You are on page 1of 210

t# PutUm tm

G S T E R ( A I N D A K A M U S A L S1r i E M

Neil Postman

Televizyon:
ldren Elence

Gsteri anda Kamusal Sylem

mmm

NCELEME DZS
YEL POLTKA/;. Pmtt * MARK S, FKEUD VE GNLK HAYATN ELETRS/P No, * KADINLIK ARZULAR!//?. Comd
M NASIL SOSYALZM? HANG YEL? NN TNSELLK?//?. Mm * KBN'E DORU//?. IViHims * YARN//?. H m m m *r
DEVLETE KARI TORLUM//. C'mtm * EDEBYAT KURAMI/'/'. Rtf/rMt
EZLENLERN PEDAGOjS/P Fime * SANAY
SONRASI TOPYALAR///. /ZUU * KENCEY DURDURUN!/'/'. Ak m * ZORUNLU ETME HAYR/C. fcfcr * * SESSZ
YIINLARIN GLGESNDE YA DA TOPLUMSALIN SONU//. BmlntiM
ZGR BR TOPLUMDA BIM/R kym bm i
VAH SAVAININ MUTSUZLUU//. Otama
GSTER TOPLUMU VE YORUMLAR/G. Detant
AIR EKM/L Seyk *
CNSEL DDET//!. (Mensi ALTERNATF TEKNOLOfl/D. Dieksan * ATE VE GNE//. Mm\M * OTORTE//?. Mmat *
TOTALTARZM/S. Tormey SLAMIN BLNALTINDA KADIN//? Ay! Sahhah * MEDYA VE DEMOKRAS//, Kivin,: ** OCUK
HAKLARI//)*?.- R Fmnkiiu
KTEN SONKA/Dm /?. fMTtm * SINIRLARI Y1KMAK/.V/. Methr
KAPTALZM. SOSYA
LZM, EKLOI//L G>w
AVR.UPAMER.K,EZC LIK/ S. Amin * AHLK VE MODERN I.K/R. M * GNDELK HAYAT KILAVUZU/S. H il/L * SVL TOPLUM VE DEVLET/Der: /. Ktanc * TELEVZYON: LDREN ELENCE/N. R/hmh
MODERN
LN SONULARI//!. Giddm ^ DAHA AZ DEVLET DAHA OK TOPi.UM/R Cmmn * GELECEE BAKMAK/A/. Alhm - R.
Fahnd ^ MEDYA, DEVLET VE ULUS/ / . m-.O/i/r * MAHREMYETN DNM//!. GM v, * TARH VE TN//. Km! *
ZGRLN EKOLOIS/Af. Bpokhiu * DEMOKRAS VE SVL TOPLUM// Kem ^ U HAN KALPLERMZ//?. Cmm *
AKLA VEDA//. Iryndmi M BEYN FAL EBEKES//! Mettdart
KTSAD AKLIN ELETR S/VL Caiz
MODERNLN SiKINTLLAR/C. Taylar * GL DEMOKRAS///. Berber * EKRGE///, Suts * KTLN EFFAFLIIfj. Bmdriilad * EN.
TELEKTEL//?. San! M TUHAF HAVAD P im * YEN ZAMANLAR/S. Hall-M. ja^es * TAHAKKM VE DREN SANATLA
R I// C. Sam
SALIIN GASPI/L HM * SEVGNN BLGEL//!. M / k r ! > KMLK VE FALKLLK/L. CW Jy
ANTPOLTK ADA POLTKA/C. Mulym^ YEN BR SOL ZERNE TARTIMALAR///. Tkm^i!
DEMOKRAS VE KAP
TALZM./S. Wf-H. Ci0 * OLUMSALLIK, RON VE DAYANIMA//?. Rdr/y > OTOMOBLN EKOLOJS//, FmnnPG. Marti
M PME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ZERNE/Z. miiipt * MKNKZINTOLTKAS/;.!/. Ihma * GENLER N HA
YAT BLGS EL KTAB//?. O t^ ii V EKOLOJK BR TOPLUMA DORU/K IMdiu ^ DEOLOJ/'/'. Lhylchm ^ DZEN VE
KALKINMA KISKACINDA TRKYE//!, mci
AMERKA/j. IhmirilLml
POSTMODERNZM VE TKETM KLTR/,V/. ir.aimUme
ERKEK AKIL/G. Lkyd * BARBARLIK/!/. Fknry * KAMUSAL NSANIN K/R. amal M POPLER KLTR
LER//). Honv * BELLEN YTREN TOPLUM/1? Jmvby
GLME/H. ifcvpm
LME KARI HAYAT/.V. 0. Mum * SVL
TAATSZLK//)^.: Y. C m * AHLK ZERNE TARTIMALAR//, Nm * TKETM TOPLUMU//. FWrifi<nf
EDEBYAT
VE KTLUK/G. Malik * LMCL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkmd * ORTAK BR EYLER OLMAYANLARIN
ORTAKL1IA4. Lm^ * VAKT LDRMEK/P. /t-ytmiem/ * VATAN AKI/AT LtrM M KMLK MEKNLARI/D. Marley-K, Rdmt
* DOSTLUK ZERNE/. Lymh
KSEL LKLER/.//. La&Htfk * KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU
GNDERMEZLER?//). LcaJct
DOKUNMA/C,'.>/m
TRAF EDLEMEYEN CEMAAT/!/. Blakot M FLRT ZERNE//!.
PhiHys * FELSEFEY YAAMAK//?. Bitlitghm * POLTK KAMERA/AT RyanM. Kelim ^ CUMHURYETLK// Petti
POSTMODERN TEOR/.Y Ikst-D. Kelim
MARKSZM VE AHLK/. M m ** VAHET KAVRAMAK//.P. Rem!ma * SOSYOLOJK
DNMEK/Z Banm, d IOSTMODERN ETKZ . Bamm * TOPLUMSAL CNSYET VE KTDAR//?. P, CVmMI * OKKLTKL YURTTALIK/H'. KymMn * KARIDEVRM VE SYAN/H. Mmtse
KUSURSUZ CNAYET//. Bamhilliml * TOPLU
MUN Md)ONALDLATlRSLMAS!/C. Rilztr ^ KUSURSUZ NHLST/K.A. Pm m * * HOGR ZERNE/!/. Wa!m
21.
YZYIL ANARZM/Der.: J. MUj &j. Bmm
MARXIN ZGRLK ET/G G. BraMti * MEDYA VE GAZETECLKTE
ETK SORUNLAR/Dt-r: /!. Belay&R. Chathvkk > HAYATIN DEER/j. Ham * POSTMODERNZMN YANILSAMALARI/?'. M Idon > DNYAYI DETRMEK ZERNE/AF Im y * KZN ASl/Z. Santo * * TAHAYYL GCN YENDEN DNMEK/flff.: C. Robim 6 / Rumldl * TUTKULU SOSYOLOJ/,! Cmt S A. Nmifr
EDEPSZLK, ANAR VE GEREKLK/G. Sarim:!! * KBNTSZ KENTLEME/!/, [koklun
YNTEME KARI//, Iryerabml * HAKKAT OYUNLARI//, kmscr >*
TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?//. Gmnnm M LME HAKKI/S. Imeght
ANARZMN BUGN/Der,; Hm-Jgcn Diyet* *
MELANKOL KADINDIR/D. /.i/GtI * SYAH ANLAR 1-11//. Bamhillml * MODERN ZM, EVRENSELLK VE BREY/, RcuMi/t
M KLTREL EMPERYALZM/J. '/UU/mm;
GZN VCDANI//?. Sameu
KRESELLEME/Z BmdJhm *.ETE GR//!.
Piepa M DUYGUTES TORUM/S. .Vfomu'f M EDEBYAT OLARAK HAY ATM. Selmm
MAJ/K. Hobim * MEKNLARI
TKBTMEK/J. Vny * YAAMA SANATI/G. SamlI
ARZU AI/J. Kmvl * KOLONYALZM iOTKOt.ONYALZM/H, bom
ba * KRETEK YABANM. Phillips
ZAMAN ZERNEAV. Bas * TARHN YAPISKMM. MmMa J f FREUD SAVA
LARI/;. Fonem * TEYF. ADM/!/. Mmlml
POSTYAPLSALCI ANARZMN SYASET FELSEFES/T. May
ATEZM//?. Lt
Poih'in
AK LKLER/O./? Kemha ^ POSTMODERNLK VE HONUTSUZLUKLARI/Z Bamm
LMLLK, LM
SZLK VE DER HAYAT STRATBJLF.R/Z Banman M TOPLUM VE BLND1/R. lA-Um * BYS BOZULMU DN
YAYI BYLEMEK/G. /?/fm ^ KAHKAHANIN ZAFER///. Samkn ** EDEBYATIN YARATILII//? Dupot <** PARALANMI
HAYAT Z. Banman * KLTREL BELLEK//. Asmam * MARKSZM VE DL FELSEFES/ V. N. Mayimm
MARXIN HAYALET
LER//. DertiJa * ERDEM PEN)E/,L!OR/}-tv ** DEVLETN YENDEN RETM/j. Stmns * ADA SOSYAL BLMLER
FELSEFES/B. Fay * KARNAVALDAN ROMANA/!/. Bakinin * PYASA/;. O'Nrilt * ANNE: MELEK M. YOSMA Mi?/L? V, UMLLm
KUTSAL NSAN/C. Ayamhen
BLNALTINDA DEVLET//?. I m m ^ YAADIIMIZ SEFALETM. C m * YAAMA SANATI
FELSEFES//!. Nelmm * KORKU KLTR//? Fml * ETMDE ETK/P Mayna
DUYGUSAL YAANTI//), luphm *
ELETREL TEOR//?. Gem * AKTVSTN EL KTABI//?, Shar
KARAKTER AINMASI//?. Smnm ^ MODERNLK VE
MPHEMLK/Z Banman * NETZSCHE; BR AHLK KARITININ ET//. Berkmi M KLTR, KMLK VE SYASET/.Mfe
m * AYDINLANMI ANAR/!/. Kmfmmt * MODA VE GNDEMLER//). Cmw * BLM ET/D. /?mR M CEHEN
NEMN TARH//!,K. Turna
ZGRLKLE KALKINMA//! Sat > KRESELLEME VE KLTR/j. Tontodu * SYASAL
KTSADN ABCsi//?. Hahne! M ERKEN KEN KARANLK/K./?. Jamim <* MARX VE MAHDUMLAR/J. Dmhla
ADALET
TUTKUSU//?.C. SVoftiLm *
HACKBR ET/P Hunanm *
KLTR YORUMLARI/Tcrty Uagfeiou *
HAYVAN
ZGRLEMES/P Si/(ger
MODERNLN SOSYLOjS/P, H^icr ^ DORUYU SYLEMEK/.!/. Fommll ^ SAYGI//?.
Samen
KURBANSA! SUNU/!/. Ihman V FOUCAULUNUN ZGRLK SERVEN// W. Bentmer * DELEUZE & GUATTARI/P GontUhhi > KTDARIN PSK YAAMI//. Binler * KOLATANIN GEREK TARH/S.D. Cw & A!,D. Cur *
DEVRMN ZAMANIM, kepn ^ CEZEGENGESEL TOPYA TARH//!. Mattttari
G, KLTR. KMLK//. Chmkrs ^
ATE ve SZ/G!/, Pd/nc^ MLLETLER VE MLLYETLK//:./. Hotite'm * HOM LUDENS/J. Hmzinpa * MODERN
DNCEDE KTLK/S. kaman * LM VE ZAMAN/f*. U n rn i^ GRNR DNYANIN E/K. ikmirt
BAKUNIN'DEN LACANA/S, kaman ^ ORTAADA ENTELEKTELLER/j. ir GV/f M HAYAL KIRI KL/k Cmh
HAKKAT VE
HAKKATLLK//. IWHm/m * RUHUN YEN HASTALIKLARI//, Kistevn * RKET/;. Bakn ^ ALTKI.TR/C jenks * BR
ALE CNAYET/!/, Fouault
YEN KAPTALZMN KLTR/PUmN Setmell *
DNN GELECEGl/Sam^ M ala **
ZANAATKR/KV/irtr/ Sametl #* MELEZLE VG/Mkkl Bottrse
SERMAYE VE DL/C Mmzzi

indekiler

n s z ..................................................................................................7

Birinci B lm

I. ARA, METAFORDUR................................................................... 11
EPSTEMOLOJ OLARAK MEDYA..............................................25
IH. TPOGRAF AMERKASI.........................................................
41
IV. TPOGRAF K A FA SI....................
56
V. CE-EE DNYASI............................................................................77

n.

kinci Blm

VI. GSTER A I..........................

97

v n . VE MD DE... .............................................................................113
Vffl. BEYTLLAHMDAN KURTULMAK....................................... 129
IX. UZANIP BRN SEM EK ............................................................ 141
X. ELENDRC BR FAALYET OLARAK RETM..........159
XI. HUXLEYC UYARI.......................................................................... 172
KAYNAKA......................................................................................181
D Z N .........................
183

nsz

Gzmz 1984e dikmitik. O yl gelip de kehanet gerekleme


yince saduyu sahibi Amerikallar kendilerine usul usul vgler
dzdler. Liberal demokrasinin kkleri salam kmt. Terr her
yere srasa da Orvvellc kbuslar en azndan bize uramamt.
Oysa Orwellm uursuz ngrsnden baka bir ngr daha
bulunduunu unutmutuk: Bu deiik kehanet, Aldous Huxleyin
biraz daha eski, biraz daha az bilinen, ancak aym derecede rkt
c olan Brave New WorlcTuydu (Cesur Yeni Dnya, ev. Ender
Aral, Ylmaz Y., 1989). Okumu insanlar arasnda bile yaygn olan
inancn tersine, Huxley ile OrweUm kehanetleri ayn eye ilikin
deildi. Orvvelln uyars, dtan dayatlan bir basknn bize boyun
edirecei ynndedir. Huxleyin grne gre ise insanlar
7

zerklikleri, olgunluklar ve tarihlerinden yoksun brakmak iin


Byk Biradere gerek yoktur. Huxleye gre, insanlar sre iin
de zerlerindeki baskdan holanmaya, dnme yetilerini dumura
uratan teknolojileri yceltmeye balayacaklardr.
Orwell kitaplar yasaklayacak olanlardan korkuyordu. Huxleyin korkusu ise kitaplar yasaklamaya gerek duyulmayaca,
nk artk kitap okumak isteyecek kimsenin kalmayaca eklin
deydi. Orwell bizi enformasyonsuz brakacak olanlardan, Huxley
pasiflie ve egoizme srkleyecek kadar enformasyon yamuruna
tutacak olanlardan korkuyordu. Orwell hakikatin bizden gizlenme
sinden, Huxley hakikatin umursamazlk denizinde boulmasndan
korkuyordu. Orwell tutsak bir kltr haline gelmemizden, Huxley
duygu smrsne dayanan iki lemleri ve tek bama iple asl bir
tenis topuyla oyalanmak gibi eylerle mr tketen nemsiz bir
kltre dnmemizden korkuyordu. Huxleyin Brave New World
Revisitede belirttii gibi, tiranla kar direnmek zere daima te
tikte bekleyen kamusal zgrlkler ile rasyonalistler, insann
neredeyse sonsuz olan elenme alm hesaba katamamlard.
Huxley, Orvvellin 1984rnds insanlarn ac ekerek denetlendiine
dikkat ekerken; Brave New Worldda insanlar hazza boularak de
netlenmektedirler. Ksacas Orwell bizi nefret ettiimiz eylerin
mahvetmesinden korkarken, Huxley bizi sevdiimiz eylerin mah
vedeceinden korkuyordu.
Bu kitap, Onvellin deil, Huxleyin hakl olduu dncesiyle
yazlmta-.

Birinci Blm

Ara, metafordur

Tarihimizin farkl devirlerinde, evresine k saan Amerikan ru


hunun odak noktasnda farkl ehirler durmulardr. Szgelimi, onsekizinci yzyln sonundaki Boston, dnyann her tarafnda yank
yapan (Bostonun varolarndan baka bir yerde tututurulamayacak) bir patlamay tututuran bir politik radikalizm merkeziydi. Bu
nun duyulmas zerine Virginiallar dahil olmak zere btn Ame
rikallar yrekten Bostoncu kesilmilerdi. Ondokuzuncu yzyln
ortasnda New York, dnyann her kesinden kovulan lanetlilerin
Ellis Adasna gelip tuhaf dillerini ve daha da tuhaf yaam tarzlar
n lkeye yaymalaryla Amerika'nn eitli uluslarn kaynat bir
pota olmas fikrinin (en azndan ngiliz olmayan bir Amerikaya sa
hip olma fikrinin) sembol haline gelmiti. Yirminci yzyln ba
l

larmda, Amerikann sanayi alanndaki enerjikliiyle dinamizmini,


geni omuzlarn ve sert rzgrlarn ehri Chicago sembolize etme
ye balamt. Geri Chicagonun bir yerinde bir domuz kasabnn
heykeli ykselmekte, ama bu heykel orada Amerikann demiryol
lar, sr srleri, elik fabrikalar ve giriimci servenler lkesi
olduu zaman hatrlatan bir sembol olarak durmaktadr. Nasl New
York am hatrlatan bir zgrlk Heykeli varsa, ayn ekilde
Boston an hatrlatacak bir Hazr Asker Heykeli -yoksa bilemuhakkak olmaldr.
Bugn de, sembol otomatik bir bfeyle bir kabare kznn on
metre yksekliindeki kartondan dev bir resmi olan Nevadadaki
Las Vegas ehrine, ulusal karakter ve zlemlerimizin bir metaforu
gzyle bakmalyz. Zira Las Vegas tamamen elence fikrine adan
m bir ehirdir ve bu vasfyla her trl kamusal sylemin giderek
elence biimine brnd bir kltrn ruhunu yanstmaktadr.
Politikamz, dinimiz, haberlerimiz, sporumuz, eitimimiz ve ticare
timiz; bunlarn hepsi de protesto unsurunun, hatta halkn etkisinin
izine dahi rastlanmayan gsteri dnyasnn (show business) ho
uzantlarna dnmtr. Diyeceim o ki biz, bugn iin, lesiye
elenme noktasna gelmi olan bir topluluuz.
Bu satrlar yazdm srada, Amerika Birleik Devletlerinin
Bakan eski bir Hollywood aktrdr. Onun 1984 yl seimlerin
deki balca rakiplerinden birisi de 1960lann en ok izlenen tele
vizyon ovundaki barol, astronotu oynayan bir oyuncuydu. Do
aldr ki, hemen onun dnya-tesi serveniyle ilgili bir film de e
kildi. Yine eski adaylardan George McGovem, popler bir televiz
yon ovu olan Saturday Night Liven sunuculuunu yapmt.
Daha yakn dnemin adaylarndan Peder Jesse Jacksonm da sunu
culuu varchr.
br yandan, bir seferinde makyajclarn sabotaj yznden se
im kaybettiini iddia eden eski bakanlardan Richard Nixon, Se
natr Edvvard Kennedyye ciddi bir bakanlk yarma atlmaya on
kilo vererek balamasn tavsiye etmitir. Bugn, anayasada yer al
mad halde, iman insanlarn yksek politik mevki yarlarndan
fiilen dlanm gibi olduklar bir manzarayla kar karyayz. Kel
12

insanlar da byk lde yarn dnda tutulmaktadr. Kozmetik


sanatnn marifetleriyle gzleri ve baklar daha etkileyici bir ek
le sokulamayanlar da bu yarn dndadr. Gerekten de bir politi
kacnn ustalkla hkim olmas gereken uzmanlk alan olarak ide
olojinin yerini kozmetiin ald bir noktaya ulam olabiliriz.
Amerikadaki gazeteciler, yani televizyon habercileri de bundan
geri kalmazlar. Gazetecilerin ou berberlerine haber metinlerin
den daha fazla vakit ayrmakta, bylece Las Vegasm en gz ka
matrc kesimindeki insanlarn arasna girmeyi baarmaktadrlar.
Federal letiim Yasasnda o ynde hibir madde bulunmamasna
ramen, kamera karsnda gzel grnmeyen insanlarn Gnn
Haberlerinde halka hitap etmeleri fiilen olanakszdr. Ekranda g
zel grnen insanlar ise ylda bir milyon dolar aan paralar alabil
mektedirler.
Amerikan iadamlar mallarn kalitesi ile kullanllnn, su
nulularndaki ustalktan daha geri planda kaldm hepimizden
ok nce kefetmilerdi. Denebilir ki, kapitalizmin Adam Smithin
vd ya da Kari M arxm yerin dibine batrd ilkelerinin nere
deyse yars artk geerliliini kaybetmitir. Amerikallardan daha
iyi otomobil imal ettikleri sylenen Japonlar bile, Toyotamn yllk
reklam btesinden aka grlebilecei gibi, ekonominin bilim
den ziyade bir temsil sanat olduunun farkndadr.
ok yakn bir zamanda, Billy Grahamm,* gsteri (show business) dnyasmda seksen ylm doldurmakla iftihar eden George
Bum se** vgler dzmekte Shecky Green, Red Buttons, Dionne
Warwick, Milton Berle ve dier teologlarla ayn safta yer aldm
grdm. Peder Graham, Ebediyete hazrlanma konusunda
Burnsle karlkl espriler patlatlan bir sohbete katlmt. Incilde
hi yle bir sz gemedii halde, Tanrmn insanlar gldrenleri
sevdii konusunda dinleyicilerine gvence veriyordu. Oysa bu, iyi
niyetli bir hatayd. Peder Graham yanllkla Tannyla N BC yi ka* Asl ad VVilliam Franklin Graham olan Billy Graham, ABDnin nl evangelistlerinden birisidir, (.n.)
** Asl ad Nathan Birnbaum olan George Burns (d. 1896), kk yalarndan be
ri vodvil, radyo, sinema ve televizyon alannda alp isim yapm olan Amerika
l bir komedyendir, (.n.)

13

ntmut sadece.
Dr. Ruth Westheimer, halkn beeniyle izledii bir radyo prog
ram ile bir gece kulb sahnesinde, bir zamanlar yatak odalaryla
sokak kelerine hapsolmu dille ve sonsuz eitliliiyle seks hak
knda bilgiler aktaran bir psikologdur. u szlerin, hemen hemen
Peder Billy Graham kadar elendirici birisi olan Dr. Ruth Westheim erin azndan kt bildirilmektedir: Komik olaym diye zel
bir aba harcamyorum. Ama yle bir durum ortaya ktnda bun
dan yararlanrm. Bana komedyen diyen olursa bunu byk bir ilti
fat sayarm. Bir retmen dersini mizah duygusu katarak rettii
zaman, rencileri yolda yrrken bile onun sylediklerini hatrlar
lar.1 Bayan Westheimer burada insanlarn neyi hatrladklar ya da
akllarnda kalan eylerden nasl yararlandklar konusunu rnekle
miyordu, yalnz hakl olduu bir nokta vard: B ir komedyen olmak
byk baardr. Gerekten Amerikada Tanr, ister vaiz, sporcu,
mteebbis, politikac ve retmen isterse gazeteci olsun, insanlar
elendirme yetenei ve yapsna sahip olan herkesi kollar. Ameri
kada en az elendiren insanlar profesyonel komedyenlerdir.
Kltr bekileri ile kltr adna kayg duyan insanlar (elinizde
ki trde kitaplar okuyan insanlar), yukarda aktardmz portrele
rin abartma deil, aslnda klielemi rnekler olduunu bilirler.
Amerikada kamusal sylem trnn zamanla yok olmasn ve
onun bir gsteri (show business) sanatna dnmesini gzlemleyip
buna dikkat eken eletirmen ktl ekilmez. Ancak bu eletir
menlerin ou, eminim, batan sona zrvalamaya varan bu deii
min kkeni ve anlamnn hikyesini anlatmaya daha yeni yeni gi
rimektedirler. Israrla bu konu zerinde duranlar ise rnein, yaa
nan deiimin, tkenmi bir kapitalizmin kalnts ya da tersine, ka
pitalizmin olgunlamasnn tatsz bir meyvesi olduunu, Freud a
mn nevrotik rn olarak kendisini gsterdiini, Tanrmn yok
olmasna gz yumuumuzun kefareti olduunu, her eyin yal fr
satlardan, agzllkten ve ihtirastan kaynaklandm sylemek
tedirler.
Ben sz edilen bu tr aklamalar dikkatle inceledim ve onlar-1
1. Akt. VVisconsin State Journal, 24 Austos 1983, Blm 3, s. 1.

14

dan renilecek hibir ey olmadm sylyor deilim. Marksistler, Freudcular, Levi-Strausscular, hatta Yaradl Bilim cileri hafife
alnmamaldrlar. Tabii benim anlatacam hikye de hakikate biraz
olsun yaklarsa kendi payma ho bir srpriz olur bu. Biz hepimiz,
Huxleyin bir yerde syledii gibi, hibirimizin btn hakikati bi
lecek kadar zekya ya da bildiimize inansak bile bunu anlatacak
zamana veya anlattklarmz dorulayacak kadar saf dinleyicilere
sahip olmamamz anlamnda Byk zetleyici konumunda olan
kiileriz. Ancak gene de elinizdeki metinde, iledii konuyu daha
nceki argmanlardan daha net biimde kavradm varsayan bir
argmanla karlaacaksnz. Benim savunduum argmann dee
ri, kkleri Platonun 2300 yl nceki gzlemlerine dayanan dola
ymz bir perspektife sahip olmasndan gelir. Bu, btn dikkatini
insann konuma biimlerinde younlatran, ve konumalarmz
ierisinde icra etmek zorunda brakldmz biimlerin bizim han
gi dnceleri uygun bir ekilde ifade edebileceimizi olduka g
l bir tarzda etkileyeceini bildiren bir boyut barndran argman
dr. Dolaysyla hangi fikirleri dile getirmenin uygun olduu da ka
nlmaz olarak bir kltrn ieriinin nemli bir unsuru haline gel
mektedir.
Ben konuma szcn metaforik anlamyla, yalnzca basit
sz anlatmak iin deil, ayn zamanda belli bir kltrn insanlar
nn birbirlerine mesaj iletmelerim salayan btn tekniklerle tek
nolojilere gnderme yapmak amacyla kullanyorum. Bu anlamy
la btn kltr bir konumadr; daha kesin olarak, eitli sembolik
kalplarla srdrlen bir konumalar yumadr. Biz de burada, ka
musal sylem biimlerinin, bu biimlerin yklenebilecei ierii
nasl dzenledikleri, hatta nasl dikte ettiklerine dikkat ekmek is
tiyoruz.
Bununla neyi kastettiimizi basite rneklemek iin duman ia
retlerinin ilkel teknolojisine bakalm. Amerika Kzlderililerinin bir
zamanlar duman iaretleriyle gnderdikleri mesajlarn tam ierii
ni bilemesem de, bu iaretlerle felsefi bir tartma yaplmadn ra
hatlkla tahmin edebilirim. Duman halkalar varoluun niteliiyle
ilgili fikirleri yanstabilecek karmaklkta deildir; ancak bu kar15
|.

[;

makla sahip olsayd bile, bir Cherokee* filozofu, daha ikinci ak


siyomunu iletmeye gemeden nce elindeki btn odunlarla batta
niyeleri tketirdi. Felsefe yapmak iin dumandan yararlanamazs
nz. Dumann biimi ierii dlamaktadr.
Bize daha yakn bir rnek seersek: Batan belirttiim gibi, 27.
bakanmz olan, enesi dk, yaklak 150 kilo arlndaki William Howard Taft gibi birinin gnmz dnyasnda bakan aday
olarak nerilebileceini hayal dahi edemeyiz. Bir insann vcut
eklinin, yazyla ya da radyoda, hatta duman iaretleriyle bakala
rna hitap ederken ifade ettii fikirlerinin biimine etkisi olamaz.
Oysa televizyonda bu nokta nemlidir. Yaklak 150 kiloluk, ste
lik konuan kocaman bir grnt, szn ilettii mantksal ya da tin
sel ince ayrmlar kolayca geri planda brakacaktr. Zira televizyon
da sylem byk oranda grsel im ajla yanstlr; yani televizyon
konumay bize szcklerle deil, grntlerle aktarr. Politik sah
nede imaj yaratcs kiinin ortaya kmas ve buna bal olarak sz
yazarnn geri plana dmesi, televizyonun dier iletiim aralarn
dan daha farkl bir ierik talep ettiini kantlar. Televizyonda poli
tik felsefe yapamazsnz. Televizyonun biim i bu ierie ters d
mektedir.
Daha karmak baka bir rnek verirsek: Onu ifade edecek ile
tiim aracnn bulunmad bir dnyada enformasyon, ierik ya da
-eer yle demeyi tercih ederseniz- gnn haberlerini oluturan
hamur da yoktu ve olamazd. Bu szle bugne kadar ve bundan
sonra dnyann hibir kesinde yangn, sava, cinayet ve ak gibi
olaylarn yaanmayacam kastediyor deilim. Benim anlatmak is
tediim, bu olaylarn reklamm yapacak bir teknolojinin olmamas
halinde insanlarn onlar izleyemeyecek, bu olaylar gndelik ile
rinin arasna katamayacak olmalardr. Onlar iletecek bir ara yok
sa bu tip enformasyonlar kltrn ieriinin bir paras olamazlar.
Bu dnce (yani, gnn haberleri demlen bir ieriin bulunma
s) tamamen telgrafla birlikte doup o zamandan beri daha yeni ile
tiim aralar sayesinde geniletilmi; dolaysyla balamndan ko
* Eskiden Gney Allengheny Dalarnda, imdi ise Oklahoma ve Kuzey Carolinada yaayan bir Kzlderili kabilesinin ferdi, (.n.)

16

parlm enformasyonun inanlmaz bir hzla ok uzak yerlere ulaa


bilmesi sz konusu olmutur. Gnn haberleri, teknolojik muhay
yilemizin bir icaddr. Daha net bir ifadeyle bir medya olaydr. Bu
gn, biimleri kesik kesik aktarlan szlere ok uygun den ileti
im aralarna sahip olmamz nedeniyle dnyann her kesindeki
gelimeleri para para izleriz. Ik hzyla ileyen bir medyas ol
mayan kltrlerin (diyelim, bir mekn kaplayan en etkili aralar
duman iaretleri olan kltrlerin) gnn haberleri yoktur. Kendi bi
imini yaratacak bir ara (medium) olmazsa gnn haberleri de ol
maz.
Olabildiince ak bir ekilde sylersek, bu kitap yirminci yz
yln ikinci yarsnda Amerikan kltr yaamnn en kayda deer ol
gusunu (Tipografi amn gerileyii ile Televizyon anm yk
seliini) aratran ve bu gelimeye hayflanan bir almadr. Birbir
lerinden ok farkl iki iletiim arac ayn fikirlerde buluamayacamdan, bu gelime kamusal sylemin ierii ile anlamnda kkl
ve geri dn olmayan bir deiim yaratmtr. Basl yaynlarn
etkisi azaldka, politikamn, dinin ve eitimin ierii ile kamusal
etkinliklerin dier btn alanlarnda da deiiklikler yaplmas,
bunlarn televizyona en uygun yeni bir ekle sokulmas gerekmi
tir.
Anlattklarmz Marshall McLuhanm aforizmas (ara, mesaj
dr) gibi kukulu grnyorsa da izdiimiz tablonun artrd
durumu (McLuhan iin syleyemezsek bile, bugn sessiz kalmay
tercih eden saygn aratrmaclar arasnda moda bir eilimi yanst
maktadr bu durum) reddedecek deilim. Ben McLuhan ile otuz yl
nce, kendim bir yksek lisans rencisi, o ise tannmam bir n
gilizce hocasyken tanmtm. imdiki gibi o gnlerde de McLuhann Orwell ve Huxley geleneim takip eden birisi (yani, bir k
hin) olduuna inamyordum. McLuhanm olaylara bir kltr arac
lyla bakmann en ak yolunun o kltrn konuma aralarm
gzlemek olduu retisine ballm hep korumuumdur. unu
da ekleyebilirim ki, byle bir bak asma ilgi duymam ilk sala
yan, McLuhandan ok daha etkileyici, Platondan daha eski bir k
hin olmutu. Bu noktada, henz genken ncil zerine yaptm inF2N/Televizyon; ldren Elence

17

celemelerde, iletiim aralarnn biimlerinin belli trde ierikleri


kollad, dolaysyla bir kltre hkmedebilecei fikrinin ilk ipu
larna rastlam olduum On Em iri kastediyorum, ikinci Em irde,
sraillilerin herhangi bir eye ilikin somut imgeler oluturmalar
yasaklanmaktayd: Oyma putlardan uzak duracak, yakandaki
gkyznde, aadaki yeryznde ya da topran altodaki suda
grdn hibir eyin benzerini yapmayacaksn. Tabii hemen, bu
insanlarn Taunlarnn, bizzat yaadklan deneyimleri nasl sembo
lize edecekleri -ya da etmeyecekleri- konusunda niin bir sr tali
mat verme gereini duyduunu merak etmitim. nk, emri veren

insanlarn iletiim biimleri ile bir kltrn nitelii arasnda bir


balant olduunu varsaymadka bu emrin etik bir sistemin para
s olarak kabul edilmesi tuhaf kaacaktr. Ve bu buyruktan, kendi
lerinden esasen soyut ve evrensel bir ilahi varl benimsemeleri is
tenen bir halkn, resim izme, heykel yapma ya da fikirlerini somut,
ikonografik formlarla betimleme alkanlm srdrrlerse buna
layk grlmeyecekleri eklinde bir sonu karmaya kalkabiliriz.
Yahudilerin Tanrs Szde ve Sz araclyla varolacakt. En st
dzeyde soyut dnme yeteneini gerektiren, eine rastlanmadk
bir anlayn yansmasyd bu. Anlalan o ki bir kltre yeni trde
bir Tanrnm girmesine olanak yaratmak amacyla ikonografi g
nah saylmaya balamt. Kendi kltrlerinin sz-merkezli ierii
ni kaybedip grnt-merkezli bir ierik kazanmas srecine tank
lk eden bizim gibi insanlar, Musann bu emrine kafa yorarak baz
dersler karabilirler. Byle tahminlerde bulunmakla yanlgya d
yor olsam bile, bir kltrdeki mevcut iletiim aralarnn o klt
rn entelektel ve toplumsal meguhyetlerinin ekillenmesinde ba
at bir etki yaptnn mantkl ve zellikle geerli bir varsaym ol
duuna inanyorum.
Kukusuz sz, asli ve vazgeilmez olan arata (medium). Bizi
insan yapan, insan olarak kalmamz salayan, aslnda insann an
lamm tanmlayan, szdr. Tabii bu, baka bir iletiim arac yoksa,
btn insanlarn ayn eylerden ayn ekilde sz etmeyi ayn dere
cede uygun bulacaklarm sylemek deildir. Dil hakknda, dil yap
larndaki deiikliklerin dnya gr denebilecek deiiklikler18

F2ARKA/Televizyoxu ldren Elence

le sonulanacan anlayacak kadar bilgi sahibiyiz. nsanlarn za


man ve mekn hakkmdaki, eyler ve sreler hakkmdaki dnce
lerinde, kendi dillerinin gramatik zelliklerinin byk etkisi ola
caktr. Buradan hareketle, dnyann nasl birleik bir ktle halinde
durduunu anlama konusunda btn insanlarn ayn dnceleri ta
dklarm ileri srmeye cesaret edemeyiz. Gelgeldim, basit szle
snrl kalmayan konuma aralarnn okluu ve eitliliini hesa
ba kattmz zaman, deiik kltrlerdeki dnya grlerinin ne
kadar farkl olabileceini zihnimizde canlandrabiliriz. Zira kltr,
szn eseri olmakla birlikte, resimden hiyeroglife, alfabeden tele
vizyona kadar her iletiim aracyla yeni batan yaratlmaktadr. Di
lin kendisi gibi her ara da (medium) dnceye, ifadeye ve duyar
lla yeni bir ynelim kazandrarak benzersiz bir sylem tarznn
ortaya kmasn salar. McLuhann ara, mesajdr demekle kas
tettii kukusuz budur. Gene de McLuhann aforizmasmn biraz
uyarlanmas gerekmektedir, nk bu haliyle mesajla metaforun
kartrlmasna neden olabilir. M esaj, dnyayla ilgili zgl, somut
bir aklamay yanstr. Ancak bizim medyamzn biimleri -konu
maya zemin hazrlayan semboller dahil olmak zere- bu tr somut
aklamalar yanstmaz. Bizim medya biimlerimiz, daha ok, zel
gereklik tanmlarm yerletirmeye yarayan anlalmas zor, ama
gl iermeleriyle etkili olan metaforlara benzerler. Dnyadaki
yaammza ister sz ister basl yaynlar ister televizyon kameras
merceinden bakalm, medya-metaforlarmz dnyay bizim adm
za snflandrr, bir sraya sokar, bir ereve izer, geniletir, kl
tr, renklendirir ve dnyann grnmne ilikin savlar ortaya atar
lar. Emst Cassirerin belirttii gibi:
Fiziksel gereklik, insann sembolik faaliyetlerindeki gelimelerle
orantl olarak geri ddliyor gibidir. nsan, eylerin kendileriyle ilgi
lenmenin yerine, bir bakma durmadan kendi kendisiyle konumakta
dr. nsan dilsel biimler, sanatsal imgeler, mitsel semboller ya da din
sel ayinlerle kendi etrafna yle bir zar rmtr ki, yapay (bir) aracn
dolaym olmadan hibir ey gremez ya da bilemez.2

2. Cassirer, s. 43.

19

Medyanu arac ilevi grmesinin zellii, ok ender haller dnda


medyann mdahalelerinin grebileceimiz ya da bilebileceimiz
eyleri ynlendirmedeki rollerinin farkna vanlmamasdr. Kitap
okuyan, televizyon izleyen ya da saatine bakan birisi, bu olaylarn
kendi zihnini nasl dzenleyip denetlediiyle genellikle ilgilenme
dii gibi, o kitabn, televizyonun ya da saatin artrd dnya
fikriyle hi ilgilenmez. Gene de bilhassa kendi amzda, bu gibi
eylerin farknda olan insanlar var. rnein Lewis Mumford, bun
larn farknda olan nemli eletirmenlerimizden birisidir. Mum
ford, saate yalnzca zaman renmek amacyla bakan trden bir
insan deildir. Mumford, ara sra herkesin ilgisini ekebilen saatle
rin ieriine kar ilgisiz birisi deildir geri, ama ondan ok daha
fazla, bir saatin andan ana gei fikrini nasl yarattyla ilgilen
mektedir. Saatlerin felsefesine, metafor olarak saatlere, eitim sis
temimizin bu konuda syleyecek ok az eyi, saat yapmclarnn
ise hibir eyleri olmamasna kafa yoran Mumford yle bir sonu
ca ulamtr: Saat, rn saniye ve dakika olan bir makinenin
parasdr. Byle bir rnn imal edilmesiyle saat, zaman insani
olaylardan ayrmak gibi bir etkide bulunur ve dolaysyla matema
tik bakmdan llebilir, art arda gelen anlar dizisinden oluan ba
msz bir dnyaya duyulan inanc besler. yle anlalmaktadr ki,
andan ana gei dncesi Tanrmn ya da doanm bize sunduu
bir ey deildir. Andan ana gei dncesini douran, insann biz
zat kendisinin yaratt bir makine paras hakknda ve onun arac
lyla kendi kendisiyle konumasdr.
Mumford, Technics and Civilization adl nemli kitabnda, ondrdnc yzyddan balayarak saatin bizi nasl nce zaman len,
daha sonra zaman tasarruf eden, imdi de zamana uyan kiiler du
rumuna getirdiini gstermektedir. Bu srete biz, saniyeler ve da
kikalardan oluan bir dnyada doann otoritesinin sarslp geri pla
na dmesi nedeniyle gnee ve mevsimlere sayg gstermemeyi
alkanlk edindik. Aslnda, Mumfordun iaret ettii gibi, saatin
icat edilmesiyle Ebediyet de insani olaylarn ls ve odak nokta
s olma konumunu kaybetmitir. Sonuta, yle bir ba olduu ok
az kiinin aklna gelmise bile, saatin durmayan tiktaklarmn Tan
20

r rnn ululuunun zayflamasyla ilgisinin, Aydnlanma filozoflar


nn yazdklar btn bilimsel incelemelerden daha fazla olduunu
syleyebiliriz herhalde. Demek istediim u ki, saat insan ile Tanr
arasnda, Tanrnn kaybeden taraf olarak grnd yeni bir ko
numa biimi dourmutur. Herhalde, bugn yaasa Musa da emir
lerine yle bir yenisini eklerdi: Zaman temsil eden hibir meka
nik ara yapmayacaksn.
Alfabenin insan ile insan arasnda yeni bir konuma biimi do
urduu, bilimciler arasnda imdilerde yaygn kabul gren bir d
ncedir. Her ne kadar bizim eitimimizin bu konuda syleyecek
gene ok az eyi varsa da bir insann azndan kan szleri yalnz
iitmekle kalmayp bir de grebilm ek nemsiz bir olay deildir. Bu
nunla birlikte, fonetik yaznn hem yeni bir bilgi anlay hem de
zekyla, dinleyicilerle ve soyun devamyla ilgili yeni bir duygu ya
ratt aktr. Metinlerin geliiminin erken bir aamasnda Platon
bunlarn farkna varmt: Hibir zeki adam, diye yazyordu Ye
dinci Mektubunda, kendi felsefi grlerini dille, zellikle dei
mez nitelikli dille ifade etme riskine girmez; buna yazl harflere
dklenler de dahildir. Gene de Platon ciltler dolusu yazan verim
li bir insand ve grlerin yazl harflere evrilmesinin felsefenin
sonu deil, balangc olacan herkesten iyi biliyordu. Felsefe
eletirisiz var olamaz ve yaz da dncenin srekli ve youn b i
imde irdelenmesini salayp kolaylatrr. Yaz, sz dondurur;
bylece de gramer uzmann, mantky, retorikiyi, tarihiyi ve
bilimciyi; ksacas neyin kastedildiini, nerede hata yapldm ve
nereye doru gidildiini anlayabilmek iin dili nlerinde tutmalar
gereken kiileri yaratr.
Platon btn bunlar, demek ki yaznn algda bir devrim yara
tacam biliyordu: Bu alg devrimi, dilden yararlanma organ ola
rak kulaktan gze doru bir kaymay temsil ediyordu. Gerekten de
Platonun bu yndeki deiiklii cesaretlendirmek zere rencile
rinden kendi Akademisine girmeden nce srarla geometri ren
melerini istedii dorultusunda bir efsane vardr. Eer bu doruy
sa, salam bir dnceymi bence. Nitekim byk edebiyat eletir
meni Northrop Frye de unlar yazmaktadr: Yazl sz basit bir
21

hatrlatc iaretten ok daha etkilidir: Yazl sz gemii imdide


yeniden yaratr ve bize, hatrlanan in eyi deil, yaratlan sanr
nn gz kamatrc younluunu iletir.3
Platonun yazrnn sonularyla ilgili ngrleri imdi antropologlarca, zellikle szn biricik karmak konuma kayna olduu
kltrleri inceleyen kiilerce ok iyi anlalmtr. Antropologlar,
yazl szn -Northrop Fryenin dedii gibi- basite sesin bir yan
ks olmadm bilirler. Yazl sz bambaka trde bir ses, birinci s
nf bir sihirbaz numarasdr da. Nitekim yazy icat edenlerin gz
ne de kesinlikle byle grnm olmalyd. te bunun iindir ki,
Kral Thamusa yazy getirdii iddia edilen Msr Tanrs Thothun
ayn zamanda by tanrs olmas bizi hayrete drmemelidir.
Bizler yazda hayret edilecek bir yan grmeyebiliriz, oysa antropo
loglarmz yaznn ufkunun, srf konumakla (kimseyle yaplma
yan, buna ramen herkesle yaplyor olan bir konuma tr) snrl
kalan insanlara ne kadar acayip ve byl grndn ok iyi bi
lirler. Bir metne bir soru ynelttiimiz zaman karlatmz sus
kunluktan daha tuhaf ne olabilir? Her kitap yazarnn bana geldi
i gibi, metafizik bakmdan, gzle grlmeyen bir dinleyici kitlesi
ne hitap etmekten daha artc ne olabilir? Ye bilinmeyen bir oku
run kendisini onaylamayacam ya da yanl anlayacan bilmek
ten tr insann yazdklarna ekidzen vermesinden daha garip
ne olabilir?
Btn bunlar sralamamn nedeni, bu kitabmda, kendi kabile
mizin bugn yazrnn sihrinden elektroniin sihrine doru nasl mu
azzam ve tyler rpertici bir deiim geirdiini konu alm ol
mamdr. Benim burada iaret etmek istediim nokta, yaz gibi bir
teknik ya da bir saat kltrne geiin salt insann zaman dondur
ma gcnn bir uzants olmas deil, aym zamanda insann kendi
dnme biiminin (ve elbette, kltrn ieriinin) yapsal bir de
iim geirmesini yanstmasdr. Nitekim araca (medium) metafor
demekle kastettiim ey de budur. Bize okulda, olduka doru bir
biimde, bir metaforun herhangi bir eyi baka bir eyle karlat
rarak neye benzediini artrmaya yarad anlatlr. Ve o meta
3. Frye, s. 227.

22

for, dndrd eyin etkisiyle, zihnimizde dieri olmadan o e


yi de tahayyl edemeyeceimiz bir bak as dourur: Ik, bir
dalga; dil, bir aa; Tanr, akll ve muhterem bir insan; zihin, bil
giyle aydnlatlan karanlk bir maara olur. Ve bu metaforlann artk
iimize yaramad zamanlarda da doal olarak o ilevi grecek
baka metaforlar bulmamz gerekir. B ylece a bir tanecik, dile
bir nehir, Tanrya (Bertrand Russelln iddia ettii gibi) bir diferan
siyel denklem, zihne ilenmeyi bekleyen bir bahedir, deriz.
Oysa bizim medya-metaforlarmz bunlar kadar net ya da canl
deil, ok daha karmak yapdadrlar. Onlarn metaforik ilevleri
ni anlamamz iin ilettikleri enformasyonun sembolik biimlerini,
kaynam, niceliini ve hzm, bu enformasyonlarn hangi balam
da yaantlandm da dikkate almamz gerekmektedir. Demek ki
onlar kavramak iin biraz kaz almas yapmak zorundayz. r
nein, bir saat, zaman bamsz, matematiksel bakmdan kesin bir
devamllkla yeniden yaratr; yaz, zihni deneyimin zerine kazn
d bir tablet olarak yemden yaratr; telgraf, haberi bir meta olarak
yeniden yaratr. Buna ramen, yarattmz her arata eyin kendi
ilevinin tesine giden bir fikrin ierili olduu varsaymndan yola
karsak, bu kazma ilemimiz daha kolaylar. rnein, onikinci
yzylda gzln bulunmasnn, sadece grme kusurlarm gider
mekle kalmayp insanlarn doarm ltuflanm ya da zamann yarat
t tahribatlar nihai olarak kabullenmeleri gerekmedii dncesi
ni sunduuna dikkat ekilmitir. Gzln bulunmas, hem beden
lerimizin hem de zihinlerimizin gelitirilebilecei dncesini do
urarak anatominin kader olduu inancm rtt. Onikinci yzyl
da gzln bulunmas ile yirminci yzylda genblnmesi aratr
malar arasnda bir balant bulunduunu sylemenin byk bir
abart olacam sanmyorum.
Gndelik kullanmmzda hemen hibir iimize yaramayan mik
roskop gibi bir alet bile, kendi barnda, biyolojiyle deil de daha
ok psikolojiyle ilgili hayret edilesi bir fikir tamaktayd. O zama
na kadar gzle gremediimiz bir dnyay herkesin nne seren
mikroskop, zihnin yapsyla ilgili eitli olaslklar zerinde kafa
yormamz salad.
23

Eer eyler grndkleri gibi deillerse, eer mikroplar derimi


zin stnde ve altnda bize grnmeden gizli gizli dolayorlarsa,
eer gzle grnmez olan grnr olan denetliyorsa, o zaman altbenlerin, egolarn ve sper-egolann da grnmeyen bir yerlerde
pusuda beklediinden sz edemez miyiz? Psikanaliz zihne bakan
bir mikroskoptan baka nedir ki? Zihinle ilgili nosyonlarmz, kul
landmz aletlerin yaratt metaforlardan baka nereden gelmek
tedir? Bir kiinin IQ derecesinin 126 olduunu sylerken neyi kas
tederiz? nsanlarn balarnda numaralar yoktur. Zeknn, bizim y
le olduuna inanmamzn dmda, bir miktar ya da hacmi yoktur.
Peki ama, neden yle olduuna inanrz? nk, bize zihnin yle
olduunu dndren aletlerimiz vardr. Gerekten, dnce aletle
rimiz bizde, birisinin biyolojik saatinden sz ettii, hepimizin
genetik kodlarm zdan sz ettiimiz, birinin yzn bir kitap gi
bi okuduumuz ya da yz ifadelerimizin niyetlerimizi olduu gibi
yanstt anlarda olduu gibi bedenlerimizin grnmne ilikin
armlar uyandrrlar.
Galileo doann dilinin matematikle yazldn syledii za
man, bunu yalmzca bir metafor olarak aktaryordu. Doarm kendi
si konumaz. Ayrca zihinlerimiz, bedenlerimiz ya da -bu kitabn
konusuyla daha ilgili olduundan- bir politik birim oluturan halk
larmz da konumaz. Bizim doayla ve kendimizle ilgili konuma
larmz, kullanmay uygun ve olanakl grdmz dillerle yr
tlmektedir. Doay, zeky, insani motivasyonu ya da ideolojiyi
olduu gibi deil, yalmzca dillerimizdeki gibi grrz. Ve dille
rimiz bizim medyamz, iletiim aralarmzdr. Medyamz metaforlarrmzdr. Kltrmzn ieriini metaforlarmz yaratr.

24

II

Epistemoloji olarak medya

Bu kitaptaki amacm, Amerikada byk bir medya-metafom dei


imi yaandm, sonuta kamusal sylemlerimizin nemli bl
mnn ieriinin tehlikeli boyutlarda samalatm gstermektir.
Amacmn bu olduu aklda tutulunca, ilerideki blmlerde zeri
me den grev btn netliiyle ortaya kar. lk nce, Amerikada
ki sylemin basm makinesinin denetimindeyken imdikinden ne
kadar farkl (genel olarak daha tutarl, ciddi ve rasyonel) olduunu,
daha sonra, televizyonun denetimine geince nasl ufkunun daralp
samalatm gstermek zorundaym. Gelgeldim , analizimin kli
elemi bir akademik szlanma, televizyondaki zrvalklara kar
bir tr elitist yaknma eklinde yorumlanmas ihtimalini ortadan
kaldrmak iin, ncelikle estetik ya da edebiyat eletirisinde deil,
25

epistemoloji zerinde odaklandm aklamam gerekiyor. Aslnda


nerede bir zrvalama olduunu yan bamdaki bir adam kadar ak
a ayrabilirim ve matbaann da Byk Kanyonu taracak kadar
zrvalk rettiim ok iyi biliyorum. Televizyon, matbaann retti
i zrvalklarla boy lecek kadar eski de deildir henz.
Dolaysyla televizyondaki sama sapan programlara hibir iti
razm yok Kald ki bence televizyondaki en iyi eyler bu sama sa
pan programlardr. nk hi kimseyi ya da hibir eyi ciddi ola
rak tehdit etmezler. Ayrca, bir kltr rettii apak samalklar
la deil, kayda deer sayd eylere bakarak leriz. Bizim prob
lemimiz burada yatar; zira televizyon, en sama ve dolaysyla en
tehlikeli haline, byk emeller peinde kotuu zaman, kendisini
nemli kltrel konumalarn taycs olarak sunduu zaman ka
vuur. Bundaki ironi, entelekteller ile eletirmenlerin televizyonu
durmadan bu yola doru itiyor olmalardr. Entelektellerle eletir
menlerin kusuru, televizyonu yeterince ciddiye almamalardr. Zira
matbaa gibi televizyon da her eyden nce bir retorik felsefesidir.
Televizyonu ciddiye aldmz ortaya koymak iin de epistemolo
jiden sz etmemiz gerekmektedir. Baka trdeki yorumlarn hibir
nemi yoktur.
Epistemoloji, bilginin kkenleri ve niteliiyle ilgili olan karma
k ve genellikle anlalmas g bir konudur. Epistemolojinin ko
nusunun bizi ilgilendiren yan, hakikat tanmlarna duyduu ilgi ile
hakikat tanmlarnn doduu kaynaklardr. Ben bilhassa, hakikat
tanmlarnn en azndan bir lde enformasyonu tayan iletiim
aracnn karakterine bal olduunu, medyann epistemolojilerimi
ze ne kadar ilemi olduunu gstermeyi istiyorum.
Kastettiim eyi Epistemoloji Olarak Medya adl bu blm
balyla basitletirmeyi umduumdan, Northrop Fryenin k
noktas olan ve rezonans diye adlandrd ilkeyi dn almakta ya
rar gryorum. Rezonans sayesinde, diye yazar Frye, zgl bir
balamdaki zgl bir aklama evrensel bir anlam kazanr.1 Frye,
aklayc bir rnek olarak, ilkin Isaiahm,** Edomlulann** katledil1. Frye, s. 217.
* M.O. Sekizinci yzylda Yahudada hizmet edip topluluk yaamndaki bozulma-

26

meini ballandra ballandra anlatrken kulland gazap zmleri


deyiini gstermektedir. Frye szlerini yle srdrr: Ancak ga
zap zmleri deyii, oktandr kendi balamndan koparlp yeni
yeni balamlara; srf banazlklar yanstmakla kalmayan, onun ye
rine insani ortama bir ciddiyet kazandran balamlara tanmtr.*2
Frye bunu belirttikten sonra, rezonans fikrini, deyileri ve cmle
leri aacak ekilde geniletir. Bir oyun ya da ykdeki bir karakter
(diyelim, Hamlet ya da Lewis Carrollun A licei) bir rezonans sa
layabilir. Nesneler ve lkeler de rezonans salayabilir: ipince bir
dilim gibi araya skm iki ufak lkenin -Yunanistan ile srail- en
kk corafik ayrntlar, bu lkeleri grm olalm olmayalm,
kendi hayal dnyamzn haritasnn bir parasn oluturacak dere
cede bilincimizde yer etmilerdir.3
Frye, rezonansn kayna sorununu ele alrken metaforun reti
ci bir gc olduu, yani bir deyiin, bir kitabn, bir karakterin ya da
bir tarihin eitli tutum veya deneyimleri birletirip anlamla donat
ma gcn salad sonucuna varr. B ylece Atina, rastladmz
her rnekteki entelektel baarnn; Hamlet, kararsz kalmann; Alicein yolculuklar, semantik samalklarla dolu bir dnyada dzen
araynn metaforu haline gelirler.
imdi Fryeden ayrlyorum (eminim kendisi de buna itiraz et
mez), ama szcn beraberimde gtreceim. Bence her iletiim
aracnn (medium) rezonans vardr, zira rezonans apak bir metafordur. Kullanmnn asl ve snrl balam ne olursa olsun, bir ara
cn (medium) bu balam yeni ve beklenmedik balamlara tama
gc vardr. Ara (medium), bizi zihinlerimizi dzenleyip dnyaya
ilikin deneyimimizi btnletirmeye ynelttiinden, kendini bilin
cimize ve toplumsal kuramlarmza melez biimlerle kabul ettirme
ye alr. Bazen dindarlk, fazilet ya da gzellik kavramlarmz et
kileyecek kadar gc bile olur. Ara (medium), hakikate ilikin fi
kirlerimizi tanmlama ve dzenleme biimlerimizde de her zaman
ya kar kan en nemli brani peygamberi, (.n.)
** Yakup Peygamber'in erkek kardei olan Aysn (Esav) torunlarna verilen ad.
(-n.)
2. Frye, s. 218.
3. Frye, s. 218.

27

kendine bir yer bulur.


Bunun nasl olduunu (bir iletiim aracnn yneliminin bir kl
tr gzle grnmez, ancak hissedilir biimde etkisine almam)
izah etmek zere hakikati aa karmakla ilgili rnek aktara
cam.
lk rnek, hi yaz sistemi bulunmayan, sivil hukukla ilgili fikir
leri zengin szel gelenekle ekillenen bir Bat Afrika kabilesinden
alnmtr.4 Bu kabilede bir anlamazlk kt zaman, sorunu olan
lar kabile efinin huzuruna gelip dertlerini anlatrlar. Kabile efinin
grevi, kendisine yol gsterecek yaz bir hukuk bulunmadndan,
belleindeki ok geni ataszleri ve deyiler repertuvarndan duru
ma en uygun ve her iki taraf da tatmin edecek olann arayp bul
maktr. Bu baarlnca btn taraflar adaletin yerine geldiinde, ha
kikatin ortaya ktnda hemfikir olurlar. Kukusuz hemen, bunun
arlkla sann ve Incilde ad geen dier kiilerin yntemi oldu
unun farkna varrsnz (bu kutsal kiiler de znde szel bir kl
trde yaadklarndan, hakikati kefedip ortaya karmann bir ara
c olarak her trl sz kaynaklarndan -hafzay glendirici bulu
lar, forml biimindeki ifadeler ve meseller dahil olmak zere- ya
rarlanyorlard). Walter Ongun iaret ettii gibi, szel kltrlerde
ataszleriyle deyiler rastgele bulunmu aralar deillerdir: Onlar
gemiten gelecee aktarlrlar. Bizzat dncenin zn oluturur
lar. Geniletilmi biimdeki dnce, bunlar olmadan ortaya ka
maz; nk dnce, ataszleriyle deyilerden olumaktadr.5
Bizler ataszleriyle deyilere, daha ok, ocuklar arasndaki ya
da ocuklarla olan anlamazlklar zmekte bavururuz: Mlki
yet hukukun onda dokuzudur. lk hizmeti ilk gelen grr. A ce
le ie eytan karr. Bunlar, kendimizden kklerle kan ufak
bunalmlarda iimize yarayan, ancak ciddi konularn karara ba
lanaca bir mahkeme salonunda gln kalacak olan szlerdir. Bir
mbairin jriye karar verip vermediini sormasn ve sorusunun
karlnda Hata yapmak insana, balamak Tannya zgdr
yantm almam dnebilir misiniz? Ya da Sezarm hakkm Se4. Akt. Ong, Literacy and the Futurs of Print, s. 201-202.
5. Ong, Orality, s. 35.

