You are on page 1of 190

YANILMI IM

TANRI
VARMI
Dnyan#n En nl Ateisti Fikrini Nas#l De$i'tirdi?

Antony Flew
evirmenler: Zeynep Ertan (6. blme kadar) Hasan Kaya (6. Blm ve sonras#)

PROF)L Antony Flew PROF)L YAYINCILIK Yazar# / Antony Flew-Roy Abraham Varghese'le birlikte Kitab#n Ad# / Yan#lm#'#m Tanr # Varm#' Orijinal Ad# / There is a God How the World's Most Notorius Atheist Changed His Mind Genel Koordinatr/ Mnir.stn Genel Yay#n Ynetmeni / Cem Kk evirmenler/ Hasan Kaya-Zeynep Ertan Redaksiyon / Asl# Gne' Kapak Tasar#m / Kenan zcan ) Tasar #m / Adem enel Bask#-Cilt / Kitap Matbaac #l#k San.Ve Tic.Ltd. ti. Davutpa' a Cad. No:123 Kat:1 Topkap#/lstanbut Tel: 0212 482 99 10 Sertifika No:16053

1. BASKI EYLL 2008 2. BASKI KASIM 2008 3. BASKI OCAK 2009 4. BASKI N)SAN 2011 978-975-996-171-8 Kltr Bakanl#$# Yay#nc#l#k Sertifika No: 12391 PROF)L: 120 PREST)J K)TAPLAR: 06PROF)L YAYINCILIK atale'me Sk. No: 52 Merili Apt. K.3 Ca$alo$lu - )STANBUL www.profilkitap.com / bilgil3profilkitap.com Tel. 0212. 5U 45 11 Faks. 0212. 514 45 12 Profil Yay#nc#l#k Mavia$a Kltr Sanat Yay#nc#l#k Tic.Ltd. ti markas#d#r. Bu kitab#n Trke yay#n haklan Akal# Telif Haklar # Ajans# arac#l#$#yla Profil Yay#nc#l#k'a aittir. Yay#nc#n#n izni olmadan herhangi bir formda yay#nlanamaz, kopyalanamaz ve o$alt#lamaz. Ancak kaynak gsterilerek al#nt# yap#labilir.

))NDEK)LER

NSZ ......................................................................................................... 5 ATE)ZM)N TAR)H)NDE FLEW'NUN NEM)............................................... 7 FLEW, MANTIKSAL POZ)T)V)ZM VE ... .................................................... 9 "YEN) ATE)ZM" YA DA POZ)T)V)ZM)N DN .................................... 12 G)R) ...................................................................................................... 19 BLM 1 TANRI'YI )NKRIM...................................................................... 23 1 - B)R ATE)ST)N YARATILI I................................................................. 24 2 - KANITIN GTRD, YER ............................................................. 40 3 - SAK)N B)R YAKLA IMLA ATE)ZM ..................................................... 65 BLM II TANRI'YI KE F)M ....................................................................... 78 4 - MUHAKEME YOLCULU,U................................................................ 79 5 - DO,ANIN KANUNLARINI K)M YAZDI?.............................................. 86 6 - EVREN B)Z)M GELECE,)M)Z) B)L)YOR MUYDU? ............................ 99 7 - YA AM NASIL BA LADI?................................................................ 106 8 - YOKTAN VAR OLAN B)R EY OLDU MU? ...................................... 113 9 - TANRI YA YER BULMAK ................................................................. 123 10 - HER EYE KAD)R GCE )NANMAK.............................................. 129 EKLER ...................................................................................................... 132 EK A...................................................................................................... 134 EK B...................................................................................................... 152 ANTONY FLEW: SON D NCELER .................................................. 175 NOTLAR................................................................................................ 176 YANILMI IM TANRI VARMI iin vgler............................................. 187

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

NSZ
nl Ateist Art#k Tanr#ya )nan#yor: Dnyan#n nde Gelen Ateistlerinden Biri Art#k, Byk lde, Bilimsel Kan#tlara Dayanarak Tanr#ya )nan#yor." 9 Aral#k 2004 tarihli bir Associated Press haberinin ba'l#$# byleydi ve 'u 'ekilde devam ediyordu: "Yar#m yzy#ldan fazla bir sredir ateizmin nde gelen savunucusu olan bir )ngiliz felsefe profesr fikrini de$i'tirdi. Per'embe gn yay#nlanan bir programda art#k byk lde bilimsel kan#tlara dayanarak Tanr#'ya inand#$#n# syledi." Bu duyuru, neredeyse hi zaman kaybetmeden radyo ve televizyonda, gazetelerde ve )nternet sitelerinde dnya genelinde haber ve yorumlara neden olan bir bas#n olay# haline geldi. Bu a#klama o kadar byk bir h#z kazand# ki AP, orijinal duyuru ile ilgili daha sonra iki yay#n daha yapt#. Bu a#klama ve takip eden speklasyonun konusu, yar#m yzy#l boyunca ateizmin gndemini belirlemeye yard#m eden otuzdan fazla profesyonel felsefi al#'man#n yazar# Antony Flew'du. Asl#nda ilk olarak, C. S. Lewis'in ba'kanl#$#nda dzenlenen Oxford niversitesi Sokratik Kulp'n 1950 y#l#ndaki bir toplant#s#nda sunulan makalesi "Teoloji ve Yanl#'lama", son yzy#l#n en ok bas#lan felsefi yay#n# oldu. imdi ilk defa, fikrini de$i'tirmesine neden olan iddia ve kan#tlar#n bir a#klamas#n# yap#yor. Bu kitap bir anlamda, hikyenin geri kalan#n# tamaml#yor. Tony Flew'nun daha sonra esprili bir biimde "gei'" olarak bahsetti$i bu durumu duyurdu$u sempozyum ve sonuta ortaya #kan video grntsn dzenlemeye yard#m etti$im iin bu AP hikyesinde ben de kk bir rol oynad#m. Asl#nda 1985 y#l#ndan
mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

beri, ateizmi savundu$u birok konferans dzenlemesine yard#m ettim. O nedenle bu al#'ma, yirmi y#l kadar nce ba'lam#' bir yolculu$un sonucudur. )'in ilgin yan#, Flew'nun ateist arkada'lar#n#n AP a#klamas#na cevab# isterik bir biimde oldu. Ateist bir Web sitesi bir muhabirini, Flew'nun do$ru inantan uzakla'mas#yla ilgili ayl#k gncel haberler vermekle grevlendirdi. zgr d'nen blog dnyas#nda ise budalaca hakaretler ve acemice karikatrlere s#ka rastlamak mmknd. Engizisyon ve cad#lar#n kaz#$a ba$lanarak yak#lmas#ndan 'ikayet edenler, 'imdi ayk#r#l#k yapan kendi avlar#yla e$leniyorlard#. Ho'gr savunucular#n#n kendileri de pek ho'grl say#lmazd#. Ayr#ca din fanatiklerin, dogmatizm, kabal#k, fanatiklik ve paranoya alanlar#n#n tek sahibi olmad#$# grlyordu. Ancak fkeli kalabal#klar tarihi yeniden yazamaz. Ve Flew'nun ateizmin tarihindeki konumu, gnmz ateistlerinin ortaya atacaklar# her 'eyin tesinde bulunuyor.

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ATE ZM N TAR H NDE FLEW'NUN NEM


Son yz y#l iinde hibir anaak#m filozofunun, Antony Flew'nun elli y#ll#k antiteolojik yaz#lar#nda bulunabilece$i kadar sistematik, kapsaml#, orijinal ve etkili bir ateizm a#klamas# geli'tirmedi$ini sylemek yanl#' olmaz. Flew'dan nceki ba'l#ca ateizm savunmalar# David Hume gibi Ayd#nlanma a$# d'nrleri ve Arthur Schopenhauer, Ludwig Feuerbach ve Friedrich Nietzche gibi on dokuzuncu yzy#l Alman filozoflara aitti. Peki ya Flew yazmaya ba'lamadan ok nce yirminci yzy#l ateistleri olan (inanmas# zor bir biimde pratikte ateist olsa da teknik olarak agnostik oldu$unu iddia eden) Bertrand Russell, Sir Alfred Ayer, Jean-Paul Sartre, Albert Camus ve Martin Heidegger? Russell'#n , septik gr'leriyle ilgili birka tart#'mal# kitap#k ve cemaat dinini kk grmesi d#'#nda bir 'ey retmedi$i a#ka ortadad#r. Religion and Science (Din ve Bilim) ve Why I Am Not a Christian (Neden H#ristiyan De$ilim) adl# al#'malar# yaln#zca makale sekilerinden ibaretti - dinle ilgili sistematik bir felsefe olu'turmad#. En fazla, ktlk problemine dikkati ekti ve kendine ait yeni bir iddia olu'turmadan, Tanr#'n#n varl#$#na dair geleneksel iddialar# rtmenin yollar#n# arad#. Ayer, Sartre, Camus ve Heidegger'in de ortak noktas# bu: yo$unla't#klar# nokta, felsefi tart#'maya girmenin bir yolunu retmekti; bunun sonucu olarak da Tanr#'y# inkr etmi'lerdi. Ateizmin bir yan rn oldu$u kendi d'nce sistemlerine sahiplerdi. Richard Rorty ve Jacques Derrida gibi daha sonraki nihilistler iin de ayn# 'ey sylenebilir. Elbette ki Flew'nun ku'a$#ndan ateist olan nemli filozoflar da vard#: W. V. O. Quine ve Gilbert Ryle ilk akla gelen rneklerdir. Ama hibiri ki'isel inanlar#n# destekleyecek kitap dolusu iddialar geli'tirmek gibi bir ad#m atmad#. Peki neden? o$u durumda, o
mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gnlerdeki profesyonel filozoflar narin ellerini bu tr popler, hatta a'a$#l#k tart#'malara bula't#rarak kirletmek istemiyordu. Di$er durumlarda ise bunun nedeni ihtiyatl#l#kt#. Daha sonraki y#llarda elbette, Tanr#'n#n varl#$#na dair geleneksel iddialar# ele'tirel biimde inceleyip reddeden ateist filozoflar da oldu. Bunlar#n aras#nda Paul Edwards, Wallace Matson, Kai Nielsen ve Paul Kurtz ile J. L. Mackie, Richard Gale ve Michael Martin gibi isimler yer al#yordu. Ancak onlar#n eserleri hibir zaman, Flew'nun yeniliki yay#nlar# gibi gndemi ve tart#'ma erevesini de$i'tirmedi. Flew'nun ateizminin orijinalli$i nerede yat#yor? "Teoloji ve Yanl#'lama," God and Philosophy (Tanr# ve Felsefe) ve The Presumption of Atheism'de (Ateizm Varsay#m#) teizme kar'# baz# a#lardan, takip eden din felsefesi iin bir yol haritas# izecek yeni iddialar geli'tirdi. "Teoloji ve Yanl#'lama"da din ifadelerin nas#l olup da anlaml# iddialar olu'turabilece$i sorusunu sordu (en ok al#nt#lanan "binlerce nitelik ile bunlar#n son bulmas#" ifadesi, vurgulamak istedi$i noktay# ok iyi ortaya #kar#yor); God and Philosophy'de, her an her yerde olan, her 'eyi bilen bir ruh kavram#n#n tutarl#l#$# olu'turulana kadar Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili bir tart#'man#n ba'layamayaca$#n# savundu; The Presumption of Atheism'de ise kan#t sorumlulu$unun teizmde oldu$unu ve ateizmin kan#t sorumlulu$u olmayan taraf oldu$unu ileri srd. Bu s#rada da elbette Tanr#'n#n varl#$#na dair geleneksel iddialar# inceledi. Ancak tart#'man#n btn yap#s#n# de$i'tiren 'ey d'nce erevelerini yenilemesi oldu. Yukarda anlat#lan her 'ey d'nld$nde Flew'nun k#sa sre nce ateizmi reddedi'inin tarih bir olay oldu$u a#kt#r. Ancak ok az bilinen bir 'ey var ki, ateist gnlerinde bile Flew bir bak#ma, yeni ve glendirilen bir teizmin kap#s#n# a#yordu.

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

FLEW, MANTIKSAL POZ T V ZM VE RASYONEL TE ZM N YEN DEN DO#U&U


)'te paradoks tam burada yat#yor. Teolojik iddialar# tart#'man#n uygunlu$unu savunan ve din filozoflar#n# kendi iddialar#n# a#klamaya zorlayan Flew, mant#ksal pozitivizmle geen karanl#k gnlerden sonra analitik felsefede rasyonel teizmin yeniden do$u'unu kolayla't#rm#' oldu. Bu noktada biraz arka plan bilgisi yararl# olacakt#r. Baz#lar#n#n hat#rlayaca$# gibi mant#ksal pozitivizm, 1920'li y#llar#n ba'lar#nda Viyana evresi denen Avrupal# bir grup taraf#ndan ortaya konan ve 1936 tarihli Language, Truth and Logic (Dil, Hakikat ve Mant#k) eseriyle )ngilize konu'ulan dnyada A. J. Ayer taraf#ndan poplerle'tirilen bir felsefeydi. Mant#ksal pozitivistlere gre, yaln#zca duyu deneyimi veya tam olarak kendi biimleri nedeniyle ve kullan#lan kelimelerin anlam#yla do$rulanabilen ifadeler anlaml#yd#. Bu nedenle bir ifade, do$rulu$u ya da yanl#'l#$# deneysel gzlemle (rn. bilimsel al#'ma) do$rulanabiliyorsa anlaml#yd#. Mant#k ve saf matematik ifadeleri lzumsuz tekrarlardan ibaretti; yani, kendi ilerinde do$rulard# ve dnyayla ilgili hibir gere$i ifade etmeyen sembolleri kullanma 'ekillerinden ba'ka bir 'ey de$illerdi. Bunun d#'#nda bilinebilecek ya da tutarl# biimde tart#'#labilecek bir 'ey yoktu. Mant#ksal pozitivizmin merkezinde, bir nermenin anlam#n#n do$rulamas#nda yatt#$# iddias# olan do$rulama prensibi vard#. Bunun sonucuna gre, anlaml# ifadeler yaln#zca bilim, mant#k veya matematikte kullan#lanlard#. Metafizik, din, estetik ve etikteki ifadeler genel anlam#yla anlams#zd#; nk deneysel yntemlerle do$rulanamazlard#. Ne geerli ne de geersizdiler. Ayer, ateist olman#n da teist olmak kadar sama oldu$unu sylyordu, nk "Tanr# vard#r" ifadesinin bir anlam# yoktu.
mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Bugn birok tan#t#c# felsefe al#'mas# Flew'nun "Teoloji ve Yanl#'lama"daki yakla'#m#n#, her ikisi de din a#klamalar#n anlaml#l#$#n# sorgulad#$# iin Ayer'in dinle ilgili mant#ksal pozitivist sald#r#s#yla ili'kilendiriyor. Bu tablodaki sorun ise, bunun hibir 'ekilde Flew'nun konuyu o zaman ya da 'imdiki anlama 'eklini yans#t#yor olmamas#. Asl#nda, pozitivist bir din gr'n desteklemekten ziyade Flew makalesinin, bu 'ekilde yap#lan felsefenin tabutuna son bir ivi akt#$#n# d'nyordu. "Teoloji ve Yanl#'lama"n#n yay#mlanmas#n#n k#rk#nc# y#l dnmnde dzenledi$im 1990 tarihli bir sunumda Flew 'yle dedi: Bir niversite $rencisi oldu$um s#ralarda felsefi tart#'malar#n tekrar tekrar, en parlak 'ekilde Language, Truth and Logic'te a#klanan mant#ksal pozitivizme dnmesi ve bundan ileriye gidememesi kar'#s#nda gittike fkeleniyor ve #ld#r#yordum. Bu iki makalede de amac#m ["Teoloji ve Yanl#'lama'n#n ilk olarak Sokratik Kulp'te, daha sonra da University'de yay#mlanan versiyonlar#] ayn#yd#. )nan sahibi birinin sylemeyi tercih edebilece$i her 'eyin, szde dokunulmaz do$rulama prensibini - buras# zellikle dnyevi bir a#klama olarak korunur - ihlal ediyor oldu$u iddias# ile saf d#'# b#rakmak gibi ukalaca bir a#klama yerine, daha sade bir meydan okumada bulunmay# tercih ettim. B#rak#n inananlar, birey olarak ve tek tek, kendi fikirlerini sunsunlar. Bu hikyenin devam#, Flew'nun yine nl makalesinin kayna$#yla ilgili gr'lerini a#klad#$# bu al#'mada yer al#yor: Oxford niversitesindeki son dnemimde A. J. Ayer'in Language, Truth and Logic (Dil, Hakikat ve Mant#k) kitab#n#n yay#mlanmas# Sokratik Kulp un birok yesini, Ayer'in mant#ksal pozitivizm hibir din nermenin bili'sel anlam iermedi$i iddias# - denen ayk#r# gr'nn rtlmesi gerekti$ine ikna etti. Sokratik Kulp'e okudu$um ilk ve tek yaz#m olan "Teoloji ve Yanl#'lama", o zaman yeterli oldu$unu d'nd$m rtmeyi sa$lad#. Mutlak bir zafer
mesnet

10

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kazand#$#m# ve d'nyordum.

daha

fazla

tart#'maya

gerek

olmad#$#n#

Felsefe tarihinin de gsterece$i gibi, mant#ksal pozitivizm kendi iindeki tutars#zl#klar nedeniyle 1950'li y#llara gelinceye kadar ba'ar#s#zl#kla sonulanm#'t#. Asl#nda Sir Alfred Ayer'in kendisi de, dzeltmesini benim yapt#$#m bir sekideki makalesinde 'yle diyordu: "Mant#ksal pozitivizm uzun zaman nce ld. Art#k Language, Truth and Logic'in do$ru oldu$unu d'nmyorum. Bence hatalarla dolu. Zaman#na gre nemli bir kitapt#, nk bir e'it katartik etki yapm#'t#... Ancak ayr#nt#lara indi$iniz zaman, geti$imiz elli y#l# dzelterek ya da dzeltmeye al#'arak geirdi$im hatalarla dolu." Her neyse, mant#ksal pozitivizmin ortam# terk edi'i ve Flew'nun yeni tart#'ma kurallar# felsefi teizme tazelik kazand#rd#. O zamandan bu yana Richard Swinburne, Alvin Plantinga, Peter Geach, William P. Alston, George Mavrodes, Norman Kretzmann, James F. Ross, Peter Van Inwagen, Eleonore Stump, Brian Leftow, John Haldane ve di$er birok ki'i taraf#ndan son otuz y#lda teizmle ilgili analitik gelene$e sahip ok say#da nemli eser yaz#ld#. Bunlardan az#msanamayacak kadar#, Tanr# ile ilgili iddialar#n anlaml#l#$#, ilah niteliklerin mant#ksal tutarl#l#$# ve Tanr# inanc#n#n temel bir durum olup olmad#$# sorusu gibi konulara hitap ediyor - bunlar tam olarak Flew'nun te'vik etmeye al#'t#$# tart#'ma trnde ortaya at#lan konulard#r. Teizme dn' ise Nisan 1980 tarihinde bir Time dergisi kapak hikyesinde verildi: "D'nce ve iddiada yirmi y#l nce kimsenin tahmin edemeyece$i kadar sessiz bir evrimle, Tanr# geri dnyor. a'#rt#c# ama bu, akademik filozoflardan olu'an entelektel bir evrede oluyor."2

mesnet

11

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"YEN ATE ZM" YA DA POZ T V ZM N DN&


Bu tarih geli'imin #'#$#nda, "yeni ateizm" denen kavram#n ani #k#'# zellikle ilgintir. "Yeni ateizm"in ortaya #kt#$# y#l 2006'd#r (bu ifade ilk olarak Wired dergisi taraf#ndan Kas#m 2006da kullan#lm#'t#r). Daniel Dennett'in Breaking the Spell (By Bozumu) ve Richard Dawkins'in The God Delusion (Tanr# Yan#lg#s#) al#'mas#ndan Lewis Wolpert'in Six Impossible Things Before Breakfast, (Kahvalt#dan nceki Alt# Olas#l#k) Victor Stenger'#n The Comprehensible Cosmos (Kavranabilir Evren) ve Sam Harris'in The End of Faith ()nanc#n Sonu) (2004 y#l#nda yay#mlanm#' ancak devam# olan Letter to a Christian Nation (H#ristiyan Bir Ulusa Mektup) 2006da bas#lm#'t#r) al#'mas#na kadar, gemi'e fkeyle bakan, amac#na giden yolda her yolu mbah sayan trde ateizm rnekleri ortal#ktayd#. Bu kitaplarla ilgili nemli nokta ise, iddia dzeyleri de$il - kibarca yakla'acak olursak olduka #l#ml#yd# - hem en ok satanlar hem de medyan#n ke'fetti$i "yeni" bir hikye olarak elde ettikleri grnrlk dzeyiydi. Bu "hikye"ye yazarlar#n, kitaplar#ndaki ate' kadar co'ku ve renge sahip olmalar# da katk# sa$l#yordu. Bu kitaplar#n ba'l#ca hedefi hi ku'kusuz, her trde, zamanda ve yerdeki cemaat dinleriydi. Bununla eli'kili biimde, kitaplar#n kendisi tutucu vaazlar gibi yaz#lm#'t#. o$u blmde yazarlar, e$er aksi inanlar#m#zdan ve bununla ilgili olarak yapt#klar#m#zdan vazgemezsek bizi korkun bir ceza, hatta k#yamet gnne dair uyaran cehennem ate'i ve kkrt vaizleri gibi konu'uyorlard#. Belirsizlik veya inceli$e yer yoktu. Her 'ey siyah ve beyazd#. Di$er taraf iin en ufak bir sempati besleyen tan#nm#' d'nrler bile hain ilan ediliyordu. Evangelistler in kendisi de, yak#nda gerekle'mesi beklenen 'ehitli$e ra$men mesajlar#n# ileten cesur ruhlard#.
mesnet

12

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Peki nas#l oluyordu da bu eserler ve yazarlar#, son birka y#ld#r sregelen Tanr# zerine geni' kapsaml# felsefi tart#'maya dahil oluyordu? Bu sorunun cevab#, asl#nda dahil olmamalar#yd#. )lk olarak, Tanr#n#n varl#$# sorusunun ierdi$i gerek meseleleri ele alm#yorlard#. Hibiri ilah bir gerekli$i varsaymak iin gerekli temel gerekelere bile hitap etmiyordu, (Dennett Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili iddialara yedi sayfas#n# ay#r#rken Harris hi yer vermiyor). Evrenin yap#s#nda bulunan rasyonelli$in kayna$#, zerk bir faaliyet olarak anla'#lan hayat ve bilin, kavramsal d'nce ve z hakk#ndaki sorulan da ele alm#yorlard#. Dawkins, hayat#n kayna$#ndan ve bilinten "ba'lang#taki talih"in neden oldu$u "zel" olaylar olarak bahsediyor.3 Wolpert ise 'yle yaz#yor: "Hl yeterince anla'#lamam#' olan bilin tart#'mas#ndan bilerek [!] ka#nd#m."4 Bilincin kayna$# hakk#nda, sonuna kadar fizikselli$in savunucusu olan Dennett, bir defas#nda 'yle yaz#yor: "ve sonra bir mucize gerekle'iyor."5 Bu yazarlardan hibirisi, "kanunlara uyan", ya'am# destekleyen ve rasyonel anlamda eri'ilebilir bir evrenin varl#$#n# a#layacak akla yatk#n bir dnya gr' sunmuyor. )kinci olarak, mant#ksal pozitivizmin ykseli'ine ve d''ne neden olan yanl#' d'nce ve 'a'k#nl#klara dair bir fark#ndal#k da sergilemiyorlar. Tarihteki hatalar# grmezden gelenler bunlar# bir noktada mutlaka tekrar edeceklerdir. nc olarak da, felsefi teizm iinde olu'turulan geli'mi' yeni iddialar ya da analitik din felsefesine dair biriken eser y#$#n#ndan tamamen habersiz gibi grnyorlard#. "Yeni ateizm"in, en ate'li savunucular#n#n bile b#rakt#$# mant#ksal pozitivist felsefeye do$ru bir gerilemeden ba'ka bir 'ey olmad#$#n# sylemek haks#zl#k olmaz. Asl#nda "yeni ateistler"in, mant#ksal pozitivizme kadar bile ilerleyemedikleri sylenebilir. Pozitivisitler hibir zaman, Tanr#'n#n bilimsel bir hipotez olabilece$ini ne srecek kadar saf olmam#'lard# -Tanr# kavram#n#n, bilimsel bir hipotez olmad#$# iin anlams#z oldu$unu sylemi'lerdi. Di$er yandan
mesnet

13

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Dawkins, "yarat#c# nitelikte bir sper zekn#n varl#$# veya yoklu$u, su gtrmez bir biimde bilimsel bir meseledir"6 d'ncesini savunmaktad#r. Bu bizim, yanl#' bile olmad#$#n# syledi$imiz trden bir gr'tr! Ek Ada, rasyonellik, hayat, bilin, d'nce ve zle ilgili do$rudan deneyimimizin en yenisi dahil olmak zere ateizmin hibir e'idine izin vermedi$ini gstermeye al#'#yorum. Ancak bu noktada, bu kitapla do$rudan ilgisi bulunan Dawkins'in baz# d'nceleriyle ilgili iki 'ey sylemeliyim. Bertrand Russell'#n "mant#k bunu gerektirdi$i takdirde fikir de$i'tirmeye bile istekli olan fazlas#yla nyarg#s#z bir ateist" oldu$unu yazd#ktan sonra bir dipnotta 'unu ekliyor: "Gnmzde, ya'l#l#$#nda bir e'it tanr#sal varl#$a inan#'a geti$ini bildiren filozof Antony Flew'nun fazlas#yla tan#t#m# yap#lan de$i'kenli$inde de benzer bir 'ey grmek mmkndr (Tm )nternette #lg#nca bir tekrara yol am#'t#r). Di$er yandan Russell byk bir filozoftu. Russell, Nobel dl'n kazanm#'t#."7 "Byk filozof" Russell ile Flew'nun "ya'l#l#$#"na yap#lan a'a$#lay#c# gnderme aras#ndaki can s#k#c# z#tl#k, Dawkins'in ayd#nlara mektuplar#ndan da beklenenle ayn#d#r. Ancak burada ilgin olan nokta, Dawkins'in fark#nda olmadan zihninin al#'ma 'eklini ortaya koydu$u szck seimidir. De$i'kenlik, "dininden dnme" anlam#na gelir. Yani Flew'nun ba'l#ca gnah#, atalar#n#n inanc#ndan dnmekti. Dawkins'in kendisi de ba'ka bir yerde, evrenle ilgili ateistik gr'nn inanca dayand#$#n# itiraf etmi'ti. Edge Foundation, "Kan#tlayamad#$#n#z halde do$ru oldu$una inand#$#n#z 'ey nedir?" diye sordu$unda Dawkins'in cevab# 'yle olmu'tur: "Evrendeki btn hayat#n, zekn#n, yarat#c#l#$#n ve 'tasar#m'#n, Darwinci do$al seleksiyonun do$rudan ya da dolayl# bir sonucu oldu$una inan#yorum. Buna gre de tasar#m evrende, belli bir Darwinci evrim dneminden sonra geliyor. Tasar#m evrimden nce gelemez ve bu nedenle de evrenin temelini olu'turamaz."(8) O zaman asl#nda, Dawkins'in stn bir 14

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Zeky# reddedi'i, kan#ts#z bir inan meselesidir. Ve inan#'lar# kr bir inanca dayal# olan di$er birok ki'i gibi, d'nce ayr#l#$# ya da taraf de$i'tirmeyi ho'gryle kar'#layam#yor. Dawkins'in evrenin temelini olu'turan rasyonelli$e yakla'#m#yla ilgili olarak fiziki John Barrow bir tart#'mada 'unu ileri srm'tr: "Bu fikirlerle ilgili bir problemin var Richards, nk sen gerekten bir bilim adam# de$ilsin. Sen bir biyologsun." Julia Vitullo-Martin, Barrow iin biyolojinin do$al tarih dal#ndan biraz fazlas# oldu$una dikkati ekiyor. "Biyologlar," diyor Barrow, "karma'#kl#$a dair k#s#tl#, sezgisel bir anlay#'a sahipler. On dokuzuncu yzy#ldan kalma bir at#'maya saplanm#'lar ve yaln#zca sonularla, neyin di$erlerine galip geldi$iyle ilgileniyorlar. Ancak sonular size, evreni yneten kurallarla ilgili hemen hemen hibir 'ey sylemez."9 Dawkins'in zihinsel babas#n#n Bertrand Russell oldu$u grlyor. Russell'#n 1925 y#l#na ait makalesi "Neye )nan#yorum"dan "on alt# ya'#nda ne kadar ilham ald#$#ndan"10 bahsediyor. Russell cemaat dininin kararl# bir kar'#t#yd# ve bu da onu, Harris ve Dawkins iin bir rol model yap#yor; biimsel olarak da Russell'#n istihza, karikatr, uar#l#k ve abartma e$ilimini taklit ediyorlar. Ancak Russell'#n Tanr#'y# inkr#na neden olan yaln#zca zihinsel unsurlar de$ildi. My Father, Bertrand Russell (Babam Bertrand Russell) adl# kitab#nda k#z# Katharine Tait, Russell'#n Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili hibir ciddi tart#'maya a#k olmad#$#n# yaz#yor: "Onunla din hakk#nda konu'amazd#m bile." Russell grn'e gre kar'#la't#$# din inan sahiplerinden s#k#lm#'t#. "Babam# onun arad#$# 'eyi, btn hayat# boyunca ok istedi$i tan#mlanamaz 'eyi buldu$uma inand#rmay# ok isterdim. Tanr# aray#'#n#n bo'una olmak zorunda olmad#$#na onu ikna etmeyi isterdim. Ancak durum mitsizdi. Hayattan keyfi tamamen #karm#' ve kar'#tlar#na eziyet eden, can s#kacak kadar ahlak#, kr inanl# ok

mesnet

15

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

fazla H#ristiyan gremeyecekti."

tan#yordu;

onlar#n

gizledikleri

gere$i

asla

Tait yine de Russell'#n "btn ya'am#n#n Tanr# aray#'#yla geti$ine" inan#yor. "Babam#n zihninin arkalar#nda bir yerlerde, kalbinin en alt#nda, ruhunun derinliklerinde, bir zamanlar Tanr#'n#n doldurdu$u bir bo'luk vard# ve hibir zaman bunu dolduracak ba'ka bir 'ey bulamad#." "Bu dnyaya ait olmama, bu dnyada evinin olmamas# gibi, sanki bir hayaletmi' hissini ta'#yordu." Dokunakl# bir pasajda Russell bir keresinde 'yle demi'ti: "Din $retmenlerinin $tledi$i trde en yksek yo$unluktaki sevgi d#'#nda insan kalbinin yaln#zl#$#n# hibir 'ey dolduramaz."12 Dawkins'te bu pasaja uzaktan yak#ndan benzeyen hibir pasaj bulamazs#n#z. Flew'nun "de$i'kenli$inin" a#klamas#na dnecek olursak, belki de Dawkins'in akl#na hibir zaman, daha ok ya da daha az tan#ns#n, gen ya da ya'l# olsun, filozoflar#n kan#ta dayanarak fikir de$i'tirdikleri gelmemi'tir. "Mant#k bunu gerektirdi$i takdirde fikir de$i'tirmeye bile istekli" olmalar#ndan dolay# hayal k#r#kl#$# iinde olabilir ancak yine, onlar# ynlendiren de$i'kenlik korkusu de$il mant#kt#r. zellikle Russell, de$i'kenlikten o kadar ho'lan#yordu ki, bir ba'ka nl )ngiliz filozof C. D. Broad bir defas#nda 'yle demi'ti: "Hepimizin bildi$i gibi Bay Russell her birka y#lda bir farkl# bir felsefe sistemi olu'turuyor."13 Filozoflar#n kan#ta dayanarak fikirlerini de$i'tirdikleri ba'ka rnekler de olmu'tur. Ayer'in genli$indeki pozitivizm inanc#n# reddetti$ini az nce belirttik. Bu tr radikal bir de$i'imden geen bir ba'ka rnek de, Flew'nun 1955 y#l#na ait kitab# New Essays in Philosophical Theology de14 Tanr#'n#n varl#$#n#n aksinin kan#tlanabilece$ini savunan, ancak sonra 1970 y#l#nda #kan kendi kitab# Ascent to the Absolute'ta kendine ters d'en J. N. Findlay'dir. Daha sonra takip eden kitaplar#nda Findlay, zihin, mant#k, zek ve iradenin, kendili$inden
mesnet

16

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

var olan ve kendisine tap#nma ve ko'ulsuz kendini adaman#n borlu olundu$u Tanr# ile sonulanaca$#n# savunuyor. Dawkins'in "ya'l#l#k" iddias# (e$er byle denebilirse) medeni bir konu'mada hi yeri olmayan tuhaf bir 'ahsi aldatmaca 'eklidir. Gerek d'nrler iddialar# de$erlendirir ve kan#tlar# tartarken savunucunun #rk#, cinsiyeti ya da ya'#yla ilgilenmezler. Dawkins'in ve di$er "yeni ateistler"den baz#lar#n#n kitaplar#ndaki sregelen ba'ka bir konu da, i'inin ehli hibir bilim adam#n#n Tanr#'ya inanmad#$# iddias#d#r. rne$in Dawkins, Einstein'#n Tanr# ile ilgili a#klamalar#n# do$aya mecazi gndermeler olarak mazur grr. Dedi$ine gre Einstein'#n kendisi en iyi ihtimalle bir ateist (Dawkins gibi) ve en kt ihtimalle de bir panteisttir. Ancak Einstein'#n bu 'ekilde yorumlanmas# hi de drste olmaz. Dawkins yaln#zca Einstein'#n cemaat ve vahiy dinlerine kar'# ho'nutsuzlu$unu belirten ifadelerinden sz ediyor. Einstein'#n sadece do$a kanunlar# zerinde al#'#rken "stn zek" ve "stn muhakeme gc"ne inanc#yla ilgili gr'lerini de$il, ayn# zamanda Einstein'#n bir panteist ya da ateist oldu$unu zellikle inkr edi'ini de gz ard# ediyor. (Bu kasti arp#tma bu kitapta dzeltiliyor.) Daha yak#n bir zamanda, Kuds'e yapt#$# bir ziyaret s#ras#nda Tanr#'n#n varl#$#na inan#p inanmad#$# soruldu$unda nl teorik fiziki Stephen Hawking'in "Tanr#'n#n varl#$#na inand#$#, ancak bu )lah gcn do$an#n ve fizi$in kanunlar#n# belirledikten sonra dnyay# kontrol etmeye al#'mad#$#"15 'eklinde cevap verdi$i syleniyor. Elbette, Heisenberg ve Planck gibi modern zaman#n pek ok byk bilim adam# rasyonel gerekelerle ilah bir Zihne inan#yordu. Ancak bu da, Dawkins'in bilimsel tarih a#klamas#nda rtbas ediliyor. Dawkins asl#nda, daha nceki bir ku'aktan olan Carl Sagan ve Isaac Asimov gibi popler bilim yazarlar#yla ayn# kulbe ait. Bu poplerle'tiriciler kendilerini yaln#zca yazar olarak de$il, ayn# zamanda ba'rahip olarak da gryorlard#. Dawkins gibi bunlar da
mesnet

17

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

halk# yaln#zca bilimin bulgular#yla e$itme grevini de$il, ayn# zamanda bilime inananlar#n fizik tesi konularda nelere inanabilece$ine karar verme grevini de stlenmi'lerdi. Ancak burada net olmal#y#z. Byk bilim adamlar#n#n o$u, bilimsel al#'malar# ve "stn zek", yani Tanr# Zihnini do$rulamalar# aras#nda do$rudan bir ba$ grdler. Nas#l isterseniz yle a#klay#n, ancak bu, poplerle'tiricilerin kendi olu'turduklar# gndemle gizlemesine izin verilemeyecek a#k bir gerek. Pozitivizmle ilgili olarak Einstein 'yle demi'ti: "Ben bir pozitivist de$ilim. Pozitivizm, gzlemlenemeyen 'eyin var olmad#$#n# iddia ediyor. Bu kavram bilimsel olarak savunulamaz, nk insanlar#n neyi 'gzlemleyebildikleri' ya da 'gzlemleyemedikleri'ni geerli biimde do$rulamak imkns#zd#r. Birinin #k#p 'sadece bizim gzlemlediklerimiz vard#r' demesi gerekirdi ki, bu da tamamen yanl#'t#r."16 E$er insanlar# Tanr# inan#'#ndan vazgeirmek istiyorlarsa, bu poplerle'tiricilerin iddialar#n# kendi ateist gr'lerini destekleyecek biimde sunmalar# gerekir. Bugnn ateist evangelistleri bu anlamda iddialar#n# savunmaya al#'m#yorlar bile. Bunun yerine, silahlar#n# ba'l#ca dnya dinlerinin tarihindeki bilinen suistimallere yneltiyorlar. Ancak nkleer o$alman#n E=mc2 midir sorusuna etkisi olmad#$# gibi, cemaat dininin a'#r#l#klar# ve zulmlerinin de Tanr#'n#n varl#$#na bir etkisi yoktur. yleyse Tanr# var m#d#r? Peki ya eski ve yeni ateistlerin iddialar#? Ve modern bilimin konuyla ilgisi nedir? )lgin bir tesadfle, eski pozitivizmin tekrar ra$bet grd$ zihinsel tarihteki bu dnemde, yar#m yzy#l nce bu kavram#n saltanat srmesini sa$layan d'nr, 'imdi de bu sorulara cevap vermek iin fikirlerin sava' alan#na geri dnyor.

mesnet

18

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

GR&
Deizme "gei'im"in duyurulmas#ndan bu yana pek ok kez, fikrimi de$i'tirmeme neden olan unsurlar# anlatmam istendi. Bunu takip eden birka makalede ve God and Philosophy (Tanr# ve Felsefe) adl# al#'mam#n 2005 bask#s#n#n yenilenen giri'inde Tanr# zerine devam eden tart#'mayla ilgili yak#n zamanda #kan eserlere dikkati ekmi', ancak kendi gr'lerimle ilgili fazla ayr#nt# vermemi'tim. imdi ise burada son arzum ve vasiyetim say#labilecek nitelikte 'eyler anlatmaya ikna oldum. K#sacas#, ba'l#$#n da ifade etti$i gibi, art#k bir Tanr# oldu$una inan#yorum! "Dnyan#n En nl Ateisti Fikrini Nas#l De$i'tirdi" alt ba'l#$#n# bulan ben de$ilim. Ama kullanmaktan mutluluk duydu$umu syleyebilirim, nk Flew'lar iin hem yerinde hem de dikkat ekici ba'l#klar#n kullan#m# bir aile gelene$i gibidir. Din bilimci babam bir zamanlar kendisi ve baz# eski $rencilerine ait denemelerin bir derlemesini dzenlemi' ve bu tart#'mal# al#'maya, paradoksal ama yine de ok uygun ve do$ru ynde bilgilendirici olan The Catholicity of Protestantism (Protestanl#$#n Katolikli$i,) ba'l#$#n# vermi'ti. Byk nem ta'#yan $reti de$il de sunu' biimi a#s#ndan bakacak olursak, onun rne$inden giderek, ben de kendi dnemimde ")yilikseverler Hi )yilik Yapm#yor mu?" ve "Tek Gvenli Bahis Pascal'#nki mi?" trnden ba'l#klar ta'#yan makaleler yay#mlad#m. En ba'ta 'unu a#kl#$a kavu'turmal#y#m. Fikir de$i'ikli$ime dair haberler bas#n ve her an her yerde bulunan )nternet taraf#ndan yay#lmaya ba'lad#$#nda baz# ele'tirmenler ilerleyen ya'#m#n "de$i'imim" ile ilgisi oldu$unu iddia etmek konusunda olduka acele ettiler. Korkunun, zihni gl bir biimde yo$unla't#rd#$# sylendi ve bu ele'tirmenler yak#n zamanda ahirete girme beklentimin, lm d'e$inde bir dn' tetiklemi' oldu$u sonucuna vard#lar. A#ka
mesnet

19

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

grlyor ki bu insanlar ne ahiret hayat#n#n olmad#$#na dair yaz#lar#mla ne de konuyla ilgili 'u anki gr'lerim hakk#nda bir fikre sahipti. Elli y#ldan fazla bir sredir sadece Tanr#'n#n varl#$#n# de$il, ayn# zamanda ahiret hayat#n#n varl#$#n# da reddettim. The Logic of Mortality (lmll$n Mant#$#) ad#yla yay#mlanan Gifford Konferanslar#m bu d'nce srecinin sonucunu temsil eder. Bu, fikrimi de$i'tirmedi$im bir alan. Bu kitapta N. T. Wright'in katk#lar#yla ok iyi bir biimde aktar#lan bir olas#l#k olan, zel vahyin olmad#$# durumda, lmden "sa$ kurtulaca$#m#" d'nmyorum. O zaman kay#tlara gemesi iin, beni Pascal bahislerine sokan di$er btn sylentileri ebed uykular#na yat#rmak istiyorum. Ayr#ca temel bir konuda ilk defa "fikir de$i'tirmedi$ime" de dikkati ekmek istiyorum. al#'malar#m#n aras#nda, serbest piyasalar# gl bir biimde savundu$um yaz#lar#m# bilen okuyucular#m bir zamanlar bir Marksist oldu$umu duyunca 'a'#rabilirler (ayr#nt#lar iin bu kitab#n ikinci blmne bak#n#z). Ek olarak, yirmi y#l kadar nce, insanlar#n btn seimlerinin tamamen fiziksel nedenler taraf#ndan belirlendi$ine dair nceki gr'mden de vazgetim. Bu kitap Tanr#'n#n varl#$#na dair fikrimi neden de$i'tirdi$im hakk#nda oklu$u iin, ilk akla gelen soru bu "de$i'im"den nce neye ve neden inand#$#m olacakt#r. )lk blmde bu sorunun cevab#n# ararken, son yedi blmde Tanr#y# ke'fedi'imi anlat#yorum. Son yedi blmn haz#rlanmas#nda, Oxford'daki Nolloth profesrlk makam#n#n nceki ve 'imdiki sahipleri Profesr Richard Swinburne ve Profesr Brian Leftow ile yapt#$#m#z gr'melerin byk yard#m# oldu. Kitab#n iki ek blm bulunuyor. Bunlardan ilki, Richard Dawkins ve di$erlerinin yeni ateizm olarak bilinen gr'ne dair Roy Abraham Varghese'in analizi. )kincisi ise o$u din inan sahibinin ilgisini eken bir ba'l#k zerine a#k ulu bir diyalog -Nas#ral# )sa ile ilgili ne srlen iddialar zerinde duran, insan tarihinde gerekten
mesnet

20

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ilah bir vahiy gerekle'ip gerekle'medi$i konusu. Diyalogu daha da ileriye gtrmek iin, 'u anda Durham piskoposu olan Yeni Ahit bilgini N. T. Wright byk bir nezaketle, H#ristiyan teistlerin )sa'ya inanc#n#n alt#nda yatan tarih bilgi toplulu$una dair kendi de$erlendirmesini sundu. )'in asl#, Piskopos Wright'in H#ristiyan inan#'#n# kabul etmek iin 'imdiye kadar grd$m en iyi iddiay# sundu$unu sylemem gerek. Alt ba'l#kta geen "nl" bir ateist olmamla ilgili de bir 'eyler sylesem iyi olur. Antiteolojik al#'malar#m#n ilki, 1950 y#l#na ait "Theology and Falsification" (Teoloji ve Yanl#'lama) ba'l#kl# makalemdi. Bu makale daha sonra, Alasdair Maclntyre ile birlikte dzenledi$imiz bir antoloji olan New Essays in Philosophical Theology (1955) (Felsefi Teoloji zerine Yeni Makaleler) al#'mam#zda yeniden bas#ld#. New Essays, o zamanlar "felsefede devrim" olarak nitelendirilen teolojik konular zerindeki etkiyi lme giri'imiydi. Sonraki nemli eserim, ilk olarak 1966 y#l#nda yay#mland#ktan sonra 1975, 1984 ve 2005 y#llar#nda yeniden bas#lan God and Philosophy (Tanr# ve Felsefe) oldu. 2005 bas#m# iin yazd#$# giri' blmnde, a$#m#z#n nde gelen ateistlerinden ve "Hmanist Manifesto II'nin yazar# olan Paul Kurtz, "Promotheus Books, din felsefesinde bir klasik olmu' bu kitab# sunmaktan mutluluk duyar" diye yazm#'t#. God and Philosophy'nin ard#ndan 1976 y#l#nda bas#lan The Presumption of Atheism (Ateizm Varsay#m#), Birle'ik Devletler'de 1984 y#l#nda God, Freedom and Immortality (Tanr#, zgrlk ve lmszlk) olarak yay#mland#. Konuyla ilgili di$er al#'malar#m Hume's Philosophy of Belief (Hume'un )nan Felsefesi) ve Logic and Language (Mant#k ve Dil) (birinci ve ikinci seri), An Introduction to Western Philosophy: Ideas and Arguments from Plato to Sartre (Bat# Felsefesine Giri': Platodan Sartre'a Fikirler ve )ddialar), Darwinian Evolution (Darwinci Evrim) ve The Logic of Mortality (lmll$n Mant#$#) oldu.

mesnet

21

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Asl#nda, ateizmle ilgili yay#mlanan ilk iddiam#n ilk olarak, son yzy#l#n en byk H#ristiyan savunucusunun ba'kanl#k etti$i bir forumda -C. S. Lewis ba'kanl#$#ndaki Sokratik Kulp- sunulmas# byk bir eli'ki ieriyor. Bir ba'ka eli'ki de, babam#n )ngiltere'de nde gelen Metodist yazarlar ve vaizlerden biri oldu$u gere$idir. Ayr#ca meslek hayat#m#n ba'lang#c#nda, profesyonel bir filozof olma ynnde zel bir ilgim hi olmad#. Herkesin bildi$i gibi, istisnas#z her 'ey olmasa da btn iyi 'eylerin bir sonu olmas# gerekti$i iin, giri' niteli$indeki szlerime burada son veriyorum. Tanr# sorusuyla ilgili fikrimi de$i'tirme nedenlerimden #karacaklar# anlam konusundaki karar# da okuyuculara b#rak#yorum.

mesnet

22

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

BLM 1 TANRI'YI NKRIM

mesnet

23

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

1 - B R ATE ST N YARATILI&I
Ben bir ateist olarak do$mad#m. Hayata olduka dindar biri olarak ba'lad#m. H#ristiyan bir ailede dnyaya geldim ve zel bir H#ristiyan okuluna gittim. Asl#nda ben bir vaizin o$luyum. Babam Oxford, Merton Koleji mezunu ve yerle'ik )ngiltere Kilisesi yerine Wesleyan Metodist Kilisesi'nde din ba'kan#yd#. Yre$i hep Evangelizm ve Anglikanlar#n syledi$i gibi, papaz ynetimindeki blgelerde yap#lan i'lerde kalmakla birlikte, onunla ilgili ilk an#lar#m Cambridge'teki Metodist teoloji kolejinde Yeni Ahit al#'malar#nda $retmenlik yapt#$# 'eklindedir. Daha sonra o kolejin mdrnn yerini ald# ve sonuta Cambridge'tan emekli oldu ve orada vefat etti. Bu grevlerin ierdi$i temel bilim ve $retim grevlerinin yan# s#ra babam kiliseler aras#ndaki e'itli organizasyonlarda da Metodist bir temsilci olarak pek ok i' yapt#. Ayr#ca Metodist Konferans# ve Serbest Kilise Federal Konseyi ba'kan# olarak da bir y#l grev grd. Daha sonraki ateist inanlar#ma dair ocukluk dnemimden herhangi bir i'aret bulup #karmak istesem glk ekerdim. Genli$imde, aram#zda K.S. dedi$imiz Bath'teki Kingswood Okulu'na gittim. O zamanlar, ve neyse ki hl yle, bir devlet yat#l# okuluydu (eli'kili bir biimde, )ngilizce konu'ulan ba'ka her yerde zel yat#l# okul olarak a#klanacak trden bir kurum). Metodist Kilisesinin kurucusu John Wesley taraf#ndan, vaizlerinin o$ullar#n#n e$itimi iin kurulmu'tu. (Kingswood Okulu'nun kurulu'undan yz y#l veya daha sonras#nda Metodist vaizlerin k#zlar#n# da e'it 'ekilde bar#nd#rmak amac#yla Queenswood Okulu kuruldu.) Kingswood Okulu'na, konuya kar'# ilgisiz olmakla birlikte dinine ba$l# ve vicdan sahibi bir H#ristiyan olarak girdim. )badet etmekteki amac# hibir zaman anlayamad#m ve ilahi okumaktan zevk
mesnet

24

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

almayacak ve hatta buna kat#lmayacak kadar mzikten uzak olmu'tum her zaman. Din kitaplar#na hibir zaman, politika, tarih, bilim ve hemen hemen di$er btn konularla ilgili kitaplar# tketti$im o nne geemedi$im 'evkle yakla'mad#m. apel ya da kiliseye gitmek, dualar okumak ve di$er btn din uygulamalar benim iin sadece s#k#c# bir grevden ibaretti. Tanr# ile konu'mak iin iimde en ufak bir istek bile ta'#m#yordum. Babam#n dnyas#n# bu denli 'ekillendiren din uygulamalar ve konulara genel olarak -en eski an#lar#mdan itibaren- neden bu kadar ilgisiz kald#$#m# a#klayam#yorum. Sadece bu tr uygulamalara kar'# herhangi bir ilgi veya istek duydu$umu hat#rlam#yorum. Ayr#ca H#ristiyan e$itimi veya ibadetleri s#ras#nda, Wesley'in nl deyimiyle ifade etti$i gibi, "kalbimin garip bir 'ekilde #s#nd#$#n#"ya da zihnimin mest oldu$unu hibir zaman hissetmedim. Dine kar'# isteksiz geen genli$imin bir neden mi yoksa sonu mu -ya da her ikisi mioldu$unu kim bilebilir? Ama 'unu biliyorum ki, K.S.'ye girdi$imde sahip oldu$um inan her ne ise, okulu bitirdi$imde kaybolmu'tu. TERS NE EVR M TEOR S nl bir H#ristiyan demografik oy kurulu'u olan Barna Grubu'nun yapt#$# anketlerden, gerekte, on ya'#na kadar inand#$#n#z 'eyin lrken de inanaca$#n#z 'ey oldu$u sonucuna vard#$#n# duydum. Bu bulgu do$ru olsun ya da olmas#n, ergenlik a$#m#n ba'lar#nda olu'an inanlar#m#n yeti'kin hayat#m#n byk blmnde benimle oldu$unu biliyorum. De$i'imin nas#l ve ne zaman ba'lad#$#n# tam olarak an#msam#yorum. Ama kesinlikle, d'nen her insanda oldu$u gibi, inanlar#m#n olu'mas#nda birden fazla unsur bir araya geldi. Bu unsurlar#n aras#nda, babamla payla't#$#ma inand#$#m Immanuel Kant'in "zihnin, bilgeli$e ayk#r# olmayan 'evki" dedi$i unsurun da
mesnet

25

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

etkisi az olmad#. )kimiz de, Kant'#n a#klad#$# "bilgelik" yolundan gitmeye istekliydik: "Bilgelik, kendilerini ortaya koyan ve sonular# insanl#k iin nem ta'#yan say#s#z sorundan seim yapma meziyetine sahip olmakt#r." Babam#n H#ristiyan inanlar#, "insanl#k iin", Yeni Ahit $retisi gerekte her neyse bunun a#klanmas#, yay#lmas# ve uygulanmas#ndan daha nemli hibir 'eyin olmad#$#na onu ikna etmi'ti. Benim zihinsel yolculu$umsa beni ba'ka bir yne gtrm't, ama bu yol da onunla payla't#$#m zihnin 'evkinin izini daha az ta'#m#yordu. Ayr#ca babam#n benim iin faydal# olacak biimde birka defa, Kutsal Kitap bilginlerinin baz# al#'#lmam#' Eski Ahit kavramlar#n# $renmek istediklerinde, sadece kendi kendilerine d'nerek bir cevap bulmaya al#'mad#klar#n# hat#rlatt#$#n# an#ms#yorum. Bunun yerine, bulabildikleri en ok ba$lam iinde, ilgili )branice szc$n kullan#ld#$# btn a$da' rnekleri toplay#p inceliyorlard#. Bu ilm yakla'#m birok ynden en eski zihinsel ara't#rmalar#m#n, belirli bir konu hakk#nda ba$lam iindeki btn bilgileri toplad#$#m ve inceledi$im -ve henz vazgemedi$im- temelini olu'turdu. Belki de iinde byd$m evin, beni sonunda babam#n inanc#n# reddetmeye gtrecek kritik ara't#rma merak#n# bana a'#lam#' olma ihtimali de ironik bir durumdur. KTL#N YZ Son zamanlardaki ateist yaz#lar#m#n baz#lar#nda Tanr#n#n var olmad#$# sonucuna ok abuk, ok kolay ve daha sonra bana yanl#' gelen nedenlerle vard#$#m# syledim. Vard#$#m bu olumsuz sonu zerine uzun uzad#ya ve s#k s#k yeniden d'ndm; ancak, ondan sonraki yakla'#k yetmi' y#l boyunca temelden tersine dnmemi gerektirmeye yetecek nedenleri bulamad#m. Ateizme dn'mn ilk nedenlerinden birisi ktlk meselesiydi.

