Professional Documents
Culture Documents
!STANffL
Tm Haklar Sakldr.
Otjjlnal Ad:
of Trut/:
The f'olitics
tinm
Max to Focaull
Yazan:
Miclele BARRETT
ell1ren:
Ahmet FETl11
Yayma Hazrlayan:
Selma KOAK
ISBN:
975-553-394 x
Dbgl:
Doruk Ya}nclk
Sayfa Diizen1
Dork Yaymclk
Kapak Tusaru:
Doru!\ Yaymclk
RU
IM. Bloklar 6. Blok
Tel
Michele BARRETT
MARX.1TAN FOUCAULITA
DEO.LOJ
eviren
Ahmet Fr:n-t
RU
NDEKLER
nsz
8011'.lm
Klasik Ma1<sJzm ve
.3
Modelin kQQ
11
.3.3
55
....................73
BOIQm il MarksJst
BOIOm III
. ..
l l7
171
217
ideoloji Eletirisi
..
NSZ
olrnl(i
8
toplumsal zmleme bakmndan degeri konusunda olduka istek
siz bir notla bitiriyorum.
Bir ideoloji teorisinin ele aldg sorunlar, isteksizlik duyulacak
sorunlar degildir. Aksine, ele almak zorunda oldugumuz en ilgin ve
gerekten siyasal olarak en nemli konular arasndadrlar. fakat bun
lar dnmek iin ve ksmen Marksist gelenekteki kstlayc ve daral
tc eyler nedeniyle, Marksist ideoloji kavrayndan uzaklamamz
gerekir. Kitabn daha sonraki blmlerinde, Marksizmin daha genel
zayflklarndan bazlarn, zellikle de "evrenselciligi"ni tartyor ve
"grecilik" konusunu yeniden dnmeyi neriyorum. "ideoloji"nin
ele aldg eyin modem bir teorisi ba kmndan Marksist gelenegin di
ger bir nemli sorunu da, orada bouna bir znellik teorisi aramamz
dr. Kitabn ileriki sayfalannda, zellikle psikanalitik projenin byle
bir teoriye katksyla ilikisi iinde bu sorunlar da ele alyorum.
Birok o kuyucunun kabul edecegi gibi, bu kitabn balg Fo
ucault'dan dn alnmtr. Foucault, ho bir nkte ile, "hakikat d
lgn iktisad"n "hakikatin siyaseti"yle karlatrmtr: "insanlarn
kafasnda geenler ile retim koullan iindeki yerleri arasndaki ili
kiyi gstermek iin kullanlan Marksizmin ideoloji anlatm olarak ha
kikat diiligin iktisad ve bilgi, sylem, hakikat ve g arasndaki ili
BLM 1
KLASK MARKSZM
VE DEOLOJ TEORLER
1
MARX:
12
Zira eserlerinin eitli yerlerine serpitirilmi bazt anlamh ve
aydnlatct pasajlarda Marx, insan kuaklannm imgelemini ya
kaladt "ideoloji"ye kapitalist topluma eletirel bir bakt atsty
la yaklamayt harekete geirdi. Fakat ok byk olsa da ag
da Batt siyasal dnyasnda Marksizmin kimi temel zaytflkla
nnn suu bu, inandmct, yine de birok ynde doyurucu ol
mayan dncelerin kapsma koyulabilir.
Yz ytldan fazla bir sre nce temel dnceleri form
le edildiginden beri dramatik bir ekilde degien bir dnyada
bir zmleme ve eylem klavuzu olarak Marksist teorinin bir
ok genel eletirisi yaplabilir. Bu eletiriler, bazen bizzat d
nce ve savlarn eletirisini gerektirir; bazen de bu zaman
sreci iinde toplumsal dnyann anlaml biimde degitigi
nin aka bir kabulne dayanr. Gemite, siyasal bilincin
iinden ktlmast g ya da rahatsz edici yanlann aklamak
iin Marx'n ideoloji zerine dnceleri tekrar tekrar alnp
kullanlmtr. Fakat imdi, modelin ok iyi ilemedigi ya da
en azmdan ok fazla gerilmi oldugu giderek daha fazla kabul
edilmektedir. Bu, "kapitalist ideoloji"nin beyin ytkamasndan
zarar gren halka tepeden bakmaya itiraz sorunu degildir. Da
ha ok, bir ideoloji teorisinin, herhangi bir ideoloji teorisinin
btn erevesinin, genel olarak toplumsal teoride yeni bi r
.
aratrma almasnn odagt olmu olmasdtr. Toplumsal te
orinin btn alan, kltr ve znellik sorunlann daha ciddiye
alacak ekilde yeniden dzenleniyor. Genelde, ksaca "snf
kanna hizmet eden gizemletirme" benzeri bir ey olarak
anlalan ideolojiye Marksist yaklam, post-yapsalc damar
daki agda dncenin temel hedeflerinden biridir. znelli
gin, zellikle de siyasal znelligin nasl olutugu ve etkili oldu
gu; eitli trden zdelemelerin nasl olutuklan, ifade edil
dikleri ve zamanla degitikleri; arachk ve motivasyon sorun
lanmn hak ettikferi ciddiyette nasl ele almabilecegi konula
rnda sonsuz derecede karmak bir degerlendirmeye gerek
sinmemiz oldugunu ileri sryor olacagm.
Ne var ki, bu konuda Marx'm eserine geri dnmek gere
kir; nk onun dnceleri etrafnda sren tartmalar, haki-
vurgu degiiklikleri,
sonraki
Terimin Marksist ncesiyle ilgili bir para tarih isteyenler iin Jorge Larra
in, terimi Machiavelli'ye kadar geri gtrd. Larrain, dinsel dnme tar
zna kart bir bilimsel dnme tarznn on altnc yzyldan itibaren ge
liimini kavramn felsefi ardalanndaki balca faktr olarak yorumlar.
Hem Larrain, hem kavramn tarihiyle ilgili yararl bir taslak veren
Raymond Williams, ideo/ogie terimini kullanan ilk kiinin Destutt de Tracy
oldugunu kabul ederler. 1 790'1arda Fransa' da yazan de Tracy, bu yeni te
rimle, eski metafizik dnceden uzak dncelerin rasyonalist bir bilimi
ni saptamaya alt.
"Arlklarn kabul edemeyen . . . eski dostlarndan d krklgna ugrayan,
onlara kar dnp, siyasal pratik cahili aklsz ve doktriner entelekteller
olduklar aaglayc anlamda 'ideologlar' diye etiketleyen" Napoleon Bo
naparte'n kullandg ekliyle terimin aaglayc anlam, kavramn nispe
ten uygun ("modernist" terimlerle) kullanmn hzla glgelerdi. Jorge Lar
rain, The Concept of ldeology (Londra, Hutchinson, 1979); " Raymond"
Williams, "Jdeology" l\eywords (Londra, Fontana, 1976) .
14
mera obscura'dal<..i gibi baaag grnyorsa, bu g
rng, tpk nesnelerin retina zerinde ters durmalar o
nesnelerin fiziksel yaam srecinden kaynaldandg gi
bi, insanlarn tarihsel yaam srecinden kaynaklanr. 2
1 992, s. 42)
15
gun bir ekilde toplanp toplanamayacag sorusunu sormad"
gibi kesin ifadelere rastlanr. 3
Aslnda yle grnyor ki, Marksist felsefe uzmanlarna
gre Marx "sahte bilin" ifadesini hibir zaman kullanmad.
megin u anda bu tr uzmanlarn belki de en yetkini olan
David McLellan, Marx'n "sahte bilin" terimini asla kullanma
dgn, Engels kaynakl oldugunu ve locus classicus'unun En
gels'in Franz Mehring'e 1893 tarihli mektubu oldugunu yazar.
Elbette bu tarih Marx'n lmnden ok sonraya rastlyor ve
Marx'n dncelerini Engels'in daha sonraki sunumlarndan
ayrma projesi imdi nemli lde gelimi durumdadr ve
ikisini atlama tehlikesinin daha fazla farl<i.nda olmamz sagl
yor. 4 Dahas, nemli mektuplarn imdiki evirileri "yanl bi
lin tr" eklinde dzeltilmitir. 5 Marksist bilginligin bu ince
likleri, belki de snrl nemdedirler; fakat "sahte bilin" kav
ramnn Marx-sonras bir kavram olduguna dair genel kan,
kukusuz ok anlaml bir noktadr.
"Sahte bilin" ifadesi, Marksist ideoloji teorilerinin, hem
destekleyenlerinin hem de eletirenlerinin zaman zaman ka
ba bir ksaltma olarak yararl bulduklar bir versiyonunu zet
ler. rnegin Martin Seliger, ideoloji zerine "Ortodoks Mark
sist greti" anlatmnda Plarnenatz'n yanlgsn kabul eder
(bu konuda eitli yorumcularn yaptg gibi); fakat hemen ar
dndan, Marx bizzat sahte bilin terimini kullanmam olsa bi
le Marx'n tutumunu dogru bir ekilde yansttgn ileri srer.
Seliger, genel olarak Marx ve Engels'in eserlerinde tekrarla
nan karklgn lmynag olarak grdg camera obscra me
taforunu, Marx'n ideolqji zerine dncesinin en zayf nok-------------
.5
16
tas olarak saptar. 6 Bu konuda kukusuz hakldr; fakat ideolo
ji kavram zerine baka ve belki de daha doyurucu formlas
yonlan Marx'n diger yazlarnda arama ynnde ak savlar
da var. Tartlandan bir bakma farkl bir ideoloji yorumunu
gsteren ve incelemek istedigim Marx'n sonraki sav, Alman
/deolojisi'nden aktarlan pasaj takip eder.
42-4.3)
6
7
17
18
bir anlatmn sunmaya alr. Bunu yapmak iin McCarney,
"Marksist ve Marksist- olmayan yorumculan ayn zarf iine ko
yan bir yanl anlama iklimi" bulundugunu ileri srer.11 "Eleti
rel" ideoloji gr, ideolojinin "epistemolojik" tanm olarak
bilinen sorunu gndeme getirir. McCarney, Marx'n ideoloji
lmvramn nitelik bakmdan zorunlu olarak eletirel grenlerin,
ideolojinin sz konusu nermelerin dogrulugu ya da sahteligi
zerinde etkili epistemolojik bir kategori oldugunu -ideolojinin
bilgiye kartlk iinde oluan bir kategori oldugunu- varsaydk
larn belirtir, ideolojiye pozitif yanllk atfetmekle sahte bilin
nosyonu, dogal olarak, ideolojinin "epistemolojik" tanmnn
en gl biimidir. (McCarney, ideolojiyle ilgili "bilisel kusur"
teorisine iaret eder.) McCarney, Marx'n kullandg ideoloji
kavramnn herhangi bir trden epistemolojik bir kategori de
giL kesinlikle betimleyici bir terim oldugunu ileri srer.12 Birin
cisi, McCarney, Marx'n ideoloji terimini, kendi bana bir kav
ram olmaktn ok genellikle bir sfatla birlikte kullandgn be
lirtir -"Alman" ideolojisi ya da "burjuva" ideolojisi. Bu baglam
da, nemli bir eviri hatasnn anlaml bir yanl anlama sonu
cu dogurduguna dair teoriyi ne karr. Sz konusu pasaj n
l
2
13
19
Bu son nokta zellikle anlamldr; nk McCarney, o
gunlulIa Marksist dncedeki balca vurgu farkllg olarak
alglanan eyi uzlatrmaya alr. McCarney, ncelikle Le
nin'le btnleen ideolojinin tikel bir snfn dncesi ve bi
linci oldugu grn Marx'n da paylatg, dolaysyla Marx
ve Engels iin ideolojinin nesnel oldugu, toplumsal snflarn
tarihsel varoluuna dayandnldg sonucuna vanr. McCarney,
ideolojiyi "snf karlarna hizmet eden dnce" olarak ta
nmlar: 15 Gizemletirme ya da yanlsama bakmndan degiL
zgl tarihsel toplumsal snflarn nesnel varoluu bakmn
dan bu vurgulanr. Bu ideoloji gr ile ideolojiyi snflarla il
gili ve ait oldugu toplumsal snfn nesnel tarihsel konumuna
gre ilerici ya da gerici olarak gren George Lukacs'n gr
leri arasnda bir benzerlik vardr. (Bu nedenle Lukacs'n tarih
sel roman zmlemesi, burjuvazinin siyasal ykselme dne
minde -kabac l 848'e kadar- yazlan romanlar, snfn gerile
meye baladg tarihten sonra yazlanlardan daha ilerici olarak
yorumlar.)16 Marx, Lenin ve Lukacs arasndaki bu iliki, McCar
ney'in grnde olumsal degildir. Bu nedenle, ideoloji konu
sunda "bir tek, evrilen" Marksist dnce "gelenegi" bulundu
gunu, "gelenegin yelerinin gznde, konunun Marksist ele
alnlarnda klasik bir statye uydurulabilir olan" bir gelene
gin bulundugunu ileri srer.
11
20
ile ilgili tartmalarda temeldir ve anlamazlgn acmaszca
tekrarlanmas, Marksist gelenekte i tutarlhk arayanlara so
run yaratmaktadr.
McCamey'in sav ahsen beni ikna etmiyor, ideoloji ko
nusunda bir "sahte bilin" konumunun Marx'a yanstlma dere
cesini vurgulamakta hakldr. Marx'n ideolojiye birok gnder
mesinin, sadece kendileriyle polemige girdigi "ideologlar"a -o
gunlukla idealist egilimleri bulunan profesyonel filozoflara- y
nelik oldugu da dogrudur. Diger yanda, ezici agrlkta kantlar,
Marx'n bu konudaki genel ruh halinin eletirel
oldugunu gste
.ff.apital'deki meta
fe
masl'\esi
drlmeye
ak
oldugu
maddi gc
Bkz. Ailen Wood, /\ar/ Marx (Lordra, Routledge ve Kegar Paul, 1984). s.
117-120; Bhikhu Parekh, Marx's Theory of Jdeology_ (Londra, Croom
Helm, 1982), s. 10-13. (Wood tarihsel idealizmi, ilevsel ideolojiyi ve
ideolojik yanlsamay, Parek.h i dealizmi ve savunmay saptar}.
.21
ideolojisi, s. 70)
Yine
1984).
22
lerinin, sonunda hi kimsenin karna olmayan kar anla
mas nosyonunun tesine giden ideolojinin inasna katlm
da hesaba katlarak daha sofistike bir zmlenmesine gerek
sinmemiz oldugu geni lde kabul ediliyor. Feministler bu
sorunu gl bir ekilde gndeme getirmi olmalarna karn,
aka genel bir sorundur ve birok kii, genel olarak Marksist
ideoloji teorisinin krlgan bir gesine dokundugunu ileri s
rer. Yani, grnte kavramda asli olarak varolan bir varsay
ma, bilincin ilerici dzeylerini ya da yanlarn az ok saptaya
bilecegimiz varsaymna meydan okur. Bu sorun daha sonra
ayrntl olarak ele alnacak.
Marx'n belirlemesiyle ilgili ikinci bir sorunun kabul de
dolayl olarak feminizme atfedilebilir. Dale Spender'in tezi
yledir: Erkekler dili kontrol ederler, medyay kontrol eder
ler, yayn ve eletiri kurumlarnn kaplarn kontrol ederler:
Marx'n "zihinsel retim aralar" dedigi eyleri kontrol ederler
ve temsil ettikleri karlar, sennayenin karlarndan ok er
keklerin karlardr. Dale Spender'in kitaplarnn balklar -r
negin,
21
22
Kesin bir eletiri iin bkz. Maria Black ve Rosalind Coward, "Linguistic,
Sexual and Social Relations: A Review of Dale Spender's /11an Ma.de lan
guage" Screen &Jucation, 39( 1 98 1 ); ayrca bkz. Alison Assiter. "Di.d Man
Make Language?", Roy Edgeley ve Richard Osbome (eds.) Radical Phi/o
sophy Reader (Londra, Verso, 1 985) iinde.
2.3
25
Max N [0 zaman bir toplumsal devrim ag balar)
2.3-24)
1859'a gellndiginde
Marx,
kendisinin
ve
Engels'in
26
na karn, burada bile, devlete ilil{in olarak sunulan "toplum
sal bilin"in styapyla ilikisi bir bakma ak olmadg iin,
formlasyonun belirsiz oldugunu belirtmek gerekir.
Hall'n
Alman /deoloji'sinden
Stuart
dzlem
.30
27
nabilir miydi? Marx bir toplumun kendisiyle ilgili syleminin
geerliligini kabul etmez, bunu bir bilgi kaynag olmaktan ok
aklanmas gereken bir grng olarak grr. Ne var ki, bu
da, zgl bilim ve ideoloji sorunu konusunda Marx yorumlar
nn kanlmaz eitliligi konusundan ve epistemolojik gerek
ilik geleneklerinin, rnegin Foucault'nun konumuyla bagda
p bagdamadg ya da ne lde bagdatg ile ilgili daha ge
nel anlamazlk sorunundan daha az ak bir konudur.
Sczn etmek istedigirn son iki HMarx" versiyonu, yakn
zaman yorumcularnn Marx'n yazlarndan farkl konumlar
karm oldugu versiyonlardr. Marx'n 1 85 1-1852 tarihli met
nini, "On Sekizinci Brumaire", degerlendirdiginde Stuart Hali,
Alman
aracliyla ve onun
yrtcsdr.
Marx'n siyasal/hukuksal
.3 1
28
Burada, Louis Althusser'in daha sonra siyasal "dzlem"
-toplumsal oluumun kendi bana etkili olan bir kesimi- dedi
gi eyin zgl ileyii degerlendiriliyor.32 Hall'n savnn ama
c, yirminci yzyl Marksist teorisinde devletin ileyiini ideolo
jik bakmdan zmleyen ve bu zmlemeyi mekanik olma
yan bir ekilde toplumsal btnlgn diger yanlaryla ilikilen
dirmeye alan yeni gelenegi bizzat Marx'n kendisine kadar
geri gtrmektir. Deyim uygunsa, bizzat Marx'n ekonomi ile
ideoloji arasndaki dolaymsz bir ilikiyle altg varsaymn
dan insanlar vazgeirmek oldugu kadar, sadece Gramsci'nin
degil, Althusser, Poulantzas ve (daha yakn zamanlarda) Lac
lau'nun da katklar bakmndan Marx'taki referans noktasn
gstermektir. Stuart Hall'n vurguladg gibi, siyasal dzlem imdilik hem devleti hem "sivil toplum'u dahil edebilecegi
miz- bir btn olarak toplumsal ilikilerde belirlenme genel
sorununa Marx'n yaklamyla bylesine nemli bir dolaym
kurmay saglar.
32
33
29
John Mepham, Marx konusunda yaz yazan birok yaza
rn kabul ettigi bir konuda ve ideoloji kavram zerine geni
letilmi bir sav ileri srer -Marx J\apita11 yazmaya baladgn
da ideoloji szcgnden byk lde vazgeilmi olmasna
karn, ideoloji ile ilgili en ayrntl ve sofistike teorik savlarn
ieren almann bu oldugu sav. 34 J\apital'deki "meta fetiiz
mi' teorisinin, insan enegiyle oluan ilikilerin nasl eyler
arasndaki ilikiler gibi grndgn aklayan kapitalist top
lumdaki ideolojinin teorisi oldugu uzun sreden beri gelenek
sel olarak kabul edilmektedir.35 ("Meta fetiizmi", bazen yan
l varsayldg gibi kapitalizmdeki tketimciligin bir betimle
mesi degil; eylemenin bir zmlemesidir .) John Mepham,
J\apital'de "grngsel biim)" kavramlarn "gerek iliki"ye
baglayan tezi belirtir: Bu, basite, grngsel biimin gerek
ilikiye bulanklk ya da grnmezlik kazandrdg tezidir. Bu
nedenle, megin bir eye karlk bir deme gibi grnen c
ret biimi, gerekte, satn alnan eyin bir rnden ok emek
zaman oldugu bir szlemenin paras olmas olgusunu mas
keler. Mepham, Marx'n bir yanda grngsel biim ya da g
rnt ile diger yanda gerek iliki ya da z arasna koydugu
ayrmn -kapitalizmin ileyiiyle ilgili btn zmlemesinin
dayandg bir ayrm- yzeydeki ve temeldeki sreler nosyo
nundan ok daha byk bir epistemolojik ierigi bulundugu
nu ileri srer Mepham'a gre bu ayrmn sistematik olarak ide
olojiyle iliki iinde ve zel olarak da bir mistifikasyon soru
nunun gndeme geldigi yerde akla getiilmesinin nedeni bu
dur. Bu nedenle, Marx'n meta fetiizmi zmlemesi, "ide
olojik yanlsamalarn kaynag, bizzat gerekligin grngsel
biimidir" eklindeki genel bir teorinin sadece bir rnegidir. 36
Bu konuda ayrca bkz. Larrain, Marxism and Jdeo/ogy, s. 8.
