You are on page 1of 260

SUNU

Yllarca mcadeleden, sonra, Gney Vietnam hal-


k dai ma yeni ve olaanst zaferler kazand.
Asya, Afrika ve Latin Amerika halklar ve bt n
dnyadaki ilerici i nsanl ar gzlerini bize eviriyorlar.
Bunda alacak bir ey yoktur. nk lkemizin ya-
rs bir smrge hkmeti ni n egemenlii altnda ya-
amakta, bt n smrgecilerin elebas byk bir
emperyalist devlete kar direnmekte ve byk bir
kararllk ve sarslmaz bir azimle ona kafa tutmak-
ladr.
Gney Vietnam' da her blge, her rmak, her te-
pe, her ky ve her insann kendine ait bir kahraman-
lk yks vardr. Ve bu yklerin her biri, 14 mil-
yon Gney Vietnamlnn karakteri hakk nda bir ka-
rar verebilmemiz iin yeterlidir.
Amerikan emperyalistleri, Gney Vietnam' daki
sava glerine sayca bire kar onluk bir stnl k
salamak iin ellerinden gelen her eyi yaptlar. Bu
sayca stnl n ou zaman ok daha fazla oldu-
unu bir yana braksak bile, bire kar onluk bir s-
tnl k oran na ihtiyalar olmas, Yanke askerlerinin
deeri hakk nda bir fikir verebilir. rnein, Hon Dat
kynde dilerine kadar silahl bin be yz dman
askeri, ilerinde kadn ve ikisi 7 ve 13 yalarnda
ocuk olmak zere topu topu 19 Gney Vietnamlya
kar on gnlk bir arpmadan sora geri ekilmek
zorunda kalmlardr.
An Duk, bu roman nda bir idealle silahlanm in-
sanlarn olaanst gcn gstermeyi baarmtr.
O insanlar ki, demirden bir mcadele azmine sahip-
tirler ve say ve silahlar korku verici grnen, ama
gerekte en nemli bir nitelikten, savama azminden
yoksun olan gerek eytanlarn karsnda sarslmaz
bir kaya gibi durabilmilerdir. Hon Dat (afakta Ka-
zandk Zaferi) romannn tipik karakteri buradan
geliyor.
Hikaye, 1961 ylndaki o kzgn zincirleme ayak-
lanma gnlerinden sonra geer. An Duk' un kahra-
manl ar n n ou bugn hl hayattad rl ar ve u an-
da ilkinden daha artc ve daha baarl yeni -Hon
Dat l an daha geni bir dzeyde yaratmakl a megul-
drler.
Eksikleri olmasna karn, Hon Dat roman etki-
leyici ve geree sadk, iyi bir almadr; Amerikan
saldrganlarna ve kukl al ar na kar mcadelemizin
byk senfonisini oluturan birok hikyeden biridir.
Btn lkemizin savamaya ve yenmeye kararl oldu-
u t am u srada yaynlanmas ok isabetli olmutur.
An Duk' a teekkr ederiz.
Gney Vietnam, Aralk 1965
TRAN BA DANG
Ulusal Kurtulu Cephesi
Merkez Komitesi Bakanl yesi
Gney Vietnam Sanat ve Edebiyat Birlii
Bakan
6
BRNC BLM
Haydi itiraf et bakalm, haklymm deil mi?
Unutmam seni ite! diye kzkardei Su'y skt-
ryordu Kuyen. Hem ne kadar da dokunakl mek-
tubu; ve de on sekizinciymi bu, dn bir kez. Daha
ne istersin? Sen de neler getiriyorsun aklna... imdi
her ey belli oldu. Onun mektuplar da ayn senin-
kiler gibi kaybolmu demek. Hey Allahm, yedi yllk
mektuplamann sonucuna bak... hem de Kuzey, l-
kemizin bir paras olduu halde! . Deli olur insan...
Ama artk kocan iin zlmen bitti, deil mi Su?...
Bu sana ders olsun; bundan sonra onun hakk nda
' korkarm Kuzey'deki iyi hayat a alt, bakasn d-
nmeye zaman bulamyor,' demezsin artk. tiraf et,
hakszdn, deil mi?
Gen kz sevinten titreyen bir sesle konuup du-
ruyordu. Niyeti enitesini savunmak deildi. Su' nun
yedi yldr yazd mektupl ardan sonra eritii bu
mutlulua sevinmekteydi. Bu mutlulua katlyor ve
onu korumaktan, glendirmekten sevin duyuyordu.
Gzleri parldyor; aras ra dudaklarn srarak sz-
lerini cesaret verici el hareketleriyle tamamlyordu.
Enitesinin fotorafn al arak mektubu Su' ya ge-
ri verdi. abuk admlarla verandaya doru yrd.
Kk Tuy, merdivenlerde oynuyordu. Kuyen ocu-
u yanma ekti.
yi bak bu resme. Kim bu adam, syle bakaym
teyzene? diye sordu.
Babam! dedi kk kz. Fotoraf eline ald ve
dikkatle szmeye baklad. Evet o.
Nereden bildin?
Anam syledi.
iri siyah gzlerini birden teyzesine evirdi ve ku-
kuyla sordu:
Teyze, gerekten o mu?
Kuyen kk kz kucana ald, yatan kenar-
na ilitikten sonra dizlerine oturttu. Ban sallad:
Elbette o ekerim. imdi iyice zihnine yerletir
yzn... Baban ve sen art k birbirinizi tanyorsu-
nuz.
Sonra kzkardeine dnd:
San'n mektubundan anlaldna gre, senin
son gnderdiin haberi ve Tuy' un fotorafn alm.
Dnebiliyor musun Su?. Kocann, kznn yzn
tanmas tam yedi yl srd.
Kuyen yeeninin al n na sevgiyle bir fiske kon-
durdu:
Evet km, baban yedi yldan sonra senin
en yzn grebildi. O gittiinde sen daha doma-
mtn, anlyor musun?
Kocas Kuzendeki birliklere dnmeden nce bir-
likte geirdikleri ksa vedalama saatlerini, sanki
dnm gibi anmsyordu Su.
Tabanm kurtl arn delik deik ettii srklar ze-
rindeki bu ayn evde San, dudakl ar nda her zaman-
ki glmseyii ve sakin haliyle, hareket saatini bek-
lemiti. Sakin grnnn arkasnda, gizledii eyi
o zamanl ar yalnz kars biliyordu. Kyde herkese,
iki yl dediin ne ki, abucak geer, dedii halde,
son gecelerinde gerek dncesini karsna syle-
miti:
Sevgilim, anam zmemek iin iki yl dedim,
ama sana gerei sylemeliyim. Bunun byle olaca-
na ben inanmyorum. Bir yl sonra yeniden bala
yabilir ve , dt, be yl da srebilir. Her eye kar
hazrlkl olmalyz.
Gece ge vakit karsnn ban omuzuna daya
m ve bir anlk bir suskunluktan sonra kendi kendi-
ne konuurcasna sylenmiti:
Acaba orada da buradaki kadar eitli meyve
1er var mdr? Orada da mango, t urun var mdr ki?
Turun. . . evet, kjkusuz orada da t urun vard r Yal
8
nz hangi mevsimde yetitiklerini bilmiyorum. Her-
halde burada olduu gibi Tet (*) zaman nda deil.
Su, ilk nce kocasnn sadece gidiinden sz et-
memek iin, bunl ar ylesine konutuunu dnm-
t. Ama birdenbire bu safa szlerle sylemek iste-
diklerini anlayverdi. ki yl nce, Long au Ha (**)
seferinin galipleri onuruna verilen bir ziyafette, sof-
ral ara yemek tarken San' m dikkatini ekmiti. n-
ce bunun farknda olmamt. Sonralar San, sala-
nndaki turun iei kokusundan ok holandn
itiraf etmiti. lk olarak bu ziyafet srasnda birbirle-
rini tanmlar, sonra da bu karlamay unutmam -
lard. San, bir gn ona yalnz rastlam ve glmse-
yerek yavaa sormutu:
Turun iei kokusunu niye artk srnm-
yorsun?
Ve Su, bir hayli arm, kzarm ve glmemek
iin dudaklarn srmt.
yklerinin balangc bu karlamalar olmu-
tu. lkenin her yan ndan zafer haberlerinin geldii
o on ikinci ayda, Hon Dat' ta, yeni aan t urun iek-
lerinin i bayltc kokusu her yan sararken aklar
balamt.
ki yl sonra tam Dien Bien Fu' daki byk zafer
srasnda evlendiler. Dnleri evredeki en enlikli
dn oldu.
Topu topu bir ay birlikte yaayabildiler ve sonra
Aradan yedi yldan fazla bir zaman geti.
Ve Su ite ancak bugn kocasndan ilk haberi ala-
biliyordu. Ksack bir mektubun iinden kan k
ck bir fotorafta kocasnn sevgili yzne yine ka-
vumutu.
Yedi yl... bu kadar uzun zaman ona imdi ger-
ek deilmi gibi geliyordu.
1*1 Budist takvime gre yeni yln balangc.
(.N.)
(**) Long au Ha, Mekong deltasnda vilye-
tin addr. 1952'deki Long au Ha arpmas, Fransz
smrge birliklerine kar yaplan birok askeri se-
ferlerden biriydi.
9
Zaman nasl geiyor? dedi hayretle, tam yedi
yl olmu.
Ama her halde bizim bur ada neler ektiimizden
hi haberi olmamtr, dedi Kuyen. Ondan boan-
man iin nne srdkleri ktlar imzalayasn diye
seni nasl zorladklarn bir bilseydiI.. ' Kaplan kafesi-
ne' ve ' timsah ukuruna' (*) attklarn ve btn br
korkun eyleri bilseydi!
Nereden bilsin? dedi Su, dudakl ar nda sevecen
bir glmseyile. Belki bu gibi eylerden konuuldu-
unu iitmitir, ama sahiden nasl olduunu nereden
bilsin?
Tuy, onlar konuurlarken teyzesinin dizinden in-
mi, anasnn kk diki kutusuna gitmiti. Kutu-
dan kk bir ayna kard. Yatan dip tarafna otu-
rarak, srtn duvara dayad. .Sonra hi sesini kar-
madan aynada uzun uzun yzn inceledi. Daha
sonra avucunu ap babasnn fotorafna bakt. Bir
fotorafa, bir aynadaki yzne bakyor, gzlerin, du-
daklarn, kulaklarn btn ayrntlarn karlatra-
rak, benzerlikleri aratryordu. Gzleriyle kalarn,
ne kadar uratysa benzetemedi. Kendi gzleri yuvar-
lak, babasnnkiler ise eiktiler. Resimdeki kalar ok
skt. Ama ite, burunl ar ve azlar hemen hemen
1
aynyd. Gzlerini iri iri at ve yrei sevinle ar-
parak, dier ortak izgilerini arat rmaya giriti. B
tn ayrntlarna kadar babasna benzemek istiyordu.
nk, onun da yalnzca kendisine ait bir babas ol-
duunu rendii gnden beri, onu btn kalbiyle
sevmiti. Birdenbire, babas ndan gelen her eyin ok
gzel olmas gerektii ve babasnn, onu kukusuz
(*) Kaplan kafesi ve timsah ukuru, Ameri-
kan emperyalistlerinin ve kukl a ordularnn, tutsak
den kurtulu savalarna uyguladklar iki ikence
yntemidir. Kaplan kafesi bir tabut kadar dar ve
alak bir ukurdur. st dikenli tellerle rtlmtr.
Tutsaklar kzgn gne al tnda bunun iinde melti-
lir ya da yatrlr. Timsah ukuru da ayndr. Yalnz
yan yanya su doldurulmutur. Bunun iine konulan
tutsaklarn vcutlar zamanl a rmeye balar.
10
dnyada her eyden fazla sevdii kansna vard. Bu
sabah, anas ona fotoraf gsterip, bunun babas ol-
duunu sylediinde, hemencecik inanmt. nk,
bir defa anas ona hi yalan sylemezdi, ayrca da
resme baknca, resimdeki yze sanki daha nce rast-
lam gibi bir duyguya kaplmt. Oysa imdiye kadar
babasnn yzn yalnzca anasnn tarifiyle kendi
kendine kafasnda canlandrmt.
Su iin, bandan geen en acl olaylardan biri
de uydu: San vedalap ayrldktan sonra Su, onun
bir resmini kk bavul unda saklamt. Fakat d-
manl ar 1956 ylnda onu tutuklayp blgenin baken-
tine gtrdkleri zaman resmi bulmular ve gzle-
rinin nnde yrtnlard. Ayn yl kk Tuy dn-
yaya gelmiti.
Su bir yandan kzkardeiyle konuurken, bir yan-
dan da gizlice ocuunu gzlyordu. Kuyen de dn-
d ve Tuy' un fotoraf nasl titizlikle incelediini g-
rnce, glmemek iin elini azna kapatt. Fakat ken-
disini tutamad. Teyzesinin kahkahas kk kz r-
ktt ve ut anarak kpkrmz bir yzle fotoraf ve
aynay koynuna saklamaya alt.
Su glmedi. Nasl ekerim, benziyor musun ba-
bana? diye sordu.
Tuy sesini karmadan srtn dnd. Gzleri bir-
denbire yala dolmutu. Su, ili ocuun al amak ze-
re olduunu farketti. Annesi bir gn Su'ya, ' senin o-
cuun tpk senin o yataki halin' demiti. Kzna de-
minki soruyu sorduunda kendi gzleri neden buu-
lanmt acaba? ocuu kucana ald ve ana kzn
gzlerinden ayn anda yalar boand.
Kuyen sessizce bu sahneyi seyrederek glms-
yordu. Bu gzyalarnn bugnk mutl ul uun sonucu
olduunu ve nedeninin yllarca ekilen aclar, trl
trl snavlar ve bekleyiler olduunu biliyordu. Fa-
kat bu gzyalarnn, kzkardeinin ve btn ailenin
sevincini glgelemesini istemiyordu. Hemen ayaa
frlad:
Tam alayacak zaman buldunuz imdi. Ondan
haber gelmedii zaman yak nmandan yan na varl-
mazd. Haberi aldn, bu sefer de gzlerinden eme
11
gibi ya aktyorsun. Seni anlayabilene akolsun!
Sonra kapya doru yrd:
Peki yleyse, siz burada rahatlayncaya kadar
alayadurun; ben anam bulup haberi gtreyim.
Su, hkrklarn bomaya alarak ama onun
haberi var, dedi; akam yemeine birka yenge
ve balk tutmak iin sahile indi.
Kuyen sevinle olduu yerde kald:
Bak hele sen! Mektubu kutl amak iin ziyafet
var demek. Bir de enitem eve dnerse, artk koca bir
domuz kesilir herhalde.
Onun iin deil. Bu akam Tam an ve Nan ge-
lecekler de ondan.
Sahi, ben onlar unutmutum. Parti Blge Ko-
mitesinin geniletilmi toplants bu sabah sona erdi.
Tam an ve Nan bugn leden sonra dnyorlar.
Nan' n ikinci kydeki VT-3 Mfrezesinden birka yol-
da, bana Tam an' n bi r sre iin buraya atandn
sylediler. (*)
Su' nun sesi yine olaan haline dnmt:
yle sanyorum ki, onu Parti Blge Sekreterlii-
ne semilerdir, ne dersin?
Kukusuz! Parti Sekreteri ve ayn zamanda Aji-
tasyon ve Propaganda Sorumlusu... Bana sorarsan, o
buna gerekten lyktr. Partinin onu hep dmann
azd kt gnlerde buraya gnderdiinin farknda
msn? Ve o her zaman sakin kalm, en byk teh-
likede bile soukkanlln yitirmemitir.
Haklsn. Ona her rastladmda umutl ar m ye-
niden canlanmtr. Dnyorum da, kyllerimiz
ne byk ilere muktedi r olduklarn, devrim sna-
vnda nasl da ortaya koyuyorlar... Tam an buna ne
iyi bir rnek!.. Anam onun Franszlar zaman nda Vin-
Han' da yaadn ve her hasat zaman, srtnda hasr
yorgan ile almaya giderken grdklerini anlat-
yor. (**)
(*) VT-3 Mfrezesi, (Vo Trang Tyen Truyen)
silahl propaganda mfrezesidir.
(**) Durulmu hasr ilte, silah gizlemek iin
kullanlmaktadr.
12
O zamanl ar bile faaldi herhalde.
Evet, hat t a daha nceleri de. Ayrca altn gibi
de bir kalbe sahip. Hapse dtm zaman, beni te-
selli etmek ve cesaret vermek iin bir sr mektup
yazmt. Onlar sana gstermitim, deil mi?
Tabii... Hepsini okudum.
Su, kzkardeine apknca bir bak frlatt:
Unutma, Tam an olmasayd, imdi Nan' b-
rakmtn sen. Sana her eyi anlatmasayd bugn h-
l alayp duracaktn.
Kuyen'in yzne honuta bir glmseme yayl-
d. En zor duruml arda bile bu glmseyi dudaklarn-
dan eksik olmazd. Btn kylleri onun bu glm-
seyiinin mr boyu silinmeyeceine emindiler. 1958
ylnn o ayma kadar hi alamamt. O ay getikten
sonra da zntleri hibir iz brakmakszn uup git-
miti.
Su' nun akayla takld olay yle gemiti:
Gen bir mat baa iisi olan Nan, bir gizli rgtn
irtibat adam olarak Ra Gia kentinde alyordu...
1955'te yakalanm ve Fu Loy'daki tutsak kamp na gn-
derilmiti. Orada, tutsaklarn Diyem (*) ve Amerika-
llarca zehirlenmesiyle sonulanan mcadelelere ka-
tld. (**) Dman, birok tutsa denize atmak zere
gtrrken kurtulabilenlerden biri de o idi. Yolda
kamyondan atlam ve kamt. Kyller, kelepele-
rini eeleyerek kesmiler, onu saklamlar ve oradan
(*) O zamanki Gney Vietnam Devlet Bakan
Ngo Din Diyem.
(**) 1 Aralk 1958de ABD-Diyemkliinin FuLoy
deki toplama kampnn gardiyanlar, burada tutsak
bul unan yurtseverlere zehirli yiyecekler verdiler. 1000
kii hemen ld ve 6000 kiide zehirlenme belirtileri
grld. Yaayanlar, yardm armaya urarlar-
ken, askerler taraf ndan vurul dul ar ya da suda bo-
uldular.
Katliam ortaya ktktan sonra, halk hemen he-
men btn vilayetlerde katliamn sorumlusu ABD-
Diyem kliine kar yryler ve toplantlar dzen-
ledi.
13
gitmesi iin yardm etmilerdi. 1958'de Hon Dat' a gel-
diinde henz 22 yandayd. Fakat gen yana kar-
n yldr Parti yesiydi. Partiye hapisteyken aln-
mt. Partiye alnd gn, yumruunu yalnzca ha-
yalinde var olan bir bayra selamlamak zere kal-
drdn sonralar Kuyen' e anlatmt.
Hon Dat' ta ona, genlii rgtleme grevini ver-
diler. Bylece, o zamanl ar henz 17 yanda olan Ku-
yen'le tantlar. Hon Dat da birok ky gibi, uak
Ngo Din Diyem'in elindeydi. Bir defasnda Nan, hemen
hemen iki ay Kuyen' lerin evinin tahta tabannn al-
tnda oyulmu bir gizli odada saklanmak zorunda kal-
mt. Oradan gen kzn ilk devrimci almalarn
ynetti. Gen kzn yalnz bana almaya henz
alt bir zamanda, dman n onu kefettiini -
rendi ve yine yerini deitirmek zorunda kald. Yeni
gizlenme yeri, gerek mezarl arn arasna kazlm bir
sahte mezard. Gen kz her gece bu snaa gelip
ona yemeini getiriyor ve almalar zerine konu-
uyorlard. Bazen yemekle birlikte mango veya muz
da getirdii olurdu. Elbiselerini deitirir ve ykamak
iin gizlice evine gtrrd. Gelmesine bir engel k-
t zamanl arda onun yerine Sao Ana gelirdi. Fakat
ihtiyar kadn ne zaman gelse gzyalann tutamazd.
Nan, daha ne zamana kadar bunl ara katlanaca-
z, diye sordu bir defasnda, insanlarn kollarn,
bacaklarn kopartyorlar, kafalarn kesiyorlar. Dn
benim kzlar, bataklkta, bir gn nce dvlerek l-
drlen yedi adammzn kemiklerini ve et artklar-
n buldular!
Hknyordu bunl ar anlatrken.
Kemikleri nereye gtrdler? diye sordu Nan.
Bir naylon parasna sarp maaraya gizlediler.
Baka bir defa ise Sao Ana, Nan' n elini avular-
na alm, uzun bir duraksamadan sonra alak sesle
sormutu:
Nan, biliyorsun ki, ben seni kendi evladm gibi
gryorum. Doru syle bana, Kuyen'le aran zda bir
ey var m? Eer onu seviyorsan syle, vereyim onu
sana.
Gen adam heyecanla Sao Ana' nn ellerine sarl-
14
mt. Kukusuz Kuyen'le birbirlerine ktlar. Ama
onu u anda en mutlu klan ey, dmann bt n ku-
durganlnn zerinde olduu ve kendisinin bu aca-
yip ve korkun snakta yaamak zorunda kald
bir srada, Kuyen'in anasnn ona bu yaknl gster-
mesi olmutu.
Kendi kendine dnd: Sao Ana' nn bu davra-
n, kendisine kar duyduu sevginin tesinde, an-
cak devrime olan inanc ve ball ile aklanabilir-
di. Snan karanlnda yalnz bana kalnca hay-
ret iinde dnmeye devam etti: Kendisi yarn ld-
rlebilirdi. Niin bu kadn bu kadar kaygszd? Bu
kadar zor koullar altnda yaayan bir erkekle kz-
nn yazgsn birletirmekten korku duymuyor muy-
du? Kuyen henz genliinin filizlenme anda, ok
gzel bir kzd. Kukla birliklerin subaylar da dahil
olmak zere, evresinde dolaan erkekler, Hon Tre'
deki sahile yzmeye gelen kentli genler evresinden
eksik olmuyordu. Ama Sao Ana komularna sk sk.
byle insanlar benim kzma yaramaz, derdi.
Hayranlarnn srekli ilgileri Kuyen'i kzdrrd.
Fakat her gece mezarla geldiinde, fkesi bir seve-
cenlik ve umut denizinde yitip giderdi. ocukluun-
dan beri gndzleri bile buraya gelmeye cesaret' ede
mezken, imdi hi korkmuyordu. Artk ruhl ardan de-
il, yalnzca polisten saknmak zorundayd. Neyse ki,
kukla birlikler mezarl o kadar az gryorlard ki,
Nan, ormandaki gizli kampa geri gidinceye kadar iki
ay bu smakta rahat a kalabilmiti.
Fakat bir gn leye doru kamptan ayrldnda
habersizce tuzaa dt. Kyn kenar nda pusuya yat-
m birka kii onu yakaladlar. Ayn gece kamp ve
orman kuatld. Neyse ki bt n adaml ar salyangoz
toplamaya gitmilerdi. Bylece kukla hkmeti n ko-
mandolar bo bir kulbeden baka bir ey bulama-
dlar. Ormandan kukl a askerlerin sesleri iitiliyordu:
Allah belasn versin! Bize buras olduunu sy
lemisti.
Askerler yarm saat kadar kulbede bekledikten
sonra ekip gittiler.
Adamlardan biri kamptaki olaydan sonra, bizi
Nan ele vermi olmal. dedi.
15
Baka kim olabilir ki?
Aklm ermedi bu ie. Ama galiba hakknz var.
Biz ona gvenip kampt an ayrlmadk. O ise ya-
kal an r yakalanmaz bizi ele verdi.
Kuyen, Nan' n tutukland haberini henz alm-
t ki, bundan korkun olan ihanet haberi geldi. Ayn
gnde iki kahredici darbe birden... Nan' n byle bir
ey yapabileceini akl almad iin i nanmamakt a
direndi. Ne anas, ne de kzkardei inandl ar bu ha-
bere. Fakat sylenti abucak evreye yayld: Kuyen'
in nianls gizli kamp n yerini dmana sylemiti!.
yi niyetliler Kuyen'e acyorlard. Gen kz kafasna
bir tokmak yemiesine sersemlemiti... Btn gece
alad ve bunun artk aral ar nda her eyin sonu ol-
duunu, aklarnn art k bittiini dnd. Sevdii
erkein karakterini hayalinde canlandrd, sonra i-
ten bir inanla haykrd: Hayr! Hayr! Doru olamaz
b!
Ama sylentilerin inatla yaylmas Kuyen' in ka-
rarlln sarsmt. Sylenenlere i nanmamak iin b-
tn mantn ve Nan' a olan gvenini seferber edip
direniyordu. Bu i mcadelenin yorgunluu, onu Par-
ti Hcresi Sekreteri Hay Tep'e srkledi. Hay Tep'in
cevabn dinledi:
Sakin ol kzm, diyordu Hay Tep. Komite bu
sorunu henz aratryor. imdiye kadar bir sonuca
varamadk, nk kesin bir kan t yok. Tam an' dan
bir mektup aldk. Bize kar ar vermekte acele etmeme-
mizi salk veriyor. Eldeki bilgileri, bir yolda ihanet-
le sulama iin yeterli grmyoruz. Kukusuz uyank
olmamz gerek. Fakat dman n eytanca oyunlarn
gzden rak tutmamalyz. Bu i iin bir soruturma
atm. Seni durumdan srekli haberdar edeceim.
Kuyen yeniden umuda kaplarak eve dnd.
Kzkardeine, kesin hibir ey yok, dedi; Par-
ti henz hibir sonuca varamam.
Ben sana syledim. Parti yelerine, yalnzca bil-
gi iin, uyank bul unmal arn bildiren bir ar gn-
derildi. Hepsi bu... ocuk gibi boyuna alayp durma.
Sabrl olalm.
16
Peki... Artk yalnz Partinin ve senin szn din-
leyeceim. Heyecanlanmayacam.
Gzel... Yalnz syle bakaym bana...
Su bir anlk bocal amadan sonra gzlerini kzkar
deinin gzlerine dikerek devam etti:
Eer Nan' konuturamadl arsa mesele yok. Pe-
ki, ya tersi olduysa... ne yapacaksn o zaman?
Kuyen sustu. Sonunda ksk bir sesle, o zaman
yapacak bir ey yok, dedi; o zaman... o benim iin
sanki lym gibi, sanki hi var olmam gibi...
Fakat bir buuk hafta sonra Tam an kampa
geldi ve onu artt. Kuyen gelince ilk szleri unlar
oldu:
Hatrm iin bana bir tavuk kes, e mi? Sana g-
zel bir haberim var.
Kuyen hemen anlad. Yrei arparak ona kotu
ve elini yakalad. Tam an' n dost gzleri gen kzn
yzn inceledi ve yeniden sordu:
Anlatk m? Tavuk keseceksin deil mi?
Evet, dedi Kuyen, ekinerek.
Tam an ayaa kalkt ve gen kz odann bir k
eine, tekilerden uzak bir yere ekti.
Son gnlerde ok perian olduunu iittim, do-
ru mu? dedi, yumuak bir sesle. yleyse dinle, z-
lecek hibir ey yok. Nan ihanet etmi deil.
Duraklad, sigarasnn kl n silktikten sonra de-
vam etti:
Bir casus yuvasn ele geirdik. Daha baka ey-
ler yannda, geen ayki olay da anlattlar. Kamp bul-
malarnn nedeni, ua kynde yksek bir aaca
gzcler yerletirmi olmalar. Oradan ormandaki her
hareketi gzlyorlarm. Bir gn leden sonra aa-
larn aras ndan duman ktn grmler ve hk-
met kuvvetlerinin efi Zam' a haber vermiler. Hepsi
bu. Btn hikye birazck duman yznden. Baka
hibir ey yok.
zerinden ar bir yk kal kan Kuyen, derin bir
soluk ald.
Tam an szlerini srdrd:
Ayrca hapishanedeki habercilerimizin anlatt-
na gre, Nan tek bir kez bile zaaf gstermemi.
17
Dmanl ar ona defalarca ikence etmiler, fakat a-
zndan tek bir laf alamamlar. Nan' n ihanet ettii
sylentisi de dmandan kmad. Fakat bir kere sz
ortaya atldktan sonra, dman da yaymak iin elin-
den geleni yapt elbet.
Kuyen ayaa kalkt. Hem kendini suluyordu,
hem de mutl ul uktan sarho gibiydi. Soyguna uradk-
t an sonra parasn oalm olarak yeniden bul an bir
cimri gibi hissediyordu kendini. Nan iin duyduu se-
vecenlik ve hayranlk duygusu, btn ac duygular
iinden sildi sprd. Nan, yalnzca kendine leke sr-
drme kle kalmam, stelik dndnden de iyi
kmt. Onu yitirmek yerine, sevgisine daha ok l-
yk olan bir nianly yeniden bulmutu. Sevinten
kendinden geerek Tam an' n elini krmak istermi-
esine sarsalad. Umduundan daha fazlasna kavu-
mutu. Bir yz karas gibi grnen ey, imdi bir gu-
r ur vesilesi oluvermiti.
Kuyen, Tam an' la konumasndan be gn son-
ra aklnn kysndan bile gemeyen bir olayla kar-
lat. Bardaktan boanrcasma yamur yaan bir ge-
ce yars Nan, Hon Dat' a kp geldi. Kuyen de, anas
da yatmlard. Birden kapnn vurul duunu ve biri-
nin ona seslendiini iitti. nce d grdn sand.
Fakat sonra nianlsnn sesini tand. Gerekten oydu:
Ana!.. Kuyen!.. Kapy an!
Sao Ana kalkt. Fakat Kuyen, eliyle ona geri dur-
masn iaret etti. Karanlkta kapya doru ilerlerken
yrei delice rpmyordu gsnde. Kapy henz ya-
rya kadar amt ki, iliklerine dek slanm olar, Nan'
la arpmt.
Kuyen, sen misin? diye fsldad gen adam.
Oh, Nan!
imdi katm. Beni ldrmek iin rmaa srk-
lyorlard. Herifleri devirdim, suya atladm ve ite
buradaym.
Kuyen nianlsnn kollarna atld. Fakat Nan' n
acelesi vard. Beni hemen kampa gtr, dedi; beni
burada arayacaklardr. Her an gelebilirler.
Kuyen bir an dndkten sonra, kararl bir ses-
le, burada kal! dedi.
18
Kaak delikanl, nasl olacak bu i? diye sordu
aknlkla.
Niye olmasn?.. Tabann altndaki sna kimse
bilmiyor... Orada gvendesin. Ayrca kampn yeri de-
itirildi. Oraya gidemezsin.
Sonra gen adam kol undan tutarak snaa
ekti:
Haydi gel.
Nan, gen kzn varlnn onu niye sakinletirdi-
ini anlayamad halde, kuzu gibi ard ndan gitti.
Geceleyin askerler geldiler. Kuyen ihtiyatl dav-
ranarak, ancak ertesi gn leden sonra nianls-
nn yanna gitti. Ondan, nasl tutuklandn ve ken-
disine neler yaptklarn anlatmasn istedi. Bu arada
Sao Ana' nn hazrlad merhemi yaral ar na srmek
iin gmleini karttrd. Yukarda, Su ve anas, Nan
iin tavuk orbas piiriyorlard. Gen adam, hl yor-
gunluktan bitik bir durumda olduu halde, tutuklan-
dndan bu yana bandan geenleri Kuyen'e anlata-
bilmek iin kafasn toparl amaya alt. Kuyen ona
sylentilerden sz edip etmemekte kararszd. Fakat
sonra her eyi anlatt. Sra kendi kukularn anlat-
maya gelince, Nan rkerek ayaa frlad; Ne? Bir bu
eksikti zaten! diye bard. Kuyen ona durumu ak-
layabilmek .iin, olay bt n ayrntlaryla anl atmaya
alt. Nan, ancak gen kz szlerini bitirdikten son
ra yerine oturdu. Nianlsnn kendisine uzanan elini
itti; demek yle, diye mrldand. Benimse bir ay
boyunca hibir eyden haberim olmad.
Sonra, anszn dorularak Kuyen'in gzlerinin
iine bakt:
Ve sen de benden nefret ettin herhalde, deil
mi?
Cevap beklemeden yine oturdu. Gzleri, sert man-
tar meesi aalaryla salamlatrlm snak kap-
sna dikilmiti.
Sonra sanki bakasyla konuurmu gibi sylendi:
Eer Nan bunu gerekten yapsayd, o zaman
senin ellerinle para para kesilmeye lyk olurdu.
Ama byle bir ey onun aklndan bile gemedi. O yal-
nz, sopalar vcuduna inerken, ayn geen seferki gi-
19
mezdim' dedi. te
ibaret, kk han:
Sesi krgnd
bi, dilerini iyi skmaya alt. kenceci uaklara,
'ben bir ey bilmiyorum; bilseydim bile size syle-
Nan' n btn syledikleri bundan
:m!
Hadi tekiler neyse, fakat sen na-
sl benden kukulanabildin?' demek istiyordu.
Kuyen anlamt. Suskun ve kolu kanad krlm,
orackta duruyordu. Ancak uzun bir sessizlikten son-
ra bir eyi sylemye cesaret edebildi:
Ama... ben tam inanmadm.
Gen adam kzn szn kesti:
Tam inanmam... ama birazck inandn, de-
il mi?
Bu anda kap vuruldu. Gelen Su'ydu. orbay ge-
tirmiti. Kk kz kardeinin yanakl ar ndan szlen
yalara bakakald.
Tam an grnm seyretmek iin yol ortasnda
durdu. Sonra hayranlk dolu bir sesle:
Hon Dat' a her geliimde nedense baka bir gr
nm karlar beni. u yeillie ve u tarn elmas
yapraklarnn gzelliine bakn. Ne ferahlk verici
bir grnm, deil mi?
Parti Blge Sekreterinin silahl muhafzlar, Nan
ile Dat da durdular. Tam an' n daha yaknnda olan
Nan, baklarn Hon Dat arazisi zerinde gezdirdi.
Anayoldan ayrlp bu yola sapmakla ne iyi etmilerdi.
Hon Dat Da, dier iki kardei Hon Me ve Hon
Sok' tan daha yksekti. Ky, dan eteinde, ye'llik-
lerin ortasndayd. On ikinci ayn balangcyd ve g-
ne altnda l l yanan topraklarn stnde. Tefin
yaklatn haber veren bir meltem es' yordu. Tepe
ve komu kyler yeni yeermi bitkilerle bezenmiti.
Meyve dolu aalar bt n araziyi kaplyordu. B'rbi-
rine karm kiremit ve saman damlar, kylere da-
ha ok kasaba havas veriyordu. Evler dan yama-
larna kadar trmanmlard. Uzaktan baklnca, ya-
mur ve gneten renkleri solmu gvercin yuvalar-
n andryorlard. Dier bazlar ise kahverengi sao
tahtas ndan duvarlaryla yepyeni gibiydiler. Hon Dat'
m arkasndaki sahil boyunca bambu kamlar uzan-
yordu. nce uzun, fildii rengi kamlar, mevsimlerin
20
deimesine ve frtnalarn saldrsna kar ilgisiz,
sanki ezelden beri oradaydlar. Deniz, bu bambu per-
denin arkasnda yeilimsi, mavi bir rt gibi serilmi
yatyordu. Nan, dalgalarn yavaa sahili okayan
kpklerini seyrederken, kynn sanki bir dantela
ile evrildii duygusuna kapld.
Tam an elini Nan' n omuzuna koydu ve yr-
meye devam ettiler.
ok gzel "bir yer, dedi; ayaklanmann zerin-
den bir yl bile gemeden her ey deiiverdi. Halkn
kararl mcadelesi, dman n yl ortasnda giritii
'temizleme' hareketlerinde fazla zarar vermesine en-
gel oldu.
Eyaletin kimi yerlerine zehirli kimyasal madde-
ler pskrttklerinin asl var m?
Evet, ama bu, yenilgilerini daha da abuklat-
racak. Buna karn yeniden bellerini dorultmaya
baladlar. urada burada yeni ve gl almalara
giritiklerini saptyoruz.
-Hon Dat' ta derslerini aldlar.
Ama sk sk yine geleceklerdir. Bizim burada bir
kampmz olduunu ve kente btn yrylerin bu
evreden baladn biliyorlar. Ayrca, Hon Dat
SEATO manevra blgesinde bulunuyor. (*) Biz on-
lar burada istemiyoruz. Eer Hon Dat' ta askeri bir
s kurmaya kalkarlarsa, cehenneme kadar kovalama-
lyz.
Tam an yryn yavalatt ve hafife g-
lmsedi.
Senin iin Hon Dat' n zel bir nemi var. Nerey6
gidersen git, sonunda yine buraya dnmek zorunda
kalacaksn. Buraya kk saldn saylr.
(*) Gney Vietnam' n gneybat ucundaki Ra
Gia vilayetine bal Hon Dat, Tayland' n da iinde
bulunduu, ABD emperyalistlerinin asker pakt SEA-
TO' nun manevra alan iinde bulunmaktadr. Bugn
G. Vietnam' a uan bombard man uaklarnn byk
ounluu Tayland' daki askeri slerden havaland
gibi, Tayland' dan Filipinler'e uzanan ABD sava do-
nanmasnn rotas da G. Vietnam' n gneybat sahil-
lerinden gemektedir.
21
Nan glmsedi. Yol arkada sordu:
Dn Teften sonra olacakm, yle mi? Oysaki
yeni ylla ikisini bir arada kutl amak daha iyi olur.
Bylece ben de tren bakanln alp, ihtiyar bilgin
rolne girmek frsatn bul urum. nk Teften sonra
burada olamayacam. Bir kadro kursuna gidiyorum.
Atalarmz ne demiler: 'Evlenmeye kar ar verdiysen,
ayan srme' . Gerekten diyalektik szler bunlar.
Unutma, birbirine engel olur gibi grnen iki ey, ya-
ni evlenmek ve kendini tmyle devrime vermek, ger-
ekte bir birlik tekil edebilir. Her ne kadar evlen-
mek, hl kimilerini uyuturup tembelletirebiliyorsa
da, pek ok kimseyi de daha byk bir abayla al-
maya yneltiyor. Her ey kadnla erkee bal. Siz-
den kukum yok. Kuyen iyi bir e. Yemek piirmek,
bahede almak, diki dikmek gibi ev ilerini ne ka-
dar iyi yapyorsa, Genlik Birlii iinde de o kadar iyi
alyor. Geri geen yl aranzda geen olay seni
kzdrd, biliyorum. Ama kzn nasl bir karaktere sa-
hip olduunu zellikle bunda grebilirsin. Aslnda se-
vinmen gerek. Asl, sylentilerle hi ilgilenmeseydi,
hibir tepki gstermeseydi, o zaman kukul anman ge-
rekirdi. Ama o neredeyse akln oynatacakt.
Nan glmsedi ve sevincini gizlemeye alt. Ba
langta kzd doruydu. Ama imdi nianlsnn
sevilmeye ve gvenilmeye eskisinden daha da lyk
olduuna emindi. imdi Kuyen' in o korkun sylen-
tiler yznden neler ektiini biliyordu. Kendi ken-
dine, 'iki kez dmann elinden kurtuldun. Eer yine
yakalanacak olursan, ayn ekilde salam kalmalsn'
diye dnd.
Kyn kysna geldiklerinde Tam an sordu:
Adamlar nerede Nan?
Kyn iindeler. Bize gelecek misin?
Evet, Hay Tep'i grmek istiyorum.
Sonra muhafzna dnd:
Lin Kuyn' a gidip aileni ziyaret etmek istiyor mu-
sun Dat?
Dat sevinle ban sallad.
yi, git yleyse. Yarn dnmeye al.
Gen adamn gzlerinin ii glyordu. Silahnn
22
Kayn dzelterek, hadi eyvallah dedi. Yola koyul-
mutu bile. nnde yalnzca drt kilometrelik bir yol
vard.
Hon Dat ky, Hon Dat Dann hemen eteinde
dir. Oradan, okyanusun iki yz metre berisindeki
bambu sahiline kadar uzanr. Byk ve sk aal bir
koruluk ky Vam Rang Irmana balar. Vam Rang,
denizin gelgit hareketiyle kabar p alalan kk bir
rmaktr. Bunu da sert bir borazan sesini and ran
Bim-Bip kuunun r haber verir. Hon Dat'n, ya
dorudan toprak stnde ya da srklar zerine ku-
rulmu olan evleri, sokaklara tam gibidir. Ekmek -
aalarnn, hindistancevizi palmiyelerinin, tarnel-
mas aalarnn, avokado ve mango aalarnn mey-
veleriyle dolu bahelere doru skrlar. Yoldan ev-
lerin sa veya sol yan na doru eitli aa merdi
venler ykselir. Kiremit daml bycek evlerin, daha
rahat olsun diye, ounlukla iki yanl ar nda da by
lu klar bulunur.
ki adam kyn ortasna vardklar zaman alg
sesleri ve trk syleyen bir kadn sesi iittiler.
Bu, trkcmz Nam No, dedi Nan.
Grne baklrsa, adamlarnn burada hi can
l an sklmyor, dedi Tam an. Gerekten Nam No
mu bu? Gzel sesi varm. Gzel de sylyor. Adam-
larnn severek dinlemelerine amamak gerek. a
Tung' daki kukla askerlerin kz dinleyebilmek iin
ate etmeyeceklerini bildirdikleri doru mu?
Doru. Olduka gln bir durum oldu bu. -
lerinden birka, 'Hey sevgili kk han m! N' olur bir
trk syleyin. Trklerinizi ok seviyoruz. Ate et-
meyeceimize sz verdik' diye seslendiler.
Bu iyi. Fakat trklerin szleri nasl? Bu nemli
bir mesele. Geri ben de bu konunun yabancsym
ama benim kanmca bir trk hem yree, hem kafa-
ya seslenmeli. Kukla askerleri asker olduuna piman
edebilmeli. Karlarn, ocuklarn dndrerek on-
larda sla zlemi uyandrmal. Silahlarn brakp ka-
ma isteklerini tevik etmeli. Kuru bir reti havas
iinde olmamal, ama aptalca bir akma da olma-
mal. Fakat onu 'sevgili kk han m' diye ardkla-
23
ri na gre, trkleri olduka duygulu olmal, ne der-
sin?
Pek o kadar deil, Paral askerlerin gzel kzla-
ra nasl davrandklarn biliyorsun. Bazen irkin laf-
l ar atyorlar ve Nam No hep tersliyor. ' Haarat bun-
lar' diyor. Eer devrimci grevi olmasaym, kyame-
te kadar bekleseler onl ara tek trk sylemezmi.
Kk Diep ne yapyor? Hani u Ra Gia'l -
renci? Tavr nasl?
yi bir gen. Btn birlik onu seviyor. Tabii, bu
radaki hayat bazen ona biraz zorluk veriyor.
Kentten gelen genler balangta hep byledir.
Onunl a zellikle ilgilenmeliyiz, bu bizim grevimiz.
Bir eylem srasnda ldrlen bir yoldamzn olu
dur o.
Attklar her admda mzik sesi biraz daha yk-
seldi. Tam an, Tu Don' un lavtasn br seslerden
ayrt edebiliyordu. htiyar adam kr olduundan be
ri daha bir duygulu alyor, dedi.
Yolun sonunda yzlerce yllk iki byk keiboy-
nuzu aacn grdler. Aalarn dallar, ihtiyar al-
gcnn ufak bir dkkanca benzeyen ve yolun ky-
snda yapayalnz duran kk kulbesinin stne
doru uzanmlard. Koca bir s an kpek yeni gelen-
lere doru kotu. Sevinli havlaylarla evrelerinde
srayarak ayaklarn yalamaya alt. Kulbeye gir-
diklerinde ierdekiler eski bir melodinin havasyla
syledikleri dorulun ey erkekler t rksnn sonu-
na gelmilerdi. Silahl propaganda mfrezesinin
adaml an algcnn ve trkcnn evresini sarm-
lard. ki adam ieriye girince hepsi bal ann kapya
evirdiler ve seslendiler:
Tam an! Nan!
Tam an hepsinin ellerini skt ve grn -
renci olduunu belli eden bir genci kucaklad.
Naslsn Diep? Nasl buldun burasn? diye g
lerek sordu.
Diep bir gen kz gibi kzararak, iyidir amca,*
dedi.
Tam an, Nan No' nun da elini skt.
Gnaydn, yldz trkc! dedi.
24
Gen kz ut anarak kar kt. Alay etmeyin Tam
karde!
Tam an ihtiyar adam n yanna gitti:
Sen naslsn Tu Amca?
Sen misin Tam an diye sordu ihtiyar adam ve
titreyen eliyle sessizce Parti Sekreterinin elini kavra-
d.
Son geliinin stnden ok zaman geti, dedi;
yoksa bana uramadan gelip gittin mi?
Tam an elini ihtiyar adam n ince ve zayf omu-
zuna koydu:
Baka yerlerde ok ilerim var. Ama Hon Dat' a
gelip de seni ziyaret etmeden gitmem, merak etme!
dedi.
Sonra evresine bakt ve sordu: Tim nerede?
Irmaa balk t ut maya gitti.
htiyar Tu Don sustu. Grmeyen gzlerini Parti
Sekreterine dikmi, sanki izgilerini semeye al-
yordu. Doay ve insanlar seyrettii gzleri dokuz
yl nce kr olmutu. Komularn, keiboynuzu aa
en, dan tepesini, sahili ve akrabal arn artk gre-
miyordu. Bir zamanl ar gzlerinin hayran kald her
ne varsa deimi, baka bir biime brnmt.
evresindeki eylere hayalinde zorla bir biim verme-
e alyordu. Bu yzden bakalarndan daha abuk
kzyor, daha abuk seviniyordu.
Ksa bir zaman nce kukla birliklerinin domuzla-
r, partili bir kadn onun yanbanda keiboynuzu
aacna balamlar ve ellerini aacn gvdesine i-
vilemilerdi. htiyar adam, kfr, bart ve silah ses-
leri iitmiti. Sonra bir haykr: Yurttalar, bacn-
zn cn bunl arda komaym! Sonra yine silah sesle-
ri... El yordamyla seslerin geldii yere doru atl-
mt. Fakat dmanl ar onu ittiler. Ayak sesleri uzak-
lanca aaca doru srnd. Kzn cesedi orada yok-
tu. Katiller birlikte gtrmlerdi. Kendini yere atp
aacn gvdesine sarlm, aresizlik iinde hkra
hkra alamt. Btn gece ve onu izleyen gn, gz-
yalar derin gz boluklarn doldurdu. Her gece gen
kz grdn ve sesleri iittiini sand. Kurunlar-
la yaralanm ve t rnakl arl a kaznm keiboynuzu
25
aac n gzlerinin nne getirmeye alt. Ona gre
aat aki deiiklikler bunlard.
Kukl a hkmete kar yaplan her mitingte, hat-
ta aust os aynda saanak halinde yaan yamur-
lar s onunda btn yollar amur deryas haline gel
dii Zamanl arda bile, torununu elinden t ut ar ve kap-
ya karak yryler geinceye kadar beklerdi.
Sonr a en arkaya taklr, karakol nnde ya da kentte
kin ve nefretini hayk rmak iin yola koyulurdu. Mi-
t mgt en dnnce kulbesinin nnden geen yolun
ayak izleriyle nasl dolu olduunu kafasnda canlan-
d r maya alrd. Bylece bakalarndan daha fazla
seviniyordu. Ayaklanma srasnda, halk kanl kukla
aj anl ar n yarglarken hep o da orada olurdu. Bir gn
evreni n en zalim toprak aas Mu yarglanyordu
Hay Tep, devrimci mahkeme adna, hal ka karar n ne
ol aca n sorunca, ihtiyar adam kollarn havaya fr-
l at m ve dam! idam! diye haykrmt. Herkes
onun sanki yeniden gzlerinin a kavutuunu san-
d. Ancak Muu idam edildikten sonra sopasna daya
na r a k kulbesine dnd. *
fkesinde, neesinde ve sevincinde bir ey dei
memi t i . Btn bu eyler onda, Tam an' grmeye
al t ksz gzlerinin derin boluklar kadar de-
ri ndeydi l er.
Demi n sylediim seni krmasn, dedi drst
sesiyle; bana vakit bulduka ura. Devrim iin ok
altnz biliyorum ve bu beni ok mutlu klyor.
Beni ziyaret etmen kadar memnun ediyor.
Hl iki iiyor musun amcacm? diye sordu
Tam an.
i ht i ya r adam cevap vermeden nce bir sre ses-
sizce ba n edi:
Evet, ama ok deil.
Ne kadar az olursa o kadar iyi amca.
t i akl sm. Bugn artk eskisi gibi deil. Eskiden
adaml ar m z n kafal an sopalarla ezilirken kim rahat
bir u y k u uyuyabiliyordu? Benim gibi gr bir adam ne
yapabi l i rdi , sylesene bana? Pirincimi, kulbemin
nnde n geen lmden kurtul mul ar iin biriktir-
26
mekten baka hibir ey! Onlar gittikten sonra gz-
lerimi kapayamadm iin iiyordum.
Bir an sustu. Ama halk ayaklandndan beri
artk o kadar imiyorum.
Tam an, ihtiyar adam n kemikli elini daha sk
kavrad. inde yine kabaran, kar^ konulmaz bir duy-
gunun ykseldiini hissetti.
Kuyen, hl rpman levrek baln yere koydu.
Gmleinin kollarn dirseklerine kadar kvrd ve ge-
ni azl bir bakla, ucunu baln solungalarna
takt ince bambu kamn kesti. Baln pullarn
temizlemeye balad. Sol elinin parmakl arn iyice
gerdii halde, bal zorlukla elinde tutabiliyordu. yi
bir av, diye dnd. Sao Ana sahilden eve gelirken
yolda bal eliyle t art arak ' drt kilo eker' demiti.
Islak balk, zerinde ileri geri dolaan ban altn-
da mor mor parldyordu. Koca koca pullar madeni
paral ar gibi ortala salyordu. Kuyen, temizlemeye
devam etmeden nce pullar stste dizerek glm-
sedi. Onun bu kadar byk bir. bal," byle abucak
hazrlayn seyretmek bir zevkti. Bir bak darbesi...
bir yzge yerde. Bir daha. . . kuyruk da tamam. Balk,
gz ap kapayncaya dek ii temizlenecek duruma
gelmiti. Gen kz hindistancevizinden bir marapay-
la bir testiden su ald. Bir porselen tasa doldurdu ve
bal bunun iine daldrd. Daha sonra yeri suyla
temizledi ve balk artklarn att.
Kuyen bal temizlemeyi hemen hemen bitirmi-
t' ki. merdivenlerden neeli bir ses iitti.
Ana! Ana!
Gelen, Tam an' d. Sonra bir ses daha iitti ve
Nan' n en ve sevgi dolu sesini hemen tand. Bal
yere koydu. abucak ellerini ykad ve akaklarna
den bir tutam sa dzelterek konuklarna doru
kotu. Sevinle haykrd:
Tam karde!
Nan' a sadece gznn ucuyla ksa bir bak fr
latt ve kasten Tam an' la ilgilenmeye balad. Ni-
anls glnecek durumdayd . zerinde kimbilir no
27
reden bulduu, kendine ok byk gelen siyah bir
ceket vard. Nan nianlsna bir ey sylemedi. Oda-
nn ortasna gidip durdu. Tuy' u yanna ekti ve a
pur upur opt. Kk kzn onu her pnden son-
ra, yeterince aprtl olmad bahanesiyle yeniden
pmesini istiyordu. Sonunda kollarn zd ve ocu
u Tam an' a gnderdi. Kk kz ona doru kotu.
nne gelince bir an duraklayp kollarm indirdi.
Sonra boynuna atld.
Hepsi sevgi dolu, gle gzlerle Tuy' un hareket-
lerini izliyorlard. Her zamanki gibi, betel'ini (*) i
neyen Sao Ana mutlulukla glmsedi. Arkasnda du-
ran Kuyen, sakl bir glmsemeyle anasnn sann
topuzunu tutan ineleri dzeltti. Su' nun glmseyii
daha belirsizdi. Ama kzn seyrederken gururl a ka-
rk derin bir mutluluk duyduu belli oluyordu. n-
k Tuy, onun sevgisiniA meyvesi, San' m ve kendisinin
canl bir suretiydi. Tuy, tazelii ve saflyla onlar
birletiren bir ba gibiydi.
Okula gidiyor musun? diye sordu Tam an.
Evet amca, diye cevap verdi kk kz, duru
bir sesle.
Yalnz m gidiyorsun?
Hayr, ninemle birlikte.
Szlerine devam ekmeden nce ninesine yan bir
bak frlatt:
Biliyor musun, o
yor.
Bu konumay sedirin stnden izleyen Sao Ana,
dudaklarnn kenar ndan szan krmz betel sularn
parmayla sildikten sonra sze kart:
Evet, her gn ben gtrp getiriyorum. Ama yol-
da doru durmuyor, ' n' olur brak beni, yalnz gide-
yim byk ana' diye bamn etini yiyor. Ama nasl
yalnz gndereyim? Sen bana hak ver Tam an, her
gn gkyznde gmbrdeyen uaklar, boyuna sa-
hili bombardman eden sava gemileri... Kendim g
trdm zaman bile iim rahat etmiyor. Uaki ann
her gn benimle birlikte geli-
(*) Betel: Gney Dou Asya' da ttn gibi ine-
nen areka palmiyelerinin kurutul mu meyvesi. (.N.)
28
ilk grltsn iitir iitmez yreim arpmaya ba-
lyor. Uaklar gelirse tek bana sokakta nasl s-
nak bulacak?
Ama caddeye bir sr snak yaptk, byk
ana, diye cevap verdi kk kz.
Gryor musun Tam an, nasl konuuyor. S-
mak yapmlar! Ben de biliyorum. Ama syler mi-
sin bana; snan iinde bir ylan ksa ne yapacak?-
Biraz duraklad. Bir para betel daha hazrlad ve
szlerine devam etti: ocuklar korkudan ilk grdk-
leri delie kendilerini atyorlar. Ylanlara hi dikkat
etmiyorlar. Hatta bykler bile...
Tabancasnn klfn zmek iin ceketini kar-
tan Tam an kahkahay bast. tekiler de gldler.
enesini anasnn omuzuna dayayan Kuyen, glerek:
Anam her eyden korkar zaten, dedi.
Kk kzma yan gzle bakan Sao Ana, evet,
ben korkan tekiyim, dedi.
Hayr Sao Ana, sen korkak deilsin, diye dn-
d Tam an. 1958'de gerekten korkulacak bir durum-
da nasl davrandn grmt onun. Bir gn Hon
Dat' taki askeri ssn kulesinde kukla birliklerin iki
nbeti askeri, dan yaknnda, manda srtnda bi r
ocuk grmlerdi. Bir sigarasna bahse girdiler ve
askerlerden biri nian al arak ocua ate edip ldr-
d. ocuk yere dp yuvarland. Hon Dat halk f-
keyle ocuun cesedini klaya tad. Hay Tep, ka-
rsna ve Su'ya mitinge katlmalarn ve ne paha-
sna olursa olsun, sulunun cezalandrlmasnda ayak
diremelerini syledi. O ve Tam an, rman kar
yakasndaki bir eve gizlenerek olanlar izlediler. Kuk-
la askerler, caddeyi ve klann giriini tutmulard.
Sulamalara kar, ocuun bir kaza kurunuyla l-
d cevabn verdiler. Fakat yryler barikat-
lar aarak yrmeye devam ettiler. Bu srada Hoa
Dat' taki s kumandan Zam, koarak dar frlad.
Halkn karsna dikildi ve silahn, mitingin en nn-
de yryen Sao Ana' ya evirdi. Geri dnn! diye
bard; bir adm daha atarsan, iin bitik kocakar!
Bu, baar ya da yenilgiyi belirleyecek bir and. Zam.
Sao Ana'y ldrmekten ekinmeyecek kanl bir de-
29
liydi. Eer geri ekilirse mcadele yitirilmi demekti.
Sao, Zam'n karsnda bir kaya gibi durdu. Tam an'
m uzaktan iitemedii birka ey syledi. Yalnzca
Zam'n elindeki silahn sarsldn grd Tam an.
Bu srada bir kadn ne kt ve silahla Sao Anan n
arasna girdi. Bu, s komutannn anas Ca Zoy idi.
Oluna bir eyler syledi ve silahn naml usunu f
keyle yukar itti. Sao Ana ve tekiler, bu frsattan
yararl anarak klaya girdiler. Sonunda dman, ka-
tili tutuklamak zorunda kald. Zam, onu hapishaneye
gndereceine sz verdi. Geriye dnerlerken, Tam an
yolda Sao Ana'y evirip Zam' a ne sylediini sordu
Ona, 'eer beni ldrrsen, bu ana Ca Zoy'i ldr-
mekle birdir, Zam' dedim, diye cevap verdi ihtiyar
kadn. Zam'n anas ise, Bayan Sao'ya ate etme, ba-
na et. te gsm, ne duruyorsun Zam, ate etsene?
demiti. Zam tetie basamamt. Onun gibi canavar
bir deli bile z anasn ldrmeyi kendine yediremi-
yordu.
imdi Tam an, Sao Ana' ya bakarken, silah g
sne evrildiinde kaya gibi durduu o an sanki dn
mu gibi hatrlad.
Anlalan sen uakl ardan korkuyorsun ana, de-
di, peki nasl oldu da Zam' n silahndan korkmadn?
Sao Ana bir sre ses karmad. Sonra ar ve
ak bir sesle, Benim uakl ardan da korkum yok,
dedi, ama ben ocuklarmn ve torunumun stne
titriyorum. Benim baka korkacak nem var? Bir aya-
m zaten ukurda. Fakat bu da bo laf. Aslnda ben
daha lmeye raz deilim. lkemizin yeniden birle-
ecei gne kadar yaamak istiyorum. Sonra Bakan
Ho' nun yzn kendi gzlerimle grmeliyim. Ancak
ondan sonra gzlerimi rahata yumabilirim.
Merak etme ana, erge o gnleri greceksin.
Emin misin Tam an? Gerekten emin misin ev-
ladm?
Yalvaran gzlerini Parti Sekreterine dikerek so-
rusunu yineledi. Sanki yle sormak istiyordu: 'Yeni
ne biliyorsun? Parti ne diyor? Syle bana, ben de se-
vineyim.' Tam an'n her eyi herkesten nce ren-
dii ve kavrad fikrindeydi. Bu kadronun syledii
30
her eye inanyor; her dncesini kabul ediyordu.
nk Partiye gveni sonsuzdu ve Parti kendisi, k-
k evi ve btn ky iin her eyin iyi, sevinli ve
yolunda gitmesini salamak zere Tam an' sorum-
lu klmt.
Eminim ana, diye cevap verdi Tam an; gr-
yorsun, karanlk yllar geride kald. Eskiden biz, sa-
dece bar iinde yaamak ve lkemizi birletirmek
istedik. Fakat Amerikallar ve Ngo Din Diyem buna
izin vermediler. lkemizin birlemesi isteminde bulu-
nan herkesin kafas kesildi, karn yarld. Bu byle
sremezdi. Bu yzden hep birlikte ayaklandk. Bir ke-
re baladktan sonra, artk sayg grmek ve bar iin-
de yaamak hakkmz al madan silahlarmz brak-
mayacaz.
Mcadele uzun srecek mi?
Bask devam ettii mddete mcadelemiz sre-
cek. Amerikallar gidinceye kadar herkes bu mca-
deleden kendi payna deni verecek.
Onlar da ok inat galiba. Ne zaman gidecek-
ler?
Ancak biz onlar yendiimiz zaman gidecekler.
Ayn Franszlar gibi.
Sao Ana ellerini eteine koydu ve alak sesle m-
r.ldandi:
Hepsini anlyorum, ama... ben sizler iin zl-
yorum, Bu gen yata evinizin, barknzn daldn
grmek zor ey. Benim ihtiyar kemiklerim nemli de-
il... Ama dinleyin, ben bu ihtiyar halime karn si;?i
glgeniz gibi izleyeceim. Nereye giderseniz gidin,
hep yannzda olacam. Hl siyasal mcadeleye ka-
tlabilirim ve birlikler iin yemek piirebilirim.
Kuyen'in hl omuzlarna yaslanmakta olduunu
farketti-.
Niye hl burada oturup duruyorsun? Bu adam-
lar alktan ldrecek misin? abuk bal hazrla,
yoksa ge olacak.
Kuyen enesini yavaa anas nm omuzlarndan
ekti ve mutfaa doru yrd. Nan, Tuy' u elinden
tutarak onun ard ndan gitti. Kuyen bal evirdi ve
bakla karnn yard. Tabancasn kartarak duva-
ra asmakta olan Nan' a alak sesle sordu:
31
Ceketi kimden aldn?
Tam yolda verdi.
Peki, sana yolladm elbise nerede?
Bir arkadaa verdim.
Yine mi?
Baln iini temizledi ve zenle ykad.
Su'nun kocasndan mektup geldi, haberin var
m?
Evet, naslm Kuzey'de durum?
Kuyen kalarn att:
Nasl olabilir ki? reni m, eitim... onlarn bir
eksii yok. San iyi bir adam. Mektubunu okuyunca
yreim paraland. Karsna verdii tavsiyelerde her
eyi dnyor. 'Kendini zme, Tuy' un eitimine dik-
kat et' diyor. Bir saniye durakl ad ktan sonra alak
sesle srdrd: Bizim durumumuzu da soruyor. .
Bizden nasl haberi oldu ki?
Su ona yazyor. San' n Su' ya 18 mektup yazd-
n biliyor musun? Bana mektup yazmamay bozulmaz
kural haline getiren senin tam tersine.
Nan, gen kzn ceketini yakalayarak ekti: Tek-
r ar et bakaym! Sana hi mektup yazmadm do-
ru mu?
Kz glmsedi, fakat cevap vermedi. Nan daha
hzl ekti. Yine cevap yok. Parman kzn kaburga
kemiklerine bastrd. Nianls hafife bard:
Yapma Nan, iimden alkoyuyorsun beni!.. Peki
yleyse, hepsini toplarsan bana tam tam na bir mek-
tup yazdn.
Ka tane, ka tane? diye sordu Nan ve parma-
n daha hzl bastrd,
iki... iki! dedi kz. '
Tuy ellerini rparak Nan' a cesaret veriyordu:
Bir daha Nan Amca! Bir daha gdkla!
Kuyen kk kza dnd ve dudaklarn srd:
Sen de amcadan yanan ha? Peki yleyse, ben de
bir daha seninle oynamayacam.
Kk kz Nan' n koluna asld ve cevap verdi.
Oynamazsan oynama. Ben de Nan Amca' yla oyna-
rm.
32
Gzel, ok gzel! Git onunl a oyna yleyse. Ya-
rn kiminle oynayabileceini grrsn sen.
Tuy, Nan' a sarld ve ban yukar kaldrarak:
Gidecek misin amca? diye sordu. N'olur burada
kal. br gne, daha br gne kadar benimle oyna.
Sz ver, n'olursun?
Yaklaan ayak sesleri iittiler. Sao Ana mutfaa
girince, Nan gemesi iin ona yol verdi.
Ne kadar kalacaksn burada Nan? diye sordu
ihtiyar kadn.
Belki br gne kadar, diye cevap verdi gen
adam. Bir anda ciddileivermiti. Parmaklaryla sa-
larn dzeltti ve elini ensesinde unuttu. Kuyen bu
komik poza glmemek iin kendini zor tutarak dik-
katini bal hazrlamaya verdi yeniden.
Ne piiriyorsun Kuyen?
Soya suyunda levrek.
Byle gzel bir balkla fena olmayacak herhalde.
Karideslerle, pavuryalar nasl yapacaksn?
Karidesleri domates salasyla, pavuryalar da
sirkeyle yapacam. yi mi ana?
ok iyi. Mutfamzn onuru sana emanet.
Sao Ana glmseyerek kt. Kzlarna tam bir
gveni vard. Su ve Kuyen birinci snf aydlar.
Yemek piirmesini onl ara ocukluklarndan beri b-
yk bir zenle retmiti. Her zaman onlara, biz fa-
kiriz, derdi. Onun iin en kk bal bile en iyi
ekilde piirmeliyiz.
Devrimden nce gerekten fakirdi. Fakat ayak-
l anmadan sonra, devrimin etkin bir elemannn dul
kars olarak, drt ar (yarm dnme yakn) verimli
toprakla, bir meyve bahesi pay na dmt. Koca-
s 1940'ta bir komnist olmak ve silah bul undurmak
suundan be militan, ile birlikte burada, Hon Dat'
ta kuruna dizilmiti. Silahlarn ve el bombalarn o
zamanlar henz yklmam olan Ejderhada mabe-
dinde yapyorlard. Sao Ana' nm ilk olu, direnme ha-
reketi srasnda, Mop Van kanal yaknnda bir silahl
atmada ehit dmt. Damad, yani Su' nun kocas
olunun silah arkadayd. Btn aile, baba, ocuk-
lar, damatl ar ve ana, hayatl ar m devrim yoluna koy-
33
mulard. imdi 62 yandayd ve hayatn snavlar,
zorluklar salarn bembeyaz yapmt. Buna karn
her zaman sylerdi: ok kr, lkemizin birletii-
ni grmek iin, hl bahede alacak, pirin eke-
cek kadar gcm kuvvetim var. Gerekten mmkn
olan her ekilde devrim davasna balanmt; kocas,
ocuklar, bahesi ve pirin tarlas, eti ve kan, her
eyiyle. Devrim onun bt n umuduydu. Tand b-
tn sevinlerin kaynayd. Ve bu sevin, onun byk
ve yaln yreini bazen yattryor, bazen taarcas-
,a kabartyordu. Bunu anl amak zor deildi. Nan, Tam
an ve tekileri evresinde toplanm grnce, kr-
k yz bu yzden bylesine ldyordu.
Tam oturma odasna girdii srada, Su, Tam
an'a mektubu gsteriyordu. Sao Ana devrimciye d-
kerek:
Yazdklarnn hepsini anlamadm... nk bir
defa dinledim. Oku olum. Ben de bu gece Kuyen' e
syleyeceim, onu yava yava bir daha okusun bana.
San, derin dnceli bir adamdr. Bu yzden, onu an-
layabilmek iin en ufak szn bile dnp tartmak
gerek.
Tam an mektubu okurken arada srada glm-
syordu. Su' nun uzatt fotoraf eitli ekillerde tu-
tarak dikkatle inceledi.
Toplam grnyor. Gittiinden beri derisinin
rengi de alm, dedi glerek ve fotoraf Su' ya geri
verdi. Sosyalist bir lkede yaamann ne demek ol-
duunu gryorsunuz ite.
Sao Ana keyifli keyifli gld. Su ise kaygl bir
sesle:
Bense ona gnderdiim fotorafta yle zayftm
ki. Resmi, hapisten yeni ktm zaman ektirmi-
tim.
Sao Ana kzma arl^a kt: Seni tktklar o de-
likte imanlayacak deildin ya!
Tam an elinde olmayarak yine glmsedi. Ama
sonra glmsemesi dudakl ar nda dondu. Dinle bak
Su, dedi, o resmin deeri lszdr. Her insan, gu-
rur duyabilecei byle bir resme sahip deil. San' m
o resmi btn dierlerinden stn tutacana emi-
34
nim. Hapisten kar kmaz ektirdiini ona yazsay-
dn bari.
Yazdm ama, biraz baka trl dile getirdim. 'Bu
fotoraf, geirdiim kazadan hemen sonra ekilmi
tir' gibi bir ey yazdm.
Ne demek istediini anlamtr mutlaka.
Anlamtr herhalde...
Sao Ana tahta sedirin zerine iekli bir rt
serdi. Deerli konukl an iin saklad iki rtden bi-
riydi bu. Nan ve Tam an aylarn ierken, dar-
da Hay Tep'in sesini iittiler. Nan kapya kotuunda
Hay Tep avluya girmiti bile. Yeni gelen, iri yar,
salam kemikli bir adamd. Bana izgili bir rt sar-
m, kolunda yapma deriden bir okul antas, omu-
zunda transistorlu bir Japon radyosu aslyd. Nan'
askerce selamlad. Merdivenleri ikier ikier karak
yukar kotu. Ayaklarnn iki parma kesilmi oldu-
u halde, merdivenleri karken hi glk ekmi-
yordu.
ok oldu mu sen geleli Nan? Tam an nerede?
Burada.
Parti Hcresi Sekreteri odaya girdikten sonra,
antasn sedirin bir kesine atarak Tam an' a gz
krpt:
Yine mi geldin?
Sonra ceketinin nn at, bandaki rty z-
d ve gsndeki terleri sildi.
Tam an bir bardak ay doldurarak Hay Tep'in
nne srd. Yeni gelen barda ald ve gld.
Seni beklerken neredeyse deli olacaktm, dedi;
Muu' dan aldmz topraklarn yeniden datm bize
bir sr zorluk kartyor. Kolay bir i deil, biliyor
musun?
Ben de kolay olduunu iddia etmedim zaten,-
dedi Tam an, neeli bir sesle.
Hay Tep ayndan hprdeterek bir yudum aidi:
Baz sorunlarda akl danmak iip. hep seni bekle-
dim. Szgelimi...
Tam an bir el hareketiyle Hay Tep'in szn
kesti:
35
Ar ol. nce ayn i ve oturup birlikte yemek
yiyelim! yarma kadar beklesin. Hele bu gn bir
dinlen bakalm, emektar! ... Gnlk dertlerini unut
biraz.
Hay Tep sedirin kenar na kt ve arka arkaya
bardak ay iti. Sao Ana odaya girdi.
Ho geldin Hay Tep. An Ba Ren ve Nam Tan
nerede kaldlar?
Bilmiyorum ana, ben evden doru buraya gel-
dim.
Onlar bu akam yemee ardm, hl gzk
mediler.
Bo ver, onlara t akma kafam, ana.
Kuyen, iki elinde de dumanl an tten birer kap
olduu halde odaya girdi. Adaml ar ona yol vermek
iin abucak kenara ekildiler. Gen kz, birinde kari-
deslerin, brnde de pavuryalarn olduu kaplar
sofraya koydu. zellikle karideslerin kokusu adamla-
nn aznn suyunu aktmt. Pembe renkli, kabuklar
soyulmu, parmak byklnde karidesler koyu kr-
mz bir domates salasnn iinde yzyorlard. Su,
alminyum bir tavann iinde, kk kk kesil-
mi, sirkeyle hazrlanm papaya, birka para kav-
rul mu iroz ve yerfstklanndan bir erez getirdi.
Hay Tep yemekleri gzden geirmek iin ne eil-
di ve ellerini outurdu. Su'yu kolundan tutarak:
Enfes eyler bunlar, kk hanm, dedi; bizim
kroluya syleyeyim de, size gelip ikinizden yemek
dersi alsn. Ama bize ikram edeceklerinizin hepsi buy-
sa, sofraya oturmayz.
Kuyen hemen araya girdi:
Kzarm bir balk da var!
Hay Tep ellerini rparak, kzarm balk! diye
bard. Sonra eliyle reddeder gibi bir hareket yapa-
rak, ama hayr, kzarm balk da olsa oturmayaca-
z, dedi.
Kuyen'in gzleri byd:
Aptal, dedi Su ona; dostumuzu tanmyor mu-
sun? Seninle eleniyor, grmyor musun?
Hay Tep keyifle glmsedi: Sen zeki bir kzsn
36
Su Haydi yleyse, ne istediimi anladysan getir ba-
kalm, ama abuk.
Pekala, dedi Sao Ana; kk odaya gidip bak
bakalm. Bir ie yeter herhalde. Yoksa Hay Tep a-
lk grevine balayacak.
Su kk odaya girdi ve kaynak gibi berrak bir
ie avdar raksyla dnd. Hay Tep hemen ieyi
yi kapt ve sanki elinden al mal ar ndan korkuyormu
gibi gsne bastrd. Memnun, abartmal bir i eki-
le arkadalarna gz krpt. Sonra Nan' i szerek yu-
muak bir sesle:
Sevgili dostum Nan; senin, nianlnn evindeki
bu dayak yemi kpek gibi duruun kalbimi paral-
yor.
Sao Ana' ya dnd: Ana, sakn kanmayn bunun
bu tavrlarna ha! Buradan baka her evde anlatt
fkralarla milleti krp geiriyor bu adam.
Sao Ana gld ve ban sallad. Hay Tep, biraz
utanga bir tavrla sofradaki yerine oturan Nan' a oh
olsun! der gibilerden bakt. Sonra raky kk bar-
daklara koydu ve Sao Ana' ya da srarla iirmek iste-
di. Ama Sao Ana reddetti. Kuyen ve Su da istemedi-
ler.
Tam bardaklarn tokutururken nce avluda,
hemen arkasndan merdivenlerden yukar kan hzl
ayak sesleri iittiler. henz imeye balamam-
lard ki, Tan ve Ba Ren rzgar gibi odaya daldlar.
Tam an' n ve Nan' n elini skp oturdular. Tan, al-
ak sesle konutu:
imdi bir haber aldk. Dman Tri Ton'a binden
fazla asker ym. Yarn temizleme hareketinin ba-
layaca kesin. Yalnz nereye olduunu bilmiyoruz.
Ka kii dedin, bin mi? diye sordu Tam an.
Tan ban sallad: Dzenli birliklerden bir tabur,
bir tabur milis ve bir blk ranger.
Bunlar Zam'nkiler, diye aklad Ba Ren, hep-
sini tam rendik.
Tam an kalarn att ve bir ey sylemedi. ne
eildi. Tpay al arak ienin azn kapatt. ieyi Su'
ya vererek geri gtrmesini rica etti.
"yleyse ufak bir bardak yeter, dedi, ciddi bir
37
sesle, haydi abuk yemek yiyelim. Ana, haydi Su, Ku-
yen, siz de yemee gelin imdi. yle sanyorum ki bu-
raya saldracaklar. Ama yar ndan nce deil. Yine
de hazrlkl olmalyz; nk Zam' n bl de var.
