You are on page 1of 234

CDORUK YAYIMClL!

!STANffL

Tm Haklar Sakldr.
Otjjlnal Ad:
of Trut/:

The f'olitics

tinm

Max to Focaull

Yazan:

Miclele BARRETT
ell1ren:
Ahmet FETl11

Yayma Hazrlayan:
Selma KOAK

ISBN:

975-553-394 x

Ba.sun Yeri YilI:

ege matbaaclk, Ankara 2oo

Dbgl:

Doruk Ya}nclk

Sayfa Diizen1
Dork Yaymclk
Kapak Tusaru:

Doru!\ Yaymclk

RU
IM. Bloklar 6. Blok
Tel

6103 Unkapan f,ninn / ISTANBUL


& fax: (0.2 J 2) 528 J 06 - (0.212) 528 05 4,;
Mithatpaa cad. 58/ 1-2 fzlay Ar kara
Tel & Fax: (0.312) 41 7 33 72 41 7 35 72
e-posta: dorukyayincillk@mynet.com

Michele BARRETT

MARX.1TAN FOUCAULITA

DEO.LOJ
eviren
Ahmet Fr:n-t

RU

NDEKLER

nsz

8011'.lm

Klasik Ma1<sJzm ve

ideoloji: Eletiri mi, Betimleme mi?

.3

Bilim ve Detenninizm Sorunlan

Modelin kQQ

11

.3.3

55

....................73

ideoloji, Siyaset. Hegemonya: Gramsci'den


Laclau ve Mouffe'ye

deoloji Teorflerl . . .............9

Marx: Miras Braklan elikiler

BOIQm il MarksJst

......... .. . ... . ............75

znellik, Hmanizm, Psikanaliz: Althusser'in


Lacan'nn tesi

BOIOm III

Hakikatin Siyaseti ...... . .. .

. ..

l l7

.... .. .... .....169

6 Tarih, Sylem, Hakikat ve Erk: Foulcault'nun


.

171

Sonu: Post-Marksizm ve ideoloji Kavram

217

ideoloji Eletirisi

..

NSZ

Bu kitabn ana konusu "ideoloji" kavramdr, ideolojiyi d


nceler, hatta degerler anlamnda almyorum; eletirel toplumsal
teoride sahip oldugu daha gl anlamnda ele aldm. Marksist ve
daha geni evrelerde oydak bir ideoloji tanm, nnf r.arlarna
hizmet eden glzemletirme" benzeri bir ey olurdu. Balangta, bu
kavrama farkl ynlerden gelmi eletirileri gezden geirmeye ve s
nfn tek toplumsal kar blmlenmesi

olrnl(i

bir dnyaya Mark

sist bir ideoloji teorisinin nasl uyarlanabllecegi zerinde dnme


ye niyetliydim. Benim bundaki yatrmc, eitsizligi yaratmada ve
yeniden retmede ideoloji ve kltrn o.:ln gerekten ok ciddi
bir ekilde ele almadan kadnlarn ezilmiliginin aklanamayacag
n daha nce ileri srm olmamd. Peki, eletirmenlerin sordugu
gibi, toplumsal snfla ilikili olarak gelitirilmi bir teorinin ereve
si iinde bu yaplabilir mi?
Bu sorunlan aynntl ele alma seyri iinde, ideolojiye Marksiz
me zg eletirel anlamnda kullanmama (daha ok John Thomp
son'n gstermi oldugu gibi), fakat toplumsal snfla ilgili gizemle
tirmelerle snrlamaktan ok herhangi bir toplumsal egemenlik ya da
smr biimine uygulamama da olanak veren yeni bir ideoloji te
orisi formlasyonuyla kacagm sandm. Fakat Foucault, "almak,
daha nce dnlenden baka bir eyi dnmeye almaktr" de
diginde, herhalde haklyd. Her neyse, snfla aklayc baglantlar ve
ekonomik determinizmi soyulduktan sonra kavramdaki g ya da t
nnn fazla korunup korunamayacag konusunda nemli lde da
ha kukulu oldum ve bu nedenle, bizzat ideoloji kavramnn agda

8
toplumsal zmleme bakmndan degeri konusunda olduka istek
siz bir notla bitiriyorum.
Bir ideoloji teorisinin ele aldg sorunlar, isteksizlik duyulacak
sorunlar degildir. Aksine, ele almak zorunda oldugumuz en ilgin ve
gerekten siyasal olarak en nemli konular arasndadrlar. fakat bun
lar dnmek iin ve ksmen Marksist gelenekteki kstlayc ve daral
tc eyler nedeniyle, Marksist ideoloji kavrayndan uzaklamamz
gerekir. Kitabn daha sonraki blmlerinde, Marksizmin daha genel
zayflklarndan bazlarn, zellikle de "evrenselciligi"ni tartyor ve
"grecilik" konusunu yeniden dnmeyi neriyorum. "ideoloji"nin
ele aldg eyin modem bir teorisi ba kmndan Marksist gelenegin di
ger bir nemli sorunu da, orada bouna bir znellik teorisi aramamz
dr. Kitabn ileriki sayfalannda, zellikle psikanalitik projenin byle
bir teoriye katksyla ilikisi iinde bu sorunlar da ele alyorum.
Birok o kuyucunun kabul edecegi gibi, bu kitabn balg Fo
ucault'dan dn alnmtr. Foucault, ho bir nkte ile, "hakikat d
lgn iktisad"n "hakikatin siyaseti"yle karlatrmtr: "insanlarn
kafasnda geenler ile retim koullan iindeki yerleri arasndaki ili
kiyi gstermek iin kullanlan Marksizmin ideoloji anlatm olarak ha
kikat diiligin iktisad ve bilgi, sylem, hakikat ve g arasndaki ili

kilere kendi yaklam olarak hakikatin siyaseti. Bu kitaba "Gerek

Diiligin iktisad" balgn koymak yerine Foucault'nun tercih etti i


terimi kullanmakla, daha genel bir post-Marksizmin gemi diregine
kendi renklerimi iviliyorum ve bu konuda, kukusuz bunu "siyasi
olarak" yorumlayacak o kuyuculara bir not ekleyecegim.
Klasik Marksizm, sosyalizme giden tek yol degildir: Marksizmi
eletirmek, hatta kesin bir ekilde eletirmek, bir muhafaza karlk bi
imi degildir. E. P. Thompson, birine " Marx' o kumalsnz ... bizim
tarafta yer alan bugne kadarki tek btnyle bilimsel ekonomist
tir", diye gtte bulunan William Marris'i aktarmtr. Thompson'n
syledigi gibi, Marx bizim taraftadr, karda degil; Marx sosyalizmi
icat etmedi ve Marksizmin " bilimsel" stats degil, tercihler, deger
ler, er keklerin ve kadnlarn mcadeleleri sosyalizmi getirecekti.

BLM 1
KLASK MARKSZM
VE DEOLOJ TEORLER

1
MARX:

MRAS BIRAKILAN ELiKiLER

Marx'n ideoloji teorisiyle ilgili nemli yazsna bakan


herhangi biri, Marx'n bu konuda dndg eyin rktc
eitlilikte yorumlaryla karlar. rktc diyorum; nk
anlamazlklar yelpazesi, nemli bir dnrle ilgili "ikincil
kaynaklar" da normal olarak karlalandan ok daha genitir
ve anlamazlk konusu olan sorunlar, kesinlikle temel sorun
lardr. Bu kafa karklgnn birok nedeni vardr ve kukusuz
bunlardan biri de sadece ana hatlarn izdigi konumun ok
tartmal oldugu ilk almalarnda "aktarlabilir alntlar"n Marx'n dogrudan ideolojiyi ele aldg ya da onu tanmlama ris
kini gze aldg pasajlarn- bulunur olmas olgusudur. Bu ne
denle bu anlamazlklarn bir ksm, daha fazlasyla Marx'n
ideoloji konusunda sylediklerine degil, bir btn olarak bu
teorilerin farkl yorumlar temelinde Marx'n sylemi olabile
ceklerine -ya da gerekten sylemeye niyet ettigine- dayanr.
Aynca Marx'da ideoloji kavramnn birka ayn ve baz bakm
lardan elikili- kullanm vardr ve elbette, eitli yorumcular
bunlar seici bir ekilde ekip almlardr. Sorun, siyasal
mezler arasndaki gretisel bir anlamazlk konusu ya da pro
fesyonel marl-- -'Jloglarn akademik ukalalg sorunu degildir.

12
Zira eserlerinin eitli yerlerine serpitirilmi bazt anlamh ve
aydnlatct pasajlarda Marx, insan kuaklannm imgelemini ya
kaladt "ideoloji"ye kapitalist topluma eletirel bir bakt atsty
la yaklamayt harekete geirdi. Fakat ok byk olsa da ag
da Batt siyasal dnyasnda Marksizmin kimi temel zaytflkla
nnn suu bu, inandmct, yine de birok ynde doyurucu ol
mayan dncelerin kapsma koyulabilir.
Yz ytldan fazla bir sre nce temel dnceleri form
le edildiginden beri dramatik bir ekilde degien bir dnyada
bir zmleme ve eylem klavuzu olarak Marksist teorinin bir
ok genel eletirisi yaplabilir. Bu eletiriler, bazen bizzat d
nce ve savlarn eletirisini gerektirir; bazen de bu zaman
sreci iinde toplumsal dnyann anlaml biimde degitigi
nin aka bir kabulne dayanr. Gemite, siyasal bilincin
iinden ktlmast g ya da rahatsz edici yanlann aklamak
iin Marx'n ideoloji zerine dnceleri tekrar tekrar alnp
kullanlmtr. Fakat imdi, modelin ok iyi ilemedigi ya da
en azmdan ok fazla gerilmi oldugu giderek daha fazla kabul
edilmektedir. Bu, "kapitalist ideoloji"nin beyin ytkamasndan
zarar gren halka tepeden bakmaya itiraz sorunu degildir. Da
ha ok, bir ideoloji teorisinin, herhangi bir ideoloji teorisinin
btn erevesinin, genel olarak toplumsal teoride yeni bi r
.
aratrma almasnn odagt olmu olmasdtr. Toplumsal te
orinin btn alan, kltr ve znellik sorunlann daha ciddiye
alacak ekilde yeniden dzenleniyor. Genelde, ksaca "snf
kanna hizmet eden gizemletirme" benzeri bir ey olarak
anlalan ideolojiye Marksist yaklam, post-yapsalc damar
daki agda dncenin temel hedeflerinden biridir. znelli
gin, zellikle de siyasal znelligin nasl olutugu ve etkili oldu
gu; eitli trden zdelemelerin nasl olutuklan, ifade edil
dikleri ve zamanla degitikleri; arachk ve motivasyon sorun
lanmn hak ettikferi ciddiyette nasl ele almabilecegi konula
rnda sonsuz derecede karmak bir degerlendirmeye gerek
sinmemiz oldugunu ileri sryor olacagm.
Ne var ki, bu konuda Marx'm eserine geri dnmek gere
kir; nk onun dnceleri etrafnda sren tartmalar, haki-

katen, ideoloji zerine dncenin "klasik gelenegi"ni olutu


rur. 1 Grecegimiz gibi, belli temel konularda -ideolojinin zo
runlu olarak bir yanlsama ya da arptma olup olmadg, eko
nomik olarak belirlenip belirlenmedigi gibi konularda -Marx'n
savlanndaki tutarszlklar ve

vurgu degiiklikleri,

sonraki

Marksist teoride uzun bir tartma destannn ortaya kmasn


da nemli bir rol oynamtr. ideoloji ile ilgili Marksist tart
malar, zellikle Avrupa'da iki sava aras dnemden beri, da
ha geni bir toplumsal ve siyasal teoriye yaylm olmasna
karn, tarihsel geliimiyle ilgili bir bilgiye sahip olmadan ide
oloji kavram yeterince anlalamaz.
O halde, Mara'n yazlarndaki degiik ideoloji tanmlar

na bakarak balayalm, lk karlatgmz, belki de en sorun


lu olandr: 1845-1846 'da yazlan Marx ve Engels'in Alman
/deolojisi'nin balangcnda karlatgmz tanm.

Mar.c 1 insanlar kendi kavraylarnn, dncelerinin,

vb. reticileridirler -retken gler inin ve en ileri biim


lerine kadar bu glere karlk gelen karlkl ilikileri
nin belirli bir geliimiyle koullanan gerek, aktif insan
lar. Bilin, bilinli varolutan baka bir ey asla olamaz
ve insanlarn varoluu, onlarn fiili yaam sreleridir.
Eger btn ideolojide insanlar ve onlarn koullan, ca-

Terimin Marksist ncesiyle ilgili bir para tarih isteyenler iin Jorge Larra
in, terimi Machiavelli'ye kadar geri gtrd. Larrain, dinsel dnme tar
zna kart bir bilimsel dnme tarznn on altnc yzyldan itibaren ge
liimini kavramn felsefi ardalanndaki balca faktr olarak yorumlar.
Hem Larrain, hem kavramn tarihiyle ilgili yararl bir taslak veren
Raymond Williams, ideo/ogie terimini kullanan ilk kiinin Destutt de Tracy
oldugunu kabul ederler. 1 790'1arda Fransa' da yazan de Tracy, bu yeni te
rimle, eski metafizik dnceden uzak dncelerin rasyonalist bir bilimi
ni saptamaya alt.
"Arlklarn kabul edemeyen . . . eski dostlarndan d krklgna ugrayan,
onlara kar dnp, siyasal pratik cahili aklsz ve doktriner entelekteller
olduklar aaglayc anlamda 'ideologlar' diye etiketleyen" Napoleon Bo
naparte'n kullandg ekliyle terimin aaglayc anlam, kavramn nispe
ten uygun ("modernist" terimlerle) kullanmn hzla glgelerdi. Jorge Lar
rain, The Concept of ldeology (Londra, Hutchinson, 1979); " Raymond"
Williams, "Jdeology" l\eywords (Londra, Fontana, 1976) .

14
mera obscura'dal<..i gibi baaag grnyorsa, bu g
rng, tpk nesnelerin retina zerinde ters durmalar o
nesnelerin fiziksel yaam srecinden kaynaldandg gi
bi, insanlarn tarihsel yaam srecinden kaynaklanr. 2

[Alman ideolojisi, ev. Sevim Belli, Sol Yaynlan, .3.


Basm,

1 992, s. 42)

Bu bir tek pasaj, herhalde, Marx'n diger pasajlarndan


daha fazla kafa kanklgna neden olmu ve daha fazla yarar
sz tefsir retmitir ve burada ek yapmay nermiyorum. Ters
dnm imge metaforunun ok gl oldugu anlalmtr herhalde, yararndan daha fazla yledir. Ar yanlsama (optf
bir yanlsama gibi) olarak hakiki bir ideoloji anlayna ve bu
nunla baglantl, ideolojinin maddi gerekligin bir bakma ter
si ya da kart oldugu fikrine yol amtr. Bu anlamlandrma
erevesinde "sahte bilin" belal dncesi g l'i.azanmtr.
Kabaca belirtirsek, dnce treni yle ilerler: Maddi koullar,
rnegin ii snfnn gerek ya da hakiki karlarn aka gs
terir, ideolojide ise bu karlar basit tersine dnmeyle gizem
leir -bylece insanlar l'i.endi karlarn, gerekte olduklarnn
kart gibi grrler. Bu nedenle sahte bilin, siyasal bilincin
olmas gereken eyin ayna- imgesidir.
"Sahte bilin" nosyonunun meziyetleri ya da kusurlar
ne olursa olsun, Kari Marx'la fazla ilikisi yoktur denilebilir. Bu
nedenledir ki, John Plamenatz'n ideoloji zerine yazdg kita
b bahtsz siyaset bilim grencilerinin bana sarmak yerine
ktphanelerin ariv blmne gndermek gerekir. Plame ..
natz'da "Marx, ideolojiye ogunlukla 'sahte bilin' demitir"
ya da "Marx, devletle ilgili burjuva dncelerin bir sahte bi
lin rnegi olduguna inanyordu", hatta "Marx, ideolojiyi mey
dana getiren geleri ayrt etme zahmetine katlanmad, dolay
syla bu gelerin tamamnn 'sahte bilin' batg altnda uy2

Kari Marx ve Frederick Engels, The Oerman !deo/ogy, ed. C. J. Arthur


(Londra, Lawrence ve Wishard, 1974), s. 47. (Alman ideolojisi, ev. Se
vim Belli, Sol Yaynlar, 3. Basm 1992}

15
gun bir ekilde toplanp toplanamayacag sorusunu sormad"
gibi kesin ifadelere rastlanr. 3
Aslnda yle grnyor ki, Marksist felsefe uzmanlarna
gre Marx "sahte bilin" ifadesini hibir zaman kullanmad.
megin u anda bu tr uzmanlarn belki de en yetkini olan
David McLellan, Marx'n "sahte bilin" terimini asla kullanma
dgn, Engels kaynakl oldugunu ve locus classicus'unun En
gels'in Franz Mehring'e 1893 tarihli mektubu oldugunu yazar.
Elbette bu tarih Marx'n lmnden ok sonraya rastlyor ve
Marx'n dncelerini Engels'in daha sonraki sunumlarndan
ayrma projesi imdi nemli lde gelimi durumdadr ve
ikisini atlama tehlikesinin daha fazla farl<i.nda olmamz sagl
yor. 4 Dahas, nemli mektuplarn imdiki evirileri "yanl bi
lin tr" eklinde dzeltilmitir. 5 Marksist bilginligin bu ince
likleri, belki de snrl nemdedirler; fakat "sahte bilin" kav
ramnn Marx-sonras bir kavram olduguna dair genel kan,
kukusuz ok anlaml bir noktadr.
"Sahte bilin" ifadesi, Marksist ideoloji teorilerinin, hem
destekleyenlerinin hem de eletirenlerinin zaman zaman ka
ba bir ksaltma olarak yararl bulduklar bir versiyonunu zet
ler. rnegin Martin Seliger, ideoloji zerine "Ortodoks Mark
sist greti" anlatmnda Plarnenatz'n yanlgsn kabul eder
(bu konuda eitli yorumcularn yaptg gibi); fakat hemen ar
dndan, Marx bizzat sahte bilin terimini kullanmam olsa bi
le Marx'n tutumunu dogru bir ekilde yansttgn ileri srer.
Seliger, genel olarak Marx ve Engels'in eserlerinde tekrarla
nan karklgn lmynag olarak grdg camera obscra me
taforunu, Marx'n ideolqji zerine dncesinin en zayf nok-------------

.5

John Plamenalz, / deology, Siyasal Bilimde Anahtar Kavramlar Dizisi


(Lordra, Macmillan, 979), s. 23-25.
David McLellan, ldeology, (Milton Keynes, Open University Press, 1986),
s. 18. f:\u yorumun dogrulanmas iin bkz. Jorge Larrain , Marxism and lde
o!ogy (Londra, Macmlllan, 1 983). BKz. Terrell Carver, Marx and Enge/s:
The lntellectua/ Relationship (Brighton, Wheatsheaf, 1 983) .
Kari Marx ve Frederick Engels, Selected Correspondance, 3. Basm (Lond
ra, Lawrence ve Wishard, 1975), s. 434.

16
tas olarak saptar. 6 Bu konuda kukusuz hakldr; fakat ideolo
ji kavram zerine baka ve belki de daha doyurucu formlas
yonlan Marx'n diger yazlarnda arama ynnde ak savlar
da var. Tartlandan bir bakma farkl bir ideoloji yorumunu
gsteren ve incelemek istedigim Marx'n sonraki sav, Alman
/deolojisi'nden aktarlan pasaj takip eder.

Marx il Gkten yeryzne inen Alman felsefesinin tam


tersine, burada yeryznden gge kyoruz... Gerek,
aktif insanlardan yola kyoruz ve onlarn gerek ya
am sreci temelinde, bu yaam srecinin ideolojik
yans ve yanklarnn geliimini gsteriyoruz, insan bey
ninde oluan hlyalar da zorunlu olarak, empirik olarak
seilebilir maddi ncllere bagl maddi yaam srele
rinin yceltilmeleridir. Bu nedenle ahlak, din, metafizik
ve ideolojinin geri kalan ksm ve bunlara karlk gelen
bilin biimleri, artk bagmszm gibi grnmezler.
Bunlarn tarihi yoktur, gelimeleri yoktur; fakat kendi
maddi retimlerini ve maddi ilikilerini gelitiren insan
lar, kendi gerek varolularyla birlikte, kendi dnce
lerini ve dnce rnlerini de degitirirler. Bilin yaa
m belirlemez, yaam bilinci belirler.' (Alman ideolojisi,
s.

42-4.3)

ideoloji konusunda "materyalist" tutum olarak anlalan


eyin -maddi nedenlerin ideolojik grngleri belirledigi inan
cnn- en nl ifadesi bu olmal. Bu pasajda szcklerin bii
mi olduka uzlamazdr -belirlenme tek ynl bir sretir.
Marx'n bir yanda "gerek" diger yanda "ideolojik" arasna
koydugu (sonunda belirleyici olan) kartlga dikkat edin. Bu
rada din, ahlak ve metafzige gnderme yapmakla Marx ve En
gels, ideolojinin zorunlu olarak arpk ya da yetersiz bir dn
ya gr oldugu dncesinin temel gesini sergilerler.

6
7

Martin Seliger, The Marxist Conception of /deology: A Critical Essay


(Cambridge University Press, 1 97 9 ) , s . .3 1 , .3.3.
Marx ve Engels, Oerman /deology, s. 4 7 .

17

Marx, dini sr olmaktan karmann daha genel bir top


lum yornmunun anahtar oduguna inandg iin , din merkezi
bir konudur. Btnlkl felsefesinde bu o kadar merkeziydi

ki, "din eletirisinin her eletirinin nkoulu" oldugunu savu


nuyordu.8 Birok yazar, hakl olarak, Alman /deolojisi'nde
Marx ve Engels'in gelitlrdigi savlarn habercisi olarak, sol-tte
gelci felsefede gelitirilen din eletirisine -en bata da Ludwig
feuerbach'n- iaret etmitir. rnegin Jorge Larrain, Marx'm
din eletirisinden yle sz eder: "Burada Marx, kendi ideolo
ji kavramnn nemli gelerinden birini, yani dinin eksikli bir
gerekligi zihinde telafi ettigini; gerek dnyann elikilerini
zme abasnda gerek dnyann tesine geen uyumlu bir
zm imgelemde yeniden kurdugunu tahmin eder. "9 Larra
in, bu "tahmin" srecinin, M arx' bizim imdi 0ideoloji" dedi
gimiz ey konusunda terimi n kendisini kullanmadan teorik bir
tutum gelitirmeye gtrdgn ve bu durumun, Marx'n da
ha sonra Kapitalde ideoloji olarak meta fetiizmi zerine almas iin de geerli oldugunu belirtir.

Bir'an iin bunu bir

tarafa brakarak, Marx'n din ve 0insan beyninde. -oluan (di


ger) hlyalar" eletirisinin tzsel noktas zerinde 'yogunlaa
lm.. Jorge Larrain, Marx ve ideoloji zerine yaz yazanlar ara
snda genel terimlere geni kabul gren bir tezi, ayrntsyla ve
byk bir inandrclkla eklemledi: Marx'n ideoloji kavram,
sadeletirilemez "hassas" bir ekirdegi bulunan bir kavram
dr. Burada din eletirisi, genelde Marx'n insanlarn kendi top
lumsal dnyalarn kavrama arac olan inan sistemlerine ve '
dn yaplarna gtrdg kesin eletirel yaklamn bir r
negi olarak ie yarayabilir.
Marx'n grlerinin bu yorumuna meydan okumamazlk
edilmedi. Joe McCarney'in kitab The Real World of Jdeology,
zorunlu bir eletirel kategori olaraJ;, kullanlp kullanlmadg
merkezi konusunda Marx'm ideolojiye yaklamnn alternatif

Kari Marx, "Toward a Critique of H egel's Philosophy of Right0 Early Texts,


ev. David McLellan (Oxford. Basil Blackwell, 1971), s. 1 5 .
9
Larrain, Marxism and ldeology, s. 1 .3 .
l O a.g.y . . s . 8.

18
bir anlatmn sunmaya alr. Bunu yapmak iin McCarney,
"Marksist ve Marksist- olmayan yorumculan ayn zarf iine ko
yan bir yanl anlama iklimi" bulundugunu ileri srer.11 "Eleti
rel" ideoloji gr, ideolojinin "epistemolojik" tanm olarak
bilinen sorunu gndeme getirir. McCarney, Marx'n ideoloji
lmvramn nitelik bakmdan zorunlu olarak eletirel grenlerin,
ideolojinin sz konusu nermelerin dogrulugu ya da sahteligi
zerinde etkili epistemolojik bir kategori oldugunu -ideolojinin
bilgiye kartlk iinde oluan bir kategori oldugunu- varsaydk
larn belirtir, ideolojiye pozitif yanllk atfetmekle sahte bilin
nosyonu, dogal olarak, ideolojinin "epistemolojik" tanmnn
en gl biimidir. (McCarney, ideolojiyle ilgili "bilisel kusur"
teorisine iaret eder.) McCarney, Marx'n kullandg ideoloji
kavramnn herhangi bir trden epistemolojik bir kategori de
giL kesinlikle betimleyici bir terim oldugunu ileri srer.12 Birin
cisi, McCarney, Marx'n ideoloji terimini, kendi bana bir kav
ram olmaktn ok genellikle bir sfatla birlikte kullandgn be
lirtir -"Alman" ideolojisi ya da "burjuva" ideolojisi. Bu baglam
da, nemli bir eviri hatasnn anlaml bir yanl anlama sonu
cu dogurduguna dair teoriyi ne karr. Sz konusu pasaj n
l

camera obscura pasajdr: McCarney, "btn ideolojide" ola


rak evrilen in der ganzen Ideologie (harfi harfine "ideolojinin
tamamnda") ifadesinin genel olarak ideolojiye degil, zel ola
rak tartlan Alman ideolojisine gnderme yaptgn ileri srer.
Dolaysyla, McCarney'in grne gre, pasajn, zellikle de
optik metaforun teorik havas btnyle abartlmtr.13 ikinci
si, McCarney, digerlerinin yaptg gibi, sahte bilincin Marx'n
kullandg bir nosyon olmadgnda srar eder. 14 ncs,
McCarney, Marx'n yaklamnn alternatif bir yorumunu, Marx'
Marksist gelenekte daha sonra gelitirilen. zellikle Lenin ve
Lukacs tarafndan gelitirilen savlarla daha yakndan ilikilen
diren bir yorumu ne karr.
1 1

2
13

Joe McCamey, Th e Rea/ Wor/d of ldeo/ogy (Brighton, Harvester, 1 980),


s. 1 40.
a.g.y.:s. 80, 92.
a.g.y., s. 3-4, 86.
a.g.y., s. 95.

19
Bu son nokta zellikle anlamldr; nk McCarney, o
gunlulIa Marksist dncedeki balca vurgu farkllg olarak
alglanan eyi uzlatrmaya alr. McCarney, ncelikle Le
nin'le btnleen ideolojinin tikel bir snfn dncesi ve bi
linci oldugu grn Marx'n da paylatg, dolaysyla Marx
ve Engels iin ideolojinin nesnel oldugu, toplumsal snflarn
tarihsel varoluuna dayandnldg sonucuna vanr. McCarney,
ideolojiyi "snf karlarna hizmet eden dnce" olarak ta
nmlar: 15 Gizemletirme ya da yanlsama bakmndan degiL
zgl tarihsel toplumsal snflarn nesnel varoluu bakmn
dan bu vurgulanr. Bu ideoloji gr ile ideolojiyi snflarla il
gili ve ait oldugu toplumsal snfn nesnel tarihsel konumuna
gre ilerici ya da gerici olarak gren George Lukacs'n gr
leri arasnda bir benzerlik vardr. (Bu nedenle Lukacs'n tarih
sel roman zmlemesi, burjuvazinin siyasal ykselme dne
minde -kabac l 848'e kadar- yazlan romanlar, snfn gerile
meye baladg tarihten sonra yazlanlardan daha ilerici olarak
yorumlar.)16 Marx, Lenin ve Lukacs arasndaki bu iliki, McCar
ney'in grnde olumsal degildir. Bu nedenle, ideoloji konu
sunda "bir tek, evrilen" Marksist dnce "gelenegi" bulundu
gunu, "gelenegin yelerinin gznde, konunun Marksist ele
alnlarnda klasik bir statye uydurulabilir olan" bir gelene
gin bulundugunu ileri srer.

11

McCarney'in sav, esas olarak, Marx'n eletirel ideoloji


kavram ile Lenin. ve Lukacs'n daha betimleyici, snf bilinli
yaklamlar arasnda oldugu sanlan farkllgn bir yanllga
dayandgn gstermeye yneliktir. McCarney'in Marx', gele
neksel olarak Marx'n kullanmn Marksist gelenekteki diger
birok yazarn kullanmndan -kukusuz, Lenin ve Lukacs'n,
fakat en anlamls Gramsci'nin- ayrt eden "eletirel" ve "epis
temolojik" tonlarndan arndrlm bir ideoloji kavramn kul
lanr. Daha sonra grecegimiz gibi, bu anlamazlk, ideoloji
1 5 a.g.y. , s. 1 27.
1 6 George Lukacs, The Historica/ Novel (Hannondworth, Peregrine Books,
1 969).
1 7 McCarney, Rea/ Wor/d, s. 127.

20
ile ilgili tartmalarda temeldir ve anlamazlgn acmaszca
tekrarlanmas, Marksist gelenekte i tutarlhk arayanlara so
run yaratmaktadr.
McCamey'in sav ahsen beni ikna etmiyor, ideoloji ko
nusunda bir "sahte bilin" konumunun Marx'a yanstlma dere
cesini vurgulamakta hakldr. Marx'n ideolojiye birok gnder
mesinin, sadece kendileriyle polemige girdigi "ideologlar"a -o
gunlukla idealist egilimleri bulunan profesyonel filozoflara- y
nelik oldugu da dogrudur. Diger yanda, ezici agrlkta kantlar,
Marx'n bu konudaki genel ruh halinin eletirel

oldugunu gste

rir. Plamenatz ve Seliger gibi yazarlar konularna sempati duy


mamakla sulamak nispeten kolay olmasna karn. Marx'n
ideoloji kavramn degiik, fakat tutarl "eletirel" anlamlan bu
lunan bir kavram olarak yorumlayan Ailen Wood ya da Bhikhu
Parekh gibi ciddi ve konularna sempatik bakan bilim adamlar
18
nn vardg sonular rtmek daha zordur.
Marx'n ideoloji
sorununa yaklamndaki arptma ve yanlsama metaforlar ka
dar Marx'n bir btn olarak bu alandaki almasnda gelitiri
len tzsel savlar da, yadsnamaz bir ek.ilde "epistemolojik"tir.
Erken Marx'taki yabanclama teorisinden

.ff.apital'deki meta

fe

tiizmi teorisine kadar Marx'n bilin ve ideoloji zmlemesi,


mistifikasyonun bilgiyle

masl'\esi

drlmeye

ak

oldugu

inancna temellendirilir. Son olarak, Marx' ideoloji zerine an


lalm bir tutumun sregeldigi "klasik:' (yani Marksist-Leninist)
bir gelenegin birinci srasna koyma arzusu, Marksist teorideki
temel anlamazlg ve sav tkamak pahasna gerekletirilebilir
bir arzu olmas olas grnyor.

Marx III Egemen snfn dnceleri her agda egemen

dncelerdir; yani, toplumun egemen

maddi gc

olan snf ayn zamanda egemen entelektel gcdr


de. Maddi retim aralann elinde bulunduran snf, ay
n zamanda zihinsel retim aralann da kontrol eder;
18

Bkz. Ailen Wood, /\ar/ Marx (Lordra, Routledge ve Kegar Paul, 1984). s.
117-120; Bhikhu Parekh, Marx's Theory of Jdeology_ (Londra, Croom
Helm, 1982), s. 10-13. (Wood tarihsel idealizmi, ilevsel ideolojiyi ve
ideolojik yanlsamay, Parek.h i dealizmi ve savunmay saptar}.

.21

yle ki, bu nednle, genel olarak konuursak, zihinsel


retim aralarndan yoksun olanlarn dnceleri o s
nfa tabidir. Egemen dnceler. hakim maddi ilikile
rin ideal ifadesinden baka bir ey degildir. 19 {Alman

ideolojisi, s. 70)

Yine

Alman /deolojisi'nden alnan bu pasaj, ideolojinin

toplumsal snfla ilikisi konusunda iki ayn belirleme yaparak,


ideolojiye farkl bir perspektiften yaklar. Marx, egemen snf
dncelerinin egemen dncelerde oldugu byk kk .<SiY'
la balar; fakat bunun niin byle oldugunu ileri srmeye ge
tiginde yaptg aklama ok basittir -egemen snf, ideolojik

retim aralarn kontrol eder. O halde bu, fikir ve bilin olu


turma aralarnn sahipliginde ya da kontrol edilmine asli
olarak varolan ideolojik gle ilgili genel bir bellrkmedir. Bu

nu yzeysel degeriyle alrsak, btnyle tartmasxzdr ve r


negin Rupert Murdoch ve Robert :ta;<\; e::n g?e arpan r
nekleri oldugu son derece siyasallam Kk bir ideologlar
grubunun, basnn sahibi ve denetisi >!nas olgusunun Bri
tanya'daki siyasal kltr dzeyini bi ,:digine pek ok sosya
listi ikna etmek gerekmez.
Ne var ki, grnte ak bu belirlemenin son derece
tartmal iki boyutu var. ideolojik retim aralarndan yoksun
olanlarn, genel olarak konuursak, bu nedenle egemen sn

fa "tabi" olduklarn sylemek, popler bilin ve popler kl


tr etrafnda bir dizi g konuyu akla getirmektir. Marx'n bu
pasajda onayladg geleneksel ideolojik "tabilik" nosyonunun,
kurban olduklar sylenen rnlere birok kadnn duydugu
tutkulu hevese fazla hak vermedigi hafif TV dizileri, telif cret
leri ya da romantik yk gibi kltrel grngler zerine femi
nist almalar bu sorunlar en arpc biimde ortaya kar
d.20 En azndan bu tr "tabilik" srelerinin etkili olma biim1 9 Marx ve Engels, Oerman ldeology, s. 64.
20

rnegin bkz. Judith Williamson, Consuming Passions (Londra, Marion


Boyars, 1986); Rosalind Coward, Female Desire (Londra, Paladin Books,
1 984); len Ang Watching Dallas (Londra, Methuen, 1985); Janice Rad
way, Reading the Romance (Chapel Hill, North Carolina University Press,

1984).

22
lerinin, sonunda hi kimsenin karna olmayan kar anla
mas nosyonunun tesine giden ideolojinin inasna katlm
da hesaba katlarak daha sofistike bir zmlenmesine gerek
sinmemiz oldugu geni lde kabul ediliyor. Feministler bu
sorunu gl bir ekilde gndeme getirmi olmalarna karn,
aka genel bir sorundur ve birok kii, genel olarak Marksist
ideoloji teorisinin krlgan bir gesine dokundugunu ileri s
rer. Yani, grnte kavramda asli olarak varolan bir varsay
ma, bilincin ilerici dzeylerini ya da yanlarn az ok saptaya
bilecegimiz varsaymna meydan okur. Bu sorun daha sonra
ayrntl olarak ele alnacak.
Marx'n belirlemesiyle ilgili ikinci bir sorunun kabul de
dolayl olarak feminizme atfedilebilir. Dale Spender'in tezi
yledir: Erkekler dili kontrol ederler, medyay kontrol eder
ler, yayn ve eletiri kurumlarnn kaplarn kontrol ederler:
Marx'n "zihinsel retim aralar" dedigi eyleri kontrol ederler
ve temsil ettikleri karlar, sennayenin karlarndan ok er
keklerin karlardr. Dale Spender'in kitaplarnn balklar -r
negin,

Man Made Language, Women of ldeas - and What Men


Have Done to Them ve For the Recor<:f 1 feminist ataerkil kl
-

tr eletirisinin bu versiyonunun altnda yatan teoriyi gsterir.


Spender'in almasnn teorik konumu geni lde eletiril-
mitir22 ve burada ayrntsyla zerinde durmama gerek yok.
Spender'in Marx'n belirlemesini geniletip farkl bir
egemen gruba uygulamas -snftan ok cinse dayal- Marx'n
buradaki savnn zayflgn gsterir. Egemen snfn ideolojisi
nin egemen oldugu belitsel midir ya da bu, zihinsel retim
aralarnn snfsal kontrol sayesinde mi gerekleir? Aka
s, sadece cinsiyeti degi, rklk ve bununla baglantl yapsal
etnik eitsizlikleri de hesaba kalacaksa, Marx'n belirlemesi-

21

Dale Spender, Man Made Language (Londra, Routledge, 1 980), Women


Ideas -and What Men Have Done to Them (Londra, Pandora Press, 1 982)
ve f'or the Rec'ord (Londra, Women's Press, I 985).

22

Kesin bir eletiri iin bkz. Maria Black ve Rosalind Coward, "Linguistic,
Sexual and Social Relations: A Review of Dale Spender's /11an Ma.de lan
guage" Screen &Jucation, 39( 1 98 1 ); ayrca bkz. Alison Assiter. "Di.d Man
Make Language?", Roy Edgeley ve Richard Osbome (eds.) Radical Phi/o
sophy Reader (Londra, Verso, 1 985) iinde.

nin nemli lde yeniden dnlmesi gerekiyor. ngiliz


medyasnn ve kltrel pratiklerinin rk niteligini2" ve kontrol
etmek bir yana, bu alanlara katlmdan siyahlarn dlanmas
n zmleyen giderek byyen bir yazn var. Bu rklk kar
t savlar da, zihinsel retim aralarnn kontrol nosyonuyla
ayn erevede iler: Bu, "egemen snf" dnceleriyle ilgili
sav nasl etkiler? Bu noktalarn nemi, Marx'n ideoloji teori
sinin zorunlu olarak toplumsal snfla ilikili oldugu varsaym
na meydan okumasnda yatar. Sorun salt Marx'm sezgisinin
baka bir toplumsal blnmeye -cins ve rk blnmesi gibi

uygulanabilmesi degil, bu diger toplumsal blnmelerin ne


mini kabul etmenin, egemen snf terimiyle anlatlmak istene
ni yeniden dnmeye bizi zorlamasdr.
Aktarlan pasajn ak anlamnn altnda yatan ey, ide
olojinin snf-kaynakl niteligiyle ilgili Marx'n ileri srdg ok
daha ince bir savdr. Bir dnemin belli karakteristik dnce
lerinin, olumsal olarak degil, zsel olarak sz konusu toplu
mun retim ilikileriyle baglantl oldugunu ileri srerek, ege
men snf dncelerinin egemen dnceler oldugu iddias
nn baka bir boyutuna uzanr. Marx'n verdigi rnekler, aris
tokratih. onur ve sadakat nosyonlar ile burjuva zgrlk ve
eitlik dnceleridir.24 Marx, genel olarak yle varsaylmas
na karn, bu dncelerin uygun dtkleri retim tarzlaryla
(bagml emege dayal feodalizm ve biimsel olarak zgr
emege dayal kapitalizm) tesadfen akmadgn ileri srer.
Bylesi dncelerin "dnce olarak kavranan hakim maddi
ilikiler" olduguna, dolaysyla retim ilikilerinin paras ve
analitik olarak bu maddi temelden ayrlamaz olduguna inanr.
Genel bir ideoloji teorisi gelitirme projesiyle ili kLJ in
de incelendiginde bu sav da sorunludur. Daha sonra greceBkz. Chares Husband (ed . ) , White Media and B/ack Britaln (Londrc, Ar
row Books, 975); Stuart Hail, "The Whltes of Their Eyes: Racist deoo
gies and the Medla" Oeorge Bridge ve Rosalind Brunt (eds.) Si/ver LJ
nings: Some Strategies for the Eighties (Londra, Lawrence and Wi$hard,
1981) iinde; Cedi Gutzmore, "Capital, 'Black Youth' and Crime, "\a ce
and C/ass, cilt 25, no. 2 098.3) iinde.
24 Marx ve Engels, German ldeo/ogy, s. 65-67.

2.3

gimiz gibi, Ernesto Laclau siyasal ideolojilerin "snf aidiyeti"


niteliginin, daha nce birok kii tarafndan yapldg gibi he
saba katlamayacagm gsterdiginde, siyasal ideoloji Imnu
sundaki M arksist teoride belirleyici bir degiiklik oldu. 25 eit
li snf ideolojileriyle ayn hizaya konulmasnn olanakl oldu
gu anlalan ve dolaysyla, zorunlu olarak bir "snf aidiyeti"
niteligi bulundugu sylenemeyen

bir dizi fikirsel yapnn

("yurtseverlik" bunun iyi bir megidir) varoldugu aktr, ide


olojinin snfla baglantl olup olmadg ya da hangi anlamda
baglantl oldugu ile ilgili tanmalar, son yllarda olduka
nemli olmutur. Geriye dnp Marx'n ideoloji zerine d
ncesiyle ilgili yorumlara bakarsak, bu merkezi konudaki g
rlerinin sorunlu oldugunu ve eitli okumalarn sunulmakta
oldugunu grebiliriz.
rnegin Bhikhu Parekh, 0Marx'a gre bir ideoloji, ister
bir snf, bir ulus, bir meslek ya da bir rk olsun, sistematik
olarak bir toplumsal gruba ynelik nyargldr. Bu nedenle,
ideolojiyi bir snfa ynelik nyargh bir dnce gvdesi ola
rak tanmlamak yanltr" diye yazar. 26 Diger yanda, bu konu
daki Marx yorumcularnn ogunluguyla ayn izgide olan Ger
ran Therbom, "ideolojilerin maddi, snfsal belirlenimi zerin
de merkezileen klasik Marksist somnsalHa iaret eder. 27 O
halde, Marx'n kendi yazlarnn belirsizliklerinde ve Marksist
,
gelenekteki degiik yorumlarda, ideolojinin toplumsal snfla
ilikisi konusunda nemli tartmalar ve gerekte kafa kank
Ig iin temelin zaten bulundugunu grebiliriz. Yine de, daha
sonra grecegimiz gibi, bu bagn btnyle k.oparldg an, ge
leneksel olarak anlaldg ekliyle Marksist siyasal teorinin ge
erliligi iin belirleyici oldu.

Emesto Laclau, Politics and ldeology in Marxist Theory: Capitalism, ras


cism, Populism (Londra, New Lift Books, l 977).
26 Parekh, Marx's Theory, s. 47.
27 Goran Therbom, The /deo/ogy of Power and t/1e Po wer of ldeofogy (Lond
ra, Verso, 1 980), s. 9. [iktidarn ideolojisi ve ideolojinin iktidar, ev. lr
fan Cre, i letiim Yaynlar, 1 989).
25

25
Max N [0 zaman bir toplumsal devrim ag balar)

Ekonomik temelin degimesiyle birlil{te btn muaz


zam styap da az ok hzl bir ekilde dnr. Byle
si dnmler degerlendirilirken, doal bilimin kesinli
giyle

belirlenebilen retimin ekonomik koullarnn

maddi dnm ile insanlarn bu atmann bilincine


vardklar ve savaarak .zmeye altklar hukul{Sal,
siyasal, dini, estetik ya da felsefi -ksaca ideolojik- bi
imleri daima ayrt etmek gerekir. Nasl ki, bir kiiyle il
gili fikrimiz o kiinin kendisiyle ilgili ne dndne
dayanmyorsa, ayn ekilde, byle bir dmim dne
mini de o dnemin kendi bilinciyle yarglayamayz; ak
sine, bu bilin, maddi yaamn elikilerinden, toplum
sal retken gler ile retim ilikileri arasndaki mevcut
atmadan hareketle aklanmaldr. 2 (Ekonomi Politi

gin Ele.risine Katk, ev. Sevim Belli, Sol Yaynlan; 5 .


bask, l 99.3, s .

2.3-24)

1859'a gellndiginde

Marx,

kendisinin

ve

Engels'in

1845-1846'da yazdklar Alman ldeolojisi'nde ana hatlarn


izdikleri fo rmlasyonlardan uzaklamt. Bu pasaj, ideoloji
zerine nemli tezi zl bir ekilde tantmasyla dikkate
degerdir: nl "temel ve styap" metaforu, ideolojik "mca
dele" d ncesi ve ideoloji ile bilgi (ya da bilim) ayrm. Bura
da Marx'n ideoloji teorisindeki "topografk" metafor denilen
eyin zerinde dunnamz gerekmiyor -ayn metinde bunu aa
gdaki terimlerle betimler: " retim ilikilerinin toplam, toplu
mun ekonomik yapsn, zerinde hukuksal ve siyasal bir st
yapnn ykseldigi ve belirli toplumsal bilin b iimlerinin kar
lk geldigi gerek temeli oluturur. "29 (s .23) Bu, muazzam bir
g kazanm bir ideoloji imgesinin klasik bir ifadesi olmas28 Kari Marx, Preface to a Contribution to the Critique of Political Eco
norny" M arx ve Engels, Selected Works, cilt l (Londra, Lawrence and Wis
hard, 1 97.3), s. 82 iinde. {Ekonomi Politigin Bletirisine Katk, ev. Se
vim Belli, Sol Y aynlar, 5. bask 1993]
29 a.g.y. , s. 8 .

26
na karn, burada bile, devlete ilil{in olarak sunulan "toplum
sal bilin"in styapyla ilikisi bir bakma ak olmadg iin,
formlasyonun belirsiz oldugunu belirtmek gerekir.
Hall'n

Alman /deoloji'sinden

Stuart

alnan benzer bir pasajla iliki

iinde yorumladg gibi, bu embriyonik temel/styap mode


linde iki degil, daha ok

dzlem

var gibi gr1nyor -birin

cisi, maddi retim "temel"i; ikincisi, sivil toplum ve devlet


dzlemi ve ncs, bilin, felsefe, din, vb. alan. 30 Marx'n
ideolojiyi sivil toplum ve devlet -siyasal topluluk olarak top
lum- dzlemine denk ycelme isteksizligi, ideoloji konusunda
klasik determinist denilen tutumdaki birok belirsizlikten biri
nin kaynagdr. Kukusuz, biroklar iin ekonomik olarak ve
rili "gereklik"in yansmas olarak degimez bir ideoloji kavra
yn simgeleyen temel-styap metaforu, epeyce eletirel ilgi
ye maruz kalmtr, ideolojiyle ilgili klasik tartmalardaki be
lirleme sorununu daha genel degerlendirilirken buna iaret
edilecek.
Tartlan pasajn ikinci bir zelligi de ideoloji dzlemin
de snf mcadelesinin bilincinde olan ve "savaan" insanlara
(herhalde burada bir defalk halk diyebiliriz) Marx'n yaptg
gndermedir. Gerekten bir tabirden fazla bir ey olmayan bu
yan cmle, Marx' Gramsci olmak zere olan Marx olarak yo
rumlamann en saglam kantdr. Bu ifadeyi, Marx'n ideolojiy
le ilgili konumunun genel bir okunmas dzeyine ykseltmek,
daha yakn zamanlarda ilgi konusu olan kltrel siyaseti
Marx'a yanstmaktr ve ne yazk ki bir btn olarak Marx'n ya
zlan bu yanstmay hakl karmyor.
Pasajn son cmlesini, bilim/ideoloji ayrm zerine tar
tmaya uygun den Marx'n yntembilimsel konumuyla ilgi
li genel bir fikir vermek iin aktaryorum. Epistemolojik bir
gereki oldugunu gstermek iin daha ak bir ifadede bulu-

.30

Stuart Hall'n, ne yazk ki basks tkenen bir derlemedeki makalesi, ide


olojinin belirlenimi sorunlar konusunda Marx'n dncesinin gelime
siyle ilgili rnek bir degerlendirme verir: "Rethinking the 'Base and Su
perstructure' Metaphor," Jon Bloomtle!d (ed.) C/ass, Hegemony and
Party (Londra, Lawrence and Wishard, 1977) iinde.

27
nabilir miydi? Marx bir toplumun kendisiyle ilgili syleminin
geerliligini kabul etmez, bunu bir bilgi kaynag olmaktan ok
aklanmas gereken bir grng olarak grr. Ne var ki, bu
da, zgl bilim ve ideoloji sorunu konusunda Marx yorumlar
nn kanlmaz eitliligi konusundan ve epistemolojik gerek
ilik geleneklerinin, rnegin Foucault'nun konumuyla bagda
p bagdamadg ya da ne lde bagdatg ile ilgili daha ge
nel anlamazlk sorunundan daha az ak bir konudur.
Sczn etmek istedigirn son iki HMarx" versiyonu, yakn
zaman yorumcularnn Marx'n yazlarndan farkl konumlar
karm oldugu versiyonlardr. Marx'n 1 85 1-1852 tarihli met
nini, "On Sekizinci Brumaire", degerlendirdiginde Stuart Hali,
Alman

ideolojisi ile bu metin arasnda geen birka yl iinde

Marx'n ideoloji ile ilgili dncesindeki kopuun nemini vur


gular.

Max V Stuart Hail "On Sekizinci Brumaire"den sz ede

rek yazar: Louis-Napoleon'un rejimi -tekil bir despotizm


biiminde ortaya kan- aslnda, tikel bir snf kan ze
rine oturur: Gerilemeye mahkum olmasna karn, o s
rada Fransa'daki "en kalabalk" snf olan kk mlk
sahibi kyllgn karlar zerine. Bu snf blnts
kendi bana ynetemez: Napoleon

aracliyla ve onun

dncelerinin arachgyla ynetir. Byyen devlete ge


ici rza gsteren bu snftr -zira devlet "havada asl" de
gildir: Fakat gemiin (daha byk ve baka bir Napole
on gemiinin) ruhlarn, adlarn, sava glklann ve
giysilerini canlandran Louis Napoleon, bu snfn siyasal
dzlemdeki iktidarnn

yrtcsdr.

Sermaye, bir "er

telemeye" razdr. "Bonapartizm" bunun ad ve biimi


dir. Bu sav daha ayrntl incelemeden, dnemin bu ve
diger ilgili denemelerinden,

Marx'n siyasal/hukuksal

styaplar ve devlet biimleri alann, kendi temellerine


karlk gelen basit yanstc ya da ifade edici anlamda
dnmediini grmeye yeter. Marksist bir styaplar te
orisi gelitirmede bu deneme, eksen olmaldr .31

.3 1

Hail , "Base and Superstructure" s . 60.

28
Burada, Louis Althusser'in daha sonra siyasal "dzlem"
-toplumsal oluumun kendi bana etkili olan bir kesimi- dedi
gi eyin zgl ileyii degerlendiriliyor.32 Hall'n savnn ama
c, yirminci yzyl Marksist teorisinde devletin ileyiini ideolo
jik bakmdan zmleyen ve bu zmlemeyi mekanik olma
yan bir ekilde toplumsal btnlgn diger yanlaryla ilikilen
dirmeye alan yeni gelenegi bizzat Marx'n kendisine kadar
geri gtrmektir. Deyim uygunsa, bizzat Marx'n ekonomi ile
ideoloji arasndaki dolaymsz bir ilikiyle altg varsaymn
dan insanlar vazgeirmek oldugu kadar, sadece Gramsci'nin
degil, Althusser, Poulantzas ve (daha yakn zamanlarda) Lac
lau'nun da katklar bakmndan Marx'taki referans noktasn
gstermektir. Stuart Hall'n vurguladg gibi, siyasal dzlem imdilik hem devleti hem "sivil toplum'u dahil edebilecegi
miz- bir btn olarak toplumsal ilikilerde belirlenme genel
sorununa Marx'n yaklamyla bylesine nemli bir dolaym
kurmay saglar.

Mar.x VI John Mepham Xapital'in birinci cildinden sz

ederek yazar: (Marx'n grngsel biim ile gerek ili


ki aynm), dnce ile gereklik, arasndaki iliki ve ger

eklikle ilgili yanlsamalarn kkenleriyle ilgili tzsel bir


epistemolojik teoriyi ierir. Bu teori, bizzat gerek.ligin
grngsel biiminin ideolojik yanlsamalarn kaynag
oldugu teorisidir ... ideofojik dil, sadece dikkatleri ger
ek toplumsal ilikilerden uzaklatrmaz, onlara baka
bir anlam vermez, hatta dogrudan yadsmaz. Bunlan
dnceden yapsal olarak dlar.33

32

33

Louis Althusser, "Contra iction and Overdetermination" For Marx, ev.


Ben Brewster (Harrnondworth, Penguin Books, 969); Louis Althusser ve
Etienne Balibar, Reading "Capital" (Londra, New Left Books, 1977) (l\a
pita/'i Okumak, ev. Celal A. l"'i.anat, Belge Yaynlar, 1995 (ksaltlm e
viri)}
John Mepham, "The Theory of ldeology in Capita/," Joh Mepham ve Da
vid-Hillel Ruben (eds.), tssues in Marxist Philosophy, cilt 3: Epistemotogy,
Science, /deo/ogy (B righton, Harvester, 1979) , s. 151-152 iinde.

29
John Mepham, Marx konusunda yaz yazan birok yaza
rn kabul ettigi bir konuda ve ideoloji kavram zerine geni
letilmi bir sav ileri srer -Marx J\apita11 yazmaya baladgn
da ideoloji szcgnden byk lde vazgeilmi olmasna
karn, ideoloji ile ilgili en ayrntl ve sofistike teorik savlarn
ieren almann bu oldugu sav. 34 J\apital'deki "meta fetiiz
mi' teorisinin, insan enegiyle oluan ilikilerin nasl eyler
arasndaki ilikiler gibi grndgn aklayan kapitalist top
lumdaki ideolojinin teorisi oldugu uzun sreden beri gelenek
sel olarak kabul edilmektedir.35 ("Meta fetiizmi", bazen yan
l varsayldg gibi kapitalizmdeki tketimciligin bir betimle
mesi degil; eylemenin bir zmlemesidir .) John Mepham,
J\apital'de "grngsel biim)" kavramlarn "gerek iliki"ye
baglayan tezi belirtir: Bu, basite, grngsel biimin gerek
ilikiye bulanklk ya da grnmezlik kazandrdg tezidir. Bu
nedenle, megin bir eye karlk bir deme gibi grnen c
ret biimi, gerekte, satn alnan eyin bir rnden ok emek
zaman oldugu bir szlemenin paras olmas olgusunu mas
keler. Mepham, Marx'n bir yanda grngsel biim ya da g
rnt ile diger yanda gerek iliki ya da z arasna koydugu
ayrmn -kapitalizmin ileyiiyle ilgili btn zmlemesinin
dayandg bir ayrm- yzeydeki ve temeldeki sreler nosyo
nundan ok daha byk bir epistemolojik ierigi bulundugu
nu ileri srer Mepham'a gre bu ayrmn sistematik olarak ide
olojiyle iliki iinde ve zel olarak da bir mistifikasyon soru
nunun gndeme geldigi yerde akla getiilmesinin nedeni bu
dur. Bu nedenle, Marx'n meta fetiizmi zmlemesi, "ide
olojik yanlsamalarn kaynag, bizzat gerekligin grngsel
biimidir" eklindeki genel bir teorinin sadece bir rnegidir. 36
Bu konuda ayrca bkz. Larrain, Marxism and Jdeo/ogy, s. 8.
Ben fire unu yazar: "Meta fetiizmi, kapitalizmin ekonomik biimlerinin
altta yatan toplumsal ilikileri gizleme biiminin en basit ve en evrensel
rnegidir. . . grnt (zorunlu olarak sahte olmakszn) ile gizlenen ger
eklik arasnda ideoloji zmlemesiyle ele alnabilen bir atallama ku
rar" (Tom Bottomore vd l . [eds.J A Dictioray of 1'1arxist Thought [Oxford,
Basil Blackwell. 1983], s. 87). (Marksist Dnce Sz/g, ev. Mete Tun
ay, i letiim Yaynlar, 1993)
36 Mepham, 'Theory of ldeology" s. 150-151; b u baglantyla bkz. tlall'n
Darstellung degerlendirmesi (l\apital'de temsil teorisi), "Base and Su
perstructure" s. 6 1 -63.

34
35

Mepham, Marx'a gre "aldatc olan(n), insan_n goru


nte dolaysz bir ekilde deneyimle tandg toplumsal iliki
lerin biimi" (deger, cret, para, metalar, v b . ) oldugunu vur
gulayarak, Marx'n ideolojiyi "aka alglanabilir olgularn bir
tr aldatc alglanmas" olarak grdgne dair gr r
tr. 37 Aktarlan pasajn son ksmnda, Mepham'n ideolojinin,
belli alglarn sistematik ve gizemletirici bir ekilde sylem
den dlanmasyla etkili oldugunu ileri srdg ksmda iaret
edilen budur. Marx'n kendi szleriyle: "Meta olaral\ rnleri
damgalayan ve olumalar meta dolamnn zorunlu bir n
hazrlg olan nitelikler, insanlar . . . anlamlarn zmeye al
madan nce doga, kendinden anlalr toplumsal yaam bi
imleri kararllgn zaten kazanmlardr. "38
ideoloji kavramna Marx'ta bulunacak alt farkl yakla
m sergiledim. Bu yaklamlar, dikisiz bir "Marksist ideoloji
teorisi" ag oluturmazlar ve Marx' bir ideoloji "teorisi" ret
mi gibi ele almak hakszlktr. Marx'n baz nermelerinin mu
azzam gc ve belagati vardr. Sorun, Marx'n farkl zamanlar
da ileri srdg ya da yorumcularn onun eserlerinden kar
dg tek tek savlarn, sonraki tartmalarda anlamazlk konu
su olmu sorunlarda genel bir tutum meydana getirmemesi
dir. Marx'ta, hem ideolojiyi dnmek zorunda kaldklarnda
eski moda ekonomik determinizmden holananlar hem de
daha Gramscici bir ideolojik ve kltrel mcadeleyi destekle
yenleri memnun edecek eyler var. Gerekten de Gramsci'de
oldugu gibi, Marx, artc derecede degiik bir olas "okumR
!ar" yelpazesine hammadde saglayan Rorah lekesi benzeri
bir ey olmutur.
Marx'n ideolojiyle ilgili nermeleri sonraki yazar ve d
nrleri, farkl biimlerde etkilemitir: Bazlar "camera obs
cura"y, bazlar Gramsci'yi n i .:tjdeleyen eyleri, bazlar da me
ta fetiizmini tercih eder.

37 Mepham, "Theory of ldeology," s. 1 67- 1 68.


38 Aktaran a.g.y., s. 1 52.
Nelere benzedigi, kendisine neler anmsattg sorularak bir kimsenin d
nce yapsn ve kiiligini anlamak iin kullanlan eitli biimlerde d
zensiz mrekkep lekelerinden oluan ekil- .n.

31
Bu

konumlann

tamam,

metinsel

destegiyle

birlikte

Marx'n yazlarndan kar. Bir anlamda, temel konularda Marx'n


grleriyle ilgili degiik yorumlardan hangisinin en makul ol
dugunu aratrmak nemli olmaktadr. Baka bir anlamda ise,
aslnda hi de nemli degildir. Marx, ideolojiyle ilgili yle bir
metaforlar yelpazesi samtr ki her birimiz, sersemletici bir
imge ve modeller yelpazesi arasnda yolumuzu bulmak zorun
dayz. Tam da Marx'n kendi yazlannn "aklk"nn ya da isel
olarak elikili dogasnn (tercih ettiginiz gre bagl olarak)
Marksist gelenek iinde geni bir tartma ve anlamazlk alan
am olmas, herhalde en anlaml noktadr. Tartma paradig
mas, son yllarda geni lde ve sesli bir ekilde eletirilmi
tir; Marksist projeye yneltilen bu daha temel itirazlara bakma
dan nce, gelenek iinde en fazla tartma yaratan konularn
ana hatlann izmeye almak istiyorum ve bundan sonraki
blmlerin temelini bu oluturacak.
Larrain'in ileri srdg, gibV9 Marksist gelenekte ideolo
ji ile ilgili tartmann belki de en sregen konusu, zorunlu ola
rak "eletirel" bir tutum alp almama sorunudur -rnegin, ide
olojiyi yanlsama, mistifkasyon, arptma, vb. olarak kavram
latrarak. Bu "epistemolojik" tanm (ideolojik diye kategorile
tirilen eyden stn bilgi konumundan konutugu iin byle
denilen) , ogunlukla, daha ntr bir gr benimseyen ve ide
olojiyi tarihsel toplumsal snflarn dnya gr olarak gren
yazarlann -Lukacs ya da Lenin gibi- karsna karlr. Bu konu,
her zaman Marksizmde olduka siyasallam bir konu olagel
di; fakat imdilerde daha geni ve daha gncel bir siyasal an
lam kazand. agda radikal siyasette bask grenlerin kiisel
sesi, son zamanlarda yeni bir g kazand ve Marksist ideoloji
teorisi, yeni ve sesli meydan okumalarla kar karyadr.
ogunlukla "ideoloji ve bilim" balg altnda tartlan
epistemoloji sorunu bununla ilgilidir. Marx'n epistemoiojik
adan ne lde bir gereki, ne lde bir grececi olarak
yorumlanabilecegi konusunda fikirler degimektedir ve bu,

39

Larrain, Concept of ldeology.

birok lokal tartmann etrafnda dndg konudur. agda


teori bakmndan da btnyle yeni bir yaam gc kazan
mtr:

Foucault'nun,

"hakikat rejimleri"nin ileyii lehine

" Hakikat"i reddi, epistemolojiyi toptan yeniden dnme r


neginden baka bir ey degildir. Foucault'nun kesin bir ekil
de aga kavuturdugu gibi, bizzat ideoloji kategorisi, byle
sine nemli bir yeniden dnmeden yarasz beresiz kmaz.
ncs, "determinizm" sorununu, Marksist gelenekte
ya "temel/ styap" metaforu biiminde ya da daha yak n za
manlarda 0eluemleme" ya da "greli zerklik" tartmalar bi
iminde sren ideolojiyle ilgili tartmalarn tanmlayc karak
teristigi olarak saptayabiliriz. Burada da, agda toplumsal te
orisyenlerin almalannda, sadece insanlarn verdigi yantlar
da degit, bizzat sorunun kendisinde de nemli bir dnm
gryoruz. Bunu gerektlgi gibi aklamak iin, ideolojinin zo
runlu olarak eletirel ya da aaglayc bir terim olup olmadg
sorunundan ve bunun neden oldugu belal konulardan bala
yarak, bu konuya srayla girmemiz gerekecek.

DEOLOJ: ELETiR MI,


Bf:flMLEME M?

ntdeolog" teriminin, kanlmaz bir eletirel agnn

vardr; ideologlardan sz ettigimizde, bilerek, bylesi insan


lam1 belli bir grn temsilcileri ya da szcleri olmaktan
fazla bir ey olduklarm ima ederiz -ikna ve sz sanatnda be
ceriklidirler ve holanlmayan olgularn stn rtmeye ve
aykr bilgiyi arptmaya alabilirler. Fakat ideolog terimi,
zorunlu olaraJ\ eletirel bir terim degildir:

Sovyetler Birli

gi'nde parti "ideologlar0nn igal ettikleri eitli mevkiler, bir


zamanlar siyasal stratejinin nemli bir parasn oluturan
saygn siyasal grevlerdi. Bat ' n n kapitalist demokrasilerin
de, h Okmette bir ideoloji bakanlg sandalyesi kukuyla kar
lan rd; zira, hkmetin propaganda ilevine aka izin ve
rildigi sava zamanlar hari, siyasal inan ve davramm ak
ikna mekanizmalarndan ok olgularla ilgili rasyonel savlara
dayandgna inan l r. Elbette, Sovyeter Birligi 'nde ideolojinin
bir siyasal strateji meselesi oldugu aka kabul edilir: "Sag
duyu" aldatmacas yoktur ve siyasal tutumlarn her zaman za
ten siyasal oldugu yadsnmaz.

"deolog" teriminin agnmlanndaki bu fark, ideoloji


nin anlam konusunda Marksist gelenekte karlalan iki fark
l gelenekten kaynaklanr. "Batl" gr, gevek bir ekilde,
bir nceki blmde gsterdigim eyin Marx'n tutumu oldugu
na dayanr; Sovyet gr ise, yine gevek bir ekilde, Le
nin'in tikel bir snfn bak as olarak ideoloji anlayna da
yanr, ideoloji zerine yakn zamanda yaymladg iki kitabyla
hakl olarak nemli bir etkide bulunan Jorge Larrain, 1 Mark
sist dncede bu alandaki temel elikiyi aga kavutur
makla onurlandrlmaldr. Kavram zerine zet bir deneme
sinde, "Marksist gelenekte iki balca ideoloji kavraynn var
g, birok tartmann kaynagdr. Bugnn kimi yazarlar, bu
versiyonlardan sadece birinin hakikaten Marksist olduguna
inanrken, Marx ile Lenin arasndaki fark kabul edemeyen ba
zlar ise, iki versiyonu uzlatrmaya alrlar" sonucuna va
rr. 2 Larrain , ideoloji zerine birok tartmay bu kart kavra
ylar -Marx 'taki "olumsuz" ya da "eletirel" ideoloji teorisi ile
Lukacs ve Gramsci'de oldugu kadar Lenin'de de rastlanan ta
rihsel toplumsal snflarla baglantl genel dnya grlerinin
ve bak alanmn "olumlu" ya da betimleyici tanm- etrafn
da merkeziletirir. Kukusuz, bunu Marksist ideoloji teorilerin
deki temel blnme olmasa da temel blnmelerden biri ola
rak grmek iin neden var. Ne var ki konuyu btnsel kavra
ynda Larrain'in bu fark abarttg ileri srlebilir; ideoloji
kavram, diger birok anlaml tartmay da retmitir ve bun
lardan bazlar bugnk teori tartmalarn etkilemektedir.

lDEOLOJlNlN 'BLeTlRBL' TANIMI


nce btnn "Marx" kutbunu ele alarak tartmaya ba
kal m. Bir nceki blmde ileri srdgm gibi, Marx'n eitli

1
2

Jorge Larrain, 71e Concept of ldeology (Londra, tiutchinson, 1 9 79) ve


Marxism and ldeo/ogy (Londra, Macmillan, 983 ) .
Larrain'in ideoloj i zerine giri yazsndan, Tom Boltomore v d l . (eds. J A
Dictioay of Marxist Thought, s. 223.

55
ideoloji tanmlannn hepsinde eletirel bir ekirdek vardr, is
ter yanlsama ve mistifkasyondan ve din eletirisinden, ister
meta fetiizmi teorisinden ve kapitalizmdeki diger eyleme
biimlerinden sz etsin, Marx'n ideoloji dncesini kullan
, tartmasz biimde "eletirel" bir kavraya dayanr. Larra
in'in terimleriyle, ideolojiyi dncenin bir tr arptlmas
olarak

kavramas

anlamnda

"olumsuz"

bir

kullanmdr.

