You are on page 1of 193

GSTERGEBLMSEL SERVEN

Roland Barthes, Fransz denemecisi, eletirmeni ve gster-


gebilimcisi (Cherbourg, 1915-Paris, 1980). Sorbonne'da re
nim grd, C.N.R.S.'de (Bilimsel Aratrma Ulusal Merkezi)
alt, Ecole Pratique des Hautes Etudes'de ve Collge de
France'da gstergebilim dersleri verdi.
XX. yzyln byk dnce ve yaz ustalarndan Roland
Barthes, yeni eletiri anlaynn, anlat zmleme yntemi
nin, gstergebilimin ve metin kuramnn nclerinden biri
olmann yan sra, btn yaam boyunca, haz duyarak oku-
ma'y (zmleme) ve haz duyarak yazma'y (metin retme)
ama edindiinden, okurlanna, rencilerine ve konferans
lardaki dinleyenlerine ayn lde tad vermeyi bilmi ben
zersiz bir zne'dir.
Balca yapdan: Le degr zro de l'criture (Yaznn Sfr De
recesi) [1953]; Michelet [1954]; Mythologies (Mitler) [1957];
Sur Racine (Racine stne) [1963]; Essais critiques (Eletiri
Denemeleri) [1964]; Critique et vrit (Eletiri ve Gerek)
[1966]; Systme de la mode (Modann Dizgesi) [1967]; L'Empi
re des signes (Gstergeler mparatorluu) [1970]; SIZ [1970];
Sade, Fourier, Loyola [1971]; Nouveaux essais critiques (Yeni
Eletiri Denemeleri) [Le degr zro de l'criture ile birlikte,
1972]; Le plaisir du texte (Metnin Verdii Haz) [1973]; Roland
Barthes par Roland Barthes (Roland Barthes Roland Barthes'i
Anlatyor) [1975]; Fragments d'un discours amoureux (Bir Ak
Syleminden Paralar) [1977]; Leon (Ders) [1978]; Sollers
crivain (Yazar Sollers) [1979]; La chambre claire (Aydnlk
Oda) [1980]; Le grain de la voix [konumalar, .s., 1981];
Littrature et ralit (Yazn ve Gereklik) [bakalanyla birlik
te, .s. 1982]; L'Obvie et l'Obtus. Essais critiques IH [(.s.,
1982]; Le bruissement de la langue. Essais critiques IV (Dilin H
rts. Eletiri Denemeleri IV) [.s., 1984]; L'aventure
smiologique (Gstergebilimsel Serven) [.s., 1985]; Inci
dents [.s., 1987]; La Tour Eiffel (Eyfel Kulesi) [A. Martin ile
birlikte, .s., 1989].
ROLAND BARTHES

GSTERGEBLMSEL
SERVEN

EVRENLER:
M EH M ET RFAT - SEM A RIFAT

YAPI NT KRED
YAYINLARI///
Cogito -12
ISBN 975-363-131-6

Gstergebilimsel Serven / Roland Barthes


Bu kitaptaki metinlerin secimi
Lanenhrt sAnioicgifue
temel alnarak M. Rifat tarafndan yaplm dir.
evirenler Mehmet Rifat Sema Rifat

O Yap Kredi Yaynlan Ltd. ti., 1993


Trke evirinin tm yayn haklan sakldr.
Tantm iin yaplacak lasa alntlar dnda
yaym ann yazh izni olmakszn
hibir yolla oaltlamaz.
1. Bask: 1500 adet
stanbul, Mays 1993

stiklal Caddesi, No: 285-287 Kat: 5 B Blok


Beyolu 80050 stanbul
Telefon: 293 08 24 (4 hat) Faks: 293 07 23

Dizi Editr: Vedat orlu


Kapak Dzeni: Mehmet Ulusel
Ofset H a z rlk: N ahide Dikel
Bask: efik Matbaas
NDEKLER

Roland Barthes ve Gstergebilimsel Serven stne 7

Gstergebilimsel Serven 11

I
LKELER

Gstergebilim lkeleri 19
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 83
Anlatnn Yapsal zmlemesi 117
Eylem Dizileri 129
Metinsel zmleme 139

II
ALANLAR

Saussure, Gsterge, Demokrasi 147


Anlamn Mutfa 153
Reklam Bildirisi 157
Nesnenin Anlambilimi 163
Gstergebilim ve ehircilik 173
Gstergebilim ve Tp 183
Roland Barthes
ve
Gstergebilimsel Serven stne

Gstergebilimsel Serven nl Fransz dnce ve yaz ustas Roland


Barths'in (Cherbourg, 1915-Paris, 1980) 1963-1974 yllar arasnda,
zellikle seminerleri ve konferanslar iin yazm olduu ve daha ok
gstergebilimsel aratrmalarnn sonularn ieren metinleri kapsyor.
Onbir yllk bir sre iinde deiik dergilerde ve kitaplarda yaymlanan bu
metinler R. Barthes'n gstergebilimi (Franszca smiologie)' dizgelelir-
me abalarn, deiik alanlara yaklam biimlerini ve zmleme ynte
mi konusunda ortaya att ilke ve kavramlar sergiliyor.
Biz bu metinleri seerken, Fransa'da R. Barthes'n lmnden sonra
yaymlanm olan L'aventure smiologique (1985)2 adl derlemeyi temel
almakla birlikte, ayr bir yaz seimi yaptk ve ayri bir dzenlemeye gittik.
R. Barthes'n kendi gstergebilim serveninin deiik aamalarn
belirledii "Gstergebilimsel Serven" balkl yaznn3 ardndan iki ana
blm ayrt ettik: I. lkeler; \\. Alanlar.4
lkeler blmnde gstergebilimin temel ilke, kavram ve yntemle
rini sunan ve 1964-1973 yllar arasnda gerekletirilmi olan be yazy
biraraya getirdik: "Gstergebilim lkeleri"; "Anlatlarn Yapsal zmle
mesine Giri"; "Anlatnn Yapsal zmlemesi"; "Eylem Dizileri"; "Me-
tinsel zmleme".
Derlememizin bu birinci blmnde yer alan ve gstergebilim tari
hinde nemli bir yer tutan "Gstergebilim lkeleri "ni ("Elments de
smiologie") R. Barthes ilk kez 1964'te Communications dergisinin 4. sa
ysnda yaymlad. Ayn almay 1965'te bu kez gzden geirilmi, d
zeltilmi, yeni bir giri blm ve kaynaka eklenmi olarak Gonthier ya
ynlarnda e degr zro de l'criture adl yaptyla birlikte bastrd. Bu
inceleme yazs 1985'te de L'aventure smiologique'te yer ald.5 Sz ko-
8 Gstergebilimsel Serven

nusu metnin talyanca ve ngilizce evirilerinin6 1965'teki ikinci baskdan


yapldn da dikkate alarak evirimizi 1965 basksndan gerekletirdik.7
ilkeler blmnn ikinci yazs olan "Anlatlarn Yapsal zmle
mesine Giri" ("Introduction l'analyse structurale des rcits") ise ilk kez
1966'da Communications dergisinin 8. saysnda kt. Ayn inceleme da
ha sonraki yllarda kitapta daha yer ald: Potique du rcit ("Points"
dizisi, 1977); L'analyse structurale du rcit, Communications, 8
("Points" dizisi, 1981); L aventure smiologique (1985).
Metin zmleme yntemleri konusunda alan baka bilim adam
larnn (A J. Greimas, Cl. Bremond, U. Eco, J. Gritti, V. Morin, Ch. Metz,
T. Todorov, G. Genette) incelemeleriyle birlikte yaymlanan ve bu incele
melere bir giri niteliinde olan "Anlatlarn Yapsal zmlemesine Gi
ri"!, drt ayr basky karlatrarak dilimize evirdik8, basklar arasnda
ki farkllktan da dipnotlarda belirttik.
"Anlatnn Yapsal zmlemesi" ile "Metinsel zmleme" balk
l metinlerse, R. Barthes'n 1969 ve 1973 yllar arasnda gerekletirdii
iki zmleme yazsnn giri blmlerinden alnm kuramsal nitelikli
metinlerdir ve R. Barthes'n zmleme anlayndaki iki deiik yakla
mn ilkelerini kapsamaktadr.9
lkeler blmnde yer alan "Eylem Dizileri" ise nce ngilizce ola
rak km bir inceleme yazsnn ("Action Sequences")10 Franszca'da
"Les suites d'actions" balyla yaymlanm metninin evirisidir.11
Gstergebilimsel Servenin Alanlar balkl II. blmndeyse, R.
Barthes'n 1963-1972 yllar arasnda deiik alanlara ynelik olarak sr
drd gstergebilimsel aratrmalarn, bu alanlara yaklam biimlerini
sergileyen alt yaz yer alyor: "Saussure, Gsterge, Demokrasi"; "Anla
mn Mutfa"; "Reklam Bildirisi"; "Nesnenin Anlambilimi"; "Gstergebi-
lim ve ehircilik"; "Gstergebilim ve Tp"12
Gstergebilimsel Servende yer alan oniki yaznn balklarnn
Franszca'lar her metnin giriinde dipnot olarak belirtilmi, yazlarn ilk
kez ne zaman ve nerede yaymland da her evirinin sonunda gsteril
mitir.
R. Barthes'n yazlarnda kendi verdii dipnotlar, her metnin sonun
da "Notlar" bal altnda toplanm, evirmenlerin notlarysa yldz (*)
iaretiyle belirtilerek sayfa altlarnda verilmitir.
Metinlerin evirisinde, ulaabildiimiz btn farkl Franszca bask
larn, bu arada "Gstergebilim lkeleri" iin de talyanca ve ngilizce evi
rilerin karlatrlmas yaplm, farkl basklardaki nemli deiiklikler
gerekli aklamalar biiminde dipnotlarda belirtilmitir. Ayrca, R. Bar-
thes'n gnderme yapt yazlarn sonradan kitaplam olanlarysa keli
ayra iinde yaynevi, yayn yl, vb. ile birlikte gsterilmitir.
Gstergebilimsel Serven stne 9
Gstergebilimsel Serven'i evirirken, R. Barthes'n Franszca'ya
ilikin olarak verdii rnekler, olanakl durumlarda Trkeletirilmi ve
bu ilemin gerekli kld dzenlemeler de yaplmtr.
R. Barthes'n gstergebilim, dilbilim, anlambilim ve anlat zmle
mesine ilikin olarak kulland terimleri, Trke'de retilmi ya da retti
imiz "saydam" terimlerle karlamaya altk. Ama bu arada, Trke'de
ok dar bir evre dnda yaygnlk kazanmam, "saydam" olmayan ve il
gili aratrmaclar arasnda da tartmalara yol aan baz terimsel karlk
nerilerine de evirimizde yer vermekten kandk.
Fransz dilinin ve kltrnn yetitirdii byk dnce ve yaz us
talarndan biri olan R. Barthes'n bu kitapta okuyacanz metinlerdeki
gstergebilim ve anlat zmlemesine ilikin yarg ve gzlemlerini, bu
bilimsel etkinliklerin henz kurulu aamasnda olduu 1960'l yllara ve
1970'!i yllarn balarna gre deerlendirmek gerektiini zellikle belirt
mek isteriz. nk, o yllarda R. Barthes'n henz kurulmakta olan bir bi
lim dal biiminde ele ald ve hem kuruluuna hem de gelimesine b
yk katklarda bulunduu gstergebilim (ve anlat zmlemesi), zellik
le 1970'li yllardan balayarak kuramsal tasarsn byk lde gerek
letirmi ve bugn artk snrlarnn nereye kadar uzanacan tartma
aamasna gelmitir.

Mehmet Rifat
stanbul, 1993

Notlar
1. R. Barthes bu bilim daln Franszca'da smiotique olarak deil de smiologie olarak
adlandrr.
2. Paris, Seuil.
3. R. Barthes'n talya'da verdii bir konferans iin hazrlad bu metin ilkin 7 Haziran
1974 tarihli Le Monde gazetesinde, ardndan da 1985te L 'aventure smiologique'le ya
ymland.
4. Bu blm ballklarn L'aventure smiologique^1985) adl derlemenin dzeninden esin
lenerek kullandk. L'aventure smiologique,ayn balkl yaznn ardndan blme
ayrlm: lkeler; Alanlar; zmlemeler. Biz bu Franszca derlemenin lkeler bl
mnde yer alan ve eski szbilimin (retorik) kavramlarn aklayan "L'ancienne
rhtorique. Aide-mmoire'i (1. bask Communications, say 16, 1970) ada gslerge-
bilimle dorudan bir bants olmad iin derlememize almadk. Ayrca derlememiz
deki lkeler blmnde, L aventure smiologiquin zmlemeler blmnde yer
alan zmleme yazsndan ikisinin kuramsal nitelikli giri blmlerini aldk: "Anla
tnn Yapsal zmlemesi" ve "Metinse! zmleme" balklaryla. zmleme uygu
lamalarn Franszca metinler stnde alld iin dilimize evirmedik. Alanlar ba
l altnda topladmz alt yaz ise L'aventure smiologique'le de ayn blm bal
altnda yer alyor. Franszca ayn balkl blmde yer alan ve Lvi - Slrauss'un iki kita
10 Gstergebilimsel Serven

bini inceleyen yazy ("Sociologie el socio-logique. A propos de deux ouvrages rcents


de Claude Lvi - Strauss") da daha ok Lvi - Strauss'un yaklamn deerlendirdii
iin dilimize aktarmadk.
5. Bu 1985 basksnda, hem 1964 hem de 1965 basklarna gre baz deiikliklere gidil
mi, ama sz konusu deiikliklerin daha nce yazarn kendisi tarafndan m, yoksa son
radan yayna tarafndan m yapld belirtilmemitir. Biz evirimizde, 1985 basksn
daki deiiklikleri ve btn basklar arasndaki farklar dipnotlar biiminde belirttik.
6. talyanca evirisi: Elementi di semiologia (Torino, Einaudi, 1966; 2. bask 1976); ngi
lizce evirisi: Elments o f semiology (New York, Hill and Wang; 1. bask 1968, 2. bas
k 1977).
7. Gstergebilim lkeleri daha nce Trke'de iki kez yaymland: 1964'teki ilk basksn
rnek alarak yaptmz eviri (B. Vardar ile birlikte; Ankara, Kltr Bakanl yay.,
1979) ile geniletilmi ve gzden geirilmi 1965 basksn rnek alarak yaptmz e
viri (S. Rifat ile birlikte; stanbul, Szce yay., 1986). imdi burada sunduumuz nc
ve yeni eviride (yine 1965 basks rnek alnd) talyanca ve ngilizce evirilerden de
yararlandk, anlatmn yan sra terimleri de btnyle gzden geirdik.
8. "Anlat lann Yapsal zmlemesine Giri" daha nce Trke'de yaymland: 1977'deki
ikinci basky temel alarak yapm olduumuz bu eviri (S. Rifat ile birlikte) 1988'de
kt (stanbul, Gerek yay.).
9. "Anlatnn Yapsal zmlemesi", ilkin Recherches de sciences religieuses'de (58,
1970) ardndan hem Exgse et hermneutique (1969'daki Chantilly Kolokyumu'nun
metinleri, Paris, Seuil, 1971) adl ortak yaptta hem de L'aventure smiologique'te
(1985) yaymlanan "L'analyse structurale du rcit. A Propos d'Actes 10-11" balkl ya
znn giri blmnden dilimize aktarlmtr. (Bkz. L aventure smiologique, a.g.y., s.
290-300).
"Metinsel zmleme" ise ilkin Smiotique narrative et textuelle (Paris, Larousse,
1973) adl ortak yaptta, ardndan da L'aventure smiotogique'le (1985) yaymlanan
"Analyse textuelle d'un conte d'Edgar Poe"nun giri blmnn evirisidir. (Bkz.
Smiotique narrative et textuelle, a.g.y., s. 29-32; ve L aventure smiologique, a.g.y. s.
329-333.)
L'aventure smiologique'in zmlemeler blmnde yer alan ve daha nce 1972 y
lnda Analyse structurale et Exgse bibliquele yaymlanm olan "La lutte avec l'ange:
analyse textuelle de Gense 32. 23-33" balkl zmleme yazsn ise dilimize aktar
madk.
10. Patterns o f Literary Stylede, yaymlayan Joseph Strelka, The Pennsylvania State Uni-
versily Press, 1971.
11. Bkz. L'aventure smiologique, a.g.y., s. 207-217.
12. Bu alt yaz sonradan L'aventure smiologique'ie Alanlar bal altnda R. Barthes'n
Lvi-Strauss'un iki yaptn inceledii bir baka yazsyla birlikte biraraya getirilmitir
(Bkz. L'aventure smiologique, a.g.y., s. 219-283.)
Gstergebilimsel Serven*

Birka gn nce bir kz renci gelip beni buldu ve bir nc evrim


doktoras** yapmay amaladn syledi; stnde almak istedii ko
nuyu da olduka ironik ama hi de dmanca olmayan bir hava iinde
nerdi: Gstergebilimin deolojik Eletirisi.
Bana gre, "sahnelenen bu kk olay"da gstergebilimin konumu
nu ve yakn tarihini belirlememizi salayabilecek btn eler var:
Bir kere burada nce, gerici bir bilim dal ya da en azndan ideo
lojik balanmaya kar ilgisiz bir bilim dal olarak ilan edilmi gstergebi-
lime yaplan ideolojik, bir baka deyile siyasal eletiriyi buluyoruz: Ya
psalcl, tpk yakn zamanlarda (hatta burada, talya'da bile) Yeni Ro-
man'a yaptklar gibi, yanl anmsamyorsam, teknokrasinin, hatta De
Gaulle'cln ibirlikisi bir bilim dal olmakla sulamadlar m?
Ardndan, bu kz rencinin konutuu kiinin, kesinlikle "de-
monte edilmesi" (Franszca'daki dmonter szcnn ikili anlamyla:
analyser "ayrtrmak", "paralara ayrmak" ve dsaronner "birini [at
tan] drmek", "g duruma drmek") amalanan u gstergebilimin
temsilcilerinden biri olduu dncesini buluyoruz karmdakinin o
hafif ironisi de buradan kaynaklanyordu: Konuyu nermekle beni kkr
tyordu (bu sahnenin psikanaliz asndan yorumu stnde durmuyorum);
Son olarak, bana ykledii neredeyse resmi denebilecek gster-
gebilimci rolnde, belli bir sarsnt, belli bir ikiyzllk, belli bir gster
gebilimsel sadakatsizliin var olduu sezgisini buluyoruz; sadakatsizlik,
belki de parodili bir biimde, bu rencinin konutuu adam, hem gs-
tergebilim iinde hem de dnda biri yapabilirdi: Entelektel cilvelere
dolu bu sahnenin de bende brakt bir eit yzeysel dostluk (ama belki
de yanlmmdr) ans buradan kaynaklanyor.
* Franszca's: "L'aventure smiologique". (. N.)
** Fransa'da 1984'ten nce yrrlkte olan doktoralardan biri: "Doctorat de troisime
cycle". (.N.)
12 Gstergebilimsel Serven

Bu kk psikodram besleyen sorunlar ele almadan nce, gsterge-


bilimi (ve de yapsalcl) temsil etmediimi sylemem gerekir: Dnya
da hi kimse bir dnceyi, bir inanc, bir yntemi temsil edemez, hele
yazan biri hi temsil edemez, nk onun belli bir seme sonucu benim
sedii uygulama, ne konumadr (sz) ne de yazmadr, ama yaz'dr.
Aydn toplumu sizi kendi istei dorultusunda, kendi gereksinimine
gre yourabilir; bu, toplumsal oyun'un bir biiminden baka bir ey de
ildir, ama ben kendimi bir imaj olarak, gstergebilimin imago'su olarak
yaayamam. Ben bu imago'ya gre ikili bir durumdaym: Yatkn olma
durumunda ve kama durumunda:
Bir yandan, gstergebilimcilerin arasna katlmaktan baka bir
ey istemem; onlarla birlikte, onlara saldranlara (tinselciler, dirimselciler,
tarihselciler, kendiliindenciler, kar-biimciler, arkeomarksistler, vb.)
karlk vermeye can atarm. Bu dayanma duygusunu, iimde hibir
fraksiyonist itki duymadm lde daha kolaylkla benimserim: Fraksi-
yonizmde benimsenen kural gerei, yakn olduum kiilere kar kmak
(dman kardeler miti konusunda Freud tarafndan ok iyi incelenmi
olan narsisizm itkisi) bana hi de ilgi ekici gelmez; ama, te yandan,
gstergebilim benim iin bir dava deildir; bana gre, kendi kiiliimle
zdeletirdiim bir bilim, bir bilim dal, bir okul, bir hareket deildir
(ona bir ad vermeyi kabul etmek de zaten fazlasyla yeterlidir; her ne
olursa olsun, bana gre, her an iin caylabilecek bir addr bu).
Peki, nedir yleyse bana gre Gstergebilim? Bir servendir, yani
bama gelen eydir (Gsterenden bana gelen eydir).
Bu serven kiiseldir ama znel deildir, nk burada sahnelenen,
znenin yer deitirmesidir, anlatmn deil. te, bu serven de benim
iin evrede geliti.

1. Birinci evre hayranlk evresiydi. Dil ya da daha kesin konum


gerekirse sylem, ilk kitabm Le degr zro de l'criture'den (Yaznn
Sfr Derecesi) balayarak almamn deimez konusu oldu. 1956'da, t
ketim toplumunun bir eit mitlerle ilgili gerecini toplam, Nadeau'nun
dergisi Les Lettres nouvelles'e, Mythologies (Mitler) ad altnda vermi
tim. Saussure' ilk olarak o sralarda okumutum, okuduktan sonra da
gzlerim u umutla kamamt: Kk-burjuva mitlerinin geersizliinin
aklanmasna, sanki durduu yerde kendi kendini aa vurmaktan baka
bir ey yapmayan bu aklamaya bilimsel olarak gelime olana verilme
si. Bu olanak, gstergebilimdi ya da anlam srelerinin ayrntl inceleme-
siydi; burjuvazi anlam sreleri sayesinde, kendi tarihsel snf kltrn
evrensel nitelikli doal olana dntryordu. Gstergebilim bu aamada
bana gelecei, program ve abalan asndan ideolojik eletirinin temel
Gstergebilimsel Serven 13

yntemiymi gibi geldi. Bu gz kamamasn ve umudu Mythologies'nin -


sonsznde anlatmtm; bu metin bilimsel adan belki eskimitir ama
esenlikli bir metindir, nk entelektel balanmaya bir zmleme arac
salayarak kayglarn gidermi, anlam incelemesini de ona siyasal bir
nem kazandrarak sorumlu klmtr.
Gstergebilim, 1956'dan bu yana gelime gsterdi; tarihi, bir bakma
hzla srklendi. Ama ben una inandm: Her ideolojik eletiri, eer ge
rekli olduunu srekli yineleyip durmaktan kurtulmak istiyorsa, gsterge
bilimsel olmak zorundadr ve zaten ancak gstergebilimsel olabilir: Gs-
tergebilimin ideolojik ieriinin incelenmesi, az nce szn ettiimiz kz
rencinin ileri srd gibi henz ancak gstergebilimsel yollarla ger
ekletirilebilir.

2. kinci evre, bilim evresi ya da en azndan bilimsellik evresi old


1957den 1%3'e kadar, son derece anlam ykl bir nesnenin, Moda giysi
sinin gstergebilimsel adan incelemesini yapmaya alyordum. Bu a
lmann amac ok kiiseldi, ile ektiriciydi diyebilirim: Bilinen ama o
ana kadar incelemesi yaplmam bir dilin dilbilgisini ok zenli bir bi
imde yeniden oluturmak sz konusuydu. Bu almann nankr bir a
lma olabilecei benim amdan o kadar da nemli deildi, zevkime gre
nemli olan, bunu yapmak, bu ii gerekletirmekti.
Ayn zamanda, bir gstergebilim retimi tasarlamaya da girimi,
bunu da Elments de smiologie' y le (Gstergebilim tikeleri)* yapmaya
almtm.
Benim almalarmn yan sra, gstergeler bilimi, oluumunu ta
mamlyor ve her aratrmacnn (burada zellikle dostlarm ve arkadala
rm Greimas ve Eco'yu dnyorum) kendine zg kkenine, gelimesi
ne ve bamszlna gre ilerleme gsteriyordu. Jakobson ve Benveniste
gibi byk aabeylerle, Bremond ve Metz gibi daha gen aratrmaclarla
balantlar salanm, Bir Dernek ve bir Uluslararas Gstergebilim
Dergisi de kurulmutu.
Bana gre almann bu dnemine egemen olan ey, sanrm, gs-
tergebilimi bir bilim olarak kurma tasarsndan ok, bir Sistematik uygu
lama zevkiydi. Snflandrma etkinliinde, Sade ve Fourier gibi byk s-
nflandrmaclarn da kaplm olduklar bir eit yaratc sarholuk vardr.
Bilimsel evresi iinde de gstergebilim bu sarholuk oldu benim iin: Ye
ni yeni dizgeler, oyunlar kuruyor, oluturuyordum.** Ben yalnzca zevk
* Bu incelemenin Trke evirisi iin bkz. ilerde s. 19. (.N.)
' R. Barthes burada reconstituer fiilinin yan sra bir de bricoler (ufak lefek onarm ileri
yapmak) fiilini kullanyor ve ayra iinde "bu deyime daha sl dzeyde bir anlam veri
yorum diyor. Biz szc halama gre dilimize aklardk. (.N.)
14 Gstergebilimsel Serven

iin kitap yazdm: Dizge zevki bende Bilim'in stbeni yerine geiyordu.
Bu da, daha imdiden bu servenin nc evresini hazrlamak demekti:
Sonunda, nemsiz (Nietzsche'nin deyiiyle adiaforik) bilime kar ilgisiz
kalarak, Gsteren'e, Metin'e "zevk" yoluyla girdim.

3. nc evre gerekten de Metin evresidir.


evremde sylem dokular oluuyordu: Bunlar nyarglar yerinden
oynatyor, kesinliklere glge dryor, yeni kavramlar ne sryordu:
Lvi-Strauss sayesinde kefedilen Propp, gstergebilimin ciddi bir
biimde yaznsal bir nesneye, anlatya ulamasna olanak veriyordu;
Julia Kristeva, gstergebilimin grnmn iyice deitirerek, bana
kiisel olarak ve zellikle paragramatizm ve metinleraras ilikiler kav
ramlarn sunuyordu;
Derrida, gsterilenlerin gerilemesi, yaplarn merkezinin kaymasn
ngerek olarak ileri srerek, gsterge kavramnn kendisini de yerinden
oynatyordu;
Foucault gstergeye, gerilerde kalm tarihsel bir yer vererek ona
ynelik eletiriyi daha da younlatryordu;
Lacan, bizlere znenin paralanmasyla ilgili btnlenmi bir kuram
sunuyordu; bu kuram olmadan bilim, iinde bulunup konutuu yer hak
knda kr ve sar kalmaya mahkumdu;
Son olarak Tel Quel*, btn bu deiimleri, diyalektik materyaliz
min marksist alan iine yeniden yerletirme giriimini, gnmzde bile
hl tuhaf karlanan giriimi, balatyordu.
Bana gre bu dnem kabaca Introduction l'analyse structurale des
rcits (Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri)** [1966] ve S/Z [1970]
arasnda yer alr. kinci alma, yapsal rneke'den (model) vazgeme
ve sonsuz derecede farkl Metin klgsna (pratik) bavurmakla, bir bak
ma birinci almay yadsr.
Peki yleyse nedir Metin? Bu soruyu bir tanm vererek yantlamaya
cam, nk byle yapmak gsterilenin iine dmek demek olur.
Metin, bu szce vermeye altmz modern, gncel anlamyla
temel olarak yaznsal yapttan ayrlr:
Estetik bir rn deil, anlam aktarc bir klgdr;
bir yap deil, bir yaplanmadr;
bir nesne deil, bir alma ve bir oyundur;
aranp bulunmas sz konusu olan bir anlamla ykl kapal bir gs-
* 1960'ta Philippe Sollers tarafndan kurulan dergi ve o yllarda bu dergi evresinde bira-
raya gelenlerin (J. Hissel, D. Roche, J. Thibaudeau, J. Kristeva, R. Barlhes, vb.) olu
turduu topluluk. (.N.)
** Bu incelemenin Trke evirisi iin bkz. ilerde s. 83. (.N.)
Gstergebilimsel Serven 15
tergeier btn deil, hareket halindeki izlerden olumu bir oylumdur;
Metin aamas, anlam(lama) deil ama terimin gstergebilimsel ve
psikanalilik anlamyla Gsteren'dir;
Metin, eski yaznsal yapt kavramnn snrn aar; szgelimi bir Ya
am Metni vardr (ben de buna Japonya konusunda gerekletirdiim bir
yazyla girdim).

imdi bakalm bu gstergebilim deneyimi yani umut, Bilim, Me


tin bende bugn varlklarn hangi biimde koruyorlar?
Aznn tadn bilen yemek dkn kral Louis XVIII, asna pir
zolalar birbiri stne koydurup piirtir, sonra da yalnzca hepsinin suyu
nu ekmi olan en alttaki paray yerdi. Ayn biimde, benim gstergebi
limsel servenimin u an'nn da, ncekilerin zn ekmesini, filtrenin
dokusunun da, tpk kraln pirzolalar gibi, filtreden geirilecek zdekle
ayn olmasn isterim, tpk gsterilenin gsteren olmas gibi. Dolaysyla
benim imdiki almamda, bu gstergebilimsel servenin btn gemii
ni harekele geirmi olan itkilerin bulunup ortaya karlmasn isterim:
Gl bir aratrmaclar topluluuna katlma isteimi ve siyasal ile gster
gebilimsel olann salam bir biimde benimsenmesine olan ballm.
Bununla birlikte, bu iki miras ben bugn ancak, onlara hangi dei
iklii getirdiimi syleyerek kabul edebilirim:
birinci noktayla ilgili olarak (yani Gstergebilimin bilimsellii
konusunda) bugn gstergebilimin dpedz bir bilim olduuna, pozitif bir
bilim olduuna u nemli nedenden dolay inanamam ve byle olmasn
da istemem: Bu neden, kendi z sylemini tartma konusu yapmann
gstergebilime ye belki de btn insan bilimleri arasnda gnmzde yal
nzca gstergebilime dyor olmasdr. Gstergebilim, dilyetisinin, dil-
yetilerinin bilimi olarak, kendi dilyetisini bir veri, bir saydamlk, bir ara,
ksacas bir stdil olarak kabul edemez. Psikanalizin edinimleri asndan
gl olarak, iinde bulunup konutuu yer hakknda kendi kendini sor
gular; bu sorgulama olmadan da her eit bilim ve her eit ideolojik ele
tiri yetersiz kalr. Gstergebilim iin, znenin, bilimsel bile olsa, kendi
sylemi asndan bir dokunulmazl yoktur (bunun en azndan byle ol
masn ben istiyorum); bir baka deyile, son olarak, bilimin hibir gven
lik alan yoktur ve bu bakmdan kendisini yaz olarak kabul etmek zorun
dadr;
ikinci noktayla ilgli olarak (yani Gstergebilimin ideolojik ba
lanmas konusunda) benim gzmde giriimin ok byk boyutlara ula
tn syleyebilirim: Gstergebilimin incelemeye giriecei ey yalnzca,
Mythologies dneminde olduu gibi, kk-burjuvaziye zg vicdan ra
hatl deil, uygarlmzn simgesel ve anlamsal dizgesidir btnyle.
16 Gstergebilimsel Serven

eriklerin deitirilmesini istemek pek bir ey deildir, zellikle anlamn


dizgesinde gedik ama'y hedeflemek gerekir: Japonya stne yazdm
metinde ilke olarak ileri srdm gibi, Bat'nn kapal dnyasndan k
mak gerekir.
Szlerimi bitirirken bu girile ilgili bir uyarda bulunmak istiyorum:
Bu konumamda hep BEN adln kullandm. Bu birinci kii kukusuz
imgeseldir (terimin psikanalizdeki anlamyla); eer byle olmasayd,
eer itenlik bir tanmama olmasayd, yazmaya hi demezdi o zaman,
konumak yeterli olurdu. Yaz, kesin olarak dilbilgisi kiilerinin ve syle
min kkenlerinin saptanamayacak derecede kart, kaynat, yok ol
duu uzamdr: Yaz, kiinin (yaratcnn) deil de dilin (dilyetisinin) ger
eidir. Bu nedenle yaz her zaman iin szden daha ileriye gider. Burada
olduu gibi, kendi yazsndan sz etmeye raz olmak demek, bir bakas
na, szne gereksinim duyduunu sylemek demektir yalnzca.

talya'da verilen konferansn metni.


