Professional Documents
Culture Documents
tletiim Yaynlar
Klodfarer Cad. iletiim Han No. 7 Caalolu 34400 lstanbul
Tel: 212.516 22 60-61-62 Fax: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr
CLIFFORD GEERTZ
Gerein
Ardndan
Bir Antropoloun Gznden
lki slam lkesinin Son Krk Yl
After the Fact
Two countries, four decades, one anthropologist
v t m
Karen'e
iindekiler
BiRiNCi BLM
ehirler ..................... . ............. ......... 9
iKiNCi BLM
ll<eler .. ... . . . . ...... . . ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
NC BLM
Kltrler .... ........... 55
DRDNC BLM
Hegemonyalar. . . . . . . . 81
BEiNCi BLM
Disiplinler . . . . . . . . . . . 117
ALTINCI BLM
Moderniteler... . .... 163
7
BiRiNCi BLM
ehirler
9
lir, bir sre tasarlayabilir, bir teori ortaya atabilir, grafikler i
zebilirsiniz.
Problem u ki, ilk bata bir insann hayal edebileceinden
ok daha fazlas, daha kopuk olarak deiti. Tabii ki ehirler,
ou ynden yzeysel, baz ynlerden ise derinden deitiler.
Fakat antropolog da benzer ekilde deiti. Antropoloun
iinde alt disiplin, disiplinin iinde varolduu entelektel
ortam ve dayand ahlaki temeller de yle. lki ehrin dahil ol
duu lke ve iki lkenin dahil olduu dnya da deiti. Nere
deyse herkesin hayattan elde edebilecekleri ile ilgili dnce
leri deiti. Yani Heraklit'in nc dereceden kuvveti, hatta
daha beteri. Kk ve hemen kavranabilenden byk ve soyu
ta her ey -almann znesi ve evresindeki dnya ve her iki
sini de evreleyen daha geni dnya- deitiinde, tam olarak
neyin, nasl deitiini belirlemek amacyla zerinde durulabi
lecek nokta yok gibi grnr.
Aslnda Heraklityen imaj yanltr, en azndan yanltcdr.
Zaman, bu eit zaman, ksmen kiisel ksmen ise hazrlayc,
ksmen (her ne demekse) felsefi, kollaryla birlee birlee bir
denizde veya elalede sonlanmaya giden kocaman bir nehir
gibi deil de, dne kvrla, burada birleip bir sre birlikte yol
aldktan sonra urada ayrlan irili u fakl dereler gibi akar.
Uzun ve ksa devirler ve srelerle, bir armoni analizcisinin
birbirinden ayrmas iin birbirinin zerine eklenmi komp
leks dalgalar gibi de hareket etmez. nsann kar karya ol
duu tarih ya da biyografi deil bir tarihler karmaas, bir bi
yografiler yumadr. Genelde bir eit dzen vardr, ama bu
bir rzgarn ya da bir pazar yerinin dzenidir; hibir ey met
rik deildir.
O zaman, girdaplar, akmlar ve deiken bantlarla tatmin
olmak zorundayz; bir dalan, bir toplanan bulutlar gibi. An
latlacak genel bir hikaye ya da sahip olunacak sinoptik bir fo
toraf yoktur. Ya da eer varsa, onlarn orta yerine Fabrice'in
Waterloo'da yapt gibi dalan biri, ne zamannda ne de daha
sonra, onlar kuracak durumdadr. Eer notlar tutar ve hayatta
kalrsak, bizim kurabileceimiz, olmu gibi grnenlerin bir-
10
birine balanmlnn sonradan uydurma muhasebesidir;
gerein ardndan biraraya getirilmi ekiller.
Dnyann kaza eseri gereklemi dramlarn kartrrken
karlalan eitli malzemeleri kullanarak bilinenlerle ilgili
mantkl sonular elde etmeye alldnda gerekten olan
larla ilgili bu gzlemi ifade etmek beraberinde bir sr endie
verici soruyu da getirir. Nesnellie ne oldu? Doru yolda ol
duumuzdan nasl emin olacaz? Btn o bilim nereye gitti?
Belki de, sadece, btn anlay (ve tabii ki, eer beynin ve bu
haliyle bilincin aadan yukarya blnm modelleri do
ruysa) hayat tam da bu ekilde srklyordur. Sadece olayla
rn arasnda dolamak, sonra da nasl birbirleriyle ilintili ol
duklaryla ilgili hesaplar yapmak, benzer ekilde bilgi ve illz
yonu oluturur. Hesaplar, halihazrdaki nosyonlardan, eldeki
kltrel malzemeden biraraya getirilir. Ama her malzemede
olduu gibi, bu malzemeler de greve uygun hale getirilir; de
er eklenir, eksiltilmez. Eer nesnellik, doruluk ve bilim art
sa, bu , onlar var veya yok eden dayatmalardan bamszlarm
gibi davranarak elde edilemez.
Bu halde, ehirlerimde, mesleimde, dnyamda ve kendimde
meydana gelen deiikliklere dair muhasebemi yapmak iin,
ana hatlar belli anlatya, lme, hatrata ve yapsal ilerlemeye
ve de kesinlikle grafiklere, her ne kadar bunlarn da kullanm
alanlar olsa da (modeller ve teoriler gibi), ereveleri belirleme
ve konular tanmlamada ihtiyacm yoktur. zel olaylar ve z
gn durumlarn -urada bir alaka, burada bir gelime- eylerin
nasl olageldii, olduu ve olabileceiyle ilgili bir fikir edinebil
mek iin, nasl bir sr gerek ve bir dolu yorumla birbirine te
ellenebileceini gstermem gerekir. Mit, eer yanl hatrlam
yorsam Northtrop Frye'n dedii gibi, "ne oldu"yu deil, "ne
olur"u anlatr. Bilim ve tabii ki sosyal bilim, ok benzerdir; ta
nmlarnn daha salam bir zemin ve tutarl bir dnce iddias
ve bazen belli bir serinkanllk abas hari.
11
Endonezya'da, Merkezi Java'nm dousundaki dev Brantas ne
hir dzlnde ayn bir merkez olan Gneydou Asya ehri Pa
re'ye 1952'de gittim. Be yllk dank ve aralkl atmalardan
sonra Hollanda krallnn egemenlii Endonezya Cumhuriye
tine devretmesinin zerinden iki yldan az bir zaman gemiti.
Dnyann artk sahibi olmayan bu ksmn Amerikan sosyal bi
limine amak iin Harvard'dan gnderilen bir mezun renci
takmnn yesiydim. O zamanki eim dahil on kiiydik ve Rot
terdam'dan Cakarta'ya gemiyle haftada (Cebelitank, Svey,
Kolomb, Singapur; sahip olduklar romantizmi byk oranda
kaybetmi isimler) , tam da yeni devletin tarihindeki darbe giri
iminden bir gn sonra vardk. Sokaklarda tanklar dolayordu,
bakentin politika salonlar sylentiler, umutlar, kmlm umut
lar ve yeni komplo hayalleriyle capcanlyd.
Fez'in otuz kilometre gneyindeki Orta Atlas dalarnn
ayaklar dibindeki Kuzey Afrika ehri Sefrou'ya ilk defa
1963'te, belki de farkl bir kolektif alma ortam kurabilirim
dncesiyle gittim. (O zaman Chicago niversitesi'nde,
rencileri daha nce benim yerletirildiim gibi yerletiren bir
doenttim.) Fransz smrgesinin son bulmasndan yaklak
alt yl sonrayd; Franszlarn srgn ettii Madagaskar'dan
dnerek milliyeti hareketin bana geen ve insanlar bam
szla tayan karizmatik kral-kahraman V. M uhammed,
nemsiz olmas gereken bir burun ameliyatndan sonra l
mt. Olu otuz iki yandaki il. Hasan, sert bir askeri tip ve
bir eit spor araba merakls playboy, Fasl Prens Hal, tahta
oturuvermiti. Bazen kontrolszlyle korkutan toplu yasn
ortasnda -o zaman yaadm ngiltere'den bir eit antropolo
ji zirvesinden ani bir drt ile geldiim- Rabat'n politikadan
konuulan kafelerinde, eski kraln lmyle ilgili pheler,
yenisinin gcyle ilgili endieler ve bu gc test edecek ilk ki
inin kim olacayla ilgili speklasyonlar mmldanlyordu.
Btn kritik eylerin tam da dn olduu ve yarn olmak zere
olduu bir antrakta bu ekilde bir giri, ok ge gelmi ve ok
erken varmlk gibi bir hisse neden olur; benim durumumda,
daha sonra hi kurtulamadm bir his. Pare veya Sefrou'da,
12
1952, 1958, 1963, 1964, 1966, 1969, 197 1 , 1972, 1976 veya
1986'da hep doru zaman deil de, doru zamanlar arasnda, bir
ekilde iinden geilen bir trblans ve belli belirsiz ekillenen
bir bakasnn arasnda bir duraklamaym gibiydi. Deiim, y
le grnyor ki, geerken izlenecek bir geit treni deil.
2 Seimlerle ilgili olarak bkz. H. Feith, The lndonesian Elections of 1955 Othaca,
1957). Genel anlamda tek parti rejimiyle ilgili olarak bkz. H. Feith, The Decline
of Constitutional Democracy in lndonesia Othaca, 1962).
14
Korkunun ve aptal cesaretinin bu lgn karm , ben
1958'de Bali'de alrken bir haftalna uradmda da Pa
re'de yaygnd. (O zaman bu karm henz rya adasna ula
mamt, ama daha sonra daha da ar bir ekilde geldi ve daha
kanl sonular oldu.) lkenin genelinde, 1955 seimlerinde
ana partiler arasndaki denge makuld. Sukamocular ve gele
neki Mslmanlar oylarn bete birinden ok az fazlasn al
dlar, yeniliki Mslmanlar ve komnistler ok az azn. Po
pler radikalizm ve popler yeniden douuluk, romantik
demokrasinin sa ve solu arasnda polarize haliyle olduu ka
dar, tutkularnn acmaszlyla da Pare atipikti. Fakat, sadece
istatistiksel "temsilcilii" genelleme iin bir taban olarak g
renler ve byk apl yarglarn sadece byk apl aratrma
lardan kacan dnenlere iyi bir ders, bu onyl boyunca
olacaklar iin iyi birer gstergeydiler: milli felaketin ncl.
Seimlerden sonra, zellikle 1959'da, kendi muhabbetli sy
leyiiyle llahi Komedya'daki Dante3 gibi her ynden liberalizm,
maceraclk, hizipilik, bakaldr ve ok partili sistem eytan
larnca saldr altndaki Sukamo demokrasiyi neredeyse askya
aldktan sonra, Pare'de terr politikas inanlmaz bir hzla
kontrol eline ald. galciler eski Hollanda plantasyonlarna
daldlar ve kendilerini atmak isteyen hkmete iddetle kar
koydular; sonu rehin traktrler, havada uuan oraklar ve pa
nik iinde alan ateti. Mslman genler paramiliter eitim
merkezleri atlar, bu merkezlere daha sonra komnist genler
saldrd. ryen toprak reformu yasalarnn sinirlendirdii
ortak* iftiler, altklar topraklarn kendilerine ait oldu
unu ilan ettiler ve yasal sahiplerine meydan okudular. Yeni
liki Mslman partisi yasakland ve dinciler saa kaydlar;
Sukamo'nun milliyetilerden desteini ekmesi sekleristleri
sola kaydrd. Gittike kalabalklaan ve saldrganlaan toplu
gsteriler olaan hale geldi. Barp aran militan toplulukla
r devlet dairelerine yrdler. Devlet memurlar evlerine s-
15
ndlar. Dini okullara saldrld. Solcu gazetelerin datclar
nn brolar yamaland. Her tarafta, insanlar emperyalist
eytanlar ve ruhsuz kafirleri yok etmeye aran "yabanc aji
tatrler" tredi. Silahlar datld. Listeler yapld. Mektuplar
gnderildi.
Panik ve arlk bylece birbirlerini glendirerek ve kaybe
denlerin gerekten kaybedecei, kazananlarn da gerekten
kazanaca inancn derinletirerek byd. Katliamlar en so
nunda baladnda,4 birok popler kriz gibi -klk sarayn
ele geirilmesi, Bastil'deki frtnalar- yazlan bir hikayeye son
sz grnmndeydiler. Eer Milliyeti Parti'nin yerel lideri
olarak solun sizi enlikli bir infaz iin mimlediini, hem de
byk ve bol odal evinizi daha sonra Kremlinleri olarak kul
lanacaklarn bilirseniz veya eer bir komnist ifti birliinin
bakan olarak kendinizi boynuzlar ve kuyrukla hilalin ucuna
aslm olarak duvarlarda grrseniz, iddetin gerek patlama
s yeni bir eyin olmas gibi deil de, bir tamamlanma, sonlan
ma gibi gelir. Katliamlarn hep szedilen son oyun zellii; ba
zlarnn bovermilik bazlarnn ilgisizlik dedii, kurban hali
ne gelenlerin kendilerini kurban haline getirenlere teslim edi
lerindeki hazrlk ve ritellere yakr skunet, her ikisi de iti
ci gten ok fail olan kltrel tavr ve ordunun gcnden
ok, on yllk ideolojik kutuplamann neredeyse herkesi, g
rlebilecek son eyin, o da eer olursa, dengenin hangi ynde
bozulaca olduuna inandrm olmasyd.
Bu yn tabii ki sa oldu. 1965 Eyll'nn sonunda, hala iyi
anlalmam kark ve vahi bir olay olan Cakarta'daki saray
16
muhafzlar darbesinin baarszl, rneklerinin bir yerden
baka bir yere, Java'dan Bali'ye, batdan douya yaylmasyla
bir dizi kk apl tekrara neden oldu. Her yerde, balang
ta, neler olacana dair bir belirsizlik vard. Sonra da, genellik
le saatlerle llen srelerde neler olaca belli olurdu, zaten
hep ayn eyler olurdu. Sonra da katliamlar gelirdi, bir sre
sonra da bu katliamlar ordu tarafndan bastrlrd. Her blge
deki ihtilan, rpnmann tamam en fazla iki ya da hafta
sryor (Bali'de benim yaadm kyde bir gece srd ; bir
gecede otuz aile evlerinde diri diri yakld), sonra bastrlyor
veya kendiliinden diniyor ve daha sonra tekrarlanmak zere
douya hareket ediyordu, be ay sonra belki eyrek milyon
belki de eyrek milyon lme ulamak zere.
Cinayetler Pare'ye, babas benim 1952'de birlikte altm
bir reformist lider olan bir din retmeninin, meslektam Ro
bert Jay'in alt kye oradaki kyl birlikleri militanlarnn
saldrya hazrland sylentisi zerine bir ziyaret yapmas ve
orada baklanarak ldrlmesiyle ulat. Arkadalar bir son
raki gece bu kydeki birok evi atee vererek yant verdiler ve
san sola saldrlar balad , btn blgede olay olay kovala
d. Alveri durumlar ve gnn vahetinin bir gazete veya TV
zeti yerine, az nce bahsettiim ve daha nce de lm ve
mallarna el koyma iin iaretlendiini sylediim Milliyeti
Parti liderinden -197l'de emekli olmu, cesaretini yitirmi- "o
zamanlar neler olduunun" bir muhasebesini alalm (sadece
psikiyatristlerin o garip "Ah, yle mi?" ve "Niye bunu syledi
niz?"lerinden oluan acele sorularm hi yazmyorum).
17
den ldrlyorlard (komnistler de iler istedikleri gibi gi
derse gerekir diye Mslmanlar iin mezar kazmlard.)
Bu, burada hayat boyunca yaam benim gibi bir Javal
iin bile garip bir tepkiydi. Ak ki, komnistler yle dn
mlerdi; "Eer lrsem, bu bir son olur. Her ey 'biter', 'ta
mamlanr', 'temizlenir', 'sona erer' [beresi. Ama eer tutukla
nrsam, ac ekerim. Yiyecek olmaz. Hapse atlrm." Bu yz
den "son"u sadece kabul ettiler [puputan] .
Burada herkes ok korkmutu. Bir komnist liderin kafas
parti merkezinin giriine aslmt. Bir bakasnnki azna si
gara konulmu halde evinin nndeki kk kprye asl
mt. Sulama kanallarnda her sabah kollar ve bacaklar ve
torsolar yzyordu. Penisler telefon direklerine ivilenmiti.
ldrlenlerin ou boazlar kesilerek veya bambu mzrak
larla ldrlyorlard.
Bir kyn btn halk ordu tarafndan devlet dairesinin
nndeki meydana bir sr gibi toplanyorlard. Sonra da ki
min eylemci olduunu kimin olmadn gstermeleri syle
niyordu. Eylemciler de eve gtrp ldrmeleri iin insanlara
geri veriliyor veya daha sk olarak komu kyn kurbanlary
la dei toku ediliyorlard. Bu ileri kolaylatryordu, nk
kap komunuzu deil, sizin kap komunuzu ldren bir
bakasnn kap komusunu ldryordunuz.
Bir ara, kye Sekoto'lu [din retmeninin ldrld
ky] solcularn saldraca sylentisi kt. Kedri'den [blge
nin merkezi] tanklar geldi, btn gece ate edildi ve sabah
Sekoto'da yaayan neredeyse herkes lmt. Gerekten eh
re saldrp resmi grevlileri ldrmeyi planlayp planlamadk
lar soruldu. Evet cevabn verdiler ve ayrntlar anlattlar. Li
derlerinden beini ehir merkezinde ordu idam etti, dierleri
nin onlar kylerine gtrp ldren kyllerce icabna ba
klmak zere gitmelerine izin verildi.
Btn bunlar sadece yaklak bir ay srd, ama bu kor
kun bir bir ayd. Sokaklarda kimse yoktu. Erkekler kadar ka
dnlar da ldrld, ama birka dkkann yamalanmasna
ramen hibir inliye zarar gelmedi. Onlar olaylara katlma-
18
dlar, mesele Javallarn arasndayd. nemli komnist lider
lerin ou o zaman Pareli deildi, nk parti kadrolarn
devlet memurlar gibi birka ayda bir bir ehirden dierine
naklediyordu. En nemli liderlerden biri -Guntur adnda bir
adam- kendini ast, ama dierleri daha zor farkedileceklerini
dndkleri byk ehirlere katlar. Yerli doktorlar kom
nistlerin yaralarn tedavi etmiyorlard, nk ederlerse ld
rlmekle tehdit ediliyorlard. Kk kardeim kiinin bl
ge ofisinde idam ediliini grd, birok insan izlemek iin
oradayd ve bir hafta boyunca uyuyamad. Balangta iler iki
trl de gidebilirdi. lki taraf da kar taraf nce ldrmeye
alyordu, komnistler Mslmanlarn galip geldiini g
rnce sadece teslim oldular. Katliamlar bir kere baladnda
soldan hibir diren gelmedi. Darbe zamannda Cakarta'da
genel grevlilerin ldrlmesine sinirlenen ordu, Mslman
larn, en azndan ksa bir sre iin, istediklerini yapmalarna
izin verdi, sonra da olaylar durdurdu ve insanlar tutuklayp
Buru'ya [Dou Endonezya'da bir hapishane adas] veya baka
yerlere gndermeye balad.
Kurbanlarn yaknlar ve arkadalar arasnda hala ok kt
duygular hakim. Ama antikomnizm artk o kadar gl ki
bir ey sylemeye cesaret edemiyorlar; sadece saklyorlar, b
tn iyijavallar gibi. Ben kendim her zaman olduum gibi an
tikomnistim. Ama gerek nefret, cinayet ilemeler ve maktul
olmalar, Mslman militanlar ve komnist militanlar arasn
da bir meseleydi. Benim gibi Sukarno'cular, sonuta, sadece
yoldan geenlerdi. Sukarno'nun kendisi gibi.
19
gsteren ypranm haritalar hala folklor rnleri gibi kyler
deki devlet dairelerinin duvarlarnda aslyd. Yal Mslman
militanlar, kendilerinin hem gen hem de yal hallerini bilen
yabanclar hatrlattnda , baz baz ne kadar pis bir sona yak
latklarn anlatyorlard. Ama ehir genelde, stnden uzun
zaman nce baka bir iklimde korkun bir frtna geen bir
akarsu gibiydi.
Frtnadan ncesini de bilenler iin blge, birikmi politik
enerjisini, dalan ticaret enerjileriyle deitirmi gibiydi. Ja
va'nn bu ksmnda yetmilerin sonuna doru uygulama
problemlerinin stesinden gelinmesiyle etkili olmaya bala
yan Yeil devrimin balantlar ve yaklak ayn zamanda ken
dine, bir ilerleme makinesi olarak kendini kavrayna uygun
bir ilevsel stil bulmasyla yerleen askeri dzen, kasaba yaa
mnn bir zamanlar politiklemesine neden olduu kadar, ya
ylmac ve obsesif bir ekilde ticarilemesine neden oldu.
Alveri -bol eitli, karmak, neredeyse srekli ve toplu
mun her seviyesine ve kesine ulaan, her lt ve uzam
zerinde ileyen alveri- neredeyse herkesin baskn ura
olarak kyamet gnne hazrlanmann yerini ald. Artk ser
maye girii ihtiyac nedeniyle pazara itilen bir kyl tarm,
resmi olarak homojenletirilmi bir politik yaam ve bu ikisi
nin hi de salam zeminde olmadyla ilgili sallantl bir his,
dev kalabalk ve daha ok idare edilen bir pazarn grnts
n getirmiti.
Bu hali bir son nokta, bir dnmn sonu, bir sre, artk
gvenliinin salanmas ve geniletilmesi gereken bir gelime
olarak grme yatknl ok byktr ve nlenmelidir. Byk
bir krizden sonra bir srf megullk hali ortaya ktnda, b
tn bunlar yaayan ve baka ekilde tahayyl etme olana
olanlar arasnda olmasa da benim gibi nce-sonra gzlemcileri
arasnda, her eyin en sonunda yoluna girdii duygusu kendi
liinden ortaya kar. Anlatlan hikayeler doal olarak giri,
gelime ve sonuca sahiptir, eylerin ilek ynnden ok, bir
insann onlarla ilgili parantez iindeki deneyimleriyle akk
bir form. Parantezi kaldrmak, bilgi olabileceini dnd-
20
nz eyi nasl elde ettiinizi ve niye byle dndnz o
anda yanl yorumlamak olacaktr.
23
lk grevlerini yerine getiren az sayda asil ynetici vard.
Kylerden g eden az sayda insan, terkedilmi Yahudi blge
sine yerlemilerdi. (Yahudiler kendiliklerinden duvarn dna
tanmlard.) Yerleim blgeleri ayrk, ticaret molekler, pa
zarlar zellemiti. Halkn byk ounluu , Yahudiler de da
hil olmak zere, pazar ticaretiyle genellikle karmak biimler
de ilgileniyorlard, ehirde domulard ve anadilleri Arapay
d. Yarm dzine cami, iki veya sinagog, bir eriat mahke
mesi, bir de Katolik kilisesi vard. Btn karmaasyla , tama
men allabilir grnyordu.
Bir sre de yle gitti. Kk, yreye kk salm bir g elitiy
le daha da kk, asker destekli ve merkezi otoriteye direkt ola
rak bal caid [lider) , paa, eyh ve kad topluluu arasndaki
uzun sredir varolan denge, politikay pek basit bir "kim kim
dir" oyunu haline getirmiti. Bamszln, Sefrou'nun evresin
de belli miktarda gerilla aktivitesine de neden olarak elde edil
mesinden sonra bir tarafta Mslman ve poplist, br tarafta
Marksist ve poplist politik kkrtmalar bu dengeyi ve temsil
ettii emir-komuta stili devleti tehdit ettiler, ama zellikle 11.
Hasan yerini salamlatrdktan sonra statko hzla yeniden
saland. Altmlarda ve yetmilerin ounda Sefrou, Fas stili bir
klasik Medine, Atlas'a gs geren byl bir vaha, "kk bir
Fez" gibi grnmekle kalmyor, yle davranyordu da.
Yapya gre davranan profesyonellemi zihniyet iin ehir
ksmlar ve altksmlara ok kolay blnyordu. Bir yerleim
sistemi vard: her birinin bir ad, kaps, bakam, ortak frn,
ortak emesi, ortak hamam ve ortak ibadet yeri olan ve eski
ailelerden birinin bakanlk yapt, baskn olduu ve adnn
verildii adacklara blnm on blge. Bir ekonomik sistem
vard: eski ehrin merkezindeki byk caminin etrafnda top
lanm ve onu neredeyse grntden silen veya duvarlarn d
nda haftalk, iftimsi pazarlara dalm bir ticaret ve elii
sektr; vahada kk apl, ou ortak zeytin ve buday
yetitiricilerinden oluan bir tarm sektr. Tarm dahil nde
gelen ticari sektrler loncalara blnm, loncalar lonca efle
rine balanmt, lonca efleri de bir eit ticari hakime kar
24
sorumluydular. Dini bir sistem vard: camiler, Kuran kurslar ,
tasavvufi tarikatlar, devlet grevlileri v e din adamlarndan olu
an bir memurlar snf, eriat mahkemesi, ticari retimin ve
tarmn ounun ait olduu dini temelli bir toprak taksim sis
temi ve bunlarn hepsinin Yahudi benzerleri. Bir medeni sis
tem vard: her zamanki ataerkil, patrilokal, ataerkil durumlar,
youn cinsel ayrm, ayarlanm evlilikler, balk paras, mira
sn bllmesi, hzl boanma. Bir politik sistem vard: hk
met daireleri, belediye konseyi, eitli kurullar, eitli kurulu
lar, eitli polisler. Bu yer sadece monograflar iin yaratlma
mt, kendi kendini kitap blmlerine de ayrmt.
1986 itibariyle, gittike hzlanan deiimlerle birlikte artk
pek de byle deildi. Tabii ki balangtaki yerleik dzen g
rnts bile okul sralarnda duyulan hikayeler gibiydi ve ora
daki iimizin ilk evreleri temel olarak durumun byle olduu
nu gstermekten oluuyordu; blgelerin ok-ekilli olduu,
"loncalarn" gerekte lonca olmad, ""lonca eflerinin" ger
ekte ef olmad ve "Pazar hakimi"nin kendine sahip arayan
bir nvan olduu; akrabalk ilikilerinin pratikte teoriden
farkl yrd; kadnlarn snrlardan ve erkeklerin arasn
dan gemelerinin yollar olduu; g dalmnn onun iin
dizilen raylarn dndan da gittii ve tarikatlarn hepsinin g
rndkleri gibi olmadklarm gstermek. Ama artk gzleri e
killere ve tutarlla kilitlenmi en metodik antropolog iin bi
le byle bir hikaye anlatmak mmkn deildir. Blmler par
alardr ve btn bir toplamdr; karlatrmal etnografyann
byk kategorileri mulak ve bozuk grnr.
Bu duruma nasl gelindiini anlamaya alrken, insan ig
dsel olarak kritik olana deil -belirleyici bir olay ayrdetmek
zordur- etkileyici istatistiklere bavurur.6 Birok adaymz var:
nfus art (25 ylda %200), Mslmanlk ( 1960'da %80 Ms-
25
lman, 1986'da % 100) , "okuyamama" oran ( 1960'da yetikin
lerin drtte biri okuryazar, 1986'da onda biri) , "duvarlarn yr
tlmas" ( 191 2'den beri gerekleen gn %90' son yirmi yl
da) , arsa fiyatlarnda patlama ( 1960'la 1970 arasnda % 1000).
Ama tek bana en ok ey ifade edeni herhalde Sefrou blge
sindeki kyl nfusun kentli nfusa orandr (Sefrou'nun 10
kilometrekare ile en byk ehir olduu 2000 kilometrekare
alan): 1960'da bire drt, 1986'da bire bir. Terkedilen kyler,
ar ehirleme, topraktan ka, tarmsal kapitalizm , parlak
klarn ekicilii: adn ne koyarsanz koyun ve neye balar
sanz balayn, Sefrou'nun igali ar, acmasz, hzl ve ok ga
rip bireyler olmadka, geri evrilemezdir.
Ayn zamanda organizasyonu bozulmutur ve bu sadece i
gal edenler iin deil herkes iin geerlidir. ehir kendilerine
"Gerek Sefrouiler" diyen ve imdiyi gemi olmad iin sev
meyen eski yerleiklerle, imdiyi gelecek olmad iin sevme
yen yeni g edenler arasnda blnmtr ve blnm ol
duu grnmektedir. Eski yerleikler ehrin dev, ekilsiz bir
kye dntn ve dnyalarnn kuatldn dnrler.
Gmenler de ehri ilgilerine kaytsz, varlklarna dman bir
deimez ve geilmez kanun ncelikleri a olarak grrler.
Bir g atmas, bir g sava ve belki de hepsinden nemli
si bir kltr atmas: tutunmaya alan bir ehirli toplum,
ieriye girmeye alan bir ky ounluu.
Bunun bir gzlemci iin nemi (sadece ve en bata bir gz
lemci iin olmasa da) anlk karmaayla glgelenen berraklk
ve tasarmdr. rm ve duraan eski ehir, yeni ehrin or
tasnda ada gibi kalmtr, pazarlar dank ve odaksz hale gel
mitir, politik hayat hem daha paral hem de daha ynelim
sizdir, din tanmn kaybetmi ve enerj i kazanmtr, kadnlar
artk ie gidiyorlardr. nsann srekli sral resimler toplad
ve tam da resimleri yle byle sraya koyduu anda resimle
rin daldklar hissi; henz canl (ve yeleri onu korumak
iin canlandka baz ynlerden gittike daha da canlanan) bir
kent geleneiyle bu gelenein kategorilerini aan bir kent ha
yat arasndaki gerilimin yaygn , bariz ekilde zlemez ve
26
kronik olduu hissi ve ne olursa olsun artk kimsenin Fez yo
lundaki ykseltiden grlen o kalemle izilmi gibi duran
manzaray, hatta 1960'lardaki blm balklarn gremeyece
i hissi insan, deiimin gzlemcisi, analizcisi, hakimi ve va
kanvisi kadar nesnesi haline de getirir. Artk etnografik bilgi
nin duruma bal anndalklarmdan, ele alnmaya allan d
nce ve durumlardan kamak, zamana bal snrlardan ka
maktan kolay deildir ve yleymi gibi davranmak ok daha
aldatcdr.
7 R. Wilbur, "Folk Tune," The Beautiful Changes and Other Poems iinde (New
York, 1947), s. 27.
30
iKiNCi BLM
lkeler
31
likleri, ehir devletler, ortak idare edilen lkeler, balaklklar,
smrgeler, serbest limanlar, kefedilmemi yerler, snr olma
yan krallklar, mandalar ve yar-bamsz koloniler ok deil,
daha dn kayboldular ve Antik lnds'le ilgili kitabnn adn
"Pakistan'n Be Bin Yl" koyan politika merakls ngiliz arke
olog arkasna deil, iki yanna bakyordu. Fas veya Endonez
ya'nn (ilki [Morocco) 16. yzylda bir ehir isminden, dieri
19. yzylda yaplm bir dilbilimsel snflandrmadan gelmek
tedir) 1930'lardan fazla geriye giden bir tarihi yazlamaz; bu
yerler veya adlar daha nce varolmad ya da bamsz olma
dklar iin deil, lkeler olmadklar iin. Fas hkmdarlklar,
kabileler, ehirler ve sektler, daha sonra da smrge'lerdi. Endo
nezya saraylar, kyller, limanlar ve hiyerariler, daha sonra da
indische heren di . Renkli okgenler oluturmuyorlard.
'
32
redeyse tamamen basklasa da, sadece imdiki zaman ne kar
mak da deildir. Daha ok zclk illzyonu diyebileceimiz bir
eydir bu. Rejim tanmnn yaylm kategorileri, Feodalizm veya
Smrgecilik, Ge Kapitalizm ve Dnya Dzeni, Neo-Monari
veya Parlamenter Militarizm arasnda dar kmaya alan bir
yerleik ylelik, derin Fasllk, isel Endonezyallk vardr.
Byle bir kavraya genellikle milliyetilik denir. Bu kesin
likle yanl deildir, fakat gruplanamayan gruplayan ve ite
hissedilen aynmlan belirsizletiren bir baka yaylm kategori
olarak, grndnden daha az kesindir. Her zcln ken
di ylelii vardr ve Fas veya Endonezya'ya neler olup bittiini
grmeye gelen hi kimse bu zclkleri birbiriyle kartrmaz
veya genel insanlkla ilgili yksek banallklar veya kendini ifa
de iin evrensel bir ihtiyala tatmin olmaz. Bir lkeye gelmek,
herhangi bir lkeye ama zellikle bu ikisinden herhangi birine
gelmek, insann derisinde hissedebilecei kadar elle tutulur ve
daha da derinde hissedebilecei kadar zc bir deneyimdir.
Zorluk bu deneyimi dile getirebilmekte, genel gre aabil
mekte yatar. zlenimcilik, develer ve minarelerin, pirin teras
lar ve glge oyunlarnn armlar, eylerin seyahat posteri
gibi grnmesine yol aar. Ampirisizm, kltrel detaylarn
saksaan zeniyle toplanmas, etnografik bir telefon defteri ya
ratr. Ve temaclk, ar duygular ve byk fikirler, tarihi ope
ralar yaratr. Ama Fas, Gney Rivyeras, bir eit posterdir,
bin ada (eer kayalar da sayarsanz ondrt bin) ve birka yz
dille Endonezya da telefon defteri ve uzun sreler boyunca
sessiz kalmayan her iki lke tarihi operalardr; bu kadar imge,
kaba ve indirgeyici olduklar kadar, bir insann artk zorunlu
olarak nerede olduunu dnmeye balad ve sonra, gere
in stne, yerlerine daha az zet, daha az harici ve daha az
ykl bireyler koymaya alt noktadr.