Marx'n bir yanda bilgi ya da bilim ile te yanda ideoloji ara


snda bir aynn aka nermesi anlamnda "epistemolojik"
bir kulanmdr da: ideolojinin yetersiz bilgi stats hakk nda
iddialarda bulunur.
Marx'n kul lanmyla uyumlu sonraki yaklamlara rastla
mak zor degil ve bu kullanm salkmndan bir i ki rnek vere
cegim. Kesinligi bakmndan gze arpan yakn zamann bir
crnegine bakalm. Terry Lovell, ''O halde ideoloji, yetersizligi
toplumsal olarak motive edilen yanl inanlar retme ve yay
n olarak tanmlanabilir. Bu tanm, diger iki kategoriyi , top
lumsal olarak motive edilmeyen yanl i nanlar ve toplumsal
olarak motive edilen geerl i inanlar lmtegorilerini kabul eder
ve ikisini de ideoloji kategorisinin d na yerletirir" diye ya
zar.' Lovell, tam da bu kes in tanmn, hem arptlm bilgi
olarak hem de snf baglantl dnceler olarak ideoloji tan
mnn maruz kald g birok tuzal\tan saknctgn ileri srer. Ko
nuyla ilgili btn Marksist yazarlarn degiL fakat bizzat Marx ' n
hayranlk verici bir muhakeme yntemi izledigini belirten Lo
veIL "verili bir dnceler gvdesinin ya da teorinin s n f
karlarna hizmet ettigini kantlamak, her zaman i deoloj i etike

tini hakl gstermeye yetmez. almay degerlendirmek iin

i/K nce epistenolojik lt uygulamall. her zaman zorunlu


d u r. Sadece sz konusu dncelerin ken d i nesneleri iin

ye

tersiz olduklar bolca gsterildiginde ve yetersiz kalan yan l a


r n sistemati k bir ekilde s n f karlarm dokundugu da
.3

Tc:rry Lovc l l , rict.res of Hea lity: Acsthetics,


British rnn lnstitutc, 1 980), s. 5 1 -5 2 .

f'oliiics and Pleasure

gs-

( Lodrn,

terildigi zaman, ideoloji eletirisinin tamamlan"dgnda srar


eder.4 Terry

Lovell'r

tanm,

Marx'n

kendi

d ncesinin

"eletirel" ve "epistemolojik" geleneginde bir aklk modeli


dir. Lovell kendi savn snfsal bir ideoloji zmlemesine
baglar ve ideolojiyi, Raymond Williams'n "duygu yaplan" cte
digi ey geregince kurmaktan ok, zel olarak bilinli inanlar
dzleminde kurar: Bu ikisi de, daha sonra grecegimiz gibi
"eletirelN tutumla yan yana gitme egilimindedir.
"Marx kutbu"nun bakmak istedigim ikinci rnegi. genel
baglamn Althusser'in kapitalist devletin bir "ideolojik aygn
olarak ol,ulun ileyiiyle ilgili degerlendirmesinden almay
nerdigim iin daha tartmal olabilir. Louis Althusser'in iyi
bilinen denemesi aagdaki seyri izleyen bir pasaj ierir:

l.

"Okul, devletin hakim ideolojik aygtdr. "

2.

"Her toplumsal snftan ocuklar ilkokul agndan


alr; sonra on yl boyunca . . . kafalarna... egemen ide
olojiyle sarlm bir mi ktar 'know-how' (. . . dogal ta
rih . . . edebiyat) ya da basite saf haliyle egemen ide
oloji (etik, yurttalk bilgisi, felsefe) doldurur."

3.

"Yaklak 16 yalarnda ocul'i.lann byk bir kitlesi


dar atlr (iiler ve kyllerJ . . . Okula uyum gste
ren genligin bir ksm . . . biraz daha ileri gider (tek
nisyenler, sekreterler, alt dzey yneticiler) .. . Bir ks
m zirveye ular (entelekteller, yneticiler, polis,
politikaclar, idareciler, ideologlar) . "

4.

"Yolda dlanan her kitleye, snfl toplumda yerine


getinnek zorunda olduklar role uygun ideoloji pra
tik olarak verilir . " ( Smrlen iilerin "ulusal" ve
"apolitik" olan bir bilinci vard r; yneticilerin "insan
ilikileri" vardr; bask araclar itaati glendirebilir;
ideologlar bilinci maniple edebilirler. )

a.g.y., s . 53.

5.

Bu yaamsal sonucu (smrenler ile smrlenler


arasndaki Hik.ilerin yeniden retimi) reten meka
nizmalar . . . dogal olarak ... okulu ideolojiden arn
m tarafsz bir ortam gibi gsteren evrensel olarak
egemen bir ideolojiyle kaplanr ve gizlenir. "5

Bu pasaj, ideolojiyle ilgili "eletirel" tutumun ideal bir


rnegi olarak grlebilir. Althusser, belli bilin biimlerinin
ve dnyay yetersiz kavramann nasl sistematik olarak c;nf
karyla, bu rnekte kapitalist sistemin eitli araclar ara
sndaki uygun ilikileri yeniden retme geregiyle ilikili oldu
g unu gsterir, ideolojinin epistemolojik niteligi zerinde; a.k
bir srar vardr (Althusser'in genel ideoloji/bi!h

;J 1 r'J .savu

..

nusuna uygun olarak) ve zgl ideoloj i !, ;Hin trinlerinin


dogrudan dogruya snf sisteminin crrh.lerine atfedilmesi
sz konusudur.
Bu noktada, Althusser'in nerrrH:.lyle ilgili iki sorunu
belirtmek gerekir. Savn merkezi bi <t : . .i de ii ve kyl kit
lesinin "apolitik" bilincinin aklanmasidr ve elbette, "eleti
rel" ideoloji teorilerinin nemli siyasal ilevi budur. Bu teori
ler, iilerin nasl ve niin smrldklerini ifade eden bilin
biimleri ve degiim olanaklarn gelitintediklerini aklama
ya almaldrlar. Althusser olaynda birok kii, onun bu ko
nuda aldg ar tutumun mcadele ve direnie ne kadar az
yer braktg zerinde yorumda bulunmutur:6 iilerin bilinci
ni ele alrken Althusser popler sagduyuya iaret eder ve be
timlemesinin byk bir ksm trnak iine alnr: '"Olduka ge5

Louis Althusser, "Jdeology and ldeological State Apparatuses" Lenin and


Ben Brewster (Londra, New Left
Books, 1 97 1 ), s. 1 47- 1 48 . (Orijinali bir kitap olarak yaymlanan bu de ne
meler Trkede iki ayn kitap olarak yaymland: ideoloji ve Devletin !de
olojik Aygtlar, ev: Yusuf Alp ve Mahmut zk, i letiim Yaynlar, 3.
Basm 1 99 1 ; Lenin ve Felsefe, ev: Blent Aksoy, Erol Tul par ve M (!rat
Belge, i letiim Yaynlan, 2. Basm 1 989)
Doludizgin bir "Althussercilik" eletiisi iin bkz. E.P. Thompson, The Po
verty of Theory (Londra, Merlin Press. 1 978). ( Teorinin Sefaleti ev: . Ah
met Fethi, Alan Yaynlar, 1 994).

Philosophy and Other Essays, ev:

limi', 'profesyonel', 'etnik', 'yurtta' 'ulusal' ve apolitik bi


lin. " Dogrudan ileri srmeye hazr oldugu tek ge, iilerde
apolitik bir bilincin bulundugu dncesidir. Yine de Althus
ser'in iddialarnn dayandrlabilecegi em :,irik kantlardan ku
kulanmak iin epey boluk var. iilerin bilincinin tabi oldugu
"hakim bir ideoloji"nin bulunduguna dair yaygn Marksist nos
yonu eletirel incelemelerinde Nicholas Abercrombie, Step
han Hill ve Bryan Turner, "Hakim ideoloji Tezi"nin empirik ola
rak yanl oldugunu gl bir ekilde ileri srerler. 1 Diger ey
ler arasnda, ge kapitalist toplumda iilerin bilinciyle ilgili
birok sosyolojik incelemeyi zmler ve bu iilerin, apolitik
olmak bir yana, yaadklar dnyann adaletsizligi ve smr
clg konusunda aka formle edilmi bir kavraya, 0zen
ginler 'in ayn bir yasa, yoksullar iin ayn bir yasa" ifadesiyle
zetlenebilecek bir kavraya sahip olduklar sonucuna varr
lar. 6 Abercrombie ve arkadalarna gre, iilerin bu eitsizli
gi kabul etmesinin nedenleri, ii snf iinde etkili olan bir
"deger konsensusu" ya da "hakim ideoloji" nosyonundan ok
reformizmin anlalabilir ekonomik yararlaryla ilikilidir. Aksi
ne, ii snfnn iinde nemli deger anlamazlgnn varoldu
gunu ileri srerler -hakim snf, deger konsensusu ya da "ha
kim ideoloji"yle birbirine bagl olmasna karn.9 Bu sav, sade
ce Althusser'in tezine degil, "eletirel" tutumla baglantl bir
ok sava ve ii snfnn yetersiz radikal bilincini teoriletirme
abasna da aka meydan okur.
Daha fazla Althusser'le snrl ikinci bir sorun da tartt
gm pasajdaki ideolojiye yaklam ile baka yerlerdeki yakla
m arasndaki tutarszlktr. Zira, ideoloji zerine "teki" Alt
husser'i - znelligin olumasnda ideolojik adlandrmann rol
zerine almasnn daha sonra degerlendirilecek Althusser'i
bu Althusser'le uzlatrmak zordur.

7
8

N icholas Abercrombie, Stephen Hill ve Byan Tumer, The Dominant lde


ology Thesis (Londra, Ailen and Unwin, 980).
Bkz. David Held, "Power and Legitimacy in Contemporay Britain", Gregor
McLennan, David Held ve Stuart Hail (eds.), State and Society in Contem
porary Britain (Cambridge, Polity Press, 984), s . .3.31 iinde.
Abercrombie, Hill ve Turner, Dominant ldeology Thesis, s. 153.

39
'SINIF BlUNCl' TANIMI

Bazen "olumlu", "ntr" ya da betimleyici denilen kar


kutuptaki en nemli figrler Lukacs ve Lenin'dir. Bu gr ile
"eletirel" gr arasndaki keskin kartlk Lenin'den bir ak
tarmayla grlebilir: "ii kitlelerinin kendi hareket srecinde
gelitirmi olduktan bagmsz bir ideolojiden sz edilemeye
cegine gre,

tek tercih ya burjuva ideolojisi ya da sosyalist

ideolojidir. Orta yol yoktur (zira, insanlk 'nc' bir ideoloji


yaratmamtr ve dahas, snf uzlamazlklanyla blnm bir
toplumda snfsal olmayan ya da snf st bir ideoloji asla
olamaz) . " Bu pasajn dipnotunda Lenin, iilerin elbette sos
yalist ideolojinin gelimesine katkda bulunabileceklerini, fa
kat "ii olarak degil, sosyalist teorisyenler olarak (bunu yap
tklann); baka bir ifadeyle, ancak kendi aglarnn bilgisini az
ok edinebildikleri ve bu bilgiyi gelitirebildikleri lde bun
da rol oynadklarn ekler. 10 Bu pasajdan, Lenin'in ideolojiyi ti
kel bir agn ya da snfn dnya gr olarak degil, byle bir
snfa uygun sistemletirilmi ve aynntlandnlm bir dnce
gvdesi olarak yorumladgn fark edebiliriz: ideolojiyi, ente
lektellerin ve profesyonel ideologlarn rettigi bilgi olarak g
ryor. Snfl toplumda snfsal olmayan ideolojinin varolama
yacagndaki srar da eit derecede nemlidir; bu o kadar dog
rud ur ki ideoloji" ile "snf bilinci" terimleri bu gelenekte ne
redeyse birbirinin yerine geer bir hal alr.
Lenin'in ideoloji kavray, kopmaz derecede snf m
cadelesiyle baglantldr. l 923'te Lenin'in lmnden hemen
sonra yazlan vgsnde George Lukacs, Lenin'in, proletarya
nn snf bilincini otomatik olarak verili gren Marksizmin me
kanik uygulamas"m fark eden ilk kii oldugunu vurguluyordu.
Bu hata -Lukacs'n,

10

proletaryann kendi snfina uygun devrim-

V. 1. Lenin, "What Is To Be Done?", Selected Works in Twe/Ve Vofumes


(1,ondra, Lawrence and Wishart, 1 936),
cilt 2, s. 62 iinde (Ne Yapmal?, ev: Muzaffer Erdost, Sol Yaynlar, 1 992)

40

ci konuma ideolojik olarak tedricen evrilebilecegini dnmek


olarak tarif ettigi1 1- Lenin'in parti rgtlenmesi ve bilincin yk
seltilmesinde nc partinin nemi teorilerini gelitirerek m
cadele etmeye almas bir hatayd. Bu nedenle Lenin'in ide
oloji kavray, snf bilinciyle yakndan baglantl olmasna kar
n, bilincin tarihsel ekonomik ilikilerin basit bir ayna imgesi
olarak grldg yanstmac bir tutum dzeyine inmez. Bu du
rumda Lenin'in kavray, "kendinde" bir snf ile bilinci *ken
disi iin" bir snftan sz edilebilecek noktaya ykselmi bir s
nf arasnda Marx'n yaptg aynna kadar geri gider. "Yanlsa
ma" nosyonu, bu ideoloji kavrayna hi uygun degil: Bilin,
tarihin zgl bir dneminde tikel bir snfa uygundur ve ideolo
jinin mutlak tarihsel olmayan bilgiyle varsaylan ilikisi degil,
bu tarihsel gereklik ideolojilerin gcn ve zayflgn verir.
Bu noktay belirtenin Lukacs olmas tesadf degil. Zira,
Lenin'in ideoloji anlaynn temeli, ideoloji ve bilince yanst
mac bir tarzda bakan Alman dnce gelenegidir. Hegelci Ze

itgeist ya

da agn tini, bizzat Lukacs tarafndan zgl toplum

sal snflarla baglantl olarak zmledlgi bir

Weltanschauung

dncesine ya da genel dnya grne yol verir. Lukacs, s


nf ideolojisini ve snf bilincini, Marx'm temel-styap metafo
runda gerekletigi gibi ekonomik ilikiler tarafndan

mi grmez;

belirlen

aksine, ideoloji ve bilincin, bir retim tarznn di

ger zelliklerinden analitik bakmdan aynlmaz oldugu (Hegel


ci) bir

btnlk grr.

Lukacs' kimi daha arpc edebiyat te

orileri gelitirmeye gtren, "btnlk" olarak topluma bu


vurgudur: Bir toplumdaki retimin tarihsel rgtlenmesini o
toplumdaki tikel bir snfa zg genellemi bir dnya gr
yle btnletirir, sonra o snfin kltrel ve ideolojik ifade
sini buna emdirir. Bu karmak btnlk, kopmaz derecede i
baglantldr ve Lukacs'n kltr zerine daha ses getiren ak
lamalarndan bazlarna yol aan da budur. megin, burj uva

1J

Georg Lukacs, Lenin: A Study in the Unlt,y of His Thought (Londra, New
Left Books.. 1 977), s. 24.

41
gereki romann, ancak QUrjuvazi tari hsel olarak ilerici bir s.
nf oldugunda ilerici bir sanat biimi olabilecegini ve gerileyen
bir snf n sanat biimi olarak modernizmin, zorun.u olarak
dekadan, bir stil oldugunu ileri srer. 12 Bu tip fom1lasyonlar,
ancak toplum "anlaml bir btnlk" olarak dnlrse ola
nakl olur ve bu gr srdrmenin giderek zorlatg anlal
mtr. Gerekten de baz agda teorisyenlerin almalarn
da toplum, "anlaml" modelin gsterdigi kadar dehetli bir e
kilde entegre olmas bir yana, bir " btnlk" olarak bile d
nlmez.
Engels'in "sahte bilin" terimini kullanmasna iaret et
tigi bir pasajna bakarak Lukacs'n yaklamnn "Marx kut
bu"ndan ne kadar farkl oldugunu grebiliriz. Lukacs yle ya
zar: "Mehring'e bir meMubunda Engels'in vurguladg gibi, bu
bilin sahtedir. Ne var ki diyalektik yntem, bu bilincin 'sah
teligi'ni basite ilan etmemize ve kat bir hakiki ve sahte kar
tlgrda d iretmemize izin vermez. Aksine, bu 'sahte bilin'i
tarihsel btnlgn bir vehesi ve tarihsel srete bir evre
olarak somut

bir

ekilde soruturmamz

ister. " 1 3 Burada

Lukacs, sorunlu sahte bilin nosyonundan uzak durur, fakat


son zamanlarda terimi sevimsiz yapan nedenlerden tr de
gil. Lukacs'n eletirisi, bn bilin biimlerinin tarihsel ger
eklik bakmndan zmlenebilecegi ve dolaysyla, 0sahte
lik"in bilince degil, bu bilincin bir parasn oluturdugu top
luma atfedilebilecegi i nancna dayanr,
Lukacs'n Tarih

ve Snf Bilinci, bir parti rgtlenmesi ve

mcadelesi meselesi olarak snf bilincini yeniden kavramla


trrken Lenin'in dntrecegi felsefi ardalan en ak bir e
kilde gsteren metindir. Esas olarak, ideoloyi "snf bilinci"
olarak kavramann zayflgn aga vuran bir metin oldugu iin
bu kadar ok zmlenmitir. Bu nedenle, " betimleyici" yak-

l2
l3

Blu. Lukacs, The Historica/ Novel ve "On modennism," The Meanirg of


Contemporay Reallsm (Londra, Merlin Press, 1 972).
Lukacs, History and CJass Consciousness (Londra, M erlin Press, 1 97 ),
s. 50 ..

42
lamdaki genel glklerden bazlarn grmek iin bu.metin
le ilgili savlan inceleyebiliriz. Herhalde bu avlardan en iyi bi
lineni, "tarihsicilik" sulamasdr. Lukacs'n savlarnn temeli,
tarihsel materyalizm de dahil olmak zere bilginin, tam tam
na snf bilinci kadar tarihin bir rn oldugu inancdr: Ger
ekten de ikisi de ideoloji teriminin bu kullanmna dahil edi
lir. Elbette bu, ideoloji ile bilim ayrmnn radikal bir reddini
oluturur; nk ikisi de bir toplumun tikel bir agdaki btn
lgnn rn olarak grlr. Basite nesnel bilginin temeli
olarak tarihi -bilimden ok- gstermesinden tr buna tarih
sizm denilir. Bu, aka, ideoloji ile ilgili kabaca "olumlu" ya
da "tarihsel snf bilinci" dnce okulunun diger yandalar
na da yneltilebilecek bir "sulama"dr. Bununla birlikte, sa
dece ak bir konumdan, yani ideoloji/ bilim ayrmnn geer
liligine dayanan bir konumdan

hareketle

yneltilebilecek bir

sulama oldugu da sylenmelidir. Bu nedenle, ideoloji ile llgi


ii tartmalarda geni lde kullanlan eletirel bir terim ol
masna karn, sadece bilimin nesnel epistemolojik statsne
bagl olanlarn eserlerinden en gl savlarn bulur. Daha
sonra grecegimiz gibi, Marksizmin "bilimsel" statsnn en
gze arpan savunucusu ve "tarihslciligin" yanlnn eletiri
cisi Louis Althusser'dir.
Gareth Sledman-Jones, Lukacs'n

Tarih ve Smf Bilin

ci'ni kapsaml eletirisinde, Lukacs'n duruunun daha genel


bilim-kart tonlarn aga karr. 14

Tarih ve Snf Bilinci' ni

"romantik bilim-kart bujuva dncesi geleneginin Mark


sist

teorideki

ilk

nemli

patlamas" ' 5

diye

betimleyerek,

Lukacs'n iine daldg bilim-kart Alman felsefesi gelenegine

Gareth Stedman-Jones, NThe Marxism of the Early Lukics,n New Left Re


view (eds.), Westem Marxism: A Crltical Reader (Londra, Verso, l 98.3)
iinde. Bu makale, kapsayc bir Lukacs eletirisidir ve bu tartmadan
sadece bir temay aldm. Daha sonra yazar tarafndan eletirilen Althus
serci bir bak asyla yazlmtr: NThe Rise and Fail of French Marxism"
Lisa Appignanesi (ed. ) , ldeas from France: The Legacy of French Theory
(Londra, lnstitute of Contemporary Arts, l 985) iinde.
5 Stedman-Jones, "The Early Lukacs," s. 25.

ve Alman insan bilimlerindeki nedensel zmleme reddine


iaret eder. Stedman-Jones, Lukacs'n bilim ve. bilinle ilgili al
lm dnme biimlerinin olaganst tersi bir noktaya nasl
vardgn gsterir: Burjuva ideolojisinin bir paras olarak bi
lim, salt tikel bir snf grnn ifadesi olma dzeyine indiri
lirken, proletaryann bilinci -hakiki evrensel snfn bilinci ola
rak- nesnel bir stat kazanr. 16 Stedman-Jones'un belirttigi gibi,
bu, ii snfnn znelligine tuhaf bir ekilde evrensel, nesnel
bir stat yklemeye oldugu kadar, olduka grececi bir bilgi
kavrayna da yol aar. Lukacs, zellikle erken eserlerinde, ta
rihsicilik sulamasnn en krlgan hedefidir. Bununla birlikte,
ideolojiyi tarihsel bir btnlk iindeki bilin geregince gren
diger birok kiiye de bu sulama yneltilmitir. Lenin, Kari
Korsch ve zaman zaman Gramsci, ynelimleriyle "tarihsici" g
rlmtr. Ne var ki bunlardan hibiri Lukacs'n yaptg gibi
mekanik bir snf bilinci kavrayyla hareket etmez, hibirinin
Stedman-Jones'un Lukacs'ta saptadg bilim-kart bir izgisi
yoktur ve hepsi ideolojik mcadeleye nem verir (Gramsci'de,
almasnn ana konusudur). Bu anlamda, Lukacs'n Tarih ve

Snf Bilinci ni, ideoloj i konusunda "tarihsel snf bilinci" tutu


'

munun an "kutbu" -savlan, Lenin'in siyasi bilinci degitirme


de partinin rolne yaptg vurgudan nemli lde etkilenen
bir

kutup-olarak grmek

akla

uygundur.

Agnes

Heller,

Lukacs'in Tarih ve Snf Bilinci'nin "sonraki yaamnda kendisi


tarafndan kesinlikle reddedilmesine karn, teorik faaliyetinin
paradigmatik ifadesi olarak grlmeye devam" edilmesini yo
rumlad. 1 1 Ben, bir btn olarak Lukacs'n eserlerinde bu zel
kitabn yeriyle ilgili belal sorunlar askda brakyor ve burada
salt bir durumun megi olarak kullanyorum.
1 6 a.g.y .. s. 37.
l 7 Agnes Heller, "Lukacs Later Philosophy" Lukfcs Revaluated (Oxford, Ba
sil Blackwell, 1 983), s. 1 1 7. Heller'in Derlemesi, genel olarak Lukacs'n
sempatik bir yeniden degerlendirmesidir; daha nceki bir denemeler ku
mesi iin bkz. lstvan Meszaros (ed.) Aspects of History and C/ass Cons
ciousness (Londra, Routledge, 1 97 l ) .

44
Buraya kadar Lukacs', ideoloji teriminin betimleyici
kullanmna Kart eletirel kullanm sorunuyla iliki iinde
tarttm. "Taihsicilik" balg altnda, bir sonraki blmde da
ha dogrudan tartlacak ideoloji/ bilim ayrmna dokundum,
Diger birok tartmal konunun da Lukacs'n konumundan
kaynaklandgn belirtebiliriz -zellikle de ideolojinin zorunlu
olarak bir "snf aidiyeti" kavram olup olmadg sorunu ve
"hmanizm" konusu. Bu iki konu da sonraki blmlerde ele
alnacak.

BAZI 'KLASiK' ARABULUCULUKLAR

Klasik gelenekten birok yazar, yukarda tartlan iki ka


tegorik utan hibirine dmeden ideolojiye bakma yollarn
gstermitir. Bu sorunun zmnn, birok Marksist teoris
yen iin merkezi bir konu oldugu anlalm olmasna karn,
sadece bir iki tanesine -salt olaslklar gstermek iin- bakma
y neriyorum. l 9 23'te, Lukacs'n Tarih ve Snf Bilinci nin ya
'

zldg ayn yl Kari Korsch , ideoloj i sorununu, eletirel/ betim


leyici tartmasnn iki kutbundan da eit lde uzak bir tu
tum oluturacak ekilde ele alan bir deneme yazd. Korsch, i l .
Enternasyonalin "vulger Marksizm"i dedigi eyi kesinlikle red
deder. "Yanlsama olarak ideoloji" tutumunu u terimlerle be
timler: "Vulger Marl'i.sizme gre gereklik derecesi vardr:
( 1 ) Son kertede tek nesnel ve hi ideolojik olmayan gereklik
olarak ekonomi; (2) ideolojiye brnm oldugu iin bir bak
ma daha az gerek olan hukuk ve devlet; (3) nesnesiz ve b
1
tnyle gerekd olan ideoloji." 8
Korsch, ideolojilerin "gerek" olarak kavranmas ve ta
rihsel materyalist bir konumdan ve devrimci mcadele iinde
8

Kari Korsch, Marxism and Philo.sophy ( Londra, New Left Books, 1 972),
72-73.

s.

45
ele alnmas gerektiginde srar eder. 1 859 tarihli nszden ak
tarma yapar (bu kitabn birinci blmndeki Marx IV) ve b u
pasaja gre, zgl koullar altnda belli zihinsel temsillerin
ideolojik olarak dnlebilecegini syler. Marx ve Engels'in
hem siyasal bilinci hem de siyasal felsefeleri salt ideoloj i ola
rak grme yanlna dmediklerini ileri srer ve genel olarak
Marx' " eletirel" bakn arlklarndan uzaklatm1aya al
r. Diger yanda Korsch, bilinci maddi gelimenin soyut bir
yansmas olarak gren yaklamn materyalist ya da Marksist
olmaktan ok btnyle dalist. hatta "metafizik" oldugunu
ileri $rerek, mekanik "yanstma" modeline iddetle saldrr.
Bunun yerine Korsch, bilinle " bi rlikte" entelektel yaam ge
ne.! olarak tarihsel srecin "gerek, fakat ideal (ya da 'ideolo
j ik') bir bileeni" olarak anlamay nerir. 19 fu ekliyle, ihmal
edilebilir bir yanlsama ya da tarihsel olarak verili snf bilinci
nin kanlmaz tezahr olmaktan ok bir mcadele alandr.
Korsch'un iki degiik ideoloji havrayna getirdigi
zm -bu haliyle zmse- bizi talyan siyasal d nr Anto
nio Oramsci 'yle ilgili tartmalara balca kathya gtrr. Lar
rain, Gramsci'nin almasnn "olumlu" ideoloj i kavray iin
belirleyici bir ilerleme oldugunu ileri srmtr:20 Gramsci, ne
ideolojiyi bir yanlsama olarak grmeye elik eden sorunlar
dan ne de ideolojiyi mekanik olarak baglantl tarihsel bir top
l umsal btn!gn paras olarak grme "tarihsicilik"ten kay
nallanan sorun lardan zarar gren bir ideolojiye bakna yolu
formle eder. Larrai n, Oramsci'nin Marx'taki ideoloji nin gl
"eletirel" anlamn reddi nin Alman ideolojisi metninden ha
bersiz oldugu bir srada gereldetigine de iaret eder (Lukacs
iin de ayn ey geerlidir): Bu nedenle, "olumlu" ideoloji kav
ray, "olumsuz" modelin en gl ifadesine tepki olarak de

gil, ondan habersiz geliir. " 1

19
20
2l

a.g.y. , s . 1 1 , 7 3 .
Larrain, Marxism and Jdeo/ogy, s . 78 .
a.g.y., s. 78-79.

Gramsci'nin almas, hibir ekilde, ideolojiyle ilgili


olumlu/olumsuz tartmasyla snrl degil ve ayrt edici katk
s baka balklar altnda da tartlacak; bugn, "klasik." Mark
sist gelenek iindeki en popler ideoloji teorisyenidir. Marx'n
ksaca, ideolojinin insanlarn snf atmasnn bilincine var
dklar ve "savaarak" zdkleri yer oldugu dncesine ia
ret ettigi 1 859 tarihli formlasyonu, G ramsci'nin almasnda
kkl ve ayrntl bir aklamasn ve gelimesin i bulur. tter
eyden te, G ramsci ideoloj iyi bir mcadele -sosyalist p roje
ye popler destek saglama uzun erimli savamnda entelek
tellerin ve ideologlarn rol aldg bir mcadele- sorunu olarak
kavrar. G ramsci'nin sol entelijensiya arasndaki poplerligine
katkda bulunan ve almasnn son yllarda yeniden ele aln
masna neden olan, ideoloji teorisini ideoloj i k ve kltrel m
cadelenin siyasal d as etrafnda bu merkeziletirmesidir.
Gramsci'nin insann siyasal araclg zerindeki srar -bunu s
nfn araclgna baglayp baglamadg bir anlamazlk konusu
dur- onu ideolojiyle ilgili "yanstmac" tutumdan ve toplumun
"anlaml bir btnlk" oldugu, grnden keskin bir ekilde
aynr. Geni bir sosyalist siyasal projenin paras olarak ide
olojik mcadelenin zorunlulugu zerine srar, onu, gelenek
sel olarak maddi temelin aldatc temsili olarak ideoloji "ele
tirel" gryle el ele giden ekonomik retim noktasnda m
cadelenin nceligi tutumundan da eit lde uzaklatm. Bu
anlamda, Gramsci' nin yazlarnda ne kardg seenegin g
c dikkate alndgnda, almas, bu tartmann en nemli
zmn oluturur.
Gramsci'nin bir "rza" mcadelesi olarak hegemonya
anlay, onu epeyce ilgi uyandran bir entelektellerin rol te
orisi nermeye gtrr. Gramsci, snf atmasnn srdg
genel alanda "entelekteller"i n nemli bir rol oynadgn ileri
srer: Bi reysel ideologlarn ileviyle snrl degil, daha geni
bir siyasal nemleri vardr. ok daha nemlisi Gramsci "gele
neksel" ve "organik" entelektelleri ayrt edebilecegimizi gs
termitir -birincisi egemen blokun sesi, ikincisi hege monik ha-

47
kimiyete kar mcadelede ilerici snf gleri adna konuan
lar olmak zere. 22 Hegemonik ekimede snflarn daha elve
rili noktalara hareket ettigi "konum sava"nda entelekteller
kesinlikle nemlidir; sonra "manevra sava"nda ya da devlet
erkini, ele geirmede daha az nemlidirler. Fakat Gramsci, Le
nin'in gryle belirgin bir kartlk iinde hegemonya kazan
may i ktidarn devrimci ele geiriliinin bir nkoulu olarak
gereklemesi gereken bir ey gibi grr.
G ramsci, imdi genelde "ideoloj ik m cadele" denilen
eyi, siyasal bakmdan kendi bana etkili ve anlaml grr: Bu
anlamda, allm "tarihsici" varsaymlardan ok uzak bir en
telektel alma teorisidir, ideoloj i konusunda G ramsci'nin
konumu, "snf bilinci" konumundan olduka farkldr -ve he
gemonya mcadelesine yaptg vurgu, genellikle "snf bilinci"
konumuyla baglantl "ikinci" ve "kendiligindenci" egilimler
den ok uzaktr. Diger yanda, ii snf e ntelektellerine ia
ret etmek iin kullanlan "organik" teriminin, Lukacs bir tn
s vardr ve Gramsci'nin savlarnda "tarihsici" kalnt olarak
dnlebilecek eyin tek megi budur. 23
Gramsci'yi "tarihsici" grp grmeme sorunu, burada il
gilendigimiz snf bilinci/eletirel ideoloj i tanmlar yelpazesin
de konulacag yere bagldr. Bana gre G ramsci, iki u arasn
da bir tr denge ya da zm tutturur; hi kimse onun, ken
disini Lukacs "anlaml bir btnlk" grne yaklatran
hegemonya mcadelesine vurgusunu "eletirel" tanm ile bir
letirdigini gsteremez. Ne var ki Gramsci'nin almasnda
tzsel, gerekten temel tanmsal glklerin bulundugu ve
ideoloji konusunda Gramscici bir bak asyla ayrntl bir
genel yargnn bu sorunlar zmesi gerektigi sylenmelidir.
22
23

Antonoio Cramsci, Selections from the Prison Notebooks, ed. Quintin 1-\o
are ve Geoffrey Nowell-Smith (Londra, Lawrence and Wishart, 1 976, b
lm 1. { Hapishane Defterleri ev: Adnan Cemgil, Belge Yaynlar, 1 98 6 )
"Gramsci'nin olgun eserlerinde b i l e , tarihsiciligin p e k ok etkisini gr
rz " diye yazar Nicos Poulantzas: Political f'o wer ad 5ocia/ C/Dsses
(Londra, New Le ft Books, 1 9 76), s. l 38.

Sorunlar unlar kapsar: i deoloji ile hegemonya kavramlar


arasndaki iliki ya da entelektel iblm nedir? deoloj i z

gl bir siyasal kavram, hegemonya daha geni l'ltrel bir


kavram mdr (tlall ve arkadalarnn gsterdigi gibi)'? Bu iki
kavram, rzann zora dayanan ve dayanmayan yanlarna vur
guyla nasl ili kilendi rili r? (megin, bu iki kavram Althusser'i n
ideolojik ve baskc devlet aygtlar ayrmyla nasl karlatr
lr?) G ramsci'nin "zorunlu styaplar" olarak organik ideoloji

ler tanm, bir mcadele alan olarak ideoloj i n os onuyla eli


ir mi? deolojinin belirlenimi sorunu bakmndan bu belirsiz
ligin ne anlam vardr? i deoloji ya da hegemonya aka snf
zmlemesine baglanr m ya da diger siyasal atmalara ve
hareketlere de uygun mudur? Gramsci'nin sezgi ve

om1las

yo nlan n m muazzam verimli oldugu -zellikle, Bat Avrupa'da

post-Leninist siyasi tartmalarda- kantlanm olmasna kar


n, yazlarnda braklan baz teorik belirsizlikleri zmeye
acilen gereksinim var.

BUGNN KiMi BAKI AILARI


ideolojinin eletire l , "epistemolojik" bir ekilde mi yok

sa snf bilinci zerinde yogunlaan ntr biimde mi d nl

mesi gerektigi konusunda klasik gelenehteki temel farkllgn,


agda ideolqji teorileri iin hala ne lde nemli oldugunu
tartarak bu blm kapatmak istiyorum. Kabaca Marksist
yaznda ve Marksist gelenekten etkilenen yazlarda, tartma
nn yanklarnn zorunlu olarak devam ettiginden kuku duyuc
lamaz. Birok yeni bak asnda eskisinden daha az nem
verilmesine karn, alm bir sorun d egi l d i r . Bu konunun de
vam ettigini gstermek iin, ideoloji konusunda ntr/eletirel
izgiye gre ayrt edilebilen konumlarn rnekleri olarak -ge
neldeki kutupsal konumlarla karlatnldgnda, ayrntl, so
fstile ve "yumuak" olsa da- John Thompson ve Goran Ther
born 'un yakn zamandaki almalarna dcginecegim.

John Thompson 'n ideolojinin nasl tanmlanmas ge


rektigi konusundaki gr, bugnn birok teorisyenini de
gerlendirdigi Studies in the Theory of ldeology'de aklanyor.
Thompson'n kendisi, ideolojinin "birincil aracn olarak dil
zerinde yogunlar ve yaklam, Jrgen ttabermas gibi yazar
lann g ve hakimiyet zmlemelerinden zellikle etkilenir,

ideolojiyi u terimlerle tanmlar: "'ideolojiyi incelemek, anla

mm (anlamlandrma) hakimiyet ilikilerini srdnneye nasl


hizmet ettigini incelemektir. " 24 i deolojinin etkili olmasnda
ana srecin ya da kiiligin saptanabilecegini gsterir. Birinci
si, Weberci geleneksel, rasyonel ya da karizmatik zeminde
meruluk isteme anlamnda merulatm1adr. i kincisi, baka
trlii gstemedir. Hakimiyet ilikilerinin', sl\. sk kendileri de
gizlenecek ekilde *ender kastl" gizlenmesi -Thompson'n
klasik "eletirel" tanma (rnegin, John Mepham'n Marx'n
ideoloj iye daha sonraki yaklamnda saptadg "dnceden
yapsal dlama" dncesine) en ok yal\.latg nokta bu
d ur. 25 ttabermas, ideoloji Ntoplumun temellerini dncenin
ve yanstmann nesnesi yapmay engellemeye# hizmet eder
d ediginde, buna e bir noktay belirtir. 26 i deolojik operasyo
mm nc biimi, Thompson'a gre geici, tarihsel bir duru

mu kalc, dogal, zamandym gibi temsil etme anlamna ge-


len ey/etim1edir. 27
Bu kiplikler, dogmatik bir ekilde belirtilmez ve Thomp
son, ileyilerinde nemli lde st ste binmelerin oldugu
nu ve bakalarndan tikel zmlemeler istenebilecegini al<
lar. Ne var ki onlar, ideolojiyi bir yanda, hakimiyet bakmn
dan kavranan genel bir toplum, diger yanda etkili olan nem
li mekanizmann dil oldugunda bir srar anlay iine yerleti
ren

bir tutum sergilerler. Bu baglamda Thompson, klasik

John B. Thompson, Studies in the Theory of Ideo/ogy (Cambridge, Polity


Prcss, 1 984), s. 1 30- 1 3 1 .
25 John Mepham, "The Theory of ldeology in Capitaf." John Mepham ve Da
vid-liillel Ruben (eds. ), !ssues in Marxist Philosophy, cilt 3: Epistemology,
Science, Jdeology (Bighton, Harvester, 1979) iinde.
26 Jrgen Habennas, "ldeology" Tom Bottomore (ed.), Modem Intepretati
on of Marx (Oxford, Basil Blackwell, 1 98 1 ) , s. 1 66.
2 7 John B. Thompson, TheoIJ' of ldeo/ogy, s. 1 3 l .

24

Marksist modelden kalk yaptg halde, "snftan genel bir


"hakimiyet'" teorisine nemli bir sray yaparak, konunun
epistemolojik denilen tarafnda bir tutum benimser.
Ooran Therbom ise, yakn zamanda, "eletirel" boyu
tundan soyulmu bir ideoloji tanmn ileri srd, ideolojinin,
'"insani koulun, kendileri iin farkl derecelerde anlam ifade
eden bir dnyada insanlarn kendi yaamlarn bilinli aktrler
olarak yaadg yanna iaret edecegini'" ileri srer. 28 Therbom,
ncelikle znellik sorunuyla -klasik gelenekte btnyle ih
mal edilen, fakat daha yakn zaman tartmalarnda merkezi
bir yer igal eden bir konuyla- ilgilenir ve znelligin hem snf
hem de diger toplumsal ilikiler tarafndan ina edilmi olarak
aklanmasn olanakl klacak bir ideoloji tanmn formle et
meye alr. Therbom, ideolojiye byle bir yaklamn bilin
d psikodinamik srelerin nemini kabul etmeyi gerektire
cegini ve bilincin byk lde simgesel dil kodlaryla ilev
grdgn kabul eder. ideolojiyle ilgili tanmsal ifadesini u
belirlemelerle bitirir: "Bu nedenle, burada kullanlan ideoloji
kavray, bilerek verili bir toplumun sylemlerini ve kurum
lam dnce sistemlerini hem toplumsal aktrlerin b
llnini, hem gnlk nosyon ve "deneyim"leri hem ayrntl en
telektel gretileri ierir. Fakat bunlar ideoloji olarak incele
mek, bunlara tikel bir bak asndan bakmak demektir: D
nce gvdeleri ya da kendi bana sylem yaplar olarak de
gil, tikel bilinli aktrler, insan zneler dnyasnda varolrna
nn tezahrleri olarak. Baka bir ifadeyle, bir metni ya da bir
sz ideoloji olarak kavramak, insan znelliginln oluumunda
ve dnmnde bunun nasl etkili oldugu zerinde yogun
lamaktr. "29
Bu tanm, ideoloji teriminin bylesine her eyi kapsayan
ve genel bir tarifine herhangi bir engelin olup olmadgnn so
rulmasna neden olabilir. Felsefi sistemlerden kltrel folklo
run keyfi kalntlarna kadar Oramsci'nin saptadg btn bile-

28
29

G. Therbom.
a.g.y.

The ldeo/ogy of Power and the Power of ldeology.

s.

2.

51

enler buraya dahil edilir -toplumsal varlk zerine varoluu


bir vurguya ek olarak- ve bu, yaklam ok genelletirir. Ne var
ki Therborn'un tanmnn geniligini, (diger degerlendirmelerin
yannda) davrann temel aklanmas olarak snf karnn ve
rildigi 0snf bilinci" ya da eletirel ideoloji grnn reddi
motive eder. Therbom, Marksist gelenekte uzun sre hakim ol
mu bu grn, ideolojinin insanlarn" retim ilikilerinin
rettigi atmalarn #bilincine vardg . . . ve savaarak zd
gN yer oldugu grn benimseyen Marx'n 1 859 tarihli n
sz lehine reddedilmesi gerektigini ileri srer. 30
Therborn'un almas, klasik tartmann agda al
malar. zerinde devam eden etkisini gsterir: Aslnda digerle
rinin de yapm oldugu gibi, Marx'n bu bir tek cmlesine bu
kadar agrlk vermekte hakl olup olmadg tartmal bir nok
ta olmasna karn. Daha sonra, znelligin olumasnda adlan
drma srecine Althusser'in yaklamn degerlendirirken g
recegimiz gtbr, retim lllkllerinln rettigi atmalar #savaa
rak zrne"ye vurguyu Therborn'un istedigi znelligin bilind
ve bilinli boyutlarnn zmlenmesiyle uzlatrmada g
lkler vardr. Bu alandaki kimi yakn zaman almalarnda
durum degimekte olmasna karn, bilind srelerle ilgili
mevcut tartmalarn byk bir ogunlugu, pratikte, snftan
olduka farkl baka dinamikler zerinde yogunlamtr.1
Therborn, digerlerlnin yaptg gibi, tikel bir Marx okuma
snn dogrulugunu kantlamakla hibir ekilde ilgilenmez ve
genel yaklam, Marksist gelenekten etkilenmesi, fakat ondan
bagmsz olmas lsnde John Thompson'nnkine benzer.
Bununla birlikte tanm, hem epistemolojik boyutundan hem
de snf zerine rgtleyici bir yogunlamadan soyulmas du
rumunda bir ideoloji teorisinin hangi tze ve kesinlige sahip
olabilecegiyle ilgili kimi genel sorunlar gndeme getirir. Gr
dgmz gibi Oramsci, Marksizmde #olumlu" alternatif yakla
m gelitirmi olmaya en gl adaydr ve teorisinin bir snf

30
31

a.g.y., s. 3-4
agda egilimler iin bkz. Free Association Books yaynlan/ Londra.

52
zmlemesini iinde mi yoksa tesinde mi iledigi sorunu,
toplumsal ve siyasal teoride keskin bir anlamazlk konusu
olarak d uruyor, ideoloji k avra m na daha ge n i bir gndenne

kapsam -fiilen btn bilinli anlamlandrma biimlei kadar


bilindn da kapsayan- nermekle Therborn, z olarak ge
nel kabul grenden daha betimleyici bir ideoloji anlay ii n
kararl b i r aba gsteriyor. Alex Call i n i cos , hem

epistemolojik.

tanm hem de bilince vurguyu reddetmede Therborn 'un h al'i.

il oldugunu ileri srer ve Therborn'un ideoloji konusundaki


tutumunu, "insanlarn gereklikle ilikilerini yaama yolu olan
ncelikli gidimli prati kler" olarak zetler.32 Fakat Therbom 'un
tutumunun, callinicos'un nerdigi gibi, Gramscici blr bak
asyla ele alnp almamayacag akta kalr, ideolojiyi deger
lendirmesinin sonunda Callinicos, daha fazla ilerlemenin
anahtar olarak "Gramsci'nln d ncesinin .sylem teorileriy
le kar karya getirilmesi" agnsnda bulunur/ fakat agn
yapmak, gerekletirmekten daha kolaydr.
ideolojinin epistemoloj f adan zorunlu olarak zayf g
rlp grlmemesi konusunu degerlendiirken iki temel so
run ortaya kt ve her iki sorun da agda teorik tartmalar
da merkezi rol oynar. Daha nce sz edilen etkin tanm,

"ideoloj i snf karna hizmet eden misti fikasyondur'' tam


n, b u noktay aklamak iin alabiliriz. Birok sosyoloji gre
tisinde ta tabletlere kazman bu tanmn, iki nemli bakmdan
Marx'tan alndgn b e l i rtm e k gerekir. Kmsenemez bir ele
tiriye vurgu ekircegi vardr ve icteolqjin.in gizini zme proje

sini toplumsal snf anlayna baglar. fakat Marx, bunlan s


rekli bir eorik sper yaptmcyla birbirine baglamasma kar
n,

bunlar ayrma ynnde abalara g i ri i lmi ti r

John

Thompson, grdgmz gibi, topJumsaJ snfm tek tarafl rol


zerine bir srardan ok genel bir "hakimiyet" kavramyla ilgi
li temel savlan formle etti ve toplumsal yap ile siyasal arac
lk konusunda ilgin sorunlar gndeme getiren bu savlar, ile32 Alex Callinicos, Marxism and Philosophy (Oxford University Press, 1 983).
s. 1 5 1 , 1 34- 1 35.
33 a.g.y., s. l 53.

ride ele alnacak. Aynca, ideoloji He snf arasndaki iliki ko


nusunda, Marksizmi biimsel olarak "post-Marksist" bir dne
me geirmeye alan sesli bir tartma var ve 4. Blm'n ko
nusu da b u olacak.
" Eletiri" sorunu sz konusu oldugu kadaryla, Richard
Bemstein, "epistemolojik" ideoloj i tanmnn gl yanlann
dan birinin de "btn 'inan sistemleri'nin, eninde sonunda
ayn epistemolojik statye sahip" olduklar grnn grece
ciliginden saknmamza olanak vermesi oldugunu belirtmi
tir. J4 deolojinin geleneksel olarak tadg eletirel :;< ((dan
vazgemenin ak tehlikeleri, grececilik, ogulculuk, :mcid
lik ve felsefi pragmatizme genel bir kay tehlikeleridir. Btn
bunlar, her zaman bireysel deneyimin zerinde "'dogm l
gi"ye ayrcalk tanm Marksist-Leninist solun l'\ab_tl!crfnden
ok, kiisel deneyimin otantik sesinin o. d.oHw !f' .iu bir du
ruma geldigi yeni toplumsal gruplarn s\y<5etinde daha aka
fark edilebilen zelliklerdir. Burr.va :': :: , : konusu olan, ele:tiri
ve gizemsizletinne olarak ideoloji tanm 1.11m , bi.i kendi dene
yimimizi ina etme yollarn eletirel b . clegerlendirmeye zor
layan bir tanm olmas anlamnda. l ' !( oloji ve siyasal znellik
le ilgili bir gr farkllgdr. Bu net.enle, ideoloji teorileri bir
kiisel deneyim okumas- bu deneyime farkl bir cila, hatta
olaslkla bu deneyimin bir aklamasn- nerme iddiasnda
drlar. Deneyim-kaynakl bir siyasal motivasyon ve ifade, (ister
genligin fkeli vejetaryenligi olsun, ister feminizmin baz ver
siyonlarndaki "kimlik siyaseti0ni karakterize eden ahlak
bask dereceleri olsun) ile gvenilmez kiisel deneyim katego
risinin teoriletirilmesi ve eletirisi olarak ideoloji anlay ara
snda epeyce gerilim ogunlukla vardr.
Hem teorik geliimiyle hem de Marksist siyasal rgtlen
melerin pratikleri ve davran biimleriyle Marksizmin, bilim
ya da bilgi denilen ey ile ideoloji denilen eyin an gvenli
kurallarna egilim gstermi olmas ve buna uygun olarak, de
neyimin dogasn znel yaanan ve anlalan olarak. kmse.34

Rlchard J. Bemstein, The Restructuring of Social and Political Thevry


(Londra, Methuen, 1979), s. l 07.

mekten sulu olmas olgusu, sanrm bu sorunu agrlatrm


tr. Buna tepki olarak, bu ncelikler kmesini; reddeden bir
siyasal atlmlar ieklenmesi grdk. Bununla birlikte, ag
da sahnede ykseliin baz anlamlarda tersine dndgn
sylememize yeter siyasal grececilik eletirisi giderek daha
fazla ortaya kyor. 3' Bir dzeyde, nemli bir devrimci proje
nin kozmik hakikatlerinden ok, sorunlar ve koalisyonlar te
melinde bir siyasetin artan etkisi bunu beslemektedir.
Herhalde baka bir neden de znelligi ciddiye almann;
hibir ekilde '"otantikiik.. in tiranlgn kabul etmek olmamas
dr. Burada da en ilgin konu psikanalizdir. Geleneksel olarak,
her renkten psikanalitik teori ve pratik, aklamaya ynelik
ok gl bir ynelimle tam donanm olarak gelir. Psikanali
zin srekli tekrarlanan bir temas da iin (analitik i, rya ii)
daha fazla anlamann arac oldugu dncesidir. Psikanaliz,
bask dinamiklerini aga karma ve maddinin bilinli ulam
dan nasl ..gizlendigi.. ni anlama srecinde maskeyi kaldrma
nn. gizemsizletirmenin roln vurgular. Psikanalizin post-ya
psalc yeni kullanmlar, bu alanda daha byk bir ihtiyat ve
gerilimle alr ve Lacanclar, psikanalitik dncedeki varo
luu egilimlerin gl eletirilerini ifade etmektedirler. Fakat
burada bile, ister klinik baglamda olsun ister psikanalitik d
ncelerin sinema ve edebiyat metinlerine uygulanmasnda
olsun, aklayc amalara "izin verme"ye anlalabilir bir is
teksizlik vardr. Psikanaliz, znelligin bir yorumu olarak ide
oloji geleneksel teorisiyle ekime iinde oldugu iin, paralel
lik ilgin bir paralelliktir. Ne olursa olsun, bilginin stats
(bundan sonraki blmn ele alacag) ile ilgili daha temel so
runlar bir tarafa brakrsak, "epistemolojik" denilen ideoloji
tanmnn yararl ve aydnlatc zmlemeler retebilecegi ve
tarihsel snf bilinci olarak ideoloji kavrayndan kesin bir s
tnlgnn bulundugu ileri srlebilir.
35

lngiltere megi iin bkz. Feminist Revlew, 3 1 ( 1989), zellikle Mary Lo


uise Adams ve Pratibha Parmar'n makaleleri; ABD megi iin bkz. Bella
Brodzki ve Celeste Schenck (eds . ) , Life/Unes: Theorizing Women 's Au
tobiography (lthaca, Comell Univesity Press, 1989).

BLM VE DETeRMtrdZM SORurn.ARI

1deolojl' ve 'BUlm'

Kapital1n

Fransz okuyucularna Marx'n uyars, bilimin

nasl bllimd*latgn yeni kefeden modern okuyucu iin


tuhaf bir tnya sahiptir. Marx yle yazar: *Bilime giden dz
yol yoktur ve sadece dik patikalarnda trmanmay gze alan
larn bilimin zirvesine ulama ans vardr. ..

{Kapital,

c.

l,

ev: Alaatin Bilgi, Sol Yaynlan, 1 986, s. 3 1 ) Burada, bir on


dokuzuncu yzyl aratrmacs tarznda yorucu alma ve az..
min, "hakikat*e ulaan ok az yrekli insana nasip oldugu bir
tr entelektel hacnn yryyle, bilgi peinde komaya
Marx'ta allmadk olmayan bir bakma ahlak bir yaklamla
kar karyayz. Ne var ki, Marx'n kendi zmlemelerinir:
epistemolojik iddialan ve stats konusunda anlamazlklar
oldugu gibi, Marx'n, ideoloji ile bilim arasna ak bir ayrm
koyabilen bir tutumu biimsel olarak benimseyip benimseme-

Kral Marx, Kapltal1n Franszca basksna nsz (Londra, Lawrence and


Wlshart, 1 970), cilt l , s. 2 1 .

digi konusunda da toplumsal bilim felsefecileri arasnda an


lamazlklar vardr. u anda yeni "gereli" felsefeciler ara
snda bir alma konusu olmasna karn .2 burada bu tart
malarn aynntsna gimek gerekli degil. Bunun yerine, bir
adm daha geriye, Marx'n yazlanndaki bilim ve ideoloji konu
sunda 960'larda ileri srlen Avrupa Marksizmi'ndeki savla
ra, zellikle de Louis Althusser'in ileri srdklerine dnmek
istiyorum; zira bu savlar, bu alanda zlmesi gereken baz
temel sorunlan keskin ve olduka tartmal biimde ortaya
karmtr. Bilim ve ideolojinin aynlabilecegi iddiasyla ilgili
en gl, en gvenli ifadeleri bize Althusser verdigi iin, onun
almas, ncelikli inceleme konusudur.
Althusser, Marx'n eserinin, '"gen'" Marx -en iyi yabanc
lama zerine tezleriyle bildigimiz yar-Hegelci hmanist ve
tarihsicf- ile kapitalist toplumun ileyiiyle ilgili kefi hem ya
pl hem de bilimsel olan *olgun Marx arasmda temel bir
uzaklama geregince okunmas gerektigini nerdi. Althusser,
gen Marx' Marksist grmez: "Elbette, Marx'm genligi
onu
.
'

Marksizme gtrd; fakat kklerinden olaganst bir kopu,


dogdugu Almanya'dan miras aldg yanlsamalara kar kahra
manca bir mcadele ve bu yanlsamalarn gizledigi gereklik
lere keskin bir dikkat pahasna."'" Althusser'in Marx'n kapita
lizmle

ilgili

bilimsel.

"keifleri"

demekte

srar ettigi

eyi,

Marx'n meakkatli bir teorik Nuzun yry" yaparak gemek


zorunda kaldg Hegelciligin ideolojik niteliginin karsna
karmas bouna degil: Altusser, pratikte, basite bir syle
min digerinden stnlgm1 anlatmak iin bilim/ideoloji ayr
mn sk sk kullanr. Althusser, Hegelci Marx ile bilimsel Marx

.3

Bkz. William Outhwaite, New Phllosophies of Soclal Science: Realism,


Hermeneutics and Crltical Theory (Londra, Macmlllan, 1 987); (Londra,
Routledge, 1 97 7 ) , zellikle s. 1 65- 1 69; Russell Keat ve John Urry, Social
Theory as Selence (Londra, Routledge, l 975); Derek Sayer, Marx's Net
hod: fdeo/ogy, Science and Crltique in capita 'Bighton, Harvester,
1 979); Gregor McLellan, Marx and Methodo/ogles of Hlstory (Londra, Ver
SO, 1 98 1 ) .
Louis Althusser, uon the Young Marx For Marx, s. 84.

57

arasndaki mesafenin, ogunlukla "epistemolojik bir lmpu"


diye iaret edilen (Gaston Bachelard izlenerek) bir kopu ya
da kesintiden sz etmemize olanak saglayacak kadar byk
oldugu sonucuna vard.
Ne var ki sonraki birok Marx okuyucusu, Althusser'in bu
"'iki Marx'" keskin bir ekilde ayrtrmasn reddetti. megin
Jorge Larrain, Marx'n dncesinin gelimesinde iki degil
evre grerek Rafael Echeverria'y izler. Larrain , Marx'n dn
cesinin elbette zaman iinde evrilmi olmasna karn, belirleyi
ci "'kopular" dncesini darda brakmaya yeterli temel iu
yumu bulundugunu da ileri srer. 4 Althusser'in ideolqji/bilim
ayrmn yeniden kavramlatrmasnn, yazlarnda balangta
"'ideolojik"' sonralan "bilimsel" Marx grne ne kadar dayan. dg btnyle ak degil. lke olarak, Marksist zmlemenin
bilimsel dogasyla ilgili Althusser'in iddialarnn bu zgl savdan
bagmsz olmas umulur. imdi, nce Althusser'in bilgi retimi
teorisine ve ideolojiden nasl farkl saydgna baklarak, ardn
dan tarlhsiclUkle ilgili tartma bakmndan Althusser'in konu
munun anlamlan ksaca degerlendirilerek, daha geni savtar
ele alnacak. Sonra, ideoloji/bilim tartmasnn neden oldugu
kimi daha genel epistemoloji sorunlarna geecegiz.
Althusser'in, 1 966'da For Marx'da ne srlen ideoloji
ve bilimle ilgili savlar, birok sol entelektel arasnda olaga
nst den!cede bir heyecan yaratt. imdi b u muazzam iddi
al savlara bakldgnda, drstg korumak gtr: Szn
etmekte oldugumuz kefin yaamlarmz yavanlatmas gi
bi, oturup dnmenin gerekte teorik pratikten baka bir ey
olmadg anlald. Althusser, aagdaki temelde ideolojinin bi
limden ya da bilgiden kesin bir ekilde ayrt edilebilecegini ile
ri srd; ideoloji, diye yazyordu, Npratik-toplumsal ilevin te
orik ilevden (bilgi olarak ilev) daha nemli olmasyla bilim
den ayrlr. "3 Althusser'in dncesinin bu noktasnda ideolo4
5

Jorge Larrain, Marxism and ldeoJogy, s. 9-1 O.


Althusser, f'or 1'1arx, s. 2.3 J .

58

ji, "insanlar ile dnyalar arasnda yaanan ilikidir. "6 Bu iliki,


gerek toplumsal ilikileri ve insanlarn bu ilikiler iinde nasl
konumlandklarn betimlemesi anlamnda hem gerektir hem
de tutucu ya da devrimci iradenin ideolojide ifadesini bulmas
anlamnda imgeseldir. Bu nedenle, ideoloji bilinli dzlemle s
nrl degildir ve kendilerini bize dayatan imgeler, kavramlar ve
her eyden nce yaplar olarak etkili olur. Genel bir temsiller
sistemi olarak ideoloji, Althusser'e gre, toplumsal btnl
gn "organik,, ya da "ayrlmaz" parasyd ve gelecegin kom
nist toplumunda bile ideolojinin her zaman varolacagn savu
nuyordu tartmal bir ekilde dnyordu.7
Diger yanda, Althusser'e gre bilgi olduka farklyd.
Althusser, iinde hammaddelerin -alnan dnceler- ve bir
retim aracnn -birbiriyle baglantl bir varsaym, yntem ve
kavramlar kmesinden ibaret sorunsal dedigi- bulundugu bir
retim sistemi olarak bilgiden sz eder. Psikanalistlerin muh
teemlik diyebilecegi bir uula Althusser, hammaddeler Oe

nellikler l, kullanlan "sorunsaa Oenel/Jkler il ve ll'nin l'e uy


gulanmasnn sonucuna Oenellikler ll/ ya da " bilgi" etiketini
yaptnr.8 Althusser'in "semptomatik okuma nosyonu -kulla
nlan sorunsaln ipularn ogunlukla metnin ak niyet be
yanlarndan daha iyi veren teorik "sessizlikler"i ya da boluk
lar aga karacak ekilde bir metni dikkatli okumak- birok
ynden, zelikle Pierre Macherey'in eserindeki edebi teoriye
uygulamalaryla yararl bir nosyondur. 9
Fakat genel olarak Althusser'in savlan, geni lde ve
ikna edici derecede eletirildi. rnegin Colin Sumner, semp
tomatik okumann diger okuma biimlerinden daha "bilimsel"
bir teknik olmadgn ileri srer: "Basite, teorisyenin kendi

7
8
9

a.g.y., s. 2.3.3. Althusser'ln For Marx'tak1 baz fonnlasyonlarn teorisyenliglni reddettiglni belirtmek gerekir.
a.g.y., s. 2.3 1 -2.36
Althusser, on the Materialist Dialectic" For Marx, s. 1 8 2 vd.
Pierre Macherey, A Theory of Literary Production (Londra, Routledge,
1 978).

59
ag ile kavrayp degitirdigi hedef-metnin ag arasndaki farklar
kOnUSUnda dncesini Okumaktr. n l O AfthUSSer'in ideoloji ile
bilimi farkllatrma abasndaki baarszlg degerlendiren
Terry Lovell, Althusser'in nerdigi her ltn amaca uygun
olmadgn ileri srer, ideoloj inin "aleni" ve "kapal" olup so
runlarn teoriden ok siyaset ve pratikten kardgna, oysa bi
limin "kar-sezgisel", "ak" ve teorik olarak retilmi sorun
lara dayandgna dair Althusser'in savlar, Lovell'e gre, hi
doyurucu degildi. Bylesi ltler, greli olarak kolay "bilimi"
Gramsci'nin "sagduyu" ya da "folklor" dedigi eyden farklla
trma iinde yararl olmasna karn, ok daha zor olan bilimi
ayrntlandrlm ideolojik dnce sistemlerinden ya da fel
sefeden ayrma grevinde hibir yaran yoktur. rnegin, neo
klasik iktisadn ya da Parsoncu sosyolojinin "ideolojik", oysa
Marksist ekonomi politigin " bilimsel" oldugu nasl ileri srle
bilir? Lovell, en belal. sorunun "teorik ideolojiler"i " bilimsel
teoriler"den ayrt etmek oldugunu ve Althusser'in gerekte
buna dokunmadgn belirtir. 12

Bundan kaynaklanan genel

epistemolojik sorunlara birazdan dnecegiz.


Poulantzas'n belirttigi gibi13 Althusser, Marksist gelene
gi tarihsici egilimlerinden kurtaran bir ideoloji teorisi ne sr
d. Althusser'in denemelerinden birinin balg -"Marksizm Bir
Tarihsicilik Degildir" 1"- bilimd tarihselcilik ve hmanizm so
runsallar olarak grdg eyi reddetme kaygsn gsterir. Le
nin ya da Lukacs'n savundugu ideoloji grnn, bir bi
lim/ideoloji ayrmnn uygun dmedigi bir gr oldugunu
grmek kolaydr. Zira, Poulantzas'n yaptg gibi yakc biim
de ifade edersek, tarihsici grte "ideolojiler, snfsal znele-

Colin Summer, Readlng ldeo/ogies: An lnvestlgation into the f'1arx.fst


Theory of Jdeology and Law (l..ondra, Academlc Press, 979). s. L 72 .
Terry Lovell'in degerlendirmesi, For Marx'm yan sra, Althusser ve Balibar'n Reading Capitaflne de dayanr. Bkz. Pictures of Reality, s . .'.5436 .
1 2 Lovell, Pictures of Reality, s. .36.
1 .3 Nicos Poulantzas, Political Power and Soclal Classes, s. 206.
14 Althusser, "Marxism is not a Historicism "Althusser ve Balibar, Reading
Capital, s. l l 9 vd. iinde.
o

60
rin srtnda tanan plaka numaralar olarak grlrd. " 1 5 Ne
var ki Althusser'in " bilgi"yle. ilgili olduka cafcafl iddialarnn,
birok insan kendi alternatif anti-tarihsici tutumunun zm
olduguna inandm olmas olas grnmyor.
Bu tartmann geleneksel parametreleri iinde, bilgi -zel
tikle Marksizm bilimi- ile ii snfnn ideolojik zayflg arasn
daki ilikiyi teoriletirmenin glgne srekli geri dnyo
ruz. Larrain , belki de yalnzca O ramsci'nin b ilgi ile "iki-ynl"
olarak ideoloji arasndaki ilikiyi dndgn ileri srd.
Verdigi rnekler, Gramsci'nin yaklamnn Althusser'inkinden
daha ok fi kir verici, daha az kat ve doktriner oldugunu gs
terir. Larrain, O ramsci'ye gre Marksist entelijensiya biliminin
ii snfnn szm ona saf ideolojik aldanmasyla ilikilendir
menin eklinden sz eder: Entelekteller, mutlaktan ok
snflar tarafndan yaratlmtr; bilim, mutlaktan ok faaliyet
ten hareket.le gelitirilmitir; proleter ideoloji, (ideolojik) sag
duyu ile (bilimsel) praksis felsefesinin bir karm olabilir.

16

B u tr degerlendirrneler, konuyla ilgili birok yazan, ide


oloji ile bilim arasnda kesin bir blnmeyi savunmann, pra
tile saptamann, g oldugu grne gtrr. Bununla bir
likte, bu konuda ekinceli bir tutum ile bilgi ya da bilimin sta
tsyle ilgili tam grececilik tutumu arasnda uzun bir mesa
fe vardr. Yine de bilim ve ideoloji tartmalarnda madalyo
nun diger yz budur. Zira, bir uta Althusser'in kat bilimci
tutumuyla kar karyaysak, diger uta da her bilgi zorunlu
olarak toplumsal oldugu iin, nesnel ya da bilimsel bilgiden
sz edemeyecegimiz gryle kar karyayz. imdi bu so
runa dnyoruz.
Althusser'in eski arkada Jacques Ranciere, ideoloj i ve
bilime Althusserci yaklam kesin bir ekilde reddetti. Belirt
tigi bir nokta, nemlidir. Bu nokta, Althusser'in ideoloji/bilim
15
16

Poulantzas, Political Power, s. 205.


Larrain, Marxism and ldeo/ogy, s. 8 6 .

61
ayrmnn aslnda kopmaz derecede baglantl iki ayn grng
olaral yorumlanmasdr: ''Bilimsel teoriler, tam da bujuva
toplumun varoluunu meydana getiren bir sylemler, gele
nekler ve lmnmlar sistemiyle aktarlr. . . Hakim ideolqji bili
min saf gmn glge tekisi degiL bilimsel bilgilerin kaznd
g ve bir toplumsal oluumun bilgisinin geleri olarak eklem
lendikleri uzamdr. Bilimsel bir teori . hakim ideoloj i biimle
rinde bir bilgi nesnesi olur. " 1 7 Ranciere'in belirttigi zgl nok
ta, .AJthusser bilimsel bilginin snf niteligini anlamadg iin
onun snf zmlemesi bakmndan baanszlgm gstermek
iin tasarlanr. Daha da genel olarak, burada Althusser'le tar
tmada Ranciere'in konumu, "grenelwilik" konumudur. Bu,
bilim ve epistemolojiyle ilgili birbiriyle baglantl bir dizi soru
na ntrr. Marksizm "gereki" bir epistemolojiye sadk m

dr ya da bu grenekilil., eit derecede Marl1.sizmle bagdar


m? Marksizm her bilginin snfsal nitcliginde srar m eder,
yoksa Ranciere'in szn ettigi snfsal bagantlardan bagm
sz bilgi biimlerine izin verir mi? Burada ogunlukla iaret
(:: d ilen durum, doga bilimin durumudur: Timpanaro, Marksiz
min dogal bilimleri alanndaki tzsel tartmalara nesnel bir
yaklama ok az yer brakarak, doga bilimlerine ait bilginin s.
nfsal baglamn abarttgn ileri srd . 1 " Marksist teorideki
farl-U ideoloji tanmlar bakmndan bu tartmalarn ne anla
m vardr?
Terry LovelL bylesi konumlarn kanlmaz olarak gre
cecilige ve her trl nesnel bilgi iddiasndan vazgemeye yol
atg genel gerekesiyle "grenekilik.ne -btn gzlem dille
rinin teori-emili niteliginde srar eden anti-empirist savlan ta
rif etmek ii n kullanlan bir terim- gl bir kar tutum ald.
"Btn grenekiliklerin az ok yaklatg snr konum, dnya
nn fiilen teoride ve teori tarafndan ina edildigi bir konum---------

17

18

Jacq ues Ranciere, "On the Theory of ldeology - Althusser's Politics Roy
Edgeley ve Riclard Osbome (eds.), Radical Philosophy Reader ( Londra,
Verso, 1 85), s. 1 1 6 iinde.
Bkz. Sebastiano Timpanaro. On Materialism (Londra, Verso, l 980 ) .