28

zara, TanrTnn hakkn Tanrya verelim diyebilirler mi? Yarg


belki ok ksa bir an etkilenebilir, ama bunun hemen arkasndan
ciddi bir szl aklama gelmezse, jri en sulu sanklardan daha
uzun bir cezaya arptrlabilir.
Yarglar, avukatlar ve sanklar, ataszlerini ya da deyileri hu
kuksal anlamazlklarla ilgili bir karlk saymazlar. Bu bakmdan,
bir medya-metaforu tarafndan kabile efinden ayrlrlar. nk,
hakikati renme yntemini hukuk kitaplarnn, dava zetlerinin,
celp ktlarnn ve teki yazl malzemelerin belirleyip dzenledi
i ve basl evraklarla alan mahkeme salonunda, szel gelenek
rezonansnn -hepsini deilse bile- ounu kaybetmitir. Bir tann
ruh halini daha doru yanstann yazlan deil, azdan kan sz
olduu varsaymyla tankln szl olarak yaplmas beklenir.
Gerekten de pek ok mahkeme salonunda jri yelerinin not tut
malarna izin verilmedii gibi, kendilerine yargcn hukuksal ak
lamalarnn yazl kopyalar da teslim edilmez. Jri yelerinden ha
kikati dinlemeleri ya da tersi bir ifadeyle, okumamalar beklenir.
Demek ki, hukuksal hakikat anlaymzda bir rezonanslar atma
s bulunduunu syleyebiliriz. Ayrca bu saptamaya, bir yandan ha
kikati aktarmakta szn ve yalnzca szn gcne inancn hl
kaybolmadma dikkat ekerken, br yandan yaznn ve bilhassa
bash yaznn gvenilirliine ok daha gl bir inan beslendiini
ekleyebiliriz. Yazya gvenen ikinci inanta iirlere, ataszlerine,
deyilere, mesellere ya da szl bilgeliin dier ifade edili biim
lerine pek tolerans gsterilmez. Hukuk, yasa koyucularla yargla
rn yazm olduklar eydir. Bizim kltrmzde avukatlar bilge ol
mak zorunda deillerdir, ama davay iyi zetleyip yrtmek zorun
dadrlar.
Rezonanslarn att benzer bir paradoksa niversitelerde de
rastlanr. yle ki, gemiten bugne, szn hakikatin asli tayc
s olduu nosyonuna dayanan ok az gelenek kalmtr. niversite
deki hakikat anlaylar, ounlukla basl szlerin yaps ve mant
yla sk skya bantldr. Bu noktay rneklemek asndan,
szl doktora snav diye bilinen ve hl yaygm olarak uygula
nan, ortaadan kalma bir tren srasnda yaanm kiisel bir de29

neyimi aktaraym. Ortaa szcn asl anlamyla kullanyo


rum, nk ortaada renciler, daima szl snavlardan geirilir
di ve bu gelenek bir adaym yazarak ifade ettii eyleri szle de ak
tarmay becermek zorunda olduu varsaymyla bugne kadar sr
drlmtr. Ama elbette en nemli olan yazl almalardr.
Aktarmak istediim rnekte, hakikati renmenin geerli b ii
minin ne olduu sorunu, ok ender baarlabilecek dzeyde bir bi
lince ulama sorunu olarak konulmutu. Sz konusu aday, hazrla
d tezine, bir alnty belgelemek amacyla yle bir dipnot d
mt: Aratrmacya 18 Ocak 1981de Roosevelt Hotelde Arthur Lingeman ile Jerrold Grossun huzurunda ifahen aktarlm
tr. Bu, szl snav yapanlardan be kiiden drdnn dikkatini
ekmi; onlar da bu aktarmay bir belgeleme rnei olarak uygun
bulmamlar, bir kitap ya da makaleden yaplacak bir alntyla de
itirilmesi gerektiini dnmlerdi. Siz bir gazeteci deilsi
niz, demiti profesrlerden birisi, sizden bir bilim adam olmanz
bekleniyor. Aday da herhalde Roosevelt Hotelde dinledii hik
yenin yaymlanm bir aklama olmadm bildiinden, dinledii
szlerle ilgili tanklar olduu, onlarn bu alntnn doruluuna a
hitlik edebilecekleri, bir fikrin iletili biiminin o fikrin ierdii ha
kikatle ilgisinin bulunmad gerekesiyle kendisini savunmakta s
rar etti. Kendini konumaya kaptran aday, tezinde yaymlanm
yz akn referans yer aldm, snav yapanlarn bu alntlarn bir
tanesini dahi kontrol etmeleri ihtimali bulunmadn ileri srp u
soruyu sormutu: Niin baslm bir yayma gnderme yapan bir
alntnn doru olduunu varsayyorsunuz da bir konumaya atfen
yaplm bir alntnn dom olduunu varsaymyorsunuz?
Adayn ald yant yle olmutu: Bir fikrin iletili biiminin o
fikrin ierdii hakikatle ilgisinin bulunmadna inanmakla yanl
yorsunuz. Akademik dnyada, yaymlanm szler azla ifade edi
len szlerden daha prestijli ve sahicidir. nsanlarn azlarndan
kan szlerin, kda aktardklar szlere gre geliigzel konuma
lar olduu dnlmektedir. Yazl szlerin ise yazarnn zerinde
kafa yorup dikkatle gzden geirdii, otoritelerle editrlerin deer
lendirme szgecinden geen szler olduu varsaylmaktadr. Yazl
30

sz dorulayp rtmek daha kolaydr ve yazl sz Misel-olmayan, nesnel bir klfla donatlmtr; bu yzden tezinizde kendinize
isminizle deil aratrmac sfatyla gnderme yapyorsunuz. Ya
ni, yazl sz doas gerei bir bireyi deil, btn dnyay muhatap
almaktadr. Yazl sz dayankl, azdan kan sz uucudur; dola
ysyla yaz hakikate konumadan daha yakndr. Kald ki, sizin de
komisyonun yalnzca snav getiinizi szl olarak bildirip baka
hibir ey yapmakszn ekip gitmesinden ziyade bu komisyondan
snavdan getiinizi (gemeniz gerekiyorsa) gsteren yazl bir bel
ge almay tercih edeceinizden eminiz. Bizim yazl aklamamz
hakik a fi temsil edecek; szl mutabakatmz ise ancak bir sy
lenti olacaktr.
Aday mantkl biimde, komisyonun nerdii deiiklikleri ya
pacam, szl snavdan geerse bunu kantlayan yazl bir belge
almay yrekten istediini belirtmenin dnda hibir ey syleme
di. Sonuta aday snavdan geti. Bu srede gerekli szleri yazya
aktarmt.
Medyann epistemolojilerimiz zerindeki etkisinin nc r
nei nl Sokrates durumasndan alnabilir. Sokrates savunmas
nn bamda, be yz kiilik bir jriye hitap ederken, iyi hazrlanm
bir konumas olmad iin zr dileyerek balar. Atinal kardele
rinden szn kesmemelerini diler, kendisini baka ehirden gelmi
bir yabanc saymalarn ister ve onlara allayp pullamadan yalnzca
hakikati aktaracana dair sz verir. Sze bu ekilde balamak Sok
ratesin kendine zg bir tutumdu kukusuz, ama onun iinde yaa
d a asndan karakteristik bir durum deildi. Zira, Sokratesin
ok iyi bildii gibi, Atinal kardeleri retorik ilkeleri ile hakikatin
ifade edilmesini birbirinden bamsz saymyorlard. Sokratesin
savunmas bizim gibi insanlara ok cazip gelir, nk biz bir reto
rii ssl bir konuma tarz (genellikle tumturakl, yapay ve gerek
siz szlerle dolu bir-konuma) olarak dnmeye alkn insanlarz.
Oysa retorii bulan insanlar, yani M.. beinci yzylda Yunanis
tanda yaayan Sofistlerle onlarn miraslar asndan, retorik
hem dramatik bir temsil frsat salyordu hem de tanklklarla ka
ntlar dzenlemenin, dolaysyla hakikati iletmenin hemen hemen
31

vazgeilmez bir aracyd.6


Retorik, Atmallarn eitimi bakmndan (felsefeden ok daha
nemli) can alc bir yere sahip olduu gibi, ayrca byk deer ve
rilen bir sanat biimiydi. Yunanllarn gznde, retorik sze dkl
m bir yaz biimiydi. Retorik, daima szl temsili gerektirmekle
birlikte, retoriin hakikati gn na karma gc yazl szcklerin argmanlar belli bir dzenlilikle ortaya koymasnda yatyor
du. Platon da ite bu hakikat anlayna kar kmasna ramen
(bunu Sokratesin savunmasndan da karabiliriz), onun adala
r retoriin doru kanaafn kefedilmesi ve ifade edilmesinin asli
arac olduuna inanmaktaydlar. Retoriin kurallarn kmse
mek, dnceleri uygun yerlerde vurgu yapmadan veya hi coku
katmadan geliigzel aktarmak, dinleyicilerin zeksna hakaret et
mek diye alglanyor ve yalan sylendiini dndryordu. De
mek ki, Sokratesin mahkm edilmesi ynnde oy veren 280 jri
yesinden birounun, Sokratesin tavrnn -kendi anladklar bii
miyle- gerekle badamad dncesiyle oy kullandklarm var
sayabiliriz.
Gerek bu, gerek daha nceki rneklerle vardm nokta, hakikat
kavramnn, ifade biimlerinin ierdii ynelimlerle yakndan ba
lantl olduudur. Hakikat kendim sslenmemi bir biimde gster
mez, asla da gstermemitir. Hakikat asl giysisiyle grnmek zorundadn, yoksa geerlilii kalmaz (ve bu da hakikatin bir tr kl
trel nyarg olduunu sylemenin baka bir yoludur). Her kltr
hakikafin, baka bir kltrn belki de nemsiz ya da gereksiz sa
yabilecei belli sembolik biimler iinde gerekten sahici bir bi
imde ifadesini bulabileceini dnr. Aslmda, Aristotelesin dev
rindeki Yunanllar ile onlardan sonraki iki bin yl boyunca, bilimsel
hakikatin kefedilip ortaya koyulmasnn en iyi yolu, eylerin doa
snn plak gzle grlen ncllerden karsanarak ifade edilme
siydi. Nitekim, Aristotelesin kadnlarn dilerinin erkeklerinkinden
daha az olduuna, ana rahmine dtklerinde rzgr kuzeyden esi
yorsa ocuklarn daha salkl olacana inanmas bu yaklama da
yanyordu. Aristoteles iki kere evlenmiti, ancak bildiimiz kada6. Ong, Orality,

32

s.

109.

ryla, elerinin ikisinin de dilerini saymak akima gelmemiti. Aris


totelesin doum konusundaki fikirlerine gelince, onun hi anket
dzenlemediini ve perde arkalarna gizlenerek insanlar dikizle
mediini rahatlkla dnebiliriz. Bu tr davranlar ona hem yak
ksz hem de gereksiz grnyordu, nk eylerin hakiki yzn
sergilemenin yolu bu deildi. Aristotelese gre, tmdengelimci
mantn dili daha emin bir yol sunuyordu.
Aristotelesin nyarglaryla hemen alay etmeye kalkmamal
yz. Biz modernlerin hakikat ile saysal zmleme arasnda kurdu
umuz denklemde olduu gibi, kendimizin de yeterince nyarg
mz vardr. rnek verdiimiz az nceki nyargmzla, btn yaa
m saylarn egemenliine tabi klmaya alan Pitagoras ile izleyi
cilerinin mistik inanlarna hayret uyandracak derecede yaklarz.
Psikologlarmz, sosyologlarmz, ekonomistlerimiz ile dier a
da byclerin pek ou hakikati ya saylarla anlayabilecek ya da
hi anlayamayacak durumdadrlar. Szgelimi, yaam standartlar
mzla ilgili gerekleri bir iir okuyarak, Dou St. Louisteki bir ge
ce yrynde bana gelenleri anlatarak ya da zengin bir adam,
bir deve ve ine delii hakkmdaki deyiten balayp bir dizi atas
z ve mesel sralayarak ifade eden modem bir ekonomist hayal
edebilir misiniz? Eer sylerse, bunlarn ilki konuyla ilgisiz bulu
narak dikkate bile alnmayacak, kincisi basit bir anekdottan ibaret
grlecek, ncs de ocuka bir aba saylacaktr. Gene de bu
dilsel biimlerle gerek ekonomik ilikiler gerekse baka ilikiler
hakkndaki gereklerin ifade edilebilmesi kesinlikle olanakldn;
zaten pek ok insan da bu yola bavurmutur. Ancak, zihinleri de
iik medya-metaforlaryla ekillenen modem kafalarda, ekonomi
deki hakikatin en iyi biimde saylarla kefedilip ifade edilebilece
i inanc hkimdir. Belki dorudur bu. Ama benim tartmak istedi
im konu bakadr. Bana gre, hakikati ortaya karmann eitli
biimlerinde keyfiliin belli llerde arl vardr. Galileonun
doann dilinin matematikle yazldm sylediini aklmzdan
karmayalm. Ama doal ki her eyin matematik diliyle yazldn
sylyor deildi. Doayla ilgili hakikatin de matematik diliyle ifa
de edilmesi gerekmez mutlaka. nsanlk tarihinin byk blm
F3N/Televzyon; ldren Elence

33

f:

asndan doann dili ayn zamanda mitosun ve ayinin dili olmu


tur. Bu biimlerin doay tehdit etmeme ve insanolunun doann
bir paras olduu inancm besleme gibi erdemleri olduu da belir
tilmeli. Ancak doa zerinde konumann doru yolunu bulduklar
iddiasyla bbrlenmek, gezegeni havaya uurmaya hazr bir toplu
lua pek uygun dmemektedir.
Bu szlerle epistemolojik grecilii savunuyor deilim. Haki
kati renmenin baz yollan dierlerinden daha iyi olduundan, o
biimleri benimseyen kltrler zerinde daha salkl etkilerde bu
lunurlar. Burada sizi, basl sze dayal bir epistemolojinin gerileyiinin ve bununla balantl olarak televizyona dayal bir epistemo
lojinin ykseliinin kamusal yaam asndan ciddi sonular dour
duuna, her geen dakika bizi gittike aptallatrdna ikna etme
yi umuyorum aslnda. Zaten bu yzdendir ki, hakikati aa kar
mann herhangi bir biimine arlk vermenin, iletiim aralarm et
kilemenin bir fonksiyonu olduu saptamasnda srar etmek zorun
daym. Grmek inanmaktr sz epistemolojik bir aksiyom ola
rak daima nde gelen bir konumda olmutur; ancak sylemek
inanmaktr, okumak inanmaktr, saymak inanmaktr, kar
sama yapmak inanmaktr ve hissetmek inanmaktr gibi szler de
kltrlerin medya deiimine uramasyla nemleri artan ya da
azalan szlerdir. Bir kltr szl iletiimden yazya, basl yaynlar
dan televizyon yaynlarna kaydka, hakikatle ilgili fikirleri de de
iir. Nietzschenin dedii gibi, her felsefe yaamn bir evresinin
felsefesidir. Bizim buna ekleyebileceimiz bir saptama, her episte
molojinin medyann gelimesinin bir evresinin epistemolojisi oldu
udur. Hakikat, zamann kendisi gibi, insann kendi icat ettii ileti
im teknikleri hakknda ve bu teknikler araclyla kendisiyle yap
t konumann bir rndr.
Zek esasen bir insann eylerin hakiki yzn kavrama yetene
i olarak tanmlandndan, bir kltrn zekdan ne anlad da o
kltrn etkili iletiim biimlerinin niteliinden tretilir. Salt szel
bir kltrde zek genellikle vecize bulmadaki yaratclkla, yani ge
ni kapsamda uygulanabilecek szl deyiler bulma gcyle birlik
te anlmaktadr. lk Krallarda rendiimiz Akll Solomon yaklaO.A

|
fi.

F3ARKA/Televizyon: ldren Elence

fi

T!

k bin atasz biliyordu rnein. Basl sze dayal bir kltrde


ise ayn yetenee sahip kiilerin en iyi ihtimalle garip insanlar, da
ha ok da gururlu ba belalar olduklar dnlr. Salt sze daya
l bir kltrde, ezberleme yetisine her zaman byk deer verilir,
zira yazl szlerin bulunmad yerlerde insan zihni ayakl bir k
tphane gibi ilemek zorundadr. Bir eyin nasl syleneceini ya
da nasl yaplacam unutmak topluluk asndan bir tehlike, ste
lik dpedz aptallktr. Basl sze dayal bir kltrde ise bir iirin,
bir mnnn, bir yasann ya da ou eyin ezberlenmesi yalnzca
etkileyicidir, o kadar. Bunlar ilevsel bakmdan hemen hi ie yara
mad gibi, kesinlikle yksek zek belirtisi de saylmaz.
Bu kitab okuyacak olan herkes basl-zeknn genel karakterini
bilmesine ramen, bu kitab okuma ediminizde sizden ne istendii
ni dnerek de zihninizde ayrntl bir tablo karabilirsiniz. Her
ey bir yana, okumakta olduunuz sre ierisinde hayli uzunca bir
zaman hareketsiz kalmanz gerekmektedir. Bu kitab okurken olsun
baka kitaplarda olsun bunu beceremezseniz, kltrmz size, ye
rinde duramamaktan tutun disiplinsiz demeye kadar her trl sfat
yaktrabilir; en azndan, bir tr zek yetersizlii ektiiniz dam
gasn yersiniz. Bash sz hem bedenlerimizden hem zihinlerimiz
den epeyce youn taleplerde bulunur. Oysa vcudunuzu denetle
meniz yalnzca asgari bir gerekliliktir. Sayfadaki harflerin ekilleri
ne aldr etmemeyi de renmi olmanz gerekir. Onlar aklnzda
tutmal, bylece dorudan onlarn oluturduklar szcklerin an
lamlarna ulamalsnz. Kafay harflerin ekillerine takarsanz, kat
lanlmaz derecede beceriksiz bir okur olur, herhalde herkes tarafn
dan aptal muamelesi grrsnz. Estetie taklmadan anlamlara
ulamay renmiseniz, belli bir mesafe koymay ve nesnel olma
y gerektiren bir tavr alabilmisinizdir. Bu tavr, szcklerin duy
gusal hazz ya da ekicilii veya kendini ho gsteren tonu (byle
zellikleri varsa tabii) ile szcklerin ifade ettikleri argmann
mantm birbirinden ayrabilmeniz anlamnda, Bertrand RusselFn
belagata baklk dedii zellii bir grev gibi benimsemenizi
de kapsar. Ama ayn zamanda, yazarn konuya ve okura kar tutu
munu, dilinin tonundan karabilmelisiniz. Baka bir deyile, aka
35

r::

ile tartma arasndaki fark bilmelisiniz. Bir tartmann niteliini


deerlendirirken ayn anda birok eye birden giriebilmek; hkm
vermeyi tartmann bitmesinden sonraya brakmal, metnin nere
sinde, ne zaman yantlandna ya da yantlanp yantlanmadna
karar verene kadar somlan aklnzda tutmal, karnzdaki nerme
ye kendi argmannzla yant verirken yaadnz deneyimi metin
le ikilendirmelisiniz. Kendi bilginiz ve deneyiminizin aslnda ar
gman pek etkilemeyen yanlarm bir kenara brakabilmeksiniz. Ye
btn bunlar yapmaya hazrlanrken, szcklerin sihirli yanlan bu
lunduu inancm tamal, her eyden nce soyutlamalar dnyasn
zmeyi renmi olmalsnz, nk bu kitapta sizin somut imge
ler oluturmanz gerektiren deyilerle cmlelerin says ok azdr.
Basl sze dayak bir kltrde, zeki olmayan insanlarn bir tart
may anlayabilmeleri iin bunun onlara resimler izilerek anlatl
mas gerektiinin sylenmesi garip karlanmaz. Zek, kavramlar
dan ve genellemelerden oluan bir alanda resme gerek duymadan
rahatlkla anlayabilmeyi ierir.
Tm bunlar ve daha fazlasn yapabilme yetenei, hakikat an
laylarnn basl szck etrafnda dzenlendii bir kltrde zek
nn asl bir tanmn oluturur. Kitabmn bundan sonraki iki bl
mnde, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda Amerikann tam
da byle bir yer olduunu, herhalde o zamana kadar varolmu kl
trler iinde basl szlerle ynlendirilen balca kltr olduunu
gstermeyi istiyorum. Daha sonraki blmlerde de, yirminci yz
yldaki hakikat nosyonlarmzn ve zekyla ilgili dncelerimizin,
eski medyann yerini yenisinin almasyla birlikte deitiini gster
meyi istiyorum.
Ne var ki konuyu gerekenden daha fazla basitletirmek gibi bir
niyetim yok. Bu blm, dikkatli okurlarn zaten kafalarnda ekil
lendirmi olabilecekleri baz kar-argmanlar nnde bir savunma
ilevi grebilecek saptamayla bitirmek istiyorum.
lk olarak, medyadaki deiikliklerin insanlarn zihinsel yapla
rnda veya bilme kapasitelerinde de deiikliklere yol atn iddia
etmemeye bilhassa zen gsteriyorum. Bu iddiada bulunan ya da
iddia etme noktasna varan birok insan vardr (szgelimi, Jerome
36

Bruner, Jack Goody, Walter Ong, Marshall McLuhan, Julian Jaynes


ve Erle Havelock).7 Bana kalrsa bu konuda hakldrlar, ancak be
nim argmanm bununla ilgili deil. Dolaysyla, rnein sz-insanlarmn entelektel balamdan, Piagetci anlamyla, yaz-insanlarndan daha az gelikin olduu ya da atelevizyon-insanlarmm en
telektel bakmdan hem sz-insanlar hem yaz-insanlarmdan daha
az gelikin olduu dncesini ileri srmeye kalkmayacam. Be
nim argmanm, nemli lde yeni bir aracn (medium) sylem
yapm da deitirdiine dikkat ekmekle snrldr. Yeni bir ara
(medium), sylem yapm, akim kullanlnn baz yollarm cesa
retlendirerek, belli zek ve bilgelik tammlarn ne kararak ve
belli trde bir ierik talep ederek (zel bir deyile, hakikati ren
menin yeni biimlerini yaratarak) deitirir. Ayrca bir kere daha
belirteyim ki, bu konuda greci biri deilim; televizyonun yaratt
epistemolojinin, basl sze dayal bir epistemolojinin gerisinde
kaldna inanmakla yetinmiyor, ayrca bunun tehlikeli ve anlam
szl egemen klan bir gelime olduuna da inanyorum.
kinci saptamam u: Benim gerekletiini ima ettiim ve ay
rntl olarak izah edeceim epistemolojik deiim henz herkesi ve
her eyi kapsamamtr (belki de asla kapsamayacaktr). Baz eski
7. Jerome Bruner, Studies in Cogntive Growth adl alm asnda, "gelimenin
ieriden darya olduu kadar dardan ieriye doru da olduunu, bilisel ge
lim enin ounlukla, bir insann oluumunun kltrel tem elde yansyan kas g
cnn, duygusal ve dnsel yetilerin, oaltclarna dayandn belirtir (s. 1-

2).
The Domesiication o fth e Savage M in d da Goodyye gre, /yaz/, dnyann (bi
lisel srelerin) tem sillerinin niteliini, okum ay/ becerem eyenlere gre deiti
rir. Goody yle srdrr: Dolaysyla alfabenin varl, bir bireyin urat ve
rilerin trn, bylece d verileri incelem ek iin elinde bulunan program lar repertuvarn deitirir. (s. 110).
Julian Jaynes, The Origins of Gonsciousness in tbe Breakdown o fth e Bicamera!
M in d d a, ift-ynetim li (bicam eral) seslerin kslm asnda yaznn rolnn korkun
nem li oiduu"nu belirtir. Jaynes, yazl szn halsinojenik imgenin yerini ald
n ve beynin sa yarkresinin verileri snflam a ve bir araya getirm e ilevini
devraldn iddia eder.
VValter Ong, The Presence o fth e Wordda, M arshall McLuhan ise Understanding
Mediada, medyann duyular arasndaki oran ile dengede meydana gelen dei
iklikler zerindeki etkisini vurgular. Buna, Alfred North VVhiteheadin henz 1938
ylnda (Modes o fT h o u g h td a) medyadaki deiikliklerin sinir sistem inin dzenle
nii zerindeki etkilerinin kapsaml bir incelem esinin yaplm as gerekliliine dik
kat ektii de eklenebilir.

37

iletiim aralar (rnein, resimli yaz ve resimlerle sslenmi elyazmalan), bizzat ayakta tuttuklar kurumlar ve bilme alkanlkla
ryla birlikte yok olurken, daima geerli kalan baka konuma bi
imlerimiz olacaktr. rnein, sz ile yaznn durumu byledir. De
mek ki televizyon gibi yeni biimlerin epistemolojisinin kar konulamayan bir etkisinin bulunduundan sz edemeyiz.
Olay u ekilde dnmekte yarar gryorum: Sembolik or
tamdaki deiiklikler doal ortamdaki deiikliklere benzerler; ilk
nce tedrici bir sreci yanstan ve katk niteliinde oluan deiik
likler, daha sonra topluca, fizikilerin dedii gibi kritik bir byk
le ular. Yava yava kirlenen bir nehir anszn zehirli olur; ba
lklarn ou lr; yzme salk asndan tehlike yaratmaya balar.
Ama o zaman bile nehir aym grnebilir ve nehirde hl bir kayk
yzebilir. Baka bir deyile, yaam yok olduu zaman bile nehir or
tadan kalkmaz; tabii salad yararlar da. Ancak deeri ciddi l
de azalmtr ve bu berbat durum btn evrede zararl etkiler do
uracaktr. Bizim sembolik ortammzda da ayn ey olur. Elektro
nik medya sembolik ortammzn niteliini kesinkes ve geri dn
olmayan biimde deitirdiine gre eminim biz de kritik bir b
ykle ulam durumdayz. u anda enformasyonlar, fikirleri ve
epistemolojisi basl szlerle deil, televizyonla ekillenen bir kl
trz. Kukusuz hl bir sr okur var ve bir sr kitap yaymlan
yor, ancak basl yaynn ve okumann kullanmlar eskiden olduu
gibi deil; basl szn arka plana dmeyecei dnlen son ku
rumlar olan okullarda bile bu durumla karlalmaktadr. Televiz
yon ile basl szn bir arada yaayabilecei hayali, kendini kandr
mak demek olur, nk bir arada yaamak iin eit olmak gerekir.
Oysa burada eitlik sz konusu deildir. Basl sz imdi yalnzca
kalnt durumundaki bir epistemolojidir ve bir lde televizyon
ekranlarna benzer ekillerde retilen bilgisayarlar, gazeteler ve
dergilerden dolay hep bu durumda kalacaktr. Zehirli bir nehirde
yaayan bir balk ve bu zehirli nehirde yola kan kayk gibi, bi
zim iimizde dfe duygular arlkla daha eski ve daha berrak sula
rn etkisiyle biimlenen insanlara hl rastlanmaktadr.
nc nokta ise yukarda yaptm benzetmede, nehir byk
38

lde kamusal sylem dediimiz eye -bizim politik, dinsel, en


formasyonla ilgili ve ticari konuma biimlerimize- gnderme yap
maktadr. Televizyona dayal bir epistemolojinin, her eyi kirletme
se bile, kamusal iletiimi ve onun evreledii alan kirlettiini sa
vunuyorum. Bana hep, televizyonun yallar, sakatlar, daha doru
su otel odalarnda yalnz balarna kalan herkes iin bir rahatlk ve
haz kayna olarak tad deer hatrlatlp durulur. Bunun yann
da, televizyonun kitlelere bir tiyatro sunma (kanmca yeterince cid
diye alnmam bir konudur bu) potansiyeli tadnn da farknda
ym. Ayrca, televizyonun rasyonel sylemin temellerini yok edici
gcnn yannda, Vietnam Sava aleyhinde ya da tehlikeli faizm
biimleri aleyhinde duygulan ayaa kaldrabilecek kadar byk bir
duygusal gce sahip olduu ynnde iddialar da vardr. Bu ve bu
na benzer yararl olanaklar da hafife alnmamaldr.
Televizyona kar her cepheden saldrya getiimin dnlmemesini istememin bir nedeni daha vardr. letiim tarihi zerine
azck dahi bilgisi olan her insan, her yeni dnme teknolojisinin,
yenisinden yararlanmak zere eskisinden vazgemeye gerek duy
duunu bilir. Tamamen aym lde olmasa bile, bir al-ver mesele
sidir bu. Medya deiimi mutlaka bir dengeyle sonulanmaz. Med
yadaki deiim bazen yok ettiinden daha fazla ey yaratrken, ba
zen tam tersi olur. Gelecein srprizlerle dolu olabileceini unut
mayarak, vgler yadrrken ya da mahkm ederken dikkatli ol
malyz. Matbaann icad da paradigmatik bir rnektir. Tipografi
modem bireysellik fikrini beslemi, ancak ortaaa zg cemaat ve
btnleme duygusunu silip yok etmiti. Tipografi dz yazy ya
ratt, ama iiri egzotik ve sekinci bir ifade biimine dntrd.
Tipografi modem bilime zemin hazrlam, ancak dinsel duyarll
basit batl itikatlar dzeyine indirmiti. Tipografi ulus devletin ge
limesine yardmc olmu, ancak bylece yurtseverlii -ldrc
olmasa bile- alaka bir duyguya dntrmt.
Akas, benim bak amla tipografinin drt yzyllk emperyal egemenlii, zarardan ok daha fazla yarar getirmitir. Eitim,
bilgi, hakikat ve enformasyonla ilgili fikirlerimiz gibi akim yarar
laryla ilgili modem fikirlerimizin ou da basl szle ekillenmi39

,1IIL

ti. Ben burada, tipografnin kltrmzn eperine dmesi ve


onun merkezdeki yerini televizyonun almas srecinde, ciddiliin,
akln ve ncelikle kamusal sylemin deerinin tehlikeli derece
de azaldm gstermeye alacam. Baka yollardan nasl yarar
salayacamz konusunda bir gzmz daima ak tutmalyz.

40

Tipografi Amerikas

Autobiography o f Benjamin Franklint, Dunkerler diye bilinen ve


Franklinin uzun zamandr tand dinsel bir mezhebin* kurucula
rndan Michael W elfaree atfen arpc bir alnt yer alr. Bu akla
mann kkeninde, W elfarein Frankline ilettii, dier dinsel mez
heplerin yandalarnn Dunkerler hakknda bir sr yalanlar yay
dklar; onlan, aslnda tamamen yabancs olduklar iren ilkeler
le suladklar ikyeti yatyordu. Franklin, eer Dunkerler kendi
inanlarm ve disiplin kurallarm madde madde yaymlarlarsa bu
tr istismarlarn azaltlabileceini sylemi, Welfare de din karde
leri arasnda bu yaklamn tartld, ancak reddedildii eklinde
* Alm an-Am erikan Baptistlerinin kolu olan bir mezhep, (.n.)

41

W
mi-

yantlamt. Welfare bunun peinden din kardelerinin nasl akl


yrttklerini u szlerle aklyordu:
lk defa bir cemaat olarak bir araya geldiimiz zaman, bu durum Tanrya, eskiden doru saydmz baz doktrinlerin yanl, yanl sayd
mz baka doktrinlerin ise asl hakikat olduunu grmemizi salaya
cak derecede zihinlerimizi aydnlatma zevkini tattrmtr. Tanr zaman
zaman bize daha fazla k ihsan etme zevkini de tattrmtr. lkeleri
miz gelimekteyken, yanllarmz azalmaktadr. u anda bu ilerleme
srecinin sonuna varm olup olmadmzdan, tinsel ya da teolojik
bilgide mkemmellie eriip erimediimizden emin deiliz. Ve ken
dimizi bu noktaya erimi olmaktan dolay elimiz kolumuz bal ve k
stl hissedersek, byk ihtimalle baka yeni gelimeleri benimsemeye
yanamamaktan, dahas ocuklarmz ve torunlarmzn da bu yolda
yrmelerinden, onlarn, bykleri ve atalar olan bizlerin yaptklarn
kutsal, bir milim dahi almayacak eyler olarak kavramalarndan
korkuyoruz .1

Franklin bu duyguyu, insanlk tarihinde bir mezhepte grlen yeg


ne tevazu rnei olarak anlatr. Tevazu kesinlikle buna uygun d
en szcktr, ama bu aklama baka nedenlerden dolay da ola
anstdr. Burada, yazl sz epistemolojisinin Platona yarar
derecede parlak bir eletirisini buluruz. Bu bak as, onaylamas
pek sz konusu olmamakla birlikte, Musann da ilgisini ekebilir
di. Dunkerler dinsel sylem konusunda yle bir emir formle et
me noktasma gelmilerdi: Her frsatta kendi kurduun tuzaa d
meyesin diye, ilkelerini yazya dkmeyecek, hele baslmasna hi
izin vermeyeceksin.
Gene de biz, bu durumu, Dunkerlerin dncelerinin yazya d
klmemesi asndan nemli bir kayp sayabiliriz. Anlattmz bu
durum elinizdeki kitabn dayand ncle, yani fikirlerin ifade edi
li biiminin bu fikirlerin ieriini etkiledii dncesine kesinlik
le aklk getirecektir. Ancak daha nemlisi, Dunkerlerin dnce
lerinin koloni Amerikasnda basl sze duyulan gvensizliin bi
ricik rnei olmasyd. nk, Franklinin de ilerinden biri oldu
u Amerikallar, o ana kadar yaam her insan topluluu kadar ba-1
1. Franklin, s. 175.
42

sili sze balydlar. New Englandda yerlemeye balam g


menler iin baka ne sylenebilirse sylensin, onlarn ve mirasla
rnn, dinsel duyarllklar, politik fikirleri ve toplumsal hayatlar tipografi araclyla belleklere kaznm sadk ve marifetli okurlar
olmalar nemli bir olgudur.
Mayflower& yk olarak eitli kitaplarn da tandm, bun
larn en nemlileri arasnda ncil ile Kaptan John Sm ithin Description o f New England'mm bulunduunu biliyoruz. (Gmenlerin
henz haritas byk oranda karlmam bir lkeye doru yol al
malar nedeniyle, Kaptan Sm ithin kitabnn en az ncil kadar dik
katle okunmu olduunu dnebiliriz.) Ayrca, kolonileme sre
cinin ilk gnlerinde her bakana dinsel bir ktphane kurmas iin
on pound tahsis edildiini de biliyoruz. Okuma-yazma oranlarn
tahmin etmek ne yazk ki ok g olmasna ramen, 1640 ile 1700
yllar arasnda Massachussetts ve Connecticuttaki erkeklerin oku
ma-yazma orannn yzde 89 ile yzde 95 arasnda dolatn, bu
orann herhalde o devirde dnyadaki okuma-yazma bilen erkekler
iin en yksek oran temsil ettiini dorulayan yeterli kant vardr
(ounlukla imzalardan karlan bir sonu).2 (Bu kolonilerde ka
dnlarn okuma-yazma bilme orannn 1681-1697 yllarnda yzde
62 gibi yksek bir orana ulat tahmin edilmektedir.)3
Bu insanlarn hepsinin, Lutherin Matbaann, Tanrnm vahiy
lerini iletmesini salayan en yce ve en nemli ltf olduu ek
lindeki inancn paylaan Protestanlar olmasna bakarak, her evde
okunan baucu kitabnn ncil olduunu syleyebiliriz. Elbette, va
hiyler, ncilden baka kitaplarda, szgelimi 1640ta baslan ve ge
nelde Amerikamn ilk bestselleri saylan nl Bay Psalm B ookta**
da indirilmi olabilirdi. Ancak bu insanlarn srf dinsel kitaplar
okuduklar da dnlmemelidir. Veraset kaytlarna gre, 1654 ile
1699 yllar arasnda Middlesex Countydeki maliknelerin yzde
6 0 mda kitap vard, ancak bunlarn yzde 8 inin dnda hepsinde
* 1620 ylnda Southamptondan Amerikaya nl bir gmen kafilesini getiren
geminin ismi, (.n.)
2. Hart, s. 8.
3. Hart, s. 8.
** ncil'de (.n.)

43

ncirden baka kitap da bulunuyordu.4 1682 ile 1685 yllan arasn


da Bostonun en byk kitaps, bir ngiliz tacirden 3421 kitap ge
tirtmiti ve bunlarn ou dinsel konularla ilgisi olmayan kitaplar
d. Bu kitaplarn o srada kuzey kolonilerinde yaayan yaklak
75.000 insann okumas iin getirildii de dnlnce bu saynn
ne kadar byk bir anlam tad rahatlkla kestirilebilir.5 Bu say
nn modern adaki karl on milyon kitaba denk dmektedir.
Calvinci Pritenlerin dininin kendilerinden okur-yazar olmala
rn istemesinin dnda, kolonicilerin basl szle ilgilenmelerini
aklayan faktr daha vardr. Onyedinci yzyl ngilteresinde
erkekler arasndaki okuma-yazma bilme oram yzde 4 0 gemedi
inden, ilk nce, New Englanda ayak basan gmenlerin ya ngil
terenin daha okur-yazar blgelerinden veya nfusun daha okur-ya
zar kesimlerinden ya da her ikisini kapsayan bir bileimle geldikle
rini dnebiliriz.6 Baka bir deyile, gmenler New Englanda bi
rer okur olarak ayak basmlard ve Yeni Dnyada okumaya, Eski
Dnyada olduu kadar nem verildiine hi phe yoktu. kincisi,
1650den itibaren New England kasabalarnn hemen hepsinde
okuma-yazma okulu bulunmasn ve ayn ekilde geni nfuslu
yerlerde gramer okulu almasn zorunlu tutan yasalar karlm
t.78Ve bu yasalarn hepsinde, yapt kt planlarn her koulda ei
tim yoluyla nlenebilecei dnlen eytana gndermeler vard.
Aadaki popler onyedinci yzyl arksnn dndrd gibi,
eitimin gerekli grlmesinin baka nedenleri de bulunuyordu:

Halk okullarndan
genel bilgi fkracak,
nk kutsaldr,
insanlarn bilme hakk?
4.
5.
6.
7.
8.

44

Hart, s. 8.
Hart, s. 15.
Lockridge, s. 184.
Lockridge, s. 184.
Hart, s. 47.

Baka bir deyile, bu insanlarn ufku, eytana boyun edir


mekten daha fazla eye yer veriyordu. Onaltmc yzyldan itibaren
meydana gelen byk bir epistemolojik deiimle, her trl bilgi
basl sayfalara aktarlm ve basl sayfalarda netletirilmiti. Lewis Mumford bu epistemolojik deiimle ilgili olarak unlar yaz
yordu: Basl kitap, insanlar dolaymsz ve yresel olann ege
menliinden dier aralardan daha fazla kurtaryordu... Basl sz,
olaylardan daha gl bir izlenim brakyordu... Var olmak basl
biimde var olmakt: Dnyann dier ynleri zamanla glgede ka
lacakt. renmek, kitap eitimi biimini almt.9 Bunlarn n
da, kolonicilerin genlerin eitilmesini yalnzca ahlaki bir grev
olarak deil, ayn zamanda entelektel bir zorunluluk olarak kavra
dklarn varsayabiliriz. (Yurtlar olan ngiltere bir okullar adayd.
rnein 1660 ylnda ngiltere'de 444 okul vard, ki bu yaklak
olarak on iki millik mesafeye bir okul dmesi demekti.101) Okumayazma oranndaki artn eitimle yakndan balantl olduu ak
tr. Eitimin zorunlu tutulmad (Rhode Islanddaki gibi) ya da et
kisiz okul yasalarnn egemen olduu (New Hampshiredaki gibi)
yerlerde, okuma-yazma oranlar dier yerlere kyasla daha yava
artyordu.
Son olarak, yurtlarndan ayrlm bu ngilizlerin kendi kitaplar
n yazmalarna, kendi yazarlarn yetitirmelerine gerek yoktu.
nk eksiksiz, gelikin bir edebi gelenei zaten anayurtlarndan
ithal ediyorlard. 1736da kitaplar S pectatof m, T atlef m ve Ste~
ele' in Guardian'mm geldiini ilan etmilerdi. 1738de Locken
Essay Concerning Human Undersanding'inin, Popeun ffo m e f inin, Sw iffin A Tale o f a Tub'mm ve Drydenin Fables'mm
ilanlar km t.11 Yale sitesi bakan Timothy Dwight, Ameri
ka'nn durumunu ksaca yle betimlemiti:
Hemen her konuda hemen her tr kitap yazl halde elimizde bulunu
yor. Bu konuda apayr bir yerimiz var. Byk Britanya halkyla ayn
dili konumamz ve genellikle o lkeyle bar iinde olmamzdan do
9. Mumford, s. 136.
10. Stone, s. 42.
11. Hart, s. 31.

45

lay, onunla ticaretimiz sayesinde dzenli olarak bol miktarda kitap ge


tirtebiliyor; her sanat ve bilim dal ile edebiyat trnde eksikliklerimi
zi byk lde kapatan kitaplar temin ediyoruz.12

Bu durumun ierdii nemli bir sonu, Koloni Amerikasnda bir


edebiyat aristokrasisinin ortaya kmamasdr. Koloni Amerikasnda okumak elitist bir etkinlik saylmyor, basl materyaller her
tr insan arasnda eit biimde datlyordu. Tabii grafii devaml
ykselen, snflar st bir okuma kltr geliti. Daniel Boorstinin
yazd gibi, Okuma yaygnlamt. Merkezi hibir yerde olmad
ndan her yerdeydi. /Basl malzemelerde/ konu edilen eyler her
kese yaknd. Herkes ayn dili konuabilirdi. Okuma; alkan, ha
reketli, kamusal bir toplumun rnyd.13 1772de Jacob Duche
yle yazabiliyordu: Delaware kysna gelen en yoksul emekiler,
din veya politika konularndaki duygularm, beyefendiler ya da b i
lim adamlar kadar zgrce ifade etmeye yetkili olduklarm d
nyorlard... Her tr kitaptan alnacak yle bir tat vardr ki, hemen
herkesi kitap okuru yapar.14
Sradan insanlarn kitaptan bylesine keyif aldklar bir yerde,
10 Ocak 1776da yaymlanan Thomas Painein Common Sen
se'ima o yln Mart ayma kadar 100.000den fazla satmasna ar
mamalyz.15 1985te kan bir kitabn, Painein kitabnn toplad
ilgiyi yakalamas iin (iki ayda) sekiz milyon satmas gerekirdi.
1776 Martnm somas iin Howard Fast daha mthi rakamlar ak
tarr: Gerekte ka tane basldm tam olarak kimse bilmiyor. En
temkinli kaynaklar bile 300.000in zerinde bir say veriyorlar. B a
zlar bask saysmm yarm milyona yaklatn sylyorlar. 3 mil
yonluk bir nfusa 400.000 kitabn dtn aklmzda tutarsak,
bugn yaymlanan ayn apta bir kitabn tam 24 milyon satmas ge
rekir.16 Gnmz Amerikasnda bu kadar ok sayda insann dik
katini ekebilecek yegne iletiim olay futboldur, ampiyonlar li
gidir.
12.
13.
14.
15.
16.

46

Boorstin, s. 315.
Boorstin, s. 315.
Hart, s. 39.
Hart, s. 45.
Fast, s.x (Giri blmnde).

Tam bu noktada Thomas Paine hakknda bir eyler sylemek


iin biraz konu dma kmaya deer, nk Paine nemli bir a
dan kendi devrinde okuryazarln yksek oranlara ulap yaygn
lamasnn bir lsdr. Burada bilhassa zerinde durmak istedi
im yan, Shakespeare rneinde olduu gibi, mtevaz kkenine
ramen kendisine atfedilen kitaplarn yazarnn Paine olup olmad
na ilikin hibir som iaretinin ortaya atlmamasdr. Painein ya
am hakknda Shakespearein yaamndan daha fazla bilgi sahibi
olduumuz dorudur (tabii Painein ilk dnemleri iin syleyeme
yiz bunu), ancak Painein Shakespeareden daha az formel eitim
alm olduu, Amerikaya gelmeden nce en alt emeki snfta yer
ald da dorudur. Paine, bu dezavantajlarna ramen, Voltaire,
Rousseau ve ada ngiliz filozoflaryla (Edmund Burke dahil ol
mak zere) aym lde berrak ve canl bir dille politik felsefe ve
polemik yazlan yazmt. Gene de hi kimse, ngilterenin yoksul
snfndan gelen eitimsiz bir gmenin nasl bu kadar hayranlk
uyandrc satrlar yazd sorusunu sormamt. Painein eitimsiz
lii zaman zaman dmanlar tarafnidan gndeme getiriliyordu
(Painein kendisi de bu eksikliinden dolay aalk duygusuna ka
plmt), ancak sradan bir insann bu kadar etkili bir ifade gcne
nasl sahip olduu somsunu sormak hi kimsenin aklna gelmiyor
du.
Painein en yaygn biimde okunan kitabnn tam balnn
Common Sense, Written by an Englishman eklinde olmas da anl
maya deer bir noktadr. Bu aklama nemlidir, nk, daha nce
belirttiimiz gibi, Amerikallar Kolonici dnemde fazla kitap yaz
mamlard. Benjamin Franklin bunu, Amerikallarn baka eyler
le bununla uraamayacak kadar megul olduklarm iddia ederek
aklamaya almt. Belki dorudur bu. Ancak Amerikallar, ken
di yazdklar kitaplardan olmasa bile, matbaadan yararlanamayacak
kadar megul deillerdi. Amerikadaki ilk matbaa 1638 ylnda, o
srada henz iki yllk bir kurum olan Harvard niversitesi bnye
sinde kurulmutu.17 Bostonda ve Philadelphiada da ksa sre son17. Bu matbaa Amerika ktasnda kurulan ilk matbaa deildi yalnz. spanyollar
Meksikada ondan yz yl nce bir basm ofisi kurmulard.

47

ra matbaalar kurulmu ve buna Saray hibir ekilde kar kma


mt. Gelgelelim, o sralarda dier ngiliz ehirlerinin yan sra Liverpool ve B irmingham da da matbaa kurulmasna izin verilmedi
ine bakarsak tuhaf bir olguyu yanstyordu bu durum.1819Matbaadan
ilk kez, ounlukla ucuz kda blten basmakta yararlanlmt.
Nitekim bir Amerikan edebiyatnn gelimesinin gecikmesi de in
sanlarn alkan olup olmamasna ya da ngiliz edebiyatnn varl
na deil, kaliteli kt ktl ekilmesine balanabilir. Devrim
gnlerinde bile, George Washington generallerine paavra ktlar
la talimat vermek zorunda kalm, kt ktl ekilmesi nedeniyle
ilettii mesajlar zarfa koyularak gnderilememiti.15
Gene de onyedinci yzyln sonlamda, Amerikan kltrnn
kitaplara arlk veren tipografik eilimiyle bal bir yerli edebiyat
ekillenmeye balamt. Burada elbette, Amerikallarn ilk kez
Bostonda 25 Eyll 1990da ellerine aldklar Benjamin Harrisin
Publick Occurrences Both Foreign and Domestick adn verdii
sayfalk bir gazetenin ilk basksndan sz ediyorum. Harris, Ameri
kaya gelmeden nce, Katoliklerin Protestanlar kesip Londray
yakacam iddia eden uyduma bir komployu su yzne kar
makta rol oynamt. Harrisin Londrada yaymlad Domestick
Intelligence adl gazete Popish Plotu* aa karm, bu da Katoliklere ar bir bask uygulanmasna neden olmutu.20 Yalan ha
berlerin yabancs olmayan Harris, Publick Occurrencem tantm
yazsnda, o sralarda Bostonda yaygn olan -ki hl yaygndr- ya
lanclkla mcadele etmenin bir gazete iin zorunlu olduuna dik
kat ekmiti. Harris tantm yazsn u szlerle bitiriyordu: Gali
ba bu neri kimsenin houna gitmeyecek, ama bu kadar alaka bir
suun ilenmesi buna balanabilir. Harris nerisinin kimsenin ho
una gitmeyeceini dnmekte haklyd. Publick Occurrencesin
kinci says asla kmad. Vali ile Belediye Bakan, Harrisin ok
yksek dzeyde sulamalarda bulunduu gerekesiyle gazeteyi
18. Mott, s. 7.
19. Boorstin, s. 320
20. Mott, s. 9.
* Katoliklerin Protestanlara ynelik bir katliam dzenleyip Londray yakacaklar
ve kral ldrecekleri bir komplo hazrladklar iddiasna verilen ad. (.n.)

48

kapattlar.212Bu hareketle, tasarladklar alaklklarn engellenmesi


ne izin verme niyetlerinin olmadm ortaya koymu oluyorlard.
Yani, Eski Dnyada yz yl nce balam olan haberleme zgr
l mcadelesi Yeni Dnyada da balyordu.
Harrisin baarszlkla sonulanan abalan baka gazete kar
ma denemelerine esin kayna olmutu: rnein, 1704te yaymla
nan Boston News-Letter, genelde, srekli yaymlanan ilk Amerikan
gazetesi olarak kabul edilir. Bunun ardndan, 1719da Boston Gazette ile, 1721 de editrln Benjamin Franklinin aabeyi Ja
mes Franklinin yapt New England Courant kanlmt. 1730
ylma gelindiinde drt kolonide dzenli olarak yaymlanan yedi
gazete vard. 1800 ylnda ise bu say 180i amt. 1770te New
York Gazette kendisini ve dier gazeteleri u dizelerle kutluyordu.

Hakikattir bu (saolasn kolej),


Gazeteler bilginin pnardr,
lkenin drt bir yanndaki,
Her modern konulmann kaynadr.71
Onsekizinci yzyln sonunda Peder Samuel Miller, Amerika
Birleik Devletlerinde, nfusu ngilterenin ancak yansna geldii
halde, ngilterede kanlarn te ikisinden fazla gazetelerinin ol
masyla vnyordu.23
1786da Benjamin Franklin, Amerikallarn kafalarm kitap
okumaya zaman bulamayacak kadar gazete ve brorlere gmdk
lerini gzlemliyordu. (Anlalan her zaman iin vakit bulduklan bir
kitap, 1783 ile 1843 yllar arasnda 24 milyon adet satan Noah
Webstern American Spelling Bonnuydu.)24 Franklinin brorler
den sz etmesi ylesine geitirilmemelidir. Btn kolonilerde ga
zetelerin mantar gibi oalmas, brorlerin ve el ilanlarnn hzla
yaygnlamasyla el ele yrmt. Alexis de Tocqueville, 1835te
yaymlanan Democracy in America adl almasnda bu olguya
21.
22.
23.
24.

Lee, s. 10.
Boorstin, s. 326.
Boorstin, s. 327.
Hart, s. 27.

F4 N/Televizyon: ldren Elence

49

dikkat ekmekteydi: Amerikada partiler birbirlerinin dncele


riyle savamak iin kitap yazmazlar, ama kt gn inanlmaz bir
hzla datlp hemen tkeniveren brorlerden bol bol basarlar.23
Tocqueville u gzlemde bulunduu zaman da gazetelerle bror
lere deinmekteydi: Ateli silahlarn icad, muharebe alannda
vassal ile soyluyu eitlemiti; basmclk sanat, ayn kaynaklar her
snftan insanlarn nne sundu; posta da bilgiyi hem kr evinin
hem de sarayn kapma kadar getirdi.2526
Tocquevillein Amerikayla ilgili bu gzlemlerde bulunduu s
rada, matbaa lkenin btn blgelerine yaylmt bile. Gney, hem
okullarn kurulmasnda (bu okullarn hemen hepsi devlet okullarn
dan ziyade zel okullard) hem de matbaadan yararlanmakta Kuzeyin gerisinde kalmt. rnein Virginia, dzenli yaymlanan ilk
gazetesi olan Virginia Gazetteyi 1736ya kadar karamamt. An
cak onsekizinci yzyln sonuna doru, fikirlerin basl yayn arac
lyla hareketlenmesinde grece hzl bir gelime oldu ve ulusal
apl ortak konuma diline benzer bir ey ekillendi. Szgelimi,
Alexander Hamilton, James Madison ve John Jayin (hepsi de Publius ismi altnda) kaleme ald seksen be denemenin topland
Federalist Papers, ilk bata 1787 ve 1788 yllarnda bir New York
gazetesinde km, ama Gneyde de hemen hemen Kuzeydeki
yaygnlkla okunmutu.
Amerika ondokuzuncu yzyla girerken, btn blgelerinde ta
mamen basl sze dayal bir kltr egemendi. 1825 ile 1850 ylla
r arasnda aboneli ktphanelerin says katma kt.27 Okur-yazarl olumlu ynde etkileyen yerler olarak teknik ktphaneler
ve raklk ktphaneleri -yani, ii snf iin dnlm ktp
haneler- kuruldu. 1829da New York raklar Ktphanesinde on
bin cilt kitap bulunuyordu ve bu ktphaneden 1.600 rak kitap al
mt. 1857de ayn ktphane yaklak 750.000 kiiye hizmet ve
riyordu.28 Kongrenin 1851de posta cretlerini indirmesi sayesin
de her sene satlan gazeteler, periyodik dergiler, Pazar okulu kitap25.
26.
27.
28.

Tcqueville, s. 58.
Tocqueville, s. 5-6.
Hart, s. 86.
Curti, s. 353-354.
F4ARKA/Televizyon: ldren Elence

klar ve ucuz ciltli kitaplar bol miktarda temin edilebiliyordu.


1836 ile 1890 yllan arasnda okullara 107 milyon adet McGuffey
Reader datlmt.29 Roman okumak zaman iyi deerlendirmek
gibi grlmedii halde, Amerikallar romanlar da bir solukta oku
yup bitiriyorlard. Samuel Goodrich, 1814 ile 1832 yllan arasnda
y a y m lanan Walter Scottm romanlan hakknda unlar yazmt:
Walter Scottm kaleminden yeni bir romann piyasaya kmas
A BD de Napoleon savalanndan daha fazla sansasyon douruyor
du... Bu yaptlar herkes okumaktayd. B ilgili ya da sradan, her
kes.30 Yaymclar best-seller olmas muhtemel kitaplar ele geir
meye o kadar istekliydiler ki, gelen posta gemilerini karlamaya
adam gnderirler, Bulvvern ya da Dickensm en son roman bir
gn iinde dizilir, baskya verilir ve kapa taklp hazr hale getiri
lirdi.31 Uluslararas dzeyde geerli yayn hakk yasalar bulunma
dndan, halktan ya da ok rabet gren yazarlardan hibir ikyet
gelmeden bir sr korsan bask yaplyordu. Charles Dickens
1842de Amerikay ziyaret ettiinde, bugn televizyon yldzlar,
nl futbolcular ve Michael Jacksona gsterilen ilgiye edeerde
bir hayranlkla karlanmt. Nasl karlandm anlatacak sz
bulamyorum, diye yazmt Dickens bir dostuna, bu kadar kala
balk bir insan topluluunca alklanp peinden yrnmek, muhte
em balolar ve ziyafetlerle arlanp her trl kurulua arlmak
yeryznde hibir Kral ya da mparatora nasip olmamtr... Bir
arabayla sokaa ksam hemen etrafm kalabalk bir topluluk sarp
eve dnene kadar bana elik ediyor; tiyatroya gitsem btn salon
hep birlikte ayaa kalkyor ve bina kirilerine kadar sallanyor.32
Oysa bir yerli kz olan Harriet Beecher Stowea ayn trde bir hay
ranlk beslenmiyor (ve -kukusuz Gneyde- arabasnn evresi in
sanlarla kuatlsayd bile, bunun nedeni kesinlikle ona eve gidene
kadar elik etmek olmazd), ama yazd Uncle Toms Cabin (Tom
Amcamn Kulbesi) daha piyasaya knn ilk ylmda 305.000
adet satyordu: Bu say gnmz Amerikasnda drt milyonluk bir
29.
30.
31.
32.

Hart, s. 153.
Hart, s. 74.
Curti, s. 337.
Hart, s. 102.

51

sata karlk gelmektedir.


Alexis de Tocqueville, Amerikallarn basl yaynlara bu denli
youn ilgi gstermelerinden derinden etkilenen tek yabanc ziya
reti deildi. Ondokuzuncu yzyl boyunca kolonilerde nasl bir
yaam srdn kendi gzleriyle grmek iin yzlerce ngiliz
Amerikaya akn etmiti. Ve gelenlerin hepsi de okur-yazar oran
nn yksekliinden, zellikle okur-yazarln btn snflara yayl
masndan ok etkilenmilerdi.33
Ayrca, bir sluba dnm szl gelenein basl yayn gele
neini durmadan pekitirdii yerler olan konferans salonlarnn he
men her tarafta grlmesi onlan hayretler iinde brakmt. Bu
konferans salonlarnn birou, ilkin, yetikinlerin eitildii Lyceum Hareketinin* gelimesi sonucunda hizmete girmiti. Genellik
le, New Englandl bir ifti olan Josiah Holbrookun ismiyle anlan
Lyceum Hareketi, bilginin yaylmasn, genel okullarn oaltlma
sn, ktphaneler kurulmasn ve zellikle konferans salonlarnn
almasn ama edinmiti. 1835 ylnda on be eyalette binin
zerinde Lyceum vard.34 Bunlarn ou Allegheny dalarnn do
usuna kurulmutu, ancak 1840 ylna gelindiinde Iowa ve Min
nesota kadar batya uzanarak smr yalanlarnda da kurulmaya ba
lanmt. Amerikada kapsaml bir geziye km bir ngiliz olan
Alfred Bunn, 1853te pratikte her kyn kendi konferans salonu
olduunu bildirmekteydi.35 Bunn unlar da eklemiti: Gen ii
lerin, an derecede yorgun zanaatkrlarm ve saatlerce almaktan
bitkin dm fabrika iisi kzlarn., gnn yorgunluunu zerle
rinden atmadan., kalabalk bir konferans odasnn boucu scaklk
taki atmosferine koturduklarna tank olmak., harika bir olay.36
Bunnn hemerisi J.F.W. Johnson ayn gnlerde Smithsonian Enstitsndeki konferanslara katlm ve 1200-1500 dinleyici alma
kapasitesine sahip konferans salonlarnn hncahn dolu olduunu
33. Berger, s. 183.
* Halka ak konferanslar ya da tartmalar dzenleyerek yetikin insanlarn ei
tilmesini amalayan bir hareket, (.n.)
34. Curti, s. 356.
35. Berger, s. 158.
36. Berger, s. 158.

52

grmt.37 Gelenlerin dinleyebildikleri konferanslar arasnda,


zamann sayl entelektel, yazar ve mizahlar (ki bunlar da ya
zard), rnein Henry Ward Beecher, Horace Greeley, Louis Agassiz ve Ralph Waldo Emerson (onun bir konferans iin ald cret
elli dolard) bulunuyordu.3839Mark Tvvain otobiyografisinde, Lyceum
kampanyasna katlan bir konferans olarak yaad deneyimlere
tam iki blm ayrmaktadr. 1866da Kaliforniya ve Nevadada
konferans vererek baladm, diye yazyordu Tvvain, New Yorkta
bir kere, Mississippi Vadisinde birka kere konferans verdim;
1868de btn B atda bir ember izdim; sonraki iki- sezonda
rotama Dou emberini de dahil ettim.35 stelik Tvvainin baz
konferanslarn kasabalarda konutuklarnda 250, ehirlerde ko
nutuklarnda 400 dolar aldklarm (gnmz koullarnda, kdem
li bir televizyon haber programcsnn bir konferans iin ald fi
yatla akmaktadr bu) sylediine bakarsak, anlalan Emersona
denen fiyat ok azd.
Btn bunlardan yle bir sonuca ulaabiliriz: Ondokuzuncu
yzyln bandan sonuna kadarki Amerika, bildiimiz toplumlar
iinde basl szn ve basl sze dayanan sylev tarznn egemen
liini en ok hisseden toplumdu. Kald ki bu durum ancak bir l
de Protestan gelenein mirasyd. Richard Hofstadterin anmsatt
gibi, Amerika entelekteller tarafndan kurulmutu. Bu, modem
uluslarn tarihinde ender bir olaydr. Kumcu Babalarm, der Hofstadter, ilerinden pek ou klasik renim grm, zamanlarnn
yakc problemlerini zmekte tarih, politika ve hukuk kitaplarnda
okuduklar geni bilgilerden yararlanan bilge kiiler, bilimciler ve
aydn insanlard.40 Byle insanlarn ekil verdii bir toplum kolay
kolay tam tersi ynlere srklenmez. Hatta, Amerikaun, etkilerin
den ancak iki yzyl ve bir iletiim devriminden sonra kurtulabildiimiz entelekteller tarafndan kurulduunu bile syleyebiliriz.
Hofstadter, bundan kurtulma abalarmz, yani Amerikan kamu
sal yaamndaki antientelektel damar inandrc bir dille aktar
37.
38.
39.
40.

Berger, s. 158.
Curti, s. 356.
Tvvain, s. 161.
Hofstadter, s. 145.

53

W
I'

mtr, ama kendisinin bu konuda younlamasnn, izdii genel


tabloyu bozduunu da teslim etmektedir. Onun konumu, Amerikan
i dnyasnn tarihini iflaslar tarihinde younlaarak yazmaya ben
zemektedir.41
Basl szn kamusal sylemin her alalmdaki etkisinin sreen
ve gl olmas, yalnzca basl materyallerin okluuna deil, bu
konudaki tekele de dayanmaktadr. Bilhassa medyann o zamanki
ve imdiki konumunda ciddi farkllklarn varlm kabul edeme
yenler bu noktay yeterince kavrayamazlar. rnein baz zamanlar,
bugn iin eskisinden daha fazla basl malzeme bulunduu syle
nir (kukusuz dorudur bu). Oysa onyedinci yzyldan ondokuzuncu yzyln sonuna kadar mevcut olan eylerin hepsi fiilen basl
malzemelerdi. Ne seyredilecek bir film ne dinlenecek radyo ne ge
zilecek bir fotoraf sergisi ne de alnacak plak vard. Televizyon
da yoktu. Btn iler, her trl sylemin modeli, metaforu ve l
s haline gelen basl sz kanalyla ifade ediliyordu. Basl szn ve
zellikle yorumlayc dzyazmn dolaymz, analitik yapsnn
yanklar her yerde hissedilebiliyordu. rnein, insanlarn konu
ma biimine yansyordu bu. Tocqueville, Democracy in America da
bundan sz eder: Bir Amerikal, diye yazyordu Tocqueville,
muhabbet edemez, ama tartabilir, konumas nutuk atmaya ben
zer. Sizinle sanki bir mitingde konuuyormu gibi konuur; tart
mann scak bir havada gemesine izin verirse konutuu kiilere
Beyler diye seslenir.42 Bu tuhaf uygulama bir Amerikalnn sa
bit fikirliliinden ziyade, konuma slubunu basl szn yaps
uyarnca ekillendirmesinin bir yansmasdr. B asl sz gayri ah
si nitelik tadndan ve gzle grlmeyen dinleyicileri muhatap
aldndan, Tocquevillein burada tarif ettii, szl sylemin e
itli biimlerinde gzlenebilen bir tr basl nutuktur. rnein, va
izler krsye ktklarnda genellikle dzgn, gayri ahsi bir tonla
yazl konumalar yaparlar; bu vaazlarn ierii insann Doayla
ve Doa Yasalar araclyla alglad Tanrnn vasflarnn tut
kulu biimde, kum analizlerle sralanmasndan ibaret olur.43 De41. Hofstadter, s. 19.
42. Tocqueville, s. 260.
43. Miller, s. 269.
54

I.

izmi" tutkusuz, analitik bir ekilde ortaya konulmasna kar kan


bir dinsel canlanma hareketi olan Byk Uyan dnemi, kolayca
basl sayfa haline getirilebilecek nutuklar atan, olduka duygusal
vaizlerle birlikte ykselmiti. Bu insanlardan en karizmatik olan,
1739da Amerika'nn drt bir kesinde geni kitlelere vaaz verme
ye balam olan Peder George W hitefeldd. Whitefield, Philadelphia'da hitap ettii on bin kiilik topluluu, sa'nn varln ka
bul etmezlerse ebedi cehennem ateinde yanacaklarn iddia ederek
kkrtp dehete sokmutu. Benjamin Franklin de Whitefieldm
konumalarndan birisini dinlemi ve onun yayncln stlenme
yi nermiti. Whitefieldn gnlkleri ile vaazlar daha sonra Philadelphial B . Franklin tarafndan yaymland.44
Ama akas, basl szn yalnzca kamusal sylemin biimini
etkilediini sylyor deilim. Bunu, o biimin ieriin niteliini de
belirleyecei eklindeki daha nemli bir fikirle ilikilendirmedike,
sylediklerimin fazla bir anlam yoktur. Bu fikrin kendi eilimleri
iin fazla McLuhanc kaldna inanabilecek okurlara Kari
M arxm Alman deolojisi ndeki u atolar hatrlatrm. Kari Marx
retorik bir dille u somlar soruyordu: Matbaann, hatta bask ma
kinelerinin olduu bir ada lyada mmkn mdr? Matbaann
douuyla birlikte ark sylemenin, hikye anlatmann, hatta derin
derin dnmenin geerliliini yitirmesi kanlmaz deil midir?45
Marx, matbaann yalnzca bir makine deil, ayn zamanda belli tr
de ierikleri ve doal olarak belli trde izleyicileri dlayan ve bun
da srar eden bir sylem yaps olduunu ok iyi anlamt. Ama
meselenin zn kendisi tam olarak kefedememi, bu grevi ba
kalar stlenmilerdir. Ben de matbaann bir metafor ilevi, ciddi ve
rasyonel bir kamusal konuma biimi yaratacak bir epistemoloji i
levi grdn -u anda epeyce uzaklatmz bir durumdur buaa karmak zere elimden geleni yapmalym.*

* Vahyi inkr eden, ama Tanrnn varln kabul eden bir inan, (.n.)
44. Miller, s. 271.
45. Marx, s. 150.

