You are on page 1of 18

MOTOR YAĞLAMA SİSTEMLERİ

İlk önce yağlama sistemine geçmeden evvel sürtünme hakkında bilgi verelim.

SÜRTÜNME : Birbirine temas eden iki cisim arasında harekete karşı görülen
dirence sürtünme denir.

Bir cismi bir yüzey üzerinde harekete zorlarsak bir dirençle karşılaşırız.
Uyguladığımız bu kuvvet sürtünme kuvvetinden fazla olmalıdır ki cismi hareket
ettirebilelim. Hareket ettireceğimiz bu cismin üzerine başka bir cisim daha
koyduğumuzu düşünürsek bu sefer sistemi harekete geçirmek için daha fazla kuvvet
uygulamamız gerekecektir. Bu sayede sürtünme kuvvetinin yüke bağlı olarak arttığını
görmüş oluyoruz. Ayrıca sürtünme sürtünen cisimlerin cinsine ve
sürtünen yüzeylerin kalitesine bağlı
olarak artar. Cisimler arasında çeşitli
sürtünme fraklılıkları vardır. Bu yüzden
bu farklılıkların belirlenebilmesi için
gerekli olan sürtünme katsayısını şu
şekilde tanımlayabiliriz : Hareketin
başlangıcındaki çekme kuvvetinin cismin
ağırlığına oranıdır.

F = Çekme kuvveti
G = Cismin ağırlığı
= Sürtünme katsayısı
N = Normal kuvvet ( Yatay konumda G=N dir )

= F / G

İki cisim arasındaki sürtünme konumlarını


şu şekilde sınıflandırabiliriz.
1 ) Kayma halindeki sürtünme kuvveti
normal kuvvetle orantılıdır.
2 ) Kayma halindeki sürtünme kuvveti
sürtünen cisimlerin biçimine ve cinsine
bağlıdır.
3 ) Kayma halindeki sürtünme kuvveti kayan cisimlerin yüzeylerinin büyüklüklerine
bağlı değildir.
4 ) Kayma halindeki sürtünme kuvveti hıza bağlı değildir.
5 ) Başlangıç halindeki sürtünme hareket halindeki sürtünme kuvvetinden büyüktür.
Buraya kadar sürtünmeyi açıkladıktan sonra şimdi de sürtünme çeşitlerine değinelim.

1 ) KURU SÜRTÜNME : Birbiri üzerindeki iki cismin harekete karşı göstermiş


olduğu dirençtir. Pürüzlü bir tahta parçasınını pürüzlü bir ortamda harekete geçirmek
için belirli bir kuvvete ihtiyaç vardır. Bu kuvvet tahta yüzeylerinin pürüzlülük durumuna
göre değişir. Pürüzlülüğü çok olan bir tahta daha büyük bir kuvvetle çekilirken yüzeyi
düzeltilmiş olan tahta daha az bir

kuvvetle çekilir. Kuru sürtünmeyi şu şekilde açıklayabiliriz :


Yüzeylerde bulunan çıkıntılar, cisim hareket ederken birbirlerini kesmeye zorlanırlar.
Eğer bu çıkıntılar iyice büyükse sürtünme artar, çünkü bu çıkıntılar birbirlerini kesmek
için çıkıntının büyüklüğüne bağlı olarak artar. Fakat düzeltilmiş bir yüzeyde bu
çıkıntılar yok olduğundan bunların birbirlerini kesmesi için az kuvvet uygulanır.

Cisim durgun halden hareketli hale geçerken sürtünme daha fazladır çünkü bu
çıkıntılar birbirlerinin içine geçmiştir. Hareket ederken bu çıkıntılardan atlamak için
gerekli olan kuvvet farkı olur. Cimiler birbiri üzerinde hareketi sırasında birbirlerini
kesmeye çabalarken bir kısım parçaları yerinden koparırlar. Kopan bu parçalar
yüzeyleri çizer. Bu sayede pürüzlü hale gelen yüzeylerden büyük parçalar kopar ve
böylece sürtünme sürtle artar. Bu sürtünme sırasında ısı açığa çıkar. Bu sıcaklık
artışı erime sıcaklığına kadar gelebilir. Bu durumda iki yüzey birbirlerine küçük
kaynaklarla bağlanır. Fakat bu kaynaklar cismin hareketi sırasında kırılır ve parça
yüzeyleri daha fazla pürüzlü hale gelerek aşınır.
2 ) YAŞ SÜRTÜNME : Yüzeyleri çok ince bir yağ tabakasıyla kaplı iki katı
cismin sürtünmesine yaş sürtünme denir.

Katı parçanın yüzeyini kaplayan yağ tabakası bu yüzeyi hemen hemen


pürüzsüz hale getirir. Yaş sürtünmede yüzeyler arasındaki sürtünme kuru
sürtünmeden daha azdır. Motor ilk harekete geçince yataklarda segmanlarda ve
silindir cidarlarında yaş sürtünme olabilir. Bu durumda yağlama yağının çoğu
yüzeyden ince bir yağ filmi bırakır. Motor çalıştığı anda parçalar arasında yaş
sürtünme görülür. Daha sonra yağ pompası kızağından burçlara daha fazla
yağ gönderilir. Daha önce yüzeylerde yaş sürtünme vardı. Yaş sürtünmede harekete
karşı direnç kuru sürtünmeden azdır. Fakat tam yağlama ile aşınma ile
karşılaştırılınca yüksek oranda bir aşınma olduğu görülür.

