, sirasiyle kendisi, arkasndan (1) Mitra: Papazlarn giydikleri bir eit balk. (2) Panageya: Meryem ana resmini tayan bir e., hamayil. 44 DELLO banda apkas, elinde haiyle papaz geliyor. Geriden de bit mujik alay, kadnlar, erkek ocuklar ilerliyor. Ayn alayn iinde papazla diyakosun, balar mendillerle bal karlar ar. Okuyucular ilhi sylyor, ocuklar alayor, bldrcnlar tyor, ayr kuu akyor... te durdular, bir srye okunmu sudan serptiler... Yollarna devam ettiler, yerlere kapanarak Tanrdan yamur dilediler. Sonra yemek, sylemeler... Diyakos iinden: Bu da ho dedi. VII Kirilinle Amiyanov kei yolundan yamaca trmandlar. Amiyanov geri kald, durdu. Kirilin Nadejda Fedorovnaya yaklat. Askerce bir selm vererek: Bonsuvar. Kirilin gkyzne bakp dnceye dald: Ya, byle! dedi. . , Nadejda Fedorovna bir mddet ses karmad, sonra Amiyanovun kendilerini gzetlediini fark ederek sordu: Neymi byle? Komiser yavaa: Ya... demek akmz almadan soldu ha? dedi. Byle mi kabul etmeli bunu? Sizin bu yaptnz bir eit fndklktr. Yoksa beni, istenildii gibi muamele edilebilecek bir serseri mi sayyorsunuz? Nadejda Fedorovna gnn bu gzel, harikulade akamnda korkuyla Kiriline bakt. Bu adamn, gerekten onun houna gittii, yakn olduu anlar olmu muydu? diye hayretle kendi kendine sordu. Sert sert: Bu bir hata idi. Braknz beni! dedi. Kirilin: Ya! dedi. Bir mddet durup dnerek ilve etti: Eh, ne yapalm, iyi bir annz bekleriz. Ama im-DELLO 45 dilik sizi temin edebilirim ki, ben drst bir adamm. Bundan kimsenin phe etmesine msaade edemem. Benimle elenmee gelmez! Adiyo. Askerce bir selm verdi; dikenliklerin arasna girerek yana doru yrd. Biraz sonra, Amiyanov kararsz admlarla gen kadna yaklat. Yumuak bir ermeni ivesiyle: Gzel bir akam! dedi. Amiyanov gzelceydi. Modaya gre elbise giyer, kendisini terbiye grm bir gen gibi idare ederdi. Fakat Nadejda Fedorovna, babasna yz ruble borlu olduu iin, onu sevmezdi. Bu dkkncnn

kr lemine davet edilmesi de houna gitmemiti, tam da ruhu sf, temiz olduu byle bir akam kendisine yaklamas cann skmt. Bir mddet sustuktan sonra Amiyanov sze balad: Kr lemi umumiyetle iyi gidiyor. Evet, diye Nadejda Fedorovna tasdik etti, ve hemen borcunu hatrlam gibi kaytszca ekledi: Evet maazanza syleyiniz, Layevski bugnlerde uriyacak, yz rubleyi, pek hatrmda kalmam, yani borcum ne kadarsa, diyecek. yz ruble daha vermee hazrm, yeter ki her gn bu borcu hatrlatmaynz... Bunun sras m imdi? Nadejda Fedorovna gld; aklna gln bir fikir gelmiti: ahlk kt bir kadn olsa ve istese bir dakika iinde bu bortan kurtulabilirdi. Eer, mesel bu gen, gzel budala-c batan karsa! Gerekten bu ne gln, ne mnsz, ne tuhaf bir ey olurdu! Birdenbire can sevmek, soymak, brakmak sonra bundan ne kacak diye durup bakmak istedi. Amiyanov ekinerek: _ Msaadenizle, dedi, size bir tavsiyede bulunaym: rica ederim Kirilinden saknnz. tede beride sizin .iin ok fena eyler sylyor. Nadejda Fedorovna souk bir eda ile: 46 DELLO Bir sersemin hakkmda neler syledii benim iin merak edilecek bir ey deil, dedi. Ama telca dmt. Gen, gzel Amiyanovla oynamak fikri cazipliini birden kaybetti. Aaya inelim, dedi. aryorlar. Aada halik orbas artk hazrd. Onu tabaklara boalttlar, kr lemlerine mahsus merasimle yediler. Hepsi de orbann pek nefis olduunu, evlerinde hi byle nefs bir ey yememi olduklarn sylyorlard. Her kr leminde oldu gibi peete, sarg kd, rzgrn teye beriye uurduu lzumsuz yal kt ynlar iinde kiendilerini kaybetmiin-, bardaklarn, ekmeklerini birbirine kartrmlar, halya, dizlerine arap dkmler, tuzu etrafa samlard. Her yer karanlkt, ate artk yle parlak yanmyordu, kalkp atee al rp atmaya herkes eniyordu. Hepsi arap imiti, Kostya ile K.atyaya. da yarmar bardak vermilerdi. Nadejda Fedorovna bir tmrdak, sonra bir bardak daha imiti. Sarho-olmu, Kirilini unutmutu. Layevski arabn tesiriyle keyfe gelerek: Mkemmel bir kr lemi, gzel bir akam, dedi: Lkin ben iyi bir k bunlara tercih ederim. Kunduz derisinden yakas buz zerreleriyle gmleniyordu (1). Von Koren: Herkesin kendine gre bir zevki var, dedi. Layevski sknt hissetmiti: srtnda atein scakl. gsnde, yznde von Korenin kini vard. Bu namuslu, akll adamn, belki de esasl bir sebebe dayanan tini onu eziyor, bitiriyordu; itiraza kudreti yoktu. Yaltaklanan bir sesle: Tabiat ok severim, tabyat olmadma esefleniyoru-i. Size s;ipta ediyorum dorusu, dedi. Nadejda Fedorovna: \! Ben ne esefleniyorum, ne de gpta ediyorum. Halk strap ekerken bceklerle, hayvancklarla insan nasl uraabilir, pnlamyorum. (1) Pkinden bir msra. DELLO 47 Layevski de o fikirdeydi. O, tabiat bilimlerinin tamamiyle cahiliydi. Bunun iin, karnca byklar, hamam bcei ayak-lariyle uraan insanlardaki otorite edalariyle, bilgince, mtefekkirce tavrlarla ba^ ho deildi. Bu insanlarn bcek boynuzlarna, ayaklarna, bir protoplazmaya (nedense protoplaz-may bir istiridye eklinde dnrd) dayanarak insann ba-langcf, hayat meselelerini zmeye kalkmalar her zaman cann skard. Ama Nadejda Fedorovnann szlerinde bir yalan seziyordu. Srf ona itiraz etmi olmak iin: Mesele bceklerde deil, sonularda, dedi. VIII Ge vakit, saat on birde evlerine dnmek zere arabalara binmeye baladlar. Hepsi binmiti; yalnz rman br tarafnda kovalamaca oynyan, glen Nadejda Fedorovna ile Amiyanov eksikti. Samoylenko onlara seslendi:

Baylar, abuk olun, abuk! Von Koren yavaa: Kadnlara arap vermemek; lzmd, dedi. Kr leminden, von Korenin nefretinden, kendi dncelerinden yorulan Layevski, Nadejda Fedorovnaya doru yrd, gen kadn en ve neeliydi. Kendini bir ty gibi hafif hissediyordu; soluyarak ve glerek Layevskinin iki elini birden yakalad, ban onun gsne koydu. Layevski bir adm geriliyerek serte: Sen bir afte gibi hareket ediyorsun, dedi. Bu ok kaba kamt; yle ki, ona kendisi bile acd. Nadejda Fedorovna onun fkeli, yorgun yznde kendisine kar nefret, merhamet, kin okuyarak birdenbire cesaretini kaybetti. Tadn kardn, fazla ileri gittiini anlad; kederli bir halde, kendini ar, iman, kaba, sarho hissederek ilk rasgeldii bo bir arabaya Amiyanovla beraber oturdu. Layevski Kirilinle, Zoolog Samoylenko <le, Diyakos kadnlarla oturdular. Araba katar hareket etti. 48 DELLO Von Koren yamurluuna sarld, gzlerini kapyaras yle balad: u makaklara bak... ittin ya, Nadejda Fedorovna bceklerle, hayvancklarla uramak istemezmi; nk halk strap ekiyormu. Btn makaklar bizi byle dnrler Esir, eytan kadn milleti, nesillerce kamyla, tokatla yldrl-m mahlklar. Yalnz zor karsnda titrer, yalvarr, boyun eerler, ama makak kimsenin yakasna yapamyaca bir sahaya brak, alr, kendini gsterir. Bak hele resim sergilerinde, mzelerde, tiyatrolarda yahut ilimden bahsedildii zamaa ne kadar cesurdur: bbrlenir, salar dimdik olur, azna geleni syler, tenkid eder... Mutlaka tenkid eder; bu bir klelik almetidir! Dinle bak: serbest meslek erbab klhanbeylerden daha ok kfrbaz olurlar; nk cemiyetin drtte kleler, ite u maymunlardr. alyorsun diye bu klenin yrekten elini sana uzatp da teekkr ettii grlmemitir. Samoylenko esniyerek: Bilmiyorum ne istiyorsun! dedi. Kadncaz seninle samimi olarak yle biraz bilgilice konumak istedi; sen hemen netice karyorsun. Layevskiye bir eyden kzgnsn, Nadejda Fedorovnaya da kr lemine itirak ettii iin ki zyorsun. Halbuki ok iyi bir kadn! E, yeter! Baya bir metres, ahlk bozuk, aalk bil kadn ite. Bana bak, Aleksandr Davidi, kocasiyle bir arada yasamyan, hibir i yapmyan, yalnz hihi, haha ile vakit freiren alelade bir kadna rasgeldiiniz zaman, ona: hadi bakalm almaya! dersin. Peki, burada hakikati sylemekten niin ekmiyorsun, niin korkuyorsun? Nadejda Fedorovna, bir gemiciye deil de bir memura metreslik ettii iin mi? Samoylenko kzd: Peki ne yapaym? Dveyim mi <jiru? Ayb alklama. Biz ayb yalnz arkadan lanetleriz. Bu havaya yumruk skmaa benzer. Ben zoolog veya sosyologum, hepsi bir. Sen doktorsun, cemiyet bize inanyor; biz ona. Nadejda vanovna gibi bayanlarn, onu ve gelecek nesilleri tehdideden korkun zararn gstermek zorundayz. .DELLO 49 Samuylenko: -- vanovna deil, Fedorovna, diye dzeltti. Pelii, cent yet ne yapmal? Cemiyet mi? Bu onun bilecei i. Bence en kestirme, en doru yol cebirdir. Onu manu militan (1) kocasna yollamak gerek. Kocas kabul etmezse ar Hizmete, yahut bT =lah evine vermeli. , Samoylenko: Uf. diye iini ekti. Bir mddet sustu, sonra yavaa ordu: Geen gn, Layevski gibi insanlar yok etmek lzm, demitin... Sylesene bana, mesel hkmet yahut cemiyet bu ii sana havale etse... yapar miydin? Gzm bile krpmazdm. IX Layevski ile Nadej.da Fedorovna evlerine gelip karanlk, scak, skntl odalarna girdiler. kisi de susuyordu. Layevsld, mumu yakt, Nadejda Fedorovna mantosunu, apkasn kar-makszn mell mell gzlerini kaldrp ona bakt. Layevki onun izahat beklediini anlyordu. Ama izahat vermek can skc, faydasz, yorucu olacakt. Kendini tutamayp ona budalaca eyler syledii iin vicdan azab duyuyordu.

Her gn ona okumaa hazrlad mektup cebinde rasgele eline demiti. imdi bu mektubu on gsterirse dikkatini baka tarafa ekebilir. Artk mnasebetimizi belli etmenin zaman geldi. Mektubu ona vereyim; ne olacaksa olsun. diye dnd. Mektubu karp ona verdi. Oku, sana ait. Bunu syliyerek alma odasna gitti, karanlkta ba yas-tksz kanapeye uzand. Nadejda Fedorovna mektubu okudu; tavann ktn duvarlarn kemlisine yaklatn hissetti. Oda birdenbire da(1) Yakapaa. P. 5 50 DELLO r.dck, karanlk, korkun bir ekil akl. abuk abuk , defa istavroz kard. Rahmetini esirgeme Varabbi... Rahmetini esirgeme, dedi ve aiad. Vanya! van Andreyi! diye seslendi. Cevap veren olmad. Layevskinin ieri girdiini, sandalyenin L-rkasnda durduunu sanarak ocuk gibi hkrmaa bajlhc Unun ldn baaa niin sylemedin? Kr lemine gelmezdim; yle kahkahalar atmazdm. Erkekler bana baya szler sylediler. -N gnah sev, ne gnah ey! Beni kurtar, Vanya.. beni kurtar... Ben ldrdm... Mahvoldum... Layevski onun hkrklarm duyuyordu. Ortalk ona clayanilrnyacak kadar .scak geliyor, kalbi iddetle arpyordu. Can skntsiylt: yerinden kalkt, odann ortasnda durdu; masann yanndaki koltuu karanlkta :l yorflamiyle bularak oturdu.* inden: Buras zindan... kp gitmeli.,. d/yaminaz... dedi. Kumar oynamaa gitmek iin vakit artk gemiti. ehirde Meant a yoktu. Yine oturdu, hkrklar duymamak iin kulaklarn I.kad. Birdenbire Sanoylenkoya gitmek aklca geldi. Nadojcla Fcdorovnann yanndan gememek iin p-BCOTe-drn baheye atlad, bahe duvarn aarak sokaa kt. Karanlkt. Limana yeni-bir vapur gelmiti: klarna baklrsa byk bir yolcu vapuru olacakt: apa zinciri grldiyM-l:. Sahilden vapur istikametine doru hzla krmz bir k ieHi-orrlu: bu, gmrk kayyd. I ..syevski: imdi yolcular kamaralarnda uyuyorlar diye dnyor, unlarn rahatna imreniyordu. Samoylenkonun evinde pencereler akt. Layevski pencerelerin birinden, sonra tekinden bakt: odalar karanlk. sessizdi. Alek^adr Davidi. uyuyor mu-un? Meksandr Davidi! dello 51 Kim o? Hangi iblis? Renim Aleksandr Davidi, kusura balcna. Biraz sonra kap ald; idare lmbasnn hilfif parlad. Batan aa beyazlar giymi, banda beyaz takkesiyle iri vcutlu Samoylenko grnd. Glkle, uykulu uykulu nefes alarak, kalnarak sordu: t Ne var? Dur, imdi kapy ayorum. Zahmet etme, pencereden girerim... Layevski pencereye trmand: Samoylenkoya yaklaarak elini tuttu titrek bir sesle: , Aleksandr Davidi, dedi. Beni kurtar! Yalvarrm sana, istirham ederim, beni anla! Vaziyetim dayanlacak gibi deil: eer bu, iki gn daha devam ederse kendimi bir... bir Jcpek gibi boarm Dur bakalm... Neden bahsediyorsun sen? Mumu yak. Samoylenko mumu yakarak iini ekti: --- Ohooo... Vay canna... Saat ikiye gelmi yahu. Ik ve Samoylenkonun orada bulunmas, Layevskiye byk bir ferahlk vermiti: ftffet, evde duramadm, Aleksandr Davidi; benim biricik dostum sensin... Btn midim sende. Arzu et, etme, allal akna elini bana /at. Ne olursa olsun buradan gitmeliyim. Bana dn para ver! Samoylenko kanarak derin bir nefes ald:

Ah Yarabbi. Yar.abbi! dedi. Dalmtm, uykumun ararda ddk sesleri duyuyordum. Bir vapur geldi: sonra da <en... ok mu para lzm sana? Hi olmazsa yz ruble almal. Nadejda Fedorovnaya yz ruble brakmak lzm, bana da yol iin iki yz... Sana ?alen drt yz rubleye yakn borcum var. Ama hepsini gn-ilereceiri... hepsini... Samoylenko, atal sakaln avcuna ald. ayaklarn gererek dnmee balad. Ya... U yz, evet,., diye dalgn dalgn mrldand. \ma bende o kadar yok. Birisinden almak gerekiyor. I 52 DELLO Laycvski. .Samoyienkonun kendisine p;r; vermek istediini, mutlaka da vereceini yznden anlad. . Allah akna al, muhakkak gnderirim. Petersburgs gider gitmez gnderirim. Hi merak etme. Canlanarak ilve etti: aa, gel arap ielim! . Peki... arap da ielim. kisi birden yemek odasna gittiler. Samoylenko masaya ie arap, bir eftali taba koyarak sordu: Ya Nadejda Fedorovna ne olacak? O kalacak m? Lyevski, iine ni bir sevincin dolduunu hissederek: Her eyi yoluna koyacam, her eyi. Sonra ona par gnderirim, bana gelir... Artk orada mnasebetimizi tyin ede-riz. Shhatnza, dostum, dedi. Dur, nce bunu i... Benim bamn zmnden. u ie Nayaridzenin, o da Ahatulofun bann zmnden.-nn de tadna bak, ama doru syle... Benimki ekimsi gibi. Ha? yle deil mi? Evet. Beni ferahlandrdn Aleksandr Davidi. yTe-ekkiir ederim. Dirildim. Ekimsi deil mi? eytan bilir, ne bileyim ben. Fakat mkemmel, harikulade bir adamsn sen. Samoylenko onun solgun, tell, fakat iyi yzne bakarak, von Korenin, bylelerini yok etmek gerektii yolundaki tavsiyesini hatrlad. Layevjd ona kimsesiz, herkesin incitebilecei, yok edebilecei zayrf, ciz bir ocuk gibi grnyordu. . Gidince annenle bar, dedi. Bu fena. Evet, evet, mutlaka. Bir mddet sustular. lk ie boalrken Samoylenko dedi ki: Von Korenle de barsantz iyi olur. kiniz de ok iyi, akll adamlarsnz: ama birbirinize kurtlar gibi bakyorsunuz D0ELLO S3 O anda herkesi mee, affetmee .hazr olan Lyevski ona hak verdi: Evet, o ok mkemmel, ok akll adamdr. Fevkalde bir adamdr, ama onunla yldzmzn barmasna imkn yok. .Hayr! Tabiatlarmz birbirine hi uymuyor. Ben yumuak, zayf, uysal bir adamm; iyi bir zamanmda ona elimi uzatabil -rim; ama o, hafifseme ile benden yzn evirecektir. Lyevski bir yudum arap iti; keden keye gidip geldi; sonra odann ortasnda durarak devam etti: Von Koreni ben pek iyi tanrm. Metin, kuvvetli, mstebit tabiatl bir adamdr. Duymadn m? nceleme seyahatinden bahsedip duruyor. Bunlar bo szler deil; ona l, mehtapl gece lzm: etraftaki adrlarda, ak havada uzak menzilli yollarda bitkin bir hale gelen a, hasta kazaklar, klavuzlar, ykleri, doktoru, papaz uyurlar. Uyumyan yalnz o. Stanley gibi portatif bir iskemleye kurularak kendini ln hkmdar, bu adamlarn efendisi hisseder. Bir tarafa doru gider, gider. Adamlar inliyerek birbiri arkasndan lrler, yine gider. Nihayet o da- lr; ama yine de ln despotu, hkmdar olarak kalr; nk mezarnn ha kervanlara otuz krk mil uzaktan grnmekte, ln zerinde szlmektedir. Bu adamn asker olmadna acrm. O, mkemmel, din bir kumandan olabilirdi. Svarisini nehirde boab lir, cesetlerden kprler kurabilirdi. Harbde byle bir cesaret ise her trl tahkimattan, tabyadan daha lzumludur. Ah, onu pek iyi anlyorum! Sylesene: buralarda ne dolayor? Burada ne aryor? Deniz hayvanlarn inceliyor.