Bakarsn daha nce de saldrabilirier.
Kart kpein son zamanl arda bural arda dola
tn gren olmamt hi.
nceden buraya gelmesi gerekmez, biliyorsun.
Sao Ana kapl an kaldrmak iin yemeklerini biti
rinceye kadar bekledi. Erkekler ayn sedirin stne
bir daire evirerek oturdular. Hay Tep rtsn yine
skca bana sard.
Buraya gelecekleri ak, dedi, benim nerim,
tartmay ksa keselim ve hemen hazrla girielim.
te nerim: Ba Ren kazklar ve maynlar gmmek
iin hemen gerillalar toplasn. Kanm miting grupla-
rn hazrlasn. Dmann kudurmucasna hareket et-
mesine engel olmak iin legal mcadele ok nemli.
Ben kanma haber vereyim.
Tam an parmakl ann sedirin kenar na vurdu.
Hay Tep'le ayn grteyim, dedi, yalnz bin kiinin
de az-buz bir ey olmadn unutmayalm. Yeralt
snaklarmz ne lemde? Geri ekilme yerleri hazr-
land m?
yi snamz az. Ancak birka grup snabi-
lir. Kumluk yerde snak kazmak ok zor. Boyuna
kyorlar. Birka tanesi kt ve henz onaracak
zaman bulamadk... Dman sebze bahelerinin nn-
de karlamay dnyoruz. Eer durum ok nazik-
leirse maaraya ekiliriz.
Tam an bir sre sustu. Yznden bir kayg gl-
gesi geti: Bu snak ve kaz ilerini mmkn olan
en iyi ekilde zmeye almalyz, yoksa yeterince
hareketli olamayacaz...'
Ama maara savunr a iin biilmi kaftan, dedi
Ba Ren, bir kii yz kijiyi durdurabilir orada. Ge-
en sefer yle oldu.
Evet, ama bu kez durum deiik. Hon Dat ma-
arasnn savunma iin byk avantajlar olduu
doru. Fakat' bi z soruna yalnzca arazi asndan ba-
kamayz. Ama imdilik baka aremiz olmadndan
38
bu zm kabul etmek zorundayz. Fakat gelecekte
maaray tek snak yeri olarak gremeyiz.
Tam an sonra Nan' a dnd: Sen de silahl pro-
paganda mfrezeni alp gerillalarla birlikte savaa-
caksn.
Peki. Bizim Mas silahmz, u Tomson ve 15
MK3 elbombamz var. Hepimiz savaa hazr durum-
davz.
Ba Ren, Nan' n elini t ut up sevinle sallad.
Hay Tep; Tam an, bence burada kalmamal,
dedi.
Tam an bir an dndkten sonra, hayr, sizin
yannzda kalacam, dedi. Sonra Hay Tep'i yanna
ekti ve alak sesle:
Siyasal mcadeleyi yrtmeye yardm etmek iin
kyde kalacam. Benim saklanabileceim bir ev bi-
liyor musun?
Hay Tep'in gzleri sevinle parlad. Duraksama
dan cevap verdi:
Benim ev... Siyasal mcadeleyi yrten gruplar-
dan karm sorumlu... Senin yardmna sevinecektir
Neyse ki benim snak salam. Senin iin en uygu-
nu oras.
Tam an ban sallayarak onaylad:
Hemen birisini Lin Kuyn' a yolla; muhafzm
Dat' geri arsn. Bize yardm edebilir. Bir silah bir
silahtr. stelik de iyi niancdr.
Ba Ren birini Lin Kuyn' a gnderme iini zerine
ald. Bu arada, gvenlik ilerinden sorumlu olan Tan
alak sesle:
Bir ey daha var dedi; eer dman buraya
gelirse, kukusuz kyden kendisine casus arayacak-
tr. Burada gzlemek iin serbest braktmz Ba Fi
diye bir herif var. Onu ne yapacamza kar ar ver-
meliyiz, yoksa...
Onu tutuklamalyz. Bu balkhane sahibi tehli-
keli. Kars da yle.
Tam an armt: Ben bu ii yaptnz sanyor-
dum. Hemen tutuklayn! Fakat sonra ekledi: Gz-
leminizde herhangi bir kan t bulabildiniz mi?
Tan, Tam an' n bu soruyu niye sorduunu anla-
madan cevap verdi: Yeni bir ey bulamadk.
39
Tam an parmakl ar n sedire tklatarak: imdi
sabrszca efendilerini bekliyor olmaldr, dedi, eer
onu tutuklayp ondan dman n niyeti hakk nda bil-
gi alabilirsek ok iimize yarar. Kukusuz durumdan
haberi vardr.
Nan onlarn bir casus hakk nda konutuklarn
biliyordu. Szlerini keserek, Onu gzlediiniz zaman
bir eyden kukuland m? diye sordu.
Hay Tep, Dikkatli davranmalyz dedi; evi k-
yn br yanndadr. Dman uzak deil. nce, bu-
gn leden sonra evine herhangi bir asker gelip gel-
mediini renmeliyiz.
Brakn bu ii ben yapaym, beni tanmyor, di-
ye teklifte bul undu Nan.
ok iyi. Hemen ie girielim. Hava neredeyse ka-
raracak. Biz oraya varncaya kadar...
Nan hemen ayaa kalkt. Kuyen mutfaktan ko-
arak kt ve nianlsna tabancasn verdi. Gen
adam kayn beline balad ve Tan'la birlikte kap-
ya yrdler.
Onu doru maaraya gtrn, dedi Hay Tep.
Nan yolda giderlerken, onu faka bastrmalyz.
yle yapalm ki, t ut ukl anmadan nce azndan laf
alalm, dedi Tan' a.
Nasl?
Nan, Tan' n kulana birka sz fsldad. Tan n
yz aydnland: yi, ok gzel!
Nan ekledi:
Merak etme. Bizde kukla subaylarn niforma-
l arndan var. Onu mut l aka tutuklayacaz. nemli
olan, bu iin ne bir daki ka nce. ne de bir dakika
sonra olmas. Seni tand iin sen darda nbet-
i durursun. Biz bu ii yalnz becermeye alacaz.'
KNC BLM
Kk Tri Ton kentinde hayat, o gn leden
sonra birdenbire canlanverdi. Ra Gia ynne gn-
derilen askerlerin doldurduu kamyonlar, ana cad
40
de boyunca sralanan kahve, dkkan ve evleri toza
bouyorlard. Kamyonlar durduka aa atl ayan
haki niformal, kamufle elbiseli, mein izmeli veya
botlu dzenli askerler, arkal ar nda youn bir toz bu-
lutu brakarak kk grupl ar halinde yryorlard.
Admlarnn sesi caddeyi nlatyordu.
Evlerin veya dkkanl ar n kaplarna kan kent
sakinleri, askerlerin geiini izlerken, ineleyici laflar
atyorlard. Ranger' lerin aras nda tandk yzler olma-
sna karn, kimsenin onlarla konutuu yoktu. Say-
gon' dan getirilen dzenli askerler merakl baklarla
dkkanlar ve evleri seyrediyorlard. Buna karlk
Ranger'lerin baklar souk, yzleri sanki tatand.
Silahl ve makineli tabancalar, her an atee hazr
durumdayd.
Ranger' lerin komutan Temen Zam, ar adm-
larla en arkada yryordu. Kt bakl gzlerinin
kck gzbebekleri siyahtan ok. beyaza alyor-
du. Kamufle elbisesi kasl vcuduna hokka gibi oturu-
yordu. Kasketinin yan ndan ensesini ve kulaklar-
n gneten koruyan bez sarkyordu. Halk, bu kas-
ketlere alay olsun diye perdeli kasket adn tak-
mt. Kendi yznn renginde mein bir klf iinde
tad koca bir 12'lik kolt, yrrken durmadan kal-
alarna vuruyordu. Ayrca omuzunda bir silah ve be-
linde eri bir kama aslyd. Adamlar da ayn onun
gibi giyinmilerdi; hepsinde birer silah, birer makineli
tabanca ve birer Amerikan kamas... Zalim ve kor-
kun bir grnleri vard.
Zam anszn caddeden ayrlarak bir bara girdi.
Bir bira iesini kavrad. inli bar sahibinin kzgn
yzne ksa bir bak frlatt ve gururla dar kt.
Ban kartarak ienin azn krd ve kpkl
biray azna boaltt. te ikisini itikten sonra, a-
z; kopmu ieyi nnde yryen askere verdi. Ami-
rinin buna benzer ihsanlarna alk olduu anlalan
asker, sevinle ieyi ald ve ayn efi gibi azna de-
dirmeden kafasna dikti.
Bu anda kumandandan dur emri gelmiti. Blge-
nin askeri klas ancak iki tabur iin yatacak yer
gsterebiliyordu. Dzenli birliklerden iki tabur oraya
41
yerletirildi. Milis ve Ranger' lerden kurulan br ta-
bur ise, kuru ve bozulmu bir pirin tarlasnda kamp
kurma emrini ald.
riyar milis komutan blklerine, kendilerine
gsterilen kamp yerine do*u yrmelerini emretti...
Fakat Zam fkeyle homurdand:
Allah kahretsin! Kendi doduum yerde de mi
akta uyuyacam?
Ama yine de alacal bu acal srsn sahile ya-
kn bo araziye doru src.
Batan gnein son nlan klann evresindeki
terkedilmi tarlalara san b r k sayordu. Askerle-
rin bir ksm adrlan kurup, yemek piirecek yerler
hazrlarken, brleri mat aral anndan grltyle h-
prdeterek su veya iki iiyorlar ya da srtst uzana-
rak si garal ann n dumann gkyzne doru fr-
yorlard. stlerinden ter, sert ttn, alkol ve ucuz bri-
yantin kan m keskin bir koku yaylyordu; paral
askerlerin her yerde pelerinde tadklan o anlatl-
mas olanaksz, tiksindirici koku.
Zam sert bir hareketle gmleinin nn at.
Uursuzlua kar bir sr muska tayordu. Bilek-
lerinde s an ve krmz catha iplikleri, boynunda al-
tn bir zincirin ucunda fildiinden oyulmu bir ey-
tan surat ve korkun domuz dileri aslyd. Gri bir
kuma parasnn stne srt st uzanm, sigaras-
nn sndnn farknda deil gibiydi. Birdenbire
sigarasn frlatt ve dorularak oturdu. Patlak gz-
lerini, ekmek kartmakla uraan birka askere dik-
miti. Kk bir hizmet eri
rlarak yan na yaklat.
Akam yemei hazr, aabey, dedi.
Zam isteksizce kalkt ve zerine gazete katlar
konulmu bir bez parasnr. serili olduu yere kadar
askerin peinden gitti. Bezin
askerlerin aras ndan sy-
zerinde kzarm bir ta-
vuk, iki byk para ekmet ve alm bir sardalya
kutusu vard. Zam'n yz karard. Aksi bir sesle
sordu:
ecek bir ey yok mu? Hepsi bitti mi?
Var aabey, dedi olan ve ona byk bir ma-
tara uzatt. Zam mataray al arak tpasn kartt ve
42
kafaya dikti. Birka yudum aldktan sonra askere ge-
ri verdi. Sonra tavua saldrd ve bir budunu hrsla
srd. Dudakl arndan szan yal an elinin tersiyle
silerek tavuu inerken, altn dileri donuk donuk
parlyordu. Olann da birlikte yemesine izin verdi.
Olan, temenine kar elenme ve itaat karm bir
tavrla yemeye balad. Zam pirin raksn ard arda
dikiyor ve yeniden tavua girimeden nce zevkle h-
rldyordu.
ki, adam, tavuu yiyip mat aradaki pirin raks-
n iip bitirdiklerinde, gnein kzl yuvarla hl
ufukta grnmesine karn, hava kararmaya bala-
mt. Zam sallanarak ayaa kalkt ve fkeyle srtn
kad. Gnee doru bakarak, yalnz kendi anlad
bir kfr savurdu ve dilerini gstererek sessizce s-
nt t . Adaml ann n ou imdiden sarho olmulard.
Raky tketmiler, kal an ekmekleri blyorlard.
Kimileri gmleklerini karmlar, ejderha ve ylan
dvmeleriyle dolu, gne yan gslerini gsteri-
yorlard. tekiler ate yakmak iin odun aryorlar,
byk mant ar meesi ktklerini bulduklar yerde
alyorlard. Gece olmutu. Adamlar, atein evresin-
de toplanmlar, sopalara taktklar teneke kapl arda
su kaynatyorlard. Kamptan aynl ma yasana karn,
biroklan rak, bira ve yiyecek almak iin kente in-
milerdi. Emir, Hareket Komutanlndan gelmiti.
Ama birlik komutanlarnn emre kulak ast kl an yok-
tu. Adaml ann n grltl iki lemlerine Zam da ka-
tld. Adamlar ona ya ekiyorlar, ikiye davet edi-
yorlar, aabey diye aryorlar ve yardmcs olan
zayf suratl, kk gzl astemene ise kk aa-
bey diyorlard. Gerekten de Zam, aabey diye
arlmay yelerdi. Temenim sz houna git-
mezdi.
Aabey mthi adamdr. Fyla ier, ama sar-
ho olmaz, dedi birisi. Bir bakas, gel aabey, bir-
likte ielim, dedi.
Zam' n yz sevinle parlad. Her daveti kabul
ederdi. kiyi hibir zaman reddettii grlmemiti.
Gerekten de sarho olmakszn bir balk gibi iebi-
lirdi. Gzlerinin imdi kzarmaya balayan aklar,
43
Zam demin kafasna
sanki kana bulanm ya da atei yanstyorlarm gibi
grnyordu. Sadk hayranl ar evresini alarak, rak
ime ve adam ldrme yetenei zerine vgler dz-
meye baladlar. Bir ara ilerinden biri sordu:
Yarn Hon Dat' a gidjince ailenizi ziyaret edecek
misiniz, aabey?
dikmek iin kaldrd ma-
taray yere brakt. Uzun bir sre sessiz kald.
Evet gideceim, dedi sonunda; anama ve k-
k kzkardeime urayp bir bakacam.
Ca May imdi yetikin bir kz oldu, deil mi aa
bey? diye sordu birisi.
On dokuz yalarnda olacak galiba... dedi Zam.
ittiime gre onlar kentte oturmaya arm-
snz, niye gitmediler ki?
Bu sefer Hon Dat' temelli igal edeceiz. O za-
man onlar yanma alacam, dedi. Sonra sesini al-
altarak:
Hon Dat' ta hayat iyidir. Ben orada s kuman-
danyken imdikinden daha mutluydum. Her eU
meyve yetiir orada. Kurutulmu manda eti isteme-
diin kadar. Sr sepet gen kz. Kimileri ok gzel-
dir ha! Harika memeleri vardr; yle, hindistancevizi
byklnde! ... Siz bu kk avularnza sdra-
mazsnz.
Askerler sevinle brerek gldler. Yarn ayak
larn bu cennete basacaklarn biliyorlard. Bu anda
ilerinde pek az onlar orada bekleyen lm dn
mekteydi. Byk ounluu yama etmek ve kadnla-
rn rzna gemek hayaliyle kendilerinden gemiler-
di. Daha nce Hon Dat' a gelmi olan kimileri, baa
rlarn bire bin katarak anlatp iiriyorlard... Anlat-
tklarna gre, ne zaman canlar diyelim ki manda eti
istese, tepede otlayan hayvanl ardan birine silah do-
rultmak ve tetii ekmek yeterdi. Birisi, iledii rza
geme olaylarnn her birini en ince ayrntlarna ka-
dar anlatyor ve en az on kadnn i amarlar
n yrtp attyla vnyordu. Bir bakas bir Vie'
kong' un kafatasn sandal demiriyle yle gzel par
alamt ki, stne bana hep beyin paralar sra
mt. Fakat hepsinden ok, Zam'n insanlarn karnm
44
varp iinden cierlerini skp al ma ampiyonluu oy
birliiyle vld; gbein tam stne bir bak dar-
besi ve ba hafife ierde dndrp cieri skp
almak iin drt parma n ancak girebilecei kadar bir
delik... hepsi o kadar!
Zam birok kurbanlarnn karnn yarmt, cier
ve safra kesesini kartmaktaki abukluu ile n yap-
mt. Fakat ustal bu kadarl a kalmyordu. nsanlar
ldrmenin yz eidini biliyordu. Damarlarnda, za-
lim bir toprak aas olan ve Hon Dat' ta zorba bir kral
gibi hkm srm olan babasnn kan dolayordu.
Fakat Kmer milliyetinden, bahtsz bir kadn olan ve
hayat neredeyse akln kaybedecei uzun bir ileden
ibaret olan anas Ca Zoy'den bir damla bile kan al-
madn sylerlerdi.
Anas, bu evredeki kilden kapkacak yapma ile-
riyle uraan Kmer kadnlarnn kahverengi, gne
yan cildi ve dzgn adml tipik yfy ile gen-
liinde gzel bir kadnm. Yaptklar kaplar sat-
mak iin Hon Dat' tan blgenin bakenti Ra Gia' ya
kadar gnde ortalama 30 kilometre yol yrrlerdi. Bu
yzden canl ve uyumlu bir yryleri vard. yle
ahenkli hareketlerle su dolu testiyi kafalarna yerle-
tirirlerdi ki! Irmaktan yukar kan kumlu patika bo-
yunca, serbest ve yumuak kol hareketleriyle yrr-
lerken, ellerini testiye hi dedirmezlerdi.
Toprak aas, Ca Zoy'i zorla kendine odalk yap-
mt. Nianls Ta Ka buna yle sinirlendi ki, kyden
ayrlarak, sallarda tayfalk yapmak zere Kambo-
ya'da Kompongam' a gitti. Zam biraz bydkten
sonra Muu, Ca Zoy'i savsaklamaya ve daha gen kz
larla uramaya balad. Yeniden gebe kald halde
kadn evden kovdu ve Zam' kendi yannda alkoydu.
Ca Zoy, Muu' nun byk kagir evinden ayrlarak Hon
Dat'a geri geldi. Kendisine kck bir kulbe yapa-
rak, tarm iisi olarak almaya balad. Bebeini
douraca zaman, yalnz bana srnerek pirin
tarlalarna gitmi ve yksek sesle barmamak iin
biilmi pirin bitkilerinin kuru saplarn srmak zo-
runda kalmt. Mutlu bir rastlant sonucu o gece Sao
Ana ve kz Su, pazardan eve dnerlerken tarlann
45
yanndan geiyorlard. Bylece kk Ca Moy, Sao
Ana' nn evinde dodu. Bir hafta sonra Ta Ka, Kom-
pongam' dan geri dnd. Sao Ana' nn evine gelerek
teekkr etmek iin yerlere kadar eildi ve Ca Zoy
ile kk kznn kendi yan nda yaamalarna izin
vermesini istedi. Fakat birka ay bile gemeden Muu'
nun tuttuu kiralk katillerce ormanda odun keser-
ken kstrld. Katillerden birini baltasyla ldrd.
Fakat tekilerle baa kamad ve ar yaraland. Son
kuvvetiyle srnerek evinin bahesine kadar geldi ve
orada ld. Ca Zoy hayatn kazanabilmek iin yeni
den kilden kapkacak yapmaya balad ve kk Ca
May byyerek irin ve cana yakn bir kz oldu. Ay-
n anasnn bir kopyas gibiydi.
Zam, babasnn yannda yaamaya devam etti. -
martld ve her ynden babasna benzedi. Byk tas
binada byd. Onu babasna balayan birok eyler
vard. zellikle babasnn hrszlkla sahip olduu
meyve baheleri ve kil ukurlar. Kili, metrekp hesa-
b evredeki testicilere satarlard. Direnme sava s-
rasnda, devrimci makaml ar topraklarna el koydular
ve kyllere dattlar. Muu, Ra Gia'ya kat ve f-
keli kyller kagir binay yktlar. Bartan sonra
Muu, oluyla birlikte yine Hon Dat' a dnd. Bu ara-
da Zam, Ngo Din Diyem'in ordusunda astemen ol-
mutu. Muu, toprakl an yeniden ele geirdi, evi yeni-
den yaptrd ve oluyla birlikte, yllarca iinde biri-
ken kinin dourduu bir kudurganlkla devrimciler-
den c almaya giriti. Zam, babasndan bile daha za-
limdi. Bir Amerikan silahyla silahland ve etraf, bl-
gedeki askeri klalardan bulabildii en kanl kiralk
katillerle evrili olduu halde insan avna balad.
Ranger' ler beygir gibi koabiliyorlard. Devrimci kad-
rol an tarlalardan ormanl ara kovalyorlar ve gece
gndz devrimcilerin kampl anna saldnyorlarcl.
Yamurlu bir gecenin sessizliinde ya da bir afak
vakti ormandan silah sesleri iitilirdi. Her silah se-
sinde insanlar, acaba devrimci harekete katlan oul
l an, akrabal ar ve dostlar m ld diye, korku iinde
bekleirlerdi.
Ama en ok ac eken insan Ca Zoy idi. 1959'dak
46
ayaklanmada byk toprak aas Muu, halk tarafn-
dan idam edildi. Fakat Zam kat ve eskisinden daha
kanl bir zalim oldu.
Dnyann her yannda olduu gibi, Hon Dat' ta
da her anann kendi zel dertleri vardr. Fakat ok
az Ca Zoy gibi bir cehennem hayat yaamtr. Zam,
Hot Dat' taki kukla birliklerin komutanlna atannca,
anasna ve kzkardeine yamal ardan toplad ipek-
li kumalar, altnlar ve daha baka deerli teberilar
getirdi. kisi de bu armaanl ar reddettiler. Bir defa-
snda, anas armaanl ar avluya atarak yzn avu-
larna gmm ve hngr hngr alamt.
Ca Zoy, bayan Ba U' nun Hon Dat yaknnda drt
yol azndaki kk dkkan na gidiyordu. Elinde bo
bir ie, karanlkta sessizce yryordu. Hon Dat' llar
geceleyin ne zaman ksz birini dolarken grseler,
bunun kara bahtl Ca Zoy olduunu bilirlerdi. Baka
hi kimsenin karanlkta byle glge gibi dolama al-
kanl yoktu. Onun aklnn artk pek yerinde olma-
d sylenirdi. Fakat tuhaf deil mi, akli dzeninin
szde bozuk olmasna karn, hi yanl adm atma-
dan, talara arpmadan, ukurl ara dmeden, karan-
lkta olduka emin hareket edebiliyordu. Sanki ikinci
bir grme duyusuna sahipti.
Dkkana vardnda, nce ierde kimse olmad
n sand. Fakat ieri girince, Bayan Ba U' nun tezg
hin bana oturmu, az alm bir gaz lambasnn -
nda hesaplaryla uratn grd. Bayan Ba U
ayak sesleri iitince ban kaldrd ve tatl bir sesle
sordu:
Ah, siz misiniz bayan Ca Zoy? Ne istiyorsunuz
bu saatte?
Ca Zoy tek sz sylemeksizin bo iesini gsterdi.
Dkkan sahibi hemen anlad. Para saymay b rakarak
ieyi ald. Ba U, ismine layk bir kadnd, (*) nk
gerekten ok imand. Tezgahn zerinden zorlukla
' *) Ba U, Vietnam dilinde iman kadn de-
mektir.
47
karmakark olmu bir
Bayan Ba U beceriksiz
ieye uzanrken, bileklerinde et ynlarnn kat kat
olduu grlyordu. Bir toprak testiye doru paytak
paytak yrd. Testinin bana kk bir bambu
balk takt. Huni kullanmakszn ve bir damla bile
yere dkmeksizin, alacak bir ustalkla, arab Ca
Zoy'in iesine boaltt. ieyi kad na verirken Kmerce
sordu:
Haberi iittiniz mi?
Hangi haberi? diye sordu Ca Zoy ve krlaan
dank salarn silkti.
Bayan Ba U kadnn kulana fsldayarak, Zam
yine geri dnm, dedi; bugn Tri Ton' da onu bir
askeri arabadan atl arken grdm...
Zam... geri mi geldi? Ti Ton' da m?... Ca Zoy'
in gzleri kocaman kocaman ald. Baklarm sanki
bir eyler aryormu gibi yere dikti. Sonra geri dn-
d ve sallanarak kapya doru ilerledi. ie yere d
p paraland. Pirin arabL akt gitti. Fakat o bu-
nun farkna bile varmakszn
yzle komaya devam etti.
admlarla ard ndan koarak kadn kolundan tuttu:
Gelin ieri, size yeni bir ie dolduraym. Gelin
haydif...
Onu yeniden dkkana soktu. Bulduu bo bir li-
monat a iesine arap doldurdu ve azn kapatp ka-
dna verdi:
Bu kez dikkatli olun bari. Bunu da drme-
yin, dedi.
Zavall Ca Zoy kk bir ocuk gibi dkkancnn
tembih ettii gibi ieyi smsk tuttu ve tek bir sz
sylemeksizin dar kt. Karanlk yolda nne kan
her engelde tkezledi ve ikide bir dt.
Drtyol aznn biraz ilerisinde tek bana duran,
kk, tek odal bir kulbede yayordu. Eve geldi-
inde kz Ca May, yere bir hasrn zerine oturmu,
lambann s an nda kenevirden bir uval rmeye
urayordu. Kz, anasna! ksa bir bak frlatt ve
yine iine devam etti.
Ca May, anas Ca Zoy'e, aabeyi Zam' dan ok
daha fazla benziyordu. On dokuz yalannda, esmer
tenli, gzel bir kzd. Rengi anas ndan biraz daha
48
kt ri siyah gzlerini uzun ve ipek gibi kalar ev-
reliyordu. Lambann lgn altnda bile dudakla-
r taze ve pembe gzkyordu. Anasnn genliinin
daha da gzel bir kopyasyd.
Ca May, dedi anas; Zam geri dnd. imdi Tri
Ton'daym. ,
Tri Ton' da m? diye sordu gen kz; kim sy-
ledi bunu sana, ana?
Bayan Ba Uf.
Ca Zoy tahta sedirin sonuna oturarak bir aya-
n yukar ekti. Bir sre sessiz kald. Sonra kk bir
bardaa biraz pirin arab boaltarak bir yudumda
su gibi iti. Sessizce duvardaki glgeleri seyrediyordu.
Her gece iki- uval rdkten sonra, bir bardak pi-
rin arab imeyi huy edinmiti. Fakat, arap onu ne-
elendirip derdini unutmas na yardmc olaca yerde,
dncesini daha berraklatryor. belleini daha da
ayordu. Kzna bakt ve onun yanda olduu za-
manlarn anmsad. Elleriyle ekil verdikten sonra,
frnda kzartt testileri dnd. Ta Ka' nn prens,
kendisinin de salyangoz yakal amaya kan fakir kz
rollerine girdikleri Kmer halk temsillerini, Zu Ke ge-
celerini and. Sonra belleinde byk toprak aas.
Muu' nun ehresi ve byk ta binadaki hayat ndan
sahneler canland. Ta Ka' nn Kompongam' dan d-
nnden sonra birlikte geirdilleri birka mutl u ay
ve sonra o felaket: Ta Ka' nn bahede yklp kal,
amur iindeki yz, sarslarak topra avulayan el-
leri... Btn bunlar, duvardaki glgesini ve kenevir
uval dokuyan kzn seyrederken bir film eridi gi-
bi gzlerinin nnden geti. Daha sonraki olaylar da
unutmuyordu. Ona toprak veren devrimi ve heme-
rilerinin karnlarn yarp, kafatasl ann paral ayan
lu Zam' da. Ba U' nun Zam geri dnyor, diyen
sesi hl kulaklarnda nlyordu. ' Daha ne kadar in
san ldrecek?' diye dnd zavall kadn. 'Niye ge-
ri dnyor? Niye artk lmyor?' diye barmak istedi.
v , ^
n y a ,
d a hangi ana olunun lmn isteyebilir?
akat Ca Zoy hep olunun lmesi iin dua etmiti.
ger olu temelli ortalktan yok olsayd, bu kadar ac
ekmeyecekti. Fakat o, insanlar kesmeye devam et-
49
tike, aresizlikten lecek gibi oluyordu. Ya o, ya Zam
lmeliydi! Ca May bir gn anasn azarlamt: Zam'
niye dnyaya getirdin? Ben onu kardeim olarak gr-
myorum! Aynen byle sylemiti kz. Kendisi de
komularna ayn eyi sylyordu. Zam artk benim
olum deil, diyordu. Birok kez hkrarak yalvard
ne olur, onu benim olum olarak grmeyin, diye.
Bunu sylerken kalbi paralanyordu. Bir ana iin
ocuunu reddetmek zorunda kalmak oldum bittim
korkun bir eydir. Drstl ona yle aclar veri-
yordu ki, ldracak dur uma geliyordu. Yedi yl, do-
nuk, ilgisiz gzlerle, bu yan delilik halinde yaad.
Gndzleri ok seyrek d an kyor, ounlukla ge-
ceyi bekliyordu. Karanln onu insanlarn baklarn-
dan koruyacan dnyordu herhalde.
ok zaman olunun vicdanna seslenmeye al-
t. Ama Zam byle eylere yanaacak adam deildi.
Bazen can skntsyla kafasn sallar ve yapmack bir
fkeyle anasn azarlard. Ana, beni Vietkong'a ka-
zanmaya m alyorsun? derdi. Fakat sonra dosta
glmserdi. Anlalan, zel birliklerin katili Zam,
anasnn yanndayken bir evlat da olabiliyordu. Ca
Zoy, olunun anlatld gibi, i nsanl ann cierlerini
skmek iin kannl ann yaran zalim bir kasap oldu-
una bir sre inanamamt. Fakat kukul an feci bir
ekilde yok oldu.
Zam bir gn onu ziyarete geldi. Anas dudakla-
rnda kan grd ve haykrd:
Zam, dudan kanyor!
Zam tek sz sylemeksizin dudaklarn sildi ve
gitti.
Tam bu srada Ca May, koarak ve hayk rarak
ieri g;irdi. Yznde dehet okunuyordu. Kendinden
fcemi bir durumda hkrarak, Zam'n az nce sa-
hilde bir adamn karnn yanp, cierlerini kard-
n anas na anlatt. Sonra bir eve girmi, bir tava ala-
rak cieri kzartm ve yemiti.
Ca Zoy kendini kaybetti. Kendine geldiinde, o
l unun dudakl anndaki kan anmsad ve yeniden ba-
yld.
Baka bir gn, Zam birka tutsakla birlikte Vam
50
Rang' ta bir baskndan dnd. Tutsaklarn devrimci
kadrolar m, yoksa normal yurttal ar m olduklar
belli deildi. Ca Zoy, Zam' n drtyol aznda onlarn
karnlarn yarmak istediini renince, belki vazge-
irebilirim umuduyla lgn gibi oraya kotu. Fakat
oraya vardnda Zam, kurbanl ar n n makatlarn de
rince yarmt. Sonra onlar zdrd. Adaml ar aya-
a kalktklarnda barsaklar makatl ar ndan aa
dt. Dehetten deliye dnen kadn, bir lk ko-
partarak caddenin ortasna dp bayld. Zam, as-
kerlerine onu eve tamalarn emretti. leden son-
ra ge vakit kendine geldiinde baucunda kz Ca
May' grd. Yatanda rpnarak kzna bard:
Zam, git buradan! Git!...
O gnden beri ky halk, Ca Zoy'in ldrdn
sylyorlard.
Belki lgn sz ona pek uymuyordu. Gerekten
hibir zaman kimseye bir zarar dokunmad. Tersine,
o herkesten korkuyor ve acnacak bir halde insanlar-
dan sakl anmaya alyordu. Bazen yine eskisi gibi
akl banda gzkt de olurdu. Bayan Ba U' nun
dkkan ndan veresiye ald hibir eyi unutmazd.
Her zaman kenevir uvallar sattktan sonra dkkan
oy a borlu olduu paray, kuruuna kadar kz Ca
May ile gnderirdi. Kenevir uval dokuma iinde yi-
ne eskisi kadar ustayd ve hi hat a yapmazd. Tuhaf
bir alkanl, evine gelen herkesin ayaklarna ka-
panmas ve af dilercesine alayp hkrmasyd. Onu
ayaa kaldrmak iin en ok uraanl ar Hay Tep,
Nam Tan, Ba Ren, Sao Ana, Su ve Kuyen olurdu. n-
k evine en sk gelenler onlard. nceleri, Zam' a u-
nu ya da bunu sylemesini istemek iin gelirlerdi.
Zam iin btn abalarn umutsuz olduunu anladk-
tan sonra ise, artk yalnzca kadn avutmak ve cesa-
ret vermek iin geliyorlard.
Bir gn Hay Tep ona yle demiti: Ca Zoy Teyze,
bu kadar zlme. Buradaki i nsanl ar seni ve Ca Mayi
seviyorlar. Kimse seni terketmeyecektir, inan bana
1
^
Ve Ca Zoy yine gz yalarna boulmutu.
Kukla hkmete kar ilk miting yapldnda,
katlmaya cesaret edemedi. Buna lyk olmadn sa-
51
Diyorlard. Fakat yryten az nce, Sao Ana ve
br kadnl ar gelerek haydi gelsene, Ca Zoy diye
onu ardlar. Zavall Ca Zoy o kadar sevindi ki, y-
rrken ayakl an ona nerdeyse itaat etmiyordu. O gn-
den sonra tek bir protesto yryn bile karma-
da Ve bu yzden gnn birinde Zam'n silahnn nam-
lusuyla kar karya geldi. O nazik durumda analk
otoritesini kullanm ve Zam' n silahn iterek, onu
ate etmekten alkoymutu. Bylece mitingciler yr-
ylerine devam edebilmilerdi.
Ca Zoy'un szde deliliinin yks bundan iba-
retti. Hon Dat' ta hi kimse onun aleyhinde deildi.
Herkes onu smrlen snftan fakir bir kadn, Zam
ve babasn ise smrc olarak gryorlard. Fakat
Ca Zoy'un ii rahat deildi. nk her eye karn
Zam' n anasyd ve bu canavann damar l annda kendi
kan dolayordu. Btn ac l annm nedeni buydu.
Buna karlk Ca May iin sorun ok basitti. O,
yalnzca Zam benim kardeim deil. demekle kal-
myor, buna gerekten de inanyor ve ona kar tam
bir yabanc gibi davranyordu; son derece nefret etti-
i bir yabanc gibi. Zam onlara geldii zaman onunl a
tek szck bile konumazd. Birisi onun yannda Zam'
m adn and zaman cidden zlr, ac duyar ve id-
detle kar kard.
Ya devrime katl! Damarl annda dolaan sanki
kan deil, ateti. imdi Genlik Birlii adayyd. Bir-
ka toplantya anlm ve bu onun hamaratln ve
cokunluunu daha da artrmt. Dikenli tuzakl ar
hazrl amaktan siper kazmaya kadar, her trl ii yap-
maya hep hazrd. Gzel bir sesi vard ve eski trk-
leri sylemeyi seviyordu. Bu trkler yallarda, Ca
Zoy ile Ta Ka' nn barollerini oynadklan Zu Ke
temsillerini seyretmek zere su basm tarl al ardan
geerek Sok Tung' a gittikleri, o imdi ok uzakta kal-
m gnlerin zlemini uyandrmaktayd. Kznn tr-
kleri Ca Zoy'de de ac an l an canl and nr, gzya-
l an iinde dinlerdi.
Ca Zoy, olu kukla hkmetin acmasz bir ajan
olup anasnn kalbini krdktan sonra imeye bala-
52
mt. O kalp ki, olu henz Zam adn tamadan g-
snde ona ho geldin, demiti.
Ve bu gece de her zamanki gibi iiyordu... Nor-
mal olarak itii bir bardakt. Bu gece ienin man-
tarn kartarak bir bardak daha doldurdu. Ufak yu-
dumlarla imeye balad.
inin zerine eilmi olan Ca May, bir bardak
daha m iiyorsun ana? diye mrldand; yine ba-
ladn. N' olur ana, bir bardak yeter.
Darda kpekler havl amaya balad ve ksa bir
sre sonra birisi Kmerce seslendi: Ca May evde
misin?
Gen kz, arkada Kuyen' in sesini tand. ini
b rakarak ayaa kalkt ve cevap verdi: Evet bura-
daym.
Kapy yarya kadar atktan sonra darya avlu-
ya szld. Kuyen kzn elini t ut arak kendine doru
ekti ve fsldad:
Haberi iittin mi?
Zam'n burada olduunu mu?
Hayr, dman saldrya hazrlanyor. imdi b-
tn kye haber vermemiz gerek, Tri Ton' a bir sr
asker ylm. Gerillalarmz hazr. Ben demin onlar-
la dikenli tuzaklar hazrladm.
Beni niye gtrmedin? diye sordu Ca May, d
krkl iinde.
zlme, daha yapacak ok i kacak sana. Se-
nin legal mcadele grupl ar nda almana kar ar ve-
rildi. Biliyorsun, birliklerin bir ksm Zam' n komuta-
snda...
Biliyorum, biliyorum...
Dinle yleyse. Onl ara kar yalnz dikenli tuzak-
l ar ve elbombalanyla savamayacaz. Ayn zaman-
da gerillalarmza yardmc olmak iin bir siyasal m-
cadele de aacaz. Sen imdiye kadar sava olarak
tan nmad n ve askerler seni Zam' n kzkardei olarak
gryorlar. Bunun iin ikmal ve irtibat ilerini sen
zerine alacaksn.
Ben mayn yerletirmek istiyorum ama, dedi Ca
May.
O ile bakalar grevlendirildiler.
Cay May bir an dndkten sonra:
53
Peki yleyse, madem yle istiyorsunuz, yle ya-
parm. Ama ben gerekten onlarla yz yze gelmek-
ten nefret ediyorum. Zor bir i bu, biliyor musun?
Kuyen kollarn arkadann boynuna dolad:
Kimse isteyerek onlarla yz yze gelmiyor. Ama
bu devrim iin gerekli. Ve kadrolar senin bunu f-
keye kaplmadan, ustaca yapman istiyorlar. Kendini
tutmalsn. Gerekirse askerlerle konu ve onlara ki-
bar davran... Mecbur kalrsan onl ara trkler falan
oku. Ne yapman gerektiini anladn m? Sana gve-
niyoruz Ca May.
Ca May dudaklarn srd ve karanl kta azimle
ban sallad. Ayrlrken Kuyen'i kucaklayarak iki ya-
na ndan itenlikle pt.
Nan ve mfrezesinden iki adam, Trong ve Toy,
ihtiyar Tu Don' un evinde, kilitli kaplar ard nda Ran-
ger elbiselerini giyiyorlard. Astemen elbisesi giy-
mi olan Nan, perdeli nl kasketi kafasna ge-
irdi. Arkadalar giyinmelerini bitirdikten sonra,
karlarna geip sordu:
Nasl oldum?
ok iyi. Ba Fi mutl aka kapana girecektir.
Trong ve Toy omuzlarnda birer tomson tayor-
lard. Nan 12'lik kolt' unu kartarak arjrdeki kur-
unl an sayd; tamamd. arjr yine ieri srd ve
tabancay klfna takt. Onl ara yol gsteren Tan' n
silah yoktu. Sadece, beline balad izgili bir kua-
a byk bir bak sokmutu.
Haydi yleyse, dedi Nan.
Van Ta kyn getikten sonra, pirin tarlala-
r ndan Van Hiyep ynne doru yrdler. Kyn
giriinde Tan, arkadal anna beklemelerini syleye-
rek, durumu arat rmak iin nden gitti. Ksa bir s-
re sonra geri dnd:
Her ey yolunda, gidebiliriz, diye fsldad.
Irmak boyunca yrrlerken, uzakta Ba Fi'ye ait
balk kulbesinin klar gzkt. Sular kprerek
ve girdaplar oluturarak denize dklyorlard. Akn-
54
t kaz kl an sallyordu. Bir kazn ucundaki yeil fe-
ner ileri geri sallanmaktayd.
Dalyanlar bu gece kurulmam, diye fsldad
Tan; kurduklar zaman hep krmz k asarlar.
Yeil fener, oynak dalgalara korku verici bir
k sayordu. Kulbenin izgileri her admda biraz
daha iyi seilmeye balad. Irman iinde srklar
zerine kurul mu byk bir kulbeydi. Oturma oda
l ar ndan lgn bir k yaylyordu. Her balkhanenin
kanlmaz kokusu olan, balk, deniz tuzu ve ac ma-
niok kabuu kokusu burunl ann szlatyordu.
Tan, Nan' n kulana eilerek, herif burada,*
diye fsldad.
yi. Sen burada kal, biz ieri yalnz gidelim!
Nan ve br iki adam abuk abuk ilerlediler.
Ald karar hemen uygulamaya alk olan Nan,
ard nda Toy ve Trong ile birlikte dorudan doruya
kapya yrd. Lataniya' dan rlm iki kanatl ka-
pnn nnde durarak kulan dayad. eriden ses-
ler geliyordu. Fakat ne konuulduunu anlayam-
yordu. Kapy vurdu. Konuma hemen kesildi. Nan bir
daha vurarak sordu:
Bay Ba Fi evde mi?
Bir an sessizlik oldu. Sonra sayg uyandrmak is
teyen bir ses, kim var orada? diye sordu.
Kapy an. Dostuz.
Nan, terliklerini srye srye gelen ayak ses-
leri iitti. Srg grltyle kalkt ve kap yarya ka-
dar ald. Fenerin nda tombul bir kadn yz
belirdi. ekik gzlerini koca koca aarak konuu g-
rebilmek iin feneri yukan kaldrd. Nan bu yz da-
ha nce hi grmemiti. Ama Ba Fi'nin kars oldu
unu tahmi n etti.
Bay Ba Fi evde mi, madam? diye sordu.
niformalar grnce kadnn hemen gzleri par-
lad: Evet baylar, ieri buyurun ltfen!
Nan iaret parman duda na gtrerek yk-
sek sesle konumak istemediini belirtti. Kadn,
erkee yol vermek iin geri ekildi. Nan kapy aya-
yla iterek ieri girdi.
Bu anda soldaki odann nnde bir perde kml-
55
dad ve plak bir kafa gzkt. zerinde basit bir
gecelik olan ev sahibi, prl prl parl ayan kafasyla,
yal, iko, elli yalarnda bir adamd. Sanki imdi
uykudan yeni kalkm gibi cansz baklar vard.
Nan bayla selam vererek sordu:
Bay Ba Fi siz misiniz?
Adam ellerini gsne kavuturarak eildi:
Evet, bendenizim baym.
Nan, adamn bu uysal tavrn iyi bir belirti say-
d. Sizinle konumam gerek. Kendimi takdim edebi-
lir miyim? Bizi Temen Zam gnderdi, dedi.
Sonra eliyle belirsiz bir iaret yaparak evin ar-
ka tarafnda kal an yn gsterdi:
imdi ileden geliyoruz.
Biliyorum, biliyorum. Ho geldiniz baylar. eri
buyurun, ltfen ieri buyurun.
iman adam konukl an ieri almak iin perdeyi
at. Byk bir odada, fazla oturul maktan parlakla-
m bir tahta peyke ve arkas nda zerinde bir cibin-
lik asl duran koca bi r yatak vard. konuk pey-
keye oturdular. Nan gzlerini ksarak ortal gzden
geirdi. Sonra kibirli bir tavrla Ba Fi'ye dnd.
Dorusu, burada ok r ahat bir hayat sryor-
sunuz. Bizde bu rahat ve huzur yok. Vietkong son
zamanl arda yine bir sr korkun iler yapt.
Ah temenim, kime sylyorsunuz? Sizin ve or-
dumuzdan br bayl ann geleceinizi ancak bugn
leden sonra iittim. Karm ve ben sevinten deliye
dndk. Gece gndz yolunuzu bekliyorduk. Ya gel-
mezseniz, diye enikonu kaygya kapldk.
Kans na dnd: Git, biraz scak su hazrla!
Sonra baklarn kal d rarak komu evleri iaret
etti: Ordumuzun bayl an btn evreyi igal ettiler
mi?
Elbette.
Allaha kr! Halbuki ben hibir ey farketme-
dim. Nasl da sessizce yapyorsunuz bu ileri!
Sonra dilerini gcrdatarak kfretti: Bu sefer
glen biz olacaz. Burada hep bu Vietkong itlerinin
sz geiyordu. Ben size her erkek ve kadn tek tek
bildireceim. Onl an ok iyi t an nm, biliyor musunuz?
56
Biz de zaten bunun iin size geldik Bay Ba Fi.
ok gzel, ok gzel.
Adam ayaklarnn ucuna basarak raftan parlak,
siyah abanoz bir tablo indirdi. zerinde bir paket
Bubi sigaras ve ejderha resimleriyle ssl bir ay
takm vard. Paketi at ve byk bir nezaketle si-
gara tuttu. Sonra mutfaa gitti. Nan, sigarasnn ucu-
nu ba parma n n t rna na vurarak dzeltti. Bu
arada kadn, ocaa bi r tencere yerletirmi, odaya
dnmt. Nan' n dokunacak kadar yanna yaklat
ve yan kapal gzlerle sordu:
Bir sre burada kal amaz msnz, baylar?
Sonra apknca gz krpt.
Nan, aknln saklamaya alarak: Vakti-
miz ok. Bir iimiz de yok. karln verdi.
Bir eyler imek ister misiniz, baylar?
Nan, ' bunu reddetmemek gerek' diye dnd.
Kadna gz ucuyla bir bak frlatt. Keyifli, keyifli
srtarak, halinden memnun bir havayla sordu:
Birka karides ya da pavuryanz var m, ma
1
dam?
Ne yazk ki hayr. Bugn taze bir ey tutma-
dk. Yalnz kurutul mu yengeler var. Ama size im-
di taze ve yal bir rdek orbas hazrlayacam.
Cevap beklemeden mutfaa gitti ve kocasna,
abuk iki tane rdek yakala! dedi.
Kocas aydanla bir gz atarak, hemen kar-
cm, dedi; yalnz, temen ve teki baylar iin u
suyu kaynatncaya kadar azck bekleyiver. Kaynad
bile zaten.
Sonra aydanl odaya gtrd ve kaynar suyu
demlie boaltt. Ksa bir sre demlenmeye braktk-
tan sonra, kk ay taslarn doldurdu. Yumuk yu-
muk ellerini ovuturarak konuklar aya buyur etti.
nce kendisi bir yudum ald ve honut bir tavrla bir
oh ekti. Sonra konukl ara arkasn dnerek, panto-
lon paalarn kvrd ve birka deme tahtasn e-
kip kartarak aa sarkt. Aada rdekler gakla-
maya baladlar. Nan, evin altndaki srklar arasn-
dan rdek yakal amaya alan balkhane sahibinin
yuvarlak ve beyaz gerisine bakt. Adamn bu kadar
57
byk bir igzarlkla uratn grnce, iinde
bir fke dalgas kabardn duydu. 'Sadece piin bi-
ri olsa iyi' diye dnd, 'stelik de dalkavuk bir pi!.'
Aada rdekler korkun bir grlt kartyor-
lard. Kadn ieri girmi, aznda birka hindistan
cevizi lifi olduu halde kapnn azna oturmutu.
Adam yakalad bir rdei yukar uzatnca, kadn
hayvan kanatl ar ndan t ut arak abucak balad ve
yere att. Adam, rdekleri yakaladktan sonra rma
a giderek ykanp dnd ve kuruland. Odaya geri
geldiinde renkli bir sarong giymiti. Ensesindeki bir
tutam sa taramakl a meguld.
Bay Ba Fi, zaman kazanmak iin sorunlarmz
yemekten nce konusak nasl olur? diye sordu Nan.
Nasl emrederseniz temenim!
Sizde bu evrenin bir krokisi vardr, deil mi?
iman adam ses karmakszn odadan kt ve
parmakl ar arasnda tuttuu bir kuru bambu ubuk-
la geri dnd. Yerine oturduktan sonra, bambu u-
buu kucana koydu ve iinden bir sigara boyunda
kvrlm bir kt kard. Nan kd adam n elin
den ald, at ve masan n stne yayd. Toy ve Trong
aylarn brakarak, kdn dzgn durmas iin u-
l ar ndan bastrdlar. Nan, byk yaprakl bir okul
defterinin ift sayfas zerine tkenmez kalemle k-
t izilmi, fakat ayrntl bir plan grd. Kdn
zerinde evler ve baheler grlyordu. Sarmal iz
gilerin tepeleri gsterdiini tahmin etti.
Ba Fi, gen adama bir an korkulu bir bak fr
latarak, kilitli olan kapya dnp bakt.
Sakin olun, dedi Nan. Adamlarmz evredeki
evleri igal ettiler. Rahata konuabilirsiniz. Kuku
suz yarn Hon Dat' a saldracamz da biliyorsunuz.
Evet biliyorum, diye fsldad balkhane sahibi.
Sarong' unu toplayarak kartn zerine eildi ve niko-
tinden sararm parmaklaryla iaret etti:
Bu krmz arp koyduum evlerde Vietkonglar
yayor. Ltfen iyi aklnzda tutun, temenim.
Krmz arp iaretli evler, diye yineledi Nan.
Evet, anlyorum.
58
Ba Fi, kirli trnakl baparman yeniden plann
zerinde gezdirdi:
Buras silahlarn yapld yer. Bildiim kada-
ryla uakl ar buray yakp yktlar. Fakat Vietkong
malzemelerini kurtard ve baka bir yere depo etti.
Buras Hon Dat maaras. Buna zellikle dikkat edin.
Geen sefer buraya snanlara kar giritiimiz b-
tn saldrlar geri pskrtl m ve ok kayp ver-
mitik. Bu sefer ilk olarak maaran n yolu kesilmeli
ki, oraya snamasnlar.
Nan casusu dinlerken, 'tehlikeli herif diye d-
nd; 'Allah'n belas kpek, birazdan layn bu-
lacaksn sen!'
Ba Fi her eyi anl att ktan sonra, Nan kd kat-
lad ve adamn srtn svazlad:
Grevinizi ok iyi yapmsnz, kutlarm. Hare-
kat baaryla sonulandktan sonra, kukusuz iyi bir
dl alacaksnz.
Sonra mutfaa dnerek neeli bir sesle seslendi:
Yemek geliyor mu madam?
Tavay kazmakla uraan kadn, imdi, imdi;
rdekler piti, dedi.
Az sonra, nefis grnl iki byk tabak dolu-
su soanl rdek kzartmalarn getirdi. Kocas kok-
lamak iin tabakl ara doru eildi ve sonra abucak
br odaya girdi. Kolunun altnda mavi ejderha
markal iki ie iki ve ellerinde drt kk kadeh
olduu halde geri dnd. Tpann stndeki plastik
kapa srarak kopard ve grltyle tkrd.
Nan, duman tten tabaklar szdkten sonra,
anszn Ba Fi'nin gzlerinin iine bakarak:
Syler misiniz bana Bay Ba Fi? diye sordu.
imdiye kadar hi insan eti yemeyi denediniz mi?
Adam ieyi tahta sedirin zerine b rakarak ka-
fasn silkti:
Oh, hayr temenim! Bir trl cesaret edeme-
dim. Geri, yemi olan baylar son derece lezzetli ol-
duunu sylyorlar... Fakat beni bir parack tiksin-
diriyor.
Nan yar ciddi, yar alayc bir kahkaha att: Ama
casusluk meslei sizi tiksindirmiyor, deil mi?
59
Bu ayn ey deil, temenim. Eer insan iini
doru yaparsa, hibir tehlikesi yok. Ben aptal dei-
lim ve kolay kolay yakalayamazlar beni.
Sonra ellerini gbeine balayarak Nan' n kula-
na fsldad:
Sakn gcenmeyin soruma temenim. Siz hi de-
nediniz mi?
Neyi?
ey... insan etini yani.
An, u mesele, dedi Nan, Toy ve Trong' a bir
gz atarak. Sonra eliyle iki adam gsterdi: Ben de-
nemedim, ama bu ikisi denediler. Geri elime ok fr-
sat geti. Fakat pek holanmyorum. Ben yalnz cie-
rini severim, biliyor musunuz? Bir de safra kesesini.
Likrle birlikte vereme kar bire birdir. Peki siz, fr-
sat bulsaydnz bir dener miydiniz?
Adam bir an sustu, sonra kabak kafasn sallad
ve kiner gibi gld: Dorusunu isterseniz, ben hl
biraz tiksiniyorum... Ama elime frsat gese hay r de-
mezdim herhalde, tnsan eti tatm olan baylarn bu-
nu bu kadar vmelerinin bir nedeni olmal.
Peki yleyse, ben size birka kilo gndereyim.
Yarn elinize geecektir muhakkak.
Nan, aklna yeni bir ey gelmi gibi konuyu de-
itirdi:
Bir ey unuttum. . . Size iinizde yardm edenler
kimler?
Balklar m kastediyorsunuz?
Nan, hayr anl am nda kafasn sallad.
Ah evet, anladm, diye bard Ba Fi; hayr,
hayr, hi kimse yardm etmiyor. Ben kimseyi bu ie
sokmamaya dikkat ediyorum. Karmla biz iimizi
yalnz grrz<
Nan bu gldry daha fazla srdrmenin bir
anlam kalmadn dnd. rendikleri, fkesini
kabartmaya yetmi de artmt bile. Toy ve Trong' a
bir gz krpt.
Ba Fi kadehleri yeniden doldurmakla meguld.
Nan, adam n omuzuna dokundu:
Evet dostum, bu kadar yeter, dedi; senin pis
ikini artk iecek yok.
60
Sonra ayaa kalkt ve yksek sesle:
"Bu aptalca oyuna paydos artk! dedi. Ben se-
nin temenin falan deilim, domuz herif! Biz kurtu-
lu savalaryz ve sizi tutukl amak iin geldik, an-
ladn m?
Toy otomatik silahn casusa evirdi. Silah ada-
mn neredeyse gsn delecekti. Adamn surat kor-
kudan karmakark oldu ve bard:
Durun! aka yapmayn baylar!
Sen aka zannededur.
Nan, adam n dirseklerini arkadan balad. Trong
kibarl falan bir yana brakp, mutfakta donup kal-
m gibi duran kadn serte iterek odaya soktu. Ka-
r-koca durumlarn fark edince, yzleri tebeir gibi
bembeyaz olmutu. Casus, tek daml a imedii halde,
gzleri kan anana dnm, elleri titremeye ba-
lamt. Panik iindeki kadnn gzleri evresini gr-
mezcesine bakyordu.
Van Tan' a dndklerinde vakit ok geti. Tan,
casuslar iki adamyla Hon Dat' a yollamt. Toy ve
Trong stlerindeki giysileri deitirmiler ve meyve
baheleriyle Tri Ton ynndeki ak arazinin sn-
rnda dman karlayacaklar yere gitmilerdi.
Meyve bahelerine henz varmlard ki, Ba Ren'
le karlatlar.
Herifi tutukladn m? diye sordu Ba Ren.
Evet, imdi onlar Hon Dat' a yolladk, diye ce-
vap verdi Tan.
Ba Ren yky dinlerken glmekten katlyor-
du. Sonra arkadalarnn koluna girdi.
Gelin, dedi; Tam an demin buradayd ve bizi
her adam iin bir siper kazmakla grevlendirdi.
Siperler ayr ayr kazlacak, fakat birbirine bal ola-
cak. Savunma tertibatlar kurmadan bahelerin ke-
nar nda savamann olanaksz olduunu syledi.
Mevzilerimizi salamlatrmadan dmanla atma-
ya girmememiz iin uyard bizi.
Peki, kendisi nereye gitti?
Hay Tep'le birlikte Hon Dat a dndler. Nam No
61
ve kk Diyep'i geri gtrdler. Tam an, normal
zamanl arda kalender, ama grev srasnda hi aka-
s yok. Beni de iyi halad ha!
Ba Ren elinde bir el feneriyle ne geti ve arka-
dalarn uyard: Benim ayak izlerimi takip edin ve
tuzakl ara iyi dikkat edin. u anda kazklara saplan-
mak, hi de hounuza gitmez herhalde.
Tan tuzaklarn yerlerini ezbere biliyordu. Fakat
Nan, Ba Ren'in topuklarndan gzlerini ayrmyor.
Tarn elmas koruluunu geerken, derin bir soluk
alarak, olmu meyvelerin ho kokusunu ilerine ek-
tiler. Arada srada fazla olgun bir meyve yere d-
yordu.
Eer dman ikmal yolumuzu keserse, yere d-
en meyvelerle idare edebiliriz.
Bana yaramaz, diye cevap verdi Tan; ben muz-
lar yelerim. Daha tok tutar.
Daha imdiden midelerinizi dnmeye balad-
nz, diye gld Ba Ren; benim fikrimi sorarsanz,
ben yalnz cephanemizin yetimeyeceinden korku-
yorum. Hele 'ekirge'lerin (*) ate edeceklerinden bi-
le emin deilim.
Deneme srasnda gkgrlts gibi grlyor-
lard.
Yine grlerler, merak etme. Yalnz cephane ko-
nusunda haklsn. Mermimiz ok az. Onun iin d-
man yakna gelinceye kadar beklemeliyiz.
Hay Tep ve Tam an, dman burada elden
geldiince fazla oyalamamz sylediler. Ancak ba-
ka hibir aremiz kalmad zaman maaraya ekile-
ceiz.
Doru, dedi Nan; son are olarak ekilmeli-
yiz, ok doru. Maara savunma iin esiz bir yer.
Maaran n azna eli ekili bir adam yerletirsen,
dman n girmesini nlemek iin yeter. Btn ii, ka-
fasn karana bir eki indirmek. Hepsi o kadar.
Onu ben de dkndm dostum. Yalnz ben eki
(*) ekirge
langcnda kullanla:
and ran son derece
havanlar, direnme savann bas-
it ve gerekten de biraz ekirgeyi
etkili bir silaht.
62
yerine bir balyoz nereceim. Daha ar eker. On-
dan sonra kim isterse gelsin. Kafaya bir tane. . . ta-
mam. Herifin ii bitiktir.
adam, byle konuarak yapraklarn arasn-
dan szan klara doru yrdler. Oraya vardkla-
rnda, gerillalar telasz mevzilerini hazrlyorlard.
Meyve baheleri boyunca yeni siperler kazld. Dal-
lara lambalar asld. Pirin tarl al ar ndan grlmesini
nlemek iin her lambay byk bir muz yaprana
sarmlard.
Nan her bir siperi gzden geirdi. inden, bu si-
perleri kazdrmakta direttii iin Tam an' a teek-
kr etti. Kendisi iin, savunmada olsun, saldrda ol-
sun, siperlerin deeri ok bykt. Hele silaha d-
mandan daha zayf olanlar iin ok daha nemliydi.
Nan iin de bir ukur kazmlard. Yardmcs
Tam, buras senin iin, dedi. Nan daha iyi grebil-
mek iin ukurun dibine atlad. Toy'dan Mas-36 sila-
hn istedi. Silah omuz siperine yerletirerek nian
almak iin dizleri stne kt. Sonra silahn Toy'a
geri verdi. Bir krek alarak, ukurun kendisine yk-
sek gelen kenarn biraz indirdi. Yksekliin iyi oldu-
u kansna varnca, yeniden silah isteyerek nian
ald. Halinden memnun, dar trmand. Toy, yolda-
nn ukurunu bu kadar titizlikle incelediini grn-
ce, kendi ukuru konusunda kaygya dt ve iyice
bir gzden geirmek iin hemen oraya yolland. Hazr-
lklar bittikten sonra Nan adaml arn toplad:
Nbetilerden baka herkes siperlerini dallarla
kamufle etsinler ve ondan sonra uyuyalm. Vakit ge
oldu.
Evet, bir ekerleme yapalm, diye karanl ktan
birisi onaylad. Neden bilmiyorum, ama ne zaman
dmanl a karlacak olsak, benim uykum gelir.
Benimse yalnz saklanmak zorunda kaldm
zaman uykum gelir. Savaacamz zaman asla! de-
di Ba Ren. Ayrca aklma bir ey geldi yoldalar.
Yarn benim ekirgeyi mutl aka konuturmalym. Hay
Ca Tren ve ben bunun zerinde aylarca altk.
Sen en iyisi, nce ayaklarn biraz dinlendir, e-
kirge topusu, dedi Nan-, bu koca alametin uzaktan
63
hibir etkisi yok. Yani dmana iyice yaklaman ge-
rek. Attan sonra da hemen omuzlayp bt n yolu
geri koacaksn.
Hay Ca Tren adn taktklar gerilla kzd: Ben
hep on ikiden vururum. Dman yalnzca trmalayp
gemek beni tatmin etmez. Buna inanabilirsiniz.
Gerillalar bulunduklar yeri kamufle ettikten
sonra da ateli ateli konumaya devam ettiler. Yarn
zorlu bir dmanla karlaacaklarn biliyorlard.
Fakat, anlalan bunun pek zerinde durdukl ar yok-
tu. Dmanla karlamak onlar iin en doal eydi.
Ve ldrlen her dman, uzun yllardan beri birok
arkadalarnn korkun koullar altnda, gzlerinin
nnde boazlanmasnn kalplerinde brakt acy
biraz daha azaltyordu. Ayakl anmadan bu yana, her-
kes dmana kar iinde biriktirdii bireysel kinini
boaltmak ve ortak ilelerin cn almak iin aka
frsat beklemekteydi. Silahlarnn ou derme atma
olduu halde, dmann art k onlara eskisi gibi bas-
k yapamayacandan emindiler. imdi onlar iin so-
run ok basite inmiti: Dman saldrrsa, onlar da
saldracaklard. Artk ller yalnz bir yandan veril-
miyordu. Ayrca lm eskisinden daha byk bir an-
lam kazanmt. Geri kayplar kanlmazd. Fakat
suskun teslimiyetilik yllarndan, dman saldrla-
rnn bitip tkenmek bilmedii sahte bar yllarn-
dan daha azd kayplar bugn.
Hasr nop' larn (*) tarn elmas aalarnn
altna yaydlar. Hay Ca Tren, kalabalk konumasn
kesmeksizin kendi nop' unun iine girdi.
Tam, Nan' la birlikte yatmalarn nerdi. Nan,
hasrnn stne bada kurarak oturdu ve 12'lik
kolt' unu kararak arjrdeki mermileri tane ka-
lncaya kadar boaltt. Btn teki yedek arjrleri
de boaltt. Sonra Trong'u ararak, ona mermi y-
nn gsterdi: Bunlar tomson' a pay et. Taban-
cam iin mermi yeter bana. dedi.
(*) Hasr nop: Hasrdan rlm bir uval. Hem
yorgan ve ilte grevini grr, hem de sivrisinekler-
den korur.
64
Bu, bul unmaz bir armaand dorusu! Trong he-
men kasketini kartarak prl prl mermileri iine
doldurdu. Nan, Mas silahnn da mermilerini gzden
geirdikten sonra kapan kapad. Rahatl ayarak si-
lahn yan bana yerletirdi. arpmalarda bu sila-
ha zellikle gvenirdi. Adaml arna ou zaman yle
derdi: Fransz lebel'inin delikli demiri be para et-
mez. Ama Mas-36'lar bir hari ka. Sinei gznden
vurur. Sonra hasrnn iine yerleerek srtn Tam'
in srtna dayad. Az zaman sonra tatl bir scaklk
sard ikisini de. Nan, Tam' dan birka ya daha byk
olduu halde, Tam' la akran gibi konuurlard.
Bir kk burjuva ailesinden gelen Tam, biraz
renim grmt. Dman askerleri iin yazlan bil-
diriler onun greviydi. Fakat az konuurdu. Ana ve
babas ilk direni hareketine katlmlard. Atekes
anl amas ndan sonra, dmanl ar babasn ldrm-
ler, anasn ise Paulo Kondor' a (*) srklemilerdi.
Nan' a bir gn iini dkmt Tam: Anam iyiliin
ta kendisiydi. retmendi ve ben onun snfna git-
tiini yl, bana br ocuklardan daha sert davranr-
d. Tutuklandnda gebeydi. Bebein i Hoa hapisa-
nesinde ldn sylediler bana. Anamdan ise o
gnden beri hibir haber alamadm.
Nan, Tam' m sevgili anasn bulamad iin her
gece huzursuzlandn dnd. Kendisinin byle
bi r der di olmamt hi. Anasn kk yata yitir-
miti. Anas hakkndaki bt n an l an baz tek tk
sefalet manzaral ar ndan ibaretti. Bahtsz kadnn ok
zaman yamal ceketi, akaml an terden sal ann n a-
kakl ar na yapm hali, her sabah pazara giderken
omuzl arna yklendii kfeler...
Bugn nianln grdn m? diye sordu Tam.
Elbette, diye glmsedi Nan. Bir an sustuktan
sonra yeniden konutu: Biliyor musun, Kuyen ze-
(*) Paulo Kon dor: Mekong Deltas azndaki
Kon-Dao Takmadalarndan biri. Fransz igali ve
daha sonra Ngo Din Diyem zaman nda toplama kamp
olarak kullanld.
F. 5
65
rimde senin ceketini grnce kime ait olduunu sor-
du.
Sana gnderdii giysilerin ne olduunu biliyor
mu?
Evet, onlar birisine verdiimi syleyince g-
lmsedi. Sonra o da buraya gelmek istedi. Ama izin
verilmedi.
Bir anlk bir suskunluktan sonra Tam: Balkhane
sahibinden aldnz bilgilere gre, yann gelecekle-
ri kesin. Biraz uyumaya al ki, yann hazr ola-
lm, dedi.
Nan uyumak iin bzld ve kolunu arkadann
beline sard. Bir dakika sonra horlamaya balamt
bile...
Tam onu henz afak skmeden uyandrd. Dn
geceden kalan pirinci yemeye henz balamlard
ki, Ba Ren koarak geldi ve bard: Herkes yeri-
ne!.. Dman Hon Sok'a varm. Nbeti iaret verdi.
Nan silahna sanl d ve ukuruna atlad. Tam ve
Trong da onu izlediler. Nan ukurun kysna yasla-
narak pirincini yutmaya devam etti. Yiyin paylar-
nz, dedi; buraya gelmelerine daha zaman var.
Pirinlerini yerken hava aarmaya balamt.
Dman piyadeleri, plak araziye dank bir biim-
de yaylmlar, Hon Sok ynnden yaklayorlard.
oktular. Ar gibi kaynayor ve gnein ilk nl an
altnda aydnlanmaya balayan dzln bi r bl-
mn karartyorlard. Nan ellerini gzlerinin stne
siper ederek bakt: Bir hayli kalabalklar, yle olsun
bakalm, dedi. Gzlemeyi srdrrken ekledi: K-
pekler baya da kibirli grnyorlar. Ban Tam' a
evirdi: Emri tekilere ilet: Herkes sakin olsun. Di-
kenli tuzaklar kurduumuz tarlaya gelinceye kadar
ate etmeyin. Sonra da yle ate edelim ki, tam tu-
zaklarn stne gitsinler.
Ba Ren, Nan' n ukuruna geldi ve ieri eildi:
Kazkl tuzaklar iyi kamufle edildi mi, Nan? diye
sordu.
yi yapld, merak etme. Adamlarna syle, ne
olursa olsun, emir gelmeden siperlerinden kmasn-
lar.
66
Peki, ama geri ekilirken senin adaml arn nce
gitsinler.
Hayr, siz nden gideceksiniz. Yolu daha iyi ta-
nyorsunuz. Vakit geldiini grnce geri ekilme em-
rini verirsin. Biz sizi izleriz. Ama imdi brak da, ate-
e balayalm.
Birinci noktay^ kabul ediyorum. Ama senin
adaml arn nce ekilecekler. Ben size bir klavuz ve-
ririm. Biz arkadan gelip art kanad oluturacaz.
Ba Ren' in azndan bu art kanat sz ylesi-
ne gururl a kmt ki, iiten de sanki bin dman as-
kerinin saldrsn durdurabilecekmi sanrd. Sonra
Nan' dan ayrld ve ar gvdesiyle komaya balad.
Ceketini kartm, ban balamt. Nan, dostunun
geni omuzlarnn tarn elmas yapraklar arasnda
kayboluuna glmseyerek bakt. ekicini rse vur-
duu zamanl arda bile, hi bu kadar keyifli ve co-
kun grmemiti demirciyi. Nan, ormanl arda saklan-
mak zorunda kaldklar zamanl arda, Ba Ren' in silah-
l mcadelede en alkan gerilla olduunu anmsad.
Gn gemezdi ki, polise veya j andarmaya saldrmak
iin izin istemesin. Legal mcadelenin de gerekli ol-
duu bir trl kafasna girmezdi.
Bir defasnda Hay Tep'e silahn getirerek; d-
ndm ve bu silaha ihtiyacm olmadna kar ar ver-
dim. Silahm Partiye geri veriyorum, demiti.
Hay Tep'in gzleri nce aknlkla falta gibi
ald. Fakat Ba Ren ekledi: Ciddi sylyorum. Kul-
lanlmayan silah ne yapaym? Eer rastlantyla d-
manl a karlaacak olursam, dilerimle, trnaklarm-
la kendimi savunurum ve gk demeden lrm.
Son szn zerine basarak sylemiti. Ne var
ki, Hay Tep byle eylerin altnda kalacak adam de-
ildi. Yani uzun lafn ksas, Parti izgisine kar -
kyorsun. Partiden ayrlmak m istiyorsun? diye sor-
du.
Bu szler Ba Ren'in yreine kurun gibi saplan-
mt. Zaten Hay Tep'in niyeti de buydu. nk, yol-
dann Parti disiplinine uymamakl a sulanmak kadar
hibir eyden korkmadn bilirdi. Hay Tep dorul-
du ve szn yle bitirdi:
67
Nasl istersen... Ben Tam an. yol daa durumu
bildireyim.
Dur, dur biraz be! diye gzleri yuval ar ndan
dar uramasna haykrd Ba Ren. Dur hele, sa-
mal ama. Ren sana silahm teslim ediyorum ve sen
kabul etmiyorsun; hepsi bu kadar. Bunun zerinde
durmayal m artk. Byle ufak bir ey iin rapor fa-
lan vermeye ne gerek var?
Hay Tep, onu orada ylece brakm ve srtarak
olay anl atmak iin Nan' a gitmiti. Ondan sonra bir
daha bu olay tekrar etmedi. Tam an' a rapor veril-
medi ve Ba Ren lebel silahn kilit altnda tutmaya
devam etti. ki ay sonra ayakl anma emri geldi. Artk
Ba Ren, silahn Hon Dat' taki dman ssn igal
etmek zere kullanabilirdi.
imdi geri ekilme sorununu tartrlarken de,
saldrya nce Nan' n grubunun balamasnda bu yz-
den bu kadar steliyordu. Nan, son geri ekilenin ns
durumda kaldn ok iyi bilirdi. Bu, herkesin ii de-
ildi ve herkes de Ba Ren gibi bu kadar rahatlk iin-
de, biz sonuncu olarak geleceiz ve art kanad
oluturacaz,- diyemezdi.
Saldrganlarn karart l an daha da belirlenmeye
balad. En nde, srtlarnda kamufle niformalar,
ellerinde silahlar atee hazr bir durumda Ranger'
1er kouyorlard. Nan' a bekleyi sonsuz ve hava kur-
un gibi ar geliyordu. lmle saysz kez burun bu-
r una geldii halde yreinin hzl arpntsn nle-
yemiyordu. Ama bu yalnzca sabrszlkt. Yoksa kor-
ku nedir bilmezdi; hele elinde silah varken asla! Bir
defasnda elleri arkas nda bal olduu halde, nbet-
ilerini yere ykarak kamt. imdi ise elinde sila-
h ve evresinde adamlaryla tam bir gvenlik iin-
de hissediyordu kendini. Aynca araziye ve dikenli tu-
zaklara da byk gveni vard. Dman da tam bun-
larn zerine doru yrmekteydi. Tarlann zerinde
hibir tehlike sezilmiyordu. Grnte, evredeki te-
ki pirin t arl al anndan farksz gibiydi. Sabah gnei
nin mahmurl uunda sessiz, sakin uzanyordu. D-
man u anda tarlaya girmi ve henz hibir ey farket-
memiti... Hatta kendilerini elma bahesinin ekicili-
ine kaptrm gibi admlarn hzlandrmlard.
Nan soluunu tuttu ve sessizce silahnn emniye-
tini boaltt. Aralarndaki uzaklk iki yz metreden
fazla deildi. 'imdi tam srasdr' diye dnd, 'da-
ha fazla yaklamalarna frsat brakmamalyz.' Sal-
drganlarn ortasnda koan uzun boylu birine zenle
nian ald ve tetii ekti. Kuru bir patl ama sesi ha-
vay sarst. Bunu hemen adaml ar n n youn atei iz-
ledi. Uzun boylu adam ortadan yok oldu. brleri
il yavrusu gibi dalp saa sola koumaya bala-
dlar. Nan, birok dman askerinin kollarn ve si-
lahlarn dehetle havaya kal d rarak tuzakl ara d-
tklerini grd.
Dtler! diye bard birisi.
Bir tane daha!
Al bir dahar!
Saldrganlar panie kapldka, tuzakl ara da da-
ha ok dyorlard. Sonunda upuzun yere kapand-
lar. imdi ne ileri, ne geri gitmeye ce.saret edebili-
yorlard. Yalnz, son sral ardan birka kii, biraz
kendine gelmi ve meyve bahelerine doru rasgele
atee balamlard. Aalardan pat r pat r elmalar
dklyordu. K nl an bir dal Nan' n omuzuna dt.
Dal itti ve ukurun iinde doruldu. Saldrganlar ye-
re yat ar yatmaz yol dal anna seslendi: Atei kesin
arkadal ar! Yine ayaa kalkp ilerleyecekleri zaman
ate aalm.