Ben fire unu yazar: "Meta fetiizmi, kapitalizmin ekonomik biimlerinin
altta yatan toplumsal ilikileri gizleme biiminin en basit ve en evrensel
rnegidir. . . grnt (zorunlu olarak sahte olmakszn) ile gizlenen ger
eklik arasnda ideoloji zmlemesiyle ele alnabilen bir atallama ku
rar" (Tom Bottomore vd l . [eds.J A Dictioray of 1'1arxist Thought [Oxford,
Basil Blackwell. 1983], s. 87). (Marksist Dnce Sz/g, ev. Mete Tun
ay, i letiim Yaynlar, 1993)
36 Mepham, 'Theory of ldeology" s. 150-151; b u baglantyla bkz. tlall'n
Darstellung degerlendirmesi (l\apital'de temsil teorisi), "Base and Su
perstructure" s. 6 1 -63.
34
35
31
Bu
konumlann
tamam,
metinsel
destegiyle
birlikte
39
Foucault'nun,
Sovyetler Birli
1
2
55
ideoloji tanmlannn hepsinde eletirel bir ekirdek vardr, is
ter yanlsama ve mistifkasyondan ve din eletirisinden, ister
meta fetiizmi teorisinden ve kapitalizmdeki diger eyleme
biimlerinden sz etsin, Marx'n ideoloji dncesini kullan
, tartmasz biimde "eletirel" bir kavraya dayanr. Larra
in'in terimleriyle, ideolojiyi dncenin bir tr arptlmas
olarak
kavramas
anlamnda
"olumsuz"
bir
kullanmdr.
ye
gs-
( Lodrn,
Lovell'r
tanm,
Marx'n
kendi
d ncesinin
l.
2.
3.
4.
a.g.y., s . 53.
5.
;J 1 r'J .savu
..
7
8
39
'SINIF BlUNCl' TANIMI
10
40
itgeist ya
Weltanschauung
mi grmez;
belirlen
btnlk grr.
1J
Georg Lukacs, Lenin: A Study in the Unlt,y of His Thought (Londra, New
Left Books.. 1 977), s. 24.
41
gereki romann, ancak QUrjuvazi tari hsel olarak ilerici bir s.
nf oldugunda ilerici bir sanat biimi olabilecegini ve gerileyen
bir snf n sanat biimi olarak modernizmin, zorun.u olarak
dekadan, bir stil oldugunu ileri srer. 12 Bu tip fom1lasyonlar,
ancak toplum "anlaml bir btnlk" olarak dnlrse ola
nakl olur ve bu gr srdrmenin giderek zorlatg anlal
mtr. Gerekten de baz agda teorisyenlerin almalarn
da toplum, "anlaml" modelin gsterdigi kadar dehetli bir e
kilde entegre olmas bir yana, bir " btnlk" olarak bile d
nlmez.
Engels'in "sahte bilin" terimini kullanmasna iaret et
tigi bir pasajna bakarak Lukacs'n yaklamnn "Marx kut
bu"ndan ne kadar farkl oldugunu grebiliriz. Lukacs yle ya
zar: "Mehring'e bir meMubunda Engels'in vurguladg gibi, bu
bilin sahtedir. Ne var ki diyalektik yntem, bu bilincin 'sah
teligi'ni basite ilan etmemize ve kat bir hakiki ve sahte kar
tlgrda d iretmemize izin vermez. Aksine, bu 'sahte bilin'i
tarihsel btnlgn bir vehesi ve tarihsel srete bir evre
olarak somut
bir
ekilde soruturmamz
l2
l3
42
lamdaki genel glklerden bazlarn grmek iin bu.metin
le ilgili savlan inceleyebiliriz. Herhalde bu avlardan en iyi bi
lineni, "tarihsicilik" sulamasdr. Lukacs'n savlarnn temeli,
tarihsel materyalizm de dahil olmak zere bilginin, tam tam
na snf bilinci kadar tarihin bir rn oldugu inancdr: Ger
ekten de ikisi de ideoloji teriminin bu kullanmna dahil edi
lir. Elbette bu, ideoloji ile bilim ayrmnn radikal bir reddini
oluturur; nk ikisi de bir toplumun tikel bir agdaki btn
lgnn rn olarak grlr. Basite nesnel bilginin temeli
olarak tarihi -bilimden ok- gstermesinden tr buna tarih
sizm denilir. Bu, aka, ideoloji ile ilgili kabaca "olumlu" ya
da "tarihsel snf bilinci" dnce okulunun diger yandalar
na da yneltilebilecek bir "sulama"dr. Bununla birlikte, sa
dece ak bir konumdan, yani ideoloji/ bilim ayrmnn geer
liligine dayanan bir konumdan
hareketle
yneltilebilecek bir
teorideki
ilk
nemli
patlamas" ' 5
diye
betimleyerek,
kutup-olarak grmek
akla
uygundur.
Agnes
Heller,
44
Buraya kadar Lukacs', ideoloji teriminin betimleyici
kullanmna Kart eletirel kullanm sorunuyla iliki iinde
tarttm. "Taihsicilik" balg altnda, bir sonraki blmde da
ha dogrudan tartlacak ideoloji/ bilim ayrmna dokundum,
Diger birok tartmal konunun da Lukacs'n konumundan
kaynaklandgn belirtebiliriz -zellikle de ideolojinin zorunlu
olarak bir "snf aidiyeti" kavram olup olmadg sorunu ve
"hmanizm" konusu. Bu iki konu da sonraki blmlerde ele
alnacak.
Kari Korsch, Marxism and Philo.sophy ( Londra, New Left Books, 1 972),
72-73.
s.
45
ele alnmas gerektiginde srar eder. 1 859 tarihli nszden ak
tarma yapar (bu kitabn birinci blmndeki Marx IV) ve b u
pasaja gre, zgl koullar altnda belli zihinsel temsillerin
ideolojik olarak dnlebilecegini syler. Marx ve Engels'in
hem siyasal bilinci hem de siyasal felsefeleri salt ideoloj i ola
rak grme yanlna dmediklerini ileri srer ve genel olarak
Marx' " eletirel" bakn arlklarndan uzaklatm1aya al
r. Diger yanda Korsch, bilinci maddi gelimenin soyut bir
yansmas olarak gren yaklamn materyalist ya da Marksist
olmaktan ok btnyle dalist. hatta "metafizik" oldugunu
ileri $rerek, mekanik "yanstma" modeline iddetle saldrr.
Bunun yerine Korsch, bilinle " bi rlikte" entelektel yaam ge
ne.! olarak tarihsel srecin "gerek, fakat ideal (ya da 'ideolo
j ik') bir bileeni" olarak anlamay nerir. 19 fu ekliyle, ihmal
edilebilir bir yanlsama ya da tarihsel olarak verili snf bilinci
nin kanlmaz tezahr olmaktan ok bir mcadele alandr.
Korsch'un iki degiik ideoloji havrayna getirdigi
zm -bu haliyle zmse- bizi talyan siyasal d nr Anto
nio Oramsci 'yle ilgili tartmalara balca kathya gtrr. Lar
rain, Gramsci'nin almasnn "olumlu" ideoloj i kavray iin
belirleyici bir ilerleme oldugunu ileri srmtr:20 Gramsci, ne
ideolojiyi bir yanlsama olarak grmeye elik eden sorunlar
dan ne de ideolojiyi mekanik olarak baglantl tarihsel bir top
l umsal btn!gn paras olarak grme "tarihsicilik"ten kay
nallanan sorun lardan zarar gren bir ideolojiye bakna yolu
formle eder. Larrai n, Oramsci'nin Marx'taki ideoloji nin gl
"eletirel" anlamn reddi nin Alman ideolojisi metninden ha
bersiz oldugu bir srada gereldetigine de iaret eder (Lukacs
iin de ayn ey geerlidir): Bu nedenle, "olumlu" ideoloji kav
ray, "olumsuz" modelin en gl ifadesine tepki olarak de
19
20
2l
a.g.y. , s . 1 1 , 7 3 .
Larrain, Marxism and Jdeo/ogy, s . 78 .
a.g.y., s. 78-79.
47
kimiyete kar mcadelede ilerici snf gleri adna konuan
lar olmak zere. 22 Hegemonik ekimede snflarn daha elve
rili noktalara hareket ettigi "konum sava"nda entelekteller
kesinlikle nemlidir; sonra "manevra sava"nda ya da devlet
erkini, ele geirmede daha az nemlidirler. Fakat Gramsci, Le
nin'in gryle belirgin bir kartlk iinde hegemonya kazan
may i ktidarn devrimci ele geiriliinin bir nkoulu olarak
gereklemesi gereken bir ey gibi grr.
G ramsci, imdi genelde "ideoloj ik m cadele" denilen
eyi, siyasal bakmdan kendi bana etkili ve anlaml grr: Bu
anlamda, allm "tarihsici" varsaymlardan ok uzak bir en
telektel alma teorisidir, ideoloj i konusunda G ramsci'nin
konumu, "snf bilinci" konumundan olduka farkldr -ve he
gemonya mcadelesine yaptg vurgu, genellikle "snf bilinci"
konumuyla baglantl "ikinci" ve "kendiligindenci" egilimler
den ok uzaktr. Diger yanda, ii snf e ntelektellerine ia
ret etmek iin kullanlan "organik" teriminin, Lukacs bir tn
s vardr ve Gramsci'nin savlarnda "tarihsici" kalnt olarak
dnlebilecek eyin tek megi budur. 23
Gramsci'yi "tarihsici" grp grmeme sorunu, burada il
gilendigimiz snf bilinci/eletirel ideoloj i tanmlar yelpazesin
de konulacag yere bagldr. Bana gre G ramsci, iki u arasn
da bir tr denge ya da zm tutturur; hi kimse onun, ken
disini Lukacs "anlaml bir btnlk" grne yaklatran
hegemonya mcadelesine vurgusunu "eletirel" tanm ile bir
letirdigini gsteremez. Ne var ki Gramsci'nin almasnda
tzsel, gerekten temel tanmsal glklerin bulundugu ve
ideoloji konusunda Gramscici bir bak asyla ayrntl bir
genel yargnn bu sorunlar zmesi gerektigi sylenmelidir.
22
23
Antonoio Cramsci, Selections from the Prison Notebooks, ed. Quintin 1-\o
are ve Geoffrey Nowell-Smith (Londra, Lawrence and Wishart, 1 976, b
lm 1. { Hapishane Defterleri ev: Adnan Cemgil, Belge Yaynlar, 1 98 6 )
"Gramsci'nin olgun eserlerinde b i l e , tarihsiciligin p e k ok etkisini gr
rz " diye yazar Nicos Poulantzas: Political f'o wer ad 5ocia/ C/Dsses
(Londra, New Le ft Books, 1 9 76), s. l 38.
om1las
24
28
29
G. Therbom.
a.g.y.
s.
2.
51
30
31
a.g.y., s. 3-4
agda egilimler iin bkz. Free Association Books yaynlan/ Londra.
52
zmlemesini iinde mi yoksa tesinde mi iledigi sorunu,
toplumsal ve siyasal teoride keskin bir anlamazlk konusu
olarak d uruyor, ideoloji k avra m na daha ge n i bir gndenne
epistemolojik.
John
1deolojl' ve 'BUlm'
Kapital1n
{Kapital,
c.
l,
ilgili
bilimsel.
"keifleri"
demekte
srar ettigi
eyi,
.3
57
58
7
8
9
a.g.y., s. 2.3.3. Althusser'ln For Marx'tak1 baz fonnlasyonlarn teorisyenliglni reddettiglni belirtmek gerekir.
a.g.y., s. 2.3 1 -2.36
Althusser, on the Materialist Dialectic" For Marx, s. 1 8 2 vd.
Pierre Macherey, A Theory of Literary Production (Londra, Routledge,
1 978).
59
ag ile kavrayp degitirdigi hedef-metnin ag arasndaki farklar
kOnUSUnda dncesini Okumaktr. n l O AfthUSSer'in ideoloji ile
bilimi farkllatrma abasndaki baarszlg degerlendiren
Terry Lovell, Althusser'in nerdigi her ltn amaca uygun
olmadgn ileri srer, ideoloj inin "aleni" ve "kapal" olup so
runlarn teoriden ok siyaset ve pratikten kardgna, oysa bi
limin "kar-sezgisel", "ak" ve teorik olarak retilmi sorun
lara dayandgna dair Althusser'in savlar, Lovell'e gre, hi
doyurucu degildi. Bylesi ltler, greli olarak kolay "bilimi"
Gramsci'nin "sagduyu" ya da "folklor" dedigi eyden farklla
trma iinde yararl olmasna karn, ok daha zor olan bilimi
ayrntlandrlm ideolojik dnce sistemlerinden ya da fel
sefeden ayrma grevinde hibir yaran yoktur. rnegin, neo
klasik iktisadn ya da Parsoncu sosyolojinin "ideolojik", oysa
Marksist ekonomi politigin " bilimsel" oldugu nasl ileri srle
bilir? Lovell, en belal. sorunun "teorik ideolojiler"i " bilimsel
teoriler"den ayrt etmek oldugunu ve Althusser'in gerekte
buna dokunmadgn belirtir. 12
60
rin srtnda tanan plaka numaralar olarak grlrd. " 1 5 Ne
var ki Althusser'in " bilgi"yle. ilgili olduka cafcafl iddialarnn,
birok insan kendi alternatif anti-tarihsici tutumunun zm
olduguna inandm olmas olas grnmyor.
Bu tartmann geleneksel parametreleri iinde, bilgi -zel
tikle Marksizm bilimi- ile ii snfnn ideolojik zayflg arasn
daki ilikiyi teoriletirmenin glgne srekli geri dnyo
ruz. Larrain , belki de yalnzca O ramsci'nin b ilgi ile "iki-ynl"
olarak ideoloji arasndaki ilikiyi dndgn ileri srd.
Verdigi rnekler, Gramsci'nin yaklamnn Althusser'inkinden
daha ok fi kir verici, daha az kat ve doktriner oldugunu gs
terir. Larrain, O ramsci'ye gre Marksist entelijensiya biliminin
ii snfnn szm ona saf ideolojik aldanmasyla ilikilendir
menin eklinden sz eder: Entelekteller, mutlaktan ok
snflar tarafndan yaratlmtr; bilim, mutlaktan ok faaliyet
ten hareket.le gelitirilmitir; proleter ideoloji, (ideolojik) sag
duyu ile (bilimsel) praksis felsefesinin bir karm olabilir.
16
61
ayrmnn aslnda kopmaz derecede baglantl iki ayn grng
olaral yorumlanmasdr: ''Bilimsel teoriler, tam da bujuva
toplumun varoluunu meydana getiren bir sylemler, gele
nekler ve lmnmlar sistemiyle aktarlr. . . Hakim ideolqji bili
min saf gmn glge tekisi degiL bilimsel bilgilerin kaznd
g ve bir toplumsal oluumun bilgisinin geleri olarak eklem
lendikleri uzamdr. Bilimsel bir teori . hakim ideoloj i biimle
rinde bir bilgi nesnesi olur. " 1 7 Ranciere'in belirttigi zgl nok
ta, .AJthusser bilimsel bilginin snf niteligini anlamadg iin
onun snf zmlemesi bakmndan baanszlgm gstermek
iin tasarlanr. Daha da genel olarak, burada Althusser'le tar
tmada Ranciere'in konumu, "grenelwilik" konumudur. Bu,
bilim ve epistemolojiyle ilgili birbiriyle baglantl bir dizi soru
na ntrr. Marksizm "gereki" bir epistemolojiye sadk m
17
18
Jacq ues Ranciere, "On the Theory of ldeology - Althusser's Politics Roy
Edgeley ve Riclard Osbome (eds.), Radical Philosophy Reader ( Londra,
Verso, 1 85), s. 1 1 6 iinde.
Bkz. Sebastiano Timpanaro. On Materialism (Londra, Verso, l 980 ) .
6.2
dur. Teoriler arasnda seim yapmann hibir rasyonel yolu ol
madgna gre, grececilik kanlmaz sonutur. Epistemolo
jik grececilik, gerek bir maddi dnyann varoldugunu yads
may zorunlu olarak gerektirmez. Fakat bu dnyaya tek ula
ma yolumuz, onu birbirini dlayc terimlerle betimleyen bir
teoriler silsilesi yolu ise, o zaman bagmsz bir gereklik kav
ramnn hibir hkm ve ilevi kalmazN 1 9 diye yazar Lovell. Di
ger birok kiiyle birlikte Lovell de Marksizmin epistemolojik
konumuyla grenekiligin -gerekilik- kartna egilimli oldu
gunu ileri srer ve Marx'n kendisinin nesnel bilginin olabilir
ligine inandgndan kuku yoktur. Ne var ki Althusser'in duru
mu daha tartmaldr. Terry Lovell, Althusser'in grececilik
ten saknma temelini yeterince saptayamadgn ileri srer; fa
kat Althusser'e atfettigi aka greneki bir konumu, yakla
mndaki elikili ya da degien geler dnda gstermek ok
gtr, Lovell'in de dikkat ektigi gibi, Althusser, Ndncede
somut'tan
fakat "dncede-so
olarak grr; Ted Benton ise, bana gre daha akla uygun ola
rak, Althusser'in dncesindeki gereki/greneki "amaz"
ya da geriliminin dengesiz bir zm olarak grr. Neden
olursa olsun, rnegin en nde gelen lngiliz Althusserci Paul
Hirst'n buradan an bir grenekilik konumuna gelitigi tar
tma gtrmez, lngitere'de yeni post-Althusserci "sylem te
orisinin aynntlandnldg metin olan Marx's capital and capi
,.
64
26
27
65
Det:ennln1zm Sorunu
"Belirlenimler"
alann
sadece
degil, onun
28
66
Bu teorik devrimin kimi yanlar, ideolojiyle, baglantl
olarak vurgulanmaldr. Birincisi Marx, materyalizmin bilin ve
kltrn aldg biimleri ekonomik ilikilere gnderme yapa
rak aklamamza olanak saglayan bir yntembilitn oldugunda
srar eder.
87
30
68
hibir
bir amblemi
olarak te
bir
styap
31
a.g.y., s . 46.
69
mik, siyasal ya da hukuksal temsillerin, her biri bagmsz
varolan tikel nesnelere sahip olmamalardr. " deolojik biim
ler", diyor Korsch, "toplumun ekonomik, hukuksal ve siyasal
yaplanyla birlikte ve ayn zamanda teoride elitirilip pratikte
devrilmelidir. "32 Elbette bu savlar, Gramsci'nin almas ne
deniyle bize tandk gelir; fakat determinist dnce eletirisi
nin yeni bir eletiri olmadgn vurgulamak gerekir.
Bununla birlikte, bu konulann yaygn bir ekilde yeni
den dnlmesi,
70
pitalism Today1n
s. 1 8- 1 9.
r
71
pratikte, Marksist ideoloji teorisinin tabutundan bir ivi daha
ekmitir.
deoloji kavram etrafndaki tartmalar en iyi, Marksiz
min bu agdaki miras degerlendirilerek anlalr. Daha nce
sz edildigi gibi, bugn ok daha geni bir teorik ve kltrel
referans erevesinde ele alnsa da ideoloji kavram esas ola
rak Marksist bir kavramdr. Betimleyici bir deger ve kltr an
latmna kart olarak gl bir ideoloji teorisinin, sadece
Marksizm iinde ilendigi de ileri srlebilir. Post-yapsalclga
ve post-modernizme gtrdg gibi kesinlikte bizi "post-Mark
sizm" e de gtren toplumsal teorideki gelimeler, Marksist
erevenin kimi temel .varsaymlarnn inandrc eletirilerini
sunmaktadr. Kitabn bundan sonraki blmnde, ncelikle
balca dnm noktalan olarak Gramscl ve Althusser'in mo
dern okunmalan zerinde yogunlaarak, bu eletiri srecinin
sivri ularn oluturan kimi savlara bakacagm.