Hayr, hayr azizim, hayr! Vapurda bir yolcu bilgin iana Karadenizin hayvan bakamndan fakir olduunu, kkrtl idrojenin okluu yznden bu denizin derinliinde uzvi hayata imkn olmadn syledi. Btn cidd zoologlar N. poli ve Villefranche biyoloji istasyonlarnda almaktadrlar Fakat von Koren kendi basmadr, dik kafaldr: Karadenizde kimse almad iindir ki, o burada alyor. niversite ile ijrifini kei. bilginleri, arkadalarn tanmak istemiyor 54 DELLO nk, o lifi- cydcn cince bir despottur, ondan sonra zoologdur. (Greceksin: mehur bir adam olacaktr. Daha imdiden, yolculuktan dnnce niversitelerimizden entrikay, iktidarszl kaldrmak, bilginleri kskvrak balamak hlyasmdadr. Despotizm, harbde olduu gibi ilimde dt kuvvetlidir. ki yldr bu pis kasabada yayo, nk kydt birinci olmak, ehirde ikinci olmaktan iyidir. 0, burada hen. kral, hem kartaldr. Btn ehir halkn karsnda tirt titretiyor; otoritesiyle onlar eziyor. Her eye burnunu sokar, her ie karr, her eye ilgi gsterir. Ondan herkes korkar * Ben yakam eline vermiyorum. Bunun farknda: onun iindir ki benden nefret ediyor. Beni yok etmek, yahut ar hizmetr vermek gerektiini sana sylememi miydi? Samoylenko gld: Evet. Layevski de gld, arabn iti. Bir eftali yiyerek: Onun idealleri de despotadr, dedi. Alelade fnile eer umumun faydasna alyorlarsa, kendi soydalarn yani beni, seni, bir kelime ile insan olunu gz nnde tutuyorlar. Von Koren iinse insanlar kpek yavrusudurlar, hitirler: hayatnn gayesi olmak iin- ok ufaktrlar. 0, soydalarna kar olan sevgisi adna deil, insanlk, gelecek nesil, ideal insan soyu gibi soyut kavramlar iin alyor; bunlar iin yolculua kacak, oraja bunlar iin kendi ban yiyecektir. nsan soyunun dzelmesi iin urayor, biz ona gre, bu ite kleden baka bir ey deiliz, kurbanlk koyunuz, yk hayvanlaryz. Elinde olsa insanlarn bir ksmn yok eder vahut kree mahkm eder, bir ksmn disiplinle kskvrak balar. Arakayev gibi trampN ile yatrp kaldrr, iffetimizin., ahlkmzn korunmas iin hasmza harem aalar diker, dar, muhafazakr ahlkmzn evresi dna kan herdesin kuruna dizilmesini emrederdi. Btn bunlar insan so yunun dzelmesi adna yapard. nsan soyu nedir? hayai. serap... Mstebitler her zaman hayalcidirler. Ben onu pekl anlyorum, azizim. Onu takdir ediyorum, nemini inkr etmiDELLO 55 M.nru. Bu lnya onun gibilerle tutunuyor. Yalm bize kalsa btn iyi yrekliliimize, iyi niyetlerimize ramen dnyay biz, sineklerin ite u tabloya yaptklarn yapardk. Evet... l.ayevski. Samoylenkomn yanna oturdu ve ykselen bir heyecanla devam etti: Ben bo, deersiz, sefil bir adamm! Teneffs etliim Kava arap ve aktr; bir kelime ile, ben hayat imdiye kadar yalan; tembellik, cesaretsizlik bahasna satn aldm. Istraplarm deersiz,- baya straplard. Von Korenin nefreti karsnda korkaka boynumu bkyordum; nk zaman zamiri ben il* kendimden nefret ediyor, kendimi aa gryorum. Layevski yine heyecanla keden keye gidip geldi:Kendi kusurlarm aka grdme, onlar anladma memnunum, dedi. Bu benim yeniden dirilmeme, baka bir adam olmama yardm edecektir. Uslanmaya ne ihtirasla, ne strapla susadm bilsen. azizim... Sana yemin ederim ki adam olacam! arap m beni byle syletiyor, yoksa u gerekten bvle mi. bilmiyorum. Ama zannediyorum ki oktandr u anda yaadm tatl, sf dkilalar yaamamtm. Yatmak /aman geldi, kardeim, dedi Samoylenko. Evet. evet... \ffedrrin. imdi. l.ayevski, kasketini aryarak eyalarn, pencerelerin yannda tella dnmee balad, iini ekerek mrldand: Teekkr ederim. Teekkr ederim... efkat, tatl dil, sadakadan iyidir. Sen bar.a hayat verdin. Kasketini buldu, durarak kabahatli kabahatli Samoylenko-ya bakt. Valvarcn bir sesle: Alcksandr Davidi: dedi. Ne o?

Msaade et.de geceyi burada geirtvyn! A. eref verirsin... \f demek? Layevski divanda yatt: doktorla d.h-. uzui mddet konutular. 56 DELLO Ziyafetten gn sonra Marya Kostantinovna anszn Nadejda Fedorovnay ziyarete geldi. Selm vermeden, apkasn karmadan gen kadnn ellerini yakalyarak gsnde skt, iddetli bir heyecanla: Aziz dostum, dedi, pek zldm, beynimden vurulmua dndm. Sevimli, sempatik doktorumuz, dn kocam Nikodim Aleksandrie sylyordu: . gya kocanz lm. Sylesenize, kuzum, doru mu bu? Nadejda Fedorovna cevap verdi: ~t Evet, doru, ld. , Ne korkun ferket, ne korkun felket, ,aziz dostum! Ama lereyde bir hayr vardr. Kocanz muhakkak ki iyi, mkemmel, mbarek bir adamd. Bu gibi adamlar yeryznden ziyade gkyznde gerektir. Marya Kopstantinovnann yzndeki btn izgicikler, noktacklar titriyor, derisinin altndan sanki kck ineler zplyordu. Titrek bir glmseme ile glmsedi, iini ekerek heyecanla dedi ki: . - - Bylece sizde serbestsiniz demektir, ekerim. imdi alnnz ak gezebilir, insanlarn yzne cesaretle bakabilirsiniz Bundan byle Tanr da, insanlar da van Andreyile evlenmenizi takdis ederler. Ne kadar iyi. Sevincimden titriyorum, sz bulamyorum. Ben sizin klavuzunuz olacam, ekerim. Nikodim Aleksandrile ben sizi o kadar sevdik ki. Nikhla, temiz evlenmenizi tekdis etmemize msaade edeceksiniz. Ne zaman nikahlanmak niyetindesiniz, ne zaman? Nadejda Fedorovna elini kurtararak: Benim byle bir niyetim yok, dedi. Nasl olur, ekerim. Vardr,, niyetiniz vardr. Vadejda Fedorovna gld: , Vallahi yok. Ne diye evlenelim? Ben buna hi de lzum grmyorum. imdiye kadar nasl yaadksa yine yle yayacaz. . ^farya Konstantinovna hayretle bard: DOELIO 57 Ne sylyorsunuz! Allah akna ne sylyorsunuz? Evlenirsek daha iyi olacak deil. Tersine, fena bile olur. Serbestliimizi kaybederiz. Marya Konstantinovna geri geri ekildi, ellerini rparak haykrd: Ne sylyorsunuz kuzum? Siz ldrdm/ galiba! Kentlinize gelin! Uslann! Ne demek? Nasl uslanmak? Ben daha hayat grme-Hm, siz uslann, diyorsunuz! Nadejda Fedorovna hayat gerekten grmediini dnd. Enstity bitirdikten sonra sevmedii bir adama varmt. Sonra da Layevslci ile birlemi, onunla iyi bir ey bekliyerek hep bu can skc sahillerde yaamlard. Bu hayat m ki? Evlenmek gerekirdi diye dnd. Fakat Kirilini. Amiyanovu. hatrlyatak kzard. Hayr, dedi, imkn yok. van Andreyi bunh benden, dizlerimekapanarak istese bile gene reddederim. Marya Konstantinovna kanapede bir dakika sessizce turdu. Hznl, cidd baklarn bir noktaya dikti. Sonra ayaa kalkp souk bi* eda ile: Allaha smarladk kuzum! dedi. Affedersiniz, rahatsz uttim. Geri benim iin ac olacak, ama size unu sylemem gerekiyor ki . bugnden itibaren aramzda herey bitmitir, van Andreyle kar olan derin saygma ramen evimin kaplar size kapaldr. * Bunu yksek perdeden sylemi, sesinin tonundan kendisi de rkmt. Yz yine titremeye balad; yumuak, rikkatli-bir ekil ald. ki elini rkek, akn Nadejd Fedoroynaya uzatarak yalvaran bir sesle: * ekerim, dedi, msaade ediniz, hi olmazsa bir an iin olsun anneni?, yahut ablanz olaym! Sizinle bir annt* ribi randan konuacam. , Nadejda Fedorovna iinde yle bir scaklk, yle bir se- vin hissetmi, kendi kendine yle acmt ki, sanki annesi gerekten dirilmi, karsnda (Ilnyordu. Marya Koristantinov58 DELLO nayj iddetle kucaklad, yzn (in/.a dayad, ki-i bird-. alamaa haladlar. Kanapeyc oturdular. Tek bir sz sylemeye skatlar yoklu, birbirine bakmakszn birka dakika hkrarak aladlar.

Marya Konstantinovna sze balad: Yavrum, ocuum. Acma duymadan size ac gerekleri s\ liyeeein. Adal akna. Allah akna!Bana inannz, yavrum. Hamlarsnz ki buradaki ba-valar iinde sizi evine kabul eden yalnz ben oldum. Be;i dala ilk gnden korkutmutunuz, ama ben size kar herke-Kbi ilgisiz davranamazdm. Sevimli,- iyi kalbli Ivan Andreyi iin kendi evldn gibi ac duydum.. Yabanc memlekette., tecrbesiz, zayf, anasz bir gen... Ne kadar azap ektim. ne kadar... Kocam onunla grmek istemiyordu. Ama ben oii yola getirdim... Kandrdm... van Andreyii evimize kabul etmeye baladk; onunla beraber tabi sizi de... Yoksa gcenirdi. Kzn, olum var... nazik ruhlarn, sf kalblerin bilirsiniz... Ya. birisi bunlardan birini batan karrsa... Sizi kabul ederken ocuklarm iin korkumdan titriyordum. Ab. bu korkumu anne olduunuz zaman anhyacaksnz. Sizi kabul ediime.herkes at. Affedersiniz... namuslu bir kadn olduurr iin herkes bana lf dokundurdu. phesiz dedikodu, faraziye... Ruhumun derinliklerinde sizi ayplyordum, ama siz bahtsz, zavall, lgn bir ladndnz. Size acyordum. Nadejda Fedorovna zangr zangr titriyerek sordu: Ama niin? Niin? Ben kime ne yaptm? -- Siz korkun bir gnahkrsnz. Kocanza kilisenin mihrab nnde verdiiniz sz bozdunuz. Siz yle bir delikan-lv batan kardnz ki, sizinle karlama* belki kendi ulilinde iyi bir aileden nikhla bir hayat arkada alr. imdi herkes gibi yaard. Onun genliini mahvettiniz. Sylemeyiniz, kuum, sylemeyiniz! . lediimiz gnahlarda kabahatin erkekte olduuna inanmam. Kabahat her zaman kadndadr. Erkekler ev ilerinde gevektirler, kalhleriyle deil fikirleriyle yaarlar; birok eyleri bilmez DELLO 59 i r. ama kadn hereyi anlar. Herey onun elindedir. Ona ok ey verilmitir, ondan ok ey stenir. Ah canm, eer kadn bu yolda erkekten daha kaln kafal, daha zayf olayd. Tanr erkek ve kz ocuklarnn terbiyesini ona brakmazd. Sonra kuzum, siz utanmay bsbtn kaldrdnz, ayp yolunu tuttunuz. Sizin yerinizde baka bir kadn olsa insanlardan gizlenir, evine kapanp otururdu; insanlar onu yalnz Tanrnn mabedinde, solgun, siyahlar giymi, alarken grrlerdi, o her yrekten tvbede: Allahm. gnah iliyen melek tekrar san; dn-yor derdi; .1m3. kuzum, siz, sklmay bsbtn braktnz, aklan aa, lgnca bir arada yaadnz, gnhlarnzla iiiinyor gibiydiniz, akalasp. glyordunuz; size bakp hayretle titriyordum; bizde olduunuz zarrnn evimize yldrm decek diye korkuyordum. Marya Konstantinovna geni- kadnn b:r ey sylemek islediini sezerek bard: Sylemeyiniz, kuzum, sylemeyiniz! nannz bana: beti izi aldatmam, hibir hakikati ruhunuzun gznden sak-lanvm. Dinleyiniz beni yavrum... Allah byk gnahkrlara iaret kor. siz de iaretlenmitiniz. Elbiseleriniz ne rezaletti, dknn! Elbiseleri iin ok iyi bir fikir besliyen Nadejda Fedo-mvnii alrmv keserek hayretle ona bakt. Marya Konstantinovna devamla: Evet rezaletti, dedi. Tuvaletlerinizdeki incelikten, deiiklikten herkes sizin gidiinizi kefedebilirdi. Size bakarken herkes elyor, omuz. silkiyordu. Fekat ben azap, strap rekivnrdum. Affedersiniz kuzum, siz gnahkr bir kadnsnz! Deniz hamamnda karlatmz zaman yreimi titrettiniz. Ds r marlariniz tede beride srnyordu. Ya etekliiniz. m!e;niz... Of. kuzum, ben kzmyorum! Zavall Tvn Andre. ir-in hovh ban da kimse svle doru dr-si balamyor 7nv?lltPi&n amarlarndan, izmelerinden de belli ki evde um . b-k^n ,vok. Evinizde o her zaman ac. kuzum, tabii evde semaverle, kehve ile ilgilenecek kimse yoksa, ister istemez avlrnn varn sazinoda harevaeaksn. Evinizin nil! her60 DELLO bat, perian! ehirde hi kimsenin evinde sinek yok; ama sizde gz atrmyorlar. Btn yemek, fincan tabaklar sim siyah. u pencerelerin, masalarn stne bakn: tozlar, ge * bermi sinekler, bardaklar... Bardaklar orada ne aryor? Ma anz hl temizlenmemi kuzum. Yatak odanmza girmeye insan utanr; amarlar teye beriye salm, duvarlarda trl trl lstikler asl. urada bir kab. Aman, kuzum! Koca, bir sev bilmeme]], kar onun karsnda bir melek gibi temiz olmaldr.Ben her sabah ortalk iyice aarmadan uya nr, kocam uykulu olduumun farkna varmasn diye yzm souk su ile ykarm. Nadejda Fedorovna ahyarak: Eer mesut olaydm btn bunlar ehemmiyetsiz eylerdi, ama yle bahtszm ki!

Marya Konstantinovna alamamak iin kendini g tuta-Tak gs geirdi. Evet, evet, ok bahtsrzsnrz! Gelecekte de sizi byn aclar, straplar bekliyor! htiyarlk, hastaltk, sonra da yce mahkeme de hesap vermek... Korkun ey, korkun! imdi talih size elini uzatyor, siz dnmeden itiyorsunuz. Evleniniz, hemen evleniniz! Evet, evlenmek lzm, ama buna imkn yok. Peki, niin? -- mkn yok! Ah, bilmezsiniz! raejda Fedorovna Kirilinden, dn akam rhtmda gen, yakkl Amiyanovla karlamasndan, yz ruble bortan kurtulmak iin aklna gelen lgnca, gln fikirden, kendini tamamiyle dm, satlk tir kadn gibi hissederek gece ge vakit eve dnnden bahsetmek istedi. Nasl olmutu, o da bilmiyordu. imdi Marya Konstantinovnann nnde borcunu vereceine yemin etmek istiyor, ama hkrklar, utan duygusu konumasna engel oluyordu. Ben gideceim, dedi. van Andreyi, yarsn kalsn. ben gideceim. . - Nereye? . d DOELLO 61 Rusyaya. Ama.orada ne ile geineceksiniz? Hibir eyiniz yok. Tercmelerle urarm. Yahut... bir ktphane aarm... . --- Bo kuruntuyubraknz, kuzum. Ktphane iin para ister. Neyse, sizi imdi yalnz brakaym; sakin olun, dnp tann, yarn da neeli neeli bize gelin. ok iyi olacak bu! Hadi allaha smarladk, kk meleim. Geliniz sizi bit peyim. Marya Konstantinovna Nadejda Fedorovnayr alnndan pt; ona istavroz kard, sessizce kp gitti. Artk ortalk kararm* Olga mutfakta yakmt. Nadejda Fedorovna alyarak yatak odasna gitti, yataa Vr /and. iddetli bir stma nbetiyle sarslmaa balad. Yatan iinde soyundu; elbiselerini ayaklariyle inedi, yorgann altnda bzlerek bir yumak gibi yusyuvarlak oldu. Su imek istiyordu; ama ona su verecek kimse yoktu. OdiyecciTri! diye sylendi. Yar uyku arasnda bir hastann yannda durduunu grr gibi oldu, onun ahsnda kendisini tand. diyeceim! Ben para iin... ha>r bunu dnmek budalalk. Gider, Petersburgdan ona paray gnderirim. lk nce yz... Sonra da yz... Sonra yz daha... Gece ge vakit Layevski eve geldi. Nadejda Fedorovna ona da: nce yz... dedi. Sonra da yz... * Layevski: Bir kinin ieydin, dedi. inden de yle dnd: Yarn aramba; vapur kalkyor, ben gidemiyeceim. Demek cumartesine kadar burada kalmak lzm. Nadejda Fedorovna yatanda dorularak diz st oturdu. Olmsedi. Mumun karsnda- gzlerini krptrarak sordu: Ben imdi bir ey sylemedim ya? Hibir ey sylemedin. Yarn sabaha doktoru armak lzm, uyu. r r rv 62 dello Cine bir vu.stk ald, divana doru yrd. Nadejda Fedorovnay brakp gitmee karar vereli beri kadncaz ondan merhamet, kabahatlilik duygusu uyandrmaa balamt. Onun yannda bulunmas, lmne karar verilen bir hasta yahut ihtiyar bir at karsnda .duyulan vicdan azabn veriyordu. Kapda durarak dnp bakt. Kr leminde sinirliydim, sam sama eyler Syledim Beni affet, ne olur. Sonra kabinesine gidip yatt. Uzun zaman uyuyamad. Ertesi sabah yortu olduu iin apoletleriyle, nianlariyle lam bir merasim elbisesi giymi olan Samoylenko, Nadejda Fedorotnann nabzn yoklayp diline baktktan sonra yatak odasndan karken kap eiinde duran Layevski sordu: - E, nasl? Ne oldu? Yliz korku, on derece tel ve mit ifade ediyordu. Samoylenko: --- Merale etmeyin, tehlikeli bir ey deil, dedi. alelade bir stma. Layevski sabrszlkla kalarn att: -- Ben bunu sormuyorum, dedi. Para buldun mu? v Samoylenko kapya doru bakarak kzard: (

