You are on page 1of 257

FEDALERN KALES

ALAMUT
VVLADIMIR BARTOL
tarihi roman
eviren Atilla Dirim

KTAP Y AY IN

Hristiyanlann zaman ls ile 1092 ylnn iik bahannda hatr saylr byklkte bir kervan, Sernerkant tan balayarak Buhara zerinden Horasan'n kuzeyindeki Eibruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer ordulann kulland eski yolun zerinde ar ar ilerliyordu. Karlarn erimeye balamasyla birlikte Buhara'dan ayrlan kervan haftalardr yollardayd. Deveciler yorgunlukian halhallerinden belli olan hayvanlan harekete geinmek iin krbalarn havada aklatarak, sert seslerle barp aryorlard. Ar yk lerinin altnda ezilen Hecin develeri, katrlar ve ift hrgi Trkistan develeri, tek sra halinde yrmeye alyorlard. Kervan koruyan silahl adamlar, kk uzun tyl atlarnn zerinde dimdik duruyorlard. Ufukta uzanan da sralarna dikmilerdi gzlerini; baklarndan hem yorgunluk hem de umut okunmaktayd. Uzun zamandr inmemilerdi atlarndan. Bu nedenle de hedeflerine varmay drt gzle bekliyorlard. Demavend dann karla kapl zirvesi giderek yaklayordu. Dalardan esen souk rzgr yorgun insanlar ve hayvanlan zindeletirmiti. Fakat geceler ok souk geiyordu. Deveciler ve silahl muhafzlar, akamlar evresine toplandklan byk atee giderek daha ok yaklayorlard. Homurdanmaya balamlard. Develerden biri hrglerinin arasnda, daha ok bir kafese benzeyen kk bir hcre tayordu. Zaman zaman narin bir e hcrenin kk penceresindeki perdeyi yavaa yana ekiyor ve gen bir kzn korku dolu yzn gzler nne seriyordu. Alamaktan kzarm iri gzler, soru dolu baklarla etrafndaki adamlarn suratlannda geziniyordu. Yolculuun bandan beri cevabn bekledii bir soru eziyet etmekteydi Kendisine. Nereye gtrl yorum, bana ne yapacakiar? Aslnda kervandakilerden hibiri 5

skca balayarak, bann arkasna sk bir dm att. Sonra atma bindi ve yumuak hareketlerle gen esireyi eerinin nne oturttu Bu arada geni pelerini ile kzn zerini rtmeyi ihmal etmemiti. Kervan lideri ile birka kelime konutuktan sonra atn trsa kaldrd. Halime lesiye korkuyordu. Adama sarlmaya cesaret edemedii iin az kalsn attan decekti. Dn akam duyduktan derenin rlts giderek daha yakndan geliyordu. Halime durduklarn hissetti. Kendisini tayan adam yabanc biri ile konuuyordu. Ksa sren bu duraklama anndan sonra, lider tekrar atn srmeye balad. Fakat bu defa daha yava, daha dikkatli bir ekilde. Bir yan uurum olan dar bir patikada ilerlediklerini hissediyordu. Dadan akan derenin rltsn ok yakndan iitmeye balamt. Yukarlardan esen souk bir rzgr, Halime'nin rpertmesine neden oldu. Tekrar durdular. Birtakm banlar ve akrtlar iittiler, tekrar ilerlemeye baladktan zaman, atn nallanndan bouk ve tok bir sesin ykseldiini fark etti Halime: Sesini duyduklan derenin zerinde kurulu bir kprden geiyorlard. Ondan sonra olanlar ise korkun bir karabasan gibiydi. Etraftan son derece garip sesler ykseliyordu; sanki kocaman iki ordu birbirleriyle savaa tutumulard. Birden svari atndan iniverdi, bu arada gen kzn zerinin pelerini ile rtl kalmasna zen gsteriyordu. Hzl admlarla yrmeye balad, ardndan gelmesi iin Halime'yi ekitirip duruyordu. Kimi zaman dz zeminde yryorlar, kimi zaman ise merdiven kyorlard. Ksa bir sre sonra ise kzn iini, sanki kubbeli bir binann iine girmiler gibi bir his kaplad. Aniden adam zerine rtl olan pelerini ekip ald. Yabana ellerin vcudunu kavradklannn farkna vard. Dehet iinde tir tir titriyordu; korkudan lecek gibiydi. Kendisini svariden teslim alan adam belli belirsiz bir sesle gld. Birlikte bir koridora benzeyen dar bir geitten getiler. Sanki byk bir yeralt mahzenindeydiler, etraflarndaki hava buz gibi olmutu. Hibir ey dnmemeye alyor, ama bunu baaram yordu. Sonunun geldiine inanmt artk. Kz kollarnn aravnda tamakta olan adam, bir eliyle duvar

cvldamalarn iitiyordu. Bir kez daha kulak kabartt. Hayr yanl myordu. Sesler giderek daha da yakndan geliyordu. Burada neeli insanlar olduuna gre, belki de bana ok kt eyler gelmeyecekti! Kk kayk bu arada kyya ulamt. Adam kz dikkatle kollarnn arasna alarak karaya kt. Dik bir patikaya trmanmaya balamt. Yukan ulatklarnda Halime'yi yavaa yere indirdi. Her tarafndan tiz barlar ykseliyordu. Hzla kendisine doru yaklaan sandallarn seslerini iitmekteydi. Dev adamn geni bir glmsemeyle yaylan azndan u szler kt: "Aln! Onu sizlere teslim ediyorum!" Sonra da tekrar kayna dnd ve kar kyya doru krek ekmeye balad. Kzlardan bir tanesi Halime'nin gz ban zmeye alrken, dierleri de hayret dolu lklar atyorlard: "Ne kadar da zayf!" "Henz ne kadar da gen! Bu daha bir ocuk..." "una bak! Ne kadar sska! Yolculuk onu baya ypratm olmal... Ama yine de, ne kadar uzun boylu olduuna bakn hele! Bir selvi gibi..." Sonunda Halime'nin gzlerindeki ba zld. aknlkla evresine baknd. Usuz bucaksz baheler sarmt etrafn, hem de ilkbaharn tazeliini yaayan baheler... Etrafn eviren kzlar da huriler kadar gzeldiler; fakat gzban zen kz ilerinden en gzelleriydi. "Neredeyim ben?" diye sordu Halime zayf, ekingen bir sesle. Kzlar sanki Halime'nin ekingenlii kendilerini eglendiriyormu asna glmeye baladlar. Utancndan kpkrmz kesilmiti Halime; fakat gz ban zen kz, efkatle beline sanld: "Korkmana gerek yok yavrum. Burada harika insanlar arasnda sn." Scack sesi gven doluydu. Halime de ona sarld, bu arada aklndan lgnca dnceler geiyordu: Yoksa bir kraln saraynda mym? Beyaz akl talaryla kapl bir yola gtviler onu. Yolun iki ta 9

Panldayan eyin ne olduunu anlamaya alyordu. Nitekim bir sre sonra, aalarn arasna gizlenmi kk bir kkn cephesinin ortaya kmas gecikmedi. Gnein altnda parlayan binann nndeki meydanda fskiyeli bir havuz vard. Burada durdular; Halime evresini incelemeye balad. Etraflar yksek dalarla evriliydi. Gne kaya duvarlarnn zerinden ykselerek, karla kapl zirveleri aydnlatyordu. Halime geldikleri yne bakt. Kendi bana bir da saylabilecek koca bir kaya yn, vadinin giriini kapamt. Vadinin iki yanndaki ykselen kaya duvarlan. ileride derin bir boaz eklini alarak son buluyorlard. Boazn styakas asma bahelerle kaplyd. Ta yukarlarda kaya ynnn zirvesinde, kudretli bir saray olanca heybetiyle ykseliyordu. "Bu garip yerin ismi nedir?" diye sordu Halime titrek bir sesle, bir yandan da parmayla iki yksek kule tarafndan korunan duvarlar iaret ediyordu. "Olduka yorgunsun; nce bir banyo yap ve bir eyler ye. Sonra istediin kadar dinlenebilirsin." Bu arada biraz kendine gelmi olan Halime yannda duran kzlar ekingen baklarla szmeye balad. Hepsinin elbiseleri son derece gzel ve gz alcyd, ekicilikte birbirleriyle rekabet ediyorlard sanki. pek alvarlar her adm atlarnda hrdyordu. Vcutlarna tam oturan zengin ilemeli altn ve mcevherlerle bezenmi dmelerle ssl yeleklerinin iinden, canl renkleriyle prl prl parlayan ipek bluzlar gze arpyordu. Kollar deerli bileziklerle, gerdanlar ise inci veya mercan kolyelerle sslyd. Bazlarnn salan akt; bazlar ise ipek bartlere brnmlerdi. Ayaklarna renkli deriden yaplm ok gzel sandallar giymilerdi. Halime kendi zavall giysilerine bakarak utand. Belki de bu yzden alay etmilerdi kendisiyle! nnde durduklar kk yuvarlak kk, alak basamakl beyaz tatan yaplm bir merdiven ile evriliydi, ieriye bu merdivenler vastasyla giriliyordu. Daha nce grd eski zaman tapnaklarnda olduu gibi, bu binann ats da birok stun tarafndan tanmaktayd. Normal grnml bir kadn binadan dar kt. Son derece uzun boylu ve zayft. Teni esmerdi, avurtlar ie kmt. Byk

"Adi sadece grevini yapt" diye karlk verdi Meryem. "Artk biraz da ocukla ilgilenmenin vakti geldi sanrm!" Halime'nin elinden tutarak yrmeye balad. Dier eliyle ise hl leoparn tasmasn tutuyordu. teki kzlardan oluan kk grup da onlarn ard sra geliyordu. Binay evreleyen yksek bir koridorun iinde yryorlard. Mermer kapl duvarlar pnl pnl parlayarak etraftaki her eyin grntlerini yanstyorlard. Kaln, tyl bir hal, admlarnn seslerini yutuyordu. ok saydaki klarn birinde Meryem leopan serbest brakt: Ayn bir kpek gibi uzun sraylarla komaya balayan hayvan arada srada, bir kediye benzeyen ban Halime'den tarafa evirerek, neler olup bittiini kavramakta glk eken kz inceliyordu. Bu arada bir yol aynmna gelmiler, yksek kubbeli, geni bir salona ayak basmlard. Halime hayranlk dolu bir lk att. Ryalarnda bile bu kadar gzel bir eyi tasavvur etmemiti. Tavan tmyle cam bir mozaikten oluuyordu. Parlak renkli camlar gne nn bir ksmn, gkkuann tm renklerini yanstarak ieri brakyorlard. Mor, mavi, yeil, krmz ve sar nlar nereden geldii belli olmayan bir su tarafndan beslenen yuvarlak bir havuzu aydnlatyorlard. Suyun hareketli yzeyinden yansyan nlar, mobilyalar ve duvarlar da dahil olmak zere trn salonu deiik renklere bouyorlard. Her tarafta zengin ilemeli, yumuak yastklar bulunuyordu. aknlk iindeki Halime kapnn eiinde donup kalmt. Meryem se hafif bir glmsemeyle ona bakyordu. Havuza doru eildi ve elini suyun iine soktu. "Su tam olmas gereken sda" diye karann bildirdi. Kendilerine elik eden kzlara banyo iin hazrlk yapmalarn buyurdu. Bir yandan da Halime'nin elbiselerini karmaya balamt. Dier kzlann orada bulunmalanndan utanan Halime yere bakarak Meryem'in arkasna saklanma alyordu. Fakat tm abas bounayd, kzlar merakla ve kkrdayarak kendisini seyrediyorlard. "kn dar sizi gidi yaramazlar!" diye bard Meryem. Kzlar hi itiraz etmeden, bir anda ortalktan kayboldular. Meryem gzel kzn salarn slanmamas iin toptu: eklinde toplad. 13

"Yanaklarn ve dudaklarn krmzya boyamalyz" diye nerdi gzel bir sansn. "Brakn da ocuk nce bir kamn doyursun" dedi Meryem. Sonra da altn tepsiyi tayan zenci gen kza dnd: "Ona bir portakal ve bir muz soy Sara." Ban Halime'den yana evirdi: "En ok hangi meyveyi seversin yavrum?" "Bilmem! Daha nce ikisinden de hi yemedim ki. Her ikisinin de tadna bakmak istiyorum." Kzlar bu szler zerine yeniden kahkahalarla glmeye baladlar. Halime de Sara'nn kendisine uzatt bilinmedik meyveleri yerken, mutlulukla glyordu. Kendisine gsterilen dostluk onu ok mutlu etmiti. Bir sre sonra parmaklarn yalamaya balamt bile. "Kendimi hi bu kadar iyi hissetmemitim" dedi kzlara glmseyerek. Kzlar bir kez daha neeyle glmeye baladlar. Meryem bile hafife glmseyerek, Halime'nin yanaklarn okad. Halime da marlanndaki kann aktn hissediyordu. Gzleri parlyordu, neesi de tekrar yerine gelmiti. Bir anda her eyi unutarak kzlarla sohbet etmeye balad.. Kzlar onun etrafna oturmulard, bir ksm diki dikerken, bir ksm da nak iliyordu. Meryem ise Halime'nin eline metal bir ayna tututurmu, yanaklaryla dudaklann krmzya, kaslaryla kirpiklerini de siyaha boyamakla meguld. "Demek adn Halime" dedi onu boyamay neren sansn. "Benim adm Zeynep." "Zeynep! Ne gzel bir isim" diye karlk verdi Halime. Kzlar tekrar glmeye baladlar. "Nereden geliyorsun peki?" "Buhara'dan." "Benim gibi" diye sze kart olaanst gzellikte bir kz. Yz ay kadar yuvarlak ve narindi. Ufack yuvarlak bir enesi, kadife gibi gzleri vard. "Benim adm Fatma. F_ski efendinin ismi neydi?" Halime cevap vermek istedi ama tam o anda dudaklarn boyayan Meryem ona engel oidu
15

lyordu. Ben de alyordum. Ama imdi o tccarn doru sylemi olduunu anlyorum. Burada gerekten de bir prenses muamelesi gryorum..." Duygulanarak glmseyen kzlar, slak kirpiklerinin altndan birbirlerine baktlar. "Benim efendim de beni satt zaman alamt" dedi Zeynep. "Ben doutan kle deilim. Trkler beni kardklar vakit yam henz ok kkt. Usuz bucaksz bozkrlarnn en cra kesine gtrdler beni. Orada bir olan ocuu gibi ata binmesini ve ok atmasn rendim. Herkes mavi gzlerime ve sar salarma hayran oluyordu. nsanlar sadece beni grebilmek iin, ok uzak mesafelerden gelmeyi gze alyorlard. Eer kudretli bir h kmdann varlmdan haberi olsa, o anda beni satn alacandan sz ediyordu herkes. Sonra da sultann ordusu bize saldrd ve efendimi ldrd. Yaklak on yalanndaydm o srada. Dmanla dve dve geri ekildik. Fakat bir sava deildi bu, gerek bir katliamd insanlar ve hayvanlar kanlar iinde olduklar yere ylp kalyorlard. Efendimin olu ailenin reisi olmutu artk. Bana ak oldu ve beni meru kans olarak haremine ald. Fakat sultan sahip olduumuz her eyi elimizden almt. Efendim de bana gelenler yznden o kadar sinirliydi ki haksz yere ortal knp geiyordu. Hemen her gn dvyordu bizi. Sultann egemenliini kabul etmek istemiyordu. Nihayet sultan ile bar yapt. Tccarlar lkemize gelerek ticaret yapmaya baladlar. Bir Ermeni'nin dikkatini ekmitim. Adam efendimi bir an olsun rahat brakmyordu; ona saysz altn ve hayvan teklif ediyordu bana karl!:. Gnn birinde birlikte efendimin adrna girdiklerini grdm: Efendimin gz bana iliir ilimez belindeki haneri ekti. Tccann vaatlerine aldanp beni satacandan o kadar korkuyordu ki bunu yapmamak iin beni hanerlemek niyetindeydi. Fakat tccar ona engel oldu ve pazarlkta anlatlar sonunda. O anda lmek istedim. Ermeni iren bir insand. Beni Semerkant'a gtrd. Orada da beni Sey duna'ya satt. Fakat aradan o kadar ok zaman geti ki .." "ok ekmisin zavall km" diye mrldand Halime ve acsini paylarcasna kzn yanan okad. 17

pyordu. Her yatan yannda gm ereveli aynalarla ssl kk makyaj masalar bulunuyordu. Tavanda ise be kollu, karmak bir ekilde i ie gemi bir lamba aslyd. Kzlar Hatimeye ince beyaz ipekten yaplm uzun bir gecelik giydirdiler. Beline de krmz bir kuak balayarak onu aynann nne gtrdler. Halime kzlarn birbirlerine kendisinin ne kadar byleyici ve gzel olduunu fsldadklarn iitiyordu. Evet gerekten de ok gzelim diye geirdi iinden, bir prenses kadar gzel... Yataa uzand kzlar yastklar onun rahat edecei biimde yerletirdiler. Kaz ty bir yorgan le zerini rttkten sonra parmaklarnn ulanna basarak geri ekildiler. Halime ban yumuak yastklarn arasna gmd. Nihayet gerekten mutlu olduunu dnerek, huzur dolu bir uykuya dald. Pencereden ieri szlen gnein ilk nlar uyandrd onu. Gzlerini aar amaz karsndaki duvarda asl olan halnn motiflerinde kendini kaybetti. Hl yollarda olduunu sanyordu. Duvarda asl olan halda atl bir avc grlmekteydi Ksa bir mzrak tutuyordu elinde; uarcasna kaan bir ceylann peine dmt. Onun altnda ise bir kaplan ile bir boa amansz bir kavgaya tutumulard; kalkannn arkasna saklanm olan bir zenci mzran kendisine saldran aslana saplamak zereydi. Daha da aada bir panter, avlad ceylan paralamakla meguld. aknlkla resimlere bakarken aklna dn akam olanlar geldi. Nerede bulunduunu hatrlamt nihayet. "Gnaydn uykucu!" diyerek onu selamlayan Zeynep kzn ba ucuna oturdu. Halime byk bir hayranlkla Zeynep'i seyretmeye balad. Dili tutulmutu sanki. Gnete altn gibi parlayan salan omuzlarna dklyordu. Bir peri kadar gzel diye geirdi iinden. Onun selamna karlk vererek teki yataa bakt. Sara henz uyuyordu. zeri almt, abanoz aacndan yontulmua benzeyen kara derisi prl prl parlyordu. Arkadalarnn konumalar uyandrmt onu. Gzleri iki yldz gibi parlyord karanlkta. Halime'nin bulun 19

"yice renmen lazm. Peki iir sanat hakknda bir eyler bili yor musun?" "O konuda hibir ey renmedim maalesef." "Pekala biz sana bunlann hepsini reteceiz. Zaten renecein dalla o kadar ok ey var ki..." "Harika" diye bard Halime gerek bir sevin cokunluuyla. "Bir eyler renmeyi her zaman istemiimdir." "Burada kesinlikle uyulmas gereken titiz bir ders program izlediimizi bilmelisin. unu da unutma: Doruca dersi ilgilendirmeyen konular hakknda hibir ey sormamalsn." Halime Meryem'in bugn, dn akama gre daha sert ve ciddi bir tavr takndn sezmiti. Yine de onun kendisine kar dostluk ve muhabbet duygulanyla dolu olduunun farkndayd. "Bana sylediin her konuda sana itaat edeceim" diye sz verdi. Meryem'in dier kzlardan daha nemli bir konuma sahip olduu aka belliydi. Halime meraklanm olmasna ramen, bir ey sormaya cesaret edemiyordu. Kahvalt stten ve ball meyvelerden yaplm kk bir pastadan oluuyordu. Daha sonra herkes birer tane portakal ald. Kahvaltdan sonra ders balad. Hep birlikte Halime'nin dn akam hayran kald sra salona getiler. Kzlar kendilerine birer yastk seerek zerlerine bada kurdular. Dizlerinin arasna da bir yaz tahtas yerletirmilerdi. Ellerindeki kam kalemi hazr tutarak bekliyorlard. Meryem Halime'yi de bir yere oturtmu ve ona yaz malzemesi vermiti. "Sen de yaz tahtan tekilerin tuttuu gibi tut. Henz yazmay bilmemenin bir nemi yok. En ksa zamanda reteceim sana yazmay; ama nce yaz tahtasn ve kalemi tutmay renmelisin." Meryem bunlar syledikten sonra kapya yneldi ve duvarda asl olan gonga bir kere vurdu. O anda kap ald ve ieriye br zenci girdi; elinde kaln bir kitap vard. izgili kumatan yaplm ksa bir pantolon giymiti, gsn agkta brakan cppesi yerlere dek uzanyordu, kafasnda da pahal kumatan yaplm krmz bir sark vard Kzlann karsnda kendisi iin ayrlm olan yastn zerine bada kurdu. v 21

mt. Her ey onun gzne gln ve garip denecek kadar gerek d grnyordu. Ayaa kalkan zenci, kutsal kitab kere hrmet ile alnna gtrd: "Benim gzel bakirelerim, benim alkan rencilerim, ne kadar canl, ne kadar yaam dolusunuz! Bugnlk bilgeliimin baka tohumlarn ekmeyeceim kafanza, yeter artk bu kadar bilgi! Duyduklarnzn ve gzelce yazdklarnzn hepsini kafalarnza sokun, bir tek kelimeyi bile atlamadan hepsini iyice ezberleyin. uradaki kk tatl bldrcna, yeni arkadanza iyi bakn! Bildiiniz her eyi ona da retin ki bilgisizlii bilgiye dnsn." ki sra bembeyaz diini gzler nne sererek glmsedi. Anlaml baklarla kzlar szd ve vakarla ders salonunu terk etti. Perde henz tam kapanmamt ki Halime kahkahalarla glmeye balad. Neesi bir anda dierlerine de bulat ama Meryem onu kenara ekerek ciddi bir ses tonuyla konumaya balad: "Bir daha asla Adi'ye glme Halime. Belki gerekten de ilk bakta biraz komik birisi gibi grnyor ama altn gibi bir kalbi vardr ve bizim iin her eyi yapar. Hem Kuran hakknda, hem de dnya felsefeleri hakknda pek ok ey bilmektedir. Nazm ve nesir sanatlanna vakf olduu gibi Arap ye Fars dillerinin gramerlerini de pekiyi bilmektedir. Seyduna ona ok gveniyor..." Halime utanla nne bakt. Fakat Meryem yanan okayarak ekledi: "Senin ona kt bir niyetle glmediini biliyorum. imdi artk dorusunu rendin ve bundan sonra baka trl davranacandan eminim." Halime de bayla ona peki diyerek dier kzlann ardndan baheye kt. Sara Halime'yi banyoya gtrerek salarn ykamak iin ok srar ediyordu. Halime onu krmamak iin teklifini kabul etti ve birlikte hamamn yolunu tuttular. Sara kzn nce salarn tarad, sonra da yan beline kadar soydu. Halime kzn ellerinin titrediini fark etmiti. Olduka rahatsz olmutu bu dunumdan ama sesini karmamaya karar verdi. "Efendimizin kim olduunu biliyor musun?" diye sordu ona.
I

23

Halime'nin merak git gide artyordu. "Peki dn evin nnde karlattmz o yal kadn da kimdi?" diye sordu kzn sylediklerine aldrmadan. "Apama. Fakat onun hakknda konumak, Meryem hakknda konumaktan ok daha tehlikelidir. Meryem iyi kalplidir ve bizi sever. Apama ise kt kalplidir ve bizden nefret eder. O da Seyduna'y iyi tanr. Fakat dikkat et kendini ele verme, kimse senin neler bildiini renmesin." "Kendimi ele vermem Sara." Kara derili kz Halime'nin salarn ykamaya balad. "O kadar tatlsn ki Halime" diye mnldand. Halime ok utanmasna ramen onu duymam gibi yapt. Daha renecek o kadar ok ey vard ki... "Adi kim peki?" diye sordu bir daha. "O bir hadm." "Bir hadm?" "Gerekten erkek olmayan bir erkek." "Hi bir ey anlamadm." Sara daha detayl aklamalar yapmaya balamt ki Halime szn kesti: "Bu tr eyleri duymak istemiyorum." "Yaknda ok daha deiiklerini de duymak zorunda kalacaksn ama." Sara biraz alnma benziyordu. Ykamay bitirdii zaman, Halime'nin salarn gzel kokulu yalarla ovmaya balad. Sonra da salarn kurutmaya balad. Ah! Onu kendine ekip kollarnn arasna almay ne de ok isterdi! Fakat Halime kendisine ylesine karanlk bir bak frlatt ki bu tr bir davranta bulunmay gze alamad. Salannn daha abuk kurumas iin birlikte gnee kmay teklif etti ona. Bu acayip dnyaya geldiinden bu yana, Halime ilk defa gerekten yalnz kalyordu Hibir ey bilmiyordu aslnda; ne bulunduu yerin neresi olduunu, ne de burada ne ii olduunu. Fakat bu onu rahatsz etmiyordu, lam aksine aslnda cinler ve perilere layk olan bu lkede kendisini ok iyi hissediyordu. Bitmez tken

Kendi konuma becerisine glmek zorunda kald. Ceylan kzn yanna kadar gelerek, bumu ile suratn okamaya ve yalamaya balad. O kadar ho bir ekilde gdklanyordu ki gen kz glerek kendisini savunmak istermi gibi yapnca, hayvan onu daha da iddetle yalamaya balad. Aniden en az ceylan kadar yaam dolu baka bir yaratn, arkadan kendisine doru yaklamakta olduunu hissetti. Yaratn solumasn gayet iyi iitebiliyordu. Arkasna dnd ve korkudan olduu yerde donakald. Hemen yan banda sar renkli leopar Ahriman duruyordu. O da en az ceylan kadar sevgi gsterisinde bulunma isteklisiydi. Halime srt st yere dt. Dehet iindeydi. Ne ayaa kalkabiliyor, ne de barabiliyordu. Korku dolu gzlerle uzun bacakl kediye bakyor ve zerine atlayaca ann gelmesini bekliyordu. Fakat hayvan ona saldrmaya hi de niyetli grnmyordu. Kzla ilgilenmekten vazgeerek, ceylan ile oynamaya balamt bile. Ceylann kulaklarn sracakm gibi yapyor, bir yandan da boazna atlyordu. Birbirlerini uzun sredir tandklar her hallerinden belliydi; aralarnda iyi bir arkadalk kurmulard. Halime bir anda cesaretlendi ve kollarn her iki hayvann boynuna dolad. nceleri hafife hrlayan leopar, sonra gerek bir kedi gibi mnldanmaya balad. Ceylan da kzn yzn yalamaya balamt yeniden. Gen kz hayvanlara yeni yeni gzel isimler bulmak iin kafasn patlatacakt neredeyse. Bir leopar ile bir ceylann nasl olup da bu dnyada arkada olabileceini bir trl anlayamyordu. Allah bunu cennet sakinlerine vaat etmiti oysa. Birden konuma sesleri geldi kulana. Ayaa kalkarak sesin geldii tarafa doru yrmeye balad. Ahriman ve ceylan da ona elik ediyorlard. ki arkada hl birbirlerine taklyorlard; ceylan, kk bir kei gibi, ban Ahriman'a doru sallyordu, leopar ise onun kulaklarna akadan saldrlarda bulunuyordu. Halime dans dersi iin kendisini bekleyen arkadalarnn yanna gitti. Kzlar salarn bann arkasnda topuz yaptlar ve onu sra salona gtrdler. Dans hocas Esad isminde bir hadmd. Orta boylu, vcudunda hi kl bulunmayan, hemen hemen bir kadn kvraklna sahip 27

sak! Meryem bu konuda ok katdr, nk imanlamamzdan ok korkuyor. Sana bu muzu getirdiimi bir bilse, beni iddetle cezalandnrd herhalde." imanlama korkusu yznden yemek yememek! ilk kez duyuyordu Halime byle bir eyi. Tam aksine! Bir kadn ne kadar iman olursa, o kadar ok beenilirdi. Her eyin harika olduu bu ahane yerde, ilk defa hoa gitmeyen bir haber almt! Tekrar ders salonuna dnme vakitleri gelmiti. Onlara nazm dersi verecek olan hoca Adiydi yine. ok houna gitmiti bu ders Halime'nin. Gerei sylemek gerekirse, o kadar hayran kalmt ki neredeyse kendisinden geecekti. yi yrekli hocalar, onlara nce bir gazelden birka msra okuyarak anlamlarn akladi Sonra da Meryem baka bir msra okudu, kzlar da bunun devamn getinnek iin doalama yapmaya baladlar. Bir dzine kadar msradan sonra, kzlarn ou hayal glerini tketmilerdi bile. Geriye sadece Zeynep ve Fatma kalmt, inatla ve biraz da fkeyle atmaya devam ediyorlard. Ama sonunda birbirlerinden zr dileyerek atmalarn sona erdirdiler. lk iki denemeden sonra, Halime'yi imdilik fazla zorlama mas gerektiini anlamt Adi. Biraz daha almas gerekiyordu. Fakat az sonra Halime nc bir deneme yapmak istediini syledi. inde hl belli belirsiz bir korku olmasna ramen, kendine gveni yerine gelmiti. Dier kzlarla boy lmeye can atyordu. Meryem bir msra okudu: "Mavi bir ku gibi kanatlarm olsayd eer..." Adi bir an bekledi sonra da srayla kzlara sz vermeye balad: Zleyha: "Yaz gneine kar uardm..." Sara: "yilikle dolu olurdum..." Aye. "Dknlerin aclarn dindirirdirn..." Sit: "Mutlulukla dolu bir ark mrldanrdm..." Cada: "Gerei arardm her zaman..." Bu anda Halime'ye iaret eden Adi glmseyerek sz verdi ona. Halime de kzararak aklna geleni syledi: "Seninle birlikte..." Fakat devam aklna gelmedi. y 29

"Bu kadar yeter gvercinlerim!" diye araya girdi Adi. "Yeteri kadar boy ltnz; birbirinize iekler gnderdiniz ve ta yamuruna tuttunuz. Ama bu kadar akalama yeter. Birbirinizle pn ve yemek salonuna gidin. Hepinize afiyet olsun." Sonra da sevgi dolu bir yzle glmseyerek eildi ve ders salonunu terk etti. Kzlar da sofradaki yerlerini alabilmek iin onun arkasndan telala dar ktlar. Sabah kahvaltsn sofrada hazr olarak bulmulard. Oysa le yemei onlara hadm tarafndan servis ediliyordu: Hamza, Talha ve Zhal. Bu vesile ile kendilerine yedi tane hadmn hizmet ettiini rendi Halime. ki retmeni tanmt zaten. Yemeklerini hadm getiriyordu ve bu garip insanlardan iki tanesi de bahenin bakmyla grevliydi: Muad ve Mustafa. Mutfakta son sz Apa ma'ya aitti; Hamza, Talha ve Zhal sadece yardm ediyorlard ona. Ev ilerini yapyorlar, ihtiyalar karlyorlar, btn kkn dzenli ve temiz kalmasn salyorlard. Btn hadmlar aynen Apama gibi kzlarn bulunduu blgeden hendeklerle ayrlm zel bahelerde oturuyorlard. Hadmlar kendilerine ait ortak bir binada oturuyorlard, Apama ise onlardan ayn olarak kk bir evde yayordu. Bunlarn hepsi Halime'nin merakn daha da kamlayan eylerdi. Meryem ile beraberken bir tek soru bile sormaya cesaret edemedii iin; sabrszlkla Sara ile yalnz kalaca zaman bekliyordu. Yemek ahane bir ziyafet gibi grnyordu gzne: Krpe pili kzartmas, gzel kokulu yahni, eitli sebzeler, sote et, peynir, pasta, bal ve taze meyveler. Sonunda da iinde kendisini garip bir ekilde neelendiren bir iecein bulunduu bir kadeh verdiler ona. "arap bu" diye fsldad Sara. "Seyduna arap imemize izin verdi." "Peygamber arap iilmesini yasaklamt. Seyduna hangi hakla buna izin verebiliyor?" "O bu hakka sahip. Sana onun Allah'tan hemen sonra geldiini sylemitim. O yeni bir peygamber." "Sen bana Apama ve Meryem dnda iinizden kimsenin Sey duna'y grmediini sylemitin, yle deil mi?" 31

"Seyduna da bu kkte mi oturuyor?" "Bilmiyorum. Belki de." Peki bu blgenin ismini de mi bilmiyorsun?" "Bilmiyorum. Hatta Aparna ve Adinin bile bildiklerini sanmyorum. Olsa olsa Meryem. "Niye Meryem?" "Onlarn ok iyi anlatklarn sylememi miydim sana?" ' Birbirlerini ok iyi anlamak' ile ne kast ediyorsun?" "Onlar kar koca gibiler." "Bunu kim syledi sana?" "t! Biz kefettik byle olduunu." "Nasl yani? Anlayamadm." 'Tabii ki anlayamazsn. Daha hi harem hayat yaamamsn ki!" "Demek sen bir haremde bulundun?" "Evet tatlm. Bir bilebilseydin nasl bir ey olduunu! Efendim eyh Muaviye isminde bir adamd. Balangta onun cariyesiy dim. Beni satn aldnda yirmi yandaydm. Sonra da sevgilisi oldum. Gnn birinde yatamn kenarna oturup yzme bakt, aynen biraz nce sana yaptm gibi. Benim tatl kk siyah kedim...' ite bunlar syledi bana. Sonra da beni pt. Neler hissettiimi sana nasl anlataym? Yakkl bir adamd ve dier karlar beni son derece kskanyorlard. Fakat bana bir ey yapmaya cesaret edemiyorlard nk Muaviye bana hepsinden daha fazla deer veriyordu. Hiddet ve fkeden ne yapacaklann aryorlard, bu ekilde de gzel grnmek istedikleri adamn gzne iyice irkin grnyorlard. kt seferlere beni de gtryordu. Gnn birinde dman bir kabile bize saldrd. Adamlarmz kendilerini savunmaya balayana kadar dmanlar beni karmlard bile. Basra pazarnda beni imdiki efendimize sattlar. O kadar mutsuzdum ki..." Bir anda hkrklara bouldu. Gzyalar yanaklarndan szlerek Halime'nin gsne damlyordu. "zlme artk Sara. Artk buradasn ve hepimizin de durumu ok iyi." "Beni biraz olsun sevdiini bir bilseydim. Muaviyem o kadar yakklyd ki ve ben o kadar ok seviyordu ki..."

dersine ge kalanlarn vay haline... Al yanaklarn ve dudaklarn boyamak iin siyah ve krmz renkler. Gzel kokman iin de iek z. Meryem gnderdi bunlar sana. Haydi ayaa kalk imdi." Sara ve Zeynep hazrlanmas iin ona yardm etmeye baladlar. Sonra da hep birlikte ders salonunun yolunu tuttular. Apama salona ayak bast anda yksek sesle glmemek iin Halime tm iradesini kullanmak zorunda kald. Ihtiyann souk baklar ve tekin olmayan suskunluu onu dikkatli olmas iin uyaryordu. Kzlar ayaa kalktlar ve yerlere kadar eildiler. ihtiyar kadn son derece komik bir biimde sslenmiti. Siyah ipekten geni bir alvar, kemikli bacaklarnn etrafnda dalgalanyordu. zerine krmz kumatan yaplm altn ve gm ilemeli bir yelek giymiti. Kk san balna uzun bir sorgu taklyd. Kulaklarnda ise elmaslarla sslenmi, halka biimli kocaman kpeler sallanyordu. Bunlarn dnda, boynunda iri incilerden yaplm uzun bir kolye aslyd; el ve ayak bileklerinde ise ince ilemeli deerli bilezikler ngrdyordu. Fakat btn bu deerli ve gzel eyler sadece onun ihtiyarlnn ve irkinliinin daha fazla n plana kmasna neden oluyordu. Yanaklar ve dudaklar ylesine parlak bir krmzya boyanmt ki kirpiklerine srd simsiyah maskara ile canl bir korkulua benzemiti. Bir el hareketi ile kzlara oturmalarn emretti. Baklaryla Halime'yi anyordu. Alayc bir tavrla glerek ters ters konumaya balad: "Bak hele, k ne de gzel allayp pullamsnz! lk defa bir boa gren ve kendisinden ne beklendiini bilmeyen bir dve gibi kocaman gzlerle alk alk bakyor bana. imdi kulaklann drt a da ie yarar bir eyler renmeye al bakalm. Arkadalarnn analarndan her eyi bilerek doduklarn dnme sakn! Geri onlarn gzleri daha buraya gelmeden nce bulunduklar haremlerde alm ama ak hizmetinin ne denli zor bir sanat olduunu ilk defa burada rendiler. Benim memleketim olan Hindistan'da bu ie ok kk yalarda balanr, nk bir zamanlar ok bilge bir adam, iyi bir eitim iin gereken zaman ile karlatnnca, hayatn ne kadar da ksa olduunu sylemiti. Zavall solucan, acaba sen bir erkein ne olduunu biliyor musun ki? Acaba dn seni bu

yordu; dilerini gcrdatarak beni hanerleyeceini sylyordu. yle anlarda delirdiini dnyordum. Beni son derece korkutuyordu." Meryem bir an iin sustu. Sanki devam edebilmek iin biraz kuvvet toplamak istiyordu. Halime onun herkesten gizledii anla nn kendisine anlatacan anlamt. Ate gibi yanan yanam Meryem'in gsne yaslad ve nefesini tutarak beklemeye balad. "Kocamn tm kadnlk gururumu derinden yaralayan bir huyu vard" diye devam etti n e d e n sonra. "Artk bana tmyle sahip olduunu bildii iin, akimi tamamen kaybetmiti. Srekli olarak birlikte i yapt insanlara benim gzelliimi vyor, ne kadar namuslu olduumu anlatyor, vcudumun tm ayrntlarn birer birer gzel szlerle gzler n n e sererek tm lkenin en harika gzelliine sahip olduunu syleyip caka satyordu. Onlan elinden geldiince kskandrmak istiyordu. Akamlar yanma gelerek, gzelliimi anlatt arkadalarnn kskanlktan bembeyaz kesildiklerini sevinerek anlatyordu. Bundan holandn gizlemeye gerek duymuyordu zaten. Ondan ne denil nefret ettiimi ve irendiimi anlayabilirsin sanrm. Yanna gitmek zorunda kaldm geceler sanki kendi idamma gidiyormuum gibi geliyordu bana. Fakat o glerek bana acemi aylak olarak adiandsrd g e n arkadalar hakknda neler dndn anlatyordu: 'Evet hayatm! Para ile her ey satn alnabilir. Fakir bir adam ne kadar yakkl olursa olsun, senin gibi bir kadn ryasnda biie gremez.' Ah! Keke o acemi aylaklardan bir tanesi ile tanabilseydim! O zaman Musa'ya tm dncelerinin yanl olduunu spat edebilirdim. Fakat gnn birinde beklemediim bir ey oldu. Hizmetilerimden birisi elime kk bir mektup tututuruverdi. Mektubu atm ve daha ilk kelimeler kalbimi titretti. Bugn biie hepsini ezbere biliyorum. Dinle..." Halime tmyle kulak kesilmiti. Sabrszlktan titriyordu. "'eyh M u h a m m e d ' d e n Meryem'e! Ey Halep gl, geceleri aydnlatan gm renkli ay ve gnleri yakp kavuran gne! Seni ok sevdiimi bilmelisin. Evet, seni her eyden fazla seviyorum, zellikle de lanetli zindancn Musa'nn senin gzelliklerini ve er

kpkrmz kesildi. Yine de iradesi dnda dinliyordu kadnn anlattklarn. i bir anda ateli bir merakla doldu. Eer Sara ile yalnz olsayd ya da ok utanmasna sebep olan Meryem orada olmasayd, Apama'nn anlattklar onun houna bile gidebilirdi. Ama o anki durumda gzlerini nne dikip dinlemekten baka bir ey gelmiyordu elinden, iinde sebebini kendisinin de bilmedii bir sululuk duygusu vard. Apama nihayet anlattklarnn sonuna geldi. Kzlann suratlarna bile bakmadan, ders salonunu kibirle terk etti. Kzlar da onun peinden kendilerini dar atarak, kk gruplar halinde baheye daldlar. Sara Meryem'in bulunduu tarafa gitmeye cesaret edemeyen Halime'nin yanndayd. Fakat Meryem kendiliinden Hali me'ye seslendi: Ona belinden sarlarak kendisine ekti. Sara bir glge gibi onlar takip ediyordu. "Nasl, yaam tarzmza biraz alabildin mi?" diye sordu Meryem ona. "Her ey bana deiik ve yeni geliyor" diye cevaplad Halime. "Yoksa houna gitmedi mi buras?" "Hayr! Tam aksine! Buradaki yaam ok houma gidiyor, sadece imdiye kadar yaadm hayattan o kadar farkl ki..." "Sabr yavrum. Zaman her eyi dzeltir." Halime ban Meryem'in omzuna dayayarak Sara'nn olduu tarafa doru gz ucuyla bir bak frlatt. Kara renkli arkadann kskanlk acsyla dolu baklarn yakalamt. Beni seviyorlar diye geirdi iinden. Yreinde bir scaklk hissediyordu. Takip ettikleri yol onlar sk yeillikler arasndan, da deresinin yzlerce metre yukardan alayarak aa dkld bir yarn kenanna kadar getirmiti. Halime bahelerin evredeki kayalklarn tam ortasna kurulduklarn fark etmiti. Aalardaki byk bir kayann zerinde kertenkeleler gneleniyorlard. Gnein altnda srtlan zmrt gibi parlyordu. "uraya bak ne kadar da gzeller!" diye bard Meryem hayranlkla. Halime perdi.

bu bahelerde iyi ilikiler iindeyiz; d dnya ile ilgimiz olmadan, mutlu bir ekilde yayoruz burada hepsi bu." Halime rahatlayarak derin bir soluk ald fakat yine de oradan uzaklamak iin byk bir istek vard iinde. "Size yalvanyorum gidelim buradan" dedi onlara. Glerek kabul ettiler. "Bu kadar korkak olma" dedi ona Meryem. "Gryorsun ya hepimiz seni ok seviyoruz." "Baka hayvanlar da var m burada?" "Elbette. Daha biroklann greceksin. Hatta bir hayvanat bahemiz bile var. Yalnz oraya sadece kayk ile ulamak mmkn. Vaktin olduu bir zaman Adi veya Mustafa'ya rica edersen, seni oraya gtrebilirler." "Ne gzel! Demek ki krallmz ok geni?" "O kadar geni ki yolunu kaybeden birisinin alktan lmesi iten bile deildir." "Aman! O zaman asla bir daha yalnz gezmeye gitmeyeceim." "O kadar da tehlikeli demedim! Bizim yaadmz bahe bir eit adadr aslnda. Adamzn bir taraf rmakla evrili dier taraflar da yksek surlarla. Yani eer rma gemeye yeltenmezsen, yolunu kaybetme ansn yok... Fakat ilerideki kaya duvannn arkasnda, ilerinde vahi panterlerin yaad sk ormanlar balamaktadr..." "Peki imdi bu kadar evcil ve uysal olan Ahriman' nereden buldunuz?" "O da bu ormanlarda domu. Daha ksa sre ncesine kadar kk bir kedi yavrusuna benziyordu. Onu kei style besliyorduk, imdi bile kendisine et vermeye korkuyoruz. Hi belli olmaz, et onu vahiletirebilir belki. Mustafa getirmiti bize onu." "Mustafa ile tanmadm henz." "Btn hadmlar gibi o da iyi bir insandr. Eskiden gl bir prensin meale taycsym. ok zorlu bir grev olduu iin kam oradan. imdi de Muad'la beraber bahelerimizin bakm ile grevli... Geri dnelim artk. Eve dnme vaktimiz gelmi. Fatma ve Zleyha bize musiki ve dans dersi verecekler. Fatma ok gzel ark sylyor." \ 39

erkeklerini anlatyorlard birbirlerine. Meryem ellerini srtnda kavuturarak kzlarn arasnda bir ileri bir geri geziniyor ve yaptklarn kontrol ediyordu. Halime Meryem hakknda dnmeye balad. Yapacak belli bir ii olmad iin ona buna yardm ediyor,.evresindeki konumalar dinliyordu. Ta ki kendisini tamamen Meryem zerinde yo gunlatrncaya kadar. Acaba Seyduna ile aralarnda neler gemiti ki birbirleri ile bu kadar iyi anlaabiliyorlard? O da harem hayatn tanmt , acaba Apama'nn anlatt o eylerden yapm olmas mmkn myd gerekten? Buna inanmak istemiyordu. O iren eylerin hayal rn olduklarna inandrmak istiyordu kendisini. Gnein batndan az nce akam yemeklerini yediler. Karanlk bahelerin zerine hzla kerken dolamaya ktlar. Gkyznde ilk yldzlar parlamaya balamt. Halime Sara ve Zeynep geni bir cadde boyunca yryordu. Kzlar Halime'nin ellerini tutmulard. Kendi aralarnda alak sesle sohbet ediyorlard. Irmak aklanamaz bir ekilde, giderek daha da yksek bir sesle akyordu; ova gz alabildiince uzanyordu nlerinde. Halime duygulanmt. Kalbinde hem acy, hem de mutluluu bir arada hissediyordu. Bu garip masal lkesinde kendisini ok kk ve yapayalnz hissediyordu. Her ey o kadar garipti ki: Burada mantnn kavrayabileceinden ok daha fazla gizem olduundan korkuyordu. allklarn glgeleri arasnda titrek bir k parlamaya balamt. In hareket ettiinin ve giderek kendilerine yaklamakta olduunun farkna varan Halime korkuyla arkadalarnn arasna sakland. Elinde meale tayan bir adam kendilerine doru geliyordu. "Bu Mustafa. Baheyi kontrol ediyor" diye aklad Sara. Yuvarlak yzl iri bir zenci kendilerine yaklat. Belinden bir kuakla balanm olan ok uzun bir cppe giymiti. Etekleri yerlere kadar uzanyordu. Kzlar grd zaman canayakn bir glmseme ile bembeyaz dilerini gzler nne serdi. "Rzgarn bize getirdii kk batankara burada demek!" dedi Halime'ye dosta. "Kk, tatl yaratk..." Mealenin titrek nda kara bir glge dans etmeye balad. Byk bir gece kelebei atein evresinde uuuyordu. Titreyen 41

Halime'nin bylesine tuhaf artlar altnda mehul efendisinin bahelerine ulamas ile ayn zamanda, gri renkli eeine binmi gen bir adam da, eski ordu yolunda ilerlemeye balamt. O da kervanla ayn yere gitmek istiyordu a m a aksi ynden kmt yola, yani batdan. Bana erkeklerin kulland cinsten bir sark sarmasnn zerinden fazla zaman gemedii her halinden belliydi. Belli belirsiz bir ty tabakas kaplamt enesini; canl gzleri ise hl ocuka bir ifadeyi muhafaza ediyordu. Hemedan ve Rey ehirlerinin tam ortasrtda bulunan eski bakent Sava'dan geliyordu. Bykbabas Tahir bir zamanlar Sava'da kk bir smail tarikat kurmutu. Bu tarikat bir yandan ehit Ali'nin taraftarln yaparken, bir yandan da gizlice Seluklu boyunduruuna kar faaliyette bulunuyordu. sfahan'l eski bir mezzinin tarikata kabul edilmesinden ksa bir sre sonra kk cemaatin yeleri gizli bir toplant esnasnda baskna uram ve bir ksm hapsedilmiti. Tarikatn yeleri eski mezzinin kendilerini ele vermi olduundan kuku lanmlard. Mezzinin uzun sre gizlice takip edilmesinden sonra ondan bo yere kukulanlmad ortaya kmt. lm cezasna arptrlan adamn cezas annda infaz edilmiti. Bunun zerine tarikat lideri olan Tahir tutuklanarak cezaevine konulmu ve ba vezir Nizam l Mlk'n bizzat verdii emir ile boynu vurularak idam edilmiti. Tarikatn yeleri bu olay zerine korku iinde kalm ve drt bir yana dalmlard; herkes bu kk smail tarikatnn faaliyetlerinin son bulduuna inanyordu artk. Fakat Tahir'in torunu byyp de yirmi yana gelince babas ona her eyi anlatmt... Artk harekete gemesinin vakti geldiini sylemiti ona. Eeini semerleyerek yol hazrlklarna balamasn emretmiti. Yolculuk gn gelip attnda delikanly evinin en st terasna kartarak,

43

aknlndan syrlp klcna davrand zaman ise ok geti artk. Yedi tane sivri ulu mzrak zerine evrilmiti bile. Korktuum iin utanmalym diye dnd. Ama bu kadar stn bir kuvvet karsnda ne yapabilirim ki? Atllarn lideri ona seslendi: "Burada ne iin var acemi aylak? Yoksa alabalk m tutmak istiyorsun? Dikkat et de oltann ucu kendi azna taklmasn!" Tahir'in torunu armt. Eer bu atllar sultann adamlarysa, gerei sylemesi onun iini bitirirdi. Yok eer bunlar smail iseler, susmaya devam etmesi halinde akllarna bambaka eyler gelebilirdi. Elini klcnn kabzasndan ekti ve ne yapacan bilmez bir halde adamlarn suratlarna bakmaya balad. Atllann lideri adamlanna gz krpt: "Bana yle geliyor ki sen burada kaybetmediin bir eyleri aryorsun acemi velet!" Elini hzla atnn egerindeki bir denee att. Denein ucunda, zerinde li taraftarlannn simgesi olan beyaz bir bayrak dalgalanyordu. Ya bu bir tuzaksa? diye dnd Avni. Ne yapalm! Tehlikeyi gze almak zorundaym. Eeinden inerek lidere doru yaklat ve elinde tuttuu beyaz bayra hrmetle alnna gtrd. "Ha yle!" diye bard atllarn lideri. "Sen Alamut kalesini aryorsun. Bizi takip et!" Bunlan syledikten sonra atn ahrud boyunca uzanan yolda srmeye balad. Tahir'in torunu eeine binerek onu takip etmeye balad; dier adamlar ise konvoyun sonunu oluturuyorlard. Giderek dalarn daha da ilerine dalyorlard, rman alamas iyice iddetlenmiti. Nihayet zerinde byk bir gzetleme kulesi bulunan dev bir kaya kntsna ulatlar. Kulenin en tepesinde beyaz bir bayrak dalgalanyordu. rmak yatan bu dev kayann etrafna amt. Birliin lideri atn dizginledi ve adamlarna durmalann emretti. Sonra da elindeki bayra yukarya doru sallamaya balad. Kulenin stndeki muhafzlar ayn ekilde cevap verdiler ona. Yol almt. Hi gne almayan kapkaranlk bir boaza girdiler. Yol dar, fakat emniyetliydi. Baz yerlerde kayalar oyularak yol genile 45

vann andran uultular ve grltler ykselmekteydi. Avni akn gzlerle evresine baknd. Birtakm kk birlikler talim yapyorlard orada burada. Kalkan, mzrak ve kl akrtlar, at kinemeleri ve eek anrmalar arasndan sert emirler iitiliyordu. Baka adamlar ise surlar tamir etmekle meguldler: Katrlarla getirilen ar talar ilkel bir tahta kaldra yardmyla yerine konuluyordu. Her taraftan ykselen barma ve haykrma sesleri, alayarak akan rman grltsn bile bastnyordu. Tahir'in torununu kaleye getiren adamlar etrafa dalarak, gnlk ilerini yapmaya baladlar. Liderleri ise o srada oradan gemekte olan bir adam durdurdu: "Yzba Minuehr kulede mi?" Asker hazrola geerek cevaplad: "Evet Onba Abuna." Lider delikanlya kendisini takip etmesini iaret etti. Birlikte aada bulunan kulelerden birine girdiler. Tahir'in torunu ok yakndan gelen krba akrtlarn ve ac dolu feryatlar iitince irkilmekten kendisini alamad: Ta stunlarn birisine yar plak bir adam balanmt. zerinde ksa, izgili bir potur ve krmz bir balktan baka bir ey olmayan dey bir zenci, ulan dml krbacn adamn plak srtna acmadan indiriyordu. Her darbe ile adamn srtnda yeni bir yara alyor ve kanlar etrafa sryordu. Hkmlnn yannda duran bir asker ise arada bir elindeki kovann iinde bulunan su ile adamn yzn slatyordu. Tahir'in torununun gzlerindeki deheti gren Onba Abuna alayla sntti: "Grdn gibi burada ne kuty yataklarda yatyor, ne de amber kokular srnyoruz" dedi. "Eer beklediin byle bir ey ise iddetle yanldn syleyebilirim." Tahir'in torunu ses karmadan yrmeye devam etti. O zavallnn bu derece iddetle cezalandrlmasna neden olan hangi suu ilediini sormay ok isterdi ama iindeki o garip tutukluk buna mani oluyordu. Kulenin dehlizlerinde yrmeye baladlar. Dev kubbeler altnda ilerleyen delikanl, surlarn muazzam kalnlnn farkna vard. ok geni temellerin zerindeki duvar iri talarla rlmt. Ka

Tahir'in torunu armt: "Ata binmeyi ve ok atmay biliyorum. Kl ve mzra da olduka iyi kullanyorum sanrm." "Evli misin?" Delikanl kulaklanna kadar kzard: "Hayr beyim." "imdiye kadar hibir kadnla ahlaksz eyler yaptn m?" "Hayr beyim." "yi." Yzba Minuehr onbasna dnd: "Abuna! Gen Ibni Tahir'i Da Ebu Soraka'ya gtr. Onu benim gnderdiimi syle ona. Eer gerekten de durumda bir sahtekrlk yoksa, ok memnun kalacaktr." ikisi birden hrmetle eilerek salonu terk ettiler. Avluya ulatklannda az nce krbalanan adamn baland direin artk bo olduunu grdler. Demin olup bitenlerin tek kant yerdeki kuruyan birka damla kandan ibaretti. Ibni Tahir her ne kadar korkuyor ise de kendine olan gveni bir para yerine gelmiti. Ne de olsa ehit Tahir'in torunuydu kendisi! Az ey miydi bu? Merdivenleri karak ikinci avluya ulatlar. Sa tarafta kla olduu anlalan byk bir bina ykseliyordu. Onba yapnn nnde durarak etrafna baknd. Birisini arar gibiydi. zerinde giysi olarak beyaz bir cppe, alvar ve sank bulunan esmer tenli bir delikanl onlara doru yaklayordu. Onba onu durdurdu ve dosta sordu: "Yzba bu delikanly Da Ebu Soraka'ya gtrmemi syledi." "Beni takip edin!" dedi esmer tenli delikanl geni bir glmsemeyle. "Hrmetli Da u anda sanat ve musik dersleri veriyor. Hemen yukandaki terastayz." Ibni Tahir'e dnd: "Buraya fedai olmak iin mi geldin? Eer yleyse seni ok ilgin gnler bekliyor burada. Ben talebe beyde'yim." Ibni Tahir beyde'nin ne demek istediini tam olarak anlamamakla beraber onbann eliinde onu takip etti. Yapnn atsn
V

49

kanlnn elini skarken, dier yandan da ailesi ve babas hakknda binlerce soru soruyordu. Byk nder'e onun geliini bildireceine sz verdikten sonra, evrelerinde oturmakta olan talebelerden birisine iaret etti: "Sleyman! Geri gndermek zorunda kaldmz o zavallnn yerine yerletir onu. Yolculuun kirini pasn zerinden atmasn sala ve temiz bir eyler ver ki akam namazna hazr olabilsin." Sleyman ayaa kalkarak ihtiyarn nnde eildi. "Dediklerini yapacam hrmetli da!" Ibni Tahir'den kendisini izlemesini rica etti. Aaya indiklerinde dar bir koridora girdiler; koridorun ortasnda ise Sleyman duvardaki bir perdeyi yana ekerek Ibni Tahir'i ieri soktu. Geni bir yatak odasnda girmilerdi. Kapnn karsndaki duvarn nnde yaklak yirmi dek seriliydi. Dekler samanla dolu basit uvallardan oluuyorlard, stlerine de at klndan yaplm rtler vard. Yastk olarak ise at eerleri kullanlyordu. Duvarn st tarafnda, bir sra tahta raf gze arpmaktayd. Her cinsten eya bu raflara son derece dzgn olarak yerletirilmiti: Toprak kaplar, seccadeler, temizlik ve ykanma malzemeleri. Her dein ayak ucunda bulunan bir silahlkta eitli silahlar vard: Yaylar, sadaklar, oklar, mzraklar ve ciritler. Kar taraftaki duvarda ok kollu bronz mealelikler bulunuyordu. Bir kede ise byk bir ya kp vard. Ayakl amdanlarn zerine ise yirmi tane ar kl ve ayn sayda, ortalar bronz bir zrhla glendirilmi har kalkanlar aslmt. Oda bir dzine demirli pencere tarafndan aydnlatlyordu. Her ey kusursuz denilebilecek kadar temiz ve derli topluydu. Sleyman saman uvallanndan birisini iaret etti: "Bu dek bo. Esas sahibi birka gn nce geri gnderildi. Yannda ben yatyorum, br tarafta ise Yusuf yatyor. Kendisi aslen Hemedan'l olup, en kuvvetlimizdir." "Benden ncekinin geri gnderildiini mi syledin?" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Evet. Feda olmaya lyk deildi." Sleyman raflarn birinden zenle katlanm beyaz bir cppe, beyaz bir alvar ve beyaz bir sark kard. 51

gda bir adamn diree balanp krbalandn grdm. Onun byle bir cezay hak etmek iin ne tr bir hata yaptn ok merak ediyorum dorusu!" "Affedilmesi mmkn olmayan bir hata yapt dostum! Trkistan a giden bir kervana refakat etme grevi verilmiti ona. Deveciler Ismaii mezhebinden deildiler. Yol boyunca arap imiler ve ona da ikram etmiler. Bizim budala da Seyduna'nn iddetle yasaklamasna ramen, ikramlann geri evirmemi." "Seyduna m yasaklam?" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Bu yasa peygamber koymutu ve tm mminler iin de geerlidir!" "Sen bunu daha anlayamazsn yavru ku" diye cevap verdi br. "Seyduna istediini yasaklar, istediini de serbest klabilir. Biz Ismailler ise ona her konuda boyun emeliyiz." Ibni Tahir armt. Gizli bir g kalbini skyordu sanki. "Benden nceki neden geri gnderildi peki? Onun suu neydi?" "Kadnlar hakknda konuuyordu, hem de en uygunsuz bir biimde." "Bu da m yasak?" "Katiyetle! Biz sekin birliiz. Ve eitimimiz tamamlannca sadece Seyduna'ya hizmet edeceiz." "Rtbemiz ne olacak peki?" "Az nce sylemitim ya! Feda olacaz hepimiz. Eitimimiz sona erip de imtihanlan verdiimiz zaman, feda olmaya hak kazanacaz." "Bir feda tam olarak nedir?" "Bir feda Byk nder'in emri zerine gzn krpmadan lme atlayan bir Ismaildir. Grevi srasnda lrse ehit olur. Hayatta kalmay baarrsa da rtbesine getirilir. Yeni grevler baardka rtbesi daha da ykselir" "Daha nce buna benzer eyleri hi iitmemitim. Bu imtihann ok zor olacan dnyorsun herhalde?" "Muhakkak. ayet yle olmasa, her gn sabahn krnden akama kadar talim yaprrmaziard bize. imdiye kadar alt kii ar almaya dayanamad. Bunlardan biri dt yerde ld. br bei ise gnll olarak dalw alt konumlara indirilmelerini istediler." 53

"Sakin olun kk dostlarm benim" diye homurdand Yusuf yatt yerden. "Yeni gelene kt rnek olmayn!" arpk bacakl, gl vcutlu gen bir adam, ciddi bir yzle Ibni Tahir'e yaklat: "Benim adm Cafer, Rey ehrindenim. Bir seneden beri buradaym. Eitimle ilgili soracan herhangi bir ey olursa hi ekinmeden bana bavurabilirsin." Ibni Tahir ona teekkr etti. Dier talebeler de srayla kendilerini takdim ettiler: Afan, Abdurrahman, mer, Abdullah, Ibni Vak kas, Halfa, Shayil, zeyid, Mahmut, Arslan... En son olarak en genleri geldi. Utanarak unlar syledi: "Adm Naim. Demavend blgesinden geliyorum." Hepsi gltler. "Babas kesin dadaki eytanlardan biridir" diye aka yapt Sleyman. Naim kzgn bir bak frlatt ona doru. "renecek ok eyimiz var" diye devam etti. "Hocalarmzla tantn m? Az nce seni karlayan hrmetli da Ebu Soraka'dr. slam'n yaylmasnda ok nemli katklar olmutur. Birok lkede yllarca slam vaaz etmi. Seyduna onu bizim liderimiz olarak atad. u anda bize peygamberler tarihi ile Ismail davas uruna len kutsal ehitlerin hikayelerini anlatyor. Onun dnda Fars dilinin gramerini ve metriini de retiyor." "u kk srck kuunun cvldamasn duydunuz mu! En kmz olmasna ramen kesinlikle en gevezemiz!" Sleyman katla katla glmeye balad, dierleri de onu takip ettiler sonra da yeni gelene dnerek devam etti: "ksa sre sonra btn hocalarmzla tanm olacaksn zaten Ibni Tahir. Bize ilmkelam, cebir, Arapa grameri ve felsefe konulannda ders veren Da brahim'in, Seyduna'nn iyi dostu olduunu unutma sakn! Onunla mmkn olduu kadar iyi geinmen senin hayrnadr. Yunanl el Hekim her trl gevezelie tahamml eder, yeter ki derste put gibi oturmak yerine mmkn olduu kadar ok konu. Yzba Minuehr en kk bir itirazdan bile nefret eder. Verdii emirler gz ap kapayncaya yerine getirilmelidir. Emirlerini ne kadar gayretle yerine getirirsen, gznde o derece deerlenir ve nem 55

Geni yemek salonu yatak odas ile ayn binada fakat aksi uta bulunuyordu. Her talebenin duvar dibinde kendisine mahsus bir yeri vard: St dallanndan rlm hasrlar zerine bada kump oturuyorlard. Talebelerden tanesi dnml olarak arkadalarna hizmet ediyordu. Her nde adam ba byk bir kepek ekmei, bazen de kuru incir veya elmalardan yaplm bir cins ekmek veriliyordu kendilerine. Hafta boyunca birok kez balk yemelerine ramen, et daha nadir, sadece bir kere geliyordu sofraya: Dana, koyun ya da kuzu etinden yaplm i kebap oluyordu bu yemek genellikle. Ebu Soraka da onlarla beraber yiyerek ortala gz kulak oluyordu. Salonda t kmyordu. Tm de derin dncelere dalmlard. Yemekten sonra kk gruplar halinde etrafa daldlar. Bir ksm gezinti yapmak in terasa giderken, bir ksm da surlann arkasnda gzden kayboldular. Yusuf ve Sleyman kaledeki gnlk hayat anlatmak iin Ibni Tahir'i yanlanna almlard. Btn grlt patrt sona ermiti. Kalede kesin bir sessizlik hkm srmekteydi; Ibni Tahir artk uultusuyla yalnzln paylaan ahrud'un sesini rahatlkla iitebiliyordu. Etraf zifiri karanlkt; gkyzndeki yldzlarn titrek , etraf aydnlatmak iin yeterli olmuyordu. Binalarn nnde ellerinde mealeler tayan nbetiler beiirdiler ve girilerin nlerine dikildiler. Kprdamadan durarak, uzun bir k zinciri oluturdular. Dalardan aa esen hafif bir rzgr, ortal buza kesmiti. Evlerin, aalarn ve insanlann glgeleri, mealelerin titreyen klar altnda esrarl biimlere brnerek ortal daha da gizemli bir hale sokuyorlard. Binalar, kuleler, tahkimatlar aniden deiime urayarak tannmaz hale gelmilerdi. Tm varlklar yabanc, hatta gerekst bir grnm arz ediyordu, bir masal sahnesi gibiydi her ey... Aa teras evreleyen surlann etrafnda uzun bir sre yrdler. "u gzken yer nedir?" diye sordu tbni Tahir ve mealeli muhafzlarn nbet tuttuu bir evi iaret etti. "Liderlerden baka hi kimsenin oraya kmaya hakk yoktur" diye aklad Sleyman. "Dev zenciler Seyduna'nn dairesine giden kapy bekliyorlar: Bu hadmlar Byk nder'e Badat'taki 57

kn, indeki itiraz ruhu kendini hemen belli edecek ve mantn sana verilen emirlere binbir ayn biimde kar koyacak. Her trl kar koyusun, seni hak yolundan saptrmak isteyen eytann ii olduunu bilmelisin. Kendi iindeki kar koyusu cesaretle yok edebilirsen, efendimizin ellerinde keskin bir kl haline geleceksin." Ksa ve kesik kesik ten bir boru sesi iitildi. "Yatma vakti" diyen Yusuf ayaa kalkt. Binaya geri dnerek doruca yatak odasna gittiler. Odada birok mum yanyordu. Baz talebeler uyumulard, ba zlan ise daha yeni soyunuyorlard. Bir sre sonra ise kapda Ebu Soraka belirdi; herkesin yatm olduundan emin olmak istiyordu. Her eyin yolunda gittiinden emin olduktan sonra, duvara ksa bir merdiven dayayarak yanan mumlar sndrd. Sonra bir kede yanmakta olan kk ya lambasnn bana gitti. Elindeki mealeyi tututurduktan sonra kapya yneldi. Perdeyi dikkatle araladktan sonra dan kt. Ta zemin zerinde ykselen ayak sesleri daha uzun bir sre iitildi. Yksek sesle uuldayan borunun sesi, gen adamlarn daha sabahn krnde deklerinden frlamalarna neden oldu. Aptes aldktan sonra namaz kldlar ve kahvalt ettiler. Sonra da herkes eerini ve silahlann alarak avluya doru koturdu. Bir anda tm kale ayaklanmt. Talebeler atlarn ahrlardan kardktan sonra iki sra halinde dizildiler ve her srann bana bir onba geti. Yzba Minuehr atnn zerinde olduu halde onlara doru yaklayordu. Geit resmi bittikten sonra herkesin ata binmesini emretti. Asma kpr aa indikten sonra atlarn nallan zerinde nlamaya balad. Atllar birbiri ardnca oluturulan sraya katlyorlard. Byk gzetleme kulesinin nnden geerek, yksek bir yaylada son bulan dar bir patikaya saptlar. Yzba yeni gelene ksaca en nemli emirleri aklad. Ondan sonra da bl ikiye ayrarak, karlkl sava dzeni almalarn emretti. lk olarak atl hcum idmanlar yapacaklard. Talebeler karlkl iki gruba ayrldlar. Mi nuehr'in bir iareti zerine, birbirlerine kar lgnca bir saldrya getiler. Sanki lmne dvyorlard. Tam kar karya kaldk 59

yaz tahtalarnn zerinde hararetle czrdamaktaydlar. Kimse nefes bile almaya cesaret edemiyordu. Bu ders ibni Tahir iin bir dinlenme saati olmutu. Gramer konusunda ok iyiydi zaten, bu nedenle kendine gveni yerine gelmiti. Dal brahim szlerini sona erdirdii zaman, karanlk bir ehre ile doruldu. Uzun beyaz cppesinin bir yere taklmamas iin azami gayret harcyordu ve sonunda azametli bir tavrla merdivenlerden aa inerek gzden kayboldu. Nihayet kprdayabilir lerdi artk! Bir an in Dal brahim'in orada olmadndan emin olmak iin beklediler, sonra da hep beraber koturarak ayn merdivenlerden aa terasa indiler ve birbirlerinin karsna iki sra halinde dizildiler. "imdi Dal Abdlmelik ile tanacaksn" diye fsldad Sleyman bni Tahir'in kulana. "Sana iyi bir t vereyim: Dilerini sk ve iradeni sonuna kadar kullan. Talim esnasnda bir talebenin olduu yere l olarak dtn biliyorsun deil mi? Allah'a ve efendimizin bilgeliine gven!" Yusuf ilk srann en bandayd. Sleyman ortalarda bir yerde, bni Tahir ise en sondayd. kinci srann ise banda beyde sonunda da Naim bulunuyordu. Aniden iri kemikli dev bir adam ortaya kt. Hzl admlarla onlara doru yaklayordu. Keli bir surat vard, gzleri ise sert ve delici baklara sahipti. Delikanllann arasndaki bni Tahir gzne arpt zaman ona seslendi: "Senin adn nedir yiidim?" "Adm Avni. Sava'l Tahir'in torunuyum." 'Tamam. Bana geldiini haber vermilerdi. anl atalanna layk olacan umanm." Birka adm attktan sonra kkreyen bir sesle emretti: "Ayakkablan kartn! Herkes duvara!" Delikanllar bir anda ayakkablann karttlar, nlerinde ykselen duvara doru kotular ve trmanmaya baladlar. Elleriyle kaya bloklarnn arasndaki yarklan ve atlaklar anyor, bulduktan en kk bir kntya bile sk sk sarlyorlard. nnde dimdik ykselen duvara bakan bni Tahir'in cesareti bir anda yok oldu. Ayan 61