Sonradan 7 Haziran 1974 tarihli
Le Monde gazetesinde yaymlanmtr.
I

ilkeler
Gstergebilim lkeleri*

Giri
I. DL VE SZ

1.1. Dilbilimde

1.1.1. Saussure'de
1.1.2. DM
1.1.3 Sz
1.1.4. Dil-Sz diyalektii
1.1.5. Hjelmslev'de
1.1.6. Sorunlar
1.1.7. Kiisel kullanm
1.1.8. ift yaplar

1.2. Gstergebilimsel Bak A lan

1.2.1. Dil, Sz ve insan bilimleri


1.2.2. Giysi
1.2.3. Besin
1.2.4. Otomobil, mobilya
1.2.5. Karmak dizgeler
1.2.6. Sorunlar (I): Dizgelerin kkeni
1.2.7 Sorunlar (11): Dil/Sz bants
* Franszca's: "Elments de smiologie. R. Barthes, ilk kez Communications dergisinin
4. saysnda (1964) yaymlam olduu bu yazsn, 1965'!e Le degr zro de l'criture
adl yaptyla birlikte, gzden geirilmi, diizeltilmi, yeni bir giri yazs ve bir kaynaka
eklenmi olarak Gonthier yaynlarnda bastrd. lmnden sonra yaymlananL'aventu-
re smiologiquleyse (1985) 1964 basks rnek alnd (baz dzeltmelerle). Biz, sz ko
nusu yazy, talyanca ve ngilizce evirilerini de dikkate alarak, 1965'teki 2. basksndan
dilimize aktardk; bu arada, 1. ve 3. basklarla da gerekli karlatrmalar yaptk. (.N.)
20 Gstergebilimsel Serven

II. GSTERLEN VE GSTEREN

II.1. Gsterge

11.1.1 Gstergelerin snflandrlmas


11.1.2. Dilsel gsterge
11.1.3. Biim ve Tz
11.1.4. Gstergebilimsel gsterge

II.2. Gsterilen

11.2.1. Gsterilenin z nitelii


11.2.2. Dilsel gsterilenlerin snflandrlmas
11.2.3. Gstergebilimsel gsterilenler

11.3. Gsteren

11.3.1. Gsterenin z nitelii


11.3.2. Gsterenlerin snflandrlmas

11.4. Anlamlama

11.4.1. Anlamsal ballam


11.4.2. Dilbilimde eyfilik ve nedenlilik
11.4.3. Gstergebilimde keyfilik ve nedenlilik

11.5. Deer

11.5.1. Dilbilimde deer


11.5.2 Eklemleme

III. DZM VE DZGE

III. 1. Dilin ki Ekseni

111.1.1. Dilbilimde dizimsel ve armsal bantlar


111.1.2. Jakobson'da Eretileme ve D zdeinmece
II 1.1.3. Gstergebilimsel bak alar
111.2. Dizim

II1.2.1. Dizim ve Sz
Gstergebilim lkeleri

111.2.2. Kesintili!ik
111.2.3. Deitirim snamas
111.2.4. Dizimsel birimler
111.2.5. Birleimsel zorunluklar
111.2.6. Dizimsel birimlerin zdelii ve aralarndaki uzaklk

III.3. Dizge

111.3.1. Benzerlik ve benzemezlik; ayrlk


111.3.2. Kartlklar
111.3.3. Kartlklarn snflandrlmas
111.3.4. Gstergebilimsel kartlklar
111.3.5. kicilik
111.3.6. Yanszlama
111.3.7. Kuraln inendii durumlar

IV. DZANLAM VE YANANLAM

IV.l. Kaymal dizgeler


IV.2. Yananlam
IV.3. stdil
IV.4. Yananlam ve stdil

Sonu: Gstergebilimsel Aratrma

Gstergebilimsel Dizin

Eletirel Kaynaka

Notlar.
Giri

lk olarak 1916'da yaymlanan Cours de linguistique gnrale'inde (Ge


nel Dilbilim Dersleri) Saussure, genel bir gstergeler biliminin ya da
Gstergebilimin (Fr. Smiologie) varln ilke olarak ileri sryordu;
dilbilim bunun ancak bir blmn oluturacakt. Demek ki, gelecee y
nelik olarak, gstergebilimin konusu, tz ne olursa olsun, snrlar ne
olursa olsun, her trl gstergeler dizgesidir: Grntler, el-kol-ba hare
ketleri, ezgili sesler, nesneler ve trenlerde, protokollerde ya da gsteriler
de grlen bu tzlerin karmaalar, "diller" oluturmasalar da, en azndan
anlamlama dizgeleri olutururlar. Kitle bildiriimlerinin gelimesinin, g
nmzde bu usuz bucaksz anlamlama alanna ok byk bir gncellik
kazandrd kesindir; bu da, dilbilim, bildiriim kuram, biimsel mantk
ve yapsal insanbilim gibi bilim dallarnn baarsnn anlambilim zm
lemesine yeni olanaklar salad bir anda gereklemitir. Gnmzde,
birka aratrmacnn hevesinden deil de modern dnyann tarihinden
kaynaklanan, gstergebilime ynelik srarl bir istek vardr.
Bununla birlikte, her ne kadar Saussure'n dncesi byk gelime
ler gstermise de, gstergebilim, kimliini yava yava bulmaya al
maktadr. Bunun nedeni belki de basittir. Balca gstergebilimciler tara
fndan yeniden ele alnan Saussure, dilbilimin, genel gstergeler biliminin
ancak bir blm olduunu dnyordu. Oysa zamanmzn toplumsal
yaamnda, insan dilinin dnda, belli bir genilikte olan gsterge dizgele
rinin bulunduu hi de kesin deildir. Gstergebilim imdiye kadar yal
nzca trafik kurallar (ulam kodu) gibi inceleme asndan pek fazla ilgi
ekmeyen kodlar ele almtr; gerek bir toplumbilimsel derinlii olan
btnlere geildiindeyse, yeniden dille karlalr. Kukusuz, nesneler,
grntler, davranlar anlam tayabilirler ve bunu ok sk olarak yapar
lar, ama hibir zaman bamsz bir biimde olamaz bu; her gsterge diz
gesi dille karr. Szgelimi grsel tz, kendini dilsel bir bildiriyle destek-
24 Gscergebilimsel Serven

leyerek anlamlarn pekitirir (sinema, reklam, izgi resimler, basn foto


raflar, vb'nde durum byledir); yle ki, grntsel bildirinin hi deilse
bir blm, dil dizgesiyle yapsal bir yineleme ya da yerini alma bants
iindedir. Nesne btnlerine (giysi, besin) gelince, bunlar dizge durumuna
ancak dil araclyla ularlar. Dil bunlarn gsterenlerini dizelgeler bii
minde blmler, gsterilenlerini de kullanmlarna ya da nedenlerine gre
adlandrr: Biz, eskisinden ok daha fazla ve grntlerin her yan sarma
sna karn, bir yaz uygarlyz. Son olarak ok daha genel bir biimde,
gsterilenleri dil dnda varolabilecek bir grntler ya da nesneler diz
gesi tasarlamak giderek daha da g gibi grnmekledir. Bir tzn ne an
lama geldiini alglamak, zorunlu olarak dilin blmlenmesine bavurmak
demektir: Yalnzca adlandrlm anlam vardr; gsterilenler dnyasysa
dilin dnyasndan baka bir ey deildir.
Bylece gstergebilimci balangta her ne kadar dild tzler stn
de alrsa da, ilerledii yol stnde, er ge, dili ("gerek anlamda diPi)
bulacaktr; bu dil de yalnzca rneke olarak deil de bileen, arac ya da
gsterilen olarak kendini ortaya koyacaktr. Bununla birlikte, byle bir dil,
artk tam anlamyla dilbilimcilerin dili de deildir: kinci bir dildir bu; bi
rimleri de, anlambirimler ya da sesbirimler deil ama sylemin daha b
yk paralardr; bunlar, dilin altnda anlam tayan ama hibir zaman
onsuz olamayan nesnelere ya da kk kk olaylara gnderir. Demek
ki, gstergebilim belki de bir te-dilbilimin iinde yerini alacaktr; bu
te-dilbilimin gereleri de kimi zaman mit, anlat, gazete yazs olacak, ki
mi zaman da konuulduklar kadaryla (basnda, tantma ilanlarnda, g
rmede, konumada ve hatta belki de dsel trden i dilde) uygarlm
zn nesneleri olacaktr. Ksacas Saussure'n nerisinin gnn birinde al
tst edileceini daha imdiden kabul etmek gerekir: Dilbilim, ayrcalkl
da olsa, genel gstergeler biliminin bir blm deil, gstergebilim dilbi
limin bir blmdr. Sylemin anlaml byk birimlerini stlenecek olan
da kesin olarak bu blmdr; gnmzde insanbilim, toplumbilim, psika
naliz ve biembilimde anlamlama kavram evresinde srdrlen aratr
malarn birlii de bylece ortaya kacaktr.
Kukusuz bir gn dnm geirmek zorunda kalacak olan gsterge-
bilim, yine de, ncelikle, kurulmasa da, en azndan kendini denemeli, ola
naklarn ve olanakszlklarn aratrmaldr. Bu da ancak hazrlayc
bir aratrmadan kalklarak gerekletirilebilir. Ama bu aratrmann hem
ekingen, hem de gzpek bir nitelik tadn nceden benimsemek ge
rekir: ekingendir, nk gstergebilimsel bilgi, gnmzde dilbilimsel
bilginin ancak bir yknts olabilir; gzpektir, nk bu bilgi, en azn
dan tasar olarak, dild konulara daha imdiden uygulanmak zorundadr.
Burada sunulan lkeler'in, dilbilime dayanarak zmsel kavramlar'
Gstergebilim lkeleri 25
ortaya koymaktan baka bir amac yoktur: nsel olarak bunlarn gster-
gebilimsel aratrmay balatabilecek lde genel nitelikli olduklarn d^
nyoruz. Sz konusu kavramlar bir araya getirirken, bunlarn aratrma
boyunca olduu gibi kalaca grnden yola kmadmz gibi, gster-
gebilimin dilbilimsel rnekeyi her zaman yakndan izlemek zorunda ol
duunu da sylemek istemiyoruz2: Bir terimler btn nerip aklamakla
yetiniyor ve bu terimlerin, anlam aktarc olgularn oluturduu kark y
na geici de olsa bir ilk dzen getirmesini diliyoruz. Ksacas bura
da sorunlar snflandrmaya ilikin bir ilke sz konusudur.
Bu Gstergebilim lkeleri'ni, yapsal dilbilimden kaynaklanan drt
byk'balk altnda toplayacaz: I. Dil ve Sz; II. Gsterilen ve Gste
ren; III. Dizim ve Dizge; IV. Dzanlam ve Yananlam. Grld gibi
bu balklar ikili kartlklar biiminde ortaya kmaktadr. Kavramlarn
ikili kartlklar biiminde snflandrlmasna yapsal dncede sk rast
land sylenebilir3: Sanki, dilbilimcinin stdili, betimledii dizgenin iki
li yapsn deiik bir dzleme indirgeyerek yanstyormu gibi. Bu arada
ada insan bilimlerindeki sylemde, ikili snflandrmann stnln
incelemenin de, kukusuz ok retici olacan belirtelim: Bu bilimlerde
ki snflandrma iyi bilindiinde, amzn dnsel imgeler evreni diye
adlandrabileceimiz eyin kavranmasn kesinlikle salayacaktr.

I. Dil ve Sz

1.1. Dilbilimde

1.1.1. kili Dil/Sz kavram Saussure'de temel kavramdr ve kukusuz ta


rihsel deiimin nedenlerini, syleyi kaymalarnda, kendiliinden ar
mlarda ve rnekseme eyleminde arayan, dolaysyla bir bireysel edim
dilbilimi nitelii tayan daha nceki dilbilime gre byk bir yenilik ola
rak belirmitir. Saussure, bu nl ikili kavram oluturmak iin, dilyetisi-
nin "okbiimli ve karmakark" olma zelliinden yola kt. Dilyetisi
ilk bakta snflandrlamayacak bir gereklik olarak grnr4; hem fizik
sel, fizyolojik ve zihinsel hem de bireysel ve toplumsal olduu iin bu
gereklikte birlik salanamaz. Oysa, sz konusu karmakark yndan
bildiriim iin gerekli uzlamalarn dizgeli btn olan katksz bir top
lumsal konu soyutlanrsa, bu dzensizlik de sona erer. Bu btn, kendisini
oluturan belirtkelerin zdeninden bamszdr ve dil diye adlandrlr;
dil karsnda sz, dilyetisinin yalnzca bireysel kesimini (sesleme, kural
larn uygulanmas ve gstergelerin olas birleimleri) kapsar.
26 Gstergebili msel Serven

1.1.2. Demek ki Dil, bir bakma, dilyetisi eksi Szdr: Hem bir toplumsal
kurumdur, hem de bir deerler dizgesidir. Toplumsal kurum olarak, hibir
birndFbIr edim deildir, her trl nceden tasarlamann dnda kalr;
dilyetisinin toplumsal blmdr. Birey onu tek bana ne yaratabilir, ne
de deitirebilir. z bakmndan, ortaklaa bir szlemedir, bildiriim
kurmak istenirse buna tmyle uymak gerekir; stelik bu toplumsal rn,
kurallar olan bir oyun gibi zerktir, nk, ancak renildikten sonra
kullanlabilir. Deerler dizgesi olarak Dil, her biri, hem bir eye gre ge
erlii olan bir birim, hem de, iinde ayrmsa! olarak, baka ballak
deerlerin yer ald daha geni bir ilevin esi, terimi olan belli sayda
eden oluur. Dil asndan, gsterge madeni bir paraya benzer5: Bu pa
ra, satn alnmasn salad herhangi bir mal iin geerlidir, ama, ayn
zamanda, deeri daha yksek ya da daha dk olan baka paralara gre
de bir deer tar. Kurumsal zellik ve dizgesel zellik birbirine aka
baldr: Dil szlemeye dayanan (bir blmyle keyfi ya da daha doru
su nedensiz) bir deerler dizgesi olduu iin bireyin tek bana yol at
deiikliklere kar direnir, bu nedenle de toplumsal bir kurumdur.

1.1.3 Kurum ve dizge niteliinde olan dilin karsnda Sz, z bakmn


dan, bireysel bir seme ve gerekletirme edimidir; nce "konuan bireyin
kiisel dncesini anlatmak iin dil kodunu kullanabilmesini salayan
birleimlerden (byk boyutlu olan bu sz s sylem diyebiliriz), sonra da
"bu birleimleri da vurmasn salayan zihinsel-fiziksel dzeneklerden
oluur. Szgelimi, seslemenin Dil ile kartrlamayaca kesindir: Bireyin
yksek ya da alak sesle, yava ya da hzl konumas, vb. yznden ne
kurum bozulur, ne de dizge. Szn birleimsel yn kukusuz temel nite
liklidir, nk Szn zde gstergelerin yinelenmesinden olutuu anla
mna gelir: Gstergeler (szlerin sonsuz eitliliine gre birlemelerine
karn), hem bir sylemden brne hem de ayn sylem iinde yinelen
diklerinden, her gsterge Dilin bir esi durumuna gelir. Sz de, z ba
kmndan, birleimsel bir btn olduundan, katksz, bir yaratma deil
de bireysel bir edime denk der.

1.1.4. Dil ve Sz: Kukusuz bu terimlerin her birinin eksiksiz tanm, an


cak, birlemelerini salayan diyalektik olutan kaynaklanr: Szsz dil ol
maz, dilin dnda da sz olmaz. Maurice Merleau-Ponty'nin de belirttii
gibi, gerek dilsel klg, ite bu karlkl ilikide yer alr. V. Brndal da
yle der: "Dil, szn sonsuz bir eitlilikle gerekletirdii salt soyut bir
kendilik, bireylerin stnde yer alan bir kural, temel trlerin oluturduu
bir btndr."6 Demek ki, Dil ve Sz karlkl bir ierme ilikisi iinde
dirler. Dil, bir yandan, "szn kullanlmas yoluyla ayn toplulua bal
Gstergebilim lkeleri 27
t

bireylerde kalm bir hazinedir" ve bireysel izlerden oluan bir btn ol


duundan tek tek bireyler dzleminde eksik kalmas kanlmazdr: Dil
yalnzca "konuan kitle" iinde eksiksiz olarak ortaya kar; bir sz ancak
dilden alnarak kullanlabilir; ama le yandan, dil, ancak, szden hareket
le olanakldr: Tarihsel bakmdan, sz olgular her zaman dil olgularndan
daha nce ortaya kar (dilin evrimini salayan szdr); oluum bakmn-
dansa, dil bireyde, evresindeki szn renilmesiyle belirir (bebeklere
dilbilgisi ve szlk, yani ksaca sylemek gerekirse, dil retimi yapl
maz). Sonu olarak, Dil, szn hem rn, hem aracdr. Demek ki, bura
da gerek bir diyalektik sz konusudur. Hi deilse Saussure iin, bir Sz
dilbilimi olamayaca ortadadr (sra gstergebilimsel bak alarna ge
lindiinde bu olgunun nemi grlecektir). nk her sz, bir bildiriim-
sel olu biiminde kavrand an dil olmutur bile: Ancak Dilin bilimi
olabilir. Bylece, iki sorun hemen ortadan kalkar: Szn dilden nce in
celenmesinin gerekip gerekmediini dnmek bounadr; bunun tersi
olanakszdr: Dilsel zellikleri bakmndan ilk elde yalnzca sz incelene
bilir; ncelikle, dil ile szn birbirinden nasl ayrlacan aratrmak da
bounadr: Yaplacak ilk i bu deildir; ama tam tersine, burada dilbilim
sel (daha sonra da gstergebilimsel) aratrmann z sz konusudur: Dili
szden ayrmak demek, ayn anda anlamla ilgili oluu da ortaya koymak
demektir.

1.1.5. Hjelmslev7, Saussure'n Dil/Sz anlayn sarsmam, yalnzca te


rimleri daha biimsel olarak dzenlemitir. Dilin kendi iinde (burada da
dil, sz ediminin kartdr) Hjelmslev dzlem ayrt eder: 1) Taslak:
Katksz biim olarak dil (Hjelmslev bu dzleme "dizge", "rnek" ya da
"at" adlarndan birini vermeyi de biran dnmtr): Bu, szcn ke
sin anlamyla, Saussure'n "diridir: Szgelimi, bir dizi kartlk iindeki
yeriyle sesbilimsel olarak tanmlanan Franszca r; 2) Kural: zdeksel
biim olarak dil; bu zdeksel biim belli bir toplumsal gereklemeyle da
ha nce tanmlanmtr, ama bu gereklemenin ayrntsndan da bam
szdr: Szgelimi, sylenii ne olursa olsun, szl Franszca'daki r (bura
da yaz dilindeki sz konusu deildir); 3) Kullanm: Belli bir toplumdaki
alkanlklar btn olarak dil: Szgelimi, kimi blgelerdeki r. Sz, kul
lanm, kural ve taslak arasndaki belirleyici bantlar eitlidir: Kural,
kullanm ve sz belirler; kullanm sz belirler, ama onun tarafndan da
belirlenir; taslak ise, hem sz, hem kullanm, hem de kuralla belirlenir:
Bylece (gerekte) iki temel dzlemin ortaya kt grlr: 1) Kuram,
biimHve kurum kuramyla karp kaynaan taslak; 2) Kuram, tz9 ve
gerekletirme kuramyla karp kaynaan Kural-Kullanm-Sz bei.
Hjelmslev'e gre, kural katksz bir yntemsel soyutlama, sz de yalnz
28 Gstergebilimsel Serven

ca bir somutlama ("gelip geici bir belge) olduundan, sonunda Dil/Sz


iftinin yerini alan yeni bir ikili kartla varlr: Taslak!Kullanm. Her
eye karn Hjelmslev'in yapt deiiklik nemsiz deildir: Dil kavram
n (taslak ad altnda) kkten biimselletirir ve somut sz daha toplum
sal bir kavram olan kullamm yararna bir kenara iter. Dilin biimselleti
rilmesi ve szn toplumsallatrlmasyla, "artl" ("pozitif") ve "tzsel"
her ey sze, tm ayrmsattk da dile aktarlm olur. Bu durum da imdi
greceimiz gibi, Saussure'n Dil/Sz ayrmndan doan elikilerden bi
rini ortadan kaldrmak gibi bir yarar salar.

1.1.6. Ne kadar verimli, ne kadar yararl olursa olsun, bu ayrm yine de


birtakm sorunlar ortaya karr. Biz burada ne deineceiz. Birincisi
udur: Dil kodla, sz bildiriyle zdeletirilebilir mi? Hjelmslev'ci kurama
gre bu olanakszdr. P. Guiraud da buna kar kar; nk, der, kodun
uzlamlar apaktr; dilinkilerse rtktr.10 Ama, kukusuz Saussure'c
bak as dzleminde bu zdeletirme benimsenebilir. A. Martinet de
ayn zdeletirmeyi yapar.11 Sz ile dizimin12 bantlaryla ilgili olarak
benzer bir sorun ortaya atlabilir. Grld gibi, sz, seslemedeki gen
likler dnda, yinelenen gstergelerin eitlilik sunan bir birleimi olarak
tanmlanabilir. Bununla birlikte, dorudan doruya dil dzeyinde de birta
km kalplam dizimler vardr (Saussure rnek olarak Latince magnani-
mus "gnl yce" gibi bir birleik szck verir). Demek ki, dili szden
ayran eik burada, "belli bir birleim derecesiyle olutuundan, daya
naksz olabilir: Byle olunca da, kalplam, ama dilsel nitelikli dizimler
incelemesi ortaya kar. Bunlar dilseldir, nk dizisel deitirimde birer
btn olarak belirirler (Hjelmslev bu incelemeyi biimbilimsel tmcebi-
lim olarak adlandrr). Saussure de bu gei olgusuna deinmitir: "Byk
bir olaslkla, dile balanan, dorudan doruya bireyin birletirme eylemi
ni gerektirmeyen bir dizi tmce de vardr".13 Bu kalplar sze deil de dile
balanyorsa ve birok gstergebilimsel dizgenin bu trl kalplar geni
lde kulland saptanrsa, iyice kalplam btn "yazlar" iin zorun
lu olan, gerek bir dizim dilbilimi ngrmek gerekir. Burada son olarak
belirteceimiz nc sorun ise, dil ile belirginlik (bir baka deyile biri
min gerekten anlamlayc esi) arasndaki bantlara ilikindir. Bazen
belirginlik ile dil zdetirilmitir (Trubetskoy da byle yapmtr). Byle
ce belirgin olmayan btn zellikler, bir baka deyile, birleimse! dei
keler dil dna atlmtr. Ne var ki, bu zdeletirme bir sorun yaratr
nk ilk bakta sze balanr gibi grnmekle birlikte zorunlu, bir ba
ka deyile "keyfi" nitelikli birleimsel deikeler vardr. Franszca'da,
fnin titreimsiz bir nszden sonra titreimsiz (nele "amca" ya da "da
y"), titreimli bir nszden sonra ise titreimli ( ongle "trnak") olaca
Gstergebilim lkeleri 29
dil tarafndan buyurul mutur; ama bu olgular yine de sesbilime deil, ses-
bilgisine balanr. Kuramsal sonu ortadadr: Saussure'n dediinin ("dil
de yalnzca ayrlklar vardr") tersine, ayrm yaratc olmayan olgularn da
her eye karn dile (kuruma) balanabileceini benimsemek mi gerekir?
Martinet byle dnr; Frei ise, ayrlklar sesbirim-alt elere indirge
yerek Saussure' elikiden kurtarmaya alr: Ona gre, p tek bana
ayrmsa! deildir, ayrmsal olan, bu sesteki nsz, kapantl, titreimsiz,
dudaksl, vb. zellikleridir. Bu sorunlarla ilgili u ya da bu grten yana
kmann yeri buras deildir; biz burada gstergebilimsel adan, dizim
ler ile anlamlayc olmayan, ama yine de "dilsel nitelik tayan, yani dile
balanan deiiklikler bulunduu grn benimsemenin zorunlu oldu
unu saptamakla yetineceiz. Saussure'n pek ngrmedii bu dilbilim,
kalplam dizimlerin egemen olduu her yerde byk bir nem kazana
bilir; kukusuz, kitle bildiriim dillerinde ve anlamlayc olmayan deiik
liklerin ikincil bir gsterenler btn oluturduu her durumda, yani
yananlamn14 egemen olduu dillerde bu byledir: Dzanlam dzeyinde,
yuvarlanan r yalnzca birleimse! bir deiikliktir, ama szgelimi tiyatro
dilinde bu ses, kyl azn gsterir ve dolaysyla bir koda balanr; bu
kod olmadan "kyllk" bildirisi ne retebilir ne de alglanabilir.

1.1.7. Dilbilimdeki Dit/Sz kartl konusunu kapamadan nce Saus-


sure'den bu yana yenilenmi iki ek kavrama daha deineceiz. Bunlardan
birincisi kiisel kullanm15 kavramdr. Kiisel kullanm "bir tek bireyin
kulland biimiyle dil" (Martinet) ya da "belli bir anda bir tek bireyin
alkanlklarnn tm"dr (Ebeling). Jakobson bu kavramn nemini yad-
smtr: Ona gre, dil her zaman iin, hatta bireysel dzeyde bile toplum-
sallamtr, nk bireyle konuurken her zaman belli oranda onun dilini,
zellikle de szck daarcn ("dil alannda zel mlkiyet yoktur") kul
lanmaya alrz: Demek ki, kiisel kullanm ona gre byk lde ger
ekd bir kavramdr. Yine de kiisel kullanmn u gereklikleri belirt
meye yarayabileceini syleyebiliriz: 1) Bakalarn anlamayan, kendi
dilsel rneklerine uygun bir bildiri alglamayan, sz yitimine uram ki
inin dili; bu dil katksz bir kiisel kullanmdr (Jakobson); 2) Bir yaza
rn "biem"i; bu biemin her zaman gelenekten, bir baka deyile, toplu
olarak yaamaktan kaynaklanan baz dilsel rnekeler iermesi, durumu
deitirmez; 3) Bir de kavram aktan aa geniletip kiisel kullanm
bir dilsel topluluun, yani btn dilsel szckleri ayn biimde yorumla
yan kiiler beinin dili olarak tanmlayabiliriz; bu durumda kiisel kulla
nm baka bir yerde yaz16 ad altnda betimlemeye altmz kavrama
yaklak olarak denk der. Genel olarak, bireysel kullanm kavramnn
tanklk ettii duraksamalar sz ile dil arasnda yer alacak bir ara kendilik
30 Gstergebilimsel Serven

ya da kurumlam olmakla birlikte, dil gibi henz kkten biimselletiri


lemeyen bir sz gereksinimini yanstr (Hjelmslev'in kullanm kuram da
bunu kantlyordu).

1.1.8. Dil/Sz ile Kod/Bildirinin zde olduu benimsenecek olursa, bu


rada, Jakobson'un oluturduu ve ift yaplar (duplex structures) adn
verdii ikinci bir ek kavramn da belirtilmesi gerekir. Bu kavram stnde
pek durmayacaz; nk Jakobson'un aklamas Essais de linguistique
gnrale (Genel Dilbilim Denemeleri) adl yaptnda da yeniden ele aln
mtr (Blm 9). Burada yalnzca, Jakobsonun, ift yaplar ad altnda
Kod/Bildiri arasndaki genel bantnn kimi zel durumlarm inceledii
ni belirtmekle yetineceiz: Bunlardan ikisi evrimsellik, ikisi de binime
(overlapping) durumudur: 1) Aktarlan sylemler ya da bir bildiri iinde
ki bildiriler (B/B): Bu, dolayl anlatmlarn sunduu genel durumdur; 2)
zel adlar: Ad, verildii her kiiyi belirtir ve bu durumda kodun evrim-
sellii apaktr (K/K): Jean, Jean adndaki bir kiiyi belirtir; 3) zadl-
Ik durumu ("San iki hecedir"): Szck burada kendi kendisinin ad
olarak kullanlr, bildiri dzgnn stne "biner" (B/K); bu yap nemli
dir, nk "aklayc yorumlar", yani, dolaylamalar, eanlamllar ve bir
dilden brne yaplan evirileri kapsar; 4) Sylemsel eler (shifters),
kukusuz en ilgi ekici ift yapy oluturur. En ak sylemsel e rnei
kii adldr (ben, sen). Bu adl saymaca ba ile varolusal ba bir araya
getiren "belirtisel simge"dir: Gerekten de, ben ilikin olduu eyi ancak
saymaca bir kural araclyla gsterebilir (bundan dolay da, ben Latince
ego, Franszca je, Almanca ich, vb. olur). Ama te yandan da, konuan
belirttiinden konuma eylemine ancak varolusal adan ilikin olabilir
(K/B). Jakobson kii adllarnn uzun sre, dilin en ilkel katman olarak
grldn (Humboldt), ama kendi grne gre tam tersine Kod ile
Bildiri arasnda karmak ve olgun bir bantnn sz konusu olduunu
belirtir: Kii adllar ocuk dilinde en son edinilen, szyitimindeyse ilk
nce ortadan kalkan elerdir: Bunlar kullanlmas g aktarm eleridir.
Sylemsel eler kuramndan henz yeterince yararlanlmamtr; ne var
ki, nsel olarak, kodun bildiriyle, neredeyse atmasn gzlemlemek
ok verimlidir (bunun tersi ok daha olaandr); dilin snrlarnda yer alan
bildirilerin, zellikle de yaznsal sylemin kimi biimlerinin gstergebi
limsel tanm belki de (yalnzca bir alma varsaymdr bu), Peirce'n
kulland terimle ve yukarda grld gibi, belirtisel simgeler olan
sylemsel eler ynnde aramak gerekir.
Gstergebilim lkeleri 31
1.2. Gstergebilimsel Bak Alar

1.2.1. Dil/Sz kavramnn toplumbilimsel kapsam apak ortadadr. Daha


balangla Saussure'n Dil kavramyla, Durkheim'n, bireysel gerekle
melerinden bamsz toplumsal bilin kavramrarasndaki ak benzerlik
vurgulanmtr. Hatta Durkheim'n Saussure' dorudan doruya etkiledi
i bile ne srlmtr. Saussure'n, Durkheim ile Tarde arasndaki tart
may yakndan izledii, Dil anlaynn Durkheim'dan kaynakland, Sz
anlaynn da Tarde'n bireysel17 ile ilgili grlerine verilen bir tr dn
olduu ileri srlmtr. Bu varsaym gncelliini bir lde yitirmitir
nk dilbilim Saussure'n dil kavramnda zellikle "deerler dizgesi" y
nn gelitirmitir. Bylece, dilsel kurumun ikin bir incelemesinin zo
runlu olduu gr benimsenmitir: kinlik toplumbilimsel aratrmaya
elverili deildir. Demek ki, genelde dnlenin tersine, Dil/Sz kavra
mnn en yetkin geliimi toplumbilimde deil, Merleau-Pnty araclyla
felsefede ortaya konacaktr. Merleau-Ponty, Saussure'le ilgilenen ilk Fran
sz filozoflarndan biridir belki de: Saussure'n ayrmn hem syleyen
sz (domakta olan anlamsal ama) ve sylenen sz (Saussure'n "hazi-
ne"sini anmsatan, dil tarafndan "edinilmi servet")18 arasndaki bir kar
tlk biiminde yeniden ele alm, hem de her o/zz^un bir dizge gerektir
diini savunarak kavram geniletmitir.19 Bylece, olay ile yap arasn
da, artk yerlemi olan bir kartlk kurulmutur.211 Bu kartln Tarihte
ne kadar verimli olduu bilinmektedir.21 Saussure'n kavram, bilindii
gibi, insanbilim alannda da byk bir gelime gstermitir. Cl. Lvi-
Strauss btn yaptlarnda Saussure'e bavurur: Bu o kadar aktr ki, s
tnde durmaya bile gerek yoktur. Burada yalnzca, olu ile dizge (Sz ile
Dil) arasndaki kartln somut olarak kadn alp verme ileminden akra
balk yaplarna geite karmza ktn, Lvi-Strauss iin bu kartl
n bilimkuramsal bir deer tadn belirtmekle yetineceiz: Dil olgula
rnn incelenmesi, mekaniki (Lvi-Strauss'un bu szce verdii anlam
da; bir baka deyile, istatistik olann kart anlamnda) ve yapsal yoru
ma, sz olgularnn incelenmesi ise, olaslklar hesabna (makrodilbilim)
balanr.22 Son olarak da unu eklemek gerekir: Saussure'n ak bir bi
imde ortaya att,23 sz kullananlarda dilin bilinsiz nitelikli olduu
dncesi, Lvi-Strauss'un en zgn ve en verimli grlerinden birinde
de ortaya kar: Buna gre, bilinsiz olan ierikler deil (Jung'un anar-
neklerinin eletirisi) biimlerdir, yani simgesel ilevdir: Bu gr Lacan'n
grne yakndr. Lacan'a gre, istek de bir anlamlama dizgesi gibi ek
lemlidir. Bu da toplumsal imgeler evrenini yeni bir biimde, gnmze
dek yapld gibi "tem alaryla deil, biimleri ve ilevleriyle, daha yak
lak, ama ak bir deyile, gsterilenlerinden ok gsterenleriyle betimle
32 Gstergebimsel Serven

me sonucunu verir ya da vermelidir. Bu ksa aklamalar, Dil/Sz katego


risinin dild ya da stdilsel gelimelere ne kadar yatkn olduunu gster
mektedir. Demek ki, btn anlamlama dizgelerini kapsamna alan genel
bir Dil/Sz ulamnn var olduunu ne srebiliriz. Burada, elimizde daha
iyisi olmad iin, tz dilsel nitelik taimayan bildiriimlere uygulandk
larnda bile Dil ve Sz terimlerini kullanacaz.

1.2.2. Dil ile Sz arasndaki ayrmn, dilbilimsel incelemenin temelini


oluturduunu grdk. Demek ki, bu ayrm, anlambilimsel adan henz
incelenmemi nesne, grnt ya da davran dizgeleri iin hemen ner
mek yerinde olmaz. Yalnz, bu varsaymsal dizgelerin kimilerinde, baz
olgu kmelerinin Dil kategorisine, daha bakalarnn da Sz kategorisine
balanmas ngrlebilir. Ama, bu gstergebimsel geite, Saussure'n
yapt ayrmn deiimlere urayabileceini de hemen vurgulamak, bun
larn neler olduunu aka belirtmek gerekir. Szgelimi giysiyi ele ala
lm; kukusuz burada, bildiriimde sz konusu olan tze gre deiik
dizge ayrt etmek gerekir. Yazl giyside, bir baka deyile bir Moda der
gisinde eklemli dil araclyla betimlenen giyside, "sz" neredeyse yok
tur: "Betimlenen" giysi, hibir zaman, Moda kurallarnn bireysel bir uy
gulamasna denk dmez; dizgeli bir gstergeler ve kurallar btndr:
Katksz bir Dildir bu. Saussure'n taslana gre, szsz bir dil olanak
szdr; burada bunu olanakl klan, bir yandan Moda dilinin "konuan kit
lemden deil, kodu isteyerek oluturan karar verici bir topluluktan kaynak
lanmas, bir yandan da, her trden Dilin ierdii soyutlamann burada ya
zl dil biiminde somutlamasdr: Yazl moda giysisi, giyimsel bildiri
im dzleminde Dildir, dilsel bildiriim dzlemindeyse Szdr. Fotoraf
ekilmi giysideyse (sorunu yalnlatrmak iin dilsel bir betimlemenin
grntye elik etmediini varsayyoruz) Dil her zaman karar verici ev
rede (fashion-group) oluturulur, ama bu aamada bile soyutluu iinde
sunulmaz, nk fotoraf ekilmi giysi, her zaman bireysel olarak bir
kadn stndedir. Moda fotorafnn sunduu, giysinin yar dizgeli bir du
rumudur; nk, bir yandan moda Dili, szde gerek bir giysiden karsa-
nacaktr ve bir yandan da giysiyi giyen (fotoraf ekilmi manken) nere
deyse, kurallara uygun genellii dolaysyla seilmi, bu nedenle de her
trl birleimsel zgrlkten yoksun, donmu bir sz yanstan bir kural-
bireydir. Giyilen (ya da gerek) giysideyse, Trubetskoy'un24 da belirttii
gibi, Dil ile Sz arasndaki geleneksel ayrmla karlalr. Giyim dili un
lardan oluur: 1) Paralarn, stparalarn ya da "ayrntlarn kartlklar;
bunlardaki deiiklikler anlamda bir deimeye yol aar (bir bere ya da
melon apka giymek ayn anlama gelmez); 2) Paralarn, aralarnda yuka
rdan aaya ya da st ste, birlemesini dzenleyen kurallar; giyim Sz
Gstergebilim lkeleri 33
btn dzensiz yapm olgularn (toplumumuzda artk bu trl olgulara
pek rastlanmaz) ya da bireysel giyinme olgularn (giysinin boyu, temiz
lik, eskilik derecesi, kiisel dknlkler, paralarn zgr birleimleri)
ierir. Burada giyim (Dil) ile giyinmeyi (Sz) birletiren diyalektie gelin
ce, bu dilyetisininkine benzemez. Kukusuz giyinme her zaman giyimden
kaynaklanr (yadrgatc biimde giyinme bunun dnda kalr, kald ki, bu
trl giyinmenin de kendine zg gstergeleri vardr). Ama, hi deilse
gnmzde, giyim, giyinmeden nce gelir; nk, "hazr giyim"den, bir
baka deyile, bir aznlktan kaynaklanr (bu aznln Byk Terziler'den
daha az tannm olmas durumu deitirmez).