6.2
dur. Teoriler arasnda seim yapmann hibir rasyonel yolu ol
madgna gre, grececilik kanlmaz sonutur. Epistemolo
jik grececilik, gerek bir maddi dnyann varoldugunu yads
may zorunlu olarak gerektirmez. Fakat bu dnyaya tek ula
ma yolumuz, onu birbirini dlayc terimlerle betimleyen bir
teoriler silsilesi yolu ise, o zaman bagmsz bir gereklik kav
ramnn hibir hkm ve ilevi kalmazN 1 9 diye yazar Lovell. Di
ger birok kiiyle birlikte Lovell de Marksizmin epistemolojik
konumuyla grenekiligin -gerekilik- kartna egilimli oldu
gunu ileri srer ve Marx'n kendisinin nesnel bilginin olabilir
ligine inandgndan kuku yoktur. Ne var ki Althusser'in duru
mu daha tartmaldr. Terry Lovell, Althusser'in grececilik
ten saknma temelini yeterince saptayamadgn ileri srer; fa
kat Althusser'e atfettigi aka greneki bir konumu, yakla
mndaki elikili ya da degien geler dnda gstermek ok
gtr, Lovell'in de dikkat ektigi gibi, Althusser, Ndncede
somut'tan

bagmsz olarak varolan,

fakat "dncede-so

mut"'la kavranabilen "gerek-so'mut" bir dnya nererek ger


eki/greneki sorununu zmeye (ya da bundan kamaya)
alt. Bu fonnlasyon, aka doyurucu degil ve Ted Ben
ton'n belirttigi gibi, sorunu hibir ekilde zmez. 20 Fakat Alt
husser'i sistematik greneki olarak grmek, birok savnn zellikle ideoloji/bilim ayrm konusunda- genel egilimine ay
krdr. megin, Althusser'de aagdaki gibi anti-greneki pa
sajlar bulmak zor degil: "Marx., bir nesnenin bilgisinin eninde
sonunda o nesnenin yerine geebilecegine ya da onun varo
luunu yok edebllecegine inanma idealist yanlsamasna hi
bir zaman dmedi. 2 1
Bununla birlikte, Althusser'in birok izleyicisinin tam
boy greneki ya da grececi tutumlar aldgndan kuku du
yulamaz. Terry Lovell bunu, Althusser'in dogrudan bir miras
19
20
21

Lovell, Pictures of Reality, s. 1 5.


a.g.y., s. 32-43; Ted Benton, The Rise and F'all of Structural Marxism: Alt
husser and His lnfluence (Londra, Macmillan, 1 984). s. 1 8 1 .
Althusser, F'or Manc, s. 230.

olarak grr; Ted Benton ise, bana gre daha akla uygun ola
rak, Althusser'in dncesindeki gereki/greneki "amaz"
ya da geriliminin dengesiz bir zm olarak grr. Neden
olursa olsun, rnegin en nde gelen lngiliz Althusserci Paul
Hirst'n buradan an bir grenekilik konumuna gelitigi tar
tma gtrmez, lngitere'de yeni post-Althusserci "sylem te
orisinin aynntlandnldg metin olan Marx's capital and capi

talism Today (Marx'n Kapital'i ve Bugnk Kapitalizm) o gn


den bu yana epeyce eletiriye konu oldu. 22 Bu tartmann
merkezi, bu yazarlarn btn "epistemolojik teorilert bir yan
da bir nesneler dnyas ile diger yanda bu nesnelerle ilgili bil
gi dnyas arasnda bir blnmeye dayanan teorileri, reddet
mesiydi. Bunun yerine, nesnelerin ve bilginin sylemde ina
edilmi gibi dnlmesi gerektigini ve hangi sylemin ger
ekllk"i yanstabllecegi konusunda hibir varsaymn hakl ola
mayacagn nerdiler. 23 Epistemolojinin bu radikal reddi, bir
ok gerekeyle eletirildi- Terry Lm-ell, sylemlerin yeterliligi
nln, dogrulanma bakmndan d

,.

gereklfge havale edilebi

leceginde ve sylemler hakkn c yargda bulunmann tek l


t olarak onlarn i tutarllh arna bagml olmadgmzda s
rar eder. 24 Daha da genel ol :uak, hem John Thompson hem
de Jorge Larrain, epistemolojinin reddedilmesi gerektigi sa
vndaki temel soruna iaret etti: Bunun kendisi, nesneler ile
bilgi arasndaki ilikinin gerekte ne oldugunu "daha iyi bil
me"yi neren epistemolojik bir nermedir. Thompson, "Hin
dess ve Hirst, 'epistemolojl'yi kstaha kQmsemelerine kar
n, bilme iddiasnda bulunmaktan da ger1 durmazlar" der. 215
Larrain, Hindess ve Hirst'n "sylem ile nesne arndaki baAnthony C.Utler vd 1 . , Marx's *Capitar and Capitallzm Today (Londra, Ro
utledge, 1 977), cilt 1 ; aynca bzk. Paul Hirst, *Althusser and the Theory
of ldeology, &onomy and Society, cilt 5, no. 4 ( 1 976) ve On Law and
ldeology (Londra, Macmilan, 1 979). efltll eletirilerden en iyisi, herhal
de Andrew Colller'in n Defence of Eplstemology"sldir John Mepham ve
David-Hillel Ruben, /55Mes in Marxist Philosophy; cilt :S iinde.
23 Cutler vd l . , Marx's Capita, s. 2 1 4 vd.
24 Lovell, Pictures of Reality, s. 37.
25 John B. Thotnpson, Studies in the TheQry of ldeology, s. 97.
22

64

gmty dogru etkiledigi iin kendi sylemlerinin tercih edilme


si gerektigini" sylediklerini belirtir ve "grtlaklanna kadar"
epistemoloj ik. giriim iinde olduklar yorumunu yapar.26 Bu
anlamazlklar, hem venli bir ideoloji/bilim ayrm iddias
nn hem de epistemolojiyi toptan reddeden bir tutumu be
nimsemenin gerekelerini savunmann glgn gsterme
ye yarar. Sylem teorisini ve zel olarak Michel Foucault'nun
almasn tartrken grecegimiz gibi bu sorunlar, birok in
san, ideolojiye ya da daha ntr bir sylem kavramna kart
olarak "bilgi", "hakikat" ya da "bilim*i savunmak iin makul
bir temelin bulunup bulunmadg belal sorununu " parantez
iine alma"ya ya da askda tutmaya gtrmtr. Bir grme
deki ok nl hir pasajnda foucault, ideoloji terimine itirazla
rm yle zetlemitir: "deoloji nosyonu, nedenden tr
bana yararlanlmas g grnyor. Birincisi, houmuza gitsin
ya da gitmesin , her zaman, hakikat saylmas istenen baka bir
eyin fiilen karsnda durur. Son.mun, bilimsellik ya da haki
kat kategorisine niren bir sylem ile baka bir kategoriye giren
sylem arasna izgi ekmekte degi l . hakikatin sonularnn,
kendileri ne hakiki ne de sahte olan sylemlerde tarihsel ola-
rak nasl retildiklerini grmekte olduguna inanyorum:m
Bylece, Foucault'mm baka yerde N hakikat rejimlerin
dedigi eyin bir tek kapsayc kavramsallatrlmasyla, btn
ideoloji/bilgi konusu ortadan kaldnlr. Herkes iin olmasa bi
le, bazlar iin bu, eski ideolqji/bilim tartmas etin cevizi
ne bir zmdr. Bu kitapta eitli biimlerde gsterecegimiz
gibi, bunlar iin bile, epistemoloji yasagm pratikte uygula
mak, teorik aklama dzeyinde oldugundan daha zordur.
Epistemolojik tutkudan va1.gemek, birok insann itiraf etti
ginden daha zor bir projedir ve bilgi iddialan ya da hakikat id
dialan, epistemolojik iddialarn kendilerini reddetmeye al
an teorik sylemlere sessizce kaymas kadar kolay bir ekil-

26
27

Larrain, Marxism and ldeolog/y, s. 1 90.


Michel Foucault, "Truth and Power" Power/fuowledge Se/ected Intervi
ews and Other Writings, 1 972-1 977, ed. Colin Gordon (Bighton, ttaves
ter, 1 980), s. 1 1 8 .

65

de, Foucaultcu ve post-yapsalc almaya kayarlar. rnegin


Derrida'mn metinselcilik'"inden sz eden Alex Callinicos
bunun da kendi Hmeta-anlatHsnn bulundugunu belirtir: Sy
lemsel farkllg kaydetme ak Derrida.c niyetle elien gizli
bir degerlendirme gndemi. 28 yleyse bu, bir bilim ya da bil
gi teorisinin dogrulamaya altg' trden yarglar olmadan
almann pratikteki glgn kantlar. Ne var ki bunu sy
lemek ok doyurucu bir ey sylemek degildir -fakat bilgi,
sylem ve toplumsal dnyay kavraymz konusunda daha
yeni ve baz bakmlardan yararl kimi formlasyonlara daha
sonra dnecegiz.

Det:ennln1zm Sorunu

"Belirlenimler"

alann

terk ettigimiz zaman,

Marx'm dncesindeki u ya da bu evreyi

sadece

degil, onun

btn sorunsaln lletiririz.l

Burada Stuart Hail, hakl olarak, ideoloji konusunda kla


sik Marksist alma geleneginde belirlenim nosyonunun ta
nmsal statsn saptar. ideoloji teorisi zerine ve diger mo
dern almalar, Marx'n konumunun bu determinist yanna
olduka eletirel bakan eitli konumlar benimsemitir. Ne
var ki bu savlara bakmadan nce, Marx'n bu alandaki kendi
dncelerini karsnda gelitirdigi entelektel ardalan anm
samamz daha iyi olur. Bilindigi gibi Marx, yllarca Alman fel
sefi geleneginin, zellikle Hegel'in almasnn karakteristi k
bak. as yla mcadele ederek alt. Marksist materyalizm
aka Hegelci okulun felsefi idealizmine bir alternatif olarak
gelitirildi.

28

Alex Callinicos, "Postmodemism, Post-structuralism and Post-Marxism"


Theory, Cu/ture and Society, cilt 2, no. 3 ( l 985), s. 96.
29 Stuart Hail, " Rethinking the Base and Superstructure Metaph ore", Jon
Bloomfeld (ed . ) , C/ass, Hegemony and Paty (Londra, Lawrence and W is
hart, 1977), s. 52 iinde.

66
Bu teorik devrimin kimi yanlar, ideolojiyle, baglantl
olarak vurgulanmaldr. Birincisi Marx, materyalizmin bilin ve
kltrn aldg biimleri ekonomik ilikilere gnderme yapa
rak aklamamza olanak saglayan bir yntembilitn oldugunda
srar eder.

Alman /deolojisi'nde belirttigi gibi, Hyeryznden

gge" seyahate inanyordu. Elbette. Marx'a gre ttegelci gele


nek "gkten yeryzne" iner: Verili bir agn karakteristik d
ncelerinin (ok bilinen bir Zeitgeist'n dncesi olarak) o
toplumun btn toplumsal ilikilerini ayrk anlamlaryla dol
durmasn nerir. Marx'n en nl ifadelerinden birogu -"var
lk bilinci belirler" ifadesi iyi bir rnektir- belirleyici tarihsel g
c dnceler dnyasna atfetmesiyle idealist Hegelciligin
reddinden kaynaklanr. Dnce ve bilincin baka yerden
aklanmas gerektiginde -yani, bunlarn hareket ettirici gc
nn eninde sonunda ekonomik oldugunda- srar srecinde
Marx, tanm geregi, uygunlugu bakmndan maddi ve ideal di
yebilecegimiz ey arasna bir ayrm koyar. Kendi bana bu ay
rm, ttegelcllikten anlaml bir koputur; zira, ttegelci bir top
lum okumasnda merkezi olan "btnlk"' nosyonunu kesinti
ye ugratr ve bu btnlk iindeki "yanstma" teorisine bt
nyle yeni bir anlam nerir.
Toplumu, oluturucu geleri znde ve ayrlmaz dere
cede birbirinin paras olan bir

btn olarak grmek yerine,

Marx'n toplum grnn -hala bir btnlk olsa da- toplum


iinde ok daha byk bir gesi ve iblm vardr. Dnce
sini gelitirme srecinde Marx, toplumun sosyolojik bir DNA
kodu gibi z her hcreye nfuz eden "anlaml bir btnlk"
oldugu varsaymn giderek daha fazla reddetti. Bu nedenle
Marksi zmde karlalan "yanstma" teorisi, btn grntle
in toplumun temeldeki fikirsel zn yansttgna dair ttegel
ci grle asla ayn degildir. zel olaral, analitik bakmdan
ayr oluturulan maddi ve ideal alanlar arasndaki ilikiyi anla
maya alan bir teoridir.
Marx 'n nl "temel ve styap" metaforunun ttegelci
gelenekten nemli bir kopu oldugu sylenebilir. Bu topogra

fk imgede sonradan hangi glkler grlrse grlsn, ba ..

87

langta, Marx'n btnlk nosyonunun kavramsal katlg n

dan kopma abasnn temsili olarak anlalmaldr. l 930'larda


Franz Jakubowski'nin Marx' geni anlamda Lukacs izgide
bir "btnlk" konumuna getirme abasn degerlendirmek,
bu dncelerin tarihine ilgin bir k tutar. Jakubowski, te
mel/styap metaforunun salt heuristik ve yntembilimsel bir
degerinin bulundugunu belirtir; fakat bir btn olarak sav,
toplumu "anlaml bir btnlk" olarak grenlerin klasik me
guliyetlerini aga lanr. yle yazar:

Marx ve Engels'in yazlarndaki "styap," ok geni ve


belirleyici olmayan bir kavramdr. Toplumun #gerek te
meni, dogndan retim ilikileri dnda, toplumsal ya
amn btnn lrncaklar. Temeli dolaysz geimin re
timi olan toplumsal ilikilerin btnlnde e konomiye
zel bir yer verilir. Bu, ekonomik ilikilerin, kesin bir e
kilde geri kalandan ayrldg anlamna gelmez, hatta saf
kavramsal anlamda bile olamaz. Toplumsal yaamn
birligi o kadar gldr ki te k olas ayrm, herhangi bir
tikel temel ilil,iye k t.utmal\ amacyla yntembilimsel
bir ayrm ol ur . Marx ' n te mel ve styap ayrtrmas nn,
farkl, st ste binmeyen iki alan arasnda mutlak bir

ayrm oldugun u dnmek btnyle yanlgdr. Ya pa


bilecegimiz tek ey , "stya p" kavramnn ok gen ci bir
aklamasn yapmaktr. 5omt olarak belirlenemez ve

kesinli kle, btn

toplumsal ili kilerin lmpsayc bir cet

velini ya pmann olanak.!

oldugu anlamna gelmez."'

Jak.ubowsk.i 'nin metaforu ele al, ok daha yakn za


man l ardaki herhangi bir ah.lamada b u l acag mz alg lamadan
ok farl'i.l old ugu iin ilgintir. Hemen hemen btn m od e rn
eletirme nler fi i l e n kart bir konumdan honuurken, o Marx'
daha tlegelci, d aha bt nleyici b i r modele elmek istemitir.

30

f'rnnz Jalubowski, Jdcology and 5upcrstncture: in rlistorical f'1ateri


alism ( Londra, Allison and Busby, i 9 7 6 l , s. 3 7 .

68

Aslnda Jakubowski'nin de metafomn salt yntembilimsel ol


duguna ve

hibir

"somut" gndergesinin bulunmadgna dair

savn savunmak iin gbegi atlar ve rnegin "hukuksal st


yapnn ekonomik temele siyasal styapdan daha yakn dur
dugu"ndan sz eder.31 Marx'n metaforunun olaganst etki
ve rezonansnn -hakl ya da (daha olaslkla) haksz- bu kadar
ok insann ontolojik gerekligi tasarlama ve toplumun degi
ik biimlerinin tzsel snflandnlmas bakmndan onu ayar
tc bir metafor grm olmas olgusunda yattgm sylemek
gerege daha yakn olurdu. Son yllarda, Marx'n ideoloji ko
nusundaki determinist konumunun

bir amblemi

olarak te

melfstyap metafom, Marx'n reddettigi Hegelci gelenekten


olduka farkl bir bak asndan hareketle eletirildi. Marx'n
lmnden itibaren Marksist gelenek, zellikle lkinci Enter
nasyonal yllarnda, metafom, dogrudan dogruya ekonomik
retim ilikilerinin saf tepkisel oldugu dnlen

bir

styap

da "yansma"s eklinde basitletirmeye egilim gsterdi. Bu


nedenle, yirminci yzyl determinist savnn balca b iim i
ekonomik indirgemecil ik ol du. retim iktisadn, basit bir e

kilde, ilk ta ekildiginde kanlmaz olarak devrilen siyasal,


kltrel, hukuksal ve entelektel paralarn bandaki domi
no ta olarak gren tek yanl bir model, genel olarak Marksiz
me atfedildi. Kukusuz Marksizmde, bu karikatr bir lde
kendi kendine zarar veren bir karikatr haline getirmeye yete
cek kadar kaba bir deteminizm de vard ve hala duruyor.

Yine de Marksist gelenek i i n de uzun bir sre ekonomik


determinizme itirazlar yneltildi. Kart Korsen, Marxism and

Philosophy (Marksizm ve Felsefe) balkl denemesini, daha


sonra ideolojinin "greli zerklik"i denilen tez temelinde bir
entelektel mcadele istegiyle bitirmitir. Burjuva toplumdaki
din, felsefe ve sanat ideoloj il eri ne iaret eden Korsen, ideolo
jiyle ilgili yanstma teorisi konusunda ){avrayl bir eletirel
belirleme yapar: "Bu temsillerin dogru ya da yanl yanstama
dg hibir nesne yok gibi grnyorsa, bunun nedeni, ekono-

31

a.g.y., s . 46.

69
mik, siyasal ya da hukuksal temsillerin, her biri bagmsz
varolan tikel nesnelere sahip olmamalardr. " deolojik biim
ler", diyor Korsch, "toplumun ekonomik, hukuksal ve siyasal
yaplanyla birlikte ve ayn zamanda teoride elitirilip pratikte
devrilmelidir. "32 Elbette bu savlar, Gramsci'nin almas ne
deniyle bize tandk gelir; fakat determinist dnce eletirisi
nin yeni bir eletiri olmadgn vurgulamak gerekir.
Bununla birlikte, bu konulann yaygn bir ekilde yeni
den dnlmesi,

tarihsel olarak Avrupa'da "Althussercl

lik"in dogusuyla baglantldr. f'or Marx'da ( 1 966) Althusst:r,


ekonominin son kertede" belirleyici olduguna dair Engels'in
formlasyonuna kar koymu ve yekpare bir tarzda ekono
mikten ideolojik olana akmayan belirlenim modellerine agr
lk vermesine olanak tanyan alternatif bir "stbelirlenml e
likiler" kavramn ne srmt. Althusse.r'!ft, '.'ts.tyaplann
"ileri bittiginde saygyla yana ekildikleri ya da vakti geldi
ginde, diyalektigin dzgn yolunu geerken Majesteleri Eko
nomi'nin nnde onun saf grngleri olarak saldklan as
la grlmez, ilk andan son ana kadar, kimsesiz 'son kerte'
saati asla gelmez"'' dedigi yerden oha aktarlan pasajdan,
metnin iegl toplanabilir.
Bu erevede Althusser, "egemen yaplar" ve "greli
zerklik" kavramlarn gelitirdi ve "eklemleme nosyonunu
aynnblandrd: Bu dncelerin, Fransa, lngiltere ve diger bir
ok Avrupa lkesinde (dikkat ekicidir; anaakm Marksist. ge
lenekten gelen yazarlardan ok Frankfurt Okulu'nun popler
oldugu Birleik Devleter'de degil) Marksist teori, sosyoloji
alannda, kltrel, edebi ve film incelemeleri zerinde muaz
zam bir etkisi olacakt.
Diger alanlarda oldugu gibi belirlenim konusunda da
Althusser'in Marx'a yeniden ekil vermesinin, Marksizmi man
tksal olarak gidebileceginden daha ileriye ittigini ileri srmek
yerinde olabilir. Kukusuz, Althusser'in eseri, Marksizmin te-

32 Kari Korsch, Marxism and Philosophy, s. 84.


33 Hirst. Law and Jdeology, s. 1 8- 1 9 .

70

sindeki yazarlar da iine alan tepki ve eletirileri kkrtt ve


bu, kitabn il. kesiminde tartlacak. megin Paul Hirst, Alt
husserci "greli zerklik" formlasyonunun Marksizm gibi eski
"btnJk"-temelli teoriletirme paradigmas iin neden yolun
sonu oldugunu aklad. Kendisinin ve

pitalism Today1n

Marx's Capital and Ca

diger yazarlarnn "siyasal dzlem'i (Althus

serci terminoloji) btnyle zerk grdklerine dair "sula


ma"ya yant veren ttirst, "Neden zerkr diye sorar. Toplumun
("toplumsal oluum"), btnlgn belirli sektrlerini oluturan
ve btn iindeki yerleri tarafndan ynetilen "kerteler"e sahip
olarak kavrandg toplumsal topografya yaklamnn, temelde
yanltc ve sama oldugunu ileri srer. Marksizmin retim tarz
larnn ardk geliimi anlatm gibi tarihsel nedensellik genel
teorilerinin bJr eJetbisJyJe devam eder ve bu modeller, asa
lak penesiyle bir siyasal teori olarak Marksizmi kleletirip
gszletiren bir karabasandr" diyerek bitlrir.34
Marksist ideoloji teorisinin zamann saldrsna ok iyi
direnmedigini ileri srmek kukusuz akla uygundur. Akla
maya altgm gibi, bazlar syledigimi "kk beyinlerin
cinligi" olarak grp Marx'n kaydettigi sezgilerin esinleyici do
gasna dikkat ekse de, ideoloji kavram Marx tarafndan ba
langta tutarl bir ekilde ilenmedi. Ne olursa olsun, bala
mak iin bir dizi farkl yorum miras aldk. Ne var ki snf ka
rna bagl bir mistifkasyon tanm etrafnda oluan etkin bir
konsensus olarak ideoloji kavram, glklerle doldu. Grd
gmz gibi, ideoloji ile bilgi ayrmnn temelinde yatan episte
molojik konular henz zlm olmaktan uzaktr, belirlenim
ve toplumsal btnlk konusu, her zamankinden daha tart
maldr. Altblm 2'de tartlan eletirel bir terim olarak ide
oloji ile tarihsel snf bilincini dnme kavram olarak ideolo
ji arasndaki klasik anlamazlk, eletirel tanm ynnde
zlme yoluna girmitir. Fakat t>iraz sonra grecegimiz gibi, si
yasal ideoloj iyi "snf aidiyeti" dogasndan koparma abas,
.34 Hirst,

Law and ldeology.

s. 1 8- 1 9.

r
71
pratikte, Marksist ideoloji teorisinin tabutundan bir ivi daha
ekmitir.
deoloji kavram etrafndaki tartmalar en iyi, Marksiz
min bu agdaki miras degerlendirilerek anlalr. Daha nce
sz edildigi gibi, bugn ok daha geni bir teorik ve kltrel
referans erevesinde ele alnsa da ideoloji kavram esas ola
rak Marksist bir kavramdr. Betimleyici bir deger ve kltr an
latmna kart olarak gl bir ideoloji teorisinin, sadece
Marksizm iinde ilendigi de ileri srlebilir. Post-yapsalclga
ve post-modernizme gtrdg gibi kesinlikte bizi "post-Mark
sizm" e de gtren toplumsal teorideki gelimeler, Marksist
erevenin kimi temel .varsaymlarnn inandrc eletirilerini
sunmaktadr. Kitabn bundan sonraki blmnde, ncelikle
balca dnm noktalan olarak Gramscl ve Althusser'in mo
dern okunmalan zerinde yogunlaarak, bu eletiri srecinin
sivri ularn oluturan kimi savlara bakacagm.
Blm lf'ye *Marksist Modelin k* balgn koy
dum; nk sonradan d gelimelerle de birleen kendi refe
ranslar geregince meydan okunan teorik bir paradigma duru
muyla kar karya oldugumuza inanyorum. Bir ideoloji teori
si bakmndan, bizzat kavramla ilgili biriken glklerin, rakip
ve giderek daha fazla ilgi eken yeni bir sylem teorisiyle bir
letigi bir durumla kar karyayz. Blm
olacak.

lif n konusu da bu

BOLUM il

MARKSST MODELN
K

4
iDEOLOJ, SiYASET, HEOEMONYA:
ORAMSCl'DEN LACLAU VE MOUf'f'E'YE
Gramscl, radikal siyasal dncede paradoks gibi bir
eydir. Bir yanda, klasik Marksist gelenek iinde kltrel .ve
ideolojik siyasete en sempatik yaklam olarak almasna
ok hayranlk duyulur: rnegin, ltalya, ispanya ve diger lke
lerde Eurokomnizrn stratejisinin benimsenen teorisyeni. ln
giltere'de ii siyasetini yeni ve gereki bir ekilde yeniden
dzenlemek isteyen birok kiinin esini oldu. ideolojiye yak
lam, hegemonya teorisi, entelektel1erin rolyle UgilJ anla
tm, taktiklerin ve iknann neminde srar, kltr sorunlar
na gsterdigi zenli ilgi ve gndelik kltr siyaseti, hem Mark
sist-Leninist hem ii Partici solun ahlak kurallarndan bkan
bir kuak tarafndan cokuyla karland.
Yine de Gramscl'nin almas, ideoloji teorisi alannda
teorik bakmdan zmlenmemi birok sorunu ortaya kar
d -ksmen (olaslkla Marx gibi) parlak sezgilerinin tek bana
ya da birbirleriyle gerilim iinde durmalar nedeniyle. Daha .
ayrntl olarak tartacagm bir rnegi ele alrsak, ideolojiye
yakla

nn

imdi nlenen hegemonya tanmyla ve hege-

76

monya dncesinin kullanmyla tam tamna nasl ilikilen


dirildigi ak degildir. Daha da genel olarak, Gramsci'nin d
ncesi, agda sol iin hem entelektel hem kltrel ikonik
bir anlam kazand; fakat uygulanabilir bir siyasal teori olarak
Marksizmin hassas krlma noktasnda duran da Gramsci'dir -en
azndan, Ernesto Laclau'nun ve Chantal Mouffe'nin okudugu
Gramsci. Marksist teori ve siyasette merkezi snf kavram sta
tsnde asl duran bu son sav, bu blmn byk bir ksm
n kapsayacaktr. Grecegimiz gibi, bu tartmann ok nem
li bir zelligi de tikel ideolojilerin zorunlu olarak farkl toplum
sal snflar ilikili olup olmadg ya da siyasal ideolojinin '"s
nf aidiyetli" dogasyla ilgili bu yklemin bir yanlg olup olma
dg sorunudur.

ORAMSC'De iDEOLOJi VE HEGEMONYA

Kukusuz btn okuyucularn bildigi gibi Gramsci, bize


ulaan yazlarnn ogunu, faist ltayan hapishanesinin olaga
nst zor koullarnda yazd. Srekli ktleen saglg da da
hil yazarken iinde bulundugu koullarn, elimizdeki metinle
rin dogasn etkiledigi aktr ve daha nemli bir nokta da
eserlerinin, hapishane sansryle baglantl olarak birok
strateji ve dolambal yolu birletirmesidir. Bu plak olgular,
bu kltrel yazlarn greli olarak paral ve ..ak.. dogasn bir
lde aklar.
ilk nce, Gramsci'nin dogrudan Marksist gelenekteki
ideoloji kavramn ele aldg Hapishane Defterleri'nden bir pa
saja bakarsak, aagdaki belirlemeleri buluruz. Gramsci, ide
olojinin Marksist gelenekteki anlamna (hatal bir ekilde) ili
ik hale gelen olumsuz deger yargs0na iaret eder; burada,
Gramsci'nin, ideoloji konusunda 0eletirel0 bir durutan ok
0olumlu0 bir duru benimseyen ilk ve tek kii olarak saptan
mas gerektigine dair Larrain'in belirlemesini dikkate almamz

gerekir.

Gramsci -tam tamna bu szcklerle olmasa da

Marksist dncedeki zayf ideoloji anlaynn suunun, ide


olojiyi. salt ekonomik temel tarafndan belirlenmi ve bu ne
denle '"saf grnt, yararsz, sprnt vb. " olarak grenlere
yklenebilecegini ileri srer: Bu bakmdan, Korsen'un vulger
Marksizm" eletirisini savunur. Gramsci, daha sonra, "tarihsel
olarak organik ideolojilerden -"zorunlu" olanlarn- psikolojik
bir geerlilige sahip olduklarn ve "insanlarn hareket ettikle
ri, kendi konumlarnn bilincini edindikleri, mcadele ettikleri
vb. bir alan yarattklarn" vurgular: M arksist gelenekte Grams
ci'yi baz bakmlardan esiz klan, "psikolojik geerlilik"e gs
terilen bu dikkattir.
Ayn ksa, fakat olduka yogun tezler kmesinde Grams
ci, "organik" ideolojilerin, bireysel ideologlarn polemiklerin
den ayrt edilebilecegini ileri srer ve "tikel bir yapnn zorun
lu styaps" olarak ideoloj i ile bireylerin bu "keyfi gayretke
likler"i anlamnda ideolojiyi ayrt eder. Gramsci, Marx'n "po
pler bir inan, ogunlukla maddi bir gle ayn enerjiye sa
hiptir" grne iaret eder ve pasaj aagdaki ifadeyle biti
rir: "Bu nermelerin zmlenmesi, sanrm, biim olmadan
maddi gler tarihsel olarak kavranamayacag ve maddi g
ler olmadan da ideoloj iler bireysel kuruntular olacag ii n , bi
im ve ierik ayrmnn salt didaktik bir degeri bulunmasna
!<.arn, kesinlikle maddi glerin ierik ideolojilerin biim ol
dugu tarihsel blok kavrayn glendirecektir. " 1
Birbiriyle baglantl bu tezleri degerlendirnede karla
lan bir glk de bylesine ksa bir pasajn bile, karmak,

fa

kat ayrk kimi konum degiikliklerini iermesidir . Tek. bana


son cmle/ Gramsci'yi ak bir "tarihsici" saymaya yeterdi;
kat ideolojinin " bir mcadele alan"

fa.

olduguna dair klasik

Gramscici grn -"anlaml btnlkler" geregince dnce


l

Gramsci, Selections From Prison Notebooks, s. 3 7 G-377 ed. Quintin Ho


are and Geoffrey Nowell-Smith (Londra, Lawrence and Wishard, 1976) s.
376-377.

78
tarihsici egilimiyle hi bagdamayan bir gr - ileri srldg
bir paragrafn sonuna gelindiginde bu degerlendirmeyi yap
mak gtr. Baka bir sorun da Oramsci'nin bir eyin "orga
nik ideoloji" olarak dnlp dnlemeyecegi konusunda
ogunlukla ak olmamas, dolaysyla kltrel ve entelektel
mcadele degerlendirmelerinin ogunlukla bir bakma belir
siz olmasdr. (Bu bir eletiri degil; fakat Oramsci'nin alma
snn farkl yorumlar iin bu kadar zengin bir alan olmasnda
etkisi kukusuz vardr). Bu belirsizlikler, olduka temel sorun
lar bile kuatr. rnegin, Gramsci'nin kltrel ve entelektel
grnglerle ilgili genel degerlendirmelerinin ideoloj i balg
altnda anlatldg sanlr; fakat durum tam tamna ya da zo
runlu olarak bu degil. Gramsci'nin "dnyay anlama"nn farkl
dzeylerini -felsefeden folklora- aydnlatc snflandrmasnn
ideolojiyi ele al tarz olarak dnlp dnlmemesi ge
rektigi ak degil. Hapishane D efterleri nden baka bir nl
'

pasajda, degiik (azalan) sistematiklik ve i uyum dereceleriy


le dnya kavraylar olarak felsefe, din, sagduyu ve folkloru
ayrt eder. Felsefe, "kolektif bilin bir yana. bir bireysel bi lin
te bile, birlik ve i uyuma indirgenemedikleri iin" din ve sag
duyunun

gerektirmedigi

entelektel

bir dzeni gerektirir.

G ramsci unlar syler: "Her felsefi akm, geriye bir 'sagduyu'


tortusu brakr:

Bu, onun tarihsel etkinliginin belgesidir. . .

'Sagduyu' felsefenin folklorudur ve her zaman, gerek anla


myla folklor ile felsefe, bilim ve iktisat uzmanlk.lan arasnda
ki ara konaktr. Sagduyu, gelecegin fol.Klorunu yaratr." 2
Demek ki felsefelerin -uyumlu bir ekilde savunulabilen
sistematik dnce gvdeleri- felsefi eletiriye tabi dinin ze
rinde yerlerini aldg bir biimler hiyerarisiyle ,ar karyayz.
"Sagduyu" birok biim alr, fakat paral bir kurallar gvdesi
dir,

"folklor", "kat" popler formller olarak tarif eder.

G ramsci, birinin sistematik (rasyonel) bir dzlemde savundu


gu felsefe ile "sagduyu" tarafndan belirlenen tavr arasnda
------- -----

a.g.y. , s. 325-326.

79
elikiler olabilecegini belirterek, bu dzeyler arasnda epey
ce atma olabilecegini aklar. Bylece, Gramsci'nin "eli
kili bilin" nosyonuna ve entelektel tercih ile #gerek faali
yer arasnda yaptg ayrma ularz. 3 imdi lngiltere'de, klt
rel yazlarn yeni evirilerinden giderek daha fazla grldg
gibi,4 G ramsci'nin kendisi, mimari, popler arklar, dizi ro
manlar, polisiye romanlar, opera, gazetecilik vb. birbirinden
farkl konulara kadar uzanarak, popler kltr ve ideoloj iye
epeyce ilgi gstermitir.
Yine de Gramsci'nin bu eitli grngleri ne kadar ide
oloji olarak dndg bir bakma belirsiz kalr. Gramsci, bu
biimleri felsefe balg altnda tartr; fakat pek ok kii, bun
larn ideolojik biimler oldugunu kabul etme egilimindedir.
Gramsci'nin yaklamnda ideoloj i kavramnn daha izlenim
sel bir kullanm, aklayc agrlg ideolojinin omuzlarndan
byk lde aldg iin, zarara ugramadan gerekleebilir.
Baka yazarlar da ideoloji kavramyla alnan teorik yk ta
mak iin baka bir ,avram kullanrken, bunu yapabilir. Bu ne
denle, Gramsci'nin ideolojiyi ele al tarznn gelenege nasl
uydugunu grmek iin, e terimiyle -hegemonya- birlikte ele
almak zorundayz, talyanca egemonia szcg, ogunlukla,
Gramsci'nin katksyla eanlaml grlm olmasna karn,
Perry Anderson ve digerlerinin vurguladg gibi kkleri, Rus
ya' da devrim ncesi dnemde yrtlen proletaryann kyl
lk zerindeki "hegemonya"syla (ikna ederek nfuz etme) il
gili tartmalarda yatar. 5
" Hegemonya" kavram, G ramsci'nin siyaset ve ideolojiy
le ilgili dncesinin rgtleyici odagdr ve kavram farkl kul
!anmas, genel olarak Gramscici yaklamn alameti farikas
dr. Hegemonya, en iyi, rzann rgtlenmesi olarak anlalr -

3
4

a.g.y.
Gramsci, Selections from C u/tural Writings, ed. David Forgacs ve Geoff
rey Nowell-Smith (Londra, Lawrence and Wishart, 985)
Perry Anderson , "The Antinomies of Antonio Gramsci," New Left Revie w.
1 00 ( 1 976- 1 9 7 7 ) .

80
bagml bilin biimlerinin iddet ya da zora bavurulmadan
ina edildigi sreler. Gramsci'ye gre egemen blok, sadece
siyasal alanda degil toplumun btnnde etkili olur. Gramsci,
"daha dk" -daha az sistematik- bilin ve dnyay kavrama
dzeylerini vur,gulam ve zellikle, "popler" bilgi ve klt
rn nasl egemen blokun projesine kitlelerin katlmn gven
ceye alacak ekilde gelitigiyle ilgilenmitir.
Bu noktada, ideolojiyle ilgili anlaml bir yomm farkn
belirtmek gerekir. Gramsci'nin hegemonyay kesinkes, nzann
rgtlenmesinin zora dayanmayan (ideolojik?) yanlanna ia
ret etmek iin mi kullatdg, yoksa nza saglamann zora daya
nan ile zora dayanmayan biimleri arasndaki ilikiyi akla
mak iin mi kullandg ak degil. Stuart Hali ve arkadalar,
Gramascl'nin temel sorununun -devlet zora bavurmadan na
sl ynetebilir?- onun snf egemenliginin zora dayanmayan
yanlanna dikkat ekmesine neden olan bir sorun oldugunu
anmsatrlar. Fakat devlet ile "sivil toplum" arasndaki ilikiye
temel ilgisinin nedeninin bu oldugunu da ileri srerler: Soyut
olarak, "styaplar"a ya da "kltr"e bagmsz bir ilginin rn
degil.6 Perry Anderson, bu soruna bir bakma farkl bir hkm
verir; bazen hegemonya terimini zordan ok rzay anlatmak
amacyla kullandg, bazen de ikisinin bir sentezini anlatr g
rndg iin Gramsci'nin hegemonyay kullannn tutarsz
oldugunu belirtir. Anderson'n aklamas -devlet gcnn,
burjuva hegemonyann temel ivisi oldugu grne daya
nan- ksmen zor-baglantl savlar hapishane sansrfmden ge
irme glklerinin bir sonucu olarak Gramsci'nin rza zeri
ne yogunlamaya " kaydgn" sylemektir. 1
Bir an iin bunu bir tarafa brakrsak, Gramsci'nin siya
sal ve

ltrel sosyalizm stratej isiyle iliki iinde hegemonya-

Stuart Hali, Bob Lumley ve Gregor McLellan, "Politics and ld eology:


Oramsci, " Centre for Contemporary Cultural Studies, On ldeology (Lond
ra, Hutchinson, 1 984). Bu anlatm hayran lk uyandrc bu denemeye
borluyum.
Anderson, "Antirnonies" s. 49.

81

ya vurgu yaptgm ve en byk ilgiyi de bu noktaya gsterdlgi


nl

syleyebiliriz. "Konum sava" ve "manevra sava" kavran

lan, siper sava benzetirmeslyle, smflann daha iyi stratejik


nc;talara ve "konum"lara hareketini gerektiren bir strateji
kavramlatrmasnn i(albini oluturur: Dolaysyla "konum sa
va", siyasal hegemonya kazanma, nza alma muharebesidir,
insanlarn sadece geici itaatlerini ya da oy desteklerini degil,
"mlplerfni ve zihinlerini" kazanma mcadelesidir. "Manevra
sava" ise sonraki evredir: Devlet iktidarm ele geirmedir; fa.
kat bu, (Leninist slya":lal dnce gelenegl.ne tam kart ola
rak) hegemonyann zaten sagtanm oldugu bir ortam olmaz
sa gerekleemez.
Bu sosyalist stratjl modeli, entelektellerin siyasal ile
vi teorisini de ieriyordu. Oramsci, bunlar tikel snflarn ifa
deleri olarak ya da zgl ve toplumsal bakmdan tanmlanm
rollere kilitli grmyordu; entelektelleri, snf atmasnn
ideolojik dzeyde "yrtldg" alanda nemli aktrler ola
ra gryordu. zellikle hegemonik sreci -yani soldan- "gele
neksel" entelektelleri egemen bloktaki temellerinden kopar
may ve ii snfnn "organik" entelektellei dedigi e ntelek
telleri gelitirmeyi gerektiren bir sre olarak gryordu.
O ramsci'nin bu srelerle ilgili gr, daha nce tartJ
lan degiik popler ve sistematik bilgi biimleri olarak yo
rumlanan bir ideoloji teorisini, daha geni hegemonya kavra
m geregince teoriletirdigi daha genel bir siyasal ve kltrel
projeye emdiren bir grtr. Devlet ile sivil toplum arasnda
ki ilikiye ilgisi, onu, dogrudan dogruya ideolojinin toplumsal
bakmdan "yaptrc" ilevleri ve iddet d bir dzeyde nza
saglama biimleri zerinde almaya gtrr.
Ne var ki bunu sylemiken, daha nceki blmlerde
tartlan ideolqjiyle ilgili kimi "klasik anlamazlk"Iara Grams
ci'nin hangi zmleri nerdigini degerlendirmek yararl olur.
Bunlardan ikisi hemen halledilebilir ve iki rnekte de loge
...

Larrain'in Oramsci yorumu bana yararl grnyor: Blm

8.2

2'de, Larrain'in Marksist gelenekte "olumlu" ideoloji kavray


nn en yksek ifadesi olarak grdg Gramsci'yi, Blm
.3'te, bilim ya da bilgi ile ideoloji arasndaki ilikiye G rams
ci'nin yapc "iki ynl" yaklamn ele aldk. 8 nceden ele al
nacak

nc

konu

determinizm

konusudur ve

burada

Gramsci, determinist olmayan bir ideoloji teorisinin

par exe

lence savunucusu olarak layk oldugu yere gelmitir. l 979'da,


daha sonra eserini eletirecegi bir dnr hakknda yazan
Chantal Mouffe, "Gramsci'nin hegemonya kavraynda, kk
ten anti-ekonomist bir ideolojik sorunsaln, pratik olarak etki
W oldugunu, onaylayarak ilan etti. 9

Stuart ttall'n

"temel ve styap tertne makalesi,

Marksist ideolqjl teorisindeki determinizm tartmasnn ko


ullarn kesin bir ekilde saptad. ttall , Oramscf'yi "indirgeme
ci bir styap anlatmna kar polemige giren olarak okur ve

Gramscl'nin, kapitalizmin nasl salt bir retim sistemi olmayp


btnsel bir toplumsal yaam biimi oldugunu bize gsterdi
ginl ileri srer. Hall'n Gramsci okumasnda styaplar, kltr
ve sivil toplumu sermayenin gereksinmelerine giderek daha
fazla uygun hale ektikleri iin yaamsaldr. Aile, hukuk, egi
tim, kltrel kurumlar, kilise ve siyasal partiler gibi eitli si
vil toplum kurumlaryla etkili olup yeni birey ve uygarlk tiple

ri yaratarak kapitalizmin egemenlik alann

geniletirler.

Bu,

yalnzca bir ekonomik kar meselesi degildir; zira, Gramsci


ekonomik indirgemecilige kar kar ve hegemonyay, siya
sal, kltrel ve toplumsal otorite olarak kavramlatrr. Yine
de Stuart Hail, Qramscl'nin styaplar, btn bunlar serma
. 10
ye iin yapar sonucuna vardgn sav , ur

Larrain. Marxisrn and ldeology, Blm 2.


c. Mo.ffe (ed . ) , Qramsci and Marxfst Theory (Londra, Routledge, 1 979),

s. 1 78 .
l O Stuart Hali, "Rethinking the 'Base and Superstructure' metaphor," s. 6566.

r
Ne var ki klasik Marksist gelenekte hibir zaman bt
nyle eklemlenmemi, fakat Gramsci'nin kimi dncelerinin
arpc sonularyla son zamanlarda etkiledigi bir konu var:
Bu, ideolojilerin "snf aidiyeti" olarak betimlenmesi gerekip
gerekmedigi sorunudur. Grecegimiz gibi, bu konunun arat
rlmas, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe'nin artk alm ol
dugunu ileri srdkleri Marksizme nemli bir meydan okuma
ya neden oldu. ideoloji teoriniz ne olursa olsun, zsel ve for
matif bir kapitalizm zmlemesi kategorisi olarak toplumsal
snf etrafnda rgtlenecegi hesaba katldg iin, M arksist ge
lenekte hibir zaman gndeme getirilmemi bir konudur. Do
laysyla, ideolojileri tikel toplumsal snflarn bilin ifadeleri
olarak grmenizin ya da ideolojiyi snf karna hizmet eden
mistifikasyon olarak grmenizin gerekte nemi olmaz. Her
ikl durumda da ve diger tanmlarda da bir kapitalizm zm
lemesinde ideolojinin rol ve ilevinin toplumsal snf geregin
ce anlamlandrlmas belitsel olur. Diger belirgin toplumsal
blmlenmelerden kaynaklanan rakip teorik ve siyasal iddi
alara gnderme yaparak snfsal zmlemenin statsn
sorgulamakta olan feministleri ve digerlerini aka ilgilendi
ren sonularyla ok temel dzeyde bir sorun haline getirilen
tam da budur.

Sll"llf'SAL VE SINil'SAL OLMAYAN


SY.ASAL tnroLOJtLER
Ernesto Laclau'nun Politics and ldeology in Marxst The
ory ( 1 97 7) ( Marksist Teoride Siyaset ve deoloji) adl kitabnn
formlasyonlanna bakarak balayalm ve balamadan, bu ki
tapta ileri srlen savn, Laclau 'nun daha sonraki eserlerinde

ki, zelikle Chantal Mouffe'yle birlikte yazdg Hegemony and

Socialist Strategy'deki ( 1 985) (Sosyalist Stratejide Hegemon-

ya) savlardan daha fazla pek ol>. Marksistten kabul grd.g


n de belirtelim. 1 1 Ladau'nun ilk metni, Marksist siyasal teori
deki indirgemecilik" sorunuyla ilgiliydi ve zellikle, siyasal
ideolojiyi neredeyse tanm geregi salt snf ideoloj isi olarak
grenleri eletiriyord u.
felsefi konuursak, uindirgemek", A terimi biiminde
ortaya kan bir grngy baka bir eyi -B terimini- akl a ge
tirerek (ya da o eye i ndirgeyerek) aklamaktr. Marl\.Sizmde
indirgemecilik sorunu akut bir sorun olmutur; zira, Klasii\.
aklama stratejisi yledir: Tikel bir grngye (ogunlukla,
ii snfnn tutuculugu, rklk gibi ctehem bir grng ) ,

gerekte, daha nde gelen snf ve snf atmas neden olur


ya da onun fonksiyonudur. Bu dnce stilinde Marksizm yal
nz degil: rnegin psikanalizin,. ok daha belirgin bir akJay
c indirgemecilik egllimi vard.r. fakat Marksist teoride sorun,
zellikle toplumsal eltsizligin k.aynagm d nrken rakip
aklayc faktrler olarak cinsiyet ve n rl sonmuna tepki ola
rak. son yllarda ok tartlan bir konu olmutur. 1 Her neyse,
Laclau, siyasal ideolojinin toplumsal snf karlarnn sonu
laryla ak.landg ya da buna indirgendigi bir zmlemeye
uymayan yanlarn Marksistlerin n,asl ihmal ettikleiyle ilgile
niyordu.
Bu tartmadaki anahtar figr, Marksist teoride "siyasa
ln zgllg"n belirleme abas genel olarak Laclau' mm be
genisini kazanan Nicos Pou!antzas 't. Geriye dnerek, toplum
sal oluumda greli zerk bir ge olarak siyasal "dzlemi"
----- --------

Laclau, Polltlcs and ldeology in Manist Theory

12

f\adnlann ezilmesiyle

ilgili

Markist "aklamalar"daki balca

sonm

ola

rak indirgemecilik degerlendlrmesl iin bkz. Mlche!e Barret,

Wome n 's
Oppression Today: The Marxist/Feminist Encomter (Londm, Verso,
1 988), s . 2.3 vd. Daha yakn zamanlann bir eglllml, klasik Marltsizme z

g nceden verili karlar zerine yogunlamall.lan vazgeerek indirge


mecilik sorununu ortadan kaldmaktadr; rnegin bkz. Barry 11indess,

Class Ana/ysis (Londra Basil


1 987) ve Les ,Johnstone, "Class ad Political ldeology: A Non
reductionist Solution, "Harxisim. Class Analysis and Socialist f'/ura/ism
(Londra, Ailen and Unwin, 986).

NThe Problem of Reductionism Polil:lcs and


Blackwell,

85

k.unna projesinin e bir modeli olarak Blm l'de tartlan


Stuart IiaU'n Marx'm On

SeKizinci 13rumafre'f nl

okumasna

gnderme yapabiliriz. Ne var ki Laclau'ya gre Poulantzas'n


yaptg muazzam katky, "zmlemesinin tamamna egemen
olan genel varsaym" zaytlattl: "Her elikiyi bir snf elikisi
ne indirgeme ve her ideolojik geye bir snf aidiyeti verme. "1
Laclau, farkl ve btnyle orijinal bir yaklam nerdi.
Alt.husser'in

ideolojik

znelerin

oluturuldugu

adlandrma

(seslenme) sreci teorisinin siyasal ideolojinin zmlenme


sine de uygulanabHeceginl ileri srd. Bu, snfsal olnm,ya1
ideolojik gelerin, megin, popler-demokratik term:::P m fa
ist ideolojik konflgrasyonlarda birletirilmesinde etkili o ..
duklann ve bu srelerin, taihsel olarak ya snftan bagmsz
ya da snfa eklemlenmi olabileceklerini, fakat hibr lr<.:.;ulda
snf ideolojilerine

indergenemez

olduklan. g.:c;. ; t <;mize ola

nak saglard. faist ideoloJirin, kendisinh1 betimledigi tikel ta.


rlhseJ kertelerde, (Marksist siyasal :n: ,1 nRemedl(; genel kabul
grdg gibi) an tutucu gruplarn dogz,,1 siyasal syleminden
ok "popler-demokratik" gelerin

s!yucal

syleme eklemlen

mesi olarak anlallabilecegini ne :r<t. "Popler-demokra


tik" ifadesiyle Laclau, ideolojinin kendi znelerini "ii sn
f'ndan ok "halk" olarak ele aldgm, dolaysyla oluturdugu
nu anlatmak ister. Laclau, hakl olarak, faizmi yeniden d
nmesinin " popler adlandrmalann snfsal olmayan niteliginin kusursuz bir gsterimi"ni verdigini iddia etti.
llgintir, o sada Laclau,

Politics and ldeology in Marxist

TIeory'de, Marksizmin kabul edilen bilgeliginden kkl bir e


kilde kopmamak iin epey aba harcad. Bir noktada aka,
"tarihsel srelerin nlhai belirtenmesinde retim ilikilerinin
nceligini kukulu h :le getirmek niyetinde degiliz"1 5 ament
sn tekrarlar: imdi btnyle reddettigi bir formlasyon.

l .3 Laclau, Politics and Jdeology, s. 1 1. 3 .


1 4 a.g.y . s. 42.
l 5 a.g.y. , s. 1 .35.

86

Daha da ilginci, bylesine aydnlatc bir ekilde akladg s


nfsal olmayan ideolojik geler ile geleneksel snf mcadele
si zemini arasndaki ilikiyi ifade etmek iin ulatg fonnlas
yondur. O dnemde Marksizmin teorik kapanma mantgndan
henz kurtulmadgn gsteren bir pasajda, ynn tersten bir
indirgemecilik biimine evirir:

"Popler demokratik ad/andr


ma, sadece hibir kesin snfsal ierlge sahip olmamal<la kal
maz, par exellence ideolojik snf mcadelesi alandr da. Her

snf, ayn zamanda hem snf hem halk olarak ideolojik dz


lemde mcadele eder ya da daha dogrusu, kendi snfsal
amalarm popler amalarn tamamlanmas gibi sunarak
kendi ideolojik sylemine tutarllk kazandrmaya alr. "16 Bu
pasaj, Laclau bir eliyle bize verdigini diger eliyle geri aldg
iin ilgintir: O kadar gzel aklad;p siyasal ideolojinin snf
sal olmayan gelerinin tam bagms.zlgnn tadn karmam
za izin vermek yerine, gizli de olsa "snfsal amalar" popler

demokratlk grntler gndemini ele geirme abas olarak


onarmamz emreder. Laclau'nun sonraki almasn tartr
ken bu ikircikllliklere tekrar dnecegiz.
Bu arada, Laclau'nun kitabnn -olduka tartmal da ol
sa- siyasal ideoloji alanndaki almay mthi etkiledigi vur
gulanmaldr. Colin Mercer'in talyan faizmi zerine incele
mesi, bunun bir rnegidir. Mercer, digerlerinin yan sra Maria
Macciocchi'nin gn gna kardg Mussolini'nin operavari

Ytci

olaylaryla ilgili byle

malzemeyi degerlendlrir: Kadnlar,

evliliklerini simgeleyen demir bantlar karlgnda altn evlilik


yzklerini karp il

Duce'ye

verirler. Bu olaylan popler-de

mokratik sylemlerin faist siyasal ideolojide serbest dola


mna olanak tanyan stratejiler olarak gren Mercer, bunlar
ve diger birok olay toplumsal alann "cinsiyetletirilmesi" ve
siyasetin "estetikletirilmesi" olarak teoriletirir. Bunu, 0bu tr
rejimlerde, halk ve kltr alanlarnn stratejik nemde temel
alanlar olduguna ve nceden hazrlandgna dair Gramsci'nin
6 a.g.y., s. oa- o9.

87

iddiasna bir kant# olarak grr ve Gramsci'nin bu koullarda


#siyasal sorunlar kltrel sorunlar khgna brnr# eklinde
ki szlerini aktararak bitirir. 17
Siyasal ideoloji ve #snf aidiyeti# konusunun peini b
rakmayan belal sorunu hibir ey da,ha ak hale getiremez
di. Mercer'in antl-lndirgemeci okulun sevgilisi Gramsci'den
yaptg altarma, ideoloji, kltr ve poplizmi kesinlikle ciddi
ye alan, fakat eninde sonunda "siyasal" siyasetin bir rts
olarak gren bir Gramsci'yi karmza karr. Gramsci'nin yo
rumlanmas konusunda sren anlamazlklann byk bl
mnn temeli buradadr.
Stuart Hall'n bir siyasal ideoloji olarak "Thatcherizm"
zerine almas, Laclau'nun ngrlerini agda lnglliz siya
setinin Gramscici yorumu baglamnda kullanma giriimlerin
den biridir. 18 Yurtseverlik - Falklands Sava ktgnda daha
nce olmayan muhafazakar bir parti-siyasal zdelemesi ola
rak Bayan Thatcher'ln kesin bir ekilde yakaladg - temasn
degerlendirmek, bu stil dnmeye en kolay ulama yollarn
dan biri olabilir. "Yurtsever sosyalizm" dncesinin lngilte
re'de bir bakma allmam olmas lsnde, bu temann
baars arpc oldu. Hkmet ile ulus zdelemesi zerin
de srar o kadar ok duyduk ki Margaret Drabble'n son za
manlarda belirtigi gibi, eski parlamenter ifade Majestelerinin
Sadk Muhalefeti"yle kardanca fiilen aryoruz.
Stuart Hali, HThatcherlzm"i, #organik Toryizm temalarm
-ulus, aile, grev, otorite, standartlar, gelenekilik- saldrgan
yeni bir neo-llberalizm temalaryla -zkar, rekabeti bireyci
lik, anti-devletilik- birletiren" bir siyasal ideoloji olarak -

17

Colir Merc:er, rascst ldeology, James Donald ve Stuart Hali (eds.), Fo


litics and ldeology (Milton Keynes, Open Unlverslty Press, 1 965), s. 2.37
iinde.
Bkz. Stuart Hail ve Martin Jacques (eds. ) , The Folltics of Thatcherlsm
(Londra, Lawrence and Wishart, 1 963) ve zellikle Hall'n 1 979 tarihli
denemesi The Great Movlng Right Show"; Stuart Hail, The Hard Road ta
Renewal (Londra, Verso, 1 988).

88
zmledi. 19 Bu alanda pe pee yazdg yazlarnda Hail, balan
gta Thatcher hkmetinin seilmesinden nce gelitirilen
bu savlan aynnblandrd ve lngiliz siyasetindeki sava sonras konsensus"un knn sol iih dogurdugu sonularyla
ilikilendirdi. ilk zmlemelerinde Hail, Thatcherizmin, ken
di gerek karlarn temsil etmeyen siyasal saga kayan kitle
lerin bir yarg hatas olarak nasl grlemeyeceglni, insanlarn
yaamndaki gerek koullan, deneyimleri ve elikileri dile
getiren ve bunlar yeni terimlerle ifade eden ideolojik gelime-

ler gereglnce grlmesi gerektiglni aklamak zerinde yogun


lat. otorfteryan poplizm ... terimi, bu dnceleri aklamak
iin gelitirildi.
Projesi, basite kimi ekonomik politikalar dayatmaktan
ok toplumsal yaamn btn dokusunu yeniden yaplandr
mak, btn znellik ve siyasal kimlik oluumunu degltirmek
oldugu iin Thatcherlzm, niyet itibariyle "'hegemonik"tl (bunda baarl olmasa da). Stuart Hali, bu siyasal niyeti Gramsci

ci tarzda zetledi: "'Thatcherc siyaset, kavray ve projesiyle


'hegemonik'tir:

Ama,

sadece ekonomik cephede degil, ayn

anda birok cephede mcadele etmektir ve bu, bir toplumsal


oluuma gerekten hakim olup onu yeniden yaplandnnak
iin, siyasal, moral ve entelektel liderligln ekonomik hakimi
yetle birletirilmesi gerektigi bilgisine dayanr. Thatcherclar,
devlette oldugu kadar sivil toplumda da 'kazanma'lar gerek
tiginl biliyorlar. 20
Stuart Halt Thatcherc temalarn, hem "organik Tory"
hem saldrgan neo-libera. ideoloji, temalarnn, cinsiyet, aile
ve cinsellik.le ilgili siyasal inalara ve rklk ve etnlsite siyase
ti bakmndan dntrlmesine epeyce ilgi gstermi oldugu
iin anlmaya degerdir. Bu nedenle, zmlemesi ogunlukla
sol bir izleyiciye (zellik.le, bir gn uyanp her eyin kt bir

19
20

Hali, "Great Moving s. 29.


Hali, "Authoitaian Populism: A Repty New Left Revlew, 1 5 1 ( 1 985), s.
l 19.

,
89

rya oldugunu ve ii snfnn kendine geldigini grecegini


_
umanlara) yneltilmise de -byle olduguna inanyorum- isel
olaral'i. farkllam ve cinsiyetlere ve rklara blnm bir
grup olarak Nsol"a seslenmitir. Stuart Hall'n Thatcherizm yo
rumunun soldan bu kadar ok eletiriye vesile olmas, bana
gre . ideoloji teorisinin tadg siyasal agrlgn gstergesidir.
Hall'n almasn uzun bir eletirel degerleridinneye tabi tu
tan Bob Jessop ve arkadalar, Hall'n temel hatalarndan bi
rinin, ideolojik sreler, zerinde yogunlanasyla ve medya
gibi aleni ideolojik kurumlan zmlemesiyle "ideolojicllik",
ya da Thatcherizmin "yapsal dayanaklan"n ihmal etme egili
mi oldugunu ileri srdler. 21 Bu, klasik idealizm sulamasdr
ve greceglmiz gibi. ideolojiyle ilgili agda tartmalarda
epeyce su yzne kar. Hall'n taktik olarak Thatcherizmin
nemli ve zgl ideolojik yanlarna dikkat ektigi iin ideolo
jicilikle sulanmay "zc" buldugunu belirttigi yant, yerin
de bir yanttr. 22 Baka yerde ne srdgm gibi, klasik Mark
sistlere gre herhangi bir ideoloji degerlendirmesi, pratikte,
hemen hemen her zaman gereginden fazla ciddidir.

Bir siyasal ideolojinin btn gelerinin smf-baglantl


grlp grlmeyecegiyle ilgili tartmalardan bu altbalgn
tarif ettigi konuma giden yol uzun grnebilir. Yine de bu, Er
nesto Laclau'nun var<lg son noktadr ve Marksizm iinde ile
ri sn1len eletirel savlarn, sistematik bir teori olarak Mark..,iz

min geerliligine meydan okuyacak ekilde kimi nemli "post


yapsalc" dncelerle aktg ok ilgin bir noktay belirtir.
Bana yle geliyor ki post-yapsalchgn felsefi projesi, tm ka21
22

Bob ,Jessop vd 1 . , Authoritarlan Populism, Two Nations and Thatche


rlsm New left Rev/ew, 1 47 ( 1 984).
Hali, Authoritarian Popullsm," s. 1 20.

90

tlanlan kazanmasa da, nemli bir dnme ugramak zere


olan Marksist kesinliklerin yeniden dnlmesine neden ol
dugu iin, burada bir "paradigma degiikliginden sz edebi
liriz -bylesi ifadeler

ogunlukla gevek bir ekilde kullanlsa

da. Tam da Marksizmde ideoloji teorilerinin tadg epistemo


lojik ve siyasal agrlk nedeniyle, burada "ideoloji" anahtar
gedir, aslnda bana gre tartmalarn merkezi odagdr.
Byle bir degiikligi degerlendirirken, Laclau'nun, Alt
tiusser'i izleyerek teorik sorunlarn, kesin konuulursa, asla
"zlmedikleri"ni, '"aldklan"n ileri srdg ilk kitabnda
belirttigi bir kehanetten sz etmek gerekir. zlmezler, n
k, mevcut teorinin koullan iinde zlebilseler, genel ola
rak "teorik" sorun olmaz, daha ok teorik ereveyi o tikel du
ruma uygulamann empirik ya da lokal glkleri olur. Tanm
geregi, diyor Laclau, sahici bir teorik-sorun "(yani, teorinin
mantksal yapsnda bir tutarszlg gerektiren sorun)" varsa, o
zaman tek k3.r yol, sorunun "teorinin postulatlar sistemi
iinde zlemeyecegini" kabul etmektir ve bu da teorik sis
temin i elikiye ya da atmaya decegi anlamna gelir.
Bundan hareketle Laclau, "Tek kar yol, teorinin dayandg
aksiyomlar sistemini yadsmaktr: Yani bir teorik sistemden di
gerine gemektir" diye ne srer. Ve dogru bir ekilde belirt
tigi gibi, kaynak sorun, eskisi geregince "zlmek"ten ok
yeni sistemde "znr. "23
Eger, Marksizmin artk geerli olmayan birok genel te
oriden biri oldugunu reddediyorsanz, Laclau ve Mouffe'nin

Hegemony and Socialist Strategy'sini okumanzda fazla yarar


yok: Girite kategorik olarak "Tpk normatif epistemolojHer
ag sona erdigi gibi, evrensel sylemler ag da sona ermi
tir" diye belirtirler. Laclau ve Mouffe'nin Marksizme yneltti
gi savlar, post-yapsalc dncenin merkezi temalardr ve
bu daha genel teorik perspektifin bir parasn olutururlar.
2.3

Laclau, Politics and ldeofogy. s. 60-6 .

91
Baz savlan zel olarak Derrida (zellikle) ya da Lacan'n sav
larna borludur. Laclau ve Mouffe, Marksizm ve siyasal teori
alannda, bakalarnn baka yerlerde gelitirdigi -rnegin,
edebi eletiri, psikanaliz ya da iktisat- savlan tamamlayan, fa
kat onlardan farkl olan kendi tezlerini ina ettiler. Laclau ve
Mouffe'nin sundugu Marksizmin teorik eletirisinin derinligi
ni belirlemek nemlidir. Marksizm

gibi teorilerin genel

gerek

elerle geerli olmadklarna inanyorlar ve bana gre, bazla


rnn yaptg gibi, kiisel olatak sapkn, eski ya da anti-Mark
sist diye sulayarak onlarn savlarna yant vermek Marksist
lere yakmaz. 24
LacJau ve .Mouffe'ye gre, .Marksizm siyasal bir "imge
sel" zerine kurulmutur: Toplumsal snflarn karlarnn n
ceden verili oldugu varsaymna, ii snfnn hem ontolojik
hem siyasal olarak merkeziligi ..yle ayrcalkl oldugu belitine
ve bir devrim yeni ve homojen bir dzen kurduktan sonra si
yasetin lzumsuz olacag yanlsamasna dayanan bir sosya
lizm kavraydr. Daglmasnn son evresinden nceki bu "Ja
cobin imgesel"i betimleyen bir cmlede Laclau ve Mouffe,
post-yapsalc

dncenin

kimi merkezi temalarn yogun

latnrlar "'Evrensel' znelerin iskan edildigi ve kavramsal ola


rak tarih etrafnda tekil ina edilen bu imgesel, 'toplum'u, bel
li snfsal konumlar temelinde entelektel olarak efendisi olu
nabilir ve siyasal bir kahramann kurucu bir hareketiyle rasyo
nel, saydam bir dzen olarak yeniden oluturulabilir anlalr
bir yap olarak postle etmitir. "25 Burada, toplumsal ve siya
sal teori epistemolojisindeki post-yapsalc #kuruculuk" eleti
risine yneltilen talamalar, (kartezyen) birleik zne modeli
nin eletirisini, monolitik ve tek izgide ilerleyen bir sre ola24 megin bkz. Ellen Meiksins Wood, The Retreat From Class A New vTnc"
Socialism (Londra, Verso, 1 986); Normal Geras, "Post-Marxism?" New
Left Review, l 63 ( l 987 ) .
25 Laclau v e Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy, s. 2 .

92
rak tarih eletirisini, efendilige yaplan gndermeyle fallokra
siye savrulan yumrugu vb. belirtmek gerekir. "Tasavvur" teri
minin (bir sfat olarak "hayaWnin gnlk kutlanmna kart
olarak) Lacanc ve baz okuyuculara zel tnlar anmsatacak
bir kavram oldugunu da belirtmek gerekir.16
Laclau ve Mouffe , Marksizmi ortadan kaldrmadklar (el
bette, iyi Derridaclar iin olanaksz bir proje) , ak.sine bir an
lamda Marl\Sizmle altklar konusunda srar ederler:

Marksist olduk.lan

kadar

Marksist de

Post

olduklar konusunda. G

recegimiz gibi bu , baz eletirmenlerin bizzat Laclau ve Mouf


fe'nin de Marksizmle uzun yrylerinde edindikleri btn
letirici ve zc dncenin kalntlarndan gerekte kurtul
madklann sylemeye yneltti. (u sorulabilir: Eger, bir gk
kuag koalisyonu teorisine varmak istiyorsanz, balang ye
ri olarak neden Kautsky'yi almyorsunuz?)