Ayakkablarn giydiler ve tekrar sra oluturdular. Abdlmelik alayla srtyordu: "Nen var bugn Sleyman? Neden her zamanki gibi birinci deildin? Tembelletin mi? Yoksa cesaretin mi seni terk etti? Belki de yeni gelen sana kt rnek oldu! Bir kene gibi yapmt sanki sana. imdi de ona yiitliini gster bakalm! Onun nne ge ve nefesini tut!" Sleyman Ibni Tahir'in nne geti ve azyla burnunu kapad. Dimdik nne bakmasna ramen baklar bulankt; sanki ok uzaklarda bir yere bakar gibiydi. Ibni Tahir aniden endielenmeye balad. Sleyman artk nefes almyordu. Surat pancar gibi kzarmaya balamt: bir sre sonra bo bakl gzleri yuvalarndan frlamaya baladlar. Ibni Tahir korkmaya balamt. Bu cesur delikanlnn bu kadar acmaszca cezalandrlmasnn nedeni sadece kendisiydi! Abdlmelik Sleyman'n yanna dikildi. Kollarn gsne kavuturmutu ve delikanly ii bilen gzlerle szyordu. Sleyman bouluyordu sanki; boyun damarlar anormal bir ekilde kabarmt ve yuvalarndan frlam gzlerinde rktc bir ifade vard. Aniden bir geminin gvertesindeymi gibi olduu yerde yalpalamaya balad, sonra da yeni kesilmi bir aa kt gibi yere devrildi. "ok iyi!" dedi Abdlmelik takdir ederek. Sleyman hzl hzl nefes alyordu. Gzlerine yaam dolmaya balamt yeniden. Yavaa ayaa kalkarak yerine geti. "Gel bakalm beyde! rade kontrolnde kat ettiin mesafeyi bize gster bakalm!" beyde'nin esmer surat kl grisi bir renk almt. Umutsuzlukla etrafna baknarak gvensiz admlarla ileri kt. Nefesini tuttuu zaman, esmer surat parlak kahverengi oldu aniden. Havaszlktan boulmann ilk belirtileri ok gemeden kendini gsterdi. Abdlmelik srtarak ona bakyordu. Ibni Tahir onun zavall delikanl ile alay ettiini anlamt. beyde de ayn Sleyman gibi yalpalamaya balad ve yavaa arkaya dt. Abdlmelik kt niyetini belli edercesine srtyordu hl. Talebelerin suratlarndan da gizli bir 63

dinlemeniz, sizin de mutlaka iinize yarayacaktr. nsann ruhu. dnceleri, arzular, ayet byk bir engel onlara mani olmasa, bir kartal gibi uup gidebilirlerdi. Bu engel tm zaaflar ile kendi vcudumuzdur. Hangi delikanlnn iinde hrs dolu bir ate yanmaz ki? Fakat yine de binlerce planndan ancak bir tanesini gerekletirebilir. Neden? nk vcudumuz tembellie ve rehavete eilimlidir, biz yksek emellerimizi gerekletirmeye gtrecek yoldaki zorluklar onu korkutmaktadr. Kendi aa ihtiraslar, irademizi ve yksek emellerimizi fel etmektedir. Yaptmz bu talimlerin amac, bu ihtiras yenmek ve ruhumuzu balanndan kurtarmaktr. radeyi glendirmek ve onu sadece bir amaca ynlendirmek: Ancak bu ekilde, insann kendisini kurban etmesini gerektiren yksek emeller gerekletirilebilir. Biz vcudumuzun tm zaaflarna teslim olmak yerine, onlara hkmeden sekin kiiler olmalyz. Btn abamz bunun iindir! Ancak bu ekilde efendimize hizmet etmeye ve emirlerini yerine getirmeye muvaffak olabiliriz." Ibni Tahir onu dinlerken gzlerinde aniden bir alev parlamaya balamt. Evet kendisi de daima bilinsiz olarak buna abalamt: yksek bir emele hizmet edebilmek iin zaaflarn yenmek. O anda yaadklar artk gzne korkun grnmemeye balad. Ve bu nedenle de, Abdlmek ona anlayp anlamadn sorduu zaman, tamamen ikna olmu olarak cevap verebildi: "Anladm hrmetli da." "yi! O zaman ne k ve nefesini tut!" Bir an bile tereddt etmeden ne kt. Sleyman'n yapt gibi uzaklara bakmaya alyordu. Nefesini tuttu. evresindeki ve iindeki her ey sessizlemiti sanki. Az sonra bulank grmeye balamt, damarlarnn kopacakm gibi geildiklerini hissediyordu; eytana uyup hava almak istedi ama son anda kendisine engel oldu. Kulaklan garip bir biimde uulduyordu bacaklar da bir anda gten dOmt. Kendini baygnln kollarna teslim etmek zereydi artk. Mant en son ana kadar unlar diyordu ona: "Dayanmalym! Dayanmalym!" Nihayet etrafn zifiri bir karanlk sard. Olduu yerde sallanarak boylu boyunca yere devrildi. Bir an sonra yeniden nefes almaya baladn hissetti.
65

"te doru bir irade terbiyesinin sonucu!" dedi. "Kim denemek ister?" Sleyman elini kaldrd. "Hep ayn kiii" diye homurdand Abdirnelik can sklarak. "Pekala! Ben denemek istiyorum" diye ileri kt Yusuf sesinde az da olsa bir tereddt seziliyordu. "Korlarn zerinde mi?" diye sordu Abdirnelik belli belirsiz bir glmsemeyle. Yusuf ne yapacan bilmeden bakyordu ona. "istersen biraz bekle, levhay kzdrnca denersin" dedi Abdirnelik onu korumak istercesine. Cafer de denemek istediini bildirdi. "Peki" diye kabul etti Abdirnelik. "Ama nce syle bize tm iradeni toplayabilmek iin ne dnmelisin?" "Ulu ve kudretli Allah, yanmamam iin bana yardm edersen, hibir yerimi yakmayacam" diye tekrarlad Cafer. "yi. Peki, yeterli gvene sahip misin?" "Evet hrmetli da." "O zaman yr Allah adna!" Cafer ukurun bana giderek dncelerini ve iradesini toplamaya alt. Talebeler onun ate stnde yrme karar vermesine imdiye dek birok kez ahit olmulard ama her defasnda fikrini deitirmiti son anda. "Geve" diye uyard onu Abdirnelik. "Kendini her trl gerginlikten syr ve tam bir gvenle yr! Allah tm kaderimizi elinde tutmaktadr!" Cafer liman terk eden bir gemi gibi ukurun bandan ayrld, emin ve abuk admlarla karya geti. Bir an donmu gibi hareketsiz kald, sonra yava yava ban evirerek arkaya bakt. Akkor halindeki kzgn kmrler, ayaklarnn dibinde korkun bir s yayarak yanyorlard. Rengi atm yz mutlu bir glmseme ile aydnland. Gzle grlr ekilde rahatlamt. "tte cesur bir delikanl!" diye bard Abdirnelik. Talebelerden de takdirle dolu bir uultu ykseldi. "Hadi bakalm Sleyman! Son sefer de grmtk ama bize yapabileceklerini bir kez daha gster bakalm!" 67

sa yapsn, yeterince konsantre olamyordu bir trl. Bu tr denemelere alkn olmad iin bitap dmt; bir an iin delirmek zere olduunu bile sanmt. Nihayet Abdlmelik bararak artk durmalarn ve ikence aletini kaldrmalarn syledi. Talebeler son kez bir sra oluturdular. Abdlmelik nlerinde bir ileri bir geri yryerek ciddi bir ifadeyle yaptklar ve grdkleri zerine derin derin dnmelerini istedi. Sonra da hafife eilerek aynen geldii gibi kuvvetli ve hzl admlarla oradan uzaklat. renciler terasa geri dndler. Da Ebu Soraka bu saate onlara lkelerinin dilini yani Farsa'nn metriini retecekti, tbni Tahir bu konuda son derece bilgili olduunu gsterdi. Her nazm tr iin Firdevs'den, Ansar'den ve eski airlerden ezbere rnekler veriyordu. Ebu Soraka son derece memnundu ve ona dierlerinin nnde vgler yadrd: "Bir smail'i savas iin sava sanat ve irade terbiyesi phesiz ok nemlidir. Ama dncelerini rahatlkla ve istedii biimde ifade edebilmesi iin, sz sanatn kavram olmas da ayn derece neme haizdir. Tahir'in torunu; senin yetenekli bir talebe olduunu grdm iin ok sevinliyim." kindi namaz vakti gelmiti. Ebu Soraka ve talebeler, olduklan yerde namaz klmaya baladlar. Ali ve smail'e edilen dualar henz son bulmamt ki bni Tahir an yorgunluk nedeniyle bayld. nc rekattan dorulmakta olan Naim, onun hareketsiz yatmakta olduunu aknlkla fark etti. bni Tahir'in zerine doru eilen Naim, delikanlnn suratnn l kumu gibi sar olduunu grd. Yusuf ile Sleyman'a seslendii zaman, dier talebeler hareketsiz yatan arkadalarnn bana toplanmaya balamlard bile. lerinden birisi koarak su getirmeye gitti, ksa sre sonra bni Tahir tekrar yasama dnmt. Yusuf ile Sleyman onu yemek salonuna gtrdler. Nihayet yemek vakti gelmiti. bni Tahir kamn doyurduktan sonra, gcnn tekrar yerine geldiini hissetti. Bu arada Yusuf dosta omuzlarna vuruyordu: "zlme ksa sre sonra sen de ala alrsn. O zaman en

Hseyin Alkeyni. Piramidin en tepesinde ise btn smaillerin lideri, efendimiz Seyduna bulunmaktadr: Hasan Ibni Sabbah." "Ne kadar da zekice bir dzenleme!" diye bard Ibni Tahir hayranlkla. "Ama tek tek dereceler arasndaki farklar ok daha detayl ve karmaktr" diye ilave etti Sleyman. "rnein Da Abdlmelik, Da brahim'in biraz altnda ve ondan daha gen olmasna ramen, Da Ebu Soraka'nn biraz stnde bulunmaktadr. nk Is mail davas ve mcadelesi ona daha fazla ey borludur ve derecelerin asl belirleyicisi de budur. Bizim aramzda bile konum farkllklar bulunmaktadr. Mesela sen henz dn geldiin iin, bizlerin bir basamak altnda bulunmaktasn. Fakat o veya bu biimde Ismail davasna daha iyi hizmet verirsen veya imtihan gnnde bizlerden daha baarl olursan, derecen de sahip olduun bilgi ve beceri orannda artacaktr." "Bu derece farkllklar o kadar da nemli mi gerekten?" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Hem de nasl!" diye steledi Sleyman. "Zor durumlarda her Ismail bulunduu konumun farknda olarak, kimden emir alacan ve kime emir verebileceini ok iyi bilmelidir. Bu ekilde muhtemel karklklarn ve yanl anlamalarn nne geilmi olur. Nedenini anlayabildin mi imdi?" "Kesinliklel" Bir gong vuruu onlar grevlerinin bana ard. Hava ok scak olduu iin leden sonraki dersler terasta deil, yemek salonunda yaplyordu. Da Ebu Soraka onlara imdi slam'n ve Ismail mezhebinin tarihini anlatacakt. Yeni gelenin ilenen konulardan haberdar olmas iin, nce talebelere eitli sorular sordu. Sonra da kendisi devam etti: "Peygamberin, biricik kz Fatma'y Ali ile evlendirmi olmas, onun Ali'yi kendisine halife olarak setiini kantlar bize. Ama peygamberin lmnden sonra, meru varisi olan Ali, dzenbaz vey babas Ebu Bekir tarafndan kandrlmtr. Ali'nin hakk olan taht, Ebu Bekir tarafndan gasp edilmitir. O gnden bu yana pey

Bugnlk, peygamberin nc meru halifesi Hseyin'den sonra gelen imamlarn isimlerini saymamz kfidir. Drdncs, Hseyin'in olu Ali Zeynel Abidin idi. Beincisi ise bunun olu Mu hammed Bekir, altncs ise Caferi Sadk'tr. Yedincisinde ise iler karmtr. nk Cafer i Sadk'n iki tane olu vard: Musa el Kazm ve smail. Musa'y yedinci imam olarak kabul edenler, ondan sonra gelen ve sonuncusu Muhammed el Asker olan dierlerini de kabul ederler. Biz ise buna karn, gnn birinde el Mehd adyla zuhur edecek olan son imamn Musa el Kazm'n deil, smail'in soyundan geleceini dnyoruz! Biz buna inanyoruz, nk kkeni ve tekrar dn ispat eden iaretler, bize malumdur. Bu nedenle biz sadece sonuncusu Musa el Kazm deil smail olan ilk yedi tartmasz imam kabul ediyoruz. Gerekten de, Musa'nn soyunun bir kolu Msr'da egemen olmay baarmtr. Ama daha sii ve mhim olan dier soyun temsilcisi nerededir? u anda bildiimiz tek ey, Msr'da hkm srenlerin, gerek mminlerin nihai zaferine giden yolu amakta olduktandr. nk Adem, Nuh, brahim. Musa, Isa, Muhammed isimli alt byk peygamberden sonra, bir yedincisinin gelecek olduu yazldr: el Mehd! Ve el Mehd ismail'in soyundan gelecektir. Bizim bunca zamandr beklediimiz ve uruna savatmz kii, onun ta kendisidir. Size sylyorum: Alamut kalesi ok byk srlar barndrmaktadr." Ibni Tahir ilk kez olarak Ismail retisinin inceliklerine vakf oluyordu. Bu kadar ok srn iitmek onu ok artmt, heyecanla yeni srlarn aklanmasn bekliyordu. Ebu Saraka az sonra dersi sona erdirdi. Odadan krktan sonra, ieri aslen Yunanl olup sonradan hak yolunu seen ve el Hekim olarak adlandnlan Theodoros girdi. Siyah sivri bir sakala ve ayn renkte bya sahip olan, ksa boylu, tknaz bir adamd. Yuvarlak, pembe surat, garip derecede dz ve uzun bumu ile ikiye blnmt. Dudaklar bir kadnnki gibi etli ve krmzyd. Bunlarn dnda iman, yuvarlak bir enesi ve ltlar saarak glmseyen gzleri vard. Onun ne zaman ciddi olduunu, ne zaman da aka yaptn bugne dek kimse anlayamamt. Talebeler he 73

gerekleir. Eer birisinin boaz sklrsa veya herhangi bir ekilde soluk almas engellenirse, vcudun hava maddesi ile olan ilgisi kesilir, kii boulur. Souktan donan birisi, vcudundaki ate maddesini kaybetmi olur. Ve sonunda, vcudu paralanan bir kiinin salam maddesi dalr ve lm, kanlmaz olur. Geriye kalanlar ise tbbi lm adn verdiimiz, gizemli lmlerdir. Bunlar bir miktar daha kanktr... Zehir adn verdiimiz bir takm esrarl doal maddelerin vcuda girmeleri ile gerekleirler. Doal bilimlerin grevi ise bu zehirlerin kkenlerini ve kullanm biimlerini aratrarak, savaan her Ismail iin nasl faydal olabileceklerini ortaya karmaktr." Bu bilgiler de Ibni Tahir'i bir nceki derste duyduklarndan daha az artmamt. Btn bu eyler onun iin o kadar yeniydi ki! Ayn zamanda, bu kadar garip eyleri niye renmesi gerektiini anlamakta da glk ekiyordu. Yunanl glmseyerek eildi ve dan kt. imdi de Da brahim talebelerin karsna kmt. Salonda imdi tam bir lm sessizlii vard. Ibni Tahir imdi nemli bir konunun ileneceini anlamt; gerekten de srada Ismail retisinin incelenecei din bilgisi dersi vard. Hoca nce bir soru atyordu ortaya, sonra da talebelerden birisinin bu soruyu cevaplandrmasn istiyordu. Soru ve cevaplar birbirlerini takip ediyorlard; abuk, ksa ve garip bir makam ile. Ibni Tahir dikkatle dinliyordu: "Periler kimlerdir?" "Periler kadn biimindeki kt ruhlardr. Zerdt'ten nce dnyada hkm sryorlard ve onun tarafndan cehenneme gnderilmilerdi." "Zerdt kimdi?" "Zerdt, Muhammet tarafndan eytanlann arasna gnderilen yalana bir peygamber, bir ateperestti." "eytanlar nerede otururlar?" "Demavend dann zirvesinde." "Nereden biliyoruz bunu?" "Dan zirvesinden ykselen dumanlardan." "Hepsi bu kadar deil!" "Ve oradan ykselen haykrlarla feryatlar yznden.

Dolaysz olarak Kahire halifesi Mostanzer Billah'tan, dolayl olarak da Allah'tan." "Bu kudretin z nedir? Bu kudretin z, ran'da yaayan tm Ismaillerin yaamlar ve lmleri zerinde hkmetme yetkisidir." 'Doast gc nedir? stedii kiiyi istedii zaman cennete gnderme hak ve yetkisine sahiptir." "Seyduna neden bugne kadar dnyadan gelip geen insanlarn en kudretlisidir? nk cennet kaplarnn anahtarlar, Allah tarafndan ona verilmitir." Akam namaz vaktinin gelmesiyle beraber ders sona erdi. Namazdan sonra talebeler gruplar halinde terasta toplanarak, o gnk derslerde rendikleri hakknda hararetle tartmaya baladlar. zellikle aralanna yeni katlan lbni Tahir'in dncelerini renmek iin sabrszlanyorlard. "Abdlmelik'in anlattklar benim iin ak ve anlalr eylerdi" dedi onlara. "Ama Da ibrahim'in bize ne sylemek istediini anlayamadm dorusu. Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermesi de ne oluyor?" "Bunda kafa yoracak ne var ki?" diye lafa kart Yusuf. "Seyduna' nn retisi bu ite! Bizim grevimiz de buna inanmak." "ok iyi. Ama beni dndren bir ey var: Acaba biz bu retiyi kelimesi kelimesine kabul mu etmeliyiz, yoksa bunun arkasnda sakl olanlara ulamaya m almalyz?" "Arkasnda ne sakl olabilir ki?" dedi Yusuf sabrszlkla. "Bize sylenen neyse, onu kabul etmeliyiz." "O zaman yeni bir mucize gereklemi olmal!" diye steledi lbni Tahir. "Niye olmasn ki?" dedi Yusuf heyecanla. "Niye mi olmasn? nk peygamber mucizelerin ancak eski alarda gerekletiini aka belirtmitir. Ne kendi zamannda, ne de daha sonra herhangi bir mucizenin gereklemesine msaade etmemitir." Yusuf bu szlere verecek karlk bulamamt.
j

77

"Birinci snf bir soru attn ortaya Tahir'in torunu!" diye sevindi Yusuf. Bir yandan da memnuniyetle ellerini ovuturuyordu. "Bana kalrsa" diye lafa kant Naim "bu tartmann snrlar bize msaade edileni oktan at bile!" "Kapa eneni korkak tavuk!" diye suratn buruturdu Sleyman. "Kuran'da yle yazldr" diye sze balad Cafer tekrar. "Mminler lmlerinden sonra cennet ile rnkfatlandrlacaklardr ve bu cennet her bakmdan bizim dnyamza benzeyecektir. Orada bulunma mutluluuna erimi olanlar, dnyadaki duygulan hissedecekler ve dnyadaki zevkleri yaayacaklar. Demek ki br dnya da, her bakmdan bizim dnyamza benziyor. O halde cennet anahtarlannn da bizim dnyamzdaki cisimlere benzediini niye sylemeyelim ki?" O ana kadar konuulanlar lafa karmadan dinleyen beyde nlayan kahkahalar art. "Btn bu srlar ve anahtar meselesini zebilecek iyi bir aklamam var benim" dedi. "Bu anahtarlann cennet kaplarn at sylendi bize. Ve bu anahtarlar, bu dnyada bizlerin arasnda yaayan Seyduna'nn ellerinde bulunuyor. O halde bu anahtar, cennetin dnyaya bakan tarafndaki kaplarn amaktadr. Cennet hangi malzemeden yaplm olursa olsun, anahtarlar dnya tarafndaki kaplan atna gre, yine bu dnyaya ait malzeme ile yaplm olmaldrlar." "ite dikkate deer bir dnce!" diye bard Yusuf. "Evet, gerekten de kabul edilebilir bir aklama" diyen Ibni Tahir de onun fikrine katld. "beyde bir tilki kadar kurnaz" diye alay etti Sleyman. "Bu aklamann dou olup olmadn Da ibrahim'e sorsak m acaba?" diye lafa kart Naim endieyle. "Byle bir soru sana pahalya patlar!" diye uyard onu Sleyman. "Neden?" "nk senin de pek iyi bildiin gibi hrmetli Da sadece sorulan sorulara cevap verilmesini arzu etmektedir. stersen bir dene bakalm acemi aylak, bak bana neler gelecek!" Etraftan glmeler ykseldi. Naim fkeden kpkrmz kesil 79

III
Halime kendisine son derece yabanc olan bu yere geliinden ksa bir sre sonra yeni yaamna almt bile. Nasl olduunu anlayamamasna ramen, arzu ettii her eye annda sahip oluyordu. Orada yaayan tm varlklar, insanlar ve hayvanlar ondan holanyorlard. Gln ve ocuka davranlar Apama'nn bile birka defa glmsemesine neden olmutu. Halime eline geen bu frsat en iyi ekilde deerlendiriyordu; istedii zamanlar ok iyi bir ba belas ve mzmz olmay heceliyordu. Arzularn herkes annda yerine getirmeliydi, bu ona ok tabii bir ey gibi geliyordu. Fakat arzularnn genellikle ok alakgnll istekler olduu da baka bir gerekti. Sara onun ilk kurbanyd. Halime'nin en kk bir iaretini bile bir emir telakki ediyordu; ona her konuda hizmet edebilmek, gemiteki klelik yaamndan gelen bir alkanlkla kendisi iin bir mutluluk kayna oluyordu. Halime'nin tm huysuzluklarna ve marklklarna boyun eerek katlanmaktayd. Ama Halime ne zaman baka birisine azck ilgi gsterse ok derinden yaralanyor ve tarifsiz lde mutsuz oluyordu. Gnler bu ekilde akjp gidiyordu. Ama akam olup da kzlar yastklanna gmldkten sonra iler deiiyordu. Zeynep uykuya dalar dalmaz, Sara usulca Halime'nin yanna sokuluverryor onu kurmuyor ve pcklere bouyordu. Balangta Halime ona kar koymaya almt. Fakat bir sre sonra bu sevgi gsterilerine almt, kar koymak aklna gelmiyordu artk. Zaten kendi kendine, Sara'nn gn boyunca kendisine sunduu saysz hizmete bir karlk vermesi gerektiini de dnmekteydi. Dayanamad tek ey; Sarann bitmez tkenmez kskanl idi. Halime gler yzlln ve cana yaknln herkesle ve her eyle paylamaktan

Adi ve Mustafa gnn birinde onun bu ssz yerde olduunu fark ettiler. Onu korkutarak biraz elenmeye karar verdiler. t karmadan gen kza yaklamaya balamlard. Fakat Halime daima tetikteydi. Duyduu kk bir dal atrtsnn nedenini renmek iin etrafna baknnca. kendisine doru gizlice yaklaan zencileri fark etti ve bararak kamaya balad. Biraz geride kalm olan Adi Mustafa'ya bard: "Yakala onu!'' Ve Mustafa kz birka admda yakalad, onu gl kollarnn arasna ald gibi doruca Adiye gtrd. Halime kar koyuyor, banyor, sryor, kendisini brakmalan iin yksek sesle baryordu. Ama bouna. Hadmlar onun bu haline glerek eleniyorlard. "Onu kertenkelelere yem olarak atalm!" diye bard Mustafa. Halime yle dehetli bir lk att ki hadmlar bile irkildiler. "Yok, onunla top oynamak daha iyi bir fikir bence" diye karlk verdi Adi. Birka adm yana giderek kollarn at ve arkadana seslendi: "Frlat onu bana!" "Kollarn enenin altnda kavutur!" diye emretti Mustafa. "te byle! imdi de ellerinle ayak bileklerini tut!" Yaad macera yava yava Halime'nin de houna gitmeye balamt. Mustafa'nn dediklerini yapar yapmaz, gerek bir top gibi Adi'nin kollarnn arasna uuverdi. Bu arada yle korkun lklar atyordu ki sanki canl canl derisini yzyorlard fakat sevin ve holanma lklanyd bunlar. Feryatlar iiten Ahriman neler olup bittiini anlamak iin oraya geldi. Adi'nin yannda duran hayvan, gzleriyle elden ele uan canl topu izlemeye balad. Bu oyunun houna gittii her halinden belli oluyordu, nk bir kedi gibi mnldanmaya balamt yine. "Ne kadar yumuak ve yuvarlak olduunu fark ettin mi?" diye sordu Mustafa hayretle. Adi neeyle gld: "ekerim, tatl pastam, umut dolu talebem ve bilgilerimin iyi mterisi! Aramza katldndan bu yana ne kadar da serpilip gelimisin!" Bu ekilde birok kez elden ele utuktan sonra, aniden kar k 83

sulad onu. Bu ve br dnyada ona ne gibi cezalar verileceini bir bir sayp dkt. Halime zaten Sara ile olan ilikisi yznden derin bir sululuk duygusu iindeydi. Bu nedenle Apama'nn ar ithamlar kendisini son derece etkiliyordu. Gzlerini yere indiriyor ve ta kulaklarna dek kpkrmz kesiliyordu. Apama oradan uzaklar uzaklamaz Meryem onun yanna geliyor ve gzel szlerle gen kz avutmaya alyordu. htiyar kadnn ithamlann ok da ciddiye almamalyd, ne de olsa herkes kadnn hadmlardan nefret ettiini biliyordu. Zaten hadmlann bu oyunlannn tamamen zararsz olduktan konusunda herkes gr birlii iindeydi. Meryem'in kendisine gsterdii yaknl hak etmediini dnen Halime, bir keye ekilerek iin iin alyordu. Kendini dzelteceine ve bir daha Saraya teslim olmayacana yeminler ediyordu. Ama eski alkanlklan terk etmek zordur, bu nedenle de her ey olduu gibi kald. Gnler giderek uzamaya balamlard. Akam stleri esrarl bir yaam ile doluydu artk. Bir yandan bahelerden ekirgelerin crla malan ykselirken, te yandan da su birikintilerindeki kurbaalarn vaklamaJar iitiliyordu. Sessiz uular esnasnda aydnlk pencerelerin nnden geen yarasalar, etraflarndaki binlerce bcein pelerine dmlerdi. Bu akamlarda kzlann en holanna giden ey, her bakmdan harika bir kz olan Fatma'nn anlatt masal ve efsaneleri dinlemekti. Akla gelebilecek her eyden haberdard ve ne olursa olsun skunetini asla bozmuyordu. Binlerce bilmece biliyordu ve kzlar bunlar zdkleri zaman, hemen yenilerini bulu veriyordu. Suriye'den Msr'a, Arabistan llerinden buzlu Trkistan bozkrlanna kadar sylenen tm ak arklarn sylyordu onlara. Kzlarn bilmedikleri birok srr onlara bir bir aklyordu. Hadmlar rman kysndaki ayrlarda camdan yaplm uzun bir limonluk ina etmilerdi. Orada dut aac yapraklar zerinde ipek bcekleri besliyordu. Kozalardan elde edecei ipek ile kzlarn tm ihtiyalann karlayabileceine yeminler ediyordu. Binbir Gece Masallar'ndan bir masal veya Firdevsi'nin ehnamesinden bir hikaye anlatmas da, kzlarn son derece houna gidiyordu. Fatma'nn hayal gc son derece kuvvetliydi. Arada bir

cann balad fakat onu ebediyen ssz Bistn dalarnda srgn olarak yaamaya mahkm etti. Ferhad umutsuz aknn verdii strap neticesinde meczup oldu. Acdan ldrm bir halde eki ve keskisine saldrarak, dalardan birine irin'in dev bir heykelini ilemeye balad. Bu heykel bugn bile grlmektedir: lahi gzellikte bir kadn onlara doru yaklamaktadr sanki... Bu dev heykelin haberini alan ah, Bistn dalarna bir haberci yollayarak irin'in ld yalan haberini Ferhad'a ulatrd. Artk Ferhad iin yaamann bir anlam kalmamt. Dayanlmaz bir ac iinde kendisini baltasnn zerine att. Balta gsn boydan boya ikiye yararak yere dt. Ferhad'n kanyla snlsklam olan baltann tahta sap, bir sre sonra filizlenerek yeil yapraklar ve iekler amaya balad: Bu aacn meyvesi nardan bakas deildir. Nar da ikiye varldnda Ferhat'n kalbi gibi kanamaktadr bu nedenle bir ad "Ferhad'n elmasf'dr. Kzlar bu hikyeyi nemli gzlerle dinliyorlard. Sadece Meryem sabit gzlerle kmldamadan tavana bakyordu. Fakat gzlerinde son derece garip bir ifade vard, sanki sonsuzlukta bir eylere bakar gibiydi. Onunla ayn oday paylaan Fatma ve Cada ise bu hikyenin anlatld gecelerde Meryem'in yatanda sabaha kadar dnp durduunu iittiklerini sylyorlard. Yapt kavgada farknda olmadan kendi olu Suhrab' ldren eski Iran'l kahraman Rstem'in, Ali Baba ve Krk Haramilerin, Alaaddin'in sihirli lambasnn hikayelerini de severek dinliyordu kzlar. Tabii bu arada Kuran'da anlan hikayelerden anlatmay da ihmal etmiyordu. zellikle de Ktfr'in karsnn Yusuf a nasl ak olduunu anlatt zaman, herkes glerek Zleyha'ya bakyordu. Fakat Fatma'nn hikayelerinde o gen Msrl kadn artk bir gnahkr deil, aksine sevgisine cevap alamayan bir ak idi. Btn kzlar Fatma'nn hikayelerinde kendileri iin bir yer buluyorlard, hibir kz yoktu ki hikayelerden birisinin kahramann kendi arkadalarndan birisi ile bir tutmasn ... Kzlar arada srada kendi aralarnda gzel lenler tertip etmeyi de ihmal etmiyorlard. Bu lenlerde krallara layk ziyafetler ekiyorlard kendilerine, fakat Apama iyiden iyiye ekilmez oluyor

"Evet" diye dorulad onu Adi. "Bu bahelerde yaayan tm hayvanlar bize alktrlar. Onlara en kk bir kt muamele yaplmaz..." Balkln yanndan getiler. Uzun bacakl ku artk misafirleri ile ilgilenmiyordu. Btn dikkatini suyun dibinde szlen balklara yneltmiti. Orada burada bir bcei yakalamak iin suyun stne srayan balklarn parltlar gze arpyordu. Kz bcekleri uykula nndan uyanarak suyun zerinde umaya balamlard bile. "Buras ne kadar da gzel!" diye bard Halime. "Evet gerekten de ok gzel" dedi Adi aniden bouklaan sesiyle. "Ama zgr olmak bundan ok daha gzeldir..." Halime armt. "zgrlk m? Ama biz burada zgr deil miyiz?" "Bir kadn olduun iin sen bunu anlayamazsn. Ama sana unu syleyebilirim: ldeki a bir akal, kafesteki tka basa tok bir aslandan daha mutludur." Halime inanmadan ban sallad. "Peki biz bir kafeste miyiz?" "Dncesizce laflar syledim ylesine" dedi Adi zr dileyen bir glmsemeyle. "Artk bu konuda konumayalm. Bak, geldik bile!" Kayk kyya ulat ve karaya ayak bastlar. Salkm stlerin ve imenlerin arasnda belli belirsiz bir patika uzanyordu. Biraz yrynce kayalk bir yamaca ulatlar. Burada bin bir trl deiik baharat ile iekler yetiiyordu. Yamacn yanndaki geni ayrlk sk bir orman ile son buluyordu. Oradan eitli hayvan sesleri ykseliyordu gakiamalar, slklar, brtler. Halime korkuyla arkadann koluna yapt. Ormann kenarnda byke bir kafese benzeyen bir ey arpmt gzne: iinde kular uuuyor ve birtakm hayvanlar bir o yana br bu yana dolayorlard. Kafese biraz daha yaklanca kular rktler. O anda iki tane byk leopar kkreye rek onlara doru komaya balad. Halime korkuyla kamaya hazrland. Fakat Adi kolundaki sepeti yere koyarak hayvanlara yiyeceklerini vermeye balamt bile. Bir sre sonra sakinletiler 89

"Ltfen anlat." "Hata yaptm biliyorum. Ama bundan hi kimseye tek bir kelime bile etmek yok. Apama bu baheye ilk geldiinde, devaml Seyduna ile olan eski ve uzun dostluu ile caka satp duruyordu. Anlalan efendimiz ona bir zamanlar Kabil'de ak olmu. Bize diyordu ki Seyduna'nn kendisini buraya getirmesinin yegne sebebi, efendimizin kendisine hl k olmasym. Kendisini birinci gzdesi yapmak istiyormu. Btn ii gc ipekli elbiselere brnerek sslenip pslenmek, suratn en gz alc renklere boyamakt. Durmadan herkese kzyor ve hakaret ediyordu bana bile. Oysa ben Seyduna'y ta Msr'dan beri tanyordum; kendi vcudum ile onu birok kez dmanlarndan korumutum. Gnn birinde onu tesadfen gayet insan bir ihtiyacn gidermek zere iken yakaladm. O zamandan beri bana btn gn lanet okuyor, senin de grdn gibi. Onun srrn herkese anlatacamdan korkuyor. Hepimizin geberdigini grmek en byk arzusu. Seyduna'dan bu kadar ok korkmasa, imdiye kadar hepimizi oktan zehirlemi olurdu." "Gerekten de bu kadar kt m?" "Kendi gururunun klesi olduu iin bu kadar kt. Yalandnn farknda ama bunu kabul etmek istemiyor." allklarn arasndan yrmeye devam ederek bir maymun kafesine ulatlar. Kafesin arkasndan kendisini taklit eden, daldan dala atlayarak gsteriler yapan, itiip kakarak aklabanlklar yapan hayvanlar gren Halime bir sevin l kopard. "Bir tane de aymz vard" diye anlatt Adi. "Fakat ok fazla yedii iin Seyduna onu ldrmemizi emretti. Adada bundan baka bir sr srs, kk bir deve, drt at ve bir ift eek bulunuyor. Birka tane kedi ve kpeimiz de var. Bizden baka kimsenin buraya gelmesine msaade edilmediini sylemem lazm sana. Bunun byle olmasn Seyduna emretti, Apama istedii iin." "Seyduna bizim bahemize geliyor mu arada bir?" "Bunu sana syleyemem sevgili yavrum." "Nasl grndn bilmek isterdim." "Bunu sylemek ok zor. Uzun bir sakal var, ok heybetli bir efendidir..."
91

"Kraldan da fazla. O bir peygamberdir " "Muhammed gibi mi? Muhammed'in ok yakkl olduunu ve birok kars bulunduunu iitmitim. Hatta bunlardan bazlar pekgenmi." Adi kahkahalarla gld. "Oh! Benim kk gvercinim! Aklna neler de geliyor byle?" "Kadnlar da ondan korkuyorlar m?" "dleri patlyor. Mesela Apama onun karsnda bir kuzudan farkszdr." "Bunun iin ne yapyor?" "Hibir ey! Asl korkutucu olan da bu." "O zaman ok kaba ve kt." "Hi de deil. Aksine aka yapmay ok sever. Ama birisine bakt zaman, insan onun baklar altnda ezildiini hisseder." "Gzleri ok mu korkun?" "Bildiim kadanyla hayr. Bu kadar ok soru sorma bana. Herkesin ondan bu denli korkmasnn sebebi nedir? Bilmiyorum. Ama gnn birinde onunla karlaacak olursan, onun sanki dncelerini okuyabildiini hissedeceksin. Hatta sana yle gelecek ki en iyi sakladn sandn srlarn bile ona malum olacaklar. O senin ruhunu okuyacak ve kendini en iyi ynlerinle takdim etmeye alman bile bouna olacak." Halime'nin boaz dmlenmiti sanki, yz kpkrmz kesilmiti. "Artk onunla karlaacam zaman ok korkacam biliyorum. Haklsn, byle insanlar gerekten de ok korkutucudurlar." "Tamam imdilik bu kadar aklama yeter! Sepetimizi alalm ve eve doru yola koyulalm. Ama sen kk ceylan, bir balk gibi dilsiz ol ve anlattklarmdan hi kimseye sz etme..." "Sz veriyorum Adi." Ve kaya kadar onun ard sra yrd. Akam olunca kzlar byk salondaki havuzun etrafnda toplanmlard. Salon son derece gzel denmiti. Mealelerin ve lambalarn says iki katna gkartlmt. Her yer rengarenk iekler ve elenklerle sslenmiti.

meye balad. O kadar hzl dnyordu ki herkes korkudan nefesini tutmutu. Sonunda bir rzgr hortumu gibi dnerek yastklarn zerine yld kald. Kzlann tm hayranlk lktan atyordu. Halime kzn zerine atlayarak onu pcklere bomaya balad. Hadmlar boalan kadehleri tekrar doldurarak Zleyha'nn erefine itiler. akrkeyif olmaya balamlard bile. Hep bir azdan ark sylemeye, akacktan kavga etmeye, birbirlerine sarlmaya ve pmeye balamlard, en kahkahalar salonda nlayp duruyordu. Btn bu neenin kraliesi ise hi tartmasz Halime'ydi. Daha ilk birka kadehte arap etkisini gstermiti bile. Kendisini bir kelebek kadar hafif hissediyordu: sanki grnmez kanatlar onu zeminin zerine ykseltmilerdi. Zleyha'nn dansnn sona ermesinden az sonra Halime de kzlara bir dans gsterisi sunmaya karar verdi ve arkadalarndan kendisi iin kvrak bir oyun havas almalarn rica etti. nce birka ayak hareketi yaparak dansa balad, sonra da bece rebildii kadar kendi etrafnda dnmeye ve Zleyha'dan grd figrleri taklit etmeye balad. Onu seyreden herkes kahkahalarla glyordu, ama bu glmeler onu daha da azdrmaktan baka bir ie yaramad. Sonunda o da havuzun kenarna srad. Arkadalar lklar attlar, Meryem onu engellemeye alt ama ok geti. Dengesini kaybeden Halime boylu boyunca havuzun iine devrildi. Hepsi havuzun bana tler. Adi kolunu suya sokarak Hali me'yi dar kard. Gen kz perian bir ekilde Meryem'e bakmaya alt ama o kadar ok glyordu ki gzlerinden yalar akmaya balamt. Meryem kz azarlamaya altysa da bunu baaramad. Onu odasna gtrerek bir havluya sard ve giyinmesine yardm etti. Tekrar salona dndkten sonra Halime bir mddet iin sakin sakin oturmaya gayret etti ama birka bardak araptan sonra tekrar eski canllna kavuuverdi. Hole karak gonga vurdu ve herkesin susmasn salad. "Sevgili arkadalarm, benim gzel kz kardelerim" diye balad konumaya Adi'yi taklit ederek. "Karnzda, bana len arab vurmu olan masum ve byleyici Halime bulunmaktadr."

95

Meryem Halime'yi geriye itti. Saraya yaklaarak birka tane tokat att; kz hi sesini karmadan olduu yere ylverdi. Meryem kza arkasna dnd. Dierlerinin yar korku dolu, yar elenen baklarn grnce, dudaklarndan hafif bir glmseme geti. "Sara!" diye seslendi. "Eyalarn topla; derhal odan boaltarak koridorun sonundaki penceresiz hcreye yerleeceksin! Kendini dzeltene kadar orada uyuyacaksn. Ayaa kalk ve git; seni bu akam bir daha grmek istemiyorum!" Halime Saray ele verdii iin oktan piman olmutu. Sara ayaa kalkt, Halime'ye doru zgn bir bak frlatarak tek kelime etmeden salonu terk etti. Hl diz km durumda bulunan Halime yava yava Meryem'e yaklaarak baklarn ona doru kaldrd; gzleri yalarla dolmutu. "Ve seni kk gnahkr" diye ona hitap etti Meryem "bundan sonra benim yanmda yatacaksn ki sana gz kulak olabileyim! Yaknda tekrar doru yola dnp dnemeyeceini grrz nasl olsa. Safiye ve Cada, siz Zeyneb'in odasnda boalan yerlere gein!" Halime sanki cennet kaplarnn kendisine aldn sand. ittiklerine bir trl inanamyordu. Cesaretini toplayarak ban kaldrd ve arkadalanna bakt. Yzlerinde bir glmseme okuyabiliyordu. Kendisi de gzyalar arasnda glmsemeyi baarabildi. Hadmlar fark ettirmeden ortadan kaybolmulard. "Yatma vakti geldi" dedi Meryem. Kzlar birer birer salondan kmaya baladlar. ok yorgun olduklar her hallerinden belliydi. Halime ne yapacan bilemeden kapnn eiinde bekliyordu. "Ne bekliyorsun burada?" dedi Meryem sabrszlkla. "Eyalarn topla ve benimle gel." Halime durumunun farkna ancak imdi varabilmiti. Kendisi bir gnahkrd, gzden dm birisiydi... En nemlisi de Meryem'i kzdrmasyd. Fakat her eye ramen ok mutluydu. Meryem'in odasnda yatacak ve onunla ayn hava 97

Sara'nn yanaklarndan aa yalar szlyordu. Titreyen du daktanyla bir eyler sylemek istedi tma bunu baaramad. Elleriyle yzn rtt ve koarak oradan uzaklat. Dorusunu sylemek gerekirse Halime'nin znts, byk mutluluunun yannda son derece kk ve nemsiz kalyordu. Meryem'in odasnda yatyordu artk! Kendisini tamamen onun hizmetine adamt. Onu rahatsz eden tek ey Cada ve Safiye'nin kendisinin yznden Meryem'in yanndan uzaklam olmalaryd. Cada ve Safiye birbirlerine iki yumurta gibi benzeyen ikiz kardetiler. Son derece yumuak huylu ve tatl dilli ve iyi kalpli, harika kzlard. Birbirlerine her bakmdan ok benzedikleri iin Halime onlarla karlat zaman, hangisinin Cada, hangisinin Safiye olduklarn bir trl kararnyordu. Bu durum kzlarn ok houna gidiyor kendilerine yaplmasn izin verdikleri tek aka buydu ve katlana kadar kahkahalarla glyorlard. Meryem'in odasndan kmak zorunda kaldklarnda gzle grlr derecede zlmlerdi. Fakat aradan birka gn gemeden Zeynep ile birbirlerine balandlar. Ayrlmaz bir l olmulard artk. Halime Zeynep ve Sara ile ayn odada kald zamanlar, gecenin gelmesinden korkuyordu. imdi ise gece olmasn sabrszlkla bekliyordu. Daha ikinci akam Meryem ona unlar sylemiti: "Bana bir ey sorma ve bir ey anlatma. Ben sizleri kontrol etmekle grevliyim. Bundan fazlasn bilmene gerek yok." Bu esrarl szckler Halime'nin kafasnda bin bir trl dncenin domasna neden oldular. Ama o an iin sessiz kalp beklemeyi daha akllca buldu. Meyem btn kzlar yattktan soma odaya geliyordu. Halime onun kullanaca her eyi zenle yerine yerletiriyor, yataa girerek uyurmu gibi yapyordu. Fakat kapal gzlerinin ardndan Meryem'in odaya giriini, elbiselerini karn ve mumu sndrn 'gryordu.' Sonra da kendisine doru yrdn iitiyor ve alnna deen scack dudaklar hissediyordu. Bir gece uyurken aniden ok garip bir his ile uyanverdi. Korkuyla Meryem'e seslenmek istedi ama yatana doru baknca bo olduunun farkna vard. Gizli bir korku sanverdi iini. Nereye gitmiti acaba? nce kzlardan birinde olduunu dnd. Fakat 99

Bir akarn Meryem odaya girdi ve soyunurken azndan u kelimeler kt: "Uyuyormu gibi davranmay brak da yanma gel!" Tarif edilmez bir heyecanla Meryem ona dokunacakt yatana szlverdi. Heyecann belli etmemek iin bir keye kvrl verdi ama Meryem onu kendisine doru ekti. Bunun zerine Halime de arkadana sanlmaya cesaret edebildi. "Sana hayatmn en kt dnemlerini anlatmak istiyorum" diye sze balad Meryem. "Babamn Halep'te tccar olduunu biliyorsun. ok zengin bir adamd. Kuma dolu gemileri uzak batya git mek iin okyanuslara alyordu. Ben de henz kk bir ocukken, canmn ektii her eye sahip olabiliyordum. Deerli ipek elbiseler giyiyor, altn ve mcevherlerle ssleniyordum. Emrimde tam tane hizmetkr vard. Emretmeye alkndm ve dnyann bana itaat etmesi benim iin ok tabii bir eydi." "Ne kadar da mutluymusun!" diye i ekti Halime. "nan bana, dier kzlarn olduklarndan daha fazla mutlu deildim kesinlikle" diye devam etti Meryem. "Veya bugn bana byle geliyor. Her isteim daha aklmdan geerken yerine getiriliyordu. Ama ne tr isteklerim vard ki? Sadece para ile elde edilebilecek istekler! Oysa kzlarn kalplerinde sakl olan o ok deerli arzular, benim iimde her zaman sr olarak kalmaya mahkmdu. Daha ok gen yalarda, insann kudretinin snrlar zerine dnmek zorunda kalmaya baladm. Henz on drt yamdaydm ki babamn bana birbiri ardna felaketler gelmeye balad. nce annem ld; babamn en derin aclar iinde kvranmasn seyretmek zorunda kaldm. Hayatta hibir ey artk onu mutlu etmeyecekmi gibi grnyordu. lk kans ona tane oul vermiti; onlar da ticaret ile megul oluyorlard. Bir tanesi tm servetini kaybetti ve dierleri ona bakmaya baladlar. Afrika kylarna gemiler gnderiyor ve onlann tekrar elde ettikleri kazanlar ile geri gelmelerini bekliyorlard. Fakat bir sre sonra btn gemilerin frtnada battklar haberi geldi. Artk hibir eyleri kalmad iin babamn yanna geri dnmek zorunda kaldlar. Babam onlan servetine ortak yapt. Bu defa gemilerini Frenk lkesine gnderdiler. Ama bu gemiler

101

yordu; dilerini gcrdatarak beni hanerleyeceini sylyordu. yle anlarda delirdiini dnyordum. Beni son derece korkutuyordu." Meryem bir an iin sustu. Sanki devam edebilmek iin biraz kuvvet toplamak istiyordu. Halime onun herkesten gizledii anla nn kendisine anlatacan anlamt. Ate gibi yanan yanan Meryem'in gsne yaslad ve nefesini tutarak beklemeye balad. "Kocamn tm kadnlk gururumu derinden yaralayan bir huyu vard" diye devam etti ne<den sonra. "Artk bana tmyle sahip olduunu bildii iin, akln tamamen kaybetmiti. Srekli olarak birlikte i yapt insanlara benim gzelliimi vyor, ne kadar namuslu olduumu anlatyor, vcudumun tm ayrntlarn birer birer gzel szlerle gzler n n e sererek tm lkenin en harika gzelliine sahip olduunu syleyip caka satyordu. Onlan elinden geldiince kskandrmak istiyordu. Akamlan yanma gelerek, gzelliimi anlatt arkadalarnn kskanlktan bembeyaz kesildiklerini sevinerek anlatyordu. Bundan holandn gizlemeye gerek duymuyordu zaten. Ondan ne denli nefret ettiimi ve irendiimi anlayabilirsin sanrm. Yanna gitmek zorunda kaldm geceler sanki kendi idamma gdiyormuum gibi geliyordu bana. Fakat o glerek bana acemi aylak olarak adlandrd gen arkadalar hakknda neler dndn anlatyordu: 'Evet hayatm! Para ile her ey satn alnabilir. Fakir bir adam ne kadar yakkl olursa olsun, senin gibi bir kadn ryasnda bile gremez.' Ah! Keke o acemi aylaklardan bir tanesi ile tanabilseydiml O zaman Musa'ya tm dncelerinin yanl olduunu ispat edebilirdim. Fakat gnn birinde beklemediim bir ey oldu. Hizmetilerimden birisi elime kk bir mektup tututuruverdl. Mektubu atm ve daha ilk kelimeler kalbimi titretti. Bugn bile hepsini ezbere biliyorum. Dinle..." Halime tmyle kulak kesilmiti. Sabrszlktan titriyordu. "'eyh Muhammed'den Meryem'e! Ey Halep gl, geceleri aydnlatan gm renkli ay ve gnleri yakp kavuran gne! Seni ok sevdiimi bilmelisin. Evet, seni her eyden fazla seviyorum, zellikle de lianetli zindancn Musa'nn senin gzelliklerini ve er 103

mamt ama gkyz yldzlarn titrek klaryla dolmutu. Terasta birka dakika bekledim. Ayn anda h e m ate gibi yanyor, hem de buz kesmi gibi yordum. Kendi kendime dnmeye balamtm bile: Yoksa btn bunlar Musa'y gln duruma drmek isteyen kt niyetli birinin eek akas olmasn? O anda kulamn dibinde bir fslt duydum: 'Korkma. Ben eyh Muham med'im.' Gri cppeli g e n bir a d a m duvardan atlayarak, ne olup bittiini anlamama frsat bile vermeden beni kollarnn arasna almt. Sanki dnya tersine evrilmiti ve ben de sonsuzlua dyordum. Beni belimden tuttuu gibi yavaa havaya kaldrd ve terasa g k m a k iin kulland ip merdiven ile aaya indirdi. Bahe duvarnn arkasnda bir grup atl bizi bekliyordu. Muhammed beni aaya sallandrarak adamlarna uzatt ve sonra da kendisi bahe duvann at. Beni atnn n n e oturttuktan sonra, gecenin karanlndan faydalanarak drtnala ehirden uzaklatk." "Oh Meryem! Ne kadar da gzel eyler yaamsn. ok talihlisin!" diye i ekti Halime. "Nasl byle bir ey diyebilirsin kk Halime? Ondan sonra neler olduu aklma geldike ldracak gibi oluyorum. Btn gece boyunca at srtnda yolculuk ettik. Nihayet ay dalarn arkasndan ykseldi ve evreyi g m renkli yla aydnlatt. Her ey bana korkun ve ayn zamanda da harika geliyordu. Sanki bir masal dnyasndaydm. Uzun sre beni kollarnn arasnda tutan adamn yzne bakmaya cesaret e d e m e d i m . Neden sonra cesaretimi topladm ve baklarm yzne doru kaydrdm. Adam dosdoru yola bakyordu. Bir kartala benzeyen gzleri vard. Fakat bana bakt zaman gzlerindeki ifade yumuuyor ve beni saryordu. O n a ak olmutum... O n u o kadar ok seviyordum ki o an onun iin dp lebilirdim. nk eyh M u h a m m e d tm erkeklerin en yakiklsyd. Ksa ve sk bir sakal, simsiyah salar vard. Dudaklar kpkrmzyd... Ah Halime! Henz yolumuza devam ederken onun kadn oldum. gn sonra peimize d m olduklarn anladk: kardeim, kocamn olu ve bir grup silahl adam! Sonradan rendim ki benim ortadan kaybolduumu anlar anlamaz tm evin altn stne getirmiler ve Muhamrned'in bana yazm
I

105

Hl korkun anlarna dalm olan Meryem bir anda kendisine geldi. "Belli olmaz" dedi zgn bir glmsemeyle. "Byle bir eyi yapabilecek kadar kalpsiz olduklarna inanyorum..." "ok kr ki biz hak yolundayz!" diye bard Halime. "Fakat Meryem syle bana sen hl Hristiyan msn?" "Hayr artk deilim." "Veya Yahudi..?" "Hayr, Yahudi de deilim." "Demek sen de hak yolunu setin!" "Grdn gibi yavrum." "Seyduna seni ok seviyor mu?" "Bu tr sorular sormaman sylemitim sana" dedi Meryem ve ciddi bir tavr taknmaya alt. "Ama maden sana bu kadar ok ey anlattm, biraz da bundan bahsetmemde bir saknca yok sannm. Beni sevip sevmediinden emin deilim ama bana ihtiyac olduu kesin." "htiyac m var? Nasl..?" "O ok yalnz ve konuabilecei hi kimsesi yok." "Peki ya sen? Sen onu seviyor musun?" "Sen bunu henz anlayamazsn. O elbette ki eyh Muhammed deil ama Musa hi deil! O byk bir peygamber ve ben ona sonsuz hayranlk duyuyorum..." "Herhalde ok yakkldr o!" "Seni gidi aptal kedi! Byle syleyip de beni kskandrmak m istiyorsun?" "Hayr! Her eye ramen senin ok mutlu olduunu biliyorum Meryem!" diye bard Halime tm kalbiyle. "Kes sesini kk ekirge! Ge oldu, artk uyumalyz. Hadi yatana git." Ona bir pck verdi ve Halime sessizce yatana geri dnd. Fakat uyumay baarana kadar epey zaman gemesi gerekti. Meryem'in anlattklarn tekrar tekrar kafasnda canlandnyordu. Hele Muhammed'in Meryem'i karmasn dndke, sanki yakkl eyhin nefesinin yanaklarm okadgn hissediyordu. Garip bir

\
107

IV
Btn bu olaylar olup biterken, lbni Tahir'in yaam da kkl deiikliklere uramt. Kaleye geliinden sonraki birka gn zarfnda, olup bitenleri kavramakta glk ekmiti. Sanki birisi bana ar bir grz ile vurmu gibi karkt kafas. Ama ksa zamanda yeni dzene ayak uydurdu. Aradan on drt gn getikten sonra en iyi talebelerden biri olmasnn yan sra, Ismail davasnn en ateli savunuculanndan biri haline gelmiti. Yz hatlar da gzle grlr bir ekilde deimiti: Pembe ve yuvarlak yanaklar erimi; surat ciddi ve kararl bir ifadeye brnmt. Kaleye geliinden bu yana en az on yl yalanm gibiydi. Arkadalarn daha iyi tanma frsat da bulmutu bu arada. Kalenin kurallar ve hocalar da onun iin artk bir sr tekil etmiyordu. Yzba Minuehr onlara sadece sava sanatn deil, ayn zamanda corafya da retiyordu. Bazen onlarla beraber gneye doru uzun sre at sryor, sonra da arkaya dnerek tm dalarn stnde ykselen Demavend dann zirvesine bakmalarn sylyordu. Buras anlatacaklar iin bir mihenk noktas tekil ediyordu. Sultann ordusuna hizmet ettii zamanlarda, birok kere lkeyi bir utan dier uca kat etmiti. Bu gezileri esnasnda bir parmen kadna lkenin en nemli da sralarn, btn ehirlerini, pazar yerlerini ve bunlarn yan sra ordu ve kervan yollarn iaretlemiti. Bu haritay yere sererek talebelerine Demavend dann bulunduu yeri gsteriyor ve onlara deiik yerleri nasl bulacaklarn anlatarak, stratejik neme haiz eitli blgeler hakknda bilgiler veriyordu. Bu anlattklarn askerlik yaamnn eitli anlar ile sslemeyi ihmal etmiyordu. Bylece hem dersleri ok canl geiyor, hem de talebelerin ilerinde yanan atei daha da krklyordu. Hepsi de doum yerlerinin dier blgelere olan uzaklkla 109

Gnn birinde Da Ebu Soraka derse kolunun altnda tad byk bir parmen rulosu ile geldi. Sanki ok deerli bir mcevher tayormuasna parmeni dikkatte nndeki rahlenin zerine koydu ve itinayla amaya balad. Rulo aldnda ortaya bir tomar yazl kat kmt. Onlar halnn zerine serdi ve eliyle dikkatle dzeltti. "Bugn yeni bir derse balayacaz" diye konumaya balad. "Ve ben bu dersi efendimizin yaamna adamak istiyorum. Size onun katland byk aclan, tsrnail davasnn nihai zaferi iin yapt savalar ve byk fedakrlktan anlatmak istiyorum. Bu bir tomar kat onun yorulmak bilmez abalarnn rndr; bu katlarda okuyacanz her eyi, hak yolu uruna nasl mcadele etmeniz gerektiini renmeniz iin, bizzat kendi elleriyle kaleme ald. Bu nedenle iiteceiniz her eyi harfi harfine kada geirmeli ve sonradan da iyice renmelisiniz. Unutmayn ki bunlar sadece ama sadece sizler iin hazrlad." Talebeler yerlerinden dorularak Daf'nin nlerine serdii parmenlere baktlar. Sessiz bir hayranlkla horalarnn okamalar altnda hatife latrdayan parmenin zerindeki gzel el yazsn inceliyorlard. Sleyman elini bir parmene doru uzatt, biraz daha yakndan ncelemek istiyordu onu. Fakat bu Soraka parmeni hzla kendisine doru ekti, sanki mukaddesat hrmetsizlikten korumak ister gibiydi. "Delirdin mi sen?" diye bard. "Bu yaayan bir peygamberin e! yazs!" Talebeler yavaa yerlerine dndler. Dai, Byk nder'in yaamn ve yaptklarn sevinle anlatmaya balad. Parmenlerde yaztii olanlarn daha kolay kavranmas iin, ncelikle Seyduna'nn hayatndaki belirleyici izgilerin arka planlarn aklamaya koyuldu. Bylece efendilerinin yaklak altm yl nce Tus ehrinde doduunu, isminin Hasan olduunu ve babas Ali'nin mehur Arap ailesi Sabbah Hmeyri soyundan geldiini rendiler. Daha ok erken yalarda smail bocalan ve dervileri ile tanm ve onlarn retilerndeki derinlii hemen fark etmiti. Babas da gizlice Ali'nin retisine balanmt ama phe uyandrmamak iin k

ye vermeyi baaryodu. Dnyann kendisine anlatld gibi olduuna ikna oluyordu kolaylkla. Fakat akamlar deinde yatarak duvardaki lambann titrek kzl alevini seyrederken, ok garip bir dnyada yaadn dnyordu. Srlarn hkm srd bir dnya. O anda korkuya kaplyor ve kendisine unu soruyordu. Sen, bu dekte yatan adam, sen gerekten de ksa bir sre ncesine kadar Sava'da babasnn hayvanlarn gden Avni ile ayn insan msn? nk u anda yaad evren iie eski dnyas arasnda dipsiz bir uurum olduunu dnyordu. Hayal dnyasn gerekler dnyasndan ayran bir uurum... Bu uuruma dmekte olduunu hisseder etmez, iir okumaya balayarak sakinlemeye alyordu. Talebelerine nazm sanatn retmeye alan Ebu Soraka onlara ismail davas iin nemli kiiler zerine iirler yaz malannt tavsiye etmiti onlara. Bu nedenle peygamber zerine, Ali ve smail zerine, ehitler ve yaptkian zerine iirler yazyorlard. Ibni Tahir zellikle peygamberin sevgili damad Ali'ye kar derin bir sevgi besliyordu. Ali zerine yazd birka msra Ebu Soraka'nn eline gemiti; bunian son derece beenmi ve frsat bulursa Seyduna'ya gstereceini vaat etmiti. Ibni Tahir'in yetenei kalede abucak yaylm ve delikanl 'air' unvan ile anlmaya balanmt. lk baarsndan cesaret alan ibni Tahir baka denemelere de girimiti. Kendisine olaanst ve anlalmaz gelen her eyi ms ralara dkyor, bylece onlar daha ak bir biimde alglayarak korkularndan sryrlveriyordu. Bu denemelerden bir ksm kalede sratle yaylm ve ok kii tarafndan ezberlenmiti zellikle Alamut ve Seyduna zerine yazd iirler ok rabet gryorlard. Talebeler nazm sanatndan baka hitabet sanat dersleri de alyorlard. Bu konuda Sleyman ve Ibni Tahir ekime iindeydiler. Sleyman'n konumalar cokulu bir atele doluydu, buna karn Ibni Tahir son derece berrak ve ak cmleler kurmasn seviyordu. Bu derslerin en baarsz talebesi Yusuf tu. Ibns Tahir'e sk sk ok bunaldndan ikyet ediyordu. Yzba Minuehr'in kzgn gne altnda kendilerine yaptrd sert talimlerin, Ebu Malikin emri ile kendisini krbalamasnn veya kor halindeki sa levhann ze 111

"Nasl? Yusuf hakknda bir ey sylemeye nasl cesaret edersin? Bugn ciridi ne kadar uzaa frlattn kendi gzlerinle grdn. nce ona yetimeye al bakalm!" Veya bni Tahir hakknda: "ayet kafanzda onun zekasnn bir krnts bile olsayd, kendinizi o kadar ok beenmeye balardnz ki zavall kafalarnz buna dayanamayp atr atr atlard. Kendisiyle alay etmeye nasl olsa hi kimse cesaret edemiyordu. Yusuf ve bni Tahir ondan korkmuyorlard, bunun iin aslnda ondan holanmadklarn birbirlerine syleyebiliyorlard. Gerei sylemek gerekirse kalede hi kimse, hocalar da dahil, ondan holanmyordu. Kadnlar ve cinsellik zerine konumak onlara kesin olarak ya saklanmt. Da brahim derslerinde bu nazik konuya temas ettii zaman, hepsi de heyecanla bekliyor, soluk bile almyorlard. Peygamberin kadnlarndan bahsediyordu hocalan genellikle. brahim nce hafife ksrerek boazn temizliyor, sonra da talebelerinin gzlerinin iine bakarak ciddi bir sesle konumaya balyordu: "Peygamber mminlere ne evlenmelerini, ne de kar cirsie ortak bir yaamn mutluluunu tatmalann yasaklamtr. Zaten de kendisi rnek bir koca ve mkemmel bir baba idi. Fakat gerek mutluluk evlenip bir yuva kurmaktan m ibarettir? Hayr! Gerek mutluluk; hak yolunda ehit dmek ve bu fedakrln mkfat olarak de cennet bahelerinin ebedi mutluluuna ulamaktr. lk mminler, peygamberin anlattklarna uyarak kadnlaryla huzurlu bir yaam srmler ve gerektiinde de hak yolu iin ehit dmeyi bilmilerdir. Fakat siz de biliyorsunuz ki peygamberin lmnden sonra mminler arasnda karklk ve huzursuzluk ba gsterdi. Onun verdii iyi tler unutuldu ve dnya zevkleri cennetin zevklerine ye tutulmaya baland. Sizler de iyi biliyorsunuz: Zamanmzda erkekler artk haremlerine kapanp, dnya nimetlerinden faydalanmaktan baka hibir ey dnmez olmulardr. Peygamberin, byk bir dava iin byk fedakrlklar yaplmasn isteyen emri ise oktan unutulmutu: hak yolu iin savamak ve ehadet erbetini imek... Seyduna'nn kar kt rm

zerinde dinleneceksiniz; olaanst gzellikteki korularn serinliinde dolaacaksnz; nadir ieklerle kapl zmrt yeili ayrlarn zerinde yryecek ve gzel kokular iinize ekeceksiniz. Kapkara badem gzl gen kzlar size en gzel yemekleri ve en iyi arab sunacaklar. Sizin tm isteklerinizi yerine getirecekler! Allah bu bakirelere, zel bir erdem bahsetmitir: Ruhlar ve bedenieri ile sizin tm arzularnz yerine getirmelerine ramen, ebediyen gen ve bakire olarak kalacaklar. Unutmayn: Feda olduktan sonra tm bu gzelliklere sahip olabileceksiniz! Allah bu bahelerin anahtarlarn Seyduna'ya verdi, o da onlan sizler iin saklyor. Seyduna emirlerini duraksamadan yerine getirenlere bu kaplan aacaktr! Byle bir mkafat dururken, nasl olup da baka bir ey sizi yolunuzdan alkoyabilir!" Akam olup da hepsi terasta toplandklar vakit Ibni "Fahir konumaya balad. "Hocalarmz bize bo vakitlerimizde bir araya gelerek, gn boyu grendikJerimizi tartmamz tavsiye ettiler. Bugn Da ibrahim Seyduna'nn bize neden davranta, konumada ve hatta dncede kadnlarla iliki kurmamz yasakladn anlatt. Bu akam da her zaman yaptmz gibi gndz rendiklerimizi tartmamz teklif ediyorum. Bize bunlar bizzat hocamz rettii iin, Seyduna'nn emrine kar gelmi olmayacaz nasl olsa! Hatta gelecekte bamza gelebilecek olan felaketleri nlemek iin, byle bir tartmann ok yararl olabileceine inanyorum." Bazlar Ibni Tahir'in son szleri zerine irkdiier. "Ben buna karym" diye bard Naim. 'Da ibrahim bu konularda konumamz kesin olarak yasaklad. Sululan ne gibi korkun, cezalarn beklediini kendi kulaklarnla duydun!" "Pireyi deve yapma Naim!" diye dalga geti Cafer. "Hocalarmzn bize anlatt eyler zerine konuma hakkna sahibiz. Aklmz ve zekmz kullanarak, rendiklerimizi daha iyi kavramaya alma isteimizi kim cezalandrabilir ki?" "Dediin gibi olsun. Ama kadnlardan ve baka yakksz konulardan konumak yok" diye steledi Naim.