Blm lf'ye *Marksist Modelin k* balgn koy
dum; nk sonradan d gelimelerle de birleen kendi refe
ranslar geregince meydan okunan teorik bir paradigma duru
muyla kar karya oldugumuza inanyorum. Bir ideoloji teori
si bakmndan, bizzat kavramla ilgili biriken glklerin, rakip
ve giderek daha fazla ilgi eken yeni bir sylem teorisiyle bir
letigi bir durumla kar karyayz. Blm
olacak.
lif n konusu da bu
BOLUM il
MARKSST MODELN
K
4
iDEOLOJ, SiYASET, HEOEMONYA:
ORAMSCl'DEN LACLAU VE MOUf'f'E'YE
Gramscl, radikal siyasal dncede paradoks gibi bir
eydir. Bir yanda, klasik Marksist gelenek iinde kltrel .ve
ideolojik siyasete en sempatik yaklam olarak almasna
ok hayranlk duyulur: rnegin, ltalya, ispanya ve diger lke
lerde Eurokomnizrn stratejisinin benimsenen teorisyeni. ln
giltere'de ii siyasetini yeni ve gereki bir ekilde yeniden
dzenlemek isteyen birok kiinin esini oldu. ideolojiye yak
lam, hegemonya teorisi, entelektel1erin rolyle UgilJ anla
tm, taktiklerin ve iknann neminde srar, kltr sorunlar
na gsterdigi zenli ilgi ve gndelik kltr siyaseti, hem Mark
sist-Leninist hem ii Partici solun ahlak kurallarndan bkan
bir kuak tarafndan cokuyla karland.
Yine de Gramscl'nin almas, ideoloji teorisi alannda
teorik bakmdan zmlenmemi birok sorunu ortaya kar
d -ksmen (olaslkla Marx gibi) parlak sezgilerinin tek bana
ya da birbirleriyle gerilim iinde durmalar nedeniyle. Daha .
ayrntl olarak tartacagm bir rnegi ele alrsak, ideolojiye
yakla
nn
76
gerekir.
fa
fa.
78
tarihsici egilimiyle hi bagdamayan bir gr - ileri srldg
bir paragrafn sonuna gelindiginde bu degerlendirmeyi yap
mak gtr. Baka bir sorun da Oramsci'nin bir eyin "orga
nik ideoloji" olarak dnlp dnlemeyecegi konusunda
ogunlukla ak olmamas, dolaysyla kltrel ve entelektel
mcadele degerlendirmelerinin ogunlukla bir bakma belir
siz olmasdr. (Bu bir eletiri degil; fakat Oramsci'nin alma
snn farkl yorumlar iin bu kadar zengin bir alan olmasnda
etkisi kukusuz vardr). Bu belirsizlikler, olduka temel sorun
lar bile kuatr. rnegin, Gramsci'nin kltrel ve entelektel
grnglerle ilgili genel degerlendirmelerinin ideoloj i balg
altnda anlatldg sanlr; fakat durum tam tamna ya da zo
runlu olarak bu degil. Gramsci'nin "dnyay anlama"nn farkl
dzeylerini -felsefeden folklora- aydnlatc snflandrmasnn
ideolojiyi ele al tarz olarak dnlp dnlmemesi ge
rektigi ak degil. Hapishane D efterleri nden baka bir nl
'
gerektirmedigi
entelektel
a.g.y. , s. 325-326.
79
elikiler olabilecegini belirterek, bu dzeyler arasnda epey
ce atma olabilecegini aklar. Bylece, Gramsci'nin "eli
kili bilin" nosyonuna ve entelektel tercih ile #gerek faali
yer arasnda yaptg ayrma ularz. 3 imdi lngiltere'de, klt
rel yazlarn yeni evirilerinden giderek daha fazla grldg
gibi,4 G ramsci'nin kendisi, mimari, popler arklar, dizi ro
manlar, polisiye romanlar, opera, gazetecilik vb. birbirinden
farkl konulara kadar uzanarak, popler kltr ve ideoloj iye
epeyce ilgi gstermitir.
Yine de Gramsci'nin bu eitli grngleri ne kadar ide
oloji olarak dndg bir bakma belirsiz kalr. Gramsci, bu
biimleri felsefe balg altnda tartr; fakat pek ok kii, bun
larn ideolojik biimler oldugunu kabul etme egilimindedir.
Gramsci'nin yaklamnda ideoloj i kavramnn daha izlenim
sel bir kullanm, aklayc agrlg ideolojinin omuzlarndan
byk lde aldg iin, zarara ugramadan gerekleebilir.
Baka yazarlar da ideoloji kavramyla alnan teorik yk ta
mak iin baka bir ,avram kullanrken, bunu yapabilir. Bu ne
denle, Gramsci'nin ideolojiyi ele al tarznn gelenege nasl
uydugunu grmek iin, e terimiyle -hegemonya- birlikte ele
almak zorundayz, talyanca egemonia szcg, ogunlukla,
Gramsci'nin katksyla eanlaml grlm olmasna karn,
Perry Anderson ve digerlerinin vurguladg gibi kkleri, Rus
ya' da devrim ncesi dnemde yrtlen proletaryann kyl
lk zerindeki "hegemonya"syla (ikna ederek nfuz etme) il
gili tartmalarda yatar. 5
" Hegemonya" kavram, G ramsci'nin siyaset ve ideolojiy
le ilgili dncesinin rgtleyici odagdr ve kavram farkl kul
!anmas, genel olarak Gramscici yaklamn alameti farikas
dr. Hegemonya, en iyi, rzann rgtlenmesi olarak anlalr -
3
4
a.g.y.
Gramsci, Selections from C u/tural Writings, ed. David Forgacs ve Geoff
rey Nowell-Smith (Londra, Lawrence and Wishart, 985)
Perry Anderson , "The Antinomies of Antonio Gramsci," New Left Revie w.
1 00 ( 1 976- 1 9 7 7 ) .
80
bagml bilin biimlerinin iddet ya da zora bavurulmadan
ina edildigi sreler. Gramsci'ye gre egemen blok, sadece
siyasal alanda degil toplumun btnnde etkili olur. Gramsci,
"daha dk" -daha az sistematik- bilin ve dnyay kavrama
dzeylerini vur,gulam ve zellikle, "popler" bilgi ve klt
rn nasl egemen blokun projesine kitlelerin katlmn gven
ceye alacak ekilde gelitigiyle ilgilenmitir.
Bu noktada, ideolojiyle ilgili anlaml bir yomm farkn
belirtmek gerekir. Gramsci'nin hegemonyay kesinkes, nzann
rgtlenmesinin zora dayanmayan (ideolojik?) yanlanna ia
ret etmek iin mi kullatdg, yoksa nza saglamann zora daya
nan ile zora dayanmayan biimleri arasndaki ilikiyi akla
mak iin mi kullandg ak degil. Stuart Hali ve arkadalar,
Gramascl'nin temel sorununun -devlet zora bavurmadan na
sl ynetebilir?- onun snf egemenliginin zora dayanmayan
yanlanna dikkat ekmesine neden olan bir sorun oldugunu
anmsatrlar. Fakat devlet ile "sivil toplum" arasndaki ilikiye
temel ilgisinin nedeninin bu oldugunu da ileri srerler: Soyut
olarak, "styaplar"a ya da "kltr"e bagmsz bir ilginin rn
degil.6 Perry Anderson, bu soruna bir bakma farkl bir hkm
verir; bazen hegemonya terimini zordan ok rzay anlatmak
amacyla kullandg, bazen de ikisinin bir sentezini anlatr g
rndg iin Gramsci'nin hegemonyay kullannn tutarsz
oldugunu belirtir. Anderson'n aklamas -devlet gcnn,
burjuva hegemonyann temel ivisi oldugu grne daya
nan- ksmen zor-baglantl savlar hapishane sansrfmden ge
irme glklerinin bir sonucu olarak Gramsci'nin rza zeri
ne yogunlamaya " kaydgn" sylemektir. 1
Bir an iin bunu bir tarafa brakrsak, Gramsci'nin siya
sal ve
81
8.2
nc
konu
determinizm
konusudur ve
burada
par exe
Stuart ttall'n
geniletirler.
Bu,
s. 1 78 .
l O Stuart Hali, "Rethinking the 'Base and Superstructure' metaphor," s. 6566.
r
Ne var ki klasik Marksist gelenekte hibir zaman bt
nyle eklemlenmemi, fakat Gramsci'nin kimi dncelerinin
arpc sonularyla son zamanlarda etkiledigi bir konu var:
Bu, ideolojilerin "snf aidiyeti" olarak betimlenmesi gerekip
gerekmedigi sorunudur. Grecegimiz gibi, bu konunun arat
rlmas, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe'nin artk alm ol
dugunu ileri srdkleri Marksizme nemli bir meydan okuma
ya neden oldu. ideoloji teoriniz ne olursa olsun, zsel ve for
matif bir kapitalizm zmlemesi kategorisi olarak toplumsal
snf etrafnda rgtlenecegi hesaba katldg iin, M arksist ge
lenekte hibir zaman gndeme getirilmemi bir konudur. Do
laysyla, ideolojileri tikel toplumsal snflarn bilin ifadeleri
olarak grmenizin ya da ideolojiyi snf karna hizmet eden
mistifikasyon olarak grmenizin gerekte nemi olmaz. Her
ikl durumda da ve diger tanmlarda da bir kapitalizm zm
lemesinde ideolojinin rol ve ilevinin toplumsal snf geregin
ce anlamlandrlmas belitsel olur. Diger belirgin toplumsal
blmlenmelerden kaynaklanan rakip teorik ve siyasal iddi
alara gnderme yaparak snfsal zmlemenin statsn
sorgulamakta olan feministleri ve digerlerini aka ilgilendi
ren sonularyla ok temel dzeyde bir sorun haline getirilen
tam da budur.
12
f\adnlann ezilmesiyle
ilgili
sonm
ola
Wome n 's
Oppression Today: The Marxist/Feminist Encomter (Londm, Verso,
1 988), s . 2.3 vd. Daha yakn zamanlann bir eglllml, klasik Marltsizme z
85
SeKizinci 13rumafre'f nl
okumasna
ideolojik
znelerin
oluturuldugu
adlandrma
indergenemez
s!yucal
syleme eklemlen
86
Ytci
Duce'ye
87
17
88
zmledi. 19 Bu alanda pe pee yazdg yazlarnda Hail, balan
gta Thatcher hkmetinin seilmesinden nce gelitirilen
bu savlan aynnblandrd ve lngiliz siyasetindeki sava sonras konsensus"un knn sol iih dogurdugu sonularyla
ilikilendirdi. ilk zmlemelerinde Hail, Thatcherizmin, ken
di gerek karlarn temsil etmeyen siyasal saga kayan kitle
lerin bir yarg hatas olarak nasl grlemeyeceglni, insanlarn
yaamndaki gerek koullan, deneyimleri ve elikileri dile
getiren ve bunlar yeni terimlerle ifade eden ideolojik gelime-
Ama,
19
20
,
89
90
91
Baz savlan zel olarak Derrida (zellikle) ya da Lacan'n sav
larna borludur. Laclau ve Mouffe, Marksizm ve siyasal teori
alannda, bakalarnn baka yerlerde gelitirdigi -rnegin,
edebi eletiri, psikanaliz ya da iktisat- savlan tamamlayan, fa
kat onlardan farkl olan kendi tezlerini ina ettiler. Laclau ve
Mouffe'nin sundugu Marksizmin teorik eletirisinin derinligi
ni belirlemek nemlidir. Marksizm
gerek
dncenin
92
rak tarih eletirisini, efendilige yaplan gndermeyle fallokra
siye savrulan yumrugu vb. belirtmek gerekir. "Tasavvur" teri
minin (bir sfat olarak "hayaWnin gnlk kutlanmna kart
olarak) Lacanc ve baz okuyuculara zel tnlar anmsatacak
bir kavram oldugunu da belirtmek gerekir.16
Laclau ve Mouffe , Marksizmi ortadan kaldrmadklar (el
bette, iyi Derridaclar iin olanaksz bir proje) , ak.sine bir an
lamda Marl\Sizmle altklar konusunda srar ederler:
Marksist olduk.lan
kadar
Marksist de
Post
olduklar konusunda. G
28
95
smda ii snfna "eklemleyici" rol bile, ekonomik konumu
temelinde verilir ve bu nedenle, tercihten ok zorunlu bir
olumsal niteligi vardr. Dolaysyla, Gramsci 'nin gr, son
zmlemede "zc" bir grtr, ii snfnn ayncalkl ko
numu bakmndan ve "zclgn son istihkam taburu ekono
mi" bakmndan zcdr.
Kendilerinin vardg ve 0Sonular Karlamak" cici ba
lg altnda topladklan sonular ise, ekonominin kendi kendi
ni dzenleyen ve i yasalarna tabi oldugunu yadsmak, top
lumsal araclann eninde sonunda snfsal bir ekirdekle olu
turuldugunu yadsmaJ{ ve snfsal konumun zorunlu olarak N
karlar"a bagl oldugunu yadsmaktr. Yeni teorinin nermeleri,
en basit biimiyle ikiye indirgenebilir. ( l ) "Toplumsaln Olum
uugunun tesi" balkl blmde akladklar "toplumun
olanakszlg" zerine genel bir felsefi lmnum ve (2) snfsal
zclgn "yeni toplumsal hareketler"in -feminizm, rklk
kartlg, lezbiyen ve gay haklan, ekoloji, bar vb.- ogulcu
taleplerine yol atg bir agda radikal demokratik siyasette
araclk konusunun teoriletirilmesi.
TOPLUMUN. OLANAKSIZUI
"Toplumun Olanakszlg", Emcsto Laclau'nun 1 983'te
yaymlanan ve bu konuda daha ayrntl savn Hegemony and
.:.o
Paul Hirst'n
minist bagaj ve
95
nst ak bir yolla, kendi konumu ile btnlk modeli ara
sndaki farkllklar yle saptad: o (Althusser), toplumsal
ilikileri btnlkler olarak, bir tek belirleyici ilke tarafndan
ynetilen bir btn olarak kavrar. Bu btn, kendisiyle tutar-
l olmal ve kendi snrlan iindeki btn araclar ve ilikileri
kendi etkisine tabi klmaldr. Diger yanda ben, toplumsal ili
kileri, herhangi bir tek nedensel ilkeye ya da tutarllk mant
gna yant vermeyen, biim olarak farkl olabilen ve olan, bir
birleri iin asla zsel olmayan araclar, pratikler, rgtlenme
biimleri ve kurumlar toplam olarak degerlendiriyorum. 33
Burada tlirst, bir btn olarak savlarnn temel giri nostas
olan iki konuda Laclau ve Mouffe ile hemfikirdir: Birincisi,
Htoplum'un (ilerinden biri ara sra kolaylk olsun diye szc
g kullanmaya istekli oldugu srece) bnlklerden ok top
lamlar geregince dnlmesi gerektigi konusunda ve ikinci
si, bu toplamlarn eitli geleri arasnda ilikilerin, neden
sellik mantgndan ve determinizmden ok olumsallk geregin
ce dnlmesi gerektigi konusunda.
Laclau ve Mouffe, toplumsal "btnlk.. dncesinin
bir eletirisiyle yetinmez, toplumun "'olanakszlgy1a ilgili da
ha temel bir savlar kmesine (sosyolojik olmaktan ok felse
- eklemleme, sylem,
33
34
96
nemli nokta, Laclau e Mouffe'nin ok ge n i "sylem" tanm
nn, birok materyalistin hemen syleyecegi gibi, idealizme di
k.ey bir atlay temsil ett.igidir. Ellerindeki sylem kavram, top
lumsal ve tarihsel g9rnglerin farkl bir erevede zmlen
mesini yeniden dnmelerine p!anak veren materyalist bir
tartmal "sy
Diki,
Diki
(suture) ve
farkllk.
Oxford Eng
97
kimligin yokiugunu belirtir" eklindeki belirlemelerinde, bu
orijinal cerrahi anlama temiz ve modern bir yz verilir.35 Lac
Iau ve; Mouffe, derisi srekli yrtlan ve bu nedenle kaderleri
yrtklan geici olarak ve zorlukla kapatmaya almak olan
h egenmnya c:errahlannm acil servisinde kesintisiz bir grevi
zorunlu hale getiren. bir siyasi vcudu bize sunarlar. (Bu has
ta, msl a iyileenler koguuna gelmeyi baaramaz). Stephen
Heath'in diki anlatmna yaptklar gnderme, bir yanda ayrt
edici zell igi blnme ve yokluk olan Lacanc bir "Ben" ile di
!Jer yanda eanl bu yoklugu "gidenne" ya da uyum olaslg
arasnda -"ikili bir hareket"! vurgular. Diki kavramn siyaset
alanna uygulamalan, Derrida'nm yap-bozum zerine al
masnn etkili olduguna dair bir dnceyi birlikte tar: Yeni
nin eskiyi dlamaya en ok altg yerde bile ve zellikle bu
d urumda, eskinin izleri yok edilemez, tortul keltiler olarak
kalr. (Bu gml izleri aga karma yntemi olarak yap-bo
zum). Bu nedenle, Laclau ve Mouffe, "operasyon alanlan top
lumsaln a.klg. tarafndan, her gsterenin nihai sabit olma
yan niteligi tarafndan belirlendigi lde hegemonik pratikler
clikicidirler. 11egemonik pratiklerin gidermeye altg ey, ke
sinlikle bu orijinal yokluktur" derler. Btnyle dikili bir top
lum dncesinde ima edilen kapallgn olanaksz oldugu so
nucuna varrlar.6
"Anlamn nihai sabitligi" diye aklyorlar Laclau ve Mo
.35
36
98
il
99
'mRIMt
yazlarndan ve
ekonomist Steve
Resnick
ve
Rick
a.g.y.
1 00
seim teorisi " adyla bilinen nemli gelimelerden d e sz edi
lebilir. Btn bu tartmalarda, smfsal olmayan b l nmelerin
fililigiyle ilgilenme potansiyeli olm utur; fal1.at (durumu kibar
ca belirtmek gerekirse) bu, biroh durumda, cesaretle ele al
nan bir konu olmaktan ok. bir potansiyel olarak kalmtr.
Snf etrafndaki akademik tatmalar, ksmen de femi
nistlerin almalaryla ve ulusal kimlik, ulusalc siyaset konu
suyla baglantl oldugu kadar, etnisite ve rklk konularyla
da baglantl olarak snf yeniden dnmeye alanlarn ya
zlaryla bilinli bir diyalog iinde gerekleti. "Snf nceli
gi"ne meydan okumann toplumbilimde ne kadar zengin ve
eitli oldugunu vurgulamak herhalde gerekir: imd i btn
dnce okull ar , rnegin konut ve yaam dngs etkilerinin
toplumsal snfn belirleyici etkisi ile ilgili sevgili varsaymlar
kesme biimlerine adanm olarak vardr. konik snf fakt
nn dramati k bir ekilde ayrcalkl konumundan k.anldg si
yasetin kkten yeni bir teorHetirilmesi, birok insa n n ilgisini
eker. (Edebi eletiri teorisinde Laclau ve Mouffe'nin kitabnn
bu kadar geni ele alnmasmn ned.,ni, burada ele almayaca
gm daha karm a k. bir sorundur).
sa
dece kendi snf imgelerini degi l , daha genel ol21ral-;; Hsol" siya
setteki roln de eitli baglamlarda yeniden dnmek zo
runda kalan kuatlm solun en ak halkati, belki de budur.
Kukudan uzak hepimizin bildigi gibi. bu lmnudaki anlamaz
lk son yllarda solu ok derinden kaygla n drmtr. Bu etkile
imlerden kan ve Jesse Jackson'm ] 988'deki ABD bakan
Ig seim kampanyasnn herhalde son yll.ardaki.c en belirgin
rnegini oluturdugu H koalison siyaseti" , tam da kitabn teorik
dzeyde ele <;ldg konudur. l'ie var ki sagm ve m erke zi n bu
yeni baglantlardan ve anlamlardan bazlarn eklemlemi ol
mas (kukusuz ngiltere ve ABD'de) karsnda grngnn
solun siyasetiyle snrl oldugunu sanmamalyz .