Affet kardeim. Allah akna affet! Hi kimsede fazla para yok. Be bundan, on undan, topu topu yz on ruble topladm. Bugn de birisiyle daha konuurum, sabret. Layevski sabrszlktan titriyerek mrldand; Ama cumartesi son gn! Btn evliyalar hrmeline olsun, cumartesine kadar! Eer cumartesi gidemezsem artk hibir sey lzm deil bana... hibir ey! Anlamyorum, nasl olur da bir doktorda para olma/! Samoylenko: E-.vef. Allahn ii li\r abucak ve gyretle fsldad, boazndan da slk gibi bir ses kt - hepsini aldlar. Yedi bin ruble alacam var ama boazma kadar borluyum. Benim ne kabahatim vsr? Demek cumartesine kadar bulacaksnz? Deil mi? -- flavret ederim. O.U E L L O 63 Yalvarrm kuzum! Cuma gn sabahleyin para elimde olsun. S/noyleko oturdu, kinin mahll, kalii brotnati, infusion de rhubarbe, tineturae gentianae, aquae, foenicali szlerini yazd. Btn bunlar bir mahlldii, acl gidermek iin bir de gl urubu ilve ederek kt gitti. XI A >n Kren, ilasna merasim elbisesiyle giren Samoylen-koyu grnce: yle bir grnn var ki. dedi, sanki beni yakalamaya geliyorsun. Samoylenko, zoologun di tahtalar birbirine aktrp yapt byk masann yanna oturarak dedi ki: Evin yanndan geerken dndm: gel uraya girip . zoologu bir greyim, dedim. Pencerenin nnde bir eyler yazan Diyakosu baiyle selmlad; Benjur, mukaddes peder! Bir dakika kadar oturup le yemeini hazrlamak iin hemen eve gideceim, vakittir... sizi rahatsz etmedim ya? Zoolog: Yok. >ok. tebyizle megulz, diye cevap verdi. ncecik yazlarla yazl kd masann stne koydu. Samoylenko: .Ya, byle... Vay canna, aman Yarabbi! diye iini ekti; zerinde l. kuru bir ylan yatan tozlanm bir kitab mayadan yavaa kendine doru ekereJc ilve etti: --- -una, tasavvur et ki yeil bir deek kendi iine giderken yolda anszn byle bir bel ile karlayor. Dnyorum, ne korkun ey! - hvei, tahmin ederim. Dmanlarndan kendini korumak iin zehri mi var 64 DELLO dorudan doruya kendiEvet, kendini korumak si hcum etmek iin. Samoylenko derin bir nefes ald: Ya, ya, evet... tabiatta her ey faydaldr, her ey izah olunabilir. Yalnz, benim anlamadm nokta gu: sen bilgili bir adamsn, ltfen hana izah et bakalm. Bir sndan byk olmyan yrtc hayvanlar vardr; grnte olduka gzeldirler, ama son derece, efendime syliyeyim, alak,, ahlkszdrlar. Byle bir hayvan, mesel, ormanda gidiyor; yolda bir ku gryor, parajayp yiyor. Sonra yolana devam ediyor, otlarn iinde yumurta ile dolu bir yuva gryor; artk can yemek istemiyor, karn toktur. Byleyken yine yumurtalardan birini kryor, dierlerini peneleriyle yuvadan frlatp atyor. Sonra bir kurbaaya raslyor, onunla oynamaa balyor; cann karnca - yalanarak yryor. Karsna bir bcek kyor, ona da bir pene atyor... Yolunun stndeki her eyi bozuyor, krp geiriyor... Bakalarnn yuvasna giriyor, karine* yuvalarn yok yere bozuyor, smkl bceklerin kabuklarn kryor.. Sanla karlayor, onunla da kavgaya giriyor. Bir-yln yavrusu, bir fare grnce ldrmeli-dir. Btn gn hep byle. Ey, syle bakalm, byle bir hay-/ vnnm ne lzumu var? ne diye yaratld bu? Von Koren: Bilmiyorum, dedi, hangi hayvandan bahsediyorsun. htimal, bcek yiyici bir hayvan bu. E, peki ne olmu? Ku onun penesine dyor, nk ihtiyatszdr. Yumurta dolu yuvay bozdu, nk ku beceriksizdir, yuvasn fena yapm, gizliyememitir. Kurbaann renginde herhalde bir kusur olacak; yoksa onu gremiyecekti ve il... Senin yrtc hayvann ancak tabiatn zrriyet brakmalarn lzumlu grmedii zayflar, beceriksizleri, ihtiyatszlar, bir kelimeyle kusurlular yok eder. Ancak en beceriklileri, en ihtiyatllar, en kuvvetliler, en iyi gelimi olanlar canl kalr. Bylece enin

hayvancn, kendisi dp farknda olmadan tekmln ch jrayesine hizmet ediyor. Samoylenko teklifsizce: D0ELLO 6S Evel, vet, yle... Ha, aklma gelmiken, ahbap, bana yz ruble dn versene, dedi. -- Peki. Bcek yiyici hayvanlar arasnda ok enteresan neviler vardr. Mesel kstebek. Zararl bcekleri yoc ettii iin onu faydal sayarlar. Hikye ederler ki, gya Almann biri mparator I. Wilhelme kstebek derilerinden bir krk gndermi, imparator da, gya faydal hayvanlardan bu kadar ok ldrd iin ona azarlama cezas verilmesini emretmi. Bununla beraber kstebek yrtclkta senin hayvancndan aa kalmaz. Sonra imenleri berbadettii iin de ok zararldr. Von Koren ekmeceyi a^t, iinden yz rublelik bir kt kard. -- Kstebein gs kafesi yarasannki gibi kuvvetlidir, dedi ve ekmeceyi kapyarak szne yle devam etti: Kemik ve adeleleri dehetli gelimitir. Az teekk-lt harikuladedir. Eer kstebek, fil kadar byk olsayd mthi, yenilmez bir hayvan olurdu. Enteresandr, iki kstebek yeraltnda karlatklar zaman ikisi de, anlamlar gibiv hemen bir alan amaya balarlar. Bu alan onlara kolay arpmalar iin lzmdr. Alan yaptktan sonra etin bir savaa giriirler; zayf olan devrilinceye kadar bouurlar. Al u yz rubleyi, ama Layevski iin almamak artiyle. Samoylenko kzard: Bir de Layevski iin almm! Sana ne? / --- Layevski iin veremem. Biliyorum, sen bor vermeyi seversin. Haydut Kerim de istese verirsin. Ama kusura bakma: bn yolda sana yardm edemem. Samoylenko yerinden kalkt. Sa elini sallyarak: Evet, Layevski iin istiyorum, dedi^ Evet! Layevski iin! Hibir iblisin, hibir ifritin param nasl kullanacam bana retmeye hakk yoktur. Yermek iinize gelmiyor mu? Ha? . Viyako? bir kahkaha koyuverdi. P. 6 . I ^ DELLO Zoolog: Kzma, biraz dn - dedi, Bay Layevskiye iyilik etmek bence, zararl otlar sulamak, yahut ekirgeyi beslemek, gibi akl kr olmyan bir itir. Samoylenko bard: Fakat bence soydalarmza yardm elmek vazifemiz. d ir. O hakle duvarn, dibinde yatan u a Trke de yardm et! O bir iidir, senin Layevskinden daha lzumlu, daha faydaldr. u \ z rubleyi ona ver! Yahut u tasarladn seyahat iin bana yz ruble bala! \ erecek misin, vermiyecek misin syle? Doru syle: bu para ona niin lzm? Bu bir sr deil ki. Cumartesi gn Petersburg gi-diyor. \ on Kore.n kelimeleri uzatarak: Ya! dedi, aha... Anlyoruz. Kars da gidiyor mu, nasl oluyor? : imdilik o burada kalacak. Layevski Petersburgda iini yoluna koyup ona para gnderecek, sonra o da gidecV-k. Zoolog: Ustaca! Ustaca! Kurnazca hazrlanm bir pln. diyerek kesik, kesik bir sesle gld. Hzla Samoylenkoya yaklat., yzne doru sokuldu, gzlerinin iine bkarak ordu: Doru syle: imi kadndan soudu. deil mi? yle deil mi. Syle: soudu deil mi?~ Ha? Samoylenko: Evet, diye cevap verdi. Bir hayli de terlemiti. \ on Koreain tiksinti duyduu yznden belliydi. Ne iren ey! dedi. u ikisinden biri, Aleksandr Davidi: ya sen onun su ortasn, yahut da salan birisin. Seni bir ocuk gibi, vicdanszca kullandn nasl anlamyorsun? Ondan ayrlmak, onu burada brakmak istedii gn gibi aikr. Ru kadn burada senin bana ekiyecek, yine gn DELLO 67 gibi aikr ki onu kendi hesabna Petersburga gndermen gerekecek. Bu candan dostun, meziyetleriyle seni o kadar kr etti ki, en basit eyleri bile grmyorsun?

Samoylenko oturarak: Bunlar sadece tahmin, dedi. Tahmin mi? Ama niin onunla beraber gitmiyor da >nlni/ gidiyor? Ona sor. neden nce kadn, sonra kendisi irilmiyor? Kurnaz it! Dostu iin birden phelere, vesveseler den Samoylenko hemen yumuad, sesinin tonunu alaltt. Layevskinin kendi evinde geirdii geceyi hatrhyarak: Bu mmkn deil, dedi, yle zlyor ki! -- Bundan ne kar? Hrszlar, kundaklar da azap ekerler. Samoylenko dalgn dalgn: Diyelim ki, dedi, sen haklsn... Diyelim ki yle.. Ama o. yabanc ellerde kalm bir gentir... niversite gr-m. Biz de niversitede okuduk. Ona burada bizden baka vardm ederek kimse yok. Sadece ikiniz de ayr ayr zamanlarda niversitede bulundunuz; ikiniz de orada havyar kestiniz diye imdi onun bayalk etmesine yardm etmek! Akl alr ey deil! Samoylenko parmaklarn oynatarak u dnceyi ileri rd: Dur. gel soukkanllkla dnelim, yle bir i yaplabilir sanrm: ben ona paray veririm, anlyor musun, iin:! i>ir haftayu kadar Nadejda Fedorvnaya. yol paras gn-f rcreine ondan namusu, erefi zerine sz alrm. Sana namusu zerine sz verir, gz ya bile dker. buna kendisi de inanr. Ama bu szn ne kymeti olur? Szn tuimyacak, iki yl sonra da Nevskide kolunda yeni bir spvpliyle rasladm zaman, medeniyetin onu bozduunu, Rmlinin .1 ) bir ei olduunu syliyerek kendisini tnaznr (1) Rudin: Turgenyevin roman kahramanlarndan bir:, /liiviif; rush hayata uymamaktadr. *8 DOELLO gsterecek! Allah akna unu brak! ekil u irkeften, iki elinle unu kartrma! Samoylenko bir dakika dndkten sonra azimli bir tavrla : Yok. dedi, ne olursa olsun ben ona para vereceim. Sen rasl istersen yle yap. Ben sadece tahminlere dayanarak adamcaz reddedemem. Pekl. Onunla p, koklaj! Samoylenko korka korkan Hadi ver yz rubleyi! dedi. -- Vermem. Sessizlik balad. Samoylenko bsbtn yumuad. Yznde ackl, utanga, yaltaklanan bir ifade belirdi. Bir ocuk utangal tayan bu acnacak yz apoletli, madalyal koskocaman bir adamda grmek dorusu tuhaft. Diyakos kalemi brakarak: Burann bapapaz ruhani blgesini arabsr ile deil atla dolarr. At stnde dr pek yamandr. Onun ea delii, alak gnlll, kutsal kitaplara uygun bir. byklk gsterir. Konuma konusunun deimesinden memnun olan Von Koren sordu: yi adam mdr? --- A. ne demek? yi olmasa, onu bapapaz yaparlar myd? Von Koren: . Bapapazlar arasnda ok iyi, ok zeki insanlara ras-lanr, dedi. Ancak, yazk ki biroklarnda kendilerini devlet adam olarak tasarlamak zaf var. Birisi Ruslatrmak iia urar, br ilmi tenkid eder. Bu onlarn ii deil ki. Onlar sk sk kendi din meselelerine baksalar daha iyi ederler. Bir dnya adam bapapazlar zerinde hkm yrtemez. Neden, Diyakos? Bapapaz da benim gibi insan. Bu sz I)iyakosa dokundu. Kalemi eline alarak: D0ELLO 69 Oras yle deil, dedi. Eer onun gibi olsayduui takdis etmek hakknz olurdu; siz de bir bapapaz olurdunuz, ama bapapaz olmadnza gre onun gibi deilsiniz demek. Samoylenko zntyle: Darlma Diyakos, dedi. Von Korene dnerek ilve etti: Dinle bak ben ne dndm. Bu yz rubleyi basa verme. Sen ka kadar bende daha ay yemek yiyeceksin; peki, bu ayl pein ver. Vermem.

Samoylenko gzlerini krptrd, kzard. stnde yla duran kitab elinde olmyarak kendine doru ekti, ona bakt; sonra Tcalkp apkasn eline ald. - , Von Koren ona acmti. Ayaiyle fkeli fkeli bir kd odann bir kesine frlatt: ite buyurup, byle adamlarla i yapn gelin! unu anlamalsn ki, bu bir iyilik, bir sevgi deil, yreksizliktir, dknlktr; bu ir zehirdir! Akln yaptn sizin yumuak, hibir ie ya:., maz kalbleriniz bozuyor! Lise talebeliim zamannda tifoya tutulmutum. Halamn yrei dayanamam, ban mantar turusu yedirmiti. Az kalsn lyordum. Halamla beraber unu sen de anla ki, insana kar sevgi yrekte, mide boluunda, belde deil, nah ite burada bulunmaldr! diyerek alnna vurdu. Yz rublelik kd frlatarak: Al! dedi. Samoylenko yz rublelii katyarak yumuak bir sesle: Nafile kzyorsun Kolya, dedi, ben seni pek iyi anlyorum, ama... hele sen bir benim yerimde ol. Sen bir kocakarsn, ite kadar! Diyakos glmee balad. Von Koren hararetli hararetli: Dinle, Aleksandr Davidi,dedi, son bir rica! Paray erecein zaman bu apkna syle bir art ko; ya bayaniyle beraber gitsin, yahut nce onu gndersin. Yoksa paray verme. Onunla durup uraacak deiliz. Ona yle syle. Syle 70 DELLO mezsen. namusum hakk iin, dairesine ^ider. onu tenjiveii lerden aaya atarm, seninle de bir daha konumam. Bunu iyi bil Samoylenko: E? Onunla giderse yahut onu nceden gnderirse kendisi iin daha iyi ya dedi, buna o memrmn bile olur. Hadi Allaha smarladk. Sonra fililer yzle vedalap ikt; ama arkasndan kapy kapamadan nce Voii Korene I>ir bakt: yzne korkun, bir ekil vererek: Seni. ahbap. Mnanlar bozdular! dedi. Evet! Almanlar! Ertesi gn, yani perembe gn Marya Konstantinovna. olu Kostyanin isim gnn kutluyordu. leye herkes brek yemee, akama da ikolata imee davet edilmiti. Gece Layevski ile Nadejda Fedurovna geldikleri srada. misafir salonunda ikolatasn yemi-; olan zoolog. Samoylen-koya soruyordu: Onunla konutun mu? Daha konumadm. Bak aka syle. Ben bu adamlarn hayszln anlamyorum! Bu evdeki ailenin, onlarla bir dam altnda bulunmay nasl grdn pekl bildikjeri halele yine ieriye sokuluyorlar. Samoylenko: Eer her sama inanca kh.k a-ilrsa, dedi, hibi yere gitmemek gerekir. Halkn serbes.1 aktan, ahlkszlktan nefret etmesi sam inan mdr? Elbette, sana inantr, her eyi fena grmektir. Askerler hoppa bir kz grnce kahkahay basarlar. slk alarlar. Onlnr.a bir sor: kendileri nedir? Bouna yere slk almazlar. Kzlarn meru olmyan ocuklarn boarak krek cezas giymeleri. Anna KareniDOELIO 71 naniH (I.) kecdii irenin altna atmas, kylerde kaplarn katranla svanmas, Ktyada senin de. benim de houmuza giden eyin, kendisinde bir ruh temizlii olmas, sf ak diye hir .ey olmadn bildikleri halde herkesin byle bir ak ihtiyacn belirsiz olarak hissetmesi, btn bunlar bo inanlar mdr? Tabi ayklanmadan yakasn kurtaran ancak bunlardr, ahbap. Cinslerin mnasebetlerini dzenlyien bu kr kuvvet olmasayd, Layevskiler sana Hanya ile Konyay gsterirlerdi: insanlk da iki yl iinde soysuzlar giderdi. Layevski misafir salonuna girdi, herkesle selmlai: Von Korenin elini skarken yaltaklanan bir eda ile glmsedi. Bir srasn kollyarak Samoylenkoya dedi ki: Affedersin, Aleksi Davidi. caxw bir iki szm var. Samoylenko kalkt, kolunu onun beline dolad; beraberce \ikorlim. Aleksandriin alma odasna gittiler. Layveski trnaklarn kemirerek:

Yarn cuma; vadettiij paray hazrladn m? dedi. Ancak iki yz on rubleyi buldum. Gerisini bugn. olmazsa yarn bulacam. Merak etme. 1-ayevski derin bir nefes ald. Sevincinden elleri titriyordu: , kr Allaha!.. Beni kurtryorsun. Aleksandr Davidi. Allahm, saadetimin, neyin adna istersen yemin ederim, idder gitmez b paray gndereceim. Eski borcumu da gndereceim. Samoylejko onun elbisesinin dmesini tuttu, tke ile: -- Bak. Vanya... dedi, senin aile ilerine kartm iin teni affet. ami... Nadejda Fedorovna ile beraber gitsen olmaz im? Ne luhatsn, bu mmkn mu? kimizden birimizin mutlaka kalmas lzm, yoksa alacakllar kyameti koparrlar. Dkknlara yedi yz rhle, belki de daha fazla, borcum var. (}) Ann Koreninn: Tolstoyun mehur romannn kahraman . 72 DELLO Dur hele, paralarn gnderip azalarn kapataym, sonr da o buradan ayrlr. Peki... Ama nce onu gndersen olmaz m? Ah Yarabbi, bu kabil mi? Bir kadn o, yalnz bana orada ne yapar? Ne bilir ki? Bu ancak vakit kaybetmek, fazla para harcamak olur. Samoylenko iinden: Mkul diye dnd. Ama Von Korenle konumalarn iatrlaynca gzlerini yere indirerak zgn bir eda ile dedi ki: Fikrini kabul edemem. Ya onunla beraber gidersin, yahut nce onu gnderirsin. Yoksa... yoksa sana parara Te-temem. Bu benim son szm... Geri geri yrd, kapy srt ile iterek kzarm, bsbtn akn bir halde salona girdi. Layevski salona dnerken iinden: Cuma... Cuma... Cuma..* diyordu. Ona bir fincan ikolata verdiler. Bu srcak ikolata ile dudaklarn, dilini yakarak, Cuma... Cuma... diye dnd. Cuma sz nedense kafasndan gitmiyordu. Cumadan baka birey dnmyordu; dimanda deil de kalbine yakn bir yerde yalnz birey. vard: cumartesi gn gidemiye-eek. yi giyinmi, akaklar taranm Nikodim Aleksandri karlarnda durmu rica ediyordu: Yeyiniz ok rica ederim, yiyniz efendim... Marya Konstantinovna misafirlere Katyann notlarn gsteriyor, kelimeleri uzatarak: imdi okumak ok zor, dehetli zor! O kadar ok ey isteniyor ki... diye ikyet ediyordu. Katya bu vmeler karsnda utancndan nereye gizleneceini bilmez bir halde: Anne! diye inledi. Layevski notlar gzden geirerek taidir etti. Din bilgisi, Rusa, hal ve hareket, beler, drtler gzlerinin nnde DOELLO 73 dans ediyorlar, ve btn bunlarda zihnine musallat olan cuma fikri,, Nikodim Aleksandriin taranm akaklar, Katyann krmz yanaklariyle birlikte ona yle sonsuz, yle yenilmez bir cair sknts veriyordu ki yesinden neredeyse haykracakt. Kendi kendine sordu: Demek gidemiyeceim ha? ki oyun masasn yan yana getirdiler, posta oyunu oynamak iin oturdular. Layevski de oturdu. Glmsiyerek cebinden bir kurun kalem kararak d-Snd: Cuma... Cuma... Cuma... Durumunu dnmek istiyor, ama cesaret edemiyordu. Kendi kendinden bile uzun zaman o kadar dikkatle, ihtimamla gizledii hileyi doktorun aktn dnmek ona korkun geliyordu. Geleceini dnrken fikirlerine hibir zaman alabildiine yol vermezdi. Trene binip gidecek; ite onun hayatnn meselesi byle zlr, fikirlerini daha ileri gitmee brakmazd. Uzak bir gelecekte, Nadejda Fedorovnadan ayrlma, borlar demek iin Petersburg sokaklarndan birinde kk bir yalana bavurma fikri, stepte, uzak, donuk bir k gibi arasra kafasnda parlayp snerdi. Yalnz bir defack yalan syliyecek, sonra nefsini tam mnasiyle slah edecekti. Ne iyi ey: kk bir yalan pahasna byk bir gerek satn aL, olacakt. imdi ise, doktor reddetmekle hilesini uluorta yzne vurunca uzak bir gelecekte deil, bugn de, yarn da, bir ay sonra da, belki btn hayat mddetince yalann ona lzm olacan anlamt.