"Bunu ben de d e n e d i m " diye itiraf etti Ibni Tahir. "Ama insan zaaflar o kadar byk k i . . . " "nsann kendisinden daha kuvvetli bir rakibe meydan okumas akllca bir davran deildir" dedi Yusuf bilgi bir edayla. O zamana kadar konuulanlar tek sz e t m e d e n dinleyen beyde aniden konumaya balad. Suratnda kurnaz bir glmseme vard. "Bu kadar basit bir mesele hakknda dostlarm btn bu konumalar ve kavgalar neden? Sanyor musunuz ki Seyduna bizim kudretimizi aan br konuda bize emir verebilir? Ben bunu kabul etmiyorum! Seyduna bizim sabr ve sebatmza karlk bir mkfat vaat etmedi mi? Bu mkfat da br dnyadaki cennetin gzellikleri deil midir? Syleyin bana: Doru ve drst birisi ileride kendisine verilecek mkfata sevinemez mi? Hepinizin u cevab vereceine eminim: Elbette sevinebilir! Demek ki bize verilecek olan cennet bahelerindeki sonsuz nazlara sevinmek, ok tabii bir hakkmzdr! yleyse gzel baheleri ve kristal berraklndaki sulan dnebilir, harika yemekleri ve nefis araplann hayalini kurabilir ve kyamete kadar bize hizmet edecek olan badem gzl kzlarn bize sarlmalarn tasavvur edebiliriz. Bunda kt olan nedir? Eer eytan bizi ayartmak iin yanmza gelecek olursa, onu bir fiskeyle yanmzdan uzaklatrveririz. Bunun iin harika cennet bahelerini ve oradaki gzel kzlarla hibir engel olmadan yapacamz eyleri dnmemiz yeterli olacaktr. Bylece hem bizim iin bu baheleri yaratan Allah'n ve anahtarlarn teslim ettii Seydna'nn houna gider, hem de gnah ilemeden istediimiz hayalleri kurabiliriz." Talebeler bu dnceyi hararetle desteklediler. "Olaanst beyde!" diye bard Yusuf. "Neden benim aklma gelmedi ki bu sylediklerin?" "beyde son derece zekice bir dnce zinciri kurdu" dedi Ibni Tahir. "ekil itibaryla benim de kar kacam bir ey yok. Fakat ben kt dncelerden syrlmann bu kadar rahat olduundan phe ediyorum. Cennet baheleri emrimize a m a d e olsalar bile." "Samalyorsun" dedi beyde fkelenerek. "Sylediklerim senin aklna gelmedii iin bozuldun."

gerek bir Terssin olum ve glsn. Peygamber bile kendisinin

yannda bulunmandan mutluluk duyard! Peygamber Ali'yi her eyden ok seven baban hayatta olsayd, eminim ki seni meru halifeye hizmet eden dalerden birisinin yanna gnderirdi: Orada doru inancn ne olduunu renildin!' Bunu syledii zaman yaadmz yerin civannda Byk Da Hseyin Alkeyni, efendimizin adna asker toplamakla meguld. Onun yanna gittim, o da beni buraya getirdi. Nitekim hlada buradaym..." "Ya sen Naim? Sen bu gzlerden rak yere nasl geldin? ibni Tahir aratrmaya devam ediyordu. "Benim kym buradan pek uzak deil" diye cevaplad deli kanl. "Gl Bir danin zndk sultana kar ordu topladn iittim. Biz ok dindar bir aileyiz. Babam Seyduna'nn hizmetine girmemi ok normal karlad...'' "Peki ya sen Sleyman? Seni buraya atan rzgr nedir dostum?" "Benim hikyem de tekilerden pek farkl deil. Her tarafta mucizeler yaratan bir danin Alamut kalesini Kahire halifesi adna ele geirerek, zndk sultana kars sava edecei konuuluyordu. ilgin bir ey olacak diye dndm kendi kendime. O srada Da Abdlmeiik bizim taraflara gelmiti. Ben de onun yanna giderek hizmetine girdim." "Benimkisi daha da kolay olmutu" diye devam etti beyde. "Benim ailem oktandr Ali'ye sayg gstermektedir Biz dokuz kardeiz ve aramzdan birisinin evden ayrlmas gerekiyordu. Babamdan beni gndermesini rica ettim, o da benden hayr duasn esirgemedi." "Ya sen Cafer?" "Aslnda ben uzunca bir sre Kuran, snnet ve islam tarihi renimi grdm. Fakat lzumundan ok fazla yanllklar yapldnn farkna va makta fazla gecikmedim: Peygamberin lmnden sonra damad Ali'nin haksz yere hilafet makamndan uzaklatnl d ok aka belliydi; yine ayn eklde Badat halifesinin de hilafet makamn haksz yere igal ettii belliydi. Bir keresinde bunlar br Ismaili dasi ile tarttm. Bu da aslnda bir dnn hele! Ebu Soraka'dan bakas deildi. Bu konu hakknda uzun uzun ko

dm etmek amacyla atlarn dizginlerini yakaladlar. Uzun bir cppe giymi olan ufak tefek, nemsiz grnl bir adam, uzun ty l kr atndan atlad gibi koar admlarla merdivenleri kt. Ona son derece saygl davranan adamlar da peinden geliyordu. "Ebu AH bu! Byk Da! Onu tanyorum!" Sleyman sanki bir ylan tarafndan sokulmu gibi ayaa frlad. "Kaalm buradan" dedi Yusuf. "Bekle!" dedi Ibni Tahir. "Onu biraz daha yakndan grmek istiyorum." Ebu Ali ve adamlar kke yaklamlard. Onlarn geldiini fark eden askerler, byk bir hrmetle nlerinde eiliyorlard. "Btn bu adamlar birer da" diye fsldad Sleyman. "Hepsi de Ebu Ali'yi karlamaya kmlar." "uraya bakn! Da brahim ve Dai Abdlmelik de karlayclarn arasnda!" diye bard Yusuf. Ebu Ali beyaz cppesinin iinde hamet ve azamet saarak ilerliyordu. Tm vcudu asaletini belli ediyordu: Onu selamlayan adamlara karlk verirken, iinde kibirden eser bile olmayan bir glmseme beliriyordu dudaklarnda. Krklarla kapl bir yz vard. Gri renkte ince bir sakal ve ayn renkte uzun bir byk, disiz azn evreliyordu. Talebelerin nnden getii esnada, delikanllar Byk Da'nin nnde hnnetle eildiler. Ebu Ali'nin kk gzleri sevinle parlad. Cppesinin altndan kard elini dosta onlara doru sallad. Talebeler tekrar dorulmak iin tm grubun gemesini beklediler. "Grdnz m? Sadece bize el sallamak lfunda bulundu!" diye bard Sleyman. Sesindeki sevinci zor gizliyordu. "Ebu Ali, Seyduna'dan h e m e n sonra gelmektedir." "Keke biraz daha iri yan olsayd!" diye zntsn belirtti Yusuf. "Sana gre bir adamn zeks, cssesi ile doru orantl mdr yoksa?" diye sordu Nam kkr kkr glerek. "Sana baktm zaman bunun doru olduuna inanmak geliyor iimden." "Sadeliini ok beendim" dedi ibri Tahir. "Bize el sallad zaman, sanki krk yllk dostuymuuz gibi davrand." 123

kendisine brakmasn salam. Harta rvet laflan bile dolanyor ortalkta. Tam olarak neler olup bittiini ben biie bilmiyorum." Yunanl neeyle gld, Fakat bir ey sylememeyi tercih etti. Yzba bni smail yksek sesle dierlerini de yanlarna ard: "yle sanyorum ki bu gen a d a m a ibni Sabbah'n Alamut kalesini bize nasl kazandrdn anlatmamz lazm. Geri ben buna bizzat ahit olmadm ama o gnlerde nderimizin yannda bulunan bir astsubay bana her eyi okluu gibi anlatt." Ubeyduliah ve iman Zarahrui kulak kabarttlar. Theodoros alayc bir tavrla dudak bkerek bir kenara ekilmiti. "Bildiiniz gibi" diye anlatmaya balad ibni smail "sultann Alamut kalesindeki temsilcisi cesur bir adam olarak tannan Yzba Mehd idi. Ben onunla hi tanmadm fakat yle olaanst yeteneklere sahip birisi olmadn iyi biliyorum. bni Sabbah o srada ba vezirin tuzaklarndan kurtularak Rey ehrine ulamay ba armtt. Kalenin komutan Mutsufer ibni Sabbah'n en iyi arkadalarndan birisiydi. Mutsufer aralannda bana bu hikayeyi anlatan astsubayn da bulunduu on kiilik kk bir birlii onun emrine verdi. Ve nderimiz orackta Alamut kalesini zapt e t m e y e karar verdi! Tm civarn en korunakl, zapt edilemez olarak kabul edilen kalesini! Mutsufer ile uzun uzun tarttktan sonra imdi anlatacam hileyi uygulamaya karar verdiler. Msrl g e n ve Byk Da tamamen kulak kesildikleri iin hekimin suratndaki alayc srtn farkna varmamlard. Fakat Yzba bunu kendisine hakaret kabul ederek fkeli bir hareket yapt: "u surata bak hele! Olup bitenleri benden iyi biliyorsun galiba! stersen sen devam et anlatmaya .." "Grdn gibi seni dinlemeye alyorum" dedi hekim alayc bir tavrla. "Brak da kesinde surat asmaya devam etsin" dedi Msrl sabrszlkla. "Onu tanyoruz nasl olsa! Her zaman her eyi en iyi bilir." "nderimiz bunun zerine bir hile dnd" diye devam etti bni smail. "Alamut kalesi komutan Mehdiyi bizzat ziyaret etmeye karar verdi. 'Ben bir clayim' dedi ona 've dnyann yarsn dolatm. Fakat artk yoruldum. Buraya huzurla yaamm srdrebi 125

'Ey kutsal aptallk!" diye inledi Yunanl. "Bu ak! almaz masala sen de inandn ha! Hasan ile benim dndmz bu harika pian aslnda sadece sultan kandrmak iin dnlmt ya neyse!" "Demek ki astsubay bana bir sr samalk anlatt!" Yzba fkesinden tir tir titriyordu, gzleri kan anana dnmt ve a kaklarndaki damarlar kabarmt. "Onu parampara edeceim! Onu bir kpek gibi geberteceim!'' "Adil bir davran olmaz bu Ibni smail" dedi Yunanl. "nk sana anlattklan gerein ta kendisi, en azndan kendi bak asndan. Fakat senin konumunda bir insan bu budalaca masala bu kadar abuk kanmamalyd. Gerekten de neler olup bittiini anlaya madn m?" "Kendini olduundan daha nemli gstermekten vazge artk! Anlatmaya balasan daha iyi edersin!" diye hrlad yzba fkeyle. "ncelikle unu bilmelisin ki kalenin eski komutan olan Mehd, Ali'nin soyundan gelmektedir. Sultan onu kendi tarafna ekmek iin, daha otuz yanda bile olmamasna ramen vali yapmt. Ve kendisine asla bir tehdit oluturmamas iin, dnyann sonuna, yani Alamut'a gnderdi onu. Bizim gen ve elenceye dkn dostumuzun can ksa zaman sonra korkun derecede sklmaya balad. Sabahtan akama kadar iki iiyor, kumar oynuyor ve askerleriyle kavga edip duruyordu. Geceleri iin ise kendisine gzel bir harem hazrlamt: Civarn tm gzel kadnlar, danszleri, arkclan ve oyuncular burada toplanmt. Ksacas; Rey'in namuslu insanlar kalede olup bitenlerden bahsetmeye cesaret ederken utanla balann ne emek zorunda kalyorlard. Bunun dnda adammz evcil leoparlar ve ahinler besleyerek, bunlarla civardaki dalarda av partileri dzenliyordu. ok ksa bir zaman sonra sultan ve halifeden nefret etmeye balad; her tarafta onlardan dktkleri kanlarn intikamn alacan sylyordu. Bu sylediklerinin Melkah'n kulana gitmesi de pek uzun srmedi. Fakat hkmdar olay felsefi bir biimde yorumlad: 'Beni istedii kadar lanetleyebilir. Barbarlar snrlara saldrdklar zaman, eer kellesini omuzlarnn zerinde tamak istiyorsa, kendisini savunmak zorunda kalacak ne de olsa!'

gideyim, ondan son derece byk bir saygyla sz edildiini iitiyorum. Hatta birok kii onu yaayan bir evliya olarak kabul ediyor! Fakat bize anlattn bu hikayeye gre. eski akac ibni Sabbah hi deimemi olmal." "Bu konuda ok fazla konumasan belki de daha iyi edersin" dedi Yunanl ona biraz yaklaarak. Sesini alaltmt. "Alamut kalesine yerletiinden beri nderimiz eski halinden epey farkl. Gece gndz kendisini kulesine kapatyor ve yanna Ebu Al'den baka hi kimseyi sokmuyor. Emirlerini bile bize onun vastasyla bildiriyor. Gerek niyetini artk kestiremernek hi houmuza gitmiyor inan bana.,." Tam bu esnada Ebu Ali ihtiaml refakatllerryle beraber salona girdi. Salonda bulunanlarn hepsi ayaa kalkarak nnde sayg ile eildiler, Byk Da dosta glmseyerek orada bulunanlar selamlad. Szlerine balamadan nce herkesin rahata yerlemesini rica etti. "Kutsal ismail! davasnn byklerinin hrmetli meclisi! Efendimiz ibni Sabbah size selamlarn ve hayr dualarn yollad. Aranza katlamayacan zlerek bildiriyor sizlere. Tekilatmzn yeni dzeni, kanunlar ve emirler iin ok alyor ve artk epeyce ilerlemi olan ya bu toplantya bedensel olarak katlmasn maalesef engelliyor. Fakat ruhu ile aramzda olacak. nemli meseleleri kendi adna grmem iin bana tam yetki verdi. Ben de ona verdiimiz kararlar ve sizin zel isteklerinizi bildireceim." Byk nder'in toplantya bizzat katlmayaca haberi, dalerin zerinde olumsuz bir etki yaratmt. Onlara yle geliyordu ki sanki nderleri kendisi ile onlar arasnda bir snr izmek istiyordu. Onlarn deerinin az olduunu ve kendisinin ulalmaz bir mevkide bulunduunu mu ima etmek istiyordu yoksa? Byk Da Zarahrui Yunanlnn kulana fsldad: "Bu onun eski akac kiiliini kaybetmediinin yeni bir ispat olmasn sakn?" "Niye olmasn?" diye cevaplad br. "Fakat iimde bir his bu akann dostlarmz tarafndan pek ho karlanmadn sylyor." Byk Da nce hocalardan talebelerinin durumlar hakknda 129

Ve her asker ayn zamanda mminlerin en atelisidir. Fakat efendimiz en nemli tedbir olarak fedai okulunun kurulmasn grmektedir. Bu okul her trl fedakarla hazr olan sekin bir grup yetitirecektir. Bu messesenin gerek anlam ve nemini kavramanz iin, zaman daha ok erken. Efendimizin adna size sadece tek bir ey syleyebilirim: Seluklularn soy ktn devirecek olan baltann bilenmesi yaknda sona erecektir. lk darbenin iitilecei zaman belki de ok yakn artk. Reye kadar uzanan btn blge davamza katld. Ve Huzistan'a gnderdiimiz habercilerin syledikleri bizi yanltmyorsa, Byk Da Hseyin Alkeyni Seluklulara kar genel bir ayaklanmann hazrln yapmaktadr. te o an bizim harekete geme iaretimiz olacaktr. Elbette ki bu hemen yarn gereklemeyecektir. Ve bylece hrmetli daler ve hrmetli liderler, sizden bugne dek yaptnz gibi bizimle beraber almaya devam etmenizi istiyorum. Baka bir ifadeyle davamz iin tek tek bile olsa, insan kazanmaya aln! Yapmamz gereken ite budur." Konumasna monoton bir ses tonu ile balayan Ebu Ali sonlara doru epey heyecanlanmt. Elini kolunu sallayarak orada toplananlara ateli bir ekilde hitap ediyordu. Nihayet ayaa kalkarak kendisini dinleyen grubun ortasna dikildi. "Dostlarm!" diye devam etti. "Seyduna sizlere zellikle bir tavsiyede bulunmam istedi. Sakn ola ki baarlarnzn gzlerinizi kamatrmasna msaade etmeyin. u anda her eye ve herkese ihtiyacmz vardr. Saymzn okluuna bakp una buna ne ihtiyacmz var ki diye dnmemelisiniz. Hele insanlarn fakir ve gsz olmalarn bahane etmeyin hi! Teker teker evrenizdeki tm insanlara giderek, onlar davamz iin kazanmaya aln. Zahmetten kanmayn! Belki de son ikna ettiiniz adam terazinin kefesini lehimize evirecek olandr. Yapmamz gereken eylerden en nemlisi, evremizde gven uyandrmaktr. Ve bunu yaparken keskin zeknz kullann. nanl mminlere elinizde Kuran ile yaklan. Her yerde Seluklularn Badat halifesinin sarayn zapt etmelerinden beri, dinin ne kadar aalanmakta olduunu ve bizzat halifenin Seluklularn elinde bir oyuncak olduunu anlatn. Eer

(armzdan bahsedin. Sonra da onu yeni yeminler etmesi iin zorlayn. Alamut kalesinde byk bir peygamber bulunduunu ve binlerce ama binlerce mminin onun emrinde olduunu aaal szlerle anlatn ve kendisinin de bu kutsal grev iin hazrlanmas gerektiini syleyin. Maddi durumu iyi ise ondan byk miktarda para tahsil edin ki kendisini davamza katlmaya mecbur hissetsin. nk tecrbe gstermitir ki insanlar para dedikleri ilere daha bal kalmaktadrlar. Onlardan aldnz bu paralardan azar azar fakir mminlere datn. Fakat dizginlerini elinizde tutmak iin, bu datma iini mmkn olduunca uzun aralklarla yapn. Ve bu parann sadece bir n deme olduunu, sonradan Byk n der'in kendilerine ballktan karlnda ok daha byk meblalar deyeceini belirtin. Bir adam avucunuzun iine aldnz zaman atk anz rebilirsiniz. Yeminlerini bozmas durumunda arptrlaca tyler rpertici cezalan anlatn ona; nderimizin basit yaamn ve etrafnda gerekleen mucizeleri tasavvur etmesini salayn. Ve bu insanlarn yaad yerlere tekrar tekrar gitmeyi asla ihmal etmeyin, iplerinin avcunuzdan kamasna msaade etmeyin. nderimizin her zaman syledii gibi, btn insanlar davamza hizmet edecek kadar deerlidirler." Dailer konumay byk bir dikkatle dinlemilerdi. Ebu Ali baklarn zaman zaman daierden birisinin zerine dikerek, sanki onunla teke tek bir grme yapyormu gibi davranyordu. "imdi veya asla!" diye bard szlerine son verirken. "Kendimize edindiimiz iar udur: Ruhlarn avcs olmalyz! Efendimiz sizleri buraya bu nedenle ard ve emirlerini yerine getirmeniz iin tekrar tm dnyaya gnderecek! Hibir eyden korkmayn; nk arkanzda tekilatmzn, mminlerimizin ve askerlerimizin gc vardr!" Yapt bir iaret zerine salona ii altn dolu bir sandk getirildi. Abdlneik paray tek tek datmaya balad, bu arada elindeki kaln deftere kime ne kadar verildiini titizlikle kaydediyordu. "Bundan sonra" diye ilan etti Ebu Ali "hepinize belli bir maa balanacak. Fakat bu maan tutarnn ballnza, almanza ve kazandnz baarlara bal olduunu unutmayn."

ak sylyordu. nk kendisi son derece efkatli bir babayd. Onun dnda hi kimse Hasann kadnlar hakknda en ufak bir bilgi krntsna bile sahip deildi. Kulaktan kukta onlann da sarayn duvarlan iinde oturduklar fsldanmaktayd sadece. Buna karlk Huzistan elisi dinlemek isteyen herkese, Byk nder'in z olu Hseyin'in, Hseyin Alkeyni tarafndan zapt ediien kalelerden biri olan Zur Gumbadan'da oturmakta olduunu anlatyordu. Orada bizzat babasnn emri ile sradan bir asker olarak hizmet ediyordu, nk babasna kar gelme suunu ilemiti! "ocuk gerekten de bir yaban kedisi kadar vahi" diye ilave etti eli. "Fakat babas ben olsaydm, onu yanmda alkoyardm. inann bana eer Hasan ocuu yannda tutsayd, hi olmazsa onu hizaya getirmek iin bir eyler yapmaya alrd. Bunu yapmak yerine ocuun kt artlarda yaayarak aalanmasna neden oluyor. ocuun kt mizac de giderek bozuluyor tabii..." Misafirler gn daha Alamut'ta konakladlar; drdnc gnde memleketlerine geri dnmek zere hepsi birden yola koyuldular. Kaledeki yaam da nomrtal seyrine girdi, ta ki beklenmedik bir ziyareti gelene kadar...

135

Atn mahmuzlad ve bir rpda uurumun zerindeki tahta kpry averdi. Ebu Fazl beklemekten sklmt. Geide doru fkeli baklar frlatyordu. At da huysuzlanmaya balamt, sanki efendisinin kzdn anlamt. Nihayet boazdan bir grup svari kt. Svarilerin lideri Ebu Ali'yi hemen tanmt yal adam. Eski arkadatlar. Atlarn drtnala birbirlerinin zerine srdler. Kucaklamak iin attan inerek vakit kaybetmeye gerek grmemilerdi. "Alamut kalesinde seni ilk karlayan olmaktan byk sevin duyuyorum!" dedi Ebu Ali ona. "Teekkr ederim, ben de sevinliyim" diye cevap verdi Ebu Fazl a m a sesinde hafif bir honutsuzluk sezinleniyordu. "Fakat gryorum ki hi de aceleci deilsiniz. Eskiden ben bakalarn bekletirdim kapmda. Nasld o deyi? Bugn sana, yann bana..." Ebu Ali arkadann ineli laflarna sadece gld. "Evet zaman deiiyor" diye karlk verdi. "Ama kzmana gerek yok eski dostum. Sadece sana lyk bir karlama treni hazrlamak istemitim." Ebu Fazl bu zr kabul etti. Gm renkli gzel sakaln svazlayarak dier dalerin elini skt ve Minuehr'i selamlad. Yzbann bir emri zerine talebeler kusursuz bir dzen iinde, ziyaretilerin az zerinde bulunan avluda yerlerini aldlar. Ve yerlerini alr almaz yldrm hzyla nce iki gruba ayrldlar, sonra il yavrusu gibi drt bir yana dalverdiler. Keskin bir slk sesi duyulmas zerine talebeler bir anda toplanarak tekrar kusursuz bir dzene girdiler. Aniden yksek bir haykr iitiidi, talebeler bir daha iki ayr grup oluturarak birbirlerine mzraklan ile drtnala saldrdlar. Gerek bir dman le mcadele ediyorlard sanki. Ama birbirlerinin yanndan kayp getiler, son bir kere toplanarak atlarn tek sra halinde k noktasna srdler. "Mthi genler! Bu ne disiplin!" diye bard Ebu Fazl tm i tenliiyle. "tiraf etmeliyim ki onlan sava alanna greceimi dnmek bile souk terler d k m e m e neden oluyor. Tebrik ederim!" Ebu Ali honutlukla glmsedi. "Bu grdklerin daha ne ki eski d o s t u m ! " dedi ona. "Dur bakalm hele bir kaleye kalm d a . . . " 137

imdi gedip senin ziyaretini bildireceim kendisine. Bu arada ltfen rahatna bak." Ebu Fazl arkasndan barrken gzden uzaklat: "Bu yolculuu elence olsun diye yapmadm syle ona. Kumandan Metsufer'den nemli bir haber getirdim! leride beni beklettii her an iin byk pimanlk duyacak!" Honutsuzlukla ku ty yastklarn iine gmld. Dier daler de etrafna oturdular. Bu arada hizmetkrlar misafirleri ile ilgilenerek, eitli ikramlarda bulunuyorlard. "Gren de ondan bir ey isteyeceimi sanacak" diye mnldan d kendi kendine. "Bu kadar fkelenme hrmetli da" Ebu Soraka onu yattrmaya alt. "Aiamut'ta iler artk bu ekilde yryor." "Byk nder Alamut'a yerletiinden beri odasn sadece bir kere terk etti" diye aklad brahim. "Haftalardan beri Byk Daler dnda kimse ile grmyor." "Bunlar biliyorum" diye szn kesti Ebu Fazl. "sfahan'da ben de adam etmek istediklerimi kapmda bekletirdim. Ama kapm arkadalarma her zaman ardna kadar akt! Bu konuda ibni Sabbah'a syleyecek bir ift lafm var..." "Hrmetli reis, efendimiz ba vezir tarafndan aranmakta iken, senin onu drt ay boyunca saklam olduunu duyduk" diye kurnazca lafa kart Yunanl. Reis kahkahalarla gld. "Peki onun deli olduunu dndm de sylediler~m* na? Zaten benim yerime bakas olsa, ne dneceini bilmek isterdim dorusu!" "Ben duymutum." Ebu Soraka bunu eklemeyi uygun bulmutu. "Ama dorusunu isterseniz olaylarn nasl gelitiini tam ola rak ben de bilmiyorum." "Ah! Demek olaylann nasl gelimi olduunu bilmiyorsun! Eer ilgileniyorsanz, size bunu anlatabilirim" dedi eski reis. Dalerin hepsi birden harekete geerek Ebu Fazl'in altna birka tane daha yastk yerletirdiler. Sonra da binbir trl sayg gsterisi ile yal adamn evresine yerletiler. 139

ya bir kada bir eyler iziktiriyor ya da hayaller kuruyordu. Ne zaman onu ziyaret etsem, bkp usanmadan kurduu hayalleri anlatyordu bana. Fakat bir keresinde beni derinden etkileyen br cmle kt azndan: iin garibi bu cmleyi de her zaman kulland o alayc ve akac ses tonu ile sylemiti. Sylediini doru olarak kabul etmek iime gelmediinden, devaml yaptm zere bu cmlesini de glerek ve akaya alarak geitirmek istedim. Fakat o konumaya devam ediyordu: 'Sevgili dostum! Bana canm emanet edebileceim gvenilir adam verseler, bir yldan ksa bir srede sultan devirir ve devletini de ykanrn.' Nefessiz kalana kadar gldm. Ama o son derece ciddiydi. Beni omuzlarmdan yakalad ve gzlerimin ta iine o kadar delici baklar frlatt ki srtmn rperdiini hissettim. Devam etti sonra: Ciddiyim, Reis Ebu Fazl Lumbani, hem de hi olmadm kadar ciddiyim!' Geriye ekilerek ona baktm. Sanki odann iinde dokuzuncu mucize gereklemiti. Dnn, adamn biri, kim olduu nemli deil, bana snrlar Antakya dan Hindistan'a, Badat'tan Karadeniz'e uzanan bir imparatorluu iki adam ile bir seneden krsa bir srede ykabileceini sylyor! Syleyin bana, benim yerimde olsanz, sizler de aknlktan aznz be kar amaz mydnz? Bir an iin, yalnz ve tehlikelerle dolu yaam yznden akln kardn sandm. Birka kelime ile onu yattrdm ve odama ekildim. Hemen bir hekim artarak delilie kar bir ila hazrlamasn istedim. Birok kez de iinneye altm ona bunu. Ama o her defasnda ilac imeyi reddetti. Artk bana gveni kalmadn anlamtm." Bu hikye salondaki adamlar olduka neelendirmiti. "Masal gibi bir macera!" diye bard Yunanl. 'Tam da ona gre!" "Peki ya Hasan'n szleri hakknda bugn ne dnyorsun hrmetli reis?" diye bilmek istedi Ebu Soraka. "Korkarm ki ok, ama ok ciddiydi!" dedi Ebu Fazl. Yz kararmt. Ve odada bulunan herkese uzun sre dik dik bakt. Ebu Ali tekrar salona girer girmez doruca misafire yneldi: "Gel! bni Sabbah seni bekliyor."
t

141

"Kahire halifesi Hasan'a bu hadmlardan tm bir kou dolusu hediye etti" diye aklad Ebu Ali. "Gelmi gemi en gvenilir muhafzlardr onlar." "Alamut bana gre bir yer deil" diye szland reis. "Hele bu yamdan sonra..." Bir kapnn nnde durdular. Kapdaki muhafz az ncekine ikiz kardei kadar benziyordu. Ebu Ali birka kelime mrldand dev zenci bunun zerine kapy rten perdeyi yana ekti. Basit denmi bir odaya girdiler. Byk Dal hafife ksrd. Duvarda asl bir halnn arkasnda bir eyler kmldad. Kaln kuma, grnmeyen eller tarafndan kaldrlmt. Ortaya kan gizli kapda Ismaillerin Byk nder'i belirdi: Hasan Ibni Sabbah. Gzleri sevinle parlyordu. Hzla eski dostuna yaklat ve kuvvetle elini skt. "uraya bak! sfahan'daki ev sahibim! Bu defa yannda delilik ilac getirmediini umarm." Scak bir glmsemeyle iki ihtiyarn odaya girmelerine izin verdi. imdi daha iyi denmi bir odada bulunuyorlard. Sanki bir limin odasyd buras. Duvarlardaki raflar kitaplarla doluydu; her tarafta zeri yazl ktlar gze arpyordu. Zemin ise hallarla kaplyd. Sada solda eitli astronomi aletleri, lm aletleri ve hesap makineleri, kat ve kaiemier, bir mrekkep fs, ksacas derin bir timin ihtiya duyaca tm malzeme karmakark bir ekilde etrafa yaylmt. Yal reis hayretle evresine baknd. Aada grd basit kale ile u anda grdkleri arasnda bir iliki kurmak istediyse de baarl olamad. "Yoksa gerekten de bana delilik ilac getirdin mi?" diye akalat Hasan ve glerek sakaln okad. Birka gri tel hari simsiyaht sakal. "Hangi ulv amacn seni dnyann bu ucuna attn sorabilir miyim?" "Dorusunu istersen artk delilik ilacna ihtiyacn kalmadn dnmeye baladm" dedi yal reis bir sre sonra. "Fakat Mutsu fer sana bir kt haber yollad: sultann emri zerine Emir Arslav ta otuz bin kiilik bir ordu ile Hemedan'dan yola kt. Hedefleri ise Alamut. Trklerin svari birlikleri birka gn ierisinde Rud 143

' Artk deil. Hamm Sultan olunu meru yollardan tahta geirmeyi aklna koymu." "ihanet!" diye hrlad Byk Da. Hasan sessizce dnmeye devam ediyordu. Yere eilerek parma ile halnn zerine daireler izmeye balad. Dier iki adam tek kelime etmeden onu izliyorlard. Efendilerinin konumaya balamasn beklemekteydiler. "Eer Hanm Sultan'n muhasibi gerekten de Nizam i Mlk'n yerine getiyse" dedi Hasan sonunda "saraydaki durumumuz kkl bir deiiklie urad demektir. Bu da hesaplarm allak bullak ediyor. Bahara kadar bizi rahat brakacaklarn dnyordum. O zamana dek hazrlklanm tamamlam olurdum. Oysa imdi alrnalanmz acilen hzlandrmalyz." "En nemlisini unuttum" dedi yal reis. "Nizam l Mlk vezir olarak kalmay becerdi. Fakat sultan en ksa srede smaililiin kkn kazmasn kesin bir dille emretti ona!" "lm kalm sava anlamna geliyor bu!" dedi Ebu Ali bouk bir sesle. "Sabk ba vezir artk sry paralamas stenen bir kurt." "Ama biz koyun deiliz." Hasan gld grne gre bir zm yolu bulmutu, nk eski neesine kavumutu tekrar. "Acilen nlemler almak zorundayz" dye devam etti. "Metsufer ne dnyor? Bize yardm edecek mi?" "Alnacak btn tedbirleri inceden inceye dndk" diye cevap verdi Ebu Fazl. "Sana deer veriyorum ve Trk svarilerinin geri ekildiini fark etmemeleri iin elimden geleni yapacam. Sultann ofdusunun bykl karsnda geri ekilmekten baka bir ey gelmez elinden." "Anlyorum, anlyorum" diye mrldand Hasan. Eski muzip glmsemesi tekrar dudaklarna yerleti ve gzlerinde bir ate yanmaya balad. "Peki efendi hazretleri nereye ekilmemi tavsiye buyuruyorlar?" "Btn imknlar tek tek gzden geirdik" dedi yal reis. Ha san'n alayc glmsemesini fark etmemi gibi davranyordu. "En uygunlar olarak unlar tespit ettik: lk olarak, senin iin kestirme olan yolu izleyerek, vahi Krtlerin lkesinden Bizans'a gemek. 145

Herkesin tek tek fikrini sor. Hepsini dinledikten sonra bana rapor ver. Kalenin savunulmas iin gerekli hazrlklar, yzbann kontrol altnda balasn." "Her ey emrettiin gibi olacak!" Byk Dai bayla selam vererek odadan kt. Ksa zaman sonra davullar ve borular askerleri silah bana, li derleri de toplantya ardlar. Ebu Ali suratnda ciddi bir ifadeyle toplant salonunda bekliyordu. Daler ve subaylar bir anda saiona dolutular. Herkes geldikten sonra Byk Daf orada bulunanlar teker teker szd. "Sultan ba veziri grevden ald" dedi gereksiz aklamalara girimeden. "Ve ona kesinlikle uygulamas gereken bir grev verdi: lsmail hareketini bitirmek. Hemedan Emiri Arslanta otuz bin adam ile Alamut zerine yryor. Trk svarilerinin ncleri bu gn yarn Rudbar'a ulam olurlar. Rey kalesi komutan Metsufer bize destek gndereceini vaat etti. Seyduna bu hcuma nasl kar koyabileceimiz hakkndaki dncelerinizi renmemi istedi benden. Deerli fikirlerinizi dinledikten sonra gerekli olan tm nlemleri alacak." Liderler birbirlerinin suratlarna baktlar. Birka kendi aralarnda fsldat, sonra salona derin bir sessizlik hakim oldu. "Yzba, sen en tecrbeli askerlerden birisin" dedi sonunda Ebu Ali Minuehr'e dnerek. "Sence u anda en nemli sorunumuz nedir?" "Trk svarileri o kadar da nemli deil" diye cevap verdi yzba. "Kale bu tr bir saldnya rahatlkla kar koyabilecek gte. Hatta her trl hcuma kar koyabiliriz. Beni asl dndren otuz bin kiilik bir ordunun kuatmasna nasl dayanrz? Hele bu ordu kuatma makine ve aralarna da sahipse. "Peki elimizdeki erzak bizi ne kadar idare eder?" diye bilmek istedi Yunanl. "En az alt ay" diye karlk verdi yzba. Fakat Rey tarafna bir kervan yollama frsat bulabilirsek, Metsufer bize alt ay daha yetecek erzak rahatlkla gnderebilir." "nemli bir noktaya deindin!" dedi Ebu Ali ve bunu not etti.

dugu Berkyaruk'u tahtn resmi varisi ilan etmiti. Gen adam henz yirmi yandayd ve Hindistan snrndaki si derebeylerinin ayaklanmalarn bastrmakla meguld bu anda. Gen Hanm Sultan onun yokluunu frsat bilerek, drt yandaki olu Muham med'i Iran tahtnn resmi varisi yapmak zere faaliyetlere balamt. Nizam l Mlk bu plann en koyu muhaliflerindend. Sultan ise bazen g e n ve gzel karsnn bysne kaplyor, bazen de vezirini dinlemeyi tercih ediyordu. Ba vezir Halifenin ve btn Snni kesimlerin kendisini destekleyeceini dnyordu. Hanm Sultan ise Nizam l Mlk'n tm dmanian, hatta onun gzden dmesini drt gzle bekleyen herkes tarafndan iddetle destek leniyordu. Hanm Sultan'n veziri ise Snni kesimlere kar d e n g e unsuru oluturmaian iin balarnda Hasan'n bulunduu Ali taraftarlar ile ilikiler kurmutu. Saraydaki bu iktidar kavgas Hasan'n ekmeine ya sryordu. Hanm Sultanla bir anlama yapmt: Ona davasn tm iran'da destekleyeceine sz vermiti. Tac f Mlk ise Trkn Hatun'un hkmdar sakinletirerek, kuzeyde olup bitenlere gz yummasn salamas iin elinden gelen her eyi yapacakt. ki yl boyunca Trkn Hatun ve veziri yeminlerini tuttular. Nizam l Mlk smail hareketine kar ne zaman bir eyler yapmak istese Trkn Hatun ve Tac l Mlk sultan yumuatmaya alarak, vezirin bu isteinin sebebinin Hasan Ibni Sabbah'a kar duyduu kiisel fke olduu konusunda ikna ediyorlard. Zaten sultan da bu tr eyleri iitmeyi arzu ediyordu. Tahtn varisi sorununda daha ok Nizam'n fikrine eilimli olduu iin, bu konuda karsna ve vezirine destek vermek, dengeyi salamak asndan iine geliyordu. Fakat Ebu Fazl'in getirdii haberler tm dengeleri alt st etmiti. Nizam l Mlk Hseyin Alkeyni'nin tm Huzistan blgesini Hasan'n adna ayaklanmaya tevik ettikten sonra, tm kuvvetleri ni Zur Gumbadan kalesinde toplamay kafasna koyduunu renmiti. 8u tehlikeli bir eydi. Er veya g e Hasan ile kesin bir hesaplamaya girmesi gerektiini biliyordu, bu nedenle son kozlarn da oynayarak sultan ikna e t m e y e alt. ok yllar nce Hasan' ie \

Byk Da yere bada kurdu, tahtay sol czine koydu ve kam kalemi mrekkebe batrd: "Hazrm ibni Sabbah.' Hasan yazdklarn okuyabilmek iin adamn sol omuz bana dikildi ve gerekli yerlerinde aklamalar yapt emirlerini yazdrmaya balad: "Trk svarilerini karlama konusunda" diye balad "Abdl melik hakl. Kendimizi kaleye kapamakta acele etmemeliyiz. Belli bir blgede onlar pusuya drecek ve yok edeceiz. Bu arada Metsufer'in ksa zamanda takviye birlikler gndermesini salamak zorundayz. Ebu Ali, sultann nclerini karlayacak birliin komutanln sen yapacaksn. Minuehr kalenin savunmas ile ilgilenecek. Meydan savalarn sevdii iin bu hi houna gitmeyecek ama kalenin savunmasn emin ellere teslim etmek zorundayz. Gereksiz yere beslemek zorunda olduumuz ve bize yk olan kadn ve ocuklann kaleden ayrlmas son derece nemli. Abdlme lik hepsini karanlk basmadan develere yklemi olsun. Yats namazndan nce kervann yola km olmasn istiyorum. Metsufer iyi kalpli birisidir, houna gitse de gitmese de bu ba belalarn iyi karlayacandan eminim. Bu arada ona acilen bir haberci yollayarak neler olup bittiini haber vermeliyiz: Mmkn olduu kadar abuk ihtiyacmz olan erzak hazrlamal ve bize gnderebilecei tm adamlar yola karmal. Zaman kazanmak iin kadnlan ve ocukian her trl ite altrabilir. Sen ne dersin dostum Ebu Fazl?" nce bir glmsemeyle reise bakyordu. "Ben de Abdlmeiik'in kervanyla birlikte yola kacam" diye cevap verdi eski reis. "Dnyada hibir kuvvet sultann ordusu geldii zaman bu fare kapannda bulunmam salayamaz. Tavsiyelerimiz bir ie yaramad. Grevimi yerine getirdim; imdi yapmay dndm tek ey henz vakit varken ortadan toz olmak." "Kararn ok beendim" dedi Hasan glerek. "Yanndaki muhafz birliinde, kervann gvenliini salayacak yeteri kadar adam var. Bylece Abdlmelik yanna fazla adam almak zorunda kalmayacak. Dn yolu iin Metsufer kervana birka tane muhafz verirse yeterli olur. Haremimizdeki kadnlara iyi bakaca konusunda ona gveniyorum."

uzanarak br sre verdii emirleri dnd. nemli bir ey unutmadna emin olunca, gnl rahatl ile huzurlu bir uykuya dald. Birlik hl kzgn gne altnda avluda bekliyordu. Askerler stlerinin Byk Onder'in kkne girdiklerini grmlerdi. Aradan epey zaman gemiti. Sabrszlklann bastrmakta olduka zorlan yorlard. Talebeler ise klann nnde iki sra halinde dikiliyorlard. erefli bir by karlama grevinin kendilerine verildii iin kendileriyle gurur duyuyorlard. Onlar da sabrszlanmaya balamlard. lk olarak Sleyman sessizlii bozdu: "eride neler olup bittiini ok merak ediyorum. Belki de la net olas eitimden yaknda kurtulacaz..." "Niye! Zor mu geliyor artk?" diye alay etti Yusuf. Talebelerin dudaklarndan bir glmseme geti. "Bana yle geliyor ki" diye karlk verdi Sleyman "asl sen koca gbeinin erimesinden korkuyorsun. Yoksa korktuun davullarn gmbrtsyie borularn sesi mi?" "Dur bakalm! nallah yaknda dmann karsna kanz. O . zaman greceiz ilk kim saldracak dmana!" "Sen phesiz, deil mi? Hi sanmyorum dorusu. Ama sava esnasnda ok korkacak olursan, srtmn arkasna saklanmana msaade edebilirim." "Kesin tartmay!" diye kart Ibni Tahir. "Henz ortada hibir ey yok..." "Eer bir sinee dnebilseydim, gidip onlarn neler konutuklarn dinlerdim" diye hayal kurmaya balad beyde. "Bana kalrsa bir sinee dnmeyi asl dman grnd zaman arzu edeceksin" diye alay etti Sleyman. "Eer dman alt etrnek iin uzun bir dil gerekiyorsa, phesiz en byk kahraman sensin! Sultan bile senin enene katlan maktansa tahtndan feragat etmeyi ye tutar!" "Dur bakalm, birka gn sonra kimin enesi, kimin klc uzun mu greceiz nas.it olsa!" Onba Abuna nlerinden geiyordu. Yrrken onlara seslendi:

adam ile zerimize yrmektedir. Amac hak yolunda yryenleri sonsuza dek ortadan kaldrmaktr. Birka g n e kadar kalemizin dibinde borulannn sesini iitecek ve Abbasi kpeinin siyah bayrann dalgalanmasn seyredeceiz. Bu yzden efendimiz adna size bu andan itibaren gece gndz blklerinizde hazr vaziyette beklemenizi emrediyorum. Bu e m r e kar gelenler hain olarak kabul edilip lmle cezalandracaklar. Toplanma borusunun aln iittiiniz anda, zaman geirmeden burada toplanmalsnz. stleriniz size gereken emirleri vereceklerdir. Atn talebelerden yana evirdi: "Kendinizi feda e t m e y e hazr olan sizler, efendinizin emirlerini dinleyin! Yarn sabah imtihana tabi tutulacaksnz. Baarl olanlar yarn akam feda olacaklar. Size tavsiyem. kendinizi ruhen hazrlayn, nk feda rtbesini alacanz tren hayatinizin en nemli an olacaktr." Tekrar ble doru dnd: Sesi tm alanda nlyordu: "lsmail savalar! Peygamberin szlerini hatrlayn. Aslanlar gibi savan, nk korku hi kimseyi lmden kurtaramaz. Ehe d en l ilahe illallah ve ehed enne Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ya Mehdi!" Talebeler bir anda yldrm arpma dnmlerdi. Byk imtihan gn gelip atmt ve daha hibiri kendisini hazr hissetmiyordu. Bembeyaz suratlarla odalarna dndler, g z ucuyla birbirlerini szyorlard. "Sultana hcum!" diye bard Sleyman. "Nasl olsa bir ey bilmiyoruz, bu yzden en iyisi gidip kadimizi er olarak yazdralm." "Evet, hepimiz bunu yapmalyz. Sonra da bizimle canlar ne isterlerse yaparlar" diye katld beyde arkadann szlerine. lerinde en ok korkan Yusuf tu. Srekli alnndan akan terleri siliyordu. aktrmadan arkadalarn szyor, az da olsa bir umut yakalamaya alyordu. "Gerekten de imtihan syledikleri kadar korkun mu olacak?" dedi berbat bir ruh haliyle. "Ne sandn? Yorgunluktan pestilin kacak, dmanlar gidene kadar ayaa bile kalkamayacaksn!" diye alay etti onunla Sleyman.

155

balanmt, bir ocuun annesine nasl ihtiyac varsa, o da karsna ayn ihtiyac duyuyordu. kinci kars daha gen bir kadnd. Bu kadndan bir olu ve bir kz dnyaya gelmiti ve ikisi de haremde Hasan'in kzlaryla beraber byyorlard. Bu kadn da onu ok seviyordu, ayrlk vakti gelip atnca, Ebu Soraka onlar ne kadar zleyeceini daha iyi anlad. Az. kalsn alayacakt ama g bela gzyalarna hakim olmay basard; duygulann aa vurmak yakk almazd nk. El Hekim'in ihtiyar bir Msrl kars vard. Onu buraya Kahi re'den getirmiti. ocuktan olmamt, haremde onun evlenmeden nce bir fahie olduu dedikodusu yaplyordu. Kadn yama ramen hl son derece gzeldi ve bu da El Hekim'in ok houna gidiyordu. Kadnn kendisi zerindeki etkisinden nefret ediyor ve buna lanet okuyordu ama ne zaman kaleye bir kervan gelse onun houna gidebilmek iin bir hediye almay asla ihmal etmiyordu. htiyar br Etiyopyal kadn, kansnn hizmetkrln yapyordu. Onun ise btn gn yastklara uzanarak keyif atmaktan, boyan , maktan, ipekli giysilere brnmekten ve hayal kurmaktan baka bir ii yoktu... Yzba Minuehr nc kez evlenmiti, ilk iki evliliinden olan ocuunu, yeni karsnn efkatli ellerine teslim etmiti. Kervann hareket etmesi esnasnda yzba ailesinin yanna gelerek ksaca veda etti. Gereinden uzun kalrsa yumuayabilecegini dnyordu. Bu ksa veda treninden sonra herkes grev yerine dnd. Ebu Soraka ve El Hekim, be kelime konuacak kadar vakit bulmulard. "Kale bize artk ok ssz gelecek!" diye i ekti ilki. "Bu dnyada yemek ve imekten sonra, uruna mcadele edilecek tek eyin kadn sevgisi olduunu syleyen filozoflara katlmamak eide deil dorusu" diye destekledi onu Yunanl. "Byk nder bundan bile feragat ediyor!" dedi da. Yunani dudaklann bkt: "KK bir okul ocuu gibi konuuyorsun." Ebu Soraka'mn koluna girerek kulana fsldad:

"Tabii ki. Dene bakalm ansn" dedi oktan pes etmi olan Hasan. "Bahse girerim ki Ebu Fazl sana eski dostun mer Hayyam'n bir kitabn getirdi." Eski reis kahkahalarla glmeye balad. "Nasl olur da dnemedim bunu!" diye bard Hasan ve eliyle alnna vurdu. "Niapur'daki bir arkadamn bana gnderdii drt tane iiri getirdim sana. O bunlar mer'in azndan bizzat dinlemi. Sevineceini tahmin ettim." "Gerekten de daha iyi bir hediye veremezdin bana!" diye teekkr etti Hasan. "Bana gsterdiin alakaya gerekten ok teek kr ederim." Ebu Fazl cppesinin altndan bir tomar kat kartarak arkadana uzatt. Hasan katlar aarak okumaya balad. Baklarn tekrar kaldrd zaman gzleri dnceli bir ifadeyle dolmutu. "Ne kadar da garip!" dedi bir sre sonra. "Ayn gne iki okul arkadamdan haber alyorum: Nizam ve Hayyam..." Fakat tam o anda kapdaki hadm, Abdlmelik'in Hasann kzlarn getirmi olduunu bildirdi. "Git imdi eski dostum" dedi Hasan ve arkadan kucaklad. "Kadnlarmza ve ocuklanmza iyi bak. Gnn birinde belki bir eye ihtiyacn olur. O zaman beni hatrla, nk sana borluyum." Ebu Ali'ye bir iaret yapt ve iki ihtiyar oday terk ettiler. Abdlmelik perdeyi yana ekti ve Hasan'n iki kz, Hatice ve Fatma ekinerek ieri girdiler. "Sana kzlarn getirdim Seyduna." Hasan kzlarnn gzlerinin ta iine bakt. "Korkak tavuklar gibi ne bekleiyorsunuz orada? Yanma gelin!" diye homurdand. "Ananz sizi bana yk olmanz ve sizi her grmde onu hatrlamam iin, zellikle yanma gnderiyor. Size baktm zaman iimin dayanlmaz bir fkeyle dolduunun farknda tabii. Ne yapalm! Babalk grevimin emrettii gibi sizi kabul ettim. Ama bu kadar yeter. Haremin kalan ksmyla beraber Metsufer'in gzetiminde Rey'e gideceksiniz."

VI
Ann getirdii akam yemeini Hasan fark etmedi bile. Derin dnceler iinde duvardaki mealeyi alarak masann zerin deki lambann fitilini tututurdu. Alkn ve dikkatli bir hareketle, ateten zarar grmemesi iin duvardaki perdeyi yana ekti. Birka basamaktk bir merdiven iie kulenin balkonuna kan dar koridorda yrmeye balad. Yolunu grebilmek iin mealeyi bann stne kaldrd ve nihayet balkona kabildi. Souk ve temiz havay cierlerine ektikten sonra parmakla yaklaarak mealeyi bann zerinde kez evirdi. Aadan ayn ekilde gecikmeden cevap verdiler. Hasan da iareti aldn belirtmek iin mealeyi bir kez daha bann stnde evirerek odasna geri dnd. Bu i iin hazrlanm bir delikte mealeyi sndrd; beyaz kaln bir cppeye brnerek kar duvardaki haly yana ekti. Girdii hcre ok kkt ama duvarlan tamamen hallarla kaplanmt. Yerde bulunan ar bir grz kaldrarak, duvarlarn birine taklm parlak bir madeni levhaya kuvvetle vurdu. Aniden grnmeyen bir krk almaya balad. Yava yava hareket eden hcre, giderek daha hzl bir ekilde aaya doru inmeye balad. Yolculuk epey uzun srd. Her defasnda bir korku kaplyordu Hasan'in iini bu yolculuk esnasnda. Ya gn brinde mekanizmann bir ksm almazsa? iinde bulunduu hcrenin kulenin dibindeki kayalara arpp paralanmas iten bile deildi. Veya o ok gvendii zencilerden birinin gnn birinde can sklp, onu teki aleme gndermek iin mekanizmay kasten bozmas durumunda ne yapabilirdi ki? Kkken tutsak edilip erkeklikleri kopartlm olan bu adamlardan biri, kendisine yaplan hakaretin intikamn bir grz darbesi ile almak isteyebilirdi. Evet, ayn ylan oynatclarnn ylanlar kavallarnn mzii ile byledik 161

"Ba stne ey Seyduna!" Adamlar birbirlerine hafife glmseyerek, akar suyun doal bir set yardmyla oluturduu kk glce yrdler. Kk bir kayk onlar bekliyordu. Kaya yerletiler ve Adi kreklere asld. Dar bir kanaldan geerek bir kumsala vardlar. Gzel aalar ve ieklerle ssl bir yol i ksmlara doru uzann^ktayd. Ta yukarlarda kk bir kk gecenin iinden ltlar saarak parlyordu. Adi kkn kapsn at ve ieriye girdiler. Salonun drt kesindeki lambalar yaknca her taraf l l oldu. Kkn ortasndaki havuzdaki sularn parltlan, tavana binbir renk, binbir desen ile yansyorlard. Hasan havuzun yanna geldi. Gizli bir musluu aar amaz muhteem bir fskiye neredeyse tavana kadar ykseldi. "Zamanm bekleyerek harcayacak deilim" dedi efendi ve kendisini yastklarn zerine brakt. "Git ve abuk Meryem'i buraya getir!" Sonra da dncelerini akmakta olan suyun yumuak mrltsna terk etti. Bir sre sonra kendisinden o kadar gemiti ki kzn geldiini bile fark etmedi. "Es Selam n aleykm ey bni Sabbah" diye selamlad kz onu. Hasan annda kendisini toparlad ve kza yanna gelmesini syledi. Meryem yannda yiyecek ve iecekle dolu byk bir sepet getirmiti. Adamn ayaklarnn dibine oturdu ve elini pt. Hasan iliklerine kadar titremekten kendini alamamt. Meryem ise bu arada sepeti boaltarak iindekileri yere koymutu. "Nasl, kzlar biraz gelime gsterdiler mi?" "Her ey emrettiin gibi ey bni Sabbah." "yi! Ama elence dnemi artk sona erdi. Sultann ordusu zerimize yryor, birka gne kadar kalenin eteklerine gelmi olur." Meryem gzlerini iri iri at, Hasan'n dudaklarndaki belli belirsiz glmsemenin farkna varmt. "Ve sen bu kadar sakinsin?" "Niye olmayaym ki? Baa gelen ekilir! Hatta kadehime urada duran araptan doldurmaman iin bir neden bile grmyorum!" Meryem ayaa kalkarak iki kadeh arap doldurdu. zerinde, yatarken giydii incecik pembe gecelii vard sadece. Hasan kz tepeden trnaa szd. Kadehlere arap doldurmakta olan bem

baarszlklarm anlatm, eski hkmdarlardan ve ahlardan, sul tanlardan ve halifelerden sz etmitim. Sk sk sana syleyecek daha pek ok eyim bulunduunu ama bunun vaktinin henz gelmediini eklemitim. Bir defasnda, Sultan Meiikah' devirmek iin bana yardm etmeye hazr olup olmadn sormutum! O zaman glmseyerek cevaplamtn: 'Neden olmasn?' Verdiin cevab muvafakat olarak kabul etmitim. O zaman aka yaptm sanmtn belki de. Bu akam ise bana verdiin sz hakknda konumaya geldim." Meryem soran gzlerle bakt ona. Bu garip konumadan ne tr bir anlam karmas gerektiini anlayamamt. "Dikkatini baka bir yne daha ekmek istiyorum hayatm. Bana sk sk genliinde bana gelen olaylardan sonra, artk bir eye inanmann pek mmkn olmadn sylerdin. Ben de bilimle geen uzun bir yaamn sonunda, seninle ayn yargya vardm sylemitim. unu sormutum sana: Prensip olarak ulalamaz olan hakikatin, gerek de olmadn kavrayan bir kimsenin neler yapmasna izin verilmitir? Bana ne cevap verdiini hl hatrlyor musun?" "Elbette Ibni Sabbah. nsanlarn mutluluk, ak, sevin olarak adlandrdklar eylerin hepsinin yanl faraziyeler zerine kurulu yanl hesaplarn bir birikimi olduunu kefeden herkes, kalbinde sadece korkun bir boluk bulacaktr. Bu sersemlikten kurtulmann yegane yolu ise kendisinin ve bakalarnn yaarnlaryla kumar oynamaktr. Bunu baarabilecek yetenee sahip olan kiiler istedikleri her eyi yapabilirler." Hasan neeyle slk ald. "Pekl hayatm, ite imdi sana kendinin ve bakalarnn hayatyla kumar oynama frsat tanyorum. Memnun musun?" Bir anlk aknlktan sonra Meryem Hasan'n gzlerinin iine bakt. "zmem gereken bir bilmece mi bu yoksa?" "Hayr. Sadece sana mer Hayyam'dan birka iir getirdim. Onlar sana okumak istiyorum. Kader bu eski arkadan tam da bu akam karma kmasn istedi. Sana bahsettiim sfahan'daki o

Kalp glmseyen bit ehre arar, Kol ise kadehe doru uzanr... Her toz zerresinde ben varm, Ve btn toz zerreleri bir tek ehre olutururlar.

"Evren senin iinde ve sen evrensin. mer bir zamanlar bu fikri savunmay ok severdi." Hasan dncelere boulmu gibiydi. "Sevdiklerimin hepsi bu. Evet, sevdiklerimin hepsi" diye mrldand kendi kendine. Meryem drt dize daha okudu:
Eer ilkbaharda bir cennet kz Kadehime ark syleyen arap doldurursa Beni yerecek olanlarn vay haline! Bir kpek bile cennete benden fazla nem verir.

"Ne basit bir gerek" diye bard Hasan. "Gzel bir ilkbahar gn, bir kz kadehine arap dolduruyor. Baka bir cennete ne ihtiyacmz var? Ama bizim kaderimiz sultanla sava etmek ve karanlk planlar yapmak!" Bir sre sustular ikisi de. "Bana bir ey sylemek istiyordun" diye hatrlatt Meryem ona. Hasan glmsedi. "Evet, ama beni yanl anlamaman iin, nasl yapacam dnyorum. Yirmi yldan beri tm dnyadan zenle sakladm bu srr iimde tayorum ama nihayet birisine anlatma vakti geldiinde syleyecek sz bulamyorum..." "Giderek daha zor anlalr oluyorsun benim iin. Yirmi yldan beri beraberinde bir sr tadn m sylyorsun? Ve bu sr bu bahelerle mi ilgili? Iran krallnn k? Benim zavall gzlerim iin bunlar gereinden fazla bulank..." "Biliyorum. Sana her eyi anlatmadm mddete, hibirini kesin olarak anlayamazsn zaten. Bu baheler, kzlar, Apama ve retileri, sen ve ben bunlarn hepsi yoktan var ettiim byk

harnmed'in yegane meru varisi olduuna ve Ali'nin sekizinci kuaktan torunu smail'in olu Muhammed'in gnn birinde El Mehdi adyla zuhur edeceine yeminler etti. Ondan sonra Ali'ye inanan dier mezheplerin itikatlarn anlatt, bu arada Mehd'nin smail'in soyundan gelmeyen on ikinci imam olarak zuhur edeceine inananlara lanet okumay da ihmal etmiyordu! Kiiler etrafnda dnen btn bu tartmalar ve kavgalar, bana ok acnacak ve zavall davalar olarak grnd. Hibir srrn izi bile yoktu bu anlattklarnda. Honutsuzlukla eve geri dndm ve bir daha din kavgalarna bulamamaya karar verdim. Yatlarmn birou gibi daha basit uralarla vakit geirmeye altm. Eer bir mddet sonra Eb Nedim Zarac adnda baka bir Ismail dervii ehrimize gelmeseydi, hi phesiz bunu baaracaktm. Merakm yenemeyerek onu da ziyaret ettim. Fakat onun halefi olan ve bana en kk bir sr krnts bile aklamaya muvaffak olamayan da beni ylesine kzdrm ve hayal krklna uratmt ki onunla ve acnacak retisi ile alay ettim. Anlattklarnn bana en az Snnilerin iddialar kadar gln geldiini syledim. Artk hi mi hi gvenim yoktu onlara. Tm yaptklar kendileriyle konumaya alanlarn kafalarn bulandrmaktan ibaretti! Bu ekilde bir mddet hakaret ettim ona. Her an kap dar edilmeyi bekliyordum. Fakat refik beni skunetle dinliyordu. Hatta dudaklarnda honut bir glmseme grr gibi oldum. Nihayet syleyecek hibir eyim kalmad zaman konumaya balad. mtihan ok iyi basardn gen dostum. Bunu sana sylememe msaade et. Gnn birinde ok kudretli bir da olacaksn. Evet, sen gerek Ismail retisi iin hazrsn. Fakat bana sz ver. Mezhebimize kabul edilene kadar, sana anlatacam eylerden hi kimseye bahsetmeyeceksin.' Bu szler beni derinden etkiledi. Demek ortada bir sr olduu konusunda yanlmamtm. Titreyen bir sesle istedii yemini ettim, o da anlatmaya balad: 'Ali ve Mehdi hakknda anlatlan hikyeler, Ali'yi seven ve Badat'tan nefret edem mminler iin uydurulmu hikyelerdir. Daha zeki olup da bu masallar yut mayanlara, dncelerimizi Halife el Hakim gibi anlatmay tercih ediyoruz: Kuran sadece ve sadece hasta beyinlerin bir rndr! \

tan kalktm zaman hayatma yeni bir yn vermeye karar verdim. Elimde olan tm imknlar kullanarak, refikin bana anlattklarn anlamama veya onlarn samalklarn kavramama yardmc olacak bir bilgi seviyesine ulamak istiyordum, insanlarn bildii her eyi renmeye ve hibir eyi atlamamaya karar verdim. n m e bir frsat kmakta gecikmedi. Gentim. Dilimi tutmasn bir trl be ceremiyordum. Benimle konumak isteyen herkesi, ruhumu rahatsz eden bitmez tkenmez tartmalarn iine ekiyordum. Ali'nin gizli bir mridi olarak bilinen babam korkmaya balamt. Hakknda karlan zndklk sulamalarndan kurtulmak iin, beni Nia pur'da Muvafk Edin'in medresesine yollad. Orada mehur mer Hayyam' ve o zamanlar henz ba vezir Nizam l Mlk olmayan adam tandm... Hocamz hakknda syleyebilecek ok bir eyim yok. Bize birok filozoftan bahsediyordu ve Kuran' batan sona ezberlemiti. Fakat adamn tm bilgisinin bir damlas bile benim susuzluumu dindiremiyordu. Az nce adlarn andm iki kii ile tanmam, benim zerimde ok daha byk bir etki etmiti. Mstakbel vezir de benim gibi Tus ehrinde domutu ve ayn ismi tayorduk: Hasan bni Ali. Benden sekiz veya on ya bykt, zellikle matematik ile astronomi bilimlerinde ok geni bilgiye sahipti. Fakat din sorunian, hakikati aramak, hi mi hi ilgilendirmiyordu onu. Bylece iik kez bir varl dierinden ayran uurumun farkna vardm. Grne gre imdiye dek ne Tus ehrinde oturan Ismaili bykleri hakknda bir ey duymutu, ne de kendisini lmn eiine getiren ruhsal bir kriz yaamt. Fakat gl bir mant vard ve seviyesi hi phesiz ortalama bir talebenin ok stndeydi. mer ise bambakayd. Ailesi Nisapur'luydu ve evresinde sakin, alakgnll bir gen olarak tannyordu. Fakat onunla yalnz konuulduu vakit, hemen ruhunun gerek rengini belli ediyordu: Her eyle alay ediyordu ve inanszd. Ruh hali son derece deikendi. Can ok skknken bir anda son derece konukan olabili yordu, yle ki insan onun syledikleri zerine gnlerce dnebilirdi. Sonra aniden dler grmeye balyor veya can skc biri olup kyordu. Nizam ve ben kendimizi ona ok yakn hissediyor \ 171

lugunu ispata almaktalar; kimi tek tanrya, kimi birok tanrya, kimisi de tanrnn olmadna, her eyi tesadflerin belirlediine inanyordu. smail dalerinin ulvi inanlarn giderek daha da iyi anlamaktaydm. Hakikat biz insanlar iin ulalmazdr, bizim iin hakikat yoktur. Peki ne yapmalyz? Mutlak olana ulamann mmkn olmadn idrak eden, hibir eye inanmayan kimseye, her eyi yapma izni verilmitir ve korku duymadan ihtiraslarnn peinden gidebilir. Gerekten de idrakin son noktas bu dnce miydi? Benim ilk ihtirasm renmek, her ey hakknda bilgi edinmek oldu. Badat, Basra, skenderiye ve Kahire'de bulundum. Tm bilim dallarnda renim grdm . Matematik, astronomi, felsefe, kimya, fizik, tabiat tarihi. Birok yabanc etil rendim, dier uluslarn gelenek ve greneklerini inceledim. smail retisi bana giderek daha yaknlaryodu... Ama o zamanlar daha gentim ve insanln byk ksmnn cehalet iinde olduu, yalanlarn pein elen gittii ve batl inanlara saplanp kald dncesi, beni son derece rahatsz etmekteydi. Bu dnyadaki grevimin insanlarn arasna hakikat tohumlan ekmek, onlarn gzlerini amak, insanl yanlglara ve karanla mahkum eden yalanclardan kurtarmak olduunu sanyordum, ismail retisi benim iin cehalete ve yalanlara kar balattm mcadelenin bayra olmutu. Kendimi insanln kr yryn aydnlatacak bir meale olarak gryordum. Bir kez daha derin bir hayal krklna uradm! Btn tarikatlarmz beni smail hareketinin bir mcahidi olarak karladlar, fakat liderlerine planlarmdan, yani kitleleri aydnlatp bilinlendirme isteimden bahsettiimde, balarn hayretle sallayarak bu tr eylerden bahsetmemem konusunda beni uyardlar. Girdiim her evden, katldm her meclisten kovuluyordum. ok ksa bir sre sonra, hareketin yneticilerinin gerei insanlardan gizlemek iin byk aba sarf ettiklerini gzledim. nk bunda kendi ahsi karlar vard. Artk kitlelere, halktan insanlara dolaysz olarak seslenmeye karar verdim. Pazar yerlerinde, kervansaraylarda, haclarn toplandklar tapnak glgelerinde velhasl insanlarn bir arada olduklar her yerde konumaya balyordum. Onlara bugne dek
173

yordum. Nihayet biraz huzurun ve gzel tartmalarn keyfini karma ansn yakalamtm. Geen zaman zarfnda tm yaadklarmz, ruhsal dnm terim izi, edindiimiz tecrbeleri birbirimize anlattk. Sonuta ikimiz de hayrete dtk: ok deiik yollardan da olsa, birbiriyle az ok uyum iinde olar sonulara ulamtk ikimiz de. O, tabiri caiz ise kendi evinden asla uzaklamam iti. Buna karn ben dnyann hemen hemen yansn gezip dolamtm, 'inanlacak gibi deil! Bugn senin azndan dinlediklerim, bana bugne dek yaptklarmn tmnn doru olduunu ispat ediyor" diyordu srekli. Ben de ona u eklide cevap vermekten kendimi alamyordum: 'Birbirimizi bu kadar iyi anladmz grnce, kendimi sanki gk kubbenin inkr edilemez uyumun delili olan yldzlarn vzltsn iiten Pithagor oiarak gryorum...' zellikle bir konu bizim iin vazgeilmezdi: mutlak oiana ulama imknlar. Mutlak olan topyekn ve nihai bir biimde idrak etmek imknszdr' diyordu nk duyularmz bizi aldatmaktadr. Fakat onlar dmzda olar eylerle mantmzn kavradklar araSylediklerin Demokit ve Pitha sndaki yegane araclardr." gor'ur syledikleri ile birebir akyor' diye belirttim. 'Bu yzden insanlar onlan daima tanrszlkla sulandlar. Fakat onlara masallar anlatan Platon'u ba tac ettiler.' 'Kitleler her zaman byledir diye karlk verdi mer. 'Belirsizlikten her zaman korkarlar, bu yzden ak bir yalan ulalmaz gereklere ye tutarlar. Hele bu yalanlar ne kadar ulvi ve yksek olurlarsa, deerleri de o kadar artar. Buna kar yapacak hibir ey yok. KJtieiere peygamberlik etmeye kaikan birisi, onlara ana babalann ocuklarna davrand gibi davranmaldr. Masallar ve bo hayallerle beslemelidir onlar. Bu nedenle de gerek bilgeler, her zaman kitlelerden uzak durmay yelerler.' Fakat Muhammed kitlelerin iyiliini istiyordu!' 'Evet evet, o insanlarn iyiliini istiyordu ama onlarn sonsuz aptallklarnn da farkndayd. Onlara ok acd iin, bu ve br dnyada ekecekleri aclarn bedeli olarak cenneti vaat etmiti' 'Peki sence Muhammed neden sadece masallar zerine kurulu bir reti uruna binlerce insann lmesine msaade etti?' 'Sanrm daha da sefil nedenler yznden birbirlerini nasl olsa ldreceklerini \ 175

Hasan bir anda durdu. Tekrar kendine gelmiti. Dudaklarnda alaya ve muzip bir glmseme belirdi. "Ne mi yaptm?" diye tekrar etti. "Masallar geree dntrmenin yollarn aratrdm. Sonunda da Alamut'a geldim. Masal gerek oldu. Cennet yaratld ve ziyaretilerini bekliyor." Meryem ona bylenmi gibi bakyordu. Yavaa konumaya balad: "Sen belki de seni tasavvur ettiim gibisin..." Hasan neeyle gld: "Peki neyim ben? Kendimi biraz mecazi olarak tasvir etmeme msaade et: Korkun bir cehennem hayalcisi!" Garip bir biimde glmeye balad: "phesiz bu beni ok gururlandryor" diye ilave etti. "Artk niyetimi bildiine gre, sana kesin talimatlar verme vakti geldi. Cennet sakinlerinden birisi gelen ziyaretilere gerek kimliini ifa ederse, lmle cezalandrlacak. Sen de kimseye bir ey sylemeyeceksin. stisna tanmayacam. Beni anladn umarm. Kzlara ulv sebepler yznden gerekten cennetteymiler gibi davranmalar gerektiini anlat. imdilik grevin bu. Kendini buna hazrla; ve yarn akam beni tekrar burada bekle. O zamana kadar iyi geceler!" Kz efkatle kucaklayarak pt ve hzl admlarla uzaklat. Adi kydaki kayn yannda bekliyordu. Hasan kaya bindi ve emretti: "Apama'ya!" Eski sevgilisi, dierine tpatp benzeyen bir kkte bekliyordu Ha san'. Kadn yerinde duramyordu. Bazen kibirli tavrlarla yastklarn zerine uzanyor, bazen de sabrszlna yenik derek odada bir ileri Bir geri dolanyordu. Devaml kapya bakyor, kendi kendine konuuyor, fkeleniyor, grnmeyen bir dinleyiciye e! kol hareketleri ile destekledii yzlerce sebep anlatyordu. Hasan onu grd zaman, dudaklarnda beliren alayc glmsemeyi zorlukla bastrabiidi. Cafcafl bir makyaj yapmt Apa ma. Boynuna, kulaklarna, kollarna ve bacaklarna, ksacas grnrde olan her yerine mcevherler takmt. Salarnda ise prl p v

"Kendi zerinde mi denedin?" Apama rencide olarak geri ekildi: "Bunu nasl dersin bana! O kpeklerle ha!" "Bu garip kanya nasl kapldn?" "Kzlarn etrafnda dnp duruyorlar ama bence sadece yapmalar gereken grevleri yznden deil. Benden hibir ey gizle yemezler. Onun dnda..." "Evet?" "Bir keresinde Mustafa bana uzaktan bir ey gsterdi." Hasan sessizce glmeye balad. "Deli olma. Sen ihtiyarsn ve gzlerin artk uza seemiyor. Seninle alay etmek iin orasna bir ey balam olmal. Yoksa hl grnnn insann ehvetini kabarttn m dnyorsun?" "Beni kryorsun. Sadece kzlarla yatmalarn istemiyorum." "Kzlarn tek bildii de bu deil mi?" "Aralarnda bir tanesi var ki belki onu sen istersin diye sylemitim..." "Hadi hadi, artk yalandm grmyor musun?" 'Tepeden trnaa srlsklam k olacak kadar da yal deilsin!" Hasan son derece elenmekteydi. "Eer bu gerek olsayd beni tebrik edebilirdin. Maalesef ben kendimi snm bir yanarda gibi hissediyorum." "Sakn yanlma! Fakat hakl olduun bir ey var. Senin yanda kilerin daha olgun kadnlara ihtiyac vardr." "Apama gibi birisine yle mi? Ah eski sevgilim! Ak ile kzartma birbirlerine benzer: Diler yalandka kuzunun da giderek genlemesi gerekir." Apama'nn gzleri yalarla doldu. Fakat zntsn cesaretle gizledi ve devam etti: "Neden sadece bir tek kadna bal kalyorsun? Bilgeliin ne sylediini bilmiyor musun? Sk deiiklik erkei zinde ve istekli tutar. Peygamber bunun en iyi rneklerinden biriydi. Son ykanmzda bu gen bldrcnlardan birisini iyice inceledim. Vcudu son derece salkl ve gzel. Hemen aklma sen geldin. Kz daha on drdnde bile deil..." \ 179

"Buraya sadece benimle alay etmek iin mi geldin?" Yanaklarndan yalar akyordu. "Kesinlikle hayr eski sevgilim. Mantkl ol biraz. Tecrbene ve bilgilerine ihtiyacm olduu iin arttm seni Seni derin sefaletinin iinden ekip aldm zaman Sylemitin bunu bana. Ben bir varl srden ayrt eden meziyetleri her zaman takdir etmiimdir. Senin de ak ilerindeki bilgi ve becerine byk hayranlk duyuyorum. Ve sana sonsuz gven duyuyorum. Daha ne istiyorsun?" Hasan iin iin glmeye d e v a m ederken, Apama alamaya devam ediyordu. "Niye bu kadar ihtiraslsn?" Apama gz ucuyla Hasan'a bakt. "Ne yapaym" diye itiraf etti. Hasan'in boynuna sarld. "Ben de byleyim ite." "O zaman brak da sana yakkl bir zenci gndereyim." Rencide olmu bir tavrla elini sallad. "Haklsn. Ben ok ihtiyar ve irkinim. Fakat gelip geen gzel eyler iin ne kadar ok ac ektiimi sana asla tarif e d e m e m . " Hasan tekrar ciddi bir sesle konumaya balad: "Misafirlerin karlanmalar iin kkleri hazrlayacaksn. Her tarafn itinayla silinmesini ve temizlenmesini sala. Ve kzlarn gevezeliklerine dikkat et. Olup bitenden haberdar olmalarn istemiyorum. Yarn akam buraya bir daha geleceim. O zaman sana kesin talimatlar vereceim. Benden bir istein var m?" "Hayr efendim. Sana teekkr ederim. Gerekten de bir kez olsun brn d e n e m e k istemez misin?" "Hayr teekkr ederim. yi geceler." Meryem geri dnerken kalbi huzursuzlukla dolmutu. Hasan ona bu akam bir anda alabileceinden ok daha fazlasn anlat nt. fakat baz eyleri kavrayabiliyordu: Korkun bir mantk i bandayd. Ona g r e dnya zerindeki her ey, insan ve hayvan, canl ve cansz yaratklar, byk bir oyun iin hazrlanm dekorlardan bakas deildi: Karanlk bir hayaletin vcut bulmas. Bu ruhu sevmekle beraber, ondan biraz da korkuyor hatta nefret ediyordu.

VII
Fedai adaylar, sabahn ok erken bir saatinde hocalarnn eliinde kaleyi terk ettiler. Kusursuz iki sra halinde nce asma kpry, sonra da boaz drtnala atlar. Atlarn derenin olduu tarafta srenler, uurumdan sadece iki ayak uzaklndaydlar. Fakat geen zaman zarfnda hepsi de ok iyi birer svari olmulard, tehlikede olup olmadklann gzlerinin ucuyla bile olsun kontrol etmeye gerek grmediler. Vadiye ulatklarnda Minuehr onlara yumuak eimli bir yamacn dibinde durmalarn emretti. Delikanllarn heyecanlar had safhadayd. Duyduklar korku atlanna da bulamt, hayvanlar huzursuz huzursuz kiniyorlard. Bir sre sonra Ebu Ali ile Da brahim de onlara katldlar. Ebu Ali yzba ile birka kelime konutuktan sonra atn tepenin bana doru srd. Etraftan t kmyordu. Birden Minuehr yksek bir sesle delikanllara bir emir verdi. Svariler bir anda etrafa daglverdiler. Zor ve kank hareketleri pe pee yapyorlar, birbirlerine hcum ediyorlar, geri ekiliyor ve tekrar hcuma kalkyorlard. Bu arada son derece dzgn gruplar oluturmulard ve dzenlerini asla bozmuyorlard. Tepenin banda bulunan Ebu Ali uzun tyl kk atnn zerinde aada olup biteni izliyor ve dier dalere grlerini bildiriyordu. "Minuehr onlar iyi eitmi, buna hi phe .yok. Fakat bu Trk usul sava tekniinin, bizim dalk blgemizde ie yarayp yaramayaca beni biraz dndryor. Eskiden biz tek bamza saldrr, nmze kan klcmzla alaa eder ve sonra bir anda dalverirdik. Bu ekildeki iki saldrdan sonra dman tamamen tahrip olurdu." Fakat delikanllar bir sonraki denemede saldr tekniklerini deitirip teke tek dv usuln uygulaynca, Ebu Ali'nin gzleri hayranlkla parlamaya balad. Honutlukla sakaln svazlyordu.

Msabaka balad. Yusuf rakibinin kendisinden daha stn olduunun gayet iyi farkndayd. Bu nedenle ac kuvvetini kullanarak, durumu kendi lehine evirmek niyetindeydi. Kkreyen bir aslan gibi rakibinin zerine saldrd. Fakat Sleyman bacaklarn iki yana aarak, hemen hernen hi kmldamadan hcumu baaryla savuturdu. ok iyi hesaplanm bir sray ite Yusuf'u aldatmay baard. Yusuf korunmak, iin kalkann kaldrnca, Sleyman'n klc gsn koruyan ince zrha yavaa dokundu. Talebeler ve hocalar Yusuf un suratndaki hiddetti ifadeye glmekten kendilerini alamadlar. "Cesaretin varsa tekrar deneyelim!" diye bard Yusuf. "Bu defa elimden kurtulamayacaksn." Minuehr mdahale etmek istedi ama Ebu Ali bir iaret ile onu durdurdu. Kllar tekrar arptlar. Yusuf taktii gerei rakibinin zerine bir boa gibi saldrd bir daha. Sleyman ise onu gln hale drmek iin elinden geleni yapyordu. Etrafnda srekli dans ediyor, bir o yana, bir bu yana srayp duruyordu. Sonra aniden imek hzyla bir hamle yapt ve klcnn ucu bir kez. daha zavall Yusuf'un kalkannn altndan, gsnn ortasn buldu. Seyirciler galibi cokulu alklarla kutladlar. Bu arada Ebu Ali de ayaa kalknt. Genlerden birisinin kalkann ve klcn alarak Sleyman'a meydan okudu. Tm gzler onlara evrilmiti. Ebu Ali yal bir adamd, Sleyman'n tek bir hcumuna bile kar koymas imknsz gibiydi, Sleyman aknlkla yzbaya dnd. "Sana emredileni yap!" dedi yzba. Hl kararsz olan Sleyman yerini ald. " "Zrhmn olmamasna nem verme delikanl!" dedi Ebu Ali ona alakgnlllkle. "Sadece formda olup olmadm anlamak istiyorum." Bu szlerden sonra klcn Sleyman'n kalkanna doru savurdu. Aka grlyordu ki Sleyman ne yapacana hl karar verememiti. "Niye tereddt ediyorsun? Saldr hadi!" diye cesaretlendirdi onu Byk Da. Sinirlenmeye balamt.