mesnet

26

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Babam beni ve annemi her y#l yurt d#'#na tatile gtrrd. Bunlar bir din grevlisinin maa'#n#n yetmeyece$i tatiller olmakla birlikte, babam yaz#n ilk k#sm#n# Yksek Okul Sertifika S#navlar# Kurulu ('imdi A seviye s#navlar# deniyor) iin s#nav yaparak geirdi$i ve bu i' iin para ald#$#ndan dolay# mmkn olabiliyordu. Ayr#ca babam Birinci Dnya Sava'#ndan nce Marburg niversitesi'nde iki y#l teolojik al#'madan sonra Almancay# ak#c# bir biimde konu'abildi$i iin de yurtd#'#nda daha ucuza seyahat edebiliyorduk. Bylelikle seyahat acentelerine para vermek zorunda kalmadan bizi Almanya'ya ve bir ya da iki defa da Fransa'ya tatile gtrebilmi'ti. Babam ayn# zamanda pek ok uluslararas# teoloji konferans#nda Metodizmin temsilcisi olarak grev yapmak zere atan#yordu. Bunlara tek ocu$u olarak beni ve annemi, kat#l#mc# olmayan konuk olarak gtrrd. )kinci Dnya Sava'#'ndan nce gerekle'tirdi$imiz bu yurt d#'# seyahatlerinden ok etkilenmi'tim. Kk kasabalar#n giri'inde yer alan "Burada Yahudiler istenmiyor" yaz#l# bayrak ve tabelalar# dn gibi hat#rl#yorum. Bir halk ktphanesinin giri'inin hemen d#'#nda, "Bu kurumun dzenlemelerine gre Yahudilere kitap vermek yasakt#r" yaz#l# tabelalar# an#ms#yorum. Baverya'da bir yaz gecesinde kahverengi gmlekli on bin ki'ilik f#rt#na birli$inin yry'n izledim. Aile seyahatlerim, siyah niformalar# ve kafatas# ve apraz kemikli ba'l#klar#yla Waffen-SS mangalar#n#n gei'ine 'ahit olmama neden olmu'tu. Bu tr deneyimler genlik hayat#m#n zeminini 'ekillendiriyordu ve di$er birok insan iin oldu$u gibi, benim iin de her 'eye gc yeten, sevgi dolu bir Tanr#'n#n varl#$#na kar'# ka#n#lmaz bir meydan okuma sunuyordu. D'ncelerimi ne derecede etkilediklerini lemem. Ama en az#ndan, bu deneyimler benim iimde antiSemitizm ve totalitarizmden olu'an ktlk iftine dair ya'am boyu srecek bir bilin uyand#rd#. 27

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

HAYAT DOLU B R YER 1930 ve 1940'l# y#llarda bizimki gibi -Metodist mezhebine gre uyarlanm#'- bir ailede yeti'mek demek Cambridge'te olmak demekti, ama hepsi bu kadar de$ildi. ncelikle teoloji, di$er kurumlardaki gibi orada "bilimlerin kraliesi" olarak hemen kabul grmedi. Ayr#ca herhangi bir anaak#m niversitesinin papaz e$itim koleji de de$ildi. Sonu olarak, babam orada kendini evindeymi' gibi hissetse de ben hibir zaman Cambridge ile kendimi zde'le'tiremedim. Zaten 1936'da yat#l# okula gitmeye ba'lad#ktan sonra, okul zaman# Cambridge'te hemen hemen hi bulunmuyordum. Yine de Kingswood benim zaman#mda hayat dolu bir yerdi; kesinlikle en iyi okul mdrlerinden biri seilmeyi hak eden bir adam taraf#ndan ynetiliyordu. Benim ba'lad#$#m y#ldan nceki y#l bu okul, di$er btn Mdrlerin Konferans okuluna gre Oxford ve Cambridge'te daha fazla dl alm#'t#. Bizim canl#l#$#m#z da s#n#f ve laboratuarla s#n#rl# kalm#yordu. Bu heyecan verici ortamda oldu$um s#rada, hibir zaman gl, duygusal bir ba$ hissetmedi$im bir inan olan atalar#m#n sa$lam inanc#n# sorgulamaya ba'lam#' olmam kimseyi 'a'#rtmas#n. K.S.'de yedinci s#n#fa geti$imde (alt#nc# s#n#f Amerika'da on birinci s#n#fa ve yedinci s#n#f da on ikinci s#n#fa denk geliyor) s#n#f arkada'lar#mla dzenli olarak, hem her 'eye gc yeten hem de mkemmel derecede iyi bir Tanr# fikrinin dnyada a#ka grlen ktlkler ve kusurlarla uyu'mad#$#n# tart#'#yordum. K.S.'de geirdi$im dnem boyunca dzenli Pazar vaaz#nda hibir zaman cennet veya cehennemdeki gelecek hayattan bahsedilmedi. Okul mdr A. B. Sackett, pek s#k olmamakla birlikte, vaaz verdi$i zaman mesaj# hep do$an#n harikalar# ve gzellikleriyle ilgili olurdu. Sonuta on be'inci ya' gnme kadar, evrenin s#n#rs#z iyili$e sahip, her 'eye gc yeten bir Tanr# taraf#ndan yarat#ld#$# tezini reddetmi'tim.
mesnet

28

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili 'phelerimi papaz olan babama dan#'man#n hi akl#ma gelip gelmedi$ini soranlar olabilir. Byle bir 'eyi hi yapmad#m. Evin huzuru ve zellikle babam#n can#n# s#kmamak iin, dinsizli$e dn'm evdeki herkesten mmkn oldu$unca uzun bir zaman gizlemeye al#'t#m. Bildi$im kadar#yla da bunu uzun y#llar boyunca ba'ard#m. Ancak 1946 y#l# Ocak ay#nda yirmi ya'#ma yakla't#$#mda, hem ateist hem de mortalist (lmden sonra hayata inanmayan ki'i) oldu$umu ifade eden cmle a$z#mdan #karak aileme ula't#$#nda art#k geri dnme ihtimali yoktu. De$i'imim o kadar toptan ve sa$lam olmu'tu ki, evde bu konu zerine herhangi bir tart#'maya girmenin bo'una olaca$# d'nld. Ama bugn, yakla'#k yar#m yzy#l sonra, Tanr#'n#n varl#$#na dair mevcut gr'me babam#n, tek neden bu olmasa da H#ristiyan kilisesinin davas#na byk yard#m# olaca$#n# d'nd$ iin ok sevinece$ini syleyebilirim. FARKLI B R OXFORD Kingswooddan sonra Oxford niversitesi'ne gittim. Oxford'a 1942 y#l#n#n Hilary (Ocak'tan Mart'a kadar) dneminde ba'lad#m. )kinci Dnya Sava'# devam ediyordu ve on sekiz ya'#nda bir niversite $rencisi olarak geirdi$im ilk gnlerimden birinde t#bbi muayeneden geerek resm olarak Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne al#nd#m. O sava' gnlerinde, fiziksel olarak sa$l#kl# hemen hemen btn erkek niversite $rencileri, okulun her haftas#n#n bir gnn uygun hizmet kurulu'unda geiriyordu. Benim durumumda bu, Oxford niversitesi Hava Filosu'ydu. Bir y#l yar# zamanl# ve daha sonra tam zamanl# olan bu askerlik hizmeti, tamamen bir geri hizmetti. Londra niversitesi'nde Do$u ve Afrika Ara't#rmalar# Okulu'nda biraz Japonca $renmek ve sonra da Bletchley Park'ta Japon ordusunun ele geirilen 'ifreli hava
mesnet

29

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kuvvetleri sinyallerini tercme etmekten ibaretti. Japonya teslim olduktan sonra (ve ben terhis iin s#ram# beklerken) o zamanlar Bat# Almanya olan blgede yeni kurulmu' Frans#z i'gal ordusundan elde edilen sinyalleri tercme etmek iin al#'#yordum. 1946 Ocak ay#n#n ba'lar#nda Oxford niversitesi'ndeki tam zamanl# al#'malar#ma dnd$mde ve final s#nav#m# 1947 yaz mevsiminde vermem gerekti$inde kar'#la't#$#m Oxford ok farkl# bir yerdi. Neredeyse y#l nce b#rakt#$#m yerden ok daha heyecan verici bir kurum gibi grnyordu. Ayn# zamanda Birinci Dnya Sava'#ndan sonrakilere gre ok daha e'itli bar#' zaman# mesle$i ve art#k gvenle yerine getirilen gerek askeri meslekler bulunuyordu. Edebiyat Fakltesi'nden mezun olmak iin okuyordum ve klasik Yunan tarihi ile ilgili derslerimden baz#lar#n# Girit veya Yunan ana kara'#ndaki Yunan direncine aktif olarak yard#m eden gaziler veriyordu; bu durum dersleri, niversite $rencilerinden olu'an bir kitle iin daha co'kulu ve te'vik edici hale getiriyordu. Final s#navlar#m# 1947 y#l#n#n yaz dneminde verdim. Beni 'a'#rtacak ve ayn# zamanda memnun edecek bir biimde, birincilikle dllendirildim ()ngiltere'de niversite s#navlar#n#z# birincilikle geti$inizde kullan#lan ifade). Bu dlden sonra St. John Kolejinde rehber $retmenim olan John Mabbott'a gittim. O zamanlar yeni kurulmu' olan Felsefe ve Psikoloji Okulu'nda ikinci bir niversite diplomas# alma hedefimden vazgeti$imi syledim. imdi felsefede daha yksek bir derece almak iin al#'maya ba'lamak istiyordum. FELSEFE DKTRMEK Mabbott benim, o zamanlar Oxford niversitesinde Metafiziksel Felsefe Waynflete Profesr olan Gilbert Ryle dan#'manl#$#nda lisansst felsefi $renim grmem iin gerekli ayarlamalar# yapt#.

mesnet

30

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

1947-48 akademik y#l#n#n ikinci dneminde Ryle, Oxford'un felsefe krssnn en k#demli ba'kan#yd#. Y#llar sonra Mabbott'un Oxford Memories (Oxford An#lar#) adl# byleyici kitab#ndan, Mabbott ve Ryle'#n Oxford'da tan#'malar#ndan itibaren arkada' olduklar#n# $rendim. E$er farkl# bir kolejde olsayd#m ve olas# mesleki dan#'mandan hangisini seece$imi ba'ka bir kolej $retmeni sormu' olsayd#, gnmzde parapsikoloji olarak bilinen, ancak o zaman hl psi'ik ara't#rma olarak adland#r#lan konuya duydu$umuz ortak ilgiden dolay# kesinlikle Henry Price'# seerdim. Zaten ilk kitab#m#n ad# da A New Approach to Psychical Research (Psi'ik Ara't#rmaya Yeni Bir Yakla'#m) olup Price ve ben psi'ik ara't#rmayla ilgili konferanslarda konu'mac# olarak yer ald#k. Ama eminim ki lisansst al#'malar#m# Henry Price dan#'manl#$#nda gerekle'tirmi' olsayd#m, ola$anst zor bir y#lda felsefede niversite dln kazanamazd#m. Zaman#m#z#n o$unu ortak ilgi alanlar#m#zla ilgili konu'arak geirirdik. 1948 akademik y#l#n# Ryle'#n dan#'manl#$#nda felsefede lisansst diploma almak iin okuyarak geirdikten sonra Zihinsel Felsefede yukar#da bahsetti$im niversite dl olan John Locke Bursunu kazand#m. Bunun zerine )sa Kilisesi hari di$er btn Oxford kolejlerinde (geici) akademi yesi olarak adland#r#lacak bir mevkiye atand#m - yani tam zamanl# bir $retim grevi. Ancak )sa Kilisesinin lgatine gre (geici) bir $renci oldu$um sylenebilirdi. Oxfordda e$itim verdi$im y#l boyunca, felsefeye yakla'#m# benimkini de etkileyecek olan nl filozof Ludwig Wittgenstein'#n $retileri Oxford'a girdi. Ancak daha sonra Blue Book, Brown Book ve Lectures on Mathematics olarak yay#mlanan bu $retiler, tek derslik daktilo yaz#lar# biiminde geldi -ve yanlar#nda Wittgenstein'in yazd#$#, baz# derslerin kimlere gsterilip gsterilmeyece$ini belirten mektuplar bulunuyordu. Bir meslekta'#mla birlikte, isteyen herkes bu dersleri okuyabilsin diye, Wittgenstein'a verilen hibir sz
mesnet

31

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bozmadan bir yolunu bulup o zaman Oxford'da bulunabilen btn Wittgenstein derslerinin kopyalar#n# olu'turduk. Bu iyi sonuca -o dnemin ahlak felsefecilerinin szck seimiyle yaz#yorum- ncelikle o zamanlar Oxford'da aktif olarak felsefe yapt#$#n# bildi$imiz herkese Wittgenstein derslerinin herhangi bir daktilo kopyas#na sahip olup olmad#klar#n# ve sahiplerse hangilerine sahip olduklar#n# sorarak vard#k. Sonra da, o zamanlar fotokopiciler henz piyasada olmad#$# iin, talebi kar'#lamaya yetecek kadar kopyay# olu'turacak bir daktilocu bulduk ve tuttuk. (Henz tohum halindeki bu daktilo yaz#lar#n# yaln#zca bir grubun yeleri aras#nda ve yaln#zca gizlilik sz alarak da$#tman#n grubun d#'#ndakilerin, dhi bir filozof oldu$u 'phe gtrmeyen Wittgenstein'# dhi biriymi' gibi grnmeye al#'an bir 'arlatan gibi davrand#$# yorumlar#nda bulunmalar#na neden olaca$#n# nereden bilebilirdik!) Ryle, Wittgenstein'# Avusturyal# filozof Cambridge'i ziyaret etti$inde tan#'m#'t#. Ryle daha sonra onunla dostluk kurarak 1930 ya da 1931 y#l#nda English Lake Blgesi'nde bir yry'te kendisine kat#lmas# iin ikna etmi'ti Wittgenstein'#. Ryle bu gezi ya da bu gezi s#ras#nda Wittgensteindan ya da onunla ilgili $rendikleri hakk#nda hibir 'ey yay#mlamad#. Ama bu geziden sonra ve her zaman Ryle, Wittgenstein ile filozoflar#n "d#' dnya" dedikleri 'ey aras#nda bir arac# grevi grd. Arac#l#$#n bazen ne kadar gerekli oldu$u, bir Yahudi olan Wittgenstein ve k#z karde'leri aras#nda, Hitler'in askerlerinin Avusturya'y# kontrol alt#na ald#ktan hemen sonra geen bir konu'man#n kayd#yla gzler nne serilebilir. Wittgenstein k#z karde'lerine, eski rejimin "nemli ki'i ve aileleriyle" yak#n ili'kide olduklar# iin kendilerinin tehlikede olmad#$#na dair gvence vermi'ti. Daha sonra profesyonel bir felsefe $retmeni oldu$umda $rencilerime, ben ve birok meslekta'#m#n felsefi bir deha

mesnet

32

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

oldu$unu d'nd$ Wittgenstein'in pratik meselelerde ne kadar yan#lm#' oldu$unu istemeyerek a#klam#'t#m. Wittgenstein'# grev ba'#nda en az#ndan bir defa grme 'ans#m oldu. Wittgenstein'in Jowett Toplulu$unu ziyaret etti$i niversite dnemim s#ras#ndayd#. Duyurulan konu'ma konusu, elbette Frans#z filozof Rene Descartes'#n nl cmlesi "D'nyorum, yleyse var#m"dan al#nan "Cogito ergo sum" idi. Salon t#kl#m t#kl#m doluydu. Dinleyenler bu byk adam#n a$z#ndan #kacak her szc$ sab#rs#zl#kla bekliyordu. Ancak syledikleriyle ilgili 'u anda hat#rlayabildi$im tek 'ey, duyurulan ba'l#kla fark edilebilir hibir ba$lant#s#n#n bulunmamas#yd#. Wittgenstein szlerini bitirdi$inde Emerits Profesr H. A. Prichard aya$a kalkt#. Gzle grnen bir k#zg#nl#kla "Say#n Wittgenstein'in - grn'e gre Cambridge felsefe doktorlu$u nvan# Oxford'da tan#nm#yordu! - "Cogito ergo sum ile ilgili ne d'nd$n" sordu. Wittgenstein buna, i'aret parma$#yla aln#na i'aret ederek sadece "Cogito ergo sum. Bu ok al#'#lmad#k bir cmle,"diyerek kar'#l#k verdi. O zaman ve hl, Wittgenstein'in syledi$ine kar'# verilebilecek en uygun cevab#n James Thurber'#n Men, Women and Dogs (Erkekler, Kad#nlar ve Kpekler) ba'l#kl# karikatrnn bir uyarlamas# olaca$#n# d'nm'mdr: "Bir caziben olmayabilir Lily, ama ok gizemlisin." LEWIS'LE ATI&MALAR Gilbert Ryle'#n dan#'manl#$#nda lisansst e$itimimi srdrd$m s#rada, onun felsefi tart#'malar#n#n herhangi birine bir itirazda bulunuldu$u zaman prensip olarak edindi$i a#k uygulamas#n#n mutlaka do$rudan, yz yze cevap vermek oldu$unu fark ettim. Benim tahminim, asl#nda Ryle bunu bana ya da bildi$im kadar#yla bir ba'kas#na kesinlikle a#klam#' olmasa da, Plato'nun Republic (Cumhuriyet) eserinde Socrates'e yneltti$i buyru$u uygulad#$# ynndeydi: "ne srlen iddian#n bizi gtrd$ yere gitmeliyiz."
mesnet

33

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Her 'eyden nce bu prensip, yz yze yap#lan btn itirazlar#n yine yz yze kar'#lanmas#n# gerektirir. Bu, benim de uzun ve tart#'malarla dolu hayat#m boyunca uygulamaya al#'t#$#m bir prensiptir. Bu Sokratik prensip ayn# zamanda, sava' dnemi Oxford'unda bulundu$u kadar#yla, entelektel hayat#n merkezindeki bir grup olan Sokratik Kulp'n de ilham kayna$#n# olu'turdu. Sokratik Kulp, ateistler ve H#ristiyanlar aras#ndaki tart#'malar iin canl# bir forumdu ve toplant#lar#na dzenli olarak kat#l#rd#m. 1942 ile 1954 y#llar# aras#nda byk sayg# gren ba'kan# nl H#ristiyan yazar C. S. Lewis'ti. Kulp smestr tatili boyunca her Pazartesi ak'am#, St. Hilda Koleji'nin yeralt#ndaki $renci Dinlenme Odas#nda toplan#yordu. Socratic Digest eserinin ilk bask#s#nda yer alan nsznde Lewis, Socrates'in "ne srlen iddian#n sizi gtrd$ yere gidin" diyen tavsiyesine yer vermi'ti. "zel olarak H#ristiyanlar ve inanmayanlar aras#ndaki anla'mazl#$a ayr#lan bu platformun bir yenilik" oldu$unu belirtmi'ti. Oxfordda nde gelen ateistlerin pek o$u Lewis ve onun H#ristiyan arkada'lar#yla kar'#l#kl# at#'m#'t#. Bilinen en iyi yzle'me Lewis ve Elizabeth Anscombe aras#ndaki nl ubat 1948 tart#'mas# oldu; bunun sonucunda Lewis, Miracles (Mucizeler) adl# kitab#n#n nc blmn yeniden gzden geirdi. O byk tart#'madan birlikte dnen kk bir arkada' grubunun bir yesi oldu$umu, Elizabeth Anscombe ve onun taraf#n#n hemen arkas#nda yrd$mz hl hat#rl#yorum. O ve arkada'lar# ok sevinli grnyordu. Bu grubun hemen nnde C. S. Lewis tek ba'#na, hepimizin zerinden geti$i kprden Magdalen Koleji'nde ya'ad#$# gvenli s#$#na$#na ula'abilmek iin mmkn oldu$unca h#zla yryordu. o$u insan Lewis'in bu tart#'man#n sonucunda kal#c# bir biimde cesaretinin k#r#ld#$#n# sylese de Anscombe byle d'nmyordu.
mesnet

34

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"Yaz#m# okudu$um Sokratik Kulp toplant#s#," diye yazm#'t# daha sonra, "birok arkada'# taraf#ndan onu ok zen korkun ve 'a'#rt#c# bir deneyim olarak anlat#ld#. Ne Dr. Havard (birka hafta sonra Lewis ve beni ak'am yeme$ine a$#rd#) ne de Profesr Jack Bennett, Lewis a#s#ndan bu tr duygular an#ms#yordu... Baz# arkada'lar#n#n konuyla ilgili tuhaf a#klamalar#n#... 'izd'm' denen olgunun ilgin bir rne$i olarak yorumluyorum."(1) Lewis muhakkak ki, yirminci yzy#l#n son k#sm#nda en etkili H#ristiyan savunucusuydu. BBC yak#n bir zamanda bana Lewis'in H#ristiyan savunmas#n# tamamen reddedip etmedi$imi sordu$unda 'yle cevap verdim: "Hay#r. Sadece buna inanmak iin yeterli neden oldu$una inanmad#m. Ama elbette daha sonra teolojik konularla ilgili d'nmeye ba'lad#$#m zaman, herhangi bir din vahye inan#yorsan#z e$er, H#ristiyanl#k vahyi bana gre ok gl." OLDUKA POZ T F GEL &MELER Oxford niversitesi'ndeki son dnemimde A. J. Ayer'in Language, Truth and Logic (Dil, Gerek ve Mant#k) kitab#n#n yay#mlanmas# Sokratik Kulp'n birok yesini, Ayer'in mant#ksal pozitivizm -hibir din nermenin bili'sel anlam iermedi$i iddias#- denen ayk#r# gr'nn rtlmesi gerekti$ine ikna etti. Sokratik Kulp'e okudu$um ilk ve tek yaz#m olan "Teoloji ve Yanl#'lama", o zaman yeterli oldu$unu d'nd$m rtmeyi sa$lad#. Mutlak bir zafer kazand#$#m# ve daha fazla tart#'maya gerek olmad#$#n# d'nyordum. Mstakbel kar#m Annis Donnison'la tan#'mam da Oxford'da oldu. Oxford'daki bir )'i Kulp' toplant#s#nda, Annis'in mstakbel grmcesi taraf#ndan tan#'t#r#ld#k. Annis'le tan#'t#ktan sonra o toplant#daki ba'ka hi kimseye dikkat etmedim. O toplant#n#n sonunda Annis'le bir sonraki bulu'mam#z# ayarlad#$#m zaman,
mesnet

35

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

asl#nda bir k#zla hayat#mda ilk defa flrt ediyordum. )lk bulu'mam#z#n ya'and#$# dnemdeki sosyal ko'ullar ok farkl#yd#. Ben yaln#zca erkeklerin oldu$u bir )sa Kilisesi'nde ders veriyordum ve Annis, bir k#zlar koleji olan Somervillede birinci s#n#f $rencisiydi. Ve bu kolej, o zamanlar ve sonraki bir on y#l boyunca Oxforddaki di$er btn k#z kolejleri gibi "evlenmeye kalkan" $rencileri okuldan at#yordu. Mstakbel kay#nvalidem anla'#labilir bir 'ekilde, benim gibi akademik olarak daha k#demli birinin kendisinin ok daha gen olan k#z#yla flrt etmesinden endi'e duyuyordu. Bu yzden o$luna, yani mstakbel kay#nbiraderime dan#'t#. O da benim, kay#nvalidemin kendi kelimeleriyle aktaraca$# gibi, "'#k ya da yle bir 'ey" oldu$um ve bu flrt ili'kisine devam etmem engellenirse kalbimin k#r#laca$# konusunda onu ikna etmi'ti. Onun sadece k#z karde'inin kendi hayat#n# srdrmesi iin yaln#z b#rak#lmas#n# istedi$ini, nk onun acele karar vermeyecek kadar mant#kl# bir k#z oldu$unu d'nm'mdr hep. Babam#n inanc#ndan ayr#lal# ok zaman gemesine ra$men, yine de Metodist ebeveynlerimin bana $retmi' olduklar#n# yans#t#yordum; bu tr bir davran#'#n ahlaki a#dan yanl#' oldu$una inanarak Annis'i d$nmzden nce ba'tan #karmaya al#'mad#m. Ve bir akademisyenin o$lu olarak, Annis mezun olup diplomas#n# almadan nce onu benimle evlenmeye ikna etme d'ncesiyle de hi ilgilenmedim. 1950 y#l#n#n Eyll ay# sonunda Oxford, )sa Kilisesi'nde geici $retmen olarak grevimi resmen b#rakt#m ve ayn# y#l#n 1 Ekim tarihinde )skoya'da bulunan Aberdeen niversitesi'nde ahlak felsefesi alan#nda $retim grevlisi olarak al#'maya ba'lad#m.

mesnet

36

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

OXFORD'DAN SONRA Aberdeen'de geirdi$im y#llar boyunca birok radyo sohbetine; o zaman yeni kurulmu', faal bir entelektel program olan BBC Third Programme'in sponsorlu$unu yapt#$# -drt radyo tart#'mas#na kat#ld#m ve birok psikolojik deneyde denek olarak yer ald#m. Bize gre Aberdeen'in en ekici gelen ynleri tan#'t#$#m#z hemen hemen herkesin samimiyeti; yeti'kin e$itimi hareketinin gc ve e'itlili$i; Aberdeen'in )ngiltere de$il de bizim iin yeni olan )skoya'n#n bir 'ehri olmas# ve bize sahilde ve Cairngorms'da yry' yapmak gibi e'itli f#rsatlar sunmas#yd#. Cairngorm Kulb'nn o tepelere yapt#$# ayl#k dzenli gezilerden birini bile ka#rd#$#m#z# sanm#yorum. 1954 yaz#nda Kuzey Amerika yoluyla, daha sonra ismi Keele niversitesi olarak de$i'en Kuzey Staffordshire niversite Koleji'nde felsefe profesr olmak zere Aberdeen'den ayr#ld#m. Orada geirdi$im on yedi y#l boyunca Keele, )ngiltere'nin sahip oldu$u, Oberlin ve Swarthmore gibi ABD liberal sanat kolejlerine en yak#n kurum olarak kald#. Kendimi bu kuruma adad#m ve ancak, yava'a ama kar'# konulamaz biimde, ayr#cal#$#n# kaybetmeye ba'lad#$#nda oradan ayr#ld#m. 1970-71 $retim y#l#n# ABD'de konuk profesr olarak geirdikten sonra o zamana kadar ad# Keele niversitesi olmu' bu okuldan 1971 y#l#n#n sonunda istifa ettim (Keele'de benden sonra yerimi Richard Swinburne ald#). 1972 y#l#n#n Ocak ay#nda Kanada, Alberta'da bulunan Calgary niversitesi'nde greve ba'lad#m. Ba'lang#ta amac#m oraya yerle'mekti. Ancak 1973 May#s ay#nda, Calgary'de sadece smestr geirdikten sonra, 1982 y#l#n#n sonuna kadar kald#$#m Reading niversitesi'ne getim. Reading'ten erken emeklili$imi talep ederek bunu elde etmeden nce, normal akademik hayat#m#n geri kalan alt# y#l# boyunca Toronto'daki York niversitesi'nde her y#l bir smestr ders vermek
mesnet

37

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

zere szle'me yapt#m. Ancak bu dnemin yar#s# gelmi'ken, sonraki y#l# Ayr#cal#kl# Ara't#rma Grevlisi olarak al#'mak zere Ohio, Bowling Green Eyalet niversitesi'nde Sosyal Felsefe ve Politika Merkezinden gelen bir daveti kabul etmek iin York niversitesinden istifa ettim. Davet daha sonra y#l daha uzat#ld#. Bundan sonra son olarak ve tamamen -ve hl orada ya'#yorumReading'e ekildim. Meslek hayat#m#n bu zeti neden bir filozof oldu$um sorusuna cevap de$ildir. Kingswood'daki felsefeye ilgim d'nld$nde, Oxford'a gitmeden ok nce profesyonel bir filozof olmak iin zaten haz#rm#'#m gibi grnebilir. Asl#nda o zamanlar byle bir varl#$#n bulundu$undan bile haberdar de$ildim. RAF'a kat#lmadan nce Oxford'da geirdi$im iki smestrde bile, felsefeye en yak#n oldu$um zamanlar Sokratik Kulp'n toplant#lar#yd#. al#'malar#m d#'#ndaki ba'l#ca ilgi alan#m politikayd#. al#'t#$#m konular#n felsefeyi de iermeye ba'lad#$# Ocak 1946 tarihinden sonra bu durum hl geerliydi. Felsefede kariyer yapmay# uzak bir ihtimal olarak ancak 1947 Aral#k ay#nda finallerimi vermeden birka ay nce grmeye ba'lad#m. II. S#n#fa yerle'tirilme korkular#m gerek olsayd#, yeni Felsefe, Psikoloji ve Fizyoloji Okulu'nda psikolojiye yo$unla'arak ikinci final s#navlar# iin al#'acakt#m. Onun yerine do$rudan, Gilbert Ryle'#n dan#'manl#$#nda ayn# 'ekilde yeni olan Felsefe Diplomas# iin al#'maya ba'lad#m. Aberdeen'den teklif alana kadar pi'manl#k duydu$um bir seim olan - lke Sivil Servisi'nin )dari S#n#f#'na kat#lma tekifini reddederek yolumu izmem (ve asl#nda kprleri yakmam) )sa Kilisesi'nden geici burs almamdan sonra, 1949 y#l#n#n son haftalar#nda oldu. nmzdeki iki blmde, y#llar iinde Tanr#n#n varl#$#na kar'# olu'turdu$um iddian#n ayr#nt#lar#n# vermeye al#'aca$#m. ncelikle toplay#p geli'tirdi$im ateist iddialardan olu'an yar#m yzy#ll#k bir
mesnet

38

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

dneme derinlemesine girdikten sonra Blm III'te ateizm konusunda s#k s#k yapt#$#m tart#'malarla bir grafik izilebilecek olan felsefemin geti$i dnemeli yolu izleyece$im. Btn bunlar#n iinde umar#m ki, daha nce de syledi$im gibi, dinle ilgili uzun sreli ilgimin sadece sa$duyu, ahlak ve basit bir meraktan ba'ka bir 'ey olmad#$# anla'#lacakt#r. Sa$duyu diyorum, nk e$er insanlar#n i'lerine kar#'an bir Tanr# veya tanr#lar varsa, mmkn oldu$unca onlar#n taraf#nda olmaya al#'mamak delice bir ihtiyats#zl#k olur. )lgimin ahlaki oldu$unu sylyorum, nk Matthew Arnold'#n bir zamanlar "erdemlili$e giden ve bizim iin olmayan ebed ve ezel" dedi$i 'eyin ne oldu$u bulmaktan mutluluk duyar#m. Ve ilgimin meraktan oldu$unu syledim, nk bilimsel zihne sahip herkes, e$er varsa, bu konularla ilgili bilinmesi mmkn olan her 'eyi ke'fetmek istemelidir. Yine de, muhtemelen, bunca y#ldan sonra )lahiyat incelemem beni inkrdan ke'fe gtrd$ iin kimse benim kadar 'a'#rmam#'t#r.

mesnet

39

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

2 - KANITIN GTRD# YER


Lewis Carroll'un nl hikyesinde Alice aynan#n iinden yolculuk etti$inde "yz bir y#l be' ay ve bir gnlk" oldu$unu iddia eden bir kralie ile tan#'#r: "Buna inanm#yorum!" der Alice. "yle mi?" der Kralie ac#yan bir ses tonuyla. "Bir daha dene: derin bir nefes al ve gzlerini kapat." Alice gler. "Bunu denemenin faydas# yok," der: "insan imkns#z 'eylere inanamaz." "San#r#m yeterince prati$in yok," der Kralie. "Ben senin ya'#ndayken, bunu her gn yar#m saat mutlaka yapard#m. Ve de, kahvalt#dan nce bazen imkns#z alt# 'eye inand#$#m olurdu." San#r#m ben de Alice'in duygular#n# payla'#yorum. Hayat#m#n ve al#'malar#m#n ald#$# yolu hayal etmeye kalksayd#m - Gilbert Ryle'#n dan#'manl#$#nda felsefe alan#ndaki al#'malar#ma ba'lad#ktan sonra bile - imkns#z olmasa bile ihtimal d#'# olduklar# iin hepsini reddetmem gerekirdi. "Teoloji ve Yanl#'lama"y# ilk yay#mlad#$#mda, sonraki yar#m yzy#l boyunca ok e'itli felsefi konularda otuz be' kadar cilt yay#mlayaca$#m# hayal bile edemezdim. Daha ok Tanr#'n#n varl#$# sorusuna ynelik yaz#lar#mla bilinmemle birlikte bu, kesinlikle tek ilgi alan#m de$ildi. Y#llar iinde dil bilimsel felsefeden mant#$a; ahlaki, sosyal ve politik felsefeden bilim felsefesine ve parapsikoloji ve e$itimden zgr irade-determinizm tart#'mas# ile ahret hayat# fikrine kadar de$i'en pek ok konuda yaz#lar yazd#m. Ancak on be' ya'#mda ateist olmama ve Kingswood Okulu'nda $renciyken ba'ka birok felsefi ve k#smen felsefi ilgiler
mesnet

40

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

geli'tirmeme ra$men, felsefi gr'lerimin olgunla'#p sa$lamla'mas# y#llar ald#. Bu gerekle'ene kadar da, sadece yaz# ve muhakeme ya'am#m# ynlendirmekle kalmay#p ayn# zamanda sonuta arp#c# bir de$i'imi, ateizmden teizme gei'imi gerektiren rehber ilkelere ula'm#'t#m. LK KE& FLER... VE UTANLAR Felsefi gr'lerimden baz#lar#, Kingswood Okulu'na ba'lamadan nce zaten 'ekillenmi'ti. Oraya yaz#ld#$#mda bir Komnist'tim ve Britanya'n#n solcu hareketi )'i Partisi'nden ayr#ld#$#m 1950'li y#llar#n ba'lar#na kadar da ok faal bir sol kanat sosyalisti olarak kald#m. Beni Kingswood'daki o$u akran#m#n yapt#$# gibi Komnist Parti'ye kat#lmaktan al#koyan 'ey, 1939 y#l#ndaki Alman-Sovyet Pakt#'ndan sonra (hl ergenlik a$#ndayd#m) )ngiliz Komnist Partisi'nin davran#'# oldu. Moskova'dan gelen talimatlara uyan bu gurursuz ve hain rgt, Nasyonel Sosyalist (Nazi) Almanya'ya kar'# a#lan sava'# "emperyalist" olarak ve bu nedenle de )ngilizleri ilgilendirmedi$i 'eklinde duyurdu. Bu a#klamalar, lkenin istila tehlikesi alt#nda oldu$u 1940'a kadar devam etti. Ancak emperyalist oldu$u sylenen bu sava' birden, Alman kuvvetleri SSCB'yi istila etti$inde (Komnistlerin bak# a#s#ndan) "ilerici, halk#n sava'#" oluverdi. )lerleyen y#llarda, tarihi fizik bilimlerine benzer kanunlar#n ynlendirdi$i tezini savunan Komnizm teorisini ve uygulamas#n# gittike daha fazla ele'tirdim. Bu dnemde, Kingswood'daki pek ok akran#m gibi, C. E. M. Joad'un a#klay#c# yaz#lar#n# ke'fettim. O s#ralar Joad, felsefi konularda yay#mlanan tart#'malar# ve popler yaz# stili nedeniyle (toplamda yetmi' be' kadar kitap yazm#'t#) )ngiliz halk#n#n en iyi bildi$i filozoftu. K#smen Joad'u okuyarak, gnmzde genellikle parapsikoloji olarak bilinen psi'ik ara't#rma ile ilgili ok satan ancak,
mesnet

41

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ok nceden $rendi$im gibi, ac#nacak derecede gvenilmez birok kitap ke'fettim. San#r#m o$umuz ya'#m#z ilerledike, genli$imize zlem ve utan kar#'#m# bir duyguyla bak#yoruz. Bu tr duygular#n hemen hemen herkes taraf#ndan payla'#ld#$#na eminim. Ancak hepimiz bu utanlar#n baz#lar#n# kaydetmi' - ve yay#mlam#' - olma talihsizli$ini stne eklememi'izdir. Benim durumumda ise bu byle. Parapsikolojiye duydu$um ilgi, ilk ve ok kt yaz#lm#' kitab#m#n 1953'te yay#mlanmas#na neden oldu. ne srlen parapsikolojik fenomenlerin poplerle'en yanl#' a#klamalar#na sald#rd#$#m 1951'deki birka radyo konu'mam# yaz#ya dktm. Bu konu'malar bir yay#mc#n#n konu ile ilgili bir kitap yazmam# istemesine neden oldu ve genli$in verdi$i acemice bir gururla kitaba A New Approach to Psychical Research (Psi'ik Ara't#rmaya Yeni Bir Yakla'#m) ba'l#$#n# verdim. Kitap parapsikolojiye dair hem iddia edilen gerekleri hem de felsefi sorunlar# ele al#yordu. Bu al#'madaki sluba ili'kin baz# kusurlar# umar#m affedersiniz, nk bunlar#n nedeni k#smen yay#mc#lar#n bunun nemsiz bir makale havas#nda yaz#lmas#n# istemesinden kaynaklanm#'t#. Ancak daha nemli hatalar ieriyordu. Deneysel ynden, Londra niversitesi matematiki ve ara't#rmac#s# olan S. G. Soal un o zamandan sonra itibardan d'en deneysel eserini kabul etmi'tim. Felsefi ynden ise parapsikoloji iin, ilk Inquiry eserinin X. blmnde )sko filozof David Hume'un izdi$i trde bir iddian#n nemini henz kavrayamam#'t#m. Y#llar sonra, Readings in the Philosophical Problems of Parapsychology (Parapsikolojinin Felsefi Sorunlar#na Dair Okumalar) ba'l#kl#, konuyla ilgili daha nce yaz#lan btn yaz#lardan daha tatmin edici oldu$unu d'nd$m, okuma paralar#ndan olu'an bir kitap derledim. Aradan geen y#llarda yaz# dzeltmesiyle ilgili yapt#$#m

mesnet

42

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

katk#larda, bu sorunlara dair $renmi' oldu$um zmleri de ekledim. YEN LG LER KE&FEDERKEN Di$er iki felsefi ilgi alan#m, genli$imde okudu$um popler bilimsel yaz#lardan do$du. Bunlardan ilki, evrimsel biyolojinin bir ilerleme garantisi sa$layabilece$i nermesiydi. Bu nerme, Julian Huxley'in Essays of a Biologist (Bir Biyologun Makaleleri) al#'mas#ndaki ilk makalelerden birinde gl bir 'ekilde ne srlyordu. Ya'am#n#n geri kalan# boyunca da artan bir aresizlikle bunun pe'inden gitti. Time, the Refreshing River (Zaman, Yenilenen Nehir) ve History Is on Our Side (Tarih Bizim Yan#m#zda) adl# al#'malar#nda Joseph Needham bu nermeyi bir Marksist tarih felsefesi ile, yani de$i'tirilemez tarih geli'imin do$a kanunlar#n# ne sren bir $reti ile birle'tirdi. Marksistler, toplumlar#n geli'imini ynlendiren s#n#f mcadelesinin ka#n#lmazl#$# gibi evrensel kanunlar#n oldu$una inan#yordu. 1960'l# y#llar#n ortalar#nda Ahlak Bilimde Yeni al#'malar serisine katk#da bulunmam istendi$i zaman, bir kitap uzunlu$undaki makalem, Evolutionary Ethics (Evrimsel Etik)'i yazmaya giri'mem k#smen bu literatr rtmek iindi. (Bu ayr#ca, 1980'li y#llar#n ba'lar#ndaki hareket ve fikirlere dair seriye katk#da bulunmam istendi$inde Darwinian Evolution'u yazmam#n da k#smi nedeni oldu. Bu kitapta Darwinizmin sayg#nl#$#n#n, Darwin'in teorisinin insan#n ilerlemesinin bir garantisi oldu$u fikri gibi sa$lam bir temeli olmayan di$er fikir ve inanlar# srdrmek iin istendi$ini gstermeye al#'t#m.) Popler bilimsel literatr okumamla do$an ikinci felsefi ilgi alan#m ise, fizik alan#ndaki yirminci yzy#l geli'melerinden neoBerkeleyan sonular #karma denemelerim s#ras#nda olu'tu. NeoBerkeleyanlar, idealizm denen felsefe okuluna ba$l#d#r. )dealistler, btn fiziksel gerekli$in tamamen zihinsel oldu$una ve sadece
mesnet

43

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

zihinlerin ve zihinlerin ierdi$inin var oldu$una inan#rlar. Bununla ilgili ba'l#ca kaynak kitaplar Sir James Jeans ve Sir Arthur Eddington'#n al#'malar#yd#. Bu balta girmemi' ormandan #k#' yolunu bulmaya nas#l ba'layaca$#m# bana $retense Philosophy and the Physicists (Felsefe ve Fizikiler) eseriyle Susan Stebbing oldu. Y#llar sonra, An Introduction to Western Philosophy (Bat# Felsefesine Giri') adl# al#'mamda, bu tr bir idealizm fikrinin bilim ad#na lmcl oldu$unu gstermeye al#'acakt#m. Nrologlar#n genellikle, bir nesneyi alg#laman#n sadece znenin beynindeki bir olay oldu$una inanan idealistler oldu$unu ifade eden, ok yerinde bir biimde Lord Brain ad#n# alm#' (W. Russell Brain) nl bir )ngiliz nrologun Mind, Perception and Science (Zihin, Alg# ve Bilim) adl# eserinden bir al#nt# yapt#m. Ayr#ca Bertrand Russell'#n, "alg#n#n fiziksel bir nesneye dair haz#r bir bilgi vermedi$i" iddas#n# da al#nt#lad#m. E$er bu do$ruysa, o zaman alg# diye bir 'eyin olmad#$#n# syledim. Ve bilim adamlar# do$rudan yapt#klar# gzlemler zerine bulunduklar# ke'iflerin nihai kan#t#na dayand#klar# ve dayanmalar# gerekti$i iin, bu sonu ister istemez geldi$i yerdeki bulgular#n temelini rtyor. K#sacas# bu gr', btn bilimsel etkile'imin temellerini ortadan kald#r#yor. Buna kar'# olarak, normal bilinli alg#da uygun duyusal bir deneyime sahip olmam gerekti$ini (rne$in bir iviyi akan ekicin grnts ve sesi) ve gerekten bir 'eyin alg#lanm#' oldu$u syleniyorsa, o zaman o 'eyin (eki ve ivi) o deneyimi ya'ama nedenimin paras# olmas# gerekti$ini savundum. FELSEFEYE YEN BAKI& AILARI Oxford'da geirdi$im dnem s#ras#nda (1946-50), zaman zaman "felsefede devrim" olarak nitelendirilen yeni bir felsefe yapma 'ekli geli'mi'ti. Oxford'da oldu$um s#rada kendimi (niversite $rencisi
mesnet

44

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

olarak iki y#l, lisansst $rencisi olarak iki y#l daha ve )sa Kilisesi'nde k#demsiz $retmen olarak on sekiz ay), birok d'man#n#n "dilbilimsel" ya da "s#radan dil" olarak tan#mlad#klar# bu "yeni felsefe"ye verdim. O zamanlar Oxford'da felsefe alan#nda hkim isimler Gilbert Ryle ve John Austin'di. Daha nce syledi$im gibi Ryle, benim Felsefe Fakltesi al#'malar#m#n dan#'man#yd#. Austin'i daha s#k grmem ise, )sa Kilisesi'ndeki atamamdan sonra, 'imdi nl olan "Cumartesi sabahlar#n#n -bilimin ilerleyi'ini tart#'mak zere Cumartesi sabahlar# Oxford salonlar#nda dzenlenen tart#'malar- dzenli bir kat#l#mc#s# olabildi$imde gerekle'ti. 1940'h ve 1950'li y#llar#n Oxford felsefesi hl do$ru oldu$unu d'nd$m pek ok de$erli bak#' a#s# sundu. Belki de bunlar#n iinde en nemli ve kapsaml#s#, felsefenin tmnn (felsefe kavramsal bir sorgulama oldu$u iin) do$ru szel yakla'#mla ele al#nmas# gerekti$i konusunda nas#l srekli ve kesin olarak bilinli olmam#z gerekti$idir. Kavramlara dil bilimsel kullan#m# ve dolay#s#yla da, bu kavramlar#n ifade edildi$i szcklerin kullan#m#n# incelemeden asla ula'amay#z. Bu bak#' a#s# bana, daha nce bahsetmi' oldu$um (babam#n rneklendirdi$i) ve al#'#lmam#' Eski Ahit kavramlar#n#, ilgili )branice szc$n mevcut btn kullan#mlar#n# bulabildikleri kadar ba$lam iinde toplay#p inceleyerek al#'an kutsal kitap bilginlerini hat#rlatt#. Seti$im felsefe do$rultusunun geli'iminde o gnler kadar etkili ve arp#c# olan bu "yeni felsefe" ne o kadar yeni ne de bazen grnd$ kadar dar kapsaml#yd#. Bu "devrim", felsefede gze arpan pek ok sorunun ortadan kalkmas#na yard#m edecek bir al#'ma olan, kavramlar#n gnlk dilde kullan#m#, kavramsal dil bilgisine yo$unla'may# ieriyordu. Bu tr sorunlardan biri, "d#'" (mant#ksal olarak aleni) dnyay# tan#yarak bilgi sahibi olup olamayaca$#m#zd#. Bu sorun ilk olarak on yedinci yzy#lda Descartes taraf#ndan kesin olarak ifade edildi ve daha sonra onun 45

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

o$u takipisi taraf#ndan da kesin olarak kabul edildi - Locke, Berkeley, Hume ve Kant da bunlar#n aras#ndayd#. Ancak bu "yeni felsefe", ba'lang# noktas#n# reddederek 'u Kartezyen 'phecilik sorununu reddediyordu: insan#n yaln#zca 'ahsi deneyime sahip tinsel bir zne oldu$u sorununu. Bu inan#', normal konu'mam#zda hem fiziksel dnyay# hem de di$er insanlar# tan#yarak bildi$imiz varsay#m#yla tutars#zd#. Ama dedi$im gibi, bu tamamen yeni bir 'ey de$ildi; Theaetetus'u yazan Plato ve Nicomachean Ethics'i yazan Aristotle muhakkak, Ryle ve Austin'in yrtt$ seminerlerde kendilerini evlerinde gibi hissederlerdi. FELSEFEDE LERLEME Oxford'dan ayr#lmadan nce yay#mc#ya, Logic and Language, I. Seri ba'l#kl# derleme al#'mas# iin gerekli malzemeyi sundum. K#sa sre sonra ikinci seri bunu takip etti. )lki 1951 ve ikincisi 1953 y#l#nda olmak zere iki cilt de benim taraf#mdan yaz#lan k#sa bir giri'le yay#na haz#rland#. Bylelikle, Aberdeen niversitesi'nde $retim grevlisi olarak grevime ba'lad#ktan sonra kendimi, )skoya'da "Oxford dil bilim felsefesi" iin atanmam#' ama yine de tan#nan bir szc olarak buldum. )skoya'da felsefe $reten herkesin topland#$# )sko Felsefe Kulb yeni bir The Philosophical Quarterly dergisini #kard#$#nda, ilk say#lardan biri bu Oxford ekolne kar'# bir sald#r#y# ieriyordu. Editr benden buna cevap vermemi istedi. Bunun sonucu olan "Felsefe ve Dil" daha sonra, de$i'tirilmi' bir biimde, Essays in Conceptual Analysis (Kavramsal Analiz zerine Makaleler) ba'l#kl# nc bir makale derlemesinin giri' blmn olu'turdu. )ngiliz Michael Dummett, bu hareketi "gnlk dil modas#" olarak tan#mlad# ve ilgin bir biimde bu ekole "yeli$in", "grn'e gre Profesr Flew taraf#ndan atanmaya ba$l# oldu$unu'iddia etti. Say#lar# ok az bile olsa bu yeni felsefenin uygulay#c#lar#ndan baz#lar# kendilerini nemsiz, k#s#tl# ve amas#z sorgulamalara verdi.
mesnet

46

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Kendi yazd#$#m ve "Sz Konusu Konu" ba'l#$#yla Felsefe Fakltesi Kulb'ne okudu$um bir yaz#mla samal#k ve amas#zl#$# ortada olan bu tavra kar'# tepkimi gsterdim. Felsefi alanda hayal bir d'manla sava'arak zaman ve eme$i bo'a harcamak yerine felsefi alanda e$itim grmemi' halktan insanlar#n bile ilgin ve nemli olarak alg#layabilecekleri sorunlara odaklanman#n hem arzu edilir hem de mmkn oldu$unu savundum (ve bunu Oxford'da edinilen bak#' a#lar#ndan vazgemeden - asl#nda, hl olumlu anlamda faydalan#rken - syledim). An Introduction to Western Philosophy'de yazaca$#m gibi, genel bir fikir birli$i olmamas#na ra$men felsefede ilerlenebilece$ini anlad#m. Felsefede fikir birli$inin olmamas# tek ba'#na, konunun ilerlemeyece$inin yeterli bir gstergesi de$ildir. Sadece mutlaka ikna olmayan birinin kalaca$#n# ne srerek felsefi bir bilginin olmad#$#n# gstermeye al#'mak, Bertrand Russell gibi sekin bir filozofun bile d't$ genel bir yanl#'l#kt#r. Ben buna Aslauzla'mayacak-biri-mutlaka-vard#r Sapmas# ad#n# verdim. Ayr#ca felsefede birine senin hakl# oldu$unu ve onun yan#ld#$#n# kan#tlaman#n asla mmkn olmad#$# iddias# vard#r. Ancak bu iddiadaki eksik para, bir kan#t retmekle bir insan# ikna etmek aras#ndaki ayr#md#r. Bir insan kt bir iddiayla ikna edilebilirken, kabul edilmesi gereken bir iddiayla da ikna edilemeyebilir. Felsefedeki ilerleme bilimdeki ilerlemeden farkl#d#r, ancak bu nedenle imkns#z oldu$u anlam#na gelmez. Felsefede #karsama yap#lacak iddian#n esas yap#s#na dikkati ekersiniz; iddialar#n geerli olup olmad#$# ve nedenleri ve sonular#n#n do$rulu$u ya da yanl#'l#$#na dair sorular#n aras#ndan seim yapars#n#z; yanl#'l#k terimini titizlikle kullan#rs#n#z ve bu tr yanl#'l#klar# Aslauzla'mayacak-biri-mutlaka-vard#r Sapmas# olarak tan#mlar ve a#klars#n#z. Bunlar daha iyi muhakeme ile ve daha etkili biimde

mesnet

47

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gerekle'tirildi$i srece ilerleme kaydedilecektir - fikir birli$i ve ikna zor ve eksik kalmaya devam etse bile. ATE ZME DAHA FAZLA LG C. S. Lewis'in Sokratik Kulp', yeni felsefenin en parlak dneminde a#kt# ve orada rneklendi$ini grd$m Sokratik prensip - kan#t#n gtrd$ yere gitme - kendi felsefi gr'lerimin geli'mesi, 'ekillenmesi ve bazen de tersine dnmesinde gittike daha byk lde ynlendirici bir prensip haline geliyordu. Zaman#nda ok derin olan bir disiplini nemsizle'tirmekle sulanan "dilbilim" felsefecilerinin, bilindi$i 'ekilde Kant'#n felsefenin nemli sorusu olarak seti$i konular# ke'fetmeye ba'lamas# da Sokratik Kulp'n toplant#lar#nda gerekle'ti - Tanr#, zgrlk ve lmszlk. Bu forumdaki tart#'malara benim sundu$um katk# ise "Teoloji ve Yanl#'lama" ba'l#kl# makalem oldu. Daha nce bahsetti$im gibi, on be' ya'#nda ateizmi kabul etme nedenlerimin yetersiz oldu$u a#kt#. Daha sonra "genli$e zg bir #srar" olarak tan#mlad#$#m iki 'eye dayan#yordu: (1) ktlk sorunu, s#n#rs#z iyili$e sahip, her 'eye gc yeten bir Tanr#'n#n varl#$#n#n aksini ispatlayan kesin bir kan#tt#; ve (2) "zgr irade savunmas#" Tanr#'y# kt oldu$u a#k yarat# sorumlulu$undan kurtarm#yordu. Ama okul gnlerimden beri, ateist sonulara varman#n lehine ya da aleyhine olan nedenlere daha fazla ilgi gsterdim. Bu ara't#rmamdaki ilk giri'imim "Teoloji ve Yanl#'lama" oldu. "Teoloji ve Yanl#'lama" ilk olarak 1950 y#l#n#n yaz mevsiminde Oxford'daki Sokratik Kulp'e sunulduktan sonra Ekim ay#nda University ad#nda k#sa mrl bir niversite dergisinde yay#mland#. Bundan sonraki ilk yeniden bas#m 1955 y#l#nda, Alasdair Maclntyre ve benim taraf#mdan ortakla'a dzenlenen bir derlemede, New Essays in Philosophical Theology (Felsefi Teoloji zerine Yeni
mesnet