Hegemony and Socialist Strategy nin


'

tzsel savlan, Lac

lau ve Mouffe'nin Grarnsci okumasna dayanr ve burada, ken


dilerinin de syledigi gibi '"Her ey, ideolojinin nasl kavrand
gna bagldr. "27 G ramsci'nin ideoloji ve hegemonya teorisiyle
ilgili anlatmlar, balangta rastgele, olumlu ( kendileri *mad
di" diyor) bir bak as lehine eletirel ideoloji kavrayndan
kopmasn ve ideolojiyle ilgili determinist temel/styap mo
delinin reddini vurgular. Gramsci'ye gre "bir hegemonik sn
fn eklemledigi ideolojik gelerin zorunlu bir snf aidiyeti bu
lunmadg" konusunda da srarldrlar.

28

Marksizm ve teorik sorunsaln asli snrlan iinde ula


labilecek en ileri noktay temsil et.tigi iin GramscL Laclau ve
Mouffe iin eksen figrdr. Zira, kendilerinin Gramsci okuma-

26 "Jacques Lacan'n bu terime verdigi (ve genelde tzsel olarak kulland


g) anlamda; pslkanalitik alann zsel dzeninden biri, yani Gerek,
Simgesel ve i mgesel. . . Kavramn daha fazla aklanmas iin bkz. J. Lap
lanche ve J. B. Pontalis, The Language of Psycho-Analysis (Londra, Ho
garth Press, 1 97.3), s. 2 1 0.
27 Laclau ve Mouffe, ffegemony and Socia/lst 5trategy, s. 67
28 a.g.y.

95
smda ii snfna "eklemleyici" rol bile, ekonomik konumu
temelinde verilir ve bu nedenle, tercihten ok zorunlu bir
olumsal niteligi vardr. Dolaysyla, Gramsci 'nin gr, son
zmlemede "zc" bir grtr, ii snfnn ayncalkl ko
numu bakmndan ve "zclgn son istihkam taburu ekono
mi" bakmndan zcdr.
Kendilerinin vardg ve 0Sonular Karlamak" cici ba
lg altnda topladklan sonular ise, ekonominin kendi kendi
ni dzenleyen ve i yasalarna tabi oldugunu yadsmak, top
lumsal araclann eninde sonunda snfsal bir ekirdekle olu
turuldugunu yadsmaJ{ ve snfsal konumun zorunlu olarak N
karlar"a bagl oldugunu yadsmaktr. Yeni teorinin nermeleri,
en basit biimiyle ikiye indirgenebilir. ( l ) "Toplumsaln Olum
uugunun tesi" balkl blmde akladklar "toplumun
olanakszlg" zerine genel bir felsefi lmnum ve (2) snfsal
zclgn "yeni toplumsal hareketler"in -feminizm, rklk
kartlg, lezbiyen ve gay haklan, ekoloji, bar vb.- ogulcu
taleplerine yol atg bir agda radikal demokratik siyasette
araclk konusunun teoriletirilmesi.

TOPLUMUN. OLANAKSIZUI
"Toplumun Olanakszlg", Emcsto Laclau'nun 1 983'te
yaymlanan ve bu konuda daha ayrntl savn Hegemony and

Socialist Strategy'de kacagn haber veren bir makalesinin


balgdr. 29 Laclau ve Mouffe, burada Derridac bir belirleme
yaparlar: Toplum c:liye bir "ey" olmamakla birlikte -kendileri
nin de belirttigi gibi, Derrida'mn nl il n 'y a pas de hors-tex
te'sin i (metin dnda hibir ey yoktur) agntnyor- '"Top
lum' geerli bir sylem nesnesi degildir. "0
,
29

.:.o

Laclau, "The Impossibility of Society", (',anadian Joumal of Politicaf and


Social Theory, cilt 7, no. 1 ve 2 ( 1 98.3) .
aciau ve Mouffe, 11egemony and Socialist Strate{J)' s. 1 l l ; ,Jacques Der
rk\'_, Of Orammato/ogy, ev: G, C, Spivak (Baltimore, Johns Hopkins Uni
versity Press, 1 974), s. 1 58.

Bununla ne demek istiyorlar? Bu, savlarnda belirleyici


bfr admdr ve pasaj daha geni aktarmak yararl olabilir; zi
ra, birok nemli talamay ve baz karakteristik *hareketleri"

ierir. unlar yazyorlar: ,.Her btnlgn eksikli olma niteligi


bizi, dikili ve kendinden tanml bir btnlk olarak 'toplum'
nclnden bir zmleme alam olarak vazgemeye gtrr.
"Toplum geerli bir sylem nesnesi degildir. Farkllklar alan
btnn sabitleyen -dolaysyla oluturan- bir tek temel ilke
yoktur. "31 Bundan karlacak ilk ve en ak n<?kta, bir btn
lk olarak toplum modelinin reddidir. Dogrudur; Marksistler,
toplumlar ne lde kaynak btnlkler olarak grdkleri
konusunda ayrlm, fakat en azndan snrlan belli bir kendi
lik olarak grme egiliminde olmulardr. Ne var kl son yllarda
bu toplumsal btnlk nosyonu, yeni bir incelemeye ve d
nmeye konu oldu. Sosyolojide de daha mikro-sosyolojik ve
grngbilimsel yaklamlarn ykselmesiyle birlikte, btn
lk kart diyebilecegimiz modellere dogru bir ekme sz ko
nusu oldu. Bunun baka bir yan da fiilen tek tek ulus-devlet
lere dayal toplumsal kendilik modellerinin yeniden degerlen
dirilmesi olurdu: Sanki, giderek kreselleen bir toplumsal or
tamda, "lngiltere sosyoljisi" ya da "Hindistan sosyolojisi" ger
ekleebilir bir projeymi gibi. Anthony Oiddens, kimi "top
lum" kavraylarnn temelindeki naif varsaymlarn zl bir
eletirisini verdi ve gerekten de son zamanlarda sosyologlar,
"Kresel Dn, Yerel Hareket Et" slogannn disiplin iin ba
z eski modellerden daha iyi bir model oldugunu savunur :>l
dular.32

toplumsal topografyaya dayal btn deter


sama imgeleriyle birlikte "greli zerklik"

Paul Hirst'n
minist bagaj ve

erevesini tereddtsz reddini degerlendirdigim daha nce


ki bir blmde (BOim .Yn sonu), toplumun "btnlk" mo
dellerine genel eletirilerle karlald. Hirst, sonunda olaga3
32

Laclau ve Mouffe. Hegemony and Socialist Strategy, s. l U .


John Urry. surrey Oniversltesi'nde yaymlanmam Konuma, 1 990.

95
nst ak bir yolla, kendi konumu ile btnlk modeli ara
sndaki farkllklar yle saptad: o (Althusser), toplumsal
ilikileri btnlkler olarak, bir tek belirleyici ilke tarafndan
ynetilen bir btn olarak kavrar. Bu btn, kendisiyle tutar-
l olmal ve kendi snrlan iindeki btn araclar ve ilikileri
kendi etkisine tabi klmaldr. Diger yanda ben, toplumsal ili
kileri, herhangi bir tek nedensel ilkeye ya da tutarllk mant
gna yant vermeyen, biim olarak farkl olabilen ve olan, bir
birleri iin asla zsel olmayan araclar, pratikler, rgtlenme
biimleri ve kurumlar toplam olarak degerlendiriyorum. 33
Burada tlirst, bir btn olarak savlarnn temel giri nostas
olan iki konuda Laclau ve Mouffe ile hemfikirdir: Birincisi,
Htoplum'un (ilerinden biri ara sra kolaylk olsun diye szc
g kullanmaya istekli oldugu srece) bnlklerden ok top
lamlar geregince dnlmesi gerektigi konusunda ve ikinci
si, bu toplamlarn eitli geleri arasnda ilikilerin, neden
sellik mantgndan ve determinizmden ok olumsallk geregin
ce dnlmesi gerektigi konusunda.
Laclau ve Mouffe, toplumsal "btnlk.. dncesinin
bir eletirisiyle yetinmez, toplumun "'olanakszlgy1a ilgili da
ha temel bir savlar kmesine (sosyolojik olmaktan ok felse

fi) dalarlar. Bu savlara gemeden, toplumsal ilikilerin zm


lenmesi iin nerdikleri birbiriyle baglantl kavramlar emas
n zetlemek yararl olabilir. Drt terim

- eklemleme, sylem,

an, ge- tanmlarlar ve en byk tartmay ikincisi, "sylem,


yaratmtr. Eklemleme, "geler arasnda, eklemleyici pratigin
bir sonucu olarak kimlikleri degiecek ekilde bir iliki kuran
herhangi bir pratik" olarak tanmlanr; sylem, "eklemleyici
pratikten kaynaklanan yaplandrlm btnlk"tr; anlar, *bir
sylem iinde eklemlenmi grndkleri lde farksal ko
numlan" dr; ge ise; "sylemsel olarak eklemlenmeyen her
hargi bir farkllk"tr. 34 Bu tanmlarla ilgili olarak belirtilecek en

33
34

Paul Hirst, "ideoloji. Culture and Pel'50llality" Canadian Joumal of f'o/iti


ca/ and 5ocial Theory, dit 7 , no. 1 ve 2 ( 1 983) , s. 1 25.
Lac!au ve Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy, s. l 05.

96
nemli nokta, Laclau e Mouffe'nin ok ge n i "sylem" tanm
nn, birok materyalistin hemen syleyecegi gibi, idealizme di
k.ey bir atlay temsil ett.igidir. Ellerindeki sylem kavram, top
lumsal ve tarihsel g9rnglerin farkl bir erevede zmlen
mesini yeniden dnmelerine p!anak veren materyalist bir

kavramdr. Onlarn sylem kavram, geleneksel olarak Marksist


teorideki "maddi/ideal" aynlg tartmasna egemen olan var
saymlarn ak bir eletirisi tarznda gelitirilmitir ve bu ne

denle, aka reddettikleri bir kutuplulugun bir konumuna oto


matik olarak benzetirilemez (en azndan benzetirilmemeli
dir) . Foucault'nun Nsylem" terimini kullanmasyla ortak bir ya
n vardr; fakat nemli farkhlkJar da var. Daha sonra aklaya
cagm gibi, sylem kavramlaryla baglantl sorunlar ne olursa
olsun, Laclau ve Mouffe, genel epistemolojik ynelimleriyle.
kendi le ri n i e letire nle rin zorla sokmaya ahtklan idealist" ve

"grececi" kutulara gimezler.

11egemony and Socialist Strategy deki


'

tartmal "sy

lemH tanmndan imdilik. ayrlp, toplumun "olanaksztg ko


nusunda kitapta ne srlen ve tartlan pasajda "farkllklar

alam btnn sabitleyen -dolaysyla oluturan- bir tei'i. teme!


ilke yoktur# cmlesiyle ifade edilen ilgili nermeler kmesini

degerlendinnek istiyorum. Anlamn "mutlak s a b l tf{ " i (ve mut


lak sabltsizligi) olanakl degildi.r demek onlar iin ne anlam

ifade ediyor? Savlanndaki bir glk de diger teorisyenlerden


alnan ve Laclau ve Mouffe"nin sav iin ifade ettigi anlamlan
okuyucular tarafndan farkl anlalan kavramlar lmllanmas
dr. Laclau ve Mouffe'nin savna giri olarak bu trden iki te
mel kavrama bakmay neriyorum:

Diki,

Diki

(suture) ve

farkllk.

bugnk teorik kulanm Lacanc psikanalizden

alman ve Laclau ve Mouffe'nin beti m le digi gib.i semiyotik film

teorisinde gelitirilmi olan bir teri mdir, lngilizce'de allage


len "dikme" (stitch) anlamna gelen diki terimini,

lish Dictionary "bir

Oxford Eng

yarann kenarlarn birletinne" olarak tarif

eder ve Landry ve Maclean'n "bir 'diki', vcuttaki bir kesigin


iyiletiginde farkllg gsteren bir iz brakmas gibi , nceki bir

97
kimligin yokiugunu belirtir" eklindeki belirlemelerinde, bu
orijinal cerrahi anlama temiz ve modern bir yz verilir.35 Lac
Iau ve; Mouffe, derisi srekli yrtlan ve bu nedenle kaderleri
yrtklan geici olarak ve zorlukla kapatmaya almak olan
h egenmnya c:errahlannm acil servisinde kesintisiz bir grevi
zorunlu hale getiren. bir siyasi vcudu bize sunarlar. (Bu has
ta, msl a iyileenler koguuna gelmeyi baaramaz). Stephen
Heath'in diki anlatmna yaptklar gnderme, bir yanda ayrt
edici zell igi blnme ve yokluk olan Lacanc bir "Ben" ile di
!Jer yanda eanl bu yoklugu "gidenne" ya da uyum olaslg
arasnda -"ikili bir hareket"! vurgular. Diki kavramn siyaset
alanna uygulamalan, Derrida'nm yap-bozum zerine al
masnn etkili olduguna dair bir dnceyi birlikte tar: Yeni
nin eskiyi dlamaya en ok altg yerde bile ve zellikle bu
d urumda, eskinin izleri yok edilemez, tortul keltiler olarak
kalr. (Bu gml izleri aga karma yntemi olarak yap-bo
zum). Bu nedenle, Laclau ve Mouffe, "operasyon alanlan top
lumsaln a.klg. tarafndan, her gsterenin nihai sabit olma
yan niteligi tarafndan belirlendigi lde hegemonik pratikler
clikicidirler. 11egemonik pratiklerin gidermeye altg ey, ke
sinlikle bu orijinal yokluktur" derler. Btnyle dikili bir top
lum dncesinde ima edilen kapallgn olanaksz oldugu so
nucuna varrlar.6
"Anlamn nihai sabitligi" diye aklyorlar Laclau ve Mo

uffe, "Heidegger'den Wittgenstein"a gl bir felsefi d nce


izgisinin ve belki de amacmz asndan en nemlisi, post
yapsalc felsefeci Jacques Derrida'nn meydan okudugu bir
nermedir. Derrida'mn grlerini zetlemeye almann s
ras degil; fakat burada, Derrida'mn mutlak degil konumsal
olarak. anlam zerine ar kavisli vurgusuna iaret edilebilir.
DeTida, bitimsiz "fjsterenler oyunu" olarak bir dil teorisi ve
bir zincirdeki farkll.k ilikileriyle ina edilen dilbilimsel anlam
teorisi gelitinnitir.

.35
36

Donna Landry ve Greald Maclcan, uReading Laclau and Mouffe"


Laciau ve Mouffe, fiegemony and Socialist Strategy, s. 88, 11. 1 .

98

Farkllk, modem toplumsal teorinin geni bir yelpaze


sinde, dile bu yaklamn megi ve mutlak anlamn ya da Lac
lau ve Mouffe'nin belirttigi ekliyle anlamn '"nihai sabitligi'"nin
reddinin iareti yerine geti. Savlarnn bu noktasnda, kendi
metinlerinin "yaklamyla akan'" bir yaklam olarak Derri
da'nn

Wrltlng and Difference deki sylem kavramn genelle


'

tirmesini aktarrlar. Derrida unlar yazar: '"Bu, dilin evrensel


sorunsal istila ettigi and (zamansal rnekler olarak Nietzsc
he, Freud ve Heidegger'in eserlerini verir), bir merkez ya da
kkn yoklugunda her eyin syJem bu szckte anla

il

memiz kouluyla- halini aidg yani merkezi gsterilenin, oriji


nal ya da akn gsterilenin bir farkllk sisteminin dnda as
la mutlak olarak sunuJmadg bir sistem halini aJdg and. A
kn gsterilenin yoklugu, anlamlandrma alann ve oyununu
bitimsiz bir ekilde geniletir. 37 Bu nedenle Laclau ve Mouf
fe'ye gre bir sylem, '"sylemselllk alanna hciklm olma, fark
llklar akn durdurma, bir merkez oluturma giriimi olarak
oluturulur'" ve '"bu ksmi sabitlemenin ayncalkl sylemsel

polnts de caption 'una (bir zincirdeki an


lam sabitleyen ayncahkl gsterenler) gndermeyle, dgm
noktalan olarak betimlerler. 38
noktalannr", Lacan'n

Toplumun olanakszlg sz konusu oldugu kadaryla,


Laclau ve Mouffe'nin bak asnda ok yakn ve gl bir La
can ve Denida kaynamas greblliriz. imge ve metaforlar,
psikanalitlk, felsefi ve siyasal alanlan keser ve rehber ilke, is
ter Lacana psiik ister Derrida'daki anlamlandrma olsun, her
zaman hazr (aslnda zsel) blnme ve merkezsizlik ile "diki
c hegemonik uyu,m projesi arasnda bir gerilimin zmlen
mesidir. Bu nedenle Laclau ve Mouffe u sonuca varrlar:
"Toplumsal, bir

toplumun anlalabilir ve kurumlam biim

lerinde kendini sabitlemeyi baaramazsa, toplumsal, sadece

37 a.g.y., s. 1 I 2; Derrlda, structure, Sign and Play Wrlting and Difference


{Londra. Routledge ve Kegan Pau. 1 978), s. 280 .
.38 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Social/st strategy, s. 1 1 2.

99

bu olanaksz nesneyi ina etme abas olarak varolur."39 'Top


lum," szgelimi, "Jacobin imgesel"in siyasaln operasyonlar
iin ii bo ve yanltc bir beklenti olarak ne kmas gibi ,
toplumsaln operasyonlarnn olanaksz nesnesidir.

YETERSiZ 'YE1'i1 TOPLUMSAL HAREKE1LM'

'mRIMt

Bir olanakszlk olarak "toplum"u olutururken Laclau


ve Mouffe, Lacan ve Derrida gibi diger post-yapsalc dnr
lerin dncelerinden yararlandklarna gre, en acmasz
eletirmenleri bile, "yeni toplumsal hareketler"i zmlemele ,
rinde siyasal dncede orijinal ve olduka etkili bir gelime
sagladklann teslim edeceklerdir. Eserlerine mevcut muaz
zam ilginin ak bir aklamas da hem akademik zmleme
leri hem geleneksel sag/sol yelpazesini kesen pratik siyasal
faaliyeti nemli ol"de etkileyen bir sorunu -rnegln, cinsiyet,
etnisite ya da ya gibi teki belirgin blnmelere kart olarak
toplumsal snfa agrlk verme- ele almasdr.
Akademik cephede, byk lde (artc degil) sos
yoloji, siyaset ve iktisadn Marksist ele alnlarnda bu konu
etrafnda eitli tartmalara tank olduk. Bu tartmalar, ks
men, Marx'n kavram ve tariflerini sinf yaplan ve ilikileri
sonraki yzylda kkl bir ekilde degimi toplumlara uygu
lamak iin gerekli toptan yeniden teoriletirmeyle ilgilidir -bu
rada ematik olarak, Erik Olin Wright ve Carchendi'nin snf
zerine almas ertafnda, Poulantzas'n siyaset ve snf ze
rine

yazlarndan ve

ekonomist Steve

Resnick

ve

Rick

Wolff'un nclk ettigi "Marksizmi yeniden dnme"deki


devrimden kaynaklanan sorunlar etrafnda sren tartmalara
iaret edilebilir; aync, hala daha gevek bir ekilde Marksizm
diyebilecegimiz alanda srmeye devam ettigi iin, "rasyonel
39

a.g.y.

1 00
seim teorisi " adyla bilinen nemli gelimelerden d e sz edi
lebilir. Btn bu tartmalarda, smfsal olmayan b l nmelerin
fililigiyle ilgilenme potansiyeli olm utur; fal1.at (durumu kibar
ca belirtmek gerekirse) bu, biroh durumda, cesaretle ele al
nan bir konu olmaktan ok. bir potansiyel olarak kalmtr.
Snf etrafndaki akademik tatmalar, ksmen de femi
nistlerin almalaryla ve ulusal kimlik, ulusalc siyaset konu
suyla baglantl oldugu kadar, etnisite ve rklk konularyla
da baglantl olarak snf yeniden dnmeye alanlarn ya
zlaryla bilinli bir diyalog iinde gerekleti. "Snf nceli
gi"ne meydan okumann toplumbilimde ne kadar zengin ve
eitli oldugunu vurgulamak herhalde gerekir: imd i btn
dnce okull ar , rnegin konut ve yaam dngs etkilerinin
toplumsal snfn belirleyici etkisi ile ilgili sevgili varsaymlar
kesme biimlerine adanm olarak vardr. konik snf fakt
nn dramati k bir ekilde ayrcalkl konumundan k.anldg si
yasetin kkten yeni bir teorHetirilmesi, birok insa n n ilgisini
eker. (Edebi eletiri teorisinde Laclau ve Mouffe'nin kitabnn
bu kadar geni ele alnmasmn ned.,ni, burada ele almayaca
gm daha karm a k. bir sorundur).

Pratik siyaset bakmndan, .Hegemony and Socialist Stra

tegy'nin mthi yerinde ve

anlaml bir s oru n u ele aldgndan

kulm duyulamaz. evreciligin, gay haklan, fcminizr, rkll


kartlgnn vb. iddialaryla reh.abet iinde oldugu yerlerde,

sa

dece kendi snf imgelerini degi l , daha genel ol21ral-;; Hsol" siya
setteki roln de eitli baglamlarda yeniden dnmek zo
runda kalan kuatlm solun en ak halkati, belki de budur.
Kukudan uzak hepimizin bildigi gibi. bu lmnudaki anlamaz
lk son yllarda solu ok derinden kaygla n drmtr. Bu etkile
imlerden kan ve Jesse Jackson'm ] 988'deki ABD bakan
Ig seim kampanyasnn herhalde son yll.ardaki.c en belirgin
rnegini oluturdugu H koalison siyaseti" , tam da kitabn teorik
dzeyde ele <;ldg konudur. l'ie var ki sagm ve m erke zi n bu
yeni baglantlardan ve anlamlardan bazlarn eklemlemi ol
mas (kukusuz ngiltere ve ABD'de) karsnda grngnn
solun siyasetiyle snrl oldugunu sanmamalyz .

1 01
Olaslkla saga kaydklarna dair beklenen sulamaya
duyarl olan Laclau ve Mouffe, toplumsal snfla ilgili putu kr
malannn yeni bir siyasal radikalizme yol atgm ne s rerler.
"Ayrcalkl kopma noktalarnn ve mcadelelerin birleik bir
siyasal mekana aktlmasnn reddi, buna kar ogullugun ve
toplumsaln belirlenmezliginin kabul, bize, zerinde kkten
liberter ve amalaryla klasik soldan sonsuz derecede daha
t utkulu yeni bir siyasi imgeselin ina edilebilecegi iki nemli
temel gibi grnyor. N40
Digerlerinin yam sra Laclau ve Mouffe iin de :; n temel
dzeyde 0yeni toplumsal hareketler" terimi, kendi tarihi mar
jinalligini kodladg iin doyumcu dcgildir. Snf harekel:leri oJ

mama/an anlamnda, kukusuz, "yeni" hareket!e:r vardr ve .bu


tip adlandrmay kullandgmz s rece tclm;s :.;mf.<: bu. gnder
..

me varolmaya devam edecektir. iaret .edilen f;y, Laciau ve


Mouffe'nin tarihsel olarak, eme;., nfrc.:in:le. devlette ve klt
rel yaymnda 945 sonra."S degiimlert, say,c;; nidere k artan
toplumsal ilikilerle Uild iinde yeni M tarzda eklemlenmek
te olan yeni antagonizmler ag l.); ;', yerletirmeye altklar
grngdr. Terim, pratikte, .. kentsel, ekolojik, etnik, blge
sel, otorite kart, kurum kart, rklk kart, feminist ve
seksel aznlk" mcadeleleri kadar degiik mcadeleyi birlik
te gruplandrr. 41 Laclau ve Mouffe , bu mcadelelerde, Mark
sizmin snf atmasn yerletirdigi geleneksel iyerinin te
sinde geni bir alanlar yelpazesindeki antagonizmlerin eklem
lenmesini grr ve bu yeni atmalarn alan olarak, rnegin
tketime, hizmetlere ve dogal ortama iaret ederler.
Bylesi antagonizmleri geleneksel olarak Marksist
zmlemelerde etkili olan snrlarn tesine geniletmenin yan
sra, toplumun (Batnn snai kapitalist) sava sonras brokra
tiklemesinin toplumsal ilikileri dzenlemenin yeni biimleri
ne yol atgn ne srerler. Bu nedenle, "daha nce zel ala
40
41

a.g.y. ,
a.g.y.,

s.

s.

1 52.
59.

1 02
nn oluturucu paras olarak kavranan toplumsal ilikilere
ok katl gzetleme ve dzenleme biimlerinin dayatlmas"n
sava sonras brokratikleme srecinin "sonular" olarak
grp, Foucault ve Donzelot'nun savlarn yeniden biimlen
dirirler. 42 Bir refah devleti" baglamnda siyasal direnii kua
tan siyasal belirsizlikleri kabul eden Laclau v Mouffe, byle
si mcadelelerde rol oynayan eitli faktrler arasnda, yeni
eklemlenen geni bir toplumsal "haki alan grrler. "Ada
let" ve "eitlik" gibi kategoriler, liberal baglamlarndan kar
lp demokratik bir siyasal syleme eklemlendiler. Laclau ve
Mouffe, burada, degiim ve brokratiklemenin, liberal-de
mokratik bir siyasal ideolojinin yeniden formle edilmesinin,
toplumsal atmann genilemesini ve yeni siyasal znelerin
olumasn anlama baglamn oluturdugu sonucuna varr ve
bu baglam, "demokratik devrimin derinleme an olarak ta
rif ederler. 43
Bununla birlikte, "sava sonras yeni hegemonik oluu
mun" nc bir yannn da nemli bir rol oynadgn eklerler:
Kitle iletiiminin genilemesi ve geleneksel kltrel kimlikle
rin geri ekilmesi. Laclau ve Mouffe, baz gelere ykclk po
tansiyeli vermenin yan sra zneleri teorik olarak eit tketi
ciler olarak adlandran bir kltrel kitlesellemede, toplumsal
yaamn genel bir homojenlemesini grrler. ok ilgin bir
pasajda, buna direnmenin bir "ilkelcilikler ogalmas" ve zel
likle yeni kltrel kimlikler yaratmaya ynelik olanlar olmak
zere "farkllklara deger bime" biimini almaya ynelmi ol
masna iaret ederler. Ak bireyciliklerinden tr sol tarafn
dan ogunlukla hafifsenen bu zerklik taleplerinde Laclau ve
Mouffe, "zgrlk" talebinin -demokratik imgeselin merkezi
temalarndan biri- yeni bir formlasyonunu grrler. 44
a.g.y., s. 62; aynca bkz. Jacques Donzelot, The Policing of Families
{Londra, Hutchinson, 980).
4:5 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Soclalist Strategy, s. 6:5.
44 a.g.y., s. 64.
42

10/J
Laclau ve Mouffe'nin sav genel olarak degerlendirilir
ken, Nedegerlik mantgN olarak tarif ettikleri eye yaplan te
mel vurguya dikkat ekmek istenebilir. Bu yle aklanabilir:
Fransz devrimi, siyasal sylemin sadece eitsizligin tekrar ve
yeniden retimi olabildigi hiyerarik bir toplumsal dzeni
ctoplumsal dzenin temelini ilahi iradede buldugu teolojik-si
yasal bir mantk tarafndan ynetilen") ugurlamas anlamnda
demokratik bir imgeselin gelimesinde nemli bir and. Bura
da Laclau ve Mouffe'den nemli bir cmle aktaraym: '"'insan
Haklan Bildlrgesi'nln simgeledigi anclen reglme'den bu ko
pu, farkl eitsizlik biimlerini gayr meru ve doga kart
saymay ve bylece bunlar bask biimleri olarak eitlemeyi
olanakl klan sylemsel koullan saglayacakt. 11 Bylece e
..

degerlik mantg" dogar: znelerin farkl fakat mukadder ko


numlandmldg bir toplumsal dzenden, demokratik projenin
bu farkl konumlanmalar bir mcadele nesnesi kabul eden
bir siyasal sylem iinde kendini eklemleyebildigi bir dzene
getik. Bu nedenle demokratik devrim bir edegerlik mantg,
znde yeni hak", '"'zgrlk" ve eitlik" sylemiyle eitler
olarak oluturulan zneleri eleme mantgn dogurur.
Laclau ve Mouffe'nin "edegerlik" dncesini kullan
malarnn kalbinde belirsizlikler vardr. Bir kere, demokratik
imgeselin "dogal kart" gesinin, srarla onaylamadklar hfi...
manlzme ve zclge batmadan nasl hep etkili olabildigl
ak degildlr, ikincisi, '"edegerlik" teriminin zaman zaman
ima edilen .. eitlik# e benzer olarak m yorumlandg yoksa
Laclau ve Mouffe'nln edegerllk mantg, kimyasal degerteriy
le eit tzlerin oransal. agrlgn anlatmak iin kullanlan kim
yasal edegerlige gndermeyle mi alndg konusunda daha
da kafa kantmc bir belirsizlik vardr. Bu kimyasal anlam bir
eit deger nosyonunu vurgular; fakat ortaya kan eitlik ile tam tamna- farkllk arasndaki gerilimi, demokratik eitligln
Hbir insan bir oy" mantgyla gidermek gtr.

45

a.g.y., s. 1 55.

1 04
Bununla birlikte, edegerlik mantgnn merkezi bir nok
tasnda hibir belirsizlik yoktur ve bu, demokratik imgesel n
sel kategorisi bakmndan snfn igal ettigi ikincil yerdir. Lac
lau ve Mouffe, sosyalist taleplerin sadece "demokratik devri
me isel bir an" olmayp, ..sadece demokratik devrimin kurdu
gu edegersel. mantk temelinde kavranabilir" oldugunu yazar
lar.46 Erken Marx'm toplumsal blnmeyi yeni bir ilkeyle -snf
ilkesiyle- yeniden dnmeye altgn, fakat bunun, balan
gtan itibaren, "snf kartlgnn toplumsal gvde btnlg
n iki antagonist kampa blememesi olgusundan kaynaklanan
kkl bir yetersizlik" tarafndan zayflatldgn yazar ve Marx'n
sosyolojik ngrlerinin (giderek daha fazla lmtuplara blnen
kapitalist toplumla ilgili), bir gelecek basitletirmesini Marx'n
kendi zamamnda kaba bir snfa-indirgenmi modele uymayan
bir toplumsal dnyaya yanstma abas oldugu yorumunu ya
parlar. 47 Demek ki genel olarak, Marksizmin snfla meguliye
tinin, nkoullan yz yl nceki demokratik devrimde yatan si
yasal taleplerin bir eklemlenmesi oldugu anlatmyla kar kar
yayz. Dolaysyla Laclau ve Mouffe, toplumsal snfn kurucu
ilke olmas temelinctf! snfa yer vermek iin, kendileri tarafn
dan ezilenlerin taleplerini eklemleyen sonraki antagonizrnlere
ve "yeni" toplumsal hareketlere gerek grmezler.

POST-MARKSZM,

S'YlDI VE oroLOJt

Hegemony and Socialist Strategy'nin

ortaya kardg ko-.

nulan dnrken birok nemli degerlendlnne kendini gs


terir. Kitabn Marksizm eletirisini ciddiye almam iin iki nede
nim var ve ikisi de Marksizmin savlarnn sregelen glkle
riyle ilgilidir: Birincisi, toplumsal eitsizliklerin ve siyasal fark
llklarn, akla uygun olarak snf sorunu balg altnda topla
namayacagnn ya da bu soruna indirgenemeyeceginin, an
sag ve ar sol dogmatiklerin dnda herkese malum oldugu
46
47

a.g. y. , s. 1 56.
a.g.y. , s. 1 5 1 .

10/5
bir siyasal ortamda toplumsal snf sorunudur. Bu farkJ siya
sal m cadeleleri dnmenin yeni yollarn savunmaya yne
lik tm abalar ho karlanmal ve degerlendirilmelidir.
kincisi, Laclau ve Mouffe'nin sav, bekJenen biimde ol
masa da ( aklayacagm gibi), ideoloji kavramnn nasl teori
letirilecegi belal sorununu ele alr. Belal oldugunu sylyo
rum; fakat belallgnn zel bir tarihi vardr. Feminizmin kaba
ca "sosyalisr versiyonlarnda, kapitalist toplumda kadnlann
ezilmesini teoriletim1ek iin ideoloji kavramn kullanma y
nnde bir giriim oldu; fakat teorinin kendisi ( l Ha .3. blm
lerde gstermeye altgm gibi) sadece snfn nceligini ne
srmek/varsaymakla kalmayp, #temel ve styap" metaforu
gibi determinist bir model iinde ideolojiy anlamlandran bir
zmlemeye saplanm oldugu iin, bu giriim sorunsal ola
rak Inld. Bundan kaynaklanan sorunu, Johanna Brenner ve
Maria Rarras'a gre ideolojinin, "Barrett'in

deus e,l machi

ne'si H (can kurtaran), "sosyalist-feminist dncenin Marksist


indirgemeci/ikili sistemler idealist krdgmnn belal a
mazndan kurtulma arac" oldugu sorununu daha nceki bir
kitabmdaki savlar gndeme getirdi. Brenner ve Ramas'n ve
diger eletirmenlerin grenmek istedikleri uydu: Kadnlan
ezen -kapitalist toplumda- bu ideolojinin maddi temeli ney
di''48 Marksizmin #snf-zc" mantgm reddetmekle, Marksist
zmlemede snfa otomatik ayrcalk tanmaya kar bu ka
dar ok sav ileri srmekle Laclau ve Mouffe, ok tartmal da
olsa, b u sorunun lnlbine dokundular.
Bu, ksmen "snf siyaseti"nin bir krizidir ve Bary ttin
dess ve Ellen Wood'un farkl tepkilerini belirtirken Richard
Wright'n belirttigi gibi, kutupsal tepkiler retti: Marksist mo
delin teorik iddiasna abucak tvbe eden snfa pragmatik bir
yaltlama ve klasik snf siyasetinin yeniden onaylanmasna.49
Kutuplulugun gelimi olmasnn nedeni, snfla ilgili szde l
t kabul edilen hakikatlerin srekli tekrarlanmasna kar, ayJohanna Brenner ve Maria Ramas, -Rethinking Women's Oppression''
New .Left Review, 1 44 ( 1 984), s. 68 - 69.
49 Richard Wright, sylei, Rethinking Marxism, cilt 1 , no. 2 ( 1 988), s. 1 7 0.
48

106
nntda snfla baglantl olarak cinsiyetin karmaklklann ve

zgllklerini savunma konumunun imrenilecek bir konum ol


mamas ve tartma "merkez"inin giderek daha fazla boalm
olmasdr. Toplumbilimde ortaya ktklan ekliyle snf iddiala
n ile cinsiyet iddialan arasndaki atmalar uzlatrmaya al
an teorik modellerin, "daha yeni" (bazlarna gre) etnisite ve
1

rklk sorunlanyla ugrama grevine yetmediglnin anlalm


olmas bouna degll. Baka yerde gsterdigim gibi, snf ve cin
siyet etkileimlerini dnme abasnn zaten yordugu mevcut
toplumsal yap teorileri, adeta sistematik bir eitsizligin n
c bir eksenini kavramsal haritalanna ekleyememi gibidir. Bu
nun karsnda, bu yapsal/morfolojik kstlarn yeni konularn
aratnlmasn engellemedigi yerde bu konuyu (snf, rk,
cinsiyet *kutsal l..s) disiplinlerde ve trlerde birletiren
gerek eser patlamasna iaret etmek kolaydr.!50
Burada, Laclau'nun siyasal ideolojinin snf aidiyeti"'
boyutunu reddeden ilk eserinin genel yneliminin, siyasal
sylemi ayrntl bir eklide dnmek iin yararl bir ereve
yi denemi oldugunu eklemek uygun olabilir. Bu kitabn, r
negin ulusalclk, yurtseverlik ve Thatcherlzm aratrmalan -di
gerlerinin yan sra Colun Mercer ve Stuart Hall'n- zerindeki
etkisinden daha nce sz ettim. eitli gruplara, taleplere ve
karlara uygun olabilen bir kavram olarak .. siyasal sylem*
dncesi, tanm geregi siyasal ideolojiyle ilgili "snfn yans
mas" dnce okulu iinde marjinalemi bir cinsiyet zm
lemesine yol aar. "Erken" Laclau'nun dncelerinden yarar
lanarak, cinsiyetlemi ekliyle agda sylemin birok
zmlemesini kukusuz grdk: megln, feminizmin ve antl
feminlzmln, "aile" ve cinsellik inalarnn ya da kadnlann ye
niden retkenlik haklarnn eklemlenmesi ve yadsnmasnn
bu sylemlerde nasl ortaya ktgn degerlendirirler. 51
50
51

Barret Women 's Oppression Today, s.x.


Bkz. Stuart Hail, Polltics of Thatcherlsm; Olll Selde! (ed.), The Nature of
the Right (Amsterdam, Jon Betjamins, 1 988); Ruth Levitas (ed . ) , The
ldeology of the New Rlght ve Miehele Jean vd . . , "Nationallsm and Feml
nlsm in Quebec," R. Hamllton ve M. Barret (cds.) The Polftics of Diversity
(Londra, Verso 1 986.)

107
Ne var ki

Hegemony and

Sociallst Strategy'nin snf ayn

calgn btnyle ortadan kaldrma projesinin gerekte nasl


bitecegi g

lmeyi

bekliyor. Bunu sylemek, "toplum szc

gn kullanrken yakalandnz.. eklinde ucuz bir belirleme


yapmak degil, post-yapsalc almalarn ogunluguyla bag
lantl olarak su yzne kan daha ciddi bir konuyu ele al
maktr. Bu sorun, sz konusu metinlerde aka reddedilen
gelerin (ogunlukla, postmodemistlerin "meta-anlat .. diye
iaret ettikleri trden olanlar) zorla ieri girmesi ya da klk de
gitirerek geri gelmesidir. Bu kitabn III. blmnde bu grn
gnn saysz rnegini grecegiz ve David Lodge'un bir roma
nnda "Derrida'nn metafizik eletirisi idealizmin arka kapdan
girmesine izin verip vermedigini" soran kahraman, sorunu
gerekten de gzel bir ekilde ortaya koyar.
Laclau ve Mouffe sz konusu oldugu kadaryla, tekrar
onlarn post-Marksizm sorununa dnyoruz. Savlarnn, sava
sonras toplumsal dzenin hegemonik dnmn saptadk
lan, yeni toplumsal antagonizmalarn ortaya kn ve eklem
lenmelerlni yeni toplumsal hareketler iine yerletirdikleri ks
mn rnek olarak alaym.112 nermelerinin sras ve bu ner
melerde aklanan nedensellik modeli, bir "tutarllk" mantg
n onaylamaktan ok te, btnyle geleneksel Marksist d
nce kalplanna zgdr. nce sav srasn alrsak, yeni he
gemonik toplumsal oluumu tarihsel yeniden inalannda, n
ce Michel Aglietta'nn eserinden yararlanarak en Ortodoks
Marksist kavramlarn, metalama, geregince zmlediklei
"ekonomik bak as"na otomatik olarak gemeleri hayret
vericidir. Sonra, evre ve kent sorunlannn ksa bir envante
riyle karlanz -burada sav, metalamaya edeger herhangi
bir kavramla ilememesine karn. Ardndan, (harekete geiri
len brokratikletirme kavramna rastlarz) Laclau ve Mouffe
devlete, sonra liberal demokratik ideolojinin eklemlenmesine
ve yeniden formlasyonuna geerler. Bylece, klasik Marksist

52 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Socialist Stmtegy, s. 1 60 vd.

108

zihin kurgusu -ekonomi, sonra devlet, sonra ideoloji, ardn


dan "kltr" - kitle iletiiminin ve bunun yeni kltrel biimle
rinin "nemli yanlarna ek olarak tamamlanr. Bu nedenle,
Hzclgn son istihkam taburu" olarak ekonomiyle ilgiJi te..
orik protestolar ne olursa olsun, kitapta tzsel bir toplum
sal/tarihsel anlatmn sunuldugu nadir yerlerden birinde, ken
di dzeni iinde ekonomist ve determinist mantg tam tam
na yeniden rettiginden kuku yok.
Bu noktada savn ierigl de ayn eyi yapar. Bu dnem
deki kapitalist gelimeyle ilgili tez, kapitalist ilikilerin daha
nce kapitalist olmayan alanlara genilemesiyle ilgilenir; fakat
zorunlu olarak emek/sermaye elikileriyle ilgili olarak degil,
"metalama"yla ilgili olarak olaganst bir kapitalizm inasna
dayanr. yle yazarlar: "Bugn birey sadece emek gc sat
cs olarak sem1ayeye bagmh degildir, diger toplumsal iliki
ler okluguyla btnleerek de bagml olur: Kltr, bo za
man, hastalk, egitim, seks ve hatta lm. Pratik olarak, kapi
talist ilikilerden kaan hibir bireysel ya da kolektif yaam

a an yoktur. H Bir yanda "toplumsal"n tarihsel ortaya k


konusunda

Foucault/Donzelot'nun

konumu,

diger

yanda

"zel alan" dnyasnda rol oynayan kapitalist olmayan g ili


kileri zerinde feminist srar tarafndan uzun sredir meydan
okunan bu tarihsel srecin Marksist bir okumasyla eletirme
den birlikte oldugu iin, bu grngnn tartlmas ilgintir. 54
Bu nedenle, Laclau ve Mouffe, kadnlarn geleneksel cemaat
agndaki bagmllgn belirterek feminizm ynnde bir jest
yapmalarna karn, refah devleti ve emek gcnn yeniden
retimi konusunda feministler tarafndan' aka eletirilen
olduka Nilevselci" ve "indirgemeci", klasik Ordokos NMark
sist" bir fonnlasyon benimserler. "Kapitalizm"i oluturmala
rnda ilgin olan, bunun bir ge ve tanmlanmam bir arac

5.3 a.g.y., s. 1 6 1 .
54 Donzelot, Policing of Families; Leoore Davidoff ve Catherine Halt "zel
alan" n cinsiyeti nlteliginin farkl bir anlatmn verirler. f'ami/y Fortunes
(Londra, Hutchinson. 1 987).

109
olarak -yin e de varlgma genel olarak meydan okuduklar b i r
arac- kalmasdr.
Btn bunlar, Laclau ve Mouffe'nin "hala ok Marksist"
olduklanm sylemekse -Landry ve Maclean'n metni okuma
sndan alman tutum55- kitaba allm tepltilerden ok uzal'I.
kalr. Bu tepltilerden ogu, Laclau ve Mouffe'nin savlanmn
Marksist bak asndan dnmesini polernit..sel ele alm a

bii

m i ne dnt. Ellen Wood, onlar "sadece Marx' nefes kesici


lde yanl okumakla degil, ok tzsel bir muhakeme baa
nszlgyla" da sular. 56 Bu tartmalann ogu, M arksist teori ve
p ratikte snf n nceligi ame ntsyle ilgilidir; ancak. baz konu
lan lusaca gzden geimeye deger. Bunlardan biri materya
l i zm sorun u ve Laclau ve Mouffe ' nin sylemsel/sylemsel ol
mayan aynmn redd etmeleri nin onlan .zorunlu ol arak "ide
alist N yapp yapmadg konusudur. Bu dumm u n onlar idealist
yapmadgn ve onlarn sylem kategorisini kullannn, i nsan
larn "gerek dnya" demeyi sevdigl eyle baglantl olarak sa
v u nulabilir oldugunu daha nce ileri srdm. Belitilmesi ge
reken temel nokta, sylemin "gerek" oldugudur.

Narman

Cleras ' m bir eletirisine yant verirken Laclau ve Mouffe, kitap


ta eklemleyici pratikten kaynaklanan yapl btnlk olarak ta
nmlanan "sylem" terimini hangi anlamda kullandklarn bir
ka rnekle aklarlar. tfer eyden nce, bir yanl anlama
kaynag da olsa, sylem kategorisine hem dilbilimsel hem dil
bil imsel olmayan grngleri dahil ederler -sylem, bir metin,
bir konuma ya da benzer bir ey degilctir. Terim, esas olarak

anlamla

ilgilidir ve futbol megin i (Oeras'n " byklk" ola

rak, balmlar nm yararl buldugu) verir. " Y uvarlak bir nesneyi


sokakta tekmelersem ya da bir futbol manda bir topu te.k
melersem, fiziksel olgu ayn fakat

anlam

farkldr. Nesne, sa

dece diger nesnelerle bi r ilikiler sistemi kurdugu lde


ayak. topudur ve b u ililtileri, nesnelerin salt gndergesi

55

56

Landry ve Maclean, "Reading Laclau and Mouffe.


Wood, Retreat from Class, s. 59 .

bir

mad-

1 10
diligi vermez, daha ok toplumsal olarak ina edilirler. "57 r
nek, sylem terimini kullanmann ontolojik gereklige bir ba
kma tehdit oldgunu sananlara yant verdigi iin yararldr:
Ondergesel maddiligi rtmezler (0bir nesnenin sylemsel
niteligi, hibir ek.ilde, o nesnenin varoluunu tartma konu
su yapmay ima etmez.. ); fakat fiziksel nesnelerin anlamlarn,
toplumsal olarak ina edilmi bir kurallar sistemi (ya da syle
mi) iindeki yerleri kavranarak anlalmas gerektiglnde srar
ederler. Futbola uygulanann, tanklara, polis atlarna, hapisha
nelere, bombardman uaklarna ve diger ii snfn ezme
aksesuarlarna uygun oldugunu ekleyebiliriz. Laclau ve Mouf
fe, her eyi sylem iine '"kertmiyor" ya da ztnnyor
lar: Bilimsel, siyasal ya da ne olursa olsunlar, baglamlatnc
sylemsel kategoriler dnda sylemsel olmayan kavrayama
yacagmzda ya da dnemeyeceglmizde srar ederler.
Grececilik sorunu da bununla baglantldr. Bazen, Lac
lau ve Mouffe' nin eplstemolojik grececilik tutumu benimse
dikleri sanlr; fakat hibir ey bundan daha fazla gerekten
uzak olamaz. Hemen belirtilebilecegl gibi, onlarn referans
erevesinde "hakikat her zaman baglamsal olmasna kar
n, kendi teorik sylemlerinde hakikat iddias eksik.ligi yok
tur. Burada ilgin bir rnek; onlarn ideoloji sorununu ele al
larna bakmaktr. Laclau ve Mouffe'nin epistemolojik gvenli
ge bagllklar yledir ki kendi modelleri gereglnce, insanlar
kendilerini yle sanmyorlarsa "ezildiklerinin" sylenip syh>
nemeyecegiyle ilgili eski bilmeceyi bile ele alrlar. "Bagmllk"
ile ..ezilme arasna koyduklar byleyici aynnn konusu bu
dur: Birincisi, basite toplumsal araclar arasndaki bir farksal
konumlar kmesini belirtir ikincisi ise, bagmllk syleminin
kendisinden koparlabildigi -"ezilme"nin varolabilmesi iin
syleme dsal bir noktay gerektirir. Qrececiligl hala sylem
sele ayrcalk tanmayla baglantl grenler iin, onlarn "haki57 Laclau ve Mouffe, #Post-Marxlsm wlthout ApologiesN (Norman Geras'a Bir
Yant), New Left Review, 66 ( 1 987), s. 82.

111
miyet ilikileri* tanmn aktaraym: *Kendisine dsal bir top
lumsal aracnn bak asna ya da yargsna gre meru g
rlmeyen . . . ilikiler: s Dogal olarak yarglananlarn degil yar
glayan bir aracnn konumundan konuulursa, bu gvenli for
mlasyonlar, "grececi .. olmaktan ok te, epistemolojik ba
kmdan onaylanmas . zor bir tarafa kayarlar.
Bu nedenle, ..eletirel," " eplstemolojik", fakat btny
.
le yeniden formle edilmi bir ideoloji grn bize sunan
Laclau ve Mouffe'yle karlamak herhalde artc degil. He
gemony and Socialist Strategy'nln savnda, Laclau ve Mouf
fe'ye gre bir eyin *zsel olarak yle yle bir nitelik oldu
gunu syleyebilecek noktalar vardr ve bu nemli bir kabul
dr. Laclau'nun "Toplumun Olanakszg makalesinin sonu
blmnde, epistemoloji ile ideoloji konusunda iaret ettiglm
konular arasnda nemli bir etkileim noktas bulunabilir. Bu
rada Laclau, kendi "antl-zclk"lerinin saglam epistemolojik
temelini aklar. "Tam da 'toplumsal araclarn zdeHgl.nin ve
homojenliglnin bir yanlsama oldugu' iddias yanl bilme/kav
rama kategorisine girmeksizin formle edilemedigl iin, yan
l bilme/kavrama kavram olmadan yapamyoruz. Bu neden
le Laclau, hem ideoloji hem bilme/kavrama kategorisinin al
konulabilecegl sonucuna varr -fakat geleneksel ieriklerini
degltirerek: "deolojik olumlu bir zn bilinmesi/kavranma
sndan ( megin, gerek snf karlaryla ilgili bir yanlsama)
ibaret degll, bunun tam kartdr: Herhangi bir olumlulugun,
herhangi bir nihai diki olanakszlgnn gvenliksiz niteliglnin
bilinmemesi/kavranmamasndan ibarettir* diye ileri srer.
Burada ne srlen tzsel tez -ideolojinin, zsel niteligi son
suz farkllklar oyunu ve herhangi bir anlam sabitleme olanak
szlg olan toplumsal bir dnyaya kapanmay dayatma bo a
bas oldugu tezi Marksizmdeki geleneksel bilgi ve ideolojik
58 Laclau ve Mouffe, Hegemony and Soclallst Strategy, s. 1 54; aynca bkz.
Richard Rorty, Consequences of Pragmatism (Mineapolis. Minnesota Uni
versity Press. 1 982), s. 1 66- 1 67.

1 12

" bilme/kavrama" aynmmm (bazlarna gre paradoksal bir e


kilde) ahkonuldugu bir erevededir.
Saclece den:ysel bir dnem iin de olsa (fakat ak fikir
li olmak gerekirdi) Laclau ve Mouffe'nin gzlkleiyle dnyaya
bakmak, Marksistler iin genel olaral\ iyi bir ey olurdu. Kuku
suz byle bir dnya farkl bir yerdir ve tezleriyle ilgili btn ra
fine ve ayrntl savlara karn. bu insanlar bir sabah kalkp
"toplum"u farkl greceklermi gibi bir izlenim brakrlar. Paul
fiirst'n kendisi ile Althusser arasndaki farkla ilgili olas yoru
mu budur: "O toplumsal ilikileri k.avrar . . . diger yanda ben,
toplumsal ilikileri degerlendiririm. . . " Pasaj ilgin yapan, basit
bir gr aynlgnm ex cathedra (haval) !mayla ileri srlmesi
dir. Gemite ok ey ileri srld; imdi ise, fikirden ok bir
vizyon farkllg.
Herhalde, lQ testinin dayadg. nonnal egriyle bir ben
zetme yaplabilir. Bir an iin IQ testlerinin kltre-bagl, ya da
rw olup olmadgyla ilgili ayrntl sorunlar bataklgmdan ay
nlp, zekann n fus iinde ortalamaya eken " normal bir dag
m!" temelinde gerekleip gereklemedigi temel sorununu
ele alalm. Kesi n konuursak, bu kantlanamad ve kantlana
maz; fakat insanlar. bu varsaym dogruysa anlam ifade eden
bir temelde "IQ lme"ye devam ederler. Laclau ve Mouf
fe'nin baz savlarna, tzsel olarak dogru olup olmadklan d
zeyinde (isterseniz, IQ testinin kendi koullan iinde nesnel
olup olmadg dzeyinde) yant verilebilir; fakat baz savlar
ise .. baladgmz referans erevesinden (normal egriyle ilgili
nermeyi yadsyan ya da ondan kuku duyan, dolaysyla b
tn ilemin merulugunu ortadan kaldran ereveden) bizi
karmas anlamnda karakteristik olarak "post-yapsalc"dr. Bu
tip savn en ilgin rnegi, Hegemony and Socialist Stmtegy de
"olumluluk" ve "olumsuzluk" konusunun toplumsal bir bag
lamda ele alndr ve bu tartmay bu konuyla bitirmek isti
yorum.
'

59

Laclau, "l mpossibility of Society" s. 24.

1 1.'J
Olumsuz bir terim olarak Nolumun szcgyle karla
mak rahatsz edicidir; fakat szcgn Laclau ve Mouffe'de al
dg ekil budur. 0Toplumsalm olumlulugunun tesi0nde bir
hareketi savunmak ne anlama gelir? Bununla ne denmek is
tendigini, daha nce NtoplumNun olanakszlg ve toplumsaln
her zaman tam bir kapanmadan ok bir diki abas oldugu
nermesi baglammda aklamaya altm. Bununla birlikte,
daha genel terimlerle, Laclau ve Mouffe, modern felsefenin
olumsuzluk kutlamas, belli bir nihilizm, ykma/yap-bozmada
bir haz, anlamszlga bir vurgu balklar altnda yryebilen
izgisiyle uyum iindedirler. Kitapta sz edildigi gibi, Sart
re'n varoluulugundan Heidegger, Nietzsche ve ksmen Witt
genstein' deki grngbilimsel gelenegin daha 00Iumsuzn ya
nna kadar modern Avrupa felsefesinde btn bu akmlara
rastlanabilir. Bu anlamda; 6. blmde daha ayrntl tartla
cag zere, agda post-yapsalclgn yirminci yzyl Avrupa
felsefesinde uzun bir tarihi vardr ve Laclau ve Mouffe'yi bu
baglamda okumamz gerekir. Onlara zg olan ey, bu dn
celerin lensleriyle Marksist siyasal dnce gelenegini gayret
le yeniden ele alma ya da okuma projesidir.
Projelerinin kalbinde, Marksizmin bu 00Iumsuzn dnya
grnn kimi gelerini verdiginin, fakat bir btn olarak
Timpanaro'nun ynelimiyle zaferci0 dedigi ey oldugunun ka
bul vardr. Marksizm, bir zgven annn, aslnda emperya
list bir ann ocuguydu ve Marx'm insan dogas ve insan eme
giyle ilgili kurucu dncelerindeki dogal dnyann vctori
an" anlamda fethinden sz eder. 60 Laclau'nun belirttigi gibi,
"bu efendilik/saydamlk/rasyonalizm boyutunun Marksizmde
bulundugunu yadsmak sama olurdu. " Marksizmin esinleyici
buldugu "olumsuz" boyutunu (olumsuzluk, mcadele, anta
gonizm, saydamszlk, ideoloji, gerek ile duyusal arasndaki
aralk) zetlerken Laclau, biraz daha silahszlanm olarak, b u
okumann olanakl olmas iin, Marx'n almasnn en azn60

Bkz. Sebastiano Timpanaro, On Materialism.

1 14
dan yarsnn grmezden gelinmesi gerektigi yorumunu ya
par. 61 Hegemony and Socialist Strategy, bu nedenle post
Marksistutir. Laclau, aktarma yapacagm ksa sre sonraki bir
makalesinde, olumsuz boyutu kurucu boyut olarak grr:
'"(Olumsuzluk an), hemen ardndn kendisini yeniden emen
tam olumluluk -ksmi srelerinin btnlemeleri olarak tari
hin ve toplumun olumlulugu, znenin -tarihin zneleri olarak
toplumsal snflar- olumlulugu- iinde znmek zere, teorik
sylemde sadece ksa bir an parlad. "52 Laclau'nun buradaki
ses tonu agtsaldr ve gerekten de Marksizmdeki olumlulu
gun onaylanmasnn son noktas olarak Stalin'i aktarr.
Laclau ve Mouffe'nin Marksizme uyguladg "olumluluk"
eletirisi ve zc dnce eletirisinin, geni bir dnceler
eitliligine daha geni bir meydan okumann paras oldu
gundan kuku duyulamaz. Biraz nce iaret ettigim makale,
aslnda, Marksizmin bu '"okumas" (artk "post-Marksizm'") ile
psikanaliz arasndaki karlatrma noktalarnn Laclau tarafn
dan bir degerlendirilmesidir. Burada Laclau, Laclau/ Mouf
fe'nin hegemonya kavray ile Lacanc yoksunluk nosyonu
arasndaki kimi baglantlan sunar ve post-Marksizm ile psi
kanaliz arasnda "bir dzensizlik ve yerinden oynama mantg
olarak gsterenin mantg etrafnda" olas bir bulumay ne
rir. 63 Ne var ki Laclau bu noktada psikanalizin bu okumasnn,
"psikanalizin# yansn degil tamamn grmezlikten gelip kat
bir Lacanc yorumu benimsemeyi gerektirdiginden sz etmez.

Zira, psikanalizin yaklak yzde 90'1, zclgn agrlg altn


dadr ve gerekten de teorinin Lacanc yeniden ilenmesi onu
bu olumluluklardan synr. Bu nedenle, Hpost-psikanaliz"in
post-Marksizmle bulumasn tartmak daha uygun olabilirdi.
Bu noktada, melez terim post-modernizm"in istedigi
"paradoksal dalizm" zerine Charles Jencks'n yorumlarna

61
62
63

Laclau. "Pyschoanalysis and Marxism The Trials of Psychoanalysis, ed.


Franoise Meltzer (Chlcago University Press, t 988), s. 1 4.3 .
a.g. y., s. 1 42.
a.g.y , s. l 44.

1 15
dnebiliriz: Ayn anda hem modernizmin hem modernizmin
almasnn uzantsdr, diye yazar. 64 O halde, almalar baz
bakmlardan Marksist bir erevede kilitli kalan, baz bakm
lardan ise btnyle farkl bir felsefi referans erevesine otu
ran Laclau ve Mouffe'dir. Marksizmin "belitleri"nin, zelikle s
nf, ideoloji ve siyasal sylem arasndaki ilikilerle ilgili olan
!ann, agda dnyada kendinden menkul hakikatler olmadk-
lan sonucuna varlrsa, o zaman, Laclau ve Mouffe'nin Mark
sizmin snf zclgne meydan okumalar, Marksist modelde
nemli bir atrdamay, gerekte k temsil eder.

64

Clwrles Jendis, What Is Po.'iit-modemism ? (Londra, Academy Editios,


1 986), s. 7 .

5
ZNELLK, HMANiZM, PSKMIALZ:
ALTHUSSER'IN LACMl'ININ Crest

Louis Althusser'in almasna uzun boylu anlaml bir


deger bimek, karmak bir degerlendirmeler kmesiyle sa
vamak zorunludur. llk olarak, dah< nceki etki konumundan
Althusserciligin kn (balklarnda "ykseli ve d"
ifadesini kullanan iki yorumla) kolayca grebilmemize karn,
ykseli ve d tarihleri ak degil. Bunun nedeni, Althus
ser'ln etkisinin, zelikle diger Avrupa lkelerinin yan sra ln
giltere ve Fransa'da radikal dncedeki poplerliginin
1 970'lere kadar srdgnn grlebilmesidir. Ne var ki bir
dnce sistemi olarak ve teoriye zg savlarn i uyumu ve
gc bakmndan; lm ok daha nce gereklemiti. Mo

dern French Philosophy'nin (Modern Fransz Felsefesi) anlat


mnda Vincent Descombes, 1 969'da siyasaln teorik olana n
celiglni yeniden kurmas anlamnda "Althusser'in Althusserci
likten uzaklatg"n syler ve sonunda "Althusserci giriirn'in,
"resmi bir kapanma"ya gtrldgn ilan eder. 1

Vincent Descombes, Modern French Philosophy (Cambridge Universlty


Press, 980), s. 34- 35.

1 18
Descombes; burada, bir siyasal yazar olarak bizzat Alt
husser'in teorik projesini anlatmak iin kullanyor; fakat Ga
reth Stedman-Jones ise, daha geni bir bakla 0 1 968, zaten
Althusserciligin sonunu temsil ediyordu diye ileri srd. 2 Bu
sonular karsnda, "Althusserci" metinlerin

l 970'lerdeki

akna iaret edilebilir ve Terry Eagleton'n Criticism and lde


o/ogy'si ( 1 976) (Eletiri ve ideoloji) bu metinlerin bir rnegi
olarak alnabilir. 3 Aynca ve daha da nemlisi, Althusser'in bir
ok kavram o dnemden bugne kullanlagelmektedir -oriji
nal *byk teori"de oldugundan daha mtevaz baglamlarda
da olsa. Yine de "eklemleme", "adlandrma" ya da "st belir
lenim.. gibi dncelerin toplumsal, siyasal ve kltrel teori
de bugne kadar kullanlmas, Althusser'in mirasnn hala ne
lde etkili oldugunu aga vurur. Bu anlamda, teorik bir sis
tem olarak Althusser'in kendi almasnn entelektel tutarl
lg ile onun baz dncelerinin daha eklektik, fakat olduka
srarl kullanmlan arasna bir ayrm konulmaldr. Herkesten
ok Althusser'in durumunda bilginler, Althusser'in metinleri
nin ilk kez yazldg tarihsel siyasal baglam vurgulayarak bilgi

retimi zerinde yogunlamaya ynelmilerdir ve gerekten


de bazen. Fransz Komnist Partisi'nin Stalinizmle ilgili ikircik
liligi sorununu nce halletmeksizin Althusser hakknda yazl
m herhangi bir ey bulmak olanaksz gibi geliyor. Bu dn
celerin tketim kalplarna ve Althusser'in yazlarnn sonraki
almalarda kullanlma biimlerine daha ciddi yaklamay
herhalde yararl bulabiliriz.
Althusser'in dncelerinin tketimiyle ilgili ilk gze
arpan, Atantik'in iki yakasndaki etkisinin dramatik lde
farkl olmu olmasdr. Birleik Devleter'de, aka kta Avru
pa'syla karlatnldgnda Marksist gelenegin greli zayflgy
la baglantl nedenlerden tr Althussercilik" grngs fi
ilen billnmedi. (Birleik Devleter'deki radikal dnce, daha
2
.3

Gareth Stedman-Jones, "The Rise and Fail of French Marxism, s . .32 .


Terry Eagleton, Criticism and /deology (Londra, New Left Books, 976).

l i9
ok megin, Frankfurt Okulu ve eletirel teoriyle baglanth ol
du). Herhalde bu farkllgnn en anlaml sonucu, Birleik Dev
letler'de hmanizme tam boy bir meydan okumann Foucault
ve Derrida'nn sonraki etkisiyle dogmas, oysa Avrupa eleti
rel toplumsal dnce geleneginin, Althusser'in bir hma
nizm biimi olarak Marksizm eletirisini emerek bu meydan
.
okumay sindirmi olmasdr. Basite dergilerin durumu dik.
kate alursa, sadece Althusserci Teorik Pratik saf suyuna (Alt
husser' in ilk ngiliz mezlerinden bazlarnn projesi) degil,
Althusser'in eserinin, dncelerinin ve sz dagarcgnn New
left Review, &onomy and Society, Screen ve Binningham
agda Kltrel ncelemeler Merkezi'nin Working Papers' gi
bi nispeten birbirinden farkl ngiliz dergileri zerindeki yogun
etkisine de iaret edilebilir. Bu ne denle, bu dncelerin h
kmranlgnn sonu geldiginde, gerekten de olduka yksek
bir noktadan dt ve Althusser'in kiisel nnn, sonunda
cinayetle sonulanan bir ldrmayla zedelenmesi olgusu d
daha da ackl hale getirdi. 4
Dolaysyla, Avrupa bak asndan Althusser ve Althus
serciligi Marksizmin tarihi iine yerletirme projesi hem g
tr hem zorunludur. Daha sonra ileri srecegim gibi bu, ide
oloji teorisiyle baglantl olarak zellikle nemli bir grevdir.
Gramsci'nin dncesi gibi Althusser'in dncesi de ideolo
jiye yeni bir agrlgn verildigi bir noktay ve yeni teoriletirme
erevesi olarak Marksizmin btnyle yeniden yanstlmasn

1 980'de Althusser, maruz kaldg ve bu yzden zaman zaman hastaneye


yattg pslkotlk depresyon nbetlerinin birinde ei Helene Althusser' i bo
garak ldrd ve ardndan srekli pslklyatrlk bakm altnda tutuldu. Bu
nun trajik nltellgi ve sonulan aktr, fakat konuyla ilgili Marksist yazar
lann kullanma egillmlnde olduklar hafifletici terimler konusunda baz e
kine.eler var. Trajedi, ne kadar zc olursa olsun, trajik bir kazayla tam
tamna ayn olamaz; zira feminist bir baK asndan lgnca hareker
in (Elliott, s. 9) neden bu zel biimi aldg sorulabilir. Her iki Althusset'e
de ok sempatik bir anlatm iin bkz. K. S. Karo!, The Tragedy of AlthJs
sers New Lefl: Revlew, 1 24 ( 1 980); daha sakar" bir gnderme iin bkz.
Gregoy Elliott, Althusser: The Detour of Theory (Londra, Verso, 1 987 ) .
Yakn zamanda Althusser zerine bir konferansta, bu konudaki sessiz:liSli
bozan Etienne Ballbar (Althusser'in yakn arkada) oldu.

120
temsil eder. Althusser'in ne srdg ideoloji teorisi, klasik
Marksizm olarak kabul edilen eyden Gramsci'ninkinden da
ha temel bir koputu. Bu anlamda, sonraki okuyucularn yo
rumlarndan ok Althusser'in kendi dnceleri ve eserlerinin
isel olarak tutarsz niteligi, Marksizmin iinde bulundugu ge
rilimi aga kard. Yine de bir nceki blmde Gramsci'den
post-Marksizme tutarl bir yol ..un izinin srlebilecegini ileri
srdgm gibi, ayn eklide, Althusser'in amazlarndan ve
elikilerinden eit derecede post-Marksist bir konuma giden
'

daha ak bir yolu izleyecegiz. Zira Althusser, Marksizmin getigi bir *evre*den ok Marksizmin kurtulmak ya da uzakla
mak zorunda oldugu baka bir snr konumdur. Althusser'in
almas, yanl ynlendirilmi oldugu lde, uzak durulma
s gereken bir kmaz sokaktr; kavrayl oldugu lde, bize
Marksizm tesi ynelimleri iaret eder. Bunun nedeni, Althus
ser'ln ele aldg konulan -en azndan ideolojinin teorlletiril
mesiyle en ok ilgili olanlar- genel niteliklerini bozmadan
Marksizmle uyumlu hale getirmenin olanaksz olmasdr. Ko
nulan zetlersek: ( 1 ) Btn kantlar Marx'n kendi dncele
rindeki ak hmanizme iaret ediyorsa ve anti-hmanist bir
Marksizm gelitirme abalarnn fiilen olanaksz oldugu anla
lmsa Marksizmin anti-hmanist oldugu sylenemez ve

(2) Althusser'in zneligi teoriletirmeye tzsel katks -adlan


drma kavramn gelitirmesi- Marx ile Lacan' birletirme ola
naksz grevine kalkr -bu ekilde kapatlacak muazzam ara
lg kavrama grnts bile vermeden. Bundan sonraki satr
larda bu iki merkezi konu biraz daha ayrntl ele alnacak.
Buna gemeden, Althusser'in en genel dzeyde ideolo
jiyi nasl kavradg sorununu ele alalm. Bu soruna

For Marx gi

bi eserlerdeki yaklam ile sonraki ve imdi dsturlaan "ide


oloji ve Devletin ideolojik Aygtlan"5 denemesindeki yaklam
arasnda nemli bir tutarllk var:

ideoloji, fnsanlann onunla


tarihsel dnyayla J/fkilerinl yaadklar bir temsiller sis-

Althusser, For Marx ve "ldeology and Ideologica State Apparatuses

121

temidir. Althusser, bu tanmn her vehesini aar. ideoloj iyi,


kendine ait "mantg ve katlg" bulunmas anlamnda bir sis
tem olarak grr ve "temsiller" terimini kullanmakla, "duruma
bagl olarak imgeleri, mitleri, dnce ve kavramlar" tartma
olaslgn ak brakr. ideolojinin her toplumun organik bir
paras ve toplumlarn tarihsel yaamnda zsel olduguna ina
nr. Althusser'in insann dnyayla ilikisini "yaama"sna yap
tg vurgu nemlidir; zira, ideolojilerin ilkesel olarak bilinli
inanlarla etkili olmayp, insana dayatlan "yaplar olarak d
nldgn ileri srer.