"Gerekten de nefes almyorlar. Fevkalade!" dedi yavaa. O anda Yusuf sallanmaya balad. n c e dizleri bkld sonra da boylu boyunca yere serildi. Yere der dmez gzlerini at aknlkla etrafna bakmyordu. Sleyman ise yeni kesilmi bir aa kt gibi devrildi yere. ibni Tahir hl direniyordu. Ebu Ali ve Minuehr sessizce birbirlerine baktlar. Sonunda bu cesur delikanl da sallanmaya balad. Ebu Ali tam dier imtihanlara balamaya hazrlanrken kaleden drtnala bir haberci geldi ve Byk n d e r i n vakit geirmeden kendisini grmek istediini bildirdi, imtihanlar leden sonra kalede devam edecekti. Byk Da at bin emri verdi ve birliin n n d e atn drtnala kaleye srmeye balad. Talebeler sabahn erken saatlerinde kaleden aynldklan srada, kulenin tepesindeki muhafz yabanc bir haber gvercininin yaklamakta olduunu grd. Aceleyle bu ile ilgili muhafzlara seslendi. Adamlar yaylarn gererek beklemeye baladlar. Fakat gvercin kendi kendine kuleye konduu iin onu vurmalarna gerek kalmad. Sa ayana bir ipek paras sarlmt. Haberci ba aceleyle Byk nder'in kkne kotu ve gvercini orada beklemekte olan Hasan'n zel muhafzlardan birine verdi. Muhaliz haberi alarak Hasan'a okumaya balad: "ismaillerin nderi Hasan bni Sabbah'a selam! H e m e d a n Emi ri Arslanta byk bir ordu ile bize hcum etti. Rudbar'n batsndaki kaleler ona teslim oldular. Biz se glkle hazrlk yapabile cek zaman bulabildik ve Trk svarilerinin hcumlarn nleyebil dik. imdi ise Alamut zerine yryorlar. Bizim zerimize ise kaleyi ele geirmek amacyla byk bir ordu yrmektedir. Emirlerini bekliyorum. Yazan: Buzruk mid." "Gvercini habercim Rudbar'a ulamadan nce gndermiler" diye belirtti Hasan. "Yahut Trkler haberciyi yakaladlar. Demek oyun balad!" Sknetle glmsedi. "Keke genler fedalie kabul edilmi olsalard!" diye i ekti.
i

187

zerlerine kudretimizin kalesini ina edeceimiz birer kayadrlar. mtihanlarda baarl oldular m?" "Dorusu delikanllar ok beendim" dedi Ebu Ali. "Minuehr ve Abdlmelik onlardan hakiki birer asker yapm." "Ah! Keke Buzruk mid de burada olsayd" diye homurdand Hasan. "Size nasl bir srpriz hazrladm yaknda greceksiniz!" "Nihayet! Merakm ok uzun zamandr dizginlemek zorunda kalyorum dorusu" dedi Ebu Ali glerek. mtihanlara ikinci namazdan h e m e n sonra devam edilmesi karar iatmlmt. Talebeler ve hocalar y e m e k salonunda toplandlar. Ebu Ali saiona girer girmez szl imtihanlar balad. Byk Dat'deki deiiklik herkesin dikkatini ekmiti. Duvarn dibindeki yastklara yerlemiti. Bo bo n n e bakyor ve talebelerin cevaplarn yanm yamalak dinliyordu. Ebu Soraka genlere Ismail tarihi hakknda sorular sormaya balad. Talebeler sorularna ksa ve kesin cevaplar veriyorlard. Grne g r e her ey sabahki gibi iyi gidecekti. Ama Ebu Ali bir anda ayaa frlad ve kendisi sorular sormaya balad. "Kt!" diyordu istedii cevaplan alamad zaman. Ebu Soraka her soruyu doru olarak cevaplandran Ibni Ta hir'de oyaland biraz. "Devam!" dedi Byk Da sabrszlkla. "Bu delikanlnn kafasnn altn anladk. Biraz da tekileri dinleyelim bakalm!" Cafer ve beyde kendilerine sorulan sorulardaki tuzaklara hemen dtler. Ebu Soraka sonunda Sleyman'a dnd. Ebu Ali sakaln svazlyordu. Sleyman sorulara ksa ve ikna edici cevaplar veriyordu, sanki sylediklerinin hepsi doruydu. Ama tm cevaplar istenilenden ya ok ksayd, ya fazla basitti, ya da yanlt. "Hakikatleri klcn kullandn kadar iyi kullanamyorsun delikanl!" dedi Ebu Ali ban sallayarak. "Bir fedanin ruhu asla yanl yapmamal," Sleyman hayal krkl iinde yerine geti. Nihayet sra YusuFa geldi. Talebeler onun iin zlmekle bera 189

bunu yapmad. Bundan dolay Muhamued ister istemez cennette Cebrail'den daha yksek bir mevkie sahip olacaktr." "te doru cevap bul" dedi Ebu Ali. "Bize bunu da akla: Peygamber ile Seyduna arasnda ne tr bir benzerlik mevcuttur?" bni Tahir glmsedi. Biraz dndkten sonra cevap verdi: "Peygamber ile Seyduna arasnda, byk ve kk kardeler arasndaki ilikinin ayns mevcuttur." "Doru, Ama hangisi mminler zerinde daha gl bir etkiye sahiptir?" "Seyduna. nk cennetin anahtarlarn elinde o tutmak tadr." Ebu Ali ayaa kalkt. Dierleri de hemen onu izlediler. Ebu Ali bir sre talebeleri inceledikten sonra konumaya balad: "Hamama gidip ykann. En temiz gsterili elbiselerinizi giymelisiniz. Sevinin. Yaamnzn en nemli an ok yakn. Yats namaznda fedalie kabul edileceksiniz." Dudaklarnda gizli bir glmseme olduu halde hafife eildi ve hzl admlarla salonu tene etti. Kaleye atn drtnala sren bir haberci gelmiti. Rey'den kmt yola. Metsufer tarafndan takviye olarak gnderilen svari birliinin yola ktn bildirdi Hasan'a. Ayn anda kaleye gelen bir keifi, Trklerin nclerinin yaklatn haber verdi. Kaleye doru sratle yol alyorlard. Gece bitmeden, en iyi ihtimalle afak skerken surlanr dibine ulam olurlard, buras kesindi. Hasan Ebu Ali ve Minuehr'in acilen gelmelerini emretti. Onlar odasnda karlayarak gelimeleri anlatt. Yere byk bir harita sermiti. birden haritann zerine eilerek, sultann ordusunu nerede karlamalarnn kendileri iin en iyi olacan dnmeye baladlar. "ncelikle Metsufer'in adamlarna bir haberci yollayalm" diye kararn bildirdi Hasan. "Buraya ok abuk gelmesinler. Abdlme lik onlar nce Rudbar yoluna doru gtrsn. Orada Trk nclerinin gemesini beklesinler ve daha sonra kendilerini gstermeden arkalarndan gelsinler. Biz Alamut'ta dman karlar karlamaz var gleriyle hcuma kalksnlar. Bylece onlar deirmen talarnn arasndaki buday gibi ezeriz." 191

Akama doru Byk Onder'in kkndeki toplant salonu bir cem evi olarak hazrland. Talebeler kalenin bu ksmna girme iznini ilk defa elde etmilerdi. Grzlerle silahlanm hadmlardan oluan muhafz bl gece nedeniyle takviye edilmiti. Zenciler bu defa zrhlara brnmler ve tepeden trnaa silahlanmlard. Bombo ve bembeyaz salona girdiklerinde delikanllar ellerinde olmadan rperdiler. Kendileri de tamamen beyaz elbiseler giymiler ve beyaz sanklar takmlard. Aldklar emir uyarnca ayaklar plakt. Nihayet yats namazn bildiren boru sesi duyulur duyulmaz Ebu Ati ieri girdi. O da bembeyaz elbiselere brnmt ve kafasnda beyaz renkli koca bir sark tayordu. Salonu bir utan dier uca arnlayarak talebelerin karsnda yerini ald. Dier liderler iki sra halinde onun etrafnda ayakta duruyorlard. Tren balama. nce Ebu Ali monoton bir sesle konumaya balad. Yz talebelere dnkt. Trenin anlam ve nemini anlatt nce uzun uzun. Seyduna'ya hizmet edebilmekle duymalan gereken hakl gururdan ve ehitliin neminden bahsetti. Bu arada ehitlere verilecek mkfat de belirtmeyi ihmal etmedi. "Yaamnzn en nemli an gelip att" diye devam etti. "Sekin bir birlik olmakla grevlendirildiniz: Fedaler kutsal dava uruna ehit olmaya hazr olanlar. On iki kiisiniz; yz binlerce mmin arasndan yalnzca sizler bu erefe layk grldnz. Seyduna'ya olan ballnz ve imannz elde silah ispat edeceiniz imtihan gn de yaklamaktadr. Dman Alamut zerine yryor. inizde zor anda tereddt edebilecek birisi var m? inizde ihanetinin bedelini aalk bir lm ile demek isteyebilecek birisi var m? Hayr! Aranzda hainlerin bulunmadn biliyorum. Sey duna ile hepinizin lehinde konutum ve ondan hepinizin fedalie kabul edilmesini istedim. Sylediklerimi kabul etme ltfunu gsterdi. Onun ltfunu ve benim gvenimi boa karmayacanz umarm! Bu durumda sizleri onun adna feda ilan ediyorum. imdi size etmeniz gereken kutsal yemini okuyacam. Her biriniz adnz syleyerek okuduklarm harfiyen tekrar edeceksiniz. Ye min ettikten sonra artk bambaka insanlar olacaksnz. Artk birer

sndaki yerine geti. Yaamnn en nemli an geride kalmt ve iindeki tatl mutluluk yerini yava yava yakc bir acya brakyordu. Sanki bir anda mkemmel bir eyi yitirmi gibi geliyordu kendisine. Az nce yaad o son derece ksa ann, tm yaam boyunca bir daha asla geri gelmeyeceini biliyordu. Kalede hummal bir faaliyet vard. Habercilerden bir ksm ieri giriyor, bir ksm dar kyordu. Abdlmeiik gelimelerden zamannda haberdar edilmiti; Mutsufer ile beraber Trk atllannn geecei yola sapmt. Dmann bulunduu yere doru birok keifiler gnderilmiti. Bunlar gizli iaretleri ile birbirleriyle kolaylkla haberleiyor ve kalenin Trk atllarnn hareketlerinden haberdar olmasn salyorlard. Ebu Ali trenden geri dndnde Hasan rahatlayarak haykrd: "Bitti nihayet!" Sonra da Byk Da'ye emir vererek, kalenin kapsnn nndeki geidin ban kuvvetleriyle beraber tutmasn ve Trk svarilerini orada karlamasn istedi. "Fedaleri ne yapacaz?" diye sordu Ebu Ali. "Bu arpma onlar iin biilmi kaftan" diye cevaplad Hasan. "Onlar yannda gtr; Ebu Soraka onlara komuta etmeye devam etsin. Balarna bir ey gelmemesine dikkat et! ok daha nemli iler iin onlara ihtiyacm olacak. Sakn onlara lzumundan fazla tehlikeli grevler verme! rnein ilk oklar onlar atabilir ama yakn dv tecrbeli askerlerin ii olsun. Ksacas onlar ya ortaln biraz yatmas, ya da savan aleyhimize gelimesi durumunda scak atmann ortasna gnder. Eer durum msait olursa, dmann bayran eie geirmekle grevlendir onlar. Sana gveniyorum. Sen ortak, geleceimizin dayand salam bir stunsun." Hasan Ebu Ali'yi gnderir gndermez kalenin arkasndaki bahelere doru yola koyuldu. "Beni Meryem'in kkne gtr sonra Apama'y da oraya getirt' emrini verdi Adi'ye. "Artk kavga etmenin sras deil." >*Meryem onu beklemekteydi. Hasan ona Apama'y da ardn syledi. \

"Aman Allah'm! Nasl unutabilirim ki! O zamanlar genliimi zn en gzel alann yayorduk. "Dediim gibi, yapmamz gereken en nemli ey belli detaylar ortaya karmak. in'den gelen o fenerleri hatrlyor musun? erefine verilen baheyi bir peri lkesine evirmilerdi. Her yer tamamen aydnlkt ama o kadar deiik gzkyordu ki sanki bir masal dnyas gibi..." "Evet! Ve suratlanmz bazen altn, bazen erguvan, bazen yeil veya mavi, bazen de her renkte parlyordu! Olaanstyd! Ve hepsinin ortasnda ateli ihtirasmz..." "Gerekten de harika bir sahneydi. Fakat benim bilmek istediim, o fenerlerin ayrntlann hl hatrlayp hatrlamadn. Benzerlerini imdi de yapabilir misin?" "Haklsn, olanlar gemite kald ve konumann bir anlam yok. imdi srada bakalan var. Hl o fenerleri hatrlayp hatrlamadm m sordun? Kadm ve boyalanm olsa, elbette ki ayn lanndan imal edebilirim." "stediin malzemeyi alacaksn. Peki ya boyama ilemi?" "Kzlardan bir tanesi bu iten ok iyi anlyor." "Fatma" diye ilave etti Meryem. Bu konumay sessiz bir glckle zlemiti. "Kzlann hepsi Apamayayardm edebilirler." "yle olmas gerek zaten. nk yann aksam her eyin hazr olmas lazm. Hadmlar yemek ve arap hazrlasnlar. Mahzende yeterli arap olduunu umuyorum." "Yeterinden de fazla." "yi. Yarn sabah namazyla ikindi namaz arasnda baheyi ziyaret edeceim. Kzian sevkJendirmek iin onlara grnmek istiyorum. Bu arada baheyi ziyaret edecek olan misafirlere nasl dav ranmalan gerektii konusunda da bizzat talimatlar vereceim. aka kaldracak durumda deilim. Huri olmadn ve burasnn da cennet olmadn aa vuran herkes gznn yana bakmadan cezalandracaktr. Bu kk oyunun size ok zor gelmeyeceini umarm." "Hepsi de kendisini bir prenses sanyor" diye sze balad Apama. "Yani..." 197

Hasan odasna ekildii zaman olan biteni bir daha kafasndan geirdi. Yirmi yldan beri gece gndz demeden, durup dumtadan amaa uruna alyordu. Yirmi zor yl. Asla tereddt etmeden, bir an bile korkmadan. Kendisine kar da kat ve acmaszd. Ve bunlarn hepsini arzusunu gerekletirmek, ryalann hakikat klmak iin yapmt. Ne byk bir masald yaam! Genlik hayallerle doluydu, yallk ise canl bir arayla. Ve imdi, yaamnn son demlerinde, ryalar gerek olmaya balamt. Binlerce mminin efendisiydi. Kudretinde eksik kalan bir tek nokta vard: btn yabana hkmdar ve despotlarn korkulu ryas olmak! imdi yrrle koyduu plan, ona bu ite yardmc olacakt, insan doasnn ve zaaflar nn stnde ykselen bir pland bu. Vahi ve lgn, ince ince hesaplanm, ok iyi dnlm bir plan. Aniden aklna bir ey geldi: Acaba bir yerde yllarn verdii bu plan bozabilecek br hata yapm myd? Kck bile olsun bir ey unutmu muydu? Yrei aniden titremeye balamt. Ya bir yerde bir hata yaptysa? Bo yere uyumaya alt. Batan savulamaz. bir huzursuzluk ona ikence ediyordu. abalarnn akamete uramas durumunda ne gibi sonular doacan imdiye kadar ciddi olarak hi dnmemiti. Gerekten de btn olaslktan hesaplam myd? Bu dnce onu ilk defa rktyordu. "Hadi kendine gel, hepsi hepsi bir gece daha atlatacaksn" diye ikna etmeye alt kendisini "sonra her ey dzelecek yine." Bir an nefes alamadn zannetti. Ayaa kalkarak kulenin en u noktasna kt. zerinde sonsuz ltsryia gk kubbe ykseliyordu. Aadan ise iddetle akan rman alamas ykseliyordu. evresinde ise deiik yaamlar ile baheler vard. Olaanst ryalarnn ilk meyveleri! Darda, kalenin nnde, adamlar sultann ordusunun nclerini bekliyorlard. Hepsi ona snrsz derecede gveniyorlard. Hepsi onun otoritesine snrsz lde teslim olmulard. Acaba onlar nereye gtrmekte olduunu, ilerinden bir teki bile tahmin edebiliyor muydu? Bir an iin aklndan her eyden vazgemek geldi. Korkuluun 199

VIII
Yldzlarn gkyznde prl pnl parlad gzel bir geceydi, insann, kinatn kalp atlarn iittiini sand gecelerden biri. Gnein kavurduu topraktan ykselen s, Demavend ve Elbruz dalarnn zirvelerinden esen souk kar rzgryla birleiyordu. Savalar geitte tek sra halinde ilerliyorlard. Atlarnn zerin deydiler. Ebu Ali en batayd. Her be savann birinde bir meale vard. Alevin etrafnda uuan gece kelebekleri atee ok fazla yaklatklarnda atrdayarak yanyorlard. Subaylarn ve avularn emirleri, devecilerin haykrlar, atlarn kinemeleri, boazn derinliklerinde yanklanarak kat kat ykseliyorlar, neredeyse rman alamasn bile bastryorlard. Fedaler kamplann yamacn bandaki gvenli bir yere kurmulard. adrlarn kurduktan sonra ate yakmlar ve nbet srasn belirlemilerdi. Yaklak iki yz metre uzaklarnda dier savalar svariler, mzraklar, okular geici bir karargh kurmulard. Onlar da kk bir ate yakmlard; her zamanki yemeklerini piirmekteydiler. Btn bir kz atein stnde eviriyorlard. Bu arada birbirleriyle alak sesle sohbet ediyor ve glyorlard; ama sk sk ilerideki bir noktaya baktklar da gzden kamyordu: Gerekten de keskin gzl birisi uzaklardaki geidin bandaki kulenin stnde bir heykel gibi dikilerek ufku gzetleyen nbetiyi fark edebilirdi. Devriye kollar ise grevlerine balamadan nce az da olsa uyuyabilmek iin, battaniyelerine sk sk sarlmlard. Fedailer kendilerini yorgun hissediyorlard. Btn gn sinir bozucu imtihanlara girmiler ve kabul treni de heyecanlarn dorua karmt. Ebu Soraka'nn tavsiyesi zerine battaniyelerine sarlarak uyumaya altlar. Son iki gn onlar iin o kadar olaanst eylerle doluydu ki kendilerini bekleyen sava artk onlan heye

Hayatm ne kadar da garip diye dnmekteydi, ocukluumun uzak bir hayali artk gerek oldu. Babasnn evindeki ocukluk yllarn hatrlamt; babasnn etrafnda toplanan erkeklerin sylediklerine kulak kabartyordu. Halifenin hak iddias zerine tartyorlard; bu arada Kuran'a danyorlar, Snnilii ktlyorlar ve birbirlerine gizlice Mehd hakknda yeni rendikleri srlar an (atyorlard. Ali'nin soyundan gelecekti ve zuhur etmesiyle birlikte dnya adaletsizliin ve yalancln penesinden kurtulacakt. "Oh! nallah zuhur ettii zaman ben de hayatta olurum!" diye i ekiyor ve ruhunun alev alev yandn hissediyordu. Ali ve peygamberin olduu gibi, onun da hizmetkr sayyordu kendisini. stemeden kendisini Muhammed'in damad ile kyaslyordu srekli, mminlerin en atelisi ile: Ali de ok gen yata kann iman uruna aktmaya karar vermiti, ona ramen peygamberin halifesi olma hakk elinden alnmt. Halk isyan ederek onun halife olmasn salamt ama bir sre sonra bir alan haneri ile ehit olmutu, ite btn bu olaylar Ibni Tahir'in iinde yanan atei krklemiti. Ali onun iin, rnek alnacak, ulalmaya allacak tek insan idi. Seyduna'nn hizmetine girmesi iin babas onu Alamut kalesine gnderdii zaman, kalbi nasl da titremiti! Bu adamn bir evliya olduunu duymutu, hatta birok insan onun bir peygamber olduuna bile inanyorlard. indeki biri ses yle diyordu ona: Bu adam senin iin hasretle beklediin, yanp tututuun el Mehd olacak! Fakat neden kendisini hi kimseye gstermiyor? Niye fedailie kabul trenlerini bizzat kendisi ynetmemiti? Niye bu ii dileri dklm bir ihtiyara vermeyi yelemiti? O ana kadar Seyduna'nn gerekten kalede oturup oturmadndan phelenmek hi aklna gelmemiti. Fakat tam bu anda kafasnda korkun bir dnce belirmiti: Ya Alamut kalesinde Hasan ibni Sabbah diye birisi yoksa! Ya Seyduna arkasnda bo bir taht brakp ortalardan kaybolduysa ve F_bu Ali dier dalerin ve eyhlerin onayyla hkmdarln ilan ettiyse? Ebu Ali bir peygamber mi? Hayr! Bir peygamberin d grn byle olamazd, olmamalyd. Belki de sadece bu yzden, mminlerin iinde de ayn duygularn uyan 203

kllarn kuandlar, miferlerini taktlar ve mzraklanyla kalkanlarn aldlar. Yar uykulu vaziyette sraya geerek, gz ucuyla birbirlerini szmeye baladlar, 'Bir haberci sultann ordusunun yaklamakta olduunu bildirdi" dedi tbni Vakkas. En son nbeti o tutmutu. Ebu Soraka ksa bir teftiten sonra ok ve yaylarn hazr tutma lann emretti. Fedaler aldklan talimat zerine, geceyi geirdikleri tepenin bana giderek mevzi aldlar. Soluklann tutmu bekliyorlard fakat grne gre dman hi de acele etmiyordu. Bir s re sonra zaman geirmek iin kuru incir, hurma ve kurabiye yemeye baladlar. Atlar tepenin ayanda kalmt. Balarnda iki asker vard. Zaman zaman huzursuz bir ekilde kinedikleri iitiliyordu. Nihayet hava aydnland. Fedaler bln kalan ksmnn ordugh Kurduu kk ykseltiyi grebiliyorlard. Ebu Ali svarilerine yandaki bir sra alln arkasnda mevzi almalann emretmiti. Atlarnn yannda, bir ayaklan zengide olduu halde bekliyor lard. Mzraklar ve kllar ellerindeydi. Okular ise tepenin etrafna dalmlard. Byk Da herkesin yerli yerinde olduundan emin olmak iin etraf geziyordu. Arkasndan gelen bir asker atnn dizginlerini tutmaktayd. Bir sre sona da fedalerin nne geldi. Birden vadinin sonunda beyaz bir lekenin belirdiini grdler. Ebu Ali gzetleme yerini terk ederek Ebu Soraka'nn yanna geldi. Nefes nefese ileride bir yerleri iaret etti. "Yaylannz hazr tutun!" diye emretti da. Beyaz bulut giderek byyordu; bir sre sonra bir tek atl seilmeye baland. Atn lgnca mahmuzluyordu. Ebu Al gzlerini krptrarak ona bakt "Oklannz frlatmayn! Bu bizden biri" diye bard sonunda. Atma atlad, birka askere kendisini izlemelerini emrettikten sonra yamatan aa inmeye balad. Arkasndan gelen askerlerden birisinin bayran elinden kapt gibi atn drtnala ziyaretiye doru srmeye balad. Kardan gelen atl beklenmedik bu karlama yznden ard hatta bir an iin atn dizginledi. Ama

sadak ve yay ikeyle yere frlatt, kendisine emrediidtgi gibi siper ald. lgnca alyordu. Trkler aldklan ilk darbenin aknln zerlerinden attktan sonra toparlanarak boazn giriindeki direnii krmak, iin var gleriyle hcuma kalktlar. Komutanlarnn kalede ok az sayda sava bulunduuna emin olduu belliydi. smail! askerlerinin byk ksm vadiye inmiti, o da bundan yara .'anarak kaleye giden yolu tutmak ve stnl ele geirmek istiyordu. Fedaler, Ala mut saftanndaki askerlerin ilk ehitlerini verdiklerini fark ettiler. Hepsi hiddetten tir tir titriyordu! Bir ey yapmadan orada oturmak zorunda kalmalar dayanlmaz bir ikenceydi. Ebu Soraka durmakszn gzleriyle ufku taryordu. Nihayet, nihayet ufukta yeni br siyah izgi belirmiti! Fedailer nce bunu fark etmediler. Fakat yeni gelenlerin bayrann ehit Ali'nin beyaz renginde olduunu gren Ebu Soraka'nn kalbi sevinle doldu. imdi fedaileri .savaa gndermenin tam s rasyd. Gzleriyle dmanlarn komuta kademesini arad ve onu fedalere gsterdi: "Atlarnza binin!" diye bard onlara. "Bayrakiannt zapt edin! Bir erkek gibi dvn!" Gen adamlar sevin lklar iinde gz ap kapahncaya kadar yamatan aa indiler ve atlarna bindiler. Kllar knlanndan syrld ve Cafer beyaz bayra yukar kaldrd Hepsi birden Trklerin kuvvetli kanadna hcum ederek onian rmaa doru geri ekilmeye zorladlar. Hasl olan karklktan yararlanan Sleyman dilerini skarak sik dmann ldrd. Elde ettikleri avantaj iyi deerlendirmeye kararl olan Cafer arkadalarn peinden srkleyerek dmann iine dald. Yusuf lgnca haykrlar arasnda olduu yerde fr dnerek kendisine yaklaan dman askerlerini geri ekilmeye zorluyordu. Ibni 'Fahir ise arkasnda arpk bacakl bir Tatar'n sakland kalkana saldryordu. Tatar knlan mzran frlatp atmt; elindeki kalkan ve kl ile kendisini mdafaa etmeye alyordu. Ama bir sre. sonra kalkan tutan kolu yoruldu ve gvenil bir yere saklanmak iin kamaya balad. Sleyman ve yanndakiler birka dman daha eerlerinden alaa ettiler. Beyaz bayrak siyah bayraa giderek yaklayordu... \

onu srkleyip gtrecekti fakat hemen kendisini toparlad ve atn suyun stnde kalmaya zorlad. Trk askeri az ilerdeydi, var gcyle bayra suyun stnde tutmaya alyordu. bni Tahir az sonra onu yakalad. Bana kuvvetli bir kl darbesi alan Trk'n bayrak tutan eli gevedi, kendisi de akntd^i kayboldu. Halifenin siyah bayra artk bni Tahir'in ellerindeydi. Kydan zafer lklar ykseliyordu. Fakat aknt ok kuvvetliydi. At nefes almakta zorluk ekiyordu, debelenerek ban suyun stnde tutmaya almaktayd. bni Tahir at kyya yneltmeye alt ama bouna. Bu arada arkadalar onu kydan takip ederek hem gzden karmamaya hem de cesaretlendirmeye alyorlard. Nihayet bir tanesinin aklna suya girerek ona bir mzrak uzatmak geldi. bni Tahir kendisine uzatlan mzra yakalad. Bunu gren dier fedaier ona arabuk bir ip attlar ve bni Tahir'i g bela kyya ekebildiler. "Sleyman nasl?" diye sormak oldu ilk ii kyya kar kmaz. Dman bayran bni Vakkas'a uzatmt. Fedaler birbirlerine baktlar. "Durumu nasl?" Geri dndier. Sleyman yava yava onlara doru yryordu. Gzleri hayal krkl ile doluydu. Atn arkasndan ekmekteydi. bni Tahir atn ona doru srerek seslendi: "Dman sancan ele geirmemizi sana borluyuz!" br bo ver der gibi elini sallad. "Neden? Hayatmda ilk defa nemli bir i yapma frsat yakaladm, onda da bir aptal gibi davrandm. Kader benden yana deil, bugn bunu daha da iyi anladm." ok sinirliydi. Arkadalar ata binmesine yardm ettiler. Toplanma borusu ald, ordugha geri dnme vakti gelmiti. Trklere kar kazanlan zafer kusursuzdu. Dman svari blnn komutan ve yz yirmi askeri ldrlmt, bunun yan sra otuz alt yaraly da esir almlard. brleri ise drt bir yana dalmlard. Onlar takip eden askerler birer ikier geri dnerek kurbanlarnn saylarn bildiriyorlard. Ismaillerin yirmi alt lleri ve bir o kadar da yarallar vard. 209

tan yaplmt ve tam vcuduna gre dikilmiti. At srtnda yapt bu kadar uzun ve yorucu yolculuk sonunda bile, bir davete gitmek zere giyindii sanlabilirdi. "Az daha Trklerin eline decektim" diye anlatt glerek. "Dn ikindi namazndan sonra gvercinin emrini getirdi bana. Adamlarma gereken talimattan verip yola kmaya hazrlanrken, gnderdiin haberci kaleye ulat; ahrud'u yzerek gemiti. nk Trkler kalemin nnde hatr saylr byklkte bir kuvvet brakmlard, bunu gren adamn korkarak uzun yolu, yani mnak yolunu semi." Sonra da kendisinin en ksa yolu nehrin teki tarafn tutarak Trklerden nce kaleye nasl ulatn anlatt. Takipileri ensesinde hissederek nehri dar bir yerinden gemi fakat Alarnut'a ulat zaman askerlerin onu tanyp kpry indirecek kadar zaman bulamayacaklarn dnmt. Veya kprnn indiini gren Trklerin vaziyeti kendi lehleri iin kullanarak peinden kaleye hcum edeceklerinden korkmutu. Hasan sevinle ellerini ovuturdu. "Her ey mkemmel iledi" dedi sadece. "Ebu Ali ve senin iin neler hazrladm grnce aknlktan kk dillerinizi yutacaksnz." Bu anda Ebu Ali odaya girdi. Hasan onu kucaklamadan nce sevinle glmsedi. "Grdn m" dedi Ebu Ali'ye. "Yanlmadm!" Ve kendisine savan tm ayrntlann anlatmasn istedi. Onu zellikle fedalerin davranlar ilgilendiriyordu. "Demek ki Tahir'in torunu, airimiz, dmann bayran ele geirdi ha! Mkemmel, ok mkemmel!" "Sana daha nce sz ettiim Sleyman bayraktar kovalad ama atndan drld. Bunun zerine lbni Tahir yanm kalan ii tamamlad" diye aklad Ebu Ali. "Trk rmaa dnce lbni Tahir de peinden suya atlad; baka trl bayraa ulaamazd zaten." Sonra da savata ehit denleri sayd ve birka kelime ile ganimetten bahsetti. 211

Trklerden biri Abuna nn kolunu krmt. E Hekim onun yata nn kenanna oturarak, kolunun sargsn zd. Sonra da dikkatli hareketlerle krlan kemii yerine yerletinneye balad. Abuna acyla inlerken el Hekirn bir yandan da fedalere ders veriyordu: "Vcudun kendi arasndaki uyuma olan eilimi o kadar fazladr ki krlan kemikler d bir mdahale olmadan bile birbirlerini bulmaya ve birlemeye alrlar. Bu yeniden yaplanma arzusu ylesine kar konulmaz bir kuvvettir ki sonunda uygunsuz duran kemikler bile birbirlerine kaynarlar. yi bir hekimin grevi ise vcuttaki bu tr yanllklar tespit ederek, onlar doann iaret ettii biimde yeniden bir araya getirmektir." El Hekim yaral Ismaiiler tedavi ettikten sonra bitap dmt. Daha srada bekleyen pek ok Trk yaral olduunu biliyordu. Onlara ne yaplacan renmek iin bni Tahir'i Ebu Soraka'ya gnderdi. Onlar daha stnkr tedavi etmek geiyordu iinden, daha da iyisi, ar yaratlan etkili bir zehir ile br dnyaya yolcu etmekti. Gelen emir yleydi: "Trklerin bakm sanki en iyi dostlarmz m gibi yaplacak. Onlan ilerde rehine olarak kullanabiliriz." Hekim lanetler okuyarak ie koyuldu. Fakat bu defa inleyen yarallar cesaretlendirici szler ile avutmak sz konusu deildi. Fedalere ders vermekten ise tamamen vazgemiti. Onlara sadece nemsiz ileri grdryordu. Bu arada lerinde bu ie eli en yatkn olann beyde olduu da dikkatini ekiniti. En son yaray sard zaman saat gece yarsn oktan gemiti. Yardmclanna gerekli talimattan vererek dierleri gibi yatmaya gitti. Toplant salonundaki liderler ise o saatte yemek imekle meguldler. Yemek esnasnda o gn kazanlan zaferin ayrntlar zerine sohbet ediyorlard. Herkes Byk nder'in verdii kararlarn kymetini takdir ediyor ve zaferin olas sonulan zerinde fikir yrtyordu. Kendisine verilen grevi kusursuz bir ekilde yerine getiren Abdlmelik de herkes tarafndan vlmekteydi. Hasann ve Byk Da'nin terifleri ortam daha da neelendirmiti. Byk nder'in ehresi honutlukla parlyordu, her birini tek tek selamlarken yanaklan mutlu bir glmsemeyle titriyordu. 23

onu kucaklad. "Ferman imzaladm bile Ebu Ali onu sana takdim edecek." Salondan tasvip eden bir uultu ykseldi. "Bunu dnda sen de herkes gibi ganimetten payna deni alacaksn" diye devam etti. "Bu nedenle hemen imdi blmn nasl yaplacan tespit edelim." abucak ellerine geen hayvanlarn ve silahlarn saysn saptad. Bu sayya baz deerli eyalar ile birok aitn para da eklendi. "Minuehr ve savaa katlan dier liderler, rtbelerine uygun birer takm harp tehizat ile bir binek hayvan alacaklar" dedi. "Her biri aynca onar tane altn para alacak. Mutsufer'in adamlanna da onar altn para ile, subaylarla avulara birer takm harp tehizat verilecek. Mutsufer'in kendisine ise bize takviye gnderdii iin teekkr olarak on deve ile iki yz altn gnderilecek. ehitlerin ailelerine tazminat olarak onar altn verilecek. Geri kalan, b lkteki adamlara datlacak. Fedaler ise bir ey almayacaklar, nk bugn savaa katlmalan kendilerine ltfedildi, bu onlar iin yeterli olmal." Herkes kendi payna deni aldktan sonra Hasan szlerine devam etti: "Demiri tavnda dvmeliyiz. Trk nclerinin hezimeti tm iran'a yldrm hz ile yaylacaktr. Yandalarmzn ve mminlerimizin heyecanlan artacak, mtereddit olanlarn tereddtleri ise azalacaktr. Bugne dein gizli olarak bize bal bulunanlar artk aka saflarn belirleyecek cesareti kazanacaklar. Ve u anda muhasara edilen kalelerdeki arkadalanmzn direnme kuvvetleri kat be kat artacak. Dmanlarmz ise artk bizi ciddi bir rakip olarak dikkate almak zorunda kalacaklar ve malum hainler, korkunun ne demek olduunu anlayacaklar." Bu szleriyle ba veziri kast etmek istiyordu. Liderler balarn sallayarak, demek istediklerini anladklarn belirttiler. "Bu zaferden sonra kalemize taraftarlarn akn edeceini dnyorum" diye devam etti. "Btn Rudbar b|gesi bizden yana ve artk babalar oullarn tsmail davasna hizmet etmeleri iin kalemize gndermekte tereddt etmeyecekler. Sen Ebu oraka, onlar 215

Alamut askerleri ve Mutsufer'in adamlar yksek sesle barp glerek o gn kazandklar zaferi kutluyorlard. Alt teraslarn zerin de alelacele ateler yaklmt, zerlerinde kocaman kzler ile yal koyunlar evriliyordu. Adamlar ise atein evresinde oturmulard. Etin pimesini sabrszlkla bekliyorlard. Burunlarna nefis kokular geliyordu. Itahlannt amak iin elemeklerden kk paralar kopartarak atete cszrdayan yaa banyorlard. Hepsi de yksek sesle ne byk kahramanlklar yaptklarn etrafndakilere anlatarak bbrleniyorlard. Dmann says aniden abartl biimde artmt; btn askerler elinden kardklar dmanlarn saysna bire bin katmakta bir saknca grmyorlard. Herkes o kadar ok atp tutmaya balad ki i sonunda tartmaya ve kavgaya dkld. Bir kzn veya koyunun pitii anlalnca, adamlar baklarn ekerek hayvann zerine saldryorlard. En iyi paray almak istiyordu hepsi de. Birbirlerini yumruklan ile tehdit ediyor, hatta silahlarn bile gsteriyorlard. avular onlar zapt etmekte olduka glk ekiyordu. Ama sonunda herkese yetecek kadar et olduu anlald ve birbirlerini ldrmek zahmetine demeyecei ortaya kt. Bu arada birka eein srtnda byk flar gelmiti. Flarn indeki byk testilere doldurulmaya balanmt. "arap imemize kim izin verdi?" diye birbirlerine sordular a knlkia. "Seyduna" diye cevap verdi avular. "Ismailflerin nderi ve yeni peygamber." "Peygamberin yasaklam olduu eylerin yaplmasna izin vermeye hakk var m?" "Elbette var. Allah ona izin verme ve yasaklama yetkisi vermitir. Fiatta cennetin anahtarlarn bile ona teslim etti." arap meye alkn olmayan adamlar, ksa bir sre sonra etkisini grmeye baladlar. Byk nder'e ballk yeminleri ederek, onun retisi hakknda tartmaya ve kavga etmeye baladlar. Gzle grlr bir ekilde hayrete dm olan misafir askerler, Alamut askerlerine birok soru yneltiyorlard Aralarndan birou, Mutsufer ile yaptklar szlemenin bitiinden sonra Seydu na'nn hizmetine girmeye karar verdiler. 217

IX
Alamut askerleri sultann nclerini krp geirirken, kkn arkasndaki bahelerde hummal bir faaliyet vard. Adi sabahn kr bir vaktinde Apama'y kzlann yanna gtrmt. Kzlann ml ml uyumakta olduklarn gren yal kadn bir anda kprverdi. Yerdeki ar tokma g bela kaldrarak hzla duvardaki gonga vurdu. Demir levhadan ykselen derin uultu ile tatl uykularndan acmaszca uyandrlan gzeller korkuyla yataklanndan frladlar. Dar kar kmaz zerlerine bir sr hakaretler yamaya balad: "Sizi gidi tembel kanlar! Seyduna'nn buraya gelmesi an meselesi, sizler de sanki hi iiniz gcnz yokmu gibi ml ml uyuyorsunuz! Eer bu halde yakalanacak olursanz, benimki de dahil hepimizin balarn vurdurur." Kzlar alelacele giyindiler. Efendilerinin baheyi ziyaret edecei haberi onlar korku ve dehete drmt. Apanna ve Meryem yapmalar gereken ileri anlattlar. Apama delirmiti sanki. "Keke onlara balarna neler geleceini sylemeye cesaret edebilseydim!" diye herkesin duyabilecei bir sesle kendi kendine konumaya balamt. Syledikleri, kzlann heyecanlarn daha da arttrmaktan baka bir ie yaramyordu. Dzeni salamak isteyen Meryem bir oraya bir buraya koturup durmaktayd. Hasan fenerlerin yapm iin ihtiya duyduklan tm malzemeleri gndermiti onlara. Kt, boya, mumlar... Apama Fatma'y yanna ararak feneri nasl yapacan kza gsterdi. Bir sre sonra ilk fener hazrd bile. Oday karartarak fenerin iine yanan bir mum koydular. Kzlar hayranlk dolu lklar attlar. 219

Ziyaretilerin huzurunda gerek kimliini ifa eden orackta ld ailecektir." "yleyse ben azm bile amayacam" dedi Sara. "Sana sorulan tm sorulan cevaplamak zorundasn" diye uyard Apama. Halime hkrmaya balad. "Kimsenin beni grmemesi iin gidip saklanacam!" "Hele bir dene!" diye cyaklad Apama. "Seni ikence tezghnda grmekten byk zevk alacam dorusu!" Gen kzlann ilerindeki korku giderek bymekteydi. Balann nlerine eerek fenerleri hazrlamaya devam ettiler. "Hadi uzatmayn" dedi Fatma sonunda. "Baa gelen ekilir... Ben nceden haremde yaadm iin, rol yapmann ne demek olduunu bilirim. Erkekleri tannm. Onk\ aldatmak kolaydr zellikle tecrbesiz gen olanlan, ok kolay. Nasl olsa bahelerimiz gerekten de cennete benziyorlar. Huri numaras yapmak ok kolay olacak bence." "imdi anlyorum!" diye bard Zleyha. "Evet niye bize srarla Kurann cenneti ve oradaki yaam tasvir eden blmlerinin anlatldn imdi anladm. Ne dersiniz?" Meryem glmsedi. Zleyha'nn syledikleri aklna bile gel memiti. Hasan gerekten de her eyi hesaplamt. Gerek bir cehennem hayalcisiydi o! "Hakkn var Zleyha" diye ona katld Zeynep. "En iyisi o harika blmleri bir kez daha gzden geirelim..." "Hadi ocuklar! Biraz hayal gcnz altrn!" dedi Fatma yumuaka. "Sadece gerek cennetteymi gibi davrann. Gerisi kendiliinden gelir nasl olsa..." "Ne kadar tabii davranrsanz, oyununuz da o kadar iyi sonulanr" diye Meryem konuulanlar bilgece toparlad. "Olay abartmayn, huri olmak ok normal bir eymi gibi davranmaya aln. Ve sadece size bir ey sorulduu zaman konuun." Halime korkularnn yava yava yok olduklarn hissediyordu. Her zamanki gibi merakla bard. "Peki ama Seyduna niye bizim cennetteymi gibi davranmamz istiyor?"

Meryem dzeni salamas gerektiini anlad: "inize bakn! Bo gevezeliklerinizle ok vakit kaybettik zaten." Sara bir kede oturarak fenerleri raptediyor ve yaptryordu. Halime onun yanna snd. Bir sre nce barmlar ve eskisi gibi iyi arkada olmulard. Halime Fatma'nn kendisi iin yapt tahta zarlarla oynamay ok seviyordu. Sarayla beraber sk sk zar atyorlard. Oyunlarnda her trl eyi koyuyorlard ortaya: Yemiler, muzlar, portakallar, ekerlemeler, pckler; en ok kimi sevdiklerini de soruyorlard zarlara. ayet arkadalanndan birisi Halime'ye le dinlenmesini beraber geirme teklifinde bulunursa, kz nce yannda tad zarlara danyor ve ne yapacana sonra karar veriyordu. imdi yine kk tahta paralarn kuandan kartm ve Sara'yi kendisiyle oynamas iin zorlamaya balamt kimsenin kendilerini grmemesi iin byk bir kt parasnn arkasna saklandlar. Sa ra'mn yannda ortaya srebilecei birka tane yemii vard. Kazanmas durumunda Halime ona yemilerinin says kadar pck verecekti. Sara yemilerini kaybetti. Bir dahaki sefere kazanann kaybedenin kulaklarn ekmesi konusunda anlatlar. Halime bir daha kazand. "imdi drt kere kulaklarn ekeceim" diye gld. Sara ona dikkatle bakmaya balamt. "Neden zarlar atmadan nce onlara dikkatle bakyorsun?" dye sordu. "Herzaman byleyapryoam... hepsi bu." Sara kendilerini ziyaret edecek yakkl gen adamn kime ksmet olacan zarlara sormay nerdi. Halime yksek bir say att. "Hile yapyorsun Halime. Yksek bir say gelmesi iin zarlar elinde ayarladn grdm. Sonra da onlar ok yava attn. Ya benim gibi oynarsn ya da bir daha seninle oynamam." Halime onun istedii gibi yapt ve kaybetti. "Grdn m?" diye gld teki. "Hile yapmadn zaman kaybediyorsun." "yleyse ben de bir daha oynamam" diye suratn ast Halime. "Sadece kazanmay ok seviyorum.

sum bebek! Nasl olsa korkudan bir keye sineceksin ve kimse seni fark etmeyecek. Bana geleceklerin hepsi bu ite." Halime gzlerinin yalarla dolduunu hissetti. "Senin nasl biri olduunu syleyeceim oniara!" "Syle de glsnler sana. Sylediklerine inanacaklarn m sanyorsun ? " "Grrsn! Onlara bana ak olduunu syleyeceim... Evet, ayet beni rahat brakmazsan, yapacam bunu." Sarann gzleri ldyordu. "Gerekten de yapar msn bunu?" Halime ayaa kalkt. "Sadece gerei syleyeceim onlara..." Garip bir ekilde gld, gzlerini silerek baka bir grubun yan na gitti. "Bu akam her taraf aydnlatld zaman kendimizi gerekten de cenneteyrni gibi hissedeceiz" diye kendini ikna etmeye alyordu Zleyha. "Artk korkmuyorum. Hepimiz tllere brneceiz ve gerek huriler gibi dans ederek arklar syleyeceiz." Safiye i ekti: "Senin iin kolay tabii. ok gzelsin ve ok iyi dans ediyorsun." Meryem onlar cesaretlendirmeye alt: "Hepiniz ok gzelsiniz ve ok iyi dans ediyorsunuz." "Hi olmazsa kk dnyamza biraz renk gelecek" dedi Fatma sevinle. "Ve nihayet bir ie yarayacaz. Btn bu rendiklerimizin ve abalanmzn boa gitmesi ok yazk olurdu." Cada hl endieliydi: "Seyduna gerekten de emrine uymayanlarn ban vurduracak m?" "Hi phesiz!" diye uyard onlan Meryem. "Her dediini mutlaka yerine getirir. Ona gre davrann. Bir ey sylemeden nce dndklerinizi enine boyuna iyice tartn." "Nedendir bilmiyorum ama artk hi korkmuyorum" dedi Fatma neeyle. "Fakat ya iimizden birisi enesini tutamazsa?" diye steledi Safiye. "O zaman hemen bir bakas durumu dzeltmeye almal" dedi Fatma. : 225

lezikler, brolar, gerdanlklar denemelerini sylyor, kulaklarna kpeler takyor, ekmecelerden cepkenler ve sandallar karp onlara uzatyordu... Kzlarn hepsi son derece gzel ilemeli kk birer ayna ile iinde misk ve baka kokularn bulunduu birer kk kutu aldlar. Sonra da alnlklar, sa tokalar, bin bir deiik biimli kk sarklar ve takkeler d e n e m e y e baladlar... Bylesine bir lks daha nce ryalarnda bile grmemilerdi. Kendilerini birer prenses gibi hissediyorlard. Halime heyecandan kzarm yanaklarla bard: "Gerekten de kendimizi birer huri olarak hissetmekte pek zorluk ekmeyeceiz!" "Size sylemitim!" dedi Fatma gururla. "in kts her ey bittikten sonra tekrar sradan kzlar olmaya almakta zorlanacaz." Halime yzn neredeyse saydam bir peeyle rtt. Omuzlarna ald bir kaftan da biraz aa kaydrd. Seyduna'dan geldii gece Meryem'in zerindeki gecelik gibi... "Aman Allah'm! Ne kadar da gzel!" diye bard Sara. Halime kzard. En gzel olmak istiyordu ve saf saf kekeledi: "Ama misafirler geldii zaman hepimiz byle giyinmi olacaz!" "Bu kk marklklar da nesi?" diye alay etti Meryem. "Bana ne! Utanacam ite..." Herkes kk hazinesini alarak odasna gtrd. Az sonra ise gongun uultusu iitildi. Apama telala mutfaktan frlayarak barmaya balad. "abuk abuk! Acele edin! Seyduna geliyor," Hasar Byk Da'leri daha nce planlad gibi zel bir toplantya davet etmiti. Duvardaki kandilleri kendi elleri ile yakt ve pencereleri sk sk rtt. Hadmlardan biri byk bir testi arap getirmiti. Adamlar yastklarn zerine oturdular. arap testisi elden e!e dolamaya balamt. "Seni ta Rudbar'dan buralara bo yere armadm" diye sze balad Hasan "nk Ebu Ali ve sana mirasm aklamak istiyorum. Aslnda Hseyin Alkeyni de burada olacakt fakat olaylar ok sratti geliti.,. Huzistan buradan o kadar uzak ki ona bir haberci bile gnderemedim. Gelebilseydi iyi olurdu nk konu tarikatmzn gelecei zerine..."

bile bulamyordum onda! nce sakin davranp ona yardmc olmaya karar verdim. 'Kuran yedi mhrl bir kitaptr' dedim ona. Cevap olarak bana ne dedi biliyor musunuz: 'Bana ne? Beni ilgilendirmiyor...' 'Halk kitlesinde sakl olan srlar renmek istemez misin?' Hayr bu konu zerre kadar ilgimi ekmiyor.' Bu hoppal bir trl kavrayamyordum. Biraz olsun ilgisini ekebilmek iin genliimde verdiim mcadeleleri anlattm ona. Peki btn bu angarya neticesinde eline ne geti?' Bir babann oluna verdii tlerin tm sonucu buydu ite. Onu rehavetinden karp almak, onu sarsmak iin en byk smmz ifa etmeye karar verdim. 'retimizin en temel dstur olarak neyi kabul ettiini biliyor musun?' diye bardm. 'Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr.' Bover der gibi elini sallad. Bu meselelerle ben daha on drt yandayken ilgilenmeye balamtm.' Btn hayatm boyunca beni srkleyen, uruna saysz tehlikelere atldm, yzlerce okulda ve filozofta renim grmeme neden olan bu idrake daha on drt yandayken ulamtm! Hayretler iindeydim: Demek ki daha beikteyken bilge olan olum buydu! Ne kadar komik! Onun bilgelikle en ufak bir ilgisi bile yoktu! Bylesine bir budalalk karsnda son derece hiddetlenmiim. Hi olmazsa sradan bir asker olarak hizmet etmesi in onu Hseyin Alkeyni'ye teslim ettim. Devamn biliyorsunuz..." Byk Da'ler birbirlerine baktlar. Buzruk mid ok sevdii olu Muhammed'i dnd. Bir ara feda olmas iin onu Hasan'in okuluna gndermeyi dnmemi miydi? Aklna gelen bu dnce souk terler dkmesine yol at. Dilinin ucuna kadar gelmi olan soruyu o anda Ebu Ali sordu Hasan'a: "Beni rahatsz eden bir ey var bni Sabbah... Bizim dncemizin salt mantk zerine kurulu olduunu sylyorsun daima. Bunun anlam nedir?" Hasan ellerini arkasnda kavuturarak odada bir ileri bir geri gitmeye balad. "Bu dnce bana ait deil aslnda" diye balad sze. "Yaklak doksan yl nce mehur Kahire halifesi ei Hakim, kendini vcut bulmu Tann olarak ilan ederek, benzer bir denemede bulun

kendisine en basit biimiyle anlatlan gerekleri bile ou zaman tam olarak idrak edemez." "imdi daha iyi anlamaya balyorum" diye szn kesti Ebu Ali. "Fakat merak ettiim bir konu var. Bizi buraya mirasn aklamak iin ardn syledin. Seni bunu dnmeye iten nedir? Henz gayet din ve salklsn." Hasan gld. Dnceli tavrlarla odann iinde dolanmaktayd hl. Daler merakla seyrediyorlard onu. "Yarn ne olaca hi belli olmaz. Geride brakacam miras onu uygulamaya koyacak kiinin baz ilgin, hatta garip eyler zerinde belli birtakm bilgilere sahip olmasn gerektirmektedir... Ve ben Hseyin Alkeyni de dahil nz miraslarm olarak tayin ettiime gre tarikatmzn tm geleceinin bal olduu plan hi olmazsa ikinize aklamalym. ok nem verdiim bu dncelerin bir ksmn zavall Hakim'den... ve hatta bir ksmnn da Roma kilisesi mcahitlerinden aldm belirtmeliyim. Her eye ramen bu plann temeli yine de bana aittir. Dinleyin." Odann iinde dolanmaktan vazgeerek yanlarna oturdu, dudaklarnda ocuka denilebilecek bir glmseme vard; biraz sonra anlataca eyler yznden kendisine glnmesi veya deli yerine konmas tehlikesinin mevcut olduunu bilen bir adamn glmsemesi... "Pek iyi biliyorsunuz ki Muhammed slam uruna elde kl lenlere mkfat olarak cennetin gzelliklerini vaat etmitir. Oradaki zevkleri tadabilecekler, yeil imenlerin ve ayrlarn zerinde dolaacaklar ve mrldanan derelerin yannda dinlenecekler. Etraflarnda iekler aacak ve gzel kokular her taraf saracak. Enfes yemeklerle ve seilmi meyvelerle beslenecekler. Kara gzl, olaanst gzellikteki huriler kendilerine sra kklerde hizmet edecekjer. Onlarn tm isteklerini yerine getirmelerine ramen erdemlerini ve bekretlerini ebediyen koruyacaklar! Huriler onlara altn testiler iinde sarho etmeyen arap ikram edecekler. Ve gnlerini ebediyen bolluk ve snrsz mutluluk iinde geirecekler." Byk Daler aknlkla birbirlerine baktlar.

Ebu Ali ve Buzruk mid kahkahalarla glmeye baladlar. Ha san'n eski gnlerde olduu gibi aka yapmaya baladn sanyorlard... ve ona inanmadklarn gstermenin kendileri iin daha iyi olacan dnmyor da deildiler! Fakat Hasan planlarn anlatmaya devam ediyordu: "Dinleyin! Tarikatmz gerektii zaman karmza kacak her dmana, hatta tm dnyaya meydan okuyacak kadar gl olmaldr. Bu dnya meselelerinin en yksek karar mercii haline gelmelidir. Fakat bu amaca ulaabilmemiz iin bize lm seven mminler gereklidir! lmelerine izin vermek ile kendilerine byk bir iyilik yapacamz mminler! Eibette ki nerede ve nasl leceklerini kendileri semeyecekler. zin verdiimiz her lm bize nemli yararlar salamal. te: planmn z ve size aklamak istediim mirasm bundan ibarettir." Dudaklarndaki glmsemeye ramen sesindeki kararllk dikkat ekiciydi. Byk Da'ler akn akn birbirlerine bakyorlard. Ne dneceklerine karar verecek durumda deildiler. "Kendi kendime Trklere kar bugn kazanm olduumuz zaferin seni sarho edip etmediini soruyonjm. Acaba sadece aka m yapyorsun ya da..." Ebu Ali cmlesini tamamlayamad. "Veya ne! Devam et!" diye aiay etti Hasan: "phesiz senin aklna da bir zamanlar sfahan'da reis Lumbani'nin aklna gelenler geldi. Kalplerinizden geenleri okuyabiliyorum. yle dnyorsunuz: te nihayet delirdi!! Hele sizi bekleyen srprizi bir grn de ondan sonra karar verin bakalm." "Nasl istersen" dedi Ebu Ali biraz bozuk bir sesle "ama biz imdi olduumuz insanlar olarak kaldmz mddete, lm zleyen hatta lmn peinden koan bir insana rastlaman mmkn olmayacak. En azndan yeni bir insan yaratana kadar ki bunu ne senin gibi bir akac ne de Hakim gibi bir deli baaramaz..." "te benim yapmak istediim de tam bu!" diye bard Hasan sevinle. "nsanolu yal ve hasta olduu iin Allah'n iliine gir mek ve onun grevini stlenmek istiyorum. amuru yeniden youracak ve biim vereceim."

"Gelin!" dedi ve onlar terasa kadar gtrd. Byk Da'ler bir yandan onun arkasndan yrrken dier yan dan da manal manal birbirlerine bakyorlard. Ebu Ali iaret parman alnna gtrerek kalarn kaldrd. Buzruk mid ona "bekleyelim" anlamnda bir iaretle cevap verdi. Terasa ktlar o gne dek hibirine bu terasa kma izni verilmemiti. Gerek bir rasathaneydi buras. Zemin byk bir gk haritas gibi dzenlenmiti. Dnyann gne etrafndaki, ayn dnya etrafndaki hareketleri ile Zodyak emberinin tm en ince detayna kadar belirtilmiti. Yine ayn ekilde taa ilenmi saylarla doiu hesap cetvelleri, etraflanndaki geometrik ekillere iaret ediyorlard: Daireler, elipsler, paraboller ve hiperboller. Her tarafta eitli trlerde ve biimlerde l ve izim aralar vard: Usturlaplar, pusulalar, trigonometri hesaplar iin aralar, bir yn gizemli alet ve edevat. Terasn ortasna bir gne saati yerletirilmiti. Hatta kt havalarda bu hassas aletleri kaldrmak iin kk bir depo bile mevcuttu. Deponun bitiiinde ise camdan bir limonluk vard. ats akt. inde sadece uzun sapl bir bitki yetiiyordu. Ters dnm kk fralara benzemekteydi bitkinin filizleri. Byk Da'ler etraflann abucak incelediler. Baklar nihayet kulenin etrafn dolamakta olan balkonun korkuluklannn en st noktasna taklp kald: Elinde kocaman bir grz tayan dev bir zenci hi kprdamadan, bir heykel gibi nbet tutuyordu... Gne terasn tam zerindeydi ama dalardan esen serin rzgr havay ho bir ekilde serinletiyordu. "Sanki yksek bir dan doruklanndayz" dedi Buzruk mid ve serin havay cierlerine ekti. "Yuvan cennete daha iyi bakabilmek iin mi bu kadar yksee yaptn" diye gld Ebu Ali. "Yoksa mehur anahtar uradaki teleskop mu?" "Evetl Bu rasathaneden cenneti gzetliyorum" diye cevaplad Hasan gizemli bir glmsemeyle. "Fakat deminki tahmininin yanl olduunu belirtmeme msaade et. Cennetin anahtarlar uradaki limonlukta bulunuyor." Limonluun yanna giderek iindeki bitkileri iaret etti.

Ve o andan sonra zehir dncesi bir daha aklma bile gelmedi. Tm dikkatimi duvarlardaki inanlmaz renk deiimlerine vermitim. Sonra da hallardaki figrlerin anlalmaz bir ekilde deiime uramaya baladklarn fark ettim. Duvarda asl duran halnn zerinde, cariyelerinin ortasnda oturan sakall bir erkek figr bulunmaktayd. Erkek figr yava yava silinmeye balad ama cariyeler giderek byyoriard. Hatta dans bile etmeye balamlard! nanlmaz bir aknlk iindeydim. O zaman aklmdan geenleri bugn bile aynen hatrlyorum: Bu imknsz, bu sadece bir resim!! nmdeki sahneyi en ince detaylanna kadar izleyebiliyordum: Ne mthi bir elikiydi bu! Cariyeler hem kprdamakszn yerlerinde oturuyorlar hem de etrafmda dans ediyorlard! Az sonra nmdeki nesne sadece bir resim olmaktan ok ok uzaklamt. Gzlerimin nnde kvrlan vcutlar hem son derece doaldlar hem de tenin gerek rengini tayorlard. Yoksa gzlerim mi aldanyordu? Asla!! ylece farknda bile olmadan gzlerimin nnde gerekleen mucizeyle tamamen btnletim. Odada baka insanlarn A bulunduunu oktan unutmutum. Duvardaki kzlar artk odann ortasna doru ilerlemeye balamlard. Canl renkler bin bir deiik yansma ile parlryorlard. Gen ve gzel kzlar saysz iveler ve cilvelerle nmde dans etmeye balamlard. Cokunluun son kertesine ulamtm. Birdenbire aklma u dnce geldi: Belki de btn bu olaanst eylerin gereklemesini salayan byc bizzat bendim! Bir deneme yapmak iin nmde dans eden varlklara baka bir pozisyon almalarn emrettim konumadan. Emrimi annda yerine getirdiler, Demek ki kar konulmaz bir gcn efendisiydim ben! Odann iinde zaman ve meknn kanunlarna bal olmakszn hareket eden her eyin zerinde, hkmetme kudretine sahiptim! imde sakl olan bu bitmez tkenmez kudretin farkna daha nce varmadmdan dolay aknlk iindeydim. Allah'tan neyim eksik ki!? diye dnyordum. Kudretimden sarho olmutum. Aniden gzlerimin nnde prl prl parlayan zarlar belirdi. Gerek gibiydiler. Bir sre sonra ise inanlmaz bir ey daha oldu: Zarlar, Kahire ve skenderiye'den ok daha byk ve 237

lklere ebediyen sahip olabilmek iin yanp tutuur. Tekrar tekrar buraya gelir ve sonunda o haplarn klesi olur. Onlardan vazgemek yerine lmeyi tercih eder. Bu yzden sizleri uyarmak istiyorum: Bu ekerlemelerden sizlere bir daha tattrmayacam gibi kendime de onlarn nasl yapldklarn anlatmay yasaklyorum.' Birka gn sonra heyecanm yatt. Fakat merakm uyanmt bir kere. Bu srr aydnlatmaya yemin ettim. Kader yzme glyordu. Sizlere daha nce kendisinden bahsettiim Apama adl bir kadn ile tanmtm. O zamanlar Kabil'in en gzel cariyesi olarak kabul ediliyordu. Bu arada sizlere, sakladm birka srprizim daha olduunu belirteyim h e m e n . . . " Hasan tekrar gizemli bir ekilde glmsedi ve d e v a m etti: "im kpr kprd, son derece atlgandm. Ruhumda yanrhakta olan ihtiraslar kendi kendime dizginleyecek yaradlta bir adam deildim. Prens Apama'nm sahibi idi; a m a ben onun misafiri, kadnn kalbine sahip olmutum. Geceleri efendisinin bahesinde buluarak yasak akn cennetinde yuvarlanyorduk. Prensinin zerinde hayrete ayan bir etkisi vard; kendisine iimi yakp kavuran konuyu anlattm zaman, merak ettiim srr elde etmesi pek de uzun srmedi. Bylece o mehur haplar oluturan esas m a d d e y e haha ad verildiini rendim. Hint keneviri ad verilen bir bitkinin suyundan elde ediliyor ve bu bitkiyi uradaki limonluun iinde grebilirsiniz," Gne batmak zereydi, glgeler uzamlard. Hasan szlerini bitirdii zaman de sustu. Ebu Ali alnn krtrarak n n e bakarken, Buzruk mid baklaryla d a sralarn izliyordu. Nihayet sze balayan da o oldu: "Yava yava niyetinin ne olduunu anl yorum. Kendi yaadklarn mminlere de yaatmak istiyorsun. Ama tek farkla: Sen o haplara baml olmaktan kurtuldun fakat mminleri haplara esir edecek ve onara her istediini yaptracaksn." "Yani bundan gerekten de byk sonular elde edeceini mi umuyorsun?" diye fkeyle konutu Ebu Ali. "F5u haha veya ad her neyse, ondan verdiin mminlerin iradelerine etki edip, gerekten de onlar lme gndereceini mi dnyorsun? Kusura balona ama bana yle geliyor ki derin bir yanlg iindesin. Ger 239

varaklar sonsuz bir neeyle dans edercesine kouturup duruyorlard. "Bir mucize, gerek bir mucize" diye mrldand Buzruk mid uzun bir sessizlikten sonra. "Dounun btn airleri ve masalclar burasnn ryasn gryorlar" dye ekledi Ebu Ali. Hasan ayaa kalkt. Suratnda byk bir mutluluun izleri vard. "Bir an sizlerin de benimle beraber Kabil'deki prensin konanda olduunuzu dnelim" dedi. "Sizler de birer haha hap alarak bahsetmi olduum o harikalar yaayp kendinizi kaybetmi olun. Fakat sonra benim gibi o yar karanlk odada deil de, gen bakirelerin size Kuran'da tasvir edildii gibi hizmet ettii bu bahelerde uyansaydnz acaba neler dnrdnz? Syleyin bana!" "Her eyi dnmsn!" diye bard Ebu Ali hayranlkla. "Gen ve tecrbesiz olsaydm, gerekten de Allah'n bahelerinde olduumu sanrdm." "Fakat btn bunlan ne zaman yaptrdn? Kime yaptrdn?" diye sordu Buzruk mid aknlkla. "Aiamut kalesini ina eden Deylem krallar, bu alanda baheler ina etrnek istemiler ve uygun bitkiler bile dikmilerdi. Fakat daha sonra, kalede hkm srenler bu baheleri kendi hallerine braktlar. Her taraf yabani otlar sarmt. Benden nce kalede hkm sren Mehd, bahelere nasl girileceini bile bilmiyordu. Fakat ben baheler hakknda oktan bilgi edinmitim ve 'cennet' planm da kafamda son eklini ald iin, ne yapp edip kaleyi ele geirmeye karar verdim. Tm ilerle bizzat kendim ilgilenip, her eyi en ince ayrntsna kadar hesapladm. Sonra Msr'dan hadmlar gelince ie koyulduk. te bu cenneti byle yarattm. Kalede buradan haberi olan, benden ve hadmlardan b&ka. bir sizler varsnz." "Hadmlarn gnn birinde sana ihanet etmelerinden korkmuyor musun hi?" diye sordu Buzruk mid endieyle. "Onlar tanmadn belli oluyor" diye karlk verdi Hasan. "Yaamlar zerine benden baka hi kimse ile konumuyorlar. Balan olan Yzba Ali bana kr krne baldr. Zaten eneleri 241

Ebu Ali sanki konumay unutmuasna ona bakyordu. "Sana yardm edeyim. Emrini beklemeden Trklerin zerine saldrmak isteyen o cesur delikanlnn ad neydi?" "Sleyman." "Peki birliin en kuvvetlisinin ad?" "Yusuf." "yi. ncs de bni Tahir olacak. Onun nasl tepki gstereceini merak ediyorum, O bir ey arlamazsa dierlerinin bir ey anlamas mmkn deil!" Buzruk mid'in alnnda souk terler boncuklanyordu. Az kalsn Hasan'a olan sonsuz gvenini ispat iin olu Muhammed'i feda okuluna gnderecekti! imdi ise aklnda tek bir ey vard; onu bu yerden mmkn olduunca uzak tutmak. Onu Suriye'ye veya Msr'a... uzak bir yer olsun da nere olursa olsun gnderecekti. Ebu Ali ise olan bitenler karsnda nasl davranmas gerektiine hl karar verememiti. Hasan gizlice glerek seyrediyordu onlar. "Boaznza bir ey mi takld? Olaylar bu kadar da abartmayn! Sizleri o kadar mkemmel bir surette ikna edeceim ki ok yaknda tm planmn en byk hayranlarndan birisi olacaksnz. Ama nce elbise dolabma bir urayalm! Cennetimizi gerek krallar gibi ziyaret etmek iin gerek krallara benzemeliyiz." nlerine derek, odasnn yanndaki kk bir blmeye girdi. ki hadm eitli giysiler hazrlamlard. Hasan hadmlardan birisini yannda alkoydu, dierini de Seyduna'nn ziyaretini bildirmesi iin bahe sakinlerine gnderdi. Hadmn yardmyla arkada sessizce giyindiler. Altn ilemeli ar brokar cppeler giymilerdi. Hasan cppesinin zerine erguvan renkte bir de kaftan giydi. Byk Da'ier ise mavi renkli samur kaftanlar giydiler. Hasan kafasna mcevherlerle kapl altn bir ta geirdi, Byk Da'ier ise altn tepeli sarklar taktlar. Hasan altn ilemeli, iki arkada ise gm ilemeli sandallar giydiler. Son olarak da kabzalar son derece zengin ilemelerle ssl kllar kuandlar. Giyinmeyi bitirince Hasan'n odasna geri dndler. 243

Kzlar karlama merasimine hazrlanmak iin aceleyle odalarna kotular. zerlerini deitirdiler ve sslendiler. En gzel kyafetlerini giymilerdi. Sonunda heyecan iinde odalarnn nndeki meydanda toplandlar. Son derece heyecanlydlar. Meryem onlan yattrmaya alyordu. Birden Apama'nn kendilerine doru kotuunu grdler, ldrm gibiydi sanki. "Aman Allah'm! unlann haline bak!" diye inledi. "Beni ldr mek mi istiyorsunuz? Seyduna sizleri grnce ne diyecek kim bilir! ok sert bir efendidir o gznden asla bir ey kamaz!" Halime'nin nnde durdu. "Btn peygamberler ve ehitler adna! unun nasl sslendii ne bakn! Bir baca topuuna kadar rtl, dieri dizine kadar!" Halime korkuyla elbisesini dzeltti. Ama Apama kendi elbisesini de dzgnce giymemiti. plak gbei gzkyordu. Meryem Apama'nn yanna giderek kulana elbisesini dzeltmesini fsldad. "Biliyordum! Muhakkak beni mezara gndermek istiyorlar!" Evine koturdu ve aceleyle elbiselerini dzeltti. Geri dndnde etrafna azamet sayordu. Bu arada kayklar kyya yanamlard. Hasan ve maiyeti kyya atlad. Hadmlar drtl saf tuttular , davullar gybrdyor, her taraftan boru ve trampet sesleri ykseliyordu. 'Seyduna size hitap ederse nnde diz kn ve elini pn!" diye tslad Apama. "Onu grdmz zaman di2 kmeli miyiz?" diye sordu Fatma endieyle. "Hayr" diye cevaplad Meryem. "Sadece nnde yere kadar eilin ve ancak emir verdii zaman dorulun."