1 01
Olaslkla saga kaydklarna dair beklenen sulamaya
duyarl olan Laclau ve Mouffe, toplumsal snfla ilgili putu kr
malannn yeni bir siyasal radikalizme yol atgm ne s rerler.
"Ayrcalkl kopma noktalarnn ve mcadelelerin birleik bir
siyasal mekana aktlmasnn reddi, buna kar ogullugun ve
toplumsaln belirlenmezliginin kabul, bize, zerinde kkten
liberter ve amalaryla klasik soldan sonsuz derecede daha
t utkulu yeni bir siyasi imgeselin ina edilebilecegi iki nemli
temel gibi grnyor. N40
Digerlerinin yam sra Laclau ve Mouffe iin de :; n temel
dzeyde 0yeni toplumsal hareketler" terimi, kendi tarihi mar
jinalligini kodladg iin doyumcu dcgildir. Snf harekel:leri oJ
a.g.y. ,
a.g.y.,
s.
s.
1 52.
59.
1 02
nn oluturucu paras olarak kavranan toplumsal ilikilere
ok katl gzetleme ve dzenleme biimlerinin dayatlmas"n
sava sonras brokratikleme srecinin "sonular" olarak
grp, Foucault ve Donzelot'nun savlarn yeniden biimlen
dirirler. 42 Bir refah devleti" baglamnda siyasal direnii kua
tan siyasal belirsizlikleri kabul eden Laclau v Mouffe, byle
si mcadelelerde rol oynayan eitli faktrler arasnda, yeni
eklemlenen geni bir toplumsal "haki alan grrler. "Ada
let" ve "eitlik" gibi kategoriler, liberal baglamlarndan kar
lp demokratik bir siyasal syleme eklemlendiler. Laclau ve
Mouffe, burada, degiim ve brokratiklemenin, liberal-de
mokratik bir siyasal ideolojinin yeniden formle edilmesinin,
toplumsal atmann genilemesini ve yeni siyasal znelerin
olumasn anlama baglamn oluturdugu sonucuna varr ve
bu baglam, "demokratik devrimin derinleme an olarak ta
rif ederler. 43
Bununla birlikte, "sava sonras yeni hegemonik oluu
mun" nc bir yannn da nemli bir rol oynadgn eklerler:
Kitle iletiiminin genilemesi ve geleneksel kltrel kimlikle
rin geri ekilmesi. Laclau ve Mouffe, baz gelere ykclk po
tansiyeli vermenin yan sra zneleri teorik olarak eit tketi
ciler olarak adlandran bir kltrel kitlesellemede, toplumsal
yaamn genel bir homojenlemesini grrler. ok ilgin bir
pasajda, buna direnmenin bir "ilkelcilikler ogalmas" ve zel
likle yeni kltrel kimlikler yaratmaya ynelik olanlar olmak
zere "farkllklara deger bime" biimini almaya ynelmi ol
masna iaret ederler. Ak bireyciliklerinden tr sol tarafn
dan ogunlukla hafifsenen bu zerklik taleplerinde Laclau ve
Mouffe, "zgrlk" talebinin -demokratik imgeselin merkezi
temalarndan biri- yeni bir formlasyonunu grrler. 44
a.g.y., s. 62; aynca bkz. Jacques Donzelot, The Policing of Families
{Londra, Hutchinson, 980).
4:5 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Soclalist Strategy, s. 6:5.
44 a.g.y., s. 64.
42
10/J
Laclau ve Mouffe'nin sav genel olarak degerlendirilir
ken, Nedegerlik mantgN olarak tarif ettikleri eye yaplan te
mel vurguya dikkat ekmek istenebilir. Bu yle aklanabilir:
Fransz devrimi, siyasal sylemin sadece eitsizligin tekrar ve
yeniden retimi olabildigi hiyerarik bir toplumsal dzeni
ctoplumsal dzenin temelini ilahi iradede buldugu teolojik-si
yasal bir mantk tarafndan ynetilen") ugurlamas anlamnda
demokratik bir imgeselin gelimesinde nemli bir and. Bura
da Laclau ve Mouffe'den nemli bir cmle aktaraym: '"'insan
Haklan Bildlrgesi'nln simgeledigi anclen reglme'den bu ko
pu, farkl eitsizlik biimlerini gayr meru ve doga kart
saymay ve bylece bunlar bask biimleri olarak eitlemeyi
olanakl klan sylemsel koullan saglayacakt. 11 Bylece e
..
45
a.g.y., s. 1 55.
1 04
Bununla birlikte, edegerlik mantgnn merkezi bir nok
tasnda hibir belirsizlik yoktur ve bu, demokratik imgesel n
sel kategorisi bakmndan snfn igal ettigi ikincil yerdir. Lac
lau ve Mouffe, sosyalist taleplerin sadece "demokratik devri
me isel bir an" olmayp, ..sadece demokratik devrimin kurdu
gu edegersel. mantk temelinde kavranabilir" oldugunu yazar
lar.46 Erken Marx'm toplumsal blnmeyi yeni bir ilkeyle -snf
ilkesiyle- yeniden dnmeye altgn, fakat bunun, balan
gtan itibaren, "snf kartlgnn toplumsal gvde btnlg
n iki antagonist kampa blememesi olgusundan kaynaklanan
kkl bir yetersizlik" tarafndan zayflatldgn yazar ve Marx'n
sosyolojik ngrlerinin (giderek daha fazla lmtuplara blnen
kapitalist toplumla ilgili), bir gelecek basitletirmesini Marx'n
kendi zamamnda kaba bir snfa-indirgenmi modele uymayan
bir toplumsal dnyaya yanstma abas oldugu yorumunu ya
parlar. 47 Demek ki genel olarak, Marksizmin snfla meguliye
tinin, nkoullan yz yl nceki demokratik devrimde yatan si
yasal taleplerin bir eklemlenmesi oldugu anlatmyla kar kar
yayz. Dolaysyla Laclau ve Mouffe, toplumsal snfn kurucu
ilke olmas temelinctf! snfa yer vermek iin, kendileri tarafn
dan ezilenlerin taleplerini eklemleyen sonraki antagonizrnlere
ve "yeni" toplumsal hareketlere gerek grmezler.
POST-MARKSZM,
S'YlDI VE oroLOJt
a.g. y. , s. 1 56.
a.g.y. , s. 1 5 1 .
10/5
bir siyasal ortamda toplumsal snf sorunudur. Bu farkJ siya
sal m cadeleleri dnmenin yeni yollarn savunmaya yne
lik tm abalar ho karlanmal ve degerlendirilmelidir.
kincisi, Laclau ve Mouffe'nin sav, bekJenen biimde ol
masa da ( aklayacagm gibi), ideoloji kavramnn nasl teori
letirilecegi belal sorununu ele alr. Belal oldugunu sylyo
rum; fakat belallgnn zel bir tarihi vardr. Feminizmin kaba
ca "sosyalisr versiyonlarnda, kapitalist toplumda kadnlann
ezilmesini teoriletim1ek iin ideoloji kavramn kullanma y
nnde bir giriim oldu; fakat teorinin kendisi ( l Ha .3. blm
lerde gstermeye altgm gibi) sadece snfn nceligini ne
srmek/varsaymakla kalmayp, #temel ve styap" metaforu
gibi determinist bir model iinde ideolojiy anlamlandran bir
zmlemeye saplanm oldugu iin, bu giriim sorunsal ola
rak Inld. Bundan kaynaklanan sorunu, Johanna Brenner ve
Maria Rarras'a gre ideolojinin, "Barrett'in
106
nntda snfla baglantl olarak cinsiyetin karmaklklann ve
107
Ne var ki
Hegemony and
lmeyi
108
Foucault/Donzelot'nun
konumu,
diger
yanda
5.3 a.g.y., s. 1 6 1 .
54 Donzelot, Policing of Families; Leoore Davidoff ve Catherine Halt "zel
alan" n cinsiyeti nlteliginin farkl bir anlatmn verirler. f'ami/y Fortunes
(Londra, Hutchinson. 1 987).
109
olarak -yin e de varlgma genel olarak meydan okuduklar b i r
arac- kalmasdr.
Btn bunlar, Laclau ve Mouffe'nin "hala ok Marksist"
olduklanm sylemekse -Landry ve Maclean'n metni okuma
sndan alman tutum55- kitaba allm tepltilerden ok uzal'I.
kalr. Bu tepltilerden ogu, Laclau ve Mouffe'nin savlanmn
Marksist bak asndan dnmesini polernit..sel ele alm a
bii
Narman
anlamla
anlam
farkldr. Nesne, sa
55
56
bir
mad-
1 10
diligi vermez, daha ok toplumsal olarak ina edilirler. "57 r
nek, sylem terimini kullanmann ontolojik gereklige bir ba
kma tehdit oldgunu sananlara yant verdigi iin yararldr:
Ondergesel maddiligi rtmezler (0bir nesnenin sylemsel
niteligi, hibir ek.ilde, o nesnenin varoluunu tartma konu
su yapmay ima etmez.. ); fakat fiziksel nesnelerin anlamlarn,
toplumsal olarak ina edilmi bir kurallar sistemi (ya da syle
mi) iindeki yerleri kavranarak anlalmas gerektiglnde srar
ederler. Futbola uygulanann, tanklara, polis atlarna, hapisha
nelere, bombardman uaklarna ve diger ii snfn ezme
aksesuarlarna uygun oldugunu ekleyebiliriz. Laclau ve Mouf
fe, her eyi sylem iine '"kertmiyor" ya da ztnnyor
lar: Bilimsel, siyasal ya da ne olursa olsunlar, baglamlatnc
sylemsel kategoriler dnda sylemsel olmayan kavrayama
yacagmzda ya da dnemeyeceglmizde srar ederler.
Grececilik sorunu da bununla baglantldr. Bazen, Lac
lau ve Mouffe' nin eplstemolojik grececilik tutumu benimse
dikleri sanlr; fakat hibir ey bundan daha fazla gerekten
uzak olamaz. Hemen belirtilebilecegl gibi, onlarn referans
erevesinde "hakikat her zaman baglamsal olmasna kar
n, kendi teorik sylemlerinde hakikat iddias eksik.ligi yok
tur. Burada ilgin bir rnek; onlarn ideoloji sorununu ele al
larna bakmaktr. Laclau ve Mouffe'nin epistemolojik gvenli
ge bagllklar yledir ki kendi modelleri gereglnce, insanlar
kendilerini yle sanmyorlarsa "ezildiklerinin" sylenip syh>
nemeyecegiyle ilgili eski bilmeceyi bile ele alrlar. "Bagmllk"
ile ..ezilme arasna koyduklar byleyici aynnn konusu bu
dur: Birincisi, basite toplumsal araclar arasndaki bir farksal
konumlar kmesini belirtir ikincisi ise, bagmllk syleminin
kendisinden koparlabildigi -"ezilme"nin varolabilmesi iin
syleme dsal bir noktay gerektirir. Qrececiligl hala sylem
sele ayrcalk tanmayla baglantl grenler iin, onlarn "haki57 Laclau ve Mouffe, #Post-Marxlsm wlthout ApologiesN (Norman Geras'a Bir
Yant), New Left Review, 66 ( 1 987), s. 82.
111
miyet ilikileri* tanmn aktaraym: *Kendisine dsal bir top
lumsal aracnn bak asna ya da yargsna gre meru g
rlmeyen . . . ilikiler: s Dogal olarak yarglananlarn degil yar
glayan bir aracnn konumundan konuulursa, bu gvenli for
mlasyonlar, "grececi .. olmaktan ok te, epistemolojik ba
kmdan onaylanmas . zor bir tarafa kayarlar.
Bu nedenle, ..eletirel," " eplstemolojik", fakat btny
.
le yeniden formle edilmi bir ideoloji grn bize sunan
Laclau ve Mouffe'yle karlamak herhalde artc degil. He
gemony and Socialist Strategy'nln savnda, Laclau ve Mouf
fe'ye gre bir eyin *zsel olarak yle yle bir nitelik oldu
gunu syleyebilecek noktalar vardr ve bu nemli bir kabul
dr. Laclau'nun "Toplumun Olanakszg makalesinin sonu
blmnde, epistemoloji ile ideoloji konusunda iaret ettiglm
konular arasnda nemli bir etkileim noktas bulunabilir. Bu
rada Laclau, kendi "antl-zclk"lerinin saglam epistemolojik
temelini aklar. "Tam da 'toplumsal araclarn zdeHgl.nin ve
homojenliglnin bir yanlsama oldugu' iddias yanl bilme/kav
rama kategorisine girmeksizin formle edilemedigl iin, yan
l bilme/kavrama kavram olmadan yapamyoruz. Bu neden
le Laclau, hem ideoloji hem bilme/kavrama kategorisinin al
konulabilecegl sonucuna varr -fakat geleneksel ieriklerini
degltirerek: "deolojik olumlu bir zn bilinmesi/kavranma
sndan ( megin, gerek snf karlaryla ilgili bir yanlsama)
ibaret degll, bunun tam kartdr: Herhangi bir olumlulugun,
herhangi bir nihai diki olanakszlgnn gvenliksiz niteliglnin
bilinmemesi/kavranmamasndan ibarettir* diye ileri srer.
Burada ne srlen tzsel tez -ideolojinin, zsel niteligi son
suz farkllklar oyunu ve herhangi bir anlam sabitleme olanak
szlg olan toplumsal bir dnyaya kapanmay dayatma bo a
bas oldugu tezi Marksizmdeki geleneksel bilgi ve ideolojik
58 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Soclallst Strategy, s. 1 54; aynca bkz.
Richard Rorty, Consequences of Pragmatism (Mineapolis. Minnesota Uni
versity Press. 1 982), s. 1 66- 1 67.
1 12
59
1 1.'J
Olumsuz bir terim olarak Nolumun szcgyle karla
mak rahatsz edicidir; fakat szcgn Laclau ve Mouffe'de al
dg ekil budur. 0Toplumsalm olumlulugunun tesi0nde bir
hareketi savunmak ne anlama gelir? Bununla ne denmek is
tendigini, daha nce NtoplumNun olanakszlg ve toplumsaln
her zaman tam bir kapanmadan ok bir diki abas oldugu
nermesi baglammda aklamaya altm. Bununla birlikte,
daha genel terimlerle, Laclau ve Mouffe, modern felsefenin
olumsuzluk kutlamas, belli bir nihilizm, ykma/yap-bozmada
bir haz, anlamszlga bir vurgu balklar altnda yryebilen
izgisiyle uyum iindedirler. Kitapta sz edildigi gibi, Sart
re'n varoluulugundan Heidegger, Nietzsche ve ksmen Witt
genstein' deki grngbilimsel gelenegin daha 00Iumsuzn ya
nna kadar modern Avrupa felsefesinde btn bu akmlara
rastlanabilir. Bu anlamda; 6. blmde daha ayrntl tartla
cag zere, agda post-yapsalclgn yirminci yzyl Avrupa
felsefesinde uzun bir tarihi vardr ve Laclau ve Mouffe'yi bu
baglamda okumamz gerekir. Onlara zg olan ey, bu dn
celerin lensleriyle Marksist siyasal dnce gelenegini gayret
le yeniden ele alma ya da okuma projesidir.
Projelerinin kalbinde, Marksizmin bu 00Iumsuzn dnya
grnn kimi gelerini verdiginin, fakat bir btn olarak
Timpanaro'nun ynelimiyle zaferci0 dedigi ey oldugunun ka
bul vardr. Marksizm, bir zgven annn, aslnda emperya
list bir ann ocuguydu ve Marx'm insan dogas ve insan eme
giyle ilgili kurucu dncelerindeki dogal dnyann vctori
an" anlamda fethinden sz eder. 60 Laclau'nun belirttigi gibi,
"bu efendilik/saydamlk/rasyonalizm boyutunun Marksizmde
bulundugunu yadsmak sama olurdu. " Marksizmin esinleyici
buldugu "olumsuz" boyutunu (olumsuzluk, mcadele, anta
gonizm, saydamszlk, ideoloji, gerek ile duyusal arasndaki
aralk) zetlerken Laclau, biraz daha silahszlanm olarak, b u
okumann olanakl olmas iin, Marx'n almasnn en azn60
1 14
dan yarsnn grmezden gelinmesi gerektigi yorumunu ya
par. 61 Hegemony and Socialist Strategy, bu nedenle post
Marksistutir. Laclau, aktarma yapacagm ksa sre sonraki bir
makalesinde, olumsuz boyutu kurucu boyut olarak grr:
'"(Olumsuzluk an), hemen ardndn kendisini yeniden emen
tam olumluluk -ksmi srelerinin btnlemeleri olarak tari
hin ve toplumun olumlulugu, znenin -tarihin zneleri olarak
toplumsal snflar- olumlulugu- iinde znmek zere, teorik
sylemde sadece ksa bir an parlad. "52 Laclau'nun buradaki
ses tonu agtsaldr ve gerekten de Marksizmdeki olumlulu
gun onaylanmasnn son noktas olarak Stalin'i aktarr.
Laclau ve Mouffe'nin Marksizme uyguladg "olumluluk"
eletirisi ve zc dnce eletirisinin, geni bir dnceler
eitliligine daha geni bir meydan okumann paras oldu
gundan kuku duyulamaz. Biraz nce iaret ettigim makale,
aslnda, Marksizmin bu '"okumas" (artk "post-Marksizm'") ile
psikanaliz arasndaki karlatrma noktalarnn Laclau tarafn
dan bir degerlendirilmesidir. Burada Laclau, Laclau/ Mouf
fe'nin hegemonya kavray ile Lacanc yoksunluk nosyonu
arasndaki kimi baglantlan sunar ve post-Marksizm ile psi
kanaliz arasnda "bir dzensizlik ve yerinden oynama mantg
olarak gsterenin mantg etrafnda" olas bir bulumay ne
rir. 63 Ne var ki Laclau bu noktada psikanalizin bu okumasnn,
"psikanalizin# yansn degil tamamn grmezlikten gelip kat
bir Lacanc yorumu benimsemeyi gerektirdiginden sz etmez.
61
62
63
1 15
dnebiliriz: Ayn anda hem modernizmin hem modernizmin
almasnn uzantsdr, diye yazar. 64 O halde, almalar baz
bakmlardan Marksist bir erevede kilitli kalan, baz bakm
lardan ise btnyle farkl bir felsefi referans erevesine otu
ran Laclau ve Mouffe'dir. Marksizmin "belitleri"nin, zelikle s
nf, ideoloji ve siyasal sylem arasndaki ilikilerle ilgili olan
!ann, agda dnyada kendinden menkul hakikatler olmadk-
lan sonucuna varlrsa, o zaman, Laclau ve Mouffe'nin Mark
sizmin snf zclgne meydan okumalar, Marksist modelde
nemli bir atrdamay, gerekte k temsil eder.
64
5
ZNELLK, HMANiZM, PSKMIALZ:
ALTHUSSER'IN LACMl'ININ Crest
1 18
Descombes; burada, bir siyasal yazar olarak bizzat Alt
husser'in teorik projesini anlatmak iin kullanyor; fakat Ga
reth Stedman-Jones ise, daha geni bir bakla 0 1 968, zaten
Althusserciligin sonunu temsil ediyordu diye ileri srd. 2 Bu
sonular karsnda, "Althusserci" metinlerin
l 970'lerdeki
l i9
ok megin, Frankfurt Okulu ve eletirel teoriyle baglanth ol
du). Herhalde bu farkllgnn en anlaml sonucu, Birleik Dev
letler'de hmanizme tam boy bir meydan okumann Foucault
ve Derrida'nn sonraki etkisiyle dogmas, oysa Avrupa eleti
rel toplumsal dnce geleneginin, Althusser'in bir hma
nizm biimi olarak Marksizm eletirisini emerek bu meydan
.
okumay sindirmi olmasdr. Basite dergilerin durumu dik.
kate alursa, sadece Althusserci Teorik Pratik saf suyuna (Alt
husser' in ilk ngiliz mezlerinden bazlarnn projesi) degil,
Althusser'in eserinin, dncelerinin ve sz dagarcgnn New
left Review, &onomy and Society, Screen ve Binningham
agda Kltrel ncelemeler Merkezi'nin Working Papers' gi
bi nispeten birbirinden farkl ngiliz dergileri zerindeki yogun
etkisine de iaret edilebilir. Bu ne denle, bu dncelerin h
kmranlgnn sonu geldiginde, gerekten de olduka yksek
bir noktadan dt ve Althusser'in kiisel nnn, sonunda
cinayetle sonulanan bir ldrmayla zedelenmesi olgusu d
daha da ackl hale getirdi. 4
Dolaysyla, Avrupa bak asndan Althusser ve Althus
serciligi Marksizmin tarihi iine yerletirme projesi hem g
tr hem zorunludur. Daha sonra ileri srecegim gibi bu, ide
oloji teorisiyle baglantl olarak zellikle nemli bir grevdir.