48

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Makaleler) adl# al#'mada yer ald#. New Essays, yeni felsefenin bak#' a#s#ndan din felsefesine yap#lan katk#lar#n nemli bir derlemesiydi. O zamanki Times Literary Supplement (Times Edebiyat Eki) bunu "yepyeni bir tazeli$e sahip" 'eklinde tan#mlad#. "Teoloji ve Yanl#'lama"daki ba'l#ca hedefim, din inan sahiplerinin ne srdkleri iddialar#n yap#s#n# a#klamakt#. unu sordum: Teolojik ifadeleri evreleyen ok say#da nitelendirme, binlerce nitelik ile bunlar#n son bulmas#na m# neden oluyor? Bir iddiada bulundu$unuzda, bu baz# 'eyleri ihtimal d#'# b#rak#yorsa anlaml#d#r. rne$in, dnyan#n yuvarlak oldu$u iddias#, onun dz olma ihtimalini ortadan kald#r#r. Ve dz grnyor bile olsa, bu a#k eli'ki dnyan#n bykl$, onu gr' a#m#z ve benzeri ifadelerle a#klanabilir. Yani, uygun nitelikleri ekledi$iniz zaman iddia, ona ayk#r# grnen olgu ile tatmin edici biimde ba$da't#-r#labilir. Ancak eli'kili olgular ve ilgili nitelikler o$almaya devam ederse, o zaman iddian#n kendisi 'pheli hale gelir. E$er Tanr#'n#n bizi sevdi$ini sylersek, bu iddian#n hangi olgular# ihtimal d#'# b#rakt#$#n# sormal#y#z. Belli ki, ac#n#n ve #st#rab#n varl#$# bu tr bir iddia iin sorun te'kil eder. Teistler, uygun nitelendirmelerle birlikte, bu olgular#n Tanr#'n#n varl#$# ve sevgisiyle ba$da't#r#labilece$ini syler. O zaman da neden basit bir biimde Tanr#'n#n bizi sevmedi$i sonucuna varamad#$#m#z sorusu ortaya #kar. Teistler, grn'e gre, hibir olgunun Tanr#'n#n bizi sevdi$i iddias#na kar'# olmas#na izin vermiyor. Bu ayn# zamanda hibir 'eyin buna kar'# olmad#$# anlam#na da gelecektir. Bylelikle ii tamamen bo'al#r. ")yi, cretli bir hipotezin binlerce nitelendirme ile yava' yava' ldrlebilece$i" sonucuna vard#m. Bu sorular# ortaya atmamdaki amac#m a#k olmakla birlikte, din dilin anlam# - ya da daha ok anlams#zl#$# - ile ilgili gr'lerimi a#klad#$#m iddialar#yla s#k s#k kar'#la't#m. Ayn# derecede yayg#n bir biimde, sadece bilimin yntemleri kullan#larak do$rulanabilen
mesnet

49

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ifadelerin anlaml# oldu$unu syleyen, mant#ksal pozitivistlerin eski orijinal Viyana evresi'nin nl do$rulama prensibine a#ka ba'vurdu$um (en az#ndan do$ru kabul etti$im) ve ona gvendi$im konusunda da iddialar olu'tu. Asl#nda din dilin anlam# ya da anlams#zl#$# ile ilgili olarak hibir zaman kapsaml# bir tez savunmad#m. "Teoloji ve Yanl#'lama"daki ba'l#ca amac#m mant#ksal pozitivizm ve H#ristiyan dini aras#nda yumu'ak bir diyalog geli'tirmek ve inan ve inans#zl#k aras#ndaki tart#'may# farkl# ve daha verimli izgiler zerine oturtmakt#. Din inan#' ya da din dille ilgili kapsaml# bir $reti sunmuyordum. Din inan#' ifadelerinin anlams#z oldu$unu sylemiyordum. Sadece din inan sahiplerini a#klamalar#n#n, zellikle ayk#r# d'en verilerin #'#$#nda nas#l anla'#lmas#n# istedikleri konusunda a#klama yapmaya zorluyordum. ANLA&MAZLIKTAN DERS ALMAK Makale, baz#lar# y#llar sonra olmak zere biro$u gr'lerimi glendirmeme - ve bazen de dzeltmeme- yard#m eden ok say#da cevab#n ortaya #kmas#na neden oldu. Belki de en radikal cevap ilk olarak, daha sonra Oxford'da White Ahlak Felsefe Profesrl$ yapacak olan R. M. Hare'den geldi. Hare din ifadelerin, a#klamalarda bulunmak 'eklinde de$il de "blik" ad#n# verdi$i - genel bir yakla'#m ya da genel bir tutum gibi bir 'eyin ifade edili'i olarak yorumlanmas# gerekti$ini ne sryordu. Onun tan#mlad#$# 'ekliyle bir "blik", deneyimimizin do$rulanamayan ya da yanl#'lanamayan bir yorumlamas#ndan ibaretti. Bildi$im kadar#yla Hare, bu fikri bas#l# olarak daha fazla geli'tirmedi, ancak inanc#n rasyonel bir temeli oldu$unu reddetti$i iin bu, din inan sahiplerini memnun edecek bir fikir de$ildi.

mesnet

50

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Esas tart#'mada, Sokratik Kulp'n C. S. Lewis'ten sonraki ba'kan# Basil Mitchell, teologlar#n iddias#n# sunu'umla ilgili bir tuhafl#k oldu$unu syledi. Teolojik ifadelerin ne srlen iddialar olmas# gerekiyordu ve iddia olmas# iin onlar#n gerekliklerine kar'# gelecek bir 'ey olmal#yd#. Teologlar#n bunu inkr etmedi$ini ancak teolojideki ktlk sorununun kesinlikle ac#n#n varl#$#n#n Tanr#'n#n insanlar# sevdi$i gere$ine kar'# grnmesinden kaynakland#$#na i'aret etti. Onlar#n cevab# zgr irade savunmas#yd#. Ancak Mitchell, inan sahiplerinin genellikle iddialar#n# anlam iermeyen formllere dn'trme tehlikesi alt#nda olduklar#n# kabul ediyordu. Mitchell'in Faith and Logic ()nan ve Mant#k) al#'mas#nda, Plato zerine yapt#$# al#'mas#yla bilinen bir filozof, I. M. Crombie, konuyu ok daha kapsaml# bir biimde ele ald#. Crombie'ye gre teistler deneyimin tesinde bir gizeme inan#yorlard# ancak Crombie, bu gizemin izlerini deneyimde bulmay# talep ediyordu. Ayr#ca teistler, inanlar#n# ifade etmek iin eli'kili kurallar#n ynetti$i dili kullanmak zorunda olduklar#n# iddia ediyorlar.2 Crombie, teolojik ifadeleri ancak 'u nermeye adil davrand#$#n#z zaman anlayabilece$inizi sylyor: teistler Tanr#'n#n stn bir varl#k oldu$una ve Tanr# ile ilgili ifadelerin dnya iin de$il Tanr# iin geerli oldu$una inan#yorlar; teistler Tanr#'n#n stn bir varl#k ve bu nedenle de kavray#'#n tesinde oldu$una inan#yorlar; Tanr# bir gizem oldu$u ve dikkati ekmek iin anla'#l#r konu'mam#z gerekti$ine gre, Tanr# ile ilgili olarak yaln#zca imgelerle konu'abiliriz. Teolojik ifadeler, meseller olarak ifade edilebilen ilah gereklerin be'er imgeleridir.3 "Teoloji ve Yanl#'lama"ya cevap veren di$er ki'iler aras#nda Raeburne Heimbeck ve Anglikan teolog Eric Mascall da yer al#yordu. Theology and Meaning (Teoloji ve Anlam) adl# eserinde Heimbeck, felsefe ve din al#'malar Merkez Washington niversitesi emerits profesr, "Teoloji ve Yanl#'lama"n#n
mesnet

51

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

nemli hata yapt#$#n# ne srd. )lk olarak, herhangi bir cmlenin anlam#n#n, iddia etti$i deneysel imalarla ayn# oldu$unu varsay#yordu. )kincisi, bir inanca kar'# olman#n onunla uyu'mamakla ayn# 'ey oldu$u gibi yanl#' bir d'nceyi ima ediyordu. Son olarak da, Tanr#'n#n varl#$# veya sevgisini ifade eden Tanr# ile ilgili a#klamalar#n prensipte yanl#'lanamaz oldu$unu varsay#yordu. Ona gre temel hata, bir ifadenin do$ru ya da yanl#' oldu$una inanmak iin nedenlerin, onu do$ru ya da yanl#' yapacak ko'ullarla ilgili oldu$unu d'nmekti.4 Mascall, Wittgensteincilardan bir sayfa al#nt#layarak bir ifadenin anlaml# olup olmad#$#n# ancak insanlar#n onu kullan#ld#$# dil bilimsel ba$lamda ve toplum iinde anlay#p anlayamad#$#na gre bulabilece$imize dikkati ekti.5 Bu cevaplara yer vermemin bir nedeni de, "Teoloji ve Yanl#'lama"n#n durgun teolojik sylem havuzunu hareketlendirmeye yard#m edecek yeni d'nce dalgalan olu'turmaktaki roln a#klamakt#. Bu tart#'ma gnmzde de devam ediyor. Asl#nda Richmond Journal of Philosophy'nin bahar 2005 say#s#, 1950'den kalma iddialar#m#n zelliklerini ele alan bir ba'ka makaleye daha yer verdi. "Teoloji ve Yanl#'lama"ya verilen cevaplardan bahsetmemin bir ba'ka nedeni de, olu'turdu$u tart#'man#n benim ve felsefi gr'lerimin zerinde de etki yapm#' olmas#d#r. Kan#t#n beni gtrd$ yere gitme niyetimde bu kadar istikrarl#yken nas#l olmas#n? Asl#nda, makalenin yirmi be'inci y#l bask#s#nda, ele'tirmenlerin yapt#$# iki sulaman#n geerlili$ini kabul ettim. Basil Mitchell teologlar#n iddias#n# ele al#'#mdaki tuhafl#k yznden beni ele'tirmi'ti. Mitchell, teologlar#n ac#n#n Tanr#n#n insanlar# sevdi$i iddias#na kar'# oldu$u gere$ini inkr etmedi$ini ve teolojide ktlk sorununu olu'turan#n da tam olarak bu oldu$unu gsterdi. Bunda hakl# oldu$unu d'nyorum. Heimbeck'in ele'tirisinin gcn de kabul ettim ve "kar'# olmak" ve "ba$da'mamak" aras#ndaki ayr#m# 52

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gz ard# etmekte haks#z oldu$umu syledim. Benim as#l iddiam do$rudan sadece ikincisine ynelikti. TANRI VE FELSEFE New Essays' ten on bir y#l sonra God and Philosophy'yi yay#mlad#m. Bu, H#ristiyan teizmi iin ne srlen iddiay# sunma ve inceleme giri'imiydi. Konuyla ilgili daha nce, a$da' inan sahipleri taraf#ndan yeterli veya standart olarak yayg#n 'ekilde kabul edilen bir sunum bulamad#m. H#ristiyan arkada'lar#ma ve meslekta'lar#ma nerilerini sormay# denedim ancak sunduklar# listeler birbiriyle ok az rt'yor ya da hi rt'myordu. Bylece birok kaynaktan elimden gelen en iyi savunmay# toplayarak, durumdan memnun olmayanlar#, kendilerinin ve onlarla ayn# 'eye inananlar#n daha tatmin edici bulabilece$i bir 'eye ynelmeye ve bu tr 'eyler retmeye te'vik ettim. God and Philosophy ilk olarak 1966'da yay#mland#. Kitap 1984 y#l#nda God: A Critical Enquiry (Tanr#: Ele'tirel Bir Sorgulama) olarak yeniden bas#ld#. Yay#nc#n#n nszn ve benim taraf#mdan yaz#lan yeni ve yetersiz bir giri'i ieren son bir bask# 2005 y#l#nda Prometheus taraf#ndan gerekle'tirildi. God and Philosophy'de ateizm iin sistematik bir iddiada bulundum. )lk k#sm#nda, ba'lang# noktam#z#n Tanr# kavram#n#n tutarl#l#$#, uygulanabilirli$i ve akla yatk#nl#$# sorusunun olmas# gerekti$ini ileri srdm. Sonraki blmlerde hem do$al teoloji hem de ilah vahiy iddialar#n# ele al#rken a#klama, dzen ve ama kavramlar#n# inceledim. David Hume ve onun gibi d'nen di$er d'nrlerden faydalanarak, Tanr#'n#n varl#$# iin tasar#m, kozmolojik ve ahlaki iddialar#n geersiz oldu$unu savundum. Ayr#ca belirli bir din deneyimden mant#k yoluyla, buradaki nesnenin stn,

mesnet

53

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ilah bir varl#k oldu$u sonucunu #karman#n imkns#z oldu$unu da gstermeye al#'t#m. Ancak kitab#n en nemli katk#s# "Ba'tan Ba'lamak" blm oldu. Tanr#'n#n varl#$# ile ilgili zellikle konunun cevaplanmas# gerekti$ini ifade ettim: Tanr#'n#n nas#l tan#mlanmas# gerekti$i. Cisimsiz gibi negatif terimlere kar'# pozitif terimlerin Tanr# iin nas#l uygulanabilece$i. Tanr#'n#n tan#mlanan zelliklerinin inkr edilmeyen gereklerle tutars#zl#$#n#n nas#l a#klanabilece$i (yani, evrendeki ktlklerin her 'eye gc yeten bir Tanr#n#n varl#$#yla nas#l ba$da't#r#laca$#). Bu sorulardan ikincisi ve ncs teistler taraf#ndan, Tanr#n#n niteliklerinden bahsederken benzerlik teorisiyle ve ktlk sorununu ele al#rken zgr irade savunmas#yla savunulmu'tu. Ama daha nce yeterince vurgulanmayan soru ilkiydi. Tan#mlama ve bireyselle'tirme, kabul edilen, tan#nan ve sabit bir sylem znesi semekle ilgilidir. Tabii Musa'n#n Tanr#s# gibi tekil bir zn "yarat#lan" btn evrenden nas#l ayr#labilir ve ayr# 'eklinde tan#mlanabilece$i hi de a#k de$ildi. Ayr#ca bu Varl#$#n her zaman tek ve ayn# oldu$u, yine de zaman iinde ya da - daha da 'a'#rt#c#s# - bir 'ekilde zaman#n "d#'#nda" etkin oldu$una dair #srara, e$er byle bir anlam varsa, hangi anlam yklenebilir? Gerek, tutarl# ve uygun bir kavram bulana kadar ve bulamad#$#m#z takdirde, bu tr bir varl#$#n var olup olmad#$# sorusu tam anlam#yla ortaya at#lamaz. Di$er bir deyi'le, tart#'mak istedi$imiz Tanr#'y# nas#l tan#mlayaca$#m#z# belirleyene kadar, belirli bir Tanr# tipine inanmak iin nedenleri tart#'maya ba'layamay#z. Ayn# bireyin zaman iinde nas#l yeniden tan#mlanabilece$ini anlamam#z da bundan daha mmkn de$ildir. Yani, rne$in, "her yerde bulunan bedensiz bir ki'i (yani bir ruh)" nas#l tan#mlanabilir ve yeniden tan#mlanabilir - ve
mesnet

54

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bylece e'itli tan#mlamalar iin muhtemel bir zne niteli$i kazanabilir? Teistler bu d'nce 'ekline birka yoldan cevap verdiler. Bunlar#n iinde en dikkate de$er olan# The Coherence of Theism (Teizmin Tutarl#l#$#) kitab#yla Richard Swinburne oldu (Keele niversitesi'nde benden sonra grev alm#' ve daha sonra Oxford'da H#ristiyan Dini Felsefesi'nin Nolloth Profesr olmu'tur). Yapt#$# muhakeme ile, yaln#zca grd$mz O'lar#n X olmas# gere$inin, X olmayan O'lar bulundu$unu varsaymam#z#n tutarl# olmad#$# anlam#na gelmedi$i sonucuna vard#. Btn bilmem nelerin tan#nmalar#n# sa$layan 'ey falanca 'eyler diye, bu falanca 'eylerin uygun 'ekilde bilmem ne olarak s#n#fland#r#lacak her 'eyin temel bir zelli$i olmas# gerekti$ini savunman#n bir anlam# olmad#$#n# syledi. Kimlikle ilgili olarak, bir insan#n kimli$inin nihai oldu$unu ve beden, bellek ya da karakterin devaml#l#$# a#s#ndan analiz edilemeyece$ini savundu. Ateist bir filozof olan J. L. Mackie, Swinburne'n her yerde var olan, her 'eye gc yeten ve her 'eyi bilen bir ruh olarak Tanr# tan#m#n# kabul ederek s#ra tan#mlama ve bireyselle'tirmeye geldi$inde "gerekten bir sorun olmad#$#n#" ne srd.6 Bir felsefe tarihisi olan Frederick Copleston, Tanr# kavram#n#n tutarl#l#$#yla ilgili ortaya att#$#m sorunun gcn kabul etti ve farkl# 'ekilde bir cevap sundu. ")nsan zihninden, Tanr#'y# erevedeki bir kelebek gibi sabitlemesini istemenin hakl# bir istek olaca$#n# sanm#yorum,"dedi. Ona gre: Tanr# insan zihni iin, stnl$n ki'isel hareketinde bir gereklik haline gelir. Bu harekette Tanr#, hareketin grnmeyen hedefi olarak ortaya #kar. Ve stn olan kendi iinde kavranamayaca$# ve, tabir caizse, kavramsal a$#m#z#n d#'#nda oldu$u iin 'phe, ka#n#lmaz bir 'ekilde uyanma e$ilimi gsterir. Ancak stnl$n hareketi iinde 'phe hemen,

mesnet

55

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

hareketin kendi iinde yer alan do$rulama ile dengelenir. Tanr#n#n insan iin bir gereklik haline gelmesi, insan ruhunun bu ki'isel hareketi ba$lam# dahilindedir.7 God and Philosophy'de sundu$um iddialarla ilgili bugn ne d'nyorum? Philosophy Now'a yazd#$#m 2004 tarihli bir mektupta, God and Philosophy'yi art#k tarih bir kal#nt# olarak kabul etti$imi gzlemledim (ama elbette, ba'kalar#na tam olarak d'nmedi$iniz yeni bak#' a#lar#n# size gsterme 'ans# vermeden kan#t#n sizi gtrd$ yere gidemezsiniz). Ve kitapta ele al#nan konularla ilgili 'u anki gr'lerim bu kitab#n "Tanr#y# Ke'fim" ba'l#kl# II. Blm'nde sunuluyor. ATE ZM VARSAYIMI God and Philosophy'den on y#l sonra The Presumption of Atheism (Ateizm Varsay#m#) kitab#n# (Birle'ik Devletler'de God, Freedom and Immortality [Tanr#, zgrlk ve lmszlk] olarak yay#mland#) yazd#m. Bu kitapta, Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili bir tart#'man#n ateizm varsay#m#yla ba'lamas# gerekti$ini ve kan#tlama sorumlulu$unun teistlerde kalmas# gerekti$ini savundum. Bu yeni yakla'#m#n, Tanr#'n#n varl#$#na dair btn soruyu yepyeni bir bak#' a#s#na yerle'tirdi$ine dikkati ektim. Bu tr bir yakla'#m, teizmle ilgili di$er trl gzden kaabilecek kavramsal sorunlar#n ortaya #kmas#na yard#mc# oluyor ve teistleri en ba'tan ba'lamaya zorluyordu. Teistlerin Tanr# szc$n kullan#m#na, gerek bir varl#$#n bu 'ekilde tan#mlanmas#n# teorik olarak mmkn k#lan bir anlam yklenmeliydi. Sonu olarak, bu yeni bak#' a#s#yla btn teizm giri'iminin her zamankinden daha 'pheli grnd$n ileri srdm. Ateizm varsay#m#, ka#n#lmaz gereke talebiyle hakl# #kar#labilir. Bir Tanr# oldu$una inanmak iin, bu inanca dair sa$lam
mesnet

56

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

nedenlerimiz olmal#. Ancak bu tr nedenler sunulmuyorsa, Tanr#ya inanmak iin yeterli neden yoktur ve makul olan tek konum negatif ateist ya da agnostik olmakt#r (negatif ateist derken, tipik olmayan ve ahlaki olmayan ifadelerindeki gibi "teist olmayan" demek istedim). Burada bu "varsay#m#n" ne olmad#$#na dikkat ekmeliyim. Bu varsay#m, kan#tlanmas# gereken sonucun son derece nyarg#l# bir varsay#m# de$ildi. Bundan ziyade, daha ok )ngiliz Yaz#s#z Hukuku'nu destekleyen masumiyet karinesi gibi, kan#t sorumlulu$unun hangi tarafta olmas# gerekti$ini seen, usule dair bir ilkeydi. Herhangi bir sistematik savunmada bir Tanr# hipotezini ileri sren ki'inin, varl#$a dair bir hipotezi ileri sren herkesin yapaca$# gibi, ncelikle kullan#lacak belirli Tanr# kavram#n# a#klayarak ba'lamas# ve sonra da kar'#l#k gelen nesnenin nas#l tan#mlanaca$#n# gstermesi gereklidir. Ancak bu iki esas nc grev tatmin edici biimde yerine getirildi$inde bu kavram#n uygun oldu$unu gsterecek kan#t# aramaya ba'lamak mant#kl# olabilir. Bu iddia ok say#da ve e'itli yan#tlar toplad#. Bir agnostik olarak yaz#lar yazan )ngiliz filozof Anthony Kenny, agnostisizm iin bir varsay#m olabilece$ini ancak pozitif veya negatif ateizm iin olamayaca$#n# iddia etti. Bir 'eyi bildi$inizi gstermek iin harcad#$#n#z aban#n, bilmedi$inizi gstermek iin harcanandan daha fazla oldu$unu ileri srd (bu, Tanr# kavram#n#n tutarl# olmad#$# iddias#n# bile ieriyor). Ancak bu durumun agnostikleri kurtarmad#$#n# syledi; s#nava girecek bir ki'i, sorulardan birinin cevab#n# bilmedi$i iddias#n# hakl# gsterebilir ancak bu onun s#nav# gemesini sa$lamaz.8 Bir ateist ve ayn# zamanda eski meslekta'lar#mdan biri olan Kai Nielsen, ahlaki a#dan stn olan durumun yeterli nedenler sa$lanana kadar tamamen ba$#ms#z kalmas# gerekti$ini iddia eden bir ele'tirmenin gr'ne yer verdi. Nielsen daha sonra, sunduklar#
mesnet

57

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

farkl# iddialar#n esas#n# de$erlendirmek iin inan sahipleri ve septiklerin ortak bir rasyonellik kavram#na sahip olduklar#n# gerekli kriterlerle gstermem gerekti$ini syledi. Ayr#ca e$er evrensel olarak kabul edilen bir rasyonellik kavram# olu'turamazsam, "ateizm varsay#m#m#n nnde byk bir soru i'areti" oldu$unu da ekledi.9 )ddiayla ilgili hepsinden daha arp#c# olan bir meydan okuma Amerikadan geldi. Tipik bir mant#k# olan Alvin Plantinga, teizmin asl#nda temel bir inan oldu$u fikrini sundu. Tanr#'ya inanman#n, di$er zihinlere veya alg#lara (bir a$ac# grmek) ya da haf#zaya (gemi'e inanmak) inanmak gibi di$er temel gereklere inanmakla ayn# oldu$unu savundu. Btn bu durumlarda, sz konusu inanc#n gerekli$ini kan#tlayamasan#z da, bili'sel yeteneklerinize gvenirsiniz. Ayn# 'ekilde, insanlar baz# nermeleri (rne$in dnyan#n varolu'u) temel olarak, di$erlerini de bu temel nermelerden tretilenler olarak kabul eder. Burada iddia edilen, inan sahiplerinin Tanr#'n#n varl#$#n# temel bir nerme olarak kabul etti$idir. Thomist filozof Ralph Mclnerny yapt#$# muhakeme ile insanlar#n do$al olaylar#n dzeni ve yasaya benzer karakterleri nedeniyle Tanr#ya inanmalar#n#n do$al oldu$u sonucuna vard#. O kadar ki, ateizme kar'# aksi ispatlan#ncaya kadar geerli gibi grnen bir iddia olarak, Tanr#n#n varl#$#n#n neredeyse do$u'tan gelen bir inan oldu$unu syledi. Yani, Plantinga teistlerin ispatlama sorumlulu$unu ta'#mad#$#n# savunurken Mclnerny daha da ileriye giderek ispatlama sorumlulu$unun ateistlerde olmas# gerekti$ini iddia etti! Burada, di$er antiteolojik iddialar#m#n tersine, ateizm varsay#m#na dair iddian#n teistler taraf#ndan tutarl# bir biimde kabul edilebilece$ine i'aret etmeliyim. Bir Tanr#'ya inanmak iin yeterli neden sunuldu$unda, teistler buna inanarak felsefi bir gnah i'lemiyorlar! Ateizm varsay#m# olsa olsa metodolojik bir ba'lang# noktas#d#r, varl#ksal bir sonu de$il.
mesnet

58

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

F KR M DE# &T R RKEN Profesyonel bir filozof olarak tart#'mal# konularda fikrimi de$i'tirmem bir kereden fazla olmu'tur. Elbette ki, felsefede ilerleme imkn# ile ilgili fikirlerim ve iddian#n beni gtrd$ yere gitme ilkem d'nld$nde bu durum 'a'#rt#c# olmamal#d#r. 1961'de Keele niversitesi'nde ders verirken Hume'un Inquiry Concerning Human Understanding ()nsan#n Anlama Yetisi zerine Bir Soru'turma) kitab#yla ilgili, Hume's Philosophy of Belief (Hume'un )nan Felsefesi) ba'l#kl# bir kitap yazd#m. O zamana kadar, Hume'un Inquiry al#'mas# (daha sonra bas#lan Inquiry Concerning the Principles of Morals [Ahlak )lkeleri zerine Bir Soru'turma] ile ay#rt etmek iin genellikle ilk Inquiry olarak an#l#r) genellikle, yazar#n kendisinin kitapla ilgili d'ncesinin aksine, sonradan akla gelen makalelerin basit bir derlemesi olarak ele al#nd#. Bugnse Hume'un en byk al#'mas# oldu$u d'nlyor. Hume ile ilgili kitab#m hakk#nda Gilbert Ryle, "Kitab# ok be$endim. )inde bilgelik ve heyecan var. Neredeyse imkns#z," derken, John Passmore da, "Hume'un dnyevili$i ile ilgili bundan sonraki btn tart#'malar Flew'la ba'lamak zorunda kalacakt#r" diye yaz#yordu. Bu vglere ra$men ok uzun zamand#r, Hume's Philosophy of Belief kitab#mda nemli de$i'iklikler yapmak istiyordum. zellikle bir konu, kapsaml# bir dzeltme gerektiriyor. "Gerekli Ba$lant# Fikri", "zgrlk ve Gereklilik" ve "Mucizeler ve Metodoloji" ba'l#kl# blmn hepsi de, Hume'un bir 'eylerin olmas#n# sa$lamak, bir 'eylerin olmas#n# nlemek, fiziksel gereklilik ve fiziksel imkns#zl#k gibi konularda deneyimimiz ve dolay#s#yla da gerek fikirlerimiz olmayaca$#n# savunmakta tamamen haks#z oldu$unu fark edi'imin #'#$#nda yeniden yaz#lmas# gerekiyor. Hume savunucular# sonu olarak, neden-sonu ya da do$a kanunlar#n#n varl#$#n# kabul etmek iin hibir temele sahip olmad#klar#ndan
mesnet

59

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

nedensellik ve do$a kanununun ok zay#f analizlerini sunma ynnde yanl#' ynlendirilmi'lerdir. Bu arada, "zgrlk ve Gereklili$e Dair" ve "Mucizelere Dair" al#'mas#nda Hume'un kendisi, mant#kl# oldu$unu kabul etmeye haz#r oldu$u btn sonulardan daha gl etki yaratacak neden kavramlar#n#n pe'indeydi (gerekten kullan#yor olmasa bile). Hume ilk Inquiry'de nedenselli$i reddederek d#' dnyan#n gerekte btn ierdi$inin dzenli birliktelikler oldu$unu iddia etti; yani, bu tr olaylar# dzenli olarak yine o tr olaylar takip eder. Bu dzenli birliktelikleri fark eder ve bu fikirleri 'u fikirlerle ili'kilendirerek gl al#'kanl#klar olu'tururuz. Is#t#ld#$# zaman suyun kaynad#$#n# grr ve bu ikisini ili'kilendiririz. Ancak oradaki gerek birliktelikleri d'nrken, yanl#' bir 'ekilde kendi i psikolojik ili'kilerimizi yans#t#r#z. Hume'un neden ve sonula ilgili septisizmi ve d#' dnyayla ilgili agnostisizmi elbette al#'mas#n# b#rakt#$# anda bo'a #kar. Asl#nda Hume, en radikal septisizmini al#'mas#n# b#rakmadan nce bo'a #kart#r. rne$in, ilk Inquiry'nin "Mucizelere Dair" ba'l#kl# nl blmnde nedensel ba$lant#lar#n ve gerekliliklerin do$adaki izd'mlerden ba'ka bir 'ey olmad#$# tezine dair bir iz bile yoktur. Yine History of England ()ngiltere'nin Tarihi) al#'mas#nda Hume, d#' dnyayla veya nedensellikle ilgili septisizme dair hibir ipucu vermemi'tir. Bununla Hume, baz# sosyolojik veya felsefik nedenlere dayanarak tarafs#z bilgi ihtimalini reddeden baz# a$da'lar#m#z# hat#rlatabilir. Sonra da kendi politik nutuklar#n#, kendi daha az verimli ara't#rma al#'malar#n# ve hepsinden nemlisi tarafs#z bilgi olamayaca$#na dair kendi birincil ke'iflerini bu rm' evrensel znellikten ayr# tutarlar. Fikir de$i'tirdi$im di$er bir konu ise zgr irade, insan zgrl$ oldu. zgr olup olmad#$#m#z sorusu o$u nemli dinin kalbinde yatt#$# iin bu soru nemlidir. )lk antiteolojik yaz#lar#mda, her 'eye gc yeten ve s#n#rs#z iyili$e sahip bir Varl#k taraf#ndan yarat#lan bir 60

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

evrende ktl$n uyu'mazl#$#na dikkati ekmi'tim. Bu alg#lanan uyu'mazl#$a teistlerin verdi$i cevap, Tanr#n#n insanlara zgr irade verdi$i ve a#ka grlen, utan verici ktlklerin tamam# ya da o$unun tamamen bu tehlikeli arma$an#n ktye kullan#lmas#ndan kaynakland#$# ancak ortaya #kan sonular#n, di$er trl mmkn olacak sonulara gre herkesin daha fazla iyili$i iin olaca$# iddias#d#r. Asl#nda bunu zgr irade savunmas# olarak etiketleyen ilk ki'i ben oldum. )ster zgr irade ve al#n yaz#s# aras#nda ister dnyevi ortamda, zgr irade ve determinizm aras#nda bir tart#'ma olarak ifade edilsin, zgr iradeye sahip olup olmad#$#m#z esasl# bir neme sahiptir. Bu konuyu iki ynden ele almaya al#'arak cevap verdim ve gnmzde uyumculuk olarak bilinen bir konum sundum. Uyumsuzlukular, tam determinizmin zgr iradeyle uyu'mad#$#n# syler. Di$er taraftan uyumcular 'unu iddia eder: birinin serbest bir seim yapaca$# ve bu gelecekteki seim hissinin nceden gelecekteki bir tarafa bilindi$ini sylemenin yan# s#ra, yap#ld#klar# anlamlarda yap#lmalar#na fiziksel olarak neden olunmu'sa ve bu anlamlarda yap#lmalar# baz# kanun veya do$a kanunlar#yla belirlense bile serbest seimlerin hem serbest hem de seim olabileceklerini sylemek tutarl#d#r. Hl insanlar#n serbest seimler yapt#klar#n# savunmakla birlikte daha sonraki y#llarda ayn# anda da bu serbest seimlerin fiziksel nedenlerden kaynakland#$#na tutarl# bir biimde inanman#n mmkn olmad#$# sonucuna vard#m. Di$er bir deyi'le, uyumculuk i'lemiyor. Bir do$a kanunu, belirli bir trde olay#n, tesadfen, ba'ka trde bir olay# takip edece$i veya ona e'lik edece$i gibi keskin bir gere$in a#klamas# de$ildir. Onun yerine, belirli trde bir olay#n ba'ka trde bir olay#n olmas#n# fiziksel olarak gerektirerek olay#n olmamas#n# fiziksel olarak imkns#z hale getirdi$ine dair bir iddiad#r. Serbest seimdeki durum da kesinlikle bu de$ildir. 61

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ayr#ca neden szc$nn olduka farkl# iki anlam#yla birlikte, determinizmin de buna kar'#l#k gelen anlamlar# aras#ndaki ayr#m# yapmam#z gerekir. )nsan eylemlerinin nedenleri esasen, ve uygun biimde, insan eylemi olmayan btn olaylar#n nedenlerinden farkl#d#r. Diyelim ki bir patlaman#n btn nedeni d'nld$nde, evrendeki herhangi bir gcn bu patlamay# nlemesi imkns#z hale gelir. Ancak kutlaman#za yetecek bir neden verecek olursam bu sizin "Oley!" demenizi gerektirmiyor. Bunu takip edince, insan organizmalar#n#n her hareketinin tamamen bunu gerekli k#lan fiziksel nedenlerle belirlenemeyece$i sonucu #k#yor. Neden szc$nn iki anlam# Hume'un ahlaki ve fiziksel nedenler terminolojisi kullan#larak ay#rt edilebilir. Btnyle insan d#'# bir olaydan bahsederken -rne$in gne' tutulmas#- o zaman neden szc$n hem fiziksel gereklilik hem de fiziksel imkns#zl#$a i'aret eden bir anlamda kullan#r#z: olan 'ey fiziksel olarak gereklidir ve bu 'artlar alt#nda ba'ka her 'ey fiziksel olarak imkns#zd#r. Ancak kesinlikle, insan eylemleri iin nedenlerden (sebep veya drt) bahsederken kulland#$#m#z neden szc$nn di$er anlam#nda durum bu de$ildir. Yukar#daki rne$i kullanacak olursak, size iyi bir haber verdi$imi farz edin. E$er bu habere kutlama ile cevap vermeyi seerseniz, yapt#$#m eylemi do$ru say#lacak bir biimde kutlaman#z#n nedeni olarak tan#mlayabilirsiniz. Asl#nda tam olarak sizin kutlaman#za neden olan ben de$ildim; bu gerekli ya da ka#n#lmaz de$ildi. Farz edelim ki, o an bir ktphanede oldu$umuz iin kutlamamay# seebilirdiniz. Ba'ka bir deyi'le, verdi$im haber sizin "Oley!" diye ba$#rman#za sebep olmu' olabilir. Ancak "Oley!" diye ba$#rman#za ka#n#lmaz biimde neden olmad#m. Bunun yerine "Ya'as#n!" da diyebilirdiniz. Filozof-matematiki Gottfried Leibniz'in nl bir deyi'ini uyarlayacak olursam, bu ikinci rnekteki nedenler, motive edici biimde ynlendirir ama gerekli k#lmaz.

mesnet

62

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Hume, fiziksel gereklilik kavram#n#n akla yatk#nl#$#n# reddetti$i iin kendisi bu ayr#m#, tam olarak burada yap#ld#$# gibi yapmay# ba'aramad#. Yine de nitelendirme seimi, bir taraftan do$a bilimleri ve di$er taraftan da sosyal ve psikolojik bilimler aras#ndaki temel farkl#l#$a i'aret ediyordu. Neden szc$nn temel olarak farkl# bu iki anlam# dikkate al#nd#$#nda, en az#ndan insanlar#n davran#'#n# ele al#rken, determinizmin kar'#l#k gelen iki farkl# anlam# aras#nda da bir ayr#m yapmam#z gerekti$i a#ka grlyor: fiziksel nedenlerle belirleme ve ahlaki nedenlerle belirleme. Bir davran#' paras# (davran#'#lar buna davran#' diyor) tamamen fiziksel nedenlerle belirleniyorsa, o zaman davran#'# gerekle'tiren ki'i o 'ekilde davranmay# sememi'tir. Ya da o davran#' gerekle'ti$i zaman, bunun olmas#n# engelleyemezdi. Ancak ahlaki nedenlerle belirlenme ba'ka bir konu. Bireylerin eylemini bu eylemlerini yapt#klar# 'ekilde yapma nedenlerine - yani, ahlaki nedenlerine - gre a#klamak, farkl# bir 'ekilde hareket edebilirlerdi varsay#m#nda bulunmak demektir. Dilekler ve istekler kesinlikle o kadar da kar'# konulamaz sonular de$ildir. Biro$umuz, yapmay# ok istedi$imiz halde bazen baz# 'eyleri yapmaktan sak#nacak kadar disiplin alm#'#zd#r. Birok insan#n, fiziksel ya da ahlaki, her trl neden a#s#ndan eylemin tm a#klamalar#n#n, evrensel bir fiziksel gereklilik gibi her 'eyi mazur gren bir $retiyi destekledi$i sonucuna vararak yan#lmas#, muhakkak bu temel ve ok nemli ayr#mlar# yapamamaktan ileri geliyor. Bu herkes iin, gerekle'tirdikleri davran#'tan ba'ka bir davran#'ta bulunmalar#n#n fiziksel olarak imkns#z oldu$u anlam#na gelecektir. Bu tr hatalar# nlemek iin gerekli olan; etmen olmak, seene$in olmas# ve gerekte yapt#$#m#z 'eyden ba'ka bir 'ey yapabilmek gibi ok yak#ndan ili'kili kavram#n mant#ksal bir analizidir (Social Life and Moral Judgment [Sosyal Ya'am ve Ahlaki De$erlendirme]
mesnet

63

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kitab#mda yapt#$#m gibi). Hareket ve devinim aras#nda temel bir ayr#m yaparken, e'it 'ekilde temel olan eylem kavram#n# da a#layabilir hale geliriz. Bir hareket, iste$e gre ba'lat#labilen ya da bast#r#labilen bir harekettir; bir devinim ise bunun yap#lamayaca$# bir harekettir. Hareketin gc insana zel bir nitelikken bilin veya niyetten yoksun varl#klar yaln#zca devinim sergileyebilir. Etmenler, kesinlikle ve yaln#zca etmen olabildikleri kadar, seim yapabilen varl#klard#r: bu seimler eylem ya da eylemsizli$in alternatif ynleri aras#ndaki, zaman zaman bireyler olarak kendilerine a#k seimlerdir -gerek alternatif ihtimaller aras#ndaki gerek seimler. Etmenler etmen rolleriyle ka#n#lmaz biimde- hibir 'ekilde bundan kaamazlar - belirli bir durumda onlar iin haz#r ve a#k bulunan iki veya genellikle daha fazla seenekten birini semelidir. Bir eylemde yer alan hareketler ve gerekli davran#'# olu'turan devinim aras#ndaki ayr#m#n hassasiyeti, bunlardan sonuncusu fiziksel olarak gerekirken, eylemlerin anlam#, yn ve zelli$i, mant#k bak#m#ndan, muhakkak fiziksel olarak gerekli olmayabilecekleri 'eklindedir (ve kaba bir gereklik olarak, gerekli de de$illerdir). Bu nedenle evrensel olarak fiziksel a#dan gerekli k#lan determinizm $retisini, yani insan#n btn beden hareketini, hareketlerinin yan# s#ra devinimlerini de ieren evrendeki btn hareketlerin fiziksel olarak gerekli k#l#nan fiziksel nedenler taraf#ndan belirlendi$ini syleyen $retiyi savunmak imkns#z oluyor. Tam uyumculuktan vazgemem sonucunda, hem din hem de dnyevi ba$lamlarda zgr irade ve seimle ilgili yay#mlad#klar#m#n o$u, gzden geirme ve dzeltme gerektiriyor. Buradaki konunun Kant'#n felsefesinin ana sorusu diye tan#mlad#$# sorulardan ikincisiyle ilgili oldu$u d'nld$nde -Tanr#, zgrlk ve lmszlk- konuyla ilgili fikir de$i'ikli$im, Tanr# sorusuyla ilgili fikir de$i'ikli$im kadar radikaldir.

mesnet

64

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

3 - SAK N B R YAKLA&IMLA ATE ZM


nce at#c#, sonra da yirmi dokuz say# turu yapan bir tutucu olarak ve 1919 y#l#nda on yedi oyunda at#' yaparak ligin nde gelen oyuncusu olmu'tu. Ve sonra, kimilerine gre bir Broadway oyununu finanse etmek iin nakde ihtiyac# olan Boston Red Sox sahibi Harry Fraze, George Herman "Babe" Ruth'u $125,000 ve ba'ka 'artlar kar'#l#$#nda New York Yankee'lere satt#. Ruth, Yankee'leri yedi Amerika Ligi bayra$# zaferine ve drt dnya 'ampiyonlu$una ta'#d#. Red Sox bir daha Dnya Serisi'ni seksen be' y#l sonra, 2004 y#l#na kadar kazanamayacakt#. )lgin olan, 2004 y#l#n#n ayn# zamanda New York'ta kendi "gei'imi" de halka duyurdu$um y#l olmas#d#r: ateizmle geirdi$im altm#' y#l# a'k#n bir sreden sonra, tabiri caizse, tak#m de$i'tirdi$imi duyurdum. Ama ba'ka bir ynden, her 'eyi farkl# bir bak#' a#s#ndan grmeye ba'lasam da, oyunu hl eskisi gibi ayn# tutku ve prensiple oynuyordum. B R D YALOG GREV Ateizm iddiam, The Presumption of Atheism eserimle doruk noktas#na vard#. Daha sonraki yaz#lar#mda tamamen farkl# konular# ve ba'l#klar# ele ald#m. Asl#nda, British Philosophy Today ba'l#kl# 1986 tarihli bir kitap iin yazd#$#m bir makalede, yeterli yerim ve zaman#m olsayd# mutlaka yapmak istedi$im ba'ka 'eyler oldu$unu ifade ettim. rne$in, Teslis inanc#n#n yap#s# hakk#nda ve )sa'n#n son ak'am yeme$inde olanlarla ilgili byk tarih anla'mazl#klar# ara't#rmak isterdim. Ancak 1960'h y#llar#n sonunda, hizmetlerime ba'ka bir alanda daha acil ihtiya duyuldu$unu grdm. al#'ma hayat#m#n geri kalan# boyunca enerjimi sosyal bilim felsefesi ve
mesnet

65

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

sosyal felsefenin geni' gerekti$ini biliyordum.

dnyevi

alanlar#na

yo$unla't#rmam

Ancak bir 'art#m vard#. Y#llar iinde din felsefesi hakk#nda pek ok 'ey sylemi' oldu$um iin, bir entelektel olarak kendimi mmkn olan her zaman meydan okuma veya ele'tiriye, yan#ld#$#m# kabul ederek ya da beni ele'tirenleri neden onaylamad#$#m# a#klayarak cevap vermeye zorunlu hissetti$imi itiraf ettim. Bu 'art#m, di$er felsefi u$ra'lar#n pe'ine d'sem bile teizm iddiamda bana meydan okuyan teizm savunucular#yla me'gul olmama neden oldu. Bu tr bir me'guliyet benim iin yeni say#lmazd#; asl#nda btn felsefi kariyerim sosyal felsefeden beden-zihin sorununa, zgr irade-determinizm tart#'mas#ndan Tanr# sorununa kadar de$i'en e'itli sorularda benden ayr#lan d'nrlerle hararetli diyalog ve kamu nnde tart#'malarla geti. Tanr#n#n varl#$#na dair d'ncelerimde tart#'ma konusu konular, aktif entelektel ya'am#m#n yar#m yzy#l# iinde de$i'im gsterdi. 1950 y#l#nda "Tanr# sizi seviyor"un anlam#n# zmeye al#'#rken 1976'da Tanr# kavram#n#n tutarl# olup olmad#$#n# anlamaya al#'#yorduk; 1985'te kan#t sorumlulu$un kime ait oldu$unu belirlemeye al#'#rken 1998'de byk patlama kozmolojisinin anlam#n# tart#'#yorduk. Ancak btn bunlar olurken teolojik konularla me'guliyetim kendi diyalekti$imi sa$lamla't#rmakla kalmay#p ayn# zamanda beni birok meslekta'#ma ve sayg#m# ve itiraz#m# kazanan rakiplerime de tan#tm#' oldu. S LAHLARIMA SADIK KALIRKEN Btn mnazaralar iinde kat#ld#$#m en iyi iki mnazara 1976 ve 1998 y#llar#nda gerekle'ti. Denton, Teksas'ta Thomas Warren'le yapt#$#m 1976 mnazaras# farkl# gnlerde, be' ila yedi bin kadar bir
mesnet

66

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kitleye hitap etti. Madison, Wisconsin'de William Lane Craig'le yapt#$#m 1998 mnazaras# ise yakla'#k drt bin ki'ilik bir kalabal#$#n ilgisini ekti. Bu iki mnazara, hayat#mda halka a#k resm bir mnazarada iki ba'rolden biri olarak grev grd$m tek olayd#r. )ngiltere'deki mnazaralar genellikle kk.akademik kitlelerin nnde gerekle'irdi. Bu nedenle bir mnazara ba$lam#nda byk bir kitlenin nne ilk #k#'#m, H#ristiyan bir filozof olan rahmetli Profesr Thomas B. Warren'la kar'#la'mam oldu. Tart#'ma 'u anda Denton'daki North Texas niversitesi olan North Texas Eyalet niversitesi'nin kampusunda, o y#l Jimmy Carter ve Gerald Ford aras#ndaki ABD cumhurba'kanl#$# mzakerelerinin ilkiyle ak#'an 20 Eyll 1976 tarihinde ba'layarak art arda drt gn gerekle'ti. )lgili bir dinleyici kitlesinin kar'#s#nda Dr. Warren, izelgeler ve slaytlardan olu'an etkileyici bir dzenden faydaland#. )lgin bir biimde iddias#n#n nemli bir blm, o zamanlar bana yeniliki bir giri'im gibi gelen evrim teorisine sald#r# 'eklindeydi. Dr. Warren bana, yar# maymun yar# insan olan bir varl#$#n olabilece$ine inan#p inanmad#$#m# sordu$unda, bunun birinin kel olup olmad#$#na karar vermeye benzedi$i 'eklinde cevap verdim. Dan#'man#m Gilbert Ryle'#n kafas# yumurtaya benziyordu ve 'phesiz ki herkesin buna kel demesi gerekirdi. Ama tek tek ele alacak olursak, kimin kel olup kimin olmad#$#n# belirlemek kolay olmayacakt#r. Ancak 'u anki gr'lerime gre, o mnazarada gerekle'tirdi$im a#klamalardan birka#, o noktada ateist inanlar#m#n 'iddetini tan#mlamak a#s#ndan ilgi ekici olabilir: "Bir Tanr# olmad#$#n# biliyorum." "Tanr# ile ilgili bir inan sistemi", "bekr kocalar ya da yuvarlak kareler" ile ayn# "z#tl#$#" ierir.

mesnet

67

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"Evrenin bir ba'lang#c#n#n ve sonunun olmad#$#na inanma e$ilimindeyim. Asl#nda, bu nermelerin herhangi birini tart#'mak iin gerekli bir neden gremiyorum." "Ya'ayan organizmalara, ya'amayan materyallerden llemeyecek derecede uzun bir dnem iinde evrim geirdi$ine inan#yorum." Ev sahiplerimin misafirperverli$inden etkilenmi'tim ancak mnazara, Warren ve benim silahlar#m#za sad#k kalmam#zla sona erdi. O.K. CORRAL'DA S LAHLI ATI&MA Bir sonraki mnazaram yakla'#k on y#l sonra ve yine Teksas'ta gerekle'ti. 1985 y#l#nda Dallas'ta dzenlendi ve O.K. Corral'daki nl silahl# at#'may# and#r#yordu. Ben de di$er ateist silah're kat#ld#m: Wallace Matson, Kai Nielsen ve Paul Kurtz. nde gelen teist filozoflardan olu'an bir gruba kar'# sava'#yorduk: Alvin Plantinga, William P. Alston, George Mavrodes ve Ralph Mclnerny. Ancak nl silahl# at#'man#n tersine, bu mnazarada fi'ekler yoktu, nk iki grup da bir di$eriyle arp#'mak istemiyordu. )ki taraf da kan#t sorumlulu$unun kar'# tarafta oldu$u fikrine s#k#ca ba$l# kald#. "Kan#t sorumlulu$u reddedende de$il, kabul edendedir" diyen eski hukuki deyi'ten uyarlad#$#m ateizm varsay#m#n# savunuyordum. Teist taraf#ndaki Plantinga, Tanr#'ya inan#'#n tam anlam#yla temel oldu$unu, yani teistlerin inan#'lar# iin, nas#l dnyan#n varl#$# gibi di$er temel inan#'lar# desteklemek iin iddialar ne sremiyorlar ya da srmek zorunda de$illerse, ayn# 'ekilde iddialar ne srmek zorunda olmad#klar#nda #srar ediyordu. Benim ateist arkada'lar#ma gelince, Nielsen din felsefesinin s#k#c# oldu$unu ve Matson da Tanr#yla ilgili geleneksel iddialar#n kusurlu oldu$unu savundu; Kurtz

mesnet

68

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ise ilah vahiy iddialar#ndan ilah bir Vahiy Sahibi oldu$u sonucuna var#lamayaca$#n# iddia etti. Dallas'ta bulundu$um s#rada iki evangelik H#ristiyan filozofla tan#'t#m; bunlardan birisi Oxford al#'ma Merkezi'nden Terry Miethe, di$eri de Virginia'daki Lynchburg Koleji'nden Gary Habermas't# ve uzun zamand#r arkada'lard#. Sonraki y#llarda, Habermas'la )sa'n#n dirili'i ve Miethe ile de Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili yay#mlanan iki mnazaram oldu. Miethe ile yapt#$#m mnazarada benim savundu$um taraf, ateizm varsay#m# ve Tanr#'n#n varl#$#n#n tutarl#l#$#yla ilgili y#llar iinde geli'tirmi' oldu$um birok fikrimin yeniden ifade edilmesiydi. Miethe ise 'u varsay#mlara dayanan kozmolojik iddian#n zorlu bir biimini sundu: Baz# k#s#tl#, de$i'en varl#k(lar) mevcuttur. Her k#s#tl#, de$i'en varl#$#n mevcut varl#$#n#n nedeni bir ba'kas#d#r. Sonlu varl#klar#n sonsuz geri dn', hibir 'eyin varl#$#na neden olamayaca$# iin varl#$#n nedenlerinin sonsuz geri dn' sz konusu olamaz. Bu nedenle, bu varl#klar#n mevcut varl#$#n#n bir ilk Nedeni vard#r. )lk Neden sonsuz, gerekli, ebed ve tek olmal#d#r. )lk nedensiz Neden, Musevi-H#ristiyan gelene$inin Tanr#s# ile ayn#d#r. Bu iddia benim reddetti$im yeterli neden prensibine de$il, varolu'sal nedensellik prensibine dayan#yordu. Bu iddiay# evrendeki etkili nedenlerin, nedensiz bir ilk etkili Neden ihtiyac# olmaks#z#n tek ba'lar#na etkili olmalar# temeline dayanarak reddettim. Ancak "d#'ardan bir a#klama gerektirenin yaln#zca fiziksel evrenin devam eden varl#$# oldu$u gr'yle inanc# sa$lamak daha zor olmakla
mesnet