Aynca bir nefeste bu iki lke hakknda konumak isteyen
birinin nnde duran rahatsz edici benzerlik ve farkllklar
sorusu vardr.1 Tabii ki farkllar. Endonezya ( 1989 itibariyle)
1 World Bank, World Development Report 1991 (New York, 1 991); World Bank,
Trends in Developing Economies (Washington, D.C., 1 9 9 1 ) ; World Bank, Thc
33
Fas'n yaklak yedi kat nfusa , drt kat yzlme, drt kat
GSYlH'ye, bete ehirlemeye, iki kat byme hzna, ya
rsndan biraz az kii bana gelire, drt kat d ticarete ve iki
kat okula kaydolma oranna sahiptir. Fas Fransz ve spanyol
larca neredeyse krk yl koloni olarak igal edildi; Endonezya
ise Hollandallarca yaklak yzelli yl. Atlantik ve Sahra fr
tnalar arasnda skm Fas scak, kuru ve Afro-literal'dir; y
ln yarsnda Asya rzgarlarnn slatt, dier yarsnda da
Avustralya rzgarlarnn kuruttuu Endonezya ise lk, nemli
ve Malayo takmadalarndaki gibidir. Endonezya'da petrol var
dr, Fas'la yoktur; Fas'ta fosfat vardr, Endonezya'da yoktur. Bir
tarafta buday, zeytin, portakal ve yn, br tarafta pirin, e
ker, kahve ve kauuk. Peeler ve saronglar; atlk ve bale.
plm yzk, yatay baeme.
Fakat arpc benzerlikler de yok deildir. Her ikisi de slam
lkesidir; Fas neredeyse tamamen, Endonezya yksek oranda.
Her ikisi de, Avrupa'nn kinci Dnya Sava'nda yaad pres
tij depremlerinden -Japon igali, Vichy ibirlii- sonra uzun ve
ac milliyeti devrimlerle ortaya kmtr; Endonezya'nnki bi
raz daha halk, Fas'nki biraz daha youn. (Yine 1989 itiba
riyle) Yaklak ayn ortalama hayat sresine, retim yapsna,
nfus art hzna, demeler dengesi durumuna, enflasyona,
ihracat gelirleri- GSMH oranna ve kii bana kalori tketimi
ne sahiptirler. Her ikisi de bir binyl boyunca uygarlam, be
yzyl boyunca Bat tarafndan smrlm ve yirmibe yl
boyunca, Dnya Bankas'nn (btn bu verilerin kayna ora
sdr) dikkatle "alt orta gelir seviyesinde gelimekte olan lke"
dediklerine yaktrd ekilde, politik olarak istikrarldrlar.
Her ikisinde de asimile edilemeyen ya da en azndan imdiye
kadar asimile edilememi aznlklar vardr -birinde Yahudiler,
dierinde inliler. kisi de Marksist veya demokratik ve imdi
lik, dini olarak kkrtlm, zengin veya fakir deildir.
World Bank Atlas, 1991 (Washington, D.C., 1991). Endonezya zerinde " yz
elli yllk" Hollanda kontrol bir eit mittir: Java dnda salam kontrol ancak
son yzylda ve baz yerlerde de bu yzyln banda saland. Fas iin de benze
ri geerlidir: Atlaslarn baz ksmlan 1 920'lere kadar "dindirilememitir".
34
yleyse bir lkenin tam olarak ne olduunu sylemek, l
keyi bir gc ve ekli olan bir sosyal gereklik olarak tanmla
mak, mutlak haritann dzlem ekillerinin veya bir insann
Fas tarm ve Endonezya mutfa, Fas hallar veya Endonezya
brokrasisi hakknda konuurken sergiledii monografik ra
hatln gsterdiinden ok daha karmak bir eydir. Hem bir
fiziksel varlk, hem de soyut bir fikir -farkl ekillerde geirgen
snrlar iinde bir saha; farkl dzeylerde okunabilecek dev
bir iaret- olarak her iki ynde indirgemeye direnir: materyal
lerin nominalist dili ynnde ("Fas tarm Fas'ta yaplan ta
rmdr") veya ideal formlara ait platonist bir dil ynnde
("Endonezya mutfa iinde Endonezya ruhu olan yemekler
dir"). Her yap gibi -bir hal, bir brokrasi, bir disiplin, bir ye
mek veya profesyonel bir gezginin nereye gittiini anlatma a
balar- yapld eyden nasl yapld ve ne gibi kullanmlar
olduu kavranarak anlalabilir.
38
Fas ve Endonezya'nn benzemeyen ynleri onlar kesin tiplere,
doadaki trlerin sosyolojik karlklarna ayrmaz; bu ynler
karlkl ereveler izerek, berraklatrarak birbirleri zerin
den yansrlar. Ya da bana yle yapyorlarm gibi grnyorlar.
Endonezya'yla ilgili, altmlarn ortasndaki olaylarla sarsldk
tan sonra, Fas'ta almann daha cesurca olacana karar verdi
imde, hemen Endonezya'ya gitseydim renmi olacamdan
daha fazla ey rendim. Fas'la ilgili de, olaylar yetmilerde tek
rar durulduunda, Endonezya'ya hi de endiesiz olmayarak
geri dndmde, kendimi, bir baka uygarln orta yerinde, o
zaman Kuzey Afrika'da bulduum zaman yaptm gibi snrla
yarak renmi olacamdan fazla ey rendim. Toplumlar, ta
rihler, kltrler, devletler arasnda gidip gelmek, nce bir yn
den sonra baka bir ynden bakmak; bu lkeler hakkndaki g
rm byle kurdum. Bu yzden byle sunmak doal ve d
rste grnyor. Kart durumlar kar karya.
yleyse, elimizdeki durumda eyleri ileriye ve geriye doru
grme hakkn verili kabul edersek, bu iki lke gibi ge oluan
ama erken beliren lkeler, neredeyse bin yldr yerler olan
("En uzak Bat", "Rzgarlarn altndaki topraklar" ) , ama en
ok birka yzyldr merkezi ya da yan-merkezi devletler
("Al-Makzan" , "Le Protectorat du Maroc" , "Al-Mamlakat Al
Magribiya" , "Mataram" , "Oost Indie" , "Republik Indonesia")
olan bu yerler, nasl oluyor da zamann dilimlere blnm
dorusu boyunca onlar nerede keserseniz kesin, o kestiiniz
noktadan daha nce olanlar hatrlatan ve tamamlayan, daha
sonra olacaklar da balatan ve ngren kesin bir karakter gs
teriyorlar? Niye bu kadar ok ve bu kadar keskin ve derin de
iimden sonra bile -hanedann devrilmesi, ticaret patlamalar,
yabanclarn istilalar, teknoloj ik dnmler, inanlardaki de
iiklikler,- bir ekilde, gelimeye, moderniteye ve gelenein
ktlenmesine dnk en zgrlk ve modern kafal yurtta
n, ne kadar ldrtc olsa da (neden, tanrm, neden hi de
imiyoruz) grmeden edemedii kalc zellikler sergilerler?
Bu eit bir eye, boluklar ok bilgili insanlar ve uzman bi
lim adamlarnca sonsuz ayrntlarla rlm tarihlerinin de-
39
vamll yeterli bir neden olarak grnen daha iyi belgelen
mi lkelerde -ngiltere, I. Ve il. Elizabeth; Japonya, Tokugawa
ve bugn- bolca rastlarz. Bu duruma gerein daha przl
olduu daha kt dokmanlanm lkelerde de rastlamak, da
ha farkl bir ey olduunu gsterir.
Devamllk, varolduu derecede, olayn, farkl ekilde yo
rumlanabilecek durumlarn imkansz bir zincirinin veya zn,
zamanda akan belirli bir iselliin devamll deildir. Politik
hedeflerin devamlldr: Fas'ta olduklar yere kk salm kii
sel sadakatlerden devlete benzer bir ey yaratmak: Endonez
ya'da ayn devleti farkl ve dman kolektif kimliklerden kur
mak. Yandalarn toplayan Almoravid'lerin ve Almohad'larn
Sahara ncesinin palmiyeliklerinden ve anti-Atlas'n dar vadi
lerinden kuzeye, Atlantik dzlklerine, Akdeniz'e ve End
ls'e kmalarndan (onbirinci yzyln ba ve onikinci yzy
ln sonu) veya Majapahit'in oturduu yer olan kuzeydou ja
va'nm iplik yuma gibi nehirlerinden Asya'nn altda biri ze
rinde ruhani liderlik iddia etmesinden ( 1300'ler) beri her iki
lke de aralklarla yaylan blgeciliin sahas olmutur. Ne za
man ve nereye baktnz farketmez. Fas'ta greceiniz ilerle
yen, gerileyen, yerinde sayan blgesel kaynakl hareketler; En
donezya'da greceiniz ise byyen , klen, savunmaya ge
en kltrel olarak ayrk topluluklardr. Kalan ya da uzun s
reden sonra kalm olan, bu lkelerin olduklar ey deildir.
Hala bu lkeler amalarn kesitii toprak paralardrlar. Ka
lan, kar durduklar eydir: farkllk, dalma durumu ve ara
csz mutabakatln kalcldr - bir durumda bireylere, ka
rakterin gcne, dierinde biz'lie, benzerliin gcne.
42
komutasnda -Figuig'in evresindeki lde, Khenifra'nn arka
sndaki dalarda, Casablanca sahillerinin arkasnda, Marake'in
nndeki dzlklerde ve en grlmeye deer olanlar iki Fez
kuatmasnda ve Abdelkrim'deki Riffian ayaklanmasnda- kan
l, dzensiz, yumruk yumrua onlarca sava (eer atmalar
da katarsak yzlerce) yapld. O zaman bile Presence europeenne
genel olarak sadece buydu: kendilerine ait balantlaryla kendi
kendilerine reyen ve atanm otoriteye ve kiisel olmayan
devlete inanmak iin hibir nedeni olmayan kiilikler arasnda
daha az Lyautey'ler, bir baka muhtemel kiilikler kmesi.
Rabat'taki kk tepenin stne yerlemi, sosyal olarak ha
vada ve yabanc bir hkmdarln vekiliymi gibi La Residen
ce denen Protektora'nn ksal (resmi olarak 19 12'de kurulsa
ve 1956'da sona erse bile, 20'lerin bandan nce kontrol elin
de deildi ve 40'larn ortasnda Vichy ve mttefik istilalaryla
izleyici konumuna dmt) kadar yapayl, neden olduu
Fas toplumunun krlgan kiiselciliinden uzaklamalarn ye
rel, ksmi, yzeysel ve ksa mrl olduu anlamna geliyor
du. Bu, ayn zamanda, birok koloninin aksine -Hindistan,
Msr, Endonezya, Meksika- donmu ve geleneki arkaik g
cn direniine kar kurulmad ve ideolojilerin srkledii
sosyal hareketlerin ykseliiyle , ayn zamanda alt kazlmaya
baland anlamna geliyordu. 20'ler ve 30'larn benzer rn
leri, ilerletici emperyalizm ve poplist milliyetilik birlikte
geldiler, birlikte kk saldlar ve birlikte g kaybettiler. Hem
Protektora'nn hem de Protektora'ya kar durmak iin ortaya
kan kitle tabanl politik organizasyonlarn paralan onla
rn kurulmasyla balamtr. Her ikisi de ksa sreler iin ve
seilen kitlelerin arasnda ykselen deerler olarak, hibir za
man tam anlamyla oturmadlar.
Lyautey 1925'te Marabut'larn sonuncusu veya milliyetilerin
ilki olan Abdelkrim'i datm olarak en sonunda ayrldnda
arkasnda, kendisinin de syledii gibi, gerekletirilmi bir g
rev ve kurtarlm bir durum brakmt. lyi sulanan kuzey ve
merkez dzlklerinde, Lyautey'in le Maroc utile [Yararl Fas]
dedii yerlerde ok byk boyutlu, dnemine gre yksek d-
43
zeyde zellemi, sermaye-youn Fransz iftlikleri kurulmutu
(zamann en iyisi olmallar) ve bu iftliklerin sahibi olan zen
gin smrgelerle Lyautey'in yerletirdii inanlmaz fazla sayda
ki mis-en-valeur [olduundan deerli) Avrupal grevli (Hin
distan' bask altnda tutmak iin gereken ngiliz memuru say
snn kat) arasndaki ittifak6 kendini lkeye balam ve l
keyi iyi ynetilen, iyi dzenlenmi, iyi anlalan ve iyi smr
len iyi bir mala dntrm gibi grnyordu. Ama bu, o g
revlilerden biri olan jacques Berque'in de syledii gibi,7 bir fa
ux ap ogee ydi [sahte doruk] . Bu ittifak, takip eden on yl iinde
'
44
sndan ok -zaten ok uzaa da gitmemiti, sadece Residen
ce'n duvarlar iine hapsedilmiti- kral kendinden ncekilerin
her zaman yaptklarn -yandalar toplamak, dmanlar bul
mak ve savaa girmek- baka yollardan, baka amalara yne
lik ve daha az para amal bir ortamda da olsa, yapma zgrl
ne kavumutu.
II. Hasan'n bunu gerekletirme, balantlar an en geni
haline getirirken bu edq politikasnda kendine bir yer bulma
abalar8 ok insafsz olmutu. stedii duruma gelebilmesi
iin dayanacak bir duvar, ok az ie yarasalar ve sadece kulla
nlabilecekleri zaman kullanlsalar da ne hanedann tarihi, ne
babasnn zaferleri, ne de unvannn karizmas yoktu ve tek
yapabilecei ilikilerini; doktrinler, yaplar ve kitlelerle deil,
insanlar, durumlar ve kendisine sadk olanlarla ilikilerini d
zenleyebilmek iin srekli olarak almakt.
Ellilerde, hala tahtn varisi prens olduu sralarda eski s
panyol blgesinin yerinden olmu ileri gelenleri ve lkenin
dousundan, kuzeyinden ve gneyinden bir dizi asi kabile re
isi vard. Altmlarda, tahta geiinden sonra, eitli milliyeti
kahramanlar vard. Yetmilerde halk kkrtan askerler vard.
Seksenlerde yine askerler, ehirli entelekteller ve Mslman
kktendinciler vard. Kral srekli olarak, yerini korumaktan
ok, krala balln anlamalarla saland bir sahada, yerini
kurmaya abalad. En yakn dmanlarnn ve ordu ynetim
kadrosunun 197l'de kendisine dzenlenen suikast giriimin
de ibirlii sulamasyla idam edilmesinden sonra (sylentiye
gre kral bu ii kendi elleriyle yapmt) , byk ihtimalle en
kt durumda olduu zamanda, "Bundan byle," diyordu l
kesine,9 "kimseye gvenmeyeceim." Ama tabii, ihanet edil
mi de olsa, herkes gibi gvendi. Ve imdi, altmn gemi
ken, eer sahibine bir para g kullanma yetkisini bile kazan
drmayan monari devam edecekse, babasnn yapt gibi her
8 !. W. Zartman, "King Hassan's New Morocco," ss. 1-33, !. W. Zartman, der., Tle
Political Ecnnomy of Morocco i inde (New York, 1987).
9 H. D. Nelson, der., Morocco: A Counry Sudy'de alnt, 4. bask (Washington,
D.C.: U.S. Govt. Printing Office, 1978), s. 79.
45
eyi sfrdan (ou maddi ynlerden daha iyi bir noktadan, o
u ahlaki ynlerden daha kt bir noktadan) kurmak zorunda
olan oluna saltanatn retiyor. edq egemendir.
47
Ticaretin kozmopolitletirici etkisi, bu blgesellii ortadan
kaldrmad bilakis glendirdi. Bugn Java kkenliler lkenin
nfusunun yaklak yansn oluturuyorlar ve geri kalan nfus
yedi veya sekiz byke gruba ve yzlerce kk gruba bln
m durumda - takmadann tarihinin byk ksm boyunca va
rolmu gibi grnen bir ekirdek ve evre yaps.
Endonezya medeniyetinin parlts -Barabudur, batik, game
lan mzii, glge oyunlar- Java'da ortaya kt. 16. yzyl tica
ret pazar, en karl ykler baka yerlerden gelmise de, kuzey
sahilinde yerlemiti. Hollandallar merkezlerini, ilk nce ir
ketlerininkini, sonra da kolonilerininkini oraya kurmulard.
Milliyetiliin ykselii ve Hollandallara kar ayaklanma b
yk oranda orada gereklemiti. Bugn de Java ve Javallar,
devletin bu gerei gizleme ynndeki gl abalarna ve Ja
val olmayanlarn da bu gerei deitirme ynndeki yerine
gre iddetli abalarna ramen, lkenin ulusal hayatnn etra
fnda dnd eksenler. ''Java" ve "Seberang" arasnda Javal
larn yapt karlatrma ("kar karya" , "yzyze" , "ters")
daha karmak bir yapnn an basitletirilmesi olduu kadar,
kstl bir gr de olabilir; klie snflandrmalar genellikle y
ledir. Ama grnn etkili ksmn yakalyor: halk snflan
drmalar genellikle bu konuda baarldr.
Endonezyal milliyetiler bu durumu her zaman kolonicili
in bir miras, eski bir birliin zenle yrtlen bl-ynet tak
tii uyarnca paralara aynlmas olarak grmlerdir. Ama du
rum daha ok eski bir blnmlk zerinde yrtlen bir
letir-idare et ticari emperyalizminin etkisidir. Franszlar Fas'
ne kadar eyhlere blerek "pasifize" etmek zorundaydysa,
Hollandallar da ayn oranda Dou Hindistan'n halklarn bi
raraya getirmek zorundayd, bir seri ok ac ve bazen uzun et
nik savalara girmek zorunda kalsa da: 1 7 . yzylda Ambonlu
lara, Ternatenlere Gavanlara kar; 17., 18. ve 19. yzylda Ja
vallara kar; 1 830'1arda Minangkabau'ya kar; 1 8 73'ten
1904'e kadar Achelilere kar; bu yzyln ilk onylnda da Bu
giler, Balinliler, Torajallar ve daha birok kk gruba kar.
Hollandallar, yaklak 200 yl sren bir srete takmaday
48
kendi hegemonyalar altnda birletirirken, Javallarn hakim
olduu rekabeti bir eitlilii, Javallarn gl olduu hiye
rarik bir eitlilie dntrdler.
192S'te Hollanda'nn Dou Hindistan fau.x apogee'sine ula
tnda, bu "Java ve dierleri" eklindeki etnik tanmlama yeri
ne oturmutu. Sadece ttn ve kauuk retiminin youn ol
duu (alanlarn ounun da anlamal Javal iiler olduu)
kuzeydou Sumatra Java'ya, Hollandal varlnn, Hollandal
ilgisinin ve iinde yaayan iftiler, askerler ve sivil grevlile
rin indische14 dedii bilardo, whist [kat oyunu] , vantilatrler
ve rijsttafel'den [bir Endonezya yemei] oluan hayat biimi
nin bir merkezi olarak yaklayordular. Her biri sekiz ya da
dokuz hektar (ekilebilir alann onda biri) ileyen, toplam
4000 Avrupal ve Hint, hasatn en youn olduu zamanlarda
da yaklak eyrek milyon Javal altran ve her biri yine
belki de zamann en gelimi rnekleri olan iki yz eker fab
rikas, 15 art Hollandallara ait, yerlilerin altrld onlarca
kahve ve ay plantasyonuyla, Java ile takmadann geri kalan
arasndaki kltrel, politik ve demografik orantszlk ok b
yk, ar ve grnte kalcyd.
Milliyetilik de, nde gelen bir iki figr Bat Sumatra'dan
g etmi Minangkabaular olsa da (ki onlar da bamszl ta
kip eden iktidar mcadelesinde kaybettiler) , sava alann Ja
va'da, kazananlarn da ounlukla Java'llar arasnda buldu.
Onlarn da efi, tabii ki, yirmilerde ajitatr olarak ortaya kan
retmen ocuu, Hollandallarca Buhran zamannda (aslnda
ksa bir sre) az da olsa durdurulabilen, igal zamannda Ja
pon desteiyle tekrar ortaya kan ve takip eden devrimle
cumhuriyetin kahraman-bakan olan Sukarno. Bu noktada,
bamszla yeteri kadar uzun sre, 15 ya da 20 yl szabilen
ve politik sylemin kavramlarn -poplizm, mcadele, birlik
49
ve devrim- belirleyen bir kitle hareketi, bir kitle lideri ve kitle
sel bir duygu var; her ne kadar yanl anlalsalar da, kimileri
saflatrldklann, kimileri de kirlendiklerini dnse de, hem
hareket hem de lideri sahneyi terketmi haldeyken (insan bu
duygu hakknda o kadar emin olamyor) varolmaya devam
eden kavramlar.
1965'in katliamlar da, tabii ki, bir Java, daha dorusu bir
Java-ii olayd;16 "Java" ve "Seberang" birarada tutmas bekle
nen slamc, Javanist, vatandala vurgu yapan veya poplist
sembolik tabanlar zerinde geen, halklar arasnda deil bir
halkn iindeki atma. O zamandan beri cumhuriyetin tarihi,
hem Endonezyallarca, hem de onlar izleyen yabanc gzlem
cilerce ikiye ayrlyor; Sukarno'nun ynetiminde romantik
milliyetilik ve sola kayla geen ve felaketle sonlanan "Eski
Dzen" ile Suharto'nun ynetiminde ordu basks ve iletmeye
dayal ynetimle geen ve grn4te kalcla sahip "Yeni D
zen" . lki liderin arasndaki stil, ton, politika ve teknik farkna,
getirdikleri rejimlerin verimlilik ve ruhlar arasndaki ztla
ramen, aradaki devamllk, her ikisinin partizanlarnn itiraf
edeceinden ok daha fazla.
Devamllk da yine bir politik grevin devamlldr; bu du
rumda politik grev, tarihin daha byk nedenselliklerinin -ti
caret ve kolonyal basknn yannda din (tslam, Katolik ve Pro
testan Hristiyanlk, Hinduizm, Budizm) , gelime (eitim, sa
lk, iletiim, ehirleme) ve ideoloji (milliyetilik, Marksizm,
liberalizm , gelenekilik)- zerlerinde dzensiz olarak dald
eitli halklarn tek bir dzende toplanmas. Devletin kalbinde
suku politikasnn, halklarn birbiriyle, hepsinin Java'yla, Ja
va'nn da kendisiyle barmasnn olacan garantileyen , sade
ce basite gruplarn, kltrlerin, dillerin, rklarn ve sosyal ya
plarn okluu deil, farkllklarnn -byklk, merkezilik,
yerleim, zenginlik ve dny<l gr- derinliidir. Sukar
no'nun retorik, karizma ve devrimin mistiiyle yapmaya al-
50
tn, Suharto askerler, teknokrasi ve devrimin ritellerle kut
lanmasyla yapmaya alt -kltrel farkllk, onur, dmanlk
ve arln blcln nlemek.
Suharto daha baarl olmu olabilir: en azndan imdiye ka
dar o kadar da dramatik bir ekilde baarsz olmad. Ama bu
nu ideolojik enstrmanlar ve zorlayc kurumlar, hrs, ikna ve
tehdidin yerine aldatmaca ile koyarak yapt. Sukamo'nun b
yk oranda hitabete dayal ve derininde Javanistik "Be Nok
ta" doktrini Pancasila'nn resmi olarak dzenlenmi ve daya
tlm bir sivil din eklinde yeniden yaplandrlmas ve ordu
nun (imdi belki de %80'i javaldr) ok amal bir politik ara
ca dnttlmesi , Suharto'nun, yine imdilik, rakiplerinin
sadece ngrebildii bir eyi gerekletirmesini salamtr: Ja
vanizmin Java'nn tesine yaylmas, farklarn mphemlemesi
ve gr farkllnn engellenmesi. Artk yetmiini gemi
olan Suharto da kousunda biti izgisine ok yaklat. Sonra
gelenin kim (ya da ne) olaca kesin deil. Ama her kim (ya
da her ne) gelirse gelsin, yine de dengesiz bir halklar toplulu
uyla karlaaca kesin.
52
Bir lkenin politikas, lkenin iinde her yerde yatar, sadece
araclyla politikann az ok odakland ve belli dzeyde or
ganize olduu kurumlarda, bu monari veya u cumhuriyette
deil. Ve deise de, liderlerin, politikalarn, hatta rejimlerin
deil, lkenin deitii hzda deiir. Bu , modern Fas veya
modern Endonezya gibi bar ar ve dnmle bu kadar
dolu bir ortamda, renmesi zor bir derstir. Ama eer insan bu
kadar bartnn neyle ilgili olduunu anlamak istiyorsa
renmek zorundadr. Bu, kendini Orta Fas'la dank bir ehir
de youn bir edq ballklar a ortasnda veya Orta java'da
sarslm bir baka ehirde suku sembolleri ile evrelenmi bu
lan antropolog iin baz ynlerden daha kolay, baz ynlerden
daha zordur.
53
NC BLM
Kltrler
56
lklar neler olursa olsun, kltrn zerine den, onlara ra
men varolmaktr. Tonlara kar sarlk, ister istekli ister do
utan ve ne kadar kavgac olursa olsun, ie yaramaz.
Ellilerin banda iime baladmda antropolojik pratiin
"orada bir yerlerde bir kltr var ve senin iin ne olduunu
gelip bize anlatmak" kavran yeni yeni sorgulanmaya bal
yordu, o da alann dndan. Yaklak on yl sonra Kuzey Afri
ka'ya getiimde pheler biraz daha glenmiti ve ok daha
fazlas ieridendi ama yine de alann genel zihinsel yapsna
gerekten ar hibir ey olmamt. Hem aratrma hem de
yazm paradigmalarmz hala, kompleks toplumlarda -Meksi
ka, Japonya, spanya- gerekletirilen birka "topluluk al
masnn"3 (Tepotzlan, Suya Mura, ksa bir sre sonra Akala de
la Sierra) yannda, birok "halk almasndan"4 (Navajolar,
Nuerler, Trobrianderler, tfugaolar, Todalar, Talensi, Kwaikutl,
Tikopia) oluuyordu. zerinde in, Hint, Ortadou, Roma
Avrupa, Germen-Avrupa, neredeyse her muhtemel medeniye
tin etkisinin olduu Java'yla ve Berberi ve Arap, A frikal ve
Akdenizli, kavgac kabileci ve duvarlarn arasna skm e
hirli Fas'la yzyze gelince, kk bir kaykla denize alm
olma hissi anlalr dzeyde aniydi.
Yine de, baka yerlerde ileri baka trl yrttklerini,
farkl dndklerini, Amerika Birleik Devletleri'nden, ken
dimden ve birbirlerinden farkl dndklerini farketmek faz
la zaman almad. Kltr, inan ve davran soyutlanabilir bir
ablonda ekillendiren muazzam ve nedensel bir kuvvet ola
rak kavramann -ki buna pasta ba gr denir- ne byle
meseleleri aratrmada ne de insann bu meseleler zerinde
dndkten sonra elde ettiini iddia ettii eyleri anlatmada
57
pek de kullanl olmadn farketmek ise biraz daha uzun
srd. ok daha az oranda kas gcne dayanan, ok daha faz
la oranda tepkici bir eye ihtiya vardr; sorgulayc, alayc, ta
kipi bir eye; ipularna, belirsizliklere, beklenmedik durum
lara ve noksanlklara daha duyarl bir eye.
Btn bunlar daha da az programl hale getirmek iin, "bu
rada neler oluyor?" eklindeki tepkici kltrel analize, kendi
durumumdan, sktrlm ve rnekleyici, ileride de sylemek
durumunda kalacaklarma ncl sadece bir rnek vereyim.
Bir insann Endonezya ya da Fas gibi bir lkeyi ya da orada
ki bir ehri almaya balarken yapaca ilk ey, eitli ekil
lerde yararl eitli kitaplar okumaktan baka, dili renmeye
balamaktr. Bu bile kendi iinde, daha arazi mlkiyeti, evlilik
kurallar veya ritel sembolizm sistemlerine yaklamadan, in
sann kendini, ne kadar dengesiz bir biimde olsa da, her e
yin orta yerinde hayal etmesi iin, ne kadar rastgele olsa da,
yeteri kadar varsaym ortaya atar. Aslnda tam olarak, erkek
egemen imgelemin sunaca gibi, bir kltrn iine girmezsi
niz. Siz onun yolunda durursunuz, o da sizin zerinize gelir
ve sizi kendisine katar.
Endonezyaca almaya sahaya gitmeden yaklak bir yl n
ce baladm. (Yale'den gnderilen ve Harvard'da alan bir
Endonezyalnn "bilgi verdii" bir Malayo-Polinezya dilbilim
cisinin -daha dorusu artlarda iki tanesinin- ynettii bir grup
meslektamla birlikte "iitsel/konusa!" almalard bunlar. )
Malaycann bir trevi olan Endonezyaca lkenin milli dili,
ama o zamanlar Pare'de konuulan dil benzer ama Endonezya
cayla aralarnda mesela Franszca ve ltalyanca arasndaki ka
dar fark olan javacayd ve hala yle. Bu yzden, lkeye var
dktan sonra da karm ve ben yedi aymz eski java saray ehri
jogcakarta'da bu dili alarak geirdik. Otel odamza birbiri
ardna gelmek zere yerli niversite rencileriyle anlatk ve
dilbilimcimizin hazrlad programa uyduk - yani eitmenle
rimiz, daha nce ngilizceye evirilmi Endonezyaca cmleleri
javacaya evirip tekrar bize okudular.
Arapaya gelince, ilgim (daha gl bir kelime kullanamam),
58
Chicago'da eitim grevlisiyken, bir "klasik Arapa" -daha do
rusu modem standart Arapa- dersi almamla balad; bu dersle
ri de Fez'de yaam Fasl bir lisans rencisi ile "iitsel/konu
sa!" gnlk Fas dili (baz Berberler hari Sefrou'da asl konuu
lan dil) almalar ile destekledik. (Eski Harvard cmleleri ha
yallerinde bile gremeyecekleri gsterili yaplara evirildiler ve
ok da gzel oldular.) Daha sonra Rabat'ta karmla alt ay daha,
jogcakarta'da yaptmz gibi yerli niversite rencileriyle sa
bahtan akama kadar altk; Chicago'ya dndmzde de
bizimle alacak bir baka Fasl renci bulduk. Antropolojik
metinlerde, akademik bir teebbs olarak, cebirin tepesine
kar gibi veya Roma lmparatorluu'nun tarihini pataklar gibi an
latlan, tabii eer anlatlrsa, aslnda, sonuta -sre biz yerimi
ze, ilk karlamalarn gerekletii yere vardmzda da devam
ettiinden, dil derslerinden kolayca anlalr, inanlr ve dolay
syla tehdit edici olmayann setik- gerekte onlarca insan ie
ren ok tarafl ve ok dilli (Flemenke ve Franszca, kolonyal
diller de dahildiler) bir sosyal etkileimdi.
Her ikisi de gayet hayret edilecek eyler olan Javacamn deix'i
veya Arapann morfolojisi gibi tamamen dilbilimsel meseleler
le ok da yakndan alakas olmayan bir sr ey ilk defa, bu
ok kere tekrarlanm ve prefabrike cmlelerle yaptmz de
i tokularda farknda olunmann kysna getirildiler. Ama
burada sadece iki byle eyden bahsetmek ve bu iki eyi dolay
l ve biraz da paradoksal ekilde balamak istiyorum: Javacada
stat belirtmeye ve Arapada cinsiyet belirtmeye yaplan vurgu.
Daha dorusu Javallar ve Fasllarca yaplan vurgu. nk,
Benjamin Whorf her ne demek istiyorsa,5 anlama yol aan dil
biimleri deil, Ludwig Wittgenstein'n dedii gibi, bu biimle
rin bir eyi dnmek iin kullanmdr -yani bu durumda ki
me itaat edildii ve cinsiyet farknn ne kadar nemli olduu.
59
Tabii ki insan, her halkta stat ayrmnn ve cinsiyet tarifi
nin dikkat harcanacak meseleler olduunu varsayar. tlgi ekici
ve deiken olan ise bu dikkatin doas, ald ekiller ve yo
unluudur. Elimizdeki iki durumda bu adan yalnzca kes
kin bir farkla deil tam da ztla yakn bir eyle kar karya
olduumu ilk defa, javaca alrken eitmenlerim stat belirt
mede yaptm hatalar (hata yapacak o kadar ok frsat var
ki) titizlik ve srarla dzeltirken cinsiyetle ilgili hatalar az ok
hogrnce ve javallar gibi niversite rencisi olan ve hi de
geleneki olmayan Fasa eitmenlerim cinsiyetle ilgili bir tek
hatann (yine hata yapmak iin bir sr frsat) bile dzeltilme
den gemesine izin vermezken stat belirtmenin olduu kada
ryla bile hi ilgilenmiyormu gibi grnnce farkettim. java
cada mevkiyi doru tutturduktan sonra cinsiyetin doru olup
olmad farketmez (zaten ou zaman szlkte ntrdler) ,
yahut pek de farketmez. Fasada cinsiyetleri kartrmak nere
deyse tehlikeli gibiydi; javaca eitmenlerim gibi tamam erkek
olan Fasl eitmenleri endielendiriyordu bu. Ama mevki ne
redeyse hi gznnde bulundurulmuyordu.
Diller bu halleriyle6 dnya hakkndaki baz eyleri farketme
ve bu baz eyler konusunda daha fazla yaygara yapma konu-
7 L. H. Palmier, Social Status and Power in ]ava (Londra, 1960); C. Geertz, The
Religion of]ava (Glencoe, Ill., 1960), 3. blm; ]. Siegel, Solo in the New Order;
Language and Hierarchy in an Indonesian City (Princeton, 1986).
8 H. Geertz, "The Meaning of Family Tie5," C. Geertz vd., Meaning and Order in
Moroccan Society iinde (Cambridge, 1978), 55. 31 5-379; L. Ro5en, "The Nego
tiation of Reality: Male-Female Relations in Sefrou, Morocco," L. Beck ve N .
Keddie, der., Women in the Muslim World iinde (Cambridge, Mas5., 1 979), ss .