1.2.3. imdi de bir baka anlamlama dizgesini, besini ele alalm. Saussu-
re'n yapt ayrm bu dzlemde de kolayca bulunur. Besin dili unlardan
oluur: 1) Yasaklama kurallar (yiyecek yasaklar); 2) Belirlenmesi gere
ken birimlerin anlam aktarc kartlklar (szgelimi, tuzlu/ekerli); 3)
Zamanda (tek yemek) ya da ardk (art arda yenen yemekler dizisi, m
n) birleim kurallar; 4) Belki de bir tr besinsel sz sanat ilevi yerine
getiren yaygn kurallar. ok zengin olan besin "sz"yse, her trl kiisel
(ya da ailesel) yemek hazrlama ve birletirme trlerini kapsar (bir ailenin,
belli sayda alkanlklarn etkisi altndaki mutfa, dilin bireysel kullan
m olarak ele alnabilir). Szgelimi, ayn sofrada art arda yenen yemekler
dizisi (mn) Dil ile Szn ileyiini ok iyi aklar. Her yemek dizisi bir
yapya (ulusal ya da blgesel ve toplumsal) uyar, ama bu yap tpk bir dil
sel nbiimnin, konuucunun zel bir bildiri iin gereksinim duyduu zgr
deiim ve birleimlerle dolmas gibi, gnne ve kullananlara gre dei
ik biimlerde dolar. Burada Dil ile Sz arasndaki bant dilyetisi dzle
minde rastlanan bantya olduka yakndr: Ksaca belirtmek gerekirse,
besin dilini oluturan, kullanmdr, yani szlerin bir tr kelmesidir. Bu
nunla birlikte, bireysel yenileme olgular (yeni oluturulmu yemek tarif
leri) kuramsal bir deer de kazanabilir; her ne olua olsun, burada, giysi
dizgesine de kart olarak, eksik olan ey karar verici evrenin eylemidir:
Besin dili, yalnz ve yalnz geni lde toplumsal nitelikli bir kullanm
dan ya da salt bireysel bir "sz"den kaynaklanarak oluur.

1.2.4. Dil/Sz ayrmna bal bak alaryla ilgili gzlemlerimize son ve


rirken (aslnda daha birok rnek sralanabilir) kukusuz birbirinden ok
ayr olan ama bir karar verici (retici) evreye baml olduklar iin ortak
bir yanlar bulunan iki nesne dizgesiyle, otomobil ve mobilyayla ilgili bir
ka neride bulunacaz. Otomobil alannda, "dil" bir biimler ve "ayrnt
lar" btnnden oluur; bunlarn yaps, retilen ilkrneklerin* karlat-
* lkrnek szcn Franszcaprototype karlnda kullanyoruz. (.N.)
34 Gstergebilimsel Serven

rlmasyla ("rnek"lerin* saysndan bamsz olarak) ayrmsa! bir biim


de ortaya kar. "Sz" ok snrl kalr, nk, eit koullarda, modele ili
kin seim zgrl son derece snrldr: Bu zgrlk ancak iki, "mo-
del"e, ayn model iinde de renk ya da sse ilikili olabilir. Ama burada,
belki de otomobil nesnesi kavramn, otomobil olgusu kavramna dn
trmek gerekir. Bu durumda, otomobil srme eyleminde, genellikle sz
dzlemini oluturan, nesnenin kullanmna ilikin deiikliklerle karla
rz. Gerekten de, kullanc, burada, dorudan doruya "model" stnde
etkide bulunarak onun birimlerini deiik biimlerde birletiremez. Ger
ekletirme zgrl zaman iinde gelimi bir kullanma ilikindir ve
bu kullanm erevesinde, dilden kaynaklanan "biimler" gerekleebil
mek iin kimi uygulamalarn araclndan yararlanmak zorundadr. De
inmek istediimiz son dizge olan mobilyaya gelince, bu da anlamsal bir
nesnedir; "dil", hem ilevsel adan zde olan (iki tr dolap, iki tr kar
yola, vb.) ve her biri, "slup"una gre ayr bir anlama gnderen mobilya
kartlklarndan, hem de oda dzleminde deiik birimlerin birleim ku
rallarndan ("mobilya takm") oluur. Burada "sz", ya kullancnn bir
birime getirebilecei anlamsz deiiklikler (szgelimi, bir eye ilikin
kk dzenlemeler, oarmlar), ya da mobilyalar kendi aralarnda dei
ik biimlerde yerletirme zgrlklerinden oluur.

1.2.5. En ilgi ekici dizgeler, hi deilse kitle bildiriim toplumbilimine


bal olanlar, deiik tzler kullanan karmak dizgelerdir. Sinemada, te
levizyonda, reklamda, anlamlar bir grntler, sesler ve izimler topla
masndan doar. Demek ki, bu dizgelere ilikin olarak dil olgular snfy
la sz olgularnmkini saptamak erkendir: Byle bir saptama yapabilmek
iin, bir yandan bu karmak dizgelerden her birinin ierdii "dil"in zgn
m yoksa kapsad ikincil "diller"den mi olutuunu kesinlikle belirle
mek, te yandan da, bu ikincil dilleri incelemek gerekir (dilbilimsel
"dil"in ne olduunu biliyoruz, ama grnt "dil"i ya da mzik "dil"i st
ne bir ey bilmiyoruz). zerk bir anlamlama dizgesi olarak ele almakta bir
saknca grmediimiz Basn'a gelince, yalnzca yazl eleriyle yetinsk
bile, bu konuda temel ilevi yklenmie benzeyen bir dil olgusu stne
imdilik hemen hemen hibir ey bilmediimizi syleyebiliriz: Bu olgu,
yananlamdr, bir baka deyile, bir ikinci anlamlar dizgesinin gelimesi
dir; bu dizge, deyim yerindeyse, gerek dilin asaladr**; bu ikinci dizge

rnek szcn Franszca copie karlnda kullanyoruz. (.N.)


** R. Barthes, yaptnn 1964 basksnda buraya ilikin olarak verdii bir dipnolu, 1965 bas
ksnda kartmtr; lmnden sonra yaymlanan 1985 basksndaysa, ayn dipnota,
1964 basks rnek alndndan, yeniden yer verilmitir: Bu dipnot yledir: Bkz. aa
da IV. blm. (.N.)
Gstergebilim lkeleri 35
de bir "dil"dir, sz olgular, bireysel kullanmlar ve ift yaplar buna gre
geliir. Bu karmak ya da yananlmsal (bu iki zellik birbirini yadsmaz)
dizgeler iin dil olgular snfyla sz olgularnnkini genel ve varsaymsal
bir biimde de olsa nceden belirlemek artk olanakl deildir.

1.2.6. Dil/Sz kavramnn gstergebilim alanna da yaylmas birtakm so


runlar ortaya karr. Bunlar, dilbilimsel rnekenin izlenemeyip dzen
lenmesini gerektiren noktalarda belirir kukusuz. Birinci sorun, dizgenin
kaynayla, bir baka deyile, dorudan doruya dil ile szn diyalekti
iyle ilgilidir. Dilyetisi dzleminde, szn denemedii hibir ey dile ba
lanamaz; ama, bunun tersine, dilin "hazine"sinden alnmam hibir sz de
olanakl deildir (bir baka deyile, bildiriim ilevini yerine getirmez).
Bu hareket, hi deilse belli lde besin dizgesi gibi bir dizgede de ge-
erlidir: Burada bireysel yeniliklerin dil olgusuna dnebilmesi durumu
deitirmez. Ama, br gsterge dizgelerinin ounda dil, "konuan kitle"
tarafndan deil, karar verici bir evre tarafndan oluturulur. Bu bakm
dan, gstergebilimsel dillerde gstergenin gerekten "keyfi"25 olduunu
syleyebiliriz: nk, tek yanl bir karar uyarnca yapay bir biimde be
lirlenmitir. Sonu olarak, oluturulmu diller, "logo-teknikler" sz konu
sudur. Kullanc bu dilleri izler, onlardan bildiriler ("szler") alr, ama
oluturulmalarna katkda bulunmaz. Dizgenin (ve dizgedeki deiimle
rin) kkeninde bulunan karar verici evre az ya da ok dar olabilir; ileri
dzeyde uzmanlam da olabilir (Moda, Otomobil); daha dank ve daha
az tannan bir evre nitelii de tayabilir (yaygn mobilya sanat, orta d
zeyde hazr giyim). Bununla birlikte, bu yapaylk bildiriimin kurumsal
niteliini bozmayp dizgeyle kullanm arasnda belli bir diyalektii koru
yorsa, bunun iki nedeni vardr: Bir yandan anlamlayc "szleme", dtan
gelen zorlayc bir zellik tasa da kullanclar kitlesi tarafndan izlenir
(yoksa kullanc belli bir toplumsal uyumsuzlua urar ve yalnzca yadr-
gatclm iletir); te yandan da "karar" sonucu oluturulan diller tmyle
zgr ("keyfi") de deildir; en azndan u durumlarda topluluun belirle
yici etkisi altndadr: 1) Toplumlarn gelimesi sonucu yeni gereksinimler
doduunda (ada Afrika lkelerinde yar Avrupa nitelikli bir giysiye
gei; sanayi ve kent toplumlarnda yeni trden hzl yemek yeme kuralla
rnn douu); 2) ktisadi zorunluklarla kimi gereler ortadan kalktnda
ya da yaygnlatnda (yapay kumalar); 3) Dnyap (ideoloji) biim
lere ilikin bulu etkinliini snrladnda, buna baz yasaklamalar getir
diinde ve bir bakma "olaan"n snrlarn daralttnda. Daha geni ola
rak, karar verici evrenin oluturduklar, yani logo-teknikler de an top
lumsal imgelemi olan her zaman daha genel nitelikli bir bantlar btn
nn eleridir diyebiliriz. Bylece bireysel yenilik dar evrelerin bir top
36 Gstergebilimsel Serven

lumbilimsel belirlemesiyle alr ve bu toplumbilimsel belirlemeler de bizi


insanbilimsel nitelikli bir son anlama gtrr.

1.2.7. Dil/Sz kavramnn gstergebilimsel yaylmnn ortaya koyduu


ikinci sorun "diller" ile bunlarn "szler"i arasnda kurulabilecek "oylum"
bantsna ilikindir. Dil yetisi dzleminde, kurallardan oluan sonlu b
tn dil ile, bu kurallarn altnda yer alan ve gerekte sonsuz sayda olan
"szler" arasnda ok byk bir oranszlk vardr. Besin gibi bir dizgenin
de nemli bir oylumlar sapmas sunduu varsaylabilir; nk yemek "bi-
imler"i erevesinde yapl koullarnn ve yapl srasndaki birletir
melerin saylar yksektir: Ama yukarda, otomobil ya da mobilya gibi
dizgelerde, birleimsel deiikliklerin ve zgr birleimlerin dar snrlar
iinde kaldn grdk. Model ile "yapl" arasnda hi deilse doru
dan doruya kurum tarafndan onaylanm ok snrl bir zgrlk pay
vardr: Bunlar "sz"n yoksul olduu dizgelerdir. Hatta, yazl Moda gibi
zel bir dizgede bu sz hemen hemen sfr dzeyindedir: yle ki, elikili
bir biimde, szsz bir dille karlarz bu dzlemde (daha nce de grl
d gibi, bu durum, sz konusu dil, dilsel sz tarafndan "desteklendii"
iin olanakldr). Szsz ya da sz ynnden ok yoksul olan diller bulun
duuna gre, dilin bir ayrlklar dizgesi (bu durumda, dil, "eksili" zellik
leriyle tanmland iin, sz dnda bir varlk tamaz) olduunu savunan
Saussure kuramn gzden geirmek ve Dil/Sz iftini, anlamlamann zo
runlu desteini oluturacak n-anlamlayc nc bir eyle zdek ya
da tz btnlemek gerekir: "Uzun ya da ksa bir giysi" deyiinde, "giy
si" tam anlamyla giyim diline balanan bir deiken'in (uzun/ks a) deste
inden baka bir ey deildir. Dilyetisi dzleminde bu trl bir ayrm yok
tur. Ses burada dolaysz biimde anlam aktarc olduundan devinimsiz
bir e ile anlamsal bir eye ayrtrlamaz. Bylece, dilsel olmayan gs
terge dizgelerinde, iki deil de dzlem bulunduu sonucuna varlr:
zdek dzlemi, dil dzlemi ve kullanm dzlemi. Bu da, kukusuz, "uy
gulam ac olmayan dizgeleri aklama olanan verir, nk ilk e dilin
zdekselliini salar. Bu, oluum asndan aklanabildii oranda onayla
nabilir bir dzenlemedir: Sz konusu dizgelerde "dil"in, "sz" yerine "z-
dek"e gereksinim duymasnn nedeni, bu dizgelerin, insandaki dilyetisinin
tersine, genellikle anlamlayc deil de yararc bir kaynaklar olmasdr.
G stergebilim lkeleri 37

II. Gsterilen ve Gsteren

II. 1. Gsterge

II.1.1. Saussure'n terimleri arasnda gsterilen ve gsteren gstergenin


oluturuculardr. Oysa tanrbilimden hekimlie kadar ok deiik szck
daarcklarnda kullanlan ve ncil26,den sibernetie kadar tarihi ok zen
gin olan bu gsterge terimi, bu yzden anlam belirsiz bir terimdir. Onun
iin, Saussure'n verdii anlama gelmeden nce, aada da grlecei gi
bi bu terimin oynak bir yer tuttuu kavram alanna ksaca deinmek gere
kir. Gerekten de, gsterge, eitli yazarlarda bir dizi benzer ve ayr te
rim arasnda yer alr: Belirtke, belirti, grntsel gsterge, simge, alegori
terimleri gsterge ile yaran balca terimlerdir. nce btn bu terimle
rin ortak esini belirleyelim. Bunlarn tm de zorunlu olarak iki ba-
lantsal e (relata) arasndaki balanty belirtir.27 Onun iin bu zellik,
dizideki hibir terimin ayrt edici zellii olamaz. Bir anlam deiiklii
bulabilmek iin baka zelliklere bavurmak gerekir. Sz konusu zellik
leri burada iki seenek (varlklyokluk) erevesinde sunacaz: 1) Balan
t, balantsal elerden birinin zihinsel tasarmn ierir ya da iermez;
2) Balant, balantsal eler arasnda bir benzerlik ierir ya da ier
mez, 3) ki balantsal e (uyaran ve yant) arasdaki ilinti dolaysz ya
da dolayldr; 4) Balantsal eler tmyle birbirini rter ya da tersine,
biri brn "aar"; 5) Balant, kendisini kullanan kiiyle varolusa) bir
bant ierir ya da iermez.2*1Bu zelliklerin artl ya da eksili (belirtili ya
da belirtisiz) olmasna gre, alandaki her terim, komu terimlerden ayrlr.
Alann blmlenmesinin de bir yazardan brne deitiini eklemek ge
rekir; bu da terimsel elikilere yol aar. Sz konusu elikiler drt dei
ik yazarda (Hegel, Peirce, Jung, Wallon) saptanan zellik ve terimlere
ilikin bir izelge araclyla kolayca grlebilir (belirtili ya da belirtisiz
nitelikli kimi terimlere baz yazarlarn hi bavurmad da olur):
38 Gstergebilimsel Serven

belirtke belirti grntsel simge gsterge alegori


gsterge

1. Tasarm Wallon- W allon- Wal!on+ Wallon+

2. Benzerlik Hegel+ Hegel-


Wallon+ W allon-
Peirce+ Peirce-

3. Dolayszlk Wallon+ W allon-

4. Uygunluk Hegel- Hegel+


Jung- Jung+
W allon- Wallon+

5. Varolusallk Wal!on+ W alion-


Peirce+ Peirce-
Jung+ Jung-

Terimsel elikinin, zellikle belirti (Peirce'e gre belirti varolusal-


dr, Wallon'a greyse byle deildir) ile simgeye ilikin olduu grl
mektedir (Hegel ve Wallon'a gre, simgenin iki balantsal esi arasn
da bir benzerlik ya da "nedenlilik" bants vardr, Peirce'e greyse
yoktur; stelik, Peirce iin simge varolusal deildir, Jung iinse byle-
dir). Ama burada dey boyutta okunabilen bu elikilerin ok daha kolay
bir biimde aklanabildiim de gryoruz. Hatta yle de diyebiliriz: e
likiler ayn yazar dzeyinde, yatay olarak okunabilen terimsel aktarmlar
la dengelenmektedir. Szgelimi, simge Hegel'de, gstergeye kart olarak
benzerlie dayanr; gsterge byle deildir. Simgenin Peirce'de benzerlie
dayanmamasnn nedeni, grntsel gstergenin bu zellii tayabilmesi
dir. Sylenenleri zetlemek ve gstergebilimsel terimlerle konuabilmek
iin temel izgilerine indirgenmi bu incelemenin ilgi ekici yan da bu-
dur yle diyebiliriz: Alann szckleri anlamlarn yalnzca birbirlerine
kart olmalarndan alrlar (genellikle ikili kartlklardr bunlar) ve kart
lklar korunduu srece anlam belirsizliiyle karlalmaz. zellikle be
lirtke ile belirti ve simge ile gsterge iki deiik bantlar btnnn
eleridir. Bunlar da, terim dzeni en eksiksiz ve en ak seik olan Wal-
Gstergebilim leleri 39
ln'da grld29 gibi, kendi aralarnda genel bir kartlk iine girebilir
ler. Grntsel gsterge ve alegori terimleri neyse yalnzca Peirce ile
Jung'da rastlanr. Wallon'Ia birlikte yle diyebiliriz: Belirtke ve belirti
ruhsal tasarmdan yoksun bir balantsal eler btn oluturur; oysa,
simge ile gstergenin oluturduu kar bekte bu tasarm vardr. Ayrca
belirtke, belirliye kart olarak dolaysz ve varolusaldr (belirti yalnzca
bir izdir). Son olarak da balantnn nedensiz olduu ve tam bir akma
iinde bulunduu gsterge (kz szcyle kz imgesi arasnda ben
zerlik yoktur; imge balantsal esiyle tmyle rtr) karsnda yer
alan simgede, tasarmn benzerlik sunduunu ve elerin birbiriyle rt-
mediini (Hristiyanlk ha "aar") belirtmek gerekir.

11.1.2. Dilbilimde, gsterge kavram komu terimler arasnda bir ekime


ye yol amaz. Anlam aktarc balanty belirtmek iin Saussure, bir ne-
denlilik dncesi ierdiinden simge yi hemen bir yana itip bir gsteren
ile bir gsterilenin (bir kdn n yzyle arka yz gibi) ya da bir iitim
imgesiyle bir kavramn birleimi olarak tanmlad gsterge yi benimse
mitir. Saussure'n gsteren ve gsterilen szcklerini bulmasna kadar,
gsterge yine de anlam belirsiz bir terim olarak kald, nk, gsteren ile
karma eilimindeydi. Saussure ise, bundan kesinlikle kanmak istiyor
du. Kabuk ve z, biim ve dnce, imge ve kavram arasnda duraksa
dktan sonra, birleimleri gstergeyi oluturan gsteren ve gsterilende
karar kald. Bu ok nemli ve hi unutulmamas gereken bir neridir, n
k gstergeyi gsteren olarak yorumlama eilimi yaygndr; oysa, iki
ynl bir gerek sz konusudur. Bunun nemli bir sonucu vardr: Hi de
ilse, Saussure, Hjelmslev ve Frei'ye gre, gsterilenler, gstergelerin par
as olduundan, anlambilimin yapsal dilbilim iinde yer almas gerekir;
oysa, Amerikal mekanikilere gre, gsterilenler dilbilimden atlp ruhbi-
lime gnderilmesi gereken tzlerdir. Saussure'den bu yana, dilsel gsterge
kuram, ift eklemlilik ilkesiyle zenginlemitir. Martinet ift eklemliliin
nemini gstermi, hatta bunu insan dilinin tanmlanmasnda lt duru
muna getirmitir. Gerekten de, dil gstergeleri dzleminde, her biri bir
anlamla ykl olan ve birinci eklemi ilii oluturan anlaml birimler
("szckler", ya da daha doru bir terimle "anlambirimler") ile biimi
oluturan, ama dorudan doruya bir anlam tamayan ve ikinci eklemlilik
dzeyini kuran ayrc birimleri ("sesler" ya da daha dorusu "sesbirim-
ler") birbirinden ayrmak gerekir. nsan dilinin tutumluluunu ift eklem
lilik ortaya koyar. Gerekten de, gl bir indirgeyerek younlatrma il
kesidir bu. Szgelimi Amerika spanyolcas yalnzca 21 ayrc birimle
100.000 anlaml birim oluturabilir.
40 Gstergebilimsel Serven

11.1.3. Demek ki, gsterge, bir gsteren ile bir gsterilenden kuruludur.
Gsterenler dzlemi anlatm dzlemini, gsterilenler dzlemiyse ierik
dzlemini oluturur. Bu iki dzlemin her birine, Hjelmslev, yalnzca dil
bilimsel deil, gstergebilimsel gsterge incelemesi iin de nemli olabi
lecek bir ayrm getirmitir; gerekten de Hjelmslev'e gre, her dzlem iki
katman (strata) ierir: Biim ve tz. Bu terimlerin yeni tanm stnde
durmak gerekir, nk her biri szcksel adan uzunca bir gemiin ar
ln tar. Biim, dilbilim d hibir ncle bavurmadan dilbilimin t-
mkapsayc, yaln ve tutarl bir biimde (bilimkuramsal ltler) betimle
yebilecei olgulardr. Tz ise, dilbilim d ncllere bavurmadan betim
lenecek dilsel olgularn eitli zelliklerinin tmdr. Bu iki katmania
hem anlatm dzleminde, hem de ierik dzleminde karlaldndan, or
taya yle bir dzen kar: 1) Anlatmn tz: Szgelimi, ilevsel olmayan
ses tz, seslerin karlmasna ilikin tz; bununla sesbilim deil de ses-
bilgisi urar; 2) Anlatmn biimi: Dizisel ve szdizimsel kurallardan
oluur (ayn biimin, biri sesse), br yazsal olmak zere iki deiik t
z bulunabileceini de belirtelim); 3) eriin tz: Szgelimi, gsterile
nin cokusal, dnyapsal ya da yalnzca kavramsal zellikleri, gsterile
nin "artl" ("pozitif') anlam; 4) eriin biimi: Anlamsal30 bir belirtinin
yokluu ya da varlyla, gsterilenlerin kendi aralarnda kurduklar bi
imsel dzen. nsan dili karsnda, gsterilenleri gsterenlerden ayrma
mz olanaksz olduu iin bu son kavram anlamakta glk ekeriz. Ama
bundan tr de, biim/tz alt ayrm gstergebilimde u gibi durumlarda
yarar salayabilir ve kolaylkla da kullanlabilir: 1) Kendilerine zg diz
genin ierdii tz dnda bir tze brnm gsterilenlerden oluan bir
dizge karsnda bulunduumuzda (bu yukarda grld gibi yazl Mo-
da'nn durumudur); 2) Bir nesneler dizgesi dolaysz ve ilevsel bir biimde
anlamlayc olmayp, belli bir dzeyde yalnzca yararc nitelik tayabilen
bir tz ierdiinde: Belli bir yemek belli bir durumu belirtmeye yarad
gibi beslenmeyi de salar.

11.1.4. Bylece dilsel gstergeye oranla gstergebilimsel gstergenin z


niteliini ngrme olana doabilir belki de. rnekesi gibi, gstergebi
limsel gstergenin kendisi de, bir gsteren ile bir gsterilenden oluur
(szgelimi, trafik kurallarnda, bir n rengi bir ulam buyruu nitelii
tar), ama tzleri asndan ondan ayrlr. Birok gstergebilimsel dizge
(nesneler, el-kol-ba hareketleri, grntler31), varl anlamlamada yer
almayan bir anlatm tz ierir. Bunlar, ou kez toplum tarafndan an-
lamlama amacyla tretilmi kullanm nesneleridir: Belli bir anlam aktar
maya da yaramakla birlikle, giysi korunmaya, besin de beslenmeye yarar.
Yararc, ilevsel kkenli olan bu gstergelere gsterge-ilevler adn ver
Gstergebilim lkeleri 41
meyi neriyoruz. Gsterge-ilev, incelenip zmlenmesi gereken ikili bir
harekele tanklk eder. lk nce (bu zmleme yalnz ve yalnz ilemsel
dir ve gerek bir zamansallk iermez) ilev anlamla doar. Bu anlamla-
ma kanlmazdr: Toplum bulunan her yerde, her kullanm kendisinin
gstergesine dnr. Yamurluk yamura kar korunmak iin kullan
lr; ama bu kullanm, belli bir hava durumunu belirten gstergeden ayrla
maz. Toplumumuz yalnzca standartlatrlm, belli bir l ve kurala
balanm nesneler rettiinden, bu nesneler ister istemez bir genel rne
in uygulamalar, bir dilin szleri, anlam aktarc bir biimin tzleridir.
Anlam aktarc olmayan bir nesne bulabilmek iin, herhangi bir eyden
esinlenmeden oluturuluvermi, varolan bir genel rnee hibir bakmdan
benzemeyen bir ara tasarlamak gerekir (Cl. Lvi-Strauss, kk onarm-
lar, vb. ilerin de nasl bir anlam aray olduunu gstermitir): Bu hibir
toplumda gereklemesine hemen hemen olanak bulunmayan bir varsa
ymdr. Kullanmlarn bu evrensel anlamlama sreci ok nemlidir: An
cak zekayla kavranabilen olgunun gerek olabileceini dile getirir ve so
nu olarak toplumbilim ile toplum-mantk dzlemini birbiriyle kaynatr
mas beklenir.32 Ama gsterge bir kez olutuktan sonra, toplum bunu pe
kala yeniden ilevselletirebilir, bundan bir kullanm nesnesi olarak sz
edebilir: Bir krk manto, sanki yalnz souktan korumaya yaryormu gibi
ilem grr. Varolabilmek iin ikinci bir dil gerektiren bu yinelenen ilev
selleme, birinci ilevsellemeyle hi de ayn deildir; kald ki birinci i
levselleme yalnz ve yalnz ideal niteliklidir. Yeniden sunulan ilev, ya
nanlara dzlemine balanan biim deitirmi bir ikinci anlamsal kurulu
tan kaynaklanr. Demek ki byk bir olaslkla gsterge-ilevin in
sanbilimsel bir deeri vardr, nk dorudan doruya teknik olan ile gs
teren arasndaki bantlarn kurulduu birimdir.

11.2. Gsterilen

11.2.1. Dilbilimde, gsterilenin z nitelii, zellikle "gereklik" derecesine


ilikin tartmalara yol amtr. Ne var ki, btn bu tartmalarda, gsteri
lenin bir "nesne" deil de, nesne"nin zihinsel bir tasarm olduu vurgu
lanmtr. Wallon'un gsterge tanmnda, bu tasarmsal zelliin, belirtiye
ve belirtkeye kart olarak, gstergenin ve simgenin ayrc bir niteliini
oluturduunu grdk. Saussure de, gsterilenin zihinsel zniteliini,
kavram terimini kullanarak iyi belirtmitir: kz szcnn gsterileni,
hayvann kendisi deil, onun zihinsel imgesidir (gstergenin z niteliine
ilikin tartmay izleyebilmek asndan bu noktann nemli olduu
42 Gstergebil imsel Serven

grlecektir33). Bununla birlikte, sz konusu tartmalar, ruhbilimciliin


izlerini tar. Belki de Stoaclarn34 zmlemesini izlemek daha yerinde
olacaktr: Stoaclar cpavracria Xoyxr] (zihinsel tasarm), TUYXa v v (ger
ek nesne) ve taxTv'u ("sylenebilir") titizlikle birbirinden ayryorlard.
Gsterilen tpavraoia (tasarm) ya da ruyxav6v (gerek nesne) deil ama
Xexxv'dur (sylenebilir). Ne bilin edimi, ne de gereklik olan gsterilen,
ancak anlamlama srecinde, neredeyse e-szsel* olarak tanmlanabilir:
Gsterilen, gstergeyi kullanann bundan anlad "ey"dir. Bylece salt
ilevsel olan bir tanma ulam oluruz: Gsterilen, gstergenin iki ba-
lantsal esinden biridir. Onu gsterenin karl yapan tek ayrm, gste
renin bir arac nitelii tamasdr. Durumun, z bakmndan, gslergebi-
limde de baka trl olmasna olanak yoktur; bu alanda nesneler, grnt
ler, el-kol-ba hareketleri, vb. anlam aktardklar lde ancak kendileri
araclyla sylenebilir bir eye iletirler. Aradaki tek ayrm, gstergebi-
limsel gsterilenin dilsel gstergelerce anlatlabilir olmasdr. Szgelimi,
yle diyebiliriz: Sveter, aalklar arasnda yaplan uzun sonbahar ge
zintilerim belirtir. Bu durumda, gsterilene yalnz giysi gstereni (sve
ter) deil, ayn zamanda bir sz paras (kullanm asndan ok elverili
bir durumdur bu) da araclk eder. Dilin, gsterenleri ile gsterilenlerini
ayrt edilemez ve ayrlamaz bir biimde birletirmesi olayna eleme ad
verilebilir. Bylece, gsterilenin gsterenine yalnzca bititirildii ele
mesiz dizgelerin (bunlar ister istemez karmaktr) sunduu durum da ay
rlm olur.

11.2.2. Gsterilenler nasl snflandrlabilir? Bilindii gibi gstergebil imde


bu ilem temel niteliklidir nk ieriin biimim belirleyip ortaya kar
mak demektir. Dilsel gsterilenlere ilikin olarak iki trl snflandrma
tasarlanabilir. Bunlardan birincisi d niteliklidir ve kavramlarn "artl"
(salt ayrmsal olmayan) ieriine bavurur. Hallig ve Wartburg'un35 yn-
temli szck beklelirmelerinde ve daha inandrc bir biimde de, Tri-
er'in kavramsal alanlaryla Matore'nin szckbilimsel alanlarnda bu du
rum grlr.36 Ama, yapsal bir adan, bu snflandrmalarn (zellikle
Hallig ve VVarlburg'un snflandrmalarnn), gsterilenlerin biim ine de
il de tzne (dnyapsal) fazlaca arlk vermek gibi kusurlu bir yan
lar vardr. Gerek anlamda biimsel bir snflandrma yapabilmek iin,
gsterilen kartlklarn ortaya koymak ve her birinde belirgin (deitiri
lebilir) bir zellik saptamak gerekir.37 Bu yntem Hjelmslev, Srensen,
Prieto ve Greimas tarafndan nerilmitir. Szgelimi Hjelmslev "ksrak"
gibi bir anlambirimi daha kk iki anlam birimine ayrtrr: "at" + "di-
E-szsel terimini Franszca tautologique karlnda kullanyoruz. (.N.)
Gstergebilim lkeleri 43
i". Bu birimler deitirim konusu olabilir, dolaysyla da yeni anlambi-
rimler oluturmaya yarayabilir: "at" + "erkek" = "aygr"; Franszca'da:
"porc" (domuz) + "femelle" (dii) = "truie" (dii domuz). Prieto, Latince
"vir" (erkek) szcnde deitirilebilir iki zellik grr: "homo" (insan)
+ "masculus" (erkek cinsten). Srensen akrabalk belirten szckleri bir
"ilk eler" birleimine indirger ("baba" = "erkek" + "bir st kuaktan do
laysz iliki iinde bulunan kii"). Bu zmlemelerden hibiri henz ge
litirilmemitir.30 Son olarak, baz dilbilimcilere gre gsterilenlerin, yal
nz gsterenleri incelemesi gereken dilbilime balanmadn ve anlamsal
snflandrmann dilbilimin grevleri dnda kaldn anmsatmak gere
kir.39

II.2.3. Ne kadar gelimi olursa olsun, yapsal dilbilim henz bir anlambi-
lim oluturmam, yani dilsel gsterilenin brnd biimlerin snflan
drmasn yapmamtr. Gnmzde gstergebilimsel gsterilenlere ilikin
bir snflandrma nerilememesinin nedeni kolayca anlalabilir. Ancak bi
linen kavramsal alanlara bavurulabilir. Burada yalnzca gzlemde bu
lunacaz: Birincisi gstergebilimsel gsterilenlerin gerekleme biimine
ilikindir; bunlar elemeli ya da elemesiz olarak ortaya kabilirler. kinci
durumda, eklemli dil erevesinde ya bir szck (week-end: "hafta sonu
tatili") ya da bir szck bei {longues promenades la campagne: "kr
da uzun gezintiler") araclyla dile getirilebilir. Byle olunca da, daha
kolay kullanlrlar, nk zmlemeci bunlar kendi stdili erevesine
sokmak zorunda kalmaz. Ama, ayn zamanda da, daha tehlikeli bir gr
nm alrlar, nk temelini, gzlemlenen dizgeden alan bir snflandrma
ya deil de srekli olarak dilin kendisinin anlamsal snflandrmasna ba
vurulmasna yol aarlar (kald ki bu snflandrma da bilinmemektedir).
Moda giysisinin gsterilenlerine derginin sz araclk etse de, bunlar zo
runlu olarak dilin gsterilenleri gibi bir dalm sunmazlar, nk, her za
man ayn "uzunluk"ta deildirler (bir yerde szck, bir yerde tmce). E
lemeli dizgelerde grlen birinci durumda, gsterilen, kendine zg gs
teren dnda herhangi bir zdeklemeden yoksundur; dolaysyla ancak
bir stdil erevesine indirgenerek kullanlabilir. Szgelimi, kimi bireyler
de dilselletirilmi gsterilenlerden (bunaltc, frtnal, i karartc, skn
tl, vb.) oluan bir dizge sunularak, bir mzik parasn nasl anlamlan
drdklar sorulabilir.40 Oysa, gerekte btn bu dilsel gstergeler, bir tek
mziksel gsterilen oluturur; bu gsterileni, hibir dilsel blmleme ve
hibir eretilemeli dnm iermeyecek tek iaretle belirtmek gerekir.
Bir yerde zmlemeciden, bir yerde de dizgenin kendisinden gelen bu
stdillerden kanmaya kukusuz olanak yoktur; bu da, gsterilen zm
44 Gstergebilimsel Serven

lemesini ya da dnyapsal zmlemeyi daha da gletirir. Bunun gs


tergebilimsel tasardaki yerini hi deilse kuramsal olarak belirlemek ge
rekir. kinci gzlemimiz, gstergebilimsel gsterilenlerin kapsamna ili
kindir. Bir dizgedeki gsterilenlerin tm, bir kez biimselletirildi mi,
byk bir ilev oluturur. Oysa bir dizgeden brne, anlamsal byk i
levler aralarnda yalnzca iliki kurmakla kalmayp ayn zamanda, yer yer
rtebilirler. Giysi gsterilenlerinin biimi, bir blmyle besin dizge
sindeki gsterilenlerin biimiyle zdetir kukusuz: Her ikisi de byk a
lma ve elence, etkinlik ve dinlence kartlnn stnde eklemlenir. Bu
nedenle, ayn esremlilik iindeki btn dizgelere zg tam bir dnya-
psal betimleme ngrmek gerekir. Son olarak bu nc gzlemimiz
olacak , her gsteren dizgesine (szlkler), gsterilenler dzleminde, bir
uygulamalar ve teknikler btn denk der. Bu gsterilen btnleri dizge
tketicilerinin (bir baka deyile "okurlar"n) deiik bilgileri ("kltr"
ayrmlarna gre) olmasn ierir. Ayn kesitin (ya da byk okuma biri
minin) bireylere gre deiik biimlerde zmlenip kavranmas, ama yi
ne de belli bir dil"e balanmas byle aklanr. Ayn bireyde birok sz
lk ve bundan tr de birok gsterilen btn bir arada bulunabilir:
Bunlar her bireyde deiik "derinlik"te okumalara olanak salar.