SIVILARIN SÜRTÜNMESİ :

“VİSKOZİTE” yağların akmaya karşı göstermiş olduğu direncçtir. Viskozitesi


ağır bir yağın akmaya karşı gösterdiği direnç de fazladır. Viskozitesi az bir yağın
akmaya karşı gösterdiği direnç daha azdır. Daha hızlı akar. Birbiri üzerinde hareket
eden tabakalar arasında görülen sürtünmeye sıvı sürtünmesi denir.

Motorlarda devamlı yağlanan iki yüzey arasında sıvı sürtünmesi görülür.


Şekilde görüldüğü gibi w parçası ile x parçası birbirlerinden yağ tabakasıyla
ayrılmışlardır. W parçasını hareket ettirecek olursak bu parçaya yağ tabakası
yapışarak bununla aynı hızla hareket eder.

Sabit x parçasındaki yağ tabakası da x parçasına yapışıktır. Parça hareket


etmediği için yağ tabakası hareketsizdir. Bu iki yağ tabakası arasında hızları fraklı
yağ tabakaları vardır, ve bu tabakaların hızları hareketli parçaya yaklaştıkça atar.

Konu SIVI SÜRTÜNME HESABI

Sıvı sürtünmede sürtünme katsayısı en küçük değerini alır.

= Ortalama sürtünme katsayısı


z = Yağın çalışma sıcaklığındaki mutlak viskozitesi , Kg.sn/m²
w = Açısal hız , radyan
Pm = Ortalama yatak için yüzey basıncı , Kg/m²

Burada açısal hız yerine (w)


Pr = ortalama yüzey basıncı Pm= 18 Kg/m² olan bir yatakta mulu devir adedi n= 500
d/d kullanılacak yağın (75 ºC) deki vizkozitesi 0,00063 kg.sn/m² olduğuna göre
sürtünme katsayısını bulunuz.

Bilinen:
Pm= 18 kg/cm²
m= 500 d/d
z= 0,00063 kg.sn/m²

= 0,15

YAĞLAMA TEORİSİ : Birbiri üzerinde hareket eden iki parça bir yağ filmiyle
birbirinden ayrıdır. Bu nedenle sürtünme yağ tabakaları arasında olur. Yağ tabakaları
arasındaki sürtünme kuvveti kuru sürtünme azdır.

Yağ tabakası muyluya sarılır. Muyluyla


beraber hareket eder. Yağ tabakası
muyluyla yağ tabakası arasına girince bu
iki parçayı birbirinden ayırır. Muylu
üzerindeki yük yağ tabakasına denir.

MİL HAREKET ETMEDİĞİ ANDA AĞIRLIĞI DOLAYISIYLA YATAKLA


ARASINDAKİ YAĞI SIKIŞTIRIR VE yatak üzerine mille yatak arasına yağ tabakası
girer. Mil harekete geçmeye başlayınca yağ tabakası arasındaki sürtünmenin
etkisiyle mil sağa doğru tırmanır. Hız arttıkça bu tırmanma devam eder.

YATAK TİPLERİ :
MAKİNE YATAKLARI KAYMALI VE BİLYALI OLMAK ÜZERE ÜKÜYE
AYRILIRLAR

Kaymalı (Sürtünmeli) Bileyli (Sürtünmesiz)

SÜRTÜNMELİ KAYMALI YATAKLAR: Sürtünmeli yataklar hareket eden


yüzeyler arasındaki kayıcı teması sağlar. Burada yük yağ tabakasına gelir. Otomobil
motorlarda üç çeşit sürtünmeli yatak vardır.

Bunlar dönme, kayma ve dayanma tipi yataklardır.

Dönme sürtünme : Bu sürtünmeyi dönmekte olan bir milin iki elle tutulmasına
benzetebiliriz. Bir motorda yataklar mili tutar. Ör : Krank mili ana yatakları, biyel
yatakları, piston pimleri, fren yatakları, kam mili yatakları.

Silindir duvarlarıyla piston ve segmanlar arasındaki yatak sürtünmesine kayma


sürtünme denir. Gerçekte silindirin duvarları pistonun doğrusal hareketini sağlar.
Buralardaki pistonların üzerindeki segmanların görevi yanmış gazların kartere fazla
yağı da sıyırır.

Dayanma tipi yatakların görevi ise mili gerekli durumda tutarak hareket eden
dönen milin kaymasını önler.
Otomobil motorları imal edilirken yatak
ve yağ boşluğu yatak yüzeyinden belirli
bir yağın akışına olanak verecek şekilde
yapılırlar. Bu kanaldan geçerek kartere
geçer. Motorlarda motor çalışır çalışmaz
yağlanmayı sağlamak için yağ tutma
hazneleri yapılmıştır.

Şekilde görüldüğü gibi yağ deliğinden


giren yağ, yağ kanalına geçerek yağ
haznelerine gelir. Buradan
da dönen mil tarafından alınan yağ bütün yüzeye yayılır.

SÜRTÜNMESİZ YATAKLAR :

Sürtünmesiz yataklar kendi aralarında üçe ayrılırlar. Bilyalı yataklar, bu


yataklarda iç ve dış bilezikte bilyanın kanalları vardır ve bilyalar bu yataklardan
hareket eder ve bu bilyalar bir sınırlandırıcı ile birbirinden ayrılırlar. Mesureli
yataklarda ise bilye yerine düz ve konik mesure kullanılır. Bu mesureler iç ve dış
bileziklerde yuvalanırlar. Bu yataklarda çizgi teması bilyalı yataklarda ise nokta
teması vardır.