69

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

birlikte," yine de, "ilk byk patlaman#n bir e'it )lk (ba'lat#c#) Neden gerektirdi$ine halk# inand#rman#n kolay oldu$unu" syledim. SIKICA TUTUNURKEN 1980'li y#llarda Ohio'daki Bowling Green niversitesi'nde ders vererek geirdi$im srede, daha nce belirtti$im gibi Keele niversitesi'nde benden sonra greve gelen ve sonra Oxford'da Nolloth Profesrl$ yapan filozof Richard Swinburne'le olduka uzun bir mnazaram oldu. Swinburne, )ngilizce konu'ulan dnyada teizmin en iyi bilinen savunucusu olarak ortaya #kt#. nl bir septik ve eski bir i' arkada'#m olan Terence Penelhum, Swinburne'n The Coherence of Theism eseriyle ilgili olarak 'yle demi'ti: "Muhakeme kalitesi ya da d'nce netli$i bak#m#ndan a$da' felsefi ele'tiriye kar'# bununla k#yaslanabilecek ba'ka hibir savunma grmedim." Swinburne'n gl bir biimde savundu$u bir kavram, benim God and Philosophy eserimin ncelikli hedeflerinden biri olan, her yerde var olan cisimsiz bir ruh kavram#yd#. Plantinga ile mnazaramda oldu$u gibi Swinburne ile yapt#$#m mnazara da sonusuz kald#; ikimiz de ba'lang# noktalar#m#za s#k#ca tutunmu'tuk. Cisimsiz bir ruh kavram#n# anlams#z buluyordum ve Swinburne bunda ne gibi bir problem oldu$unu anlayam#yordu. Swinburne ile diyalo$um bu noktada bitmedi ve, bu kitab#n ilerleyen k#s#mlar#nda daha iyi anla'#laca$# gibi, hl devam etmekte. (Bu arada, Tanr# ile ilgili fikir de$i'ikli$ime dair haberler zerine Plantinga 'yle dedi: "Bu durum Profesr Flew'un drstl$n a#ka gsteriyor. Bir Yaratan fikrine kar'# #kt#$# bunca y#ldan sonra, kan#ta dayanarak fikrini tersine eviriyor.") Swinburne mnazaras#n#, 1998 y#l#nda Wisconsin, Madison'da William Lane Craig'le yapt#$#m mnazara takip etti. Bu mnazara, Bertrand Russell ve Frederick Copleston aras#nda Tanr#'n#n
mesnet

70

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

varl#$#yla ilgili nl BBC mnazaras#n#n ellinci y#l dnmne izini b#rakt#. Craig, evrenin kayna$#n#n ve evrendeki karma'#k dzenin en iyi 'ekilde bir Tanr#'n#n varl#$#yla a#klanabilece$ini savundu. Ben de evrenle ilgili bilgimize, son gerek olarak grlmesi gereken byk patlama ile bir nokta koyulmas# gerekti$i 'eklinde cevap verdim. Tasar#mla ilgili iddiaya gelince, evrendeki en karma'#k varl#klar#n insanlar#n - bile bilinsiz fiziksel ve mekanik kuvvetlerin rn oldu$unu belirttim. Bu mnazarada, her 'eye gc yeten bir Tanr#'n#n zgr bir 'ekilde kendisine itaat etmeyi seecek insanlar yaratabilece$i fikrimi tekrar ettim. Bu da geleneksel zgr irade savunmas#n#n, Tanr#n#n serbest seimler dahil olmak zere her 'eyi nceden tayin etti$i sonucunu bertaraf edemeyece$i anlam#na gelir. Tanr#n#n o$u insan#n lanetlendi$ini nceden tayin etti$ini ne sren takdiri ilah $retisi bana her zaman itici gelmi'tir. Bu mnazaran#n nemli bir zelli$i, Craig'in geleneksel takdiri ilah fikirlerini reddetmesi ve zgrlk zgr iradeyi savunmas# oldu. Craig, Tanr#'n#n ikincil etmenler de$il de do$rudan sonular zerinde hareket etti$ini ve bu nedenle Tanr#'n#n her zaman do$ru 'eyi yapan gerekten zgrlk varl#klardan olu'an bir dnya yaratmas#n#n imkns#z oldu$unu savundu. )ncil'de Tanr#'n#n "btn insanlar#n kurtar#lmas#n#" istedi$ini vurgulayan ayetleri al#nt#lad# (rn. 2 Peter 3:9). K#sa bir sre nce, lkemin byk insanlar#ndan biri oldu$unu d'nd$m John Wesley'in, zellikle "Sakin Bir Yakla'#mla Takdiri )lah" adl# en nemli makalesinde, takdiri ilah fikrine kar'# ve "Arminian" alternatifi lehine byk bir tart#'maya nclk etti$ini grdm. Ayr#ca gnmzde birok tefsircinin de takdiri ilahyle ilgili St. Paul'n yaz#lar#n#, kilisenin al#'malar#nda belirli ki'ilerin kurtar#lmas#n# ya da lanetlenmesini de$il, rollerini belirtti$i 'eklinde grdklerini de anl#yorum.

mesnet

71

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

NEW YORK LE TANI&MAM Halka a#k mnazaralar#mdan sonuncusu olan New York niversitesi'ndeki sempozyum May#s 2004'te gerekle'ti. Di$er kat#l#mc#lar )srailli bilim adam# ve ba'ta The Science of God olmak zere bilim ve dinle ilgili ok satan kitaplar#n yazar# Gerald Schroeder ile Theism and Atheism adl# eseri arkada'#m Jack Smart ile Tanr#'n#n varl#$# zerine bir mnazara niteli$inde olan )sko filozof John Haldane'di. Konuyla ilgili herkesi 'a'#rtacak biimde, tart#'man#n en ba'#nda bir Tanr#'n#n varl#$#n# art#k kabul etti$imi ilan ettim. Kar'#t gr'lerin kar'#l#kl# olarak yo$un bir de$i'imi olabilecek bu mnazara, daha yksek bir Zek'ya i'aret etti$i grlen modern bilimdeki geli'melerin beraberce ke'fine dn't. Sempozyum gsteriminde, spiker modern bilimdeki btn byk ke'iflerin iinde en by$nn Tanr# oldu$unu ne srd. Bu sempozyumda bana, hayat#n kayna$#na dair son al#'malar#n yarat#c# bir Zek'n#n etkinli$ine i'aret edip etmedi$i soruldu$unda 'yle dedim: Evet, art#k etti$ini d'nyorum... neredeyse tamamen DNA ara't#rmalar# nedeniyle. DNA materyalinin yapm#' oldu$unu d'nd$m 'ey, (hayat#) retmek iin gerekli dzenlemelerin neredeyse inan#lmaz karma'#kl#$#yla, bu kadar ak#l almaz e'itlilikteki $elerin bir arada al#'mas#n# sa$lamak iin i'in iinde mutlaka zek olmas# gerekti$ini gstermi' olmas#d#r. Sz konusu olan birok $enin korkun karma'#kl#$# ve bunlar#n birlikte al#'ma 'ekillerinin korkun inceli$i. Bu iki 'eyin do$ru zamanda 'ans eseri bir araya gelmesi ok d'k bir ihtimal. Bunlar#n hepsi, bana zekn#n eseriymi' gibi grnen, ortaya #kan sonular#n elde edilmesini sa$layan bu mthi' karma'#kl#k meselesidir.

mesnet

72

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Bu a#klama benim iin nemli bir yn de$i'ikli$ini temsil ediyordu ancak yine de, felsefi hayat#m#n ba'#ndan beri benimsedi$im prensiple de tutarl#yd# - iddian#n gtrd$ yere gitmek. Gerry Schroeder'in "maymun teoremi" ad#n# verdi$im ayr#nt#l# rtmesinden ok etkilenmi'tim. Birok biim ve e'it halinde sunulan bu fikir, birok maymunun bilgisayar klavyelerine rastgele vurarak sonunda bir Shakespear sonesini elde ettikleri analojisini kullanarak 'ans eseri ortaya #kan hayat ihtimalini savunuyordu. Schroeder nce )ngiliz Ulusal Sanat Konseyi'nin gerekle'tirdi$i bir deneyden bahsetti. Alt# maymunun bulundu$u bir kafese bir bilgisayar konuyor. Bilgisayara bir ay boyunca rastgele vurduktan (ve ayn# zamanda onu bir tuvalet olarak kulland#ktan!) sonra maymunlar yaz#l# elli k$#t #kard#lar. Ama bunlar#n hibirinde tek bir kelime yoktu. Schroeder, )ngilizcedeki en k#sa kelimenin bir harf olmas#na (bir anlam#na gelen "a" ve ben anlam#na gelen "I") ra$men durumun bu oldu$unu kaydetti. "A", iki taraf#nda da bo'luk varsa bir kelime oluyordu. Klavyede otuz karakter oldu$unu d'nrsek (yirmi alt# harf ve di$er semboller) tek harfli bir kelime elde etme ihtimali 30 arp# 30 arp# 30, yani 27,000'dir. Tek harfli bir kelime elde etme ihtimali 27,000'de birdir. Schroeder daha sonra olas#l#klar# sone analojisine uygulad#. "Bir Shakespeare sonesi elde etme 'ans# nedir?" diye sordu. yle devam etti: Btn soneler ayn# uzunluktad#r. Yap# itibariyle on drt m#sra olurlar. A#l#' m#sras#n#n, "Seni bir yaz gnne benzetebilir miyim?" oldu$unu bildi$im soneyi setim. Harfleri sayd#m; bu sonede 488 harf bulunuyor. Klavyeyi tu'layarak 488 harfi "Seni Bir Yaz Gnne Benzetebilir miyim?"deki gerek s#rada dizme ihtimali nedir? Elde edece$iniz sonu 26n#n kendisiyle 488 defa arp#lmas#d#r - ya da 26 zeri 488dir. Veya ba'ka bir deyi'le, 10 taban#nda, 10 zeri 690'd#r.
mesnet

73

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

[ imdi] evrendeki partikllerin say#s# - kum taneleri de$il, protonlar, elektronlar ve ntronlardan bahsediyorum - 10 zeri 80'dir. On zeri 80, 1'den sonra 80 s#f#r gelmesi demektir. On zeri 690 ise 1'den sonra 690 s#f#r gelmesi demektir. Evrende denemeleri yazmaya yetecek kadar partikl yoktur; 10 zeri 600 katta bitersiniz. Btn evreni al#p onu bilgisayar iplerine evirirseniz maymunlar# unutun- ve bunlar#n her biri bir gram#n milyonda biri a$#rl#$#nda olur ve her bir ip, farz edelim, bir saniyenin bir milyon kat#nda 488 deneme gerekle'tirebilirse; btn evreni bu mikrobilgisayar iplerine dn'trrseniz ve bu ipler bir saniyenin bir milyon kat#nda rastgele harfler olu'turuyorsa [retiyorsa], srenin ba'#ndan itibaren elde edece$iniz deneme say#s# 10 zeri 90 deneme olacakt#r. Ve yine 10 zeri 600 katta bitersiniz. ans eseri bir sone elde etmeniz imkns#zd#r. Evrenin 10 zeri 600 kat daha byk olmas# gerekir. Buna ra$men dnya maymunlar#n bunu her seferinde yapabilece$ini d'nyor.1 Schroeder'in sunumunu dinledikten sonra ona, "maymun teoremi"nin bir y#$#n samal#k oldu$unu ok tatmin edici ve kesin bir biimde gsterdi$ini ve bunu bir soneyle yapmas#n#n zellikle ok ba'ar#l# oldu$unu syledim; teorem bazen Shakespeare'in eserleri ya da Hamlet gibi tek bir oyunu kullan#larak neriliyor. Teorem e$er tek bir sone iin i'lemeyecekse, o zaman hayat#n kayna$# gibi daha karma'#k bir i'in 'ans eseri gerekle'ti$ini ne srmek de sama olacakt#r. DAWKINS'LE DELLO Halka a#k mnazaralar#n yan# s#ra, yaz# yoluyla da e'itli tart#'malara dahil oldum. Bu tr tart#'malara nemli bir rnek, bilim adam# Richard Dawkins ile gerekle'tirdi$im fikir al#'veri'leri olabilir.
mesnet

74

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ateist al#'malar#n# takdirle kar'#lasam da, bencil gen d'nce ekoln her zaman ele'tirmi'imdir. Darwinian Evolution adl# kitab#mda, do$al seleksiyonun pozitif anlamda bir 'ey retmedi$ine i'aret ettim. Yaln#zca rekabeti olmayan her 'eyi elimine ediyor ya da elimine etme e$iliminde oluyordu. Bir varyasyonun, eliminasyondan kurtulmak iin gerekten rekabeti bir avantaj sunmas# gerekmez; yaln#zca sahibine rekabeti bir dezavantaj yklememesi yeterlidir. Olduka aptalca bir rnek seecek olursam, diyelim ki paltomun alt#na t#k#'t#r#lm#' faydas#z kanatlar#m var, bedenimi yerden kald#ramayacak kadar zay#f kanatlar. Faydas#z olduklar# gibi bu kanatlar avc#lardan kamama ya da yiyecek bulmama da yard#m etmiyor. Ama beni avc#lara kar'# daha korunmas#z hale getirmedike, muhtemelen remek ve kanatlar#m# ocuklar#ma geirmek zere hayatta kalaca$#m. Darwin'in do$al seleksiyonun bir 'ey retti$ine dair nerisinde fazla olumlu bir #kar#mda bu lunmas#ndaki hata, belki de sonuta kendi tercih etti$i alternatif "do$al koruma" terimi yerine "do$al seleksiyon" ya da "en gl olan#n hayatta kalmas#" ifadelerini kullanmas#ndan kaynaklan#yordu. Devam ederek Richard Dawkins'in The Selfish Gene eserinin popler 'a'#rtmada nemli bir uygulama oldu$unu belirttim. Ateist bir filozof olarak bu tr poplerle'tirme al#'mas#n#n Desmond Morris'in The Naked Ape veya The Human Zoo eserleri gibi kendi ilerinde y#k#c# oldu$unu d'nyordum. al#'malar#nda Morris, zoolojik bir a#klaman#n sonular# olarak, biyolojik bir fenomen olarak d'nlen kendi trmze zg olan her 'eyin sistematik bir inkr#n# sunuyor. )nsanlarla di$er trler aras#ndaki belirgin farkl#l#klar# gz ard# ediyor veya bahanelerle mazur gsteriyor. Di$er yandan Dawkins, genetikteki elli veya daha fazla y#ll#k al#'man#n neticesine, yani organizmalar#n gzlemlenebilir zelliklerinin byk o$unlukla birok genin etkile'imleriyle
mesnet

75

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ko'ulland#$#n# ve o$u genin bu tr birok zellik zerinde e'itli etkilerinin oldu$u ke'fine inanmamaya ya da bunu kmsemeye al#'t#. Dawkins iin insan davran#'#n# retmenin ba'l#ca yolu, genlere yaln#zca insanlara atfedilebilecek zellikleri atfetmekti. Sonra, hepimizin genlerimizin olu'turdu$u ba'ka seim 'ans# olmayan yarat#klar# oldu$unda #srar ederek, her 'eyi kontrol eden monatlar#n naho' ki'isel zelliklerini payla'maktan ba'ka aremiz olmad#$# sonucuna var#yor. Genler elbette, bunlar veya di$er bilinsiz varl#klar#n rekabete dahil olabilecekleri ya da seleksiyon gerekle'tirebileceklerinden daha fazla bencil ya da cmert olamazlar. (Do$al seleksiyon, bilindi$i gibi, seleksiyon de$ildir; ve insan seviyesinin alt#nda, varl#k iin verilen mcadelenin kelimenin gerek anlam#nda "rekabeti" olmad#$# da, daha az bilinen mant#ksal bir gerektir.) Ama bu Dawkins'i, kitab#n#n "bilim kurgu de$il, bilim" oldu$unu duyurmaktan al#koymad#. yle diyordu, "Biz hayatta kalma makineleriyiz - genler olarak bilinen bencil moleklleri korumak iin gzmz ba$l# programlanan robot aralar."2 Daha sonra zaman zaman inkrlarda bulunmakla birlikte Dawkins, kitab#nda onu harfi harfine ele almamam#z iin hibir uyar#da bulunmuyordu. )lgin bir biimde, "kitab#n#n iddias#n#n biz ve di$er btn hayvanlar#n genlerimiz taraf#ndan yarat#lan makineler oldu$unu" da ekledi. Bunlardan herhangi biri do$ru olsayd#, Dawkins'in yapt#$# gibi, 'u vaaz ile devam etmeye hi gerek olmazd#: "Cmertli$i ve fedakrl#$# $retmeye al#'al#m, nk biz bencil do$duk." Hibir etkili ve gzel sz programlanm#' robotlar# hareket ettiremez. Ama asl#nda bunlar#n hibiri do$ru de$il - birazc#k olsun mant#kl# bile de$il. Grd$mz gibi genler, davran#'#m#z# gerekli k#lmaz ve k#lamaz. Ayr#ca ac#mas#z bir bencillik ya da fedakr bir merhamet duygusunu olu'turmak iin gerekli anlay#' ve hesaplama kapasitesine de sahip de$iller. 76

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

TUTKULU VE LKEL OYUN Babe Ruth beyzboldan k#rk ya'#nda emekli oldu. Ben 'u anda bu ya'#n iki kat#ndan daha by$m ve Tanr#'n#n varl#$#yla ilgili fikrimi de$i'tirsem de, ateizm savunmam ve teistler ve di$erleriyle yapt#$#m tart#'malar#n teoloji sorular#na devam eden ilgimi ve e'itli cevaplar# ortaya #karmaya devam etme iste$imi gsterdi$ini umuyorum. Analistler ve psikologlar bundan istedikleri anlam# #karabilirler ama benim iimdeki drt hl ayn#: gerek sonulara ula'an geerli iddialar#n pe'inden gitmek. Mevcut fikrimi ve beni bunu kabul etmeye iten kan#tlar# sundu$um kitab#n sonraki blmnde de umar#m her zamanki tutkum ve ilkelerimle oynayabilirim.

mesnet

77

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

BLM II TANRI'YI KE#F M

mesnet

78

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

4 - MUHAKEME YOLCULU#U
Konuya bir ykyle ba'lamak istiyorum. Denizin bir uydu telefonunu, daha nce modern toplumla hi temas etmemi' bir kabilenin ya'ad#$# uzak bir adaya srkledi$ini d'nn. Yerliler arama tu'lar#yla oynar ve belirli s#ralarda bast#klar#nda farkl# sesler duyarlar. )lk nce bu sesleri #karan#n cihaz#n kendisi oldu$unu d'nrler. Daha zeki yerlilerden baz#lar#, yani kabilenin bilim adamlar#, bir kopyas#n# olu'turarak yeniden tu'lara basarlar. Sesleri tekrar duyarlar. Sonu onlar iin ortadad#r. Kristaller ve metaller ve kimyasallardan olu'an bu kombinasyon insan sesine benzeyen sesler olu'turur ve bunun anlam# seslerin cihaz#n bir zelli$i olmas#d#r. Ancak kabilenin bilgesi bir toplant# iin bilim adamlar#n# bir araya getirir. Konu zerine uzun zaman d'nm' ve 'u sonuca varm#'t#r: cihaz#n iinden gelen sesler kendileri gibi ya'ayan ve bilin sahibi olan ancak ba'ka bir dilde konu'an insanlardan geliyor olmal#d#r. Seslerin telefon cihaz#n#n zelli$i oldu$unu varsaymak yerine, gizemli bir ileti'im a$# yoluyla di$er insanlarla "irtibat" halinde olma ihtimallerini ara't#rmalar# gereklidir. Belki de bu yndeki daha fazla ara't#rma sonucunda, bu adan#n tesindeki dnyay# daha iyi anlayacaklard#r. Ancak bilim adamlar# bilgeye glmekle yetinirler ve 'yle derler: "Bak, cihaza zarar verdi$imizde sesler gelmeyi kesiyor. Yani a#ka grlyor ki bunlar, lityum ve bas#l# devre levhalar# ve #'#k emici diyotlar#n e'siz bir kombinasyonunun retti$i seslerden ba'ka bir 'ey de$il" Bu ykde, kan#t#n teorilerimizi 'ekillendirmesi yerine yerle'mi' teorilerin, kan#t# gr' 'eklimizi de$i'tirmesine ne kadar kolay izin verdi$imizi gryoruz. Copernicus'un giri'imi, Ptolemy'nin bin tane ikincil emberiyle engellenebilir. (Ptolemy'nin gne' sistemiyle ilgili
mesnet

79

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

dnya merkezli modelini savunanlar, modelleriyle at#'an gezegen hareketine dair gzlemleri bahanelerle mazur gstermek iin ikincil ember kavram#n# kullanarak Copernicus'un gne' merkezli modeline direnmi'lerdir.) Ve bunda bana gre, dogmatik ateizmin kendine has tehlikesi, ktl$ yatmaktad#r. "Dnyan#n nas#l var oldu$una dair bir a#klama aramamal#y#z; o burada ve hepsi bu kadar" ya da "Her 'eyden stn bir hayat kayna$#n# kabul edemeyece$imize gre, imkns#z olana, yani hayat#n kendili$inden 'ans eseri maddeden kaynakland#$#na inanmay# seiyoruz" veya "Fizik kanunlar#, bo'luktan kaynaklanan 'kanunsuz kanunlard#r tart#'ma bitmi'tir" gibi ifadeleri ele alal#m. )lk bak#'ta etraflar#nda sama bir hava olmad#$# iin zel bir gce sahip mant#kl# iddialar gibi grnyorlar. Elbette ki bu, onlar#n mant#kl# ya da iddia olduklar#na dair bir i'aret say#lamaz. Art#k bir durumun yle veya byle oldu$una dair mant#kl# bir iddia ne srmek iin, bu durumu destekleyecek nedenler sunmak gereklidir. Farz edelim ki bu trden bir ifadede bulan birinin neyi iddia etti$i konusunda 'phedeyiz, ya da daha radikal bir biimde, gerekten bir 'ey iddia edip etmediklerinden bile emin de$iliz; ifadelerini anlamaya al#'man#n bir yolu, iddialar#n#n gerekli$ini desteklemek iin sunduklar#, varsa, kan#tlar# bulmaya al#'makt#r. E$er sunulan ifade gerekten mant#kl# ve bir iddia niteli$indeyse, bilim veya felsefeden kendi lehine nedenler sunmal#d#r. Ve bu ifadenin aleyhine say#labilecek her 'ey, ya da konu'mac#n#n bundan vazgemesine ya da hatal# oldu$unu kabul etmesine neden olacak her 'ey ortaya serilmelidir. Ancak bunun lehine sunulan hibir neden ya da kan#t yoksa, o zaman bunun mant#kl# bir iddia oldu$una dair bir neden veya kan#t da yoktur. ykdeki Bilge, bilim adamlar#na kan#t#n btn boyutlar#n# ara't#rmalar#n# syledi$i zaman, ilk bak#'ta mant#kl# ve durum gere$i umut verici grnen bir 'eyi ara't#rmaman#n, kabilenin ya'ad#$# 80

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

adan#n tesindeki dnyay# daha iyi anlama ihtimalini ortadan kald#rd#$#n# sylemek istiyordu. imdi ateist olmayan insanlara genellikle, bilimsel zihniyete sahip dogmatik ateistlerin "Yine de bir Tanr# olabilir" ifadesini kabul etmeleri iin yeterli oldu$unu kabul edecekleri bir nedene dair akla gelecek bir kan#t yokmu' gibi geliyor. Bu nedenle eski ateist arkada'lar#ma 'u temel soruyu soruyorum: "En az#ndan stn bir Zihnin varl#$#n# d'nmeniz iin bir neden olu'turmak zere ne olmas# ya da ne olmu' olmas# gerekir?" KARTLARI MASAYA D ZERKEN yky bir kenara b#rakacak olursak, 'imdi kartlar#m#, yani kendi gr'lerimi ve bunlar# destekleyecek nedenlerimi masaya dizme s#ram geldi. Art#k evrenin sonsuz bir Zek taraf#ndan var edildi$ine inan#yorum. Bu evrenin karma'#k kanunlar#n#n bilim adamlar#n#n Tanr#'n#n Zihni dedikleri 'eyi ortaya koydu$una inan#yorum. Hayat#n ve o$alman#n, ilah bir Kaynaktan ba'lad#$#na inan#yorum. Yar#m yzy#ldan fazla bir sre boyunca ateizmi a#klay#p savunduktan sonra neden buna inan#yorum? Buna k#saca 'yle cevap verebilirim: modern bilimin ortaya #kard#$# dnya resmi, benim grd$m 'ekliyle byle. Bilim, do$an#n Tanr#'ya i'aret eden boyutuna #'#k tutuyor. Bunlardan ilki do$an#n kanunlara uydu$u gere$i. )kincisi, hayat boyutu; maddeden kaynaklanan ve zekice organize edilip amaca ynelik hareket eden varl#k boyutu. ncs ise do$an#n varl#$#. Ancak bana rehberlik eden yaln#zca bilim olmad#. Ayn# zamanda klasik felsefi iddialar#n yenilenen incelemesi de bana yard#mc# oldu. Ateizmden vazgemem, yeni bir fenomen ya da iddia nedeniyle olmad#. Son yirmi y#ld#r, btn d'nce erevem hareket halindeydi srekli. Bu da, do$ayla ilgili kan#tlar# srekli olarak
mesnet

81

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

de$erlendirmemin bir sonucuydu. Sonunda bir Tanr#'n#n var oldu$unu kabul etti$imde, bu bir paradigma de$i'imi de$ildi, nk Republic adl# eserinde Plato'nun Socrates iin yazd#$# gibi benim paradigmam hl ayn# yerde: ")ddian#n gtrd$ yere gitmeliyiz". Bir filozof olarak benim nas#l olup da bilim adamlar#n#n ele ald#$# konularla ilgili konu'abildi$imi sorabilirsiniz. Buna cevap vermenin en iyi yolu bir ba'ka soru olacakt#r. Burada bilimle ya da felsefeyle mi u$ra'#yoruz? )ki fiziksel bedenin, rne$in, iki subatomik partikln etkile'imini incelerken bilimle u$ra'#yorsunuzdur. Bu subatomik partikllerin - ya da fiziksel olan herhangi bir 'eyin - nas#l ve neden var olabildi$ini sordu$unuz zaman, felsefeyle u$ra'#yorsunuz demektir. Bilimsel verilerden felsefi sonular #kar#yorsan#z, bir filozof gibi d'nyorsunuzdur. B R F LOZOF G B D&NMEK imdi yukar#daki bak#' a#s#n# uygulayal#m. 2004 y#l#nda i'e tek ba'#na madde ile ba'larsan#z hayat#n kayna$#n#n a#klanamayaca$#n# syledim. Beni ele'tirenler bunun zerine muzafferane bir tav#rla, abiyojenezle (hayat#n cans#z materyalden kendili$inden olu'umu) ilgili olarak bilimsel bir dergide tek bir makale okumad#$#m# ya da bununla ilgili son geli'meleri takip etmedi$imi ilan ederek cevap verdiler. Bunu yaparak as#l noktay# ka#rd#lar. Ben kimya ya da geneti$in o ya da bu gere$iyle de$il, bir 'eyin canl# olmas#n#n ne anlama geldi$i ve bunun bir btn olarak bak#ld#$#nda kimya ve genetik gereklerle nas#l ili'kili oldu$una dair temel soruyla ilgileniyordum. Bu seviyede d'nmek, bir filozof gibi d'nmektir. Ve kula$a kendini be$enmi' gibi gelme riskini alarak bunun, bilim adam# olarak bilim adamlar#n#n de$il tam olarak filozoflar#n i'i oldu$unu sylemeliyim; bilim adamlar#na zg uzmanl#k, i' bu soruyu d'nmeye geldi$inde onlara hibir avantaj vermiyor; t#pk# y#ld#z bir beyzbol oyuncusunun belirli bir di'
mesnet

82

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

macununun di'e faydalar# zerine zel bir uzmanl#$#n#n olmad#$# gibi. Elbette ki bilim adamlar# da herkes kadar filozof gibi d'nmekte serbest. Ve elbette btn bilim adamlar# elde ettikleri gereklere dair benim yorumuma kat#lmayacakt#r. Ama buna kat#lmamalar# onlar#n kendi felsefi d'ncelerine kalmal#d#r. Di$er bir deyi'le, felsefi analize giriyorlarsa, bilim adam# olarak ne yetkileri ne de uzmanl#klar# konuyla ilgilidir. Bunu anlamak kolay olmal#. Bilim ve teknolojinin olu'turdu$u i' say#s#na dair iddialarda bulunmak gibi bilim ekonomisi zerinde gr'lerini bildirirlerse, iddialar#n# ekonomik analiz dahilinde ne srmek zorundalar. Bunun gibi, bir filozof olarak konu'an bir bilim adam#, felsefi bir iddia sunmal#d#r. Albert Einstein'#n da syledi$i gibi: "Bilim adam#, kt bir filozoftur." Neyse ki durum her zaman byle de$ildir. Son yz y#l iinde bilimin nderleri, gnmzn en etkili bilim adamlar#ndan baz#lar#yla birlikte, ilah bir Zihinden kaynaklanan rasyonel bir evrene dair felsefi anlamda ikna edici bir gr' olu'turdular. Sonu olarak art#k, bilim adamlar# ve halktan insanlar#n benzer 'ekilde kar'#la't#klar# birok fenomenin en sa$lam felsefi a#klamas# olarak grd$m dnya gr' budur. bilimsel ara't#rma alan# benim iin zellikle nemlidir ve bugnn kan#tlar# #'#$#nda ilerlerken de bunlar# dikkate alaca$#m. Bunlardan ilki en derin d'nen bilim adamlar#n#n bile kafas#n# kar#'t#ran ve kar#'t#rmaya devam eden sorudur: Do$an#n kanunlar# nas#l olu'tu? )kincisi de herkesin bildi$i 'u soru: Bir fenomen olarak hayat, nas#l hayat#n yoklu$undan #k#yor? ncs ise filozoflar#n kozmologlara devretti$i problemdir: Evren, yani fiziksel olan her 'ey, nas#l var oldu?

mesnet

83

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

B LGEL # N YEN DEN KE&F Tanr# ile ilgili klasik felsefi tart#'malardaki yeni konumuma gelecek olursam, bu alanda beni ikna eden her 'eyden nce David Conway'in The Recovery of Wisdom: From Here to Antiquity in Quest of Sophia (Bilgeli$in Yeniden Ke'fi: Sophia'n#n Pe'inde Gnmzden Antik a$lara) adl# kitab#nda Tanr#'n#n varl#$#na dair iddias# olmu'tur. Conway, hem klasik hem de modern felsefede e'it yere sahip, Middlesex niversitesi'nde al#'an sekin bir )ngiliz filozoftur. Varl#$# Conway ve benim taraf#ndan savunulan Tanr#, Aristotle'#n Tanr#'s#d#r. Conway 'yle yazar: zet olarak, dnyan#n ve daha geni' halinin a#klamas# oldu$unu d'nd$ Varl#$a Aristotle 'u nitelikleri atfetmi'tir: de$i'mezlik, maddi olmama, her 'eye gc yetme, her 'eyi bilme, birlik ya da blnememe, mkemmel iyilik ve gerekli varl#k. Bu niteliklerle Musevi-H#ristiyan gelene$inde Tanr#'ya geleneksel olarak atfedilen nitelikler aras#nda etkileyici bir benzerlik bulunmaktad#r. Bu iki dinin ibadet hedefi olan dnyan#n nedeni olarak Aristotle'#n zihninde ayn# )lah Varl#$#n bulundu$una dair gr'mz tam olarak hakl# gsteren de budur.2 Conway'in de anlad#$# gibi, tek tanr#l# dinlerin Tanr#'s#, Aristotle'#n Tanr#'s#yla ayn# niteliklere sahiptir. Conway kitab#nda, "klasik felsefe gr'" olarak tan#mlad#$# 'eyi savunmaya al#'maktad#r. Bu d'nce, "dnya ve daha geni' halinin a#klamas#n#n, onu var etmek ve rasyonel varl#klar# devam ettirmek amac#yla yaratan ve daha ok Tanr# denen stn, her 'eye gc yeten ve her 'eyi bilen bir zekn#n yarat#s# oldu$una dair gr'"tr. Tanr# dnyay#, rasyonel varl#klardan olu'an bir #rk# var etmek iin yaratt#. Conway, tek ba'#na insan muhakemesinin uygulanmas# ile Aristotle'#n savundu$u Tanr#'n#n varl#$# ve do$as#n#
mesnet

84

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

$renmenin mmkn onayl#yorum.

oldu$una

inan#yor

ve

ben

de

bunu

Tanr#y# ke'fimin, do$ast fenomenden hi bahsetmeden tamamen do$al bir dzeyde geli'ti$inin alt#n# izmeliyim. Geleneksel olarak do$al teoloji denen bir uygulamayd#. Bilinen dinlerin hibiriyle bir ba$lant#s# olmad#. Ayr#ca Tanr#'yla ilgili ki'isel bir deneyimim ya da do$ast veya mucizev denecek trden bir deneyim ya'ad#$#m# da iddia etmiyorum. K#sacas#, Tanr#'y# ke'fedi'im inanc#n de$il, muhakemenin bir yolculu$udur.

mesnet

85

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

5 - DO#ANIN KANUNLARINI K M YAZDI?


Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin muhtemelen en popler ve akla en yatk#n argman, szde tasar#m argman#d#r. Bu argmana gre do$ada a#k biimde grnen tasar#m, kozmik bir Tasar#mc#n#n varl#$#n# gstermektedir. Genellikle bunun asl#nda bir dzen ierisinde tasar#m yap#lmas#na ynelik bir argman oldu$unu vurgulam#'#md#r; zira do$adaki alg#lanan dzenden kaynaklanan argmanlar bir tasar#m#n, dolay#s#yla bir Tasar#mc#n#n varl#$#n# kan#tlamaktad#r. Bir zamanlar bu tasar#m argman#n# sert biimde ele'tirmi' olsam da art#k 'unu anlad#m ki, bu argman do$ru biimde formle edildi$inde Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin inand#r#c# bir ifade te'kil etmektedir. Bu sonuca varmama zellikle iki alandaki geli'meler yol am#'t#r. Bunlar#n ilki do$an#n kanunlar#n#n kayna$# sorusu ve gnmzn sayg#n bilim adamlar#n#n bu konuyla ilgili gr'leridir. )kincisi ise ya'am#n kayna$# ve reme sorusudur. Do$an#n kanunlar# diyerek neyi mi kastediyorum? Kanun kelimesiyle anlatmak istedi$im 'ey do$adaki dzen veya simetridir. Ders kitaplar#nda s#k s#k yer alan baz# rnekler ne demek istedi$imi gsterebilir: Boyle Kanunu: S#cakl#$#n sabit kalmas# ko'uluyla, bir miktar gaz#n bas#nc# ile hacminin arp#m# daima sabittir. Newton'un Birinci Hareket Kanunu: Herhangi bir cisim zerine bir kuvvet etki ediyorsa ya da etki eden kuvvetlerin bile'kesi s#f#rsa, cisim durumunu de$i'tirmez; yani duruyorsa durur, hareket ediyorsa hareketini bir do$ru boyunca devam ettirir. Enerjinin korunumu kanununa gre, ierisindeki toplam enerji miktar# sabittir. kapal# bir sistemin

mesnet

86

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

nemli nokta yaln#zca do$ada dzenlerin olmas# de$il, bu dzenlerin matematiksel olarak kesin, evrensel ve "birbirine ba$l#" olmas#d#r. Einstein bunlara "somut mant#k" diyordu. Bizim sormam#z gereken soru, do$an#n bu 'ekilde bir btn haline nas#l geldi$idir. Bu kesinlikle Newton, Einstein ve Heisenberg gibi bilim adamlar#n#n sorduklar# - ve cevaplad#klar# - sorudur. Bu ki'ilerin bulduklar# cevap Tanr#'n#n Akl# olmu'tu. Bu d'nme biimi yaln#zca Isaac Newton ve James Maxwell gibi modern a$ ncesindeki teistik bilim adamlar#nda rastlanan bir 'ey de$ildi. Aksine modern a$#n ok say#da nemli bilim adam#, do$an#n kanunlar#n# Tanr#'n#n Akl#n#n d'nceleri olarak grm'tr. Stephen Hawking en ok sat#lan kitaplar listesinde yer alan Zaman#n K#sa Tarihi kitab#n# 'u paragrafla bitiriyor: Eksiksiz bir kuram ke'fedecek olursak, bu kuram zaman# geldi$inde yaln#zca birka bilim adam#nca de$il, herkes taraf#ndan anla'#labilir olmal#d#r. Ard#ndan filozoflar, bilim adamlar#, s#radan insanlar, yani hepimiz, bizlerin ve kinat#n neden var oldu$u sorusuna ili'kin tart#'maya kat#lmal#y#z. Bu sorunun cevab#n# bulacak olursak, bu, insan akl#n#n en byk zaferi olacakt#r -nk ancak o zaman Tanr#'n#n akl#n#n ne oldu$unu $renebiliriz. Hawking, bu paragraftan bir nceki sayfada 'yle bir soru sormu'tu: "Olas# tek bir ortak kuram olsa bile, bu kuram yaln#zca bir kurallar ve denklemler kmesidir. Bu denklemlere can veren ve bu denklemlerin tan#mlayaca$# bir evreni yaratan 'ey nedir?'" Hawking kendisiyle daha sonra yap#lan rportajlarda bu konu hakk#nda 'unlar# sylemi'ti: "En byk kan#t evrendeki dzendir. Evren hakk#nda daha fazla 'ey ke'fettike evrenin mant#kl# kanunlarca ynetilmekte oldu$una dair daha fazla 'ey ke'federiz. Ve akl#n#zda hl 'u soru olur: Evrenin var olma nedeni nedir? )sterseniz Tanr#'y# bu denklemin cevab# olarak tan#mlayabilirsiniz."2

mesnet

87

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

TM BU K TAPLARI K M YAZDI? Hawking'den ok nce Einstein da benzer ifadeler kullanm#'t#: "Tanr#'n#n bu dnyay# nas#l yaratt#$#n# merak ediyorum... O'nun dnyay# yarat#rken d'ndklerini bilmek istiyorum, gerisi teferruatt#r."3 Tanr# ve Felsefe kitab#mda, Einstein'#n Spinoza'n#n Tanr#s#na inand#$#n# sylemi' olmas# nedeniyle asl#nda bu tr ifadelerden pek bir anlam #karamayaca$#m#z# sylemi'tim.4 Baruch, Spinoza iin Tanr# ve do$a kelimelerinin e'anlaml# olmas# nedeniyle Einstein'#n Museviler, H#ristiyanlar ve Mslmanlar#n gznde mutlak bir ateist oldu$u ve onun "btn ateistlerin ruhani babas#" oldu$u sylenebilir. Fakat Einstein'#n arkada'# Max Jammer'#n yazd#$# Einstein ve Din adl# kitap, Spinoza'n#n Einstein zerindeki etkisi ve Einstein'#n kendi inanlar# hakk#nda ortaya olduka farkl# bir resim koymaktad#r. Jammer, Einstein'#n Spinoza hakk#nda bildiklerinin olduka s#n#rl# oldu$unu; Spinoza'n#n yaln#zca Etik kitab#n# okudu$unu ve Spinoza'n#n felsefesi hakk#nda yaz# yazmas#na ynelik yap#lan #srarl# talepleri geri evirdi$ini anlatmaktad#r. Einstein, bu taleplerden birine cevaben, "Spinoza hakk#nda bilimsel bir makale yazabilecek kadar bilgiye sahip de$ilim," demi'ti.5 Her ne kadar Einstein, Spinoza'n#n determinizme olan inanc#n# payla'm#' olsa da Jammer, Spinoza'n#n d'ncesinin Einstein'#n bilimini etkilemi' oldu$unu varsayman#n "gerek d#'# ve haks#z" bir yakla'#m olaca$#na inanmaktad#r.6 Jammer ayr#ca "Einstein'#n Spinoza'ya yak#nl#k hissetti$ini, nk ikisinin de yaln#zl#$a ihtiya duyduyduklar#n# ve Yahudi kltrnn iinde byme ve sonradan bu kltrn dinsel miras#ndan d#'lanma kaderini payla't#klar#n# fark etmi'ti."7 Einstein, Spinoza'n#n panteist olmas#na dikkat ekerken asl#nda kendisinin ne ateist ne de panteist oldu$unu a#k biimde dile getiriyordu:
mesnet

88

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ben ateist de$ilim ve kendime panteist diyebilece$imi de d'nmyorum. Asl#nda ok say#da farkl# dilde yaz#lm#' yzlerce kitapla dolu bir ktphaneye giren kk bir ocu$a benziyoruz. ocuk bu kitaplar# mutlaka birisinin yazm#' oldu$unu biliyordur ama bu kitaplar#n nas#l yaz#ld#$#m bilmez. Bu kitaplar#n yaz#ld#$# dilleri anlamaz. ocukta kitaplar#n gizemli bir dzene gre yerle'tirildi$ine dair belli belirsiz bir ku'ku uyan#r ama bu gizemin ne oldu$unu bilemez. Bence en ak#ll# insan#n bile kafas#ndaki Tanr# d'ncesi bu ocu$un haline benzemektedir. Evrenin muazzam bir dzen ve belirli kurallar erevesinde i'ledi$ini grr ama bu kurallar# pek anlamay#z. Belirli s#n#rlar# olan akl#m#z, tak#my#ld#zlar#n# hareket ettiren gizemli gc kavramaktad#r.8 Richard Dawkins, Tanr# Yan#lg#s# adl# kitab#nda Einstein'#n ateist oldu$u ynndeki eski gr'm ileri srmektedir. Dawkins byle yaparak Einstein'#n ne ateist ne de panteist oldu$u ynnde yukar#daki kesin ifadelerini gz ard# etmi' oluyor. Bu olduka 'a'#rt#c#d#r, nk Dawkins, Jammer'dan s#k s#k al#nt# yaparken, Jammer ve Einstein'#n kendi iddias#n# rtecek trden say#s#z ifadesini atlamaktad#r. rne$in Jammer kitab#nda 'yle diyor: "Einstein ateist olarak an#lmaya srekli kar'# #km#'t#. Mesela Prens Hubertus ile yapt#$# bir sohbette 'Beni as#l sinirlendiren 'ey, [Tanr# diye bir 'ey olmad#$#n# syleyen] insanlar#n gr'lerini desteklemek iin benden al#nt# yapmalar#d#r,' demi'ti. Einstein ateizmi reddediyordu, nk bireysel bir Tanr# anlay#'#n# kabul etmeyi'ini Tanr#'y# inkr etmek olarak grmyordu."9 Einstein elbette bireysel bir Tanr# anlay#'#na inanm#yordu. Fakat 'unlar# sylyordu: Bireysel bir Tanr# inanc#na kar'# #k#lmas#n#n gerekip gerekmedi$i olduka farkl# bir meseledir. Freud bu gr' en son kitab#nda desteklemi'tir. Ben 'ahsen asla bu tr bir u$ra' ierisine girmem. nk ben bu tr bir inanc#, ya'ama kar'# a'k#n (yce) bir bak#'
mesnet

89

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

a#s# yoklu$una tercih ederim ve bir gn bir ki'i #k#p da insanl#$#n byk k#sm#n# metafiziksel ihtiyalar#n# kar'#layacak daha yce bir vas#taya ynlendirebilecek mi diye merak ediyorum."10 Jammer szlerine 'yle devam ediyordu: "zetlemek gerekirse, Einstein, t#pk# )bni Meymun ve Spinoza gibi, dini d'ncede antropomorfizmi kesin bir dille reddediyordu." Fakat bireysel bir Tanr# anlay#'#n# inkr etmenin mant#kl# tek sonucunu Tanr#'n#n do$ayla zde'le'tirilmesinde bulan Spinoza'n#n aksine Einstein, Tanr#'n#n kendisini "evrenin kanunlar#nda insano$lundan stn ve kar'#s#nda tm alakgnlll$mzle sayg# duymam#z gereken bir ruh olarak" gsterdi$ini ileri sryordu. Einstein, do$ay# bilen ki'inin Tanr#'y# da bildi$i konusunda Spinoza'yla hemfikirdi ama do$a, Tanr# oldu$u iin de$il, do$an#n incelenmesinde bilimin rehberli$iyle ula'#lan nokta din oldu$u iin.11 E NSTE N'IN "STN AKILI Einstein, kesinlikle dnyan#n temelindeki mant#$# a#klayacak yce bir kayna$#n oldu$una inan#yordu. Bu kayna$# yer yer "stn ak#l," "sonsuz stn ruh," "stn muhakeme gc" ve "tak#my#ld#zlar#n# hareket ettiren gizemli g" olarak adland#r#yordu. Einstein'#n bu gr' birka ifadesinde a#k biimde grlmektedir: Gere$in ve onun insan akl#na e'siz biimde eri'ebilmesinin mant#kl# yap#s#na duyulan bu inanc# "din" kelimesinden daha iyi ifade edecek bir 'ey bulamad#m. Bu inanc#n olmad#$# yerde bilim, yavan bir sre haline gelir. E$er rahipler bunu kendi #karlar# iin kullanacaklarsa b#rakal#m da bunu 'eytan d'nsn. Bunun iin herhangi bir ila yoktur.12 Bu alandaki [bilim] ba'ar#l# ilerlemeleri bizzat ya'am#' olan herkes, ya'amda tezahr eden ussall#$#n... ya'amda vcut bulan mant#$#n grkeminin yaratt#$# derin sayg# duygusundan etkilenir.13
mesnet

90

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Daha yksek bir dzenin btn bilimsel al#'mas#n#n arkas#nda dnyan#n mant#kl# veya anla'#labilir 'ekilde yarat#lm#' oldu$una dair, dini duyguya benzer, bir inan oldu$u kesindir... Kendisini deneyim dnyas#nda ortaya koyan stn bir ak#l ierisinde yer alan bu sa$lam, derin duygulara s#k# s#k#ya ba$l# inan benim Tanr# anlay#'#m# anlatmaktad#r.14 Bilimle ciddi biimde u$ra'an herkes, do$an#n kanunlar#n#n insano$lundan stn ve kar'#s#nda tm alakgnlll$mzle sayg# duymam#z gereken bir ruhun varl#$#n#n tezahr oldu$una inan#r.15 Benim dindarl#$#m, kendisini zay#f ve geli'memi' ak#llar#m#zla alg#layabildi$imiz kk ayr#nt#larda belli eden son derece stn ruha kar'# mtevaz# bir hayranl#ktan ibarettir. Benim kafamdaki Tanr# fikrini, kendisini ak#l s#r erdirilmesi imkns#z evrende ortaya koyan stn bir muhakeme gcnn varl#$#na duyulan bu derin duygusal inan 'ekillendirmektedir.16 KUANTUM TANRI'YA DO#RU SIRIYOR )zafiyeti bulan Einstein, do$an#n kanunlar# ile Tanr#'n#n Akl# aras#nda bir ba$ oldu$unu gren ilk byk bilim adam# de$ildi. Modern zamanlar#n bir di$er byk bilimsel ke'fi olan kuantum fizi$inin atalar# Max Planck, Werner Heisenberg, Erwin Schrdinger ve Paul Dirac da benzer ifadelerde bulunmu'lard#17 ve ben burada bunlar#n birka#n# aktarmak istiyorum. Heisenberg'in belirsizlik prensibi ve matris mekani$i ile bilinen Werner Heisenberg, "Ya'am#m boyunca srekli olarak bu iki d'nce alan#n#n [bilim ve din] ili'kisini d'nmek zorunda kalm#'#md#r nk her ikisinin de i'aret ettikleri 'eyin gerekliginden asla ku'ku duyamam#'#md#r," demi'ti.18 Heisenberg bir defas#nda da 'unlar# sylemi'ti:
mesnet

91

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Wolfgang [Pauli] hi beklemedi$im bir 'ekilde bana 'yle bir soru yneltmi'ti: "Bireysel bir Tanr#'ya inan#yor musun?" "Sorunu ba'ka bir 'ekilde ifade edebilir miyim?" diye sormu'tum. "Ben 'ahsen 'u forml tercih ederim: Sen veya herhangi biri, varl#$# 'phe gtrmeyen 'eylerin veya olaylar#n temelindeki dzene bir ba'ka insan#n ruhuna ula't#$#n#z gibi do$rudan ula'abilir misiniz? "Ruh" kelimesini yanl#' anla'#lmamak iin kas#tl# olarak kullan#yorum. E$er sorunu bu 'ekilde yneltecek olursan cevab#m evet olur... Bu zel pusulay# ynetmi' olan manyetik g - ve bunun kayna$# temel dzen de$ildir de nedir? - bir gn tkenecek olursa insanl#$#n ba'#na toplama kamplar# ve atom bombalar#ndan bile daha kt 'eyler gelebilir."19 Bir di$er kuantum ncs olan, dalga mekani$ini geli'tiren Erwin Schrdinger 'u ifadeleri kullanm#'t#: Etraf#mdaki dnyan#n bilimsel resmi olduka eksiktir. Bu resim bana bol miktarda gereki bilgi sunmakta, btn deneyimlerimizi muazzam derecede uyumlu bir dzen ierisinde bir araya getirmektedir, fakat kalbimize gerekten de yak#n olan, bizi gerekten de ilgilendiren 'eyler konusunda pek bir 'ey anlatmamaktad#r. K#rm#z# ile mavi, ac# ile tatl#n#n yaratt#$# hisler, ne'e ve keder duygular# hakk#nda tek bir kelime bile syleyemez. Gzel ve irkin, iyi veya kt, Tanr# ile sonsuzluk hakk#nda hibir 'ey bilmez. Bilim bazen bu alanlardaki sorular# cevapl#yormu' gibi yapar, fakat verdi$i cevaplar o$unlukla o kadar samad#r ki, bunlar# genellikle ciddiye almay#z. Bilim, bizlerin de bir 'ekilde bir paras#n# olu'turdu$umuz, ait oldu$umuz byk Birlik sz konusu oldu$unda da sessiz kal#r. Bu byk Birlik iin gnmzde en yayg#n biimde kullan#lan isim ba' harfi byk yaz#lan "Tanr#" kelimesidir. Bilime genellikle ateistlik damgas# vurulur. Syledi$imiz o kadar 'eyden sonra bu hi de 'a'#rt#c# olmasa gerek. E$er bilimin dnyaya dair izdi$i resim
mesnet

92

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gzelli$i, ne'eyi, kederi kapsam#yorsa, e$er ki'isellikten bilinli olarak yoksun b#rakm#yorsa, bu resmin, kendisini insan akl#na sunan en yce fikri kapsamas# nas#l beklenebilir ki.20 Kuantum hipotezini ilk ortaya koyan Max Planck, "Din ile bilim aras#nda asla gerek anlamda bir z#tl#k olamaz, nk biri di$erinin tamamlay#c#s#d#r," diyerek a#k biimde bilimin dini tamamlad#$#n# ileri srm't.21 Planck ayr#ca, "Din ile do$al bilim birlikte 'phecili$e, dogmac#l#$a, inans#zl#$a ve bat#l inanca kar'#... [ve dolay#s#yla] 'Tanr# u$runa' amans#z bir sava' vermektedir" demi'ti.22 nc bir kuantum kuram# forml ile Heisenberg ve Schrdinger'i tamamlayan Paul A. M. Dirac, "Tanr# st dzey bir matematikidir ve evreni yarat#rken ileri dzeyde matematik kullanm#'t#r" 'eklinde bir ifadede bulunmu'tu.23 Bu bilim adamlar#ndan nesiller nce Charles Darwin de benzer bir gr' dile getirmi'ti: [Mant#k bana] ierisinde belirsizli$in veya gereklili$in sonucu olarak gemi'e ve gelece$e bakabilme kabiliyeti bulunan insanlar#n oldu$u bu usuz bucaks#z ve ola$anst evreni anlayabilmenin a'#r# zorlu$unu, hatta olanaks#zl#$#n# anlatmaktad#r. Byle d'nd$m zamanlarda kendimi, bir lde insanlar#nkine benzeyen ak#ll# bir kafaya sahip ilk Neden'e (Tanr#) ba'vurmak zorunda hissediyorum; san#r#m Tanr#'ya inanan biri olarak adland#r#lmay# hak ediyorum.24 Bu d'nce treni, gnmzn nde gelen bilim d'nrlerinin o$unun yaz#lar#nda canl# tutulmaktad#r. Bu ki'iler aras#nda Paul Davies,'John Barrow, John Polkinghorne, Freeman Dyson, Francis Collins, Owen Gingerich ve Roger Penrose gibi bilim adamlar#, Richard Swinburne ve John Leslie gibi bilim felsefecileri bulunmaktad#r.