561 -584; M. E. Coomb5-Schilling, Sacred Peiformances: Islam, Sexuality, and
Sacrifce (New York, 1989); E Memi55i, Beyond the Veil (New York, 1975); A.
Hammoudi, La victime et ses masques: Essai sur le sacrifce et la mascarade au
Maghreb (Pari5, 1988); A. Hammoudi, Matre et disciple: Aux fondements cultu
rels de l'autoritarisme marocain (Pari5, kacak).
61
utllar, sadk Nuerler, disiplinli Japonlar, kendilerini ailelerine
hapsetmi Gney talyallar- sorgulanmasna yol aan eyler
den biridir.
nsan artan ve Javallarn stat, Fasllarn da cinsiyet be
lirtmedeki srarlar (bir halkn genel varsaymlarnn da ulat
tozlu keler, tesadf eseri karlalan bir yabancya dil
retmek dnda kltrn baz zellikleri, yle grnyor ki,
gerekten her yerdeler) konusunda dnmeye zorlayan ey,
ak ztlklar deil de, daha ok, antropolojik olarak retilmi
balantlardr. Sonuta bu ztlktan rahatsz olan, beni mutlu
lukla bir tek doruya dzelten eitmenlerim deil, bendim; ve
durumlar -karlkl yorum, retorikle balanm bamsz
farklar- birlikte deerlendirmek, birbirleri zerinden yorumla
mak sizi, neredeyse, eksik terim hakknda merak duymaya
zorlar. Javallarn cinsiyet farklar konusunda umursamaz ol
madklar, ki insan bunu ksa sre sonra anlar (gnlk dilde
kk ocuklara "penis" ve "vajina" denir) ve Fasllarn stat
ve itibara duyarsz olmadklar, ki bu daha belirgindir (devlet
dairelerine bavuruda bulunanlarn dalkavukluklar sanat r
ndr) , farkedilince, bir yerde cinsel farklar ev ii stat farkla
r olarak anlalr ve ifade edilirken, dierinde de prestijdeki
eitsizliklerin cinsiyetin aalayc betimlemelerinde eritildii
fikri neredeyse kendiliinden ortaya kar.
Etrafnza bu gzle bakmaya veya kulak kabartmaya bir kez
balarsanz, yeni bir parack bulan bir fiziki gibi ya da yeni
bir etimoloji bulan bir filolog gibi, her yerde "kant" (ya da
"aksi ynde kant") grmeye balarsnz. "Kltr" oksesli
hatta ahenksiz hale gelir.
En azndan eski geleneklere gre, baz ailelerde de hala Ja
val kocalarn eleriyle daha aa statdenmi gibi, kadnlarn
da kocalaryla daha yukar statdenmi gibi konumalar; en
sestin duygusal bir sutan, yaknlk derecelerinin kartrlma
sndan ok bir stat hatas, seviyeler arasnda uyumsuz bir ka
rm olarak alglanmas; soyaalarnn androjen tanrlarla
balayp , kopyalanan ikizler yoluyla, birbirinin ei olmayan
ikizlerin iftlemesi yoluyla insanlarn, sonra kardelerin, bi-
62
rinci ve ikinci kuzenlerin varolmas - btn bu gerekler ve
ky kurullarnn oluumundan glge oyunu figrlerine birok
ey, cinsel kimliin sosyal hiyerarinin bir yansmas olarak va
rolduu bir dnyay iaret ederler.
Fasl Mslmanlarn, en azndan geleneksel olarak ve baz
yerlerde hala Fasl Yahudileri ve ou zaman dier yabancla
r da -Tunuslular, Msrllar, bayanlarla oturtulan ziyareti
antropologlar- kadn olarak grmeleri (Alt Gn Savalar
yaklarken eitmenlerimden biri "Msrllar kazanamazlar"
demiti, "Yahudiler kazanrsa herkes kadnlara kaybettikleri
ni syleyecek, eer Yahudileri yenerlerse herkes tek yaptkla
rnn bir avu kadn pataklamak olduunu syleyecek) ; mo
narinin erkek egemen sembollere boulmu olmas, hem ti
caret hem de politikann syleminin devaml bir taciz ve di
reni, flrt ve fetih yan olmas - btn bu gerekler ve aziz
liin kavranndan hakaretlerin mecazlarna birok ey,
mevki ve yerin cinsellikle ykl olduu bir dnyay iaret
ederler.
Ne var ki, bu ters evrilmi, bask kuran ve basklanan tem
sili bile ie yaramaz. Zira insann Fas' mercek olarak kullanp
Java'ya baktnda veya tam tersini yaptnda kefettii; yerel
kmelerde toplanm soyutlanabilir, kolayca ifade edilebilir te
malarla (cinsiyet, stat, cesaret, lmllk. . . ), farkl melodilerle
dizilmi ayn notalarla karlamaddr. Karlalan, zerin
de srar ve ret, kutlama ve ikayet, otorite ve direncin srekli
olarak hareket ettii, ou aka belirtilmemi olan karmak
ve elikili betimleyici eylem sahalardr. Ustalkla biraraya ge
tirildiinde, bu sahalar birbirlerine k tutabilirler, ama ne bir
birlerinin varyantlardrlar ne de her ikisini de aan bir sper
sahann ifadesidirler.
Ve her ey iin durum budur, (ilerin ortasna hzl girme
min ortaya kard baz klieleri sayarsam) ortasna atld
nz halkn neyle ilgilendiini anlamaya alrken yzyze gel
diiniz Fasl itaatsizlii, Javal ykcl, Javal formalitesi, Fas
l faydacl, Fasl terslii, Javal konukanl, Javal sabr,
Fasl acelecilii. Karlatrlamayacak olan karlatryorsu-
63
nuz; ne kadar mantksz olsa da yararl, hatta eer ansnz tu
tarsa bilgilendirici bir giriim.
68
lan "lslam"n kitabi olmaktan ok davransa! bir kavrayn
edinmeleri gerektiine ikna ettii biti zamanlarnda genel g
r takmada ve zellikle Java zerindeki lslam etkisinin y
zeysel olduu ynndeydi. ou Javalnn hakknda gayet bu
lank ve ilkel bir kavray olduu (yle syleniyordu) Pey
gamberin nan (ad da byle syleniyordu) ada ve derinden
Hintlemi kltr zerine "bir tl gibi" rtlmt . Bir
"din"di ve kendini bu dine adayanlar gerekten de vard,
adanmlklar da gerekten glyd. Ama hala uysal, yayl
m ve birok inanc birletirmi -dogmaya kapal, atmaya
ters- olan toplumun maddesine ok derinden ilememiti. De
facto bir Tanr ve Sezar ayrm, sadece beklendii zere Hol
landa tarafnda deil, birka istisnayla, fanatik ve asabiyetle
ayrk tanmlaryla, Java tarafnda da yerleti. Mslman eitim
ve ibadet biimleri "ruhani" ve dolaysyla "kiisel" , "zel" ,
"ie dnk" ve "bu dnyaya ait olmayan" olarak bir keye
ayrldlar ve bu formlarla uralmas az ok kendi hallerine
braklarak korundu. Fakat lslam adna kolektif hareketler
"sekler" ve dolaysyla "politik" , "kamusal" , "harici" ve "bu
dnyaya ait" olmalar nedeniyle korunmadlar ve dikkatle g
zard edilerek zenle geriye ekildiler, manevi ve sosyal mese
lelerle kstlandlar.
Milliyetiliin ykselmesiyle btn bunlar deiti. Fanatik
ler militanlar haline geldiler, ayrlklar da ibirlikiler oldu
lar. Ve zafer kazanmasyla (bu noktada ben, hafza ve inanla
yklenmemi halde sahnenin ortasna dtm) milliyetilik
geldii gibi ortadan kayboldu. Manevi ve politik olan tekrar,
bir de vurgu kazanarak, biraraya geldi ve "lslam " , grltl ve
organize bir ekilde, yeni toplumun ruhunu tanmlamaya al
an gler arasnda bir g olarak yerini ald. 1952'de ben Pa
re'ye gittiimde , zgr Endonezya'nn ne eit bir lke olaca
na ilikin slamc ve Endonezya milliyetisi , poplist ve eli
tist, gelenekselci ve seklerist kavraylar, davalarn -sabit, ay
rk, kskan ve kararl- etrafnda kemiklemiti.
Bu dnemde "lslam", bir durutan ok bir hareket (ya da
daha kesin olursak nemsiz olmayan i ayrlklar nedeniyle
69
bir hareketler topluluu) grnts veriyordu ve toplumun
baz kesimlerinde, zellikle ticari kesimde ve lkenin baz bl
gelerinde, zellikle sahil blgelerinde, topluma daha ok n
fuz etmiti; kendini de baka yerlerde kurulmu ve baka e
killerde gerekleen rakip hareketler zerindeki gcn gve
ne almak zerine kurmutu. lslam' pee veya eriat kurallar
yerine, dier inanlar arasnda '?nlardan hi de az kesin olma
yan bir inan olarak gren oulcu ve tartma konusu olmu
bir gr, bu nedenle hem endiesi gittike artan bana hem de
grebildiim kadaryla benim konutuum daha da rahatsz
olan oyundaki kiiler'e -gurular ve ulema, devlet memurlar ve
parti grevlileri, amansz genler ve kadn aktivistler- kesin ve
mutlak geliyordu. Btn bunlarla ilgili yazdm kitaba 10 ]a
va'da Dinler adn vermek istedim. Fakat, grne gre et
nografik snflar, doal etiketler ve programlanm dinleyicile
re inanm biri olan yaync, bunu da kabul etmedi, kitap da
uygun olarak dzeltilmi ve anlattnn tam da karsnda bir
adla, ]ava nn Dini adyla kt.
'
13 Fas ve Endonezya'da lslam'n daha geni apl bir karlatrmas iin bkz. C.
Geenz, lslam Observed: Religious Development in Morocco and lndonesia (New
Haven, 1968).
72
olan yere vardklarnda lslam'n tayclarn14 bin yllk Endo
nezya uygarlyla karlatrlabilecek hibir ey beklemiyor
du. Tepelere serpitirilmi birka Berberi beylii ve sahil bo
yunca baz geit limanlar vard. Ama, tpk kendinden nceki
Fenikeliler gibi bu kadar batda pek de gl yerleemeyen Ro
ma uygarl, arkasnda birka mozaik, birka yer ismi ve bir
avu da yer isimleri kadar eskiye ait Hristiyan brakarak uzun
zaman nce kaybolmutu. Bu Arap maceraclarda -ou ya ya
mac ya da mlteciydi- yollar zerinde onlar manen etkileye
cek bir Iran ya da Hindistan da olmadndan kltrel olarak
bir deiim olmamt ve aylarla llebilecek bir srede Akde
niz'in gney sahilleri zerinden yollarn katetmilerdi.
lkinci olarak, ksmen de bir sonu olarak, burada, hem im
di hem de bilinen gemite, Endonezya'daki, dini veya yan di
ni ideolojiler etrafna toplanm gruplamalarn karmyla
karlatrlabilecek bir ey yoktur. Nfus iindeki yeri hibir
zaman yzde bir veya ikiyi gememi kendi iine kapal Yahu
dileri ayr tutarsak,15 nemli sayda yerli gayri Mslim de yok
tur. slamlatrma pratiinin etnik veya yresel dengesizlikleri
nin, tam olarak lslami ya da sadece Arap olann ne olduu yo
lundaki ilginin veya yerel pratiin ortodoksluuyla ilgili endi
enin nnde de hibir ey yoktur. Ve belki de en nemlisi,
yurttaln ve inancn paylam arasnda denklik vardr. Ulu
sal kimlik ve dini ballk bir madalyonun yzleri gibidirler.
Burada, insanlar en geni politik ballklarnn ve en derin
manevi ballklarnn uzlaabilir olduuna ikna etmek iin
inceltilmi resmi bir sivil dine ihtiya yok.
Ama bu kulaa artk Henry James'in Hawthome Amerikas
na "ne Epsom, ne de Ascot. ..16 ne katedraller, ne de kiliseler"
bak gibi gelmeye balad. Fas lslam'yla ilgili kritik olan, En-
73
donezya'da ok grlen cemaati dnce akmlar halini pek
almamas, tarihinde de pek almam olmas demek deildir.
Kritik olan, neredeyse her zaman ve her yerde taknd, radi
kal bireyci, "roln oynayan adamlar" halidir (tabii ki kadn
lar, skunet ve eve sadakat iin bir kenara ayrlmlardr).
Olumlu bir tanmlamayla, Fas'ta lslam kiilerce, ok zgr,
byk ve orta boy, orta boy ve kk din adamlarndan olu
an dev, hareketli bir kalabalk sayesinde ayakta kalr; alimler
ve hakimler, peygamberin soyundan olanlar ve popler, kariz
matik kiilikler, tarikat liderleri ve haclar, imamlar ve Kuran
hocalar, cami grevlileri, toprak sahipleri, noterler, kanun ko
yucular, vaizler ve pazar ahlaknn denetleyicileri. Alimler, ka
dlar, erifler, derviler, eyhler, haclar, imamlar, fkhlar, ta
lebeler, nadirler, mftler, adeller, hatipler, muhtasplar - tp
k, srekli olarak planlarn ve ittifaklarn yenileyen, dzensiz
figrlerden oluan dzensiz bir a olan toplumun kendisi gibi.
Bu zamandan zamana, yerden yere, dnemden dneme
akan karakterler oyununda, alimler ve daha az bilincinde ola
rak da olsa karakterlerin kendileri, bazlar daha ok, bazlar
daha az nemli, ama hepsi dini konumlarnn nlerine koydu
undan en fazlasn karmak derdiyle, meseleleri dzenlemek
iin izgi olarak kullanmak zere ehirliye kar kyl, eitim
liye kar halktan, karizmatie kar miras devralm gibi, her
biri en az lbni Haldun kadar eski kltrel krklar17 bulup izo-
17 Bkz. inter alia, A. Bel, La religion musulmane en Berb'rie (Paris, 1938); Geenz,
Islam Observed; R. Montagne, Les Berberes et le Makhzen dans le sud du Maroc
(Paris, 1930); A. Hammoudi, "Segmentarite, stratification sociales, pouvoir et
saintete," Hesperis-Tamuda 1 6 (1974): 147-180; A. Hammoudi, "Saintee, po
uvoir, et societe," Annales: Economies, socitt's, civilisations 35 ( 1 980): 615-
649; ]. Berque, Ultmas Jondateurs, insurg's du Maghreb (Paris, 1978). D. Eic
kelman, Knowledge and Power in Morocco: The Education of a Twentieth Cen
tury Notable (Princeton, 1985); D. Eickelman, Moroccan Islam: Tradition and
Society in a Pilgrimage Center (Ausin, 1976). lbn Haldun'la ilgili olarak bkz.
The Muqaddimah, ev. E. Rosenthal, 3 cilt. (Londra, 1958). Fas'n genel politik
yapsnda "dini kiilikler"in ileyii ile ilgili yakn tarihli tanmalar iin bkz.
Hammoudi, Maitre et disciple; H. Elboudrari, La "Maison du Cautionnement":
Les shurfa d'Ouezzane de la saintet' d la puissance, ttude d'anthropologie religi
euse et politique (Maroc, XVIIe XXe s.) (Doktora tezi, Ecole des Hautes Etudes
en Sciences Sociales, Paris, 1984).
74
le etmeye almlardr. Ne hiyerarik yaplarla ne de ideolo
jik kamplarla blnm, ne devlet kurumlarna ne de famille
d'esprit'lere ait olan herhangi bir tandk tipler takmyla her
hangi bir nokta ve herhangi bir corafi yerde karlaldnda
ihtiya duyulan, slami kiiliklerin lslam'nn sosyal hayatn
genel karmaasna nasl girdiini grmektir.
Bu genel karmaa, daha nce de sylediim gibi, sadece bir
el skmaya dayanan ittifaklardan -bunlar da radikal anlamda
sekler ve pragmatiktirler ve akn kayglardan bamszdrlar
oluan deiken sistemlerin biraraya gelmesi ve dalmasndan
oluur. Bu srecin katlmclar olarak dini figrlerin ekledik
leri ya da daha kesin anlamda iine kaynattklar gergin, srar
l, hatta saldrgan bir ahlaki miza, ilkenin stratejik olann te
sine geen rengidir. Birok ynden gayet dnyevi olan bu top
lumda Mslman ballnn basks olmadan gerekten
nem arzeden hibir ey gereklemez ya da benim grebildi
im kadaryla gereklememitir, nk ounun da kabul et
tii gibi, grevi bu basklarn gevememesini salamak olan
alimler, eyhler, erifler, marabutlarm ve benzerlerinin katlm
olmadan nemli hibir ey gereklemez ya da benim grebil
diim kadaryla, imdiye kadar gereklememitir.
Sosyal mcadelenin iinde bir birey, devlet veya lkenin na
sl mmin olacayla ilgili nosyonlardan herhangi birinin ta
kipisi dini kiiliklerin varlyla dinen yklenmesine her tr
l kesiimde ve durumda rastlanabilir. Bir insan tam anlamy
la Mslman yapann ne olduu konusundaki grlerin su
reti tabii ki deiir, deimeye de devam edecektir. Bu grle
rin, kendilerine mahal bulmak iin abalayan tutkulu insanla
rn fiilleri ve alakalar ile yaylmas, klientalizm gibi, daha kal
c grnmektedir.
Bize imdi bir gei dnemi olarak grnen18 16. yzylda,
18 Onaltnc yzyldaki gelimelerle ilgili yakn tarihli grler iin bkz. M. Gar
cia-Arenal, "Mahd, Murdbit, Sharrf : Lvt'nement de la dynastie Sa'dienne,"
Studia lslamica 71 ( 1 990): 77- 1 14 ; M. Garcia-Arenal, "Saintett' et pouvoir
dynastique au Maroc: La rt'sistance de Fes aux Sa'diens," Annales: Economies,
socittts, civilisations 4 ( 1 990): 1019-1042; A. Bouchareb, "Les const'quences
75
Fas modern halini almaya baladnda , ayrk ve kart dini fi
grler arasndaki rekabet o kadar mhimdir ki btn toplumu
srklyor gibi grnr. Sosyal peygamberler olarak vecd ha
lindeki kyllerin ortaya k; zellikle ehirlerde tarikat
eyhleri arasnda artan atmalar; monarik otoritenin kurucu
prensibi olarak Muhammed'in soyundan olmann tekrar orta
ya atlmas; kendine "mehdi" veya "imam" (Mslman usul
mesihlik) diyen insanlarn hi yoktan ortaya kmas; bir de
alimler ve hukukular, "eriatn Dostlar" tarafndan bu tr
patlamalara gsterilen tepkiyle metne bal ortodokside gste
rilen srar - btn bunlar dini manzaray, iinde Alawilerin,
Smrgecilerin ve bugnn Fas'nn olutuu kesin fikirler
den oluan yapy ekillendirir.
Endonezya'da olduu gibi ve benzer nedenlerle -ah'n d
, militerliin ykselii- btn bu sre hem yerliler hem
de yabanclar tarafndan bilimsel incelemeye tabi tutuluyor.
Eski fikirler -Hristiyan mdahalesinin Fas milliyetiliinin
geliimine etkisi; devletin tarafnda yer alan yerleik dzlk
lerle devletin karsnda yer alan dal kabileler arasndaki po
litik kopukluk; Kraln yar halife rol; tarikatlarn , sessiz-reak
siyoner rol- Fas tarihinde slam inancnn arl gibi, tekrar
iddetli tartmalarn konusudurlar. Fakat bu tartmalarn
(zaten "yerlici" bir yn alma eilimindeler) veya lslam'n g
cyle ilgili deerlendirmelerin (artk kimse ikincil veya yzey
sel olduunu dnmyor) sonucu ne olursa olsun, karakter
lerin dini, ahsi ballklar gibi, hala ok belirgin.
19 Javacada "-i-" fiil soneki iin bkz. Keeler, ]avanese: A Cultural Approach, ss.
l 26ff. Fasann emir kipi iin bkz. Harrell, A Short Reference Grammar of Mo
roccan Arabic, ss. 1 75-176.
77
da yeteri kadar zararsz grnr. Ama baz zorlu imalar var
dr, en zorlusu da herhalde n ve ayarnn tanmn tanmla
d eyden -slami cinsiyet, konuma ekli, rtbe- deil de ta
nmn kendisinden kaynaklanmasdr. eyler, phesiz olduk
lar eydirler: baka ne olabilirlerdi ki? Ama bizim zerinde
hareket ettiimiz onlara dair muhasebelerdir, bize bilgi veren
lerin, meslektalarmzn, bizden nce gelenlerin ve bizim mu
hasebelerimiz ve bu muhasebeler de yap'drlar. Hikayeler
hakknda hikayeler, grler hakknda grler.
Bu fikrin, kltrel tanmlamann ikinci el, ekillendirilmi
bilgi olduu fikrinin, niye baz insanlar rahatsz ettiini tam
olarak anlayabilmi deilim. Belki bunun insann yazd ya
da syledii eyin ikna edicilii hakknda mesuliyet kabul et
mesi zorunluluuyla ilgisi vardr, tabii byle bir zorunluluu
kabul ederse, nk sonuta bu mesuliyeti "gereklik", "do
a" , "dnya" veya bir baka mulak ve hacimli temiz bilgi de
posuna yklemeden yazm veya sylemitir. Belki de insann
bir eyi sahilde parlarken bulmak yerine kendisinin biraraya
getirdiini belirtmesinin o eyin gereklik ve hakikat iddias
nn altn boaltaca korkusudur. Ama bir sandalye kltrel
(tarihi, sosyal. ..) olarak kurulur, sadece kendilerinin olmayan
insanlarn nosyonlarla ykl insanlarn davranlarnn r
ndr, ama yine de ona oturabilirsiniz, iyi veya kt yaplm
olabilir ve en azndan imdilik, sudan veya -bunu idealizmden
kurtulamayanlar iin sylyorum- dnceden varedilemez
ler. Veya belki gereklerin yapld (zaten etimolojisi de -fac
tum, factus, facere- bizi kukulandrmaldr) gereinin kabul
edilmesinin,20 insan zahmetli ve sarmal bir i olan, syledii
eyi nasl olup da sylediinin izleini karmaya zorlamasn
dandr; ben bu ie kendi durumumda, buradan baladm. Ban
kada saklanabilecek bulgularn dmdz sunumu bile aslnda
daha dorudan, rahatlatc grnr; bilginin olmas gerektii
hali. Tek problem ise bu iin kendisinin biraz romantizm ol
masdr, en kabas da deil.
20 Bkz. B. Latour, Science in Action: How to Follow Scientists and Engineers thro
ugh Society (Cambridge, Mass., 1987).
78
lki yarlm ehir, iki yan dzenli lke, iki hayat biimi k
mesi ve aklp duran uaklar yapan tekrar tekrar ortaya kan
bir antropolog, keskin sonulara yol amazlar. Yol atklar
ey, ge takdir edilmi karmaa ve kaosun anlamada ara ola
rak kullanmlarnn retici bir rnei, ok ge gelmenin ve
ok erken ayrlmann, unutulan deneyimin ksmi grnmleri
arkasnda iten bir gezgin gibi srklenmenin deeridir, en
azndan byle umuyorum.
79
DRDNC BLM
Hegemonyalar
81
ret edilen , gzlemlenen , rapor edilen insanlarn arasnda.
Dnyann ular. 1
Antropoloun bu dnyann kenarndaki, zvanadan km
kalabalktan uzak yalnz kaif eklinde sunumuna artk pek
rastlanmyor. Sadece biraz abartl olmasndan deil, artk "il
keller" ile ilgili fikirlerimiz daha az ilkel ve "uygarlk" ile ilgili
emin olduklarmzdan daha az eminiz: "Dang'ler arasnda"
tecrit nosyonunun kendisi bugnlerde pek uygulanabilir de
il. imdinin grltsnn duyulmad ok az yer kald (hat
ta artk altn arayclar Amazon'u, Yeni Gineliler de politik par
tileri kefettiinden hi kalmam bile olabilir) ve antropolog
larn ou da bu grltnn yerel armoniyi boduu yerlerde
-Hindistan, Japonya, Bolivya, Msr. . . Endonezya . . . Fas- al
yorlar. Birka misyoner, bir gezgin blge memuru, acayip ssz
ada sakini -kendi sahalarnn efendileri- dnda yalnz alan
da kalmad. Ormanlar (veya ller) , sosyologlar ve filologlar,
ekonomistler ve tarihiler, mzikologlar, tarmbilimciler, psi
kiyatristler ve turistlerle dolu . " Ormann derinliklerinde,
uzaklardaki bir mercan adasnn stnde" imaj hep biraz ter
tiplenmiti, etnografnki dnda dier yabanc varlklarn st
kapatlmt, hem hep Hollywood veya Hong Kong'da alan
lar da olmutu. Ama, benim olmayan bir deyimi kullanrsam,
etnografik retimin sosyal koullar iin nemini abartmak
kolay deildir. Antropologlarn dnya tarihinin akna etkisi
dolayl olan toplumlara doru hareketi ve bu aka daha nce
"ilkelin peinde" iken konsantre olduumuz daha periferik
toplumlarn katlm -ikisi de kinci Dnya Sava'n takip
eden politik yer deitirmelerin sonucudur- sadece ne alt
mz veya nasl altmz deitirmedi. inde varolduu
muz ortam deitirdi.
Manetlerin ulaabileceinden daha uzak bir yerde deil de,
kkle byk arasndaki bir krk hattnda duran bir antro
polog olmann ne olduunu aktarmak iin fotoraflar yetersiz
dir. Resmini ekecek bir ey yoktur. nszler ve ekler de ye-
1 Antropoloun etnografik metinlerde sunumu problemi ile ilgili olarak bkz. C.
Geertz, Works and Lives: The Anthropo!ogist as Author (Stanford, 1988).
82
tersizdir. Merkezi olan ulara iterler. htiya duyulan veya bir
ekilde ie yarayacak olan, tablolar, anekdotlar, meseller, hika
yelerdir: anlatcs iinde olan kk anlatlar.
2 inde yaadmz kasabayla ilgili olarak bkz. C. Geenz, Peddlers and Princes
(Chicago, 1963); C. Geenz, Negara: The Theatre State in Nineteenth Century Bali
(Princeton, 1980); C. Geertz, Bali: Interpretation d'une culture (Paris, 1983); ].
Boon, The Anthropological Romance of Bali, 1597-1 972 (Cambridge, 1977).
83
miyorum. Sulama kanallarnda, ky pazarlarnda, buz fabrika
larnda ve di doldurma ritellerinde alma yapmz. Kavga
ve phe iin pek iyi bir malzeme deil.
Dar ktmda, insanlar "sen sor", "hayr sen sor" diye f
sldamaya, birbirlerini ileri itmeye balyorlar. Sonunda yal
bir adam bana doru yarm bir adm atyor. taat jestleriyle,
neredeyse duyamayacam kadar alak bir sesle "Ltfen bizi
affedin 'babamz' " diyor (ben otuzbir yandaym, o elli ile
seksen arasnda) "Ama size bir soru sormak istiyoruz. RRI
(devletin radyosu) Ruslarn gkyzne bir ay koyduunu
sylyor. Ama RRI devletin, biz de emin olamyoruz. Doru
mu bu? " Ben de "Evet, koydular" diyorum (benim kaynam
gvenimin tam olduu BBC dnya servisi - ne zaman ka
mam gerektiini sylemesi iin de BBC'ye gveniyorum) . "u
anda tepemizde dnyor". Aralarndan bazlar kafalarn sal
lyor ve dierlerine "Eer bir Amerikal Ruslar hakknda bunu
sylyorsa o zaman dorudur" diyorlar; yal adam byk bir
zenle ayrlmak iin izin isteyip beni rahatsz etmeye cesaret
ettii iin tekrar zr diledikten sonra kalabalk sabahn sisi
ne tekrar geri dnyor. Ampirizm i banda. Profesyonelce
ortaya karlan kltrler aras iletiim. Gerek zamanl Souk
Sava.
85
hala da bu kasabann ruhuna ve hayatna hakim. yeleri, ken
dilerini Peygamberin iktidardaki hanedandan daha yakn ak
rabas olarak gryorlar ve hanedanla ilikileri, nazike sy
lersek, karmak. Emily ou zaman "Madame de Wazan" sfa
tyla Avrupal konsller, lkesinden uzakta yaayan entelijan
siya ve Alman prensesleriyle evrili olduu Tangiers'de yaad,
kendini entrikalarla evrili hissettii Wezzan'a da arada srada
seyahat etti (haksz da saylmazd; bir keresinde neredeyse ze
hirleniyordu) . Kocasnn ocuklarnn ikisi byk oranda iki
yznden delirdiler, dieri de babasndan nce ld. Zamanla
evlilikleri aksad (eyh mallarn satt, bir hizmetiyle evlendi,
ailesini ihmal etti), ama Emily ona iki ocuk verdi ve pek de
gzel olmayan bir biimde sonuna kadar onunla kald. Bu iki
ocuktan birinin de ikizleri oldu. kizlerden biri ocukken l
d. imdi benim karmda duransa dieri, iman , bodur ve
neredeyse hareketsiz - altm yanda ve bitik grnyor.
Kasr'da, altm yl ncesinin Hispanik-Fasl stiliyle den
mi ve Tunus, Msr, Lbnan , srail, Irak ve Krfez blgesin
den ilgin eyalarla bir mze gibi doldurulmu dev, karanlk,
eski psk-soylu bir komutan evinde, tek bana yayor. Sor
duum iin, politik kariyeri hakknda konumaya balyor
(kendine has, garip bir ngilizce konuuyor) . 1942'de Port
Lyautey/Kenitra'da igalci Amerikallar ve monari arasndaki
86
arabulucuyrnu.6 V. Muhammed'in Madagaskar'a 1952'de sr
gnnden sonra kendisine sadk kalan birka stdzey grev
liden biriymi ve Fez'de evine hapsedilmi. Bamszlktan beri
her biri daha tara olan -dmanlar var- ya da drt kasaba
da Paalk yapm. Ama bir anda konudan kopuyor ve hibir
alakas yokken, aralksz iki saatlik bir monoloa (eski bir
uak tarafndan hazrlanan ihtiaml yiyecek tabaklar gidip
geliyor) , bykannesinin tarihini tersten zetleyen veya belki
de parodisini karan garip bir hikayeye dalyor.
Port Layutey'deyken Amerikal bir donanma yzbasnn
kansna ak olmu. Franszlar bu ilikiyi onaylamamlar (as
lnda onaylamadklar ve zayflatmak istedikleri, politik bede
lini kendilerinin dedikleri mesaj tama greviymi) ve Ame
rikallara yzbayla karsn memleketlerine geri gndermele
ri iin bask yapmlar. Ama bu, daha sonra kraln srgne
gnderilmesi gibi -kendi benzetmesi- ie yaramam. Kadn
kocasn terketmi (beinci kocas falanm, bu yzden onu
pek de etkilememi) ve Hasan'a dnm. Hasan'n tpk dedesi
gibi halihazrda bir kars ve ocuu olmasna ramen dede
sinden farkl olarak Hasan karsndan boanmam ve Ameri
kaly ikinci ei olarak alm.
Ne yazk ki kadn uslanmaz bir alkolik km ve krizler ge
irmeye balam. Ama Hasan ak yznden kr olmu. Onu
tokatlamasna, ldrmekle tehdit etmesine, gnlerce baka er
keklerle kaybolmasna ramen onunla kalm. Fakat Fez'de
bir gece otellerini bir Yahudiyle gstere gstere terkedip ertesi
sabah ayn adamla yine gstere gstere geri dnmesi barda
taran damla olmu. Hasan ona her eyi kabul edebileceini
ama bir erif onuru tadn ve byle bir hakareti kabul ede
meyeceini syleyip onu kovmu. "Koruyucusu" dedii birisi ,
sanrm bir akraba, bunun zerine Amerika'dan gelmi. Uzun,
6 Kenitra'da "Amerikan dnemi" ile ilgili olarak bkz. L. B. Blair, Westem Window
in the Arab World (Austin, 1970). O zamanlar Fas'taki Birleik Devletler poitik
askeri ilikiler sorumlusu olduu ve Hasan"dan hi bahsetmedii iin oradaki
roln sunuu (ve Bamszlktaki roln sunuu, nk birok tarihi onun
adn anmyor bile) biraz temkinli deerlendirilmeli.
87
dinler ve kltrleraras bir yasal mcadele balam ve byk
bir skandal patlak vermi. Ama sonunda boanmlar ve kadn
Boston'a -baka nereye olabilirdi ki?- dnm. Bamszlktan
sonra tekrar birlemeleri iin yalvaran mektuplar yazm .
Ama, onu hala sevmesine ve hep de sevecek olmasna ramen,
bunu artk Fas'ta birden fazla ee sahip olunamayacan sy
leyerek geri evirmi. (Aslnda sosyal nedenlerden sahip olu
namazd. Kanunen o zaman da mmknd, tabii ki hala da
mmkn.) Bunun zerine metresi olarak dnmeyi nermi.
Hayr demi Hasan, bu zaman ve ada artk insanlarm bunu
kabul edemezler. Kadn artk neredeyse tamamen mahvolmu
durumdaym. Ondan en son haber aldnda ya bir akl hasta
nesinde ya da bir genelevdeymi. Hangisi olduundan ya da
ikisi arasnda ne kadar fark olduundan emin deil.