YAĞLAMA SİSTEMLERİNİN AMACI


Yağlamanın sadece motor parçalarının aşınmasını önlemekten başka
görevleri de vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz :

1 ) Hareketli parçaları yağlayarak aşınmayı azaltmak


2 ) Hareket eden parçaları yağlayarak bunların kaymasını sağlamak ve
sürtünmeden kaynaklanan güç kaybını azaltmak
3 ) Parçaların üzerindeki ısıyı alarak soğumasını sağlamak
4 ) Yataklar ve diğer parçalarda vuruntuyu önleyerek ses çıkmasına mani
olmak motorun ömrünü uzatmak
5 ) Silindir duvaları ile segmanlar arasındaki boşlukları doldurarak
sızdırmazlığı sağlamak .
6 ) Yabancı pislik ve maddeleri motor parçalarından uzaklaştırarak parçaları
temizlemek

1) Aşıntı ve güç kaybının azaltılması : Normal olarak sürtünme yağ tabakaları


arasında olur. Fakat yağlama sisteminde bir arıza olması durumunda yeterince
yağlama sağlanamayacak ve yaş ve kuru sürtünme görülecektir. Motorda yaş ve kuru
sürtünme çalışan parçaların aşınmasını sağlayacaktır. Motorda bu sürtünmeye üstün
gelmek için daha fazla güç harcayacaktır. Yaş ve kuru sürtünme sonucu meydana
gelen ısı yatak malzemelerinin eriyip dağılmasına ve biyel ve diğer parçaların
kırılmasına sebep olur.

Gerektiği gibi çalışan bir yağlama sistemi bütün parçalara yağ göndererek
sade ve yağ tabakaları arasında sürtünmenin olmasını sağlar.

2) Motor Parçalarının Soğutulması : Motor yağı, motor yağlama sistemi


içerisinde hızlı bir dolaşım halindedir. Bütün yataklara ve parçalara girmektedir. Yağın
yağlamaktan başka parçalar arasındaki yağ tabakaları arasında sürtünmeden
kaynaklanan ısıyı içine alarak kartere gelir ve bu ısı yağdan emilerek çevredeki
havaya iletilir.

3) Yatak ve diğer parçalar arasındaki darbeleri önlemek : Piston ÜÖN’ya


gittiğinde önünde sıkıştırmış olunan karışım ateşlenir ve piston üzerine ani
bir basınç biner ve bu basınç piston pimi biyel yatağına iletilir. Mille yatak arasında
bulunan yağ bu ani basınca karşı koyarak motorun sessiz çalışmasını sağlar.

4) Segmanlar ve silindir yüzeyleri arasında sızdırmazlık : Segmanlar, gaz


kaçağını önlemek için silindir yüzeylerine belli bir basınç yapar. Yağ da silindir ve
segmanlar arasına girerek yardımcı olur. Yağ filmi segman ve silindir yüzeyi arasına
girerek birbirine alışmış olan iki yüzey arasındaki boşlukları doldurarak sızdırmazlığı
sağlar ve segmanların silindir yüzeyinde kolay hareket etmesini sağlar.
5) Motor Parçalarının Temizlenmesi : Motorun yağlanması sırasında yataklarla
karter arasında devamlı hareket eden yağ motora çeşitli yollardan girmiş olan
pislikleri toplayarak kartere taşır. Bu pislikler, yakıt-hava karışımı giren toz-toprak
karışımı aşınma sonucu kopan bazı metal parçacıklarıkartere toplanır. Bunlar burada
ağır olan karter dibine çöker. Diğer ufak olanlar filtreler tarafından tutulur.

YAĞIN KAYNAĞI : Yağ, benzin ve çeşitli otomobil yağları, ham petrolden elde
edilmektedir. Ham petrol ise bitki ve hayvan atrıklarının binlerce yıl toprak altında
kalması sonucu oluşur.

Ham petrol çıkarılır çıkarılmaz hemen yağ olarak kullanılmaz. Rafine edilerek
çeşitli ürünlere ayrılır. Rafine kısaca şu şekilde açıklanabilir. Petrol kapalı bir ortamda
ısıtılır. İlk önce uçuculuk yeteneği yüksek olan ürünler buharlaşır. Bu buharlaşmış
ürün kapalı bir odada yoğunlaştırılır. En uçucu ürün benzindir. Daha sonra değişik
sıcaklıklarda değişik ürünler elde edilir.

YAĞIN ÖZELLİKLERİ : İyi bir yağlama yağının bazı özellikleri olmalıdır bunları şu
şekilde sıralayabiliriz.
1 ) Belirli bir vizkozitesi olmalı
2 ) Karbona, oksidasyona korozyona, ?????????? , fazla basınca ve köpüklenmeye
dayanımlı olmalı. Ayrıca motor yağları iyi bir temizleme elemanı olmalı ve yüksek ve
düşük sıcaklıklarda iyi bir viskozitesi olmalıdır. Yağa bu özellikleri kazandıracilmek
için bazı katık maddeler katılmıştır.

1) Viskozite : Viskozite yağlama yağının en önemli özelliğidir. Viskozite yağın


akmaya karşı göstermiş olduğu dirençtir. Viskozite sıcaklığa bağlı olarak değişir.
Sıcak ortamda viskozite azalır.