55

IV

Tipografi kafas

Abraham Lincoln* ile Stephen A. Douglas*** arasndaki yedi nl


tartmadan ilki 21 Austos 1858de Illinois, Ottowada yaplmt.
Ar alarmdaki anlamaya gre, ilk olarak bir saat Douglas konua
cak, Lincoln bir buuk saat ona yant verecek ve tekrar Douglas ya
rm saat Lincolnn karln yantlayacakt. Bu tartmann sre
si ikisinin de altklar tartmalardan bir hayli daha ksayd. Asln
da daha nce eitli kereler kar karya gelmiler, bu karlama
larnn hepsi de ok daha uzun ve yorucu gemiti. rnein 16
Abraham Lincoln (1809-1986), 1861-1865 yllar arasnda grev yapan ve su
ikasta kurban giden 16. ABD Bakamdr. (.n.)
** Stephen A(rnold) Douglas (1813-1861), Illinois senatrl kampanyasnda
Uncolnle tartmalaryla n yapan ABDli politikac, (.n.)

56

Ekim 1854te Illinois, Peoriadaki bir tartmalarnda nce Douglas


saatlik bir konuma yapmt. Anlatklar zere Lincoln de ken
di yant hakkn kullanacakt. Ama Lincoln, sras geldiinde, saatin
imdiden akam 5 e geldiim, konumasnn herhalde Douglasmki kadar uzun sreceini, ardndan Douglasn da kendi savunma
sn yapmasmn tasarlandn hatrlatt dinleyicilere. Bunun iin
onlara eve gitmelerini, akam yemei yemelerini ve yeniden, kalan
drt saatlik konumay salim kafayla dinleyebilecekleri kadar zin
de bir ekilde geri dnmelerini nerdi.1 Dinleyiciler bu neriyi i
tenlikle kabul ettiler ve her ey aynen Lincolnn planlad gibi
yrd.
Bunlar nasl dinleyicilerdi? Yedi saat sren nutuklara seve seve
katlanabilen bu insanlar kimlerdi? Hemen belirtelim ki, Lincoln de
Douglas da bakan adap deillerdi. Peoriada karlatklar srada
henz ABD Senatosuna bile aday olmamlard. Ama zaten dinle
yicileri de onlarn resmi statleriyle zel olarak ilgilenmiyorlard.
Bu dinleyiciler, bu tr tartmalar politik eitimleri asndan temel
nemde sayan, toplumsal yaamlarnn ayrlmaz bir paras olarak
gren ve uzun sylevlere oktandr alm olan insanlard. Kaza ya
da eyalet fuarlarnn tipik bir zellii olarak bu programlara birden
ok konumac davet edilir ve konumaclarn ouna argmanla
rn ortaya koymalar iin saat kadar sre tannrd. Tabii konu
maclarn ortaya attklar savlarn karlksz kalmas tercih edilme
diinden rakiplerine de ayn uzunlukta konuma hakk verilirdi.
(Konumaclarn hep erkek olmad da belirtilebilir burada.
Springfieldda gnlerce sren bir fuarda, her akam bir kadn sa
londa Dnemin Byk lerici Hareketlerinde Kadn Etkisi konu
sunda konferans verirdi.1
2)
Dahas, bu insanlar nutuk ihtiyalarm karlamak iin yalnzca
fuarlara ya da zel toplantlara bel balamyorlard. Bilhassa bat
eyaletlerinde kk konumacs gelenei yaygn biimde uygula
nyordu. Konumac, kesilmi bir aacn kkniin evresinde ya
da ona edeerde ak bir meknda bir dinleyici kitlesi toplar ve on
1. Sparks, s. 4.
2. Sparks, s. 11.

lara nutuk eker dururdu. Dinleyiciler oklukla saygl ve dikkat


li insanlard, ama sessiz veya duyarsz kalyor da deillerdi. rne
in btn Lincoln-Douglas tartmalarnn bandan sonuna kadar,
konumaclar ya tevik etmiler (Gster ona, Abe!) ya da ksa,
kkrtc szlerle (Hadi bakalm, kolaysa yantla) sktrmlar
d. Sk sk duyulan alklar genellikle alayc ya da hrika deyilere,
inandrc szlere ayrlrd. Douglas, Ottowadaki ilk tartmada,
uzun sren alklara arpc ve aklayc bir karlk vermiti:
Dostlarm, demiti Douglas, bu sorunlar tartrken sessizce
dinlemenizi alklamanza tercih ederim. Sizin tutkularnz ya da
cokularnz ayaa kaldrmay deil, yarg gcnze, anlaynza
ve vicdannza hitap ediyor olmay isterim.3 Dinleyicilerin vicda
n, hatta yarg gc konusunda ok fazla ey syleyebilmek zordur.
Ama anlamalar konusunda pek ok varsaymda bulunulabilir.
Bir kere, o dnemin dinleyicilerinin dikkatlerini younlatrma
sreleri belli ki genel standartlara gre olaanst fazlayd. Bugn
k Amerikada yedi saatlik konumaya dayanabilen bir dinleyici
topluluu bulunabilir mi? Brakalm yedi saati, be saatlik, saat
lik konumalara bile -hele grnt de yoksa- katlanabilirler mi?
kincisi, o dnemin dinleyicilerinin uzun ve karmak cmleleri
dinleyerek kavrama konusunda da gene olaanst bir yetenekleri
olmalyd. Douglas, Ottowadaki bir enlik konumasna Kleliin
Kaldrlmas platformunun uzun, hukuksal ierikli kararlarndan
n dahil etmi, Lincoln de yantnda daha nce yapt yaym
lanm bir konumasndan daha uzun pasajlar aktarmt. Lincoln,
kendisinin nl zl konuma slubuyla karlatrldnda, bu
tartmalarda Douglas riki kadar anlalmas g ve ustaca kurul
mu cmle yaplar kullanmt. Lincolnn Illinois, Freeportda
yaplan ikinci tartmada Douglasa verdii yantta yle bir blm
vard:
Takdir edersiniz ki Yarg Douglas kadar yetenekli bir adamn bir bu
uk saatte syleyebildiklerini benim yarm saatte anlamam mmkn
deildir; bu yzden onun deindii ve benden de bir eyler sylememi
3, Sparks, s. 87.

58

'

beklediiniz konular var da ben o konularda yorum yapmamsam,


onun girdii alanlarn hepsine girmenin benim amdan mmkn ol
madn tahmin edeceinizi umarm.4

Beyaz Sarayda imdi oturan kiinin benzer koullarda bu tr cm


leler kurabileceim dnmek zordur. Hem kursa bile, kesinlikle
onu dinleyenlerin szlerini kavrayamamalar ya da dikkatlerini younlatramamalar riskini gze almak zorundadr. Televizyon kl
tryle yorulan insanlarn hem dinleyerek hem de grerek anla
malar iin ak dile ihtiyalar vardr ve baz koullarda bunun
yasayla dzenlenmesi bile gerekecektir. 1985 ylndaki bir dinleyi
ci topluluu Gettysburg Nutkunu***byk lde anlayamazd her
halde.
Lincoln-Douglas tartmasn izleyenler, anlalan tarihsel olay
lar ve karmak politik gelimeleri bildikleri gibi, tartlan sorun
lar da byk lde kavrayabiliyorlard. Douglas, Ottowadaki
tartmada Lincolne yedi som yneltmiti. Eer dinleyiciler Dred
Scott kararn, Douglas ile Bakan Buchanan arasndaki kavgay,
baz Demokratlarn sevilmeyiini, Kleliin Kaldrlmas platfor
munu ve Lincolnn Fclar Sendikasndaki nl Blnm
M eclis konumasm bilmeselerdi bu sorularn o konuma asn
dan hibir nemi olmazd. Lincoln, daha sonraki bir tartmada Do
uglasm somlarm yantlarken de, savunmay taahht ettii ey
ile dinleyicilerin kavrayabileceklerinden emin olana kadar ortaya
atmayaca kendi gerek inanlar arasnda ince bir ayrm bulundu
unu belirtmiti. Nihayet, her iki konumac da bir yandan mna
zara dilinin daha basit silahlarndan bir ksmm (rnein, kzdra
4. Bu tartmalarn tutanaklarnn doru olup olmad konusundaki soru iaretle
ri hep gndemde kalmtr. Robert Hitt bu tartmalarn kelimesi kelimesine kay
dedilmesinden sorumlu olan kiiydi ve Lincolnn cahilliklerini dzeltmekle su
lanmt. Sulamalar yapanlar, elbette, Lincolnn baarsnn btn lkeyi etki
lemesinden dehete kaplan politik dmanlaryd. Hitt ise Lincolnn konuma
larnn zerinde oynad sulamasn kesin bir dille reddetmiti.
* Lincolnn, Temmuz 1863te i Savan kritik bir muhasebesinin yapld
Gettysburgda kurulan Ulusal ehitlik vesilesiyle yapt nl konumas, (.n.)
** Dred Scott (1795-1858) adl siyah klenin zgr topraklarda yaad iin z
gr olduu iddiasnn 1857de Yksek Mahkemenin ald bir kararla reddedil
mesi olay, (.n.)

cak isimler takmak ve abartl genellemeler yapmak) kullanrken,


bir yandan srarla daha karmak retorik kaynaklarna bavuruyor
lard. Ve dinleyiciler kullanlan aralarn ne anlama geldiini tam
olarak bilmeselerdi, onlarn yararlandklar alay etme, ironi, para
doks, ayrntl metaforlar, ince ayrmlar ile elikilerin gzler n
ne serilmesi gibi aralarn hibirisinin etkisi olmazd.
Bununla birlikte, 1858 ylndaki dinleyiciler topluluunun bir
anlamyla entelektel olgunluk modelleri olduklarn dnmek
yanl olur. Lincoln-Douglas tartmalarnn hepsi karnaval benze
ri bir atmosferde yrtlmt. Bandolar alyor (tabii tartma s
rasnda olmamakla beraber), seyyar satclar mallarm satyor, o
cuklar oynayp zplyor ve bol bol likr bulunabiliyordu. Bu tart
malar nemli toplumsal olaylar olduklar kadar retorik gsterileriy
di de ama bu onlarn nemini azaltmyordu. nceden belirtmi ol
duum gibi, bu dinleyiciler, entelektel yaamlar ve kamusal ile
ri ile toplumsal dnyalar tamamen btnlemi insanlardan oluu
yordu. Winthrop Hudson, Metodist mezhebinin kamp toplantlarn
da bile pikniklerden nutuk ekmek iin yararlanldna dikkat ek
mitir.5 Aslnda ou dinsel armlar dnlerek seilmi olan
(Chautauqua, New York; Ocean Grove, New Jersey; Bayvievv, M ichigan; Junaluska, North Carolina) kamp yerleri, sonradan eitim ve
entelektel faaliyet ilevli konferans merkezlerine evrilmiti. Ba
ka bir deyile, dilin karmak bir argman sunma arac olarak kul
lanlmas hemen her kamusal dzlemde nemli, ho ve yaygn bir
sylem biimi oluyordu.
Lincoln ile Douglasm lmsz szleriyle seslendikleri dinleyi
cileri anlamak istiyorsak, bu insanlarn Aydnlanma ann (Ame
rikan versiyonuyla) torunlar olduklarn aklda tutmamz gereki
yor. Onlar Franklinin, Jeffersonn, Madisonn ve Tom Painein
torunlar, Henry Steele Commagerm onsekizinci yzyl Amerikasna ait deyiiyle Akl mparatorluunun miraslaryd. Geri on
lar arasnda, ilerinden bir ksm okuma-yazmay pek bilmeyen s
nr blgeleri insanlarnn ve ngilizceye hl yabanc kalan g
menlerin bulunduu dorudur. 1858de, Akl mparatorluuna son
5. Hudson, s. 5.
60

verecek yeni bir epistemolojinin nc mfrezesi olarak fotoraf ile


telgrafn icat edilmi olduu da dorudur; gene de bunun anlam
yirminci yzyla kadar akla kavumayacakt. Lincoln-Douglas
tartmalarnn yapld sradaki Amerika, en grkemli okur-yazarlk patlamasnn ortalarnda yayordu. 1858de Edwin Markham
alt yamda, Mark Tvvain yirmi nde, Emily Dickinson yirmi se
kizinde, Whitman ile James Russel Lowell otuz dokuzunda, Thoreau krk birinde, M elville krk beinde, Whiter ile Longfellow elli
birinde, Hawthorne ile Emerson elli drd ve elli beindeyken, Al
lan Poe leli henz dokuz yl olmutu.
Bu blmn k noktas olarak Lincoln-Douglas tartmalar
n sememin nedeni, hem bu tartmalarn ondokuzuncu yzyl or
tasndaki balca politik sylem rneini oluturmas hem de tipografinin sylem niteliini denetleme gcn rneklemesidir. Hem
konumaclar hem de onlarn dinleyicileri edebi denebilecek bir
sylev trne almlard. O sradaki tantanal sosyal ortam asn
dan konumaclarn sunacak, dinleyicilerin ise bekleyecek, dilden
baka ok az eyleri vard. Ve sunulan dil de aka yazl sz tar
zna modelleniyordu. Lincoln ile Douglas n sylediklerini okumu
olan herkes iin bu nokta bandan sonuna kadar aktr. Tartma
lar Douglasm aada aktardmz giriiyle alyor ve bu balan
g daha sonra sylenen btn szlerin karakteristik bir rnei olu
yordu:
Bayanlar, Baylar: Bugn, kamuoyunun dncesini megul eden belli
bal politik konular deerlendirmek amacyla huzurunuzda bulunu
yorum. Mr. Lincolnle aramzda yaptmz bir anlama uyarnca, eya
letin ve birliin iki byk politik partisinin temsilcileri olarak, bu par
tiler arasnda tartma konusu olan ilkeler zerine ortak bir tartma y
rtmek amacyla buradayz ve karmzdaki kalabalk insan topluluu
da bizi ayran sorunlar konusunda kamuoyunun ne kadar derinden et
kilendiini gstermektedir.6

Bu dil yalnzca basl sz olarak uygundur. Tartmann yksek sesle konumay gerektiren bir toplant olmas bu gerei gzlerden
6. Sparks, s. 86.

61

gizleyemez. Ve dinleyicilerin bu tartmay kulaklaryla takip ede


bilmeleri de ancak kltrleri salt basl szcklerle dolu olan insan
lar asndan bir anlam tamaktadr. Lincoln ile Douglas btn ko
numalarn nceden hazrlamakla kalmazlar, bunun yannda vere
cekleri yantlar bile nceden yazl olarak planlarlard. Konuma
clar arasndaki kendiliinden etkileimler bile bir cmle yapsyla,
cmle uzunluunda ve yazl konuma biimindeki bir retorik d
zenlemesiyle ifade ediliyordu. Elbette konumalar srasnda yer
yer srf syleve zg zellikler ne kyordu. ncelikle, iki konu
mac da dinleyicilerin ruh hallerine kar kaytsz deildi. Ama tipografinin yanks her cmlelerinde hissediliyordu. Konumalarn
ierii argman ve kar argmanlarla, iddia ve kar iddialarla, il
gili metinlerin eletirisiyle, rakibinin nceden dile getirdii cmle
lerin en dikkatli biimde M elenmesiyle doluyordu. Ksacas, Lincoln-Douglas tartmalar tamamen basl sayfadan aktarlan bir yo
rumlayc dzyaz olarak nitelenebilir. Douglasm dinleyicilere ser
zenite bulunmasnn anlam budur. Douglas, sanki dinleyiciler ses
siz, dnceli okurlar olmalym gibi onlarn tutkularna deil, an
lama yeteneklerine hitap ettii, diliyle zerinde kafa yormalar ge
reken bir metin oluturduu iddiasmdayd. Bu da kukusuz yle
somlar dourmaktadr: Yazl, yani tipografk bir metaforun kamu
sal sylem bakmndan ierdii sonular nelerdir? Onun ieriinin
nitelii nedir? nsanlardan ne talep etmektedir? Dncenin hangi
yanlarn kollamaktadr?
Bu konuya sanrm, yazl szn ve ona dayanan sylevin bir
ieriinin bulunduu (semantik, yorumlanabilir, nermeci bir ie
rik) gereine parmak basarak balamak gerekiyor. Bu ilk bata tu
haf grnebilir, oysa hemen, bugnk sylemimizin byk bl
mnn ancak snrl lde nermeci bir ierie sahip olduunu da
ileri sreceimden, bu noktay vurgulamadan gememem gerekti
ini syleyebilirim. Dilin balca iletiim arac (medium) olduu
(zellikle, dilin basl szn katlklarn denetledii) zamanlarda,
kanlmaz olarak sonuta bir fikir, bir olgu, bir iddia ortaya k
maktadr. Ve ortaya kan fikir banal, olgu ilgisiz, iddia yanl ola
bilir, ancak insann dncelerine yn veren ara dil olduu zaman
62

anlamdan ka yoktur. Her ne kadar zaman zaman baanlabiliyorsa da yazl bir ngilizce cmle kullanldnda hibir ey kastetme
mek ok zordur. Yorum baka ne ie yarar? Szcklerin anlam ta
ycs olmalarnn dnda ok az yararlar vardr. Yazl szckle
rin ekilleri, baklnca hibir ilginlik sunmazlar. Azdan kan
cmlelerin sesleri de olaanst iirsel yetenee sahip kiilerin kur
duklar cmleler dnda ilgin deildir. Bir cmlede bir olgu, bir
istek, bir soru, bir sav ya da bir aklama ortaya atlmyorsa o cm
le samadr, basit bir gramatik kabuktan ibarettir. Sonu olarak, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyl Amerikasnm zaten karakteristik
bir zellii olan dil-merkezli sylem, bir de basl sz biimini al
dnda, daha fazla ierie ve ciddi bir nitelie kavumaktadr.
Ciddidir, nk anlam anlalmay talep etmektedir. Yazl bir
cmle yazarndan bir eyler sylemesini, okurundan sylenen eyin
anlam n bilmesini ister. Yazar ile okur, semantik anlamda birbirle
rine zt dtkleri zaman da zekya kar en ciddi meydan okuyuu
sergilemi olurlar. zellikle okuma ediminde byle bir durum sz
konusudur, zira yazarlar her zaman gvenilir kiiler deillerdir. Ya
lan sylerler, zihinleri karr, ar genellemelere bavururlar, man
t ve bazen saduyuyu istismar ederler. Okur da ciddi bir entelek
tel hazrlkla silahlanmaldr. Aslnda bu kolay bir i deildir, n
k okur metnin karsnda tek bamadr. Okurken tepkiler yalnz
kalr, zek kendi kaynaklarn arka plana atar. Basl cmlelerin
cansz soyutlamalaryla kar karya gelmek, ya gzel grnn
ya da topluluun yardm olmakszn plak dili aramaktr. Demek
ki, okumak doas gerei ciddi bir itir. Ayrca okumak, elbette, te
mel bir rasyonel etkinliktir.
Onaltnc yzyldaki Erasmustan yirminci yzyldaki Elizabeth
Eisensteina kadar, okumann dnme ahkanlklarna katks so
runuyla boumu olan hemen her aratrmac, srecin rasyonellii
zendirdii, yazl szn ardk, nermeci karakterinin Walter
Ongun deyiiyle bilginin analitik biimde ilenmesi olgusunu
glendirdii sonucuna varmtr. Yazl sz benimsemek, nemli
lde snflandrma, sonu karma ve akl yrtme yetisini gerek
tiren bir dnce izgisi takip etmek demektir. Yazl sz benim
63

semek, yalanlar, kafa kartrc szleri ve an genellemeleri a


a karmak, mantk ve saduyu istismarlarn saptamak, ayrca fi
kirlere arlk vermek, savlan birbirleriyle karlatrmak, bir ge
nellemeyi dieriyle ilikilendirmek demektir. Bunu baarmak iin
szcklerle araya belli bir mesafe koymak gerekir ve bu da aslnda
tek bana duran, gayri ahsi nitelikli metnin zendirdii bir durum
dur. Bu yzden iyi bir okur yerinde bir cmleden sevin duymaz,
hatta esinlendirici bir paragraf bile alklamaya kalkmaz. Analitik
dnce buna izin vermeyecek kadar youn ve mesafelidir.
Burada analitik dncenin yazl szden nce ortaya kama
yacam kastediyor deilim. Benim szn ettiim durum, bireysel
dncenin potansiyel gleriyle ilgilidir. Basl szn egemen ol
duu bir kltrde, kamusal sylem daha ok btnlkl, dzgn bi
imde dzenlenmi olgular ve fikirlerle karakterize edilir. Bununla
muhatap alman topluluk, genelde bu tr sylemi kavramaya yete
neklidir. Basl sze dayal bir kltrde yazarlar yalan syledikleri,
kendileriyle elikiye dtkleri, ortaya attklar genellemeleri ka
ntlayamadklar ve mantk d balantlar kurmaya altklar za
man hata yaparlar. Basl sze dayal bir kltrde okurlar da fark et
medikleri, daha kts zenli okumadklar zaman hata yaparlar.
Onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda, basl sz, zihnin nes
nel, rasyonel kullanmna ncelik tanyan ve ayn zamanda ciddi,
mantksal tutarlla sahip ierikli kamusal sylem biimlerini ce
saretlendiren bir zek tanmn ne karr. Akl ann ilkin Av
rupada, daha sonra Amerikada basl kltrn gelimesiyle ayn
zamana rastlamas kesinlikle tesadfi deildir. Tipografinin yayl
mas, dnyann ve onun eitli srlarnn hi olmazsa kavranabile
cei, ngrlebilecei ve denetlenebilecei umudunu canlandr
mt. Bilim in (bilginin analitik biimde ilenmesinin balca rne
i), dnyaya yeni bir ekil vermeye balamas onsekizinci yzyla
denk der. Ayn ekilde kapitalizmin rasyonel ve liberal bir ekono
mik yaam sistemi olarak gsterilmesi, dinsel batl inanlarn yo
un saldr altnda kalmas, krallarn ilahi hakknn basit bir nyar
gdan ibaret olduunun kantlanmas, srekli ilerleme fikrinin g
kazanmas ve eitim sayesinde genel okuryazarln bir zorunluluk
64

halini almas da onsekizinci yzyla denk der.


Tipografinin ierdii eylerin herhalde en iyimser ifadesini John
Stuart M illin otobiyografisinden alnan u paragrafta bulabiliriz:
Babam, okuryazarln yayld yerlerde insanln etkisine o kadar
eksiksiz bir gven besliyordu ki, btn insanlara okuma-yazma re
tilirse, her trl dncenin szle ve yazyla kendini ifade etmesine
olanak tannrsa ve insanlar genel oy hakk sayesinde benimsedikleri
dncenin etkili olmasn salayacak bir meclis oluturabilirlerse,
sanki her eyin zlm olaca gibi bir eilimi vard.7

Kukusuz asla tam olarak gereklememi bir umuttu bu. Akim


egemenlii, ngiltere ya da Amerika (veya baka bir lke) tarihinin
hibir evresinde, ihtiyar M illin tipografinin olanak yaratacan
hayal ettii kadar eksiksiz olmamtr. Bununla birlikte, onsekizin
ci ve ondokuzuncu yzyllarda, basl szn ierdii ynelimlerle
kk salm olan Amerikan kamusal syleminin, rasyonel argmana
ve sunuma ynelik eilimiyle, dolaysyla anlaml bir ierie sahip
oluuyla ciddi nitelie kavutuunu kantlamak g deildir.
Bu noktay rneklemek iin dinsel sylemi ele alalm. Onseki
zinci yzylda dine inananlar, kendileri dndaki herkes kadar ras
yonalist gelenein etkisindeydiler. Yeni Dnya herkese din zgr
l sunuyordu; bu demekti ki, inanmayanlar aydnlatmak iin
akldan baka bir gten yararlanlamazd. Ezra Stiles 1783teki
nl vaazlarndan birinde, Burada Deizme gn doacak, diyordu,
din konusunda serbest dnen insanlarn, argmann ve hakika
tin nazik, etkili silahlarndan baka bir silahla alt edildikleri ikye
tinde bulunmalarnn hibir temeli yoktur.8
Din konusunda serbest dnceli insanlar bir kenara brakrsak,
Deistlerin anslarnn kesinlikle aldm iyi biliyoruz. Aslnda
Amerika Birleik D evletlerinin ilk drt bakam byk ihtimalle
Deistti. Jefferson, bakan olduu zaman Hazreti sann ilahi gc
ne kesinlikle inanmyordu ve kendisi srf sa'nn retisinin etik
ieriini muhafaza ederek, fantastik olaylara btn deinmeleri
7. Mili, . 64.

8. Hudson, s. 110.
F5N/Televizyon: ldren Elence

65

kaldrd bir Drt Havari versiyonu yazmt. Jefferson bakan se


ildii zaman yal kadnlarn ncirlerini saklayp gzyalarna bo
ulduklar yaygm bir sylentidir. Bir de Tom Paine bakan seilmi
ya da ona hkmette yksek bir mevki verilmi olsayd neler yapa
bileceklerini tahmin etmek bir hayli gtr. nk Paine, The Age
o f ReasotT da ncile ve ondan sonraki btn Hristiyan teolojiye
saldryordu. Paine, Hazreti sayla ilgili olarak onun erdemli ve
dost canls bir insan olduunu kabul ediyor, ama ilahi bir varlk ol
duu yklerinin sama ve irkin bir iddia olduunu savunmaktan
geri kalmyor ve bunu rasyonalist bir yaklamla n cirin sk bir
metinsel analiziyle kantlamaya alyordu. Paine yle yazyordu:
ster Yahudi ister Hristiyan ister Trk olsun btn ulusal kilise
kurumlan, bana insanl korkutup kleletirmek, gc VC krlan
tekelletirmek amacyla kurulmu insani icatlar olarak grnmek
tedir.9 Tom Paine The Age ofR eason yazm olmasndan dolay
byk nderler panteonundaki yerini kaybetmitir (ve bugne ka
dar Amerikan tarih kitaplarnda hep belirsiz bir yere konmutur).
Oysa Ezra Stiles, serbest dnceliler ile Deistlerin sevileceini
sylemi deildi: Ak bir mahkemede ifade verirken jri olarak
yalnzca akla bavuracaklard. Gerekten de yle yaptlar. Deistle
rin ilerlemenin dmanlan olduklar gerekesiyle kiliselere, rasyonalite dmanlan olduklar gerekesiyle itikatlara ynelttikleri saldmlar, Fransz Devriminin uyandrd ilk cokular sayesinde po
pler bir harekete dnmt.10 Elbette kiliseler de saldrya kar
koydular ve Deizm ilgi oda olmaktan knca bu sefer birbirleri
ni yemeye baladlar. Onsekizinci yzyln ortalarna doru Presbiteryenler arasnda Theodore Frelinghuysen ile William Tennentm
nderliinde bir dinsel canlanma hareketi ortaya k. Onlar, isim
leri Amerikadaki dinsel uyamlarla birlikte anlan byk si
ma (Jonathan Edvvards, George Whitefield ve ondokuzuncu yzyl
da Charles Finney) daha izledi.
Bu insanlar, sesleri akim egemen olduu yerlerden telere ula
an, olaanst baarl vaizlerdi. Whitefield hakknda, srf Mezo
potamya szcn telaffuz ettiinde bile dinleyicilerini alat
9. Paine, s. 6.
10. Hudson, s. 132.

66

F 5AKKA/Teevizyon: ldren Elence

sylenmekteydi. Henry Cosvvell 1839da, herhalde bu yzden*


ABD de en ok rastlanan delilik biiminin dinsel manyaklk olduunu sylyordu.11 Gene de onsekizinci ve ondokuzuncu yzylla
rn dinsel canlanma hareketleri ile onlara kar derin bir dmanlk
besleyen yerleik kiliseler arasndaki doktrin kavgalar, arlkla
rasyonel, mantkl bir dille kaleme alnm brorler ve kitaplarla
srdrlyordu. Billy Graham veya dier televizyon revivalistlerini, modem san Jonathan Edvvards ya da Charles Finneyi ola
rak dnmek ciddi bir yanlg olur. Jonathan Edvvards, Ameri
kann o zamana kadar kard en parlak ve yaratc beyinlerden
biriydi. Edwardsm estetik kuramna yapt katk hemen hemen te
olojiye katks kadar nemliydi. Edvvardsn ilgileri ounlukla
akademikti; her gn saatlerce alma odasma kapanyordu. Dinle
yicilerine kar doalama konumalar yapmay tercih etmiyordu.
Teolojik doktrinle sk skya bantl olup serbest bir akl yrt
meyle tasarlad yorumlardan meydana gelen vaazlarm okuyarak
aktaryordu.112 Dinleyiciler Edvvardsm diliyle duygusal heyecanla
ra kaplabilirlerdi, ama ncelikle neler sylediini anlamalar gere
kiyordu. Aslnda Edvvards'in n, arlkla, 1737de yaymlanan

Faithful Narrative o f the Surprising Work o f God in the Conversion ofM any Hundred Souls in Northampton adl bir kitaba dayan
yordu. 1746da yaymlananA Treatise Concerning Religious Affections ise Amerikada o zamana kadar yazlan en arpc psikolojik
incelemeler arasnda saylmaktadr.
Amerikada gnmzn byk uyanmm belli bal simala
rna (Oral Roberts, Jerry Falvvell, Jimmy Svvaggart vd.) benzeme
yen dnn dinsel canlanma hareketlerinin liderleri bilgili, akla ina
nan, geni yorumlama yetenekleri olan insanlard. Onlarn dinsel
kuramlarla tartmalar, dinsel esinlenme hakknda olduu kadar
teoloji ve bilincin doas hakkndayd. rnein Finney, bazen kendisininkine kart doktrini savunanlarn nitelendirdii gibi kyl
kkenli deildi.13 Finney hukuk renimi grm, sistematik te
oloji zerine nemli bir kitap yazm ve meslek yaamn Oberlin
11. Perry Miller, s. i 5.
12. Hudson, s. 65.
13. Hudson, s. 143.

67

Collegeda nce profesrlk, daha sonra mdrlk yaparak nokta


lamt.
Dindar evreler arasndaki doktrin tartmalar onsekizinci yz
ylda kl krk yararcasna hazrlanm yorumlarla yrtld gi
bi, ondokuzuncu yzylda da olaand bir yolla, yksekokul kura
rak zmlenmeye allyordu. Zaman zaman, yksekretim
sistemimizin temelini Amerikadaki kiliselerin att bile unutul
maktadr. Harvard ilk balarda, 1636da Cemaat K ilisesine bilgili
rahipler yetitirmek amacyla kurulmutu. Ondan altm be yl
sonra, Cemaatiler doktrin konusunda kendi aralarnda kavgaya tu
tutuklar zaman da, Harvardm gevek etkilerini (ayn eksiklii
bugn de tad sylenmektedir) gidermek zere Yale College ku
rulmutu. Cemaatilerin gl entelektel damarna, yksekokul
kurma tutkularyla dier mezhepler de sahipti. Baka okullarn ya
n sra 1784te Tennessee niversitesini, 1802de Washington ve
Jefferson, 1826da Lafayette niversitelerini Presbiteryenler kur
mulard. Baptistlerin kurduklar okullar arasnda Colgate (1817),
George Washington (1821), Furman (1826), Denison (1832) ve
Wake Forest (1834) vard. Episkopalistler Hobart (1822), Trinity
(1823) ve Kenyon (1824) kurmulard. Metodistlerin 1830 ile
1851 yllar arasnda kurduklar seksen yksekokul iinde Wesleyan, Emory ve Depauvv da bulunuyordu. Cemaatiler, Harvard ile
Yalein yan sra Williams (1793), Middlebury (1800), Amherst
(1821) ve Oberlini (1833) kurmulard.
Cosvvellm Amerikadaki dinsel yaam anlatrken syledii gi
bi, okuryazarla ve renime duyulan bu saplant derecesindeki il
gi bir delilik biim i saylacaksa, brakn daha fazla delirelim. Onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda Amerikadaki dinsel dn
ce ile kuramlara, gnmzn dinsel yaamnda byk eksikliini
ektiimiz sade, bilgili ve entelektel bir sylem biimi egemendi.
Kamusal sylemin daha eski biimleri ile modem biimleri arasn
daki farklln, Jonathan Edvvardsn teolojik argmanlar ile, diye
lim, Jerry Falwell, Billy Graham ya da Oral Robertsn argmanla
r arasndaki ztlktan daha ak bir rnei olamaz. Edwardsn te
olojisinin muazzam ierii kanlmaz olarak zekya balanmal
68

dr; televizyon evangelistlerinin teolojisinde de byle bir ierik var


sa bile, henz kendini ifade edememi olduu aktr.
Basl sze dayal bir kltrdeki sylemin nitelii ile televizyo
na dayal bir kltrdeki sylemin nitelii arasndaki farkllklar hu
kuk sistemine baklnca da plak gzle grlebilir.
Basl sze dayal bir kltrde hukukular genellikle iyi eitim
alm, akln gcne sadk, etkileyici yorumlarda bulunabilen kiiler
olurlar. Onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda hukuk meslei
nin, Tocquevillein belirttii gibi, zek skalasmda ayrcalkl bir
yeri temsil ettii, Amerikayla ilgili tarih almalarnda sk sk
gzden karlan bir noktadr. Halk kahramanlarnn bazlan, Alabamal Sergeant Prentiss ya da Illinoisli Drst Abe Lincoln gibi
hukukulard; bunlarn jrileri etkilemedeki ustalklan, televizyon
andaki bir dumma avukatnnkine benzeyen, olduka teatral
konuma yetilerine dayanyordu. Bununla birlikte Amerikamn b
yk hukuk uzmanlar (John Marshall, Joseph Story, James Kent,
David Hoffman, William Wirt ve Daniel Webster), entelektel s
tnln, rasyonaliteye ve aratrmacla balln modelleriydi.
Demokrasinin, apak erdemlerine ramen, disiplinsiz bir bireysel
ciliin nn ama tehlikesi dourduuna inanyorlard. Onlarn
zlemleri Amerikadaki uygarl bir hukuk rasyonalitesi yarata
rak kurtarmakt.14 Bu abartl gre bal olarak, hukukun yalnz
ca bilgi isteyen bir meslek deil, ayrca liberal bir meslek olduu
na inanyorlard. nl hukuk profesr Job Tyson, bir hukukunun
Seneca, Cicero ve Platonun yaptlarm ok iyi bilmesi gerektiini
ileri srmt.15 Yirminci yzylda hukuk eitiminin gzden de
ceini belki de nceden grm olan George Sharswood ise daha
1854 te, hukuk renimi grmenin zihne zarar vermekten baka ie
yaramayacam, insanlarn dncelerini bir pranga gibi hep har
neir olduklar teknik ayrntlara balayacam, kendi ilgi alanlar
iinde kalan konularda bile geni kapsaml grler oluturmasn
engelleyeceini sylyordu.16
14. Perry Miller, s. 119.
15. Perry Miller, s. 140,
16. Perry Miller, s. 140-141.

69

Amerikann -ve onu oluturan eyaletlerin hepsinin- yazl bir


ariayasasnn bulunmas, hukukun rastlantlara bal olarak gelimeyip kesin izgilerle formle edilmi bir ierie sahip olmas, li
beral, rasyonel ve dzenli bir hukuk anlaynda srar etmeyi peki
tiren bir etkendi. Bir avukatm ok iyi yazan ve okuyan bir insan ol
mas gerekiyordu, zira hukuksal sorunlarn karara balanmasnda
balca otorite akld. John Marshall Amerikan hayal gcnn
Natty Bumppo kadar canl bir rnei olmasnn yan sra byk bir
akl rneiydi.17 Marshall, Tipografik nsann (mesafeli, analitik
dnen, manta bal, elikiden nefret eden insan tipi) balca
rneiydi. Marshallm kendi argmanlarm temellendirirken analo
jiy e asla bavurmad sylenmekteydi. Tam tersine, kararlarn o
una Kabul edilmektedir k i... deyiini sokuturuyordu. nsanlar
onun ncllerini bir kere kabul edince, genellikle sonularm da ka
bullenmek zorunda kalyorlard.
Bugn iin hayal etmek bile bir lde zor olsa da eski Ameri
kallar hem devirlerinin nemli yasal sorunlarm hem de nl avu
katlarn davalarm savunurken kullandklar dili yakndan takip
eden insanlard. Bu tablo, Daniel Websterm durumuna zellikle
uyuyordu. Stephen Vincent Benetin nl ksa yksnde eytanla baa kmak iin Daniel Webster semesi ok doald. ey
tan, dili -Yksek Mahkeme Yargc Joseph Storynin betimledii
gibi- aadaki zellikleri tayan bir insann hakkndan nasl gele
bilirdi:
... aklamalarndaki berrakl ve tamamyla sade dili, konulara hkim
olmadaki stn baars, pratik kaynaklardan rnek karmadaki ve
rimlilii; zorluklara ilikin keskin analiz gc ile varsaymda bulunma
becerisi; karmak bir nermeyi zp en sradan insanlarn dahi anla
yaca biimde elerine ayrma yetisi; argmanlarn btn rakipleri
nin szleriyle destekleyerek genellemelerde bulunma cesareti; kendini
savunulmaz konumlara sokarak ya da kuvvetini ie yaramaz alanlara
yayarak ak vermemedeki uyanklk ile temkinlilii.18

17. Perry Miller, s. 120.


18. Perry Miller, s. 153.

70

Bunu tam olarak aktarmamn nedeni, zihni basl szle ekillenmi


olan birinden beklenen sylemin niteliiyle ilgili olarak bildiim en
iyi ondokuzuncu yzyl betimlemesi oluudur. James M illin tipografinin mucizeleri hakknda kehanette bulunurken aklnda tuttuu
ideal ve model tam olarak budur. Ve bu model bir lde ulala
maz bir dzeyi gerektirmekle birlikte, her hukukunun zlemini
ektii bir ideal olma zelliini hibir zaman kaybetmemitir.
Byle bir ideal, sahip olduu etki gc bakmndan hukuk mes
leinin ya da vaizliin snrlarn fazlasyla amaktadr. Gndelik ti
cari yaamda bile rasyonel, tipografik sylemin yanklaryla kar
lalyordu. Reklam ticaretin sesi olarak kabul edebilirsek, rekla
mn tarihi onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllarda ellerinde sata
cak rnleri olanlarn mterilerine tpk Daniel Webster gibi dav
randklarn ok ak biimde anlatmaktadr. Bu insanlar, potansi
yel alclarnn okuryazar, rasyonel, analitik dnceli kiiler ol
duklarn varsayyorlard. Gerekten de Amerikada gazete reklam
larnn tarihi, tamamen kendi bana, tipografik kafann aklla ba
layp elenceyle noktalanan kn anlatan bir metafor olarak
dnlebilir. Frank Presbrey klasik incelemesi olan The History
and Development ofAdvertising& tipografinin gerileyiini tart
makta, tipografnin lm tarihi olarak 1860larn sonu ile 1870lerin ban gstermektedir. Presbrey, o zamandan nceki dnemi ti
pografik sunuun karanlk alar olarak adlandrmaktadr.19
Presbreyin szn ettii karanlk alar 1704te, The Boston
News-Letter adl bir Amerikan gazetesinde ilk paral ilanlarn k
masyla balamt. Bunlar, tek stunda toplam on santim kadar yer
kaplayan ilandan oluuyordu. lanlarn ilki bir hrszn yakalan
mas iin vaat edilen dl bildiriyor, bir bakas bilinmeyen birilerinin el koyduu bir rs geri getirene verilecek dl akl
yor, ncs de bir emlak satm duyuruyordu (aslna bakarsanz,
bugnk New York Times'ta grlebilecek emlak ilanlarna benze
miyor da deildi):
N. York vilayetinde L o n g Isla n d 'da Oysterbayde. Kiralk ya da satlk
19. Presbrey, s. 244.

71

ok iyi bir rpc Dibei, ayrca geni ve yeni Tula evi olan bir Plan
tasyon ve Mutfa ve iliiyle, Avlusu, Ahin, M eyve Bahesi ve sekiz
dnmlk bo arsasyla baka bir ev. rpc Dibei, Plantasyonla be
raber ya da ayr olarak kiralanacaktr; daha fazla bilgi iin N. Yorkta
M atbaac Mr. William BradforcTu Arayn.20

Aradan bir buuk yzyl akn bir sre getii halde ilanlar ufak te
fek deiikliklerle gene ayn biimdeydi. rnein, Mr. Bradfordun
Oyster Bayde bir mlk ilan vermesinden krk drt yl sonra, efsa
nevi Paul Revere Boston Gazette 'ye u ilan vermiti:
Birok insan K azayla ya da baka ekillerde n dilerini kaybedecek,
hem Grnleri hem de Umuma A k ve zel meknlardaki Konu
malar irkinleecek kadar talihsiz duruma dmken, onlarn yapma
olanlaryla deitirilebileceini, bylece hem Doal grnebileceini
zi hem de Her Amal Konumann Sonunu Getirebileceinizi bildiri
riz, PAUL R EV ER E, Kuyumcu, Dr. Clarke iskelesinin ba sras,
Boston.21

Revere baka bir paragrafta, takma dileri John Baker tarafndan


yaplanlarla dileri sallananlarn Reverea gelip dilerini salamlatrabileceklerini anlatyordu. Bunun nasl yaplacam John Bakern kendisinden rendiini de bildirmekteydi.
Reverem aklamasnn zerinden neredeyse yz yl getikten
sonraya kadar, reklamclardan, yaynclarn talep ettii izgisel, tipografik biim i amaya ynelik ciddi abalar gelmemiti.22 Ve ondokuzuncu yzyln sonuna kadar da reklamclk modem sylem
tarzna tam olarak ynelmemiti. Daha 1890da bile, hl szck
lerin yan yana sralanmasndan ibaret olduu dnlen reklamc
lk, znde ciddi ve rasyonel bir giriim saylyor, amacnn enfor
masyonu iletmek ve nerme biiminde iddialarda bulunmak oldu
u kabul ediliyordu. Stephen Douglasm baka bir balamda syle
dii gibi, reklamclkla tutkulara deil, anlama yetisine hitap edil
mesi tasarlanyordu. Tabii bununla, tipografik sunu dneminde or
20. Presbrey, s. 126.
21. Presbrey, s. 157.
22. Presbrey, s. 235.

72

taya atlan iddialarn doru olduunu sylyor deiliz. Szckler,


kendi ierdikleri hakikate ilikin olarak bir gvence sunamazlar.
Tam tersine, szckler Bu doru mu, yanl m sorusunu sorma
nn gerekli olduu bir balam olutururlar. 1890Tarda ilkin ilstrasyonlarla fotoraflarn oalmas, daha sonra dilin nemeci ol
mayan bir biimde kullanlmasyla bu balam yerle bir olmutu.
rnein 1890Tarda reklamclar slogan kullanma tekniini benim
semilerdi. Presbrey, modem reklamcln u iki sloganla balad
nn sylenebileceini iddia etmektedir: Dmeye basn, gerisini
biz hallederiz ve Bu kambura baktnz m? Yaklak ayn d
nemde tekerlemeler de kullanlmaya balanm; 1892de Procter
and Gamble, halk Fildii Sabunu reklamnda kullanlmak zere
kafiyeli iir nerilerinde bulunmaya armt. 1896da H -0 ilk
defa olarak, nnde kahvalt ksesi, elinde ka ve yzndeki
kendinden gemi ifadeyle yksek bir sandalyede oturan bir bebek
resmini kullanmt. Yzyl dnmyle birlikte reklamclar potan
siyel mterilerde rasyonel dnme alkanln artk, aramaz ol
mulard. Reklamclk ksmen derinlik psikolojisi, ksmen de este
tik kuram biimini almt. Akl baka alanlara ynelmek zorun
dayd.
Basl szn eski Amerikada zek, hakikat ve sylemin niteli
iyle ilgili varsaymlar oluturmakta oynad rol anlamak isti
yorsak, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllardaki okuma ediminin
bugnknden bambaka bir karakter tadn aklda tutmak zo
rundayz. Her eyden nce, bata sylediim gibi, o zaman hem
dikkati younlatrma hem de zek konusunda basl szn tekeli
vard; genel bilgilere ulamann szel gelenek dnda baka bir yo
lu yoktu. Kamusal simalar, rnein grnleri, hatta nutuklaryla
deil, byk oranda yazl szleriyle tannyorlard. Amerika Birle
ik Devletlerinin ilk on be bakan, sokaa ksalar byk ihti
malle kimse tarafndan tannmayacak kiilerdi. O an byk hu
kukular, vaizleri ve bilimcilerini de kimse tanmazd. Bu insanla
r dnmek, onlarn yazm olduklar eyleri akla getirmek, onlar
kamusal konumlar, argmanlar, basl szle kodlanm bilgileriy
le deerlendirmek demekti. Son dnem bakanlanmz, hatta ka
73

muoyunun tand vaizleri, hukukular ve bilimcileri aklmza ge


tirdiimizde, bu tr bir bilinten ne kadar uzaklatmz zihnimiz
de canlandrabiliriz. Diyelim Richard Nixon, Jimmy Carter,
Billy Graham, hatta Albert Einstein dnn; aklnza gelecek
olan, bir grnt, bir yz resmi, ok byk ihtimalle televizyon ek
ranndaki bir yz, Einstein rneinde ise bir yz fotorafdr. Onla
rn sylemi olduklar szlerin hemen hibiri akla gelmeyecektir.
Sz merkezli bir kltrdeki dnme ile grnt merkezli bir kl
trdeki dnme arasndaki farkllk burada yatar.
Bo zamana ok az frsat brakan bir kltrde yaamak ile fazla
frsat brakan bir kltrde yaamak arasndaki farkhhk da budur.
Elinde kitabyla sabannn peinden giden iftlik olan, bir Pazar
leden sonra ailesine yksek sesle kitap okuyan anne, en yeni ma
kaslarla ilgili ilanlar okuyan tccar -bunlar gnmzn okurlarn
dan farkl trde okurlard. Rastgele okumaya k az rastlanyordu,
zira buna ayrlacak fazla zaman yoktu. Okumakta bir kutsallk bu
lunurdu; yle olmasa bile, en azndan zel anlamla donatlm gn
lk ya da haftalk bir ayine benzerdi. Bunun elektriksiz bir kltr
olduunu da aklmzda tutmak zorundayz. Mum nda ya da da
ha sonra gaz lambasyla okumak kolay deildi. Kukusuz, okuma
ounlukla afak vakti ile gnlk ilere balama arasndaki zaman
diliminde yaplyordu. Ve ciddi, youn, sabrl bir okuma sz konu
suydu. Bir okurun kavrama yetisini snamay ngren modem
dnce, 1790da, 1830da ya da 1860da samalk olarak grnr
d. Kavramak okumaktan baka neydi? Bildiimiz kadaryla, el
bette okula gidemeyenler dnda, okuma problemi diye bir ey
yoktu. Okula gitmek, okumay renmek demekti, nk bu yete
nek olmadan kltrel konumalara katlmak olanakszd. Ama in
sanlarn ou okuyabiliyor ve kltrel konumalara katlabiliyordu.
Bu insanlarn gznde okumak hem d dnyayla balantlarn
salyordu hem de rnek alacaklar dnya modellerini. B asl say
falar, dnyay, aklla ynetilmeye, mantkl ve geerli eletirilerle
dzeltilmeye uygun olan ciddi, btnlkl bir yer olarak satr satr,
sayfa sayfa gzler nne seriyordu.
Demek k i onsekizinci ve ondokuzuncu yzyllara bakan hemen
74

'

i-

f.
i

I ;

herkes, basl szn yanklarna, zellikle de basl szn her tr ka


musal ifade biimiyle kopmaz ilikisine rastlayabilir. Charles Beardn yazd gibi, Amerika Birleik Devletleri Anayasasm kale
me alanlarn asl kayglarnn ekonomik karlarnn korunmas ol
duunu dnmek herhalde dorudur. Ama onlarn, kamusal yaa
ma katlmann basl sz iletme yeteneini gerektirdiini dn
dkleri de dorudur. Onlara gre olgunlam bir yurttalk geli
mi dzeyde bir okuryazarlk olmadan dnlemezdi. Bu yzden
ou eyalette oy kullanma ya yirmi bir olarak saptanm, Jefferson Amerikann btn umutlarm genel eitime balamt. Gene
b yzden, Allan Nevins ile Henry Steele Commagerm da iaret
ettikleri zere, mlksz insanlarn oy hakkna sahip olmamas ge
nellikle nemsenmez, ama okumay beceremeyenlerin oy kullan
malar engellenirdi.
Frederick Jackson Tumern yazd gibi, Amerikan kafasm
ateleyen dncenin, devaml genileyen bir snr olgusu olduu
nu syleyebiliriz. Ancak, Paul Andersonn deyiiyle, iftlik o
lanlarnn, ister Shakespearein, ister Emersonn, isterse Thoreaunun olsun, elde kitaplaryla sabann peinden gittiklerini syle
mek sadece bir mecaz deildir.23 Bunun iin Kansas okul seim
lerinde kadnlarn oy kullanmalarna izin veren ilk eyalet, Wyomingi de genel oy hakknda tam eitlii kabul eden ilk eyalet ol
maya gtren yalnzca bu srnr zihniyeti deildi. Kadnlar herhalde
erkeklerden daha maharetli okurlard ve uur eyaletlerinde bile ba
lca kamusal sylem arac basl sze dayanyordu. Okuyabilen in
sanlar, kanlmaz olarak konumalarn bir paras haline gelmek
durumundaydlar.
Perry M illerm nermesi dorultusunda, Amerikallarn enerji
lerinin ounu dinsel cokularndan aldklarn ya da daha eski ta
23. Anderson, s. 17. Bu balamda Thomas Jeffersonn Monsieur de Creve-coeure yazm olduu 15 Ocak 1787 tarihli bir mektup anlmaya deerdir. Jefferson bu mektubunda, ngilizlerin bir Amerikan icadn (tek para odun olan yuvar
lak bir tekerlek yapmak) sahiplenmeye almalarndan yaknmaktayd. Jefferson, Jerseyli iftilerin, bu sreci ak biimde anlatan Homerosu okuyarak
rendikleri grndeydi. ngilizler Amerikallardan kopya etmi olmalydlar, di
ye yazyordu Jefferson, "nk Homeros'u okuyabilen iftiler yalnz bizde var
dr.

75

rihilerin anlatmyla, Amerikann vakti gelmi bir fikirle kuruldu


unu da syleyebiliriz. Bu aklamalarn hibirine itirazm yok.
Yalnzca unu eklemek isterim ki, onlarn aklamaya altklar
Amerika, biimini matbaann rnlerinden alan bir kamusal syle
min egemenliindeydi. ki yzyldan beri Amerika niyetlerini dek
lare ediyor, edebiyatm yaratyor ve ilahlarna beyaz kt zerin
deki kargack burgack izgileriyle sesleniyordu. Amerika tipografiyle konuuyordu ve sembolik ortamnn temel zellii olarak tipografi sayesinde dnya uygarlnda baa gemiti.
Amerikan kafasnn matbaann egemenliine boyun edii za
man dilimine verdiim isim Yorum adr. Yorumlama bir dn
ce tarz, bir renme yntemi ve bir ifade aracdr. Olgunlam
sylemle birlikte andmz karakteristik zelliklerin hemen hepsi
tipografiyle daha da glenmiti. Tipografide yorumlamaya doru
ok gl bir eilim vardr: Buna, gelimi bir kavramsal, tmdengelimci ve ardk dnme yetenei, akla ve dzene byk deer
verme eilimi, elikiden nefret etme, mesafeli ve nesnel yaklama
becerisi ile gecikmi tepkiye hogryle bakma tavr da dahildir.
Ondokuzuncu yzyln sonuna dora, aklamak iin neredeyse sa
brszlandm nedenlerden dolay Yorumlama ann devri ge
meye balamt ve onun yerinin doldurulduunun ilk iaretleri sezilebiliyordu. Yorumlama anm yerini Gsteri (Show Business)
a alacakt.

76

CE-EE dnyas

Ondokuzuncu yzyln ortasna doru iki fikir bir araya geldi ve


birbirleriyle yaknlaarak yirminci yzyl Amerikasna yeni bir ka
musal sylem metaforu saladlar. Onlarn birlemesi Yorumlama
ann temelini ykm ve Gsteri ann temelim atmt. Bu
fikirlerden biri tamamen yeniyken, dieri Altamirann* maara re
simleri kadar eskiydi. Eski fikri birazdan ele alacaz. Yeni fikir ise
ulamn ve iletiimin birbirinden ayrlabilecei, enformasyon ak
nda meknn kanlmaz bir kstlayc etken olmad dnce
siydi.
1800lerin Amerikallar mekn fethetme sorunuyla ok fazla
* Kuzey ispanya'da, Santander yaknlarnda bulunan, paleolitik a resimlerini,
barndran maaralara verilen ad. (.n.)

ilgiliydiler. Ondokuzuncu yzyln ortasnda snrlan Pasifik Okyanusuna kadar genilemi, ilk admlan 1830larda atlan gelime
mi demiryolu sistemi insanlarla birlikte btn ktay katetmeye
balamt. Gene de 1840lara kadar enformasyon ak, ancak in
sanlarn beraberlerinde gtrebilecei hzllktayd; tam bir anla
tmla, bir trenin gtrebilecei kadar hzl, daha somut bir ifadeyle,
saatte yaklak otuz be mildi. Bu snrllk nedeniyle ulusal bir top
luluk olarak Amerika'nn gelimesi bir lde gecikti. 1840larda
Amerika hl her biri kendi azyla konuan ve kendi karlarnn
peinde koturan blgelerden oluuyordu. Kta apnda bir konu
ma modeli henz mmkn deildi.
Okula giden her rencinin bildii gibi; bu sorunlarn zm
elektrikti. Elektrii iletiimin hizmetine sokmann pratik bir yolunu
bulan ve bylece mekn sorununu ebediyen zen kiinin bir Ame
rikal olmas kimseyi artmamtr. Burada szn ettiim kii,
Amerikamn ilk gerek uzay adam Samuel Finley Breese Morsedur. M orseun bulduu telgraf eyalet snrlarm silmi, blgele
rin nemini azaltm ve ktay bir enformasyon ebekesiyle sararak
birleik bir Amerikan syleminin zeminini yaratmt.
Ama byk bedel deyerek. Zira telgraf, Morseun Telgraf b
tn lkeyi bir mahalle haline getirecektir kehanetinde bulunduu
zaman ngremedii bir etkide bulunmutu. Telgraf, o zamana ka
dar geerli olan enformasyon tanmna son vermi ve bunun sonu
cunda kamusal syleme yeni bir anlam kazandrmt. Bu sonucu
kavram az sayda insandan birisi olan Henry David Thoreau Waldena yle yazyordu: Maineden Texasa telgraf hatt kurmak
ta ok acele ettik; oysa Maine ile Texasn iletiim asndan hibir
nemi yok... Atlantikin altndan tnel kazp eski dnyay birka
hafta daha yaknlatrmaya da can atyoruz; ama muhtemelen, pr
dikkat kesilmi Amerikallarn kulana gelecek ilk haber, Prenses
Adelaidenin bomacaya yakalanm gibi ksrd olacakta.1
Sonradan anlald zere Thoreau kesinlikle haklyd. Thore
au telgrafn kendi sylem tanmn kendisinin yaratacam, fazla
ie yaramayaca halde Maine ile Texas arasnda konumay ola1. Thoreau, s. 36.

nakli klmakla kalmayp ayrca bunda srar da edeceini, bu konu


ma tarznn ieriinin kanlmaz olarak Tipografik nsann alkn
olduu konuma modelinden farkl olacam kavramt.
Telgraf; ilgisizlik, etkisizlik ve tutarszl geni lde yayarak
tipografinin sylem tanmna koldan saldrmt. Telgrafn, ba
lanz enformasyon fikrine bir tr memiyet kazandrmas, bu sy
lem iblislerini canlandran bir etkendi; balanz enformasyon fik
ri de enformasyonun deerinin onun toplumsal ve politik kararlar
la eylemlerde grebilecei ilevle bal olmasnn gerekmedii,
ama deerinin onun yenilii, ilginlii ve zgllne balanabile
cei dncesini ieriyordu. Telgraf, enformasyonu bir meta; yara
r ya da anlamna baklmakszn alnp satlabilecek bir ey hali
ne getirmekteydi.
Gelgeldim telgrafn tek etkisi bu deildi. Telgraf ile matbaa ara
sndaki ortaklk olmasayd, telgrafn enformasyonu bir metaya d
ntrme potansiyeli hibir zaman gereklik kazanmayabilirdi.
1830larda telgraftan az bir sre nce ortaya kan ucuz gazeteler,
ilgisiz konular bir haber katna karmaya balamt bile. Benjamin DayinAfew YorkSut ve James BennettiniVew YorkHerald
gibi gazeteler, akla dayal (nyargl olsa bile) politik dnceler
den ve gnlk ticari enformasyondan meydana gelen haber gelene
inden uzaklap sayfalarm ounlukla sula ve seksle ilgili san
sasyonel olaylarla dolduruyorlard. Bu tr ilgin insani haberler
okurlarn gnlk kararlar ve hareketlerini ekillendirmekte ok az
rol oynasa bile, en azndan yerel nitelikliydi (yerler ve insanlar ken
di deneyimleri erevesinde ileniyordu) ve her zaman yaanan an
la balantl deildi. Ucuz gazetelerin ilgin insani yklerinin zamand bir nitelii vard; bunlarn etkisi gncelliklerinden ok, za
mana akn olma niteliklerinde yatyordu. Tabii btn gazetelerin
sayfalarn byle haberlerle doldurduklarndan sz edilemezdi. Ga
zetelerin aktardklar enformasyon, ounlukla, hem yerel nitelik
liydi hem de byk lde fonksiyoneldi: Okurlarn kendileriyle ve
iinde bulunduklar toplulukla ilgili gnlk ilerinde zmek duru
munda olduklar problemler ve kararlarla ilintiliydi.
Telgraf btn bunlar, stelik ba dndrc bir hzla deitir
79

miti. M orseun buluunu pratie uygulad ilk aylarda, yerel olan


ile zamand olan, gazetelerdeki merkezi konumunu kaybetmi,
mesafenin ve hzn gz kamatncl karsnda yldzlan sn
mt. Aslnda, telgrafm bir gazete tarafndan kullanlmasnn bili
nen ilk rnei, M orseun telgrafm iler durumda olmasyla ilgili ta
rihsel gsterisini yapmasndan bir gn sonra grld. BaltimorePatriot gazetesi, M orseun kurmu olduu aym Washington-Baltimore hattn kullanarak, okurlarna Temsilciler M eclisinin Oregon
sorunundaki tavryla ilgili enformasyonu iletmiti. Gazete haberini
u aklamayla bitiriyordu: ... bundan byle Washington haberle
rini okurlarmza iki saat iinde iletecek durumdayz. Bu gerekten
de mekn sorununun ortadan kalkmasdr.2
ou telgraf hatlarnn yetersizliinden kaynaklanan pratik so
runlar ksa bir sre iin fonksiyonel enformasyona dayal eski ha
ber tanmn yrrlkte tutmutu. Ancak yaynclar arasndaki ngrl insanlar gelecein nerede yattm ok abuk kavrayp b
tn kaynaklarm ktann telgraf hattyla donatlmasna yatrdlar.
Philadelphia Public Ledgerm sahibi William Swain, ilk ticari telg
raf irketi olan Magnetic Telegraph Companyye byk miktarda
para balamakla kalmam, 1850 ylnda bu irketin bakanlna
da getirilmiti.
ok gemeden gazetelerin talihleri, ilettikleri haberlerin kalite
si ya da yararllndan ok, hangi uzaklklardan ve hangi hzla ne
kadar ok haber verdiklerine bal olmaya balad. New York Heraldd m James Bennett, 1848in ilk haftasnda, gazetesinde telg
rafla salanan 79.000 szck bulunmasyla vnyor,3 ama bunun
okurlar iin ne anlam tayabileceinden sz etmiyordu. Morseun
27 Mays 1844te lkedeki ilk telgraf hattn altrmasndan yal
nzca drt yl soma Associated Press kuruldu ve btn lkede hi
bir yerden gelmeyen, zel olarak hi kimseye hitap etmeyen haber
ler ar basmaya balad. Halkn gnn haberleri dedii gndem
de, savalarla, ilenen sularla, kazalarla, yangnlarla ve sellerle il
gili haberler (bunlarn ou, Prenses Adelaiden bomacaya tutul
2. Harlow, s. 100.
3. Czitrom, s. 15-16.