Vieux Maroc, spanyolca, Franszca, ngilizce ve sras gelmi
ken Amerikan emperyalizmi, bamszlk, milliyetilik ve ]eune
Maroc, sosyal ve cinsel kozmopolitizm, dini ve politik dar g
rllk, erkek narsisizmi, Ortadou stili, kadn maceras, Av
rupa-Amerikan stilini, konusu az ana fikri daha da az byle bir
hikayenin iinde biraraya getiren kltr, insan, -sylenenin ne
olduundan veya nasl olup da belirsiz bir rotaya tepeden in
mi bir ofre u anda anlatldndan emin olmadan- ok
nemli ok miktarda eyin sylendii hissine sevk ediyor ya da
en azndan benim iin yle oldu. Gemi ve imdi. Dou ve
Bat. Ben ve teki. Tutku ve Tahaakm. Hofmannsthal'n syle-
88
bum var. Buraya gl bir Mslman dini (Padang'n bakenti
olduu Minangkabau) ve gl bir Hristiyan dinini (buradan
sonra gitmeyi dndmz Kuzey Celebes'te Minahassa)
Hindu Bali (oradan yeni geldik) ile karlatrmann bize En
donezya ruhunun karmaasnn daha derin bir anlayn sa
layaca teorisiyle geldik.
Belki de salayabilirdi, ama zaman doru deildi. Bizim geli
imizden bir gn sonra bir yla yakn zamandr kaynayan ama,
kanlmaz olan her eyde olduu gibi, herkesin hibir zaman
olmayacan varsayd ("Bir yolunu bulurlar; her zaman bu
lurlar") yerel bir ayaklanma8 en sonunda patlak verdi. Daha da
kts , Padang asilerin ss. Asilerin hkmeti bizim kald
mz otele yerlemi; askeri karargahsa yolun hemen aasn
da. Merkezi hkmetin sava gemileri, okyanus muhafzlar
gibi , limann dnda demirlemiler. O aralar zamannn ou
nu orada geiren hasta Sukamo Tokyo'da, lke onun dn
n beklerken frtna ncesi sessizlik hakim. Beklenen, bulank
szlerle birok eyi gizleyecei ve arpmann nlenecei.
(Asilerin tek istedii bakanlar kurulunun deitirilmesi ve
tanr biliyor ki Sukarno bunu yeteri kadar ok kere yapt.) Ak
ama geri dnyor ve uaktan iner inmez bu beklentiyi bitiren
bir konuma yapyor. Ben de konumay bir dzine kadar ate
soluyan Minangkabauluyla birlikte radyodan dinliyorum
(zerinde ngilizce "Sonuna kadar Hseyin'leyiz" yazan bir
pankartla geldiler. Bir konumamzda meseleye pek de doru
yaklamadklarn sylyorum.) Kendinden emin, ak, dos
doru ve hepsinden nemlisi kararl: bir dmandan bahsedi
yor, kuatma ilan ediyor, saldryla tehdit ediyor. Minangkaba-
8 Hem Bat Sumatra hem de Kuzey Celebes'te merkezi olan ayaklanmann -PRRI
P.ermesta- btnlkl bir tarihi bildiim kadanyla yok. Olayn Celebes ksm
ile ilgili bir deerlendirme iin bkz. B. 5. Harvey, Pennesta: Half a Rebellion {lt
haca, 1977). Amerikan eliliinden grnenler iin o zamanki elinin (her ne
kadar ayaklanma baladktan ksa bir sre sonra varsa da) hatralarna baknz:
H. P. Jones, Indonesia: The Possible Dream (New York, 1971), zellikle ss. 67-
85, 1 1 3-146. Aynca bkz. D. Lev, The Transition to Guided Democracy: Indonesi
an Poliics, 1957-59 {lthaca, 1966). Ayaklanma srasnda yazlan bir gazete ra
poru iin bkz. W A. Hanna, Bung Karno Indonesia, Part VII: The Rebel Cause,
October 9, 1 959 (New York, 1961).
89
ulular hasta grnyorlar; gerek zerlerine kyor. Ertesi
sabah sava gemileri limana girmek isteyen baz yabanc gemi
leri durduruyorlar ve limanda olanlarn da kmalarna izin
vermiyorlar, makineli silahlar ve toplarla korunan otelin ve sa
hil eridinin nne kum torbalar diziliyor ve birka hava sal
drs alarm duyuluyor. yle grnyor ki mahsur kaldk.
Sonraki iki ay kt yazlm bir macera filmi gibiydi -Pa
dang'daki durum daha da ktleince bir da kasabasna ka
; bu kasaba hkmete bombalanmaya baladnda da
merkezi Sumatra'nn geni tropik ormanlar zerinden uakla
yolculuk. . . havadan bombalanm yollar, oradan oraya kaan
mlteciler, havaya uurulmu kprler. . . hala yryecek ka
dar hasta olan eimin tbbi yardm alabilecei asilerin kontro
lndeki bir petrol sahasna; kampn sabah sessizce inen para
tlerce ele geirilmesi- bu olayn detaylarndan bahsetmeye
gerek yok. Garip olan (o zaman da garip grnen) ise grn
e gre en temelinden Endonezyal olan bu deneyimin nasl
olup da her noktasnda Amerika Birleik Devletleri'nin arpk
varlyla sarl olduuydu. Baz eylerden ne kadar uzaklar
sanz uzaklan, yle grnyor ki, tpk borlar, utanlar, ba
arszlk ve ocuklar gibi her zaman oradadrlar.
Birleik Devletlerin dolayl ve farketmesi zor, dank bir e
kilde, "orada" olmasnn sebeplerinden biri, herkes gibi benim
de grdm gibi btn bu olaylarda, az saylamayacak d
zeyde ima edilmesiydi. Ayaklanma ve ayaklanmann bastrl
mas (sonuta ayaklanma ezilmiti) Endonezyal rakiplerin or
taya kard, Endonezya'nn kavramlaryla hakl gsterilen,
Endonezyal aralarla gerekletirilen, Endonezya'ya ait vaka
lard; ama Amerika'nn bulank sularda balk avlamas -sonu
ta bunlar antikomnizm armlar yapan hibir tartmay
ok uzak, hibir atmay ok kk grmeyen john Foster
Dulles'n gnleriydi- . . . nasl sylesem . . . nemli bir etkendi.
Asilere Amerikan silah yardmyla ilgili sylentiler vard, CIA
entrikaclarnn etrafta entrikalar evirdii syleniyordu , Dul
les asi hkmeti tanmakla ilgili ancak kendisinin yapabilece
i aklamalar yapyordu. Birka tekil hadise de -Sumatra'da
90
bir havaalan yaknna den Michigan retimi silahlar, Dou
Endonezya'da Amerikal bir pilotun kulland asilere ait bir
bombardman uann drlmesi, Chiang'n Tayvan'ndan
lkeye kaak sokulan eitli Amerikan mallar- Cakarta'daki
Amerikan eliliinin aklamalar, yalanlamalar, zrler ve g
ven tazelemelerle megul olmasna neden oluyordu. Tam o za
man asilerin blgesinde olmak, ne kadar zorunluluktan olsa
da, bir Amerikal iin hi de masum bir ey deildi. Baz dava
lara siz kendiniz katlrsnz; bazlar da gelip sizi bulurlar. O
renciler kim bilir benim ne olduumu dnyorlard.
Biz oraya gittiimizde Padang'da bir Amerikal vard -Birle
ik Devletler Enformasyon servisinin ktphanelerinden biri
nin mdr- ama ksa sre sonra kat veya tahliye edildi (gi
diiyle ilgili belirsizlik vard; tek bildii bizim onunla gideme
yeceimizdi) ; giderken de yepyeni arabasn ormana saklad ve
bizden ayrlrken arabay da karmamz istedi. Bunu nasl ya
pacamz konusunda bir nerisi yoktu, ama zaten pek iyi
saklanmamt araba: kamak iin kullanmaya niyetlendii
mizde yerinde bulamadk. Ayrlmasndan ksa sre sonra bir
dzine kadar Amerikan medya tipi ortaya kt ve birka gn
otelde kamp kurdular. (Kafam o kadar karmt ki ilerinden
birine CBS'in ne anlama geldiini sordum.) Ama "hibir ey
olmad" ve ormanlarda saklanmakta olan asi liderlerinden
hibiriyle gremedikleri iin ksa srede skldlar ve geldik
leri gibi gizemli bir yoldan -yollar barikatlarla doluydu- Ca
karta'ya geri dndler. (Yardmsever antropolog olarak onlara
ayaklanan toplumla -dnyada hem Mslman hem de anaer
kil olan ender toplumlardan biri- ilgili bireyler anlatmaya a
ltm ama ilgilenmediler.) ABD'de annem dilerini aram.
Ona bizden bir haber alamadklar iin ldmz tahmin
ettiklerini sylemiler.
Yine de evden kokular gelmeye devam ediyordu . Pa
dang'dan da kasabasna katmzda, oraya !kinci Dnya Sa
va'nda bir tanesiyle seyahat ettiimden beri grmediim e
itten adet Mitchell bombardman uayla yaplan, pek de
etkili olmayan ilk hava saldrsnn ortasnda vardk. Oradan
91
katmz petrol kamp Endonezya hkmetiyle kira anla
mas yapm bir Amerikan irketi olan Caltex'e iletiliyordu ,
ama tabii ki kimsenin kamptan kamad gibi onlar da kam
pa ulaamyordu. Ormann iinde, nfusunun ou her eit
Endonezyalyla ilgili grleri bulank olan Teksasl iilerden
oluan ve evresi dehete dm asi birliklerince (maymun
lara havan topu atp duruyorlard) sarlm bir Orta Amerikan
banliys (bungalovlar, bazlar yapay olarak sulanan -inana
biliyor musunuz?- baheler, kvrlan sokaklar, country mzi
inin alnd bir spermarket, ayn mziin alnd bir
kantin ve cimnastik salonu ve bizim hedefimiz olan modern
klinik). Petroln tekrar akmas ve kendilerinin olmas konu
sunda kararl merkezi hkmet en sonunda havadan saldrp
kamp ele geirdikten sonra inmesine izin verilen ilk sivil
uak9 Caltex'in Endonezya genel mdrn tayordu. Uak
ertesi gn ikinci mdr almak iin Cakarta'ya dnerken biz
de iindeydik.
Ama Amerika'dan gelen, zerine adres yazlmam bu posta
kartlarndan en artcs -hala stma yznden grdm bir
hayal olmadndan bile emin deilim- daha erken, biz Pa
dang'dayken geldi. lkinci Dnya Sava'ndan kalma bir Alman
olan doktorumuz ve otuzlarn sonunda Hitler'den kam yal
bir Alman kadn olan otel sahibimiz (ikisi ok iyi arkadatlar;
gece ge saatlere kadar sarho sarho eski Avrupa stne sohbet
ederlerdi) dnda btn yabanclar uzun sre nce ayrlmlar
d. Olas ve gerekten de birka gn sonra balayan top atein
den korkan insanlar kylerine ekildikleri iin ehir bombotu.
Eyalarmz -birka para elbise, bir sr saha notu- toplarken,
birka metre ilerideki ormandan kamuflaj elbisesi iinde bir
Amerikalnn kp gelmesiyle akna dndk. Bize doru geldi
ve Singapur'un Amerikan konsolosunun yardmcs olduunu
syledi. Orada ne yapt, nasl geldii ve bizi nasl bulduuyla
92
ilgili hibir ey sylemedi. Syledii ise, kendisine, iinde bu
lunduumuz duruma kendi elimizle dtmzn (biz de
baka trl dnmyorduk) ve Birleik Devletler hkmeti
nin hibir sorumluluk kabul etmediinin (biz de kabul etmesi
ni beklemiyorduk) bize bildirmesinin emredildiiydi. Sonra ge
ri dnd ve ormann iinde kayboldu. Bir Byk G, geldi ve
gitti. Amerikan yzylndan imdilik bu kadar.
1 O ierii bu konferansla tamamen akan ikinci bir konferans ayn yln may
snda Queenstown, Maryland'deki Wye plantasyonunda yapld ve Marake'te
ki katlmclara ek olarak Long lsland niversitesi'nin rektr, Sears World
Trade'in bakam ve Fas'n ABD bykelisi katld. Benim konferansla ilgili
bunlar hatrlamama konferansn raponr Duke niversitesi'nden Dr. Bruce
Lawrence'n baslmam bildiri zetlerinin byk yardm oldu, ama tabii ki
konferans ne ieriinden ne de tonundan o sorumluydu. Benimle birlikte ka
tlmc yaklak yarm dzine Fasl ve Amerikal akademisyen vard.
93
kuruluun bakan, Rabat'taki Kraliyet Kolejinin Mdr,
New York'taki Pace niversitesi'nin rektr, Washington'daki
Capitol Bank'n ayn zamanda eski bir senatr olan bakan
yardmcs, "Uluslararas Finans Enstits"nn yneticisi (bir
Fransz) , "Association Internationale Futuribles"in bakan
(bir Fasl) , Neiman Vakfnn yakn zamana kadar Washington
Pos t'un editr olan kratr, New York Times n dileri yo
'
11 Aceh'te blgesel politikann l 953'e kadar ksa bir zeti iin bkz. E. Morris,
"Social Revolution and the Islamic Vision," A. Kahin, der., Regional Dynamics
of he Indonesian Revolution: Unity from Diversity iinde (Honolulu, 1985), ss.
82- 1 10. Kolonyal savala ilgili olarak bkz. P. van't Veer, De Atjeh-oorlog (Ams
terdam, 1969); C. Snouck-Hurgronje, The Achenese, 2 cilt. (leiden, 1906); ve
]. Siegel, The Rope of God (Berke ley ve los Angeles, 1969), bu son kitapta ay
nca 1950 ve l 960'daki gelimelerle ilgili bir deerlendirme de vardr. (ikinci
tarihle ilgili olarak aynca bkz. B. Dahm, History of Indonesia in the Twentieth
Century, londra, 1971, ss. 167-168). Devrim srasndaki olaylarla ilgili olarak
bkz. A. Reid, The Blood of the People (Oxford, 1979), zellikle 2, 4 ve 7. b
lmler. Doksanlardaki ayaklanma, uyuturucu kaakl, Java kart bir his
ve merkezi askeri idareye kar bir direniin belirsiz bir karm gibi grn
yor: bkz. Endonezya Haber Servisi, Lanham-Seabrook, Md., rapor no. 270,
271, 272, Kasm 27, 29, Aralk 1, 1 992.
97
kolonyal savalarn yaatt; yeni Cumhuriyet'e de 1950'lerde
ksmen etnik, ksmen dini nedenlerle bakaldrd ve doksan
larda hala arasra ve geliigzel harekete geen devlet otorite
sine kar iddetli direnilerin blgesi olmaya devam ettii iin
en haylaz; bu nedenle beyaz, Batl ve (bu yzden) tahminen
Hristiyan olan bir yabanc iin iinde hareket etmesi en kolay
toplum deil.
Oraya benim iin yeni olan ve bir daha stlenmediim bir
grevle gitmitim: Amerika'nn en zengin olmasa da zengin,
ama kesinlikle en aktif ve nl hayr kurumu tarafndan, para
snn ne kadarn nasl ve kim iin harcamas gerektiini ner
mek zere, teknik danman 12 olarak tutulmutum. Ford Vak
f, Endonezya'daki sosyal bilimler aratrmalarnn (yani hem
pahal hem de baars tartlr bir yntem olan insanlar
Amerika'ya getirmek yerine, Endonezya'da, Endonezyallar ta
rafndan, Endonezya stne yaplan almalar destekleyerek)
seviyesini ykseltmek istiyordu, ben de lkede seyahat ederek
neler yaplabileceini belirlemek zere grevlendirildim. Bir
ka ay iinde Sumatra'da, Java'da, Bali'de ve Celebes'te ciddiyet
ve gerekilik dzeyleri deien bir dzine kadar niversiteyi
ziyaret ettim; daha sonra da Vermont'a dndm ve saha ara
trmaclarnn pratik eitimi iin bir dizi kk ve ayrk blge
sel aratrma istasyonunun kurulmasn neren bir rapor yaz
dm. neri, brokratik, byk projeler lkesi Endonezya'da
pek kabul edilecek bir fikir olmamasna ramen kabul edil-
98
mekle ve pratik olarak uygulanmakla kalmad, istasyonlar da
gelime gsterdi; btn bunlara ok armtm.
Ortalkta, toplayacak adetler arayan bir etnograf deil de pa
ra datmaya alan yabanc bir yardm uzman olarak dola
mak, sizin insanlara, insanlann size ve sizin kendinize yakla
mnz deitiriyor. Bu , Java , Bali ve hatta Celebes'ten farkl
olarak, saldrganl, banazl, gericilii ve yabanc korkusu
ile tannan ve endstriyel yerlerden gelen muhtemel yardmse
verlere pek alkn olmayan Aceh gibi bir yer iin zellikle ge
erli. Bu, masumlar arasndaki bir ilikiydi. Acehliler benimle
ne yapacaklarn bilmiyorlard. Hibirimiz de Harvard veya
Chicago'dan dnce ithal etmenin btnnde iyi bir fikir
olup olmadn bilmiyorduk.
nsan ne yapacan bilmedii zaman, tabii ki, her eyi ya
par. Kendimi telal bir sosyal devinimin iinde buldum. imdi
Gney Vietnam olan yerden gelen kansnn memleketinin te
pelerini zlememesi iin 1 7. yzylda yaam bir sultann
yaptrd beyaz, betondan bir tepeye gtrldm. Aralarnda
generallerin de olduu yzlerce Hollandalnn yatt dev bir
mezarlk grdm. atan sembollerin -trbanl kafalar ve
yrtmal etekler, ilahiler ve popler mzik, Mslman din
adanlan ve yabanc konuklar- havay inanlmaz bir ekilde
gerdii bir dne gittim. Ekonomi blmne tarmsal geli
meyle, hukuk fakltesine de geleneksel hukukla ilgili bir ko
numa yaptm; sonradan Mslman olmu inanlmaz evkli
bir Avustralyal, daha dorusu Tanzanyal tarafndan (Acehli
lerin gevek olduunu dnyordu) devlet destekli lslam
eitiminin yapld devlet destekli birka okula gtrldm;
ksa sre sonra Endonezya'nn en mehur skandalyla iflas
edecek olan devlet petrol tekelinin niversite iin ina ettirdii
yeni, klimal ktphaneyi tefti ettim; ve blgenin modernist
ama heyecann kaybetmi valisiyle doduu ve emekliliinde
gidecei kyne seyahat ettim, Cakarta'dan gelmi, yurtdn
da eitim alm bir grup teknokratn be yllk bir plan kar
d bir blgesel kalknma toplantsna katldm; merkezi h
kmetin bakentte yaptrd yakn dou stili dev bir camiyi
99
grdm, sahildeki bir kobra plantasyonuna uradm, adann
ucuna kurulmu kaaklar cennetine yasal olmayan bir seya
hat yaptm ve yenilenmi bir sultan saraynda benim adma
verilen, konumalar ve dostluk beyanlaryla tam bir veda ye
meine katldm.
Btn bunlar bir haftada oldu. Yzeysellik bunaltcyd. Sa
ha antropolojisinin normalde ihtiya duyduu ve size ulamak
iin hibir nedeni olmayan bir avu insana gerekten ulama
uramdan bile daha ok bunaltcyd ve kalan enerjimi de
gnlk hayatta, orada olduklarn bildiim ve bir resmi el s
kmadan dierine giderken sokaklarda ve alanlarda grd
m Acehlilefin birbirleri iin manevi gereklikler olarak va
rolduklar hayata kamak iin harcadm.
Bu kan vesilesi Endonezya'nn, zerine ziyadesiyle yaz
dm 13 geleneksel dini eitim veren yatl okullar pesant
ren'lere olan ilgim sayesinde ortaya kt. Bu okullar, bir cami
nin etrafnda toplanm basit yatakhanelerde , daha dorusu
barakalarda kalan ve her gn, genellikle bir hac olan cami so
rumlusu eitmenlerin denetiminde birka saat eitli dini me
tinleri -Kuran, hadisler, kendini adama ile ilgili metinler- al
an, ou zaman ilkgenliklerinde veya yirmilerinde bir grup
genten oluur. renciler az ok kendi isteklerine gre gelip
giderler, kendi yiyeceklerini elde eder ve hazrlarlar, kendileri
ne bakmak iin yarm gn alrlar ve eitimleri bitince ky
lerine geri dnerler, bazen de kendi pesantrenlerini kurarlar.
Son yllarda bu yapy "modernize etmek" , rastgeleliklerini
azaltmak ve resmi eitim sistemine balamak iin baya aba
harcanmtr. Ama hala gldr, hibir yerde de derin ls
lam'n retici ekirdei, inancn yapld temeller olduklar
Aceh'teki kadar gl deildir.
Bu okullarda bazlarn ziyaret etmem ynnde bazen tehdi
te varan -pesantren yoksa para da yok- srarm nihayet, ziyare
timin sonuna doru , pazar yerinde rastladm gen ve ok
13 C. Geertz, The Religion ofJava (Glencoe, ili., 1960), 2. blm; C. Geertz, "Mo
demization in a Muslim Society: The Indonesian Case," R. N. Bellah, der., Re
ligion and Progress in Modern Asia iinde (New York, 1966), ss. 93-108.
1 00
inanl bir teoloji rencisiyle bir gnlne okullar ziyaret
etmem iin izin verilmesini salad. tanesine urayabildim.
Bir tanesine bir devlet okulu bititirilmiti. (rencilerden biri
"Kandrlmamak iin okullara gidiyoruz. Kandrmamak iin
de pesantrene gidiyoruz" demiti.) !kincisi pek gelimemiti;
bir camiye taklan bir iki kyl. Ama ncs esaslyd; ya
lar onikiyle krkyedi arasnda deien, Aceh'in drt bir yann
dan iki yz renci; dini ilimlerin en st seviyelerine14 -fkh,
tefsir, usul, tasavvuf- ulaan dereceli ve gelikin bir mfredat;
Aceh'e zg adr stili byk ve gzel bir cami; kendisinden
nceki bykbabas ve byk-bykbabas gibi hem bir sufi
hem de metin alimi olarak nl, sabit ve kendi kendine yeterli
pesantren dnyasna eitimle ilgili Bat kaynakl dncelerin
veya baka herhangi bir eyin girmesini nlemek iin kurul
mu bir hareketin de lideri olan bir retmen.
Bu okulun kapal, ie dnk grntsne ramen gvensiz
ce deil, aksine scak karlandm. Bunu ksmen, bu okulda
bir sre okumu olan ve imdi bir lsla.m entelekteli olarak
kendisinden ok ey beklenen refakatime borluydum. Ama
daha ok mehur bir Amerikal profesrn (refakatim yle
olduumu tahmin etmiti) "gerek" slam grlecekse geline
cek yerin buras olduunu farketmesindendi. Gerekten de
renciler hemen Amerikal ziyaretiyle, yine ok dosta dav
ranan retmenleri arasnda bir tartma ayarlamak, bylece
"Bat" bilimiyle "Mslman" bilimini kaptrmak iin hare
ketlendiler.
Camide toplandk, retmenleriyle -herkes ona stat diyor
du , biz de yle diyelim- bir daire oluturmu renciler, orta
daki aklkta da ayakta duran ben. Niye geldiimi aklayarak
sze baladm. nce, genellikle ABD'de devletle Mslmanlar
arasndaki ilikiyle ilgili genel sorular geldi, sonra da tartma
balad. stat bana Amerikal astronotlarn gerekten aya indi
ine inanp inanmadm sordu. (Aya seyahatin ikinci yld-
1 01
nmyd ve Aceh'in gazeteleri konuyla ilgili ateli tartma
larla doluydu.) nandm, ama Acehlilerin ounun inanma
dn anladm syledim; bu da grltl glmelere ne
den oldu. stat hibir Mslmann Peygamber'den gelen bir
gelenek, yani Nuh tufanyla ilgili bir hadis yznden buna
inanamayacan syledi. Peygamberin dnyayla ay arasnda
dev bir okyanus olduunu, tufann kaynann da bu okyanus
olduunu syledii aktarlr. Eer Amerikallar gerekten de
aya gitselerdi bu okyanusta bir delik aarlard, bu da Nuh'unki
gibi hepimizin boulaca bir tufana yol aard.
Buna ne diyeceimi bilemedim ve yapabildiim kadaryla
Bat biliminin ayn ne olduu, kayna ve niye parladyla il
gili aklamasn anlattm. Verilebilecek cevaplarn en iyisi de
il, ama orada ve o anda hadislerin geerliliini sorgulamaz
sam iyi olacan hissettim. Bana sonradan, Acehli veya baka
bir yerden eitimli herhangi bir Mslman gibi kendisinin de
Amerikallarn aya gittiine inandn, ama, akayla kark,
neredeyse dalga geerek, belki de okyanusun kenarndan do
latklarn syledi.
stat bunlardan hi etkilenmemi ve rahatsz olmamt. Yi
ne gayet sakin bir ekilde (hem gerekten renmeye alan,
hem de, benim de kendimi hissettiimi sandm gibi, zaten
bilen biri gibi konuuyordu) , astronotlarn gerekten aya git
mi olamayacan, nk Peygamberin yanlmasnn imkan
sz olduunu syledi. Aslnda olann, Kuran'da Nimrod'un ba
na gelenlerle ilgili anlatlanlara benzediini dnyordu.
Nimrod bir ateistti.15 Tanr'y ldrmek iin ge kmt.
(Meselenin aslm farkederek, hem bir Tanr olmadna inan
dn, hem de onu ldrmek iin ge mi ktn sordum ve
rencilerden takdir belirten glmeler aldm.) Nimrod sila-
1 02
hn atelemi (aslnda okunu, ama buras ayrnt) . Tanr mer
miyi yakalam, zerine kan srm ve Nimrod'a geri atm.
Nimrod sonra dnyaya geri dnm ve bakn, Tanry ldr
dm, o da lmlym, demi. Ama aslnda Tanrnn snrsz
gcnn ve sanrm espri anlaynn kurban olmu. Astro
notlara da ayns olmu. Btn kalpleriyle ayda olduklarna
inanmlar, ama aslnda orada deillermi. Btn abalarnn
boa kmasn istemeyen Tanr sahte bir ay yapm ve stne
inmeleri iin bir kenara koymu.
Bu argmana kar ne syleyeceimi bilemedim, belki de en
iyisinin bir dahaki sefere bir Mslmann gitmesi olduunu
syledim ve daldk. lkenin kalbinin kalbine bir yolculuk
yapmtm. Bat Douyla karlat, Akl nanla arpt, Mo
dernite Gelenekle yz yze geldi . . . hikaye hikayeyi iteledi: an
latlarn arpmas. Hibir ey yerinden oynamad. Grebile
ceiniz hibir ey.
16 Edith Whanon, In Morocco ( 1920; Londra ve New York, 1984), ss. 75-76, 77.
Herkes byle dnmyor: Sefrou'lular Fez'in kurucusu olduu varsaylan ki
iden, 1. ldris'ten (doru olduunu sandklan) u alnty yaparlar: "Sefrou
ehrini Fez ky iin terkediyorum."
1 03
ku aa ve sonra yukar (Fez'in ekli ana andrr) dar, ka
labalk, insanlar, mallar, ykntlar ve hayvanlarla dolu sokak
larn iinde, eski ehrin kalbindeki nl camiler ve pazar yer
lerine ulamak iin bir veya iki saat yrmek zorunda kalma
larn nlemek iin tasarlanan bir yol yaplmt. Ama yerel
muhalefet ve sylendiine gre, Fez iin bile ok kaan yol
suzluklar, yolun aslen planland gibi btn ehri katetmesini
nlemi, yar yolda kalmasna neden olmutu. Tur otobsleri,
taksiler, kamyonlar, motorsikletler ve envai eit ara anan
dibindeki merkeze akarlar ve devaml bir sinirli trafik aknts
yaratarak, girdikleri gibi kmak iin abalayp dururlar - ehir
sakinlerinin dediiyle, ehrin gbeinde byk bir yara. eh
rin zengin orta snf ve hatta artk ii snf sakinleri tarafn
dan, ehrin evresinde biimsizce yaylan merkezsiz semtler
iin terki byk boyutlara varmtr. Bu Fas iin, Sefru'da daha
nce grdmz klasik ehirliliin kyle, genel hale gel
mitir. Ama Fez sadece "Fas'n en eski ehri" deil, ayn za
manda en kskan ve kendine en nem vereni olduundan,
deiimler, kendilerini Fez'in dengi olmayan uygarlnn o
cuklar olarak grenler iin17 zellikle ardr: sradanla do
ru bir d.
Baka rezaletler de var. Eski ehrin kuzeydou kys boyun
ca , kyden g edenlerin yurtdnda alan akrabalarnn
gnderdii paralarla kurduu, ehir ynetiminin uygun cephe
ler zorunlu klarak Fezimsi hale getirmeye alt yeni gelii
gzel yerleim yerleri var. Gneye doru , kraln sekin yabanc
misafirlerini arlamak iin yaptrd yeni bir sarayn etrafnda
toplanm, kraln, sahiplerinin ou zaten kendi mterileri ol
duundan pek uyulmasa da, yenilerinin yaplmasn yasakla
yan fermanlar yaynlamasna neden olacak kadar gsterili
(blgede yaayanlar bir malikaneye Amerikan pembe dizisin
den ilhamla "El-Dallas" , bir dierine de Msrl zevk dknn-
17 Fez'e romantik bir bak iin bkz. T. Burckhardt, Fez: City of Islam (Cambrid
ge, 1 992). ehri restore etmeyi amalayan UNESCO'nun sponsorluundaki
abalar iin ("Fez'i yeniden kurmalyz. O evrensel bir ehir.") ] . Martin , "Fez,
Preserving a City ," Aramca World, Mays-Haziran 1993, ss. 20-27.
1 04
den ilhamla "El-Faruk" diyorlar) , byk ve renkli evleriyle no
uveau riche bir yerleim var. Douda, ak bir arazinin ortasn
da, Kral Fahd'n ehre geldiinde kalmak zere yaptrd uak
pisti ve bana sylendiine gre, duvarlarla evrili haremiyle be
yaz, dev bir Suudi saray var. Protektora'dan beri sakin ve ho
bir otel olan eski, gzel bir paa kona, kuskus ve kaftanl,
lks bir turist tuzana evrilmi. ehrin en grmeye deer ala
nnn, en nl hanedannn harap ant mezarlarnn stne,
devlet eliyle Amerikan usul modem, daha da byk bir otel
yaplm. (Bu sonuncusu , imdilik, kendisi de bir harabe;
1990'daki ii ayaklanmalarnda yaklm.)
Nostaljik olanla ilgili kederlenecek daha ok ey var (hibir
zellii olmayan bir ordu kampndan oyulmu arpc bir ni
versite, kimin yapt belli olmayan evlerle kapl bir zamanlar
orman olan yamalar, emeli bahelerde kamp kurmu fakir
ler ve eski ehrin terkedilmi mozaikli aile apartmanlar) ve
nostaljik olan kendisi iin kederlenilmesinden yorulacakm
gibi grnmyor. Ama hala, en azndan imdilik ve bir derece
ye kadar, yeni tasavvur edilen ehrin zihinde bir kenara itilebi
lecei ve yeniden kurulan bir ehir iin ngrlenlerin ulal
maz olmadnn dnlebilecei birka yer var. Bunlardan
bazlar, tabii ki, temelden geleneksel - byk camiler, birka
tekke, bir iki elii pazar. Dierleriyse daha yakn bir gemiin
rn: kolonyalizmin yapt ve burada politik olarak radikal
olduu kadar tutucu olan milliyetiliin devrald Fez. Mese
la, 1985'in sonunda Japonya'nn Fas bykelisinin yllk bu
lumalarnda anciens t'!eves'lere [ eski sekinlere] Fez'in denge
sinin, karakterinin ve mirasnn korunmasnn zorunluluuyla
ilgili bir konuma yapt College Moulay idris var.
College Moulay idris (Peygamberin soyundan ia savala
rndan sonra Arabistana geden bir adam,18 Fez'in kurucusu
olduuna inanlyor) , Fas'n durumunda Fransz ve Mslman
uygarlnn yksek dzeyleri arasnda arabuluculuk yapacak,
seilmi, eitimli, okuluna sadk (ve tabii ki hepsi erkek) , Bat
18 Fez'in kuruluu ve bunda Moulay Idris'in varsaylan rol iin bkz. ]. Brignon
vd., Histoire du Maroc (Paris, 1967), ss. 63-64.
1 05
eitimli bir "yerliler" snf oluturmak iin bir elit akademi,
baz kolonyal blgelerde -Gold Coast'ta Achimota, Kalkta,
Madras ve Bombay'daki Bakanlk Kolejleri- kurulmu benzer
kurumlardan biri. Dierlerinde olduu gibi baarsz deildi,
ama, yine dierlerinde olduu gibi, arabuluculuklar okullar
tasarlayanlarn akllarnda olandan ok daha farklyd. Colle
ge, bir yazarn deyimiyle "Fas politik elitinin Eton'u" haline
geldi: 19 Fas'n geleneki nde gelenlerinin ocuklarn yz ya
da iki yz hevesli milliyetiye dntrmek iin bir zemin.
Bugn, Araplam ve biraz da demokratiklemi de olsa, sos
yal olarak avantajl olanlarn kalesi olmaya devam ediyor, ama
eski mezunlar hala ehirde birbirine bal ve gl bir grup:
kendi taktklar isimle "Fassi squared" .
Eski ehrin "burjuva" olan, hala da az ok yle kalan yerle
imlerinden birinin kapsnda yer alan College, kakma tavan,
tahta oyma i mekanlar, kapal bahesi, kiremit emeleri, en
der kitaplar ktphanesi ve klimal toplant salonuyla zarif bir
"neo-Maribi" bina. Elinin konumas sadece davetli olanla
rn katlabilecei, (Fez niversitesi'nde Edebiyat Fakltesi
Rektr olan mezunlar dernei bakannn l tfuyla ben de
oradaydm) yaklak drt yz kiinin katld tout Fes [Fezli
ler arasnda] bir toplantyd.