"Alglanan-benimsenen-katlanlan

kltrel nesnelerdirler ve ilevsel olarak, kendllerinden kaan


bir srele insanlar zerinde etkili. olurlar. "6
Eger bu son cmle, bilisel yetersizlik yanksyla gele
neksel Marksist" bir ses veriyorsa da Raymond Williams'n
daha hmanist tarihsel olarak degien "duygu yaplan" dn
cesine de tuhaf bir ekilde uygun bir yaklamdr. Althusser'in
ok daha kesin ve orijinal bir ideoloji tanmna getigi yer, in
sanlarn tarihle ilikisinin "gerek" ve "imgesel" yanlar arasn
da bir aynna (Lacan'dan alman) getikleri noktadr. ideoloji
der, karmak bir ilikiler aras ilikidir: Zira, ideolojide insan
lar, sadece kendileri ile kendi varolu koullan arasndaki ili
kiyi ("gerek" bir iliki) ifade ederler. "deolojide gerek iliki,
kanlmaz olarak, imgesel ilikiye, gerekligi betimlemekten
ok bir iradeyi (tutucu, konformist, reformist ya da devrimci),
bir umut ya da nostaljiyi ifade eden bir ilikiye sarldr" sonu
cuna varr. Althusser, geregin ve imgeselin bu ilikisinin
(0stbelirlenim"in ya da nedensel karlkllgn bir kertesi ola
rak grdg) ideolojiyi dnmek bakmndan ok nemli bir
sonucunun bulundugunu dnr. iradeyi gerektirdigi ve y
zeydeki bilinten daha derin dzeylerde etkili oldugu iin, ide
oloji siyasal olarak salt arasal biimde kullanlamaz. Bir uya
n notunda yle yazar: 0ldeolojiyi saf bir eylem arac, bir alet
olarak kullanan(lar), tam da onu kullandklarnda ve onun
6

Althusser, "Marxism and Humanism" For Marx, s. l 33.

122
mutlak efendileri olduklarna inandklarnda, ona yakalandk
larn onun tarafndan iin iine sokulduklarn fark ederler. "7
Althusser'in, ideoloji ile bilim arasnda ak bir aynnn
en zgvenli savunucularndan

biri oldugunu

daha nce

belirttik. Byle bir aynn savunmann birok lgnden


birini -"teorik ideolojiler"i " bilimsel teorller"den ayrt etme
Terry Lovell sz konusu etti. Dogal olarak tn, bilimsel teori
leri

ad hoc

sagduyu ya da nyarg krntlarndan ayrt etmek

ten ok daha agr bir sorundur; zira, teorik ideolojilein


ogunlukla " bilimsel"

geleri

bulundugunu

kolayca kabul

edebiliriz. Lovell bunu Althusser'in ele alamadg bir sorun


olarak gryorsa da tzsel zmlemelerinde ve yazlarnda
sk sk byle bir ayrma kalktg gsterilebilir.

iDEOLOJ OLARAK HMANiZM,


BIUM OLARAK SOSYAIJZM
Althusser'in yaklamyla dnmenin bir yolu olarak
burada benimsemeyi nerdigim rnek, ("Marx iin") hmaniz
min sadece bir ideoloji, oysa sosyalizmin bilimsel bir kavram
olduguna dair iddiasdr. Bu iddiann her iki taraf da bana b
tnyle savunulamaz gibi geliyor ve ilgili konular degerlendir
mek, Althusser'in '"ilikiler arasnda bir iliki" olarak ideolojiy
le ilgili genel savlarnn imalarn aa kavuturmaya gtr
lebilir.

Althusser'in

kendisinin

ayrntl

ilenmi teorilerle,

zellikle de zerinde altg Marx'n ve Lacan'n teorileriyle


ilikisi sorununa da bakmamz gerekir.
Althusser'in yazlar, birok kiinin daha nce sanm
oldugu gibi

Marx'n sadece hmanist

degi/,

olumlu anti

hmanist de oldugunu kantlamada, tarihsel olarak son dere


ce gl olmutur. Kant, Fichte, Hegel ve Feuerbach'dan etki
lenen bir dnr olarak kendi idealist gemiinden kurtulan
7

a.g.y., s.

23 1 -234.

JM

Marx, Althusser'in teorik anti-hmanizm0 olal"ak tarif ettigi


ey zerine kurulu yeni bir toplumsal zmleme yntemi
kefetti -Althusser'in J. 845'e tarihledigi gemiinden antsal
bir kopula. Althusser'in burada zel olarak hmanizm soru
nuyla ilgili yazdgn hesaba katsak bile, yeni teorik sistemi be
timlemesinin, Marx' btn kapsayc bir yeniden okumasn
bir tek cmleye sktrmas olduka ilgintir. Aktaryorum:
1 845'te Marx, tarihi ve siyaseti insann zne dayandran her
teoriden kkl bir ekilde koptu. Bu esiz kopu, birbirinden
ayrlamaz geyi kapsyordu:
. Kkten yeni kavramlara dayal bir tarih ve siyaset teorisi olu
turma: Toplumsal oluum, retken gler, retim ilikileri, st
yap, ideoloji, son kertede ekonomi tarafndan belirlenimi, di
ger dzeylerin zgl belirlenimi vb. kavranlan . . .

2.

Her felsefi hmanizmin teorik iddialarnn radikal bir eletirisi.

.3.

Hmanizmin bir ideoloji olarak tanmlanmas.

Althusser, "Her felsefi antropoloji ya da hmanizmden


bu radikal kopu, tali bir ayrnt degildir; Marx'n bilimsel ke
fidir" diyerek bu pasaja devam eder.8
Althusser'in Marx' yeniden kalba dkmesinin hma
nizm konusu zerine oturdugunu sylemek abartma olmaz.
Zira Althusser, yabanclama ile ilgili tezlerini gelitirmek iin
insan dogasyla ilgili belli varsaymlarda bulunan erken hma
nist Marx'n, btn sistemini bu grn yanllgna dayand
ran bir Marx'a gtrdgne inanyordu. Althusser, Marx'n d
ncesindeki geliimin, fiilen her teori ve zmleme alan
iin anlam bulundugunda srar eder. Bunun nedeni, insan do
gasna bir inancn hem evrensel bir insan zn hem de bu
zn her bireyde bulundugunu ima etmesidir. Althusser, so
mut znelerin varoldugunun savunulmas anlamnda uempi
rizm" ile insanlgn zn her bir zneye atfetmesi anlamnda
8

a.g.y., s. 227.

124
Hidealizm'in bir bileimi olarak buna iaret eder. (Daha mo
dern terminolojiyle, btn bireyler tarafndan paylalan sz
de "insanin ykletnler bakmndan zcdr, aynca toplumsal
ncesi bir bireysel kendiyi de varsayar. )
Althusser, bu hmanist varsaymlar kmesini ya da "so
runsal"n reddetmekle Marx'n, (batl) toplumsal ve siyasal
dncenin birok ilkesini trpanlayabildigini ileri srer. rne
gin iktisat, gereksinmeleri ve yetenekleri bizce bilinen bir birey
varsaymna dayanr ve bu, ayn ekilde tarih ve etik iin de ge
erlidir. Ne var ki, AlthusserjMarx'm "akn zne" eletirisi, en
ok felsefeyi sarsacakt: Zira, felsefecilerin hem bilginin (epis
temoloji) hem varoluun (ontoloji) temel kurallarn zerine
oturttuklar temele meydan okuyordu. Althusser, Hobbes, Ro
usseau, Locke, Descartes ve Kant' da kapsayan bir uurulan
kelleler listesi sunar. Daha yakn zaman tartmalarnda, bu h
manist ve zc felsefi dnce geleneginin temsilcisi olarak
hem Kant Hakn zne"ye hem sk sk iaret edilen "Kartez
yen zneye (Descartes'n nl cogito ergo sum savndan: D
nyorum yleyse varm) vurgu yaplmaktadr.
Althusser, daha nceki paradigmaya b(ltnlkl siste
matik bir alternatif formle etmi oldugu iin Marx'n, szde
"insan dogas"ndan karlan bu yetersiz karmlar defedebil
digini savunuyordu. Althusser'in HotantikH Marx' bir toplum
sal oluumun pratiklerinin eklemlenmi dzeylerinin anti-h
manist bir sosyologu olarak sunma abasnn, Marx' bir bilge
kii olmaktan ok bir tarihi ve siyasal direnii olarak gren
lerin sert itirazlarna neden oldugu saptansa da,9 bunun ayrn
tlar burada bizi ilgilendirmiyor. Bizi esas ilgilendiren, Althus
ser'in o zaman ileri srdg Marx'n hmanizmi ideoloji kate
gorisine gvenle atfetmesini olanakl klann, ideolojinin bir
toplumsal oluum iindeki yerinin bu yeni kavramlatrlmas
olduguna dair savdr. Bylece, hmanizmin bilim ya da bilgi
9

Klasik rnek E. P. Thompson'n The Poverty of Theory'si; aynca bkz.


Perry Anderson'n iki taraf dengeleme giriimi: Ayuments within English
Marxism (Londra, New Left Books ve Verso, l 980).

1.25
olarak hibir teorik stats bulunmayabilir -basite yanhtr
fakat "bir ideoloji olarak pratik ilevi"ni inceleyebiliriz.

10

Althusser'in hmanizmin asli "ideolojik" niteligiyle ilgili


tutumu, aka, bilim ile ideoloji arasnda ak bir ayrm for
mle edebildigine dair srarl iddiasyla baglantldr. Heri sr
dg genel epistemolojik iddialarn baanszlgna gnderme
yaplarak sav bir anlamda rtlebilir. Ne var ki imdi ok
az modern dnrn hmanizm konusunda eletirel bir tu
tumun temeli olarak Althusser'in geni ayrmn kabul etmesi
ne karn, sisteminin hala yaygn inandnclg bulunan ksm
hmanizm eletirisi ve daha nce iaret edilen konudur. Bu
nedenle, "hmanizm" davasn, ideoloji/bilim sorununa geri
dnmenin bir aracndan ok kendi koullan iinde biraz daha
incelemek yararl olur.
Althusser'in Marksizm ve Hmanizm balkl denemesi,
"sosyalist hmanizm'e eletirel bir tutum alarak balar. Sa
vunmaya alacag tutumu, olduka erken ileri srer. "Fakat
tam da 'sosyalizm-hmanizm' ikilisinde arpc bir teorik bo
zukluk vardr: Marksist kavray erevesinde 'sosyalizm' kav
ram aslnda bilimsel bir kavramdr, 'hmanizm' kavram ise

ideolojik bir kavramdan baka bir ey degildir" ve ikisini ay


ramamann kafa kanklgna ve yanlgya yol aacag uyarsn
da bulunur. 1 1 Hmanizme gemeden nce, biraz durup sosya
lizmin bilimsel bir kavram oldugu iddiasn ele almamz daha
iyi olur. Kukusuz Marx ve Engels, sosyalizmin kapitalizmin
elikilerinden kacagn kantlamay tutkuyla istiyorlard ve
gerekten de projeyi siyasal bir iyi niyet projesine "indirgiyor"
gibi grnen "etik" ve "topyac" sosyalizm versiyonlarna kar
militanca mcadele ettiler. Yine de Marx'n kapitalizmle il
gili ngrleri nin tam tamna gereklememesi ve sosyalist
devrime en uygun koullarla ilgili ngrlerinde hakl kma
mas anlamnda, sosyalizmin zamann snavna en az dayanan

O
l l

Althusser, "Marxism and Humanism" s. 229.


a.g.y., s. 223.

126
boyutu, kesinlikle "bilimsel" boyutudur. Marx'n en ak bi
imde hakl oldugunun kantlandg ve bazlarnn onun kav
ramlarnn "bilimselligi" lehine iddiada bulunabilecekleri yer,
onun kapitalist birikimin temel dinamigini aklama modeli
olurdu. rnegin, somut (tarihsel) rneklerde kar orannn d
me egilimi gibi "yasalar" ya da teknolojik degiim ile nispi ar
t deger kann arasnda zgl bir iliki lehine kantlarn g

rlebildigi sylenebilir. Bu tr sorunlarda, Marx'n kapitaliz


min rgtlenmesiyle ilgili parlak, hatta adamna gre "bilim
sel" bir anlatmn verdigi kabul edilebilir. Fakat Marksizmde
ki "sosyalizm" kavramnn bilimsel bir kavram oldugunu ileri
srmek, gerekten de akntya krek ekmektir. Komnizmin
Dogu Avrupa'daki knn, batl Marksist e ntelektellerin
Sovyetler Birligi'nin inili kl tarihine ynelik ikircikliligini
siyasal adan yersizletirdigi 1 990 balarnn bak asndan,
Althusser'in sav zellikle skntl grnr. 960'lann banda
0sosyalizm ..e bilimsel bir etiketin gvenligini arama, entelek
tel bir aresizlik hareketi olmu olabilir: imdi ise batan
aag akl almaz grnr. Althusser'in bilimi geerli klma ara
ynn, siyasal irade hassas konusundan kam'na abas ol
masnn nedeni budur.
Alt.husser'in ideoloji zmlemesinin bu noktaya dn
mesi anlamldr. Althusser'in tanmna dnersek, ideolojik ili
kiler imgesele sanl, "bir iradeyi ifade eden" ilikilerdir -ger
ekligi tarif etmekten ok bir umut ya da nostaljiyle ilgilidh.
ler 12 Bugnn siyasal dnyasnda sosyalizm projesinin bilimin bir verisinden ok bir umutla, sanl oldugunu kim inkar
edebilir? Bu baglamda, Oramsci'nin Althusser'e ezici siyasal
stnlg grlebilir. Oramsci'nin nl "zekann ktmserligi, iradenin iyimserligi0 vecizesi, insan motivasyonunu ve ara
clgn siyasal proj eye enjekte eder; Althusser ise, ideolojinin
yanlglaryla birlikte kilitler.

12

a.g,y.,

s.

234.

127
Bizzat hmanizmde, ilk nce, hmanizmin
ile insan ideolojisinin

tarihsel

teorik

iflas

varoluu arasna Althusser'in

koydugu ayrma iaret edebiliriz: Pratik toplumsal ileviyle


ideolojinin bilgisi, diyor Althusser, ayn zamanda ideolojinin
zorunluluk koullarnn bilgisidir. Bu ekilde Marx', ideoloji
nin basite ideolojinin bilgisiyle #ortadan kaldrlabilir" oldu
guna inanma (idealist) egiliminden aynr ve gerekten de
Marksizmin hmanist revizyonlarnn, #gerek tarihe agrlk
bindirmeye yeterli bir siyasal etkisinin bulunabilecegini ileri
srer. 1" (Yine, 0gerek"in tuhaf kullanmna dikkat edin). Hem

teorik bir ant/hmanizmden

hem hmanist ideolojinin tarih

sel zorunlulugunun kabulnden bir stratejinin kurulabildigine


dair Althusser'in kafa kartrc srar, yoruma ak epeyce
boluk brakmtr. Paul Ricoeur u gzlemde bulundu: *Te
orik olarak ortadan kaldrlabilen, fakat yine de hareket etmek
iin ona bagl olmamz gerektirecek biimde varolan bir e

yin bulundugunu kavramak ok gtr": bu, Marksizm (sade


ce) bir

bilim olmayp bir siyaset oldugu srece,

bizzat Marksiz

min kendisinin Althusser'ln anladg anlamda ideolojik olma


s gerektigi eklindeki grten kaynaklanr. Ricoeur yle ya
zar; "Eger siyasetin kendisi, insanlarn belli haklarnn bulun
dugu iddiasna dayanyorsa, o zaman Marksizmin, pratik ola
rak bir eyi baarabilmesi iin ideolojik alandan bir eyler al
mas gerekir. " 1 4
_

Aslnda, Althusser'in byk sistemli modelinin e n ok

meydan okunan ve sonraki "zeletiri denemeleri"ne herhal


de diger kayglardan ok neden olan konu siyasal araclk ko
nusudur. Bu blmn sonlarna dogru grecegimiz gibi, yan
t snf mcadelesinin siyasal nemini yeniden onaylamak ol
du ve bu yant, sistemin snfn araclg aleyhine "yap"ya agr
lk verdigini hissedenlere, yant vermesin karn, snf teme-

13

a.g.y., s. 230.

4 Paul Ricoeur, Lectures on /deology and. Vtopia, ed. George H. Taylar


(New York, Columbia University Press, 1 986), s. 1 3 2 .

128
li dnda siyasal arachga ilgi gsterenleri rahatlatmaz. Ksaca,
snf mcadelesi olmayan mcadelelerde siyasal araclk soru
nu, Marksist dncenin bu kritik dnemecinde, btnyle es
geildi. Althusserciligin feminist, rklk kart ya da ekolojik
siyasete braktg zc miras, amansz ve doktriner bir "anti
hmanizm"dir. Bu anti-hmanizm, nemli bir biimini de "z
ne eletirisi"nde alr. Burada, dogrudan Althusser'in kendisi
nin hmanizm anlatmna kadar gtrlebilel'l bir an abart
ma ve an basitletirme sorunu vardr. An evrenselci ve z
c bir insan dogas grnn yanlglann grm birinin,
"bu nedenle" insanlarla ilgili kabul edilebilir ya da ayrk hibir
ey yoktur demesi gerekmez -bunun, daha ileri bir aratrma
konusu olmas gerekir. ttmanizmin cesur eletirmenleri Paul
Hirst ve Penny Woolley bile unu aklarlar: "Snrsz bir insan
zeliikleri ve yetenekleri yelpazesi nosyonu, sabit ve nceden
oluturulmu bir 'insan dogas' nosyonu kadar yanl bir nos
yondur . . . i nsan zellikleri, bizzat varolularyla bakalarndan
dlanm trden toplumsal olarak ina edilmi belirli birle
me kalplarna, kazanlm yeteneklere, tekniklere ve pratikle
re bagldr. " 1
Hmanizmle ilgili ve "zne"yi teoriletirme ekli soru
nuyla yakndan baglantl yakn zaman tartmalar, sorunu

an basitletirip, akn zne eletirisinden ne . dogrulanan ne


de yararl olan dogmatik anti-hmanist sonulara adama egili
minde olmutur, insan dogas dncesinin olduka tartma
l oldugu konusunda Althusser'le hemfikir olabiliriz -birok ki
i , bu gr ykan mimarn Marx olduguna dair grne

ka

tlmasa bile. Diger yanda birok kii. Marx'n kendisinin "in


san"n dogay dntrme yetenegi, insana zg yaratc ka
pasiteler vb. konusunda yaz yazan en belagatli yazarlardan
biri oldugunu ileri srmtr. Bu konuda digerlerinden daha
eletirel olan Timpanaro, "zafercilik"in Marx'ta bir sorun oldu1 5 Paul Hirst ve Penny Wooley, Social Re/ations and Humar Attribtes
(Londra, Tavistock., 1 982), s. 1 l O.

129
gunu ve bunun, Marx'm kanlmaz oiarak smrgeciligin ana
yutlmmdan sz ettigi yer ve zamanlarda fkrdgm kolayca
grcbilecegimizi Heri srd . 1 6 Fakat Marx'n kendisinin "anti
hmanist" olup olmadg sorunu burada ikincil bir konudur;
N

AlthussercilikHi n

baars,

kesinlikle,

Marx'tan

ok Alt

husser'in dncelerinin poplerligiydl ve incelememiz gere


ken, Althusser'in anti-hmanizmi ve etkisidir.
Hemen belirtelim: Belli dncelerin kullanlma biim
lerindeki kusurlar, zayflklar ve egilimler konusunu daha l
l bir ekilde gelecekteki kullanmlar sorunundan tarihsel
olarak ayrmaya almalyz. Althusser'e gre, "insan dogas"
terimini

kullanmann

evrenselletirici

ve

zc

oldugunu

Marx'n grdgn sylemek bir eydir, Marx'n bu nedenle


teorik olarak anti-hmanist oldugu sonucuna varmak tama
men farkl bir eydir. Yine de ok gl bir el abuklugunu
gsteren AJthusser'in bu btnyle yanltc sav, her yerde ye
niden retilir Nlnsan dogas" ifadesinin sorunlu bir ifade oldu
gunu ve her iki bileen gesine de masraf kardgm -muaz
zam bir maliyet- gryoruz. Maliyet, ne " hmanist" tarafn sy
lemine kilitlenmek iin bir temelimizin ne de biyologlarn ve
diger bilim insanlarnn savlarn tartmak iin herhangi bir.or
tak zeminimizin olmasdr. Anti-hmanizm, pratikte, sadece
bu savlara kilitlenmenin dogmatik bir reddini degil, hmanist
gelenegin ister ahlak olsun, ister cinsellik, haz, sanat ya da iti
kat olsun- Itjrletebildigi herhangi bir eyden aka sz etme
yi toptan reddetmeyi de gerektirir. Bu, eletirimize denen
ok ok fazla bir fiyattr.
nl "Kartezyen zne"yi tasarlayalm. Yaratcsnn im
gesinde oluturulur. O, beyazdr, Avrupaldr; olduka egitim
lidir; dnr ve duyarldr; olaslkla Latince ve Yunanca bile

16

oka aktarlan bir inceleme, Althusser'in Marx' bir anti-hmanist olarak


okumasn rtr: Norman Geras, Hane and Human Nature: Refutation
of a Legend (Londra, Verso, 983), "Zafercilik" zerine bkz. Sebastiano
Timpanaro'nun On Materialism'inl Raymond Wiliams'n degerlerdinnesi:
"Problems of Materialism" New Left: Review, 1 09 ( l 978).

llKJ

dnebilir; bir burjuva olamayacak kadar biraz erken yaa


mtr, fakat snfsal zgveni vardr; kendi varoluuna ve g
cne genel bir zgveni vardr; kadn, siyah, gmen, marji
nal degildir; heterosekseldir ve bir babadr. (Bu adamcagz,
varolusal kuk.uyla bir mcadeleden kmtr; fakat manza
ray bozdugu iin bunu grmezlikten gelecegiz). Bu zne mo
delinin, gc temsil eden toplumsal ve biyografik bir nitelik
ler ekirdegi etrafnda merkezlendirildigi ve birletirildigi ta
mamen aktr. Bu "zne" tanm o gc buldugu lde, di
gerlerinden esirgendigini anlyoruz. Smrgeciligin maddi bo
yun egdirmelerinin, zihninde bir 0isel smrgeleme" ve bu
lank bir siyasal ynelimi bulunan gdk znellikleri gerektir
digini Frantz Fan on' dan biliyoruz. Erkegin tam zneliginin, ka
dnn "teki" olarak tanmlanmas pahasna oluturuldugunu
ve bu zne ile teki modelinin kltrmzde gl bir model
oldugunu Slmone de Beauvoir'dan biliyoruz.

11

Yine de zne kategorisinin "bu nedenle reddedilmesi


gerektigi sonucuna varmak, olanaksz oldugu kadar glntr
de. Hatta, Derrida'nn kitabndan bir yaprak alp , Nbirleik bur
juva zne"nin asla gvenle kaamadg dlayc pratiklerin,
asla tam olarak giderilmeyen kayglarla ilgili kendi kabuln
nasl ierdigini ve aga vurdugunu ele alabiliriz. Bu "merkez
letirilen zne" de, bazen izin verildiginden daha fazla belirsiz
lik ve kesinsizlik vardr. Dahas, siyasal araclgn btnyle
gvenilir ve muglak olmayan bir i motor tarafndan harekete
geirilmesinin zorunlu oldugu grne (zira, motivasyonuyla
pekala irrasyonel ve/veya bilinsiz olabilir) atfta bulunma
dan, gereginden fazla kendini begenmi bir "zne eletiri
si"nin toplumsal eylem ve siyasal aracllk konusunda dn
menin temelini tout court (toptan) ortadan kaldrabileceginin
farknda olmamz gerekir. Bu nedenle, Bat kltrndeki be17

Frantz Fanon, Black Skin, White Mask (New York, Grove Press, 967 ); Si
mone de Beauvoir, The Second Sex (Ham10ndworth, Penguin Books,

974).

131
yaz, erkek, burjuva znenin btnyle yanl bir ekilde ev
renselletirildigi ve tipik kabul edildigi konusunda srar edebi
liriz ve etmeliyiz; ayn zamanda, soyut ya da daha genel an
lamda "znenin" zeminini kabul etmememiz gerekir.
Burada, bu alandaki tartmalarda her zaman ak olma-
yan pek ok aynk terim kullanldgn belirtmek yararl olabi
lir. " zne", "znellik", " birey", " bireysel zne", "konuan/arzu
eden

zne",

"merkezsizlemi

znellik",

"zne

konumu" ,

"kendi" v b . terimlerle kar karyayz. Bunlardan birogu, da


ha sonra b u kitapta sahneye girecek olmasna karn, b u nok
tada birka belirlemede bulunmak yararl olabiJir. J\abaca ko
nuursak., modern tartmalarda (zellikle Marksist ve post-ya
psalc bagamlarda)

znenin,

tartmakta oldugum bilisel g

venlik. ve zgvenli araclk modeline iaret etmek iin kula


nldgn syleyebiliriz. i ki fak.tr bunu karmaklatrr: ( 1 ) Bir
genellik olarak "zne"nin, sk sk, Bat felsefi dncesinde ve
kltrel k.anmlannda eklemlenen tarihsel olarak zgn z
ne" ile birletirilmesi ve (2) gl bir arac olarak zne (nesne
ya da tekiye kart olarak zne) konusu ve znenin bagml
durumda olarak anlam etrafnda bu terimin kullanlmasnda
belirsizlik vardr. Anlamn bu i oyunu, terimin bugnk kulla
nmlarnda anlamldr. znellik ise, grne gre, bireylerin
kendi deneyimlerinden kardklar zel anlamdan ve bunun
ierikten baglama nasl degiiklik gsterdiginden sz etmemi
ze olanak saglamaya alan daha betimleyici bir terimdir. z
nellik terimi, hem zel deneyimin bilinli yanlarm -deneyim
ler, anlar v b . zerine derin dnme- hem bilind yanlar
n ve sonularn kapsadg iin bir lde poplerdir; dil len
dirilmeyen duygusallk ve holanma geni alann da kapsaya
bilir. Bu nedenle, insann kendisini klasik Marksist teoride kul
Ianldg ekliyle "bilin"in dar katlklarndan uzaga, konum
landrmasna, fakat anti-hmanist sylemde ogunlukla gayr
meru olan holanma ve zel deneyim sorunlarndan da sz

etmesine izin veren elverili lde geni bir terimdir.

,i
,

1-'2

Birey,

daha sosyolojik bir terimdir ve bu tartmalarda

oka kullanlmasna karn, baz agnmlan biraz sknt ve


ricidir. Raymond Williams'n belirttigi gibi, terimin tarihi kar
maktr, fakat modem kullanm, feodalizmin bir kiinin top
lumsal yeri ve ilevi zerine vurgusunun yerine geen kiisel
deneyim yerine bir vurgunun gelimesini yanstr. 18 Kapita
lizmde, ister emegin temeli olarak olsun, ister eskiden kilise
nin araclk ettigi tannyla dogrudan konuan olarak olsun, is
ter en kiisel edebi biimlerin, romann, savunucusu ve tke
ticisi olarak olsun, birey zerine yeni bir vurgu vardr. Kiisel
varolua agrlk verme anlamn tamann yan sra, "birey" te
rimi. bir yanda "birey" ile diger yanda "toplum" arasnda talih
siz bir atallama yaratma egiliminde de olmutur. Pek ok
sosyolog bunu bir yanlg olarak kabul etmesine karn bu, s
rarl toplumsal olmayan ya da toplumsal-ncesi kendi dn
celerinin bir iaretidir. Aslnda, birok kiinin szcg kullan
maktan saknmaya almasnn nedeni byk lde budur bu dnce eyler halknda zc bir dnme biimine gt
rr. Bu nedenle rnegin Althusser, "somut bireyler"e, " birey
sel erkek ve kadnlar"a ya da "gerek insanlar"a vb. iaret
eder; fakat evrensel ve toplumsal-ncesi bir zne agnm1la
nyla " birey" terimini kullanmaz.

Bireysel zne,

ok. yetersiz bir

melezdir ve en iyisi ondan uzak durmaktr.


Fransz psikanalitik. dnr Jacques Lacan'm alma
sndan alnan iki degiik terim vardr:

ne

ve

merkezsiz zne/Jik.

Konuan arzulayan

Ne var ki yazlarnn farkl dnemle

rinden ve yorumlarndan tretilirler. Kltrel. "simgesel" d


zenle tam ilgili olan ve bu okluk baglamnda arzusunu "dile
getirebiJen bir konuan zne dncesi, ataerkil bir kltrn
kalbindeki "yoksunluk"un anlamnn bir anlatmyla birlikte
dogar. " Merkezsiz" znellik dncesi ise, aka tartmakta
oldugumuz "birleik" zne eletirisine uyarlanan sonraki bir
yorumdur. Daha sonra grecegimiz gibi. ataerkil psiik top-

J 8 Raymond Williams, Keywords ( Londra, Fontana 1 976). s. 1 35.

15
lumsallamann baarszlklarnn bir kabuln ve bir lde
bunlarn kutsanmasn gerektirir.

zne konumu

terimi, zel

bir sylemin "sesletim noktas"na bir ilgiyi kaydetmenin arac


olarak Derridac ekriden kt. Bu yorum dzeyine ok fazla
agrlk venneksizin, bireysel biyografinin dnyevi verilerine
iaret eder: Bir konumacnn/yazarn eldeki zneye ne yatr
m olabilecegini sormamza izin verir. Foucault'ya gelince,
"vcut anlatmnda oldugu gibi, terimle baglantl varolusal
btnlk ve otantiklik varsaymlarna kar olacak ekilde de
olsa,

kendi

nosyonunu, yardm almadan rehabilite etti.

Eger yanl bir ekilde evrenselletirilen zne elet si.


ni herhangi bir biimdeki "zne" eletirisiyle birletirme y
nnde bir egilim olmusa, hem jenerik hem tarihsel olarak z
gl bir varoluu bulunan "hmanizm" iin de bu geerlidir.
ikisinin birbirine kartrlmas, son derece zar" 1 : olmutur.
Benim gzde rnegim, hmanizme giri a d al t n da size "libe
ral hmanizm"i gsteren Terry Eagletor; ,.

Uteray Theoy'sln

den (Edebi Teori) gelir. Bu hogrl t: ud: n bir hmanizme


gnderme olmaktan ok uzaktr; yok edilmesi Marksist eleti
rinin grevi olan on sekizinci ila on d r !-;.zuncu yzyllarn in
aclar burjuva edebi dsturun "g:;.z" ve gerici degerleri
iin bir ifre szcgdr. 19 Genel olarak, kltrel alanda, ede-
bi eletiri, film ve sanat, eletirisi alannda, "anti-hmanist"
konumun, baz evrelerde "hmanist'in aaglayc bir terim

saylmas

lsnde en byk pratik destegi aldg sylenebi

lir. Bu, tarihsel olarak byk bir hakszlktr; nk, hmaniz


min -bir "ideoloji" olara oynadg muazzam ilerici rol gr
mezlikten gelir. zel olarak da laikletirici bir g olarak h
manizmin onurlu gelenegine ve gerekte, agda siyaset a
sndan bile bu sonuca ulamadaki muazzam rolne iaret edi
lebilir. Dini fundamentalizme kar savlarda hmanist bir

ge

bulmak iin uzun boylu bakmak gerekmez. Ne var ki dini fun


damentalizm birok biim alr ve sonsuz derecede tercih edi

l9

Terry Eagleton, Literary Theory (Oxford, Basil Blackwell. 98.3).

lebilir ideolojik ve siyasal bir konum olarak hmanizme ula


abilecegimiz bir yer olarak, Hristiyan fundamentalizminin
ABD'deki kitlesel canlanmasna -rnegin , okullarda evrim te
orisini gretmeyi yasaklama giriimi ve krtaj snrlama kam
panyas- daha az kukuyla bakabiliriz.
Budunmerkezcilik (ethnocentrism), hmanizmin hog
rsz reddinin baka bir yandr. Siyah ogunlugun siyasal-ah
laksal alanda oynamak zorunda oldugu en gl kartn , Nin
san haklar n , NeitlikN ve diger eit derecede liberal hmanist
dncelere dayal bir anlama kart oldugu Gney Afrika si
yasetine anti-hmanist bir tutum nasl uygulanr? Siyasal a
dan konuursak, anti-hmanizm, burjuva demokratik zgr
lklerin tarihsel olarak gvenceye alndg tikel bir bat toplu
mu baglamnda alnacak uygun bir tutum olabilir; fakat bu tu
tumu, ynetimin baka aralarla saglandg yerkrenin geni
alanlarna ihra etmek tehlikeli olurdu.
Francis Mulhern'in hakl olarak syledigl gibi, NOrtak in
sanlgmz, bir mirastan ok bir hedeftir ve . . . 'zsel eitli
lik'iyle, herkese tanmlanacak ya da hikimse onu tanmla
mayacaktr. n 20
Bir ideoloji olarak hmanizm, elbette, daha sakin ve
empirik olarak ele alnabilen Ninsan dogasyla ilgili dnce
lerden ayrlabilir. Althusser, Marx'n bir "insan dogas" kavra
mn duraksamadan reddettigini ileri srd; Oeras ise, bu Nef
sane"nin kesin bir rtlmesini sundu ve Marx'n btn a
lmas boyunca bir insan dogas kavram kullanmaya devam
ettigini inandrc bir ekilde kantlard. 21 Oeras'n terimleriyle
"Yal adam"n dndg, imdiki ana konu degil. Paul ttirst
ve Penny Woolley, insani olarak kabul edebilecegimiz nitelikle
rin, insanlarn zsel nitelikleri olmaktan ok zaman ve mekan
larn inalar oldugu anlamna gelen gl bir sav ileri srdler.

20
21

Francis M u lhern, "English Reading" Homi Bhaba (ed. , Nation and Narra
tion (Londra, Routledge, 990), s. 263 iinde.
Bkz. Geras, Marx and Numan Nature.


i
!

15
Stephen Horigan, allm (fakat metafizik) doga ktr aynm
nn ve toplumbilimlerinde hayvanlarla insanlar kanmsal ayr
mann toplumsal dnce bakmndan sonularn parlak bir
ekilde ortaya koydu. 22 ttorigan'n vardg. sonu da greticidir:
"Doga"yla ilgili kaba biyolojisi savlarn bir reddinden, dogndan
dogruya kltrden hareketle kaba sosyolojist bir sava geeme
yiz; n\i byle yapmak, doga ile kltr arasnda varsaylan bir
kartlgn yararsz erevesinde hareket etmektir. (Hakl olarak
imdi feminist teoride meydan okunan cinsiyetin an toplum
sallatrlmasnda aka bu olmutur).
Herhalde, insanlarla hayvanlar arasnda anlaml farkla
rn varlg ya da yokluguyla ilgili kantlarn kp kamayacag
konusunda ak fikirli kalabiliriz. Kategoriler arasnda gze
arpan bir koputan ok, bir sreklilik grenlerin tarafna bir
btn olarak daha fazla agrlk var gibi grnmesine karn,
zorunlu olarak doktriner bir sivri nokta degil. Her neyse, siya
sal imalar bir bakma ak degil ve bylesi sonularn yneltil
digi kullanmlar sorgulamamz gerekir. Yeni ekolojik bilincin,
insann stnlgyle ilgili iddialarn itibarszlamasyla el ele
gelme egiliminde olmas ilgintir, insanlarn diger hayvanlar
dan daha fazla kaynaklan ve kapasiteleri varsa bu, diger tr
lerin smrlmesini merulatrmaktan ok uzaktr; aksine,
bir btn olarak gezegenin iyiligi iin insanlarn daha fazla so
rumluluk almasn gerektirir. Bunlar, siyaseti kresel bir lek
le dnmenin yeni bir biiminden karlan yeni siyasal so
nulardr. Bu konulan gndeme getirmenin eski biimleri,
herhalde bunlara uygun degil. Kukusuz, Althusser'in "teorik
anti-hmanizm"inin ve bir "insan dogas" kavramnn neyi ima
edebilecegi konusu etrafnda sren btn empirik tartmalar
toptan ortadan kaldrmann, bu grev bakmndan yararl ol
madg ileri srlebilir.
22

Hirst ve Woolley, Social Relations and Human Attributes, 5tephen Hori


gan, Natur-e and Cu/ture in Westem Discourses (Londra, Routledge,
1 98 ) .

1.56
Bu blmde daha nce, Althusser'in teorik modelinin
hmanizm sorununa dayanabilecegini de dayanamayacagm
da ileri srdm. Bana yle geliyor ki Althusser, Marx'n bir "in
san dogas" eletirisinin bulundugunu gstermedi ve Marx'm
kurucu teorik ilkesinin anti-hmanist bir ilke olduguna dair tar
tmal iddiasn da kantlamad. Althusser'in kendi grleri
geregince (sundugu Marx okumasnn dnda) sorunu ele ala
rak, tarif edilmemi anti-hmanist bir tutum almaktan kaynak
lanan glklerle ilgili birok noktay belirttim. Sanrm, basit
ve abartl bir anti-hmanizmin -ister Althusser'in olsun, ister
diger yazarlarn ne srdg tezlerin e varyanttan olsun- top
lumsal teorideki son dnem tartmalarna sinen bir sorun ol
dugu ileri srlebilir ve bu kitabn daha sonraki satrlarnda
baka baglamlarda byle yapmaya alacagm. Bir nceki tar
tmada dikkat ektigim diger bir nemli konu da Althusser'in
sistemindeki siyasal araclk sorunuydu. Buradaki kilit nokta,
Althusser'in ideolojiyi bir irade yatrm geregince tanmlama
eklidir. Althusser'in bir yanda ideoloji diger yanda bilgi ak
ayrmn savundugu dikkate alnrsa; bunun imas, siyaseti z..
sel olarak ideolojik olann kararsz erevesine yerletirmektir.
'

Buraya kadarki degerlendirmem, esas olarak, l 960'lann ortasnda yaymlanan ilk denemelerinin derlenmesinden

(f'or Marx) alnd ve zel olarak da hmanizm konusu etrafn- '

da odakland. Althusserci sistemin erevesinin o dnemden


bugne degimeden varlgn srdrp srdnnedigi -"hakim
yaplar", "eklemleme", *st belirlenim", "son kertede belirle
me"', "toplumsal oluum" vb. aydnlga kavumam bir nokta
dr. E. P. Thompson, Simon Clarke ve Terry Lovell gibi, Althus
ser'in sisteminin yanl oldugunu ileri srenler vardr. Paul
11irst ya da Barry Hindess gibi, sistemle btnyle farkl bir g
r noktasna ulaan eski Althusserciler vardr. Stedman-Jo
nes, Benton ve Descombes gibi, l 960'larn sonuna geindi
ginde Althusserciligin esasen bittigini ileri sren tarihiler var
dr. Fakat Althusserci "sorunsal'n ve sz dagarcgnm kimi
retken yanlarn korumaya alanlar da vardr. Bunlardan

157 '

belki de en ilgin olanlar, Althusser'in ele aldgmdan ok da-


ha geni ve derin konulan, en bata ulusalclk, g, rk ve et
nisite sorunlarn dnrken Althuserci kimi dnceleri
uyarlayp kullanan Etienne B alibar ve Stuart ttall'dr. 23

ALTHUSSER'lri MARX'l, ALnrusseR'lN LACAl'i'I


Altmlarn sonunda benzini tkenmeye balayan Alt
husserci motor, ngilizce'de her yerde "ISAsn olarak bilenen
Ideology and Jdeological State Apparatus'un ( ideoloj i ve Dev
letin i deolojik Aygtlar "IDK) yaynlanmasyla yeni bir enerji
kaynag edindi. Deneme, iki blme ayrlr ve bu blmleme
nin, salt kolaylk olsun diye yaplan bir blnme olmadgn
ileri srecegim; Althusser'in ne smteye altg savn te
melden blnm ve elikili dogasn yanstr. Denemenin ilk
blmnde Althusser, Marksist dncede bir devrime neden
olacak bir dnce gelitirdi: Kendimizi retimi zmlemek
le snrlamayp, "yeniden retim"i ve zellikle bir toplumsal
oluumun zaman iinde kendini yeniden retme biimini ar
lamak zorunda oldugumuz tezi. Klasik Marksizm, hem sosyo
lojik zmlemesiyle hem iyerine-dayal siyasal pratigiyle ne
redeyse yalnzca retim zerinde yogunlam oldugu iin,
Althusser'in sav ham bir sinire dokunup, il. Enternasyonal
den itibaren Avrupa Marksizmi'ni tanmlam olan saplantsal
"ekonomizm"i ve "retkencilik"i aga kard. Althusser, bir
toplumun basite retimi srdrmenin yan sra kendi retim
koullarn

yeniden

retme

geregini

anlamann

nemini

Marx'n anladgnn -fakat sonraki Marksistlerin ihmal ettiginin


kant olarak Kugelmann'a 1 868 tarihli mektubu aktararak,
Marx'tan metinsel onay arad (her zamanki gibi) .

23

E. P . Thompson, Poverty of Theory; Simon Clarke v d 1 . One Dlmentional


Marxism: Althusser and the Politics of Culture (Londra, Allison ad
Busby, 1 980); Paul Hirst, "AJthusser and the Theoy of ldeology o
nomy and Society, cilt 5, no. 4 ( 1 976); Anthony Cutler vd l . , 1'1arx's Ca
pital and Capitalism Today; Stedman-Jones, fse and Fail" Ted Benton,
The Rise and FaJJ of Structural Marxism.

ltJB

Althusser, iblm, emek gcnn yeniden retimin


de ailenin rol ve epeyce gevek tanmlanan "retim ilikile
ri" zerinde yogunlaarak, pratikte, artc bir "sosyolojik"
yeniden retim anlatmna ulat. 24 Gramsci'nin devlet ve "si
vil toplum" ayrmn izleyen Althusser, devletin baskc aygtla
r (ordu, polis vb.) ile Gramsci'nin sivil toplum kurumlarn

anmsatan devletin ideolojik aygtlar (siyasi partiler, kilise,


egitim, aile, medya, sendikalar vb.) arasna bir ayrm koydu.
" deoloj i

zerine"

altbalgyla balayan

denemenin

ikinci blmnde, Althusser, Lacanc bir baglamda "adlandr


ma" dncesinin bir amlanmasyla, ilk almalarnda ne
srlen ideoloji teorisini ( bireylerin kendi tarihsel varolu ko
ullaryla yaanan ilikileri olarak ideoloji) ayrmlardr. 'Biraz
dan grecegimiz gibi, znellik sorunu zerine sav, en iyi,
"Freud ve Lacan" balkl denemeyle bir arada okunur. Dene
menin birinci blmnde, genel olarak, ideolojiyi, kapita
lizmdeki retim ilikilerinin yeniden retiminin bir yan ola
rak grmeye; ikinci blmde ise, znelligL Freud'un "bilin
dnn bilimi"yle anlamaya davet ediliriz. Althusser'in bu iki
perspektifi uzlatramamas, ideoloji konusunda iki gelenek
arasnda devam eden blnmeye hi de az olmayan bir kat
kda bulundu: deolojiyi, kapitalizmin yeniden retimi iin i
levsel grenler ile ideolojiyi, kendi bana nemli bir sorun
olarak znelligi anlamann temel anahtar olarak grenler
arasndaki blnme.
Bu kitabn baglamnda daha ksa ele alnabilecegi iin,
nce "toplumsal yeniden retim" tezini ele almak istiyorum.
,
Genel olarak Marksizm iinde en tipik (Althusserci olmayan)
tepki, sav an derecede ilevselci grmek oldu toplumsal
oluumun ideolojik ilikilerinin przsz yeniden retimini
vurgulamakla Althusser, direnie, ekimeye ve mcadeleye
yer brakmamt. Bu nedenle, okul ya da sendika gibi rgt-

24

Paul Hirst, Althusser'in iblm ile retim ilikilerini birletirmekte ha


tal olduguna iaret etti. bkz. "Althusser," s. 390 vd.

1.59

lenmeJerdeki rahat faaliyetlerini siyasal adan degerli sayan


lar, Althusser'in kendi rollerini az ok kapitalist makinenin
dilileri olarak anlatmasna itiraz ettiler. Althusser'i bu nokta
da eletiren Richard Johnson, "yeniden retim" terimi nin,
Gramsci tarafndan ok farkl bir ekilde, "kapitalizm ve ha
kim snflar iin, her direngen malzeme zerinde sk ve srar
l bir emek, siyasal ve ideolojik bir alma" olarak kavramla
tnldgn ileri srer. 25
Toplumsal yeniden retim modelinin colmlu bir ekil
de ele alndg yerlerden biri de feminizmdir bu imdi para
doksal grnebilir. 1 970'lerde birok sosyalist ve Marksist fe
minist, cinsiyet ve cinsel iblm tartmasn Marksist bir
kapitalizm anlatmyla birletirmenin arac olarak toplumsal
yeniden retim teorisini, zellikle Althusser'in "okul/aile if
ti"ne gndermesini kullanyordu. O noktada Marksizm nihayet
iyerinin yan sra evi de, retimin yan s ra yeniden retimi
de, kamusaln yan sra zeli de vb. degerlendirmeye geiyor
gibi grnyordu; kapitalist ekonomilerde hem cretli emek
hem ev ii emek zmlemeleriyle ilgili ok aynntl tartma
lar o srada boy verdi.

26

Ne var ki baka yerde ileri srdgm gibi, kadnlarn ka


pitalizmdeki konumunu "aklamak" iin Althusserci yeniden
retim kavramn kulanma projesi, belal ve bahtsz bir proje
dir. 21 i lk nce, biyolojik yeniden retim ile bir sonraki ii ku
agn hazrlama (yani Marksist terimlerle emek gcnn yeni
den retimi) arasnda ak bir bag bulunmasna karn, bu
yavrulama sreci ile iblm ya da nfusun kapitalist reti
me zg snf ilikilerine blnmesi arasnda hibir zorunlu
Richard Johnson, "ttistories of Culture/Theories of ldeology Michele
Barret vd l . (eds.), ldeology and Cu/tural Production (Londra. Croom
Helm, 1 979). s. 7 4 iinde.
29 zellikle u denemelere baknz: Annette Kuhn ve Ann Marie Wolpe (ccls),
Feminism and Materialism (Londra, Routledge, 1 978); Maxine Molyneux,
"Beyond the Domestic Labour Debate" New Left Review. 1 1 6 (1 97 9); Ve
ronica Beachey, "On Patriarchy" Feminist Review, 3 ( 1 979).
27 Bkz. Michele Barret, Women's Oppression Today, s. 1 9-29. xvi-xxiii .
25

140
bag yoktur. Bildigimiz gibi, snf konumu pratikte byk l
de dogutan gelir (bir sosyologun, zengin olmak isteyen biri
ne en iyi gd hala "kendine zengin bir ana-baba buludur) ,
fakat yine de teorik olarak biyolojik yeniden retimden ba
gmszdr. Snf saf toplumsal bir kategoridir; oysa biyolojik ye
niden retimdeki iblm, srecin toplumsal yeri ve yorumu
kadar biyolojik bileenlerini de yanstacak ekilde teoriletiril
melidir. Bu nedenle, kapitalist toplumlarn kendilerini nasl
yeniden rettiklerine bir ilgi, nfusun bir kuaktan digerine bi
yolojik yeniden retimi en ak dzeyinden baka hibir d
zeyde, verili bir retim tarznda egemen aile ve seksel tre
ideolojilerini, ailenin ekonomik rgtlenmesini ve akrabalk
modellerini nasl zmlememiz gerektigi konusunda bize
ok ey syleyecektir. Ksaca, Althusser'in denemesinde, bi
yolojik yeniden retim ile toplumsal yeniden retim arasnda
teorik bir bag kurulmaz.
imdi geri dnp denemeye bakldgnda, "toplumsal
yeniden retim" tezinin sadece toplumsal snf zerine bir
odaklanmann gevetilmesini ima ettigi ya da edebileceginin
neden dnldg sorulabilir. Herhalde bu yorumun en dra
matik rtlmesi, Althusser'in "toplumsal" olan ey tanmn
dan snf hari her eyi dladg ekte ( 1 970'te yazlan) bulu
nabilir. Althusser'in yazdgn harfi harfine buraya aktanyo
ium: ''Toplumsal (= snf)". "Yeniden retim bak as"nn so
yut bir bak s oldugunu ve pratik sonularnn ("gerek
lenmesi") retim ve dolam baglamnda anlalmas gerekti
gini gstermeye altg bir pasajda gerekleen bu telegraf
vari fom1lasyondan daha ak hibir ey olamaz. 28 Bu ekteki
merkezi kaygs, daha nce szn ettigim eletirilere yant
olarak savlarnn dengesini, direni ve mcadeleye daha fazla
bagl yorumlanabilecek. ekilde yeniden dzenlemektir. Daha
mekanik bir yaklama kart olarak snf mcadelesi faktr
n vurgulamay ok ister; fakat tam da bunu yapma srecin28

Althusser, "ldeology s. 1 7 1 .

141
de, yeniden retim zerine tezlerin daha gevek, daha az s
nf indirgemeci yorumunu darda brakr. Tezlerin snf m

cadelesiyle

ilgili oldugunu vurgularken, ayn zamanda, yeni

den retim savn snf mcadelesiyle snrlar ve szgelimi lm


pitalizmin toplumsal ilikilerinin daha genel bir zmleme
sinden sz etmekte olmadgmz ilk ve son defa aklar. B u
ekte, Althusser'in snf dnda hibir toplumsal blnmenin
kapitalizmde anlaml olmadgna dair srarn gstermek iin
aktarlabilecek bir cmle vardr: "Aslnda, devlet ve devlet ay
gllannn, snf basksn gvenceye alan, smr ve smr
nn yeniden retimi koullarn garanti eden bir snf mcade
lesi arac olarak, sadece snf mcadelesi bak asndan an
lam vardr. "29
Bu noktalan genel ilgi iin degil (ilk dnemde yeniden
retim tezinin yanl okunmas ilgin olmasna karn), dene
menin ideoloji ve znelligi ele alan ikinci blmn karsa
mak zorunda kalacagmz ardalan gstermek iin belirtiyo
rum.

il.

Blme gemeden nce, kitaba sonradan yazlan

ekin, metinde . blme bir ek olarak ctegil, denemenin so


nunda -psikanaliz geregince kurulan znellik tartmasndan
sonra- ortaya ktgn belirtebiliriz. Althusser, eki yazar yaz

maz l l . blm adeta "unutmu" gibidir. Althusser geleneksel


snf-temelli bir M arksizme kilitlenip kald. "Aile" zerine dip
notuna bakarak bunu aklayabiliriz. yle balar: "Ailenin,
bir DlA'nn (devletin ideolojik aygt] ilevi dnda baka 'i
lcvler'i de aka vardr." l\ukusuz, belli belirsiz de olsa psik
analitik bir bak asna uyarlanrsa, psiik drama ve atma,
libidinal kateksisler ve cinsel zdeleme sreleri alam ola
rak ailenin "ilevler"i, daha arpc bir ekilde akla gelir. Fakat
Althusser btnyle farkl

bir eyi dnr. yle devam

eder: "Emek gcnn yeniden retimine kanr. Farkl retim


tarzlarnda retim ve/veya tketim birimidir. "30 Marksist zihin
29 a.g.y.
a.g.y., s. 1 37 , n. 8.

30

142
ile psikanalitik zihnin zar zor bir bulumas! Bu, ideoloj i ve
0zneyi dnrken baz Lacanc dnceleri kullanmasna
karn, Althusser'in bir Marksist olarak allm teorik iine
balarken bunlardan hi etkilenmedigini gsterir.
Althusser'in tek yanllg iki kat tamamlanr: Freud ve La
can snf konusunda yazmazlar ve kulmsuz, teorilerini de s
n f etrafnda rgtlemezler. znellikteki snfsal bileen ve bi
lindyla teorilerinin merkezi kategorisi olan baglantl olarak
snf konusunda yapacaklar fazla yorumlan yoktur. Psikanaliz
iin bu bir "sorun" degildir; fakat hem Marksizmin hem psik
analizin vehelerini kullanan bir teoriye ulamak isteyenler
iin sorun kanr. Marksizmin egilimi, znelligi dar "snf bilin
ci" geregince dnme egiliminde olmutur -sadece bilinalt
na agrlk vermekten ok bilinci vurgulayarak degil, bilinli d. nce ve deneyimi ilke olarak toplumsal snf n etkileri gere
gince anlayarak da. Diger yanda psikanaliz ise, znelligi anla
mann anahtar olarak bllindy vurgular ve geleneksel ola
rak, bilindnn ieriklerini ilke olarak seksel farkllk gere
gince yanstmtr (imdi daha ok tartlsa da). Bu iki mode
li "uzlatrmak", aka kolay bir i degil.
Althusser, denemesinin ikinci

blmne,

kendisi ile

Freud arasna koydugu bir paralellikle balar, ideolojiye yak


lam, Freud'un bilindna yaklam gibi olmamakla kal
maz, onunla " baglantl degil"dir. Gndermenin saydamszlg,
hem Althusser'in Freud'a saygsnn hem savn ieriginden
ok karlatrma ve homoloj i yoluyla izlemek zorunda oldu
gu egilimin belirtisidir. Aslnda onun iin, kendi sav ile Fre
ud'un savnn "baglantl" olmadgn sylemek gibi pasif bir
formlasyon kullanmak son derece aklaycdr: Baglanty
ifade edemez, fakat iddia etmek ister -birok cmlede oldugu
gibi "hakl" iini iki kez kullanarak- ve bu durum, grecegimiz
gibi, btn tezin temel sorununun bir gstergesidir.
Althusser'in birinci tezi, daha nce birka kez karla
m oldugumuz savn tekrardr ve bu nedenle hzla geece-

14.5
giz: ideoloji, bireylerin kendi gerek varolu koullaryla imge
sel ilikilerini temsil eder. Bununla birlikte, Althusser'in bu va
rolu koullarn -"son kertede" szyle- retim ilikilerine
bagladgn belirtmek gerekir. Anlaml bir ekilde bu noktaya,
konudan aka biraz uzaklatgn gsteren bir ifadeyle ba
lar: "Marksist bir dille konuursak. . . " Formlasyonu, "tm ide
oloji, her eyden nce, bireylerin retim ilikileriyle ve bunlar
dan kanlar ilikilerle (imgesel) ilikiyi . . . temsil eder" eklin
de varlan bir sonu olarak ortaya kar. 31
Althusser'in bu noktadaki ikinci tezi -ideoloji, her za
man maddi aygtlarda varolur ve pratikleri, dolaysyla varolu
u maddidir- denemnin ilk okumalarndan kan "ideoloji
maddidir" kaba sloganndan

daha incelikli bir nermedir.

Maddiligin, okul, kilise vb. aygtlarn pratigine ve ritellerine


ulamamz gerektigi halde bir tarafa braklan bir "kiplikler"
eltliligine sahip oldugunu ileri srer.
Denemenin bu blmnn merkezi tezi yledir:

oloji, Bireyleri zneler Olarak Adlandnr.

ide

Bu balk altnda Alt

husser, "zne"yi her ideolojinin oluturucu kategorisi olarak


nasl grdgn aklar: ideolojinin eylemi, znenin kendisini
zne olarak tanmasn saglamak/ olanak tanmaktr ve aleni
yi saglayarak ileyen bir sretir. ideoloji, bir anlamda, zne
nin kendisini belli zgl bir ekilde tanmasn saglayarak ve
ayn zamanda, bu zgllg kendi bana aleni ya da dogal gi
bi yorumlayarak etkili olur. Bu nedenle ideolojinin bir ilevi
de hem zneyi ina eden hem de Althusser'in

zr zneler"

"her zaman ha

olarak tarif ettigi eye dayandrlan bir tanmalar

devresi olarak dnlebilen

tanmadr.

Bu, almas gereken

nemli bir noktadr; zira Althusser, burada dikkatli bir kontur


puan kullanyor ve tanma sreci zneyi oluturur demenin
Althuser iin salt heuristik bir ara oldugu sylenebilir -nk
zaten oluturulmu bir zne olmadan tanma srecinin ola-

31

a.g.y., s. l 55, John Foster "hitap etme" olarak ideoloji nosyonunun Ben
ton, Rise and Fail, Blm 6'da bulundugunu bana aklad.

nakl olnadgn da sylemek ister. Althusser'in akladg gi


bi, zne daha dogmadan o ekilde konumlandnldg iin, e n
azndan, grnrde hibir kesin balang noktas bulunma
yan s rekli bir oluma ve yeniden olumadan sz ediyoruz.
Althusser, znenin ideolojik oluumuyla ilgili anlatm
n, sokaktaki birine 0seslenme" basit terimleriyle aldatc bir
ekilde tantlan "'adlandrma" dncesine odaklad. "'Hey,
sen!" bagn kabul edildigi. agnya yant vermek iin geri d
nldg, agnlann "gerekten o oldugu"nun onaylandg an
da, zne hem ideolojide konumlandrlr hem de kendi kendi
sini tammas1 onaylanr. Burada Althusser'in rneginin cinsiyet
yan n aklamaya direnmek gtr. N Deneyim unu gsterir:
Pratik seslenme iletiimleri yledir l<J hedefledikleri erkegl na
diren kanrlar: Szle ya da slkla agnma, seslenilen biri her
zaman, seslenilmele olunann gerekte ,endisi oldugun u ka
bul eder. "32 Birok kadn, sok.akta seslenilme (zellilde sll,la.)
deneyimlerinin, ok sk olarak, bireysel kimliklerini yadsma
ve cesaret knc jenerik terimlerle adlandrlma kart sonucu
nun bulundugun u syleyebilir.
Althusser, psikanalist Jacques Lacan'n kimi temel d
ncelerine borlu oldugu znenin inasyla ilgili bir dnme
yoluna adm atmak iin adlandmna tezini kullanr. Althusser,
Lacan'n ocugun znelliginin inasnda nemli bir an olarak
nl "ayna imgesi" teorisini agrtrarak, yanstma sreleri
sz konusu oldugu iin ideoloji yapsnn "yanstco:" bir yap
oldugunu ileri s rer. Bunun birinci yan, bireysel znelerin,
Althusser'in Hristiyan din ideoloj isi meginde Tanr olan ha
kim ideolojik zne'nin imgesinde ya da onun yanstmalar
olarak ina edilme eklidir. zneler, teki'ye, zne'ye bir
tabiyet ilikisi iinde oluturulur ve bu iliki, yanstc (ayna gi
bi) bir ilikidir. Althusser'e gre ideolojik srecin tamam ku
kusuz yanstcdr, nk znelerin birbirlerini ve kendilerini

32

Althusser, Nldeology" s. l 63.

145
zne olarak tanmalar iin bu ayna imgesi zoru nludur. Alth us
ser, sonunda, kusursuz b i r Lacanc belirlemeyle -ideoloj in i n

yanl

tamma (mecomaissance)

oldugu- fakat retim i likile

rin i n yen i d e n retilmesi iin yanl tannmas ya da "son ug


rakta" grmezlikten gel i nmesi zorunlu olan ey geregince

yun

sttg bir belirlemeyle sonuca varr. Lacanclgn sezgileriyle


Marksist yeniden retim tezin i n ilevselci bir versiyonun u bir
letirmeye almann bir anlam ifade edip etmedigi, bu b!C
mn sonlarnda tekrar dnecegim bir noktadr.
Buna gemed en, Lacan ' m d ncesi n i Althusser'inkin
den ayran lc;.i m i temel noktalan ksaca tartmak yararl olabi
l i r. B u tatmada merkezi Alth usserci kavram n , Lacanc bir
kavram olmayan adlandrma kavram oldugunu zaten bel i rt
tim. Ne var ki Althusser'in znenin ( ideoloj ik) inasnn yans
tc dogas yorumu, zne/zne ya da zne/teki ayrmn kul
lanmas ve yanl tanmaya yaptg gnderme, zmlemesi n i
Laca n'dan a l n a n bir zmleme h a l i n e getiren noktalard r.
Temel gl k, Althusser'in Lacan'n teorilerini aynsyla yeni
den retmemesi ve gere kte , Lacan'n birol' kavramn ok
farkl kullanmasdr. B u n u n ak bir rnegi, Althusser'de La
canc tn lar verebilen, fakat temelden farkl bir kavram olan
(Laclau ve Mouffe'nin "Jacobin imgesel" ifadesi gibi) " i mge
sel" terimidir.
Lacan iin imgesel, dzenden biridir: imgesel, sim
gesel ve gerek. " i mgesel d zen", hem bilinli hem bili nd
imgeleri ve fantezileri lmpsar; egonun ve ego zdelemel eri
nin, ayna evresinden evri l e n fal\at yetikin ilikil ere devam
eden kil it bir kayd dr; konuma ncesi de neyi mden madd iyi
kapsar. Diger yanda "simgesel d zen" ise simgeletirme

ve d i l

alandr; bu simgesel d zen i n toplumsal v e klt rel srele riy


le zne arzuyu ifade edebilir ve dolaysyla ol utu rul abil i r.
"Gerek", simgeleti rmen i n cl nda, zorunlu olara, konu ma
nn snrlaryla kuatlan analitik deneyi m i n dnda

varo lan

olarak tanmlanr: Biimsel olarak zn e n i n d n d a olar du-. B u

146
dzenin hepsi, tanmlar srekli degimesine karn, La
can ' n yazlarnda etkilidir.33 Althusser sz konusu oldugunda
"imgesel", "yaanan"a i ndirgenebilir: Duygulanm, holanm,
irade ve deneyim alandr. Althusser'in kullanm, gnlk klg
ya da zihinsel ina ("gerek olmayan") anlamnda degildir; La
can ' n imgesel, simgesel ve gerek ayrmyla da bagdamaz.
Lacan'n ve Althusser'in "gerek" terimini kullanmalar kar
Iatrldgnda da benzer sorunlar ortaya kar.
Lacan' n teorileri ile Althusser'in bunlar kullan (ya da
yanl kullan) arasndaki diger bir nemli farkllk noktas da
tanma ve yanl tanma konusuyla ilgilidir. Zira, Althusser
yanl tanmadan sz etmesine karn, btn yaklam, zne
nin kendisi ve bakalar iin oluturulma arac olarak tanma
sreci geregince biimlenir. Yanstclkla -ayna gibi yanstma
srecinin- i lgili szckleri kullanmas bu baglamda gerekle
ir. Yine de Lacan' n "ayna evresi" anlatm, kurucu ann bir
yanl tanma oldugunu daha ak seik vurgulayamaz -savnn
btn amac, tam bir vcut Oestalt 'nn sahte bir temsilini
sundugu ve bu nedenle bebegin fiziksel bagmllk ve psiil'
ketlenme bilgisini atg iin bebegin aynadaki kendi imgesi
ne aldandgn sylemektir. Bebek iin, aynadaki imgenin haz
lar. bu nedenle, kendisinin yanl tannmas zerine kurulu
bir kendi d uygusunun hazlardr. Lacan, "bebeklik evresinde

ki ocugu n, motor yetersizligine ve ste bagmltgna ileyen


hendi yanstc imgesini sevinle almas " n betimler.3

Bu ne

denle, Lacan ' n ayna evresini gelitirme ekli ile Althusser'in,


yanl tarmndan

(,:Ok

da bu d t 5 Cmccleri
!

"',

tanmay vurgulayan bir teori baglamn

metafor olarak

k u l l a nm a s arasnda nem

lir mesafe vardr.


fl!I t a nL Jacq es Lac.a n. t:crils f L o n ,ra, Tav istock, 1 9 7 7 ) s. ixx'da
e \ n . n i Hohn;: ve Bic::'' Bcnvem:w ve Roger Kenedy, Thc Works of
.!,;, f> . :.'> L ,n Londra, l'rcc Ass, cia! ior f>.>ol,s, l 98G), s . 80-82 'ye Ja-

' '

'.

: : ,

. n

o, i ,

psil\<11alitik cfc : -::yi : ck: :qa kt("jl

. . . usu

oLra l<. ' g

( f. crits. s . '2 )

ekliyle fkn 'in ilevi-

147
"Freud ve Lacan" balkl denem e sinin sonunda Althus
ser'in akladg gibi, Lacan'n ego anlatmndaki bu vurguya
deger verir; yine de Lacanc "Ben"in zsel kararszlgn, re
tim sistemleri bakmndan uygun zneler olarak bireylerin ide
ol oji k

adlandrlmasyla

ilgili

kendi anlatmna ne kadar iyi

ter

cme ettigi tartmaldr. Sorun, Althusser'i n Lacan'n yanl


tanma zerine yogunlamasn dogru "anlayp anlamadg"
degil, onun (aslnda, h arhangi birinin) byle bir sav, ardalan
Marksist retim ilikilerinin yeniden retimi teorisi olan bir an
latmla birletirip birletiremedigidir. "Freud ve Lacan "n so
nunda freud'un

keiflerini zetleyen

Althusser -fiilen,

La

can'n gzyle okunan bir Freud zetidir- egonun oluumun


da yanl tanmaya anlaml bir vurgu yapar: "Freud, bizim iin ,
gerek znenin, esiz zyle bireyin 'ego' zerine, ' bilin'
zerine ya da 'varolu' zerine merkezlenmi bir ego biimi
ne sahip otmadgn -. . . - insan znenin merkezsiz oldugunu,
'ego'nun imgesel yanl tannmas dnda, yani kendisini 'ta
ndg' ideolojik oluumlar dnda, hibir 'merkez'i bulunma
yan bir yap tarafndan oluturuldugunu kefetti. "3
Bu pasaj, nitel ik olarak, Althusser'in DA denemelerinde
syledigi diger eylerden daha ok Laca n ' a yakndr. Uyum
suzugun nedeni, bir toplumsal yeniden retim teorisi (zellik
le, Althusser'in tezini ileri srdg ilevselci biimde bir teori)
erevesinin insan, znenin bu "lmullar"a uygun psiik ina
syla ilgili bir anlatma zorlamasdr. Bu nedenle, Althusser, r
negin, kendilerini toplumsal kategorilerde tanyan znelerden
sz eder: "Gerekten benim, buradaym , bir iiyim, bir pat
'
ronum ya da bir askerim!" 6 Bu toplumsal kategoril er, Althus
ser'in iinde hareket ettigi Marksist ereveye uyabilir; faka t
Lacan'n ego ve egonun zdelemeleriyle ilgili savJarnm ie
rigine, anlaml hibir dzeyde karlk. gelmez.