Soğuk ortamda viskozite artar. Bu durum bünye ve akıcılık yönünden de


inceleyebiliriz. Yağ filminin parçalanmasına veya ağıy yük bindiği zaman yağın
parçalar arasında akmaya karşı gösterdiği dirence bünye denir. Örneğin güç zamanı
yetebilen yük birden bire artar. Yağın bünyesi yataklar arasında akıp gitmesine engel
olur. Bu özellik ayrı yük binmeleri sonucu yastık görevi yaparak vuruntuyu önler.
Parçaların sessiz çalışmasını sağlar.

Akıcılık özelliği ise yağın engellerden kolayca geçip yağlama yüzeyine düzgün
bir şekilde yayılmasını sağlar. Bu durumlarda bünye ve akıcılık birbirinin zıddı olur.
Bümye artınca akıcılık azalır, akıcılık artınca da bünye azalır. Sıcaklık viskoziteyi de
etkiler.

2) Akma noktasının düşürülmesi : Düşük sıcaklıklarda bazı yağlar çok


kalınlaşır ve akma özelliğini kaybeder. Yağın düşük sıcaklıklardaki akmasına olanak
sağlamak için içine bazı katık maddeler katılmıştır. Böylece motorun ilk hareketi
sırasında zorlanmanın önüne geçilmiş olur.

3) Karbon oluşumuna karşı direnç : Silindir duvarları pistonlar ve segmanlar


yüzlerce sıcaklığın etkisinde çalışır. Bu yüksek sıcaklık pistonu silindirleri ve segmanı
çevreleyen yağı etkileyerek özelliğini bozar ve karbon oluşmasına sebep olur. Karbon
ise motorda bazı arızalara sebep olur. Örneğin karbon segmanların etrafında
toplanarak onların yuvalarında sıkışmasını bu yüzden sızdırmazlık görevlerine yerine
getirmelerine kompresyon kaçağına, kompresyon düşmesine sebebiyet verir. Ayrıca
karbon taneleri toz halinde kartere düşerler ve yağlama yağı ile gittikleri motorun
önemli yerlerinin tıkayarak yağlanmanın bozulmasına sebebiyet verir. İyi bir motor
yağı ısıya dayanıklı ve motorun her türlü çalışma sisteminde en az karbon
birikintisine sebep olmalıdır.

4) Oksidasyon önleyiciler : Yağı oldukça yüksek sıcaklığa kadar ısıtıp


çalkalayacak olursak içerisine oldukça büyük miktarda hava alır. Havanın içinde
bulunan oksijen yağla birleşme eğilimi göstererek yağın oksitlenmesine sebebiyet
verir. Yağın oksitelenmeside motorda bazı arızaları sebebiyet verir. Örneğin yağ fazla
oksitlendiği zaman parçalar üzerinde oldukça kalın katranımsı bir tabaka oluşturur.
Bu tabaka yağ kanallarını tıkayabilir. Ayrıca motor yağlarının oksidasyonu korozyona
sebebiyet verir. Yatak ve diğer parçaları korozyonu yaparak yatakların arıza
yapmasına ve hasar görmesine sebep olur. Bu yüzden yağın imali sırasında yağın
oksidasyonunu önleyici katık maddeler katılır.

5) Korozyon ve Pas Önleyiciler : Yüksek sıcaklıklarda motor yağlarında


meydana gelen asitler metalik yataklar ve diğer motor parçalarını korozyona
uğratırlar. Parçaların korozyonunu önlemek için içine korozyon önleyici katıklar ve
paslanmasını önlemek için içine pas önleyici katıklar katılır. Bu katıkların motor
parçalarında iki ayrı görevi vardır. Birincisi parçaya yüzeyinden suyu sıyırarak yağla
temas sağlamak ikincisi, ise baz reaksiyonu göstererek asitleri etkisiz hale getirmek.

6) Köpüklenme önleyicileri : Motorun hareketiyle motor yağının sürekli


çalkalanması yağın köpürmesine sebep verir. Köpüren yağ da karter havalandırma
sistemini keser. Köpüklenmiş yağ parçaları yeterince yağlayamaz ve parçalardaki
arızalanmalara sebebiyet verir. Bu yüzden yağ içine köpüklenmeyi önleyici katıklar
katılır.

7) Deterjanlar üretici : Karbüratöre karter havalandırma sisteminden filtre


kullanılmasına rağmen yanma sonrasında karbon meydana gelir. Ayrıca çeşitli
yollardan yağa korozyon yapıcı maddeler katılarak yağın özelliğini bozar. Parçaların
kolay aşınmasına neden olur. Deterjan kirini sabun kirine benzetebiliriz. Sabun
elimizdeki kirleri gevşetir suda o kirleri taşırsa yağda bulunan katıklar da karbon
birikintilerini, pislikleri gevşeterek onları temizler. Büyük parçaları karter çeker
küçükleri ise yağın içinde devamlı hareket halindedirler. Yağ zerrelerin pıhtılaşmasını
önlemek ve yağ içindeki küçük zerrecikleri tutmak için dağıtıcı madde ilave edilir.
Dağıtıcı bulunmadığı zaman pizlikler toplanarak büyük zerreler haline gelerek
yağlama kanallarını tıkayabilir. Dağıtıcı yağın bu özelliğini dağıtarak pislik taşıma
özelliğini azaltır. Yağlardaki dağıtıcıların kalitesi deterjanların kalitesinden daha
farklıdır. Eğer zerrecikler yağ içerisinde çok küçük parçalar halinde tutulabilirse
parçalar üzerinde birikemezler ve deterjanlara daha az ihtiyaç olur.