Buradan gidebilmek iin Nadejda Fedo-rovnaya, alacakllara, stlerine yalan sylemesi lzmd. Sonra, Petersburgda para bulmak iin annesine yalan atmas, Nadejda Fedorovnadan artk ayrldn sylemesi gerekiyordu. Annesi ona be yz rubleden fazla vermiyecekti; u halde, ksa bir zamanda para gnderecek durumda olmyacana gre doktoru imdiden aldatm oluyordu. Sonra Nadejda Fedorov-na Petersburgs gelince, ondan ayrlmak iin byk kk P. 7 . 74 DELLO bir sr hileye bavurmak lzm gelecekti. Yine gz yalan, can sknts, iren hayat, pimanlk... O halde iinde hibir deiiklik, olacak deil. Aldatma, ite o kadar. Layevskinin hayalinde koskocaman bir yaaln da ykseldi. Onu bir srayta amak, para para yalan sylememek iin kestirme bir tedbire bavurmak lzmd. Mesel hbir ey sylemeden kalkmak, apkasn giymek, hemen o anda parasz yola kmak... Hibir ey sylemeden... Ama Layevski, kendisi iin bunun imknsz olduunu hissediyordu. iinden: , , Cuma, cuma... dedi. Cuma.... Kck puslalar yazp ikier kat katlyor, Nikodim Alek-sandriin eski silindirine yerletiriyorlard. Yeter derecede pusla toplannca postac roln yapan Katya masann etraftm dolaarak- onlar dajtt. Gln puslalar alanve daha glncn yazmaa alan IMyakos, Katya, Kostya sevin iindeydiler. Nadejda Fedorovna .ald bir puslada unlar okudu: Seninle konumamz lzm. Marya Konstantinovnaya gz att: o, ili bir eda ile glmsiyerek ban sallad. Nadejda FeiWovna: Ne konuacaz? Hereyi sylemek olmazsa konumaya ne lzumu var diye dnd. Misafirlie gelmeden nce Layevskinin boyun ban balam, bu basit i uhunu hznle, ac ile doldurmutu.. Layevskinin yzndeki kayg, dalgn baklar, solgunluu, son zamanlarda onda grlen anlalmaz deiiklik, kendisinin de ondan mthi bir sr saklamas, boyun ban balarken ellerinin titremesi, btn bunlar nedense, birlikte daha pek as yayacaklarm anlatyordu. Tpk kutsal bir tasvire bakar gibi, korkuyla pimanlkla ona bakt, iinden: Affet, affet... dedi. Masann br tarafnda onun karsnda Amiyanov oturuyor, sevdal siyah gzlerini ondan ayrmyordu. Arzular gen kadn sarsyor, kendi kendinden utanyordu; korkuyordu ki ac, keder bile kirli bir ihtirasa boyun emesine, bugn deilse D O E LLO 75 yarn engel olamyaaktr. Kaarlanm bir ayya gibikendine hkim olmaa artk kudreti yoktur. Kendisi iin yz karas, Layevski iin ar olan bu hayata devam etmemek, buradan gitmek kararn verdi. Kendisini brakmas iin Layevskiye gz ya dkerek yalvaracak, raz olmazsa gizlice kaacak; olup bitenleri ona anlatmyacak. Varsn, temiz htrasn saklasn. Okudu: Seviyorum, seviyorum, seviyorum. Bu pusula Amiyanovdand. Hcra bir kede yayacak, alacak, Layevskiye mehul birisinden imzasiyle para, dikilmi gmlekler, ttn gnderecek, yanna ancak ihtiyarlnda, ar hasta olursa; hastabakc gerekirse dnecek. Neden kars olmay kabul etmeyip kendisini terk ettiini rendii zaman Layevski onun fedakrln takdir edecek, ondan af diliyecek. Byk burnunuz var. Bu Diyakostan yahut Kostyadan gelmi olmalyd. Nadejda Fedorovna ile Layevski vedalarken onu sk sk kucakladn, ona elini ptrdn, btn hayat boyunca onu seveceine yemin ettiini, sonra hcra bir kede yabanc insanlar arasnda yaarken her gn uzaklarda bir yerde kendi temiz htrasn tayan bir dostu, sevgili, asl, yksek bir insan bulunduunu dneceini hayalinden geirdi. Eer bugn bana randevu vermezseniz namusum zerine yemin ediyorum, tedbir alacam. Akl banda insanlara kar byle davranlmaz, bunu anlamak lzm. Bu pusula Kirilindendi. xm

Layevski iki pusla almt. Birini aarak okudu: Gitme, yavrum Bunu rim yazabilir? diye dnd Samoylenko deil elbet... Diyakos da deil, nk benim gitmek istediimi bilmez. Von Koren mi dersin? Zoolog masaya iilmi bir ehram iziyordu. Layevskiye gzlerinin ii glyor gibi geldi. 7 DOELLO htimal ki Samoylenko gevezelik edip ona sylemitir... diye dnd. teki puslada ayn uzun kuyuklu, arpk, ilek el yazsiyle: Birisi var ki cumartesi gn gidemiyor diye yazlyd. Layevski iinden: Kaba alay bu! dedi. Cuma, cuma... Boazna bir ey tkand. Yakasna dokunarak ksrd. Fakat boazndan ksrk yerine bir kahkaha kt: HaHaHa! HaHaHa! Nedir bu benim halim diyordu iinden HaHa Ha! . Kendini tutmaya alt; eliyle azn tuttu, ama kahkaha, gsn, boynunu skyor, eli azn kapatamyordu. Glmekten katlarak dnd: Ama ne sersemlik bu! Aklm oynattm m yoksa? Glmesi arttka artt, fino havlamas gibi bir hal aid. Masadan kalkmak istiyor, fakat ayaklar ona itaat etmiyordu. ,Sa eli acayip bir ekilde, elinde olmyarak masann zerine frlad; puslalar titreye titreye yakalyarak skt. Etrafn hayretli baklarn, Samoylenkonun ciddi, rkm yzn, Zoologun souk bir alayla, tiksintiyle dolu baklarn grd; kendisine sinir buhran geldiini anlad. Yznde gz yalarnn scakln hissederek iinden: Ne irkin ey, ne ayp ey. Ah, ah, ne rezalet! Byle i hi bama gelmemiti... dedi. te, onu koltuuna girerek bir yere gtrdler. te gzlerinin nnde bir bardak parldad, dilerine arpt, sn gsnden aa akt. tte kk bir oda, temiz, kar gibi beya araflarla rtl yan yana iki yatak. Yataklardan birine ylarak hkrmaya balad. Samoylenko: Bir ey deil, bir ey deil, dedi, bazan olur bu... Korkudan sapsar kesilen Nadejda Fedorovna zangr zangr titriyordu. Korkun bir nsezi ile yatan ba ucunda durarak sordu: Ne oldu sana? Ne oldu? Allah akna syle... Acaba Kirilin ona bir ey mi yazd? diye dnd. D 0 ELLO 77 Layevski hem glerek, hem alyarak: Bir ey deil... dedi. k buradan, kuzum dedi. Yz ne kin, ne tiksinti ifade ediyordu; demek bir ey bilmiyordu. Nadejda Fedorovna biraz rahatlad, salona dnd. Marya Konstantinovna gen kadnn yanna oturup elini eline alarak: Tel etmeyiniz ekerim! Geer, dedi. Erkekler de biz gnahkrlar gibi zayftrlar. Siz imdi ikiniz de buhraa geiriyorsunuz... Sebebi malm! E, ekerim, cevap bekliyorum haydi konualm. Nadejda Fedorovna Layevskinin hkrklarna kula kabartarak: Hayr, konuamayz... dedi. Kederim var... Msaade ediniz de gideyim. Mafya Konstantinovna hayretle: A, a! Nasl olur, ekerim! Akam yemei yemeden zi brakr miyim? Yiyelim, sonra gle gle... Nadejda Fedorovna: Kederim var... dedi, dmemek iin iki eliyle kol-ttun arkalna tutundu. Von Koren salona girerken neeli bir eda ile: Onda ocuk havalesi var! dedi. Ama Nadejda Fedorovnay grnce bozularak dar kt. Sinir buhran geince Layevski doruldu, yabanc bir yatakta oturup dnd: Ayp, kadnlar gibi hngr hngr alyorum! Her halde rezil, kepaze oldum. Arka kapdan kar giderim... Ama bu da sinir buhranna fazla nem verdiimi gsterir. i akaya vurmak lzm. Aynaya bakt; biraz daha oturduktan sonra salona gir-<fi. Gulmsiyerek: Ben buradaym, dedi!

Fena halde utanmt; orada bulunmasnn bakalarm da utan verdiini hissetmijti. Oturarak: 78 D E L LO Bu gibi eyler olur, dedi. Oturuyordum, efendim, birdenbire brmde mthi bir sanc hissettim. Dayanlmaz bir anc... Sinirlerim dayaVunad ve... -ve ite bu yakksz hdise kt. Asrmz sinir asr, ne yaparsn! . Akam yemeinde arap iti, konutu, arasira da titreye-titreye iini ekiyor, sancy hl hissediyormu gibi yaparak brn outuruyordu. Nadejda Fedorovnadan baka ona inanan yoktu, bunu o da gryordu. Saat cm doru bulvara gezmee ktlar. Nadejda Fe-dorovna, Kirilin kendisine bir ey syler korkusiyle Marya Konstantinovna ile ocuklarnn yanndan ayrlmamaa gayret ediyordu. Korkudan, kederden bitkin bir hale gelmi, stmas geleceim hissederek derman kesilmiti, ayaklar glkle kmldanyordu. Ama Kirilinin, Amiyanovun yahut ikisinin birden peine taklacaklarn bildii iin eve gitmiyordu. Kirilin arkadan Nikodim Aleksandrile beraber geliyor, sesini bir ahenge uydurarak yeyaa: Benimle elenmeye gel-mez! Gelmez! diyordu. Bulvardan gazinoya doru saptlar, sahil boyunca yr-. dler, uzun mddet denizin fosforlann seyrettiler. Von Koren onun neden fosforlandn anlatmaya koyuldu. xrv Layevski: Vint oynamak zaman . geldi beni beklerler. Allaha smarladk, baylar dedi. Nadejda Fedorovna: Ben de geliyorum, dur diyerek koluna girdi. Kafile ile vedalatlar, ayrldlar. Kirilin de veda etti, ayn yoldan gideceim syliyerek onlarla beraber yrd. Nadejda Fedorovna iinden: Varsn ne olacaksa olsun diyordu. Ona yle geliyordu ki btn kt htralar tandan km, karanlkta onunla yan yana yryorlar. Kendisi ise mrekkebe dm bir sinek gibi kaldrmda glkle srkle niyor, Layevskinin yanlarn, kollarn kirletiyordu: Eer Kirilin fena bir ey yaparsa kabahat onun deil, sadece kenDELLO 79 diinin olacakt. nk zaman olmutu ki onunla hibir erkek Kirilin gibi konumamt, ama bit anda onu bir iplik gibi kesip atm, adamcaz bsbtn harabetmiti. Bunda kim kabahatli idi? htiraslariyle mest bir halde, hi tanmad adama, ihtimal ki sadece gzel, uzun boylu olduu iin gler yz gstermee balam, iki randevudan sonra da bkm, onu brakmt. Bunun iin, imdi bu adamn ona kar isledii gibi hareket etmee hakk yok muydu?. Layveski durarak: , Burada senden ayrlacam, yavrum. Ivan Mihayli seni eve kadar gtrr, dedi. Kirilini selmlad. Bulvar hzla karya geerek caddeden pencereleri sldiyan ekovskinin evine doru yrd. Sonra bahe kapsnn kapand iitildi, Kirilin: Msaadenizle anlaalm, diye balad Ben ocuk , deilim, bir Akasov yahut Lakasov, Sakosov deilim... Cidd bir alaka isterim. Nadejda Fedomvnann kalbi iddetle arpyordu, hi cevap vermedi. Kirilin devam etti: Bana kar muamelenizin birdenbire deimesini nce cilve diye izah etmitim. imdi gryorum ki siz sadece akl banda insanlara kar nasl davranacanz bilmiyorsunuz. Benimle, u Ermeni ocuiyle elenir gibi sadece elenmek istediniz. Ama ben akl banda bir adamm, bana akl banda bir adam muamele yaplmasn isterim. Evet. imdi em-rinizdeyim... Naedajda Fedorovna: --- Kederim v,ar, diyerek alamaa balad, gz yalarn gstermemek iin teye dnd. Benim de kederim var, ama bundan ne kar? Kirilin bir mddet suetn; sonra ar ar. draklayo d-raklaya jdedi ki: Tekrar ediyorum, hanmefendi, eer bu akam bana randevu vermezseniz imdi rezalet karrm.

Bir akam beni braknz - dedi Nadejda Fedorovna. 80 D0ELLO Sesi, kendisinin de tanyamyaca kadar ackl, doku. nakliydi. Size ders vermeliyim... Sesimin kaba tonunu affedin, ama size ders vermem lzm. Evet, yazk ki size ders vermem lzmgelyior. ki randevu istiyorum: biri bugn, biri yaro. br gn tamamiyle serbestsiniz; istediinizle, istediiniz yere gidebilirsinz. Bugn, yarn. Nadejda Fedorovna evlerinin kk kapsna yaklat, durdu. Zangr zangr titriyordu. Karanlkta beyaz bir ceketten baka bir ey grmiyerek mrldand: Braknz beni! Haklsnz, ben ok kt bir kadnm... Kabahatliyim. Ama braknz beni... rica ederim. -onun souk eline dokunarak titredi - yalvarrm size... Kirilin iini ekti: Heyhat! sizi brakmak , plnmda ypk. Ben sadece size ders vermek istiyorum; nk Madam, ben kadnlara az inanrm. Kederim var... Nadejda Fedorovna denizin ahenkli grltsn dinledi, yldzlarla dolu gkyzne bakt; bir an nce der eye son verme, bu lnetli hayattan onun denizlerinden, yldzlarndan, erkeklerinden, stmalarndan uzaklamak istedi.... Souk bir eda ile: Ama yalnz bizim evde olmasn... dedi. Beni bir yere gtrnz. Muhidofa gidelim. En iyisi oras. Nerede o? Kski kalenin yannda. Nadejda Fedorovna caddeden hzla yrd, sonra dalara dorji uzanan yola sapt. Ortalk karanlkt. Kaldrmn te-sinda berisinde, kl pencerelerden den yol yol soluk klar vard. Ona yle geliyordu ki bir sinek gibi kh mrekkebin iine dyor, kh oradan srnerek tekrar a kyordu. Kirilin arkasndan geliyordu. Bir yerde aya kayd, az kalsn dyordu, gld. Nadejda Fedorovna iinden: D 0 E L LO I Sarho, dedi, ne kar, ne kar... varsn olsun. Biraz sonra Amiyanov da kafileden ayrld, Nadejda Fedorovnay sandal gezintisine davet etmek iin kasndan yrd. Evine yaklat, bahe duvarnn stnden bakt: poa-cereler ardna kadar akt, k yoktu. Nadejda Fedorovna! diye seslendi. Aradan bir dakika getikten sonra tekrar seslendi.. Olgann sesi duyuldu: Kim o? Nadejda Fedorovna evde mi? Yok. Daha gelmedi. Amiyanov byk bir kayg duymaya balad, iinden: Tuhaf... ok tuhaf... dedi. Halbuki eve dnmt.. Bulvar, sonra caddeyi geti. ekovskinin penceresinden ieri bakt. Layevski masaya oturmu, dikkatle iskambil ktlarna bakyordu. Tuhaf, ok tuhaf... diye mrldand. Layevskinin sinir buhrann hatrlyarak utand. Evde deilse nerde, peki? Tekrar Nadejda Fedorovnann evine giderek karanlk pencerelere bakt. O gn le vakti Bitgovlarda bulutuklarn, akama birlikte sandal gezintisi iin kendisine sz verdiim dnerek iinden: Bu bir oyun, oyun dedi. Kirilinin oturduu evin pencereleri karanlkt. Kapda bir zaptiye srann zerine oturmu uyuyordu. Pencerelere, zaptiyeye baknca, Amiyanov her eyi anlad. Evine gitmeye karar verdi, yrd. Ama kendini yine Nadejda Fedorov-ann evinin yanlarnda buldu. Bir sraya oturdu. Kskanlktan, fkeden bann tututuunu hissederek apkasn kard. ehir kilisesinin saati yirmi drt saatte ancak iki defa alard: le vaktiyle gece yars. Saat gece yarsn aldktan biraz sonra tell bir ayak sesi duyuldu. Amiyanov yle bir ses iitti: 82 DELLO