Gramsci'nin dncesi gibi Althusser'in dncesi de ideolo
jiye yeni bir agrlgn verildigi bir noktay ve yeni teoriletirme
erevesi olarak Marksizmin btnyle yeniden yanstlmasn
120
temsil eder. Althusser'in ne srdg ideoloji teorisi, klasik
Marksizm olarak kabul edilen eyden Gramsci'ninkinden da
ha temel bir koputu. Bu anlamda, sonraki okuyucularn yo
rumlarndan ok Althusser'in kendi dnceleri ve eserlerinin
isel olarak tutarsz niteligi, Marksizmin iinde bulundugu ge
rilimi aga kard. Yine de bir nceki blmde Gramsci'den
post-Marksizme tutarl bir yol ..un izinin srlebilecegini ileri
srdgm gibi, ayn eklide, Althusser'in amazlarndan ve
elikilerinden eit derecede post-Marksist bir konuma giden
'
daha ak bir yolu izleyecegiz. Zira Althusser, Marksizmin getigi bir *evre*den ok Marksizmin kurtulmak ya da uzakla
mak zorunda oldugu baka bir snr konumdur. Althusser'in
almas, yanl ynlendirilmi oldugu lde, uzak durulma
s gereken bir kmaz sokaktr; kavrayl oldugu lde, bize
Marksizm tesi ynelimleri iaret eder. Bunun nedeni, Althus
ser'ln ele aldg konulan -en azndan ideolojinin teorlletiril
mesiyle en ok ilgili olanlar- genel niteliklerini bozmadan
Marksizmle uyumlu hale getirmenin olanaksz olmasdr. Ko
nulan zetlersek: ( 1 ) Btn kantlar Marx'n kendi dncele
rindeki ak hmanizme iaret ediyorsa ve anti-hmanist bir
Marksizm gelitirme abalarnn fiilen olanaksz oldugu anla
lmsa Marksizmin anti-hmanist oldugu sylenemez ve
For Marx gi
121
"Alglanan-benimsenen-katlanlan
122
mutlak efendileri olduklarna inandklarnda, ona yakalandk
larn onun tarafndan iin iine sokulduklarn fark ederler. "7
Althusser'in, ideoloji ile bilim arasnda ak bir aynnn
en zgvenli savunucularndan
biri oldugunu
daha nce
ad hoc
geleri
bulundugunu
kolayca kabul
Althusser'in
kendisinin
ayrntl
ilenmi teorilerle,
degi/,
olumlu anti
a.g.y., s.
23 1 -234.
JM
2.
.3.
a.g.y., s. 227.
124
Hidealizm'in bir bileimi olarak buna iaret eder. (Daha mo
dern terminolojiyle, btn bireyler tarafndan paylalan sz
de "insanin ykletnler bakmndan zcdr, aynca toplumsal
ncesi bir bireysel kendiyi de varsayar. )
Althusser, bu hmanist varsaymlar kmesini ya da "so
runsal"n reddetmekle Marx'n, (batl) toplumsal ve siyasal
dncenin birok ilkesini trpanlayabildigini ileri srer. rne
gin iktisat, gereksinmeleri ve yetenekleri bizce bilinen bir birey
varsaymna dayanr ve bu, ayn ekilde tarih ve etik iin de ge
erlidir. Ne var ki, AlthusserjMarx'm "akn zne" eletirisi, en
ok felsefeyi sarsacakt: Zira, felsefecilerin hem bilginin (epis
temoloji) hem varoluun (ontoloji) temel kurallarn zerine
oturttuklar temele meydan okuyordu. Althusser, Hobbes, Ro
usseau, Locke, Descartes ve Kant' da kapsayan bir uurulan
kelleler listesi sunar. Daha yakn zaman tartmalarnda, bu h
manist ve zc felsefi dnce geleneginin temsilcisi olarak
hem Kant Hakn zne"ye hem sk sk iaret edilen "Kartez
yen zneye (Descartes'n nl cogito ergo sum savndan: D
nyorum yleyse varm) vurgu yaplmaktadr.
Althusser, daha nceki paradigmaya b(ltnlkl siste
matik bir alternatif formle etmi oldugu iin Marx'n, szde
"insan dogas"ndan karlan bu yetersiz karmlar defedebil
digini savunuyordu. Althusser'in HotantikH Marx' bir toplum
sal oluumun pratiklerinin eklemlenmi dzeylerinin anti-h
manist bir sosyologu olarak sunma abasnn, Marx' bir bilge
kii olmaktan ok bir tarihi ve siyasal direnii olarak gren
lerin sert itirazlarna neden oldugu saptansa da,9 bunun ayrn
tlar burada bizi ilgilendirmiyor. Bizi esas ilgilendiren, Althus
ser'in o zaman ileri srdg Marx'n hmanizmi ideoloji kate
gorisine gvenle atfetmesini olanakl klann, ideolojinin bir
toplumsal oluum iindeki yerinin bu yeni kavramlatrlmas
olduguna dair savdr. Bylece, hmanizmin bilim ya da bilgi
9
1.25
olarak hibir teorik stats bulunmayabilir -basite yanhtr
fakat "bir ideoloji olarak pratik ilevi"ni inceleyebiliriz.
10
O
l l
126
boyutu, kesinlikle "bilimsel" boyutudur. Marx'n en ak bi
imde hakl oldugunun kantlandg ve bazlarnn onun kav
ramlarnn "bilimselligi" lehine iddiada bulunabilecekleri yer,
onun kapitalist birikimin temel dinamigini aklama modeli
olurdu. rnegin, somut (tarihsel) rneklerde kar orannn d
me egilimi gibi "yasalar" ya da teknolojik degiim ile nispi ar
t deger kann arasnda zgl bir iliki lehine kantlarn g
12
a.g,y.,
s.
234.
127
Bizzat hmanizmde, ilk nce, hmanizmin
ile insan ideolojisinin
tarihsel
teorik
iflas
bizzat Marksiz
13
a.g.y., s. 230.
128
li dnda siyasal arachga ilgi gsterenleri rahatlatmaz. Ksaca,
snf mcadelesi olmayan mcadelelerde siyasal araclk soru
nu, Marksist dncenin bu kritik dnemecinde, btnyle es
geildi. Althusserciligin feminist, rklk kart ya da ekolojik
siyasete braktg zc miras, amansz ve doktriner bir "anti
hmanizm"dir. Bu anti-hmanizm, nemli bir biimini de "z
ne eletirisi"nde alr. Burada, dogrudan Althusser'in kendisi
nin hmanizm anlatmna kadar gtrlebilel'l bir an abart
ma ve an basitletirme sorunu vardr. An evrenselci ve z
c bir insan dogas grnn yanlglann grm birinin,
"bu nedenle" insanlarla ilgili kabul edilebilir ya da ayrk hibir
ey yoktur demesi gerekmez -bunun, daha ileri bir aratrma
konusu olmas gerekir. ttmanizmin cesur eletirmenleri Paul
Hirst ve Penny Woolley bile unu aklarlar: "Snrsz bir insan
zeliikleri ve yetenekleri yelpazesi nosyonu, sabit ve nceden
oluturulmu bir 'insan dogas' nosyonu kadar yanl bir nos
yondur . . . i nsan zellikleri, bizzat varolularyla bakalarndan
dlanm trden toplumsal olarak ina edilmi belirli birle
me kalplarna, kazanlm yeteneklere, tekniklere ve pratikle
re bagldr. " 1
Hmanizmle ilgili ve "zne"yi teoriletirme ekli soru
nuyla yakndan baglantl yakn zaman tartmalar, sorunu
ka
129
gunu ve bunun, Marx'm kanlmaz oiarak smrgeciligin ana
yutlmmdan sz ettigi yer ve zamanlarda fkrdgm kolayca
grcbilecegimizi Heri srd . 1 6 Fakat Marx'n kendisinin "anti
hmanist" olup olmadg sorunu burada ikincil bir konudur;
N
AlthussercilikHi n
baars,
kesinlikle,
Marx'tan
ok Alt
kullanmann
evrenselletirici
ve
zc
oldugunu
16
llKJ
11
Frantz Fanon, Black Skin, White Mask (New York, Grove Press, 967 ); Si
mone de Beauvoir, The Second Sex (Ham10ndworth, Penguin Books,
974).
131
yaz, erkek, burjuva znenin btnyle yanl bir ekilde ev
renselletirildigi ve tipik kabul edildigi konusunda srar edebi
liriz ve etmeliyiz; ayn zamanda, soyut ya da daha genel an
lamda "znenin" zeminini kabul etmememiz gerekir.
Burada, bu alandaki tartmalarda her zaman ak olma-
yan pek ok aynk terim kullanldgn belirtmek yararl olabi
lir. " zne", "znellik", " birey", " bireysel zne", "konuan/arzu
eden
zne",
"merkezsizlemi
znellik",
"zne
konumu" ,
znenin,
,i
,
1-'2
Birey,
Bireysel zne,
ne
ve
merkezsiz zne/Jik.
Konuan arzulayan
15
lumsallamann baarszlklarnn bir kabuln ve bir lde
bunlarn kutsanmasn gerektirir.
zne konumu
terimi, zel
kendi
Uteray Theoy'sln
saylmas
ge
l9
20
21
Francis M u lhern, "English Reading" Homi Bhaba (ed. , Nation and Narra
tion (Londra, Routledge, 990), s. 263 iinde.
Bkz. Geras, Marx and Numan Nature.
i
!
15
Stephen Horigan, allm (fakat metafizik) doga ktr aynm
nn ve toplumbilimlerinde hayvanlarla insanlar kanmsal ayr
mann toplumsal dnce bakmndan sonularn parlak bir
ekilde ortaya koydu. 22 ttorigan'n vardg. sonu da greticidir:
"Doga"yla ilgili kaba biyolojisi savlarn bir reddinden, dogndan
dogruya kltrden hareketle kaba sosyolojist bir sava geeme
yiz; n\i byle yapmak, doga ile kltr arasnda varsaylan bir
kartlgn yararsz erevesinde hareket etmektir. (Hakl olarak
imdi feminist teoride meydan okunan cinsiyetin an toplum
sallatrlmasnda aka bu olmutur).
Herhalde, insanlarla hayvanlar arasnda anlaml farkla
rn varlg ya da yokluguyla ilgili kantlarn kp kamayacag
konusunda ak fikirli kalabiliriz. Kategoriler arasnda gze
arpan bir koputan ok, bir sreklilik grenlerin tarafna bir
btn olarak daha fazla agrlk var gibi grnmesine karn,
zorunlu olarak doktriner bir sivri nokta degil. Her neyse, siya
sal imalar bir bakma ak degil ve bylesi sonularn yneltil
digi kullanmlar sorgulamamz gerekir. Yeni ekolojik bilincin,
insann stnlgyle ilgili iddialarn itibarszlamasyla el ele
gelme egiliminde olmas ilgintir, insanlarn diger hayvanlar
dan daha fazla kaynaklan ve kapasiteleri varsa bu, diger tr
lerin smrlmesini merulatrmaktan ok uzaktr; aksine,
bir btn olarak gezegenin iyiligi iin insanlarn daha fazla so
rumluluk almasn gerektirir. Bunlar, siyaseti kresel bir lek
le dnmenin yeni bir biiminden karlan yeni siyasal so
nulardr. Bu konulan gndeme getirmenin eski biimleri,
herhalde bunlara uygun degil. Kukusuz, Althusser'in "teorik
anti-hmanizm"inin ve bir "insan dogas" kavramnn neyi ima
edebilecegi konusu etrafnda sren btn empirik tartmalar
toptan ortadan kaldrmann, bu grev bakmndan yararl ol
madg ileri srlebilir.
22
1.56
Bu blmde daha nce, Althusser'in teorik modelinin
hmanizm sorununa dayanabilecegini de dayanamayacagm
da ileri srdm. Bana yle geliyor ki Althusser, Marx'n bir "in
san dogas" eletirisinin bulundugunu gstermedi ve Marx'm
kurucu teorik ilkesinin anti-hmanist bir ilke olduguna dair tar
tmal iddiasn da kantlamad. Althusser'in kendi grleri
geregince (sundugu Marx okumasnn dnda) sorunu ele ala
rak, tarif edilmemi anti-hmanist bir tutum almaktan kaynak
lanan glklerle ilgili birok noktay belirttim. Sanrm, basit
ve abartl bir anti-hmanizmin -ister Althusser'in olsun, ister
diger yazarlarn ne srdg tezlerin e varyanttan olsun- top
lumsal teorideki son dnem tartmalarna sinen bir sorun ol
dugu ileri srlebilir ve bu kitabn daha sonraki satrlarnda
baka baglamlarda byle yapmaya alacagm. Bir nceki tar
tmada dikkat ektigim diger bir nemli konu da Althusser'in
sistemindeki siyasal araclk sorunuydu. Buradaki kilit nokta,
Althusser'in ideolojiyi bir irade yatrm geregince tanmlama
eklidir. Althusser'in bir yanda ideoloji diger yanda bilgi ak
ayrmn savundugu dikkate alnrsa; bunun imas, siyaseti z..
sel olarak ideolojik olann kararsz erevesine yerletirmektir.
'
Buraya kadarki degerlendirmem, esas olarak, l 960'lann ortasnda yaymlanan ilk denemelerinin derlenmesinden
157 '
yeniden
retme
geregini
anlamann
nemini
23
ltJB
zerine"
altbalgyla balayan
denemenin
24
1.59
26
140
bag yoktur. Bildigimiz gibi, snf konumu pratikte byk l
de dogutan gelir (bir sosyologun, zengin olmak isteyen biri
ne en iyi gd hala "kendine zengin bir ana-baba buludur) ,
fakat yine de teorik olarak biyolojik yeniden retimden ba
gmszdr. Snf saf toplumsal bir kategoridir; oysa biyolojik ye
niden retimdeki iblm, srecin toplumsal yeri ve yorumu
kadar biyolojik bileenlerini de yanstacak ekilde teoriletiril
melidir. Bu nedenle, kapitalist toplumlarn kendilerini nasl
yeniden rettiklerine bir ilgi, nfusun bir kuaktan digerine bi
yolojik yeniden retimi en ak dzeyinden baka hibir d
zeyde, verili bir retim tarznda egemen aile ve seksel tre
ideolojilerini, ailenin ekonomik rgtlenmesini ve akrabalk
modellerini nasl zmlememiz gerektigi konusunda bize
ok ey syleyecektir. Ksaca, Althusser'in denemesinde, bi
yolojik yeniden retim ile toplumsal yeniden retim arasnda
teorik bir bag kurulmaz.
imdi geri dnp denemeye bakldgnda, "toplumsal
yeniden retim" tezinin sadece toplumsal snf zerine bir
odaklanmann gevetilmesini ima ettigi ya da edebileceginin
neden dnldg sorulabilir. Herhalde bu yorumun en dra
matik rtlmesi, Althusser'in "toplumsal" olan ey tanmn
dan snf hari her eyi dladg ekte ( 1 970'te yazlan) bulu
nabilir. Althusser'in yazdgn harfi harfine buraya aktanyo
ium: ''Toplumsal (= snf)". "Yeniden retim bak as"nn so
yut bir bak s oldugunu ve pratik sonularnn ("gerek
lenmesi") retim ve dolam baglamnda anlalmas gerekti
gini gstermeye altg bir pasajda gerekleen bu telegraf
vari fom1lasyondan daha ak hibir ey olamaz. 28 Bu ekteki
merkezi kaygs, daha nce szn ettigim eletirilere yant
olarak savlarnn dengesini, direni ve mcadeleye daha fazla
bagl yorumlanabilecek. ekilde yeniden dzenlemektir. Daha
mekanik bir yaklama kart olarak snf mcadelesi faktr
n vurgulamay ok ister; fakat tam da bunu yapma srecin28
Althusser, "ldeology s. 1 7 1 .
141
de, yeniden retim zerine tezlerin daha gevek, daha az s
nf indirgemeci yorumunu darda brakr. Tezlerin snf m
cadelesiyle
il.
30
142
ile psikanalitik zihnin zar zor bir bulumas! Bu, ideoloj i ve
0zneyi dnrken baz Lacanc dnceleri kullanmasna
karn, Althusser'in bir Marksist olarak allm teorik iine
balarken bunlardan hi etkilenmedigini gsterir.
Althusser'in tek yanllg iki kat tamamlanr: Freud ve La
can snf konusunda yazmazlar ve kulmsuz, teorilerini de s
n f etrafnda rgtlemezler. znellikteki snfsal bileen ve bi
lindyla teorilerinin merkezi kategorisi olan baglantl olarak
snf konusunda yapacaklar fazla yorumlan yoktur. Psikanaliz
iin bu bir "sorun" degildir; fakat hem Marksizmin hem psik
analizin vehelerini kullanan bir teoriye ulamak isteyenler
iin sorun kanr. Marksizmin egilimi, znelligi dar "snf bilin
ci" geregince dnme egiliminde olmutur -sadece bilinalt
na agrlk vermekten ok bilinci vurgulayarak degil, bilinli d. nce ve deneyimi ilke olarak toplumsal snf n etkileri gere
gince anlayarak da. Diger yanda psikanaliz ise, znelligi anla
mann anahtar olarak bllindy vurgular ve geleneksel ola
rak, bilindnn ieriklerini ilke olarak seksel farkllk gere
gince yanstmtr (imdi daha ok tartlsa da). Bu iki mode
li "uzlatrmak", aka kolay bir i degil.
Althusser, denemesinin ikinci
blmne,
kendisi ile
14.5
giz: ideoloji, bireylerin kendi gerek varolu koullaryla imge
sel ilikilerini temsil eder. Bununla birlikte, Althusser'in bu va
rolu koullarn -"son kertede" szyle- retim ilikilerine
bagladgn belirtmek gerekir. Anlaml bir ekilde bu noktaya,
konudan aka biraz uzaklatgn gsteren bir ifadeyle ba
lar: "Marksist bir dille konuursak. . . " Formlasyonu, "tm ide
oloji, her eyden nce, bireylerin retim ilikileriyle ve bunlar
dan kanlar ilikilerle (imgesel) ilikiyi . . . temsil eder" eklin
de varlan bir sonu olarak ortaya kar. 31
Althusser'in bu noktadaki ikinci tezi -ideoloji, her za
man maddi aygtlarda varolur ve pratikleri, dolaysyla varolu
u maddidir- denemnin ilk okumalarndan kan "ideoloji
maddidir" kaba sloganndan
ide
zr zneler"
"her zaman ha
tanmadr.
31
a.g.y., s. l 55, John Foster "hitap etme" olarak ideoloji nosyonunun Ben
ton, Rise and Fail, Blm 6'da bulundugunu bana aklad.
32
145
zne olarak tanmalar iin bu ayna imgesi zoru nludur. Alth us
ser, sonunda, kusursuz b i r Lacanc belirlemeyle -ideoloj in i n
yanl
tamma (mecomaissance)
yun
ve d i l
varo lan
146
dzenin hepsi, tanmlar srekli degimesine karn, La
can ' n yazlarnda etkilidir.33 Althusser sz konusu oldugunda
"imgesel", "yaanan"a i ndirgenebilir: Duygulanm, holanm,
irade ve deneyim alandr. Althusser'in kullanm, gnlk klg
ya da zihinsel ina ("gerek olmayan") anlamnda degildir; La
can ' n imgesel, simgesel ve gerek ayrmyla da bagdamaz.