80

mu gibi ksrmesinin toplumsal ve politik dzlemdeki karlkla


ryd) vard artk.
Thoreaunun belirttii gibi, telgraf ilgililii, ilgisizlie evir
miti. Enformasyon akndaki bolluun, hitap edilen insanlar a
sndan, yani bu insanlarn iinde yaadklar toplumsal ve entelek
tel ortam asndan ya ok az nemi vard ya da hi yoktu. Coleridgein iecek bir damla olmad halde her yerin suyla kapl oldu
unu anlatan nl dizesi, balamndan koparlm enformasyon or
tamn anlatan bir metafor ilevi grebilir: Bir enformasyon deni
zinde ie yarayan ok az enformasyon vard. Mainedeki ve Texastaki birer adam birimleriyle konuabilir, ancak aralarndaki ko
numa kesinlikle ok iyi bildikleri ya da ok fazla ilgilendikleri bir
konu hakknda olmazd. Telgraf lkeyi bir mahalle haline getir
mi olabilirdi, ancak bu, zgl trde bir mahalle, birbirleri hakkn
da sadece en yzeysel bilgileri bilen yabanclarn oturduu bir ma
halleydi.
Bugn tam da byle bir mahallede (imdilerde zaman zaman
global bir ky tanmlar duyulmaktadr) yaadmz iin, kendi
nize u soruyu sorarak, bir balam olmayan enformasyonla ne de
mek istendiini karabilirsiniz: Sabah radyo ya da televizyonda
veya sabah gazetesinde rendiiniz enformasyonlarla gnlk
planlarnz deitirmeniz, aslmda tersini yapmay istediiniz bir
davranta bulunmanz ya da zmeniz gereken bir problem zerin
de daha uzun kafa yormanz durumuyla ne kadar sk karlamak
tasnz? oumuz iin hava dummuyla ilgili haberler, yatrmclar
iin borsa haberleri bu tr sonular dourabilir. Tesadfen yaad
nz yerin yaknnda ilenmi ya da tandnz birinin kart bir
sula ilgili haberler de bu tr sonular dourur. Oysa gnlk haber
lerimizin ounun yaammz zerinde hibir etkisi olmaz; bunlar,
hakknda konuulacak bir konu yaratan, ama sizi anlaml bir eyle
me yneltmek gibi bir etkisi olamayacak haberlerdir. Telgrafn asl
miras bu olgudur: Telgraf bol miktarda ilgisiz enformasyon yara
tarak, enformasyon-eylem oran diye adlandrlabilecek tabloyu
batan aa deitirmitir.
Hem szel hem tipografik kltrlerde enformasyonun nemi.
FN/Televizyon: ldren Elence

81

kendisinin yaratt eylem olanaklarna dayanr. Kukusuz, herhan


gi bir iletiim ortamnda, girdi (hakknda bilgi aktarlan ey), kt
y (enformasyona dayal eylem olanaklarm) daima aar. Ne var ki
nce telgrafn yaratt, ardndan yeni teknolojilerin pekitirdii or
tam, enformasyon-eylem ilikisini hem daha soyut hale getirmi
hem de aralarndaki mesafeyi alabildiine amtr. nsanlar, insan
lk tarihinde ilk defa enformasyona doyma problemiyle karla
mlar ve bununla ezamanl olarak, toplumsal ve politik etki alan
larnn daralmas sorunuyla yz yze gelmilerdi.
Bunu kendinize baka somlar sorarak kavrayabilirsiniz: Ortado
udaki atmay azaltmak iin hangi admlar atmay planlyorsu
nuz? Enflasyon, su ve isizlik oranlarm azaltmak iin ne yapabi
lirsiniz? evreyi koruma ya da nkleer sava riskini azaltma plan
larnz nelerdir? NATO, OPEC, CIA, olumlaym eylem ve randa
Bahailere ynelik gaddarca uygulamalar konusunda neler yapmay
tasarlyorsunuz? Burada sizin admza yant verme zgrlm
kullanacam: Bu konularda yapmay planladnz hibir ey yok
tur. Elbette bu konuda birtakm planlan ve harekete geme gc ol
duunu iddia eden birisi iin oy kullanabilirsiniz. Ne var ki yalnz
ca iki veya drt ylda bir saatlik zaman harcayarak yapabileceiniz
bu eylem, sahip olduunuz ok eitli fikirleri ifade etmek iin ye
terli bir ara olarak grlemez. Hatta unu da syleyebiliriz ki, oy
kullanma politik adan aciz durumda olmann sondan bir nceki
smadr. Son smak da elbette dncelerinizi size soru soran
bir anketre aktarmak olur. Anketr alaca yantlarla olmu bitmi
bir sorana ilikin bir yorum kararak daha sonra onu benzer dn
celer alayanna kartrp hepsinden yeni bir haber elde edecektir.
Demek ki burada kocaman bir acizlik ilmeiyle ba baa kalrz:
Haberler, zaten onlarla ilgili daha fazla haber aktarmaktan baka
hibir ey yapamayacanz eitli dnceleri sizden alr ve siz de
buna kar hibir ey yapamazsnz.
Telgraf andan nce enformasyon-eylem oram, ou insann
yaamlarndaki olaslklar denetleyebilme duygusunu hissedebile
cei lde birbirine yaland. nsanlar, hakknda bilgi sahibi olduk
lar eylerin eylem deerlerini biliyorlard. Telgrafn yaratt en82

FARKA/Telev izyon ldren Elence

formasyon dnyasnda ise btn dnyann haber alanna dnme


si nedeniyle bu etkili olabilme duygusu kayboldu. Her ey herkesin
ilgisi haline gelmiti. lk defa olarak sormu olduumuz hibir so
ruyu yantlamayan ve stelik bize yant hakk da tanmayan enfor
masyon yamuruna tutuluyorduk.
Bu durumda, telgrafn kamusal syleme katksnn, ilgisizlii
yceltip acizlii katmerletirmek olduunu syleyebiliriz. Ancak
her ey bundan ibaret deildi: Telgraf kamusal sylemi znde tu
tarsz bir hale de getirmiti. Lewis Mumfordun deyiini kullanr
sak, telgraf zamann ve dikkatin blnd bir dnya yaratmt.
Telgrafn asl kuvveti onun enformasyonu tama yeteneinde yat
yordu, toplama, aklama ya da analiz etme deil. Bu bakmdan
telgraf tipografinin tam zddyd. rnein kitaplar, mkemmel bir
birikim taycs, arbal inceleme yeri, enformasyonla fikirleri
dzenleyen bir analiz zeminidir. Bir kitab yazmak ve okumak,
iindekileri tartmak, sunulu biimi dahil olmak zere deerli
zellikleri hakknda yargda bulunmak, hep zaman isteyen eyler
dir. Bir kitap, dnceyi srekli klp gemiin yazarlarnn byk
konumalanna katkda bulunmay amalayan bir giriimdir. Dola
ysyla, dnyann her yerindeki uygar insanlar bir kitabn yakln
anti-entelektelizmin alaka bir biimi sayarlar. Oysa telgraf biz
den kitabn iindekileri yakmamz talep eder. Sreklilik, kalclk
ya da tutarllk testinden geirdiimizde telgrafn hibir deeri kal
maz. Telgraf yalnzca mesaj akmaya, her biri daha yeni mesajlar
la hemen eskiyecek mesajlar iletmeye uygundur. Olgular baka ol
gular, deerlendirme yapmaya ne olanak tanyan ne de bunu ge
rekli gren bir hzllkla bilincin nce gerisine, daha soma dna
atar.
Telgraf, arpc zelliklere sahip biimi olan bir kamusal konu
ma tarzn gndeme sokmutur: Telgrafn dili balk diliydi. Sansasyonal, para para, gayri ahsi balklar. Haberler, ya heyecanla
dikkat ekilen ya da sratle unutulacak sloganlar biimine brn
mt. Haberlerin dilinde hibir sreklilik izi grlemezdi. Mesaj
larn kendisinden nceki ya da somaki mesajlarla hibir ba yok
tu. Her balk kendi balamnda tek bama duruyordu. Haberlere
83

bir anlam yklemek zorunda olan, eer bunu becerebilirse, alcnn


kendisiydi. Gndericinin byle bir ykmll yoktu. Ve btn
bunlara bal olarak, telgrafn betimledii dnya ynlendirilemez,
hatta kodlar bile zlemez grnmeye balamt. Olgular bil
mek yeni bir anlama brnyor, zira uzantlarn, arka plann ya da
balantlarn kavranm olmasn gerektirmiyordu. Telgraf sylemi,
tarihsel perspektifler ortaya koymaya zaman brakmad gibi, nitel
elere de ncelik tanmyordu. Telgraf asndan zeknn anlam,
eyler hakknda enine boyuna bilgi sahibi olmak deil, eyleri duy
mu olmak demekti.
Diyeceim o ki, Morseun ortaya att dikkate deer soru (Tan
r neyi yaratt?) rahatsz edici bir biimde yantlanyordu: Tanr, ya
banclardan ve ie yaramaz niceliklerden oluan bir mahalle; para
lar ve sreksizliklerden oluan bir dnya yaratmt. Elbette Tan
rnm bununla hibir ilgisi yoktu. Gene de telgrafn gcnn tek
bama yeni bir sylem metafom olmasna dayandm gz nnde
bulundurursak, matbaa kltrnn telgrafn saldrsna kar dayan
mas, hi deilse kendi mevzisini korumas mmkndr. Grld
zere, M orseun enformasyonun anlamn yeniden tasarlamasy
la yaklak ayn sralarda, Louis Daguerre de doann, hatta dene
bilirse gerekliin kendisinin anlamn yeniden tasarlyordu. Dagu
errein 1838de yatrmclarn dikkatini ekmek amacyla hazrlan
m bir ilanda belirttii gibi, Gml levhaya ekilmi fotoraf
(daguerreotype) yalnz doay resimlemeye yarayan bir ara deil
dir... Aym zamanda doaya kendini yeniden retme olanan da ta
nr.4
Kuku yok ki gerek doay resimleme gereklilii gerekse doa
y resimleme gc, onu kavranr ve ynlendirilebilir ekilde yeni
bir kalba sokarsak doann yeniden retilmesini de ieriyordu. En
eski maara resimleri muhtemelen henz gereklememi bir avm,
doaya boyun edirme dileklerinin grsel yansmalaryd. Baka
bir deyile, doann yeniden retilmesi ok eski bir fikirdir. Ancak
Daguerre yeniden retmeden bunu anlamyordu. Daguerrein ak
imdaki, fotorafn isteyen herkese istedii yer ve sklkta doay
4. Sontag, s. 165.
84

kopya etme gcn salayacak olmasyd. Yani Daguerre, dnya


nn ilk blnmeli reme aracm icat ettiim, matbaa yazl sz
asndan ne anlam tayorsa fotorafn da grsel deneyim asn
dan o anlam tadm sylyordu.
Dorusunu isterseniz, gml levhaya ekilmi fotoraf byle
bir denklemi tam anlamyla gereklie dntrebilmekten uzakt.
Fotoraflarn toplu halde baslp tab edilmesi, pozitif rneklerin al
nabilecei bir negatif bask hazrlama srecim kefeden ngiliz ma
tematikisi ve linguisti William Henry Fox Talbota kadar mmkn
olamamt.5 Fotografi ismi ite bu srece, nl astronom Sir
John F.W. Herschel tarafndan verilmiti. Ak anlamnn kla
yazmak olduunu dnrsek olduka tuhaf bir isimdir bu. Hersc
hel belki isme ironik bir anlam yklemeyi dnmt, zira fotog
rafi ile yaznn (aslnda, her biimiyle dilin) ayn sylem evreninde
yer almadklar en bandan beri ak olsa gerekti.
Bununla beraber, szn ettiimiz sre bu biimde isimlendi
rildiinden beri, fotografiden bir dil olarak bahsetmek alkanlk
olmutur. Oysa, iki konuma tarz arasndaki temel farkllklar giz
lediini dnrsek bu metafor risklidir. lkin, fotoraf yalnzca te
kil dummlardan bahseden bir dildir. Fotografinin grntler szl
somut temsille snrldr. Fotoraf, szckler ve cmlelerden
farkl olarak, dili, grnty fikre evirecek ekilde kullanmamz
dnda, dnya hakknda bir fikir ya da kavram sunmaz bize. Bir fo
toraf tek bana, grnmeyen, uzakta, isel ve soyut olann ste
sinden gelemez. Genel olarak insandan deil, yalnzca bir insan
dan, genel olarak aatan deil, yalnzca bir aatan bahseder.
Nasl denizin fotorafn ekemezseniz doann da fotorafm
ekemezsiniz. Yalnzca burada ve imdi grdnz belli bir kesi
ti (belli k koullarnda belli bir yerdeki bir uurumu; belirli bir
bak asyla zamann belli bir anndaki bir dalgay) fotoraflayabilirsiniz. Ve nasl doay ve denizi fotoraflayamazsanz, ha
kikat, onur, ak, yalan gibi daha geni soyutlamalar hakknda da
grnt szlyle konuamazsnz. nk bir eyi gstermek
ile bir ey hakknda konumak bambaka iki sreci anlatr. Gav5. Newhall, s. 33.

85

iel Salomon, resimlerin tannmas, szcklerin ise anlalmas ge


rekir diye yazmtr/ Salomonun sylemek istedii, fotorafn
dnyay nesne olarak, dilin ise fikir olarak sunduudur. Zira bir e
yi isimlendirmeye ynelik en basit bir hareket bile bir dnme (bir
eyi baka eylerle karlatrma, baz ortak zellikler saptama,
farkl olan eyi grmezlikten gelme ve imgesel bir kategori yarat
ma) edimini yanstr. Tabii doada insan ya da aa diye bir
ey yoktur. Evrende byle kategorilere ya da basitletirmelere yer
olmaz, yalnzca akkanlk ve sonsuz eitlilik vardr. Fotoraf bu
sonsuz eitliliin zgl yanlarm belgeleyip ne karr. Dil ise on
lar kavranr hale getirir.
Fotorafta bir sentaks da yoktur. Bu, fotoraf dnyayla tart
ma yeteneinden yoksun brakr. Fotoraf, mekn-zamamn nes
nel bir kesiti olarak, birisinin orada olmasma ya da bir eyin ger
eklemesine tanklk eder. Fotorafn tankl etkilidir, ama hibir
dnce (ne olmas gerekenle , ne de olmu olabilecekIe ilgili)
iletmez. Fotografi ncelikle bir olgular dnyasdr; olgular hakkn
da tartma ya da onlardan sonular karma dnyas deildir. Ne
var ki bununla fotografinin epistemolojik bir ynelimden yoksun
olduunu sylemi olmayz. Susan Sontagn gzlemledii gibi, bir
fotoraf onu kamerann saptad gibi kabul edersek dnya hak
knda bilgi sahibi olduumuzu ima eder.67 Ancak, gene Sontagn
baka bir gzlemiyle, anlama edimi tamamen bizim dnyay grn
d gibi kabul etmememizle balar. Dil, elbette, gzle grlen, y
zeyde olan eylere meydan okumamz, kar k m a m z , onlar ir
delememizi salayan aratr (medium). Gerek ve sahte sz
cklerinin kayna dil evrenidir, baka bir ey deil. Bu gerek
midir sorusu fotorafa uygulandnda yalnzca u anlama gelir:
Bu gerek bir mekn-zaman kesitinin yeniden retimi midir? Eer
yantmz Evet ise tartmann zemini de ortadan kalkar, nk
sahte olmayan bir fotorafa kar kmamzn hibir anlam yoktur.
Fotorafn kendisi tartlabilir nermeler ortaya atmad gibi,
kapsaml ve kesin yorumlarda da bulunmaz. rtecek bir iddias
6. Salomon, s. 36.
7. Sontag, s. 20.

86

olmadndan kendisi de rtlemez.


Fotorafn deneyimi kaydetme tarz da dilin tarzndan farkldr.
Dil yalnzca bir nermeler dizisi olarak sunulduu zaman anlam
kazanr. Bir szck veya cmle sylediimiz ekliyle balamndan
koptuu, bir okur ya da dinleyici daha nce ya da sonra sylenen
eyleri bilmedii zaman anlam arptlm olur. Oysa fotoraf bir
balam gerektirmedii iin, balamndan koparlm bir fotoraf
tan sz edilemez. Aslnda, fotografinin amac, onlar farkl bir e
kilde grnr hale getirmek amacyla grntleri balamdan ayr
maktr. Susan Sontagn yazd gibi, fotografik grntler dnya
snda btn sn rlar.. yapay grnmektedir. Her ey birbirinden
ayrlabilir ve sreksiz hale getirilebilir: Btn gerekli olan, konuyu
farkl bir ereveye oturtmaktr.8 Sontag burada, fotoraflarn ger
eklii kendine zg biimde paralama, anlar balamlarndan ko
parma, olaylar ve eyleri birbirleriyle mantksal ya da tarihsel bir
ba kurulamayacak ekilde yan yana koyma yeteneinden sz et
mektedir. Telgraf gibi fotografi de dnyay bir zel olaylar dizisi
olarak yeniden yaratr. Telgrafta olduu gibi fotoraflar dnyasn
da da balang, orta ya da son yoktur. Dnya atomlamtr. Bir tek
imdiki zaman vardr ve onun da anlatlabilecek herhangi bir yk
nn paras olmas gerekmez.
Grnt ve szcn farkl ilevleri olduu, farkl soyutlama
dzeylerinde iledikleri ve farkl tepki tarzlarn gerektirdikleri gi
bi noktalar kimseye yeni bir dnce gibi gelmeyecektir. Resmin
tarihi yazdan en az kat daha eskiye dayanr ve iletiim aralar
nn repertuvarmda imgelemin yeri ondokuzuncu yzylda ok iyi
anlalm durumdayd. Ondokuzuncu yzyln ortasnda yeni olan
sembolik ortama fotoraf ile dier ikonograflarm anszn ve toplu
ca giriiydi. Daniel Boorstin The Image adl nc nitelikli kitabn
da bu gelimeye grafik devrimi adn vermektedir. Boorstinin bu
deyile, Amerikan kltrnn her kesine kontrolsz biimde ya
ylan, mekanik biimde yeniden retilmi imgelem biimlerinin
(fotoraflar, gazeteler, posterler, resimler, reklamlar) dile ynelttik
leri youn saldrya dikkat ekmek ister. Burada saldr szc
8. Sontag, s. 20.

87

n bilerek, Boorstinin grafik devriminde anlatlan noktay peki


tirmek amacyla seiyorum. n cephede fotografinin durduu yeni
imgelem dnyas basite dili tamamlayc bir ilev grmyor, ayn
zamanda gereklii yorumlama, anlama ve snama abalarmzn
balca arac olmay da amalyordu. Boorstinin grafik devrimiyle
anlatmaya alt eyi burada biraz daha belirginletirmek istiyo
rum. Grntde odaklanan yeni ynelimle, geleneksel enformas
yon, haber ve gereklik tanmlan tarihe karmt. Resim, ilk ba
ta billboardlar, afiler ve reklam ilanlar, daha sonra Life, Look,
New York Daily Mirror ve Daily News gibi haber dergileri ve ga
zeteleriyle yorumu arka plana itmi, baz durumlarda ise bsbtn
ortadan kaldrmt. Ondokuzuncu yzyln sonuna gelindiinde
reklamclar ile gazeteciler resmin yalnzca szcklerden yz kat
daha deerli olduunu deil, satlar sz konusu olduunda onlar
dan daha ok ie yaradm da kefetmi durumdaydlar. ou
Amerikal asndan inanmann temeli okumak deil, grmek ol
mutu artk.
Fotoraf, zgl bir biimde, okurlar bilinmeyen yerlerdeki,
yzlerini ilk defa grdkleri yabanclar hakkndaki olgular denizin
de bomakla tehdit eden, kayna belirsiz telgrafik haberler selinin
kusursuz bir tamamlaycsyd. Zira fotoraf, tuhaf grnen tarih
iaretlerine somut bir gereklik kazandrm ve bilinmeyen isimle
re yzler eklemitir. B ylece, en azndan, haberlerin insann du
yusal deneyimi iindeki eylerle bir ba olduu yanlsamasn ya
ratm oluyordu. Fotoraf gnn haberlerine gzle grlr bir or
tam yaratyor, gnn haberleri de fotorafa bir ortam sunuyordu.
Ne var ki fotoraf-balk ortaklnn yaratt balam duygusu
kesinlikle yanlsamaya dayalyd. Burada ne demek istediimi, bir
yabancnn size, llyxinin, Aldononjes Adasnda yetien, damarl
yapraklar olup ylda iki defa iek aan solucan eklindeki bir bit
kinin bir alt tr olduunu anlattm zihninizde canlandrarak da
ha iyi karabilirsiniz. Merak edip, Evet, ama o ne biim bir ey?
derseniz, bu bilgiyi aktaran kiinin Buyrun, size fotorafn gste
reyim, dediini, hemen ardndan elinize, altnda Illyx on Aldonon
jes yazan bir resim tututurduunu dnn. Bunun zerine, Ad,
88

evet, diye mrldanabilirsiniz, imdi anlyorum. Fotorafn size


anlatlanlar iin bir balam sunduu, cmlenin de fotoraf iin bir
balam hazrlad dorudur. Hatta gnn birinde ondan bir eyler
rendiinizi de dnebilirsiniz. Ancak olay btnyle kendine
kapalysa, gemi bilgileriniz ya da gelecekteki planlarnzla her
hangi bir ilikisi yoksa, o yabancyla karlamanz ve ayrlmanz
bu olaydan ibaretse, o zaman cmle ile grntnn bir arada bulun
masyla balamn ortaya k, buna bal olarak ona atfedilen an
lamn izlenimi de yamlsamal olacaktr. Kald ki bylece (belki fo
torafl yabanclardan uzak durmann dnda) bir ey renmi de
olmayacaksnz ve illyx otu sanki hi yle bir eyle karlamam
snz gibi aklmzdan kp gidecektir. En iyi ihtimalle bir kokteylde
gevezelik ederken ya da bir apraz bilmeceyi zerken iinize ya
rayan ho ama sama bir bilgi reneceksiniz, ama ondan daha faz
la bir kazancnz olmayacaktr.
Bu balamda, apraz bulmacann Amerikada, tam da telgraf ile
fotorafn, haberleri fonksiyonel enformasyon balanmdan kop
mu olguya dntrmeyi baard bir noktada popler bir vakit
geirme arac haline gelmi olduuna dikkat ekmek ilgin olabilir.
Bu akma unu akla getirmektedir: Yeni teknolojiler, eskiden be
ri sregelen enformasyon somnunu tepetaklak etmitir: nsanlar bir
zamanlar enformasyona gerek hayat ortamlarn kendileri ynlen
direbilmek amacyla ihtiya duyarlarken, imdilerde, aslnda hibir
ie yaramayan enformasyonlarn grnte yararl olabilecei ba
lamlar yaratmak zorunda kalmaktadrlar. apraz bilmece bu tr
sahte balamlardan birisidir; kokteyl baka bir rnektir; 1930larn
ve 1940larn radyo bilgi yarmalar ile modem televizyondaki
oyunlar baka rneklerdir; son olarak lgnca bir rabet gren
Trivial Pursuit buna rnek gsterilebilir. Bunlar Birbiriyle ba
olmayan bu olgularla ne yapacam sorusuna u veya bu biimde
bir yant verirler ve yant da u veya bu biimde hep ayndr: Niin
onlardan vakit geirmek iin, elenmek iin ya da oyun olsun diye
yararlanmayalm? Boorstin The Im agee, grafik devriminin bal
ca eserinin, zellikle haber olsun diye dzenlenmi bir olay (diye
lim, basn toplants) anlamm ykledii sahte olay olduunu be
89

lirtir. Burada anlatmak istediim ey, telgraf ile fotorafn daha


nemli bir mirasnn sahte balam olabileceidir. Sahte balam,
paral ve havada kalm enformasyonlara grnte ie yaramala
rm salamak amacyla tasarlanm bir yapdr. Ancak sahte bala
mn salad yarar ne eylem ne bir problemin zlmesi ne de de
iimdir. Yaamlarmzla hibir hakiki ba olmayan enformasyona
kalan tek yarar da bu, yani elendirmektir. Sahte balam, ilgisizlik,
tutarszlk ve acizliin sultasnda bulunan bir kltrden bize kalan
son smaktr.
Kukusuz, fotografi ile telgraf, tipografk kltrn oluturduu
muazzam yapy bir hamlede ykabilmi deillerdir. nceden gs
termeye altm gibi, uzun bir tarihe dayanan yorumlama al
kanlklar yirminci yzyla girilene kadar Amerikallarn zihinlerin
de bata gelen bir yere sahip olmutur. in dorusu, yirminci yz
yln ilk on yllarna damgasna vuran da dilin ve edebiyatn parlak
rnlerinin her tarafa yaylmasyd. Dzyaz; American Mercury ve
The New Yorker gibi dergilerin sayfalarnda, Faulkner, Fitzgerald,
Steinbeck ve Hemingvvayin romanlaryla yklerinde, hatta gaze
te devlerinin (Herald Tribne, Times) stunlarnda, kulaa ve gze
ho gelen bir cokululuk ve younlukla etkili oluyordu. Ne var M
bu, yorumun son t, arkcnn lme yaklarken en parlak ve
en tatl sesiyle syledii son arksdr. Yorumlama a adna ye
ni balanglarn deil, bitiin arkisiydi bu. Onun lm melodisin
de yeni bir notann sesi duyulmu, bunun anahtarn da fotografi ile
telgraf salamt. Onlarn kulland dil, birbirine bam ll yad
syan, balanz hareket eden, tarihin geersizliini ileri sren, hi
bir ey aklamayan ve karmaklkla btnlk yerine ekicilii su
nan bir dildi. Fotografi ile telgrafn dili grnt ile lgnlktan
oluan bir detti ve bylece Amerikada yeni trde bir kamusal
syl6min tonunu belirliyorlard.
Ondokuzuncu yzyl sonu ile yirminci yzyln balarnda
elektronik konumaya giren her trl iletiim arac, telgraf ile fo
torafn ncln takip ediyor, onlarn ynelimlerini pekitiri
yordu. Sinema gibi baz aralar doalar gerei bu ynde etkili
olurken, eilimleri rasyonel konuma tarznn pekimesinden yana
90

olan radyo gibi baka aralar yeni epistemolojinin etki alanna giri
yor ve sonunda bu yeni epistemolojiyi desteklemeye balyordu.
Btn bunlar bir arada dnldnde, elektronik tekniklerle ye
ni bir dnya (kh u olayn, kh bu olayn bir anlk gr alanna
girdii ve sonra hemen kaybolduu bir ce-ee dnyas) yaratlyor
du. Bu, fazla btnl ya da anlam olmayan, bizden bir ey iste
meyen, aslnda bizim herhangi bir ey yapmamza olanak tanma
yan, ocuklarn ce-ee oyunlarnda olduu gibi tamamen kendi
iine kapal bir dnyadr. Ancak ce-ee oyunu gibi mthi de e
lencelidir.
Elbette ce-ee oyunu oynamann yanl bir yan yoktur. Elen
menin de yanl bir yan yoktur. B ir psikiyatristin syledii gibi,
hepimiz kumdan atolar yaparz. Sorun bu atolarn iinde yaama
ya kalktmz zaman ortaya kar. Merkezinde telgraf ile fotografinin bulunduu ondokuzuncu yzyl sonu ve yirminci yzyl ba
nn iletiim medyas bir ce-ee dnyas yaratt, ama televizyon
kana kadar bu dnyada yaamaya balam saylmayz. Televizyon,
grnt ile lgnln etkileimini mkemmel ve tehlikeli bir ku
sursuzluk katma kararak, telgraf ile fotorafn epistemolojik y
nelimlerini en gl biimde da vurmay salamtr. stelik on
lar evlerin iine kadar getirmitir. imdi biz, ilk ve en yakn ret
meni, ayrca oumuz iin en gvenilir yolda ve dostu televizyon
olan ikinci kuak ocuklarla bir arada yayomz. Daha ak bir dil
le ifade edersek, televizyon yeni epistemolojinin kumanda merke
zidir. En ufak ocuklar dahi televizyon izlemekten men edilmezler.
En berbat yoksulluk bile televizyondan vazgemeyi gerektirmez.
En yce eitim sistemi bile televizyonun belirleyiciliinden kurtu
lamaz. Ve en nemlisi, kamuoyunu ilgilendiren hibir konu (politi
ka, haber, eitim, din, bilim, spor) televizyonun ilgi alannn dn
da kalmaz. Yani, halkn bu konulan kavray biimi tamamen tele
vizyonun ynelimleriyle ekillenmektedir.
Televizyon daha ince yollarla da kumanda merkezidir. rnein,
dier medya aralarndan yararlanmz arlkla televizyonun
ynlendiriciliiyle olmaktadr. Telefon sisteminin nasl kullanlaca
m, hangi filmlerin grleceini, hangi kitap, kaset ve dergilerin
91

alnacam, hangi radyo programlarnn dinleneceini televizyon


dan reniriz. Televizyon iletiim ortammz, baka hibir iletiim
aracma gcnn yetmeyecei tarzlarda bizim admza dzenler.
Bu noktaya kk, ironik bir rnek olmas bakmndan yle bir
ey aklnza getirin: Getiimiz birka yl iinde bilgisayarn gele
cein teknolojisi olduunu reniyorduk. imdiyse ocuklarmzn
bilgisayar dilini bilmezlerse okulda baarsz kalacaklar, yaam
da ne frlayamayacaklan sylenmektedir. Kendimizin bir bilgisa
yar olmazsa ilerimizi yrtemeyeceimiz, alveri listemizi ka
ramayacamz ya da ek hesaplarmz dzgn tutamayacamz
iddia edilmektedir. Bunlarn bir blm dorudur belki. Ancak bil
gisayarlarla ve onlarn yaamlarmzdaki yerleriyle ilgili en nemli
nokta, btn bunlar televizyondan renmemizdir. Televizyon,
st-ara (meta-medium) statsne; yalnzca dnyaya ilikin bil
gimizi deil, aym zamanda bilme yollarna ilikin bilgimizi de yn
lendiren bir ara statsne ykselmitir.
Aym zamanda televizyon, Roland Barthesn yorumuyla m it
statsne ykselmitir. Barthesm mit derken kastettii, dnyay
anlamann problematik olmayan bir biimi, zetle doal grnenin
tamamen bilincinde olmaymzdr. Mit, bilincimizin gzle grn
mez olan derinliklerine gmlm bir dnme biimidir. imdi te
levizyonun izledii yol byledir. Televizyon cihaz artk, bizi by
lemez ya da zihnimizi allak bullak etmez. Televizyonun ilgin yn
lerine ilikin hikyeler anlatmayz. Televizyon cihazlarm artk,
zel odalarla snrlamayz. Televizyonda izlediklerimizin gerekli
inden kukuya dmeyiz ve televizyonun sunduu bak am a
zelliini pek fark etmeyiz. Televizyonun bizi nasl etkiledii soru
su bile arka plana atlmtr. Bu soru, sanki kulamz ve gzmz
olmasnn bizi nasl etkilediini soruyormu gibi bazlarmza aca
yip grnebilir. Yirmi yl nce Televizyon kltm ekillendirir mi
yoksa yalnzca yanstr m sorusu pek ok aratrmac ve toplum
sal eletirmen tarafndan ilgin bulunmutu. Ancak, televizyon za
manla bizim kltrmz haline gelmeye baladka, bu som da ge
erliliini byk oranda yitirmitir. Demek ki bizim konumalar
mzn konusunu, televizyonun kendisinden ok, televizyonda gr
92

lenler, yani onun ierii oluturur. Televizyonun ekolojisi (buna


hem onun fiziksel zellikleri ve sembolik kodu hem de olaan bi
imde ona atfettiimiz koullar dahildir) tartlmaz bir veri sayl
makta, doal olarak kabul edilmektedir.
Televizyon, deyi yerindeyse, toplumsal ve entelektel evrenin
arka planndaki radyasyon, yz yl nceki elektronik big-bangin
neredeyse gzle grlmez kalntsdr; bu bizim o kadar yakndan
bildiimiz ve Amerikan kltryle o kadar i ie gemi bir durum
yanstr ki, fondaki clz tslamasn artk duymayz ya da parlayp
snen gri n artk grmeyiz. Demek ki televizyonun epistemo
lojisi byk oranda dikkat ekmemekte, onun kurduu ce-ee
dnyas bize artk, tuhaf bile gelmemektedir.
Elektronik ve grafik devriminin bundan daha rahatsz edici bir
sonucu yoktur: Bize televizyon araclyla sunulan dnyann garip
deil, doal grnmesi. Zira yabanclk duygusunun kaybolmas,
bir uyum salama gstergesidir ve bizim uyum salamamzn dere
cesi ne kadar deitiimizin lsn verir. Kltrmzn televiz
yonun epistemolojisine uyum salamas u ana kadar hemen hemen
tamamlanm durumdadr; televizyonun hakikat, bilgi ve gereklik
tanmlarn o kadar gz kapal kabul etmekteyiz ki ilgisizlik bize
anlaml grnmekte, tutarszlk ise zellikle akllca davranmak gi
bi gelmektedir. stelik kuramlarmzn bir blm de an ablon
larna uymuyorsa, gzmze dzensiz ve yabanc grnen ablon
lar deil, bu kuramlar olmaktadr.
Bu kitabn geri kalan blmnde amaladm ey televizyonun
epistemolojisini yeniden gzler nne sermektir. Televizyonun bil
me yolunun, tipografinin bilme yoluyla uzlamaz derecede zt ol
duunu, televizyon konumalarnn ieriinin tutarszl ve sama
l zendirdiini, ciddi televizyon deyiinde bir terim elikisi
olduunu, televizyonun tek bir kalc sesle (elencenin sesi) konu
tuunu somut rneklerle kantlamaya alacam. Bundan baka,
Amerikan kltr kuramlarnn televizyon konumalarna katlmak
amacyla birbiri pei sra televizyonun terimleriyle konumay
rendiklerini gstermeye alacam. Baka bir deyile, televizyon,
kltrmz yapsal bir deiime uratarak muazzam bir gsteri
93

sahnesi yaratmtr. Kuku yok ki sonunda bu durumu seve seve be


nimsemeye ve ho olarak niteleme noktasna gelebiliriz. Aldous
Huxleyin elli yl nce gereklemesinden korktuu ey de tam ola
rak budur zaten.

94

ikinci Blm
w

95,

VI

Gsteri a

Tandm alkan bir lisans rencisi nemli bir snavdan nceki


gece kk dairesine geri dndnde, var olan tek lambasnn da
krlarak kullanlamaz hale geldiini grm. H afif bir panik yaa
dktan sonra televizyonu ap sesini ksmay ve srtm cihaza vere
rek oturmay akl etmi. Bylece televizyonun ndan yararlana
rak girecei snavn kitabnn nemli pasajlarm okuma frsat bu
lunca hem sakinlemi hem de geer not alma ansm karmam,
te televizyonun bir yarar da budur: Basl sayfalar aydnlatma
kayna olmas.
Ancak televizyon ekran k kaynandan te bir eydir. Ayrca
basl szcklerin grnebilecei dzgn, neredeyse przsz bir
yzeydir. Ekranda durmadan birbirini izleyen harflerle gnn olayF 7 N/Televizyon: ldren Elence

97

larm aktaran zel bir kanaln bulunduu televizyon cihazlar olan


otellerde hepimiz kalmzdr. Bu da televizyonun baka bir yaran
dr: Elektronik bir pano olmas.
Birok televizyon cihaz kk bir ktphaneyi stnde taya
cak kadar byk ve salam yaplmtr. Eski moda bir RCA konso
lunun stne otuz kitap konabilir. Ben, btn Dickens, Flaubert ve
Turgenyev koleksiyonunu kendinden emin biimde elli santim bo
yunda bir Westinghouse un stne yerletiren bir kadn tanyorum.
Gene bu da televizyonun yararlarndan biridir: Kitap raf olmas.
Televizyonun bu gln yararlarm ne karmamn nedeni, ba
z insanlarn ortaya att, televizyonun edebi gelenei desteklemek
amacyla kullanlabilecei umuduyla alay etmektir. Byle bir umut
tam da Marshall McLuhanm dikiz aynas dncesi dedii yak
lam temsil eder: Bu, yeni bir aracn (medium) basite daha eski
bir aracn (medium) uzants ya da gelimi hali olduu, rnein bir
otomobilin yalnzca hzl bir at, elektrik nn yalnzca gl bir
mum olduu varsaymdr. Bizim ele aldmz konuda byle bir
yanlgya dmek, televizyonun kamusal sylemin anlamn yeni
den tanmlayn yanl yorumlamaktr. Televizyon okuma-yazma
kltrn geniletmez ve pekitirmez. Tersine, okuma-yazma kl
trne saldrr. Televizyon herhangi bir eyin devamysa eer, onbeci yzyldaki matbaann deil, ondokuzuncu yzyl ortasmda
telgraf ile fotorafn balatt gelenein devamdr.
Televizyon nedir? Ne tr konumalara olanak tanr? Hangi en
telektel eilimleri cesaretlendirir? Ne tr bir kltr retir?
Kitabn bundan sonraki blmnde ele alnacak sorunlar bun
lardr. Tabii fazla karkla yol amamak asndan, teknoloji ile
ara (medium) arasnda bir ayrm yaparak ie balamam gerekiyor.
Beyin zihin iin ne anlam tayorsa, teknolojinin de ara (medium)
iin o anlam tadn syleyebiliriz. Beyin gibi teknoloji de mad
di bir aygtr. Zihin gibi ara da (medium) fiziksel bir aygtn gr
d yaran anlatr. Teknoloji, zgl bir sembolik kod kullandka,
zgl bir toplumsal ortamda yerini bulduka, ekonomik ve politik
balamlara admn atka bir ara (medium) haline gelir. Baka
bir deyile, teknoloji basite bir makinedir. Ara (medium) ise bir
98

F7ARKA/Televizyon: ldren Elence

makinenin yaratt toplumsal ve entelektel ortamdr.


Kukusuz beyin gibi her teknolojinin de kendi doasndan ge
len bir ynelimi vardr. Kendi fiziksel formu iinde belirli biimler
de kullanlmaya yatkn bir eilime sahiptir. Teknolojinin btnyle
tarafsz olduuna, ancak onun tarihinden habersiz olanlar inanabi
lirler. Bu ocuksu inanla alay eden eski bir espri biliyoruz: Thomas Edison, lambay yakt her seferinde onu azna yaklatrp
Alo? A lo? demeseydi, elektrik m kefettiinin farkna ok
daha erken varabilirdi.
Bunun gerek olmas pek mmkn deildir. Her teknolojinin
kendi gndemi vardr. Bu, daha nce ileri srdm gibi, amlan
may bekleyen bir metafordur. rnein matbaann, bir dilsel ara
(medium) olarak kullanlmas ynnde apak bir ynelimi vard.
Matbaann yalnzca resimlerin yeniden basmnda kullanlmas ak
la uygun bir durumdu. Roma Katolik K ilisesinin onaltnc yzyl
da matbaann bu ekilde kullanlmasna kar kmam olduunu
dnn. Durum hakikaten byle olsayd Protestan Reformasyonu
gereklemeyebilirdi; Lutherin iddia ettii gibi, Tannnn szleri
her ailenin masasmda bulununca Hnistiyanlar Papaln kendine
gre bir yorum getirmesine gerek duymazlard. Oysa matbaann
ikonlarn kopyasmn karlmas amacyla kullanlmasna hemen
hi rastlanmamtr. Matbaa, onbeinci yzyln bandan itibaren,
yazl dilin sergilenmesi ve toplu biimde datlmas bakmndan
olaanst bir frsat olarak alglanmaktayd. Matbaann teknik ola
naklar tamamen bu yne gtryordu. Dahas, matbaann bu ama
iin icat edilmi olduu bile sylenebilir.
Televizyon teknolojisinin de kendine gre bir ynelimi vardr.
Televizyonun bir lamba olarak, metin yazlacak bir yzey olarak,
bir kitap raf olarak, hatta radyo olarak kullanlmas dnlebilir.
Oysa bu ekilde kullanlmamtr ve en azndan Amerikada byle
kullanlmayacaktr. Demek ki Televizyon nedir sorusunu yant
larken k noktamz, bir teknoloji olarak televizyondan deil,
ara (medium) olarak televizyondan sz ettiimizi kavramak ek
linde saptamalyz. Dnyada, televizyonun, Amerikadakiyle ayn
teknoloji olsa bile, bildiimiz halinden tamamen farkl bir ara
99

(medium) olduu pek ok yerin bulunduunu syleyebiliriz. Bura


da, halkn ounluunun televizyon aygtna sahip olmad ve
olanlarnsa yalnzca bir aygta sahip olduu, yalnzca tek bir kana
ln izlenebildii, televizyonun program saatine uygun ilemedii,
ou programn amacnn hkmet ideolojisi ve politikasnn des
teklenmesi olarak saptand, reklamlarn henz bilinmedii, esas
grntnn konuan kafalar olduu, televizyonun ounlukla
sanki radyoymu gibi kullanld yerleri kastediyorum. Saydm
bu nedenlerden dolay, bu tr yerlerdeki televizyonun anlam ya da
gc Amerikadakiyle ayn olmayacakta; bu yzden oralarda tele
vizyonun, potansiyelinin gelimesi engellenen ve toplumsal sonu
lan asgari dzeyde tutulan bir teknoloji olarak kullanlmasndan
sz edebiliriz.
Oysa Amerikadaki gelime bu dorultuda olmamta. Televiz
yon, liberal demokraside ve grece serbest bir piyasa ekonomisin
de, bir grntler teknii olma potansiyelinden sonuna kadar yarar
lanmay besleyen bir iklim bulmutur. Amerikan televizyon prog
ramlarnn dnyann her tarafnda youn taleple karlamas bu
nun bir sonucudur. A BD nin ihra ettii televizyon programlarnn
toplam miktar yaklak olarak 100.000-200.000 saat arasnda de
imekte ve bu programlar Latin Amerika, Asya ve Avrupa arasn
da eit derecede paylalmaktadr.1 Gunsmoke, Bonanza, G
revimiz Tehlike, Uzay Yolu, Kojak ve daha yakn zamanlarda
Dallas ile Hanedan gibi programlar ngiltere, Japonya, srail ve
Norvete yllardan beri en az Nebraska, Omahadaki kadar ok tu
tulmaktadr. Birka yl nce, (bu bilgiyi dorulatmam olsam bile)
Japonlarn J.R . T kimin vurduunu renebilmek iin her yl dzen
ledikleri g yolculuklarm gnlerce ertelediklerini duymutum.
Btn bu gelimeler, Amerikanm dnya apndaki ahlaki ve poli
tik prestijinin zayflamasyla ayn zamana denk der. Amerikan te
levizyon programlan gene talep grmektedir, ama Amerika sevildi
1. The New York Times 20 Temmuz 1984te, in ulusal televizyonunun, program
larn haftada 64 saat yaymlamak amacyla CBSyle zel bir szleme yaptn
bildirmiti. Kuku yok ki bunu NBC ve ABCyle yaplacak szlemeler de izleye
cektir. inlilerin, bu tr anlamalarn ciddi politik sonular douracan anladk
lar umulmaktadr. Drtl ete, l ete'nin yannda bir hitir.

100

i iin deil, Amerikan televizyonu sevildii iin.


Bunun nedenini aratrmak iin fazla oyalanmamza gerek yok
tur. Amerikan televizyonunu izlerken, George Bemard Shawun
Broadvvay ve 42. Cadde'deki geceleri l l parlayan neonlar
grd zaman syledii sz hatrlanr. Bemard Shaw, okuyamasanz bile gzel olmal, demitir. Amerikan televizyonu da hakikaten,
bir gnde binlerce grnt aktaran gzel bir grnt, grsel bir haz
kaynadr. Televizyon kanallarndaki bir ekimin ortalama uzunlu
u 3.5 saniyeyi gemez, bunun iin daima grecek yeni bir grn
tyle kar karya kalan gzn dinlenmesi mmkn deildir. Da
has, televizyon izleyicilere ok eitli temalar sunar, bunlar kav
ramak iin asgari bir yetenek gereklidir ve byk oranda, insanlar
duygusal bakmdan honut etmek amalanmtr. Baz insanlar ca
nndan bezdiren reklamlar bile daima gze ho gelecek ekilde ve
insann damarn tututuran mzik eliinde ustaca hazrlanr. Bu,
dnyadaki en iyi fotografnin u anda televizyon reklamlarnda g
rlmesinin dnda bir sorun yaratmaz. Baka bir deyile, Amerikan
televizyonu btnyle izleyicilerine elence malzemesi sunmay
ama edinmitir.
Elbette, televizyonun elendirici olduunu sylemek sradan bir
ifadedir. Byle bir olgunun bir kltr tehdit edeceinden sz edi
lemeyecei gibi, hakknda kitap yazmaya deecek bir saptama da
deildir. Hatta buna memnun bile olunabilir. Yinelemeyi sevdii
miz bir deyile, yaam ieklerle kapl bir yol deildir. uraya bu
raya atlm birka iein grnts yolculuumuzu bir para da
ha fazla ekilir hale getirebilir. Laponlar kukusuz byle dn
yorlard. Her gece televizyon izleyen doksan milyon Amerikalnn
da byle dnd varsaymnda bulunabiliriz. Ancak benim bu
rada ileri sreceim nokta, televizyonun elendirici olmasndan
te, elenmeyi, her trl deneyimlerimizin temsilinin doal ere
vesi haline getirmesidir. Televizyon aygtmz bizi dnyayla hep
yakn ilikide tutar, ama bunu bize glmseyen ehremizin hi de
imedii bir yzle yaptrr. Sorun, televizyonun bize elendirici
temalar sunmas deil, btn temalarn elence olarak sunulmasdu ve bu da bambaka bir sorun oluturur.
101

Baka bir ekilde ifade edersek: Elence, televizyondaki her


trl sylemin st-ideolojisidir. Neyin gsterildiinin ya da hangi
bak asnn yanstldnn hibir nemi yoktur; her eyin stn
de tutulan varsaym, hepsinin bizim elenmemiz ve haz almamz
gzetilerek sunulmasdr. Bu nedenle, bize her gn trajedi ve bar
barlk rnekleri sunan haber programlarnda bile televizyon muha
birlerinin bu haberleri yarnla ilikilendirme teranelerini dinleriz.
Peki ne adna? Birka dakikalk cinayet ve sakatlama grntleri
nin bir ay boyunca uykusuz geceler yaanmasna neden olacak mal
zemeyi meydana getirecei dnlr. Televizyon muhabirlerinin,
haberlerin ciddiye alnmayacam bildiimiz iin, deyi yerin
deyse her eyin elenceye evrilmesi nerilerini kabul ederiz. Bir
haber programndaki her ey (iyi grntler ve program ekibinin
sevimlilii, ho esprileri, programn alp kapanndaki etkileyici
mzik, canl yaynlar, dikkat ekici reklamlar) bunu gsterir; izle
diimiz grntler bize alanacak bir ey olmadn dndrr.
Ak bir dille ortaya koyarsak, haber program bir eitim, dnme
ya da katarsis deil, bir elenme erevesi sunar. Ve programlan
byle bir ereveye oturtanlar da ar bir dille yarglamamalyz.
Onlar ne okunacak haber toplar ne de dinlenecek yaym yaparlar.
Onlar baklacak haberleri ekrana getirmektedirler. Kullandklan
aracn (medium) onlar gtrd yolda yrmek zorundadrlar.
Bu yaklamda herhangi bir komplo olmad gibi, aklszlktan
kaynaklanan bir ksrlk da yoktur; etkili olan dnce, iyi televiz
y on u n yorumlama ya da szl iletiim in dier biimleri bakmn
dan yararl olan eylerle ok az bann olmas, resim grntle
rinin artrd eylerle ise yalandan bir bann bulunmasdr.
ABC kanalma 20 Kasm 1 9 8 3 te, tartmal bir film olan The
Day Afterm ardndan dzenledii seksen dakikalk bir akoturu
mu rnek gstererek bu noktaya biraz daha netlik kazandrmak is
terim. oumuz unutmu bile olsak bilhassa bu rnei setim, n
k akas televizyonun en ciddi ve sorumlu tavrm taknd
program buydu. Bu yayndaki her ey, televizyonun bir elence tar
zndan yola kp kamusal eitim dzeyine ykselme kapasitesinin
eletirel bir snavdan geiriliinin erevesini sunuyordu. lk ola102

. rak, konu nkleer bir felaket olaslyla ilgiliydi. kincisi, film, Pe


der Jerry Falw ellin M oral M ajority si dahil olmak zere zaten et
kili evrelerin saldrlarna hedef olmutu. Bu yzden, bu kanaln,
televizyonun bir enformasyon ve tutarl sylem arac (medium)
olarak deeri ile ciddi niyetlerini sergilemesi nem tayordu.
ncs, programn fonunda hibir mzikal temaya yer verilme
mesi, kayda deer bir noktayd, zira hemen hemen btn televizyon
programlar, izleyicilerin hangi duygulara kaplacaklarm bildire
cek ekilde mzik eliinde hazrlanmaktayd. Fonda duyulan m
zik standart bir teatral aratr ve onun olmamas her zaman ktye
iarettir. Drdncs, akoturum boyunca programa hi reklam
alnmam, dolaysyla programn havas, genelde suikasta uram
bakanlarn cenaze trenlerinde rastlanan bir sayg atmosferine brndrlmt. Ve nihayet, akoturuma her biri ayr ayr ciddi bi
rer sylem sembol olan Henry Kissinger, Robert McNamara ve
Elie M esel de katlmt. Geri Kissinger bir sre sonra halkn ok
tuttuu Hanedan programnda da grnecekti, ama o srada hl
bir entelektel arballk paradigmasyd; Elie W iese! de fiilen
toplumsal vicdann ayakl metaforuydu. in dorusu, dier kat
lmclar da (Cari Saan, William Buckley ve General Brent Scowcroft) nemsiz tartmalarda yer almalar beklenemeyecek apta en
telektel dzeyi olan kiilerdi.
Program, bu tr oturumlarn ustas olan Ted Koppella balad;
bylece programn bir tartma deil, bir akoturum olmasnn is
tendii anlalyordu. Bu ekilde, sylem felsefeleriyle ilgilenenler
de ciddi televizyonun akoturum szcnden ne anladm
gzlemlemek iin mkemmel bir frsata kavumu olacaklard.
te ciddi televizyonun anlam: Alt konumacnn her birine konuy
la ilgili bir eyler sylemeleri iin yaklak beer dakika sre tann
mt. Ancak konunun ne olduu zerinde kesin bir anlamalar
yoktu; hi kimse kendisini bakasnn syledii eylere yant ver
mekle ykml hissetmiyordu. Aslmda tartmaclara, sanki bir g
zellik yarmasnn finalistleriymi de kamerann nnden geer
ken kendilerine tannan sreyi amamalar gerekiyormu gibi sray
la sz veriliyordu. yle ki, en son sz verilen Elie W ieselin ilk ko
103

nuan William Buckleye bir yant vereceini dnrsek, ikisinin


konumas arasnda toplam yirmi dakikalk drt yonm daha yapl
m oluyordu ve bu srede dinleyicilerin (Elie W ieselin kendisi ol
masa bile) verilen yanta neden olan ilk argman hatrlamalar ok
zordu. Dorusu katlmclar (ou televizyon karsnda hibir ya
banclk ekmeyen insanlard), birbirlerinin deindikleri konulara
girmekten byk lde kamyorlard. Hem ilk konumalarn
hem de daha sonraki sralarm kendi konumlarm aka ifade et
mek ya da bir etki brakmak amacyla dolduruyorlard. rnein Dr.
Kissinger, eskiden yazm olduu kitaplar, yapm olduu nerile
ri ve katlm olduu grmeleri hatrlatarak izleyicilerin kendisi
nin artk Dileri Bakam olmamasna zlmelerini salamaya ni
yetli grnyordu. McNamara ayn gnn leden sonrasnda Al
manyada len yemei yediini aktarm, nkleer silahlarn azal
tlmas konusunda en azndan on be nerisi bulunduunu syleye
rek devam etmiti. Konumalarn bu dorultuda gidecei dn
lrken, dierleri de buna sanki Almanyadaki len yemeine ken
dileri de katlmlarcasna ilgi gstermilerdi. (Daha soma McNa
mara inisiyatifi ele geirip neride bulundu, ama bunlarn hibi
ri tartlmad.) Elie Wiesel bir dizi uydurma meselin ve paradok
sun yardmyla insanlk dnmnun trajik niteliini vurgulam, ne
var ki szlerini oturttuu bir balam ortaya koyacak kadar zaman
bulamadndan akn bir halde cafcafl laflar edip putperestler
arasnda dolaan gezgin bir haham izlenimi brakmt.
Baka bir deyile, szcn olaan anlamnda bir tartma ya
plmyordu. Tartma blm baladnda bile hibir argman
ya da kar-argman ortaya atlmyor, varsaymlarla ilgili hibir
eletiri yaplmyor, hibir aklama, ayrntlara inme ya da tanmla
ma giriimine rastlanmyordu. Kanunca en tutarl aklamay (nk
leer silahlarn dondurulmasndan yana drt dakikalk bir ereve
sunarak) Cari Saan yapmt, ama onun szlerinde de tartlr ni
telikte en azndan iki varsaym vard ve dikkatle incelenmemiti.
Akas, hibiri kendi kstl dakikalarm bakasnn savlarna dik
kat ekmek iin harcamaya niyetli deildi. Ted Koppel kendisini
programn canllm korumak zorunda hissediyorsa da yer yer
104

kendine gre bir dnce silsilesi ortaya koymakla birlikte, her ko


numacnn kendilerine ayrlan sreleri kullanmalarna daha fazla
ilgi gsteriyordu.
Gelgelelim, para para ve sreksiz bir dili yaratan, tek bana
zamann kstl olmas deildir. Bir televizyon program yaymla
nrken, Bunu dneyim, Bilmiyorum, Neyi kastediyorsu
nuz? ya da Enformasyon kaynanz nedir? gibi somlara hemen
hi izin verilmez. Bu sylem tipi programn temposunu yavalat
makla kalmaz, ayn zamanda ya belirsiz bir hava ya da programn
hi bitmeyecei izlenimini yaratr. Televizyondaki, dnme edimi
ne girmi olan insanlar, bir Las Vegas sahnesinde olduu kadar
uyumsuz ve can skc bulunurlar. Dnmek televizyonda etkili ol
maz (televizyon ynetmenlerinin ok zaman nce kefettikleri bir
olgudur bu). Dnmenin grlecek yan pek yoktur. Dnmek,
bir bakma, bir temsil sanat deildir. Oysa televizyon bir temsil sa
nat ister. Bu anlamyla ABC kanalnn programnda sunulan tablo,
kendilerini fikirlerini ortaya koymaktan ziyade rollerini yerine ge
tirmeye zorlayan bir aracn (medium) egemenliine boyun emi,
stn konuma becerileri ve politik kavraylar olan bir grup in
sand. Bu seksen dakikann elenceli olmasn salayan ey de bir
Samuel Beckett oyununu andrmasyd: Ciddiyet pozu kesmeler,
kimsenin idrak edemedii bir anlam. Saan, Cosmosu hazrlad
zaman giydii, yldzlarla ssledii balk yaka kazam kar
mt. Hatta sam bile kestirmiti. Onun rol, gezegen adna konu
an mantkl bilimcinin rolyd. Leonard Nimoya verilmi olma
sna ramen, bu rol Paul Nevvmann daha iyi oynayabilecei d
nlebilirdi. Scovvcroft asker gibi davranyordu: zl ve mesafeli
konumalar, ulusal gvenliin ylmaz savunucusu. Kissinger her
zamanki gibi, dnyann bilgili devlet adamlarndan biri olarak m
kemmel, felaketi nleme sorumluluunu tamaktan bezmi bir du
rumdayd. Koppel arabulucu roln kusursuz biimde oynuyor, bir
yandan temsili ynetirken br yandan fikirleri smflanduyormu
gibi yapyordu. Sonunda bu temsiller yalnzca alk alabilirdi ve iyi
bir televizyon programnn daimi amac da buydu: Yani, dnme
yi salamak deil, alk almak.
105

Kesinlikle televizyonun btnlkl bir dil ya da dnme sre


ci ileticisi olarak hibir ie yarayamayacan sylyor deilim.
William Buckleyin kendi program Firing Lineda insanlar za
man zaman dnrken gsterilir, ama mutlaka onlara yneltilmi
televizyon kameralar da olur. Belli ki bir entelektel terbiye ve tipografik gelenek duygusu uyandrmaya alan Meet the Press
veya The pen Mind gibi programlar da vardr, ama bunlar yle
hazrlanmlardr ki, grsel adan byk beeni toplayan program
larla asla baa kamazlar ve zaten baka trl de izlenemezler. Her
ey bir yana, bir erevenin zaman zaman kendi aracnn (rnedium)
yneliminin tersine ilemesi duyulmu ey deildir. riein,
1940larn bann en popler radyo program barol bir vantrilo
a vermiti ve gene o gnlerde Majr Bow es Amateur Hourunda fonda ayaklarn vurarak dans eden birisinin ayak seslerini du
yuyordum. (Aslmda, eer yanlmyorsam, bir keresinde bir pandomimciye bile rol verilmiti.) Ancak nasl uzun, karmak konuma
lar televizyonda etkili olamyorsa, radyoda da vantrilogluk, dans ve
taklitilik etkili olamaz. Bakann konumalarndaki gibi, bunlar
ancak bir kamera kullanlr ve grsel imaj srekli olursa ho gr
lecek lde etkili olabilir. Ne var ki bu, televizyonun en iyi biimi
olmad gibi, ou insann izlemeyi tercih edecei televizyon da
deildir. Televizyonla ilgili en nemli saptama, insanlarn onu izle
meleridir, adna televizyon denmesinin nedeni de budur. Ve in
sanlarn izledikleri, izlemekten holandklar ey hareketli resimler
dir -ksa sreli ve durmadan deien milyonlarca resim. Grsel il
ginin gerekliliklerini karlamak, yani gsterinin deerlerini kar
lamak amacyla fikirlerin ieriinin geri plana atlmas zorunluluu
bu aracn (rnedium) doasndan gelmektedir.
Film, kaset ve radyo (mzik sanayiinin uzants olmalar nede
niyle) kltr elenceli hale getirmeyi elbette ayn lde ama
edinmilerdir ve bu aralarn Amerikan syleminin slubunun de
imesindeki etkileri hi de nemsiz deildir. Ancak televizyon,
her trl sylemi kapsamas nedeniyle onlardan farkldr. Hi kim
se hkmetin politikasnn ne olduunu renmek ya da en son bi
limsel gelimeleri izlemek amacyla bir sinemaya gitmez. Hi kim

se beysbol malarnn sonularm, hava durumunu ya da en son ci


nayetleri renmek amacyla bir kaset satn almaz. Hi kimse pem
be diziler iin ya da Bakann bir konumasn dinlemek zere (eli
nin altnda bir televizyon aygt varsa) radyoyu amaz. Ama herkes
btn bunlar iin televizyonun bana geer; zaten televizyonun
kltrn her alannda ok gl bir rezonans bulmasnn kayna
da budur. Televizyon bizim kltrmzde kendisiyle ilgili bilgi
edinmenin esas aracdr. Bu yzden (nemli olan da budur) televiz
yonun dnyay nasl sunduu, dnyann doru biimde nasl sunu
lacann da modelini oluturur. stelik, elencenin her trl sy
lemin metafom biimini almas yalnzca televizyon ekranyla snr
l deildir. Ayn metafor ekrann dmda da egemendir. B ir zaman
lar politika, din, i, eitim, hukuk ve dier nemli toplumsal alan
lardaki slubu tipografinin belirlemesi gibi, imdi de ipleri eline
geiren televizyondur. Amerikallar mahkeme salonlarnda, okul s
nflarnda, alma odalarnda, ynetim kurulu odalarnda, kilise
lerde, hatta uaklarda artk birbirleriyle konumamakta, tersine birbirleriyle elenmektedirler. Karlkl olarak alp verdikleri artk,
fikirler deil, imajlardr. Bundan byle nermelerle deil, iyi g
rntler, hretler ve reklamlarla tartmaktadrlar. nk, televiz
yonun metafor olarak ilettii m esaj, yalnzca btn dnyann bir
sahne olduu deil, ayn zamanda sahnenin Nevada, Las Vegasda
kurulmu olduudur.
rnein Chicagoda, Roma Katolii olan Peder Greg Sakovvicz
dinsel vaazn rockn roll mzii eliinde verir. Associated Press
Ajansna gre, Peder Sakowicz hem Schaumbergdeki (Chica
gonun d semtlerinden biri) Holy Spirit K ilisesinde rahip yar
dmcs hem de W KQXde diskjokeydir. Sakovvicz Joumey Inward adl programnda aile ilikileri ya da ballk gibi konularda
yumuak bir tonla sohbet etmekte, vaazlarna ise BillboarcTm Top
10undan paralar kartrmaktadr. Sakovvicz, vaazlarn kilise
usulyle vermediini syler ve u sz ekler: Kutsal olmak iin
skc olmak zorunda deilsiniz.
Nevv York Citydeki St. Patricks Katedralinde grevli Rahip
John J. OConnor da Nevv York Badiyakozluu Bapiskoposu ola
107

rak atanmasyla ilgili espri yaparken New York Yankee beysbol takmnn kepini giymiti. Yapt enfes akalardan birisi, zellikle
dinleyiciler arasmda yer alan (yani o da cemaatin mensubuymu)
Belediye Bakan Edward Kocha yneltilmiti. Yeni Bapiskopos,
daha sonra halk nne ilk knda New York Metz beysbol tak
mnn apkasn giymiti. Bu olaylar tabii televizyonla aktarlm
ve daha ok Bapiskopos (imdi Kardinaldir) O Connorm Rahip
Sakowicz den bir adm daha ileri gitmesinden dolay herkes mthi
elenmiti: Sakovvicz kutsal olmak iin skc olmak gerekmedii
ne inanrken, O Connor anlalan kutsal olmak da gerekmediine
inanmaktadr.
Arizona, Phoenixde Dr. Edward Dietrich, Bemard Schuler ad
l hastasna l by-pass ameliyat uygulamt. Ameliyat baarl
geti. Mr. Schuler iin ok gzel bir gelimeydi bu. Ameliyat tele
vizyonda gsterildi ve bu da Amerika adna gzel bir gelime oldu.
Ameliyat Amerika Birleik Devletlerinde en az elli televizyon ka
nalyla birlikte British Broadcasting Corporation de (B B C ) yaym
lamt. ki kiilik anlatc ekibi, izleyicileri grdkleri eyler konu
sunda bilgilendiriyordu. Bu olayn televizyonda gsterilmesinin
nedeni ak deildi, ne var ki sonuta hem Dr. Dietrich hem de Mr.
Schulerin gs n kazand. Mr. Schuler, herhalde televizyonda
ok fazla doktorlar program seyretmi olmasndan olacak, ameli
yatn baaryla sonulanacana ok ender grlen bir gven besli
yordu. Eer naklen yaymda leceksem cehenneme gitsem bile
fark etmez demiti Schuler.2
1984te hem W CBS-TV hem W NBC-TV tarafndan byk bir
cokuyla bildirildii zere, Philadelphiadaki devlet okullar, ders
konulanm ocuklara arklarla retilmesini ngren bir deneye
girimilerdi. Kulaklarna walkman cihazlarm geirmi olan
renciler, temas szn sekiz bl olan lirik bir rock paray din
lerken gsterilmilerdi. Bu fikri gelitiren Mr. Jocke Henderson,
hem matematik ve tarihi hem de ngilizceyi rock mzik eliinde
reterek rencilere dersleri daha fazla sevdirmeyi planlamakta2. Bu yk eitli gazetelerin yan sra Wisconsin State Journal, 24 ubat 1983,
Blm 4, s. 2de de yaymlanmt.