emirlerimizi harfiyen yerine getirmeyenler iin acmamz yoktur. Fakat bize tam bir teslimiyetle hizmet edenlere kar anlayl ve eli ak davranrz. Ordumuz halife ama bize saldran sultann ordusunu bu sabah yendi. Halife tahtmz ele geirmek istiyordu. Btn kale bu zaferi kutluyor. Bu sevinci buraya da tayacaz. arap ve binlerce baka gzel ey emrinize amadedir. Bugnk savata byk kahramanlklar gsteren gen yiidi bu akam size gndermeye karar verdik. Onlar eleriniz ve sevgilileriniz gibi karlayn! Onlara kar ak dolu olun, cilve ve edalarnzla onlar honut kln! Bu mutluluu onlara Allah'n emri zerine ltfediyoruz. nk bir gece Allah'n bir elisi bize geldi ve bizi yedinci kat gkte bulunan yce tahtn nne kard. Ve Allah bizimle konutu: 'Ey peygamberimiz ve temsilcimiz olan Ibni Sabbah! Bahelerimize iyice bak. Dnyaya geri dn ve kalenin dibinde aynlarn ina et. Orada gzel bakireleri topla; ve onlara benim adma huriler gibi davranmalann emret. Sonra hak yolu iin savaan en cesur savalara bahelerin kapsn a! Kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sansnlar ve bu onlarn mkfat olsun. nk peygamberden ve senden baka hi kimseye, yaamlan srasnda krallmzn snrlarn ama izni verilmemitir. Ama senin bahelerin bizimkilerin ayns olduu ve ziyaretilerin imanlar sarslmaz olduu iin, onlar kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sanacaklar. Daha sonra ise bizim kudretimiz sayesinde bu mutluluu tatmaya devam edecekler!' Allah byle konutu ve biz de emirlerini yerine getirdik. Bu yzden ziyaretilerin yannda gerek huriler gibi davranmanz istiyoruz. nk onlarn mkfatlar ancak bu sayede mkemmellie eriir. Onlarn de gerek birer kahraman: Yusuf dmana kar amansz, dosta kar sevecen; Sleyman Suhrad kadar yakkl, br aslan kadar cesur! Ibni Tahir Ferhad gibi becerikli, bronz kadar sert ayn zamanda bir air! birden dman bayran zapt ettiler. Yusuf yolu at, Sleyman bir aslan gibi saldrd, Ibni Tahir bayra ele geirdi. Cennetin mutluluklarn binlerce kez hak ettiler. Eer kim olduunuzu syler ve onlar hayal krklna uratrsanz, daha bu gece bitmeden boynunuz vurulacaktr. Kesin iradem budur!"
V

misin?" dedi Hasan ayn akac tarzda. "Bu delikanlnn gerekten de cennete olduuna inanmas iin, tm zekn, tm byn ve tm tecrbeni kullanman gerekecek." 'Beni drsen daha iyiydi." "Hislerime bu kadar deer verdiini hi fark etmemitim. Fakat karar verildi. Bu grevi yerine getirmeni istiyorum. Aksi takdirde senin iin bir istisna yapmayacam..." "Hazrm" dedi sonunda, "Sana teekkr ederim." Hasan tekrar kzlara dnd. Fakat bu defa doruca ontarla konumay yeledi: "Zleyha! Arkadaianndan yedi tanesini se. Onlarla beraber Yusuf'u karlayacaksn ve baardan sen sorumlu olacaksn!" "Emirlerine itaat edeceim ey efendim." Cesaretle arkadalarna seslenmeye balad . "Haneliye! Esma! Habibe! Kk Fatma! Rukrye! Zofana! Ve..." "Demin baylan k de a!" diye nerdi Hasan. "Onunla hesap tamam olur." Sonra da Fatma grubunu toplamaya balad... "Zeynep! Hanm! Trkn! Seher! Sara! Leyla! Aye!" Halime yalvararak Fatma'ya bakyordu. Kendisini semediini grnce ona seslendi: "Beni de se!" "Bu kadar yeter!" dedi Hasan. Fakat kzlarn Halirne'nin hayal knklna gldklerinin farkna vannca glmseyerek Fatma'ya seslendi: "Pekl! Onu da al bakalm!" Yannda Fatma, Zeynep ve Sara varken korkacak ne olabilirdi ki? Hasan'n yanna gitti, nnde diz kt ve elini pt. "Dikkatli ol kk kurbaa" dedi Hasan. Dosta yanan okad ve onu dierlerinin yanna gnderdi. Mutluluktan kpkrmz kesilen Halime ayaklan birbirine dolaarak yerine dnd. Meryem geride kalanlara bir gz att: Safiye, Hatice, Sit, Cveyre, Reyhane ve Tayyibe. Eski soukkanllna kavumutu tekrar. Bu arada Hasan sorumlular yanna ararak onlara son talimatlar verdi: 249

de bu kadar byk bir gc vard? Ruhun gc! diyordu kendisine sk sk. Dnyada kendisinden baka hi kimseden korkmayan bu hadm canavarlarn dizginlerini ancak bu ekilde kontrol altnda tutabiliyordu. Adamlarn hepsini tefti ettikten sonra Yzba Ali'yi kenara ekerek emirlerini vermeye balad: "Yats namazndan sonra on adam ile aadaki mezarla geleceksin. Sana tane uyuyan delikanl getireceim. Onlar sed yelere koyarak bahelerin iine tayn. Adi sizi bekleyecek. Ona uyuyan delikanllarn isimlerini sylediiniz zaman hangisini nereye gtrmeniz gerektiini syleyecek. Yolda onlarn saykladn iitirseniz endielenmenize gerek yok. Fakat ilerinden birisi uyanp da zerindeki battaniyeyi kaldrmak isterse sessizce iini bitireceksiniz. Ayns dn yolu iin de geerlidir. Birisini ldrmek zorunda kalrsan cesedi bana getir. Her eyi anladn m?" "Her eyi anladm ey Seyduna!" "O zaman yats namazndan sonra grrz." Yzbaya selam verdikten sonra heykel gibi kprdamadan duran muhafzlarn nnden geti ve gizli yoldan dairesine dnd. Ebu Ali kalenin i ksmnda oturuyordu. Kendisine ait olan odalardan birisini Buzruk mid'e vermiti, iki arkada bahelere yaptklar geziden sonra Ebu Ali'nin od^snda bulutular. Uzun sre ikisi de tek kelime etmedi. Birbirlerinin neler dndn anlamaya alyorlard. Sonunda Ebu Ali dayanamayarak arkadan yoklamak istedi: "Dorusu olan "biten hakknda neler dndn bilmeyi ok isterdim." "Ibni Sabbah tartmasz byk bir adam..." "Evet, byk bir adam..." "Fakat bazen dnyorum ki... imdi syleyeceklerim aramzda kalmal umarm sana gvenebilirim..." "Allah'n adna yemin ederim!" "Bazen bana yle geliyor ki ruhu, kendisine bask yapan baz eylerin etkisi altnda; akl pek banda deil."
i

251

durtmutu. Dmana kar her trl hile ve desisenin serbest olduunu dnyordu. Fakat en sadk mritlerine byle bir oyun oynamak!! Akl havsalas almyordu br trl. "Bahelerden dndkleri zaman fedalerle ne yapmay dnyor dersin?" dye sordu. "Bilmiyorum. Ama ayet plan baarya ularsa, elindeki ha haler hi phesiz dmana kar korkun bir silah olacaklar." "Baarl olacana inanyor musun?" "Kim bilir? Dnceleri bana glgsnca geliyor. Dorusunu istersen Alamut kalesini ele geirme plann da lgnlk olarak deerlendirmitim. Fakat sonucu baarl oldu." "Olaylara bak as o kadar farkl ki onu takip etmekte ok zorlanyorum dorusu " "Byk adamlarn lgnlklar mucizeler yaratr." "Dinle! Benim iin ok kymetli olan br olum var. Onun Ha san'n hizmetinde bir feda olmasn istiyordum. Hasan buna engel olmutu. O zamanlar ok bozulmutum buna. Fakat imdi onu dnyann br ucuna gndermek istiyorum! Hemen bu akam bir haberciyi yola karacam." Buzruk mid kadnlan ve yaamay seviyordu. lk kans, gen Muhammed'in annesi, lousa yatanda lmt. Uzun yllar kimse onu teselli edememiti. Fakat sonra bir e daha almaya karar verdi sonra bir daha ve sonunda Rudbar'da byk bir harem sahibi olmutu. Fakat btn bu kadnlar ilk karsna duyduu zlemi unutturamamlard. Kendisi ismail'in soyundan gelmekteydi, bu nedenle sultann hizmetinde ykselmesi mmkn deildi. Msr'a gitmi ve oradaki halife onu Hasan ile tantrmt. Her eyini ona borluydu: G, rtbe, zenginlik. ok iyi bir liderdi ama dikkati onu dolambal yollarda ilerlemeyi men ediyordu; salam zemine basmay tm hayat boyunca sevmiti. "Dnyorum ki" dedi sonunda "Hasan izlemekten baka bir ey yapamayz. Eer malup olursa biz de malup oluruz. a yet baar kazanrsa, kazand baar yntemlerinin sertliini unutturacaktr." "Gerekten de baka bir seim ansmz yok" dedi arkada. 253

Ebu Soraka glmsedi: "Sana teselli olacaksa syleyeyim: Hepimiz ayn durumdayz." Hekim ona anlaml bir bak frlatt. "Gerekten mi? Kalenin arkasnda ne olduunu dndn m hi? Orada Hasan ve Byk Da'leri iin bir zel elence merkezi kurulmu olamaz m sence?" Ebu Soraka hekime dikkatle bakt: "Gerekten de Hasan'm kendisi iin zel bir harem kurmu olduunu mu dnyorsun?" "Baka ne olabilir ki? Birok kervancdan tm ran'n en gzel kzlannn gizlice buraya getirildiini rendim. Bugne kadar bir tekini olsun grebildik mi?" "Bunlar bo lakrd. Aada bir hazrlk olduunu ben de biliyorum. Ama gerek amacndan hibir zaman phe etmedim: Oras kalenin ciddi bir muhasaras durumunda kaabilmemiz iin hazrlanan gizli bir k!" "Amma da safsn! Ben Hasan' iyi tanrm. O bir filozof. Ve bir filozof olduu iin, yaamn tm amacnn eninde sonunda zevk aimaya dayandn bilir. Zaten elindeki imknlar kullanmyorsa aptaln teki demektir. Dnyada duygularmzla kavrayabileceimiz eylerden baka ne var ki? Her ey hakikatin egemeniiindedii; bu yzden her zaman insann ihtiraslarn dizginlemesinden yanaydm. Evet! Bunda en kt ey ise insann igdlerinin kendisine emrettiklerine ulaamamasdr. Ve bu durumda tbni Sabbah' akll bir adam olarak takdir etmeliyim: Her istediini ele geirmeyi ok iyi becerdi. Hseyin Alkeyni btn yl boyunca Horasan ve Huzistan'dan geen kervanlardan hara ald fakat Hasan ondan bile hl vergi alyor!" "O byk bir usta" diye katld ona Ebu Soraka fakat iten ie kendisini dinleyen birilerinin olmasndan ve Byk nder haliknda sarf edilen bu yakksz szleri iitmesinden korkuyordu. Yunanl neeyle gld: "O senin tahmin ettiinden ok daha byk ve kudretli! Dn hele! Msr'da iken, br keresinde halifenin muhafz ba olan korkun Bedr el Cemal'le dehetli bir anlamazla dmt. Herkes hayatndan endie ediyordu. Ama o 255

"Sen mi?" diye kmsedt onu beyde. "Son grdmde, Trklerin seni fark etmemeleri iin YusuFun ardna saklanm titriyordun!" Naim fkeden lgna dnmt: "Seni pis zenci" diye yumruunu beyde'nin suratna doru savurdu. Seilmi olan kii, bu arada, hamamda ykanyor ve akam iin hazlklann tamamlamaya alyorlard. Son derece heyecanlydlar. Arada bir rpermekten kendilerini atamyorlard. "Huzura knca nasl davranmalyz?" diye sordu Yusuf dier ikisine. Bir ocuk saflyla bakyordu onlara. "Bu akam Byk Daf'nin bize emrettii gibi" diye sakinletirmeye alt onu tbni Tahir. "Peygamber Ali'nin sakal adna!" diye bard Sleyman. Duyduu heyecan nedeniyle srtndan bir scak, bir souk terler boa nyordu. "Seyduna'nn huzuruna kabul edilme erefine bu kadar abuk nail olacamz hi dnmezdim dorusu. Bu sabah gerekten de byk kahramanlklar gstermi olmalyz..." "Demek ki bizi bu yzden ardna eminsin?" diye sordu Yusuf. "Yoksa kendini buna layk grmyor musun?" diye alay etti Sleyman. "Belki de sadece Ibni Tahir ile ben huzura kmalyz. Ne de olsa sen ok atmak yerine barp durdun." "Samalama! Trkler tarafndan atndan drlen ben deildim!" Ksa bir sessizlik oldu. "Hele bir Seyduna'nn huzuruna k bakalm" dedi Sleyman. Arkadann szlerine alnmt. "Neler yapacan greceiz hep beraber!" "Yoksa Seyduna'nn Ebu Soraka olduunu mu sanyorsun?" dedi teki fkeyle "o da bana yedi imam soracak deil ya!" Ibni Tahir onlar bartrmak istedi: "ikiniz de her zamanki gibi samalamayn yeter." de bembeyaz cppeler, dar, beyaz poturlar ve beyaz sarklar giyerek arkadalarnn yanna dndler. Akam yemeinde boazlarndan aa bir ey gemedi; dierlerinin kskan baklarnn farknda bile deillerdi. 257

"Bu kadar yeter dostlarm, bu kadar yeter." Seyduna delikanllara dorulmalarn iaret etti. Yanlarna yaklaarak glmsedi. Yznde kendilerini iyi hissetmelerini istediini belirten bir ifade vard. "Bana sultann askerlerine kar gsterdiiniz kahramanlklar anlattlar. Ben de sizleri mkfatlandrmaya karar verdim. "Sen bni Tahir" ona doru dnmt bu arada bana hem yazdn iirlerle hem de zellikle bugn zapt ettiin dman bayra ile mutluluk verdin! Sen Sleyman", korkusuz bir sava olduunu kantladn bugn. yi bir kl ustassn. Bize daha ok hizmetlerde bulunacaksn! "Ve sen Yusuf diye devam etti. Dudaklannda hafif bir glmseme vard. "Zndklarn zerine bir aslan gibi kkreyerek saldrdn biliyorum. Seni de tebrik ederim!" Kendilerine uzatlan eli aceleyle ptler nk Seyduna elini ok abuk geri ekmiti. Gzleri gururla parlyordu. Daha nce kendilerini hi grmedii halde nasl olur da haklarnda bu kadar ok bilgiye sahipti? Ebu Ali mi anlatmt ona kendilerini bu kadar detayl olarak? Demek ki hizmetleri gerekten de ok bykt! Byk Da'ler kenarda duruyorlard. Yzlerinde derin bir heye can ifadesinden baka bir ey okunmuyordu. "Bu byk gnn ncesinde bilgilerinizi snadk, hemen sonra da kahramanlnz snama frsat yakaladk. imdi sra benim en ok deer verdiim imtihana geldi. Onu bu akam iin sakladk, imannzn gerekten de sarslmaz olup olmadn grmek istiyorum!" enesini uzatarak Yusuf un nne dikildi. "Amirlerinin sana rettiklerine inanyor musun? Tm kalbinle iman ediyor musun gerekten?" "man ediyorum ey Seyduna!" Sesi biraz ekingendi ama tam bir itikat sergiliyordu. "Ya siz ikiniz Sleyman ve bni Tahir?" "man ediyoruz ey Seyduna!" "Peygamberin tek gerek mirassnn ehit Ali olduuna iman ediyor musun Yusuf?" "phesiz iman ediyorum ey Seyduna!" 259

Sleyman tok bir sesle cevaplad: "Gerekten sevinirdim ey Seyduna!" "Bak sen... Ya o emri sana imdi versem!? Grdn m? Rengin soldu aniden! Dilin kararl ama imann deil. Fedakrlk istemeyen eylere inanmak ne kadar da kolay!! Ama inancmz uruna fedakrlk yapmaya gelince i birdenbire deiiveriyor." bni Tahir'e dnd. "Biraz da senin iine bakalm air! Bana cennetin anahtarlarnn verildiine iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna. Sen layk bulduun kiiyi cennete sokabilirsin." "Peki ya anahtar ne oldu? Sana anahtan sormutum!" bni Tahir tm cesaretini toplad. "man etmek iin kendimi zorluyorum ama itiraf etmeliyim ki bu anahtann mahiyetini anlayamyorum." "Uzun szn ksas, Ali ve imamlar hakkndaki her eye iman ediyorsunuz. Oldu bitti! Hepsi bu!" diye bard Hasan. "Niye size sylenenlerin yansna iman ediyor, br yansna etmiyorsunuz? Bize tarikatmzn kendilerine rettii her eye inanan mminler lazm!" Bu szlerden sonraki sessizlik fedalere dayanlmaz geldi. Dizleri titriyor, alnlanndan souk terler boanyordu. Hasan acmadan devam etti: "Baka kelimelerle ifade edersek, beni bir yalanc yerine mi koyuyorsunuz?" feda bir anda bembeyaz kesildiler. "Hayr Seyduna hepimiz sana iman ediyoruz!" "Hayr! Hepinizin kalplerini okuyabiliyorum. man etmeyi ok isterdiniz ama bunu yapamyorsunuz. Neden ibni Tahir?" "Her eyi biliyorsun, her eyi gryorsun ey Seyduna! Mantn alamayaca eylere iman etmek ok ama ok g... trademiz istiyor ama mantmz kabul etmiyor. "Doru szlsn ve bu houma gidiyor. Eer seni gerekten de cennete gtrsem ve kendi ellerinle dokunsan, kendi gzlerinle grsen, kendi kulaklarnla duysan, kendi dudaklannla tatsan o zaman ne dnrdn? O zaman iman eder miydin?" 261

Alkn olmadklar arap bir anda balarn dndrmt. Son ra da bilinlerini yitirmeye baladlar. Vcutlar git gide gevemekteydi... Yusuf nce boazlanan bir kz gibi hrldamaya balad sonra da baygnln penesine dt. Arkadalan ise sarholuk ve merak arasnda gidip geliyorlard. Ya bu bir zehirse? diye dnd bni Tahir; ama binlerce renkli resim anszn lgn gibi gzlerinin nnden gemeye balad. Bylenmi gibi onlar izlemeye alyordu. Hasann gzleri faita gibi almt. "Ne gryorsun bni Tahir?" Fakat delikanl onu artk duymuyordu. Gzleri, nnden geen lgn resimlerdeydi, sonunda kendisini tamamen teslim etti onlara ... Sleyman gerek ile gerek olmayan kartrmasna neden olan hayallere kar mcadele diyordu: Bir mddet daha merakla kendisine bakan nderi grmeye devam etti. Ama o da gzlerinin nnden geen lgn resimlere fazia dilenemedi. Bir ar iin Hasan'n kendisine zehir vermi olabileceini geirdi aklndan. Hayr! mknsz, olamaz! Resimler canlanmaya balamlard, kar konulmaz bir ekilde kendilerine aryorlard onu. Sonunda derin derin i ekti. Mcadeleyi brakmt. Ruhu huzurla dolu olarak kendisini hayallere, teslim etti. Yusuf yatt yerde bir sre inleyerek saa sola dnd sonra derin bir uykuya dald. Hasan yaranda kapkara rtler getirmiti. Delikanllarn zerlerini teker teker skca rtt. Bu ii bizzat yapmay tercih etmiti. Verdii bir emir zerine, asansr hzla aa inmeye balad. Kulenin dibinde muhafzlar onlar beklemekteydi. Fedalerin yattklar sedyeler ikier zenci tarafndan bahelerin ortasna doru tanmaya balad. Sedyeleri tamakla grevli olan hadmlar kontrol etmeleri iin her sedyenin bana ayrca iki adam daha vermiti Hasan. Aradan geen btn bu zaman zarfnda Byk Da'ler tek kelime bile etmemilerdi. Fedalerin dnn beklemekten baka areleri olmadn biliyorlard. Hasan yzn onlara evirerek alak bir sesle konutu: 26i

XI
Bahelerdeki tm hazrlklar sona ermiti. Byk nderin talimattan uyannca kzlar yaplacak leri aralannda paylamlard. Hadmlar Fatma ve Zleyha'y arkadalaryla beraber kendilerine aynlm olan baheye gtrdler. Fatma'nn krall bannaklarn sol altndaki kk ormann kysmdayd, Zleyha ise br tarafta hkm sryordu. Her birinin bahesi nldayarak akan dereler ile dierlerinden aynlrmt. Bahelerin plan ylesine ustalkla tertiplenmiti ki iki ayr yerde konuan insanlarn birbirlerini duymalar neredeyse imknsz gibiydi. Hadmlar btn gn uraarak kklerin etrafndaki aalarn arasna yapraklarla ssl ipler germiler ve kzlann hazrladklar fenerleri bunlara asmlard. Fenerler gerekten de akla hayale gelebilecek en deiik biim ve renklerde hazrlanmt. Akama doru hava kararmaya yz tuttuu zaman kzlar fenerlerin iindeki mumlan yaktlar. Etraf birden bire tamamen deimiti. Baka bir boyuttaydlar sanki. Her yer baka bir dnyadan gelen k huzmelerine boulmutu. Kzlar fenerlerin arasnda gezinerek renk deryasnda yzen vcutlarn zevkle izliyorlard. Btn bu inanlmaz ve gerekst renk cmb, havann kararmas sonucu ortaya kan k deiikliklerinin yardmyla, gerek dnyann tmn, civardaki dalan, kaleyi, hatta yldzlan bile, kaln bir perdeyle rtmt sanki. ieklerle sslenmi kklerin lerindeki muhteem fskiyeler, gizemli klar saan kandillerin aydnlnda etrafa sihirli su zerreleri sayorlard. Altn kapl masalann zerindeki altn ve gm tepsilerde eitli leziz yiyecek ve iecekler misafirleri bekliyordu: kzartlm av kular, kzartlm balklar, sanatkarane sslenmi pastalar ve her eit meyveler incir, kavun, portakal, elma ve

"Onun Zeynep'e k olacandan eminim" dedi Halime. "Niye zellikle Zeynep?" diye sordu Sara. fkelenmiti tekrar. "nk altn gibi sar salar ve ok gzel mavi gzleri var," Zeynep glmeye balad. "O da Seyduna kadar gururlu mudur sizce?" diye sordu Halime. "u kk maymuna bakn hele" diye alay etti Fatma. "imdi de Seyduna "yi hayal etmeye balad!" "Onu ok beendim." "Bana bak Halime, bu akam geekten de oyun oynamann sras deil. Zaten Seyduna bizim iin gelmedi buraya. Onun hakknda bu ekilde konumaman tavsiye ederim sana." "Ama o Meryem'i seviyor!" "Sen Meryem deilsin ki!" dedi Sara kt bir ifadeyle. "Bu tr eyleri bir daha iitmek istemiyorum!" diyerek tartmaya son verdi Fatma. "Acaba elbiseleri nasl?" Aye'nin bu masum sorusunu Sara alayla karlad: "Ne elbisesi! plak gelecek tabii ki!" Halime gzel kollaryla yzn kapad. "Ona bakmayacam" "Biraz sakinlemek iin ne yapalm biliyor musunuz? Onun iin bir iir besteleyelim!" diye bir fikir att ortaya Seher. "yi fikir! Fatma ilk msray sylesene!" "yi ama onu daha grmedik ki!" "Fatma az sonra hayal krklna urayacandan korkuyor" diye alay etti slah olmaz Sara. "Beni daha fazla tahrik etme Sara. Pekl deneyeceim. Mesela: Sleyman arkadamz cennete geldi..." "Samalama!" diye bard Fatma. "Sleyman Trklere kar savam olan bir kahraman. yle sylemeliydin: Sleyman yenilmez kahraman cennete geldi..." "Bu daha m iyi yani!" Fatma sinirlenmiti. ""Nasl olup da dilinin dolanmadna atm! Dinleyin imdi: Sleyman gklerin kara kartal cennete geidi. Gz Halime'ye iliince iinde ak alevlendi." v 267

zarnda sata kartld zaman, ok iyi bilmekteydi k sadece s radar bir kle olmasna ramen sahibi kendisini asla bir bakas ile paylamazd. Hasan'n mal olduu zaman da bu inanan korumaktayd. Bugnk karan kendisini sadece aalamakla kalmam, ayn zamanda iindeki gizli gven duygusunu a. yok etmiti. Eer becerebilseydi hkrklara boulurdu. Fakat gzleri yaarma yeteneklerini oktan yitirmilerdi. Hasan'dan nefret mi ediyordu? Duygular ok fazla kabarmt; onun iin bu soruya cevap veremiyordu. nce kendisini ahrud'a atmaktan baka aresi olmadn dnmt. Sonra intikam almaya karar vermiti fakat bu duygusu da uzun srmemi ve yerini sonsuz bir zntye terk etmiti. Hasan'n davran zerine dndke kendisini bunu yapmaya iten mant daha iyi anlyordu. Dnyay kavray biimi, kitlelerin gznde kutsal ve dokunulmaz olan her eyi hor grmesi, elde bulunan btn bilgileri sorgulay, dncelerinin ve davranlarnn koulsuz zgrl; bunlann hepsine bugne dek binlerce defa hayran kalmam myd? Kendi kendine bunlann laftan ibaret olduunu sylyordu daima. Kendisi bu laflar pratie geirmekten aciz olduu iin; onun da ayn derecede aciz olduunu dnmekteydi. Artk bu akl almaz varln dier yzn de grmeye balamt. Her eye ramen onun tevecchn yitirmediinin farkndayd. Sevgisini bu ekilde gsteriyordu belki de. Peki ya kendisi? Onu nemsemek in hl bir gerekesi var myd? Dnceler ve fikirler ikisi iin de sevimli oyuncaklardan baka bir ey deillerdi. Ruhsal idrak ise Hasan'a gre zorunlu olarak pratie geirilmeliydi: Mantnn kefettii her yeni ey onu tamamen etkisi altna alyordu. Artk bir daha asla sevemeyeceini, hibir eye inanamayacan ve hibir geerli prensibi kabul edemeyeceini Hasan'a yzlerce kez sylememi miydi? Acaba Hasann son karan, kendisine verdii deerin ve gvenin bir gstergesi miydi? Bilmiyordu. Ne kadar anlamaya ve kavramaya alsa da kalbinin derinliklerindeki ac ve aalanma duygusu asia kaybolmu yordu. Hayr! Hasan iin sadece ihtiyac olduu zaman kulland bir eyadan ibaretti. 269

ediyorlar. Henz hibir uyanma belirtisi gstermediler. Biraz bek leyelim ve neler olacan grelim: Bakalm yapmak istediklerimizi baarm myz?'* Onlara hangi bahede hangi fedanin misafir edildiini anlat maya balad. "Byle bir plann aklna gelmi olmasna" diye hayret etti Ebu Ali, "hal bir trl ak! sr erdiremiyorum! Sadece bunun doast bir gcn verdii ilham olduunu tahmin edebiliyorum. Eer bu ilham Allah'tan deilse tandk baka bir Rhtandr mutlaka!" "Allah olmad kesin" dedi Hasan glerek. "Fakat belki de eski dostumuz mer Hayvan" dan..." ki akadana yirmi yl nce Niapur'a yapt ziyaretten bahsetti. Ve air arkadann, kendisine, bu akamki deneyi yapabilme fikrini nasl verdiini anlatt, Ebu Aii hl inanamyordu: "Bu gizli tertibatn plann bunca zamandr kafanda tadn m sylemek istiyorsun yoksa! Nasl oldu da ldrmadtn?" "ehit Ali'nin sakal adna!" diye aknln belirtti dieri de. "Bu plan benim aklma gelmi olsayd bir ay bile sabredemezdim. Onu gerekletirmek iin elimden gelen her eyi yapar veya baarya, ya da baanszlga ulaana kadar br an bile huzur bulamazdm." "Dorusunu isterseniz, baarszl engellemek iin bir insann elinden gelebilecek olan her eyi yaptm" dedi Hasan. "Byle bir dnce insann kafasnda ana karnndaki bir bebek gibi byr ve geliir. nce ok kktr ve sadece bir yerlere tutunup gelime arzusu vardr. Daha o zamanlar bile byk bir kudrete sahiptir. Yava yava kendisini tamakta olan etkisi altna alr. insan bu durumda bu dnceyi gerekletirmekten, bu harika varl gn yla tantrmaktan baka hibir ey dnemez ve arzulayamaz. inde bylesine efsanevi bir hlya tayan birisi yan yarya ldrmtr. Onun doru veya yanl, iyi veya kt olduunu dnmez bile. Grnmeyen bir kuvvetin etkisi altnda hareket eder artk, Sadece kendisinden daha gl bir kudretin maas olduunu bilmektedir. Ve bu kudretin cennetten mi yoksa cehennemden mi kt onu hi mi hi ilgilendirmemektedir. 271

sinde, gerekten de krk gn sonra sultann istedii raporu hazrlamaya muvaffak oldum. Bana tannan sre dolduu zaman katlarmla beraber sultann huzuruna ktm. Fakat henz birka sayfa okumaya kalmadan, katlardaki rakamlarn kt niyetli birisi tarafndan deitirildiinin farkna vardm. Kekelemeye balayarak, eksik ve hatal yerleri ezberden okumaya altm. Fakat sultan benim aknlmn farkna varmt. Son derece fkelenmiti, du dakian titriyordu. Aniden ba vezir konumaya balad: 'Bilge adamlar bu iin en az iki yl gerektirdiini hesapladlar. ki yllk ii krk gnde yapabileceini iddia eden bir palavracnn elinden, karnda kekelemekten baka ne gelebilir ki?' ten ie eytanca gldn iitiyordum. Bu kt oyunu bana oynayann o olduunu fark ettim. Fakat sultan aka kaldracak halde deildi. Son derece utanyordum. Saray terk ederek alelacele Msr'a gittim. Sultann gznde ie yaramaz bir palavracdan baka bir ey deildim artk. O zamandan beri ba vezir intikam almamdan korktuu iin beni yok etmeye alyor. Bylece planm gerekletirme teebbslerimin ilki suya dm oldu. Fakat zgn deilim. nk bunun bir erken doum olacan biliyorum artk." "Senin ba vezir ile olan kavgan daha nce de iitmitim" dedi Ebu AH yksek sesle. "Fakat bu anlattklanndan sonra mesele bambaka bir boyut kazand. Artk Nizam l Mlk'n Ismailiere kar besledii derin nefretin sebeplerini daha iyi anlayabiliyorum." "Dinleyin daha bitmedi: Beni Msr'da ok iyi karlamlard. Halife Mostanzar Biliah, muhafz ba mehur Bedr el Cemal' beni karlamas iin ta snra kadar yollad. Kahire'de IsmailT davasnn bir evliyas gibi karlandm. Dorusunu isterseniz bana gsterilen bu ilgi beni bile olduka artmt. Fakat bir mddet sonra meselenin i yz ortaya kt. Halifenin iki olu daha babalan lmeden miras ve taht kavgasna tutumulard bile. Daha yal olan Nasr babas gibi zayf yaplnn tekiydi. Kanunlar ondan yanayd. Onu ve babasn ksa srede etki altna aldm. Fakat Bedr el Cemal'in kararllna gereken nemi vermemitim. Bedr halifenin kk olu Amustamali'yi destekliyordu. Ondan daha ar bastm fark ettii anda beni tutuklatt. Halife korkmaya balamt. in akas 273

Gzlerinde garip bir tehdit ifadesi vard. Ebu Al'nin nnde vahi bir hayvan duruyordu her an saldrmaya hazr bir canavar. "Artk salam bir dayanan var" dedi Ebu Ali yavaa. Sesinde az da olsa bir korku seziliyordu. "Evet!" dedi Hasan. "Gerekten de var." Balkon korkuluklarndan uzaklaarak yerdeki yastklarn zerine uzand. ki arkadandan da ayn eyi yapmalarn rica etti. Souk mezeler ve testiler dolusu arap kendilerini bekliyordu. Konumadan yediler. "Dmanlar aldatmakta tereddt etmem. Ama kendi dostlarma ayn eyi yapmak istemem dorusu!" dedi Buzruk iimid aniden. Btn zaman boyunca susmu, kendini toplam ve iinden geenleri sylemiti. "Eer seni doru anladmsa Ibni Sabbah" diye devam etti "tarikatmzn kudreti, bundan sonra, fedailerin kr krne ballklar zerinde ykselecek. nk onlar en kararl ve imanl mritlerimiz! Tm duygularmz bir yana iterek, her dediimizi gzlerini krpmadan yerine getirmeye zorlayacaz. Sadece duyulmadk grlmedik bir sahtekrlk ile bunu baarabiliriz. Gerekten de dncelerin mkemmel. Fakat bu dnceleri gerekletirmek iin kullandn 'aletler' yle sradan aletler deiller: Onlar yaayan insanlar, bizim dostlarmz!" Hasan bu itiraz bekliyordu sanki. Sknetle konumaya balad: "Fakat aslnda tm tarikatlarn kudretleri, taraftarlarnn kendilerine kr krne inanmalarna baldr! insanlar idrak yetenekleri lsnde bu dnyada bir yer edinirler. Oniara nderlik etmek isteyenler, yeteneklerinin eitliliini gz nnde tutmak zorundadrlar. Bir zamanlar kitleler, peygamberlerden mucizeler gerekletirmelerini talep ediyorlard. Peygamberler de itibarlarn korumak iin istediklerini yapmak zorundaydlar. Bir grubun bilin seviyesi rie kadar dkse, onu harekete geiren fanatiklik de o kadar byktr. Bu nedenle ben insanl iki gruba ayryorum. Bir tarafta ne ve nerede olduklarn bilen bir avu insan; dier tarafta da bunu bilmeyen kitleler. lk grup nderlik etmekle, ikincisi de onlar izlemekle grevlidir. lki anne babann, ikincisi de ocukla
v

275

kanllar onlar iin cennetin kaplarn atmza inanma eilimindeler. Eer gerekten de buna ikna olurlarsa, neler hissedecekler sizce? Bunun farknda msnz dostlanm? imdiye dek hibir lmlnn tatmad bir mutluluk!! Yaam boyu o gzel an dnp mutlu olacakJar! Bir de oraya ebediyen gideceklerini rendikleri an dnsenize!" "Takat ne kadar yanldklarn bir bilseler" dedi Ebu Aii glerek "btn dnyada bunu en iyi bilen bizleriz sannm." "Biz biliriz de ne demek!" diye bard Hasan fkeyle. "Yarn neler olacan biliyor musun? Kaderin bana neler tattracan biliyor muyum? Buzruk mid ne zaman leceini biliyor mu? Ve buna ramen her ey, ezelden beri kainatn dzeninde yazl olmal. Ptagoras insann her eyin ls olduunu sylyordu. nsann alglad eyler vardr, alglamadklar ise yoktur. Aadaki adam cenneti alglyorlar ve ondan ruhlan, vcutlar ve bilinleri ile zevk alyorlar. Demek k cennet, onlara gre artk vardr. Sen Buzruk mid, anladm kadaryla fedaleri iine ektiim sahtekarlktan rkyorsun. Fakat unuttuun br ey var! Biz de her gn alglarmzn kurban olmaktayz. Ben eitli dinlerde yaratan olarak adlandrlan varlktan ne daha stnm, ne de daha aalm. Alglarmzn bizi yanlgya sevk ettiklerini Demokrit bile fark etmiti. Onun iin ne renkler, ne tatl, ne ac, ne souk, ne de scak vard. Sadece atomlar ve mekn. Empedokles de, tm bilgilerimizi sadece alglarmz araclyla edindiimizi fark etmiti. Onlarn aracl olmadan edindiimiz eylerin, bizim iin hibir anlam olamaz, bile. ayet alglarmz bizi aldatyorlarsa, onlar araclyla edindiimiz bilgilerin donluuna gvenme imknmz olabilir mi? Aadaki bahede bulunan hadmlara bir bakn! Tm ran'n en gzel kzlarn onlarn himayesine teslim ettik. Fakat onlar iin, gzel bir kzn byleyici kokusunun ve ehresinin ne gibi bir anlam vardr? Ya da gen bir bakirenin dipdiri memelerinin? e yaramaz bir et ynn elde tutmann verdii naho duygudan baka hibir eyi te alglarmzn izafilii burada yatmaktadr. Kr bir insan iin iek aan bir bahenin en gzel renkleri ne ifade eder? Sarlar blbln akmasn iitemezier. Bir bakirenin by 277

lemek ve izlemekle yetiniyordu. Konumann yava yava kendisi ne tamamen yabana ve anlalmaz olan bir alana kaydnn farkndayd. "Yaptn akada, aslnda, epeyce gerek pay var sevgili dostum Ebu Ali" dedi Hasan dnceli bir ifadeyle. "Az nce aada da size sylediim gibi, ben yaratcnn iiiine bizzat giderek, onun ne yaptna baktm. Belki de ok merhametli olduu iin, geleceimizi ve lm gnmz bizden saklad. Benim de baka bir ey yapmaya niyetim yok. Bu dnyadaki hayatmzn bir hayalden daha iyi olduu nerede yazl Aliah akna? Fakat bilincimiz hayal olanla gerek olan ayrt etmeyi becerebilir. Eer fedalerimiz uyandklar zaman gerekten cennette olduklarna ikna olmularsa, o zaman gerekten de oradaydlar! nk gerek ve sahte cennet arasnda bir fark yoktur. Bir yerde bulunmu olduumuza gerekten inanyorsak, o zaman oradaydk demektir. Gerekten Allah'n bahelerine gitseler yine ayn zevkleri, ayn mutluluklar tatmayacaklar myd? Epikr'n ne dediini hatrlyor mu sunuz? nsanolu ac ve elemden mmkn olduunca kamai, refah ve mutluluk dolu bir yaam srmeye almaldr, fedalerden daha ansl kim vardr ki u dnyada! Dnn, cennete gittiler! Onlarn yerinde olmak iin neler vermezdim ki! Ah! Aadaki bahelerin, gerekten de cennet oiduklann kendimi bir ke recik ikna edebilseydim... ve onlardan zevk alabilseydim!" "Gerek bir sofistsin!" diye bard Ebu AH hayranlkla. "Hemen ikence tezghna yatr beni! Nasl olsa, sende bu yetenek varken kuty bir yatakta yattma annda kna oluverirdim. smail'in sakal adna, mutluluktan glerdim bile..." Ebu Ali'nin neesi kara kara dnen Buzruk mid'e bile bulamt. "Aadaki yiitlere bir gz atmaya ne dersiniz?" diye sordu Hasan. Ayaa kalkarak balkonun parmaklklarna gittiler. "Henz her ey sakin" dedi Buzruk mid. "Tekrar konumuza geri dnebiliriz... Bize diyorsun ki bni Sabbah, tek bir kerecik bile olsa cennette olmaya inanmay arzu ederdim. Fakat fedalerin bu 279

birden aaya eilerek baheleri gzlemeye baladlar. Nefes bile almaya cesaret edemiyorlard. Kkn camdan atsndan kzlarn uyanmakta olan fedaye bir eyler anlatmaya altklarn grebiliyorlard. "Sleyman..." Hasan birden sesini alaltt. Sanki aadan kendisini duyabileceklerinden korkuyordu. "Cennette uyanan ilk lml!" Uyumakta olan Sleyman' tayan hadmlar Fatma ve arkadalarnn bulunduu kke girdikleri zaman ieriye bir lm sessizlii kt. ki muhafz tek kelime etmeden delikanly kollarndan ve bacaklarndan tutarak bir yn yastn zerine braktlar., Sonra bo sedyeyi aldlar ve oradan uzaklatlar. Kzlar nefes bile almaya cesaret edemeden siyah rtnn altndan belli olan vcudun hatlann inceliyorlard. Zeynep fsldayarak Fatma'ya, artk misafirin yzne bakma vaktinin gelip gelmediini sordu. Fatma ayak ularna basarak fedaiye yaklat, yava bir hareketle zerindeki rty ekip ald. Byk bir hayret iinde olduu yerde donakaimt sanki Uzun sredir bekledii bu an o kadar ok hayal etmiti ki... Fakat yine de gzlerinin nndeki bu gzellik onu artmt: bir kznkine benzeyen pembe yanaklar, kiraza benzeyen yan ak erguvan dudaklar, airlerin iirlerindeki inci diler... Hele o uzun kirpikler!., yanaklarnn zerine ince uzun glgeler halinde dyorlard. Delikanl yan tarahnn zerinde yatyordu. Br kolunu bann altna koymutu, dieriyle de efkatle yastn kavramt. "Onu pek irkin bulmadn sannn" dedi Hanm uh bir tavrla. "Ona Ak olmayacam!M br kzlar da onlara yaklamlard. "Yava! Neredeyse gzlerinizle yiyeceksiniz onu!" diye bard Sara dayanamayarak. "ayet mmkn olsayd, sen oktan yapardn o dediini!" diye alay etti Zeynep. "Doru syledin!" Fatma arpn yanna gitti ve ellerini yavaa tellerin zerinde 281

dugunu biliyorum... Yine de ok gzelsin. Ama lanet olsun bu gzel rya dd her zamanki gibi az sonra rezil olacak " Fatma cesaretini toplayarak az kaisn kendisini etkisi altna alacak olan o tatt byye kar koymaya alt. Baklar arkadalarnn zerinde dolat. Utanmt; ama grevini yerine getirmek zorunda olduunu biliyordu. Baarszla uramas durumunda efendilerinin onlan arptraca korkun ceza beliverdi gzlerinin nnde. Yavaa itti delikanly: "Utanmyor musun Sleyman? Cennettesin ve lanet ediyorsun!" "Cennette..?" Gzlerini ovuturarak etrafna baknd. "Ne... neredeyiz biz?" Elleriyle etrafn yoklamaya balad. Altndaki yastklara dokundu nce, sonra da korkarak Fatma'nn plak tenini okad. nlerinde bir fskiye anidyordu. Bir uyurgezer gibi ayaa kalkarak suyun yanna gitti, bir elini iine daldrd. "Ey kutsal cennet" diye mrldand. "Gerek mi... gerekten de cennette miyim?" Nefes bile almadan kendisini seyreden dier kzlar fark etti. Ya kendine gelirse, ya kendisine oynanan oyunun farkna varrsa! Hepsinin kelleleri uurulurdu! Onu bu gecenin sonuna kadar oyalamaya muvaffak olabilecekler miydi? Fatma bir eyler syleyebildi sonunda: "Geride uzun bir yol braktn. Susadn m?" "Evet susadm..." Sara ona bir tas taze st uzatt. Sleyman st alarak kafasna dikti ve bir yudumda bitirdi. "Yeniden domu gibi oldum!" Ve dudaklarnda bir glmseme belirdi. "Gel seni ykayalm!" dedi Fatma. "Nasl istersen ama dierleri arkalarn dnsnler." Ona itaat ettiler; sadece Sara ve Zeynep birbirlerine bakarak kkrdadlar. "Neden glyorsunuz?" dedi kukuyla Sleyman. Bir yandan da elbiselerini kartmakla meguld.

arabn yumuak scaklnn bana vurduunu hissediyordu. "ehit Al'nin sakal adna!" diye bard aniden. Sanki bir bilmecenin cevabn bulmutu. "Seyduna gerei syledi! Bana cennetin anahtarlarn verdi..." O andan itibaren kendisini tamamen aka adad. Az sonra elleri ve dudaklan kzann scak ve yumuak vcutlannda kaybolmutu bile... Birdenbire huzursuz bir ekilde ban kaldrd. "Yoksa ben l mym?" "Korkma" diye yattrd onu Fatma. "Yarn tekrar Alamut kalesinde, Seyduna'nn hizmetinde olacaksn." "Seyduna'y tanyor musunuz?" "Cennette olduumuzu unuttun mu yoksa?" "O zaman son haberleri de biliyorsunuzdur: Zndklara kar savatk ve onlar mahvettik." "Hepsini biliyoruz. Trklerin zerine ilk atlan sendin ve bni Tahir de bayraklarn ele geirdi!" "Allah! Bunlan beyde ve Nam'e anlattm zaman bana glecekler. .." "manlar bu kadar zayf m?" "Peygamberin sakal adna! Onlar bana byle bir masai anlatacak olsalar asla inanmazdm! ibni Tahir ve Yusuf neredeler? Onlan gremiyorum..." "Onlar da senin gibi cennetteler. Tekrar br dnyaya gittiinizde birbirinizie konuarak, burada yaadklarnz karlatrabilirsiniz.'' "Gerekten de, Allah adna!.. Kaderin cesur Mslmanlara ne kadar gzei hediyeleri var!" Byk bir mutlulukla onlara Alamut kalesinden, arkadalarndan, Trklere kar yaptklar savatan bahsetmeye balad... Kzlar etrafna toplanmlar ve anlattklann zevkle dinliyorlard. Erkeklii ile vnen ilk insand o bu bahede. Bunun yan sra gerekten de ok ho bir delikanlyd. Hepsi de onu ok sevmilerdi. Fatma ayaa kalkmt. Az ilerde duran arpn bana oturdu, ellerini yavaa tellerin zerinde gezdirmeye ve alak br sesle ark
j

285

Ne harika bir kz! diye dnd ve Halime'yi sanki kadnlardan ok iyi anlarm gibi szd. Bu kadar narin bir kz hayatnda daha nce hi grmemiti. Halime vahi br kedi gibi ona sarld ve yzn pcklere bomaya balad. "Allah adinal Ne kadar da tatlsn!'' Ve kzn kendisini onun kollarna terk ettiini hissetti. ok ok sonralar, nihayet kendilerine geldikten sonra Sara ieriye girerek delikanlya bir kadeh arap uzatt. O, arab ierken, Zeynep de yanlarna gelerek dalan yastklar topluyordu. Sleyman yksek sesle dnyordu: "imdiye kadar, bu kadar tatl, bu kadar nefis hibir ey tatma mtrr." Halime ise yastklarn en yumuak yerine gmlmt. Gzlerini kapar kapamaz uykuya dald. Fatma hafife ksrd: "Bu aksamn erefine bir iir yazdm" dedi. Dudaklannda olaanst gzellikte bir glmseme vard. Yanaklarndaki gamzeleri asla unutamayacan dnd Sleyman. Fatma arp almaya balamt. "Dinleyin: Cjklerin kartal Sleyman, Cennete geldii zaman, Etrafna baknd, Ve gzel Fatma 'nn farkna vard. Ona efkatle yaklat, Ve bir kuu gibi kucaklad. Ona her dokunuunda Cennette olduuna daha fazla inand. Leyla kskanmti: Ne kadar da yakkl bir delikanl! Cennetin efendisini, Erkei olarak koynuna ald. '. 287

Ve sonunda kzlann hepsi, Glerek ve oynayarak, akyarak ve sevinerek, Titreyen daa kmaya baladlar! Cennet cennet olur muydu, Eer yiit sava. Gl pehlivan burada olmasa. Selam sana! Sleyman!" Gzeller gzeli air kzn iiri uzun sren kahkahalar ve bagn larla kutland. Yiit Sleyman kendisinden gemiti sanki kadehini Fatma'nn erefine kaldnyordu devaml. evresini saran kzlardan glkle kurtuldu, kendisini Fatma'nn ayaklarnn dibine att ve ona tm kalbiyle sarld. "Gzel iirini ok beendim. Onu bana kelimesi kelimesine yazman istiyorum. Naim ve beyde iirini dinledikleri zaman, azlar aknlktan bir kar ak kalacak." "unu bilmelisin ki cennetten ayrlrken yannda hibir ey gtremezsin" diye ona aklamada bulundu. "O yzden gzel iirimi ezberlemek zorunda kalacaksn." Az nceki amata Halime'yi uyandrmt. aknlkla etrafna baknd: "Ne oldu?" "Fatma bir iir okudu" dedi ona Sara. "Senin iin de gzel bir drtlk ayrm..." "Gerekten de gzel olmal yleyse" dedi Halime ve tekrar yastklanna gmld. "Benim gibi bir misafiriniz varken nasl olup da uyuya kalrsn!" diye gld Sleyman. Bunun zerine Halime kendisine geldi. Sleyman Halime'yi yavaa sarst, o da kendisini erkein scaklna teslim etti. Delikanlnn lk nefesi, Halime'nin tekrar mutlu bir uykuya dalmasna neden oldu, Sleyman da az sonra yavaa kestirmeye balad. "unlara bakn ne kadar da sevimliler!" 289

Akll yiit Sleyman Farkna vard onun saflnn Ve gzel szcklerle kalbini geiriverdi ele Gl erkein kollan Sard bakirenin kalalarn Onlar bedeninde hisseden Halime Bembeyaz kesildi birdenbire

Sevgilisinin kollarnda Kendisinden gemiti bitliyordu tm bedeni sevin ve zevkten Belki de utanmazca ihtiraslardan! O kadar korkuyordu ki Yanl bir ey yapmaktan Unutuvedi birdenbire Ona retilen her eyi Ama nihayet tanmt O bir anlk Dayanlmaz zevkle Ne deniyordu adna? ehvet! Bu cesur sanat denemesinin kzlar zerinde yaratt etki Hali ne'nin kpkrmz kesilmesine neden olmutu. Ondan baka hepsi kahkahalarla glyordu. O/ellikle de Sleyman; o kacla sarhotu ki ayaklarnn zerinde zorlukla durabiliyordu. "Glmeyi hemen kesmezseniz kafanza yastklar frlatacam!" Kz hiddetle onlara yumruunu sallyordu. Fakat uzaklardan melankolik bir boru sesi duyulmutu bile... Bir defa, iki defa, defa... Kzlar seslerini kestiler. Fatma bembeyaz kesilmiti. Onlardan uzaklaarak uyku ilacn hazrlamaya koyuldu. Sleyman armt:

nesinin alndn anlayana kadar, hrsz, onun hazinesi ile mutlu olmasn engeller mi? Ve bana gelen felaketten haberdar olmakszn lmesi durumunda, son nefesinde dnyaya sahip olduunu dnmez mi? Ayn eyi sevgilisinin kendisini aldattn bilmeyen adam iin de syleyebiliriz. Eer aldatldnn farkna varmazsa sevgilisinin kollarnda hayatnn en mesut anlarn yaamaya devam edecektir. Veya diyelim ki adamn sevgilisi sadakatin ta kendisidir fakat yalanc azlar, adam, bunun byle olmad konusunda ikna ederler bu durumda cehennem azab ekmez mi? Demek ki hakiki eyler veya gerekler, mutluluumuz ile mutsuzluumuz arasndaki izgi olamazlar, sadece, kararsz bilincimizin bir tasavvurudurlar. Bu tasavvurlarn ne kadar yanl ve yanltc ol dukJan, her geen gn, eitli biimlerde aa kmaktadr. Mutluluumuz salam bir temele otumramaktadr. ikayetlerimizde ne kadar da haklyz! Bilge insan iin mutluluk veya mutsuzluk arasnda bir fark yoktur, sadece aptallar ve budalalar mutlu olduklar iin sevinirler!" "Felsefen hi de bana gre deil!" diye kzd Ebu Ali. "Haklsn, yaam yolunda ok kez yanlyor ve yanl tasavvurlarn kurban oluyoruz. Fakat btn mutluluklar yanl tasavvurlara dayanyor diye hayatn tm mutluluklarndan vazgemek zorunda myz gerekten? Sana gre, bilge insan, tm hayatn phe ve gvensizlik iinde mi geirmelidir?" "yleyse fedaleri cennete yolladm zaman, neden bu kadar sinirlendin? Onlarn mutluluu ile yaamn gerek artlarn kabul etmek istemeyenlerin szm ona mutluluklar arasndaki fark nedir? Seni rahatsz eden eyin ne olduunu biliyorum! Seni rahatsz eden, mzn bildii eylerin, onlar tarafndan bilinmemesidir. Fakat durumlan, aslnda kesinlikle kt deil, benimkinden daha iyi en azndan. Bir dnsene, ayet kontrol edemedikleri bu maceraya bilinli olarak ekildiklerinin farkna varsalard, mutluluklar bir anda ne byk bir acya dnrd nk ben, u anda yaadklar eyleri, onlardan ok daha nce biliyordum. Ne mutlu onlara ki kendilerinden daha kudretli, daha zeki birinin elinde, iradesi birer oyuncak, birer satran figr olduklarnn farknda deiller!

Ebu Ali arpk bacaktan zerinde dorularak sanki grnmeyen bir dmandan saknmak istercesine elleriyle yzn kapad. "Beni bu kadar mtevaz yaratarak bu tr sorunlardan esirgeyen Allah'a krler olsun!" diye bard ve bunlar sylerken hi de aka yapmyordu. "Bunlara kafa yormay Batui, Mamun ve Halife Ebu Mahar'a brakmay tercih ederim." "Benim o zamanlar ok fazla seeneim olduunu mu dnyorsun?" dedi Hasan zoraki bir glmsemeyle. "Evet ey Prota goras, insann her eyin ls olduunu sylerken ok haklydn! Bu dnceyi kabul etmekten baka ne gelir ki elimizden? zerinde yaadmz amurdan ve sudan yorulmu bu dnyay kt aklmzla kavramaya almaktan, kinatn bilinmeyen taraflarn ise bizden daha saf ve temiz varlklara brakmaktan baka aremiz yok! Bu kk zavall gezegen, mantmza ve irademize layk olan hareket alanmzdr. insanolu her eyin lsdr!" Bit kadar kk insanolu, bir anda hrmete lyk bir yaratc mertebesine ykseldi!! Tek yapmas gereken ey kanaatkar olmaktr. Geni kinat gr alanndan karp sadece adrlann kurmu olduu salam zeminle yetinmelidir. Bunu kesin olarak kavradm zaman dostlarm, ite o zaman tm gcmle kendimi ve evremdeki her eyi dzenlemeye giritim. Kinat gzme devs bo bir kt gibi grnyordu. Ortasnda gri bir leke vard sadece: Gezegenimiz! Bu gri lekenin ortasnda kck bir kara nokta, ben, bilincim: kesin olarak tandm yegane eyler. Bo kdn tmnden feragat ettim alak gnll olmak lazm! ve tm dikkatimi bu kk gri leke zerinde younlatrdm. Hazrlklar yapmal, yetenekler deerlendirmeliydim ve sonra... sonra da kendi mantmza, kendi irademize gre yneteceimiz hkmranlklar kurmalydm. Allah'la boy lmeye kalkan bir insan iin altta kalmaktan daha korkun bir ey yoktur!" "imdi seni anlyorum Ibni Sabbah" dedi Ebu Ali nkteli bir sesle. "Demek ki gk yznde Allah ne ise sen de yer yznde onu olmak istiyorsun!" "ok kr! Sonunda anlayabildin!" diye tebrik etti Hasan onu. "Zaten vakti de gelmiti. Yoksa hkmranlm kime miras brakacam gerekten bilemeyecektim."

Zleyha ayaa kalkarak arkadalarna dant: "Ml ml uyuyor. Bir an iin baygn olduunu bile dndm. Ne kadar muhteem bir delikanl! Uyand zaman kk bir konserle, kk bir dans gsterisini hak etti bence yle deil mi?" Hepsi alglanna uzanarak gayet yava ve yumuak bir para almaya baladlar. Zleyha ve Rukiye tamburlarn sallayarak birka dans figr yaptlar. Cada ve Fatma gereinden fazla korkak olduklar iin onlar seyretmekle yetiniyorlard sadece. "Hi olmazsa ark syleyin!" dye bard Zleyha onlara fkelenerek. "Sadece aznz ap kapayarak beni aldatmaya almayn. Ben kl yutmam!" Esma kzlann kk kavgalanndan yararlanarak, delikanlya olan hayranln belli etti: "Yiit Rstem'in olu Suhrab bile bu kadar yakkl deildi muhakkak!" "Kendini gzel Gurdaferi mi sanyorsun yoksa?" Zleyha glmekten kendini alamaynca Esma ona diklendi: "Kk hanm! Glmeye cesaret ettiinize gre kendinizi ulalmaz sanyorsunuz herhalde!" Zleyha'nn en byk silah danst. Bu nedenle ona cevap vermek yerine, kalalarn, ekiciliklerini ortaya koyan harika bir ekilde kvrmaya balad. "Kk hanm ekici kadn rol oynuyor" diye gld Esma "oysa kahraman horul horul uyuyor!" "... ayn Ktfir'in kans Zleyha karsnda kaytsz kalan Msrl Yusuf gibi!" diye glmeye balad Rukiye. Bu arada mzik almaktan da vazgemilerdi. alglarn bir kenara koyarak doalama yapmaya baladlar. Fakat ksa bir sre sonra kavga etmeye baladktan iin Yusuf uykusundan uyand. Dirseklerinin zerinde dorularak aknlkla etrafna baknd, sonra da kzlar dehete dren kahkahalarla glmeye balad. "Bamza gelenler! Kim olduumuzu anlad! Her eyi duydu!" Zleyha ban ellerinin arasna almt; arkadalarna ne yapalm diye soran gzlerle bakyordu. Yusuf ise gzlerini zorlukla ak tutabiliyordu. Kzlarn ona sunduu manzara karsnda aknla ve hayranla dmt. 297

Yrtc kuun beni takip ettiini dndm nce. Yukar, aa, saa ve sola baktm. Kutan hi iz yoktu. nce sol elimi, sonra da sa elimi salladm. Glgenin kanatlar da yaptm hareketlerin aynlarn yaptlar. (Bu arada kk bir ocukken babamn srlarn gttm de belirtmeliyim. O zamanlar bu kularn glgelerini ok sk grrdm. Hayvanlar onlardan korkar ve kaarlard. yi tanrm onlan...) Acaba bir kartala m dntm? diye dnyordum. Aniden byk bir ehrin stnde utuumu fark ettim. ylesini daha nce hi grmemitim. Dalara benzeyen saraylar, bir ordunun mzraklarna benzeyen kuleler ve minareler. 'Acaba Badat veya Kahire zerinde mi uuyorsun Yusuf?' diye sordum kendi kendime. Sonra da uarak sonu gelmez bir arnn zerinden getim. Aadan banlar ve haykrlar ykseliyordu. Nihayet inanlmaz derecede yksek bir minareye ulatm. En ucu bak srt gibiydi. Minarenin en st erefesinde bir adam durmaktayd. Onun halife olduunu hemen anlamtm. Deliler gibi bararak elini kolunu lgn gibi sallyordu. Sanki br selama karlk veriyormu gibi geldi bana: nk adam saygyla eiliyordu; o eilirken minare de eilmekteydi. Kimin selamn aldn anlamak iin etrafma bakndm. Fakat kimseyi gremedim. 'Yusuf dedim kendime 'halife ve minare nnde eildiine gre. olduka yukarlara km olmalsn!' Aniden halifenin Seyduna'ya ok benzediini fark ettim! rperdim. Bir ka yolu bulmak iin etrafma bakndm. O anda Seyduna ayn bir maymun gibi minareden aaya atlad ve tek bacann zerinde ok komik bir dansa balad. Hindistan'dan gelen ylan oynatclan onun etrafna toplandlar ve fltlerinden kan nameler eliinde, Seyduna, olduu yerde lgnca dnmeye balad. Yapacak bir eyim yoktu. Yksek sesle glmek zorunda kaldm. O anda da sizleri fark ettim. Bir mucize bu! Gerek ryalara baskn kt!" Kzlar glmeye baladlar. "Bu gerekten de garip bir rya!" dedi Zleyha. "Yoksa bu rya m grnmez kanatlarnn zerinde seni buraya getirdi?" Yusuf her ne kadar ryalara dalm olsa bile odann iindeki masann stndeki leziz yiyecekleri fark etmekte ge kalmad. Bir 299

bir yandan mzik yapmaya, bir yandan da zel olarak Yusuf iin besteledikleri arky sylemeye baladlar. Yusuf hayretle ve duygulanarak dinliyordu onlar... Zleyha nn vcudu Br yay gibi gerildi nk yakkl ava Kalbinin tam ortasna nian almt Sen Trkleri yenen kal raman Uzun sre aradn arzuladn kz Ve yceler ycesi Allah Onu sana verdi sonunda Yusuf! O sana ait Fakat souk ve kat olma ona kar O Msrl gibi Akn gizlemeye alma sakn Bak senden hi ekinmiyor Sana akn hediye ediyor Gzel siyah gzlerini Ve slak dudaklann Zleyha tekrar delikanlnn koynuna sokuldu ve ban gsne yaslad. Bu arada, elleri ile binlerce ak oyunu yapmay ihmal etmiyordu. Yusuf tam kendisinden gemeye balamt ki kz birden ayaa frlad. Arkadalanna bir iaret yapmas zerine hepsi alglarn alarak almaya baladlar. Sonra da son derece ilgin bir dansa balad. Kollann yukar kaldrm gslerini gururla ileri karmt. Kalalann nce gayet yava, sonra da giderek daha hzl bir ekilde evirmeye balad. Yusuf onu alev alev yanan gzlerle seyrediyordu. Gen kzn kvrak hareketleri en az arap kadar tesirliydi. "Allah u Ekber!" dedi bylenmi gibi. Zleyha kendisinden gemiti. Tm vcudu rperti elaleleri 301

'Brak da Zleyha istediini yapsn" dedi Cada tm iyi niyetiyle. "Kes sesini kk crcrbcegi. Onu sadece kendisine saklamak istiyor hepsi bu..." "yi ama Yusuf un da onu beendiini grmyor musun?" "Bakalarna bakmasna frsat vermiyor ki." Bu defa Zleyha lafa kart: "ok kr ki seni grmedi. Yoksa cennette olduundan kesinlikle phelenirdi!" Rukiye bir fke krizine yakalanmak zereydi. Fakat Yusuf tamamen uyanmt ve onlara bakyordu. Zleyha Rukiye'ye korkun bir bak frlatt; o ve dier kzlar tek kelime etmeden masann s tndeki yemekler ve testilerle ilgilenmeye baladlar. Zleyha da bu ftrsat deerlendirip, en tatl glmsemesiyle delikanlnn yanna sokuldu. "Sevgilimiz gzelce dinlendi mi?" Cevap vermek yerine kuvvetli kolunu kzn beline dolad ve onu kendisine ekti. Bu esnada baklar kzn omuzlarnn stnden grd Cada ve kk Fatma'ya takld. ki gvercin duvarn dibindeki yastklann zerine edeple tnemilerdi. Merak ederek ve ekinerek onlar seyrediyorlard. Fakat Zleyha tetikteydi: "Nereye bakyorsun yie sevgili Yusuf?" "... Dandaki gzel klara bakyordum" diye kekeledi zavall. "Bu cennette biraz dolaalm m?" "Nasl istersen. Gel seni gezdireyim..." "u kkler de gelsinler. Ve bayla Cada ve kk Fatma'y iaret etti. "Eer seninle gelmelerinden daha ok hoian&caksan onlarla gidebilirsin. Ben burada bekleyebilirim." Bu szlerde gizli olan ithamn sertlii Yusuf u artmt. "Kt bir ey sylemek istemedim" dedi. "Sadece kenarda oturmak zorunda kaldklar iin onlara acdm hepsi bu." "Sus. Kendini ele verdin. Benden bktn biliyorum." 'Tm peygamberler ve ehitler adna! Bu yalan!" "Ne! Cennette kfr m ediyorsun?" "Beni dinlemek istemezsen bunu detiremem Zleyha." Sylemek istediklerini fde etmekte glk ekiyordu. "Fakat senin in o kadar nemliyse ikimiz gidebiliriz. Onlar da canlarnn istediklerini yapabilirler." 303

efendimiz olduundur. br dnyay ebediyen terk ettiin zaman sana burada hizmet edeceiz yine." Bu szler onun korkularn yattrmaktan ok uzakt. Sert bir hareketle kz kendisine ekerek gsne bastrd. "Bizden ayrlacan iin ok mu zgnsn?" "Hem de nasl!" "Beni hatrlayacak msn?" "Seni asla unutmayacam." Uzun uzun ptler. Sonra da gecenin serinlii onlar rpert meye balad ve tekrar ieri girmeye karar verdiler. Souk hava Yusuf u ayitmt. Tekrar imeye balad. Ka kadeh itiini saymyordu, nk arabn kendisine cesaret verdiini hissediyordu. Zleyha kadehine algam suyu doldurmakla megulken Yusuf bu frsat karmayarak Cada yi kendisine ekti ve pmeye bcilad. "br dnyadan ebediyen ayrlacam zaman sen de bana hizmet edenlerden olacak msn?" diye sordu kza. Kk kz cevap vermek yerine kollann onun boynuna dolad. arap ona da cesaret kazandrmt. Fakat Zleyha geri dnmt bile ve gzlerinde fkeli alevler parlyordu. Cada hemen ona yer at ve Yusuf sklarak glmsedi. "Sadece kk bir akayd!" diye kendisini savunmaya alt. "Yalan sylemene gerek yok! Ne yaptn gayet iyi grdm." Yusuf onu kucaklamak istedi. "BraK beni ve cann kime isterse ona git. Kaba bir hareketle srtn dnd ona... ve ayn anda camdan kendisine bakan Apama'ntn fkeli suratn grd. Camdaki surat hemen gzden kayboldu ama Zleyha'y kendine getirmeye yetmiti bile. Hemen arkasna dnd ve kendisini tekrar sevgilisinin kollarnn arasna att. "Yusuf! Yusuf... Biliyorsun ki sen bizim efendimizsin... hepimizin efendisi! Seni sadece biraz kzdrmak istemitim." Onu elinden tutarak yavaa arkadalarnn yanna gtrd: "Sen efendimizsin aramzdan istediini seebilirsin." Kzlarn hepsi Yusuf a sokularak onu arap ve ak iie sarho etmeye baladlar. Delikanlnn kalbi duyduu haz ve gurur ile do

gu gibi kan bana gre deil, sadece ve sadece ona talip olanlarn ruhi glerine dayanmaktadr. Sadece en cesur ruhlar zirveye ulaabilmektedirler. Haa inananlar bu kadar kudretli bir ktle halinde bir arada tutan en nemli etken de ruhun deerine olan inanlardr. Grne gre kilise, kendisini zamann kleliinden kurtarabilmitir. Fakat hl mekana bal kalmaktadr. Bizzat bulunmad yerlerde hibir gc yoktur. Bu da onu dikkatli olmaya, dmanlaryla uzlamaya, kendisine gl mttefikler aramaya yneltmitir. Ben ise hibir mttefike ihtiya duymayan bir yap ina etmek istiyorum. Bu zamana kadar hkmdarlar ordular vastasyla birbirleriyle savatlar. Yine ordulan vastasyla lkeleri zapt ettiler ve kudretli rakipleri bertaraf ettiler. Bir kar toprak iin bazen binlerce asker gzn krpmadan ldkleri iin, hkmdarlarn kendi kafalar iin endielenmelerine hi gerek kalmyordu. Biz ise darbelerimizi artk onlara ynelteceiz! Baa indirilen darbe tm vcudu sarsar. Kendi bann tehlikeye dtn hisseden her hkmdar geri adm atmaya hazrdr. Fakat bu korkunun etkili olabilmesi iin en arpc yntemlerin uygulanmas gerekir. Hkmdarlar iyi korunurlar ve gzetilirler. Sadece lmden korkmayan, hatta im arayan birisi onlar tehdit edebilir. te bugnk deneyimiz ile byle insanlar yaratmaya alyoruz. Onlar yaayan hanerler yapacaz; bunun neticesinde zaman ve mekn bir anda bize tabi olacak. Her tarafa korku ve dehet salacaklar. Kitleler arasnda deil ama sadece meshedilmi ve talandrlm balar arasnda. Bize kar koymaya cret edebilecek hkmdarlar kendi hayatlar iin titreyecekler..." Bu szleri uzun bir sessizlik izledi. Byk Da'ler ne birbirlerine, ne de Hasan'a bakmaya cesaret edebiliyorlard. Nihayet Buzruk mid konumaya cesaret edebildi. "Bu ana kadar bize anlattn her ey son derece ak ve basit Ibni Sabbah. Fakat ayn zamanda, o kadar cretkr ve o kadar korkutucu ki sanki onlarn bir insan beyninin rn olmadklarn dnmek zorunda kalyorum. Sanki bunlar gerekle hayali deitirmeye alan kt niyetli bir hayalcinin dnceleri." Hasan glmsedi: "Sanrm sen de Ebu Fazl gibi benim deli ol \

revi yerine getirdikten sonra ldkleri takdirde, cennetin kaplarnn onlara o anda alacan syleyeceiz. Bylece glerek lmn kollarna atlacaklar. Tam bu anda balkondaki hadm odaya girdi: "Seyduna! Apama vakit kaybetmeden baheye gelmeni istiyor." Tamam." Hasan ksa bir sre iin onlardan ayrld. Geri dnd zaman biraz endieliydi: "lbn Tahr'de yolunda gitmeyen bir eyler var. Ben burada bekleyin..." Pelerinini kuand ve gizli geitten kulenin dibine indi.