Lacan'n ve Althusser'in "gerek" terimini kullanmalar kar
Iatrldgnda da benzer sorunlar ortaya kar.
Lacan' n teorileri ile Althusser'in bunlar kullan (ya da
yanl kullan) arasndaki diger bir nemli farkllk noktas da
tanma ve yanl tanma konusuyla ilgilidir. Zira, Althusser
yanl tanmadan sz etmesine karn, btn yaklam, zne
nin kendisi ve bakalar iin oluturulma arac olarak tanma
sreci geregince biimlenir. Yanstclkla -ayna gibi yanstma
srecinin- i lgili szckleri kullanmas bu baglamda gerekle
ir. Yine de Lacan' n "ayna evresi" anlatm, kurucu ann bir
yanl tanma oldugunu daha ak seik vurgulayamaz -savnn
btn amac, tam bir vcut Oestalt 'nn sahte bir temsilini
sundugu ve bu nedenle bebegin fiziksel bagmllk ve psiil'
ketlenme bilgisini atg iin bebegin aynadaki kendi imgesi
ne aldandgn sylemektir. Bebek iin, aynadaki imgenin haz
lar. bu nedenle, kendisinin yanl tannmas zerine kurulu
bir kendi d uygusunun hazlardr. Lacan, "bebeklik evresinde
Bu ne
(,:Ok
da bu d t 5 Cmccleri
!
"',
metafor olarak
k u l l a nm a s arasnda nem
' '
'.
: : ,
. n
o, i ,
. . . usu
( f. crits. s . '2 )
147
"Freud ve Lacan" balkl denem e sinin sonunda Althus
ser'in akladg gibi, Lacan'n ego anlatmndaki bu vurguya
deger verir; yine de Lacanc "Ben"in zsel kararszlgn, re
tim sistemleri bakmndan uygun zneler olarak bireylerin ide
ol oji k
adlandrlmasyla
ilgili
ter
keiflerini zetleyen
Althusser -fiilen,
La
35
36
148
Althusser'i n Lacan'dan olduka seici bor aldgm gs
termek iin belirtilebilecek daha birok nokta var. Olduka
eglendirici
ad hominem
37
3B
149
ycdr.
39
150
eklindeki kavra} ;l gzleminin gerisinde kaldgndan kuku
duyulamaz. 40
Marksist
bakmndan "Althusserci
varsaymlarla
doldurur"sak
Althusser'in
teorisi
alr.
40
4l
Lacan, Ecrits, s. 7 .
H irst "Althusser", s . 406.
151
bireysel
ocugun
toplumsal
ncesi
kapasiteleriyle
ilgil i
152
rihi kuru mundan -ok nemli bir nfuzunun bulundugu42- La
can' ok keskin bir ekilde koparp, bir kltr ve ruh * (psy
che) teorisyeni olarak ortalga salmak byk bir hata olurdu.
Bunun bir yannn, Althusser zerinde dogrudan bir et
kisi vardr. Baka yerde ileri srdgm gi bi, yakn zamanlar
da, psikanaliz ile (Marksist) bir ideolji teorisi arasnda her
hangi bir bagdamann varolup olmadgyla ilgili kavraylarda
ki degiimin yan sra, Lacan yorumlarnda da anlaml bir de
giiklik oldu. 43 ,Jacqueline Rose, cinsellik gibi konularla ilgilen
menin ve psikanalitik teoriyi bir ideoloj i teorisinin iine yer
letirme (Althusser'in yaptg gibi) egiliminin, bilind kavra
mnn dogru yerinden "kanlp" tartmann merlezine yerle
tirilmesi sonucunu dogurdugunu ileri srd.44 Kukusuz, ya
kn zaman tartmalarnda toplumsal sav ve aklamay ta
mamlamaktan ok, ona bir alternatif olarak psikanalitik bir
yaklam sunma ynnde giderek artan bir egilim bulundugu
sylenebilir. Bu durum, psikanalize bulaan "sosyolojicilik"
korkusunun byk oldugu l ngiltere'de zellikle geerlidir ve
bu konularda daha ogulcu ve e lJektik bir yaklamn egemen
oldugu ABD'de daha az geerlidir.
Bilind zerine t,ir yogunlamann daha sosyolojik bir
yaklamla -bir ideoloji teorisi gibi- bagdap bagdamadg so
runundan kaynaklanan bir konu da bilindnn ieriklerinin
nasl teoriletirilecegi lmnusudur. Toplumsal ve siyasal teori
de yeni siyasal tnlan bulunan sorunlar (rklk, heterosek
sellik, ya da erilligin degien kltrel tanmlar bunlara r
nektir) ele almada psikanalitik yntemin k,!llanlp kullanla
mayacag sorunu zellikle ilgi toplayan konudur. Bu, psikana-
42
43
44
Psikanaliz lmrumlarnda Lacan'n rolyle ilgili" bir anlatm iin bkz. Ben
venuto ve l\ennedy, Works of .Jacques Lacan, Blm 1 1
ruh (psyche) Anlk ve benlik kavramlarn da ieren ruhsal sre ve ilev
lerin tm. (y. n . )
Bkz. Michele Barret, "The C o nc ept o f Difference" f"eminist Review, 2 6
( 1 98 7 ) , s. 36-39 v e Women's Oppression Today s . xxix vd.
Jacq ueline Rose, Sexuality in the fie/d . of Visior (Londra, Verso. 1 986).
s. 89.
155
45
46
Bkz. zellikle Juliet Mitchell ve Jacqueline Rose, Fem inin e Sex uafity:
1 9 82);
David Macey, Lacan in Contexts (Londra, Verso, 1 988), Blm 6.
Bu alandal{ farkl dnce okullarnn yararl bir degerlendinne.si iin
bkz. Nancy J: Chodorow, "Psychoanalytic Feminism and the Psycho log:y
of Women" Feminism and Psychoanalytic Theory (Cambridge, folity
Press, 1 989).
Jacques J.acan and the tco/e Freudienne (Londra, Macmillan,
154
"Althusser'in Lacan'" dedigim eyin tarih:>el anlamn
ele almak yararldr ncelikle, Althusser'in Marksist bir bak
asn Lacanc bak asyla birletirerek, znelligin oluu
muyla ilgili makul bir anlatm verip veremedigi sorunu vardr.
Bana gre veremedi: DA denemesi, iki yan arasndaki umut
suz bir elikidir ve "yeniden retim" tezini Lacanc bir
zmlemeyle bagdatrma sorununa hibir ciddi zm getir
mez. Bizzat denemede Althusser'i n Lacan' kullanmasnn, La
can'n savlarnn tzsel ierigin i ne almak yerine belli dn
celeri metaforik olarak aldg iin -yanstclk szcgn ok
gevek bir biimde kullanmasnda oldugu gibi- sulandrlm
bir kullanm oldugu gsterilebilir.
Yine de Althusser'in iki teori gvdesini birletirme girii
mi sanrm olduka nemliydi ve toplumbilimin Marksist kol
larnn yan sra, film ve kltrel incelemeler, edebi teori ve
eletiri gibi alanlarda olduka etkili baz egllimlere katkda bu
lundu. Bununla birlikte, bu aratrma alanlarnda, tam da Alt
husser'in denemesinin iki yansn birbirinden ayran atag
yanstan bir atallamay grmek kolaydr. Bir yanda, ideolo
jik devlet aygtlar teorisini , rnegin "l\.ltr" ve "aile" gibi
Marksist kesinliklerden sapma tehlikesi gsteren kimi rahatsz
edici alanlan materyalist camiaya geri getirmenin arac olarak
grenler vardr. Bunlara gre DIA denemesi, e konomik bakm
dan indirgemeci bir zmlemenin kapsamn toplumsal yaa
mn o zamana kadar ulalamayan alanlarna geniletmenin
gerekesini saglad. te yanda, digerleri iin DA denemesinin
ikinci ksm, znellik ve kimlik konularn -bireyleri zne ola
rak adlandrma yaplan- kendi bana nemli konular olarak
ele almaya tevik eder grnd. Denemenin bu yorumuna g
re, ekici olan, kesinkes Althusser'in indirgemeci bir konum
dan uzaklama davetiydi. Kukusuz, ksmen entelektel sah
neden "ekilme" koullarnn, Althusser'in " miras"nn derin
lemesine degerlendirilmedigi d uygusuna katkda bulunmas
nedeniyle, Althusser'in "ykselii ve d" ilgin ve incele
meye deger bir konudur.
155
Althusser'in teorilerinin, zellikle znellik ve ideolojiyle
ilgili olanlarn, Marksizmde geri dnsz bir noktay temsil
ettigini ileri srmek istiyorum. Gramsci'nin durumu, Laclau ve
Mouffe'nin bir nceki blmde tartlan post-Marksizme dog
ru giden post-Gramscici yrngesi ve Althusser'i n durumu
arasnda bir paralellik var. Zira Althusser'in "post-yapsalc
lk"n kimi gelerini tartmas (zellikle anti-hmanizmi ve
La
belli
karakteristik
zayflklar
bulunan
bir
Birincisi,
ikincisi,
ncs,
156
daha ok elikilidir. Yukarda ileri srdgm gibi, daha La
can'n dncelerine geerken bile, MarlIBizm i n ideolojiyle il
gili "snf aidiyeti" varsaymlarndan temel bir kopu gerek
letirdi; fakat srekli snf indirgemeci bir modeli tekrarlama
ya ve Lacanclg tarihsel materyalist bir amaca yneltmeye
altg iin, kendi radikal kopuunu andrd .
Cenel terimlerle, Althusser'in ideoloj i ve znellikle ilgili
tezlerinin, Marksizmde erken klasik modele geri dnn ola
nakszlgm aga kardgn ileri srecegim . Fakat amazdan
kmann farkl bir yolunun zsel oldugunu gsteren birok
sorunu zmsz brakr. Kitabn I I I . bl mnde, ideolojiye
"klasik" Marksist yaklamlardan kurtulma abalarn -"sy
lem" teriminin anahtar bir ara oldugu anlalan bir grev- ele
alacagm.
ZNBILIK
imdi gene olarak znellige dnmek istiyorum; nk,
bana yle geliyor ki, ideoloj i etrafndaki tartmalarda "z
ne"ye epeyce (zaman zaman kafa kartrc denilebilir) ilgi
gsterilmi olmasna karn, znellik sorununun farkl yanlar
n anlama eklimizle ilgili sylenebilecek ok ey var. Bu, ba
z bakmlardan, M arksizmdeki byk boluktur ve sadece ka
ba bir siyasal araclk ve bilin anlay bakmndan sonular
bulunmayan, deneyimi, kimligi, cinselligi, duygulanm vb. da
ha geni degerlendirmenin yolunu da tkayan bir boluktur.
liemen fark edilecegi gibi, "yeni toplumsal hareketler"in hep
si, znellik, kiisel yaam siyaseti ve kendiyle baglantl konu
lara ok fazla nem verdi ve bu durum, Marksizmin bu sorun
lar ele almay zel olarak reddettigini aydnlatmaya yarar.
Burada sylemek zorunda oldugum eylerin ogu, znellikle ilgili en ilgin sorunlar -ve en g tartmalar- gndeme getirdigini sandgm psikanalizle ilgilidir. Fakat buna ge
meden, zrelli k degerlendirmesini tarihsel bir baglama yer-
1.<
157
Marcel Mauss, "A Category of the Human Mind: T'he Notion of rerson; lhf;!
Notion of Self" Michael Carrihers vd l . (eds . ) , The Category of Person
!Cambridge University Press, 1 985), s. 1 -25 iinde.
158
nnda yeterli temelleri bulunmayan ge on dokuzuncu yzyl
icatlardrlar"48 diyerek, kalnt dzeyinde paral ya da ayn
m bir kendi nosyon unu bile reddeden (en azndan yazl ola
rak) u bir tutum benimsedi. Daha az anti-hmanist damarda
lan ttacking, kimliklerin tarihsel ortaya k, megin "homo
seksel rol" konusunda yeni anli-zc dnme biimleri n i n
felsefi imalann tartt. Hacking, "dinamik bir nominalizmi n ,
belli kimlikleri olanakl klan tarihsel etiketlerin gcn gr
memize -sz konusu bireyleri, b u kimliklerden bagmsz ola
bilir yetenekte grmemize de- izin verdigi sonucuna vard.49
Btn bunlardaki temel nokta, deneysel olarak gl,
fakat tarihsel ve kltrel olarak da koullanm oldugunu bil
digimiz bir znelligin nemin i n nasl teoriletiri lecegi (ister
kendi geregince olsun, ister bireycilik geregince) konusudur.
Marcel Mauss, hakl olarak tartmakta oldugu tikel moral
kendi kavraynn "sadece bizim iin; kendi aramzda form
le edildigini" belirtti - fakat btn "Dogu"da ( "bizim bilimleri
mizin dzeyine henz ulamam") degeri sorgulanmtr di
ye yorum yaptgnda, balangtaki budunmerkezcilige sap
land. 50
Daha istikrarl toplumlarda, kimlik, znellik ve kendi gi
bi konularda kltrleri kesen farkllklann lsn grmez
likten gelmek olanakl oldugu halde, agda dnya -gn yir
minci yzyl deneyimi oldugunun akla uygun olarak ileri srl
dg bir dnya- byle bir yaltma izin vermez. Etnik farkllk
sorunu, tam da " bizim" alma aracmz kategorilerin ve tam
da " bizim" incelemeye kalktgmz nesnelerin balca sorgu
laycs olarak kendini ortaya koyar. Akas, cinsiyet kimligi,
48
49
50
159
cinsel tercih ve davran, ebeveynlik ve ya farkllklar da, z
neyi Foucault'nun da sylemi olabilecegi gibi, hem sistema
tik hem kesintili olacak biimlerde ne karmaya hizmet
eder.
Bu sorun, zorunlu olarak kader degildir. Szn etmek
te oldugumuz grngnn hem tarihsel olarak zgl , kltrel
olarak ve diger ynlerde bagl oldugunu, hem de bu nedenle
daha az nemli olmadgn kabul etmek zorundayz. Benzer
bir sorun, sanatla ilgili dncede de varolmutur -birok in
san iin, znel ya da deneysel olarak her eyden daha ok
"hareketli", fakat bildigimiz gibi greli olarak yeni bir icat
olan. 51 Peter Blger, Hegel'in estetigine gnderme yaparak bu
iki konu arasnda ak seik bir baglant kurdu: "zerk znel
lik"in doguu ile romantik sanat, znel iednklk ve dsal
olumsallk sanat arasnda bir baglant vardr.32
Bu tartmalardan, Luhmann'nki gibi bir konumun ak
a volantirist olacagna karar verebiliriz. Steven Lukes u so
nuca vard: "Ksmen ya da tamamen eletirebilsek de kaa
madgmz modern Bat kltrnden ayr bireyci bir dnce
tarz vardr. Bu, diger dnce tarzlarna getirdigimiz her yoru
mu ve kendi dnce tarzmz gzden geirmek iin giritigi
miz her abay silinmez bir ekilde belirler. "53 "K.endr dn
ce tarzlarmzn greli niteliginin farknda olmann, onlarn ve
bizim sahici ogulcu olmamz olanakl klp klmayacag, hala
speklasyona ak bir konudur.
1 60
PStKANALlZ
54
181
daha da
57
162
znenin psikanalizdeki statsyle ilgili makul bir tutum,
burada ksaca iaret etmek istedigim iki savda rneklenir.
Cornelius Castoriadis (The Imaginary Institution of Society'nln
yazan ve pratikte psikanalist) , zne, yeni geri dnmedi, zira
hi gitmedi" diye ileri srer ve bu . genel konuyu tartmas
baglamnda ok yararl bir belirleme yapar. Sagaltc bir pratik
olarak psikanalizin, yorumu "duyan* ve ondan anlam karp
analistin sorusuna yant verenin, bir "znenn kimi znitellk
lerine sahip bir analizand olmas gerektigi iin, znenin bir
versiyonuna (ne kadar zayf olursa olsun) dayandgn iJeri s
rer. zmlemede varsaylan analizand, diye srar eder Casto
iadis. ne birey ("koltuga uzanan toplumsal birey, vatanda*)
ne de bir zne-olmayan ('"alt-tabaka ya da maddi olmayan
tz0) olarak grlmelidir. Grnmez zne, 0yeni ortaya kan
anlam toplama ve ondan kendisi iin bir ey karma kapasi
tesi*ne sahip olarak varsaylr, bu anlam toplama ve zerinde
dnme kapasiteleriyle psfkanalizdeki Nzne", Castoriadis'fn
zneye daha genel yaklamyla ayndr. Tekil insanda beden
sel kimligtnden ve kronolojik tarihinden daha fazla birlik bu
lunup bulunamayacag sorusunda, sadece her ruha bir tekil
lik bulunmadgn, arzuladgmz ve arzulamamamz gereken
bir blrllgin de bulundugunu iddia eder: "Yanstc kendi kendi
ni temsilin ve stlenilen kastl faaliyetlerin birligi. "6 Castoi
adis burada farkl ve olaslkla Foucault'nun insann rapport a
Corneluis Castoriadis, "The State and the Subject Today" Thesis Eleven,
24 ( 1 989), s. 7 ; 3 7 .
16/J
fazlasn kurtarmasna karn ("kendi orijinal hakikatini, ade
ce fiili bilincin yetersizliginin, yanlsamasnn ve yruannn
onaylamasnda ve bununla gren bir Cogito"59), hern bir ara
clk kapasitesinden hem de bir znel tutarllk duygusundan
btnyle vazgemeden evrensel ya da akn zne iddialar
nn gizemsizletirilebilecegini gstermesiyle Ricoeur'n tutu
mu greticidir.
Psikanalizin "evrenselciligi" konusu, eitli biimlerde
sergilenebilir (Oedipus kompleksinin evrenselligi ya da tarih
sel zgllg, akn znenin stats vb.); psikanalizi ve epis
temolojik grececilik konusunu ok genel bir ekilde dn
mek de yararldr. 7. blmde, Marksizm ve ideoloji teorisiyle
ilikili olarak,
budunmerkezcilik ve
kltrel snrlanmlk
59
60
1 64
bir lde degitirdigi Bat'da sagaltmc bir kltrde yayo
ruz demek, bu dncelerin " dogrun oldugunu sylemek de
gildir: Dogruluklannn baglamsallgn anlamaktr. Bu nedenle,
mesele psikanalize taraf ya da kar olmak degil (sanki " taraf
olacakmm gibi) , belli zamanlarda ve me,anlarda -imdi b u
zaman v e mekanlardan birinde yazyorum- psikanalitik kav
ramlarn kltrde kkletiklerini kabul etmektir.
i kincisi, demek ki psikanaliz, basite "dogru" olan ya da
olmayan bir dnceler kmesi degildir: Bir klinil' pratikler,
mesleki protokoller, toplumsal aglar ve kurumlar, egitsel ve
entelektel projeler ve mtevaz bir yayn sanayi kmesidir.
(Jean-Jacques Lecercle 'n alayla syledigi gi bi, "Psikanaliz, a
ltrmak iin para harcamak zorunda oldugunuzu syleyen tek
1
teoridir."6 ) Deleuze ve Guattari gibi psikanalize sadece bu ba
k asyla (bir dnceler gvdesi de oldugundan ok bir top
lumsal kurum olarak) baklrsa -Foucault' nun da egilim gster
digi- ok hassas bir konuma ulamak olasdr.62
Bu baglamda, klinik bir pratik olarak psikanaliz ile son
yllarda akademide benimsenen psikanaliz -bir edebi ve kl
trel "okumalar" yntemi ve gndemi- arasnda imdi varolan
tuhaf ilikiyi degerlendirmek ilgin olur. Richard Feldstei n ve
Henry Sussman, pratiklerinin bir koulu da analitik sagatm
deneyimi
birok
61
165
lizin dncelerine bir ilgiden klinik pratige geen birok kii
yi de tanyoruz. 64 Bu egilimler, klinik bakmdan psikanaliz ile
sagaltmn snrlan dnda varolma ekli arasndaki karmak
ilikinin gstergesidir. Fakat Foucault 'dan genel bir ipucu alp .
Kltrel eletirmenlerin "dnceler"i psikanalizin kurumsal
varlgndan uzaklatramadklannda srar edebilirdik ; nk
bunu yapmak, dncelerin erkle st ste bindigini grmez
likten gelmektir.