Bir sre yattklar yerde donup kalan saldrgan-
l ar yine doruldular ve ilerlemeye baladlar. Arka-
dakiler uzakta kal anl ara barp anyorlard. im-
di ok dikkatli yryorlar, ayakl ann denk alyorlar-
d. Nan, Ba Ren'in meVzilenmi olduu taraftan, le-
bel'lerin makineli tfek gibi grltl seslerini iit-
ti. Dman yeniden panie kapld. Yine birka tu-
zaklara dtler. tekiler yeniden kendilerini yere
attlar. Bu arada birka Ranger, olduka yakna gel-
meyi baarmlard. Atee karn ileri doru srn-
meye devam ediyorlard. Onlar tekiler izledi. D-
man birlii imdi birerli kol dzeninde srnerek en
son tuzaklar amt. Bu hesapta yoktu. Nan, eer bir
69
ey yapamazlarsa, dman n az sonra yanl ar nda
olacan anlad. ukurundan dar frlayarak yana
doru biraz kotu ve yakl amakta olan dman n tam
nnde kendini yere att. -drt Ranger' i birden ni-
an hatt na alr almaz tetie bast. nce arkadaki
dt. ndeki bir an aklm gibi olduu yerde kal
d. Sonra otomatik silahn drd, katlat ve iki
bklm yere kapand.
Dman, tuzaklarn aras ndan kendine yol bul
duktan sonra, ilerlemesi kolaylamt. Tarlann or-
tasna yerletirdikleri bi r havan topu grledi. Elbom-
bal an havaya uarak meyve bahesinde patlyor,
aalar skp havaya savuruyordu. Duman siyah
stunl ar halinde ykseliyordu.
Nan yeniden ate etti ve bard:
ilk geri ekilecekler haz r olsunlar!
Gerillalardan birine dnerek, sen bize yolu gs-
ter! dedi.
Nan' n grubu klavuzun ard na taklarak geri e-
kilmeye balad. Ba Ren arkal ar ndan seslendi: Aa-
larn arkasnda bizi bekleyin!
Sen gelmiyor musun? diye sordu Nan.
Geliyorum ,hemen geliyorum.
Ama grnte pek o kadar acelesi yoktu. Nan,
geriye baknca, Ba Ren ve br birka gerillann iki
ekirge havanyla birlikte dmann zerine doru
kotuklarn grd. Gen adam baya korkuya ka-
pld. lkel silahlara baknca, demirci ye adamlar
iin sevgi ve kayg ile arpmaya balad yrei.
Nan ve yoldalar meyve bahelerini arkal ar nda
braknca, bir sulama kanal boyunca yeniden sipere
yattlar. Saldr imdi yandan birden geliyordu. Se-
kiz saldry geri teptiler. Tam, inili bir araziden ge-
meye alrken bir elbombas paras anszn baca-
na isabet etti. Arkadalar onu srtladlar. Kuk' a
birliklerin askerleri, imdi atal atal kan sesleriyle
barp aryorlar, ukurlarn zerinden atlyorlar
d. Adeta kudurmulard. Gerillalar Ba Ren' in grubu-
nu gremez oldular. Nan, Toy'la, Tam' yola tama
sim syledi. Kendisi ve tekiler, onlar korumak iin
70
birka daki ka geride kaldlar. Sonra onlar da ateo
devam ederek geri ekildiler.
Nan koarken ayaklarnn altnda kan izleri gr-
d. 'Tam'n kan' diye dnd. Srtnda Tam olduu
halde ksa admlarla ilerlemeye alan Toy'a yetiti
Tam'n ayaklar yere srnyordu. Bacandaki yara
bir bez parasyla stn kr sarlmt.
-Acyor mu? diye sordu Nan.
Biraz szlyor, dedi Tam ve glmsedi.
Arkadann benzi sararmt. Kann ne kadar hz-
l aktn grnce rkt. Bez srlsklam olmutu.
Kan, Tam' n topuklarndan aa szyor ve yere dam-
lyordu. Kan lekelerini abucak emen kum, pas ren
gine brnyordu. Nan, kaygsn saklayarak aka
yapmaya alt.
Az bir ey daha diini sk. Tam. Sonra Nam No'
yu arp yaran sardracam. O bir yaraya elini
dedirince, aclar hemen geiverir.
Toy yorulunca Trong onu deitirdi. Nan, ikisi-
nin yan nda yryor ve Ba Ren'le adaml arn grmek
umuduyl a sk sk arkas na bakmyordu. O ynde ate
bir an bile kesilmemiti. Birden ard arda iki kez gk
grlts gibi bir patlay iitildi. 61 mm.'lik havanla-
r n sesinden az daha hafifti. Bir dakika sonra Ba Ren'
in grubunu grdler.
Ba Ren ve adamlar! diye bardlar.
unlara bak, nasl kouyorlar? Domuzlar pele-
rine takld herhalde.
Evet, bahelerin kysna varm olmallar.
Nan szlerini kesti: Haydi imdi uzaklaalm bu-
radan, ama abuk! Ben Tron ve Tam ile birlikte y-
ryeceim. Dikkatli yr Trong. Eer yorulursan ba-
na verirsin.
Adamlar, Trong ve Nan' geerek ileri doru ko-
tular. Ba Ren'ip grubu da yetimiti. Tu Rau' nun o-
lu kk Beye destek oluyorlard. Gen Be, ar ac-
l ar altnda yalpalayarak yryordu. Nan ona dikkat-
lice bakt ve ceketinin sol kol unun para para oldu-
unu grd. Telala sordu: Havan m?
Be, ban sallad.
71
ekirge nin arl al tnda oflaya pof laya ko
an Ba Ren de onlara yetiti ve bir boa gibi brd:
Bizim 'ekirge'nin grleyiini iittin mi?
ki patl ama iittim, sen miydin?
Hay Ca Tren ve ben, ikimiz de birer at yap-
tk. Szlerini geni el kol hareketleriyle tamamlad:
Ortaln nasl kartn bir grecektin. Ama de-
vam edemedik, hemen tabanl ar yalamak zorunday-
dk. Bu eytanlar, geri ekilirken bizi gzel bir kur-
un yamuruna tuttular.
Ne yana gidiyoruz imdi? diye sordu Nan.
Hon Dat ynne.
Gittike yaknlaan kye doru ilerlediler. yice
yaklanca, hindistancevizi korul uundan bir kadnn
karak kendilerine doru kotuunu grdler. Sa-
lar, her admnda aa yukar hoplayp duruyordu.
Nan, Nam No'yu tand. Nam No zorlukla soluk ala
rak adaml ara yetiti ve Trong' un yannda yryerek
hemen tecrbeli baklarla Tam' n yarasn gzden
geirmeye balad. Omuzundaki rty kartarak
abucak Tam' n bacandaki kanlar sildi. Fakat he-
nz temizlemeyi bitirmiti ki, kan yine ayn iddetle
akmaya devam etti. Alamaya balad.
Sakin ol Nam No, dedi Nan; bunun daha ko-
lay kolay lmeye niyeti yok. Gen kz dikkatle sz-
d. ' Saklayamyorsun deil mi? Sana takldm za-
man da hep kzarsn. Anlald kzm, anlald. Sen
benim Tam' ma ksn. yidir senin iin!' diye dn-
d. Sonra kendi nianls aklna geldi. Kendisi yara-
lansa Kuyen de alar myd acaba? Onu da, imdi
Nam No gibi, perian bir halde yarasna bakarken
gznn nne getirdi ve gzleri parlad.
NC BLM
Gerillalar bir saatten beri maaraya ekilmiler-
di. imdi dman kye yaylyordu.
Saysz ekmekaalarnn arasna gizlenmi olan
Hay Tep ve adamlar, da tarafndan dmann her
72
hareketini gzetliyorlard. Dman askerlerinin, ek-
mekaalar, mango ve avokado aalar aras nda ar
gibi kaynatklarn, hindistancevizi palmiyelerine
trmandklarn gryorlar; birbirlerine yksek sesle
sorduklar sorul an iitiyorlard. Aa yaprakl an, yi-
ne her sabahki gibi gne nlanyla altn bir renge
brnmlerdi. Fakat, kyde bartlar, silah sesleri,
kmes hayvanlarnn gdaklayp, gaklamalar, inekle-
rin ikayeti brtleri ve bir kargaalktr alm gi-
diyordu.
Ranger' lerin heyecan yatm, hindistancevizi
palmiyelerinin aras nda gururl a dolayorlard. Ka-
mufle elbiseleriyle bir fundalk grnm iindeydi-
ler. Hareket etmeseler maaradaki adaml ar onlar
farkedemezdi. Bir grup asker bir yerden aldklar
mutfak eyalarn gtryorlard. Dan etei boyun-
ca akan rmaa doru da birtakm asker yola koyul-
mutu. Irmak, ok eski zamanl ardan beri iinde ya-
ayan ve kimsenin yakal amaya cesaret edemedii g-
rlmemi byklkteki bir ift ylanbal dolaysy-
la Ylanbal Irma adn tayordu. Anlatld
na gre, Suon adnda bir balk, bir defasnda ora-
da oltasn atm, btn inelerini yitirmi, stelik de
yataa dm ve haftalarca kalkamamt. htiyar
Suon' un yksnn asl olup olmadn kimse tam
olarak bilmiyordu, ama ylanbalklan gerekten var-
d ve su duru ve temizdi. Blgeye lezzetli balklar
veren bu rmakt.
Askerler kamp kurmaya balayp rmak kysna
drt-be adr dizince, Hay Tep olduka kaygl bir
sesle Nan' a:
-Sanki temelli burada kalacakm gibi davran-
yorlar. imdi de rma kontrol ediyorlar, dedi.
-yle gzkyor, diye mrldand Nan.
Desene, epeyce iimiz var.
Maarada taze suyumuz var m?
Evet ama, yeteri kadar deil. Eer birka gn
byle srerse durumumuz ciddileecek demektir.
Hay Tep gzlerini aadaki sahneden ay rmadan de-
vam etti: yi. haydi maaraya dnp durumu bildi
relim.
73
Dat' orada nbeti olarak brakt ve bir ey olur-
sa hemen -kendisine haber vermesini syledi. teki-
ler kayalarn zerinden maaraya doru ktlar.
Maaran n etrafndaki dan evresi drt kilo-
metre kadar vard. Uzunlamasna baklnca bin met-
re boyunda ve birka yz metre geniliinde dev bir
kaplumbaay and nyordu. Maara dan derinlikle-
rine gizlenmiti. Tek girii, yamacn yar yksekliin-
deydi ve ok kkt. Giri, birok dnemelerle ge-
ni bir bolua kvrlan bir dehlize alyordu. Oradan
dier dehliz karanlklara doru uzanyordu.
Hay Tep, Ba Ren ve Nan, giriin aznda nbet
bekleyen iki gerillaya rastladlar.
Yoldalarn hepsi byk maaradalar,- dedi bi-
risi.
Aada ne olduunu bur adan grebiliyor musu-
nuz? diye sordu Nan.
Elbette.
Ben de grmek istiyorum.
Nan, bir kayann evresinden dolaarak gerilla-
larn bul unduu yere geldi ve darya bakt. Altla-
rnda tarlalar, askerlerin kamp kurmaya uratkla
j' r ykl hindistancevizi koruluuna kadar serilmi
yatyordu.
ok gzel! diye bard Nan. Harika bir gz-
leme yeri.
Sonra Hay Tep ve Ba Ren'le birlikte ieri girdi.
Sola dndler ve bycek bir al ana gelinceye kadar,
dolambal dehliz boyunca birka dakika yrdler
Burada yalnzca lgn bir k vard. Heyecanl ses-
ler iitiliyordu. Btn gerillalar ve dman tarafndan
tannd iin kyde kalmalar mmkn olmayan n-
cler buradaydlar. Nan, ierisini zifiri karanlk tah-
min ederken, kayalarn atlaklarnn arasndan szan
gn nn neden olduu bir alacakaranlkla kar-
lat. eride bouk ve nlayan seslerin, silik glge
lerin uyandrd biraz rktc ve heyecanl bir ha-
va egemendi. nsan, nefes, konuma ve ayak sesleriy-
le dolan maara, her eyi deiik ekilde yanstyor-
du. Nan kendisini aran belli belirsiz bir ses iitti.
Kulana deiik gelmesine karn Kuyen'in sesini
74
hemen tand. Nianlsnn izgilerini ayrt edemeden
olduu yerde kald. Fakat tandk eller ona sarlarak,
gerekten hayatta olup olmadndan emin olmak is-
termiesine ensesinde ve srtnda dolatlar.
Be'yi bir iltenin zerine yatrmlard. Yaral ko-
lu askya alnmt. Nam No onun yan nda oturmu,
bir mendille yelpazeleyerek temiz hava almasna a-
lyordu.
Sen misin Nan? diye sordu Tam.
Evet benim. Bacan ne lemde?
Olduka iyi.
Mermi paras hl ierde mi?
Sanmyorum, diye sze kart Nam No, delip
gemi olmal.
Herhalde.
Nan, belindeki elfenerini kartarak arkadann
bacan iyice inceledi. Kk Tuy da yaklaarak kor-
kuyla bir eyler grmeye alt. Tam kk kzn eli-
ni avucuna ald ve yanna oturttu. Yaras zenle sa-
rlmt. Kanama kesilmiti. Nan ban eince Tam' n
fsldadn iitti:
Pek nemli bir ey deil. Yalnzca bacakta kk
bir bomba paras. Kk Be ile ilgilenirseniz daha
memnun olurum. Kolu para para olmu, ama da-
yanyor. imdiye kadar gk demedi.
. Nan, Be'nin yan na gitti ve elfenerini yakt. o-
cuun gmleinin kolunu kesmilerdi. Kolu omuzla
ri na kadar sarlmt. Sarglar kurumu kann brak-
t koyu kan lekeleriyle doluydu. Be, salam eliyle
stnde yatt ilteyi smsk kavramt. Gzleri ka-
palyd. Azndan hafif hafif nefes alyordu... Rengi
biraz solgundu, fakat dudakl ar krmzyd. Sanki nor-
mal bir uykudayd. Drst ehresinde ektii acy
gsteren hibir iz yoktu.-Hatta dudaklar hafife g-
lmsyordu bile... Kk kardei Ut' la sahilde bou-
urken ya da alar dolu olarak bereketli bir avdan
dnen babasnn evresinde sevinten srarken hep
ayn glmseyi olurdu dudaklarnda. Nan ocuun
kapal gzlerine ve kaln dudakl ar na bakarken y-
reinin sktn ve iinde bir fkenin kabardn
duydu. Havan toplarn pirin tarlasnda mevziye yer-
75
letiren dman askerlerini, havancnn hareketleri-
ni, kuyruklu havan mermilerini ve havan topunun
rdeklerin perdeli ayaklarn and ran altln hatr-
lad. Bu sahneler, Hay Tep'in sesini iitinceye kadar
bir film eridi gibi gznn nnden geip gitti. Ku-
yen, Be'nin elbiselerini dzeltiyordu. Nan ayaa kal-
karak, bizi toplantya aryorlar Kuyen, gidelim,
dedi.
Kuyen, ban Tam' n omuzuna dayam, hare-
ketsiz duran Tuy' a dnd:
Burada uslu uslu Tam No ile kalr msn? diye
sordu.
Evet. dedi kk kz.
Yalnzca Parti yeleri arlmlard. Hepsi yer-
lerini alnca Hay Tep konutu:
nce Parti yelerini ayr toplamamz gerektii-
ni dndm. Ama sonra bunun zorunlu olmad ka-
nsna vardm. Nbetiler ve yarallarla ilgilenenler
dnda, herkesi aralm. Ne dersiniz yoldalar?
Kabul.
Kabul.
Hepsi gelince Hay Tep konumaya balad:
Size bilmediiniz yeni bir ey anlatacak dei-
lim. Bu defa dman bu vilyette imdiye kadar kar
lastiimiz en youn saldr harekat na giriti. Van
Tan' daki atmadan sonra kymz igal etti. On-
lar buradan bir sre gzledim. yle sanyorum ki ma-
aray kuatacaklar. imdi suyu kontrol ediyorlar ve
kyle balantmz kestiler. Sahildeki gzetleme yeri-
mizden gelen haberlerden rendiimize gre, sahile
buradan yalnzca bir kilometre uzaklkta on tane
LSMs (*) yanam. Bize saldracaklar kesin. Onl ara
kar koyacak bir yol dnmeliyiz...
Bir patl ama sesi szn kesti. Maarann tava-
n ndan toprak ve kum yamaya balad. Hepsi yay
gibi yerlerinden frladlar. Ne olmutu?... Daha ba-
ka patl amal ar gevek kayalar sarst.
(*) LSMs: inde top da bul unan karma gemi-
leri.
76
Bunlar 81 mm.'lik havan topl an olmal. Da
atee tutuyorlar, dedi Nan.
yle grnyor.
Hah, dedi Ba Ren; bin kiloluk bomba atsalar,
bir ey yapamazl ar bize burada.
On dakika kadar kesintisiz srd patlamalar...
Top sesleri maaran n duvar l anndan yanklanyor-
du. Ama en dayanlmaz ey, dmann niyetinin ne
olduunu bilmemeleriydi. Dat hmla ieri dald:
Da top ateine tutuyorlar!.. diye bard.
Aalarn ou havaya utu. Bir kayann ard ndan
ayak seslerini de iittim. Buray^ geliyorlar.
Ya kydeki askerler ne yapyorlar? diye sordu
Hay Tep.
Maarann evresini mengene gibi sktnyor-
lar. Dan yz metre ilerisi asker dolu.
Maarann giriine kadar geldiler mi?
Henz gelmediler.
Moralimizi bozmak iin top ateine tutuyorlar,
dedi Hay Tep. imdi hemen er kiilik drt grup
mevzilendirmeyi neriyorum. ki grup maaran n a-
zna, iki grup da biraz daha ieriye. Hepsi yanl anna
tomson ve elbombalan alsnlar! Ba Ren ve Nan' n
gruplar hemen gitsinler, brleri beklesinler.
Ba Ren ve Nan hemen ie koyuldular. Gerillalar-
dan iki grup ve silahl propaganda birliinden de iki
grup seildi. Nan, maaran n azna geldiinde, Ba
Ren' in koca ban ekmi olduunu grd.
Keye ekil! Maaran n azn nce biz tuta-
caz, dedi.
yi, ama atma kznca fazla oyalanma, geri
ekil. Biz hazr bekliyoruz.
Olur, dedi Nan.
Her iki grup da maaran n azna doru ilerledi.
Grupl ardan birine Toy, brne Nan komuta ediyor-
du. Toyun grubunda iki tomson ve yedi tane MK-3
elbombas, Nan' mkinde ise bir tomson, bir Mas ve
sekiz bomba vard. Her iki grup da mevzilendikten
sonra Dat' n sevinle kendilerine doru kotuunu
grdler.
Hay Tep, benim de sizinle birlikte olmama izin
verdi.
77
yi, burada kal, dedi Nan; ka tane mermi n
var?
Krk be.
Herhalde keskin niancsndr. Boa kurun har-
camazsn.
Dat utanga bir tavrla glmsedi: Attmz
vuruyoruz ite. Ama senin kadar iyi nianc deilim
kukusuz.
Ben Mas' alyorum. imdiye kadar ok ender
Karabi na kullandm.
Eer Mas' iyi kullanyorsan. Karabinay da kul-
lanrsn. ok daha hafiftir. Ayrca, insan soukkanl
olursa, bence her silahla hedefi vurabilir.
Nan, Dat' n gsterisiz yzne bakt ve glm-
seyerek sordu:
Peki ya sen? Hep soukkanl olabiliyor musun?
Elbette.
Cevap ak ve kesindi. Nan onun gerei syledi-
inden hi kuku duymad. Bu on sekiz yandaki de-
likanly oktandr beeniyordu. Tam an' ziyaret et-
mek iin blgeye her gidiinde, Dat' n byk bir ti-
tizlikle olta inelerini ve kseleri hazrladna dik-
kat etmiti. nderlerin silahl muhafzl grevi ya-
nnda, olanaklar lsnde yemeklerini de zenginle-
tirmeye alrd. Bylece Nan, orada sk sk kzarm
balk ve bir defasnda da nar gibi kzartlm bir gu-
guk kuu yemek frsatn bulmutu. Dat kendisi de
ksz olduu iin Nan' a daha ok yaknlk duyuyor-
du. Anas onu doururken lmt. Bir kyl kadro
olan babas, 1958'deki ilk direni hareketi srasnda,
ajan Diyem tarafndan ldrtlmt. Cesedini ba-
takla atmlard. Onun ve tekilerin kemikleri Ku-
yen ve Su tarafndan bul unmu ve maaraya geti-
rilmiti. Dat' n imdi yalnzca ana tarafndan altm-
n gekin bir bykanas hayattayd ve Lin Kuyn'
da yayordu. ki yldan beri Tam an' n yanndayd
Dat. Bykanas bir kere torununun hasretine daya-
namam ve onu ksa bir sre grebilmek iin kyn-
den kalkp gelmiti.
Dn gece Lin Kuyn' da bykanan ziyaret ettin
mi? diye sordu Nan.
78
Tabii... ok sevindi. Kendini tutamayp alad.
Sonra karides salatas yapmak iin birka tane pa-
paya getirdi. ok severim karides salatasn. Her za-
manki gibi yine patl aymcaya kadar yedim.
O salatay ben de severim.
Bykanamdan sana bir dizi kurutul mu kari-
des getirdim.
Nan, Dat'n Karabinasn tuttu. Dolu mu bu?
diye sordu.
Evet, ama emniyette.
yi, kendine uygun bir yer se imdi.
Oh, uras ok.iyi, dedi Dat. Silahn bir kaya-
ya dayayarak maaran n azna dorulttu ve sol g-
zn yumup nian ald. Bu arada durmadan dudak-
larnn stnde dolayordu dili. Bu hareketi defa-
larca yineledi. ok gzel bir pozisyon, dedi. Silah-
n kalasna dayad ve matarasn aarak birka yu-
dum su iti. Sonra mataray Nan' a uzatarak sordu:
Sen de ister misin?
Nan kemerine takt kendi matarasn iaret et-
ti; bana gerekli olan her eyim var, dedi. Bir an
sonra yeniden konutu:
Olabildiince az imeye bak. Ancak daha fazla
dayanamayacan zaman iersin, anlyor musun?
Sonra tekilere dnd:
Yoldalar, suyunuzu idareli iin. ok az suyu-
muz var. Balca yiyeceimiz kuru pirin. Can skn-
tsndan plenip durmayn sakn.
Ama maarada daha beyaz pirincimiz var, de-
di Toy.
Evet, ama topu topu birka kilo. -drt gn an-
cak idare eder.
Ama o zamana kadar gider bunlar.
Pek o kadar emin olma. Bir hafta burada kalr-
larsa ne yapacaz?
Kimse sesini karmad. Herkes kendine bir yer
seti ve sessizce yerleti. Btn silahlar maaran n
azna evrilmiti. Nan, gzlerini zorlanarak tarlala-
rn iinden geen yola bakt. Parlak (yapraklarnda
gne nlarnn parldad hareketsiz hindistance-
vizi palmiyelerini ve saa sola kouan ve buradan ne
79
olduunu farkedenedii bir eyler tayan askerleri
grd. Kap-kacak grltleri, askerlerin kfrleri ve
arada srada yere den bir hindistancevizinin tok
tok sesini iitti.
Su, Kuyen'in tuttuu elfenerinin nda testi-
leri gzden geirdi. Gen kz, ablasnn testileri eliy-
le yokladn grnce, kaygyla sordu:
Su szdryor mu? *
Azck... Sen burada kal. Ben testileri sarmak
iin bir naylon paras arayacam. Hi olmazsa ka-
lan sudan bir ey yitirmeyelim...
Su, geri dndnde elinde byk bir naylon r-
t vard. Drt ke rty aarken kzkardeine, -
tut! dedi. Naylonu dikkatle inceledi ve sonra, iyi,
delik yok, dedi. Dz bir yere naylonu serdi ve st-
ne testileri yan yana dizdi. Yazk ki, Nam No bir ta-
nesini krd, dedi. Naylon rtnn ularn birbirine
baladktan sonra ayaa kalkt. Bu iyi, imdi de pi-
ri n kplerine bakalm, dedi.
ki kzkarde, duvarlar yoklayarak yan dehliz-
lerden birine girdiler. Birdenbire sa taraflarndan
balkhane sahibinin ksk soluunu ve karsnn o-
cuksu zrltsn iittiler. Kadn ayak seslerini duyun-
ca yalvarmaya balad:
N'olur acyn, biraz su verin.
Kuyen kzkardeinin kolunu tuttu; duydun mu,
su istiyorlar, dedi.
Hele biraz beklesin. nce Hay Tep'e soralm.
Kuyen ne doru ilerledi ve sesini ykseltti: Su
mu istiyorsunuz? Biraz bekleyin.
Oh Tanrm! diye bard kadn; siz misiniz ba-
yan Kuyen? N'olur acyn bize gzel kzm. Bize yar-
d m edin, yalvarrm size.
Kadnn kendisini tanyacan ummam olan
Kuyen' in buna can skld. Yalvarmay brakn. Si-
zin iin hibir ey yapamam. Halk mahkemesinin n-
ne ktnzda konuursunuz, dedi.
Halk mahkemesi mi? diye korkuyla bard ka-
80
din. Oh Tannm, yleyse mahvolduk! Hkra hk-
ra alamaya balad.
Sana eneni tutman syledim! diye kt ko-
cas.
'Eskiden ok konuan sendin. imdi de konu ba-
kalm' diye iinden geirdi Kuyen.
Pirin kplerine varnca, Su bir avu pirin ala-
rak koklad. ok iyi durumda, dedi sevinle. Kuyen
ellerini dolu kplerin zerinde gezdirdi ve rahatlad-
n hissetti.
ki kpte yz kilo var mdr? diye sordu.
Su, dnceli dnceli dehlizden karken,
Sanmyorum, dedi. Sonra sordu: Peki nasl piire-
ceiz? Suyu bunun iin kullanamayz.
Doru, ne yapacaz?
Bugnk payn herkes cebine koydu. Yarn da
kavururuz, ne dersin?
Evet, baka are yok.
Hay Tep'e durumu anlattlar. Hay Tep yalnzca
glmsedi: Biz kendimizi tmyle sizin gvenli elle-
rinize brakyoruz, oldu mu? dedi; eer az varsa az,
ok varsa ok verirsiniz. Yalnz yarallar nde gelir,
unutmay n sakn. Onl ara orba vereceksiniz.
Su ve Kuyen, maaran n bir kesine ocak kur-
mak zere talar aramaya giritiler. Tencereler, kep-
eler zaten hazrd. Odun bile krlmt. Hepsi, bir
dman saldrsna kar nceden hazrlanmt. Su,
akman kard. Odunl ar alev alncaya kadar biraz
zaman geti. Kuyen orba doldurmak iin kk bir
kepe ald. Sonra yere oturdu ve yzn ellerinin ii-
ne al arak parldayan alevleri seyre dald. Yarallarn
yan ndan gelen Tuy, ayaklarnn ucuna basaraktan
teyzesinin arkasna kadar geldi ve kollarn boynuna
dolayverdi. Kuyen kz tutmak iin kollarn arkaya
att.
Anszn uzun bir makineli tfek atei.
Saldryorlar, dedi Kuyen ve hemen ayaa fr-
lad.
Bizimkiler niye karlk vermiyorlar? diye m-
rldand Su.
81
Tam bu anda tomsonun keskin sesini iittiler.
Onunla birlikte hafif silahlar ve Karabina sesleri.
Bunlar bizimkiler, diye bard Kuyen ve ma-
aran n azna doru komaya balad. Kzkardeinin
seslenmesine kulak asmadan Hay Tep'in grubuna ka-
dar kotu.
Bir grup daha oluturacaz, diyordu bu srada
Hay Tep; kim benimle geliyor?
Ben!
Ben!
Kuyen de elini kaldrd ve bir adm ne kt. Ama
Parti Sekreteri eliyle onu kenara itti. Kuyen gcen-
miti.
iki gerilla Hay Tep'in peinden yrdler. Kolu-
nun altnda ekirgesini tayan Tu Niyep sordu:
Benim gkgrlts borusu nasl alyor, bir
deneyebilir miyim?
br nerede?
ierde.
t
kisini de getir.
Maara azna ksa bir mesafe kala, Ba Ren'in
bir kayann arkas nda ks ks gldn iittiler.
Rahat rahat ierde bekleeniz daha iyi olur sizin
iin. Daha sranz gelmedi. Biz bile imdilik kollar-
mz kavuturup oturmaktan baka bir ey yapam-
yoruz. Nan ve adamlar, buraya yaklamak cretini
gsteren btn pezevenklerin iini grdler. Grmek
istiyorsanz buraya gelin. Giriin nnde bir yn
uzanm yatyor.
Nerede? Nerede?
Hepsi de grmek iin acele ediyorlard. Hay Tep
kayalarn arasndaki kk bir yarktan baknca,
hareketsiz uzanm yatan alt dman askerini gr-
d. ou srtst dmlerdi. Silahlar yanl ar nda
yerdeydi. Dman hl maaran n azn atee tu-
tuyordu. Kurunlar yerde yatan vcutlarn evresin-
de yere arpyor ve ufak toz bul utl an kartyordu.
Hindistancevizi palmiyelerinin aras ndan szan g-
ne nlan, ince uzun, kl gibi glgeler salyordu.
Mermi slklannn ard arkas kesilmiyordu. zli mer-
miler llerin miferleri zerinden vnlayarak gei-
82
yorlard. llerin parl ak ve esmer yzlerinde tiksinti
ve yas karm garip bir hava vard. Kendi adamla-
rnn mermileri ldkten sonra bile onlar r ahat b-
rakmyordu. Arada srada llerden birinin ayana
bir mermi isabet ediyor ve ayak yukar frlyordu.
Hay Tep llerin yanlarndaki silahlara istekle
bakt. Uzun namlulu siyah garand' lar, krmz kun-
dakl tomsonlar, llerin gsnde yepyeni fieklik-
ler... Bunlar, onun ve yoldalarnn ne zamand r b-
t n konumalarna, tart mal ar na ve hat t a kimi za-
man dlerine giren silahlard. Ve imdi dlerinin
silahlar gzlerinin nndeydi. Neredeyse elleriyle do-
kunabileceklerdi. .Dmann srekli ateinden, bu si-
l ahl an ellerine geirmelerini nlemeye alt anla-
lyordu. Hay Tep kurun yamurunun biraz dinme-
sini sabrla bekledi. Dman atei biraz azalnca ora-
ya doru bir k yapabilirlerdi. Fakat u anda yap-
lacak bir ey yoktu. Ate ok youndu. Sabnn n sonu-
na gelmi olan Hay Tep, bir dakika sonra Ba Ren'e
dnd:
Silahlar almak iin bir k yapmalyz, dedi.
Ba Ren ban sallad.
kisi birden dikkatle Nan' n grubuna doru iler-
lediler. Kurunlar kayal ara arpyor ve kvlcmlar -
kartyordu. Srnerek ve srayarak ilerlemeye de-
vam ettiler. Nan' n yan na vannca Hay Tep kulana
bard:
Bu ate altnda k yapma olana yok, deil
mi?
Nan ban silkti. Yz dnceli ve heyecanly-
d. Dat srnerek geldi ve yalvard:
Brak beni, gidip alaym. Ben km, kolay
kolay isabet ettiremezler. zin veriyorsun, deil mi?
Gidiyorum, oldu mu?
Dat yere yatt. Nan ses karmakszn kal ann
att. Dat onun suskunluunu kabul anl am nda yo-
rumlam ve dirseklerini yere dayayarak srnmeye
hazrlanmt bile. Ama Nan' n sesi sert kt:
zin vermiyorum Dat!.. Buradan bir adm bile
atmayacaksn, anlyor msn?
Dat duraklad. Vikilrhisti. Gzyalarn t ut mak
83
istermi gibi dudaklarn srd. Peki, dedi; ama g-
receksiniz bakn, gelip silahlarn geri alacaklar.
Ben gideceim! dedi tok bir ses.
Sesin sahibi Tu Niep'ti. Krk yalarndaki gerilla
izin falan beklemeksizin, ayanda bir ksa i donu
kalncaya kadar soyundu. Hareketlerinden, kendinden
emin ve kararlyd. Bu ii baaracana gveni tamd.
Bana bir deste ip ya da bir yumak sicim verin
ltfen, dedi.
Ne iin?
Silahlan balayacam. Sonra siz buradan e-
kersiniz.
Nan kafasn sallad: imdi gitme amca, dedi;
her an saldrabilirler.
Tu Niep d knkln gizlemedi: Eer sald-
nr l ar s a silahlann geri alacaklardr. Ve biz yine di-
lenci gibi kalacaz ortalkta.
Hayr, dedi Nan; eer saldrrlarsa onl an yine
deminki gibi karlayacaz ve hibir ey gtrmele-
rine frsat vermeyeceiz; ne llerini, ne de silahla-
nn . Ve hemen arkasndan bir k yapp ganimeti-
mizi alacaz. Toy, Trong ve ben kacaz. Siz de bi-
zi koruyacaksnz. Nasl bul ursunuz bu fikrimi?
Hay Tep ban Sallad. Bunun en iyi yol olduu-
na hepsinin akl yatmt.
Elimizi abuk tutmalyz, diye ekledi Nan; ve
o zamana kadar da sabrl olun. imdi dinlenmenize
bakm. Brakn canl an istedii kadar ate etsinler.
Birka dakikaya kadar onl an geri pskrtrz. On-
dan sonra ben d an frlayacam ve siz de k ya-
parsnz. Kabul m?
Kabul.
Dat, bu akla uygun plan iitince deminki zn-
tsn unutmutu. Tu Niep fsldad: Plan iyi, ama
ok abuk tutmalyz elimizi, arkadalar!
Sabrszlkla dmann yeni saldnsn beklediler.
Nan' n plan cretkar, ama emindi. Hepsi de hayran
kalmlard. Hl maaraya ksa aralklarla sk bir
ekilde kurun yayordu. Nan cebinden kk ve
gzel bir ttn kesesi kard ve bir sigara sard. Ku-
yen onu bir yl nceki SEATO manevral ar ndan son-
84
ra, sahilde bulduu bir aydnlatma fiei paratn-
den yapmt. Nan, armaan grnce ne kadar se-
vindiini anmsad. Nianls ona yan gzle bir ba-
k frlatarak, sadece t t nn koyacak hibir eyi
olmayan zavall bir tiryakiye acdm... Ama, bu daha
fazla t t n imek iin bahane olsun istemedim, bey-
efendi! demiti. Ne zaman keseyi karsa onun bu
dn anmsyordu ve ne zaman zor bir duruma
dse bu szler aklna geliyordu. Tutukland zaman
yle olmutu. dam etmek zere onu alp gtrdk-
lerinde, yolda bir kama frsat ararken Kuyen gzle-
rinin nne gelmi, ona seslenmi ve kamas iin
sktrmt. Hemen hemen her tehlikeli anda, nian-
lsn bir kez daha grmeden lmeyeceine kanaat
getiriveriyordu. Ve, imdi de, nlerindeki eylem ne
kadar zor gzkrse gzksn, her eyin yolunda gi-
deceine ve Kuyen'in temiz yzn ve iri siyah gz-
lerinin akn baklarn yine greceine emindi. Y-
zn yine onun yle ho, buruk betel iei kokan
sk salarna gmecekti. Fakat sevdii kz gzlerinde
daha baka eyleri de canlandryordu: Mango aa-
cnn tatl kokusunu, bambu kamlarn altn rengi-
ne boyayan gnein parl ak nlarn, avokado aa-
larnn yeil yapraklarn, ana sevecenliinin scak-
ln, bir ocuun duru sesini, rzgrda sallanan
hindistancevizi palmiyelerinin hrtsn, sahile ar-
parak k nl an dal gal ann trksn, mitingcilerin f-
keli sloganlann, geceleyin renkten renge brnen
mealelerini, hknk ve kahkaha seslerini; btn
bunl ann hepsini onda buluyordu. Kuyen yalnzca
Kuyen deildi onun iin. O Nan' n gzlerinde bt n
yoldalarnn da canl bir simgesiydi. Bu sevgi onu,
her eyi kapsayan byk devrim davasna, sahilin bu
noktasnda tekrar kazand kl an yeni hayata zlmez
balarla balamt. Nan, bu s nkl ar zerinde kurul-
mu evlere, Kmer hal k ndan bu yiit karde ve ba-
clara, kollarnn zarif hareketleriyle su tayan ay-
dnlk gll gen kadnlarn zerinde her gn ha-
vada daireler izerek uan turnal ara, her yl, her ay
daha ok balandn duyuyordu. imdi bu resim-
ler btn izgileriyle gzlerinin nndeydi ve Nan
85
binlerce bag ile onlara ayrlmaz bir biimde kenetlen-
miti.
Birden, hindistancevizi palmiyeleri aras nda ne
doru ilerleyen elik miferler grd. Hemen sigara
izmaritini frlatt; ttn kesesini cebine soktu ve ya-
vaa seslendi: Geliyorlar!
Bir anda btn gerillalar canlanvermilerdi. Ki-
misi geriniyor, kimisi dudaklarn snyordu. Atlma-
ya hazrdlar.
Atee hazr msn? diye sordu Nan, Dat.
Evet.
Bir daha sylyorum. Bunlar geri pskrtr
pskrtmez Toy, Trong ve ben ilk nce dar frla-
yacaz. tekiler hemen bizi izleyecekler. Tamam m?
Nan konuurken gzlerini yaklaan dmandan
ayrmyordu. ki bklm geliyorlar ve trl trl si-
lahlarla ate ediyorlard. ki takm kadar vardlar.
Tehlikeli grnl Ranger' ler en nde yryorlard.
imdi komaya balamlard. lerinde, beline kadar
plak, her taraf nazarlk dolu ve boynunda parlak
bir cisim asl olan birini farketti Nan.
Zam! diye bard Ba Ren.
'Evet o' diye dnd Nan ve ksa bir yaylm ate-
ine tuttu.
Zam, maaraya on metre kal a anszn duraklad.
Sa omuzu dmt. ki adam frlayarak kollarna
girdiler ve geri ektiler. Toy, Trong ve Dat atee de-
vam ediyorlard. Gerilla kurunl arnn isabet ettii
birka dman askeri brerek yere dtler. Nan
yeniden ate etti. Birka kii daha maaran n azna
ykld. tekiler hl ilerlemeye alyorlard. Toy,
byk bir MK3 elbombas kard, kapsln ekti
ve e kadar saydktan sonra srnn ortasna fr-
latt. Patlama, maaran n giriini youn bir dumana
bodu.
Bir daha! diye haykrd Nan.
Trong' un att ikinci bomba dorulmaya alan
dmanl arn tam ortasna dt. Bu darbeyle saldn
durmutu. Askerler geri ekilmeye baladlar. Nan.
iki askerin Zam' koarak yoku aa tadklarn
grd. Ksa bir el ate etti. Askerler kamaya de
06
vam ettiler. Nar ne doru seri bir adm att, yeni-
den ate etti ve haykrd: -
Hcum!
Arkasnda Toy ve Trong olduu halde maaradan
dar frlad. Ba Ren, Hay Tep ve br gerillalar he-
men arkal ar ndan atlarak dmann brakt silah
ve cephaneyi toplamaya baladlar. Tu Niep ve Dat
llerin zerinden fiekliklerini ve tomson arjrle-
rini kartmak iin bir sre geciktiler. Ancak iki fi-
eklik ve birka arjr alabilmilerdi ki, dman ye-
niden atee balad. Arkadalar onlar korumak iin
aralksz atee devam ederken, kurun yamuru al-
tnda srnerek geri ekilmeye baladlar. Dat, iki fi-
eklii arkas ndan sryerek bir kurbaa gibi hopla-
ya zplaya yukar trmanyordu. Tu Niep daha yava,
ama daha ustaca srnyordu. Nan,- ate ederken
gzlerini onl ardan ayrmyordu.
Maaraya birka adam boyu kala Hay Tep, da-
ha abuk, diye bard. Sonunda iki adam yukar ka-
dar kabildiler ve her yanlar syrlm, dizleri kan
iinde olduu halde kendilerini maaraya attlar. Fi-
eklikleri yere atp maaran n duvar na yaslanan
Dat' n gzleri l sld. Soluu kesilmi olduu halde
yzne geni bir glmseme yaylmt. Gs kalay-
c kr gibi inip kal kan Tu Niep oraca km,
ellerini dizlerine brakmt. Vay canna, iyi becerdik
bu ii, dedi. Eline bir tomson arjr alarak mermi-
nin birini dar srd ve gzden geirdi. Prl prl
ldayan bir pirin paras ve ateleme yerinde kp-
krmz bir nokta. Mermiyi bur nuna tuttu ve bard:
Oh! Canm barut kokusu! Daha yeni sandktan
km, taptaze! arjr tomsonla birlikte bir yolda-
na uzatt.
Ka silah aldk? diye sordu.
Alt. Be garand ve bir tomson, diye bilgi verdi
Ba Ren. Ona bir garand ve prl prl mermiler uzatt:
Al, bunl ar senin.
Tu Niep sevinten titreyen ellerini silaha uzatt.
Ryadaym gibi garand' barna bast ve ellerini si-
lahn kunda ndan dipiine doru sevgiyle gezdir-
meye balad.
87
Yaamak gzel ey, deil mi? diye sordu Ba
Ren; bugne kadar bir 'ekirge' ile cebellemek zo-
runda kalm unut t ur ur artk bu sana, ne dersin?
Bu insan yine hayatl a bartrr, buna inana-
bilirsin! Hani ne demiler; 'aslan vurmak iin inine
gideceksin'. Peki, bu silah uzun zaman iin mi bana
veriliyor?
Evet, istediin zamana kadar kullan. Merak et-
me, daha ok alacaz bundan.
Bu garand' la istediim her eye kavutum artk.
imdi lsem bile gzm ak gitmez.
Nan zevkle glmsedi ve cebindeki kk pirin
topan kartt. Gne imdi tam tepedeydi ve iyi-
ce ackmlard. Elinde bir ipe dizili kurutul mu kari-
desler olduu halde Kuyen' in yanlarna geldiini g-
rnce, dman gzden brakmakszn, dnden kalm
pirinci ktlktan km gibi yemeye baladlar. Ku-
yen hepsine karideslerden datt. ini bitirince ele
geirilen silahlarn yan na kt ve ellerini zerle-
rinde gezdirmeye balad. Sonra nianlsnn yanna
gitti ve heyecann bastrmak iin elini kalbinin st-
ne koyarak, seni dar frlarken grdm, dedi.
Kayalarn aras nda miydin sen?
Kuyen ban sallad ve nianlsnn hibir ey ol-
mam gibi pirincini yiyiine bakt. Ksa bir suskun-
luktan sonra szne devam etti. Sesi krgn ve fke-
liydi:
Kimse gvenmiyor bana. Sizinle birlikte arp-
mam yasakladlar.
Dinle bak Kuyen, gven sorunu deil bu. im-
dilik bizim sana ihtiyacmz yok burada, hepsi bu. Ge-
rektii zaman senin de sran gelecek. Sk diini bi-
raz sevgilim.
Zam gzlerini ar ar at. Sargnn altndaki
sa omuzu aryordu. Etine iki tomson mermisi sap-
lanm, fakat lmemiti. adrnda yine yava yava
kendine gelmi, imdi olanlar anmsamaya alyor-
du. Onu yaralayan Vietkong' un yzn ksack bir an
kayalarn stnde grebilmiti. Sanki onu bir yerden
88
tanyordu. Ama nerede grm olduunu kartam-
yordu bi r trl. imdiye kadar ldrd ya da l-
dremeyip elinden kard insanlarn hepsini nasl
aklnda tutabilirdi ki? Her eye karn, bu yzn sa-
hibi mutl aka onun elinden kaanl ardan biri olmaly-
d. Her neyse, byle ar bir yara alp sava d edil-
mesi mrnde ilk kez geliyordu bana. Kendi kendi-
ne svp saymaya balad. Ondan nce ate etme-
liydim, dedi.
Shhiyecilerin ba, miyop gzlkl gen bi r su-
bay, Zam' n zerine eildi:
Yaralarnz tehlikeli deil temenim.
Ciddi mi sylyorsun?
Kesinlikle tehlikeli deil. Fakat iyileinceye ka-
dar biraz zaman geecek.
Zam bu nokta zerinde fazla durmad . Elini g-
sne gtrerek, gsndeki srtkan eytan kafasn
okad ve onu koruduu iin alak sesle teekkr et-
ti. Eer bu tlsm olmasayd kimbilir bana neler ge-
lecekti? Ne zamandan beri ilk kez Hon Dat' a gelmi
ve nasl bir bela ile karlamt! Dorusu bu hi he
sapta yoktu. Bu sabah tarl al arda karlatklar diken-
li tuzakl ar ve imdi de her iki saldrsnn geri pskr-
tlmesi... Hon Dat, artk onun burada s komutan
olduu zamanki Hon Dat deildi. Bu tatsz srpriz
onu fkeden deliye evirdi. 'Ben de bunu eer yanla-
r na korsam... Hepsinin teker teker beyinlerini dat-
malym' diye geirdi iinden. Sarl yarasna bir gz
att ktan sonra shhiyeciye sordu:
Maaraya baka saldr dzenlediniz mi?
Hayr aabey.
Peki neden?
Komutann emrini bekliyoruz.
Allah kahretsin! diye bard Zam. Dorularak
oturdu ve dilerini gcrdatt. Burada bin kiiyiz ve
bir maaray ele geiremiyoruz!.. Kendimizi domuz-
lar gibi kurunlatyoruz! ldrmak iten deil!
Ama aabey, savunma pozisyonlar ok iyi.
Zam sesini kesti. Ba shhiyecinin hakk vard.
Maaray ele geirmek kolay i deildi. Bunun kan-
t da kendisinin imdi yatakta olmasyd.
89
Bir sre nce bir helikopter birok Amerikal
dan man getirdi, dedi shhiyeci; yle anlalyor
ki, ierdekileri a brakp teslim olmaya zorlamak
iin, maaray kuatma emri verecekler. Ben demin
rma zehirleme emri aldm.
Zam aknlk iinde yeniden yataa uzand: Ze-
hir mi kullanacaz?
Shhiyeci 'evet' anl am nda ban sallad. Zam
kaygyla sordu: Ya biz ne ieceiz? Ahali ne iecek?
Eer uyanl mazsa hepsi lr.
Bir set kuracaz. Bylece, rman yalnzca ma-
araya yakn olan blm zehirlenecek.
Zam ban yasta brakt. Anas ve kzkardei
aklna geldi. Bu sabah eve uradnda, anas ona
sert davranmam, tersine ok sakin konumutu. Bu-
na ok memnun olmutu. Birden, eve gitmesinin da-
ha doru olacan dnd. Bu adrda kavrulup
duracana, anas ona iyileinceye kadar bakard.
Ben anam n evine gitmek istiyorum, dedi.
Olanaksz aabey. Durumunuz devaml bakm
gerektiriyor. Sarglarnzn deitirilmesi gerek. Du-
rumunuz iyileince gidebilirsiniz.
Birka gn iinde gidebilir miyim?
Birka gn sonra kukusuz daha iyi olacak du-
rumunuz.
Zam artk konumad. ylece hareketsiz yatt kal-
d. evresinde grlt sryordu. Birlikler yemektey
diler. Maaran n evresine iki ember evrilmiti.
ok yaknnda bir yarm ember ve kye doru bir
ikincisi. Kyde konaklam olan askerler drt bir ya-
na dalmlard. Bayan Ba U' nun dkkan nda oturan
birka milis askeri yksek sesle konuuyorlard. B-
yk bir hamaratlkla ikilerini satmaya alan dk-
kan sahibi mesleinin tam ehliydi. Glyor, askerler-
le keyifli keyifli gevezelik ediyor ve onlara ok say
gl davranyordu.
Ka bin piaster cret alyorsunuz, sevgili bay-
lar?
Ka bin mi? Hah! Elimize bin sekiz yz ancak ge-
iyor. Grdnz gibi doru drst yemek yemeye
bile yetmiyor.
90
Bayan Ba U yapmack bir aknlkla gzlerini
falta gibi at: Bin sekiz yz m dediniz? Hadi ca
nm, aka ediyorsunuz. Bu kadar parayl a yaanr m
hi? Ah anladm, kukusuz aile zamm da alyorsu-
nuz.
Azmz sulandrmayn, madam. Var you hep-
si bin sekiz yz ite.
iman kadn ellerini dizlerine vurarak znty-
le ban sallad: Ben de size en azndan bin d-
yorlardr sanyordum.
Adaml ar gldler. Otuz be yalarnda, yz me-
in rengi, dank sal bir avu, bardan bir di-
kite boalttktan sonra dudakl arn yalayarak:
Madam, siz yanke' leri etrafa par a m sayorlar
sanyorsunuz? dedi.
Ama onlarn ok zengin olduu syleniyor.
Zenginler elbet. yle olmasayd, bizi tutmaya
gleri mi yeterdi? Fakat, bir de bize iyi para vere-
cek kadar aptal deiller. Aptal olan biziz.
Adam duraklad. Parmakl arn sk salarnn ara-
snda dolatrd. Yznde bezgin ve alayc bir hava
vard.
Balayn baym, hangi blgedensiniz siz? di-
ye sordu Ba U.
Mak Kan Dung' luyum madam.
Bayan Ba U aknln sonsuza kadar ykselt-
ti: Ne dediniz? Mak Kan Dung' lu musunuz? Yani
Bin Hoa'l?
Evet, gittiniz mi hi oraya?
Gitmez olur muyum hi? Savatan nce balk
tuzlamak iin sk sk giderdim. Kendinden gemi-
cesine srdrd: Ne ahane yerdir oras! Sular yk-
seldii zaman rmakl arda balklar karnca gibi kay-
nar. Herkes istedii eidi istedii kadar tutabilir.
Ya o pirin bolluu!
avu iri iri at gzlerini Bayan Ba U'ya dik-
miti: Ne rastlant! Siz benim memleketimi gerekten
de ok iyi tanyorsunuz, madam.
Elbette tanyorum. Ayrca buraya pek uzak d-
mez.
Allann kimbilir hangi ssz kesindeki Kmerce
91
isimli Mak Kan Dung ky zerine bu sylei, teki
askerleri pek sarmamt. kilerini itikten sonra pa-
rasn dediler ve ayaklarn sryerek isteksizce
kampl ar na doru yola koyuldular. Dkkanda yalnz-
ca esmer yzl avu kalmt. Gzleri kan anana
dnmt. Kk dkkan n orta yerindeki t aht a s-
raya km, biraz sklganca glmsyordu. Elinin
beceriksiz bir hareketiyle byklarndan szlen ikiyi
sildi.
Bir bardak daha ister misiniz, baym?
Adam barda iki eliyle t ut arak Ba U'ya uzatt:
Evet, bir bardak daha dol durun ltfen, dedi.
Kadn barda dol durarak adama verdi: Kyde
ne i yapardnz? diye sordu.
Pirin ekerdim. Ayrca sular ykseldii zaman
balk da tutardm.
Ne zamandan beri askersiniz?
ki yl oldu.
Dkkan sahibi eliyle hafife avuun kol una do-
kundu: Bir dakikack bekleyin de size bir mrekkep
bal kzartaym. kinin yan nda iyi gider.
Adamn karln beklemeden tezgahn zerinde
asl mrekkep balklarndan birini seti ve hant al
admlarla mutfaa doru yrd. Adam duygulan-
mt. Bardan masaya brakt ve bekledi. Baln
gzel kokusu burnuna gelince, havay koklad, Imm,
enfes kokuyor, dedi.
Bayan Ba U elinde bir tabakla geri dnd. Taba-
n iinde mrekkep balnn yan nda ufack bir ka-
se daha vard. Kaseyi gsterdi: Sirke ye krmz bi-
ber, dedi; buyurun, afiyet olsun baym.
Teekkr ederim...
avu mrekkep baln ald. Kollarn kopara-
rak sirkeye band ve yavaa azna soktu. Dkkan
sahibi ellerini dizine koymu, t aht a srann ucunda
oturuyor, adamn yiyip imesini seyrediyordu. Sonra
anszn sordu:
Niin kynzde kalp topranz ilemediniz?
Bu i kukusuz askerlik yaants kadar zahmetli de
deildir.
avu bardan brakt ve kafasn kad. Ap-
92
talin biriydim ben, diye iini boaltt, hem de apta-
ln en alas. Ama yalnz ben mi?
Daha bakalar da var m burada sizin ky-
nzden?
Drt be kii. Hepsi Mak Kan Dung' tan deil,
ama o evreden... Vin Han' dan, Nang Gu'dan...
Balayn, adnz ve aile durumunuzu sorma-
y unuttum?
Adm Ko, madam ve ailenin dokuzuncu ocu-
uyum.
Bayan Ba U ban sallad ve sonra biraz korku-
lu bir sesle:
Bugn maarada korkun bir arpma oldu. Ne
mthi grltyd o? dedi.
Evet, Ranger' ler saldryorlar. Ama btn sald-
r l an pskrtld. Byle mcadele edebildiklerine
gre epeyce kalabalk olmallar yukardakiler. Daha
imdiden yirmi l verdik.
Kydeki btn hamakl ara el koydular.
Yarallan tayacaklar.
Adam, elinde bardayla ne doru eildi ve se-
sini alaltti: Syler misiniz bana, madam? Yukanda
ka kii olduunu biliyor musunuz?
Ben nereden bileyim, baym?
avu bardan brakt ve kederli bir sesle ko-
nutu:
Siz bilmezseniz, kim bilecek, madam? Eer ba-
na sylerseniz, dikkatli olurum. Birazdan hi yolu yok
bize de sra gelecek. Durum umutsuz. Maaradakiler
her eyi gze alm grnyorlar.
Bayan Ba U, adamn dizine hafife vurdu:
Ne yapsnlar istiyorsunuz ki? Birisi ba grt-
lanza dayam ve siz de lmek istemiyorsunuz; ne
yapardnz, soruyorum size? Ya dmann elinden b-
a kapacaksnz, ya da grtlana sarlacaksnz.
Eer parmanz bile k p rdatmadan beklerseniz, so-
nunuz geldi demektir. Yoksa haksz mym? Maara-
dakilerin durumu ayn bu ite.
Evet, bir solucan bile stne baslnca tepki gs-
terir.
Bir sessizlik oldu. Sonra adam yeniden konutu:
93
Dorusunu isterseniz onlarla kapmaya hi de i
s
tekli deilim. Btn istediim, memleketime dnn
tarlam ilemek, balk ve ylanbalklar tutmak. Hov
Dong kanaln biliyorsunuz, deil mi? Zavall karm
orada ocuklarmzn rzkn karmak iin uval r-
yor.
Grdnz m? Grdnz m? diye bard Ba-
yan Ba U; Her zaman btn kahr kadnlar eker
zaten. Ailenizi nasl brakabildiniz? Tatan m sizin
yreiniz?
Deil! Deil! Dinleyin beni madam! Bu dert be-
ni ldrecek, dedi adam ve havaszlktan boulur gi-
bi ceketinin yakasn at. Sonra ayaa kalkt ve ar
admlarla dar kt. Bir diree yaslanarak Mekong
Irma kylarn seyre dald. Ak kahverengi pirin
tarlalar, nnde gz alabildiine uzanyordu. Uzak-
larda Ba Te Dann yksek zirvesini grd. Sonra
yavaa dkkana girdi. Makineli tabancasn omuzu-
na att ve cebindeki birka piaster' i kararak kadna
sordu:
Borcumuz ne kadar madam?
Bayan Ba U kafasn silkti: Borcunuz yok. nem-
siz bir eydi zaten.
Adam kekeledi: Hayr, hayr... bunu kabul ede-
mem...
Siz benim kylm saylrsnz, dedi kadn.
Peki yleyse, ok teekkr ederim. yi kadn...
yleyse, iyi geceler...
avu Ko kampa dnerken, kendi doduu yer-
leri bu kadar iyi tanyan bu altn kalpli iman ka-
d na kar iinde scak bir duygu tayordu. Allah
kahretsin! Sanki ona niye balk mevsimini, ekili P
1
"
rin tarlalarn anmsatmt bu kadn? Heyecan hl
dinmemiti. rnn kaldrlmasna yardm etmek
iin manda arabas kulland zamanl ar geldi aklna.
Bo tarl al arda hzla srerdi arabasn. Baz tarlalarda
kyller akam yemei iin ate yakarlard. Taze p
1
"
rin ve kzarm balk kokusu... Saplarn arasnda
kalm pirinleri ayklayan, balk tutan, arabasnn
ard ndan koup binmek iin yalvaran ocuklar... N
i ac bir grnmd bu? Hasat zamanndan son
94
gllerde balk tutmak... Akam karanh ndaki bu
l l i ma saatlerine ne byk bir zlem duyuyordu

'md Bol bir yemekten sonra allardan bir ate ya-


karlar ve pirin baa demetlerini atein evresine
datrlard. Sonra bu baaklarn zerinden manda-
larn ektii dvenle geerek har man ederlerdi. Bir
kenarda kadn ve kz gruplar pirinci savururlar,
arada akrak kahkahal ar atarlard. Sonra ay ykse-
lirdi. O hi dinlenmeden alr, oradaki kzlarla a-
kalar, onlar alaya alrd. O zamanl ar esmer ve ya-
kkl bir Kmer delikanlsyd. Ama dzenli bir hayat
srer ve iyi alrd. Hasattan sonra stne gzel bir
beyaz pijama elbise giyer ve iyi taranm salaryla
elinde bir ekerkam olduu halde, demir kpr ci-
varnda gezmeye kard. Mutlu bir yaants vard.
Pek sknt ekmemiti. lk direnme sava srasnda
Franszlara kar savamak iin gerillalara katlm-
t. Bar olunca evlendi. Daha sonra kumara merak
salm ve gitgide pirin tarl al ar ndan uzaklamt.
Sonunda, kukla hkmetin yerel kr milisine katl-
mak iin, karsn ve ocuklarn, oltalarn ve tuzak-
larn terketti. Oradan, sava birliklerine gemesi gn
meselesi oldu. nce kendi vilayeti Long Zuyen'de cep-
heye sokuldu. Daha sonra Ra Gia' ya gnderildi. ler-
leyen yana karn avuluktan yukar kamad.
nk biroklarnn tersine, insan ldrmeyi becere-
miyordu. Kyl kkenli oluu, onu bu konuda fazla
gayretke olmakta alkoyuyordu. Seferler ve temizle-
me hareketleri srasnda, bakalar pirin fidelerini
ezip geerlerdi. O, kendisi de eskiden pirin ektii iin
bundan hep saknrd. Mandal ar nian tahtas olarak
kullanmaya da bir trl gnl raz olmazd. Bu Hon
Dat seferinde hi savamaya gnl olmayanlardan bi-
ri de oydu. Buraya hareket ederlerken kafasnda tek
bir dnce vard: Olabildiince abuk geri dnmek,
vimdi, yarm gn iinde ldrlenlerin ve yaral anan-
larn otuzu getiini grnce, cesaretini iyice yitirdi.
Gerillalar tanrd. Kendisi de kyn savunmak du-
rumunda olsayd, ayn onlar gibi, stne basan her
c a n l l v
delip geen srklar sivriltmesini, dikenli tu-
zaklar kurmasn bilirdi elbet. Onu savamaya zor-
95
iayan dmand. Ama avu Ko ile dman Viet-
kong arasndaki uzaklk hi de yle sanld kadar
byk deildi. Onlara ate etmeye bir trl eli var-
myordu. Parmakl an tetikte hep bocalayp duruyordu
Gerillalarn da ne kadar kendisine benzediklerini g-
ryordu. Kendisinin onl ardan fark neydi ki? oun-
luu kylyd ve nasl balk tutulacan, topran
nasl ileneceini onlar da biliyorlard.
Harekatn daha da uzatlacan iitince can kor-
kusuna kaplmt. Bayan Ba U' nun dkkanndan
kampa kadar bt n yol boyunca kyn dnd.
Dkkanc kadnn laf aras nda syledii, kynz
buraya ok uzak dmez, sz, kafasnda giderek
cretkr bir pl ana dnyordu.
Akam yaklam, fakat hl yeni bir arpma
olmamt. Sabahki youn ate kesilmiti. Yalnzca,
arada srada tarlalardaki mandal ara ate eden asker-
lerin tek-tk silah sesleri iitiliyordu. Zavall hayvan-
lar, vurulduka yrekler acs bir ekilde bryor-
l ar ve brtlerini bt n Hon Dat iitiyordu.
Sk yaprakl ar aras ndan gne nlar szl-
yordu. Uzakta, yedi da ktlesinin koyuluunda, ba-
lkl kul ann n beyaz kanat l an belirdi. Kular, b-
tn gn yiyecek arad ktan sonra, her akam bu sa-
atlerde Hon Dat' a dnerlerdi. Kimsenin anmsayama-
d uzun zamanl ardan beri, geceleri hep mango
aalarnn tepelerinde yaptklar yuval annda gei-
rirlerdi. Balkllann V eklindeki kanatlar giderek
daha iyi seilmeye balard. Yorgun kanat rplany-
la ilerleyen kular, dal ar arkal ar nda mor renge b-
rnnce, tek tek saylabilirdi. Ama bu akam mango
aalarna henz konmulard ki, byk bir telala
yine havalandlar. nk askerler aadan ate edi-
yorlard. Birka tanesi vurul arak dt. brleri bir
sre ykseklerde daireler izerek szldler. Sonra
yenik ve akn, Hon Me ynne doru utular.
Merdivenlerde duran Sao Ana,"balkllann yuva-
l anndan nasl kovalandn grd ve ok acd. Bir
basamaa oturarak aal ann arkasnda kalan ma-
96
garaya doru bakt. i kaygyla dolmutu. Sabahn erken
s a a t
i nde n beri ne yaptn bilmez bir halde,
evinin iinde bir oraya bir buraya dnp duruyordu.
kizlar Su ve Kuyen'in maaraya gitmelerinde o ka-
dar merak edecek bir ey yoktu. Ama ya kk Tuy?..
Zam, Hon Dat' a gelir gelmez, ona uram ve sor-
mutu:
Kzlarn nerede?
Korktular ve katlar. Nereye gittiklerini bilmi-
yorum.
una sen maaraya katlar desene, kart kpek!
Sana hemen syleyeyim: Geen seferki gibi geri dn-
meyeceiz bu sefer. Burada bir s kuracaz ve on-
larn hepsinin kellesini uuracaz. Aptalca bir i bu...
maaraya kamak! imdi o maaraya saldracaz
hepsinin teker teker karnlarn yaracaz. Grecek-
sin sen
Bu tehditlerden sonra Zam adaml ar n alp gitti.
Az sonra, gemilerin ar toplar Hon Dat Dan atee
tutmaya baladlar. Kyde evler sarsld. Tpp atein-
den sonra maara yaknl arndan iddetli silah ses-
leri iitilmeye baland. Sao Ana daml ar n zerinden
maaray grebilmek iin bir merdivene trmand.
Maarann evresindeki aal ar top ateinden dar-
madan olmulard. Mango ve tarn elmas aala-
rnn yapraklar yamur gibi yere dklyordu. Son-
ra maaray savunanlarn silah seslerini ve elbomba-
lannn patlayn iitti Sao Ana.
Bu srada Hay Tep'in kars geldi. Sao Ana! Sao
Ana! Neredesin? diye bard. htiyar kadn greme-
yince hmla eve dald ve sesinin var gcyle bar-
m
aya balad.
Buradaym, buradaym, dedi Sao Ana, merdivenin stnden.
H a y
Tep'in kars yukar bakt: Hay Allah! Ne
ariyorsun orada? Bir ey grebiliyor musun bari?
Hic
!
Ki r i l
m s
dal l ardan baka hibir ey grnmyor
Sao
A n a
merdivenlerden indi. Hay Tep'in karsnin elini
tuttu ve kesik kesik konutu: Maaraya sal-
97
diriyorlar. Allahm, ne yapacaklar imdi?.. Korkud
leceim. Fazla silahlar da yok ellerinde.
Hay Tep'in kars bebeini tahta srann stn
yatrd ve dar kulak verdi: itiyor musun? Niy
6
yle bryorlar bu askerler?
Sao Ana elini kulana koyduu halde, askerlerin
uzak seslerini iitemedi.
zlme, dedi Hay Tep'in kars, alak sesle-
kocam, dmann kolay kolay maaraya giremeye-
ceini syledi.
Hemen giremezler elbet. Ama, ya uzun sre ku-
atrlarsa ne olacak? Ne yiyecekler ierdekiler?
Merak etme, pirinleri var.
Sao Ana sustu ve bir para betel hazrlad. Son-
ra beteli azna at arak devam etti: Peki, pirin pi-
irmek iin suyu nereden bulacaklar, syler misin
bana? i mi yiyecekler?
Hay Tep'in kars kalarn att. Irmaa nbeti
koyduklarn biliyordu: Adamlarmz bir yolunu bu-
lacaklardr elbet. Hi deilse kavurmasn akl eder-
ler.
Hay Tep'in kars gittikten sonra, Sao Ana yine
zntden kendi kendini yemeye balad. 'imdi Tam
an burada olsayd' diye dnd. Tam an iki gece
Hay Tep'in evinde sakland halde kimsenin haberi
olmamt. Sao Ana' nn bile. htiyar kadn domuzla-
ra yem verdi. Dalgn hareketlerle yemlii doldurur-
ken, akl hep maaradaki ocuklarndayd. Ona yakn
olan btn insanlar anszn kopartlp alnmt ya-
n ndan. Hepsi o ulalmaz maaradaydlar imdi. Ha-
yatnn biricik anlam, onun iin kzlar ve zellik
e
torunuydu. leride damad olacak olan Nan ve teki-
leri de kendi ailesinden gibi gryordu. imdi hep
tehlikedeydiler. O burada umutsuzluk iinde bekle -
ken, onlar da orada lm-kalm savandaydlar. A
lara alkt. Ama imdi her zamankinden ok korK^P
zlyordu. nk btn dertlerin ayn zamanda ^
drt bir yanndan bylesine yklendii hi olmam
Gece oldu. Sao Ana karanl kta el yordamyla- ya
mak iin lambay arad. Ik, odann boluunu da
da belirginletirdi. Hareketsiz oturmaya daha a
98
amayarak ayaa kalkt ve tane tts ubu-
d a y a I
k t Kocasnn ansna yaptrdklar ev tapna-
^
U y a
nnde ellerini birletirerek dua etti: Koca-
^" ' " r uhu! Kzlarmz ve kk Tuy' u koru! Onlar
htn tehlikelerden sakn... Birka kez eildikten
ra ubuklar yine tts kab na koydu. Anszn d-
arda bir megafon sesi iitti. Ayaa frlad ve ka-
pya kotu.
Ahaliye bildiriyoruz, diye bir ses nlad mega-
fonda; Vietnam Cumhuriyet ordusu. Hon Dat aha-
lisine, bugn meydana gelen birka arpma sonun-
da, birok komnist ekiyann ldrldn bildi-
rir. Hayatta kal anl ar maaraya gizlendiler ve teslim
olmay reddediyorlar. Ordu, giriecei eylemlerle
bunlarn yok edilmesine devam edecektir. Yarn sa-
bah saat dokuzdan itibaren rmaa yaklamak kesin-
likle yasaktr. Ahalinin dikkatini ekeriz!
Irmaa yaklamak yasak! diye dnd Sao
Ana. Yine ne pl anl ar kuruyorl ar acaba? Birok ada-
mmz ldrmler. Yalan sylyorlar. Onlar maa-
raya ekilirlerken yalnz iki yaral grdk; Tam ve
kk Be. Yoksa daha m fazlayd?
Megafondaki ses konumaya devam ediyordu. So-
nunda sustu ve Sao Ana sokakta ince bir ul uma iit-
ti. Lambay al arak kapya gidince, sevinle kuyruu-
nu sallayarak merdivenlerden yukar srayan, k-
k siyah bir kpee rastlad. Onu bir karalt izliyor-
du. Tu Rau' nun kk oluydu bu.
Sen misin Ut?
Evet, bykana.
ocuun srtnda uzun kollu siyah bir ceket var-
d. Ularn pantol onunun iine sokmutu. Merdiven-
eri soluyarak ikier ikier kt: Babam, sen yalnz
ouun i i
n D u g e c e s e n
d
e
kal mam syledi.
"Aman ne iyi. Niye yle soluk soluasn? Sahil-
i n buraya kotun mu?
Evet.
ka h^
n y a s m a
Sre ok gl kuvvetli olan Ut' un
^nverengi bir cildi vard. Salar ksa kesilmiti. ne
ver*
11 l l u l a l n
'
o n a
neeli ve kararl bir grn
!yordu. Bir dakika bile yerinde duramazd. imdi
D9
de hemen sincap gibi odann drt bir yann kartr-
maya balad. Siyah kpeini yan na ard. Bir an
kpeiyle oynadktan sonra, kendini uzunlamasna
tahta srann stne att. Sonra yine dorulup otur-
du ve Sao Ana' ya tencerede daha pirin olup olma-
dn sordu.
Bu akam yemek yemedin mi?
Yedim, ama ok erkendi.
Gel yleyse, dedi ve lambay ald Sa Ana.
ocuk ayaa kalkt ve peinden mutfaa gitti.
htiyar kadn pirin tenceresini ortaya koydu ve ba-
ka bir tencereden de balk kard. Ut bir tabaa pi-
rin dol durarak byk bi r itahla yemeye balad.
Ben henz hibir ey yemedim, dedi Sao Ana;
baban buradayd. Aabeyinin yaralandn iitince
ok telaland, ama bir ey demedi.
Savata her eyi gze almal dedi bana.
Peki sen korkuyor musun?
Neden korkacakmm? Hi korkmuyorum? Ba-
na kalsa, bu askerlerin hepsini birer elbombasyla l-
drrdm.
Sao Ana glmekten kendini alamad: Ama sana
kimse elbombas vermez.
Ut itiraz etmek iin azn at. Ama sonra sus-
may ve yemeine devam etmeyi daha uygun buldu.
Pirincini bitirir bitirmez yeniden doldurmak zere ta-
ban tencereye daldrd.
Ut! Byk ubuklar ne gne duruyor?
Byle daha abuk oluyor. diye glerek cevap
verdi Ut.. Byk ubuklarla dolduruncaya kadar ben
bu taba bitiririm.
Sen adam olmazsn, dedi Sao Ana. enen de
ayn babann enesi. Hatta oburluun da ayn.
Ut sesini karmad. Ayaa kal kmadan nce
taban daha hakk ndan geldi. D an kt. Testiden
lkr lkr su iti ve dolu karn n ovuturarak odaya
girdi. Tahta sraya oturdu. Ksa bir sre ayaklarn
sallayp durdu. Sonra geriye kaykld.
Sen br odada uyu, Sao Nine. Bu t aht a sray
bana brak, olmaz m?
Nasl istersen.
100
ihtiyar kadn ocua bir rt att. Ut rty at
ve kafasndan ayakl arna kadar rtnd. Sao Ana
betel'ini ineyerek bir sre daha odada kald.
Acaba Tuy maarada nasl uyuyor? Gece de sal-
drrlar diye korkuyorum.
rt nn altndan Ut' un bouk sesi geldi:
Bu gece, olanaksz.
Nereden bildin Sen her eyi bildiini sanyor-
sun galiba, ha?
Ama doru sylyorum. Keke Tuy' un yerinde
ben olsaydm. Maarada yatmak herhalde ok ho
olur. Yalnz...
Yalnz ne?
Yalnz, maarada dmann ldrd adamla-
rmzn kemikleri var. Ruhlar beni kovalarlarsa diye
korkuyorum.
Sama sapan konuma! diye tersledi Sao Ana.
Bizim iin canlarn veren insanlarn ileri kalmad
da, seni mi korkutacaklar? Bir daha byle aptalca laf-
lar etme, anlyor musun?
Kadnn azarlamas zerine ocuk sustu. Sao Ana
bir sre daha betel'ini inedikten sonra, kapy sr-
glemeye gitti. Lambay sndrd ve yataa uzand.
Ama Ut kafasn rtnn al tndan kartarak sordu:
Kapy srgledin mi?
Evet.
Ut rty bana ekti yine. Ama huzursuzluk
iinde saa sola dnp duruyordu. Sao Ana ocuun
bu durumuna at. Niye deminden beri bir o yanna,
bir bu yanma dnp duruyordu? Niye kapnn sr-
glenip rglenmediini merak ediyordu? Oysa ba-
ka zaman, yataa girer girmez horl amaya balard.
'Fazla yemekten olacak', diye dnd ve daha
fazla bunun zerinde durmad . Gndzk korkul an
yine geri gelmiti. Dncelerini bir trl maaradan
ayramyordu. Sevdiklerine yardm etmek, kalbini ve
hayatn ezmekle tehdit eden mengeneyi krp para-
l amak iin bir eyler yapmas gerektiini dnd.
Ut ise hl uyuyamamt. Onun derdi bakayd.
imdi ona ait olan gcr gcr MK3 elbombasn d-
nyordu.. Az nce neredeyse srrn Sao Ana' ya a-
101
mak zereydi. Neyse ki tam zaman nda frenleyebil-
miti kendini. Bu srr her nne kanla paylaacak
deildi ya! Caddedeki her atrt, ay na kar hav-
layan her kpek onu korkutuyordu. Her an sramaya
hazr durumdayd. Darda] kabaral ayakkablarn
ilk gcrtsn iitir iitmez arka kapdan kaacakt.
Geri ev, direkler stne kurul duundan olduka
yksekti. Ama atlayamayaca kadar da yksek sa-
ylmazd. Niye bu kadar korkuyordu? Niye en ufak
bir grltde kamay dnyordu? Bunun nedenini
yalnz o biliyordu.
leden sonra ok erken yemek yemiti. Babas,-
bu gece Sao Ana' da uyu. Kadn evde yalnz, demi-
ti. Kabul etti ve kpeini al arak hemen kaykla yola
koyuldu. Hindistancevizi koruluu sahiline yaklat-
zaman orada oturmakta olan birka asker grdler.