309

"Demek air ibni Tahir bu!" diye mrldand Hatice. "Ve Trklerin bayran zapt eden!" diye ekledi Sit. "Ne kadar yakkl!" dedi Safiye. Meryem de uyuyan delikanly grmek iin ayaa kalkmt. Yznde bir glmseme belirdi. Kurbann byle dnmemiti hi. Demek ki air yiit buydu! Elenerek dnd: Gerekten de bir ocuk daha.' Yine de kendisini ok rahatlam hissetmiyordu. Onu, cennette olduuna ikna etmeyi gerekten de baarabilecek miydi? Bu dnce kalbinin kt kt atmasna neden oluyordu. Doruyu sylemek gerekirse Hasan'n verdii grev onu bir an bile rahat brakmyordu. Efendisi srarla kendisini olduu gibi gstermekten kanyordu. phesiz onda bycye benzeyen yanlar pek fazlayd! Dnceleri ya lgncayd ya da karanlk ve buuluydu. Nihayet mekanizmay altrmt. Kendisi de bu mekanizmann kk br arkyd. Bu bir gven iareti deil miydi? Acaba bu emsalsiz adamn gr asn paylamaktan kendisini alkoyan kendi gururu muydu? Bu byk oyunu her zaman arzulamam myd? Belki de Hasan ona yeniden hayatla bansma frsat vermiti! Belki de bu oyun gln bir maceradan ok daha fazla bir eydi! Arkadalar da sanki ruhlanndaki byk bir ykten kurtulmulard. Hatta ekingen Fatma bile yle barmt: "Buna Allah'n bahelerinde olduuna inandrmak hi de zor olmayacak!" Meryem arp almaya balad. "Gelin! imdi ark syleme ve dans etme zaman! Ksa sre sonra ortam gevemiti. Fltler ve tamburinler inlemeye balamlar, gen vcutlar zerlerindeki saydam kumalar syrarak alml uzuvlarn gzler nne seriyorlard. Onlar byle seyredince ne kadar da gzel grnyorlar diye dnd Meryem. Ve kzlarn sanki misafirleri uyanm da onlar seyrediyormu gibi, binlerce ive ve cilve ile dans etmeleri onu gldrmeyi baard. "Kolay kolay uyanacaa benzemiyor" dedi gzel Sit ve tambu risiyle zilini kenara koydu. "Onu slatalm m?" diye sordu Reyhane. V.L

ya daldrd. Sonra kzlara rkek bir bak frlatarak tekrar Meryem'e dnd. "Anlamyorum" dedi titreyen bir sesle. "Akam Seyduna nce bizi artt, sonra da yar tatl, yan ac garip bir hap yutmamz emretti. Uykuya daidm ve binlerce garip rya grdm. Ve imdi de bu yerde uyandm... Danda ne var?" "Baheler: Kuran' okudunsa bilirsin nasl olduklann..." "Onlar grmek isterdim..." "Seni gezdireceim. Ama nce ykanmak ve bir eyler yemek istemez misin?" "Sonra. nce nerede olduumu anlamak istiyorum." Kapya giderek perdeyi yana ekti. Meryem bni Fahir'in elini tutarak onunla beraber yrmeye balad. Terasa kan merdivene geldikleri zaman ibni Tahir hayretle bahelere bakmaktan kendisini alamad: "Ne kadar harika br sahne! Gerekten de Alamut'tan ok uzaktayz! Beni bu kadar uzaa gtrebildiklerine gre ok uzun sre uyumu olmalym." "Gnah ilemekte olduunun farknda dei misin bni Tahir? Hl cennette olduuna inanmak istemiyor musun? Yz bin para seng seni dnyandan aynyor. Buna ramen tekrar Alamut'ta uyandn zaman sadece bir tek gece gemi olacak. Dik dik Meryem'e bakt. Tekrar tepeden trnaa tm vcudunu kontrol etti. "O halde rya gryorum! Zaten ryamda buna benzer sanrlan daha nce de grmtm. Bir gece, henz babamn evinde otururken, altn dolu bir kp atm grdm ryamda. O zaman neler dndm hl ok iyi hatrlyorum. imdiye kadar bir1 hazine bulduumu ok grdm ryamda ama bu defa phesiz iti bir rya deil gerein ta kendisi bu! Kp ters evirerek il il altnlarn dklmelerini seyrettim. Bir yandan altnlar sayarken bir yandan da iin iin glyordum. Allah adna! Bu bir rya deil!" diye bardm. Ve tam o asda uyandm. Yaadm macera bir ryadan baka bir ey deildi.... Uradm hayal krkln tahmin edebilirsin. Bu yzden kendimi ok fazla kuruntuya kaptrma 33

"Allah beni byle bir dnceden korusun!" "O da dnyadaki yaam esnasnda buraya gelmemi miydi? Allah'n nne etten ve kandan bir insan olarak kmam myd? Kyamet gn etler ve kemikler tekrar birlemeyecek mi? Eer dudaklarn gerek dudaklar olmasa ve vcudun gerek bir vcut olmasa, sana ikram edeceimiz arab ve yiyecekleri nasl tada aksn, hurilerden nasl zevk alacaksn?" "Bu mkfat, bize, ancak lmmzden sonra ltfedilecektir!" "Allah'n seni lyken cennete daha kolay gtrebileceini mi dnyorsun?" "Hayr. Ama yle yazlmtr!" "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vererek her istedi ini ieri sokmakla yetkilendirdii de yazldr. Yoksa buna inanmyor musun?" "Ben bir aptalm! Bu olanlar gzel bir rya olarak kabul etmekten vazgememeliydim! Fakat buradaki her ey, seninle konumamz, senin grntn, eyalar, o kadar gereki ki yava yava sanrnn etkisinden karak umut etmeye baladm hissediyorum. Bu bir sannysa tabii ki..." Ne kadar heyecanl bir macera diye dnd Meryem. "Demek ki sadece mit etmekle yetiniyorsun. Fakat bu hl inanmadn anlamna gelir bni Tahir! Dik kafalln beni hayrete dlyor. Bir kez daha iyice bak bana!" Etrafa k saan bir fenerin altnda durmulard. Fenerin zeride ak azyla saldrmaya hazr bir kaplan resmi vard. bni Tahir bir kaplan resmine bir de kzn yzne bakyordu. Aniden kzn mis gibi kokan vcudunun kokusunun kendisini etkilemeye baladn fark etti. Yeni ve lgnca bir dnceye kapld. Birileri kendisiyle eleniyordu. "Bu eytan bir oyun!" Gzlerinde vah bir kararllk okunuyordu. "Klcm nerede?" Hiddetle Meryem'i omuzlanndan yakalad. "tiraf et kadn! Bunlarn hepsi utanmaz bir sahtekrlk!" ki adm yanndan gelen bir sesle irkildi. yerdeki talar gcrd 315

'Peki Allah'n taht nerede, sonsuz merhametinin almeti nerede, peygamberler nerede? "Cenneti yeryznn herhangi bir blgesi gibi tasavvur edemezsin bni Tahir. Cennet buradan, el Araf m dibinden balar ve usuz bucaksz alanlar kaplayarak son katna kadar ykselir. Tm canllar iinde sadece peygamber ve Seyduna oraya girmeye yetkilidirler. Sizin gibi basit seilmiler iin ilk kat uygun grlmtr." "Yusuf ve Sleyman neredeler?" "Onlar da burada, el Araf in dibindeler. Ama onlann baheleri ok uzaklarda. Yarn Alamut'a geri dndnzde, yaadkiannz birbirinize anlatmak ve karlatrmak iin ok vaktiniz olacak." "Evet, sabrszlm buna izin verirse tabii." Meryem glmsedi. "Bu kadar meraklysan, istediini sorabilirsin bana." "Bu bilgileri nasl edindiini anlat bana." "Her huri belli biimde belli amalar iin yaratlmtr. Allah bana geree ar meraklar olan kat inanllan yumuatma bilgilerini ve kudretini vermitir." "Rya gryorum, rya gryorum..." diye fsldad bni Tahir. "Ve buna ramen gerek olan hibir ey bu ryadan daha ak olamaz. Grdm her ey, bu harika varln bana anlatt her ey, genelde her eyin kopuk ve karmak olduu gerek ryalarn aksine olaanst bir biimde uyuuyorlar. Keke btn bunlar Seyduna'nn sonsuz yeteneklerinin bir meyvesi olmasa..." Meryem bu dnceleri dikkatle dinliyordu. "Sen iflah olmazsn bni Tahir. Gerekten de zavall mantn ile koskoca kinatn tm srlarna vakf olabileceini sanyor musun? Oh! Ne kadar ok eyin senin gzlerine gizli kaldn bir busen! Fakat artk tartmay brakalm. Hurilere geri dnme vakti geldi artk. Deerli misafirlerini sabrszlkla bekliyor olmallar." Ahriman' brakarak allklarn arasna gnderdi. Sonra da, bni Tahir*in elini tutarak kke doru yrmeye balad. Merdivenin bana geldii zaman belli belirsiz bir slk sesi duydu. phesiz Apama onlar dinlemiti ve kendisiyle konumak istiyordu. bni Tahir'i sra salona gtrerek yavaa kzlarn arasna itti.

kendisiydi. Ondaki her ey bu dnyaya ait olmayan bir mhr ile nianlanmt: solgun, hafife kabank aln, dz burnu, dolgun krmz dudaklar, br ceylanmkini andran, fakat zek dolu byk gzleri... Evet, bu daima iinde tad hayalin vcut bulmas deil miydi? Bir ryay gerek klabildiine ve bir masal varlna hayat verebildiine gre, Seyduna'nn haplar gerekten de olaanst bir sihir gcne sahip olmalydlar. Rya bile grse, cennette veya cehennemde bile olsa, ona tamamen yabanc olan sonsuz bir mutluluk yolunda ilerlediini biliyordu. "air bni Tahir'i bekliyoruz. "Peki birka msra hatrlamaya alacam..." Kzlar altlarna birer yeistik ekerek bni Tahir'in etrafna yayldlar. Nadir bir gsteriyi izlemeye hazrlanr gibiydiler. Meryem onun yanna oturdu. O kadar yakn oturmutu ki kzn gslerinin hatif basksn teninde hissedebiliyordu, inde ykselen garip, hatta ac veren arzu ban dndrd. Gzlerini yere dikerek, Ala mut zerine yazd bir iiri duyulur duyulmaz, gvensiz bir sesle okumaya balad. Ksa sre sonra kalbi yeni bir heyecanla dolmaya balamt. Evet, iirinin szckleri ona bo ve anlamsz geli yordu ama sesi onlara yeni bir anlam katyordu. Sesini etkileyen ise iindeki heyecann yansmasyd. Alam ut'u anlatan iirinden sonra, Seyduna ve Al zerine yazd iiri okumaya balad. Kzlar ksa bir sre sonra, sesinde hangi duygularn sakl olduunu anlamlard bile. Meryem kendisi iin okuduundan, kendisini anlattndan emindi! Birdenbire sevilmeyi arzu etti, hem de bugne dek sevilmedii gibi. Dudaklarnda gizemli bir glmseme vard. Kendi iine doru akp gitmesini dinliyordu. bni "Fahir'in szleri ok ama ok uzaklardan geliyordu sanki. Ancak bni Tahir Seyduna'dan bahsetmeye balad zaman kendine gelebildi tekrar: Bir bilseydi! "Bunlarn hepsi ie yaramaz!" diye bard szlerine son verdi gi zaman. "Hepsi anlamsz, bo szler. Gerekten de ok zgnm. En yisi bu mkemmel arab imeye devam edelim..." Kzlar onu en tatl szcklerle avutmaya altlar. "Hayr hayr. Bunlarn gerek iir olmadklarn! biliyorum. Gerek edebiyat bambaka bir vurguya sahiptir." 321

Muhammed beni Musa'dan kardnda ite byle seviyordu diye dnyordu. Ama daha olgun, daha vahiydi. Boazna bir yumruk tkand. Neden gzel olan her ey vaktinden ok sonra geliyor? Dier kzlar lbni Tahir'in kendileriyle bu kadar az ilgilenmesinden olduka rahatsz olmulard dorusu. Alak sesle kendi aralarnda konuuyorlar ve karlarnda ak oyunlar yapan ifte duy duklan kzgnl zorlukla saklayabiliyorlard. Nihayet lbni Tahir Meryem'in kulana fsldad. "Bizi yalnz b rakmalann istiyorum." Meryem kzlarn yanna giderek kendilerini yalnz brakmalarn istedi. Orada dilediklerince vakit geirebilirlerdi. Biraz fkelenmelerine ramen itaat ettiler. "Her eyi kendin iin istiyorsun!" diye protesto etti Reyhane yavaa. "Kalbinde baka birisinin bulunduunu duyunca Seyduna ne diyecek?" Meryem anlaml bir ekilde glmsemekle yetindi. Sadece Tayyibe neeli olmaya alt: "Gelin kzlar! Biraz arap alp odalarmza gidelim. Nasl olsa baka aremiz yok." Meryem kendisini gl hissediyordu, bu yzden suratlarn astklar iin onlara kzmad. Her birine sevgiyle bakt ve Safiye'ye efkatle sanld. "Kalbinin nasl tuzaa dtn anlatan br ark besteleyeceiz!" diye tehdit etti onu Sit. "Ve geri geldiimiz zaman, misafirimizin kulaklann bylemek iin onu sizlere syleyeceiz." "Tamam. Gidin istediiniz arky besteleyin ve sonra da gelip bize syleyin." Sonra onlardan ayrld ve lbni Tahir'in yanma dnd. Delikanlnn iine dt ve kendisinin de dmekte olduu sersemlii datmak iin, birer kadeh arap doldurdu ve birbirlerinin salklarna itiler. Bu arada gzlerinin ilerine bakyorlard. "Bana bir ey sylemek istiyordun lbni Tahir." "Hissettiklerimi anlatmak iin kelimeler ok yetersiz kalyor. Sanki kefetmi gibiyim. Bu ksa zaman zarfnda o kadar ok 323

"Sen jrin'sin. irin! Ve ben sensiz kalmak zorunda olduu iin acdan ldran lanetli Ferhad'im." Bu allagelmemi derecede ateli bir mizaca sahip delikanly tutup da bana yollamak, ne eytan bir fikir! diye dnd Meryem. bni Sabbah gerekten de korkun bir cehennem hayalcisiydi... Meryem nihayet kararn verdi. ki eliyle delikanlnn ensesini tutarak yzn yzne yaklatrd ve gzlerinin iinde kendisini kaybetti. Sanki zayf vcudunun, onu zincirlerinden kurtaran ar ihtirasa dayanamyormu gibi titremeye baladn fark etti. Du daklann onunkiierin zerine koydu, ibni Tahir kendisini ona teslim etti fakat en kk bir ihtiras belirtisi gstermeden , baylmt... Kzlarn hepsi bir odada toplanmlard. Yere serdikleri yastklarn zerine yan gelip yatmlard; bol bol arap iip eleniyorlard. ok neeliydiler: ark sylyor, kavga ediyor, tekrar baryor ve birbirlerine sevgi gsterilerinde bulunuyorlard. Apama bu durumda yakalad onlan. nce pheyle perdeyi kaldrd, sonra da misafire yakalanma tehlikesi bulunmadn anlaynca hmla ieri dald. "Misafiriniz nerede? Ya Meryem?" Hiddetten titriyordu. Kelimenin tam anlamyla g'leden kmt. "Kkte yalnzlar." "Demek Seyduna'nn emirlerini bu ekilde yerine getiriyorsunuz! Hepinizin kellesini uurtacak! Byk ihtimalle o ie yaramaz kadn, misafire srlarmz anlatyor; siz de burada ksraklar gibi ki niyorsunuz!" Kzlardan bazlar alamaya baladlar. "Meryem, bize, kendilerini yalnz brakmamz emretti." "Geldiiniz yere abuk geri dnn! Sevgilinizle megul olun ve o fahienin ona neler anlattn renmeye aln! iinizden birisi bana rapor verecek. Glcn sol yanndaki beyaz gl aacnn arkasnda bekleyeceim..." Sra salona girdikleri anda garip bir manzarayla karlatlar. bni Tahir l gibi solgun ve kprtsz, yastklarn zerinde yatmaktayd; dudaklarnda mutlu bir glmsemenin izleri okunuyordu. Meryem ise delikanlnn zerine eilmi, ihtirasla yzn inceliyordu. Etrafna baknd ve arkadalarn fark etti. Korku dolu ehre

Gn ve yerin Tm srlanna vakf Tm sanatlara... Ve bilgelii de unutulur gibi deil. Daha dnn akll kraliesi. Bugn o gzel ehreni Al al yapan O narin kor da nedir? Bu enlii izleyen bizler. Kalbinin tutsak edildiini biliyoruz. Uzaklardan gelen bir yiit, Kalbini almay aklna koydu. te kraliemiz burada, Ruhu ve vcuduyla k. Kendisini byleyen kahraman iin Alev alev yanmaya hazr.

Adi'nin himayesindeki Apama, kanal vastasyla Hasan'n saklanmakta olduu yere ulat. "Beni neden arttn?" diye sordu gzle grlr bir can skntsyla. "Bana kzma efendim. Her ey ok iyi gidiyor, sadece bir bahe dnda. Meryem acemi bir ayla nasl evcilletirecegini bilmiyor ya da bilmek istemiyor." Grdklerinin ve duyduklarnn hepsini ona anlatt. "Bence Meryem doru olan yapm" dedi. "Ibni Tahir'e tekilerden farkl davranmak gerektiini anlamadn m? Ve bu yzden beni buraya arttn!" "Doru olan m yapm! Bir zamanlar hibir erkein bana kar koyamadn bilmene ramen mi sylyorsun bunu! Demek ki senin gznde ben beceriksizin tekiyim, Meryem de usta!" Hasan glme isteini zorlukla bastrd.
327

"Ben gerekten seviyor musun?" "phen mi var?" "spat et: Benim iin bir iir yaz!" "Sana lyk olabilecek bir iiri nasl yazabilirim ki?" Irkilmiti. Meryem rezil olmam m istiyor yoksa? "Beni seviyorsan dediimi yap." "Fakat sen buradayken, nasl olur?" "Korkma, seni rahatsz etmeyeceim. Baheye karak senin iin iek toplayacam; bu arada, sen de, asknn sana syleyeceklerini kda geirebilirsin." Sonra kzlara dnd. "Onun yanndan ayrlmayn. Mzik aln ve onu neelendirin." Yrrken Reyhane'ye fsldad: "Salonu terk etmemeli! Bir ey olursa, bundan sizleri sorumlu tutarm!" Pelerinine brnerek bahelerin iinden geti. Hasan kayklarn yannda kendisini bekliyordu. Onu kolundan hoyrata yakalad. "Cennette olduuna inanyor mu hi olmazsa?" "k olduuna gre inanyor demektir!" "Bu bir cevap deil. Bir anda tamamen deitin. ayet buna inanmazsa, kimseye acmayacam bilmelisin!" "Seni onun cennette olduuna inandna dair temin ederim. Sadece, Apama'ya, bir hortlak gibi etrafmda dolaarak beni rahatsz etmemesini emret." "Sen iyisi mi akln bana biraz daha fazla topla. Dikkat et de dizginler elinden kamasn!" Doru mu duymutu? Hasan kalbinden mi vurulmutu? Demek ki her eye ramen onun iin bir eyler ifade ediyordu... "Korkmana gerek yok bni Sabbah. Dizginleri elimde skca tutuyorum . "Senden beklediim de bu... Buraya gelmek iin nasl bir bahane uydurdun?" "Ona bir grev verdim: Benim iin bir iir yazmasn syledim ona." Hasan kzn koluna girdi. Birlikte ky boyunca yrmeye baladlar. 329

Ey br Ferhad, anlayabilir miydim Akn bu kadar abuk alevleneceini? Kor gibi yanan ateinin bu denli yakc olduunu. Kimden renebilirdim ki? Peygamber Ali'ye olan inancm, Benim iin ok deerli olan her ey, Artk bana bo ve tatsz geliyor. Allah! Sen ki ruhlarn derinliklerini okuyabilen,

Ve Meryem 7 irin'den daha gzel yaratan.


Her eyi gren, bilen, anlayansn. Syle bana, ne yapmalym ? Ak tm benliimi kaplad birdenbire, Artk gremiyorum, duyamyorum, hissedemiyorum, Ondan gayrisini. Ah! Sevgili Meryem, ruhumun ruhu!

Allah'm! Bu zor imtihanda Bir kurtulu yolu gster bana. Yoksa atam Adem gibi, Ben de kovulacak mym cennetten? Belki de gstermek istedin bana Savamn sonunda alacam mkfat Peki, ne yapmak zorundaym, Bu mkfat ilelebet hak etmek iin? Ey Meryem, daha dne kadar krdm, Ve bilmiyordu kalbim neye zlem duyduunu. Ve bilmiyordu ruhum dncelerini neye yneltmesi gerektiini Fakat imdi her ey apak. Kalbim huzur buldu, ruhum kabard Snrsz bir mutluluk iimi doldurdu, Ey Meryem, gzlerinin iinde kendimi kaybettiim an!

33 i

tlara bak! uradaki gk mavisi kuleyi gryor musun? evresinde bin tane bayrak dalgalanyor, bin tane renkli sancak uuuyor rzgrda. Binaiar, saraylar, lgn bir hzla geiyorlar nmden!.. Tutun beni! Size yalvaryorum, tutun beni!.." , Ban arkaya att. Boazndan ac dolu bir hnlt ykseldi. Kzlarn hepsi geri gelmilerdi. "Hepimiz mahvolacaz" dedi Sit karamsar bir sesle. "En iyisi kendimizi nehre atalm" dedi Meryem. bni Tahir baylmt. "Ona cppesini giydirin!" taat ettiler. Meryem yastklarn zerine uzanarak tavan seyretmeye balad. Gzleri kuruydu. Ebu Ali ve Buzruk mid kulenin tepesinde yalnz kaldklarnda afallam bir ekilde birbirlerine baktlar. Uzun sre balkon korkuluklarna dayanarak, tek kelime etmeden gecenin karanln seyrettiler. "Btn bu olup bitenlere ne diyorsun?" dedi Buzruk mid sonunda. 'yle bir aa takldk ki kendimizi biraz zor kurtannz." "Dinle beni: Allah'n Ailah olduu ne kadar kesinse Ibni Sab bah'n deli olduu da o kadar kesindir." "Her halkrda ok tehlikeli bir adam olduu kesin." "Gerekten de hibir ey yapmadan eserini tamamlamasn seyretmeyi dnyor musun? Kapana kslan bir kaplan ne yapar?" Ebu Ali srtt. Fakat br dncelerini sylemeye devam etti: "Dileriyle etrafndaki tuzaa bir delik aar." "Ve sonra?" "Sonra da kap gider!" "Gnn birinde, bizi de cennetlerinden birisine gndennesin den korkmuyor musun?" "Gerekten de gzel bir yerse kar koymayz ona." "Gzel deilse de koymayz herhalde..." "Dinle Ebu Ali" dudaklarn arkadann kulana iyice yaptrd "henz zamanmz var. Biraz sonra mz kulede yapayalnz kalacaz..." v 333

Hasan nefes nefese onlara bir bak frlatt ve glmeye balad. "Umarm fazla sklmamsnzdr! Fakat birbirinize anlatacak ok eyinizin olduundan eminim. Vaktinizi boa geilmediniz herhalde." "Aada iler nasl? Merak ettik. Apama seni neden artm?" "Sadece kadn kskanl! Ak zerine eski ve yeni dnceler zrvalad yine. Erkeklerin en kolay hangi yntemle elde edilecekleri sorusuna cevap vermek zorunda kaldm." Byk Da'ier gldler. Kt an geride kalmt. "Bana kalrsa, yeni yntemleri eskilerine tercih ediyorsun", diye aka yapt Ebu Ali. "Ne yapalm? Dnya devaml ileriye doru hareket ediyor. Bu yzden eskilerden yenileri lehine vazgemeliyiz." "fbni Tahir bu yeni yntemin avucuna dt her halde!" "u Ebu Ali'ye de bakn hele! Ondan byk bir ruh avcs olacak!" "Her halkrda sen ei benzeri bulunmaz bir sevgilisin, peygamberin sakal adna! Eer ben bir kadn iin bir eyler hisset sem, isterse yrtk bir gmlekten farksz olsun, onu bir bakasna brakmaktansa ldrmeyi tercih ederim." 'Bunu ispat ettin zaten sevgili Ebu Ali! Bu yzden imdi ne eski, ne de yeni bir faraziye koyabiliyorsun ortaya. Fakat beni ele alrsak, benim bir filozof olduumu unutma. En ok deer verdiim ey dokunabildiim eydir. Sadece bir tek gece ok ey deitirmek iin yeterli deildir." "Insanlann gr de bir gecede deiemez" diye belirtti Ebu Ali. "Fakat bu prensibi, sadece ak ilerinde uyguladn sanyorum. Daha bu sabah, birisi, saln salt mantk altrmalar zerine kurmak stediini sylememi miydi?" "Beni bir av kpei gibi izliyorsun!" diye patlad birden Hasan. "Gerekten de ztlklarn birliinin imknsz olduunu mu savunuyorsun? Aksi takdirde vcut ve ruh el ele nasl yryebilirlerdi?" "Eer cehennemde evliyalar olsayd sen cehennemde bir evliya olurdun." "Tm ehitler adna! Prensesim de az nce ayn eyleri sylemiti!"
V

335

Fatma'nn evresindeki kzlar camdan baktklarnda Sleyman' gtrmek iin gelen hadm grdler. " l gmc gibi!" dedi Sara dnceli dnceli. 'Fatma! Son bil kez grebilmemiz iin Sleyman'n yzn a!" diye yalvard Zeynep. Fatma uyumakta olan delikanlnn yzn at. ok sakindi, belli belirsiz nefes alyordu. Suratna ocuka bir ifade yerlemiti. Kzlar byk gzlerle ona baktlar. Zeynep parmaklann srd ve zgn baklarla onu okad Farna Sleyman' abucak rtt tekrar. Hadmlar ieri girdiler ve tek kelime etmeden delikanlnn vcudunu sedyeye yklediler. Gidileri de gelileri gibi sessizce oldu. Hadmlarn dan kmalaryla beraber, kzlann hkrmaya balamalar da bir oldu. Halime ac dolu bir lk atarak alamaya balad, sanki diri diri derisini yzyorlard. Hadmlar bu defa da Yusuf'u almaya gelmilerdi fakat burada sadece Cada ve kk Fatma aladlar. Zleyha onlarn geli ve gidilerini ses karmadan izledi. Duygulann aa vurmayacak kadar gururlu idi. "Bu da hkmranlnn sonu oldu" dedi Hanefi'ye yalnz kaldklarnda. "Bir gece iin bir erkee sahip oldun. imdi de onu sonsuza dek kaybettin. Biz hibir eye sahip olmamakla belki de senden daha anslyz." Zleyha tasasz bir cevap vermeye alt. Ama acs ok bykt; dudaklarn srarak ban yastklara gmd "Kalpsizin tekisin Hanefi" dedi Esma fkeyle. "Onu zmek, istememitim." Ve Zleyha'ya yaklaarak salannr okamaya balad; brleri de ona uyarak, mutsuz kzn salarn okamaya ve onu teselli etmeye altlar; ta ki uyku gzyalarn kurutuncaya kadar. Hadmlar bni Tahir'in uyuyan vcudunu almaya geldikleri zaman, Meryem kzlardan odalarna ekilerek uyumalarn rica etti. Saylar bu akam pek kabark deildi zaten, Fatma'nn ve Zley ha'nn etrafndaki kzlar, zaten kklerinden kmamlard. Sonuta Meryem yalnz bana uyudu. Bununla birlikte Hali
I

337

Geerken kzlara bir gz atalm' diye nerdi dans retmeni Esad. 'Bu akam onlar iin olduka zor gemi olmal." Fatma ve arkadalarnn uyuduklar kke gittiler. Esad kapy gizleyen perdeyi yana ekti , Mustafa da odann iine girerek elindeki meale ile etraf aydnlatt. Kzlar ahane bir karmaa iinde uyuyorlard. Yastklara geliigzel serilmilerdi, kimisi rlplakt, kimisi de bir elbisenin veya battaniyenin ucuyla yle bir rtn mlerdi. Byk ounluu, sslerini kartma ve makyajlarn sil me zahmetine bile katlanmamlard. Gzel kollannn ve bacaklarnn altnda, ipek ve brokar kumalar bulunuyordu. Tatl gsleri, nefes aldka, huzurlu bir dzenle, aa ve yukar hareket ediyordu. "Maaallah! Buradaki baya iyiymi!" dedi Esad anlaml an laml ve bu ekilde Sleyman'n ateine olan hayranln dile getirmi oldu. "uraya bakiri! Sanki savatan km gibiler!" Grd manzara Mustafa'y o derece kendisinden geirmiti ki mealesini elinden drmek zorunda kald. Dayanamayarak odadiin dan frlad, lgn gibi nehrin kenarna kotu ve gecenin iine doru haykrmaya balad. "Bu adam vahi bir hayvan. Aman Allah'm! Bizi ne hale soktular!"

339

"Ey Seyduna, gerekten de cennette olduuma eminim, biliyorum bunu!" "Demek ki sana cennet bahelerinin anahtann verdiime ikna oldun!" "En ufalt bir phe glgesi bile olmadan ey Seyduna!" Konuma sesleri Sleyman' uyandrmt. Yatanda dorul mutu, bakian Hasan ile Yusuf arasnda gidip geliyordu. Onun da suratnda sonsuz bir aknlk ifadesi vard. Aniden her ey aklna geldi ve telala vcudunu yoklamaya balad. Parmaklan cppesinin cebinde dolat zaman, Hall me'nin bilezii eline geldi. Suratnda dehet ifadesi belirmiti bu defa! "Bakn! Sleyman da uyanm. Onun da, gece boyunca neler yaptn merak ediyorum, bu saate dek uyuduuna gre!" "Allah'n ve senin izninle cennetteydim ey Seyduna!" "Hadi hadi! Grdn ryay gerek mi sanyorsun?" "Hi kimse orada bulunduuma inanmamaya cret edemez... Demek istiyorum ki gerekten ve her eyimle orada bulunduuma dair bir delilim var." "Delil mi? Onu bana gster!" Sleyman bunu sylememesi gerektiini ok ge anlad. Telala kendisini hakl karmaya alt. "Nasl ol o da elime getiini bilmiyorum. Kendimi ok yorgun hissediyordum, tutunacak bir yer aradm ve aniden elimde bu bilezii hissettim. Ondan sonrasn hatrlamyorum." "Ver bakaym." "Sleyman zntyle ganimetini uzatt. Byk nder korkun bir bakla bilezii inceledikten sonra onu daiere uzatt. "Gerekten de inanlacak gibi deil" dedi. "Bu bilezik gerek ten de cennetten gelmie benziyor." "Zleyha'nn da buna benzer bir bilezii vard" diye Yusuf lafa kart. "Ama yanmda bir hatra gtrmeyi yasaklamt bana." "Sleyman Sleyman" dedi Hasan ban sallayarak. "Bu bilezii ele geirmene hayret ediyorum dorusu. Nasl olur da cennette hrszlk yaparsn?" 341

"yle olsun. Umarm imannz her zaman bu kadar salam kalr. nk yaknda bana lzm olacak! imdi arkadalannzn yanna gidin." Muflafzlardan birini ard ve onlan aaya gtrmesini syledi. Byk Da'lerle yalnz kaldnda, gzle grlr biimde rahatlamt. "Her ey ngrdm gibi gerekleti." Ebu Ali kollarn aarak onun zerine atlad. "Allah u Ekber!" diye bard. "Arimed'in noktasn buldun." Kucaklatlar. "Son ana kadar baar kazanacandan kuku duydum" diye itiraf etti Buzruk mid. "Fakat imdi, insan tabiat deitirmeye muvaffak olduuna inandm. Bu hahailerle, gerekten de korkun bir silah yarattn!" "nc perdenin sonu" diye i geirdi Hasan. "'Uyan veya Hayal Bahelerinden Dn' diye adlandrabilir." Arkadalarndan nn Byk nder tarafndan arlmas ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar da geri gelmeyileri fedaleri meraklandrmt. Aralarnda ateli tahminler ve tartmalar yapyorlard. Yatak odasndaki deklerinin zerine uzanmlard ama gzlerine bir trl uyku girmiyordu. Talihli arkadalannn geri dnerek, balanna nelerin geldiini anlatmalann merakla bekliyorlard. "Nihayet Seyduna hakknda bir eyler renebileceiz" diye seviniyordu beyde. "Sizce onlar niye artt ki?" diye sordu Naim endieyle. "Niye mi? Byk ihtimalle Trk bayran zapt ettiklerinden tr kutlamak iin..." "Sana sormadm: Daha zeki birinden cevap bekliyorum." "Yoksa onlan cennete gtrmek istediini mi sanyorsun?" diye alay etti Abdullah. "Elbette ki onlar mkfatlandrmak iin ard. Belki de dier dalerle beraber yemek yiyorlardr." "Belki de haklsn" dedi Cafer dnceli dnceli. "Peki o halde niye bu saate kadar dnmediler?" beyde aknd, "Belki de onlara ok erefli bir grev verildi... Belki de kaleyi oktan terk etmilerdir?" 343

fedaler tek kelime etmeden birbirlerine baktlar ve aniden kahkahalarla glmeye baladlar. Sadece gece yolcusu tavrlarn deitirmemilerdi. "Bizi aldatmak iin aralannda anlamlar" diye alay etti Abdu rahman. "Her zamanki gibi Sleyman bizimle alay ediyor" diye ekledi Naim. Ibni Vakkas kmseyerek dudak bkt: "Bo verin onlar. ip iip ahrn birinde szmlar herhalde. Suratlarndan belli zaten. Bu sama palavra ile de utanlarn rtmek istiyorlar..." "Byle olacan biliyordum" dedi Sleyman fkelenerek. "Sen anlat onlara Ibni Tahir. Seni dinlerler belki," "Bu kadar aka yeter!" diye bard beyde sinirlenerek. "imdi sizin Seyduna'yi grp grmediinizi bilmek istiyorum." ite bu anda Ibni Tahir sze balad: "Dinleyin dostianm. Bu gece yaadiklanmz gibi inanlmaz eylerden sz etmenin ok g olduunu kabul ediyorum. Bizimle elenmenizi de ok tabii karlyorum. Fakat Sleyman'n syledii her ey gerein ta kendisi. Ltfen biraz sabredin ve dinleyin. Onun devam etmesine msaade edin..." Surat son derece ciddydi ve sesinde akadan bir nebze bile olsun eser yoktu. Fakat bu olanlar her eye ramen bir dankl d deil miydi? "Bylesine inanlmaz bir eyi bana yutturmaya alan babam bile olsa, onu hemen yalanclkla sulardm" dedi Cafer. "Fakat senin de bu oyunun iinde olman ok garip dorusu Ibni Tahir. Fakat Sleyman'n anlattklar... Neyse, bizim iin hazrladnz gzel maal dinleyelim bakalm." . Sleyman ban kaldrarak etrafndakilere bir kez daha bakt ve her eyi en bandan anlatma zahmetine katland; kuleye nasl ktklar, kapda nbet tutan dev gibi silahl muhafz, Ebu Ali'nin onlar Seyduna'nn karsna kartmasn. Baz ayrntlar atlamas durumunda Yusuf onu tamamlyordu. Bylece delikanllar, Byk nder ile yaptklar konumay en ince detayna kadar anlattlar. Sleyman anladka anlatyor ve fedaler sylediklerini giderek 345

nm kaynamaya balyor." Ak macerasn hibir ayrnty atlamadan anlatt. "Ahi Keke orada olabilseydim!" beyde yrekten gelen bu la engel olamamt. "Sadece bir tekine bile dokunmaya cret etseydin, seni kendi ellerimle paralardm." Sleyman'n gzleri bir detininki gibi parlyordu. beyde geriye ekildi. Arkadan tanyordu: Onunla aka yapmaya gelmezdi. Fakat onu bu durumda hi grmemiti. Dn geceden sonra, ne olduunu tanmlayamad bir deiiklik hissediyordu onda, sanki tehditkr bir havaya brnmt. "Onlar benim hurilerim! Anlyor musunuz? Onlar artk bana aitler, hem de ebediyete kadar! Yaamma mal olsa bile, onlarn bir tekinden de asla vazgemeyeceim. Oh! Benim kk ceylanlarm! Sizin tasavvur bile edemeyeceiniz mutluluk kaynaklan! Hi biriniz onlarn bir tekini bile arzulama hakkna sahip deildiniz. Allah onlar bana layk grd! Ve gnn birinde, onlann ilelebet bana ait olacaklarn dndke iim alev alev yanyor!" Besbelli ki Sleyman bambaka birisi olmutu. Hepsi ona hay ret ve kuku dolu gzlerle bakyorlard hatta azck da korku okunuyordu bu gzlerde. Arkadalarnn iinde bulunduklar ruh hallerini kavrayamayan bir tek Yusuf vard; belki de bu durum ona normal gelmekteydi, nk ayn deiim nde da grlyordu. Sleyman'n ak mace ralarndaki kahramanlklarn sonsuza kadar abartmas zerine dayanamayarak lafa kanti: "Bir gece iinde dokuz huriyi kadn yaptn anlatmayacaksn herhalde bize, yle deil mi?" "Niye yalan syleyeyim ki? Sen aynsn yapmadn m?" "Sleyman en ciddi konular bile abartmak zorunda galiba!" diye alay etti Yusuf. fkesinden hibir ey yitirmemiti. Sleyman elinden gelse baklaryla ldrecekti onu. "Diline hkim ol! Anlattklarmn hibiri Kuran'da yazl olanlardan fazla deil!" "yleyse Kuran m abartyor?" Herkes gld. Sieyman dudaklarn sryordu. 347

knda bilmedikleri hibir ey kalmamt. Hepsi de hurilerin hayalini kurmaya balamlard, hatta tariflerden yola karak, en beendiklerini kendilerine ayrmaya balamlard bile. "Ve sonunda dn gece uykuya daldn hcrede uyandn yeniden?" Naim bir ocuk gib soru sorma sanatna vakft. "Aynen. Her ey tpk bir nceki akam gibiydi. Sadece Hali me'nin bana verdii bilezii cppemin cebinde hissedebiliyor dum, o kadar." "Seyduna onu niye elinden ald?" "Herhalde onu kaybedeceimden korkuyordu. Fakat bir daha beni cennete gnderecei zaman, bilezii vereceine dair sz verdi." "Ne zaman olacak bu?" "Bilmiyorum, ama Allah izin verirse, ksa sre sonra." imdi maceralarn anlatma sras Yusuf'a gelmiti. Balang ve sonu biliyorlard zaten. Anlattklarn sra kkte yaadklan il snrl tutmak zorunda kald. arklar ve zellikle de danslar herke si bylemiti. Byk bir heyecanla Zleyha'nn zarafetini, gzelli ini, dans srasndaki ehvetli hareketlerini anlatyor, marifetlerin ve ve bititemiyordu. Kalbinin ona ait olduunu daha ak anla tamazd. Sadece Cada'ya gstermi olduu br anlk lgiden dola y znt duyuyordu ve kalbinin ait olduu kadna gsterdii sa dakati abartmakta da hibir saknca grmyordu. "Sadece o benim kadnm" diye szlerine son verdi "dierler ne kadar tatl ve ho olsalar bile, sadece onun emrinde, ona hiz met etmek iin varlar ve gzellikte hibiri onunla boy ie mez." Sleyman ok daha iyi bir anlatcyd. Yusuf un hikyesi onlar az ncekinin yans kadar bile etkilememiti. Sadece bir kez fe dalerin soluklarnn tutulmasn salayabilmiti; o da, gizemli k larla aydnlatlm bahelerde yapt gezintiydi. Sleyman bunu yaamamt ve imdi de sra kkn kendisini ok fazla etkilemi olmasndan ve darya bir kerecik bile olsun bakmamasndan znt duyuyordu.

349

kendisine daima gemiin atafatl gnlerini hatrlatyordu. Fakat bir bok yn zerinde yava yava rmektense dm bir melein ac gururunu tamay yelerdi. zntye adanm geceler boyunca, Hasan'in hayatndaki rolnn ne olduunu sorup duruyordu kendi kendine. Eskiden, ok uzun yllar nce, gen ve yakkl, yar peygamber ve yar hayalci bir apknd Hasan. Ama aradan geen zaman ve ondan ok daha nemli adamlar, onun hafzasndan oktan silinmilerdi. Eer zamannn politik kavgalarna ve dini tartmalarna bu kadar youn biimde bulam olmasa, onun adn bile unutaca kesindi. ok derin bir sefaletin iinde olmasnn zerinden, daha iki yl bile gememiti. Beklenmedik bir anda, kendisine ondan bir mektup getirilmiti. Bir kalenin efendisi olduunu ve kendisine ihtiyac olduunu, abuk gelmesini yazmt ona. Kaybedecek hibir eyi yoktu; kararn abucak verdi. stememesine ramen iinde solgun bir mit domutu. Nihayet tm kudreti ile Hasan grd. Yoksa o kendisini seviyor muydu hl? Bilmiyordu. Fakat sonunda, ac gerei kabul etmek zorunda kald. Bir zamanlar kendisini tm kalbiyle sevmi oian adam, artk iindeki atein bir bakas iin yanmakta olduunu bile ondan gizlemiyordu. Evinden dar kt. Aalarn dallarnda binlerce ku cvldayordu. Otlann zerlerinde i damlalar vard. Bu harika yaz sabah, aclarn daha da derinletiriyordu. Sonunda ac anlar bir kenara brakt, yzn ykayarak kendisine gelmeye ve karmakank salann dzeltmeye alt ama daha da korkun gzkmekten baka bir ey elde edemedi. Sonra da hadmlann uyumakta olduu bitiikteki eve gitti. Yan ak kapdan adamlarn horultular iitiliyordu. Bu rahat, huzurlu uyku, onu iyice ileden karmt. Yksek sesle ieriye, gnn oktan aydnlandn, alma vaktinin geldiini bard. "Lanet olas cad!" Mustafa sinirlenmiti; Adi ise glmekteydi. "htiyar orospu, seni hangi lam ukurundan getirdiler buraya?" Apama sinirlenerek kapy ardna kadar at. Havada uan nes 351

ml uyuyorsunuz! abuk kaya binin ve eve gidin, Seyduna sizi bu halde yakalarsa hakknzda hi de hayrl olmaz!" Kzlar pelerinlerine brnerek kanala gittiler. Kendilerini uyandran konserin yaratt aknl henz zerlerinden atamamlard; karmakark salar ve uyku akan gzleriyle kayklara sktlar. Kar kyda Meryem onlar beklemekteydi. Makyaj yapmak ve dudaklarn boyamak iin vakit bulmutu, ama ok kt bir gece geirdii her hafinden belliydi. Baklar Apama'nn baklaryla karlat; Meryem ilk defa bu baklarda bir muvafakat okuyordu. htiyar kadn hadmlarla beraber dier kklere ele gitti ve orada uyumakla olanian ayn ekilde uyandrd. Sonra tekrar kyya dnd ve orada beklemekte olan Meryem'le bir kez daha karlat; "Uyuyamadm m?" "Hayr. Ya sen?" "Ben de uyuyamadm." "Yaantmz gerekten de ok garip. Aslnda yle demek istiyordu; Korkutucu. Fakat Apama onu anlamt. Zleyha ve arkadalar, telala, gecenin izlerini yok etmeye alyorlard. kindi namazndan az nce eski dzen kurulmutu. Hayat devam ediyordu. leden sonra ist; Hasan, drt muhafzn eliinde onlar ziya rete geldi. taatkar bir ekilde evresinde yanm daire oluturarak beklemeye haladlar. Gecenin nasl gemi olduunu kendi azlarndan dinlemek istediini syledi onlara. Titreyen seslerle soru lanna cevap vermeye baladlar. Aniden cebinden altn bir bileik kararak, kzlarn burunlarnn ucuna uzatt: "Bu bilezik hanginizin kolundayd?" Halime bilezii hemen tand ve az kalsn korkudan baylacakt. En kk bir ses karacak durumda bile deildi. Dierlerinin de kendilerini hi de rahat hissetmedikleri belli oluyordu. Meryem tek tek kzlarn yzlerine bakt; Halime'ye geldii zaman ise le men anlad. Hasan'a sessizce yakard; ama dudaklarnda muzip bir glmsemenin izlerini grnce biraz rahatlad. "Demek ki bu bilezik hibirinize ait deil. O halde feda bana yalan sylemi olmak..." 353

Halime ona huzursuz bir bak frlatt. Aniden Fatma'nn her eyi anlam olmasndan phelenmeye balamt. Gerekten de Sleyman' bir daha asla gremeyecek miydi? Gece boyunca phe iini kemirip durdu. Tamak zorunda olduu yk kendisi iin ok ar degii miydi? Artk bir ocuk olmaktan vaz m gemiti yoksa? Byk haber kaleye ayn gnde yaylverdi: Hasar bir gece iin, fedaye cennetin kaplarn amt. Ebu Soraka ad geen fedaleri bu konuda bizzat sorguya ekmeye karar verdi. Geldiinde de uyuyordu. Fakat arkadalar, onlann azlarndan duyduklar her eyi tek tek anlattlar. Cesur adamn alnndan boncuk boncuk terler akyordu. Hemen Ebu Al'ye giderek, fedalerin, duymak isteyen herkese anlattklar eyleri anlatt. Ebu AH glerek karlk verdi: "Demek ki sylediklerine inanyorlar. nandklanna gre de syledikleri gerektir. Gerei sylememeye neden ihtiya duysunlar ki?" Ebu Soraka irkilerek sylediklerini onaylad ve aceleyle hekimin yanna giderek en son haberler hakkndaki fikrini duymak istedi. "Bence Hasan bu kk numaray bizi tamamen kontrol altna almak iin evirdi" dedi Ebu Soraka. "Fakat, bu zaman dek, dorulua son derece bal olan delikanllar, bu iren yalan yaymalar iin nasl kandrdn merak ediyorum!" "Btn bu olanlann arkasnda ok daha tehlikeli eyler olduunu hissediyorum" diye uyard onu hekim. Kalenin arkasndaki harem hakkndaki konumamz hatrlyor musun? Belki de orasn zel olarak bu delikanllar iin hazrlatt." "Fakat o zaman neden srlarn bize da amyor? Ne kadar az ey bilirsek, o kadar fazla tahmin yrteceimizi o da biliyor!" "Sana iyi bir t vereyim mi hrmetli da? Btn tahminlere bo ver ve duyduklarnn hepsini unut. Aksi takdirde derinin ne kadar kymet tayacan bilemem. nk ne Byk nderle, ne de bu gen fanatiklerle aka yapmaya gelmez. imdiye kadar ok 355

"Evet! Zndk kpeklere kar dvmek, bizim iin gerek bir elence olacak! Hepsi kllarmzn altnda gebermeli..." Bu tr konumalar Emir Minuehr'in ilgisini ekmiti. Br an ses karmadan dinledi. Sonra da her eyi bandan sonuna kadar bir kez daha anlattrd. Askerler merakla onu nceliyorlard. Fakat, su ratndaki en kk br kl bile kmldamyordu. Kendisinden bir aklama beklendiini anlad zaman unlar sylemekle yetindi: "Fedailer Byk nder'in ltfuya cennette gittiklerini iddia ediyorlar ve o da buna kar kmyorsa, demek ki buna inanmamz ve davranlarmz ona gre dzenlememiz gereklidir. Buna ramen odasna geri dnerken alnn kntrmt. O da Byk nderin planlarn neden kendilerine de anlatmadn merak ediyordu. Fakat birliklerinde fark ettii o vahi heyecan, kendisini daha da ok rktyordu. Ne olduunu tam olarak kes tirememesine ramen, bu olayn arkasnda bir sahtekrln yattna emindi. Sadece tecrbeli eski askerlerinin, fanatiklerden oluan bir orduya dnmek iin bir iaret beklediklerini hissediyordu. Bu durumda her trl iddet eylemine hazr oian askerler, artk onu, komutanlar olarak kabul etmeyecek, aksine emirleri, grnmeyen bir gten, daha dorusu bizzat Byk nder'in ruhani kiiliinden alacaklard. Fakat kendisini bu akntya kaptrmaktan baka ne gelebilirdi ki elinden? Bizzat Hasan, onu Emir unvan ile taltif etmiti; bu hem asker, hem de din bir unvand ayn zamanda. Eri iyisi, olaylar kendiliinden akla kavuana kadar sabretmek ve teklemekti. Kendisi yle ya da byle, bizzat Hasan tarafndan kurulan mekanizmann iyi alan bir dilisi deil miydi? Ona biilen grevden nasl kaabilirdi ki? Fedaler ta ki akam olana dek btn gn, arkadalannn maceralar hakknda binlerce tartmaya girmiler ve yorum yapmlard. Hikyeyi batan sona inceden inceye aratrmlar ve akillanna taklan en kk mevzu zerinde bile, saatler boyunca dnp tanmlar, fikirler ne srmlerdi. "Sana saldran hayvann ismi gerekten de Ahriman myd?" diye sordu Naim Ibni Tahir'e. "Muhakkak peygamber tarafndan 357

"Gryor musun?" "Evet. Sanki birisi seni srm." "Daha dikkatle baki" "Ey Allah! Ne kadar kk bir az!'' "Bunlar onun dileri Naim." "Meryem?!" rken delikanlnn srtndan souk bir rperti geti. "Evet, Meryem'in bana brakt hatra bu. Yaknda yok olacak. Bir para mum al ve atete yumuat, izlerin kalbn almam iin bana yardm etmelisin." "Seve seve Avni." Mum az sonra hazrd. Ibni Tahir onu eline alarak bir daire bici mine getirdi, Naim de gsndeki ize bastrd. Sonra da yavaa kaldrd. Meryem'in di izleri, bu ireti mhrn st yzeyine gemilerdi. "Allah!" diye inledi Ibni Tahir. ok mutluydu. "Bu andan itibaren benim en byk hazinem bu. Onu peygamberin kutsal emanetlerinden biriymi gibi saklayacam." Naim'e sarld, "Teekkr ederim dostum. Srrm paylahgm yegne insan sensin. Dilini tutacan konusunda sana gveniyorum." "ansl lml" diye i ekti Naim. "Ben de byle sevmek isterdim." "Belki de bu duyguyu tatmaman senin iin daha iyidir. Bu ak, ayn anda hem cennet, hem de cehennem..." Bu szlerden sonra birbirlerinden ayrlarak yatmaya gittiler. "Sen korkun bir efendisin" dedi Meryem, Hasan ona gece ziyaretinde bulunduu esnada. "Hepimizin yaam ve lm hakkn elin de tutuyorsun. Dn akamki misafirlerimiz ile ne yapmay dnyorsun?" Hasan dnceli dnceli bakt ona. "Bilmiyorum. Duruma bal." Renginin solukluunu fark etmiti. "Gryorum ki geen gece senin iin zorlu bir imtihand" dedi belli beiirsiz bir alayla.
y

"Biliyorum. Ama senden rica ediyorum, plannn Ibni Tahir ile ilgili olan ksmna biraz msamaha ester." "ok fazla ey istiyorsun! Yirmi yllk hazrln ne anlam var o zaman peki?" "Dinle. Bugne kadar sana daima itaat ettim ve edeceim. Sz ver bana." "Hayr! Yapamam. Bunu yapmak benim kudretimi ayor." "Peki, farz edelim ki Ibni Tahir kendiliinden gerei rendi. O durumda ne yapardn?' Hasan ona kukulu bir bak frlatt. "Ne demek istiyorsun?" "Korkma. Belki de aksinin daha iyi olmasna ramen, ona hibir ey gammazlamadm." "Kendiliinden gerei rense mi? Yani planm yarya kadar kavram olsa? Sanrm o durumda beni anlard. Benim ruhumun bir ocuu olurdu. ayet... ayet beni bir dolandrc yerine koymazsa tabii. Bu durumda da tm dnyaya benim dolandnc olduumu iian ederdi... Evet, bu daha gereki. Benim tm hayatm harcadm bir eyi, henz o yatayken nasl anlayabilir ki?" "Yine de soruyorum sana: Sen ne yapardn?" "ok fazla soruyorsun. kimiz de yorgunuz. Ge oldu." Ayaa kalkt. Surat karanlkt. Meryem'in gzlerinde yalar parlyordu. "O daha bir ocuk." Hasan tek kelime etmeden kyya yrd ve Adi'nin kulland kaya bindi.

361

"Btn sistemi yenilemeli ve yeni talimatlar yaynlamalytz" dedi Hasan, Ebu Ali'ye "ayet bu tecrbesiz birliklerden tek bir reti ve tek bir nder tanyan yeni bir ordu kumak istiyorsak tabii. Peygamber mminlere arab haram klarken ok haklyd. Bizim baka trl davranmamz aptallk olur, nk kuru kalabalklar yerine, vurucu gc yksek olan salam ordulara ihtiyacmz var. Askerlerin de karar verme yeteneklerinin gelimesi lzm. Bu tr kuvvetleri sadece ok ak ve sert emirlerle harekete geirebiliriz. Ve emirlerimize kr krne itaat edilmesini de kesinlikle salamalyz." Bylece yeni birliklerin yemin trenleri, ikili elencelerle kut larmad. Sadece, Ebu Ali birliklerin nne karak onlara yeni emir ve talimatlardan oluan uzun bir ferman okudu. Amirlerine bakaldran, emirlere taat etmek istemeyen, kavga veya baka bir nedenle bir Ismall taraftann ldren, Byk nder hakknda kt szler sarf eden veya emirlerine pheyle yaklaan, arap veya baka bir sarho edici madde ien, sefih bir hayat sren. .. herkes iddetle cezalandrlacakt. Kendini dnyev zevklere kaptranlar, sadece kendi zevki iin mzik yapanlar veya dinleyenler, dans edenler veya bakalarnn dansianna katlanlar, batan kartc kitaplar okuyan veya dinleyenler; ar bedensel ve ahlak cezalara arptrlacaklard. Fedalere ise kendi yeteneklerine uygun zel grevler verilmiti. Cafer Mutsufer'in hkm srd Rey ile Alamut arasnda, srekli, haberci olarak grev yapacakt. Naim yeni birliklere din dersi veriyordu; tbni Tahir ise tarih ve corafya Yusuf ve Sleyman ise yeni feda talebelerine dv sanatlannda ders veriyorlard. Her sabah bir zamanlar Minuehr'in kendilerine ders verdii yaylaya gidiyorlard. Kurnaz beyde bir keifi birliinin komutanln yapmaktayd. Grevleri ise sultann ordusunun hareketlerinin takip etmekti. Onun yardmcs konumunda olan Abdurrahman, Ibni Vakkas, Abdullah ve Halfa, az bir zaman sonra, Kazvin, Rey ve Alamut arasndaki en ksa yollar ezbere renmilerdi. Emir Ars lanta'n niyetini anlamakta da ge kalmadlar. Emir, mmkn olduu kadar ksa bir zamanda Kazvin ve Rey ehirleri ile Alamut 363

Bahelere yaptklar ziyaretten sonraki gece, Yusuf ve Sleyman ok yorgun olduklar iin derin bir uyku ekmilerdi. Fakat ertesi gnn akamna doru, ilerinde ok garip bir huzursuzluk olduunu hissettiler. Bir eyler eksikti sanki ve bu eksiklik de ilerin deki garip hiddetin daha da artmasna neden oluyordu. En urak bir uyku ihtiyac hissetmedikleri iin, ayn ayr gezintiye kmaya karar verdiler ve sonunda toprak tahkimatlarn orada bululular. "Susadm" dedi Yusuf bir sre sonra. "ahrud'da yeteri kadar su var." "Benim iin ok az. Eer istersen sen iebilirsin hepsini." "Yoksa cann arap m istedi?" diye gld Sleyman. Yusuf karanlk baklar frlatt ona. "Yat borusu oktan ald." "Bana neden sylyorsun ki? ayet istiyorsan git kendin yat." Surlarn zerine oturarak, bir sre aada akan rman alamasn dinlediler. "Bana yle geliyor ki sanki bir eyler sylemek istiyorsun" dedi Sleyman sonunda merakJ alayc bir ses tonuyla. Yusuf dilinin altndaki baklay eveleyip geveliyordu: "Senin durumunda bir gariplik yok mu?" 'Ak konu. Seni rahatsz eden nedir?" "Bana yle geliyor ki sanki i organlarn kor haline dnmler. Ate akaklanma vurdu. Dayanlmayacak derecede susadm." "O zaman neden su miyorsun?" "iiyorum imesine ama bir faydas olmuyor ki! Sanki hava yutar gibiyim. imdeki atei kesinlikle sndrmyor." "Biliyorum. Sebebi de u lanet olas haplar. Ahi Keke bir tanecik daha hapmz olsayd. Annda huzura ererdik." "Seyduna'nn bizi yalcn bir tarihte yeniden cennet bahelerine yollayacan dnyor musun?" "Ne bileyim? Sadece o geceyi dnmek bile ateimin kmasna neden oluyor. Eriyecek gibi oluyorum." ok yaknlarndan mealelerini sallayarak bir devriye geti. Talarn arkasna saklandlar hemen. Gizlice yatak odasna geri dndler. Arkadalar oktan uykuya 365

renmesini istediini hatrlyordu! Oysa imdi, hibir anlam ifade etmiyordu bu. Bazen kendisine hayranlkla bakan gzlerden rahatsz bile oluyordu. Bu anlarda kap gitmek, insaniann olmad ssz yerlere yerlemek ve dnceleriyle ba baa kalmak, istiyordu. Meryem'e... Evet, Meryem onu yeni gelenlerden ve eski arkadalarndan ayran en byk gizemdi. Azck uyumaya muvaffak olduu gecelerde, daima onu gryordu ryasnda! Sanki her zaman onunla berabermi gibi geliyordu kendisine. Bu yzden, her trl kalabalk onu rahatsz ediyordu: Bir arda kendini yeniden byl sra kkte buluyordu.., Meryem zerine eiliyordu... Onu ok ak olarak gryordu, vcudunun tm hatlarn hatrlyordu, ta ki korkun, bir ac ile uyanncaya kadar. Ah! Keke ona dokunabiiseydi! Gerekten de, Hsrev tarafndan irininden ayrlar Ferhad kadar ac ekiyordu en az. Akln yitireceinden korkuyordu sk sk. Sleyman ve Yusuf, hi olmazsa an ve hret ile teselli buluyorlard. Sabahlan, adamlaryla beraber at srtnda kaleyi terk ederlerken, hayranlk dolu baklar onlar izliyordu daima. Fakat gecelerini birer kabusa eviren sinirliliklerinin fkesini talebelerden kartyorlard. Yusuf adamlannn icraatlarndan memnun kalmad zamanlar bir arslan gibi kkyordu. Fakat talebeler, ksa zaman sonra, Sleyman'n fke nbetlerinin ok daha tehlikeli olduunun farkna vardlar. Talebelerin yapt bir hatay yakalad zaman frsat kanmayarak, kusurlarn herkesin oltasnda alenen .suratlarna vuruyordu. Sleyman'n szleri bir krba gibi saklyordu o zaman. Yusuf ders anlatmaktan holanyordu: Ona soru sorulmasn seviyordu ve sorulan soruyu da. elinden geldii kadar detayl olarak aklamaya alyordu. Kendisine sayg ve hrmet gsterilmesi yeterliydi onun iin. Fakat Sleyman'a bir ey yormaya cret eden bir talebe, tadn uzun zaman unutmayaca tokatlar da hesaplamak zorundayd. Gnler bu ekilde geiyordu, fakat akamlan, korku ve dehetin hakimiyeti balyordu. Btn gece gzlerini bir kez olsun kp mamaya mahkm olduklarnn farkndaydlar. 367

Sleyman gzlerin yere indirdi. "Senden hrmetli Dal. beni Seyduna'ya gtrmeni rica ediyorum." Ebu Ali armt. "Bu da ne demek oluyor! Seyduna sabahtan akama kadar bizim iyiliimiz iin alyor 0 r >un zamann m almak istiyorsun? Ona syleyecein her eyi, tuJ beklemeden bana syle!" "Bu ok zor. Derdimin derman sadece o olabilir." "Konu! Sylediin her kelimeyi ona ileteceim." "Artk dayanamyorum... Bana tekrar cennetin kaplarn aacak: olan bir grev istiyorum." Ebu Ali rperdi. Sleyman'n bakiann grmt; Bu baktla da vahi bir alev parlyordu. "Sen delirmisin Sleyman! steinin bir tr bakaldr olduu nu biliyor musun? Ve isyanlann bizde lmle cezalandrldn..." "Bu ekilde ac ekmektense lmek daha iyidir." Sleyman bu szleri duyulur duyulmaz bir sesle nne fsldamt ama Ebu Ali sylediklerini iitti. "imdi git. Dediklerini ona syleyeceim. Belki de kurtuluun tahmininden daha da yakndadr." Ebu Ali geri dndnde Hasan soran gzlerle ona bakt. "Ona, kendisini dl olarak cennete geri gnderecein bir grev vermeni istiyor. Artk dayanamadn sylyor." Hasan glmsedi: "Yanlmamm. Zehir ve baheler etkilerini beraber gsteriyorlar. En nemli imtihan pek uzakta deil artk." Sleyman ektii aclar sonucu yava yava akln oynatmaya balamt. Yine uykusuz gecelerden birinde, yavaa dorularak Naim'in deinin ayak ucuna oturdu. Naim de o srada uyand ve ayann dibinde oturan karaltya aknlkla bakt. Onun Sleyman olduunu anlad zaman korkusu bir kat daha artt. "Ne oldu?" Sleyman cevap vermedi. Hi kmldamadan dik dik ona bakyordu. Solgun ve kk surat karanlkta parlyordu. Naim yava yava Sleyman'n hatlarn daha iyi semeye balad. "Ne istiyorsun?" diye sordu ona aniden rkerek.
<

369

ki balantnn gvenliini salyordu; ve blgedeki Ismailier onu, gnlk olarak, dman birliklerinin en kk hareketlerinden bile haberdar ediyorlard. Tm belirtiler, Emir Arslanta'n, Alamut kalesine saldrmak iin hi de acele etmediini gsteriyordu. Yakkl komutan tm haremini yanna almt. Blgenin eraf ve ileri gelenlerini bitmez tkenmez ziyafetlere davet ediyor veya onlarn sofralanna konuk oluyordu. Bunu dnda, subaylar ile iki iiyor ve tm vaktini danszler ve algclarla geiriyordu. Astsubaylar ve askerler, kendi hesaplanna civar kylere yama aknlar dzenleyerek, holarna giden her eyi alyorlar, bylece kendilerine ve onlan gnderen sultan ve ba vezire duyulan nefreti daha da artryorlard. beyde kt bir baka keif gezisinden sevinli haberlerle dnd. Serbest braktklar Trk askerleri, arkadalarna Alamut ka lesindeki lsmailerin yaantlann ve istedii kiiyi cennette gnderme yeteneine sahip olan nderlerinin yeteneklerini uzun uzun anlatyorlard. Epey zamandr atalet iinde bulunan askerler, bu hikyeleri azlarnn sulan akarak dinliyorlar ve tam da onlara hitap eden bu yeni inan kabul etmeyi dndklerini ak ak sylyorlard. O andan itibaren herkes ya kjsaca nder', ya da dan eyhi' diye arlan adama duyduktan merak yznden, Alamut kalesi ile ilgileniyordu. Ksa zaman sonra Ismail casuslan dman saflannn arasnda sanki kendi evlerindeymi gibi rahatlkla dolaabiliyorlard. Toplantlar dzenleyerek, politik veya dinsel konularda tartyorlar, onlara 'eyh'in retisinin temel prensiplerini anlatyorlard. Onlara inanmayan veya alay eden kiiler bile saflarnn arasnda rahata hareket edebilmelerine karmyorlard. Be yz kiilik bir fanatik grubu tarafndan savunulan mtevaz bir kaie, sultann otuz bin kiilik ordusunun karsnda ne yapabilirdi ki? Ksacas Hasan'n casuslarnn bildirdii her ey, dman askerlerinin sava etmek iin, hi de yle kutsal bir imanla yanp tutumadklarn gstermekteydi. lerinde bulunan az bir birlik ruhunu yok etmek de, pek zor olmayacakt dorusu! Ebu Ali vastasyla, iinde bulunduklar ortamn msaitliini gre
v

371

belirmiti. Elinden geldiince Halime'yi teselli etmeye alyordu ama kendi yrei de ac doluydu. Zavall bni Tahir'in kaderini dndke mtemadiyen titriyordu. Devaml Hasan'n kendisini artmasn bekliyordu ama o kendisini aklndan silmi gibiydi. bni Taiir iin ana sevgisine benzer bir sevi hissediyordu iinde ve onun kaderinden kendisini sorumlu hissediyordu ve ayrca Halime'nin kaderinden de. Sultann nc birliklerinin malubiyetinden yaklak bir ay sonra, yeni ba vezir Tac el Mlk, Hasan'a bir eli gnderdi. Eliye, Alamut kalesine giden yol boyunca, Metsufer'in adamlanndan oluan bir birlik elik etmiti. Hasan eliyi hemen kabul etti. Elinin sylediine gre, sultan, nc birliklerinin ald ar malubiyeti Badat yolunda haber almt. Kendisi o srada Bat ran'da, Nehavend dvannda bulunmaktayd. Bu sinir bozucu haberin hemen ardndan Nizam l Mik de sultan yattmak iin oraya gelmiti. Nizam l Mik'n korkun bir ikna yetenei vard. Sultana, uzun uzun, Arslanta'n bir ie yaramadan oyalanp durduu, halbuki onun hemen ve acilen Alamut zerine yollanmas gerektiini anlatt. Ayrca bu iin tm sorumluluunun yeni ba vezire verilmesi de siyasi olarak iyi bir tercih .saylmazd, nk ba vezirin, Hanm Sultan'n da yardmyla ismailflerin gizli hmisi ve destekisi olduu biliniyordu! Sabk vezirinin anlattklarndan etkilenen sultan, kendisine hemen orackta tm yetki ve grevlerini iade etti. Fakat Hanm Sultan bu iten hi holanmamt. Tac el Mlk'n ba vezir olarak kalmasnda srar ediyordu ve Nizam' ba vezir olarak tanmayacan bildirmiti. Ksacas Nizam l Mik Nehavend civarndaki birliklerini dzene sokmakla meguld. Blgede oluan genel ayaklanma havasn datarak, sultann ve dolaysyla kendi otoritesini yeniden tesis etmekti amac. Emir Arslanta'a da Alamut'u zapt etmesi iin bir ay sre tanmt. Kaleyi ele geirdikten sonra yerle bir etmesini de art komutu, yoksa kendisini vatana ihanet ile sulayacakt. Ayn ierikte bir baka ferman da, hal Zur Cumbadan kalesi dibinde bo yere beklemekte olan Emir Kzl ark'a gnderilmiti. 373

Benim iin her eydiniz. Bugn sadece senin hayalini gryorum, Meryem. Kalbimi tamamen dolduruyor ve ruhumu yutuyor: Gizem dolu sesin ve glmseyiin, Dudaklarnn soluu.vcudunun zarafeti, Onlarsz yaamn lmden fark ne... Hibir kadnn sahip olmad O gzel ellerin, Her eyi bilen ruhun ve zekn, Gzlerinin sonsuz uurumu, Varlmn ve tm kinatn aynas... Senin yannda peygamber kimdir ki! Meyem benim inancm, yaamm ve biricik tanrm, Ve benim yegane cennetim! Ruhumun derinliklerinin, bilincimin zirvesinin, Ve kalbimin yegane hkmdan. Senin daima karmda olan hayalin, iimde garip bir phe uyandryor: Gerekten de bana benziyor musun? Senin duygularn ve arzularn, Bu dnyann bir varl m? Kalbimin altnda tadm dudaklannm izi Bir kant m? Fakat belki de etsiz ve kansz, Seyduna 'nn bylerinin rn olan, Bir hayalsin sadece. Bylesine acmasz bir hayalden, Kendimi nasl kurtarabilirim ki? Sadece rzgra ak olmak. Zehirli bir soluu sevmek! Seyduna, bir yalanc m? Ey melun phe! Beni bu tuzaa dren kudretli erendi,

Kimsin sen?
Mehdf veya peygamber misin? Allah msn?