35
36

Althusser, "Freud and Lacan" Lenin and Philosophy, s. 20 1 .


Althusser, "ldeology" s. 1 66 .

148
Althusser'i n Lacan'dan olduka seici bor aldgm gs
termek iin belirtilebilecek daha birok nokta var. Olduka
eglendirici

ad hominem

rnek, " insan dogas" lmnusu olurdu.

Lacan, genel terimlerle bir anti-hmanisttir; fakat i nsan be


beklerdeki ayna evresi kefinin, dogndan dogruya, bebekle
rin davranlaryla benzer biimde kendileri n i tanmyor gr
n e n empanzelerin davranlann n karlatrlmasndan kt
gn ileri srer. Benven uto ve Kennedy, Lacan'n belirlemele
rinden ak sonu karrlar: "Olasdr ki empanze, ocuktan
farkl olarak, ken d i imgesi olaral1;. grdg eyi tanmaz ve bir
zne olarak i n san, sadece yansmadan bylenmi olarak ka
lan hayvandan ayrt eden budur. "'1 Burada Lacan'n "do$)a"
vb. ile ne anlatlmak istenebilecegine dair uyar ve niteleme
lerine girmek gerekli degil -iro n i , Althusser"' in, Lacan'a gre
kaynag pozitivist insan/primat karl atrmal psikolojisi olan
bir teoriden yararlanmasn dadr. Psikanalitik teorin i n kurgu
dan ok " bi r b i l i m" oldugun a dair Althusser'in grne La
canc bir yantta da ironi grlebilir. '8
Althusser' i n iinde altg teorik paradigmann, teorik
bir sistem olarak Lacarc model l e herhangi bir anlamda bag
dap bagdamadg soru n u n u, herhalde daha ciddi ele altna
mz gerekir. Althusser'in kendisi , en azndan Lacan ve Frcud
zerine denemesini yazdg srada bu soru n u n fa rkndayd; fa..
kat Althusser ' i n psilwnalitik dnceyi Marksizme baanl bir
ekilde soktugunu sananlann b i rogu, glg daha az cayd
rc buldu. imdi geriye bakarak degerlendirmenin avantajy
la, Althusser ile Lacan arasndaki uurum, btnyle kapatla
maz grnyor. Bunun bir rnegi olarak., Althusser'in "freud
ve Lacan" makalesinin n!]ilizce evirisiyle birlile yaymlanan
mektubunda yaptg bir yorumunu alabiliriz. Sk sk olclugu gi
bi, mektubun informaL baglamlatrc stili son derece akla-

37
3B

Benvenuto ve Kennedy, Work:s of Jacq ues Lacan, s. 53.


Alth usser. "f'reud and Lacan" s . 1 9 7 .

149
ycdr.

zellikle, Althusser'in projesinin, imdi entelektel

olarak smrgeci diyebilecegimiz bir proje oldugunu gsterir:


Psikanalizin kurucu kavramn yeniden adlandracak kadar
(nedenini sylememesine karn) Lacanc psikanalizi Mark
sizm prjesinin hizmetine sokmaya alr. yle yazar: "Ma
kalenin son u ndaki neriler, dogrudur ve daha geni ele aln
maya layktrlar" yani ailesel ideoloji biimlerinin, f'reud'un
'bilind' dedigi, fa kat daha iyi bir terim bulunur bulunmaz
yeniden vaftiz edilmesi gereken kertenin ilevli olmas. ' : Ld.
!atmada bu biimlerin oynadklar nemli roln degercrdiril
mesi.
"Ailesel ideoloj i ( babal k-anahk-evlilik-bebel'ilik v::: bu11Jann etkileimleri ideolojisi) biimlerinden si) z ' . . . . : :, t . nemli
dir; zira aagdaki sonucu ima eder -teorhc oluumu n ed en iy
le Lacan'n ifade edemedigi - yan l:ar!f.sct rnateryalizme (aile
sel ideoloji oluumlar teorisinin s.,:,r. h.ctcfl e , ayandg) da

yan dm/madan hibir psilmnaliz teori rr:'flemez. ,,.;g


Pasaj , Althusser'in olanaklt old , )lu yerde Lacanc psi ka
nalizden onun koullan iinde iddialarna ggs germek yeri
ne, kendi teorisinin koullar erevesinde nasl yararlanmak
istedigini gstermesi bakmndan i lgintir. Kukusuz, bugn
bunu yapmann glklerinin daha ok farkndayz. Althusser,
Lacan'n, "teorik oluumu" nedeniyle, mhsaln (psiik) top
lumsala indirgenebilir olarak teoriletirilmesi gerektigi gr
n ifade '"edemedigi"ni -sanki ocuklu kta geirilen kzamk
gzlerini bozmu gibi- dnm olabilir; fakat iin dogmsu,
btnyle farkldr. Toplumsal davranla ilgili psikanalitik yo
rumlan ya da aklamalar sunmada Lacan'n fazla teredd d
yoktu ve kendi muhteem tarihsel materyalizm proj esine ya
pp kalan Althusser'in, Lacan'n "zgeci duyguya gvenme
yiz, insanseverin, idealistin , pedagogun ve hatta reformcunun
faaliyetinin temelinde yatan saldrganlg aga karan bizler"

39

Althusser, yayncnn ibid'e notu, s. 1 7 7 - 1 7 8 .

150
eklindeki kavra} ;l gzleminin gerisinde kaldgndan kuku
duyulamaz. 40
Marksist

bir ideoloj i teorisi

bakmndan "Althusserci

devrim"in ardndan kalan sorunlm, bana iki katl grnyor:


Biri, "zne"nin genel teoriletiriln,

ekliyle; d igeri, psikanali

tik bir erevede almann zgl .malaryla ilgilidir. Althus


ser'in kendi adlandrma tezinde hangi genel araclk teorisini
kullandg sorununa birok yorumcu dikkat ekmitir ve ger
ekten de bu, nemli bir anlamazlk konusu olmutur. Daha
nce ileri srdgm gibi, birok eletirmen Althusser'in anla
tmn, bireylerin toplumsal bir oluumdaki "zneler" olarak
oluturulmalar srecine mekanik yaklamyla, "zne"yi arac
lk glerinden yoksun brakan bir anlatm bulmutur.
Ne var k.i Althusser'in devralm oldugu zne mirasna
kar yeterince eletirel olmadgn ve olumaya balayan z
nenin kapasiteleriyle ilgili gereginden fazla varsaymda bulun
dugunu ileri sren H irst'e gre, "ocugun beigini antropolo
jik

varsaymlarla

doldurur"sak

Althusser'in

teorisi

alr.

liirst, Althusser'in modelinde olacak znenin, nsel bir temel


de ve dogrulanmas olmadan, belli bilisel yeteneklerle dona
tldg, zira tanma srecinin yanstc yapda ilemesi iin b u
yeteneklerin zorunlu oldugu gzleminde bulunur. Sorunun te
melinde, Althusser'in ideoloj i k ncesi olan ve Althusser'in en
temel tezi (ideoloji, bireylerin zne olarak oluturulduklar s
retir) dogru ise ideolojik ncesi olmas da gereken bir " bi
rey"i akla getirmesindedir. liirst'n yazdg gibi: "ideolojiye
nsel olan ve zne olmas iin ideolojik ncesi znellik nite
l ikleri zorunlu olan ' birey' , Althusser'in metninde silinemez. "41
Hirst'n eletirisi , rnegin sosyolojinin sonradan toplumsal
"roller" biiminde toplumsallaan belli zellikli bireylerin var
lgn yanl bir ekilde varsaymas gibi, Althusser'in de " bi
rey'Ie ilgili yasad varsaydg eye dikkat eker. Bu noktada,

40
4l

Lacan, Ecrits, s. 7 .
H irst "Althusser", s . 406.

151
bireysel

ocugun

toplumsal

ncesi

kapasiteleriyle

ilgil i

( Hirst'e gre) metafizik ve zc varsaymlar alkoyarken , ay


n zamanda yetikini siyasal araclk glerinden yoksun bra
kabilen ya da zayflatabilen bir zne modeli sunmakla Althus
ser'i n olas dnyalarn en ktsn bize sundugunu ekleme
mek elde degil. Althusser, ideolojiyle ilgili Marksist dnce
deki nemli bir bolugu, yani znenin yetersiz teoriletirilme
sini, dogru bir ekilde saptam olmasna karn, nerdigi for
mlasyo n u n anlaml bir ilerleme sagladgn ileri srmek g
tr.
Althusser'in Lacan'dan yararlanmasyla ilgili bu tart
may bitirirken, Lacan'n bir toplumsal teorisyen olmaktan
ok bir psikanalist olmas olgusunun imalaryla zel olarak il
gili kimi sorunlar ele almak istiyorum. Lacan'n ad, "post-ya
psalc" dncenin entelektel bir diregi olarak Derrida, Lyo
tard ya da Foucault'nun adlaryla birlikte sk sk aktarlr ve
gerekten d e b u kitabn I l l . blmnde tartacagm gibi, La
can'n almas post-yapsalclgn kimi temalar n paylar. Yi
ne de Lacan'n, projesi "Freud'a dnmek" olan bir gretmen
ve doktor da oldugunu un utarak onun yazlarn bu tanmn
iine sokmada tehlikeler vardr. Gereginden fazla post-yap
salc bir Lacan okumas, Lacan'n almasn hem psikan li
zin bir devam hem almas anlamnda "post-yapsalc" tr
den bir alma yapacak kadar dramatik bir ekilde Lacan '
psikanalitik gelenekten koparma sonucunu dogurur (Ernesto
Laclau' nur antrdg psikanaliz versiyonuyla baglantl olarak
ileri srdgm gibi). Psikanalitik teori nin koullar iinde La
can, zc kategorilerle ya da basit psiik neden ya da kken
nosyonlaryla hareket edenlerden en uzak duran kiidir. La
canc dncede zihinsel temsile yaplan karakteristik vurgu,
Lacancilg, bir kltrel soruturma projesine en yakn olan
teori ve dncelerin klinik ve klinik olmayan kullanm lar
arasna ak bir snr ekmeyi entelektel olarak en az savu
nabilen psi kanaliz dal haline getirdi. Yine de psikanalizin ta-

152
rihi kuru mundan -ok nemli bir nfuzunun bulundugu42- La
can' ok keskin bir ekilde koparp, bir kltr ve ruh * (psy
che) teorisyeni olarak ortalga salmak byk bir hata olurdu.
Bunun bir yannn, Althusser zerinde dogrudan bir et
kisi vardr. Baka yerde ileri srdgm gi bi, yakn zamanlar
da, psikanaliz ile (Marksist) bir ideolji teorisi arasnda her
hangi bir bagdamann varolup olmadgyla ilgili kavraylarda
ki degiimin yan sra, Lacan yorumlarnda da anlaml bir de
giiklik oldu. 43 ,Jacqueline Rose, cinsellik gibi konularla ilgilen
menin ve psikanalitik teoriyi bir ideoloj i teorisinin iine yer
letirme (Althusser'in yaptg gibi) egiliminin, bilind kavra
mnn dogru yerinden "kanlp" tartmann merlezine yerle
tirilmesi sonucunu dogurdugunu ileri srd.44 Kukusuz, ya
kn zaman tartmalarnda toplumsal sav ve aklamay ta
mamlamaktan ok, ona bir alternatif olarak psikanalitik bir
yaklam sunma ynnde giderek artan bir egilim bulundugu
sylenebilir. Bu durum, psikanalize bulaan "sosyolojicilik"
korkusunun byk oldugu l ngiltere'de zellikle geerlidir ve
bu konularda daha ogulcu ve e lJektik bir yaklamn egemen
oldugu ABD'de daha az geerlidir.
Bilind zerine t,ir yogunlamann daha sosyolojik bir
yaklamla -bir ideoloji teorisi gibi- bagdap bagdamadg so
runundan kaynaklanan bir konu da bilindnn ieriklerinin
nasl teoriletirilecegi lmnusudur. Toplumsal ve siyasal teori
de yeni siyasal tnlan bulunan sorunlar (rklk, heterosek
sellik, ya da erilligin degien kltrel tanmlar bunlara r
nektir) ele almada psikanalitik yntemin k,!llanlp kullanla
mayacag sorunu zellikle ilgi toplayan konudur. Bu, psikana-

42

43
44

Psikanaliz lmrumlarnda Lacan'n rolyle ilgili" bir anlatm iin bkz. Ben
venuto ve l\ennedy, Works of .Jacques Lacan, Blm 1 1
ruh (psyche) Anlk ve benlik kavramlarn da ieren ruhsal sre ve ilev
lerin tm. (y. n . )
Bkz. Michele Barret, "The C o nc ept o f Difference" f"eminist Review, 2 6
( 1 98 7 ) , s. 36-39 v e Women's Oppression Today s . xxix vd.
Jacq ueline Rose, Sexuality in the fie/d . of Visior (Londra, Verso. 1 986).
s. 89.

155

lizi n , bilinen belli ilkelere dayandrlan bilindnn ierikleri


n in dogru bir anlatmndan ok bir yntem olarak grlmesi
ni gerektirir ve sisteme ne lde esnek yaklalmas gerekti

konusunda fikirler olduka farkldr. Bu ilkelerin ne olduk

lar konusunda (Freud ve anatomik farklligm psiik sonulan,


Klein ve paranoid-izoidden depresif konumlara gei v b . ) e
itli psikanalitik dnce okullar arasnda aka nemli fark
llklar vardr; yine de psikanalizin klasik kurucu dnrlerin
den hibiri, szn ettigim bu yeni temalar zerinde yogun
lamaz. Onlarn dncelerinden ne lde ruhsat alnabilir
ve bilindmn ierikleri konusunda tzsel savlar hangi nol'l.
tada baka malzemeleri degerlendirmemize izin veren meta
forlara ind.irgenlr?
Bu baglamda cinsel farkllk konusu etrafnda sren da
ha ileri bir tartma var. Allhusser'i n yazlarnn modern oku
yucular, megin eril bir teorinin cinsiyetli ve aileci szdagar
cg bir yana, yazma tarzndaki cins ayrmclgn hemen gre
ceklerdir. Lacan 'n durumunda, penismerl\ezcilik (Phallocent
rism) konusu, ok tartlan bir konudur, lngiltere'deki femi
nistler, ncelikle Juliet Mitchell ve Jacqucline Rose, David Ma
cey'in tam da penismerkezcilik sulamasyla Lacan eletirisi
ne henz yant vermemi olmalarna karn, Lacan'n feminist
bir yorumunu iddetle savundular.4 ABD'de, cinsel farkllgn
rgtleyici bir ill\c olarak ne ktg Lacan ve Freu(1'un "ata
erkil" denilen geleneginin scaklgn, feminist psikanaliz de
gerlendi rmelerini ok daha az ayarttgmdan kuku yok. Ora
da, babann Oedipal rolne kart alarak anneligin ya da e r
kek ocuklardan ok l'J z ocul{lannm psiik oluumunun ba
lca konular oldugu psikanalitiK. dnce eitlerine daha ol:<.
ilgi gsterilmitir. 46 7 . blmde bu konular tekrar ele alnacak.

45

46

Bkz. zellikle Juliet Mitchell ve Jacqueline Rose, Fem inin e Sex uafity:

1 9 82);
David Macey, Lacan in Contexts (Londra, Verso, 1 988), Blm 6.
Bu alandal{ farkl dnce okullarnn yararl bir degerlendinne.si iin
bkz. Nancy J: Chodorow, "Psychoanalytic Feminism and the Psycho log:y
of Women" Feminism and Psychoanalytic Theory (Cambridge, folity
Press, 1 989).
Jacques J.acan and the tco/e Freudienne (Londra, Macmillan,

154
"Althusser'in Lacan'" dedigim eyin tarih:>el anlamn
ele almak yararldr ncelikle, Althusser'in Marksist bir bak
asn Lacanc bak asyla birletirerek, znelligin oluu
muyla ilgili makul bir anlatm verip veremedigi sorunu vardr.
Bana gre veremedi: DA denemesi, iki yan arasndaki umut
suz bir elikidir ve "yeniden retim" tezini Lacanc bir
zmlemeyle bagdatrma sorununa hibir ciddi zm getir
mez. Bizzat denemede Althusser'i n Lacan' kullanmasnn, La
can'n savlarnn tzsel ierigin i ne almak yerine belli dn
celeri metaforik olarak aldg iin -yanstclk szcgn ok
gevek bir biimde kullanmasnda oldugu gibi- sulandrlm
bir kullanm oldugu gsterilebilir.
Yine de Althusser'in iki teori gvdesini birletirme girii
mi sanrm olduka nemliydi ve toplumbilimin Marksist kol
larnn yan sra, film ve kltrel incelemeler, edebi teori ve
eletiri gibi alanlarda olduka etkili baz egllimlere katkda bu
lundu. Bununla birlikte, bu aratrma alanlarnda, tam da Alt
husser'in denemesinin iki yansn birbirinden ayran atag
yanstan bir atallamay grmek kolaydr. Bir yanda, ideolo
jik devlet aygtlar teorisini , rnegin "l\.ltr" ve "aile" gibi
Marksist kesinliklerden sapma tehlikesi gsteren kimi rahatsz
edici alanlan materyalist camiaya geri getirmenin arac olarak
grenler vardr. Bunlara gre DIA denemesi, e konomik bakm
dan indirgemeci bir zmlemenin kapsamn toplumsal yaa
mn o zamana kadar ulalamayan alanlarna geniletmenin
gerekesini saglad. te yanda, digerleri iin DA denemesinin
ikinci ksm, znellik ve kimlik konularn -bireyleri zne ola
rak adlandrma yaplan- kendi bana nemli konular olarak
ele almaya tevik eder grnd. Denemenin bu yorumuna g
re, ekici olan, kesinkes Althusser'in indirgemeci bir konum
dan uzaklama davetiydi. Kukusuz, ksmen entelektel sah
neden "ekilme" koullarnn, Althusser'in " miras"nn derin
lemesine degerlendirilmedigi d uygusuna katkda bulunmas
nedeniyle, Althusser'in "ykselii ve d" ilgin ve incele
meye deger bir konudur.

155
Althusser'in teorilerinin, zellikle znellik ve ideolojiyle
ilgili olanlarn, Marksizmde geri dnsz bir noktay temsil
ettigini ileri srmek istiyorum. Gramsci'nin durumu, Laclau ve
Mouffe'nin bir nceki blmde tartlan post-Marksizme dog
ru giden post-Gramscici yrngesi ve Althusser'i n durumu
arasnda bir paralellik var. Zira Althusser'in "post-yapsalc
lk"n kimi gelerini tartmas (zellikle anti-hmanizmi ve

La

can'n almasnn kimi yanlarn kullanmas), G ramsci'nin


yerini alrken Laclau ve Mouffe'nin gundeme getirdigi sorunla
ra benzer konulan gndeme getirdi. Her iki durumda da Mark
sist ideoloj i teorisinin gerilimlerinin ve zayflklarnn stesin
den gelme abasnn, orijinal paradigmann yaayamazlgn
gsterdigini grebiliriz.
Althusser,

belli

karakteristik

zayflklar

bulunan

bir

Marksist ideoloj i teorisi miras almt.

Birincisi,

ideolojiyi bilinli inan sistemleri geregince

grme egilimindeydi; oysa bir teorinin bu "rasyonalist" teme


li gevetmesi gerekirdi. Bilinli srelerin yan sra bilind
sreleri de dahil ederek. znelligi daha genel ele almak, kl
trel ve simgesel sistemlerin yan sra kiisel deneyim ve kav
raytan da zmlemek zorunluydu. deoloji zmlemesini,
kurumlc;tnn ve pratiklerin -rnegin okul ya da medya gibi - i
leyiine geniletmek de istenir olurdu. Marksizmdeki bu iki
egilim zerinde Althusser'in etkisi muazzamd.

ikincisi,

Marksizmdeki hakim gr, yanlsama ya da

arptma olarak ideoloj i teorisiyle hareket etmek olmutur.


Althusser, kaba bir ideolqji ve bilim ayrmn teoride harekete
geirmi olmasna karn, ideolojiyle ilgili kendi tzsel tezleri,
ideolojiyi varolu koullaryla "yaanan" ya da tarihsel b ir il i
ki olarak aklamaya kalktg iin, nemli lde daha ok
sofistikedir.

ncs,

Marksizm ideoloji zmlemesini toplumsal

snfa baglama egiliminde olmutur ve bu konuda Althusser

156
daha ok elikilidir. Yukarda ileri srdgm gibi, daha La
can'n dncelerine geerken bile, MarlIBizm i n ideolojiyle il
gili "snf aidiyeti" varsaymlarndan temel bir kopu gerek
letirdi; fakat srekli snf indirgemeci bir modeli tekrarlama
ya ve Lacanclg tarihsel materyalist bir amaca yneltmeye
altg iin, kendi radikal kopuunu andrd .
Cenel terimlerle, Althusser'in ideoloj i ve znellikle ilgili
tezlerinin, Marksizmde erken klasik modele geri dnn ola
nakszlgm aga kardgn ileri srecegim . Fakat amazdan
kmann farkl bir yolunun zsel oldugunu gsteren birok
sorunu zmsz brakr. Kitabn I I I . bl mnde, ideolojiye
"klasik" Marksist yaklamlardan kurtulma abalarn -"sy
lem" teriminin anahtar bir ara oldugu anlalan bir grev- ele
alacagm.

ZNBILIK
imdi gene olarak znellige dnmek istiyorum; nk,
bana yle geliyor ki, ideoloj i etrafndaki tartmalarda "z
ne"ye epeyce (zaman zaman kafa kartrc denilebilir) ilgi
gsterilmi olmasna karn, znellik sorununun farkl yanlar
n anlama eklimizle ilgili sylenebilecek ok ey var. Bu, ba
z bakmlardan, M arksizmdeki byk boluktur ve sadece ka
ba bir siyasal araclk ve bilin anlay bakmndan sonular
bulunmayan, deneyimi, kimligi, cinselligi, duygulanm vb. da
ha geni degerlendirmenin yolunu da tkayan bir boluktur.
liemen fark edilecegi gibi, "yeni toplumsal hareketler"in hep
si, znellik, kiisel yaam siyaseti ve kendiyle baglantl konu
lara ok fazla nem verdi ve bu durum, Marksizmin bu sorun
lar ele almay zel olarak reddettigini aydnlatmaya yarar.
Burada sylemek zorunda oldugum eylerin ogu, znellikle ilgili en ilgin sorunlar -ve en g tartmalar- gndeme getirdigini sandgm psikanalizle ilgilidir. Fakat buna ge
meden, zrelli k degerlendirmesini tarihsel bir baglama yer-

1.<

157

letirmeye yardm edebilecel' nemli bir dnce izgisinden


sz etmek istiyorum . Birincisi, Marcel Mauss'un "Bir i nsan Zih
n i Kategorisi : Kii Nosyonu; Kendi Nosyonu" balkl ve 1 938
tarihli dersine son zamanlarda oluan bir ilgi ve bunun etra
fnda rlen byleyici bir dnceler ag var. Mauss, kii nos
yonunun tarihini, Latince (ya da Estrke) bir aktrn mask
na kadar gtrr ve itii nosyonunun (reklerden itibaren),
mask anlamndan soyularak, fakat ayn zamanda yapay anla
m n da alkoyarak birey anlamn tadgn gsterir. Daha
sonra r'oucault'nun The Care of tle Self'de ayrntlandracag
gibi, Mauss, Grel' l\ltr Hristiyanlga yol ve rirken bu "ki
i " nin giderek daha fazla ahlakllatrdgn ve ,endisine meta
fizik bir temel verildigin i de ileri srd. Bylece, Mauss'un "sa
vunulacak byk bir iyelik" olarak grdg akln ve ahlakn
kendisi'ne, modem kendi'ye, bilince, Kartezyen zneye evril
di. Modern "kendi"rin tarihsel ve kltrel zgllgn gster
mi oldugu iin imdi bu kadar cokuyla aktarlan Mauss'un,
imdi kfredilen zerk zneyi savunmakla bu kadar kapsay
c "modernist" olmu olmas rahatsz edicidir: "Her biri mizin
,endimize ait ' k.endi'miz (moi) vardr, nsan Haklar BildirJe
si'nin bir yanks . . . "47
Mauss'un dersine ilgi, Paul Hirst ve Penny Woolley'in So

cial Relations and Human Attributes't.e ve The Category of the


Pcrson olarak yaymlanan bir seminer dizisinde ondan yarar
lanmalanm da kapsar. znellikle ilgili " ke ndimizin" d nce
siyle ilikili olarak bat bireyciliginin sonularm daha fa zla an
lamamz iin gerek.."iinim duydugumuz daha genel bir farkn
dalg ele alr. rnegin Ni klas Luhmann, " kili, hatta ogu hi
bir kendi yolur, 'benim'den ayr bir 'ben', toplumsal kiml ik
ten ayr kiisel bir kimlik yoktur. Bu kavraylar, bili n olgula47

Marcel Mauss, "A Category of the Human Mind: T'he Notion of rerson; lhf;!
Notion of Self" Michael Carrihers vd l . (eds . ) , The Category of Person
!Cambridge University Press, 1 985), s. 1 -25 iinde.

158
nnda yeterli temelleri bulunmayan ge on dokuzuncu yzyl
icatlardrlar"48 diyerek, kalnt dzeyinde paral ya da ayn
m bir kendi nosyon unu bile reddeden (en azndan yazl ola
rak) u bir tutum benimsedi. Daha az anti-hmanist damarda
lan ttacking, kimliklerin tarihsel ortaya k, megin "homo
seksel rol" konusunda yeni anli-zc dnme biimleri n i n
felsefi imalann tartt. Hacking, "dinamik bir nominalizmi n ,
belli kimlikleri olanakl klan tarihsel etiketlerin gcn gr
memize -sz konusu bireyleri, b u kimliklerden bagmsz ola
bilir yetenekte grmemize de- izin verdigi sonucuna vard.49
Btn bunlardaki temel nokta, deneysel olarak gl,
fakat tarihsel ve kltrel olarak da koullanm oldugunu bil
digimiz bir znelligin nemin i n nasl teoriletiri lecegi (ister
kendi geregince olsun, ister bireycilik geregince) konusudur.
Marcel Mauss, hakl olarak tartmakta oldugu tikel moral
kendi kavraynn "sadece bizim iin; kendi aramzda form
le edildigini" belirtti - fakat btn "Dogu"da ( "bizim bilimleri
mizin dzeyine henz ulamam") degeri sorgulanmtr di
ye yorum yaptgnda, balangtaki budunmerkezcilige sap
land. 50
Daha istikrarl toplumlarda, kimlik, znellik ve kendi gi
bi konularda kltrleri kesen farkllklann lsn grmez
likten gelmek olanakl oldugu halde, agda dnya -gn yir
minci yzyl deneyimi oldugunun akla uygun olarak ileri srl
dg bir dnya- byle bir yaltma izin vermez. Etnik farkllk
sorunu, tam da " bizim" alma aracmz kategorilerin ve tam
da " bizim" incelemeye kalktgmz nesnelerin balca sorgu
laycs olarak kendini ortaya koyar. Akas, cinsiyet kimligi,

48

49
50

Nik.las Luhnann, "The lndividuality of the lndividual" Thomas C . Heller


vdl. (eds. ) , Reconstructing lndividualism: Autonomy, Jndividuality and
the Self in Westem Thought (Stanford University Press, 986), s. 324
iinde.
lan Hacking,
"Making Up People" Heller vd l . , Reconstructing
lndividualism, s. 33 iinde.
Mauss; "Category of the Hunan Mind" s. 22.

159
cinsel tercih ve davran, ebeveynlik ve ya farkllklar da, z
neyi Foucault'nun da sylemi olabilecegi gibi, hem sistema
tik hem kesintili olacak biimlerde ne karmaya hizmet
eder.
Bu sorun, zorunlu olarak kader degildir. Szn etmek
te oldugumuz grngnn hem tarihsel olarak zgl , kltrel
olarak ve diger ynlerde bagl oldugunu, hem de bu nedenle
daha az nemli olmadgn kabul etmek zorundayz. Benzer
bir sorun, sanatla ilgili dncede de varolmutur -birok in
san iin, znel ya da deneysel olarak her eyden daha ok
"hareketli", fakat bildigimiz gibi greli olarak yeni bir icat
olan. 51 Peter Blger, Hegel'in estetigine gnderme yaparak bu
iki konu arasnda ak seik bir baglant kurdu: "zerk znel
lik"in doguu ile romantik sanat, znel iednklk ve dsal
olumsallk sanat arasnda bir baglant vardr.32
Bu tartmalardan, Luhmann'nki gibi bir konumun ak
a volantirist olacagna karar verebiliriz. Steven Lukes u so
nuca vard: "Ksmen ya da tamamen eletirebilsek de kaa
madgmz modern Bat kltrnden ayr bireyci bir dnce
tarz vardr. Bu, diger dnce tarzlarna getirdigimiz her yoru
mu ve kendi dnce tarzmz gzden geirmek iin giritigi
miz her abay silinmez bir ekilde belirler. "53 "K.endr dn
ce tarzlarmzn greli niteliginin farknda olmann, onlarn ve
bizim sahici ogulcu olmamz olanakl klp klmayacag, hala
speklasyona ak bir konudur.

Bkz. ,Janet Wolff, The Social Production of Art (Londra, Macmillan.


1 98 1 ) .
52
Peter Brger, Theory of Avant-garde (Minneapolis, M innesota University
Press, 1 984) s. 92.
53 Steven Lukes, Carrithers vdl.; Category of the Person 'a sonu yazs, s.
298.

1 60

PStKANALlZ

znelligi dnmede -ve zellikle evrenselletirici teori


l e ri n eletirisi baglammda- agda tartmalarn en etkil i ko'

nulan psikanalizle ilgilidir.

Freud'un evrenselciligi zerine

tartmalar, bir znellik anlatm olarak psikanalizi degerlen


dirrneye balamak iin iyi b i r yerdir. Andrew Ross yal'!.n za
manda unu i leri srd: "Hem Marksizm h e m psikanaliz,
benzer bir kaderi paylar d uruma geldi: ikisi de sonunda, ev

rensellik sylemleri olarak szde-bilimsel statlerinden so


yuldular. "54 (Bu, bir polemigin al atei gi b i bir eydir; zira
Ross, Freudculugun rasyonalizm ve pozitivizm konusundaki
karmak niteligini tartmaya geer ve ge nel olarak, aktarma
n n gsterdiginden daha ok " Lacanc" bir Freud okumasna
egili m gsterir. )
Psikanaliz, evrenselcil i k konusunda, son derece eki
meli bir alandr. Psikanaliz, operasyonlaryla olduka indirge
yici olarak betimlenebilir -bal'a aklamalarn eit derecede
akla uygun olctugu durumlarda bile, gr ngleri psiik terimlerle aklama ya da yorumlama egilimi gsterir ve gerekten
de psikanaliz, ,asi l' olarnl'i., diger a.klamalar kendi hakikat
lerine "direnme" olarak "yorumlar. " (Bu anlamda aklama sti-

li, psiik degil de ekonomik indirgemeci olan Marksizmle kar


latrlabilir) . Ne var ki psikanalizin iinde, sik.analizdeki
farkl gelenekler arasnda, psiik indirgemeci bir yaklam ile
daha ogucu ya da grececi model arasnda gerilim vardr.
Bu tartmal arn birok yan, benim buradaki znell i k
konuma uygundur. Herhalde en imlay -imdilik- Freudu ge
lenele Oedipus komplel"'-sinin "evrenselligi"yle ilgili gelene,.
sel tartmadr: Bu terimlerde psikanalitil' iddiann olduka ev
rensel bir iddia oldugunu; konfgrasyon, ailesel olmaktan
------------

54

Andrew Ross, "The Politics of lmpossibility Richard Feldstein ve licnry


Sussman (eds: ) sychoanalysis and . . . (New York ve l.ondra, Routledge,
1 990), s. 1 1 3 .

181

ok kltrel ya da mitik olarak yeniden ekillendirilse bile, ta


rih tesi bir havay koruma egiliminde oldugunu sylemek ye
terlidir. 55
znelligin temelini dnmek bakmndan

daha da

nemlisi, daha genel terimlerle, psikanalizin (zellikle kurucu


su Freud'un dnceleri geregince okunan) hangi "zne" te
orisi ya da modeliyle altgyla ilgili tartmadr. Burada psi
kanaliz, fark edilir lde anti-zc ve "Kartezyen zne"nin y
kcsdr: Akln, rasyonelligin ve bilincin snrlar olarak teori
nin kurucu sezgisi ve bilinli kendilerimizde gizlemek iin eli
mizden geleni yaptgmz bilind, bastrlm ve irrasyonel
maddinin znelligimizde oynadg gl rol. Bu nedenle, psi
kanalizle ilgili belirtilmek istenecek ana noktalardan biri, bu
baglamda, bilinli, "merkezli" ve tam yeterli bir arac olarak
"zne" kavramnn gizini kkl bir ekilde aga kardgdr.

Ne var ki bu sylendigine gre, psikanalizin iin de ve etrafn


da, zellikle Lacanc qlmlun iinde, bu gizemsizletirmenin
ne kadar ileri gitmesi gerektigi konusundaki tartmalara giri
lebilir. Derrida ve anti-hmanist anti-zne dnce okulunun
diger post-yapsalclarna kyasla Lacan, bir zneyi ok ak bir
ekilde olumlar.56 Baka yerde ileri srdgm gibi, psiik
olann ilke olarak akkanlk, esneklik ve paralanma geregin
ce biimlendirildigi bir Lacan okumas, hala "psikanaliz,, ge
nel balg altnda kalan ("post-psikanaliz" kltrel teorinin bir
savunucusu olmak.tan ok) bir dnrn bir bakma gerdiril
mi bir okunmasdr. 57
55
56

57

Bkz: J. Laplanche ve J. B. Pontalis, The Language of Psycho-Analysis, s.


282-287'de "Oedipus Complex" maddesi.
Bkz. Charles Larmore, ' "The Concept of a Constitutive Sut>ject" Coli11
McCabe (ed.), The Talking Cure (Londra, Macmillan, 1 98 1 ). Bu noktay
tartmasndan tr Kate Nash'a teekkr ederim.
Bkz. bu kitabn 4. Blmndeki "post-psikanaliz" tartmas; Barret,
"Concept of Difference"; ve " Words and Things: Materialism and Mettod
in Contemporary Feminist Analysis" M. Barret ve A. Ptilips (eds. ) ,
Destabilizing Theory: Contemporary Feminist Debates (Cam b ridge , Polity
Press, 992) iinde.

162
znenin psikanalizdeki statsyle ilgili makul bir tutum,
burada ksaca iaret etmek istedigim iki savda rneklenir.
Cornelius Castoriadis (The Imaginary Institution of Society'nln
yazan ve pratikte psikanalist) , zne, yeni geri dnmedi, zira
hi gitmedi" diye ileri srer ve bu . genel konuyu tartmas
baglamnda ok yararl bir belirleme yapar. Sagaltc bir pratik
olarak psikanalizin, yorumu "duyan* ve ondan anlam karp
analistin sorusuna yant verenin, bir "znenn kimi znitellk
lerine sahip bir analizand olmas gerektigi iin, znenin bir
versiyonuna (ne kadar zayf olursa olsun) dayandgn iJeri s
rer. zmlemede varsaylan analizand, diye srar eder Casto
iadis. ne birey ("koltuga uzanan toplumsal birey, vatanda*)
ne de bir zne-olmayan ('"alt-tabaka ya da maddi olmayan
tz0) olarak grlmelidir. Grnmez zne, 0yeni ortaya kan
anlam toplama ve ondan kendisi iin bir ey karma kapasi
tesi*ne sahip olarak varsaylr, bu anlam toplama ve zerinde
dnme kapasiteleriyle psfkanalizdeki Nzne", Castoriadis'fn
zneye daha genel yaklamyla ayndr. Tekil insanda beden
sel kimligtnden ve kronolojik tarihinden daha fazla birlik bu
lunup bulunamayacag sorusunda, sadece her ruha bir tekil
lik bulunmadgn, arzuladgmz ve arzulamamamz gereken
bir blrllgin de bulundugunu iddia eder: "Yanstc kendi kendi
ni temsilin ve stlenilen kastl faaliyetlerin birligi. "6 Castoi
adis burada farkl ve olaslkla Foucault'nun insann rapport a

soi (kendisiyle ilikisi) degerlendirmesinden daha yararl bir


yaklam nerir.
Paul Ricoeur, Freudcu zneyi, aka bir "yaral Cogito"
olarak betimledi. Antsal Freud yorumunun sonlarna dogru
Ricoeur unu yazar: "Bu maceradan ,1.k.an, yaral bir Cogi
to'dur -kendisini olumlayan, fakat kendisine sahip olmayan
bir Cogito." zsel Cogito'nun insann arzulayabileceginden
58

Corneluis Castoriadis, "The State and the Subject Today" Thesis Eleven,
24 ( 1 989), s. 7 ; 3 7 .

16/J
fazlasn kurtarmasna karn ("kendi orijinal hakikatini, ade
ce fiili bilincin yetersizliginin, yanlsamasnn ve yruannn
onaylamasnda ve bununla gren bir Cogito"59), hern bir ara
clk kapasitesinden hem de bir znel tutarllk duygusundan
btnyle vazgemeden evrensel ya da akn zne iddialar
nn gizemsizletirilebilecegini gstermesiyle Ricoeur'n tutu
mu greticidir.
Psikanalizin "evrenselciligi" konusu, eitli biimlerde
sergilenebilir (Oedipus kompleksinin evrenselligi ya da tarih
sel zgllg, akn znenin stats vb.); psikanalizi ve epis
temolojik grececilik konusunu ok genel bir ekilde dn
mek de yararldr. 7. blmde, Marksizm ve ideoloji teorisiyle
ilikili olarak,

budunmerkezcilik ve

kltrel snrlanmlk

eletirisi olarak "grececilik"in daha olumlu bir ekilde yeni


den ekillendirilmesi gerektigini ileri srecegim ve bu nokta
da, bu sav psikanalize aktarmann imalarn degerlendirmek
yararl olabilir. Kukusuz bu belli bir. direnile karalacak;
fakat psikanalizin bu greliletlrilmesinin, savunmac bir du
rutan ok ileri bir adm olaral\. dnlebilecegini ileri sr
mek istiyorum.
Bunu sylerken, ik.i temel noktada kendi konumumu
aga kavuturmam gerekir. Birincisi, psikanalizin bilind ,
basklama, fantezi, cinsellik vb. ile ilgili sezgileri, sadece psi
kanalitik sylemin "i hakikati" degil, agda Bat toplumlarn
da insanlarn kendilerini anlama biimlerinde de nemli bir
rol oynarlar. G iddens, bir toplumun yelerinin kararlarnda ve
faaliyetlerinde sosyolojik bilgiyi kulland klar "ikili hermeneu
tik"e iaret etti;60 bu dnce, insanlarn kendi yaamlarnda
psikanalizden yararlanmalar bakmndan da aklanabilir, in
sanlarn psikanalitik dncelerin (ve bazlan iin sagaltmn)
gnda kendi davranlarn yorumladklar, dndkleri ve

59

60

Paul Ricoeur, f'reud and Philosophy (New Haven ve Londra, Yale


University Press, l 970 ) , s. 439.
Anthony Giddens, "What Do Sociologists Do'?", Social Theory and Modem
Sociology (Canbridge, Polity Press, 1 98 7 ) , s. 1 8 vd.

1 64
bir lde degitirdigi Bat'da sagaltmc bir kltrde yayo
ruz demek, bu dncelerin " dogrun oldugunu sylemek de
gildir: Dogruluklannn baglamsallgn anlamaktr. Bu nedenle,
mesele psikanalize taraf ya da kar olmak degil (sanki " taraf
olacakmm gibi) , belli zamanlarda ve me,anlarda -imdi b u
zaman v e mekanlardan birinde yazyorum- psikanalitik kav
ramlarn kltrde kkletiklerini kabul etmektir.
i kincisi, demek ki psikanaliz, basite "dogru" olan ya da
olmayan bir dnceler kmesi degildir: Bir klinil' pratikler,
mesleki protokoller, toplumsal aglar ve kurumlar, egitsel ve
entelektel projeler ve mtevaz bir yayn sanayi kmesidir.
(Jean-Jacques Lecercle 'n alayla syledigi gi bi, "Psikanaliz, a
ltrmak iin para harcamak zorunda oldugunuzu syleyen tek
1
teoridir."6 ) Deleuze ve Guattari gibi psikanalize sadece bu ba
k asyla (bir dnceler gvdesi de oldugundan ok bir top
lumsal kurum olarak) baklrsa -Foucault' nun da egilim gster
digi- ok hassas bir konuma ulamak olasdr.62
Bu baglamda, klinik bir pratik olarak psikanaliz ile son
yllarda akademide benimsenen psikanaliz -bir edebi ve kl
trel "okumalar" yntemi ve gndemi- arasnda imdi varolan
tuhaf ilikiyi degerlendirmek ilgin olur. Richard Feldstei n ve
Henry Sussman, pratiklerinin bir koulu da analitik sagatm
deneyimi

olsa almalann psikanalize dayandran

birok

edebi eletirmenin, "klinik"i "ayrcal kl bir praksis mekan k


lgna brnen analitik efendilik" olarak grdkleri iin, deh
ete decegine dikkat ektiler. Bu yazarlar, "zihin ile kitap
sayfas" arasndaki, hastalarn tedavi olmaya altklar bir ku
rum olarak psikanaliz ile dile ve zihnin "metinselletirilme. si"ne bir ilgi olarak psikanaliz (giderek daha fazla post-psi
kanalizin "dogmakta olan iiri" dedikleri) arasndaki boluk
olarak buna iaret ederler. 63 Diger yanda, diger yne, psikana-

61

Jean-Jacques Lecercle, Philosophy through the LookingiJlass (Londra,


Hutch inson , 1 985), s. l 79.
62 Gilles Deleuze ve Felix Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism and Schi
zophrenia (Londra, A.thlone Press, 1 984), foucault'nun nszyle.
63 Feldstein ve Sussman, Psychoanalysis and. . . s. 1 -8.

165
lizin dncelerine bir ilgiden klinik pratige geen birok kii
yi de tanyoruz. 64 Bu egilimler, klinik bakmdan psikanaliz ile
sagaltmn snrlan dnda varolma ekli arasndaki karmak
ilikinin gstergesidir. Fakat Foucault 'dan genel bir ipucu alp .
Kltrel eletirmenlerin "dnceler"i psikanalizin kurumsal
varlgndan uzaklatramadklannda srar edebilirdik ; nk
bunu yapmak, dncelerin erkle st ste bindigini grmez
likten gelmektir.
Psikanalizin olas bir "greceleme"sinin burada szn
etmek istedigim iki yan var. Birincisi, psikanalizin al ;. . ; bi
iminde dal;:. byk bir ogulculuk geregini kabul etmek olur
du. Psikanaliz, degerleri sadece psiik!e ilgili degil cinse llik,
ebevyenlik vb. sdmnJarla ilgili anlatmlarna da kodladg iJ.
de -bunun zorunlu olup olmadg byl\ tir ta' \ ;;.rH1 1',ousu
dur- olduka "smrgeci" bir aklama stiline egifnli oldu. K
sacas, Foucault'nun psikanalizi "norn2.:ctirici" bir sylem
olarak azletmesinin belH bir temeli "., c" ....r. ' ' P6:ihanalizin "nor
malletirici" ilevine rnekler kolayca v:c:rik-uilir. Mesleki bir
kurulu olarak psikanaliz, heterosek: O dllgin istenirligini/ge
rekliligini, cinsel tercihleri ve pratiki.. :i homoseksel olan bi
reylerin lngiliz psikanaliz egitim kurumlarndan resmen uzak
latrlmas (aka olmasa da) u noktasna kadar onaylad.
(Diger cinsel "sapma" biimlerine uygulanmayan bir yasak.) .
Bu, psikanalizin "normalletirme" ilevinin sadece baka bir
rnegidir, fakat daha ogulcu bir tutumun istenirligini de gs
teren bir rnek. Sk sk verilen baka bir rnek de Deleuze ve
Guattari'nin "psikanalizin tedavisi mmkn olmayan "ailecili
gi" dedikleri eydir: Oedipal gene ve ruhun k.aynag olarak
aileye zel vurgunun, psikanalizin bilindnn oluumunda
ailesel olmayan olaylarn oynadg rol grmesini engelledigi
ni ileri srerler. Bilindnn baskladg eyin bilinen herhan
gi bir psikanalitik anlatmn radikal bir ekilde yerinden ka
rrken (dikkat edin, bizzat bilind kavramnn yerinden ka64 megin, Juliet Mitchell, Nancy Chodorow.
65 Foucault, Power//\no w/edge, s. 97.

1 66

olmas degil) Deleuze ve Guattari unu sylerler: HFaizmin,


Stalinizmin, Vietnam Sava'mn, 68 Mays'nn doguu -btn
bu eyler, bilind komplekslerini hep devam eden Oedi
pus'tan daha etkili olutururlar.H66 Burada belirtilen, benim ve
Mary Mclntosh'un The Anti-social f'amily'de kullandgmz bir
ayrm kullanrsak, psikanalizin NaileciligiN iyi bir ey olarak
aka kabul ettirmeye altg degil (ara sra yapsa da), btn
referans erevesinin, tm yorumun orijinal" aile deneyimi
nin merkeziliginden ktg varsaymna kilitli olmas ve bu ne
denle, baka bir eyi tasarlayamamas anlamnda operasyonla
rnn derinden Haileci" olmasdr. 67
Bu iki rnek, heteroseksellik ve ailecilik, psikanalizin
normalletirici yanlaryla ilgili tartmalarda verilen klasik r
neklerdir. Bunlarn gnda, psikanaliz konusunda daha gre
ceci bir tutum almak, ya :;orunu ortadan kaldrmak ya da en
aza indirmek iin uygun kavram ve savlan yeniden olutur
may ya da bunun psikanalizin bilinli bir ekilde konutugu
siyasal

bir tutum oldugunu kabul ettirmeyi gerektirirdi.

Yaplmayacak olan, tarafsz bir sylem gibi dogrudan sadakat


leri bulunan bir psikanaliz grmeye devam etmektir.
ikinci ve bir bakma daha olumlu psikanalizi greliletir
me projesi, kendi ile ilgili psikanalitik dnceleri, toplumsa
ln kntlgn da kabul eden bir baglamda nasl yeniden d
nlecegi zerine yakn zaman almalaryla balad. eyle
rin bir bakma degiir gibi grndg grece yakn bir zama
na kadar, toplumsal ve ekonomik "makro" olaylarn yorumu
nu toplumbilimcilere brakan ve saf psiik bir kendi anlatm
na yapp kalan psikanaliz olmak zere alan blme egilimi
.

vard. Bu, Freud'un kltrel tarih, sosyoloji ve antropoloji ala


nndaki amatrce giriimlerine bir tepki olmu olabilir. Ne var
ki daha yakn bir dnemde, Freud'un kltrel, dinsel ya da es
tetik grngleri psikanalitik adan aklama tutkusuna daha
az eletirel baklyordu -Ricoeur bunu, Freud'un yorumunu
66
67

Deleuze ve Guattari, Anti-Oedipus, s. 97.


M. Barret ve M. Mclntosh, The Anti-social Family (Londra, Verso, 1 982).

167

"kresel ve hkmran bir. . . dnya gr"ne eviren adm


olarak grd. "Benzetirmeden sonra" diye devam eder Rico
eur, ". . . kartaln bak. "68 Psikanaliz, belki de bu erken muh
teem projelerden tr, toplumsal bylesine zgvenli bir
teoriletirmeden geri durdu; fakat kendinin sadece ruhsala
dayanlarak anlalabileceginde srar etme egiliminde oldu.
Toplumsal baglam iinde kendi konusundaki yakn zaman
alme.lannn gsterecegi gibi bu, imdi titiz bir inceleme al
tndadr. Psikanalizdeki kartal konumundan, bu proje, elbet
te, bir bakma "'sosyolojicilik"le kirlenmitir. Bu yeni tartma
lardan iki rnekle snrl kalacagm.
Nancy Chodorow, klasik freudcu zmlemenin "zerk
kendi"siyle nesne ilikiler teori ve pratiginin "rasyonel ken
di"slnin kar karya getirllebilecegini ileri srd. Psiik terim
lerle unu belirtir: Nesne ilikiler teorisinde yeniden ina edi
len kendi, kendinin Ortodoks freudculugu ilgilendiren savun
malan, snrlan, aynlmalan ve zerkligi zerinde yogunla
maz, fakat kendinin "'iselletirilen kendi-teki temsilleri"yle
yaratlan isel bir ekirdegini anlar. Bu kendi, sadece rasyonel
olarak ina edilmez, "asli olarak toplumsal"dr: tekileri de
kendiler olarak kabul edebilir ve "toplumu yaratan znellik a
rasl"a ulaabilir. Chodorow, freudcu drt-belirlenimli ken
di modelinin soyut ve evrenselci kendi gryle el ele gittigi
ni, oysa rasyonel modelin "yaanm ilikilerin bir degerlendi
rilmesinden ve yorumundan kaynaklandgn ve dolaysyla,
bireye, kltre, dneme, cinsiyete vb. gre degitigini'" belir
tir. 69 Bu, psikanalitik teorinin, psiik ile toplumsaln etkileimi
ni retken bir ekilde kabul eden bir revizyonu, fakat psikana
liz iinden, anlamna gelir.
ikinci rnegim, farkl bir baktan alnyor ve daha az
psikanaliz "iinde" bir rnektir. John Brenkman, freud'un cin
sellik ve cinsel kimlik teorisini toplumsal ve kltrel bir er
evede btnyle yeniden temellendirmede Lacan'm baan68 Rlcoeur. f'reud and Philosophy, s: 258.
69 Nancy Chodorow, 'Toward a Relational lndividualism: The Mediation of
Self through Psychoanalysls' F'eminism and Psychoanalytic Theory.

1 68

szlg olarak grdg merkezi bir soruna aka dikkat ekti.


Bunun nedeni, diyor Brenkman, Lacan'n "topluma gnderme
yapmadan

kltr kavramas;

yani sadece dil ve sylem gere-

'

gince kltr kavramas"dr. Brenkman, 0znenin kendi cin


sel k.imligini ve cinsel davrann almas iin gerekli kltrel
dolaymlar, mantg ve ilevi toplumun belirli bir tarihsel d
nemdeki btnsel rgtlenmesine bagl olan toplumsal ku
rumlarla ve cinsel gemenlik kadar ekonomik egemenligin de
taycs olan seks-cinsiyet sistemi gibi kltrel kodlarla snr
landg"nda srar eder. 70
Bu noktada gerekli olan, psikanaliz gibi bir teorinin id
dialarn daha toplumsal bir yaklamla uyuturma g grevi
ne girimek iin yeni bir abadr. Gerekli olmayan ise, sosyo
loglarn psiik srelerin gcn yadsdg, psikanalitik teoris
yenlerin de rnegin ekonomik ve askeri davranlarn psiik
nedenlerini ileri srdg teorik smrgeclligin tekrardr.

lk.i nedenden tr, psikanalizle ilgili bu uzun epilogla


bitirdim: Birincisi. Marksizmin ideoloji teorisindeki znellige
acnacak llgisizligi dzeltmeye balamann makul bir yeri ol
masudan tr; ikincisi, Marksizmin evrenselci tutumlarn
psikanalizin de paylamasndan tr. Bylesi sylemleri "g
reliletirme" ya da daha saygn bir ogulculuk alama proje
si. tutucu bir proje degil. Klasik Marksizmin ve klasik psikana
lizin, aka muazzam bir radikal gc vard -ve daha az ol
mak zere hala da var. Fakat her ikisinde de kltrel snrllk
larna

ve

kendi

snrlarn

kabul

edememelerine

okunmaldr.

70 John Brenkman, Cu/ture and Domination, s. 1 87- 1 88.

meydan

BOLUM 111

HAKKATN
SYASET

TARiH, SYLEM, HAKiKAT VE ERK:


f'OUCAULT'NUN: iDEOLOJi ELETiRiSi

Bir gazetecinin sordugu soruya oka aktarlan bir yan


tnda Michel Foucault, ideoloji kavramnda yanl olan eyin
gzel bir zetini verdi, ideoloji kavramnn tesinde "her tr
l hata ve yanlsamadan uzak, yan -saydam bir bilgi biimine
zlem" bulundugunu dnp dnmedigi sorulan Fouca
ult, u yant vermi:

nedenden tr ideoloji nosyon u, bana yararlanl


mas g grnyor. Birincisi, ister holann ister ho
lanmayn, her zaman, hakikat saylmas gereken baka
bir eyin fiilen karsnda durdugu iin. imdi sorunun,
bilimsellik ya da hakikat kategori.sine giren bir sylem
ile baka bir kategori.ye giren ey arasna bir izgi ek
mekte degil, kendileri. ne hakiki ne sahte olan sylem
ler iinde tarihsel olarak hangi hakikat sonularnn re
tildigini gnnekte olduguna inanyorum, ikinci ekince,
ideoloji kavramnn, sannm zorunlu olarak, bir znenin
_

1 72
dzeni gibi bir eye iaret etmesidir. ncs, ideolo
ji, kendi altyaps olarak, maddi, ekonomik belirleyeni
vb. olarak ilev gren bir eye gre ikincil konumda du
nr. Bu nedenden tr, bunun, dikkatsiz kullamla
mayan bir nosyon oldugunu diiniiyonm. '

Bu konu, bu blmn ileriki sayfalarnda biraz daha


ayrntl ele alnacak. imdilik, Foucault'nun ideoloji kavram
n

( 1 ) madalyonun teki yz olarak kabul edilemez hakikat

iddialaryla ilgili oldugu; (2) h manist bir bireysel zne anlay


na dayandg ve (3) Marksizmdeki yetersiz ve detenninist te
mel-styap modeline yakalandg iin reddettigini belirtmek
yeterlidir.
Foucault'nun belirlemelerinin bir rnegini oluturdugu
"post-yapsalc" ideoloji teorisi eletirisi, alternatif bir teorik
model odag olarak "sylem" kavramn gelitirdi. Dogal ola
rak, ilgili dnce ve kavramlara meydan okunmadan basite
birinin yerine digeri geirilemez: . Toplumsal teoride ideoloji
den syleme geiin kapsam ve anlamn anlamak iin, sy
lem teriminin geni baglamlannda gelien kullanmlarn de
gerlendirmek gerekir. Bunun, ideoloji teriminin eitli ve e
likili kullanmlarn aga karmaktan daha kolay bir grev
olmadg sylenebilir.

MeTINSELLIK

Balarke n, modern toplumsal ve kltrel teoride kar


trlmalar ve yanyana konulmalar bu tartmalarn suyunu bu
landran iki ayn egilimi aklamak nemlidir. Bu noktada ba
sitlik olsun diye, bunlara

metinsellik

ve sylemsellik konular

diyecegim. Edebi ve kltrel teoride ve felsefede, nsel bir


gerek.ligin soluk yansmas olmaktan ok metin olarak met-

Michel Foucault, "Truth and Power" Po wer/tinowledge, s. 1 1 8 .

1 715

ne yeniden deger verme ve degerliletirmeye ynelik bir hare


ket metinsellik balg altnda toplanabilir. Metnin nemine "yazarllg",

(writerli ness)

metinselligi,

eheviligi,

edebiligi

vb.- vurgu, birok biim alabilir. Birok yeni ve geleneksel


edebiyat, sanat ve film eletirisi biimi, tarihsel, toplumsal ya
da biyografik " baglam" gibi dsal faktrlere gndermeyle
aklanacak bir ey olmaktan ok kendi bana ele alnacak
bir "metin" olarak inceleme nesnesiyle ilgilenirler. "Metin" ile
"baglam" arasndaki denge ve atma iddialar, eitli alanlar
daki bylesi disiplinlerde yllarca ok tartlmtr.
"Metin" iddialarnn son yllarda ykseldigini rtmek
g olur ve bu degiikligin altnda yatan en temel nokta, yeni
bir dilin niteligi kavraydr. Kltrel teori sz konusu oldugu
lde anahtar figr Roland Barthes't. Her yaznn metin ol
duguna dair sav, bizi sadece kendini gsterdigi yerde "metin
sellik"i tanmaya ve papaz ya da pedagogun sahte merula
trmasna sahip kan yazda grmezlikten gelmeye ynelten
yapay grnlerine karn, iyi karland. Bu nedenle, "yazar
llk" (tpk "ressamllk" painterliness gibi) bir metnin degi
ken yan olabilir; fakat btn yaz biimlerinin bir stili vardr. 2
Bu konumun temelinde, dilin bir ierik aktarm arac olmad

g anlay yatar ierikleri parazitsiz aktaracak ekilde "say


dam" degildir: Aksine dit anlam reticisidir. Bu dnce, Jac
ques Derrida'nn eserinde daha radikal bir sonuca gtrld ;
Derrida'ya gre, megin , , zet ya d a eviri diye "bir ey yok
tur" -sadece "baka bir" metin vardr.3
Kolayca grlebilecegi gibi, bu savlar geleneksel bilgi
iddialar n kkten ykarlar; allagelen "akademik" yaz ve
"yaratc" yaz aynmna, "olgu" ve "klg" ayrmna meydan
okurlar. Etkileri, sadece metinsel yapbozum (metnin operas
yonlarnda gml anlam izlerini aga karma) pratiginin ol-

Bu baglamda Barthes'n ayklk (la clarte) anlatmnn ( Writing Degree


Zero'da) bir degerlendirilmesi iin bkz. John Sturrock, 'Roland Barthes'
Structuralism and Since (Oxford University Press, 1 979).
Jacques Derrida, Dissemination, ev: Barbara Johnson, (Chicago
University Press, 1 98 ).

1 74
duka.rpopler oldugu edebi ve kltrel incelemelerde degil,
felsefe ve tarih gibi disiplinlerde de grnr. Tarihte zaman
zaman "dilbilimsel dn" diye iaret edilen ey, ackca, me
tinsellige daha fazla vurguya ynelik hareketle ilidir: Ariv
ler, tarihiniri abasnn eleneksefhedef. oiari -daha (oplum

gfC kendi

sal "gerceklik"fo ilgili bilgi "kaynaklan;, olarak de

balarna tarihsel. kltrel anlam reticifori dtarak'rrcefenir,


Hukuksal belgeler ya da tbbi kaytlar, bylesi kaynaklarn "ka
nt"n verdigi dogrusal bir tarihsel anlat geregince aklanabi
len bilgi biimlerine ulama kanallar olarak degil, daha ok
kendi balarna metinler olarak incelenir. Bu durum, daha
sonra dnecegim kimi ilgin epistemolojik sorunlara neden
olur. Felsefede, dili anlamn e n ak olas ifadesinin sessiz ta
ycs rolne bagml klma alkanlklar (zellikle "Anglo"
gelenekte) nedeniyle, metinsellik konusu eit derecede ykc
oldu. Buna kar Derrida'nn felsefi eserleri -olumlu "P.vrile
mezlik"leriyle, kark ve acmasz dil oyunlaryla ve yazarllk
lanmn sayfa zerine grsel temsilleriyle- metinselliklerini, do
laysyla ierdikleri herhangi bir "hakikat"in olumsal dogasn,
yaznn "edimsel" denilen yanyla ilan eder.

Sradan s0ytem tanman.

" Metnsellik"e yeni vurgu ile

f'oucault'nun gelitirdigi "sylemsel"in dnyas arasna ayrm


koymann bir avantaj da basite metin, konuulan sz ya da
iletiim anlamnda dil olarak "sylem"le ilgili glkleri grme
mize olanak vermesidir. Sylemin bu greli olarak "sradan"
anlamlan, tikel bir konuda bir "sylem" ya da "yaz"nn sz da
garcgndan kolayca akla gelir. rnegin Oxford Englisl Dicti
onary, "sylem"in anlamlan olarak unlar sralar: Konumak,

sylemek, tartmak; bir konuda uzun uzun konumak ya da


yazmak; bir konuma, bir anlat. Franszca da ayndr -disco

urs, szlkte "laf etme, konuma, ele alma, inceleme, dil" vb.
olarak verilir. Fakat agda teorik tartmalarla ilikili olarak,
terimin bu tarihsel anlamlar, bizim iin snrl kullanm olan
anlamlardr. Barthes, Derrida ve diger yazarlardaki metinselli
ge vurgu (zaman zaman yanl ya da gevek bir ekilde "sy
lem teorisi" olarak anlan), Foucault ve digerlerinin bir sylem

1 75
teorisini ya da sylemsel oluundan daha toplumsal bir bag
lamda betimleme abalarndan ok farkldr -fakat bu dnce
okullarndan ikisinin de sylemi sradan anlamnda ya da yu
karda verilen "szlk" anlamnda kullanmadgn anmsamak
nemlidir.

fOUCAULT'l'fUN SYLf:M KAVRAMI


Birok agda yazar ve teorisyen, nsylem" kavramna
merkezli bir sz dagarcg kullanyor olmasna karn, bu te
orik szcgn ideolojiye, toplumsal oluuma, snfa vb. tercih
edilmesi nedeniyle ilgili en orijinal, antsal, genel teori iin
bakmamz gereken yer Foucault'nun eseridir. (Bizzat Fouca
ult'nun, yukarda kullandgm szcklerden ogunu yadsya
cag gzmzden kamamal, fakat bu soruna daha sonra d
necegim) .
Foucault'nun sylem kavramn ve genel olarak sy
lemsellik diyebileceglmiz eyi kullanm, "metinsellik"le bag
lantl konulara tam kartlk iinde, baglamla ok fazla iliki
lidir. Bir rnek alalm. Dil ile sylem arasna bir ayrm koyar
ken Foucault, dikkatimizi baglamn hassas yanna odaklaya
cak ekilde yazar: "Bu ya da u sylemsel olgunun dil zm
lemesinin ortaya koydugu sorun her zaman udur: Tikel bir
bildirim hangi kurallara gre yaplmtr ve sonu olarak ben
zer teki bildiim hangi kurallara gre yaplmtr? Sylemin
olaylarnn betimlenmesi, olduka farkl bir soruyu karmza
karr: Digerinden ok bu tikel bildirimin ortaya k nasl

olur?"" (italikler benim) . Foucault'nun sylem kavramn kav


ramak iin en nemli genel nokta belki de budur: Sylenen

eyin, kendi tarihi ve varolu koullan (tarihilerin, felsefeci


lein ve diger akademisyenlein geleneksel olarak kullandg
4

Foucault, The Archaeology of Knowledge, ev: A. M. Sheridan Smith


(Londra, Routledge, 1 97 2 ) , s. 2 7 .

1 76

kategorilerden ok farkl olsalar da) bulunan bir aga nasl uy


dugunu anlamamza olanak verir. Tarih i bir denemede Fouca
ult'nun almasn zetleyen Edwar<L Said, yle bir rnekle
almay karakterize e(ler: "Bir doktorun coKtorluk yapmas
n ya da bir tarihinin tarih yazmasn olanakl klan ey, esas
olarak. bir bireysel yetiler kmesi degil, btn profesyonelfer
tarafndan nsel olarak bir bilind gibi hesaba katlan k.ural
lan izleme ytenegidir." ,, Herkeste n nce" d!Ye iddia eder Sa
id, "Foucault bu kurallarn kurallann saptad_ ve daha da etki
leyici bir ekilde, JlZUO zaman dnemleri iinde kurallarn, na

l insanlarn dndg, yadg ve konutugu se n fve ek


linin) epistemolojik glendiricileri olduklarn gsterdi. "5
Foucault'nun sylem kavram. balca yntembili nsel
eseri The Archaeology of Kno wledge de (Bilginin Arkeoloj isi)
'

biimsel olarak aklanr; geri, buradaki savlan, dikkate de


ger tarihsel anlatlarndan h erhangi biriyle -The Birth of the

Clinic (Klinigin Ooguu), Madness and Civifisation (Delilik ve


Uygarlk) , Discipline and Pmish (Disiplin ve Ceza), History of

5e.xuality (Cinsdiigin Tarihi)

v i:. - tank. olan okuyucularda,

olaslkla daha fazfa titreim bulacaltr. Foucault, sylemsel


btnlkler hakknda dnmek iin kabul edilen kategorile
rin -kitap, eser, gelenek, tr ve disiplin gibi- iddialarn dagt
makla balar ve zmlemenin inaat bloklarnn, en anlam
l birimleri hem yazl hem szl "ifadeler" olan sylemsel
alann "katk.sz bir betimlemesi" olmas gerektiginde srar
eder.6 Dogal olarak, Foucault'nun "ifadeler"ine, neyin girdi
giyle ilgili yaznda, bir mtktar tartma var; rnegin, Dreyfus
ve Rabinow, foucault' nun;J>tn ifadelerle (Austin ve Searle
gibi felsefecilerin gnlk

nu -a hareketleri dedikleri

ey

le) degil, sadece bir zerk.l19i bulunan ve hakiki iddialar ie


ren bir ifadeler altkmesiy ("ciddi konuma hareketleri"
nosyonuna yakn) ilgilendigini inandrc bir ekilde savunur
lar.1 foucault'nun "ifadeler"i nerme ya da cmle degildir ve
5
6

Edward Said, "Michel Foucault, l 926 1 984" Jonathan Arac (ed . ) , After
Foucault (New Brinswick, Rutgers University Press, 1 98 8 ) , s. O iinde.
foucault, Archaeo/ogy of l\110wledge; s. 2 -2Z.

1 77

gramer bakmndan nermesel ierigi ayn olabildigi yerde bi


le,

sesletimsel ilevin

( baglamsaldr) bir i fadeyi digerinden

farn.hiat.rabildigini aklar. Bir ifade n i n nasl dnldgy


le ilgili rnegi
dal"i

ok aktanlr: Bir Fransz daktilosunun tulann

harf dizilii AZERT' n i n bir ifade ol madgm; oysa bu dizi

liin bir daktilo kullanma klavuzunda sunulmasnn, "f'ransz


daktilograflarm t;enimsedigi alfabetik dzen" olarak bir ifade
oklugunu ileri srer.8
Gilles Deleuze, Foucault'yu "yeni arivci" diye yanstarak.
"Azert" tatmasn yergici bir ekilde Gogol'n bir yksne

benzetti: "Hem st ste bindirilen nermelerin dik.ey hiyerari


sini hem de her birinin digerine yant verir gibi grndg cm

lecikler arasmda kurulan yatay ilikiyi grrnezlikten gelecektir.