II. 3. Gsteren

11.3.1. Gsterenin z nitelii, gsterileninkiyle hemen hemen ayn trden


gzlemlere yol aar: Katksz bir balantsal edir (relatum) bu ve ta
nm, gsterilenin tanmndan ayrlmaz. Tek ayrm gsterenin bir arac ol
masdr: zdek ona gereklidir. Ne var ki, bir yandan bu zdek yeterli de
ildir, te.yandan da gstergebilimde, gsterilenin kendisi de belli bir z-
dein aracln gerektirebilir: Szcklerin zdei. Gsterenin bu zdek-
sellii, bir kez daha zdek ile tz birbirinden iyice ayrt etmemizi zo
runlu klar: Tz zdeksel olmayabilir (ieriin tz byledir). Demek ki,
yalnzca gsterenin tznn her zaman zdeksel olduunu (sesler, nesne
ler, grntler) syleyebiliriz. Deiik zdekler (ses ve grnt, nesne ve
yaz, vb.) ortaya karan karma dizgelerle karlaacamz gstergebilim
de, btn gstergeleri, ayn ve tek zdek araclyla ortaya konulduklar
lde, trsel gsterge kavram altnda toplamak yerinde olur: Dilsel
gsterge, yazsal gsterge, grntsel gsterge, hareketsel gsterge, birer
trsel gsterge oluturur.

11.3.2. Gsterenlerin snflandrlmas, szcn tam anlamyla dizgenin


yaplatrlmasndan baka bir ey deildir. ncelenen btnce dzeyinde
Gscergebilim lkeleri 45
oluturulmu bildiriler btnnden kurulu "sonsuz" bildiriyi, deitirim
snamas41 yoluyla en kk anlam aktarc, anlamlayc birimlere bl
mek, bu birimleri dizisel snflar biiminde bekletirmek ve yine bu bi
rimleri birbirine balayan dizimsel ilikileri snflandrmak sz konusu
dur. Bu ilemler III. blmde ele alacamz gstergebilimsel giriimin
nemli bir yann oluturur; burada yalnzca anmsatmak iin deindik on
lara.42

II.4. Anlamlama

II.4.1. Gsterge, iki ynl bir ses, grnt, vb. dilimidir. Anlamlama, bir
olu biiminde tasarlanabilir; bu, gsteren ile gsterileni birletiren ve
rn gsterge olan edimdir. Sz konusu ayrm, yalnzca snflandrn bir
deer tar kukusuz (fenomenolojik deil). Nedeni de udur: nce, gste
ren ile gsterilenin birlemesi, ilerde de grlecei gibi, anlamsal edimi
tketmez; nk gsterge evresiyle de deerlenir. Sonra kukusuz, insan
zekas anlam iletmek iin, ilerde grlecei gibi, balama yoluyla deil,
blmleme yoluyla ilem yapar:43 Gerekle, anlamlama (semiosis) tek-
yanl varlklar birletirmez; iki eyi birbirine yaklatrmaz, nk,
gsteren ile gsterilenin her biri hem edir hem de bant.44 Bu ikircil
durum, anlamlamann yazsal gsterimini gletirir; ne var ki, bu gste
rim gstergebilimsel sylem iin zorunludur. Bu konuda u giriimlere
deineceiz:
Saussure'de, gsterge, derinde yer alan bir durumun dikey
1 ) ------: uzants olarak sunulur: Dilde gsterilen sanki gsterenin
Gilen ardnda yer alr ve ancak gsteren araclyla ulalabi
lir ona; fazlaca uzamsal olan bu eretilemelerin, anlamlamann diyalektik
zniteliini yanstmad ve gstergenin kapallnn yalnzca dil gibi
aka kesintili dizgeler iin geerli olduu da bir gerektir.
2) A B : Hjelmslev salt yazsal bir gsterimi yelemitir: Anlatm
(A) dzlemiyle ierik () dzlemi arasnda balant (B) vardr. Bu zl an
latm, stdilleri ya da kaymal dizgeleri tutumlu bir biimde ve erelile-
meli bir arptmaya dmeden ortaya koyma olana verir: AB (A B ).45
q Lacan uzamsal bir gsterim kullanr (Laplanche ile
3) Leclaire46 de Lacan' izleyecektir), ama bu, Saussure'n gs-
S teriminden iki noktada ayrlr: 1) Gsteren (G) btnseldir;
ok dzeyli bir zincirden oluur (eretileme zinciri): Gsteren ve gsteri
len oynak bir bant iindedir ve yalnzca birtakm sabitleme noktalarn
da birbiriyle nrtr";'2) Gsteren (G) ile gsterilen (g) arasndaki ayrm
izgisi kendine zg bir deer tar (Saussure'de byle bir deer tam
46 Gstergebilimsel Serven

yordu kukusuz): Bu, gsterilenin bastrlmasn dile getirir.


4) Gen Gilen: Son olarak da elemeli olmayan dizgelerde (bir b
ka deyile, ayr bir dizgede zdekletirilmi gsterilenlerin bulunduu diz
gelerde) balanty bir zdelik (=) biimde deil de, bir edeerlik () bi
iminde geniletmeye kukusuz hakkmz vardr.

II.4.2. Grld gibi, gsteren stne btn sylenebilecek, gsterilenin


zdeksel bir aracs olduu noktasnda toplanmaktadr. Bu aracln zni-
telii nedir? Dilbilimde, bu sorun tartmaya yol amtr: Her eyden n
ce terimlere ilikindir bu tartma, nk iin z yeterince aydnlktr
(belki gslergebilimde her ey bu kadar aydnlk olmaz). nsan dilinde, bi
zi sesleri semeye, dorudan doruya anlamn zorlamad gereinden
{kz kavram, kz sesini zorunlu klmaz; nk baka dillerde bu ses
deiiktir) kalkan Saussure, gsteren ile gsterilen arasnda keyfi bir ba
ntdan sz etmiti. Benveniste ise bu szc yadsd.47 Keyfi olan, gs
teren ile gsterilen "nesne" arasndaki bantdr (kz sesiyle bu sesin
gsterdii hayvan). Ama, grld gibi, Saussure iin de gsterilen,
"nesne" deil, ama nesnenin zihinsel tasarmdr (kavram); ses ile tasar
mn birleimi, ortaklaa bir eitimin (szgelimi Fransz dilinin renilme
si) rndr; bu anlamlama olan birleim hi de keyfi deildir (hibir
Fransz bunu deitirmede zgr deildir) ama tam tersine zorunludur.
Bundan tr de dilbilimde, anlamlamann nedensiz olduu sylenmitir;
kald ki, bu ksmi bir nedensizliktir (Saussure grece bir benzerlikten sz
eder): Gsterilenden gsterene doru, hemen aada greceimiz gibi,
saylar az olan yansma szcklerde ve dilin belli bir birletirme ya da t
retme rneinden kalkarak bir dizi gsterge oluturduu durumlarda belli
bir nedenlilik vardr. Orantl diye adlandrlan gstergelerin durumu by-
ledir: Franszca pommier (elma aac), poirier (armut aac), abricotier
(kays aac), vb. szcklerin, kkenleriyle soneklerinin nedensizlii or
taya konulduktan sonra, bir birleim benzerlii sunduu grlr. Demek
ki, genel olarak, gsteren ile gsterilenin dildeki bann, ilkece szleim-
sel olduunu, ama uzun bir sre (Saussure "dil her zaman bir kalttr"
der) iinde yer alan ve bundan dolay da neredeyse doallam bulunan
ortaklaa nitelikli bir szleme deeri tadn syleyebiliriz. Ayn bi
imde, Lvi-Strauss, dilsel gstergenin nsel olarak, keyfi olduunu,
ama sonsal olarak keyfi olmadn vurgular. Bu tartma, gslergebilim
alanna geildiinde yararl olabilecek iki e ngrmeye olanak salar.
Bir dizge, gstergeleri szleme uyarnca deil de tek yanl karar gerein
ce saptanm olduunda keyfidir diyebiliriz. Dilde gsterge keyfi deildir,
ama Moda dzleminde byledir ve gsterileni ile gstereni arasndaki
balant benzerlie dayandnda gsterge ne</en/dir.(Buyssens nedenli
Gstergebilim lkeleri 47
gstergeler iin i gstergeler, nedensiz gstergeler iin d gstergeler
denilmesini ngrmtr). Demek ki, keyfi ve nedenli dizgelerle de kar
laabiliriz, keyfi olmayan, nedensiz dizgelerle de.

II.4.3. Dilbilimde nedenlilik yalnzca tretme ya da birletirme dzlemiyle


snrldr; oysa gstergebilimde daha genel sorunlar yaratacaktr Bir yan
dan, dil dnda byk lde nedenli, dizgeler bulunmas olasl vardr:
Bu durumda, gnmze kadar anlamlama iin zorunlu grlen kesintililik
ile benzerliin nasl olup da badatn, sonra gsterenler benzer e
lerden (analoga) olutuunda dizisel btnlerin (dolaysyla az ve sonlu
sayda e kapsayan btnler) nasl ortaya ktn belirlemek gerekir.
Kukusuz "grntler" bu trl bir zellik sunar, ama belirtilen nedenler
den dolay, bunlarn gstergebilimsel nitelikleri ortaya konulmu olmak
tan uzaktr. te yandan, gstergebilimsel dkmn katkl dizgelerin
varln gzler nne sermesi de ok olasdr: Bunlar ya ok gevek ne-
denlilikler ieren ya da ou kez gsterge, nedenli ile nedensizin at
ma alanym gibi bir grnm alr- sanki ikincil nedensizliklerle ykl
nedenlilikler kapsayan dizgeler olacaktr. Dilin en "nedenli" blgesinde,
yansma szckler blmnde de biraz bu duruma rastlanr. Martinet4H
yansma kaynakl nedenlilikle birlikte ift eklemliliin de silindiini be
lirtmitir (yalnzca ikinci eklemlilik dzlemine balanan ah!, ift eklemli
olan bu canm yakyor sznn yerini alr). Bununla birlikte, ac belirten
yansma szck her dilde tam olarak ayn deildir (szgelimi, Franszca
ae, Danca au). nk gerekte, burada nedenlilik, kukusuz dilden dile
deiik olan sesbilimsel rneklere uyar neredeyse: Bu durumda analojik
olan dijital olandan etkilenir. nsan dili dnda da, arlarn "dili" gibi so
run yaratan dizgeler ayn kark grnm sunarlar. Arlarn, balz bu
lunduunu belirten ve bir daire izen danslar bulank bir benzerlik deeri
tar; uu yzeyindeki dans ise aka nedenlidir (balznn yerini sapta
ma); ama 8 izen oynak dans kesinlikle nedensizdir (bir uzakl belir
tir).49 Bu "bulank"50 olgulara son bir rnek daha verelim: Reklamclkta
kullanlan birtakm imalat markalar tam olarak "soyut" nitelikli (benzer
lik tamayan) biimlerden oluur. Ne var ki, bunlar, gsterilenle benzer
lik bants kuran belli bir izlenim (szgelimi "gllk" izlenimi) de
"uyandrabilir": Berliet markas (kaln bir okla donatlm bir yuvarlak)
hibir biimde glln "yknt"s deildir kald ki glln
"yknt"s nasl olabilir? ; ne var ki, rtl bir benzerlikle gllk iz
lenimi uyandrr. Ayn bulankla baz ideografik yazlarn (szgelimi
ince) gstergelerinde de rastlanabilir. Demek ki, benzerlik olgusuyla
benzemezlik olgusunun bir tek dizge iinde bir arada bulunduu tartma
gtrmez. Ne var ki, gstergebilim, bu uzlamay dizgeletirmeye kalk
48 Gstergebilimsel Serven

madan yalnzca saptayacak bir betimlemeyle yetinemez, nk, ilerde de


grlecei gibi, anlam demek eklemlilik demek olduundan, kesintisiz bir
ayrmsat dzenek bulunduu grn benimseyemez. Bu sorunlar henz
ayrntl biimde incelenmemitir, onun iin de bu konuda genel bir gr
nm sunmaya olanak yoktur. Yine de anlamlamann insanbilimsel dzeni
ni sezinleriz: Szgelimi dilde (grece) nedenlilik, birinci (anlaml) eklem
lilik dzeyinde belli bir dzen getirir: Onun iin burada "szleme", Lvi-
Strauss'un deindii o nsel buyrultusalln belli biimde doallamasy
la desteklenir. Bunun tersine, baka dizgeler, nedenlilikten nedensizlie
geebilirler: Szgelimi Lvi-Strauss'un La pense sauvage (Yaban D
nce) adl yaptnda and, Senufolarn dinsel "giri" trenlerinde kul
landklar heykelcikler. Demek ki, insanbilimsel dzeye balanan en genel
gstergebilimsel dzlemde, benzerlik olgusuyla nedensizlik olgusu arasn
da bir tr evrimsellik ortaya kmaktadr: Nedensizi doallatrmak ve
nedenliyi dnselletirmek (bir baka deyile kltrletirmek) yolunda
birbirini btnleyep iki eilim karsndayz. Son olarak da unu belirte
lim: Baz yazarlar analojik olgusunun kart olan dijitalizm olgusunun
(bunun katksz biimi binarizmdir [ikicilik]) da grme ve iitme du
yularnn sonu olarak iki seenekli seme eylemleriyle iledii doruy
sa kimi fizyolojik srelerin "yknt"s olduunu kesin bir dille sa-
vunmaktadr.51

II.5. Deer

11.5.1. Gstergeyi "tek bana", yalnzca gsteren ve gsterilen birleimi


olarak incelemenin byk lde keyf (ama kanlmaz) bir soyutlama
olduu belirtilmi, hi deilse bu anlama gelen szler sylenmitir. Onun
iin son olarak da, gstergeyi "bileim"i bakmndan deil ama evre"si
asndan ele almak gerekir: Deer sorunudur bu. Saussure bu kavramn
nemini hemen anlayamam ama Genel Dilbilim Dersleri'nin kincisin
den balayarak sz konusu kavram stne giderek daha derinlemesine
eilmi ve sonunda deer, Saussure'de, anlamlamadan (deer kavrami'an-
lamlamay tmyle rtmez) daha nemli temel bir kavram olmutur. De
er, szn kart olan dil kavramyla sk bir balant iindedir. Dilbilimi
ruhbilimden uzaklatrarak iktisada yaklatrr. Bundan dolay da yapsal
dilbilimin temelidir. Saussure,52 bilimlerin ounda, artsremlilik ile es-
remlilik arasnda bir ikilik bulunmadn gzlemler: Gkbilim (gkcisim
lerinin deimesine karn) esremli, yerbilim (deimez durumlar ince
leyebilmesine karn) artsremli bir bilimdir; tarih zellikle artsremlidir
(olaylarn art arda dizilii); birtakm olay "kesit"leri stnde durabilmesi
Gscergebilim lkeleri 49
durumu deitirmez.53 Bununla birlikte, bu ikilikteki her iki enin de eit
olarak kendini benimsettii bir bilim vardr: ktisat (iktisat ile iktisat tarihi
birbirinden ayrlr). Saussure, dilbilimde de durum ayndr, diye szlerini
srdrr. nk her iki bilimde de deiik iki olgu arasnda bir edeerlik
dizgesi sz konusudur: Birinde emek ile cret, brnde gsteren ile gs
terilen (imdiye kadar anlamlama diye adlandrdmz olgu ite burada
yer alr). Bununla birlikte, iktisatta olduu gibi dilbilimde de, bu edeer
lik tek bana deildir; nk elerinden biri deitirildiinde, giderek
btn dizge deiir. Demek ki, gstergenin (ya da iktisatta "deer"in) var
olabilmesi iin, bir yandan benzemeyen eleri (emek ve cret, gsteren
ve gsterilen) birbiriyle deitirebilmek, te yandan da benzer eleri
aralarnda karlatrabilmek gerekir: 5 F'lk bir kt paray ekmek, sa
bun ya da sinema biletiyle deitirebileceimiz gibi, 10 F'lk, 50 F'lk
kt paralarla da karlatrabiliriz. Ayn biimde, bir "szck de bir
kavramla (bir baka deyi'e, benzemez bir eyle) "deitirilebilecei" gibi
baka "szcklerde (bir baka deyile, benzer eylerle) de karlatrlabi
lir: ngilizce muttor (koyun eti, hazrlanarak sofraya getirilen koyun eti)
szc, deerini yalnzca sheep (koyun) ile bir arada bulunmasndan
alr. Anlam, ancak bu ikili belirleme sonunda gerekten saptanabilir: An
lamlama ve deer. Demek ki, deer anlamlama deildir. Saussure,54 deer
"dildeki paralarn karlkl durumundan doar der; hatta anlamlamadan
bile nemlidir: "Bir gstergedeki kavram ya da ses zdei, evresindeki
gstergelerin kavram ya da ses zdeinden daha az nemlidir."55 Saussu-
re'n, Levi-Strauss'taki ilevdelik ile snflandrmalara ilikin ilkeyi by-
lece daha o zamanlar ortaya att dnlrse, bu tmcenin ne kadar n-
sezili olduu anlalr. Anlamlama ve deeri, Saussure'le birlikte iyice
ayrt ettikten sonra, Hjelmslev'in katmanlarn (strata) [tz ve biim] ele
aldmzda, anlamlamann ierik tzn, deerin ise ierik biimini an
drdn hemen grrz (muttor ve sheep, kukusuz gsteren olarak de
il, gsterilen olarak dizisel bir bant iindedir).

II.5.2. Saussure, anlamlama ve deerin kurduu ikili olguyu aklayabil


mek iin bir kat benzetmesinden yararlanmtr: Kat kesildiinde, bir
yandan, her biri brlerine gre bir deer tayan eitli paralar (A,B,C,)
elde edilir, te yandan da bu paralardan her birinin ayn anda kesilmi
bir n, bir de arka yz vardr (A-A', B-B', C-C'): te bu da anlamlama-
dr. ok yerinde bir benzetmedir bu; nk anlam retiminin, yalnzca bir
gsteren ile bir gsterilenin ballam olarak deil, belki de, her eyden
nce, biimlenmemi iki yn, Saussure'n dedii gibi "snrlar oynak
iki lke"yi ayn anda blmleme eylemi olarak zgn bir biimde kavra
may salar. Gerekten de Saussure, kavramlarn ve seslerin, anlamn (salt
50 Gstergebilimsel Serven

kuramsal) kkeninde oynak, deiken, kesintisiz ve kout iki tz yn


oluturduunu varsayar. Anlam, bu iki yn, ayn anda ve bir rpda par
alara ayrldnda ortaya kar: Bylece oluturulan gstergeler, demek
ki birer eklemli eciktir (articuli). Dolaysyla bu iki karmaa arasnda
anlam bir dzendir, ama bu dzen de z bakmndan bir blmlemedir:
Dil, ses ile dnceye araclk yapar; onlar ayn anda ayrtrarak birbi
rine balar. Saussure, burada yeni bir benzetmeye bavurur: Gsterilen
ve gsteren, biri hava, br su olan st ste iki yzey gibidir; hava basn
c deitiinde, su yzeyi de dalgalara ayrr; ayn biimde, gsteren ek
lemli eciklere blnr. Kada ilikin benzetme gibi dalgalara ilikin
benzetme de, gstergebilimsel incelemelerin gelecei bakmndan ok
nemli bir olguyu vurgulamamza olanak salar: Dil eklemlemeler alan
dr ve anlam her eyden nce bir blmlemedir. Bundan da u sonu
kar: Gstergebilimin gelecekteki grevi, nesnelerin adlarna ilikin dizel-
geler dzenlemekten ok, insanlarn geree uyguladklar eklemlemeleri
bulup ortaya koymak olacaktr. Dsel bir biimde de olsa, diyebiliriz ki,
gstergebilim ve snflandrma, henz kurulmam olmalarna karn, bel
ki de bir gn eklembilim ya da blmlemeler bilimi gibi yeni bir bilimin
kapsamna girecektir.

III. Dizim ve Dizge

111.1. Dilin ki Ekseni

111.1.1. Saussure'e gre,56 dilsel eleri birletiren bantlar, her biri ken
dine zg deerler reten iki dzlemde geliebilir; bu iki dzlem, zihinsel
etkinliin iki biimine denk der (bu genelleme ilerde Jakobson tarafn
dan yeniden ele alnacaktr). Birinci dzlem, dizimler dzlemidir; dizim,
dayana uzam olan bir gstergeler birleimidir. Eklemli dilde bu uzam
izgiseldir ve tek ynldr ("sz zinciri "dir bu): ki e ayn anda syle
nemez (geri ek, herkese kar, insan yaam): Burada, her e, deerini,
kendinden nce gelen ve kendini izleyen elerle kurduu kartlktan
alr. Sz zincirinde, ayn anda bir arada bulunan (in praesentia) eler,
birbirine gerek anlamda balanmlardr. Dizime uygulanan zmleyici
alma, blmlemedir. kinci dzlem yine Saussure'n terimiyle, ar
mlar dzlemidir. "Sylem (dizimsel dzlem) dnda, aralarnda ortak
bir yan bulunan eler bellekte birbirini artrrlar ve bylece eitli
bantlarn egemen olduu bekler olutururlar": Franszca enseigne-
Gstergebilim lkeleri 51
ment (retim), anlam asndan ducation (eitim), apprentissage (ye
time, renme, raklk) szcklerini; ses asndan ise enseigner (ret
mek), renseigner (bilgi vermek) ya da armement (silahlanma, donanm)
ve chargement (ykleme, yk) szcklerini artrabilir. Her bek, g-
cl bir belleksel dizi, bir "bellek hzinesi" oluturur. Her dizide, dizimsel
dzlemdekinin tersine, ayn anda bir arada bulunmayan (in absentia)
eler birbirine balanr. armlara uygulanan zmleyici alma, s
nflandrmadr. Dizimsel dzlem ile armsal dzlem, Saussure'n u
karlatrmayla aklad sk bir iliki iindedir: Her dilsel birim, antik
bir yapnn stununa benzer: Bu stun, yapnn br blmleriyle, szge
limi, batabanla gerek bir bitiiklik ilikisi iindedir (dizimsel bant);
ama bu stun, Dor dzenindeyse, yon, Korinthos gibi br mimarlk d
zenleriyle de bir karlatrma yapmamza yol aar: te bu da gcl bir
ornatma bantsdr (armsal bant). ki dzlem birbirine ylesine
baldr ki, dizim ancak amsal dzlemden yeni birimlerin art arda
br dzleme aktarlmasyla "ilerleyebilir". Saussure'den bu yana, ar
msal dzlemin zmlenmesi, ok byk bir gelime gstermi, ad bile
deimitir. Gnmzde artk, armsal dzlemden deil, dizisel
(paradigmatitf1) dzlemden ya da, bundan sonra bizim bu incelemede
yapacamz gibi dizgesel (sistematik) dzlemden sz edilmektedir. Ku
kusuz armsal dzlem, bir dizge olan "dil" ile sk bir iliki iindedir.
Dizim ise, sze daha yakndr. Destekleyici baka terimlere de bavurula
bilir: Dizimsel bantlara, Hjelmslev balantlar, Jakobson bitiiklikler,
Martinet ise ayrlklar der, dizgesel bantlarsa, Hjelmslev'de balla
mlar, Jakobson'da benzerlikler, Martinet'de kartlklar adn alr.

III.1.2. Saussure dizimsel olgu ile armsal olgunun (biz buna dizgesel
olgu diyoruz) iki zihinsel etkinliin karl olduunu sezinlemiti; bu da
dilbilimin snrlar dna kmak demekti. Jakobson, artk ok nl olan
bir yazsnda58 bu kapsam genilemesini benimsemi ve eretileme (diz
ge dzlemi) ile diizdeimece (dizim dzlemi) kartln dild anlatm
yntemlerine uygulamtr: Bylece, bir yandan eretilemeli "sylemler",
bir yandan da dzdeimeceli "sylemler" sz konusu olacaktr. Bu trle
rin her biri, iki rnekten ancak birine bavurmay gerektirmez kukusuz
(nk dizim ve dizge her sylem iin zorunludur); yalnzca bunlardan bi
rinin egemenliini ierir. Eretileme dzleminde (ornatmal armlarn
egemenlii) lirik Rus arklar, romantizm ve simgecilie balanan yapt
lar, gerekstc resim, Charlie Chaplin'in filmleri (bu anlaya gre, st
ste gelen alma-kararmalar, sinema sanatndaki gerek film eretileme
leridir), Freud'un zdeletirme rn d simgeleri yer alr. Dzdeime-
ce dzlemineyse (dizimsel armlarn egemenlii), kahramanlk des-
52 Gstergebilimsel Serven

tanlar, gereki okulun anlatlar, Griffith'in filmleri (omuz ekimi, ekim


alarnn kurgusu ve deiimleri) yer deitirme ya da younlatrma yo
luyla oluturulan dsel yanstmalar balanr. Jakobson'un sralad e
lere unlar da eklenebilir: Eretileme dzleminde, retici aklamalar
(burada ornatmal tanmlar ortaya kar),S9 tematik trden yaznsal eletiri,
zdeyili sylemler; dzdeimece dzleminde, popler romanlar ve ba
snda yer alan anlatlar.60 Jakobson'un bir gzleminden esinlenerek, -
zmlemecinin (burada gstergebilimcinin) dzdeimeceden ok eretile
me konusunda daha yeterli bilgiyle donanm bulunduunu belirtelim.
nk, zmlemesinde kullanmak zorunda olduu stdil de eretileme-
lidir, bundan dolay da konu-eretilemeyle trdetir. Gerekten de, ereti
leme stne yaplan incelemelerin younluuna karlk, dzdeimeceyle
ilgili hemen hemen hibir ey yoktur.

III.1.3. Jakobson'un, eretilemenin egemen olduu sylemlerle dzdei-


mecenin egemen olduu sylemlere ynelmesi, dilbilimden gstergebili-
me bir gei balatmtr. Gerekten de, eklemli dildeki iki dzlemin dil
dndaki br anlamlama dizgelerinde de bulunmas gerekir. Bir blm
leme ileminin rn olan dizim birimleriyle, bir snflandrma sonucu el
de edilen kartlk dizelgeleri her ne kadar nsel olarak deil de, ancak,
gsterenler ile gsterilenlere ilikin genel bir deitirim snamasyla ta
nmlanabilirlerse de, dizimsel birimlerin, dolaysyla da bunlarn yol at
dizisel deiimlerin ne olduu konusunda nceden bir yargya varmadan,
birtakm gsterge dizgeleri iin dizim dzlemi ile dizge dzlemi belirtile
bilir (bkz. izelge). te bunlar dilin iki eksenidir ve gstergebilimsel
zmlemenin z de, dkm yaplm olgulann dalmn bu iki eksene
gre belirlemektir. e, dizimsel blmlemeyle balamak mantksaldr,
nk dizisel olarak da snflandrmak zorunda olduumuz birimleri ilke
ce bize salayan, dizimsel blmlemedir; bununla birlikte, bilinmeyen bir
dizge karsnda da, deneyimse! olarak saptanm birka dizisel eden
kalkarak dizimden nce dizgeyi incelemek daha yerinde olabilir. Ama bu
rada, Kuramsal lkeler sz konusu olduundan, dizimden dizgeye uzanan
mantksal dzene uyacaz.
Gstergebilim lkeleri 53

Dizge Dizim

Ciysi Bedenin ayn noktasnda, ayn anda Ayn kyafette deiik


bulunamayacak olan ve deiimi elerin yanyana bulun
giyimse! bir anlam deimesine yol mas: Etek, bluz, ceket.
aan paralar, ek paralar ya da ay
rntlar bei: Takke / bere/ apka,
vb.
Bir yemein, belli bir anlamla ili Yemek boyunca seilen
Besin
kili olarak seildii, benzerlik ve yemeklerin gerek zin-
ayrlklar sunan yiyecekler bei: cirlenii: Bu mndr.
Giri yemei, kzartma ya da so
ukluk trleri.

Lokantadaki "mn" her iki dzlemi de gerekletirir: Sz-


gelimi giri yemeklerinin yatay okunuu dizgeye, mnnn
dikey okunuuysa dizime denk der.

Ayn mobilyann (bir yatak) slup Deiik mobilyalarn ay


Mobilya
deiikliklerinin oluturduu bek. n uzamda yan yana geti
rilmesi (yatak, dolap,
masa, vb.)
Bir yapdaki elerden birinin s Yapnn btn iinde
Mimarlk
lup bakmndan gsterdii eitli ayrntlarn birbirine
lik, deiik dam, balkon, giri, vb. balan.
biimleri.

11.2. Dizim

II.2.1. Szn (Saussure'n kulland anlamda) dizimsel nitelikli olduu-


u grdk (I.I.6.); nk sz, seslemedeki genlikler dnda, yinelenen
stergelerin eitlilik sunan bir bireimi olarak tanmlanabilir: Szl
mce, dizimin en belirgin rneidir. Demek ki, dizimin sze ok yakn
rlduuna kuku yoktur. Oysa, Saussure'e gre bir sz dilbilimi dnle-
nez; bu durumda, dizim dilbilimini de olanaksz m saymak gerekir?
iaussure bu gl sezmi ve dizimin neden bir sz olgusu olarak ele
lnamayacan aka belirtmeye zen gstermitir: Ona gre, birinci
eden, birtakm kalplam dizimlerin varldr (Franszca quoi bon?
neye yarar?", allez donc! "Hadi canm!). Genel kullanm bunlarda her
54 Gstergebilimsel Serven

hangi bir deiiklik yapmay nler ve bunlar sz dzlemindeki birleimsel


zgrlkten yoksundur (demek ki bu kalplam dizimler, bir tr dizisel
birimlere dnr). kinci neden udur: Szn dizimleri, dzenli bir nite
lik tayan, bundan tr de dile balanan biimlere uygun olarak olutu
rulur (Franszca'da indcolorable "boyas karlamaz" gibi bir szck
impardonnable "balanamaz", infatigable "yorulmak bilmez" rnek
alnarak oluturulabilir). Demek ki, bir dizim biim i (Hjelmslev'in kullan
d anlamda) vardr, bununla dizimin "dilsel"61 tr olan szdizim ura
r. Bununla birlikte, dizim ile szn yapsal "yaknl" nemli bir olgu
dur: nk zmlemede durmakszn sorun yaratr; ama bir de bunun
tersine yananlaml sylemlerin "doallamasna ilikin baz olgular
yapsal yoldan aklama olana salar. Bundan tr, dizim ile sz ara
sndaki sk bantnn varln aklda tutmaya zen gstermek gerekir.

III.2.2. Dizim bir "zincir" biiminde gerekleir (szgelimi szn ak).