Viskozitenin ölçülmesi : Yağın viskozitesi, viskozimetre ile ölçülür. Viskozimetre belli


miktardaki ve belli sıcaklıktaki yağın belli çaptaki bir delikten akma zamanını ölçen bir
alettir. Sıcaklık çok önemli bir etkendir. Sıcaklık viskoziteyi düşürür. Düşük sıcaklık
viskoziteyi arttırır. Engler viskozitesine göre iççapı 2.9 mm. dışçapı 2.8 mm. ve boyu
20 mm. olan bir boru ile deposundan oluşur.
Bu viskozimetre kullanılan 20 °C dikey 200 cm³ su viskozimetre borusundan
50 sn. de tamamen akar. Buna Engler viskozimetresi denir. Aynı şartlar altında 200
cm³ yağın viskozimetrede tamamen aktığı zaman örneğin 600 sn. kabul edersek bu
yağın engler viskozitesi

8) Yüksek basınca dayanıklılık : Modern otomobil motorlarında yağlama


yağları yataklarda ve subap sistemlerinde devamlı bir basınçla karşı karşıyadırlar.
Modern subap sistemlerinde kuvvetli subap yayları ve yüksek kamlara sahiptir. Buna
rağmen subaplar bu malarını önlemek için içerisine yüksek basınca dayanıklı katık
maddeler katılarak bu maddelerin parça yüzeyine etki ederek yüzeyşerde çekince
kayıcı kuvvetli bir yağ filmi oluşumunu temin eder. Bu sayede yağın ani basınca karşı
deyanımını arttırmış ve parçalar arasından sızıp boşalmasını önlemiş oluruz.
YAĞLAMA DONANIMI

Çalışmakta olan her motor parçasına baktığımızda pürüzler görürüz. Bu


parçalar ne kadar hassas istenirse istensin bu pürüzler kaybolmaz. Bu parçaların
birbiri üzerinde çalışması esnasında bu pürüzlerden dolayı parçaların rahat hareket
etmesini engelleyecek bir dirençle karşılaşılır. Bu dirence sürtünme denir. Sürtünme
dünyada bütün cisimler arasında gerçekleşen bir olaydır. Bu sürtünme kuvveti bazen
iyi yönde bazende kötü yünde sonuıçlar doğuru. Fakat sürtünme motorlarda
istenmeyen bir olaydır. Bu sürtünme kuvveti gereğinden çok olursa paröaların
molekülleri arasında yerdeğiştirme olur. Parçalar birbirine kaynar. Yani motorlarda
sarma denilen olay meydana gelir. Bu yüzden bu kötü sünuçları ortadan kaldırmak
için ilk önce sürtünme kuvvetini en aza indirmek gerekir. Buda motorlarda yağlama ile
yapılır. Motorlara konulan yağ parçalar arasında yağ tabakası (film) oluşturur. İşte bu
yağ tabakasında da yağ moleküllerinin aksi yönlere hareket etmek istemesinden
dolayı bir sürtünme oluşur. Burada da bir dirençle karşılaşılır. İşte yağın akmaya karşı
gösterdiği bu dirence vizkozite denir. Yağın akışkanlığı sıcaklığa göre değişir. Bu
yüzden kışın ve yazın motorda kullanılacak yağlar değişiktir. Bunlara çeşitli
numaralar verilmiştir. Günümüz teknolojisi yazın ve kışın kullanılacak yağları
kaldırmış ve her iki mevsimdede istenilen özellikleri sağlayacak yağlar yapılmıştır.

YAĞLARIN ÖZELLİKLERİ

1- Sürtünmeyi azaltmak,
2- Aşınmayı önelemek,
3- Kompresyonu sağlama, (Pistonlu silindir atasında film tabakası oluşur)
4- Korozyonu önelemek,
5- Motoru soğumtak,
6- Motor parçalarını temizlemek,

Yağlar saf olarak kullanılmazlar. Kullanıldıkları takdirde istenilen özellikleri


yerine getirmezler. Bu yüzden yağlara bazı katkıların
A. SOĞUK HAVALARDA YAĞIN AKICILIĞINI ÖNLEYİCİ KATIKLARI :
Bu katıklar yazın akıcılığının azalmasına engel olmak için katılır. Soğuk
havalarda motorun kolay çalışmasını, yağın görevini iyi bir şekilde yapmasını sağlar.

B. KARBONLAŞMAYI ÖNLEYİCİ KATIKLAR :


Motor çalıştığı zaman pistonlar, silindir civarları, segmanlar aşırı derecede
ısınır. Burada bulunan yağ yanar ve geriye karbon birikintileri meydana gelir. Bu
birikintiler segmanların görev yapmasını engeller. Karbon biriktintileri gitgide çoğalır
ve ısı iletimi engel olur. Bujilerin özelliği kaybolur. Motorun gücü düşer. İşte bu yüzden
yağlama yağı ısıya dayanıklı olmalıdır.

C. OKSİTELNMEYİ ÖNELYİCİ KATIKLAR :


Motor yağları çok yüksek sıcaklıklarda çalkalanılarak çalışırlar. Bu yüzden
havadaki okijen ile birleşerek oksitlenir. Az olmak kaydıyla bu oksitlenme sorun
yaratmaz. Fakat yağdaki oksitlenme fazlaşırsa yağ molekülleri parçalanır ve zararlı
maddeler oluşur. Bu zararlı maddelerde yazda sakıznlaşmaya sebep olur. Bu yüzden
yağ kanalları kapanır.
D. PAS ÖNLEYİCİ KATIKLAR :
Motor yağları çeşitli sıcaklıklarda asit bileşikleri oluşturur. Bu bileşik motor
yatakları için hiç de iyi olmayan durumlar yaratır. İşte bu parçalardan meydana
gelecek korozyonu (pas) önlemek için yağlara pas yapmayı önleyici katıklar katılır.