Psikanalizin olas bir "greceleme"sinin burada szn
etmek istedigim iki yan var. Birincisi, psikanalizin al ;. . ; bi
iminde dal;:. byk bir ogulculuk geregini kabul etmek olur
du. Psikanaliz, degerleri sadece psiik!e ilgili degil cinse llik,
ebevyenlik vb. sdmnJarla ilgili anlatmlarna da kodladg iJ.
de -bunun zorunlu olup olmadg byl\ tir ta' \ ;;.rH1 1',ousu
dur- olduka "smrgeci" bir aklama stiline egifnli oldu. K
sacas, Foucault'nun psikanalizi "norn2.:ctirici" bir sylem
olarak azletmesinin belH bir temeli "., c" ....r. ' ' P6:ihanalizin "nor
malletirici" ilevine rnekler kolayca v:c:rik-uilir. Mesleki bir
kurulu olarak psikanaliz, heterosek: O dllgin istenirligini/ge
rekliligini, cinsel tercihleri ve pratiki.. :i homoseksel olan bi
reylerin lngiliz psikanaliz egitim kurumlarndan resmen uzak
latrlmas (aka olmasa da) u noktasna kadar onaylad.
(Diger cinsel "sapma" biimlerine uygulanmayan bir yasak.) .
Bu, psikanalizin "normalletirme" ilevinin sadece baka bir
rnegidir, fakat daha ogulcu bir tutumun istenirligini de gs
teren bir rnek. Sk sk verilen baka bir rnek de Deleuze ve
Guattari'nin "psikanalizin tedavisi mmkn olmayan "ailecili
gi" dedikleri eydir: Oedipal gene ve ruhun k.aynag olarak
aileye zel vurgunun, psikanalizin bilindnn oluumunda
ailesel olmayan olaylarn oynadg rol grmesini engelledigi
ni ileri srerler. Bilindnn baskladg eyin bilinen herhan
gi bir psikanalitik anlatmn radikal bir ekilde yerinden ka
rrken (dikkat edin, bizzat bilind kavramnn yerinden ka64 megin, Juliet Mitchell, Nancy Chodorow.
65 Foucault, Power//\no w/edge, s. 97.
1 66
167
1 68
kltr kavramas;
'
ve
kendi
snrlarn
kabul
edememelerine
okunmaldr.
meydan
BOLUM 111
HAKKATN
SYASET
1 72
dzeni gibi bir eye iaret etmesidir. ncs, ideolo
ji, kendi altyaps olarak, maddi, ekonomik belirleyeni
vb. olarak ilev gren bir eye gre ikincil konumda du
nr. Bu nedenden tr, bunun, dikkatsiz kullamla
mayan bir nosyon oldugunu diiniiyonm. '
MeTINSELLIK
metinsellik
ve sylemsellik konular
1 715
(writerli ness)
metinselligi,
eheviligi,
edebiligi
1 74
duka.rpopler oldugu edebi ve kltrel incelemelerde degil,
felsefe ve tarih gibi disiplinlerde de grnr. Tarihte zaman
zaman "dilbilimsel dn" diye iaret edilen ey, ackca, me
tinsellige daha fazla vurguya ynelik hareketle ilidir: Ariv
ler, tarihiniri abasnn eleneksefhedef. oiari -daha (oplum
gfC kendi
urs, szlkte "laf etme, konuma, ele alma, inceleme, dil" vb.
olarak verilir. Fakat agda teorik tartmalarla ilikili olarak,
terimin bu tarihsel anlamlar, bizim iin snrl kullanm olan
anlamlardr. Barthes, Derrida ve diger yazarlardaki metinselli
ge vurgu (zaman zaman yanl ya da gevek bir ekilde "sy
lem teorisi" olarak anlan), Foucault ve digerlerinin bir sylem
1 75
teorisini ya da sylemsel oluundan daha toplumsal bir bag
lamda betimleme abalarndan ok farkldr -fakat bu dnce
okullarndan ikisinin de sylemi sradan anlamnda ya da yu
karda verilen "szlk" anlamnda kullanmadgn anmsamak
nemlidir.
1 76
nu -a hareketleri dedikleri
ey
Edward Said, "Michel Foucault, l 926 1 984" Jonathan Arac (ed . ) , After
Foucault (New Brinswick, Rutgers University Press, 1 98 8 ) , s. O iinde.
foucault, Archaeo/ogy of l\110wledge; s. 2 -2Z.
1 77
sesletimsel ilevin
hareket
Knowledge
halinde
kalacaktr . "9
Bu,
The Archaeology of
tarafndan
8
9
yr-
1 78
tr. eitli olaslk.lan reddeder -iyi tanmlanm nesneler, kesin
normatif ifadeler ya da devaml temalar yoktur- bunun yerine,
birbiriyle bagdamayan eitli temalarn, aralarnda boluk bu
lunan dizilerin, heterojen zmleme dzeylerinin vb. grld
g sonucuna vanr. Dolaysyla der, bizzat bu daglmalan incele
me dncesi bunu izler, bir dzenliligin, ardk grnmle
riyle, ezamanllk.lanndaki bagntlanyla, ortak bir mekandaki
konumlaryla, karlkl ilevleriyle, birbirine bagl ve hiyerarik
dnmleriyle bir dzenin" ayrt edilip edilemeyecegini kefet
mek. Foucaut "sylemsel oluum kavramn (ogunlukla ba
site "sylem olarak yanstlan), ifadelerin sylemsel bir alana
daglmalanndaki dzenliliklerin kefi iine yerletirir. Aktaralm:
"Birok ifade arasnda yle bir dagma sistemi betimlenebildi
gi zaman, nesneler, ifade tipleri, kavramlar ya da tematik se
imler arasnda bir dzenlilik (bir dzen, bagntlar, konumlar,
dnmler) tanmlanabildigi zaman, kolaylk olsun diye, sy
lemsel bir oluumla ugrayoruz deriz.'' 10
Bu noktada unu vurgulamak gerekir: Foucault, sylem
sel alanda karlalan daglma ve sreksizlikleri vurgulayarak
geleneksel *sylem birliklerinin bir eletirisinden balamasna
karn, nihai projesi farkl birlikleri ve dzenlilikleri aga ka
rp yeniden biimlendirmekti -almasnn, tarihsel zihinsel
hastalk, cezalandrma, cinsellik vb. anlay zerindeki etki
sinden grlebilecegi gibi. Tout court bir daglma, olumsallk
ve heterojenlik teorisyeni degildir ve Fransz referans kitab
11
1 79
tutumunu
Things'in
degerlendirirken
en
ag,
The Order of
180
Sylem ii bagmllk (bir sylemsel oluumdaki n esne
ler, o perasyonlar, kavramlar arasnda);
Sylemleraras bagmllk (farkl sylemsel oluumlar
arasnda; rnegin, The Order of Things 'de tartlan do
ga! tarih, gram er vb. arasmdal'lj bagntlar);
Sylemd bagmllk (sylemsel
ve
sylemsel. olmayan
bagmtiar) .
top
"ey
181
lemse! pratik kurallarnn " bir gerekligin dilsiz varoluunu,
bir sz dagarcgnm d stursal kullanmn degil, nesnelerin d
zenleniini" tanmladgm syler. 1 5 Dikkati 0eyler0den "gn
derge"ye evirmek ve "Syleme nsel 'eyler'in esrarengiz h
zinesinin yerine, sadece sylemde ortaya kan nesnelerin d
zenli oluumunu geirmek. Zemine,
leri tanmlamak."
ister. 1 "
..;manm psi
ilikiler konusunda ne
nokta, Foucault'ya
13
14
15
a.g.y., s. 47-48.
182
\ '
ayda
TARH VE sYKCrrO<lO
HSylem kavramnn Foucault'nun erk zerine genel
odaklanmasyla nasl birbirine getigine bakmadan nce, ta
rihte Nkken" araynn nceligini reddi ile maddinin Hnceli
gin (Marksizmdeki gibi) reddi arasndaki baglan aklamak
nemlidir. Nasl birisini yadsmak iin bir sylem teorisi geli
tirdiyse, arkeoloji ve soyktg kavranlan da tekini yads
mak iin tasarland. The Archaeology of Knowledge'in giri pa
sajnda Foucault unu ileri srer: 0BtnH tarih, birbiriyle bag..
lantl ve yanl bir varsaymlar kmesi etrafnda oluturuldu:
Bir uygarlgm topyekun biiminin ya da bir toplum ilkesinin
yeniden oluturulabildigi; bir dnemin btn grnglerinin,
i uyumanmn nedeni olan altta yatan yasalarla ortak bir an
amllklan bulundugu; homojen iliki sistemlerinin kurulabil-
lM
su
telo
17
"Ni
"18
(Herkunft),
beliri
(Entstehung)
ve kken'e
(Ursprung) ia
184
tikten ok farkllg, bir balangtan ok balanglar, isel
hakikatten ok dsal rastlanty dnmesine olanak verir.
Soyu aratrmak, Foucault'ya gre, temel atmann kartdr;
hareketsizi rahatsz etmek, blrleigi paralamak ve bagdak
oldugu sanlann heterojenligini gstermektir. Son olarak, soy
alan vcudun alandr ve soyktg, bu nedenle vcut ve ta
rih "eklemlenmesi"nin iine konumlandrlr.
19
"Beliri" kavra
degll,
stnlklerin tehlikeli
"20
Col
21
1 85
snda bir baglantya izin vererek- fak.at baz tarihiler iin bun
larn, tarihi zorunlulugun aga vuruluu gibi gstererek kurtu
lunmas gereken Hl bela0 olduklar yorumunu da yapt.
22
tarihini de yazabildiklerini
kefetmekten ok
ERK
ilgiyle
186
az
bagdaan gesidir.
187
lar; bu bak asnda arkeoloji, ilkesel yntem olarak soyk
tgne yol verdi. Yazar, artk kendisini inceledigi toplumsal
pratiklerden kopuk grmez.
25
erk
* 26
25
26
27
"21
188
Foucault'nun erk kavram, nemli lde, Marksizmin
ekonomik kardan kaynaluandg dnlen bir snf hakimi
yeti arac olarak erk teorisinin bir eletirisi olarak gelitirildi.
Foucaut erki, sahip olunan bir ey olmaktan ok uygulanan
bir ey olarak gryordu; araclara ve karlara baglanmaz, sa
ysz pratikle birletirilir. Erk, bu nedenle, "dipten" yukarya
alabilir ve Foucault, erk operasyonlarn mikro dzeyde betimlemek iin klcal damar nosyonunu kullanr. Erk, mnhasran olumsuz da degildir; daha baskc boyutlarnn yan sra,
haz ve anlam da retir -yoksa, diye sorar Foucault, erk bu kadar batan karc ve gl olur muydu?
Bu erk zmlemesi, imdi daha genel olarak toplum
sal teoride uzclkN ( bu kitapta daha nce, Ernesto Laclau
ve Chantal Mouffe'nin ne srdg savlarla baglantl olarak
tartlan) eletirisi olarak tartlan eye uygun olmadka,
ak olmaz. Foucault'ya gre "Erk, toplumsal gvdeyle birlik
te geniler; agnn telleri arasnda ilksel zgrlk mekanlar
yoktur. '"28 Hepimiz zaten dzenlenmiiz, zaten erk aglarna ka
tlrz, zaten erk operasyonlar iinde oluturulmuuz -erkin
yukardan bask yaptg "zgr bireyler# gibi nosyonlar, bt
nyle anlamszdr. Foucault, bu tutumun "her yerde erk gr
me"yi ya da Marksizmin her eyi iktisada indirgemesi gibi, her
eyi erke indirgemeyi gerektirmedigine inanyordu. Aksine so
runun, erkin zgl yntemlerle ve stratejilerle nasl iledigini,
modern Bat toplumunda giderek artan bireylerin disipline
edilmesi gibi nemli geilerin nasl gereklemi oldugunu
ve erkteki degiimlerin siyasal ve ekonomik boyutlarnn nasl
gsterilebilecegini anlamak oldugunu belirtiyordu. 29
Nasl szcg, Foucault'nun erk kavramnn anahtardr.
Yoksulluk sorununun ncelikli nemini yitirmi oldugu mo
dern Bat toplumlarnda erk sorununun temel bir stat aldg
degerlendirmesinde bulunmutur. Yine de erk sorulan -Kim
28 a.g.y., s. 1 42.
29 Kritzman, Michel Foucau/t, s. l 04- l 05.
!,
189
sorunu zfd
ne
olur? "kl'
er
nasrnn,
ve
niin i n i
'
erk ilikileri
aleni
t>e
ok aktarlan rne-
30 a.g.y., s . 03 04.
3 t f'oucault, "The Subjed and Power" (Sonsz), Dreyfus ve Rabinow, 1'1iCheJ
Foucau!t, s. 2 1 7 . 2 l 9 i.lcle.
32 Bu ayrmlarn degerlendiilmesi iin bkz. t'oucaulL "Subject a n d Pcwcr"
ve Colin Gordon ' un Foucault, Power/f\now/edge'a sonsz, s. 25 1..
Panopticon : Hcrelerin bir sahanlk etrafnda dizildigi ve b ylece
muhafzlann mahku m l ar her an grebildigi daire biiminde hapishane
modeli - . n .
190
33
34
191
f'OUCAULT VE MARKSiZM
Foucault, kitaplarnda ve daha da fazlas, balca incele
melerinin tezlerini akladg birok syleisinde sk sk Mark
sizmle anlamazlgna iaret etmesi anlamnda, bu konuda
post-yapsalclarn en ltufkandr. ( megin, Derrida'ya kar
sk sk dile getirilen yaknmalardan biri, Marksizmle "karla
ma" sn sonsuza kadar ertelemi gibi grnmesidir). Son sy
leilerinden birinde Foucault, "Marx'n uzun sredir kendisini
snrlayan, grtkanlgn yapan ve havada savuran parti dog
masyla ilikili olarak ykten . kurtarma ve zgrletirme"nin
olabilecegine dair arzusunu ifade etti. "Marx sizin yntembili
minizde etkili oldu mu?" sorusunu yantlarken Foucault, Mark
sizm ile kendi bak asnn " bagdaabilirligi" konusundaki
anlamazlk ateine biraz daha benzin dkt. Bilim insan g
renegi bakmndan belli bir umursamazlkla u yant verdi:
"Evet, mutlaka. Biliyorsunuz, bu kitaplar yazdgm dnemde,
dipnotlarda Marx' aktarmak iyi bir biimdi (kurumsal sol tara
fndan olumlu baklmak iin). Bu nedenle, bundan uzak dur
3
maya dikkat ettim. "
Daha ciddi olarak, Foucault'nun Marx'la anlamazlklar
kkl ve geniti. Bu blmn bir sonraki altblmnde gre
cegimiz gibi, ideoloji/ bilim ayrmnn ve eletiri ya da yanlsa
ma olarak ideoloji yorumunun dayandnldg "gereki" epis
temolojiyi btnyle reddetti. zne nosyonunu, hem bireysel
arac hem Marksizmin varsaydg snf zne nosyonunu da
aktan aga reddetti. Determinizm sorunsalna ilikin olarak
-ve burada, Stuart Hall'n " 'belirlenimler' alann terk ettigimiz
zaman sadece Marx'n dncesindeki u ya da bu evreyi de
gil, onun btn sorunsaln lletiririz" szn anmsayabili
riz35 -Foucault'nun tutumu, ak seik meydan okuyucudur.
Araclk glerinden soyarak ve "retim" ile ." emek"in siyaset
35
36
192
kavrayl
pekitigi yer ve zamandaki entelektel iklimle en saglam b i rbirine geen konu oldugu herhalde sylene bilir. ok basit bir
ekilde belirtirsek .. Marksizmin materyalist (pratikte ekonomik
i ndirgemeci) ncllerinin, " belirlenimler"'i on dokuzuncu yz
yl
ortalarn n
belirlenimlerinden
37
David Couzens !ioy, " Power, Repression, Progress: Foucault. Lukes, and
f'rankfut School" Foucault: A Critica/ Reader (Oxford , Basil, Blackwell,
1 986), s. 1 42
1 94'
39
40
a.g.y., s. 73.
Foucault, Power/nowledge,
1 980). s. 70.
s.
58-59.
.194
oldum. Yanllar, yanlsamalar aklamak ya da sunumlar
zmlemek iin kullanld -ksaca hakiki sylemin olumas
xlsm and
f"oucault,
"klasik
Mar
Marksizm"in
41
42
43
195
ile Foucaut'yu kar karya koyar ve bilanoyu Foucault lehi
ne kapatr: "Gramsci'nin, M arksist zmlemenin son kertede
ekonomik belirleme temel ilkesinden kaynaklanan snrllkla
nna ve snrlarna d uyarl oldugu ve hegemonya kavrayyla
siyaset ve e r1' sorununa yeni bir yaklam gelitirmeye alt
g ileri srlebilse de zmleme, ekonomizm sorununda e n
iyi durumda belirsiz v e hegemonya biimlerinin kurulmas
karma k sorununda ise fiilen sessiz kalr. Buna karn Fouca
ult ise, Marksist sorunsaln snr ve snrllklarndan eletirel
uzaklg sayesinde, tartmann terimlerini belirsiz 'ideoloji'
kavramyla ve sonularyla ugramaktan hegemonyann olu
turucusu olan ' hakikat' ile 'erk.' ilikilerinin degerlendirilmesi
ne dntrebildi. "44
Foucault'n u n projesini hegemonya dili (terimin imdi ta
dg kark tnlar dikkate alndgnda) geregince yanstmada
Smart hakl olsun ya da olmasn, yorumunun altnda yatan te
may kabul edebiliriz: Foucault, ideoloji kavramnn Marksiz
me saplandg kavramsal krdg mden temiz bir k yapt
ve "hakikatin siyaseti"ne, farkl bir ekilde, tarafsz olmaktan
ok eletirel olan bir yaklam nelitirdi.
196
jinal tartmalarn dayandg epistemolojik gvenlikten ok
uzak oldugu ii n , baz bakmlardan foucault b u rada seilecek
u bir "konum"dur. Foucault'nun projesini bir yanda hakikat
ile d iger yanda dnllk ve kendi arasndaki iliki geregin
ce betimleyebilen biri, epistemolojide gerekilik ile grenek
ilik arasndaki tartmann "greneki" taraf nda bulunmal
dr: "Benim sorunum, her zaman hakikat soru n u , hak.ikati an
latma sorunu,
wahr-sagen
ellik ile hakikat arasna "bir izgi ekme0 sorunu olarak formle eden biri, konunun tartlmasn hemen hemen gerek
siz klacak kadar tam bir grececi olmal. Kendi projesi, tarih
sel olarak 0hakikatin sonularnn, kendileri ne hakiki ne sah
te olan sylemler iinde nasl retildigi"ri grmek olan biri,
herhalde epistemolojiyle ilgili tartmalarn dndadr. Yine de
foucault'nun bu ekilde "silinememe"sinin n edenleri var: tter
eyclen nce bir
bilgi
(Sylemin Dzeni)
erk
jj)
197
daha gevek ya da daha sk kontrol ve dlamalarla (rnegin
zellikle imdi cinsellik ve siyasette) etkileen yasaklar vardr:
ikincisi, Foucault baka bir byk dlama ilkesi olarak akl ile
delilik arasndaki kartlga iaret eder -bu durumda bir yasak
lama degil, bir blnme ve reddiye. Sheridan, Foucault'nun
Montaigne ile Descartes arasnda gerekleen ey ile
ilgili
te
syleminin
verili
198
sahte nermeleri kabul eder; fakat btn bir bilgi teratolojisi
ni de kendi snrlarnn tesine iter."49 Foucault'ya gre, bilim
nSO
'. j
199
deger nasl verilmi, bu nedenle onun mutlak esareti altna
sokulmuuz?"51 Balangtaki czrtl rasyonalist yantn tesi
ne geersek, ele alnacak ilgin sorular var. Hangi koullarda
yalan sylemeyi tercih ederiz? Mitleri kullanrz? Yanlsamala
r hakikate tercih ederiz? (Kukusuz, Anglo-Amerikan okulun
daki en kat rasyonalist felsefeciler bile, zaman zaman Noel
Baba'yla ike yapmtr.)