Oysa, daha nce de grdmz gibi (11.5.2.), anlam ancak bir eklemle
meden doabilir, bir baka deyile "gsteren" yzeyle "gsterilen" y
nn ezamanl blmleniinin rn olabilir: Dil, bir bakma gerei b
lmleyen eydir (szgelimi renklerin kesintisiz tayf, szckler aracly
la bir dizi kesintili eye indirgenir). Demek ki, her dizim karsnda bir
zmleme sorunu ortaya kar: Dizim hem kesintisizdir (akp gider, bir
zincirlenme gsterir), hem de ancak "eklemli" olduundan anlam aktara
bilir. Peki, dizim nasl blmlenebilir? Bu sorun her gsterge dizgesi kar
snda yeniden belirir: Eklemli dil konusunda, szcn z nitelii (bir
baka deyile, gerekte szcn "smrlar") stne saysz tartma yapl
mtr. Baz gstergebilimsel dizgelere ilikin olarak bu konuda nemli
glkler kabilecei imdiden ngrlebilir: Geri, byk lde kesin
tili nitelik tayan basit dizgeler vardr: Szgelimi karayollarnda kullan
lan iaretler. Bunlarn gstergeleri, gvenlik nedeniyle, dolaysz biimde,
hemen alglanabilmek iin, tam olarak kesintili olmak zorundadr. Oysa,
gerek durumla ok az bir benzerlik ilikisi kuran gsterenlere dayal g
rntsel dizimlerin blmlenmesi ok daha gtr. Bu nedenle de, sz ko
nusu dizgelere, hemen hemen evrensel olarak eklemli bir sz (bir fotora
fn altyazs) elik eder: Bu sz, onlara yoksun olduklar kesintililii sa
lar. Btn bu glklere karn, dizimin blmlenmesi temel nitelikli bir
ilemdir; nk, dizgedeki dizisel birimleri salamas gerekir. Sonu ola
rak, dizimin tanm da uddr: Blmlenmesi gereken bir tz.62 Sz bii
mine brnen dizim, "sonu olmayan bir metin" grnm alr: Bu sonu
olmayan metin iinde anlam aktarc birimler, bir baka deyile, metni
oluturan gstergelerin snrlar nasl saptanabilir?
Gstergebilim lkeleri 55
III.2.3. Dilbilimde, "sonu olmayan metin"in bliimlenmesi deitirim s
namasna gerekletirilir. Daha Trubetskoy'da bile bu ilemsel kavrama
rastlanr, ama gnmzdeki adyla, 1936'da yaplan V. Sesbilgisi Kurulta
ymda Hjelmslev ve Uldall'n giriimi sonucu benimsenerek yaygnlam
tr. Deitirim snamas, yapay olarak anlatm (gsterenler) dzlemine bir
deiiklik getirmek ve bunun ierik (gsterilenler) dzleminde de balla
k bir deimeye yol ap amadn gzlemlemektir. Sonu olarak "so
nu olmayan metin"in bir noktasnda keyfi bir ilevdelik, bir baka deyi
le, ift bir dizi yaratmak sz konusudur: Ama iki gsterenin karlkl bir
birinin yerini almasyla ve yalnz bu ilemin yaplmasyla (ipso facto) iki
gsterilenin karlkl olarak birbirinin yerini alp almadn gzlemle
mektir. ki gstergenin birbiriyle deitirilmesi gsterilenlerin de dei
mesine yol aarsa, snanan dizim parasnda, dizimsel bir birim olduu
kesinleir: lk gsterge blmlenmitir. lem, kukusuz, gsterilenler a
sndan da gerekletirilebilir: Szgelimi Yunanca bir adda, "birok" kav
ramnn yerine "iki" kavram getirilirse, anlatm dzleminde de bir dei
im yaplm olur ve bylece deien e (ikil belirtisi ve oul belirtisi)
belirlenip saptanm olur. Ne var ki, kimi deiimler kar dzlemde hi
bir deiiklie yol amaz. Bundan tr, Hjelmslev63 bir anlam deiikli
i yaratan (Franszca poison "zehir" / poisson "balk") deitirim ile,
ierii deil de anlatm deitiren (Franszca bonjour "gnaydn"/bon-
chour "bonjour'un bozuk biimi") ornatma'y birbirinden ayrr. Deiti
rimin genellikle nce gsterenler dzlemine uygulandn belirtmek gere
kir, nk blmlenecek olan, dizimdir. Gsterilenlere de bavurulabilir,
ama bu yalnzca biimsel bir ilemdir: Gsterilen, "tz" dolaysyla ken
disi iin deil, gsterene ilikin olduu iin ie kartrlr: Tek ilevi gs
tereni konumlamakUr. Bir baka deyile, olaan deitirim snamasnda,
gsterilenin tz deil, biimi (baka gsterilenlere gre kartsal deeri)
ie karr: "Anlamlamalar arasndaki ayrmdan yararlanlr, anlam amala
rn kendileri nemsizdir" (Belevi).64 lkece, deitirim snamas, aama
aama dizimi ren anlam aktarc birimleri saptamaya yarar, bylece sz
konusu birimlerin diziler biiminde snflandrlmasn salar. Dilde bu i
lem, elbette zmlemecinin, zmlenen dildeki anlama ilikin belli bir
bilgisi olduu iin olanakldr. Gstergebilimdeyse, anlam bilinmeyen ya
da belirsiz olan dizgelerle karlalabilir: Ky ekmeinden tost ekmeine
ya da bereden takkeye geerken bir gsterilenden bir baka gsterilene
getiimizi kim kesinleyebilir? Bu gibi durumlarda ou kez gstergebi-
limci deitirim yapmak iin gereksinim duyduu gsterilenleri kendisine
salayacak olan ara-kurumlardan ya da stdillerden yararlanacaktr: Mut
faa ilikin yaz ya da moda dergisi (burada yine elemesiz dizgelerin ya
rar grlr). Yoksa, kimi deiimler ile yinelenmelerin srekliliini, daha
56 Gstergebilimsel Serven

ileri dzeyde bir sabr gstererek gzlemlemesi gerekir: Tpk bilinmeyen


bir dil karsnda bulunan bir dilbilimci gibi.

III.2.4. Deitirim snamas, ilkece65 anlaml birimleri, bir baka deyile,


zorunlu bir anlam tayan dizim paralarn belirlemeyi salar; bu aama
da, henz smflandrlmadklan iin dizimsel birimler sz konusudur:
Ama, bu evrede bile sz konusu birimlerin dizgesel birimler olduu da ke
sindir nk her biri gcl bir diziye balanr:

dizim ------- a b c vb.


a' b c'

dizge
a" b" c"

imdilik, bu birimleri yalnz dizimsel adan gzlemleyeceiz. Dilbi


limde, deitirim snamas ilk elde birinci trden birimler belirlenmesini
salar: Bunlar anlaml birimlerdir ve her biri bir gsteren ynyle bir
gsterilen yn ierir (anlambirimler ya da daha yaklak bir terimle, sz
ckler; bunlar da szlkbirimler ile biimbirimlerden oluur). Ama insan
dilinin ift eklemliliinden dolay, bu kez anlambirimlere ynelik ikinci
bir deitirim snamas, ikinci trden birimler karr ortaya: Ayrc bi
rimler (sesbirimler).66 Bu birimlerin kendi balarna bir anlam yoktur
ama anlamn olumasna yardmc olurlar, nk, aralarndan birinin de
itirilmesi, iinde yer ald anlambirimde de anlam deimesine yol aar
(szgelimi Franszca'da s sesbirimin z ile deitirilmesi poissoriun (ba
lk), poison'z (zehir) dnmesine yol aar.67 Gstergebilimde, her dizge
iin, zmlemenin bulup ortaya karaca dizimsel birimler nceden
kestirilemez. Burada trl sorun ngrmekle yetineceiz. Birinci sorun
karmak dizgelerin, bunun sonucu olarak da birleik dizimlerin varlna
ilikindir: Besin ya da giysi bir nesneler dizgesine tam anlamyla dilsel bir
dizge (Fransz dili) araclk yapabilir. Bu durumda yazl bir dizim (konu
ma zinciri) ile bunun amalad giyimse! ya da besinsel bir dizim sz
konusudur (dilin anlatt giyim kuam ile sofrada yenilen yemekler). Her
iki dizimdeki birimlerin akmas zorunlu deildir: Bir besin ya da giysi
dizimindeki birime, birleik birok yazl birim tayclk edebilir. kinci
sorun, gstergebilimsel dizgelerde, gsterge-ilevler\n, yani bir kullanm
dan kaynaklanan ve kullanmn akla yakn kld gstergelerin varln
dan doar.66 Ses tznn dolaysz biimde anlam aktard ve yalnzca
anlam aktard insan dilinin tersine, kukusuz, gstergebilimsel dizgele
rin ou yalnzca anlam aktarma iine yaramakla kalmayan bir zdek ie
Gstergebilim lkeleri 57
rir (ekmek beslenmeye, giysi korumaya yarar). Onun iin, bu dizgelerde,
dizimsel birimin karma nitelik tamas ve hi deilse bir anlamlama da
yana ile deien bir e kapsamas (uzun/ksa etek) olaandr. Bir de
neredeyse "sapkn" diye nitelendirilebilecek dizgelere rastlanmas olas
dr; bu dizgelerde, eylemsiz zdek uzamlarnn yer yer, yalnz kesintili ol
mayp ayn zamanda birbirinden uzakta bulunan gstergeler tad var-
saylabilir: "Gerekleme dzlemi"nde ulam kodundaki iaretler anlam
tamayan uzun uzamlarla (yol ya da sokak paralar) birbirinden ayrlr;
bu gibi durumlarda (geici olarak) l dizimlerden sz edilebilir.69

I1I.2.5. Her dizge iin dizimsel birimler bir kez belirlendikten sonra, sra
bunlarn dizim boyunca birleim ve dzenlenilerini yneten kurallar bul
maya gelir: Dilde anlambirimler, giyimde giysinin paralan, sofrada yeni
len yemeklerin her biri, bir yol boyunca rastlanan trafik iaretleri birtakm
zorunluklarn egemen olduu bir dzen iinde birbirini izler: Gstergele
rin birleimi zgrdr, ama bunlarn yararlandklar ve "sz" oluturan
zgrlk denetimli bir zgrlktr (bundan tr de dizim ile szdizimin
kartrlmamas gerektiini bir kez daha belirtelim). Gerekte, dzenleni
dorudan doruya dizimin kouludur: "Dizim, ayn-ilevli gstergelerin
oluturduu herhangi bir bektir; her zaman iki e (en az) kapsar ve iki
esi karlkl bir koullandrma bants iindedir" (Mikus).7 Birok
birleimsel zorunluk (gsterge "mant") rnekesi tasarlanabilir. Burada,
rnek olarak, Hjelmlev'e gre iki dizimsel birimin bitiik olduklarnda ku
rabilecekleri tr balanty anacaz: 1) Birimler zorunlu olarak birbiri
ni gerektirdiinde ortaya kan dayanklk balants; 2) Birimlerden bi
rinin brn zorunlu kld (ama bunun tersinin grlmedii) yaln
ierme balants; 3) Birimlerden hibirinin brn zorunlu klmad
birleim balants. Birleimsel zorunluklar "dil" tarafndan belirlenir
ama, "sz" bunlara deiik biimler verir: Demek ki, dizimsel birimlerin
birleim zgrl diye bir zgrlk vardr. Dil dzleminde, Jakobson
konuucunun sesbirimden tmceye kadar giderek artan oranda birimleri
birletirme zgrl bulunduuna dikkati ekmitir. Sesbirim dizileri
oluturma zgrl sfrdr, nk burada kod dil tarafndan kurulmu
tur; sesbirimleri anlambirimler biiminde bir araya getirme zgrl s
nrldr; nk szck yaratm "yasalar" vardr. "Szckler"i tmceler bi
iminde bir araya getirme zgrlyse szdizimle ve byk bir olas
lkla kalplam anlatmlarla snrlandrlm olmakla birlikte gerek
bir zgrlktr. Tmceleri birletirme zgrlyse olabilecek en byk
zgrlktr, nk szdizim dzeyinde zorlayc kurallara rastlanamaz
(sylemin zihinsel tutarllna ilikin olarak rastlanabilecek zorunluklar
dilsel nitelikli deildir). Dizimsel zgrlk kukusuz rastlantsal bir nite-
58 Gstergebil imsel Serven

lk tar. Baz szdizimsel biimlerin baz ieriklerle doyma olasl var


dr: Havlamak eylemi, az sayda zneyle doyma noktasna ulaabilir; gi
yim kuam alannda, etek, zorunlu olarak, bir bluz, bir sveter ya da bir
ceket, vb. ile "doyma" noktasna ular. Bu doyma olgusuna btnleyim
(kataliz) denir. Her szcn anlamn deil de, bu szc, kukusuz de
iik olaslklara gre btnleyecek br szcklerin tmn veren salt
biimsel bir szlk tasarlanabilir. Btnleyim ileminde en dk olaslk
da szn "iirsel" blgesine denk decektir (Valle Inclan: "Hibir zaman
bir araya gelmemi iki sz bir araya getirme yrekliliini gsteremeyen
kiinin vay haline!")

III.2.6. Saussure'n bir gzlemi, dilin, gstergeler yinelendii iin olanakl


olduunu belirtir (Bk. yukarda I.I.3.). Gerekten de, dizimsel zincir bo
yunca, belli sayda zde birimle karlarz, ama gstergelerin yinelen
mesini zde birimler arasndaki uzaklk olgular giderir. Bu sorunla bir
likle, saybilimsel dilbilime ya da makrodilbilime girilir: Bu dilbilim, z
bakmndan, anlama bavurmayan bir dizim dilbilimidir. Dizimin sze ne
kadar yakn olduunu grdk: Saybilimsel dilbilim, bir "szler" dilbilimi
dir (Lvi-Strauss). zde gstergelerin dizimsel uzakl yine de yalnzca
bir makrodilbilim sorunu deildir; bu uzaklk biembilimsel olarak da de
erlendirilebilir (ok yakn bir yineleme ya estetik asndan yasakland
ya da kuramsal bakmdan tlendii iin); bu dururtda da, yananlam
dzgsnn bir esi durumuna gelir.

II1.3. Dizge

III.3.1. Dizge, dilin ikinci eksenini oluturur. Saussure dizgeyi, bir dizi
armsal alan biiminde tasarlamtr. Bunlarn bir blm, ses ben
zerlii (enseignement, armement) ile bir blm de anlam benzerliiyle
(enseignement, ducation) belirlenmitir. Her alan gcl bir eler biri
kimidir (nk, bunlardan yalnz biri sylemin o annda gerekleebilir):
Saussure, dizimsel dzleme balanan birim niteliindeki "szck" bir
yana iterek e szc stnde durur; nk, der, "'szck' yerine
eyi kullannca, dizge kavram gelir gzmzn nne."71 Gerekten
de, her trl gsterge btnnn incelenmesinde dizgeye verilen nem,
deien oranlarda da olsa, Saussure'den kaynaklanan bir ynelii gsterir.
Szgelimi, Bloomfeld'ci okul, armsal bantlar ele almaktan titiz
likle kanrken buna kart olarak, A. Martinet, aykrlklar (dizimsel bi
rimlerin bitiiklik bantlar) ile kartlklarn (armsal alandaki e
lerin bantlar)72 birbirinden iyice ayrlmasn tler. Alandaki eler
Gstergebilim lkeleri 59
(ya da dizi) hem benzer hem de benzemez olmal, ortak bir e ve deien
bir e kapsamaldr: Gsteren dzleminde, enseignement ile armement,
gsterilen dzlemindeyse enseignement ile ducation bu durumdadr.
Kart elerin bu yoldan tanm yaln bir olgu gibi gelirse de, nemli
bir kuramsal soruna da yol aar. Bir dizideki terimlerin ortak esi (en
seignement ve armement'daki ment), gerekte ayrmal olmayan artl
e grnmndedir ve bu olgu Saussure'n dilin salt ayrmsa), kartsal
nitelii stnde yineledii kesinlemelerle eliiyormu gibi grnr: "Dil
de yalnzca artl eden yoksun ayrlklar vardr"; "(Sesleri) salt deer ta
yan sesler olarak deil de yalnzca kartsal, grece, eksili bir deerle
ykl olarak ele almak... Bu gzlem dzleminde, daha da ileri gitmek ve
dildeki her deeri artl, salt nitelikli olarak deil, kartsal olarak ele al
mak gerekir:73 Bir de yine Saussure'n u ok daha ak olan yargs var
dr: "Genellikle bir eyi baka eylerden ayran zellik ile bunu oluturan
zellik arasnda bir ayrlk bulunmamas dilin niteliidir; her gslergebi-
limsel dizge iin de bu byledir."74 Peki, dil salt ayrmal nitel iki iyse, na
sl olur da ayr-olmayan, artl eler ierebilir. Gerekte, bir dizinin ortak
esi gibi grnen e, baka bir yerde, bir baka dizide, yani ayr bir
belirginlik asndan salt ayrmal bir edir. Ana izgileriyle sylersek,
Franszca le ve la kartlnda / ortak (artl) bir edir, ama le/ce kar
tlnda ayrmal e nitelii kazanr: Demek ki, Saussure'n kesinleme-
sinin snrlarn daraltarak bunun doru olmasn salayan olgu belirgin
liktir.75 Anlam her zaman iki eyin ancak ayrln gz nnde tutan bir
aliud/aliud bantsndan doar.76 Bununla birlikte (Saussure bu konuda
ne dnm olursa olsun) sz konusu dzen, gstergebilimsel dizgelerde
tartma gtrr; bu dizgelerde zdek, kkeninde anlam aktarc deildir,
bundan tr de birimler (byk bir olaslkla) artl bir blm (anlamla-
mann dayanadr bu) ile ayrmsat bir blm, deikeni kapsar.
Uzun/ksa bir entaride, giyimsel anlam btn elere ular (bu durumda
gerekten de anlam aktarc bir birim sz konusudur), ama dizi her zaman,
yalnzca ilk* ede (uzun/ksa) ortaya kar, buna karn giysi (dayanak)
artl bir deer olarak kalr. Demek ki, dilin salt ayrmsa! nitelii yalnzca
eklemli dil iin olasdr; anlam aktarc olmayan kullanmlardan tremi
ikincil dizgelerde dil neredeyse "katkl" bir niteliktedir: Kukusuz de
ikenler dzeyinde ayrmal bir nitelik (katksz "dil") ierir; ama daya
naklar dzeyinde artl bir deer tar.
* Burada rnek Trke'ye aktarld iin dizinin yalnzca ilk ede ortaya kmas sz
konusudur; Franszca'daysa (robe longue/courte) dizi her zaman yalnzca son ede or
taya kar. R. Barthes Franszca rnee bal olarak dizinin son ede ("lment final")
ktn vurgulamtr. Biz rnei Trke'ye uyarladmzdan, eviride de bu ilemin ge
rekli kld deiiklii yaptk. (.N.)
60 Gstergebilimsel Serven

111.3.2. armsal bir alan ya da dizideki elerin i dzeni genellikle


hi deilse dilbilimde, zellikle de sesbilimde bir kartlk olarak ad
landrlr. Bu iyi bir adlandrma deildir, nk bir yandan dizisel balan
tnn kartanlamll konusunda ar biimde nyargya varr (Cantineau
balant, Hjelmslev ballam terimlerini yelerdi), bir yandan da ikili
bir balantya deindii izlenimini uyandrr. Oysa, ikili balantnn btn
gstergebilimsel dizileri, oluturduu hi de kesin deildir. Bununla bir
likte, benimsenmi olduu iin yine de bu szc kullanacaz. Aada
greceimiz gibi kartlk trleri ok eitlidir. Ama ne trden olursa ol
sun, bir kartlk, ierik dzlemiyle bantlar asndan, deitirim sna
masyla ilgili olarak yukarda grdmz gibi, her zaman bir ilevdelik
grnts sunar. Kartln bir esinden brne "atlandnda" bir gs
terilenden brne de "atlanm" olur. Dizgenin ayrmsal niteliine bal
kalmak iin, gsterenler ile gsterilenler arasndaki banty yaln bir
benzerlik olarak deil, ama drt eli (en az) bir ilevdelik olarak dn
mek gerekir her zaman.
te yandan, bir eden brne "atlay" ifte bir almaklk gste
rir: Franszca bire (bira, tabut) ile pierre (ta) arasndaki kartlk ok
kk bir ayrla dayanr (bip), ama bulank, ara evrelere indirgenemez;
b ile p arasnda yer alacak yaklak bir ses hibir biimde bire ile pier
re aras bir tze ilikin olamaz. Burada birbirine koul iki atlama vardr:
Kartlk her zaman ya hep ya hi biiminde ortaya kar. Burada kart
lklar oluturan ayrlk ilkesi sz konusudur. armsal alann zm
lenmesinde esinlenilmesi gereken ilke budur. Gerekten de, kartlklar
incelemek demek, bunlarn eleri arasnda var olabilecek benzerlik ve
ayrlk bantlarn gzlemlemek, yani szcn tam anlamyla, bunlar
snflandrmak olabilir ancak.

111.3.3. nsan dilinin, ift eklemli olduundan, iki tr kartlk ierdii bili
nir: Ayrc kartlklar (sesbirimler arasnda) ve anlaml kartlklar (an-
lambirimler arasnda). Trubetskoy ayrc kartlklarn bir snflandrmas
n nermi, Cantineau da bu snflandrmay yeniden ele alarak dildeki an
laml kartlklara uygulamaya almtr. lk bakta, gstergebilimsel bi
rimler, dilin anlamsal birimlerine sesbilimsel birimlerinden daha yakn ol
duklarndan, burada Cantineau'nun snflandrmasn vereceiz, nk,
gstergebilimsel kartlklara sonraki aamada kolayca uygulanamasa da,
kartlklarn yapsnn ortaya koyduu balca sorunlara dikkati ekmek
gibi bir yarar salar.77 Sesbilimsel deil de, anlamsal bir dizgede, ilk ba
kta, kartlklar saylamayacak kadar oktur; nk her gsteren btn
br gsterenlerle kartlayormu gibi grnr; bununla birlikte, kart
ln benzer esiyle ayr esi arasndaki bantlarn dzeni izlenirse,
Gstergebilim lkeleri 61
bir snflandrma ilkesi belirleme olana doar. Cantineau bylece aa
daki kartlk trlerini elde eder; bunlar da ayrca aralarnda birleebilir-
ler.78

A. Dizgenin btnyle olan bantlarna gre snflandrlan kar


lklar.

A .l. kiyanh ve okyanl kartlklar. Bu kartlklarda, iki enin or


tak yan ya da "karlatrma temeli" kodun br kartlklarndan hibi
rinde bulunmaz (ikiyanh kartlklar) ya da tersine kodun baka kartlk
larnda da yer alr (okyanl kartlklar). Szgelimi yazl biimiyle Latin
alfabesini ele alalm: E/F biimleri arasndaki kartlk iki yanldr, nk
ortak e olan F baka hibir harfte bulunmaz;79 oysa PIR kartl ok-
yanldr, nk P biimi (ya da ortak e) B'de de karmza kar.
A. 2. Orantl ve tekil kartlklar. Bu kartlklarda, ayrlk bir rn
e biimindedir. Szgelimi: Almanca Mann/Mnner (adam/adamlar) ve
Land/Lander (lke/lkeler) orantl kartlklardr; ayn biimde Fransz
ca (tous) disons (sylyoruz) / (vous) dites (sylyorsunuz) ve (nous)
faisons (yapyoruz) / (vous) faites (yapyorsunuz) de ayn durumdadr.
Orantl olmayan kartlklar tekil niteliklidir: Kukusuz bunlar en ok sa
yda olanlardr. Anlambilimde, yalnzca dilbilgisel (biimbilimsel) kart
lklar orantldr; szlksel kartlklar tekil niteliklidir.

B. Kartlk elerinin bantsna gre snflandrlan kartlklar.

B .l. Eksik eli kartlklar. Bunlar en ok bilinenlerdir. Eksik eli


kartlk, iinde bir enin gstereninin, br enin gstereninde bulun
mayan anlaml bir yann ya da belirtinin varlyla nitelendii her trl
kartl belirtir. Demek ki burada genel bir belirtili/belirtisiz kartl
sz konusudur: Franszca'da mange (burada kii ya da say belirtisi yok
tur) belirtisiz e, mangeons (oul birinci kii) belirtili edir. Bu d
zen, mantkta iindelik balantsna denk der. Burada nemli iki soruna
deineceiz: Birincisi belirtiye ilikindir. Baz dilbilimciler, belirtiyi ola
and bir olgu saymlar ve belirtisiz eyi deerlendirmek iin olaan
lk duygusuna bavurmulardr. Onlara gre, belirtisiz, sk rastlanan, sra
dan ya da belirtiliden eksiltme yoluyla tretilmi olandr. Bylece, olum
suz belirti (karlan ya da eksiltmeye konu olan) kavramna varlr: Ger
ekten de, belirtisiz elere dilde, belirtili elerden daha sk rastlanr
(Trubetskoy, Zipf). Cantineau, bu dzlemde Franszca'daki eril rond (yu
varlak) sfatnn belirtili, diil ronde"un ise belirtisiz olduunu dnr.
Bunun nedeni, Cantineau'nun gerekte ierii ie kartrmasdr; bu a
62 Gstergebilimsel Serven

dan eril diile oranla belirtilidir. Martinet'ye gre, tam tersine, belirti, sz
cn tam anlamyla, artk bir gsteren edir. Bu, eril/diil konusunda,
gsterenin belirtisiyle gsterileninki arasnda olaan durumlarda var olan
koutluu hibir biimde engellemez: "Eril" gerekte cinsleri ie kartr
maz, bir eit soyul genellik kavramna denk der (Franszca il fait beau
"hava gzel, on est venu "gelindi"). Buna karlk diil tam anlamyla
belirtilidir. Gerekten de burada anlamsal belirti ile biimsel belirti bir
arada grlr: Fazla bir ey sylenmek istendiinde ek bir gsterge kulla
nlr. 80 Eksik eli kartlklarn ortaya kard ikinci sorun da belirtisiz
e sorunudur: Buna kartln sfr derecesi denir. Sfr derece, szc
n gerek anlamyla, bir yokluu belirtmez (bununla birlikte bu ters an
lama sk rastlanr), anlam olan bir yokluktur bu. Burada katksz bir ay
rmsa! durumla kar karya kalnr; sfr derece, bylece "hiten" anlam
yaratan her trl gsterge dizgesinin gcne tanklk eder: "Dil, bir eyle
bir hi arasndaki kartlkla yetinebilir".81 Sesbilimden kaynaklanan sfr
derece kavram, ok geni bir uygulama olana sunar: Sfr-gstergelerin
("somut bir gsterenin bulunmamas bir gsteren ilevi yerine getirdiin
de 'sfr-gsterge'den sz edilir")82 bulunduu anlambilimde; mantkta ("A
sfr durumundadr, bir baka deyile, A gerekte yoktur, ama baz koul
larda ortaya karlabilir");83 Lvi-Strauss'un bu kavramla "mana" kavra
mn karlatrd budunbilimde ("... sfr sesbiriminin ilevi, sesbirim
bulunmamasyla kartlamasdr... Ayn biimde... "mana" trnden kav
ramlarn ilevinin kendi bana hibir zel anlam tamadan belli bir an
lam bulunmamasyla kartlamak olduunu syleyebiliriz");84 bir de, ya-
nanlam dzeyinde karlalan szbilimsel gsterenler boluunun biem-
sel bir gsteren oluturduu szbilimde.85
B. 2. E eli kartlklar. Bantlar, mantkta bir dndalk bal
ts oluturabilecek bu kartlklarda iki e edeerlidir. Bir baka deyi
le, bir zelliin olumsuzlanmas ve olumlanmas olarak (eksik eli kar
tlklar) ele alnamaz. ngilizce foot (ayak) fee(te (ayaklar) ne belirti
vardr, ne de belirti yokluu sz konusudur. ou kez dilin, tutumluluk
nedeniyle, e eli kartlklar yerine eksik eli kartlklar kullanmaya
ynelmesine karn, anlamsal adan en ok rastlanan kartlklar bunlar
dr. Bu yneliin, nedeni nce, eksik eli kartlklarda benzerlik ve ayr
lk bantsnn iyi dengelenmi olmas, sonra da bunlarn Franszca ne
(eek)/nesse (dii eek), comte (kont)/comtesse (kontes), vb. orantl
diziler kurmaya olanak salamasdr. Oysa e eli bir kartlk olan Fran
szca talon (xyg\r)ljument'\n (ksrak) trevi yoktur.86

C. Ayrt edici deerlerinin yaygnlna gre snflandrlan kartlk


lar.
Gscergebilim lkeleri 63
C.l. Srekli kartlklar. Her zaman deiik gsterenleri olan gs
terilenler bu durumdadr: Franszca (je) mange (yiyorum)/(rtouj) man-
geons (yiyoruz). Franszca'da btn eylemlerin tm zaman ve kiplerinde,
tekil birinci kiiyle oul birinci kiinin gsterenleri ayrdr.
C.2. Silinebilir ya da yanszlaabilir kartlklar. Her zaman ayr
gsterenleri olmayan gsterilenler bu durumdadr. Bylece kartln her
iki esi baz durumlarda zde olabilir: Tekil 3. kii/oul 3. kii anlam
sal kartln kimi durumlarda ayr (Franszca fnit "bitiriyor"/finissent
"bitiriyorlar"), kimi durumlarda da (ses bakmndan) zde (mange "yi-
yor"/mangent "yiyorlar") gsterenler belirtir.

III.3.4. Bu kartlk trleri gstergebilimde ne gibi zellikler sunabilir?


Kukusuz bunu yantlayabilmek iin vakit ok erkendir; nk, yeni bir
dizgenin dizisel dzlemi, geni bir dkm yaplmadan incelenemez. Tru-
betskoy'un ortaya att ve Cantineau'nun bir blmn yeniden ele ald
kartlk trlerinin87 dil dndaki dizgeleri ilgilendirebilecei de hi belli
deildir: zellikle ikili rnekeden uzakialmas kouluyla yeni yeni kar
tlk trleri tasarlanabilir. Ama, biz burada Trubetskoy ve Cantineau'nun
trleriyle, ok ayr iki gstergebilimsel dizge stne bildiklerimizi kar
latracaz: Bunlar ulam koduyla Moda dizgesidir. Ulam kodunda,
orantl okyanl kartlklar (szgelimi, daire ve gen biimler kartl
erevesinde renk deiimlerine dayanan btn kartlklar), eksik eli
kartlklar (eklenen bir belirti, szgelimi, bir dairenin anlamn deitirdi
inde) ve srekli kartlklar (bunlarda gsterilenlerin her zaman deiik
gsterenleri vardr) bulunacak, ama ne e eli, ne de silinebilir kartlk
lara rastlanacaktr. Bu tutumluluun nedeni aktr: Ulam kodunun he
men okunabilmesi ve anlam belirsizliine yer vermemesi gerekir, yoksa
kaza olur. Demek ki, bu kod, uzun kavrama sreleri gerektiren kartlk
lar, ya szcn gerek anlamyla dizinin dnda kaldklar iin (e eli
kartlklar) ya da bir tek gsteren iinde iki gsterilen seimine olanak
saladklar iin (silinebilir kartlklar) benimsemez. Tersine, okanlaml-
la ynelen Moda88 dizgesindeyse, kukusuz, dizgenin zelliini ve kat
ln bsbtn artrma sonucu verecek ikiyanl kartlklar ile srekli kar
tlklar dnda btn kartlk trlerine rastlanr. Szcn gerek anla
myla, yani btn gsterge dizgelerini kapsayabilecek bir bilim olarak
gstergebilim, kartlk trlerinin eitli dizgelerdeki genel dalmndan
yararlanabilir: Yalnzca doal dil dzlemiyle yetinilirse bu gzlem havada
kalr. Ama zellikle, gstergebilimsel aratrmann kapsamnn genileme
si, byk olaslkla, yalnzca kartsal deil, ayn zamanda srasal dizi
balantlarn inceleme sonucunu verecek, bunlar belki de yalnlatrma-
yacaktr. nk bir zdek ve eitli kullanmlarn iine iyice kk salm
64 Gstergebilimsel Serven

olan karmak nesneler karsnda anlamn ileyiini, zt iki enin sundu


u seenee ya da belirti ile bir sfr derecenin kartlna indirgeyebile
ceimiz kesin deildir. Bu da en ok tartlan dizisel sorunun ikicilik so
runu olduunu anmsatmaya yol aar.

III.3.5 Tanm gerei iki seenekli olan eksik eli kartln (belirti
li/belirtisiz) nemi ve yalnl, bilinen btn kartlklarn ikili bir rne
e (bir belirtinin varl ya da yokluu araclyla) indirgenmesinin gere
kip gerekmedii, bir baka deyile, ikiciliin evrensel bir olgu olup olma
d ve te yandan eer evrenselse, doal olup olmad sorusunun sorul
masna yol amtr. Birinci noktaya ilikin olarak ikiciliin ok genel bir
olgu olduu kesindir. Bilginin ikili bir kod araclyla iletilebilecei yz
yllardr benimsenen bir ilkedir ve birbirinden ok ayr toplumlarca yara
tlm olan yapay kodlarn ou ikili dzene dayanr: "Bush telegraph"tan
(zellikle de Kongo oymaklarnn iki noktal talking drum'ndan [konu
an davul] Mors alfabesine ve mekanografi ile sibernetikteki "dijita-
lizm"in "dijit"li iki seenekli kodlarn gnmzdeki gelimelerine kadar.
Bununla birlikte, "logoteknikler" dzleminden ayrlp bizi burada ilgilen
diren yapay olmayan dizgeler dzlemine yeniden gelirsek, ikiciliin ev
rensel niteliini burada ok daha belirsiz olduunu grrz. Aykr gibi
gelecek ama, Saussure'n kendisi de hibir zaman armsal alan ikici
adan tasarlamamtr; ona gre, bir alann eleri ne snrl saydadr, ne
de belli bir dzendedir:89 "Belli bir e bir takmyldzn merkezi gibidir;
kendisiyle balantl, sayca belirsiz, baka elerin ynetii bir noktaya
benzer".90 Saussure'n yapt tek kstlama, kukusuz sonlu sralar olan
bkn dizilerine ilikindir. Dildeki ikicilie dikkati eken sesbilim olmu
tur (bu, yalnzca ikinci eklemlilik dzeyinde gerekleir). Bu ikicilik mut
lak nitelikli midir? Jakobson byle olduunu dnr:91 Ona gre, btn
dillerin sesil dizgeleri, tm de ikili olan, yani varlk ya da yokluklaryla
(ya da kimi durumlarda belirgin olmamalaryla) nitelenen bir dzine ay
rc zellik araclyla betimlenebilir. Bu ikici evrensellik Martinet tara
fndan tartma konusu yaplm ve yumuatlmtr.92 kili kartlklar o
unluktadr, ama her ey de bunlardan olumaz; ikiciliin evrensellii ke
sin deildir. Sesbilimde tartma konusu olan, anlambilimde daha ele aln
mam bulunan ikicilik, henz kartlk trlerinin bulunup ortaya karl
mad gstergebilimde "byk bilinmeyen"dir. Karmak kartlklar or
taya koyabilmek iin kukusuz dilbilimin yeni bir biim verdii ve "kar
mak" seeneklerden ya da drt eli bir kartlktan oluan rnekeye
bavurulabilir: ki zt e (bu ya da u), karma bir e (bu ve u) ve yan
sz bir e (he bu, ne u). Bu kartlklar eksik eli kartla oranla da
ha yumuatlm olduklar halde, kart olmakla kalmayp sra nitelii ta-
Gstergebilim lkeleri 65
yan diziler sorununu ortaya atmaktan kukusuz bizi alkoymayacaktr.
kiciliin evrensellii henz temellendirilmi deildir. "Doal"l iin de
ayn eyi syleyebiliriz (bu da tartmaya yol at ikinci noktadr). zel
likle iitme ve grme, iki seenekli "tarama"yla ilem yaptnda sinir-be-
yin alglamasnn da ya hep ya hi ilkesi uyarnca gerekletiine inanld
lde, kodlarn genel ikili zelliini fizyolojik verilere dayandrmaya
gl bir eilim duyulur.93 Bylece, doadan topluma kadar, dnyann
"analojik" deil "dijital" bir dnm ortaya kar. Ama hibir ey kesin
deildir burada. kicilikle ilgili szlerimizi ksaca balamak iin gerekte
hem zorunlu hem de geici bir snflandrmann sz konusu olup olmad
n sorabiliriz: Belki ikicilik de bir stdil, bir ann oluturduu tarihin or
tadan kaldraca zel bir snflandrmadr.