Hey, hele buraya gel! diye ardlar.
Ne istiyorsunuz?
Palmiyelere trmanabilir misin?
Aaca t rmanmak onun iin iten bile olmad
halde, nce ' hayr' demek istedi. Fakat sonra gzleri
askerlerin oturduu rtnn zerindeki fiekliklere
ve elbombalarna iliti. Askerlerle bozumamak iin
fikrini deitirdi.
Elbette. diye karlk verdi; hindistancevizi mi
istiyorsunuz, baylar?
Evet, hadi bizim iin trmanver delikanl.
Geliyorum.
Aacn tepesine bir sincap ustalyla, rzgar gi-
bi trmand. Askerler ustalna hayran kalmlard.
Hindistancevizlerinin saplarn krarak, pat pat aa-
ya att. Her asker iin birer tane attktan sonra aa-
indi. Askerler ona da bir tane vermek istediler,
ama kabul etmedi.
Ben her gn yiyorum, dedi.
Askerler cevizleri baklaryla amaya altlar.
Beceremedikleri iin, Ut onl ara nasl yapacaklarn
gsterdi. Cevizleri ustalkla krd ve uzun sre hay-
ranlkla ba seyretti. Sonra ne doru eilerek, b-
a bir kemerin ucuna takl klfna soktu. Askerler
hindistancevizi style karnlarn iirdikten sonra,
102
srtst uzanarak ok sevdikleri 'Vong Co' trksn
sylemeye baladlar. Ut' un yznde trkden sanki
ok duygulanm gibi bir hava belirdi.
Siz syleyin, ben de size elik edeyim, dedi; a-
zmla alg alabilirim ben. Olur mu baylar?
Kim retti sana bunu?
Hi kimse. Kendi kendime rendim.
Haydi oradan palavrac! Birisi retmitir mut-
laka.
yi yleyse. htiyar Tu Don' dan rendim.
Sonra azyla birka ses kard.
Hi de fena deil. Sen bir dhisin dostum.
Ut kendini vglere kaptrmad. Askerler ondan
ok holanmlar, yanl ar ndan ayrmak istemiyorlar-
d. Ut' un gz ise uzun zamand r elbombalarndan
birindeydi. Bomba kemerlerden birine taklyd. Yeni
ahbaplarna, Hon Dat' la Hon Kue arasnda sk sk su
yznde gzken iki dev deniz ylannn yksn
anlatt. Askerler, kendi gzyle grp grmediini
sordular.
Bir tanesini grdm, dedi; zaten imdi yalnz
bir tane kald. ki tane olduklar zaman, sk sk ka-
yklar devirir ve adaml ar yerlerdi. Babamn anlat-
tna gre, bir zamanl ar Tao 1 adnda yiit bir adam
varm. Gnn birinde karsyla birlikte kaya bine-
rek Hon Tre'ye doru yelken am. Kadn dmene
gemi ve adam da eline bir bambu karg alm ve
kayn pruvasnda beklemeye balam. Deniz ylan-
lar suyun yzne knca, nce hi kmldamam.
Erkek ylan kafasn kal d nncaya kadar beklemi ve
sonra kafasna yle bir darbe indirmi ki, ylann
omurgas krlm. Onun iin imdi dii ylan yalnz
kald. O da tek bana kayklara saldrmaya cesaret
edemiyor.
Ut, yksn bitirdiinde gece olmutu. Daha
fazla zaman yitirmemek iin denizi gsterdi ve y-
le dedi:
Dii ylan hl sk sk akta gzkr.
Askerler denize bakarlarken, imek gibi bir ha-'
reketle, ne zamand r gz koyduu elbombasn kapt.
Kala gz arasnda bomba I koynundayd. Ayaa kalk-
103
t ve dalkavuka bir tavrla; artk gitmem gerek, sa-
yn baylar. Allahasmarladk, dedi.
Yine gel, olmaz m? dedi askerler.
Daha ok kalacak msnz burada?
Evet, diye cevap verdiler. Maaradaki Viet-
kong' l ann hesabn grnceye kadar.
Ut, peinde kpei olduu halde ar adml arl a
oradan uzaklat. Fakat askerler gzden kaybolur
kaybolmaz, tabanl ar yalad; ayaklarnn btn g-
cyle komaya balad. Sao Ana' nn evine yaklanca
bir avokado korul uuna girdi ve yeri kazarak elbom-
basm gmd. Yapraklarla kamufle ettikten sonra,
gizli bir iaret koydu ve Sao Ana' nn evine kotu.
Ut, korku iinde elbombasn dnrken, maa-
radaki kardeinin durumu ktyd. Yaral ocuk b-
t n cesaretine karn, akama doru inlemeye ve
ikide bir su istemeye balamt. Nam No' nun yerine
geen Kuyen, arada srada birka damla orbayla an-
cak ocuun dudaklarn slatmaya cesaret edebili-
yordu.
Kuyen Abla, susuzluktan lyorum. Niin su ver-
miyorsun bana? diye zayf bir sesle sordu Be.
Gen kz, yanan mumu yukar kaldrd ve Be'yi
yattrmaya alt: Sen yaralsn Be. Su imemen
gerek. Yalnz bir para orba verebilirim sana. Du-
rumun dzeldikten sonra istediin kadar su iebi-
lirsin.
Hayr, ben imdi imek istiyorum. Yalnz bir yu-
dum, n'olur?
Kuyen ban evirdi ve dudaklarn srd. Be yi-
ne dargn bir sesle srdrd:
Niye bu kadar zalimsin, Kuyen Abla? Sevmiyor
musun beni artk?
Gen kz gzyalarn tutamyordu. Mumu eerek
bir tan zerine birka damla damlatt ve yaptr-
d. Sonra alamamak iin kendini zorlayarak Tam'n
yan na gitti.
Tam, dedi hkrarak; Be mutl aka su imek is-
tiyor. Ne yapacaz?
104
Olanaksz. Biliyorsun, kesinlikle su imeyecek.
Ama ne sylesem dinlemiyor. Artk onu sevme-
diimi sylyor.
Tam sustu, yle sanyorum ki, kolunu bu du-
rumda brakamayz, dedi sonunda. Ben buna ben-
zer duruml ar grdm. Bir ey yaplmazsa ok tehli-
keli olabilir. Bence kolunu kesmemiz gerek. Zaten kol
diye bir ey kalmam, et ve kemik paral ar ndan
ibaret.
Aman Yarabbi! dedi Kuyen korkuyla.
Bir kar ar vermeliyiz. Bu onun iyilii, iin. imdi
szm dinle ve arkadal arl a konu. Benim ne d-
ndm de syle onlara.
Acya dayanamaz diye korkuyorum.
Be'nin yatt yerden seslendiini iittiler: Git
syle ablal Kesilmesi gerekiyorsa kessinler, korkmu-
yorum. Tam Amcan n hakk var. Kesildikten sonra
mutl aka daha iyi olacak durumum.
Konutuklarnn hepsini iitmiti ocuk. Kuyen,
Be'nin kolunun kesilmesine bu kadar istekli oluuna
at. Ama gidip syleyemiyordu bir trl... Donmu
gibi olduu yerde kalakalmt. Ayaklar ona i taat et
miyordu. Ameliyatn nasl olacan gzlerinin nne
getirdike, yrei duracakm gibi oluyordu. Be'yi z
kardei gibi severdi. Be'nin anas, bir gn ormandaki
savalara yiyecek tarken yakalanm ve~ kukla ca-
navarl ar tarafndan karn yarlp barsaklar dar
kartlmt. Be, o zamandan beri babas ve kk
kardei Ut' la birlikte yalnz yaamaktayd. Ta Rau
yeniden evlenmek istememiti. Bu yzden, kadnsz
kal an balk kulbesi bir hayli perian olmutu. Bu-
nun iin herkes Tu Rau ve ocuklarna acrd. Kuyen
ve kzkardei Su, kimi zaman kaykla karya geip,
balknn evini temizler, mutfana eki dzen verir,
elbiselerinin yrtklarn, skklerini dikerlerdi. Tu
Rau ise karlk olarak Sao Ana' ya birka iri karides
ya da bir balk yollard. Su ve Kuyen, Be ve Ut' u ok
severler ve onlar tarafndan da ok sevilirlerdi. o
cuklar, iki kzkardein her zaman szn dinler, ne
syleseler abucak yerine getirirlerdi. Be; gerillaya
girmesi iin yardmc olsun diye Kuyen'i zorlamt.
105
Gl kuvvetli, yrekli ve anasnn cn almak iin
yanp tutuan bir ocuk olduundan, Kuyen gidip Tu
Rau ve Ba Ren ile konutu. Henz sakallar kmaya
t al amadan ellerine silah alan birok Vietnaml o-
cuk gibi, Be de ya tutmad halde gerillaya kabul
edildi. Ona verilen grevleri her zaman hakkyla ye-
rine getirdi ve arkadal ar ndan geri kalmad. Nbeti
olduu zaman, saanak halinde boalan yamur al-
tnda bile nbet yerinden ayrlmazd. Deniz kysnda
yaayan insanlarn btn zorluklara alkanlyla,
yollar ve pirin tarlalar aras nda yorulmakszn ta-
ban teper dururdu. Ku tuzaklar kurmaya alkn
olduundan, dikenli tuzaklar da byk bir ustalkla
kurard . Kuyen'e sk sk yle derdi: Abla, eer d-
manl a kar karya gelirsek, ya o lmeli, ya ben.
Bunun ikisinin ortas yok. Kuyen ona gvenirdi. Ka-
rarl aln, anasndan sz ettii zaman yaaran gzle-
ri, doru sylediine tanklk ediyordu.
Ama imdi lm deinde deildi. lk arpma-
sndan, korkun aclar veren paralanm bir kolla
syrlmt. Kuyen, ocuun bu dayanlmaz aclar y-
znden inlediini biliyordu. Kolunun kesilmesine raz
olmas, daha fazla ac ekmemek iindi. Ama yine de
bocalyor, bir trl yerinden ayrlamyordu. Tam' n
nerisini doru bulduu ve byk bir olasklkla ka-
bul edileceini bildii halde, Hay Tep'e gidip bu ne-
riyi yapmak ona olanaksz geliyordu. Be'ye hem
genliinden, hem de anasnn lmnden dolay ok
acyordu. Bir gn ona yle demiti Be:
Ben en ok pavuryal Ban Beo severim. Anam
saken bize sk sk piirirdi.
Onu ben de piirebilirim. Bir gn piirip ara-
ym seni.
Ayn akam yemei hazrlam ve ertesi gn Tu
Rau ve iki olunu yemee armt. Yemekten son-
ra kaplar ykarken, Be de gelip yanna oturdu ve
yardm etti.
ok gzeldi, dedi; ama biliyor musun, ben en
ok anam n bana tattrmak iin frndan ilk kartt
Ban Beo'lar severim.
Ve Kuyen, Be'nin o kadar sevdii Ban Beo'lar
106
hibir zaman piiremeyeceini anlad. Hatralarn ar-
d arkas kesilmiyordu. Fakat Tam' n sesi dncele-
rini yanda kesti:
Git artk Kuyen. Yoldalara sor bakalm, ne di-
yecekler? Burada byle beklersek daha kt olacak.
Kuyen, Tam' a dnd, hayr, yapamam... dedi
ve orada dikilmeye devam etti. Mumun nda, Be'
nin gzlerini kendisine evirdiini grd.
Git syle! Kolum beni ok rahatsz ediyor. San-
ki artk bana ait deilmi gibi geliyor.
Kuyen ona sevecenlikle bakt. Yanma diz kt ve
elini ocuun terden snlsklam olmu alnna koydu.
Abla, dedi Be. La Van Kau' nun kolunu kestik-
leri zaman ka yandayd? (*)
Kuyen aresizlik iinde kalm, ne diyeceini a-
rmt. Tam aklmda kalmam, dedi sonunda;
yirmi iki ya da yirmi .
Uzun sre hareketsiz kald. Sonra Be yine su is-
ter korkusuyla anszn yerinden kalkt ve d an k-
t. Yolda, ieriye doru gelen Hay Tep, Ba Ren, Nan
ve tekilerle karlat.'
Nereye gidiyorsun? diye sordu Hay Tep.
Seni aradm. Be'nin durumu ok kt. Size eyi
nermem iin...
Anlald. Hemen gidelim. Ne nereceini bili-
yoruz. ok szlanyor mu?
' ok deil. Kendini tutmaya alyor. Ancak
ok ktletii zaman inlemeye balyor. Tam, kolu-
nu yle brakamayacamz syledi.
Gidip bakalm.
Adaml ar yanna geldiklerinde Be gzlerini at
ve glmsemeye alt. Hay Tep, kolu gzden geir-
mek iin yanna oturdu. Sargy zerken Be acdan
gzlerini smsk yumdu. Tlbent ete yapmt.
Cesaretli olmalsn olum, dedi Hay Tep. Sa-
vata dileri skmak gerek.
(*) La Van Kau, Vietnam Halk Ordusunun bir
kahraman d r. Fransz smrgeciliine kar direnme
sava rasnda yaral anan kolunu kendi eliyle kes-
mitir.
107
Yava, ama kararl bir ekilde sargy zd. Be,
^yaras son derece acd halde, barmad. Hat t a
sarg zldkten sonra glmsedi bile. Grdkleri
ey, dirsee doru mosmor bir renge brnm, pis
kokulu bir et ve kemik ynyd. Hay Tep iyice gz-
den geirdikten sonra, sargy yeniden sard. Ayaa,
kalkt ve Tam' n yanma geldi:
Senin ayan nasl?
yi.
Sonra Hay Tep'in kulana fsldad: Kolunu he-
men kesmemiz gerek. Yoksa daha kt olacak.
Haklsn, dedi Hay Tep, bir sre dndkten
sonra.
Hay Tep, Nam No da dahil olmak zere, btn
yoldalar maaran n bir kesinde toplad:
Sizin fikriniz nedir? Bence onu kurt armak iin
kolunu dirsein biraz zerinden kesmeliyiz. Kararl
olmalyz. Be, korkun ac duyacak ve kolunu yitire-
cek. Ama bu onu kurtaracak. Eminim ki acya daya-
nacak. Babas burada deil. Fakat biz hepimiz kar ar
verirsek, Partiye ve babasna kar bunun sorumlu-
l uunu stlenebiliriz.
Ben kabul ediyorum, dedi Ba Ren ve kolunu
kaldrd.
Baka are yok, dedi Nan; yalnz Be'nin ame-
liyatn sonuna kadar dayanmasn salamalyz.
Kuyen sesini alaltti:
Bunu size sylemem iin beni zorlad. Dayana-
cana da sz verdi.
Bir daha sor.
Ben gidip soraym, dedi Hay Tep ve ayaa kalk-
t.
iyi ama, ameliyat kim yapacak? diye sordu
Nan. Geni azl bir kl kullanmamz gerek. Mik-
roplarn da iyice krmalyz.
Kim yapacak yoldalar? diye sordu Hay Tep.
Bir sessizlik oldu. Kimse bu ie yanamyordu.
Ya sen, Ba Ren?
Ba Ren gzlerini baka yana evirdi. Devrim iin
gerekli bir ii yapmay ilk kez reddediyordu. Onu ilk
kez bir konuda bocalarken gryorlard. Ortak as-
108
keri meseleleri iin sorumlu olan bu iriyar neeli
gen adam, birdenbire aresizlemi, akl bandan
gidivermiti. Gzn k rpmadan bi r dmann kafa-
sn tek bir darbeyle uurabilirdi. Ama bir yoldann
kolunu kesmeye korkuyordu.
Be'nin kolunun kesilmesinin szn etmek bile
Ba Ren' in yreinin burkul masna yetmiti. 'Niye Hay
Tep hemen bana soruyor?' diye dnd; ' hainlerin
grtlan kesmekten korkmadn iin, bunu da en
iyi benim yapabileceimi mi dnyor? Hayr, ya-
pamam.' Sonra yksek sesle, nasl yaplacan bil-
miyorum, dedi.
Hay Tep, Ba Ren'in gzlerinin iine bakt ve son-
ra sesini karmadan Be'nin yan na gitti.
Nan, Kukusuz hepimiz Be'ye bu hizmeti yapa-
biliriz, dedi; ama Ba Ren' in bu ii hepimizden iyi
baaracana inanyorum. Tek bir kl darbesinde ke-
silmeli kol. O zaman Be daha az ac eker.
Hepsi onayladlar. Hay Tep geri dnd:
imdi Be ile konutum. Kabul ediyor. Yalnz he-
men yaplmasn istiyor.
Btn gzler yine Ba Ren' e evrildi. Bunun ze-
rine, sanki zerinden byk bir yk atmak iin b-
tn gcn toplamak istermiesine hzla yerinden
kalkt Ba Ren.
yi, dedi; yapacam. Yalnz hemen br iki
hainin de hesabn grmemizi neriyorum. Bou bo-
una pirincimizi yiyip, suyumuzu iiyorlar, Zaten bi-
ze yetmiyor.
Bunu sonra konuuruz, diye serte szn kes-
ti Hay Tep; onlardan daha ok ey renebiliriz.
Acelemiz yok. Onlar halk mahkemesine kartmak
kukusuz en doru davrantr.
Doru, nasl olsa elimizdeler. Niye acele edelim?
dedi Nan.
Hay Tep, Nam No'ya dnd:
Gerekli eyleri getir. Tentrdiyot, sarg bezi ve
pamuk. ok dikkatli olun. Dman bu gece de talihi-
ni denemek isteyebilir.
Nan ayaa kalkt, silahn ald ve ard nda teki
gerillalar ve Kuyen olduu halde gitti. Nam No ge-
109
rekli eylerle birlikte geri dnnce Hay Tep ona, git,
su kaynat, dedi; Ba Ren' in geni azl klcnn
mikroplarn ldr. Suyu da sakla. Be sonra iebilir.
Bir ampul daha uyuturucu maddemiz var m?
ki ampul kald.
Bunlar Be iin kullanabilir miyiz?
Elbette. Geri acy kesmez, ama biraz dindirir.
iyi. Ba Ren'e syle. Her ey hazr olunca bildir-
sin bana.
Hay Tep, adaml ar ndan biriyle birlikte Be'nin ya-
n na gitti. Be, gzlerini at. Sanki 'niye bu kadar
uzatyorsunuz?' diye sorar gibiydi. Hay Tep onun il-
tesinin zerine oturdu ve tamamen olaan bir sesle,
dmann saldrlarn nasl pskrttklerini, hangi
silahlar ele geirdiklerini anlatt. Be dinlerken, gz-
leri sevinten l l parlyordu. Dilini dudakl ar nda
gezdirdi. Ah, bir yaralanmasaydm! dedi.
ok iyi olurdu tabii. Ama bunu da atlatacak-
sn. Kolunun paral anan ksmn kesersek yeter. Uyu-
turucu maddeyle ok fazla ac da duymayacaksn.
Merak etmeyin, dilerimi skarm. Yalnz bir ko-
l umu yitireceime zlyorum.
ok mu zlyorsun?
Hem evet, hem hayr, diye cevap verdi Be, ksa
bir duraksamadan sonra. Hay Tep'in yznde bir g-
lmseme dolat. Evet, diye srdrd yaral ocuk;
nk artk silahm tutamayacam. Yoksa sakat
kalmak beni o kadar zmyor. Gerillalara katldm
zaman, dman tarafndan yaralanmay ya da ld-
rlmeyi gze almak gerektiini biliyordum. Buna ha-
zrdm.
Be'nin cevab Hay Tep'i artt. nk o da bir
zamanl ar ayn eyi dnmt. Kendi kendine, 'do-
ru' diye dnd; 'eer bana gelebilecek eyleri n-
ceden bilirsen, korkmazsn. Be henz on yedi yanda.
Ama usta bir asker gibi kendinden emin.
Onunl a birlikte gelen gerillaya dnd ve alak
sesle, git bak bakalm, Ba Ren'in hazrlklar bitmi
mi? dedi.
Be anszn sordu: Ya Kuyen? Kuyen Abla nere-
de? Niye burada deil. arn onu, n'olur?
110
Peki, imdi burada olur. Gerillaya dnd ve ek-
ledi: Kuyen'i armay unutma.
Be sakinleti. Kuyen gelince, kzn elini sa avu-
cuna ald. Hay Tep yaral kolu birka havl unun s-
tne yerletirdi. Yeni bir mumu yakarak elinde tut-
tu. Kuyen, Nam No' nun krd ampul n kuru bir
'tik' sesi kardn iitti. Sonra o gcrt! Be'nin par-
maklar elini mengene gibi skyordu.
DRDNC BLM
Tkenmekte olan mumun kayalarn zerin-
de titremeye balamt. Fitil, erimi mumun iinde
bir kez daha parlad ve anszn snd. Karanlk, .ma-
aran n son aydnln da yuttu ve yzn ellerinin
aras na alm oturan Kuyen' in glgesi duvardan si-
lindi. Mum henz snmt ki, gen kz uyuklamaya
balad. Be sakin uyuyordu.
Sabah yaklamt. Belki d arda gkyz aydn-
l anmaya balamt bile. Ama maaran n ii hl ka-
ranlkt. afak vakti yaklatka, ierisi daha da so-
uk oluyordu. Su, kayalarn stndeki yerinde uyan-
dnda, souktan ayakl ar nda duyu kalmam gibiy-
di. Tuy, kollarn anasnn vcuduna dolam, ban
gsne koymutu. ocuun ayaklarn yoklad. Buz
gibiydiler. Ayaklarn stmak iin bacaklarnn ara-
sna ald. Uzun zaman yle kaldlar. Sonra yavaa
kznn kollarn vcudundan zmeye alt. Ama
Tuy, uykusunda daha sk sarlyordu. Kendisini kur-
tarmak iin btn ustaln kullanmak zorunda kal-
d. Dorularak oturdu. Bir mum arad ve yakt. Mu-
mun alevi maaran n karanln bir anda datt. Su,
elinde muml a bir sre seyretti kzn. Anasnn scak
vcudundan zlen kollar, drt ke naylon rt-
nn stnde sahipsiz gibiydiler. Su, duygulanmt.
Titrek k, kk kzn alnna dklen salarn ay-
dnlatyor, uzun ipeksi kirpiklerinde parlyordu. So-
luk alp verirken burnunun kck kanat l an titre-
iyor, krmz dudaklar belli belirsiz oynuyordu.
111
Su' nun yrei yedi yldan beri, yan kendine, ya-
r Kuzey'deki kocasna ait olan bu zeki ve sevimli kz
iin rpnyordu. Ne zaman bo kalsa, acma dolu
bakl anyl a sessizce kzn seyrederdi. Hafif soluk al-
n dikkatle dinler; alnn, kk ellerini, kirpiklerini
ve sann tellerini tek tek incelerdi. Onu bt n gn
seyretse bkmayacan sanrd, iki yl nce Su'yu
ayl arca kzndan ay rd kl an zaman ne byk bir ac
duymutu!.. Amerikallar ve Diyem'in adamlar, onu
ne oturabildii, ne de ayakta durabildii kaplan ka-
f esi ne, dizlerine kadar su dolu timsah ukuruna
atmlard. Ama bu zaman iinde ona en fazla ac
veren ey, ne hcresine serptikleri cam k nkl an, ne
de ayakl ann hissizletiren suydu. Kzndan ayn d-
mesi, onu oynarken seyredemeyii, en gevezeliklerini
duyamay hepsinden ar gelmiti. Su, Hon Dat aha-
lisinin iddetli mcadelesi sayesinde serbest brakl-
mt. Sonunda kzn yine kol l anna aldnda bir o-
cuk gibi hkrmaya balam, yz gzyalanyla y-
kanmt. Bu son yllar ne etin zorluklar iinde ge-
miti! Btn aynnt l anna kadar. Bylece kocas, ka-
rsn ve kzn daha ok sevecekti. Szgelimi tutuk-
lann, katl anmak zorunda kald ac mcadeleyi
ya da u imdiki durumunu; gndzk arpmann
yank l an hl kulanda nlad halde maaran n
derinliklerinde bekleyiini; kurun sesleri, barmalar,
dman n brts, testinin su szdrdn farkedin-
ce ya da kolu kesildikten sonra Be'nin hafif inleyi-
ini iitince duyduu znty. imdi u anda bile
gecenin sessizlii bir tuhaft. Doann, azgn dalgalar-
dan, frtnalardan sonraki sessizliiydi bu. Maaran n
ii sakindi. Buna karn, uyuyan kznn sevimli y-
zn aydnlatan elindeki mum, yoldalannn dzenli
soluk allan bir bakayd. Dncelerinin nasl ora-
dan oraya kaydn farketti. ' Herhalde o da u anda
Kuzey'de uyuyordur' diye dnd; 'kznn ve benim
bu geceyi maarada geirdiimizi bilemez. Hayr, bu-
nu aklndan bile geiremez.' Birden kocasnn mek-
tubu aklna dt ve telala elini cebine soktu. Ky-
metli mektup oradayd. Rahatl ayarak zenle Tuy' u
rtt.
112
Henz ban evirmiti ki, kk kz belirsiz ses-
ler karmaya balad. Soluunu t ut arak dinledi.
Ana!
Su, yine uyur diyerek hi kprdanmad. Ama k-
k kz, gzyalar iinde yine seslendi:
Ana! Ana!
Buradaym, dedi abucak; uyu ocuum, ben
biraz su kaynatacam.
Hayr, uyumak istemiyorum. Seninle geleceim.
Gel yleyse, dedi Su ve ona srtn dnd. Tuy,
ayaa kal karak anasnn boynuna sarld. Anas k-
zn srtna alarak bir eliyle arkadan destekledi ve
doruldu. br elinde mum olduu halde, uyuyan
gerillalarn bacakl arna basmamak iin dikkat ede-
rek dar kt. Dn sabah kurdukl ar ocam yann-
da, Tuy' u yere brakmak iin meldi. Tan stne
biraz mum daml atarak mumu yaptrd.
Anas ate yakarken Tuy uykulu sesiyle, bir r-
ya grdm ana, dedi.
rya deil, rya, diye dzeltti anas.
Evet rya. ok gzel kanatl bir peri grdm.
Tam Amca' nn dn anlatt peri olacak. Ayn Kuyen
Teyzeme benziyordu. Beni ard zaman da sesi
tpk Kuyen Teyze'nin sesiydi. Sonra kanatl ar n oy-
natt ve bana dedi ki: ' abuk srtma bin, seni baba-
na gtreceim.' ok sevindim. Ona dedim ki: 'Bek-
le, anam araym, o da gelsin.' Peri, 'olur' dedi.
Ben de kotum ve avazm kt kadar bararak sa-
na seslendim. Ama sonra uyand m ve seni greme-
dim. Onun iin seni ardm.
Su, ararak kzn szd ve sordu: Az nce ni-
ye aladn peki? Periyi grdn iin mi?
Tuy ban sallad. ri gzlerini aarak, sanki r-
yasndaki peri oradan kp gitmi gibi maaran n
azna bakt.
Ocakta ate ho trtlarla yanmaya balamt.
Alevler oynaarak, akl hl ryasnda olan kk
kzn dnceli alnn aydnlatyordu. Kznn yzne
kzl bir k saan ate, Su' nun kalbine de umut sa-
yordu. Ryay kendisi grm gibi memnundu. O
da ayn kz gibi, o kadar bekledii ve hayalinde, can-
113
landrd gelecekteki kavuma nnn mutl ul uunu
gzlerinin nnde gryordu.
Atein aydnl maaran n karanln gitgide
bastrmt. Gerillalar, gen erkeklerin derin uykusuy-
la uyuyorlard. Alevler maaran n en uzak kelerini
aydnlatyor, Kuyen'in duvardaki glgesi saa sola
kvrlp duruyordu. Su, mumu kzna verdi:
Bana k tut da su getirelim.
Tuy mumu tuttu ve bir tencere tayan anasnn
nnden yrd. Su, testilerin nne kerek, yere
daml a bile dkmeksizin, dikkatle suyu boaltt. Bu
deerli svdan yalnzca bir testi kalmt. Dn Tuy ve
Su, akam bir avu kavrulmu pirin yedikten sonra,
topu topu birer yudum su imilerdi. Kaynatlm su,
savalara ve yarallar iin orbaya ayrlmt. Su,
ne zaman tencereye su koysa yrei sklyordu. Eer
sava birka gn daha srerse, su yokluu ok kt
sonular dourabilirdi.
Elden geldiince az su imeye al, canm, de-
di Tuy'a; bak suyu mat araya koyuyorum. ok fazla
susaynca bir yudum iersin, olmaz m?.. Gryorsun,
hemen hemen hi suyumuz kalmad.
Tuy olur, dedi uysalca ve yine ocan bana
dndler. Tencereyi ocaa koydular ve Su mumu sn-
drd. Bu srada Kuyen de kendi mumunu yakm,
onlarn yanna geliyordu. Tuy'u yanandan aprtl
bir ekilde pt ve yanma oturdu. Kk k z kolla-
rn teyzesinin boynuna dolad. Ve kaygl bir sesle
kulana fsldad:
Teyze, Be lecek mi?
Samalama, niye lsn?
Kuyen, Tuy'u dizlerine oturttu ve kzkardeine
dnd:
Be.'nin durumu dzeliyor. Geri kolu kesildikten
sonra daha gszleti, ama artk ac ekmiyor. Ge-
celeyin biraz uyudu.
yi. Ama dikkatli ol. Korkarm, banda kimse
olmazsa, daha ktleip lebilir.
Sanmyorum. Soluunu hep dinledim, nabz d-
zenli atyor. Demin uyand ve afak skp skmedi-
114
ini sordu. Kolunun artk acmadn sylyor. 'Bu-
nu da atlatacam, ne dersin abla?' dedi bana.
Su, Kuyen'i dinlerken gzlerinden yalar dkl-
yordu. Tuy yzn teyzesinin gsne saklad.
Bu kadar cesaretli olduunu bilmezdim, dedi
Kuyen; ben ameliyat srasnda ona bakmaya cesaret
edemiyordum. Kolu kesilirken elimi smsk kavrad
ve gk bile demedi.
Su, bir an sessizlikten sonra: ok korkun ac
ekmi olmal, dedi; ama kendisini iyi tuttu. Kim-
bilir ne mthi acr kolu kesilince. Normal olarak tes-
tereyle kesilir, klla deil.
Ama, Dong Ke'de La Van Kau' nun kolu da...>
Doru.
Biliyor musun, dedi Kuyen, kzkardeine eile-
rek alak sesle, ameliyattan nce Be bana ne sordu?
Ne sordu?
La Van Kau' nun o zamanl ar ka yanda oldu-
unu sordu. Ben de kesin olarak bilmiyordum ve yir-
mi iki, yirmi olmal dedim. Sonra bana: 'Kau da-
yand, ben de dayanrm." dedi.
Su, artk kendini tutamyordu. Ceketinin yeniyle
gzyalarn sildi. Tuy da hkrmaya balad.
Kol kesildikten sonra Nam No ile birlikte ala-
dk. Ama Hay Tep alamad. Be'yi kollarna ald. Za-
vall ocuk baylmt. Hepimiz lesiye korkmutuk.
Sonunda gzlerini at zaman yle ferahladk ki, bu
sefer sevinten neredeyse biz baylacaktk.
Su ayaa kalkt: Ben onun yan na gideyim. Sen
burada kal ve tencereye dikkat et Kuyen. Sonra her
mat araya eyrek litre koyarsn, yalnz eyrek litre.
Su gitti. Tuy, teyzesinin kollarndan syrlarak
anasnn peine takld. Kuyen yanan odunlar kar-
t rarak bekledi. Su kaynamaya balaynca, tencereyi
yere indirdi ve d dehlize doru yrd. Her admda
glgeler daha belirsizleiyordu. Karanla karn,
maaraya biraz sabah girmekteydi. Geceyi uy-
kusuz geirmesi onu baya sersemletmiti. Ryada
gibi gryordu. Heyecan gemiti. Ne kadar mca-
delen' bir gn olmutu dn!.. Ve arkasndan uykusuz
bir gece. Bu 24 saat iinde yrei ka kez kayg, sev-
115
gi, korku ve sevin ile arpmt! Karanla karn,
hi aranmakszn doru Nan' n yerine gitti. Her za-
man biraz ekingen davrand halde, bu kez ona sm-
sk sarld. Nan nce ard, ama sonra hemen an-
lad. Rasgele bir sevgi gsterisi deildi bu. O da her
zamanki gibi davranmad. Kz pmedi bile. Ban
kendi omuzlarna dayad. Sonra yavaa kzn omuz-
l ar ndan tutarak biraz geriye ekildi. Gen kzn y-
zn avular arasna ald ve dikkatle yzne bakt.
Alacakaranlkta iyice yzn seemedii kzn solu-
u yzn okuyordu. Neler duyduunu gzlerinden
okumaya alt.
Niin bu kadar mutlusun, Kuyen?
Kuyen kollarnn aras nda kprdanarak mrl-
dand: Yok bir ey... gerekten yok...
Gerei sylemek gerekirse, duygularn kendisi
de tam zmleyemiyordu. Belki dman birlikleri-
nin maaran n nnde haykrlaryd onu byle duy-
gul and ran ya da sak narak su datan kzkardeinin
durumu, ya da Be'nin ameliyat srasnda ellerini sm-
sk kavray. Belki de hepsi birden.
Ya sen, gece uyuyabildin mi Nan?
Evet, biz nbetlee uyuduk. Bylece herkes bi r
para uykusunu ald.
Biz de Nam No ile yle yaptk. O gece yarsna
kadar Be'nin banda bekledi. Gece yarsndan im-
diye kadar da ben bekledim.
ok daha iyi. Korkudan deliye dndm, biliyor
musun? Btn nbet boyunca gsn yokladm ve
soluunu dinledim.
Bu geceyi atlatm olmas iyi bir belirti! Ben de
ok kayglanmtm.
Kuyen, Nan' n kemerinden matarasn ald ve
Hafife silkeledi. Tek daml a bile su yoktu iinde. Ses-
sizce btn mataral ar toplad ve vine maaran n a-
zna doru yrd. Tam maaran n azna gelmiti
ki, Nan' n heyecanla haykrdn iitti:
;
Dikkat! Geliyorlar!
ki ya da siyah glge maaran n azndan ie-
ri atldlar. Kuyen bir duvar girintisine gizlenmek is-
terken, birisi bir elme takt ve yere kapakland. Son-
n e
ra bir tomson ate etmeye balad, arkas ndan teki-
ler. Siyah glgelerin anszn nasl aklp kaldklar-
n, sonra sendeleyip yere ykldklarn ancak izleye-
bildi. Yandaki bir ukura doru srnd. Karsnda
Toy'un dorulup birka salvo daha ate ettiini g-
rnce, demin kendisine elme takp hayatn kurta-
rann o olduunu anlad.
Maaran n girii yine boalmt. Baka dman
askeri gelmiyordu. Ama anszn yine glgeler maa-
rann nnden ok gibi frlayp getiler. Elbombalar
ieriye uarak, kayal ara arptlar.
Bombalar yerde yuvarlanyorlard. Daha onlar
patl amadan yeni bombalar dt ieriye. Gkgrl-
tsn and ran patlaylar, maaray bir anda du-
man, bomba paral an ve uuan kaya paral anndan
bir cehenneme evirdi. Kuyen' in srtna bir ey arp-
t. Yaral olup olmadn anl amak iin srtn yok-
lad. Patl amal ardan sersemlemiti. Keskin kokulu bir
barut duman ndan gz gz grmyordu.
Nan anszn bard:
Geri ekilmeye hazrlann! Ben ba nnca ieri
koun!
Maara, yeni patl ama sesleriyle sarsld. Dnk-
nn tersine, bugn dman maaraya girmeye al-
myordu. Maaran n girii nnde srayarak MK3
bombalarn ieri atyorlard. Daha baka askerler de
bir kayann ardna gizlenmiler, oradan savuruyor-
lard. Maaran n darack boluunda patl amal ar y-
le kuvvetli bir basn yapmt ki, Kuyen sanki ze-
rinde ok ar bir ta varmcasna boulacak gibi
oluyordu.
Srekli ate altnda, kayal ann arkasndaki siper-
den aynl p maaraya ekilmek zor bir tasanyd. Nan
vygun bir an bekliyor, fakat MK3'ler gz atrmyor-
du. Patl amal ar ksa aralklarla srp gidiyordu. Bir
ara henz dorulmutu ki, yine kendini yere atmak
zorunda kald. 'Bu ilk bomba frtnasnn hemen ar-
d ndan saldracaklar ve biz hibir ey yapamayaca-
z' diye dnd. Bir elbombas kard ve bard:
Elbombalannz hazrlayn!
'Eer leceksek, burada d anda onlarla birlikte
117
leceiz' diye dnd ve buna hazrd. Fakat ans-
zn patl amal ar birden kesildi. Hemen ayaa frlad,
tomson' unu kavrad ve darya bir MK3 frlatarak
haykrd-
imdi!
Var gleriyle ieriye kotular. Nan ksa salvo
atlaryla onlar koruyarak arkal ar ndan geliyordu.
Maaran n giriindeki ilk dnemeten sonra durma-
larn emretti. Elbombalar buraya kadar eriemiyor-
du ve kayalar patl amal arn etkisini kesiyordu. Nan
adaml ar na yetiince onlarn bardn iitti:
Kuyen nerede?
Nan haykrd: Kuyen! Kuyen!
Cevap yoktu. Geri dnd ve maaran n azna
doru atld. Toy bard: Hayr Nan, brak ben gi-
deyim!
Ama Nan keyi dnmt bile. Bir dnemeten
brne srnerek nianlsna seslendi. Bu srada
aya bir eye taklarak tkezledi. Kuyen'di bu. Kar-
nnn stne yatm, kol l an altnda kalmt. Korkuy-
la kz dorultarak soluk alp almadna bakt. Al-
yordu. Vcudunu yoklad. Kan yoktu. Silahn omu-
zuna atarak kz kollarna ald ve eilerek ieriye
doru kotu.
imdi dars bsbtn aydnlanmt. Koyu kr-
mz, izgili bir ksa pantolon giymi dev gibi bir yz-
ba, bir elinde tabancayla adaml ann ileri sryordu:
Haydi bir daha! Sandklardaki btn elbomba-
l ann atn!
Askerler ak sandklara doru kotular. Yepye-
ni MK3'leri kartarak dattlar. Herkes ikier tane
alyordu. Dikkatle maaran n iki yanna dizildiler.
Kapslleri dileriyle ekecekler, maaran n giriinin
nnden srayarak, bombal an ieriye atacaklard.
Dn Amerikal iki dan man gelmiti. Sabah ka-
ranlnda yzba askerlerine, Amerikallann plan-
lad youn saldn hareketi iin 40 sandk elbom-
bas ta mal ann emretti. Her sandkta 20 elbombas
vard. On sandk imdiden boalmt, yani 200 elbom-
bas atlmt. Maaran n azn dumanl ar rtm-
t. Kimsenin bir ey grd yoktu. Ama yzba de-
' 118
vam etmelerini emrediyordu. Adamlarn ayaklar ko-
maktan yorulmutu. Hatta kapslleri ekmekten di-
leri bile aryordu.
Dman 40 sandk elbombasn bitirdiinde gne
iyice ykselmiti. Dumanl ar yere kmeye balam-
t. Yzba adaml ar na maaraya saldrmalar emri-
ni verdi. Ama adaml ar duraksyorlard.
Allah belanz versin! diye bard fkeyle. e-
ride hepsi ldler. Daha neden korkuyorsunuz?
12'lik kolt' unu eline al arak adamlarn kenara
tti:
ekilin yolumdan, domuz srs! Ben kendim
gireceim ieri. .
Kendinden emin admlarla maaran n azna
doru kotu. Muhafzlar da ayn gvenle onu izledi-
ler. Ayan maaradan ieri att anda suratnn
tam ortasna bir kurun yedi. Geriye doru kayk-
larak yere dt. Atelemeye frsat bulamad ta-
bancasn elinden drd ve dumanl ar arasn-
da k vranmaya balad. Vcudu, kafasna tokmak
yemi bir balk gibi rpnyordu. Muhafzlar onu
orada b rakarak yoku aa kamaya baladlar.
Yzbann yz, ksa pantol onunun renginde bir ka-
na bulanmt. Hl yeri rtmekte olan duman, i-
man cesedini yava yava gzden yitirdi.
Kuyen! Kuyen!
Su, kollarnn arasndaki kzkardeini ayltmaya
urayordu. Gen kzn gzleri hl kapalyd.
Tuy aresizlik iinde baryordu: Teyze! Teyze!
Su, kzkardeinin vcudunda yara bulamad. Nan
doru sylemiti: Kuyen patl amal ar n etkisiyle bayl-
mt. Su, kzn gsn serte ovdu. Ama Kuyen h-
l kprdamyordu. Ablasnn kol l an aras nda cansz
gibiydi. zlm sal an yerlerde srnyordu. Su,
Be iin yapt gibi onun iin de bir mum yakt. K-
zn yz soluk n altnda kire gibi bembeyazd.
Yay gibi kal an hafife atlm, dudaklar, sanki
konuurken sz kesilmi gibi yan ak kalmt. le-
siye korktu Su. Kollannn aras nda sanki bir zaman-
l
l arn kk Kuyen'ini tutuyordu. Eskiden onunla hep
o urar, kzkardeini anasnn bir zamanl ar kendi-
sine syledii ninnilerle uyuturdu. Babasn, frtnal
bir leden sonra kukla milisinin niformal asker-
leri aras nda dalara gtrlmek zere evinin nn-
den geirilirken, topu topu bir kez gren ayn kk
sevgili kzkardeiydi bu. Babalarn dada kuruna
dizmilerdi. Kzkardeini kucana alp merdivenler-
den indirerek az m mango aalar aras nda gezdir-
miti? Kuyen biraz bydkten sonra, Su en ok
onunl a oynamay severdi. reklerinin byk bl-
mn hep ona ayrr, en tatl mangolar yemesi iin
ona verirdi. Ve imdi o ayn Kuyen kollarnda can-
sz gibi yatyordu. Su, kendi grevi olan suyu payla-
t rma iini kzkardeine brakt iin kendi kendine
lanet okuyordu.
Tuy, Kuyen' in bacakl arna sarlm, gzlerinden
sel gibi ya dkerek kendini ldrrcesine alyordu.
Kuyen soluk alyordu hl. Su var gcyle ovuturup
duruyordu. Anszn Kuyen' in bt n vcudu sarsld,
gz kapaklar titreti ve gzleri yan yarya ald. Su
sevinle haykrd:
Gzlerini at! Gzlerini at! Bir eyi yok! Son-
ra hkrmaya balad: Kuyen, yavrum benim! Bu-
radaym, yanndaym!
Gen kzn gzleri iri iri ald. Baklarn uzun
uzun kzkardeinin ve tekilerin yzlerinde gezdirdi.
Hibirini tanyamam gibiydi. Sonra, daha uykusu
varm gibi yeniden gzlerini yumdu. Su, korkuyla
kzkardeinin ban kaldrd. Dudakl arnda bir g-
lmseme belirtisi farkeder etmez rahatl ad. Kuyen
t ekrar gzlerini at. Bu sefer iyice kendine gelmiti:
Neredeyim? diye sordu zayf bir sesle.
Maara elbet. Hibir ey anmsamyor musun,
Kuyen?
Ah, evet. Kuyen dorul arak oturdu ve korkuy-
la vcudunu yoklad:
Neremden yaralandm?
Yaral deilsin.
Deil miyim? Ben de bir elbombas paras isa-
bet etti sanmtm. Mat aral ar ne oldu?
120
Sonra elini gsne bastrd: Buram acyor, de-
di. Sonra kendini yeniden Su' nun kollarna brakt.
Su mrldand:
Patlamalardan... belki bin tane bomba attlar,
dn bir kez. lmemen byk ans.
Kuyen kzkardeine bakt ve fsldad: Hl ora-
dal ar m?
Evet, ama ieriye giremediler.
Ben baylmtm, deil mi? ok srd m? Kim
beni ieri getirdi?
Nam No sze kart: On be dakikadan beri bay-
gnsn ekerim. Seni }eri getiren de Nan tabii.
Dnebiliyor musunuz, hibir ey anmsaya-
myorum, dedi Kuyen, aknca.
Elbette anmsayamazsm. Biz koarak geri ekil-
dik ve sen o ukurda kaldn. Senin yokluunun far-
kna vardmzda, Nan seni aramak iin, hi dn-
meden cann tehlikeye att. Az daha ge kalsayd,
sonun gelmiti, km!
Kuyen yine glmseyebiliyordu. Yzne renk gel-
miti, l mn izi yanakl ar ndan silinmi ve yine can-
lanmt. Haylaz glmseyii, sanki 'ben sizi kandr-
dm, leceime nasl inanabildiniz?' der gibi dudakla-
r na yaylmt. Kendini yine iyi hissettiini hepsine
kan tl amak istercesine ablasnn kolunu iterek ayaa
kalkt. Ama Su onu smsk tuttu, yatana gtrd
ve yatrd. Tuy neeyle ellerini rpt. Gzyalarnn
aras ndan sevinci belli oluyordu. Anas gittikten son-
ra kk kz yataa trmand. Teyzesinin yanma otu-
rarak, elini kck avul arna ald ve sevgiyle ok-
ad. Kuyen onu kendine ekerek gzyalarn sildi.
ldm m sandn?
Tuy ak kalplilikle ban sallad. Yataa uzan-
d, gzlerini yumdu ve kollarn, bacaklarn gererek,
ayn byleydim dedi abartmal bir tavrla. Sonra
hemen yine doruldu. Bir avu tatl pirin ald ve tey-
zesinin avucuna koydu:
Al, sana armaan m olsun. Ye bunu.
Kuyen dkmemek iin dikkatle elini kaldrd ve
bu yetmez, dedi; bunun hepsini bir yututa yiye-
bilirim ben.
121
Kalan hepsi bu, karln verdi Tuy, utanarak.
aka yaptm sana, - canm benim. Ben istemem
bunu. Al sen ye. Bir avu daha vereceim sana.
Ama Tuy bu ie yanamad, azn a, diye em-
retti ve birka pirin tanesini teyzesinin azna zorla
tkt. Kuyen baharl pirin tanelerini inerken olan-
lar anmsamaya alyordu: Anszn maaran n a-
znda beliren dman karaltlar. Ona elme takan
Toy. ukura girerken duyduu sersemletici patlama.
Belki hemen bundan sonra baylmt. 'Doru, hemen
ondan sonra' dedi. Anmsamt. 'Demek insan bay-
lnca byle oluyor. Hibir ey duymuyor' diye avuttu
kendini. Nam No' nun szleri aklna gelince iinde bir
sevin dalgasnn kabardn duydu. Onu almak iin
geri koan ve kollarnda tayarak kurt aran Nan' d.
' lrm diye korktu. imdi yine darda dmanl ar
pskrtyor. Belki de ayldmdan haberi bile yok'
diye dnd.
Bomba sesleri kesilmiti. Yalnz arada srada tom-
son veya garand sesleri geliyordu. Kuyen birden aya-
a kalkt. Ayaklan yere deince gsnde keskin bir
ac duydu. Su grnd:
Nereye gidiyorsun? Ne oldu?
Hi... Yalnz gsmde bir sanc var.
Yat, dinlen biraz. imdi dolaamazsn! Su kz-
kardeini yine yatrd ve ekledi:
Ben imdi maaran n azndan geliyorum. Hep-
si emniyette ve sapasalam. dman saldrsn
pskrttler. Nan senin kendine geldiini duyunca
ok sevindi. Seni tam o srada oradan almasnn b-
yk bir ans eseri olduunu syledi. nk asl d-
man saldns hemen ondan sonra balad.
Ama hl silah sesleri iitiyorum.
Bunlar bizimkiler. llerini toplamaya alan
dmana ate ediyorlar.
Kuyen rahatlad. Gzlerini kayal ann aras ndan
szan soluk a evirdi. D anda silah seslerinin ke-
silip kesilmediine kulak verdi. Tam bir sessizlik var-
d. Sonra kalabalk seslerin yaklatn iitti.
Nan ieri girdi. Birka saniye ayakta dikilerek
kendisini grmeyen nianlsna bakt. Zayf yz ka-
122
sildi. Alnndan dklen ter damlacklar gmleinin
yakasn slatyordu. Kuyen' in dalgn dalgn yeri sey-
rediine sessizce gld. Sonra anszn ileri doru at-
larak kzn ayan yakalad. Kuyen irkilerek ayan
ekti ve yay gibi dorul arak oturdu.
Sersem! Beni korkuttun!
Ya sen nesin? Daha kendine geldin gelmedin,
hemen kstahlamaya baladn. Aferin dorusu!
Beni orada yapayalnz braktnz ve geri ekil-
diniz.
Nan eliyle kaya kntsna t ut unarak onun yan-
na kt. Silahnn dipii grltyle kayaya arpt.
Silahn ald ve azn pskrterek kendini Tuy' un
stne brakt. Kk kz katla katla glmeye ba-
lad. Nan yatt yerden nianlsna bakt:
Doru. Ben seni ld sandm, dedi.
lr mym hi? Sen olmasaydn, ben yine tek
bama ieri srnrdm.
Ben olmasaydm, imdi seni tarl adan patates s-
ker gibi yakalayp gtrmlerdi. Nankr yaratk!
Madem yle, niin nankr yarat kendi kade-
rine terk etmedin? Niye onu geri getirmek iin bunca
zahmete girdin?
Nan gld ve bir ey sylemedi. Tuy, ban kar-
n na dayam olan amcas r ahat etsin diye bir fare
gibi kmltsz yatyordu.
Seni ieri tadktan sonra zerimize yzlerce
elbombas attlar. Arkasndan saldr balad. Adamn
birini tam alnnn ortasndan vurdum. Feleini ar-
d. Ayanda kan renginde bir ksa pantolon vard.
Cesedini almak iin iki adam daha geldi. Dat onlar-
dan birini temizledi. imdi frtnadan sonraki sessiz-
lik. Ba Ren ve Hay Tep nbetteler.
Nan gzlerini yumdu. Kuyen onunla biraz daha
konumak istiyordu, ama sonra cayd. Birka sani-
ye sonra uyumutu Nan. Kuyen, Tuy' un altndan -
kabilmesi iin nianlsnn ban kaldrd. Boynundan
rtsn zd ve katl ayarak bann altna koydu.
Alnndaki ter damlacklarn sevecenlikle sildi ve ses-
sizce oturarak uyuyuunu seyretmeye balad. imdi
o uyurken sevgisini gsterebilirdi artk. Vcudunun
123
her yan nda sabahki arpmann izlerini grnce
gzleri yala doldu. Siyah ksa kollu gmlei omu-
zundan yrtlmt. stnden keskin bir barut kokusu
yaylyordu. Dirsekleri soyulmu, kayal ar kollarn s-
yrmt. Belki de onu aramak iin srnd srada
olmutu. Kuyen kzkardeinin antasn arad. Bir i-
e tentrdiyot kartarak nianlsnn yaral ar na sr-
meye balad. Henz iini bitirmemiti ki, bir radyo
sesi iitti. Bir yerlerden Hay Tep'in sesi geliyordu:
Gelin! Gelin! Ho Amca'y dinleyin!
Her yandan sevin lklar koptu. Sonra ayak
sesleri yaklat.
Kalk, kalk, Nan! dedi Kuyen. yrei heyecanla
arparak.
Ne var? Ne oldu? diye korkuyla yerinden fr-
lad Nan.
Radyoda Ho Amca konuuyor, abuk!
Nan silahn kaparak yerinden frlad. Tuy ona
kotu. Boynuna sarlarak srtna kt. Kuyen yere
atlad ve sese doru kotu. Nan ve Tuy da ard ndan
kotular.
Hay Tep transistorlu radyoyu yarallarn yatt
keye gtrmt. Btn yoldalar onun bana top-
landlar. Hay Tep, Be ve Tam' n aras na oturarak
radyonun sesini ykseltti. Bakan Ho' nun sesi iitildi.
Maarada baka t kmyordu. Yalnz bu scak ve
berrak ses:
1961 ylnn balad gn, Kuzey'de, lkemizin
ekonomik al anda yeniden inas ve sosyalizmin ku-
rul uunda yedi yl tamaml anm oldu. Bu arada G-
ney de, etin mcadelelerle dolu yedi kahramanl k y-
l yaad. Amerikan emperyalistleri her yola bavura-
rak lkemizi bir yeni smrge yapmak istiyorlar. Fa-
kat Gney' deki yurttalarmz klelie kar kendile-
rini savunuyorlar. Amerikan emperyalistleri ve uak-
lar Diyem Klii, felaket ve yastan baka bir ey ek-
mediler...
Birisi hkrmaya balad. Bu Su'ydu. Kuyen de
gzyalarn tutmaya alyor, fakat baaramyordu.
Ve az sonra, Bakan' n sevgili sesi maaray ve y-
reklerini doldururken, hepsinin gzlerine yalar doldu.
124
Szleri daha iyi anlayabilmek iin kendilerini tutma-
ya almalarna karn, her cmle yeni gzyalar-
na neden oluyordu. Heyecanlarn nasl frenleyebilsin-
lerdi? Yalnz sesin tonu yetiyordu. nk O konuur-
ken, Hon Dat' n bu ssz kesindeki yeenleri, ortak
dmana kar amansz bi r lm-kalm mcadelesi
iindeydiler. Ho Amca' nn sesi transistrden maa-
radaki bt n yreklere dklyordu:
Gney'deki 14 milyon yurttamz, Amerikan em-
peryalizmine ve uakl arna kar savamak iin ce-
saretle ayaklandlar. Onlarn mcadelesi Kuzey'in
tam desteine ve bt n dnyadaki ilerici halklarn
sempatisine sahiptir. Onl ar zafer stne zafer kaza-
nyorlar. Kuzey Vietnam halknn gzleri, her zaman
kahraman Gney'in, anayurdumuzun bu almaz tun
duvar n n stnde olacaktr.
Srtnda Tuy'u tayan Nan yldrm arpm gi-
biydi. Vcuduna bir titreme yayld ve boazna bir
eyin takldn duydu. Kuyen iyice ona yaslanmt.
Gen kzn eli nianlsnn elini smsk kavramt.
Tam, salam ayann zerine kalkm, srtn maa-
ran n duvar na dayamt. Bir kaya kntsn t ut an
elleri titriyordu. Be salam kolunun stnde dorul-
mutu. Onun arkas nda oturan Su, ocuu omuzla-
r ndan destekliyordu. Btn yzler gzyalarndan
srlsklamd.
Bu akam su tkenmiti. Yarallarn orbasna
bile yetmiyordu. Hay Tep kal an suyunu Su' ya verdi.
Yalnz birka yudum imiti. Ona uyarak herkes son
daml a suyunu Su' nun tasna boaltt. Ama tas ancak
yarya kadar dolmutu. orba ok koyu olacakt. Oca-
a gidince, birden kz iin ayrd eyrek litre su
geldi akl na ' Bununla Tam ve Be iin olduka iyi bir
orba yapabilirim' diye dnd. evresine bakt.
Tuy ortalkta yoktu. Tas bir kayan n zerine koya-
rak, yarya kadar dolu bir ieyi eline ald. Bir an
duraksayarak, 'Tuy ne iecek?' diye sordu kendi ken-
dine. Bir yanda yarallar, br yanda kz vard. So-
nunda ieyi ar ar tasa boaltt ve sessizce ocaa
125
doru yrd. Tavann iine biraz pirin koydu ve
pirinleri ykayamad iin zld. Orada ylece di-
kilerek orbann pimesini beklerken, su ii ona git-
gide daha tehlikeli gzkyordu. Geri hepsi bunu
dnyorlard. Ama Su bunu kendine daha fazla
dert ediniyordu. Bu onun huyuydu. Yemek ve su iin-
den o sorumlu deildi. Ama aile iinde olsun, yolda-
l ar arasnda olsun, imdiye kadar kendi payn hep
bakalarna vermiti. Su, mutluluu anasnn, babas-
nn, kzkardeinin ve yoldalarnn mutl ul uunda ta-
dyordu. Ana olunca her eyini kk kz iin ayr-
maya balad. Maaraya girdiklerinden beri herkes-
ten daha az su imiti. Dn leden bu yana yalnzca
bir yudum. Ve kimse bunu bilmiyordu. Susamad
iin deil; tam tersine, biraz nce bir avu kavrulmu
pirinci yedikten sonra susuzluktan yanmaya bala-
mt. Ylanbal Irmann berrak akn dnd.
Gece karanlnda su al mak iin oraya gitseler ne
olurdu? Olanaksz bir ey deildi bu. Nihayet d-
man, rma boydan boya kontrol edemezdi.
orba kaynamaya balaynca. Su bir kaba ey-
rek litre doldurdu ve Tam' a gtrd. Sonra Be'ye or-
basn kak kak iirdi. Dudaklarn sildikten sonra
Be, bana azck su verir misin? diye sordu. Su, ona
gerei sylemek zorunda kald. Be'nin gzleri dald
ve sustu. Ona pek inanmyor gibiydi. Su, ocuun
salarn okad; hi kalmad, canm, dedi; ama
bu gece dar kp senin iin getireceim.
Getirince, bana hemen azck verir misin abla?
Elbette, sz veriyorum.
Gitmek isterken Be elini tuttu ve yalvard: N'o-
l ur gitme. Yanmda kal. Yalnz kalnca lesiye skl-
yorum.
Su yine yerine oturdu ve gzlerini tavana dikerek
konutu:
Bugn leyin Ho Amca'y dinlerken, sanki bu-
r ada yanmzdaym gibi bir duyguya kapldm. Ba-
na yle geliyor ki, benim kolumun kesildiinden ha-
beri vardr. Sahi sylyorum, onu dinlerken, bizim
burada lm-kalm sava verdiimizi ve suyumu-
zun tkendiini bildiinden emindim.
126
Demek ki Be de ayn eyleri dnmt. qcu-
un elini tuttu:
Kukusuz Ho Amca, btn ilemizi ve btn
mcadelemizi biliyor. Ne dediini anmsyor musun:
'Gney, etin mcadelelerle dolu yedi kahramanlk
yl yaad' dedi. O, bizim hakkmzda her eyi biliyor,
inan buna.
Sesinin azck nasl titrediini farkettin mi? Onu
dinlerken bir kol yitirmenin o kadar nemli bir ey
olmadn anladm. Beni asl kzdran ey, bir d-
man bile ldremeden daha ilk arpmamda yara-
lanm olmam...
Takma kafan buna. Birok tek kollu insan m-
cadeleyi srdryor.
Eer yine iyileirsem, gerillalarn yannda kal-
mam isteyeceim. Ve yeniden birleme gn hayat-
ta olursam, Ho Amca'y\a bir mektup yazacam ve be-
nim u u gn, u u saatte kolumun kesildiini ve
Hon Dat maarasnda onun konumasn dinlediimi
anlatacam. Ne dersin, ona btn bunlar yazaym
m?
Be'nin dnceleri Su'yu hayretler iinde brak-
mt. Karlk vermeden nce bir an dnd:
Elbette yazabilirsin. Ama yeniden birleme gn-
ne kadar beklemek niye? iyileir iyilemez, hemen
yaz.
Be sevincinden comutu. Ama sonra kalarn
att. Yok, yok, imdi olmaz! dedi. Ona mektup
yazmaya layk olacak bir i yapmadm ki. Sen yaz
ona.
Neler konuuyorsun? Tabii layksn sen buna.
Yok yok deilim!
Be gzlerini maarann tavanna dikti. Dn-
celerini takip edebilmek olanakszd. Bakan' a yaz-
mak istiyor muydu, istemiyor muydu? Ama kendi d-
ncelerinden ve Su' nun szlerinden memnun oldu-
u akt. Ik daha lgnleti. Darda hava karar-
mak zere olmalyd.
Su, Be'nin yzn artk seemiyordu. Yalnz ha-
fif soluunu iitiyor, avucundaki elinin scakln du-
yuyordu. Bir mum yakmak istedi, ama Be kar kt.
127
Ne gerei var? Mumlarmz arur etme.
Su hareketsiz kald. Dizlerini ekerek glgeye
oturdu ve sann rglerini zd. Omuzlarna d-
en salar yere deiyordu. Onlar ne ald ve ayr-
maya alt. Salar son derece sk ve ipek gibiydi.
Onl an rmeden nce iyice taramay hi ihmal etmez-
di. Salannm sanki ayn bir ruhu ve ayn bir hayat
vard. Hatta Su iin, onl an byle tararken, ayr bir
sesi bile vard. Parmaklarn sal annm aras nda do-
latrmay ok seven kocasn anmsatyordu ona. Sa-
larm ykarken su dken anasn da. Sao Ana, kimi
zaman azarlamasna karn, severek yapard bu ii.
Yine salanm on gndr ykamadn Su, derdi. Ya
da bana su dkerken, daha sk ovala kzm, daha
sk, derdi. Su, anasnn bu sevgi gsterisini anmsa-
ynca glmsemekten alamad kendini. Anasnn im-
di evde tek bana olduu dncesi ac veriyordu
ona. Salann henz rmt ki, Kuyen'in seslendi-
ini iitti. Mumu ve akma Be'nin avucuna koydu
ve istediin zaman yakarsn, diyerek d an kt.
Kuyen, kolunu ablasnn omuzuna dolayarak f-
sldad: Trong ve Ba Ren bir keif gezisi iin maara-
dan dan ktlar.
Ne zaman?
Hemen imdi.
Tuy nerede?
Hay Tep'in yannda.
ki kz maarann azna doru yrdler.
Sen misin Su? diye sordu Hay Tep.
Evet.
Ana, dedi Tuy.
Olduun yerde kal Tuy, ben buralardaym. Sy-
lesene bana, Hay Tep karde. Bizi burada daha ok
tutacaklar m?
Hi ekilip gidecee benzemiyorlar. Bu akam
Dat, maarann stne trmand ve yukanya ktle
halinde saman karttklann grd. Acaba niyetleri
nedir diye soruyorum kendi kendime.
Herhalde bizi dumana bomay deneyecekler-
dir, dedi Kuyen.
Olabilir. Son iki gn iinde giritikleri zahmete
128
baklrsa, ne pahasna olursa olsun bizim iimizi bi-
tirmeye kararllar. 20 kiinin bir maaraya snmas,
onlar iin bu kadar byk bir ey olamaz. Ama, bu-
rada ve her yerde halkn moralini bozmak istiyorlar.
Onl an buradan pskrtmek, bu yzden ok nemli.
Eer su bulabilirsek ve kydeki adaml anm z da inat-
bir siyasal mcadele yrtebilirlerse, zafer bizim
olabilir. Dmann zaaf, ilelebet burada kalamamas.
Bizim iin kt olan ey ise, kyle balantmzn ke-
silmi olmas. ,
Adamlarmz onlar r ahat brakmayacaktr, de-
di Su. Tam an kyde. Karn ve tekiler de ne yap-
malar gerektiini biliyorlar. Su konusuna gelince:
Trong ve Ba Ren keif gezisinden dnnceye kadar
bekleyelim. Eer rmaa yaklaabilirlerse, bu ii biz
kad nl ar yaparz. Biz testi tamaya daha alknz.
Bakalm.
Hay Tep transistorlu radyosunu at ve Hanoy' i
buldu. Bir lavta sesi ve Hiyen Lung Kylarnda
t rksnn ilk notalar iitildi. Mzisyenlerin sanki
btn kalpleri, lavtann tellerine dokunan parmakla-
rnn hareketiyle btnleiyor ve her notann nabz
atyordu. Ara sra, kesilen bir soluk gibi tek, yapayal-
nz bir ses. Sonra bu ses, daha yank, daha cokun
yeniden balamak zere yava yava snyordu. Duy-
gulu, uzun bir itiraf gibi. Gen bir kz sesi, algla-
rn titreimleri aras nda trksne balad.
Kuyen, Su' nun enesinin yumuak temasn omu-
zunda ve ellerini kal al arnda hissetti. Su' nun ok
duygulandn anlyordu. Trk, kadn ve erkein
karlkl ballndan sz ediyordu. Sanki zel ola-
rak Su iin yazlmt. Kuyen ve Su, bu trknn sz-
lerini bir kez yazmlard. Ama Kuyen, ablasnn onu
sylediini hi iitmemiti. Trk bittikten sonra Su.
daha uzun sre hareketsiz kald. Sonunda kzkarde-
inin omuzl ann b rakarak Tuy' a dnd:
Haydi uyumaya gidelim ocuum.
Tuy kollann uysalca anasnn boynuna dolad.
129
Geri dndkleri zaman beni ar. Ben Tuy' u yata-
a gtryorum," dedi Su.
Srtnda ban omuzuna dayayan ocuu olduu
halde ieri girdi. Uyudun mu Tuy? diye sordu yol-
da. Ensesinde kznn hafif, scak soluu, ald tek
karlk oldu. Su, onu uyand rmamak iin zenle y-
rd. Kendilerine yatak grevi gren kayann st-
ne kt ve kzn hafife iltenin zerine brakt. K-
k kz uyumaya devam ediyordu. Ufack yumrukla-
r sklmt. Bir igdyle bir an anas na sarld,
sonra brakt.
Su boynundan rtsn zerek kznn stne
rtt. Gece serindi. Ceketini de kartarak, Tuy sn-
sn diye stne rtt. zerinde yalnzca siyah, ksa
kollu, ince bir gmlek kalmt. 'Suya gitmek iin ok
iyi', diye dnd. Tuy'u zenle rtt. Elfenerini ald
ve kt. Tuy arkas ndan seslenmedii halde, nedense
bir an gitmekte tereddt geirdi. Sanki doa st bir
g onu tutuyordu. Ayak parmakl ar n n ucuna ba-
sarak yeniden geri dnd. Kznn stne eildi ve
soluunu dinledi. Sonra ferahlayarak gitti. Adam-
lar henz geri dnmemilerdi.
Uyudu mu? diye sordu Hay Tep.
Evet.
ocuk olmak varm. Hibir sava onlar uyu-
maktan alkoyamyor
Kuyen rahat oturamyordu. Niye dnmyorlar?
Balarna bir ey gelmesin? diyerek bir kayann s-
tne oturdu. Tam bu srada Trong' un sesini iittiler:
Hay Tep, neredesin?
Buradaym, bu yana gelin!
Parti Hcresi Sekreteri, kk keif gezintisinden
dnen Ba Ren ve Trong' u karlamak zere ayaa
kalkt; ne oldu? diye sordu.
Su getirmeye hazrlann,- dedi Ba Ren; kamp
br kyda. Bu yanda hibir ey yok.
Emin misin?
Yzde yz. Ama durum deimeden hemen git-
meliyiz.
Haydi yleyse. - dedi Su. Testiler br yanda m
Kuyen?
130
Evet.
-Sen gidemezsin Kuyen, diye Hay Tep araya
girdi. -Bugnk baygnlnn etkisi daha gemedi.
Ama hibir eyim kalmad, diye kar kt gen
kz.
-Sen burada kalacaksn. dedi Ba Ren, karal
bir sesle.
-Hakknz var. Kuyen sen burada kal. Git, Nam
No'yu ar. Benimle o gelsin, dedi Su.
Gen kz istemeye istemeye boyun edi. Bir sre
sonra Nam No ile birlikte geri dnd. Ba Ren iki ka-
dn uyard.
Bundan sonra artk hi konumayacaksnz. Bir
kedi sessizliiyle bizi izleyeceksiniz, anlyor musu-
nuz?
Trong tomsonunu omuzuna att: Haydi gidelim!
tki kadn pantolon paalarn dizlerine kadar k-
vrdlar. Testileri balarna yerletirdiler ve Trong ile
Ba Ren' in ard ndan yrdler. Maarann azndaki
Nan ve nbetteki br adamlar, dikkatli olmalar iin
onl an yeniden uyardlar.
Su' nun burnuna barut kokusu dolmutu. Dan-
ya ktklarnda maaran n boucu havasndan kur-
tulmu olarak, derin derin soluk ald. Arazinin ak
Lir yerini eilerek abucak getiler. Su en arkaday-
d. Elleriyle bandaki testiyi tutuyordu. Hindistance-
vizi korul uuna gelince ad ml ann yavalattlar ve
karanl kta dikkatle yrmeye devam ettiler: Anszn
bir elfenerinin nlerinde karanl deldi. Sessiz-
ce eildiler. Sadece on metre nlerinde bir grup as-
ker geiyordu. Sonra k snd. izmelerin inedii
kurumu yaprakl ann trts yava yava uzaklat.
rman kysna doru yol l anna devam ettiler. Suya
varmak iin bir kumluu gemeleri gerekiyordu.
Trong ve Ba Ren, silahlarn atee hazr durumda tu-
tarak, iki kadna aaya inmelerini iaret ettiler. r-
maa nce Nam No vard ve testisini suya daldrd.
Su, abuk abuk onu izledi. Kar kyda dman as-
kerlerinin konumalarn iitiyorlard. Askerler adr
l annda kt oynuyorlard. Su soukkanllkla testi
sini doldurdu. Yannda Nam No, avucuyla su iiyor
131
du. Sonra testiyi bana yerletirdi ve yoku yukar
kmaya balad. Su da birka yudum imek istedi.
Ama sonra cayd ve abucak Nam No' nun ard na ta-
kld. Yeniden hindistancevizi koruluuna geldiklerin-
de, Su kendi kendine, ' her ey yolunda gitti' dedi. Ba
Ren ve Trong ndeydiler. Su yine en arkada kalmt.
Ellerini ne doru uzat arak ilerlemeye alyordu.
Buna karn birka kez aa kklerine taklarak t-
kezledi. Az kalsn deerli suyu dkyordu. Yeniden
bir aa dal ma taklarak tkezleyince testiyi indir-
di ve suyun d an dklmesini nleyebilmek iin pal-
miye yaprakl an arad. Testiyi bana henz koymu-
tu ki, birok el feneri birden ayn anda yanarak gz-
lerini kamatrd. Bir asker sal anna yapt ve
onu zorla geriye ekerek yere drd. Drt asker
birden zerine atlarak baladlar. Astemen Ba,
adaml ann n yakalad yabanc kadn grmek ze-
re, elinde silah olduu halde yanat; Daha nce Hon
Dat' ta bul unmu olan biri ksn, dedi.
Bir asker ne kt. Ksa bir baktan sonra, aha
Su bu! dedi.
Tanyor musun?
Evet. Halis bir Vietkong.
Astemen karanlk bir yzle kadnn yakasna
yapt, enesini geri itti ve homurdand: Byle mi
senin adn?
Evet.
Kimlerle birlikteydin?
Birka arkadala... Ama onlar imdi maaraya
vardlar.
Suyla birlikte mi?
Elbette.
Subay vahi bir kahkaha att: Gzel! ok gzel!
Su ona anl amadan bakt. Adam ellerini ceplerine
soktu ve her szcn zerine zenle basarak: Yani
rma zehirlemitik de! dedi.
Su' nun bir an nefesi kesilir gibi oldu. Bilin d
bir hareketle, maaraya doru komak iin ne atl-
d. Ama bir tek adm bile ilerleyemedi. Bir asker sa-
l ar na yapmt. Subay alayc bir tavrla sntti:
Komann anlam yok, dedi; btn yoldalarn
132
geberecekler, anlyor musun? Haydi, mar! Gtrn
bunu!
Askerler Su'yu srklediler. Dalan salar ne-
redeyse topuklarna deiyordu. aresizlik iinde di-
renmeye balad. Onu Hon Dat dandan uzaklatran
her adm kurun gibi ar geliyordu. Avaz kt ka-
dar bararak. Nam No' nun getirdii suyu imeme-
leri iin onlar uyarmak istedi. Ama askerler hemen
azn kapattlar. Umutsuzluk iinde kzn, kzkarde-
ini ve yoldalarn dnd. Anszn, olduu yerde
kal arak nbetilerinin suratl ar na tkrd:
Canavarlar! Korkaklar!
Temen, silahnn dipiiyle kudurmucasma vu-
rarak onu yere ykt. Elfenerinin nda tutsan
yerde aladn grd. Sen de Vietkong olacaksn,
ha? diye alay etti; bir dipikte ul umaya balyor-
sun.
Su ona nefret dolu bir bak frlatt: Dipik y-
znden aladm sanma, alak! Ben adamlarmz
dnyorum.
Zam, Su' nun yakalan haberi zerine sevincini
gizleyemiyordu. Yatann zerine oturarak dikkatle
sa kolunu oynatt. adrnn iinde birka adm y-
rdkten sonra, eilerek dar kt. Ranger' ler rma-
n kar kysndan geri dnmlerdi. Su'yu dipik
darbeleri altnda rmaktan geirmiler ve birok de-
fa yere ykmlard. Irman suyu kzn ancak dizle-
rine geliyordu. Ayaklar plakt. Salar hafife su-
yun zerinde yzyordu. Kar kyya geldiklerinde,
fenerlerini yzne tutan askerlere kmseyerek bak
ti. Lks lambalarn kaldrdklar zaman, Su, kar-
snda anszn, sol elini enesine dayam, sa eli as-
kda, hareketsiz duran Zam' grd.
Su onu hi grmemi gibi yoluna devam etmek
istedi. nnden geerken birdenbire brd Zam:
Dur. dii kpek!
Su baklarn evirmeden durdu. Zam ona do
r bir adm att ve gzlerini ksarak szd:
imdi tandn m beni?
Su gururl a ona bakt ve karlk vermeksizin ka
fasn evirdi. Zam bard:
133
Orospu! Ben de kyamete kadar maarada ka-
lacaksn sandm. Ama oradaki bayanl ar ve baylar
susadlar, deil mi? Ve bylece yine karlam ol
duk. Seni bir defa serbest brakmtm,- ve buna kar
lk hemen yine Vietkong'a kotun.
Su cevap verdi: Bakyorum, sen de hi deime
missin.
Ne demek istiyorsun?
Yine eskisi gibisin. Bir temenin bu kadar pis
azl olabilmesi, halkn size 'serseriler ordusu' adn
t akmakt a ne kadar hakl olduunu gsteriyor.