E. KÖPÜKLENMEYİ ÖNLEYİCİ KATIKLAR :


Motor hareket halinde iken karterde bulunan yağ devamlı çalkalanır. Bu
çalkalanmayı önlemek için karter bölmelendirilmiştir. Fakat bu bçlemelerde görevini
tam anlamıyla yapamaz. Köpüklenme fazla olursa karterdeki havalandırma
deliğinden yağ taşabilir. Bu köpüklenen yağ yağlama sisteminde görevini yapamaz
hale gelir.

YAĞLAMA SİSTEMİ

Motorlarda karter yağ deposu olarak görev yapan yağ bir süzgeç yolu ile
pompa tarafından emilir. Yağ süzgecinin yüzeyi takip etmesi için şamandra şekilnde
yapılır. Motor stop ettikten sonra yağın yağ kanalları vasıtasıyla kartere dönmesini ve
motorun ilk çalışma anında güçlükle karşılaşmaması için yağlama sistemi parçalarına
birde emniyet sübapı eklenmiştir.

1 – Külbütör mili
2– “ “ yağ kanalı
3– “ “ yağ borusu
4 – Piston pimi yağ kanalı
5 – Kam mili yatağı
6 – Yağ seviye kontrol çubuğu
7 – Ana yağ kanalı
8 – Filtreden çıkış
9 – Silindir civarlarına yağın
püskürtülmesi
10 – Biyel büyük başlı kanalı
11 – Ana yatağa giden kanal
12 – Ana yatak çevre oyuğu
13 – Pompadan filtreye geçiş
14 – Emniyet valfı
15 – Pompa
16 – Karter
17 – giriş süzgeci
18 – Ana filtre

YAĞLAMA DONANIMI ÇEŞİTLERİ

1. ELLE YAĞLAMA : Bu çeşit yağlama yağdanlıkla yapılır. Hareketli parçaların ve


montaj sırasında motor parçalarının yağlanması bu şekilde olmaktadır.
2. DAMLAMA İLE YAĞLAMA : Bu tip yağlama, depoda bulunan yağın ince ıçlu bir
delikten dönen parçalar üzerinde damlatılmasıyla yapılır.

3. FİTİLLİ YAĞLAMA : Bu yağlama sisteminde keçe, yün ve pamuklu maddelerden


faydalanılır. Bu maddelerin bir ucu yağlanacak yere diğer ucu ise yağın içine
gelecek şekilde yerleştirilir. Bu tip yağlama devamlı olarak yağlama yapar.
Parçalar dursa bile yağlama devam eder. Bu yağlama distribütör mili şarj
dinamosu gibi yerlerin yağlanmasında başvurulacak bir yöntemdir.

4. BANYOLU YAĞLAMA : Büyük kuvvetler altında çalışan yerlerde bu tip yağlama


yapılır. Devamlı sürtünen ve kuvvet ileten yerlerde sürtünme kuvvetini azaltmak
dolayısıyla parçalara gelen kuvveti ortadan azaltmak için yapılan yağlamadır.
Diferansiyel dişlilierinin ve dişli kutusunun yağlanması bu şekilde yapılır.

5. ÇARPMALI YAĞLAMA : Bu çeşit yağlama eskiden uygulanan bir yağlama şeklidir.


Bugün ise tek silindirli motoların bazıları bu şekilde yağlanır. Biyel başına bir
kepçe takılır. Piston A.Ö.N. indiği zaman yağa dalarak, piston üst ölü noktaya
giderken yağı yataklara sıçratır. Bazı motorlarda ise yağın sıçradığı yerlerde yağı
toplamak ve yağlamanın tam yapılmasını sağlamak için çanaklar yapılmıştır.

6. POMPALI VE ÇARPMALI YAĞLAMA : Bu sistem çarpmalı yağlama sisteminin


biraz daha gelişmiş şeklidir. Fark ise kepçelerin dolacağı
Çanakların bulunmasıdır. Motorun kam
milinden hareket alan pompa uygun
yerlere yerleştirilmiş çanaklara devamlı
olarak yağ gönderir. Bazı eski tip
motorlarda ise pompa yağı sübap
odasına gönderir. Sübap odasındaki
yağ uygun deliklerden geçerek
yatakların yağlanmasını sağlar. Fakat
bu tip yağlama yeteri kadar yağlama
yapmadığından günümüzde
kullanılmaz.

7. BASINÇLI ÇARPMALI YAĞLAMA : Bu çeşit yağlamada pompanın


görevi ana yatak, kam mili yatakları
pompanın gönderdiği basınçlı yağ ile
yapılır. Biyellerin altında bulunan
fıskiyelerde yağda durur. Ancak biyel
başı yatakları piston pimleri, silindir
cidarları çarpma usulü ile yağlanır.
Külbütör mili, külbütör, sübaplar, sübap
odasına açılan beryağ borusu ile
yağlanır.
8. BASINÇLI YAĞLAMA : Basınçlı yağlama adından da anlaşılacağı üzere motorun
yağlanması gereken kurmlarına yağ basınçlı olarak gönderilir. (piston pimi hariç)
Bu tip yağlama sistemi parçaları ve yağlama şekli tam basınçlı yağlama
sisteminin aynıdır.