111.3.6. Balca dizge olgularna ilikin szlerimizi bitirirken ksaca yan-


szlamaya da deinmemiz gerekir. Bu terim dilbilimde belirgin bir kar
tln belirginliini yitirmesini, yani anlam aktarc olmaktan kmasn
belirtir. Genel olarak, dizgesel bir kartln yanszlamas, balamn et
kisiyle gerekleir. Demek ki bir bakma, dizgeyi "yok eden" dizimdir.
Szgelimi, sesbilimde, iki sesbirimin kartl elerden birinin sz zinci
rindeki konumundan dolay ortadan kalkabilir: Franszca'da olaan du
rumlarda kapal e () ile ak e () arasnda, bunlardan biri son hecede
bulunduunda (j'aimai "sevdim'V/'ai/wa/i "seviyordum"), kartlk var
dr. Baka btn durumlarda bu kartlk, belirginliini yitirir: Yanszlar.
Tersine kapal o (6) ile ak o () arasndaki belirgin kartlk (saute
"ani deiiklik" [rzgr ve miza asndan] / sotte "sot'nun 'budala' dii
li"), yalnzca kapal o sesine rastlanan son hecede (pot "kap", mot "sz
ck", eau "su") yanszlar. Gerekten de, yanszlaan iki zellik stses-
birim diye adlandrlan ve byk harf ile yazlan (/ = E; 6/ = O) bir
tek ses altnda toplanr. Anlambilimde yanszlama ancak birka aratr
maya konu olmutur, nk anlamsal "dizge" henz kurulmamtr: J.
Dubois* anlamsal bir birimin belirgin zelliklerini kimi dizimlerde yitire
bilecei ni gzlem ler.94 1872'ye doru Franszca'da kullanlan
mancipation des travailleurs (iilerin zgrlemesi), mancipation des
masses (kitlelerin zgrlemesi), mancipation du proltariat (proletar
yann zgrlemesi) gibi deyimlerde, karmak anlamsal birimin anlam
deitirilmeksizin, deyimin bir blm deitirilebilir. Gstergebilimde
bir yanszlama kuramnn ana izgilerini ortaya koyabilmek iin, yine

* Metnin 1964, 1965 ve 1985 basklarnda G. Dubois biiminde belirlilen dilbilimcinin


adn biz J. Dubois biiminde dzelterek yazyoruz. Sz konusu kiinin ad, metnin tal
yanca evirisinde yine G. Dubois diye geerken, ngilizce evirisinde J. Dubois olarak
deitirilmitir. (.N.)
66 Gstergebilimsel Serven

belli sayda dizgenin yeniden oluturulmasn beklemek gerekir. Kimileri


belki de olguyu kkten yadsyacaktr. Ulam kodu, az sayda gstergenin
dorudan doruya ve hemen ak seik olarak kavranmas demek olan
erekliinden tr, hibir yanszlama kaldrmaz. Buna karlk, Moda o-
kanlamllk (hatta tmanlamllk) eilimleriyle birok yanszlamaya konu
olur: Bir yerde Franszca chandail (kazak ya da hrka) deniz, sweater
(sveter) de da ile ilikiliyken, bir baka yerde denizle balantl olarak
bir chandail ya da sweaterdtn sz edilir: Bu durumda sweater/chandail
belirginlii ortadan kalkmtr:95 Her iki giyecek de "ynl" trnden bir
"stgiysibirirrTde eriyip gider. Hi deilse gstergebilimsel varsaym dz
leminde (yani ikinci eklemlilie, salt ayrc birimlere zg sorunlar gz
nnde bulundurmadan), iki gsteren bir tek gsterilen altnda topland
nda ya da bunun tersi bir durumda (nk gsterilen yanszlamalar da
olabilir) yanszlama olduu sylenebilir. Bu olguya iki yararl kavram
eklemek gerekir. Birincisi, dalm alan ya da gvenlik pay kavramdr.
Dalm alann, bir birimin (szgelimi bir sesbirimin) gerekleme eit
leri oluturur; yeter ki, bu eitler bir anlam deiikliine yol amasn (ya
ni belirgin deiimler arasna katlmasn). Dalm alannn smr"lar
onun gvenlik payn oluturur. "Dil"in ok gl olduu bir dizge sz
konusuysa (szgelimi otomobil dizgesinde), bu kavram pek yararl deil
dir, ama gerekleme olanaklarm gr bir "sz"n oaltt durumlarda
son derece deerlidir: Szgelimi, besin dzleminde, bir yemein dalm
alanndan sz edilebilir; bu durumda dalm alan hazrlaycnn "fantezi
le ri ne olursa olsun, sz konusu yemein anlaml kald snrlar tarafn
dan oluturulur. Dalm alann oluturan eitler baz durumlarda gs
tergelerin birleimlerinden, yani dolaysz balamdan kaynaklandklarnda
(spanyolca nada "hi, hilik" ve fonda'daki "lokanta" d zde deildir
ama, bir deikenlik anlama yansmaz) birleimsel deikelerdir, baz
durumlardaysa bireysel ya da seimlik deikelerdir (szgelimi Fransz
ca'da, ister Bourgogne'lu olun, ister Paris'li, yani ister yuvarlanan r'yi kul
lann, ister grtlak r'sini, syledikleriniz ayn biimde anlalr; bu iki
r'nin deikenlii belirgin deildir).* Uzun sre, bu deikelere sz olgu
su gzyle baklmtr. Kukusuz bunlar sz olgularna ok yakndrlar,
* 1965 basksnn 1964 basksndan baz lerimsel deiikliklerle ayrld bu liimce, met
nin 1985 basksnda {L'aventure similogiqudle) nemli deiiklikler iermektedir, 1985
basksndaki tmcenin (s. 74) evirisi yledir: "Dalm alann oluturan eitler birle
imsel deikeler olarak adlandrlrlar (bu, yanszlamaya balanmas gereken ikinci
nemli kavramdr): Bu deikeler anlam deitirimine katlmazlar, belirgin deildirler
(bu durumda ornatmadan deil de deiidea sz edilir): Szgelimi Franszca'da, ister
Bourgogne'lu olun, ister Paris'li, yani ister yuvarlanan r'yi kullann, ister grtlak rkini,
syledikleriniz ayn biimde anlalr; bu iki r'nin deikenlii birleimseldir, belirgin
deildir." (.N.)
Gstergebilim lkeleri 67
ama gnmzde artk, "zorunlu" bir nitelik tadklarndan dil olgusu sa
ylmaktadrlar. Yananlam incelemelerinin byk bir yer tutaca gsterge-
bilimde, belirgin olmayan deiimlerin* bir temel kavrama dnmesi
olasdr. Gerekten de, dzanlam dzleminde anlam aktarc olmayan de
ikenler (szgelimi, yuvarlanan r ile artdamak r'si) yananlam dzlemin
de yeniden anlam aktarc nitelik kazanabilir. Bu durumda yuvarlanan r
ile artdamak r'si** iki ayr gsterilene gnderir bizi: Tiyatro dilinde, bun
lardan biri "Bourgogne'lu" br "Paris'li" anlamna gelir; dzanlam diz
gesindeyse anlam aktarmama durumlar srer. Yanszlamann ierdii ilk
sorunlar ite bunlardr. ok genel olarak, yanszlama, dizimin dizge s
tndeki bir eit basksn dile getirir, sze yakn olan dizimin de belli bir
lde anlamn bir "sapma" etkeni olduu bilinir. Ulam kodu gibi en
gl dizgelerin dizimleri yoksuldur; grnt gibi byk dizimsel karma
alarsa anlam bulanklatrmaya ynelir.

III.3.7. Dizim, Dizge: te bunlar dilin iki dzlemidir. Bunlara ilikin ince
lemeye urada burada ancak yle bir deiniliyorsa da bu dzlemlerden
birinin, dizge ile dizimin olaan balantlarna neredeyse uymayacak bir
biimde ("teratotolojik" bir biimde) br dzleme tamasna ilikin olgu
lar btnn de bir gn derinlemesine aratrmay ngrmek gerekir. ki
eksenin birbirine eklemlenme biimi arada bir gerekten de "sapknlk"
gsterir, szgelimi dizilerden biri dizim biiminde yaylr: Dizimidizge
arasndaki olaan ayrm hie saylarak inenir, byk bir olaslkla da es
tetik ile anlamsal dizgedeki sapmalar arasnda bir balant varm gibi ya
ratc nitelikteki ok sayda olgu, sz konusu kural ineme eyleminin
evresinde yer alr. Kuraln inendii durumlarn balcas kukusuz bir
dizinin dizimsel dzleme yaylmasdr. nk olaan durumlarda kartl
n bir tek esi gerekleir, br (ya da brleri) gcl kalr: Kabaca
sylemek gerekirse, ayn ad ekiminin elerini art arda sralayarak bir
sylem oluturmaya kalkarsak byle bir durumda karlarz. Bu dizimsel
yaylmlar sorunu daha nce sesbilimde de ortaya km, Trnka, balla
k bir iftteki iki dizisel enin bir biimbirim iinde yan yana buluna
mayacan ortaya koymutu (Trubetskoy Trnka'y iyice dzeltmitir):
Ama olaanlk (Trnka yasas sesbilimde buna bavurur) ile bunun inen
dii durumlar kukusuz en ok anlambilimde ilgi ekicidir, nk burada
anlaml olan (ve ayrc olmayan) birimler dzlemi sz konusudur; dil ek
senlerinden tama olay da burada anlamn aka altst olmasna yol
* , Belirgin olmayan deiimler terimi 1964 ve 1985 basklarnda birleimsel deiimler
olarak gemektedir. (.N.)
* Bu blm 1964 ve 1985 basklarnda "Bu durumda, birleimsel deikeler olan yuvarla
nan r ile artdamak r si biiminde gemekledir. (.N.)
68
aar. Bu adan, aratrlp incelenmesi gereken dorultu vardr. J. Tu-
biana,94 bulunma kartlklar diye anlandrlan geleneksel kartlklarn
yan sra dzenleni kartlklarna da yer verilmesini nerir: Bu tr kar
tlklarda iki szck ayn zellikleri sunar, ama bunlarn dzenlenii bir
szckten brne deiiklik gsterir: Franszca rame (herek, kayk k
rei, katar, aa dal, vb.)lmare (su birikintisi, glck); dure (kat, sert,
acmasz, vb.)/rude (hain, kaba, g, salam, vb.); charme (by, eki
cilik, sevimlilik)/<jrc/e (yry, mar, ileyi, vb.). Sz oyunlarnn,
cinaslarn, "szcklerdeki harflerin ya da hecelerin yerlerini deitirerek
daha ok gln anlaml yeni szckler elde etme ilem le rin in ounu
bu kartlklar oluturur. Sonu olarak, belirgin bir kartlktan (Franszca
Flibres "Oc dili yazarlar, airleri7/e'6r/7es "ateli, cokulu, anlamndaki
sfatn oul biimi") yola karak dizisel kartlk izgisini kaldrmak ola
and bir dizim elde etmek iin yeterlidir (bir gazete Flibres fbriles
"Ateli Flibresler" biiminde bir balk atmt). izginin byle birdenbi
re ortadan kaldrlmas bir tr yapsal kstlamann kaldrlmasna olduka
benzer. Bu olayla, sz oyunu reten ya da kullanan d arasndaki yakn
lk kurmaktan kendimizi alamayz.*** yice incelenmesi gereken baka
nemli bir dorultu da uyaktr. Uyak, ses dzleminde, yani gsterenler
dzleminde armsal bir alan oluturur. Uyak dizileri vardr. Bu diziler
asndan uyakl sylem, dizimsel yaylm gsteren bir dizge parasndan
oluur kukusuz. Sonu olarak, uyan dizim-dizgenin uzaklk yasasn
(Trnka yasasn) ineme eylemine, benzer ile benzemez arasndaki is
temli bir gerilime, bir tr yapsal dzensizlie denk dt sylenebilir.
Son olarak, tm szbilimin (retorik) kukusuz bir yaratc sapmalarn alan
olduunu belirtmek gerekir. Jakobson'un yapt ayrm anmsanacak olur
sa, her eretilmeli srann dizimlemi bir dizi, her dzdeimecenin de
bir dizge iinde kalplap erimi bir dizim olduu anlalr. Eretilemede
seme eylemi bitiiklie, dzdeimecedeyse bitiiklik seme alanna d
nr. Demek ki, yaratm eyleminin her zaman bu iki dzlemin snrlar
arasnda yer ald sylenebilir.

* Burada trnak iareti iine alarak tanm biiminde verdiimiz ilemin Franszca'daki kar
l contrepiterie'i'a. (.N.)
R. Barthes, yaplnn 1964 basksnda buraya ilikin olarak verdii bir dipnotu, 1965
basksnda kartmtr; 1985 basksndaysa, ayn dipnola, 1964 basks rnek alndn
da yeniden yer verilmitir: Bu dipnot yledir: Bkz. J. Laplanche ve S. Leclaire, a.g.y.
(.N.).
G sterg eb ilim lkeleri 69

IV. Dzanlam ve Yanarlam

IV .l. Her anlamlama dizgesinin bir anlatm dzlemi (A) ile bir ierik dz
lemi () kapsadn ve anlamlamann bu iki dzlem arasndaki balantya
(B) eit olduunu (A B ) anmsayalm. imdi, byle bir A B dizgesinin,
kendisini kapsayacak ikinci bir dizgenin esi durumuna girdiini varsa
yacaz. Bylece karmza i ie gemi, ama ayn zamanda da birbirine
oranla sapma, kayma gsteren iki anlamlama dizgesi kar. Bununla bir
likte, iki dizge arasndaki "kayma", birinci dizgenin ikinci dizgeye balan
ma noktasna gre, birbirinden apayr iki deiik biimde gerekleir ve
bylece iki kart btnn ortaya kmasna yol aar. Birinci durumda, ilk
dizge (A B I) ikinci dizgenin anlatm dzlemi ya da gstereni olur:

2 A B

abT

ya da (A B ) B . Hjelmslev'in yananlamsal gsterge dizgesi diye adlan


drd olguda bu durumla karlarz. Burada, birinci dizge dzanlam;
birinci dizgeyi kapsayan ikinci dizge de yananlam dzlemini oluturur.
yleyse, bir yananlam dizgesi, anlatm dzleminin de bir anlamlama diz
gesi tarafndan oluturulduu bir dizgedir. Yaygn yananlam durumlarn
kukusuz, ilk dizgesini eklemli dilin kurduu karmak dizgeler oluturur
(szgelimi yazn alannda durum byledir). Buna kart olan ikinci kayma
durumunda, birinci dizge (A B ), yananlamda olduu gibi anlatm dzle
mi deil, ikinci dizgenin ierik dzlemi ya da gsterileni olur:

2 A B

' b !

ya da A B (A B ). Btn stdiller bu durumdadr: Bir stdil, ierik dz


lemi de bir anlamlama dizgesi tarafndan kurulmu bir dizgedir; ya da,
bir gsterge dizgesini inceleyen bir gsterge dizgesidir. ift dizgelerin
kapsamca genileme yollar unlardr*:

* izimde Gen ksaltmasn Gsteren iin, Gilen ksaltmasn da Gsterilen iin kullan
yoruz. (.N.)
70 Gstergebilimsel Serven

Gen Gilen Gen - Gilen

Gen Gilen Gen Gilen

Yananlam. stdil.

IV.2. Yananlam olgular gnmze kadar dzenli bir biimde incelenme


mitir (Hjelmslev'in Prolegomena'snda birka deinmeye rastlanr). Bu
nunla birlikte gelecek hi kukusuz bir yananlam dilbiliminindir, nk
toplum durmakszn, insan dilinin kendisine salad birinci dizgeden
kalkarak ikinci anlam dizgeleri gelitirir. Bazen ak, bazen rtl, usul-
latnlm biimde gelien bu oluturucu eylem, gerek bir tarihsel insan-
bilimle ok yakndan ilgilidir. Kendisi de bir dizge olan yananlam, gste
renler, gsterilenler ve bunlar birbirine balayan bir olu (anlamlama)
kapsar. Her dizge iin de ilk elde, bu enin dkmn yapmak gere
kir. Yananlamlayclar diye adlandracamz yananlam gsterenleri, d-
zanlam dizgesinin gstergelerinden (bir araya gelmi gsterenler ve gs
terilenlerden) oluur. Yananlamlaycnn bir tek yananlam gsterileni var
sa, birok dzanlam gstergesi bir tek yananlamlayc oluturmak iin bir
araya gelebilir. Bir baka deyile, yananlam dizgesindeki birimler zorunlu
olarak dzanlam dizgesindeki birimlerle ayn boyutta deildir. Dzanlam-
l byk sylem paralar, yananlam dizgesinin bir tek birimini oluturabi
lir (szgelimi, birok szckten oluan, ama yine de bir tek gsterilene
gnderen bir metnin anlatm biimi). Yananlam, dzanlaml bildiriyi na
sl "kaplarsa kaplasn", onu tketmez: Her zaman "dzanlanTdan geriye
bir eyler kalr (yoksa sylem olanakszlar), yananlamlayclar da sonu
olarak hep kesintili, "dzensiz" ve kendilerini tayan dzanlaml bildiri
tarafndan zmsenmi gstergelerdir. Yananlam gsterilenine gelince,
hem genel, hem btnsel, hem de dank bir zellik tar: Dnyapsal
bir e olduu bile sylenebilir: Franszca bildirilerin tm szgelimi
"Fransz" gsterilenine "gnderir"; bir yapt ise "Yazn" gsterilenine gn
derebilir. Bu gsterilenler de kltrle, bilgiyle, tarihle sk bir iliki iinde
dir. Dnyann dizgeye onlar araclyla girdii sylenebilir. Bu durumda
dnyap, sonu olarak yananlam gsterilenlerinin biimi (Hjelmslevci
anlamda), szbilim (retorik) ise yananlamlayclarn biimi olarak grle
bilir.

IV.3. Yananlamsal gsterge dizgesinde, ikinci dizgenin gsterenleri birin


ci dizgenin gstergelerinden oluur. stdilde bunun tersi grlr: Birinci
dizgenin gstergelerinden oluan, ikinci dizgenin gsterilenleridir. Hjelm-
slev stdil kavramna yle bir aklk getirmitir: Bir ilem, deneyimsel
Gstergebilim lkeleri 71
(ampirik) bir ilkeye yaslanan, yani elikisiz (tutarl), tmkapsayc ve
yaln bir betimleme olduuna gre, bilimsel gsterge dizgesi ya da stdil
de bir ilemdir; oysa, yananlamsal gsterge dizgesi bir ilem deildir.
Szgelimi, gstergebilimin bir stdil olduu aktr, nk incelenen diz
ge olan birinci dili (ya da konudil), ikinci bir dizge olarak stlenir; bu ko-
nu-dizge de gstergebilimin sldili araclyla anlatlr. stdil kavram
yalnz bilimsel dillere zg saylmamaldr. Eklemli dil, dzanlaml du
rumunda, anlam aktarc bir nesneler dizgesini stlendiinde, bir "ilem",
yani bir stdil biiminde oluur: Szgelimi giysi anlamlamalarndan "sz
eden" Moda dergisinde durum byledir. Ama ideal bir durumdur bu, n
k dergi yalnzca dzanlaml bir sylem sunmaz genellikle. Son olarak,
demek ki burada dilin, dzanlam dzeyinde stdil olduu, bu stdilin de
bir yananlamsal olu iinde kavrand karmak bir btn sz konusudur:

3 Yananlam Gen: Szbilim Gilen: Dnyap

2 Dzanlam Gen Gilen


stdil

1 Gerek dizge Gen Gilen

IV.4. Bir stdilin de yeni bir stdilin konudili olmasn ilkece hibir ey
engellemez. Szgelimi, baka bir bilimin gstergebilimden "sz ettii"
gn bu durumla karlalacaktr. nsan bilimlerini tutarl, tmkapsayc
ve yaln diller (Hjelmslev'in deneyimcilik ilkesi), yani ilemler olarak ta
nmlamay benimseyerek, her yeni bilim, "betimlemeler"in altnda yatan
konu-gerei amalamakla birlikte, kendinden nceki stdili konu olarak
ele alan yeni bir stdil olarak karmza kacaktr. Bylece, insan bilimle
rinin tarihi, bir bakma stdillerin sre iinde birbiri stne ylmasndan
oluacak, gstergebilimle birlikte her bilim de, kendisinden sz edecek dil
biimine brnen kendi lmn ierecektir. stdillerin genel dizgesinde
ki bu grecelik, yananlam karsnda gstergebilimcinin ar bir gven
duygusuyla dolu olduu yolundaki ilk izlenimi dzeltme olana salar.
Gstergebilimsel bir zmleme btn, genellikle, incelenen dizge ile
bunu ounlukla stlenen dzanlaml dil dnda, hem bir yananlam diz
gesini, hem de uygulanan zmlemenin stdilini karr karmza. Ya
nanlam dzlemini elinde bulunduran toplumun, incelenen dizgenin gste
renleri, gstergebilimcinin ise ayn dizgenin gsterilenlerini konutuu
sylenebilir. Demek ki gstergebilimci, birinci dizgenin gstergelerini
ikinci dizgenin gsterenleriyle doallatran ya da rten dnyann kar
snda nesnel bir zme ilevi yerine getirir (gstergebilimcinin kulland
72 Gstergebilimsel Serven

dil bir ilemdir); bununla birlikte, nesnellii, dorudan doruya, stdilleri


yenileyen tarihten tr geici bir nitelik tar.

Sonu:

Gstergebilimsel Aratrma

Gstergebilimsel aratrmann amac, her trl yapsal etkinliin, gzlem


lenen konularn bir taslam yaratmaya ynelik tasarsna uygun olarak,
dil dndaki anlamlama dizgelerinin ileyiini belirleyip ortaya koymak
tr. Bu aratrmaya girimek iin balangtan itibaren (zellikle de ba
langla) snrlayc bir ilkeyi kesinlikle benimsemek zorunludur. Yine dil
bilimden kaynaklanan bu ilke, belirginlik ilkesidir:96 Derlenmi olgular
yalnz bir tek adan betimleme karar alnr; dolaysyla bu ayrk olgu
lar yn iinde btn br ynler yok saylarak yalnzca bu yn ilgilen
diren zellikler ele alnr (bunlara belirgin zellikler denir). Szgelimi,
sesbilimci sesleri fiziksel ve syleyisel zellikleriyle ilgilenmeksizin yal
nz oluturduklar anlam asndan inceler. Gstergebilimsel aratrmann
benimsedii belirginlik ilkesi, tanm gerei, zmlenen nesnelerin, ko
nularn anlamlamasyla ilgilidir. Bunlar yalnz ierdikleri anlam bakmn
dan incelenir; hi deilse sras gelmeden, yani dizge olabildiince olutu
rulmadan inceleme konularnn br belirleyicilerine (ruhbilimsel, top
lumbilimsel, fiziksel belirleyiciler)'bavurulmaz. Her biri baka bir belir
ginlie bal olan sz konusu br belirleyiciler kukusuz yadsnamaz.
Ama bunlar da gstergebilimsel adan incelemek, yani anlam dizgesi
iindeki yerlerini ve ilevlerini belirlemek gerekir: Szgelimi, Modann
ierdii iktisadi ve toplumbilimsel ynler vardr kukusuz. Ama gsterge-
bilimci Modann ne iktisad ne de toplumbilimiyle ilgilenecektir: O yal
nzca iktisat ve toplumbilimin, Modann anlamsal dizgesinin hangi dze
yinde gstergebilimsel belirginlie katldn syleyecektir: Szgelimi,
giyimsel gstergenin oluum dzeyinde mi, armsal zorlamalar [tabu
lar] dzeyinde mi, yoksa yananlamsal sylem dzeyinde mi? Belirginlik
ilkesi zmlemecide kukusuz bir ikinlik durumu yaratr: Verilen bir
dizge iten gzlemlenir. Bununla birlikte aratrlan dizgenin snrlar n
ceden bilinmediinden (nk sz konusu olan, aka, bu dizgeyi belirle
yip yeniden ortaya koymaktr) ikinlik balangta, ancak ayrk bir olgu
lar btnne dayanr; yapsn anlayabilmek iin bunun stnde "ilem
yapmak gerekir. Bu btnn aratrmac tarafndan almaya balama
Gstergebilim lkeleri 73
dan nce belirlenmesi gerekir: Bu, btiince'dir. Btnce, zmlemecinin
ister istemez belli bir keyfilik iinde nceden belirledii, stnde alaca
sonlu sayda bir gereler topluluudur. Szgelimi, gnmz Franszla-
rnn besin dizgesini belirleyip ortaya koymak istersek, zmlemenin
hangi belgeler btnne yneleceini, nceden belirlemek gerekir: Gaze
telerdeki mnlere mi, lokantalardaki mnlere mi, gzlemlenen gerek
mnlere mi, "anlatlan" mnlere mi? Bu btnce bir kez belirlendi mi,
artk kesinlikle onun dna kmamaldr: Yani, hem aratrma sresince
bu btnceye hibir ey katmamal, hem de btncedeki her olgunun diz
gede de bulunmas gerektiinden zmleme tketici bir biimde gerek-
letirilmelidir. Peki, stnde allacak btnce nasl, seilmelidir? Hi
kukusuz bu, varsaylan dizgelerin z niteliine baldr: Besin olgularna
ilikin bir btnce, otomobil biimlerine ilikin bir btnceyle ayn seme
ltlerine dayandrlamaz. Burada genel nitelikli iki ilkeye uyulmasn
salk vereceiz yalnz. Bir yandan, btncedeki elerin eksiksiz bir
benzerlikler ve ayrlklar dizgesi oluturulmasn bekleyebilmek iin, b-
tncenin yeterince geni olmas zorunludur; bir belgeler dizisini tarad
mzda bir sre sonra, daha nce saptanm olgu ve bantlara rastlayaca
mz kesindir (gstergelerin zdeliinin bir dil olgusu olduunu gr
dk); bu "geri dnler" giderek sklar ve sonunda artk yeni bir belge
ortaya kmaz olur: Bu durumda btnce doyma noktasna ulam de
mektir: te yandan, btnce elden geldiince trde olmaldr: nce, t
zn trdelii sz konusudur. Yalnzca ses tz karsnda bulunan dilbi
limci gibi, bir tek ve ayn tzden olumu belgeler stnde almann ya
rar aktr. Ayn biimde, iyi bir besin btncesi ideal olarak, bir tek ve
ayn trden belgeleri (szgelimi lokantalardaki mnler) iermelidir. Bu
nunla birlikte, gereklik dzlemi ou kez karma tzler sunar. Szgelimi,
Modada giysi ve yazl dil; sinemada grnt, mzik ve sz; vb. Demek
ki, ayrk btnceler de ele alnacak, ama sz konusu olan tzlerin dizgeli
eklemleniini incelemeye (zellikle, gerei, kendisini stlenen dilden iyi
ce ayrmaya), yani dorudan doruya bunlarn ayrk olma durumlarna
yapsal bir yorum getirmeye zen gsterilecektir. Daha sonra, zamansall-
n trdelii sz konusu olacaktr. lke olarak, btnce, artsremli eleri
en aza indirmelidir; dizgenin bir durumuyla, tarihin bir "kesit"iyle rt-
melidir. Esremlilik ve artsremlilik arasndaki kuramsal tartmaya bu
rada yer vermeden yalnz unu belirteceiz: lemsel bir adan btnce,
esremli btnleri olabildiince yakndan kavramaldr; demek ki, eit
lilik gsteren ama snrl bir sreye skm bulunan bir btnce, dar ama
uzun sreli bir btnce yelenecektir. Szgelimi basn olgular incelendi
inde, ayn anda yaymlanm eitli gazete rnekleri ayn gazetenin bir
ok yl boyunca yaymlanm saylarna ye tutulacaktr. Baz dizgeler
74 Gstergebilimsel Serven

keldi esremliliklerini yine kendileri olutururlar: Szgelimi yldan yla


deien Moda. teki dizgeler iin, sonradan artsremlilik dzleminde
aratrmalar yaplacak olsa bile ksa bir sre dilimi semek gerekir. Daha
iin balangcnda yaplan bu seimler salt ilemseldir ve zorunlu olarak
yer yer de keyfidir: Dizgelerin deiim hz nceden belirlenemez, nk
gstergebilimsel aratrmann belki de temel (bir baka deyile, en sonun
da ulalacak olan) amac dorudan doruya dizgelerin z zamann, bi
imlerin tarihini bulup ortaya karmaktr.
Gstergebilimsel Dizin

Anlambilim-Gstergebilim: II, 2, 2. armsal dzlem: III, 1 , 1 ; III, 3, 1.


Anlamlama: II, 4. ift yaplar: I, 1, 8.
Anlamlama destei: I, 2, 7. III, 3 ,1 .
Anlatm: II, 1, 3. Dalm alan; III, 3, 6.
Artsremlilik-Esremlilik: II, 5, 1. Dayanklk: III, 2, 5.
Aykrlk: III, 1 ,1 . III, 3 ,1 . Deer: 1 ,1 ,2 .1 1 ,5 .
Ayrlk: 1 ,1 ,6 .1 ,2 ,7 .1 1 1 ,3 , 1. Deii: III, 3, 6.
Deitirim: III, 2,
Balant: III, 1, 1. Dil: I, 1,2.
Ballam: II, 1 ,1 . Dil-Sz: I.
Belirginlik (ve dil): I, 1, 6. belirgin Dilbilim: Giri.
lik ilkeleri: Sonu. Dilsel: 1,1,4.111, 2, 1.
Belirti1: II, 1,1. Dizge: III, 3. karmak dizgeler: I, 2,
Belirti2: 111,3,3. 5.
Belirtke: II, 1 ,1 . Dizim: III, 2. kalplam dizimler:
Benzerlik1: II, 1, 1. I, 1, 6. dizim ve sz: I, 1 ,6 . III, 2,
Benzerlik2: II, 4, 2. I . 111, 3, 6.
Besin: I, 2, 3. III, 1 ,3 . Dizimsel zorunluklar: III, 2, 5.
Betimleme: IV, 1 ,3 . Dizisel dzlem: III, 1, 1.
Biem: 1,1, 7. Dnyap: IV, 2.
Biim: II, 1, 3. Dzanlam-Yananlam: V.
Bilimsel gsterge dizgesi: IV, 3. Dzenleni kartlklar: III, 3, 7.
Bilinsiz(lik): I, 2, 1.
Birimler: Anlaml ve ayrc birimler: Erelileme-Dzdeimece: III, 1, 2. III,
II, 1 ,2 . dizim sel birimler: III, 2, 3 ,7 .
4. Eklemleme, eklemlilik: ift eklemlilik:
Birleim (bir zorunluk olarak): III, 2, 5. II, 1, 2 ve III, 2, 4. gstergenin
birleim ve sz: 1 ,1, 3. eklem lenii: II, 5, 2. eklemleme
Birleimsel deikeler: 1 ,1, 6. III, 3, 6. ve dizim: III, 2, 2
Birletirme zgrl: III, 2, 5. Eksik eli kartlk: III, 3, 3.
Bitiiklik: III, 1 ,1 . Eleme: II, 2 ,1 .
Btnce: Sonu. Esremlilik: Sonu.
Btnleyim: III, 2, 5.
76 Gstergebilimsel Serven

Giysi: 1,2, 2.111,1,3. Nedenlilik: II, 4, 2 ve 3.


Gsteren: II, 3. Nedensizlik: II, 4, 2.
Gsterge: II, 1. II, 4, 1. gstergele
rin snflandrlmas: II, 1 ,1 . gs Okuma birimi: II, 2, 3.
terge ve para: I, 1, 2. II, 5, 1. gs Olay (ve yap): 1, 2 ,1 .
tergebilim sel gsterge: II, 1, 4. Orantl kartlk: III, 3, 3.
trsel gsterge: II, 3 ,1 . sfr-gs- Ornatma: III, 2, 3.
terge: III, 3, 3. Otomobil: I, 2, 4.
Gsterge-ilev: II, 1, 4. III, 2, 4.
G stergelerin zdelii: I, 1, 3. III, 2, e: III, 3 ,1 . elerin dzeni: III, 3,
6. 5.
Gsterilen: II, 2. zadllk: I, 1,8.
Gsteri len-Gsteren: II.
Gvenlik pay: III, 3, 6. Sesbirimalt eler: I, 1,6.
Sfr derece: III, 3, 3.
Hayvan dili: II, 4, 3. Simge: II, 1, 1.
Sonu olmayan metin: III, 2, 3.
erik: II, 1 ,3 . Sylem: 1 ,1 ,3 .
erme: III, 2, 5. Sylemsel e: 1 ,1, 8.
kinlik: Sonu. Sz: I, 1, 3. sz ve dizim: I, 1 ,6 . III,
kicilik: Giri. II, 4, 3. III, 3 ,5 . 2, 1.
lk e: II, 2, 2. Szbilim: 111,2, 7. IV. 2.
lem: IV, 3. Szdizim: III,-2, 1.
jlevdelik: 111,2,3.111, 3, 2. Szyitimi: 1 ,1, 7 . 1 ,1. 8.