Ve bu korkun ikence ebediyen son bulsun! Cennetten kovulan Adem gibiyim karnda Sana Meryem 'i geri ver! Bu aa karsnda yreim paralanmadan... Bir akam Hasan onu snamak iin yanna ard: "mann salam m imdi?" "Evet ey Seyduna!" "istediim zaman cennetin kaplann sana aacama iman ediyor musun? Gerekten inanyor musun buna?" "irnan ediyorum ey Seyduna!" Odada yalnzdlar. Hasan etkileyici baklarla szyordu onu. Baieye gnderdii akamdan beri ne kadar da ok deimiti! Zayflamt, avurttan kmt, gzleri ukura kamt ve atele parlyordu. Hasan mekanizmasnn korkun sonulara neden olduunun farkna vard. "Ebedi mutluluk kazanmak istiyor musun?" Ibni Tahir kasld. Yz aydnland, Hasan a yalvaran bir bak Adatt. "Oh Seyduna!" Hasan yere bakyordu. Aniden kalbinde bir ac hissetmiti. Bu yzden, fedailerle daha yalan ilikiye girmekten devaml kanmt... "Sana bo yere cennetin kaplann amadan. Sarslmaz bir imana sahipsin imdi. Artk ebedi mkfatna kavuma vaktinin geldiini dnyorum, tabii grevini yerine getirdikten sonra. Teolog el Gazali'yi tanyor musun?" "O sofistten bahsediyorsun deil mi ey Seyduna..." "Evet. Filozoflarn k adl kitabnda, retimizi en baya bir biimde yerden yere vuran adam. Br seneden biraz daha uzun bir sre nce, ba vezir onu, Badat'ta bir medresenin mderrisliine tayin etti. Senin grevin; sanki onun rencilerinden biriy misin gibi davranmak, ite bu kitab sana veriyorum. ok kaln deil. Sen yeten kadar zekisin; bir gece iinde kitab okuyabilir ve renebilirsin. Yarn sabah erkenden tekrar bana gel. Artk zel 377

XV
Byk nder'in olu, Huzistan dastni ldrmt! Ertesi gn btn Alamut bu konuyu konuuyordu. Aslnda haberci kimselere tek kelime etmeden Byk Da'lere ba vurmutu, onlar da haberciyi derhal Hasana gtrmlerdi. Bu arada kulak misafiri olan bir astsubay, haberi tm kaleye yaymt herfalde! Belki de Byk Da'lerden biri istemeden azndan karmt. Her halkrda tm kale olup biteni renmiti. Durumu, mminlerden gizlemenin hibir imkn kalmamt. ibni Tahir Hasann kendisini karlayabilecek duruma gelmesi iin epey beklemek zorunda kalmt. Byk nder, cinayetin tm aynntlann renmek istiyordu. Haberciye olanlar en ince aynnt sna kadar bizzat kendisine anlatmasn emretmiti. "yleyse dinle ey Seyduna" diye balad sze adam. "Emirlerini tayan haber gvercini Zur Gumbadan'a ulatnda, Kzl Sark, bir haftadr surlann dibinde bulunuyordu. Blgede bulunan daha nemsiz tm direni merkezlerini zapt etmi ve bizi muhasara etmek iin de yaklak yirmi bin adamn brakmt. Bize serbest gei nermiti ama Byk Da bunu reddetti. Olun Hseyin kaleyi dmana satmay nerdii zaman Alkeyni byk bir aknla dmt. Bu nedenle ne yapmas gerektii konusunda fikrini sormutu ve sen de zaman geirmeden olunu zincire vurmasn emretmitin. Alkeyni olunun bunu bizzat kendisinden renmesini istemi ve eer isterse kendisini sana gnderebileceini sylemiti. Fakat Hseyin ldrm gibiydi ve mantkl davranmaya da yanamyordu. Civarda bulunan herkes onun barlarn iitiyordu: "Kpek herif! Beni babama sattn!" Sonra da klcn ekerek darbeyi vurdu. "Onu ne yaptnz?"

ediyordu. O bizim blisimiz, bizim kt melegimizdir! Peki sen bizim ba meleimiz olmaya ve babann intikamn almaya hazr msn? Klcn hazr tut!" Ibni Tahir yumruklarn skt. Tm kudretiyle doruldu. Gen bir servi aacna benziyordu. "Klcm hazr ey Seyduna." "Rey ile Badat arasndaki yolu biliyor musun?" "Biliyorum. Ben o yol zerinde bulunan Sava'danm." "yleyse dinle. Hemen yola kacaksn. nce Rey'e, oradan da Sava ve Hamedan zerinden Nehavend'e gideceksin. Fakat babann evinden kan! Btn yol boyunca tek bir ey dneceksin: amacma nasl ulaabilirim? Gzlerini ve kulaklarn ak tut, belki ba vezirin niyetleri hakknda bir eyler renebilirsin. Bana ba vezirin Nehavend'de bize kar ve sfahan'da da rakibi Tac l Mlk'e kar byk bir ordu toplamakta olduunu sylediler. Dedikle timi takip edebiliyor musun? Gazali onun arkadadr. Sen bu andan sonra, hrmetli din liminin talebesi Osman'sn ve ba vezire efendinin bir ricasn gtryorsun. Bu nedenle, sana verdiim kitab cia yanna almalsn. Senin iin Snni talebelerin giydii siyah elbiselerden hazrlattm. Al, bu da yol boyunca harcaman iin para ve ldrecein adama verecein bir mektup. Mektubun zerinde grdn mhr, sana tm kaplan aacaktr." Ibni Tahir siyah giysiyi Hasan'm ellerinden ald ve ona tatl bir huzursuzlukla bakt. Para kesesini kuana, mektubu da koynuna soktu. "Ba vezirin karsnda nasl davranman gerektiini hekimden rendin. Alamut'u terk edene kadar eyalanm u uvaln iinde sakla. Kalenin gr alannn dna kar kmaz zerini deitir ve kimliini belli edecek her eyi burada brakmaya zen gster. Nizam l Mik' tanrm. Eer Gazali tarafndan gnderildiine inanrsa seni ok iyi karlayacaktr. Ve imdi iyi dinle! Mhrl mektubun krvrmlannn birinde, dnyann en kk ve en sivri ulu haneri sakldr. Bu grnmez silah fark ettirmeden eline kay dmnalsn. Mektubu alcsna verdiin an, belli belirsiz br hareket, kimse fark etmez bile! Ve ba vezir mektubun mhrn amakla megulken, sen de sadece kolunu uzatp, hanerin sivri ucuyla * 381

duka uramlard. Uyand zaman nce lm olduunu ve artk baka bir dnyada bulunduunu zannetmiti. Dehetli bir korkuya kaplmt bir anda. Demek ki lmden sonra hayat varm diye dnmt hemen. Bir zamanlar, lmden sonra son suz bir hilik bulunduuna inandn dnmt. Sonra arkadalarnn sesini iitmi ve hemen kendisini toparlamt. Allah'a kr zaaf hemen son bulmutu. Byk Da'leri yolcu etmiti sonra. Hseyin Alkeyni, sa kolu, ldrlmt. Hem de kendi z olu taralndan! Kanun amansz ca uygulanacakt. bni Tahir yola koyulmalyd. zenle mhrledi i bir mektup yazmt. Sonra da bir biz veya ineden daha byk olmayan sivri bir bak alarak, son derece tesirii bir zehre batmn ve kurutmutu. Ancak bu ileri hallettikten sonra, kendisini yataa atarak l gibi uyumutu. Daler ve dier liderler, Huzistan cinayeti hakknda ateli tartmalara girmilerdi. Hasan ne yapacakt acaba? Gerekten de kanunun dediklerini yerine getirecek miydi? Kendi oluna verilecek hkm imzalayacak myd? "Olu hakknda karar vermek, bni Sabbah iin de kolay olmayacak" dedi Abdlmelik. "Hseyin Alkeyni onun sa koluydu. Katili ise kendi z olu..." "Kanun her eyin stndedir!" diye belirtti brahim. "Samalk. Bir karga baka bir kargann gzn oymaz" dedi Yunanl ineleyici bir tarzla. brahim ona doru karanlk baklar frlatt. "Burada sz konusu olan sradan bir su deil." "Biliyorum Da brahim. Fakat bir babann olunu cellada teslim edeceini aklm pek almyor." "Hseyin smail! tarikatnn bir yesi." "Haklsn" diye sesini ykseltti Ebu Soraka. "Kendi yazd kanunun ana dt." "Sizin iin konumak kolay" dye kzd Minuehr. "Bir kere de oluna verilen hkm okuyaca an gzlerinizin nne getirmeye alsanza!" "Bakalarnn oullar iin hkm vermek ok daha kolaydr" diye mrldand Yunanl. 383

"Nereden biliyorsun?" "Onu kuleden gelirken grdm. Beni fark etmedi bile. Akln oynatm sanrm. akn akn etrafa bakmyor ve mutlu bir ifadeyle glmsyordu. Askerin birine, atn eyerlemesini emrettiini iittim." "Cennete yolculua hazrlanyor." Sleyman deinden frlad. "Gel Yusuf, ibni Tahir'in yanna gidelim." bni Tahir bu arada knn balamakla meguld. Meryem'in di izlerinin bulunduu mum levhay ksa bir kararszlktan sonra paralamaya karar verdi. Sonra da iirlerini kk bir paket haline getirerek, o esnada odaya giren Cafer'e verdi. "Ben dnene kadar bunu sakla. ayet bir aya kadar dnmezsem Seyduna'ya verirsin." Cafer bunu yapacana dair sz verdi. Tam o anda Yusuf ve Sleyman odaya daldlar, pelerinden gelen Naim kapnn eiinde durmutu. "Seyduna'nn yannda miydin?" Sleyman bni Tahir'i omuzlarndan yakalamt ve soran gzlerle ona bakyordu. "Beni kabul ettiini kimden rendin?" "Naim syledi bana." "O zaman belki bana verilen grevi de biiiyorsundur?" Kendisini Sleyman'n kollanndan kurtararak, iinde Hasann verdii eyalar olan kn omuzlad. Yusuf son derece zgn baklarla seyrediyordu onu. Cafer Naim'e bir iaret yapt ve birlikte oday terk ettiler. "Benim iin ok zor ama susmak zorundaym" diye aklad bni Tahir br ikisine yalnz kaldklarnda. "Hi olmazsa yaknda cennete geri dnp dnemeyeceini syle!" Sleyman'n sesi yakaran ve perian bir tonda kyordu. "Sabrl olun. Seyduna'nn size emrettii her eyi yapn. Ve bizi unutmadn bilin." Onlara veda etti. 385

dalaa doru yola koyulmutu. Sultan, atl birliinin ksci sre nce tatt malubiyetin kendisine verdii utanc, en ksa srede telafi etmek istiyordu. Fakat Ibni Tahir ba vezirin planlan hakknda bir ey renmeye muvaffak olamad. Uyku zaman gelmiti artk. Titreyen elleriyle kk knn aarak, Hasan'n kendisine verdii haplardan birisini yuttu. Sonra da etkisini gstennesini beklemeye balad. Bir an sonra, iinde, bir zamanlar kendisini ge ykseltmi olan o gili kudreti hissetti; ama bu sefer korkudan eser yoktu iinde. Meryem'i dnmeye balar balamaz gzlerinin nnden byleyici hayaller gemeye balad. Drt keli devasa saraylar ve ge ulaan kuleler, gz kamatran beyaz renkler iinde ge ykseliyordu. Sonra da sanki grnmez bir el tarafndan silinmiler gibi gzlerinin nnden kaybolmaya baladlar. Sonra renkli kubbeleri ve olaanst ihtiamlanyia birok ehir gznn nnden gemeye balad. Tanmad bu yerlerin tek hkmdarnn kendisi olduunu hissediyordu. Nihayet hayaller gzlerinin nnde doruk noktalarna ulatlar ve aniden dalverdiler. ibni Tahir bitkin bir ekilde yataa uzanarak uyumaya balad. Ertesi sabah uyand zaman vakit olduka ilerlemiti ve her taraf krlp dklyordu. Oh! Neden bu defa sra kkten ok uzaklarda uyanmt ki? Kaybedecek zaman yoktu. "leri!" diye mrldand cesaretlenmek iin ve tekrar yola koyuldu. Doduu ehre uramaktan kand: Anlar onu rktyordu. Gne acmaszca parlyordu tepesinde ve ba tayamayaca kadar arlamt. Uyuukluuna engel olabilmek iin, kendini, sadece hedefe konsantre olmaya zorlad. Aslnda istedii bir tek ey vard: herhangi bir hana gidip yataa uzanmak ve o haplardan bir tane daha almak... ve kendini hapn esrarl gcnn kollarna brakmak. Hamedan'a gelmek zereyken yolda bir grup silahl svariye rastlad. "Nereden geliyorsun?" diye sordu ona astsubay. "sfahan'dan. Beni Badat'tan ba vezire ulatrmam gereken bir haber ile buraya yolladlar. Fakat rendim ki hrmetli ba ve 387

dece binek hayvanlar deil, baka trden de binlerce hayvan grlyordu. Ordunun ardndan gelen binlerce balk kz, kei ve koyun srleri, obanlannn baklar altnda bir tutam yeil ot bulmak iin didiniyorlard. Civardaki tm yollar, hayvanlan iin yem bulmakla grevlendirilmi askerler tarafndan kesilmiti. Ordughn inde byk bir bo alan gze arpmaktayd: Daha birka gn ncesine kadar, sultann adrlan orada kuruluydu; ezilmi otlar ve bek bek ate kalntlar, kraliyet adrlannn yerlerini iaret etmekteydiler. Bu alanda imdi tek bir adr gze arpmaktayd: byk ve son derece aaal bir adr. Yani ba vezirin karargh. Bir ka ay nce efendisiyle aras bozulduundan bu yana Nizam l Mlk yalanmt. Yetmi yana girmi olmasna ramen o zamana dek belli bir kuvveti muhafaza etmesini becermiti ve at zerindeki duruu hl askerler zerinde hayranlk uyandrabiliyor du. Otuz yldan daha uzun bir zamandr devletin iplerini ellerinde tutmaktayd. imdiki hkmdann babas Sultan Alparslan ah, onu ba vezir yapm ve bundan da asia pimanlk duymamt, lmeden nce ise olu olan veliahda kendisini rnek bir devlet adam olarak tavsiye etmiti. Veliaht bu tavsiyeye uymu hatta daha da ileri giderek ba veziri 'atabey' unvan ile taltif etmiti. Nizam snrlarda ban tesis etmiti. Yollan iaretlemi, camiler, kervansaraylar ve medreseler yaptrm, vergi kanununu dzenlemi, memleketi hibir zaman eriemedii bir refah seviyesine karmt. Bylece uzun zaman gen hkmdann snrsz gveninin zevkini karmt, ta ki gen Hanm Sultan aralannda ikilik yaratana kadar. Daha nce de, sk sk kskan ve kt niyetli rakipler, onu, sultann gznden drmeye almlard, fakat sultan, hibirisinin sylediklerine nem vermemiti. Ba veziri memuriyeti esnasnda zengin olduu iin asia sulamam, aksine on iki olunun tmn de, devletin st kademelerine yerletirmesine bile gz yummutu. Fakat gzel Trkn Hatun, bir sre nce, srarl abalar sonucu, hkmdar olan kocasn, ba vezirin kendisine bir acemi aylak gibi davrand ve imdiye dek gvenini utanmazca kendi menfaatleri uruna suiistimal ettii konusunda ikna etmeye

389

Bu ynde att ilk admlar cesaret vericiydi. Trk svarilerinin Alamut nnde aldklar malubiyeti ok iyi bir ekilde kullanmay becermiti; Aslnda hafif bir arpmadan baka bir ey olmayan bu olay ok abartarak, sultann Tac l Mlk'e duyduu gveni bir kalemde temellerinden sarsmt. Sultan, karsnn ve muhasibinin, tsmaiilere kar almak istedii tedbirlere ne kadar iddetle kar ktklarn unutmamt. Nizam da bu frsat deerlendirerek, ayet, tebaasnn gznde biraz kalm olan saygnln korumak istiyorsa, o zaman vakit geirmeden bu sapklarn zerine sefere kmas gerektii konusunda sultan ikna etti. Sylediklerinden son derece etkilenmi olan sultan ise ona tm yetkilerini geri vererek, Alamut kalesine nihai darbeyi indirmesini emretti. Orada gerekleen mucizeler hakkndaki masallar, fanatikler tarafndan drt bir yana yaylan Hasan'n adamlarn cennete gnderdii palavralar, elbette ki ba vezirin de kulana gelmiti. phesiz bu masallarn hepsinin uydurma olduunu biliyordu ama kitleler zerindeki etkisini de grmezlikten gelemezdi. ok iyi biliyordu ki kitleler sadece batl inanl olmakla kalmayp bu tr mucizeler yaratan kiileri dinlemekten ve takip etmekten de son derece holanyorlard. Bylece Nehavend'deki ordugh, bir bakma, imparatorluun geici bakenti durumuna gelmiti, insanlar ba vezir Nizam l Mlk'e ikayetlerini bildirmek ve dilekelerini vermek iin lkenin drt bir yanndan buraya geliyorlard. Tac l Mlk ba vezir olduu ksa mddet zarfnda, birok st dzey memurun grevlerine son vermi ve yerlerine aceleyle kendi adamlarn doldurmutu. Gzden den bu memurlarn, eski hamilerinin yeniden ba vezir olduklarn duymalar ile ordugha komalar bir oldu. Nizam l Mlk'e dilekeler vererek veya gvenilir adamlarn yollayarak yine eski memuriyetlerine kavumay umuyorlard ne de olsa kendileri ona olan ballklar yznden gzden dmemiler miydi? Nizam l Mlk hepsini iyi karlyor ve onlara vaatlerde bulunuyordu. Bu arada, bir yandan da kuvvetli bir ordu tekil etmekle urayordu, nk hl, Hanm Sultan'n himayesinde olan raki391

Muhafz ondan baka bir odaya gemesini istedi, ibni Tahir soukkanllkla istee uydu. Vezirin adr gerek bir sarayd! eride sadece kk bir muhafz birlii gze arpyordu. Komutanlarnn omuzlarnda, rtbe ve grevini belli eden som altndan kk silahlar vard. Bir adam muhteem kyafetlere brnmt. Altn ve gm eritlerle ilenmi krmz bir gmlekle, krmz bir alvar giymiti. Banda uzun tularla ssl renkli bir sank bulunuyordu. Bu adam vezirin terifatg bayd. Ciddi bir ifadeyle ziyaretiyi szd ve arzusunun ne olduunu sordu. bni Tahir terifat bann nnde eilerek selam verdi. zenle kendisini gnderenin ismini syledi ve elindeki mhrl mektubu gsterdi. Terifat ba, muhafzlardan birine ziyaretinin zerini aramasn syledi. zerinden sadece el Gazali'nin bir kitab ile bir kese iinde biraz para kt. "Burada usul byle!" dedi terifat ba zr dilercesine. Sonra da kap vazifesi gren perdeyi yana ekerek ba vezire ziyaretiyi bildirmeye gitti. Birden Ibni Tahir iinde dayanlmaz bir gerilimin ykseldiini hissetti. Zehir etkisini gstermeye balamt. Gaipten sesler iitmeye balamt aniden. aknlkla Meryem'in sesini dinliyordu. "Allah'm! Seyduna hakl!" diye mnldand yavaa. "Cennetin seslerini duymaya baladm bile." Terifat ba ona sesini duyurabilmek iin iki kez seslenmek zorunda kald. Sonunda Ibni Tahir onu takip etmeye balad, bir muhafz perdeyi ak tutuyordu. Yastklarn zerinde ihtyar bir adam grd. Asil suratnda iyi niyetli bir ifade vard. Ibni Tahir yal adamn kendisine seslendiini fark etti ama sesi ok uzaklardan geliyordu. Yal adamn nnde yerlere kadar eildi. Tekrar dorulduunda iinde bulunduu oda aniden deiime uramt. Cennetin sra kk! diye bard iinden bir ses. Fakat o anda ciddi bir ses kendisine hitap etti: "Sakin ol olum. Demek el Gazali'den geliyorsun?" nnde tekrar ba vezirin simasn grd. aknln zerinden atmasna yardmc olmak iin ona dosta glmsyordu. Ibni Tahir aniden deminki hayalleri itii haplarn etkisiyle grdn anlad. Bir anda kendisini toparlad. 193

Muhafz ba mektubu yerden ald ve zerinde ne yazdna bir gz atarak terifat bana uzatt. O da mektubu okudu ve herkes onun aniden korkuyla irkiidiini grd. Mektupta sadece birka kelime yazlyd: "Cehennemde grmek zere! Ibni Sabbah." Bu arada hekimba da olay yerine gelmi ve yaray incelemeye balamt. "Kt m?" diye sordu vezir korkudan titreyen bir sesle. "Kt olduunu hissediyorum." "Sanrm haner zehhiiymi" diye fsldad hekimba muhafz bana. "Alamut eyhi gndermi katili" diye anlaml bir sesle bilgi verdi o da hekimbana. Olup bitenler ksa sre sonra azdan aza yayld: Ismailfierin nderi ba veziri ldrmesi iin adamlarndan birini gndermiti! "Ne? Dan eyhi mi? Hani vezirin sfahan'da rezil ettii Hasan m?" "te o! Bylece intikamn alm oldu..." Ibni Sabbah'in bu pervasz eyleminde, hepsinin kanlarn donduran, anlalmas olanaksz bir ey vard. "Peki katil olacak o salak, dman kararghnn iine elini kolunu sallaya sallaya dalm ama bir daha nasl kacan hi dnmemi mi? Nasl olur da lecei muhakkak olan byle bir ie kalkr?" "Ar fanatiklik insan buralara kadar srklyor demek ki..." "Mutaassptk m? Bu lgnln ta kendisi!" htiyarlar bile, katilin nasl olup da bylesine bir soukkanllk ve cesaret gsterdiini anlayamyorlard. Hatta bir ksm o kadar armlard ki ellerinde olmadan katilin davranna hayranlk duymaya bile balamlard. "te lmden korkmayan birisi!" "Belki de lm hor gryor..." "Veyahut da onu aryor!" Etraftan davul ve borazan sesleri ykselmeye balanmt bile. st rtbeli bir memur, silahlarn kuanarak koturan askerlere ksa bir aklama yapt: Ba vezir ar yaralanmt; Ismaillerin nderi, dan eyhi, onu ldrmesi iin bir katil yollamt. 395

kmdarlartn kral olan Allah karsnda, bu dnyada yaptm ilerin hesabn vermeye gidiyorum. Sana hizmet ettiim mddete asla sarslmam olan ballm, ona kant olarak gtreceim. Yetmi yamda bir katilin eliyle lyorum. Senden istirham ediyorum, bu eli silahlandrm olan adamn ismini unutma. Bu cani sa ve selamette olduu mddete, ne sen, ne de imparatorluun huzur bulabilirsiniz. ayet sana hakkm getiyse helal et. Ben de sana hakkm helal ediyorum. Ve hametli sultana vcutlar ve ruhlanyla bal olan oulianm unutma." Bu kelimeler onu ok yormutu. Zorlukla nefes alabiliyordu. Hekimba yaralnn alnna souk bir kompres koydu. Ba vezir aceleyle ogullanna da bir veda mektubu yazdrd ve sonra sordu: "Katil nerede?" kence tezghnda" diye cevaplad ktip. "Bildii her eyi renmek istiyorlar." "Onu buraya getirin!" Kan iindeki vcudu ve paralanm elbiseleriyle bni Tahir'i getirdiler. Ayaklannn zerinde zorlukla duruyordu. Vezir tanmad bu yz inceledi ve rperdi. "Bu bir ocuk henz" diye mrldand. "Neden beni ldrmek istedin?" bni Tahir dorulmaya alt ve hafif bir sesle cevap vermeye alt: "nk Seyduna emretti!" "lmn de seni burada beklemekte olduunu bilmiyor muydun peki?" "Biliyordum." "Ve hi korkmadn?" "Bir feda iin tamamlanm bir grevin sonundaki lm mutluluk demektir." "Nasl bir lgnlk bu?" diye inledi vezir. Birdenbire fena halde fkelenmiti. "Gzlerin kr olmu! Ne yaptn bile bilmiyorsun daha! ismail! retisinin temel ilkesinin ne olduunu biliyor musun?" "Elbette: nderinin emirlerini yerine getir!" "Aptal! Mutaassp akn! Efendinin retisini benim de bildiimi sana sylemediler mi?". 397

Ibni Tahir gzlerini iri iri amt. ocuka bir korku okunuyor du ilerinde. "Sadece benim aklm kartrmak iin uydurdun bu hikyeyi!" Subay sert bir sesle devam etti: "Diline hakim ol, katil! lkenin kuzeyinde hizmet etmi olan herkes Aiamut kalesinin arkasndaki baheleri bilir. Deylem krallarnn baheleri olarak n kazanmlardr." Olaylar Ibni Tahir'in gzlerinin n n d e dans e t m e y e balamlard. Son bir itirazda bulundu: "Bu bahelerde evcil bir leopar grdm. Bir kuzu kadar uysald ve efendisini bir kpek gibi izliyordu. Orada bulunanlar kahkahalar atarak glmeye baladlar. "Dnyann tm hkmdarlarnn ve byklerinin byle evcil hayvanlar vardr zaten! Hatta avclar onlar av kpei olarak kullanyorlar..." "Ya bana hizmet eden cara gzl huriler?" "Kara gzl huriler mi?" diye gld ba vezir acyla. "Hasan'n elencesine tahsis edilmi klelerden bakas deiller. Onlar iran'n tm kle pazarlarndan satn ald. Adamlarm bana alverileri hakknda ayrntl raporlar verdiler..." ibni 'Fahir'in gzleri kararmaya balamt. Birdenbire her eyi olanca plaklyla kavrad. Meryem Hasan'n klesi ve sevgilisi. Kendisi, Ibni Tahir, onun iren entrikalarnn ve sahtekrlklarnn kurban. Dizlerini ba zld. Yere ylarak hkrmaya balad. "Allah'm! Atfet beni," Ba vezir harcad aba sonucu bilincini yitirmek zereydi. Grtlandan ac dolu bir hrlt ykseldi. Ktip ba vezirin yanbana oturdu. "lyor!" diye fsldad gzleri yalarla dolmutu. Hekimler yaralnn etralna tler; bir miktar taze su ve keskin kokulu maddelerle ba veziri tekrar yaama dndrmeye muvaffak oldular. "Ne byk bir canilik" diye mrldand tekrar kendine geldii zaman. nnde diz km olan Ibni Tahir'i fark etti. 399

tikamm alm olacaktr. Bir blk asker ona Alamut kalesine kadar elik etsin. Orada grevi olarak kabul ettii ii yapacak." "Onu hanerimle delik deik edeceim." bni Tahir ayaa kalkt. Gzleri nefretle parlyordu. "Ya intikamm alacam ya da leceim. Buna sz veriyorum." "Duydunuz mu? Bu bana yeter. imdi onunla ilgilenebilirsiniz: Yaralarn ykayn ve tmar edin. Doru dzgn giysiler verin. Ah! O kadar yorgunum ki..." Gzlerini kapad. Damarlanndaki kan ate gibi yanyordu. Titremeye balad. "Son yaklayor!" diye fsldad hekimba. areti zerine herkes salonu terk etti. lmekte olan adam ile hekimba salonda yalnz kaldlar. Muhafzlar bni Tahir'l uzak bir adra gtrdler. Onun ykanmasna yardm ettiler, yaralann sardlar, temiz giysiler getirdiler. Sonra da bir diree baladlar. Hayat ne kadar da korkuntu! Btn taaftarlannn bir evliya olduunu kabul ettikleri adam, aslnda yalanalann en bynden bakas deildi, insanlarn yaamlan ve mutluluklan ile bir ocuun taianyla oynamas kadar rahatlkla oynayabiliyordu. Herkesin kendisine olan inanan kt emelleri iin kullanmt. Kendisinin bir peygamber, Allah'n bir elisi olarak grlmesine rahatlkla izin verebiliyordu. Bunu nasl yapabilirdi? ibni Tahir bu konuda kafa yorduka, karar gitgide kesinleiyordu: Alamut'a geri dnmeliydi! Yanlg iinde olmadna kanaat getirmesi lazmd. Vezir geceyi ateler iinde yanarak ve uuru hemen hemen kapal olarak geirdi. Zaman zaman korkun sanrlar onu uyandryordu. Bu anlarda inliyor ve Allah' yardma aryordu. Sabaha doru son gcn de yitirdi ve br daha kendisine gelemedi. leye doru kalbi durmutu. Haberciler kara haberi drt bir yana yaydlar: "Nizam l Mlk, devletin ve dnyann dzenleyicisi, Celaled Din, lkenin ve inancn erefi, Alp Arslan ah'n ve olu Melik'in ba veziri, iran'n tanm olduu en byk devlet adam, Alamut eyhinin kurban olarak lmtr." 401

"Bir an iin farz edelim ki" diye sze balad tekrar Buzruk mid "Emir'in ordusu ka kadar kalenin nnde kalacak." "Yoksa susuzluktan leceimizi mi dnyorsun?" diye sordu Hasan glerek. "Savunmamz ok salam ve bize bir yl yetecek kadar erzakmz var." "Bu ordunun yerine bir ikincisi hatta bit ncs gnderilebilir. O durumda ne yapacaz?" "Gerekten de bilemiyorum sevgili dostum. Ben ya ok ksa vadeli planlar yapanm ya da ok, ok uzun vadeli." "Hibir k yolumuzun olmamas son derece tehlikeli." "Peki ya dalar sevgili dostum? Kendinizi bulmanz iin, neden hepinizi dalara gndermiyorum ki?" Hasan kendi yapt akaya yavaa kendisi gld. Sonra da onlar teselli etmek iin unlar syledi: "Ben kuatmann ok ksa sreli olacan dnyorum." Tam bu anda Buzruk mid boazn giriindeki gzetleme kulesini iaret etti: Grnmeyen bir el kulenin tepesindeki bayra yavaa indiriyordu. "Muhafzlar grev yerlerini terk ediyorlar" dedi nefesini tutarak. "Dman yaklayor." Ksa bir sre sonra ise ufukta beliren toz bulutu, dman atllarnn yaklamakta olduuna iaret etti. Snnilerin kara bayraklar grnmeye balamt. Bir sre sonra Trklerin ilk atl birlii gelerek boaza hcum etti. Gzetleme kulesinin tepesinde snnilerin grkemli kara sancaklar dalgalanmaya balamt bile. Dman birlikleri bitmez tkenmez gibi grnyorlard. Ksa sre sonra btn vadi, hatta dan yamalar bile adrlarla kaplanmt. Akama doru sava kuleleri ve muhasara makineleri de grndler: Saylar tahminen yz kadard. nder, kulenin tepesinden dmann yapt hazrlklar izliyorlard. "aka yapar gibi bir halleri yok!" dedi Ebu Ali. "Ciddiye alnmas istenen bir zafer iin, ciddiye alnacak dmanlar gereklidir" diye cevap verdi Hasan. "Hazrlklar en ge iki gn iinde sona erer" diye uyard Buzruk mid. "Sonra da hcuma geecekler." 403

halazas ile grevlendirilmilerdi. Ellerinde ok ve yaylan vard, gereinde kzgn zift ve ya dolu kazanlar boaltmak iin emirlerine de ait asker verilmiti. nc namazdan sonra Sleyman ve Yusuf yemeklerini getirttiler. Beklerken sava miferlerinin karttlar, nk hava kelimenin tam anlamyla cehennem gibi scakt. Delikanllar akr akr terliyorlard. Alt ay nce kaleye ayak bastklar gn hatrlayan insanlar, onlar artk zorlukla tanyorlard: tenleri gneten yanarak kapkara olmutu, avurtlan kmt ve yz izgileri kat, hatta zalim bir ifade almt. Alnan tedbirleri konuuyorlard kendi aralannda, bir ksmndan pek memnun olduklan sylenemezdi. "Farenin deliine sakland gibi sndk buraya" diye kzd Sleyman, "lik sefer bambakayd halbuki. Dmann kafasn patlatmak tam bana greydi dorusu!" "Bekleyelim bakalm" diye sakinletirdi onu Yusuf. "Belki de Seyduna'nn dnd bir eyler vardr. Aada tam otuz bin zndk var, hi de az bir say deil bu." Tamamen katlyorum sana. Ama onlara derslerini vemeyi o kadar ok isterdim ki..." "Aklmdan btn gn neler geiyor biliyor musun? Kimseye bahsetme fakat bundan. Seyduna'dan beni dmann iine gndermesini istemeyi dnyorum. O Arslanta kpeinin iini orackta bitireyim." "Buna izin vermez. Ona yemin ettik ve emirlerini beklemek zorundayz." "Bktm artk bu lanetti bekleyiten! Emin ol ki delirmeme ok az kald. Bazen kendimi son derece acayip hissediyorum. ki gn nce, drdnc ve beinci narriazlann arasnda, iimde aniden dehetli bir fke uyand. Bunu neden yaptm bilmiyorum ama bir de baktm ki surlann zerindeyim ve hanerim elimde. Tam altmda yenilerden gevezelik ederek yryorlard. Onlarn yaklamalarn bekledim. Kanm damarlanmda kaynyordu. Kar konulmaz bir istek kaplad iimi: Hanerimi onlann kaburgalarnn arasna saplamak istiyordum. Saklandm yerin altndan geerken 405

tklar grld. Kaledeki okular onlar korumak iin ok ve yaylarna sarldlar a m a buna gerek kalmad. ki arkada civar iyice gzetledikten sonra halatlar aaca daha sk balayarak, bir maymun evikliiyle aaya kayverdiler. Balarna br i gelmeden nehri getiler ve arkadalar onlar surlardan yukar ekti. Getirdikleri haberler birka kelimeden ibaretti: Dman kaya duvarlarnn tepesinde mevzi almt ve akalozlarla baruttu mancnklar yerletirmekle meguldler. Haber kalenin iinden bir lk gibi geti. Ve birka saniye sonra ilk ta glle nehrin zerinden uarak surlarda patlad. Bunu birok baka glle takip etti ve az sonra arpma sesleri ahrud'un alamasn bile bastrd. Duvarlarn stndeki adamlar, altlannda ki zeminin titrediini hissediyorlard. Beklemekten sklm suratlarn dmandan yana evirmilerdi a m a Trkler hla kendilerini gsterip g s t e r m e m e konusunda karar verememilerdi. Ksa bir sre sonra kar kyda ykselen kaya duvarnn byk bir ksm gmbrdeyerek havaya utu ve aada akan ahrud'un kpkl sularna gmld. Byk ihtimalle belli yerlere nceden barut yerletirmilerdi. Dev kaya bloklarnn bir ksm akar suyla beraber srklenip gitti ama dierleri o kadar byktler ki nehrin tam orta yerinde doal bir set oluturarak, kpren suyun kk bir glce dnmesine yol atlar. Kar zirvede nihayet ufack siluetler seilmeye balanmt. Bir yn fieki, mancnklara byk kaya glleleri yklemekle urayorlard. Minuehr bir emir verdi ve kar tarafa ok yamaya balad. Fakat aradaki mesafe ok fazla olduu iin, Trkler oklardan fazla rahatsz olmadlar. Cevap ise gecikmeden geldi: Alev alev yanan bir glle surlarda patlad, bunu da birou takip etti. Glle yamurunu da bir ok yamuru takip etti. Minuehr yaralanan bir askerin zerine atlad: "Aptal! Saklandnz yerden kmayn sakn! Herkes tam siper alsn!" fke ve hiddet nedeniyle burnundan soluyordu. Askerler ise solgun glmsemelerle birbirlerine bakyorlard; kendilerinden bu kadar gl bir dman karsnda ne kadar dayanabileceklerini kara kara dnmeye balamlard.

407

Emir az sonra verildi. Zincirler gcrdadlar, kpr aa indi ve dman ordusunun elisi solgun ama erefli bir tavrla Ala mut'a girdiler. Minuehr onlar saygyla karlad. Hasan'tn kesin emri ile btn askerler avluyu terk etmilerdi, sadece muhafzlar yerlerinde duruyorlard. lk yukan avluda fedaler ve okular dzen almlard, ikinci yukan avluda ise tm svari snf kusursuz bir nizamda bekliyorlard. Minuehr ve eliindeki subaylar, misafirlerini adamfannn tam ortasna gtrdler. "Bizi etkilemeye altlar" dedi Hasar. Manzaray yukardan izlemekteydi. "Fakat etkileme sras imdi bizde ve eminim ki az sonra greceklerini kyamete kadar unutamayacaklar..." Sesi ve surat Byk Da'lerin rpermelerine neden oian taassup ile dolmutu yine. Dudaklannda fedalerini bahelere gnderdii o gece beliren gizemli glmseme vard yine. "Boylann bir ba klterek, kellelerini ibret i alem olsun diye surlarda sergilemek niyetinde misin?" diye sordu Ebu Ali. "Bunu yapacak kadar aptal deilim. Emirin ordusu buna o kadar sinirlenir ki yreklerine salmak stediim korkunun son zerresi de uup gidiverir. Ebedi bir zafer kazanmak istiyorsak ne yapp edip adamlan korkutmalysz." "Birlik tren dzeni ald, eliler de bekliyor" diye hatrlatt Buz ruk mid. "Beklesinler. Demin zerimize taya yadrarak bizi ypratmak istiyorlard, imdi de gne altnda kalarak biraz & onlar ypran snlar bakalm..." Emir Arslanta'n elilerinin lideri, svari bl komutan Ebu Cafer'den, fedaler ve okular arasnda yer almasn rica etmilerdi. Klcnn kabzasna hafife dayanmt; bir yandan da dudak bkerek adamlan inceliyordu. Kendisine elik eden iki adam yannda kmldamadan duruyorlard; elleriyle kllarnn kabzalarn kavramlard ve vahi baklarla etraflann szyorlard. de giderek artan sabrszlklarn ve kendilerini bekleyen kaderlerinden duy duklan korkuyu yattrmak iin, byk glk ekiyorlard. On adm telerinde Mnuehr'in subay birlii hazrolda bekliyordu. Minuehr arada bir yaverleriyle birka kelime konuuyor,
'v

409

"Seyduna nihayet kendisini bize gsterdi. Byk eyler olacak Birliklerin heyecanlar hayvanlara da sramt. Huzursuzlukla yerlerinde kprdanp duruyorlard. elinin yzlerinde de belli bir heyecan ifadesi vard; nder kendilerini garip muhafzianyla beraber gsterdiklerinde balarm kaldrdlar ve aniden bembeyaz kesildiler. Hasan muhafzianyla beraber st terasn en ucuna kadar ilerledi. Herkese t e p e d e n bakyordu. Tm kalede mutlak bir sessizlik hkm sryordu. Sadece Aiamut kalesinin ebedi mzii olan bouk bir alama sesi geliyordu aalardan. Yeni gelen konuacan bildirmek iin elini kaldrd. Ebu Cafer'den tarafa dnerek berrak bir sesle konumaya balad: "Sen kimsin yabanc? Alamut'ta ne istiyorsun?" "Efendi! Ben Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer'im ve burada efendim hametli Emir Arslanta'n emri zerine bulunuyorum. Memleketimizin ve mutluluu, hametli imparator Melik ah, haksz yere ele geirdiin Aiamut kalesini geri istediini sylemek zere beni gnderdi. Hametli imparator seni bir uyruu olarak gryor ve kaleyi gn iinde boaltarak serdar ekrem hametli Emir rslanta'a teslim etmeni istiyor. Efendim sana ve adamlarna serbest gei hakk tanyor. Fakat efendimizin emirlerine uymazsan seni vatan haini olarak kabul edeceini bilmelisin: Bu durumda, son darbeyi vurana kadar seni amanszca takip edecek. nk bizzat hametli ba vezir Nizam l Mlk, byk bir or dunun banda Aiamut'a doru ilerlemektedir ve Ismail hareketini sonsuza dek ortadan kaldrmaya kararldr. Efendimin sana bildirmemi emrettii haberler ite bu kadar." Son szlerini sylerken sesi belli bir biimde kendine olan gvenini yitirmiti. Hasan ona alayc bir g l m s e m e ile cevap verdi ve onu komik duruma drmek iin onunki gibi aaal bir sesle konumaya balad , "Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer! Efendin hametli Emir rslanta'a unlar syle: Aiamut onun saldrsna kar koymaya hazrdr. Dmanlanmzn gznde fazla bir nemimiz olmamasna ramen, harekete g e m e d e n nce iki kez dnmesini tavsiye
'v

411

"Yemin edebiliriz ey Seyduna!" "Yemin edin!" Yksek ve berrak bir ses ile yemin ettiler. Ebu Cafer glmek istedi ama delikanllarn seslerindeki kararllk ve kanaat, onu, o kadar ok etkiledi ki srtnn rperdiini hissetti. Yaverlerine br bak frlatt. Yaverlerinin o anda onun yerinde lrnadklanndan ok mutlu olduklan her hallerinden belliydi. Hi phesiz ok pis bir ie bulamt. Tekrar konumaya balad, fakat balangtaki gveni kaybolmutu artk: "Efendi, buraya retinin incelikleri zerinde tartmaya gelmedim. Sana efendim hametli Emir Arslanta'n emirlerini getirdim ve cevabn bekliyorum." "Neden kayorsun dostum? Senin iin sahte veya gerek peygamber iin savamann bir nemi yok mu?" "Ben peygamberler iin savamyorum. Hametli emirin hizmetinde bulunmakla yetiniyorum." "Deiik hkmdarlarn emrinde peygambere kar savaanlar da ayn byle konumulard. Ve ayn byle kendi sonlann hazrlamlard." Ebu Cafer sebatla yere bakyordu. Susuyordu. Hasan Yusuf ile Sleyman'a dnd. Delikanllar sanki ayakianndan merdivene zin cirlenmilerdi, hi kmldamadan bekliyorlard. Baktan sonsuzlukta bir yerlere dikilmiti. Gzlerinde garip bir ate yanyordu. Birka basamak aa inen Seyduna onlann yanna gitti ve cebinden kard bir bilezii Sleyman'a gsterdi "Bu bilezii tanryor musun Sleyman?" Sleyman'n tm vcudu rperdl ve dudaklarnda hafif kpkler belirdi. lgn bir mutluluk duygusu ile titreyen sesiyle konutu: Tanyorum efendim." "Git! Bilezii sahibine geri gtrmene msaade ediyorum!" Sleyman'n dizleri titriyordu. Hasan elini tekrar cppesinin cebine soktu ve ona bir hap uzatt: "Yut bunu." Sonra da Yusuf a dnd. "Sleyman' takip etmeni istesem sevinir misin Yusuf?" "Oh!.. Seyduna!"
i

413

Hasan dudaklarnda yorgun bir glmseme ile elilere cesedi gsterdi: "Gelin ve kendi gzlerinizle grn!" Ksa bir tereddtten sonra itaat ettiler. Haner kabzasna kadar delikanlnn gsne saplanmt. Beyaz elbisesinde byk bir kan lekesi olumutu. lyken bile byk br mutluluk iinde glmsyor gibiydi. Ebu Cafer elleriyle gzlerini kapad: "Oh! Merhametli Allah!" Hasan muhafzlardan birine cesedi rtmesini emretti. Sonra da kuleye dnerek yukarsn iaret etti: "Oraya bakini" Yusuf nefes nefese son basamaklar da trmanmt. Kalbi gsn paralayacakm gibi atyordu. Dar balkon zerindeki muhafzlar aknlktan donakalrnlard, hibir ey yapmadan ona bakyorlard. Yusuf balkon parmaklklarnn stne trmand. Bir anda inanlmaz bir manzara belirdi gzlerinin nnde: Tm ufuk saraylar, kuleler, kubbelerle kaplyd. Ayaklarnn altnda muazzam bir renk cmb uzanyordu. Ben bir kartalm diye dnd. Evet ben tekrar bir kartalm, kularn kral.., Kollarn bir kuun kanatlan gibi iki yana aarak kendisini bolua brakt. Vcudu bouk bir darbe ile orada bekleyenlerin birka adm uzanda yere akld. rken atlar binicileri tararndan glkle zapt ediliyordu. "Zahmet edip u adama da balkn!" dedi Hasan elilere dnerek. "Yeteri kadar grdk" dedi Ebu Cafer gvensiz bir sesle. "ok iyi Ebu Cafer! Efendine grdklerini anlat ve ona unlar syle: Ordusu otuz bin asker kuvvetinde olabilir arna deminkiler gibi iki askeri yoktur. Ve ba vezirin tehdidine gelince o nemli ahs hakknda kimsenin bilmedii bir ey biliyorum ama bu sim aklamak iin henz ok erken: Alt il on gn arasnda efendinin kulana gelecektir nasl olsa. O zaman beni ve haberimi hatrlasn. imdi git. Sana iyi bir yolculuk dilerim." elinin atlarnn getirilmesini emretti. Ebu Cafer ve yaverleri yerlere kadar eildiler ve Hasan onlar uurlad. Muhafzlar cesetleri kaldrdlar. Bir an sonra ise zel muhafzlarnn eliinde kulesine geri dnd. Herkes kalbinde ar bir zntyle grevinin bana dnd. Bu sahneyi seyredenler, her eyin ne kadar tuhaf olduunu anlatmak 415

"En kk bir phe bile byk bir su demektir!" Cafer olanca ciddiyetiyle sylemiti bunlar. "Artk aramzda olmadklarn dndke, her ey bana o kadar bo geliyor ki" dedi Ibni Vakkas hznle. "nce Ibni Talir ter ketti bizi, sonra da bu ikisi..." "Ibni Tahir'in bana neler geldi acaba?" diye sordu Naim. "O da cennettedir herhalde..." "Bunu ancak Seyduna ve Allah bilebilir!" diye karlk verdi Ibni Vakkas. "Onlar tekrar grmeyi ne kadar da ok isterdim" dedi delikanl zlemle. "Sanrm o da iki yol arkadayla ayn yere gitmek zorunda kald" dedi beyde gizem dolu bir sesle. Yzba Ebu Cafer Emir Arslanta'a aknln anlatacak kelime bulamyordu: "Emir hazretleri de o iki delikanlnn efendilerinin emirlerini yerine getirirken gsterdikleri istek ve evkin, btn bu olayn en arpc yan olduunu dnmyorlar m? Eminim ki bana bu kadar acmasz bir diktatr karsnda yapacaklar baka bir ey olmadn syleyeceksiniz... fakat kendilerini lmn kollarna atarken suratlanndaki lgn mutluluk ifadesini ne kadar byk bir aknlkla seyrettiimizi tahayyl edemezsiniz. Keke Emir hazretleri de onlarn cennet' kelimesini iittikleri anda, gzlerinde beliren kutsal parlamay grebilselerdi! Kalplerini en kk bir phe krnts bile glgelemiyordu. Bir an sonra, evvelce ziyaret etmi olduklarn iddia ettikleri cennet bahelerine gidecekleri dncesine olan inanlar, en az Alamut kalesinin kayalar kadar salam grnyordu. Kesinlikle hi abartmyorum. Bunu size yaverlerim de tas dik edebilirler." Emir Arslanta derin dncelere dalm olarak adrnda volta atmaktayd, iriyar bir adamd. Bakml d grn, yaam sevdiine ve yaamdan elinden geldiince zevk almaya altna delalet ediyordu. Fakat yz hatlar ok dertliydi. Hasan'n cevab aklna ok kt eyler getiriyordu. Srayla elilerin yzlerine bakt.

417

bilmeyip de onun bildii ne olabilir ki? u anda sfahan yolunda Oradan da bu tarafa gelerek bizimle birleip Alamut'u yerle bir edecek... Bundan baka ne olabilir ki?" Emir biraz da sabrszlk ieren bir el hareketiyle onu susturdu. "Bu znd temizleme erefi niye bana nail oldu ki? Ne biim bir rakip bu? Kalenin iine snp meydan sava vermekten kanan zr delinin teki. Btn gn sama sapan ocuk masallar uydurup, benim cahillerimin kafasn kartryor, kendi cahillerini ise lgn lm makinelerine dntrebiliyor. Gel de byle bir dman ele geir bakalm!" Ksa bir skuttan sonra devam etti: "Pekl gidebilirsiniz. Dediklerinizi anladm. Olup biten her ey hakknda tek kelime bile etmeyin!" Eliler efendilerinin nnde eildiler ve adr terk ettiler. Yalnz kalan Emir kendini yastkJann zerine atarak, bir kadeh arap doldurdu ve bir dikite midesine indirdi. Suratnn rengi yava yava yerine geliyordu. Ellerini rpt. Perdenin arkasndan iki tane gen ve gzel cariye kt. Koarak yanna geldiler ve sevecen elleriyle onu okamaya baladlar. Az sonra Alamut kalesi de Hasan ibni Sabbah da unutulup gitmiti. Elilerin garip davranlar ve nemli bir sr sakladklarn belli eden suratlar, darda bekleyen arkadalarnn meraklarn iyice kamlamt. Fakat eliler efendilerinin emrine itaat ederek, onlara tek kelime biie edemeyeceklerini belirtiler. Bunun zerine elde bulunan, yani dikkatsiz yaverin azndan kard az bir bilgi, yldrm hzyla ordunun iinde yayld, Tm adrlarda ateli toplantlar ve tartmalar yaplmaktayd. Askerler dncelerini aka belirtmekten ekinmiyorlardi: "Btn bu olanlardan sonra, Alamut kalesinin efendisinin yeni bir peygamber olmas, pekl mmkndr. O da Muhammed gibi icraatna bir avu sadk adamyla balamt. Oysa imdi saflarnda binlerce kii savayor." "ismaillier Ali'nin taraftariar. Bizim babalarmz da yle deiller miydi? Babalarmzn inanlarna sadk kalanlar neden yok edelim k?" 419

gece, seni ldrp kulenin tepesinden ahrud'a atmay nermi tim Ebu Ali'ye."

Hasan mekanik bir hareketle klcnn kabzasn kavrad. "Bu asi! dnceyi bir ekilde hissetmitim. Niyetinizi neden uygulamaya koymadnz sorabilir miyim?" Buzruk mid omuzlann silkti; Ebu Ali kzgn gzlerle onu szyordu. Sonra devam etti: "Pekl, madem bilmek istiyorsun, bunu yapmadmza az nce piman oldum." "Gryor musun, tam da bu nedenle, yanmda senin yerine mer Hayyam'n olmasn arzu etmitim. Fakat sakn korktuumu sanma. Sadece birileriyle olup bitenler zerine konumak isterdim, hepsi bu." "Konu. Seni dinliyoruz." "O zaman size bir soru yneltmeme msaade edin: Bir ocuun renkli oyuncaklar karsnda duyduu sevin, gerek bir sevin midir?" "Neden yine dolambal yollara s^^pyorsun bni Sabbah?" diye sordu Buzruk mid sabrszlkla. "Syleyeceklerini lafi dolandrmadan dosdoru syle." "Az nce beni dinleyeceinizi sylemitiniz." Hasan'n sesi tekrar eski sertliine ve kararllna kavumutu. "Yaptklarm hakl karmaya almak gibi bir niyetim yok. Sadece aklamak istiyorum. Bir ocuun kendisine verilen, cezbedici renkli oyuncaklar karsnda duyduu sevin, yetikin bir erkein parasn sayarken veya karsn severken ald muazzam haz kadar byktr en azndan. Her tarafn duyduu sevin, kendi bak alarna gre, gerek ve halis bir sevintir. Herkes sadece kendisinin o anki durumuna gre elde ettikleri ile mutlu olabilir. Buna gre lmn mutluluk ile e anlaml olduunu bilen bir kii, baka birisinin parasn sayarken ya da karsn severken ald haz kadar mutlu olur lmekten. Ne de olsa hepimiz lmden sonraki pimanln bir anlam olmadn biliyoruz." "Yaayan bir kpek l bir kraldan daha deerlidir" diye mrldand Ebu Ali. "Kpek ya da kral, sonunda lmek zorundasn. Demek ki kral olmak daha iyidir." 421

ber olarak gryordu! Ve tm felsefesi bir gz boyamasndan baka bir ey deildi, sadece phecilerin ve kim bilir, beiki kendisinin de akln, elmeye yaryordu. Sahip olduu inan ile fedalerine dier smail nderlerinden daha yakn deil miydi? "Demek ki yine de bir Tanrya inanyorsun" diye sordu Buzruk Umid korkuyla kark bit aknlkla. "imdi syledim ya sana bunu!" Aralarnda byk bir uurum olumutu aniden. Odadan kmadan n c e saygyla eildiler, "Grevlerinizi yerine getirin! Szler benim halifelerim olacaksnz " Bir babann ocuklarna glmsedii gibi glmsedi ve onlar. uurlad. Koridora ktklarnda Ebu Ali bard: "Firdevs iin ne de c zel bir malzeme!"

"Yani sultann ordusunu byle yntemlerle mi malup edeceiz?" Bunu sadece Seyduna bilebilir. Benim bildiklerimin tm, elimizdeki birliklerle ok (azla dayanamayacamzdr." "Vallahi ben souk terler dkmeye baladm bile!" "Yalnz deilsin zlme. Mesela Emir Arslanta da eminim ki u anda souk terler dkmektedir." "Dernek ki Seyduna'nm amacna ulatna inanyorsun?" "imde bir his ona sonsuz gven duymamz sylyor bana. Bu sabah Alamut'ta olan eyleri, dnya yznde daha nce hi kimse ne grd, ne de duydu..." Ebu Soraka hayretler iinde ban sallayarak, nefer diyeceini merak ettii hekimin yanna gitti. Yunanl civarda kimselerin olmadndan emin olmak iin etrafna baknd, Sonra da karsndakinin kulana fsldad: "Hrmetli dal! Tam bu anda, Bizans zindanlarndan katm gn lanetlemekle meguldm. nk bu .sabah kalede yaadmz eyler, Yunan dramclannn hayal glerinin bile ok ok tesinde. Byk nder'in bize seyrettirdii zalim oyun, cehennem kraln bile kskaniktan attatabiiirdi. Gnn birinde Alamut surlarnn arkasndaki bahelerin harikalarn bize de tattrmak isteyebileceini dndke damarianmdaki kan donuyor dorusu!" Ebu Soraka'nn rengi soldu: "Bizi de kkn arkasndaki mehur bahelere gndereceini mi dnyorsun?" "Bunu nereden bilebilirim saf dostum! Ne olursa olsun cennetin kaplarnn gece gndz ak olduklarn bilmek bizim gibi kalede yaamal erefine nail olanlar iin pek de i ac bir durum deil." "Korkun! ok korkun!" diye mrldand Ebu Soraka ve kolunun yeniyle alnnda oluan souk terleri sildi. "ok kr ocuklarmz Mutsufer'in yannda..." "Evet, gerekten de." Yunanl onun dncesine katlmt sanla. Fakat Ebu Soraka oradan uzaklat esnada, Yunanlnn dudaklarnda beliren ac glmsemeyi gremedi. Yeni gelecek olan misafirler iin bahelerin hazrlanmas oktan 425

Meryem kararn vermiti: "Ona her eyi anlatacam." "Asla inanmaz sana" dedi Zleyha. "Onu tanyorum. Kaln kafalnn teki; onu Sleyman'dan uzak tutmak isteyeceini dnecektir." "Fakat Sleyman'n yerine bir bakasnn geldiini grrse kalbi ok kt knir!" "Biz buna nasl altysak, o da ayn ekilde almal" dedi Sara "Halime senin gibi deil, bunu kafana sok artk! Hayr! Seyduna ile konuacam." "Dinle Meryem" diye steledi Fatma. "nce onunla konumamza izin ver. Belki akln bana getirmeyi baarabiliriz. Geri baarma midimiz hi yok gibi ama olsun." Halime'nin odasna gittiler. Gen kz aynann nnde oturuyordu. Makyaj yapmakla meguld. Dudaklarnda bir glmseme vard. Arkadalarn grnce gzel hayallerini bldkleri iin fkeyle alnn krtrd. Meryem'in yrei szlad. "Sen konu" diye fsldad Fatma'ya. Fatma cesaretle konumaya balad: "Misafir gelecei iin ok seviniyorsun bakyorum..." "Beni rahat brakn. Hazrlanmak iin yeterince zamanm olsun istiyorum," "Dinle Halime" dedi Meryem tm cesaretini toplayarak "sen de ok iyi biliyorsun ki misafirlerimiz bu baheleri yalnz bir defaya mahsus olmak zere ziyaret edebilirler. Bu gerei kabul etmeye al..." Ahriman odaya girerek gen kza srnamaya balad. "Hadi Ahriman, kov onlar. Onlar ok ktler." "Meryem aka yapmyor" diye steledi Fatma yavaa. "Gidini" "Gerekten de kaln kafalsn" dedi Sara fkelenerek. Oday terk ettiler. Fatma ve Zleyha tescili edilemeyecek kadar zgndler: "Mantkl olmak stemiyor ve kendisine sylenen her eyi geri eviriyor: hatta Meryem'i bile dinlemiyor." Biraz sonra Aparna kzlarn yanna geldi. Onlara Seyduna'nn

427

alyorum ve imdiye kadar hibir zaafa izin vermedim. Ve sen. imdi, aptal bir kz yznden ipin ucunu karmam istiyorsun!" "yleyse hi olmazsa onun yerine gememe msaade et." Souk gzlerinde artk en kk bir dostluk bile gzkmyordu. Fakat Hetsan merhametsizdi. "Hayr izin vermiyorum. Kendi yediiniz halt kendiniz temizlemelisiniz. Bu akam kararlatrlan saatte yine burada buluacaz. Birlikte ziyaretilerin geri gtr tilerini bekleyeceiz. Anlald m?" Meryem dudaklarn srd ve tek kelime bile etmeden Ha san'n yanndan uzaklat. Kzlarn yanna gelir gelmez Halime'nin yanna gitti. "Sleyman'n bu akam gelmeyeceini anlamadn m hl! Kafan altr; aptallk yapma. Unutma ki hayatn tehlikede!" Halime ise cevap olarak tepinmeyi tercih etti. Her zamanki gibi masum kurban rol oynuyor ve o eski arky sylyordu: "Neden bana bu kadar kt davranyorsunuz?" beyde fedanin cennete yaptklar gezi sonrasnda anlattklarnn, tek kelimesini bile unutmamt. Doutan sahip olduu phecilik ile onlarn yerinde olsa ne yapacan sormutu kendi kendine birok kez. Fedalerin anlattklarnda birbirini tutmayan pek ok nokta vard ve bu da inkr edilmeyecek bir ekilde phelen ditmiti onu. Akamleyin arkadalaryla beraber Byk nder'in huzuruna ktnda, iinde en az korku kadar merak da vard. Fakat kendisine mkemmel bir ekilde hakim olmay baard. Hasan'in sorularna ak ve net cevaplar verdi. Bu defa Byk Da'ler odada hazr bulunmuyorlard. Hasan'n onlara ihtiyac yoktu, ilk ve ok zor deneyi baaryla geride brakmt; artk uzun bir sabrn sonucu olarak, altrd mekanizmaya tam manasyla hakimdi. Cafer ve Abdurrahman kutsal bir rpertiye tutulmulard. Nihayet Ismaillere hkmeden adamn odasna ayak basabilmilerdi! te burada, nlerinde duruyordu! Hibir phe eziyet etmiyordu onlara artk! Sorularn cevaplamak ve emirlerini yerine getirmek iin yanp tutuuyorlard. Kendilerinin cennete gnderileceklerini 429

gen kz sesleri ve mzik nameleri geliyordu. Kuvvetli eller kollarndan ve ellerinden yakalayarak yastklardan oluan bir yataa yatrdlar. Sonra da uzaklaan ayak seslerini iitti. Demek ki imdi efendimizin cennetindeyfm! diye dnd ve nefesini tuttu, Yusuf ve Sleyman'n o kadar zlem duyduklar, hatta uruna gzlerini bile krpmadan lmn kucana kotuklar yer! Tarif edilmez bir dehete kaplmt! Ne byk br sahtekrlk! dye dnd. Abdurrahman ve Cafer hibir ey sezinlemiyorlar! Sonra balarna neler gelecek acaba! Kendisini ele veremezdi ya! Peki ya Seyduna ona da Sleyman gibi vcuduna br bak sokmasn emrederse? Kar koyduu takdirde daha da dehetli bir lm onu bekleyecekti nasl olsa! Korkun! Bu hayal krklna nasl dayanabilirim! diye i ekti. Yatt yere yaklaan yumuak admlar iitti. Uyand zaman, baka bir dnyada, cennette imi gibi davranmas gerekiyordu. Birisi zerindeki rty kaldrd. ok ksa bir an iin gzkapakiann hafife aralad. Etrafn grebilmesi iin yeterli olmutu bile! Birbirinden gzel gen kzlar evrelemilerdi etrafn, merakl ve biraz da rkek baklarla seyrediyorlard onu. Tm korkusunu aip gtren bir ihtiras dalgas ykseldi iinde. Kendisini onlarn ayaklarnn dibine atmak; iinde ykselen ihtiras dindirmek istiyor; ama buna henz cesaret edemiyordu. Hayr, biraz daha uyur rol yapmas gerekiyordu. Fakat kulaklar, evredeki en kk br grlty bile iitiyor ve mucizevi bir iareti bekliyordu. Bo yere Halime'y, Sleyman'n bu akam aralarnda olmayaca konusunda ikna etmeye almlard. Kk masum kalbi onun geleceine sarslmaz bir inan besliyordu, lik seferde olduu gibi, grubu Fatma ynetiyordu ve Sara da araianndaydi; ama Zeynep ve birka baka kz br gruplara datlmlard. Ayn kkte de bulunmuyorlard: Orta bahedeki kkteydiler Meryem'in ilk gece grevini yerine getirdii yerde. Hadmlar sedyeyi yere braktktan ve uyuyan delikanly yastklarn arasna yatrdktan sonra Halime, heyecan ve korkudan Sa ra'nn arkasna saklanmt. Fatma delikanlnn yzn rten rty kaldrd zaman ise heyecandan lecekti az. kalsn. Fakat orta 431

Daha fazlasn syleyemediler. "Allah akna! Grdklerinizden tek sz etmeyin! Delikanl uyand ve dorusu onun ok garip olduunu dnyorum. Sanrm bizim huri olduumuza inanmak istemiyor..." Gzyalarn silerek Zofana'nn peinden kke girmek zorunda kaldlar. beyde yznde kstah bir ifadeyle yataa uzanmt. Birbiri ardna, Fatma ve Driye'yi kucaklayp duruyordu. Onlara glmserken dudaklanndaki aalama aka grlyordu. Bo yere onu sarho etmeye alyorlard: dudaklarn kadehe srmyordu bile. Ak dakikalar sona erdikten sonra, onlara Alamut'taki hayatndan bahsetmeye balad; son derece kurnaz bir ifade vard dudaklarnda. Yusuf ve Sleyman'dan bahsettii zaman, kzlardan birkann anlaml anlaml birbirlerine baktklarn fark etti. Srf kzlarn verecekleri tepkiyi grebilmek iin Yusuf ve Sleyman'n bu sabah cennetin yolunu nasl tuttuklarn detaylaryla anlatmaya balad. Tam on ikiden vurduunu biliyordu; etrafndaki suratlardan bazlar bambaka kesilmilerdi bile: Duygulann zorlukla saklayabiliyorlard. indeki kt niyetlerini tatmin etmi olmakla beraber, kendisinden nce bakalannn bu gzel kzlarn beenisini kazanm olmalarndan rahatsz olmutu. Bu anda, gzleri Sara'ya takld: "Demek Sleyman'n bahsettii esmer Sara da burada! Fakat gryorum ki bu arada baka bir isim takm kendisine." Demek bu dnyann byklerine lyk grlen cariyeler bunlard! Kolunu uzatarak Sara'yi bileinden yakalad ve kaba bir hareketle kendisine ekti. Burun delikleri kabarmt. Yzndeki pembe peeyi ekerek yrtt ve kz iddetle vcuduna bastrd. beyde inlemeye balamt. Sonunda Sara'yi yanna yatrd ve kendisini zerine att. Sara zavall Halime'nin bana gelenleri unutmutu bile... Artk onu sarho etmek kolaylamt. kram edilen her eyi kar koymadan kabul ediyordu. Az sonra ar yorgunluk nedeniyle uyuyakaidi. Fatma epeydir bu an beklemekteydi: "Rukiye! abuk Meryem'in yanna giti Ona her eyi anlat! Halime'nin kendisini nehre attn ve beyde'nin masallarmza inanmadn syle!" \ 433

kat bu hassas konudan zellikle kanyordu. Meryem de bu ko nuyu amaya cesaret edemiyordu. Nihayet kendini tutamad: "Sylesene, cennetine ilk getirdiin delikanl iie ne yaptn?" "Yusuf ve Sleyman bu sabah dman ordusunun moralini bozmak iin stlendikleri grevi, byk bir baaryla yerine getirdiler." Meryem'e dik dik bakarak, yreinden geenleri okumaya alyordu. "Onlar ldrdn m?" "Bu ii kendileri hallettiler. Ve inan bana, lmelerine izin verdiim iin, son derece mutluydular." "Sen vahi bir hayvansn! Bana her eyi anlatman istiyorum!" Hasan onu fazla yalvartmad. Onu dinlerken Meryem de by lenmekle dehete dmek arasnda gidip geliyordu, "lmlerine dek sana yrekten bal olan bu delikanllar kurban etmek seni hi etkilemedi mi gerekten de?" Hasan'n sesinde belli belirsiz bir sknt sezinler gibi olmutu: "Sen bunu anlayamazsn. Baladm bir ii bitirmek zorundaym. Fakat bu emri verdiim zaman, dehete dtm itiraf etmek zorundaym. imdeki bouk bir ses bana yle fsldyordu: Eer zerimizde birisi varsa, buna msaade etmeyecektir. Ya gne kararacak ya da yer yerinden oynayacak. Kale yklacak ve seni tm ordunla beraber topran altna gmecek. Emin ol hayaletlerle karlam kk bir ocuk gibi tir tir titriyordu kalbim. En azndan kck bir iaret bekliyordum, inan bana anlattklarmn tm gerek. O anda sadece bir eyler kmldasayd, mesela gnein nnden bir bulut geseydi veya kuvvetli bir rzgr esseydi, o emri asla vermezdim. Her ey bittikten sonra bile, hl olaanst bir eylerin olmasn bekliyordum. Fakat gne Aiarnut'un, benim ve cesetlerin zerinde, eskisi gibi ldamaya devam ediyordu. Birdenbire aklmdan u dnce geti; Ya zerimizde olan hibir g yok, ya da bu g aada olup bitenle hi mi hi ilgilenmiyor. Veyahut da, yaptklarm honutlulukla seyrediyor. Gizliden gizliye bir Tanr inancna sahip olduumu da bylece fark ettim. Fakat bu Tanr, ocukluumun Tann'sndan bambakayd. Ay 435

"Orta baheye gtrdnz adam, kimseye fark ettirmeden bo un" dedi hadmlara. Aceleyle artmt onlar. "Onunla yainu kalana kadar bekleyin. Sonra zerini arayn ve bulduunuz her e yi bana getirin. Bu sabah lenlerle beraber gmn onu. Baheler br tarafna, dan eteklerine. iniz biter bitmez, bu akam bal elere gtrdnz dier iki ziyaretiyi bana getirin." Suratnda karanlk ve kararl bir ifade vard. Tek kelime etme den asansrle yukar kt, en st terasa kan merdiveni tumana ve kararlatrlm sinyali bahelere gnderdi. Zaman dolmuu, seilmi olanlar cenneti artk terk etmeliydiler. Ne Ebu Ali'nin, n de Buzruk midin orada bulunmamalar, kendisini rahatlatm Onlara anlatacak nesi kalmt ki? Artk icraatn sona erdirerei tm dnyaya anlatmalyd. Mminlerinin anlayabilmesi iin retisinin esaslann basit bir ifadeyle yazmal, halifelerine son sran aklamalyd. Olduka ar bir grevdi bu. Yaam ksayd ve yalanmt artk. Bitkin bir halde odasna dnd ve kendini yatan zerine v rakti; fakat uyku gelmemekte direniyordu. Yarn, tm korkusun yenmi olacakt. O an, Sleyman'n yz tm detaylaryla kar snda duruyordu: Yznde mutlu br glmseme vard fakat lr annda iindeki yaam snvermiti. Aman yarabbi! Ne kad, korkun bir tecrbe! Sadece dncesi bile souk terler dkme: ne neden oluyordu. Sonra aklna, Ibni Tahir'in de ayn dnceliye ayn ruh haliyle Nihavend'e gitmi olduu geldi. Can dman "zt kutbu" orada bulunuyordu. Ba vezir Nizam l Mlk, insanim rn ulv olarak kabul ettikleri eyler zerine kurmutu icraatn Ama yine de ruhunda yalanclk vard: Halkn ve mminleri nnde eilmesine ramen, ruhunun en derin noktasnda kk se lan ac kanaatiar, onlardan saklamaya zorluyordu kendisini. Kitle lerin saygsn kazanm ve kudretinin zirvesine ulamt. Ve bu larn hepsi halka gsterdii hayrhahlg, eli akl ve kk ltu lan sayesinde olmutu. Dnyada ona benzer birisi daha var mj di? Nizam l Mlk gerekten de kendisinden nce davranm On yldan beri, eski dman Hasan'dan bir adm nde ilerliyorch Sonunda Hasan'n, onun tam aksi istikmetine ilerlemekten ba!

"Korkun bir peygamber" diye mrldand Buzruk Umid. 'Muhammed ondan daha az korkun deildi. Binlerce insan lme gndermiti. Buna ramen ona inanyorlard. imdi ise Mehd'yi bekliyorlar..." Ebu Ali'nin yznde kurnaz bir glmseme belirmiti: "Kitleler bugne kadar asla bo yere birisini beklememilerdir. Tarih benim ahidimdir. Binlerce ve binlerce insann yrekleri, onu iyi ya da kt var edeceklerdir. Zaten insanln en byk srr da bu deil mi? Ne zaman ve nereden gelecei asla bilinmez ama beklenen eninde sonunda daima gelir." "Anlalan Hasan'n delilii sana da bulam. nanyorsun! Ve buna ramen insanlarn sadece sahtekarlktan grdn biliyorsun." "O bile bir eylere inandktan sonra, ben neden inanmayaym ki?" "Belki de her ikiniz de ayn eyleri arzu ediyorsunuz!" "Dafler bize gven duymuyorlar, bunun tek sebebi de onlann liderleri olmamz. Sadece Hasan fedalerinin sayesinde her eyi elinde tutuyor. Bu yzden onun yannda olmalyz." "Dnekliin byk rahatszlk uyandnyor bende. Fakat hakkn var hi phesiz. br mevkii sahiplerinden bekleyecek bir eyimiz yok. Hibiri bizden yana deil. Demek kj bizim yanmz, nderimizin yan..." Ayn saatte btn kzlar havuzun etrafnda toplanmlar ve Hali me'nin yasn tutuyorlard. Fatma neler olduunu dierlerine anlatmt. zerlerinden yrtc bir kuun glgesinin getii, rkm bir gvercin srsn andryorlard. Sel gibi dktkleri gz yalan bile arkadaiannr bana gelen felakete duyduklar znty ifade etmekten ok uzakt. Kara haber yznden, aslnda birbirlerine ne kadar bal olduklarn, hatta bir aile gibi olduklarn daha iyi anladlar. Hepsi matem tutuyordu... "Halime hepimizin en iyisiydi..." "Onsuz baheler bombo kalacak!" "Canmz lesiye sklacak!" "Onsuz nasl yaayabiliriz ki?" Meryem biraz uzakta oturuyor

XVI11

Takip eden gnlerde, sultann birlikleri, kaleyi dzenli olarak bombardman etmeye devam ettiler. Fakat Ismailfler bir sre sonra, surlarn mtemadiyen dven talarn grltsne almlard. Muhafzlar surlarn zerine karak yaplan atlar hakknda bilgi vermeye bile balamlard. Baarsz atlarla alay ediyorlard; hatta baarl olanlara alk tutacak kadar bile ileri gitmilerdi. Dman askerlerine el kol hareketleri yaparak eleniyorlard; ksacas kalede artk hi kimse en hafif bir korku bie duymuyordu. beyde ortalktan kaybolduundan beri keifilerin komutanlna bn Vakkas getirilmiti, iki ordu arasndaki ilikileri scaklatrmak grevi, tam onun iin biilmi kaftand. Adamlarna, tutsaklardan birini, dman ordusunun n saflarna kadar bizzat gtr r melerini emretmiti. Tutsak inanlmaz bir hzla arkadalarnn yanna komu ve azndan kpkler saarak Ismaillerin kendisine ne kadar iyi baktklarn anlatmaya balamt. Keifilerden biri Emir'in askerleri ile pazarlk yapmaya balamt biie; onlara Ala mut kalesinde herkese yetecek kadar altn okluunu, bouna lmeyi beklememelerini anlatp duruyordu! Zaten iki ordu arasnda, her iki tarafn da lehine olan karaborsa faaliyetleri alabildiine yrmt. zellikle Ibns Vakkas elini ovuturup duruyordu, nk bu kanal vastasyla, dman ordusu hakknda pek ok faydal bilgiler elde etmekteydi. lk rendii ey Emir'in ordusunun otuz bin deil en fazla bunun yans kadar askere sahip olduuydu. Kt takviye edilen mu , hasaraclar, bir sre sonra gda maddesi sknts ekmeye balamlard; birliklerdeki askerle ise geri ekilmek istediklerini artk aka sylemeye balamlard. Emir Arslanta bile bir an iin adamlarndan be ya da on bin tanesini Rey veya Kuzvin'e gn y

Arslanta delirmek zereydi. "Itoluit! Onlarn gitmelerine msaade edenlerin arasnda sen de vardn deil mi?" Subay gzlerini yere indirerek kendisine hakim olmaya alt. "Karnlan a. 'Dalarn eyhi' apndaki bir peygamberle savamak istemiyorlar." "O zaman bana bir fikir verin! Ne yapmalym?" Ebu Cafer kuru br sesle cevaplad: "smaillerin can dman ba vezir ld. Tac i Allk imdilik kazand. Onunla Alamut efendisinin aras kt saylmaz..." "Ne demek istiyorsun! Ak konu." "Mancnklar kullanabilen askerler t o r oldular. Bu kalenin n n d e daha fazla beklemek iin ne gibi bir sebebimiz var ki?" Arslanta gzle grlr biimde rahatlamt. Yine de det yerini bulsun diye itiraz etmekten geri kalmad: "Demek rezil olarak kamam neriyorsun? "Hayr hametlim. Ba vezirin lmnden sonra durum tamamen deiti. Sultann ve yeni ba vezirinin emirlerini beklemek zorundayz." "Bu da doru tabii..." Emir hazretleri hemen subay meclisini toplad. ounluu geri ekilmekten yanayd. Zaten askerlerin byk ounluu ismailler ile savamay reddediyordu. "Pekl" dedi sonunda emir. "Ordugh datn; askerler de hemen geri ekilmeye hazrlansnlar." Ertesi sabah g n e bo bir araziyi aydnlatyordu. Sadece inenmi toprak ve saysz kamp atei kalnts dn akam burada devs bir ordunun konakladna delalet ediyordu. tbni Vakas casuslar vastasyla ba vezirin lmn annda haber almt. "Bir Ismail ba veziri adrnn tam ortasnda ldrm! Sultann ordusu Aiamut'un nnden sefil bir halde geri ekiliyor." Bu sylenti tm kalede bir imek hzyla yayld. bni Vakkas nce Ebu Ali'ye haberi bildirmiti; o da zaman kaybetmeden Buzruk mid'in yanna komutu.