Bunun yerine, daha nce kavranlamaz olan. yani ifadeleri oku
masna olanak veren bir tr apraz izgi boyunca gz gezdire
rek

hareket

Knowledge

halinde

kalacaktr . "9

Bu,

The Archaeology of

byleyici bir yntembilimsel deneme olmasna

karn --karakteristik t'oucaultcu "srprizler"le ve insann ente


lektel varsaymlarnn ince aynntlanna meydan okumalarla
dolu- "gz gezdirip" baz ifadeleri seerken Foucault'nun kendi
baarlarnn ..

ana hatlarn izdig:I biimsel yntemle aklanma

dan kald anlamna gelecek. ek.ilde parlatlabilir.


"ifadeler" molekler birimlerse, t'oucault'nun bir "sy
lem'' ya da daha kesin olarak bir "sylemsel oluum" demek is
tedigi syl emsel bir ifadeler birligi.ni yaratan nedir? Foucault,
genel olarak, sylemsel alan "daglma sistemleri"

tarafndan

karakterize edilmi alanlar olarak teoriletirir ve incelemek iste


digi sylemsel dzenliliklerin temelini oluturan, bu daglma!a
rn sistematil\.l igidir. "Tp", "iktisat" ya da "gramer" denilegelen
bit" grup ifade rnegine gnderme
ult, bir ifadeler gru b u

yaparak a:klamr b u . f'ouca

olarak birliklerinin yattg yer konusunda

-bir ifadeyi , u gruptan ok bu gruba ait yapan nedir- akl

8
9

yr-

Hubert Dreyfus ve Paul Rabinow, Michel Fo uca u lt: Beyond structumli!'m


and Hermencutics (Brighton, Harvester, 1 98 2 ) , s. 45-4B.
Foucault, Archaeology of Knowledge, s .. 85-8E.
Deleuze, roucault (Minneapolis, Mi nnesota Univernity Press. 1 988) , s '.

1 78
tr. eitli olaslk.lan reddeder -iyi tanmlanm nesneler, kesin
normatif ifadeler ya da devaml temalar yoktur- bunun yerine,
birbiriyle bagdamayan eitli temalarn, aralarnda boluk bu
lunan dizilerin, heterojen zmleme dzeylerinin vb. grld
g sonucuna vanr. Dolaysyla der, bizzat bu daglmalan incele
me dncesi bunu izler, bir dzenliligin, ardk grnmle
riyle, ezamanllk.lanndaki bagntlanyla, ortak bir mekandaki
konumlaryla, karlkl ilevleriyle, birbirine bagl ve hiyerarik
dnmleriyle bir dzenin" ayrt edilip edilemeyecegini kefet
mek. Foucaut "sylemsel oluum kavramn (ogunlukla ba
site "sylem olarak yanstlan), ifadelerin sylemsel bir alana
daglmalanndaki dzenliliklerin kefi iine yerletirir. Aktaralm:
"Birok ifade arasnda yle bir dagma sistemi betimlenebildi
gi zaman, nesneler, ifade tipleri, kavramlar ya da tematik se
imler arasnda bir dzenlilik (bir dzen, bagntlar, konumlar,
dnmler) tanmlanabildigi zaman, kolaylk olsun diye, sy
lemsel bir oluumla ugrayoruz deriz.'' 10
Bu noktada unu vurgulamak gerekir: Foucault, sylem
sel alanda karlalan daglma ve sreksizlikleri vurgulayarak
geleneksel *sylem birliklerinin bir eletirisinden balamasna
karn, nihai projesi farkl birlikleri ve dzenlilikleri aga ka
rp yeniden biimlendirmekti -almasnn, tarihsel zihinsel
hastalk, cezalandrma, cinsellik vb. anlay zerindeki etki
sinden grlebilecegi gibi. Tout court bir daglma, olumsallk
ve heterojenlik teorisyeni degildir ve Fransz referans kitab

_Petit Larousse, kendisini "kendi tarih teorisini sreksizlik ze


rine kuran bir felsefeci" olarak tanmladgnda o kendisini
"afallatlm" (flab-bergasted) olarak betimledi. ("Kukusuz"
diyordu, "meramm yeterince aklamadm") . 1 1 Bu noktada,
10

11

Foucault, Archaeology of Knowledge, s . .37-.38.


Bkz. Fontana ve Pasqulno ile sylei, Foucault, Power,IKnowledge iinde,
s. 1 1 1 . Daha sonra Foucault, tarihteki sreksizligi 'zlmesi gereken bir
sorun olarak" grdgn ileri srerek bu yanl anlamadan dnecekti
(Boncenne ile sylei, "On Power' Lawrence Kritzman [ed.J, Michel
F'oucault: Politics, Philosophy; Culture (New York ve Londra, Routledge,
1 988], s. 100 iinde).

1 79

tikel sylemlerle (tbbi, cezai, cinsel vb.) ilgili anlaymz ye


niden biimlendirmeye alrken Foucault'nun stlendigi ay
rntl tarihsel aratrmalar ile rnegin, sylemsel dzenleme
ve dzenliliklerin ne olabileceginin nemli herhangi bir aynn
tlandnlmas olmadan sosyolojinin "sosyolojik sylem" halini
aldg son derece yzeysel yeniden etiketleme arasnda bir
farkllk dnyas bulundugu d a eklenebilir.
Foucault'nun sylem kavram, ayn anda hem klasik
Marksizmi n kategorilerinin -zelikle, belal ideoloji kavramm
aka reddini gerektiren hem de en tam aynntlandnlm, ge
litirilmi seenegi sunan teorik bir sisteme (ne kadar sistem
kart olursa olsun) gmldr. Aagdaki balklar altnda
ele alnmasn nerdigim daha geni konularla ilikilendirme
den foucault'nun sylem kavramnn lsn almak olanak
szdr: ( 1 ) Sylemin sosyoloj i k ve tarihsel baglamyla ilgili ko
nular, zellikle .determinizm sorunu; (2) epistemolojiyle ilgili
konular ve bilgi, hakikat ve erk sorunu; (3) zne, araclk, ken
di ve etik tanmyla ilgili konular. Elbette, bu balklarn bizi,
foucault'nun ideoloji kavramna ynettigi zgl itirazlara g
trmesi (gsterecegim gibi) rastlant degil ve ideolojiden sy
leme bu geiin, ok daha geni bir teorik dnmn kalbin
de oldugu grlebilir.

roucault ve Detennfnizm Sorunu

SYLEM VE SYLEMSEL O LMAYAN

Balang olarak, foucault'nun determinizm konusun


daki

tutumunu

Things'in

degerlendirirken

en

ag,

The Order of

(eylerin Dzeni) neden oldugu sorulan yantlarken

"bagmllklar oyunu"nun yan arasna ak bir ayrm koydu

gu bir denemeye bakmaktr. Foucault burada u bagmllLkla


r ayrt eder:

180
Sylem ii bagmllk (bir sylemsel oluumdaki n esne
ler, o perasyonlar, kavramlar arasnda);
Sylemleraras bagmllk (farkl sylemsel oluumlar
arasnda; rnegin, The Order of Things 'de tartlan do
ga! tarih, gram er vb. arasmdal'lj bagntlar);
Sylemd bagmllk (sylemsel

ve

sylemsel. olmayan

dnmler arasnda; rnein Madness and Civmsa.tf..


on 'da ve The Birth of the Clinic'te incelenen, tbbi sy.
lem ile btn bir ekonomik, siyasal ve toplumsal degi
imler oyunu arasndaki

bagmtiar) .

Marksizmdeki determinist temel/styap modeline ak


bir gndermeyle f'oucault unu ekler: "okbiimli bagmtar
salkmn aleni klmak ii n , nedeninin sonsuz geni ayncalg
n askda brakarak, bir-biimli. basit bir nedensellik saptana
nosyonu yerine bu btnsel bagmllklar oyununu gein-ek
istiyorum. " 1 2 f'oucault, ideolqji I'-avrammm, Marksizme zg
tek dogrusal ekonomik detenn inizm tarafndan geri dndr
lemez lde kirletildigine inan yord u .
Btn " post-yapsalclk" biimleri ni , btn sylemsel
ol mayan toplumsal grnglerin ortadan kaldnldg dizginsiz
bir idealizm olarak grenler ii n , sylen ile sylemd

top

l u msal pratikler aras na Foucault' nun koyd ugu ak ayrm


vurgulamak. gerekir. Sylemse l ile sylemsel olmayan arasn
dak.i ilikileri dnme ekli ve bunlara verdigi degerler.. Mark
sizmin greneklerinden btnyle fark.Ild r. The Archaeology
of !\nowledge 'de Foucault, biraz tartmal bir ek.ilde

"ey

ler"in "szckler tarafndan retimi olarak. zetle nebilecel<.


bir gr gelitirdi . Sylemler, gstergelerden ibarettir, fa kat
eyleri anlatmaktan fazlasn yaparlar; zira 'szn ettikleri
nesneleri sistemati k bir ekilde biimlendiren pratil\.ler"dir.
Foucault. klasik materyalist hiyerariyi tersine evirerek.. sy-

1 2 Foucault, "Politics and the Study of Discourse' (E:.sprit, J 968'den evrilen


bir makale), lcleology and Consciousness, 3 ( 1 978). s. 7-26

181
lemse! pratik kurallarnn " bir gerekligin dilsiz varoluunu,
bir sz dagarcgnm d stursal kullanmn degil, nesnelerin d
zenleniini" tanmladgm syler. 1 5 Dikkati 0eyler0den "gn
derge"ye evirmek ve "Syleme nsel 'eyler'in esrarengiz h
zinesinin yerine, sadece sylemde ortaya kan nesnelerin d
zenli oluumunu geirmek. Zemine,

eylerin temeline gnder

me yapmadan, bir :sylemin nesneleri olarak biimlenmeleri


ni olanakl klan ve bu nedenle tari hsel grnlerinin koul
larn oluturan kurallar gvd esiyle ilikilendirerek bu nesne

leri tanmlamak."

ister. 1 "

Bu nedenle Foucault. szcklerle eyler arasndaki "slu


kucaklamann, nesnelerin sylemde inasn yneten sre
lere ulamakla gevetilebilecegi iddiasn betimler. Bu, sulu
lugun bir tbbi uzmanlk nesnesi haline, cirs .'

..;manm psi

kiyatrik sylemin bir nesnesi haline nam :Jeldigi gibi sorunla


r ele almak iin gereksinim duydugn zmleme dzeyidir.
Baka bir rnek alrsak, on dokuzuncu yzylcia aile ile adliye
arasndaki N birlncil" (ya da "gerek" -tuhaf hir geri adm) iliki
leri, psikiyatrik sylemin nesneJer'r' ve nc bir sorunu,
on dokuzuncu yzyl psiltiyatristerJr in aile ile su arasndaki

syleyebildikleri sorununu ayntnr. Bu


Cinselligin Tarihi yerine bir cinsel fantezi

ilikiler konusunda ne
nokta, Foucault'ya

ler arkeolojisi yaratmann yararl olup olmayacag sorusunun


soruldugu bir gcrmede daha gzel aklanr. Soruya u ya
nt verir: "Aslnda, cinsellik alannda yaptgmz, yapmakla y
kml oldugumuz, yapmamza izin verilen, yapmamz yasak
lanan ey ile kendi cinsel davranmz konusunda syleme
mize izin verilen, sylemekle ykml oldugumuz, syleme
miz yasaklanan ey :rasndaki iliki olan cinsellikle ilgili bir
sylemin arkeolojisi 1i yapmaya alyorum. Konu budur. Bir
fantezi sorunu degil, bir sze dkme sorunudur. " 1 3

13

Foucault. Archaeology o f Knowledge, s: 49.

14
15

Kritzman, Michel Foucault, s. 8 .

a.g.y., s. 47-48.

182

\ '

Foucault'nun sylem kavramyla baglantl olarak ele al


nabilecek ok

ayda

sorun var. nce, Marksizmde karla

lan determinizm hiyerarisini radikal sorgulamasn belirtme


miz gerekir. Foucault, belirlenimi dogrusal olmaktan ok ok
biimli olarak grd ve -Said'in belirttigi gibi- 0insanlann nasl
dndg, yaadg ve konutugundan yakndan #sorumlu
olan pratik oluturmada sylemin beJirleyid gcn Heri sr
mek istedi. Foucault, sadece sylemsel ncesinin dilsiz, gri
dnyasnda deger gren ve sylemin retken yaratlanna al
drmayan materyalist zihniyete meydan okumak da istiyordu.
ikincisi, bu noktada, Foucault'nun Marksizmdeki toplumsal
yap kavrayna her durumda kar ktgm ve -elbette- yap
nn belkemigi olarak toplumsal snfn rolyle snrladgm be
lirtmek gerekir. Foucault, aagda ele alacagm baka bir eit
derecede genel kavram gelitirdi -erk kavram. Genel olarak
zmlemeye yneldigi sylemler -tbbi, hukuksal. cinsel vb.
smfn olduka dnda degerlendirmelere gtrd.

TARH VE sYKCrrO<lO
HSylem kavramnn Foucault'nun erk zerine genel
odaklanmasyla nasl birbirine getigine bakmadan nce, ta
rihte Nkken" araynn nceligini reddi ile maddinin Hnceli
gin (Marksizmdeki gibi) reddi arasndaki baglan aklamak
nemlidir. Nasl birisini yadsmak iin bir sylem teorisi geli
tirdiyse, arkeoloji ve soyktg kavranlan da tekini yads
mak iin tasarland. The Archaeology of Knowledge'in giri pa
sajnda Foucault unu ileri srer: 0BtnH tarih, birbiriyle bag..
lantl ve yanl bir varsaymlar kmesi etrafnda oluturuldu:
Bir uygarlgm topyekun biiminin ya da bir toplum ilkesinin
yeniden oluturulabildigi; bir dnemin btn grnglerinin,
i uyumanmn nedeni olan altta yatan yasalarla ortak bir an
amllklan bulundugu; homojen iliki sistemlerinin kurulabil-

lM

digi; nedensellik aglannn saptanabildigi; ekonomik, toplum


sal, zihinsel, teknik ya da siyasal grnglerln snrlarn ke
sen ayn tarihsellik biiminin etkili oldugu varsaymlar. "Bun
lar, dizilerden, blnmelerden, dzey farkllklarndan, gei
lerden, kronolojik zgllklerden, tikel yeniden ele alma bi
imlerinden, olas iliki tiplerinden sz ettiginde yeni tarih ta
rafndan meydan okunan postlatardr" diye yazyordu bu
meydan okumann byk ustas. 16 Btn ya da btnletirici
bir tarih, b tn grnglerl bir tek merkeze ekme egilimin
dedir; Foucault'nun "genel" dedigi tarih ise, daglma mekan
n kullanr.
Bu tema, Foucault'nun "rasyonelligi insanoglunun

su

telo

yapacak orijinal bir temel aray"na kartlk iinde bir

merkezsizleme biimi olarak grdg Nietzscheci soyktg


nosyonunu kendine mal etmesinin temelini oluturur.

17

"Ni

etzsche, Soyktg, Tcrih" balkl denemesinde Foucault, Ni


etzsche'nin soyktg kavramnn '"kendisini kken araynn
karsna"

koyduguna dair savnn anlamn aynntlandnr.

"Kken garabetleri"ni, doktora gereksinim duyuldugunda bir


felsefeci agrmaya benzetir: "Tarih, yogunluk anlaryla, atla
malaryla, uzun ateli ajitasyon dnemleriyle, bayltc byle
riyle somut bir gelime gvdesidir; sadece bir metafiziki.
onun ruhunu uzak kken idealliginde aramaya alr.

"18

Deneme, Nietzsche'nin eitli Almanca szckleri -o


gunlukla hepsi de "kken" olarak evrildigi halde, dogrusu
soy

(Herkunft),

beliri

(Entstehung)

ve kken'e

(Ursprung) ia

ret eden- farkl zamanlardaki kullanmn eletirel bir ekilde


degerlendirir. Foucault'nun bu terimlerle ilgili degerlendirme
leri, kendi soyktksel tarih yazm ne geleneksel, kken-y
nelimli bir yaklamn konulan arasndaki uurumu aydnlatr.
Kkeni nsoyn olarak yeniden kalba dkmek, insann benzer
6
17
8

Foucault, Archaeology of Knowledge, s: 9-10.


a.g.y.; s. 3:
Foucault, 'Nietzsche, Geneology, Hlstoy' Paul Rabinow (ed.), The
Foucault Reader (Harmondworth, Pregrine Books, 1 986), s: 77 i.inde.

184
tikten ok farkllg, bir balangtan ok balanglar, isel
hakikatten ok dsal rastlanty dnmesine olanak verir.
Soyu aratrmak, Foucault'ya gre, temel atmann kartdr;
hareketsizi rahatsz etmek, blrleigi paralamak ve bagdak
oldugu sanlann heterojenligini gstermektir. Son olarak, soy
alan vcudun alandr ve soyktg, bu nedenle vcut ve ta
rih "eklemlenmesi"nin iine konumlandrlr.

19

"Beliri" kavra

m, allm kken perspektifiyle eit derecede bagdamazdr.


Beliri, diyor Foucaut, tarihsel srecin dorugu degil (iler yle
grnse bile), sadece bir dizinin "mevcut blmleri"dir. imdi
ki anda erekbilimsel bir motif okumamalyz; bu nedenle, soy
ktg "anlamn erken gcn0

degll,

stnlklerin tehlikeli

oyununu kantlamaya alr. Nietzsche'den aktarma yapar;


"Tesadfn zar fincann Sallayan zorunlulugun demir eli.

"20

Bu telliike ya da tesadf temas, bir tarih felsefesiyle b


tnletirilmesi kolay olmayan bir temadr ve ok az tarih yaz
c bu tikel maydan okumay stlenir. Ne var ki Foucault,

Col

lege de trance'taki al konumasnda ("dnce sistemleri


tarihi profesr'" olarak) "tesadf ile dnce arasndaki iliki
yi dnmemizi olanakl klan bir teorinin yoklugu dedigi e
ye dikkat ekti. "Kesikli slstematikliklerH incelemesine karak
teristik yaklam aklamasna unu ekledi: NSon olarak, bu
kesikli ..sylemsel dizilerden her birinin, belli snrlar iinde
kendi dzenlilikleri bulundugu clogru olsa da bunlar olutu
ran geler arasnda mekanik nedensellik ya da ideal zorunlu
luk baglar kurmak artk kuku gtrmez derecede olanakl
degildir. Bir kategori olarak alea'nm (tesadf) olaylarn reti
mine giriini kabul etmeliyiz.

21

Foucaut, tesadf, kesinti ve maddiligin sylemler tarihi


ne dahil edilmesi gereken ge oldugunu ileri srerek de
vam etti -dnce sistemleri tarihi ile tarihilerin pratlgi aral 9 a.g.y.; s. 80-83,
20 a.g.y., s. 83-86, 89.
2 1 Foucault, "The Order of Discourse,' ev: lan M<:Leod. Robert Young (ed. ) ,
Untying the Text (Londra, Routledge, 1 98 1 ) , s. 6 9 iinde.

1 85

snda bir baglantya izin vererek- fak.at baz tarihiler iin bun
larn, tarihi zorunlulugun aga vuruluu gibi gstererek kurtu
lunmas gereken Hl bela0 olduklar yorumunu da yapt.

22

Foucautt'nun tutumu, profesyonel tarihiler arasndaki an


ekimeyi gsterdi -belki de artc degil. Zira, Bat tarih ya
zm geleneklerine temel -bir meydan okumay gndeme getir
di ve birok gen tarihi ve aslnda, tarihsel incelemelerin ge
nellikle ektiginden daha geni bir okuyucu kitlesi zerinde
muazzam bir etkisi oldu. Bir syleide yaptg tipik bir belirle
me, hakl oldugu halde kendisini b} r o!-1: tarihi iin itici klan
Foucault'daki nitelikleri gstereceMir: "Birln yl nce, tarih
iler sadece savalarn, krallarn ve kurumlarn tarihini degil
elmnominin

tarihini de yazabildiklerini

kefetmekten ok

onur duyarlard ; imdi ise hepsi, aralarnda en akgz olanlar


duygulann, davranlarn ve vcudun tarihini yazmann da ola
nakl oldugunu grenmi olduk.lan iin hayrete dyorlar. K
sa srede, Bat tarihinin kendi 'hakikat'inin retilme ve kendi
sonu.tarn retme biiminden kopanlamayacagn anlayacak
lardr. n23 Foucault iin sylem kavram, kendisinin hakikat. bil
gi ve erk kavramlaryla yakndan baglantldr. nce Fouca
ult'nun erk kavramna ve bunun bir btn olarak onun dn
ce sisteminde oynadg role dnelim.

ERK

Foucault'nun al.mas Marksist ideoloji teorisi be!irle


nimin kavramlatnlma tarzna bir eletiri ve alternatif olarak
degerlendirildiginde, buradaki amalarmz bakmndan erk
kavram nemlidir. Zira Foucault, bu blmn banda sz
edilen bagmllklann okbiimli oyununa gsterdigi
22
23

Foucault, "Order of Discourse' s. 69.


Kritzman, Michel toucault, s. l 12.

ilgiyle

186

gerekten duygudalk iinde olan bir erk kavram gelitirdi.


Grecegimiz gibi, erki araclklara (ister devlet, ister bireyler,
ister ekonomik gler vb. olsun) yerletirmeyip, erki "mikro"
operasyonlar geregince ve strateji ve teknolojiler araclgyla
gren bir erk kavram gelitirdi. Genel terimlerle, onun erk
kavram sisteminin, sadece Marksizmle degil, ilerinde belir
leyen bir toplumsal yap paradigmasnn varoldugu pek ok
modem toplumbilimle de herhalde en

az

bagdaan gesidir.

Bu nedenle, Foucault'nun bu yeni erk kavramyla meydan


okumakta oldugu eyin nemi anlamak iin, Giddens'in sos
yolojide yap/araclk ikiliginin yap tarafna geleneksel "egil
me" dedigi eyin ardalann masaya yatrmak gerekir. 2"
Baka bir glk de yntembllimsel bakmdan konuur
sak, Foucault'nun kendi gelimesinin, en ok erk sorunu etra
fnda karmak olmasdr. Eger Foucault'nun almasnda an
laml bir "kopma.. varsa, The Archaeology of Knowledge' dan
sonraya yerletirilmesi gerekir. Hubert Dreyfus ve Paul Rabi
now, Foucault'nun ilk eserleri (zellikle Madness and Civilisa

tion, The Birth of the Clinic ve Words and Things) zerinde d


ndg bu metnin, Foucault'nun bir bakma yeni bir ynde
gelitirdigi yntembilimsel bir baarszlk oldugunu belirtirler.
Foucault'nun "yapsalclktan hi etkilenip etkilenmedigi gibi
bir dizi tartmay iin iine sokarak, bu konuda birbiriyle bag
lantl karmak bir tezler kmesi ileri srerler. Foucault, der
ler, toplumsal ve kurumsal pratiklerin analitik olarak bagml
klndg epistemik rejimler olarak sylem anlayyla balad;
bu, teoriye pratikten fazla agrlk vermeye ve "arkeolog"u g
rngbilimsel ve epistemolojik olarak incelenen sylemsel
oluumlardan koparlm gibi sunmaya yneldi. Fakat Fouca
ult'nun sonraki eserleri, Discipline and Punish ve The History

of .Sexuality, teori karsnda pratigi kollamaya dayanr ve sy


lemi, "rgtlenmi ve rgtleyen" pratikler erevesinde an24

Anthony Giddens, Central Problems in Soclal Theory (Londra, Macmillan;


1 979), s. 253 cd.

187
lar; bu bak asnda arkeoloji, ilkesel yntem olarak soyk
tgne yol verdi. Yazar, artk kendisini inceledigi toplumsal
pratiklerden kopuk grmez.

25

Foucault'nun bak asn aki bu degiiklige bakmann


baka bir yolu da basite

erk

kavramn /kefetmi oldugunu

sylemektir. Kendisinin de belirttigi gibi: 0imdi geri dnp


dndgmde,

Madness and Civilisatlon ve The Birth of the

Clinic'te erk dnda neden sz ettigimi kendi kendime soru


yorum. Yine de szcg hemen hemen hi kullanmadgmn
ve nmde byle bir zmleme alannn bulunmadgnn far
kndaym.

* 26

Erk sorununu formle etmedeki glgyle ilgili

kendi aklamas, klasik Foucaultcu bir aklamadr: 0Bu, iin


de buldugumuz siyasal ortamla kuku gtrmez derecede
baglantl bir yetersizlikti. 0 Demek ki siyasal ortam, onun k n
di sylemsel oluumlar modeli gereglnce, genel olarak siyasal
sylemler kadar Foucault'nunki gibi teorik bir sylemde de
rol oynar. Diger birok baglamda oldugu gibi burada da, Fo
ucault'nun sava sonrasndan 1 968 Paris'ine kadarki alt-kl
trnn sol Ortodoksluklarndan ne kadar etkilendigi aktr.
Ekonomik degerlendirmelerin stnlg zerine Marksist s
rarn, diger erk degerlendirmelerini sistematik olarak dlama
ya ya da tkamaya egilimli oldugunu birok kez belirtmitir.
Bunu kendi konularyla ilikilendirerek unu syler: 0ok ba
sit bir ekilde belirtirsek, sadece ekonomik nemine baklr
sa, psikiyatrik gzetimin, bireylerin zihinsel normalletirilme
sinin ve ceza kurumlarnn kukusuz olduka snrl nemleri
olur. Diger yanda, erk arklarnn genel ileyiinde kuku g
trmez derecede zseldirler. Erk sorununu gndeme getirme
ekonomik kerteye ve bunun hizmet ettigi kar sistemine ba
gml tutuldugu srece, bu sorunlar fazla nemli grmeme
egilimi varoldu.

25
26
27

"21

Bkz. Dreyfus ve Rabinow, Michel f'oucault, Blm 4.


Foucault, Power/ffnowledge, s. 1 1 5.
a.g.y., s. 1 1 6.

188
Foucault'nun erk kavram, nemli lde, Marksizmin
ekonomik kardan kaynaluandg dnlen bir snf hakimi
yeti arac olarak erk teorisinin bir eletirisi olarak gelitirildi.
Foucaut erki, sahip olunan bir ey olmaktan ok uygulanan
bir ey olarak gryordu; araclara ve karlara baglanmaz, sa
ysz pratikle birletirilir. Erk, bu nedenle, "dipten" yukarya
alabilir ve Foucault, erk operasyonlarn mikro dzeyde betimlemek iin klcal damar nosyonunu kullanr. Erk, mnhasran olumsuz da degildir; daha baskc boyutlarnn yan sra,
haz ve anlam da retir -yoksa, diye sorar Foucault, erk bu kadar batan karc ve gl olur muydu?
Bu erk zmlemesi, imdi daha genel olarak toplum
sal teoride uzclkN ( bu kitapta daha nce, Ernesto Laclau
ve Chantal Mouffe'nin ne srdg savlarla baglantl olarak
tartlan) eletirisi olarak tartlan eye uygun olmadka,
ak olmaz. Foucault'ya gre "Erk, toplumsal gvdeyle birlik
te geniler; agnn telleri arasnda ilksel zgrlk mekanlar
yoktur. '"28 Hepimiz zaten dzenlenmiiz, zaten erk aglarna ka
tlrz, zaten erk operasyonlar iinde oluturulmuuz -erkin
yukardan bask yaptg "zgr bireyler# gibi nosyonlar, bt
nyle anlamszdr. Foucault, bu tutumun "her yerde erk gr
me"yi ya da Marksizmin her eyi iktisada indirgemesi gibi, her
eyi erke indirgemeyi gerektirmedigine inanyordu. Aksine so
runun, erkin zgl yntemlerle ve stratejilerle nasl iledigini,
modern Bat toplumunda giderek artan bireylerin disipline
edilmesi gibi nemli geilerin nasl gereklemi oldugunu
ve erkteki degiimlerin siyasal ve ekonomik boyutlarnn nasl
gsterilebilecegini anlamak oldugunu belirtiyordu. 29
Nasl szcg, Foucault'nun erk kavramnn anahtardr.
Yoksulluk sorununun ncelikli nemini yitirmi oldugu mo
dern Bat toplumlarnda erk sorununun temel bir stat aldg
degerlendirmesinde bulunmutur. Yine de erk sorulan -Kim

28 a.g.y., s. 1 42.
29 Kritzman, Michel Foucau/t, s. l 04- l 05.

!,

189

be ni.m iin karar alyor? Kim beni b u n u yapmaktan al koyu p


unu yapmam sylyor?-

saclece nasl oldu

sorunu zfd

gnde yantlanabilecek sorulardr. Bu nedenle Foucault'ya g


re, erkin "kim"ini -kim erl"i uygular- sadece " n asl"la birli l\tc in
celeyebiliri.z: "Stratejiler. aglar, mekanizmalar, btn b u tel'\
n i klerle bir karar kabul edilir ve o karar, almchg bii :nln dn
da baka b i r biimde al namaz. "3 Foucault, kendisinin

ne

olur? "kl'

er

soru"sunun, erkin "dz ve emphik"

nasrnn,

!,j n mtafizigi ne ya da ontolojisine nihai bir meydan okumay


gndeme getinnedigini, dol aysyla erkin

' ne, kim

ve

niin i n i
'

ortadan kaldrmaya kalkmadgm gstermitir: Sadece erk


tcmatf.lerinin eletirel soruturulmasna izin verir. zmle
menin nesnesi, bir mutlak olarak ya da kendi ba n a erkten ,

erk ilikileri

bakmndan erke degiir. '

Foucault, erkin "nasl" n incelerken, kannak ve degi


en erk. programlar; stratej ileri ve teknolojileri aynmlann ge
litirdi. 1 Ne var ki disiplin, normalletirme ve "kanserli top
lurr" u n parlak tszel tari hleri nedeniyle, bu teorik aynntle'.ln
d rmalar ortaya kt. rnegin

Discipline arcl Punish,

aleni

kenceyle cezalandm1adan denetimle cezaland rmaya bir cle


giimin grlebildigi Bat Avrupa'da

erk operasyonlar nn kap

samn ele alr. Foucault, on sekizinci yzyla kadar nelen d


nemin ike nce l e ri ni , ak infazlarn vb. barbarlk olaral\ cegiL
giderek

et1'.isiz ve pahal kabul edilen b i r erk teknigi olarak

t>e

timler (lmnl ayrntlarla). Bunun yerine, hapishane gi b i kurum


lann rgtle n mesi iin

bir model olan . fakat okul, hastane, s

lahevleri vb. gi b i dlger kurumlarn tasarmn ve fe lsefesi n i de


bildiren Bentham "n panopticonunun * e n

ok aktarlan rne-

30 a.g.y., s . 03 04.
3 t f'oucault, "The Subjed and Power" (Sonsz), Dreyfus ve Rabinow, 1'1iCheJ
Foucau!t, s. 2 1 7 . 2 l 9 i.lcle.
32 Bu ayrmlarn degerlendiilmesi iin bkz. t'oucaulL "Subject a n d Pcwcr"
ve Colin Gordon ' un Foucault, Power/f\now/edge'a sonsz, s. 25 1..
Panopticon : Hcrelerin bir sahanlk etrafnda dizildigi ve b ylece
muhafzlann mahku m l ar her an grebildigi daire biiminde hapishane
modeli - . n .

190

gini oluturdugu gzetim teknikleri gelitirildi. ilke, en basit


biimiyle, mahkmu gzetimcinin gzlerinin nne karmak
t: "Zindan ilkesi tersine evrilir; gn g ve gzeteyicinin ba
k, gzaltnda tutulan karanlktan daha etkili yakalar."33 Dis

cipline and Punish, sonradan daha ok ne kan birok te


may aklar ve bu kitabn, geni bir yelpaze zerindeki etkisi
ni abartmak zor olurdu. foucault, bir gzetim iselletirilme
sinin nasl gelitigini, mekann nasl siyasal bir sorun olarak
kabul edilmi oldugunu, erk ilikilerinin nasl basite hasm
olmaktan ok heterojen olabildigini vb. gsterir.
Tartmamz bakmndan en nemlisi Foucault, Mark
sizmde "retken vcut" olarak -emek olarak- dnlen vcu
dun, nasl, sadece bir erk sisteminin tabi klnan vcudu da
oldugunda vcut oldugunu gsterir: Byk lde bir retim
gc olarak vcut erk ve egemenlik ilikileriyle donatlr; fakat
diger yanda emek gc olarak oluturulmas, sadece bir tabi
yet sistemine (gereksinimin, titiz bir ekilde hazrlanan, he
saplanan ve kullanlan siyasal bir ara da oldugu sisteme) ya
kalanrsa olanakldr. "34 Sonraki eserinde formle edilecek
Nbiyo-enerji" temalarn mjdeleyen Foucault, Discipline and

Punish'de, "siyasal vcut teknolojisi"nin bir zmlemesini


savunur. Yaklamnn imalarn tartrken Foucault, kendi
erk kavraynn, erki. "styapsal"a kart olarak retim gle
riyle ortak tzsel# olmaya gtrdgn kabul eder ve Fouca
ult'nun Marksizmin determinist etoslanyla anlamazlgnda bu
kolayca grlebilir. Bu noktada, bunu, sz konusu konulan
ideoloji/sylem atmasna odaklayacak ekilde nitelemeye
kalkmak yararl olabilir.

33
34

Foucault, "The Eye of Power' Power/Know/edge, s. 47 .


Foucault, Discipline and Punish: The Birth of the Prison (Harmondworth,
Peregrine Books, 979), s. 2 (Hapishanenin Doguu, ev: Mehmet Ali
Klbay, i mge, 992.J

191

f'OUCAULT VE MARKSiZM
Foucault, kitaplarnda ve daha da fazlas, balca incele
melerinin tezlerini akladg birok syleisinde sk sk Mark
sizmle anlamazlgna iaret etmesi anlamnda, bu konuda
post-yapsalclarn en ltufkandr. ( megin, Derrida'ya kar
sk sk dile getirilen yaknmalardan biri, Marksizmle "karla
ma" sn sonsuza kadar ertelemi gibi grnmesidir). Son sy
leilerinden birinde Foucault, "Marx'n uzun sredir kendisini
snrlayan, grtkanlgn yapan ve havada savuran parti dog
masyla ilikili olarak ykten . kurtarma ve zgrletirme"nin
olabilecegine dair arzusunu ifade etti. "Marx sizin yntembili
minizde etkili oldu mu?" sorusunu yantlarken Foucault, Mark
sizm ile kendi bak asnn " bagdaabilirligi" konusundaki
anlamazlk ateine biraz daha benzin dkt. Bilim insan g
renegi bakmndan belli bir umursamazlkla u yant verdi:
"Evet, mutlaka. Biliyorsunuz, bu kitaplar yazdgm dnemde,
dipnotlarda Marx' aktarmak iyi bir biimdi (kurumsal sol tara
fndan olumlu baklmak iin). Bu nedenle, bundan uzak dur
3
maya dikkat ettim. "
Daha ciddi olarak, Foucault'nun Marx'la anlamazlklar
kkl ve geniti. Bu blmn bir sonraki altblmnde gre
cegimiz gibi, ideoloji/ bilim ayrmnn ve eletiri ya da yanlsa
ma olarak ideoloji yorumunun dayandnldg "gereki" epis
temolojiyi btnyle reddetti. zne nosyonunu, hem bireysel
arac hem Marksizmin varsaydg snf zne nosyonunu da
aktan aga reddetti. Determinizm sorunsalna ilikin olarak
-ve burada, Stuart Hall'n " 'belirlenimler' alann terk ettigimiz
zaman sadece Marx'n dncesindeki u ya da bu evreyi de
gil, onun btn sorunsaln lletiririz" szn anmsayabili
riz35 -Foucault'nun tutumu, ak seik meydan okuyucudur.
Araclk glerinden soyarak ve "retim" ile ." emek"in siyaset
35
36

Kritzman, Michel f'oucault, s. 46.


Stuart Hail, 'Rethinking the 'Base and Superstructure' Metaphor. s. 52.

192

ve tabiyetle el ele gittigin i i leri srerek, determinist m od e l i n


zerinde ina edidigi toplumsal yaplan -snf, devlet- bir tara

fa brakr. Bu nedenle, Foucault' n u n MarlIBizm iinde okbi


imli bir nedensel l i k modelini yeniden lmrmaya almaktan

ol'- Marksist detem i n izm sorunsal n n dnda altg syle


nir. Daha nce grdgmz gibi, Foucault, zelikle sylemsel
ncesi "dilsiz gereklik."e boyun egmez. Onun erk modeli, ba
a klamaz ve btn teorik yap kertilmeden iinden kl
mas zor oldugu anlalan Marksizmdeki topografk temel ve
styap metaforuna uygun degi l . David Couzens ttoy'un ilgin
bir ekilde gzlemledigi gibi: "As l nda, mutlal,, bir st ya da alt
olmadg, daha ok bir ebeke ya da ag sz konusu old ugu
ii n , st-alt metaforn kullanszdr. Dilbilimsel bir mortei, ne
d e nsel, materyalist bir modelden ok Foucault'nun

kavrayl

n yak.alamaya yal'-lar. Foucault, ag , bir dilde seslendirilebi,.


l e n i koullaya n , fakat hangi (ve n e zaman) fii l i seslendim1ele

rin ortaya ktgm belirlemeyen bir gramere benzer d n m e


egillmi ndedir. "37
B u rada, Marksist ma.teryalizm erevesinde ortaya ko
nan determinizm konusunun, M arksist bak as nn dogup
.

pekitigi yer ve zamandaki entelektel iklimle en saglam b i rbirine geen konu oldugu herhalde sylene bilir. ok basit bir
ekilde belirtirsek .. Marksizmin materyalist (pratikte ekonomik
i ndirgemeci) ncllerinin, " belirlenimler"'i on dokuzuncu yz

yl

ortalarn n

mani faktr kapitalizminin

belirlenimlerinden

ok farkl olan yirminci yzyl sonu n u n bir toplumundat'-i siya


sal, kltrel ve toplumsal yaam konusunda dnmenin te
meli olarak yetersiz old ugu aktr. Tam da Marksist teoride
tubul edilen eye -Marksizmi n bir sylem olarak iinden l

g tarihsel lmullara- di kkat ektigi ve kendi iinde ve kendi


bama bu Marksizmin "haki kat" iddialanm yktg iin, Fouca-

37

David Couzens !ioy, " Power, Repression, Progress: Foucault. Lukes, and
f'rankfut School" Foucault: A Critica/ Reader (Oxford , Basil, Blackwell,
1 986), s. 1 42

1 94'

ult'nun almas birok Marksiste itici gelir. Foucault'nun,


yazdg srada egemen olan Marksist sol Ortodoksluga kar gi
rimek zorunda kaldg put knclgn derecesini gsteren Alan
Sheridan, The Order of Things'teki polemiksel pasaj aktarr:
0Markslzm, on dokuzuncu yzyl dncesinde sudaki balk
gibi vardr; yani baka bir yerde nefes alamaz. 311 Sheridan'n
gzlemledigi gibi, Foucault o kitapta aka belirtir: #Mark
sizm, sona ermekte olan bir episteme tarafndan, geri evrile
mez lde snrlanmtr. 039
Bu kitabn zgl ilgileri bakmndan hepsinden nemli
si, Foucault'nun sylem ve erk kavramlar -ve aralarndaki ya
kn iliki- srekli ve tekrar tekrar bir ideoloji kavram eletirisi
olarak aynntlandnldlar. Genel Marksizm sorunu gndeme
geldiginde, sk sk dogrudan dogruya ideoloji konusuna gei
yordu. rnegin l 97 5'te unlar sylyordu: Marksizme gelin
ce, erkin sonularn ideoloji dzeyinde sorgulamaya alan
lardan biri degilim . . . Tarihsel bir gereklik olarak ele alnan
Marksizmin, bilin ve ideoloji lehine vcut sorununu tkama
ynnde korkun bir egilimi vard. "40 Hem ideoloji eletirisini
hem sylem ve erk ile ilgili savlarn onun hakikat nosyonuy
la baglantlandrarak tutumunu zetleyebiliriz. Zira erke vur
gusunun bir ksm, kesinlikle, #hakikatin siyaseti" dedigi e
yeydi. Marksizmin ideolojiye takntl ilgisinin ya da "hakikat
dnn iktisad "nn tehizatn skmesi, Foucault'nun bir ince
leme nesnesi olarak "hal\ikatin siyaseti0ni oluturmas iin z
seldi ve onun ayrlmaz parasyd. Foucault'dan baka bir ak
tarma baglanty daha da aga karr: "Kendimi biraz klgsal
stilde gstermek isteseydim, unlar her zaman benim soru
num olmutur derdim: Erkin sonular ve 'hakikat'in retimi.
Son yllarda kullanlan bu ideolojik nosyondan hep rahatsz
38

Alan ShP.ridan, Michel Foucau/t: The Will ta Truth (Londra, Tavistock,

39
40

a.g.y., s. 73.
Foucault, Power/nowledge,

1 980). s. 70.
s.

58-59.

.194
oldum. Yanllar, yanlsamalar aklamak ya da sunumlar
zmlemek iin kullanld -ksaca hakiki sylemin olumas

n engelleyen her ey. nsanlarn aklndan ge enler ile retim


koullan iindeki yerleri arasndaki ilikiyi gstermek iin de
kulanld.

fsacas hakikat dnn iktisad. Benim sorunum ha

kikatin siyasetidir (italikler

benim). Bununla ugranaya epey

zaman harcadm. "'41


Demek ki Foucault, Marksizmin "hakikat dnn iktisa
d"na ilgisini kendisinin "hakikatin siyaseti"' incelemeleriyle
degitirir. Foucault'nun Marksizmle ilikisiyle ilgili en ilgin
degerlendirmelerden biri, Foucault'nun projesinin .. hegemon
ya biimlerinin stratejik oluumunun iinden kabilec.egi kar
mak ok katl sreler"i gstermek oldugunugu -elbette Fo
ucault'nun kendisi bu sz dagarcgn kullanmasa da- ileri s
ren Barry Smart'n degerlendirmesidir. 42 Smart'm Foucault ve
hegemonya zerine makalesinin ardalan, Marksist modelin
kavramsal snrllklarn kabaca gsterdigi ve Gramsci'nin a
lmasnn Marksizmin snrllklarnn tesine geen zmler
sunma olaslgn tarttg daha nceki kitab

xlsm and

Critlque'tedir. 43 Gramsci 'nin

f"oucault,

"klasik

Mar

Marksizm"in

amentlerinden uzaklaan olarak m yoksa onun tarafndan


snrlanan olarak m okunabilecegiyle ilgili sorun, ok tart
mal bir sorundur ve bu kitabn 4. blmnn degerlendirme
si. snf indirgemeci ya da zc olmayan bir hegemonya mo
deli gelitirmekte Laclau ve Mouffe'nin Gramsci'den kopular
zerine ayrntl bir yorum bak asndan bu sorunu ele al
m. Bu degerlendirmede yoruma hata ok yer var; Gramsci'yi
klasik Marksist gelenegin dna karp indirgemeci olmayan
bir Marksizmin bayraktan yapmak bana ok zorlama grn
yor. Barry Smart, sanrm hakl olarak, bu bakmdan Gramsci

41
42
43

Kritznan, Michel Foucault, s. 1 l 8 .


Barry Snart, '"The Politics of Truth and the Problem of Hegemony" Hoy,
Foucault, s. l 60 iinde. '
Barry Smart, Foucault, Marxism and Critique (L<mdra. Routledge, 1 983),
s. 38-42.

195
ile Foucaut'yu kar karya koyar ve bilanoyu Foucault lehi
ne kapatr: "Gramsci'nin, M arksist zmlemenin son kertede
ekonomik belirleme temel ilkesinden kaynaklanan snrllkla
nna ve snrlarna d uyarl oldugu ve hegemonya kavrayyla
siyaset ve e r1' sorununa yeni bir yaklam gelitirmeye alt
g ileri srlebilse de zmleme, ekonomizm sorununda e n
iyi durumda belirsiz v e hegemonya biimlerinin kurulmas
karma k sorununda ise fiilen sessiz kalr. Buna karn Fouca
ult ise, Marksist sorunsaln snr ve snrllklarndan eletirel
uzaklg sayesinde, tartmann terimlerini belirsiz 'ideoloji'
kavramyla ve sonularyla ugramaktan hegemonyann olu
turucusu olan ' hakikat' ile 'erk.' ilikilerinin degerlendirilmesi
ne dntrebildi. "44
Foucault'n u n projesini hegemonya dili (terimin imdi ta
dg kark tnlar dikkate alndgnda) geregince yanstmada
Smart hakl olsun ya da olmasn, yorumunun altnda yatan te
may kabul edebiliriz: Foucault, ideoloji kavramnn Marksiz
me saplandg kavramsal krdg mden temiz bir k yapt
ve "hakikatin siyaseti"ne, farkl bir ekilde, tarafsz olmaktan
ok eletirel olan bir yaklam nelitirdi.

:roucault ve :epistemoloji Sorunlar


Bu altblmde, ideoloji kavramnn Foucaultcu eletiri
si bakmndan, kitabn banda Marksizmdeki "klasik anla
mazl klar" n bir paras olarak grlen baz temalara ksaca
dnmek istiyorum. Bu temalar, bilginin dogasyla ilgilidir: ide
olojinin eletirel mi yoksa n tr m grlmesi gereMigi konu
sunda tartma vard -epistemolojiK denilen ideoloji tanmnn.
benimsenip benimsenemeyecegi ve ideoloji ile bilim arasnda
bir ayrm konulup konulamayacag sorunu. Marksizmdeki ori44 Smart, "Politics of Trutl" s. 1 6 1 .

196
jinal tartmalarn dayandg epistemolojik gvenlikten ok
uzak oldugu ii n , baz bakmlardan foucault b u rada seilecek
u bir "konum"dur. Foucault'nun projesini bir yanda hakikat
ile d iger yanda dnllk ve kendi arasndaki iliki geregin
ce betimleyebilen biri, epistemolojide gerekilik ile grenek
ilik arasndaki tartmann "greneki" taraf nda bulunmal
dr: "Benim sorunum, her zaman hakikat soru n u , hak.ikati an
latma sorunu,

wahr-sagen

-hakikati anlatmak nedir?- ve 'haki

kati anlatma' ile dnllk biimleri, kendinin kendine d


n biimleri olmutur. "45 deoloji kavramna ilk itirazn bili

ellik ile hakikat arasna "bir izgi ekme0 sorunu olarak formle eden biri, konunun tartlmasn hemen hemen gerek
siz klacak kadar tam bir grececi olmal. Kendi projesi, tarih
sel olarak 0hakikatin sonularnn, kendileri ne hakiki ne sah
te olan sylemler iinde nasl retildigi"ri grmek olan biri,
herhalde epistemolojiyle ilgili tartmalarn dndadr. Yine de
foucault'nun bu ekilde "silinememe"sinin n edenleri var: tter
eyclen nce bir

bilgi

teorisi, er. ile hakikat arasndaki iliki

lerin bir teorisini sunar, nk foucault'n u n epistemolojiyle


ilgili polemiksel genel ifadeleri ile daha zgl denemelerinin
ve tarihsel incelemelerinin ak epistemolojik iddialar arasn
da epeyce gerilim var.
foucault'nun

The Order of Discourse

(Sylemin Dzeni)

dersi, herhalde, ciddi ve kalc bir bilgi, sylem , hakikat ve erk


degerlendirmesinin bulunacag en iyi yerdir. B urada foucault,
Ortaag sonras Bat toplumunda "sylemi ekillendiren
byk dlama"y aratran ve birka yl sren almasnn so
n ularn betimler.46 ilk olarak, ne hakknda konuabilecegi
miz, kimin ne zaman konuabilecegi zerinde, sylemin ba
site hakimiyetin dile bir tercmesi olmayp -.endi bana ele
geirilmesi gereken bir

erk

oldugunu bize greten, karmak

bir ekilde foucault'nun ebeke (1edigi eyi oluturmak iin


j
45
46

Kritzman, Michel Foucault. s. 33.


Foucault, "Order o f Discourse" s . 5255.

jj)

197
daha gevek ya da daha sk kontrol ve dlamalarla (rnegin
zellikle imdi cinsellik ve siyasette) etkileen yasaklar vardr:
ikincisi, Foucault baka bir byk dlama ilkesi olarak akl ile
delilik arasndaki kartlga iaret eder -bu durumda bir yasak
lama degil, bir blnme ve reddiye. Sheridan, Foucault'nun
Montaigne ile Descartes arasnda gerekleen ey ile

ilgili

te

zini zetler: 0/nsan deli olabilir; fakat hakikati gzlemekle y


kml hkmran bir znenin edimi olarak dnce, lgn
olamaz. Rnesansn o kadar aina oldugu sagduyusuz bir Akl
ile' sagduyulu bir Akldnn deneyimi imdi engellenir. "" Fo
ucault'nun "bilme iradesi" ya da Hhakikate ulama iradesi"' de
digi nc dlama ilkesi de Foucault'ya gre, tarihsel olarak
oluturuldu; zira ortaya k Platon ncesi Grek dncesine
yerletirilebilir. Hakikati, iktidarda olanlarn

syleminin

verili

bir zniteligl olarak grmekten, sylem gndergesinin bir z


niteligi olarak grmeye bir geii gerektirdi, ister bilimsel "ke
ifler" biiminde olsun ister edebiyatr.a, pratikte ve egltim, ya
yn vb. kurumlannda "gerege yakn"n ctegerli klnmas bii
minde olsun, hakikate ulama iradesfr,Jn glendirildigi ve ye
nilendigi btn Bat etosu, diyordu f";ucault, bundan fkrd.
Foucault, kendi gerekesi olarak bir adalet teorisinden gide
rek vazgeen ve sosyolojik ya da tbbi bilginin dsal olarak
garantili HhakikatHine ynelen hukuksal sylemi, modern bir
rnek olarak verir: 0Toplumumuzda, hukuk ii bile artk bir
hakikat sylemi dnda adeta onaylanamaz gibidir.H48
Foucault, bu baglamda, Canguilheim'in hakikat ile "ha
kikinin iinde# olma aynmn kullanarak, hakikatin ynetilme
sinde "disiplinlerin rolnn bir anlatmn verir. Kukusuz, bir
ok okuyucu iin Kuhn'nun paradigmalarn nasl degitigiyle
ilgili anlatmn akla getiren Foucault, unlar yazar: "Mandel
hakikati dile getirdi; fakat kendi zamannn biyolojik sylemi
nin 'hakikisi iinde' degildi. . . . " Disiplinler, belli kurallar iinde
hareket ederler: #Kendi snrlan iinde her disiplin, hakiki ve
47 Sheridan, Michel Foucault, s . 2.3.
48 Foucault, "Order of Discourse" s. 55:

198
sahte nermeleri kabul eder; fakat btn bir bilgi teratolojisi
ni de kendi snrlarnn tesine iter."49 Foucault'ya gre, bilim

erk olarak kurumsallamtr ve "hakikate ulama iradesi" bu


tarihsel srecin anahtar bir boyutudur.
Bu savlar degerlendirirken, bir dizi sorun ortaya kar.
Foucault, bir anlamda, mutlak ya da bilimsel hakikatin varlg
n rtmyor, sadece hakikatin sonularnn gvenceye aln
ma srelerine ilgisini belirtiyor -ve bu farkl bir konudur. Aa
gdaki cmleyi baka nasl yorumlayabiliriz? tnsann yaban
bir dsallk mekannda hakikati dile getirebilmesi her zaman
olanakldr; fakat kendi sylemlerinin her birinde yeniden can
landrmak zorunda oldugu sylemsel bir 'polisiye denetim'in
kurallarna Uymakla insan, sadece 'hakikinin iinde' OlUr.

nSO

Fakat baka bir anlamda, insann sylem dnda hakikati di


le getirebilmesi dn, Foucault'nun gnel teziyle temelden
uyumaz. Baka bir genel sorun da, atas toplumsal erk teme
linde "hakikat*in gizli ag oldugu zaman (hakikat, sylem ve
erk arasnda nadiren daha arzu edilebilir bir iliki), "hakikate
ulama iradesi"ne -Foucault'nun eletirdigi- ne tercih edilebi
lirdi olabilir. Ya da hakikatin "istenirligi"ni nasl ele alrz? Bir
gazeteci Foucault'ya "Bilim, boyun egdigimiz 'hakikatler' ret
mez mi?" sorusunu sormu; yant rasyonel bir bak asn
dan rahatsz edicidir, fakat retken bir ekilde kkrtcdr da.
Bilim ile erki ilikilendirmekle balayp, agrballkla eklemi:
"Ben sadece, aagdaki sorular ortaya attgnda Bat felsefesi
nin temel sorunlarndan birini ele alyorum: Gerekte niin
hakikate baglannz? Neden yalan degil de hakikat? Neden mit
degil de hakikat? Neden yanlsama degil de hakikat? Ve ben,
yanla kart olarak hakikatin ne oldugunu bulmaya almak
yerine, Nietzsche'nin ortaya attg sorunu ele almann ilgin
olabilecegini dnyorum: Toplumlarmzda 'hakikat'e bu
Teratoloji: Biyolojide zellikle insann yap biimsizliklerini ve bozukluk
lann inceleyen bilim dal -. n.
49 a.g.y., s. 60.
50 a.g.y., s. 6 1 .

'. j

199
deger nasl verilmi, bu nedenle onun mutlak esareti altna
sokulmuuz?"51 Balangtaki czrtl rasyonalist yantn tesi
ne geersek, ele alnacak ilgin sorular var. Hangi koullarda
yalan sylemeyi tercih ederiz? Mitleri kullanrz? Yanlsamala
r hakikate tercih ederiz? (Kukusuz, Anglo-Amerikan okulun
daki en kat rasyonalist felsefeciler bile, zaman zaman Noel
Baba'yla ike yapmtr.)
Ksmen, Derrida'dan daha az atak da olsa, Kartezyen ge
lenekten btnyle uzak durdugu iin Foucault'ya bylesi ko
nulan "aklattrmak" zordur. Bunun bir yan metinsellik soru
nu ya da Foucault'nun metinlerinin '"yazarllg" ve bunun,
onun yazlarnn okunma biimi zerindeki etkileri sorunudur.
yazar Nedir?" denemesi, yazarn ilevini tartrken, Roland
Barthes'n "Yazarn lm'"nden farkl bir sav tar, fakat ak

a baz paralellikler de kurulabilir. 52 Foucault, kendi '"metin


ler"inin btn zamanlar iin dogru saylmamas gerektlginl,
bir alma sreci olduklarn aklamtr. Bu nedenle, pek
ok vesileyle, tutarllk projektrne yakalanmay reddederek,
fikrinin degitlginin farknda oldugunu belirtmitir. The Archa

eology of l\nowledge'in Giri blmnden oka aktarlan ve


bir yazarn nceki eserlerine "sadk" kalmas gerektigini d
nenleri zen, fakat kendisine yeni bir okuyucu kuag kazan
dran bir belirlemesinde unlar yazar: "Kim oldugumu sorma
yn ve benden ayn kalmam istemeyin: Evraklarmzn dzen
li olup olmadgn takip etmeyi brokratlarmza ve polisimize
brakalm. "'53 Foucault'nun kitaplarnn balklar ile ierikleri
arasndaki ilikiyle ilgili belirlemelerinde, bilimsel metin gre
neklerinin baka bir ihlali grlebilir. Kendisine bunun okuyu
cuyla bir ..oyun" olup olmadg sorulan Foucault, balangta
setigi bir balk ile kitabn sonunda formle edebildigi yeni

5 Kritzman , Michel Foucault, s. 1 07 .


52 Foucault, 'What Is An Author?', Rabinow, Foucault Reader llnde; Roland
Barthes, 'The Death of the Author' lmage-Music-Text (Londra, f'ontana;
1 977).
5.3 Foucault, Archaeology of Knowledge, s. 7.

bir sorun arasnda bir "mesafe"nin bulundugu yantn verdi:


Bunu, yazma srasnda vardg uzaklk olarak betimler.54
Bu yazarllk ve yazarlk konulan, salt tesadfen ilgi du
yulan konular degildir -yeni bir alma tarzn ve geleneksel
akademik yazmann Ben hkmranlgndan bir honutsuzlugu
belirtirler. Bu tikel madalyonun teki yz -Foucau.lt'nun ba
ka bir dnrn yorumlan biiminde uzun uzadya yazdg,
fakat kendisiyle konuuyormu gibi okunan- belli bir kafa ka
nklgna neden oldu. rnegin Qary Outting, Foucault'nun
varsaylan grececiliglne yneltilen eitli eletirilerin (Haber
mas'nkiler de dahil) "Fouauft'nun kendi adma konumayp"
bakalannn uzun uzadya bir aklamasn verdigl pasajlara
dayandgn belirtmitir. ss
'"'Stll"'le ilgili bu konular, tartma srecini derinden etki
ledikleri iin, ok daha anlaml bir ekilde formle edilebiUr.
Herhalde, bir stil epistemolojisine gereksinmemiz var. Bunun
bir rnegl, Charles Taylor'un Foucault eletirisiyle ortaya
kan ilgin dnce alveriidir. Deleuze'nin Foucault zerine
kitabna ateli nsz'nde ("Foucault Orngs: Stil Sorun
sal" balkl) Paul Bove, Foucault'nun erk, zgrlk ve haki
kat ile ilgili dncelerine ynelik Taylor'u n srarl ve olduka
inandnc eletirisine glge drr. Bove, Taylor'un insana '
en kayda deger gelmeyen pasajlarnn -Taylor, Foucault "anla
lr degW, "elikili konumlar tarafndan ynlendirilir", "kendi ifade tarzyla nemsenen konulan bulamklatrtn"tr vb.
diye iddia eder- Taylor'un bizzat kendi disipllner hakikat ayg- ,
tndan nasl kaynaklandgn gsterir. Bove, "Taylor'a gre, nde gelen bir yaz, edebiyat, dil ve stil teorisyeninin metnine,
onun yazdg sadece 'konumlar' saydam bir ekilde sunma '\
baansz abasym, ne yazk ki bulank bir eymi gibi yak
lamak saflktr" diye ileri srer. 56 Bove, Frederic Jameson'n '
54 Krltzman, Michel f'oucault, s. 25 1 .
55 Gary Gutting, Mlchel f'oucault's Archaeology of Scientiflc Reason
(Cambrldge University Press, 1 989), s. 274-27 7 .
5 6 Paul Bove, "The Foucault Phenomenon; The Problematics o f 5tyle'
(nsz), Deleuze, f'oucault, s. xiii iinde.

.201
The Political Un conscious unda
'

(Siyasal Bilind) rastlanan

Foucault eletirisini de Jameson'n Foucault'nun akademik di


siplinleri eletirisinin imalarn grmeme kaygs geregince
#yorumlar." Bu, diye iddia eder Bove NFoucault'nun erk iin
deki entelektellerin konumlan hakknda bize gretmek zo
runda kaldg eyler pahasna, siyasi kaynakl ve ok acele az
li"yle sonulanr. 57
Bunu bir tarafa brakrsak, epistemoloji sorununda Fo
ucault'da nemli bir belirsizligin bulundugu konusunda Ric
hard Rorty ile hemfikir olabiliriz. Hibir ekilde grececi degil
dir -eserlerinin kimi yanl okumalarnn aksine- ve epistemo
loji ve hakikat ile ilgili ifadeleri, agzna kadar hakikat iddiala
ryla doludur. Ayn ekilde tarihsel anlatmlar -zihinsel hasta
lk, su, cinsellik, toplumsaln ykselii vb. konularnda- ak
a, anlatm nesnelerinin daha iyi bir tarihsel bilgisi iddialan
olarak kendilerini gsterirler. Rorty'nin belirttigi gibi: "Basite,
bir epistemoloji soyktg vermek, bu trn nasl varoldugu
nu bize gstermekle (ok iyi yaptg bir ey) yetinmez. Episte
moloji benzeri bir ey de

yapmak

ister."58 Ayn konu, Gary

Gutting'in sorusu biiminde de belirtilebilir: roucault'nun


akl eletirisi, kendi kendini rtc mdr?" Gutting, kendi
kendini rtc olmadg ve Foucault'nun, geleneksel felse
fenin nselciliginden ve temelciliginden yoksun olsa da ba
ka yerde ulalan normatif yarglar zerinde almann nem
li bir entelektel aletini veren bir felsefe kavray sundugu so
nucuna vanr.59 Rorty'ye gre, Foucault'nun almas hem da
ha rahatsz edici hem daha ileri grlyd: "Mevcut kavray
mz aan, fakat yine de olaslkla gelecegimizde olan kurgu
sal olaslklara uzanmak.

57
58
59
60

"60

a.g.y .. s. xxvi.
Richard Rorty, 'Foucaut and Epistemology' Hoy, Foucault, s. 43 i;inde.
Gutting, Foucault's Archaeology, s. 285.
Rorty; 'foucault and Epistemology" s. 48.

202
f'oucaut ve

zne Sounlan

Bu kitabn banda grdgmz gibi, klasik Marksizmin


ideoloji teorilerinde 0zne sorunu"' yoktu; fakat sorunun yarat
tg ilgi geregince sahneye ge geliiyle kukusuz telafi edil
mitir. Burada sz konusu olan, bir ksm 5. blmde uzun
uzadya tartlan (Kartezyen zne eletirisi, hmanizm sorunu
vb.) birbiriyle baglanth birok konudur. Foucault sz konusu
oldugu kadaryla, znenin verili olmaktan ok oluturulmu
olarak dnlmesi gerektiginde srar etmiti ve bu zneyi
oluturma pratiklerine ilgisi, dlger modern teorlsyenlerinkin
den ok daha geniti. Foucault'nun znellige yaklam, bilin
li malzeme, zellikle dillendirilebilir olan zerinde (psikanali
ze antipatisine karn) odaklanma egllimindeydl; fakat bilince
gelmeyenleri de ele ald. Foucault'nun znelllge ilgisinin n
celikle toplumsal snfa ynelik olmadgn eklemeye gerek
yok; zira merkezi ilgisi, diger kimlik biimlerine ynelikti.
(" tekilerini, sulular, deli insanlar vb. dlayarak kendimizi

dolayl olarak nasl oluturdugumuzu gstermeye altm. "

)61

Foucault'nun "zne"ye bak as, herhalde ksmen ilk


tutumunun "direni"e ok az yer braktg sulamasna yant
olarak, zamanla degltl. Bu konuda ve bununla ilgili hma
nizm ve antl-hmanizm sorununda onun almasyla baglan
th tartmalar hala devc.m ediyor. Fakat bu konulara ayrntl
bakmadan nce, Foucault'nun toplumsal snfi nelligln te
oriletirilmesinden karmas ile hmanist sylemin "hkm
ran" znesini amansz eletirisinin, onu, almas feminizm
de oka kullanlan, uygulanan ve tartlan bir post-yapsalc
haline getirdigini belirlemek gerekir. Foucault'nun hmanizm
eletirisi konusunda Biddy Martin'in hakl olarak belirttlgi gibi:
Feminist zmlemeler, kadnlarn temsil mcadelelerinden
dlanmalar ve sessizliklerinin, hmanist dncenin olabilir
lik koulu oldugunu ok daha inandrc bir ekilde gsterir:
6

Foucault, Technologies of the Self. ed. Luther H. Martin vdl. (Londra,


Tavlstock, 1 988), s. 1 46.

20
Kadnlarn konumu, gerekten de Bat kltr iinde isel bir
dlanma konumu, erkin hakikate ve kimlige ulama iradesin
deki etkilerinin aga karldg zellikle uygun bir nokta ol
mutur. "62 Foucault'nun almasnn feminist zmleme ba
kmndan imalar, ksaca ele alnacak.
Bu arada, bu tartmalarda -hem znellik hem dogru
"zne" kavray konusunda- Foucault hakszsa Marksist ide
. oloji teorisinin hakl olabilecegi bir hasmlk mantg olamaz.
Foucault'nun Althusserciligin "zc miras" olarak betimledi
gim eyden daha fazlasn bize sunamayacag anlalsa bile,
Marksizmin bu alandaki gz kamatrc zayflg, klasik Mark
sist sorunsaln rktc derecede yetersiz kalacagn ve daha
iyi bir yaklam iin baka yere bakmamz gerektirecegini
gsterir.

l'OUCAULT,

ZNE ve KEl'iDl

Foucault'nun bu sorunlara degien yaklamna, ogun


lukla, "ge Foucault'da znenin geri dn" benzeri bir ey
olarak iaret edilir. Yaamnn sonuna dogru, kendiye giderek
artan bir ilgi gsterdi ve birok kii bunu, (btnyle yersiz ol
masa da) ilk tutumunun bir tr reddi olarak grr. Onun d
ncesinde byk bir kopu gerekletirmenin istenip isten
medigi ak degil: Bu ardk ilgilerde bir sreklilik ve uyum da
grlebilir.

The Archaeology of l\nowledge'de

Foucault, zne ile

sylem arasndaki ilikiyi dnme biimini ele ald ve zel


bir pasajda, znenin sylemsel inasn -tam boy ya da

verili

bir zne tarafndan mal edilen bir ey olarak sylem kavray


na kart olarak- anlamann nemini ustaca aklad. yle
yazyordu: "Sylem, dnen, bilen, konuan bir znenin gr62

Biddy Martin, 'Feminism, Criticism, and Foucault" ! rene Diamond ve Lee


Quinby (eds.), Feminism and Foucault (Boston, Horteastem University
Press, 1 988), s. 1 .3 iinde.

kemli bir ekilde kendini aan tezahr degit aksine, iinde


znenin daglmasnn ve kendisiyle kopuklugunun belirlene
bildigi bir btnlktr . . . ne akn bir zneye ne de psikolojik
bir znellige bavurularak, onun sesletim dzeni tanmlanma
5
ldr. * 3
Foucault'nun "akn" ya da Kartezyen zne eletirisi,
btnyle onun h manizm eletirisiyle baglantldr. Gerek
ten de hmanizmi 0bagml hkmranlklar* olarak

tanmlad:

unu sylyor: "Hmanizmle sylem btnlgn anlatmak


istiyorum; bu btnlkle Batl adama u sylenir: 'Erki kul
lanmasan bile, yine de sen bir yneten olabilirsin. Daha da iyi
si, kendini ne kadar ok erk kullanmndan yoksun brakrsan,
o kactar ok erkte olanlara bagl olursun ve bu durum daha
fazla senin hkmranlgn arttrr. "' Foucault, Bat kltrnde
hmanizmin, Nkibar bir mbadeleyle* , mlkiyet hakkn erkte
olanlarn hakk olarak sabitlerken, ayn zamanda mlk sahibi
nin mlkiyet hakkn destekleyen yasalara bagllgn isteyen
Roma hukukuyla kurumsallatrldgn aklamaya geer. Fo
ucault'ya gre, Bat kltrnn hkmran znesi, bu neden
le, gereklikte -ve "hmanizmHin anlam burada yatar- bir

szde-hkmrandr. 64
Ayn

syleiden

Foucault'nun

hmanizm

"yapbozu

mu"nun baka bir rnegi de verilebilir. Mahkum "haklanHn


ele almann yapaylgndan sz eden Foucault, iinde aktif ol
dugu grubun -OIP (Hapishaneler Bilgi Grubu)- radikal amac
nn, sululuk ve masumiyet ayrmna meydan okumak oldugu
nu ileri srer. "Bizim eylemimiz, . . . ruhla ya da sulunun

sndaki

arka

adamla ilgilenmez, sululuk ile masumiyet arasnda

bulunan derin blnmeyi ortadan kaldrmaya alr. " Bu tutu


mu, hmanizmin hapishaneler sorununa karakteristik yanty
la karlatrr: #Ceza sistemiyle karlaan hmanist unu sy
ler: 'Sulu suludur, masum masumdur. Yine de sulu bulu6.3 Foucault. Archaeo/ogy of Knowledge, s. 55.
64 Foucault, Language, Counter-memory, PracUce, ad. Donald Bouchard
(lthaca, Comell University Press, 1 977), s. 22 1 -222.