108

dr. Aslnda, bu btnyle Mr. Hendersonm fikri deildir. Bu fik


rin ilk ncs Childrens Television Workshoptu. Onlarn hazrla
d Susam Soka program, eitimin elenceden ayrlamayaca
fikrinin pahal bir rneini temsil eder. Ancak Mr. Hendersonm
da bir stnl vardr. Susam Soka yalnzca okumay hafif bir
elence dozuyla retmeyi amalad halde, Philadelphiadaki de
neyle amalanan, snf bir rock konseri yerine evirmektir.
Massachusetts, New Bedfordda televizyonda, duruma ile ken
dilerinin ok sevdikleri gnlk pembe diziler arasndaki farkll
ayrt edemeyen izleyicilerin zevkle izledikleri bir rza geme dava
s gsterildi. Floridada, cinayet dahil olmak zere ciddi nitelikli
baz davalar dzenli olarak televizyonda gsterilmekte ve en kur
gusal mahkeme dramalanndan bile daha elenceli bulunmaktadr.
Tabii btn bunlar halkn eitimi adna yaplr. Ayn yce ama
uruna, televizyonda gnah karlmas iin hazrlklar yapld da
sylenmektedir. Secrets o f the Confessional Box adn tayacak
olan bu program iinde elbette, programn ierecei malzemenin
bir blmnn ocuklara zararl olabilecei, bu yzden anne-babalarm denetimi elden brakmamalar uyars da yer alacaktr.
Chicagodan Vancouvera giden bir United Airlines uanda,
erkek kabin grevlilerinden birisi yolcularla bir oyun oynanacan
bildirir. Cebinde en fazla kredi kart bulunan yolcuya bir ie am
panya armaan edilecektir. Oyunu, cebinde on iki kredi kart bulu
nan Bostonlu bir adam kazanr. kinci bir oyunda ise yolculardan
uu ekibinin toplam yam tahmin etmeleri istenir. Bu oyunda da
128 saysn Chicagolu bir adam tahmin eder ve bir ie arap ka
zanr. kinci oyun srasnda hava bozar ve ekranda Emniyet Kemer
lerinizi Balayn uyars grnr. Ye bunu, dahili telefon sistemiy
le devaml birbirleriyle akalaan uu ekibi dahil olmak zere ok
az kimse fark eder. Uak gidecei yere vardnda, herkesXhicagodan Vancouvera umann elenceli olduunda hemfikir kalm
grnmektedir.
TheNew York Times 7 ubat 1985te, Rutgers niversitesinden
(Newark Kampusu) Profesr Charles Pinee Eitimi Destekleme
ve Gelitirme Kurulu tarafndan Y ln Profesr unvan verildiini
109

bildirdi. Profesr Pine, rencileri zerinde byk bir etki brakma


sn yle aklyordu: Her zaman kullandm kk numarala
rm vardr. Yazarken tahtann sonuna gelecek olursam yazya du
varda devam ederim. Herkes gler bana. Bir cam moleklnn ha
reketini gstermek iin bir duvara doru koturup zerine srar,
daha sonra teki duvara koturanm. Onun rencileri, herhalde
James Cagneyin bu molekl hareketini Yankee D oddle
Dandyde hayli etkili biimde kullandm hatrlayamayacak kadar
kklerdir. Yanlmyorsam ayn teknii Donald O Connor da Sin
ginin the Rain de kopya etmiti. Bu yntem bildiim kadaryla bir
snfta yalnzca bir defa kullanlmtr: Hegel diyalektik yntemin
nasl ilediini gsterirken eitli defalar bu yola bavurmutur.
Pennsylvania Amishleri,* egemen Amerikan kltrnden kendi
lerini yaltarak yaamaya alrlar. Onlarn dininin zellikleri ara
snda, oyma putlara sayg gsterilmesine kar kmak da vardr.
Yani Amish mezhebi, film izlemeyi ya da fotoraf ekilmeyi yasak
lar. Ama onlarn dini, anlalan, kendileri grnd zaman film iz
lemeyi engellememitir. rnein 1984 yaznda Paramount Pictures
irketinden bir film ekibi, barol Harrison Fordun oynad, bir
Amish kadna k olan bir dedektifle ilgili Witness filminin eki
mini yapmak zere Lancaster Countyye gelir. Amishlere kendi ki
liseleri tarafndan film ekibine karmamalar uyars yapld hal
de, baz Amish kaynaklar ileri biter bitmez olan biteni izlemek
zere film setine koturmulardr. Dier dindar kimseler ise daha
uzakta imenlere oturup seti drbnle dikizlemeyi tercih etmiler
dir. Gazetede film hakknda haberler okuyoruz, demiti bir
Amish kadn, ocuklar, Harrison Fordun resmini bile kesip sakla
dlar. Kadn unlar da eklemiti: Oysa bu onlar iin fazla nem
tamyor. Adamn biri de Yldz Savalarnda oynadm sylyor,
ama bundan bize ne?*3 En son, Amerikan Nalbantlar Birlii Genel
Mdr otomobil hakknda baz haberler okuduunu, ama kendi
rgtnn gelecei asndan bu gelimenin hibir etki yaratmaya
* Amishler, onyedinci yzylda Mennonitlerden ayrlan bir Hristiyan mezhebidir.
(.n.)
3. Akt. The New York Times, 7 Haziran 1984, Blm A, s. 20.

110

cana inandm syledii zaman buna benzer bir sonu karl


mtr.
O fficial Video Journalm K 1984 saysmda The Genesis Proje ct balkl tam sayfa bir ilan vardr. Bu projeyle ncilin bir sine
ma dizisi haline getirilmesi hedeflenmektedir. The New Media
Bible adm tayacak olan film 225 saat uzunluunda olacak ve
eyrek milyar dolara patlayacakta almalar arasnda Cumartesi
G ecesi Atei ile Grease de bulunan yapmc John Heyman, bu pro
jeye en ok balanan film yapmclarndan birisidir. Heymanm,
Incile kancay taktm dedii aktarlr. En ok Damdaki Keman
c daki Tevye rolyle tannan nl srailli aktr Topol, brahim ro
ln oynayacakta. landa Tanry hangi yldzn oynayaca belir
tilmez, ancak, yapmcnn gemii dikkate alndnda, bu rol
John Travoltamn stlenebilecei tahmin edilmektedir.
1983te Yale niversitesindeki diploma trenlerinde biri Teresa Anaya olmak zere eitli onur plaketleri datlmt. Teresa
Ana ve dier hayrseverlerle bilimciler srayla dllerini alrlarken,
izleyiciler hafif bir sabrszlk gsterisiyle birlikte gerekli yerlerde
usulen alkladlar, nk coku gsterilerini ekingence kenarda
bekleyen son dl sahibine ayrmak istiyorlard. Teresa Anamn ba
arlarnn ayrntlar bir bir sayldka, pek ok insan koltuundan
kalkp nl kadnla daha yakn olmak amacyla sahneye geldi. So
nunda Merly Streep ad anons edildii zaman dinleyicilerden New
Haven ayaa kaldracak kadar lgnca bir alk frtnas koptu.
Bob Hopeun baka bir kurumda fahri doktorlukla dllendirildii
trende hazr bulunan kiilerden birisi, Dr. Streepin ald alkla
rn Dr. Hopeunkini geride braktm sylyordu. Gerek herhangi
bir insann gerekse kalabalk bir kitlenin nasl memnun edileceini
bilen Yaledeki niversite yneticileri, ertesi ylki tren konumas
n yapmak zere, bir talk-show programnn sunucusu Dick Cavett davet etmilerdi. Bu yl da Don R icklesa nsani Bilimler
Doktoras verilecei ve tren konumasn Lola Folanamn yapaca
sylenmektedir.
1984 bakanlk seimlerinden nce iki aday televizyonda tar
tma ad verilen bir programda kar karya geldiler. Bu prog
111

ramlarn Lincoln-Douglas tartmalaryla ya da o adn artrd


toplantlarla en ufak bir ilgisi yoktu. Her adaya Orta Amerika po
litikamz nedir (ya da ne olacaktr) gibi sorular yantlamalar iin
be dakika sre tannyordu. Ortaya atlan savlar rtmek iin ve
rilen sre ise bir dakikay gemiyordu. Bu koullarda karmak an
lamlar, belgeleme abalar ve mantk kurallar bir rol oynayamaz,
iin dorusu, yer yer szdizimi kurallar bile tamamen unutulurdu.
Hibir ey nemli deildi. Televizyonun yapt en iyi ey, insanla
rn zgn argmanlar ortaya atmaktan ziyade izlenim brakmaya
ilgi duymalarm salamakt. Tartma sonras yorumlarda adaylarn
fikirlerinin deerlendirilmesinden byk lde kanlyordu, zira
deerlendirmeye layk tek bir fikir dahi yoktu. Tersine, tartmalar
boks malar gibi anlalyordu. Geerli olan som, Kim, kimi na
kavt etti? eklindeydi. Yant belirleyen, insanlarn stiTiydi: Na
sl baktklar, gzlerini nasl krpmadklar, nasl glmsedikleri ve
nasl esprili bir karlk yaptrdklar. kinci tartmada Bakan
Reagan, kendisine ya sorulduunda gzel bir espri yapmt. Bu
nun zerine, ertesi gn birok gazetede Ronun yapt akayla
Fritzi yere serdii haberi kt. Anlalan zgr dnyann lideri Te
levizyon andaki halk tarafndan seilmektedir.
Btn bunlardan karabileceimiz anlam udur: Bizim kltr
mz ilerin, bilhassa nemli ilerin yrtlmesinde yeni bir yol iz
lemeye balamtr. Her geen gn gsteri olan eyler ile olmayan
eyleri birbirinden ayrmak zorlatka kltrmzn syleminin
nitelii de deimektedir. Rahiplerimiz, bakanlanmz, cerrahlar
mz, avukatlarmz, eitimcilerimiz ve televizyon habercilerimiz,
kendi disiplin alanlarnn gerekliliklerini karlamaktan ziyade iyi
bir ovmenliin gerektirdii davranlara kafa yormaktadrlar. Irving Berlin nl arksnn balnda bir szck deitirmi olsay
d, Aldous Huxley kadar (daha zl olmakla birlikte) khin olurdu.
Yalnzca, Theres No Business But Show Business ( Yok, Gs
teri Var) dese yeterdi.

112

VII

Ve imdi de...

Amerikal mizah yazar H. Ailen Smith, bir seferinde, ngilizcedeki btn kayg uyandrc szckler ierisinde en rpertici olann,
bir hekimin rntgeninize bakarken atk kalarla azndan kard
trden Uh, ah szleri olduunu ileri srmt. Ben de bu b
lmn balnda kullandm Ve imdi de... szcklerinin en az
onlar kadar uursuz armlar uyandrdn, nk bilhassa ka
lar atlmadan, stelik aptalca bir sevinle telaffuz edilmesinden
dolay bu izlenimin daha gl hissedildiini ileri sreceim. Bu
deyi, gramerimize yeni bir deyi, hibir eyle balants olmayan,
aksine her eyi her eyden ayran bir bala ekler. Ve bu niteliiy
le, gnmz Amerikasnda kamusal sylemin yerine getii kadaF 3 N/Telev izyor ldren Elence

113

nyla, sreksiz, kesik kesik anlatmlarn zl bir metaforu ilevini


grr.
Ve imdi de..., radyo ve televizyon haberlerinde, o anda din
lediiniz veya izlediiniz eylerden hemen sonra dinlenip izlene
cek eyle ya da daha sonra dinlenip izlenebilecek eylerle en ufak
bir ilintisinin olmadm gstermek amacyla yaygn biimde kul
lanlan bir szcktr. Bu deyi, yldrm hzyla yaylan elektronik
medya tarafndan ekil verilen bu dnyann hibir dzeni ve anla
m olmadn, ciddiye alnmamas gerektiini kabullenmenin bir
ifadesidir. Yani, bir haber spikerinin Ve imdi de... szyle zihin
lerden silinemeyecek kadar vahi bir cinayet, o kadar ykc bir
deprem, o kadar pahalya patlayan bir gaf -hatta o kadar sa ba
yolduran bir ma skoru, o kadar tehdit edici bir hava raporu- yok
tur, diyebiliriz. Haber spikeri bu szle, bir nceki konuya yeterince
uzun (yaklak krk be saniye) zaman ayrdnz, daha fazla (diyelim, doksan saniye daha) o konuya kafa takmamanz, dikkatinizi
artk, haberlerin ya da reklamn baka bir parasna yneltmeniz
gerektiini anlatmaya almaktadr.
Ve imdi de... kavram temelindeki dnya grn televiz
yon icat etmedi. Gstermeye altm gibi, bu, telgraf ile fotora
f arasndaki evliliin rndr. Ancak byyp haylaz bir yetikin
halini almas televizyonun himayesiyle mmkn olmutur. Zira te
levizyonda, hemen her yarm saatte bir, ierii, balam ve duygu
suyla dokusuyla bir nceki ya da bir somaki programdan ayrlan
farkl bir program yaymlanr. Ksmen televizyon kendi zamann
dakikalar ve saniyelerle sattndan, ksmen televizyonun szck
lerden ok grntlerden yararlanmas gerektiinden, ksmen de
televizyon izleyicileri aygtlarnn bana kafalarna estii gibi ge
ip ayrlabileceklerinden, programlar, hemen her sekiz dakikalk
blmn bal bana bir blm gibi durabilecei ekilde yerletiri
lir. zleyicilerin bir programdan dierine geerken ayn dncele
ri ya da duygulan muhafaza etmelerine ok ender rastlanr.
Kukusuz televizyonda izlenen gnn haberlerinde Ve im
di de... eklindeki sylem tarznn en pervasz ve en skc bii
miyle kullanldn grebiliriz. nk televizyonda bize gsterilen
114

FSAKKA/Teevizyon: ldren Elence

yalnzca para para haberler deil, ayn zamanda balanz, so


nusuz, deer ykl olmayan ve dolaysyla ciddi bir z de tama
yan, yani srf elence niyetine aktarlan haberlerdir.
rnein, size herhangi bir kanal adna en fazla sayda inam te
levizyon bana toplayabilecek bir haber program hazrlama frsa
t verilseydi nasl hareket edeceinizi getirin gznzn nne. lk
nce, her biri hem ho hem de gvenilir yzlere sahip bir kad
ro seersiniz. Aday olanlar gsterili fotoraflaryla birlikte size
bavururlar ve siz de bu resimlere bakarak grnleri gece prog
ramlarna uygun olmayanlar elersiniz. Demek ki gzel olmayan,
ya elliyi gemi kadnlan, kel erkekleri, ar kilolu olan herkesi,
burunlan fazla uzun ya da gzleri birbirine ok yakn olan btn
adaylar kafadan dlarsnz. Baka bir deyile, sa biimleriyle ko
nuan bir kadro toplamaya alrsnz. En azndan, yzleri bir der
gi kapanda berbat grnmeyecek olanlar istersiniz.
Christine Craft tam da aranan niteliklere sahip bir yze sahiptir
ve buna gvenerek Kansas Cityden yayn yapan KM BC-TV kana
lnda bo bulunan bir sunuculuk kadrosu iin bavuru yapar. Daha
sonra alan cins ayrmcl davasmda onu temsil eden avukat,
K M BC-TV ynetiminin Christinein grnn beendii sav
n dayanak yapmtr. Anlalan Christine Ocak 1981de ie aln
m, Austos 1981de yaplan aratrmalar onun grnnn iz
leyiciye itici geldii ni gsteriyor gerekesiyle iten kovulmutu.1
zleyiciye itici gelmek tam olarak ne demektir? zleyiciye itici
grnmek haber programnda da dier programlarda da aym ey
dir: Ekrana kan insana bakmann izleyicilerin houna gitmemesi.
Ayrca, izleyicilerin ekrandaki sunucuya inanmamas, sunucunun
gven duygusu brakmamas demektir. Teatral bir temsil sz konu
su olduunda ise aktrn, kendisinin oynad karakter olduuna
inandramad duygusuna kaplrz. Ama bir haber programnda
inandrc olamamak ne anlama gelebilir? Sunucu hangi karakteri
oynamaktadr? Ve gsterinin geree benzemediine nasl karar
veririz? zleyiciler haber spikerinin yalan sylediine, aktarlan ha
1. Ms, Craftn davasyla ilgili eksiksiz bilgiler iin bkz. The New York Times, 29
Temmuz 1983.

115

berin gerek durumu yanstmadna, nemli bir eyin gizlendiine


hakikaten inanrlar m?
Durumun gerekten byle olabileceini, bir haberin doru ola
rak alglanmasnn esas olarak spikerin benimsenmesine bal ol
duunu dnmek ok rktc bir eydir. Antik dnyada kt ha
ber getirmeyi yasaklamak ya da getirenleri ldrmek gibi bir gele
nek vard. Televizyondaki haber program da tuhaf bir biimde bu
gelenei geri mi getirmektedir? Anlatcnn yzne dikkat etmeye
ceimiz zaman spikerleri bize haber sunmaktan men eder miyiz?
Televizyon, bir zamanlar ad hominem* savlarn safsatadan teye
gitmedii konusundaki uyarlar geersizletirmekte midir?
Bu sorularn herhangi birine koullu olsa bile Evet yantm
veriyorsak, o zaman burada epistemologlarm zerinde durmas ge
reken bir sorun var demektir. Bunu en basit biimiyle ifade edersek,
televizyon u erevede yeni bir hakikat tanm sunar (ya da muh
temelen, eski bir tanm yeniden gndeme getirir): Bir nermenin
doruluunun nihai lt anlatcnn gvenilirliidir. Buradaki
gvenilirlik szcyle anlatlan, anlatcnn gereklii snayan
kat ltleri baaryla adatan aklamalar yapmadaki sicili deil
dir. Burada kastedilen, aktrn/muhabirin uyandrd itenlik, sa
hicilik, hassaslk ya da ekicilik (bunlardan istediiniz birini veya
birkan seebilirsiniz) izlenimidir yalnzca.
ok nemli bir meseledir bu; zira hakikatin televizyondaki ha
ber programlarnda nasl algland somnunun tesine gider. Tele
vizyonda hakikati iletmenin kesin lt olarak gerekliin yerini
gvenilirlik almsa, politik liderler, icraatlarnn tutarl biimde
geree yakn olma duygusu uyandrmas kouluyla, gerekliin
kendisine kafa yorma zahmetine katlanmaya fazla gerek duymaz
lar. rnein, u anda Richard Nixonm ismini lekelemi olan onur
suzluun, kendisinin yalan sylemesinden deil, televizyonda ya
lanc grnts sunmasndan kaynaklandm dnyorum. Eer
doruysa, kimseyi, hatta koyu Nixon dmanlarn bile rahatlatmaz
bu. nk bunun alternatifleri ya bir yalanc gibi grnp hakikati
sylyor olmak ya da, daha kts, hakikati sylyor gibi grnp
* (Lat.) nsanlarn nyarglarna ve duygularna hitap eden, (.n.)

116

aslnda yalan sylyor olmaktr.


Televizyonda bir haber program hazrlanmas istenen biri ola
rak bunlarn hepsinin farknda olur ve kendi kadronuzu David Merrick ile dier baarl emprezaryolarn yararlandklar ler teme
linde oluturmaya zen gsterirsiniz. Onlar gibi siz de dikkatinizi,
elence dozunu en fazlaya karan ilkelere gre program haznlamaya younlatmrsmz. rnein, program iin bir mzikal tema
seersiniz. Btn haber programlan mzikle balar, biter ve gene
mzik eliinde ara verilir. Bu uygulamay tuhaf bulan ok az
Amerikalyla karlammdr ve bu saptamam, ciddi kamusal
sylem ile elence arasndaki ayrm izgilerinin silinmesinin bir
kant sayarm. Mziin haberle ne ilgisi vardr? Niin haber prog
ramna mzik konur? Haber programna mzik konmasnn nedeni,
tiyatro oyununa ve sinema filmine mzik konmasyla ayndr: E
lenceye uygun bir ruh hali yaratp bir leitmotif sunmak. Eer m
zik olmasayd -fl bir haberle kesilen herhangi bir televizyon
programnda olduu gibi- izleyiciler hakikaten dehet verici, belki
yaamlarnn bile deimesini gerektiren bir haber dinlemeyi bek
lerlerdi. Ama programn erevesi mzikle izildii srece, izleyi
ci ciddi biimde dehete dlecek bir ey olmadn, aslnda ak
tarlan haberlerin gereklikle ilgisinin bir oyundaki sahnelerden
farksz olduuna inanma konusunda gnl rahat olur.
Bir haber programnn, ierii arlkla elenceye uygun olarak
tasarlanm stilize bir dramatik temsil gibi alglanmas, baka zel
liklerle (bunlar arasnda bir yknn ortalama uzunluunun krk
be saniye srmesi de vardr) pekitirilmektedir. Ksalk her zaman
samalamay akla getirmemekle birlikte, bu rnekte aka byle
olmaktadr. Ciddilik duygusunu, yansmalar bir dakikadan daha az
bir zamanda tkenen bir olayla iletmek mmkn deildir. Aslmda,
T V haberlerinde, herhangi bir yknn herhangi bir sonucunun bu
lunmas trnden bir ey nerme niyeti tanmad ok aktr; zi
ra bu, izleyicilerin o konuyu zihinlerinde tamaya devam etmeleri
ni gerektirecek ve buna bal olarak izleyicilerin dikkatlerini her an
yayna hazr bekleyen bir sonraki habere yneltmelerini engelleye
cektir. zleyicilere, her koulda bir film uzunluunda olacandan
117

bir sonraki haberden kopmalarna da fazla zaman tannmaz. Resim


li grntlerin szckleri ve ksa sreli i gzlemleri glgede b
rakmasnda fazla glk ekilmez. Siz de bir televizyon yapmcs
olarak, grsel malzemeyle desteklenen bir olaya ncelik tanyp
onu ilemekten amayacaksnz. Bir polis karakoluna getirilen bir
cinayet zanls, aldatlm bir tketicinin kzgn surat, Niyagara e
lalesine ahlan ve iinde bir adam olduu iddia edilen bir f, B e
yaz Sarayn yeil bahesine bir helikopterle inen Bakan; bunlar
her zaman iin etkileyici ya da elendirici grntlerdir ve bir e
lence programnn ieriine kolayca uygun derler. Kukusuz, bir
haberde anlatlan eyin fiilen grntlerle belgelenmesi zorunlu
deildir. Byle grntlerin halkn bilincini igal etmeleri de zo
runlu deildir. Her televizyon yapmcsnn iyi bildii gibi, filme al
mak her zaman geerli bir kuraldr.
Ayrca, haber spikerlerinin grnt paralarnn n ya da son
konumalarm yaparken suratlarn buruturmak ya da rpermek
zere ara vermemeleri de gerekdlk dozunu yksek tutmakta
byk katks olan bir harekettir. Gerekten, pek ok haber spikeri
okuduklar haberin anlamm kavramaktan uzak grnmekte, dep
remleri, toplu katliamlar ve dier felaketleri aktarrken sevinli bir
cokuyla dolu yz ifadelerini hi deitirmemektedirler. Spikerle
rin herhangi bir ekilde kaygl ya da dehete kaplm grnmele
ri izleyicileri de endielendirir. zleyiciler, Ve imdi de... klt
rnde haber spikerlerinin ortaklardr ve spikerlerden, ok az ciddi
leen, ama sahici bir kavray gcne de sahip olan bir karakter ro
ln iyi oynamalarn beklerler. Tiyatroya giden birinin sahnedeki
karakter mahallede bir katil dolam syledi diye hemen evini
aramak iin telefona sarlmas gibi, haberleri izleyen birinin de ver
dii tepkilerde hibir gereklik hissi olmayacaktr.
zleyiciler, haberlerden bir tanesinin ok ciddi grnmesinin
nemli olmadn da bilirler (rnein, bu satrlar yazdm gnler
de, Donanmadan bir general Amerika Birleik Devletleri ile Rus
ya arasnda nkleer savam kanlmaz olduunu ilan etmitir). De
mek istediim, bir haberin hemen arkasndan bir reklam kua ge
lecek, bir anda haberlerin etkisi silinecek, hatta byk lde ba118

yatlayacaktr. Bu zellik bir haber programnn yapsnda anahtar


bir unsurdur ve bu niteliiyle televizyon haberlerinin ciddi bir ka
musal sylem biimi eklinde hazrland iddialarn rtr. Eer
ben de u satr yazarken konuya ara verecek, tartmama ileride de
vam edeceimi syleyip United Airlines ya da Chase Manhattan
Bank lehine birka laf edeceimi aktaracak olsaydm, benim ve ki
tabm hakknda neler dneceinizi getirin bir zihninize. Hakl
olarak benim size sayg duymadm, ilediim konuya ise hi
saygm olmadm dnrsnz. Ve eer bunu bir kere deil, her
blmde defalarca yapm olsaydm, yazdm hibir eyin dikkate
deer olmad kansna varrdnz. yleyse ayn durumda bir ha
ber programm nemsiz bulmamamzn nedeni nedir? Bunun nede
ni, eminim, kitaplardan, hatta dier aralardan (sinema gibi) anlat
nn tonunda bir tutarllk, ierikte bir sreklilik beklerken, televiz
yondan, zellikle haber programlarndan yana byle bir beklenti
mizin olmamasdr. Televizyonun kopuk kopuk programlarna o
kadar alm durumdayz ki, bir muhabirin nkleer bir savan ka
nlmaz olduu haberim verdikten hemen soma ... ve imdi de
reklamlar... demesine hi armayz artk. Haberlerle reklamlarn
bu ekilde yan yana konmasnn dnyamz ciddi bir yer olarak yorumlaymza yapt zaran abartm olmamz pek mmkn deil
dir. Zarar, zellikle dnyaya nasl tepki gstereceklerinin ipular
n ounlukla televizyondan alan gen izleyiciler asndan byk
tr. Genler, televizyon haberlerim izlerken, dier kesimlerden da
ha fazla, zulm ve lm haberlerinin byk lde abartl olduu
nu ve ne olursa olsun ciddiye alnmasna ya da saduyulu bir tep
kiyle karlanmasna gerek olmadm varsayan bir epistemolojinin
etkisine girmektedirler.
Bu konuda, bir televizyon haber programnn srrealist ereve
sinde, mant, akl, ardkl ve eliki kurallarm terk eden bir
sylem tipini ne karan bir anti-iletiim kural yattm syleye
cek kadar ileriye gitmem gerekiyor. Bence bu kurama verilen isim
estetikte Dadaizm, felsefede nihilizm, psikiyatride izofrenidir. Ti
yatronun szlnde ise vodvil olarak bilinir.
Sorunu abarttm dnenler iin, MacNeil-Lehrer Newsho119

ur programnn ynetmen ve sunucularndan Robert M cNeilin te


levizyon haberi tanmna bakmalarm neririm: Temel fikir, der
MacNeil, her eyi ksa tutmak, kimsenin dikkatini datmamak,
ama onun yerine varyeteyle, yeniliklerle, hareketle durmadan tah
rik etmektir... Hibir konsepte, hibir karaktere ve hibir probleme
birka saniyeden daha fazla dikkat ayrmanz gerekmez.2 MacNe
il yle devam eder: Bir haber programm denetlemenin koullar,
en iyi haberin bir lokmalk olmas, karmaklktan muhakkak ka
nlmas, nanslarn atlanmas, tek tek zelliklerin sralanmasnn
basit mesaj iletmeyi zorlatrmas, dncenin yerini grsel uyarcln almas, doru szlln bir anakronizm olmasdr.3
Robert M cNeilin televizyon haber programnn bir vodvil tem
siline benzediinde srar etmesi iin herkesten fazla nedeni vardr.
MacNeil-Lehrer Newshour, tipografk sylem unsurlarnn bir
ksmn televizyona tamay amalayan allmadk ve gzel bir
denemedir. Program grsel uyarclardan uzak durur, arlkla olay
lara ilikin geni aklamalardan ve ayrntl rportajlardan (en faz
la be-on dakika" srse bile) oluturulur, yer verilen konularn say
s snrl tutulur, arka planlar yanstp tutarl olmaya daha fazla
arlk verilir. Ne var ki televizyon, M acNeilin bir gsteri fom atn reddetmesinin bedelini detmitir. Televizyon standartlarna g
re izleyici kitlesi ok dar olan program genel televizyon kanallar
na hapsolmutur ve MacNeil ile Lehrerin toplam cretlerinin Dan
Ratherm ya da Tom Brokawm ald cretin bete biri olmas da
bunu dorulayan bir gstergedir.
Ticari bir kanala hazrlanan bir haber programnn yapmcs ol
saydnz, televizyonun gerektirdii zelliklere gznz kapatma
y tercih etmezdiniz. nk ticari bir kanala haber program hazr
lama ii, sizden, mmkn olan en geni izleyici kitlesine ulamaya
aba harcamanz ve sonuta, btn iyi niyetinize ramen, MacNeilin tanmna ok benzeyen bir program ortaya karmanz talep
ederdi. Dahas, MacNeilin anmad baz eleri de dahil ederdi
niz programa. Haber muhabirlerinizden nl kiiler yaratmaya a
2. MacNeil, s. 2.
3. MacNeil, s. 4.

120

lr; hem basmda hem televizyonda programn reklamm yapar; iz


leyicileri cezbedecek haber zetleri hazrlar; mizah blm ola
rak bir meteoroloji uzman ile dili bir nebze argoya kaan bir spor
muhabiri bulur (bu, sradan birac insanlarla iliki kurmann bir yo
ludur); ksacas, btn program, elence sektrndeki herhangi bir
yapmcnn tercih edebilecei trden bir paket biimine sokardnz.
Toparlarsak, Amerikallarn Bat dnyasnda en iyi elenen ve
byk olaslkla en az bilgili halk olduunu syleyebiliriz. Bu sap
tamay, televizyonun, dnyaya alan bir pencere olarak, Amerika
llar bilgiye boduu eklindeki yaygn inana ramen yapyo
rum. Bu konu elbette daha ok, bilgilenmek derken neyin kastedil
diine baldr. Herhangi bir anda yurttalarmzn yzde 70inin
Dileri Bakannn ya da Yksek Mahkeme BayargcTmn kim
olduunu bilmediklerini gsteren anketlerin zerinde durmayaca
m. Onun yerine, ran Rehine Krizi ad verilen drama srasnda
ranla yaanan gerginlii ele alalm. Yllardan beri televizyonda
bundan daha aralksz biimde takip edilen baka bir olay olduu
nu sanmyorum. Bu durumda, Amerikallarn bu talihsiz olay hak
knda bilinebilecek eylerin oundan haberdar olduklarm varsa
yabiliriz. Ye bu varsaymla u soruyu ynelteyim: Yz Amerikal
iinde bir tanesinin dahi, ranlIlarn hangi dili konutuunu, Ayetullah szcnn ne demek olduunu ya da neyi ierdiini, ran
lIlarn dinsel inanlarnn ilkelerinin ayrntlarm, politik tarihleri
nin ana izgilerini, ahn kim olduunu ya da hangi kkenden gel
diini bilmediim sylemek abart olur mu?
Gene de herkesin bir fikri vard; zaten Amerikada herkes bir
dnceye eilimlidir ve bir anketr gelip somlar sorduunda sy
leyecek birka sze sahip olmakta yarar vardr. Ancak bu dnce
ler, onsekizinci ya da ondokuzuncu yzyllarn dncelerinden
ok farkldr. Anketrlerin de yanstt gibi, haftadan haftaya de
imelerine bakarsak bunlara dncelerden ziyade duygular de
mek herhalde daha dom olur. Burada yaanan sre, televizyonun,
esasen dezenformasyon denebilecek bir enformasyon tr yarata
rak bilgilenmenin anlamnda deiiklik yapmasdr. Ben bu sz
c hemen hemen tam da CIA ya da KGB casuslarnn kullandk-

lan anlamyla alyorum. Dezenformasyon yanl enformasyon de


mek deildir. Dezenformasyon, yanltc (yersiz, ilgisiz, paral ya
da yzeysel) enformasyon, yani insanda bir ey hakknda bilgi sa
hibi olma illzyonu yaratan, oysa aslnda inam bilgilenmekten
uzaklatran enformasyon demektir. Bunu sylerken, televizyon
haberlerinin kastl olarak Amerikallarn yaadklar dnyaya ili
kin tutarl, balamsal bir anlay sahibi olmalarm engellemeyi he
deflediini kastediyor deilim. Benim demek istediim, haberler
elence biiminde paketlendii zaman, bu sonucun kanlmaz bir
son olduudur. Ve televizyon haberlerinin bizi elendirdii, ama
bilgilendirmediini syleyerek, bizim gerek enformasyonlardan
yoksun kalmamzdan ok daha ciddi bir duruma parmak basyo
rum. yi bilgileri yanstan verileri artk, ayrt edemediimizi syl
yorum. Cehalet daima dzeltilebilir bir durumdur. Ancak cehaleti
bilgi olarak kabul ettiimiz zaman ne yapabiliriz?
imdi bu srecin bizi nasl ileden kardn gsteren arpc
bir rnek sunalm. 15 ubat 1983 tarihli New York Timesta kan
bir makalenin bah yleydi:
REAG AN IN YANLI AIKLAM ALARI
DAHA A Z DKKAT EK YO R

Sz konusu makale yle balar:


Bakan Reaganm yardmclar, onun kendi izledii politikalar ya da
genelde gncel olaylar zerine elikili, belki de yanltc aklamalar
da bulunduu uyanlarna kar panie kaplyorlar. Oysa bu ok fazla
sorun yaratmyor.
iin dorusu, Bakan tartmal savlar ortaya atmay srdryor, ama
gazetelerde kan haberlerde bu savlara eskisi kadar geni yer verilmi
yor. Beyaz Saray yetkililerine baklrsa, Bakanm aklamalaryla il
gili olarak kan haberlerin azalmas kamuoyunun ilgisinin azalmas
nn bir yansmas. (Altn ben izdim.)

Bu yaz, bir haber metni olmaktan ziyade haberler hakknda bir me


tindir; yakn tarihimize bakarsak, Ronald Reagann etkileme gc
hakknda deil, haberlerin nasl tanmlandn gsteren bir metin
122

dir. Bence gemi alarn kamusal zgrlkleri ile tiranlan by


le bir metni okuduklarnda hayretten donakalrlard. rnein Walter Lippmann 1920de u satrlar yazyordu: Yalan ortaya ka
ran bir araca sahip olmayan bir topluluk zgrle kavuamaz.
Lippmann, onsekizinci ve ondokuzuncu yzyla zg kamusal sy
lem dzeyine yeniden ulaabilmemiz konusunda ktmserliini
korumakla birlikte, iyi yetimi bir basm topluluu yalanlar ortaya
karc bir ilev grrse, Bakanm hakikatleri arptmasna halkn
gsterecei tepkinin her iki anlamyla da kkrtlacam dn
yordu (ondan nce Thomas Jefferson da bu dorultuda bir inanca
sahipti). Lippmanna gre, yalanlan ortaya karabilecek bir araca
sahip olan bir halk yalanlarn sonulanna kaytsz kalamaz.
G elgeldim yukardaki rnek Lippmannn varsaymn rt
mektedir. Beyaz Sarayda reklenmi muhabirler aslnda sylenen
yalanlan aa karmaya hazrdrlar ve bunu baarabilecek, dola
ysyla bilgili ve kzgn bir kamuoyu yaratabilecek durumdadrlar.
Ne var ki halkn ilgisinin giderek dt gzlenmektedir. Kamu
oyu, Beyaz Sarayn yalanlarna ilikin haberlere Kralie Viktoryanm nl szyle tepki gstermitir: Bize elenceli gelmiyor.
Gene de yz yl kadar ayn szcklerle bugn ifade edilmek istenen
anlamla, Kralienin kafasndaki anlam arasnda dalar kadar fark
vardr. Gnmz insanlarnn akimdaki, elenceli olmayan eylerin
kendilerine ilgin gelmeyeceidir. yle grlyor ki Bakanm ya
lanlar grntlerle ve mzik eliinde kantlanabilse insanlar me
rakla televizyon bana geeceklerdir. Bakanm hkmet politika
syla ilgili yanltc aklamalarndan hareketle Bakann Btn
Adamlar gibi bir film yaplabilmise, ekranda kirli paray aklayan
karanlk insanlar ya da bir eve zorla girilmesi gibi olaylar gsterili
yorsa, bu grntler herhalde bir hayli ilgi toplayacaktr. Bakan
Nbtonm, syledii yalanlar Watergate durumalarnda teatral bir
ortamda yaymlanana kadar panie kaplmadm aklmzdan
karmsak iyi ederiz. Anlalan Bakanm btn yapt, tamamen
dom olmayan eyleri sylemektir. Ve bunun elenceli bir taraf
yoktur...
Ancak burada vurgulanmas gereken daha ince bir nokta vardr.
123

Bakanm yanl aklam alarnn pek ou elikili aklama


(yani, hem ayn balamda hem de doru olmas mmkn grlme
yen, birbirini dlayan aklamalar) kategorisine girer. Bu saptama
da kilit grevini ayn balamda deyii grr, nk elikiyi ta
nmlayan balamdr. B ir insann portakal elmaya ya da elmay por
takala tercih ettiini sylemesinin (eer aklamalardan ilki bir du
var kd seerken, dieri de tatlya konulacak meyva seiminde
yaplmamsa tabii) hibir nemi yoktur. Byle bir rnekte birbiri
ne zt, ama elikili olmayan aklamalardan sz edebiliriz. Ama
aklamalar tek, srekli ve btnlkl bir balamda yaplmsa, o
zaman ortada bir eliki vardr ve her iki aklamann da doru ol
mas mmkn deildir. Ksacas eliki, aklamalarn ve olaylarn,
srekli ve btnlkl bir balamn birbiriyle ilintili boyutlar ola
rak alglanmasn gerektirir. Balam ortadan kaldrr ya da para
lara ayrrsanz eliki de ortadan kalkar. Bence bu noktann en p
lak biimde grlebilecei yer, gen rencilerimle yazdklar ya
zlarla ilgili olarak yaptm toplantlardr. Buraya bakn, derim,
bu paragrafta bir ey sylemisiniz. u paragrafta ise tam tersini
sylyorsunuz. Nasl oluyor bu? Olduka nazik ocuklardr, sy
lediklerim iin teekkr etmek isterler, ama onlar bu soru karsn
da nasl bocalamlarsa, ben de aldm u yantla bocalarm: B i
liyoruz, diyeceklerdir, ama onun yeri oras, bununki buras. On
larla aramdaki farkllk, benim orada ve buraday, imdi ve
o zaman, birbiriyle ilikili olan, aralarnda bir sreklilik arz
eden, ayn btnlkl dnce dnyasnn bir paras olduklar ek
linde kavramamdr. Tipografik sylemin izleyecei yol budur ve tipografi, rencilerimin szleriyle, benim geldiim evrendir. Oy
sa onlar tamamyla farkl bir sylem evreninden, Ve imdi de...
deyiiyle ekillenmi bir televizyon dnyasndan gelmektedirler. O
dnyann temel varsaym tutarllk deil, sreksizliktir. Ve srek
sizliklerle ekillenen bir dnyada hakikatin ya da faziletin bir l
t olarak elikiye bavurmakta hibir yarar yoktur, nk eliki
yoktur.
Benim syleyeceim udur: Ve imdi de... deyii ekseninde
ykselen haber dnyasna -olaylarn ayr ayr sunulduu, gemile,
124

gelecekle ya da dier olaylarla btn balarnn kopanld para


para bir dnya- o kadar eksiksiz bir uyum salam durumdayz
ki, tutarl olmay gerektiren varsaymlarn hibir temeli kalmam
tr. Dolaysyla elikiyi besleyen bir ortam da kalmamta:. Deyi
yerindeyse, ba lam z bir balamda elikiye rastlayamazsnz.
eliki olmaynca da Bakann imdi syledikleri ile gemite sy
lediklerinin bir dkmn yapmak kime ilgin gelebilir? Byle bir
eye kalkmak rafa kalkm bir sorunu yeniden ortaya koymaktan
te bir anlam tamaz ve bunda ne ilgin ne de elendirici bir yan
vardr. Elenceli olabilecek tek ey, muhabirlerin halkn kaytszl
karsnda bocalamalardr. Dnyay paralara ayrm grubun, o
paralan tekrar bir araya getirmeye alrken, buna kimsenin ald
r etmemesine armas bal bama bir ironidir.
George Orwell, keskin zeksna karn, byle bir durumla kar
lanca ne yapacam bilemezdi; sunduumuz tablonun Orwellc hibir zellii yoktur. Basn Bakanm oyunca deildir. The
New York Times ve The Washington Post, Pravda deildir; Associ
ated Press de Tass deildir. Ye burada Yenikonu* diliyle konuul
maz. Yalanlara hakikat, hakikatlere yalan gzyle baklmaz. Yal
nzca halkn tutarszla uyum salam olmasndan, kaytszlkla
elenmesinden sz edilebilir. Bu yzden Aldous Huxley byle bir
manzara karsnda en ufak bir aknlk duymazd. Aslnda Huxleyin kehanette bulunduu gelecek buydu. Huxley, Bat demokra
silerinin tek sra halinde ve kelepeli olarak yry kolunda dene
timi ilerine sindirmektense, dans ederek ve hayal kurarak unutma
y tercih etmelerinin ok daha muhtemel olduuna inanyordu.
Huxley, OrweHm kavramad bir noktay, teknolojik yeniliklerle
beyni uyumu ve elikiye kar duyarsz bir topluluktan herhangi
bir ey gizlemenin gerekmediim kavramt. Huxley en gzde
uyuturucumuzun televizyon olaca ynnde bir sz sarfetmemekle birlikte, Robert MacNeilin Televizyon, Aldous Huxleyin
Brave New World'unun gvdesidir eklindeki gzlemini gz ka
* Orvvelhn 1984 romannda, Okyanusyann resmi dili olarak kullanlan Yenikonula, szck daarc bir hayli daralm olan ngiliz sosyalizminin ideolojik ge
reksinimlerini karlayan yapay dil kastedilmektedir, (.n.)

125

pal onaylard. Byk Birader Hovvdy Doody olmutur.


Kamuoyuna ynelik enformasyonlarn nemsizlemesinin ta
mamen televizyonun eseri olduunu sylyor deilim. Benim an
latmaya altm, televizyonun bizim kamusal enformasyon anl a
ymzn paradigmasn oluturduudur. Matbaann daha nceki
baarsna paralel olarak, televizyon da haberin hangi biimle su
nulmasnn gerekli olduunu belirleme gcne ulamtr ve bizim
buna nasl tepki gstereceimizi de kendisi belirlemektedir. Tele
vizyon, haberleri bize vodvil paketine sokulmu haliyle sunarken,
dier iletiim aralarm da aynsn yapmaya zorlamakta, bylece
enformasyon ortam btnyle televizyonu yanstacak biimde e
killenmektedir.
rnein, Amerika'nn en yeni ve olduka baarl ulusal gazete
si USA Today, tamamen televizyon formatm model almtr. So
kakta, ekli televizyon aygtlarna benzeyen poetlerde satlr. in
deki haberler olaanst derecede ksadr, tasarm arlkla resim lere, izelgelere ve dier grafiklere -eitli renklerde- dayanmakta
dr. Hava haritalar grsel bir haz verir; spor sayfas bir bilgisayar
elendirecek yararsz istatistiklerle doludur. Sonuta, Eyll
1982de yayn yaamna atlm olan USA Today, Temmuz 1984 ta
rihli Audit Bureau of Circulations saylarna gre, ksa srede D a
ily Newsu ve Wall Street Journal' yakalayarak A BD deki en b
yk nc gnlk gazete haline gelmitir. Daha geleneksel kafal
gazeteciler USA Today 1 yzeysel ve gsterili ieriinden dolay
eletirirken, gazetenin editrleri tipografik ltlere uymamakta di
renmektedirler. Gazetenin baeditr John Quinn unlar sylemi
tir. Biz dl kazanabilecek boyutta projelere giriemiyoruz. En iyi
aratrma paragrafna dl vermiyorlar.4 Bu szlerde, televizyo
nun epistemolojisinin rezonansnn olaanst bir rneini yakala
rz: Televizyon anda basl yaynlardaki haberlerin asli birimi ar
tk paragraf olmaktadr. Kald ki Mr. Quinnin dlsz kalmaya
uzun boylu zlmesine gerek yoktur. Dnme dier gazeteler de
katldka, dllerin en iyi cmlelere verilecei gnler ok uzakta
deildir.
4. Bkz. Time, 9 Temmuz 1984, s. 69.
126

Dikkat edilmesi gereken baka bir nokta, People ve US gibi ba


arl dergilerin, televizyonun yn verdii basl yaynlarn tipik r
nekleri olmalarnn yan sra bizzat televizyon zerinde olaanst
derecede ateleyici bir etkide bulunmalardr. Televizyon dergile
re haberlerin elenceden ibaret olduunu retmiken, dergiler de
televizyona elenceden baka hibir eyin haber olmadn ret
mektedir. Entertainment Tonight gibi televizyon programlar ko
medyenler ile nl kiiler hakkmdaki bilgileri ciddi bir kltrel
ierikle donatmakta, dolaysyla ember iyice kapanmaktadr: Ha
berlerin hem biimi hem ierii elenceye dnmektedir.
Radyo, hi kukusuz, Huxleyci teknolojik uyuturucu dnyas
na dme olasl en az olan aratr (medium). Radyo ncelikle de
rasyonel, karmak szlerin iletilmesine uygun bir aratr. Bununla
birlikte ve radyonun mzik sanayiinin byleyici etkisine girmesi
ni bir kenara braksak bile, radyonun iitmemize izin verdii dilin
giderek ilkelletii, blk prk hale geldii ve byk lde itepileri ayaa kaldrmay amalad (dolaysyla, bu dil, radyonun
temel gelir kayna olan her yerde hazr ve nazr rock mziin dil
sel bir analogudur) gibi rpertici bir gerekle ba baa kalmaktayz.
zleyicilerle telefonla balant kurarak hazrlanan programlardaki
eilim, sunucularm telefonla arayanlardan konumalar homur
danmay andran kiileri aalamalar ynndedir. Bu tr program
larda ierik hemen hemen sfrdr ve Neanderthal insanlar arasnda
ki diyaloglarn neye benzeyebileceim aklmza getirdiini d
nrsek herhalde arkeologlarn ilgisine deerdir. Bundan baka, rad
yo haberlerinin dili televizyonun etkisiyle giderek balanz ve s
reksiz hale gelmekte, bylece insanlarn dnya hakknda bilgi sahi
bi olmalar -olup bitenlere bir anlamyla kulak misafiri olmann d
nda- fiilen engellenmektedir. New York Citydeki WINS radyo
kanal, Bize yirmi iki dakikanz ayrn, size dnyay verelim slo
ganyla dinleyicilerine neredeyse yalvarmaktadr. Bu szler her
hangi bir ironi izi olmadan telaffuz edilmekte, daha kts radyo
nun dinleyicileri de bu slogana kafadan atlak bir insann dnce
si diye bakmaktadrlar.
Demek ki hzla, dora bir adlandrmayla nemsiz eylerin pe-

inde koturmak diyebileceimiz bir enformasyon ortamna doru


yol almaktayz. Bu isim oyunu elence kayna olarak gerek olgu
lardan yararlandka, haber kaynaklarmz da oyunun paralar ol
maktadr. Bir kltrn yanl enformasyona ve sahte dncelere
ramen ayakta kald defalarca kantlanmtr. Ama bir kltrn,
dnyann yirmi iki dakikayla lld ya da haberlerinin deeri
arttrd kahkahalarn saysyla belirlendii zaman ayakta kalp ka
lamayaca henz kantlanm deildir.

128

VIII

Beytllahmdan* kurtulmak

Televizyonda Rahip Terry adyla boy gsteren evangelist bir vaiz


vardr. Grne baklrsa elli yalarnn banda olan ve bir kuaf
r andran rahip enerjik ve samimidir; ilk dnemindeki Milton B er
le i rnek alan bir stilde vaaz vermektedir. Kamera onlara evrildi
inde dinleyicileri hep glerek tepki vermektedirler. Yani onun din
leyicilerini, biraz daha temiz ve daha iyi grnl olmalar dn
da, diyelim Las Vegastaki Sands Hotelde kalan bir topluluktan
ayrt etmek ok gtr. Rahip Terry hem dinleyicilerini hem de
evde izleyenleri Hazreti say renerek yollarm deitirmeye
ikna etmeye almaktadr. Bu dorultuda ikili bir amaca hizmet
* Kuds yaknlarnda bulunan, slam geleneine gre sann domu olduuna
inanlan ehir, (.n.)
F9N7Rlevlzyon: ldren Elence

100

eden bir kampanya nerir: Bir yandan onlan saya biraz daha yak
latrrken, br yandan banka hesabnn nasl kabartlaca konu
sunda tler verip durmaktadr. Bu yaklam, izleyicilerini son de
rece mutlu eder ve onlarn dinin asl amacnn refah olduuna inan
ma eilimlerini onaylar. Ama herhalde Tanr ayn fikirde deildir.
Bu yzden Rahip Terry, u satrlarn yazld srada teslim bayra
m ekip hizmetlerini geici olarak durdurmak zorunda kalmtr.
Pat Robertson, ayda on be dolar deyerek izleyebileceiniz
trde bir televizyon program ve dinsel organizasyon olan, olduka
baarl 700 Club trenlerinin yneticisidir. (Kukusuz kablolu
televizyona bal olan herkes bu program cretsiz izleyebilir.) R a
hip Robertson konumasn Rahip Terryninkinden ok daha dk
sayda bir toplulukla yapar. Mtevaz, akll biridir ve televizyon iz
leyicilerinin serinkanl bir talk-show sunucusuna yaktrabilecei
ekicilikte bir yz vardr. Dindarla seslenii, en azndan televiz
yon asndan, Rahip Terryninkinden biraz daha nceliklidir. leti
im kurma modeli olarak Entertainment Tonight rnek almakta
dr. Programnda rportajlara, arkclara ve iman tazelemi Hristiyanlar olan komedyenlerle banda alnm blmlere yer verir. r
nein, Don Houn Hawai ekiminde korocu kzlarn hepsi iman
tazelemi Hristiyanlardr ve bir blmde onlan (ayn zamanda ol
mamakla birlikte) hem dua ederken hem de sahnede izleyebiliriz.
Ayrca, umutsuzluun eiine srklenmi olan ve o noktadan 700
Club sayesinde kurtulan kiilerin banda alnm grntleri de gs
terilir. Bu tr insanlar ustalkla hazrlanm bir belgesel dramada rol
yapyormu gibi konuurlar. Bunlardan birinde, kayglarndan kur
tulamad iin yklm bir kadn gsterilir. Kadn bir e olarak g
revlerini yerine getirememektedir. zledii televizyon programlan
ile filmlerden dnyada korkunun her yan sarm olduu vehmine
kaplr. Derken paranoya girdabna yakalanr. Kendi ocuklarnn
onu ldrmeye altklarna bile inanmaya balar. ekim ilerledik
e, onu 700 Clubn gsterildii televizyon aygtnn nnde gr
rz. Programda verilen mesajlar ilgisini eker. Ve sa'nn kalbine
girmesine izin verir. Artk kurtulmutur. Gsterinin sonunda onu
sakin ve neeli bir halde iine giderken, gzleri huzurla parlayan bir
130

F9AJUCA/Televizyon: ldren Elence

3:

A\'

fi

I
1

iJ

grntyle izleriz. Buradan hareketle 700 Club programnn onu iki


kere, ilkin Isa'nn huzuruna kararak, kincisi onu bir televizyon
yldz yaparak aknlk katna ykselttiini syleyebiliriz. Gelgelelim, yelie kabul edilmemiler asndan hangisinin daha cazip bir
mertebe olduu tam olarak ak deildir.
Her 700 Club programnn sonuna doru ertesi glin nerede olu
naca anons edilir. B ir sr yere gidilmektedir. Program u szle
sona erer: Yarn 700 Clubde unlar unlar., vardr.
Jim m Swaggart bir para daha eski stili olan bir evangelisttir.
Piyanoyu ok iyi almak, ok tatl bir sesle ark sylemek ve tele
vizyonun kaynaklarm sonuna kadar kullanabilmekle birlikte, ko
numaya baladnda ateli ve hrn bir yaklam yelemektedir.
Ancak krs televizyon olunca, mesajn genellikle bir para birle
tirici bir slupla iletir. rnein, Yahudiler Kfr Ederler mi? ko
nusu zerine verdii vaaza, dinleyicilerine Yahudilerin kfr etme
diini kesin bir dille ifade ederek, sa'nn ergenlemesini hatrlata
rak ve Hristiyanlarn Yahudilere ciddi bir bor duymadklarn vur
gulayarak balar. Yahudilerin, Kitab Mukaddes'in indii zaman
Kudsteki tapmaklarm kaybetmeleri zerine, yollarn bir lde
ardklarm ileri srerek de bitirir. Swaggartm mesaj, Yahudile
rin aalanmaktan ziyade onlara acnmasnn daha yerinde olaca
n dndrr, kald ki ou da zaten olduka tatl insanlardr.
Bu tam televizyona uygun (teatral, duygusal ve tuhaf biimde,
bir Yahudi izleyiciyi bile rahatlatabilen) bir vaazdu. nk televiz
yonda -bamzdan eksik olmasn- plak nefreti yanstan mesajlar
uygun dmez. Bir kere, izleyenlerin kim olduunu asla bilemeye
ceinizden, en iyi yol, pervaszca saldrmamaktir. Sonra, Marshall
M cLuhanm yllarca nce gzlemledii .ve Senatr Joseph
McCarthynin acyla rendii gibi, mosmor yzle ve yabani hare
ketlerle nefreti yanstan yzler televizyonda aptalca bir grnt su
nar. Televizyon genellikle uzlamadan yanadu ve en ok da sessiz
kalmay sever. (Burada, Svvaggart gibi vaizlerin, eytan ve dnye
vi hmanizm konusundaki vaazlar istisna saylmaldr. Bu tr va
azlarda, bir lde Nielsen irketinin zleyici Tasniflerinde eytanm da dnyevi hmanistlerin de yer almamas nedeniyle,, sald131

nlarmn iddeti konusunda en ufak bir dn vermezler. eytan te


levizyon seyretmez zaten; hmanistler de.)
u anda dinsel kurulularn sahip olup altrd otuz be tele
vizyon kanal var, ama aynca her televizyon kanalnda u ya da bu
trde dinsel programlara da yer veriliyor. Bu blm kaleme alma
ya hazrlanmak iin ben de krk iki saat televizyondaki dinsel yo
rumlan, ounlukla Robert Schuller, Oral Roberts, Jimmy Swaggart, Jerry Falwell, Jim Bakker ve Pat Robertsonun programlann
izledim. Oysa be tanesini izlesem, karabileceim btn sonula
ra ulamam salamaya yeterdi ve aslnda yalnzca iki tanesi taraf
sz yorumlara uygun ekilde hazrlanmt.
karacam ilk sonu, televizyonda dinin, baka her ey gibi,
olduka basit biimde ve hibir utanp sklma belirtisi gsterilme
den, bir elence olarak sunulduudur. Dini tarihsel, derinlikli ve
kutsal bir insani etkinlik durumuna sokan btn zellikler silinmi
tir; ne bir ritel, ne bir dogma, ne bir gelenek, ne bir teoloji ve her
ey bir yana ne de bir ruhsal akmlk duygusu sz konusudur. Bu
programlarda balca rol vaizindir. Tanr ikinci muz olarak sunul
maktadr.
kinci sonucuma gre, yukarda anlattm bu olgunun, onlara
verilen adla, bu elektronik vaizlerin eksikliklerinden ziyade, tele
vizyonun ynelimiyle ilintisi vardr. Bu vaizlerden bazlarnn ei
timsiz, taral, hatta banaz kiiler olduklar dorudur. Jonathan
Edwards, George Whitefield ve Charles Finney gibi, olduka bilgi
li, teolojik inceliklerin farknda ve gl yorumlama yetenekleri
olan daha eski dnemin tannm evangelikleriyle kesinlikle kyaslanamazlar. Ancak gene de, gnmzn televizyon vaizleri, ufukla
rnn darl bakmndan herhalde eski evangeliklerin oundan ya
da bugnn, faaliyetleri kiliseler ve sinagoglarla snrl kalan ba
kanlardan pek farkl deillerdir. Televizyon vaizlerini dinsel dene
yimin dman yapan etken de onlarn zayflklarndan daha ok,
faaliyet gsterdikleri aracn (medium) zayflklardn.
Vaizler dahil olmak zere Amerikallarn ou, eer herhangi
bir ekilde bunun zerinde kafa yoracak olurlarsa, tm sylem bi
imlerinin bir aratan (medium) brne tahvil edilemeyecei ol
132

gusunu kabul etmekte glk ekerler. Herhangi bir biimde ifade


edilmi bir eyin, anlamnda, dokusunda ya da deerinde bir dei
iklie gitmeden baka bir biimde ifade edilebileceini dnmek
tamamen naif bir bak olur. ou dzyaz metni bir dilden tekine
olduka iyi bir biimde evrilir, ama biliriz ki iirler gzel biimde
evrilemez; evrilmi bir iir hakknda yaklak bir fikir edinebili
riz, ama onun dnda her ey, zellikle de iiri bir gzellik nesnesi
haline getiren nitelikler kaybolmutur. eviri, iiri kendisi olmayan
bir eye dntrr. Baka bir rnek seersek: Yaknm kaybetmi
bir dosta bir basal kart gndermeyi uygun bulabiliriz, ama
gnderdiimiz kartn onun yannda olduumuz zaman, yklm bir
ruh haliyle ve fsltyla syleyeceimiz szlerle ayn anlam iletti
ine inanrsak da kendimizi kandrm oluruz. Kartla yalnzca sz
ckler deimez, bunun yannda szcklerin anlamlarn bulduu
balam da ortadan kalkar. Benzer biimde, bir retmenin normal
olarak rettii eylerin ounun bir mikrobilgisayarla ok daha iyi
biimde oaltlabileceine inanrsak da kendimizi kandrm olu
ruz. Belki baz eyler bylece oaltlabilir, ama eviride kaybo
lan nedir? somsu da hep gndemimizde kain. yle bir yant bile
verilebilir herhalde: Kaybedilen, eitimin kayda deer olan btn
nitelikleridir.
Her ne kadar bunu ancak Amerikal olmayan biri syleyebilirse
de her ey televizyonda gsterilemez. Daha ak bir ifadeyle, tele
vizyonda gsterilen eyler, zleri korunmu olsun olmasn, olduk
lar halden baka bir eye evrilmitir. Televizyon vaizleri oun
lukla bu konuya ciddi biimde eilmemilerdir. Televizyon vaizle
ri, eskiden bir kilisede ya da adrda ve yz yze kumlan ilikile
rin, televizyonda anlamndan hiir ey kaybetmeden ve dinsel de
neyim dzeyi azalmadan srdrlebileceini varsaymlardr. Her
halde evirerek aktarma sorununu doru kavrayamamalarnn k
keninde de televizyonun muazzam sayda insana ulamasndan
kaynaklanan bbrlenme eilimi yatar.
Televizyon, diye yazmtr Billy Graham, insanolunun im
diye kadar gelitirdii en gl iletiim aracdr. Akam spesi
yallerim in hepsi ABD ve KanadadaM yaklak 300 kanalda ayr
133

ayr sunulduundan, tek bir yaynda sann mr boyunca vaaz


verdii insanlardan milyonlarca sayda daha fazla kiiye hitap ede
rim .1 Pat Robertson bu szlere unlar ekler: Kilisenin televiz
yonla ilgilenmemesi gerektiini sylemek dpedz aptallktr. hti
yalar ayndr, mesaj ayndr, hitap biim i deiebilir... Ameri
kadaki en ynlendirici gce aldr etmemek kilise adna tam bir
budalalk olur.12
Bu, muazzam bir teknolojik ocuksuluktur. Eer hitap biim i
ayn deilse, byk olaslkla mesaj da ayn deildir. Ayn ekilde
mesajn algland balam sann zamaundakinden btnyle
farklysa, o m esajn toplumsal ve psikolojik anlamnn da farkl ol
duunu varsayabiliriz.
Sadede gelirsek, televizyonun ve onun yaratt ortamn, sahici
dinsel deneyimi olanaksz klacak ekilde bir araya gelen eitli ka
rakteristik zellikleri vardr. Bu karakteristiklerden birincisi, bir te
levizyon gsterisinin yaantland mekn kutsallatrmann hi
bir yolu olmad gereiyle ilgilidir. Btn geleneksel dinsel t
renlerin vazgeilmez koullarndan birisi, trenin yapld mek
nn bir lde kutsallkla donatlmas gerekliliidir Kukusuz, ki
lise de sinagog da, orada yaplan her eyin, bingo oyununun bile,
dinsel haleyle kuatld bir ayin yeridirler. Oysa dinsel ibadetin
yalnzca bir kilise ya da sinagogda yaplmas zomnluluu yoktur.
Aykr elerden temizlenmi olmas kouluyla hemen her yer din
sel ibadete uygundur. Bir duvara bir ha, bir masaya birka mum ve
herkesin grebilecei biimde bir kutsal metin koymak yeterlidir.
Bunlar yaplrsa bir lise, yemek salonu ya da otel odas da bir iba
det yerine evrilebilir; bir zaman-mekn kesiti cismani olaylar dn
yasndan alnp dnyamza ait olmayan bir gereklie tanabilir.
Ancak bu dnmn gereklemesi iin temel nemde olan baz
1. Graham, s. 5-8. Grahamn slubunun ayrntl bir analizi iin bkz. Michael Real, Mass Mediated Cultura. Elenceli ve ineleyici bir yorum iin de bkz. Roland
Barthes, Billy Graham at the Winter Cydodome, The Eiffel Tower and Other
Mythologies. Barthes, Tanr hakikaten Dr. Grahamn azndan konuuyorsa,
demek ki kaln kafalnn tekidir."
2. Akt. Religion in Broadcasting, Robert Abelman ve Kimberly Neuendorf, s. 2.
Bu inceleme VVashington D.C., Unda-USA'dan salanan bir bala finanse edil
miti.