- : Demek yarn akam yine Mridovda! Sas sekizde. AUaha smarladk, efendim! . Amiyanov, Kirilinin sesini tanmt. Bahe duvarnn yannda Nadejda Fedorovna grnd. Amiyanovun sra zerinde oturduunu fark etmeksizin yanndan bir glge gibi geti, kk kapy at, onu ak brakarak eve girdi. Odasnda mumu yakt, arabuk soyundu, ama. yataa girmedi, sandalyenin nnde diz kt, kollarn sandalyeye sard, alnn zerine brakverdi. Layevski saat te eve dnd. XV Toplan deil de para para yalan sylemeye karar verince, Layevskinin cumartesine mutlaka hareket etmek iin ertesi gn saat ikide Samoylenkodan para istemeye gitti. Ruhundaki skntya ac bir de utan hissi katan bir gn nceki isteriden sonra bu ehirde kalmak imknszd. Dnyordu ki, Samoylenko artlarnda dayatrsa, raz olup paray almak, ertesi gn tam hareket annda da Nadejda Fedorov-nann gitmeyi kabul etmediini sylemek mmknd. Btn bunlarn kendi menfaati iin yapldna Nadejda Fedorov-nay daha akamdan inandrabilirdi. Von Korenin nfuz ve tesiri altnda bulunduu meydanda olan Samoylenko, para vermez yahut yeni bir art koarsa, bugn bir yk vapuru, hatt yelkenli bir Noyiy Afona yahut Novorosiskiye gider, oradan annesine dokunakl bir telgraf eker, ona para gnderi ncey e kadar orada kalr. Simoylenknun evine geldii zaman salonda Von Koren*! buldu. Zoolog daha imdi yemee gelmi, deti zere albm anij, silindirli erkeklerle hotozlu kadnlara bakyordu. Layevski onu grffnce iinden: Ne aksilik dedi, Mni olabilir. Merhaba! Von Koren ona bakmadan cevap verdi: Merhaba! . Aleksandr Davidi evde mi? -- Evet, mutfakta. DELLO S Layevski mutfaa gitti, ama Samoylenkoyu salata ile megul grnce salona dnerek oturdu. Zoologun bulunduu yerde kendisini her zaman rahatsz hissederdi. imdi de, isteriden bahsetmek gerekecek diye korkuyordu. Bir dakika sessiz geti. Von Koren birdenbire grierini Layevskiye dikerek sordu: Dnk krizden sonra kendinizi nasl hissediyorsunuz? Layevski kzard: Mkemmel, dedi. Zaten ehemmiyetli bir ey deildi ki... Dne kadar, ben isteri yalnz kadnlarda olur sanmtm, bunun iin sizinkini hora illeti sanmtm. Layevski yaltaklanan bir eda ile glmsedi: Bu ne nezaketsizlik! Pekl biliyor ki benim iin ok ar bu...s diye dnd, glmsemeye devam ederek: Evet, gln bir ey oldu, dedi. Bu sabah hep gldm. Sinir buhrannn garip olan taraf u ki, sama olduunu bilirsin, iinden glersin, ama br taraftan da hngr hngr alarsn., Bui sinirli asrmzda sinirlerimizin esiriyiz, onlar bizim efendilerimizdir; istedikleri gibi hkmederler bize. Medeniyet bu yolda bize yaman hizmet etti. Layevski sylyor, Von Korenin ciddiyetle, dikkatle dinlemesinden, okur gibi gzlerini krpmakszn dikkatle kendisine bakmasndan rahtsiz oluyordu. Von Korenden holanmamasna ramen yzndeki yaltaklanc glmsemeyi bir trl atarnadn iin kendi kendine ierliyordu. Geri kabul etmek lzm ki, - diye devam etti, - buhran iin yakn ve olduka yeter derecede temelli sebepler vard. Son zamanlarda shhatim sarsld. Buna can skntsn, devaml paraszl, insan ve ortak alka yokluunu da katnz... Berbat bir durum... Vnn Koren: Evet, derfi, durumunuz mitsiz. Hem bir alay, hem de hoa gitmiyen bir kehanet saklyan bu sakin, souk zler Layevskiye dokundu. Zoologun alayla, tiksinti ile dolu dnk baklarn hatrlad, bir mddet 84 DQELLO sustuktan sonra bu sefer glmsemeksizin sordu Benim durumumu siz nereden biliyorsunuz?

Daha imdi siz kendiniz bahsettiniz. Sonra, dostlarnz ize yle candan alka gsteriyorlar ki, btn gn hep sizden bahsediyorlar. Hangi dostlar? Samoylenko mu? Evet, o da. Aleksandr Davidie, daha dorusu btn dostlarma rica ederim, benimle o kadar uramasnlar. te Samoylenko geliyor, sizinle az uramasn kea-disinden rica edin. Layevsjki: Kullandnz tonun mnasn anlamyorum, diye m rldandi. Onu yle bir his kaplamt ki, sanki zoologun kendisinden tiksindiini, onu hor grdn, onunla alay ettiini, en amansz dman olduunu ancak imdi anlyordu. Hn, dnk glmek arzusu gibi gsn, boynunu yle skyordu ki, yksek sesle konumaa kendinde kuvvet bulamyordu. Yavaa: Bu tonu baka birisine saklaynz, dedi. Samoylenko ceketsiz, mutfan boucu scakliyle terlemi, kzarm bir halde ieri girdi. Ay, burada msn? dedi. Merhaba yavrum, yeme* yedin mi? Teklifi tekellf brak: yedin mi? Aleksandr Davidi, - dedi Layevski - mahrem bir ric ile sana bavurdumsa bu demek deildir ki ar bal olmak, bakalarnn prlarna sayg gstermek devinden seni affettim. Samoylenko hayretle sordu: Ne olmu ki? layevski sesini ykselterek ve heyecandan ayak deitirerek devam etti: Paran yoksa verme, ricam yerine getirme, ama her sokak banda durumumun mitsiz olduun falan iln etmee ne lzum var? Bu iyiliklere ve dosta alkalara, br kapiklik yaplp da bir rublelik sylendikleri zaman ben tahamml edemem T Yaptn iyiliklerlp istediin kadar n; DOELLO 85 ama benim srlarm aa vurmak hakkn sana kimse vermedi! Samoylenko ard, kzmaa balad. Hangi srlar? diye sordu . Eer kfretmee gel-nse git; sonra gelirsin! Birine kzdn zaman yze kadar say sakinleirsin, ds-ornnu hatrlad; abuk abuk saymaa balad. Layevski devamla: Rica ederim, dedi, benimle megul olmayn! Bana dikkat etmeyin. Benim durumum, nasl yaadm kimin nesine gerek? Evet, gitmek istiyorum! Evet, bor ediyorum, iiyorum, bakasnn karsiyle yayorum, bende isteri var, bayaym, bazlar gibi ince fikirli deilim; ama bu kimin nesine gerek? nsann ahsna biraz sayg gsterin! Samoylenko otuz altya kadar saymt: Affedersin, kardeim, dedi, ama.... Layevski szn kesti: nsann ahsna biraz sayg gsterin! Bakas hesabna olan bu sonu gelmez dedikodular, ahlar, vahlar, sonu gelmez casusluklar, dosta alkalar yerine bibine batsn! dn para veriyorlar, ama ocukmuum gibi artlar kouyorlar. Beni ne yerine kqyuyorlar bilmiyorum! Hibir ey istemem! Heyecandan sarslarak ve sinir buhran yine gelecek, korkasiyle haykrd. Bir imek gibi kafasnda u dnce parlayp gnd: Demek Cumartesi gn gidemiyeceim ha? Sonra yine devatn etti: Hibir ey istemem! yalnz, rica ederim, ltfen ben-bu vesayetten kurtarn. Ben ocuk deilim, deli de deilim, rica ederim, zerimden bu gzetlemeyi kaldrn! Diyakos ieri girdi, Layevskiyi sararm, ellerini sal-rken, acayip bir sesle. prens Vorontsovun portresine hitabe-erken grnce kapnn yannda ta gibi duraklad. Layevski devam ediyordu: Durmadan beni gzetlemek insanlk erefime doku-86 D O ELLO nuyor. Gnll casuslardan rica ederim, casusluklarna son versinler. Artk yeter! Yze kadar sayan Samoylenko; kpkrmz kesilerek La-yevskiye yaklap sordu: Ne dedin.... Ne dediniz Lyevski gs geirdi, kasketini alarak tekrar etti: Artk yeter!

Samoylenko hecelerin zerine basa basa: Ben bir Rus doktoruyum, bir asilzadeyim, devlet maviriyim! dedi. Hibir zaman casus olmadm hi kimsenin beni tahkir etmesine msaade edemem! Son kelimeye iddet vererek haykrd Kes sesini! Doktoru hibir zaman byle heybetli, byle ask suratl, bu kadar kzarm ve korkun grmemi olan Diyakos azn kapyarak sofaya kat, orada katla katla gld. Lyevski, tpk bir duman iinde Korenin kalktn, ellerini pantolonunun ceplerine sokarak daha ne olacak diye bekler gibi bir poz alp durduunu grd. Bu sakin poz, La-yevskiye ar derecede kstaha, hakaret edici grnd. Samoylenko: Sznz geri alnz! diye bard. Ne sylediini artk hatrlamyan Lyevski, cevap verdi: Beni rahat braknz! Bir ey istemiyorum! Yalnz Alman Yahudilerinin ve sizin beni rahat brakmanz istiyorum! Yoksa tedbir alacam! Dveceim! . Von Koren masadan kalkarak: imdi anlald, dedi. Bay Layevskini can, buradan gitmeden nce bir dello istiyor. Ben ona bu zevki tat-trabilirim. Bay Lyevski, davetinizi kabul ediyorum. Lyevski zoologa yaklat, nefretle nn esmer alnna, kvrck salarna bakarak yavaa: Dello mu? dedi, dello mu? Peki! Nefret ediyorum sizden! Nefret ediyorum! ok gzel. Yarn sabah erkenden Kerbalaym yaknnda... . btn erkniyle, isteiniz gibi. Ama, imdi buradan ek araban. B\0 E L L O 87 l.ayevski glkle nefes alarak yavaa: Nefret ediyorum, dedi, oktan, beridir ki sizden efrel diyorum! Dello! Peki! Defet unu, Aleksandr Davidi, yoksa ben gidiyorum; sracak beni. Von Korenin sakinleen sesi doktoru yattrd; birdenbire kendine geldi, akln bana toplad, Layevskiyi iki eljyle belinden yakalyark, zoologdan uzaklatrd; yumuak, heyecandan titreyen bir sesle: Dostlarm... yi yrekli sevgili dostlarm... fkelendik biraz, artk yeter.... yeter dostlarm... dedi. Layevski yumuak, dosta bir ses iitince grlmedik harikulade bir eyin o anda hayatnda getiini hissetti; sanki az kalsn onu bir tren eziyordu. Neredeyse alyacakt. Elini sallad, odadan frlayp kt. Biraz sonra gazinoda oturmu, deta az evvel urad hakaretin pasn vcudunda hissederek yle dnyordu: Bakasnn nefretini zerinde hissetmek, kendisinden nefret eden kimse karsnda ok acnacak, sefil, cil bir halde grnmek, bu ne ar ey Yarabbi! Bu ne fena ey Ya-rabbi! Bir bardak konyakh souk su onu canlandrd. Von Korenin sakin, gururlu yzn, bir gn nceki baklarn, bir haly andran gmleini, sesini beyaz ellerini aka gzlerinin nne getiriyor, derin, korkun; doymaz bir. kin gsnde tepiniyor, doyurulmak istiyordu. Hayalinde Von Koreni yere yatrarak ayaklariyle inedi. Btn olup bitenleri en kk ayrntlarna kadar hatrlad. Byle deersiz bir adama yaltaklanarak nasl glmsiyebildiine, kk, belki hartada bile yeri olmyan, Petersburgda akl banda iek bir insanca bilinmiyen nemsiz bir kasabada kimsenin tanmad insancklarn fikirlerine nasl deer verebildiine ayordu. Bu kasaback anszn batverse yahut yansa; bunu bildirecek telgraf havadisini Rusyada tpk kullanlm bir mobilya sat iln gibi can skntsiyle okurlar. Yarn Von KB ldrtmekle <Kc .brakmak onct birdi, tayn de-. y*SS 88 DELLO recede faydasz, lzumsuz bir eydi. Bacana yahut koluna nian almal, yaralamal, sonra da alay etmeli. Aya kopmu bir bcek otlar iinde nasl baybolursa varsn o da iinde aclariyle kendisi gibi deersiz insanlarn kalabal iinde sonra kaybolsun. Layevski ekovskiye gitti, her eyi anlatt. Onu kendisine dello ahitliine ard. Sonra ikisi birden posta, telgraf idaresi efinin yanma gittiler: onu da ahit olarak ardlar, le yemeine de orada kaldlar. Yemekte uzun uzun akalatlar, gltler; Layevski silh kullanmasn hemen hi beceremediini sylyor, bu beceriksizlii ile alay ediyor, kendisine kh kiral niancs, kh Guillaume Telle adn veriyordu.

Bu baya bir ders vermek lzm... diyordu. Yemekten sonra kt oynamaa koyuldular. Layevski hem oynuyor, hem arap iiyordu; ii bitirmeyip sadece gletirecei iin dellonun umumiyetle budalaca, sama bir ey olduunu, ama bazan onsuz da yaplamadn dnyordu. Mesel bu vakay ele alalm: Von Koreni sulh mahkemesine veremezsin ya! Bu dellonun bir iyilii daha olacakt: bundan sonra artk o bu ehirde kalmyacakt. Kafay hafife tutmu, oyuna dalmt: kendisini iyi hissediyordu. Ama gne batp da ortalk kararnca onu bir heyecan, bir tel ald. lm karsnda duyulan bir korku deildi bu, nk yemek yerken, oyun oynarken iine nedense dellonun sonusuz bitecei sinmiti; ertesi sabah hayatnda ilk defa olacak bilinmez bir eyin, yaklaan gecenin karsnda duyduu bir korkuydu bu.... Biliyordu ki, gece uzun, uykusuz geecek, yalnz Von Koreni onun nefretini deil, ileride gemek zorunda bulunduu, ama amak gcn kendinde bulamadr yalan dan da dnmek gerek. Anszn has talanm gibi idi; iskambil ktlarna, insanlara kar her trl ilgisi birdenbire snd. Kmldand, eve gitmesine msaade etmelerini rica etmee halad. Bir an nce yatana uzanmak, hareketsiz kalmak, fikirlerini geceye hazrlamak istiyordu. ekovski ile posta mdr onu yola koydular, kenDOELLO 89 dileri dello zerinde konumak zere Von Korene gittiler. Layevski, evinin yannda Amiyanova raslad. Delikanl sk sk, soluyordu, heyecan iindeydi. Sizi. aryorum van Anderyi! dedi rica ederim abuk gidelim.,. Nereye? Tanmadnz bir bay sizi grmek istiyor; size ok nemli bir ey syliyecek. Bir dakikack olsun gelmenizi ok rica ediyor. Sizinle bir ey konumas lzm... Onun iin lm kalm meselesi bu. Layevski: Kim bu adam? diye sordu. Adn sylemeyim diye rica etti. Ona syleyin megulm. sterse yarn gelsin. Amiyanov rperdi. mkn yok! Sizin iin ok nemli bir ey sylemek istiyor... ok nemli! Gelmezseniz bir felket olur. Amiyanovun neden bu kadar heyecanl olduunu, bu can skc, snk kasabada ne gibi bir esrar bulunduunu anlamyarak mrldand: r Acayip... Acayip, bununla beraber gidelim- Hepsi bir, diye dalgn dalgn^ tekrarlad. Amiyanov hzla ileri geti. Layevski arkadan yrd. Caddeyi, sonra soka getiler. Ne can skc ey! dedi Layevski. imdi, imdi.... yakn. Eski kalenin yannda etraflarn duvarlarla evrili iki arsa arasndaki* dar bir sokaktan getiler; sonra byk bir avluya girerek kk bir eve doru yrdler. Layevski: Muridovun evi deil mi bu? diye sordu. Evet. Peki ama arka kapdan dolayoruz, anlamyorum? Sokaktan da eve girebilirdik. Daha yaknd... . Zarar yok, zarar yok... Amiyanovun onu arka kapya gtrmesi, eliyle iaret P. 8 90 DO ELLO ederek yava yrmeye, ses karmamaya davet etmesi do Layevskiye acayip grnyordu. Amiyanov kapy ihtiyatla at, parmaklarnn ucuna basarak sofaya girdi: Buraya, buraya... ses karma, yava rica ederim... duyarlar. Kulak kabartt, yoluunu kesti, yavaa: u kapy an girin... korkmayn, dedi., Layevski akn akn kapy at; alak tavanl, pen-1 cereleri perdeli bir odaya girdi. Masann stnde bir muin vard. Bitiik odadan bir ses:

Kimi aryorsunuz? Sen misin, Moridov? diye sordu. Layevski bu odaya doru dnd; Kirilinle Nadejda Fedorovnann yanyana. oturduklarn grd. Ona ne sylediklerini duymad. Geriye dnd; kendini nasl sokakta bulduunun farknda olmad. Von Koreno car olan kini, kaygs iinde snvermiti. Eve giderken sa lini beceriksizce sallyor, dz yerden gitmeye alarak dikkatle basaca yerlere bakyordu. Evde alma odasnda, ellerini uuturarak, ceketi, gmlei dar geliyormu gibi omuzlarn, boynunu oynatarak bir o keye, bir bu keye gidip geldi. Sonra mumu yakp masasnn bana geti. XVI Bahsettiiniz mnevi ilimler, ancak kendi gelime seyirlerinde, mspet ilimlerle birleecekleri, onlarla babaa y Tyecekleri zamandr ki, insan oulunun kafasn doyuracaklardr. Bu ilimler mikroskop altnda veya yeni bir Ham-letin monologlarnda yahut yeni bir dinde birleirler mi bilmiyorum; ama zannediyorum ki bu olmadan nce yeryz buz tabakasiyle rtlm olacaktr. Mnevi ilimlein en ok dayanan, en eskisi phesiz ki sann doktrnidir. Ama bakn o bile ne kadar baka baka anlalyor! Bir ksm insanlar, btn soydalarmz sevmei retip telkin ettikleri halde D D EL O 91 askerleri, canileri, delileri ayrrlar: birincileri harbde ldrmee, ikincileri hapsetmeye, ayr tutmaya veya idam etmeye msaade ederler. nclere de evlenmeyi menederler. Dier bir ksm yorumcular da iyi, kt semiyerek ayrtsz btn oydalarmz sevmeyi retip telkin ederler. Fikirlerine gre, eer bir veremli, bir kaatil yahut bir saral gelip kznz isterse verin; eer aptallar, ruha, bedence salamlara kar harb aarlarsa boynunuzu emelisiniz. Sanat iin, sanata ben-sriyen bu ak iin ak dnn hkm olsayd insanl sonunda tam bir hsrana srkler, bylece yeryznn grd cinayetlerin en by ilenmi olurdu. Yorumlar pek oktur, ok olduklarna gre de ciddi bir zek onlarn hibiriyle kanmaz. Btn bu yorum ynlarna kendininkileri de katmaya bakar. Bunun iin meseleyi hibir zaman, dediiniz gibi felsefi bakmdan yahut Hristiyanlk bakmndan ele almayn. Bylelkle meselenin hallinden uzaklam olursunuz sadece. Diyakos zoologu dikkatle dinledi, biraz dnerek sordu: Btn insanlar iin zel olan ahlk kanununu filozoflar m uydurdular, yoksa Allah onu bedenle birlikte mi yaratt? Bilmem. Ama bu kanun btn milletler, btn devirler iin o derece dorudur ki, bence onun insana organik olarak bal kabul etmek lzm. Uydurulmu deildir, vardr, olacaktr. Bir gn onu mikroskopla grecekler diyemem size, ama hu organik bag btn akliyle ispat edilmi bulunuyor: cidd beyin strab, btn ruh hastal denilen eyler, benim bildiime gre her eyden nce ahlk kanunlarnn bozulmasnda ifadelerini bulurlar. Pekl efendim. Demek mide nasl yemek isterse ahlki duygu da soydalarmz sevmemizi ister. yle mi? Ama bizim tabi karakterimiz egoistlikten tr vicdann, akln sesine kar geliyor; bunun iin g birok meseleler douyor. Felsefe bakmndan incelemee msaade etmezseniz, bu meselelerin zlmesi iin kime bavurmalyz? u ok olmyan mspet bilgilerimize bavurun. Apakla, olaylarn mantna inann. Evet, bu fazla bir ey deildir ama buna karlk felsefe gibi karanlk, bulank da 92 D E ILO deildir. Tutalm ki ahlk kanunu insanlar sevmenizi emrediyor. E, peki? Ak, bu veya u suretle insanlara zarar veren bugn de, yarn da onlar iin tehlike gsteren her eyin ortadan kaldrlmasnda aranmaldr. Bilgilerimiz, apaklk siie, insanln ahlk, beden anormallerince tehdidedildiini sylyor. Byle ise anormallerle savanz. Onlar normale kadar ykseltmee kudretiniz yoksa, zarar veremiyecek hale sokmaya, yani yok etmee kuvvetiniz, kabiliyetiniz yeter. --- Demek ak, kuvvetlinin zayf yenmesidir, yle mi? phesiz. Diyakos iddetle atld: Ama efendimiz Hazreti isay armha kuvvetliler gerdiler ya! Hayr, mesele onu armha gerenlerin kuvvetliler deil, zayflar oluunda. nsanlk medeniyeti, varlk urunda sava, ayklanmay gevetti, onu sfra indirmee alyor. Zayflarn abucak oalmalar, kuvvetlilere sayca stnlkleri bundandr. nsandaki fikirleri ilenmemi,, iptidai bir ekilde arlara telkine muvaffak olduumuzu tasavvur e4e-lim. Bundan ne doacaktr?