Rektr tarafndan Arapa tantldktan sonra kusursuz bir
Franszcayla konuan Japon bykeli, geleneksel kltrel
dengenin korunmasnn zorluundan ve zorunluluundan
bahsetti. Japonya tarihi boyunca inanlmaz deiimler geir-
19 Bu kolejden mezun olan tannm milliyeti liderlerin bir listesi iin bkz. ].
Waterbury, The Commander of the Faithful (Londra, 1970), s. 1 0 1 . 1 9 1 2'de ku
rulan Moulay idris, Layautey rejiminin kurduu Franko-Mslman kolejler
den sadece biri ama en nemlisiydi; dier kolejler Kazablanka ( 1 9 1 4) , Mara
ke (19 14), Rahat (1921) ve Meknes'teydi (1 929). Bunlardan sadece Rabat'ta
ki, Moulay Youssef, nemi itibariyle Moulay ldris'e rakip olabilirdi ( 1 9 1 7'de
Fez'de 1 50, Rabat'ta 96 renci vard ve Protektora g kaybettike kaytlar
artsa da bu her zaman ok kk bir elit oldu) . ] . Halstead, Rebirth of a Nati
on, The Origins and Rise of Moroccan Nationalism (Cambridge, Mass., 1 967),
ss. 105-109. Ulusal politik elitin kurulmasnda Moulay idris ve dier kolejle
rin ve mezun derneklerinin rolyle ilgili istatistiksel bilgi iin bkz. R. Leveau,
Le fellah Marocain: Dtfrnsrur du tr6ne (Paris, 1976), ss. 1 7 1 , 183, 184, 221-
222, 186-190.
1 06
miti. Ama, hepsine ramen, kiiliinin kaynaklarn koru
mutu. Japonya stndeki in etkisi, Kyoto tomurcuklanma
s, Tokugawa sentezi, Bat'nn mdahalesi, Meiji restorasyonu,
militaristlerin zaferi ve son krk yln ekonomik dinamizmi, iyi
gnde ve kt gnde eitimin gc ve gelenein balaycl
arasndaki dengenin korunmasnn deerini sergiliyordu.
Aslnda Fez ve Kyoto arasnda ok gl paralellikler oldu
unu syledi. Her ikisi de monarik sadakatle halk demokrasi
sini birletiriyordu. Her ikisi de ok gelenekiydiler ve gl
Bat etkisine maruz kalmlard. Her ikisi de yaam biimlerini
nemli dzeyde deitirirken ruhlarn bozulmadan korumu
lard. Her ikisi de uluslarnn uygarlnn beiiydiler. !kinci
Dnya Sava srasnda bile Amerikal entelekteller Kyo
to'nun bombalanmasn engelleyerek kendileri gibi din ve sa
natn, tarih ve bilimin deerini bilen, devamlla ve tarihi ey
lere nem veren insanlarn en zor koullar altnda bile olumlu
ve insancl bir etkilerinin olabileceini gstermilerdi. Japon
ya'nn militarist maceralarn neden olduu ykmdan sfr nok
tasndan tekrar ayaa kalkmas, ne kr gelenekiliin ne de at
gzlkl modernizmin salkl bir toplum ve byk bir uygar
lk kurmada yeterli olmadnn kantyd. Aralarnda bir den
ge olmaldr, Moulay Idris'in renci ve mezunlarnn, Fez'i,
Fas'n Kyoto'.sunu ayakta tutmak iin bulmaya altklar tr
den bir denge, diyerek szn bitirdi.
Japon kltrcl ve Asya, Amerika, Avrupa ve Marip'in
manevi etkileimi olan Fas kltrcl , tekrar kurulan ge
mi ve tekrar tasavvur edilen , paralanan ihtiam ve bomba
lanmam tarihi imgelerin yamuru badndrcyd, ironi
stne ironi. ronilerden bir tanesini, en yanstclardan birini,
sanrm sadece bykeli ve ben farkettik (konumadan nce
ki resepsiyonda muhabbet ederken kendisi hatrlatt). Konu
mas, tamamen tesadf eseri, tam da Pearl Harbour saldrs
nn yldnmne denk gelmiti.
1 07
Etnografn gen . . . orta yal . . . yal bir adam olarak bu gibi
anekdotlarla yaplm portreleri neyi sergiler? Kendisi veya
"alt" insanlarla ilgili ok eyi deil, drt bin sayfa aceley
le alnm saha notu ve dank hatralardan oluan engin bir
birikimden kolayca karlabilecek farkl hikayeler, gayet farkl
izlenimler yaratmak iin zenle dzenlenebilir. Sergiledikleri,
yirminci yzyln ikinci yarsnda "nc Dnya"da (terimin
kendisi bile artk bir dnemin parasdr) Amerikal bir antro
polog olmann, zamanlarn bir iareti olmann ne demek oldu
unu bilmek demek olduudur.
imdinin tarihinin manete kan olaylar, durumun mevcut
ynn gsteren olaylar, kendilerini daha derin ve kalc oldu
una inandklar eylere adayan antropoloj ik incelemelerde
ok ender grnr. Ama, artk dnya daha da iie gemi ol
duundan, bu gibi olaylar kede tutmak gittike zorlayor.
Eer bir de olaylar merkezine yakn olan veya olaylara dahil
olan bir lkeden -Svey, Vietnam, Domuzlar Krfezi , Lu
mumba'nn lm, 6 Gn Savalar- geliyorsanz, ister istemez
sadece bu olaylara bal kalmyor, ayn zamanda onlarn vekili
oluyorsunuz. Gze pek arpmayan yerlerde bir sper gcn
vatanda olmann birok avantaj vardr, ama bunlarn arasn
da kltrel grnmezlik yoktur.
Esienhower'n "Kore'ye gideceim" dedii ve Faruk'un M
sr'a kat 1952'den Challenger'n patlad, emobil'in yan
d 1986'ya kadar, nce Endonezya'da, sonra Fas'ta, sonra da
her ikisinde alrken, genelde "Bat"nn zelde ABD'nin gn
lk ilikilerime u veya bu ekilde karmad bir zaman ol
mamtr; ruh halimden bahsetmiyorum bile. Rast gelen her
hangi bir ziyaretinin farkl ekillerde karlat bamsz bi
rimler olarak Fas ve Endonezya arasnda bulmaya altm
karlatrma, benim sunduumdan ok daha karmaktr.
imdiye kadar geride tuttuum nc bir bileen vardr: beni
bu iki lkeye doru iten byk dnya.
Onlar da bana doru iten dnya: Bamszlklarndan itiba
ren - 1950'de Endonezya, 1956'da Fas- her iki lke de bu b
yk dnyaya katlmak iin kararl bir mcadeleye girmiler-
1 08
dir. Asya ve Afrika'nn bamszlamasnn krklarn sonu ve
seksenlerin ba arasnda harekete geirdii ticaret aklar,
kltrel ilikiler ve global g dengelerindeki yeni dzenle
melere yneltilen btn endieli ilgiye ramen , nemleri he
nz gerektii kadar farkedilmemitir. Eer hala sadece insan
lar ve mevkilerin karlmasndan baka eyler de devrim olarak
kabul ediliyorsa, bu bir devrimdir. Sadece kesin haritay tek
rar yapmakla kalmad, harita edilen eyle -bir lkenin ne ol
duuyla- ilgili anlaymz deitirdi. 1950'de BM'nin ou
Batl olan 58 yesi20 vard. 1980'de ise ou Batl olmayan
158 yesi vard.
Endonezya ve Fas'n, ilkinin biraz empatike, dierininse
biraz temkinle kendi adlarna uluslararas sahneye aktrler
olarak girmeleri de bu zamana, Ho, Nehru, Nkrumah, Mossa
degh ve Sukarno'nun dnemiyle Mobutu, Markos, lndira Gan
di, Humeyni ve Sedat'n dnemi arasna rastlar; vatandalar
na, en edilgen ve uzakta olanlarna bile, oralarda neler olup
bittiine ve neyin kaybedileceine dair bir bilin veren bir va
ziyet. Dnyada olup bitenler, lkesi dnyadaki yerini salam
latrmaya alan birine, lkesi dnyadaki yerini bulmaya a
lan birine grndnden daha farkl grnyordu .
Yerini bulmaya alan bir lke iin, karlat problemler
neredeyse tamamen blgesel, hatta b lgeler altyd ; ama
problemlerle yzletii balamlar en derininden globaldiler.
Sper g gerilimleri, sper g manevralar, sper g kriz
leri neredeyse her yeri kaplam, yresel elikileri daha b
yk meselelerin iinde kapsam , ama yreselliklerine hibir
ey olmamt. Bir elde Kore sava, Japonya'nn yeniden diri
lii ve Vietnam sava, dier elde Cezayir sava, lslami yeni
den dou ve Arap-srail atmas, ulusal menfaatin takibi -
Endonezya'nn 1963'te Bat Yeni Gine'yi veya 19 75'te Dou
20 1980 deeri gibi The Concise Co!umbia Encyclopedia, ikinci baskdan hesap
lanmtr (New York, 1989), s. 852. Bugn ( 1993) yzlm 260 kilometre
kare olan St. Kitts ve Nevis'ten 1 7 milyon kilometrekare olan Rus federasyo
nuna (ya da eer demografik verileri tercih ediyorsanz nfusu 4 7.000 olan St.
Kitts'ten bir milyar ksur olan in'e) 182 yesi vardr (Eritre'nin de katlma
syla 183 olacak).
1 09
Timor'u ele geirmesi, Fas'n 1963'te Cezayir'le snr mnaka
alar veya 197 1'de Sahra'nn iine yrmesi- iin uygun or
tam yaratt.
"Dilerine" katlmlarnn bu iki lkeyi hayli farkl politik
semtlere oturtan blgesellii ve bu semtleri birletiren kresel
balam sanrm en iyi ellilerde, altmlarda ve yetmilerde Do
u ve Gneydou Asya'da Endonezya'nn etrafnda ve iinde,
Kuzey Afrika ve Ortadou'da Fas'n etrafnda ve iinde vuku
bulan, dnya haberlerinde aktarlmaya layk olaylarn dmdz
sralanmasyla21 iletilir (s. 1 1 1 'deki tabloya baknz).
2 1 Cezayir'le snr savalar ile ilgili olarak bkz. Morocco: A Country Study (Was
hington, D.C., 1978), s. 256; Fasl gr iin bkz. A. Ouardighi, Le Maroc de
la mart de Mohammed V il la Guerre des Sables (Rahat, t.y.). Amerikan sleriyle
ilgili olarak bkz. 1. W Zartman, Morocco: Problems of a New Power (New York,
1964), ss. 23-60; Blair, Westem Window in the Arab World. Ben Barka olayyla
ilgili olarak bkz. G. Perrault, Notre ami le Roi (Paris, 1 990), ss. 93-108. ki
darbeyle ilgili olarak, age., ss. 1 1 7-140, 1 5 1 - 1 73. Polisario, Sahra sava vb. ile
ilgili olarak bkz. ]. Damis, Conjlict in Northwest Africa: The Westem Sahara
Dispute (Stanford, 1983); T. Hodges, Westem Sahara: The Roots of a Desert War
(Westport, Conn., 1983). Endonezya: Bandung konferansyla ilgili olarak bkz.
G. McT. Kahin, The Asian-African Conference, Bandung, Indonesia, April 1 955
Othaca, 1956) ; ]. D. Legge, Sukamo, A Political Biography (New York, 1972),
ss. 262-266. Blgesel ayaklanmayla ilgili olarak bkz. Harvey, Permesta. Bat Ye
ni Gine kriziyle ilgili olarak bkz. ]. A. C. Mackie, Konfrontasi: The Indonesia
Ma!aysia Dispute, 1 963-66 (Londra, 1974), ss. 98-103. "Malezya'yla ztlama"
ile ilgili olarak bkz. age., passim. Darbeyle ilgli yukarda 1. Blmde verilen il
gili notlara baknz. Sukamo yllarnda Endonezya'nn d politikasnn eski
bir dileri bakan tarafndan yaplan deerlendirmesi iin bkz. ide Anak Gde
Agung, Twenty Years Indonesian Foreign Policy, 1 945-65 (The Hague, 1973 ) .
Timor meselesiyle ilgili polemiklerden uzak bir kitap bulmak zordur, ama ].
Dunn, Timor: A People Betrayed (Auckland, 1983) olaylarn gidiinin genel bir
taslan sunar.
japonya'yla ilgili olarak bkz. Y. Tsurumi, "Japanese Investments in Indone
sia: Ownership, Technology Transfer and Political Conflict," G. E Papanek,
der., The Indonesian Ecnnomy iinde (New York, 1980), ss. 295-323. i g
yle ilgili olarak bkz. T. Gerholm ve Y. G. Lithman, der., The New Is!amic
Presence in Westem Europe (Londra, 1988); L. Tahla vd., Maghrtbins en France:
Emigrts ou immigrts? (Paris, 1983); petrolle ilgili olarak bkz. I. P.almer, The
lndonesian Economy Since 1 965 (Londra, 1978), ss. 137- 1 5 1 . Yeil devrimle il
gili olarak bkz. L. A. Mears ve S. Moeljono, "Food Policy" A. Booth ve P.
McCawley, The lndonesian Economy during the Soeharto Era iinde (Londra,
1981), ss. 23-6 1 ; S. Pearson vd., Rice Po!icy in lndonesia Othaca, 1991). Bu d
nem boyunca Souk Sava atmosferinin bir hatrlatmas iin bkz. E. l nglis,
The Cruel Peace (New York, 1991).
110
Kronoloji: 1950-1979
111
Tarih Dou ve Gneydou Asya Onadou ve Kuzey Afrika
115
BEiNCi BLM
Disiplinler
1 20
tihbarat veya propaganda almasnda geirmi profesrler,
uluslarna hizmet ederken kazandklar gerek hayat deneyimi
ile silahlanm bir ekilde kendi programlarn tekrar takip
edebilecekleri iin ok mutlu ve heyecanlydlar. Amerika Bir
leik Devletleri'nin bir dnya gc, daha dorusu Sovyetler
Birlii dahil Avrupa'y tekrar ayaa kaldran, nc Dnya'y
geliimin rayna oturtan tek dnya gc olarak ortaya k ,
eitim ve aratrmann merkezinin de bu tarafa doru kayaca
n gsteriyor gibiydi. Ve tabii, o zaman zengindik; herkesten
ok daha zengin. Eer gerekletirilmesi mantkl herhangi bir
ey dnyorduysanz , paray bir yerlerden -Ulusal Bilim
Vakf, Donanma Aratrma Brosu veya Ulusal Ruh Sal
Enstitleri, Ford veya Rand veya Rockefeller veya Sosyal Bi
limler Aratrma Konseyi- bulabilirdiniz
Sosyal tlikiler blm,4 l 946'da, alannda lkenin ileri ge
lenlerinden olan, o zamanki tanmlaryla alanlarndan tatmin
olmayan ve sosyal bilimlerde daha btnlkl bir yaklam ya
ratmak iin eyleri tekrar dzenlemeye merakl bir avu profe
sr tarafndan, biraz da muhalefete ramen kuruldu. Drt alt
alan vard; Sosyoloji, Sosyal Psikoloji, Klinik Psikoloji ve Sos
yal Antropoloji. renciler bu drt alandan birine kabul edili
yorlard ve kabul edildikleri alanda kariyer yapmalar bekleni
yordu, ama dier alt alanlarda da baz dersler alp snavlara gir
meleri zorunluydu. Asilerin bulduu bir silahlanma arsyla,5
"Sosyal Bilimler iin ortak bir dile doru" nidasyla biraraya
gelen grup, kelimenin tam anlamyla disiplinlerarasyd. Yirmi-
4 Kuruculann bata gelenleri sosyolog (ve blmn ilk bakan) Talcott Parsons
(d. 1902), sosyal psikolog Gordon Allpon (d. 1897), klinik psikolog Henry A.
Murray (d. 1893), antropolog Clyde Kluckhohn (d. 1905) ve sosyolog Samuel
Stouffer'd (d. 1900). Blme (o zamanki eim Hildred Geertz gibi) 19SO'de
kabul edildim ve doktoram (yine eim gibi) 1 956'da aldm. Ayrca sahadan
dndkten sonra orada bir yl ( 1956-57) hocalk da yaptm.
5 T. Parsons vd. , "Toward a Common Language for the Areas of the Social Scien
ces," baslmam memorandum. Blmn genel program daha sonra T. Par
sons ve E. Shils, der., Toward a General Theory of Action'da (Cambridge, Mass.,
1951) daha kapsaml bir ekilde belirlendi. Psikoloji ve Antropoloji Blmleri
varlklarn devam ettirdiler; Sosyoloji blmyse tamamen yeni blmn ii
ne ekildi.
1 21
be yl srd, bunun onbei gerek anlamda zgnd. Ondan
sonraysa, her zaman olduu gibi, her ey normale dnd.
Yine de, bu, hep bir azdan sosyal bilimdi; o zamana kadar
kilerden ve o zamandan sonrakilerden ok daha inat ve g
venli. Blmn bakan ve ruhunun lideri olan Parsons'n ha
reket verdii, muazzam derecede mimari bir yaps olan bir
"genel sosyal hareket teorisi" projesi vard - kendisinin bazen
Newton sisteminin sosyolojik dengi, sosyal atomu ayrtrma
abas olarak bahsettii, kutulardan ve oklardan oluan dev
bir sistem. Kendini psikanalitik anlay bilimsel bir yntemle
sistemletirmeye ve test etmeye adam, biraz Jungcu, biraz
Freudcu ama tam anlamyla eklektik Henry Murray'in ynetti
i psikoloji klinii vard. Antropolog Clyde Kluckhohn'un y
nettii, Sovyet niyetlerine nfuz etme ve bu niyetleri boa
karma gayesiyle sosyal bilimsel teknikleri (mltecilerle gr
me, ierik analizi) kullanan Rusya Aratrmalar Merkezi6 var
d. Metodolog Samuel Stouffer'in ynettii, istatistiksel lle
ri ve aratrma tekniklerini mkemmelletirmeye alan Sos
yal llikiler Laboratuvar vard. Yine Kluckhohn'un ynettii,
Amerika'nn Gneybatsndaki be bitiik kltrn deerleri
nin karlatrmal, uzun sreli bir aratrmasna girien Ra
mah projesi vard. Sosyal psikolog jerome Bruner'in evresin
de bir grup daha sonra bilisel psikoloji olacak eyi henz ge
litirmeye balamken, sosyolog George Homans'n evresin
de bir baka grup kk-grup almalar yapyor, birok alan
da uzman olan yal Pitirim Sorokin evresinde bir bakas
kendisinin tarihsel evrim zerine geni apl ve pek teatral fi
kirlerini daha aratrlabilir bir ekle sokmaya alyordu.
Sosyal bilimlerle daha nceki alakas bte politikalar ile il
gili birka ders, Freud ve Spinoza'y biraraya getirmeye alan
bir lisans tezi ve Ruth Benedict'in Pattems of Culture'mm edebi
bir okumasyla snrl biri iin bunlarn hepsi biraz fazlayd.
Sadece geveke ilikili, hatta bazlar birbiriyle gayet ciddi d
zeyde gerilimli imkanlardan oluan bu labirentte yolunu bul-
6 Merkez tam olarak blmn bir paras deildi ama o zaman blmn hakimi
yeti altndayd ve onunla bir biliniyordu.
1 22
mak her ne kadar heyecanl olsa da (gerekten de inanlmaz
heyecanlyd) tehlikeli bir iti. Dnecek bu kadar ok yn, be
lirlenmi bu kadar az yol ve kendine ait bu kadar az deneyim
le kk kararlar bile, u seminere gitmek, u konuya saldr
mak, bu profesrle almak, ok nemliydi - muazzam, ciddi,
mthi ve belirsiz bir eye geri evrilemeyecek bir adanmlk.
Bu labirent veya girdap veya beyhude adillik yolunda, antro
poloun kendini yolda tutabilmesini salayan bir ey vard:
iinde derhal beliren ve devaml glenen saha almas yap
mak zorunda olduu bilinci. Dierlerinden, safi akademisyen
lerden farkl olarak, bizim nmzde bir test, gitmemiz gere
ken bir yer, katlmamz gereken bir tren vard. Bu doruluk
annn (benimki iki buuk sene srd) muhtemellii zihinleri
mizi mthi younlatryor, bir eye ya da bir yere yaklat
mzla ilgili gl bir his veriyordu. Sorun nereye olduuydu
ve bilincimizi -en azndan benimkini- srekli megul ediyor
du. Bizim Trobriands'mz, Nuerland'mz , Tepotzlan'mz ne
resi olacakt? Aslnda ok daha nemli olan bir soruysa oraya
vardmzda ne yapacamzd (insan her zaman bireyler d
nebilirdi, o kadar henz allmamt).
Ama bu noktada da ilerleme amaldan ok tesadfiydi.
Camridge'e gittiim gn7 bir profesr, nazik olmaya alarak
ama beceremeyerek, nerede alacam sormutu. Bunun bir
mesele olduunun o zamanlar pek farknda olmadm iin,
gerek dncelerimi tamamen saklayarak, Latin Amerika ce
vabn verdim. Neyse ki konuyu kapatt, aksi ikimiz iin de
ok rahatszlk verici olurdu. Ama, bunun bir sonucu olarak,
sonraki yaklak bir seneyi iinde baz Kzlderililerin yaad-
7 Burada ve blmn geri kalan boyunca, "ben" yerine aslnda "biz" demem ge
rekir, nk o zamanki eim Hildred Geertz'n alakas benimkiyle byk oran
da benzerdi. Fakat grlerimi, alglarm, davranlarm vesaireyi onunlarm
gibi sunmak istemediim iin ou yerde birinci tekil ahs kullandm, ama
nlenemez olduu ve durumla ilgisi olan baka birinin sesini sahiplenmede bir
sorun olmad yerlerde "biz" adna konutum. Bu zor bir "metin kurma" me
selesidir, tatmin edici dzeyde zdm de sanmyorum. Bu sre boyunca
duygusal veya entelektel olarak hibir zaman yalnz olmadm ve Hildred
Geerz'a olan borcumun ben bahsetmesem de ok byk olduunu sylemem
yeter sanrm.
1 23
n anladm Brezilya hakknda belirsizce dnerek ve bu
soru ortaya atldnda (zaten zellikle renciler arasnda b
yk sklkla atlyordu) Brezilya cevabn vererek geirdim.
llk ylmn sonunda Kluckhohn be kltr projesinde bir
aratrma devi verdi;8 kltrlerin hepsinde ortak olduu d
nlen problemlere -kuraklk, lm, alkolizm- verdikleri
tepkilerdeki (o zamanlar kltrlerden failler olarak bahsedili
yordu) farkllklar aratracaktm (Gneydouya gerekten
gitmedim, sadece Cambridge'de saklanan saha notlar ve ra
porlardan altm) . Bu alma daha gl bir ihtimal ortaya
kard, ama bu ihtimal endstriyel sosyal bilim yan yzn
den pek de houma gitmemiti: ok sayda farkl konuda ok
sayda farkl yntemle alan, hepsi de gayet yakndan Har
vard'daki irket merkezi tarafndan ynetilen , her eit alan
dan onlarca aratrmac. O zamanlar, "benim halkm" sendro
mu olarak da bilinen bilinmezin ortasnda yalnzlk ideali hala
ok canlyd ve "benzin istasyonu antropolojisi" veya "saha a
lmasndan ok ayr almas" ile ilgili kk drc m
rldanmalar iitebilirdiniz. Her neyse, malum soru, yazn so
nunda bir baka profesrn, ben kaygszca Navajo'larn yas
tutma biimlerini Zuni'lerinkinden, bu ikisini de Morman, Te
xan ve spanyol Amerikallarnkinden, kendimi daha nce hi
o kadar bir cenazeye gitmi gibi hissetmemi bir ekilde ayr
maya alrken, Peabody Mzesi'ndeki odaya girmesiyle tek
rar ortaya kt. yle dedi (ok az sz kullanan, dorudan bir
adamd): "Endonezya'ya gitmek zere bir takm oluturuyo
ruz. Dinle ve akrabalkla ilgili birilerine ihtiyacmz var. Sen ve
ein gitmek ister misiniz? " Endonezya'nn sadece nerede oldu
unu bilerek, ondan da pek emin olmayarak, "Evet, isteriz"
cevabn verdim. Eve gidip eime olanlar anlattm ve benim
bizi neyin iine soktuumu kefetmeye koyulduk.
8 ilk bata Ramah Projesi, sonra da Rimrock Projesi denen be kltrler (Navajo,
Zuni, spanyol Amerikal, Mormon, ve "Texan") projesiyle ilgili olarak bkz. E.
M. Alber ve E. Z. Vogt, der., The Peop!e of Rimrock (Cambridge, Mass., 1 966).
Benim katkm baslmam bir almayd; "Death, Drought, and Alcoholism in
Five Southwestern Cultures," Harvard niversitesi'ndeki Peabody Mzesi k
tphanesinde dosyada.
1 24
Bizi iine soktuum ey Sosyal llikiler fikrinin tam bir res
mi ve damgasyd: izole edilmi bir kabile kltrnn deil,
devrim sanclar eken ikibin yllk bir medeniyetin allma
sn amalayan iyi finanse edilmi, multidisipliner, uzun srel
bir takm projesi.9 Takmn dokuz yesinden alts, bir sosyo
log, antropolog, bir sosyal psikolog ve bir klinik psikolog
Sosyal llikiler blmndendiler; geriye kalan kiiden ikisi,
Sosyal llikiler blmnn bir anlamda koptuu yerleik Ant
ropoloji blmndendiler, dieriyse Uzakdou almalarn
dan bir in tarihisiydi. Grubun ortak amac, byle bir ama
cn olmas gerektii genelde varsayldysa da, belirsizdi. Blge
de nasl ileyecei, nasl organize olaca, neye odaklanaca
da belirsizdi. Java'ya gidecektik, daha nceden seildii belli
bir yere yerleecektik ve birka yl nce jogcakarta'da kurulan,
Java iin bir devrim niteliindeki Gadjah Mada niversite
si'nden o meslektalarla "kltr" n eitli ynleri -aile, din,
ky hayau, sosyal katmanlar, pazar, inliler- zerine ala
caktk. Sonra da birbirimizle konuup ve belki de saha notlar
mz paylap (bu hi olmad) geri dnecek ve doktora tezleri
mizi yazacaktk.
Ama hedefler, en azndan gnll olarak belirtilecek hedefler
olmasa da, varsaymlar vard. Antropolojinin "ilkeller" zerine
dier eyleri neredeyse dlayan odan brakp modem tarihin
aknda geni apl toplumlar aratrmaya balamas gerektii
dncesi vard. Ayrca entelektel izolasyonu, kltrel tekili-
1 25
i, aklszca ampirizmi ve yalnz gezgin yaklamn terkedip,
iinden insan ilikilerinin idaresi iin pratik bir teknolojinin
kaca, aratrmacnn, toplumun genelletirilmi bir biliminin
kurulmas iin azimli bir abayla dier daha kavramlam di
siplinlerle (psikoloji, ekonomi, sosyoloji, siyaset bilimi) birlikte
almas gerektii dncesi vard. Ve bir de byle bir bilim
iin zeminin, Birinci Dnya Sava'yla biten "uzun 19. yzyl"n
byk sosyal bilimcileri -Marx, Freud, Weber, Pareto, Simmel,
Durkheim, belki biraz ge de kalsa Malinowski- tarafndan ku
rulduu dncesi vard. Tek ihtiya duyulan sistemletirme, fi
nansman ve yntemin mkemmelletirilmesiydi. Bunlarla ve
kararllkla, mantkl derecede yakn zamanda, fizikle olmasa da
fizyolojiyle karlatnlabilecek bir eyimiz olacakt.
Bu tabii ki gereklemedi ve benim grme gre gerek
lemeye imdi o zaman olduundan daha yakn deil. Proje ge
litike baansnn ta kendisi (benim grmde ve benim kri
terlerime gre gayet baanlyd) bu balamda "bilim"in anlam
nn Harvey ve Pasteur iin anlamyla -makinelerin tasarlanmas
ve tedaviler bulunmas- ayn olduu beklentisinin altn kazd.
Anlamnn aslnda ne olabilecei, bilgi, bilme ve bilginin kulla
nmyla ilgili baka ne trl kavraylann oyuna sokulabilecei,
yine de mulakt. Daha az mulak hale getirmek, almalan
mn gerek rotas boyunca, bu amac takip ettiim gerek ko
ullar altnda, benim tek amacm oldu; hala da yle.
127
byle almlard. yleyse, bizim hocalarmzn 20 yl nce
durduu yerde duran bizler, orada ie yaramak zere bulunan
raklarla ayn ekilde alacaktk.
Bizim nosyonlarmza ve bizi Java'ya gnderen hocalarm
zn nosyonlarna kolonyal etnolojinin kolonyal apka prose
drlerinin bu srad reenkamasyonundan daha ters bir sos
yal aratrma resmi dnmek zor olurdu. Biri istekli, kendin
den emin ve ultra modem, dieri nostaljik, savunmac ve artk
mr bitmi iki akademik zihniyet arasnda yakalanmtk:
burasnn 195 l'deki Endonezya ve bizim de Amerikallar ol
mamz nedeniyle ayn zamanda manevi ve politik bir krlma
da olan epistemik bir krlmann iki paradigmas arasnda ka
lakalmtk. Bu krlmann iinde yolumuzu bulmaya al
mak, ki uzun srse ve yaralanm duygulara neden olsa da bu
nu baardk, eitici bir deneyimdi: "Saha"ya teoriler, yntem
ler, projeler ve aratrmaclar gibi aratrma sahalarnn da bu
lunmaktan ok yapldn ve yapann da bu saydm eyler
olduunu aka gsteren bir giri.
Endonezyallar ve bizi ayran ey nereye gideceimizden
ok (merkezi java'nn havann pirin yetitiremeyecek kadar
souk olduu ender yerlerinden, krsaln ounun silahl bir
solcu asiler etesi tarafndan kontrol edildii ve ge kolonya
lizmin mehur bir yadigarnn baskn olduu bu blge ok e
kici olmasa da) bu "gidi" in nasl olacayd. Kendi lkelerin
de artk tabi olmamak, hzla kendi rencilerini yetitirmek
ynndeki kararllklar, gerek niyetlerimizle ilgili sorular
(onlar devlet tarafndan finanse edilmediimize bir trl
inandramadk) ve lkeye beklenmedik bir olay olmadan, hat
ta kimse bizim oraya gittiimizi bile bilmeden girip kmamz
yolundaki arzular gznne alnrsa, Endonezyallar doal
olarak tamamen kontrolleri altnda bir durum istiyorlard -
antropolojik bir beyaz oda. Bizim kendimizi gelimi, "tekno
lojinin zirvesi" bir sosyal bilimin valyeleri olarak grmemiz,
almamzdan sadece bizim deil deneklerimizin de yararla
naca varsaymmz, bize emrivaki devredilen Endonezyal
rencilerin eitimleri (ve gerek fonksiyonlar) ile ilgili ku-
1 28
kularmz, yapmak istediimiz eyin altmz insanlarla z
gr, yakn ve uzun sreli, dardan gzlemlere ve devletin ala
kasna kapal ilikiler gerektirdii yolundaki inancmz gz
nne alnrsa, doal olarak tamamen kontrol d bir ortam is
tiyorduk - Java'da Trobriand'lar.
Bu kltrler aras dramaya, direngen Batyla hep sabretmi
Dounun bulumasna imdi baknca arpc olan, o zamandan
beri etnografik aratrmann manevi sorunsal13 olarak grlen
eyi, kendi kendinin farknda olmayan, neredeyse parodi yo
luyla ne kadar canl yansttyd. Bu sorunsal farkl yollarla,
farkl fke ve hakllk dzeylerinde ortaya atlmtr: bize, onla
r alma' hakkn ne veriyor? Kendimiz tekilerden bahsede
1 32
deildi. Gayri resmi seminerler, yryler, grevler olmutu;
ynetim binas igal edilmi, profesrlere saldrlmt. Kam
psn dnda Kara Panterler vurulmu, Chicago Yedilisi mah
kemeye karlm, hippiler Merchandise Mart' yamalamaya
kalkm ve Demokratlarn kongresinde patlama olmutu. Ba
z yerlerin, Berkeley, Columbia, Cornell, Kent State'in daha
ar zamanlar olmu olabilir ve dier olaylar, Kba fze krizi,
Kennedy ye King suikastleri, Watts ayaklanmalar, Lyndon
johnson'n d , kesinlikle uzun vadede daha nemliydi.
Ama dzensizliin nfuzu ve eitlilii hibir yerde daha de
rinden sergilenmemitir. Eer btn dnya izliyor olsayd,
bakmak iin ok iyi bir yerdi.
Bunlarn hepsi niversitelilerin zihninde tabii ki nemli yer
igal ediyordu. nsanlar tartyorlard, gsteriler ve konuma
lar yapyorlard, gruplar oluturuyorlard, gazetelere mektup
lar yazyorlard veya Kanada'ya kayorlard ve bir imza kam
panyasnda imza atmam kimse yok gibiydi. Sava kart pro
testolar, bir dereceye kadar insan haklar hareketi, daha az ola
rak kar kltr retim yelerinin ve rencilerin zamanlar
n ve enerj ilerini alyordu. Ama ounlukla, eylerin akn
bozduklar ve sivillik yaplarn dattklar zaman bile ders
programnn dnda kalyorlard. niversitenin derine ilemi
ve ok sekin entelektel tonu, yar-Arnoldyen ideolojisi, yar
Burkecu ahlak, pek deimedi. "Altmlar" ortal evrelemi
ve ruh halini renklendirmiti; ama sadece aralklarla ve sonra
da geici olarak i yaamnn ileyiini igal etmiti.
O yaam , dediim gibi, iyi yerlemiti. En azndan Robert
Maynard Hutchins'in otuzlar ve krklarda ortal garip ciddi
yet ve kendini pazarlama birleimiyle kkrtt ve belki de,
ilk rektr William Rainey Harper'n yzyln banda Alman
bamsz akademisyen fikrini sunmasndan beri, okulun Ame
rikan akademik dnyasnda rastlanmayan bir younluu ve
odaklanml vard. Ne olursa olsun drst, amal, kendine
saygl ve hararetliydi.