Zam fkeden kpkrmz oldu. Klcn ekerek gz
lerinin nne tuttu ve uzun uzun parlak demiri sey
retti. Sonra kalarn atarak yeniden klfna soktu.
Balayn unu bir diree! diye bard
Ranger' ler bir srk bulmak iin kotular. Sonra
sr rman kysna aktlar ve Su'yu smsk ba
ladlar. Zam, gen kadnn evresinde hindi gibi ka
bararak dolayor ve dilerini gcrdatyordu.
En iyisi, senin karn n yarp, cierinin bykl
gne bakmak, dedi; (*) Ama o zaman da ok a
buk leceksin. Bunun iin seni birka gn daha ya-
atp, sonra yoldalarnla ayn mezara atacam, di-
ye ekledi.
Topuklarnn zerinde sert bir dn yaptktan
sonra adrna doru yrd. pleri inceledikten son-
ra askerler de gittiler. Yalnz bir tek adam, Zam'n
adrnn nnde nbeti kald. Naylon ip Su' nun kol
larn gitgide daha kt kesiyordu. Dizleri akltala
rnn zerindeydi. Uzun salar srtn ve ayaklarn
rtmt. imdi bulunduu yerden, az nce grn
mez olan denizi grebiliyordu. 'Ay ykseliyor' diye
dnd ve gzlerini iyice aarak, ay nda parl
dayan dalgalar seyretmeye alt. Bir dakika sonra
Zam' n klcn, kendisini smsk tutan ipleri, yaknn-
da bir aa bir yukar dolaan nbetiyi unutmutu.
Denizin l l yanan dzl zerinde dalgalarn
ykselip alalndan baka bir ey grmyordu. De
(*) Eski bir Vietnam inancna gre, karacier,
insan vcudunda cesaretin bulunduu yerdi.
i:54
nizin btn kprtlar, bu enginlik iinde ona canl
gibi geliyordu. Altn renkli dolunay giderek daha yk
seklere trmanmt. Mavilikler iinde asl olgun bir
mango meyvesi gibiydi. Hava durgundu. Arada esen
lk bir meltem, denizin tuz kokusunu tayordu bur-
nuna. Rzgr, Su' nun siyah ipek bluzunu kurutmu,
salaryla oynuyordu. Sahile dklen ay nda, diz
km gvde ve ba stnde ykselen direk, kes
kin izgileriyle gze batyordu. Az sonra salan rz-
grda dalgalanmaya balad. Direk neredeyse gzden
kaybolmutu. Kzn ay al tnda prl prl parla
yan salar vard yalnzca. Vakit ilerledike rzgr
daha iddetlenmeye balad. Su artk denize bakm-
yordu. Gzlerini, hemen zerine yklacakm gibi g
rnen Hon Dat Da ktlesine evirmiti... Oradaki-
lerin balarna gelebilecekleri dndke lesiye
korkuyordu. Hepsi, zehirlenmiler miydi? O susuz-
lukta, Nam No' nun getirdii suyu imekten onl an ne
alkoyabilirdi ki? Ah, Nam No, kardeim, seni ldr-
dler' diye dnd. Kendisinin de bu durgun sudan
birka yudum imek zere olduunu anmsad. Evet,
tabii, su durgundu! Suyu al dkl an yerde, her zaman-
kinin tersine hi aknt yoktu. Evet, onlar zehirle-
mek iin bent yapmlard. 'San, sevgilim' dedi iin-
den; ' dnebiliyor musun? Dmanlarmzn ne ka-
dar ahlaksz ol dukl ann dnebiliyor musun?' .
Ay nda ykanan gecede, S kocasyla konu-
maya balad. Kocasnn bir defa sahilde sal ann y-
kamas iin ona yardm ettii yerin tam buras oldu
gunu anmsad. Sonra karsnn salarn kendi elle
riyle taramt. O zaman bu yerde ne kadar mutluy-
du! imdiyse her ey bakayd. yle sk balamlar-
d ki, kollarnda duygu diye bir ey kalmamt. Te
menin dipikle vurduu yer acyordu. Ama onu asl
lgn gibi korkutan ey, duyduu byk kaygyd.
Kendi bana geleceklerden deil, yoldalar, kzkarde-
i ve kz Tuy iin korkuyordu. Btn gece gzlerini
yummad. Ay gkyznde ykseldi, ykseldi ve ar-
kal arda bir yerde yok oldu. Fakat iindeki kayg bir
an bile azalmad. Ancak sabahn alacakaranlnda,
nnde akan rmak tatl bir sesle mrldanrken ba-
135
ni gsne brakarak bitkin durumda uyuklamaya
balad. Denizden esen meltem, dalgalarla oynad
gibi, ipek salaryla da oynamaya devam ediyordu.
Uyand z man ortalk aarmt. Askerler a-
d rl ar ndan kyorlar, rman banda oyalanyorlar-
d. Zam, yannda iki yanke subay olduu halde, bas-
ton yutmu git i yryerek yan na geldi. Amerikal-
l ar Su' yu bir sre seyrettikten sonra ngilizce konu-
maya baladlar.
Gzlerindeki yrtc havaya karn gzel bir ka-
dn bu Vietkong.
Ya, gzel bir para!
Askerler suya girdiler. ki Amerikal gzlerini
Su' dan ayrarak askerleri izlediler. ki asker, onlar
srtna alp rman kar kysna tad. Zam arka-
sna dnd. Su'yu grnce geriye doru birka adm
att:
Biraz sabret yosmam. Bugn seninkilerin hep-
sini maaradan kartacaz.
Kolu hl askda olduu halde yoku aa indi.
Bir asker onu da srtnda karya geirdi. Bugn Zam
yine i bandayd... Su onun gidiine bakt. Yrei
delice arpyordu. Yannda yalnz birka adam kal-
mt. Yemek piiriyoriar ve yan gzle onu seyredi-
yorlard. Ocan evresine oturmular, arada bir gen
kad na ehvetli baklar frlatyorlard.
Bize bylesi hi dmez.
Yazk ki Vietkong!
Su, sylenenlere bir yandan sinirleniyor, bir yan-
dan da eleniyordu. Denizi seyrederek susuyordu.
Gn ilerliyordu. Dalgalarn pembeye alan yan-
slar henz altn rengine brnmemiti. Gn mo-
ru pembelemeye balad. Geceleyin seemedii birok
eyi, imdi bu sabah serinliinde grebiliyordu. Ay
ndan sonra, gnn renkli klan onu starak
Hon Dat' btn gzelliiyle gzlerinin nne serdi.
Doduu ve salkl grnn lezzetli meyve-
lerine borlu olduu bu yeri snrsz bir sevgiyle se
viyordu. Burada onu anas, imdi kendisinin kzma
syledii ninnilerle uyutmutu. Parti bayran se-
136
iamlamak iin burada yumruunu kaldrm ve Par-
ti yesi olduktan sonra ana-babasm, kocasn, ocu-
unu, kzkardeini ve yoldalarn daha bilinli sev-
mesini renmiti. Varlnn bt n zerrecikleriyle
kendini Hon Dat' a bal hisediyordu. rk merdi-
venlerinde oturarak, aalar aras ndan denizi, ky,
tarlalar ve her akam yamal ar nda beyaz balkl
kularnn karartl ar gzken Ba Te Dan seyretti-
i, srklar stne kurul mu o eski ev, onun eviydi.
Yrei hi bu sabahki kadar Hon Dat iin arpma-
mt. Dizlerinin zerinde lm beklerken, hayat ve
yeni bir sabahn klaryla ayd nl anan bu vatan top-
ran daha ok seviyordu. Kumluk sahile vuran g-
ne, altn klarn eik bambu kamlarna sayordu.
Tm balk ky klar iinde ykanyordu. Su, ba-
lk kulbelerinin daml ar stnde tten dumanl ar
grd. Hat t a alarn siyah ipleri arasnda parlda-
yarak rzgrda titreen naylon ipliklerini bile see-
biliyordu. Gne nlar imdi ona da erimiti. Gz
lerinde parlyor, dank salarna, yuvarlak omuzla-
r na dyordu.
Scak gne nlar anszn atl ar gibi oldu. Ma
gara yaknlarnda iddetli bir ate balamt. Su rk-
t ve ban evirdi. Ate gitgide iddetleniyordu. Oto-
matik tabancalar, ksa salvolu tomsonlar, aralkl t-
fek sesleri. Askerler rmaa doru geri atlarak, Hon
Dat ynne komaya balamlard. Su kendi yolda
l ann n silah seslerini tanynca gzleri snrsz bir se-
vinle doldu. Bartlar arasnda silah seslerine dik
katle kulak Verdi. Yrei mutl ul uktan yerinden frla-
yacak gibiydi. Ayaa frlamak, ellerini rpmak, ip-
lerini paral amak istiyordu. inde, bir ses, 'Yayor-
lar! Yayorlar! Savayorlar!' diye haykrd.
Yokuta duran paral askerlerden biri sylendi.
Bu Allann belas kurunlar, birkamz daha sed-
yeye yatracak.
Ya bize anlattklar zehir hikayesi ne oldu?
Bo laf. Allah bilir, suyu iip hibir ey farket-
memilerdir. Irman, ne kadar geni ve uzun oldu-
unu grmyor musun? Btn suyu zehirlemek mm-
kn m?
137
Birden Su geldi askerin aklna. Tehditkr bir ta-
vrla ona dnd ve parman uzatarak bard:
Ama sen hi sevinme! Senin iin kurtulu yok.
Su ona sert bir bak frlatarak karlk vermek
istedi. Sonra ' aldrma' dedi kendi kendine. Seviniyor-
sa kendi kaderi iin deil, yoldalar sa olduu iin
seviniyordu. Onlar savayorlard ve demin Zam'n
syledii gibi srkleyerek d an kartamayacaklar
d onlar.
Birden silah sesleri durdu. Bir makineli tfek
uzun bir at yapt. Dman karlk verdi. 'Hi de fe
na deil' diye dnd Su; ' herhalde yine dnk gibi
olacak'.
atma yine kzmaya balaynca, Su bir grup
askerin yarallan sedyelerle palmiye koruluuna ta-
dklann grd. Ben demedim mi? diye bard
Su' nun yanndaki nbeti. Sonra ky boyunca sedye
tayanlarn yanna kotu:
Hey, bu kim?
Cevap gelmedi. Sedyeciler yavaa yoku aa
indiler ve sedyeleri kumlarn zerine braktlar. Ya-
rallar arasnda bir de Amerikal vard. Bacaklann
delice saa sola savurarak ba nyordu. Sedyeciler ter
lerini siliyor, zar zor soluk alabiliyorlard.
Lanet olsun! Yukardakilerin hepsinin aehirli su-
yu iip ldklerini syledi temen. 'Doru maaraya'
dedi. Sonu ne oldu? Alt l, be yaral. Bu Yanke
de yzde yz atalarna kavuacak.
Nasl? Yanke'ler de mi maaraya girdiler?
Yok canm. Yalnzca bir serseri kurun.
Amerikal, acyla kvranyor, elleriyle kumlar
avuluyord. Sonra boazndaki h nl t kesildi, ba-
caklar birka kez sarsld ve kafas geriye dt, mi
feri yzne kayd. Bir asker, zerine eilerek parma
n burnuna tuttu ve seslendi: Bunun ii t amam!
ld m?
ster istemez soluk al maktan vaz geti artk
Ranger' in sesi ilgisiz ve souktu. Bacaklann get
mi, ellerini kal al anna dayam, Amerikaly seyre
diyordu. Yaknlardan birisi bard:
138
Hey, onu buraya getir! Yoksa daya yiyecek-
sin!
Bu da ne demek oluyor? Bir tek o mu var? Bi-
zim yarallar nde gelir!
Sedyeciler drt yaral Ranger ! al arak kar ya-
kaya getiler. Kan, rman suyunu kzllatrd. Su,
yarallar yan ndan geerken arkal ar nda kum zerin-
de braktklar damla daml a uzun kan izlerini gr-
d. l yanke de bu yakaya getirildi. Sallanan kafa-
sndaki miferi zlerek, suya dm ve akntya
kaplmt. Su, ksa bir an adam n kahverengi sala
rn ve eri burnunu grd.
Silah sesleri seyrelmeye balamt. Su imdi kor
kun eylerin olacan seziyordu. Btn cesaretini
toplayarak beklemeye balad. Kocasnn szleri ak
bir ekilde kulaklarnda nlyordu: Her eye hazr
lkl olalm. O zaman katlanamayacamz ey yok
tur. diyordu. Ve Su da ona cevap verdi: 'Peki, syle
diin gibi yapacam. Kendime gveniyorum sevgi-
lim. Bu sefer seni artk gremeyeceim. Geri dnd
gn zaman zlme. Seni seviyorum ve btn bu yedi
yl iinde beni ve Tuy' u dnmekten vazgemediini
de biliyorum. Geri dndnde beni bulamaynca
mutsuz olacaksn. Kzma bana ve beni bala. Tuy'u
yeniden grrsen, onu benim sevgimin bir armaan
olarak al. Ona dikkatle bak. Onda beni yeniden bu-
lacaksn. Onun ne olacan bilmiyorum, ama eminim
ki yaayacak. nk yoldalarmz ellerinde silahla
nyl a oradalar...' San' la byle konuurken Su. onun
rrerekten yannda olduuna inanyordu. Sonra ana
sn ve kzkardeini dnd: 'Ne yapyorsun imdi,
ana? Bahede mi alyorsun?.. Domuzlar m beli
yorsun? Seni gndr grmedim, herhalde bundan
sonra da hi gremeyeceim. Tuy' u benim iin byt,
ana! Tut ki, o bir zamanlarn kk Su' sudur. o za
man ayn ben senin yanndaymm gibi olacak. Ku-
yen, bacm benim. Nan' la mutl u olacaksn. yi bi r
gen ve iyi bir komnist o. Ben dnnzde olmaya-
cam. Zarar yok. Ben de sizinle birlikte mutluyum.
nk sizin hayatnz umut dolu, biliyorum. Btn
grevlerini iyi yap! Anamn yan nda benim yerimi al!
139
Tuy'la ilgilen! Onu beni anmsayarak sev, olmaz m
bacm?' Sanki anas ve kzkardei de yanaldaydlar
ve onu iitiyorlard. Sonra sevecenlikle seslendi: 'Oh
Tuy, sen yaa, e mi yavrum! ' Hayalinde kzn sm-
sk kucaklad ve pt.
Su, doru tahmin etmiti. Korktuu oldu. O hl
ocuunu dnrken maara ynnden birka as-
ker koarak ona doru geldiler. Bir tanesi iplerini
zd ve emretti:
Ayaa kalk!
Su dorulmaya alt, ama baaramad. Kollar
ve bacaklar kendinin deil gibiydi. Askerler onu a-
kllarn zerinde srklediler. Irmaa vardklarnda.
Brak beni, ben kendim giderim, dedi Su. Ancak ba-
caklarn birok kez ksp gerdikten sonra yryebil-
di. Suyun iinde ar ar ilerledi. Kar kyda bir as-
ker maara ynn gstererek ne geti. br sor
du:
Seni nereye gtrdmz biliyor musun?
Hayr!
Komutan seni yukarya maaraya gtrmemizi
emretti.
' Bana ne yapmak istiyorlar' diye kendi kendine
sordu Su; 'yine ne domuzluklar dnyorl ar acaba?
Greceiz. Ne yaparl arsa yapsnlar, bana boyun e-
ri iremeyecekler.'
Palmiye koruluuna gelmilerdi. ki asker Su'yu
komutan n nne srklediler. Kahverengi derili, ke-
mikli bir surat. Komutann ba akt. Ustalkla ke-
silmi, zenle t aranarak briyantinle yaptrlm sa-
larn gstermek istiyordu herhalde. Bir elinde g-
m sapl, cilal ksa bir denek tutuyor, ayn askeri
hareketlerde kukla generallerden grd gibi br
eline tklatp duruyordu. Zam ve br dalkavuklar
da evresine dizilmilerdi. Su'yu grnce komutan
ciddileti. Gen kadn tepeden t rnaa szdkten son-
ra deneini yine br avucuna tklatt. Sonra iren
bir srtkanlkla seslendi:
Ne? Byle gzel bir yzle Vietkong'a m al
yorsun?
Su kafasn evirdi.
140
Senin Kuzey'de bir kocan var, deil mi? diye
sordu komutan. Gryorsun ya, senin hakk nda her
eyi biliyorum. Onunla bt n ilikilerini kesmeyi red-
dettiini de biliyorum. ok gzel, ok gzel. Sadk bir
kadn.
Su susuyordu. Komutan ak bir zevkle devam
etti:
1
Kocandan ayrlmay reddettiin iin sana kz-
dm sanma. Tam tersine, bunun iin kutlarm seni.
Ama dorusu Vietkong'la altn iin kutlayamam.
Delilik bu! Aka intihar!
Su hafife glmsedi. 'Bu eski trkden baka
syleyecek bir eyin yok mu? Senin gibileri bu tr-
ky sk sk okudular bana' dedi iinden.
Ama komutan susmaya hi niyetli grnmyor-
du. Gzel konutuunu kan tl amak istiyordu herhal-
de. Uzun uzun personalizmden (*), sosyal kalkn-
ma dan, kendisinin ve adaml ar n n en iyi temsilcisi
olduklar Ngo Dinh Diyem'in Ulusal hkmetinin
byk glerinden falan sz etti. Sonunda szlerini'
yle bitirdi:
Kocan bekleme. Yeniden birleme olmayacak.
Amerika Birleik Devletleri ve biz burada olduumuz
srece olanaksz bir ey bu.
Su, daha fazla kendini t ut amayarak cevap verdi:
Bu, sizin ve Amerikallarn istei. Ama biz, yani
halk, bu konuda baka trl dnyoruz. Er ya da
ge sizi yok edip lkemizi yeniden birletireceiz!
Ne? Bizi yok edeceksiniz, ha! Komutan gzleri-
ni yapmack bir korkuyla iri iri aarak gld. Bak
hele! Ne zaman balayacaksnz bu ie? diyerek ma-
aray gsterdi; yoldalarn en ge yann drt ayak
stnde srnerek buraya gelecekler. Bizi yok etmek
ha!.. Kimlerle? Azdan dolma tfeklerinizle mi?
(*)Diyem kliini ideolojik adan desteklemeye
alan felsef teorilerin bir blm olan insan hay-
siyetine tapma, (Nan vilden bir kavram. Buna gre,
sosyo-ekonomik geliim, siyasal zgrlklerden nce
gelir; ekonomik kalknma yksek bir zihni, ahlak ve
ruhi hayat uruna feda edilebilir.
141
Yanlyorsun. Onlar maaradan kartamaya
caksnz!
Komutann alayc glmseyii dudaklarndan si
lindi. Yz bembeyaz oldu. fkesine hakim olabil
mek iin bir an sustu ve sonra adaml arna dnd:
Mikrofon hazr m?
Hazr komutanm.
Komutan geni bir el hareketi yaparak -u tara
i a gtrn bunu! dedi.
Zam' n adamlar Su' yu ileri doru ittiler. Komu
tan ve Zam aceleyle onlar izlediler. Psikolojik sava
ksmndan sivilceli yzl gen bir temen elinde mik-
rofon olduu halde orada bekliyordu.
Komutan Su' ya doru yrd. Dinle, dedi; im-
di sana bir anlama neriyoruz. Cannn sence bir de-
eri var m? Eer var diyorsan, hayatnn korunaca-
na dai r sz veriyorum sana. Yok diyorsan o zaman
gnah benden gitti. Hemen temizleteceim seni. im-
di cevap ver. Derhal!
Su, komutann gzlerinin iine bakt: Kimse l-
mek istemez, dedi; ben niye isteyeyim.
Komutan yine srtt. Bak, bu iyi ite. Demek ha-
yat seviyorsun. ok gzel, dedi ve deneiyle maa-
ray gstererek szlerine devam etti: O zaman iimiz
ok kolaylat. Sen imdi, yalnzca teslim olduunu ve
brlerinin de senin gibi yapmalarm syleyeceksin.
Onlara, sana iyi davrandmz ve silahlarm brakp
maaray terkedenlerin hepsinin de ayn muameleyi
greceklerini syle. Hepsi bu kadar. Kabul m?
Komutan susarak cevap bekledi. Gen subay mik-
rofonu Su' nun azna tuttu. Zam birdenbire ban
klfndan ekerek gen tutsan yanna gitti. Komu-
tan ellerini arkas na balam, Su' nun her hareketini
gzlyordu. lm karsnda istenileni yapacandan
emindi. Onun yerinde kendisi olsa. cann kurtarmak
iin daha neler yapard kimbilr? Gen ve gzel bir
kadnn gz gre gre hayattan vazgemesini ola-
naksz gryordu. Kendisi hayata o kadar balyd ki!
Ama Su yerinden kprdamyor ve an petei gibi ufak
delikleri olan kk bir yumruk byklndeki mik
rofona bakmyordu bile. Yoldalarnn maarann
142
birka adm gerisinde olduklarn ve onu iyi iitebi-
leceklerini biliyordu. Komutan sabrszlkla enesini
oynatt:
Evet mi? Hayr m?
Su, ne doru bir adm att; - peki, konuacam,
dedi.
Maaradaki adamlar, silahlar atee hazr yeni
bir saldry bekliyorlard. Dmann bir saldrs ps-
krtlm, sonra da yeni bir ey olmamt. Bir saat
ten beri saldran yoktu. Ama dman hl oradayd.
Hindistancevizleri koruluunda saa sola kouan as-
kerleri gryorlard. Silah elde haz r beklemekten
baka are yoktu.
Su yakalanp hemen ldrlm olmal. dedi
Nan, Hay Tep'e.
Yakalanm olmas ok mmkn. Ama dn gece
hi silah sesi iitmedik.
Sonra sustu Hay Tep. Dn geceden beri, hep n-
ceden grlemeyen duruml arl a karlamt. nce
Nam No geri dndnde sanclanm, yz sararm
ve boncuk taneleri gibi ter dkmeye 'balamt. Bir-
denbire iine bir kuku den Hay Tep, kza rmak-
tan su iip imediini sordu. Gen kz ban sallaya-
rak yere ykld. Hay Tep parmakl ar n boazna so-
kunca, kz iren bir sv kusmaya balad. Suyun
zehirli olduunu bylece anladlar. Kusmak Nam No'
nun hayatn kurtarmt. Bir sre baygn kaldktan
sonra dzeldi. yu hemen dktler. Bylece susuz-
luk sorunu zlmemi olarak kald. Sonra Su' nun
ortadan yok oluu. Gece kimsenin gzne uyku gir-
medi. Tuy gece yans na doru uyanarak, ana, ana!
diye szlanmaya balad. Anas her zamanki gibi ya-
nna gelmeyince alad ve ancak Kuyen gelip onu sal-
lamaya balaynca yatarak yeniden uykuya dald.
Ertesi sabah kk kz anasn hibir yerde bulama-
ynca yine alamaya balad. Kuyen ona anasn k-
ye yolladklarn sylemek zorunda kald. Su' nun kay-
bolmas hepsinin ine byk bir korku drmt.
Dayanlmaz bir eydi bu. ldrldn grmekten
143
daha ktyd. nk bana ne geldiini bilmiyor-
lard. Ba Ren ve Trong maaraya girer girmez onun
yokluunu farketmiler ve aramak iin hemen geri
dnmlerdi. Her alla, her hindistancevizi aac-
nn dibine baktlar. Onun da Nam No gibi zehirlen-
diine emindiler. Sonunda, Nan da araman n yarar-
szln grerek geri dnmeye raz oldu. Hindistan-
cevizleri koruluunun her bir kesini aratrmlar,
fakat en ufak bir iz bile bulamamlard.
Btn geceyi merak iinde geirdiler. Herkes,
kendini sorumlu hissediyor, kendini sulu gryordu.
Kimisi onun yerine gitmedii iin kendi kendine k-
zyordu. Her ne kadar tek bir kurun atmamsa da,
tm yiyecek ve iecekleriyle o uramt. Onun var-
l, sakin yry, dzenli hareketleri hepsi iin
scak bir sevecenlik ifade ediyordu. Daha henz k-
ck bir kzken, sevimliliiyle herkesin kalbini ka-
zanmt. Dere gibi, yaprakl ar gibi, meyveler gibi, o da
ruhu ve gvdesiyle Hon Dat' a aitti. Gzellii ve iyi
yreklilii kyn gururuydu. Bu kadar da deil; ko-
casna sadakatiyle btn ky kadnl arna bir rnek-
ti. Btn etin zorluklar iinde, kynn ve kylle-
rinin en^ zlmez bir parasyd o.
Hay Tep sarslm, perian olmutu. Geri herkes
bu kavgada kendi payn ortaya koymutu. Ama Su,
kocas Kuzey'e gnderilen bir gen kadn olarak her-
kesten fazla ekmiti. Daha iki gn nce ona, oku-
mas iin kocasnn mektubunu uzatmt. Parmakl ar
nasl titriyordu!.. Gzleri nasl umutl a parlyordu!..
kinci kez yakalandnda sylediklerini anmsad.
Hayatm da kaybedecek olsam, piman deilim. Ama
Tuy, zavall yavrucuum! Ayrca, yeniden birleme
gnnde beni gremeyince San da ok sarslacak.
Hay Tep tecrbeyle biliyordu ki, devrimin etin
zamanlarnda, hep byle kad nl ar kard. Onlar, ko-
mnistliklerinin onurunu ve lkelerinin namusunu
korumak iin her eye hazr olurlard. Gelecekteki
mutluluklarna layk olmak iin kocalarna bal ka-
lrlard. Kimse onlardan daha byk bir inanla sa-
vaamaz, daha byk bir sabrszlkla yeniden birle-
me gnn bekleyemezdi.
144
Hay Tep iin Su, bu kadnlarn en tipik rneiy-
di. Geceleyin Tuy' un anas na nasl seslendiini iitti-
inden beri, savan grevleri omuzlarna daha byk
bir arlk bastrmt. Sabahleyin arpmalar yeni-
den balaynca da kayglar silinmedi. Hemen maa-
rann azna gitti. Dman yine her zamanki gibi
pskrttler. in tuhaf yan, bu sefer saldrganlarn
delice maaraya girmeye almalaryd. Ve bu kez
daha fazla l brakmlard. ou yakn mesafeden
vurularak srtst dt... Bouna ikinci bir saldry
beklediler. Ama ortalk durgundu. Arada bir makineli
tfek tarakas iitiliyor, fakat dmann glgesi bile
grnmyordu.
Dikkatli olun! dedi Hay Tep. Yine neler plan-
ladklarn bilmiyoruz.
Gne domutu. Kuyen herkesin kavrulmu pi-
rin payn datmaya balad. Yaral dman asker-
lerinin can ekimeleri sona ermiti. imdi, yeni do-
an gnein altnda cansz yatyorlard. Hindistance-
vizleri koruluunda, bir bekleyi iinde olduklar bel-
li olan askerler dolayordu. Arada srada bir maki-
neli tfek at iitiliyordu. Sonra yine sessizlik. Ku-
larn t, bir sincabn palmiye aacn trmalay,
denizin uzak uultusu iitilebiliyordu. Bu skc ve
rktc sessizlik herkesi kuruntul u yapmt. Par-
makl ar hep tetikteydi. Gri glgeler gzkr gzkmez
sessizlik sona erecekti.
Kayalar ardndaki gerillalar, kurunl ardan hibir
dman n kurtul amayacana giderek daha fazla
inanmlard. Maarann girii, nian almak iin bu-
lunmaz bir yerdi. Serinkanl olmak ve iyi nian almak
yetiyordu. Maarann iyi ve kt yanlarn gittike
daha iyi tanmlard. yi yan, mkemmel b
;
r savun-
ma mevzii olmasyd. Kt yan ise suyun yokluu.
Nam No az kalsn lecekti bu yzden. Su da bu yz-
den ortadan kaybolmutu. imdi herkes grtlanda
bir yanma hissetmekteydi. Her arpmada ter d-
kyorlar ve sonra susuzluk bir kat daha artyordu.
Ba Ren fkeden deliye dnmt. Namussuz itolu
F. 10 145
itler! diyordu. Irma zehirleyecek kadar kuri
mular!
Kuyen'in orada oluuna bile aldrmadan vaV
almam birka kfr daha savurduktan sonra
&S
'
lahnn nne den tek bir dman askerini bile k^
rmayacana erefi zerine yemin etti. Dn ee*
sudan dnerlerken geride kalmad iin, gsn
yumruklayarak kendi kendine lanet okumaya bala-
d. Ne bileyim? nden gidersek, dmanla nce biz
karlarz diye dndm, dedi.
Hata benimdi, dedi Hay Tep. Irma zehirlemi
olabileceklerini dnmedim. Onlarn bu gaddarl
da yapabileceklerini dnmeliydim.
Birden sustu. Darda nce madeni bir zrlt, ar-
kas ndan da bir ses iittiler:
Dikkat! Dikkat!
Maarann sessizlii iinde hoparlrdeki ses ku-
laklarda nlad:
Dikkat! Dikkat! Cumhuriyet ordusu, maarada-
ki Vietkong' lara bildirir. Arkadanz Nuyen Ti Su
elimize dmtr. Kendisi Ulusal Hkmetin hakl
davasna katldktan sonra, imdi sizlerle konumak
istiyor.
Ses kesildi ve hoparlrn zrlts yeniden bala-
d. Maaradakiler imdi aknlk iinde darya ba-
kyorlard. Hibir ey grnmyordu. Mikrofon kur-
unlarn eriemeyecei bir yere yerletirilmiti. Bir-
birlerine soran gzlerle bakarak, sylenenlerden bir
anl am kartmaya altlar. Doru mu iitmilerd.
Kulaklarna inanmal mydlar? Ama apak duymu-
lard. Nan' n pirin payn vermekte olan Kuyen oy
le titriyordu ki, nianlsnn avucu dolu olduu
de, farknda olmadan hal boaltmaya devam .f
dy
'
du. Yz sararm, gzleri korkudan
b
y
m
y
u n v
daklar alamaya balayacakm gibi titriyordu. _
ruklarn skarak alt dudan srd ve geleceK ^
kun eyin bekleyii iinde olduu yerde don
d u
.
t i
d. Nan onu hi bu kadar dehet iinde g^
1
""
1
^
K
u-
Birden, bir yl nceki anlamazl anmsad ^
n l a <
j , _
yen'in o zamanki perianln imdi daha yj ^ ^
Hay Tep kalarn atm, dar bakyordu.
146
r gibi bir ey gremiyordu. ' Dmann Suyu
t e k
orlad kukusuz' diye dnd; ' ama onlara

k z
gebileceine aklm yatmyor. Bir bakas belki
^wlir ama o... Fakat... henz gentir, bir ocuu
6 0 6
hayatta anas ve dier balar var. Eer imdi bu
et szleri dudakl ar ndan karsa, felaket olur.
Herkesin sevdii ve sayd Su, bu szleri sylerse,
arkadalarnn morali byle nazik bir anda sfra
iner.'
Hoparlrn zrlts yine kesildi, deminki bet ses
yeniden konutu:
Dikkat! Maaradaki igalciler! imdi Nuyen, Ti
Su sizlere seslenecek.
Yine darya baktlar. Dayanlmaz bir heyecan
hepsini smsk sarmt. Ama fazla beklemediler. Su'
nun o kadar iyi tandklar sesi iitildi:
Yoldalar! Ben Su. Sonra szckler azndan
bir makineli tfek gibi dklmeye balad:
Yoldalar! Bunlara inanmayn! Yalan sylyor-
lar. Ben asla onlara teslim olmayacam. Suyu sakn
imeyin, zehirlidir! Silahlarnz brakmayn! Orada
her ey yolunda m? Kzm hl yayor mu? Ya-
yorsa bir el ate edin, bileyim...
Kt diye darbe sesi iitildi ve sevgili ses sustu.
Maarada herkes bir anda ayaa frlamt. Ba-
lan dikti. Sert yzlerden yalar szlyordu. Ba Ren
maara giriinin orta yerine frlad, garand' n omuz-
lad ve darya el ate et t i -bum! bum! bum!
Aada komutann yz kire gibi bembeyaz
kesilmiti. Akl bana gelince vahi kfrler savur-
!
n a y a
balad. Zam, Su'yu bir tekmede yere ykm,
fkeyle zerinde tepiniyordu. Ama Su, yzn topra-
ka yaptrm glyordu. Ba Ren' in silah sesleri et-
lari'
11 h e m e n
gstermiti. 'Yayorlar! Hl hayatta-
diye dnd. i snrsz bir sevinle doldu. Ma-
drm
Va s o n
bir bak daha atabilmek iin ban kal-
bakt
a y a a l t l
-
B
yk bir abayla o yne doru
Ac*' baklar belki daha da ileriyi gryordu.
1
il
Van
gzlerini iri iri amt. Bu gzler imdi l
147
Asn unu! diye bard komutan. uraya h
distance vizi aacna. Arkadalar da grsnler'.
Ranger' ler Su' nun stne atldlar. Yerde s "im-
leyerek, kollarn uzun bir iple arkasndan baladl
Kolu hl askda olan Zam, tam maaraya bakan w'
hindistancevizi aacn seti.
Buraya asn! diye bard. Hey, sen! Yukan
t rman ve ip iin bir entik a.
Zam askerin aaca trmanp bayla bir entik
an izledi.
Yeter! diye havlad. Aa in!
Asker ban aa att ve indi. Zam ona Su'nun
baland ipi uzatt ve yeniden trmanarak ipi enti-
e balamasn emretti. Su'yu smsk tuttular. ki as-
ker onu yukar ekmeye hazrland.
Yoldalar beni grecekler, dedi Su. Ve size
olan kinleri daha da artacak. Onlar sindiremeyecek-
siniz.
ki asker bocaladlar, ama Zam brd: Hay-
di!
pi ekmeye baladlar. Ayaklar yerden kesile-
ne kadar bacaklarn tuttular. Gen kadn kendini
hrsla savurdu ve bir askerin suratna okkal bir tek-
me yaptrd. Asker elini kanayan yzne tutarak
bard:
Hay eytan! Ne cad kadn bu be!
Su yukar ekildi. Yukan doru ykselirken son
derece gzel, beyaz ve plak kollan gaddarca geril-
di; yorulmaz ve gl kollar, seven kollar. Kocasn,
kzn, kzkardeini, anasn ve babasn o kadar s
sarm olan bu kollar imdi hrpalanyor, acmaszca
geriliyordu. Acmasz ip gen kadnn ince vcudunu
iki bklm etmiti. Salar topukl anna kadar nyo -
du. Siyah ipek gmlei altndaki dolgun g
us l

r f
gerilmiti. Bu dalarn kzn, Gney'in
k z n 1 ,
*
umut ve sadakat dolu bu anay asl tutan ip.
a
tanmyordu. Burada her ey zulmd: Bu ip
ve
^
resindeki askerler; gnein nlar ve yeil yal
:
n
l ardan gayr her ey! Gne palmiyelerin ara
Ve
szarak, yla Su'yu tepeden trnaa yakyor
scnra denizin tuzlu soluunu ve yaklaan
148
ni tayan rzgr... Su bir an iin denizden
kokulan ^ ^ kokulu meltemle, pirin tarlalarm-
e.en sic , birbirinden ayrabildi. Kollarnn
dan esen ruz
K
. . , .
"
8
" acsna karn, palmiyelerin yapraklar ara-
k
Hn maaraya doru bakmaya alt. Rzgr, u
dakikasnda niin yaprakl an biraz aralamyor ve
sevdiklerinin yzn gstermiyordu? Belki omu-
.LIH kasnda niin yaprakl an biraz aralamyor ve
son aamn.w _.._._.;
x
* j _j,.o r>u,i
""nd Tuy'u tayan Kuyen'i grecekti. Kzn yalnz
bir saniyecik grebilseydi! Dn geceyi dnd. Kz-
nn kollannn omuzlarndan zlmek istemeyiini,
onu rtmek iin ceketini kartsn, kzndan ayrlr-
ken nasl duraksadn anmsad. Evet, bunl ar Tuy'la
birlikte geirdii son anl an olmutu. O an, analk
sevgisinde son aamayd. Nasl ki, San' la vedalatk-
lan an da ortak sevgilerinde son aama olmutu. Bu
iki noktadan karak her ey yeniden aklna dt.
Bugn leceim' diye dnd; ' zlyorum, evet.
Ama pimanlk duymuyorum, ut an duymuyorum...
Partiye bugne kadar, ehitlerimiz Nuyen Ti Min ve
Vo Ti Sau gibi bal kaldm (*) ve sonuna kadar da
teslim olmayacam.'
Kendini bu lm mcadelesine hazrlad. Bir son-
suzluk gibi yirmi dakika geti. Dman baka hibir
barekete girimiyordu. Baka bir yere gitmi olan Zam
geri dnmt. Su'ya korkun bir bak frlattktan
sonra, bir bekledii varm gibi, bir aa, bir yukar
<*) Nuyen Ti Min Kay: in Hindi Komnist Par-
tisi yneticilerinden, 3. Enternasyonal de, Asya Ko-
mnist Partileri yesi. Kendisi gibi in Hindi Kom-
n,
st Partisi yesi olan kocasyla birlikte Vietnam dev-
.
n m i n i
ynetenler arasndayd. 1944'de smrge bir-
eri tarafndan zalimce idam edildi ve hayatnn
8 0 1 1
dakikasna kadar Partiye bal kald,
kz e-
T
. ^
a U :
Komnist genlik yneticisi bir gen
led
r g e c i , e r
e ve emperyalistlere kar mcade-
F
6 y a k
al anar ak Paulo Condor' a gnderildi. Orada
J a
n
^
, z l a r
tarafndan 17 yanda idam edildi. dam-
'rin b-
nC
"
b r t r k s
y
l e d L

h a l a
Vietnam genlii
Ve
, .!
r r n
e k olarak yayor. Vietnam' da onun hayat
m
zerine nl bir trk vardr.
149
yrmeye balad. Komutan bir hindistancevizi aa-
cna yaslanm, fildii azln geveliyor, dumanla-
rn aras ndan asl kz seyrediyordu. 'Baka ne yap-
may tasarlyor bana' diye kayg iinde dnd Su.
Sonra aklna bir olaslk geldi: 'Anam buraya getire-
cekler. Oh! Hayr ana, hayr! Gelme!'
Korktuu bana geldi. Bu dnceyi kafasndan
henz silmiti ki, iple birlikte dnd ve iki askerin
aras nda anasnn geldiini grd. Omuzlarnda iz-
gili rts, srtnda elde dokunmu ve solmu ipek en-
tarisi, ner zamanki gibi zayf ve narin. Ama anas
yalnz deildi. Onun ard ndan byk bir kalabalk
halinde fkeli ky halk geliyordu. Nbeti Ranger,
elinde silah, brerek halkn nnde kouyordu.
Sonra askerler nlerine geerek yollarn kestiler. Ko-
mut an sigarasn ayayla ineyerek doruldu:
Bu amata da ne oluyor?
Komutanm, halk, ihtiyar kadn salvermemizi
istiyor, onun bir ey yapmadn sylyorlar.
Komutan bir astemene dnd: Bunlar orada
tut! Buraya gelmelerini nle! dedi; sonra Zam' a d-
nerek: htiyar buraya getir de kzn grsn, diye
emir verdi.
Zam, Sao Ana' nn yanna giderek parmayla Su'
yu gsterdi:
Kzn, inatl yznden asld. imdi yanna
git ve akln bana getir. Eer teslim olur ve teki-
leri de teslim olmaya arrsa, komutan onu hemen
salvereceine sz veriyor...
Zam henz szn bitirmemiti ki, Sao Ana as-
kerleri iterek Su'ya doru kotu. Su, onun ince kol-
larn ve rzgrda uuan beyaz salarn grd.
Omuzlarndaki izgili rt yere dmt. Su' ya bir-
ka adm kala derman kesildi ve yere ykld. Ama
hemen yine kalkt. Su, anas"nn kollarnn bacakla-
r na smsk sarldn ve onun scak gzyalarn his-
setti. Gen kadn, anasnn beyaz salarna, zayf ve
titreyen omuzlarna bakarken, Sao Ana, hkrklarn
bomaya urayordu. Su, kalbi paral anarak, kzar
m, acyan gzlerini baka tarafa evirdi ve gzya
larn tutmaya alt. Dmann, duygularn yine
150
nls anlamasn istemiyordu. Ama asl, anasna da
na
fazla ac vermemeye alyordu. Anasnn hibir
cey. tek bir sz bile sylemeyeceini, kendisine yal-
n l Z
yine eskisi gibi, ocukluundaki gibi sarlacan
umdu. Ama, kederi anas na birka dncesiz sz sy-
ietse bile, onu dinlemeyecekti. Kukusuz, ok zor ola-
cakt bu. Daha nce kararllnda hi bu kadar sa-
lam, bu kadar sert olmamt. Sonsuz ac eken ana-
snn sevgisi, bacaklarna smsk yapm yz ve
kollardan btn vcuduna yaylyordu.
Sao Ana, bu aclar iinde kzndan daha fazla
Kendi kendisiyle mcadele ediyordu. Su'yu dnyaya
getirdii 27 yldan beri, ona bakm, her damla s
tn saym, en kk giyeceklerine bile zen gster-
miti. O, imdi bolukta sallanan bu ayaklarn ilk
admlarn attn grmt. imdi omuzlarn oka-
yan bu salar, daha ilk kmaya balad zaman o
taramt. Sonra kznn ilk konumalar. Su ve Ku-
yen'i dul bir kadn olarak bytmt. Onu en iyi
anlayan ve o etin yllarda en ok yardm eden de
Su'ydu. Kz bytrken hak ettii btn mutlulua
sahip olamamt. Ayn anasnn kendisini bytt-
gibi, o da Tuy'u tek bana, babasz bytyordu.
imdi onu terketmek, onu her -zaman iin yitirmek.
Sao Ana buna nasl raz olabilirdi?
Ama dmann kendisinden istedii eyi de ya-
pamazd. Bu ky ve iinde direnen insanlarn bulun
duu maara, btn inancn balad devrim; b-
tn bunl ar kzndan daha kutsal deil miydi?
Konu onunla ihtiyor!.. Eer kzn kurtarmak is
tiyorsan, ikna et onu!
Komutan Sao Ana'y zorlayp duruyordu. Sabr-
szlk iinde, kadnn evresinde dolayor, sanki bir
karnca yuvasnn stndeymi gibi yerinde. duram
yordu.
Su, anszn anasnn bacaklarn braktn his-
setti. Sao Ana yzn komutana evirmiti. Su onun
nasl sakin bir sesle karlk verdiini iitti:
Kzm ne yaptn bilecek yatadr... stedii gi-
bi dnmek hakkdr. Ne yapmas gerektiini ben
ona syleyemem.
151
Su, artk yznden aa szlen gzyalarn
tutamyordu. pin ucunda k vranarak bard.
zn beni, abuk!
Komutan Zam'a bir iaret verdi ve Zam yaklaa-
rak sordu:
Kabul ediyorsun, yle n i?
Evet, zn beni!
yi, zn onu. Mikroforu getirin.
Askerler Su'yu aaya indirdiler. ki bklm bir
durumda ayakl an yere dok ndu. . . Ayakta durabil-
mesi olanakszd. Ama, krk-yz gzyalanyla s-
lanm olan Sao Ana kollann aarak onu kucaklad.
Ayakl an henz yere demiti ki, Su hkrarak ba-
n anasnn omuzuna gmd. Gzyalan aras nda
fsldad.-
Ana, ana, Tuy' a iyi bak! Olur mu ans?
Komutan, Sao Ana'y iterek haykrd: Yeter ar-
tk! ek oldunuz! Psikolojik blmden astemenin
uzatt mikrofonu gsterdi:
Konu Su!
Ne konuaym?
Bir sre nce sana ne sylediysem onu. Silahla-
rn braksnlar, hepsi bu.
nce iplerimi zn.
Hayr, nce konu.
Su, artk hibir ey sylemedi. Bir adm ne iler-
ledi. Sonra imek gibi astemenin stne atlarak
elinden mikrofonu drd ve bir tekme savurdu. Mik-
rofon uzaa uarak yerde yuvarland. Telleri birbi-
rine kant .
Komutan, sanki birisi grtlana sarlm gibi bir
lk kopard. nce atlarak kza vurmak istedi. Sao
Ana araya girdi. Subay onu yere drerek bard:
Zam, kafasn uur bu karnn! Kylleri de ko-
valayn ve bir daha yaklatrmayn buraya.
Zam, parlak klcn ekti ve avnn stne atla-
yan bir kurt gibi gen kzn zerine atld. Klcn
kaldrd ve fkeyle Su' nun ensesine indirdi. Ama k-
l kayd. Bu kez daha vahi bir fkeyle ikinci kez
vurdu... Ama Su, ensesinden bir syrk bile al madan
yalnzca ne doru tkezledi... Zam duraklad. G-
152
s kalayc kr gibi inip kalkyordu. zerinde Ma-
de in USA ve ekstra keskin yazan klcna akn-
lkla bakt. Ama Su' nun salar ok skt. Parlak ve
gr salar, binlerce ipeksi teliyle bu boyun emez
gen kadn korumutu. Sao Ana baylmt.
ki adam srayarak ne atldlar ve Su' nun sa-
larn yukar kaldrdlar. Zam yeniden vurdu ve bu
kez isabet ettirdi. Kan fkrmaya balad. Su olduu
yerde salland, fakat dmedi. Zam, fkeden ldr-
m bir halde, kzn iini bitirmek iin tekrar klcn
kaldrd.. Fakat komutan birden kolunu tuttu:
Yeter! Yeniden asn!
Su tekrar hindistancevizi aacna asld. Komu-
tan fkeyle alay etti:
Bylece brakn bunu!.. Maaradaki Vietkong
dostlar iniltisini iitsinler!.
Bu ar ada Zam klcn drm, kolunu omuzu-
na bastrm ve en yakndaki aaca doru sendeli-
yordu. rpnarak ceketinin nn amaya alt...
Sargdan kan szyordu. Kimse ona dokunmad hal-
de, Su' nun ban kesmek iin gsterdii abayla ya-
ras alm ve iddetle kanamaya balamt.
BENC BLM
Maaradakiler Ba Ren'in Su' ya el silah aty
la karlk veriinden sonra olanlar renememiler
di. Ne olmutu gen kadna? Adaml ar silah namlula-
rn smsk kavramlar, fke ve yas iinde alyor-
lard. Ba Ren ve dier baz gerillalar, Su'yu kurtar-
mak iin bir k yapma isteminde bulundular. Ama
Hay Tep ban silkti, dudaklarn srd ve dilerinin
aras ndan konuarak; herhalde imdiye kadar ldr-
mlerdir, dedi.
Hepsi, yiit kadnn lm olduu dncesiyle
suskunlatlar. Batan beri ilk kez deeri llmez
bir eyin kaybn duyuyorlard. Anlatlmaz bir yas,
ilerindeki derin fkeyle kart... Damarlarndaki
kan kaynamaya balamt. Burada elde silah mca-
153
dele edenlerin hibiri, Su' dan iittikleri gzel szleri
hayatl arnda imdiye kadar kimseden iitmemilerdi.
lerinde, ayn zamanda o kadar sevgi ve o kadar kin
birikmiti ki, mcadele azimleri grlmedik lde
eliklemiti. Kuyen nceleri ikide bir gzyalarna
bouluyordu. Ama imdi artk alayamyordu. Tuy,
ona boyuna anasnn nereye gittiini ve ne zaman
dneceini soruyordu. Kuyen ona, anasnn grevli
olarak kye gnderildiini sylyordu. Ama yalan
sylemek yle zor geliyordu ki!.. Karanlkta yeeni-
ni bar na basarak onun bundan sonra hep anasz
kalacan dnd. Su' nun ceketini elleyince gzle-
rine yalar doldu. Ceket hl kzkardeinin taze ve
ho, o tandk sevgili kokusunu tayordu. Bu ceket,
anasnn ayn ipek kumatan ikisi iin diktii iftin
tekiydi. Kuyen de elinde tuttuu ceketin aynsn sr-
t nda tayordu. Irmaa su almaya gitmeden nce ab-
las bunu kartm ve scak tutsun diye Tuy' un ze-
ne rtmt. Dn gece soukta m olmalyd.
Benim sevgili ablacm', dedi iinden-, ' anamzn
ikimize de birlikte diktii bu ceketi giymek benim
yreimi paralyor. ocukluumuzu nasl unutabli
rim? Senin byyp gen kz oluunu, ana olduun
/aman nasl unuturum?.. Bundan sonra anam n ve
Tuy' un yannda senin yerini doldurmak, senin yerine
evin byk kz olmak zorundaym. Ben de senin ka-
dar, iyi bir komnist olmak, senin gibi sevgi dolu bir
ana olmak istiyorum.' Kafas bu bahtsz dnceleri?
urarken, elleri Su' nun ceketinin cebine gitti. Par
maklar San' n mektubuna dedi. Hi dnmeden
iinden gelen bir hareketle, mektubu alarak kendi ce-
bine soktu.
Keskin bir slk sesi iitildi ve arkasndan yin<--
ayn zrlt. 'Yine hoparlr' diye dnd Kuyen. Ken
diini Tuy' un kollarndan syrarak: sen burada kal.
canm, dedi; ben bir bakaym, ne oluyor?
Maaran n azna vardnda sesler yine kesil-
miti. Nan' n gzlerinden korkun bir k parldyor-
du. Soluyarak, Su'nun kafasnn kesildiini syledi
1er ve bizi teslim olmaya ardlar, dedi.
Oh Tanrm! diye ba rarak maaran n azna
154
doru kotu Kuyen. Hay Tep onu abucak yakalad
ve direnen kz ieri ekti. Kuyen birden kendini koy-
verdi. Hay Tep'in omuzlarna kapanarak hkrmaya
balad.
Nan, Ba Ren ve teki -drt adam, ellerindeki
btn glerle saldrmay nerdiler. Ama Hay Tep
yalnzca kafasn sallad.
Ben buradan dar kmalym! diye bard
Nan; burada daha fazla kalamam!
Ben de! diye haykrd Ba Ren ve silahnn nam-
lusunu dorulttu:
Beni ldrmeleri umurumda deil, ama Su' nun
cn almak iin bir eyler yapmalym.
Hay Tep ona serte bakt. Sonra her szcn
zerine basarak konutu:
Ortak mcadelemizin baarya ulamas iin bir
daha sylyorum; hi kimse, benim emrim olmadan
maaradan ayrlmayacaktr.
Adamlar hareketsiz kaldlar. Hay Tep yine sz-
cklerin tek tek zerine basarak, imdi yerlerinize!
dedi. Bu bir emirdir! Su' nun cn almak iin bu-
rada kalp bu arpmalardan galip kmalyz.
Adamlar tek sz sylemeksizin geri dndler ve
yerlerine gittiler. Kuyen kendini yeniden toparlam-
t. Hay Tep elini kzn omuzuna koydu:
Alama artk Kuyen, Tuy' un yanna git. Kendi-
ni kapp koyverme.
Kuyen trnaklarn srarak yorgun admlarla ie-
ri gitti. Hay Tep bir kayann stne oturdu, birka
gnlk sakaln yoklad ve sakin bir sesle konutu:
Maarann nne koyduklar mikrofonla imdi
psikolojik yntemler kullanmaya balyorlar. Su, bu
planlarn bozmak iin onlarn aletlerini kulland ve
durumu tersine evirdi. O byk bir cesaret gsterdi.
Bizim suyun zehirli olduunu bilmediimizi sanyor-
du ve imememiz iin bizi uyard. O, hat t a bize si-
lahlarmz asla brakmamamz syledi... Gryor
musunuz arkadalar?..
Brakacak olan kim ki? diye homurdand Ba
Ren; hepimiz lmeden buraya giremeyecekler.
Tu Niyep gaml baklarla nne bakyordu: Si-
155
zin sz ettiiniz bu 'genel lm' ne zaman gelecek?
Ben kendi hesabma, bir tek kaburgam kalsa, onu da
savamak iin kullanacam... Silahlarmz onlara
brakmaktansa, paralayp atmak daha iyi.
Doru, dedi Dat; ben de ayn senin gibi d-
nyorum, amca. Ama nce u korkun susuzluu gi-
dermek iin bir damla suyun var m acaba?
Adaml ar konumann bu yne evrilmesini se-
vinle karladlar... Dat, Tu Niyep'e yznde gle
bir havayl a bakt ve diplomata glmsedi:
Ama sen de manda gibi iiyorsun, olum, dedi
Tu Niyep ve matarasn gen adama uzatt.
Dat mataray hemen duda na gtrd. Tek dam-
la bile su yoktu iinde. nce, 'hi de gln bir aka
deil bu, moruk! ' diye ba rmak istedi, ama sonra ak-
lna daha iyi bir ey geldi. Sanki iyi bir yudum al-
m gibi dudaklarn ap rdatarak mataray Toy'a
uzatt; bir yudum da sen al, dedi; boazn slansn
biraz.
Toy hemen mat araya sarld ve dudakl ar na g-
trd. . . Dat kahkahay bast. Toy, onu aptal yerine
koyduklar iin fkeye kapl arak mataray Dat' a fr-
latt.
Tu Niyep neeyle gld ve Toy'a sordu: Nasl,
susuzluunu giderdin mi?
Cehennem zebanisi! nce bizi aptal yerine ko-
yuyor, sonra da sklmadan dalga geiyor.
Tu Niyep daha ok glmeye balad: Sabahtan
beri mat aram n bo olduunu sylyorum size. Ap-
tal deil de, nesiniz ya, baym?
Tu Niyep hepsinden yal olduu halde, . gen
yoldalarn hep baym diye arrd. Budist Hoa
Hao tarikatnn eski bir yesiydi. (*) Ama iki" yldan
beri salarn kesmi ve srf bitkisel yemekten vazge-
miti. akada tekilerden geri kalmad halde, h
gkyzne ve Buda'ya inanyordu. Mataras, Ba'ye
son daml a suyunu verdii dn geceden beri botu.
(*) Hoa Hao tarikat: Militan bir Budist tarikat.
Baz ilerici yeleri Ulusal Kurtulu Cephesi'ne katl-
mlardr.
156
Artk maarada tek daml a bile su yoktu. Susuz-
luk boazlarn yakp kavuruyordu.
Sidik isek nasl olur? diye sordu Ba Ren.
Ayn bira gibidir... Direnme sava srasnda Pa-
ulo Condor' dan kaan yoldalar imiler.
Nam Tan kafasn sallad: Bu cins bira bana g-
re leil. Ben susuz kalmay ye tutarm.
Sen zorluk kartyorsun ama, dedi Ba Ren;
zor zamanl arda her eyi kolaydan almak gerek. u
anda kar ndan bir bardak ay getirmesini isteyecek
durumda deilsin.
Hepsi glmeye baladlar. Ba Ren leden sonra
bir avu kavrulmu pirin yedikten sonra daha fazla
dayanamad . Matarasnn iine biraz iedi. Hay Tep
ieriye gitmek zere oradan geerken, Ba Ren ma-
taray sallayarak, tekileri de imeye ard. Fakat
onl ardan nce kendisi mataray dudakl ar na gtrd
ve bir yudum aldktan sonra memnun br tavrla ge-
irerek bard:
Hi de fena deil! Siz de deneyin bir kez! Yzde
yz garantili!
tekiler de itiler. Hay Tep onlar seyrediyordu:
nce engel olmak istedi. Fakat sonra fikrini deitir-
di. O kadar da kt bir ey deildi yaptklar. Ken-
disi de susuzluktan lyordu. Geri eski karanlk yl-
l arda hi sidik imek zorunda kalmamt.* Ama bir
defasnda, drt gn a-susuz kaldktan sonra, bir yen-
geci canl canl oburca yutmutu. Bir gece ormanda
ar bir hummaya yakaland zaman, Ba Ren ate-
ini drmek iin bayla hacamat etmek istemi-
ti. Lambalar olmad iin Ba Ren akman kulla-
nyordu. Ama akman fitili yoktu ve pamuk kul-
l anmak zorunda kalmt... Alevin her parlaynda
Ba Ren, Hay Tep'in srtn bayla biraz kesiyor,
kanamas iin yaray skyordu. Btn bunl ara karn
Hay Tep yine iyilemiti. O zamanl ar domuzlara ve-
rilen yenilmez kepekleri bile yiyorlard. Sol ayann
iki parman yitirdiinden, kye gitmek istedii za-
man, ayak izini b rakmamak iin derelerin iinden
yrmek zorunda kalrd. Daha buna benzer birok
snavlardan gemiti. Bu yzden, yoldalarna acma-
157
sna karm, sidik imeyi o kadar da kt bir ey gr-
myordu.
Anszn, maaran n bir yerinde kayalarn iinde
toplanm bir su birikintisi grm olduunu anm-
sad.
Durun biraz, dedi; bir yerlerde azck bir su
olacak galiba. Ben bir bakaym...
Maarann i taraflarna giderek elfeneriyle her
bir keyi arad. Sonunda, hafif ukurlam bir kaya-
nn iinde, iki avu dolduracak kadar bir su birikin
tisi grd. Parman suya daldrdktan sonra burnu
na gtrd. rm yaprak kokuyordu. ' Berbat bir
kokusu var, ama ldrmez hi olmazsa,' dedi iinden.
En susuz olanlar ard. Ba Ren ve gen Diyep de
dahil olmak zere be kiiydiler. Nam Tan suyu g-
rnce burnunu tutarak reddetti: kramnza ok te-
ekkr ederim. Ama bunu iip lmektense susuzluk-
t an lmeyi yelerim, dedi.
Kayann stnde duran Hay Tep arkadalarn
teker teker yukan ekti. Dier eliyle de su birikinti-
sine k tutuyordu.
Haydi! diye bard Ba Ren, Diyep'in omuzuna
vurarak. nce sen k bakalm, su kn.
Diyep hafif kahverengi su birikintisine bakarken
bocalyordu.
Haydi! dedi yine Ba Ren. Korkma, miden fa-
l an bozulursa, ben buradaym... Saygon' un souk
merubatlarna benzemez tabii bu. Haydi, al bir yu-
dum da dinsin susuzluun. Bu mcadele daha ok s-
recek.
renci glmsedi. Sonra karn stne yatarak
dudakl arn su birikintisine dedirdi. Birka yudum
aldktan sonra kalkt. Dudakl ann sildi ve srtt
Ba Ren sordu: Nasl?
Fena deil.
Ben sana demedim mi? imdi sra bende.
Ba Ren de ayn Diyep gibi karn st uzand. ki
yudum aldktan sonra doruldu. imdi sen, dedi s-
radakine.
Herkes sradan iti. Su birikintisi abucak boal-
mt. Sra Hay Tep'e geldiinde sadece birka dam-
158
la kalmt. Hay Tep ayaa kalknca, yaknlarnda Dir
yerde, hai n Ba Fi'nin ksrdn duydu.
Bunlar niye hl yaatyoruz? diye sordu Ba
Ren; bou bouna suyumuzu iip, pirincimizi yedi-
ler. Bunlar bana brak, hemen bu gece atal ar na ka-
vuturaym.
Olmaz yle ey! dedi Hay Tep; onlar idam et-
meye yetkimiz yok. Buna halk kar ar vermeli. Kanl
bir ajan bile halkn nne kartmak zorundayz. Sen
ok sabrszsn... Yalnz onl an burada bul undurmam z
kt. Her konutuumuzu iitiyorlar. Bu gece onlar
maaran n ta en ucuna kadar gtrelim.
Kabul.
Hay Tep maaran n azna gelince Nan' bir k
yya ekti:
Bu gece yine birka gzc gndermeliyiz. Bir-
ka hindistancevizi kopartmay deneyelim. Susuzlu-
umuzu biraz dindirir. Bylece hem yiyecek, hem ie-
cek bir ey elde etmi oluruz.
Nan, Toy ve Trong'la birlikte gnll olarak gi
debileceini syledi.
Hindistancevizi palmiyelerine trmanabilirler
mi? diye sordu Hay Tep.
Hem de maymun gibi.
Peki yleyse. Yalnz attnz her adma dikkat
etmelisiniz. Ay aydnlk oluyor.
Merak etme, dikkat ederiz.
Sonra Nan glerek Ba Ren'e dnd:
Hem sonra bizim daha yaplacak iimiz var bu-
rada. Onun iin dnmek zorundayz. Ba Fi'yi biz tu-
tukladmza gre, onu idam etmek onuru da bizim
olmal.
Ba Ren srtt: Bu ii benim kadar iyi yapabilir
misin ki? Ellerinin titreyeceine bahse girerim.
yle mi dersin?
Sonra gen adam haz rl anmal ann sylemek iin
Toy ile Trong' un yanna gitti... adam soyunarak
ceketlerini bal anna sardlar. Ayaklarnda yalnzca
ksa bir klot ve kemerlerinde birka tomson arjr
ile elbombalar taklyd. Otomatik silahlarn ellerine
alarak, gecenin iyice bastrmasn beklemek zere -
meldiler.
159
Maarann nnden geen yol, her dakika biraz
daha karanlklayordu. Gne bir sre nce batm
ve gnn son klar da erimek zereydi... Hindistan-
cevizleri koruluu dzenli hrtlar kartyordu...
Palmiyeler yava yava koyu mavi bir renge hrn-
dler. Rzgrda hafif hafif sallanyorlard. Koruluk
ince bir sisle rtlmt. Her ey rzgrda vzld-
yordu... Yol gecenin karanl nda grnmez oldu.
Dman arada srada bir-iki el ate etmeye balad.
Nan imdi dalgalarn uul tusunu daha ak iitiyor-
du. Sanki gece btn br sesleri yutmu ve yalnz-
ca denizin bu dzenli uultusu kalmt. Milyonlarca
dalga sahile vuruyordu. Dalgalarn sesi yeryznde
ezelden beri en byk ve en srekli ses olmutu. Da-
ha nceki gecelerde Nan dalgalarn yanksn dinle-
mi ve ona sanki bu ses imdi daha yumuam gibi
gelmiti. Aslnda, yalnzca maaran n duvarlar de-
nizin sesini bouyordu.
On ikinci ayin on dokuzuncu gnyd. Gece o ka-
dar karanlk saylmazd. Birka dakikalk bir koyu
karanl ktan sonra, doan ay, gkyznn rengini yi-
ne aartt. Nan imdi yine yolu ve rzgrda sallanan
palmiyeleri grebiliyordu. Silahn alarak fsldad:
Haydi!
Toy ve Trong ayaa kalktlar. Bir an maaran n
giriinde durarak darya kulak verdiler. Nan, ko-
l unun altnda otomatik silah, hafife ne doru eil-
mi ve sol elini ne doru uzatm olduu halde n-
den gidiyordu. Yoldan ka narak kestirmeden gitme-
yi yelemiti. adam, hibir dman devriyesine
rastl amadan hindistancevizi korul uuna vardlar. An-
szn arka arkaya birok garand sesi iittiler. Nan,
. 'i olsun diye ate ediyorlar' diye dnd. Sonra ko-
numa sesleri iitti. Arkadalarnn kulana fsldad:
Bizi farketmediler... Hindistancevizlerini nce
aa atn. Dnte toplarz.
Peki.
Toy ve Trong hindistancevizleriyle dolu iki k-
k aac setiler. Silahlarn Nan' a verdiler.
Onlar atee balar balamaz, cevizleri aa atar-
snz. Bylece sesini iitmezler. dedi Nan.
160
Toy bam sallad. ki adam aalara srayarak,
yava yava ve dikkatle t rmanmaya baladlar. Az
sonra palmiye yapraklar aras nda yok oldular ve
hindistancevizlerini burarak kopartmaya giritiler...
Her silah patlaynda bir tanesini aa atyorlard.
Aada Nan, aacn gvdesine hafife vurdu. Toy ve
Trong iareti anlayarak aa indiler. Aa iner in-
mez Nan onl ara silahlarn geri verdi ve hindistance-
vizlerini yerde b rakarak koruluun derinliklerine
doru yrdler.
Birka adm sonra anszn durdular. Nan karan-
lkta birka kzl nokta grmt... Sigara ien as-
kerlerdi bunlar. Tu Dau Mot t t nnn sert kokusu
burunl ar na doldu... Nan ve arkadal ar silahlarnn
namlularn dmana evirerek bir aacn arkas na
meldiler. O kadar yakndaydlar ki, askerlerin si-
garadan her nefes ekilerinde terli yzleri grl-
yordu.
Orospu ocuklar! dedi askerlerden biri; Yz-
bann maaran n nnde nasl ldrld aklma
geldike tylerim diken diken oluyor. Hem de ieri-
ye bin tane elbombas att ktan sonra!..
Bu i uzadka gln dur uma dyoruz. Ma-
aradakiler hayatlarn pahal satacaklarndan ok
eminler. Drt gn iinde hemen hemen yz adam-
mz ldrdler.
Bizse ancak' bir kadn tutsak alabildik. Komu-
t an her areye bavurduu halde, bir kad na boyun
ediremedi. Gzel parayd dorusu. Kim derdi ki,
byle bir kadn bu kadar yrekli olsun. Maaradaki
arkadal ar na teslim olmalarn syleyecei yerde, 'sa-
kn silahlarnz brakmayn' diye barmaz m! Ko-
mut an onu hindistancevizi aacna asp anasn ge-
tirtince alad kadn. Komutan da artk yumuad-
n sand. Ama aaya indirip yine mikrofonu eline
verince, ne yapsa beenirsiniz?.. Mikrofonu yere ald
ve tekmeledi... Dorusunu sylemek gerekirse Te-
men Zam onun kafasn kesmeye alrken, ben utan-
dm, gerekten utandm.
yle ya! Hem pek bir ustalk da gsteremedi ha-
ni ! En sonunda boynunu kestii zaman bile hal l-
F. 11 181
memiti. Sonra temenin yaras yeniden kanamaya
balad. Duyduuma gre ktym durumu.
$imdi ne halde acaba?.
Kim?
Kz soruyorum...
lm. Akam st sylediler.
Nan' n ba nne dt. Boazna bir ey dm-
lenmiti.
Temen tam drt kez vurdu klc. Ancak dr-
dnc darbe sahiden isabet edebildi... Ama yine l-
medi ve komutan onu yeniden aaca astrd. nleyi-
inin maaradaki adaml ar n cesaretini kracan
umuyordu herhalde... Ama akama kadar azndan
tek bir ses kmad.
kt, kt! lmeden az nce ipin ucunda nasl
sarsldn grdm... Kyden bir sr insan oraya
toplanmt, ' cm aln!' diye bard onlara... Ba-
kan Ho i Minh'
daha sarsld ve
Askerin sesi
da kitle barp
balad. Yalnzca
ardn iittim. Sonra birka kez
ld.
ciddiydi.
Btn duyduum bunlar... nk tam bu sra-
armaya ve ne doru ilerlemeye
kadnlar, ihtiyarlar ve ocuklar. Bi-
ze svp sayyorlar, iteliyorlard. Silahlarmz umur-
l ar nda bile deifdi. Yal bir Kmer kadn bir bak -
zerine yrd. Onu t ut mak iste-
yen bir Ranger, muzundan bir yar a ald. Ranger' ler
nce ihtiyar kadna ate etmek istediler. Ama Temen
Zam, ' ate etmeyfn!' diye bard. Kendi anasyd ga-
liba. Ben yere ykldm ve son derece iman bir ka-
dn stme kp tepinmeye balad. Az kalsn karga-
alkta biz de cavla ekecektik... Yeniden ayaa
kalktmda halk ipi kesmi, l kz ve anasn al-
mlar, gidiyorlard... Komutan bize cesedi yine geri
almamz emretti. Ama biz pek bir ey yapamadk.
Bunun zerine fkeden deliye dnd ve kitleye ba-
rd: 'Hepinizi teker teker kurunlatacam!.. Bir
Vietkong'u gmmek istiyorsunuz ha?..' Bunun zerine
onlar da geri bardlar: 'Bu bizim insanmz! Sizin
sz ettiiniz Vietkong' dan haberimiz yok bizim!' Ve
soukkanllkla yrmeye devam ettiler. Komutan
162
sonunda yenilgiyi kabul etmek zorunda kald. Baka
ne yapacakt ki? Sk saflar halinde ve cesaretle y-
ryorlard... Silahlarmzdan korktuklar yoktu. Ta-
bii ate etseydik ok insan lrd, ama biz karma-
dk.
Asker anlatmay brakt. Yeniden sigara yaka-
rak sessizce imeye baladlar. Sonra birka ayaa
kalkt.
Nbet sras bize gelinceye kadar kye gidelim
de, biraz ayaklarmz alsn. Orada kr bir ihtiyar
var. ok gzel lavta alyor.
Nan' n hemen yan bandan getiler... Nan so-
l uunu tutarak hindistancevizi aacna iyice yapt^
Askerlerin sigara dumanl ar burnunu turmalyordu.
Nbet yerinde iki asker kalmt. Bu Tet bayra-
mn nerede geireceimizi Allah bilir, dedi birisi.
Allah kahretsin! Bakarsn bizi ta Ka Mau' ya ka-
dar gnderirler.
Ha uzak olmu, ha yakn. Fark ne ki?.. Nasl
olsa, burada bile kalsak, Tet'i ailemizin yan nda ge-
iremeyeceiz.
Bu lm maaras na gitmemeye bak. Yarallar
iin sedye kalmam, biliyor musun?
Peki, ya ieri girmemizi emrederlerse ne yapa-
caksn? Kar m geleceksin? Allah kahretsin!.. Dn
okulun nnden geerken yarallarn bartlarn
iittim. Bu bana yetti!
Bana sorarsan, ben avu Ko ne derse, yle ya-
pacam.
Ko mu? O ne diyor?
ki adam seslerini alalttlar. Gerillalar artk ko-
nuul anl ar iitemiyorlard.
Nan, ayayla yanndaki arkada na dokundu.
adam dikkatle geri ekilerek hindistancevizleri-
nin yanna gittiler. Daha hafif olsun diye keserek ka-
buklarn karttlar ve ikier ikier boyunlarna as-
tlar. Geri dnerken bt n yol boyunca duyduu yas,
Nan' n kafasna tek bir dnceyi ivilemiti: 'Su l-
m, gerekten lm.' Gittike art an bir keder, kal-
bini kastka kast. Giderek bunun yerini snrsz bir
fke ald... Boynundaki hindistancevizleri att her
ad mda biraz daha arlayordu.
163
Ba Fi ve karsnn kaderlerine terkedildikleri ye-
re tek daml a k szmyordu. Maaran n o kesini
alaca karanlk kaplamt. Kuyen veya Nam No, gn-
de bir kez iki casusa birer avu kavrulmu pirin ve
biraz su getiriyorlard. Ama bu kez yeteri kadar su-
yumuz yok, dedi Kuyen onlara. Gen kz gittikten
sonra adam dilerinin aras ndan homurdand:
Sulan yokmu!.. Var ama bize vermek istemi-
yorlar.
Korkudan lecek dur uma gelmi olan kars hi
sesini karmad. Adam alayc bir tonla devam etti:
Birka gndr t amamen burada kslp kalm
durumdal ar. Sonl an geldi artk, buna kuku yok...
Eninde sonunda bizim bayl ar buraya gireceklerdir.
Sonra kans n avutmaya alt: Uluyup dur ma
artk. Korkacak bir ey yok, diyorum sana. Bu sefer
de kurtulacaz. Baylannz gelip bizi buradan kar-
tacaktr. Sesi tehditkr bir ton ald: Bu orospu o-
cukl an nasl bi r . adam olduumu grecekler benim.
Hepsini dorayacam. lk nce elebalan Hay Tep'in
kafas uacak; arkas ndan sra bizi tutukl ayanl ara ge-
lecek; daha sonra Ba Ren ve hepsi!
Sus, sus artk! diye yalvard kars; Baylannz
gelmeden grtlamz kesecekler diye dm kopuyor
benim...
E unun zerine kocasnn enesi kapand. Gizle-
meye alt korkusu yine ar basmt. ok mm-
kndr, diye mnl dandi; bizi onlar gelmeden ld-
recekler. Bu aklna geldike bal kollar yeniden
titremeye balyordu. Buna karn yreinin ta de-
rinliklerinde ufack bir umut yanp duruyordu.
Btn kt tabiatyla, damarl anndaki btn kinle bu
umuda smsk sanlyordu. Korku ve umut, casusun
trl eytanlklarla dolu kafasnda birbirine kan-
mt|. Kimi zaman umudu artyor, kimi zaman da
umutsuzluk iinde bocalyordu. Tpk tuzaa dm
bir tilki gibiydi. stelik, bu tuzaktan kurtul ursa na-
sl c alacan kuruyordu kafasnda. Maaraya kar
giriilen her saldr srasnda, dizginsiz bir umut ile s-
nrsz bir aresizlik aras nda kvranmaktayd. Maki-
neli tfekler maaray tarayp, elbombalar patladk-
164
a cokunluktan kabna samyordu. Byle zaman-
larda par makl an peneleiyordu adeta. Sanki artk
kurtulu saatleri gelmi gibi, karanl kta kans n de-
vaml ayayla drtp duruyordu. Ama maaray sa-
vu nanl ann da atee bal adkl ann duyunca, iindeki
kuku yine byyordu. Sal d ndan sonra ken ses-
sizlikte askerlerin gelip kendilerini kurt armal ann
bekliyordu. Kimse gelmeyince yine aresizlik iine
dyor, duvara yaslanp inliyordu. Kollarn arka-
sndan smsk balayan ip ve bu ezeli karanlk onu
boacak gibi oluyordu.
Ama yine de srekli olarak pusudayd... Kulakla-
rn sivrilterek her sz, her sesi iitmeye alyordu.