9. TAM BASINÇLI YAĞLAMA : Motorda yağlama sisteminde bulunan


tüm parçalar basınçlı olarak yağlanır.
Yağ bir yağ süzgeci vasıtasıyla vede
yağ pompasının yardımıyla üst karterde
bulunan yağ dağıtım kanallarına oradan
da yağlanması gereken tüm parçalara
yağ basınçlı olarak gelir. Günümüzde
kullanılan yağlama sistemidir.

YAĞLAMA SİSTEMİ ELEMANLARI

Yağlama sistemini oluşturan elemanlar karter, yağ süzgeçleri, yağ pompası,


yağ kanalları, yağ emniyet sübapları veya filitrelidir.

YAĞ SÜZGECİ : Motor yağları içinde bulunan pisliklerin yağlama donanımı


vasıtasıyla motora gidip zarar vermemesi için pompanın ucuna süzgeç takılır.
Süzgeçler yüzer ve sabit olmak üzere ikiye ayrılır. Fakat daha çok yüzer tip kullanılır.
Sabit olanlar devamlı pislik içinde bulunduğundan çabuk tıkanır. Yüzen süzgeçte ise
süzgecin içinde bulunduran şamandra süzgeci tortu ve pisliklerin üstünde tutar.

YAĞ POMPASI : Yağ pompası karterde bulunan yağı yağ kanallarına belli basınçta
yollayarak motorun yağlanması gereken parçalarını yağlar. Yağ pompası hareketini
kam milinden alır. Pompa karterin içine yerleştirildiği gibi dışında da bulunabilir.
Yağ pompaları dişli dişli rotorlu, paletli ve pistonlu pompalar olmak üzere
çeşitli şekilleri vardır.
DİŞLİ TİP POMPALARI :
Dişli pompalar adından da anlaşılacağı
gibi içinde dişlilerin bulunduğu bir pom-
padır. Bu dişlilerden biri döndüren diğeri
ise dönendir. Bu dişliler hareketini dis-
tribütör veya kam milinden alır. Dişli
çarklar birbirini çok iyi kavramış olarak
yapılır. Yağ pompadaki giriş kanalından
emilerek ters yönde dönen dişliler vası-
tasıyla basınçlı olarak çıkış kanallarına
iletilir. Yağın geri dönmesini önlemek
için dişli çarkların bulunduğu kısım diş-
lilerin ancak dönebileceği kadar yapıltır.
ROTORLU TİP POMPALAR : Bu pompalarda dişli yerine bir iç ve bir de dış rotor
bulunur. İç rotor merkezden kaçık olarak hareket eder. Üzerinde benzeyen çıkıntılar
vardır. Dış rotorda ise bu çıkıntılara uyacak şekilde girintiler vardır. Pompa hareket
mili döndüğü sırada iç rotor dış rotorun dönmesini sağlar. Yağı pompanın giriş
kanalından çıkış kanalına gönderir. Yağın geriye kaçmasını önlemek için iki rotor
birbirinin içine çok hassas alıştırılmıştır.

PALETLİ TİP POMPALAR :


Bu tip pompalarda merkezden kaçık bir
rotor vardır. Bu rotor pompa paletlerini
eksantrik bir hareket sağlar. Paletler
açılıp yağı giriş kanalından çıkış
kanalına pompalar. Paletler rotordaki
yarıklar içerisinde kayabilecek
şekildedir. Paletlerin açılıp kapanmasını
sağlayan yaylar vardır. Bu yay rotorun
genişlettiği
hacim tarafına gelince palet dışarı doğru açılır. Merkezden kaçık olarak hareket ettiği
rotor daralan tarafa gelince yağı pompalar. Bu pompalar dişli pompalara göre daha
yüksek basınç sağlar.

PİSTONLU POMPALAR: Pistonlu tip pompalarda yağ bir kam tarafından çalıştırılan
piston vasıtasıyla pompaya çekilir. Pompanın giriş ve çıkışındaki emniyet sübapları
yağın akış durumunu ayarlar. Pompalanacak yağın miktarı pistonun hareket kurşunu
ayaralamakla veya basınç sübapıyla sağlanır. Bu tip pompaları tek silindirli
motorlarda kullanılır.

YAĞ BASINCI AYAR SÜBABI :

Yağ pompası gerekenden fazla yağ emebilir. Bu nedenle motor sayısı


yükseldikçe motor yağ basıncının yükselmemesi için basınç ayar sübapları kullanılır.
Basınç ayar sübapları normalden fazla basınç olduğu zaman yağı yataklara
göndermeden bir kısmının kartere gitmesini sağlar. Eğer böyle bir sistem olmasaydı;
motor devri yükseldikçe yağ basıncı yükselecek bu durumda silindir yüzeyine
sıçrayan yağları, yağ segmanı sıyıramaz. Basınç ayar sübapları her motorda
oluşabilecek basınca göre bir yay ve bir bilya bulunur. Yağın basıncı yay kuvvetini
yendiği zaman bilyanın bulunduğu kanal açılarak yağı kartere geri gönderir. Yağ
pompası söküldüğü zaman basınç ayar sübabınında temizlenmesi gerekir. Yağın
içinde bulunan karbon zrreleri ve çamurlaşmış artıklar sübabı açılmayacak şekilde
sıkıştırır ve yağ basıncı yükselir veya sübap açık kalarak yağın kartere dönmesini
sağlar ve yağlar gereği kadar yağlamaz.
YAĞ FİLTRELERİ

Motor yağlarındaki katıkların motor parçalarını temizlediğini biliyoruz. Bu pislikleri yağ


donanım içerisinde beraberinde dolaştırır. İşte bu pisliklerin motor parçlarına zarar
vermemesi için bu pisliklerin yağlama donanımına geçmemesi gerekir. Bu yüzden
yağ yatalara gönderilmeden süzülmesi gereklidir. Filtre elemanı genellikle geniş
yüzeyli kağıt eleman olmakla beraber tel süzgeçli ve bez torbalı olanları da vardır.
Yağ filtreleri üç çeşittir.