Karar verici evre: I, 2, 2. T aslak1: I, 1, 5.


Kartlklar: 111, 1 ,1 . III, 3, 1. III, 3, 2. Taslak2: Sonu.
Tz: Tz ve biim: II, 1, 3. tz ve
III, 3 ,4
zdek: II, 3 ,1 .
Kesintililik: III, 2 ,2 .
Keyfilik: 1, 2, 6. II, 4, 2.
Uyak: 111,3, 7.
Kiisel kullan m: 1 ,1 ,7 .1,2, 3. Uzaklk (gstergeler arasndaki): III, 2,
Kod-Bildiri: I, 1, 6 ve I, 1, 8. 6.
Konuan kille: 1 ,1, 4.
Kullanm: 1 ,1, S. stdil: IV, 1. IV, 3.
Kural: 1 ,1 ,5 . stsesbirim: III, 3, 6.

Logoleknik: I, 2 ,6 . Yananlam: 1, 1 , 6 . 1, 2, 5. III, 3, 6. IV.


Yananlamlayc: IV, 2.
Yananlamsal gsterge dizgesi: IV, 1.
Makrodilbilim: I, 2, 1. III. 2, 6.
Yansma szckler: II, 4, 3.
Mimarlk: II, 1, 3. Yanszlama: III, 3, 6.
Mobilya: I, 2, 4. III, 1 ,3 . Yaz (ve kiisel kullanm): I, 1, 7.
Mzik: II, 2, 3.
Eletirel Kaynaka

Gstergebilim gnmzde bamsz bir kaynakaya olanak vermez; bal


ca okumalar yapsalcla ya da anlambilimsel rnekeye bavuran dilbi
limcilerin, budunbilimcilerin ve toplumbilimcilerin almalarna ynelik
olmak zorundadr; biz burada okunmas gstergebilimsel zmlemeye
iyi bir giri oluturabilecek yaptlardan snrl bir seme vereceiz.

ALLARD (M.), ELZIRE (M.), GARDIN (J.C.), HOURS (F.), Analyse


conceptuelle du Coran sur cartes perfores, Paris, La Haye, Mouton
& Co, 1963, Cilt I, Code, 110 s., Cilt II, Commentaire, 187 s.
BARTHES (R.), Mythologies, Paris, Seuil, 1957, 270 s. [Trke evirisi:
ada Sylenler, eviren: T. Ycel, stanbul, Metis yay., 1989.]
BRNDAL (V.), Essais de linguistique gnrale, Kopenhag, Munksga-
ard, 1943, XII-172.S.
BUYSSENS (E.), Les langages et le discours. Essai de linguistique fonc
tionnelle dans le cadre de la smiologie, Brksel, Office de
Publicit, 1943,97 s.
ERLICH (V.), Russian Formalism, Mouton & Co, 's-Gravenhage, 1955,
XlV-276s.
GODEL (R.), Les sources manuscrites du "Cours de linguistique
gnrale" de F. de Saussure, Cenevre, Droz, Paris, Minard, 1957,
283 s.
GRANGER (G.-G.), Pense formelle et sciences de l'homme, Paris, Au
bier, Montaigne, 1960, 226 s.
HARRIS (Z.S.), Methods in Structural Linguistics, Chicago, Univ. of
Chicago Press, 1951, XV-384 s.
HJELMSLEV (L.), Essais linguistiques, Travaux du Cercle Linguistique
de Copenhague, cilt XII, Kopenhag, Nordisk Sprog-og Kulturforlag,
1959,276 s.
JAKOBSON (R.), Essais de linguistique gnrale, Paris, Minuit, 1963,
262 s.
78 Gstergebilimsel Serven

LVI-STRAUSS (Cl.), Anthropologie structurale, Paris, Plon, 1958, II-


454 s.
MARTINET (A.), lments de linguistique gnrale, Paris, Armand Co
lin, 1960, 224 s. [Trke evirisi: levsel Genel Dilbilim, eviren:
B. Vardar, Ankara, Birey ve Toplum yay., 1985.]
MOUNIN (G.), Les problmes thoriques de la traduction, Paris, Galli
mard, 1963, XI1-301 s.
MORRIS (Ch.W.), Signs, Language and Behaviour, New York, Prentice-
Hall, Inc., 1946, XIII-365 s.
PEIRCE (Ch.S.), Selected Writings, yay. J. Buchlev, Harcourt, Bruce &
Co, New York, Londra, 1940.
PIKE (K.L.), Language in Relation to a Unified Theory o f the Structure
o f Human Behaviour, Kaliforniya, Glendale, 3 fask., 1954, 1955,
1960 (170-85-146 s.).
PROPP (V.), Mophology o f the Folktale, International Journal o f Ameri
can Linguistics, cilt 24; say 4, Ekim 1958, Indiana Univ., X-134 s.
[Franszca evirisi: Morphologie du conte, Paris, Seuil, 1970; Fran
szca'dan yaplm Trke evirisi: Masaln Biimbilimi, eviren: M.
Rifat-S. Rifat, stanbul, BFS yay., 1985.]
SAUSSURE (F.DE), Cours de linguistique gnrale, Paris, Payot, 4. bas
k, 1949, 331 s. [Trke evirisi: Genel Dilbilim Dersleri, eviren:
B. Vardar, Ankara TDK yay., 2 cilt, 1976-1978; 2. bask, Ankara,
Birey ve Toplum yay., 1985.]
TROUBETZKOY (N.S.), Principes de phonologie, J. Cantineau'nun e
virisi, Paris, Klincksieck, 1947,1. bask, 1949, XXXIV-396 s.

Yapsal dilbilimin yeni gelimeleri iin N. Ruwet'nin dikkate deer u ya


zsna bkz.: "La linguistique gnrale aujourd'hui" Arch, europ. de
Soc. V (1964). 227-310.

Communications, say 4,1964.


Gzden geirilmi, yeni bir giri ve
kaynaka eklenmi olarak 1965,
Gonthier yay.
(Le degr zro de l'criture ile birlikte).
Gstergebilim lkeleri 79
Notlar
1. "Bir kavram, kukusuz, bir nesne deildir, ama onun yalnzca kavran da deildir. Kav
ram bir ara ve tarihtir, bir baka deyile, yaanm bir dnyada yer alan bir olanaklar ve
engeller demetidir." (G.G. Granger, Mthodologie conomique, s. 23).
2. Cl. Lvi Strauss, bu tehlikeyi belirtmitir (Anthropologie structurale, s.58). [Paris, Plon,
1958.]
3. M. Cohen, bu zellie kukuyla deinmitir ("Linguistique moderne et idalisme",
Recherches internationales, May s 1958, say 7).
4. Dilin ilk tanmnn suflandrc dzlemde yer aldn belirtelim: Bu bir snflandrma il
kesidir.
5. Bkz. aada, II, 5, 1.
6. Acta linguistica, I, 1, s. 5.
7. L Hjelmslev, Essais linguistiques, Kopenhag, 1959, s. 69 ve tesi. [Paris, Minuit, 1971.]
8. Bkz. aada, II, 1, 3.
9. Bkz. aada, II, 1,3.
10. "La mcanique de l'analyse quantitative en linguistique", Etudes de linguistique
applique, 2, Didier, s. 37.
11. A. Martinet, Elments de linguistique gnrale, Paris, Armand Colin, 1960, s. 30.
12. Dizim ile ilgili olarak bkz. aada, III. blm.
13. Saussure, bkz. R. Godel, Les Sources manuscrites du "Cours de linguistique gnrale"
de F. de Saussure, Cenevre, Droz, Paris, Minard, 1957, s. 90.
14. Bkz. aada, IV. blm.
15. R. Jakobson, "Deux aspects du langage...". Essais de linguistique gnrale, Paris, Mi
nuit, 1963, s. 54. C.L. Ebeling, Linguistic Units, La Haye, Mouton, 1960,
s.9.A.Martinet, A. Functional View o f Language, Oxford, Clarendon Press, 1962, s.
105.
16. Le degr zro de l'criture, Paris, Seuil, 1953. ["Points" dizisi, 1972.]
17. W. Doroszewski, "Langue et parole", Odbitka z Parc Filologicznych, XLV, Varova,
1930, s. 485-497.
18. M. Merleau-Ponty, Phnomnologie de la perception, 1945, s. 229. [Paris, Gallimard,
"Tel" dizisi, 1976.]
19. M. Merleau-Ponty, loge de la philosophie, Paris, Gallimard 1953.
20. G. Granger, "vnement et structure dans les sciences de l'homme", Cahiers de l'Institut
de science conomique applique, say 55, Mays 1957.
21. Bkz. F. Braudel, "Histoire et sciences sociales: la longue dure", Annales, Ekim-Aralik,
1958.
22. Anthropologie structurale, a.g.y., s. 230 ve "Les mathmatiques de l'homme". Esprit,
Ekim 1956.
23. "Sz eylemi, sz dolaysyla ortaya kan olgu dnda hibir zaman biimler stne n
ceden tasarlama bulunmad gibi dnce, dnme eylemi de yoktur, yalnzca bi
linsiz, yaratc olmayan bir etkinlik vardr: Snflandrma etkinlii (Saussure, bkz. R.
Godel, Les Sources manuscrites... a.g.y., s. 58).
24. Principes de phonologie (J. Canlineau'nun evirisi), s. 19. [Paris, Klincksieck, 1970.]
25. Bkz. aaula, II, 4, 3.
26. J. P. Charlier, "La notion de signe (oT)|xeiov) dans le IVe, vangile", Revue des sciences
philosophiques et thologiques, 1959, 43, say 3, 434-448.
27. Aziz Augustinus bunu ak seik olarak yle dile getirmitir: "Bir gsterge, duyularla
alglanan blm dnda, dncemizde kendiliinden bir baka ey canlandran eydir."
28. Bkz. sylemsel eler ve belirtisel simgeler, yukarda, I, 1.8.
80 Gstergebilimsel Serven

29. H. Wallon, De Pacte la pense, 1942, s. 175-250. [Paris, Flammarion, "Champs" dizi
si, 1978.]
30. Buradaki inceleme (yukarda, II, 1.1.), en yaln izgilerine indirgenmise de "gsterge",
"simge", "belirti" ve "belirtke" gsterilenlerinin biimini ele almaktadr.
31. Gerekle, grntnn durumu ayr tutulmaldr; nk, grnt, anlam aklarmasa da, he
men "balantnn kurulmasn salar."
32. Bkz. R. Barthes, "A propos de deux ouvrages rcents de Cl. Lvi-Strauss: Sociologie et
Socio-Logique, Information sur les sciences sociales (Unesco), cilt 1, say 4, Aralk
1962,114-122 [Laventure smiologique, Paris, Seuil, 1985, s. 231-242.]
33. Bkz. aada, II, 4, 2.
34. Bu tartma Borgcaud, Brcker ve Lohmann tarafndan yeniden ele alnmtr, Acta lin
gistica, III, 1.27.
35. R. Hallig ve W. von Warlburg, Begriffssystem ais Grundlage fr die Lexicographie,
Berlin, Akademie Verlag, 1952, 4o, XXV.
36. Trier ve Malor'nin yaptlar iin bkz. P. Guiraud, La Smantique, P.U.F., "Que sais-je?"
dizisi, s. 70 ve tesi.
37. Burada gsterge ve simge iin de ayn ilemi gerekletirmeye altk (yukarda, II.
I.I.).
38. G. Mounin tarafndan verilen rnekler, "Les analyses smantiques", Cahiers de l'Institut
de science conomique applique, Mart 1962, say 123.
39. Bundan byle A.J. Grcimas'n nerdii u ayrm benimsemek yerinde olacaktr: Anlam
sal = ierikle ilgili; jjstcrgescl (gstergebilimsel) = anlatmla ilgili.
40. Bkz. R. Francs, La Perception de la musique, Paris, Vrin, 1958, 3. blm.
41. Bkz. aada, li. 2. 3.
42. Bkz. aada, III. blm (Dizim ve Dizge).
43. Bkz. aada, II. 5. 2.
44. R. Ortigues, Le Discours el le symbole, Paris, Aubier, 1962.
45. Bkz. aada, IV. blm.
46. J. Laplanche ve S. Leclaire, "LInconscient", Les Temps modernes, say 183, Temmuz
1963, s. 81 ve tesi.
47. E. Benveniste, "Nature du signe linguistique", Acta lingistica, I. [Problmes de lin
guistique gnrale, Paris, Gallimard, 1966, s. 49.]
48. A. Martinet, Economie des changements phontiques, Bern, Francke, 1955. 5, 6.
49. Bkz. G. Mounin, "Communication linguistique humaine et communication non-linguisti
que animale", Les Temps modernes, Nisan-Mayis 1960.
50. Bir baka rnek: Trafik kurallar (ulam kodu).
51. Bkz. aada, 111. 3. 5.
52. Saussure, Cours de linguistique gnrale, s. 115. [Paris, Payot, 1983.]
53. Saussure'dcn bu yana, Tarihin de esremli yaplarn nemini kavram bulunduunu
anmsatmaya bilmem gerek var m? ktisat, dilbilim, budunbilim ve tarih gnmzdeki
drt (quadrivium) nc bilimdir.
54. Saussure, bkz. R. Godcl, Les Sources manuscrites..., a.g.y., s. 90.
55. Bkz. a.g.y., s. 166. Saussure burada kukusuz, dizimsel ardklk dzleminde deil,
gcl dizisel birikimler ya da armsal alanlar dzleminde gstergelerin karlatrl
masn dnmtr.
56. Saussure, Cours de linguistique gnrale; a.g.y., s. 170 ve lesi.
57. Paradeigma: rnek, rnek olarak verilmi bir szcn bkn dizelgesi, ad ekimi.
58. R. Jakobson. "Deux aspects du langage et deux types d'aphasie", Les Temps modernes,
say 188, Ocak 1962, s. 853 ve lesi; sonradan Essais de linguistique gnrale'de,
a.g.y., 2. blm.
Gstergebilim lkeleri 81

59. Burada yalnzca ok genel bir kutuplama sz konusudur, nk, gerekte, eretilemeyle
tanm birbiriyle kartrlamaz (bkz. R. Jakobson, Essais de linguistique gnrale, a.g.y.,
s. 220).
60. Bkz. R. Barthes, "L'Imagination du signe", Essais critiques, Paris, Seuil, 1964. ["Points"
dizisi, 1981.]
61. Trke'de "dilsel" ile karladmz szck iin R. Barthes Franszca'da "glottique" teri
mini kullanyor ve dipnotta yle bir aklama veriyor (.N.): "Glottique: Dile (Szn
kart olarak) ait olan.
62. B. Mandelbrot, kesintililik asndan, dilbilimin evrimiyle gazlar kuramnn evrimini kar
latrmay baarmtr ("Linguistique slalisque macroscopique", Logique, Langage et
Thorie de l'information, P.U.F. 1957).
63. L. Hjelmslev, Essais linguistiques, a.g.y., s. 103.
64. Langage des machines et Langage humain, Paris, Hermann, 1956, s. 91.
65. lkece diyoruz, nk ikinci cklemliliin ayrc birimleri baka trl bir durum sunar
(bkz. aada, ayn altblm).
66. Bkz. yukarda, II. 1.2.
67. Anlaml birimlerin dizimsel blmlenii sorunu A. Martinet tarafndan Elments de lin
guistique gnraler\n (a.g.y.) IV. blmnde yeni bir biimde ele alnmtr.
68. Bkz. yukarda, II. 1.4.
69. Bu belki de yananlam gstergelerinin genel durumudur (bkz. aada, IV. blm).
70. Ana izgileriyle sylemek gerekirse, bir nlem (oh) tek birimli bir dizim oluturuyor gi
bi grnr, ama gerekte, sz burada balam iinde ele alnmaldr: nlem "sessiz" bir
dizime verilen yanltr (bkz. K. L. Pike, Language in Relation to a Unified Theory of he
Structure of Human Behaviour, Glendale, 1951).
71. Saussure'den aktaran R. Godel, Les Sources manuscrites..., a.g.y., s. 90.
72. Martinet, conomie des changements phontiques, a.g.y., s. 22.
73. Saussure'den aktaran R. Godel, Les Sources manuscrites..., a.g.y., s. 55.
74. Bkz. a.g.y., s. 1%.
75. Bkz. H. Frei'nin, sesbirimlcri alt-sesbirimlere ayrtrmas (yukarda, I. I. 6.).
76. Bu olgu tek dilli bir szck erevesinde ak seik olarak grlr: Szlk, bir szcn
artl (pozitif) bir tanmn veriyormu gibi grnr; ne var ki, bu tanm da aklama bek
leyen szcklerden olutuunda sz konusu artl olma nitelii (pozitiflik) durmakszn,
gndermeler ierir (bkz. J. Laplanche ve S. Leclaire, "L'inconscient" a.g.y.).
77. Cahiers Ferdinand de Saussure, IX. s. 11-40.
78. Cantineau'nun verdii btn kartlklar ikili kartlklardr.
79. Bu, ayn zamanda eksik eli bir kartlktr.
80. Dilsel tutumluluk ilkesi aktarlacak bilginin niceliiyle bu aktarm iin gereken enerji
(zaman) arasnda deimez bir bant bulunmasn zorunlu klar (A. Martinet, Travaux
de l'Institut de linguistique, 1, s. 11).
81. Saussure, Cours de linguistique gnrale, a.g.y., s. 124.
82. H. Frei, Cahiers Ferdinand de Saussure, XI, s. 35.
83. Destouches, Logistique, s. 73.
84. Cl. Lvi-Strauss, "Introduction l'uvre de M. Mauss", Sociologie et anthropologie,
P.U.F., 1950, s. L. nol.
85. R. Barthes, Le degr zro de 'criture, a.g.y..
86. Franszca talon/jument kartlnda, ortak e, gsterilen dzleminde yer alr.
87. Cantineau, Trubetskoy'un ortaya att aamal kartlklar (Almanca'da u/o ve ii/) be-
nimsememitir.
88. Bkz. R. Barthes, Systme de la mode. [R. Barthes bu notta yaptnn Seuil yaynlar ara
snda kacan belirtir; yaptn yaym yeri ve tarihi Paris, Seuil, 1967'dir. Kitap ayrca
82 Gstergebilimsel Serven

"Points" dizisinde de kmtr, 1983. .N.]


89. Burada, bir dizideki elerin sras sorununu ele almayacaz; Saussure'e gre, bu sra
nemsizdir; Jakobson'a greyse tersine, bir bknde yaln durum ya da sfr durumu sra
nn banda yer alr {Essais de linguistique gnrale, o.g.y., s. 71). Szgelimi, eretile
menin gsterenler dizisi olarak incelenecei ve eretileme srasndaki elerden birinin
herhangi bir stnl olup olmadn saplamann zorunlu olaca gn bu sorun da b
yk bir nem kazanabilir (bkz. R. Barthes, "La Mtaphore de l'il'', Critique, say 195-
196, Austos-Eyll 1963 [Essais Critiques, a.g.y.].
90. Cours de linguistique gnrale, a.g.y., s. 174. [R. Barthes'n Saussure'den yapt bu
alnlda atlad bir eyi (donn) ekleyerek eviriyoruz. .N.]
91. Preliminaries to Speech Analysis, Cambridge, Mass, 1952.
92. Economie des changements phontiques, 3. 15, s. 73.
93. Koku ve tat alma gibi daha ilkel duyular "benzerlik dzeyi"ni amazlar. Bkz. V. Bele-
vitch, Langages des machines et langage humain, a.g.y. s. 74-75.
94. "Unit smantique complexe et neutralisation", Cahiers de lexicologie, 1, 1959.
95. Yanszlamay gerekletiren, hi kukusuz. Moda dergisinin sylemidir; yanszlama
sonu olarak AUT trnde dndalama ayrmndan (ya chandail ya da sweater) VEL
trnde iindeleme ayrmna (chandailya da sweater farketmez) gei demektir.
96. Cahiers Ferdinand de Saussure, IX, s. 41-46.
97. Bkz. R. Barthes, "L'activit structuraliste", Essais critiques, a.g.y., s. 213.
98. Bkz. A. Martinet, lments de linguistique gnrale, a.g.y., s. 37.
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri*

Dnyada saylamayacak kadar anlat var. Her eyden nce alacak say
da tr sez konusu; bu trler de, sanki her zdek, insann, anlatlarn gve
nip aabilmesine uygunmu gibi, deiik tzlere dalm. Anlatnn daya
na, eklemli dil (szl ya da yazl), grnt (duraan ya da devingen) el-
kol-ba hareketi ve btn bu tzlerin dzenli bir karmndan oluabilir.
Mitte, efsanede, fablda, masalda, uzun ykde, destanda, hikyede, traje
dide, dramda, pantomimde, tabloda (Carpaccio'nun Azize Orsola'sini d
nelim), vitrayda, sinemada, izgi resimlerde, sradan bir gazete haberin
de, konumada anlat hep vardr. stelik, sonsuz denebilecek saydaki bu
biimler altnda, anlat btn zamanlarda, btn yerlerde, btn toplum-
larda vardr. Anlat insanlk tarihinin kendisiyle balar; dnyann hibir
yerinde anlats olmayan bir halk yoktur, hi bir zaman da olmamtr. B
tn snflarn, btn insan topluluklarnn anlatlar vardr ve ounlukla
bu anlatlar deiik, hatta kart kltrlerdeki insanlar tarafndan ortaklaa
olarak tadlr.1 yi yazn olmu, kt yazn olmu anlatnn umurunda de
ildir: ster uluslararas, ister tarihler ar, ister kltrler ar olsun, anlat
hep vardr, tpk yaam gibi.
Anlatnn byle bir evrensellii, onun anlamsz olduu sonucunu mu
douracaktr? Bu konuda yazn tarihinin kimi kez yapt gibi, ok zel
baz anlat eitlerini, alak gnll bir biimde betimleme dnda baka
hibir ey syleyemeyeceimiz kadar genel midir anlat? Peki bu anlat
eitlerine nasl egemen olabilir, onlar neye gre ayrt edebilir, tanyabili
riz? Roman ykyle, masal mitle, dram trajediyle, binlerce kez yapld

* Franszca's: "Introduction l'analyse structurale des rcits". lk olarak Communications


dergisinin 8. saysnda (1966) kan bu yaz, L'aventure smiologique\e yaymlanmadan
nce iki ayn kitapla daha yer almtr: Potique du rcit (1977); L'analyse structurale du
rcit, Communications, tP 8 (1981). (.N.)
84 Gstergebilimsel Serven

gibi, hibir ortak rnekeye (model) bavurmadan nasl karlatrabili


riz? Byle bir rneke, anlat biimlerinin en zel, en tarihsel olan stne
sylenmi her sz tarafndan ierilir. Demek ki, ortada evrensel bir olgu
olduunu ileri srerek, anlatdan sz etme tutkusundan vaz gemek yle
dursun, Aristoteles'ten beri dnem dnem anlat biimine ilgi duymamz
yerinde bir davrantr. Yapsalcln da kurulu aamasndayken, bu bii
mi kendine balca ura alanlarndan biri olarak semesi doaldr. Yap
salclk iin her zaman, szlerin snrszln, bu szlerin kaynaklandklar
ve retilebilecekleri "diri betimlemeyi baararak denetim altna almak
sz konusu deil midir? Anlatlarn snrszl ve bu anlatlarn sz edile
cei bak alarnn (tarih, ruhbilim, toplumbilim, budunbilim, estetik, vb.
ile ilgili) okluu karsnda zmlemeci, dilin karmakln gren ve
bildirilerin grnrdeki kargaas iinden bir snflandrma ilkesi ve bir
betimleme oda karmaya alan Saussure'le aa yukar ayn durum
dadr. Gnmzde, Rus biimcileri, Propp ve Lvi-Strauss, u ikilemin s
nrlarn belirgin klmay rettiler bize: Anlat, ya olaylarn sradan ve
anlamsz bir biimde dile getirilmesidir (bu durumda ancak anlatcnn ya
da yazarn sanatna, yeteneine ya da dehasna gvenerek anlatdan sz
edebiliriz rastlantya ilikin btn mitsel biimlerde durum byledir2);
ya da baka anlatlarla ortak olan, zmlemeye ak bir yap ierir; bunu
dile getirmek iin ok sabrl olmak gerekir; nk, en karmak rastlant-
sal-olan ile en yaln dzenli-olan arasnda bir uurum vardr ve hi kimse,
birim ve kurallardan olumu rtk bir dizgeye bavurmadan bir anlaty
dzenleyemez (retemez).
yleyse anlatnn yapsn nerede aramal? Anlatlarda kukusuz.
Btn anlatlarda m? Birok yorumcu, bir anlat yaps dncesini be
nimsemi olmakla birlikte, yaznsal zmlemeyi deneysel bilimlerin r-
nekesinden kalkarak oluturmay kabul etmez: Bu yorumcular, anlatma
olgusuna salt tmevarml bir yntemin uygulanmasn; bir tre, bir aa,
bir topluma zg btn anlatlarn incelenmesinden sonra genel bir rnek -
enin tasarlanmasna geilmesini isterler hi ylmadan. Bu saduyulu g
r, gereklemesi olanaksz bir grtr. Karsnda yalnzca bin dola
ynda dil bulunan dilbilim bile iin stesinden gelememitir. Sonunda
akllca davranp tmdengelimli yaklam benimsemi ve o tarihten bala
yarak da gerek anlamda kurulup dev admlaryla ilerlemi, hatta o ana
kadar ortaya karlmam olaylar bile ngrmeyi baarmtr.3 Peki ya
milyonlarca anlat karsndaki anlat zmlemesi iin ne demeli? Anlat
zmlemesi tmdengelimli bir yntemi benimsemek zorundadr; nce
varsaymsal bir betimleme rnekesi (Amerikal dilbilimciler bunu "ku
ram" diye adlandrrlar) tasarlamak, sonra da bu rnekeden kalkarak, r
nekeye hem uyan hem de ondan ayrlan trlere doru yava yava inmek
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 85
durumundadr. Bir tek betimleme aygtyla donanm anlat zmlemesi,
ancak bu uygunluklar ve sapmalar dzeyinde anlatlarn okluunu, tarih,
corafya, kltr asndan sunduklar eitlilii bulacaktr.4
Demek ki, sonsuz saydaki anlatlar betimlemek ve snflandrmak
iin, yukarda belirttiimiz pragmatik anlamda bir kuram gerekir; yleyse
nce bu kuram aranmal, bu kuram tasarlanmaldr. Daha balangta, ilk
elerini, ilk ilkelerini salayacak bir rnekeye uyulduunda, sz konusu
kuramn hazrlan da byk lde kolaylam olur. Aratrmalarn g
nmzdeki durumu asndan, anlatnn yapsal zmlemesine kurucu r
neke olarak dilbilimi semek akllca5 grnmektedir.

I. Anlatnn Dili

1. Tmcenin tesinde

Bilindii gibi dilbilim tmce boyutunda kalr: lgilenebileceini dnd


sonuncu birimdir bu. Gerekten de, bir dizi deil de bir dzen olan
tmcenin, kendisini oluturan szcklerin toplamna indirgenememesine
ve hatta bylece zgn bir birim oluturmasna karlk, bir szce, kendi
sini oluturan tmcelerin art arda dizilmesinden baka bir ey deildir.
Dilbilim asndan sylemin tmcede bulunmayacak hibir eyi yoktur:
"Tmce, sylemi eksiksiz olarak ve btnyle temsil eden en kk par
adr.6" der Martinet. Demek ki, dilbilim kendine tmceden daha byk
bir inceleme konusu edinemez, nk tmcenin tesinde de yine baka
tmceler vardr: iei betimlemi olan bitkibilimci iek demetini betim
lemekle uraamaz.
Bununla birlikte, tmceler btn olarak sylemin kendisinin de bel
li bir dzeni olduu kesindir; bu dzeniyle, baka bir dilin, dilbilimcilerin
dilini aan bir dilin bildirisi olarak ortaya kar.7 Sylemin kendine zg
birimleri, kurallar, "dilbilgisi" vardr: Tmcenin tesinde yer alan sylem
her ne kadar yalnzca tmcelerden oluuyorsa da, kukusuz ikinci bir dil
bilimin konusu olmak zorundadr. Bu sylem dilbilimi, ok uzun sre gr
kemli bir adla anlmtr: Retorik*. Ama, zamanla, retoriin yazn'm ya
nnda yer almas, yazn'n da dil incelemesinden ayrlmas sonucu, son yl
larda sorunun yeniden ele alnmas gerekti: Yeni sylem dilbilimi, henz
gelimemitir, ama en azndan, dilbilimciler tarafndan bir ngerek ola-
* Trke'de dilbilim ve gstergebilim metinlerinde genel olarak szbilim terimiyle karla
dmz Franszca rhtorique szcn burada tmcenin anlam gerei retorik olarak
kullanyoruz. (.N.)
86 Gstergebilimsel Serven

rak ortaya atlmtr.8 Bu olgu anlamsz deildir: zerk bir inceleme konu
su oluturmasna karn sylem, dilbilimden kalklarak incelenmelidir.
Yapaca i ok byk, inceleyecei gerelerse snrsz olan bir zmle
meye, bir alma varsaym vermek gerektiinde, en akllca i, tmceyle
sylem arasnda bir levdelik* bantsnn bulunduunu bir ngerek
olarak ortaya atmaktr. Bunu yaparken de ayn biimsel dzenleniin, b
yk bir olaslkla, tzleri ve boyutlar ne olursa olsun btn gsterge diz
gelerinde etkili olduunu gz nnde tutmak gerekir: Bylece sylem b
yk bir "tmce" (birimlerinin zorunlu olarak tmce olmas gerekmez),
tmce de baz zel niteliklerden yararlanarak kk bir "sylem" olacak
tr. Bu varsaym, gnmzdeki insanbilimin baz nerileriyle uyumakta
dr: Jakobson ve Lvi-Strauss, insanln, ikincil, indirgeyerek younlat
ran dizgeler (baka aletler yapmaya yarayan aletler, dilin ift eklemlilii,
yakn akraba ile cinsel iliki kurmay yasaklayarak ailelerin oalmasn
salayan tabu) yaratabilme gcyle tanmlanabileceini gstermilerdir.
Sovyet dilbilimcisi vanov da yapay dillerin ancak doal dilden sonra edi
nilebilecei grndedir: nsanlar iin nemli olan, birok anlam dizgesi
kullanabilme olduuna gre, doal dil yapay dillerin dzenlenmesine yar
dmc olur. Demek ki, tmce ile sylem arasnda "ikincil" bir bant bu
lunduunu ne srmek yerinde bir davrantr uygunluklarn salt biim
sel zelliine uymak iin biz bu banty ilevdelik bants diye adlan
dryoruz.
Anlatnn genel dili, kukusuz sylem dilbilimine9 sunulan dillerden
biridir ve sonu olarak ilevdelik varsaymna uyar. Yap asndan, anlat
tmceye benzer ama, bir tmceler toplamna indirgenemez hibir zaman:
Anlat byk bir tmcedir, hep saptayc tmcenin, bir bakma kk bir
anlat tasla olmas gibi. Gerekten de, anlatda, zgn (ounlukla iyice
karmak) gsterenlerden yararlanmalarna karn, anlat lsnde by
m ve dnm geirmi balca fiil kategorileriyle karlalr: Zaman
lar, grnler, kipler, kiiler. stelik, fiil yklemlerine kart olan "zne
ler" bile tmce rnekesine uymaktan geri kalmazlar: A.J. Greimas'n10
nerdii eyleyenler tipolojisi, anlatdaki saysz kiiler arasnda dilbilgisel
zmlemenin temel ilevlerini bulur. Burada nerilen ilevdelik, yalnz
ca bir bilimsel bulgu deeri tamakla kalmaz: Dil ile yazn (anlatya ili
kin bir eit ayrcalkl iletim arac olduu lde) arasnda bir zdelik
ierir. Dnce, tutku ya da gzellii aklama arac olarak dilden yarar
lanmaya balad andan itibaren, yazn, dille ilgili her trl bantdan

* Metnin 1966, 1977, 1981 basklarnda un rapport homotogiqueolarak geen ve Trk


e'de "bir ilevdelik bants'' biiminde karladmz terim, R. Barthes'in lmnden
sonra gerekletirilen 1985 basksnda un rapport homologue (bir benzer, trde, e i-
levli banl) biiminde gemektedir. (.N.)
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 87
uzak duran bir sanat olarak dnmek hi olanakl deildir artk. Dil, ken
di z yapsnn aynasn sunarak syleme ei it etmekten geri kalmaz. Ya
zn da, zellikle gnmzde, dilin kendi koullarndan bir dil yaratmaz
m /

2. Anlam Dzeyleri

Dilbilim daha balangta anlatnn yapsal zmlemesine kesin bir kav


ram salar; her anlam dizgesi iinde temel olan, yani her anlam dizgesi
nin dzenleniini hemen aklayan bu kavram, hem bir anlatnn nasl ya
ln bir tmceler toplam olmadn belirtmeye, hem de anlatnn kuruluu
iine giren ynla eyi snflandrmaya yarar: Sz konusu kavram be
timleme dzeyi12 kavramdr.
Bir tmce, bilindii gibi, dilbilimsel adan birok dzeyde (sesbilgi-
sel, sesbilimsek dilbilgisel, balamsa!) betimlenebilir; bu dzeyler aamal
bir bant iindedir, nk her ne kadar her dzeyin kendine zg birim
leri, zel bantlar varsa da ve bu durum her dzeyin birbirinden bam
sz olarak betimlenmesini gerektirirse de, hibir dzey tek bana anlam
yaratamaz. Belli bir dzeye bal her birim, ancak bir st dzeye katlabi
lirse bir anlam kazanr: Bu sesbirim, her ne kadar eksiksiz olarak betimle-
nebilirse de tek bana hibir ey demek deildir; ancak bir szcn iin
de yer alrsa anlama katlabilir; szcn kendisi de tmce iinde yer al
maldr.13 Dzeyler kuram, Benveniste'in ortaya koyduu biimiyle iki
tr iliki belirler: Dalmsal ilikiler (ilikiler ayn dzeyde yer aldnda
sz konusudur), btnleme ilikileri* (ilikiler bir dzeyden brne
kavrandnda sz konusudur). Bundan, dalmsal ilikilerin, anlam
aklamaya yetmedii ortaya kar. Demek ki, yapsal bir zmlemeyi
gerekletirebilmek iin nce birok betimleme dzeyi ayrt etmek ve bu
dzeyleri aamal (btnletirici) bir bak asna yerletirmek gerekir.
Dzeyler birer ilemdir.14 Demek ki dilbilimin, gelitike, bunlar o
altmas doaldr. Sylem zmlemesi henz tam olumam dzeyler
stnde alabilmektedir. Retorik de kendine gre, sylem asndan en
az iki betimleme dzeyi belirlemitir: Dzenleyip (dispositio) ve syleyip
(elocutiol5). Gnmzde, Lvi-Strauss, mitin yapsna ilikin olarak yap
t zmlemede, bir mitsel sylemdeki oluturucu birimlerin (mitbirim-
ler) ancak kmeler biiminde bir araya geldikleri iin anlam tadklarn,