205
nan, tekiler gibi bir insandr ve toplum, onda insani olan e
ye sayg duymaldr: Sonu olarak, tuvaletlerin sifonlarn e
kin!'"65 (Foucault tuvaletler konusunda -u anda lngiltere'deki
ok resmi bir ilgi konusu- aka hakl olmasna karn, kendi
tutumu tuhaf bir ekilde "altmlar"n tutumudur.) Yararlan
makta oldugum makale, Foucault ile bir grup lise grencisi
arasnda geen ve Fransz dergisi

Actuel'de

yaymlanan bir

tartmayd. 1 97 1 'de bile, uyuturucu yanls bir tutum almak


la Foucault, uyuturucuya kar polis kampanyasnn "normal,
rasyonel, drst ve uyumlu bireyin dolayl mutluluk duygusu"
oldugunu, u parlak lise son snf grencilerin ok daha akl
banda olduklarn grencilere dikkatle aklar: Gen "Ser
ge", uyuturucu kullanmann sadece okulu terk edenlerin ve
kukusuz siyasi grencilerin ii olmadgn dnyordu.

66

Ner neyse, Foucault'nun ilk eserlerinin ii, kuku gtr


mez lde, "znenin hkmranlgn ykmak"t. Sonraki a
lmasnda -ve

The History of Sexuality projesinden

sonra d

nm noktas gelir- Foucault, "znelletirme" ya da "bir zne


nin oluumunun elde edildigi ilem" diye terimlendirdigi ey
le ilgilenmeye balad.67 nceki almasnn byk bi ksm
Ortaag sonras Avrupa baglamna konumlanm olmasna
karn, bu yeni ilgi Foucault'yu tekrar G rek ve Roma antikite
sinin yazlarna gtrecekti. foucault, nerilen 'Tarih"in birin
ci cildini yazdktan sonra, on altnc yzyldan itibaren tarihse l
bir dizi yazmaya niyet ettiginL fakat "zmszlk"le kendi
izinde dnp durdugunu aklar. Yantlanmadan kalan sorun,
ahlak sorunuydu: "Cinselligi neden ahlaki bir deneyim haline
getirmitil?" Sonunda ulatg yant, hem Nristiyanlkta cinsel
deneyimin ahlakiletirilmesiyle hem de bununla birlikte mey
dana gelen ahlakn bir zne teorisi tarafndan kendine mal e
dilmesiyle ilgiliydi. Antikitenin etigi, cinselligi ahlakiletirme
yen, fakat "kendiye" ok daha fazla "zen" gsteren bir eti k65 a.g.y. , s. 2 2 7 .
6 6 a.g.y., s. 226.
67

Kritzman. Michel Foucault, s. 252-253.

.206
ti. Ah' akiletirilmi cinsellik ve szde-hkmranlk ("znde
zne zerinde merkezilenen bir ahlaki deneyim) bugn artk
bizim iin doyurucu olmadg iin, diye ileri srer Foucault,
belli sorunlar, "antikitede ortaya kmalaryla ayn koullarda
karmza kyorlar. "68
Foucault'yu kendi etigi zerine almaya gtren bu
sorunlardr: "Benim etik dedigim ve bireyden, kendi eylemi
nin moral bir znesi olarak nasl kendisini oluturmas gerek
tigini belirleyen kendi kendinizle girmeniz gereken iliki tr."
lan Hacking'in itenlikle belirttigi gibi: "Eger moral bir aracy
69
Hacking, Fouca

sanz endieleneceginiz halis malzeme. ''

ult'nun hareketinin anlamllgnn ak bir anlatmn verir:


"Bilgi/erk yks, dardan-ynetimli anlatlar dnda Fouca
ult'nun kitaplarnda ayrntl bir ekilde aydnlatlr -tekiler
hakknda syledigimiz eyler, tekilere syledigimiz eyler,
tekilerin bize sylemi oldugu eyler, tekilere ya da kendi
mize yaptgmz eyler, i monologu, kendime syledigim e
yi darda brakrlar. zdisiplini, kendime yaptgm eyi dar
da brakrlar. Bu nedenle, .znelligin kalc anayurdunu atlar
lar. " Hacking, daha sonra "Bunda zel hibir ey yok . . . Vic
dan ve zbilginin kurnazlg, zel hissettirmektir. "7 Fouca
ult'nun

The Care of the Self1,

bu yeni temalarn belki de e n

ilgin ayrntlandrlmasdr: t'oucault'nun, antikitede gelien


ve Hristiyan aga tanan seks etrafnda artan ahlakiletirme
ve kaygy gsterdigi, "agmzn Erken Yzyllar"na ait yazc
tarda cinselligin temsilinin byleyici bir degerlendirmesi.

11

Technologies of the Se/f'de Foucault, balca drt tip tek


retim, gsterge sistemleri, erk ve kendi teknolojileri bu

noloji,

lundugunu ve "bunlann hem zgl dogasn hem de srekli et


kileimlerini gstermek istedigi" ni belirtir. l lk ikisinin -retim ve
gsterge sistemleri teknolojilerinin- baka yerlerde oka in-

68
69

70
71

a.g.y. , s. 253-254.
lan Hucking, "Self improvement," Hoy, Foucalt, s. 2 3 7 iinde.
a.g . y. , s. 236.
Foucault, The Care of the Self (New York, Vintage, 1 988).

l
jl

207
celendiklerini, kendi ilgisinin erk ve daha sonra kendi tekno
lojilerine oldugunu ileri srer. 72 Foucault'nun zne ve kendi
sorununa yaklamnn, bu nedenle, ok geni bir baglamda
ortaya kan bir yaklam oldugunu belirtmek nemlidir. John
Rajchman, Foucault'nun akn zne mitini reddinin, anti-h
manizvtnin ve modern toplumda bireyleme zmlemesi
nin Deridac ve Lacanc post-yapsalclktan olduka farkl ol
dugunu tam anlamyla saptad: "Foucault bir dnceyi korur:
znenin oluturuldugu dncesini. Fakat znenin dilde olu
turulduguna dair Lacanc tezi reddeder. "73
Fiilen Foucault'nun sezgilerinin, tarihsel, metinsel, sos
yolojik ve eletirel tartmalarda btn bir almalar yelpaze
sinde ie yarayabilecegi anlamna gelen bu geni bak as,
onun poplerliginin bir nedPnidir. Karlatrmal ve kimi be
lirgin istisnalarla lmnuursak, Derrida ve Lacan'n etkisi ezici
lde metinsel edebiyat ve film eletirisi alanlarnda yogun
lamtr ve bu dnrleri, rnegin, tarih ya da sosyolojiye
"ithal" etme giriimi, Foucault'nun kabul edilmesinden ("par
al" olmu olsa da) ok daha g olmutur. 74

f'OUCAULT, f'UllNlZM, VCUT W SYASET

1
l

Foucault'nun dnceleri feminizmde ve cinsellik zeri


ne atmalarda son zamanlarda "n kazanma"ya balad . Bu
nun nedeni, ksmen, Foucault'nun yine ideoloji kavram ele
tirisinde baglamlatrdg "vcut"a vurgusudur. 0ldeoloji soru
nu ortaya atlmadan, nce vcut ve erkin vcut zerindeki et
kileri sorununu incelemenin daha materyalist olup olmayaca
gn merak ediyorum. "75 "Vcut" un hesaba katlan bir ey ol72

Foucault, Technologles, s . 1 8 .
Bkz. John Rajchman, Michel roucault: The rreedom of Philosophy (New
York, Columbia University Press, 1 985), s. 36.
74 Dikkate deger bir istisna: feminist tarihi Joan Wallach Scott, Oender
and the Politics of History (New York, Columbia University Press, 1 988).
75 foucault, Power/l\nowledge s. 58-59.

73

208

maktan kp, bir toplumsal zmleme nesnesi olarak nem


kazanmasnn nedenleri karmaktr. Baka yerde gsterdigim
gibi, bunlar, ksmen biyoloji siyasetinin (son zamanlardaki tb
bi/teknolojik gelimelerin imalan da dahil) feminist mcade
lelerdeki neminden tr, zellikle feminizmde keskin ko
nulardr. 76

Foucault'nun "vcut" zerine yogunlamas ve birok


insann cinsellikle ilgili dncesini yeniden biimlendiren ka
rakteristik tarz, hem cinsel kimlik ve tercihe ilgi patlamasyla
(zellikle gay ve lezbiyen incelemelerinde) hem feminist d
ncenin nemli bir gelime dnemiyle birleti. Bunun mer
kezi bir yan 0zclk" konusudur. Biddy Martin'in iaret etti
gi gibi, Foucault'nun '' bask" nosyonunu ykmas, hem kadnn
zsel bakmdan erk.ege stn olarak ontolojiletirilmesine
hem o noktada feminizmde poplerleen kadnlarn ak de
neyimlerinin "hakikat"ine raz olmaya baz feministlerin diren
mesine yardmc oldu. 11 Foucault'nun almas, tpk femi
nistlerin yaslanmaya egilimli olduk.lan geleneksel , "cinsiyetin
toplumsal inas" modelleri nden ok daha sofistike bir cinsel
kimlik anlatm yntembilimi sundugu gibi, feminizm iindeki
anti-zc konuma ynelik egilimle de baglantldr.
Ne var ki bunu syleyen biri, hemen Foucaultcu bir yak
lamn siyasal zayftg iine e kilir. Foucault'nun almas
nn btn yk, ortaya ktgn grdgmz eyle sonula
nan sylemselin iinde ve tesindeki karmak erk stratej ile
rini ve operasyonlarn aga karmak yeri ne "cinsiyet dze
ni" ya da "ataerkillik" gi bi toplumsal yaplara aklama olarak
bir z kazandrmay geersiz klmaktr. Yine de, bu sorunlar
da bendini konumlandramamada glkler vardr ve bu, ge
nelde ve ogunlukla yapldg gibi kfrl terimlerle imzala
mak istemedigim srekli tekrarlanan Foucault eletirisidir.
Bu, Foucault'da (Rorty'nin belirttigi gibi) epistemolojinin nasl
oldugu gibi oldugunun eletirel bir tarihini vermek ile kendisi
76
77

Barret, Women's Oppression Today, s. xxvi-xxviii.


Martin, "Feminism" s . s .

209
bir epistemoloji yapma arasndaki gerilimin bir sonucudur. Fo
ucault, bir tarihi olarak k.onutugu konumun tarafsz bir ko
num oldugunu ima eden tarafa ubugu bker. Foueault'nun
"anlalr" olmadgna dair Taylor'un iddialarnda oldugu gibi,
bu dar anlamnda ele alnabllir.78 Ya da Nancy Fraser'in, me
gin, Foucault'nun teorik dzeyde uzlamaz anti-hmanizminin,
0hmanist reformu disiplinci erkle su ortaklg olarak sular
ken bile,

kendi

eletirel gc bakmndan okuyucunun mo

dem zerklik, karlkllk, onur ve insan haklar ideallerine


bagllgna ve bunlarla tank olmasna dayanan"

and Punish'in

Discipline

savyla nasl yalanlandgn gsterirken yaptg gi

bi,7g daha poZitif bir bakla elikilere iaret edilebilir.


Bu tuhaf gerilimin, bazlar tuhaf, bazlar ciddi ve baz
lar da anekdot niteliginde sonulan vardr. Biddy Martin, "in
sann kendisini kendi maddi ve ideolojik gerek.liginin snrlan
iine temellendirmekten ok soyut bir dogruluk konumundan
konumak, sadece 'Ben'in eey-merkezci ve temelde hma
nist evrenselletirilmesini, bu kez ak bir 'Ben-degil' biimin
de yeniden retebilen bir ayrcalktr" diye ileri srer. 00 Mar
tin'in yorumu, Foucault'nun tecavzn zel olarak cinsel bir
su olmaktan ok bir saldn olarak grlmesi gerektigine da
ir grne -baz feministler tarafndan, zellikle de Monique
Plaza tarafndan eletirilen bir gr- gndermeyle birlikte
gndeme geldi.81 Foucault'nun bu ve cinsellikle ilgili diger po
litika ve hukuk konularndaki belirlemeleri, tuhaflk lsn
de naiftir. Foucault'nun tecavzn "yze vurulmu bir yum
ruk" gibi ele alnmas gerektigine dair dnceyi dalgalandr
dg nl tecavz tartmasnda, srekli orada bulunan kadn
larn tepltisine dner: "Siz ikiniz, kadn olarak, tecavz fizik
sel iddet dnyasna aittir ve basite byle ele alnmaldr dCharles Taylor, "Foucault on freedom and Truth; Hoy, Foucau/t, iinde.
Nancy fraser, Unru/y Practices: Power, Discourse and Oender ir
Contemporary Social Theory (Cambridge, Polity Pcess, l 989), s. 57.
80 Martin, "feminism" s. l 7.
8 1 Monique Plaza, "Our Costs and Their Benefts," mff, 4 ( 980).
78
79

210

ncesi karsnda a k n a

dndnz (gerekten de h uzursuz

old u lar).""2 foucault' n u n tutum u n u n . aslnda, saygdeger b i r


fem i nist daman var; fakat b u n u basite ve konutugu kon u
m u -bir e rkek o la rak- sorgulamadan i fade etmitir. Benzer e

kilde, velayet ya, ocuklarn cinselligi ve paedofli konulann


daki kurgularn d a da ok naifti: Erk. ve ocuklarn cinsel taci
zi !on us unda imdi bildiklerimiz d i k.l\ate almdgnda, "ocuk,
iddete maruz kalp kalmadg n sylemeye zorlanabilir" sz,
zellikle g s z gr nr.6
f'oucaul t ' n u n tu haf bir ekilde farknda degil grnd g
"sahte evrenselletirme" n i n diger bir yam da
"

"lHtrmz",

u ygarl gm z " , "Bat toplumu" vb. demel{}e ne anlatmak iste

ctigi ko nusunda d ncesi n i n b u l un mamasdr. Edward Sa


i d ' i n aka belirttigi gi bi : "Avru pa merkezciligi,

hemen

he

men btnseld ir. " Said, b u d u ru mun Foucaut'nun z mle


mesinin geerliligi ze ri nde tzsel etkisi bulundugu n a iaret
eder: "Tari h i n , Franszca konuulan h omojen bir lke olmad

g olgusuna aldrmyor grnr . . . Sylem ve d i sipii n d n ce


leri n i n n e lde Avrupai oldugu n u n . . . Avrupa d ndaki d n
yan n hemen hemen tamamn yne tmel' i ncelemel. ve yeni
den i na etme h -ve sonunda igal etmek, ynetmek ve sm r
mek- i i n de disip l i n i n nasl kull anldg n n fa rk nda degil g

rnr.""'

HMANiZM VB ARACILIK SORUNU


Bu so r u n l an n bir bakma

farl'i.l bir tonu, zerinde epey

ce yorum yaplabilecek d uygu ve sempatin i n Foucau lt'n u n a

lmasndaki yeriyle baglantl olarak Ja grlebi lir. rouca


ult'yu okuyan h e rkes. duygu konusundaki sess i zl igi ya da da--------------- ----

Miche/ f"oucault, s. 204.

82

Kritzman,

84

Edwanl Said,

83

a.g.y .. s. 284.

Tle Word, the Text, and tle Crilic: \Londra, Faber and

faber, 1 984), s . 222; Edward Said, "Miclel t'oucault" s. 9 - 1 0 .

21 1
ha dogrusu , tartlan eyin duygusal ierigi n i n d i l l endirilme
mesini h erhalde fark eder. Mark Poster, "Foucault'n un cinsel

l ig i n tarihindeki byk botuga, cinsel i l i kilerin d uygulanm


sal ayrn tlar lmn u s u nda greli ve d ikkate deger bir degerlen
dinnenin yoklugu"na iaret eder; Foucau l t ' n u n aileye yakla
mmm, a i le ye dsal syle mler zerinde yogunl ap, e n bata

aile ye lerinin duygusal etkileimleriyle ailen i n isel oluumu


m1 grm ezlikten geldigi iin yetersiz old ugun u da ileri srer.85

Post er, bu soru nu f'oucault'n u n zel olaral'> psikan a l ize, genel


olarak psikoloj i k allamaya mtipatishe atfeder ve kuku
suz, b u n u n pay var. nc M inirnalist Self balg altnda yaym
lanan ender ki i se l syleisi nde Foucault b u n u n kimi yanlan

n ayd m la t r . "" Ne var ki birol-. ;,:,agda anti-h manistin ayn


sendromdan mu zdarip oldugu da o rta d a d r -sanki d uygula
nmdan sz etmek . k u kul u hir znelciligi gerektirecekmi gi
bi. Vulger h manizm kokan forml asyo n l ardan kanma, bu
yeni sylemde olaganst beyinsel ve iskeletsel b i r "vcut"
n ite ligine gtrr. "1 Teny [agleton (siyasal adan daha kt
post-modern i zm luvvetleri n e kars bfr s i l a h olarak h manist
mirasn Bre!i fazilet lerine son zamanlarda geri dner), Fouca
ult' n u n d uygusal pes! igi n i o n un t u t u n l u g u n u n baka bir gs

tergesi ol ara k o ku r . f"o ucn ! t ' u n ke rdi'n i etigi c iddetli


sald rsnda. ro ucault'yu "deli! ige vg i l ahisi sylemekte n im
mu

o ku l u

meziyetl eri n e

u zu n

y rys l'' n tamaml amakla

sular.'
.N e var ki foncaull. ' n u n d uyg. kr.m d nyasmdah.i hendi
kendini yadsyan buyrugu i l e arac l k sonm u ii zerire alma
smdal\i daha ge n e l soru n l a r arasnda dat :: a1 tarafl blr bag-

85

Mark Foster, "l'oucault and the Tyramy of

Circecc , " !!oy, f'ouuwlt..

s.

2 1 '+. 2 1 9 iinde.

roucrwH . s . 5 l fi.
nf Aestlclics i n Mar.x ist Crilicism" Cary Nelson ve
Lawrencc Grossber (eds 7 , l''!i:r:11.ism ;mel /tcrpretation of Cu/ture
(llinois Uivcrsit} Prcss. l 988) iinde s. 100-70 l 'de bu yorum ay

86

Kritman, Michd

8 "1

Barrct,

88

Terry

"'The Place

nntlandrlyor.

1 990 ) ,

Eagleton,
s.

395.

Tile ldcology of Aest/.etic

(Oxford,

Basil

Blackwell,

212
Jant kurmak olanakldr. Burada araclgn hem bireyleri n hem
gruplarn araclgna ilikin olarak ele alnmas gerektigi ak
tr. Anthony Giddens, Foucault'n u n almasnn epistemolo
jik belirsizlikleri ile araclk sorununu ele alrken ulatg ezi
yetli konumlar arasndaki baglant olarak grlebilecek eyi
betimledi. "Foucault tarihi, aktif znelere hi sahip olmama
egilimdedir. Araclarn kovuldugu bir tarihtir. Foucault' nun
zmlemelerinde grnen bireyler, kendi kaderlerini belirle
meye yeteneksiz grnrler. Dahas, modern kltrdeki tari
he temel tarihin dnlerek mal edilmesi, araclarn dzeyin
de grnmez. Tarihi dnen bir varlktr, tarih yazmann
imdinin belirlenmesindeki etkisinin farkndadr.

Fakat bu

kendi kendini anlama niteligi, grne gre, bizzat tarihsel


araclara geniletilmez. "89
Foucault' nun tuhaf araclk kavray, onun erk teorisine
ve sz dagarcgna -programlar, stratej iler, teknolojiler- aslp
kalr. Bunlardan en belals Foucault'nun strateji nosyonudur.
Foucault'nun kendi tarih anlatmnda rastlantnn ve -niyet
edilmemi sonularn- rolnde srarna ve sonularn tekilli
ginden ok ogulluguna baklarak, "neden" nosyonuna kar
bu kadar ykc olan bir dnrde balangta paradoksal
olan "sonular" terimini Foucault'run neden kullandg gr
lebilir. Fakat Foucault'nun strateji nosyonu, daha temelden
artcdr; zira stratejinin kabul edilen anlam (Greke strate
gus'tan: Komutan ya da yarg) , ok belirsiz bir ekilde bir bi"
reyin emirlerinde n trer. Ne var ki Foucault iin stratej i ni n
merkezi yan, Charles Taylor'un aktardg grnte ok.simo
ronik* bir ifadede kendini ele verir: "Que les relations de po
uvoir sont ar la fois intentionelles et non subjectives" (erk ili
kileri hem amaldr hem znel degildir) . Foucault bu temay
yle aar: "Bir dizi ama ve hedef olmakszn kullanlan hi-

89

Anthony Giddens, Socia/ Theory and Modem Socio/ogy (Cambridge,


Polity Press, 987), s. 98.
Oxymoron: Zt szcklerin birarada kuHantdg konuma biimi -. n .

21.3

bir erk yoktur. Fakat bu, bireysel bir znenin seiminden ya


da kararndan kaynaklandg anlamna gelmez; rasyonelligine
bakanlk eden karargahlara bakmayalm; ne yneten kast,
ne devlet aygtn kontrol eden gruplar ne en nemli ekono
mik kararlan alanlar, bir toplumda ilev gren btn erk ag
n ynlendirir . . . mantk kusursuz bir ekilde aktr, amalar
deifre edilebilir; fakat yine de ogunlukla bunlar icat eden
biri yoktur ve bunlar formle ettikleri sylenebilecek ok az
kii vardr. "90
Marksizmde bu grng, insanlarn nesnel olarah verili
karlarna gre hareket ettikleri nermesiyle ele alnmtr ve
insanlarn fiili davranlar bununla akmadg yerde (teoride
belirtildigi gibi), aralg kapatmak iin ideoloji nosyonu agnlr.
Elbette Foucault iin bu paketin tamam hare t c;:fici degil;
....

fakat kendisinin makul bir seenek sunup f.unmadg konusun


da en byk kukuculuga neden ian , 1mc;;kusuz erk zerine
tezlerindeki araclk konusudur. Charles Tayicr u yorumda bu
lunur: "tter birinin digeri iin sonular rettlgi (byk lde
niyet edilmemi) mikro-pratik ile kn:.sel yaplarn bu karlkl
oyununun dogru aklama modeli oldugu pek ok toplumsal
yaam alan aka vardr. Bu, her mikro baglamdaki muhare
beyi koullayan, 'erk'in 'geri ekilebildigi' ya da 'kuvvetlerini
yeniden dzenleyebildigi' hazr stratrjiler bulundugu dnce
si biiminde, Foucault'nun ok gl sistematiklik iddialaryla
birletirildiginde sorun kar. Bu. ancak eylemlerin sistematik
olarak nasl birbirine baglandgnn bir anlatmyla birletirilebi
lir . . . Fakat Foucaut, buna teebbs bile etmez. "91
Fakat Taylor iin sorun, Foucault'dan hakl olmas bek
lenilmesine ve kukusuz dedikleriyle, modem rasyonalist top
lumsal teorinin " hakikisi iinde" olmasna karn, byle birbi
rine baglamalarn zorunlu olarak, onun modellerinden biri ge-

90

91

Taylor, "Foucault' 5. 85; Foucault'dan aktarma, La Volonte de 5a voir


(Pari5,, Gallimard, 1 976), 5. l 24'ten; Foucault. The History of SexuaJity
(New York, Vintage, 1 980), cilt l , 5. 94-95.
Taylor, "Foucault' 5. 88.

214

regince aklanabilir olmak zorunda olmamasdr. (Thomas


Hardy'nin bir romannda zincirleme birbirine e klenen, fakat
yine de olas olanla bir benzerligi bulunan koullarn gizli bir
birine baglanmalanrn aklamak iin hangi mantk akla getiri
le bilir?) Toplumsal dnyay farkl bir ekilde incelersek, top
lumdaki byk hareketlerin, ak bir motif ya da mantk ol
makszn bir sistematiklerinin bulundugunu irrasyonalizme
dmeden grebiliriz. Toplumsal teori geleneksel olarak ras
yonalist bir gelenege kilitli olabildigi halde, insanlarn her za
man zorunlu olarak rasyonel bir ekilde davranmamalarnn
nedeni ksmen budur. Bu durum, herhalde, modelin yntem
bilimsel keta olan szde "rasyonel birey"in d avran bak
mndan birok elikili baskya maruz kalmasnn kolayca
gsterilebildigi anaakm iktisat (gerekte ok daha yeni " ras
yonel seim teorisn ele alnrken en ak grlr. Sistematik
bir biimde "aklanmas" zor, fakat kendi iinde belli bir g
c ve tutarllg olan toplumsal degiimlerden birok rnek ve
rilebilir. "Dnya kupas heyecan nasl aklanr?" lngiltere gi
bi greli olarak laik lkelerde dini fu ndamentalizm nasl siya
sal anlamda eklemlenmitir? Konuyu aydnlatmann bir yolu,
geriye dnp baktklarnda znt duyacaklar ya da -en azn
dan- arabilecekleri ekilde davranan bireylere varan gmpla
r n ve kalabalklarn etkilerini dnmektir. rnegin, uyum
gsterme basksnn gc, destansdr. Politikaclarn hege
monya teorisyenlerinin derslerini artk grendiklerini agda
siyasette grebiliriz -konular ele alnp gidebilecekleri kadar
gtrlr ve kamuoyu dalgas kendilerine kar dnmeye ba
ladg zaman gndemden drlr. Bu noktalardan bazlar
banal olsalar da tarihin hareketinde ngrlebilir/ ngrle
mez ge anlayn dile getirirler. Foucault'nun araclkla ilgili
grleri kuku gtrmez derecede tuhaf olmalarna karn,
yine de "toplam" tarihte tarihsel zorunlulukla ilgili ileri srlen
rahatlatc varsaymlarn zayflklarn aga karrlar; ayn e
kilde, her eyi rastlant ve olumsallk mantg geregince olu
turanlara kar erk kalplarnn ve tarihsel hareket egilimleri
nin varlgnda da srar etmitir.
I

215
r'oucault: Sylem ve deoloji eletirisi

Topl u m ve tarihle i lgil i kendi savlarnn g n d a Fouca


ult' n u n ideoloji kavram n a itirazlarna geri dnelim. Determi
nizm kon us unda, Marl'-Sizmin topogratf. temel-styap mode
lini yarars z gre nlerin taraf n tutmada f'oucault hakldr; top
l umdaki erki kavramlatrmasmda toplumsal snfn ve i ktisa
d n nc ligin i ortadan kaldrmakta da h akldr. Aynca savlar
Laclau ve Mouffe ' n i n "post-Marksizm"ine benzetirsek, Fouca
u l t lukrtc v e aydnlatc zmleme l erini -Avrupa merkezci
l i kle snrl o l d ug u dogrudur- M arksizmin zayf kaldg ve bizim
imdi bu kadar

ok

ilgi gsterdigimiz alan larda (deliHk. tp,

cinsellik v b . ) verdi. epistemoloj i sz konusu oldugu kadaryla


Foucault' n u n savlan, sadece, ideoloj i n i n bilimsel tanmnn
tab u d u r a aklm baka bir ividir; hakikatin s iyaseti zerine
yogun lamas, Marksizmin "haki kat d n n iktisad " yanlsa
malarna taknt s na gre o l u m l u bir ilerlemedir. nc ko
n uda -bir "zne" nosyonunu varsayan ideoloj i konusu- Fouca
u l t' n u n miras daha sonmtudur ve sren tartmalann kayna

g olarnl' d urur. Kukus u z vcudun maddiligi zerine sran bir


ynde ileri gtrd; kendi n i n t:ek.nolojileri ve kem1 iligin etik
anlatmlar, eitli biimlerde zglenerJilir; aracl!\ konusun
daki d n cesi, tartmal ve artc lml r. Son blmde ileri
srccegim gibi, bu glklerden bazlar nn temelinde yatan,
zmlenmemi hmanizm soru n u dur.

SONU: POST MARKSZM VE


DEOLOJ KAVRAMI
..

Kitabn esas temalarna dnerek ve nceki blmlerde


aynntlandrlan savlan zetleyerek bu sonu belirlemelere
balamak anlaml olur. Kitabn birinci blm, klasik Marksiz
min ideoloji teorisi etrafndaki konulan nasl formle ettigine
bakn bizzat Marx'n ideoloji kavramn nasl degiik ve b
tnyle bagdamayan biimlerde kullandgn inceledi. Mu
azam titreimleri ve gc bulunan bir teori olmasna karn yle ki ideoloji yerine konulacak baka bir szck dnmek
hemen hemen olanakl degil- Marksist ideoloji teorisindeki
ana sorunlarn kaynagnn, Marx'n bir bakma kaotik fonn
lasyonlan oldugu sylenebilir: Yanlsama olarak ideoloji, te
mel ve styap olarak ideoloji, meta fetiizmi olarak ideoloj i
vb. forrnlasyonlan. Terimin Marx'taki eitli anlamlarndan
en genel yaran olan, gizemletirme anlamdr. Kitabn ban
da, Marksizmde (ve bir lde, Marksizmin tesinde) oydak
bir ideoloji tanmnn snf karlarna hizmet eden gizemle
tirme" tanm olacagn ileri srdm; aagda, bu konudaki so
runun genel gizemletirme dncesinde degil, toplumsal s
nfla zel ve ilevsel baglantda oldugunu ileri srecegim.

218

Marx ' n ideolojiyl e ilgi l i eitli formlasyonlan, sn rlan


olaganst derecede geni, olan klasik Marksist gelenekte bir
tartma modeli n i belirledi. Bu kitabn 2. ve 3. blmleri, te
mel konularda -ki ideoloj i teorisini n yararllg bu konulara
bagldr- ne kadar az konsensusun bulundugum gstermeye
alt. Pratikte en nemli konu, ideoloj inin ele tirel anlamda
m, yoksa ntr anlamda m d n lecegi olm.utur: deolojiyi,
tanm geregi bir yanlsama ya d a arptma ( hakikat ya da bil
giye kar t olarak) gesini gerektiren olarak dnmek ya da
ideolojiyi gc ve snrl ar ideoloj i k olann dnda anlalan
tarihsel bir bilincin i fadesi olarak grrnek. "Klasik Marksizm"
(yeni dnceler bakmndan Oramsci 'de bitirmek istedigim,
fa kat esl<,i hakikatleri n i n yeniden tekrarlanmasyla yeniden
boy veren) bu sorunda glklerle karlat. tlakim gelenek,
"el etirel"

ya

da

"ep istemoloj i k "

ta nm

be nimsemede,

Marx'n fikirlerin i n otalamas denile bilece! eyi izlemi olma


sna karn, nemli bir i uyum yoksunlugma neden olmaya
yeterli bir aznlk gr varolmutur.
Klasik Marksist d nce geleneginde diger nemli an
lamazlk konular, bilim ile il1eoloj i ayrm ve olduka ykl
de,terrninizm sorunlaryla

i lgiliyt.1 i .

E>u nlardan

birincisindeki

gl k, " bilim"le ilgili bilgimizi n , on dokuzuncu yzylda Marx


iin old ugundan ok daha genel olarak dn l ve eletirel
bir bak as iinde varolmasrdr. Atom sonras popler bilim
anlay, bilimi grleneyenin bHgis.i ol arak ele almak zorun
dayd ve imdi biz, "bilim"in nasl elikili ve

artc halti lmt

ler barmdrctgn daha iyi b i liyoruz. Bu, bilimin lartlamaya


cak evrensel hakikatleri ya da b ilimsel bilgi diye bir ey yok
tur demek

degn, b u bilgilerin baglannn bizim ierih. anlay

mza uygun olctugunda srar etmektir. Marx imdi okunctugun


da, o n u n naif '' b i li mcilik"i, Avrupa'ya zg zgven i n v e atal'-
lgn o anma zg bilime " zaferci" yal'i.lamn r n nden n e
e ks i k n e fazla olarak yorumlanabilir.
Belirlenim konusu daha karmak bir konudur. Uzla
maz ve baa klmas zor temel-styap metaforu bakmndan

219

l;Jasik. Marksizme yapp kalan ideoloj i kavramyla ilgili tart


mann ol'\ daha genel Marl<S izmin materyalizmi konusunu
kkrtmasnn nedeni budur. Yani kaynaklar, retim v e i ktisat
{maddi grlen) "dzeyi"nde, devlet v e siyaset dzeyinde il<.Jnci tabaka- ve felsefe , kltr, d i n ve ideoloji dzeyinde -bu
modelin nc kat- eylere hangi statnn verilecegi son
nunu

kkrtr. Bu model, imdi iine. girebilecegim, fakat be

reket versin girmek zorunda olrradgm daha ol; nedenden


tr so run ludur. Bunun nedeni, Mark.si.rn i n ideolojiye deter
m i n ist yaklamnda belki daha lokal fakat bana gre beli rle
yici ba ka bir sorunun bulunmasdr: Bu, ideoloj i n i n maddi
belirleyeni olarak. snf konusudur. Burada sanrm, femi niz
m i n , rkl k kartgnn ve smrgecilik sonras siyasal anla
ymzn derslerine dayanarak tam d i k ve gvenle durulup u
sylenebil ir: Bir ideoloji teorisi yararl olsayd, i nsanlarn top
lumsal snf cleneylmi dndaki -buna ek olsa da- kltrel, d
nsel v e znel deneyimlerini anlamaya en kesin elulde uy
gulana bilir ol mas gerekirdi. insanlarn, rnegin g ya da cin
sel tercih deneyimlerinin ya da istihdam ve ocuklara kar so
ruml ul u klar bakmndan degiik konumlarnn znellfleri nin,
karar v e eylemlerinin b i r parasn ol uturdugu ndan kuku
d uyulamaz. Bu nedenle, daha geni determinizm ve materya
l i zm konusunu -Marksizm iindeki tartmalarn balca kayna
g olmu ve olmaya devam eden- rafa kaldrp, bunun yerine,
zel olarak bir ideoloji teorisi bakmndan daha cidd i soru
nun, varsayldg ve canlandrldg ekliyle toplumsal snf

so

runu oldugunu ileri srme niyetindeyim.


Burada,

Marx'm

almasnn

degerlendirilmesiyle ve

klasik Marksist gelene!' iinde s u yzne k.an ve kitabn L


blmndeki (l ve 3 . blmler) degerlendirmelerimin temeli
n i ol uturan ideolojiyle i lgil i teorik sorunlarn pei n i braka
caktm. Zira, iki nemli konu bu klasik andan sonra ortaya
kt ve yeni bir soranlar kmesini ol uturan da bu i k i konu
dur. Kitabn iL blm, ideoloj i teorisi sz konusu oldugu ka
daryla bu temel sorunlarn dogasn incelemekle ilgilendi. Bu-

220
rada saptayacagm iki sorun, birincisi toplumsal snf ve ide
oloj inin "snf aidiyeti" olarak grlp glemeyecegi konusu
ve ikincisi, herhangi bir ideoloj i teorisinde hangi zne teorisi
nin sahnede oldugu ya da olmadg ve insan araclgn anla
mak bakmndan bunun hangi imalar bulundugu konusudur.
Bu yeni sorunlar ciddi bir ekilde ele almann, kabul edilebi
lir lde "Marksist" olan bir teori erevesinde ok g oldu
gunu gstermeyi amalayan 4 ve 5. blmlerin merkezi konu
su bu iki sorundu. Bu nedenle, 4 ve 5. blmler, Marksist mo
delde "i geryinlik" -teorik paradigmann iinden kan sorun
larn ieriden zlemedigi, (Emesto Laclau'nun belirttlgi gi
bi) yeni bir teorinin gelitirilerek almas gereken nokta- de
digim eyin bir degerlendlrilmesidir.
Marksist modelin bu atrtsn ya da srklenmesini
Gramsci ve Althusser'in temsil etmesini, farkl biimlerde te
orinin snrllklarn kabul edip amaya almalar olarak an
lyorum. Gramsci sz konusu oldugu kadaryla, almasnn
ne lde klasik Marksizmin ekonomizminln yeniden retimi
olarak okunmas gerektJgi ya da "hegemonya" zmlemesi
nin yeni ve indiryemeci olmayan bir teori ve siyasetin temeli
olarak grlp grlmeyecegi konusunda grler eitlilik
gsterir. Laclau ve Mouffe'nin almasyla baglantl olarak
aktr ki ideoloj inin "snf aidiyetiligi"nden kopuldugu lde
mantksal olarak Marksizmden bir kopua gidilir ve sanrm,
Gramsci'nin olduka i kirciksiz uurumun " Marksist" tarafnda
kaldg aktr.
Ksmen bomba gibi bilimciligi ve muhteem teoriciligi
bugnn lml pragmatizmine hi uymadg iin Althusser'in
almas, bir dizi baka konuyu gndeme getirir. Ne var ki
ideolojiyle ilgili olarak, hmanizm ve "zne"nin nsel olarak
verili olmaktan ok oluturulmu olarak nasl dnlecegi
ikiz sorununu gndeme getirdi -Marksizm iinde daha nce
hi kimsenin ayn katlkta ve etkide yapmadg ekilde. Geri
ye dnlp bakldgnda, toplumsal yeniden retim anlatm
ok snf indirgemeci oldugu halde baz alternatif radikal te-

2.21
orik evrelerde bu kadar etkili olmasnn artc oldugunu,
anti-hmanizminin imalaryla ve Laclau'nun ksmi ve elikili
kendine mal etmesiyle iflas ettigini ileri srdm. Yine de Aft
h usser'in almas, bireysel siyasal araclk konusundaki var
saymlarn retken bir soruturulmasna ve modern psikanali
tik dncelerin, ideoloji ve znelligi dnmede bir rol bu
lundugunun kabulne katkda bulundu.
O ramsci ve Althusser'in almalarnda ve onlarn son
raki izleyicilerini ve yorumcularn rahatsz eden sorunlarda,
ideoloj i alanna gml sorunlarla strapl bir mcadele gr
lebilir. Post-yapsalclgn zelliklerinden biri, bylesi episte
molojik sorunlarn sapl oldugu btn bir varsaymlar ve gre
nekler erevesinin bir eletirisini ve buna bir alternatif sun
dugu iddiasdr. Bu nedenle, rnegin, "Derrida'nn, olanaksz
oldugun u sylemenin dnda, 'felsefe, Bat etnosunun ideolo
jisidir' gibi indirgemeci formle hibir itiraz yoktur. Forml,
zsel olarak anlamszdr . . . " denilebilir. Descombes, bunun
neden byle oldugunu aklar: Derrida iin bir ideoloji eleti
risi syleminin, basite, eletirilen kadar "felsefi" tarafndan
snrlanan bir konum iinde rasyonalizmin hkm alann ge
niletmenin bir arac olmas. 1
Genel olarak post-yapsalc teori, her biimde ideoloji
teorisine ok eletirel bakar ve tema, farkl baglamlar eitli
Iigi iinde geniletilebilir. Bununla birlikte, bu kitabn I I I . b
lmnde, bu savlan Foucault'nun almasyla temsil etmeyi
setim:

Marksizmi ve zellikle Marksist ideoloji kavramn

eletirisinde

olduka

ak

oldugu

iin;

onun

almas,

yntembilimsel konumlarnn imalarn lmek iin kullanla


bilen alternatif bir tzsel toplumsal ve tarihsel zmlemeler
kmesini ierdigi iin bilgi ve hakikatin siyasal niteligi zerine
srar, onu radikal toplumsal dnce geleneginde aka si
yasallam bir dnr yaptg -post-yapsalclar arasnda en
derdir- iin. Foucault'nun almas, bana gre, toplum ve taVincent Descombes, Modern f'rench Philosophy (Cambridge University
Press, 1 980), s. l .3 7 .

.222

ri htel'li erk ve syleme, kapsamyla Marksizmle boy len ,


d ikkati kimi abartl temalardan uzaltlatmp n emli falmt f..
mal edilmi konularda odaklayan bir yaklam bize verir. V
cut zerine vurgusu yeri ndeydi ve o l d u ka etki l i oldu; b ilgi ve
hakikatle ilgili savlar, siyasal oldugu kadar grececi, degi l d i .
Birok. kii, araclk v e "zne " soru n unda Foucault'nun nispe
ten zayf oldugunu dnd ve buna ekl enebil ir: almas,
kat bir anti- h man izmin ters etkilerini gsterir. liabermas ' n
Foucault'nun ge n e l konumu e letirisinde b u noktalar, ol;.
al;. bir ekilde ortaya konu.! ur ve bi raz sonra bu tartmaya
dnecegim.

Teorik evrenselcilik: Bu arada, kitabn eitli degerlen


dinneleriyle izle mekte oldugum savl arn i malar n ortaya koy..
mal" yararl ol ur. Merkezi temalardan biri,

teorik evren.seleflik

soru n u olmutur. 5 . blmde, evrenselci egi!imleri Mark...<>iz


m i n k.inden geri kal mayan psikanalizin aklay clk iddi alaryla
baglantl olarak b u soru nu biraz ayr ntl tarttm. Kendisini
evrensel bir k.mt u l u sylemi olarak sunan Marksizmin, oh
zel

bir tari hsel sesle konutugu gsteri l d i . l\lasik Marksizm,

burj uva adama toplumu proletaryann bal\ a.sndan zm


leme olanag vermi olabilir; fa kat Marksizmin sonu ola raJ'-,
h e m ierik olaral'\ erkeki hem ba'.}lc: m olara, Avrupamerkez
ci bir konumda oldugu gsteril d i . Buracla "Bat fe mlni zmi ' n i n
ko numunun elikili old ugu yoru m u yap l a b i l i r -Mark...<>izmin
erkekliginden gen e l nitelikleri n e kadar sahte evre nselletir
m e l ere iaret etmek ile ayn zamanda siyah kad nlarn. Bat ..
fem i n ist sylem i n , zgl kad n grnplar n n zlemlerini d i le ge
tirdigine ( b t n bir cins adna) dair s ulamas karsnda kr l
gan l k ks lmcn a kaplm bir konum.
Bir teori ideoloj i s i n i n Marks izmdeki gl klerin i n deger
l e n d i ri l mesi, ogulcul uga tam bir tes l i m iyete iaret etmeden
teorilerin evrenselci tutumlarnn nasl snd rlecegi daha ge
nel konus u n u ne kard. ideoloj i tartmas nda sz konusu
olan konular baglamnda, zerinde i l e rleye b i lecegimiz ge
nel konuyu saptayacagm:

( l ) Grececilikle ilgili esh.i nyarg

lan ye n iden d nme geregi; (2) daha a k, daha b i linli, yo-

mmcu bir duru gelitirme geregi ve (3) daha yeterli b i r arac


l k ve znel motivasyon a n latmyla mekani k anti-h mani zmin
karsna kma geregi .

OROCOCtUK
Eski "grececilik." sorumyla ilgili farkl b i r kavraya ge

reksinmemiz var.. Hichard Rorty'nin iaret ettigi gi bi, h i kim


se kendis i n i "grececi" saymaz:2 deoloj i gi b i grececilik de
tekilerin muzdarip ok1ugu bir eydir. Ne var
sel kurtu lu -sylemleri n i n , de

facto,

1'\i szde evren

belli bir toplumsal ve ta

rihsel konumdan dillendirilmesi gerekt.igi ve her zaman pratik


te yaratclarnn deneyimlerini k.odladg eletirisini ciddiye
alrsak, b u bizi, grececilik olarak cezalandrlan eyi farl\ l ve
daha olumlu anlamaya gtrmel.idir. Buna bakmann birok
yolu var. Bir yol, biz konutugumuzd a " biz"in kim oldugu so
ru n u na bakmaktr: Derrkla' n n Bat felsefesi n i n logose ntriz
nyle baglantl olarak d ikkat ektigi sorun budur. rnegin
Edward Said . i n , "Asyatik" retim ve hakimiyet tarzlaryla ilgili
M arksist ve toplumsal bil i m kavraylar n da Impsayan Bat
dncesindeki "oryantalizm" eletirisinde de merkezi konu
budur. ' Zami ri n telaffu zu soru n u, seslendirme hareketine t l\a
basa doldmdugumuzu syleyen Mcaghan Morris taraf ndan
en u noktasnda belirtild i : " M uharebe g mbrts zamiri ku
atr: ' Ben , ' h manist kafa iirme de heti nden otanti klik.
dias basit vulgerligine kadar bir sr gnah n yerini alr;

id

'biri'

eril biimde yazlmtr; peki ya ' biz', ' biz'e ihtiya duyuldugu
b i rl i k ve dayanma gnlerinden kalm a can s kc makro-itl
l<.stlama? Ka tane ayr ve yerine geen 'siz' ve ' Be n ' h km
szletiriliyor?"4

2
3
4

Rorty, "Pragmatism, Relalivism, l rrationalism" Consequences of l'ragma


tism (Minneapolis, Minnesota University Press, 1 98 2 ). s . 1 66.
Edward Said, Orientalism (Londra, Routledge, ! 9 7 8).
Meaghan Morris, The Pirate's Fiancee: f'eminism; Neading, Postcmode
ism (Londra, Verso, l 98), s. 53.

:1.

. .' (
.

2.U
Foucault'nun en yararl katklarndan biri, bilgiyi erkle
birletirerek bu kaygy olumlu bir ynde yeniden biimlendir
mek oldu. Bu, bir yanda sylem ile diger yanda "gerek dn
.
ya" arasna izgilerin ekildigi gerekilik ile grenekilik ya
da grececilik arasndaki sava ortadan kaldrmamza olanak
tanyabilir. Foucault' nu n sylem kavramn tartrken, Fouca
ult'nun kendisinin sylemin eitli pratiklerden sadece biri ol
dugunu ileri srdgn ve gerekten de baz incelemelerinin,
sylemlerin sylemd toplumsal pratiklerle ilikisi etrafnda
rgtlendigini gsterdim. Bu model kabul edilirse, Terry Lo
vell'n Hindess ve Hirst'n "sylemsel grececilik" diye terim
letirdigi ey konusunda gndeme getirdigi sorun karsnda,
bir bakma farkl bir duru benimsenebilir. LoveH'n verdigi r
nek nemlidir: "Alt milyon Yahudinin ldto lmesinden sz
etmeyen bir nc Reich tarihini, pek ok kii ciddi lde
yetersiz grecektir. Bunun nedeni, sadece nc Reich ile il
gili

bu

sylemi,

'toplama

kamplar'n,

'gaz

odalar'n,

'soykrm' vb. hasbelkader kendi nesneleri arasna alan diger


sylemlerle hatal bir ekilde karlatrmamz mdr? Ya da
bylesi sylemler ve nesneleri, isel olarak kendi mantklary
la ilgili olmayp bu eylerin gerekten varoldugu bir gerek
5
nesneler dnyasyla ilgili olduklarndan tr m?" l nsan var
Igndan ve araclgmdan bagmsz olan dogal dnyayla ilgili ol
gular bilmekten ( klasik felsefi gereki rnek) bir bakma
farkl bir dzen olan topl umsal tarihsel gerekligin bilgisini
edinmede hepimizin karlatg yntembilimsel glg ay
6
rntl ele almak gerekli degil. Yahudi katliamnn gerekle
mi olduguna dair btn bilgi kaynaklarmzn kaybolmasnn
ya da yok edilmesinin (zaman getike teorik olarak olanakl
olmasna karn) olanaksz oldugu ya da olas olmadg konu
sunda

hepimiz

herhalde

hemfikir olabiliriz.

Fakat . Fouca

ult'nun savlarn dikkate alrsak, sylem ile sylemsel olma


yan "gerek" dnya arasndaki iliki sorunu btnyle farkl
5
6

Terry Lovell, Pictures of Reality, s. 3 7 .


Bkz. Roy Bhaskar, The PossibiJity of Naturalism: A Philosophical Critique
of the Contemporay Human Sciences (Brighton, Harvester, 1 979) ve
Wiliam Outhwaite, New Philosophies of Social Science: Realism;
Hermeneutics and Crilical Theory (Londra, Macnillan, 1 98 7 ) .

bir renk alr. ttem Yahudi krmnn apn hem de sorumlula


rn sululugunu yadsyarak soykrm yeniden tanmlamaya a
lan revizyonist bir bilginlik almas var: Sylemin erk bal
talan konusunda Foucault'nun dnceleri, tam da bu tip
sylemsel gelimeyi aydnlatmaya yardmc olabilir. Genel an
lamda, Foucault'nun sylem/hakikat/bilgi ve erk. arasnda
kurdugu baglantnn, olumsuz ya da tutucu bir etkiden ok te
melden siyasallatnc bir etkisi bulundugunu ileri srecegim.

ELET!RCL YORUMBIIlM
Marksizm gibi evrensel sylemlerin solan byleriyle
baglantl olarak ksaca szetmek istedigim ikinci genel tema,
yorumbilimci gelenegin toplumsal teoride son zamanlarda ye
niden deger kazanmasyla ilgilidir, insanbilimlerinln ve top
lumbilimlerlnin akademik konularnda ve genel olarak bu
perspektiften toplumsal ve siyasal dnmede konunun res
torasyonuna birok !tii katkda bulundu ve en byk etkiyi
de Gadamer'in yazlan yaratt. Hans-Georg Gadamer'in al
mas, yorumbilim incelemesini, hem yorumcunun hem yorum
nesnesinin tarihsiligini retken bir ekilde kabul eden mo
dern, eletirel bir tarza ykseltti ve almasnn imalarna son
zamanlarda gsterilen ilgi, eitli baglamlarda yorum konu
sunda anlaml bir tartma retti. 1
Burada, Foucaut'nun yeterli bir yorumlayc duru am
lama sorununa fazla katkda bulunmadgn belirtmek gerekir.
Foucault'nun genel teorik ve yntembilimsel konumuna yne
lik Jrgen Habermas'n kapsaml eletirisi, bu konuda ikna
edicidir. Habermas, birogumuzun Foucault'yu okurken duy7

Hans-Oeorg Gadamer, Truth and Method (l..ondra, Sheed and Ward,


1 975). Gadamer zerine yorum iin bkz. Wllllam Outhwaite, "Hans-Oeorg
Gadamer' Quentin Skinner (ed.), The Retum of Grand Theory in the
Numan Sciences (Cambridge University Press, 1 985) iinde ve Georgia
Wamke; Oadamer: Henneneutics, Tradition and Reason (Cambridge.
Pollty Press, 1 987). Habermas, Ricoeur, Qadamer, Kari-Otta A.pel ve
daha nceki felsefecilerden Dilthey, Droysen ve Schleiennacher' in eser
lerini de kapsayan yorumbilime ilginin canlanmas, Josef Bleic ler,
Contemporary Hermeneutics (l..ondra, Routledge, 980)'de aklanyor.

226

dugu rahatszlg "imdicilik" (presentism) olarak ifade etti. Fo


ucault'nun tarih yazm, aktrlerin davranlarn ve dnce
lerini ya trrihinin anlay geregince ya da aktrlerin kendi
anlaylar iinde anlalr klma giriimini atlar.

logy of Knowledge'i

amlarken

grdgmz

The Archaeo
gibi

Fouca

ult'nun yntemi, bylesi bireysel rnekleri anlaml klan altta


yatan sylemsel dzenlilikleri aga karmakt. Yorum, yo
rumcunun ve aktn1n erevelerinin Gadamerci bir kayna
mas olmak.tan ok, dandandr. ttabermas'n olduka acma
sz bir ekilde belirttigi gibi, "sylemlerin, parltl hava kabar
cklar gibi bilinmeyen boyun egdinne sreleri bataklQ.ndan
ortaya l<J p patladg" bu tarih kavramnn, bir yorum ya da
anlama teorisi yoktur. 6 f:.Ibette, bu yorumbilim yoksunlugu,
Foucault iin znel egl limlerden saknma stratejisi olmasna
karn, Habennas'a gre, znelciligin en kt anJklaryla so
nulanr. Habermas, Foucault'nun pratikte, farkl erk teknolo
jilerini ayn ayn kendilikler olarak ele almak yerine bunlar ara
snda bir karllatrma yapmakla kalmayp, kendi agsal e
malarn rt k bir ekilde

imdiki agla da ilikilendirdigini

be

lirtir. Habermas u sonuca varr: "Foucault, nesnelci olmak is


teyen, fakat kendi zamannn tansalcs olarak kalmas gere
ken bir prosedrn ortaya kardg aporialann farkndadr -fa
kat bunlara herhangi bir yant vermez. "9
Ne var ki 11abermas'in bu alandaki Foucalt eletirisinin
ikna edici oldugunu sylemek, Haberrnas'n yorumbilimci gi
riim

konusundaki

tutumunu

onaylamak

degildir.

Haber

mas'n bak asnda Foucault'nun eletirisi birok ynde ha


la yantlanmadan duruyor. Marksizmin, psikanalizin ve yorum
bilimin en iyilerini son derece akll bir ekilde seip birletir
me abasnda olan John Brenkman, hem Gadamer' de hem
de Habermas'da kalnt olarak varolan evrensellik idealinin,

Jrgen Habermas, 'Questions Concerning the Theoy of Power: Foucault


Again" The Plilosophica! Discourse of Modernity, ev. Frederick
Lawrence (Cambridge, Polity Press, l 987), s. 268.
a.g.y., s. 278.

227

" konman-aktanlan" gelenekler nosyonu karsnda modern


dnyann ogul, yapl miraslarn vurgulama lehine terk edil
mesi gerektigi ni ileri srerek, Gadamerci yorumbilimi d aha
dnl bir damarda yeniden biimlendirdi.

10

l1MAN1ZM VE ARACILIK
nc olarak, hmanizm ve anti-hmanizm konusu,
araclk konusu gnda kesinlikle yeniden almaldr. 5. b
lmde, hmanizme yaygn bir dmanlk beslenmesinin bir
ok nedenini ileri srdm: Bu dmanlk, hmanist gelenegin
anlklannn bir eletirisinden kaynaklanmaz ve daha iyi bir
araclk ve zne teorisinin ortaya kmasn da olanakl klma
mtr. Aslnda, Althusser, erken Foucault ve digerlerinin dog
rusal anti-hmanizmine tepki olarak araclk sorunu gndeme
getirildigi iin, hmanizmin daha nceki "kirli" gelerinin tek
rar geri geldigi sylenebil ! r. Zira, siyasal eylem olaslgnn al
tndaki seccadeyi eken en gl biimleriyle anti-hmanizm,
yaandg ekliyle sevgi . duygu, duyusalllk, kimlU<.. dnyalany
Ia ya da -rnegin- sanat ve din konularyla baa kma5nn
olanakszlgn grd. Bu durum, zamanmz geirme ve ya
amlanmz yaama biimimiz zerinde fazla etkisi bulu nma
yan teorik bir retorikle devam etmemize olanak verir.
Paul Ricoeur'nn Althusser'Ie baglantl olarak belirttigi
bir noktay, burada daha genel terimlerle vurgulamaya deger:
Siyasal araclg anlamak iin bir dil motivasyonuna gere ksin
memiz var; Althusser'in btn siyasal iradeyi ideoloji katego
risine hapsetmesi hem elikiliydi hem de kar-retkendi.

1 1

Burada, daha nce ileri srdgm gibi, Gramsci'nin "iradenin


iyimserligi" ok daha iyi bir forrnlasyondur.
1 O John Brenkman, Cu/ture and Donination.
1 1 Paul Ricoeur, Lectures on ldeology ard Utopia. ed. George H. Talor
(New York, Columbia,lJniversity Press. 1 986), s. 1 03 vd.

Post-yapsalclkla baglantl olarak araclk ve anti-h


manizm konusu, ok daha karmaktr. "Teorik anti-hma
nizm", Althusserci Marksizm ile post-yapsalclk arasndaki
tek baglant noktas olmasna karn, yine de ikisinin de koa
bilecegi bir bakma sakatlayc bir konumdur: Yazar znenin
konumu ve sesletim noktas konusunda epeyce kuku retir.
. Son blmde, bu sorunlardan bazlarn Foucault'yla baglant
l olarak gndeme getirdim ve eger bir fark varsa, o da bunla
rn, post-yapsalc dncenin Derridac geleneginde daha
ak olmalardr. Metinsel yorumdan ok siyasal anlamllk ko
nularn ele alrsak, bu zellikle aktr.
Geni lde belirtildigi gibi, Derridac yapbozum, bir
eletiri ve ykma arac olarak son derece etkili oldu; hakim iki
li kartlklar hiyerarisini tersine evirip yerinden etme ilk ha
reketi, baarl bir ekilde tecavzkar oldu. Ne var ki ikinci ha
reketin, dntrme hareketinin, etkili olmas g oldu -ke
sinlikle ilk hareket, tam da ikinci hareketin degitirmesi gere
ken erk kategorilerini ykma egiliminde oldugu iin (Derri
da'nn da akladg gibi). Feminizmle baglantl olarak bu ko
nuda yorum yapan Derrida, unu belirtir: "Avrupai penis-ru
muzu-merkezli (phallogocentric) yap olan verili bir durumda,
kadnlarn taraf, yapy skmeye baladgnz taraftr . . . Fakat
yapbozumun birinci evresine ular ulamaz, erkekler ile ka
dnlar arasndaki kartlk, kartlk olmaktan kar. . . Stratejik
olarak ilerlemenin bir yolunu bulmamz gerekir. "12 Bu, Derri
da'nn almasndan etkilenen feministlerin de ifade ettikleri
bir amazdr ve imdi, daha genel "zclk" tartmasnn fe
minist varyantna kapatlyor. 1 3 Feministler, kadnlan ve erkek-

12

Derrida, 'Women in the Beehive: A Seminar with Jacques Derrida' Alice


Jardine ve Paul Smith (ed.), Men in Feminism (Londra, Methuen, 1 97 7 ) ,
s. 1 94 iinde.
1 3 rnegin bkz. Gayatri Chakravorty Spivak, 'Feminism and Deconstruction
Again, Theresa Brennan (ed.), Between Feminism and Psychoanalysis
(Londra, Methuen, 1 989) iinde; Denise Riley, Am J That Name? Femi
nism and Category of "Women' in History (Londra, Macmillan, 1 988); Jo
an Wallach Scott, Oender and the Politics of ffistory (New York, Colum
bia University Press, 1 988).

leri "adlandrma"nn meydan okunup dntrlmek istenen


bir kartlk iinde gerekletigini, fakat bu kategorileri toptan
reddetmeden de siyasal sessizlik kabilecegini kabul ediyor
lar. O halde, bir feminist gibi konuursak, mesele "kadn"

ka

tegorisinin yklmak m istendigi yoksa iinde oturulmak m is


tendigi meselesidir.
Feministler kadar baz Marksistler de varolusal

nn

kayg

bu ykc tezahrleri karsnda daha incitici olma egilimin

de olmutur ve kukusuz, yapbozumda yazar karsnda


metne ok fazla ayrcalk verme egiliminden kaynaklanan ya
zar sorumlulugunun ilgin bir terki sz konusudur. Derri
da'nn kendi durumunda, olduka siyasi konularda bir birey
olarak konumay tercih ettigi iki metnin, yazarlgn daha
uzakta oldugu, hatta reddedildigi diger yazlarndan stil olarak
farkl olmas arpcdr. Dostu ve meslekta Paul de Man'in
Nazi ibirlikisi metinlerinin lmnden sonra kefedilmesi
nin ardndan uzun uzun dnrken ve Nelson Mandela'ya
vgsnde Derrida, allmtan nemli lde daha Nulala
bilir" yazd: Okuyucuya h itap, daha dogrudandr; ok daha az
metinsellik ve yazarllk ve savn ierigine verilen daha ak
ayrcalk vardr. Ksaca, bu metinlerin kendi kaamaktan ve
yazar yoksunluklan bulunmasna karn, Derrida'nn syleye
cegi bir eyi vardr ve dili, kendi bana bir ama olmaktan
ok bir ara olarak kullanr: Bunlar, esas olarak "evrilebilir,,
metinlerdir. 14
yle de olsa, post-yapsalclgn darda asl araclk
gmleginin eteklerine takldgn sylemekte yarar yok; zira
bunun hesabn herkesten daha iyi bizzat Derrida'nn kendisi
verebilir. Eger post-yapsalc hmanizm eletirisi, etnik olarak
ve cinsiyete bagl Marksist dogrulugun dnsz kesinlikleri
nin izah edildigi bo bir krsyle sonulanrsa, bu kadan da
4 Denida, 'Like the Second of the Deep Sea within a Shell: Paul de Man's
War' Critical lnquiry, cilt 4 ( 1 98); Denida, ''The Laws of Reflectior:

Nelson Mandela, in Admiration' Denida ve Mustafa Tlili (ed.), f'or Nelscn


1'1andela (New York, Seaver Books, 1 98 7 ) iinde. Bu metn e dll\katimi
ektigi iin Morag Shlach'a teekkrler.

250
iyi. Zira post-yapsaJclg,m bireysel araclk ve sorumluluktan
anti-hmanist vazgeii, eninde sonunda yant degilse de,
kendisinden ncekilerin dogruluk ve evrensel uygulanabilirlik
varsaymn en azndan etkili bir ekilde andrmtr.

oroLOJt
Bu daha genel degerlendirmeler gnda. bizzat ideolo
ji kavram konusunda hangi sonuca varabiliriz? Bana gre,
ideoloji teriminin pekala yakalayabilecegi yararl bir anlamlar
kmesi var; gizemletirme sreci etrafnda salkmlanrlar. i de
oloji teriminin dzeltilebilir anlam ekirdegi kesinliWe budur:
eitli biimlerde tkayabilen, merulatrabilen, dogaUatra
bilen, hatta evrenselletirebilen, fakat hepsine de gizemletir
mek denilebilen sylemsel ve gstergesel mekanizmalar. By
le bir kullanmda ideoloji terimi, aka gizemletirmeye ia
ret eden genel bir terimdir: Bir ileve ya da mekanizmaya ia
ret eder, fakat herhangi bir tikel ierige, herhangi bir tikel ara
cya ya da kara bagl degildir. Bu tanma gre ideoloji, var
saylan herhangi bir nedene, mantga

ya da yanl temsile

bagl degildir; dinamigi ne olursa olsun, bir gizemletirme ya


da yanl temsil etme srecine iaret eder.
i deolojiyi bu ekilde tanmlamak, hem kavramn episte
molojik profilini drmek hem pratik uygulanabilirligini ge
niletmektir. i deolojinin byle

bir kullanm, kesinlikle post

Marksisttir: Herhangi bir Marksist ideoloji teorisi, gizemletir


menin arkasndaki dinamik g olarak snf kar noktas et
rafnda toplanr ve bu, bu kitapta ne srlen btn neden
lerden tr basite yetersizdir. Bu nedenle, nerecegim ide
oloji kavram, diger (snfsal olmayan) toplumsal blnmeler
ve diger toplumsal erk ve egemenlik biimleri etrafnda yk
selen gizemletirme srelerine de eit derecede uygundur.
Dahas, bu ideoloji tanm (ideoloji

gizemletirme), kavram,

Marksist dncede kapatldg toplumsal yapsal determi-

2$1
nizm (ogunlukla ekonomi) erevesinden de kurtarr. Bu kl
trel ve zel grnglerin ok daha esnek bir amlamasnn
yolunu aar ve bunlara hak ettikleri agrlgn verilmesine ola
nak tanr.
Bu kitapta, kendimi M arksist ideoloji modeliyle -i tutar
szlktan ve sonunda paradigmann kyle- ve Foucault'un
temsil ettigi ekliyle bu konudaki post-yapsalc Marksizm
eletirisiyle snrladm. Burada, Foucault'un alternatif yakla
myla ilgili ekinceler ne olursa olsun. ideoloji teorisinin Fo
ucaultcu eletirisinin nemli bir gc bulundugunu ileri sr
dm. (f"oucault'nun Marksizm eletirisinin birok noktasn
kabul etmek, f'oucaultcu olmay gerektirmez.) Gn geldigin
de, Marksist ideoloji tanm (ideoloji

snf karlarna hizmet

eden gizemletinne) savunulamaz olursa, terimin geriye kalan


ksaca glzemletirme olarak anlamnn, terimi, Frankfurt Oku
lu ve ardllarnn Heletiri" gelenegine daha ok yaklatrdg
aga kavuacaktr. Bu nedenle, -post-Marksist* ideoloji kav
ramnn, Kari Mannheim'n almasndan bu yana "Marksist
olmayan" uzun bir tarihi bulunan bir kavram da oldugu ol'
aktr. 1 5 HEletirel teoriyi ayrntl ele almak, farkl ve yazma
ya ehliyetli olmadgm bir kitabn grevi olurdu. Fakat bu bag
lamda da okunabilecek son bir noktay belirtecegim. Sradan
szcklerin tanm gibi kavramlarn tanm da ksmen bir kul
lanm meselesidir. Baka insanlarn terimleri kullanmasna
kar kanun karlmaz; kendinden emin bir biimde bir teri
min yeni bir anlamn ortaya atp onun yrrlkte kalmas
beklenemez. Yeni terminoloji uydurma, eskilerini yeniden ta
nmlamaktan daha kolaydr. Eski anlamlar yapp kalr ve ro
ucault'nun her bilgi. sylem ve hakikatin siyasal dogasnda
srar, bu anlaymz dogrular. Anlam toplumsal eletiride
ve siyasi tartmalarda bu kadar nemli rol oynayan ideoloji
rneginde, bu zellikle belirgindir. Yanlsama ya da "sahte bi15

Bkz. John B: Thompson, Studies in the Theory of ldeology (Cambriclge.


Polity Press, 1 984) ve Jdeology and Modem Cu/ture (Cambridge, Pol ity
Press, l 990).

linH agnmlann, ne kadar yanl olurlarsa olsunlar, silkip


atmak zordur. Bir HaltyapH imas her zaman vardr. Snf ge
regince "aklama", asla gerekten unutulmaz. Baz bakmlar. dan, ideoloji kavramnn stlendigi i, kavramn kullanlma
tarihi sayesinde, ogunlukla ok sg ve ok kolaydr. Galiba
daha iyisi, nceleri salt ideolojik diye etiketenebilen bir r
nege daha kesin iaret etmemiz: rnegin, ksmi bir hakikat,
dogallatrlm bir anlay, ya da evrenselci bir sylem. Gali
ba daha iyisi, eski kavramlarn kukulu titreimlerini hareke
te geirmekten ok, yeni ve daha kesin kavramlarla dn
meye kendimizi zorlamamz.

You might also like