1 – Tek parçalı yağ filitreleri


2 – Değiştirilebilir tip yağ filitreleri
3 – Çok plakalı tip yağ filitreleri

YAĞ GÖSTERGELERİ

Yağlama sisteminin önemli parçalarından biridir. Yağlamaya katkısı yoktur;


fakay yağlama basıncı istenenin altına veya üstüne çıktığı zaman şoförü uyarır. İki tip
yağ göstergesi vardır.

1. BASINÇLI TİP GÖSTERGE :

Bu tip göstergede kıvrık bir burdon kullanılır. Bu tüp bir ucundan


sabitleştirilmiştir. Yağ kanalından bir boru ile bu tüpün eğik yüzeyine gelen yağ tüpü
doğrultur. Aynı mile bağlı olan ibrede oynar ve yağın basıncı rahatlıkla okunur.

2. ELEKTRİKLİ TİP YAĞ BASINÇ GÖSTERGESİ :

Yağ basıncı artınca diyafram şişer ve kayıcı kontağı harekete geçirir. Bu


durumda gösterge tablosunun sağında bulunan bobinden daha fazla akım geçer.
Mıknatıslanan bobin çekirdeği ibreyi sağa doğru çeker.

Günümüzde bu tip göstergeler yerine ışıklı tip göstergeler kullanılır. Devrede


basınç arttıkça devre kapanır, basınç azalınca devre açılır. Bu tip göstergelerin tek
sakıncası yağ basıncının şiddeti hakkında bilgi vermemesidir.

YAĞIN DEĞİŞTİRİLMESİ

Motorun karterinde bulunan yağ sistemde dolaşmaya başladığı zaman


kirlenmeye ve yağlama yeteneğini kaybetmeye başlar. Buna ek olarak motorun
çalışması sırasında yanma odası yüzeylerinde karbon birikintileri oluşur. Bu
birikintiler parçalanarak yağa karışır ve yağda sakızlaşmaya sebep olur. Motorlarda
yağ filitresi olmasına karşın pisliklerin bazıları yağın içerisinde kalır. Yağ molekülleri
devamlı çalışa çalışa yorulur.

Bu gibi durumlarda özelliğini kaybetmiş yağın boşaltılarak yerine yenisinin


konulması gerekir. Yağların içerisinde bulunan katıklar yağın sadece belli bir süre
özelliğini korumasını sağlar. Yağların ömürleri havaların sıcak, soğuk olmasına sık sık
durup kalkmasına ve yolların durumuna göre değişir. Açık ve asfalt yollarda çalışan
otomobillerde 3200 km. de değiştirilmesi gerekir. Son model motorlarda geliştirilmiş
yağlar ve yağ filitrelerinin daha iyi iş görebilmeleri sonucu yağlar 6400 km. de
değiştirilir. Çalışma koşulları göz önüne alınarak yağ filitresinin sık sık temizlenmesi
gerekmektedir. Ayrıca uzun yola çıkmadan önce yağ seviye kontrol çubuğu ile yağın
seviyesinin kontrol edilmesi de yararlı olur.

YAĞLAMA DONANIMI ARIZALARI

Yağlama donanımının arızalanması, tüm motorun arızalanması demek olduğu


için yağlama donanımının gereği gibi çalışmasını sağlamak ve oluşan arızaları ani ve
kalıcı çözümler getirmek gerekir.

1. YAĞ BASINCININ DÜŞÜK OLMASI :

NEDENLERİ : Basınç ayar sübabının yayının zayıflaması, pompa dişli ve rotorların


aşınması, yağ sızdıran rekor ve borular, aşınmış yataklar ve muylular. Aşınmış
yataklar yağın fazla geçmesini sağlar. Yağ pompası bu boşlukları dolduramayacağı
için basınç düşer.

2. YAĞ BASINCININ YÜKSEK OLMASI :

NEDENLERİ : Basınç ayar sübabının sıkışması, sübap yayının basıncının artması,


yağ kanallarının tıkanmış olması, normalden kalın yağ kullanılmasıdır.

3. FAZLA YAĞ SARFİYATI :

Yağ sarfiyatı doğrudan doğruya yağlama sistemi neden olmaz. Yüksek motor
hızı, diş sızıntılar, aşınmış yataklar, aşınmış sübap kılavuzları, aşınmış veya sıkışmış
silindir ve segmanlar neden olur.

4. YAĞIN İNCELMESİ VE ÇAMURLAŞMASI :

Yağın incelmesi motorun çalışma şartlarına bağlıdır. Motor soğuk havalarda


kısa mesafe çalıştığı zaman motor çalışma sıcaklığına ulaşamaz. Yanma odasında
benzin yoğunlaşır. Yoğunlaşan benzin kartere sızarak yağı inceltir. Motor soğuk
çalıştığı zaman benzin ve su buharı karter havalnadırma sistemi ile dışarı atılamaz.
Bu pislikler krank mili ile çalkalanarak çamurlaşmaya sebep olur.

You might also like