134

kurallar vardr. rnein, hibir ey yenmeyecek ya da gereksiz ko


numa yaplmayacaktr. Kafaya bir takke geirmek veya uygun an
larda yere diz kmek gerekebilir. Ya da bazen sessiz sessiz dn
meye dalmak istenebilir. Davranlarmz meknn tednyasal ni
teliiyle uyum iinde olmaldr. Ancak dinsel bir televizyon prog
ram izliyorsak bu koul genellikle eksik kalr. nsanlarn oturma
odas, yatak odas ya da -Tam yardmcmz olsun- mutfandaki
faaliyetler, televizyonda ister dinsel bir program isterse A-Taktm
ya da Dallas gsterilsin, ayn kalmaktadr. nsanlar gene yemek
yiyecek, aralarnda konuacak, banyoya gidecek, dilerlerse nav
ekecek ya da televizyon akken yapmaya altklar her eyi ya
pacaklardr. Eer izleyici kitlesi bir esrar ve sembolik tednya ha
lesinin etkisinde deilse, o zaman ciddi bir dinsel deneyim yaa
mak iin gerekli grlen ruh haline ulamak mmkn deildir.
Kald ki, televizyon ekrannn bir seklarizm psikolojisi yarat
mak gibi doal bir ynelimi vardr. Ekran belleklerimizi dinsel ol
mayan olaylarla o kadar doldurmaktadr, ticaret ve elence dnya
syla o kadar ili dl hale getirmektedir ki, kutsal olaylara bir er
eve hazrlayacak ekilde yeniden dzenlenmesi ok zordur. zleyi
ci, bir dmeye basarak farkl ve dnyevi bir grntye (bir hokey
ma, bir reklam ya da bir izgi film) geebileceinin her zaman
farkndadr. Zaten ou dinsel programlardan hemen nce ya da
sonra gene reklamlar, popler programlanl tantm ekimleri ve
eitli dnyevi grntlerle sylemlere yer verilmektedir; dolay
syla ekrann asl m esaj aralksz bir elence vaadi olmaktadr. Te
levizyon ekrannn hem tarihi hem de imdiye kadar sunmu oldu
u olanaklar, televizyon akken i gzleme kaymanm ya da mane
vi aknln mmkn olabilecei fikrini temelinden rtr. Tele
vizyon ekran sizden, grntlerinin daima elenmeniz ve haz al
manz dnlerek hazrlanm olduunu unutmamanz ister.
Televizyon vaizleri de bunun ok iyi farkndadrlar. Yaptklar
programlarn ticari yaynlarda bir kesinti yaratmadm, yalnzca
kopuk bir devamlln paras olduunu bilirler. Gerekte de din
sel programlarn pek ou geleneksel Pazar saatlerinin dnda gs
terilmektedir. Baz daha popler vaizler, daha cazip bir program su
135

nacaklarndan emin olmalar nedeniyle, dnyevi programlarla ka


fa kafaya gitmeye can atarlar. Sras gelmiken belirteyim, bunun
iin gerekli paray bulmakta zorlanmazlar. Bu programlara yaplan
katklarn miktar milyonlarca dolarla llmektedir. Elektrokilisenin toplam gelirinin ylda 500 milyon dolar at hesaplanmtr.
Buna deinmemin tek nedeni, televizyon vaizlerinin tam anla
myla ticari bir program hazrlamann gerektirdii yksek maliyet
leri karlayabileceini gstermektir. Bu paray rahatlkla bulurlar.
Dinsel programlarn ounda kprerek alayan pnarlarn, iek
lerin, koro gruplarnn grntleri arlktadr. Hepsi de model ola
rak bilinen bir ticari program rnek alrlar. Szgelimi, Jim Bakkerm klavuzu The Merv Griffn Showdur. Bu programlar daha
ok d meknlarda, etkileyici ve bilinmeyen manzaralarn yer
ald egzotik yerlerde ekilir.
Ayrca, gerek sahnede gerek izleyiciler topluluunda genellikle
ar derecede dzgn grnl insanlarn seildiini syleyebili
rim. Robert Schuller zellikle nl kiileri, ona ballm ilan et
mi olan Efrem Zimbalist, Jr. ve C liff Robertson gibi sinema aktr
lerini tercih etmektedir. Schuller, programnda nl kiilere yer
vermekle kalmaz, izleyicilerin ilgisini ekmek amacyla reklamn
da onlara yaptm. Tpk A-Takm ve Dallasta olduu gibi, bu
programlarn asl hedefinin de izleyici toplamak olduunu syle
mek bence kesinlikle dorudur.
Bu hedefe ulamak zere bedava kitapk, ncil, eitli hediye
ler ve -Jerry Falwell iin geerlidir- iki bedava Jesus First inesi
sunmak gibi en modem pazarlama ve promosyon yntemlerinden
bol bol yararlanlmaktadr. Vaizler, izleyici saylarm en fazlaya
karmak amacyla vaazlarnn ieriini ayarlama konusunda olduk
a samimidirler. Diyelim, bir elektronik vaizin zenginlerin cennete
gitmek iin amalar gereken engellere deinmesini umuyorsanz
hakikaten ok beklersiniz. Ulusal Dinsel Yaynclar Birlii Yne
tim Kurulu Bakan, btn televizyon vaizlerinin yazl olmayan
yaasm u szlerle zetlemektedir: zleyici paynz, ancak onla
rn istedikleri eyleri sunarak arttrabilirsiniz.3
3. Armstrong, s. 137.
136

Eminim hemen bunun allmadk bir dinsel ilke olduunu be


lirteceksiniz. nsanlara istedikleri eyleri sunan (Budadan Mu
saya, Muhammede ve Luthere kadar) byk bir dinsel nder
yoktur. nderler yalnzca kitlelerin ihtiya duyduklar eyleri su
narlar. Oysa televizyon, insanlara ihtiya duyduklar eyleri sunma
ya pek uygun deildir. Televizyon dost yardmcdu. Kapatmas
ok kolaydr. En cazip hali, dinamik grsel imgelerin diliyle konu
tuu zamandr. Karmak szlere ya da karlamas kolay olmayan
taleplere yz vermez. Demek ki televizyonda verilen vaazn ierii
Sermon on the Mounta* benzemez. Dinsel programlar bol bol al
kla doludur. Bolluu kutsarlar. Programlarnda yer alan oyuncu
lar sonra nl kiiler olurlar. M esajlar ne kadar nemsiz olsa da
programlarn izlenme oram yksektir; daha dorusu, mesajlar
nemsiz olduu iin byk bir kitle tarafndan izlenirler.
Hristiyanln talepkr ve ciddi bir din olduunu sylerken ya
nlmadma inanyorum. Ama kolay ve elenceli bir tarzda sunul
duu zaman bambaka bir din haline gelmektedir.
Kukusuz, televizyonun dini aalad iddiasna kar kan
argmanlar vardu. rnein, manzarann dine pek yabanc olmad
sylenmektedir. Quakerlar ve baka birka kat mezhebi say
mazsak, her din sanat, mzik, ikonlar ve korku verici riteller ara
clyla kendim cazip gstermeye alr. Birok inam dine eken,
dindeki estetik boyuttur. zellikle Roma Katoliklii ve Musevilik
asndan geerlidir bu; her iki din de mritlerine akldan kmayan
ezgiler, muhteem elbiseler ve allar, sihirli apkalar, kt helvalar
ve arap, przsz pencereler ve eski dillerin esrarengiz namele
rini sunarlar. Dine zg olan bu giyecekler ile televizyonda izledi
imiz iekli ve al al akan pnarl grntler arasndaki fark
llk; ilkinin, aslnda din tarihinin ve dinsel doktrinlerin, basit ara
gerelerinden te, ayrlmaz paralan olmasdr. Dinsel gstergeler,
inananlarn bu aralara saygyla karlk vermelerini gerektirir. r
nein, televizyonda iyi grnr diye hibir Yahudi dua ederken ba
n rtmez. Hibir Katolik adak mumunu sunak daha iyi grnsn
diye yakmaz. Hahamlar, rahipler ve Presbiteryen vaizler, neden
* sann mritlerine verdii vaaz, (.n.)

137

dindar olduklarm renmek iin bir ibadetin ortasnda sinema yl


dzlarndan gr almazlar. Asl dinlerde grdmz manzara, e
lencenin deil, kutsallk yaratmann hedeflenmesidir. kisinin ara
snda ok nemli bir ayrm vardr.- Kutsallk yaratma (enchantment), eylere sihirli bir hale kazandrarak kutsalla ulaabilmemi
zin gerekli aracn salar. Elence ise kutsallktan uzaklamamzn
aracdr.
Buna yle bir yant verilebilir: Televizyonda izlediimiz dinsel
programlanl ou, Kitab Mukaddese, yani Tanrya dorudan
ulamak adna riteli ve teolojiyi kesin bir biimde horgrmesi an
lamnda fundamentalisttir. Henz hazr olmadm bir teolojik
argmana srklenme tuzana dmeden, televizyondaki Tann nn bulank ve tali bir karakter olduunu syleyebileceimi d
nyorum. O nun ad her ne kadar tekrar tekrar anlyorsa da va
izin grntsnn somutluu ve deimezlii, ibadet edilmesi ge
rekenin O, yani Tanr deil, vaizin kendisi olduu eklinde ok ak
bir mesaj iletir. Burada anlatmak istediim, vaizin bunu kendisinin
tercih etmesi deil, yalnzca, televizyonda yakn ekimle ve renkli
olarak gsterilen bir yzn etkisinin tapnmay sulandrddr. Te
levizyon, her eyden nce, altn bir inekten ok daha cazip bir oy
ma put biimidir. Bana kalrsa (gstereceim hibir dsal kant ol
mamakla birlikte), Katoliklerin Piskopos Fulton Sheenin televiz
yondaki (yllar nce gsterilmi) teatral gsterilerine itirazlar, izle
yicilerin ballklarm yanl yere evirdikleri, Tanrdan uzaklap
insann iine ileyen gzleri, korku salan takkesi ve etkileyici ko
numa tonu ile karizmasnn yaratt kadaryla ilahi bir varl an
dran Piskopos Sheene yneldikleri izleniminden kaynaklanmak
tayd.
Televizyonun en gl taraf, kafalarmza soyutlamalar deil,
kalplerimize kiilikler sokmasdr. Bu yzden C B S nin evrenle il
gili programlarna Walter Cronkites Universe ad verilmektedir.
Evrenin grkemliliinin Walter Cronkitein yardmna ihtiyac ol
mad sanlr. Oysa bu yanl bir dncedir. C BS, Walter Cronki
tein televizyonda Milky Wayden daha iyi oynadm bilmektedir.
Jimmy Svvaggart da Tanndan daha iyi oynamaktadr. Tanr yalnz
138

ca zihinlerimizde varken, Swaggart izlenmek, hayran olunmak ve


tapnlm ak zere oradadr. Bu yzden programn yldz odur. Ay
n nedenle Billy Graham da nl bir kii olmu, Oral Roberts ken
di niversitesini kurmu, Robert Schuller tamamen kendisine ait
kristal bir katedral yapm ta Yanlmyorsam, buna uygun den
szck, gnaha girmedir.
Dinin televizyonda gsterilmesiyle ilgili ne tr eletiriler yap
lrsa yaplsn, bu programlarn milyonlarca izleyiciyi ekran bama
toplad gerei btn plaklyla ortadadr. Daha nce Billy
Grahamdan ve Pat Robertsondan aktardmz, Bunun ok say
da insan iin bir ihtiya olduu eklindeki aklamalarn anlam bu
olsa gerektir. Buna verilen ve benim bildiim en iyi yant ise, kitle
kltrnn rnlerine kafa yoran Hannah Arendtten gelmitir:
Aslnda dnyann baka hibir yerinde ayn derecede grlmeyen bu
durum en doru biimde kitle kltr olarak adlandrlabilir; bu klt
r glendirenler kitleler ya da onlar elendirenler deil, tersine, kit
leleri bir zamanlar kltrn sahici bir nesnesini oluturan eylerle e
lendirmeye, ya da kitleleri Hamletin My Fair Lady kadar elenceli ve
tabii eitici olabileceine inandrmaya alanlardr. Kitlesel eitimin
tehlikesi tam da hakikaten ok elenceli olabilmesindedir; yzyllarca
sren unutulma ve grmezden gelinmeye ramen bugne ulaabilmi
gem ie ait pek ok yazar var, ama bu yazarlarn syledikleri eylerin
elenceli deikeleri karsnda ayakta kalp kalmayacaktan sorusu,
yantlanmay bekleyen ak bir soru.4

Hamletin yerine din szcn, gemiin byk yazarlar ye


rine de byk dinsel gelenekler deyiini koyarsak, aym denklem
televizyondaki dinin kesin bir eletirisi ilevini grebilir. Baka bir
deyile, dinin elenceli klnabilecei kukusuzdur. Gndeme u
soru gelmektedir: Byle yaparak kltrn sahici bir nesnesini
yok ediyor muyuz? Vodvilin kaynaklarm sonuna kadar kullanan
bir dinin poplaritesi daha geleneksel dinsel anlaylar manik ve
nemsiz grntlere evirir mi? Daha nce, Kardinal O Connor n
beeniyle izlenen ve elenceli olan deneylerinden, Katolik eitime
byk bir sevinle rock mziini sokmaya alan bir rahipten sz

4. Arendt, s. 352.

139

etmitim. Kendi cemaatine bir Kefaret Gn ayininde Kol Nidre


duasn okumas iin Luciano Pavarottinin ayarlanmasm ciddi
ciddi neren bir haham tanyorum. Bu haham, byle bir dzenle
meyle sinagogun hi olmad kadar doldurulabileceine inanmak
tadr. Bundan kim kuku duyabilir? Ancak Hannah Arendtin de he
men syleyecei gibi, bu yol bir probleme zm sunmaz, tersine
problemin kendisidir. Ulusal Kiliseler Konseyinin Teoloji, Eitim
ve Elektronik Medya Komisyonunun yesi olarak, yerleik Pro
testan dinlerin, Protestan trenlere televizyonda gsterilmeye daha
uygun olacak biimde yeni bir ekil verilmesinden dolay duyduk
lar derin kayglarn farkndaym. Ulusal Kurulda tehlikenin, dinin
televizyon programlarnn ieriine girmesinde deil, televizyon
programlarnn dinin ieriine girmesi olaslnda yatt ok iyi
anlalm durumdadr.

140

IX

Uzanp birini semek

Edwin O Connorn Bostondaki hareketli parti politikasyla ilgili


gzel roman The Last Hurrah'ta, Belediye Bakan Frank Skeffington gen yeenine politika makinesinin realitelerini retmeye
alr. Politika, der Skeffington, Amerikadaki en yaygn seyir
sporudur. 1966 ylnda Ronald Reagan da baka bir metaforu kul
lanmtr: Politika tpk gsteriye (show business) benzer.1
Spor artk, gsterinin balca kollarndan birisi haline gelmi ol
masna ramen, barnda hl, Skeffingtonun politika grn
Reagannkinden bir para daha cesaret verici nitelie brndren
unsurlar tamaktadr. Her spor dalnda mkemmellie ulama
standard gerek oyuncular gerek seyircilerce iyi bilinir ve bir spor
1. Drsw, s. 263.

141

cunun n bu standarda yaklamasna bal olarak artar ya da aza


lr. Bir sporcu yapt baarsz derecelere klf gsteremeyecei ya
da uydurma derecelerle ortaya kamayaca iin, diyelim ki bir
David Garthn, 0.218 vuru ortalamasna sahip bir d saha oyun
cusunun imajm dzeltmekte elinden fazla ey gelmez. Ayrca,
Dnyann en iyi kadn tenis oyuncusu kimdir? sorusuna temelle
nen bir kamuoyu anketi dzenlemeye kalkmak da anlamsz olur.
Kamuoyunun bununla hibir ilgisi yoktur. Kesin yant zaten ser
visleriyle Martina Navratilova vermektedir.
Bunun yannda, bir spor karlamasnda seyircilerin genellikle
oyunun kurallarm ve her ayr hareketin anlamn ok iyi bildikle
rine de dikkat ekilebilir. Topu skalayan bir vuru yapan oyuncu
nun, takm iin yararl bir hareket yaptna seyircileri inandrma
s (herhalde, iki vuruta isabet ettirebileceini sylemesinin dn
da) mmkn deildir. Howard CosellTn abartl konumalar ve
arptmalar bile, isabetli ve isabetsiz vurular, say yapma ile ya
pamama, karlanamayan atlar ile ift hata arasndaki ayrmlar
ortadan kaldramaz. Politika bir spor karlamasna benzeseydi,
sanrm onu, aklk, drstlk ve baar gibi ltlere bakarak de
erlendirmek gerekirdi.
Ama Ronald Reagan haklysa o zaman politikaya hangi deer
leri atfedeceiz? Gsteri (show business), baar fikrini tamamen
dlamaz, gene de onun asl hedefi halk memnun etmek, kulland
temel ara ise becerikli olmadr. Eer politika gsteriye benzi
yorsa, o zaman temel fikir baar, berraklk ya da drstlk pein
de koturmak deil, sanki zaten o vasflara sahipmisiniz gibi g
rnmek olur (ve bu bambaka bir konudur). Ve dier konunun ne
olduu ise tek bir szckle ifade edilebilir: Reklam. John McGinnis, Richard Nixonn 1968 seim kampanyas zerine yazd The
Selling o fth e President (Bakann Satlmas) adl kitabnda, politi
ka ve reklam hakknda sylenmesi gereken eylerin ounu zaten
balyla ve kitabyla sylyordu. Hepsi o kadar deildir tabii.
nk, bir Bakan in satlmas her ne kadar hayret verici ve aalatc bir eyse de aslnda yalnzca daha kapsaml bir olgunun bir
parasndan ibarettir: Amerikada politik sylemin temel metaforu
142

televizyon reklamdr.
Televizyon reklam, elektrikle yaylan en zgl ve kapsayc ile
tiim biimidir. Krk yama gelen bir Amerikal, mr boyunca bir
milyondan fazla televizyon reklam izlemi olur. Bu yzden tele
vizyon reklamlarnn Amerikan dnce alkanlklarm derinden
etkilediini rahatlkla varsayabiliriz ve bunun her trde kamusal
sylemin yapsnn nemli bir paradigmasna dntn kantla
makta kesinlikle glk ekmeyiz. Benim buradaki asl amacm te
levizyon reklamlarnn politik sylemde nasl bir tahribat yaptm
gstermektir. Ancak ondan nce, reklamlarn asl ticaret zerindeki
etkisine aklk kazandrmam yararl olabilir.
Televizyon reklamlar, btn gsteri sanatlarn (miizik, tiyatro,
tasvir, mizah, hret) birbirleriyle kenetlercesine bir araya getire
rek, Dos KapitaVia yaymlanmdan bu yana kapitalist ideolojiye
yneltilen en ciddi saldry sahneye koymutur. Bunun nedenini
anlamak iin, kapitalizmin, bilim ve liberal demokrasi gibi, Aydn
lanmamn bir rn olduunu aklmzda tutmamz gerekmektedir.
Aydnlanma nm belli bal kuramclar, hatta en talihli uygulayc
lar, kapitalizmin, hem alclarn hem de satclarn kendi karlar
n kovalayacak derecede olgun, olan bitenden haberdar ve mantk
l kiiler olduu fikrine temellendiine inanyorlard. Kapitalist
motorun yaktnn agzllk olduu dnlecek olursa, srcs
de elbette rasyonaliteydi. Kurama gre, bir lde, ardaki reka
bet alcnn yalnzca kendisine yarayan eyleri deil, bunun yann
da nelerin yararl olduunu bilmesini de gerektirir. Satc, rasyonel
bir pazarn saptad biimiyle deer verilen bir ey retemezse, o
zaman hibir ey kazanamaz. Alclar arasndaki rasyonalitenin
mant, rekabet edenlerin kazanan olmaya, kazananlarn ise kazan
maya devam etmeye aba harcamalarm ngrr. Bir alcnn ras
yonel kararlar veremeyeceinin dnld noktada, rnein o
cuklarn szleme imzalamalarm yasaklayan dzenlemeler gibi,
yaplan ilemleri geersiz klan yasalar devreye girer. Amerikada
yasada satclarn sattklar rnlerle ilgili doru bilgiler vermeleri
ni gerektiren bir hkm bile vardr, nk eer alc sahtekrlkla
ra kar korunamazsa rasyonel karar verme sreci ciddi biimde za143

rar grm demektir.


Kukusuz kapitalizmin pratiinin elikileri de vardr. rnein,
karteller ve tekeller, kuram fiilen ilevsizletirirler. br yandan
televizyon reklamlar da durumu iyice kartrr. En basit bir rnek
verirsek: Rasyonel erevede dnlmesi iin her iddiann (ticari
ya da baka ierikli) szle yaplmas gerekmektedir. Daha kesin bir
ifadeyle, her trl iddia bir nerme biimine sokulmaldr, zira
gerek ve sahte gibi szcklerin telaffuz edilebilecei sylem
zemini nermedir. Eer bu sylem evreni yok sayhrsa, o zaman
ampirik testlerin, manta dayal analizlerin ya da akim br ara
larnn uygulanmasndan hibir sonu alnamaz.
Ticari reklamlarda nermeler kullanmaktan vazgeme ondokuzuncu yzyln sonunda balamt. Ancak 1950li yllara kadar te
levizyon reklam rnle ilgili kararlara temel oluturma asndan
dilsel sylemi eskitemedi. Resim li reklamlar iddialarn yerine g
rnty koyarak, tketim kararlarnn temeline duygusal arlar gerek olma ltn deil- oturtmutu. Rasyonalite ile reklam
arasndaki mesafe u anda o kadar aktr ki,, bir zamanlar ikisi ara
snda bir ba bulunduunu hatrlamak bile ok zordur. Bugn tele
vizyon reklamlarnda nermelere, irkin insanlar kadar ender rast
larsnz. Bir reklamcnn iddiasnm doruluu ya da yanll so
run bile deildir. rnein bir McDonalds reklam, test edilebilir,
mantkl biimde dzenlenmi savlara dayanmaz. McDonalds rek
lam, gzel grnl insanlarn hamburger alp yedikleri, iyi talih
leriyle neredeyse kendilerinden getikleri bir dramadr. zleyicinin
bu dramadan kendisinin kard sonularn dnda en ufak bir id
dia bile ortaya atlmaz. Elbette, bir televizyon reklamn sevmek ya
da sevmemek mmkndr. Ama rtmek mmkn deildir.
Aslnda bunu biraz daha derinletirebiliriz: Televizyon reklam
tketilecek rnlerin niteliiyle ilgili hibir ey anlatmaz. Rekla
mn ierii, rnleri tketenlerin niteliinde odaklanr. Sinema yl
dzlarnn ve nl sporcularn, berrak gllerin ve mao balk ge
zilerinin, k akam yemeklerinin ve romantik fasllarn, krda pik
nie kmak iin station arabalarm azna kadar dolduran mutlu ai
lelerin grntlerinde, satlan rnlerle ilgili hibir ey bulunamaz.
144

I
i
|

j
j
j
|
1

i
j
|
|
I

1
f
j
I
j
|
J
|
|
|
1
|

Ama o rnleri satm alabileceklerin korkular, fantezileri ve rya


laryla ilgili her ey yanstlr. Reklamcnn bilmesi gereken, rn
le ilgili doru bilgiler deil, alc asndan neyin yanl olacadr.
Dolaysyla i harcamalarndaki denge rn aratrmasndan piyasa
aratrmasna kaymaktadr. Televizyon reklamyla rnlerin deerli bulunmas deil, tketicilerin kendilerini deerli hissetmeleri
amalanmaktadr; yani u anda iletmecilik ii sahte bir terapiye
dnm durumdadr. Tketici, psikodramalarla yattrlan bir
hastadr.
Nasl politikann dnm yrekli George OrwellT artrsa,
yukarda anlattklarmz da A.dam Smithin aklm allak bullak ederdi. Geri Orwell, George Steinerin belirttii gibi, Yenikonuun
ksmen ticari reklam bolluundan kaynaklandm dnyordu,
Ama Orwell, The Politics of the English Language adl nl denemesinde politikamn savunulamaz olan savunma olayna d
ntn yazd zaman, politikann bozulmu da olsa apayr bir
sylem tarz olarak kalacam varsaymaktayd. Orvvelln eletirisi,
gemii ok eskilere dayal ifte standart propaganda ve aldatma
sanatlarnn gelikin deikelerinden yararlanan politikaclara y
nelikti. Savunulamaz olan savunmann bir elence biiminde y
rtlecei gelmemiti akima. Politikacnn komedyen deil, aldatc olmasndan korkuyordu.
Televizyon reklam, politik fikirleri sunmann modem yntem
lerinin yaratlmasnda balca ara olmutur. Televizyon reklam
bunu iki yolla baarmtr. Birinci yol, politik kampanyalarda reklam formunun kullanlmasnn bir zorunlulua dnmesidir. Bence bu yntem zerinde ok fazla durma gerei yoktur. Politik reklamlarm yasaklanmasn neren eski New York City Belediye
Bakam John Lindsay dahil olmak zere, herkes bunun farkndadr
ve eitli oranlarda kayg duymaktadr. Televizyon yorumcular bile bunu vurgulamaktadnlar. Baarl televizyon dizisi A Walk
Through the 20th Century zerine bir belgesel olan The Thirtysecond Presidentdaki B ili Moyers buna rnek olarak gsterilebilir
Televizyon reklamnn politik sylem olarak gcn benim fark etmem, birka yl nce New Yrkta Ramsey Clarkm Jacob JavitsIe
145

kar karya geldii Senato seimleri kampanyasnda nemsiz bir


rol aldm zaman bamdan geen kiisel bir deneyime dayanr.
Geleneksel politik sylem tarzlarna yrekten inanan Clark, rk ili
kilerinden nkleer gce ve Ortadouya kadar eidi konularda
dzgn biimlerde hazrlanm afilerden sanki kk bir ktpha
ne oluturmutu. Her afii tarihsel gemile, ekonomik ve politik
ynle ilgili bilgilerle ve bana gre aydn bir sosyolojik perspektifle
doldurmutu. Karikatrler izmi de olabilirdi. Oysa Jacob Javitsin kulland karikatrler konumal olarak izilmiti. Javitsin
herhangi bir konuda titizlikle dile dklm bir yaklam vardysa
bile, pek bilinmiyordu. Javitsin kampanyasnn temeli, kendini de
neyimli, erdemli ve dindar bir adam diye tantmak amacyla, grsel
imgeleri bir McDonalds reklamyla ayn tarzda kulland otuz sa
niyelik televizyon reklamlar diziiydi. Bildiim kadaryla Javits,
akla Ramsey Clark kadar kuvvetli bir inan besliyordu. Ama Senatoda bir yer kapmaya inanc daha kuvvetliydi. Ve hangi yzylda
yaadmz ok iyi biliyordu. Televizyonun ve dier grsel ara
larn egemen olduu bir dnyada politik bilginin zihninizde, sz
ckleri derlemekten ziyade, resim oluturmak anlamna geldiini
kavramt. Sonulara bakarsak bu anlay onu yanltmamt. Se
imi New York eyaletinin tarihindeki en fazla oyu alarak kazand.
Burada, Amerikadaki yksek politik mevkilere gelmek isteyen her
ciddi adayn, halkn kolektif zihnine kaznacak resimleri tasarlayan
bir imaj yneticisinin hizmetinden yararlanmas gerektii eklinde
ki basmakalp sze bel balayacak deilim. maj p olitikasnn
ierdii soranlara dnmek istiyorum, ama ondan nce, televizyon
reklamlarnn politik sylemi ekillendirmesinin ikinci yntemini
tartmann zorunlu olduunu dnyorum.
Televizyon reklam toplumumuzda kamusal iletiimin en yay
gn biricik biimi olduundan, Amerikallarn televizyon reklamla
rnn felsefesine uyum salamalar kanlmaz bir sonutu. Uyum
salamak derken reklamlar normal ve akla uygun bir sylem bi
imi olarak kabullenmemizi kastediyorum. Felsefe derken de, te
levizyon reklamlarnn, iletiimin niteliiyle ilgili varsaymlar, di
er medyamn, zellikle basl yaynlannkiyle taban tabana zt var
146

FARKA/Televizyor ldren Elence

saymlar ierdiim kastediyorum. Her ey bir yana, reklamda im


diye kadar hi grlmedik derecede ksa ifade tarz n plana kar.
Dahas, ifadenin anlk olduu bile sylenebilir. Altm saniyelik bir
reklam iyice skc, otuz saniyelik reklam genellikle uzun, on beyirmi saniyelik reklam ise makul uzunlukta saylmaktadr. Daha
nce szn ettiim gibi, reklamn her zaman iin izleyicinin psi
kolojik gereksinimlerine gre hazrlandn dnrsek, aceleci ve
afallatc bir iletiim yapm yanstr bu. Yani yalnzca terapi deil
dir. Ayn zamanda anlk terapidir. Gerekten de bylece esiz aksi
yomlardan meydana gelen psikolojik bir kuram ortaya konulmu
olur: Reklam bizden btn sorunlarn, stelik hzla zlebilecei
ne ve teknolojinin, tekniklerin ve kimyann mdahaleleri sonucun
da zlebileceine inanmamz ister. Kukusuz, honutsuzluun
kkleriyle ilgili, akla uygun olmayan bir durumu yanstr bu ve onu
duyan ya da okuyan herkes tarafndan ayn ekilde yorumlanr.
Ama reklamda yorum yersiz bulunur, zira yorum zaman istemekte
ve insanlar tartmaya davet etmektedir, izleyiciyi savunulan gr
n geerlilii noktasnda kukuya drmek de ok kt bir rek
lam yntemidir. Bu yzden ou reklamda, i grme arac olarak
szde alegorik anlatm ne karan bir edebi yola bavurulur.
Ring Around the Collar, The Lost Travelers Checks ve The
Phone Cali from the Son Far Away gibi alegorik hikyeler yal
nzca yadsnamaz bir duygusal etki brakmakla kalmamlar, ayn
zamanda, Incildeki meseller gibi, tartmasz derecede didaktik bir
yapda olmulardr. Televizyon reklam, ancak Jonahn yksnn
balinalarn anatomisi hakknda olduunun sylenebilecei kadar
rnlerle ilgilidir; yani, ilgili deildir. Baka bir ey sylemek ister
sek de sadece reklamn insann kendi hayatm yaamas gerektiini
gsteren bir ey olduu yantm bulabiliriz. Kald ki reklamlarda,
retilen dersleri kolayca renebilmemizi salayan canl grsel
sembollerin avantaj da vardr. Bize retilmeye allan bu ders
ler arasnda, ksa ve basit mesajlarn uzun ve karmak mesajlara
oranla daha fazla tercih edilebilir olmas, dramann yoruma kar
tercih edilmesi, smarlama zmler bulmamn problemler hakkn
da somlarla ortaya kmaktan daha iyi olmas da saylabilir. Bu
147

yaklam doallkla politik syleme yneliimizi de etkileyecektir;


bu yzden, ya televizyon reklamndan tretilen ya da reklamla pe
kitirilen politik dzeyle ilgili belirli varsaymlar normal saymaya
balayabiliriz. Szgelimi, bir milyon televizyon reklam izlemi
olan birisi, btn politik problemlerin basit nlemlerle hzla z
leceine -ya da zlmesi gerektiine- inanabilir. Szgelimi, kar
mak dile itibar edilmez ve btn problemler teatral bir ekilde di
le getirilir. Szgelimi, tartmadan hi holanlmaz ve tartma yal
nzca katlanlmaz bir belirsizlik getirebilir. Byle bir insan, politi
ka ile toplumsal yaamn dier biimleri arasnda bir ayrm yapma
nn gerekli olmadna da inanmaya balayabilir. Nasl bir televiz
yon reklam kesinlikle kendi uzmanlk alanlarna girmeyen bir r
nn faziletlerini anlatmak zere bir sporcu, bir aktr, bir mzisyen,
bir romanc, bir bilimci ya da bir kontesten yararlanyorsa, televiz
yon da politikaclar kendi uzmanlklarnn snrl alanndan kurtar
maya yarar. Politik simalar herhangi bir zamanda herhangi bir yer
de herhangi bir eyi yaparken grnebilirler ve bu, insanlara ne tu
haf ne kstahlk ne de yakksz bir tavr olarak gelir. Demek iste
diim, politik simalarn nl kiiler olarak genel televizyon klt
r iinde eritilmi olmalardr.
nl kii olmak iyi tannmaktan bambaka bir olaydr. Harry
Truman iyi tannan bir insand, ama nl deildi. Halk onu ne za
man grse ya da sesini ne zaman duysa Truman politika konuuyor
olurdu. Harry Trumann, hatta kansnm The Goldbergs ya da I
Remember Mamada konuk olarak yer aldn tasavvur etmek ok
zengin bir hayal gcn gerektirirdi. Politika ile politikaclarn, in
sanlarn politik adaylar ve sorunlar sca scana takip etmek
iin deil de elenmek amacyla izledikleri bu tr programlarla
uzaktan yakndan bir ilgisi yoktu.
Politikaclarn kendilerini silip elence kayna olarak ne
karmaya ne zaman baladklarm tam anlamyla syleyebilmek
zordur. 1950lerde Senatr Everett Dirksen Whats My Line? ad
l programa konuk olarak katlmt. John F. Kennedy bakanla
adaylm koyduunda Ed Murrowun Person to Person progra
m iin televizyon kameralarnn evini igal etmesine izin vermiti.
148

Richard Nixon aday deilken, bir televizyon reklam erevesinde


sunulan bir saatlik komedi program Laugh-Inde birka saniye
grnmt. 1970lere gelindiinde halk, politik simalarn gsteri
dnyasnn bir paras saylmas dncesine almaya balamt.
1980lerde tufan koptu. Bakan yardmcs aday William Miller,
American Expressin reklamnda oynad. Senatr Sam Ervin Watergate Durumalarnn yldz oldu. Eski bakanlardan Gerald
Ford, eski dileri bakanlanndan Henry Kissingerla birlikte Ha
nedan dizisinde ksa roller stlendi. Massachusetts Valisi Mike
Dukasis St. Elsewherede grnd. Temsilciler M eclisi Szcs
Tip O Neill Cheersde ksa bir rol ald. Tketicilerin savunucusu
Ralph Nader, George McGovem ve Belediye Bakam Edward
Koch, Saturday Night Livea konuk oldular. Koch ayrca televiz
yon iin ekilmi bir filmde menajer roln oynad. Mrs. Nancy
Reagan D effrent Strokesa kt. Btn bunlarn zerine Gary
Hart da Hill Street Bluesda grnrse, Geraldine Ferraro bir
Francis Coppola filminde ev kadn olarak kk bir rol alrsa kim
arr artk?
nl bir kii olarak politikacnn, artk politik partiler arasnda
ki ayrm geersizletirdiini sylemek ok abartl grnmekle
birlikte, nl bir kii olarak politikacnn ykselii ile politik parti
lerin d arasnda kesinlikle belirgin bir korelasyon vardr. Ba
z okurlar, eskiden adayn kim olduunu iyi bilmedikleri zaman ka
falarm o adayn karakteri ve kiisel yaamna pek takmadklarn
hatrlayabilirler. Henz gen olduum dnemlerdeki bir Kasm se
iminde, bana hem aklsz hem de sahtekr grnen bir Demokrat
belediye bakan adayna oy vermek hi iimden gelmiyordu. O za
man babamn bana parladn hatrlyorum: Bunun ne ilgisi var?
Btn Demokrat adaylar aklsz ve sahtekrdr. Sen Cumhuriyeti
lerin kazanmasn m istiyorsun? Babamn sylemek istedii, zeki
semenlerin kendi ekonomik karlarn ve sosyolojik perspektifle
rini en iyi temsil eden partiye oy verdikleriydi. En iyi adarria oy
vermek onun gznde anlalmaz ve safa bir hareketti. Cumhuri
yetiler arasnda iyi insanlar bulunduundan hibir zaman kuku
duymamt. Sadece Cumhuriyetilerin kendi snrlarnn szcl149

gn yapmadnn farkndayd. amaz bir gzle, New York Tammany Hallun lideri Byk Tim Sullivanm en parlak gnlerindeki
perspektifini paylamaktayd. Terence Morann Politics 1984
balkl denemesindeki anlatmna bakarsak, kendi blgesindeki se
imde Demokrat adaya 6.382, Cumhuriyeti adaya 2 oy kt ha
berini alnca sinirden kplere binen Sullivan hayal krkln yle
yanstyordu: Tamam, Kelly gelip karsnn kuzeninin Cumhuri
yetilerinin listesinden aday olduunu syledi ve ben de evin huzu
runu dnerek onun Cumhuriyeti adaya oy vermesine sesimi
karmadm. Ama benim bilmek istediim, Cumhuriyetilere oy ve
ren teki kii kim?2
Burada bu bak asmm haklln ne srmeyeceim. Parti
karsnda en iyi adamn seilmesi savunulabilir (gene de ben tek
bir rnek dahi bilmiyorum). nemli olan nokta, televizyonun kimin
en iyi olduunu gstermemesidir. Aslnda televizyon, eer daha
iyi derken grmelerde daha usta olmak, yneticilikte daha yara
tc olmak, uluslararas ilikilerde daha bilgili olmak, ekonomik sis
temlerin karlkl ilikilerini daha iyi kavramak gibi ltleri anl
yorsak, kimin kimden daha iyi olduunun saptanmasn olanaksz
latrr. Bunun nedeni ise hemen hemen tamamen im ajla ilgilidir.
Ama politikaclarn kendilerini mmkn olan en olumlu grnty
le sunmaya kafa yormalaryla ilgili deildir. Bunu kim istemez ki?
Olumlu bir imaj brakmak istemeyen kii ender rastlanan ve kafa
dan sakat bir insandr. Oysa televizyonda imaj ters ynde iler.
nk televizyondaki politikac izleyicilere kendisiyle ilgili bir
imaj sunmaktan daha ok, kendisini izleyicilerin bir im aj olacak
ekilde sunmay tercih eder. Televizyon reklamlarnn politik sy
lem zerindeki en gl etkilerinden birisinin yatt nokta da bu
rasdr.
maj politikasnn televizyonda nasl ilediini anlamak istiyor
sak, k noktas olarak, bu blmn balnn ilk yansm ondan
aldm nl reklamdan yararlanabiliriz. Burada szn ettiim,
Mr. Steve Hornun yaratt ve bizden birine uzanp dokunmam
z isteyen Alo Telefon romanslardr. Bu birisi, genellikle Den2. Moran, s. 122.
150

verda, Los Angelesta ya da Atlantada yaayan bir akraba (ksa


cas, bizden ok uzakta ve uygun bir frsat ktnda kran G
nnde grme ansna kavuacamz birisi) olur. Bu birisi yaa
mmza her gn giren ve nemli rol oynayan, zetle ailenin ferdi
olan bir insandr. Amerikan kltr aile fikrine kuvvetle kar k
makla birlikte, yaammzn ayrlmaz bir paras olan ve ondan
vazgemek istemediimiz bir gemi yadigr hl vardr. imdi
Mr. Hornun reklamlarna gelelim. Bunlar, eskiden geerli olan, ai
lenin bir araya toplanmasnn yerini telefon hattnn ikame edecei,
akrabalarn birbirleriyle yakn olmalaryla ilgili yeni bir tanm orta
ya atan otuz saniyelik skc nasihatlerdir. Ayrca bu reklamlar; oto
mobiller, je t uaklar ve aileyi torpilleyen dier aralarla parampar
a olan akrabalar asndan yeni bir aile birlii anlay getirmekte
dir. Bu reklamlar analiz eden Jay Rosen u gzlemlerde bulunmak
tadr: Hornun bir ey sylemekle ilgilendii yok, onun iletecek
bir m esaj yok. Onun amac B ell hakknda enformasyon salamak
deil, milyonlarca Amerikalnn yaamlarndaki kopmu balar te
lefonla ikame edebilecekleri duygusunu uyandrmak... Horn kendi
ni ifade etmiyor. Siz de kendinizi ifade etmiyorsunuz. Sizi Horn
ifade ediyor.3
Btn nemli televizyon reklamlarnn rettii ders budur:
Reklamlar bir slogan, bir sembol ya da izleyicilere kendileriyle il
gili kapsaml ve cazip imaj yaratan bir odak noktas sunar. Parti po
litikasndan televizyon politikasna gei yaparken varlmak iste
nen ama budur. Bakan, Vali ya da Senatr olarak en ok kimin
uygun olduunu bilmemize olanak tannmaz, ama en ok hangisi
nin imajnn, bizim honutsuzluklarmzn derinliklerine ulap ya
ttracam gsterir. Televizyon ekranna bakar ve Pamuk Prenses
ve Yedi Cceler'deki Kralienin oburluuyla Ayna, ayna, en g
zel hangimiz? diye sorarz. Oylarmz daha ok, ekranda yansyan
imajyla kiilii, aile yaam ve tarz, Kralienin aldndan daha
iyi bir yant sunanlara veririz. Xenophanesin yirmi be yzyl n
ce syledii gibi, insanlar tanrlarn daima kendi hayallerindeki gi
bi yaratrlar. Ancak televizyonun buna ekleyecek yeni bir yntemi
3. Rosen, s. 162.

151

vardr: Muhtemel tanrlar kendilerine, izleyicilerin onlardan olma


sn istedikleri imaja gre yeniden ekil vereceklerdir.
Dolaysyla, imaj politikas kendi kan dorultusunda oy ver
me fikrini korurken, kendi karm dnmenin anlamn da de
itirir. Byk Tim Sullivan ile benim babam kendi karlarm tem
sil eden partiye oy vermilerdi, ancak karlar szc onlar a
sndan elle tutulur bir eyi (himaye, kayrmaclk, brokrasiden
kurtulma, sendikas ya da birliine verilen destek, yoksul aileler
iin kran Gn hindileri) temsil ediyordu. Bu ltle deerlendi
rildiinde, Amerikada akim kullanarak oy kullanan kesim olarak
herhalde yalnzca siyahlar kalmlardr. Yoksa oumuz karlar
mza bakarak oy veririz, ama bunlar arlkla sembolik karlar, de
yi yerindeyse psikolojik nitelikli karlardr. Televizyon reklamla
r gibi imaj politikas da bir terapi biimidir ve bu yzden ekicili
e, iyi grne, nl olmaya ve kiisel itiraflara byk nem ve
rir. Abraham Lincolnn glmseyen tek bir fotorafnn bulunma
dn, karsnn kesinlikle bir psikopat olduunu, kendisinin uzun
depresyon nbetleri geirdiini hatrlamak akllca bir dncedir.
Lincolnn kiilii imaj politikasna pek uygun dmezdi. Ayna
mzda bu kadar karanlk ve elenceli olmayan grntler izlemeyi
de istemeyiz dorusu. Benim dikkat ekeceim nokta, televizyon
reklam nasl psikolojik etkiye arlk verip rnle ilgili gerek bil
gileri atlyorsa, imaj politikasnn da aym drtyle gerek politik
nedenlere hi aldr etmediidir.
Sonu olarak diyebiliriz ki imaj politikasnda tarihin oynayabi
lecei ciddi bir rol yoktur. Zira tarih, ancak gemiin imdiki zama
n besleyen geleneklere sahip modellerle donanm olduu dn
cesini ciddiye alan insanlar iin bir deer tar. Thomas Carlylenin
deyiiyle, Gemite bir dnya yatar, gri bir sis tabakasndan olu
an bir boluk deil. Ne var ki Cariyle bu szleri, kitabn ciddi ka
musal sylemlerin balca arac (medium) olduu gnlerde yaz
maktayd. Bir kitap btn tarihtir. Kitap, kendisinden nce ya da
kendisinden itibaren baka hibir arata (medium) grlmedii ka
dar btnlkl ve yararl bir gemiin var olduu duygusunu g
lendirir. Kitaplarn konutuu bir ortamda tarih, Carlylenin anlad
152

biimiyle, yalnzca bir dnya deil, ayn zamanda canl bir dn


yadr. Glgede kalan, imdiki zamandr.
Oysa televizyon k hzyla yaylan bir ara (medium), imdiki
zaman merkezine alan bir aratr. Televizyonun grameri -yle de
nebilirse eer- gemie hibir alan brakmaz Hareketli resimlerde
sunulan her eyde imdi olan bir ey yaanmaktadr ve bu yzden
izlediimiz bir video kasetinin aylar nce hazrlanm olduu bize
dille (szle) anlatlmaldr. Bundan baka, atas telgraf gibi televiz
yon da para para enformasyonlar iletmeye (onlar derlemeye ve
dzenlemeye deil) gerek gstermektedir. Cariyle, kendi hayal
edebildiinden bile daha ok kehanette bulunmutu: Btn televiz
yon ekranlarnn zeminindeki boluu meydana getiren gri sis, o
aracn (medium) yaratt tarih nosyonuna ok uygun den bir metafordur. Gsteri ve imaj politikas anda politik sylemin yalnz
ideolojik ierii deil, tarihsel ierii de boaltlmtr.
1980 Nobel Edebiyat dln kazanan Czeslav Milosz,
Stockholmde dzenlenen dl trenindeki konumasnda, am
zn hatrlamay reddetmeyle karakterize edildiini belirtiyor, bir
ok eyin yan sra Yahudi kymnn gerekletiini de reddeden
yzden fazla bask kitap bulunduunu acyla aktaryordu. Kanmca
tarihi Cari Schorske de tarih artk hibir ie yaramad iin mo
dem beyinlerin tarihe kaytsz kalarak yetitiine dikkat ekerken
hakikate bir hayli yaklam oluyordu; baka bir deyile, tarihin ge
rilemesine yol aan etken inatlk ya da cehalet deil, tamamen il
gisizlik duygusudur. Televizyonun B ili Moyers da unlar syle
dii zaman hakikate biraz daha yaklan: Kendi iimin., bu endie
verici hafza kayb ama katkda bulunmasndan kayglym... Biz
Amerikallar son yirmi drt saatte olan her eyi biliyoruz, ama son
alt bin yl ya da son altm ylla ilgili bilgilerimiz ok snrldr.4
Terence Moran, Yaps gerei imaj ve paray (fragment) glen
dirmeye yatkn olan medyayla tarihsel bir perspektif edinemeyiz
derken tam hedefi vurmaktadr. Morana gre, kalclk ve bir ba4. Ulusal Yahudi Yayn Arivinin dzenledii bir konferans vesilesiyle New York
City'deki Yahudi Mzesinde 27 Mart 1984 tarihinde yaplan bir konumadan ak
tarlmtr.

153

lam olmaymca elde bulunan bilgi paralar mantkl ve tutarl bir


btn oluturacak ekilde birletirilemez.5 Hatrlamay reddetme
diimiz gibi, hatrlamay tamamen yararsz buluyor da deiliz.
Onun yerine, hatrlamaya uygun varlklar olmaktan karlyoruz.
nk, hatrlamak nostaljiden daha fazla bir eyse eer, kesinlikle
bir balamsal temel (bir kuram, bir bak, bir metafor); olgularn
onun iin dzenlenip modellerin ondan karlabilecei bir ey ge
rektirir. maj politikas ve anlk haberler ise byle bir balam sun
maz. B ir ayna yalnzca bugn giydiklerinizi yanstr. Dn giydikle
riniz konusunda sessizdir. Televizyonla kafamz sreksiz, tutunumsuz bir imdiki zamana gmeriz. Tarih, der Henry Ford, bo
laftr. Henry Ford tipografikbir iyimserdi. Elektrik daresi ise Ta
rih yoktur, diye yant verir.
Bu varsaymlarn bir anlam varsa, o zaman Orwell bu noktada,
en azndan Bat demokrasileri asndan bir kez daha yanlmtr.
Orwell tarihin yklm nceden grmt, ama bunu devletin ya
pacana, Hakikat Bakanl trnde bir kurumun sistemli biimde
ie yaramayan olgular yasaklayp gemiin kaytlarm sileceine
inanyordu. Modem Okyanusya olan Sovyetler B irli inin tuttuu
yol kesinlikle budur. Ancak Huxleyin daha doru ngrsyle,
hibir eyin kaba yolla uygulanmasna ihtiya duyulmayacaktr.
Halka bir imaj, ivedilik ve terapi politikas sunmay ama edinmi,
grnte hayrl gibi gelen teknolojiler, tarihi ayn derecede baa
rl biimde, belki daha kalc olarak ve hibir itirazla karlama
dan yok edebilirler.
Televizyonun ve dier imaj yanstma aralarnn liberal demok
rasinin temelini (yani, enformasyon zgrln) nasl tehdit ettik
lerini anlamak istiyorsak Huxleye (Orwella deil) bakmamz ge
rekmektedir. Orwell devletin, kaba kuvvet araclyla, zellikle ki
taplar yasaklayarak enformasyon akm denetim altna alacam
ne srerken olduka haklyd. Orwell bu kehanetiyle tarihin ya
nnda saf tutmutu. nk kitaplar, iletiim tablosunun nemli bir
parasn oluturduklar her yerde eitli derecelerde sansre tabi
tutulmulard. Antik inde Konfysn Analects i mparator
5. Moran, s. 125.
154

Chi Huang T inin emriyle imha edilmiti. Ovidin Romada Augustusun okunmasn yasaklamas, bir lde onun Ars Amatoria'y
yazm olmasndan kaynaklanyordu. K alc entelektel stnlk
ltlerine sahip olan Atinada bile kitaplara bazen dehetle bakl
yordu. Milton A reopagitica da, Klasik Yunanistanda kitap sansr
rneklerinin mkemmel bir deerlendirmesini yapar (bunlar ara
snda, sylevlerinden birine tanrlarn olup olmadn bilmedii
itirafyla balamas yznden kitaplar yaklan Protagoras da var
dr). Gene de Milton, kendi andan nceki btn rneklerde yal
nzca sulh yargcnn titizlikle ayrd iki tip kitap (tanrya kf
reden kitaplarla tanry ktleyen kitaplar) bulunduunu gzden
karmayacak kadar dikkatlidir. Milton bu noktay zellikle vurgu
lar, nk, bu satrlar Gutenbergden neredeyse iki yzyl sonra
yazarken, kendi ann sulh yarglarnn akla gelen her konuda
kitap baslmasna gz yummayacaklarm bilir. Baka bir deyile
Milton, sansr grevlisinin esas mesleine matbaayla kavutuunu,
aslmda enformasyonun ve fikirlerin Matbaa ann olgunlama
sna kadar derin bir kltrel problem haline gelmediini bilmekte
dir. Yazya dklm bir sz ne kadar tehlikeli olursa olsun, basl
bir materyale dnt zaman yz kat daha tehlikelidir. Kald ki
tipografinin yaratt problemin farkna ok daha erken varlmtr.
Buna rnek olarak, aykr kitaplar toplatmak iin Star Chambera*
yetki veren V III. Henryyi gsterebiliriz. I. Elizabeth, Stuartlar ve
Gutenbergden somaki dier monarklar da farkndayd bunun. Sz
gelimi, ilk Index Librorum Prohibitorum Papa IV. Paul dneminde
karlmt. David Riesmann szlerini biraz deitirerek yorum
larsak, matbaann egemen olduu bir dnyada enformasyon zihnin
barutudur; sansrcnn grevi de sk elbiseleriyle bu barutun pat
lamasn nlemek.
Demek ki Orvvell, basl materyalleri hkmetin denetlemesinin
Bat demokrasileri asndan ciddi bir tehdit oluturduunu ngr
mekteydi. Oysa iki noktada da yanlmt. (Tabii, Rusya, in ve di
er elektronik-ncesi kltrler sz konusu olduunda iki noktada
* ngiltere'de eskiden snrsz yetkilerle donatlm olan ve 1641de feshedilen
mahkemeye verilen ad. (.n.)
155

da haklyd.) Dorusu Orwell, Matbaa ana ait olan (ve Ameri


ka Birleik Devletler Anayasasm yazan insanlarn da temel aldk
lar) ayn sorunun zerinde durmaktayd. Amerikan Anayasas, en
zgr insanlarn kendi cemaatlerine bir bror, bir gazete aracl
yla ya da konuarak ulaabildikleri bir dnemde kaleme alnm
t. Politik fikirlerini, yeterince denetleyebildikleri biimler, ve ba
lamlarda birbirleriyle paylaacak konumdaydlar. Dolaysyla en
byk kayglar hkmetin tiranca uygulamalara ynelmesi olasl
yd. Haklar Bildirgesi, byk lde, hkmetin enformasyon ve
fikir akn kstlamasn nlemeyi amalayan bir metindir. Oysa
onun yaratclar, hkmetin zorbalnn bambaka trde bir prob
lemle, yle ki, televizyon sayesinde Amerikada kamusal sylem
akm denetleyen irketlerle alabileceini kestirememilerdi. Bu
na (en azndan burada) hibir itirazm yok ve irketlere kar bili
nen eletirileri sralamaya niyetli de deilim. Benim endieyle vur
gulamak istediim nokta, Annenberg letiim Okulu Dekan George Gerbner tarafndan da ok iyi ifade edilmiti:
Televizyon btn insanlara genel bir retim program sunan, bir tr
gizli vergiyle finanse edilen ve zel bir Kltr Bakanlnm ( kanal
l) ynettii yeni devlet dinidir. Bu vergiyi gerekten televizyon izler
ken ve izleyip izlememek umurunuzda olmad zaman deil, banyo
yaparken dersiniz.5

Gerbner ayn denemenin daha nceki bir yerinde de unlar syl


yordu:
zgrlk televizyonu kapatarak elde edilemez. Televizyon ou insa
nn gece ya da gndz en ok holand eydir. Biz, ezici ounluun
dmeyi kapatmayaca bir dnyada yayoruz. M esaj bu kutudan almasak bile, baka insanlardan naslsa alrz.

Profesr Gerbner in bu cmlelerle, Kltr BakanlTn idare


6.2 6 Nisan 1982de New York, Saugertiesde yaplan 24. Medya Ekoloji Kongre
sindeki bir konumadan aktarlmtr. Dekan Gerbnerin grlerinin tam bir d
km iin bkz. Television: The New State Religion, Et cetera 34:2 (Haziran,
1977), S . 145-150.

156

eden insanlarn sembolik dnyamzn ynetimini devralacaklar bir


gizli komplo bulunduunu anlatmaya altn sanmyorum. Anneriberg letiim Okulunun kanaln ynetimini zerine alrsa,
izleyicilerin bu deiikliin farkna bile varmayacaklarn syledi
imde Gerbnerin benimle ayn fikirde olacandan bile kukulu
yum. Bence Profesr Gerbnerin sylemek istedii (ki ben de bunu
kastediyorum), Televizyon anda enformasyon ortammzn
1783 Tekinden tamamen farkl olduu, televizyon bolluunun h
kmet kstlamalarndan daha korku verici olduu, aslmda irket
Amerikasndan yaylan enformasyondan kendimizi korumann
hibir yolunun olmad, bu yzden zgrlk savalarnn eskisine
gre farkl alanlarda verilmesi gerektiidir.
rnein, geleneksel sivil zgrlklerin okul ktphanelerin
deki ve okullarn retim programlarndaki kitap yasaklamalarna
kar kmalarnn bugn byk lde havada kald dncesini
ortaya atacam. Sansr gibi hareketler elbette bizleri kzdrr ve
kar klmaldr. Ama artk en ufak bir nemleri de kalmamtr.
Daha kts, kamusal sivil zgrlkleri yeni teknolojilerin iddi
alaryla ilintili sorunlarn zerine gitmekten alkoyduuna bakhrsa, yanltc bile olmaktadrlar. Ak bir dille ifade edersek, bir
rencinin okuma zgrl, Long Islandda, Anaheimde ya da ba
ka bir yerde kitap yasaklanmasndan ciddi biimde zarar grmez.
Oysa Gerbnerin ileri srd gibi, televizyon rencinin okuma
zgrln aka kstlar ve bunu, deyi yerindeyse, masumca
davranlarla yapar. Televizyon kitaplar yasaklamaz, sadece onla
rn yerine geer.
Sansre kar mcadele, byk lde yirminci yzylda kaza
nlm olan, ondokuzuncu yzyla ait bir sorundur. imdi yz yze
geldiimiz sorun ise televizyonun ekonomik ve sembolik yapsnn
gndeme getirdii sorundur. Televizyonu idare edenler enformas
yon elde etme olanamz kstlamaz, tam tersine geniletirler. B i
zim Kltr Bakanlmz Orwellci deil, Huxleyeidir. Hi aralksz
izlememizi cesaretlendirmek iin elinden gelen her eyi yapar. Oy
sa izlediimiz ey, enformasyonu basitletirilmi, tzsel ve tarihsel
ierikleri boaltlm, balanmdan koparlm biimde sunan; yani,
157

enformasyonu elence paketine sokan bir aratr (medium). Ameri


kada kendimizi elendirme frsatlar asla ortadan kaldrlmaz.
Her trden tiranlar, honutsuzluu yattrma arac olarak kitle
leri elenceye bomann yararnn her zaman farknda olmulardr.
Ancak tiranlarn ou da kitlelerin elendirici olmayan eylere al
dr etmeyecekleri bir durumun doacan ryalarnda bile gre
mezlerdi. Bu yzden tiranlar sansre hep bel balamlardr ve h
l da balamaktadrlar. Sansr, her ey bir yana, tiranlarn, bir hal
kn ciddi sylem ile elence arasndaki farkll bildii -ve buna
zen gsterdii- varsaymna dedikleri bortur. Gemiin btn
krallar, arlar ve fhrerleri (ve gnmzn komiserleri), her trl
politik sylem bir jest biimini ald zaman sansre gerek kalma
yacan bilmi olsalard sevinten deliye dnerlerdi.