mesnet

93

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

zellikle Davies ve Barrow; Einstein, Heisenberg ve di$er bilim adamlar#n#n gr'lerini geli'tirerek do$an#n temelindeki mant#k ile Tanr#'n#n Akl# aras#ndaki ili'ki hakk#nda kuramlara dn'trm'lerdir. Her ikisi de bu ara't#rmaya yapt#klar# katk#lardan tr Templeton dl'ne lay#k grlm'lerdir. al#'malar#, burada tart#'#lan meselelere #'#k tutarken, ok say#da yayg#n yanl#' anlamay# da dzeltmektedir. K M N KANUNLARI? Paul Davies, Templeton dl'n al#rken yapt#$# konu'mas#nda "bilim ancak bilim adam# Tanr#y# tamamen kabul eden bir dnya gr' benimsedi$inde ilerleyebilir" demi'ti. Fizik kanunlar#n#n nereden geldi$ini hi kimse sormamaktad#r, fakat "en ateist bilim adam# bile do$ada, en az#ndan k#smen anlayabildi$imiz, kanun benzeri bir dzenin varl#$#n# kabul eder." Davies olduka yayg#n olan iki yanl#' kan#y# da reddetmektedir: Her 'eyi a#klayan bir kuram#n, iinde ya'ad#$#m#z dnyan#n mant#$a uygun tek dnya oldu$unu gsterece$i fikrinin "kesinlikle yanl#'" oldu$unu, nk evrenin mant#ken gerekli oldu$una dair herhangi bir kan#t bulunmad#$#n# ve do$rusu mant#$a uygun alternatif evrenler hayal etmenin de mmkn oldu$unu sylemektedir. Davies ikinci olarak, fizik kanunlar#n#n do$an#n de$il de bizim kanunlar#m#z oldu$unu d'nmenin "kelimenin tam anlam#yla bir samal#k oldu$unu" belirtmektedir. Fizikiler, Newton'un yerekimi kanununun asl#nda kltrel bir srecin rn oldu$una inanmayacaklard#r. Davies, fizik kanunlar#n#n "esasen var oldu$unu" ve bilim adamlar#n#n yapmas# gereken 'eyin bunlar# icat etmek de$il, ortaya #karmak oldu$una inanmaktad#r. Davies, olaylar#n temelindeki do$a kanunlar#n#n do$rudan gzlem yoluyla bulunamayaca$#, aksine deney ve matematiksel kuram yoluyla ortaya #kar#labilece$i gere$ine dikkat ekmektedir. Bu
mesnet

94

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kanunlar, bilim adamlar#n#n "do$an#n veya Tanr#'n#n diyebilece$iniz, ama kesinlikle bizim diyemeyece$iniz mesaj#" ortaya #karmak amac#yla k#rmalar# gereken kozmik bir 'ifreyle yaz#lm#'t#r. Davies en nemli sorunun blmden olu'tu$unu sylyor: Fizik kanunlar#n#n kayna$# nedir? Neden ba'ka kanun kmeleri yoktur da sadece bunlar vard#r? Nas#l oluyor da elimizde hibir zelli$i olmayan gazlara can veren, bilinci ve zeky# ynlendiren bir kanunlar kmesi vard#r? Bu kanunlar "ya'am ve bilincin ortaya #kabilmesi iin suni olarak konmu' -baz# yorumculara gre ince ayarl#- gibi grnmektedir." Davies szlerini, "fiziksel var olu'un suni yap#s# benim yle 'oldu$u gibi' kabul edemeyece$im kadar ola$anstdr. Bu yap#, varolu'un derinliklerinde yatan bir anlama i'aret eder," diyerek srdryor. Davies, a ma ve tasar#m gibi kelimelerin evrenin varolu' s#rlar#n# tam olarak ifade edemedi$ini sylyor. "Fakat evrenin kesinlikle s#rlar# oldu$u konusunda hibir 'phem yok." John Barrow, Templeton dl'n al#rken yapt#$# konu'mada, evrenin sonsuz karma'#kl#$#n# ve ola$anst yap#s#n# simetrik ve anla'#labilir birka basit kanunun ynetti$ini belirtmi'ti. Asl#nda "btn evrenlerin nas#l hareket etti$ini anlatan matematiksel denklemler, k$#t paralar# zerine karalanm#' 'eyler vard#r." Davies gibi Barrow da evrenin dzenini insan akl#n#n belirledi$i gr'n reddetmektedir. stelik "do$al seim, varl#$#m#z# ve neslimizi srdrebilmemiz iin atomu ve kara delikleri anlamam#z# gerektirmez." Barrow, bilim tarihinde yeni kuramlar#n geni'leyerek eskilerini ilerine ald#klar#n# belirtmektedir. Her ne kadar Newton'un mekanik ve yerekimi kuram#n#n yerini Einstein'#n kuram# alm#'sa da ve bu kuram# gelecekte ba'ka kuramlar izleyecek olsa da, bin y#l sonra bile mhendisler al#'malar#n# yine Newton'un kuramlar#na gre
mesnet

95

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

yrteceklerdir. Barrow, ayn# 'ekilde, evrene ili'kin dini kavramlar#n da zmlenemeyen 'eylerin anla'#lmas#na yard#m etmek iin tahminleri ve benzetmeleri kulland#$#n# sylemektedir. "Bunlar gere$in tamam# de$ildirler, fakat bu onlar#n gere$in bir paras# olamayacaklar# anlam#na gelmez."26 LAH KANUN KOYUCU Do$an#n kanunlar#n#n ilahi kayna$# hakk#nda yaz#lar yazan birka felsefeci de olmu'tur. Oxford niversitesi'nden felsefeci John Foster, The Divine Lawmaker: Lectures on Induction, Laws of Nature and the Existence of God ()lahi Kanun Koyucu: Tmevar#m zerine Dersler, Do$an#n Kanunlar# ve Tanr#'n#n Varl#$#) adl# kitab#nda, do$adaki dzenlerin, nas#l tan#mlarsan#z tan#mlay#n, en iyi biimde ilahi bir Ak#lla a#klanabilece$ini ileri sryor. E$er kanunlar#n oldu$u gere$ini kabul ediyorsan#z, evrende bu dzeni sa$layan bir 'ey olmal#d#r. Bu dzeni hangi etken (veya etkenler) sa$lamaktad#r? Barrow, tm bu dzenin tek ciddi kayna$#n#n teistik seenek oldu$unu, bylece "dnyadaki dzenleri sa$layarak kanunlar# yaratan#n Tanr# -teistlerin inand#klar# Tanr#- oldu$u sonucuna rahatl#kla varabilece$imizi" iddia ediyor ve kanunlar#n varl#$#n# inkr etseniz bile, "dzenleri Tanr#n#n arac#l#$#na ba'vurarak a#klamak iin gl gerekeler vard#r," diyor.27 Swinburne, Dawkins'in kendisinin tasar#m hakk#ndaki argman#na ynelik ele'tirisine kar'#l#k olarak konuyla ilgili 'unlar# belirtmi'tir: Do$an#n kanunu nedir? (Bu, beni ele'tiren ki'ilerin pek o$unun ele almad#$# bir meseledir.) Btn organlar#n belirli bir biimde hareket etmesinin (rne$in birbirlerini belirli bir formle uygun olarak etkilemelerinin) do$an#n bir kanunu oldu$unu sylemek, bence, fiziksel ihtiyac# kar'#layan her organ#n bu 'ekilde hareket etti$ini (yani birbirini bu 'ekilde etkiledi$ini) sylemektir. Ve bu tekdzeli$in,
mesnet

96

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

btn organlar#n ayn# 'ekilde hareket etmelerine yol aan bir maddenin eyleminden kaynakland#$#n# varsaymak, btn organlar#n ayn# biimde hareket etmesinin en byk basit gereklik oldu$unu varsaymaktan ok daha kolayd#r.28 Swinburne'n temel argman#, do$an#n kanunlar#n#n i'leyi'ini en iyi a#klayan 'eyin geleneksel zellikleri olan bireysel bir Tanr# oldu$udur. Richard Dawkins, Tanr#n#n evreni ve onun kurallar#n# a#klamak iin olduka karma'#k bir zm oldu$u gerekesiyle bu argmana kar'# #km#'t#r. Her 'eye kadir ruhani bir Varl#k kavram#ndan bahsetmek bana olduka tuhaf gelmektedir. Tek tanr#l# dinin Musevilik, H#ristiyanl#k ve )slamiyet - mensuplar# taraf#ndan anla'#labilecek kadar basit bir fikir olan her 'eye kadir ve vak#f bir Ruh fikrinin nesi karma'#kt#r? Dawkins'in gr'leri zerinde yorumda bulunan Alvin Platinga, Dawkins'in kendi ifadesiyle, Tanr#n#n basit oldu$unu -karma'#k olmad#$#n#- nk Tanr#'n#n maddi bir nesne de$il, bir ruh oldu$unu, dolay#s#yla paralar#n#n olmad#$#n# belirtmi'tir. Bir nceki blmdeki uydu telefonu benzetmeme dnecek olursak, do$an#n kanunlar# ateistlere ynelik bir sorun te'kil etmektedir, nk bu kanunlar; mant#$#n, madde mekanizmalar# yoluyla duyulan sesidir. Modern bilimin belki de en etkili a$da' yorumcusu Paul Davies, "Bilim, evrenin her kademede tamam#yla mant#$a ve akla uygun oldu$u varsay#m#na dayanmaktad#r," diyor. "Ateistler, [do$an#n] kanunlar#n#n herhangi bir gerekesinin olmad#$#n# ve evrenin tamamen anlams#z oldu$unu iddia etmektedirler. Bir bilim adam# olarak bu d'nceyi kabul edemiyorum. Evrenin mant#kl#, dzenli yap#s#n#n kklerinin yatt#$# sa$lam bir mant#kl# temel olmal#d#r."29 Tanr#'n#n Akl#'na i'aret eden bilim adamlar#, ortaya s#rf bir dizi argman veya Aristocu bir muhakeme sreci koymazlar. Aksine
mesnet

97

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gerekli$in, modern bilimin kavramsal kalbinden do$an ve mant#ktan faydalanan bir gr'n ortaya koyarlar. Bu, benim iin 'ahsen sa$lam ve reddedilemez bir gr'tr.

mesnet

98

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

6 - EVREN B Z M GELECE# M Z B L YOR MUYDU?


Bir sonraki tatilinizde bir otel odas#na girdi$inizi hayal edin. Komodinin zerindeki disk alarda en sevdi$iniz albmden bir 'ark# al#yor. Yata$#n zerindeki duvarda as#l# ereveli resim, evinizdeki 'minenin zerinde as#l# resmin ayn#s#d#r. Odaya en sevdi$iniz koku yay#lm#'t#r. Hayretler ierisinde kafan#z# sall#yorsunuz ve valizleriniz ellerinizden d'veriyor. Birdenbire dikkat kesiliyorsunuz. Mini bara do$ru ilerliyor, kap#s#n# a#p buzdolab#n#n ierisindekilere bak#yorsunuz. En sevdi$iniz iecekler. En sevdi$iniz kurabiyeler ve 'ekerlemeler. Hatta tercih etti$iniz marka 'i'e suyu. Mini bardan #k#p odaya gz gezdiriyorsunuz. al#'ma masas#n#n zerindeki kitab# fark ediyorsunuz: En sevdi$iniz yazar#n son kitab#. Banyoya gz at#yorsunuz. Ki'isel bak#m ve temizlik rnleri, her biri sanki sizin iin zel olarak seilmi' gibi, tezgh#n zerine dizilmi'. Televizyonu a#yorsunuz; en sevdi$iniz kanal ayarlanm#'. Muhtemelen yeni s#cak ortam#n#z hakk#nda ke'fetti$iniz her yeni 'eyle tm bunlar#n yaln#zca bir tesadf olabilece$ini daha az d'neceksiniz, de$il mi? Otel yneticilerinin sizin hakk#n#zda bu kadar ayr#nt#l# bilgiyi nas#l elde edebildiklerini merak edersiniz. Titiz haz#rl#klar#na hayret edebilirsiniz. Hatta tm bunlar#n size ne kadara mal olaca$#n# bir kez daha kontrol edebilirsiniz. Fakat kesinlikle birilerinin sizin gelece$inizi bildi$ine inanacaks#n#zd#r. NCE AYARLANMI& EVREN M Z Bu tatil senaryosu, szde ince ayar argman#n kaba, s#n#rl# lde bir benzeridir. Bu argman#n son zamanlarda grd$
mesnet

99

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ra$bet, do$an#n kanunlar#n#n yeni bir boyutunun alt#n# izmi'tir. Fiziki Freeman Dyson, "Evreni ne kadar ara't#r#r ve mimarisinin ayr#nt#lar#n# ne kadar incelersem, evrenin bir anlamda bizim gelece$imizi bildi$ine dair daha fazla kan#t buluyorum," diyor."(1) Bir ba'ka deyi'le, do$an#n kanunlar# sanki evreni ya'am#n ortaya #kmas#na ve devam etmesine haz#rlamak zere tasarlanm#'t#r. Bu, Martin Rees, John Barrow ve John Leslie gibi d'nrler taraf#ndan yayg#nla't#r#lan insanc# ilkedir. En temel fizik kanununu ele alal#m. En temel sabitlerden -rne$in #'#k h#z# veya bir elektronun ktlesinde- birinin de$erinde en ufak bir de$i'iklik gerekle'mi' olsayd# insan ya'am#n#n geli'imine izin verebilecek hibir gezegenin olu'amayaca$# hesaplanmaktad#r. Bu ince ayar iki 'ekilde a#klanmaktad#r. Baz# bilim adamlar#, bu ince ayar#n ilahi tasar#m#n kan#t# oldu$unu sylemektedirler; baz# bilim adamlar#n#n tahminlerine gre de evrenimiz say#s#z evrenden biridir ve aradaki tek fark da bizim gezegenimizin ya'am iin uygun ko'ullara sahip olmas#d#r. Bugn hemen hibir nemli bilim adam#, bu ince ayar#n yaln#zca tek bir evrende faaliyette olan 'ans faktrlerinin bir sonucu oldu$unu iddia etmemektedir. nde gelen insanc# kuramc#lardan John Leslie, Infinite Minds (S#n#rs#z Ak#llar) kitab#nda ince ayar#n en iyi a#klamas#n#n ilahi tasar#m oldu$unu ileri srmektedir. Leslie, yaln#zca ince ayara ili'kin verilen rneklerle desteklenen belirli argmanlardan de$il, bu argmanlar#n bu kadar ok say#da olmas#ndan etkilendi$ini belirtiyor. "E$er do$an#n i'leyi'inin olduka tesadfi ve ayr#ca tamam#yla gerekli gibi grnen ynleri varsa, bunlar zellikle Tanr#'ya inanc# destekleyen kan#tlar olarak grlebilir."(2) Leslie, do$an#n i'leyi'inin bu tr "tesadfi" ve "gerekli" ynlerine rnekler veriyor: 1. zel izafiyet teorisi, elektromanyetizma benzeri kuvvetlerin, bir sistemin hareket ynne do$ru a#larla
mesnet

100

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

hareket etsin veya etmesin, de$i'mez bir etkisi oldu$unu belirtmektedir. Bu da genetik kodlar#n i'lemesini ve gezegenlerin kendi eksenleri etraf#nda dnerken birbirlerinden ayr#lmamalar#n# sa$lamaktad#r. 2. Kuantum kanunlar#, elektronlar#n ekirde$ine girmesini nler. dnerek atomun

3. Elektromanyetizman#n, birden fazla nemli i'lemin gerekle'mesini mmkn k#lan merkezi bir gc bulunmaktad#r: Bu g, y#ld#zlar#n milyarlarca y#l boyunca srekli yanmalar#n# ve y#ld#zlarda karbon olu'umunu sa$lar; leptonlar#n hadronlar#n yerini almamas#n# sa$layarak atomlar#n olu'umunu imkns#z k#lacak bu i'lemin nne geer; kimyan#n geli'mesini imkns#z hale getirebilecek bir sre olan protonlar#n etkilerini ok h#zl# biimde kaybetmemelerinden veya birbirlerini ok kuvvetli biimde itmemelerinden sorumludur. Grn'e gre bu i'lemlerin her biri iin farkl# glere ihtiya duyulacakken, ayn# merkezi g nas#l olur da bu kadar ok say#da farkl# ihtiyac# kar'#layabilmektedir?(3) B RDEN FAZLA EVREN )lahi tasar#m gr'ne kar'# olarak birden fazla evren kuram# ileri srlmektedir. (Bu arada, birden fazla evrenin olmas#n#n ilahi bir Kaynak sorununu ortadan kald#rmad#$#n# belirtmeliyim.) Birden fazla evren kavram#n# savunan en nemli isimlerden biri, kozmolog Martin Rees'tir. Rees 'yle diyor: Ya'ama uygun herhangi bir evrenin -buna biyofilik evren diyebiliriz- belirli bir biimde "tanzim edilmesi" gerekmektedir. Hakk#nda bilgi sahibi oldu$umuz btn ya'am biimleri -yerlerinde 101

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

duran uzun mrl y#ld#zlar; karbon, oksijen ve silikon ve birle'erek karma'#k molekller olu'turabilen ya'am biimlerinin- n ko'ullar#n#n fizik kanunlar#na ve evrenin bykl$, geni'leme oran# ve ieriklerine kar'# hassast#r.(4) Rees, bunun farkl# kanunlar# ve fiziksel de$i'mezleri bulunan birden fazla "evren" oldu$u kuram#yla a#klanabilece$ini ve bizim gezegenimizin, karma'#kl#$#n ve bilincin ortaya #kmas#na yard#mc# olan bir evrenler altkmesine ait oldu$unu sylemektedir. E$er durum byleyse, ince ayar hi de 'a'#rt#c# olmayacakt#r. Rees, birden fazla evren fikrinin en etkili biimlerinden bahsetmektedir. Kozmologlar Andrei Linde ve Alex Vilenkin'in "sonsuz 'i'kinlik" gr'ne gre evrenler, evrenin bizim bildi$imizden tamamen farkl# mekn-zaman boyutlar# bulunan ba$#ms#z byk patlamalardan do$maktad#r. Alan Guth, David Harrison ve Lee Smolin'in karadelik tezi, evrenlerin kar'#l#kl# olarak eri'ilemez uzay-zaman alanlar#ndaki karadeliklerden meydana geldi$ini ileri srmektedir. Son olarak, Lisa Randall ve Raman Sundrum, farkl# uzaysal boyutlarda birbiriyle ekimsel etkile'im halinde olan veya olmayan evrenler oldu$unu ileri srmektedir. Rees, bu birden fazla evren fikirlerinin "olduka speklatif" oldu$una ve a'#r# yksek yo$unluklar#n fizi$ini, ilave boyutlardaki yap#lar#n dzenini vb. tutarl# biimde tan#mlayan bir kuram gerektirdi$ine i'aret etmektedir. Bunlar#n yaln#zca birinin do$ru olabilece$ini belirtmektedir. Asl#nda Rees szlerine 'unlar# da eklemektedir: "Kuvvetle ihtimal bunlar#n hibiri do$ru de$ildir: Bizleri yaln#zca bir evren oldu$u sonucuna gtrecek alternatif kuramlar vard#r."(5) ANLAMSIZ B R KURAM Hem Paul Davies hem de Richard Swinburne, birden fazla evren oldu$u gr'n reddetmektedir. Bir fiziki ve kozmolog olan
mesnet

102

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Davies, "sonsuz bir evrende gerekle'ebilecek her 'eyin gerekle'ece$inin do$ru oldu$unu" yazm#'t#r. Fakat bunu bir a#klama olarak saymak mmkn de$ildir. E$er evrenin biyolojik ya'ama nas#l uygun oldu$unu anlamaya al#'#yorsak, btn olas# evrenlerin var oldu$unun sylenmesi bize yard#mc# olmaz. Bu gr', "her 'eyi a#klar ve hibir 'ey a#klamaz." Davies, bu ifadesiyle, birden fazla evren gr'nn sama, anlams#z bir iddia oldu$unu anlatmaktad#r. Dnyan#n ve onun zerindeki her 'eyin, onlarca y#ll#k ya'am deneyimlerimiz ve binlerce y#l nce gerekle'en olaylar#n kan#tlar#yla, be' dakika nce meydana geldi$ini syleyecek olursak bizim iddiam#z rtlemez. Bu iddia her 'eyi a#klarken, yine de hibir 'ey a#klamamaktad#r. Davies, gerek bir bilimsel a#klaman#n iyi hedef al#narak at#lm#' tek bir kur'una benzedi$ini sylemektedir. Birden fazla evren oldu$u gr', sonsuz karma'#k yap#s# bulunan mant#$a uygun lde dzenli gerek dnyan#n yerini almakta ve "a#klama" gr'n anlams#z k#lmaktad#r.(6) Swinburne de birden fazla evren gr'ne sert bir dille kar'# #kmaktad#r: "Bir evrenin zelliklerini a#klamak iin, bir yandan i'i tek bir varl#$#n (Tanr#n#n) yapaca$#n# varsayarak bir trilyon (do$al olarak birbiriyle ba$lant#s#z) evren oldu$unu ifade etmek tam bir samal#kt#r."(7) )nce ayara ili'kin argmanlar hakk#nda 'ey sylenebilir. ncelikle, belirli kanunlar# ve de$i'mezleri olan bir evrende ya'ad#$#m#z ve bunlar#n baz#lar#n#n farkl# olmas# durumunda ya'am#n mmkn olamayaca$# inkr edilemez bir gerekliktir. )kinci olarak, mevcut kanunlar ile de$i'mezlerin ya'am#n devam etmesini sa$l#yor olmas# gere$i ya'am#n kayna$# sorusunun cevab#n# vermemektedir. Gstermeye al#'aca$#m zere, bu olduka farkl# bir sorudur; bu ko'ullar ya'am#n ba'lamas# iin gerekli, fakat yeterli de$ildir. nc olarak, kendilerine zg do$a kanunlar# bulunan birden fazla evren olabilmesinin mant#ken olas# oldu$u gere$i, bu 103

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

tr evrenlerin gerekten de var oldu$unu gstermez. u an iin birden fazla evren oldu$u gr'n destekleyecek herhangi bir kan#t yoktur. Bu hl speklatif bir fikir olarak kalmaya devam etmektedir. Burada zellikle nemli olan, birden fazla evrenin var olmas#n#n do$an#n kanunlar#n#n kayna$#n# a#klamad#$# gere$idir. Martin Rees, kendi kanunlar# olan farkl# evrenlerin olmas#n#n, ortaya bu evrenlerin tamam#na hkmedecek kanunlar sorusunu #kard#$#n# belirtmektedir. "Birden fazla evreni yneten temel kanunlar, evrenler aras#nda e'itlili$e yol aabilir. 'Do$an#n kanunlar#' dedi$imiz bu 'eylerin baz#lar# bu byk perspektifte, geneli yneten kanunlara uygun, fakat btn evrenleri yneten kanunlar oldu$u kuram#na ba$l# olmayan yerel yasalar olarak tan#mlanabilir."(8) Birden fazla evreni yneten kanunlar#n nas#l ortaya #kt#$#n# sormak, do$adaki kanunlar#n kayna$#n# sormakla e'de$erdir. Paul Davies 'yle diyor: Birden fazla evren gr'n savunanlar, tan#mlanan bu evrenler toplulu$undaki parametre de$erlerinin nas#l seildi$i konusunda genellikle net bir fikre sahip de$ildirler. E$er evrenler aras#ndaki parametre de$erlerinin nas#l belirlendi$ini tan#mlayan "kanunlar#n kanunu" diye bir 'ey varsa, kozmik ya'ama elveri'lilik sorununu yaln#zca bir kademe yukar# ta'#m#' oluruz. Neden mi? ncelikle, kanunlar#n kanununun nereden geldi$ini a#klamam#z gerekmektedir.(9) Do$an#n kanunlar#n#n yaln#zca evrenin byk patlamadan sonra so$uma biiminin tesadfi sonular# oldu$unu syleyenler vard#r. Fakat Rees'in belirtti$i gibi, bu tr tesadfi olaylar bile evrenler toplulu$unu yneten derinlerdeki kanunlar#n ikincil belirtileri olarak de$erlendirilebilmektedir. Bir kez daha belirtmek gerekir ki, do$an#n
mesnet

104

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

kanunlar#n#n evrimi ve de$i'mezlerin u$rad#klar# de$i'imler bile belirli kanunlar# izler. "nmzde hl bu 'daha derin' kanunlar#n nereden kaynakland#$# sorusu durmaktad#r. Evrenin zelliklerinin 'ans#z#n ortaya #kt#$#n#' ne kadar iddia etmeye al#'#rsan#z al#'#n, bu zelliklerin ortaya #k#'#n#n belirli nc kanunlara uymas# gerekmektedir."(10) Dolay#s#yla birden fazla evren olsun veya olmas#n, do$an#n kanunlar#n#n kayna$# meselesini sonuca ba$lamak zorunday#z. Ve bunun iin geerli say#labilecek tek a#klama ilahi Ak#ld#r.

mesnet

105

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

7 - YA&AM NASIL BA&LADI?


Dnya gr'mdeki de$i'iklik medyaya ilk olarak yans#d#$#nda biyologlar#n DNA incelemelerinin, ya'am#n ba'lat#lmas# iin gereken dzenlemelerin inan#lmas# zor karma'#kl#$# yoluyla, ya'am#n ba'lat#lmas# srecinin zek gerektirdi$ini gsterdi$ini syledi$im bildirilmi'ti. Daha nceki yaz#lar#mda -genetik olarak reme kapasitesine sahip- ilk canl# varl#$#n cans#z bir varl#ktan var olmas#n# a#klamaya ili'kin yeni bir tart#'ma ba'lat#labilece$ini belirtmi'tim. Bu tr bir olguya ili'kin do$aya uygun tatmin edici herhangi bir a#klama olmad#$#n# ileri srm'tm. Kendili$inden do$ma alan#ndaki en son al#'malardan haberdar olmad#$#m# iddia eden ele'tirmenler bu ifadelerime tepki gstermi'lerdi. Richard Dawkins, bir "bo'luklar#n tanr#s#na" i'aret etti$imi ileri srm't. Tanr# ve Felsefe nin 2005 y#l#ndaki bask#s#na yazd#$#m yeni nszde 'unlar# yazm#'t#m: "Biyolojiyle ilgilenen bilim adam# arkada'lar#m#z#n, protobiologistlerin art#k ilk canl# varl#$#n evrimine dair kuramlar geli'tirebildiklerini ve bu kuramlar#n baz#lar#n#n szde teyit edilmi' bilimsel kan#tlar#n tamam#yla tutarl# oldu$unu belirtmeleri 'ahsen beni son derece memnun etmektedir."(1) Fakat burada, grd$m en son al#'man#n fizikilerin evren a$#na ili'kin gr'lerinin bu kendili$inden do$ma kuramlar#n#n kan#tlanabilmesine pek fazla zaman tan#mad#$#n# gsterdi$ini syleyerek bir uyar#da bulunmal#y#m. Daha da nemli bir husus ise ya'am#n kayna$#na ili'kin al#'malar#n nndeki felsefi zorluktur. Ya'am#n kayna$#na ynelik yap#lan al#'malar#n o$u, bulgular#n#n felsefi boyutuyla pek ilgilenmeyen bilim adamlar# taraf#ndan yrtlmektedir. Di$er yandan felsefeciler de do$a ve ya'am#n kayna$# hakk#nda bugne kadar ok az 'ey sylemi'lerdir. Ya'am#n kayna$#na ili'kin
mesnet

106

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

al#'malarda cevaplanmam#' olan felsefi soru 'udur: Bu kadar ak#ls#z bir evren nas#l olur da zgn amalar#, reme kabiliyetleri ve "kodlanm#' kimyalar#" olan varl#klar yaratabilir? Burada biyolojiyle de$il, sorunun tamamen farkl# bir kategorisiyle ilgileniyoruz. GDML ORGAN ZMA Ya'am#n do$as#na ncelikle felsefi bir a#dan bakal#m. Canl# varl#klar, kendilerinden nceki varl#klar#n hibirinde olmayan isel bir amaca veya ama merkezli rgtlenmeye sahiptirler. Ya'am zerine yap#lm#' en yeni felsefi al#'malar#n birinde Richard Cameron, canl# varl#klar#n bu zelli$ine ili'kin olduka faydal# bir analiz sunmu'tur. Cameron, canl# olan bir 'eyin ayn# zamanda teleolojik olaca$#n# yani isel amalara, hedeflere veya niyetlere sahip olaca$#n# sylemektedir. "Gnmzdeki biyologlar, biyoloji filozoflar# ve 'yapay ya'am' alan#nda al#'anlar, canl# olman#n ne demek oldu$una dair henz tatmin edici bir a#klama yapamam#'lard#r ve bu bo'lu$u kapatmam#za Aristoteles'in yard#mc# olabilece$i gr'n savunuyorum... Aristoteles ya'am ile teleolojiyi s#rf 'ans eseri birlikte ilerleyen 'eyler olarak grmemi', aksine teleolojinin canl# varl#klar#n ya'amlar# a#s#ndan gerekli oldu$unu d'nerek ya'am# teleolojik a#dan tan#mlam#'t#."(2) remenin kayna$# ise ikinci temel sorundur. nl filozof John Haldane, ya'am#n kayna$# kuramlar#n#n "varl#$# remenin erken bir safhas#nda varsaymalar# ve remenin materyal bir temelden do$al yollarla ortaya #kabilece$inin gsterilmemi' olmas# nedeniyle yeterli bir a#klama sunmad#$#n#" belirtmektedir.(3) David Conway, David Hume'un, evrenin ya'am#n devam etmesine olanak sa$layan dzeninin herhangi trden bir ak#l taraf#ndan tasarlanm#' olmad#$# ynndeki iddias#na kar'#l#k olarak,
mesnet

107

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bu iki felsefi ku'kuyu zetlemektedir. )lk zorluk, "canl# varl#$#n cans#z varl#ktan ortaya ilk #k#'#na" dair materyalist bir a#klama yap#lmas#d#r. "Canl# varl#k, ya'amda olarak, kendisinden ncekilerde tamam#yla olmayan teleolojik bir dzene sahiptir." )kinci zorluk ise "reme kabiliyetleri olmayan ilk ya'am biimlerinden reme kabiliyeti olan ya'am biimlerinin do$mas#na" dair e'it lde materyalist bir a#klama yap#lmas#d#r. "Bu tr bir kabiliyet olmasayd#, rasgele mutasyon ve do$al seim yoluyla farkl# trlerin ortaya #kmas# mmkn olmazd#. Bu yzden, bu kabiliyete sahip olan ya'am biimlerinin bu kabiliyetten yoksun ya'am biimlerinden ilk kez nas#l 'geli'ti$ine' dair herhangi bir a#klamada bu tr bir mekanizmadan faydalan#lamaz." Conway, bu biyolojik olgular#n "mevcut ya'am biimlerini tasar#m ifadesine ba'vurmadan tamamen materyalist a#dan a#klaman#n mmkn oldu$unu sorgulamam#z# gerektirecek yeterli gerekeler sunduklar#," sonucuna var#yor. DER N B R KAVRAMSAL ZORLUK Ya'am#n kayna$#n#n bir nc felsefi boyutu ise btn ya'am biimlerinin temel unsurlar#ndan biri olan kodlama ve bilgi i'lemenin kayna$# ile ili'kilidir. Hcre hakk#nda 'u anda bildiklerimizi evreleyen bol miktarda gzel anlat#m oldu$unu belirten matematiki David Berlinski bu boyutu gayet gzel tan#mlamaktad#r. DNAdaki genetik mesaj kopyalanarak o$alt#l#r ve ard#ndan DNA'dan RNA'ya kopyalan#r. Bunun ard#ndan, RNA'daki mesaj#n amino asitlere aktar#ld#$# dn'trme sreci gerekle'ir ve son olarak amino asitler bir araya gelerek proteinleri olu'tururlar. Hcrenin esas itibariyle birbirinden farkl# iki bilgi ynetimi ve kimyasal faaliyet yap#s#, evrensel genetik kod taraf#ndan koordine edilir.

mesnet

108

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Kod kelimesinin alt#n# izdi$imizde bu olgunun ola$anst yap#s#n# gn#'#$#na #karm#' oluruz. Berlinski 'yle yazm#'t#r: Kod, geli'igzel bir haritaland#rma veya iki farkl# tmle'ik nesne aras#ndaki ba$lant#lar sistemi olarak tan#mlanabilir. Bilinen bir rnek vermek gerekirse, Mors Kodu k#sa izgiler ve noktalar# alfabenin kelimeleri ile koordine eder. Kodlar#n geli'igzel olduklar#n#n fark#nda olmak, bir kod ile iki nesne aras#ndaki tamamen fiziksel bir ba$lant# aras#ndaki fark#n bilincinde olmak demektir. Kodlar#n haritalar# somutla't#rd#$#n#n fark#nda olmak, bir kodun ifade etti$i 'eyi matematiksel dille akla yerle'tirmek demektir. Kodlar#n bir tr ba$lant#y# gsterdiklerinin fark#na varmak, bir kodun ifade etti$i kavram# yeniden be'eri amal# kullanmaya ba'lamak demektir. Bu durum da bizleri yeniden esas soruya gtrmektedir: "Kodlanm#' bir kimya sisteminin kkenlerinin kodlar#, dilleri, ileti'im sistemlerini, s#radan kelimelerin maddesel dnya zerindeki etkisini a#klamak iin ba'vuraca$#m#z trden gereklere hibir 'ekilde ba'vurmadan a#klanabilmesi mmkn mdr?(5) Ya'am#n kayna$#na ynelik yap#lan al#'malar alan#nda nde gelen isimlerden biri olan Carl Woese, bu olgunun felsefi a#dan karma'#k yap#s#na dikkat ekmektedir. Woese, RNA dergisindeki yaz#s#nda 'unlar# belirtmi'ti: "Sorunun kodlama, mekanik ve evrim boyutlar# art#k birbirinden ayr# meseleler haline gelmi'ti. T#pk# gen kopyalanmas#nda oldu$u gibi gen anlat#m#n#n temelinde de fiziki bir ilke oldu$u gr' ortadan kaybolmu'tu." Temel fiziki bir ilke olmamas# bir yana, bir kodun varl#$# bile tam bir s#rd#. "Kodlama kurallar# (baz dizisi szl$) bilinmektedir. Yine de bunlar kodun neden var oldu$una ve dn'trme mekanizmas#n#n neden bu 'ekilde oldu$una dair herhangi bir ipucu vermemektedir." Woese, bu tr bir sistemin kayna$# hakk#nda hibir 'ey bilmedi$imizi samimiyetle itiraf etmektedir. "Dn'trme mekanizmas#n#n gerek bir 'ifre k#rma mekanizmas# haline gelmeden nceki kayna$#, art#k
mesnet

109

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

gemi'in karanl#$#na gmlm'tr ve burada bu mekanizmadan nce hangi polimerizasyon i'lemlerinin gerekle'mi' olabilece$ine dair veya RNA transferi, RNA transferini gerekle'tiren sistemler veya genetik kodun kaynaklar# hakk#nda stn kr tahminler yrtmek istemiyorum."(6) Paul Davies de ayn# sorunun alt#n# izmektedir. Davies, biyojenez kuramlar#n#n o$unun ya'am#n kimyas#na odakland#$#n# belirtmektedir. "Fakat ya'am, yaln#zca karma'#k kimyasal tepkimelerden ibaret de$ildir. Hcre bile kendi ba'#na bir bilgi depolama, i'leme ve kopyalama sistemidir. ncelikle bu bilginin kayna$#n# ve bilgi i'leme mekanizmas#n#n nas#l var oldu$unu a#klamam#z gerekmektedir." Davies, bir genin protein retimine ili'kin kesin bir forml ieren bir kodlanm#' talimatlar kmesinden ba'ka bir 'ey olmad#$# gere$ine vurgu yapmaktad#r. En nemlisi, bu genetik talimatlar termodinamikte ve istatistiksel mekanikte bulabilece$iniz trden bilgiler de$ildir; bunlar bir araya gelerek anlaml# bilgi olu'tururlar. Bir ba'ka deyi'le, belirli bir anlamlar# vard#r. Bu talimatlar ancak, genetik kodun ierisindeki anlam# yorumlayabilme kapasitesine sahip molekler bir ortamda etkili olabilir. Kaynak sorusu burada da ortaya #kmaktad#r. "Anlaml# bilgilerin, amas#z ve nedensiz glere maruz kalan her 'eyden habersiz bir molekller kmesi ierisinden kendili$inden nas#l ortaya #kabildi$i sorunu derin bir kavramsal zorluk te'kil etmektedir."(7) S YAH B RCAMIN ARKASINDAN Protobiyologlar#n ilk canl# varl#$#n evrimine dair kuramlar# oldu$u do$rudur, fakat bu kuramlar farkl# kategoride bir sorunla ilgilenmektedir. Bunlar, kimyasallar#n etkile'imleriyle ilgilenmektedir, oysa bizim sorular#m#z bir 'eyin z itibariyle nas#l belirli bir amaca ynelik olabildi$ine ve maddenin sembol i'leme yoluyla nas#l ynetilebildi$ine ili'kin olmal#d#r. Fakat protobiyologlar 'u an
mesnet

110

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bulunduklar# dzeyde bile kesin sonular sunabilmeye ok uzakt#rlar. Ya'am#n kayna$#na ili'kin nemli iki al#'ma bu gere$i a#k biimde ortaya koymaktad#r. Harvardda biyoloji profesr olarak grev yapan ve Life on a Young Planet: The First Three Billion Years of Life (Gen Bir Gezegende Ya'am: Ya'am#n )lk Milyar Y#l#) kitab#n#n yazar# Andy Knoll 'unlar# belirtiyor: Konuyu yeryznde ya'am#n derin tarihi, kayna$#, bugn etraf#m#zda grd$mz biyolojiyi ortaya #karan olu'um a'amalar# hakk#nda btn bildiklerimizi ifade ederek zetlemeye al#'#rsak, bu konuda siyah bir cam#n arkas#ndan bakt#$#m#z# itiraf etmeliyiz. Bu gezegende ya'am#n nas#l, tam olarak ne zaman ve hangi ko'ullar alt#nda ba'lad#$#n# bilmiyoruz.(8) Uluslararas# Ya'am#n Kkeni al#'malar# Derne$i ba'kan# Antonio Lazcano 'yle diyor: "Her 'eye ra$men ya'am#n bir zelli$i kesindir: Zaman ierisinde de$i'ebilen mevcut bilgilerini depolayabilen, o$altabilen ve iletebilen genetik bir mekanizma olmasayd# ya'am ortaya #kamazd#... . Ayr#ca ilk genetik mekanizman#n tam olarak nas#l geli'mi' oldu$u da zlmemi' bir mesele olarak kalmay# srdrmektedir." Lazcano asl#nda, "ya'am#n kayna$#na giden yol belki de asla bilinemeyecektir," diyor.(9) remenin kayna$#na gelince, Nature dergisinin fahri editr John Maddox 'unlar# belirtiyor: "En nemli soru, cinsel remenin ne zaman (ve nas#l) geli'ti$idir. On y#llard#r yap#lan btn tahminlere ra$men bunu bilmiyoruz."(10) Son olarak bilim adam# Gerald Schroeder, ya'ama elveri'li ko'ullar#n varl#$#n#n ya'am#n nas#l ba'lad#$#n# a#klamad#$#n# belirtmektedir. Ya'am ancak gezegenimizdeki elveri'li ko'ullar sayesinde devam edebilmi'ti. Fakat maddenin gdml, kendisini o$altabilen varl#klar retmesini emreden bir do$a kanunu yoktur.

mesnet

111

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

yleyse ya'am#n kayna$#n# nas#l a#klayabiliriz? Nobel dl sahibi fizyolog George Wald bir keresinde, "imkns#z#, yani ya'am#n tesadfen kendili$inden ortaya #kt#$#na inanmay# tercih etti$imizi" ileri srm't. Wald, sonraki y#llarda, fiziki gereklik matrisi olarak adland#rd#$# nceden var olan bir akl#n, ya'am# besleyen fiziki bir evren olu'turdu$u sonucuna varm#'t#: Ortada ok say#da ba'ka seenek varken nas#l oluyor da ya'am# besleyen birbirine ba$l# ola$and#'# zelliklere sahip bir evrende ya'#yoruz? Son zamanlarda -itiraf etmeliyim ki ba'lang#ta bilimsel hassasiyetlerimi sarsacak 'ekilde- her iki sorunun bir arada de$erlendirilebilece$ini d'nmeye ba'lad#m. Bu, akl#n, ya'am#n geirdi$i evrimde sonradan ortaya #kan do$al bir sonu olmaktan ziyade, en ba'#ndan beri maddi gerekli$in matrisi, kayna$# ve ko'ulu olarak var oldu$u varsay#m#na dayanmaktad#r. Ya'am# besleyen maddi bir evren olu'turan ve dolay#s#yla anlama ve yaratabilme kabiliyetleri bulunan -bilim, sanat ve teknolojiyi yaratabilen- canl#lar geli'tiren 'ey i'te bu ak#ld#r." Ben de ayn# kan#day#m. Yeryznde grd$mz bu tr "gdml, kendisini o$altabilen" ya'am#n kayna$# iin yap#labilecek yegne tatmin edici a#klama, sonsuz zekya sahip bir Akl#n varl#$#d#r.

mesnet

112

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

8 - YOKTAN VAR OLAN B R &EY OLDU MU?


The Sound of Music (Ne'eli Gnler) mzikalinin sonlar#na do$ru bir sahnede Maria (Julia Andrews) ve Yzba'# von Trap (Christopher Plummer), nihayet birbirlerine a'klar#n# ilan ediyorlar. Grn'e gre ikisi de birbirlerine '#k olmalar#na hayret ediyorlar ve a'klar#n#n nas#l ortaya #kt#$#n# merak ediyorlar. Fakat bu a'k#n bir yerlerden geldi$i konusunda emin grnyorlar. Birlikte Richard Rodgers'#n 'ark#s#n# sylyorlar: Hibir 'ey yoktan var olmaz, Hibir 'ey, asla.(1) Peki, bu do$ru mu? Veya bir 'eyin yoktan var olmas# mmkn mdr? Ve bu soru, evrenin nas#l meydana geldi$i konusundaki gr'mz ne 'ekilde etkilemektedir? Bu, kozmoloji bilim dal#n#n ve felsefedeki kozmolojik tart#'malar#n alan#na girer. Ateizm Varsay#m# ba'l#kl# makalemde ortaya, ba'lang# noktas# olarak bir evrenin var oldu$una dair iddiay# alan kozmolojik bir argman koymu'tum. Evrenle, ba'ka bir varl#k taraf#ndan ya'ama getirilen (veya di$er canl#lar#n varolu' gerekesi olabilecek) bir veya daha fazla canl# varl#$# kastetmi'tim. ESAS EVREN Ateizm Varsay#m# ve di$er ateist yaz#lar#mda evreni ve onun en temel kanunlar#n# esas almam#z gerekti$ini belirtmi'tim. Her a#klama sisteminin bir yerden ba'lamas# gerekmektedir ve bu ba'lang# noktas#n#n sistem taraf#ndan a#klanabilmesi mmkn de$ildir. Bu yzden, ka#n#lmaz olarak, bu tr sistemlerin tamam# a#klanmayan baz# temel kanunlar iermektedir. Bu, bir 'eyin gerek

mesnet

113

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

nedenine dair a#klamalar#n esas yap#s#ndan kaynaklanan bir sonutur. Gaz sobam#z#n zerindeki beyaz boyan#n kirli bir kahverengine dn't$n fark etti$imizi d'nelim. Durumu ara't#r#r#z. Bu tr soba ve bu tr boya ile ayn# 'eyin srekli ya'and#$#n# $reniriz. Ara't#rmam#z# biraz daha derinle'tirdi$imizde ise bu olgunun kimyasal bile'imin daha geni' ve daha derin kurallar#yla a#klanabilece$ini $reniriz: Gaz dumanlar#n#n ierisindeki kkrt, boyadaki bir madde ile bir bile'im olu'turur ve boyan#n rengini de$i'tiren 'ey de budur. Ara't#rmam#z# biraz daha derinle'tirirsek maddenin yap#s#na ili'kin, her 'eyi kapsayan atomik molekler kuram# gere$inin say#s#z sonular#ndan biri olarak mutfa$#m#zdaki pisli$i grrz. Ve byle srp gider. A#klama, her a'amada, baz# 'eyleri mutlak gerekler olarak kabul etmelidir; i'in z de budur zaten. Tanr#'ya inananlara ili'kin tart#'mada, bu ki'ilerin de ayn# ka#n#lmazl#k ile kar'# kar'#ya olduklar#n# gstermi'tim. Bu ki'ilerin Tanr#'lar#n#n varl#$#na ve do$as#na referansta bulunarak anlatmay# d'ndkleri 'ey her ne olursa olsun, bu gere$i en byk ve a#klanmas# mmkn olmayan bir gereklik olarak kabul etmekten ka#nmalar# imkns#zd#r. Ve ben de evrenimizdeki bir 'eyin nas#l olur da arkadaki, yukar#daki veya tedeki stn bir gerekli$in i'areti oldu$unun bilindi$ini veya d'nld$n anlam#yordum. Dolay#s#yla, evreni ve onun en temel zelliklerini en temel gerekler olarak kabul etmekte ne sak#nca vard#r? Yukar#da ifade etti$im 'eylerin o$unu modern kozmolojideki geli'melerden ba$#ms#z olarak geli'tirdi$imi belirtmeliyim. Do$rusu teoloji kar'#t# ba'l#ca iki kitab#m# da byk patlama kozmolojisinin geli'mesinden veya fiziksel de$i'mezler temelinde ince ayar argman#n#n ortaya #kmas#ndan ok nce yazm#'t#m. Fakat 1980'lerin ba'lar#ndan itibaren gr'lerimi yeniden gzden
mesnet

114

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

geirmeye ba'lam#'t#m. O dnemde, kozmologlar#n Aziz Thomas Aquinas'in felsefi olarak ispat edilmesinin mmkn olmad#$#n# iddia etti$i 'eye -yani evrenin bir ba'lang#c#n#n oldu$una- dair bilimsel kan#tlar sunmakta olmalar# nedeniyle ateistlerin kozmoloji alan#ndaki mevcut gr' birli$inden tr kendilerinden utanmalar# gerekti$ini itiraf etmi'tim. BA&LANGITA Bir ateist olarak byk patlama kuram#yla ilk tan#'t#$#mda, evrenin bir ba'lang#c#n#n ve Eski Ahit'in ilk kitab#n#n ilk cmlesinin (Ba'lang#ta Tanr# yeri ve g$ yaratt#) evrendeki bir olayla alakal# oldu$unu ne srmesi a#s#ndan bu kuram#n byk bir farkl#l#k yaratt#$#n# d'nm'tm. Evren yaln#zca sonu de$il, ayn# zamanda ba'lang#c# olmayan bir 'ey olarak d'nld$ srece onun varl#$#n# (ve en temel zelliklerini) mutlak gerekler olarak grmek ok kolayd#. Ve evrenin ba'lang#c# oldu$unu d'nmek iin herhangi bir gerekenin olmamas# durumunda her 'eyi yaratm#' olan ba'ka bir 'ey oldu$una dair tahminler yrtlmesine gerek kalmayacakt#. Fakat byk patlama kuram# tm bunlar# de$i'tirmi'ti. E$er evrenin bir ba'lang#c# varsa, bu ba'lang#c# yaratan 'eyin ne oldu$unu sormak tamamen mant#kl# ve neredeyse ka#n#lmaz bir hal alm#'t#. Bu da durumu kkten de$i'tirmi'ti. Ayn# zamanda ateistlerin byk patlama kozmolojisini -ku'kusuz insanlar#n sonsuza kadar alg#layamayabilecekleri- fiziki bir a#klama gerektiren bir yakla'#m olarak greceklerini ngrm'tm. Bununla birlikte, Tanr#'ya inananlar#n da byk patlama kozmolojisini "ba'lang#ta" evrenin Tanr# taraf#ndan yarat#lm#' oldu$una dair inanlar#n# teyit etme e$iliminde bir yakla'#m olarak memnuniyetle kar'#layabileceklerini belirtmi'tim.
mesnet

115

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Modern kozmologlar, al#'malar#n#n ta'#yabilece$i olas# teolojik anlamlar hakk#nda ateistler kadar rahats#z grnyorlard#. Bunun sonucunda, ateist statkoyu korumay# amalayan etkili ka#' yollar# geli'tirmi'lerdi. Bu yollar aras#nda sonsuz bo'luktaki dalgalanma olaylar#ndan kaynaklanan birden fazla evren anlay#'# ve Stephen Hawking'in varl#$# kendinden olan bir evren fikri vard#. B R BA&LANGI GEREKLE&ENE KADAR Daha nce bahsetti$im gibi, birden fazla evren alternatifini pek faydal# bulmam#'t#m. Birden fazla evren oldu$u ynndeki varsay#m#n tam anlam#yla i'e yaramaz bir alternatif oldu$unu iddia ediyordum. Bir evrenin varl#$# bir a#klama gerektiriyorsa birden fazla evrenin varl#$# ok daha byk bir a#klama gerektirir: Bu evrenlerin toplam say#s#, sorunu daha da bytmektedir. Bu durum, $retmenini ev devini kpe$inin yedi$ine inand#ramad#$# iin hikyesini ev devini say#lamayacak kadar kalabal#k bir kpek srsnn yedi$i 'eklinde de$i'tiren $rencinin durumuna benzemektedir. Stephen Hawking, Zaman#n K#sa Tarihi adl# kitab#nda farkl# bir yakla'#m sunmu'tur. Hawking kitab#nda 'unlar# yazm#'t#: "Evrenin bir ba'lang#c# olmas# ko'uluyla, bir yarat#c#s# oldu$unu varsayabiliriz. Fakat evrenin varl#$# gerekten de kendinden ise onun ne ba'lang#c# ne de sonu olacakt#r. yleyse bu denklemde bir yarat#c#ya yer var m#d#r?"(2) Bu kitab# inceledi$imde, kitab#n sonunda yer alan bu tumturakl# sorunun ierisinde gizli fikrin Tanr#'ya inanmayanlar#n ho'una gidebilece$ine dikkat ekmi'tim. Bu kanaat her ne kadar uygun olsa da, teorik fiziki olmayan birinin bu soruyu Damon Runyon'un Broadway kitab#ndaki bir karakter gibi cevaplama e$iliminde olaca$#n# belirtmi'tim: "E$er byk patlama bir ba'lang# de$ilse, en az#ndan bir ba'lang# gerekle'ene kadar
mesnet

116

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bir ba'lang# say#lacakt#r."(3) Muhtemelen byle bir cevap Hawking'in de biraz ho'una gitmi'ti, nk, "Geni'leyen bir evren, bir yarat#c#n#n olmad#$# anlam#na gelmez, fakat onun bu evreni yaratma i'ini ne zaman yapm#' olabilece$i konusunda k#s#tlamalar koyar!" demi'ti. Hawking ayr#ca, "nceki zamanlar#n belirlenemeyece$i ynnde, zaman#n byk patlamayla ba'lad#$#n# syleyenler olabilir," demi'ti.(4) Bu tart#'madan, bildi$imiz haliyle evrenin byk patlama ile ortaya #kmas# konusunda bir fikir birli$ine var#lsa bile, fizi$in yine de agnostik kalmas# gerekti$i sonucuna varm#'t#m: Bu byk patlamaya, e$er varsa, neyin yol at#$#n# ortaya #karmak fiziki olarak imkns#zd#r. Ebediyen statik bir yap#ya sahip hareketsiz bir varl#$#n aksine srekli de$i'im halinde olan bir evrenin ortaya #kmas#, ku'kusuz tart#'maya farkl# bir boyut katm#'t#. Fakat bu hikyeden #kar#labilecek ders, sz konusu meselelerin bilimsel olmaktan ok felsefi oldu$uydu. Ve bu da beni yeniden kozmolojik argman# ele almaya yneltmi'ti. B L M N AIKLAYAMAYACA#I KADAR BYK B R &EY Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin kozmolojik argman#n en nemli felsefi ele'tirmeni David Hume'du. )lk kitaplar#mda Hume'un argmanlar#n# desteklemi' olsam da, onun metodolojisi hakk#nda ku'kular#m# ifade etmeye ba'lam#'t#m. rne$in filozof Terence Penelhum iin yazd#$#m makalelerden birinde Hume'un d'ncesinin baz# varsay#mlar#n#n ok nemli hatalara yol at#$#n# belirtmi'tim. Bu hatalar aras#nda Hume'un, "nedenler" olarak adland#rd#$#m#z 'eylerin fikirlerin birbirleriyle ili'kilendirilmesinden veya bu tr ili'kilendirmenin olmamas#ndan ba'ka bir 'ey olmad#$# ynndeki tezi de vard#. Nedensel bilgilerimizin dayand#r#lmas# gereken temel
mesnet