Ve maceracyd. niversiteye, bir kere daha, sosyal bilimler
de vahice multi-disipliner bir deneyin paras olarak geldim:
1 33
Yeni Uluslarn Karlatrmal almas Komitesi. Chica
go'nun akademik almalarn, zellikle Hutchins'in snrla
mak, atlatmak hatta sadece genel olarak sinirlendirmek istedi
i blmler dnda srdrlmesini salayan "komite sistemi"
zaten nlyd, baz yerlerde de kt nlyd. En iyi bilinen
rnekler, ekonomi tarihisi John Nef tarafndan, biraz da ken
di parasyla kurulan Sosyal Dnce Komitesi ve felsefeci Ric
hard McKeon tarafndan dzenlenen Fikirler ve Ynetimler
programyd, ama niversiteye dalm baka rnekler de var
d. Yeni Uluslar Komitesi Chicago'dan iki profesr, sosyolog
Edward Shils (Harvard'daki Sosyal tlikiler projesine de dar
dan katlmt) ve siyaset bilimci David Apter (o da daha nce
Princeton'da almt) tarafndan 1958-59'da Palo Alto'da
Sosyal Bilimler lleri Aratrmalar Merkezi'nde -yine yakn za
manda kurulmu bir multi-disipliner giriim- bulunduklar s
rada kurulmutu. O sralar ben de, Bali'deki saha almamdan
dndkten sonra orada olduumdan, fikirlerini harekete ge
irmelerine benim de katlmam istediler; Berkeley'de bir yl
harcadktan sonra yle yaptm.
Komite, kendine zg bir ekilde de olsa, dneminin bir ya
ratyd. Ama Avrupa emperyalizminin 1945 sonras k
ne odaklanan komite lke ii keyifsizlie deil de, darya,
dnyann geneline doru ynelmiti. 1960'larin banda he
men hemen hepsi Asya ve Amerika'da, hemen hemen hepsi is
tikrarsz , fakir ve kararl neredeyse elli yeni devletin kurulma
s, elli tane daha kurulacann da kesin olmas, yepyeni bir
alma alan salyor gibi grnyordu - karlatrmal al
malarn benzerlik ve farkllklar zebilecei ve bylece akll
politikalar iin bir rehber oluturabilecei bir alan. Shils, ko
mitenin ilk bakan, iyilikseverliin phe uyandrd ve g
vene zor rastlanld u zamanlarda komitenin ruhunu yaka
lamadaki titizlii utandrc gelen kurulu yazsnda 15 "Yeni
devletlerin gereki, sempatik bir ekilde allmas" diyordu:
15 E. Shils, "On the Comparative Study of the New States," C. Geertz, der., Old
Societies and Ne:w States, The Quest for Modernity in Asia and Africa iinde
(New York, 1963), s. 8.
1 34
Yeni devletlerin gereki, sempatik bir ekilde allmas on
lara kar politikalarmz daha anlayl, daha ayrdedici ve
daha yardmc klabilir. stesinden gelmemiz gereken kt
cl hatalar olduu kadar, datmamz gereken iyicil hatalar
vardr. yi niyetli birok insann yeni devletleri yzlemeye
zorladklar mitolojiyi datrken iyilikseverlii korumay dili
yoruz. Yeni devletlerin ve hareketin subjektif ve evresel be
lirleyenlerinin ayrdedici bir portresi bizi ve politikalar belir
lemesi gerekenleri geliimin nndeki engeller konusunda
olduu kadar, bu geliimin takip edecei muhtemel yollar ko
nusunda daha etkin bir hayal gcne sahip klabilir. Yeni l
kelerdeki hayatn "verilmiler"inin ve yneticilerinin kapasi
telerinin izin verdii ihtimallerin berrak bir aklamasnn
destekledii daha gl bir gerekilikle kt maksatlar da -
en azndan bir dereceye kadar- yoketmeyi umuyoruz.
Bizim uyguladmz sosyal aratrma yntemi, deneyimin
disiplinli bir uzantsdr. Kullandmz kategoriler, kendi top
lumlarmz incelerken kullandklarmzla ayndrlar ve insan
ln ortak deerlerini kaynak kabul ederler. Bu kategorilerin
aratrmada srekli uygulanmalar ve aratrmalarn sonula
rnn etkili fikir evrelerinde yaylmas, umut ediyoruz ki ya
pc politikalarn oluturulmas iin gerekli ortak deer hissi
ni besleyen mekanizmalar hzlandracaktr.
Bununla beraber, bizim abamz, bu ahlaki etkileri vaazet
me, nasihat verme, maniplasyon yoluyla elde etmeyi ama
lamamaktadr. Bunu aydnlanma yoluyla gerekletirmeyi
umuyoruz. Bizim setiimiz aydnlanma arac, modern sosyal
bilimin en iyi geleneklerinin nezaretinde gerekletirilen sis
temli aratrmadr.
1 35
sosyolog, siyaset bilimci, bei antropologdu, ayrca bir ik
tisat, bir avukat, bir de eitim profesr vard. Hemen he
men hepsi dnyann u ya da bu yerinde, zellikle Bat ve Do
u Afrika, Hindistan ve Gneydou Asya'da saha almas
yapmt. Carnegie irketinin finanse ettii komitenin kendi
brolar ve idari personeli vard, haftalk seminerler ve konfe
ranslar dzenliyor, tezler destekliyor, dardan aratrma g
revlileri davet ediyordu ve zaman iinde ok sayda yayn
karmt. Belki de Shils'in Amerika'nn nc Dnya politi
kalarn gerekilik, aydnlanmlk ve sempatik hayal gcne
evirme umutlar tamamen olmasa da bir derece gereklemi
ti. (sonuta, iinde yaadmz, Katanga'nn, Tonkin krfezi
nin, Kemir'in ve Biafra'nn zamanlaryd) . Ama ne olursa ol
sun, bir okuldan daha az ama bir konuma dkkanndan da
ha fazlas olan bir akademik topluluk oluturulmutu.
Benim ilerime gelince, grevim hem komitenin geni he
defleriyle hem de erevesi belli hedeflerimle birleen bir ara
trma program gelitirmekti. Bu Chicago'daki varlmn ikin
ci blmn, bir blok tede, iki kat yukarda, entellektel an
lamda da ok farkl bir dnyann iinde kalan ksmn da -
Antropoloji Blm- ieriyordu.
niversitedeki ilk be ylmda tamamen komitenin bte
sinden geindim; ikinci be yldaysa Ulusal Ruh Sal Ensti
ts'nden bir aratrma bursuyla geiniyordum ve az ok iste
diimi yapmakta zgrdm, keke istediim eyin ne olduu
nu bulabilseydim. Ama btn bu sre boyunca, ayn zaman
da, antropoloji blmnde bir grevim vard ve kendimi, ne
redeyse annda, bu blmdeki daha rahatsz meslektalarmla,
daha sonra, etnografinin tamamen yeniden tanmlanmasna
1 42
eim, birbirini takip eden doktora rencisiyle birlikte, bi
zim ikametlerimiz onlarnkilerin arasnda ve onlarnkilerin
ucunu kapatr bir biimde, 1965 ve 1971 arasnda Sefrou'yu
az ok "ele aldk".
Sonuta, Harvard ve Chicago'nun akademik tonlarna (Sos
yoloji Balamak zere; Anlam nemlidir) ve altmlar ve yet
milerin genel havasnn (Amerikan Yzyl; Btn Gen
Adamlar Nereye Gitti?) farkllklarna ramen, biri endstriyel
izgiler boyunca sosyal aratrmay mantkl klma denemesi
olan, dieri daha bir el ii yama olan iki projenin pratikte ok
farkl ileyip ilemediini bilmiyorum. "Saha"nn kendisi g
l bir disipline edici kuvvettir: dayatc, talepkar, hatta zorlay
c; en azndan bu iki durumda yleydi. Benzer her g gibi, ol
duundan nemsiz grnebilir veya baka bir ekilde n ka
patlabilir ve her iki durumda da baz insanlarca bu yaplm
tr. Ama, tabii eer her iki durumda da baz insanlarn yapt
gibi toptan terkedilmeyecekse, sahadan kalamaz. Bunun iin
fazla srarcdr.
143
malar yaparlar; hatta belki envanterler, programlar, soru liste
leri eklerler. Yakn zamanda saha almas deneyimlerini oto
biyografi eklinde sunan almalar olmutur (bunlardan biri
de Fas proj esinden kmtr) ,20 hakettikleri ilgiyi de grm
lerdir. Ama bir ekilde, saha aratrmasnn bir sorgulama bi
imi olarak ne olduuyla ilgili dzenli bir muhasebeden ok,
derin dnce ve kendi iine dne, aslnda youn olarak
kamusal olan bir aktivitenin garip bir ekilde iselletirilmesi
ne yol amlardr. "llerleme kaydetmek"le ilgili bireyler ge
veleyen psikanalistler gibi, alyorken ne olduunu dile ge
tirecek dilden yoksunuz. Kayp bir sylem varm gibi gr
nyor.
Bakalarnn olduu kadar benim muhasebelerimde de orta
ya kan resim, bana artk adn hatrlamadm eski bir Red
Skelton filmini hatrlatt. Skelton olan ocuklan iin macera
hikayeleri yazan adi bir yazardr. Odada volta atarken sekrete
re dikte ettirmektedir; "Sper ocuk adrda mahsur kalmt.
evresi daireler izen kzlderililerle doluydu. adrn etrafn
daki otlar atee verilmiti. Hi mermisi kalmamt. Btn yi
yecei tkenmiti. Gece yaklayordu. Sper ocuk adrndan
nasl kacakt? 22. Blmn sonu". Skelton bir ara verip d
ncelerini dzenliyor. Sonra: "23. Blm. Sper ocuk adr
dan ktktan sonra . . . "
1 44
ci ve her ie yarar adam21 Abraham Flexner tarafndan Ameri
ka'nn Oxford'un All Souls'una ve Paris'in College de Fran
ce'na yant ve faist Avrupa'dan kaan alannn nde gelen bi
lim adamlar ve akademisyenler iin bir snak olmak olarak
belirlenmiti. O zamanlar altmlarnn ortasnda olan ve arka
snda bir dizi galibiyet ve malubiyet brakm olan Flexner,
kk fikirler ve glgeli grlerle ilgilenmiyordu:
1 46
akademinin mutlak halinin, zihinlerin zihinler ve tutkuyla bu
lutuu ve nefisle umursamazln olmad bir yerin tasviri
nin idealletirilmi doas sorulara maruz kald. Flexner ilk
danmanlarndan biri ve baka ne olduunu bilmiyorum
ama,22 kesinlikle ak szl bir insan olan Felix Frankfurter'e
Enstitnn "akademisyenler iin bir cennet" olacan yazd
nda, Frankfurter yle cevap vermiti:
1 47
trden yksek derecede kiisellemi bir akademik politika
belirdi.
Flexner ksa srede anlad ki, aslnda daha da nceden anla
mas gerekirdi, konu olgunlamamlk olunca renciler aka
demisyenlerin yanndan bile geemezdi. Sadece kaidesinden
inmek zorunda kalmad, ayrca, fakltenin sk bir muhalefe
tiyle, baheden tam anlamyla kovuldu , istifa etmek zorunda
kald. Benim olan benimdir, senin olansa tartlr minvalinde
bir dizi iddetli kavga kronik dzensizlie yol at -atamalarla
ilgili kavgalar, Enstitnn iinde blmlerin nasl oluturula
cayla ilgili kavgalar (Politik Ekonominin altndaki bir blm
tamamen kapatld; "bilimler", hi de acsz olmayan bir ekil
de Matematik ve Dou Bilimlerine blnd; nsani almalar
blm, Tarih almalan blmne dntrld, tabii "d
nmek" zihinlerde dolambal bir deiim iin doru keli
meyse) ve tabii ki, imdi olduu gibi o zaman da yan tannlara
az gelen, aklanamayacak kadar da ok olan maalarla ilgili
kavgalar. retim yeleri ve yneticiler, yneticiler ve mte
velliler, retim yeleri ve mtevelliler arasnda ve enstitnn
kurulmasn salayan ve artk kendisi ve kzkardeinin Flex
ner'n onlar desteklememeleri iin ikna ettii tp okulunu
destekleselerdi daha m iyi olacan dnmeye balayan ha
yrseverle dier herkes arasndaki gerilim yaylmaya balam
t. nc ynetici Robert Oppenheimer'n kendini l 950'ler
de iinde bulduu ulusal souk sava ihtilaflan, zellikle en
bata gelen dman Atom Enerjisi Komisyonu bakan Lewis
Strauss mtevelli heyetinde olduu ve kendisini ynetici ol
mak zere davet ettii iin, entelektel hayatn ldrmaktan
ok uzak olan bir kalabalk olarak grntsn haksz kar
yordu. Et in arcadia ego:* Flexner'in odaklanmasn istedii
nlar bariz bir ekilde birbirine girmiti.
Btn bu i savalar. benim ilgilendiim kadaryla, ben
1970'de, Enstityle ilgili hibir bilgim olmadan ve meslekta
larmdan hibiriyle daha nce tanmadan Enstitnn bir ba-
(*) "Ve Arkadya'da ben": Arkadya, insann, mutluluk getiren ilkel ya da tanrsal
bir eyle yanyana olduu Cennet Bahesi gibi bir yerdir - e.n.
1 48
ka yeni blmnn -Sosyal Bilimler- ilk profesr olmak ze
re geldiimde artk tarih ncesiydi. Ama ksa sre sonra ortaya
kt ki, eer tarih dnyann herhangi bir yerinde bir girise,
krizlerini amak yerine tekrar yaayan, kltrn Tibetlileri
bile kskandracak bir sadakatle tekrar reten Enstit bu her
hangi yerlerden biriydi. O zamanki ynetici ve bu blmn
kurulmas nerisini ortaya atan iktisat Cari Kaysen'di; ken
disi de henz birka yl nce atanmt ve abalar da faklte
nin byk bir ksmnca ftursuzca denebilecek dmanlk,
geri kalannca da fturlu dmanlkla karlanmt. zellikle
enrage [lgn] bir matematiki Kaysen'e "Sosyal bilimler sizin
Vietnam'nz olacak" demiti. Benim de kaza eseri bir savaa
katldm hayretle renen matematiki bana da "Sizinki bir
Pirus zaferi olacak" demiti. (Ayn zamanda tiers etat'yla* ilgili
Abbe Sieyes'den alnt yapt. Alakay pek anlayamadm, hala
da anlayabilmi deilim, ama sava benzetmelerinden holan
d akt.) Pek de rahat bir balang deildi yani.
Ama sradakinin yannda hibir eydi bu: "Bellah Olay".
Sosyal bilimcilerden bu i iin oluturulmu bir komite tara
fndan atandmda, henz bir blm yoktu ama be ya da alt
tek senelik ziyaretinin katld, Kaysen'in brosundan yne
tilen bir "ncl" program vard. llk iki yl boyunca, ksa sre
sonra ar gergin ve gittike artan derecede takntl olduunu
anladm bir toplulukta -sosyal bilimler konusunda pheci,
benim hakkmda tereddtl ve Kaysen konusunda tam anla
myla paranoyak- ayaklarmn stne kalkabilmek iin abala
dm. Kurumlamaya doru ilerlemek iin, 1972 sonbaharnda,
Kaysen'in de desteiyle, ikinci profesr olarak, iyi bir sosyolog
olan Robert Bellah' aday gsterdim. California niversitesi,
Berkeley'de Ford Sosyoloji Profesr olan Bellah, Japonya,
karlatrmal din ve byk apl sosyal deiim alanlarnda
uzmand. Ben 1950'de Harvard'dayken o da Sosyal llikiler b
lmnde renciydi ve birlikte hi almam olsak ve aralar
da da birbirimizi hi grmesek de, almalarnn derinlii ve,
() Devrim ncesi Fransas'nda ruhbanlar, aristokratlar dnda kalan ve burjuva
lar, iiler, kyller ve zanaatkarlardan oluan nc snf - e.n.
1 49
sosyal bilimlerde pek yaygn olmayan bir ey, ahlaki ciddiye
tiyle etkilenmitim.
Ne var ki, bu adaylkla kyamet koptu. Neredeyse iki yl bo
yunca Enstitnn iinde sren mnakaa o kadar iddetliydi
ki, kt niyetli belagat konusunda gelimi bir yetenei olan
baz profesrlerin, arzal bir terbiye anlaynn ve basnla ye
ralt balantlarnn da yardmyla, Enstit , en azndan akade
mi iin, byk boyutlu bir mehur vaka haline geldi -gerek
ten de bir "olay" . Yokedilmesi grne gre imkansz "cen
net" imgesi bamza bela olmak zere geri dnmt24 ve -ay
rcaln creti Schadenfreude'dur [bakalarnn zararna gl
me] - kendimizi bir dizi alayc balkla kar karya bulduk:
"Cennette Sknt" , "Fildii Kulede Frtna" , "Olymposta im
ekler" , "Yalnz Bilginler Bahesi" , "Einstein'n Dolat Bah
elerde . . . Diyalog Hi de Sokratik Deil" , "Fildii Kulede l
Sava" , "Einstein gibi Davranmak Zor" ve "Olympos Danda
Kt Gnler" (en sonuncusunun yazs yle balyordu: "Ta
km genellikle dahilerden oluuyordu ve erifi kasabadan kov
maya altlar. Baaramadlar ama eski Entelekteller Otelini
,
24 1. L. Horowitz, "Trouble in Paradise: The lnstitute far Advanced Study " Chan
ge 5 ( 1 979): 44-49; "Trouble in Paradise," The Economist, 7 Haziran, 1975, ss.
40, 43; "lvory Tower Tempest," Time, 19 Mart, 1973, s. 48; "Thunderbolts on
Olympus," Newsweek, 19 Mart, 1973, s. 60; W. K. Stuckley, "The Garden of
the Lonely Wise: A Profile of the lnstitute far Advanced Studies {sici," Science
Digest, ubat 1975, ss. 28-37; "in the Groves Where Einsein Toiled: Scholars
Battle, and the Dialog lsn't Socratic," National Observer, 1 7 Mart, 1973; ] .
Conway, "Infighting i n the Ivory Tower: The Institute fa r Advanced Studies
{sic} is an academic paradise. So why can't its faclty seem to get along?" (bu
yaznn yannda birbirlerinin kafasna kitaplarla vuran kel ve bykl adamlann
olduu bir karikatr vard), Parade!The Phi!ade!phia Inqu irer, 5 Mays, 1974,
ss. 20-26; D. Shapley, "Institute far Advanced Study: Einstein Is a Hard Act to
Follow," Science, 1 79 (1973): 1209-12 l l ; Jones, "Bad Days on Mount Olym
pus." Dier yazlann arasnda unlar vardr: W Chapman, "The Batle of Prin
ceton, 1973," Washington Pos t , 1 1 Mart, 1973; 1. Shenker'in 1973 baharnda
New York Times'da yazd zellikle yanl bir haber dizisi; T. Parsons, "Robert
Bellah and the Princeton lnstitute far Advanced Study," Commonwealth, Nisan
1973; ve Regis, Who Got Einstein Offce? tik blmn bal "Platonik Cen
net"tir. Fakat son blm ok farkl bir ifadeyle balar: "Oyuncaklar lkesinde
Bebekler." Bu deerlendirmeler arasnda Jones'unki en dolu ve bilgilendirici
olandr; Horowitz'inki sosyal bilimlerin doas ve Enstitdeki yerlerini en
ok tartandr. Shapley, Parsons ve Regis de ie yarardrlar.
1 50
vurduklar kesin"). Taknlk arttka, basit bir mesele olarak
balayan ey, erefin can cehenneme, adalet yerin dibine bat
sn, srf mantkszlk haline geldi. Olduu kadaryla Komite ta
mamen kt; Enstitnn kendisi de onunla birlikte kmeye
tehlikeli derecede yaklat.
Bana, Bellah'm deerini belirlemek iin bir abadan ok top
lu bir sinir krizi gibi grnen takip eden olaylarn en berbat
detaylarn hatrlamann gerei yok. O zamann gazeteleri aka
demik patolojilere merakl olanlar iin orada duruyor, ben de
hi de tarafsz bir tank deilim. Btn bu straplarn -en ac
olarak, zellikle ar acmaszlkla kar karya kald iin,
Bellah'm straplar; en derin olarak, kendisine ieriden yap
lan saldrlar hoyrat, grltl ve hepsinden te, insafsz oldu
u iin, Kaysen'in straplar; ve en dolayl olarak, kastm ol
madan btn bunlara neden olduum iin ve bence gayet
mantkl olarak, bir ekilde stesinden gelmem beklendii
iin, benim straplarn- sonucunun fakltenin ounun mu
halefetine karn Bellah'n atanmas ama biraz da kiisel traje
disinin sonucu olarak Berkeley'deki grevine geri dnmesi,
Sosyal Bilimler blmnn resmi olarak mtevelli heyeti tara
fndan oluturulmas ve taciz edilmekten bunalan Kaysen'in
Enstity terketmesi olduunu sylemek yeter. Bu, sonuta
ortaya ktna gre her ey kaybedilmedii iin, bilgili mes
lektamn bahsettii bir Pirus zaferi deildi. Ama kendimi bi
raz kuatlm hissettim.
Kuatma takip eden yllarda hibir zaman tam anlamylc
kalkmad. (Neredeyse yirmi yl sonra, Bellah olay, bu sefe
basnn ilgisi neyse ki olmadan, blme bir baka atama aday
lyla balantl olarak, hemen hemen tekrar yaand.) zgr
ln fiyat hala ebedi ihtiyat; Harvard'm ellilerdeki mit dolu
iyimserlii ve Chicago'nun altmlardaki aray iindeki sami
miyeti, artk, sadece baka bir varolua dair hatralar. Ama,
ksmen sadece terkedip uzun takma bacaklarla yryenleri
huzur iinde brakmay reddetmemin, ksmen retim yeleri
ve mtevelli heyeti arasndaki birka sempatik ve akl banda
kiinin destei ve bence en nemlisi Enstit Nietzsche gibi
1 51
uurumun dibine bakt, uurum da geri bakt iin, artk
resmi olarak kurulan blm25 byd ve her eye ramen ba
arya ulat. l 974'te iktisat Albert Hirschman ikinci profesr
olarak atand; l 980'de siyaset teorisyeni Michael Walzer n
c , 1985'te sosyal tarihi joan Scott drdnc profesr olarak
atandlar.
Ne var ki, bir blm kurmak iin profesr atamaktan daha
fazlas gereklidir. Bu Enstit gibi bir yerde kalc bir fakltenin
mant, tabii olduu kadaryla, yetenekli olduuna inanlan
yirmi ya da yirmi be kiiye istedikleri konuda istedikleri e
kilde alma hakk vermekten ok, iinde matematik veya fi
zik veya tarih . . . veya sosyal bilimlerin byyp geliebilecei
bir entelektel ortam kurup devamn salamakta yatar. Her
sene u veya bu eit bir projede almak zere Enstitye ge
len 150 kadar aratrma grevlisi ( 1S-20'si sosyal bilimlere) ,
en azndan bence, meselenin kalbinde yatar. Eer Flexner'in
itici gcn bytlmesi, ayrk nlarn odaklanmas fikirleri
gerekleecekse, bu, onlar sayesinde olacaktr. retim yeleri
inisiyatif gelitirebilirler. Hedefler belirleyebilir ve yetenekleri
cesaretlendirebilirler. Yeni ynler kefedebilirler. Kendi bala
rna verimli klmalar ise ok zordur.
Enstitye kalc olarak arlan bizlerin , kiisel tutkularm
zn takibi dnda gerekletirmek iin orada olduumuz g
revle ilgili byle bir manzara karsnda, zerinde karar veril
mesi gereken birka mesele vardr. Bunlardan ak ara en
nemlisi, kk, ok da temsil edici olmayan, mtevaz kay-
25 Hirschman l 985'te emekli oldu ama hala aktif. Belirttiim gibi, blmn
1 990-9l'de zaten varolan alanlardan baka bir alana yeni bir profesr atama
giriimi Bellah olayndakine benzer bir patlamayla hsrana urad. Hepsi dok
torasn yapm olan yeler bavurular arasndan kalc yeler tarafndan sei
liyor. ou (sosyal bilimler blmnde hepsi), birka yllk ya da alt aylk
grevler olsa da bir yllna geliyorlar. yeler eitli ekillerde destekleniyor
lar - Enstit fonlan, dandan balar veya kendi kaynaklanyla. Sosyal Bilim
lerden dier akademisyenlerin genel yaklamyla ilgili bir fikre sahip olmak
iin bkz. inter alia, A. O. Hirschman, The Passions and the Interests: Political
Arguments for Capitalism before Its Triumph (Princeton, 1977); J. Scott, Gender
and the Politics of History (New York, 1 988); M. Walzer, Spheres of justice
(New York, 1983).
1 52
naklara sahip bir almayla, zenginletirilmesi beklenen mt
hi fikirler ve aktiviteler orbas -Uluslararas Sosyal Bilim
arasndaki ilikinin nasl kurulacadr. By kn iin
de yeniden retmek, btn disiplinleri btn ksmlaryla ka
baca bile olsa yanstmak imkanszdr. Ortada ok fazla ey var.
Kendini dnyaya sosyal bilim olarak sunan alanlar, almalar,
projeler ve benzerleri toplamnn iinde zel bir saha, a, stil,
duru -buna tam olarak ne denmesi gerektii konusunda emin
deilim: bir tavr, belki ya da belki de bir vizyon- kurmak zo
runludur. Ama, ayn zamanda, eer yaplan iin serseri bir y
ne kaymas, izole edilmi, balantsz ve kendine tapan bir ye
rel gsteri haline gelmesi istenmiyorsa , olup bitenlere -genel
hareketler, genel problemler, genel baarlar- balanmas gere
kir. Blme can veren ve eklini belirleyen, bu ikilem, birey
lere varacak kadar farkl ve kendisinden te bir etkisi olacak
kadar balantl bir istikametin nasl belirlenecei, orbaya na
sl katkda bulunulabileceidir. Daha nce varolan eylerin or
tasna , daha nce varolmayan her ey gibi ina edilmitir.
Seilen yn genel itibariyle yine "yorumlayc"yd -benim
Harvard ve Chicago'da gelimemin eitli evrelerinde rastlad
m ve o zamandan beri de takip ettiim, blm kadrosunun
dier elemanlarnn da baka disiplinlerde, baka formlarda,
baka baka balamlarda, baka sonularyla rastlad trden
bir ey. Her ey konusunda gr birlii iinde deiliz ve fark
l ilgilerimiz, nmzde de farkl problemler var; ama hepimi
zin sosyal bilimleri doa bilimlerinin kalbna dkmek ve ok
fazla eyi aklayan genel emalar hakknda phelerimiz var.
Daha ok onlar gerekletiren insanlarn gznde sosyal dav
ranlarn neminin ve bu davranlar nemli klan inan ve
kurumlara odaklanm aratrma eklinde bir kavrayn pe
indeydik. Dil ve tarihin iinde yaama yeteneklerine sahip
olan insanolu tutkular ve muhakeme kadar, niyetler, gr
ler, hatralar, umutlar ve ruh hallerine de sahiptir ve bunlarn
ne yaptklar ve niye yaptklaryla ilikisi oktur. Sosyal ve
kltrel hayatlarn sadece, kapal nedensellik sistemleri iin
de belirlenmii objektif deikenlere, gler, mekanizmalar ve
1 53
itkilere dayanarak anlama abas, baardan ok uzak grn
mektedir.
Her halkarda biz, yllar boyunca blmde bu dorultuda
altk. Hala neyin delil, bilgi, aklama, kant olduuyla ilgili
miras alnm fikirlere byk orarn'a bal olan temel sosyal
bilimlerle ok da fazla ztla dmedik. Temel sosyal bilimleri
sorgulayan, apraz bir aya dtk: ihtiyatl, rahatsz ve uz
lamaz. Bu kadar garip bir yerde bu kadar anormal bir yk
iin herhalde uygun bir duru.
1 54
kirlerle Nietzsche veya Benjamin'den Kuhn veya Derrida'ya
kadar nl isimlerden farkl seimlere vurgu yaparak zaten
ok kereler anlatlmtr ve kapsllenmi bir zet iin fazla
mkldr, aynca hala da hareket halindedir. Ama, bir kere
daha benim iine dtm ya da benim zerime den ant
ropoloji iindeki ifadesi, artk birbirini tekrar ifadesi olacak
kadar iie gemi bir avu radikal endienin etrafnda odak
lanm yeteri dzeyde belirgin bir ekil almtr: bakalar ad
na konumann meruiyetiyle ilgili bir tasa, bakalarnn alg
lannda Bat varsaymlarnn arptc etkisiyle ilgili bir tasa
ve bakalarnn tasvirinde dil ve otoritenin belirsiz varlyla
ilgili bir tasa. Toptan alndnda, bazlarna -ama ok ey
reten garip ifti zerinde hala alan bana deil- fark zerine
talim edilen karlatrmal etnografi fikrinin ta kendisinin al
tn kazyor gibi grnyordu.
Bakalar adna konumayla ilgili rahatszlk, kinci Dnya
Sava sonras toplu dekolonizasyonun antropologlarda yol
at ie bakn sonucudur. Klasik saha almalarnn o
unun, beyaz ve Batl olmann kendi iinde net bir ayrcalk
tad ve istekli veya isteksiz bir su ortakln ierdii ko
lonyal veya yar kolonyal blgelerde yaplm olmas, politik
olarak baskn olann bask kurduklarnn inan ve arzular
zerine konuma hakkyla ilgili sorulara neden oldu. Etnog
rafinin tarihi, gszlerin iglerinin ve kaynaklarnn daha
dmdz emperyalistlerce sahiplenilmesi gibi, seslerinin de
gllerce sahiplenilmesidir ya da yle sylenegeldi; ve bu,
yine yle syleniyor ki, modern dnyada bu seslerin krss
roln kendi kendini atayarak (ve kendi kendini kutlayarak)
1983); R. Rosaldo, Culture and Truth: The Remaking of Social Analysis (Boston,
1989); M. Manganaro, der. , Modemist Anthropology: From Fieldwork to Text
(Princeton, 1990); R. G. Fox, der., Recapturing Anthropology: Worling in tbe
Present (Santa Fe, 1 99 1 ) ; R. Borofsky, der., Assessing Cultural Anthropology
(Honolulu, 1994). Bu konulardan bazlaryla ilgili benim grlerim iin bkz.
Geertz, Works and Lives; C. Geertz, "The Uses of Diversity," Tanner Lectures,
cilt. 7 (Salt Lake City, 1986), ss. 253-275; C. Geertz, "Loca! Knowledge and
lts Limits': Some Obiter Dicta," Yale ]oumal of Criticism 5 (1992): 129-135 ve
tabii btn bu yeniden ina, yeniden icat ve yeniden kavrama iinde, elinizde
ki alma.
1 55
oynamaya pek yakmyor. Kkenlerinde ibirliki, yaptkla
rnda ibirliki -bakalarna vantrologluk yaparak, kelimeleri
ni alarak.
kinci kayg, ou Amerikal, ngiliz, Alman, Fransz ve he
men hemen hepsi Bat'da eitim grm antropologlarn, ba
ka insanlar "kendi kavramlaryla" grmek zere kendi kltr
lerinden edindikleri grlerden kurtulmadaki yetersizlikle
riyle ilgili olan, epistemolojik bir anahtarla ifade edilen dier
seslerin nn kapatmakla ilgili bir kaygdr sadece. Eer ha
yatta kendi yolumuzu bulmada gvendiimiz anlam ereve
leri, her trl algmza renk verecek kadar iimize kaznmsa,
bakalarnn ne hissettii ya da ne dnd ya da yaptyla
ilgili muhasebelerimizin, teorilerimizden bahsetmiyorum bile,
sadece yklemeden ibaret olduunu grmek zordur. Ykleme
ve sistematik arptma: "oryantalizm" , "kltrel hegemonya",
"sembolik tahakkm"- etnografinin bilgi iddias, her yerde ah
laki bir glgenin iine saklanr, gcn bir izi olarak tekrar ta
nmlanr.
Btn bu phe ve meta-phe, sosyal bilimlerin, antropo
loji veya baka bir tanesinin syleminin politik olarak ykl,
kontrol ve stnlk iddialar ima eder grlmesiyle tamamla
nr ve grne gre kanlmaz hale gelir. Dilin, "gereklik
olarak" gereklii (artk her ne ise) olmasa da en azndan her
kesin pratikte karlat -isimlendirdii, resmettii, snflan
drd ve lt- haliyle gereklii ina etme kapasitesi, ki
min kimi ve hangi kavramlarla tanmlad sorusunu nemli
klar. Dilin (veya iaret sistemlerinin) arac olmad dnyaya
bakma ansmz yoksa, asl sorun dilin ne eit bir dil olduu
dur. Tasvir etmek gtr. Bakalarnn temsili, onlarnn mani
ple edilmelerinden kolayca ayrlamaz.
Eer bu endielere teslim olunup antropoloji imkansz veya
daha kts baskc ilan edilmeyecekse (bazlar tam da bunu
yapyorlar) , bunlar gznne almadan sadece bastrmak ye
tersizdir. "Gerek antropolojiye geri dnelim"ci gelenekiler
arasnda yaygn olan bu tr meselelerle uramann sadece
modann bir rn olduu ve ksa sre sonra dalaca gr-
1 56
yanltr - kendisi bir modadr, ypranm ve demodedir.