Bylece son drt gn iinde ne olup bitmise, hepsin-
den haberi olmutu. lk arpmadan beri hemen ilk
silah sesinde ayaa kalkmay adet edinmiti. Bin el-
bombasmn patlay hayatnn en mutlu olaylann-
dan biri olmutu. Be'nin kol unun kesildii gece se-
vin iindeydi. Kuyen' in baylmas ve Nam No' nun
zehirlenmesi onu zevkten drt ke etmiti. Su' nun
kaybolduunu da biliyordu. Dman, gen kadm ko-
numaya zorlad zaman umudu snrszd... Fakat
ona emredilenin tam tersini sylediini iitince, yl-
d nm arpm gibi olmu ve fkeden deliye dnm-
t. tekiler gibi onun da boaz susuzluktan yanyor-
du. Ama bu yang bile, onun kt yreine, susuz-
luun direnie abuk bir son verecei umudunu
uyandryordu. Su' nun ldrldn anlaynca kork-
maya balad. 'Ya imdi gerillalar lerini benden
alrlarsa?' diye dnd. Bazen, kukla birliklerin ge-
ri l l al an daha fazla sktrmamasn da istedii olu-
yordu. nk, teslim olmadan nce onu ldrecekle-
rinden korkmaktayd. Bylece, evrelerini saran ka-
ranlk kadar kara dnceler, ona, kendisinin ve ka-
rsnn, ama zellikle kendisinin kaderi iin gece-g-
dz ac ektiriyordu... Kans durmadan i ekmeye
balamt. Ba Fi bir k grerek soluunu tuttu. Bir
mum yaklat. Karanla alm olan gzleri -
grnce kamat. Gelen adam henz tanyama-
mt ki, verdii emri iitti:
Ayaa kalk!
165
Gelen Hay Tep'ti. Ba Fi arabuk itaat etti. Kars
da ona uydu. Ama Hay Tep kad na kmldamamasn
iaret etti. Sonra casusu tepeden t rnaa szerek:
Suunuzun derecesini anlayacak zaman bulabil-
misinizdir herhalde. Fikriniz nedir? lm hak etti-
niz mi?
Ba Fi ses karmakszn ban nne edi.
Cevap verin! dedi Hay Tep, sert bir sesle.
Casus mrldand: Evet.
ok doru! diyen Hay Tep ban geriye atarak
adama bir sre sessizce baktktan sonra emretti: Gi
delim yleyse.
Ba Fi'nin bacaklar birden zlverdi. Ama Ba
Ren hemen ne karak adam omuzundan yakalad.
Demirci, adam n ayaklarnn kesik olduu kansna
kapld. Halanm makar na gibi yle geveyivermi-
lerdi. Ba Ren onu mum na doru ekmek zorun-
da kald. Kadn burnunu ekip szlanarak arkalarn-
dan geliyordu.
Hey Allahm, ne dlek herif! Hemen baylver-
di, dedi Ba Ren.
Ba Fi'yi maaran n derinliklerindeki, iinde Su
ve Kuyen'in geen yl topladklar ehit kemikleri olan
kpn bul unduu yere kadar tadlar. Dman, be-
yinlerini krekle paralam ve cesetlerini bataklk-
taki bir su birikintisinin iine atmt. Su ve Kuyen
gn onlar aramlard. Drdnc gn ormana git-
tiklerinde vahi kpeklerin hrlaylarn iittiler. Ses-
lere kulak vererek bataklktaki bir su birikintisinin
kysna geldiler ve kpeklerin ularnda hl et par-
al an sallanan kemikleri gevelediklerini grdler.
Su, hayvanlar sopayla kovarak kemikleri toplad.
Kuyen de br paral ar almak iin su birikintisine
dald. Hepsini bir naylon rtye sararak kyde sak
T
a-
dlar. llerin kimliklerini saptamak olanakszd. Da-
ha sonra, kemikleri bir kp iinde maaran n derin
liklerine koydular.
Ba Ren, casusu biraz daha ileri ekti ve bir kaya
ya yaslad. Adamn ba nnde hl cansz gibi sal
ianp duruyordu... Gzlerini ancaya kadar epeyce
166
beklediler. Ba Ren ve Hay Tep onu maaran n en dip
kesine ekerek skca baladlar.
D an karlarken Hay Tep sylendi:
Bunlann hepsi byledir... Savunmasz insanlar
ldrmeye gelince aslan kesilirler, ama kendi lmle
riyle yz yze gelmeye cesaretleri yoktur. Onu idam
edeceimizi sand ve bayld. Korkaklar! Muhbirlik-
ten baka hibir ie yaramaz bunlar!
Onl ar konuurlarken, Nan ve adaml an geri dn-
mlerdi. Hindistancevizlerini arkadalarnn alk
l an aras nda yere attlar. Kuyen nianlsnn yatma
yanat. Nan bir an sustuktan sonra glkle konutu
Su lm.
Hepsi donup kaldlar. Demin alklayan eller, yan
l arna dverdi. Maara yle sessizleti ki, bir sine-
in uuu iitilebilirdi. Hay Tep, Nan' n yanna gitti
ve acl, bouk bir sesle sordu:
O kadar uzaa m gittiniz... onun yanna kadar?
Hayr. O orada deil artk. Halk onu dma a
brakmam. Biz, askerler konuurken iittik.
Nan maaran n azna oturdu ve btn iittikle-
rini anlatt. Su' nun can ekiirken, hal ka ve Ho Am-
ca' ya nasl seslendiini anl atrken sesi bouluyordu.
Kuyen hkrarak kendini yere att. Ba rpntlar
iinde, Nan' n terden parl ayan omuzuna arpyordu.
Adamlarn yzleri gzyal anndan srlsklam olmu-
tu. Hepsi hkrklarn t ut maya alyorlard. Geri,
Su' nun idam hkmnn verildiini nceden de bili-
yorlard. Ama onun idam ediliini ve son nefesine ka-
dar nasl davrandn ancak imdi eniyorlard. Su'
yu yeterince anlayamam v onun gerek deerini
tanyamam olduklann imdi farketmilerdi. O, b-
yk bir rnek olarak nlerinde duruyordu. O kadar
yakn ve alk olduklar kararll, ball, gzel-
lii ve yumuakl, ancak imdi btn byklyle
kar l anndayd . Her zaman parl ayan gzleriyle Su.
Btn Hon Dat' n gururu olan ipekten salar. Bu re-
simler artk yoldalannm an s ndan hibir zaman si-
linmeyecekti. Ve son szleri yreklerinde asla lme-
yecekti. Hay Tep, yine yreinin grnmez peneler
ve dilerle paralandn duydu. Ar ar ayaa
kalkt ve titrek bir sesle konutu:
167
-Bizim iin ne byk bir rnek! Bizi durmadan
besledi. Her bir pirin tanesini ve her damla suyu g-
znn bebei gibi korudu. O, batanbaa dostluk ve
zveriden ibaretti. Dmana en ufak bir dnde bu-
l unmadan ban nasl dimdik tuttu! Bize silahlarmz
brakmamamz emretti. Onun bu szlerini yrekleri-
mize kazmalyz. Yoldalar, o bizden cn almamz
istedi. Bunu yapacamza and ielim!
Hepsi tek sz sylemeksizin ayaa kalktlar ve
bir daki ka sessiz ve balar ne eik beklediler. imdi
btn dnceleri, o yumuak ehreydi. Parmakl an
si l ahl ann naml ul ann , daha sk kavrad. Hepsi kan-
larnn son damlasna kadar savamaya kar ar verdi-
ler. Artk kimse alamyordu. Islak yzlerinden gz-
yalarn sildiler. Ah, bu gece bir bitseydi de, yarn
dman n ilk saldnsnda Su' nun cn alsaydlar!
Saf altn, ateten korkmaz, dedi Ba Ren; Su,
saf altndand. Birka daki ka nce korkudan baylan
Ba Fi ise tenekeden.
Niye bayld? diye sordu Nan.
Onu ldreceimizi sand.
Hay Tep, Nan' a dnerek sordu: Ka tane hindis-
tancevizi getirebildiniz?
Alt.
Zor oldu mu?
Hayr. Yalnz cevizleri yere atmak iin, hep bi-
risi ate edinceye kadar beklemek zorundaydk. Ol-
duka yksekteydiler. Dmann btn konumala-
rn iitebiliyorduk. Sigara ierlerken yzlerini bile
grebiliyorduk. yice akndlar. Maaraya gelmek-
ten vebadan korkar gibi korkuyorlar. Maaramzn
adn 'lm maaras' koymular.
Fena ad deil, diye Onaylad Hay Tep. Onlar
iin lm, buras ak. Ama bizim iin hl Hon Dat'
mz.
Tu Niyep ban sallad: Evet, Hon Dat huzur der
mektir (*). Ama bir dokunmaya cesaret etsinler he-
(*) Hon Dat: Hem toprak topa, hem de de-
nizde kk oda demektir.
168
le! Devedikeni toplayan, dikenlerin sracan da g-
ze almal.
Hazr srmaktan sz almken, syleyeyim:
Birliklerinde Yanke' ler de var. Bir tanesini ldrm
z.
Sahi mi?
Evet. Dn bir helikopter gelip, bir l Yanke'yi
ve bir sr yaral kukla subay gtrm. Yanke pi-
lotu, ar yaral erleri bile almay reddettii iin
adaml ar ok kzgnlar.
Domuzlar!
Evet. Ama, Yanke birliklerine katlmakla bala-
r na talih kuunun konduunu sanan budalalarn
gzlerini aar bu. Yanke' ler belki kpeklerini sever-
ler, ama paral askerlerini asla! Bu konuda gvence
veririm size. Bir kere sakat kal dktan sonra, nasl ol-
sa efendilerinin iine yaramayacaklar. Niye kurt ar
snlar ki onlar? l me brakrl ar daha iyi.
yle sanyorum ki, birliklerin morali sfra in-
mi, dedi Nan; onlarn daha abuk zlmelerini
salamak iin arlar yapabilseydik!
Yalnz Tam an ve ky halk bunu yapabilir,
dedi Ba Ren. Burada onl ara yapabileceimiz tek
ey, burunl arn gsterdikleri yerde, kurunl a doldur-
mak. ar falan yapacak zamanmz yok.
Niye olmasn? diye szn kesti Tu Niyep. Bal
gibi yapabiliriz. Yalnz bir megafon gerek bize. Bir
yandan onlarla savarken, te yandan' da tartrz;
niye olmasn? Bylece morallerinin kn daha da
abuklatrabiliriz.
Hepsi iyi gzel de, megafonu nereden bulaca-
z? dedi Nan.
Tu Niyep ksa bir an dndkten sonra neride
bulundu:
Sac grevini yapacak bir eye ihtiyacmz var.
Kemiklerin olduu kpn evresi palmiye iei ka-
buklaryla rtl. Bundan bir megafon yapabiliriz.
Herhalde ehitlerin ruhl ar n n da buna bir itiraz ol-
maz.
Olmaz elbet, dedi Ba Ren. Onlar yalnz biz tes-
lim olursak zlrler. Hem sonra l ldr, yle
deil mi?
169
Ba Ren, byle konuman doru deil, diye kar
kt Tu Niyep. llerin kemiklerine sayg gsterma-
liyiz. Onl ara dokunursak ruhl ar n n huzurunu boza-
rz.
Ba Ren sesini kesti, ama sonra ne doru eildi
ve alak sesle fsldad:
Birka zamandan beri, sende yine batl inanla
ra bir dn gryorum.
Hayr, ne mnasebet! Doru deil buv.. ben...
ben... diye kekeleyerek kar kt Tu Niyep.
Hay Tep bir iaretle ikisini de yattrd. Glerek:
Haydi canm. Tu Niyep'in oatl inanl olduunu
gstermez bu. Ama, eer pal m ye iei kabuklarn
bu i iin kullanabileceksek, hi tereddt etmeyin.
llerimiz buna daha ok sevilirler. Haydi acele et,
ihtiyar!
Peki, peki, ben bu ii stme alyorum. Yani.....
Tu Niyep megafon yapma grevini stlendi. Ama
Ba Ren'in sz cann skmt. Tanrlara ve Buda' ya
inand halde, batl inanl olmay kesinlikle redde-
derdi. Eski dostlarna rastlad zaman, srtn ka
yarak, eer bu dnyadaki milyar insan, artk
tanrl ara ve Buda'ya i nanmayacak olsa, yine de ina
nacak bir kii olacaktr, derdi. Sonra elini gsne
gtrr ve her szcn stne basa basa srdrr
d: Ve bu insann ad Tu Niyep'tir. Srf bitkisel ye
mekten vazgemiti. nk onun iin, nemli olan
mide deil yrekti. Bitkisel yemekle, almak iin ye
terli enerji alamaz insan. Ayrca insann yzn so
luk ve irkin yapyor, derdi.
in en ilgin yan. Tu Niyep'in btn kalbiyi e
Parti yesi olmak istemesiydi. Bir defasnda Hay Tep'c
Partiye girip giremeyeceini sordu. Hay Tep, elbette,
diye cevap verdi; yalnz gerei grmek zorundasn.
Bir Parti yesi, her dinden insann inancna saygh
dr. Ama, kendisi bir tanrnn, Buda' nn ya da gky
znde tanrlarn varlna inanmaz. Seninle hi k-
vrtmadan ak konuuyorum: Biz smrenlerin ve
smrlenlerin varlna inanyoruz. Biz, eer Ame-
rikallara ve Diyem'in adaml ar na kar savarsak
mutlu olacamza, kyllerin topraa kavuacana
170
ve dinlerin zgr olacana inanyoruz. Tu Niyep,
Amerikallara ve Ngo Din Diyem'e kar mcadeleye
yzde yz vard. Ama Hay Tep'in bir Parti yesini a
nasl olmas gerektiini ksaca anlatndan sonra,
kendi zorluunu kavrad. O, bir davaya katlmak is
tiyor, ama henz onun kartyla ilikisini kesmemi
bulunuyordu. Duyduu acnn nedeni bu elikiydi.
Ba Ren' in yapt aka bu gizli acy yeniden uyandr
mt. Ama Tu Niyep dargn deildi. Zaten bir insana
uzun sre kskn kalmak elinden gelmezdi.
Birka dakika sonra, onun palmiye iei kabuk
larn getirmek iin bir mum yaktn grdler. Mu-
mu, Su' ya ve kzna yatak vazifesi grm olan al
ak kayann arkasna yerletirerek, bir megafon yap
maya giriti.
Onun zerindeki kayada, Kuyen yeeninin yar -
na uzanmt. Tuy her eyden habersiz uyuyordu. Ku-
yen' in gzleri akt. Kuru ve yanan gzleriyle gl-
geleri seyrediyordu. Sopra Tuy'a dnerek sarld. K-
k kzn stnde anasnn ceketi rtlyd. Kuyen
Tuy' un salarn okad ve kzn salar ona, sanki
anasnn o eski ocukluk gnlerindeki gibi, ok uza-
m ve ipeklemi gibi geldi.
Hay Tep'in evinde, o karanlk yllarda yaplm
olan gizli bir yeralt sna vard. Parti Hcresi Sek
reteri, kurtul utan sonra da onu bozmam, hat t a da
ha salamlatrm ve gelitirmiti. Tam evin orta-
sndan balyor ve eitli ynlere doru alan tnel-
lerle pirin tarl al ar na ulayordu. Dman girii bul-
sa bile, iindekilerden bir iz bulmas pek kolay deil-
di. Tam an arpmann bandan beri burada ya
yordu. Her gece biraz temiz hava almak zere, ksa
bir sre iin dar kyor ve sonra yine aaya ine-
rek mum nda alnmasna devam ediyordu.
Bu akam da, Hay Tep'in kars bir grevden dn-
dkten sonra, ayayla snan kapsna vurarak
iaret verdi ve kapy kaldrd. Tam an ortaya
knca, yorgun ve ac dolu bir sesle, Su ld, dedi.
Tam an, yznde derin bir yas ve kederle uzun
zaman olduu yerde kald. Sonra alak sesle sordu:
171
Ne zaman?
Az nce. Bir saat olmad daha. Zam'n klcnn
darbesinden sonra daha btn gn yaad. Ama biz
ly aldk. Bu olay herkesi sarst. Onun asld ye-
re byk bir kalabalk birikmiti. ly alabilmek
iin askerlerle boumak zorunda kaldk.
imdi nerede?
Sao Ana' nn evinde. ok kalabalk bir kitle evin
nnde topland.
Tam an dorularak snan kapsna dayand.
Baklar dalgnd.
Git imdi, dedi; bir cenaze treni rgtleyin ve
bu treni btn ky boyunca bir mitinge dntrn.
Halkn dmana kar kini daha da bilensin.
Biz de yle dndk. Gidiyorum imdi.
' Ayaa kalkt ve snak kapsn indirmek istedi.
Bir dakika! dedi Tam an. Cenaze alay ma
aran n nnden geirilebilir mi?
Ne iin? diye sordu Hay Tep'in kars, gzlerini
iri iri aarak.
Tam an, kadna oturmasn iaret etti. Sonra d
ncesini fsldad. Szlerini bitirirken, te byle,
dedi; bunu yapabilir misin? ok nemli bir ey bu.
tekilerle konuaym, diye cevap verdi kadn,
bir an dndkten sonra; eer byle bir olanak
varsa, yararlanacaz elbet.
Dikkatli ol bacm. dn vermek yok. Ama ok
sert de olmayn. Birliklerle yeni atmalardan ka-
nn. Her. eyden nce erleri mttefikimiz yapmak iin
almalyz. Senin ocuklarn nerede?
Baksn diye bir komuya braktm.
Hay Tep'in kars abucak kapy indirdi. zleri
yok etti ve gitti. Akam karanlnda kyller, Sao
Ana' nn evine ve avlusuna dolumulard. Hay Tep'in
kars geldiinde, Su'yu t abut a yerletirme hazrlk-
lar iindeydiler. Sao Ana lnn ban sevecenlikle
dizine yatrm, salarn taryordu. Abanoz siyahl-
nda manda boynuzundan bir tarakla, zenle ve
alkn ellerle yapyordu bu ii. Ama bu sefer ok
ardan alyor, en kk, bir dme kadar taryordu.
Sonra Hay Tep'in karsna dnd ve metin bir sesle:
172
Tapnan arkasna bir bak bakalm. Bir kk
ie t urun iei ya vard. Oraya m koymu? Da-
ha yeni satn almt, ama henz kullanamad.
Hay Tep'in kars ona ieyi verince, avucuna
birka damla daml atarak kznn salarna srd.
Su' nun salarn taramaya balaynca, ho bir koku
oday doldurdu. Sonunda usta ellerle rerek bir to-
puz yapt. Ne ok yapmt bunu kz iin! Bu uzun
siyah salar ne kadar iyi tanyordu! Bu sefer btn
dikkatini vermiti bu ie. Kznn yaad zamanlar-
dakinden daha gzel, daha yuvarlak, daha dolgun
bir topuz olmutu bu... Belki de imdiye kadar ta-
dklarnn en gzeliydi.
Topuz tamamlanmt. Ama Sao Ana, kzndan
bir trl ayrlmak istemiyordu. Kendi sandan uzun
bir pirin ine kartarak, bunu kznn sana takt.
Zam' n klcnn kestii salar toplayarak tapnan
stne koydu. Orada sessizce alamaya balad.
Kadnlar onu t aht a srann stne oturttul ar.
Hay Tep'in kars ve Ba Ren'in kars, Su'yu kucak-
layarak tabutun iine yerletirdiler. Kapa kapat-
mak isterlerken, Sao Ana tekileri iterek kzna ko-
tu. Ama kapak kapand ktan sonra artk bir ey g-
remez oldu ve hkrklara bouldu. Tabut kzld,
kpkzld. Su' nun doduu, ocukluunda oynad,
byyp yetitii evin orta yerinde duruyordu. Bu
ev onun gzyalar, glleri, gen kzlnn oyun-
laryla doluydu... imdi bu evde son kez uyuyordu.
Ama arkasnda, hayatnn 27 yln ve zellikle bir
kahraman n son saatlerini silinmez bir ekilde brak-
mt.
Aada herkes avluda toplanmt... Hay Tep'in
karsnn ciddi sesini iittiler:
Mealeleri yakn!
Hindistancevizi ipliklerinden ya da aputtan a-
bucak yaplm mealeler alevlendi. Birok insan ve
aral ar nda Ca May, eteklerine trl trl eyler so-
kuturdular... Birka saniye iinde avlu, apaydnlk
olmutu.
Sao Ana, Su' nun, babasnn tepedeki mezarnn
yanna gmlmesini istemiti. Ama dorudan doru-
173
ya oraya gidecekleri yerde, kyn iinde dolaarak
yolu uzattlar. Cenaze treni, sanki Su' nun doduu
yere allahasmarladk demesini salamak istercesine,
evler ve tarl al ar aras nda uzun bir yry oldu. Bir
paral asker devriyesi, koruluun ortasnda cenaze
alayyla kar karya geldi.
Durun! diye bard askerler; Sokaa kma
yasa konduunu bilmiyor musunuz? Nereye gidi-
yorsunuz?
Bayan Ba U cevap verdi: Kzmz ldrdnz.
Sadece onu gmmeye gtryoruz.
Devriye komutan eliyle yolu gsterdi: yi iyi,
devam edin. sterseniz cenaze trenini bir mitinge e-
virin, bana ne! dedi.
Adaml arna dnd ve onl ara cenaze alayna yol
vermelerini iaret (itti. Hay Tep'in kars ve bayan
Ba U en nde olduu halde, kalabalk yoluna devam
etti. Yanan mealelerden kvlcmlar salyordu...
Herkesin elinde ikinci bir meale hazrd. Mealeler,
drt kadnn tad tabutun evresinde atrdyor,
kalabalk mrldanyordu... Ik, karanl datarak
kzl tabutu aydnlatyordu. htiyar kadinlarn gm
salar zerinde panldyor, avokado aalarnn mey-
ve dolu dallarnda titreiyordu.
Sao Ana, evresinde Ba Ren' in kars ve br
dostlar olduu halde, tabutun hemen arkasnda yr-
yordu. ki kadn ona destek olmak istediler. Ama o,
yardm reddederek salam admlarla yrmeye de-
vam etti. Artk alamyordu. Bu frtnann ortasnda,
iinde yeni ve scak bir ey ykselmi ve alamasn
kesmiti. Daha birka dakika nce kzndan ayr ka-
laca iin ne byk bir ac ekiyordu! Ama imdi,
evresini saran yurttalarnn arasnda, ii yeni bir
duyguyla dolmutu. Su' nun, bu uurda hayatn ver-
mek zorunda kalan tek insan olmadn dnd...
evresindeki kadn ve erkeklerin ka tanesi kocasn,
ocuunu ya da akrabalarn yitirmiti!.. Dierleri,
sevdiklerine canavarca ikence yapldn grmek zo-
runda kalmlard. Delinmi bir akcier, paralanm
bir karacier, kesilmi bir kol ya da kylm bir ba-
cak! Bu komularn hl ka tanesinin hapislerde
174
veya Paulo Condor' da yaknlar vard! Yedi yldr
Hon Dat' ta baskdan zarar grmeden syrlabildiini
syleyebilecek tek bir aile yoktu. Ne kadar kan ak-
mt!.. Bunlar unutulabilir miydi? Hayr, yalnz ken-
disi deil, btn komular bu cehennemden gemi-
lerdi. Mcadele eden yalnzca o deildi; yzlerce Hon
Dat halk ve btn Gney Vietnam' da milyonlarca
yurttayd. Arkasndaki denizin grlts, ona yo-
l una devam etmesini ve acsn barna gmmesini
syler gibiydi. Yapraklarn hrts onu c almaya
zorluyordu sanki. Kan intikam diye haykryordu!
Oullar, yeenler, ocuklar, kendininkiler ve baka-
lannnkiler, maarada kuatlmlard. Ama, ala
ve susuzlua karn, hl a amansz bir mcadele ve-
riyorlard. Dmann eline yalnzca bir tek sava
dmt. O da kendi kzyd ve boyun emeyi red-
detmiti. Ama daha torunu, ikinci kz, damad, ya-
nndaki kadnlarn kocalar, Hay Tep ve Ba Ren, Tu
Rau' nun olu Be ve biroklar oradaydlar.
Sao Ana bunlar dnerek gittike yatt.
Irman kysnda, birliklerin kamp kurdukl ar
noktadan uzak olmayan bir yere geldiler. Bu alevli
klardan dokunmu halnn grnm karsnda,
birok asker, adrlarndan dar akn ettiler. Piyade
Taburu Komutan Yzba Kao, tabutu grr gr-
mez durumu anlad. Adamlarna su boyunca dizilme-
lerini ve silahlarn atee hazr tutmalarn emretti.
Kendisi de cenaze alaynn bana kotu:
Durun! Durun!
Bayan Ba U ona doru yrd ve yumuak bir
sesle:
Yzba bey, kzlarmzdan birini ldrdnz...
Hi olmazsa brakn da onu gmelim.
Komutan, geceleyin sokaa kmay kesinlikle
yasaklad.
Evet ama, yle korkun bir biimde ldrdnz
ki kzmz! Bunun iin hemen gmmemiz gerek.
Bir Vietkong iin az bile ona yaplan.
ster Vietkong olsun, ister baka bir ey. O be-
nim yeenimdi yzba by. Onu tepedeki mezarla
gmmemizin size ne zarar var? Onu ne korkun bir
ekilde ldrdnz dnsenize, baym!
175
Bu iko kan da kabak tad verdi artk. Ay Al-
lah belan versin, laftan anl amaz msn sen?.. Komu-
t an gece sokaa kmay yasak etti, diyorum sana.
Ba U kollann aresiz kalm gibi yere indirdi.
Ben de sizin karar verme yetkiniz olduunu san-
mtm da, ondan konuuyorum, baym. Demek her
ey komutann elinde. yi yleyse, beni ona gtrn.
Ondan izin isteyeyim.
Komutan Kao, ' attk' der gibilerden yzn bir
o yana, bir bu yana evirdikten sonra gzlerini yine
Bayan Ba U'ya dikti:
Komutann yanna gidip,' orada da kanklk -
karmak istiyorsun, ha?.. Senin de bunl ann elebala-
nndan biri olduuna kalbm basarm.
Bir asker sze kanti : Ben bunu sk sk Ra Gia'
daki mitinglerde grdm.
Sama sapan konuma sen, terbiyesiz! Ben yz-
bayla konuuyorum, sen ne burnunu sokuyorsun?
Yzba Kao'ya dnerek ellerini sayg iareti ola-
rak birletirdi ve alak gnll bir tavrla devam etti:
Acyn n' olur yzba bey! Komutan mutl aka
izin verecektir. Siz maaradaki Vietkong'la sava-
yorsunuz, bir tutsa ldryorsunuz. Bu kadan yet-
mez mi? Niye lmz gmmemize engel oluyorsu-
nuz?.
Cevabm hayrdr! diye brd subay; bu
feryad figna bir son verin artk!
Bayan Ba U kendisini daha fazla tutamad ve
bard:
yleyse biz de izinsiz gideriz!
Subayn yanndan geerek arkadal anna ilerle-
melerini iaret etti. Kitle onun peinden ileri atld
ve askerleri rmaa doru itmeye balad.
Durun, yoksa ate ederim! diye bard yzba.
Kimse durmad... Mealeleri havaya ykselterek,
binlerce kez yanstan rmaa girdiler.
Yzba saa sola kouarak adamlarnn kulak-
larna fsldad: Havaya ate edin!
Askerler havaya birka el silah sktlar. nsan ka-
labal yoluna devam ederek, rman zerine kar
178
sahile kadar yayld. Tabut yokuun bana varmt
ki, Hay Tep'in kars arkadakilere seslendi:
Yalnzca uyar atei! Yryn!
Byle anl arda durmamak gerektiini tecrbeyle
biliyorlard. Uyar atelerine alkn olduklarndan,
soukkanllklarn yitirmediler. Ayrca, hepsi de Su'
yu gmmekten baka ok nemli bir grevleri daha
olduunu biliyorlard. Maaran n yan ndan gemek-
ten yararl anarak Hon Dat' n savnucularna ikmal ye-
titireceklerdi. Karanlk bastndan bu yana hazr-
lklarn yapmlar ve yiyecekleri eteklerinin altna
saklamlard.
Yzba Kao' nun siyasal mcadeleyi bast rmada
biraz tecrbesi vard. Bunun iin kitleye ate etmek-
ten saknyordu. ki- kez bi rka mitingciye ate et-
tirdii iin, yumruklar, sopalar ve talar altnda can
vermesine az kalmt. O zamanlar, kitlenin ilk l-
y grnce dalacan sanmt. Ama gerekte bu-
nun tam tersi oldu. Mitingciler kollarn svamlar,
geriye dnmler, onun ve adaml arnn zerine atl-
mlard. Bu tecrbeden sonra, imdi daha ileri git-
meye cesareti yoktu.
Hon Dat' a geldikleri ilk gnden beri komutanl ar
yle diyordu:
Maaradaki Vietkong'u yok edebilmemiz iin,
siyasal bir mcadelenin kmasn nlemek tayin edi-
cidir. Eer eytan kanl ar bu ie kanrsa, buras ce-
henneme dner. Byle duruml arda benden emir al-
madan harekete gemeyin.
Kao' nun, komutannn hikmetine hayranl snr-
szd... Ve ite imdi kad nl ar ie kanmlard!.. Onun
emirlerini umursamam l ar ve rma gemilerdi. u
anda yapabilecei en iyi ey, amirine telefon edip onu
durumdan haberdar etmekti... Hemen telefon ad n-
na kotu ve manyetolu telefonun kolunu deli gibi e-
virmeye balad. Santralcinin uykulu sesi iitildi:
Kim telefon ediyor?
nc Taburdan Yzba Kao. Komutan ver
abuk!
Uyuyor ama, yzbam.
F 12 177
Uyandr yleyse! Kyller miting yapyorlar ve
rma getiler. abuk!
Be dakikalk bir bekleyiten sonra Kao, telefo-
nun br ucunda komutan n sesini iitti:
Nasl? Halk miting mi yapyor dediniz? _
Evet komutanm. Vietkong'u tepenin eteindeki
mezarla gmmek istiyorlar. Onlara bunu yasakla-
dm ama yine de rma getiler.
Hay eytan! Birka el uyar atei an!
Atrdm, komutanm. e yaramad. Toplulua
ate etmeme izin veriyor musunuz?
Hayr! Hayr! Sonra cad kazan na dner bura-
s! Madem rma getiler, arkal ar ndan gidin ve dur-
durun.
Bastne komutanm.
Kao geri kotu. Ama ok ge kalmt. Irmakta
kimsecikleri gremedi. Son mealeler de hindistance-
vizleri koruluunda kaybolmulard. Yalnz ar ada bir
palmiye yaprakl arnda parldayan yanslar gzk-
yordu. Yzba, bir takm askerin nnde, rma a-
t ve koarak pelerine takld.
Onl ar ancak cenaze alaynn sonuna varmlard
ki, yukarda bir grup siyah glge sradan ayrld ve
karanl kta var gleriyle maaraya doru kotular.
Maaraya ilk varan Ca May oldu. Ellerinde sazlarla
kaplanm bir ie su ve iyice sktrlm bir paket
stl pirin vard. Ayaklarnn onu tayabildii ka-
dar hzl kouyordu. Arkas ndan daha bakalar da
su ve yemek getiriyorlard.
Ca May, karanlk maaran n azna yaklanca,
anszn bir silah patlad. Bir kurun kzn salarn
yalayp geti. Korkuyla olduu yerde kald ve bard:
Kardeler, benim, Ca May. Size yiyecek getirdim!
Demin ate eden gerilla yldrm arpm gibi sar-
sld ve haykrd:
Hay Allah! Ca May! Seni vurdum mu? Yaral
msn?
Hayr, hayr, zlme! diye kekeledi Ca May ve
soluyarak maaran n azna doru tkezledi. ieyi
ve paketi ieri uzatt.
Hepinizin sal yerinde mi kardeler?,
178
Evet.
Su ld. Onu gmmeye gidiyoruz.
Bu birka acele szden sonra, yine cenaze alayna
katlmak zere gecenin karanl na dald. Bir ba-
kas geldi. Bir ie ve bir paket daha. Hepsi adn sy-
lyorlar, durumu soruyor ve hemen yine yok oluyor-
lard. Her yeni gelen glgeye savalar cevap veri-
yorlard:
Kayglanmayn. Yalnz iki yaralmz var. iyi da-
yanyoruz. Kyde siyasal mcadeleyi balatn! Tazmi-
nat isteyin!, Kukla birliklerin moralini kertin! zel-
likle bu ii iyi yapn!
Tamam, anlyoruz.
Anszn karanl kta Tu Niyep' in sesi iitildi:
Aman yarabbi! Sen misin kadm?
Evet, benim adam, benim! Haydi alahasmarla-
dk!
Su ieleri ve yemek paketleri maaran n azna
ylrken, telal sorulara acele cevaplar verildi. Ay
,, topuzlu ya da rgl sal glgelerin geli-gidi-*
lerini hafife aydnlatyordu. Gerillalar, kzlarn, ka-
nl ar n hayal meyal fark ediyorlard. Kadnlar, yal-
nzca karal t l ar ve d anya uzanan eller gryorlard.
Eir kocann, bir kardein ya da bir komunun sesi.
Be gndr btn haberleme ol anakl an ellerinden
alnm ve birbirleri iin kayg dolu, sevgili, tandk
sesler. Maaran n iinde ve dnda, dmann be
gnlk savatan sonra bile kramad bir azimle dol-
du hepsinin ii. Maaray savunanlar, yalnz olma-
d kl ann grnce yeni bi r cokunluk nbetine tutul-
mulard. Kadnlar ise, dman n maaray ele gei-
remeyeceine emin olarak oradan ayrlyorlard. Her
iki taraf da bu grmelerinin, sonuncusu olmayaca-
na tam bir gven getirmiti.
Kadnl ar gittikten bi rka daki ka sonra, ince bir
karart, ard nda ufak bi r kpekle maaraya doru
szld. Glge doru Ba Ren' in kucana dt. De-
mirci, onu smsk kavrad ktan sonra bard:
Bu da nesi? Ne anyorsun burada?
Benim, ben... benim be!.. Ben bir elbombas ge-
tirdim! diye ince karalt, bu kaba davran pro-
testo etti.
179
Hay Allah! Sen misin Ut? Arkadalar, kk Ut
gelmi!
Ben burada kalacam, haberiniz olsun. Geri
dnmek istemiyorum.
Ut abucak kendini Ba Ren' in penelerinden kur-
tard ve duvarlar yoklayarak ieri girdi. Hepsini bi-
rer defa pt ve krkk sal kafasyla, kar nl ar na tos
vurdu. Durmadan glyor ve yineliyordu:
Benim kaybolduumun farkna varnca deli ola-
caklar.
Ut! Sen misin Ut? Maaran n iinde sevinle
sordu birisi. Ut, Nam Tan' n sesini tand. Nam Am-
ca, sen misin? Haberin var m? Karn her Allann
gn bir tts ubuu yakyor ve senin sa salim
kurtul man iin Buda' ya yalvaryor.
Soytar! Kardein yaral. Gel de onu ziyaret et!
Biliyorum, dedi ocuk sakin bir sesle. Birazdan
giderim, acelesi yok. Babam da biliyor. Savata by-
le eylerin olaan olduunu syledi. Ah, neredeyse
unutuyordum! Bende yepyeni bir elbombas var. As-
kerlerden ardm. Yann buraya gelirlerse, kapsl-
n ekeceim ve onlarla birlikte leceim.
Hepsi glmeye baladlar:
Ne sivri akllsn sen! O dediin .ancak son a-
re olarak yaplr. Beklersin, yeteri kadar yaklatlar
m bombay stlerine atverirsin.
D knklma urayan Ut, yine de al tta kal mak
istemedi:
Biliyorum elbet. Ben de zaten ok yak na gelir-
lerse diyorum. O zaman son are olarak... En son a-
re olarak...
yleyse mesele yok. Ama bizim o duruma gel-
memize daha ok var, gerilla karde. imdilik, surat-
l ann gsterir gstermez ate ediyoruz. Ondan son-
ra fazla yakna gelirlerse elbombas atyoruz.
Onlar da nal l an dikiyorlar, deil mi? Biliyorum,
diye onaylad ocuk ve sordu:
Kuyen nerede? Onu gremiyorum.
erde.
Ut ona gitmek iin dnd, birdenbire duraklad.
Burnunu ekti ve hkra hkra alamaya balad:
180
Su yok artk... Su ld!
Maarann ortasna dikilmi, scak gzyalar d-
kyordu... evresindekiler onu avutmaya altlar.
Ama o, sanki onl ara kzgnm gibi, adamlar iterek
bir eyler homurdand. Sonra anszn alamasn kes-
ti, gzlerini kurulad ve grltyle smkrd. Hay
Tep, kolunu ocuun omuzuna dolayarak, imdi be-
ni iyi dinle Ut, dedi; sen artk burada kalmak zo-
rundasn. Ama dikkat et! ieriye gidersen, Tuy' un ya-
n nda anasnn ldn sylemeyeceksin, anlyor
musun? Eer bunu bir renirse, artk hibirimiz onu
susturamayz. Senin u nl elbomban da ver ba-
na. Senin iin saklayacam.
Ut, MK3'n pantol onunun cebinden kartarak
Hay Tep'e verdi:
Ama sakn yitireyim deme! Bak, seni sorumlu
tutuyorum.
Kaybolursa bakasn veririm, merak etme. Biz-
de srsne bereket.
Yiyecekler topland ve bir keye yerletirildi.
El fenerlerinin nda, 12 dolu ie su ve 12 paket
halanm pirin saydlar. Ayrca birok paket ttn
ve bir paket Rubi sigaras. Yiyecekleri sardklar muz
yapraklar hl taptazeydi. Krld yerlerden suyu
kyordu. Paketlerin birini atlar. Hl dumanl ar
tten stl pirin, soan ve eitli baharatl ar kokan
altn renginde kzarm bir tavuk budu!
Ah! diye bardlar; krallara layk bir ziyafet!
Bu gece iyice yiyip iip kuvvet toplamalyz. de-
di Ba Ren. Yarn da Rubi sigaralarn ieriz ve pa-
ral askerlere nanik yaparz.
Bunu Rubi'lerle yapabiliriz, diye gld Hay
Tep. Ama suyu ve yiyecei yine ok ll kullanma-
lyz. Daha ne kadar burada kalacamz belli de-
il. Ben hepsini Kuyen'e teslim edip, o nasl uygun
grrse yle datmasn' neriyorum.
Yiyeceklerle ilgili nerini kabul ediyorum, de-
di Tu Niyep; ama t t n ye sigaralarla ben ilgilene-
ceim.
Szleri kahkahal arl a karland. Hepsi kabul et-
tiler. Ama Ba Ren dilini gsterdi. Bunun zerine Tu
181
Niyep ciddi bir sesle, kt eyler dnmeye bala-
ma Ba Ren, dedi; benim ttnmzl e ilgilenmem,
kendim iin deil, topluluumuz yararnadr. Ben y-
le bireyci bir insan deilim.
Ba Ren glmsemekle yetindi.
Ca Zoy'un umutsuzluu art k son doruuna ula-
mt. Zam klcn Su' ya vururken, zerine atlm;
fakat askerler onu yere ykmlar ve tekmelemiler;
bunun zerine baylmt. Yeniden kendine geldiin-
de gne batyordu. Ca May sa-ba darmadank
bir durumda eve gelmi ve alayarak Su' nun ld-
n sylemiti. Sonra yine yel yepelek kp gitmi ve
anas, drt bir yan ndan rzgr esen bu bo evin or-
tasndaki bambu yatakta yine yapayalnz kalmt.
Latanya yapraklaryla rtlm duvar n delikleri ara-
sndan ieriye szan rzgr, iniltili sesler kartyordu.
Ca Zoy, birok sefer uratktan sonra, sonunda do-
rulabildi. Vahi gzlerinde garip bir k parlyordu.
Batan gne, zlm koyu kahverengi salarna sol-
gun s an klar sayordu. Ca Zoy, hareketsiz oturu-
yordu. Gece oldu. Ama o hl yerinden kprdam-
yordu... Karanlk yava yava btn oday kaplad.
Doan ay, kadnn izgilerini yine belirginletirdi. Bu
sefer yatanda deildi. Ayaa kalkmt. Bahtsz
Kmer kadnnn tuhaf bir duruu vard. Bacaklarn
am, ayakl an hafife ie doru dnk, ayak parmak-
lar odann atlak taban na kenetlenmi gibiydi. Kol-
l ann smsk gsne kavuturmu, ne doru eil-
mi, yklmak zere olan bir aa gibi ylece dikili-
yordu. Uzun sre ylece kald; yarm saat ve belki
de daha fazla. Sonra anszn sendeleyerek, kamburu
km bir durumda odadan kt! Kyn kenanna
ulaan tarl a yolu boyunca yrd. Durmadan engel-
lere arpyor, dyor, ama gk karmakszm yeni-
den doruluyor ve yoluna devam etmeye alyordu.
Bayan Ba U' dan son kez iki satn ald zaman da
bu yoldan gelmi ve hep ayn engellere arpmt.
Ama hi bu kadar sk dt olmamt. Umutsuz-
luktan delirmiti... zbez olu uzun bir aynl ktan
182
sonra Hon Dat' a dnyor; ve Kmer olsun, Vietnaml
olsun, herkese sevilen bir gen kz ldryordu. s-
telik bu kz ve anas, ona hep yardm etmilerdi. 20
yl nce Sao Ana, souk ve sisli bir gecede onu evi-
ne gtrm ve Ca May' dourmasna yardm etmi-
ti. Su, o zamanl ar henz yedi yandayd. Ama cana
yakn ye iyi yrekliydi. Su' nun onu evine gtrrken
kolundan t ut up yardm ediini nasl unutabilirdi? O
gece ne kadar souk olduunu ve Sao Ana ile kk
Su' nun balarnn sanl olduunu anmsad. Her eyi
anmsyordu. Sevgili Ta Ka's ldkten sonra da, Sao
Ana ve k zl an kendisiyle ve Ca May ile ilgilenmiler,
sevgi gstermilerdi. Ca Zoy nasl deyeceini beme-
dii bu kran borcunu yreinin derinliklerinde ta-
yordu... Arada srada Ca May ile birlikte, Sao Ana'
nn, su kanal l annm bakm, bahe ileri, hasat ve
pirin harman gibi birtakm ilerinde kk yardm-
larda bul unurl ard. Ama bu, okyanusa dklen bir
daml adan ibaretti. Ve imdi, kendisinin dnyaya ge-
tirdii bu canavar, Su'yu kl darbeleriyle ldr-
mt!
te Ca Zoy'u bu yollarda byle tkezleten ey,
Zam' n cinayetinin dourduu dehetti. Nereye gidi-
yordu? nnde uzanan, ay nn aydnlatt dz
yolda korkun abalarla de kalka ilerlemeye al-
yordu. Onun iin bu yol, umutsuzluk yoluydu. Si-
yah karart en sonunda drt yol azna vard. Hi ar-
kasna bakmadan dmdz yoluna devam etti. Hede-
fi belliydi. Sao Ana' ya gidiyordu. Admlar tereddt-
l, ekingen ve rkekti. Mango koruluunu geerken
ana yoldan gitmeyi gze alamad ve koruluun kys
boyunca, ar ada aal ann arkas na sakl anarak yr-
d. Sao Ana' nn evine ulancaya kadar sonsuz bi r
zaman gemi gibi geliyordu ona. Orada byk bir
insan kalabal grd. Su'yu yakyorlar ve giydiri-
yorlard. Gremedii ey, Sao Ana' nn kznn sala-
rn nasl sevgiyle taradyd. Ca Zoy'u az m evine
gtrmt o kz! Kalabalk avluya girmeye cesaret
edemedi. Yolun yaknndaki ananas allklannn ar-
kasna gizlendi. Sao Ana' nn aladn iitince b-
tn vcudu titremeye balad. Yzn elleriyle rtt.
183
Avludaki mealelerin klan, sakland yeri de
hafife aydnlatmaya balaynca, korkuyla olduu
yerde bzld. Dikenli ananas yaprakl an aras ndan
cenaze alayn, Su' nun kzl tabutunu ve Sao Ana' nn
ak salarn grd. Tabuta baknca yrei duracak
gibi oluyordu. Olduu yerde hareketsiz bir put gibi
kal arak gzlerini smsk yummutu. Zam'n, olu ol-
madn ne ok sylemiti kendi kendine! Ama onu
dnyaya getiren kendisiydi. O lanet olasca byk
toprak aasnn kagir evinde hava ne kadar scakt
o gece! Duvarlar ne kadar kalnd! Sonunda katil Zam
olarak bebei douruncaya kadar ter iinde boulmu,
gece yarsna kadar sanclar iinde kvranmt.
Cenaze alay yola koyulmutu. Kz Ca May da
aralarndayd. Ca Zoy ayaa kalkp onl ara katlmak
istedi. Ama cesaret edemedi... Bu sefer hi cesareti
kalmamt artk. Ca May ekinmeden cenaze alayna
katlabiliyordu. Ama anasnn ii iini yiyordu. Tan
d bir duyguydu bu... Ama bu gece korkun bir
ikence olup kmt; yrylere katlmaya cesa-
ret edemedii kadar korkun bir ikence!.. Hepsi git-
milerdi... Mealeler grnmez olmutu... Yalnzca
ay Sao Ana' nn avlusunu aydnlatyordu imdi.
Ca Zoy hl sivri dikenli ananas allklannn ara-
snda duruyordu. Karsnda, s nkl ar zerindeki kk
evi ve balk yanda yzen bir fitilin yand merdi-
venleri gryordu. Gzlerini bu merdivenlere dikmi-
ti... Vietnaml kz, ona bir kez bu merdivenleri k-
mas iin yardm etmiti. Zayf bir kla aydnlatl-
m evde Ca May' dnyaya getirmi ve Sao Ana, di-
leri arasnda inedii samanl an temizlemiti. Kendi-
sini alp gtrmek zere Ta Ka' nn geldii ev de
burasyd...
Zam! Zam! Nasl bir canavarsn sen? Beni kur-
taran evi yasa bodun. Ayn baban gibi, anan n y-
reini para para ediyorsun. Sen, anan n halkla b-
tn bal ann kesen baksn. Senin yznden sakla-
nyor ve geceleri bir hrsz gibi dolayorum... Tann
A-Rat seni niin sa brakt? Yok etmeliydi seni! O
zaman bir kez daha ac ekerdim ve sonra bu son-
suz ikence son bulurdu!
184
Ca Zoy, olunu lanetledi. Dorularak titrek ayak-
larnn stnde durmaya alt. Sonra ya ziyan ol-
masn diye lambay sndrmek niyetiyle, ananas yap-
rakl arn aral ayarak Sao Ana' nn avlusuna girdi. Mer
divenlere gelince, sanki yitik bir eyi aryormu gibi.
her basama yoklayarak yukar t rmanmaya bala-
d. Her admnda ayn hareketi yaparak sonunda yu-
karya, byk ak kapya ulat. Tapnan zerinde
titreen alevi grd. Anszn gzleri byd ve kor-
kun bir lk att... Lambann nnde siyah ve par-
lak bir sa demeti grmt... Kendisini korumak is-
ter gibi ellerini ne doru uzatt, merdivene doru
sendeledi ve aceleyle aa inmeye balad. Sanki as-
kerl er onu yine dipikliyorlarm gibi mthi bir ac
duyuyordu gsnde. Bu ac soluunu kesti ve alt
basamaa ykld kald.
Gece yans na doru Sao Ana ve dostlar cenaze
al ayndan geri dndler. Merdivenlerin dibinde bay-
gn yatan Ca Zoy'a taklarak tkezlediler. Kadn eve
tayarak ceketini karttlar ve masajla yine kendine
getirmeye altlar. Sao Ana, bir an sessizce Ca Zoy'
un kahverengi sal anna bakt, sonra smsk kapal
dudakl anyl a, gzlerini odann bir kesine dikti. Aya-
a kal karak mutfaa gitti ve elinde bir para zence-
fille geri dnd. Hay Tep'in kans , Sao Ana' nn zence-
fili alrken gzlerine yalar dolduunu ve susarak du-
dakl ann srdn grd. htiyar kadn zencefili di-
lerinin arasnda ezdikten sonra Ca Zoy'un srtna ma-
saj yapt. Bayan Ba U, kadnn salarn ekiyordu...
En sonunda Ca Zoy hafife inlemeye balad. Yine
kendine geldi. Akl bana gelince her eyi yeniden
anmsad. Sao Ana'y grnce dizleri zerine kt,
Su' nun anas na dnerek umutsuz gzyalar arasn-
da ayakl anna kapand.
ldrn beni Bayan Sao! diye yalvard; bir
bak aln ve ldrn beni!
Sao Ana ta* gibi donup kalmt. Sonra o da gz-
yal anna bouldu. Hay Tep'in kans Ca Zoy'u do
rul tarak ayaa kalkmasna yardm etti:
Sao Ana byle bir ey yapamaz. Kendini yere
atp alama. Sao Ana ve biz hepimiz Zam' dan nefret
185
ediyoruz. Amerikallardan ve Diyem'in adaml ar ndan
da nefret ediyoruz. Ama sana kar hibir kinimiz
yok bizim.
Zam! diye haykrd bahtsz kadn; onu ldr-
m eliyim!
Ayaa kalkt ve yumruklarn skarak vahi ba-
klarn kapya dikti.
imdi sizi evinize gt reyi m, dedi Bayan Ba U;
biraz dinlenmeniz gerek.
Ca Zoy'un koluna girdi.
Ben yalnz giderim.
Hayr, sizi ben gtreceim.
Evden ayrlrlarken Bayan Ba U onu daha sk
tuttu. Evden henz pek uzakl amamal ard ki, kayg
iinde anasn arayan Ca May' a rastladlar.
Anan eve gtr, Ca May, dedi Bayan Ba U.
Onunla ilgilen biraz. Yine bayld.
Gen kz anasn yataa yatrdktan sonra, srt-
n yataa dayayarak yere oturdu. Ban emi, kol-
larn dizlerine kavuturmutu. Su'yu ve az nce ma-
aradakilerle karlamasn dnd ve kalbinin
Zam' a kar derin bir kinle titrediini duydu. O yal-
nzca Zam' a kar kin ve Su' ya sevgi duyduundan,
anas kadar ac ekmiyordu. Su' nun lmnden beri,
gerillalara yardm etmek, Su' nun l mnn cn
almak ve aabeyi Zam' n iledii korkun cinayetle-
rin ailesine srd kara lekeyi azck olsun hafif
letmek iin her eye hazrd.
Ay kayboluncaya kadar orada oturdu. Ho-
rozlarn t sabahn baladn haber verirken, Ca
May kalkt ve Hay Tep'in karsnn evine gitti.
Ca May gittikten sonra, hava aydnlanrken Zam
ieri girdi. Yannda ufak tefek sincap gzl bir olan
vard... Geldiinden beri ikinci kez anasn ziyaret
ediyordu. perdeli kasketi hl kafasndayd...
Kasket hemen hemen btn alnn kapatyor ve yal-
nzca kk gzbebekli, beyaz domuz gzlerini akta
brakyordu. Sa omuzu hareketsiz ve biraz sarkk
olduu halde yan yana yryordu. Delikanl Ca Zoy'a
haber vermek zere ieri girerken, o, avlunun ortasn
da durup bekledi. Eik duran kafasyla su testisin:
186
ve her yan ndan rzgr al an evi gzden geirdi. Du-
varlar rten Latanya yaprakl an aras nda hrdayan
r zgnn sesini dinledi. Az yaprakl bir Sua Dua aa-
cnn beyaz iekleri sessizce yere dklyordu. Top-
rak amur kokuyordu. Rzgnn hrts, sabahn bu
erken saatinde dklen iekler, amur kokusu... B-
tn bunlar, katili sanki duygul and nyor gibiydi..
Ranger anasnn terkedilmi bahesinde, hani nere-
deyse insanca duygular kazanyordu... Bu zntl
grnm daha fazla seyretmek houna gitmediin-
den ban evirdi ve eikten geti. Onun geleceini
haber alm olan Ca Zoy, yatana oturmu, bacak-
larn aaya sallandrm, yle bekliyordu. Zam ka-
rarszca bir aa, bir yukan dolamaya balad. Son-
ra anasnn nnde durdu:
Askerler cann acttlar m?
Cevap yok.
Zam yeniden dolamaya balad. Sa kolunu ha-
reketsiz tutuyordu.'
Niin Hon Dat' n bu kavgac kanl ar na katldn,
ana? Sen orada olmasaydn, hepsini kurunlatacak-
tm.
Odann ortasnda durdu ve yaral kolunu sol eliy-
le t ut arak kzgnlkla szne devam etti:
Az dayankl kmad bu Su!.. kl darbesi
kafasn uurmaya yetmedi. Deli kar!.. Niin Viet-
kong' a katlp da sonra byle geberiyor? Ya anas?..
Al bir deli daha! Bu yaa gelmi, ama bouna. Sa-
l ann deirmende aartm. Komutan, kzn ikna et-
mesine izin veriyor, o ise reddediyor. Bover ana. Ma-
aradaki o manyakl ann nasl olsa hepsi tek tek le-
cekler. A-susuz nasl dayanacakl ar? Hele birazdan
sis kalksn, o zaman saman ve krmz biber yakp
maaray dumana boacaz. Skysa yine kmasn-
l ar bakalm. Hepsi, yang ndan kaan fareler gibi d-
ar frlayacaklar.
Ca Zoy hi sesini karmadan dinliyor, ar ada o-
luna sert bir bak frlatyordu; korkun, vahi, fakat
ayn zamanda ldayan bir bak.
Ca May nerede ana?
Kyde.
187
Zam tahta srann stne oturduktan sonra srt-
st uzand. Bir sre tavan seyrettikten sonra yine
doruldu:
Bu sefer Hon Dat' ta temelli kalacam ana. Vi-
etkong' u yok ettikten sonra burada bir s kuraca-
z. Babamn btn topraklarn yine geri alacam.
Onu ileyen herkes kira deyecek. Pirin tarlalar,
meyve baheleri, hepsi iin. Ayrca eski kiralar da
son pirin tanesine kadar toplayacam.
Ca Zoy uzun sre sustuktan sonra sordu: Bura-
da bir s kuracakl ar kesin mi?
Yzde yz kesin, dedi Zam ve ayaa kalkt.
ss ben kuracam, ondan sonra da evimizi yeni-
den yaptracam. Sen ve Ca May artk almak zo-
r unda kalmayacaksnz... Testicilie ve hasr rmeye
paydos artk! Sizi otomobille Ra Gia' ya gtreceim.
Kanma, Ca May iin gzel giysiler almasn syleye-
ceim. Onlar giyince ok gzelleecek.
Ca Zoy, olabildiince normal kmasna alt
bir sesle; greceiz bakalm, dedi. Sonra hemen d-
anya karak kmese gitti ve iki tavuu ayakl ann-
dan balad. Geri geldiinde t avukl an odann orta-
sna yere brakt. Zam, bu askerle birlikte burada
kalp, benimle birlikte yemek yer misiniz? diye sordu.
Elbette.
Zam' m gzleri parlamt. En sonunda, anas ken-
disine kar baka trl davranmaya balamt ite.
apkasn kartarak srann stne frlatt. Sonra
tavukl ara bir tekme vurarak bard:
Baya da yal bu tavuklar!
imdi keyfi yerine gelmiti. Czdann kartarak
iinden 200 piaster' lik bir banknot ald ve adam na
uzatt:
Bize iecek bir ey getir, Hay No. Eer kk
dkkanda yiyecek iyi eyler bulursan, onl ardan da
al,
Olan paray saygyla ald. Zam ona matarasn
da verdi ve her iki mataray da azna kadar doldurt-
masn emretti. Hay No hemen dar kt, ama birka
saniye sonra silahn al mak iin yine geldi.
188
Burada brak! Tehlike yok. dedi Zam; Maa-
radaki adaml ar buraya gelip alamazlar, korkma!..
Olan gittikten sonra Zam. duyduu memnuni-
yetin keyfini karta karta yayld. Uzun zamandan
beri hi byle bir duyguya kaplmamt.
Ca Zoy ate yakarak ocan stne bir tencere
koydu.
Hon Dat' ta hl bu eski kil kapl ar kullanlyor,
deil mi? diye azarl ar bir sesle sordu Zam. Sana
alminyum kapl ar satn alacam, ana. Ra Gia' da
artk hi kimse, bu ta devrinden kal ma eyleri kul-
lanmyor.
Tavuu kesmek zere olan anas bir an durak-
sad, sonra nne bakt. Hayvann boazn kesme-
den nce birka ty daha yoldu. Tavuk bouk bir ses
kard. Kan, fkrarak bir toprak anan iine ak-
maya balad. Anasnn yan nda oturmu, bu sahne-
yi seyreden Zam, aptal aptal konutu:
Ayn Su llnn dnk hali.
Ca Zoy az daha ba elinden drecekti. Yre-
i dehetle cz etti. Ama abucak toparl anarak ikinci
tavuu da kesti. Kendini rahatl k duygusuna iyice
kaptrm olan Zam, hibir ey farketmemiti. Hat t a
anas na tavuun tylerini yolmakta yardm etti. Ca
Zoy tek sz sylemeksizin yemei hazrlyordu. Ta-
vuklarn birini hindistancevizi style, brn de
kuru tuzla piirecekti; iki nl Kmer yemei. Tence-
reni n birine hindistancevizi st doldurdu... br-
ne de kaba tuz paralarn at madan nce, bir eit
bambu zgara koydu. Tuz paralar tencerenin iinde
sramaya balaynca, tavuu zgarann zerine ko-
yarak kapan kapatt. ki tencereyi de dikkatle gz-
lemeye balad... Hindistancevizi st nn kaynay-
n seyretti. kinci tenceredeki tuzun trdayn din-
ledi. Belki de mrnde hi bu kadar zenle yemek pi-
irmemiti.
Hay No, iki ' mat ara dolusu pirin raksyla geri
dndnde yemek hazrd. Ca Zoy,.yal ve ho ko-
kulu iki tavuu ortaya koydu. Sonra tavuklar kk
kk paral ara blerek iki kaba pay etti. zerine
tuz ve biber serpti ve iine ufak ufak kesilmi muz
189
paracklar kartrd. Ondan sonra hepsini eski bir
t aht a tablann iine koyarak, adaml ar n nne, sra-
nn stne koydu. Kendisi az yedi. Fakat bir hayli iki
ierek, Zam' ve adamn da fazla imeye tevik etti.
Oluyla birlikte yedii ilk yemekti bu. ki adam balk
gibi ierek, tavuklar oburca yuttular. Az zaman son-
ra iki mat ara da boalm, fakat birazck tavuk kal-
mt. Ca Zoy kal an tavuu kaldrarak, bu da kzkar-
dein Ca May iin, dedi.
Hay N hemen szd. Zam birka daki ka daha
undan bundan konutuktan sonra yataa uzand...
apkasn yzne rterek, az sonra dzenli horultu-
larla uyumaya balad.
Ca Zoy bir sre bekledikten sonra, elinde a r ve
geni azl bir mutfak ba olduu halde olunun
yan na yaklat. Sol eliyle Zam' n kasketini kaldrr-
ken btn vcudu titriyordu. Olunun gzleri kapa-
lyd. Derisi parlyordu. Bir zamanl ar bu yz yre-
ine bastrm ve pcklere bomutu. Bu dudak-
l ar bir zamanl ar istekle memelerini emmiti. Ama bu
hl a kendi olu muydu?.. imdi tannmayacak du-
rumdayd. izgileri, yalnzca insanlar paralamak,
safra kesesini skp almak ve cierlerini yemek iin
yaayan bir canavarn izgileriydi.
ocukluunun o ok uzakta kalm gnlerindeki
her trl sevgiye kar vurdumduymazlamt. imdi
kafasndaki tek dnce, kyllerin fkeyle yktklar
babasnn evini ne pahas na olursa olsun yeniden yap-
trmakt. Kendi z anas na yardm etmi olan kz, hi
kl kprdamadan kahpece kl darbeleriyle ldr-
m ve onun fkran kann bir tavuunkiyle kyas-
lamt.
Anas yoksul bir testici olduu halde, toprak kap-
l arl a al ay ediyor ve alminyumu gklere kartyor-
du.' Anasnn yalnzca testicilikle geinebildiim, ana-
s gibi fakir insanlarn pirinlerini, yalnz bu toprak
kabn iinde piirebildiini ve her eyden fazla sev-
dii ho kokulu pirin raksnn bile yalnz onun iin-
de damtldn anmsamak istemiyordu... Aslnda
bsbtn ilgisiz olduu halde, arada srada anasn
ve kzkardeini anmsad oluyordu. Ca Zoy'a kez
190
ba kaldrdktan sonra yeniden indirten ey, aca-
ba ondaki bu son insanca duygu art myd?.. Ama
cezadan kurtul ma ans gitgide azalyordu. ledii
cinayetler bu ans silmi, bsbtn sndrm; ve
anas artk onun izgilerinde, bir zamanl ar dourdu-
u ocuu tanyamaz olmutu.
Bylece Ca Zoy, birka dakikalk bir kararszlk-
tan sonra, ba bir keye b rakarak dar kotu.
Birka daki ka sonra iki gerilla glgesi, arka kap dan
sessizce ieri szldler. Zam ve adam hl horul ho-
rul uyuyorlard. Gerillalardan biri elinde bir elbom-
basyla kapda beklerken, br soukkanllkla ve
bir glge gibi sessizce, uyuyanl arn stne yrd.
Zam kendi eri klcnn mthi bir darbesiyle ld.
Hay No korkuyla srayarak otomatik silahna sarl-
d. Fakat boazn bir kul andan dier kulana ka-
dar yaran ikinci bir kl darbesiyle yere ykld.
l e gnei, hindistancevizi aalarnn tepeleri-
ne arpyor, saman ynlarnn, kurutul mu biber ve
tlm kire dolu uvallarn zerine kzgn k-
larn sayordu. Samanl ar ve uvallar rman br
kysndan getirilerek korul uun kysna dizilmiti.
Zam hl ortalkta gzkmeyince, Astemen Ba,
adaml ar na saman balyalarn balarna koyarak ma-
aran n yak nma tamalarn emretti. Tuhaf bir g-
rnmd bu... Adamlar, hindistancevizleri koruluu-
na yerletirilmi ve en ufak bir harekette atee hazr
durumda bul unan iki ar makineli tfee karn,
bir hrsz gibi sessizce ve saknarak yryorlard...
Uzun otlarn iine girdiklerinde, saman bal yal an san-
ki ot l ann zerinde kendi balarna ilerliyorlarm gi-
bi grnyordu. Dikkatle iki yan ndan maaraya ya-
natlar ve yklerini indirdiler... Maarann giriinin
iki yannda, saman bal yal an parlak, sar bir izgi
oluturuyordu. Biber ve kire uval l an tayan teki-
ler de, gerillalar tarafndan grlmemek iin dolam-
bal bir yol izlediler. Zam' n yerine bakan astemen,
askerlerini ellerinde uzun bambu kam l an olduu
halde yukan gnderdi. Kamlar bu sabah kesilmi-
i m
lerdi. Ky halk komutan n evine yryerek bunu
fkeyle protesto etti. Sonunda kukl a birlikler, bam-
bular kullanabilmek iin tazminat demek zorunda
kaldlar.
Ba, adamlaryla birlikte yukar kt ve birisini
Zam' armaya gnderdi. uvallar kesti ve kire-
leri saman balyalarnn zerine serpti. Sonra asker-
ler, uzun bambu kam l anyl a bal yal an maaran n
azna doru itmeye baladlar. erdekiler, darda-
ki hareketi grnce hemen ate atlar. Saman bal-
yas kurunl ann scaklyla derhal ate ald. Kendi-
ni yere atm olan astemen kahkahayl a glerek ba-
ryordu:
Ha ha ha! Tam zaman nda ate ettiler. Bizi sa-
manlar tututurmak zahmetinden de kurtardlar...
imdi siz yalnzca snmemesine dikkat edin!
Askerler abucak, bt n maara azn, yanan
saman balyalaryla kapattlar. Ate, kzgn gne al-
tnda saman bal yal ann n hepsini abucak tututuru-
vermiti. erdekiler artk ate etmiyorlard. Astemen
yere kapanm yatarken, askerler ilerine devam etti-
ler. Makineli tfek naml ul an maaran n azna ev-
rilmiti. lk d an kacak olana ate amaya hazr-
lanyorlard. Subay byk bir memnuniyetle bard:
Amma da bol duman kartyor ha! Bu duman
imdi btn fareleri d an kartr... kan hemen
kurunlaym anlyor musunuz?
Makineli tfek banda bekleyen adaml ar heye-
canla dilerini skmlar, par makl an tetikte bekliyor-
lard. Fakat hibir ey olduu yoktu.
Birdenbire maaran n en yaknndaki askerler
kfrederek kamaya baladlar. Ne oluyor? diye
bard subay.
Askerler cevap verecek halde deildiler. Boulur
gibi ksryorlard.. Duman bir trl maaraya gir-
mek istemiyordu. eriden gelen bir hava cereyan gri
dumanl ar maara aznn iki yanma datm ve as-
kerler bundan hat n saylr derecede payl ann alm-
lard... erdekileri dumana boma plan, ksrerek,
tksrarak ve alayarak tam bir geri ekilmeye d-
nmt... Keskin dumandan fazlaca payna den
192
birka asker yere ykldlar. Gzleri imi olan ki-
mileri ise, ellerini kr gibi ileri uzatmlar, oradan
uzaklamaya alyorlard.
Ba, durumu yerinde incelemek zere fkeyle aya-
a kalkt. Fakat o da okkal bir duman yutunca, vah-
ice ksrerek geri kamaya balad. Bir duman bu-
lutu peinden geliyordu. Sanki maaran n iinden bi-
risi atei d an flyordu. Aslnda btn mesele, kuk-
la birliklerin aptallndan ibaretti. Maarann iinde
hava basnc daha kuvvetli olduundan, dumanl ar n
ieri girmesi olanakszd.
Ky halk, sabahleyin birliklerin niyetini renin-
ce kurnaz kurnaz glmlerdi. Tu Don, saman na el
koymaya gelen askerlere, stediiniz kadar aln, g-
trn. Nasl olsa bana ucuza geldi. Yalnz korkanm,
pek bir iinize yaramayacak, demiti.
Ne demek istiyorsun, ihtiyar?
Maaray dumana bomak olanakszdr.
Baka bir asker araya girerek bu konumay kes-
miti: Haydi, iinize bakn! Kr bir adaml a tart-
man n ne anlam var?
Ama Tu Don haklyd ve sylediini ok iyi bili-
yordu. Duman maaran n iki azna doru yaylma-
ya devam ediyordu... Astemen gzlerini smsk yu-
marak: Olmuyor, olmuyor! diye bard. Saman-
l an maaran n iine itin!
Drt kii, bir sr gvenlik nlemi alarak emri
yerine getirmeye giritiler. Uzun bambu kamlarla
ne doru yrdler. Dumanl ardan ka narak saman
bal yal ann ileri itmek iin ileri sradlar ve yine ay-
n telala geri ekildiler. Bu kez de temenin umutla-
n dumanl ar iinde bouldu. nk duman yine d-
anya esiyordu. Bir asker kfrederek: Kr ihtiyar
haklym. Bu yolla bunl an dumana bomak olanak-
sz, dedi.
Temenim, en iyisi geri ekilelim de baka bir
akl dnelim. Buras pek shhatli deil.
Doru sylyor temenim. Burada onlara ok
yaknz. Eer imdi bir de k yapacak olurlarsa, si-
pere yatacak zaman bulamayacaz.
Temen fkeyle bard: Ne aptal, psnk herif-
F. 13 193
lersiniz siz! Keke dar ksalar! stediimiz o deil
mi zaten? Hayr, geri ekilmeyi aklnzdan silin bir
kere!
Yakksz bir kfr daha savurdu. O, saa sola
alm satarak kfrederken, Zam' armas iin gn-
derdii adam, hindistancevizleri korul uundan koa-
rak kt geldi. Yznn bt n kan ekilmi, solu-
u kesilmiti. Nefes nefese konutu:
Temen... lm!
Astemen ylece az ak kalakald.
Hay No da lm, diye devam etti asker. K-
l ya da ona benzer bir eyle ldrmler. Temenin
kafas kopmu. Allahm, yatt sra kan deryas ha-
lindeydi!
Nerede ldrmler? Kim ldrm? Sulular
yakaland m?
Temenin anasnn evinde. Kimin yaptn bil-
miyorum. eri girince ikisini de cansz uzanm gr-
dm. Boyunlarna sineklerin biri kalkp biri iniyor-
du. Evde hi kimse yoktu.
Domuz kpekler! imdi de cinayetlere balad-
lar!
yle sanyorum ki...
Astemenin yz kire gibi bembeyaz kesilmiti.
Komutana haber verdin mi?
Evet temenim.
Ne dedi?
ki iiyordu. Elinden barda drd.
Astemen baka hibir soru sormakszn btn
harekat a son verdi... Askerler ellerindeki bambu ka-
mlarn atarak ak araziye doru yrdl er Du-
man yutmam olanlar da dahil olmak zere, hepsi
sendeliyorlard. Bu korkun haber onlar yldrm gi-
bi arpmt. Ranger' ler ilk kez korkunun ne olduu-
nu reniyorlard. Zam onl an, kendisine kr kr-
ne i nanan kat yobazlar haline getirmiti. Onunl a bir-
likte olduklar srece, her arpmay kazanacakl an-
na, istedikleri kadar insan ldreceklerine ve kimse-
nin onlara bir ey yapamayacana inanmlard...
Zam, onlar cinayete iten hcum borusuydu. Bir dev-
rimciyi grnce, kilometrelerce uzakta bile olsa, a-
194
mur demez, bayr demez, av kpei gibi ard na der-
di... Adamlarn yamurlu gecelerde yola kartr,
bunun Vietkong'u baskna uratmak iin tek yol ol-
duuna inanrd. Adaml ar balangta insan eti ye-
mee tiksiniyorlard. Ama sonra, onlar da Zam' a uy-
mulard. Zam, insan etini zevkle yutar ve en lezzetli
etin bu olduuna yemin ederdi. Anas ve bacs dn-
da, her kadnn rzna geebilirdi. Hayvani duygula-
rn bahtsz; kad nda doyurduktan sonra, memelerini
srarak kapn emerdi. Kadn kannn erkek kann-
dan daha iyi bir kuvvet ilac olduunu sylerdi. te
byle bir adamd Zam. Byle olduu iin de, Ngo Din
Diyem.onu ayn cinsten dier be vahi hayvanla bir-
likte, Nam Ro'da slenmi bul unan 4. Kolordunun
kahramanlar olarak dllendirmiti... Zam'n bl-
bir zehirli yland ve o, bu ylann bayd. imdi
kafa kesilince, vcut ancak rpnarak kvranabili-
yordu.
Astemen Ra' nm sava tavr, yerini gitgide da-
ha aka ortaya kan bir korkuya brakt. Hindistan-
cevizleri korul uuna varncaya kadar birka kez t-
kezlendi. Baz Ranger' ler koarlarken balarn geri
evirerek maaraya korkulu baklar frlatyorlard.
Hepsi bitkindi. Yeni saldrlarnn da yenilgiye ura-
masyla ayn anda aldklar Zam' n lm haberi, i-
lerindeki btn enerjiyi bi r anda tketivermiti. Ar-
kalarnda, saman balyalar kl haline geldi. Beyaz
bir kl yn anszm kt ve maara aznn st b-
l m yine ortaya kt.
Askerler rmak kysndaki kampl ar na vardkla-
rnda, komutan oradayd. Dumana boma hareke-
ti nin baarszln renince, yz karard . Dn
geceden beri beladan kurtulamyordu. lk gnlerde
Hon Dat sakin kalmt. Fakat bir tek kzn ldrl-
mesi, buran n bir cehenneme dnmesine yetmiti. Ge-
ce mitingleri, kesilen bambul ar iin tazminat talebi,
sonra Temen Zam'n korkun bir biimde ldrl-
ve son olarak gerillalar maaradan kartmak iin
dumana boma tasarsnn baarszla uramas..
Bir kfr savurarak Ba'ya dnd:
yleyse, maaran n azna duvar rp onlar
195
diri diri gmeceiz! Zam ve Hay No' nun ldrln-
de o Kmer kadnndan kukulanyorum. Zaten deliye
benziyordu. *
Ben de yle sanyorum, komutanm. Odur mut-
laka, bakas olamaz. Korkun ve vahi bir bak
vard. Onu tutuklamalyz komutanm!
Elimizden kurtuldu. Adamlarmz bt n ky
aradlar, ama hibir sonu elde edemediler. Zam' n
yar Vietnaml kzkardeinin de tutuklanmasn em-
rettim. Fakat halk fkeyle araya girerek kz yine
kurtard.
Komutanm, bur ada bir yn dikkafal insan
var. Bence, bunl arn birkann karnn deersek, te-
kilere ders olur.
Komutan sesini karmad. Gne yan kolunu
kal d rarak saatine bakt.
(
Saat neredeyse iki oluyor, dedi; gidin ve Zam'
la adamn gmn. Ben okula gidip yarallara bir ba-
kacam. Barp ikayet ediyorlarm galiba. Allah
belasn versin, istediim helikopterleri hl gnder-
mediler. Seksen defa da telefon ettim. Vietkong hep-
sini drd m ne?