117

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

olan nedensel kavramlar#m#z#n kayna$#n#n -veya en az#ndan geerlili$inin- nesnel bir dnyada hareket eden etten ve kemikten canl#lar olarak bol miktarda ve srekli tekrarlanan etkinlikler deneyimimizde yatt#$#n# sylemi'tim (bu; olaylar# kontrol alt#na alma abas# ve bu olaylar#n baz#lar#n# kontrol alt#na almay# ba'arma, "'yle olsayd# ne olurdu" sorusunu merak etme, deneyler yapma ve dolay#s#yla deneyler yoluyla "'yle oldu$unda ne olur" sorusunun cevab#n# bulma deneyimidir). Bu deneyim, sebep ve sonu ili'kisi gr'n ve buna ba$l# olarak neyin gerekli ve neyin imkns#z oldu$u gr'n saptamak, bu gr'e ba'vurmak ve bunu geerli k#lmak iin kulland#$#m#z aralard#r. Makalenin sonunda tamamen Humecu bir hikyenin "nedenin" ve "do$an#n kanununun" yerle'mi' anlamlar#n# kapsayamayaca$# sonucuna varm#'t#m.(5) Oysa David Conway'in The Rediscovery of Wisdom (Bilgeli$in Yeniden Ke'fi) kitab# ile Richard Swinburne'n The Existence of God (Tanri'n#n Varl#$#) kitab#n#n 2004 y#l#ndaki bask#s#nda kozmolojik argman#n Humecu (ve Kant#) ele'tirisine kar'#l#k olduka etkili cevaplar buldum. Conway, Hume'un itirazlar#n#n her birini sistemli biimde ele almaktad#r. Mesela Hume, herhangi bir fiziki varl#klar dizisinin, her bir yesinin toplam#n#n tesinde varolu'unun hibir nedeni olmad#$#n# iddia ediyordu. E$er ba'lang#c# olmayan bir gereksiz canl# varl#klar dizisi varsa, bu bile bir btn olarak evren iin yeterli bir nedendir. Conway, "nedenler olarak gsterilen maddeler kendi varl#klar# bile nedensel bir a#klama gerektiren maddeler ise, bu tr bir btnn paralar#na ili'kin, di$er paralara gre yap#lan nedensel a#klamalar#n btne ili'kin nedensel bir a#klama anlam#na gelemeyece$i" gerekesiyle bu itiraza kar'# #k#yordu.(6) Bir a$a ba$l# bilgisayarlar zerinde kendisini o$altabilen bir yaz#l#m virsn d'nelim. Bu virsn bir milyon bilgisayara bula'm#' olmas# gere$i, kendisini o$altabilen bir virsn var oldu$unu a#klamaz.

mesnet

118

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ayn# Humecu argmana ili'kin Swinburne 'unlar# sylemi'ti: D#'#nda kalan yelerine ili'kin hibir neden olmayacak olmas# nedeniyle sonsuz dizinin hibir 'ekilde hibir a#klamas# olmayacakt#r. Bu durumda evrenin sonsuz zaman ierisinde var olmas#, a#klanamaz mutlak bir gerek olacakt#r. Evrenin bir kez var olmaya ba'lad#$#nda varl#$#n# neden srdrd$ne dair (kanunlar a#s#ndan) bir a#klama olacakt#r. Karma'#k maddi bir evrenin s#n#rl# veya sonsuz zaman ierisinde var olmas#, bilimin a#klayamayaca$# kadar "byk" bir 'eydir.(7) YARATICI B R ARACIYA DUYULAN HT YA Humecu ele'tiriye kar'#l#k verildikten sonra, art#k kozmolojik argmana modern kozmoloji ba$lam#nda ba'vurmak mmkndr. Swinburne, bir durumu yaln#zca bir di$er duruma gre a#klayabilece$imizi ileri srmektedir. Bu durumlar# yaln#zca kanunlar a#klayamaz. "Olaylar# a#klayabilmek iin kanunlar#n yan# s#ra durumlara da ihtiyac#m#z var. Ve evrenin ba'lang#c# olarak bunlar# temel almamam#z durumunda, daha nce ba'ka safhalar olmamas# nedeniyle, evrenin ba'lang#c#n# a#klamam#z mmkn olmayacakt#r."(8) Evrenin ba'lang#c#n# a#klayacak akla yatk#n bir kanun olacaksa, bunun "bo'luk, ister istemez madde enerjisine yol aar" benzeri bir 'ey sylemesi gerekecektir. Buradaki "bo'luk" hibir 'ey anlam#nda de$il, aksine "tan#mlanabilir bir zellik", hlihaz#rda mevcut bir 'eydir. Evrenin "bo'luktan" do$du$unu ngren kanunlara bel ba$lanmas#, madde enerjisinin neden ba'ka bir zamanda de$il de t0'da retildi$i sorusunu gndeme getirmektedir. Bilim filozofu John Leslie, gnmzn en ok ra$bet gren kozmolojik speklasyonlar#n#n hibirinin bir Yarat#c# olas#l#$#n# ortadan kald#rmad#$#n# gstermi'tir. Birka kozmolog, evrenin
mesnet

119

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"yoktan" var oldu$u ynnde tahminlerde bulunmu'tur. 1973 y#l#nda Edward Tryon, evrenin daha byk bir alan ierisindeki bir bo'lukta ya'anan bir dalgalanma oldu$u ynnde bir kuram geli'tirmi'ti. Tryon, evrenin ekimsel ba$lama enerjisinin fizikilerin denklemlerinde negatif bir de$er olarak gsterilmesi nedeniyle evrenin toplam enerjisinin s#f#r oldu$unu iddia etmi'ti. Bir ba'ka yakla'#m kullanan Jim Hartle, Stephen Hawking ve Alex Vilenkin, evrenin byk bir dalgalanma sonunda "yoktan var oldu$u" ynnde kuramlar yrtm'lerdir. "Yoktan" ifadesi, belirli durumlarda ola$anst lde yksek enerji yo$unlu$una sahip karmakar#'#k bir uzay-zaman kp$dr. Hawking'e ait bir di$er fikir ise, "zaman, giderek byk patlaman#n ilk dnemlerindeki uzaya benzer hale gelmektedir," 'eklindedir. Leslie, bu speklasyonlar#n konuyla ilgili anlam ta'#mad#$#n# d'nyor ve 'unlar# ifade ediyor: Evreni ne 'ekilde tan#mlarsan#z tan#mlay#n -ister sonsuza dek var olan, sonsuz uzay-zaman d#'#ndaki bir noktadan veya zamandan de$il de uzaydan do$mu' veya ba'lad#$# noktan#n belirlenemeyece$i kadar karma'#k bir ortam ierisinde ba'lam#' veya toplam enerji miktar#n#n s#f#r oldu$u 'eklinde - Hibir ey Yerine Bir eyin varl#$#nda bir sorun gren insanlar, sorunun pek de zlm' oldu$unu d'nme e$iliminde olmayacaklard#r.(9) Elinizde bir 'eyin bir bo'luktan var olma olas#l#$#n# ayr#nt#lar#yla ortaya koyan bir denklem olsa bile, bu denklemin neden uyguland#$#n# sorman#z gerekecektir. Do$rusu Hawking, denklemlere can veren yarat#c# bir arac#ya ihtiya duyuldu$unu belirtmi'tir. Zaman#n K#sa Tarihi kitab#n#n yay#mlanmas#ndan k#sa sre sonra kendisiyle yap#lan bir rportajda Hawking, ortaya koydu$u modelin Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin herhangi bir duru' sergilemedi$ini belirtmi'ti. Evrenin nas#l var oldu$una fizik kanunlar#n#n karar
mesnet

120

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

verdi$ini syleyerek asl#nda Tanr#'n#n "evreni bizlerin anlayamad#$# rasgele biimde harekete geirmeyi" semedi$ini sylemi' oluyoruz. Bu ifade, Tanr#'n#n -geli'igzel kararlar vermedi$i d#'#nda- var olup olmad#$# hakk#nda hibir 'ey sylememektedir.(10) Y B R TMEVARIMSAL ARGMAN Gemi'te evreni sonsuz bir neden dizisine ba'vurarak a#klamaya ynelik aba, modern kozmolojinin dilinde yeni bir 'ekle sokulmu'tur. Fakat John Leslie bunu yetersiz bulmaktad#r. Leslie, baz# insanlar#n evrenin belirli bir zamanda ortaya #kmas#n#n, evrenin daha nceki bir zamanda var oldu$u ve sonu olmad#$# gere$iyle a#klanabilece$ini ileri srdklerini anlatmaktad#r. Ayr#ca evrenin sonsuz bir patlamalar ve k#r#lmalar dizisi yoluyla veya yeni byk patlama rn evrenler yaratan ebediyen geni'leyen bir gere$in paras# olarak sonsuz bir zaman ierisinde var oldu$una inanan fizikiler de bulunmaktad#r. Yine de, evrenin bir lye gre s#n#rl# bir gemi'te, bir di$er lye gre ise sonsuz bir zaman ierisinde var oldu$unu syleyenler de vard#r. Leslie, bu yakla'#mlara kar'#l#k olarak, "gemi'te ya'anan sonsuz bir olaylar dizisinin varl#$#n#n, her bir olay#n kendisinden bir nceki olayla a#klanmas# yoluyla a#klanamayaca$#n#" belirtmektedir. )eriklerini nceki kitaplar# taklit etmeye borlu olan sonsuz bir geometri kitab# dizisi olsa bile, kitab#n neden bu 'ekilde haz#rland#$#na (rne$in geometri hakk#nda oldu$una) veya neden bir kitab#n oldu$una dair elimizde yeterli bir cevap olmaz. Srecin tamam# bir a#klama gerektirir. Leslie 'unlar# sylyor: "Gemi'e yolculuk yapan ve bylece ihtiya duyan kimsenin tasarlay#p retmedi$i bir zaman makinesi oldu$unu d'nelim. Bu makinenin varl#$# a#klama gerektirmeyen geici bir dngdr! Zaman ierisinde yolculuk mmkn olsa bile, bu kesinlikle samal#k olacakt#r."(11)
mesnet

121

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Richard Swinburne, kozmolojik argmana ili'kin a#klamas#n# 'u 'ekilde zetliyor: "E$er bir Tanr# varsa, O'nun bir evrenin s#n#rlar#na ve karma'#kl#$#na sahip bir 'ey yaratacak olma olas#l#$# olduka yksektir. Evrenin nedensiz yere var oldu$u olduka olas#l#k d#'#d#r, fakat Tanr#'n#n nedensiz var oldu$u ok daha fazla olas#d#r. Dolay#s#yla evrenin varl#$#ndan Tanr#n#n varl#$#na uzanan argman, iyi bir tmevar#msal argmand#r."(12) Swinburne ile yak#n zamanda yapt#$#m bir gr'mede, onun kozmolojik argman gr'nn temel a#dan do$ru grnd$nn fark#na vard#m. Bu gr'n baz# zellikleri zerinde dzeltmeler yap#lmas# gerekiyor olabilir, fakat evren a#klama isteyen bir 'eydir. Richard Swinburne'n kozmolojik argman# olduka umut verici, muhtemelen de do$ru bir a#klama sunmaktad#r.

mesnet

122

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

9 - TANRI YA YER BULMAK


Bu, Shakespeare'in i'idir. Shakespeare'in en nl oyunlar#ndan Macbeth'in ilk sahnesinde, Kral'#n ordusunun iki generali Macbeth ve Banquo, bycyle kar'#la'#r. Bycler onlarla konu'up ard#ndan gzden kaybolurlar. Hayretler ierisindeki Banquo, "Dnyan#n t#pk# su gibi kabarc#klar# var ve bunlar da o kabarc#klardan. Peki, bunlar nereye gittiler?" der. "Havaya," diye cevaplar Macbeth. "Ve insan bedeni gibi grnen 'eyler eriyerek nefes olarak rzgra kar#'t#." Bu, bir e$lendirici tiyatro ve gzel edebiyatt#r. Ne var ki "nefes olarak rzgra kar#'abilen" bir insan oldu$u d'ncesi her ne kadar tiyatro ve edebiyat sevenler a#s#ndan nadiren bir sorun te'kil etse de, bu d'nce gemi'te "kendisini nereye gtrrse gtrsn kan#tlar# izlemeyi" amalayan bu filozofun nne olduka byk bir engel koymu'tu. ORADA H K MSE YOK Tanr# ve Felsefe ve daha sonraki eserlerimde, bedeni olmayan ve her zaman her yerde haz#r bulunan bir Ruh gr'n varsaymas# nedeniyle Tanr# kavram#n#n mant#kl# olmad#$#n# ileri srm'tm. Gerekem olduka a#kt#. Al#'#lm#' anlamlar#ndan ve bunlara uygun kullan#mlar#ndan anlad#$#m#z zere bir insan; etten ve kandan ibaret bir varl#kt#r. Bu ba$lamda, "bedeni olmayan bir ki'i" ifadesi sama grnyordu; t#pk# Hughes Mearns'e ait oldu$u sylenen kk tekerlemede oldu$u gibi: Dn merdivenleri #karken Orada olmayan bir adamla kar'#la't#m, Bugn de orada de$ildi, Ke'ke, ke'ke dedim...Gitse.
mesnet

123

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"Bedeni olmayan bir ki'i" oldu$unu sylemek, "orada olmayan biri" demek gibi bir 'eydir. "Bedeni olmayan bir ki'iden" bahsetmek istiyorsak, bu ki'iyi "ki'i" kelimesinin yeni bir anlam#nda tan#mlaman#n ve yeniden tan#mlaman#n baz# uygun yollar#n# belirlememiz gerekmektedir. Peter Strawson ve Bede Rundle gibi daha sonraki felsefeciler bu ele'tiriyi geli'tirmeye devam etmi'lerdir. Bu argman#n bir biimini, son olarak, Dublindeki Trinity College'dan felsefe profesr John Gaskin'in al#'mas#nda bulabiliriz. Gaskin 'unlar# yazm#'t#r: "Bir bedenin olmamas#, bir ki'inin var olup olmad#$#na (orada kimsenin olmad#$#na!) dair ku'kulara gereki zemin sa$lamakla kalmaz, ayn# zamanda bylesi bedeni olmayan bir varl#$#n bir arac# olup olamayaca$#na dair ku'kulara da zemin haz#rlar."(1) Teistler, her ne kadar korkun bulsalar da, bu ele'tiriyi gvenilir biimde ele alm#'lard#r. 1980'ler ile 1990'lardan itibaren analitik felsefeciler aras#nda deizm rnesans# ya'anm#'t#r. Bu d'nrlerin pek o$u geleneksel olarak Tanr#'ya atfedilen zellikler ve sonsuzluk gibi kavramlar zerinde kapsaml# al#'malar gerekle'tirmi'lerdir. Bu d'nrlerin ikisi, Thomas Tracy ve Brian Leftow, "bedeni olmayan ve her zaman her yerde haz#r bulunan bir Ruh" d'ncesinin uygunlu$unu savunman#n zorlu$unu sistemli biimde ele alm#'t#r. Tracy bedensiz bir arac#n#n nas#l tan#mlanabilece$i sorusunu ele al#rken, Leftow da ilahi bir varl#$#n neden uzay ve zaman#n d#'#nda olmas# gerekti$ini ve bedensiz bir varl#$#n evrende nas#l hareket edebilece$ini gstermeye al#'maktad#r. ARACININ KUSURSUZLU#U God, Action and Embodiment ve The God Who Acts kitaplar#nda Tracy, bedensiz bir ki'inin olmas#n#n nas#l mmkn olabilece$i ve
mesnet

124

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

byle bir ki'inin nas#l tan#mlanabilece$i ynndeki sorular#ma kapsaml# cevaplar vermi'tir. Tracy, (be'eri ve ilahi) ki'ileri bilinli biimde hareket edebilen arac#lar olarak grmektedir. Be'eri ki'iyi arac# bir organizma, kas#tl# eylemde bulunabilen bir beden olarak grmektedir. Fakat (be'eri ki'iler gibi) cisimle'tirilmi' tm arac#lar#n (yaln#zca ak#l ve bedenden ibaret olmayan) psiko-fiziksel birimler olmak zorunda olmas#na ra$men, btn arac#lar#n cisimle'tirilmesi gerekmemektedir. Hibir anti dalist argman, bir arac# olabilmek iin bedenin gerekli bir ko'ul oldu$unu gstermemektedir, nk bir arac# olman#n ko'ulu yaln#zca bilinli eylemde bulunabilme kabiliyetine sahip olmakt#r. Tracy, her hareketi kas#tl# olan Tanr#'n#n bir arac# oldu$unu belirtmektedir. Tanr#'dan 'ahsi bir varl#k olarak bahsetmek, onu kas#tl# eylemlerde bulunan bir arac# olarak grmektir. Tanr#'n#n eylemde bulunabilme gleri e'sizdir ve Tanr#'ya atfedilen eylemlerin di$er arac#lara atfedilebilmesi mmkn de$ildir. rne$in Tanr#, kas#tl# arac#l#$# yoluyla, di$er btn varl#klar# ya'ama getiren arac#d#r. Tracy, Tanr#'n#n eylemlerini gerekle'tirdi$i e'siz slupla tan#mlanabilece$i gr'n ortaya koymaktad#r. "E$er Tanr#'y# arac#l#$#n kusursuzlu$u olarak d'nrsek, Tanr#'n#n, varl#$# amataki mkemmel ahengi temsil eden ve her 'eyin ve kendisinin mutlak yarat#c#s# olan bir arac# oldu$unu syleyebiliriz." Tanr#'n#n m'fik oldu$unu sylemek, Tanr#'n#n canl#lar# eylemlerinde sergiledi$i somut biimlerde gsterdi$ini ve bu eylemlerin O'nun bir arac# olarak kimli$ini sergiledi$ini sylemektir. Ne var ki Tanr#, ya'am biimi ve eylem gleri bizimkilerden tamamen farkl# bir arac#d#r. "Tanr#'n#n eyleminin kapsam ve ierik bak#m#ndan e'siz olmas# nedeniyle O'nun sevgisi, sabr# veya bilgeli$inin yap#s# da ayn# 'ekilde e'sizdir."(2) )lahi eylemlerin bu 'ekilde kavranmas#, Tanr#y# m'fik veya bilge olarak tan#mlamam#za yard#m edebilmektedir, fakat yine de itiraf etmeliyiz ki Tanr#'yla ilgili kavrama gcmz son derece k#s#tl#d#r.
mesnet

125

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

DNYANIN GEREK AKSESUARLARI u anda Oxford niversitesi'nde Nolloth Profesr olan Brian Leftow, Time and Eternity adl# kitab#nda bu konular# ele almaktad#r. Kendisiyle yapt#$#m gr'mede Leftow, Tanr#'n#n uzay ve zaman#n d#'#nda oldu$u gr'nn zel izafiyet kuram#yla tutarl# oldu$una i'aret ediyordu. "Tanr#'n#n zaman#n d#'#nda oldu$unu gstermeye al#'mak iin ortaya koyabilece$iniz ok say#da farkl# argman vard#r," diyordu Leftow. "Beni olduka etkileyen bir argman ise zel izafiyet olduka ciddiye al#nacak olursa, zaman#n ierisinde olan her 'eyin ayn# zamanda uzay#n ierisinde olaca$#na inan#lacak olunmas#d#r. Bu, yaln#zca drt boyutlu bir uzay-zaman sreklisidir. Bugne kadar hibir teist, Tanr#'n#n tam olarak uzayda yer ald#$#n# d'nmemi'tir. E$er Tanr# uzayda de$ilse ve zaman#n ierisinde olan her 'ey ayn# zamanda uzayda ise, Tanr# zaman#n ierisinde de$ildir. Bu noktada ortaya 'u soru #k#yor: "Zaman#n d#'#nda insan benzeri bir varl#$#n oldu$undan nas#l bir anlam #karabilirsiniz?" Leftow szlerini 'yle srdryordu: A#kas# insanlara zg ok say#da eylemin Tanr#'ya atfedilmesi mmkn de$ildir. O unutamaz. Siz yaln#zca gemi'inizde olan 'eyleri unutabilirsiniz. O, bir 'eyler yapmay# b#rakamaz. Siz yaln#zca gemi'inizde sona ermi' bir 'eyi yapmay# b#rakabilirsiniz. Fakat insanlara zg, zamanla pek de alakas# olmayan ba'ka eylemler de vard#r - bunlar, yarad#l#'sal zellik olan ve zamanla ilgisi bulunmayan bilmek gibi eylemlerdir. Bu tr eylemlerin aras#nda niyetlenme eyleminin de say#labilece$ini ileri srebilirim. Bir niyet sahibi olmak, belirli 'eylerin gerekle'mesi durumunda bir 'ey yapaca$#n#z# belirleyen yarad#l#'sal bir zellik olabilir. Dolay#s#yla Tanr#'n#n zaman#n d#'#nda oldu$unu d'nmek iin gerekeler oldu$u kanaatindeyim. Ve ayr#ca tm bunlardan, bizleri iinden

mesnet

126

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

#k#lamaz bir gizemin ierisine #karabilece$imizi d'nyorum.

sokmayacak

bir

anlam

Leftow'un ele ald#$# di$er soru, uzayda veya dnyada hareket eden, her yerde haz#r ve naz#r bir Ruhun varl#$#ndan bahsetmenin nas#l anlaml# olabildi$i sorusuydu: E$er Tanr# zaman#n d#'#nda ise, yapt#$# her 'eyi bir anda, tek bir hareketle yap#yor demektir. nce bir 'eyi ve ard#ndan di$er 'eyleri yapamaz. Fakat tek bir hareketinin farkl# zamanlarda etkisi olabilir. Kendi iradesine gre gne'in bugn veya ertesi gn do$mas#n# isteyebilir ve bunun da bugn ile yar#n zerinde etkileri olur. Ne var ki bu, en temel soru de$ildir. En temel soru 'udur: Yersiz, zaman#n d#'#nda bir varl#k ile uzayzaman sreklisinin btnl$ aras#nda nedensel bir ili'ki nas#l olabilir? Bundan bir anlam #kar#p #karmaman#z byk lde nedensellik kuram#n#z#n ne oldu$una ba$l#d#r. Neden kavram#n#n zamanla ciddi anlamda ili'kisi oldu$unu -mesela bir nedenin ba'ka bir olaydan nce gerekle'en ve bu olayla belirli ba$lant#lar# bulunan bir olay oldu$unu- d'nyorsan#z [rne$in neden zamana ba$l#d#r 'eklinde] bu gr'nz geersiz olacakt#r. Oysa nedenin zamanla ili'kili oldu$unu ileri srmeyen analizler de mevcuttur. Ben 'ahsen neden kavram#n#n gerek anlamda bir tahlilinin olmad#$# bunun ilkel bir kavram ve nedenselli$in kendisinin ilkel bir husus oldu$u- gr'ne kat#l#yorum. Nedensellik, dnyan#n gerek aksesuarlar#n#n bir paras#d#r. E$er neden kavram#n#n bir analizi yoksa bu kavramdan analiz yoluyla zaman#n d#'#nda bir Tanr# ile zaman#n btnl$ aras#ndaki ilkel nedensel ba$lant#y# geersiz k#lacak bir 'ey #karabilmeniz mmkn de$ildir.(3)

mesnet

127

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

TUTARLI B R OLASILIK Tracy ve Leftow'un al#'malar# en az#ndan, bu tr bir Ruha kendi niyetlerini mekn-zaman sreklisinde e'siz biimde yerine getiren uzay ve zaman kavramlar#n#n d#'#nda bir arac# gzyle bakt#$#m#z takdirde, her yerde haz#r ve naz#r bir Ruh oldu$u gr'nn z itibariyle tutars#z olmad#$#n# gstermektedir. Bu tr bir Ruhun olup olmad#$# sorusu, grd$mz zere, Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin argmanlar#n merkezinde yer almaktad#r. Bu argmanlar#n geerlili$i konusunda Conway'in gr'ne kat#l#yorum: E$er bir nceki blmn muhakemesi sa$lam yap#ld#ysa, Tanr#'n#n evrenin ve onun sergiledi$i dzen biiminin a#klamas# oldu$unu inkr edebilmek iin sa$lam felsefi argmanlar yoktur. Durum byle olunca, bilgiyi elde etmenin daha iyi yollar#n# bulamayan felsefecilerin bir kez daha konular#n#n klsik kavram#na dnmemeleri iin herhangi bir neden yoktur.(4)

mesnet

128

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

10 - HER &EYE KAD R GCE NANMAK


Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin bir argmana bilim yaln#z ba'#na kan#tlar sunamaz. Bu kitapta ele ald#$#m#z kan#t -do$an#n kanunlar#, teleolojik yap#s#yla ya'am ve evrenin varolu'u-hem kendisinin hem de dnyan#n varl#$#n# a#klayan bir Akl#n #'#$#nda a#klanabilir. )lahi varl#$#n ke'fedilmesi deneyler ve denklemlerle de$il, bunlar#n ortaya koyduklar# yap#lar#n anla'#lmas#yla gerekle'ir. Tm bunlar kula$a soyut ve gayri 'ahsi gelebilir. As#l sorulmas# gereken soru 'udur: Ben, bir birey olarak, her yerde haz#r ve naz#r olan ve her 'eye kadir bir Ruh olan en byk Gerekli$in ke'fedilmesine nas#l kar'#l#k veriyorum? Bir kez daha sylemeliyim ki benim )lahi varl#$# ke'fetme yolculu$um 'u ana kadar akl#n uzun bir hac yolculu$u olmu'tur. Argman#n beni pe'inden gtrd$ yere gittim. Ve bu argman beni kendili$inden var olan, de$i'mez, maddi olmayan, her yerde haz#r ve naz#r ve her 'eye kadir bir Varl#$#n var oldu$unu kabul etmeye gtrm'tr. Elbette ktlk ve ac#n#n varl#$#yla da yzle'melidir. Ne var ki, felsefi a#dan bak#ld#$#nda bu, Tanr#'n#n varl#$# sorusundan farkl# bir meseledir. Do$an#n varl#$#ndan yola #karak onun varl#$#n#n temeline ula'#r#z. Do$an#n da kendi kusurlar# olabilir, fakat bu durum onun mkemmel bir Kayna$a sahip olup olmad#$#na dair herhangi bir 'ey ifade etmemektedir. Dolay#s#yla Tanr#n#n varl#$# nedenli veya nedensiz ktl$n varl#$#na dayanmamaktad#r. Ktl$n varl#$#n# a#klama konusunda ise )lahi bir gcn varl#$#n# kabul edenler a#s#ndan iki farkl# a#klama vard#r. Bunlar#n ilki, Tanr#n#n dnyaya mdahale etmedi$ini varsayan Aristotelesi yakla'#md#r. )kincisi ise, insanlar#n tamamen zgr olmalar# durumunda ktl$n daima bir olas#l#k olarak kalaca$# gr' olan 129

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

zgr irade savunmas#d#r. Aristotelesi yakla'#mda, arada bir adaletin temel ilkelerini uzaktan ve ayr# olarak onaylasa da, yaratma i'i sona erdi$inde Tanr#'n#n, evreni do$an#n kanunlar#na b#rakt#$# gr' vard#r. zgr irade savunmas# ise ilahi gcn, Tanr#n#n kendisini gzler nne serdi$i gr'nn kabul edilmesine dayanmaktad#r. DAHA FAZLA #RENMEYE AIK OLMAK Buradan nereye varaca$#m? ncelikle, zellikle do$an#n tarihi hakk#nda bildiklerimizin #'#$#nda, ilahi Gereklik hakk#nda daha fazla 'ey $renmeye tamam#yla a#k oldu$umu sylemek istiyorum. )lahi gcn kendisini insanl#k tarihinde gstermi' olup olmad#$# sorusu ise hl geerli bir tart#'ma konusudur. Her 'eye kadir bir gcn yapabileceklerini, mant#ken imkns#z# yaratmak d#'#nda, k#s#tlaman#z mmkn de$ildir. Evrendeki her 'ey bu gce tabidir. Kitaptaki Ek B blm, bu ikinci konuyla ilgili )ncil bilgini ve Anglikan Kilisesi Piskoposu N. T. Wright ile zellikle H#ristiyanlar#n Tanr#n#n )sa Mesih'in bedeninde vcut buldu$u iddialar#na at#fta bulunarak yapt#$#m gr'meyi aktarmaktad#r. Daha nce de syledi$im gibi, hibir dinde )sa Mesih gibi karizmatik bir 'ahsiyet ile Aziz Paul gibi mkemmel bir ayd#ndan olu'an bir bile'im yoktur. E$er her 'eye kadir gcn bir din kurmas#n# istiyorsan#z, bence o dinin temeli bu ikili olmal#d#r! LET & M KURMAYA STEKL OLMAK Bu blme ba'lad#$#m hikyeye geri dnmek istiyorum. Ada kabilesi taraf#ndan ke'fedilen uydu telefonu ve onun yap#s#n# a#klamaya ynelik abalardan bahsetmi'tik. Hikye, bilim

mesnet

130

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

adamlar#n#n kabilenin bilge ki'isiyle umursamamalar#yla sona eriyordu.

alay

edip

onu

Fakat hikyenin farkl# biimde sona erdi$ini d'nelim. Bilim adamlar#, bilgenin telefonun di$er insanlarla ileti'im arac# olarak kullan#labilece$i fikrini bir al#'ma varsay#m# olarak ele al#rlar. Konunun zerinde biraz daha durunca telefonun gerek insanlar#n seslerini ileten bir a$a ba$l# oldu$u sonucunu teyit ederler. Art#k "orada" ak#ll# varl#klar#n oldu$u kuram#n# kabul ediyorlard#r. Daha da cesur bilim adamlar# biraz daha ileri giderler. Telefonda duyduklar# sesleri zmeye al#'#rlar. Sylenenleri anlamalar#n# sa$layan kal#plar# ve ritimleri tespit ederler. Btn dnyalar# de$i'ir. Yaln#z olmad#klar#n# anlarlar. Ve belirli bir noktada ileti'im kurarlar. Bu benzetmenin uygulanmas# ok kolayd#r. Do$an#n kanunlar# hikyedeki ileti'im a$#- gibi olgular#n ke'fedilmesi bilim adamlar#, filozoflar ve di$er insanlar#n sonsuz zekya sahip bir Akl#n varl#$#n# kabul etmelerini sa$lam#'t#r. Baz#lar# bu Ak#lla ileti'im kurduklar#n# iddia etmektedir. Ben henz ileti'im kurmad#m. Fakat bir dakika sonra bile ne olaca$#n# kim bilebilir ki? Bir gn, " imdi beni duyuyor musun?" diyen bir Ses duyabilirim.

mesnet

131

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

EKLER
Bu kitapta Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin fikrimi de$i'tirmeme neden olan argmanlar# zetlemeye al#'t#m. Daha nce bahsetti$im zere, David Conway'in The Rediscovery of Wisdom kitab#n#n bu de$i'imde nemli bir rol oldu. Di$er forumlarda nerdi$im bir di$er kitap ise Roy Abraham Varghese'nin The Wonder of the World kitab#d#r. Tanr# ve Felsefe'ye yazd#$#m yeni nszde, Tanr# ve Felsefe'den sonra yaz#lacak btn kitaplar#n "do$an#n dzenine ili'kin tmevar#msal argman hakk#nda son derece kapsaml# bir gr' sunan" The Wonder of World' "dikkate almas# gerekece$ini" belirttim. Varghese'nin 'u anda elinizde tuttu$unuz kitab#n yaz#m a'amas#nda bana yard#m etmesinden tr, kendisinden 'imdiki ateist ku'a$#n argmanlar#n#n bir tahlilini ve de$erlendirmesini yaparak benim gr'lerimi tamamlamas#n# rica ettim. "The 'New Atheism': A Critical Appraisal of Dawkins, Dennett, Wolpert, Haris and Stenger," Ek A'da yer almaktad#r. Ek B, Tanr#'n#n insanl#k tarihinde kendisini )sa Mesih'in bedeninde gsterdi$i iddias#yla ilgilidir. Bu iddiay# savunanlar aras#nda gnmzn nde gelen Yeni Ahit bilginlerinden Piskopos N. T. Wright da bulunmaktad#r. Wright'in, Tanr#'n#n kendisini gsterdi$ine dair nceki ele'tirilerime hem bu kitapta hem de kendi kitaplar#nda verdi$i yan#tlar#n H#ristiyanl#k a#s#ndan bugne kadar grd$m en gl iddiay# te'kil etti$ini d'nyorum. Wright'a ait her iki eki de bu kitaba dhil ettim, nk bunlar#n her ikisi de Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin d'ncemi de$i'tirmeme yol aan trden muhakemenin rnekleridir. Bu blmleri oldu$u gibi
mesnet

132

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

aktarman#n uygun oldu$unu d'nyorum, nk bunlar, okuyuculara benim devam eden yolculu$umun yn hakk#nda bilgi verirken tart#'may# da ciddi anlamda ilerleten zgn katk#lard#r. Bu ekler, )kinci Blm, "My Discovery of the Divine" ()lahi Olan# Ke'fim), ile birlikte ele al#nd#$#nda, din felsefesinin gl bir yeni gr'n sunan organik bir btn olu'turmaktad#r.

mesnet

133

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

EK A
Yeni Ateizm: Dawkins, Dennett, Wolpert,Harris ve Stenger'a Ele)tirel Bir Yakla)+m Roy Abraham Varghese Yeni ateizmin" temelinde Tanr# diye bir 'eyin, yani var olan her 'eyin ebedi ve sonsuz bir Kayna$# olmad#$# inanc# bulunmaktad#r. Bu, di$er argmanlar#n o$unun bir anlam ta'#yabilmesi iin do$rulu$unun kan#tlanmas# gereken kilit inant#r. Benim buradaki gr'm; Richard Dawkins, Daniel Dennett, Lewis Wolpert, Sam Harris ve Victor Stenger gibi "yeni ateistlerin" yaln#zca bu inanc# kan#tlayamamakla kalmad#klar#, ayn# zamanda Tanr#'n#n var olup olmad#$# sorusuyla alakal# olgular# gz ard# ettikleridir. Grd$m kadar#yla mevcut deneyimlerimizde ancak Tanr#'n#n varl#$# ile a#klanabilecek be' olgu a#k biimde ortadad#r. Bunlar s#ras#yla, maddi dnyayla btn deneyimlerimizde sakl# olan ak#lc#l#k; ba$#ms#z olarak hareket edebilme becerisi olan ya'am; fark#nda olma yetisi olan bilin; dilde yer alan trden anlaml# simgeleri ifade edebilme ve anlama yetene$i olan kavramsal d'nme ve bilin, d'nme ve eylemin "merkezi" olan insan#n kendisidir. Bu olgular ve bunlar#n Tanr#'n#n varl#$#yla ili'kilendirilmeleri hakk#nda 'eyin ifade edilmesi gerekmektedir. )lk olarak, bizler Tanr#'n#n varl#$#na ili'kin argmanlar ve kan#tlar duymaya al#'k#n#zd#r. Bu tr argmanlar#n belirli temel gr'lerin ifade edilmesi a#s#ndan faydal# oldu$unu, fakat biimsel geerliliklerinin bir Tanr#'n#n olup olmad#$#n# belirleyen "kan#tlar" olarak
mesnet

134

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

de$erlendirilemeyece$ini d'nyorum. Aksine, burada ifade edilen be' olgu, sonsuz ve ebedi bir Akl#n varl#$#n# gerektirmektedir. Tanr#, deneyimlerimizde a#k biimde yer alan her 'eyin temelindeki mutlak ko'uldur. )kinci olarak, nceki noktadan belli olaca$# zere, burada olas#l#klardan ve varsay#mlardan de$il, ki'inin kendini inkr etmedike inkr edemeyece$i temel gereklerle yzle'melerinden bahsediyoruz. Bir ba'ka deyi'le, olas#l#k teoremlerini belirli veri kmelerine uygulam#yor, verileri de$erlendirmenin nas#l mmkn olabilece$i ynndeki daha temel bir soru zerinde d'nyoruz. Ayn# 'ekilde bu, baz# karma'#k olgular#n varl#$#na bakarak Tanr#'y# anlama meselesi de$ildir. Aksine, Tanr#'n#n varl#$# btn olgular#n mutlak ko'uludur. nc olarak, eski ve yeni ateistler Tanr#'n#n varl#$#na dair herhangi bir kan#t olmad#$#ndan yak#nmaktad#rlar ve baz# teistler de buna hr irademizin ancak bu tr kan#tlar#n zorlay#c# olmamas# durumunda korunabilece$ini belirterek kar'#l#k vermi'tir. Burada benimsenen yakla'#m, ya'am#m#zda ihtiya duydu$umuz btn kan#tlara sahip oldu$umuz ve insanlar#n ateist olmalar#ndan ancak bu kan#tlara "bakmay#" bilinli olarak reddetmenin sorumlu oldu$u ynndedir. Mevcut deneyimlerimiz zerinde d'nrken isterseniz bir d'nce deneyi gerekle'tirelim. Bir an iin nnzde mermer bir masa oldu$unu d'nn. Bir trilyon y#l veya sonsuz zaman gese bile bu masan#n birdenbire ya da yava' yava' sizin gibi bilinli, evresinde olup bitenlerin ve kimli$inin fark#nda olabilece$ini d'nebilir misiniz? Byle bir 'eyin gerekle'ebilece$ini d'nmek imkns#zd#r. Ayn# 'ey her trl madde iin geerlidir. Maddenin, ktle enerjisinin yap#s#n# zd$nzde, yap#s# gere$i, asla "bilin" dzeyine gelemeyece$ini, asla "d'nemeyece$ini" ve asla "ben" diyemeyece$ini anlars#n#z. Fakat ateistlerin gr'ne gre, evrenin tarihinin bir noktas#nda, imkns#z ve ak#l edilemez 'eyler gerekle'mi'tir. Onlara gre farkl#la'mam#' madde (buna enerjiyi de dhil ediyoruz) bir zamanlar "can" bulmu', ard#ndan bilin dzeyine
mesnet

135

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

eri'mi', ard#ndan kavramsal d'nme yetisini elde etmi' ve sonunda "ben" dzeyine gelmi'tir. Fakat yeniden masam#za dnecek olursak, bunun neden gln oldu$unu anlar#z. Masa, bilin dzeyine eri'mek iin gereken zelliklerin hibirine sahip de$ildir ve sonsuz zamanda bile bu tr zellikleri "edinemez." Ya'am#n kayna$#na dair akla en son gelebilecek senaryolardan birini kabul eden bir ki'inin bile, belirli ko'ullar alt#nda bir mermer paras#n#n kavramlar retebilece$ini ileri srebilmesi iin #ld#rm#' olmas# gerekir. Ve subatomik seviyede masay# bir arada tutan 'ey, evrendeki di$er btn maddeleri de bir arada tutan 'eydir. Deneysel bilim son yz y#l ierisinde maddi dnya hakk#nda, atalar#m#z#n asla hayal edemeyecekleri kadar, bilgiyi a#$a #karm#'t#r. Bunlara ya'am#n, bilincin, d'nmenin ve benli$in temelinde yatan genetik ve sinirsel a$lar#n kapsaml# biimde $renilmesi de dhildir. Ne var ki bilim, bu drt olgunun daha nce oldu$undan ok daha iyi bilinen fiziksel bir altyap# temelinde hareket etti$ini sylemek d#'#nda olgular#n yap#s# veya kendileri hakk#nda bir 'ey syleyemez. Baz# bilim adamlar# bunlar# maddenin tezahrleri olarak a#klamaya al#'m#' olsa da, benim bu cmleden #kard#$#m anlam#n belirli bir zihinsel eylemin d#'#nda ba'ka bir 'ey oldu$unu gstermenin hibir yolu yoktur. Evet, benim gr'lerime uyan zihinsel eylemler vard#r -ve modern nrolojik bilimler, beynin farkl# trlerde zihinsel etkinlikleri destekleyen blgelerini tespit etmi'tir. Fakat bir d'ncenin belirli bir sinirsel etkile'im oldu$unu sylemek, adalet fikrinin k$#t zerine yaz#lm#' birka 'eyden ba'ka bir 'ey olmad#$#n# iddia etmek kadar anlams#zd#r. Dolay#s#yla bilin ile d'ncenin yaln#zca fiziksel eylemler oldu$unu ileri srmek anlams#zd#r. Burada bana ayr#lan blmn k#s#tl# olmas# nedeniyle dnyaya ili'kin deneyimlerimizin temelini olu'turan ve "yeni ateizm" erevesinde a#klanmas# mmkn olmayan be' temel olguyu son 136

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

derece k#sa biimde zetlemek istiyorum. Konuyla ilgili daha ayr#nt#l# bir inceleme, #kacak olan kitab#m The Missing Linkle yer alacakt#r. AKILCILIK Dawkins ve di$erleri, "Tanr#y# kim yaratm#'t#r?" sorusunu sormaktad#rlar. Teistler ve ateistler art#k bir 'ey zerinde a#k biimde hemfikirdirler: E$er bir 'ey var ise, ondan nce daima var olan bir 'ey olmal#d#r. Bu ebediyen var olan gereklik nas#l meydana gelmi'tir? Cevap, byle bir gerekli$in asla meydana gelmedi$idir. Bu gereklik her zaman vard#. Seiminizi yap#n: Tanr# veya evren. Biri en ba'#ndan beri vard#. )'te ak#lc#l#k konusu tam olarak bu noktada n plana #kmaktad#r. Ateistlerin itirazlar#n#n aksine, her zaman var olan#n hangisi oldu$u konusunda teistler ile ateistlerin iddia ettikleri aras#nda ok nemli bir farkl#l#k vard#r. Ateistler, evren iin yap#labilecek a#klaman#n onun ebediyen var oldu$u 'eklinde oldu$unu sylemektedirler, fakat bu ebediyen var olan durumun nas#l vuku buldu$unu a#klayam#yoruz. Bu durumun a#klanabilmesi mmkn de$ildir ve bu 'ekilde kabul edilmesi gerekmektedir. Teistler ise Tanr#'n#n nihayetinde a#klanmas# mmkn bir 'ey olmad#$#n# belirtmekte #srarl#d#rlar: Tanr#'n#n varl#$# bizim a#m#zdan a#klanamaz bir durumdur, Tanr# a#s#ndan de$il. Bu Tanr#'n#n ebedi varl#$#n#n bizim grebilece$imiz kendi i mant#$#n#n olmas# gerekir, nk evrende ak#lc#l#k, ancak en temel ak#lc#l#kta temellendirilmesi durumunda olabilir. Bir ba'ka deyi'le, bilme ve gerekleri yorumlama yetene$imiz, do$an#n i'leyi'leri ve bu i'leyi'lere dair soyut tan#mlamalar#m#z (fiziki Eugene Wigner'in ifadesiyle matemati$in anla'#lmaz etkilili$i) gibi ola$anst olgular ile genetik ve nronal kodlar gibi ya'am#n en temel dzeylerindeki kodlar#n rol, var olmalar#yla, ak#lc#l#$#n temel ve her yan# kaplayan
mesnet

137

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

yap#s#n# gstermektedir. Her ne kadar Tanr#'n#n yap#s# hakk#ndaki geleneksel gr'ler baz# ipular# verse de bu i mant#$#n ne oldu$unu gremiyoruz. rne$in Eleonore Stump ve Norman Kretzmann, tam olarak anla'#ld#$# takdirde, mutlak yal#nl#$#n ilahi zelli$inin, Tanr#'n#n neden var olmamas#n#n mmkn olmad#$#n#n gsterilmesine yard#mc# oldu$unu ileri srmektedir. Alvin Plantinga ise Tanr#'n#n olas# btn dnyalarda var olan gerekli bir Varl#k olarak say#ld#$#n# belirtmektedir. Ateistler buna iki 'ekilde kar'#l#k verebilirler: Evrenin, kendi varl#$#na ili'kin bizim gremedi$imiz bir i mant#$# olabilir; ve/veya kendi varl#$#n# a#klayan bir i mant#$# olan Varl#$#n (Tanr#) olmas# gerekti$ine inanmak zorunda de$ilizdir. Teistler ilk noktayla ilgili olarak, kendisini olu'turan 'eylerin toplam#n#n d#'#nda var olan "evren" diye bir 'eyin olmad#$#n# syleyeceklerdir ve evrendeki hibir 'eyin sonsuz varolu'a dair i mant#$#n#n olmad#$#n# biliyoruz. Teistler ikinci noktayla ilgili olarak ise -do$an#n kanunlar#ndan ak#lc# d'nme yetene$imize kadar-'phe gtrmez biimde tecrbe etmekte oldu$umuz ak#lc#l#$#n varl#$#n#n, ancak sonsuz bir Ak#l olabilecek bir temelden yoksun olmas# durumunda a#klanamayaca$#na i'aret etmektedirler. Byk matematiki Kurt Gdel, "Dnya mant#kl#d#r," demi'ti.(1) Bu ak#lc#l#$#n anlam#, "dnyan#n dzeninin onu yneten stn akl#n dzenini yans#tt#$#d#r."(2) Ak#lc#l#$#n gerekli$i do$al seime ba'vurularak inkr edilemez. Do$al seim, birbirlerini belirli kurallar erevesinde etkileyen fiziksel varl#klar#n ve ya'am#n srelerini yneten bir kodun varl#$#n# gerektirmektedir. Ve do$al seimden bahsetmek, do$ada olup bitenlerin bir mant#$# (uyumu) oldu$unu ve bu mant#$# anlayabilecek durumda oldu$umuzu varsaymak demektir. nceki mermer masa rne$ine dnecek olursak, sylemek istedi$imiz 'ey, d'ncemizin temelini olu'turan ve matematiksel olarak kesin bir evrene dair al#'mam#zda kar'#m#za #kan as#l 138

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ak#lc#l#$#n bir kaya paras# taraf#ndan ortaya #kar#lm#' olamayaca$#d#r. Tanr# en temel mutlak gerek de$il, varolu'un her boyutunda yer alan temel Ak#lc#l#kt#r. Fiziksel gerekli$in kayna$# sorusunun, inan#lmas# g olsa da, yeni bir biimi, Daniel Dennett'in evrenin "kendisini yoktan veya hemen hibir 'eyden ay#rt edilmesi mmkn olmayan bir 'eyden yaratt#$#" iddias#d#r.(3) Bu gr' en a#k biimde ifade eden ki'i ise bir di$er yeni ateist, fiziki Victor Stenger'dir. Stenger, evren ile do$an#n kanunlar#n#n kaynaklar#na ynelik yegne zmn Not by Design: The Origin of the Universe, The Comprehensible Cosmos, ve God: The Failed Hypothesis adl# kitaplar#nda sunmaktad#r. Stenger, di$er 'eylerin yan# s#ra, do$an#n kanunlar# gr' ve bunlar#n ta'#d#klar# varsay#lan anlamlar hakk#nda al#'#lmam#' bir ele'tiri getirmektedir. Stenger, The Comprehensible Cosmos kitab#nda, bu szde kanunlar#n ne tepeden indirildi$ini ne de maddenin davran#'# zerindeki k#s#tlamalara yerle'tirildi$ini ileri sryor. Ona gre bu kanunlar yaln#zca fizikilerin gzlemleri hakk#ndaki matematiksel ifadelerini formle etme biimleri zerindeki k#s#tlamalard#r. Stenger'in iddias#, modern fizikteki temel fikirlerden biri olan simetri hakk#nda yapt#$# yoruma dayanmaktad#r. Modern fizikteki tan#mlar#n o$una gre simetri, bir nesne ya da sistemin bir transformasyon kar'#s#ndaki de$i'mezli$idir. Bu fikir ba'lang#ta klsik mekani$in diferansiyel denklemlerine ve elektromanyetizmaya ve ard#ndan yeni biimlerde zel izafiyet ve kuantum mekani$i problemlerine uygulanm#'t#. Stenger, okurlar#na bu etkili kavram#n ana hatlar#n# sunmakta, fakat szlerinin devam#nda birbirine uymayan iki sonuca varmaktad#r. Bunlar#n biri, simetri ilkelerinin do$an#n kanunlar# oldu$u gr'n ortadan kald#rd#$# ve di$eri de hili$in bir 'ey retemeyece$ini, nk "hili$in" de$i'ken oldu$udur! 139

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ne 'a'#rt#c#d#r ki, simetri alan#ndaki en uzman ki'ilerden biri olan Anthony Zee'nin yazd#$# Fearful Symmetry kitab# da Stenger'in ortaya koydu$u olgular#n ayn#lar#n# kullanarak olduka farkl# bir sonuca ula'maktad#r: Simetri, maddi dnyay# anlamam#zda gittike artan merkezi bir rol oynamaktad#r.... Temel fizikiler, en byk tasar#m#n simetrilerle dolu oldu$u inanc#n# benimsemektedirler. Bize rehberlik eden simetri olmasayd# modern fizi$in ba'lamas# mmkn olmazd#... Fizik gnlk deneyimden uzakla'#p En Byk Tasar#mc#n#n akl#na yakla't#ka, ak#llar#m#z# s#radan kal#plar#n d#'#nda d'nmektedir... . Simetri taraf#ndan tan#mlanan En Byk Tasar#mc#y# bir Deus Congruentiae olarak tasavvur ediyorum.(4) Stenger, "hili$in" mkemmel biimde simetrik oldu$unu, nk bo'lukta kesinlikle mutlak konum, zaman, h#z veya ivme olmad#$#n# ileri srmektedir. Stenger, "Simetrilerin kayna$# nedir?" sorusunu ise bunlar#n asl#nda bo'lu$un simetrileri olduklar#, nk fizik kanunlar#n#n, zaten yoktan var olmu'as#na, kendilerinden bekleneni yerine getirmekte olduklar# 'eklinde yan#tlam#'t#. Stenger'in temel yan#lg#s#n#n kkeni olduka eskiye dayanmaktad#r: Bu, "hili$i" "bir 'eyin" bir tr gibi ele alma yan#lg#s#d#r. Yzy#llard#r "hilik" kavram# zerinde fikirler yrtm' olan d'nrler, "hili$in" bir 'eyin bir tr olmad#$# noktas#n# vurgulamaya zen gstermi'lerdir. Mutlak hilik; hibir kanun, bo'luk, alan, enerji, yap#, hibir trden fiziksel veya zihinsel varl#k ve "simetriler"- olmad#$# anlam#na gelir. Hili$in hibir zelli$i veya gc yoktur. Mutlak hilik sonsuz zaman diliminde bile hibir 'ey retemez -do$rusu mutlak hilikte zaman diye bir 'ey olamaz. Stenger'in, God: The Failed Hypothesis kitab#n#n temelinde yer alan ve evrenin net enerjisinin s#f#r olmas# nedeniyle evrenin "hilikten" ortaya #kmas#n#n fizi$in ilkelerini i$nemedi$i ynndeki gr'ne ne demeli? Bu, ilk kez, evrenin net enerjisinin s#f#ra yak#n
mesnet

140

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

oldu$unu gsterdi$ini ve bu yzden evrenin hilikten var oldu$unu sylemekte herhangi bir eli'ki olmad#$#n# syleyen fiziki Edward Tryon taraf#ndan ileri srlm' bir gr'tr. E$er yerekimsel enerjisi negatif olan ba$lama (ekim) enerjisi ile evrenin pozitif de$er olan btn ktlesinin tamam#n# toplayacak olursan#z s#f#ra yak#n bir de$ere ula'#rs#n#z. Bu durumda evreni yaratmak iin enerjiye ve dolay#s#yla bir yarat#c#ya ihtiya duyulmamaktad#r. Bu ve benzer iddialarla ilgili ateist felsefeci J. J. C. Smart, s#f#r net enerjisi olan bir evren varsay#m#n#n bir 'eyler oldu$u sorusunu hl yan#tlamad#$#na i'aret etmektedir. Smart, bu varsay#m#n ve onun modern formllerinin yap#sal bir uzay-zaman sreklisi, kuantum sahas# ve do$a kanunlar# bulundu$unu varsaymakta oldu$unu belirtmektedir. Sonu olarak, bunlar ne bir 'eylerin neden var oldu$u sorusuna cevap verebilmektedir ne de uzay ve zamandan ibaret evrenin zamandan ba$#ms#z bir gerekesinin olup olmad#$# sorusunu ele almaktad#r.(5) Bu tahlilden de a#k biimde anla'#ld#$# gibi, Stenger iki temel soruyu cevaps#z b#rakmaktad#r: Neden bir 'ey vard#r ve mutlak hilik yoktur? Ve var olan bir 'ey neden simetrilere uymakta veya karma'#k yap#lar olu'turmaktad#r? Zee, simetrinin kayna$#n#n en byk Tasar#mc#n#n Akl# oldu$u sonucuna varmak amac#yla Stenger'in ifade etti$i simetri olgular#n#n ayn#lar#n# kullanmaktad#r. Do$an#n kanunlar#, esas#nda do$an#n temelindeki simetrileri yans#tmaktad#r. Ve evrenin ak#lc#l#$#n# ve anla'#labilirli$ini -kk Tanr#'n#n Akl#nda bulunan ak#lc#l#$#- gsteren 'ey, do$an#n kanunlar# de$il, simetridir. YA&AM Ele al#nacak bir sonraki olgu ya'amd#r. Tony Flew'in bu kitapta maddeyle ilgili syledikleri gz nnde bulunduruldu$unda, burada
mesnet