443

mak zorundayz, Kzl Sank muhasaray kaldrr kaldrmaz, bir kervan olumu buraya getirsin." Onlar yolcu ettikten sonra kulenin en tepesine karak emirin ordusunun geri ekiliini seyretmeye balad. Ertesi sabah birbiri ardna birok haberci die tsmail kalelerine doru drtnala at srmeye baladlar. Ibni Vakkas'a Rudbar ahalisi ile iliki kurma grevi verilmiti. Gece kerken Ebu Ali nefes nefese Hasan'in yanna kt. "nanlmaz bir ey oldu!" diye bard henz kapdan ieri bile girmeden "Ibni Tahir kaleye geri dnd." Ba veziri ldrd gece, Ibni Tahi'in hayatnn en kt gecesiydi. Ellerinden ve ayaklarndan adrn ortasndaki byk diree zincidenmiti. Btn gece direin dibinde hi kmldamadan yatmt ama kafasnda binlerce dnce lgn resimler halinde dolanp duruyordu. Aiamut'takl ihtiyarn alayc kahkahalarn iitiyordu sanki. Bu kadar bariz bir sahtekrln, nasl olup da daha nce farkna varamamt? Gzleri bu denii kr myd gerekten? Allah Allah! Fakat onun gibi, hakikate hizmet ettiine inanlan byk bir din nderin bir sahtekr olduunu nasl dnebilirdi ki? Onun bylesine br alakl yapabileceini? Ve Meryem, meleklere benzeyen kz, onun su ortandan bakas deildi! Seyduna'dan daha da ktyd hatta; nk onun emirlerini uygulamak iin ak kadar kutsal bir duyguyu bile kullanabilecek kadar aalkt. Aman Allah'm! Gzne ne kadar da aalk grnyordu imdi! Gece bitecek gibi deildi. Ac ve korku onu merhametsizce uyank tutuyorlard. Meryem gerekten de o iren ihtiyann sevgilisi miydi? Beraberce kendisinin ocuka saflna glyorlar myd? Ve kendisi, Ibni Tahir, en gzel iirlerini ona adamt! Kendisi gece ve gndz Meryem'in hayalini kurarken, onu zlerken, ona ihtiya duyarken, o alak ihtiyar onun byleyici vcuduyla ihtiraslarn dindiriyor, yudum yudum akn iiyor ve ona inananlar, onu sevenleri, ona sayg duyanlar lme gnderiyordu! Allah Allah! Ne korkun bir gerek! Bye bir ey nasl olabilir? Bylesine bir suun cezasn verecek bir kimse yok mu? Kimse yok mu gerekten? 445

kapasayd! Ordughn ileri gelenlerden cinayetin ayrntlarn rendi Demek Hasan'in gerek yz buydu! steseydi katilini veziri yerine kendi zerine de gnderebilirdi rahatlkla! Dehetle rper di. Hayr, dnyada bu tr alaklklarn var olmasna msaade ede mezdii Hasan yok edilmeliydi! Ve onunla beraber tm Ismailler. Onlarn tm kalelerini yerle bir edecekti! Vezirin oullarna babalarnn cenazesini sfahan'a gtnneleri ni ve orada byk bir trenle topraa vermelerini emretti. Katile gelince hepsi de mteveffann son arzusuna uyulmas gerektiini dnyorlard. "Alamut'ta yle ya da byle lm bulacak nasl olsa!" dedi Sultan ve Ibni Tahir'i huzuruna getirmelerini emretti. Yaralarndan hla kanlar akmakta olan Ibni Tahir'i, perian vaziyetini dikkate almadan, ite kaka kraliyet adrna soktular. Onun yzn gren sultan, armaktan kendisini aamamt. Hkmdarlk yllarnda, bir bakta insanlarn ne mal olduklann anlamay renmiti. Bu smail'i bir katile benzemiyordu. "Byle bir cinayeti na! ileyebildin?" Ibni Tahir kalbinden taan her eyi anlatt ona. Szleri yalandan ve art niyetlerden uzakt. Fakat anlattklar, etrafn evreleyen kat yrekli adamlar bile dehete drmt. Sultan eski bahelerin hikyesini biliyordu: Ama bu derece eytan br dzeni daha nce hi iitmemiti. "Seni nasl kullandklarnn farkna vardn m imdi?" diye sordu delikanlya. Ibni Tahir bu arada szlerine son vermiti. "Bu i ren ihtiyarn elindeki bir silahtan baka bir ey deilsin sen!" "lediim suun kefaretini demeye ve dnyay bu Alamut canavarndan kurtarmaya hazrm." "Sana gveniyorum; gitmene izin vereceim. Kaleye ulaana kadar otuz adam elik edecek sana. Fakat dikkat et ve kendini ele verme. Cezalandracan kiinin nne kana kadar, fkene hakim olmaya al Sen kararl ve zeki bir delikanlsn. Plann baarszlkla sonulanmamak." Gerekli dzenlemeleri yaptktan sonra, sultan, tekrar Badat'a doru yola koyuldu, Ibni Tahir ve yanndakiler en ksa yoldan Alamut'a doru at ko 447

bni Vakkas ise bu arada eytan gibi dvyordu az kalsn kendisine bir yol amaya muvaffak olacakt. Klc, nne kmaya cesaret edenlerin kalkanlarnda ve miferlerinde nlyordu. Sonunda askerlerden birisi yere atlad, fedanin mzran alarak, atnn gvdesine saplad: aha kalkan hayvan yere yuvarlanarak binicisini altna ald. bni Vakkas kendisini ok abuk kurtard ama bana inen bir grz fark etmekte ge kalmt. Onu baladlar. Yaras pek kt grnmyordu; tedavi edildii srada kendisine geldi zaten. Gzlerini aar amaz ibni Tahir'i grd. Daha geen akam onun ismini, sonsuz saadete kavuanlann isimleri arasnda okumutu. Birden iini garip bir korku sard: Yoksa ldm m... fakat dmanlann lideri, zerine doru yrmeye balamt bile. Bu arada da bni Tahir onu omuzlarndan sarsarak, kendisine getirmeye alyordu: "Uyan bni Vakkas! Beni tanmadn m?" Yaralya su vermelerini istedi. bni Vakkas suyu hrsla iti. "bni Tahir! Demek ki lmedin! Bu adamlann arasnda ne iin var?" Dman subayn iaret ediyordu. "Dnya zerindeki gelmi gemi en byk yalancy ldrmek iin Alamut'a geri dnyorum. Hasan ibni Sabbah bir peygamber deil aksine byk bir yalana. Kaplarn bize at cennet, kendisinin hazrlad bir sahneden baka bir ey deil. Ziyaret ettiimiz baheler, aslnda Alamut'tan hi de uzakta deiller, sadece kalenin arkasnda sakllar. Bir zamanlar Deylem krallarnn yaptrd bahelerden baka bir ey deil cennetimiz..." bni Vakkas aalarcasna suratn buruturdu: "Hain!" ibni Tahir kpkrmz kesildi. Fakat yaral onu dinlemek bile istemiyor, kendi sama inancnda srar ediyordu: "Ben sadece bizi Seyduna'ya balayan yemine inannm!" "Bu yemin onun bizi kandrmasna engel olmad! Demek ki bizi balamaz!" "Bu yeminin adna sultann ordusunu malup ettik. smaiilerin dmanlar nmzde titriyorlar!" "Bunu sadece bana borlusunuz. Ba veziri benim ldrdm unutma!" 449

meyen baklarla Ebu Ali'ye bakmaya balad; onun orada olduunu unutmu gibiydi. Fakat kafas imek hzyla alyr ve bu inanlmaz mucizeye neden olabilecek tm olasiklan gzden geiriyordu , aklna bin bir trl ey geliyordu ama akla en yakn olan, bunun bir tuzak olmasyd. "Git! lbni Tahir buraya gelsin! Muhafza syle, onun gemesine msaade etsin." Ebu Ali dar kar kmaz zel muhafzlardan beini ard ve n odann perdesinin arkasna saklanmalarn syledi. eri giren adam etkisiz hale getirerek, elini kolunu balayarak ona getireceklerdi. Sonra beklemeye balad. Byk nderin kendisini, zaman kaybetmeden yanna ardn iiten lbni Tahir, dncelerini toplamaya alt: "ntikamm almalym! Allah'm! Bana yardm et!" Abdlmelik'ten rendii yakn dv tekniklerini bir kez daha aklndan geirdi: Ona bir tuzak kurulmu olmas ihtimalini gzden uzak tutmamalyd. Onun odasna kadar bir gidebilse! Solgun ama kararl bir ekilde kuleye doru yrmeye balad. Cppesinin kollarn biraz geriye atmt, hanerini saldrya hazr biimde elinde tutuyordu. Siyah muhafzlann nnden geerken hafife tereddt eder gibi oldu. Tm klarda olduu gibi, koridorun banda ve sonunda da nbet tutuyortard. Geri dnmemek iin, kendine iddetle hakim olmak zorundayd. Bir trl sonu gelmek bilmeyen merdiveni ryadaym gibi kt. Merdivenlerin sonunda nbet tutan dev muhafz ona dikkat bile etmemiti. Omzunda kocaman bir grz tayordu. ntikam saati gelmiti: Zaaf gstermeyeceini hissediyordu. Koridordan soukkanllkla geti. n odann giriinde baka bir muhaliz nbet tutmaktayd. Perdeyi kaldrd ve ona girmesini iaret etti. Srtnda souk bir rperti dolat. abuk! abuk! diye tekrarlyordu iinden cesaret kazanmak iin. Mmkn olduunca abuk bitirmeliyim iimi! Dikkat ve kararllkla ieri girdi. Dudaklarn birbirine kenetlemiti. Tam bu anda dev gibi yumruklar zerine ullandlar. Birisi kollarn artesna bkmeye alt ama sert bir hare 451

inanmaya ilk hazr olanlardan biriydim ben! nk aklma her ey gelirdi ama senin gibi, Mslmanlann yars tarafndan peygamber olarak kabul edilen birinin, bir sahtekr ve yalancdan baka bir ey olmadn asla dnemezdim! Ya da, sana inananlar bi lerek ve isteyerek yanl yollara saptrablleceini! Kendi canice planlann gerekletirmek iin, onlann inanlarn ktye kullanabileceini!" "Baka bir istein var m?" "Lanet olsun sana!" Hasan glmsedi. "Bunlar beni azck olsun incitmeyen szler!" Ibni Tahir kuvvetinin giderek zayfladn hissetti. Biraz daha sakin olmaya zorlad kendisini: "Biliyorum, beni ldreceksin... Fakat sana son bir soru sormak istiyorum." "Dinliyorum." "Bylesine tiksindirici bir plan nasl olup da dnebildin ve bizleri alet edebildin? Bizleri, sana ruhlar ve vcutlanyla bal olan insanlan?" "Gerek sebebini renmek ister misin?" "Baka bir ey istemiyorum senden." "yleyse dinle. Bu senin son ansn. Ben taraftarlarma daima Arap asll olduumu anlattm. Rakiplerim ise aksini ispat etmeye altlar. Hakl olan onlard. Fakat neden byle davrandm? nk siz Persler kendi rknza gereken nemi vermiyorsunuz. Peygamberin doduu lkeden gelen herhangi biri, sefil bir dilenci bile olsa, sizin gznzde dnyann en kymetli adam oluveriyor. Oysa sizler Rstem'in ve Suhrab'n, Minuehr'in ve Feridun'un torunlarsnz. Hsrev'in, Ferhad'n, eski byk Pers krallarnn, Pers imparatorluunun varislerisiniz! Fidevsi'nin, Ansari'nin ye daha nice airin sizin dilinizi konutuunu unuttunuz! Kendinizi Araplann dinine ve kltrlerine tabi kldnz! imdi de, bozkrlardan gelen at hrszlannn, Trklerin nnde, karn st yerlerde srnyorsunuz! Seluklu kpeklerinin yarm asrdan beri size hkmetmelerine msaade ediyorsunuz! Oysa siz Zerdt'n torunlarsnz! Genliimde iki arkadam ile kutsal bir yemin ettim: Bunlardan birisi ldrdn ba vezir idi, teki de air mer Hayyam. Bu

453

Ardmdaki tm gemileri yaktm. imdi ileri gitme vakti, Seluklular ykana kadar da hi durmadan ilerlemeye devam edeceim. Fakat beni anlamakta zorluk ektiine eminim. yle deil mi?" ibni Tahir gzlerini fal ta gibi amt. Kulaklanna inanamyor du. Her eye hazrlanmt fakat Hasann kendisini hakl karmaya alacan hi dnmemiti. Fakat Hasan szlerini bitirmemiti henz. "Sakn bana fedalerin szde cesaretlerinden bahsetmeye kalkma! Yaammn altm yl boyunca devaml kelle koltukta gezdim. lmm ile Pers tahtnn yabanc despotlardan kurtulacan bilseydim, emin ol gzm bile krpmadan seve seve herhangi bir cennete giderdim. Fakat burada da kendimi kullandrmak niyetinde deildim: Onlardan birisi tahttan drlse bile, yerine hemen bir bakasnn kacandan emindim. O zamanlar lmmn hi kimseye kalc bir faydas olmazd. Baka trl davranmalydm. Kendilerini kurban etmeye hazr gnlller yaratmal ve onlarn ballklarnn meyvelerini toplamalydm. Benim iin yksek mevkilerdeki insanlan vuracak ellerim olmalyd. Fakat hibir gnll bulamadm. Kimse kendisini, ulv amalar dorultusunda feda etmeye niyetli deildi. Bunun zerine baka bir yntem denemeye karar verdim. Bu yntem... Zaten biliyorsun: kayalklarn br tarafnda bulunan Deylem krallarnn bahelerini, en ince detaylarna kadar ileyerek, suni cennetler yarattm, fnsan yaamnda hayaller nerede balar, gerekler nerede sona erer? Buna cevap vermek ok g. Bunlar anlamak iin henz ok gensin. Keke benim yalarmda olsaydn! O zaman herkesin kendisine ait bir cenneti olduunu bilirdin. Ve bu cennetlerin, aslnda, ahsi arzularn birer hayali olduklann kavrardn. Ald haz onun iin gerektir, baka br eye de ihtiyac yoktur. Eer numaram anlamam olsaydn, sen de son derece mutlu olarak lecektin. Ayn Sleyman ve Yusuf gibi..." !bni Tahir uyumu gibi kafasn sallad. "Sana kalrsa, idrak etme, insanlara verilen en korkun hediye!" "El Araf in ne olduunu biliyor musun?" "Bildiimi ok iyi biliyorsun ey Seyduna! Cenneti cehennemden ayran duvarn ismi. 455

tbni Tahir sarard. Onu hl seviyordu, hem de ok seviyordu. "El Araf a trmanmak isteyen kimse aka hkmetmesini bilmeli." "Anlyorum, bunu bile anlyorum." "imdi ne dnyorsun benim hakkmda?" lbni Tahir glmsedi. "Bana ok yaklatn, inanlmayacak kadar yaknsn..." "Belki de artk krk yanda bir insann, kalbinde bir planla dnyay dolamasnn ne demek olduunu anlarsn. Yirmi yl boyunca byk br ryay gerekletirmeye almann ne demek olduunu! Byle bir rya, byle bir plan, grnmeyen bir efendinin emirleri gibidir. Btn dnya, kaleni muhasara eden bir dman ordusu gibi grnr gzne. Duvarlarn arasndan canl olarak dar szlmeli. sonra da dman kararghnn tam ortasnda emir yerine getirilmelidir. Bu arada insan cesur olmak ve kendini kurtarmak zorundadr. Cesur ve dikkatli! Anlyor musun?" "Gryorum ki seni dinleyenlerin gzlerini amay ok iyi biliyorsun..." "Beni hl irenilecek bir cani olarak gryor musun?" "Sen de biliyorsun ki bu n altnda bu szn bir anlam yok." "El AraFa trmanacak cesaretin var m?" "imde bu ihtiras ateini yaktn ama artk bir ey yapamam..." Hasan ona yaklat ve balann zd. "Ayaa kalk. Serbestsin." lbni Tahir armt: "Ne demek istiyorsun? Seni anlamyorum" diye kekeledi. "Serbestsin!" "Nasl serbest? Ben? Seni ldrmek istediimi unuttun mu?" "Artk lbni Tahir yok. Eski ismini alacaksn tekrar: Avni. El Araf a trmanmaya baladn. Kurtlar birbirlerini yemezler." lbni Tahir hkrmaya balad. Kendini Hasan'n ayaklannn dibine att. "Affet! Affet!" "Buradan ok uzaklara git olum! Her eyi bilmeye ve renmeye ai. Hibir eyden korkma. Her trl n yargy kendinden uzaklatr. Hibir eyi yceltme ve hor bakma. Kendini her eye ada. Cesur ol. Dnya sana artk bir ey veremedii zaman geri 457

Byk Da'ler balarn sallayarak birbirlerine baktlar. bni Tahir'i Alamut'a getiren Trk birlii, yanlarnda umulmadk bir tutsak, zavall bni Vakkas ile Nehavend'e geri dnmt. Yol boyunca rastladklar tm insanlara, kendilerine yeni bir haberin ulap ulamadn sordular. Dnyay en az ba vezirin lm kadar sarsacak bir baka haberi, IsmailHerin nderlerinin lm haberini bekliyorlard. Ama bouna. Mteveffa ba vezirin olu Fahr el Mlk, bu durum karsnda zavall bni Vakkas', babasnn katili olarak byk bir trenle idam ettirdi. Bu ekilde, hem babasnn intikamn alm oldu, hem de gerek katilin anszn ortadan kaybolmasn dnyadan gizleyebildi. Bu esnada seyyah bni Tahir, ran'n dousundan Hindistan'a gemek zereydi. Artk kendi yoluna gitmek zorundayd.

459

med'in veliaht olarak ilan edilmesi iin gereken her eyi yapmt bile. Plannn ba dman artk hayatta deildi ve kararsz sultann da, ihtirasl einin arzularna kar koyacak kadar gl bir iradesi yoktu. Zaten hkmdar, bu taht kavgalar ile pek az ilgilenmekteydi. Bir sre Badat'ta ikamet etti. erefine gnler sren grkemli ziyaretler ve davetler verilmekteydi. Halife dnda, imparatorluuna bal blgelerden gelen binden fazla kral, hkmdar ve ynetici, kendisini ziyaret ederek ballklarn ve sadakatlerini arz, etmilerdi. ok uzun yllardr sadk danman olan adamn lm, onda gizli kalm olan bir byklk duygusunu n plana gkarm t. Arzulad hibir ey yoktu artk. Mutluydu... Sultann ordularnn Alamut ve Zur Gumbadan kalelerinden ekilmeleri, yeni ba veziri dikkatli olmaya yneltmiti. Hasann ne kadar tehlikeli birisi olduunu ve lkeye verebilecei zararlar ok iyi bilmekteydi. Ne de olsa artk hametli Seluklu mparatorluunun ba veziriydi, bu nedenle de kendisini lkenin dirliinden ve gvenliinden sorumlu hissediyordu. Sultann Ismaii kalelerinin yerle bir edilmesi konusundaki kesin emri, ok hassas olan bu an da, imdadna Hzr gibi yetiti. Vakit kaybetmeden Emir Kzl Sark ve Emir Arslanta' grevlerinden alarak, yerlerine gen ve kararl iki Trk subayn tayin etti. Yeni komutanlar, dalm olan birlikleri acele toparlayp Alamut ve Zur Gumbadan'a hcum etme emrini aldlar. "Son haftalar baya hareketli geti" dedi Hasan Byk Da'lere. "nmzdeki savalara hazrlanmak iin biraz dinlenmemiz lazm. Kalelerimizde meydana gelen hasarlar da tamir etmeliyiz bu arada. Onun iin, sultan ile erefli bir bar anlamas imzalamaya alalm." Feda Halfann Badat'a giderek hkmdar saraynda ziyaret edip, ona yazl artlan sunmas kararlatnld. Hasan u nerileri yapyordu: Ba vezirin seferinden nce lsmaillere ait olan tm kaleler ve hisarlar, kendilerine geri verilmeliydi. Sultan zarar grm olan kaleler iin tazminat demeliydi. Hasan ise bunun mukabilinde yeni kaleleri ele geirmemeyi taahht ediyordu. Ayn zaman 461

Hiddeti geldii gibi bir anda yatt. nndeki cesedi gren hkmdar kendine geldi. Sknetle zel ktibine ve muhafz bana sordu. "Hasan'in bu utanmazca meydan okumasna nasl bir cevap vermemi tavsiye ediyorsunuz?" "Hametli sultan, tsmaililere kar balatt askeri harektn gcn artrmal" dedi muhafz ba. "Fakat bu terbiyesizlik de cevapsz kalmamal" dedi ktip. "Hametli sultan, kendisi adna bir cevap kaleme almama msaade etsin." Aiamut'a bir haberci gndermeye karar verdiler. Ktip yazd mektupta Hasan' katil, vatan haini ve Kahire'nin paral askeri olarak tanmlyordu. Ona haksz yere gasp ettii tm kale ve hisarlar hemen ve koulsuz, olarak teslim etmesini neriyordu. Aksi takdire Ismaillerin bulunduklar yerlerde ta stnde ta kalmayacak ve kadnlarla ocuklar da dahil olmak zere, hepsi arnanszca kltan geirilecekti. Kendisi de en korkun cezalara arptrlacakt. Hametli sultann kendisine verdii cevap bundan ibaretti, Gazneli Halef sminde gen bir subay bu ie memur edildi. Atna atlad gibi drtnala yol almaya balad; alt gn sonra Alamut kapanna ulamt bile. Minuehr onu kulesinde alkoyarak sultann mektubunu Ebu Ali'ye gnderdi, O da Hasan'a gtrd. Hasan mektubu skunetle ve ilgiyle okuduktan sonra Byk Da'ye gsterdi. Bir adam gnderip Buzruk mid'i artt ve durumu toparlad; "Sultan kendisini dev aynasnda grd iin gzleri kr olmu. Kendisini tehdit eden tehlikenin farknda bile deil. Bizi tanmak istemiyor. Kendisi iin ne kadar kt bir karar!" Haberciyi zincire vurup kendisine getirmelerini istedi. Halef nce zincire vurulmasna kar koymaya alt: "Bunu nasl yapabilirsiniz!" diye bard. "Ben hametli sultann, mparatorluun ve ran'n ahnn habercisiyim! Beni zincire vurursanz, tm erefinizi yitirirsiniz)" Yapacak bir ey yoktu. Zincire vurulmu bir halde Byk n der'in nne karlacakt. "Bu kt muameleye iddetle itiraz ediyorum" diye sze balad liderlerin bekledii n odaya girerken. 463

Hasan ona doru dnd ve cellada beklemesini iaret etti. "Bakyorum konumaya baladn! Demek sultann bizzat kendisi elimi ldrd? Kt, ok kt..." Sk sk sultan en etkili nasl korkutabileceim dnyordu. Bir yandan onun habercisini seyrederken, dier yandan da kafasnda bir plan filizlendiriyordu. "Hekimi ar!" diye emretti hadma. Haief titredi. Bu yeni emrin kendisi iin hi de hayrl olmadn hissediyordu. Bu arada Hasan Byk Da'lere iaret etti. Biriikte Hasan'tn edasna getiler. "Alt ay daha bekleyecek halimiz yok" dedi onlara. "Dmanla nmzm bizden erken davranmalann istemiyorsak hemen harekete gemeliyiz Kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. Bu andan itibaren, sultann, elindeki tm imknlar ile bizi yok etmek isteyecei ok ak." Fakat vermi olduu karann ne olduunu onlara sylememiti. Bu arada odaya giren hadm, hekimin geliini haber verdi. "Buraya gelsin" diye emretti Seyduna. Yunanl odaya girdi ve yerlere kadar eildi. Tutsamz grdn m?" diye sordu Hasan hekime. "Evet. Hl n odada bekliyor." "Onun yanna tekrar git. Adamn tm detaylarn incelemeni istiyorum." Yunanl itaat etti ve tekrar geri dnmesi birka dakika srd. "Ona benzeyen bir fedamiz var m?" diye sordu Hasan. Hekimin gzleri byd. "Ne demek istediini anlayamadm ey Seyduna. Yz hatlar mteveffa beyde'yi andryor biraz." Hasan sabrszlkla yzn buaturdu. "Sen bir hekimsin ve yetenekli bir cerrahsn. Cafer'i bir ekilde bu adama benzetebilir misin?" Hekimin surat birden aydnland. "Evet. Bu sanat iyi bilirim." "Bak grdn m, birbirimizi ne gzel anladk..." "nce aka yaptn sandm Seyduna... Darda bekleyen 465

mek zorunda kalacaksn, nk onu ok iyi tanyan kiilerle ilgileneceksin. Baka bir deyile tam bir dnm yasamak zorundasn. Birlikte n odadaki tutsan yanna gittiler. Hasan hazrlkl olmasn emretti cellada. Sonra tutsaa dnd: "Adn ne ve nereden geliyorsun?" Halef biraz toparlanmaya alt: "Hametli sultann bir haberci siyim..." Hasan patlad: "Cellat, aletlerini hazrla! Seni sorulanm tam ve doru olarak cevaplaman iin uyanyorum. Bilmen gereken bir ey var ki seni bir sre iin Alamut'ta tutmay dnyorum. Syleyeceklerinin bir tanesinin bile yanl kmas durumunda, seni aadaki avluda drt paraya ayrtacam. Durumunun ne olduunu rendin. Konu!" "Adm Halef, mer'in olu. Ailem Gazneli. Orada dodum ve genliimi orada geirdim." "Dikkat et Cafer! Yan ka ve ka yldr sultann ordusuna hizmet ediyorsun?" "Yirmi yedi yandaym. On yedi yandan beri sultann ordusuna hizmet ediyorum." "Orduya nasl girdin?" "Amcam Otam, Hseyin'in olu, hassa ktas komutandr. Hametli sultanmza beni o tavsiye etti." "imdiye kadar grev yaptn yerleri say!" "nce Isfahanda grev yaptm. Sonra da hametli Sultana, zel ula olarak tm lkede refakat ettim." Sultanla beraber ilerinden getii veya birka gn konakladklar ehirleri tek tek saymaya balad. Sonra da atklar yollan. Sorgu srasnda evli olduunu ve iki kars bulunduunu rendiler. kisi de ona birer oul dourmulard. Hasan gitgide daha fazla detaylara iniyordu. Ona amirleri hakknda sorular soruyordu: Alkanlklar neydi, grevleri, arkadalar, bo vakitleri... En ince ayrntlar bile bilmek istiyordu. Adam onlara, amirleri ile olan ilikilerini, sultanla yapt grmeleri zellikle yeni tarihli olanlar bu grmelerin nasl getiklerini, kurallar, her eyi anlatyordu. Son olarak da Isfahan ve Badat saraylarnn planlar hakknda 467

lerin bulunduu sandnn bana nbeti olarak dikti ve ie balad. nce delikanlnn vcudunun eitli yerlerine bir merhem srd. Merhemi srd yerlere, Halefin vcudundaki yaralarn ekillerini izdi. br yamaklara da, bak ve ineyi ate zerinde stmalarn emretti. Emri yerine getirilince, kzgn bak ve ine ile izdii izlerin zerinden geti. Bu arada deriyi hafife yakyor, kesiyor ve iziyordu. Cafer dudaklarn srd; surat acdan bembeyaz olmutu. Fakat baklar Hasan'nkilerle karlat zaman, ona harika bir glmseme gndererek, sanki hibir ey olmuyomu gibi davranyordu. Halef yava yava kalenin efendisinin amacn anlamaya balyordu. Kalbi isyan bayra amt. Eer dn baarl olursa, bu gen smail, sultanla bizzat grme ans bile yakalayabilirdi. Ba vezirin lm ise sonra neier olacan gsteriyordu. "Bylesine bir cinayete yardmc olduum iin lanetleneceim!" diye dnd sdk haberci. Korkunu dizginle! diyordu bir ses iinden ona. Efendin iin yapman gerekenleri hatrla! Bacaklar bal deildi. Bir an durarak hekimin Cafer'in yanan bakla izmesini bekledi. Ve tam o esnada onlann zerine atlayarak hekimin kamna kuvvetli bir tekme att. Hekim sarslarak yere derken, elindeki bakla Cafer'in suratn boydan boya izdi. Delikanln surat biranda kan iinde kalmt. Halef de dengesini kaybederek hekimin zerine dt; eline geen hrsat deerlendirerek dilerini adamm boaznn ta derinliklerine kadar gmd. Kurbannn grtlandan ac dolu bir haykr ykseldi. Ebu Ali, Cafer ve cellatlar, hekimi kurtarmaya alyorlard ama lgna dnen tutsak, dilerini azck olsun gevetmiyordu. Sonunda cellat yamaklarndan birisinin aklna akkor halindeki iviyi adamn srtna sokmak geldi. Tekrar ac dolu bir brme iitildi. Cesur haberci kvranmaya balad, elleriyle bo yere yarann olduu yere ulamaya alyordu, "abuk! kence tezghna!" diye bard Hasan. Halef tm gcyle kar koymaya alyordu, fakat demir gibi peneler karsnda fazla dayanamad. Gz ap kapayncaya kadar ikence tezghna balann t bile. Bu arada Yunanl kendisini

"Kimsin sen?" "Adm Halef, mer'in oluyum. Ailem Gazneli..." "yi. Kalann da hatrlyor musun?" "Kesinlikle ey Seyduna!" "yleyse iyi dinle. Gidip bir at eyerlet ve hemen bugn yola k. Habercinin kulland yolu gerisin geriye takip ederek Badat'a git. Hametli sultana Alamut efendisinin szl mesajn gtreceksin. Hanlar ve konaklama yerlerini biliyorsun. Gzlerini ve kulaklarn ak tut. Sultann tesadfen Badat'tan ayrlp ayrlmadn renmeye al. Ne olursa olsun onun huzuruna karlman salamaya al. Sakn seni bundan vazgeirmelerine msaade etme! Cevabm sultana yalnzca sen bildirebilirisin. Bu arada sana Alamut'ta reva grlen kt muameleyi anlatmay ihmal etme! Beni anladn m? Sana birka tane hap vereceim. Bunlarn ne ie yaradklarn biliyor musun? Her akam bir tane al fakat sultann karsna kacan an iin bir tanesini saklamaya zen gster, ite zehirli bir haner. Fakat ok dikkatli ol, nk zehir ok kuvvetlidir, en kk bir izik bile lm getirir! Sultann huzuruna ktn zaman, br dnyada cenneti ve bu dnyada da ismailfler arasnda an ve eref kazanman iin ne yapman gerektiini biliyorsun. Her eyi aka anladn m?" "Evet Seyduna!" Cafer'in surat ate gibi yanyordu. "mann salam m?" "Evet Seyduna." "Ya kararlln?" "Sarslmaz olarak!" "Sana gveniyorum. Beni hayal krklna uratmayacan biliyorum. Bu kk keseyi al. Ruhum yol boyunca yannda olacak. an ve eref kazan. Kazanacaklann tm Ismaiiiere ait olacaktr!" Sonra da ona msaade etti. Birka saat sonra yaayan hanerlerden bir yenisi Alamut'u terk ediyordu.

layacak, onlarla beraber kar ve souk gelecek. O zaman, hoa kal cennettin zevkleri!"' "Peki kzlarn ne yapmas gerekiyor?" "Yeteri kadar koyun ve deve yn var, keza ipek de. Kzlar yn egirsinler, rsnler ve diksinler. Canlan ne isterse onu yapsnlar. Alamut'un her eye ihtiyac var!" "Peki ya eitimleri?" "Onlara retecein br eyler kald m?" Hayr, ak olmaktan baka her eyi rettim onlara. Fakat bunu kendilerinin renmeleri gerekir" Hasan uzun zamandr bu kadar iten glmemiti. "Pekl, imdilik bu kadar yeter! Gryor musun ben de seninle ayn durumdaym! Benim de el verebileceim kimsem yok." "Bir olun var ya!" "Evet. Her gn onun kaleye getirilmesini bekliyorum. Boyunu bir ba kadar ksaltmay dnyorum." Apama ona knayarak bakt. "Yine mi akaianndan biri?" "Neden aka yapaym ki? En deerli mttefikimi ldren adam, baka trl nasl cezalandrabilirim ki?" "Fakat o senin olun!" "Olum! Bunun anlam nedir ki? Belki belki diyorum, nk benim ne kadar dikkatli olduumu bilirsin akmn meyvesidir o. Fakat asla ruhumun meyvesi olmad! Bir an iin kabul edelim ki mirasm brakabileceim birisi var. Ama o u anda ok, ok uzaklarda, dnyay dolamakla megul. Nerede olduunu kesin olarak bilmiyorum, ismi sana yabana olmamal. Ibni Tanr..." "Nasi? Ibni Tahir mil O lmedi mi? Veziri ldren o deii miydi?" "Evet, onu ldrd. Fakat buna ramen lmden kurtulmay baard..." Ona delikanlyla yapt son konumay anlatt. Yal stadn kulaklarna inanamyordu. "Ve sen Hasar, onun gitmesine msaade ettin?" "Evet, aynen yle." "Bu imknsz!" \ 473

Abuna ve alt adam onu yakaladlar ve Alarnut'un en derin zindannn en karanlk hcresine attlar. Hseyin hcreye girerken dengesini kaybetti ve suratyla bir pislik ynnn tam ortasna dt. "Bekleyin! Serbest kalr kalmaz hepinizi kuduz kpekler gibi geberteceim!" Fakat ar demir kap arkasndan kapanarak kilitlenmiti, kimse sylediklerini iitmiyordu. ki ay zincire vurulu olarak yaad. Tuzaa dm bir yaban kedisi gibi srmaya hazrd. Tm dnyadan nefret ediyordu. Serbest kald zaman eline geen ilk adam boazlayacan sylerken kesinlikle abartmyordu. Hseyin Alkeyni'yi ldrd iin piman deildi. Kendisini bekleyen kaderden veya hayatn kaybetmekten de korkmuyordu. Daha kk bir ocukken bile etra hndakilerin korkulu ryas olmutu: Hibir otoriteye boyun emiyordu, sinirlendii zamanlar en kt iddet eylemlerini gerekletirmekten geri kalmyordu. Hasan uzun sre onu kendi haline brakt. Hseyin ilk karsnn oluydu. Kadn onu Demaven'den pek uzak olmayan Firuzkuh adl bir da kynde iyi kt bytmt. Bykbabas kk asiyi dayak atarak ve a brakarak ehliletirmeye almt. Fakat kk canavar, isteklerine kar koyan kiilere kim olurlarsa olsunlar boyun emeye niyetli deildi. Bylece, kt huylu aksi ihtiyar, kana susam Hseyin'in ilk kurban oldu. Yedii dayaklara dayanabilecek hale geldii ilk gn, bykbabasn gzlerden rak bir yere ekti ve kafasn paralad. O gnden sonra, gerek bir yaban gibi yaamaya balad; ailesine olmadk eziyetler ediyor ve tarlalarda almaya kesinlikle kar kyordu. Askerlerle ve atlarla ilgilenmek yerine hayvan srleri ile zaman geirmeyi tercih ediyordu. Babasnn Msr'dan geri dndn ve lkenin kuzeyine yerletiini duyunca, onun yanna gitmeye karar verdi. Babasn hi tanmyordu; tek bildii, onun, hemen hemen tm dnyay gezmi ve maceralarla dolu bir yaam srm bir adam olduuydu. Tanmad bu adamn yanna gitme dncesi, rahat bir yaama kar olan arzularn krklyordu. Fakat byk bir hayal krklna uramas uzun srmedi. Babas ondan en ok nefret ettii eyleri v 475

di, merdivenin bandaki nbeti ise gerek bir canavar gibiydi. Deiikani siyah muhafzn delici baklarn ensesinde hissediyordu. Bunun anlam iyi deildi. Babasnn bu tr canavarlar hizmetine alaca aklna nasl gelebilirdi ki? Byk nderin odasna getirildi. Elinde olmadan kapnn bir adm dnda durdu. Hasan ban kaldnp ona bakmaya bile tenezzl etmemiti. Bir yn yastn ortasnda oturuyordu; elindeki katlar incelemeye dalm gibiydi. Bir sre sonra ban kaldrd ve tek kelime etmeden olunu inceledi. Sonra yavaa ayaa kalkt. Kk bir iaretle muhafz dar gnderdi ve olunu bir kez daha tepeden trnaa szd. Hseyin dayanamayp patlad: "Beni bu zincirlerden kurtarmann vakti gelmedi mi hla? Ne zamandan beri bir oul babasnn huzuruna zincirlenmi olarak kyor?" "Demek ki ksmet bugneymil" "Benden korkuyor musun yoksa?" "Kuduran kpekleri ldrmeden nce balarlar." "Gerekten de, rnek alnacak bir babasn!" "Haklsn. nk senin dnyaya gelmeni salamak gibi byk bir gnah iledim ve yllardr bunun acsna katlanyorum." "Demek ki beni balarmdan kurtarmay dnmyorsun?" "Sannn seni nelerin beklediinin farknda deilsin. unu bilmelisin ki kendi koyduum kanunlara kesinlikle uymay dnyorum." 'Tehditlerinin beni korkutacan'dnyorsan ok yanlyorsun!" "Aptal! Gururun ne kadar budalaca!" "istediin gibi hakaret edebilirsin bana. Nasl olsa beni etkilemiyor." "Aman Allah'm! Hl ilediin suun niteliini kavrayamam sn!" "En azndan kurtulunca neler yapacam biliyorum. Hi kimse beni zincire vurma hakkna sahip deildir." "Kes sesini! Benim en deerli mttefikimi, en iyi dostumu l drdn. Hem de sadece emirlerime uyduu iin!" "Senin iin bir arkada bir ouldan daha m nemli?" 477

Hseyin onu baklaryla ldrmek istiyordu.

"Kpein babas kpek, danann babas boadr! Oul nasl, baba yle..." "Dediklerin doruysa, sen benim olum deilsin." "Anneme hakaret mi etmek istiyorsun?" "Asla. Sadece kpek ve dana iin sylediklerinin, insanlar iin geerli olmadn ispatlamaya alyorum sana. Aksi takdirde babalarn zeklar ve cesaretleri ile kurduklar, hkmdarlklar, beceriksiz ve aptal ogullann ellerinde yok olmak zorunda kalmazd." "Doru. Fakat dnyada hibir sultan veya ah yoktur ki bir olu olduu halde hkmdarln bir yabancya teslim etsin." "Bu konuda da ilk olmay tasarlyorum. Soracan baka bir ey var m? Annene hibir ey sylemeyeyim mi?" "Demin sylediklerimden baka bir eye gerek yok." Yal adam muhafzlar ard. "Tutukluyu zindana geri gtrn." Delikanl titremeye balad. "Klelerinin mahkemesine, kar bakalm beni! Ne kadar rezil biri olduunu, tm dnyann yzne haykracam!" Yksek Mahkeme ertesi gn topland. Bakanln Ebu Ali yapyordu. "Kanunlar inceleyin ve kanunlarn emrettii gibi hkm verin. Hasan byle emretti." Hepsi yerlerine oturduktan sonra muhafzlar Hseyin'i getirdi ler. Ebu Ali onu iki crm ile suluyordu. Birincisi; amire ba kaldrmak, ikincisi; amiri ldrmek. Her iki crmn de cezas lm idi. "Sulann kabul ediyor musun Hseyin lbn Hasan?" "Herhangi bir su ilediimi reddediyorum. Kabul ettiim tek ey demin saydn ileri yaptm." "Br amire ba kaldrma bile en ar cezay gerektiren bir sutur." Hseyin patlad: "Benim Byk nder'in olu olduumu unutmayn!" "Kanun hibir istisna tanmyor. Alkeyni iin sen rtbesiz bir as kerdin. Biz de seni rtbesiz bir asker olarak kabul ediyoruz." "Beni kimin zincire vurduu, benim iin ne fark eder ki?" 479

"Sulu." Hseyin her isimde irkilmekten kendini alkoyamamt. Son ana kadar, birisinin kendisinin lehinde konuacan, kendisinin hakl olduunu, erefini kurtannak iin baka trl davranamayacan sylemesini umut ediyordu iten ie. Fakat son cevaptan sonra tm umutlar suya dt. Kendinden geerek adamlarn su ratlanna bard: "Cani kpekler!" Zincire vurulmu olmasna ramen, zerlerine atlamak istermi gibi bir hareket yapt. Muhafzlar onu glkle zapt edebildiler, yuvalarnda deli gibi oynayan gzlerinde lgnca bir fke okunuyordu. Ebu Ali ayaa kalkt. "Hrmetli Daler! Kendisine atfedilen crmlerden dolay, oybirlii ile sann sulu olduuna karar verdiniz. Hseyin, Hasan'n olu ve Sabbah'n torunu, lme mahkm edilmitir: nce kanunun emrettii gibi eli kesilecek, sonra da boynu vurulacaktr. Hkm, kararn Byk nder tarafndan tasdik edilmesiyle beraber uygulamaya konulacaktr. Mahkemenin hrmetli yelerinin ilave etmek istedikleri baka bir ey var m?" Buzruk mid ayaa kalkarak sz istedi. "Hrmetli Daler! Hu zistan'n Byk Da'sini ldrmekle sulanan Hseyin Ibni Hasan hakknda verilen hkm iittiniz. Bu suu iledii ispat edildii gibi zaten kendisi de yaptklarn itiraf etmitir. Bu nedenle hakknda verilen hkm tamamen yerinde ve uygundur. Buna ramen hrmetli mahkemeye hatrlatmak isterim ki Byk nder'in kanunlar sertletirmesinden bu yana, hakknda hkm verilen ilk ahs Hseyin'dir. Bundan dolay eer hkml de kabul ederse Seyduna nezdinde onun iin bir af talebinde bulunulmasn teklif ediyorum." Yaplan teklif hrmetli meclis yeleri tarafndan onaylayan mrltlar ile karland. "Hkml! Byk nder'den af talebinde bulunmak istiyor musun?" Hseyin eline geen frsat deerlendirerek fkesini dar kustu. "Asla! Tek olunu cellada teslim eden bir babadan asla af talebinde bulunmam." "Sakin ol Hseyin." 481

Abdlrneiik'in elindeki hkm ald, dikkatle okudu ve kalemini mrekkebe batrarak, kararl bir tavrla altn imzalad. "te" dedi. "Ebu Ali! Hkm sen okuyacaksn. Yarn sabah gne dogmadan nce, cellat grevini bitirmi olacak." "Anladm tbni Sabbah." Btn zaman zarfnda bir kenarda duran Buzruk mid konumak istediini belirtti. "Belki de hkm biraz daha yumuatmak mmkn olabilir. Ne de olsa olayda belli bir tahrik sz konusu..." "Hkm imzaladm bile. Zahmetiniz iin sizlere teekkr ederim." Yalnz kald zaman Hasan dnmeye balad: Olum, eserimi tamamlamam yolunda bir engel. Onu ortadan kaldrrsam, vahi bir hayvan m olacam? Baladm ii bitirmek zorundaym. Kalbim kar ksa bile bunu yapacam. nk byk olan her ey insani olan her eyin karsnda bulunmaldr.

483

Ebu Ali, Buzruk Umid ve Minuehr atlarna bindiler. Bir boru sesi iitildi. Ebu Ali atn birka adm ileriye srd. Elindeki kd aarak yksek sesle lm hkmn okumaya balad. Sonra da cellada grevini yapmasn emretti. Kalenin inde elle tutulabilecek bir sessizlik vard; sadece aada alayan nehrin sesi iitiliyordu. Birden Hseyin'in boazndan bir lk koptu: "Askerler! Duymadnz m? Babam z olunu cellada teslim ediyor!" Saflarda bir kaynama oldu. Fedailerden oluan kk grubun nnde duran Abdurrahman ban evirerek arkasnda duran kk Naim'e bakt: Delikanl mumdan bir heykel gibi sapsan kesilmiti. Cellat yamaklan tutsan sa elini zdler. Hseyin hl umutsuzca kar koymaya alyordu, igdsel olarak elini idam ktnden uzaklatrmak istiyordu. Fakat dev gibi yamaklar onu skca kavradlar, zorla ktn yanna getirerek dizlerinin stne ktrdler ve elini adalet aacna koydular. Cellat Hseyin'in bileini zorla ktn zerine yaptrd ve baltasn havaya kaldrd. Havada parlayan balta, bilein zerine hzla indi. Krlan kemiklerin korkun atrts tm kalede yankland. Hseyin insanlk d bir lk att. Srayan kan iki cellat yamann suratlann krmzya boyad. Bilincini kaybeden tutukluyu ayaa kaldrdlar ve bu defa ban ktn zerine koydular. Baltann tek bir darbesi ile cellat Hseyin'in ban boynundan ayrd. Yamaklarnn uzatt bir pelerini kanlar iindeki cesedin zerine frlatt. Sonra da Ebu Ali'ye dnerek, kuru bir sesle, det olan cmleyi syledi: "Cellat grevini yerine getirdi." "Adaletin hakk verildi" diye cevap verdi Byk Da. Atn orada toplanm olan askerlere doru srd. "Ismailler! Alamut'ta hkm sren zorlu adaletin ahidi oldunuz! Byk nderimiz Seyduna hibir istisna tanmamaktadr. Kanun su ileyen herkesi ar biimde cezalandracaktr. Bu yzden kanuna bal kalmanz ve ona uymanz tavsiye ediyorum size. Ehed en l ilahe illallah ve ehed erme Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ey MehdP," \

d grnndeki deiiklik miydi, yoksa kendini ele vermekten duyduu korku muydu? Alamut hakknda korkun hikyeler anlatmaya balad, bir sre sonra, dinleyen herkesin salan korkudan diken diken oldu. Sabahleyin ter iinde uyand; ryasnda Aiamut ile ilgili korkun karabasanlar grmt. Fakat hemen kendine geldi. Trklerin kulland cinsten olan tm silahlan duvarda aslyd. Bir anak yal st iti, biraz yulaf ekmei yedi, sabah namazn kld ve yola kt. Bir sre yol aldktan sonra kendisine doru gelen dzenli bir birlik ile karlat. Komutanlar onu durdurarak kendini tantmasn istedi. Cafer sultann zel habercisi olduunu ve Alamut'tan dndn anlatt. "ok iyi. Ben de Ismaili kalelerinin nnde rezil olan birliklerimizi tekrar toparlamaya memur edildim. Hametli sultanmz, tekrar zndklann zerine yrmemiz emrini verdi." Acaba Seyduna Alamut'u tehdit eden tehlikeden haberdar m? diye dnd Cafer. Fakat bu tr eyleri dnmemeliydi. Aklnda sadece ve sadece yerine getirecei grev olmalyd. Yolda sk sk dzenli birliklere rastlamaya balad. Her seferinde durmamak iin, daha uzaktan gemesine msaade etmelerini bagnyordu. Yolun ki tarafnda atlar, develer, katrlar ve srlar, dalarn son yeilliklerini yemekle meguldler. Nehavend'de byk bir ordunun bulunduunu bildii iin, ehrin etrafndan dolamak zorunda kald fakat Badat yolu bunun dnda tamamen akt. Tekrar kervansaraylarda konaklamaya ve hatta tek kiilik odalarda gecelemeye balad. Bu dinlenme anlarndan birinde haplardan birini yuttu. Yaad tecrbe onu ruhunun derinliklerine kadar sarst. Yolun geri kalan ksmn elikili ruh halleri iinde geirdi: inde bazen bouk bir huzursuzluk vard, bazen de karmakank hayaller gryordu. Bazen de birok insann kaynat kalabalk ve grltl bir ehirde olduunu sanyordu. Sonra da cennet bahelerindeki kara gzl hurilerin yanna dnyordu. Gece ve gndz birbirine gemiti. Ksa bir sre sonra bu gizemli haplar, onun iin zevk ve ihtiras kayna haline gelmiti. Sonunda yle bir hale geldi ki son gn iin saklad tek ha

bahenin kenanndaki muhafzlara mahsus kk binaya gittiler. Kendisi ise atn ana kapya doru srd ve kapda nbet tutan muhafza parolay syledi. Muhaliz armt: "Bu parola oktan deiti." "Biliyorum. Ben hametli sultann zel habercisiyim. Saraydan ayrlal ok zaman oldu. Alamut'tan geliyorum ve sultanmza acil bir mesaj getirdim." Bu arada astsubaya haber verilmiti. Bir sre sonra olay yerine gelerek aknlkla haberciyi incelemeye balad. Karsndaki adam tepeden trnaa toza topraa bulanmt, birka gecedir uyumad belli oluyordu ve sa yananda boydan boya irkin bir yara gze arpyordu. "Nbeti subay armam gerekiyor!" Cafer bir anda tm gcnn tkendiini hissetti. Sanki sinirleri iki deirmen ta arasnda tlyordu. Kardan gelmekte olan subaya bakt. Acaba onu tanyor muydu? Tam panie dmek zereyken, subay ona seslendi: "Bak sen! Bu dostumuz Hasan Ib ni mer deil mi?" "Baka kim olacakt ki? abuk, hametli sultann hassa ktas komutanna geldiimi haber ver. ok acele sultanmz ile grmem lazm." "u gzel hayvann srtndan in hele! Tamam, imdi ardmdan gel!" dedi subay ban sallayarak. Hi konumadan sarayn iinde ilerlemeye baladlar. Cafer yanndaki adamn yan gzle kendisini szdnn gayet iyi farkndayd. Fakat bunlar tehlikeli baklar deildi: Subay Gazneli HaleFi tanmakta glk ekmemiti sadece lesiye yorgun grnyordu, o kadar!" Onu abucak hassa ktas komutan olan emire gtrdler. "Ya grevin? Yerine getirdin mi?" "Evet. Giderken bana verdiin talimatlara harfiyen uydum. Fakat ok zor oldu dorusu. Beni korkun bir ekilde karladlar. Hametli sultann planlan hakknda bir eyler renebilmek iin beni epey sktrdlar. Fakat sanrm yeterince cesur davranabil dim. Sultana nemli haberlerim var." 489

misti bunu. imdi ise ellerini ovuturarak yastklardan oluan gerek bir tahtta oturuyordu. Hayatnn en parlak yllarn yaamaktayd; akll, yakkl gen bir adamd. Zenginlii ve lks hayat seviyordu, sanatlarn ve ilim adamlarnn hmisi idi. Yeni ve allmam olan her ey onun houna gidiyordu. yle dnmekteydi: "Daha fazla ne arzu edebilirim ki? mparatorluumun snrlar hibir zaman bu denli geni olmamt. Krallar ve hkmdarlar bana uyruk oldular. Az nce mminlerin hkmdann dize getirdim. Ksa bir sre sonra ailemden bir kii, peygamberin vekillerinin tahtna oturacak. Amaladm tm hedeflere ulatm. Artk kudretimin zirvesindeyim." Kapda beliren ktip hassa ktas komutannn ziyaretini bildirdi. Komutan sultann huzuruna kt zaman usullere uygun olarak yerlere kadar eildi. Sonra da konumaya balad: "Sultanm! Halef bni mer Alamut kalesinden geri dnd. Ismaililerin nderi planlarn renmek iin ona ikence etmi. Sana szl bir mesaj var. Hametli sultana kendisini naizane kabul buyurmasn rica ediyor." Sultann rengi soldu: "Ne! Benim elime ikence etmeye nasl cesaret eder! Oh! Allahsz, kitapsz rezil! Halefi buraya getir. Neler olduunu bana kendisi anlatsn." Emir sultann huzurundan aynld ve Cafer'i de alarak geri dnd. Feda kendisini sultann nnde yere att. "Ayaa kalk bni mer!" Cafer'in suratna bakan sultan kzgnln gizleyemedi. "Neler oldu Halef? Her eyi anlat. Dalarn eyhi olduunu iddia eden o cani seni nasl karlad? Bana gnderdii mesaj nedir?" Cafer'in ba dnyor ve gzleri kararyordu. Etrafndaki her ey, hahan etkisiyle inanlmayacak biimlere dnyordu. Tm gc ile kaderini belirleyecek olan dnceye kenetlendi: Seyduna'nn emrini yerine getirme zaman geldi... Huriler beni bekliyorlar! Halefin sultann huzurunda neler sylemesi gerektiini hatrlamaya alt: "Sultanm, lkemizin ve mutluluu!" diye kekeledi. "Alamut'a sa salim ulamay baardm. Ama o adam beni yaralad..." v 491

"Demek ldrc olabileceini dnyorsun?" Sultann korkudan boaz dmlenmiti sanki. "Her eyin iyi gitmesini umalm" diye cevaplad hekim ba. Yardmclarna emir vererek gerekli aletleri getirmelerini istedi. Gz ap kapayana kadar her ey hazrlanmt. Emir ise bir anda olup bitenlerin tad ehemmiyeti kavramt: "Kimse saray terk etmesin. Az nce olanlardan tek kelime bahsedilmeyecek! Komutay zerime alyorum ve emirlerime itaat edilmesini istiyorum!" Muhafzlar Cafer'in cesedini dan kardlar ve sultann hiz metkrlan aceleyle yerdeki kan lekelerini sildiler. Sultan korkuyla korlarn zerinde kzarmakta olan demir para sna bakt. Son derece huzursuzdu: "ok acyacak m?" "Hametli sultan birka bardak arap isinler. Canlarnn acsn biraz azaltacaktr." Hizmetkrlar aceleyle bir testi arap getirdiler. Hekim ba sultann hafif akrkeyif olduunu fark eder etmez kor halindeki demir ineyi yaraya bastrd. Yaral korkun bir lk att. "Sabr sultanm!" "Bana ikence etmeye devam edersen kafan uurturum." "Hametli sultan dilediini yapmakta serbesttir. Ama yarann dalanmas lazm." Sultan dilerini skt ve hekim ba iini tamamlayabildi. "ok acd" diye inledi sultan her ey bittikten sonra. Rengi kire gibiydi. Hizmetkrlar bir sedye getirmilerdi. Hekim ba sultana yat tna bir ila verdi ve perdeleri ekti. Hasta az sonra uykuya dalmt. Hametli sultann maiyeti bekleme odasna ekildi. Zaman zaman hekim hastay kontrol etmeye gidiyor dierleri de kalpleri endieyle dolu olarak dnmesini bekliyorlard. "ok kt grnmyor" diye tekrarlyordu her defasnda. Fakat hastann yannda kald sreler giderek uzamaya balamt ve sonunda bitkin bir suratla geri dnd. "Sultanmzn atei var hem de ok yksek bir ate. Sayklamaya balad. Korkarm ki zehir..."
y

493

kabul edersek, ncelikle her iki trajedinin hesabn vermek zorunda kalrz.., ve halk yle bir korkuya kaplr ki bir daha o zndklara kar savamak isteyen hi kimseyi bulamayz." afak skene kadar can ekien yaralnn yannda kaldlar. Atei giderek ykseliyordu ve sonunda yle bir hal ald ki veliaht tayin etmekte ge kaldklann anladlar. Sultann bilinci bir daha almad. Sabahn erken saatlerinde komaya girdi. kinci namazdan az nce hekim ba sultann kalbinin durmu olduunu syledi. Herkes alyordu: ran kendisini ynetebilecek tek insan yitirmiti. Daha dn cokun bir nee frtnas yaayan Badat ehri bir anda yasa gmld. Sultann lm haberi henz ehrin varoianna ulamadan, taht kavgas bir i savaa dnmt bile. Hzl haberciler atlarna atlayarak, kara haberi iletmek iin drt bir yana savruldular. Hassa ktas komutan olan emir adamlarn hl Hindistan snrlannda olan Berkyaruk ile mteveffa ba vezirin oluna yollad. Muhammed'in taraftarlar ise sultann hl sfahan'da hkm srmekte olan kars ile veziri Tac Mlk'e adamlarn gnderdiler. lkenin u noktalarnda ve Suriye'de hkm sren ve Seluklulann egemenliini kabui etmi olan birok kral ve hkmdar trenler sebebiyle bir araya geldikleri Badat ehrini alelacele terk ettiler. Bu umulmadk gelimeyi kendi lehlerine kullanarak, Seluklu egemenliinden kurtulmay tasarlyorlard. Merhumun ansna alt aylk bir yas ilan etmi olan halife ise olaylarn bu ekilde bir hal almasndan son derece memnundu. Nihayet istedii olunu veliaht tayin etmekte serbest kalmt. Tekrar byk olunu veliaht tayin etti... ve habercileri dnyann drt bir yanna dalarak hkmdarlara son deiiklii haber vermeye baladlar. Badat saraynda ise daha sultann ld gn, binlerce entrika evrilmeye balanmt. Taht zerinde hak iddia eden ahslar, yerden mantar gibi bitmeye balamlard; her birinin de yannda silahl bir muhaliz birlii bulunuyordu. Mteveffa sultann hemen hemen tm oullar ve kardeleri, kendilerine ateli yandalar bulmulard. Hepsinin de ilk leri, kendilerine destek olan adamlara bol keseden rtbeler datmak ve zavall halifeye bask uygulayarak onu kendi yanlanna ekmek olmutu. Her trden entrika ve 495

k Muhammed'i Iran sultan ilan etmeye karar vermiti! Berkyaruk aceleyle geriye kalan birliklerini toparlayarak, genlik arkada EmirTktekin'in, kendisine snma hakk tand Savaya gitti. Artk yapabilecei tek bir ey vard: Yeni sultana kar olan tm gruplan bir araya toplayarak mcadeleye girimek. Nizam'n be olu ona katld. Berkyaruk onlardan birisini acele olarak ba vezir ilan etti. Ksa bir zaman sonra byk bir askeri kuvvet toplamaya muvaffak olmutu. Pes etmeye asla niyetli deildi. Hanm Sultan ve veziri genel kargaalk halini ok iyi deerlendirerek durumu kendi lehlerine evirmeyi baarmlard. Fakat unuttukian bir ey vard: eski mttefikleri Hasan. Emir Tktekin ve Mutsufer iyi komulard. Ve Berkyaruk da Mutsufer'in araclyla Alamut'un efendisi ile balant kurmaya alyordu.

497

olan gruplarn hareketleri hakknda, gn gnne bilgi veriliyordu. Sultan Muhammed'in tahta kn ve Berkyaruk'un hayal krkln ilk haber alan kiilerden birisi Alamut'un efendisi idi. Seluklu mparatorluu'nu tayan stunlarn birer birer yklmasn seyretmekten byk bir mutluluk duyuyordu. Genliinin ryas gerek olmutu. "Her ey sanki bir rya gibi" diyordu. "Btn bu olaylan bizzat ben hazrlamam olsam bunlara inanmay reddederdim. Arzularm ne kadar da glym byle! Sanki dncelerim rnaddele ip, demir br eki haline dnmler!" Sonra da iini garip bir boluk duygusu kaplyordu. Sanki etrafndaki tabiat aniden suskunlayordu. inde gizli bir gzellik barndran byk ve rktc bir ey onu terk ediyor ve kendisine ondan ok uzaklarda gnein altnda bir yer aryordu. Bazen de artk yok olan huzursuz gnlere duyduu bir zlem kaplyordu iini. Artk kurduu binay dandan seyretme, kudretini lme ve snama vakti gelmiti. K balangcnda, Rey ehrinden yal Reis Ebu Fazl kaleye geldi. Ayn alt ay nce olduu gibi, nemli bir haberle gelmiti yine. Sava emiri Tktekin, Berkyaruk'a snma hakk tanmt; iran'n eski bakenti olan Rey'de onun sultanln ilan edecekti. Bu amala Metsufer'den yardm ve destek talep etmiti. Metsufer ise Tktekin'e nce Hasan ile konumasn ve onun onayn almasn tavsiye etmiti. Bu nedenle Ebu Fazl bir kez daha Alamut yolunu tutmutu. Berkyaruk sultan ilan edilir edilmez tm kuvvetleri ile sfahan zerine yrmeye ve Muhammed'i tahttan indirmeye karar vermiti. Hasan Byk Da'lere ve Minuehr'e haber gndererek kendisini ve Ebu Fazl' dairesinde ziyaret etmelerini rica etmiti. " "imdi karar verme an" dedi hepsi geldikten sonra. "Halife ve hemen hemen btn komutanlar, kendilerine bal birlikleriyle Muhammed'i sultan ilan ettiler. Sakn kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. ayet Hanm Sultan'n taraf kazanacak olursa, Tac 499

"Bildiim kadaryla yok ey bni Sabbah. nk yaayan hanerlerin, sana en kk bir direnite bile bulunmaya cret edenleri rahatlkla ldrebilirler. Bu artlar altnda kim senin dmann olmak ister ki?" 'Maalesef birka tane var hl sevgili dostum! Fakat dnyann ta br ucundaki hkmdarlarn bile bizden korkacaklan an artk yakndr. Sonra da dnyann tm krallanndan ve hkmdarlarndan, denizin br tarafnda otursalar bile bize vergi demelerini talep edeceiz." Ebu Fazl kararszlkla ban sallad. "Sana inanyorum, nk inanmak zorundaym. Fakat hl anlayamadm bir ey var: Nasl oluyor da bu delikanllar bir iaretin zerine canlann seve seve feda ediyorlar?" "nk lecekleri anda cennetin kaplarnn kendilerine ardna kadar ak olacan biliyorlar." "Bu hikyeye inanmam istemeyeceksin benden yle deil mi?' Hasan alaya bir tavrla gzn krpt. "Doruluunu kendin kontrol etmek ister misin?" "Allah beni fazla merakl olmaktan korusun! nk sen her eyi yapabilirsin. Dn hele! Beni cennetin gerekten var olduunu ikna etmeyi baarabilirsen, yama, bama ve aryan kemiklerime aldn etmeden, elimde bir haner ile ilk grdm kraln veya hkmdarn zerine atarm kendimi." Herkes glt ve bu aka ile toplant son buldu. Ertesi sabah Ebu Fazl Alamut'tan ayrld. Devesi birbirinden deerli hediyelerle yklenmiti. Aradan daha yedi gn gememiti ki bir haberci tarafndan Hasan'a Berkyaruk'un cevab getirildi. Tm artlarn kabul ettiini bildiriyordu. Olaylar sonradan yle geliti: Tktekin Rey ehrinde Berkyaruk'un sultanln ilan etti. lk frsatta Isfahan zerine yrmeye karar verdiler. Tac l Mlk onlardan erken davranmak istedi ve birliklerini Sava zerine gnderdi. ki ordu Hemedan ve Kharb arasndaki Barugcir'de karlat. Tac i Mlk yenilerek tutsak edildi; Berkyaruk'un ilk ii de onun kafasn kestirmek oldu. Artk Isfahan yolunda bir engel kalmamt. Yeni yln balangcn \ t

dugunu bildiriyordu: Tm zamanlarn sonuna kadar yrrlkte kalacak, muazzam nemli kararlar alnacakt bugn. Birinci namazdan sonra liderler ve nemli misafirler toplant salonunda bir araya geldiler. Salonun zemininin hemen hemen tm yastklarla kaplanmt. Hasan maiyetinde Byk Da'Ier olduu halde, salona ayak bast. Uzun, kusursuz beyaz cppesi, ayak bileklerine dek inmekteydi. Harika gzellikte bembeyaz bir sank kafasn sslyordu. Salonda bulunan herkes ayaa kalkarak byk bir sayg ile Hasan'n nnde eildi. Hasan ise tek tek misafirlere ho geldiniz dedi ve dosta glmsedi. Sra Mutsufer'e geldii zaman, kzlarnn durumu hakknda bilgi almak istedi: 'Kzlanm nasllar? Hayatlarn kazanmak iin yeterince alyorlar m?" Mutsufer kzlar hakknda uzun bir vg konumas yapt. "yi"' dedi Hasan. "almaya devam etsinler. Eer uygun adaylar karsa, onlar evlendirmekte bir saknca grmyorum." Mutsufer elinden gelenin en iyisini yapacana sz verdi. Misafirlerin arasnda Reis Ebu Fazl'i grnce, onu bir aka ile selamlamaktan kendisini alamad: "Son zamanlarda seni sk sk grmekten mutluluk duyuyorum. Acaba benimle beraber Ala mut'ta kalmay dnmez miydin? Seni bahelerimin bakm ile grevlendirirdim. Seninle ilgilenecek birka gzel huri var elimde..." "Teklifin iin teekkr ederim" diye cevap verdi yal reis. "Fakat hakiki cennetin kapsn alacam gnlerin pek de uzakta olmadklarn hissediyorum..." Ald cevap Hasan'in ok houna gitmiti. Bunun zerine, herkesten, rahat edecekleri bir yere oturmalarn rica etti. "ismaillerin dostlar ve liderleri! Bugn sizleri buraya toplamamn nedeni artk mezhebimizin yaps ve hedefleri hakknda ak ve kesin kararlara varmamzn vaktinin gelmi olmasdr. Bu kaleyi ele geirmemizden sonra, yaptmz her te baanl olduk. Bu da, salam temeller atm olduumuzun bir gstergesidir. Ne kadar gl olduumuzu, gerek savaiardaki baarmzla, gerek de baka yntemlerle ispat ettik. Emirnamelerimizin arasndaki uyum 503

"Allah adna! Peki, Msr'daki halifenin gerekten de Ali ve Fatma'nn soyundan geldiine inanan mminlerin ne diyeceini dndnz m hi? Hepsi bize srt evirecekler!" "Kendini zme Mutsufer" diye teselli etti onu Buzruk mid. "Bu mminlerin bir faydalar yok. Fakat bizim dayanamz olanlarn ise tek bir parolas var. Alamut!" "Mezhebimizin kuvveti, taraftarlarmzn saylarna deil" diye belirtti Hasan "aksine onlarn yeteneklerine dayanmaktadr. Topraklarmz ne kadar geni olursa olsunlar, kalelerimiz yeterince salam deillerse bir ie yaramazlar. Bulunduumuz her yerin kesin efendisi biz olmalyz. Kuvvetli olduumuz her yerde bu byle olmaldr. Kahre'den ayrlmak bizim doumumuz anlamna gelmiyor. Bir ocuk yetikin olmak istiyorsa annesi ile olan balann koparmaldr." Mutsufer bu agklamalan kabul etti. Ebu AH ise yeni bir neri yapyordu: Hasan merkezi Alamut oian yeni bir devletin ba ve byk nderi olmalyd. Teklif oybirlii ile kabul edildi. Resmi bir art dzenleyerek tam bamsz bir ismailt devletinin kurulduunu ve bakannn Hasan Ibni Sabbah olduunu ilan ettiler. Orada bulunan herkes bu artn altna imzasn koydu. Hasan ayaa kalkarak kendisine duyduklar gven nedeniyle orada bulunanlara teekkr etti; sonra da Ebu Ali ve Buzruk midi kendisinin yardmclan ve miraslar olarak tayin etti: lkini devletin i ilerine, ikincisini ise diplomatik ilikilerin idaresine memur etmiti. Syleyecek son birka sz daha kalmt... "Bu ekilde bizi d dnyaya balayacak olan dzeni kurmu olduk. imdi de kudretimizin geliimi ve kuvvetlenmesi meselesini ele almalyz. nk canl ve salam kalmak isteyen yap, hi durmadan kendisini gelitirmek zorundadr. Zinde kalmak isteyen bir vcut gibi, hareket ve inkiaf halinde olmaldr. Elimde civarmzda bulunan en gl kalelerin bir listesi var. Birou bize katlmak iin bir iaretimizi bekliyorlar. Davamz iin nemli birer merkez olacaklar. Lamsir hisarn hepiniz bilirsiniz. ok iyi bir konumda olmasna ramen, bu aralar ok zayf bir askeri birlik tarafndan savunuluyor , bizim askerlerimizin kutsal atelerine kar koyabi
V

505

va ruhlarn da etkilemiti: Alamut duvarlarnn, kendilerine ok dar geldiini hissediyordu hepsi de. Nihayet en stteki terasta byk nder grnd. Etraf bir anda lm sessizliine brnmt. Konumasna balarken, sesi en arka saflarda bile yanklanyordu: "Ismailler! Mminler! nderlerinizin bugn yapt toplantda alnan kararlar Byk Da size bildirdi. Gerekten de artk ok glyz. Fakat davamzn baars sizlere, daha dorusu sizlerin davamza olan ballnza dayanmaktadr. Sizler dorudan doruya komutanlarnzn! emirlerine itaat ediyorsunuz, onlar da benim emirlerime itaat etmektedirler. Ben de, beni gndermi olan yceler ycesine itaat ediyorum. Dorudan veya dolayl olarak, hepimiz onun emirlerini yerine getiriyoruz. Artk gnlk ilerinize geri dnn. Ve artk el Mehd'yi beklemeyin, nk el Mehd zuhur etmitir!" Son szlerinin sebep olduu aknlk daha yatmadan, ortadan kaybolmutu bile. Toplant salonuna giderek, orada bulunanlara veda etti. Sonra da Byk Da'ierle beraber dairesine ekildi. "Az nce trajedimizin beinci ve sonuncu perdesini oynadk" demiti Byk Da'lere o akam zgnce bir glmseme ile. "Artk zerimizde Allah'tan ve muammal cennetinden baka bir ey yok. Her ikisi hakknda da hemen hemen hibir ey bilmiyoruz ve asla da renemeyeceiz. Bundan dolay, iinde asla cevap alamayacamz sorular bulunan defterimizi artk kapayalm. Bu andan itibaren, dnyay olduu gibi kabul edeceim. Onun orta kararll, bana tutmam gereken tek yolu gsteriyor. Bu snakta oturup en nemli bilmecenin zmn beklerken, dindar ocuklarmz iin de en renkli masallar uydurmalym. Dnyay tanyan yal bir adamn, kendisini efsane ve kssa biiminde takdim etmesine izin verilmitir. Yapacam baka ne i kald ki? Sradan mminler iin dnyann yaratl, cennet ve cehennem, peygamberler, Muharnmed, Ali, el Mehd hakknda bin bir trl hikye uydurmalym. Mmin srsnn hemen zerinde, savaan taraftarlarmz bulunuyor. Hayatmz dzenleyen yasaklarn ve kanunlarn nedenini niinini bilme hakkna sahipler. Onlar iin bir kanun kita 507

rine bir gne dmeye grsn, gzlerimiz her eyi bambaka grmeye balar! Ve bu deiiklik, duygularmzda, dncelerimizde, nh halimizde de birtakm deiiklikler meydana getirir. Hayatn ebedi mucizesi ite burada yatmaktadr, baka bir eyde deil." Apama onlara doru geliyordu. "Kzlarmzn durumlar nasl?" diye sordu Hasan. "ok konuuyor, ok alyor, ok glyorlar... ve ok alyorlar. Ama ok az dnyorlar." "En iyisi. Aksi takdirde bir hapishanede oturduklarnn farkna varabilirlerdi. Geri onun da bir zarar yok. Kadnlar haremlere ve hapishanelere alknlar. Onlar mrleri boyunca drt duvar arasna kapamak ok kolay. Kendilerini tutsak olarak hissetmedikleri mddete tutsak deildirler. yle insanlar vardr ki koskoca dnyamz bile onlar iin bir hapishaneden baka br ey deildir nk onlar, kainatn sonsuz boluunu grmektedirler, milyonlarca yldz ve evreni seyretmektedirler ama bunlann kendilerine ebediyen yasaklandn bildikleri iin, idrak ettikleri ey onlar dnlebilecek en byk kleler haline getirmektedir: Zamann ve meknn kleleri." Terk edilmi yollarda sessizce yrdler. "Demek ki bu terk edilmi cennette yeni bir ey olmadn sylyorsun!" "Evet. Birka bebek beklememizin dnda..." "Onlara ihtiyacmz var. Her eyin yolunda gitmesine dikkat et." Sonra tekrar Byk Da'lere dnd: "Bu ocuklar, babalar tarafndan annelerinin cennette yaayan huriler olduklar inancyla bytlen tek varlklar olacaklar." Havuzun etrafnda dolatlar. "nce bahar gelecek, sonra da yaz" diye devam etti Hasan. 'Tabiat bu bahelere eski ihtiamn geri verene kadar, k scak ve salkl olarak atlatmaya aln. Biz de odalarmza ekileceiz. Gkyz pheli bulutlarla kapland, belki deyann kar yaacak. Souk geliyor, byk souk..." Tekrar kaleye dndkleri zaman Hasan iki arkadana veda etti: "Dnyann kaderi, gnein etrafnda binlerce ve binlerce kez dn 509

YAZAR STNE...

Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi efsanesi Trke okuyan okur tarafndan ok yakndan bilinmektedir. Kitabmzn dnya okurlarna sunulmasnda belirleyici bir neme sahip olan Fransz Phebus Yaynevinin sahibi deerli yaync Jean Pierre Sicre, yazar VVladimir Bartol hakknda kitabn orjinaline bir sonsz yazmtr. Biz, kitap hakkndaki, Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi hakkndaki deerlendirmeleri, kitab okuyan okura brakarak ve deerli yayma Jean Pierre Sicre'nin de ho grsne snarak, yazsndan, yazar tantan baz blmleri buraya alyoruz. Deerli yaync jean Pierre Sicre, VVladimir Bartol'u yle anlatmaktadr: "... 1903 ylnda Trieste civarnda kk bir Sloven ehrinde dnyaya gelmitir. VVladimir Bartol, Fransz kltr alm olan anne ve babasnn etkisiyle, yirmili yllarda Sorbon'da tahsil grd. Yksek reniminin byk ksmn, anayurdunun bakenti olan Ljubljana ehrinde tamamlad. renim grd dallan, bak alarna gre, geliigzel veya ansiklopedik olarak tanmlamak mmkndr: Felsefe, psikoloji (Bartol, Freud'un o zamanlar pek tannmam olan eserini ok erken yalarda kefetmiti), biyoloji (Bartol tm yaam boyunca kelebeklerin yaamlarna hayran kalmtr), dinler tarihi. Ksacas, son savatan nce youn anlamazlklar tarafndan paralanm bir lke iin, hi de uygun olmayan bir eitim. Ljubliana, otuzlu yllarda zt ideolojilerin birbirleriyle iddetle attklar bir ehir olmutur. ... ilk eseri olan Alamutu 1938 ylnda ana dili olan Slovence ile kaleme alarak tamamlad. II. Dnya Sava'nn kark ortamnda, umduu ilgiyi bulamad kitab. Hatta el altndan satlacak kadar tehlikeli bir kitap olarak kabul edildi uzun sre. Bartol, sava yllarnda vatann igal eden Alman ve talyan faistlerine kar mcadele etti. 511

You might also like