Topuklarnn stnde dnerek yanndakilerle bir-
likte kye doru yrd. Hon Dat' a geldikleri ilk gn
okuldaki btn eyalar dar attrmt. imdi ise
iren bir sahneye tank oluyordu. Yarallar, konser-
ve kutusunda sardalya bal kl an gibi adr kumal an
zerine yan yana sralanmlard. Her yanl an sarg-
l ar iinde, bal mumu gibi sapsan vcutl an durmadan
kvranyordu... Ortalk kan ve pislik iindeki sarg
bezleri ve pamuk paralaryla doluydu... Pislik tik-
sinti uyand nyordu. . . Yaral askerler kfrediyorlar,
durmadan szlanyorlar ve yaral ann n arlk dere-
cesine gre inliyorlard. Bir ocuk alamas gibi uzun
hkmkl ar, sklm dilerin aras ndan kan iniltiler,
hrltlar, boulurcasna ksrenler, karabasan g-
ryormuasna bouk feryatlar... Burada yalnz a r
yarallar kalmt. yileebilecek durumda saylan ve
ounluu subay olan tekiler, l yanke' nin cese-.
dini gtren helikopterle gitmilerdi. Komutan ka-
l ann atarak; kvranan, kfreden ve inleyen adam-
196
ra bakt. Kastl ya da kastsz, bu hareketler komuta-
nn ciddi ekilde onuruna dokunmutu. fkeyle emir
subayna dnd:
Syle unlara, enelerini kapatsnlar. Yoksa
hepsini gebertirim.
Emir subaylarndan biri avaz kt kadar ba-
rd: Susun -lan! Ne barp duruyorsunuz? eneni-
zi tutun, yoksa komutan sizi imdi tam brtecek:
Vay orospu ocuu vay!.. Nerede o komutan, ne-
rede?
Yarallar daha ar kfrlere giritiler ve buraya
kendilerini tehdit etmeye gelen adam n zerine do-
ru srnmeye baladlar. Onl ar var gleriyle ba-
rrken, komutan korkuyla geri ekildi. Adamlar ka-
pya kar srnyorlar, yzne kar beddualar edi-
yorlar, onlar lme srkledii iin lanet okuyorlar-
d. Subay, bi r an onl an izledikten sonra bard:
Susun! Susun diyorum size!
Ama yarallar kfretmeye ve lanet okumaya de-
vam ediyorlard. Hatta, eer lrlerse, dnyaya yine
geri dnp onun cann almakla tehdit ediyorlard...
ne doru uzanan bir kol komutan n tozlu, siyah iz-
mesine dokunmay baarmt. Komutan, omuzunda
tomson tayan koruyucusuna bir iaret vererek, l-
dr unu! dedi. Asker omuzundan silahn indirmi,
ama az ak yle ta gibi kalakalmt. Tetikteki
parma, titriyor, tetii bir trl ekemiyordu. Ama
komutan beklemedi. 12'lik kolt' unu kartarak kanl
bezlerle sarlm kafaya nian ald ve ate etti. Yaral
geri dt. Eli yavaa komutan n izmesinden zl-
d. Komutan dilerini gcrdatarak tabancasn koru-
yucusuna evirdi:
Ya sen? Niye emrime uymadn?
Adam bir ey sylemedi. Ama gzleri kmr gibi
parlyordu... Silahn yle sk kavramt ki, sol eli
bembeyaz kesilmiti. Elindeki tomson yava yava ko-
mut ana doruldu. Komutann rengi att. Gzn as-
kerden ayrmayarak yavaa tabancasn indirdi ve
klfna soktu. Muhafz silahn daha bir sre komu-
t ana evrili tuttuktan sonra, ani bir hareketle omu-
zuna att.
197
Komutan, bu korkulu sahne getikten sonra, 'bu-
nu temizlemeliyim, yoksa o beni ldrr' diye dn-
d... Asker de sk sk komutan na bir gz atyor ve ay-
n eyi dnyordu: ' Mutlaka c almak isteyecektir.
Ben ondan nce davranmalym.' Her ikisi de br-
nn ne dndn biliyorlard.
Dalgalarn sesini bast ran bir grltyle, bir grup
helikopter Hon Dat semalarnda gzktnde, saat
drde geliyordu. Adaml ar bal ann havaya kaldrd-
l ar ve denizden bu yana doru alt helikopterin gel-
diini grdler; halkn trtl bcei adn verdii
drt tane ift motorlu ve mala sap dedii iki tane
tek motorlu... Uan canavarl ara benzeyen mak' neler,
fn cesur kyllerde bile cehennem zebanileri izleni-
mi uyandryordu. ylesine gaddar ve kt bir g-
rnleri vard. Tpk, dmann nitelikleriydi bunlar.
Acayip grntler, berrak mavi gkyznde ne do-
ru eilmi burunl anyl a, herkese gzda verircesine
ilerliyorlard. Alts da sahili getikten sonra, grl-
tyle dnen pervaneleriyle inmek istermi gibi yere
yaklatlar, fakat aalarn zerinde umaya devam
ettiler. Hindistancevizi palmiyeleri sallanmaya ala-
d. Meyve aalar titreti. Gneli yaprakl an yukar
doru haval anarak denizin maviliini yeil renkler-
le bezedi. Helikopterler, hl maaran n zerinde in-
ce bir duman eridinin uzand, ar bir sessizlik
ykl Hon Dat' getiler. Sonra ak bir al anda yere
inmek zere geri dndler. Bu kez gerekten inie
gemilerdi... Kulaklan sar edici bir grlt ka-
ryorlard... Uzun yzgeli bal kl an andryorlard...
Kap l an tamamen akt. Birkandan aaya merdi-
venler sarktlmt. Kap boluunda Amerikallar du
ruyor, yere bakyorlard. Koyu renkli gzlkleri ve
pancar gibi krmz yzleri vard. Alt makine, ekin
an zl ann bimek ister gibi dal gal and rarak yere in-
diler. Pervaneler yavalaynca askerler korul uktan
koarak geldiler. ki Amerikal aa inerek onl ara
doru yrd. Karlkl birka sz sylendi ve asker-
lerin bir ksm yine geri kotular. tekiler makinele
re t rmanarak imento torbal an, gri madeni sandk
198
lar, bir film 'gstericisi, bir sehpa ve birka hopar-
lr aa indirmeye baladlar.
Psikolojik Blmden astemen, nemiyle iine-
rek film gstericisini tayan askerlerin ard na takl-
d. Aleti sevgiyle okayarak konutu:
nerim yukardan kabul edildi. imdi bir film
gstereceiz.
Sahi mi temenim?
Evet.
Birisi yksek sesle iini ekti.-
Ne kyak ey, deil mi? Bu koullar altnda bir
de sinema seyredeceiz!
Astemen kzd:
Bu bizim iin deil. Vietkong ve halk iin. Hl
anlayamadnz m?
Ama neden temenim?
Siz gerekten koyun kafalsnz! Vietkong'a kar
yalnz silah yetmiyor, gryorsunuz. Psikolojik yn-
temler de uygulamalyz. Dinleyin imdi: Bu film Ame-
rika' dan daha yeni geldi ve gerekten hari ka bir ey.
in. ve Kore birlikleri ile ABD birlikleri aras nda da-
l arda geen bir arpmay gsteriyor... Amerikallar
rakiplerini tek adam kal mamacas na temizliyorlar.
Astemen durdu ve elini gsne gtrerek, bu
benim fikrimdi! dedi; ierdekilerin moralini bozmak
iin bu filmi maaran n nnde oynatmay nerdim.
Halk da zorla getirip seyrettireceiz ve onlarn da
cesareti krlacak.
Askerler subay iletmeye baladlar:
Ah, siz bir dhisiniz!
Vietkong artk hap yuttu demektir! Filmi grr
grmez teslim olacaklar. Vallahi akolsun temenim.
Siz tam ordunun Psikolojik Blmne yarar bi r
adamsnz!
Astemen askerlerin dal ga getiini farketme-
mi, tavus kuu gibi kabar p duruyordu. Sonra ok
ciddi bir sesle ekledi:
Vietkong'a kar savamann yntemi budur.
Ama bunl ar sakn kimseye anlatmayn, oldu mu?
Tabii temenim, askeri sr! dedi birisi.
Btn donatm korulua tadlar. Yolda, okul
199
dan helikopterlere tanan, vcutlar kat kat sarg-
l ardan tabaktaki karideslere dnm yarallara rast-
ladlar. nleyerek ve arkal ar nda pis' bir koku braka-
rak gtrlyorlard. Tayclar hzl hzl yryor-
lar, hamakl ar sallanyor ve yarallar-acmaszca sar-
syordu. Baz tayclar, bir yandan yrrken, bir
yandan da yolda meyve bahelerinden koparttklar
tarn elmalarn ve avokado meyvelerini lyorlar-
d. Arkadalarnn ektii aclara aldrmakszn tkn-
maktaydlar. Sanki bir defa paral asker olmaya ka-
r ar vermek, btn insanca duygular skp almt
ilerinden. Amerikallarn ou helikopterlerden in-
memilerdi. Aa inen ikisi kollarn gslerine ka-
vuturmu, bacaklarn gererek pirin tarlasnda di-
kiliyor, rahat a sigaralarn iiyordu. Hamakl ar yan-
l ar ndan geerken, daha iyi grebilmek iin enge
bir tavrla gzlklerini karttlar. Ama sonra hemen
geri ekilerek elleriyle burunl ar n tuttular. Hamak-
lar, arkal ar nda iniltiler ve ryen et kokusu bra-
karak birbiri ardna nlerinden geti. Kan myd?..
Yoksa ak bir yaradan szan dier isimsiz bir sv
myd bu? ki Amerikal srtlarn evirerek yere t-
krd ve sinirli bir tavrla sigaralarndan birer nefes
ekti. Tayclar yklerini helikopterin taban na bo-
attktan sonra, pelerinden srkledikleri hamakla-
ryla, ayaklarn sryerek geri dndler.
Helikopterlerin motorlar homurdan p sarslarak
grltyle almaya balad. Grlt giderek artt ve
pervane kanatlar ykselerek gitgide daha hzl dn-
meye balad. Bu srada komutan geldi. Amerikal
larn elini sktktan sonra, ksa bir sre onlarla ko-
nutu. Konuma srasnda alnnda krklar beliri
yordu... Amerikallar hl kmseyici bir tavr iin-
deydiler. lerinden genzinden konuan bir temen,
sigarasndan derin bir nefes ektikten sonra, izma
ritin ateinden hemen bir yenisini yakt. Sonunda he-
likopterdeki Amerikallardan biri koluyla bir iaret
vererek bard:
Haydi, acele edin!
ki Amerikal arkal ar nda komutan olduu hal-
de helikopterlerine doru kotular. Temen merdiven-
200
leri t rmanarak kapdan kukla subayn selamlad.
Komutan helikopterin al t nda dimdik duruyordu.
Pervanelerin rzgr ndan salar karmakark ol-
mutu. Sonunda kollarn aarak bard:
Nasl isterseniz, Sr! Nasl isterseniz!
Amerikal temen srtt, ban sallad ve komu
t ana makinenin yan ndan ekilmesini iaret etti.
Motorlar tam sratle almaya baladlar ve hemen
az sonra helikopterler ikier ikier havalandlar... Ko-
mut an n evresinde frtna gibi bir rzgr esiyordu.
Ayaklarnn altndaki ekin anzlar, sanki yerden s-
. kulp haval anacakm gibi oluyorlard. Frtna geip
\ gittikten sonra da zerlerinden silindir gemi gibi
yatk kaldlar. Helikopterler Hon Dat zerinden deni-
ze doru uarlarken, komutan geri dnd.
Amerikal temen yan camdan aa bakyordu.
Gne gzlklerinin arasndan, sahile doru koan
ve beyaz kpkler b rakarak yine geri akan dalga-
l an seyrediyordu. Denizin gelgit hareketinin sahilde
brakt izgiyi, dal gal ann arpt dalyan srklan
n, etraf alar ve kk kayklarla evrilmi, direk-
ler zerinde bir dam grd. Bu grnm ona neden-
se, denizin ve gkyznn sonsuzluu bal amadan
nce, karaya ait en son ey olarak grlen bir fener
kulesini anmsatyordu. Helikopterler daha hzl u-
maya baladlar. Gkyzn anszn yn' yn ya-
mur bulutlar kaplamt. Altlarnda dalgalar beyaz
tepecikler oluturuyorlard. Deniz suyu derin mavi-
liini yitirmi ve kuruni bir renge brnmt.
Temen cam aa indirerek mrldand:
Frtna geliyor!
Evet temenim, dedi yan nda oturan assubay.
Sonra ayaa kal karak altlarnda kaynaan denize
bir gz att ve fsldad:
imdi, temenim!
Hayr, henz sahile ok yaknz! Saatine bak-
tktan sonra ekledi: Be daki ka sonra.
Elini camn kysna koydu. Rzgrda titreen
I s an tylerle rtl, huzursuz ve sabrsz parmakl,
iman bir el. Havalandklarndan beri pilot mahalli
durmadan uulduyordu. Yerde yatan yarallar kvra-
201
nip duruyorlard. Motorun grlts iniltileri bast
ryordu. Sarsntdan yaralar yine kanamaya bala-
mt. Ayn cehennem azab: iddetli darbeler yeri-
ne, kk kk, srekli, acmasz vurular. Kan, sar-
glar kzla boyadktan sonra, muamba tabana ya-
ylarak kk glckler oluturuyordu. Glckler de
ince eritler halinde taban n ak yerlerinden dam-
la daml a dar szarak, kpklerle rtl denize bar-
daktan boanrcasna yanl amasna yaan yamura
karyordu. Temen yarallarn aras ndan geerek
telsiz kabinine girdi. Az sonra geri dnerek, imdi!
dedi assubaya.
Assubay gmleini kartarak yana ekildi. Bir
kabloya bal olan demir kola sarld ve yaral adam-
l ara son bir kez gz attktan sonra, dilerini gcrda-
tarak bt n gcyle kolu evirmeye balad. Kablo
boald. Zemin anszn aaya doru kayarak iki met-
re geniliinde kare eklinde bir delik ald. Yedi-se-
kiz yaral hemen yok oldu. br ikisi kapakl ara sk
skya sarlm, brakmyorlard. Kabaral ayakkab-
lar, t ut unmaya alan ellere vurarak dar tekmele-
di. Adam vahi bir lk kopartarak kayboldu. Bir
dieri parmakl ar n n olanca gcyle sarlm, hl
dmemek iin direniyordu. Assubay nce onu da tek
melemek istedi, sonra vazgeti. Merakla eilerek, ka-
pa smsk kavrayan parmakl arn nasl birer birer
zldn ve sonunda kayarak bolukta kaybol-
duunu seyretti.
Vcutlar dalgalara arpnca, yarallarn bir ks
m hemen lm ya da baylmlard. tekiler ise so-
uk suyun etkisiyle yaamak iin son glerini se-
ferber ettiler. Ama duruml ar n n ne kadar umutsuz
olduunu hemen anladlar. leceklerini anlaynca,
aresizliin verdii delice bir abayla dalgalarla bo-
umaya baladlar. Kanlar suya karyor, tuz ya-
ralarn yakyordu. Ama en fazla mcadele edenler de
sonunda yenildiler. Gleri abucak tkendi ve kur-
un rengi dalgalar, onlar birer birer yutmaya bala-
d. 46 adam dibe kt ve geriye yalnzca yaan
yamurla daha korkun bir grnme brnen ka-
ranlk deniz kald.
202
avu Ko bardan bir dikite boaltt. Onunl a
birlikte gelen ayn yalardaki asker de onun gibi
yaptlar. Bardaklarn srann stne koyarak bir k-
senin iindeki kzarm mrekkep balndan birer
para aldlar.
Yamur, Bayan Ba U' nun kk dkkannn s-
tne gittike daha iddetli yayordu. Az nce gk-
yzne bakp bir yamur bul ut unun yaklatn g-
rnce sevincini gizleyememiti. Rzgr souyup, lam-
bann duman kvrlmaya balaynca, iinden dua et-
miti: N'olur bir yamur gnder de, maaradaki
adamlarmzn susuzluu dinsin. Sempatizan as-
kerler iin mrekkep baln hazrladktan sonra, ka-
pda kalm, bir elini beline dayayarak gzleriyle si
yah bulutu izlemiti. Yamuru hibir zaman bu ka-
dar sabrszlkla bekledii olmamt. lk damlalar da-
mn zerine dmeye balaynca, daha hzl yamas
n arzu etti.
Sevgili dostlarm, dedi dkkana girerek; hava
l;ugn bizden yana.
Maaradakiler yamur suyunu toplayabildiler
mi? diye sordu avu Ko.
Elbette, dedi Bayan U, alak sesle.
yleyse susuzluk bitti artk.
Evet, kayal ar arasndaki atlaklardan bir hayli
su girer ieriye.
Normal olarak bu mevsimde pek yamur ya
maz.
Bayan Ba U glmsedi ve yar ciddi, yar aka
fsldad:
Ama bu yl baka bir yl. Tanrlar Vietkong'a
yardm ediyorlar. Ne dersiniz bu ie?
Askerlerden biri, gzlerini kk seller halinde
damdan aa akan, hava kabarc kl anyl a kark ya-
mura dikerek mrldand.-
Yamur bana hzn veriyor. Beni askere aldk-
l ar nda damm akyordu. Bildiiniz gibi. Kan-Dop
yaprakl arn her yl deitirmek ister. Ama biz iki yl
idare edelim demitik. Nasl rdn dnn ar-
tk. Geceleyin yamur yadnda, karmla ocukla-
rmn nasl aladklarn bir grecektiniz! iltelerini
203
nereye sererlerse sersinler, sanki darda yatyorlar-
m gibi, btn yamur stlerine boanyordu. Benim
iin yamur uursuzluktur. Ben imdi scak yerde-
yim. Ama karm ve ocuklarm belki u anda fareler
gibi bouluyorlar.
Bir an susarak bir para mrekkep bal kopar-
d ve dnceli bir tavrla inemeye balad.
Tabii latanya palmiyeleri kullanmak ok daha
iyidir... Ama bizim iin ok pahal. Bar zaman nda
satclar Tu'ya geldikleri zaman, yapabiliyorduk bu-
nu. Ama bu savata dzenli olarak gelmiyorlar. Gel-
dikleri zaman da, getirdikleri her ey Ky Meclisi
yelerine ait olan dkkanda satlyor ve bu sayn bay-
l ar da latanya yapraklarnn yz tanesini iki bin pi-
aster' e satn alp iki bin sekiz yz ile bin aras nda
satyorlar. Bu kadar paray nereden bulalm?
Affedersiniz, nerelisiniz siz? diye sordu Bayan
Ba U.
ak Ka Dao'luyum. Bizim oralara zengin bl-
ge derler. (*)
Bayan Ba U ona seri bir bak frlatt. ak Ka
Dao'yu tanyorum, dedi. Sonra sesini yalnz onun ii-
tebilecei kadar alaltarak, ama, buradan gidince
yine o zengin blgeye mi dneceksiniz? diye sordu.
Tabii. 'Zengin blge' falan kalmad artk. Eyll
aynda cehenneme kadar yolcu ettiler.
Ah, evet.
Yamur hl bardaktan boanrcasna yayordu.
Bayan Ba U konuklarna cmerte i kramda bulunu-
yor, bardakl ar na iki koyuyor, sirke koymay da
unutmakszn yeni mrekkep balklar kzartyordu.
(*) Zengin blgeler ya da refah blgeleri di-
ye, Diyem hkmeti zaman nda ABD ve kukla hk-
met tarafndan pasifikasyon stratejisi erevesinde
kurulan' kylere deniliyordu. Bu kyler iinde halk,
tpk hapishanelerdeki gibi disiplin altna alnmakta,
oradan oraya gnderilmekte ya da srlmekteydi.
Zincirleme ayaklanmalar srasnda ve daha sonra
Kurtulu Ordusunun eylemleriyle, bu blgeler yine
orada oturan halkn denetimi altna girdi.
204
Hepsini alkn ellerle abucak yapveriyordu. Asker-
ler ok honuttular. Fakat ayn zamanda biraz da
mahcup oluyorlard. Zevkle ikilerini ekerek, ellerini
birbirine kavuturarak ya da avularn dizlerine vu-
rarak honutluklarn belirtiyorlard. Paral askerler,
sefil yaantlarnda, hele byle yamurlu bir gecede,
kzartlm mrekkep bal ile ikiyi nerede bulabi-
lirlerdi ki? stelik, dkkan sahibi Bayan Ba U gibi
konukan, cana yakn bir kadn nerede bul unurdu?
Honutluklarna sayg ve belli bir duygulanma da ka-
ryordu. Aa yukan bir haftadr Bayan Ba U' nun
dkkan na gidip geliyorlard. Dkkan avu Ko ke-
fetmi ve arkadal ann da getirmiti. ki gn nce a-
vu Ko, Bayan Ba U'ya askerden. kamak istedikleri-
ni itiraf etmi ve kendilerine An Rang Irman ge-
mede yardmc olmasn rica etmiti. Ondan sonra yol-
l ann Mak Kan Dung, Ba Dau, Vin Han ve ak Ka
Dao' ya kendi balarna da bulabilirlerdi. Bu akam
buraya bu yzden gelmilerdi. kilerini imeye devam
ettiler. Bayan Ba U, bocaladn gstermek iin par-
man bir sre ksenin kenannda gezdirdikten son-
ra konutu:
Memleketinizi zlediiniz ve byle sefil bir hayat
srdnz iin, size yardm edeceime sz verdim.
Ama her ey size bal. Yapmak istediiniz eyin far-
knda msnz? Ben pek emin deilim bundan.
Kayglanmayn madam, diye szn kesti Ko;
Biz kesin karan n z verdik. Ne kadar nce olursa, o
kadar iyi. Yarallan helikopterlere nasl ykledikle-
rini grmediniz mi? Bizim de sonumuzun byle olma-
masn gerekten istiyorsanz, bize yardm etmelisiniz.
Elbette, yardm etmek istiyorum size... Ama siz
de gerekten kararl olmalsnz.
Kararlyz elbet. Bizim szmze gveniniz yok
mu?
Bayan Ba U keyifli keyifli glmsedikten sonra,
parman ksenin kenar ndan ekti. avu Ko'ya
eilerek fsldad:
Pekala. Yann hava kar anr kararmaz drt yol
aznda olun. Ben orada bekleyeceim.
Olur... Olur.
205
Ama tam zamanrhda gelin. Sonra baka frsat
olmayacaktr. Ben imdiden...
Siz hi merak etmeyin, diye szn kesti Ko ve
yeniden ban sallad.
Arkadalarnza da syleyin, tamamen gizli kal-
mal bu. Bakn, size gveniyorum.
Tabii madam, kabul.
avu Ko, bir bardak daha boaltt ve ayaa kal-
karak kapya doru y r d. Yamurun azaldn
grnce arkadal ar na dnd:
Haydi, ikilerinizi iin de gidelim.
adam bardaklarn boaltarak acele etmeksi-
zin ayaa kalktlar. iman kadn. Hay Tep'in kar-
snn sylediklerini anmsayarak avuu ceketinden
tuttu:
Silahlar. Eer bakal ar n n silahlarn da alabi-
lirseniz ok iyi olur. Ama zor olacaksa, ok oyalan-
mayn. O zaman herkese birer silah yeter. Haydi y-
leyse, yann karanlk basar basmaz drtyol aznda
bulualm. Biz sizin iin yol paras topladk. O bakm-
dan merak etmeyin.
Ko bam edi. Gzleri yaarmt... Bouk bir
sesle:
Peki yleyse, hoa kaln, Bayan Ba U.
Islak yolda arkadal ar na yetierek onl ara Bayan
Ba U' nun sylediklerini anlatt. Bir ara diner gibi olan
yamur, imdi anszn yine hzlanmt... Drt adam,
kaygan yolda dengelerini yitirmemeye abalayarak
kotular. imdi gerekten sel gibi yamur yayordu.
avu Ko, yolun kenarndaki keiboynuzu aacn
gsterdi ve Oraya, oraya! Kr ihtiyarn evine! di-
ye bard.
Keiboynuzu aacna kotular. Aacn altnda bir
an durarak stlerindeki yamur damlacklarn sil-
kelediler ve Tu Don'un evine daldlar. htiyar algc,
o srada bir sepeti bitirmek zereydi. eri giren
adaml ar n grltsnden gelenlerin askerler olduu-
nu anlad. Sradan erlerdi bunlar, nk ayakl arnda
kuma ayakkablar vard. Tu Don' un 12 yapdaki to-
runu abucak mutfaktan kt, ellerini pantol onuna
silerek sordu:
206
Ne istiyorsunuz?
Hi! Hibir ey! Yamurdan katk da, dedi as-
kerlerden biri ve kzn bykbabasna dnd:
Burada kalabilir miyiz acaba?
Tu Don iine eilerek ilgisiz bir sesle, kalabilir-
siniz, dedi.
Kz onlara yan gzle bakarak yine mutfaa dn-
d. Drt adam, hal ka oluturarak yere oturdular, el-
lerini dizlerine koyarak kr adam n bir sepetin kena-
rn tamamlayna baktlar.
ok ustasn amca, ilerinden biri.
Yalan sylyorsun tabii, ben iyi remem.
Bu sz souk bir du etkisi yapt. Asker afallad
ve yeni bir giri yapmay denedi:
Bir gnde ka tane yapabiliyorsun?
Elimde her malzeme olursa, iki tane.
htiyar, yalnzca sorulduu zaman ask suratla
karlk veriyordu.
Bununla geinebiliyor musun?
Tu Don, artk siyahlm yitirmi ve gri-mavi
karm soluk bir renge brnm kr gzlerini kal-
drd:
Benim gibi sakat bi r adam, bulduuyla memnun
olmal. Bakalar gibi yapmak olanaksz.
Bakalar m? Bizim durumumuz da ayn, am-
ca. Biz par a iinde mi yzyoruz sanyorsun?
htiyar adam elinde tuttuu saz parasn yere
drd:
Anlamyorum sizi. Ben krm. Sizinse iki gz-
nz var, kuvvetlisiniz, silahlsnz. Her ay sonu cre-
tinizi alyorsunuz. Arada srada yolunuzun stnden
bir tavuk ya da rdek de geiyor kukusuz. Nasl olu-
yor da, biz de ayn durumdayz, diyebiliyorsunuz?..
ok tuhaf dorusu!..
4
Ama doru sylyoruz amca, bizim durumumuz
gerekten iyi deil!
yi deilmi! Oradan manda eti, buradan bir ta-
vuk...
avu Ko dilini dudaklarnn zerinde gezdirerek,
bu gari banl ara bari bir de sen vurma, amca, dedi;
biz halkn mandalarn, tavuklarn kurunlayanlar-
dan deiliz.
207
Tu Don, demin yere drde saz parasn el
yordamyla arad ve iine devam etti.
Size vurmak bana m kalm? Tavuklar, rdek-
leri kimin tutup, kimin tutmadn bilemem elbet...
Bildiim tek ey, bakalarnn mandal ar n ve tavuk-
larn almann sizin ordunuzda det olduudur...
Dn sizin ordunuzdan birisi gelip, yumurtl ayan bir
tavuumuzu zorla gtrd. Torunumun kar koymas
hibir ie yaramad.
Biz onlar gibi deiliz amca. Biz de eskiden hep
kylydk. Bir ey al maktansa alktan lmeyi ye-
leriz.
Tersini kantlayamayacama gre, sznze
i nanmam gerek, yle mi?
Ama doru sylyoruz.
Olabilir. Ama eninde sonunda siz de tekiler
gibi yapacaksnz. Hem de ' ulusal' denilen hkmetin
askeri olacaksnz, hem de hrsz olmayacaksnz ha?
Bu benim .kafama smaz!
Drt adam birbirlerine ut anar ak baktlar. Bu ara-
da darda yamur iki misli kuvvetlenmiti. Dars
kapkaranlkt, ihtiyar adam sesini ykseltti. Sesinin
dosta tonu adamlar artt-
ok yamur yayor. Gece oldu mu, baylar?
Evet amca.
ihtiyar adam seslendi: Tim! Bir lamba yak, o-
cuum.
Kz, fleyerek ate yakmaktayd. Az sonra, elin-
de dar bir bambu yatan iinde, balk yanda ya-
nan bir fitille odaya girdi. Sonra yemek kaplarn ge-
tirmek zere yeniden mutfaa dnd. htiyar algc
yemek ubuklarnn sesini iitince, sepetini bir kena-
ra koyarak drt adama nezaketle sordu:
Bu akam yemek yediniz mi?
Evet amca.
Eer yemediyseniz, paylan bizimle yemeimi-
zi. Torunuma sylerim, sizin iin de pirin piirir.->
Saol amca, ama biz gerekten yedik.
htiyar ayaa kalkt. Yorgun, kamburlam sr-
tn biraz ovuturduktan sonra, aranarak kk tah-
ta sray buldu ve oturdu. Tim ona bir ift ubuk ve
208
bir kse dolusu pirin verdi. ubuklaryla pirincini
kartrrken, askerlere dnerek sordu:
Demek sizler asker olmadan nce iftiydiniz?
Evet amca, diye cevap verdi avu Ko.
yleyse, neden kynzde kalp topranz i-
lemediniz?
Bu soruyu sorduktan sonra pirincini ubuklary-
la yemeye balad. Tim, orbanm iinden bir balk
paras al arak bykbabasnn taba na koydu. or-
bay srf bykbabas iin piirmiti. Kendisi sadece
sala iinde piirilmi balk yiyordu.
Tim ve Tu Don yemeklerini yerlerken, askerler-
den biri duvarda asl duran lavtaya yaklat. Telle-
rine dokundu ve ho bir ses kt. Ne gzel bir ses!
dedi.
htiyar algc, ses karmadan yemeini yiyordu.
Sonunda, bo gzlerini, hl ses veren algya dikerek
sert bir sesle konutu:
almasn biliyorsan al!.. Ama bilmiyorsan, e-
lenmek iin oynayp durma!
Asker bu sz iki ettirmedi. Hemen duvardan lav-
tay al arak kapnn eiine oturdu. Beceriksizce, ki-
mi fazla uzun, kimi fazla ksa birka nota ald.
Darda frtna sryordu. htiyar yemeini bi-
tirdikten sonra, bir krdan ar anar ak yere serilmi il-
tenin zerine kt. Bo gzleri gecenin glgelerine
dikilmiti. Yalnzca yamurun sesini dinliyor, aske-
rin ald mzie kulak bile- vermiyordu. Hep ayn
notal ar yineleyen asker, sonunda aldn kendi de
beenmemiti. Senin ok gzel aldn duyduk,
amca, dedi; bize biraz al ar msn?
htiyar algc bir ryadan uyan r gibi irkildi.
Grmeyen gzlerini askerin bul unduu yana evirdi.
Ne dedin? Bir trk m alaym?
Evet amca, n'olur? diye stledi avu Ko.
Tu Don bir sre suskun kald. Biliyor musunuz,
benim al biimim pek neeli deildir, dedi.
Haydi canm! Biz senin ahane aldn biliyo-
ruz, amca. Hem bu irin kz da bir trk syler bize.
Gryorsunuz, d arda hl yamur yayor ve bi-
zim de zamanmz bol.
F. 14 209
Size yalan sylemedim. Yoksulluk iinde bir
mr srdm ben ve bu benim al biimimi etkiledi;
anlyor musunuz? Kimileri benim algm ok kasvetli
ve hznl bulurlar.
Bu itiraza karn, avu Ko lavtay askerin elin-
den alarak ihtiyar algcya uzatt. htiyar, adam n
algy drmesinden korkarak abucak ve dikkatle
elinden ald. Bir sre parmakl ar n sevecenlikle ze-
rinde dolatrdktan sonra, dudakl ar aras ndan tuhaf
bir ses kartarak, birka gn nce, baz askerler ge-
lerek kendilerine alg almam iin ricada bulundu-
lar, dedi. Sizin gibi dosta steledikleri iin onlar
krmadm. Sonunda evim yle kalabalk oldu ki, ine
atsan yere dmeyecekti! yle sanyorum ki, nbet-
iler bile beni dinlemek iin nbet yerlerinden ay-
rlmlard. Ama anszn bir subay svp sayarak ie-
ri dald. Askerleri kovarak bana kfretmeye bala-
d. 'Hey moruk! algn dinletmek iin adaml arm
bek bek buraya ekerek ahlaklarn bozuyorsun. u
andan itibaren yasaklyorum bunu sana, anl adn m?'
dedi. Ben de yle dedim: 'Baym, onl an ben arm-
yorum... Buraya gelmeleri benim suum deil. nce-
leri almak istemedim, ama onlar steleyip zorladlar
beni almam iin.' Bunun zerine subay beni tehdit
etti. ' Bundan sonra al mana izin yok. Eer alacak
olursan, paral anm algn' dedi. Ben de ona artk as-
kerleri iin almayacama sz verdim.
htiyar algc bu olay anlatrken, bir yandan da
sanki salam kalmas bir mucizeymi gibi dur madan
lavtasn okuyordu.
Ama imdi korkacak bir ey kalmad, amca. ki
gn nce eek cennetini boylad o subay.
Ben de iittim... Tam maaran n nnde kur-
unlamlar, doru mu?
Doru, maaran n hemen nnde.
Peki, onun yerine geen nasl? O da lavta par-
alamasn seviyor mu?
Askerler sorudaki alay fark etmilerdi:
Yok amca, yok. Onun yerine geen temen hi
ilgilenmez byle eylerle.
Bak sen! Madem yle, bir trk alaym size.
210
Telleri ayarl amak iin bir viday gcrdatarak e-
virmeye balad. Sonra tellerin aras na sktrlm
kk bambu mzrab al arak t orununa seslendi:
Tim, bulaklar bitirdin mi?
imdi bitiyor, bykbaba.
yi; ellerini yka da buraya gel, olur mu?
Kk bambu mzrab parmakl ar n n araslnda
t ut arak bekledi. Drt adam ne doru yaklatlar...
Birka daki ka sonra Tim mutfaktan dnd... Byk-
baba onun ayak seslerini iitince, yanndaki yeri gs-
terdi:
Otur uraya ocuum... Bu adaml ara Nam-Ay
trksn syleyeceksin. Ben de sana elik edece-
im.
Kzn isteksiz olduu yznden belliydi. Gsn-
deki ksa sa rglerini ekitirerek yzn evirdi:
Hayr, sylemek istemiyorum.
htiyar adam glerek konukl ar na dnd: Gr-
yor musunuz? Tavuk yznden hl dargn, dedi.
Sonra daha yumuak bi r sesle torununu yattr-
maya alt:
Syle kzm. Bu adaml ar dnkl er gibi deil...
Bunlar da bizim gibi yoksul insanlar.
Tim. artk kar kmad. Bykbabasnn omu-
zundaki havluyu al arak ellerini kurulad. Kk lam-
ban n dal gal anan nda gzlerini iri iri aarak il-
teye dikti. Arada srada evresindeki askerlere yan
bir bak frlatyordu. Gzlerinin havas giderek yumu-
ad. Surat iek bozuuydu, ama yine de ok ho yz
izgiler^ vard.
htiyar algc, t orununun syleyeceinden artk
emindi. Lavtann hareketli kolunu sol eline al arak sa
elindeki mzrapla tellere dokundu. nce ve kuru par-
makl an gerildiler. Pirin teller titreerek bi r dizi uzun
ikayeti ses nlad. Notal ar keskin ve srekliydi.
Tim bylenmi gibiydi. Parlak-gzlerini kal d rarak
yamura ve glgelere bakt. Kk eli anszn byk-
babasnn rengi atm ceketini kavrad. Perev kesil-
di. htiyar adam lavtann kolunu oynatt, sa eli ya-
vaa aa dt ve son ses titreerek havada asl
gibi kald. Hava sanki eriyor gibiydi. Tim okumaya
211
balad. Kraln ferman sancak altna ard seni..
htiyar adam hemen lavtasyla elik etmeye balad.
Ve ben bou bouna haber bekledim
Han Irmanda yrekleri paral ayarak at okuyan
Yalnz bir krlang gibi kimsesiz:
Sevgimin atei gitgide yitiyor
Pembe yanaklarmn beklemekten solduu gibi.
Ve sevgimizin yuvas
Tozlanyor, tozlanyor.
Kzn yumuak ve berrak sesi, ihtiyar adam n alt-
m sefalet yl iinde kazand byk ustalyla lav-
tas ndan kartt seslerin tonuyla garip bir kartlk
oluturuyordu.
ok uzaklarda dalgalanr bayraklar,
Uzakl arda gmbrdyor davullar,
Kraln ferman mdr bu
Kocam geri aran?
Ah, uzak snrlardaki sen!
Bilir misin, ben ne ac ekerim?
Tim giderek daha dokunakl bir sesle okuyordu:
Bir haber bekledim
Sen savaa gittin gideli
Balklarn yldzlan bekledii gibi.
Artk tellerden tek tek sesler kmyordu. Sesler
kaynayor, sonsuza doru oalyordu. algcnn iyi
mi, kt m aldn, seslerin hznl m yoksa ne-
eli mi olduunu kimse syleyemezdi. Bu sesler in-
san iinden kavnyor, srklyor ve adaml an kan-
l ann , babal ann , ocukl ann dnmeye zorluyordu.
Doduklan yerlere, kalplerinde tadklan grnm-
lere, at al annm uyuduu toprakl ara olan sevgilerini
canl and nyordu.
Askerler bal ann emilerdi. Lavta umutsuzluk-
la hknr, aynlk zlemiyle ve yokluun acsyla a-
larken, yamur aralksz yayordu. Titreen k, ge-
cenin karanl iinde akan yamur daml al annda
gerek deilmi gibi panl dyordu.
212
ALTINCI BLM
Yamur! Yamur! Su akyor ieri!
Bu elektriklendirici haber, maaran n bir ban-
dan br ba na abucak yaylverdi. Tam ve Be yer-
lerinde dorularak yanan muml ar a doru baktlar.
Adaml arn seslenilerini, deerli suyun duvarn ya-
r kl ar ndan ieri szn duydular. Nam No, suyu
daml a daml a testilerde toplamaya alan Kuyen' e
k tutuyordu. Darda yamurun esiz grlts gi-
derek oald. Sonra iddetli bir trampet sesine d-
nt. Sular kaya duvarl arn atl akl arndan derecik-
ler halinde akarak gittike berraklat. Kuyen testi-
yi dikkatle tutuyor, fkran sul ardan gzlerini ay-
ramyordu... evresindeki bt n kayal ardan sular s-
zyordu. Testi gittike arlat. Testinin iine bir gz
at an Kuyen, yan yanya dol duunu grd.
Artk susuzluk bitti, dedi.
Testiyi yere koy. Niye elinde tutuyorsun? diye
akl verdi Nam No.
Kuyen testiyi yere brakarak, imdi birok yer-
lerden birden akmaya balayan sul an parl ayan gz-
lerle seyre dald.
Bugn zahmetsiz iki zafer kazandk. Demin, bi-
zi dumana boma t aanl ar boa kt ve imdi de
yamur. Darda ortalk sel iinde kalm olmal.
Elbette.
Gkyz bizden yana. Artk kayglanmaya ge-
rek kalmad. Pirincimiz de var, suyumuz da. imdi
grelim bakalm, bizi buradan nasl dar karta-
caklarm!..
Erkekler, dmann dinamit kullanacandan
korkuyorlar.
Bunun da onlara bir yarar olmayacak. Maa-
ran n daha ilerine ekileceiz ve bin elbombasndan
sonra yaptmz gibi, patl amal ar biter bitmez yine
yerimize dneceiz.
Testi tamaya balamt. Nam No, elindeki mu-
mu bir kayaya yaptrarak kol unun altnda tad
drt keli plastik rty at. ki kz ul anndan tu-
tarak rtnn iine sdrabildikleri kadar su topla-
213
dlar. Kala gz arasnda dolmutu "bile. Kuyen ular
birbirine baladktan sonra, Nam No, gidip btn
tencere ve tavalar da getir, dedi.
Ama Nam No birka daki ka "sonra elleri bo ola-
rak geri dnd ve erkeklerin, hepsini doldurmu ol-
duklarn syledi. Kuyen oraca kerek, gzlerini,
akp giden onca suya zntyle dikti. Sonra ellerini
ve dizlerini yere dayayarak azn at ve derecikler-
den birinden imeye balad. yice kand ktan sonra
dudakl arn sildi ve glerek Nam No' ya dnd: Hay
di sen de! dedi. Nam No bu sz iki ettirmedi.
Sen burada kal, ben tekileri araym, dedi
Kuyen.
Nam No yalnz kalnca, fkran suyun altna gi
rerek y kanmaya balad. Su, salarndan ve yzn
den vcuduna dklyor, giysilerini dolgun vcudu-
na yaptryordu... Kuyen geri dnd. Ykandn
m? diye sordu. yi fikir. Ben de yapaym. Su ko-
yacak baka hibir ey kalmad. Her ey dolmu...
Nam No doruldu. Ban yeniden suyun altna
soktuktan sonra kyya ekildi. Kuyen yere oturdu,
salarnn arasndaki tokalar kartarak dilerinin
aras na ald. Su parlak salarndan akarak imdi mum
nda daha da gzel grnen temiz yuvarlak y-
zne dklyordu. Ensesinden szlerek omuzlarna,
gslerine akyordu. Islak siyah entari ince vcudu-
na yapmt. Salarnn bt n tellerini slatabilmek
iin azck geri ekildi. Ayaklarn ykamay bitirdii
zaman suyun ak azalmt.
Yamur diniyor, dedi Nam No. Haydi ieriye
gidip stmz deielim.
Nam No gitti. Ama Kuyen son damlacklar da bo-
a akmas n diye suyun al tnda kald. Sonra dorula-
rak mumu ald ve yattklar yere gitti. Orada Nan' n
kayann stne uzanm, Tuy' un ban da koluna ya-
trm olduunu grd.
Nan, bana ipek giysimi ver.
Ykandn ha? Souk muydu?
Souk ve gzeldi.
Nan giysiyi kartarak nianlsna uzatt. st-
n abuk dei de, tme bari, dedi.
214
Kuyen bir kayann arkas na geerek sessizce s-
tn deiti. Islak giysilerini sktktan sonra kayann
stne serdi. Sonra Nan' n yanma kt. Bacaklarn
uzatt ve salarn kurul amaya giriti. Nan kolunu
Tuy' un bann altndan kurt ararak oturdu. Kzn
elinden tara alarak omuzunu hafife evirdi ve sa-
larn taramaya balad. Kuyen gzlerini glgelere
dikmi, hi sesini karmadan oturuyordu. Baka ko-
ullar altnda olsayd, imdi glerdi mutlaka. Ama u
anda dudakl ar smsk kapalyd. Nan, kzn sala-
rn, bir zamanl ar kendi kk kzkardeinin sala-
rn tarad gibi tarad. O da suskundu. Su' nun l-
mnden bu yana, nianlsyla daha ok ilgileniyor,
elinden gelen btn yaknl gstererek onu avutma-
ya alyordu. Su artk yaamadndan, Kuyen' in
acsn hafifletmek imdi onun greviydi. Geceleyin
nbetten dndkten sonra yanma uzanm, o uyu-
yuncaya kadar omuzlarn okamti; sonra yine ar-
kadalarnn yanna dnmt. imdi de salarn ta-
ryordu. Islak, fakat souk olmayan, sevecenlikle sn-
m salarn.
Sa tokalarn nerede, Kuyen?
Gen kz sakince tokalar uzatt. Nan henz ii-
ni bitirmiti ki, Kuyen ona dnerek ban gsne
smsk yaslad ve omuzl an sarslarak alamaya ba-
lad. Gen adam onun bir sre alamasna gz yum-
duktan sonra, alama artk sevgilim, dedi; Sana
sylemitim...
Ama Su'yu dndke yreim paralanyor.
Bkmadan, yorulmadan yllarca kocasn bekledi. im-
di ikisi iin de her ey bitti artk. Bu sabah cebinde
tad ktlar buldum. San' dan ald mektup ve
kendi cevabnn balangc. Dnebiliyor musun, sa-
dece u kadarck yazmaya zaman bulabilmi: 'Sevgi-
lim, mektubunu demin aldm...' Hepsi bu kadar.
Buna ramen sakladn m onu?
Nan, San.' dnd. Bu felketi renince sakin
kalabilmesine olanak var myd? lkenin byle za-
limce ikiye blnmesi, birok gen kadnn hayatn
cehenneme evirmiti. Gen mrleri, her yl bekle-
yi ve mcadeleyle, kt tecrbelerle geiyordu. Ba-
215
langta henz kolayd. Ama nc ylda durum zor-
lamt. Fakat Nan, saysz kadnn bu zorluklara
kar yiite gs gerdiklerini grmt. ekilen i-
leler ve geen zaman onlar yalandryordu. Ama yi-
ne de ylmadan tuttuklar yolda yryorlar ve by-
lece yeni g kazanyorlard. Tabii, zayflk gsteren
birkana da rastlamt Nan. Ama Su, en gllerin-
den biriydi. mrnn son yl olan yedinci ayrlk y-
lna kadar ylmadan dayanmt.
O kahramanca ld, Kuyen, dedi.
Evet, ama yine de ona acyorum.
Ben de... herkes. Senin tekilerden daha ok
zlmen olaan elbet. imdi ala sevgilim, ama ya-
nn...
iyi. Bize saldrmaya haz rl anan dmann nn-
de gzyalanmz kurutmal, kafamz salam tutma-
l ve ona yeniden vurabilmeliyiz.
Korkanm Tuy, Su' nun ldn yaknda fark
edecek.
Er ya da ge nasl olsa renecek. Ama, bu d-
man saldns getikten sonra renirse ok daha iyi
olur.
Kuyen bir sre sustu. Dalgn bir tavrla Nan'
omuzundan pt. Sonra anszn konumann akn
deitiriverdi:
Peki sen beni niye hep azarlyorsun?
Doru deil bu!
Doru, doru! Demin, az nce yine azarladn.
Nan glmeye balad:
Sen evin k olduun iin anan seni fazla -
martm. Ben sana azar saylabilecek hibir ey sy-
lemedim.
yle diyorsun ama, ben senin nasl olduunu
biliyorum.
Peki yle olsun. Haydi imdi uyu. Yann dman
yine saldracaktr. Maarada bir haftay tamamladk.
Bana daha uzun zamand r buradaymz gibi ge-
liyor.
Bitmesini beklediimizden yle oluyor.
Yalnz ondan deil. Bu bir hafta iinde yle ok
ey oldu ki!
216
Haklsn. Ama yine de hepsi hepsi yedi gnd.
Bir de yedi yl iinde btn Gney Vietnam' da ne
facialarn yaandn dn. Kin, kahramanlk, veri-
len kurbanlar...
Geceleri hi doru drst uyuyamadm.
yleyse imdi uyu. Benim tekilerin yanna git-
mem gerek. Yamur dindi galiba.
Kuyen darya kulak verdi. Kayalarn aras na
den yamur damlacklarnn tprtsn iitemiyor-
du artk. Mum son bir kez daha parl ayarak snerken, '
Nan gen kz pt ve gitti. Hemen arkas ndan Ut,
Kuyen' in yanma geldi.
Uyuyor musun abla?
Hayr Ut.
Dorularak oturdu ve olann yukar kmasna
yardm etti. Elleri souk, giysisi ve salar slakt.
Sen de mi ykandn? diye sordu Ut.
Evet.
Duydun mu? Kyde birisi Zam'n kafasn uur-
mu.
Kuyen' in soluu kesildi. Nereden biliyorsun? di-
ye sordu heyecanla.
Ca May demin bize biraz pirin getirdi. Haberin
yok mu?
Ca May m? Nerde o?
Geri dnd. Geldii zaman bardaktan boanr-
casma yamur yayordu. Adamlarmzn Zam' ve
yanndaki hizmet erini ldrdklerini syledi. Anas
kam. Sonra Ca May birdenbire hngr hngr
alamaya balad. Neden, bilmiyorum. Sanrm, as-
kerler ona bir ey yaptlar.
Sen Ca May grdn m?
Elbette. O geldiinde ben de oradaydm. 'Karde-
ler, benim, Ca May!' diye sesleniyordu birisi yamu-
run ortasnda. Ben de tekilerle birlikte dar k-
tm. Ca May bize biraz yiyecek getirdi. Sonra olan-
lar anlatt ve alamaya balad. Giderken bir im-
ek akt ve giysilerinin para para olduunu gr-
dm.
Ut abuk abuk konuuyor ve doru sylediine
yemin ediyordu. Sonra Kuyen' in elini tutarak, bana
inanmyorsan, gel de brlerine sor! dedi.
217
Kuyen kayadan inerek ocuu izledi. Yolda kar
larna Hay Tep kt.
Ca May demin buraya geldi mi?
Evet, bize yiyecek ve ttn getirdi. Zam'n so-
nunda temizlenmesi iyi bir baar.
Demek doru. Ut' a inanmamtm.
Evet doru. Bayan Ca Zoy da ortadan yok ol-
mu.
Bizim balk kulbesindedir, diye sze kart
Ut.
Sen nereden biliyorsun?
Saklanmak iin iyi bir yer oras, bildiim bu...
Orada emniyettedir ve kimse onu bulamaz.
Ut yanlarndan ayrld. Hay Tep, Kuyen'e dnd:
Zavall Ca May. Altndan bir yrei var onun,
Kuyen! Alamaya balaynca, nedenini sylemesi iin
steledim. Ama o yalnzca, 'imdi olmaz amca, maa
radan ktn zaman sylerim sana' dedi... Sonra
ayaklarnn var gcyle koup gitti. Giysileri para
parayd.
Aman Yarabbim!
Kuyen, Ca May'n bana gelen felketi yava ya-
va kavramaya balyordu. Orada parmaklarn s-
rarak ylece kald. Ca May'n parl ak ve esmer y
zn, az nce yalarla srlsklam olan ak vo duru
gzlerini gzlerinin nne getirdi... Birlikte p nara
gittikleri zamanki aydnlk gln, alnna den
ar salarn, uval rerken o kadar severek syledii
prenses ve canavar trksn anmsad... Her ak-
am p nara gittiklerinde, toprak kabn yere koyar,
parmakl arn birletirir ve kendi kendine uydurduu
yeni bir dansa balard. Kuyen bu anda scaklyla,
atlganlyla, ball ve fedakrlyla btn Ca
May' karsnda grd. Kuyen' i nasl smsk ve i
tenlikle yanandan pmt! Kuyen, askerlerin kir-
lettii Ca May'a kar yreinde derin bir acma duy
du. Ama buna bir trl t amamen i nanmak da istemi
yordu. Hayr, dedi Hay Tep'e; belli deil, belli de
.
Ama kukudan da ii iini yiyordu.
Ertesi gn gkyz yine masmaviydi. Aalarn
218
yamurdan ykanan yaprakl an parl ak bir yeillie
brnmt.
Grnrde hibir saldn hazrl yoktu. Kendi
lerine kamp hizmeti gren eski ah rda oturan avu
Ko ve arkadal an, byyen bir heyecanla saatleri
sayyorlard. Bayan Ba U'yla buluacaklar saate ka-
dar bal anna bir ey gelmemesi iin btn kalple-
riyle dua ediyorlard. Kr talih eseri, leden sonra
avu Ko'yu temene ardlar.
Bir takm al ve ble katln. dedi temen.
Ko titrememeyi baard. Nefesini tutarak teme
nin emrini dinledi:
Bugn Vietkong ve halk iin bir film gsterile-
cek. Hazrlklara yardm edin.
Bastne temenim! dedi avu ve rahat bir
soluk ald. Hemen imdi mi temenim?
Evet.
' Hay aksi hay! Nasl ayrlacaz buradan?' diye
dnd. Ahra giderek emri tekilere bildirdi. Son-
ra kiiden birini bir kyya ekti:
Bayan Ba U'ya git ve ona iimiz ktn syle.
Bulumamz saat yediye ya da sekize erteleyip erte
leyemeyeceini sor. Sonra hemen geri dnp ne sy
lediini bana bildir.
Nbeti bln komutan yardmcs, takmyla
birlikte gelen Ko'yu grnce sordu:
Perdeyi kuracak olanlar siz misiniz?
Evet, komutanm.
yi, arkamdan gelin.
Kad nl ann ve i hti yarl ann askerlerin gzetimi al
t: nda bir araya toplanm olduu tarn elmas koru-
l uuna doru yrdler. Talihsizlerin arasnda Ut' un
babas Tu Rau da vard. Baln satmak iin kye ge-
lirken yolda yakalanmt. Keyfi hi yerinde deildi.
Durmadan svp homurdanyordu.
Bunlarn beni bu ekilde buraya getirmeye hi
haklar yok! Benim alarma kim bakacak? Niin bu-
raya getirdiklerini bile bilmiyorum.
Ne yapacan syleyeceiz simdi sana. Bir gn
balk tutamayacan iin homurdan p durma. O ka-
dar abuk zengin olmaya heveslenme. Hay Allah kah-
219
retsin! Bizim Vietkong'la arpmamz senin kar-
na m, deil mi?
A kalmak benim iin daha kt, diye kaytsz-
ca karlk verdi Tu Rau.
Astemen fkelendi. Bu dikkafaliyi tepeden tr-
naa szdkten sonra seslendi:
Hey sen! Adn ne senin?
Tu.
Tu, sonra? ,
Yalnz Tu.
Subay bir yumruk vurmak istedi, ama Tu Rau
abucak ban eerek syrld. Kadnlar hemen te-
menin evresini sardlar.
Bu da ne demek? Bu vahilik de niye? Size ad-
n syledi. Niin vuruyorsunuz ona?
htiyar bir adam araya girdi: Hakszlk ediyor-
sunuz, baym. Onun ad gerekten Tu' dur. Ama bir
sakal olduu iin Tu Rau da derler. (*) *
Subay kfretmeye balad:
Pi kurusu! Sakal msn nesin? Haydi i bana!
Ama abuk!
Biz bu ii yapmyoruz. stediinizi yapn bize!
Bu kez ortal yattrmak iin Tu Rau araya
girdi:
Onlarn dedii olsun, baclar! Haydi, gelin de bir
an nce bitirip kurtulalm u iten.
Sonra astemenin yanma yaklaarak dilerinin
aras ndan fsldad:
Dua et ki Vietnamlsn. Amerikal olsaydn boy-
nunu krardm senin!
Subay afallayarak sakall adam n kaln pazula-
r na bakt. Sonra enesini t ut arak alml adml arl a
oradan uzaklat. Kadnlar Tu Rau' nun dne uya-
rak kar kmay braktlar. Onl ara bir bambu srk,
testereler ve baltalar maaran n nne tamalarn
. emrettiler. Askerler, maara azndan grlebilecek
bir yere .perde iin bir bambu ereve kurmak istiyor-
lard. avu Ko, ukur kazp direkleri yerletirmek
iin adaml ara yardm ederken, ikide bir maaraya
(*) Rau Vietnamca sakal demektir.
220
bakyor ve kendi kendine syleniyordu: 'Birka saa-
timiz kald. Ondan sonra, yaasn zgrlk! imdi su-
bayla atacak zaman deil.' yi yrekli Bayan Ba U,
ok ge de kalsalar, onl an ne olursa olsun bekleye-
ceini bildirmiti... nk bu ii baka bir gne b-
rakmak olanakszd.
Birtakm zorluklardan sonra, sonunda ereveyi
kurdukl annda, hava kararmaya balamt bile. Ka-
ranlk basnca', avu Ko ve takm ah ra dndler.
abucak bir eyler yedikten sonra, silahlarn aldlar
ve yavaa oradan uzaklatlar. Fakat Si Lay'a giden
drtyol aznda kimsecikler yoktu.
Hani nerde bu kadn?
Sana ne sylediini doru anladna emin mi-
sin?
Ama o srada tandk bir ses yolun kar kysn-
dan seslendi:
Bayan Ba U'ydu bu. Daha birka saniye saklan-
d alln arkasnda grnmez kald. Sonra orta-
ya kt.
te buradaym. Hepiniz t amam msnz?
Evet.
Silahlannz ve cephanenizi verin bana.
Drt adam hemen boyun ediler. Bayan Ba U, her
eline ikier silah alarak yeniden alla gitti. Silah-
lar orada b rakarak geri dnd ve hepsine palmiye
yaprakl anna sanlm hl dumanl an tten birer ko-
va pirin verdi.
Sizin iin yemek, dedi; tavuk da var iinde.
Adamlar son derece duygulanmt. Bayan Ba U
nlerine derek hzl admlarla yrmeye balad.
Drtyol azn 200 metre kadar geince bir pirin tar-
lasna saptlar. Ak araziye geldikleri zaman kyde
bir megafon sesi iittiler.
Bu da nesi? diyerek durdu kadn.
Halka bir film gsterecekler. Onun iin am-
yorlar.
Bayan Ba U rahatl ayarak yoluna devam etti. Az
sonra nlerinde, hzl ve sessizce denize akan Vam
Rang Irma belirdi.
Bayan Ba U onl an rman kysna gtrd.
221
kez ellerini rpt. Kar kyda birka gvde kmlda
d. Adamlar, topuzlarndan bunl arn kadn oldukla-
rn anladlar.
Siz misiniz Bayan Ba U? diye bir ses geldi kar-
dan.
Evet.
Bu yana geebilirsiniz... Irmak imdi derin de-
il.
Bayan Ba U adaml ara dnd:
Ben burada sizinle vedalaacam. Benim gre-
vim bitti.
avu Ko'ya bir ey uzatt.
Sizin iin biraz para topladk. Burada yol para-
s olarak 300 piaster var.
Ko almak istemedi. Ama Bayan Ba U steledi:
Yolda gerekecek size. Biz seve seve veriyoruz.
Ko elinde para, olduu yere aklm gibi kalm-
t. Mrldanarak teekkr etti. br adaml ar da bu
iyi kadnla vedalaarak ayakkablarn kardlar ve
amurl ara basa basa suya girdiler. Kardan birisi
seslendi:
niformalarnz kartp iyice amurun iine
bastrn. Biz sizin iin baka giysiler getirdik.
Adaml ar soyunarak niformalarn katladlar ve
btn arlklaryla bast rarak amurun iine soktu-
lar. Sonra sularn iinden karya yrdler. Bayan
Ba U, yar karanlkta adaml ar n kar kydaki bay-
r trmandklarn grd... Grevini baaryla bitir-
miti. Keyfi yerine geldi... 'Drt adam daha kazandk
saflarmza' diye dnd. Ancak, adaml ar klavuz-
laryla birlikte kaybolduktan sonra, geri dnd. Kye
yaklat zaman, iine omak sokulmu bir ar kova-
nndaki gibi bir karklk ve lklar iitti. Askerler
baryorlard. Yoluna devam etmeden nce biraz
bekledi. Drtyol aznda askerin biri bir zafer l-
at arak onu yakalad:
Bir tane daha! Tuttum!
d kopan Bayan Ba U askeri iterek kamak is-
tedi... Ama ikinci bir asker gelerek svp saymaya
balad:
Allann belas kanl ar ! Gelip bir film seyretsin-
222
1er diye tavuk kovalar gibi arkal ar ndan kouyoruz!
Bayan Ba U rahat bir soluk ald. Sonra adam n
kolunun altnda kvranarak:
Brak beni! Ne biim davran bu? Ben kendili-
imden giderim.
Asker kolunu brakt ve sylendi:
Bana ne, gitsen de, gitmesen de ne yazar? Bu-
nun iin para m veriyorlar bize? Komutann emri
byle, anlamyor musun?
Gidelim yleyse. Nasl bir film bu? Nerede?
Ne, haberin yok mu? Akamdan beri uyuyor mu-
sun, be kadn? Belki on, on iki kez megafonla duyur-
duk. Bir Amerikan filmi, maaran n nnde. imdi
anladn m?
Bayan Ba U orada bul unman n iyi olacan d-
nd ve ses karmakszm yola koyuldu. Yolda, son
olarak yakal anan baka bir gruba rastladlar... Ma-
aran n nhe geldiklerinde, ak meydan tklm tk-
lm dolmutu. Direkler zerine konulmu hoparlrler,
seyircilere yerlerine oturmal arn emrediyordu. Ama
kimsenin aldrd yoktu. Saa sola gidip geliyorlar
ve anlatlmas olanaksz bir grltyle gevezelik edi-
yorlard. Bu gecenin yldz olan 'Psikolojik Blm'den
astemen San, gururl a kabararak ortalkta dolayor-
du. Hoparlrdeki sesi heyecandan titriyordu. Kendi
fikrinin uygulanmasndan duyduu gururla, zevkten
drt ke olmutu.
Jeneratr alyordu. Perde kurulmutu. Byk
bir seyirci kitlesi hazrd.
Grl t bir trl dinmek bilmiyordu. Buna ra-
men balamaya kar ar verdi. En merasimlik sesini ta-
k narak hal ka seslendi:
Sevgili yurttalar! Bugn sizlere, Bakomutanl-
mzca gnderilen son derece heyecanl bir film gs-
termek onuruna kavumu bulunuyprum. Filmin ko-
nusu Kore'deki Sangkumriyung arpmasdr. (*)
(*) Sangkumriyung arpmas, 1950-51'de Ame-
rikan istilsna kar Kuzey Kore'de olmutur. Bu ar-
pmada bir tepeye mevzilenen bir partizan grubu,
drt Amerikan tmenini geri pskrtmtr.
223
Bu arpmada yiit Amerikan birlikleri byk bir za-
fer kazanmlardr.
Iklar snd ve film balad. Seyirciler perdede
saysz uak ve sonra piyade askerleri grdler. e-
lik miferli Amerikan askerleri, uzun toplu tankla-
rn arkas ndan kouyorlard. Seyircilerin konuma-
lar yava yava kesildi.
Maaradaki nbeti grup her eyi seyredebiliyor-
du. Psikolojik sava dedi Hay Tep; direniimizi k-
ramyorlar, onun iin imdi filmlerle moralimizi boz-
mak istiyorlar. Bakalm, greceiz.
Silahn atee hazr tutan* Nan, gzlerini drt a-
mt. Uzakla karn, perdede top gllelerinin pat-
layn, duman bulutlarn, parl ak miferleri ve de-
rin bir maaraya dolan in-Kore birliklerinin bacak-
l arna sardklar bezden dolaklarn grebiliyordu.
' Herhalde rolleri Singman Riy (*) ve an Kay-ek'in
askerleri oynuyorlar' diye dnd. ABD uaklar,
tank ve toplan, in-Kore sava birliini nlerine kat-
mlar ve maaraya doru kovalyorlard.
Yuh! diye patlad Nan; Her eyi tersine evir-
miler. Ben bu filmi grdm. inli yoldalarmz ba-
ns antlamasndan hemen sonra gstermilerdi.
Ben de grdm, dedi Trong.
Bana megafonu getir!
Olur.
Perdede sava gittike kzyordu. ABD askerleri
maaraya saldrmak zere, durmadan yukanya atl-
yorlar, ama geri pskrtlyorlard. Fakat sonunda
btn direni mevzileri birbiri ard ndan ele geirildi.
Kuatlan savunucular a ve susuz kalmlar, cesaret-
leri knlmt. Amerikallar byk bir kalabalkla sal-
dryorlard. inli ve Koreli askerler maaran n nn-
de yklyorlar, otomatik sil ahl ann ellerinden d-
lyorlard.
Hoparlr yoruma devam ediyordu; San' m sesi son
derece heyecanlyd:
(*) Singman Riy: Kore sava srasnda Gney
Kore'deki Amerikanc kukl a hkmetin bakan
(.N.)
224
inliler ve Kuzey Koreliler inat... Kuatlm
olduklar halde teslim olmay reddediyorlar. Ameri-
kan silahl gleri maaray havaya uurmak zorun-
dalar. te Amerikallar patlayc maddeleri getiri-
yorlar...
Perdede, Amerikallar, sk bir destek atei altn-
da, srtlarnda dinamit paketleriyle ileri atlmlard.
Sonunda da, ard nda byk bir toz bulutu b rakarak
havaya-'tu. Hemen arkas ndan San, kssadan hisse
kartarak fikrini bildirdL
Sevgili yurttalar! Koskoca bir dan nasl hava-
ya utuunu grdnz. Hon Dat gibi ufak bir tepe-
yi uurmak ok daha basit bir itir.
Hoparlr maaraya evrildi ve astemenin heye-
canl sesi nlad:
Dikkat! Dikkat! Drt bir yannz kuatlmtr.
Size teslim olmanz salk veririz. Yoksa Cumhuriyet-
i Ordu, bu tepeyi, tpk filmde grdnz gibi yer-
le bir etmek zorunda kalacaktr.
Nan megafonu fkeyle kal d rarak bard:
Dinleyin yurttalar!.. Demin dmann perdede
ne gsterdiini biliyor musunuz? Koskoca bir kuyruk-
lu yalan! Tek kelimesine i nanmay n! Bu arpmay
biz biliyoruz. Dada, in gnllleri ve Kore birlik-
leri drt Yanke tmenini darmada n ettiler!
Darda kulaklar sar edici bir tezahrat ba-
lad. Nan devam etti:
Yurttalar! Biz maaradakiler, s9n adammza,
son nefesimize kadar arpmaya kararlyz. Hepimiz
yayoruz ve ellerimizde silahlarmz atee hazr. Ve
siz, Amerikallarn ve Ngo Din Diyem'in parayla tut-
tuu hainler! Eer cesaretiniz varsa, gelin! Bekliyo-
ruz! Gelin de alnnzn ortasna yaptralm kuru-
nu! imdi gzlerinizi drt an ve iyi bakn!
Nan megafonu yere at arak perdeye tomsonla bir
salvo ate etti. Perde kurunl arl a delik deik oldu.
Aada yine cokun bir tezahrat koptu:
Yeter, dedi Hay Tep; cephane harcama Nan.
Bir dman makinelisi atee karlk verdiinde,
dmanl ar siperlerine kamaya balamlard. Kar-
lkl birka attan sonra, Nan megafonu yeniden ald:
F. 15
225
-Dinleyin, nefer kardeler!.. Eer subayla"
11121
dinleyip de maaraya yeniden saldrrsanz, bou bo-
una ldrleceksiniz. Yapabileceiniz en iyi ey. .evi-
nize dnme isteminde bul unmak ya da kap gitmek-
tir. Saldrrsanz, size ate etmek zorundayz. Ve eer
ate edersek, kurtulamazsnz, bana inann. Mevzen-
diimiz yer ok iyidir ve boa kurun harcamayaca-
mza da sz veriyoruz.
Nan' n konumas, dman askerleri arjrn
deitirinceye kadar srmt. Makineli tfek yeni-
den atee balad.
Bylece film tam bi r fiyaskoyla sonuland- Ky-
ller mealelerini yakarak kahkahal ar ve nkteler
aras nda evlerinin yolunu tuttular. Astemen fkeden
deliye dnmt. Komutanna kzyordu imdi.
Halk armayalm, daha iyi olur, dedim-
A r n a
yok, o, ille de bir tala iki ku vurmak istedi. Eer
halk olmasayd, Vietkong' un moralini bozamasak bi-
le, zararmz snrl olurdu. Ama imdi aykla pirin-
cin tan!
Bu srada Komutan Sang da ikisini yudumlu-
yordu. E' r asker olanlar anlatnca, kadehini yere
at arak katla katla glmeye balad.
Ters gitti, deil mi? Bu smkl olandan, ba-
ka ne beklenebilirdi ki zaten? Daha bana fikrini an-
latr anlatmaz, bunun aptal ca bi r ey olduunu anla-
mtm. Ama steleyice, braktm, yapsn... Vietkong'
un ne olduunu siz bana sorun. Ben Zao-Reo blgesi
komutanyken, bunl arn kafalarn ekile ezerdim
de, kllar bile kprdamazd, kendilerini saknmazlar-
d bile. Birinin kafas ezilirken, ikincisi orada sakin
sakin srasn beklerdi. Hatta kadnl ar bile. Bir defa-
snda, kadnlarn trnaklarnn arasna ekile ine-
ler akyordum. lerinden biri ineyi elimden ald ve
' bak' dedi. Sonra parman ineyle birlikte duvara
dayayp bir hamlede ineyi sonuna kadar etine ba-
trd. te byledir Vietkong. Hay Allah belasn ver-
sin!.. Geen gnk kz da, ldrc kl yarasn al-
dktan sonra bile bize svp saymaktan geri kalmad.
Bir filmle onlar teslim olmaya ikna edecekmi! Man-
yak bu herif!
226
Komutan kfretmeye devam ederek bir bardak
daha iki doldurdu. Kk ieyi yle hzl masan n
stne brakt ki, dolu barda z kalsm devriliyor-
du. Sonra eliyle tembelce bir hareket yaparak:
Bir de baka ey deneyelim, dedi ve yarm d-
nerek seslendi:
Temen Tu!
Buyrun komutanm! Duvara yaslanm krk
yalarnda bir temen ne kt.
imentoyu hazrlatn... Tulalar planladmz
gibi maaraya tatn.
Hemen imdi mi, komutanm?
Evet hemen, ok abuk Yann sabah maaray
kapattracam ve bu i bitecek!..
Ca May, ay yla ayd nl anan sahilde Tu Rau'
nun ardsra yryordu.
Beni yakalayp bu filmi seyrettirdikleri iin ger-
ekten ok kafam bozuluyor. Ama adamlarmz ok
esasl konutular, hell olsun, dedi Tu Rau.
Ut haklyd. Ca Zoy, Tu Rau' nun balk kulbe-
sine gizlenmiti. Halk, kadn nce kyde saklam,
ama aramal ar sklanca, Tu Rau onu kendi yan na
almaya kar ar vermiti.
Anam nasl, amca?
Her zamanki gibi.
zgn m? Sk sk baylyor mu?
Hayr. Ama bana biraz tuhaf geliyor.
Ne gibi?
Ona ne olduunu bilmiyorum. Ama imdi her ii
alacak bir hzla yapyor. Yine yle atik tetik bir
kadn olup kt.
Ne i yapyor?
Yemek piiriyor, alar ryor. Ama hl ciddi
ve zgn. Zavall kadn!
Ca May baka soru sormad. Elinin biriyle kalbi-
ni tutarak ar admlarla yryordu. nnde, ay -
nn aydnlatt dalgalar, kumlarn stnde yuvar-
lanyordu. Denizin uultusu ve ay nn yumuak-
lna karn, yrei isyanla doluydu... Dn evlerini
227
yakmlard... imdi hindistancevizi koruluundaki
palmiyelerin hrtsndan nefret ediyordu... nk
dn birok asker, maara yolundayken onu orada e-
virmiler, yere ykmlar ve rzna gemilerdi. Savu-
nucul ara ikmal yetitirmek iin dedii fiyatt bu.
Tu Fiau'nun kay hl sahildeydi. Dalgalar s-
tne stne atlyorlar, ama eriemiyorlard. Ca May,
Tu Raulya kay suya ekmesi iin yardm etti. Ka-
yn pruvas dalgalara gmld ve arkal ar nda uzun
bir iz brakarak ilerlemeye baladlar. Kayn k ta-
rafnda ayakta duran Tu Rau, uzun krekle cebelle-
iyordu. Deniz rzgr srekli olarak sahile doru
estiindsn, btn abalarna karn ok ar yol al-
yorlard. Kayn ynn uzakta belli belirsiz farke-
dilen dalyan srklarna doru evirdi. Az nlerinde,
balk kulbesinin krmz dalgalarda oynap
duruyordu.
Bak! dedi Tu Rau sevinle ve gsterdi...
Anann tamamen akl bana gelmi olmal. Benim
iin bile yakt.
Ca May gzlerini ksarak a doru bakt. Soluk
ay altnda bir gvercin yuvasn and ran yalnz
kuibenin dam, yava yava dalgalar stnde be-
lirdi.
Anszn, sahil ynnden, gelgit zamann bildiren
ve boru sesini and ran kahverengi tyl bim-bip ku-
unun uzun ln iittiler.
Sular ykseliyor, dedi Tu Rau.
Eer dal yanl ara bakmaya gideceksen, ben de
gelmek istiyorum.
Hayr, imdi zamanmz yok. Yann sabah sular
alalnca bakarz.
Kayk son dalyan srklarn da arkasnda brakt
ve kayarak s nkl ar zerine kurulmu kulbeye ya-
nat. Ca May merdivenleri t rmanarak bard:
Ana, ana! .
Ca Zoy ayaa kal karak kzna doru kotu. Oda-
nn ortasnda karlatlar. Ca May bir tahta para-
sna taklarak sendeledi ve anasnn boynuna sarl-
d. Anasna bakarken, ay gzyalanyla perdelen-
mi gzlerinde ldyordu... Aada Tu Rau kay
228
balamakla meguld apa zinciri kayn dalgalar-
da inip kalkyla durmadan sakrdyordu. Balk
elinde bir ilteyle ieri girdi ve ilteyi odann ortas-
na yayd.
Siz ikiniz burada uyuyabilirsiniz, dedi.
Sonra kllenmi atee doru yryerek fledi ve
bir sigara sard. Askerler buraya geleli bir hafta ol-
du. imdiden halkn sabrn tkettiler, dedi... Sonra
Ca Zoy'e dnerek:
Ca May ile birlikte burada kalabilirsiniz. Hibir
eyden korkmanza gerek yok. Bunlar gittikten son-
ra size yeni bir ev yaparz. Gelecek yl ekin iin ne-
ye ihtiyacnz olursa, hepsini salarz.
Benim korktuum yok... Kollarm hl salam,
sizler de varsnz. Yalnz... Szne devam etmeden
nce bir sre duraksad. Yalnz... o yaarken ac e-
kiyordum, imdi ld, ama ben hl ac ekiyorum.
Tu Rau, Ca Zoy'e bakt ve kadnn acsn anlad.
Artk bunun zerinde durma, Ca Zoy, dedi; Tut ki,
hibir zaman bir olun olmad. Zaten ona hayat ve-
ren ve byten Muu' ydu. Onu bir katil ve cani ya-
panl ar da Amerikallard. O senin olun deildi. Bak
sana yemin ediyorum, eer byle bir olum olsayd,
oktan kafasn kopartmtm.
Ca Zoy sesini kartmyordu.
Tu Rau szne devam etti: Buraya bir askeri s
kurup toprakl an ve denizi yeniden elimizden almay
planlyorlarm, haberiniz var m?
Evet, biliyorum.
Bu byk bir felket olur.
Zam ld gn syledi bunu bana.
Nasl?!
Size bunu sylememi miydim?.. Buraya yerle-
ip topraklarmz almak ve bizi yine yarcla zorla-
mak istiyorlar. Kapkacak yapmak iin kili de yine es-
kisi gibi metrekp hesab satn alacaz.