Ksmen, Derrida'dan daha az atak da olsa, Kartezyen ge
lenekten btnyle uzak durdugu iin Foucault'ya bylesi ko
nulan "aklattrmak" zordur. Bunun bir yan metinsellik soru
nu ya da Foucault'nun metinlerinin '"yazarllg" ve bunun,
onun yazlarnn okunma biimi zerindeki etkileri sorunudur.
yazar Nedir?" denemesi, yazarn ilevini tartrken, Roland
Barthes'n "Yazarn lm'"nden farkl bir sav tar, fakat ak
.201
The Political Un conscious unda
'
yapmak
57
58
59
60
"60
a.g.y .. s. xxvi.
Richard Rorty, 'Foucaut and Epistemology' Hoy, Foucault, s. 43 i;inde.
Gutting, Foucault's Archaeology, s. 285.
Rorty; 'foucault and Epistemology" s. 48.
202
f'oucaut ve
zne Sounlan
)61
20
Kadnlarn konumu, gerekten de Bat kltr iinde isel bir
dlanma konumu, erkin hakikate ve kimlige ulama iradesin
deki etkilerinin aga karldg zellikle uygun bir nokta ol
mutur. "62 Foucault'nun almasnn feminist zmleme ba
kmndan imalar, ksaca ele alnacak.
Bu arada, bu tartmalarda -hem znellik hem dogru
"zne" kavray konusunda- Foucault hakszsa Marksist ide
. oloji teorisinin hakl olabilecegi bir hasmlk mantg olamaz.
Foucault'nun Althusserciligin "zc miras" olarak betimledi
gim eyden daha fazlasn bize sunamayacag anlalsa bile,
Marksizmin bu alandaki gz kamatrc zayflg, klasik Mark
sist sorunsaln rktc derecede yetersiz kalacagn ve daha
iyi bir yaklam iin baka yere bakmamz gerektirecegini
gsterir.
l'OUCAULT,
ZNE ve KEl'iDl
verili
tanmlad:
szde-hkmrandr. 64
Ayn
syleiden
Foucault'nun
hmanizm
"yapbozu
sndaki
arka
205
nan, tekiler gibi bir insandr ve toplum, onda insani olan e
ye sayg duymaldr: Sonu olarak, tuvaletlerin sifonlarn e
kin!'"65 (Foucault tuvaletler konusunda -u anda lngiltere'deki
ok resmi bir ilgi konusu- aka hakl olmasna karn, kendi
tutumu tuhaf bir ekilde "altmlar"n tutumudur.) Yararlan
makta oldugum makale, Foucault ile bir grup lise grencisi
arasnda geen ve Fransz dergisi
Actuel'de
yaymlanan bir
66
sonra d
.206
ti. Ah' akiletirilmi cinsellik ve szde-hkmranlk ("znde
zne zerinde merkezilenen bir ahlaki deneyim) bugn artk
bizim iin doyurucu olmadg iin, diye ileri srer Foucault,
belli sorunlar, "antikitede ortaya kmalaryla ayn koullarda
karmza kyorlar. "68
Foucault'yu kendi etigi zerine almaya gtren bu
sorunlardr: "Benim etik dedigim ve bireyden, kendi eylemi
nin moral bir znesi olarak nasl kendisini oluturmas gerek
tigini belirleyen kendi kendinizle girmeniz gereken iliki tr."
lan Hacking'in itenlikle belirttigi gibi: "Eger moral bir aracy
69
Hacking, Fouca
11
noloji,
68
69
70
71
a.g.y. , s. 253-254.
lan Hucking, "Self improvement," Hoy, Foucalt, s. 2 3 7 iinde.
a.g . y. , s. 236.
Foucault, The Care of the Self (New York, Vintage, 1 988).
l
jl
207
celendiklerini, kendi ilgisinin erk ve daha sonra kendi tekno
lojilerine oldugunu ileri srer. 72 Foucault'nun zne ve kendi
sorununa yaklamnn, bu nedenle, ok geni bir baglamda
ortaya kan bir yaklam oldugunu belirtmek nemlidir. John
Rajchman, Foucault'nun akn zne mitini reddinin, anti-h
manizvtnin ve modern toplumda bireyleme zmlemesi
nin Deridac ve Lacanc post-yapsalclktan olduka farkl ol
dugunu tam anlamyla saptad: "Foucault bir dnceyi korur:
znenin oluturuldugu dncesini. Fakat znenin dilde olu
turulduguna dair Lacanc tezi reddeder. "73
Fiilen Foucault'nun sezgilerinin, tarihsel, metinsel, sos
yolojik ve eletirel tartmalarda btn bir almalar yelpaze
sinde ie yarayabilecegi anlamna gelen bu geni bak as,
onun poplerliginin bir nedPnidir. Karlatrmal ve kimi be
lirgin istisnalarla lmnuursak, Derrida ve Lacan'n etkisi ezici
lde metinsel edebiyat ve film eletirisi alanlarnda yogun
lamtr ve bu dnrleri, rnegin, tarih ya da sosyolojiye
"ithal" etme giriimi, Foucault'nun kabul edilmesinden ("par
al" olmu olsa da) ok daha g olmutur. 74
1
l
Foucault, Technologles, s . 1 8 .
Bkz. John Rajchman, Michel roucault: The rreedom of Philosophy (New
York, Columbia University Press, 1 985), s. 36.
74 Dikkate deger bir istisna: feminist tarihi Joan Wallach Scott, Oender
and the Politics of History (New York, Columbia University Press, 1 988).
75 foucault, Power/l\nowledge s. 58-59.
73
208
209
bir epistemoloji yapma arasndaki gerilimin bir sonucudur. Fo
ucault, bir tarihi olarak k.onutugu konumun tarafsz bir ko
num oldugunu ima eden tarafa ubugu bker. Foueault'nun
"anlalr" olmadgna dair Taylor'un iddialarnda oldugu gibi,
bu dar anlamnda ele alnabllir.78 Ya da Nancy Fraser'in, me
gin, Foucault'nun teorik dzeyde uzlamaz anti-hmanizminin,
0hmanist reformu disiplinci erkle su ortaklg olarak sular
ken bile,
kendi
and Punish'in
Discipline
210
ncesi karsnda a k n a
"lHtrmz",
hemen
he
rnr.""'
82
Kritzman,
84
Edwanl Said,
83
a.g.y .. s. 284.
Tle Word, the Text, and tle Crilic: \Londra, Faber and
21 1
ha dogrusu , tartlan eyin duygusal ierigi n i n d i l l endirilme
mesini h erhalde fark eder. Mark Poster, "Foucault'n un cinsel
o ku l u
meziyetl eri n e
u zu n
sular.'
.N e var ki foncaull. ' n u n d uyg. kr.m d nyasmdah.i hendi
kendini yadsyan buyrugu i l e arac l k sonm u ii zerire alma
smdal\i daha ge n e l soru n l a r arasnda dat :: a1 tarafl blr bag-
85
s.
2 1 '+. 2 1 9 iinde.
roucrwH . s . 5 l fi.
nf Aestlclics i n Mar.x ist Crilicism" Cary Nelson ve
Lawrencc Grossber (eds 7 , l''!i:r:11.ism ;mel /tcrpretation of Cu/ture
(llinois Uivcrsit} Prcss. l 988) iinde s. 100-70 l 'de bu yorum ay
86
Kritman, Michd
8 "1
Barrct,
88
Terry
"'The Place
nntlandrlyor.
1 990 ) ,
Eagleton,
s.
395.
(Oxford,
Basil
Blackwell,
212
Jant kurmak olanakldr. Burada araclgn hem bireyleri n hem
gruplarn araclgna ilikin olarak ele alnmas gerektigi ak
tr. Anthony Giddens, Foucault'n u n almasnn epistemolo
jik belirsizlikleri ile araclk sorununu ele alrken ulatg ezi
yetli konumlar arasndaki baglant olarak grlebilecek eyi
betimledi. "Foucault tarihi, aktif znelere hi sahip olmama
egilimdedir. Araclarn kovuldugu bir tarihtir. Foucault' nun
zmlemelerinde grnen bireyler, kendi kaderlerini belirle
meye yeteneksiz grnrler. Dahas, modern kltrdeki tari
he temel tarihin dnlerek mal edilmesi, araclarn dzeyin
de grnmez. Tarihi dnen bir varlktr, tarih yazmann
imdinin belirlenmesindeki etkisinin farkndadr.
Fakat bu
89
21.3
90
91
214
215
r'oucault: Sylem ve deoloji eletirisi
ok
218
ya
da
ta nm
be nimsemede,
i lgiliyt.1 i .
E>u nlardan
birincisindeki
219
so
Marx'm
almasnn
degerlendirilmesiyle ve
220
rada saptayacagm iki sorun, birincisi toplumsal snf ve ide
oloj inin "snf aidiyeti" olarak grlp glemeyecegi konusu
ve ikincisi, herhangi bir ideoloj i teorisinde hangi zne teorisi
nin sahnede oldugu ya da olmadg ve insan araclgn anla
mak bakmndan bunun hangi imalar bulundugu konusudur.
Bu yeni sorunlar ciddi bir ekilde ele almann, kabul edilebi
lir lde "Marksist" olan bir teori erevesinde ok g oldu
gunu gstermeyi amalayan 4 ve 5. blmlerin merkezi konu
su bu iki sorundu. Bu nedenle, 4 ve 5. blmler, Marksist mo
delde "i geryinlik" -teorik paradigmann iinden kan sorun
larn ieriden zlemedigi, (Emesto Laclau'nun belirttlgi gi
bi) yeni bir teorinin gelitirilerek almas gereken nokta- de
digim eyin bir degerlendlrilmesidir.
Marksist modelin bu atrtsn ya da srklenmesini
Gramsci ve Althusser'in temsil etmesini, farkl biimlerde te
orinin snrllklarn kabul edip amaya almalar olarak an
lyorum. Gramsci sz konusu oldugu kadaryla, almasnn
ne lde klasik Marksizmin ekonomizminln yeniden retimi
olarak okunmas gerektJgi ya da "hegemonya" zmlemesi
nin yeni ve indiryemeci olmayan bir teori ve siyasetin temeli
olarak grlp grlmeyecegi konusunda grler eitlilik
gsterir. Laclau ve Mouffe'nin almasyla baglantl olarak
aktr ki ideoloj inin "snf aidiyetiligi"nden kopuldugu lde
mantksal olarak Marksizmden bir kopua gidilir ve sanrm,
Gramsci'nin olduka i kirciksiz uurumun " Marksist" tarafnda
kaldg aktr.
Ksmen bomba gibi bilimciligi ve muhteem teoriciligi
bugnn lml pragmatizmine hi uymadg iin Althusser'in
almas, bir dizi baka konuyu gndeme getirir. Ne var ki
ideolojiyle ilgili olarak, hmanizm ve "zne"nin nsel olarak
verili olmaktan ok oluturulmu olarak nasl dnlecegi
ikiz sorununu gndeme getirdi -Marksizm iinde daha nce
hi kimsenin ayn katlkta ve etkide yapmadg ekilde. Geri
ye dnlp bakldgnda, toplumsal yeniden retim anlatm
ok snf indirgemeci oldugu halde baz alternatif radikal te-
2.21
orik evrelerde bu kadar etkili olmasnn artc oldugunu,
anti-hmanizminin imalaryla ve Laclau'nun ksmi ve elikili
kendine mal etmesiyle iflas ettigini ileri srdm. Yine de Aft
h usser'in almas, bireysel siyasal araclk konusundaki var
saymlarn retken bir soruturulmasna ve modern psikanali
tik dncelerin, ideoloji ve znelligi dnmede bir rol bu
lundugunun kabulne katkda bulundu.
O ramsci ve Althusser'in almalarnda ve onlarn son
raki izleyicilerini ve yorumcularn rahatsz eden sorunlarda,
ideoloj i alanna gml sorunlarla strapl bir mcadele gr
lebilir. Post-yapsalclgn zelliklerinden biri, bylesi episte
molojik sorunlarn sapl oldugu btn bir varsaymlar ve gre
nekler erevesinin bir eletirisini ve buna bir alternatif sun
dugu iddiasdr. Bu nedenle, rnegin, "Derrida'nn, olanaksz
oldugun u sylemenin dnda, 'felsefe, Bat etnosunun ideolo
jisidir' gibi indirgemeci formle hibir itiraz yoktur. Forml,
zsel olarak anlamszdr . . . " denilebilir. Descombes, bunun
neden byle oldugunu aklar: Derrida iin bir ideoloji eleti
risi syleminin, basite, eletirilen kadar "felsefi" tarafndan
snrlanan bir konum iinde rasyonalizmin hkm alann ge
niletmenin bir arac olmas. 1
Genel olarak post-yapsalc teori, her biimde ideoloji
teorisine ok eletirel bakar ve tema, farkl baglamlar eitli
Iigi iinde geniletilebilir. Bununla birlikte, bu kitabn I I I . b
lmnde, bu savlan Foucault'nun almasyla temsil etmeyi
setim:
eletirisinde
olduka
ak
oldugu
iin;
onun
almas,
.222
teorik evren.seleflik
OROCOCtUK
Eski "grececilik." sorumyla ilgili farkl b i r kavraya ge
facto,
id
'biri'
eril biimde yazlmtr; peki ya ' biz', ' biz'e ihtiya duyuldugu
b i rl i k ve dayanma gnlerinden kalm a can s kc makro-itl
l<.stlama? Ka tane ayr ve yerine geen 'siz' ve ' Be n ' h km
szletiriliyor?"4
2
3
4
:1.
. .' (
.
2.U
Foucault'nun en yararl katklarndan biri, bilgiyi erkle
birletirerek bu kaygy olumlu bir ynde yeniden biimlendir
mek oldu. Bu, bir yanda sylem ile diger yanda "gerek dn
.
ya" arasna izgilerin ekildigi gerekilik ile grenekilik ya
da grececilik arasndaki sava ortadan kaldrmamza olanak
tanyabilir. Foucault' nu n sylem kavramn tartrken, Fouca
ult'nun kendisinin sylemin eitli pratiklerden sadece biri ol
dugunu ileri srdgn ve gerekten de baz incelemelerinin,
sylemlerin sylemd toplumsal pratiklerle ilikisi etrafnda
rgtlendigini gsterdim. Bu model kabul edilirse, Terry Lo
vell'n Hindess ve Hirst'n "sylemsel grececilik" diye terim
letirdigi ey konusunda gndeme getirdigi sorun karsnda,
bir bakma farkl bir duru benimsenebilir. LoveH'n verdigi r
nek nemlidir: "Alt milyon Yahudinin ldto lmesinden sz
etmeyen bir nc Reich tarihini, pek ok kii ciddi lde
yetersiz grecektir. Bunun nedeni, sadece nc Reich ile il
gili
bu
sylemi,
'toplama
kamplar'n,
'gaz
odalar'n,
hepimiz
herhalde
hemfikir olabiliriz.
Fakat . Fouca
ELET!RCL YORUMBIIlM
Marksizm gibi evrensel sylemlerin solan byleriyle
baglantl olarak ksaca szetmek istedigim ikinci genel tema,
yorumbilimci gelenegin toplumsal teoride son zamanlarda ye
niden deger kazanmasyla ilgilidir, insanbilimlerinln ve top
lumbilimlerlnin akademik konularnda ve genel olarak bu
perspektiften toplumsal ve siyasal dnmede konunun res
torasyonuna birok !tii katkda bulundu ve en byk etkiyi
de Gadamer'in yazlan yaratt. Hans-Georg Gadamer'in al
mas, yorumbilim incelemesini, hem yorumcunun hem yorum
nesnesinin tarihsiligini retken bir ekilde kabul eden mo
dern, eletirel bir tarza ykseltti ve almasnn imalarna son
zamanlarda gsterilen ilgi, eitli baglamlarda yorum konu
sunda anlaml bir tartma retti. 1
Burada, Foucaut'nun yeterli bir yorumlayc duru am
lama sorununa fazla katkda bulunmadgn belirtmek gerekir.
Foucault'nun genel teorik ve yntembilimsel konumuna yne
lik Jrgen Habermas'n kapsaml eletirisi, bu konuda ikna
edicidir. Habermas, birogumuzun Foucault'yu okurken duy7
226
logy of Knowledge'i
amlarken
grdgmz
The Archaeo
gibi
Fouca
be
konusundaki
tutumunu
onaylamak
degildir.
Haber
227
10
l1MAN1ZM VE ARACILIK
nc olarak, hmanizm ve anti-hmanizm konusu,
araclk konusu gnda kesinlikle yeniden almaldr. 5. b
lmde, hmanizme yaygn bir dmanlk beslenmesinin bir
ok nedenini ileri srdm: Bu dmanlk, hmanist gelenegin
anlklannn bir eletirisinden kaynaklanmaz ve daha iyi bir
araclk ve zne teorisinin ortaya kmasn da olanakl klma
mtr. Aslnda, Althusser, erken Foucault ve digerlerinin dog
rusal anti-hmanizmine tepki olarak araclk sorunu gndeme
getirildigi iin, hmanizmin daha nceki "kirli" gelerinin tek
rar geri geldigi sylenebil ! r. Zira, siyasal eylem olaslgnn al
tndaki seccadeyi eken en gl biimleriyle anti-hmanizm,
yaandg ekliyle sevgi . duygu, duyusalllk, kimlU<.. dnyalany
Ia ya da -rnegin- sanat ve din konularyla baa kma5nn
olanakszlgn grd. Bu durum, zamanmz geirme ve ya
amlanmz yaama biimimiz zerinde fazla etkisi bulu nma
yan teorik bir retorikle devam etmemize olanak verir.
Paul Ricoeur'nn Althusser'Ie baglantl olarak belirttigi
bir noktay, burada daha genel terimlerle vurgulamaya deger:
Siyasal araclg anlamak iin bir dil motivasyonuna gere ksin
memiz var; Althusser'in btn siyasal iradeyi ideoloji katego
risine hapsetmesi hem elikiliydi hem de kar-retkendi.
1 1
12
ka
nn
kayg
250
iyi. Zira post-yapsaJclg,m bireysel araclk ve sorumluluktan
anti-hmanist vazgeii, eninde sonunda yant degilse de,
kendisinden ncekilerin dogruluk ve evrensel uygulanabilirlik
varsaymn en azndan etkili bir ekilde andrmtr.
oroLOJt
Bu daha genel degerlendirmeler gnda. bizzat ideolo
ji kavram konusunda hangi sonuca varabiliriz? Bana gre,
ideoloji teriminin pekala yakalayabilecegi yararl bir anlamlar
kmesi var; gizemletirme sreci etrafnda salkmlanrlar. i de
oloji teriminin dzeltilebilir anlam ekirdegi kesinliWe budur:
eitli biimlerde tkayabilen, merulatrabilen, dogaUatra
bilen, hatta evrenselletirebilen, fakat hepsine de gizemletir
mek denilebilen sylemsel ve gstergesel mekanizmalar. By
le bir kullanmda ideoloji terimi, aka gizemletirmeye ia
ret eden genel bir terimdir: Bir ileve ya da mekanizmaya ia
ret eder, fakat herhangi bir tikel ierige, herhangi bir tikel ara
cya ya da kara bagl degildir. Bu tanma gre ideoloji, var
saylan herhangi bir nedene, mantga
ya da yanl temsile
gizemletirme), kavram,
2$1
nizm (ogunlukla ekonomi) erevesinden de kurtarr. Bu kl
trel ve zel grnglerin ok daha esnek bir amlamasnn
yolunu aar ve bunlara hak ettikleri agrlgn verilmesine ola
nak tanr.
Bu kitapta, kendimi M arksist ideoloji modeliyle -i tutar
szlktan ve sonunda paradigmann kyle- ve Foucault'un
temsil ettigi ekliyle bu konudaki post-yapsalc Marksizm
eletirisiyle snrladm. Burada, Foucault'un alternatif yakla
myla ilgili ekinceler ne olursa olsun. ideoloji teorisinin Fo
ucaultcu eletirisinin nemli bir gc bulundugunu ileri sr
dm. (f"oucault'nun Marksizm eletirisinin birok noktasn
kabul etmek, f'oucaultcu olmay gerektirmez.) Gn geldigin
de, Marksist ideoloji tanm (ideoloji