Antropoloji ve genel anlamda sosyal bilim, zellikle bugn
antropolojiyi k dnemlerinde ayakta tutan ve ynlendiren
"biz tanmlarz, onlar tanmlanrlar" varsaymlar sorgulanr
ken, ok zor bir alma alandr, zor ve rahatsz. Antropoloji
nin ne olduu, amalarnn neler olmas gerektii, mantk da
hilinde neyi baarmay umabilecei, bir insann niye antropo
loji alabilecei ile ilgili nosyonlarmzda geni apl yenilie
ihtiya vardr. Yazdmz eyle zerine yazdmz ey, diyelim
Fas veya Endonezya arasndaki iliki, artk bir haritayla henz
haritas yaplmam, uzak bir yer arasndaki ilikiyle veya bir
resimle yeni kefedilmi, egzotik bir hayvan arasndaki ilikiy
le inanlr bir ekilde karlatrlamyorsa, neyle karlatrla
bilir? nanlr bir hikaye anlatmakla m? ller bir model kur
makla m? Yabanc bir dili evirmekle mi? Gizemli bir metni
anlamakla m? Anlaml bir diyalog kurmakla m? Bir alanda
arkeolojik kaz yapmakla m? Ahlaki bir amac takip etmekle
mi? Bir politik tartmay tekrar kurmakla m? retici bir il
lzyonu sahnelemekle mi? Btn bu olaslklar ve daha fazlas
nerilmi ve kart da nerilmitir; kesin olan tek eyse oyu
nun deitiidir.
Yine de, bir kez daha, grn ve tavrdaki, antropologlarn
neyle uratklar ve ne elde etmeyi beklemeleri gerektiiyle il
gili anlaylarndaki bu dnmler, teorik tartmann saf di
yal.ektiinin srkledii, her halkarda antropolojide o kadar
da byk rol oynamayacak srf kavramsal deiimler deildir
ler. Aratrmann gerekletirildii somut koullardaki dei
ikliklerin srkledii, antropolojinin pratikte uygulannda
ki deiimlerdirler. Artk eskiden olduklar ey olmayan sade
ce fikirler deildir. Dnya da yledir.
Kolonyalizmin sonu ya da eski efendi ve eski kullarn zihin
lerinde hala glgeler kalsa da resmi sonu, klasik etnografik
muhasebelerin, etnografn eylerin daha geni apl emasn
daki ayrcalkl pozisyonundan etkilendiinin farkedilmesin
den daha fazlasna neden olmutur. Artk ema deimi ve
ayrcalk ortadan kalkmken (o eit bir ayrcalk en azndan) ,
1 57
alma sahalarna giriimizden ve sahalarda yaayan birlikte
altmz insanlarn karsnda duruumuzdan dier aratr
ma alanlaryla ilikimize ve ilgilerimizin toptan programna
kadar her eyde geni apl bir deiime neden olmutur. Bu
gn ne korunakl ne de bir kenara atlm yerlerde, tedeki ve
kuatlm blgeleri -"mantk ve ahlak" ve kraliyet ticaretine
yapabilecekleri katklarla ilgili deerlendirmelerin konusudur
lar onlar- kendi balarna brakarak almyorsunuz. Her tr
l sktrma, talep, phe ve rakibin ortasnda, youn olarak
tartlan yerlerde alyoruz.
alma koullarndan deitii en kolay hissedileni, sahaya
giriteki kolaylktr. ah dneminde saha almas patlad;
Humeyni zamannda neredeyse ortadan kalkt. Endonezya bir
evet bir hayr, sonra bir daha evet demitir; Fas, etnograflar
iin Arap dnyasnn geri kalanndan ayrk bir cennet olmu
tur. Tanzanya ve Tayland u anda aratrmac dolu; Etiyopya
ve Burma'da ise pek yok. Papua tehlikeli; Sri Lanka daha da
kt. Ama giri grece kolayken bile (hibir yerde, zellikle
artk Genel Vali ve ileri gemie ait bir ey olduundan, gi
ri tam anlamyla kolay deildir) , insann altklaryla ilikisi
titizlik gerektirir ve idare etmesi zor bir hale gelmitir. Ricac
konumdaki bir ziyareti olarak27 bamsz bir lkede o lke
nin sahibi olan insanlarla ilgilendiinizde ve benim hi bama
gelmedi ama, bir kralln ynetiminin himayesi ve politik ko
rumas altndayken, kiisel ilikiler ok farkl iler. Ekonomik
eitsizlikten uluslararas askeri dengeye kadar her eyden kay
naklanabilecek yeni asimetriler olabilir, ama keyfi , sabit ve
salam bir ekilde ift tarafl olan eskileri zaten ilemektedir.
Ayrca bu daha abuk ortaya kan meselelerin yannda et
nografik almann koullarnda birka tane daha deiim
vardr. Birincisi, bu eit alma baka alanlardan akademis
yenlerin olmad ya da yakn olmad yerlerde artk neredey
se hi yaplmaz: tarihiler, iktisatlar, filologlar, siyaset bilim-
1 58
ciler, sosyologlar, psikologlar, sanat merakllar, sinemaclar,
mzikologlar, hatta ara sra bir iki felsefeci. Ve tabii ki gazete
ciler her yerdedirler. Etnograflarn, srf byle eyleri almak
iin yle yerlere giden neredeyse yegane insanlar olduklar
iin, ocuk yetitirme ve ticaretten kozmoloji ve ev yapmna
aratrdklar her alann entelektel efendileri olduklar gnler
ok geride kald. imdi ok geni bir alan yelpazesinden her
eit uzmann eletirel bak altnda, hatta bazen onlarla ibir
lii halinde alyoruz. (Aslnda bizden gittike artan sayda
insan Bat toplumlarnda, hatta kendilerininkinde alyor;
baz meseleleri basitletiren, bazlarn da zorlatran bir ma
nevra.)
!kincisi, artk etnograflarn ou Batl deil. Bazlar ulusla
raras dzeyde baarl nemli bir yerli antropologlar grubu
genelde varolmasnn yannda -Endonezya ve Fas iin de ge
erlidir bu- Bat'da da bu meslek artk Avrupal ve Amerikalla
rn tekelinde deil. Afrika, Asya, Latin Amerika, aynca Kzl
derili kkenli bireyler saflara katldlar. Komu disiplinlerin
eletirel bak kendi iimizden daha da tarayc benzer bir ba
kla destekleniyor.
Ve en son olarak, saymz28 hzla artt. Ben 19SO'de lisanss
t almasna baladmda Amerikan Antropoloji Derne
i'nin iki bin yesi vard; 1992'deyse bu say on binin stn
deydi ve bir sonu varm gibi de grnmyordu. Eer birileri
yaplan yaynlarn saysn ve kapsanan konular da lseydi,
ki ben byle bir eyin yapldn duymadm, tezat daha da
dikkat ekici grnrd. Bir zamanlar kendini dnml
olarak bir kabileyle, bir i koluyla veya bir sosyal kulple kar
latran bir esnaf birlii olan antropoloji, daha ok niyet ve
kolayln bir arada tuttuu birbirinden farkl akademisyenler
den oluan yaylm bir topluluk.
1 59
Enstitde harcadm yirmi yl, dolaysyla, bir yerlere gitmek
zere aletlerimi toplamak veya yapacak karlatrmal birey
ler bulmaktan ok (halihazrda sahalanm vard ve projelerim
devam ediyordu , sonsuza dek devam eden bir sarka devini
mi) mevcut ilgilerimin -anlam, anlama ve yaam ekilleri ko
nusunda- gittike belirsizleen bir entelektel alanda yerini
bulmakla ilgiliydi. Tabii ki belirsizlik antropolojiyle snrl de
ildir ve u veya bu ekilde sosyal bilimlerde geneldir. (lktisat
bile kaynamaya balad, hatta sanat tarihi bile.) !imden, her
sene bir kerede on be ya da yirmi kii olmak zere neredeyse
drt yz kiinin getii dzensiz okulumuz, karmaay gzle
mek ve karmaann iinde ayakta durma yollar denemek iin
mkemmel bir yer olduunu kantlad. u gnlerde, sizi olu
turandan ok farkl bir dnyada varolmay renmek, aradaki
dengeyi kurarak inanabileceiniz ve cmlelerinizi yazarken az
ok birlikte yaayabileceiniz aratrmay takip etmek iin bir
koul gibi. Memnuniyeti zorlatrmak iin zenle tasarlanm
ihtilaflarn kesiimine yerlemenin bunu yapmann ok iyi bir
yolu olduu ortaya kyor.
1 62
ALTINCI BLM
Moderniteler
4 King Hassan II of Morocco, The Challenge (Londra, 1978); asl basm Le Def
(Paris, 1977). Epigraflar unlardr: Kuran'dan olan: "Kendini Tanr'ya yakn
tutan insan doru yola sokulacaktr. Kendinizi hep birlikte Tanr'ya yaklatrn;
blnmeyin", Makyavel'den olan: "Eer bir Prense kar komplo kurmak teh
likeli, pheli ve lgnca bir maceraysa, iki Prense kar komplo kurmak ie
yaramaz ve aklszcadr."
5 Soeharto, Soeharto: My Thoughts, Words, and Deeds (Cakarta, 1989), s. 4, oriji
nal basm Soeharto: Pikiran, Ucapan, dan Tindakan Saya (Cakarta, 1989); (yan
l sayfa numarasyla da olsa) M. R. ]. Vatikiotis, Indonesian Politics under Su
harto: Order, Development and PressureJor Change'de kaynak gsteriliyor (Lond
ra, 1993), s. 9.
1 69
bir kyde basit kyl hayat yaayan birinin , dnyann drt
bir yanndan uzmanlara bir konuma yapmak iin podyuma
ktn hayal edin . . . "
Hayal edin. Baklan her yerde grlen geleneksel-modern,
modern-geleneksel ikonlar, yar gemi bir tarihle yar varl
m bir gelecein ne o-ne de o, hem o-hem o betimlemeleri,
mevcut durumu zetlemek, gereklii imdi gerekten olduu
haliyle hatrlatmak zere toplanyor. Bu gereklk ve durum
hakknda daha nce yazarken "zselcilik" ve "devircilik" dedi
im,6 kendini tanmlamak iin "Yeni Hayat Biimi"ne (l
yakma trenleri ve namaz giysileri, pirin teraslar ve elii pa
zaralar) bakmakla "an Ruhu"na (azot tesisleri ve hava
alanlar, gkdelenler ve golf sahalar) bakmak arasndaki geri
lim Endonezya ve Fas'ta ve benim grebildiim kadaryla ,
hepsi Asya ve Afrika'da olmayan daha birok lkede o kadar
yaygndr ki gnlk hayatn hemen hemen her ynne renk
verir. Moderniteye olan ihtiya zerinde gr birlii olabilir;
ald ekillerle ilgiliyse sadece tereddt vardr.
"an Ruhu" , tabii ki, tanmlamas zor bir eydir, byk ihti
malle hi varolmadndan ya da daha byk ihtimalle ok
fazla suretle ok fazla varolduu iin. Maddi meselelerde en
azndan ne olduunu bildiimizi dnyoruz - endstrile
mi glerin saflarna katlmak, zenginlemek, daha salkl
olmak, daha yetenekli olmak, daha silahl olmak. Herkesin bir
sonraki Asya ejderi olmann kysnda olduunu dnd
Endonezya, fark fazla olmasa7 ve Fas srf lkenin boyutu k-
6 Bkz. C. Geertz, "After the Revolution: The Fate of Nationalism in the ]\JP . . ':::
tes," The lnterpretation of Cultures iinde (New York, l 91.>J, ss. 234-254, zel
likle 240-241 . "The Year of Living Culturally," New Republic'te (21 Kasm,
1991) Bu gerilimi, ABD'de gerekletirilen Endonezya Sanat Festivali ile ba
lantl olarak deerlendirdim.
7 l 989'da Endonezya'nn tahmini kii bana geliri 94 milyon dolar GSYIH ze
rinden 600 dolardan biraz fazlayd; Fas'nki 22 milyon dolar GSYIH zerinden
1000 dolardan biraz az. Fas'n 1 985-89 reel GSYIH art yaklak yzde beti,
1 70
k olduundan nemsenmese de, herhalde bunda Fas'tan bi
raz daha fazla yol ald. Ama politika, sanat, din, sosyal hayatta,
maddi meselelerin mulak ekilde dayand kark ve dei
ken pratiklerde, hangi ynn ileri olduu konusunda ok da
ha kararszz.
Bu bahislerde (sanki bilim, teknoloji, ekonomi yle deil
mi gibi "kltrel" denir) bireyler elde etme umudu her yer
de bireyler kaybetme korkusuyla glgelenir. .Bat'da (zellikle
herkesin temel vakas ABD'de) ekil bulduu haliyle modern
hayata atfedilen her trl fenalk, seklerizm, metalama,
rme, bencillik, ahlakszlk, kkszlk, deerin kaynaklarn
dan gelen yabanclama, yakn tehditler olarak kerler veya
ker gibi grnrler, yenilgi riski en az rahatlama umudu ka
dar gerektir. Sorun sadece ilerlemenin ya da yokluunun l
lmesinin I COR'lar, Gini katsaylar ve kii bana gelirin en
azndan ulusal boyutta hesaplanabildii alanlardakinden daha
zor olmas deildir; sorun politik aklk veya baskclk, sos
yal canllk veya zayflk, estetik g veya boluk, manevi de
rinlik veya yzeysellik gibi eylerin nasl lleceinin (her
zaman bunu deneyecek insanlar olsa da) ok bulank olmas
dr. Bunlarn ne olduunu yalnzca zgn, somut ve gerek
rnekleriyle8 karlanca anlarsnz - yerleim yerlerinden
uzak bir Endonezya medresesinde artc bir dini vodvil veya
kt kurulmu bir Fas Medine'sinde tuhaf mimari politikalar
gibi rnekler.
9 Endonezya'daki dini okul tipleriyle ilgili olarak bkz. C. Geertz, The Religion of
]ava (Glencoe, Ill., 1960), 2. blm ve "Modemization in a Muslim Society:
The Indonesian Case," R. N. Bellah, der., Religion and Progress in Modern Asia
(New York, 1966), ss. 93-108. Ayrca bkz. M. Junus, Sedjarah Pendidikan ls
lam di lndonesia (Cakarta, 1960) ve K. D. Steenbrink, "Pesantren, Madrasah,
Sekolah, recent ontwikkelingen in indonische islamonderricht" (tez, Catholic
University of Nijmigen, Hollanda, 1974). Son yllarda pesantren sistemindeki
reformlar baz pesantrenleri medrese yapsna yaklatrdlar (bkz. Direktori Pe
santren, I, P3M, Cakarta, 1985) ve devlet okullarnda gayet basit (ve resmi) di
ni eitim verilmeye balanmtr.
10 Reformcu lslam'n bir ismi olarak "kitabiyatlk" iin bkz. C. Geertz, lslam
Observed: Religious Development in Morocco and lndonesia (New Haven, 1 968),
3. blm. Politik lslam'n politik olarak tekrar desteklenmesiyle ortaya kan
eitli dini-politik hareketlere -"kktendincilik", "btnlemecilik" , "gelenek
ilik", "arclk", "radikalizm", "Salafizm", "Humeynizm", "literalizm", "ls
lamclk" vb.- ne ad verilecei sorunu snr gibi oldu. Oryantasyonlann eit
lilii nedeniyle hibir genel terim tam olarak uymaz, ama bana yle grn
yor ki "kitabiyatlk" hem genel gidiatn ynn daha iyi tanmlyor hem de
1 72
yla tannan bir cemiyet (daha nce anlattm, 1965 ayak
lanmalarnda kasabaya bir saldr planladklarn itiraf eden
"komnistler"in bazlar mezarba infaz iin Singgahan'a tes
lim edilmilerdi)- bir medrese kurulmutu. Medresenin kuru
cusu, Mhd. Kalend, kyn yerlisi deildi. Aslnda Javal bile
deildi. Kalimantanlyd (yani Borneolu ) . Java'ya gelip en
azndan bir zamanlar Endonezya'nn en nl ve yeniliki
medresesine, orta dou Java'da Modiun yaknlarnda Gontor
adnda bir yere kaydolmak iin yeterli para biriktirene kadar
orada kereste ormanlarnda ufak tefek ilerde alarak gein
miti. Orada be alt yl altktan sonra kaynaklarn tket
mi ve mstesna olduunu duyduu Mhd. Yazid'i onun ra
olmak zere bulmak iin yz kilometre doudaki Pare blge
sine doru yola kt.
Yazid'in benim Pare'deki ilk gnlerimden yakn bir arkada
m -bu sz bizi rahatsz etmeden nce dediimiz gibi anahtar
bir bilgi kayna [informant] - olduu ortaya kt. (Yabanc el
ilikler Mslman entelektellere ilgi duymaya baladktan
sonra Hindistan, Ortadou ve ABD'ye seyahat etmiti.) Sayg
duyulan bir alim ve antikolonyal milliyeti politikann lslamc
kanadnn nemli ahsiyetlerinden biri olan, o daha ocukken
len babasnn izinden giden Yazid, ailesinin yaad kyde
kk, gayr resmi, sakin ve pastoral bir cami okulu -pesant
ren- iletiyordu. Kalend ben ayrldktan uzun sre sonra, be
nim peinde olduumdan daha farkl bir bilginin veya bilgiyle
daha farkl bir ilikinin peinde yanna vardnda Yazid onu
da kanatlarnn altna almt, ksa sre sonra da Kalend de bu
kk ve sk dini politik an bir parasyd.
Kalend kyn efinin kzyla, Yazid'in byk yeeniyle ev
lenmiti. Yeni kaynpederinin yneticisi olduu kyde kaynak
olarak kaynpederinin parasn ve blgeden birka baka ileri
gelenin balarn kullanarak birka daire ve toplant baraka
larndan oluan bir medrese kurdu. lerin dini ksmyla ilgi-
1 73
lenmeleri iin Yazid ve rencileriyle anlat. Sekler ksm
olarak da youn ngilizce eitimi vermeye balad.
Bu ikinci ksmn temeli (kendisi neredeyse hi ngilizce bil
miyordu ve iin dorusu daha da az Javaca biliyordu) ABD'de
retilen ve yardm kurumlarmzn kollar tarafndan bedava
datlan prefabrike, basit bir eitim program olan "Temel n
gilizce Dersleri"ne dayanyordu. Resmi grevlerine ek olarak
kendisine almalar iin devlet okullarndan, maalarnn az
l gznne alndnda bunu mutlulukla yapan ngilizce
retmenleri tuttu ve ksa srede java'nn dousunun drt bir
yanndan yars erkek yars kz neredeyse 80 rencisi olmu
tu. Ayda be dolar dyorlard; bu hayatta kalmak iin ticaret
veya gndz ilerinde alan veya evden para dilenen insan
lar iin nemli bir miktard. (Derslerin ou akam st, gece
nin erken saatlerinde veya hafta sonu yaplyordu.) Dahas
rencilerin en azndan nemli saylabilecek bir ksm iyi dzey
de ngilizce rendi, birka tanesi de ok iyi. in dini ksmn
deerlendirmek benim iin biraz daha zor. Ama Yazid iyi bir
alim ve yetenekli bir retmenden daha fazlas, ruhani bir var
lkt. Onunla karlatm ilk gndeki gibi, evresindeki at
mosfer sakin ve ihtimaml bir mtefekkir inanla doluydu.
l 986'nn Idul Fitri'sinde, ramazann sonundaki byk bay
ramda, medrese ngilizce derslerini baaryla tamamlayanlar
iin yaplan nc geleneksel "mezuniyet treni"ni gerek
letirdi. Tren kyn efinin n bahesindeki kk kamps
te veya drt yz kiinin -mezunlarn yaknlar, okulun ha
mileri, yerel cemaatten destekiler- katlmyla yapld. Elbise
lerine baklrsa (kadnlar sk rtnm, erkeklerse siyah ce
ket, beyaz gmlekli ve siyah deniz ar model apka takm) ,
hemen hemen hepsi, bazen dini olarak tek oda varm gibi
sunulan ama hi de yle olmayan bir toplumun dinine daha
derinden bal, kendinin daha bilincinde Mslman ksmnn
yeleriydiler.
Ben dahil katlmclar, Yazid ve Kalend'in arasnda merkezde
ve n tarafta , bir jeneratrle zayfa aydnlatlm, doum,
snnet, evlilik trenlerinde glge oyunlarnda olduu gibi
1 74
hindistan cevizi yapraklaryla sslenmi kk, ksa srede
dzenlenivermi tahta bir sahnenin nnde katlanabilir kol
tuklarda oturuyordu. Sahnenin bir tarafnda zerinde bulunan
pille alan mikrofondan (ngilizce) "Protokol" denen iki k
zn gecenin programm, biri ngilizce dieri de onun hemen
ardndan Endonezyaca sunduu ve dzenledii bir podyum
vard. Sahnenin arkasna neredeyse hep ehir veya kasabalarda
devletle ilgili bir durumda aslan trden pahal grnml,
zerinde gm harflerle ngilizce Singgahan, Pelem Temel
ngilizce Kursu nc Eski renciler Toplants" yazan par
lak krmz bir pankart vard, ama ne yazk ki "Toplant" yanl
yazlmt. Sahnede "Prortokol"n kar tarafnda iler geciki
yormu gibi grnnce kulaklar sar edecek ykseklikte ses
le Amerikan popler mzii alan ve yine pille alan bir teyp
kurulmutu. Toplant -hindistan cevizi yapraklar, katlanan
sandalyeler, Mslman elbiseleri, "Protokol", rock-and-roll,
dini bayram ve mkemmel olmayan, ehir ii bir pankart- da
ha balamadan zerinde kesinlikle okkltrl, tezat dolu bir
hava tayordu.
Tren (devam ettike birletirilen, tuhaf bir prdksiyona bu
isim verilmeliyse eer) akam sekizden gece biri geeye kadar
be satten fazla srd. Al safhalar tamamen dini:ydi. Kat
lan tek resmi grevli olan, orada olmaktan da biraz kayg du
yan blge ofisinin ba Arapa bir dua okuttu. Bunu Kuran'n
en banda yer alan, slam'daki yeri Hristiyanlarn Lord's Pra
yer'yla -ayinlerle ilgili herkesin bildii tek ey- ayn olan Fati
ha'nn topluca okunmas takip etti. Bundan sonra da Ku
ran'dan ok uzun bir pasaj , zenle ve sanatla, nce ok ar
rtnm, hemen hemen peeli bir kz tarafndan Arapa,
sonra standart siyah apka ve pantolon giymi bir olan tara
fndan Endonezyaca, en son da benzer biimde giyinmi ama
ayaklarnda beyaz spor ayakkab, boynunda da cafcafl bir kra
vat olan bir olan tarafndan ngilizce ilahi eklinde sylendi.
Bu ksm mezun olan ve daha nce mezun olmu iki snftan
birer temsilcinin sunduu , yine biri Arapa, biri Endonezyaca,
biri de ngilizce, hepsi de dini ierikli, uygun hitap ve konu-
1 75
ma tarzlaryla hogeldiniz konumas sonlandrd. renci
gsterileri artk balamt ve kurulu pratiin zaten biraz eil
mi olan ainal birdenbire, tamamen ve grlmeye deer bir
ekilde kt.
Yalar yedi veya sekizden fazla olmayan kk ocuk
sahnede bitiverdiler. Pandomimciydiler, yzleri beyaza bo
yanmt ama onun dnda kolsuz gmlekleri ve ortlarnn
dnda baka kostmleri yoktu, sessiz ve ifadesizdiler. Yere
kimine kar gelir gibi grnen, ikence edercesine yava e
kimle, tamamen vcut hareketleriyle bir sokak kavgasn can
landrmaya baladlar. Birbirlerine dizleriyle vurdular, birbir
lerinin klarn tekmelediler, bacakaralarna vurdular, burun
veya gzlerine yumruk attlar, birbirlerini yerlere attlar, el
melediler, tokatladlar, on dakika kadar sonra da sahnenin or
tasnda bir yn halinde yere ykldlar; tane bez bebek.
Veya tane snk balon; drdnc bir ocuk belirdi ve yer
de yatanlar derece derece, vcutlarndaki her ksm ayr ayr
iirerek ayaa kaldrd, sonra da bir yerlerden zerinde
"Mutlu Idul Fitri" yazan bir pankart ap sahneyi geldikleri
gibi aceleyle terkettiler.
Btn bunlarn anlam, sadece benim iin deil izleyicilerin
geneli iin belirsizdi. Btn gece artan bir endieyle yapacak
lar gibi, birbirlerine neler olduuyla ilgili varsaymlar ve kar
varsaymlar fsldyorlard. Benim aklma bir Three Stooges*
filmini canlandrdklar dnda tek gelen, ngilizcenin konu
ulmasna -ya da konuulamamasna veya henz konuulama
masna- gnderilen sessiz , arsz ve ironik bir selam olduuy
du, bu fikrimde hakl olduum bir sonraki, bu sefer en azn
dan anons edilen gsteriyle ortaya kt: kendilerine "Sokak
ocuklar" diyen ve yine pandomimci olan alt veya yedi veya
belki ondokuz veya yirmi, yetenekleri daha da grlmeye de
er gen adam.
Bu grubun gsterisi bir saatten fazla srd. Ana figr, ar
ehirli Cakarta frlamas stilinde giyinmi -geni apka, geni
1 76
yakal parlak pembe takm elbise, ift renkli ayakkab, bariz
bir saat, uyumsuz bir kravat- yz beyaza boyanm ve ayna
gzlkl bir adamd. Sahneye hayali bir ipi ekerek, trupun
dier elemanlarn glgelerden bir bir srkleyerek girdi. Her
biri farkl bir ekilde hareket ediyordu - robot gibi hareket
eden bir mekanik adam, kaslarak yryen bir pezevenk, zp
layp duran bir deli, kollan sarkk bir bez bebek, herhalde e
cinsel olmas gereken bir adam, sahneye ktktan sonra ana
figrn ellerini rpmasyla azlan ald ve ana figr ak
azlarna yanan bir sigara koydu. kinci kez ellerini rparak
sigaray kol uzaklnda tutmalarn salad, sonra da onlar
eitli garip pozisyonlarda donmu bir ekilde brakarak arka
sn dnd ve dakikalarca, yine sessizce, onlarla dalga geerek
ve sataarak hareketsizliklerini bozmaya alt. En sonunda,
hepsini, bu arada garip drtklemeler ve iteklemelerle aala
yarak, bir deste halinde balad, tam da bu anda hepsi birden
ngilizce ark sylemeye baladlar:
Tiyatroya gittim
ok ilginti
Ama ben elenemedim
nmde insanlar vard
Arkamda insanlar vard
ok sinirlendim.
1 1 Fas mimarisi ve genel olarak ehir yerleimi ve zellikle Fransz planlama stil
lerinin etkisi ile ilgili olarak bkz. G. Wright, The Politics of Design in French Co
lonial Urbanism (Chicago, 1991), 3. blm; P. Rabinow, French Modem: Norms
and Forms of tbe Social Environment (Cambridge, Mass., 1989), 9 blm.
1 80
Hayatn iinde eklini ald fiziksel ortamdaki ekiller, kaplar
ve duvarlar, emeler ve hallar, divanlar ve minareler, zeminler
ve kaligrafiyle yazlm tabelalar, o hayat ifade eder, ona sert ve
grnr bir manevi yzey salarlar. Bu ekillerle oynamak, do
laysyla, java'nn koreografik grameriyle oynamak gibi, ilk ba
ta grnenden daha ciddi ifade ekilleri ortaya karr.
1986 ubat'nn sonlarna doru , 11. Hasan'n Fas tahtna
knn 25. Ylyla Sahra'nn iine Yeil Yry balatnn
onuncu ylnn (yry aslnda 1975 Kasm'nda yaplmt,
ama Ta Giyme gnnde bu kilometre ta durum iin tren
sel olarak birletirilmiti) birleik kutlamalarndan bir veya iki
hafta nce Sefrou'nun yeni seilmi belediye konseyi, hibir
uyar veya aklama yapmadan, ok acayip bir kararname ya
ynlad. Bundan byle, ehirdeki btn evlerin rengi bej , Fran
szca metne gre ereme, Arapasna gre qehwi olacakt: boya
belirtilen yerlerden temin edilebilirdi. Bu kararnameye itaat,
herkesin bekledii gibi, tam olmaktan ok uzakt ve ehir her
eyden ok beyaz, beyaz olmad yerlerde de pastel kald.
Ama hikimsenin (en azndan benim) beklemedii gibi, karar
nameye, ehrin belli yerlerinde ve belli kesimler tarafndan,
annda ve tamamen uyuldu. Evlerin bazlar tasarm aheseri
olan, parlak renklere boyanm renk renk nyzleri, o gn
iinde boz bir homojenlie boyandlar.
Kendi iinde abes olan ve etkisinin kalcl ok pheli
olan bu olayn arkasnda, uzun ve abes olmaktan ok uzak bir
hikaye var. ehrin deien ekli, sosyal bileimi, kendisi ve hin
terland, ekonomik temeli, ynetici eliti ve ulusal g arasnda
ki deien ilikiler ve en nemlisi sakinlerinin nezdinde citadi
nite'nin Ctngilizceye ok biimsiz bir ekilde evrilen , ama
Arapa'ya mudaniyya, "bir ehrin iinde ve o ehre ait olan Me
dine" olarak kolayca evrilen bu Franszca kelimenin)12 gerek-
12 Citadinitt kavramyla ilgili olarak bkz. M. Naciri, "Regards sur l'evolution de
la citadinite au Maroc," Symposium franco-britannique sur La ville arabo-musu!
mane iinde (Londra, 1984), ss. 37-59, bu almaya ok ey borluyum. Ayr
ca bkz. M. Naciri, "Les politiques urbaines: Instruments de pouvoir ou outils
de developpement?" J. Metral ve G. Mutin, der., Etudes sur le monde arabe, no.
1 , Lyon, ss. 13-42; M. Naciri, "Politique urbaine et 'politiques' de l'habitat au
1 81
te ne anlama geldiiyle ilgili anlay, sert ve oktarafl bir tart
mada skmt - mnasip bir lsliimi ehrin, "bir 'din' yerinin"
u gnlerde nasl olmas, nasl bir his vermesi, nasl grnmesi
gerektiiyle ilgili bir tartma.
Son yllarda ou Batl akademik evrelerde, o eyin kendisi
kendini en sonunda mazgallara, kavaklara, dkkan vitrinleri
ne, antlara ve byk bulvarlara teslim etmi gibi grnrken,
"lsliimi ehir" nosyonuyla ilgili ok miktarda akademik tart
ma 13 oldu. yle bir ey var m? Eer varsa, neresinin lsliimi ol
duunu syleyebilir miyiz? Eer yle bir ey varsa ve neresinin
lsliimi olduunu syleyebiliyorsak, dini karakterinin pratik i
leyiinde rol var m? lslam dnyasnda ehir yaamnn tek
tipliinin abartlmas, bu yaamn tasvirlerinin idealletirilmi
lii. bu ehirleri arka planda Avrupal deneyimleriyle grme
eilimi ve basmakalp, tarihten kopuk bir sosyal g olarak "ls
liim" kavram ar saldrlara maruz kaldlar. Fikrin ta kendisi
artk zerine bir soru iareti kaynatlm olarak geliyor.
Tabii ki bu sorgular ve eletirilerle ilgili, sylenmi eyler
kadar olmasa da , sylenecek ok ey var. Kuzey Afrika ve Or
tadou ehirleri stne yaplan akademik almalarda kesin-
Maroc: Incertitudes d'une strategie," age., ss. 71-98; M. Naciri ve M. Amcur,
"I:urbanisation clandestine au Maroc: Un champ d'action pour !es classes mo
yenncs," nevue Tiers Mode 26 ( 1985): 80-92.
13 eitli alanlardan eitli griler iin bkz. ]. L. Abu-Lughod, "The lslamic
City-1 listoric Myth, Islamic Essence, and Contemporary Relevance," lnterati
oal ]oral of Middle East Studies 19 (1987): 155-176; ]. Bisson ve j .-E Troin,
der., Preset et avenir des n'dias (de Marrakecl d Alep) (Tours, 1 982); A. Bo
uhdiba ve D. Chevallier, der., La villc arabe dans l'Jslan (Paris, 1982) ; K.
Brown, "The Uses of a Concept: The Muslim City'" P Solc vd., Middle Eastcr
Cities in Comparative Perspective (Londra, 1986), ss. 60-68; D. Eickelman, ''Is
There an Islamic City? The Making of a Quarter in a Moroccan Town," lnter
natioal ]oral of Middle East Stdies 5 ( 1 974): 274-294; B. S. llakin, Arabic
lslamic Cities (Londra, 1986); R. Holod, der. , Toward an Arclitccture in tle Sri
rit of lslam (Philadelphia. 1978); A. l lourani ve S. M. Stem, der. , Tle ls!amic
City (Philadelphia, 1970); A. Y. Saqqaf, der., Tle Middle East City: Aciet Tra
ditions Confront a Modem World (New York, 1987); R. B. Serjeant, der., Tle ls
!amic City (Paris, 1980); L. C. Brown, der. , From Madina to Metropnlis (Prince
ton, 1973); 1. Lapidus, der., Middle Easter Cities, Ancient, lslamic, and Co
tempo ary Midd!e Eastem Urbanism: A Symposim (Berkeley, 1 969), zellikle
2. blm. Tarihi bir deerlendirme iin: 1. l.apidus, Muslin Cities in tbe Latc
Middle Ages lCambridge, Mass., 1 967).
1 82
Jikle bol miktarda kurulmu kabuslar, aslnda hi varolmayan,
hayal mahsul varlklar var. Ama, ayn dzeyde kesinlikle, bu
almalarda, srf imdi tutulmayan bir baktan, metinci bilim
adamlarnn o nefret edilen " oryantalizmi"nden 14 kaynan
alyor diye bir kenara atlamayacak bol miktarda zgn keif
var. Her halkarda, akademik dilde lslami ehir fikrinin yeri
ne olursa olsun, bu fikir birok sradan Mslmann zihninde
hala capcanl. Aslnda , lslam dnyasnda ehirlerin ve kasaba
larn geirdii muazzam dnmle daha da canlanyor. "eh
rin nasl olmas gerektii fikri", modern ehir hayatnda bu
fikrin grlmesi zorlatka daha canl ve kavrayc oluyor,
varlnn koullar rdke ve yokolduka bir hayal ve bir
hatra olarak daha da deer kazanyor.