158

Elendirici bir faaliyet olarak retim

1969da yayma balad zaman, ocuklarn, anne babalarn ve ei


timcilerin severek benimseyecekleri Susam Sokandan daha
salam bir giriim olamazd. ocuklar program sevdiler, nk iz
ledikleri reklamlardan onun televizyondaki en ustaca hazrlanm
elence program olduunu seziyorlard. Henz okula gitmeyen,
hatta okula yeni balam ocuklar asndan bir televizyon dizisin
den bir eyler renmi olmak fikri tuhaf grnmyordu. stelik
televizyonun onlar elendirmesi ok olaan saylyordu.
Anne-babalarn Susam Sokan sevmelerinin eitli nedenle
ri vard. Bu nedenlerden birisi, ocuklarnn televizyon izlemeleri
ni kstlayamamalanndan ya da kstlamamalarndan dolay kapl
dklar sululuk duygusunu hafifletmesiydi. Susam Soka, drt
159

ya da be yandaki bir ocuun kendisi iin hi doal olmayan bir


ekilde saatlerce televizyon ekrannn nne aklp kalmasna izin
vermeyi hakl gsterir gibiydi. Anne-babalar televizyonun ocukla
rna kahvaltda hangi yiyecein en fazla trdadnn dnda bir
eyler retebilecei umuduna sarlmlard. Ayn zamanda Su
sam Soka, onlar okul-ncesi yalardaki ocuklarna okumay
retme ykmllnden kurtaryordu (ocuklar babelas ola
rak grmeye yatkn bir kltrde hi de nemsiz bir konu deildir
bu). Ayrca Susam Sokanm, baz eksikliklerine ramen, Ame
rikada egemen olan ruhla tamamen uyum iinde olduunu aka
grebiliyorlard. Programda irin kuklalara, nl kiilere, tatl ezgi
lere ve hzl geilere yer verilmesinden ocuklarn zevk alaca
kesindi ve program buna bal olarak ocuklarn elenceyi seven
bir kltre girmeye yeterince hazrlanmalarna hizmet edecekti.
Eiticilere gelince, Susam Sokan genel olarak onlar da
onaylyorlard. Eitimciler, yaygm olan inancn tersine, zellikle
eitimin yeni teknikler sayesinde daha etkili olabilecei kendileri
ne anlatlrsa yeni yntemleri uygulamaya yatkndrlar. (Bu neden
le retmensiz ders kitaplar, standart haldeki testler ve imdi
mikrobilgisayarlar gibi fikirler renci snflarnda byk bir mem
nuniyetle karlanmtr.) Susam Soka, bir yandan giderek ar
laan bir sorun olan, Amerikallara okumay retme probleminin
zlmesinde, br yandan ocuklara okulu sevdirmekte yardmc
olacak gibi grnyordu.
Susam Sokann ocuklara okul sevdirmesinin tek yolunun,
okullarn Susam Sokana benzemesi olduunu imdi biliyoruz.
Demek ki imdi, Susam Sokann geleneksel retim fikrinin
temsil ettii dnceyi yerle bir ettiini de biliyoruz. Bir renci
derslii toplumsal bir etkileim yeri olduu halde, bir televizyon
aygtnn nndeki mekn zel bir alandr. Derslikte retmene so
mlar sorutabildii halde, televizyon ekranna hibir ey sorulamaz.
Okul dilin gelimesini merkez ald halde, televizyon dikkatleri
grntye ekmektedir. Okula gitmek yasal bir zorunluluk olduu
halde, televizyon izlemek tercihe baldr. Okulda retmeni takip
etmemek cezalandrlma riskini gze almay gerektirdii halde, te160

levizyon ekranm takip etmemenin hibir cezas yoktur. Okuldaki


davranlar genel terbiye kurallarna uymay gerektirdii halde, te
levizyon izlemenin buna benzer ykmllkleri ve genel terbiye
anlay yoktur. Derslikte elence asla bir amacn arac olmaktan
teye gidemedii halde, televizyonda elence kendi bana bir
amatr.
Gene de Susam Soka ile onun yavrusu olan The Electric
Company, geleneksel derslikle gyabnda dalga getikleri iin su
lanamazlar. Derslikte artk renim asndan skc ve tekdze bir
ortam olumaya balamsa, bundan Childrens Television Workshop deil, televizyonu icat edenler sorumlu tutulmalda. Televiz
yon programlarm iyiletirmeyi amalayanlardan dersliin yararna
olan eylerle ilgilenmelerim pek bekleyemeyiz. Onlar, televizyo
nun yaram a olan eylerle ilgilenmektedirler. Bu demek deildir ki
Susam Sokamn eitici bir ilevi yoktur. Esasnda, her televiz
yonun eitici olmas anlamnda, ondan baka bir ilevi yoktur. Na
sl kitap (hangi tr olursa olsun) okumay renmeye katkda bu
lunan bir adm saylrsa, bir televizyon program izlemek de ayn
ilevi grr. The Little House on the Prairie, Cheers ve The
Tonight Show adl programlar, televizyon stili renim denebile
cek eitimi glendirmekte en az Susam Soka kadar etkilidir
ler. Ve televizyon stili renim, kendi doas gerei, kitaptan
renme ya da onun evlatl saylan okul renimi denen eitime
dmandr. Susam SokaTm herhangi bir eyden dolay sulaya
caksak, bu, kendim dersliin bir mttefikiymi gibi gsterme aba
sna girdii sulamas olmaldr. B ir televizyon program, stelik
iyi bir program olarak Susam Soka, ne ocuklar okulu sevme
ye zendirir ne de okulla ilgili baka bir eye. Susam Soka gi
bi bir televizyon program ocuklar, televizyonu sevmeye zendi
rir.
Kald ki, Susam Sokamn ocuklara harfleri ve saylar
retip retmediinin konumuzla hibir ilgisinin bulunmad da ek
lenmelidir burada. John Devveyin bir dersin ierii renimin en
nemsiz yandr eklindeki gzlemi bizim yolumuza k tutabilir.
John Devvey Experience and Educationda. unlar da yazmaktadr:
F N/Televizyon: ldren Elence

161

Pedagojik safsatalarn en by, herhalde bir insann ancak ders


dinlerken rendii dncesidir. K alc davranlarn ekillenmesi
biimindeki tamamlayc renim., byk ihtimalle ve genellikle,
imla dersinden de, corafya veya tarih dersinden de daha nemli
dir... nk gelecek asndan asl nem tayan, bu kalc davra
nlardr.1 Baka bir deyile, renilen en nemli ey, her zaman
iin nasl renildiini gsteren bir derstir. Deweyin baka bir yer
de yazd gibi, bylece ne yapacamz reniriz. Televizyon, o
cuklara televizyon izlemenin onlardan talep ettii eyleri yapmala
rn reterek eitir. Ve kitap okumak bir sahne gsterisini izlemek
ten ne kadar farklysa, televizyon izlemenin gereklilikleri de bir s
nfta ders dinlemenin gereklerinden o kadar farkldr.
Eitim sisteminin nasl dzeltilecei yeni nerilere bakarak kararlatrlamazsa da bu nokta (kitap okuma ile televizyon izleme
nin, rettikleri eyler bakmndan birbirinden apayn yollar olu
turmas) bugnk Amerikada eitimin temel sorunudur. Aslnda
Amerika, Bat eitimindeki nc byk kriz diye dnlebile
cek aamann balca rneidir. lk byk eitim kriziyle M.. be
inci yzylda, Atmallar szel bir kltrden alfabeyle yazmaya da
yal bir kltre getikleri zaman karlalmt. Bunun anlamm
yakalamak iin Platonu okumamz gerekmektedir. kinci byk
kriz onaltmc yzylda, matbaann gelimesi sonucunda Avrupa
kkl bir transformasyon geirdii zaman kmt. Bunun anlam
n yakalamak iin John Lockeu okumamz gerekmektedir. nc
kriz ise imdi, Amerikada, elektronik devriminin, bilhassa televiz
yonun icadnn sonucunda yaanmaktadr. Bunun anlamm yakala
mak iin de Marshall McLuhan okumamz gerekmektedir.
Biz imdi, an hareket eden basl szler etrafnda rgtlenmi
bir eitimin varsaymlarnn hzla zlerek zayflamas ve bunun
la ayn derecede olmak zere k hzyla yaylan elektronik grn
tlere dayal yeni bir eitimin hzla kendini gstermesiyle kar
karyayz. Her ne kadar aralarndaki ba hzla zlyorsa da
derslik u anda hl basl szlerle baldn. Bu srete, kendisinden
nceki byk teknolojik araca hibir dn vermeden ve gerek yeni
1. Dewey,
162

s. 48.
F lARKA/Televizyon: ldren Elence

bilgi anlaylarm gerekse yeni anlaylarn ekillenme biimlerini


yaratarak televizyon ne frlamaktadn. u anda Amerika Birleik
Devletlerinde izlenmekte olan kkl eitim atlmnm snflarda
deil evde, televizyon aygtnn nnde gerekletiini ve okul y
neticileriyle retmenlerin yetki alannda deil, televizyon kanal
yneticileriyle komedyenlerin alannda meydana geldiini, syle
mek tamamen yerinde olur. Bu durumun bir komplonun rn ol
duunu, hatta televizyonun denetimini elinde bulunduranlarn bu
sorumluluu yklenmeyi istediklerini kastediyor deilim. Benim
tek sylemek istediim, alfabe ya da matbaa gibi televizyonun da
genlerimizin zaman, dikkati ve bilme alkanlklarm denetleme
gc sayesinde, genlerin eitimim denetleme gcn yakalam
olduudur.
Dolaysyla televizyonu bir retim program (curriculum) diye
adlandrmann uygun olaca kansndaym. Szckten anladm
kadaryla, bir retim program zel olarak kurulmu bir enformas
yon sistemidir ve genlerin zihinleri ile karakterlerini etkilemeyi,
eitmeyi, yetitirmeyi ya da bir eyler alamay amalar. Elbette
televizyon bunu eksiksiz biimde ve insafszca yapar. Ve bylece
okuldaki retim programyla baaryla boy lr. Demek istedi
im, o lanet olas kutunun okul retimim neredeyse tamamen gl
gede braktdr.
Teaching as a Conserving Activity adl daha nceki kitabm ta
mamen iki retim programnn (televizyon ve okul) uzlamaz ni
teliinin ayrntl irdelenmesine ayndmdan, okum ya da kendi
mi, bu analizi tekrar ederek skmayacam. Ancak o kitapta yeterin
ce vurgulayamadm sandm ve bu kitapta temel nem tayan
iki noktay hatrlatmak isterim. lk deinmek istediim nokta, tele
vizyonun eitim felsefesine balca katksnn, retim ile elence
nin birbirinden ayrlamayaca fikri olduudur. Bu btnyle z
gn anlaya, Konfysten Platona, Cicerodan Lockea veya
John Devveye kadar eitim sylemlerinin hibirinde rastlanmaz.
Eitim literatrn kartrrsanz, ocuklara bir eyler retmenin
en iyi yolunun rendikleri eylerle ilgilenmelerini salamak oldu
u dorultusunda iddialarla karlarsnz. Akln en iyi rnlerini
163

sk bir duygusal toprakta kk sald zaman verdiinin sylendii


ni (Platon ile Dewey bu noktay vurgulamlardr) grrsnz. Hat
ta, baz insanlarn, renimin en ok sevecen ve iyi huylu bir ret
menle kolaylatm sylediklerine rastlarsnz. Ancak, renimin
yalnzca eitim elenceye evrildii zaman etkili, kalc ve hakika
ten baarl olduunu imdiye kadar hi kimse sylememi, hatta
ima bile etmemitir. Eitim felsefecileri, zorunlu olarak kstlama
lar konmasn gerektirdiinden kltrel etkilenmenin aslnda zor
olduunu varsaymlar; renimin devaml olmas gerektiini,
azimli olma ile belli llerde ter dkmenin vazgeilmez nem ta
dm, bireysel zevklerin grup birliinin karlaryla i ie geiril
mesine gerek duyulduunu, eletirel renim ile kavramsal ve ku
ralc dncenin genleri zorladm, ama br yandan youn a
balarn rn olan zaferler de getirdiini ileri srmlerdir. Cicero
da eitimin amacnn, renciyi, genler gibi her eyin tam tersim
yapmaya olaanst aba harcayanlarn, yani imdiki zamana ayak
uyduramayanlarn nefret ettikleri imdiki zamann tiranlndan
kurtarmak olduunu sylemiti.
Televizyon btn bunlara tatl ve -nceden sylemi olduum
gibi- zgn bir alternatif sunar. Televizyonun sunduu eitim felse
fesini emrin oluturduunu syleyebiliriz. Etkisi Susam Soka
ndan Nova ve The National Geographic belgesellerine ya
da Fantasy Islanda kadar her trl televizyon programnda gzlemlenebilen bu emirler yle sralanabilir:
H i b ir nkoul n e s rm ey ecek sin : Her televizyon program kendi ba

na eksiksiz bir paket olmaldr. Hibir n bilgiye gerek duyulmamaldr. renimin hiyerarik karakter tad, bir temel zerinde kurul
mu bir yapdan meydana geldii ima bile edilmemelidir. renen ki
inin herhangi bir konuya nyargsz girmesine olanak tannmaldr.
Bu yzdendir ki hibir televizyon programnn, izleyici nceki prog
ramlar seyretmemise bu program izlemesinin anlamsz olaca ek
linde bir uyaryla baladn duyamaz ya da gremezsiniz. Televizyon
derecelendirilmemi bir retim programdr ve herhangi bir zamanda
herhangi bir nedenle hi kimseyi dlamaz. Baka bir deyile, eitim
de devamllk ve kalclk fikrini yok eden televizyon, devamllk ile
164

kalcln dnceyle ilintili eyler olduu fikrini de tem elinden ykar.


E n ufak b ir kafa karklna yol am ayacaksn: Televizyon reti-

minde kafa karkl, seyir orannn dmesinin temel nedenlerindendir. Kafas kark bir renci baka kanal aacak olan bir rencidir.
Bu demektir ki hatrlanmas, incelenmesi, uygulanmas ve en kts
kalc olmas gereken hibir ey bulunmamaldr. renen kiinin ra
hat etmesi -gelimesi deil- daha nde geldiinden her enformasyon,
yk ya da fikrin hemen alglanabilecei dnlmektedir.
M sr* n bana m usallat olan on b ela g ib i yorum lardan uzak du ra ca k
sn : Kalclk ve kafa karkl dahil olmak zere televizyonla reti

min dmanlan ierisinde en korkutucusu yorumdur. Argmanlar, hi


potezler, deerlendirmeler, nedenler, rtmeler ya da akl yrtmeye
dayal sylemin dier geleneksel aralan televizyonu radyoya, daha
kts nc snf bir basl materyale evirir. Demek M televizyon
la retim daima hareketli grntler ve mzik eliindeki yk anlat
ma biimine brnr. Bu, Uzay Yolfmm olduu kadar Cosmosun,
Different StrokesYn, Susam SokaYm ve Nova gibi televizyon
filmlerinin de karakteristik zelliidir. Televizyonda hem grselletiri
lemeyen hem de teatral bir ereveye oturtulamayan hibir ey retil
mez.

nkoulsuz, kafa kartrmayan ve yorumsuz bir eitime verebile


ceimiz en doru isim elencedir. Ve bir Amerikan gencinin zama
nm, uyumann dnda, televizyon izlemekten baka hibir etkinli
in doldurmad dnldnde, imdi renme ynnde toplu
bir eilim bulunduu sonucunu karmaktan kaamayz. Vurgula
mak istediim ikinci noktann kayna da burasdr: Bu yeni yne
liin sonular, hem renci dersliinin etki gcnn gerilemesinde
hem de, paradoksal olarak, dersliin yeni bir ekle sokulup retim
ile renimin mthi elenceli faaliyetler olmasnn tasarland bir
yere evrilmesinde gzlemlenecektir.
Derslie bir rock konseri yeri biimini veren Philadelphiadaki
deneyden daha nce sz etmitim. Ancak bu, eitimi bir elence
tarz olarak tanmlama giriimlerinin en aptalca rneinden baka
bir ey deildir. retmenler, ilkokullardan niversiteye kadar,
derslerinde grsel uyarc paym artrmakta, rencilerinin altndan
165

kalkmas gereken yorum miktarm azaltmakta, okuma ve yazma


devlerini daha az temel almakta, istemeden de olsa rencinin il
gisini ekebilecek balca aracn elence olduu sonucuna varmak
tadrlar. Bu blmn geriye kalan sayfalarm hibir glk ekme
den retmenlerin dersliklerini ikinci-derece televizyon programla
rna evirme (baz rneklerde, bilinsizce) abalarnn rnekleriyle
doldurabilirim. Ancak ben buradaki savm, Yeni Eitim in bir sen
tezi -ilahlatrlm biimi deil- saylabilecek olan The Voyage of
the Mimi adl programa dayandracam. The Voyage of the M i
m i, eitim alaundaki en prestijli kurumlan (Eitim Bakanl,
Bank Street College of Education, Kamu Yayncl Sistemi, Holt,
Rinelart and Winston yaynevi) bir araya toplayan pahal bir bilim
ve matematik projesinin ismidir. Projenin gereklemesi de paras
n daima gelecei olan tasarlara yatrmay ilke edinmi Eitim Bakanlndan alman 3.65 milyon dolarlk ba sayesinde mmkn
olmutur. Ve gelecek, The Voyage of the Mimidir. Bu projeyi
zet biimde tanm lam ak iin 7 Austos tarihli The New York Tim es 'ta kan u drt paragraf aktaraym:
Seyyar bir balina aratrma laboratuvanmn maceralarn anlatan yir
mi alt blmlk bir televizyon dizisine temellenen /bu proje/, televiz
yon izlemeyi, bol illstrasyonlu kitaplarla ve bilim adamlaryla deniz
cilerin alma biimlerim taklit eden bilgisayar oyunlaryla birletir
mektedir...
The Voyage of the Mimi, Maine kys aklarndaki iri balinalarn
davranlarn gzlemlemek amacyla dzenlenen bir yolculukta, huy
suz bir gemi kaptan ile iki bilim adamna elik eden drt gen insann
servenlerini anlatan on beer dakikalk televizyon programlarndan
oluur. Orkinos avlayan bir tekneden bozma geminin tayfalar gemiyi
yzdrr, balinalar arayp bulur ve bir frtna sonucu geminin tekne
ksmnn hasar grmesiyle ktklar ssz bir adada hayatta kalmaya
alrlar...
Her dramatik episodu o konuyla ilgili on be dakikalk bir belgesel
izler. Bu belgesellerden birinde, henz yirmisine basmam aktrler
den birisi, Greenport L .I.da nkleer fiziki olan ve deniz suyunu don
durarak artmann bir yolunu gelitiren Ted Taylor'u ziyaret eder.
retmenlerin kayda almamakta zgr olduklar ve ilerine geldii
gibi yararlandklar televizyon programlan, ykden doal olarak 166

kan drt akademik temay (harita ve gemicilik hnerleri, balinalar ve


onlarn yaama ortamlar, ekolojik sistemler ile bilgisayar dili) bir ara
ya getiren bir dizi kitap ve disketle tamamlanmaktadr.

Televizyon programlar PBS kanal tarafndan hazrlanm, kitaplar


ile bilgisayar programlan Holt, Rinehart and Winston tarafndan te
min edilmi, eitim uzmanl ise The Bank Street College bnye
sindeki bir faklte tarafndan salanmtr. Demek ki The Voyage
of the Mimi program hafife alnmamaldr. Eitim Bakanl
ndan Frank Withrow unlar sylemitir: Bu program, yaptk
larmzn amiral gemisi olarak gryoruz. Dier programlar da bu
modeli izlemeye balayacaklarda Projeye katlan herkes cokuy
la doludur; azlamadan bu projenin yararlanyla ilgili abartl iddi
alar dklp durmaktadu. Holt, Rinehart and Winstondan Janice
Trebbi Richardsm iddiasna baklrsa, Yaplan aratrmalar enfor
masyon dramatik bir ortamda sunulduu zaman renimin arttm
gstermektedir ve televizyon da bu ii dier aralardan daha iyi ya
pabilir. Eitim Bakanl yetkilileri, arac (televizyon, basl ya
yn ve bilgisayarlar) birletirmenin cazibesinin, ileri derecede d
nme yetilerini gelitirme potansiyeline bal olduunu iddia et
mektedirler. Mr. Withrow unlar da sylemektedir: The Voyage
of the Mimi gibi projeler mali adan nemli tasarruflar salayabi
lir, nk yaptmz her eyden daha ucuza mal olmaktadr. Mr.
Withrow, bu tr projeleri finanse etmenin bir sr yolu olduunu da
ileri sryordu: Susam Sokam ortaya karmak be-alt ylm
z ald, ama nnde sonunda tirtler ve rek kavanozlarndan pa
ra kazanmaya balayabilirsiniz.
The Voyage of the Miminin neyi temsil ettiini, bu fikrin z
gn olmadm da aklmzda tutarak zihnimizde canlandrmaya
balayabiliriz. Burada arac birletirmek ya da multi-medya
sunumu diye adlandrlan eye, eskiden, genellikle ok mtevaz
bir amala rencilerin retim programna ilgilerini arttrmay he
defleyen ve retmenlerin yllardr kullandklar ekliyle grseliitsel yardmc aralar denirdi. Bundan baka, yllar nce Eitim
Dairesi (Bakanln o zamanki ad buydu), ngilizceyi yanl kul
lanmaya yatkn olan gen insanlarn eitli toplumsal problemleri167

ni el yordamyla zmeye altklar televizyon dramatizasyonlarndan oluan Watch Your Mouth adl dizi projesi iin W N ETe
belli bir fon tahsis etmiti. retmenlerin her programla beraber
yararlanacaklar dersleri dilbilimciler ile eitimciler hazrlyordu.
Dramatizasyonlar (John Travoltanm karizmasnn belirgin avanta
jndan yararlanan Welcome Back, Kotter kadar iyi olmamakla
birlikte) etkiliydi, gelin grn ki Watch Your Mouthu izlemesi is
tenen rencilerin bu nedenle ngilizceyi kullanmada daha ustala
tklarm gsteren hibir kant yoktur. Gerekten, gnlk sponsorlu
televizyon programlarnda zaten bozuk ngilizce ktl ekilmedi
inden, ABD hkmetinin derslikte incelenecek bir kaynak olarak
ek samalklar reten birisine onca para demeye kalkmasnn ne
deni merak konusuydu. Onun yerine David Sskindin programla
rnn herhangi birinin video kasetini alsalar, bir ngilizce retme
ninin bir smestrlik analiz edilecek malzeme ihtiyacn karlaya
cak kadar dil yanll bulurlard.
Bununla birlikte, Eitim Bakanl, grne baklrsa u inan
ca dayanarak bir atlm yapmtr: Gene Ms. Richardsn szlerini
aktarrsak, enformasyon dramatik bir ortamda sunulduu zaman
renimin ve televizyonun bu ii dier aralardan daha iyi yapt
n gsteren bol miktarda kant vardr. Bu iddiaya verilebilecek en
iyi niyetli yant, bunun yanltc bir sav olduudur. George Comstock ile alma arkadalar, televizyonun, bilme sreci dahil olmak
zere davranlar zerindeki genel etkilerini konu alan 2.800 ince
lemeyi gzden geirmilerdir ve enformasyon dramatik bir ortam
da sunulduu zaman renimin artt dorultusunda ikna edici
bir kant gsterememektedirler.2 Aslnda, Cohen ve Salomon; Meringoff; Jaceby; Hoyerve Sheluga; Stauffer; Frost ve Rybolt; Stern;
Wilson; Neuman; Katz, Adoni ve Parness ile Gunterin almala
rndan bunun tam zdd bir sonu kmaktadr.3 rnein Jacoby ile
arkadalar, sponsorlu televizyon programlar ile reklamlarn otuzar
saniyelik blmleriyle ilgili on iki doru/yanl sorusunu izleyici
2. G. Comstock, S. Chaffee, N. Katzman, M. McCombs ve D. Roberts, Television and Human Behavior (New York: Columbia University Press, 1978).
3. A. Cohen ve G. Salomon, Childrens Literate Television Vievving: Surprises
and Possible Explanations, Journal o f Communication 29 (1979), s. 156-163;

168

lerden yalnzca yzde 3 .5 inin baanyla yantlayabildiim sapta


mlard. Stauffer ile arkadalar, rencilerin, televizyon, radyo ve
basl yaynlar araclyla iletilen bir haber programna yantlarn
incelediklerinde, programda yer alan insanlarn isimleri ve sayla
ryla ilgili somlara doru yantlarn basl yaynlar izleyenlerde
kayda deer lde arttm grmlerdi. Stem, televizyondaki bir
haber programm izledikten yalnzca birka dakika sonra izleyici
lerden yzde 5 Tinin tek bir haberi dahi hatrlayamadn bildir
mekteydi. Wilson, ortalama televizyon izleyicisinin hayali bir tele
vizyon oyununun ieriinde bulunan enformasyonlarn ancak yz
de 20sini akimda tutabildii sonucuna varmt. Katz ve arkadala
r, televizyon izleyicilerinden yzde 2 1 inin bir saatlik yayndaki
hibir haberi hatrlayamadm saptyordu. Salomon ise buna ve di
er incelemelere dayanarak u sonuca ulamtr: Televizyondan
gelen anlamlar byk olaslkla paral, somut ve daha az karsanabilirken, okumaktan gelen anlamlar ise daha byk olaslkla in
sann nceden depo ettii bilgilerine baldr ve buna bal olarak
daha fazla karsanabilirdir.4 Baka bir deyile, pek ok saygn in
celeme asndan, televizyon izlemeyle renmede kayda deer bir
art salanmaz ve televizyon izleme basl yaynlara kyasla yksek dzeyde karsamal dnceler retmede daha verimsizdir.
Ancak ba almadaki beceriklilik fazla abartlmamaldr. Biz
hepimiz, zel bir proje sz konusu olduu zaman umutlarmz za
yf iddialara evirmeye eilimli olan insanlarz. Bunun dnda, Ms.
L.M. Meringoff, "What Pictures Can and Can1! Do for Childrens Story Comprehension, Amerikan Eitim Aratrma Derneinin yllk toplantsna sunulan teb
li, Nisan 1982; J. Jacoby, W.D. Hoyer ve D A Sheluga, Miscomprehension o f
Televised Communications (New York: The Educational Foundation of the Ame
rican Associaton of Advertisng Agencies, 1980); J. Stauffer, R. Frost ve W.
Rybolt, Recall and Learning from Broadcast News: Is Print Better?, Journal o f
Broadcasting (Yaz, 1981);, s. 253-262; A. Stem, A Study for the National Asso
ciaton for Broadcasting, der: M. Barret, The Politics o f Broadcasting, 1971-1972
(New York: Thomas Y Crowelt, 1973); C.E, Wijson, The Effect of a Medium on
Loss of Information, Journalism uarterlyS 1 (lkbahar, 1974), s. 111-115; W.R.
Neuman, "Pattems of Recal Among Television News Vievvers, Public Opinion
uarterly 40 (1976), s. 118-125; E. Katz, H. Adoni ve P. Parness, "Remembering
the News: W hat the Pictures Add the Recal, Journalism uarterly 54 (1977), s.
233-242; B. Gunter, Remembering Television News: Effects of Picture Content,
Journal of General Psychology 102 (1980), s. 127-133.
4. Salomon, s. 81.

169

Richardsm bize kendi cokusunu glendiren eitli incelemeler


gsterebileceinden en ufak bir kukum yoktur. nemli olan, o
cuklara gereksiz yere zaten izlediklerinden daha fazla televizyon ve tabii dramatizasyon- izletme amacyla para isteyecek olursanz,
retorii olaanst boyutlara karmaktan baka arenizin bulun
maddr.
The Voyage of the Miminin en arpc yan, seilen ieriin
aka, ncelikle televizyonda gsterilebilir olmasndan dolay se
ilmesidir. Bu renciler iri balinalarn davranlarn niin inceler
ler? Denizcilik ve harita okuma becerileriyle ilgili akademik tema
la r n renilmesi ne kadar nemlidir? Denizcilik hnerleri hibir
zaman akademik bir tema saylmamtr ve aslnda byk ehir
lerdeki ou rencinin umurunda bile deildir. Nasl olmu da
balinalarla onlarn yaama ortamlarnn btn bir yllk alma
y kapsayacak kadar ilgiye deer bir konu olduu kansna varl
mtr?
Ben The Voyage of the Miminin, Eitim neye yarar? soru
sunu deil, Televizyon neye yarar? sorusunu soranlarca tasarlan
dm ileri sreceim. Televizyon; dramatizasyonlar, deniz kazala
r, gemici maceralar, aksi ihtiyar kaptanlar ve nl aktrlerin r
portaj yapt fizikiler iin yararldr. Tabii The Voyage o f the M imiden aldmz ey de budur. Bu macera komedisinin bol illstrasyonlu kitaplar ve bilgisayar oyunlar eliinde yaplmas, yalnz
ca televizyon sunumunun retim programm denetlediini ortaya
koyar. rencilerin resimlerini tarayacaklar kitaplar ile rencile
rin oynayacaklar bilgisayar oyunlar televizyon programlarnn
ierii tarafndan belirlenir, ve bunun tersi olmaz. Kitaplar anla
lan iitsel-grsel yardmc kaynaklara dnmtr; eitimin ieri
inin esas taycs televizyon programdr ve televizyonun re
tim programnda nde gelen bir yer kapma iddias da onun elen
dirici olmasna dayanmaktadr. Kukusuz, bir televizyon yapm
derslere ilgiyi canlandrmak iin, hatta bir dersin odak noktas ola
rak kullanlabilir. Ancak burada yaanan ey, okulun retim prog
ramnn ieriinin televizyonun karakteriyle belirlenmesi, hatta da
ha kts, bu karakterin dtan bakldnda incelenen eyin bir
170

paras bile olmamasdr. Okul adasnn, rencilerin her trl


medyann -televizyon dahil olmak zere- insanlarn davranlar ve
alglarm ekillendirmesinin yollarm aratrmasnn asl yeri oldu
u sanlmaktadr. Oysa rencilerimiz liseyi bitirene kadar yaklak
on alt bin saat televizyon izlemi olacaklarndan, Eitim Bakanl
yetkililerinin kafalarnda bile, rencilerimizin televizyonun na
sl izleneceini, ne zaman izlenmeyeceini ve ne kadar eletiri do
zuyla onun karsna geileceini kimden renmeleri gerektiiyle
ilgili somlar belirecektir. The Voyage of the Mimi projesi bu so
m lar geitirir; daha dorusu, rencilerin St. Elsewhere ya da
Hill Street Blues gibi programlan da izledikleri zamanki kafayla
dramatizasyonlann bana geeceklerini umar. (Bilgisayar dili
demlen eyin bilgisayarn bilme ynelimleri ve toplumsal etkileriy
le ilgili somlar ortaya atmay gerektirmedii de varsaylabilir; ki
ben de yeni teknolojiler konusunda ortaya atlacak en nemli sorulann bunlar olduunu savunmaya cret edeceim.)
Baka bir deyile, The Voyage o f the Mimi program, medya
y tam medya tccarlarnn istedii tarzda, sanki medyann kendisi
ne zg hibir epistemolojik ya da politik gndemi yokmu gibi
aklszca ve gze grnmez biimde kullanmak zere yaklak 3.65
milyon dolar kadar para yemitir. Ve sonunda renciler ne ren
mi olacaklardr? Elbette balinalar, belki denizcilik ve harita oku
mayla ilgili bir eyler reneceklerdir (ki bunlarn ounu baka
yollarla da renebilirler). Esas olarak, renimin bir elence bii
mi olduunu ya da daha net bir ifadeyle, renmeye deer her e
yin bir elence biimine brnebileceim ve brnmesi gerektii
ni renmi olacaklar; stelik, eer ngilizce retmenleri onlardan
szckleri rock mzik araclyla renmelerini isterse, tarih
retmenleri onlara 1812 Sava hakkmdaki bilgileri arkyla anlatr
sa ya da fizik retmenleri onlarn karsna tatl biskviler ve ti
rtlerle karsa bunlara kesinlikle itiraz etmeyeceklerdir. Gerek
ten byle bir eyi bekleyecekler ve sonuta politikalar, dinleri, ha
berleri ve ticaretlerini ayn derecede sevinle alglamaya iyi hazr
lanm olacaklardr.
171

XI

Huxleyci uyar

Bir kltrn ruhunun tkenmesinin iki yolu vardr. Birincisinde


(Qrwellc yol) kltr bir hapishaneye dnrken, kincisinde
(Huxleyci yol) kltr bir hicive dnr.
Dnyamzn u anda, Om elPn kendi alegorik hikyelerinde
doru olarak betimledii hapishane kltrlerinin etkisiyle biimsiz
letiini kimseye hatrlatmak gerekmez. Gerek OnvelPn 1 9 8 4 * ve
A nim al Farm ** * adl romanlar, gerekse -fazladan- Artlur Koestlerin D a rk n ess at N o o n ** adl roman okunacak olursa, imdi bir
sr lkede ve milyonlarca insan zerinde etkili olan dnce de* 1984, ev.: Armaan lkin, 1983, Kelebek Yaynlar.
** Hayvanlar iftlii, ev.: Leyla Morali, 1974, nklap Kitabevi.
*** Gn Ortasnda Karanlk, ev.: Muzaffer Reit, Varlk Y , 1952.
172

netimi aygtnn olduka ayrntl bir krokisi elde edilir. Kukusuz


bizi tiranlm ruhsal tahribatlar konusunda bilgilendiren ilk kii
Orwell deildi. Onvelln yaptlarnn benzersiz olan yan, gardi
yanlarmzn sac ya da solcu ideolojilerden esinlenmesinin elle
tutulur bir farkllk yaratmadnda srar etmesiydi. kisinde de ha
pishane kaplar ayn lde geilmez, denetim ayn lde sk ye
ikonlara tapnma ayn lde yaygndr.
Huxleyin bize rettii ise ileri teknoloji anda ruhsal tahri
batlarn, simas kukuculuu ve nefreti yanstan birinden ziyade
gler yzl bir dmandan kaynakland dncesidir. Huxleyci
kehanette Byk Birader bizi kendi isteiyle gzlemez. Biz onu
kendimiz izleriz. Huxleyci kehanette gardiyanlara, kaplara ya da
Hakikat Bakanlklarna gerek yoktur. Bir halk sama sapan eyler
le elendii, kltrel yaam aralksz elence hrlan eklinde yeni
den tanmland, ciddi kamusal konumalar bebeklerin kardkla
r seslere benzedii ve ksacas halkn kendisi bir izleyici kitlesi,
halkn kamusal ileri de bir vodvil temsiline dnd zaman, artk
ulus riskle yz yze gelmi ve kltrn lm ak bir olaslk ha
lini alm demektir.
Amerikada Orv/elln kehanetlerinin pek geerlilii yoktur, oy
sa Huxleyin kehanetleri imdilerde fiili bir gereklik kazanmakta
dr. Zira Amerika, elektriin gndeme soktuu teknolojik elence
lere uyum salamay hedefleyerek dnyann en iddial deneyine gi
rimi durumdadr. Bu eilim, ondokuzuncu yzyl ortalarnda ya
va yava ve mtevaz llerde somutlamaya balam, daha son
ra, yirminci yzyln ikinci yansnda Amerikann televizyonla ya
ad tketici aknda pervasz bir olgunluk noktasna gelmitir.
Amerikallar ar hareket eden basl yaynlar ,ama son vermekte
dnyann baka hibir yerinde grlmeyen lde ok ve hzl me
safe kaydetmi ve btn kuramlarnda televizyonun stnl ele
geirmesine sessizce boyun emilerdir. Amerika, Televizyon a n mjdeleyerek, dnyaya Huxleyci gelenei dorulayan en ak
iareti vermitir.
Bu konuda konuma cesaretini bulanlar seslerini genellikle his
terik denebilecek perdelere kadar ykseltmek zorunda kalmakta ve
173

bylece silik bir kiilie sahip olmaktan ykcla ve ktmserlie


kadar her trl sulamaya uramaktadrlar. Ama bu insanlar gene
de konumakta, nk bunlarn plak gzle seilemedii zaman
hayrl bir eymi gibi grndn bakalarmm da anlamasn is
temektedirler. Orwellc bir dnyay tanmak ve kar koymak Huxleyci bir dnyaya kyasla ok daha kolaydr. Bugne kadar ren
diimiz btn bilgiler bizi, kaplan stmze kapand zaman bir
hapishaneyi tanmaya ve ona kar direnmeye gre ayarlamtr.
Szgelimi, Saharovlarm, Timmermanlann ve Walesalarm sesle
rine kaytsz kalmamz dnlemez bile. Milton, Bacon, Voltaire,
Goethe ve Jeffersonun desteiyle bylesi sorunlar karsnda sila
ha sanlnz. Peki ama, ya duyabileceimiz hibir ac l yoksa?
Bir elenceler denizine kar kim silaha sarlmaya kalkr? Ciddi
sylemler, kkr kkr glmeler arasnda kaynayp gidiyorsa kime,
ne zaman ve hangi ses tonuyla ikyette bulunabiliriz? B ir kltrn
kahkahadan boulmasnn panzehiri nedir?
Korkarm felsefecilerim iz bize bu konuda yol gsteremezler.
Onlar, genellikle, insann doasndaki en kt eilimleri ortaya ko
yan ve bilinli biimde formle edilmi ideolojilere kar uyanda
bulunmay alkanlk edinmilerdir. Oysa Amerikada yaanan,
aka ifade edilmi bir ideolojinin uzants deildir. Onun gelii ne
Kavgam da ne de Komnist M anifesto da bildirilmitir. Bugn ya
ananlar, kamusal konuma tarzmzdaki dramatik bir deiikliin
nceden planlanmam bir sonucudur. Oysa bu gene de bir ideolo
jidir, nk insanlarla fikirler arasnda hibir konsensusa, deerlen
dirmeye ve kar ka bal olmayan bir yaam tarz, bir ilikiler
sistemi dayatmaktadr. Tek var olan, raz olmadr. Kamusal bilin
henz teknolojinin ideoloji olduu saptamasn zmseyebilmi
deildir. stelik, teknolojinin seksen yldan beri Amerikada yaa
mn her boyutunu deitirmesi hepimizin gzleri nnde cereyan
etmesine ramen, durum byledir. rnein, 1905 ylnda otomobi
lin getirecei kltrel deiikliklere hazrlksz yakalanmak bizim
iin affedilebilir bir ey olurdu. O gnlerde toplumsal ve cinsel ya
amlarmz nasl yrteceimizi otomobilin dzenleyecei kimin
akima gelebilirdi? Ormanlarmz ve ehirlerimize bakmz konu
174

sundaki fikirlerimizi yeni bir dorultuya oturtacak mydk? Kiisel


kimliimizi ve toplumsal tavrmz ifade etmenin yeni yollarn ya
ratacak mydk?
G elgeldim u anda oyunun sonlarna yaklam durumdayz ve
skoru grmemek artk affedilemez bir yanltr. B ir teknolojinin
kendine gre bir toplumsal deiim programyla donanm olduu
nu fark edememek, teknolojinin tarafsz olduunu iddia etmek, tek
nolojinin daima kltrn dostu olduunu sanmak bu son saatte ar
tk dpedz aptallk olur. Dahas, iletiim biimlerimizdeki tekno
lojik deiikliklerin ulam biimlerimizdeki deiikliklere gre
daha fazla ideoloji ykl olduunu yeterince anlam bulunduu
muzu syleyebiliriz. B ir kltre alfabeyi sokarsanz o kltrn bil
me alkanlklarn, toplumsal ilikilerini, topluluk, tarih ve dinle il
gili nosyonlarm deitirirsiniz. B ir kltre tanabilir trde matba
ay sokarsanz gene ayn sonucu elde edersiniz. Grntlerin k
hzyla iletilmesini salarsanz bir kltr devrimi yaparsnz. Tek
bir oya gerek duymadan. Polemiksiz. Gerilla direniiyle karla
madan. Burada, berrak olmasa bile saf bir ideoloji yatar. uada
szsz ve bu yzden ok daha etkili bir ideoloji vardm. Bunun tut
mas iin btn gerekli olan, ilerlemenin kanlmazlna dindarca
inanan bir halktr. Ve bu anlamyla btn Amerikallar Marksisttir,
nk biz, tarihin bizi nceden bahedilen bir cennete gtrd
ne, bu hareketin ardndaki gcn teknoloji olduuna kesinlikle ina
nan kiileriz.
Diyeceim o ki, elinizdeki trde bir kitab yazm ve onu baz
areler nererek bitirmek isteyen bir insann nnde neredeyse al
maz engeller vardr. lk olarak, bir arenin gerekli olduuna herkes
inanmaz. kincisi, herhalde byle bir are yoktur. Ama ben gene de
nerede bir problem varsa orada mutlaka bir zm de olmas gerek
tiine sarslmaz bir inan besleyen sadk bir Amerikal olarak, kita
bm aadaki nerilerle noktalayacam.
lkin, kendimizi, rnein Jerry Mandern Four Arguments fo r
the Elimimtion o f Televisionmda ana batlaryla izilen trde ma
kine dman, manta aykr dncelerle kandumamalyz. Ame
rikallar teknolojik aygtlarnn hibir parasndan vazgemezler ve
175

onlardan byle bir ey istemek hibir ey nermemek anlamna ge


lir. Yrrlkte bulunan iletiim aralarnda kkl deiiklikler ya
plmasn beklemek de hemen hemen ayn lde gerekilikten
uzaktr. Birok uygar lke televizyon yaynlarnn saatini yasayla
snrlar ve dolaysyla televizyonun kamusal yaamda oynad ro
l azaltr. Ancak ben bunun Amerikada mmkn olmadna ina
nyorum. Mutluluk Kutusunu btn halkn nnde atktan sonra
onu ksmen kapatmay bile dnemeyiz. Ne var ki baz Amerika
llar hl bu dorultuda dnmektedirler. rnein, daha nce be
lirttiim gibi, 27 Eyll 1984 tarihli The New York Timesta Farmington, Connecticut Ktphane Kurulunun TV Kapama kam
panyasnn sponsorluunu yapma planlaryla ilgili bir haber k
mt. Haberden anlald kadaryla, ondan nceki yl da insanla
rn televizyon izlemeye bir ay ara vermelerini salamay amalayan
benzer bir giriim yaplmtr. Timesm haberine gre, nceki Ocak
aymda dzenlenen dme kapama kampanyas medyada geni yer
almtr. Haberde, ailesi bu kampanyaya katlan Ms. Ellen Babcocka atfen u szlere de yer verilir: Bu ylki etkinin, medyann
muazzam yer ayrd geen ylki kadar byk olup olmayacam
grmek ilgin olacak. Baka bir deyile, Ms. Babcock, insanlarn
televizyon izleyerek televizyon izlemekten vazgemeleri gerektii
ni reneceklerini ummaktadr. Ms. Babcockun bu yaklamda
ierili olan ironiyi anlamadna ihtimal vermek kolay deildir. Bu,
benim, insanlar televizyona kar uyaran bir kitab tantmak iin
televizyona kmam gerektii nerildiinde defalarca karlatm
bir ironidir. Bunlar televizyona dayal bir kltrde yaanan eliki
lerdir.
Her neyse, bir aylk dme kapatmann ne yarar olacaktr? Bu,
ucuz bir bedel, deyi yerindeyse bir kefarettir. Farmingtondaki in
sanlar cezalarn ekip tekrar asl megalelerine geri dndklerinde
ne kadar rahatlam olmaldrlar. Bununla birlikte, televizyonun
ieriinde belli kstlamalar yaplmasn -rnein, ar iddete yer
veren programlarn, ocuk programlarnda reklam gsterilmesinin,
vb. yasaklanmasn- bir ferahlk vesilesi olarak anlayan insanlarn
abalarnn alklanmas gerektii gibi, bu insanlarn abalan da al
176

klanmaya deerdir. Ben John Lindsayin, u anda sigara ve iki


reklamlar nasl yasaksa televizyonda politik reklamlarn da yasak
lanmas nerisini yrekten destekliyorum. Bu mkemmel fikrin
ok ynl yararlan konusunda Federal letiim Komisyonunun
nnde memnuniyetle tanklk ederim. Bu dorultuda bir yasak
konmasnn anayasann birinci maddesinin ak bir ihlali olduunu
ileri srerek tanklma kar kacak olanlara ise yle bir uzla
ma yolu neririm: yleyse, btn politik reklamlardan nce, poli
tik reklamlar izlemenin topluluun zihinsel sal asndan tehli
ke oluturduuna kamuoyunun karar verdii eklinde ksa bir ak
lama yapma zorunluluu getirilsin.
Bu nerilerin ciddiye alnaca konusunda ok iyimser deilim.
Televizyon programlarnn kalitesi ykselsin diye bu nerilere faz
la bel baladm da sylenemez. Televizyon, daha nce belirttiim
gibi, bize en yararl hizmeti sama sapan elence programlar ya
ymlad zaman, en kt hizmeti ise ciddi sylem alanlarm (ha
ber, politika, bilim, eitim, ticaret, din) birletirip onlar elence pa
ketlerine dntrd zaman vermektedir. Televizyon ktleirse
hepimiz daha kt duruma deriz, daha iyi olmayz. A-Takm
ile Cheers halk salmz hibir ekilde tehdit etmez, ancak 60
Minutes, Eye-Witness News, Susam Soka eder.
Gene de problem insanlarn neyi izlediklerinde deil, televizyon
izlemelerinde yatmaktadr. zm ise nasl izlediimiz noktasnda
bulunmaldr. nk, televizyonun ne olduunu henz renmedi
imizi sylememizin yerinde olacandan adm gibi eminim. un
dan dolay ki, enformasyonun ne olduu ve enformasyonun bir kl
tr nasl ynlendirdii hakknda -brakn yaygn bir genel anlay
- kayda deer bir tartmaya dahi rastlanamaz. Ve bu durum ol
duka acdr, nk enformasyon a, enformasyon patlamas
ve enformasyon toplumu gibi deyileri bizden daha sk ve coku
lu biimde kullanan baka bir halk yoktur. Grne baklrsa, en
formasyonun biimleri, hacmi, hz ve balamnda bir deiikliin
bir anlam tad fikrini kavrama noktasna ulam durumdayz,
ama henz bunun tesine geemiyoruz.
Enformasyon nedir? Daha ak bir ifadeyle, neler enformasyonF 2N/Televizyon: ldren Elence

177

dur? eitli biimleri nelerdir? eitli biimleri hangi zek, bilge


lik ve renim anlaylarn zendirir? Her biimiyle hangi anlay
lar grmezlikten gelinir ya da alay edilir? Her biimin asl psiik et
kileri nelerdir? Enformasyon ile akl arasnda nasl bir iliki vardr?
Dnmeyi en ok kolaylatran enformasyon tr hangisidir? Her
enformasyon biiminin ahlaki bir ynelimi var mdr? ok miktar
da enformasyon bulunduunu sylemek ne anlama gelir? Bu nasl
bilinir? Yeni enformasyon kaynaklar, hzlan, balamlar ve biim
lerine bakarak nemli kltrel anlamlar nasl yeniden tanmlamak
gerekir? rnein televizyon, dindarlk, yurtseverlik ve zel
hayata yeni bir anlam kazandrr m? Televizyon yargya ya da
anlamaya yeni bir anlam kazandrr m? Farkl enformasyon bi
imleri nasl inandrc olurlar? Bir gazetenin kamusu televizyo
nun kamusundan farkl mdr? Farkl enformasyon biimleri, ifa
de edilen ieriin trn nasl ifade ederler?
Bu ve buna benzer sorular, Amerikallarn, Nicholas Johnsonun
deyiiyle, srtlarn televizyon aygtna dnerek konumaya bala
malarn salayabilecek olan yolu gsterir. nk hibir ara (medium), eer o arac kullananlar yol at tehlikelerin ne olduunu
anlamlarsa ar lde tehlikeli deildir. Sorular soranlarn, be
nim yantlarmla ya da Marshall McLuhanm yantlaryla (aslnda
bambaka yantlardr bunlar) karlamalar nemli deildir. Soru
sormann yeterli geldii bir kertedir bu. Som sormak hecelemekten
kopmaktr. Benim ekleyebileceim baka bir nokta, enformasyo
nun psiik, politik ve toplumsal etkileriyle ilgili sorularn televizyo
na olduu kadar bilgisayara da uygulanabileceidir. Ben bilgisaya
rn muazzam derecede nemsenen bir teknoloji olacana inand
m halde bu noktaya deinmemin nedeni, akas, Amerikallarn
onu geleneksel aptalca dikkatsizlikleriyle kabul etmi olmalardr;
yani, kendilerine sylendii gibi, en ufak bir ikyette bulunmadan
kullanacaklardr. Dolaysyla, bilgisayar teknolojsinin temel tezle
rinden birisi (problem zmedeki asl skntmzn yetersiz veriler
den kaynaklanmas), zerinde fazla durulmadan geitirilecektir.
Ne var ki bu en fazla, verilerin topluca derlenmesi ve k hzyla
dzenlenmesinin byk lekli organizasyonlar asndan byk
178

F12ARKA/Televizyon: ldren Elence

deer tad, ancak ou insann nem verdii ok az sorunu z


d ve en azndan zebildii kadar da problem kard fark edi
lene kadar srebilir.
Sonuta, benim dikkat ekmek istediim nokta, ancak enfor
masyonun yaps ve etkileri hakknda gelikin ve salam bir bilin
ce ulaarak, ancak medyay gizeminden arndrarak, televizyon,
bilgisayar ya da baka bir ara (medium) zerinde denetimi ele ge
irme umudu bulunduudur. Byle bir medya bilinci nasl olutu
rulacaktr? Akla gelen iki yanttan birisi sama sapan bir dnce
dir ve hemen atlanabilir; dieri ise umutsuz bir yanttr, ama elimiz
de ondan bakas da yoktur.
Sama olan yant, insanlar televizyon izlemekten vazgeirmeyi
deil, televizyonun nasl izlenmesi gerektiini gstermeyi, televiz
yonun haberler, politik tartmalar, dinsel dnceler, vb. ile ilgili
bakmz nasl yeniden yaratarak dzeysizletirdiini gstermeyi
amalayan televizyon programlar hazrlamaktr. Ben bu tr kant
larn ister istemez bir parodi biimine brneceini dnrm;
bunlar, televizyonun kamusal sylemi denetlemesi konusunda b
tn lkeye alay konusu karan Saturday Night Live ve Monty
Python izgisinde olacaklardr. Gelgelelim, son glen doallkla
televizyon olacaktr. Anlaml saylabilecek apta bir izleyici kitle
sine hkim olmak iin programlan televizyon stiliyle, korkun e
lendirici biimde hazrlamak gerekecek, tabii eletiri de nihayetin
de televizyonun kontrolnden kamayacaktr. Parodiciler nl ki
iler olacak, filmlerde yldzlaacak ve sonunda televizyon film i
yapmaya soyunacaklardr.
Umutsuz olan yant ise kt zerinde sorunumuzu halledebile
cek biricik kitlesel iletiim aracna (okullar) gvenmektir. Btn
tehlikeli toplumsal problemlere getirilen geleneksel Amerikan
zm budur ve elbette eitimin etkili olduuna duyulan ocuksu ve
gizemli inanca dayanmaktadr. Oysa byle bir srecin iledii ok
enderdir. Gndemimizdeki konuda ise buna bel balamak iin da
ha az gerekemiz vardr. Bizim okullarmz henz kltrmzn
ekillenmesinde basl yaynlarn roln irdeleme noktasna dahi
gelememitir. Hakikaten, yz lise retmeni arasnda alfabenin ne
179

zaman bulunduunu (be yzyllk bir hata payyla) syleyebilecek


iki kii bulamazsnz. Bu sora yneltildiinde, onlarn sanki kendi
lerine Aalar ya da bulutlar ne zaman icat edilmitir? trnden
bir sora sorulmu gibi sersemlediklerini grdm. Roland Barthesn iaret ettii gibi, mitin temel ilkesi tarihi doaya dntr
mektir ve bizim okullarmzdan medyann mitolojilemesini nle
me grevi stlenmelerini istemek onlar hibir zaman yapmaya ya
namadklar bir greve armak anlamana gelir.
Gene de durumun umutsuz olmadn dnmek iin yeterince
neden var. Eitimciler, televizyonun rencileri zerindeki etkileri
nin elbette farkndadrlar. Eitimciler bilgisayarn gelimesiyle k
krtlm olarak bu konuya bir hayli kafa yormakta, deyi yerindey
se bir tr medya bilinci edinmektedirler. Onlann bilinlerinin
arlkla, Televizyondan (bilgisayardan ya da kelime ilemciden)
eitimi denetlemekte nasl yararlanabiliriz sorusu zerinde youn
lat dorudur. Eitimden televizyonu (bilgisayar ya da kelime
ilemciyi) denetlemekte nasl yararlanabiliriz sorusuna henz ge
memilerdir. Ancak ulatmz zmler u anki kavray dzeyi
mizi amamaldr, yoksa neyin ryasn grebiliriz ki? Ayrca,
genlerin kendi kltrlerinin sembollerinin nasl yorumlanacam
renmelerine yardmc olmak okullarn genel geer bir grevidir.
imdi bu grevin rencilerin enformasyon biimleriyle aralarna
bir mesafe koymay gerektirmesi, o kadar garip bir giriim anlam
na gelmese de ne bu abalarn retim programna dahil edilmesi
ni ne de eitimin merkezine yerletirilmesini umabiliriz.
Ben burada zm olarak, Aldous Huxleyin de nermi olduu
dnceyi ortaya atacam. Zaten ondan daha iyisini de neremem.
Huxley, H.G. W ellsle birlikte, eitim ile felaket arasmda bir yar
ta olduumuza inanyordu ve hep medyann politikas ve epistemo
lojisini anlamamzn zorunluluu zerine yazlar yazmt. Sonuta
Huxley, Brave New Worlddeki insanlarn bana gelen belalarn,
bu insanlarn dnmek yerine glmelerinden deil, neye gldk
lerini ve dnmeyi niin braktklarm bilmemelerinden kaynak
landm anlatmaya alyordu.
180

Kaynaka

Anderson, Paul, Platonism in the Midwest (Philadelphia: Temple University Publications, 1963).
Arendt, Hannah, Society and Culture, der Floyd Matson ve Ashley Montagu, The Human Dialogue (Glencoe, II.: Free Press, 1967) iinde.
Amstrong, Ben, The Electric Church (Nashville: Thomas Nelson, 1979).
Berger, Max, The British Traveler in America, 1836-1860 (New York: Columbia University Press, 1943),
Boorstin, Daniel J,, The Americans: The Colonial Experience (New York: Yintage Books, 1958).
Cassirer, Emst, An Essay on Man (Garden City, N.Y.: Doubleday Anchor, 1956).
Curti, Merle, The crowth of American Thouht (New York: Harper andRow, 1951).
Czitrom, Daniel, Media and the American Mind: From Morse to McLuhan (Chapel Mili:
University of North Carolina Press, 1982).
Dewey, John, Experience and Education (The Kappa Delta Pi Lectures, Londra: CollierBooks, 1963).
Drew, Elizabeth, Portrait o f an Election: The 1980 Presidental Campaign (New York:
Simon and Schuster, 1981).
Eisenstein, Elizabeth, The Printing Press as an Agent ofChange (New York: Cambridge University Press, 1979).
Fast, Howard; Thomas Paine, Rights of Man'&Giri yazs (New York: Heritage Press,
1961).
Franklin, Benjamin, The Autobiography ofBenjaminFranklin (New Yorie: Magnum Books, 1968).
Fiye, Northrop, The Great Code: The Bible and Literatre (Toronto: Academic Press,
1981).
Graham, Billy, The Future of TV Evangelism, TV Guide 31:10 (1983).
Harlow, Alvin Fay, OldFires andNew Waves: The History of the Telegraph, Telephone
and Wireless (New Yok: Appieton-Century, 1936).
Hart, James D. The Popular Book: A History of America's Literary Taste (New Yok:
Oxford Universty Press, 1950).
Hofstadter, Richard, Anti-Intellectualism in American Life (New Yok: Alfred A. Knopf,
1964).
Hudson, Winthrop, Religion in America (New Yok: Charles Scribners Sons, 1965),

181

Lee, James Melvin, History of American Jornalism (Boston: Houghton Mifflin, 1917).
Lockridge, Kenneth, Literacy in Early America, 1650-1800, der Harvey J. Graff, Li~
teracy and Socia Deveopment in the West: A Reader (New Yok: Cambridge University Press, 1981) iinde.
MacNeil Robert, Is Television Shortening Our Attention Span?, New York University
Education Quarterly 14:2 (K 1983).
Marx, Kari ve Fiedrich Engels, The German Ideology (New York: International Publishers, 1972) [Alman deolojisi, ev. Selim Belli, Sol Y, 1987]
Mili, John Stuart, Autobiography and Other Writings (Boston: Houghton Mifflin, 1969).
Miller, John C. The First Frontier; Life in Colonial America (New Yok: Dell, 1966).
Miller, Perry, The Life o f the Mind in America: From the Revolution to the Civil War
(New Yok: Horcaurt, Brace and World, 1965).
Moran, Terence Politics 1984: Thats Entertainment, Et cetera 41:2 (Yaz, 1984).
Mott, Frank Luther, American Journalism: A History ofNewspapers in the US. through
260 Years, 1690 to 1950 (New York: Macmillan, 1950).
Mumford, Lewi$, Technics and Civilization (New Yok: Harcout, Brace and World,
1934.)
NewhaII, Beaumont, The History o f Photography from 1839 to the Fresent Day (New
York: Museum of Modem Art, 1964).
Ong, Walter, Literacy and the Future of Print Journal o f Communication 30:1 (K
1980).
Paine, Thomas, The Age ofReason (New Yok: Peter Eckler Publishing Co., 1919).
Presbrey, Frank, The History and Deveopment of Advertising (Garden City, N.Y.: Doubleday, Doran and Co., 1929).
Rosen, Jay, Advertisings Sow Suicide, Et cetera 41:2 (Yaz, 1984).
Salomon, Gavriel, nteracion ofMedia, Cognition andLearning (San Francisco: Jossey-Bass, 1979).
Sontag, Susan, On Photography (New York: Farrar, Straus and Giroux, 1977) [Trkesi, Fotoraf zerine, ev.: Reha Akakaya, Altkrkbe Yay., 1993.1
Spaks, Edwin Erle (der), The L inealt -Do uglas Debates o f 1858, Cilt I (Springfeld, III.:
Illionis State Historical Library, 1908).
Stone, Lawrence, The Educational Revolution in England, 1500-1640, Past and Pre
se m in (Temmuz, 1964).
Thoreau, Heny David, Walden (Riverside Editions, Boston: Houghton Mifflin, 1957),
Tocqueville, Alexis de, Democracy in America (New York: Vintage Books, 1954).
Twain, Mark, The Autobiography o f Mark Twain (New York: Harper and Bros., 1959).