141

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ya'am#n kayna$# sorusu zerinde ok daha fazla bir 'ey sylemeye gerek yoktur. Oysa bu soruyla ilgili mevcut tart#'malar#n, kilit meselelerin bile fark#nda olmad#$# izlenimi uyand#rd#$# belirtilmelidir. Canl# varl#klar#n drt boyutu vard#r. Bu tr varl#klar arac#, gdml, kendisini o$altabilen ve simgelere gre hareket eden varl#klard#r (bunlar#n varolu'lar# kodlar ile kimya aras#ndaki kar'#l#kl# etkile'ime dayanmaktad#r). Canl# varl#klar#n tm hareket etmektedir veya hareket etme kabiliyetine sahiptir. Ve bu tr varl#klar#n her biri, kendi eylemlerinin tamam#n#n ortak kayna$# ve merkezidir. Bu arac#lar#n ya'amlar#n# srdrebilme ve ba$#ms#z hareket edebilme kabiliyetleri olmas# nedeniyle, eylemleri bir lde amalar# (beslenme) taraf#ndan belirlenmektedir ve kendilerini o$altabilmektedirler; dolay#s#yla bu canl#lar amaca gdml, kendilerini o$altabilen ba$#ms#z arac#lard#r. stelik Howard H. Pattee'nin belirtti$i gibi, canl# varl#klarda gstergesel sreler (kurallar, kodlar, diller, bilgi, kontrol) ile fiziksel sistemlerin (kanunlar, hareket bilgisi, enerji, kuvvetler, madde) etkile'imini bulabilirsiniz.(6) Burada incelenen kitaplar#n ierisinde yaln#zca Dawkins'in kitab# ya'am#n kayna$# sorusunu ele almaktad#r. Wolpert, bu konuyla ilgili sylediklerinde olduka samimidir: "Bu, evrimle ilgili btn bilimsel sorular#n cevapland#r#lm#' oldu$u anlam#na gelmez. Aksine bizzat ya'am#n kayna$#, btn canl# varl#klar#n ortaya #kt#$# mucizev hcrenin evrimi hl yeterince anla'#lmamaktad#r."(7) Dennett, nceki al#'malar#nda, baz# materyalist a#klamalar#n do$ru olabilece$ini kabul etmi'tir. Ne yaz#k ki Dawkins'in yakla'#m# fizyokimyasal dzeyde bile a#k biimde yetersiz veya yanl#'t#r. "Fakat ya'am nas#l ba'lar?" diye soruyor Dawkins. "Ya'am#n kayna$#, do$al seim iin hayati nem ta'#yan ko'ullar#n ortaya #kmas#n# sa$layan kimyasal olay veya olaylar dizi'iydi... Hayati nemdeki bile'en -bir tr genetik moleklyerini ald# m# art#k bunu gerek Darwinci do$al seim izleyebilir."(8) 142

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Bu nas#l gerekle'ti? "Bilim adamlar# byk rakamlar#n sihrine ba'vurmaktad#rlar... )nsanc# ilkenin gzelli$i, btn sezgilere ra$men, kimyasal bir modelin gezegenimizin zerindeki ya'am#n varl#$#na ili'kin iyi ve tamamen tatmin edici bir a#klama sunmak amac#yla bir gezegende ya'am#n ortaya #kma olas#l#$#n#n milyarda bir oldu$unu tahmin etmesi gerekti$ini sylemesidir."(9) Bat#l inanca dayanarak yap#lm#' kstaha bir giri'im olarak tan#mlanmas# daha uygun olan bu tarz muhakeme gz nnde bulunduruldu$unda, e$er yaln#zca "byk rakamlar#n sihrine ba'vurursak" arzulad#$#m#z her 'eyin bir yerlerde var olmas# gerekir. Tek boynuzlu atlar veya genlik iksiri, "'a'#rt#c# lde olanaks#z" olsa da, "tm sezgilere ra$men" meydana gelecektir. )htiya duyulan tek 'ey, bunlar#n "bir gezegende gerekle'me olas#l#$#n#n milyarda bir" oldu$unu "tahmin etmesi gereken" "kimyasal bir modeldir." B L N Neyse ki bilinle ilgili yap#lan al#'malarda i'ler di$er alanlardaki kadar kt de$ildir. Bugn bilin hakk#nda giderek artan bir bilinlilik vard#r. Art#k bilinliyiz ve bilinli oldu$umuzun bilincindeyiz. Bunu inkr eden ki'i ancak kendisiyle eli'kiye d'er -ne var ki baz#lar# hl bunu inkrda #srar etmektedir. Sinir hcrelerinin yap#s#n# anlad#$#n#zda sorun iinden #k#lmaz bir hal almaktad#r. ncelikle sinir hcreleri bilinli ya'am tarz#m#zla hibir benzerlik gstermemektedir. )kincisi ve daha da nemlisi, fiziksel zelliklerinin bilinci yaratacaklar# veya yaratabileceklerine inanmam#z iin hibir gereke sunmamaktad#rlar. Bilin, beynin belirli blgeleriyle ili'kilidir, fakat beyin sap#nda ayn# sinir hcreleri sistemleri bulundu$unda bilin "retimi" diye bir 'ey sz konusu olmaz. Asl#nda, fiziki Gerald
mesnet

143

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Schroeder'in belirtti$i gibi, bir kum y#$#n#n#n temel fiziksel bile'enleriyle bir dhinin beynininkiler aras#nda asl#nda fark yoktur. Maddenin baz# paralar#n#n, maddeye hi benzemeyen yeni bir gereklik "yaratabilece$i" iddias#n#n alt#nda maddeye duyulan kr ve temelsiz inan vard#r. Bugnk beden-ak#l al#'malar#ndaki anaak#m, bilincin gerekli$ini ve gizemini kabul etse de malumu grmezden gelmeye devam eden birka felsefeciden biri de Daniel Dennett'tir. Dennett, bir 'eyin "gerekten de bilinli" olup olmad#$# sorusunun ilgin veya cevaplanabilir olmad#$#n# sylemekte ve makinelerin bilinli olabilece$ini, nk biz insanlar#n bilinli makineler oldu$umuzu iddia etmektedir! Dennett'in bilin iin "a#klamas#" olan i'levselcilik, szde zihinsel olgular# olu'turan 'eylerle ilgilenmememiz gerekti$ini belirtmektedir. Bunun yerine, bu olgular#n gerekle'tirdikleri i'levleri incelememiz gerekti$ini sylemektedir. Ac#, ka#nma tepkisine yol aan bir 'eydir; bir d'nce ise problem zme srecindeki bir eylemdir. )kisinin de zel bir yerlerde gerekle'en zel bir olay olarak de$erlendirilmemesi gerekmektedir. Ayn# durum zihinsel olgu olarak kabul edilen di$er btn 'eyler iin de geerlidir. Bilinli olmak, bu i'levleri yerine getirmek demektir. Bu i'levler cans#z sistemler taraf#ndan da gerekle'tirilebildi$i iin (rne$in bir bilgisayar problemleri zebilir), "bilincin" gizemli bir yan# yoktur. Ve kesinlikle fiziksel s#n#rlar#n d#'#na #kman#n da hibir gere$i yoktur. Fakat bu ifadenin atlad#$# 'ey, btn zihinsel eylemlere, ne yapmakta oldu$umuzun bilincinde oldu$umuz bilinli olma hallerinin e'lik etti$i gere$idir. )'levselcilik bilinli olma, fark#ndal#k ve ne d'nd$mz bilme hallerini (bilgisayarlar ne yapt#klar#n# "bilmezler") hibir 'ekilde a#klamaz veya a#klad#$#n# iddia edemez. Ayr#ca kimin bilinli, fark#nda olan ve d'nen bir ki'i olarak say#labilece$i hakk#nda da pek bir 'ey syleyemez. Dennett, gln
mesnet

144

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

biimde, felsefesinin temelinin, kendisine "'Ben' diye bir 'eyin oldu$una inanm#yorum" ifadesini iddia etme f#rsat# veren "nc 'ah#s salt#l#$#" oldu$unu sylemektedir. Ne ilgintir ki Dennett'i ve i'levselcili$i en ciddi biimde ele'tirenlerin baz#lar# bizzat fizikidir -David Papineau, John Searle ve di$erleri. zellikle John Searle son derece sert ele'tirilerde bulunmaktad#r: "E$er yoldan #k#p i'levselcili$i benimsemi'seniz, inkrdan ok yard#ma ihtiyac#n#z oldu$una inan#yorum."10 Dennett'in aksine Sam Harris ise bilincin fiziktesi gerekli$ini gl biimde savunmaktad#r. "Sorun 'u ki, fiziksel bir sistem olarak incelendi$inde beyin hakk#nda hibir 'eyin onun her birimizin kendi ya'ant#lar#m#zda bilin olarak tecrbe etti$imiz o tuhaf, i boyutu ta'#yan 'ey oldu$unu gstermemektedir." Sonu olduka 'a'#rt#c#d#r: "Bilin, canl# varl#klar ile onlar#n beyinlerinden ok daha temel bir olgu olabilir. Ve grn'e gre bu tr bir tezi deneysel olarak geersiz k#labilmenin hibir yolu yoktur."11 Dawkins kendi a#s#ndan hem bilin ve dilin hem de bunun te'kil etti$i sorunun gerekli$ini kabul etmektedir. Bir keresinde, "Felsefecilerin qualia ('ahsi, ki'iye ait, ki'iyle yak#ndan ba$lant#l# tecrbenin niteli$i/do$as#) 'eklinde adland#rd#klar# be'eri sbjektif bilinci ne Steve Pinker ne de ben a#klayabilirim," demi'ti. "Steve, How the Mind Works kitab#nda, sbjektif bilin meselesini gzel biimde a#klamakta ve bunun kayna$#n#n ve a#klamas#n#n ne oldu$unu sormaktad#r. Ard#ndan byk bir samimiyetle, Allah beni kahretsin' demektedir. Bu, son derece samimi bir ifadedir ve ben de ayn# 'eyi kendi ad#ma tekrarl#yorum. Sbjektif bilinci bilmiyoruz. Ve anlam#yoruz."12 Wolpert, bilinli olarak, bilin meselesini ele almaktan tamam#yla sak#nmaktad#r -"Kas#tl# olarak bilinle ilgili hibir tart#'man#n ierisine girmedim."13

mesnet

145

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

D&NME Bilincin ard#ndan d'nme, anlama, anlam# grme olgusu gelir. Dilin her kullan#m#, z itibariyle elle tutulup grlemeyen bir varl#$#n dzenini ortaya koymaktad#r. Btn d'nme, ileti'im ve dili kullanma eylemlerimizin temelinde mucizev bir g vard#r. Bu g; farl#l#klar# ve benzerlikleri fark etme ve -felsefecilerin kavramlar#, evrensel d'nceleri vs. adland#rd#klar# 'eyleri - genelle'tirme ve evrenselle'tirme yetene$idir. )nsanlar#n yap#s#nda bulunan bu yetenek e'siz ve son derece 'a'#rt#c#d#r. ocuklu$unuzdan itibaren hibir aba harcamadan hem kendi kpe$iniz Sezar'# hem de genel olarak kpekleri d'nmeniz nas#l mmkn olabiliyor? K#rm#z# renkli belirli bir 'eyi d'nmeksizin k#rm#z#l#$# d'nebilirsiniz (elbette k#rm#z#l#k ba$#ms#z olarak de$il, yaln#zca k#rm#z# nesnelerde var olabilir). Bir saniye bile d'nmek zorunda kalmadan nesneleri soyut biimde d'nr, ay#rt eder ve birle'tirirsiniz. Ayr#ca zgrlk fikri veya meleklerin eylemleri gibi fiziksel zellikleri olmayan 'eyleri bile d'nebilirsiniz. Bu kavramlarla d'nme yetene$i, yap#s# itibariyle maddeyi a'maktad#r. E$er bu sayd#klar#m#n herhangi birine kar'# #kanlar varsa durup d'nmelidirler. Bu insanlar dili her kulland#klar# anlam#n, kavramlar#n, niyetlerin ve akl#n ya'amlar#m#z#n her alan#n# kaplayan roln gstermektedirler. Duyular taraf#ndan sa$lanan veriler d'nce taraf#ndan kullan#lan hammaddenin bir k#sm#n# sa$lasa da, anlama yetisinin fiziksel bir mukabili oldu$undan bahsedilmesini anlamak mmkn de$ildir (anlama i'ini gerekle'tiren bir organ yoktur). zerinde birka dakika d'nd$nzde, herhangi bir 'ey hakk#ndaki d'ncenizin fiziksel oldu$u d'ncesinin akla getirilemeyecek kadar sama oldu$unu fark edeceksiniz. Aileniz ve arkada'lar#n#zla bir piknik yapmay# planlad#$#n#z# d'nelim. Gidebilece$iniz yerleri, davet etmek istedi$iniz ki'ileri, beraberinizde gtrmeyi istedi$iniz 'eyleri, kullanaca$#n#z arac# ve benzeri 'eyleri
mesnet

146

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

d'nrsnz. Bu d'ncelerin herhangi birinin fiziksel yap#da oldu$unu d'nmek mant#kl# m#d#r? Burada nemli olan nokta, a#k konu'mak gerekirse, beynin anlama yetene$inin olmad#$#d#r. Siz anlars#n#z. Beyniniz anlaman#za yard#mc# olur, fakat bunun nedeni d'ncelerinizin beyinde gerekle'mesi veya belirli sinir hcrelerini "sizin" harekete geirmeniz de$ildir. Aksine, rnek vermek gerekirse, yoksullu$u ortadan kald#ran anlama eyleminiz iyi bir 'ey, z (anlama) itibariyle fiziktesi ve uygulamada (kelimeler ve sinir hcreleri) fiziksel olan btnsel bir i'lemdir. Bu eylem, fiziktesi ve fiziksel 'eklinde ikiye ayr#lamaz, nk bu, ki'inin, z itibariyle hem fiziktesi hem de fiziksel olan, yani blnmesi mmkn olmayan bir eylemidir. Hem fiziksel hem de fiziktesi 'eylerin bir yap#s# vard#r, fakat bunlar#n btnle'meleri o kadar kusursuzdur ki, eylemlerinizin fiziksel mi yoksa fiziktesi mi veyahut ta ikisinin kar#'#m# m# oldu$unu sorman#n hibir anlam# yoktur. Bunlar, ka#n#lmaz olarak kendisine hem beden hem de "ruh bah'edilmi'" bir ki'inin eylemleridir. D'ncenin yap#s#yla ilgili yanl#' fikirlerin pek o$u bilgisayarlar hakk#ndaki yanl#' fikirlerden kaynaklanmaktad#r. Saniyede iki yz trilyondan fazla hesaplama yapabilen Blue Gene gibi sper bir bilgisayar# ele ald#$#m#z# varsayal#m. )lk hatam#z, Blue Gene'in t#pk# bir bakteri veya yabanar#s# gibi bir "'ey" oldu$unu farz etmek olur. Bakteri veya yabanar#s# rne$inde ele ald#$#m#z 'ey, organik bir btnl$e sahip bir eylem merkezi, bir organizmad#r. Bu organizman#n btn eylemleri varl#$#n# koruma ve neslini srdrme amalar#na yneliktir. Blue Gene ise kendisine "verilen" i'lemleri ortakla'a veya ayr# ayr# gerekle'tiren bir paralar y#$#n#d#r ve paralar# bir araya getiren ki'iler taraf#ndan ynlendirilir. )kinci olarak, paralar y#$#n# bir i'lem gerekle'tirirken, yapt#$# 'eyin ne oldu$unu bilmez. Sper bilgisayarlar#n girilen verilere ve talimatlara gre yapt#klar# hesaplamalar ve i'lemler yaln#zca elektrik
mesnet

147

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

sinyalleri, devreleri ve transistrleri meselesidir. Bir insan taraf#ndan gerekle'tirilen ayn# hesaplamalar ve i'lemler ise elbette beyin mekanizmas#n# ierir, fakat bunlar olup bitenin bilincinde olan, neler yap#lmakta oldu$unu anlayan ve yapt#klar#n# bilerek gerekle'tiren bir bilin merkezi taraf#ndan gerekle'tirilir. Bilgisayar#n insanst h#zlarda i'lem yapan birden fazla i'lemcisi olsa bile, bu i'lemlerin gerekle'tirilme safhalar#nda bilin, anlama, anlam, niyet veya insan yoktur. Bilgisayardan al#nan bilginin (ertesi gnn hava durumu tahmini veya bankadaki hesap dkmnz) bizim iin "anlam#" vard#r, fakat sz konusu bilgisayar ad# verilen paralar y#$#n# oldu$unda, ortada belirli matematiksel eylemleri gerekle'tiren ikili say#lar, 0'lar ve 1'ler, vard#r. Bilgisayar#n yapt#$# 'eyi "anlad#$#n#" sylemek, bir ak#m kablosunun hr irade ve determinizm konusu zerinde d'nebilece$ini veya bir deney tpndeki kimyasallar#n bir sorunun zlmesinde eli'mezlik ilkesini kullanabilece$ini ya da bir DVD alar#n ald#$# mzi$i anlad#$#n# ve ondan keyif ald#$#n# sylemek gibi bir 'eydir. BENL K Ne eli'kidir ki yeni ateistlerin gzden ka#rd#klar# en nemli nokta, gerekliklerin en belirginidir: Kendileri. Deneyimlerimizden $rendiklerimize gre en byk fiziktesi/fiziksel gereklik, bu deneyimleri ya'ayan ki'idir, yani bizlerizdir. Birinci 'ah#s bak#' a#s# ("Ben," "beni," "benim" ve benzeri) gere$inin fark#na vard#$#m#z zaman en byk ve ayn# zamanda en heyecan verici gizemle kar'# kar'#ya gelmi' oluruz. Ben var#m. Descartes'in szn tersine evirecek olursak, "Ben var#m, yleyse d'nyorum, alg#l#yorum, niyet ediyorum, anl#yorum ve ileti'im kuruyorum." Bu "Ben" de kimdir? "Nerededir?" Nas#l var olmu'tur? Varl#$#n#z kesinlikle fiziksel bir 'ey de$ildir; t#pk# fiziktesi bir 'ey olmad#$# gibi. Varl#$#n#z cisimle'tirilmi' bir ki'ilik ve ruh verilmi' bir bedendir; "varl#$#n#z (siz)"
mesnet

148

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

belirli bir beyin hcresinde veya vcudunuzun herhangi bir blgesinde yer almaz. Vcudunuzdaki hcreler srekli de$i'ir ve "siz" yine de ayn# kal#rs#n#z. Sinir hcrelerinizi inceleyecek olursan#z, bunlar#n hibirinin bir "Ben" olma zelli$ine sahip olmad#$#n# greceksinizdir. Elbette bedeniniz sizin ayr#lmaz bir paran#zd#r, fakat o bir "bedendir", nk ki'ilik taraf#ndan bu 'ekilde olu'turulmu'tur. )nsan olmak demek, bedene ve ruha sahip olmak demektir. Hume, )nsan Do$as# zerine Bir )nceleme'nin ok bilinen bir blmnde 'yle diyor: "Kendim dedi$im 'eyin ierisine en yak#ndan girdi$imde, .... Alg# olmadan kendimi asla bulamam ve alg# d#'#nda hibir 'eyi gzlemleyemem."14 Hume burada onun (yani "Ben"!) "kendisini" bulamad#$#n# iddia ederek bir ki'ili$in varl#$#n# inkr etmektedir. Peki onun farkl# deneyimlerini bir btn halinde birle'tiren, d#' dnyan#n fark#nda olmas#n# sa$layan ve ba'#ndan sonuna kadar ayn# kalan 'ey nedir? Bu sorular# soran kimdir? Hume, "kendim" ifadesinin d'nceleri ve duygular# gibi gzlenebilir bir durum oldu$unu varsaymaktad#r. Fakat ki'ilik bu 'ekilde gzlenebilir bir 'ey de$ildir. Deneyimin de$i'mez bir olgusudur ve asl#nda btn deneyimlerin temelidir. Do$rusu eri'ebildi$imiz tm gerekliklerin ierisinde benlik ayn# zamanda fizikselli$in en belirgin, en mutlak ve en tehlikeli biimidir. ncelikle, ki'inin benli$ini inkr etmesinin kendisiyle eli'mesi anlam#na gelece$ini sylemek gerekir. "Var oldu$umu nas#l bilebiliyorum?" sorusuna bir profesrn verdi$i nl cevap, "Peki bu soruyu kim soruyor?" olmu'tu. Benlik, bizim oldu$umuz 'eydir, sahip oldu$umuz de$il. Birinci 'ah#s bak#' a#m#z "Ben'den do$ar. Benli$i analiz edemeyiz, nk gzlenebilir veya tan#mlanabilir zihinsel bir hal de$ildir. Hepimizin fark#nda oldu$u en temel gereklik, insan ki'ili$idir ve bu ki'ili$in anla'#lmas# ya'am#n kayna$#na dair btn sorular
mesnet

149

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

hakk#nda anlay#'lar sunar ve bir btn olarak bu gereklikten anlam #kar#r. Benli$in fizik veya kimya a#s#ndan, a#klanmas#n#n 'yle dursun, tan#mlanmas#n#n bile mmkn olmad#$#n# biliyoruz: Bilim benli$i ke'fetmez; benlik bilimi ke'feder. Benli$in varl#$#n# a#klayamayan hibir evren tarihinin tutarl# olamayaca$#n# biliyoruz. F Z KTES N N KKEN Peki ya'am, bilin, d'nme ve benlik nas#l meydana geldi? Dnyan#n tarihi, bu olgular#n ortaya aniden #k#'#n# -ya'am#n gezegenimizin so$umas#ndan k#sa sre sonra ortaya #kt#$#n#, bilincin kendisini gizemli biimde Kambriyen patlamas#nda gsterdi$ini, dilin herhangi bir evrimsel ncs olmadan "sembolik trlerde" ortaya #kt#$#n#- gstermektedir. Sz konusu olgular aras#nda bir yanda kod ve simge i'leme sistemleri ve gdml, niyetini belli eden arac#lar ve di$er yanda sbjektif bilin, kavramsal d'nme ve insan benli$i vard#r. Bu olgular# tan#mlaman#n tek tutarl# yolu, bunlar#n, varl#$#n bir 'ekilde fiziktesi olan farkl# boyutlar# olduklar#n# sylemektir. Bunlar fiziksel yap#yla tamam#yla btnle'mi'tirler ve yine de tamamen "yenidirler." Burada bahsetti$imiz 'ey makinelerin ierisindeki hayaletler de$il, baz#lar# bilinli ve baz#lar# da hem bilinli hem de d'nen farkl# trlerden arac#lard#r. Her halkrda vitalizm (dirimselcilik) veya dalizm (ikicilik) yoktur, fakat insan# ruh ve beden olarak blnmez bir btn kabul eden btnsel bir gr' vard#r. Yeni ateistler ya'am#n yap#s#n# veya kayna$#n#, bilinci, d'nmeyi ve benli$i kabul etmeseler de, fiziktesinin kayna$# sorusunun cevab# a#kt#r: Fiziktesi ancak fiziktesi bir kaynaktan do$abilir. Ya'am, bilin, ak#l ve benlik ancak canl#, bilinli ve d'nen bir Kaynaktan do$abilir. E$er bizler bilme, sevme, niyet etme ve uygulama kabiliyetine sahip bilin ve d'nme merkezleri isek, bu merkezlerin, bu eylemleri kendisi gerekle'tirebilecek
mesnet

150

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

durumda olmayan bir 'eyden nasd var olabilece$ine bir anlam veremiyorum. Basit fiziksel i'lemler karma'#k fiziksel olgular yaratabilse de, bizim burada ilgilendi$imiz 'ey basit ile karma'#k aras#ndaki ili'ki de$il, "merkezlerin" kayna$#d#r. Herhangi bir maddesel zn d'nen ve eyleme geen arac#y# meydana getirmesi tasavvur bile edilemez. Madde, kavramlar ve alg#lar yaratamaz. Bir g alan# ne plan yapabilir ne de d'nebilir. Dolay#s#yla mant#$a ve gndelik deneyimlerimize dayanarak canl#, bilinli, d'nen varl#klar dnyas#n#n canl# bir Kaynaktan, bir Ak#ldan ba'lamas# gerekti$inin fark#na var#yoruz.

mesnet

151

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

EK B
Tanr+'n+n, Kendisini nsanl+k Tarihinde Gstermesi: N.T. Wright ile )sa Mesih zerine Bir Sohbet ANTONY FLEW: TANRI'NIN KEND S N GSTERMES HAKKINDA SORULAR Bu noktaya kadar beni ilahi bir Akl#n varl#$#n# kabul etmeye ynelten verileri ele ald#m. Bu argmanlar# duyanlar ister istemez Tanr#'n#n kendisini gsterdi$i iddialar# hakk#nda ne d'nd$m sormaktad#rlar.. Hem anti teolojik kitaplar#mda hem de kat#ld#$#m e'itli tart#'malarda Tanr#'n#n kendisini gsterdi$ine veya dnyaya mdahale etti$ine dair iddialar#n pek o$una kar'# #km#'t#m. u anki tutumum ise bu iddialar#n en az#ndan baz#lar#na kar'# ok daha a#kt#r. A#kas#, H#ristiyanl#k dininin, Tanr#'n#n kendisini gsterdi$i ynndeki iddias# do$ru olsun veya olmas#n, hrmet edilmeyi ve sayg# duyulmay# en a#k biimde hak eden yegne din oldu$unu d'nyorum. )sa Mesih gibi karizmatik bir 'ahsiyet ile Aziz Paul gibi mkemmel bir ayd#ndan olu'an bir bile'im kadar ola$anst bir 'ey yoktur. Bu dinin ieri$iyle ilgili d'ncelerin neredeyse tamam#n#, ola$anst felsefi bir akl# olan ve ilgili btn dillerde hem yaz#p hem de konu'abilen Aziz Paul retmi'ti. E$er her 'eye kadir gcn, bir din kurmas#n# istiyorsan#z, bence o dinin temeli bu ikili olmal#d#r! Tanr# ve Felsefe'nin nceki bask#lar#nda H#ristiyanl#$#n iddialar#n# belirli lde ele alm#'t#m. Yeni Ahit'in ve H#ristiyanl#$#n kklerinin tarihine ili'kin di$er kaynaklar#n ele'tirel biimde incelenmesi 152

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

alan#nda kaydedilen muazzam ilerlemelerin, kapsaml# ve byk tarihsel iddialarda bulunanlar#n "saklanacak yerleri olmad#$#" anlam#na geldi$ini savunmu'tum. )kinci olarak, mucizelerin gerekle'ip gerekle'medi$i, tarihsel kan#tlardan anla'#lamaz ve bu da )sa'n#n dirili'inin tarihsel bir gereklik say#labilece$i iddias#n# geersiz k#lmaktad#r. )sa'n#n dirili'i hakk#nda kat#ld#$#m e'itli tart#'malarda baz# eklemelerde bulunmu'tum. )lk olarak, gerekle'ti$i iddia edilen bu olay hakk#ndaki en son belgeler olaydan yakla'#k otuz y#l sonra yaz#lm#'t#. Bu olayla ilgili gnmzde kan#tlar yoktur -yaln#zca y#llar sonra yaz#lan belgeler vard#r. )kinci olarak, dirilen )sa'n#n gerekten de insan topluluklar#na grnp grnmedi$ini kontrol edebilmemizin hibir yolu yoktur, nk elimizde yaln#zca bu ola$anst olaylar#n gerekle'ti$ini iddia eden bir belge vard#r. Son olarak, )sa'n#n yeniden dirili'ine ili'kin kan#tlar son derece s#n#rl#d#r. Do$rusu )sa'n#n yeniden dirili'i hakk#ndaki ilk Yeni Ahit belgeleri )nciller de$il, Aziz Paul'n Mektuplar#yd# ve bu Mektuplar yeniden dirili'e dair ok az fiziksel ayr#nt# sunmaktad#r. Bugn ise )sa'n#n yeniden dirili'iyle ilgili iddian#n dini a#dan en etkileyici olay oldu$unu syleyebilirim. Tarihilerin bu olayla ilgili kan#tlar ararken kesinlikle 'u an elimizde olandan daha fazlas#na ihtiya duyduklar#na inan#yorum. Farkl# bir trden kan#ta ihtiyalar# vard#r. Tanr#'n#n )sa Mesih'te vcut bulmu' oldu$u iddias#n#n e'siz oldu$u kanaatindeyim. Bu olay# inanmak veya inanmamak d#'#nda nas#l de$erlendirebilece$inizi belirlemenizin zor oldu$unu d'nyorum. Bu konuda size yol gsterecek genel ilkeler oldu$unu pek gremiyorum. Yeni bak#' a#m erevesinde )sa Mesih hakk#nda gnmzde H#ristiyanl#$#n tarihsel srecini en iyi bilen isimlerden biri, Oxford niversitesi'nde Yeni Ahit hocas# olarak ders veren Durham
mesnet

153

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Piskoposu N. T. Wright ile sohbet ettim. A'a$#daki sat#rlarda Wright'in, yaz#lar#mda gndeme getirdi$im baz# meselelere verdi$i cevaplar# bulacaks#n#z. N. T. WRIGHT: CEVAP sa Mesih'in Gerekten de Ya)am+) Oldu,unu Nereden Biliyoruz? Bu soruya cevap vermeye nereden ba'layaca$#m# kestirmek olduka zor. nk )sa hakk#nda asl#nda o kadar ok kan#t vard#r ki, bir tarihi olarak, )sa hakk#nda neredeyse antik dnyadaki herhangi biri hakk#nda oldu$u kadar kan#ta sahip oldu$umuzu belirtmek istiyorum. A#kas# bugn antik dnyan#n heykelleri ve yaz#tlar# olan baz# 'ahsiyetlerini biliyoruz. Di$er yandan elimizde antik dnyan#n tanr# ve tanr#alar#n#n heykelleri de vard#r ve bu yzden asla tam olarak emin olamay#z. Fakat )sa Mesih'e gelecek olursak, elimizdeki btn kan#tlar bu byk 'ahsiyetin birinci yzy#l#n yirmili y#llar# ile otuzuncu y#l# aras#ndaki dnemde ya'am#' oldu$unu gstermektedir. Ve bu kan#tlar (her ne kadar byk bir k#sm# ancak bir ku'ak sonra yaz#lm#' olsa da) o dnemin Yahudili$i hakk#nda bildiklerimize o kadar uymaktad#r ki, bugn )sa Mesih'in ya'am#' oldu$undan 'phe eden hemen hibir tarihinin olmad#$#n# d'nyorum. Bu olguya inanmayan bir ya da iki tarihi vard#r. Yak#n zamanda bu tr bir d'nceyi dile getirmi' tek ki'i [G.A] Wells ad#nda biridir. Arada bir kar'#m#za J.M. Allegro gibileri #kar. Allegro, yakla'#k yirmi y#l nce l Deniz Par'menleri'ne dayanarak yazd#$# bir kitab#nda H#ristiyanl#$#n kutsal mantar#n bir mezhebinden ba'ka bir 'ey olmad#$#n# sylemi'ti. Allegro'nun bu syledi$ini bugne kadar Yahudi, H#ristiyan, ateist veya agnostik limlerin hibiri ciddiye almam#'t#r. )sa Mesih'in, gerek tarihin, varl#$# kesin 154

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

biimde belgelenmi' bir 'ahsiyeti oldu$u a#k biimde ortadad#r. Dolay#s#yla bu sorunun rahatl#kla bir kenara konulabilece$ini d'nyorum. ncil'deki Ayetlere Bakarak sa'n+n Tanr+'n+n Vcut Bulmu) Hali Oldu,unu ddia Edebilmek iin Hangi Gerekeler Vard+r? )sa'n#n Tanr#'n#n O$lu olarak vcut bulmu' oldu$una dair inanc#m )ncil'in ilgili ayetlerine dayanmamaktad#r. Bu inanc#m daha derinlere, birinci yzy#lda Yahudilerin, Tanr#y# ve O'nun dnyadaki eylemlerini nas#l alg#lad#klar#na dair olduka nemli bir soruya dayanmaktad#r. Ve bunun nedeni elbette Yahudilerin Zebur, )'aya, Tevrat, Yarat#l#' Kitab# vb. incelemi' olmalar#d#r. Ayr#ca, Yahudi geleneklerindeki Hz. )sa Gnne bakarak, onlar#n bu kitaplar# ne 'ekilde yorumlad#klar#n# grebiliriz. Birinci yzy#ldaki Yahudiler dnyay# yaratm#', ayn# zamanda )srail'in Tanr#s# olan tek bir Tanr#dan bahsederler ve bu Tanr#'n#n dnyada aktif halde bulundu$unu, dnyada ve )srail'de mevcut ve bir 'eyler yapmakta oldu$unu anlat#rlar. Bu Tanr#dan be' 'ekilde bahsederler (bunlar#n Aquinas'in ileri srd$ be' 'ekille alakas# yoktur!). Tanr#n#n Sznden bahsederler: Tanr# syleyece$ini sylemi' ve i' bitmi'tir; Tanr#, "#'#k olsun" dedi ve #'#k oldu. Tanr#'n#n Sz canl# ve etkilidir ve )'aya'da Szn yukar#dan ya$mur veya kar gibi indi$i \e dnyada olup bitenleri belirledi$i gl bir tasvir gryoruz. Tanr#n#n akl#ndan bahsederler. Bunu zellikle Yahudilerin ataszlerinde, ayn# zamanda ba'ka metinlerinde grebiliriz. Ak#l, onlar#n metinlerinde Tanr#'n#n "ikinci ki'ili$inin" simgesi gibi belirmektedir. )srail'de ikamet eden ak#l etkindir ve insanlar#n ak#ll# olmalar#na yard#m eden 'eyler yapmaktad#r. Kutsal Tap#nakta oturan Tanr#'n#n grkeminden bahsederler. Mescid-i Aksan#n birinci yzy#ldaki Yahudiler iin adeta Tanr#n#n
mesnet

155

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

insan bedenine girmi' olmas#n#n bir simgesi oldu$unu asla unutmamal#y#z -evrenin Yarat#c#s#n#n gelip evini Kuds'teki yolun hemen alt#ndaki bu yap#da kuraca$# szn vermi' oldu$una inan#yorlard#. Gerekten de Kuds'e gidip bunu d'nmedike bunun gerekten de ne anlama geldi$ini anlayamazs#n#z. Fakat bu olduka ola$anst bir olgudur. Ayr#ca Tanr#'n#n, kusursuz olan ve ruhu canland#ran (Zebur 19) kanunundan bahsederler. Kanun, t#pk# ak#l gibi, yaln#zca yaz#l# bir kanun de$ildir. Kanun; ontolojik olarak var olan ve Tanr#'n#n kendisini insanlara gstermekte bir ara olarak kulland#$# bir gtr. Ve son olarak Tanr#'n#n Ruhundan bahsederler. Tanr#'n#n Ruhu, Tevrat ve Zebur'da Samson'a sald#r#r; Tanr#'n#n Ruhu, peygamberlerin peygamber olmalar#n# sa$lar; Tanr#'n#n Ruhu, O'nun grkemi u$runa ola$anst 'eyler yapabilmeleri iin insanlar#n kalplerinde yer al#r. Tanr#'n#n dnyadaki eylemlerinden bahsetmenin bu be' 'ekli, birinci yzy#ldaki Yahudilerin Ebedi Tanr#, dnyan#n Yarat#c#s# olarak bildikleri Tanr#n#n dnyada, zellikle )srail'de bulundu$u ve etkin oldu$u ynndeki inanlar#n# ifade etmenin yollar#yd#. Ve bunu yaln#zca EskiAhit'te de$il, Eski Ahit'in birinci yzy#ldaki Yahudilik ve hahamlar zerinde b#rakt#$# izde, l Deniz Par'menleri ve di$er benzer metinlerde olmak zere her yerde grebilirsiniz. imdi, )ncil'deki ayetleri Tanr#'dan bahsetmenin bu be' 'ekliyle inceleyecek olursak )sa'n#n, sanki bu be' 'ekli yeni bir biimde gere$e dn'trrm'esine hareket etti$ini -yaln#zca konu'tu$unu de$il, hareket etti$ini- grrz. Bunu zellikle "Ekinti k#ssas#'nda grebiliriz: Ekinci (Tanr#) szn eker ve Sz i'ini yerine getirir. Fakat bir dakika! $retilerini yayarak gezen bu ki'i de kimdir? Bizzat )sa'n#n kendisidir.

mesnet

156

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Ve ayn# 'ekilde )sa, ak#l hakk#nda e'itli biimlerde konu'maktad#r: Tanr#'n#n akl#, "Ben bunu yap#yorum, 'unu yap#yorum," der. Ve Eski Ahit' in ak#l geleneklerini )sa'n#n yaln#zca kendi ad#na sylediklerinde de$il, ayn# zamanda yapt#$# eylemleri gerekle'tirme biimlerinde bulabilirsiniz. )sa'n#n, evini kayal#k zemin zerine in'a eden ak#ll# bir adam ve kumlu bir zemin zerine in'a eden ak#ls#z bir adam hakk#nda syledikleri tipik bir ak#l $retisi rne$idir. Fakat durun bir dakika, ak#ll# adam "benim szlerimi duyan ve bunlara uyand#r." Dolay#s#yla ak#l ve )sa birbirine ok yak#ndan ba$l#d#r. Kutsal Tap#nak da nemli bir noktad#r. )sa sanki Tap#na$# simgeleyen ki'i kendisiymi' gibi davran#r. "Gnahlar#n#z ba$#'lanacakt#r" demesi 'a'#rt#c#d#r, nk gnahlar#n ba$#'lanmas# normalde Tap#na$a gidip bir kurban sunuldu$unda ilan edilir. )sa ise bunu soka$#n ortas#nda yapabilece$inizi sylemektedir. )sa'n#n yan#nda olanlar, gzlerini Tanr#'n#n grkemine dikmi' vaziyette, Tap#nak'ta gibidirler! Yahudi hukukuna bakt#$#m#zda ok ilgin bir 'ey grrz. Gnmzn en nemli Yahudi limlerinden biri ve Yahudilik hakk#nda nemli kitaplar#n sahibi Jacob Neusner, )sa hakk#nda bir kitap yazm#'t#. Neusner, bu kitab#nda, )sa'n#n " unlar#n 'unlar#n sylendi$ini duydu$unuz, fakat ben sizlere bunlar# bunlar# sylyorum," benzeri 'eyler syledi$ini okudu$unda iinden )sa'ya 'u soruyu sormak geldi$ini sylyor: "Sen kim oldu$unu san#yorsun? Tanr# m#?" )sa asl#nda yeni bir hukuk, hukukun tamamen yeni bir yorumunu sunmaktad#r ve belirli ynlerden hukukun anla'#lma ve yorumlanma biimini de$i'tirdi$ini iddia etmektedir. Ve son olarak Ruh. )sa, "E$er ben Tanr#'n#n Ruhu ile kt ruhlar# defedebiliyorsam, Tanr#n#n Krall#$# sizi bulmu' demektir," diyor.

mesnet

157

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Bu yzden grd$mz 'ey tam olarak )sa'n#n "Ben Teslis'in )kinci Ki'isiyim. )ster inan#n ister inanmay#n," diyerek gezinip durmas# de$ildir. )ncil'in ayetlerinin bu 'ekilde okunmamas# gerekir. Aksine bu ayetleri birinci yzy#l tarihileri gibi okuyacak olursak, bu sz )sa'n#n btn davran#'lar#n#n toplam#n#n ortaya koydu$unu grrz: Halk# ile birlikte olmaya gelen bir Tanr# hakk#ndaki ola$anst hikye asl#nda gere$e dn'mektedir. Bu hikye yaln#zca Sz, ak#l ve di$er 'eyler yoluyla gerekle'memektedir. Bir insan#n bedeninde, gerekten de gerekle'mektedir. Tm bu paralar# bir arada tutan 'ey (bunu Jesus and the Victory of God [)sa ve Tanr#n#n Zaferi] kitab#m#n sondan bir nceki blmnde a#klad#m) )sa'yla ayn# dnemde ya'ayan Yahudilerin pek o$unun )srail'in Tanr#s# Yehova'n#n bir insan bedeninde gelip Tap#nak'ta ya'ayaca$#na inan#yor olmas#yd#. Bunu Zlkif, )'aya, Zekeriya ve )ncil'den sonra yaz#lan metinlerin baz#lar#nda grebilirsiniz. Dolay#s#yla bu insanlar Tanr#n#n bir gn geri dnece$ini umut etmektedirler. nk Tanr# geri dnd$nde Romal#lar# kovacakt#r. Tanr# Tapmak'# gerekti$i gibi yeniden in'a edecektir -Herod'un yapmakta oldu$u gibi de$il. Tanr#'n#n geri dn'yle ili'kilendirilen bir dizi beklenti vard#r. Ve daha sonra, )ncil'in ayetlerinde )sa'n#n geri dnen kral hakk#nda hikyeler anlatarak Kuds'e yapt#$# son yolculu$un ola$anst tasvirini buluyoruz. Ba'kalar# gibi ben de )sa'n#n, halk#na geri dnen kral -klelerine geri dnen efendi- hakk#nda hikyeler anlat#rken gelecekte )kinci Geri Dn' ya'anaca$#n#n haberini veriyor olmad#$#n# iddia etmi'tim. Havariler byle bir beklenti ierisinde de$illerdi. Bu ki'iler )sa'n#n arm#ha gerilece$ini bile bilmiyorlard#. Kendisinin Kuds'e yapt#$# yolculu$un nemi hakk#nda hikyeler anlatmakta ve kendisine kulak verenleri Eski Ahit'te Zion 'ehrine dnen Yehova olay#n# dinlemeye ve onu bir e'e$in s#rt#nda Kuds'e giden gen bir

mesnet

158

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

peygamber olarak grdklerinde bu olay# ak#llar#nda tutmaya davet etmektedir. )sa'n#n, kendisine Yehova'n#n Zion'a geri dn'n somutla't#rma grevinin verilmi' oldu$una inanarak ya'am#n# gerek anlamda!- tehlikeye atm#' oldu$unu d'nyorum. Somutla't#rma (embody) kelimesi )ngilizce bir kelimedir. Bu kelimenin Latince kar'#l#$# vcut bulmad#r. Fakat ben embody kelimesini kullanmay# tercih ediyorum, nk en az#ndan vaaz verdi$im yerlerde insanlar, bunu teknik bir Latince terimden daha iyi anlayabilmektedirler. )sa'n#n gerekten de bu varsay#m zerine hareket etmek zere grevlendirildi$ine inand#$# kanaatindeyim. Ve bunun )sa a#s#ndan olduka rktc oldu$unu d'nyorum. Bence )sa yan#lm#' olabilece$ini biliyordu. Neticede bu tr 'eylere inanan bir insan sonunda kendisini aydanl#k oldu$una inanan bir ki'i konumunda bulabilir. )sa'n#n bu 'ekilde hareket etmesinin, ya'amas#n#n ve eylemlerini )srail'in Tanr#'s#nm halk#na geri dn'n temsil etme grevinin temelinde gerekle'tirmesinin kendisine verilmi' ilahi bir grev oldu$unu bildi$i gr'ndeyim. Bu yzden )sa'n#n lmnden ve yeniden dirili'inden (bu tamam#yla ayr# bir hikyedir; buna sonra de$inece$iz) k#sa sre sonra mritlerinin onun asl#nda en ba'#ndan beri )srail'in Tanr#s#'n#n ta kendisi oldu$unu anlad#klar#n# syleyebilirim. )sa'n#n yeniden dirili'ine tan#k olanlar )sa hakk#nda grdkleri, duyduklar# ve bildikleri her 'eyi kafalar#ndan geirmi' ve kafalar#na vurarak, "Bunca zamand#r kiminle birlikte oldu$umuzu anlad#n m#? )srail'in Tanr#s# ile birlikteymi'iz," demi'lerdi. Ve en ba'#ndan beri olanlar zerinde uzun uzun d'np ya'ananlara yeni yeni anlam vermeye ba'larken )sa hakk#ndaki hikyeleri hu'u ve hayret ierisinde tekrar tekrar anlatm#'lard#. Bu, ok byk ve ola$anst bir fikirdir. Bununla birlikte, tarihsel srece bak#larak )sa'n#n da kendisi hakk#nda bu 'ekilde d'nm'
mesnet

159

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

olabilece$i sylenebilir. imdi elbette #k#p bana 'unlar# syleyenler olabilir: "Evet, hakl# olabilirsiniz. Belki de )sa gerekten de kendisi hakk#nda d'nlenlere inanm#'t#. Belki Havariler de ayn# 'ekilde d'nm'lerdi. Fakat )sa kesinlikle yan#lm#'t#, nk e$er bir Tanr# varsa bunun asla insana dn'emeyece$ini ve kendisi hakk#nda bu 'ekilde d'nen birinin ancak #ld#rm#', delirmi' veya kand#r#lm#' olabilece$ini nyarg#sal olarak biliyoruz." Bunlara verece$im cevap 'udur: Pekl, bu nyarg#lar# bir an iin unutun, akl#n#zdakileri bir an iin bir kenara b#rak#n. Ve gznzn nne syledi$im her 'eye inanan ve bunlar# yapan bir birinci yzy#l Yahudisi'ni getirin. Ve sonra kendinize )sa'n#n yeniden dirili'i hakk#ndaki soruyu sorun. Ard#ndan Tanr# kelimesi ile ne demek istedi$imize dair di$er btn sorular# sorun. Tanr# kelimesinin sistematik olarak belirsiz oldu$unu en emin biimde ilk H#ristiyanlar#n ifade etmi' olmalar# nedeniyle bu kelimenin tam olarak ne anlama geldi$ini ancak )sa'ya bakt#$#m#zda grebiliyoruz. Yuhanna, "Tanr#y# hibir zaman hi kimse grmemi'tir; O'nu yaln#zca, insanlara gsterdi$i, Babas#n#n g$snde ya'ayan O$lu grm'tr," diyor. Yunanl#lar ise bu konuyla ilgili olarak 'yle demi'lerdi: "Tanr# kendisinin bir yorumunu sunmu'tur, bizlere Tanr#n#n gerekten de kim oldu$unu gstermi'tir." ok nemli bir soru iin olduka uzun bir cevap verdi$imi biliyorum, fakat bunu daha k#sa bir 'ekilde ifade edebilece$imi sanm#yorum. Bildi$im kadar#yla insanlar#n o$u )sa ve Tanr# meselesini bu 'ekilde d'nmemektedir. Fakat ben )sa'n#n, ilk H#ristiyanlar#n ve )ncil'in ayetlerini yazanlar#n bu 'ekilde d'ndklerine inan#yorum ve biz de bu meseleyi bu 'ekilde d'nrsek iyi ederiz.

mesnet

160

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

sa'n+n Yeniden Dirili)ine Dair Ne Tr Kan+tlar Bulunmaktad+r? Bu soruya elimden geldi$ince k#sa bir cevap vereyim. Babam, The Resurrection of the Son of God (Tanr#'n#n O$lunun Yeniden Dirili'i) adl# uzun kitab#m# seksen ya'#ndayken okumu'tu. Yedi yz sayfal#k bu kitab# gnde bitirmi'ti. Kitab#n tamam#n# okumu'tu; ba'ka hibir 'ey yapmam#'t#. Sonra beni telefonla aray#p, "Kitab# bitirdim," dedi. Ben de "Anlamad#m, ne yapt#n?" diye sordum. Babam#n cevab# "Evet, kitab# okudum ve kitaptan yakla'#k olarak 600. sayfadan itibaren keyif almaya ba'lad#m" oldu. Babam gemi'te kereste ticaretiyle u$ra'#yordu. Bu yzden durumu ona mesle$inin diliyle anlatmaya al#'t#m. "Baba, bilmen gerekir ki kitab#n yakla'#k ilk be' yz sayfal#k blm kk sistemini olu'turur. Ve e$er a$ac#n kk sistemi yoksa bu a$a ne ayakta kalabilir ne de meyve verebilir." Ve babam, "Evet, bunu bir 'ekilde anlad#m. Ne var ki ben 'ahsen her zaman iin daha yksek dallar# tercih etmi'imdir," dedi. Dolay#s#yla kk sistemini biraz ayr#nt#l# biimde ara't#rmal#y#m. Bu kitab# yazarken en ok keyif ald#$#m 'eylerden biri, klasik dayanak noktama geri dnmek ve antik dnyadaki ve Yunan, Roma, M#s#r dnyalar#ndaki lmden sonra ya'am inan#'lar#n# ara't#rmak olmu'tu. lmden sonra ya'am konusunda ok say#da farkl# inan#' vard#r, fakat Greko-Romen dnyas#nda "yeniden dirili'" inan#'# yoktur. Do$rusu Pliny, Aeschylus, Homeros, Cicero ve di$er ilk a$ d'nrleri, "Elbette yeniden dirili'in olmad#$#n# biliyoruz," demektedir. Bu arada Yahudiler yeniden dirili' hakk#nda olduka zgn bir teoloji geli'tirmi'lerdi: Dnyan#n sonu geldi$inde Tanr#'n#n halk#n#n lmden sonra tekrar dirilece$ine inan#yorlard#. Zaman unsuru olduka nemlidir nk Bat# dnyas#ndaki H#ristiyanlar#n o$u yeniden dirili' kelimesini, antik dnyada hi grmedi$imiz 'ekilde, "lmden sonra ya'am" anlam#na gelen belirsiz bir kelime
mesnet

161

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

olarak kullanmaktad#r. Yeniden dirili', daima, benim lmden sonraki ya'amdan sonraki ya'am olarak adland#rd#$#m 'ey iin kullan#lan belirli bir terim olmu'tu. Bir ba'ka deyi'le, nce lrsnz, lsnzdr ve bedensel olarak canl# de$ilsinizdir ve ard#ndan "yeniden dirilirsiniz", yani yeni bir bedensel ya'ama, "lmden sonraki ya'am" art#k nelerden ibaretse, yeni bir sonraki ya'ama ba'lars#n#z. Yeniden dirili' inan#'#n#n Yahudilikte ne 'ekilde ortaya #kt#$#n# bulabiliriz. Yeniden dirili' iki safhadan olu'an bir olgudur: ldkten hemen sonra bekleme konumuna geersiniz ve ard#ndan yeniden dirili' denen bu tamam#yla yeni ya'ama ba'lars#n#z. Kitab#mda antik dnyada lmden sonra ya'am inan#'lar# haritas# zerinde Yahudilerin lmden sonra ya'am inan#'lar#n#n haritas#n# #karmaktan byk keyif alm#'t#m. Yahudili$in kendi ierisinde bu konuda farkl#lar mevcuttu. Ferisiler yeniden dirili'e inan#yorlard# ve grn'e gre )sa'n#n ya'ad#$# dnemde Filistin Yahudili$indeki yayg#n kanaat bu yndeydi. Sadukiler ise lmden sonra ya'ama kesinlikle inanm#yorlard#. Ve Philo ile (bu biraz tart#'mal# olsa da) muhtemelen Esseniler gibi insanlar tek safhal#, bedensiz bir lmszl$e inan#yorlard#. Bu inan#'a gre insan ldkten sonra yeniden dirilmiyor da gidece$i yer her neresi ise oraya gidiyor ve orada kal#yordu. Tm bunlar daha da ilgintir, nk bu ba$lamda incelenen btn toplumlarda lmden sonraki ya'am inan#'lar# olduka muhafazakrd#r. lmle kar'# kar'#ya kalan insanlar bildikleri inan#'lar# ve gelenekleri, nereden geldiklerini, geleneklerinin, ailelerinin, kylerinin vs. ly gmme geleneklerini nas#l yerine getirmi' olduklar#n# d'nr. Dolay#s#yla bildi$imiz ilk H#ristiyanlar#n tamam#n#n, Gnostik )nciller'in yaz#lmaya ba'land#$# ikinci yzy#l#n sonuna kadar yeniden dirili' kelimesini olduka farkl# bir anlamda kullanm#' olmas# gerekten kayda de$erdir (fakat bunu bir kenara 162