Tu Rau daha ok fkelendi ve denizi gstererek
konutu:
Bunlar hayal kuruyorlar. Buna artk asla gz
yummayacaz. Byk olum bir kolunu yitirdi, ama
ben bir ey demiyorum. Size sz veririm ki, buraya
229
bir askeri s kurduklar gn, gerillaya katlacam.
Maaradakilerin hepsi lse bile, Hon Dat direniini
srdrecektir. Ama bu en kt olaslk. Adamlarmz
lmeyecek, Ca Zoy.
Ca May onaylad: Yedi gndr buradal ar ve h-
l maaray ele geiremediler. Kydeki hamakl ar,
llerini ve yarallarn tamaya yetmedi.
Eer byle srerse, onlara, tas-tara toplayp
defolup gitmekten baka yapacak ey kalmayacak.
Askerlerde moral diye bir ey kalmad. Nereye gider-
lerse hal kn tehdidiyle karlayorlar... Korkudan tir
tir titriyorlar. Ben yann... ...
Eer maaradaki adaml armza ikmal tayacak
kimse ararsan, beni unut ma sakn! diye Tu Rau' nun
kulana fsldad Ca May.
Balk, Ca May' n bana gelen korkun olay
anmsadka fkeden titriyordu. Sao Ana ona olanlar
anlatmt. Gen kz, bana gelenleri ihtiyar kad na
anlatrken, alayarak yle demiti: Buna raz ol-
mak zorundaydm, Sao Ana. Askerler beni yakaladk-
tan sonra, maaraya yiyecek gtrebilmek iin baka
arem kalmamt. Tu Rau yle sarslmt ki, Ca
May'n nerisini kabul etmesi olanakszd.
Yok, yok! Sen olmaz! dedi.
Sigara izmaritini fkeyle yere attktan sonra, kol-
larn dizlerine kavuturarak dnceye dald. So-
nunda ayaa kalkt.
Anan uyuyor. Haydi sen de uyu.
Odann bir kesine giderek sazlardan rlm
bir uvaln iine girdi.
Amca, diye fsldad Ca May-, dalyana bakma
ya giderken beni de ar, olmaz m?
Peki.
Bir dakika sonra horl amaya balamt. Ama Ca
May daha uzun sre uyank kald.
Bim-bip kuunun t sularn alaldn bildi-
rirken uyand Tu Rau. Atei fleyerek bir sigara yak
ti. Bir sre sessizce sigarasn iti ve sonra karanl kta
kk an bir hareketle duvardan ekti ald. Ca May
derin bir uykudayd. . Kzn uykusunu bozmak iste
medi. Aa inerek kayn zd. Henz her yer
230
kapkaranlkt. Dalgalar bir sis tabakasnn altnda
oynayorlard. Tu Rau krek ekerken dnd. 'Su-
larn ykselmesini bekledim, imdi ok balk olmal.'
Dalyana varnca, an al arak kayn pruvasna git-
ti... Dalyanda fazla su kalmamt, ama ynla balk
vard. Ok gibi frlayp birbirlerine arpyorlar, suyun
stnde srayp duruyorlard... Tu Rau t ut unarak
an dalyann iine sald. Kollar yorulmaya bala-
d srada, umutsuzluk iinde kaan birka byk
balk grd. A daha derine itti. Tam bu anda, ar
bir ey dardan dal yana arparak kazklar boyunca
kayd. Tu Rau bunun ender rastl anan bir balk oldu-
unu dnerek, dalyana girmesi iin an d an ek-
ti. Ama hayr, acayip ey bir kaza taklm, evre-
sinde dnp duruyordu. Balk deildi bu. Tu Rau a-
n rasgele o yana uzatt, ama yakalayamad. Kaygan
ve ar bir eydi. melerek cismi kendine doru ek-
ti. Karanl kta ister istemez hafif bir lk kopard.
An iinde bir tutam sa yzyordu. Bir cesetti bu!
Tu Rau, korkusu getikten sonra, cesedi srklara
doru ekti. Ceset kokmuyordu. 'Kaya ekmeliyim'
diye dnd, ama bul unduu durumda olanakszd
bu. An kayn iine atarak arabuk br yana
doru krek ekti... Birka dakikalk bir araytan
sonra cesedi yeniden buldu... Eli kuma ayakkablara
dokununca, karsndakinin bir dman askeri oldu-
unu anlad. 'Seni dar ekmeye gerek yok. Balkla-
ra yem ol, daha iyi' diye dnd. Ama sonra fikrini
deitirdi. Kimbilir, belki de yan nda bir tabanca
veya elbombas olabilirdi. Btn gcn kul l anarak
cesedi kaya ekti. Doru, bu bir askerdi. Ayakka-
blarn ve niformasn grd. Hi kukusu kalma-
mt imdi. Kazk gibi olmu ceset, sabahn alacaka-
ranlnn donuk ve sisli nda l gzlerini gk-
yzne dikmiti. Tu Rau' nun demin yakalad balk,
kayn iinde oraya buraya srayp duruyordu. Ba-
lk ellerini ykad ve Cesede eildi. Hl bir koku
yoktu. Ama yz morarm, hemen hemen siyahla-
mt. Deri zlmeye balamt. Kollar yukar do-
ru kalkm, parmakl ar bir eyi kavramak ister gibi
kvnlmt. Tu Rau lnn yzne bakmaya cesaret
231
edemiyordu. nk onunla bir yerde karlam ol-
duu duygusuna kaplmt. En ar ve en pis ileri
yapmaya alkn bir adam n drst yzyd bu. Bir
ifti ya da balk, belki de frtnalara ve etin zor-
luklara kar koyarak igcn satan bir kayk. Ya-
r ak, zerine kl serpilmi gibi gri gzbebekli, fke
ve esefle lgna dnm iki garip gz.
Tu Rau, yalvarrcasna havaya alm kollarn
grnmne daha fazla dayanamayarak, kol l an aa-
indirmeye alt. Ama kollar bir trl aada kal-
mak istemiyorlar, brakr brakmaz, sanki bir eyi
kucaklarm gibi ak dur an eski durumuna dn-
yorlard. Ama sis, buhar ve giderek aydnlanan saba-
hn alacakaranlndan baka kucaklanacak bir ey
yoktu. Tu Rau yeniden kol l an indirmeyi denedi... Bu
ar ada eli rastlantyla cesedin eline dedi. Elini sanki
atee demi gibi hemen geri ekti. Sonra l adam n
elini kal drarak dikkatle inceledi.
Aman Yarabbi! dedi alak sesle. Elin ayas ha-
ri, her yan kaln nasrlarla kaplyd. imdi beyaz-
lamlar ve uzun sre suda kal d kl an iin zlme-
ye balamlard. Tu Rau eli dikkatle brakt. Sanki
vcudundan btn gc kuvveti ekilir gibi olmutu.
Ayn dediim gibi... diye m nl dand . Bu adam
en azndan on yl saban peinde yrm. Btn bu
nasrlar...
Ancak uzun bir sre sonra vcudu incelemeye
cesaret edebildi. Silah yoktu. Sadece birok yerlerin
den yrtlm, yapma deriden bir czdan ve iinde s-
nlsklam olmu bir kt paras ve zerinde Ngo
Din Diyem'in resmi olan kt paralar. Ceplerde bir
hindistancevizi parasndan baka hibir ey yoktu.
Tu Rau cesedin karsnda talam gibi kalmt. Bir-
ka byk balk dalyana yakalanm olduu halde,
balklar falan dnd yoktu. Kay sallayan dal-
gal ara da aldrmyordu. Yreine sanki binlerce ine
batrlyor gibiydi. Kafasndan birok soru geiyordu.
Nereden gelmiti bu ceset? Hangi arpmada lm-
t? Ne zaman? ok kukulu bir durumdu bu. Adam
en ok iki gn nce lm olmalyd. Herhalde tuzlu
suyun etkisiyle olacak, ceset hl fazla bozulmam-
232
ti. Tu Rau tahminlerinden bir sonu kartamyor ve
adam karaya m gtrmesi, yoksa yeniden denize mi
atmas gerektiine bir trl kar ar veremiyordu. Son-
ra anszn, kyde, kamp kurmu askerler aklna d-
t. 'Hayr, onu denize atmamalym' dedi kendi ken-
dine; 'en iyisi Ca May ile Hay Tep'in karsna haber
gndereyim.'
Tam an, kararlatrdklar gibi topukla kez
vurul unca kapy at. Hay Tep'in kars onun yanma
oturarak alak sesle konutu:
Garip bir ey oldu.
Ne oldu?
Ca May, Tu Rau' nun kulbesinden gelerek, onun
denizden, boulmu bir asker cesedi kardn sy-
ledi.
Dzenli ordudan m, yoksa silahl polis birlikle-
rinden mi?
Dzenli ordudan, niformal ve karn ndan ya-
ral. Biz, onun helikopterin gtrd dman yara-
llarndan olduundan kukulanyoruz. Helikopterler
yarallar denize atm olabilirler.
Bu szler zerine Tam an, heyecandan kafasn
kapya arpt: .
Ceset hl Tu Rau' nun evinde mi?
Evet.
Tam an biraz dnd.
Doru, helikopterler yarallar iki gn nce g
trmlerdi. Onlardan biri olmal. Ama, emin olmak
iin birliklerden soruturmalyz. En iyisi, dzenli or-
dunun askerlerine sormal. Eer dorulayacak olur-
l arsa cesedi elden geldiince gsterili bir biimde
kye getirin ki, askerler arplsnlar ve fkelensin-
ler. Onlar halkn mttefiki yapmak ve Amerikallar-
la Diyem ajanlarn tehir etmek iin bu olaydan ya-
rarl an n! Onlar harektn komutanlna kar k-
maya kkrtn! Askerlerin km morali karsnda,
bu iten caymak zorunda kalacaklardr.
Doru.
Elinden geleni yap... Ama dikkat et, insiyatifi
elimizden kapmasnlar.
233
Hepsini yapacam. Ayrca, yolda, maaraya du-
var rmeye giden askerlere rastladm. yle grn-
yor ki, imdi komutan hareketi bizzat ynetiyor.
Siz btn aDalarnz br sorunlarda youn-
latrn. Maaray duvarla kapatmak o kadar kolay
deil. Ayrca mcadeleniz eer tam zaman nda ba-
larsa, balarnda komutan bile olsa, geri arlacak-
tr.
Hay Tep'in kars mutfaa giderek Tam an' a bir
tencere pirin getirdi:
Al pirincini. Tencere sende kalsn. Btn bu i-
ler aras nda bugn geri dnp dnmeyeceimi bile
mem.
Sen bir ey yedin mi?
imdi bunu dnecek zaman deil. Hoa kal.
Dikkatli ol ve yalnz iaret zerine kapy a.
Hay Tep'in kars haklyd. Komutan Sang, sa
t ahi n erken saatlerinden beri maara aznn tu-
layla rlmesi iini ynetiyordu... Maaradakilerin
ate hat t na girmemeye dikkat ediyor ve elbombala-
ryla saldrya geen adamlarn, on metre kadar
uzakta yere kapanm olduu halde seyrediyordu. lk
ikisi daha bombalarn atmaya zaman bulamadan,
maaray savunanlarca vuruldular. Bombalar elle-
rinde patlad ve evrelerindeki drt kiiyi daha ldr-
d. Bir bomba paras komutan n kafasnn hemen
stnden geerek, perdeli kasketini yrtt. As-
kerler kendilerini imento torbalarnn arkas na yere
atmlar, maaradan gelen atee kar durmaya ce-
saret edemiyorlard. Komutan kafasn kad. Kafa
snda mifer yoktu. Kendisini toparlayarak, adamla-
rna yeniden maaraya saldrmalarn emretti ve he
men kendini yere att. Bu kez maaraya be ya da al
t tane elbombas atlabilmiti. Kesif bir duman ve
toz bulutu kartan patl amal ar n yardmyla saldr
younlatrld. Gerillalarn silahlar sustu. Dakikalar
boyunca yalnzca elbombalarmn patlamalar iitildi.
Komutan, hcum! diye bararak, yatt yer
de yar yarya doruldu ve deneini ileriye uzatt.
Askerler kayplara bakmadan maaraya doru atl-
234
dlar ve ieri girdiler. Bundan sonra komutan, srek-
li tomson salvolarndan baka bir ey iitemedi.
Gerillalar yine daha nceki gibi maaran n ier
lerine ekilmilerdi. Bylece maaraya girebilen ilk
alt asker, gerillalarn braktklar, gzetleme mevzi-
lerini alabilmilerdi... Orada kal arak ieriyi srekli
atee tutuyorlar, ama ne ileri ne geri gidebiliyorlard.
nlerinde gerillalar, arkal ar nda ise geri ekilmeye
kalkan herkesi vurmaya haz r aj anlar vard. Sang,
imdi br askerlere, temel kazmalarn ve tulalar
maara azna tamalarn emretti. arabuk sra
tulay st ste ydlar. Ama ierdekilerin anszn
dar frlamasyla duvar devrildi... Komutan, dene-
iyle fke iinde askerlere vurarak duvar yeni ba-
tan rmelerini ve gerillalar elbombalaryla geri ps-
krtmelerini emretti.
Tam bu srada, 'Psikolojik Blm'den Astemen
San, bacaklarnn var gcyle koarak geldi.
Komutanm, komutanm! diye soludu; asker-
ler isyan ediyorlar. Durum nazik!
Yine byk laflar! Neden sz ediyorsun sen al-
lahakna?
Komutanm...
Syle abuk!
Halk denizde bir asker cesedi bulmu.
Ceset mi?
Evet komutanm, dzenli birliklerden. Onu b-
t n ky boyunca dolatrdlar. Adamlarmz bakmak
iin oraya gittiler ve nc Blkten askerler cese-
di tandlar. Sau Hon adl bir erin cesedi. Onun deniz-
de boulduunu renince dehete kapldlar. Sau
Hon nceki gn helikopterle gtrlenlerden biriydi.
Ondan sonra tufan koptu. Yarallarn kastl olarak
denize atldn ileri sryorlar.
Komutann rengi sararmt: Sen cesedi grdn
m? Gerekten nc Blkten Hon muydu?
Kendi gzlerimle grdm. Hi kukum yok, oy-
du.-
Sang gzlerinin ucuyla evresine baknd.
Peki, sonra ne oldu?
Protesto hareketi teki blklere de yayld...
235
Herkes Amerikallara kfrediyor ve onlar yarallar
denize atmakl a suluyorlar. Baka trl Hon' un ce-
sedinin dalyanlarda ii ne, diyorlar.
Dalyanlara m taklm?
Evet komutanm. Bir balk dalyanlar boaltr-
ken bulmu. Ayrca size sylemeyi unuttum; drt mi-
lis askeri de dn gece kat.
Ne anlatyorsun bunl ar imdi bana?
Ama doru sylyorum. Adaml ar kayp.
Kpekler! imdi bu boulan asker hikyesi ne
olacak?
Bu bir felket. Birka adam adrlarn yakt...
tekiler silhlarn rmaa att ve miting yapan ky
halkna katld.
Astemen sivilceli yzn evirerek bir an elini
kulana koyup dinledi:
Grlty iitiyor musunuz? Onlarn sesi, ko-
mutanm!
Komutan, istihkmclann temeni Tu'ya dne
rek emretti: Duvar salamlatnn! Sonra San' a d
nerek, gidip bakalm, ne oluyor? dedi.
Astemen nden yrd. Komutan sordu:
Cesedi kye balk m getirdi?
Evet, ama tek bana deil. Bakalar da vard.
Peki, siz neredeydiniz? Niin engel olmadnz?
Komutanm, ben durumu ok ge rendim.
Bu Vietkong'un ii gibi geliyor bana.
Evet, ama ceset bir gerek.
Vcut ve yz hl bozulmam m?
Birazck bozulmu elbet. Ama Hon olduu ilk
bakta tannyor. Deniz suyu cesedi iyi korumu.
Sang sessizce yrmeye devam etti. Sonra ans-
zn deneini yol kenar ndaki otlara fkeyle vurarak
brd:
Tuh, Allah belasn versin! Bakan Ngo Din Di-
yem bile bu boku temizleyemez! Vietkong cepheden,
bizimkiler de srtmzdan vuruyorlar. Gel sava, sa-
vaabilirsen! Buraya geldiim zaman, halk kzdra-
cak bir ey yaplmasn diye apak syledim. Ama
dinleyen kim?
236
Evet, ama isyan edenler bizim kendi birlikleri-
miz.
imdi greceiz bakalm!.. diye bard Sang;
Silahn at an ilk askerin beynini datacam!
Bunun zerine astemenin enesi kapand. Su'yu
lrken astklar ipin hl sallanmakta olduu hin-
distancevizi aacnn yanndan getiler. Astemen
anszn konutu:
Komutanm, her ey bu uzun sal karyla ba-
lad. En iyisi ey etmemeliydik...
, Ne etmemeliydik? diye onun sesini taklit ede-
rek sordu komutan.
Onu ldrmekte acele etmemeliydik. nk bu-
r ada ok seviliyordu. Belki o zaman Temen Zam l-
drlmezdi.
Sama. Onu deli karnn birinin ldrdn bi
liyoruz.
Kusura bakmayn komutanm, ama kadn sizin
ve benim kadar akll. Komularna ve hatta Viet-
kong' a bile bir zarar gelmesin diye ok dikkat gs-
terdi.
Tamam ite. Kendi z olunu ldrmekten b-
yk lgnlk olur mu?
Kendinden emin tavrna karn, aslnda bu iin
iinden kamyordu Sang. Zam' anasnn ldrd-
ne emin olmak istiyordu... Bunun sradan bir l-
gnlk nbeti sonucu olduuna inanmak istiyor, ba-
ka bir ey olmamas iin dua edivordu. Aslnda bu-
nun bir idam cezas olduunu bir trl kendi kendine
itiraf etmek istemiyordu. Ama iinden bunun byle
olduuna emindi. Eer her su cezasn bulacak olsa,
acaba kendisinin durumu ne olurdu? Eskiden kana
bulad blgelerdeki cinayetleri iin pek fazla tasa-
land yoktu. nk durmadan yer deitirmiti.
Ama, burada okulda bir yaraly ldrm, Yanke'le-
rin yarallar denize atmasna raz olmutu. Denei-
ni peinden srkleyerek durumu kafasnda tartt.
' Hastane hikyesini herkes renmi olsa bile, heli-
kopter hikyesi tamamen gizli' diye dnd. ' Her
eyi i nkar etmeliyim. Yok, hayr, daha iyisi olaya ne
kadar kzdm gstermeliyim. Ben de sizime birlik-
237
te var gcmle protesto edeceim dostlarm, deme-
liyim onlara.'
Komutan ve subay rma getiler. Ranger' lerin
adrlar hl doluydu... Ama dzenli birliklerinkiler
tmyle boalmt... Ranger' ler onlara bir yn ga-
rand gsterdiler:
Bunlar imdi rmaktan topladk, komutanm.
Sang, silahlara bakp, kyden gelen bartlar
iitince, oraya yalnz gitmenin akl kr olmayaca-
na karar verdi.
Benimle gelin! diye emretti Ranger' lere. Maki-
neli tfeklerinizi de aln!
Drt adam hemen ardna takldlar. Ana yola var-
dklarnda, gne iyice ykselmiti. fkeyle kyame-
ti koparan kitle, Si Lay'a giden drtyol azna var-
mt.
Kahrolsun Yanke'ler.
Kahrolsun Ngo Din Diyem!
Drt bir yandan fkeli haykrlar yayordu. Sa-
ysz ayak, caddeyi byk bi r toz bul utuna bomu-
tu. Sang hemen yine geri ekildi. Ben... Ben yine ko-
mut a yerine gidiyorum... diye kekeledi adamlarna;
gidin ve onlara hemen kampa dnmelerini syleyin.
Bar a dilekelerini gndersinler. Hemen yukan ileti-
rim ve onlar bir karar verirler. Ranger' ler burada kal-
snlar. Mitingcilerin yryn durdurun. Eer ge-
rekirse onl an datmak iin makinelilerle birka sal-
vo te edin. Anladnz m?
Yannda bir adamyla birlikte gerisin geri tarla-
l ara doru komaya balad.
Kitle yanlarna vardnda, Ranger' ler ancak cad-
deyi tutabilecek zaman bulabilmilerdi. Psikolojik
Bl'imden astemen, kollann kaldrarak bard:
Durun! Sizinle konumak istiyorum!
Seni dinlemek istemiyoruz, ekil yoldan! diye
seslendi bir asker.
Komutann emri...
Neymi o?
lk sralardaki mitingciler durmulard.
Komutan miting ve kargaala izin vermiyor.
Kargaalk ancak Vietkong'un iine yarar. Eer halk
238
ve birliklerin istekleri varsa, komutan bunlar ka-
bul edip yukarya ileteceine sz veriyor. Askerler
hemen kampl ar na dnmelidir. Yoksa komutan bu
eylemler iin hibir sorumluluk stlenemeyeceini
bildirdi.
-Bizim seninle iimiz yok. Komutan nerede?
Birok adam tehditkr tavrlarla ne doru y-
rdler. Astemen geri ekilerek kekeledi:
ey... Komutan yerinde... Tula binada.
Haydi yryn, arkadalar!
Kitle, en nde yz isyanc olduu halde ileri atl-
d. Ranger' ler makinelilerini mitingcilere evirmiler-
di. Ranger' lerden son derece nefret eden askerler hay-
krdlar:
Domuz kpekler! Eer yreiniz varsa, ate
edin!
Kitlenin iinde silahlarn atmam olan baz as-
kerler, silahlarn grltyle dol durarak elleri tetik-
te olduu halde Ranger' lere evirdiler. ki taraf da
nefesini tutmu, birbirini kolluyordu. Bayan Ba U
kendine bir yol aarak ne doru yrd. Ranger'le-
rin yanma gelince yattrc bir el hareketi ve en
dosta sesiyle:
Aman baylar, ne gerek var byle eylere? Kim
sizi birbirinize silah ekmeye zorluyor? Niin bou-
bouna birbirimizi ldrelim? Haydi, szm dinleyin
de, indirin silahlarnz!
Kimsenin ona kulak verdii yoktu. Bunun ze-
rine yanndaki iki askerin silahlarnn namlularn
yere evirerek Ranger' lere dnd:
Dinleyin, Ranger beyler. Burada kimse size kar-
deil. Biz yaral askerleri denize atan Yanke'lere
kar yryoruz. Onlar, yaralarn tedavi edecekle-
ri yerde, kpek balklarna yem olsun diye denize at-
yorlar. Onlarn yerinde siz olsaydnz, ne yapardnz?
Bir sessizlik oldu. Byan Ba U konumasna de-
vam etti:
Hayvanlar bile birbirlerine yardm ederler. Ama
Yanke' ler vahi hayvanl ardan bile kt. Yaral arka-
dalarnza nasl baktklarn grn ite! Cumburlop
denize! Hem sonra dnn ki, imdiye kadar yalnz
239
bir tanesini bulabildik. tekilerin nerede olduunu
Allah bilir.
Konuurken dzenli askerlerin silahlarn aa-
da tutmaya devam ediyordu. Bazen yalvararak ala-
lan, bazen fkeyle ykselen sesi mucizeler yaratyor-
du. Ranger' lerin komutan ona karanlk bir bak fr-
l atarak homurdand:
Anladk, anladk. Salak yerine koyup durmay n
bizi. Sizin drdrnzdan nce de, ne olduundan ha-
berimiz var bizim.
yi kadnn yzne geni bir glmseme yayld:
Ben cahil bir kadnm. Hi kukusuz, siz gerek-
leri benden ok daha iyi grrsnz!
Bir yandan byle konuurken, bir yandan da ce-
saretle ileri doru yrd. Dzenli askerler ve kitle
hemen onu takip ettiler. Beyaz salar ve omuzlarn-
da atkyla Sao Ana da aralarndayd. San ve adam-
lar rkerek yol kysna ekildiler. Bayan Ba U biri-
sinin sylendiini duydu:
Ne ene yarabbim! Ne ene var bu cadda!
Bayan Ba U buna cevap vermekten saknd. Ran-
ger' ler aalarn altna kp oturdul ar ve mitingci-
ler yollarna devam ettiler. Boulan askerin cesedi,-
bir hamak iinde, iki asker ve iki kyl tarafndan
tanyordu. Tu Rau da tayclar arasndayd. imdi
birisi onu deitirdiinden, soluk solua arka sralara
doru yryordu. Ceset hl Tu Rau' nun onu buldu-
u durumdayd. Kollar havaya doru alm ve gz-
leri yar ak. Ama deri daha da kararm ve kuru
tozlu salar tyler rpertici bir biimde kafadan -
zlmt. Kadnlar yeniden barmaya baladlar:
Kahrolsun Amerikallar!.. Kahrolsun Ngo Din
Diyem! Kahrolsun asker katilleri! l drl en askerle-
r. istiyoruz!
Askerler de araya kartlar:
Temizleme harekt na paydos!.. Kendimizi l-
drtmek istemiyoruz!
Kitle, Sang' n kumanda merkezi yapt tula bi-
nan n nne varmt. syanclar nbetilere seslen-
diler:
Komutan dar arn!
240
Ama o burada deil, maarada!
Salak domuz! Bizi aptal yerine mi koyuyorsun?
Onun burada olduunu ok iyi biliyoruz!
Birka isyanc silahn dorul tarak nbetilerin
zerine yrdler.
Hey, yava olun! diye bard nbetilerden bi-
ri. Biz sizin arkadanz deil miyiz?
Komutan dar karmazsanz, arkadalk bu-
rada biter.
Nbeti eve doru bakarak gz krpt... Sonra se-
sini alaltarak:
Demin geri geldi... Yalnz bize hibir ey sy-
lemememizi emretti.
arn onu!
Birka el ate edin ki, biz sylemi olmayalm,
diye fsldad br nbeti.
syanclar havaya iki el ate ettiler. Bunun ze-
rine nbetiler glerek abucak komutan n evine gir-
diler. Kitle uzun sre darda bekledi... Fakat kimse
d an kmyordu... Askerler be-alt el daha ate et-
tiler. Sonunda, komutan merdivenlerde gzkt ve
deneini sallayarak kapya geldi. syanclann n-
ne dikilerek onlara korkun bir bak frlatt.
Hay Tep'in kans hemen sloganlan haykrd. Kit-
lenin gl sesi ortal sarst. Komutan huzursuz-
l anarak gzlerini yere indirdi. Boulan adam n cese-
dini onun yanma tadlar. Sang ellerini kaldrarak
itiraz etti:
Gerei yok! Gerei yok! Ben her eyi biliyorum.
Bayan Ba U ellerini beline dayayarak alayc bir
kahkaha att:
Elbette biliyorsunuz! Sizin nzan z olmadan byle
bir ey yapamazl ar Yanke'ler!
Korkuya kaplan komutan ateli ateli kendini
savunmaya giriti:
yle deil! yl e deil! Ben daha bir dakika n-
ce rendim. Yanke'ler bana hibir ey sylemediler.
Ben... ben... ben de sizin kadar kzdm bu ie... B-
tn gcmle sizin protestonuza katlacam... Onl ar
benim adaml anmd , evet... Bilseniz, yreim nasl
paralanyor?
F. 18 241
syanclarn saflarnda bir homurdanma balad.
Yalan sylyorsun! diye bard birisi.
Sen Yanke'lerle birlikte alyorsun!.. Yrei-
nin paralandndan dem vuruyorsun, ama Yanke*
1er onlar denize at madan nce
k
yaral bir askeri sen
kendi elinle ldrdn. Biz artk bu ite yokuz! Baka
ceset grmek istemiyoruz! ekip gidiyoruz biz!
Hayr, hayr! Ben de sizinle birlikte bir dileke
imzalayacam.
ster imzala, ister imzalama. Ne olursa olsun biz
gidiyoruz.
Hay Allah! Bu kadnlarn oyunca olmayn! Ne-
redeyse Vietkong'un kkn kurutmak zereyiz.
Bize ne bundan! Kendin kkn kurut onlarn.
Biz bu ite yokuz!
Komutan onlarn gitmesini nlemek ister gibi kol-
larn kaldrarak kendinden gemicesine bard:
Vietkong bouluyor, diyorum size!.. Maaran n
azna duvar rdk!
Patlamalar bittikten sonra, gerillalar maara a-
zndaki mevzilerine doru yrdler. Dardan hi
k szmadndan, yollarn bulmak iin elleriyle du-
varlar yoklamak zorunda kalyorlard.
Niye anszn byle karanlk oldu? diye sordu
Dat.
Garip ey, dediler Nan ve Kuyen ayn anda.
Bekleyin burada, dedi Dat; Ben gidip bir ba-
kaym.
Dat melerek yrd. Bir elinde dolu silah ol-
duu halde, br eliyle duvar yoklayarak karanlk-
ta ar ar ilerlemeye balad. Sonunda maara az-
n kapatan yeni duvarn nne geldi. Eliyle tul al ara
ve henz kurumam imentoya dokundu. Btn g-
cyle yasland, ama duvar yerinden oynamad. Kor-
kuyla mrldand: Vay canna, duvar rmler st-
mze!
Sonra geri srnerek seslendi:
Hey, gelin bakn, neler olmu?
Ne olmu?
242
Maaranm azn kapatmlar!
Ne?
Maara azna tula duvar rmler!
Hay Tep tekilerin yanna gelerek nden yrd.
Gerekten de yle, dedi. Duvar rlnceye ka-
dar bizi geride tutmak iin elbombalann kulland-
lar. imento henz kurumam, hepsini kolayca s-
kebiliriz... Bir deneyelim hele.
Sen burada kal, dedi Nan; biz nbetteyiz, bu
bizim iimiz.
Nan, Kuyen ve Ba Ren, Dat' la birlikte ne yr-
dler. imento kurumadan hemen skelim, dedi Ba
Ren.
Doru, ama btn duvar ykmamz gerekmez.
Ate etmek iin birka delik asak yeter.
yi fikir.
Brakn, ben yapaym, dedi Dat.
imentoyu trnayla kazyarak, fazla aba har-
camakszm bir tulay dar kard. Nan da kendi
tarafndan ayn eyi yapyordu. abuk alan Dat,
sonuncu tulay da sokmutu... Maaraya yine k
girdi.
Nihayet! diye seslendi Dat.
Kuvvetli bir patl ama sesi. Dat bararak Nan' n
ayaklarnn dibine ykld. Nan abucak onu kollar-
na ald. Elini Dat' n kanl yznde gedzirerek hay-
krd:
Dat! Dat! Beni iitiyor musun?
Ses yoktu. Nan elini Dat' n yreine gtrd.
arpmyordu... Duyduu acnn altnda ezilerek, a-
kn bir sessizlik iinde oraca kt. Dman, Dat' n
duvarda at delikten atee devam ediyordu. Bu g-
rl tnn iinde Nan, gen lnn sesini iitir gibiy-
di. En ok karidesli papay severim. Bykanam her
ziyarete gidiimde, patlayncaya kadar yerdim.
Kuyen, korkudan dili tutulmu gibi duruyordu.
Anszn, Dat' n yere dm silahn kaparak arj-
rn bir gzden geirdi. Soluunu t ut arak darda
silah sesleri kesilinceye kadar bekledi ve sonra delik-
ten darya abucak bir gz att. Darda tomsonuna
yeni bir arjr yerletirmeye alan bir asker grd.
243
Kuyen silahn omuzuna dayad ve ate etti. Darda
bir lk koptu. Kuyen hemen deliin nnden e-
kildi. Baka ses gelmeyince mrldand:
Onun ii tamam, imdi yenisi gelecek. Az sonra
bir garand ate etmeye balad. Ortalkta tula par-
alar uuuyordu... ' Senin arjrn boalnca, sra
bende' dedi iinden Kuyen... Sekizinci attan sonra,
abucak delikten nian al arak ate etti. Darda -
lklar ve vahi rpnlar. Sonra sessizlik.
Aferin Kuyen, dedi Ba Ren. Herifin hesabn
grdn.
Kuyen ses karmakszn sessizce silah omuzuna
att ve Dat' n hl scak olan vcuduna eildi. Sala-
rn dzelterek kanlarn sildi. Sonra onu kollarna
al arak ieriye tad.
Ba Ren hayret iindeydi. Kuyen'in bu iki at
alacak ey! dedi Nan' a. Byle nianc olduunu
bilmezdim...
Onlar ldrd m, dersin?
Elbette. Bu atlardan kurtulmalar olanaksz.
Nan iini ekti: Onlarn darda bekleyecekleri-
ni dnemeyecek kadar krdk.
Evet, balanamaz bir yanlg.
imdi ne yapyoruz?
Hibir ey. Bir delik yeter. Yeteri kadar hava
geliyor ieri.
Ama, nasl k yapacaz?
Onlar tarlalara ekilince bir aresine bakarz.
Delii bir adamn geebilecei kadar geniletiriz. Bir
zorluu yok bunun.
iyi yleyse... eri gidelim.
Hepsi, yere serilmi bir naylonun zerine uzatl-
m olan Dat' n vcudunun etrafna oturmulard...
Nam No, elinde yanan bir muml a lnn yanma -
melmiti. Yannda Ut, kollarn Tuy' un omuzuna do-
lamt. Tuy iri iri gzlerle bakyordu. Hay Tep ba-
da kurarak oturmu, Dat' n kan temizlenmi yz-
n seyrediyordu. Tomson kurunl an alnnda delik
amt. Deliklerden ar ar kan szyordu. Ku-
yen yere oturmu, yas iinde l genci okuyordu.
Hay Tep dudakl ann srd. Savata kay pl an gze
244
almalyz, dedi; ama bykanasn dnyorum...
Ne diyeceiz imdi zavall kadncaza? Baka hi
kimsesi yoktu.
Korkun bir kayp, dedi Tu Niyep, hafife k-
srerek. imdiye kadar tandm en iyi genti. Tam
saydm, en azndan alt dman kendi bana ldr-
d, ecek bir eyimiz kalmad zaman da, akala-
maya devam ediyordu. Tek bir kez bile yaknmad.
Hay Tep sesini alaltti: Babasnn kemikleri de
burada. Baba-oul, ikisi de ldler.
Bu gece bir dua okuyacam, dedi Tu Niyep,
byk bir arballkla. Ruhu da, sa olduu zaman-
ki neesini korusun.
Gerei yok, diye szn kesti Ba Ren. Ona en
iyi elbiselerini giydirip bir naylon sarsak yeter.
Kuyen hkrklardan boulan bir sesle: Ben ya-
parm, dedi.
Evet, dedi Hay Tep. antas burada. . . inden
giydireceklerini se.
Nam No ayaa kal karak adaml ara dnd:
Siz nbet yerlerinize dnn. Kuyen'le ben bu ii
yaparz.
ki kz, Dat' n antasn atlar. Kahverengi, saf
ipekten rlm, kk anta, bir okul antas ndan
byk deildi. Kaba kuman Dat' m bykanas ta-
rafndan dokunduunu dnen Kuyen' in yrei sz-
iad. iinde zenle naylona sarlm kk bir paket
buldu. Bir gri giysi, siyah rg bir pijama giysi ve
ilk sayfasnda Bakan Ho i Minh' in resmi yaptrl-
m bir kk not defteri. Fotorafn altnda zenle
yazlm iki szck okunuyordu: Ho Amca.
Kuyen gri giysileri al arak tekileri yeniden an-
taya yerletirdi. antan n dibinde sert bir ey dedi
eline. Bir sapan. kartp bakt ktan sonra, iini eke-
rek yine yerine koydu. Kuyen ve Nam No, yeniden
Dat' n yan na dndklerinde, lnn banda yalnz-
ca Ut' la Ty vard. Kuyen onl ara dnerek: Haydi,
gidip Tam' la Be'yi ziyaret edin, ocuklar, dedi.
Peki abla.
Tuy yalvard: Ut beni srtna alsn.
Ut uysalca raz oldu. Kk siyah kpek de ar-
245
kal anna takld. Nam No mumu Kuyen'e uzatt. Bek-
le, dedi; onu ykamak iin slak bir bez getireyim.
Kuyen, Dat' n alnndaki kurun deliinden b-
ylenmi gibi gzlerini ayrmyordu... Parmakl arn
tereddtle bunlarn zerinde gezdirdi. Deminki iki
at aklna gelince, kendini daha az mutsuz hissedi-
yordu. Dat' ldren adamn, yandm! diye bar-
dn aka iitjmiti. tekini de. Az kalsn, kendi-
si de zavall Dat' n akibetine urayacakt. Ama o an-
da bunu dnmemiti. Gzlerinin nnde, yalnzca
yklp kalan Dal
las ve maaradaki iinde
vard...
Nam No geri
lerini karttlar,
t n kan izlerini,
hindistancevizi aacna aslan ab-
kemiklerin olduu kp
dnnce, iki gen kz, lnn giysi-
Karc lelerini son kez ykayarak b-
;ozla ve bir haftadr durmadan bo-
alp duran terleri sildiler. Sonra ona ok sevdii
gri giysisini giydirdiler. Kuyen giysisinin yakasn ve
Nar geldiinde, onu naylon rtye
saryorlard. Gen a da n diz kp ly kollarna ala-
rak kaldrd... Bir an seyrettikten sonra, vcudu dik-
katle pembe naylon parasnn stne koydu. Snrsz
bir zenle, olabildiir ce uzun zaman korunacak bi-
imde sardlar. Sonunda, Nan, Dat' alak bir kayann
stne yatrarak bir dakika sessizce kald... Sonra
evresi kpkrmz olmu gzlerini kal drarak kzlara
bakt:
brklerin yanma gidelim.
Adamlar, duvardaki delii bir adamn geebile-
cei kadar bytmeye urayorlard. kolayd. Bu
arada daha fazla tecrbe kazanmlard. Son tulay
da kardktan sonra, durarak darya kulak verdi-
ler. Ba Ren ceketini kard. Biraz kenara ekilin,
dedi. Daha fazla kazmaya gerek yok. imdi bir tek-
mede alr.
Dikkatli ol, Ba Ren!
Merak etmeyin.
Ba Ren deliin iine girdi. Bir an onun delie s-
mak iin nasl zorlandn duydular. Btn duvar,
Ba Ren' in bir tekmesiyle ieri doru yklnca, geri
kamak zorunda kaldlar. Dman kudurmu gibi
246
ate ediyordu. Ama kimseye isabet ettiremedi. Ba-
Ben kahkahal arl a glmeye balad. Darda ate ke-
sildi.
Gryorsunuz, dedi Ba Ren; duvar da boa k-
t. Yine biz kendi mevzimizi tutuyoruz, onlar da ken-
dilerininkini! Ne bir fazla, ne bir eksik!
Doru sylyorsun, dedi Hay Tep. Deminki dik-
katsizliimiz yznden Dat' yitirdik. Ama bu duvar
hikyesi de onlarn aleyhine dnd.
imdi baraj atei amak zorunda deiliz. Burada
oturup bekleriz. Ve kafasn gstereni armut gibi al-
aa ederiz.
1
Bu ok iyi. nk cephanemiz de azald.
Tu Niyep'in bouk sesi duyuldu:
Ben hurafeye inanmyorum. Ama yle sanyo-
rum ki. Tanrlar bizi gerekten koruyor. nce tam
susuzluktan krlacamz srada, en beklenmedik bir
zamanda yaan yamur ve imdi de tam cephane-
mizin tkemeye yz tuttuu srada, dmann gelip
bize istihkm kurmas! Tanrl ara teekkr etmeliyiz!
Hepsi gldler. Hay Tep herkesin orada toplan-
m olduunu grnce, ciddiyetle uyard:
Daha dikkatli olmalyz. Yedi gndr her eyi
denediler; elbombalar, rma zehirleme, dumana bo-
ma, u propaganda filmi ve duvar rme. Yeni ve da-
ha kurnazca eytanlklara kar uyank olmalyz.
Zehirli kimyasal maddeler, havaya uurma ve kimbilir
baka neler? Evet, uyank olmalyz. Fakat bizi yene-
meyeceklerdir? Zehirli gazlarla gelirlerse, maaran n
ierlerine ekiliriz. Dinamit de el bombal anndan daha
tehlikeli olamaz. Bir haftadan beri saldryorlar ve bi-
zim yalnz iki l ve iki yaralmz var. Buna karlk
onlarn kayplar yz kadar olmal. Geri biz vcut-
a ok yorulduk. Ama moralimiz salam. Onl arda ise,
eminim ki, moral diye bir ey kalmamtr. Direnme
gcmz ya imdi kantlayacaz, ya da hibir za-
man. Burada daha, en fazla be gn kalabilirler. n-
k vilyetteki durumlar, onl ara bir harekat iki haf-
tadan fazla srdrmeye elvermez. Hele bin be yz
adam bir yerde bundan fazla tutamazlar. Dn gece
radyo, bizimkilerin Tu blgesinde saldrya getikle-
rinden sz etti.
247
Yaasn! diye bard Tu Niyep. Onlara hibir
yerde rahat vermeyeceiz!
Kuyen onun szn kesti:
Ama yedeklerimiz ok azald. Yalnzca Ca May'
m birka gn nce getirdii 20 litre pirin kald. Pa-
ymz yine gnde adam bana bir avua indirmeyi
neriyorum.
20 litre 17 kiiye, diye hesaplamaya balad Hay
Tep. Eer gnde birer avu alrsak gn yeter. Bi-
raz az, ne yapalm? Yine hindistancevizi ve maymun
ekmei meyvesi getirmek iin klar rgtleyebili-
riz.
Hindistancevizi olur, ama ekmek meyvesi geti-
remeyiz. Biz de dnmtk, ama tarl al ara gitmek
olanaksz. Oral arda kar nca gibi asker kaynyor, de-
di Nan.
Bakalm, deneriz. Eer burada uzun sre kala-
cak olursak, onlar toplamak iin de bir yol bulmal-
yz ki, alktan lmeyelim.
Hay Tep havay koklayarak gld:
Havadaki bu olgun ekmek meyvesi kokusu beni
acktryor.
Ba Ren onun kaburgal ar na vurarak: Abartyor-
sun, dedi. Biz burada hibir koku almyoruz.
Hay Tep byk altnda glerek sordu:
Baka meseleleriniz var m? Yarallarn durumu
nasl?
Yaralar iyileiyor, dedi Nam N. Ama Tam
bana zorluk kartyor.
Ne gibi?
Boyuna yaknp duruyor... Savaa hibir katk-
s olmadn ve bize yk olduunu sylyor. Her d-
man saldrsnda yerinde duramaz oluyor ve onu sa-
vamak zere dar karmam iin yalvaryor. Tabii
buna izin vermiyorum ve bu yzden bana bozuluyor.
Bu konuda zlmene gerek yok, diye gld Nan.
Bakarsn ona da silahn ateleyecek frsat der.
Ama, biz henz yarallar da savaa srecek duruma
dmedik. Ben onunla konuurum. Ha, Ba Fi ve ka
ns ne alemdeler?
Onlara da su ve kavrul mu pirin paylarn her
248
kese olduu gibi sektirmeden verdim. Kadn szlan
makt an bir trl vazgemiyor... Dn yine ulumaya
balad... Ayaklarma kapanarak, ' n' olur bizi ldr-
meyin, bundan sonra dzeleceime yemin ederim' di-
ye inledi. Ben de ona, yalan sylemekten ve bana nu-
mar a yapmaktan vazgemesini syledim. Sonra b-
t n tanr l ar adna yemin etmeye balad: ' Her eyi
dzelteceiz, yalan sylyorsam, tanr l ar bizi para
para etsinler, dedi ve onu zmem iin yalvard...
Ama ben zmedim.
Doru yapmsn, diye onaylad Hay Tp; peki
yleyse, toplanty burada bitiriyorum... Gerisini ba-
ka zaman konuuruz. imdi nbetiler dnda, herkes
dinlenmeye gitsin.
Ba Ren kesin bir sesle bildirdi:
Nbete Ba Ren'in grubu kalacak!
Nan gitmeye hazrlanrken, Ba Ren yanna ya-
nat:
Buna bak, gzel deil mi? Buraya giren ilk ada-
mn kafasn bununl a paralayacam!
Nan sopay elinde t art arak ban sallad:
Evet, ok iyi. Nerede buldun bunu?
Ba Ren sessizce glmsedi.
Bugn on ikinci ayn yirminci gn. Tet'e yalnz
on gn kald! diye homurdand komutan Sang...
Naylon parat bezinden yaplm hama na uzan-
m yatyordu.
Gece olmutu. Ama tm Hon Dat, hl gndz-
k sava grltlerini yanklandryor gibiydi. Toz
henz yere inmemiti. Sada solda yalnz kalm bir
manda, yakmrcasna bir sesle bryordu. Arada
srada tek tk silah sesleri dalgalarn uultusunu bas-
tryordu.
Sang, kendisini bitmi tkenmi hissediyordu. yi-
ce yklmt. 50 yaralnn l mnn soruturulmas-
n isteyen bir dilekeye imza atmak zorunda kalmt.
imdi cesareti bsbtn krlm ve artk herhangi
bir eyin baarya ulaacana inanc kalmamt.
Yalnzca 19 kiinin snm bul unduu bu maara
249
ele geirilemezdi. Kubbe biimindeki tepe, sanki are-
sizliini gzne sokmak istermi gibi inatla karsn-
da duruyordu. leye doru, hl imza atmaktan sy-
rlmaya alt bir srada, Temen Tu gelerek duva-
rn ykldn bildirmiti. Bir an iin kendini tuta-
mad, imzasn dilekenin tam altna bastrverdi.
Eer bu olay olmasayd, imzay kukusuz daha salla-
yabilirdi. Dnk umut l an nceki gnden az olduu
halde, bugnknden oktu. Bu maara iini bir sonu-
ca balayabileceine inanc srekli azalyordu. Bu
akam, artk nah burasna kadar gelmiti. Yeni bi r
saldrya gemeye hi hevesi kalmamt! Verimli Hon
Dat blgesinin imdi onun iin hibir anlam yoktu.
Geldii zaman olaanst gzellikte bulduu ve gn-
de en az bir kez ykanmaya kar ar verdii bambu sa-
hili bile, artk ilgisini ekmez olmutu. Maara hak-
kndaki d krc dncelerine dalp gittii bir anda
santralcinin sesini iitti:
Evet, buras Cesaret Harekt. Komutan m is-
tiyorsunuz? Bir saniye ltfen!
Sang abucak doruldu. Kapda gzken sant-
ralcya, kim istiyor beni? diye sordu.
Glory, komutanm.
Sang ayaa kal karak santral odasna girdi ve ku-
laklklan kulaklarna takti:
Alo! Glory mi? Glory'yi anyorum. . . Ah, evet,
Glory! Evet, evet, ben komutan Sang... Sesi anszn
deimi, yumuak ve dalkavuka bir ton almt.
Evet, anlyorum... Bu konuda rapor gnderdim...
Henz sona ermedi, biraz zor... Yznden nce bir
korku bulutu geti, sonra anszn yine gzleri parla-
d: Evet, evet, afak skmeden nce... Bastne, he-
men saldracam! Kulakl kartarak dipdiri aya-
a kalkt.
Komutanm, diye sordu santralci. Yine mi sal-
drya geeceiz?
Onu sen sylyorsun, diye cevap verdi Sang,
kibirli bir tavrla. Sonra iaret parman duda na
gtrerek santralcinin kulana fsldad:
Yalnz sen iitmi ol, olum. Buradan toz olmak
emrini aldk!
250
Santralci ban sallad... ok rahatlam olduu
belliydi. Komutan astemeni ard:
Btn tabur ve blk komutanl arn toplayn!
Gen subay telefona giderek emri iletti... Sonra
iki lks lambasn yakarak odann ortasna koydu...
Komutan yeniden hama na uzanarak bir sigara yak-
t. Gece imdi karanlk olmutu. Ama tepe, yava ya-
va gzden silinecei yerde, karanlk gkyzne kar
daha da belirginleiyor, koca ktlesi adeta gururl a
gsteri yapar gibi gz alyordu. Subaylar gelince,
Sang dorularak oturdu.
Birlikleri yattrdnz' m?
Benim blkte her ey yolunda.
Benimki pek iyi deil. Askerler homurdanyor-
lar.
imdi benim ble de bulat. Askerler kstah-
layorlar.
Komutan ayaa kalkt. Yeter! diyerek subay-
larn szn kesti. Masann bandaki yerini aldk-
tan sonra, parmakl arn masan n stnde tklatarak
onlara iyi haberleri ahlatt. Subaylar ne kadar ferah-
ladklarn gstermemek iin byk aba harcyor-
lard.
Sang sesini alaltti:
En ge yarn lene kadar Tri Ton' da bul unma
emrini aldk. Bu yzden saat altdan nce btn bir-
likler burada yrye geecekler. Ama bu konuda
tek, sz etmek yok! Hi kimse bunu renmemeli. Hi
fazla grlt etmeden buradan tyeceiz, anlyor
musunuz?.. Sigarasnn kl n silkti: Bu birinci
madde ok nemli: Bu gece maaray yok edeceiz!
Subaylar kalarn kal d rarak akn akn ba-
ktlar. Sang onlarn afalladn grnce, dut umu
aklad:
Hi merak etmeyin, maaray havaya uurma-
ya falan kalkacak deiliz. Bunun iin bir atom bom-
bas gerek! Ama elimizde daha bir mi ktar dinamiti-
miz olduundan, birka paket maaraya gtreceiz.
Temen Tu!
Buyrun komutanm?
Dinamitleri yukarya, maaraya tatn. Siz de
San, hoparlrleri kurdurun. Patl amal ardan sonra hal-
ka, maaray havaya uurduumuzu bildireceiz.
Sonu ne olursa olsun, yle mi komutanm?
O kadar dinamitin hibir sonu vermemesi ola-
naksz, tmyle olanaksz!
Komutanm, diye szn kesti Tu, belki ma-
ara az biraz hasara urayacaktr. Ama Vietkong
azck ieriye ekilecek ve yine beklenen sonucu ala-
mayacaksnz.
Sang eliyle masaya vurdu:
Ne olursa olsun, gitmeden nce grlt kar-
malyz, anlyor musunuz?
Haklsnz, onl ara zayf olmadmz gsterme-
liyiz.
Hepsi onayladlar. Ksa bir grmeden sonra -
kp gittiler. Tu orada kald. Komutanm, ne zaman
balyoruz? diye sordu.
Ne zaman isterseniz. Biraz ge olsa daha iyi olur.
O zaman uykulu olurlar ve gafil avlanmalar daha
kolay olur.
Ben de o fikirdeyim. Ama dinamitleri daha nce
yukan tamalyz.
Hemen tatn. Sal dnya ne erken, ne de ge
balayalm... Sabahleyin saat bete kamp terkedile-
cek, buna gre saldn saatini saptayn. Mmknse
gece yans na doru olsun. O saatte nbetiler ayakta
uyuyor olabilirler.
Bastne komutanm, gece yans.
Sang ban sallayarak Astemen San' a dnd:
Sen de bu arada uyumaya al.
Olur komutanm. Benim hoparlrler belirledi-
imiz saatte hazr olacak. Haber, hal kn moralini ok
sarsacak. Halka dn gece o filmi gstermemizin pek
de yararsz olmadna imdi daha ok inanyorum.
Sang yzn buruturdu;
Benim yanmda bir daha bu fiyaskoyu anma,
dostum.
Ama komutanm, dn geceki film ve bu geceki
mthi patl ama birbirini tamamlayacak.
Sang aka alay ederek gld:
Ne acemi aylaksn sen! Benim u kr salarma
252
bak, deinnende aartmad m bunl an. . . Vietkong' un
ve halkn ne dndn senden iyi bilirim. Onl an
kand rmak kolay deildir, aslanm. Onl ann sizin her
syleyeceinize i nanacakl ann m sanyorsun? O ka-
dar kolay deil bu i! Ben, gitmeden nce grlt
yapmamz gerektiini syledim, hepsi bu.
Sonusuz bir kuru grl t m komutanm?
Sonu demekle ne demek istiyorsun? Salak m-
sn sen nesin?
Komutan imdi stlerine bu hikye zerine ne iyi
bir rapor yazacan dnyordu. Ama bunu San' a
sylemedi elbet.
Temen Tu, kendi blndeki adaml ar isyana
kat l mad kl anndan dinamitleri maaraya tatmak-
ta hibir zorlukla karlamad. Yalnz askerlerden
biri tkezleyip boylu boyunca yere yuvarlannca iler
atallat. Bu d maarada nbet bekleyen gru-
bu, yani Trong, Len ve Hay Ka Tren' i kukulandr-
mt. birden yerlerinden frladlar.
Bir ey yuvarland! dedi Trong.
Dikkatli olun!
Trong cep fenerini yakt. D anda maaran n
nnde her ey yolunda gzkyordu. Yerleri batan
baa rten bomba paral anndan baka bir ey yoktu..
Az nce hibir ey yoktu. dedi Len, alak sesle.
Durum her dakika deiebilir. Ben bir eyin d-
tn iittim. Yzde yz eminim. diye cevap ver-
di Trong. Tomsonuyla birlikte yeniden maara azna
gitti.
Dinleyin, eer bir sal d n olursa, bende topu to-
pu on kurun kald. Ben atei keser kesmez, hemen
kllannz kaparsnz, oldu mu? ieri kim girerse
gznz krpmadan aln klc!
iki gerilla kllanna sanldlar:
Oldu. Yalnz bize yer almas iin sen geri e-
kilmelisin.
Beklemeye baladlar. 10 dakika, 20 daki ka geti.
Hibir ey olduu yoktu.
Bir tilki olsa gerek, dedi Hay Ka Tren.
Burada tilki olmaz, diye cevap verdi Trong.
Hay Ka Tren stn bi r tavrla gld:
253
ok var. Sen bural deilsin, onun iin bilemez-
sin. Burada her ey var; tilki, maymun, ylan... sr-
sne bereket. Hatta yle kapl umbaal ar var ki, kimi-
leri ekmek sepetinden ve hat t a pirin kfesinden bi-
le byk.
1
Eer bu badireyi atlatrsak, gerekten bir defa
ylan eti yemeyi denemek isterdim.
Bu mevsimde ok bulunmaz. Ama boa bulunur.
Boa eti sever misin? Yalnz biraz yavandr, ola ki de-
risiyle piiresin.
Hay Ka Tren enesini tutamyordu:
Dev kaplumbaalarn nasl yumurtladklarn bi-
lir misin? alacak ey! Kuru mevsim gelince deniz-
de kaybolurlar. lk frtnalarla birlikte yumurtlamak
zere Hon Dat' a dnerler ve baalarn ahmerdan
gibi kullanarak iyice gmerler. Sonra yine denize d-
nerler. Yamurlar balaynca, kk kaplumbaalar
yumurtal ardan karak yiyecek aramak iin hemen
denize dalarlar.
Fevkalde! diye bard Trong.
Hay Ka Tren ban sallad ve kendini beenmi
bir tavrla devam etti:
Ah, burada daha ok fevkalde eyler vardr...
Szgelimi, kirpiler... Bir sr kirpi bul unur burada.
Onlarn hem erkek, hem de dii olduklarn bilir miy-
din?
aka ediyorsun.
Ciddi sylyorum.
Olanak var m buna?
Bizim burada daha ok nadi r hayvanlar vardr.
Btn Gney Vietnam' kurtard ktan sonra, birka
arkadal a birlikte arada srada ava karak zahmet-
siz zengin olacaz.
Len sze kart:
Ben de katlabilir miyim?
Hayr, sen ok dalgacsn. Bir avc ok duyarl ve
soukkanl olmaldr.
Len byk altndan gld:
Dinlemeye devam et, Trong! Sen Hay Ka Tren' in
namn tanmyorsun daha. Seni iletiyor sadece. Ben
dnyaya geldim geleli bu adamcazn, haydi tilkile-
254
ri, kaplumbaalar, ylanlar, maymunlar bir yana
brak, bir sincap bile tuttuunu grmedim.
Hay Ka Tren bir an verecei karl tasarlad.-
Bak sen hele, dedi sonunda. Yedinci ayn on be-
inci gn benim evime gelip de, tkabasa ylan or-
bam ien sen deil misin?
Elbette, yalnz ylan Ut yakalamt. Sen kar ma
yalan kvrp kendin yakaladn syledin. Ben de
kibar olduumdan bunu senin yzne vurmadm.
imdi beni bununl a m mat etmek istiyorsun?
Ne? Ut mu yakalam? Hangi Ut?
Tu Rau' nun ocuu. Kendisi burada, istersen
sorabiliriz.
Hay Ka Tren enesini kapatmay yeledi. Trong,
onu iine dt kskatan kurtarmak iin bir ey-
ler sylemek zorunluluunu duydu.
Ama burada birok vahi hayvan olduu gerek.
Kim aksini iddia etti ki? diye gld Len.
Bu srada maaran n iinden bu yana yaklaan
ayak sesleri iittiler. Hay Ka Tren ayaa kalkarak
konuyu deitirdi:
Bu, bizi deitirmeye gelen Nan' n grubu. Gi-
dip biraz yatalm. Ben neredeyse ayakta uyuyaca-
m.
Nan, Kuyen ve Tu Niyep'le birlikte geldi:
Haydi uyumaya gidin arkadalar, vaktiniz ta-
mam.
Saat on mu oldu? diye haykrd Len. Hay Ka
Tren' in masallaryla zaman n nasl getiini anlaya-
madk.
Trong, Nan' a durumu bildirdi:
Olaanst bir durum yok. Yalnzca bir saat ka-
dar nce darda bir eyin dtn iittik.
yle mi?
Ama o zamandan beri hibir ey olmad.
Den bir adam n grlts myd?
Bir tilki de olabilirdi.
Peki, elfenerini ver bana.
Nan yere melerek elfenerini yakt. Grnrde
hibir ey yoktu. Nan maara azna bir metre uzak-
lkta duruyordu. Arkasnda Kuyen ve Tu Niyep vard.
255
Nan bir tomsonla silahlanmt. Kuyen' de Dat' n ka-
rabinas vard. Ba Ren' in aa dipikli ar silahn
tayan Tu Niyep, bir sigara sard.
Hl birka kymk ttnmz var, dedi. Ben
imdi kayalardaki kuru yosunlara gz koydum. Belki
onl an ttn yerine iebiliriz.
Adamlanmza dua et ki, bize yiyecek getirdiler,
diye sylendi Nan; Onlar olmasayd, bugne kadar
dayanamazdk. Ttn bir yana brak, pirincimiz bi-
le olmayacakt. Hele Ca May' n bana gelenleri d-
ndke...
Gen adam konumasn kesti. Kimse bu sessiz-
lii bozmak istemiyordu. Temiz bir hava akm ma-
aray doldurdu. Darda bir meltem esiyor olmaly-
d. Kuyen'e, sanki deniz yakmlayormu gibi geldi.
Dalgalarn alts yava yava iddetli bir gmbr-
tye dnt.
Hava yine bozuyor, diye szland Kuyen; ana-
m ok merak ediyorum. Su ldrldkten sonra,
onun hali ne oldu acaba?
Evet, garip ana... dedi Nan; ama ben buna da
katlanacana eminim, ikinizi de sever o. Yalnz Su'
ya acdndan onu biraz daha fazla severdi. Bir gn,
'Su on yl ve daha uzun zaman kocasn bekleyebilir;
ama korkanm, yeniden birleinceye kadar ikisi de ih-
tiyarlayacaklar' dediini iitmitim.
Kuyen bir an dnd: Doru, Su' nun yan nda
ben ocuk saylnm.
Tu Niyep gld ve dolambasz sordu: Syle ba-
kaym bana Kuyen, ama ak cevap ver.
Neye amca?
Tu Niyep biraz ardan al arak sigarasndan son
bir nefes ekti ve yere bast rarak sndrd:
Su'nun bekleyebileceinden ben de anan kadar
eminim. Ama diyelim ki, Nan' 10 yl, 20 yl iin ba-
ka yere gnderdiler. Ne yaparsn o zaman?
Ama byle bir ey olmayacak ki, amca!
Tut ki oldu.
Kuyen suskunlamt. Tu Niyep sktnp duru-
yordu-. Haydi cevap bekliyoruz, abuk!
Karanlkta Kuyen korkmutu. 'Doru, bunu hi
256
dnmemitim,' diye dnd. Sonra canl anarak
yksek sesle, beklemezdim elbet! dedi ve glmeye
balad.
Bak sen hele! dedi Tu Niyep. ittin mi Nan?
Kulaklarm drt atm. Amca. Nan' n sesi i-
neleyici bir ton aidi: Niye birisinin beni beklemesini
istiyorsun ki? Benim beklenecek nem var?
Kuyen onu susturmak iin imdikledi. Sonra e-
nesini omuzuna dayayarak pt. Karanlkta Tu Niyep'
in onlar gremeyeceinden emindi. Nan ilgisiz dav-
rand, ama ok mutluydu. arpma srasnda by-
le anl ar enderdi. Kuyen ve o, hibir zaman br ift-
ler gibi aka bir arada olmak frsatm bulamam-
lard. Hep byle smaklarda, ormanl arda ve bugn-
k gibi maarada ve hep havan n en gerilimli olduu
anl arda. imdi ok mutluydu. Parti yolda, sava ar-
kada ve nianls, sevgilisiyle iini stmt. Anszn
Kuyen' in ban itti. Hafif bir ses iitmiti. Rzgrn
maaran n taban na uurduu yapraklarn hrts
gibi bir ey. Cep fenerini yakt. Bir denein ucuna
balanm adr bezinden gri bir torba, ar ar ma-
ara azndan ieri giriyordu. Yanan bir fitil grd-
ler. Kuyen ve iki adam, bir saniye kadar bir an, zer-
lerine doru gelen pakete korkuyla baktlar. Sonra
canlandlar. Kuyen, Nan' n ellerinin birinde otomatik
silah ve tekilerin cep feneriyle dolu olduunu g-
rnce hemen ileri atld. Dinamit paketini kucaklad-
gibi dar att. Sonra ona sarlan Nan' la birlikte
ieri yuvarlandlar. Darda korkun bir patl ama ol-
du ve birden parl ayan alevler ykseldi. Kuyen ve ar-
kadalar, yere savruktular. zerlerine toprak ve ka-
ya paralar yayordu. Nan gen kza smsk sarl-
m olduundan yaralanmamlard. Kuyen silahn
dorulttu.
Geri! diye bard Nan.
Tu Niyep ve Kuyen iin yolu aydnlatt. lk dne-
mete durakladlar. Tu Niyep yere kerek solumaya
balad:
Az bir ey daha zerimize gelseydi, mz de
havaya umutuk. Hay allah, bu fitil gerekten de
ok korkuntu.
F. 17 257
Hay Tep ve adaml ar koarak geldiler.
Nar nerdesin? tekiler neredeler?
Buradayz. Hepimiz sapasalamz. Bir paket di-
nami t attlar.
Koridoru elfeneriyle aydnlatt. Dikkati eken bir
ey yoktu.
Burada kaln. Ama baka saldrlara kar hazr-
lkl olmalyz. Ba Ren, sen misin?
Evet.
Sen ve adamlarn nbet yerini takviye edin.
Oldu.
Ba Ren, Tu Niyep'in yanna giderek vcudunu
yoklad:
ok kr, sapasalam! Haydi git, dinlen. Ver
bana bizim delikli demiri.
Yeni bir patl ama daha. Basn dalgas onl an ge-
riye att. Kaya ve toprak paral an duvarl ara arpt-
lar. Maara iddetle sarsld ve sanki kayalar atlaya-
cakm gibi oldu. Ar, siyah bir duman ykseldi.
Ben elfenerini tutuyorum, dedi Hay Tep. Silah-
l an hazr tutun, arkadalar! Girite birisi gzkr g-
zkmez ate edin!
Nan tomsonuyla bir kayaya yaslanarak, Kuyen' e
yannda yer gsterdi. Gen kz karabinasn omuzuna
dayad. Duman yava yava ykseldi. Maara azn-
daki duvar yklmt. Orada yalnz bir yknt yn
duruyordu. Elfeneri anszn snd. Bir saniye sonra
tekrar yandnda, giriin nndeki ykntnn ze-
rinden kucanda bir paket dinamitle bir dman as-
kerinin sradn grd. Ayn anda drt el birden
ate edildi. Asker durakl ayarak dinamiti drd. Fi-
til czrdayarak yanmaya devam ederken, adam oldu-
u yere ykld. Patlama havay sarstndan, Kuyen
ancak bir korku lyla kendini bir kayann arka-
sna atabilmiti. Ayn mthi sarsnt ve havada uu-
an kaya paral an, ayn siyah duman. Askerden hi-
bir iz kalmamt. zerlerindeki tavandan bir kaya
paras koparak yere dp paraland. Elfeneri h-
l yanyor ve onlar silahlann maara azna evir-
miler, sahnenin tekrarlanaca umuduyl a bekliyor-
lard. Bir dakika, be dakika geti. Hibir hareket
258
yok. Boa pil harcamamak iin, Hay Tep elfenerini
sndrd. Fakat az sonra yine yakt. Ama yine bir ey
yok. Bunu birok kez tekrarlad. Ama hibir ey g-
remediler.
Geri ekildiler, dedi Ba Ren.
Acele etmeyin, dedi Tu Niyep. Elfenerini ak
brakn. Birazdan ay ykselir.
imdi darda rzgrn uul tusunu aka duya-
biliyorlard. Dalgalar srekli bir gmbrt kart-
yorlard. Silahlan hl hi titremiyordu. En ufak bir
harekete dikkat ediyorlard. Kuyen' in sabn tkendi.
Durmadan yanp snen elfeneri sinirini bozuyordu.
kide bir elini tetikten ekip yeniden koyuyordu. Ama
gzleri bir an bile maara azndan aynlmyordu. Az
sonra giri, k olmadan da ak seik grlmeye
balad. Ay ykselmiti. nlerinde artk koyu karan-
lk deil, giderek aaran mavi bir alacakaranlk var-
d. Kuyen imdi ay nda ykntlan grebiliyordu.
Hay Tep feneri kullanmann bir anlam kalmadna
karar vererek nbeti Ba Ren'e teslim etti ve tekileri
uyumaya gnderdi. Gecenin geri kalan blm sakin
geti. Hatta daha nceki gecelerden daha sakin. Ne
yeni bir patlama, ne de uzakl ardan silah sesleri ii-
tildi.
Gn aardnda, yine her zamanki gibi maara
azndaki savunma mevzilerine yerletiler... Nbeti
Hay Tep almt. Sabahn ilk nl annn maaraya sz-
dn ve karanln giderek solduunu grerek, Ni-
hayet gndz oldu, dedi. Deniz de durgunlamt.
Kular tyorlard. Hay Tep otl ann zerinde i
daml ac kl ann grd. Yumuak bir k, doay yk-
yordu. ayr birok yerinden inenmiti. Anszn
kaln bir bacak grerek rkt.
Bakn, dedi adaml anna; dn dinamit tayan
askerlerden kalan hepsi bu.
Arkasnda birisi soludu. Ban evirince, uyku-
lu gzlerini ovuturan Ut' u grd. ocuk, baca in-
celemek iin ellerini dizlerine koyarak meldi, sonra
yzn buruturdu:
Ne korkun bir patlamayd, deil mi amca?
Koca bir paket dinamit. Bu bacan kalmas bi-
259
le bir mucize. Peki sen patl ama srasnda uyandn m.
Ut?
Ut ses karmakszn gzlerini darya dikmi
bakyordu. Daha iyi grebilmek iin maara azna
gitti.
Yoksa horul horul uyudun mu? diye bir daha
sordu Hay Tep.
Ama ocuun gzleri iri iri almt. te, ite
geliyorlar! diye ba rarak hindistancevizi koruluu-
nu gsterdi.
Nerde?
Hay Tep Ut' un parmayla gsterdii yne baka-
rak koruluun kysnda bir insan kalabal grd.
Yerlerinize! diye bard. Atee hazr olun!
Gerillalar ve Ut, kayalarn arkasnda siper ald-
lar. Hay Tep, garand' na bir mermi srerek gzleriy-
le dman izledi. ayra yaylyorlard. Ut' un gzle-
ri parlad ve anszn bard:
Ama... ama bunl ar askerler deil!
imdi iki gerilla da gelenleri grmlerdi.
Evet... bunl ar bizim adamlarmz! En ndeki be-
yaz sal kadn Sao Ana olmal. Evet, ta kendisi!
Gzlerine i nanamayarak aknca bakmaya de-
vam ettiler. Ut parmayla gstererek yeniden bard:
Babam da geliyor, ite orada!
Garip ey, diye mrldand Hay Tep. Ate et-
memizi nlemek iin, bizim adamlarmz m ne sr-
yorlar?
Ama arkal ar nda askerler yok.
Ne olursa olsun, siperde kaln.
Halk kitlesi yaklayordu. Arkalarnda askerlerin
olmad giderek daha iyi grlmeye balad. Hay Tep
gelenleri imdi tek tek tanyabiliyordu. Sao Ana, Ba
Ren' in kars, Tu Rau, Tam an, Bayan Ba U... Hay
allah, hepsi! Kendi kars, Tu Niyep'in kars ve Len'
in kars da aral anndayd . Tm Hon Dat halk geli-
yordu. Yetikinler, ocuklar, hepsi bacaklarnn var
gcyle kouyorlard. Birka tkezlenip dyor, son-
ra yine dorularak komaya devam ediyorlard. Ma-
araya yirmi adm kala durakladlar. Bir an sessizlik
oldu. Sonra ellerini azlarna gtrerek bardlar:
260
Heeey! Gittiler!
Maaradan hemen cevap gelmedi. Birka kadn
al amaya balad. Tu Rau ne frlayarak, cierle-
rinin var gcyle haykrd:
Heeey! Yayor musunuz?
Hay Tep, arkas nda Ut ve iki gerilla olduu hal-
de, maara azndaki ykntlarn aras ndan dar
frlad. Elinde garand' yla Tu Rau' ya koarak onu ku-
caklad. Tam an, Hay Tep'in omuzunu tuttu, gz-
yalar arasnda glerek:
Hay allah, kar n dul kald diye dm koptu...
Ut. ve adamn etraf hemen bir sevin ve gz-
ya deniziyle evrildi. Saa sola itiliyorlar, havaya
kaldrlyorlard. Hay Tep'in kans glmsemiyordu.
Kocasna bakan gzlerinden yalar szlyordu. O
nun soluk benzine, kederli yzne bakyordu.
Hay Tep kitleye, bir gn nce ldrlen Dat d-
nda, hepsinin sa olduunu bildirdi.
ocuklar neredeler? diye alak sesle sordu ka-
ns na.
Emniyetteler. Onl an bir komuya braktm.
Ut, kendisini saran saysz kollardan kurtularak,
tekileri armak iin maaran n dnemeli dehliz-
lerine doru Kotu. Hay Tep gzleriyle Sao Ana' y ara-
d. Bir ey grmyormu gibi bakan kuru gzlerle
orackta durduunu grd. Ona doru yrd. Ama
Sao Ana korkulu admlarla maaraya doru ynel-
miti. Smsk kavrad atksyla dudaklarn sili-
yordu.
Ut' un armasyla ierdekilerin hepsi maaran n
azna tler. lklar gller hknklar. Ut' un
kk kpei sevinten deliye dnmt, birini bra-
kp brne sryordu. Kurunlarla delik deik ol-
mu ayrda insanlar birbirlerini kucaklyorlar, bir-
birlerinin gzlerinin iine bakyorlard. Hay Ka-Tren
omuzunda Be'yi tayarak d an kt. Ykn arl-
altnda sendeliyordu. Kuyen, srtnda Tuy ve omu-
zunda karabinasyla ykntlar amaya alyordu.
Onl an grnce, Sao Ana komaya balad. Gzyala-
r yanakl anndan szlyordu, zlemle ikisini de ku-
caklad. Sevinten alayan Tuy, sonra evresine ba-
261
knd. Btn gzler ona evrilince bir sessizlik oldu.
Sonra bir lk:
Anam nerde? Bykana, anam nerde?
Bykanas sesini karmaynca, Tuy yere atlaya
rak armaya balad:
Ana! Ana!
Kitlenin arasnda, umutsuzluk iinde bir grup-
tan dierine koarak aranyordu. nsanlar, keder ve
aresizlik iinde, ac dolu baklaryla onu izliyorlar-
d.
Tuy' un yrekler acs lklar arasnda, gerilla-
l ar yava yava birbiri ard ndan d an kmaya ba-
ladlar. Nam No' nun destek olduu Tam topallaya-
rak kt. Maaray terkeden on yedinci ve sonuncu
insan, kol l annda Dat' n cesedini tayan Nan' d. ef-
faf naylonun altnda, gen lnn izgileri belli olu-
yordu. Tam an, Nan' a koarak bir an bir ey syle-
meksizin nnde durdu. Sessizce Dat' n cesedini kol-
l anna al arak naylonun aras ndan bakt. Yznde hi-
bir ey kmldamyordu. Gzleri donuktu. Ama, son-
ra yava yava kzararak gzyalaryla dolmaya ba-
lad. Nan' n yz karanlk bitkin ve toz toprak iin- -
deydi.
Hepsi ayn durumdaydlar. Ceketler paralanm;
yenleri, omuzlan, srtl an didik didik olmutu. Boal-
m, a ve susuzdular. Ve bitkinlik, ancak u anda bir
eki darbesi gibi zerlerine kvermiti. Sarsak
admlarla savunduklar kye doru yrdler... Bir
haftadan beri ilk kez sabah gneinin nlannn s-
cakln duydular. Sabah gnei otl ann zerinde
asl duran i daml al anndan panldyor, karmakan-
k yaprakl ar arasndan szarak tarlalar aydnlatma-
ya balyordu. Sabah meltemi yaprakl ar aras nda h-
rdyordu.
Ve ilerde .dalgalanan bambu kam l annm arka-
snda, gnete p nl p nl yanan dalgalar, sahile do-
ru kouyordu.
S O N
262

You might also like