Artk Ortadou'nun tamamnda dnyaya, her ne kadar eski
olsa da , tarihi olarak tutarl bir yz sunan bir ehir veya kasa
ba bulmak ok zor. Bu , tabii ki, Asya ve .Afrika iin de bir de
receye kadar geerli, Bat ehirlerinin de sadece birka kalc
bir kimlie sahipmi taklidi yapyor. Ama bu Arap-lslami e
hirler iin zellikle geerli. Fas'n ehirleri, Sefrou iin kesin
likle yle, nk yeni ehir formlar eskilerini yutmaktan, ye
nilemekten, onlarn yerine gemekten ok, eski ehirlerin ev
resinde byyor, onlar az ok bozulmam brakyorlar. "Eski
Medine'ler" , "Yeni Medine'ler" ,15 "Yeni ehirler" , "kendi ken-
1 83
dine ortaya kan . . . gizli. . . periferik. .. yerleimler" , tpk birka
defa stste yerleim yeri olarak kullanlm bir arkeolojik sa
hann eitli katmanlarndan kan buluntularn, karlatr
mal bir inceleme iin yatay olarak yaylmas gibi, ayn anda
hep birlikte yerlerindedirler. ehrin ehresi, bu trden her
ehrenin olduu gibi eitli olmakla kalmaz ayrktr, bir sah
neler kmesidir. Binalar ve kurumlar, nyzler ve ideolojiler,
sokak alar ve kamu hizmetleri ile ilgili bir tartma olan lsla
mi ehirlerle ilgili kamusal tartma, farkl hayat ekillerinden
doan, farkl ynlere iaret eden farkl dzenlemelerden olu
an byle bir manzarann iinde gerekleir.
Btn bu meseleler Sefrou'nun tarihinde, zellikle de daha
nce de ksaca anlattm gibi yakn tarihinde biraraya gelir:
ehrin ehresinin bozulmas; kalc bir norm olarak lslami e
hir fikrine olan ilgi; bozulma balamnda byle bir fikri tanm
lamann zorluu; bu fikrin ve onunla birlikte lslam'n tehlike
de olduu hissi; btn bunlarn ehrin deien fiziksel gr
nmnn "iine okunmas" 1 6 (ya da Richard Wollheim'n
yat Fakltesi, Mohammed al-Khamis niversitesi, Rahat, 1986). Bu son al
mann yazan, Mhd. Yakhlef, Sefrou'da Sosyalist Parti bakan ve 1976-1983
arasnda ehrin belediye konseyinin bakanyd. ehirden yaklak on kilomet
re uzaktaki Arapa konuulan bir kyde doan Yakhlef, ehre yetmilerin ba
nda retmen olarak gelmiti. Sefrou'yu daha nceki ziyaretlerimde onu tan
myordum. (O belediye konseyi bakanyken ve ben Princeton'dayken bir
mektup yazarak benden ehirle ilgili kitabmzn, Meaning and Order'n bir
kopyasn istemi ve Sefrou okullarndan birinde ngilizce retmeni olan
Fransz eine kitab evirtmiti.) Ama burada anlatlan olaylan aratrmamda
inanlmaz yardm oldu, sadece kendisi uraarak deil, ama, konseyin ban
dayken onun hakknda her trl ktl dileyenler tarafndan bile ok sayg
grd iin, beni politik aynnn her iki tarafnda bilgili insanlarla tantra
rak. Sosyalistlerin yenilgisinden sonra, hem gvenlik nedenleriyle hem de
Fez'deki devlet niversitesinde retmenlie devam ederken Rabat'taki Mhd. V
niversitesi'nde tarih derecesini bitirmek iin Fez'e tand. Tabii ki, bazlarna
itiraz edeceinden emin olduum yorum ve tanmlanmdan kesinlikle sorumlu
deildir -Pare'de Mhd. Yazid'in durumunda olduu gibi, o da baz yarglanma
kesinlikle katlmazd- ama bir toplumun onu sadece bir sorgulama nesnesi ola
rak deil ayn zamanda bir umut ve belirsizlik nesnesi olarak gren bir insana
nasl baktyla ilgili ok ey rendim.
16 R. Wollheim, Painting as Art (Princeton, 1987). Wollheim'n terimi, tabii ki
aslnda Wittgenstein'm genel anlamda mantkl olmann "olarak grme" ola
rak kavrannn grsel sanatlara bir uyarlamasdr. L. Wittgenstein, Philosop
hical Investigations (New York, 1953), ss. l 93ff.
1 84
cmlesini uyarlarsak "iine grlmesi") . Evlerin renklerini be
lirlemeye ynelik devlet mdahaleleri, tpk mezuniyet gn
pandomimleri gibi geici olaylardr. Ama, alanlarn sslemele
ri, tasarmlar ve hususiyetlerinin zel bir beliginliinin oldu
u yerlerde, 17 onlar da birok tema yakalarlar.
19l l'de, Protektora'nm arefesinde, Sefrou ehri on hektarlk
bir alan kaplyor, alt bin kiiye ev sahiplii yapyor ve pasaj ve
kmaz sokaklaryla duvarl eski ehir, madina qadima; l
merkezde, sttekini iterek kan bir di gibi byyen skm
Yahudi semti, mellah; hemen stnde kk, yine duvarl bir
hisar. On yl sonra, 1922'de, Protektora'nm yerine salam bir
ekilde oturmas ve ehrin resmi bir belediyeye kavumasn
dan sonra, yzlm 13 katna karak 130 hektar olmu, es
ki ksmlarna duvarlarn hemen dna zgara planyla kurul
mu yeni bir Arap semti ve hisar stndeki tepelere baheleri,
maisons ve kvrml sokaklaryla bir Fransz banliys eklen
miti. 1944'te, Protektora'nn sonuna doru, belediye snrlar
bu sefer 380 hektara (nfus artk yirmi bine yaklayordu) ge
niletildi, yeni eklenen alanlar da birka tane daha "yeni Me
dine" semti ve birka da neo-Maribi ehir alanyd. Snrlar
1982'de yeni ve neredeyse kaza eseri seilen ve ilk seim kam
panyasn, pek de umudu olmadan, yaknda yapmak zorunda
kalacak olan Sosyalist bir belediye ynetimi, politik yrnge
sine nceki on ylda inanlmaz bir hzla byyen ve Sosyalist
lerin oylarn kendilerini ait grdkleri "kendi kendine ortaya
kan", "gizli" , "periferik" yerleimleri de almak zere birden
bire ve youn, bir miktar vahi muhalefete karn, ehrin res
mi bykln katndan fazla artrp 1 200 hektara ka
rana kadar. Bu, belediyenin tekrar tanmlanmas yoluyla ger
ekletirilen bir devrimdi (veya bir devrim teebbsyd, n
k sonuta baarl olamad) .
ehrin kltrel soyaac, yetmi yl iinde geniliinin adm
adm 1 20 katma (nfusun da dokuz katma) knda grle-
17 lslam ve lslaml sanatta (ve daha genel olarak sanatta) sslemenin yeriyle ilgili
derin bir inceleme iin bkz. O. Grabar, The Mediation of Ornament (Princeton,
1992).
1 85
bilir. Birbiri ardna mdahaleci hayat ekilleri, Fransz, Fran
ko-Fasl , Fas kyls (genelinin dili Berberi, kltr de pasto
ral) , ehrin alanlarndan birini ya da dierini kapmak iin geli
yorlar, kendilerini ehrin yerinde sabitlenmi, ken bir ema
net olan Arap ve Yahudi-Arap Medine ekirdeinin evresine
datyorlar. Bu hayat ekillerinin bazlar -Fransz, Yahudi-,
daha nce de bahsettiim gibi, byk oranda Marsilya ve Ku
ds' e tanmlar. Ama 1976'da Sosyalistler baa getikten (ve
zellikle de yedi yl sonra yerleim blgelerini ehrin gvde
siyle birletirerek bata kalmaya altktan) sonra, yzyllardr
orada yaayan ailelerin ocuklar olan (ya da yle olduklarn
iddia eden) daha nce "eski" veya "gerek" veya "hakiki" Sef
roulular dediim insanlarla, yakn zamanda ehrin evresinde
toplanan "yeni" veya "dardan" veya "yabanc" Sefroulular
arasndaki ayrm, sosyal, ekonomik ve politik ztlamann ana
ekseni haline geldi. "Eskiden ehir krsal yerdi" demiti yal
bir Sefroulu skntl bir ekilde, "Artk krsal ehri yiyor".
"Eski" ("gerek" ... "hakiki" . . . ) Sefroulular, ounlukla tc
car, profesyonel, arazi sahibi veya devlet memurular - bazen
de hepsi birden; be kuruu olmayan zenginden timsah zengi
ne her snftan mensuplar olsa da, allmadk derecede sk
ehir eliti (yeleri bir listeye sacak kadar az olan kk, sk
bir grup) onlarn arasndan seilir, grne gre de hep byle
olmutur. Bamszlk zamannda Mslman, Yahudi ve Fran
sz nfusun te birini tekil eden bu grup, bugn ehirli
Mslman - krsall Mslman nfusun neredeyse te birini
tekil ediyor. Artk ou eski ehir merkezinin dnda yayor.
Orta direk -kk dkkan sahipleri, kk memurlar, tamirci
ler ve benzeri- l 940'lardan itibaren, surlarn dnda onlar
ikamet ettirmek iin kurulmu "yeni Medine" semtlerine ta
ndlar ve ehir merkezinde geriye sadece fakirler (ve gele
neksel pazarlar) 18 kald. Yllardr olduu gibi ayrk aile sokak
larna, dnyann grltsne kapal kendilerine zel mahalle-
18 Sefrou'nun eski pazarlarnn bir tasviri iin bkz. C. Geenz, "Suq: The Bazaar
Economy in Sefrou," C. Geertz, i l . Geertz ve L. Rosen, Meaning and Ordcr
inde, ss. 1 23-3 13.
1 86
!ere demir atm elit, eski Medine'yi terketmekte yava kald;
ama 1960'larda byk oran yedi veya sekiz aileye mensup
yelerinin hemen hepsi artk daha nce Franszlarn kulland
banliy evlerine tanmlard. Ayn Franszlardan belediye
ynetimini de miras almlar, ekonomik vaziyetlerini glen
dirmi ve babalarnn Protektora ynetimiyle notables indige
nes [yerli nde gelenler] olarak ilikilendirmeleri gibi kendile
rini monariyle "kraln adamlar" olarak ilikilendirmilerdi.
Bamszlk mcadelesi srasnda, hakimiyetleri ou reformcu
Mslman parti lstiklal'den olan hzla ykselen milliyeti li
derlerin gcyle yle bir sarslmt; ama kendi stnln
tekrar kuran monari, ayn zamanda onlarnkini de kurunca
yeniden yerine oturdu.19 1963 belediye seimlerinde artk yer
lerine geri dnmlerdi - ayn adamlar, ayn karlar, ayn kay
naklar ve mudaniyya'nn ayn ekilde kavran: Arap-lslam
ehircilii.
Yetmilerde ve seksenlerde ehre akan ve hala akmaya de
vam eden yeni ("dardan" . . . "yabanc") Sefroulular, daha n
ce de bahsettiim gibi, halihazrda genilemi yeni Medine'nin
kylar boyunca , kayalk veya yama olduu iin yerleilme
mi yerlere ve gittike daha ok, eski Sefroulular da gittike
daha ok rahatsz ederek, huerta'lara ( "meyve bahesi"nin ls
panyolcas) -ehrin estetik erevesini oluturan, yzyllardr
"vaha" saadetinin sembol olan zeytin baheleri- yerletiler.
Kyden g edenlerin sahil boyundaki artk birbiriyle birle
mi ehirlerde -Kazablanka, Rahat-Sal:\ Tangiers, Safi- yaptk
lar gibi pasakl ve geici bidoville'lere [varo] , birbirine yas
lanm " teneke kutular" ve gecekondulardan oluan yoksul
semtlere de yerlemediler. Yaknda sattklar iftliklerin geliri
ve daha nemlisi, Avrupa'da alan yaknlarn maddi yardm
laryla grlmek ve kalc olmak zere tasarlanm kat , al
1 87
kapl ve tatan, ehirdekilere benzer evler yaptlar veya yaptr
dlar. ehre yerlemeleri, bir nedenle, sosyal bileimden daha
fazlasn deitirdi. Daha nceki mdahalelerin dokunamad
(veya sadece nemsiz dzeyde dokunduu) havasn, tavrn,
yzn, grnn deitirdi. Bir zamanlar bir "cennet bah
esi"nin iinde "yontulmu bir prlanta" olan ehir artk her
yana yaylm, dzensiz , prlantadan baka her eye benzeyen
bir bourg'du [kent] - ehirdeki herkesin bir ekilde biliyormu
gibi grnd tatsz bir Franszca kelime.
ehrin kabilelerin akntsndaki bir ehirsel salamlktan bir
binalar, insanlar ve kurumlar kavgasna bu dnm, politik
ifadede de kendini kanlmaz olarak gsterecekti, popler po
litikaya direnen gelenekselci bir monaride bile. Kyl nfu
sun kentli nfusa oran radikal bir biimde deiince, ehirde
ev ve arazi fiyatlan frlaynca, evlerin ounluunun suyu, ka
nalizasyonu, elektrii veya yolu olmaynca, isiz insanlarn
(popler deyimle "duvara kar duranlar") orannn katlana
rak artt bir ekonomiye yurtdndan byk miktarda para
geliyorsa yerleik g yaps ne kadar zamandr yerinde olursa
olsun, ne kadar sk dokunmu olursa olsun ve merkezi otori
te tarafndan ne kadar gle desteklenirse desteklensin, bir e
it gerginlie maruz kalacaktr.
Bu gerginliin boyutlar, yapnn tam anlamyla atlad
1976 belediye meclisi seimlerinde bir anda belirgin hale gel
di. Geleneksel elitin, Lyautey'i 19 13'teki kuruluundan beri te
keli altnda tutan temsilcileri bir anda konseydeki btn yerle
rini kaybettiler ve daha nce bir aktr olarak grlmeyen Fas
Sosyalist Partisi, kendisi dahil herkesi aknlk iinde braka
rak sandalyelerin drtte n ald. Mecazi olarak "vesayet"
denen bir sistemin iinde brokrasi ve polisin kontrolyle her
ynden sarlm konseyin kendi bana hareket etme kapasite
si snrl olsa da, srf dier btn paralar merkezden atanan
bir yerel ynetimde neme sahip halk tarafndan seilmi tek
organ olduu iin, yerel kkl g dengelerinin ana ifadesiydi.
Bu konseyden, onu geleneksel olarak dolduran insanlarn o
cuklarnn ve torunlarnn dramatik bir ekilde karlmas,
1 88
byk sonular olan toplu bir hakaret, Sefrou'da bir eit
Prag Bahar balatt: beklenmedik bir ekilde alan bir kap
nn artan gerilim, ar d bask ve nemli miktarda uygulama
l iddetle, acmaszca ve yle grnyor ki, kesinlikle tekrar
kapatld yedi yllk bir dnem.
Bu garip interregnumun ardnda, paternalist bir sistemde bu
halk an mmkn klan monarinin Protektora'dan miras al
d ve daha da mkemmelletirdii belediye seimlerini bir
eit kamuoyu yoklamas olarak kullanma pratii yatyordu.
Seimler genellikle dikkatle kontrol edilir, ama politik gerek
leri gr alanna sokmak iin grece zgrlk tannr. Saha
nasl uzanyor? Kiminle ilgilenilmeli? Bir dahaki sefere bu stra
tejik zgrlk ortadan kalkar ve baka blgeler daha az elleri
kollar bal oy atmaya hak kazanr. 1976'da kamuoyu yokla
mas demokrasisini yaama sras Sefrou'dayd; 1983'te bir d
nem bitmi, deney sona ermiti. Eski Sefrou eliti kitle halinde
grevlerine yeniden yerletirildiler. Tek bir sosyalist bile tekrar
seilmedi, parti yerel bir g olarak kt, tutuklanmaktan ve
ya daha ktsnden korkan nemli liderler ehri terkettiler.
Ama, her ne kadar ksa olsa da sosyalist ara dnem Sef
rou'nun tam olarak nasl bir ehir olmas gerektii sorusunu
iyice belirginletirdi. Eski Sefrou elitinin yerinden olmas, eh
rin ve dolaysyla oy verme hakkyla belediye hizmetlerine ta
lebin snrlarnn yeni Sefrou yerleimlerini de kapsamak ze
re genilemesi ve konseyin merkezi ynetim aralarna kar
hareket zgrln geniletme -"vesayet"i gszletirme
yolundaki istekli abas sadece geleneksel ncelikler ve gele
neksel dlamalar an tehdit etmedi. Ayn zamanda, bu nce
lik ve dlamalarn iinde tanmland slami ehir fikrini de
tehdit etti. Yerel bir sosyal devrim yapmaya, byk oranda ba
aramadklar ve durumun doas iinde baaramamaya mah
kum olduklar bir ie koyulan Sosyalistler, az ok tesadfen de
olsa (nk zevkleri gznne alndnda onlar da gelenek
selciydiler) kltrel bir devrimin balangcn gerekletirdiler.
Maddi ekonomiyi bulduklar gibi braktlar. Sembolik ekono
miyi, ehrin alannn ekliniyse derinden dntrdler.
1 89
Sosyalist kesintinin kesintiye uratt, deiim balangcn
dan ok nce ehri avcuna alan ve bitiinden sonra da ayn e
kilde devam eden ynleri deildi. Bu ynlerin nasl temsil
edildiini, alglandn ve anlaldn kesintiye uratt. Yeni
Sefrou nfusuna, geleneksel bir "vesayet" devletinde h i de
nemli olmayan yasal anlamdan ok, yle bir devlette zellik
le de Mslmansa ok nemli olan manevi anlamda oy hakk
vererek Sosyalistler yeni Sefroulularn ehrin vcudu iine
alnma, manzaras iinde izilme kararlln glendirdiler.
Ama ayn zamanda ve en azndan ayn dzeyde gl olarak,
eski Sefroulularn bu iine alnma ve iinde izilmenin dayan
d kriterleri, bir yanda yaam stili kriterlerini, dier yanda
tavrla ilgili kriterleri belirleme kararlln da glendirdi. B u
kararllklarn atmas -mudaniyya'nn gstergeleri artk n e ?
sosyal mcadelenin merkezine yerleti ve orada kald.
II. Hasan, krallnn eyrek yzylnn ve Sahra komutan
olarak onuncu ylnn daha nce de bahsettiim ifte kutlama
snda Marake'teki yeni sarayndan Fasl mimarlar ve ehir
planlamaclar birliine, kralc gazete20 Le Matin du Salara'nn
"mimari ve ehircilik zerine gerek bir ders" diye tanmlad
, radyodan ve televizyondan canl yaynlanan bir konuma
yapt.
Majesteleri dedi ki , Fas, tarihi boyunca her byk dnemde
mimari zgllkle iaretlenmitir. ldrisi, Almoravid, Almohad,
Sa'adi ve Alawi bina ve antlar hemen farkedilir. Her hanedan
devrini stiliyle damgalamtr (bu hanedanlarn ilki yan-mittir;
sekizinci yzylda balar ve lslam'n geldii ve Fez'in kuruldu
u dnem olduu farzolunur. Sonuncusu, Hasan'n ait olduu
hanedandr ve onyedinci yzylda ortaya kmtr) . Fakat,
imdi bir d vardr. Artk ehirlerimizin kylarnda her e
it kt tasarlanm ve kt yaplm bina geliigzel dikil-
1 90
mektedir. Fas slami ehrinin klasik formu , kltrel bykl
mzn iei, sradan, yabanc bir yavanln iinde kaybol
maktadr.
Mesela, dedi, Sefrou'yu aln. Yakn zamana kadar Orta At
las'n ayak ucunda baheleri, surlar, camileriyle kk, ho
bir yerdi - Otantik Fas geleneinin gzel bir ifadesi (ehre m
cevher de dedi). imdiyse ekilsiz ve irkin (Arapa konusa
da laide kelimesini kulland) hale gelmiti. 2000 ylna kadar
iskan kapasitemizi iki katna karmak durumundayz ve "Fas
llar iin Fasl olan" ina etmeliyiz. almalarmza milli bir
karakter vermeliyiz. Modernleirken gzel ve otantik olan ko
rumal, Fas mimarisinin ve ehir formunun ayn anda hem
Mslman hem de Maribi olan manevi kimliini (Sefrou'nun
grne gre yapamad gibi) muhafaza etmeliyiz, Le Ma
t i n'in eer birileri ana noktay karmay becermise anlatmak
,
1 91
Kraln Sefrou'yu btn ilkenin nnde Fasl olmayan, sla
mi olmayan ehir hastalnn bariz bir rnei olarak ayran
kk "dersi" , zellikle de hemen peinden Fez'deki yerel va
liden ta giyme gnne kadar "bireyler yaplmas"n isteyen
resmi bir azar ve bir emir geldii iin, henz seilmi olan Sef
rou ehir konseyini, beklenecei gibi ar bir ekilde sarst.
Ama, aslnda, sadece ehirde zaten yolunu alm bir kltrel
yzleme srecini kaynama noktasna getirdi.
Sosyalistlerin dneminde eski Sefroulularn ehrin fiziksel
dnmyle ilgili mitsizlik ve endieleri mthi boyutlara
ulamt ve sk sk tekrarlanan ikayetler, snfsal ierlemeler
ve bir bakla kesilebilecek kalnlkta estetik nostaljiye yol a
yordu . Ayrca kurumlar ve msait bir slami ehri grnm
n tekrar yaratmak amacndaki bilinli bir abann balang
larn da beraberinde getirdi.
Bir zamanlar ok gl olan ama zamanla neredeyse hi
kullanlmaz hale gelen, dini kural koyucu, ahlak polisi ve pi-
Sefrou'da camiyle ilgili anlatlan popler fkra camiye giden ama kalabalk y
znden ieri giremeyen iki kiiyle ilgili. Biri ikayet etmeleri gerektiini syl
yor; dieri de "Sakn yapma!" diyor, "sonra bir tane daha yapar! "
1 92
yasa dzenleyiciden oluan geleneksel muhtasb makam,
1982'de bu eski muhafz tekrar greve getiren iddetli mca
deleler srasnda politik varlna tekrar kavutu. Bu greve
atanan eski, geleneki (ve bir Alawi erifi olarak kraln uzak
tan akrabas olan) lider, derhal Sosyalistleri "ateistler" olarak
imledi. Ad 11. Hasan koyulan ar byk, klasik stilde bir ca
mi devlet tarafndan surlarn hemen dnda ina edildi ve eh
rin resmi camisi olarak Medine'deki (yeniden denen) eski
byk caminin yerini ald, muhtasb da imam' ve kdtib'i, na
maz nderi ve cuma vaizi olarak atand. Dier klasik Msl
man makamlar -dini mlklerin dzenleyicisi olan nzr; dini
hakim olan kad; noter olan adel. semt efi olan mukkadem. es
naf birlii bakan olan amn- gerek bir slami ehrin olmazsa
olmaz vasflar olarak tekrar vurgulandlar. Umumi hamamlar,
umumi frnlar, mahalle mescitleri, Pazar yeri sebilleri ve dier
geleneksel ehir kurumlar yenilendiler ve imanlarn, meta
netlerini ve devam eden nemlerini ifade etmeye merakl ileri
gelenler arasnda gstere gstere zel cami yaptrma salgn
balad.
Bu kltrel yahut dini-kltrel yeniden douuluun
(nemli bir ksm da sadece kozmetikti) eski Sefrou tarafnda
ortaya kmasyla ayn sralarda yeni Sefrou tarafnda, hem
benzer hem de baya farkl bir sz daarc kullanan bir kar
iddia gerekleiyordu. Sosyalistlerin kendilerine yapt kur
la, hzla artan saylaryla ve ho karlanmayan ve gzard edi
len barbar igalciler olarak muamele grdkleri hissiyle besle
nen yeni Sefroulularn kendilerini gerek ehir insanlar (me
deni) olarak sunular, marjinlerden ehirli toplumda tama
men ierilmeye hareket etme kararllklar gittike daha da yo
unlat. (Yeni Sefroulularn krsaldan kente hareketlerini be
lirtmek iin kullandklar kelime kendilerini paspal mlteciler
gibi gsteren eski Sefroulularn bir baka tatsz Franszca keli
mesi olan exode rural deil, Arapa g ve tabii ki glerin
dnyay en ok deitireni, Peygamberin Mekke'den Medi
ne'ye slam an balatan g anlamna gelen hicret'tir.) Bu
kararllk, hicretlerini tamamlama kararll, mimari bir de-
1 93
yimle de vurgulanarak ifade edilmektedir - bir camiler, evler
ve en nemlisi ve en artcs, cepheler retoriiyle.
Cepheler artcdr veya bu durumda karmzda olan
maddelemi anlam seviyesinde belki de artc deildir, n
k defalarca sylendii gibi, klasik Medine evleri radikal bir
ekilde ie dnktr. 22 nsanlarn getii yollar ve sokaklara
tektip ve (baz durumlarda basite sslenmi kapy bir kenara
ayrrsak) ar boyun emi bir yz sunarlar: beyaza boyal
duvarlar ve gz seviyesinin ok stnde kk, zgaral pen
cereler. Statlerin sergilendii yerlerse i avlular, baheler ve
kabul salonlar, kadnlarn desenlik dokumalarla bezeli odala
r, mozaikli emeler ve hallarla kapl ay salonlar. Dardan
zengin bir adamn eviyle fakir adamnkini ayrdetmek zordur;
ierdeyse dekorasyonlar, mobilyalar ve alanlar kullanmlar
arasnda bir alla bir saray arasndaki kadar fark vardr. Bu
Sefrou iin kesinlikle geerlidir; sadece sokaklarn dar geit
lerle geliigzel delinmi duvarlar gibi grnd eski ehir
de, asl Medine'de deil, insann bir binaya girerken (en azn
dan yabancysa) bir mcevher kutusuyla m yoksa bir maa
rayla m karlaacan bilemedii surlarn hemen dnda, ye
ni Medine semtlerinde de byledir. Yeni Sefroulularn hzla o
alan yerleimlerinde tamamen tersine evirdii de ehir beti
minin bu belki de en ykl, kesinlikle en mahrem alandr. e
hir evleri, en azndan dekoratif manada, tersyz edilmitir.
Bahsettiim gibi, yeni Sefroulularn yapt evler ounluk-
22 Klasik Medine evi (dar) stne bir deerlendirme iin bkz. Hakim, Arabic-Is
!amic Cities, ss. 95-96. Genelde Tunus'la ilgilenen Hakim byle evler iin
"lslilmi ve etik art" belirliyor: gizlilik, birbirine yaslanma ve biltin'e kar za
hir. En sonuncusuyla ilgili olarak unlar sylyor: "lslilm'daki en nemli de
erlerden biri Zahir'in Batn'na (kendi veya eyin d grn) yaplan vur
gudur. rnein, i gzellik ve iyilik vurgulanr ve kibir yerilir. Avlulu ev ve
dzenlenii bu ilkenin uygulanmas iin idealdir. Bu nedenle d duvarlann
basit ve plak tutulduunu ve nispeten az aklk olduunu gryoruz. Alan
lann en merkezlsi ve nemlisi olan avluysa, sadece evde yaayanlar ve ara sra
yaknlaryla arkadalan tarafndan kullanlsa da yksek sanatsal deerde ss
lenmi ve denmitir -tabii evin sahibinin maddi durumu elveriyorsa." Bu
model iin tabii ki baka baz geleneksel sebepler var: etkili bir gvenlik siste
minin yokluunda zenginlii dman gzlerden korumak ve dini ve sivil eit
lie bir vurgu.
1 94
la, tatan ve betondan kat, genellikle de byk binalardr ve
"gayrimeru" ve bu nedenle frsat yerleimleri nedeniyle pa
tikalar ve toprak yollar boyunca geliigzel dizilmilerdir. o
unun ii arpc derecede plaktr. Aslnda genellikle hemen
hemen hoturlar - iinde sadece bir yatak veya yalnz bir masa
ve birka sandalye olan geni boluklar. ounun sahiplerinin
sermayesi yapnn kendisinde ve zerinde kurulduu an pa
hal arsada gmlmtr ve su, elektrik gibi hizmetlerin yok
luu yaplabilecekleri snrlar: burada akisli havuzlar ve arka
sndan aydnlatmal divanlar yoktur. Gsteri iin gerekletii
yer d duvarlardr. Bu evlerin neredeyse tamam cafcafl bir
ekilde birbirine karm cesur, asli renklerle -krmzlar, sar
lar, yeiller, maviler ve hatta bazen morlar, oranjlar ve pembe
ler- boyanmtr (ya da en azndan kararnameye kadar yley
di) . ou, bazlar hallardan, kumalardan, mleklerden ve
deri ilemelerinden alnm geleneksel motiflere dayanan fi
grlerle bazlar geleneksel sihirli resimlerle (Fatma'nn eli,
falc figrleri, Allah'n ad, hatta zenli kaligrafiyle yazlm fa
tiha suresinin tamam), bazlar, Berberi kadnlar arasnda e
hirlilerin peesinin yerini alan yz dvmelerinden tretilmi
kabile iaretleriyle, genellikle batan aa, karmak bir ekil
de sslenirdi.23 Dierleriyse, insanlarn sylediklerine gre r
yalarnda grdkleri orijinal icatlard.
Bu aaal cepheler (drt duvarl olduklar iin belki de zarf
demek daha doru olur) iin kullanlan ortak terim, uzun za
mandr Fasl kabilelerin at ve gsterileri iin de kullanlan
Franszca fantasia'dr - bu gsteriler gibi cepheler de bireysel
gcn sergilenmesidirler. Cepheler, onlar reten yeni Sefro
ulular dahil herkesin farkettii gibi beyanatlar, iddialar, ilanlar,
argmanlar, taleplerdirler. Benzer bir ekilde, cephelerin mede-
1 96
Sefrou'da en hayret verici eylerden biri, Orta Atlas'nn he
men ucunda olmasna ramen ime suyunun ktldr. Bu
gerek, gzlem yapan kiiyi aknlk iinde bir dolu soruyu
cevaplamak durumunda brakan paradokslardan biridir. . .
Burada bu mektubun, Bni Seffar semtinde yaayan aileler
adna atmz konusuna ulayoruz; bu insanlar ime suyu
problemiyle ilgilenilmesini ve yaklak 2500 insann ihtiyac
nn karlanmasn rica ediyorlar.
Bu semtin, sakinlerinin sabahn erken saatlerinde cmertli
inden birka damla olsun koparmak iin bana kotuklar
bir tek kayna var.
Burada uzun sralardan, uzun beklemelerden, srada bekle
yen insanlar arasnda kan kavgalardan bahsetmiyoruz . . .
Sakinlerin istedii, ime suyuna erime imkannn ayrm
yaplmadan herkese verilmesidir; bunu datmdan sorumlu
insanlarn belirli taraflar [ partileri, gruplar] kayrdn gr
dmz iin sylyoruz. Bu, su elde etme nceliini baz sa
kinlere verip bazlarna vermemelerinden ak bir ekilde or
taya kmaktadr.
Semtin sakinleri, seim kampanyalarndan bol bol sz ve
ren [Sosyalistlere kar] belediye konseyi yelerinden, bu ay
rmcl brakmalarn ve btn sakinleri eit grmelerini, u
grupla bu grubu ayr tutmamalarn, genelin karlarnn
nda hizmet etmelerini diliyorlar.
Bu aciz insanlarn istedii insan haklarnn en basitinden
fazlas deil; sadece susuzluklarn dindirecek biraz su, bunu
elde ettikten sonra da kimseyi rahatsz [ tehdit] etmeyecekler,
sadece su istiyorlar . . ! ?
.
1 97
rou'da slami ehre ne olduu, Pare'de slami eitime ne oldu
u gibi, hem bu iki yerde hem de baka yerlerde "slam"a ne
olduudur. Tanmm kaybetmekte ve enerji kazanmaktadr.
199
oktan ortadan kaybolmu filleri yeniden kurmaya almak.
"Gerein ardndan" ikili bir kelime oyunu, birebir anlamn
stnde iki mecazi dntr. Birebir anlam dzleminde, ger
ekler aramak anlamna gelir, benim, tabii ki, "gerekte" yap
tm ey. tk dnte, ex-post yorum, antropologlarn uzla
maya mahkum olduu, ileri doru yaanan, geriye doru anla
nan olaylarn anlalabilecei ana yol (belki de tek yol). lkinci
(ve daha da problemli) dnte ampirik gerekliin post-pozi
tivist eletirisi, "gerek" sznn kendisini ok hassas bir me
sele yapan gerekliin ve bilginin basit tekabl teorilerinden
uzaklama anlamna gelir. Bu kadar farkl insanlar arasnda,
bu kadar deiik zamanlar zerinde yaplan bu kadar belirsiz
bir srekte gven veya sona erme hissi, hatta ardnda oluna
nn ne olduunun bilindiiyle ilgili bir his yoktur. Ama bir ha
yat sarfetmenin mkemmel, ilgin, mitsiz, ie yarar ve e
lenceli bir yoludur.
200
lifford Geertz, Islamiyet zerine yapt incelemeler
c
vesilesiyle Anglo-Sakson akademi dnyasnda ok
farkl bir eser. Bir bakma, btn bu almalardan szlen bir muha
belki daha doru. Zira "bulgu" ve "bilgi"den yana da zengin bir kitap
rnmmiil
i LETiiM 764
ARATIRMA
iNCELEME 1 1 8
9 789754 709407