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

b#rakal#m). Bildi$imiz ilk H#ristiyanlar#n tamam# ilk drt veya be' nesil boyunca bedensel bir yeniden dirili' olaca$#na inan#yordu; oysa bu insanlar#n o$u, bu tr bir inan#'#n tam bir samal#k olarak grld$ putperest dnyadan gelmi'ti. Gnmzde yay#lmakta olan bir sylence, l insanlar#n dirilmedi$ini ortaya #karm#' olan a$da' Ayd#nlanma dnemi sonras# bilimine yaln#zca bizim sahip oldu$umuzu sylemektedir. Buna gre gemi'teki o insanlar, o zavall# 'eyler, ayd#nlanmam#'lar ve bu yzden tm bu sama mucizelere inanm#'lard#. Ne var ki bu gr' yanl#'t#r. C. S. Lewisden ok sevdi$im bir al#nt#, bu gr'le ilgilidir. Lewis, )sa'n#n annesinin cinsel ili'kiye girmeden, bekretini yitirmeden hamile kalmas#ndan bahsediyor ve Yusuf'un, Meryem'in hamile kalmas#ndan bebeklerin nereden geldiklerini bilmedi$i de$il, aksine bildi$i iin kayg#land#$#n# sylyor. Ayn# 'ey )sa'n#n yeniden dirili'i iin de geerlidir. Antik dnyadaki insanlar H#ristiyanl#$#n yeniden dirili' iddias#na inanmam#'lard#, nk insanlar#n ldklerinde l kald#klar#n# son derece iyi biliyorlard#. Ve daha sonra H#ristiyanl#$#n ilk dnemlerinde yeniden dirili' hakk#ndaki klsik Yahudi inan#'#n#n birka farkl# biimini bulabildi$imizi gryoruz -bu da benim iin tamamen byleyici bir 'eydir. )lk olarak, ilk H#ristiyanlar yeniden dirili'in sonunda Tanr#'n#n btn insanlar#n#n ya'ayacaklar# bir 'eyden ziyade bunun nceden yaln#zca bir ki'inin ba'#na gelmi' oldu$unu sylyorlard#. Bildi$imiz kadar#yla birinci yzy#lda ya'am#' hibir Yahudi, herkesten nce dirilecek birinin olaca$#na inanm#yordu. Dolay#s#yla bu tamamen yeni bir 'eydi, fakat hepsi buna inan#yordu. )kinci olarak, yeniden dirili' srecinde insan bedeninin dn'me u$rayaca$#na inan#yorlard#. Yeniden dirili'e inanan Yahudiler grn'e gre birka farkl# yne ayr#lm#'lard#. Kimileri yeniden dirili'te insan bedeninin tam olarak ayn# 'ekilde kalaca$#n#, kimileri de bir y#ld#z gibi parlayan, #'#k saan bir bedene dn'ece$ini
mesnet

163

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

sylyordu. )lk H#ristiyanlar bunlar#n ikisine de kat#lm#yorlard#. Onlar yeni bir tr bedenden bahsediyorlard# - bunu yaln#zca onda olmamakla birlikte Paul rne$inde grebiliriz. Onlara gre bu beden, fiziksel anlamda kat# ve sa$lam olmakla birlikte, art#k ac#ya, #st#raba veya lme kar'# dayan#ks#z olmayacak 'ekilde dn'me u$ram#' yeni bir bedendi. Bu gr' olduka yeniydi. Yahudilikte yeniden dirili'in bu 'ekilde tasviri yoktur. nc olarak, ilk H#ristiyanlar bizzat )sa Mesih'in dirilmi' oldu$una inan#yorlard#. Oysa )kinci Tap#nak Yahudileri buna kesinlikle inanm#yorlard#, nk )kinci Tap#nak Yahudili$ine gre )sa Mesih asla ldrlmeyecekti. Dolay#s#yla bu da yeni bir 'eydi. Drdnc olarak, "yeniden dirili'" kavram#n# olduka yeni biimlerde kullan#yorlard#. Yahudilikte ise bu kavram "srgnden dn'" anlatmak amac#yla bir simge olarak kullan#lm#'t# (Zlkif 37). Oysa H#ristiyanl#$#n ilk dnemlerinde -demek istedi$im en ba'taki, Paul'n dnemlerinde- bu kavram#n vaftiz, kutsall#k ve H#ristiyan ya'am biiminin, Yahudili$in ve onun "yeniden dirili'" ifadesini kullanma biimine uymayan di$er e'itli ynleriyle ba$lant#l# olarak kullan#lm#' oldu$unu grmekteyiz. Bu da farkl# bir yakla'#m, kavram#n Yahudilerin kullan#' biiminden olduka farkl# biimde kullan#lmas#d#r. Be'inci olarak, ilk H#ristiyanlar#n "yeniden dirili'i" Tanr#'n#n hayatta olan insanlar#n#n katk#da bulunacaklar# bir 'ey olarak d'ndklerini grrz. H#ristiyanlar Paskalya'da ba'lat#lan 'eyi tamamlamak zere Tanr#'yla birlikte al#'maya ve bylece Tanr#n#n sonunda yarataca$# yeni dnyay# beklemeye a$r#l#rlar. Bu da olduka yenidir, fakat ancak Yahudilikten tremi' bir fikir olarak a#klanabilir. Alt#nc# olarak, H#ristiyanl#$#n ilk dnemlerinde "yeniden dirili'in" Yahudilikteki yeri olan ok say#da $retiden biri olma konumundan #karak her 'eyin merkezi haline geldi$ini grrz. rne$in yeniden
mesnet

164

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

dirili' olgusunu Paul'n, I. Peter'in, Vahiyler'in veya ikinci yzy#l#n byk papazlar#n#n ellerinden ald#$#n#zda onlar#n dayand#klar# btn iskeleti y#km#' olursunuz. Bundan ancak "yeniden dirili'in" d#' kenardan merkeze, odak noktas#na gelebilmesi iin bir 'eylerin gerekle'mi' olmas# gerekti$i sonucuna varabiliriz. Yedinci ve son olarak, ilk H#ristiyanl#kta lmden sonra ne oldu$una dair farkl# inan#'lar olmad#$#n# grrz. Yahudilikte birka, putperest dnyas#nda ok say#da farkl# gr' vard#, fakat ilk H#ristiyanl#kta yaln#zca bir gr' vard#: Yeniden dirili'. )nsanlar#n o$unun lmden sonra ya'am hakk#ndaki gr'lerinde ne kadar muhafazakr olduklar# d'nld$nde bu olduka dikkate de$erdir. yle grnyor ki ilk H#ristiyanlar#n inan#'#n bu en ki'isel ve nemli noktas#n# yeniden d'nmek iin yeterince gerekeleri vard#. H#ristiyanl#$#n ilk dnemlerinde bakt#$#m#zda ilk H#ristiyanlar#n ok say#da 'ey zerinde fikir ayr#l#klar# ya'ad#klar#n#, fakat sz konusu yeniden dirili' ve bunun nas#l gerekle'ti$i oldu$unda dikkat ekecek derecede hemfikir olduklar#n# grrz. Tm bunlar# kitab#mda ayr#nt#l# biimde anlatt#m. Btn bunlar biz tarihileri ok basit bir soruyu sormaya zorlamaktad#r: Kan#tlara dayanarak bildi$imiz ilk H#ristiyanlar#n tamam# neden bu olduka yeni, fakat zerinde ola$anst biimde hemfikir olduklar# yeniden dirili' gr'ne sahipti? Bu, gerekten de ilgin bir tarihi sorudur. )lk H#ristiyanlar#n tamam#n#n bu soruya verece$i cevap elbette 'yle olurdu: "Yeniden dirili'le ilgili bu 'ekilde d'nmemizin nedeni )sa hakk#nda inand#klar#m#zda." )sa'n#n yeniden dirildi$i gr', ok say#da septik bilginin d'nd$ gibi, H#ristiyanl#$#n yirminci veya otuzuncu y#l#ndan sonra ortaya #km#' olsayd#, ilk H#ristiyanl#$#n, yeniden dirili' gr'nn pek yer almad#$# ok say#da kolunu bulacak -veya yeniden dirili' gr'ne rastlasak bile bunun H#ristiyanl#$#n ilk dnemlerindeki gr'ten farkl# bir biime sahip oldu$unu grecektik. 165

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Dolay#s#yla ilk H#ristiyanlar#n yeniden dirili' inan#'lar#n#n geni' apta oybirli$iyle kabul grmesi, bizleri gemi'te ilk H#ristiyanl#k ak#m#n#n tamam#n# 'ekillendirmi' bir 'eyin kesinlikle gerekle'mi' oldu$unu sylemeye zorlamaktad#r. Bu noktada 'unlar# sormam#z gerekiyor: "Pekl, )ncil'in ayetlerinde anlat#lanlara ne demeli? Matta 28, Markos 16'daki k#sa ve Luka 24'deki daha uzun ve Yuhanna 20-21'deki daha da uzun hikyeye ne demeli? )ncil limlerinin hemen hepsini be$endi$imi, ok daha sonra yaz#lan 'eylere inand#$#m# belirtmeliyim. )ncil'in kitaplar#n#n ne zaman yaz#ld#$#n# bilmiyorum. Asl#nda limler bu kitaplar#n ne zaman yaz#ld#$#n# bildiklerini syleyip dursalar da bunu hi kimse bilmemektedir. Birinci yzy#l#n ortalar#nda yaz#lm#' olabilirler; hatta daha nce yaz#ld#klar#n# syleyenler de olabilir. Birinci yzy#l#n 70'li veya 8o'li y#llar#nda da yaz#lm#' olabilirler; 90'h y#llarda yaz#ld#klar#n# syleyenler de #kabilir. Fakat benim 'u an ortaya koydu$um argman a#s#ndan bunun hibir nemi yoktur. nemli olan nokta 'udur: Her drt )ncil'de de yeniden dirili'e dair anlat#lanlar#n (ve YeniAhit'm ba'lang#c#nda ilgili maddelerin) baz# temel ortak zellikleri vard#r. Bu zellikler, bu kitaplar#n sonradan da olsa szl gelene$e ba$l# kal#narak nemli de$i'iklikler yap#lmadan, yaln#zca ufak dzeltmelerle yaz#lm#' olduklar#n# gstermektedir. A#kas# bu ok nemlidir. )lk zellik, yeniden dirili' hikyelerindeki )sa tasviridir. Srekli olarak 'unlar sylenmektedir (ve a#kas# byk kitab# incelerken limlerin ayn# 'eyleri sylemelerini okumaktan b#kt#m): (1) nce Markos yaz#lm#'t#r ve bu kitapta )sa'n#n yeniden dirili'i hakk#nda hemen hibir 'ey yoktur; (2) daha sonra Matta gelir ve pek fazla bir 'ey yoktur; (3) sonra birinci yzy#l#n sonlar#na do$ru Luka ve Yuhanna ortaya #kar ve pi'mi' bal#k yiyen, k#y#da kahvalt# yeme$i pi'iren, Thomas'tan kendisine dokunmas#n# isteyen vs. )sa hakk#nda hikyeleri ancak o zaman grebiliriz. Geni' evrelerce kabul gren
mesnet

166

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

bir varsay#ma gre, birinci yzy#l#n sonlar#na do$ru )sa'n#n tam olarak bir insan, onun gerek bir insan olmad#$#na inanmaya ba'layan H#ristiyanlar vard# ve Luka ile Yuhanna o a'amada yeniden dirilen )sa'n#n gerekten insan oldu$unu, gerek bir bedene sahip oldu$unu vs. kan#tlamak iin bu hikyeleri uydurmu'lard#. Bu varsay#m#n gzden ka#rd#$# nokta, sz konusu hikyelerde ()sa'n#n k#y#da kahvalt# haz#rlad#$#, Emmaus'ta ekme$i bld$, Thomas'# kendisine dokunmaya davet etti$i vs.) kilitli kap#lar#n aras#ndan geen, bazen fark edilen ve bazen fark edilmeyen, istedi$i zaman ortaya #k#p istedi$i zaman gzden kaybolan ve sonunda cennete inen ayn# )sa'n#n oldu$u gere$idir. Bunu 'u 'ekilde anlatay#m. Mesela 95 y#l#nda bu konuyla ilgili bir hikye yazaca$#m# farz edelim. Halk#mdan baz# insanlar#n )sa'n#n gerekten de insan olup olmad#$# konusunda ku'kular#n#n oldu$unu bildi$im iin elimdeki btn malzemeleri sunmazd#m. Bu, ki'inin "kendi kalesine gol atmas#" gibi bir 'eydir. Di$er bak#' a#s#ndan ise, e$er yeniden diriltilen )sa hakk#nda bir hikye uydurmak isteyen birinci yzy#l Yahudisi iseniz, yararlanaca$#n#z en uygun )ncil kayna$#, )kinci Tap#nak Yahudili$i a#s#ndan yeniden dirili' hakk#ndaki en nemli metinlerden biri olan Daniel 12'dir. Daniel 12, erdemli olanlar#n Babalar#n#n krall#$#nda y#ld#z gibi parlayacaklar#n# sylyor. Do$rusu )sa, Matta 13'n ilk blmlerinden birinde bu szden al#nt# yapmaktad#r. Dolay#s#yla hibir yeniden dirili' hikyesinde )sa'n#n bir y#ld#z gibi parlad#$#n#n anlat#lm#yor olmas# da son derece ilgintir. E$er Luka ve Yuhanna, metinlere dayanarak bir hikye uydurmu' olsalard# )sa'n#n y#ld#z gibi parlam#' olmas# gerekirdi. Dolay#s#yla bu iki bak#' a#s#ndan )sa'n#n yeniden dirili' hikyelerindeki tasviri son derece tuhaft#r. Hi de bekledi$iniz trden bir tasvir yoktur. O dnemdeki Yahudi anlat#mlar#ndakilere benzer bir tasvir yoktur. Ancak yine de Matta, Luka ve Yuhanna'n#n
mesnet

167

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

anlatt#klar#yla dikkate de$er lde tutarl#l#k gstermektedir. (Markos ise konuyla ilgili neler sylemi' olabilece$ini $renemeyece$imiz kadar k#sad#r.) Dolay#s#yla ok tuhaf bir 'ey ya'anm#'t#r. Sanki )ncil'in kitaplar#n# yazan ki'iler bize 'yle bir mesaj vermek istiyorlarm#' gibi geliyor: "Buna inanmakta olduka zorlanaca$#n#z# biliyorum, ama gerekle'mi' olan 'ey kesin olarak budur." )zlerini hikyelerde b#rakan ola$anst bir 'ey gerekle'mi'tir. )nsanlar tm bunlar# kafalar#ndan uydurmu' olamazlard#. Paskalya hakk#nda kurgusal hikyeler yazan herhangi bir ki'i )sa'y# daha kolay tan#nabilir 'ekilde tasvir ederdi. Burada tarafs#z biri olarak bir 'ey sylemek istiyorum. Matta, Markos, Luka ve Yuhannadaki Yunanca yaz#lm#' yeniden dirili' hikyelerini ele al#p bunlar# birebir inceleyecek olursan#z, birbirlerinden olduka farkl# olduklar#n# grrsnz - mezara giden kad#nlar hakk#ndaki ayn# hikyeyi bile farkl# anlatmaktad#rlar. Farkl# kelimeleri tekrar tekrar kullanmaktad#rlar. Dolay#s#yla yle grnyor ki bunlar birbirlerini taklit etmemi'lerdir. )kinci husus ise yeniden dirili' hikyelerinde Eski Ahit'e ili'kin ne bir ima ne de bir gnderme oldu$udur. )sa'n#n arm#ha gerilmesiyle ilgili anlat#lanlarda, )sa'n#n lmnn hikyesinin ilk H#ristiyan toplumu taraf#ndan tekrar tekrar anlat#ld#$# ve bu hikyenin Zebur 22, )'aya 53, Zekeriya ve di$er Eski Ahit anlat#mlar#nda arm#ha germe, hatta gmme hikyesine dn'trld$ grlmektedir. Fakat yeniden dirili' konusuna geldi$inizde drt kitapta bunu bulamazs#n#z. (Paul'n Korintliler 15'de )sa'n#n yeniden dirildi$inin "Kitab# Mukaddes'te yaz#lanlara" dayanarak biliyoruz dedi$ini akl#m#zdan #karmayal#m -50'li y#llar#n ba'lar#nda Paul'n elinde yeniden dirili'i yorumlamakta kullanaca$# bol miktarda Eski Ahit metni vard#.) Kitab-# Mukaddes'in tamamlanmas#n# anlatmaya bay#lan Matta kolayl#kla, "Bu, .... diyen Kitab-# Mukaddes'in tamamlanabilmesi iin gerekle'ti..." diyebilirdi. Fakat Matta yle 168

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

yapm#yor. Ayn# 'ekilde Yuhanna da havarilerin mezara gittiklerinde )sa'n#n dirilmi' oldu$una dair kutsal yaz#lardan haberdar olmad#klar#n# sylyor. Oysa bu yaz#dan al#nt# yapm#yor veya yaz#n#n hangisi oldu$unu sylemiyor. Ve Luka, Emmaus yolunda )sa'n#n kutsal yaz#lar# a#klad#$#n# sylyor - fakat yine bunlar#n hangileri oldu$unu veya )sa'n#n bu yaz#lar hakk#nda neler syledi$ini belirtmiyor. Bu olduka tuhaft#r. Ya ilk kilisenin Eski Ahit hakk#nda d'ncelerle dolu yeni dirili' hikyeleri yazm#' oldu$unu ve Matta, Markos, Luka ile Yuhanna'n#n bu yaz#lanlar# ayr# ayr# inceleyip yorumlam#' olduklar#n# ya da bu hikyelerin byk lde teolojik ve tefsirsel d'ncelerden nceki ilk szl gelene$e dayand#$#n# sylememiz gerekmektedir. )kinci seene$in ilkine gre ok daha olas# oldu$unu d'nyorum. Hikyelerin nc etkileyici zelli$i kad#nlar#n yeridir. (Bu zellik ok iyi bilinmektedir; bu konu benim iin yeni de$ildir.) Antik Yahudi ve putperest dnyas#nda mahkemelerde kad#nlar#n tan#kl#klar# geerli de$ildi. Paul, Korintliler 15'te )sa hakk#ndaki halk gelene$inden al#nt# yaparken 'unlar# sylyor: ")'te anlatt#$#m#z haliyle olay. )sa bizim gnahlar#m#z yznden arm#ha gerildi, kutsal yaz#lara gre lmnn nc gnnde dirildi, kutsal yaz#lara gre .... taraf#ndan grld" - sonra elinde erkeklerden olu'an bir liste vard# - "James'in yan#nda Cephas, onlar#n yan#nda di$er ilk havariler, onlar#n yan#nda be' yz ki'i, en sonuncusu benim yan#mdayd#." Ellerimizi havaya kald#rd#k ve "Affedersin, Paul, kad#nlar nerede?" dedik. Bunun cevab# olduka basittir: 50'li y#llar#n ba'lar#nda halk gelene$i hikyelerinde kad#nlara yer verilmiyordu, nk erkekler bu konuda s#k#nt# ya'ayacaklar#n# biliyorlard#. Bir yzy#l sonra yeniden dirili'i reddeden Celsus'un yazd#klar#n# okudu$umuzda bu insanlar#n ya'ad#$# s#k#nt#y# grebiliyoruz. Celsus

mesnet

169

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

'yle diyordu: "Bu inan#' yaln#zca birka histerik kad#n#n tan#kl#$#na dayanmaktad#r." Bu yzden Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'da Mary Magdalene, di$er Meryemler ve di$er kad#nlar#n yer almas# byleyici bir 'eydir. Ve btn insanlar#n ierisinde Mary Magdalene (olayl# bir gemi'inin oldu$unu biliyoruz) ba' tan#k olarak seilmi'tir: Drt kitapta da yer almaktad#r. Tarihiler olarak bu hikyelerin b#rak#n otuz, k#rk veya elli y#l#, be' y#l sonra yaz#lm#' olmalar# durumunda ba' tan#k rolne Mary Magdalene'yi koyamayacak olduklar# varsay#m#n# #karmak zorunday#z. Mary'i bu konuma koymak, ku'kulu bir kitleye )sa'n#n gerekten de yeniden dirildi$ini a#klamak isteyen H#ristiyan mdafiler a#s#ndan kendi ayaklar#na kur'un s#kmak demektir. Oysa biz tarihiler iin bulunmayan bir nimettir. )lk H#ristiyanlar bu hikyeyi asla uydurmu' olamazlar. Bo' bir mezar bulan ve ard#ndan yeniden dirilmi' )sa'yla kar'#la'an kad#nlar#n hikyeleri kesinlikle tarihsel gereklikler olarak kabul edilmelidir. Bylece hikyelerin drdnc ve son zelli$ine geliyoruz. Burada son otuz be' y#ld#r hemen her Paskalya Gnnde vaaz vermi' olan bir vaiz olarak konu'uyorum. Bat# gelene$inde Paskalya'da )sa'n#n yeniden dirildi$i konusunda vaaz veren vaizler, genellikle bizim kendi sonraki ya'am#m#z, yeniden dirili'imiz veya cennete gidi'imiz hakk#nda da vaaz verirler. Oysa Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'daki yeniden dirili' hikyelerinde sonraki ya'am#m#za dair hibir 'ey yoktur. Bunlar#n aksine, Paul, )sa'n#n yeniden dirili'inden her bahsetti$inde bizim sonraki ya'am#m#za da de$iniyordur. )braniler Kitab#'nda )sa'n#n yeniden dirili'i ve bizim gelecekteki yeniden dirili'imiz hakk#nda yaz#lan 'eyler oldu$unu gryoruz; Vahiyler Kitab#'nda da ayn# 'ekilde bizim yeniden dirili'imiz ile )sa'n#n yeniden dirili'i aras#nda kurulan ba$lant#y# bulabiliyoruz. ehit Jstin, Antakyal# )gnatiyus ve Irenaeus da hemfikirdirler:

mesnet

170

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

")sa'n#n yeniden dirili'ini kendi yeniden dirili'imizi d'nmek iin d'nyoruz." Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'n#n syledikleri, ")sa yeniden diriltildi, bu yzden bir gn biz de yeniden diriltilece$iz," 'eklinde yorumlanamaz. Onlar#n syledikleri ve genellikle insanlara 'a'#rt#c# gelen 'ey 'udur: ")sa yeniden diriltilmi'tir - bu yzden o gerekten de Mesih'tir. Tanr#'n#n yeni yaratma sreci ba'lam#'t#r. Yapacak bir 'eyimiz vard#r. Dahas# iimizde )sa Mesih'e tapma drts hissediyoruz nk onun )srail'in Tanr#s#, evrenin yarat#c#s#n#n temsilcisi oldu$unu biliyoruz." Bir ba'ka deyi'le, )ncil'in kitaplar#nda grd$mz haliyle bu hikyeler, 40'l# y#llar#n sonlar#ndan itibaren Paul'n anlat#mlar#nda buldu$umuz ve henz sylenmemi' olan ")sa yeniden diriltildi, bu yzden biz de diriltilece$iz," ifadesinin eski bir biimi olarak nitelendirilebilir. Dolay#s#yla buradan varmam#z gereken sonu, bu hikyelerin Paulden ok nceki, ilk kilisenin bu tamam#yla beklenmedik yeniden dirili' olay#n#n 'okunu ya'ad#$# ve bunun ne anlama geldi$ini anlamaya al#'t#$# bir dneme kadar uzand#$#d#r. Tm bunlardan baz# sonulara var#yorum. )lk H#ristiyanl#$#n do$u'unu, )sa'n#n yeniden dirili'inin bu drt anlat#m#n#n ve Yeni Ahit ile Paul'deki baz# blmleri a#klamak amac#yla ilk kilisenin )sa'n#n gerekten de bedensel bir yeniden dirili' ya'ad#$#na inand#$#n# belirtmemiz gerekir. )lk H#ristiyanlar#n ierisinde bu konuda ba'ka bir 'eye inanan kimsenin olup olmad#$#na dair elimizde hibir kan#t yoktur. Fakat tarihiler olarak bizler bunu ne 'ekilde a#klayabiliriz? A#kas# bir H#ristiyan olarak bu argman#n yan#ndan dolan#p geebilirsiniz. Ne yaz#k ki pek ok H#ristiyan byle yapm#'t#r, nk bu insanlar en nemli noktay# gzden ka#rmaktad#rlar. )nsanlar#n genellikle syledikleri 'udur: ")sa elbette Tanr#'n#n o$ludur. )stedi$i her 'eyi yapabilirdi. Akla yat#yor, de$il mi?"

mesnet

171

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Fakat ben bunu yapmak istemiyorum. Byle bir 'ey sylemeyen metinlere inanmak istiyorum. Sormam#z gereken soru 'udur: Bu ola$anst olay#, ilk H#ristiyanl#$#n ortaya #k#'#n#, zgn 'eklini al#'#n# ve yeniden dirili'in gerekle'mi' oldu$una dair olduka zgn hikyeler anlat#'#n# nas#l a#klayabiliriz? Tarihsel a#klamalara bakt#$#mda dikkate de$er iki 'eyin gerekle'mi' olmas# gerekti$ini gryorum: (1) do$ru mezar olarak bilinen bo' bir mezar olmal#yd#; bu konuda yan#l#yor olunamazd#; (2) yeniden dirilmi' )sa'n#n grld$ yerler olmal#yd#. Bunlar#n ikisi de gerekle'mi' olmal#yd#. Neden mi? nk bo' bir mezar olsayd# ve )sa'y# grenler olmasayd#, antik dnyadaki herkes 'u a#k sonuca (bizim iin olmasa bile kendileri iin a#k) varacakt#: Mezar soyguncular#. O dnemlerde o$unlukla zengin veya nl insanlar#nkiler olmak zere mezarlar s#k s#k soyuluyordu; mezarlarda muhtemelen mcevherler, almaya de$er bir 'eyler olmal#yd#. Bylece Mary'nin syledi$ini syleyeceklerdi: "Cesedi alm#'lar. Cesedin ba'#na ne geldi$ini bilmiyorum." E$er ya'ananlar sadece bo' bir mezardan ibaret olsayd# asla )sa'n#n yeniden dirili'inden bahsetmeyeceklerdi. Ayn# 'ekilde ele ald#$#m#z tarihsel verileri de s#rf havarilerin )sa'yla bulu'mak olarak grdkleri bir tr deneyim ya'am#' olduklar#n# syleyerek a#klayamay#z. )sa'n#n ldrlm' oldu$unu biliyorlard#. Fakat ayn# zamanda halsinasyonun, hayaletin ve hayalin de ne demek oldu$unu biliyorlard#. Antik dnem Yahudi ve putperest edebiyat# bu tr 'eylerle doludur. Bunu Homeros'ta, Vergilius'da, her yerde grebilirsiniz. Son zamanlarda baz# insanlar, )sa'n#n yeniden dirilmi' olmas#n#n mmkn olmad#$#n# iddia ederek, 'yle bir 'ey sylemeye al#'maktad#r: "Ah, evet, sevdi$iniz ki'iler ld$nde bazen onlar#n sizinle ayn# odada olduklar#, size glmsedikleri, belki de sizinle konu'tuklar# duygusuna kap#l#rs#n#z ve ard#ndan yeniden kaybolurlar. Belki de bu havarilerin ya'ad#klar# 172

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

da byle bir 'eydi." Ve bu do$rudur; bu konuyla ilgili baz# eserler okudum. Bu, insanlar#n ya'ad#klar# kederin bir paras# olarak iyi belgelenmi' bir olgudur ve bunu istedi$iniz 'ekilde a#klayabilirsiniz. Fakat burada s#k#nt# yaratan nokta, ilk H#ristiyanlar#n da bu tr olgular# gayet iyi biliyor olmalar#yd#. Bu insanlar hayal, halsinasyon, rya, hayalet vb. 'eylerin oldu$unu ok iyi biliyorlard#. Bir ba'ka deyi'le, e$er bu insanlar )sa'n#n yan#ndaym#'lar gibi bir 'ey ya'am#' olsalard#, fakat mezar da bo' olmam#' olsayd# muhtemelen 'yle diyeceklerdi: "Aman Tanr#m, bu ya'ad#$#m duygu ok gl ve bir ynden teselli ediciydi; fakat )sa lmden diriltilmedi, nk (sonunda btn ller diriltilene kadar) ller elbette diriltilmez - ve zaten cesedi mezar#nda duruyor." Bu noktada Yahudilerin o dnemlerde llerini nas#l gmdklerini hat#rlamam#zda fayda var. O dnemde Yahudilerin Filistin'de gerekle'tirdikleri l gmme i'lemlerinin o$u iki a'amadan olu'uyordu. ncelikle l beden, zerine bol miktarda baharat dklerek, bir beze sar#l#r ve ard#ndan kayadan yap#lm#' bir mezar#n ierisindeki bir kaidenin zerine veya bir evin bodrumuna konulur. ller, modern Bat# dnyas#nda yap#ld#$# gibi toprakta a#lan bir mezara konulup zeri toprakla rtlerek gmlmez, nk ceset tamamen rd$nde kemikleri toplanacakt#r. (Cesedin beze baharatlar dklerek sar#lmas#n#n nedeni i'te bu rmenin yaratt#$# a$#r kokudur; cesedi topra$a gmyorsan#z bu s#k#nt#lara ve baharatlar#n masraf#na katlanman#z gerekmez.) Daha sonra, ceset tamamen rd$nde kemikler toplan#p istiflenir ve ya bir hcrede (mezar#n arkas#ndaki kk bir gzde) ya da uygun ba'ka bir yerde muhafaza edilecek bir kemik kutusuna konulur. Arkeologlar, her yeni bir yol, yeni bir Hilton Oteli veya yeni konutlar in'a edili'inde yap#lan kaz#larda -onlarca- kemik kutular# #karmaya devam etmektedirler. Arkeologlar#n ellerinde yzlerce, hatta binlerce kemik kutusu vard#r.

mesnet

173

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Burada anlatmak istedi$im nokta 'udur. E$er )sa'n#n bedeni hl mezarda olmu' olsayd#, havariler onu kolayl#kla bulabilirlerdi. Ard#ndan da muhtemelen 'yle diyeceklerdi: "Grmekte oldu$umuz bu halsinasyonlar ne kadar gl olsa da )sa yeniden diriltilmemi'tir." Dolay#s#yla tarihiler olarak bizler gerekten de bo' bir mezar olmas# ve her ne kadar insanlar#n beklemedikleri ve biz okuyucular#n kafalar#m#z# kar#'t#ran tuhaf 'ekillerde dn'me u$ram#' gibi grnse de )sa Mesih oldu$u ortaya #kar#lan ki'inin gerekten de grld$n veya insanlar#n onunla gr'tklerini sylemek zorunday#z. Ve sonunda satran oyunundaki son hamleye geldik. Gerekle'ti$ini kabul etti$im bu iki olguyu bir tarihi olarak nas#l a#klayabilirim: Bo' mezar ve insanlarca grlen )sa. Yap#labilecek en kolay a#klama, )sa'n#n gerekten de yeniden diriltilmi' olmas# nedeniyle bu olaylar#n gerekten de ya'and#$# ve bedeni ayn# anda iki boyutta ya'ayabilirmi' izlenimi verecek 'ekilde yenilenmi' ve dn'me u$ram#' olsa da, Havarilerin onunla gerekten de bulu'mu' olduklar# 'eklindeki bir a#klamad#r. (Do$rusu bu olay# anlayabilmenin belki de en iyi yolu budur: )sa art#k hem Tanr#'n#n boyutunda hem de bizim boyutumuzda veya di$er bir ifadeyle ayn# zamanda hem cennette hem de dnyada ya'#yordu.) )sa'n#n yeniden dirili'i, bo' mezar ve insanlar#n )sa'yla kar'#la'malar# konusunda yeterli a#klama sunmaktad#r. Bugne kadar okudu$u btn yaz#l# eserlerdeki di$er btn olas# varsay#mlar# incelemi' biri olarak bunun ayn# zamanda gerekli bir a#klama oldu$unu d'nyorum.

mesnet

174

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

ANTONY FLEW: SON D&NCELER


Piskopos Wright'in tamam#yla yeni yakla'#m#ndan son derece etkilendim. H#ristiyanl#kta yer alan bu olguyu yepyeni bir 'eymi' gibi sunuyor. Bu durum, zellikle H#ristiyanl#k dininin neredeyse yok oldu$u Byk Britanya'da ok byk neme sahiptir. Bu yakla'#m tmyle ola$anst, tamamen yeni ve olduka gldr. Tanr# gerekten de kendisini insanlara gstermi' midir veya byle bir 'ey mmkn mdr? Daha nce syledi$im gibi, mant#ken imkns#z 'eyleri s#ralamak d#'#nda, her 'eye kadir bu gcn yapabilece$i 'eylere bir s#n#r izemezsiniz. Her 'eye kadir olan )lahi g her 'eyi yapabilir.

mesnet

175

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

NOTLAR

NSZ 1. Editrl$n Roy Abraham Varghese'nin yapt#$# Great Thinkers on Great Questions kitab#nda (Oxford: OneWorld, 1998) Sir Alfred Ayer, "The Existence of the Soul," 49. 2. "Modernizing the Case for God," Time, 7 Nisan, 1980. 3. Richard Dawkins, Tanr# Yan#lg#s# (Londra: Bantam, 2006), 140. 4. Lewis Wolpert, Six Impossible Things Before Breakfast (Londra: Faber and Faber, 2006), 217. 5. Daniel Dennett, "Living on the Edge," Inquiry V2 (1993): 141. 6. Dawkins, Tanr# Yan#lg#s#, 58-59. 7. Dawkins, Tanr# Yan#lg#s#, 82. 8. Richard Dawkins, What We Believe but Cannot Prove, editr John Brockman (Londra: Pocket Books, 2005), 9. 9. Julia Vitullo, "A Scientist's http://www.templet0n.0rg/milest0nes_2006-04.asp. 10. Dawkins, Tanr# Yan#lg#s#, 355. 11. Katharine Tait, My Father, Bertrand Russell (New York: Harcourt Brace Jovanovich, 1975), 189. 12. Bertrand Russell, The Autobiography of Bertrand Russell (Londra: George Allen and Unwin, 1967), 146.
mesnet

Scientist,"

176

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

13. Editr J.H. Muirhead, Contemporary British Philosophy, cilt 1 (Londra: George Allen and Unwin, 1924), 79. 14. Editrl$n Antony Flew ve Alasdair Maclntyre'in yapt#$# New Essays in Philosophical Theology Ae (New York: Macmillan, 1955), J. N. Findlay, "Can God's Existence Be Disproved?", 47. 15. Hawking'in zel tekerlekli sandalyesini kullanan yard#mc#s# muhafazakr bir Yahudi olan Saul Pasternak ile yapt#$# sohbetler, )branice yay#mlanan haftal#k Jerusalem gazetesinde "Bay Hawking'in ofr" ba'l#kl# bir makalede yay#mlanm#'t# (22 Aral#k 2006, sayfa 28). Bu makaleden haberimin olmas#n# sa$lad#$# iin )srailli fiziki ve yazar arkada'#m Gerald Schroeder'e mte'ekkirim. 16. Albert Einstein, The Quotable Einstein, ed. Alice Calaprice (Princeton, NJ: Princeton University Press, 2005), 238. BLM 1: B RATE ST N YARATILI&I 1. G. E. M. Anscombe, The Collected Papers of G. E. M. Anscombe, cilt 2, Metaphysics and the Philosophy of Mind (Minneapolis: University of Minnesota Press, 1981), x. BLM 2: KANITIN GTRD# YER #. Michael Dummett, Truth and Other Enigmas (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1978), 431. 2. Editrl$n Basil Mitchell'in yapt#$# Faith and Logic'te (Londra: Allen&Unwin) I. M. Crombie, "The Possibility of Theological Statements," 50. 3. Crombie, "The Possibility of Theological Statements," 73, 72.

mesnet

177

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

4. Raeburne Heimbeck, Theology and Meaning (Londra: Allen&Unwin, 1969), 123,163. 5. Eric L. Mascall, The Openness of Being (Philadelphia: Westminster, 1971), 63. 6. J. L. Mackie, The Miracle of Theism (Oxford: Clarendon, 1982), l. 7. Frederick C. Copleston, Philosophers and Philosophies (Londra: Search Press, 1976), 76. 8. Anthony Kenny, Faith andReason (New York: Columbia University Press, 1983), 86. 9. Kai Nielsen, Antony Flew'in yazd#$# Ateizm Varsay#m# yaz#s#n#n ele'tirisi, Religious Studies Review 3 (Temmuz 1977): 147. BLM 3: SAK N B R YAKLA&IMLA ATE ZM 1. Gerald Schroeder, http://science.lenicam.com. "Has Science Discovered God?"

2. Richard Dawkins, The Selfish Gene (New York: Oxford University Press, 1976), x. BLM 4: MUHAKEME YOLCULU#U #. Albert Einstein, Out of My Later Years (New York: Philosophical Library, 1950), 58. 2. David Conway, The Rediscovery of Wisdom (Londra: Macmillan, 2000), 74. 3. Conway, The Rediscovery of Wisdom, 2-3.

mesnet

178

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

BLM 5: DO#ANIN KANUNLARINI K M YAZDI? 1. Stephen Hawking, Zaman#n K#sa Tarihi (New York: Bantam, 1988), 175,174. 2. Gregory Benford, "Leaping the Abyss: Stephen Hawking on Black Holes, Unified Field Theory and Marilyn Monroe," Reason 4.02 (Nisan 2002): 29. 3. Albert Einstein'dan al#nt#, Timothy Ferris, Coming of Age in the Milky Way (New York: Morrow, 1988), 177. 4. Antony Flew, Tanr# ve Felsefe (New York: Dell, 1966), 15. 5. Max Jammer, Einstein ve Din (Princeton, NJ: Princeton University Press, 1999), 44. 6. Jammer, Einstein ve Din, 45. 7. Jammer, Einstein ve Din, 45-46. 8. Jammer, Einstein ve Din, 48. 9. Jammer, Einstein ve Din, 150. 10. Jammer, Einstein ve Din, 51. 11. Jammer, Einstein ve Din, 148.

12. Albert Einstein, Lettres a Maurice Solouine reproduits en facsimile et traduits en francais (Paris: Gauthier-Vilars, 1956), 1023. 13. Albert Einstein, Ideas and Opinions, tercme eden Sonja Bargmann (New York: Dell, 1973), 49. 14. Einstein, Ideas and Opinions, 255. 15. Jammer, Einstein ve Din, 93.

mesnet

179

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

16. Albert Einstein, The Quotable Einstein, ed. Alice Calaprice (Princeton, NJ: Princeton University Press, 2005), 195-6. 17. Bu al#nt#lar#n byk k#sm# Roy Abraham Varghese'nin The Wonder of the World kitab#ndan al#nm#'t#r (Fountain Hills, AZ: Tyr, 2003). 18. Werner Heisenberg, Across The Frontiers, tercme eden Peter Heath (San Francisco: Harper & Row, 1974), 213. 19. Werner Heisenberg, Physics and Beyond (San Francisco: Harper & Row, 1971), editrl$n Timothy Ferris'in yapt#$# The World Treasury of Physics, Astronomy and Mathematics'den al#nm#'t#r (New York: Little, Brown, 1991), 826. 20. Erwin Schrdinger, My View of the World (Cambridge: Cambridge University Press, 1964), 93. 21. Max Planck, Where is Science Going?, tercme eden James Murphy (New York: Norton, 1977), 168. 22. Max Planck, editrl$n Charles C. Gillespie'nin yapt#$# Dictionary of Scientific Biography'den aktar#lm#'t#r (New York: Scribner, 1975), 15. 23. Paul A. M. Dirac, "The Evolution of the Physicist's Picture of Nature," Scientific American 208, say# 5 (May#s 1963): 53. 24. Charles Darwin, The Autobiography of Charles Darwin 18091882, editr Nora Barlow (Londra: Collins, 1958), 92-3. 25. Paul Davies, Templeton dl Treni Konu'mas#, May#s 1995. http://aca.mq.edu.au/PaulDavies/prize_address. htm. Ayr#ca bak#n#z Davies, "Where Do the Laws of Physics Come From?" (2006), http://www.ctnsstars. org/conference/papers/Wheredothelawsofphysicscom efrom.doc. 180

mesnet

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

26. John Barrow, Templeton dl Treni Konu'mas#, 15 Mart 2006, http://www.templetonprize.org/barrow_ statement.html. 27. John Foster, The Divine Lawmaker: Lectures on Induction, Laws of Nature and the Existence of God (Oxford: Clarendon, 2004), 160. 28. Richard Swinburne, "Design Defended," Think ()lkbahar 2004): 14. 29. Editrl$n Russell Stannard'#n yapt#$# God fort the 21st Century'de Paul Davies, "What Happened Before the Big Bang?" (Philadelphia: Templeton Foundation Press, 2000), 12. BLM 6: EVREN B Z M GELECE# M Z B L YOR MUYDU? 1. Freeman J. Dyson, Disturbing the Universe (New York: Harper & Row, 1979), 250. Ayr#ca John Barrow ile Frank Tipler'in yazd#$# TheAnthropic Cosmological Principle'da da bahsedilmi'tir (Oxford: Clarendon, 1988), 318. 2. John Leslie, Infinite Minds (Oxford: Clarendon, 2001), 213. 3. Leslie, Infinite Minds, 203-5. 4. Martin J. Rees, "Numerical Coincidences and "Tuning' in Cosmology," Astrophysics and Space Science 285 (2003): 376. 5. Rees, "Numerical Coincidences and "Tuning' in Cosmology," 385. 6. Paul Davies, "Universes Galore: Where Will It All End?" http://aca.mq.edu.au/PaulDavies/publications/chapters/Universesgal ore.pdf. 7. Richard Swinburne, "Design Defended," Think ()lkbahar 2004): 17.

mesnet

181

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

8. Rees, "Numerical Coincidences and "Tuning' in Cosmology," 386. 9. Davies, "Universes Galore: Where Will It All End?" 10. Martin Rees, The Frontiers of Space'te "Exploring Our Universe and Others," (New York: Scientific American, 2000), 87. BLM 7: YA&AM NASIL BA&LADI? 1. Antony Flew, Tanr# ve Felsefe (Amherst, NY: Prometheus, 2005), 11. 2. Richard Cameron, "Aristotle on the Animate: Problems and Prospects," Bios:Epistemological and Philosophical Foundation of Life Sciences, Roma, 23-24 ubat 2006. 3. John Haldane, Atheism and Theism'de "Preface to the Second Edition," (Great Debates in Philosophy), J. J. C. Smart ve John Haldane (Oxford: Blackwell, 2003), 224. 4. David Conway, The Rediscovery of Wisdom (Londra: Macmillan, 2000), 125. 5. David Berlinski, "On the Origins of Life," Commentary ( ubat 2006): 25, 30-31. 6. Carl Woese, "Translation: In Retrospect and Prospect," RNA (2001): 1061,1056,1064. 7. Paul Davies, "The Origin of Life II: How Did It Begin?" http://aca.mq.edu.au/PaulDavies/publications/papers/ OriginsOfLife_II.pdf. 8. Andy Knoll, PBS Nova rportaj#, 3 May#s 2004. 9. Antonio Lazcano, "The Origins of Life," Natural History ( ubat 2006).
mesnet

182

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

10. John Maddox, What Remains to Be Discovered (New York: Touchstone, 1998), 252. 11. Editrl$n Henry Margenau ve Roy Abraham Varghese'nin yapt#$# Cosmos, Bios, Theos kitab#nda George Wald, "Life and Mind in the Universe," (La Salle, IL: Open Court, 1992), 218. BLM 8: YOKTAN VAR OLAN B R &EY OLDU MU? 1. "Something Good," sz ve mzik Richard Rodgers, 1965. 2. Stephen Hawking, Zaman#n K#sa Tarihi (New York: Bantam, 1988), 174. 3. Antony Flew, "Stephen Hawking and the Mind of God" (1996), http://www.infidels.org/library/modern/antony flew/hawking.html. 4. Hawking, Zaman#n K#sa Tarihi, 9. 5. Editrl$n J.J. Macintosh ile H. A. Meynell'in yapt#$# Faith, Scepticism and Personal Identity kitab#nda Antony Flew, "The Legitimation of Factual Necessity," (Alberta: University of Calgary Press, 1994), 111-17. 6. David Conway, The Rediscovery of Wisdom (Londra: Macmillan, 2000), 111-12. 7. Richard Swinburne, Clarendon, 2004), 142. The Existence of God (Oxford:

8. Editrl$n Dudley Knowles'in yapt#$# Explanation and Its Limits kitab#nda Richard Swinburne, "The Limits of Explanation," (Cambridge: Cambridge University Press, 1990), 178-79.

mesnet

183

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

9. John Leslie, Infinite Minds (Oxford: Clarendon, 2001), 19495. 10. Stephen Hawking, Kara Delikler ve Bebek Evrenler (New York: Bantam, 1993), 172. 11. Leslie, Infinite Minds, 193-94. 12. Swinburne, The Existence of God, 152. BLM 9: TANRI'YA YER BULMAK 1. John Gaskin, "Gods, yay#nlanmam#' taslak. Ghosts and Curious Persons,"

2. Thomas F. Tracy, God, Action and Embodiment (Grand Rapids, MI: Eerdmans, 1984), 147, 153. Ayr#ca bak#n#z The God Who Acts, editr Thomas F. Tracy (University Park: Pennsylvania State University Press, 1994). 3. Brian Leftow, yazarla yap#lan zel syle'i, Oriel College, Oxford University, Ekim 2006. 4. David Conway, The Rediscovery of Wisdom (Londra: Macmillan, 2000), 134. EKA: "YEN ATE ZM" 1. Hao Wang, A Logical Journey: From Gdel to Philosophy (Cambridge, MA: MIT Press, 1996), 316. 2. Palle Yourgrau, A World Without Time: The Forgotten Legacy of Gdel and Einstein (New York: Basic Books, 2005), 104-5.

3. Daniel Dennett, Breaking the Spell (New York: Viking,


mesnet

184

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

2006),

244.

4. Anthony Zee, Fearful Symmetry (New York: Macmillan, 1986), 280-81. 5. J. J. C. Smart ve John Haldane, Atheism and Theism (Great Debates in Philosophy) (Oxford: Blackwell, 2003), 228. ve sonraki sayfalar. 6. Howard H. Pattee, "The Physics of Symbols: Bridging the Epistemic Cut," Biosystems 60 (2001): 5-21. 7. Lewis Wolpert, Six Impossible Things Before Breakfast (Londra: Faber and Faber, 2006), 212-13. 8. Richard Dawkins, Tanr# Yan#lg#s# (Londra: Bantam, 2006), 137. 9. Dawkins, Tanr# Yan#lg#s#, 137-38. 10. John Searle, The Rediscovery of the Mind (Cambridge, MA: MIT Press, 1992), 9. 11. Sam Harris, The End of Faith (New York: Norton, 2004), 2089. 12. Richard Dawkins ve Steven Pinker, "Is Science Killing the Soul?" The Guardian-Dillons Debate, Edge 53 (8 Nisan 1999). 13. Wolpert, Six Impossible Things Before Breakfast, 78. 14. David Hume, A Treatise of Human Nature, Ernest C. Mossner'in editrl$ ve nszyle (Hammondsworth, Middlesex: Penguin Books, 1985), 300.

mesnet

185

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

mesnet

186

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

YANILMI&IM TANRI VARMI& iin vgler


"Ateist Antony Flew genli$inde, 'kan#t#n gtrd$ yere gitmesini' syleyen Sokratik ilkeye ba$land#. Y#llar sren felsefi sorgulaman#n ard#ndan bu gl ve cesur fikir adam# 'imdi kan#t#n kesin olarak Tanr#'ya gtrd$ sonucuna vard#. A'#r# tutucu ateist cemaatten arkada'lar# onun a#klamas#yla mahcup olacaklar, ancak inananlar ok cesaretlenecek ve gerekten aray#' iinde olanlar, Flew'nun yolculu$unda, gere$e uzanan yolu ayd#nlatacak ok 'ey bulacaklar." -Francis S. Collins, New York Times, The Language of God adl# ok satan kitab#n yazar# "Y#ld#z bir felsefi zihin, elde edilen son bilimsel sonular# d'np tart#yor. Vard#$# sonu: Do$an#n rasyonelli$inin arkas#nda bir Tanr# duruyor." -Michael Behe, Darwin's Black Box ve The Edge of Evolution kitaplar#n#n yazar# "Antony Flew'nun ateizmden Tanr# inanc#na gemesine yol aan 'muhakeme yolculu$u' ile ilgili sunaca$# a#k ve ula'#labilir bu a#klamaya byk ilgi olacakt#r." -John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science kitab#n#n yazar# "Antony Flew ya'am#n#n byk bir blmnde ateizmin bilinen bir felsefi savunucusu olmu'tur. imdi ise yeni rasyonel iddialarla ilgili tm a#kl#$#n# ortaya koyan, teizme dn' yolunu takip eden ok a#k ve okunmaya de$er bir kitap yazd#." -Richard Swinburne, The Existence of God kitab#n#n yazar#

mesnet

187

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

"Bu kitap birok ynden okunmaya de$er. nemli bir d'nrn yan#ld#$#n# kabul etti$ini grmek her zaman ilgin olmu'tur. Ama bundan daha fazlas# var. Bu kitap ba'# bo'luk etmeden geni' bir alanda geziniyor. 'Yeni Ateizm' blm Dawkins ve Dennett'i, kendilerinden a'a$# oldu$unu iddia ederek gz ard# edemeyecekleri bir d'nr taraf#ndan hak ettikleri yere koyuyor." -Huston Smith, The World's Religions kitab#n#n yazar# "Bu, al#'ma hayat#n#n byk bir blmnde ate'li bir ateist olan nl bir filozofun evrenin zekice tasar#m#na ve dolay#s#yla deizme inanmaya ba'lamas#n#n ilgi ekici ve okunmaya de$er bir hikyesi. Bu kitap, nceki ateist yaz#lar# kadar ok tart#'maya neden olacak." -Profesr John Hick, Birmingham niversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler )leri Ara't#rma Enstits yesi "Antony Flew yaln#zca felsefi meziyetlere de$il, ayn# zamanda bir filozofun meziyetlerine de sahip. Tart#'#rken medeni, amans#z derecede makul olan ve ya'am boyu sren gereklik aray#'# asl#nda dolayl# olarak, tm gerekli$in Teminat#s# iin bir aray#'t#. Bu kitap sadece, bu gere$in sonunda a#ka ortaya koyulmas#d#r." -Ralph Mclnerny, Notre Dame niversitesi, Felsefe Profesr "ok az din hikye bu tr bir etki yarat#r. Bu 'a'#rt#c# kitap, Tony'nin geirdi$i de$i'imin nedenlerini belgeliyor... ve bu kitab#n zevkle okunmas#n# sa$l#yor." -Gary Habermas, Liberty niversitesi, Felsefe ve Teoloji Blm, Sekin Ara't#rma Profesr ve Krs Ba'kan# "Antony Flew'nun Yan#lm#'#m, Tanr# Varm#' kitab#, en nl a$da' ateistlerimizden birinin Tanr#'n#n var oldu$una inanmaya ba'lamas#n#n ilgi ekici bir kayd#d#r. Bu hikye, Flew'nun a#k fikirli olu'u, drstl$ ve zihinsel btnl$nn etkili bir 'ahididir. Bir

mesnet

188

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

zamanlar arkada'# olan ateistler iin ok rahats#z edici bir sars#nt# olacak." -Nicholas Wolterstorff, Yale niversitesi, Felsefi Teoloji Noah Porter Emerits Profesr "Antony Flew zgr d'nce yoluyla kan#t#n gtrd$n d'nd$ yere, yani teizme gitti$inde, szde zgr d'nrler taraf#ndan en sert biimde a#ka itham edildi. Sanki en affedilmez gnah# i'lemi' gibiydi. imdi elimizde anti-teizmden teizme yolculu$unun ki'isel hikyesi bulunuyor. Bu kitab# gere$in pe'inde olan, gerekten a#k fikirli herkese neriyorum." -Dr. William Lane Craig, Talbet Teoloji Fakltesi, Ara't#rma Profesr "Antony Flew'nun kitab#, bilimin Tanr#'n#n olmad#$#n# kan#tlad#$#n# (yanl#' bir biimde) varsayan ateistleri k#zd#racakt#r. Flew, bilimsel ke'iflerin nemine dair iddian#n gc ile konumu de$i'en sekin bir filozof. Flew'nun felsefi yolculu$una yap#lan bu ki'isel geriye dn', bir ateist iin din karar# hakk#nda ok fazla d'nmesinin tehlikeli oldu$unu gsteriyor - her an vazgeebilir." -Ian H. Hutchinson, MIT, Nkleer Bilim ve Mhendislik Blm Ba'kan# ve Profesr "Yan#lm#'#m Tanr# Varm#' adl# kitapta, yirminci yzy#l#n nde gelen analitik filozoflar#ndan birisi, sa$l#kl# ve ilkeli bir septisizmle ba'lay#p rasyonel nedenler ve kan#tlar# sunulduklar# gibi kabul etme iste$ine dayanarak teizmle sonulanan entelektel bir yolculu$u okuyucularla payla'#yor. Belki de bu felsefi yaz#y# okuman#n verdi$i en byk tatmin, Aristotle'#n "huy" diye tabir edece$i, retken bir ya'am boyunca yazar#n al#'kanl#k haline gelen 'effaf drstl$dr. Buna k#yasla Dawkins ve Dennett'in kar'#t eserleri ne kadar kulak t#rmalay#c# ve kendiyle me'gul kal#yor. Metafiziksel kayd#nda
mesnet

189

Antony Flew

Yan lm ! m Tanr Varm !

Newman'in Apologia eserinden farkl# bir blmde yaz#lmakla birlikte Profesr Flew'nun a#klamas# uzun y#llar boyunca, d'nerek sorgulaman#n kayna$# olacakt#r. Genli$inde cesur Socrates'in pe'inden gidiyordu. imdi geldi$i ya'ta, ba'kalar# iin bir model olu'turacak." -Daniel N. Robinson, Oxford niversitesi, Felsefe Blm

mesnet

190

You might also like