182

Dizin

1984 7
60 Minutes 177
700 Club 130, 131

A.
A Treatise Concerning Religious
Affections 67
A Walk Throught the 20th Century 145
ABC 100,102
ABD 67,133
Abe Lincoln Drst 69
agzllk 143
ak dil 59
akoturum 103
ad hominem 116
Adoni ve Pames 168
afiler 88, 146
Agassiz, Louis 53
aile 151
akademi 21
akl 70,178
Akl a 64
Akl imparatorluu 60
Akll Solomon 34
akla ve dzene byk deer verme 76
akim egemenlii 65
aktr/muhabir 116
alegorik 147
alfabe 19, 21,37,162, 163,175, 179
alg devrimi 21
Alice 27
alk almak 105
Alo Telefon romanslar 150

Altamira 77
American Mercury 90
Amerika 11, 12, 25,36,45,50, 53,63,
64,65,65,69,70,73, 76,77,78,89,
99,100,113,121,126,141,152,162,
163,173, 174, 176
Amerika Birleik Devletleri Anayasas 75
Amerika'da politik sylem 142
Amerikadaki dinsel dnce 68
Amerikadaki dinsel uyanlar 66
Amerikadaki kiliseler 68
Amerikallar 42,47,48,51,54,121,122,
146,175,178
Amerikan 143
Amerikan Anayasas 156
Amerikan kamusal sylemi 65
Amerikan kltr 93,110,151
Amerikan sylemi 78,106
Amerikan televizyon programlan 100
Amerikan televizyonu 101
Amherst 68
Amishler 110
analitik dnce 64
andan ana gei 20
Anderson, Paul 75
anlama 178
anlk haberler 154
anti-iletiim 119
antropologlar 22
ara (medium) 17,18,19,22, 27,37, 62,
86, 98,99,100, 102,103,105,106,
127, 132, 152,153,158, 178, 179
ara, mesajdr 17, 19

183

Arendt, Haraah 139,140


Aristoteles 32, 33
Associated Press 80, 107,125
A-Takm 135, 136, 177
ataszleri 28, 29,33,35
anti-entelektelizm 83
Atina 27, 31, 155
Atmallar 32, 162
Adit Bureau of Circulations 126
Augustus Ars Amaioria 155
Autobiography o f Benjamin Frankin 41
Avrupa 64
avukatlar 29
Aydnlanma 60, 143
ayin 34
Ays 27

B
Babcock, Ms. Ellen 176
Bacon 174
balamsal temel 154
balamsz bir balam 125
Baker, John 72
baklacak haberler 102
Bakker, Jim 3 2 ,136
Baltimore-Patriot 80
Bank Street College of Education 166
Baptistler 41,68
Barthes, Roland 92,134, 180
basl materyal 155
basl sz 34,35,36,38,39,42,45, 50,
53,54, 55, 61, 63,64,69,73, 75, 162
basl yayn 169, 173,179
basn toplants 89
Bakann Btn Adamlar 123
balk dili 83
Bat Afrika 28
Bat demokrasileri 125,154
Bay Psalm Book 43
BBC 108
Beard, Charles 75
Beckett, Samuel 105
belagata baklk 35
Benety, Stephen Yincent 70
Bennett, James 80, New York Herald 79
Berle, Milton 13,129
Berlin, Irving 112
beyin 99
beynin sa yarkresi 37

184

Beytllahm 129
bilgi 39,93
bilgilenmek 121
bilginin analitik biimde ilenmesi 63
bilginin kkenleri 26
bilgisayar 92,178, 179, 180
bilgisayar dili 92, 171
bilim 64,143
bilimci 73, 74
bilisel gelime 37
BiUboard 107
billboardlar 88
bilme yollan 92
bir kitabn yakl 83
bir ey hakknda konumak 85
bir eyi gstermek 85
Birmingham 48
biyolojik saat 24
Bonanza 100
Boorstin, Daniel 46, 88, The mage 87, 89
borsa haberleri 81
Boston 11,12, 47, 48
Boston Gazette 49, 72
bo zaman 74
Blnm Meclis konumas 59
Breecher, Henry Ward 53
Brokaw, Tom 120
brorler 50, 67,156
Bruner, Jerome Studies in Cognitive
Growth 37
Buchanan 59
Buckley, William 103,104, 106
Buda 137
Bulwer 51
Bumppo, Natty 70
Bunn, Alfred 52
Buke, Edmund 47
Bum, George 13
Buttons, Red 13
Byk Birader 8,126, 173
Byk zetleyici 15
Byk Uyan 55

c-

Cagney, James 110


Calvinci Pritenler 44
canl yaynlar 102
Cariyle, Thomas 152, 153
Carroll, Lewis 27

Cater, Jimmy 74
Cassirer, Emst 19
Cavett, Dick l i
CBS 100, 138
ce-ee dnyas 93
ce-ee oyunu 91
cehalet 122
Cemaat Kilisesi 68
cemaailer 68
Chamber, Star 155
Cheers 149, 161, 177
Cherokee 16
Chicago 12
Children's Teevision Workshop 109, 161
CIA 82
Cicero 69,163, 164
ciddi sylem 177
ciddi televizyon 93, 103
ciddi ve sorumlu 102
ciddilik 117
ciddiyet pozu 105
Clark, Ramsey 145, 146
Cohen ve Salome 168
Coleidge 81
Colgate 68
Commager, Hemy Steele 60,75
Comstock, George 168
Connecticut Ktphane Kurulu 176
Coppola, Francis 149
Cosell, Howard 142
Cosmos 165
Coswell, Hemy 67,68
Craft, Christine 115
Cumartesi Gecesi Atei 111
apraz bulmaca 89
ekicilik 116
eliki 124, 125
elikiden nefret etme 76
eviri 133
evreyi koruma 82
karlar 152
karsama yapmak inanmaktr 34
in 100,154, 155
raklk ktphaneleri 50
ocuklar 159, 160, 162

D
Dadaizm 119
dagouerreotype 84

Daguerre, Louis 84, 85


Daily News 88, 126
Dallas 100,135, 136
Damdaki Kemanc 111
Das Kapital 143
Day, Benjamin New York Sun 79
DefPrent Strokes 149
Deist 66
deizm 55, 65
demiryolu 78
demokrasi 69
Denison68
Depauw 68
dergiler 91,127
Dewey, John 162, 163, 164, Experience
andBducation 161
deyiler 28,29, 34
dezenfomasyon 121, 122
Dickens 51
Dickinson, Emy 61
Dietrich, Dr. Edward 108
Different Strokes 165
dikiz aynas 98
dil 18,21,24,62, 85, 86, 86, 87
dil-merkezli sylem 63
dilsel biimler 19
din 65,68, 75, 130,137, 138,139, 140
dindarlk 27, 178
dinsel ayinler 19
dinsel batl inanlar 64
dinsel canlanma hareketleri 67
dinsel gstergeler 137
dinsel kurulular 132
dinsel manyaklk 67
dinsel programlar 132, 135,137
dinsel sylem 65
Dirksen, Everett 148
doa 24, 33
doann dili 33,34
doann yeniden retilmesi 84
doru szlln bir anakronizm olmas
120
DonHo 130
dost yardmc 137
Douglas, Stephen A. 56,57, 58, 59, 61,
62, 72
Drt Havari versiyonu 66
Drtl ete 100
drama 147

185

Dryden Fables 45
Duche, Jacob 46
Dukasis, Mike 149
duman iaretleri 15,17
Dunkerler 41, 42
duygusal 131
duygusal g 39
dme kapama kampanyas 176
dnya gr 18, 19
dnce tarz 76
dncenin yerini grsel uyanclm
almas 120
dnme biimi 22
dnmek 105, 180
Dwight, Timothy 45

E
edebiyat eletirisi 25
Edison, Thomas 99
Edwards Faithfu Narrative ofthe
Surprising Work of God in ihe
Conversion ofMany hundred Sous in
Northampton 67
Edwards, Jonathan 66, 67,68,132
eitim 39,44,45, 64,75,133,162,164,
165,180
Eitim Bakanl 166,168
eitim felsefecileri 164
eitim felsefesi 163
eitim krizi 162
Eitim neye yarar? 170
eitimciler 160, 180
elence 12, 93, 101, 102,107, 115,117,
121, 122, 127, 128,132, 135,138, 148,
158,160,161,164,165,166,171,173,
174,177
elendirmek 90
elenme 125
Einstein, ALbert 74
Eisenstein, Elizabeth 63
elektrik 78
elektrokise 136
elektroniin sihri 22
elektronik bir pano 98
elektronik konuma 90
eletirmenler 26
elitist 25
Elizabeth, I. 155
Ellis Adas 11

186

Elsewhere, St. 149


eiyazmalan 38
Emerson 61,75
Emerson, Ralph Waldo 53
Emoy 68
en geni izleyici kitlesi 120
en ufak bir kafa karklna yol amaya
caksn 165
enflasyon 82
enformasyon 16, 17, 23, 26,38,39,77,
78, 79, 81, 83, 89, 90,157, 158,168,
177, 178
enformasyon a 177
enformasyon zgrl 154
enformasyon patlamas 177
enformasyon toplumu 177
enformasyona doyma 82
enformasyon-eylem 82
enfotmasyon-eylem oran 81, 82
enformasyonlarn nemsizlemesi 126
entelekteller 26,53
Entertainment Tonight 127, 130
episkopalistler 68
epistemoloji 26, 31, 37,38,39,55
epistemolojik grecilik 34
Erasmus 63
Ervin, Sam 149
estetik 25
evangelist 13,129, 131
Eye-Witness News 177

F
Falwell, Peder Jery 67,68, 132, Moral
Majority 103
Fantasy Island 164
Farraington 176
Faulkner 90
fazilet 27
Federal letiim Yasas 13
Federalist Papers 50
felsefe 21, 34
felsefeciler 174
Ferraro, Geraldine 149
fikirler 38,42, 86
film 106
film izleme 110
filmler 91
Finney, Charles 66, 67, 132
Firing Line 106

Fitzgerald 90
Folana, Lola 111
fonda duyulan mzik 103
Ford, Gerald 49
Ford, Harrison 110
Ford, Henry 154
Forest, Wake 68
fotoraf 85, 86, 87, 91,101, 114
fotoraf 61, 84,85, 86, 87, 88, 89, 90, 98
fotoraf ekilme 110
Franklin, Benjamin 41,42,47,49, 55, 60
Franklin, James 49
Fransz Devrimi 66
Frelinghuysen, Theodore 66
Freud a 14
Freudcular 15
Fritz 112
Frost ve Rybolt 168
Frye, Northrop 21,22, 26, 27
fundamentalist 138
Fuman 68
futbol 46

grnt-merkezli 18
gsteri (show business) 13, 14, 112, 141,
142
Gsteri a (Show Business) 12, 76,77
gsteri format 120
gsteri sahnesi 93,143
gzn dinlenmesi 101
grafik devrimi 87, 88, 89,93
Graham, Billy 13, 14, 67, 68,74,133,
139
Grease 111
Greeley, Horace 53
Green, Shecky 13
Guardian 45
Gunsmoke 100
Gunter 168
Gutenberg 155
gnaha girme 139
Gnn Haberleri 13
gnn haberleri 16,17, 80, 88, 114
gvenilirlik 116
gzellik 27

Galileo 24,33
Garth, David 142
gayri ahsi balklar 83
gazap zmleri 27
gazeteciler 13
gazeteler 49, 50, 79, 80, 87, 88, 126,156
gen blnmesi 23
genetik kodlar 24
geometri 21
Gerbner, George 156, 157
gereklik 93
Gettysburg Nutku 59
global bir ky 81
Goethe 174
Goodrich, Samuel 51
Goody, Jack 37, The Domestication ofthe
Savage Mind 37
Grevimiz Tehlike 100
grmek 23, 88
grmek inanmaktr 34
grsel imaj 106
grsel-iitsel yardmc aralar 167
grnt 88
grnt merkezli bir kltrdeki dnme
74

haber dergileri 88
haber muhabirleri 120
haber zetleri 121
haber program 102,115, 116, 117,119,
120, 169
haber spikeri 115, 118
haber ve gereklik 88
haberin bir lokmalk olmas 120
haberler 82, 83,102,115,127
haberleme zgrl 49
hafza kayb a 153
Hahamlar 137
hakikat 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33,36, 37,
39,73,93,116
Hakikat Bakanl 154,173
hakikat tanmlan 26
hakikati aa karma 34
Haklar Bildigesi 156
halkn eitimi 109
halsinojenik imge 37
Hamilton, Alexader 50
Hamlet 27,139
Hanedan 100,103, 149
hapishane 172
hareketle durmadan tahrik etmek 120

187

hareketi grntler 165


hareketli resimler 106, 153
Harris, Boston News~Letter 49, Domestick,
Intelligence 48, Fubiick Occurence 48,
Both Foreign and Domestick 48
Hart, Gary 149
Harvard 68
Harvard niversitesi 47
hassaslk 116
hatrlamak 154
hatrlamay reddetme 153
hava durumu 81
Havelock, Eric 37
Hawthome 61
haz 135
Hegel 110
Hemingway 90
Henderson, Mr. Jocke 108,109
Henry, VIH. 155
her eyi ksa tutmak 120
Herald Tribne 90
Herschel, Sir John F.W. 85
heykel 18
Heyman John 111
hiciv 172
hibir nkoul ne srmeyeceksin 164
Hill Street Blues 149,171
Hristiyan teoloji 66
Hristiyanlk 137
hissetmek inanmaktr 34
Hitt, Robert 59
hiyeroglif 19
Hobart 68
Hoifman, David 69
Hofstadter, Richard 53
Holbrook, Josiah 52
Hollywood 12
Holt 166, 167
Homeros 75
Hope, Bob 111
Hom, Mr. Steve 150, 151
hogr 76
Howard Fast 46
Howard Taft, William 16
Hoyer ve Sheluga 168
Hudson, Winthrop 60
Hukley 157
hukuk 29
hukuk sistemi 69

188

hukuku 71, 73, 74


Huxley, Aldous 15, 17, 154,173, 174,
180, Brave New Word Revisited 8, 94,
112, Brave New Word (Cesur Yeni
Dnya) 7-, 125,180
Huxleyci 127
Huxleyci yol 172

-i
I Remember Mama 148
Illinois 56,57,58
Index Librorum Prohibitorum 155
IQ 24
Isaiah 26
itenlik 116
ideoloji 24, 174, 175
ifade arac 76
ikonlar 99
ikonlara tapnma 173
ikonografik formlar 18
ilanlar 72
iletiim aralar 18, 34
iletiim tarihi 39
ilgisiz enformasyon 81
ilgisizlik 93
illstrasyon 73
lyada 55
imaj 107, 150,151, 152
imaj politikas 152,154
imaj yneticisi 146
Incil 17, 28,43,44, 66, 111,147
ngiltere 44, 45,49, 65
ran Rehine Krizi 121
sa 28, 55, 65,66,129, 130,131, 134
srail 27
srailliler 18
isizlik 82
iyi grntler 107
izleme 106
izleyici 114,115, 117, 118, 135
izleyici pay 136
izleyici toplamak 136
izleyicilerle telefonla balant 127
izleyiciye itici gelmek 115

J
Jaceby 168
Jackson, Michael 51
Japonlar 13

Javits, Jacob 145, 146


Jay, John 50
Jaynes, Julian 37, The Origins of
Consciousness in the Breakdown ofthe
Bicameral Mind 37
Jefferson, Thomas 60, 65, 66, 68, 75, 123,
174
jest 158
Johnson, J.F.W. 52
Johnson, Nicholas 178
Jr. 136

Koch, Edward 108, 149


Koestler, Arthur Darkness at Noo 172
Kojak 100
kokteyl 89
koloni Amerikas 42,46
Komnist Manifesto 174
konferans 52, 53, 57, 60
Konfys 163, Analects 154
konuan kafalar 100
konuma 15, 22
Koppel, Ted 103, 104,105
kk konumacs 57
Kleliin Kaldrlmas platformu 59
kulak misafiri 127
kulaktan gze dora 21
kutsallk yaratma (enchantment) 138
kltr 19, 24, 26, 32,34, 74, 92, 172
Kltr Bakanl 156, 157

kamera 106
kamu 178
Kamu Yayncl Sistemi 166
kamuoyu 91
kamusal iletiim 39
kamusal konuma 174
kamusal konuma tarz 83
L
kamusal simalar 73
Lafayette niversiteleri 68
kamusal sylem 15, 17, 25,40,54,55,
Las Yegas 12, 13
64, 68,76, 78, 83, 90, 98,113, 117,
Laugh~In 149
156
leitmotif17
Kanada 133
Levi-Strausscular 15
Kansas 75
liberal demokrasi 7,100,143, 154
kapitalizm 64, 143,144
Life 88
karmaklktan muhakkak kanlmas 120 Lincoln, Abraham 56, 57, 58,59, 61,62,
karteller ve tekeller 144
152,
kaset 91,106,107
Lincoln-Douglas tartmalar 58, 59, 60,
Katolik 137, 138
61,62,112
Katz 168, 169
Lindsay, John 145,177
Kavgam 174
Lippmann, Walter 123
Kennedy, Edward 12
Liverpoo 48
Kennedy, John F. 148
Locke, John 162,163 ,Essay Concerning
Kent, James 69
Human Understanding 45
Kenyon 68
Longfellow 61
kiliseler 66, 67,134
Look 88
Kissinger, Henry 103,104, 105,149
Lowell, James Russel 61
Kitab Mukaddes 138
Luther 43,99,137
kitaplar 38,43,44,45,46,49, 67, 83, 91, Lyceum Hareketi 52, 53
152,154,157,161,162,170
kitap raf 98
M
kitap sansr 155
MacNeil-Lehrer Newshour 119,120
kitap yasaklamalar 157
Madison, James 50, 60
kitle kltr 139
Magnetic Telegraph Company 80
kitlesel eitim 139
Maine ve Texas 81
Klasik Yunanistan 155
Majr Bowes Amateur Hour 106
KMBC-TV 115
Mander, Jerry Four Argments for the

189

Eiimination of Televison 175


Markham, Edwi 61
Marksister 15
Marshal, John 69, 70
Max, Kari 13, Alman deolojisi 55
matbaa 2 6 ,3 9 ,4 3 ,4 7 ,48,50,55,76,79,
98,99,126,155,162,163, 175
Matbaa a 155, 156
matbaa kltr 84
matematik 33
Mayflower 43
McCarth, Joseph 131
McDonald's reklam 144, 146
McGinnis, John The S elUng o f the
President 142
McGovem, George 12, 149
McGujfey Reader 5
McLuha, Marshall 17,19,37, 98, 131,
162, 178, Understanding Media 37
McLuhanc 55
McNamara, Robert 103, 104
McNeil, Robert 120
medya 20, 24, 26,31,36, 171
medya bilinci 179, 180
medya olay 17
medya-metaforlar 19, 23, 25,29,33
Meet the Press 106
mekn fethetme 77
mekn sorunu 80
Meksika 47
Melville 61
Mennonitler 110
Meringoff 168
Merick, David 117
mesaj 19,107
meseller 28, 29, 33,147
metafor 19,20,22,23, 24, 27, 55,107
meta-medium 92
metodistler 68
Middlebury 68
Middesex County 43
mikroskop 23
Mili, James 71
Mili, John Stuart 65
Miller, Peder Samuel 49
Miller, Perry 75
Miller, William 149
Milosz, Czeslaw 153
Milton 174, Areopagitica 155

190

Msrn bana musallat olan on bela gibi


yorumlardan uzak duracaksn 165
mit 92
mitos 34
mitsel semboller 19
mizah 14
Monsieur de Creve-coeur 75
Monty Python 179
Moran, Terence 150, 153
Morse, Samuel Finley Breese 78, 80, 84
Moyers, Bili 145, 153
Muhammed 137
multi-medya sunumu 167
Mumford, Lewis 45, 83, Technics and
Civilization 20
Murrow, Ed 148
Musa 18, 21,42, 137
Musevilik 137
Mutluluk Kutusu 176
mnazara 59
mzik 101, 102,103, 106, 117, 127, 165
mzikal tema 117
M yFairLady 139

N
Nader, Ralph 149
naklen yayn 108
nasl izlediimiz 177
NATO 82
Navratilova, Martna 142
NBC 13,100
Neanderthal 127
nesne 86
nesnel yaklama 76
Neuman 168
Nevada 12
Nevins, Allan 75
New England 43,44
New England Courant 49
New Hampshire 45
New York 11,12
New York raklar Ktphanesi 50
New York Daily Mirror 88
New York Gazete 49
New York Herald 80
New York Times 71
Newman, Paul 105
neyi izledikleri 177
Nidre, Kol 140

Nietzsche 34
nihilizm 119
Nimoy, Leonard 105
Nixori 123
Nixon, Richard 12, 74, 116, 142,149
Nova 164,165
nutuk 54,55,57, 58, 60
nanslarn atlanmas 120
nkleer sava riski 82

o-
O Connor, Edwin 141
OConnor 108
OConnor, Donald 110
O Connor, Kardinal 139
O'Connor, Rahip John J. 107
O'NeilI, Tip 149
Oberlin 68
okul 160, 161, 170, 171, 179
okula gitmek 74
okuma kltr 46
okuma zgrl 157
okumak 63,74,88
okumak inanmaktr 34
okuma-yazma 43,45
okuma-yazma kltr 98
okuma-yazma okulu 44
okur 64,74
okur-yazar 44
okuryazarlk 64, 65, 68,75
n Emir 18
Ong, Walter 28, 37, 63, The Presence of
the Word 37
OPEC 82
Orwell, George7, 17, 125,145, 154, 156,
157,174, The Politics of the English
Language 145,1984 8, 125, 172,
Animal Farm 172
Orwellc yol 172
otomobil 174
Ovid 155
oy kullanma 82
oyun 89
renme 169, 171
renme yntemi 76
retim ile elence 163
retim program (curriculum) 163
retme problemi 160
nyarg 33

zel hayat 178


zgrlk Heykeli 12

P
Paine, Thomas 47, Common Sense 46,47
Paine, Tom 60, The Age o f Reason 66
Pamuk Prenses ve Yedi Cceler 151
paragraf 126
paranoya 130
para para 83
para para enformasyon 153
Paul, Papa IV. 155
Pavarotti, Luciano 140
pazarlama 136
PBS 167
People 127
Person to Person 148
Phiadelphia 47
Philadelphia Public Ledger 80
Piaget 37
Pine, Profesr Charles 109,110
Pitagoras 33
piyasa aratrmas 145
Platon 15, 17,21,22,32,42, 69, 162,
163,164
Poe, Allan 61
politik liderler 116
politik reklamlar 177
politik simalar 148
politik sylem 61, 143,146, 150,158
politika 141,142,145, 148
politikac 149, 150
Pope Homer 45
Popish Plot 48
posterler 87
Pravda 125
Prentiss, Sergeant 69
Presbiteryen vaizler 137
Presbiteyenler 66, 68
Presbrey, Frank 73, The History and
Development of Adverstising 1 1
profesyonel komedyenler 14
promosyon 136
Protagoras 155
Protestan 43,53,140
Protestan Reformasyonu 99
psikanaliz 24
psikodramalar 145
put 138

191

Quakerlar 137
Quinn, John 126

R
radyo 81, 91, 100,106,107,127
radyo bilgi yarmalar 89
rahipler 137
rasyonalite 143, 144
rasyonel argman 65
Rather, Dan 120
Reagan, Mrs. Nancy 149
Reagan, Ronald 112,122, 141,142
Real, Michael 134
reklam kua 118
reklamclar 72, 73
reklamlar 71, 87, 88,101, 102, 103, 107,
135, 142,143,144,147,151
resim 18, 19, 87
resimli grntler 118
resimli yaz 38
retorik 26, 31, 32, 60
Revere, Paul 72
revivaist 67
rezonans 26,27,29
Rhode Island 45
Rickles, Don l i
Riesman, David 155
Rinehart and Winston yaynevi 166, 167
Ring Around the Collar 147
Roberts, Oral 67, 68,132, 139
Robertson, Cliff 136
Robetson, Pat 130, 132,134,139
rock mzii 107,127, 139,165, 171
Roma Katolik Kilisesi 99,137
roman okumak 51
Rosen, Jay 151
Rou$seau47
Russell, Bertrand 23,35
Rusya 155

s-

saat 20, 21, 23


sama 25,26
Saan, Cari 103, 104,105
Saharov 174
sahicilik 116
sahne 107
sahte balam 90

192

sahte dnceler 128


sahte olay 89
Sakowicz, Peder Greg 107,108
Salomon, Gavriel 86,169
sanatsal imgeler 19
sansasyona! 83
sansr 157, 158
Saturday Night Live 12,149,179
saymak inanmaktr 34
Schorske, Cari 153
Schuler, Bemard 108
Schuller, Robert 132, 136,139
Scott, Dred 59
Scott, Walter 51
Scowcroft, General Brent 103, 105
seklarizm psikolojisi 135
semantik 62,19, 23,38
Seneca 69
sentaks 86
serbest bir piyasa ekonomisi 100
serbest dnceler 66
Semon on the Mount 137
ses 22
Shakespeare 47, 75
Sharswood, George 69
Shaw, George Bemard 101
Sheen, Piskopos Fulton 138
sigara ve iki reklamlar 177
sinema 90, 106, 119
Singindin the Rain 110
sinir sistemi 37
siyahlar 152
sloganlar 83
Smith,Adam 13, 145
Smith, H. Ailen 113
Smith, Kaptan John Description ofNew
Engand 43
Sofistler 31
Sokrates 31, 32
Sontag, Susan 86, 87
Sovyeter Birlii 154
sylem 73
sylem tarz 19
sylem yaps 37
sylemek inanmaktr 34
sz 18,19,21,29, 35, 38
sz merkezli bir kltrdeki dnme 74
szckler 72,73
szel kltrler 28

sz-insanlan 37
szl doktora snav 29
szl iletiim 34
sz-merkezli 18
Spectator 45
spiker 116
spor 141,142
S t, Elsewhere 171
Stauffer 168, 169
Steele 45
Steinbeck 90
Steiner, George 145
Stem 168,169
stil 112 <
Stiies, Ezra 65, 66
Stoy, Joseph 69, 70
Stowe, Harriet Beecher Uncle Toms
Cabin 51
Streep, Merly 111
Stuartlar 155
su 82
su ve seks 79
Sullivan, Byk Tim 150,152
sunucu 115
Susam Soka 109, 159, 160, 161, 164,
165,167, 177
Suskind, David 168
srekli ilerleme 64
Swaggart, Jimm 67, 131, 132, 138,139
Swain, William 80
Swift A Tae of a Tub 45
iir 133
iirler 29
izofreni 119
ovmen 112
hretler 107

T
Talbot, William Henry Fox 85
talk-show 111, 130
tarih 152,153, 154
tartma 104,148
Tass 125
TatlerAS
Teachings as a Conserving Activity 163
teatral 131
teknik ktphaneler 50
teknoloji 98, 99, 174,175
teknolojik muhayyile 17
F 3 N/Televizyon: ldren Elence

televizyon vaizleri 135


televizyon 19, 25, 26, 34, 37, 38, 39, 81,
91, 92,101, 106,133,137,153, 156,
163,179
televizyon bolluu 157
televizyon cihaz 98
Televizyon a 17, 112,157, 173
televizyon ekran 97
televizyon evangeistleri 69
televizyon format 126
televizyon haberleri 122
televizyon izleme 169
televizyon izlemekten vazgeme 179
televizyon kltr 59
televizyon nedir 99
Televizyon neye yarar? 170
televizyon reklam 143, 144, 145, 146,
148,149, 150,152
televizyon teknolojisi 99
televizyon vaizleri 132, 133, 136
televizyon ve okul 163
televizyon yaynlarnn saati 176
televizyonda din 132
televizyonda grlenler 92
televizyonda gsterilen eyler 133
televizyonda gnah kanlmas 109
televizyonda politik felsefe 16
televizyonda sylem 16
televizyonda tartma 111
televizyondaki, dnme edimi 105
televizyon-insanlan 37
televizyonun epistemolojisi 93
televizyonun nasl izlenmesi gerektii 179
televizyonun sunduu eitim felsefesi 164
telgraf 16, 23, 61, 78, 79, 80, 81, 82, 83,
84, 87,89,90,91,98, 114,153
telgraf sylemi 84
temsil sanat 105
Tennent, William 66
Tennessee niversitesi 68
TeresaAna 111
Terry, Rahip 129, 130
Thamus, Kral 22
The Bank Street College 167
The D ay A f ter 102
The Electric Company 161
The Goldbergs 148
The Last Hurrah 141
The Little House on the Prairie 161

The Lost Travelers Checks 147


The Merv Griffin Show 136
The National Geographic 164
TheNew York Times 109, 125, 166, 176
The New Yorker 90
The pen Mind 106
The Phone Cali from the Son Far Away
147
The Thirtysecond President 145
The Tonight Show 161
The Yoyage of the Mimi 166,167, 170,
171
The Washington Post 125
Theres No Business But Show Business

112
Thoreau, Henry David Waiden 61,75, 78,
81
Thoth 22
Ti, Chi Huang 155
ticaret 135,143
Times 90, 176
Timmerman 174
tipografi 39, 40,43, 61, 62, 64, 65, 76,
83,93, 107,155
Tipografi a 17
Tipografik nsan 70, 79
tipografik kltr 81, 90
tipografik sylem 71, 120, 124
tiranlar 158
tiranlk 173
tiyatro sunma 39
Tocqueville, Alexis de 50, 52, 69,
Democracy in America 49, 54
toplumsal ve politik etki alanlamun daral
mas 82
T o p o lm
Toyota 13
Travolta, John 111,168
Trinity 68
Trivial Pursuit 89
Truman, Harry 148
Tumer, Frederick Jackson 75
tutarszlk 93
tketici 145,173
tmdengelimci ve ardk dnme 76
TV Kapama kampanyas 176
Twain, Mark 53, 61
Tyson, Job 69

u-

ucuz gazeteler 79
US 127
USA Today 126
uyuturucu 125, 127
Uzay Yolu 100
uzlama 131
l ete 100
niversiteler 29
nl kiiler 137,148
rn aratrmas 145
rnler 144, 145

vaaz 107, 129, 131


vaiz 54,55,66,71, 73, 74, 132
varyete 120
ve imdi de... 113, 114, 118,119, 124
Virginia 11
Virginia Gazette 50
vodvil 119, 120,126, 139,173
Voltaire 47, 174

Walesa 174
Wall Street Journal 126
Walter Crokites Universe 138
Warwick, Dionne 13
Washington, George48, 68
Watch Your Mouth 168
Watergate 123,149
Way, M lky 138
Webster, Daniel 69, 70 ,71
Webster, Noah American Spelling Book
49
Welcome Back, Kotter 168
Welfare, Michael 41,42
Wells, H.G. 180
Wesleyan 68
Westheimer, Dr. Ruth 14
Whats My Line? 148
Whitefield, George 55, 66,132
Whitehead, Alfred Nort Modes of
Thought37
Whitman 61
Whittier 61
NVhoniing 75
Wiesel, Elie 103,104
Williams 68
F 3ARKA/Televizyon; ldren. Elence

Wilson 168, 169


WINS 127
Wirtf William 69
Witness 110
WNET 168

X -Y
Xenophanes 151
Yahudi kym 153
Yahudiler 18,137
Yakup 27
Yale 111
Yale College 68
Yankee Dodde Dandy 110
yanl enformasyon 128
Yaradl Bilimcileri 15
yarglar 29
yanmla ilikilendirme 102
yasa koyucular 29
yazar ile okur 63
yaz 21, 22, 23, 28,29, 34, 37, 38
yaz-insanlan 37
yazl sz 21, 22, 30, 31, 61, 62, 63, 64
yazl sz epistemolojisi 42
yeni devlet dini 156
Yeni Eitim 166
yeni epistemoloji 91
Yenikonn 145
yerel 80
yorum 62,63,76, 147
Yorumlama a 76, 77, 90
Yunanistan 27,31
Yunanllar 32
yurtseverlik 178
yksekretim sistemi 68
rj

/a

zamand 80
zamann ve dikkatin blnd bir dnya
83
zeka 24,34,35, 36, 64,68,69,73, 84
zek ve bilgelik 37
zihin 24, 36, 98
Zimbalist, Efrem 136

Stjepan G. Mestrovic

Duygutesi Toplum
nceleme/eviren: Abdullah Ylmaz!303 sayfa!ISBN 975-539-263-7

Batl toplumlar, nce Bosna'da Mslman halkn, ardndan Kosovada


Arnavutlarn Srplar tarafndan soykrmdan geirilmesini televizyondan
naklen izledi. Televizyon muhabiri, ksa bir sre nce Srp kurunlarna he
def olan ocuunun cesedi banda alayan Kosoval anneye mikrofonu
uzatp, Ne hissediyorsunuz?' diye sorduu srada, Batl aile ekran kar
snda muttu bir biimde yemeini yiyordu...
Artk, seyretmekle yetinen, tepkisiz ve sinmi insanlarn ounluu olu
turduu bir ada yayoruz. Dnyaya dair bilgimiz arttka, umulann ak
sine duygularmz kreliyor, fkemiz zayflyor, kaytszlmz artyor.
Peki ne oldu da bu noktaya gelindi?
Toplumun McDonaldlatrlmas nda George Ritzer modernliin verimli
lik, hesaplanabilirlik, ngrlebilirlik ve denetimden oluan aklclatrma
srecini incelemiti. Stjepan Mestrovic ise bugnn toplumunu duygu
tesi toplum" olarak tanmlyor ve duygularn McDonaldlatnlmasm in
celiyor. Yazara gre, olaylarn insanlarda kolektif bir coku yaratt, onla
r duygulandrd ve eyleme sevk ettii zamanlar geip gitmi, duygular
paketlenip kullamma sunulmutur. amz insan artk gerek duygular
n yaayamaz, onlan eyleme dkemez; olsa olsa bir duygu simlasyonu
yaayabilir. Televizyon ekranlarnda izledii soykrma kar tek yapabildi
i, nazik olmak ve merhamet duymaktr.
Mestrovic'e gre, ada Bat dnyasnn ufkundan doan, sentetik duygu
larn kltr endstrisi tarafndan geni apta gdmlendii yeni-Orwellci
bir sretir. Duygular yeni bir entelektel biim alarak mekaniklemi, se
ri retime, melez duygulara dnmtr. Uygun biimde paketlendii s
rece her politika ya da olay kabul edilebilir hale gelmitir. Eylem iin ge
rekli olan akl-duygu ba kopmutur. fke artk kolektif eyleme dnmeyecektir. Kuku ve belirsizlik duygutesi entelektellerin mihenk ta ol
mutur: Onlar her bak asn bilme ve hepsine kar tavrsz kalabilme
becerisini edinmilerdir.
Duygutesi Toplum, NATO'nun Bosnada ve Kosova'da yrtlen soyk
rma mdahale etmekte bylesine tereddt etmesinin nedenlerini aratrr
ken enformasyon bolluu, sentetik duygular, kibarlk, lm saplants, Vi
etnam sendromu gibi bata ABD olmak zere btn duygutesi toplumlara damgasm vurmu olan fenomenleri ele alyor ve ada toplumlarda
kutsal olann oktan yitirilmi olmasnn getirdii ykm gzler nne se
riyor.
Yazar Trke basm iin yazd kapsaml nsznde ise en son gelime
lerle birlikte Kosova/Balkanlar sorununu aynnlanyla ele alyor...

Richard Sennett

Karakter Anmas
YEN KAPTALZMDE IN
KLK ZERNDEK ETKLER

nceleme!eviren: Bar Yldrmi176 sayfa/ISBN 975-539-370-6

Yeni ekonomik dzenin byl szc deiimcin doas nedir, insanlara na


sl yansyor? Her zaman ksa vadeye endeksli bir ekonomide kii nasl kalc
deer ve hedeflere sahip olabilir? Her an paralanan veya srekli yeniden yap
lanan kuramlarda, kii kendi kimliini ve yaam yksn nasl oluturabilir?
Kreselleme olgusunu makro dzeyde inceleyen birok kitap yaymland
halde, bu srecin mikro dzeyi, insan karakteri zerindeki etkileri pek az ince
lendi, Richard Sennett, Karakter Anmas'nda bunu yapyor. Ona gre serma
yenin, gnmz ekonomisinin btn dnyaya yaylm dalgal denizlerinde
hzl krim dnda baka bir amac yok; irketlerini piyasadaki anlk deiim
lere mdahale edecek biimde esnekletirip, yeniden yaplandryor. Kiilerden
srekli kendisini yenilemesini, seyyar olmasn, risk almasn, rekabet becerisi
ni gelitirerek yrtc bir karakter edinmesini, takm almasnda uyumlu olma
sn bekliyor. Ancak eski kapitalizmin rutin ve monoton yapma kar savunu
lan bu politikaya yakndan bakld zaman sadece eski iktidar yaplarnn ren
gini deitirdii grlyor. alanlar iin esnekliin anlam ise yaam boyu i
gvencesinin yok olmas; srekli i ve ehir deitirerek yn duygusunu yitir
mek; istikrarl ilerin yerini geici projelere brakmas ve bir iten dierine,
dnden yarma srklenen yaam paracklarndan beslenen, rekabetin krkle
dii gvensizlik ve kaytszlk duygusu...Ve bir de karakter anmas...
Oysa insan karakteri, duygusal deneyimlerimizin uzun vadeli olmas ve baka
laryla girdiimiz ilikilere yklediimiz etik deerler zerinden geliir. Karak
ter, isel btnlk, ilikilerdekarhkl ballk ve uzun vadeli bir hedef iin a
ba harcamak biiminde kendini gsterir. Yeni kapitalizm ise gvenmeyi,
balanmay ve uzun vadeli planlar yapmay krl bulmaz, reddeder.
Sennett Karakter Anmasnda gelimi bilgisayarlarla retilen ekmein kali
tesinden ok, ekmei yiyenlerin hayatna bakyor ve soruyor: Bu sistem insa
nn yaamna deer ve anlam katyor mu? Ve ekliyor deiim, kitlesel ayak
lanmalarda deil, ihtiyalarn birbirleriyle paylaan insanlarn arasnda, top
rakta yeerir, hsanlan birbirleri iin kayglanmaz hale getiren bir rejimin, me
ruiyetini uzun sre koruyamayacandan eminim.
Sennett ikna edici bir biimde, iilerin gittike daha fazia yaad gvensizliin
ahlk bir kimliin olumasn imknsz kldn savunuyor... Karakter Anmas
keskin ampirik gzlemin ve youn etik tartmalarn mkemmel bir sentezi.
Richard Rorty, Stanfor'd niversitesi
Sennettin, okurun iine ileyen arpc kitab esnek ve istikrarsz stihdama gei
i ele alyor... Yazar, irketlerin ambalajlarnn klarken hainlemesi meselesini
deerlendirmemizi istiyor.
Robert M. So!ow, Massachusetts Teknoloji Enstits

John O N eill

Piyasa
E T K , B L G VE P O L T K A
ncelemeieviren: en Siler Kaya!3 S sayfa!ISBN 975-539-337-4

Piyasa, hayatmzn merkezine oturdu; varlm sorgulamak, niteliini tart


mak, kstlanmasna dair imada bulunmak bile banazlk olarak alglanmaya
baland. Piyasa ve piyasa-d alanlarn snrlan birbirine kant; toplumsal,
bilimsel, kltrel boyutlanyla hayatn kendisi de pazar yerine dnt. Bilim
adamlan piyasa irketleri iin alyor; sanat piyasas diye bir rekabet ortam
var, akademik kurulular bnyelerindeki rencilere (= mterilere) bilimsel
almann erdemi olarak ok para kazanmann yollanm gsteriyor. Piyasa,
omurgasz gvdesiyle hayatmza her dzeyde nfuz ediyor.
Reel sosyalizmdin knden sonra Solda ve Sada Piyasa ekonomisinin
erdemlerine dair tarihi bir uzlama gerekleti. John ONeill, Piyasa: Etik, Bil
gi ve Politika' r e h a v e t e kaplmadan byk bir cesaretle bu uzlamann te
mellerini sorgulamaya giriiyor ve piyasac tezleri mercek altna alyor. Piyasa
tartmalanna damgasn vurmu ana meselelerden yola karak aslnda piyasa
savunusunun ne kadar tutarsz bir varsaymlar ynna dayandm gstermek
le kalmyor, piyasann toplumsal, kltrel ve etik adan insan yaamn nasl
tehdit ettiini de tm vahametiyle ortaya koyuyor. Bata bilim piyasasna dair
tartmalar olmak zere, piyasann yalnzca mevcut yaammz deil, gelece
imizi de boyunduruk altna aldn gsteriyor. O Neille gre, Aristodan g
nmze miras kalan iyi yaamak artk bencillik, hrs ve mlkiyetle llyor,
dayanma yerini rekabete brakt...
Bu alma, piyasa tahakkmne kar ykselen tiz bir lk deil; ierdii an
lam byk bir aklkla ifade eden tok bir ses daha ziyade. Bu nedenle piya
sayla ilgili tartmalarn hangi noktasnda olursa olsun, etik-ten/vicdandan/erdemden haberdar olanlarn duymazlktan gelebilecei bir ses deil. Ayrca, ya
zarn piyasaya alternatif olarak savunduu birlik sosyalizmi yaklam da r
gtlenmenin toplumsal yaamdaki roln hatrlamamz asndan zerinde tar
tlmay hak ediyor.
"Bu kitap, toplumsal yaamda piyasa ilikilerinin asl yeri hakkndaki tartmay ye
niden balatmas nedeniyle kesinlikle byk neme sahip. Bunu analitik netlik ve
eine az rastlanr titizlikle gerekletiriyor -ayn zamanda, ONelHn lgilendii lite
ratr konusunda eitim almam okuyucular iin de gayet anlalr, hatta coku
uyandrc bir tarz var.
Ted Benton, Essex niversitesi
"Bu kitap, piyasa sisteminin aklclna dair eski ve yeni argmanlarn ustaca bir
analizi ve eletirisi. Piyasalar hakkndaki tartmada uzun bir sre mihenk ta ola
cak; ayrca etik, politika ve sosyal bilim felsefesi alanlarnda da nemli tartmalara
katkda bulunacaktr.
Andrew Coller, Souihampton niversitesi
Benim gibi, yazarn tamamen yamidiini dnenlere kesinlikle tavsiye ediyorum
bu kitab, nk onlar da zevkle okuyacak, kendilerini dnmeye sevk ettiini
grecek ve cevap vermek isteyecekler. te toplumsal felsefe alannda bir at
mann byle olmas gerekir.
Jeremy Shearmur, Avustralya Ulusal niversitesi

Richard Sennett

Gozun Vicdan
K E N T N T A S A R IM I V E T O P L U M S A L Y A A M
nceleme!eviren: Sha Sertabibolu-Can Kurultay/295 sayfa/ISBN 975-539-262-9

amzda modernBat kentinin insanlarla dolu meknlar, ya tketi


mi ya daturizmi sahneyekoyanyerlerden ibarettir ve kentin byle bir
sahneye indirgenmesi, anlamszlatrlmas rastlant deildir. Hristi
yanlk, Bat uygarlnda, znel iyaamlafiziksel d yaamara
sndaki ayrma neden olmu; iine dnen, bir smak arayna giren
insan arad bu sman evi deolamayacan fark edince, buayrm
grmezdengelmeyi yeleyip ntr kentler ina edereksorundanade
takamtr. Kan zmolmadn bile bile bundasrar edemeye
ceimize gre, yaamn btnlnnnetbir ekilde grlmesini sa
layacak bir kent tasarmn nasl gerekletirebiiiriz? ada mimar
lardan, kent tasarmclarndan, rnein demokrasiyi tevik edecek
ya dacinsel istein ahlki boyutlarnn retilecei meknlar tasar
lamalarn isteyebilir miyiz?
AntikadngnmzeBat kentini ive d ayrmayadabtn
letirme abalan biimlendirmi; her dnce ve sanat akm ognn
kentini ekillendirmitir. Gnmzde bu ayrm ortadan kaldrmann
yolunu arayan Sennett, bizi bazen bir yalboyaresimle bazen bir iir
le ya da dikilitalarn yksyle, bazen bir fotoraf, bazenbir felsefe
cinin dncesi yadabestecinin eseriyle bataNewYork, Paris ve Ro
ma olmakzere birok kentin kentleme tarihinde ilgin bir geziye
karyor ve bir baleyaptyla gezimizi sonlandryor. Kendi kentlerimi
zi ve imdiye kadar grdmz kentleri yeni bir gzle grmemizi
salayanyazar, kiiliksiz kentlerin zmnn farklln zenginliin
de olduunu; farklar, farkllklar birbirinden ayrmakyerine st s
teymann; kentlerde nceden belirlenmi, deimez meknlar ya
ratmakyerine kentininkimliini kentlininkendinin belirleyecei tasa
rmlar gelitirmenin gereini ortayakoyuyor.
Kentleri gittike birbirinin ayn olmaya balayan, kalabal arttka
kentleri kendine zgln hzla yitiren lkemizde, farklarn ileti
imsizlik, kopukluk, yabanclama deil yeni zenginlikler yaratmasn
istiyorsak Richard Sennettin bu kitabnda ilgimizi ekecek ok ey
var. Kent tasarmnn bir yk kurgular gibi yaplmasn, kentlerinye
ni keiflere, srprizlere ak olmasn nerenyazarn kitab k e n t g ib i
b i r k e n f t e yaamakisteyen herkese....

John Urry

Meknlar Tketmek
ncelemeleviren: Rahmi G. dli339 sayfa/ISBN 975-539-207-6

Turizm, otantik deerlerin ve yaam biimlerinin yapay olarak yeni


denretilip uygunfiyatla paketlenerekgelimi Batklara sunulma
sdr. Bu paket, yerli halkn ie giderken otantik niformasn giydii,
krsal alanmiaretli patikalarla doayryleri iin tanzimedil
dii, yerel yiyeceklerin seri olarak retilip ambalajland, hepimizin
kredi kartyla taksittedemekkouluyla birer barol oyuncusu ola
bileceimiz bir sahneperformansmiermektedir.
John Urry, M e k n la r T k e tm e k ' te, sanayilemeyle birlikte kentlerde
geliendoadankopukyeniyaamtarznn, kentsel alanda, banliyler
deve krsal alandayaratt deiimi derinlemesine inceliyor. Balan
tl olarak, yerlerin tketilmesini dzenlemeve,tevik etmeye ynelik
olarak gelien hizmet sektrn; bu tketim pazarnn giderek geli
mesiyle yerlerin, buralarda yaayan ahalinin ve doal evrenin nasl
dntnveyenidenyaplandrldn ortayakoyuyor. Ayrca kr
sal alanm tketilmesinin deien biimleri balamnda tketimin do
asn ve metalatrma ile kolektif cokular arasndaki gerilimi arat
ryor. Yazar, gelimi Batmn el dememie olan kibirli ve modernist merak sonucu, bir zamanlar tarmsal retimve doaya ev sa
hiplii yapankrsal alanm, sekinlereve ortasnf maceraclarahizmet
iin kurulmu bir doal ortamsimlasyonuna dntn gsteriyor.
Urry, ayrntlaryla ele ald bukonulan, bir zaman-mekn toplumsal
zmlemesi erevesine oturtuyor. Sosyoloji disiplininin, dier sos
yal bilimlerin ilgi alanlanndan beslenmeve bualanlarn kapsad ko
nulan kendi bnyesine alarak dntrme zellii balamnda asalak
bir bilim olduunuvurguluyor. Urryye grebuasalakkarakter, bug
nedeksosyolojikalandatutarl ve kapsaml bir zaman-mekntoplum
sal zmlemesi gelitirmenin nnde bir engel tekil etmekle birlik
te, dier bilimlerin birbirinden kopuk olarak alglad zamanve me
knn btnleyici bir erevedeyeniden ele alnabilmesini olanakl k
lyor. GerektendeUrry, turizmve yerlerin tketilmesineeilirkenpo
litik, ekonomik ve kltrel sreler zerinde nemle durarak, bu tr
denkapsaml bir zaman-mekn sosyolojisinin nemli ve zenli bir r
neini veriyor.

David Rowe

Popler Kltrler

ROCK VE SPORDA HAZ POLTKASI


nceleme/evMehmet Kk/291 sayfa!ISBN 975-539-164-9

Yzyln bitimine ramak kala ge kapitalizmin kendisini yeniden retmesinin


incelenmesi ve soruturulmas, eletirel/sosyolojik baka neredeyse tek bir he
def gsterir hale geldi: Kltr. Ama bu kitapta sz konusu olan kltr, sra
dan (0 insanlarn beenilerine gre kesilip biilen, srekli yeniden oluturulan
popler kltrdr. Modernliin tm iki kutuplu kartlklaryla beraber yksek/aa kltr eklinde tezahr eden yarlmas da gndemden dt. Popler
kltr de hem uluslararas dzlemde hem de ulus iinde varolan eski snr iz
gilerinin ihlal edildii, esnetildii ve yeniden izildii bir alan haline geldi. S
nfsal, etnik/nksal ve toplumsal cinsiyete dayal tm elikiler ve atmalar iki
popler kltr biimi zerinden yaanmaya balad: Rock mzik ve spor,
David Rowe bu iki popler kltr biiminin kapitalizmin fordist ve postfordist
evrelerinde oluma, yaplanma, birbiriyle yndeme ve ayrlma koullarm ana
liz ediyor. Bunu yaparken kltrn hem anlamlarn kurulduu ve bozulduu ik
tidar oyunundaki bir hegemonik mcadele alan olduunu hem de belli bir re
tim, datm ve tketim srecine maruz olduunu gz ard etmiyor. Popler kl
trn retim koullarn anlamlar ve simgeler araclyla cereyan eden ideolo
jik mcadelelerle ilikilendirifken; rock ve sporun toplumsal kimliklerin olu
turulmasndan uluslararas itibar mcadelelerine kadar uzanan karmak eklemlenilerini analiz ederken, ne iktisad ne de kltr fetiletiriyor.
Melodileri, ritmi ve szleriyle 60lann muhalif genlik hareketinin syleisi
olarak doan rock mziin yerleik kurulu ve kapitalist kltr endstrisiyle
yaad inili kl hamlelerle dolu macera bugn bulunduumuz noktadan
nasl grnmektedir? Bir popler kltr biimi hem yerleik kurumlara diren
menin hem de teslimiyetin alan haline nasl gelir? Rasyonel egemenlie svp
sayarken gayet rasyonel srelerden geen bir kltr retimi ile kazanlan do
larlar sanat topluluklarnda ve hayranlarda nasl tepkiler yaratr? Politikayla
ilgisiz olduu her frsatta yinelenen sporun politik ideolojilerle dolup tamas
neye delalet eder? Politika, hem haz blgesi hem de rasyonel planlama ve y
netimin hedefi olarak insan bedeninde nasl somutlar? Salkl, zinde beden
sylemlerinin ulusu, ideolojilerle ve bilimsei/rasyonel uygulamalarla eklem
lenmesinin etkileri nelerdir?
Bunlar, bireysel eylemlerimizin tam da en bireysel grndkleri yerde dayanl
maz lde toplumsal olduunu grmemize yol aacak can skc sorulardr:
Biliyoruz! Mzik dinleme ve ak havada salk kousu yapma gibi en masum
grnen eylemlerin sorgulanmas rahatszlk verebilir: Biliyoruz! Zaten bu ki
tab da tketici olarak bireysel varoluundan huzur duyanlara nermiyoruz! Bu
kitap severken eletirel olabilenlere, eletirirken de sevebilenlere sesleniyor:
Bir de byle bir yetenein ne menem bir ey olabileceini merak edenlere...

Michael Ryan & Douglas Kellner

Politik Kamera
ADA HOLLYWOOD SNEMASININ
DEOLOJS VE POLTKASI
nceleme!eviren: Elifzsayar!474 sayfa!ISBN 975-539-163-0
Politik Kamera, altml yjllann sonlarndan seksenlerin ortalarna kadar uza

nan ve ABD toplumunda politik ibrenin giderek artan bir hzla saa yneldii
bir dnemde Hollywood sinemasnn bu ynelime nasl karlk verdiini ele
alan, kltr ile politika arasndaki ilikiye dikkat eken bir slupla yazlm
eletirel bir inceleme. Ryan ve Kellner, altmlarn zgrlk ve eitliki de
erlerle rl toplumsal atmosferinden Reaganm vahi kapitalizmine giden
yolu, Hollywood sinemas zerinden kat ediyorlar.
Ryan ve Kellner'a gre sinema ideolojik retim asndan vazgeilmez bir ara;
nk her ikisinin de sk skya ilgili olduklar bir ortak nokta var: Temsil. Si
nema darda duran" bir eyi bize gstermez", onu temsilin szgecinden ge
irerek, u ya da bu biimde dntrerek, bize bir yapnt sunar. Sinemada gr
dmz her eyin arkasnda, temsil biimine ilikin bir tercih yatar. deoloji
de temsiller zerinde ykselir, toplumsal kurum ve deerlerle, cinsiyet rolleriy
le, kiisel varoluumuzla ilgili yaptalar temsilin vazgeilmez katksyla olu
turulur. Dolaysyla sinema, ideolojinin idamesine destek veren temsil biimle
rini yeleyerek hkim ideolojik gerekliin yeniden retimine katkda buluna
bilecei gibi, alternatif temsiller araclyla onu sarsmay da amalayabilir.
Zararsz grnl pek ok Holly wood hikyesinde" klk deitirmi toplum
sal arzular, sradanlklan metaforik yceltmeyle rtbas edilmi korku ve kayg
lar boy gsteriyor. Muhafazakr Hollywood sinemasnda bolca rabet edilen
metaforik anlamlandrma biimi, psikososyal gerilimleri yattrmaya ynelik
bir boalm mekanizmas oluturuyor. Byle olunca, rnein, Baba'mn erkek
lerini bu kadar erkek" yapann ne olduu, eytartdaki masum kz ocuunun
neden eytanlat, /iavvsdaki kpek-bahmn aslnda kime ve neden dehet
sat, Havaalan ve Yangn Kulesi gibi felaket filmlerinde felaketle birlikte
nelerin savuturulduu, Kyamet* Vietnam'la nasl hesaplald, Rambonnn
neden iddete doymad zerinde yeniden dnmek gerekiyor.
Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatiflerle, sekin liderlere balan
m umutlarla ykl, karlanmam zlemlerin ve hsran duygularnn saldr
gan bir iddete dnt babaerkil muhafazakr toplumda, imdat arlarn
gmek iin muhafazakr kltrel retimi geri ifrelemek bile yeterli olabiliyor.
Ryan ve Kellner, Hollywood*un ideolojik ifrelerini ustalkl bir igryle
zerek, Hollywood formllerinin bize gerekte ne sylediini anlatyor. Muha
fazakrlk szlnde erkek" ve kadn" olmann, zgrln, baarnn, do
ann, ailenin, teknolojinin vb. ne anlama geldiini merak edenlere ve daha
eitliki alternatiflerden umudunu kesmemi olanlara...

John Tom linson

Kltrel Emperyalizm
E L E T R E L B R G R
inceleme!eviren: Bmrehan Zeybekolu/267 sayfa!ISBN 975-539-257-2

Televizyonun kltrmzdeki yeri nedir? Medya iktidan altnda m ya


yoruz? Marlboro ve Coca-Cola imek bizim kltrel yazgmz m? Dal
las izlerken kltrmz Amerikan kltrne mi peke ekiyoruz?
Jean Baudrillarddan Stuart Haila, Anthony Giddenstan Cees Hamelinke
kadar pek ok kuramc, otantik kltrlerin B ahnn (zellikle de Ameri
kann) gelikin kapitalist kltr tarafndan igal edildiini savunuyor.
Onlara gre nc Dnya, kltrel emperyalizmin penesine dm ve
cehalet ierisinde inim inim inliyor. Durum o kadar vahim ki, UNESCO
toplantlarnda uluslar temsil ettii sylenen birileri, kalkp milyonlar
adna konuuyor, yok olmakta olan kltrleri korumaktan sz ediyor...
Bu kitapta, John Tomlinson konu hakkmdaki tartmalar ve bu tartmala
rn ardnda yatan teorik, ideolojik ve siyasi varsaymlara eletirel bir giri
yaparken; medya emperyalizmi tartmas, ulusal kltrel kimlikler, o
kuluslu kapitalizmin ve kltrel modernliin eletirisi... gibi bir dizi sy
lemde kltrel emperyalizmi merkezi role sahip bir kavram olarak ele al
yor. Bu sylemlerin incelenmesi, ekonomik ya da siyasi emperyalizmden
farkl olarak kltrel emperyalizm dncesinin kurgulammda yatan te
mel sorunlar ortaya koyuyor. Kitap, ithal kltrel rnlerin etkilerinden,
kltrel trdeleme srecine ve kltrel zerkliin doasna kadar pek
ok konuyu ele alyor. Yazar, kltrel emperyalizme dair eletirel sylem
lerin, ulusal kltrler zerinden deerlendirilemeyeceini, bunlarn kresel
kltrel modernliin ykseliine kar protestolar olarak anlalmas gerek
tiini savunuyor. Ve konuya ok nemli bir boyut getiriyor: Kltrel irade.
nc Dnya halklarnn kendilerine dayatlan yabanc kltr hap gi
bi yutan salaklar olduunu varsayan modernist sylemlere kar, klt
rel topluluklarn, kendi tercihleri olan zneler, kltrel eylemciler olduu
nu hatrlatyor.
Tomlinsona gre, kltr bir ahnyazs de, bir karar meselesi. Bu yz
den, Batl kltrler de dahil olmak zere, kaybolmakta olan kltrleri ya
atmak, kolektif irade oluturan srelerin baarsyla mmkndr. Bu da,
kltr yaatan ve gelitiren insanlarn irade sahibi zneler olarak kendi
kaderlerini kendi ellerine alacak ekilde sorumlu davranmalarm gerektirir.
Ancak o zaman televizyonu ve Coca-Colay lanetlemek yerine, onlarn
iini dolduran eyleri insaniletirmenin yollarn arayabir, hep birlikte
yeni kltrel meknlar tasavvur edebiliriz.

Armand Mattelart

Beyin fal ebekesi


U L U S L A R A R A S I R E K L A M C IL IK
nceleme!ev,: In Grbz!323 sayfa!ISBN 975-539-087-1

19801i yllar iktisadi akim* rnesans yllandr! Neo-liberalizmin vatan


Amerikann ncln yapt eitlik yerine zgrlk slogannn, as
lnda irketler iin ticari ifade zgrlnden baka bir ey olmad or
taya km, kutsallatrlm bir kavram olan piyasa bireysel ve kolektif
hayata szarak, demokrasi ve zgrln gndelik hayattaki yaanma alan
larn tahrip etmitir. Ykselen deerlerin en gzde meslei olan reklam
clk, sekin, bireyci giriimcilerinin, btn dnyay igal eden gaze
teleri, pembe dizileri, yanma programlann, uydu yaynlanm becerikli
bir biimde kullanmas sayesinde dnyay tek bir imge pazanna dntr
m, cilal rnlerin satlmas iin beyinlerin standartlamasn, ifale uy
gun hale gelmesini salamtr. Alman, satlan eyin, isim, marka ve haya
le dnt gnmzde alveri bile sahiciliini yitirmi, simlatif bir
dei tokua dnmtr. Saatchi 8c Saatchi, Young 8c Rubicom vs. gi
bi reklam irketleri girdikleri uluslararas ittifaklarla askerlerin ve devlet
adamlannn yapamadn baararak dnyay global bir imparatorlua d
ntrmlerdir. Cuntalann halkla ilikilerini stlenip, demokratik giriim
ler aleyhine kamuoyu hazrlayan ve her trl partinin seim kampanyasn
yrtebilenler, yeni dnya dzensizliinin parlak aktrleri olan reklam
clardr. Coca Cola, Pepsi Cola, Adidas, Nestle, McDonalds, Sony, Marlboro, L evis gibi markalan dnyann her yerinde mevcut ve arzulanr k
lan; ayn rn deiik lkelerde farkl imajlarla pazarlayan, hayali ihti
yalar yaratanlar yine reklamclardr. nc dnya lkelerinde ise reklam
saldrgan bir modernlie dnmtr. Cips, com flakes, hamburger ve gazozlu iecekler yznden doal beslenme alkankklan yok olmu; msrn
anavatan olan Meksika msr ithal eder duruma gelmi; Brezilya dnyann
en nemli portakal ihracats iken besleyici hibir zellik tamayan Fan
ta Orange tketiminde birinci sraya knca, nfusun byk ounluun
da C vitamini eksiklii grlmtr. Reklamclkla ilgili kitaplarn, insan
lar yuppilie zendirilmek amacyla yaymland gnmzde, Mattelartm ok sayda rnekle beslenen bu ciddi ve sabr rn aratrmas, ye
ni ve eletirel bir muhalefet anlaynn inasna imkn salamaktadr. H a
yat, ykselen deerlerln cazibesinden uzak durarak anlamak isteyenler;
ilanlarn, kplerin, reklam filmlerinin sahte parltsndan baka kayglar ta
yanlar ve beyinlerinin nasl, niin ve kimler tarafndan ifal eddiini
merak edenler iin vazgeilmez bir kitap...
B e y in fa l e b e k esi,

Guy Debord

Gsteri Toplumu
VE Y O R U M L A R
nceleme/evAy en Ekmeki-Okan Takent!199 sayfa/lSBN 975-539-16-3

Yaamm medyatik uygarln tesinde, herkesten uzakta ve gizlice ta


mamlam olan Guy Debord XX. yzyln kinci yansnn en nemli ah
siyetlerinden ve khinlerinden biridir. Gsteriye katlmay reddeden bir ra
dikaldir!
G s te r i T oplum u adl kitab ykc olduu kadar tarihe de direnebilmi bir
eserdir. 70'lerde yaymlandnda an" tezleri nedeniyle ok yaratm,
80lerde ise hayatn dorulad bir metin olarak kabul grmtr. Egemen
liini tm dnyada oktan kurmu ve gndelik dile geirmi olan Gsteri
Toplumu mu ilk kez tanmlayan ve adlandran Debord, kapitalist iktisadn
ve meta dolamnn uzants olarak nitelendirdii gsteri egemenliinin
szmona sosyalist lkelerde de var olduunu; dnyann yeniden tek bir
pazar haline geleceini ve brokratik iktidarlarn da Amerikan tipi gsteri
nin hakimiyeti altna gireceini sylemitir. G s te r i T oplu m u 'n da tek keli
meyi bile deitirme gereini duymadan yllar sonra kaleme ald G s te
r i T oplu m u ze r in e Y o r u m la r d a mafya, terrizm, polis devleti gibi olgu
larn nasl gsterinin bir paras haline geldiklerini sergiler.
Gsteri toplumunda, kurtulu vaatleri de gsterinin bir parasna dnr,
sahteleir. Tm dnya ayn gsterinin sahnesidir artk; hepimiz ayn gste
rinin oyuncusu ve seyircisi oluruz. Tarihsel bilgiyi yok etmek, zgnlk
grnm altnda sansr genelletirmek, gsterinin vazgeilmez ikizi
olan terrizme girimek, doruyu bir yanllk an yapmak, znellii sil
mek... gsteri toplumunun sylemini oluturur.
Bu umutsuzluk kitab, hapishane halindeki bir dnyada yaadmz gz
lerimizin nne serer. Antikadan gnmze, zaman kavramndan mekn
kavramna, ehircilikten turizme ve kltrel tketim soytarlna kadar her
alana uzanan G s te r i T o p lu m u 'n a a labirentleri arasndaki yolculuk kitabn
ortalarnda giderek dehete dnr: k yoktur! (...) Ama mitsiz de de
ildir. Yeni bir devrim, yabanclamalanmn 'bincfne varm zgr ii
lerin iktidar olan zerk ii konseylerinin demokratik ve devlet-kart r
gtllkleri sayesinde gerekleecektir; brokratik olmas ve ii snfn
dan kopmas kanlmaz olan bir parti sayesinde deil.
Sartrem 'durum kavramndan, Lefebvrein G n d elik H a y a t E le tir is i adl
kitabndan ve LukacsTn zne-nesne diyalektii ve eyleme kavrayn
dan yola kan Debord, gndelik hayat sanatsal ve pratik durumlar olutu
rarak, bilinli olarak dzenlenen oyun biimleri iindeki zgr eylemler
le dntrmeyi tasarlamtr.
Debord karamsardr! Karamsarln doruunda yaayan tm devrimciler
gibi gerekidir de... hakikati syler.

Der.: Andrew Belsey & Ruth Chachvick

Medya ve Gazetecilikte
Etik Sorunlar
nceleme/ev.: Nuray Trkolu/222 sayfa!ISBN 975-539-218-1

Medya aratrmalar, yzyln ikinci yarsna dek, sanayi toplumunun


yol at kkl deiimlerle urayordu. Temel sorun, srden ayr
lan kuzular olarak grlen yalnz kalabalklarm modernleme rota
snda hangi politik glere yem olaca iken, insani idealler alannn
yalnzca kk bir felsefeciler topluluuna dert olmas artc deil
di. Bilim olduunukantlamayaalan medyaincelemelerininnorma
tif sorularlavakit kaybetmesi abesti. nsan dediiniz, maddi ya dama
nevi baz parametrelerce belirlenen bir yaratkt sonuta. Akmlk; ki
inin mesleki ve toplumsal ilevlerinin, iindedoduukltrntesi
ne gitmeya da en azndan snrlarn zorlamayetisi felsefecilerin kuruntusuyduve byle bir yeti varsa bile bu kk bir topluluun imti
yazyd.
Oysa Babil efsanesinde medyatrn grevi deil miydi akn ile
dnyevinin arabuluculuunuyapmak, akl ile eii birletiren y
rek olmak? Ancak tarih iinde medyann merkez ve evre arasndaki
iletiimi salamailevi farkl anlaylar tarafndanok farkl biimler
dekullanld. Bugnise medyave gazetecilikpratii, ilevselliklerinin
tesinde, sanayi-sonras toplumdaki grntve simge bolluunun te
mel taycs haline geldi. Devlet, kamu alan ve zel alan arasndaki
snrlarn bulanklamasnda medyamn oynad rol artt ve tartma
konusu oldu. Bireyin, zel alann ne kt bukriz ortamnda, simge
ve grnt dnyasnn yeniden retilmesinde rol alan aktrlerin so
rumluluklar anmsanmak zorunda kalnd. Elinizdeki kitap byle bir
kriz ortamnnrndr. Medya ve gazetecilik pratiini daha nceleri
marjinal bir sorun olarakkabul edilen etik boyutuyla sorgulayanyaz
larn, aydnlarnvemedyaaratrmaclarnnyan sramedyasektrn
deekmekparas ile meslekahlk arasndaki dar sokaktater dken ga
zetecileri deyakndan ilgilendirmektedir.
Kitap ncelikle, lkemizde ok sz edilmekle birlikte herhangi bir
sistematie dayanmayan araylarn bir kmaza girmesinden korkan
lara seslenirken, gazetecilikve yayncln etikboyutununemseyen
lere bu araylarnda yalnz olmadklarn anmsatmaktadr. Vazifesini
yaparken gzlerini kapatamayanlar, evet sizler, bir admne kabilir
ve kitaptaki yazlarla sylemeye balayabilirsiniz...

You might also like