ldrlmesi lzm gelen erkek arlar diri kalacak, hal yiyecekler, dii arlar batan karacak, ezecekler; sonunda zayflar sayca kuvvetlilerden stn olacak, kuvvetliler de soysuzlaacaktr. nsanlarda da imdi ayn ey oluyor: zayflar kuvvetlileri eziyor. Medeniyetin henz dokunmad vahilerde en kuvvetli, en akll, en ahlkl olan nde gider; o bir nder, bir efendidir. Biz medeniler ise say armha gerdik, onu armha germekte devam ediyoruz. u halde bizim bir eyimiz eksiktir... bu bir ey i yerine koymamz lzmdr, yoksa bu anlaamamazlklarn sonu gelmiyecek. Ama kuvvetlilerle zayflar ayrdetmek iin elinizde ne gibi bir l vardr? Bilgi, apak gerek. Veremlilerle sracallar hastalklarndan, ahlkszlarla delileri de ilerinden, hareketlerinden tanrlar. Ama insan yanlabilir! DELLO 93 Evet, fakal tutan tehlikesi varken ayaklar slanacmt diye korkulmaz. Diyakos gld: -- Buna felsefe derler, dedi. Asla. Seminer felsefesiyle o kadar bozulmusunuz ki siz her eyde sadece bir sis grmek istiyorsunuz. Gen dimanz dolduran soyut bilgilere, zihninizi apaklktan soyduklar iindir ki soyut demiler. eytann ta gzlerinin iine bakn, ey-tansa bu eytandr deyin: izah iin burnunuzu Kanta, HegePe sokmayn. Zoolog bir mddet sustu, sonra yine devam etti: iki kere iki drt eder, ta da tar. te yarn dellomuz var. Biz seninle, onun budalaca, sama bir ey olduunu, artk modas getiini, bir aristokrat dellosunun hak-katta meyhanedeki bir sarho dnden hi fark olmad- -m syleriz; ama buna ramen yine durmayz, gider arprz. Demek ki, bizim hkmlerimizden daha gl bir kuvvet tax. Harb haydutluktur, barbarlktr, korkun eydir, karde katilliidir diye barrz; kan grnce der baylrz; ama Franszlar yahut Almanlar bizi bir tahkir etsinler hemen coarz, ta yrekten hurra diye bararak dmana saldrrz; siz de silhlarmza Tanrnn inayetini arrsnz; bizim yiitliimiz umumi, ayn zamanda iten gelen bir hayranlk uyandrr. Bizden, felsefemizden daha yksek deilse de gene daha gl bir varlk var demek. Denizin tesinden uan u bulut gibi onu da durduranlayz. ki yzllk etmeyin, onu bunu ekitirmeyin, ah bu ahmaklktr, ah bu eskimitir, ah bu kitaba uygun deildir! demeyin; ta gzne bakn, akl alr ianunluluu kabul edin. Mesel zayf, sracal, soysuz-lams bir nesli yok etmek istediiniz zaman haplarnzla, yanl anlalan incilden alnm fkralarnzla ona engel o-myn. Leskovda (1) vicdanl bi Danila var ki, ehir dnda bir czzaml bulur, sevgi ve fsa Adna onu yedirip str. d) Leskov: On dokuzuncu asrda yaam bir Rus yazar. 1831 1805) 94 DELLO Eer bu atila insanlar gerekten sevmi olayd bu cfizzam-hy ehirden uzaa srkler, bir ukura atar, kendisi de salam olarak almaya giderdi. sa bize akl alr, faydal bir sevgi d vermitir sanrm. Diyakos gld: Ah siz, siz! saya inanmazsnz, neye byle k aik adn anyorsunuz? Hayr, inanrm. Ama tabii, kendime gre inanrm, sizin gibi deil. Ah Diyakos, Diyakos! Zoolog gld, Diyakostn belinden tutarak neeli bir ed* le sordu: E, peki? Yarn delloya gideceiz deil mi? Mevkiim buna msaade etse gelirdim. Mevki de ne demek? Papazm, stmde bir mbarektik damgas tar. Von Koren glerek tekrarlad: Ah Diyakos, Diyakos, sizinle konuma severim, nancm var diyorsunuz, dedi Diyakos Nasl inan bu? Benim bir papaz amcam var; yle bir inan tar ki kuraklk zamannda kra yamur duasna giderken dnte yamurdan slanmamak iin emsiyesiyle mein paltosunu yanna alr. te inan dediin budur! isadan bahsettii zaman yznden nurlar salr, btn kadnlar, mujikler hngr hngr alarlar. te o, u bulutu durdurur, bahsettiini btn kuvvetleri bozguna uratr. Evet... inan dalar yerinden oynatr. Diyakos glerek zoologun omuzuna vurdu ve devam etti: Ya byle... Bakn, siz hep incelemelerle megulsnz, denizin derinliklerine sokulursunuz, zayflarla kuvvetlileri ayrdedersiniz, kitaplar yazarsnz, bakalarn delloya da* vet

edersiniz; gel gelelim dibir eyi detirmezsiniz, ama bakn, zayf bir ihtiyar, kutsal nefesiyle tek bir kelime fsldar, yahut Arabistandan at stnde yataanl bir Muhammet dolu dizgin gelir, sizin her eyiniz havaya frlar, Avrupada tas stne ta kalmaz. Oras daha belli deil Diyakos! Amelsiz iman ldr, imansz amel ondan daha fena, 95 r ooeuo vakit harcamaktan baka bir ey deildir; o kadar. Rhtmda doktor grnd. Diyakosla zoologu grerek onlara yaklat. Glkle nefes alarak: Galiba her ey hazr, dedi, ahitler Govorovski ile Boy-ko olacak. Yarn saat bete gelecekler. Gkyzne bakarak ilve etti: Hava nasl bozuldu! Hibir ey grnmyor. Neredeyse yamur yaar. Von Koren sordu: Uumarm ki sen de bizimle gelirsin, deil mi? Hayr, Allah gstermesin; daha imdiden ektiim azap bana yeter. Benim, yerime Usimovi gelecek. Konutum onunla. Denizin stnde, uzaklarda bir imek akt; bouk bir gk grlts duyuldu. Von Koren: Frtnadan nce hava ne scak oluyor! Bahse girerim ki en Layevskiye gitmi, gsne ban koyup alamsindr. Doktor bozuldu: Ne diye Layevskiye gidecek misim, diye tekrar Gerekten Layevski ile karlama midiyle gne batn-caya kadar bulvarda, caddede birka defa aa yukar gidip gelmiti: fkeyle parlamasndan, parlayp arkasndan birdenbire iyi kalbliliinin tutmasndan utanmt. i akaya vura-rarak Layevskinin nnde af dilemek ona biraz kmak, onu yattrmak, dellonun Orta a barbarlndan kalma olduunu, ama kaderin bunu onlara bir barma vesilesi olarak gsterdiini, yarn birbirine ate ettikten sonra ok iyi, ok akll birer insan gibi birbirlerinin asilliklerini takdir edeceklerini, birer dost olacaklarn sylemek istiyordu. Ama Layevvki le hi karlamamt. , Ne diye Layevskiye gidecek misimdiye tekrar etti ben ona deil, o bana hakaret etti. Syle rica ederim, bana ne diye hcum etti? Ben ona ne fenalk etmiim? Odaya giriyorum, durup dururken bana casus diyor! e bak! Anlatsana: nasl baladnzd? Sen ona ne syledin?. D O ELL O Durumunun mitsiz olduunu syledim, bunda haklydm da. Yalnz namuslularla hilekrlardr ki her trl duruma bir k yolu bulabilirler; yoksa ayn zaman iinde hem namuslu, hem hilekr olmak istiyenlerin durumlar mitsizdir. Ama baylar, saat 11, yarn erken kalkacaz. Birdenbire bir rzgr esmeye balad; rhtmn stndeki tozu havaya kaldrd; havada girdap eklinde dndrd, uuldyarak denizin grltsn bodu. Kasrga! dedi Diyakos gitmeli, yoksa gzlerimize toz toprak dolacak. Yrdler. Samoylenko iini ekti ve kasketini tutarak: imdi galiba uyuyamyacam,- dedi. Sen merak etme, dedi zoolog Rahatna bak, dello hibir sonu vermiyecek. Layevski yksek kalblilik gsterip havaya ate edecek; nk baka trls elinden gelmez. Bense belki de hi ate etmiyeceim. Layevski iin mahkemeye dmeye, vakit kaybetmeye demez. Ha, aklma gelmiken soraym: dellonun ezas nedir? Hapis, ucunda lm olursa yla kadar kalebentlik. , Petropavlovskta m? Hayr, galiba askeri bir kalede. Bu delikanlya bir ders vermek isterdim ama! Denizin t tesinde bir imek akt, evlerin damlarn, dalar biran aydnlatt. Ahbaplar bulvarn yannda birbirlerinden ayrldlar. Doktor karanla karm, ayaklarnn sesleri iitilmez olmutu ki, Von Koren ona seslendi: Yarn hava bize engel olmasa bari! Hani ya yle bir ey olsa! Allah vere de bozsa! Geceniz hayr olsun! Ne? Gece mi? Ne diyorsun sen? Rzgr, deniz ve gk grltleri arasnda ses duymak zordu. Zoolog: Hi! diye bard, acele acele evine doru yrd. / dello 97

XVII . . . Ar dnce ynlar kyor Kederle ezilen ruhuma. Htram nme sessizce Ayor uzun tomarm m Okuyarak hayatm nefretle Lanet ediyorum, titriyorum. Ac ac szlanyorum, gz ya dkyorum ac ac Ama o ackl satrlar silmiyorum. PUKN Yarn onu ister ldrsnler, ister onunla alay etsinler, yani hayatn balasnlar, hepsi bir, o mahvolmutur. Bu kepaze kadn ister utancndan ,kendini ldrsn, ister sefil varln srklesin, srnsn, hepsi bir, o mahvolmutur. Layev?ki gece ge vakit masann bana oturmu, hl ellerini uuturarak byle dnyordu. Pencere birdenbire alarak duvara arpt, odaya sert bir rzgr hcum etti, masadan ktlar uutu. Layevski pencereyi kapad, yerdeki ktlar toplamak iin eildi. Vcudunda nceleri grlmiyen yeni bir ey, bir uyuukluk duyuyordu. Kendi hareketlerini tanyamyordu. Dirseklerini yana ap omuzlarn oynatarak korkak admlarla gezindi. Masaya oturunca yine ellerini uuturmaya balad. Vcudu evikliini kaybetmiti. lm arifesinde yakn bildiklere bir eyler yazmak lzm. Layevski bunu hatrlad. Kalemi eline ald, titrek bir yazyla yazd: . . Anneciim! Annesine namusunu kirlettii kimsesiz, yoksul, zayf bir kadna, inand rahim Allahm adna, yannda snacak yer vermesini, onu efkatiyle stmasn, her eyi, her eyi unutmasn, affetmesini, olunun korkun gnahlarnn bir ksmn olsun affetmesini yazmak istiyordu. Fakat iman, ar, gvdeli bir kocakar olan annesinin dantelli hotoziyle sabahleyin evden baheye kn, arkasndan nedimesinin bir fino kpeiyle geliini, annesinin bahvana, hizmetiye emredici P. 9 *.. 98 DELLO bir sesle barn, yzndeki gururu, azameti hatrlad, yaz-d kelimeyi izdi. Pencerelerin nde birden parlak bir imek akt; arkadan ilk nce bouk, sonra ac bir gmbrt ile, o kadar iddetli, sar edici bir gk grlts koptu ki pencerelerin camlar zangrdad. Layevski kalkt, pencereye yaklat; alnn cama dayad. Darda iddetli, gzel bir frtna vard. Ufukta imekler ard aras kesilmeden beyaz eritler halinde bulutlardan denize saplanyor, uzak enginlerdeki yksek, siyah dalgalar aydnlatyorlard. Sada da, solda da, ihtimal evin altnda da imekler akyordu. Layevski mrldand: r Frtna! Sevgili frtna! iinden birisine, bir eye, imeklere, bulutlara olsun dua etmek arzusunu duyuyordu... ocukluunda frtna olduu zamanlar nasl ba ak baheye kotuunu, ak sar sal, mavi gzl iki kz ocuunun nasl onu kovalad, yamurun onlar nasl slattn hatrlad; onlar sevinlerinden glrler, ama iddetli bir gk grlts kopunca kzlar ona sokulurlar, o istavroz karr, abuk abuk okurdu: Aziz, aziz, aziz... Al, nereye gittiniz, hangi denizlere gmldnz, ey hayatn gzel, sf gnleri? Artk o frtnadan korkmuyor, tabiat sevmiyor, Allah yok onun; lir zamanlar tanm olduu btn sf kzlar onunla akranlarnn elinde mahvolmulard; btn hayat boyunca o, bahesine bir .tek fidan dikmemi, bir ot yetitirmemiti; diriler iinde yaarken tek bir sinek kurtarmam, yalnz ykm, mahvetmi, durmadan yalan, yalan sylemiti... Uuruma yuvarlanan insann alya tutunmas gibi yle parlak bir htra yakalamaa alarak kendi kendine sordu: Gemiimde kusur olmyan ne var ki? Lise mi? niversite mi? DELLO 99 \ Yalan ... O, okulda fena okumu, retilenleri de unutmutu. Cemiyete ettii hizmet mi? Bu da yalan... nk memuriyetinde hibir ey yapmyor, bedava aylk alyordu. i mahkemeye verilmeyi gerek-tirmiyen alakasna bir soygunculuktan baka bir ey deildi.

Geree onun ihtiyac yoktu. Zaten onu aramyordu da. Kusur ve yalanla byl vicdan uyuyor, yahut susuyordu. Bir yabanc veya baka bir gezeenden cretle unutulmu gibi o insanlarn ortak hayatlarna karmyor, onlarn straplarna, fikirlerine, dinlerine, bilgilerine aratrmalarna, savalarna kaytsz kalyordu. mrnde insanlara hibir iyi sz sylememi, faydal, baya olmyan tek bir satr yazmam, insan-kra on paralk hayr dokunmam, yalnz ekmeklerini yemi, graplarn imi, karlarn kapp karm, fikirleriyle va- sm, kendi sefil, tufeyli hayatn onlara ve kendi kendine kar zrl gstermek iin her zaman onlardan daha iyi, daha yksekmi gibi bir tavr taknmt. Yalan, yalan, yalan... Akam Muridovn evinde grdklerini iyice hatrlyor, dayanlmaz bir tiksinti, bir strap duyuyordu. Kirilinle Amiyanov ktydler, ama onlar kendisinin balad ii devam ettiriyorlard, onun su ortaklar, talebesiydiler. Ona kardeinden ok gvenen gen, zayf bir kadn kocasndan, tandklarnn evresinden, yurdundan ayrarak buraya, boucu scan, stmann, can skntsnn iine srklemiti. Bv kadn onun tembelliini, kusurunu, yalann gnden gne bir ayna gibi kendi ahsnda aksettirmek zorundayd. Bitkin, tembel, acnacak mr bununla, yalnz bununla doluyordu. Sonra o,-bu kadndan bkmt, ondan ireniyordu, ama onu brakmaya cesareti yoktu, rmcek aiyle sarar gibi onu daha sk sarmaa .urayordu... Gerisini de bu adamlar tamamlyorlard. Layevski kh masann bana geiyor, kh tekrar pencereye gidiyor, kh mumu sndryor, sonra yine yakyordu. Yksek sesle kendi kendine lanet okuyor, alyor, szlanyor, 100 DELLO af diliyordu. Birka defa masaya koarak yazd: Anneciim! Annesinden baka .akrabas yakn yoktu. Fakat annesi ona nasl yardm edebilirdi? O neredeydi imdi? Ayaklarna kapanmak, ellerini, ayaklarn pp af dilemek iin Nadejda Fedorovnanin yanma komak istedi. Ama o da kendisinin, kurbanyd. Ondan, tpk bir lden korkar gibi korkuyordu. Ellerini uut.urarak mrldand: Hayatm mahvoldu! Niin hl yayorum, Yarabbif... Snk yldzn gkten drmt. Yldz dm, brakt iz gecenin karanlklarna karmt; bir daha da gkyzne dnmyicekti, nk hayat bir defalktr, tekrar edimlez. Gemi gnleri, yllar geri evirmek mmkn olayd, yalan gerekle, tembellii ile, can skntsn neeyle deitirir, temizlii kimden almsa ona geri verir, Tanry, doruluu bulurdu; ,ama bu, den bir yldz tekrar gkyzne karmak kadar imknszd. Bu imknsz olduu iin de mitsizlie dyordu. Frtna geince ak pencerenin nnde oturdu; bana gelecekleri sakin sakin dnd. Yon Koren belki onu ldrecekti. Bu adamn ak, souk dnya gr, zayf, faydasz insanlarn yok edilmesine msaade ediyordu. Bu dnya gr son dakikada deise bile Layevskinin onda uyandrd kin, tiksinme duygusu onun yerini tutabilirdi. Ya isabet ettiremezse, yahut tiksindii hasmiyle alay etmek iin onu sadece, yaralar yahut havaya ate ederse... o zaman ne yapmal? Nereye gitmeli ? Layevski kendi kendine sordu: Petersburga m gitmeli? Ama bu, lanet okuduum o eski hayata yeniden balamak olur. Muhacir kular gibi selmeti yer deitirmekte ariyan, bir ey bulamaz, nk onun iin yeryznn her yeri birdir. Selmeti insanlarda m aramal? Kimde, nasl araml? Samoylenkonun doruluu, iyi kalblilii de Diyakosun glmesi veya Von Korenin kini gibi, o kadar selmete ulatrc deil. Selmeti ancak kendinde aramalsn, blanazsan ne diye vakit kaybediyorsun, ldr kendini, ite o kadir... DEUO 101 rBir araba sesi duyuldu. Ortalk aarmt. Evin nnden st) ak bir fayton geti; sonra dnd, slak kumun zerinde I tekerleklerini gcrdatarak evin yannda durdu. inde iki kii vard. Layevski pencereden onlara: Biraz bekleyin, dedi, imdi geliyorum! Uyumuyorum. Vakit geldi ha? Evet, saat drt. Gidinceye kadar tam vakit olur. Layevski paltosunu, kasketini giydi. Sigarasn cebine koyarak dalsn dalgn duraklad. Bir ey yapmak lzm gibi geliyordu ona. Sokakta ahitler yavaa konuuyor, atlar soluyorlard; herkesin uyuduu, gkyznn hafife aard bu rutubetli erken

sabah vakti bu sesler, Layevskinin ruh.-nu fena bir nseziye benziyen bir hznle doldurmutu. Bir mddet dalgn dalgn ayakta durdu; sonra yatak odasna gitti. Nadejda Fedorovna yatana uzanm, battaniyeyi boynuna kadar ekmi yatyordu. Kmldanmyor, hele baiyle lam Msr mumyalarn andryordu. Layevski, ses karmak-szm ona bakarak iinden af diledi. Eer gk bo deilse, orada gerekten bir Tanr varsa onu koruyacan dnd. Tanr yoksa, varsn mahvolsun, yaamasna lzum yok. Nadejda Fedorovna birdenbire srad, yatana oturdu. Solgun yzn yukar kaldrrp korkuyla Layevskiye bakarak sordu: Sen misin? Frtna geti mi? Geti. Gen kadn olup bitenleri hatrlad, iki elini bana koyarak btn gvdesiyle rperdi. Ne azap iindeyim! Bilsen ne azap iindeyim! diye mrldand. * Gzlerini krparak devam etti: Beni ldreceksin, yahut evden yamurun, frtnann iine kovacaksn diye bekliyordum, halbuki s^... sen... Layevski onu iddetle, skca kucaklad; dizlerini, ellerini plere bodu, sonra, mrldanarak o kendisine bir eyler sylerken, olup bitenleri hatrlyp rperirken salarn oka102 DELLO di, yzne bakarak bu talihsiz, dm kadnn kendisi iin biricik yakn, candan, boluu doldurulmaz bir insan oyuunu anlad. Evden kp arabaya bindii zaman iinde sa olarak eve dnmek arzusu vard. XVIII Diyakos kalkt, giyindi, kaln budakl bastonunu ald, yavaa evden kt. Ortalk karanlkt. Sokakta giderkeD ilkin kendi beyaz bastonunu bile gmyordu. Gkte tek bir yldz yoktu. Yine yamur yaacaa benziyordu. Havada slak kum, deniz kokular vadi. Diyakos, bastonun kaldrmda kard sesi, bu sesin gecenin sessizlii iinde tn tn eden akislerini dinliyerek iinden: eenler hcum etmeselerdi bari, dedi. ehrin dna knca yolu d.a, bastonunu da grmeye balad. Kapkara gkyznde yer yer bulank benekler vard. Az sonra bir yldz grnd; rkek rkek tek gzn krptrd. Diyakos, yksek, kayalkl bir sahilden gidiyor, denizi grmyordu. Deniz aada uyuyor, grnmiyen dalgalar tembelce, ar ar sahile arpyor, sanki ilerini ekiyorlard: Of! Ne kadar da yavat bu ses. Bir dalga sesi duyuldu; Diyakos sekiz adma kadar saymt ki ikincisinin, alt adm sonra da ncsnn sesi duyuldu. Tanrnn Kaos zerinde utuu zamanlarda olduu gibi hibir ey iyice grnmyor, karanlkta denizin tembel, uykulu, hrts, sonsuz derecede uzak, hayale smaz zaman-J.Tin sesi duyuluyordu. Diyakosu bir korku ald. manszlara arkuuMU etiii, hatt dellolarn seyretmeye gittii iin Tanr kendisini cezalandrr m diye dnd. Bu dello sama, neticesiz, gln bir ey olacakt. Ama ne de olsa zndka bir manzarayd, orada bulunmak bir din adamna asla yakmazd. Durarak dnd: dnmeli miydi? Ama iddetli, kaygl bir merak, kararszln yendi. Diyakos da yoluna devam etti: DELLO 103 I mansz ama iyi insanlar onlar... Selmet bulurlar diye kendi kendini avuttu, sonra bir sigara yakarak yksek sesle ilveteni: Mutlaka selmet bulurlar! nsanlar zerinde doru bir hkm vermek iin onlarn deerlerini nasl bir l ile lmeli? Diyakos dman olan papaz okulu mfettiini hatrlad. Bu adam Allaha da inanr, dellolarda da dmez, temiz bir hayat srerdi, ama bir zamanlar ona kumlu ekmek yedirmiti, bir gn de az kalsn kulan koparyordu. Devletin ununu alan kat kalb-li, namusuz mfettii herkes sayar, okulda onun sal, selmeti iin dua ederlerdi. nsanlarn hayat bu kadar basitse,, sadece imansz olduklar iin Von Koren, Layevski gibilerden kanmak doru mudur? Diyakos bu meseleyi zmee koyuldu. Ama Sameylenkonun bugnk gln halini hatrlad, bu onun dncelerinin akn durdurdu. Yarn ne kadar gleceklerdi! Diyakos, bir fundann iinde nasl saklanp gzetliyeceini, ertesi gn yemekte, Von Koren nmeye balaynca glerek delloya btn ayrntlariyle nasl ona analtacan dnd. Zoolog soracakt: Bln bunlar siz nereden biliyorsunuz?. Bak, ite evde oturduum halde her seri biliyorum.

Delloyu gln bir ekilde kaleme almak iyi olurdu. Kayn pederi okuyup glecekti. Hele kaynanasn yedirme, iirme, ona yalnz gln bir ey anlat, yahut yaz, yeter. nnde Sar rman vadisi ald. Irmak yamurdan genilemi, azgnlamt, artk eskisi gibi mrldanmyor, homurdannyordu. Gn aarmaa balad. Sisli, donuk bir sabaht. Kara buluta yetimek iin kouan kk bulutlar, dumanl dalar, slak .aalar Diyakosa irkin, ve fkeli grnyorlard. Dedede elini, yzn ykad: sabah duasn okudu; can ay istiyor, kaynpederinde her sabah sofraya konan kaymakl scak pf brekleri gznde ttyordu. Karsn, onun piyanoda ald Edeb ayrlk havasn hatr-Ud. Nasl bir kadnd o? Tantrmlar, nianlamlar, bir hafta iinde de evlendirmilerdi onlar. Onunla bir arada da104 DOELLO ha bir ay bile yaamadan buraya gnderilmi, bylece karsnn nasl bir insan oldunu hl anlyamamt. Ama gene de onsuz sklyordu. Ona bir mektupuk yazmal diye dnd. Duhann stndeki bayrak yamurdan slanm sarkyor, duhan da slak damryle eskisinden daha karanlk, daha alak grnyordu. Kapsnn yannda byk bir yk arabas vard; Kerbalay, iki abaza, alvarl gen bir Tatar kars. Kerbalayn kars yahut kz olacakt - dubandan dolu uvallar tayarak arabadaki msr saplarnn iine yerletiriyorlard. Arabann yannda iki eek balarn emi duruyorlard. Abazalarla Tatar kars uvallar yerletirerek stlerini msr saplariyle rtmee baladlar. Kerbalay da hemen eekleri komaa koyuldu. Diyakos iinden: Her halde kaak mal dedi. te devrilmi kuru dikenli aa, ite oban .ateinden kalan siyah leke.- Btn ayrmtlaryle kr lemini, atei, aba-zalarn arklarn, bapapazla, hal geitlere dair kurduu till hlyalar hatrlad... Kara Irmak yamurun tesiriyle daha ok kararm, genilemiti. Diyakos, amurlu dalgalarn uclariyle dokunduklar r-snek kpry ihtiyatla geti, kk merdivenden kurutm ambarna kt. , Msr saplarnn stne uzand, Von Koreni hatrlyarak iinden: Mkemmel bir kafa! dedi. yi bir kafa, Allar selmet versin... Yalnz, biraz kat kalblilii var. O niin Layevskiyi sevmiyor, Layevski niin onu sevmiyordu? Niin dello edeceklerdi? Eer onlar, ihtiyacn ne olduunu Diyakos gibi ocukluklarndan bilmi olsalard, eer kaba, kat yrekliler, kazan hrsiyle tutuanlar, tavrlarnda, kaba, yontulmamlar, yere tkrenler, sofrada, ibadet sra smda geyirenler arasnda bym olsalard, ocukluklarndan beri iyi yaama artlar, sekin insanlar evresi onlar martmam olsayd birbirine yle sarlrlar, birbirinin kusurlarn yle severek .affederler, birbirinin iyi taraflarn yle DELLO 105 takdir ederlerdi ki... (rrnte terbiyeli insanlar bile yeryznde ne kadar az! Layevski apkn, sefih, acayip bir. adamd. Doru ama hrszlk yapmyor, kah tu diye yere tkrmyor, tknmay bilirsin, ama almak istemezsin! -diye karsna kmyor, dizginlerle ocuk dvmee kalkmyor, hizmetilere kokmu et yedirmiyordu. Btn bunlar, ona kar hogr ile davranmak iin yetmez miydi? Sonra, yaralar szlyan bir hasta gibi kendi kusurlarndan, kabahatlerinden ilk olarak ac duyan da oydu. Can skntsndan, herhangi bir anlaamamazlk yznden birbirlerinde soysuzlama, dme, irsiyet falan gibi ne olduklar iyice anlalmam eyler aryacak yerde, daha aalara inseler, kinlerini, nefretlerini koca caddelerin kara cahillikten, a gzllkten, ayptan, pislikten, kfrden, kadn lklarndan in in tt yerlere evirseler daha iyi olmaz myd?. Duyduu bir araba grlts Diyakosu dncelerinden ayrd. Kapdan bakt, st ak bir araba grd, iinde kii vard. Layevski, ekoski, Posta Telgraf idaresi efi, Stop dedi ekoski. de arabadan indiler. Baktlar. ekovski stnn amurunu silerek: Daha gelmediler, dedi. E? Onlar gelinceye kadar haydi bir iy bir ver aryalm. Burada kmldanacak yer yok. Irmak boyunca yukarya doru yrdler, biraz sonra gzden kayboldular. Tatar arabac arabasna oturdu, ban omuzuna doru eerek uyudu. Diyakos on dakika daha bekledikten sonra kurutma ambarndan kt. Grlmemek iin siyah apkasn kard, eilip etrafna bakarak rmak kys boyunca fundalkla msr tarlasnn izgileri arasndan yrmee balad. A-lardan, fundalardan stne su damlalar dyordu. Otlar, msrlar slakt. Islak, amurlu eteklerini tophyarak mrldand: Rezalet! Bilsem gelmezdim.

ok gemeden sesler duyuldu, adamlar grld. Layevski ellerini yenlerine sokmu, kamburlanJ, kk bir meydanlkta hzl hzl bir aa, bir yukar geziniyordu. a106 dello hitleri rman kysnda duruyor, sigara iiyorlard. Diyakos Layevskinin yryn tanyanyarak: Tuhaf ey... tpk ihtiyar diye dnd. Poeta efi saatine bakp sylenmee balad: Bu ne nezaketsizlik! Belki bilginlerce ge kalmak iyi bir ey, ama bence bu edepsizliktir. Kara sakall, iman ekovski etrafa kulak kabartt, Geliyorlar! dedi. xrx . Meydanlkta grnen Yon Koren iki elini birden douya doru uzatarak: Hayatmda ilk defa gryorum! dedi. Ne muhteem manzara! Yeil klara bakn! Douda, dalarn ardndan iki yeil k fkrmt. Manzara gerekten gzeldi. Gne douyordu. Zoolog Layevskinin ahitlerini baiyle selmlad: Merhaba! Ge kalmadm ya? Peinden ahitleri, beyaz ceketli, Boyko ve Gavrovski ad-hrmla ayn boyda, ok gen iki subayla bir elinde paket ta-;y:n. brn arkasnda tutan kuru, zayf, insandan kaar dokir Ustimovi geldiler. Ustimovi her zamanki gibi bastonunu arkasndan yukar doru uzatmt. Paketi yere koydu, kinsryle selamlamadan teki elini Je arkasna atarak, meydanlkta gezinmee balad. Layevski, az sonra belki lecek olan, bunun iin de her-l-.i-in dikkatini zerine eken bir insann yorgunluunu, hantalln hissediyordu. Onu bir ,an nce ldrmelerini yahut evine gtrmelerini istiyordu. Gnein douunu haya-H:\dn ilk defa imdi gryordu. Sabahn bu erken saati, yeil klar, rutubet, slak izmeli insanlar hayatnda ona fazla lzumsuz geliyor, onu skyordu. Btn bunlarn geirdii gece ile, dnceleriyle, sululuk hissiyle hibir iliii yoktu, hunun iindi ki delloyu beklemeden seve seve brakp giderdi. Von Koren fark edilir derecede heyecanlyd, kendisini en ok yfi klar ilgilendjriyormu gibi grnerek btnu rtDELLO 107 mee alyordu. ahitler arm bir haldeydiler, burada niin bulunduklarn, ne, yapacaklarn soruturur gibi birbirlerinin yzne bakyorlard. Bence baylar, daha teye gitmemize lzum yok. de-ii_Jjekovski. Buras da iyi. Von Koren tasdik etti: Evet, tabii. Sessizlik balad. Ustimovi gezinirken birden La-yevskiye dnd, yzne don nefes alarak yavaa dedi ki: htimal artlarm size daha bildirmemilerdir. Her iki taraf bana on beer ruble verecek. Hasmlardan biri lecek olursa sa kalandan otuz ruble alacam. Layevski bu adamla evvelce tanrd; ama onun donu.; gzlerini, sert byklarn, clz, veremli boynunu ilk defa olarak ancak imdi iyice gryordu: doktor deil, tefeci! nefesinde fena bir sr eti kokusu vard. Layevski iinden Dnyada ne adamlar var dedi,. Ona cevap verdi: Peki.. . . Doktor ban sallad. Yine gezinmee balad. Paraya hi de ihtiyac olmad bu istei sadece kzgnlndan ileri srd belliydi. Herkes ie balamann yahut balanan ii bitimenin artk zaman geldiini hissediyordu. Ama ie ne balyorlar, ne bil iriyorlard; geziniyor, ayakta dikilip duruyor, sigara iiyorlard. Hayatlarnda ilk defa delloda bulunan, tzumsuz gr-dklerf bu ba bozuk ii delloya da imdi o kadar innm-yan gen subaylar dikkatle ceketlerine bakyor, kollar.m dzeltiyorlard. ekovski onlara yaklaarak yavaa: Baylar, dedi, bu dellonun olmamas iin btn gayretimizi f.-rf etmeliyiz. Onlar bartrmak lzm. Kzard ve devam etti: Dn Kirilin bana gelmiti, yana yakla Layevskinin om Nadejda Fedorovna ile yakaladn falan anlatt.

Evet, ,bunu biz de biliyoruz, dedi Boyko. Ya, gryor musunuz... Layevskinin elleri falan tit *!; 108 DELLO riyoj.. imdi tabancay da .tutamaz. Onunla arpmak bir sarhola, bir tifol ile arpmak gibi inssnca olmyan bir ey olur. Barmyacaklarsa, hi olmazsa delloyu geri brakmal, baylar... yoksa seyredilir rezalet deil. Von Korenle konuunuz. Dellonun kurallarn bilmiyorum, bilmek de istemem, Allah kahretsin. Belki, Layevski korktu da beni gnderdi zanneder. Ama ne zannederse etsin onunla bir konuaym. ekovski kararszlk iinde, aay uyumu gibi hafife topalhyrak Von Korene doru yrd. Yrrken, ksrr-ken halinde bir uyuukluk gze arpyordu. Zoologun gmleindeki ieklere bakarak sze yle balad: Size bir ey sylemek istiyorum baym, mahrem bir ey... Ben dellonun usullerini, kurallarn bilmem, bilmek de istemem, Allah kahretsin, Bir ahit gibi falan da dnmyorum, bir insan gibi dnyorum. Peki sonra? Barmak teklifinde bulunduklar zaman ehitleri dinlememek usuldendir, buna bir formalite gibi bakarlar. Onur meselesi, filn1 falan. ok rica ederim, Layevskiye dikkatle bir baknz. Bugn tabii bir hali yok, hani ya akl banda deil, acnacak bir halde. Bana bir kaza geldi. Dedikoduya tahamml yok... ekovski kzard, dnp arkasna bakarak devam etti: Ama ortada dello olduu iin size bildirmee lzum gryorum. . Dn akam karsn Muridovun evinde bir... bayla yakalam. Ne iren ey! diye mrldand; sarard; alnn buruturarak ysek sesle: T! diye tkrd. Alt duda titriyordu. Daha fazla dinlemek jstemiyerek ekovskiden uzaklat, sanki yanllkla ac bir ey yemi gibi tekrar yksek sesle tkrd. Hnla, sabahtan beri ilk defa olarak Layevskiye bakt. Onun heyecan, salakl gemiti, ban silkerek yksek sesle sordu: DELLO 109 Baylar ne bekliyoruz? Niin balamyoruz? ekovsk(i, subaylaria bakt, omuzlarn silkti. Belli bir kimseye hitabetmiyerek: Baylar! dedi. Biz barmajz teklif ediyojuz! \ on Koren: . Formalitelere son verelim. Barmaktan cince bahsetmitik. Daha sonra hangi formalite geliyor? abuk olal;n baylar, zaman beklemiyor. ekovski bakalarn iine karmak zorunda braklm bir adamn ackl sesiyle: Ama ne olursa olsun barmanz iin de ayak diriyoruz, dedi. Kzard elini kalbine gtrerek devam etti: 1 Baylar, biz hakaretle dello arasnda bir mnasebet gremiyoruz. Bazan insandaki zaf yznden birbiriimze ettiimiz hakaretin dello ile hi ilgisi yoktur. niversite grm okumu adamlarsnz, elbette delloya sadece modas gemi bo bir formalite gibi falan bakarsanz. Biz de bylebakarz, yoksa, yanmzda insanlarn birbirlerine kurun atmalarn aklmz almyaca iin, gelmezdik. ekovski yznn terini silerek devam etti; Gelin, aranzdaki anlaamamazla son verin, ellerinizi birbirinize uzatn da eve gidip bar arabn ielim. Vallahi byle baylar. * Von Koren susuyordu. Layevski herkesin kendisine baktn grerek,: Nikolay Vasilie kar syliyecek szm yok, dedi. Eer kabahatli beni buluyor3a nnde af dilemee hazrm. Von Koren alnmt: Galiba, baylar, Layevskinin yksek kalbli bir ovalya olarak eve dnmesi iinize geliyor, ama ben size de, ona da bu zevki tartramam. Hem sonra, sadece bar arab imek, yemek, bana dellonun modas gemi bir formalite olduunu anlatmak iin sabah erken kalkmaa, ehrin oi drt vers dna kmaa lzum yoktu. Dello dellodur. Onu gerekte olduundan daha budalaca, daha kalp gstermee lzum yok. Ben arpmak istiyoum! 110

DELLO Sessizlik balad. Subay Boyko kutudan iki tabanca kard: birini von Korene brn Layevskiye verdiler. Sonra, zoologla f.hitleri ksa bir mddet elendiren zorluklar bagbsterdi. Orada bulunanlardan hibirinin cimrimde dello grmedii rr-^ kiliyordu. Nasl durulacan, ahitlerin ne syliyeceklerini, ne yapacaklarn adamakll bilen yoktu. Ama sonradan Boyko bir eyler hatrlad, glmsiyerek analtmaya koyuldu. Yon Koren glerek sordu: Baylar, Lennontovda dellonun ns-l tasvir edildiini kim hatrlyor? Tiirgenevde de Bazarovla birisi birbirlerine ate etmilerdi. Ustimovi olduu yerde durarak sabrszlkla: Hatrlam ne lzum var? Mesafeyi ln, ite o kadar, dedi. Nasl lleceini gstermek iin atfm att. Boyko adtmlariyle mesafeyi lt; arkada da klcn knndan syrarak snr tyin etmek iin topra kenar naktalarndan. izdi. Hasmlar umumi bir skt arasnda yerlerini aldlar. Fun.lin iinde oturan Diyakos hatrlad: Kstebekler ekovski bir eyler siiyledi, Boyko yine bir eyler anlatt, enii Layevs-ki bir ey duymuyordu, daha dofusu duyuyor da antarnyord. Vakit gelince horozu kurdu, .ar^souk tabancay namlusu havada olduu halde kaldrd. Paltosunun dmelerini ozm.i unutmutu, omuzlar, koltuk altlar fena halde skyor-, dn. Kolu yle glkle kalkyordu ki, yeni tenekedendi sanki. O e-m er alna, kvrck Salara kar dnk nefreti aklna ; !(ii; dn ki dnk o iddetli nefret ve kin annda bile b!r insana kurun atamazd. Kurun bir de gider von Korene isabet eder korkusiyle tabancay kaldrdka kaldryor, byle f.zla iyi kalblilik gsterii yapmann nezakete, iyi kalblilie smayacan da hissediyordu. Ama baka trlsn de beceremiyor, yapamyordu. Hasmnn ataca kurunun boa gideceine beiki de ta balangtan beri emin bulunan von Korenin solg:, alayc bir glmseme tayan yzne bakarak nihayet dello 111 her eyin biteceini, bunun iin yalnz tetie biraz kuvvetlice, basmak lzm geldiini dnd. Omuzu iddetle sarsld, bir silh patlad, buna dalardan bir yank karlk verdi: Pah! Tah! Von Koren de horozu kurdu; ellerini arkasna koyarak hibir eye aldr etmeden gezinip duran Ustimovie bakt Doktor, dedi, ltfen bir rakkas gibi teye beriye gidip gelmeyiniz, gzlerimi alyorsunuz. Doktor durdu. Von Koren Layevskiye nian .almaa balad: Layevski iinden: im bitti dedi. Tam yzne doru evrilen tabanca namlusu, von Korenin duruundaki ve btn halindeki nefret, hafifseme ifadesi, akl hasnda bir adamn akl banda adamlar nnde gpegndz iliyecei bn cinayet, bu sessizlik, Layevskiyi kamaa deil de ayakta durmaa zorlyan bu bilinmez kuvvet, btn bunlar ne esrarl, ne anlalmaz, ne korkun eylerdi! Von Koren nian alrken geen zaman Layevskiye btn bir geceden uzun gelmiti. Yalvarr baklarla ahitlere bak. Onlar kprdamyorlard, sararmlard. Layevski iinden: Hadi abuk ate et!dedi. Solgun, titrek, zavall yznn von Korende daha ok kin uyandrabileceini hissediyordu. Zoolog, Layevskinin alnna nian ald; parman tetie dayad, iinden: Onu imdi ldreceim, dedi, evet, elbette ldreceim... Anszn ok yakn bir yerden mitsiz bir feryat duyuldu: Onu ldrecek! O anda bir silh patlad. Layevskinin yerinde durduunu, dmediini grerek hep birden sesin geldii, tarafa baktlar, Diyakosu grdler. Sararm, slak salar alnna, yanaklarna yapm, srsklam, amur iinde rmak kysndaki msr tarlasnda duruyor, tuhaf tuhaf glmsyor, slak apkasn sallyordu. ekovski sevincinden glerek, alyarak yana ekildi... 112

dello xx Biraz sonra von Korenle Diyakos kprnn yannda birletiler. Diyakos heyecanlyd, glkle nefes alyor, kimsenin yzne bakamyordu. Hem korku duyduundan, hem de elbiselerinin amurlu, slak oluundan utanyordu. -- Onu ldreceksiniz sandm... nsan tabiatna ne aykr ey bu! Yaradla ne kadar zt. diye mrldand. Zoolog sordu: Ama siz buraya nerden dtnz? Sormayn! Diyakos elini sallad eytan artt, git, git... dedi, ben de geldim, az kalsn msr tarlasnda korkudan lecektim. Ama hamdolsun, hamdolsun... Hepinizden de ok memnunum. diye mrldand Bizim Tarantl araca da memnun olacak... Ne kadar gleceiz! Yalnz, sizden ok Fca ederim, burada bulunduumu kimseye sylemeyin, yoksa stlerim ensemden tutup atarlar iten: Diyakos dello ahitlii yapt,- derler. Baylar, dedi, von Koren: Diyakos sizden kendisini burada gdnz kimseye sylememenizi rica ediyor. Bir aksilik kabilir. , . Diyakos iini ekti: insan tabiatna ne aykr ey bu! Affedersiniz ama yle bir yznz v,ard ki, onu muhakkak ldreceksiniz sanmtm. Von Koren: . Bu rezilin iini bitirmek iin iimde iddetli bir arzu vard. Ama tam ate ederken bardnz, isabet ettiremedim, btn bu ilere, alk olmadmdan betime gitti, beni yordu, Diyakos. Takatim kesildi, gidelim... Hayr, msaade edin de ben yaya gideyim. Kurunmam lzm, yoksa su iindeyim, donarm. Mecalsiz bir halde bulunan zoolog arabaya binip gzlerini kapyarak. yorgun bir sesle: Peki, nasl isterseniz, dedi, nasl isterseniz... Onlar arabalarn yanma gelirlerken ve binerlerken Kerba-lay yolun zerinde duruyor, iki elini gbeinin stne koymuDello us yerlere kadar iilerek dilerini gsteriyordu. 0, baylar tabiatn zevkini srmee, ay imee geldiler sanmt, .arabalara niin bindiklerini anlamyordu. Umumi bir sessizlik arasnda arabalar yola dizildiler. Duhann yannda yalnz Diyakos kald. Kerbalaya; .Duhana gitti, ay iti. Ben yemek ister, dedi. Kerbalay iyi Rusa bilirdi, ama Diyakos, bir tatarla Eusann ban gzn yararak konuursa daha iyi anlar diye dnyordu. Yumurta piirdi, peynir getirdi... Kerhalay selm vererek: Gel papaz, gel... dedi. Herey veririm... Peynir de var, arap da var... Ne istersen ye. Diyakos duhana girerken sordu: Tatarca Allah nesil derler? Kerbalay suali kavrayamamt: Senin Allahn, benim Allahm hepsi bir. Herkesin Allah birdir. nsanlar baka bakadrlar. Kimisi Rustur, kimisi Trktr, kimisi de ngilizdir. Trl trl insanlar var; ama Allah bir tanedir. Pekl. Btn milletler tek bir Allaha tapyorlarsa niin siz Mslmanlar Hiristiyanlara -ezel dmanlarnz gibi bakarsnz? Kerbalay iki eliyle karnn tutarak: Ne kzyorsun,dedi. Sen papazsn, ben Mslmanm. Yemek istiyorum diyorsun, veriyorum... Yalnz zenginler senin Allahn u, benimki bu diye .aratrrlar, -fukara iin heps; bir. Ye, rica ederim. Dudanda ilahiyattan bahsedilirken Layevski evine gidiyor, afak skt, yol, kayalar, dalar slak ve karanlk olduu zaman buradan geiinde ne korkulu bir his tadn hatrlyordu, bilinmiyen gelecek o zaman ona dibi grnmez Korkun bir uurum gibi geliyordu, halbuki imdi otlar, kayalar zerindeki yamur damlalar, gnein ile elmaslar gibi parldyor, tabiat sevinle glmsyordu; korkun gelecek arkada kalmt. ekovskinin ask, gz yaiyle slanm yP. 10 114 DELLO

ziine, von Korenle ahitlerinin ve doktorun bindii ndeki arabaya bakt; ona qjde geldi ki sanki hep birlikte kimseye rahat vermiyen, tehlikeli, tahamml edilmez bir adam biraz nce gmdkleri bir mezarlktan dnyorlard. Parmaklariyle boynunu hafife uuturarak gemiini dnd. . . Her ey bitmitir dedi. Boynunun sa tarafnda, yakasnn yannda sere parma byklnde kk bir i belirmiti, srlyordu; boynundan birisi bir t geirmiti .sanki. Kurun orasn syrmt. Sonra, eve gelince, onun iin uzun, tuhaf; tatl ry.. gibi dumanl bir gn balad. Hapishane veya hastahaneden salverilmi gibi, eskiden beri bildii eyaya hayretle bakyor, masalar, pencereler, sandalyeler, k, deniz onda; oktan beri duymad tatl bir ocuk sevinci uyandryordu. Sararan, birdenbire zayiflyan Nadejda Fedorovna onun tatl sesine, tuhaf yryne hayret etti. Olan biteni ona anlatmak iin sabrszlanyordu... Layevski ihtimal onu iyi dinle-miyecek, anlamryacak, her eyi renirse ona lanet edecek, onu ldrecek sanmt, oysa ki Layevski onu dinledi, bak rm yznde, salarnda gezdirdi; gzlerine bakarak: Benim senden baka kimsem yok... dedi. . Sonra, uzun mddet bahede oturdular; skca birbirlerine sarlarak sessizce durdular, gelecekteki mesut hayatlar zerinde hlyalar kurup birbirlerine anlattlar. .Ksa, kesik cmlelerle konutular. Layevskiye yle geliyordu ki nceleri hibir zaman byle uzun, byle gzel konumamti. XXI aydan fazla bir zaman geti. Von KorenMn hareket iin tyin ettii gn geldi att. Sabahn erken saatinden beri iri, souk bir yamur yayor, poyraz esiyor, denizde azgn dalgalar ykseliyordu. Bu havada vapur limana zor girer diyorlard. Tarifeye gre sabahleyin saat onda gelmesi lzmd, ama le vakti, leden -o:.a rhtma siden von Koren drbnle beyaz dalgalardan, ufc DELLO 115 kaplyan yamurdan baka bir ey grememiti. Akama doru yamur dindi; rzgr olduka hafifledi. Von Koren o gn gidemiyecei fikrine artk kendini altrm, Samoylenko ile satran bana oturmutu. Ama ortalk kararnca emir eri denizde klar belirdiini, hava fiei grldn tirdi. Von Koren hemen kalkt,- antasn omuzuna geirdi. Samoylenko ile Diyakosla pt, lzumsuz yere btn odalar dolat. Emireri jle a ile vedalat, yle bir hisle sokaa kt ki, sanki doktorda yahut kendi dairesinde bir ey unutmutu. Sokakta Samoylenko ile yan yana gidiyorlard. Arkalarndan, elinde bir kutu ile Diyakos, en arkadan da iki bavul tayan emir eri geliyordu. Denizdeki snk klar yalnz Samo-ylenko ile emir eri fark ediyordu; tekiler karanlklara bakyor, bir ey gremiyoilard. Vapur sahilden uzakta demirlemiti. Von Koren acele ediyordu: . . abuk, abuk! Vapur gideck, korkuyorum! Dellodan \az sonra Layevskinin girdii pencereli kk evin yanndan geerlerken von Koren pencereye bakmaktan kendini alamad. Layevski eilmi, srt pencereye doru, masann banda oturmu yazyordu: Zbolo yavaa: Hayret ediyorum, dedi, nasl usland! Samoylenko gs geirdi: Evet, hayret edilecek ey. Sabahtan akama kadar byle oturuyor; oturup alyor. Borlarn vermek istiyor. yi ama birader, dilencininkinden kt bir hayat sTyor. Yarm dakika sessizlikle ^eti. Zoolog,, doktor, Diyakos pencerenin altnda durmular, hep birden Layevskiye bakyorlard. Samoylenko: Hl buradan gitmedi. Hatrlar msn nasl rpnp duruyordu? dedi. Von Koren: 116 dello DELLO 117

Evet, adamakll usland, diye tekrarlad, evlenmesi_; bir dilim ekmek iin btn gn byle almas, yznden yeni ifadesi, hatt yrmesi, her eyi o kadar baka ki buna ne demeli ben de bilmiyorum. Zoolog Samoylenkonun kolundan tutarak devan etti: Bur.adan ayrlrken onlara hayret ettiimi, saadetlerini dilediimi kendisine, karsna syle... Layevskinin, mmknse, beni lanetle anmamasn rica et. O beni bilir; bilir ki, ben o zamandan bu deiiklii kestirebilseydim onun en iyi dosii olabilirdim. Git kendin vedala. Hayr, yakk almaz. Neden? Kim bilir, belki artk bir daha hi. grmiye-ceksiniz. .Zoolog biraz dnerek: Bu da doru, dedi. Samoylenko parmaiyle yavaa pencereye vurdu. Layevski irkilerek dnp bakt. Vanya, Nikolay Vasili seninle vedalamak istiyor, hemen gidecek, dedi. Layevski masadan kalkt, kapy amak iin sofaya gitti. Smoylenko, von Koren, Diyakos ieri girdiler. Zoolog sofada lstiklerini karrken, hissine kaplp davetsiz buraya geldiine piman olarak: Bir dakika kalacam,-efendim diye balad, sonra kendi kendine: Srnayor gibiyim, sersemlik dedi. Layevskinin arkasndan odaya girerek: , Affedersiniz, dedi, rahatsz ettim: ama imdi hareket edeceim do ayam beni size doru ekti. Bir daha grp gremiyeceimizi Allah bilir. ok memnun oldum... Buyurunuz, rica ederim... Layevski sanki misafirlerin yolunu kesmek istiyormu gibi andalyeleri beceriksizce ne srd, ellerini uuturarak odann ortasnda durdu. Von Koren: Keke ahitleri sokakta braksaydrms diye dnd: Yksek, sesle: Beni lanetle anmaynz, van Andreyi, dedi, phesiz gemi unutulmaz, ok hazindir o: ben de buraya ,af dilemek veya kabahatsiz olduuma sj/.i inandrmak .iin gelmedim. Samim olarak hareket etmitim ben. Kanaatlerimi o zamandan , beri deitirmi deilim. Am dorusu imdi byk bir memnunlukla gryorum ki sizi tanmakta yanlmm. Eh, dz yolda da srer insan. Onun nasibi bu: esasta yanlmazsa teferruatta yanlacaktr. Asl hakikati kimse bilmez. Layevski: Evet, hakikati kimse bilmez... dedi. Eh, Allaha smarladk... hoa kaln. , Von Koren elini Layevkiye uzatt. Layevski bu eli skarak saygyla eildi. , . Von Koren: Beni lanetle anmaynz, dedi. Karnza selm... Onunla vedalamadma ok eseflendiimi syleyiniz. Kendisi burada. Layevski kapya yaklaank teki odaya seslendi: Nadya, Nikolay Vasilyevi seninle vedalamak istiyor. Nadejda Fedorovna ieri ;;irdi, kapnn yannda duraklyarak rkek baklarla misafirlere bakt. Yz ackl, rkekti; ellerini, tpk azarlanan bir ils; rencisi gibi tutuyordu. Von Koren: imdi hareket ediyorum Nadejda Fedorovna, veda etmee geldim, dedi. Gen kadn elini tereddtle uzatt. Layevski de eildi. Von Koren: Ne zavall ikisi de! Bu hayat onlara ucuza mal olmuyor! diye dnd. Moskovaya da Petersburga da gideceim, bir sipariiniz yok t? diye sordu. Nadejda Fedorovna: Ya... *iedi sonra Jelh tell kocasnn gzne bakarak ilve etti: Yok galiba. Layevski ellerini uuturarak: 118 DELLO Evet, yok... Selm syleyiniz... dedi.

Von Kitren daha ne syliyeceini, daha ne stleneceini bilmiyordu, halbuki ieri girerken birok -iyi, scA zl eyler syliyeceini sanmt. Hibir ey sylemeksizin Layevski ile karsnn elini skarak ar bir hisle evdeiK^kt. Diyako arkasndan giderek alak bir sesle: Ne insanlar Yarabbi. Ne insanlar! dedi. Gerekten bu zm bir tanr eli dikmitir! Yarabbj! Bir k;i bin kiiyi, baka biri de karanl alt etti. Heyecanla ilve etti: >. Nikolay Vasili, biliyor musunuz ki siz bugn insa> olunun dm.nlarjndan en byn, gururu yendini. Brak,. Diyakos! Biz onunla neyin galibi olabiliriz? Galipler, kartallar gibi yksekten bakarlar; halbuki o, zavall, korkak, mazlum, bir in heykelcii gibi sklm, pklm selm veriyor, ben ise... ben ise zlyorum.... Arkadan ayak sesleri duyuldu. Layevski de uurlamak iin onlara yetimiti. Emir eri iki bavulla rhtmda onlar bekliyordu. Biraz tede drt kreki vard. Sampylenko: Amma rzgr esiyor... brrr! imdi denizde belki de frtna var. Ay, ay! yi bir zamanda gitmiyorsun, Kolya, ded.i. Deniz tutmasndan korkmarri. Mesele orada deil... u sersemler sandal alabora etmeseler bari. Kumpanyann alupasiyle gitsen iyi olur. Nerede kumpanyann alupas, diye krekilere eslendi. Gitti ekselans. -- Ya gmrnk? -- O da gitti. Samoylenko kzd: Niin beklemediler? Sersemler! Zarar yok, kzma... dedi von Koren Hadi, allaha smarladk. Hoa kaln. j Samoylenko von Koreni kucaklad, defa istavrozlad. Bizi unutma Kolya... Mektup yaz... Gelecek ilkbahar .a bekleriz. DELLO 11$ Aon Koren Diyakosun elini skarak: Allaha smarladk Diyakos, dedi. Yaptmz arkadalk ve iyi sohbetler jin size teekkr ederim.Seyahat iini dnn. Diyakos gld: Peki canm, dnyann br ucuna olsun isterse! Olmaz m dedim? Von Koren karanlkta Layevskiyi tand, birey syle- meden elini ona uzatt. Krekiler aaya inmiler, dalgakrann, byk * dalgalardan korumasna ramen yine kazklara arpp duran sandal tutmaa alyorlard. Von Koren iskeleden inerek sandala atlad, dmene oturdu. Samoylenko ona seslendi: Mektup yaz! Shhatini gzet! Layevski paltosunun yakasn kaldrd, ellerini yenlerine soktu, kendi kendine: Asl hakikati kimse bilmez dedi. Sandal hzla rhtmdan uzaklat, denize ald. Dalgalarn iinde kayboldu, ama o anda derin bir ukurdan syrl Efrak yksek bir tepeye kt, yle ki adamlar, hatt krekler bile fark edilebiliyordu. Sandal sajen (1) ileri gidiyor, deniz onu-iki sajen geri atyordu. Mektup yaz! diye Samoylenko bard. eytana uydun da bu havada yola ktn. Layevski rpnan karanlk denize hznl hznl bakarak iinden: Evet, asl hakikati kimse bilmez... dedi. Dnyordu: Sandal geriliyor. ki adm ileri, bir adm geri gidiyor, ama krekiler inat insanlar, yorulmadan, krek ekiyorar: yksek dalgalardan korkmuyorlar. Sandal ileri, hep ileri gidiyor. te artk grnmyor: yarn saat sonra krekiler vapurun klarn aka grecekler, bir saat sonra da vapurun iskelesinde olacaklar. Hayatta da byle... nsanlar hakikat peinde (!) Sajen: 2,134 metre. 120 DOELL iki adm ileri, bir adm geri giderler. Hayatn aclar, yanlmalar, skntlar onlar geriye atar ama/hakikat sevgisi, azim, irade, ileri, boyuna ileri srer. Hem kim bilir? Belki de asl hakikata ulaacaklardr... Samoylenko bard: Uurlar -olsun!

Diyakos: --- Artk ne bir ey grnyor, ne bir ,ey duyuluyor. Yolu , Tek tek yamur damlalar dmee balad. SON Anton ehov _ Dello

ak olsun!

dedi.

You might also like