* Btnleme ilikileri biiminde karladmz Franszca relations intgratives terimi


katlmsal ilikiler olarak da verilebilir. Buna bal olarak btnleme ve trevleriyle
verdiimiz intgration, intgrative, vb. terimler katlma ve trevleriyle de karlanabilir.
(.N.)
88 Gstergebilimsel Serven

bu kmelerin de birbirleriyle birletiklerini gstermitir.16 T. Todorov da,


Rus biimcilerinin yaptklar ayrm ele alarak, her biri eitli altbirimlere
ayrlm iki byk dzey stnde almay nerir: Bir eylemler mant
ile bir kiiler "szdizim"i ieren yk dzeyi (konu zeti) ve anlatnn za
manlarn, grnlerini, kiplerini ieren sylem dzeyi}1 nerilen dzey
says ne olursa olsun ve bu dzeyler nasl tanmlanrsa tanmlansn, anla
tnn bir dzeyler aamalanmas olduu konusunda kuku duyulamaz. Bir
anlaty anlamak, yalnzca bir yknn zl srecini izlemek deil, ay
n zamanda, bu anlatda "katlarn bulunduunu grmek, anlat "izgi"sin-
deki yatay eklemlenileri, rtk bir biimde dikey olan bir eksene yanst
maktr. Bir anlaty okumak (dinlemek), yalnzca bir szckten brne
gemek deil, ayn zamanda bir dzeyden brne gemek demektir. Bu
rada u rnei verelim: Poe, alnm Mektup'la, mektubu bulamayan
emniyet mdrnn baarszln keskin bir biimde zmlemitir; em
niyet mdrnn aratrmalarnn "kendi uzmanl erevesinde" kusur
suz olduunu belirtir Poe. Mdr, hibir yeri atlamyor, "arama tarama"
dzeyini tam olarak "doyma noktasna ulatryordu"; ama, kukulanlma
yacak derecede ortada olmas nedeniyle saklln koruyan mektubu bul
mak iin bir baka dzeye gemek, polisin ayrc zellii yerine mektubu
saklayann ayrc zelliini koymak gerekirdi. Ayn biimde, yatay bir
anlata! ilikiler btnne uygulanan "arama tarama"nn tamamlanmas
bounadr, etkili olabilmesi iin "dikey" olarak da ilerlemesi gerekir. An
lam, anlatnn "ucunda" deildir, onu batan baa aar; alnm Mektup
gibi apak ortada olan anlam, tpk onun gibi her trl tekyanl aratrma
nn gznden kaar.
Anlatnn dzeylerinden emin olmadan nce, daha birok snamaya
bavurmak gerekir. Burada nerilecek olanlar, geici bir kesit oluturur,
bunun da imdilik hemen hemen yalnzca retici adan stnl vardr.
yle sanyoruz ki, bu dzeyler, daha nce gerekletirilmi birka zm
lemeye ters dmeden, sorunlar belirleme ve beklendirmeye yarar. Biz
anlata! yaptta betimleme dzeyi ayrt edilmesini neriyoruz: "lev
ler" dzeyi (Propp ve Bremond'un benimsedikleri anlamda), "eylemler"
dzeyi (Greimas'n anlat kiilerinden eyleyenler olarak sz ederken be
nimsedii anlamda) ve "anlatma"(ykleme) dzeyi (yaklak olarak, To-
dorovdaki "sylem" dzeyine denk der). Bu dzeyin kendi aralarn
da giderek artan bir btnleme biimine gre balant kurduunu burada
anmsayalm: Bir ilev, bir eyleyenin genel eylemi iinde yer ald lde
anlam kazanr; bu eylem de, son anlamn, anlatlm olmas, kendine zg
kurallar (kodu) bulunan bir syleme braklm olmas nedeniyle kazanr.
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 89

II. levler
1. Birimlerin Belirlenmesi

Her dizge, snflarn bilinen birimler bileimi olduundan, ncelikle anla


ty kesitlemek ve anlata! sylemin az sayda snfa databileceimiz
paralarn belirlemek gerekir; ksacas en kk anlat birimlerinin tanm
lamas yaplmaldr.
Burada tanmlanan btnlemeyle ilgili gr asna gre, zmle
mede birimlerin yalnzca dalmsa! bir tanmlamasyla yetiiilemez. Daha
balangta anlamn, birimin lt olmas gerekir. Bundan birimler yara
tan da, yknn baz paralarnn ilevsel zelliidir: Bu ilk birimlere he
men verilen "ilevler" ad da buradan kaynaklanr. Rus biimcilerinden18
beri, bir ballam esi olarak beliren her yk paras, birim biiminde
ortaya konur. Her ilevin z, szck yerindeyse onun tohumudur, bu da,
ilerde, ayn dzeyde, ya da baka yerde, bir baka dzeyde olgunlaacak
bir enin anlatsnn tohumunu atmay salayacaktr ona: Flaubert'in, Un
cur simple\n (Saf Bir Kalp) bir yerinde, grnte pek stnde durma
yan, Pont-1'Evque kaymakamnn kzlarnn bir papaan olduunu syle
mesinin nedeni, bu papaann ilerde Flicit'nin yaamnda byk bir
nem tayacak olmasdr: Bu ayrntnn sylenmesi, dilsel biimi ne olur
sa olsun, demek ki, bir ilev ya da bir anlat birimi oluturur.
Bir anlatda her ey ilevsel midir? Her eyin, en kk ayrntya ka
dar, bir anlam var mdr? Anlat btnyle ilevsel birimler biiminde ke-
sitlenebilir mi? Hemen grlecei gibi, ok sayda ballam tr ol
duundan, kukusuz ok sayda da ilev tr vardr. uras bir gerek ki,
bir anlat her zaman iin yalnzca ilevlerden olumutur: Onda her ey
deiik derecelerde anlam tar. Bu, anlatc asndan, bir sanat sorunu
deil, bir yap sorunudur. Sylemin dzeninde belirtilmi olan her ey, ta
nm gerei belirtilebilecek bir eydir: Bir ayrnt, tartlamayacak kadar
anlamsz, her eit ileve direnir gibi grnse bile, sama ya da yararsz
anlamna gelecek kadar ilev tar: nk her eyin anlam vardr ya da
hibir eyin anlam yoktur. Bir baka deyile, sanat grlty (szcn
bildiriim olgusundaki anlamyla) bilmez.19 Sanat katksz bir dizgedir;
onda hibir zaman yitirilmi birim20 yoktur; kendisini yknn dzeyle
rinden biriyle-* birletiren ba ne kadar uzun, ne kadar gevek, ne kadar
ince olursa olsun durum deimez.21
Trke'ye "dzeylerinden biriyle birletiren..." biiminde evirdiimiz blm, metnin
1966, 1977 ve 1981 basklarndaki Franszca syleyie ("qui la relie l'un des ni
veaux...") uygundur. Metnin 1985 basksndaysa bu tmce yle deitirilmitir: "qui la
relie des niveaux..." ("Dzeylerle birletirilen..."). (.N.)
90 Gscergebilimsel Serven

lev kukusuz dilbilimsel adan bir ierik birimidir: Bir szceyi i


levsel birim22 biiminde oluturan, onun syleni biimi deil, "sylemek
istedii eydir". Bu oluturucu gsterilenin, deiik, ounlukla da ok gi
rift, ok karmak gsterenleri bulunabilir: Bana "James Bond elli yala
rnda bir adam grd", vb. dendiinde (Goldfinger'da), verilen bilgi, ay
n anda, farkl etkide iki ilevi tar. Bir yandan anlat kiisinin ya, belli
bir betimleme iine katlr (bunun, yknn geri kalan blm iin hibir
"yarar" bulunmad sylenemez ama bu yarar yaylm ve geciktirilmi
tir); le yandan szcenin dolaysz gsterileni, Bond'un ilerdeki muhatabn
tanmaddr: Demek ki, birim ok gl bir ballam (bir tehditin ba
latlmas ve kimlik belirleme zonnluu) ierir. yleyse, ilk anlat birimle
rini belirlemek iin, incelenen paralarn ilevsel zelliini hibir zaman
gzden karmamak gerektii gibi, bunlarn anlatsal sylemin farkl b
lmlerinde (olaylar, sahneler, paragraflar, diyaloglar, i monologlar, vb.)
geleneksel olarak grdmz biimlerle zorunlu olarak uyumadklarn
nceden kabul etmek gerekir. nceden kabul edilmesi gereken bir baka
nokta da, bu paralarn "ruhbilimsel" snflarla da (anlat kiilerinin tutum
lar, duygular, istekleri, gdlenmeleri, usullalrmalar) hi uyumad
dr.
Ayn biimde, anlatnn "dil"i eklemli dilin dili olmadna gre
her ne kadar ounlukla dayanan bu dil oluturuyorsa da anlat bi
rimleri tzsel olarak dil birimlerinden bamsz olacaklardr: Kukusuz
birbirleriyle uyuabilirler, ama bu, dizgesel olarak deil rastlantsal olarak
gerekleir. levler kimi kez tmceden byk birimlerle (yaptn btn
ne kadar varan deiik boyutlardaki tmce bekleri), kimi kez kk bi
rimlerle (dizim, szck ve hatta szck iindeki yalnzca baz yaznsal
eler23) gsterilir. Bize, Gizli Servis'teki odasnda nobel beklerken tele
fonun almas zerine "Bond drt ahizeden birini kaldrd" dendiinde,
drt anlambirimi tek bana bir ilevsel birim oluturur, nk yknn
btn iin gerekli olan bir kavrama (ileri bir brokrasi teknii kavram
na) iletir. Gerekte, anlat birimi, burada dilsel birim (szck) deil, ama
yalnzca onun yananlaml deeridir (dilbilimsel adan Idrtl szc
hibir zaman "drt" demek deildir). Bu durum, baz ilevsel birimlerin,
syleme bal kalmaktan uzaklamakszn, tmceden kk olabilecekle
rini aklar: Bylece, zdeksel adan kk kaldklar tmceyi deil, tpk
tmce gibi gerek anlamda dilbilime bal olan dzanlam dzeyini aarlar.
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 91
2 . Birim Snflar

Bu ilevsel birimleri, az sayda biimsel snfa bltrmek gerekir. Bu s


nflar, ieriin tzne (szgelimi, ruhsal tz) bavurulmakszn belirlen
mek istendiinde, anlamn deiik dzeylerini yeniden gz nne almak
gerekir. Baz birimlerin ballak eleri ayn dzeyden birimlerdir; buna
karlk, br birimleri doyurabilmek iin bir baka dzeye gemek gere
kir. Buradan da daha balangta, iki byk ilevler snf ortaya kar: Da
lmsa! ilevler, btnleme ilevleri. Birinciler, sonradan zellikle Bre-
mond'un ele ald Propp'un ilevlerine denk der, ama biz burada sz
konusu ilevleri bu yazarlardan ok daha ayrntl bir biimde ele alyoruz.
br birimlerin de ilevsel olmalarna karn, biz yalnzca bunlar "ilev
ler" o\aak adlandracaz. Tomaevski'nin yapt zmlemeden sonra
bu konunun rnei klasiklemitir: Bir tabancann satn alnmasnn bal
lak esi, bu tabancann kullanlaca andr (eer tabanca kullanlmazsa,
bu bir kararszlk gstergesine, vb. dnr); telefon ahizesini kaldrmann
ballak esi bu ahizenin yerine konaca andr; papaann Felicite'nin
evine girmesinin ballak esi, kuun iinin samanla doldurulaca, ona
hayranlk duyulup tapnlaca blmdr. Btnleyici nitelikli ikinci b
yk birimler snf, szcn son derece genel anlamyla tm "belirti
ler"!24 ierir. Bu durumda birim, tmleyici ve vargsal bir edime deil,
ama az ok dank olmakla birlikte yknn anlam iin gerekli olan bir
kavrama iletir: Anlat kiileriyle ilgili karakter belirtileri, kimlikleriyle il
gili bilgiler, anlat kiilerinin braktklar "genel izlenim"e ilikin belirtme
ler, vb.. yleyse, birim ile ballak esi arasndaki iliki, dalmsal
iliki deil (ounlukla birok belirti ayn gsterilene iletir ve sylemde
belirme sralarnn ayrc olmas gerekmez) ama btnleme ilikisidir.
Belirtisel bir aklamann "ne ie yarad"n anlamak iin, bir st dzeye
(anlat kiilerinin eylemleri ya da anlatma) gemek gerekir, nk belirti
yalnzca bu st dzeyde aklk kazanr. Bond'un arkasndaki telefon ay
gtlarnn saysyla kendini belli eden ynetimsel gcn, Bond'un konu
may kabul ederek giritii eylemler dizisi stnde hibir etkisi yoktur; bu
ancak, genel bir eyleyenler tipolojisi dzeyinde anlam kazanr (Bond d
zenden yanadr). Belirtiler, ilikilerinin hemen hemen dikey diye adland
rabileceimiz zellii nedeniyle, gerekten anlamsal birimlerdir, nk,
asl "ilevler"in tersine, bir "ilem"e deil bir gsterilene iletirler. Belirti
lerin ilerlii "daha stte"dir, hatta bazen gcldr, belirtik dizimin dn
da yer alr (bir anlat kiisinin "karakterimden hi sz edilmemi ama bu
na karlk belirtilerine srekli olarak yer verilmi olabilir): Bu dizisel bir
ilerliktir. Tersine, "leverin ilerlii her zaman iin "daha uzakta"dr:
Bu bir dizimsel ilerliktir.25 Demek ki levler ve Belirtiler bir baka kla
92 Gstergebilimsel Serven

sik ayrmla rtdrler: levler dzdeimeceli balantsal eleri, Belir


tiler erelilemeli balantsal eleri ierirler. Birinciler bir "yapmak" i
levselliine, kinciler bir "olmak" ilevselliine denk derler.26
levler ile Belirtilerden oluan bu iki byk birim snfnn, daha
imdiden anlatlarn belli bir snflandrmasna olanak tanmas gerekir.
Baz anlatlar iyice ilevseldir (szgelimi halk masallar), bunun kart
olarak baz anlatlar da iyice belirtiseldir (szgelimi "psikolojik" roman
lar). Bu iki kutup arasnda da, anlatlan ykye, topluma,tre bal olan bir
ara biimler dizisi yer alr. Ama dahas da vardr. Bu iki byk snftan her
birinin iinde, anlalsal birimlere ilikin iki altsnf belirlenebilir hemen.
levler snf yeniden ele alnrsa, btn birimlerinin ayn "nem derece
sin d e olmad grlr. Bazlar, anlatnn (ya da bir anlat parasnn)
gerek balant yerlerini olutururlar; bazlarysa balant-ilevlerini ay
ran anlat uzamn "doldurma"ya yararlar: Birincileri asal ilevler (ya da
ekirdekler), kincileriyse, tmleyici niteliklerinden tr btnleyimler
olarak adlandralm. Bir ilevin asal olabilmesi iin, dayand eylemin,
yknn devam asndan vargsal bir seenei balatmas (ya da srdr
mesi veya kaldrmas), ksacas bir kararszl balatmas ya da sonulan
drmas yeterlidir. Bir anlat parasnda, telefon alarsa buna yant ver
mek ya da vermemek de olanakldr; bu da yknn akn, iki deiik
yoldan birine srkleyecektir. Buna karlk, iki asal ilev arasnda, u ya
da bu ekirdek evresinde, almak niteliini deiiklie uratmadan top
laan ek aklamalar yerletirmek her zaman olanakldr. "Telefon ald"
ile "Bond telefonu at"nm aras bir yn nemsiz olay ya da nemsiz be
timlemelerle doldurulabilir: "Bond masasna yneldi, bir ahizeyi kaldrd,
sigarasn brakt", vb.. Bu btnleyimler bir ekirdekle iliki iine gir
dikleri lde ilevsel olarak kalrlar, ama ilevsellikleri hafiflemitir, tek
yanldr ve gereksizdir. nk burada salt sredizimsel (kronolojik) bir i
levsellik sz konusudur (yknn iki ann ayran ey betimlenir); iki asal
ilevi birletiren bada ise, hem sredizimsel hem de mantksal zellik ta
yan ikili bir ilevsellik ortaya kar: Btnleyimler yalnzca ardk bi
rimlerdir, asal ilevler ise hem ardktr hem de vargsal. Gerekten de,
btn bunlar, anlata! etkinlik gcnn, ardklk ile vargnn birbirine
karmas olduunun dnlmesine yol aar. nk, anlatda sonra ge
len, bir eyin sonucuymu gibi okunur; bu durumda anlat, skolastik d
ncenin post hoc, ergo propter hoc (bunun ardndan, demek ki bunun
sonucunda) deyiiyle aklad mantksal yanlgnn dzenli bir uygula
masdr. Bu, anlats sonuta "dil" olan Yazg'nn savsz olabilir; mant
n ve zamansalln bu "ezici gc"n, asal ilevlerin temel als yerine
getirir. Sz konusu ilevler, ilk bakta iyice anlamsz gibi grnebilirler;
onlar oluturan, grnm (szcelenen eylemin nemi, oylumu, ender rast
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 93
lanr olmas ya da gc) deil, terim yerindeyse, risktir: Asal ilevler, an
latnn risk anlardr. Bu seenek noktalar arasnda, bu "dzenleyiciler"
(datclar) arasnda, btnleyimlerin gvenlik blgeleri, dinlenmeleri,
lksleri vardr; ama bu "lksler" yine de gereksiz deildir. yk asn
dan, bir kez daha belirtmek gerekir ki, btnleyimin zayf da olsa bir i
levsellii bulunur: ekirdeine oranla tam anlamyla arlk-deer tayacak
olduunda, bildirinin dzenine katlmaktan geri kalmayacaktr. Ama byle
bir durumsz konusu deildir. Grnte aklayc olan bir betimlemenin
her zaman sylemsel bir ilevi vardr: Sylemi hzlandrr, geciktirir, yeni
den balatr, zetler, nceler, hatta kimi kez yolundan saptrr:27 Belirtilen
ey, her zaman belirtilmeye deer bir ey biiminde grndnden, b
tnleyim srekli olarak sylemin anlamsal gerilimini canl tutar ve srekli
olarak yle der: Anlam vard, anlam olacak. Demek ki, btnleyimin de
imez ilevi, her durumda, Jakobson'un terimiyle, bir iliki ilevidir: An
latan ile kendisine anlatlan arasndaki balanty srdrr. unu da belir
telim ki, yk deiiklie uratlmadan bir ekirdek, sylem deiiklie
uratlmadan da bir btnleyim ortadan kaldrlamaz. Anlat birimlerinin
ikinci byk snfna (Belirtiler), btnleme snfna gelince, buradaki bi
rimlerin u ortak zellii vardr: Bunlar ancak kiiler dzeyinde ya da an
latma dzeyinde doyuma ulatrlabilirler (btnlenebilirler); demek ki, bir
paramtr* bants iinde yer alrlar, bu bantnn rtk olan ikinci
esi sreklidir, bir blme, bir kiiye ya da btn bir yapta yaylm ola
bilir. Bununla birlikte, sz konusu birimler snf iinde bir karaktere, bir
duyguya, bir anlat kiisinin brakt izlenime (szgelimi gvensizlik
izlenimi), bir anlaya ileten gerek anlamda belirtiler ile belirlemeye, za
manda ve uzamda konumlamaya yarayan bilgiler ayrt edilebilir. Bond'un
bir broda nbet beklediini ve bu bronun ak penceresinden, koarcas
na geen koca bulutlar arasnda ayn grndnn sylenmesi, frtnal
bir yaz gecesini belirtmek demektir; bu karsama da, henz ne olduu bi
linmeyen bir olayn ar, skntl havasna gnderen ortamla ilgili bir be
lirti oluturur. Demek ki, belirtilerin her zaman rtk gsterilenleri vardr.
Bilgilendirenlerin ise, tersine, en azndan yk dzeyinde byle bir eyleri
yoktur: Bunlar dorudan doruya anlam belirten katksz verilerdir. Be
lirtiler bir zme etkinlii ierirler: Okur iin bir karakteri, bir genel hava
y tanmay renme sz konusudur. Bilgilendirenler ise hazr bir bilgi su
narlar; demek ki, ilevsellikleri, btmleyimlerinki gibi zayftr, ama hi
yok da deildir. yknn geri kalan blm asndan "donukluu" ne
olursa olsun, bilgilendiren (szgelimi bir kiinin kesin ya), gndergenin
gerekliini saptamaya, kurmaca olan gerek olann iine yerletirmeye
yarar: Gereki bir iarettir ve bu niteliiyle de yk dzeyinde deil ama
sylem dzeyinde tartlmaz bir ilevsellik tar.29
94 Gstergebilimsel Serven

ekirdekler ve btmleyimler, belirtiler ve bilgilendirenler (bir kez


daha belirtelim ki verilen adlar nemli deildir): Bunlar, ilevsel dzeyde
ki birimlerin bltrlebilecei ilk snflar gibi grnmektedir. Bu snf
landrmay iki gzlemle btnlemek gerekir. Her eyden nce bir birim
ayn anda iki deiik snfa bal olabilir: Bir havaliman salonunda viski
imek, beklemeye ilikin asal bir belirtmeyi btnleyebilecek bir eylem
dir, ama ayn zamanda da belli bir genel havann (modernlik, geveme,
anmsama, vb.) belirtisidir: Bir baka deyile, baz birimler karma olabilir
ler. Bylece, anlatnn dzeni iinde eitli durumlar olanakldr. Goldfin-
ger adl romanda, hasmnn odasnda arama yapmakla grevli olan Bond,
i ortandan bir maymuncuk elde eder: Buradaki belirtme, aklama tam
anlamyla asal bir ilevdir. Filmde bu ayrnt deitirilmitir: Bond, irinlik
yaparak bir oda hizmetisinin anahtarln ele geirir, kadn da buna ses
karmaz; buradaki deinilen, aklanan ey yalnzca ilevsel deil, ama
ayn zamanda belirtiseldir. Bond'ui karakterine (kadnlar karsndaki ra
hatl ve baars) gnderir. kinci olarak, szn ettiimiz br
snflarn* dilbilimsel rnekeye daha uygun olan bir baka dalma uya
bileceklerini belirtmek gerekir (bunu zaten ilerde yeniden ele alacaz).
Btnleyimler, belirtiler ve bilgilendirenlerin gerekte ortak bir zellii
vardr: Bunlar, ekirdeklere gre, yaylmlaru. ekirdekler, hemen aa
da greceimiz gibi, az sayda eden kurulu sonlu btnler oluturur
lar, mantksal dzenleri vardr, hem gerekli hem de yeterlidirler. Bu temel
at bilindiinde, br birimler, ilkece sonsuz bir oalma yntemine gre
bunu doldururlar. Bilindii gibi bu, ikilemeler, doldurmalar, sslemeler,
vb. ile sonsuza kadar karmaklatrlan yaln tmceciklerden kurulu tmce
iin geerlidir: Tpk tmce gibi anlat da sonsuz sayda btnleyime ola
nak tanr. Mallarm bu tr yapya o kadar nem veriyordu ki, Jamais n
coup de ds** iirini byle oluturdu Bu iir, ndmler"i ve "gvdeleri,
"dm-szckler"i ve "ss-szckler"i ile her anlatnn, her dilin armas
olarak kabul edilebilir.

3. levsel Szdizim

Bu deiik birimler, anlat dizimi boyunca nasl, hangi "dilbilgisi"ne gre


birbirleriyle eklemlenirler? levsel birleme dzeninin kurallar nelerdir?
Bilgilendirenler ve belirtiler, aralarnda zgrce birleebilirler: Szgelimi

* Metnin 1977 ve 1985 basklarnda "les autres classes" diye geen ve bizim Trkeye
"br snflar" biiminde aktardmz deyi, 1966 ve 1981 basklarnda "les quatre clas
ses" ("drt snr) biiminde verilmitir. (.N.)
** Bu iirin asl ad "Un coup de ds jamais n'abolira le hasarddr. (.N.)
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 95
medeni halle ilgili veriler ile karakter zelliklerini rahata bir arada veren
betimlemede durum byledir. Yaln bir ierme ilikisi btnleyimler ile
ekirdekleri birletirir: Bir btnleyim balanaca asal bir ilevin var ol
masn gerektirir zorunlu olarak, ama bunun tersi dnlemez. Asal ilev
lere gelince, bunlar birletiren, bir dayanma bantsdr: Bu tr bir i
lev, ayn trden bir baka ilevi gerektirir ve bu, karlkl olarak geCrli-
dir. te bu sonuncu iliki stnde biraz durmak gerekir: Bunun birinci ne
deni, anlatnn temel atsn tanmlyor olmas (yaylmlar silinebilir ama
ekirdekler silinemez), ikinci nedeni de anlaty yaplandrmaya alanlar
zellikle ilgilendiriyor olmasdr.
Anlatnn, yaps gerei, ardklk ile varg, zaman ile mantk arasn
da bir karklk oluturduunu daha nce belirtmitik. Anlat szdiziminin
ana sorununu da ite bu belirsizlik oluturur. Anlat zamannn gerisinde,
zamana bal olmayan bir mantk var m? Bu nokta, aratrmaclar arasn
da son zamanlarda bile gr ayrlklarna yol ayordu. Bilindii gibi,
yapt zmlemeyle gnmzdeki incelemelerin yolunu aan Propp, s-
redizimsel dzenin ortadan kaldrlamayaca konusu stnde nemle du
rur. Ona gre, zaman gerein kendisidir, bu nedenle de masal zamann
iine yerletirmek gerektiine inanr*. Ne var ki, Aristoteles de eylem bir
liiyle tanmlanan trajedi ile eylemlerin okluu ve zaman birlii ile ta
nmlanan yky karlatrmakla daha o dnemde sredizimsel olana de
il mantksal olana ncelik tanyordu.30 Lvi-Strauss, Greimas, Bremond,
Todorov gibi gnmzdeki btn aratrmaclarn yapt da budur; baka
noktalarda gr ayrlklar bulunmakla birlikte sz konusu aratrmacla
rn tm kukusuz Lvi-Strauss'un u nerisini benimseyebilirler: "Sredi
zimsel diziliin dzeni, zaman d bir anakalp yaps iinde yok olup gi
der."31 Gnmzde zmlemeler, gerekten de, anlatsal ieriin "sredi-
zimini bozma"ya ve "mantksal yapsn yeniden kurma"ya, onu,
Mallarm'nin Fransz dili konusunda "mantn temel zorlamalar"32 dedi
i eye boyun edirmeye alr. Ya da daha dorusu asl yaplmas gere
ken, sredizimsel yanlsamann yapsal bir betimlemesini vermeyi baar
maktr biz de en azndan bunu istiyoruz. Anlat zamanm aklamak da
anlat mantna der. Bir baka deyile, tpk dilde, zamann dizge bii
minde var olmas gibi, zamansallk da anlatnn (sylemin) yapya ilikin
bir snfndan baka bir ey deildir. Anlat asndan zaman diye adlandr
dmz ey yoktur ya da en azndan ilevsel bakmdan bir gsterge dizge
sinin esi olarak vardr: Zaman, gerek anlamyla syleme deil, gnder-

* Bu son yan tmce, metnin 1966, 1977, 1981 basklarnda "il lui parait ncessaire..."
("...gerekliine inanr"), biiminde, 1985 basksndaysa "il parait ncessaire..." ("... ge
reklidir") biiminde verilmitir. Biz evirimizi ilk basklardaki biimi temel alarak yap
tk. (.N.)
96 Gstergebilimsel Serven

geye baldr. Anlat ve dilin yalnzca gstergesel bir zaman vardr; "ger
ek" zaman, gndergesel, Propp'un aklamalarndan da anlalaca gibi
gereki bir yanlsamadr ve yapsal betimleme de zaman bu niteliiyle
ele almaldr.33
Peki nedir anlatnn balca ilevlerini zorlayan bu mantk? Etkin ola
rak kurulmaya allan ve u ana kadar en geni biimde tartlan ey de
budur. Bu konuda Communications'un 8. saysnda (1966) tm de ilev
lerin mantn ele alan, A.J. Greimas, Cl. Bremond ve T. Todorovn ya
zlarna baklmaldr. T. Torodovn aklad gibi gnmzde balca
aratrma dorultusu vardr. Birinci yol (Bremond) daha ok mantksaldr:
Bu yaklamda, anlatda ilenen insan davranlarnn szdizimini yeniden
oluturmak, yknn her noktasnda herhangi bir kiinin boyun emek zo
runda kald34 "seimler"in izleyecei yolu yeniden izmek ve bylece
kiileri harekete gemeye karar verdikleri anda kavrad iin bir enerji
mant35 diye adlandrabileceimiz eyi ortaya karmak sz konusudur.
kinci rneke ise dilbilimsel niteliklidir (Lvi-Strauss, Greimas): Bu ara
trmann balca kaygs, ilevlerde dizisel kartlklar bulmaktr; bu kart
lklar Jakobsonn "yaznsal ilev"* ilkesine uygun olarak anlat rgs
iine "yaylmtr" (bu arada, Greimas'n, ilevlerin diziselliini dzelttii
ya da btnledii yeni gelimeler grlecektir). Ana izgilerini Todo
rovn belirledii nc yol ise biraz farkldr, nk, anlatnn belli say
daki temel yklemleri birletirme, deitirme ve dntrme kurallarn
dzenlemeye alarak, zmlemeyi "eylemler" (yani kiiler) dzeyine
oturtur.
Bu alma varsaymlar arasnda bir seim yapmak sz konusu de
ildir; bunlar birbirine rakip saylmazlar ama ayn amaca deiik alardan
ulamaya alrlar ve zaten gnmzde tam bir gelime iindedirler. Bu
rada, bunlara yapabileceimiz tek ekleme, zmleme boyutlaryla ilgili
dir. Belirtileri, bilgilendirenleri ve btnleyimleri bir yana braksak bile,
bir anlatda (zellikle bir/ksa yk deil de bir roman sz konusu oldu
unda da) geriye ok sayda asal ilev ka|r; sz konusu ilevlerin ou u
ana kadar anlatnn byk eklemlemeleri stne alm olan, yukarda
belirttiimiz zmlemeler tarafndan denetim altna alnamaz. Bununla
birlikte, anlatnn btn birimlerini, en kk paralarn aklamak iin
yeterince kesin bir betimleme rgrmek gerekir. Asal ilevlerin "nemle
riyle" deil ama yalnzca kurduklar ilikilerin zni(eliiyle (ikili iermeli)
belirlenebileceklerini bir kez daha anmsatalm: Bir "telefon gelmesi" ne
kadar nemsiz grnrse grnsn, bir yandan kendi iinde baz asal i-

* Yaznsal ilev terimiyle karladmz Franszca le potique szc sanatsal ilev, i


irsel ilev olarak da evrilebilir. (-N.)
Anlaclarn Yapsal zmlemesine Giri 97

Ievler (telefonun almas, ahizenin kaldrlmas, konuma, ahizenin yerine


konmas) tar, te yandan da, btnyle deerlendirildiinde, bunun anla
tlan olayn byk eklemlerine en azndan yava yava balanmas gere
kir. Anlatnn ilevsel rts balant noktalarnn bir dzenlenmesini ge
rektirir; bunun da temel birimi burada Cl. Bremond'un ardndan bir kesit
diye adlandracamz kk bir ilevler beinden baka bir ey deildir.
Bir kesit, aralarnda bir dayanma bants36 bulunan mantksal bir
ekirdekler dizisidir. Kesit, elerinden birinin dayank ncl olmad
zaman alr, elerinden bir bakasnn ardl kalmad zaman kapanr.
nemsiz olduunu bile bile u rnei ele alalm: ecek bir ey smarla
mak, smarlanan eyin gelmesi, tketilmesi, parasnn denmesi gibi farkl
ilevler kukusuz kapal bir kesit olutururlar, nk, "me ilemi"ne ili
kin badak btnn dna kmadan smarlama iinin ncesine geile
mez, ya da deme iinin arkasndan bir ey yaplamaz. Gerekten de kesit
her zaman adlandrlabilir. Propp, ardndan da Bremond masaln byk i
levlerini belirtirken, bunlar adlandrabilmilerdi (Hile, hanet, atma,
Szleme, Ayartma, vb.). Adlandrma ilemi "kk kesitler" denebilecek,
ounlukla anlat dokusunun en ince ekirdeini oluturan nemsiz kesit
ler iin de kanlmazdr. Bu adlandrmalar yalnzca zmlemecinin yet
kisi iinde midir? Bir baka deyile, salt stdilsel nitelik mi tarlar? By-
ledirler kukusuz; nk anlatnn kodunu ele alrlar, ama bu adlandrma
larn, her mantksal eylem dizisini bir ad btn olarak kavrayan okurda
(dinleyicide) yer alan bir stdilin parasn oluturduklar dnlebilir:
Okumak adlandrmaktr; dinlemek ise yalnzca bir dili alglamak deil ay
n zamanda onu kurmaktr. Kesit balklar, byk bir anlam ve ince ayrm
eitliliini doyurucu bir biimde kucaklayan, eviri makinelerine zg
klf-szcklere, (cover-words) olduka benzer. Bizdeki anlat dili, daha
balangta, bu temel balklar ierir. Bir kesiti yaplandran kapal man
tksal dzen, kendisine verilmi olan ada sk skya baldr. Bir ayartma
ilemini balatan her ilev, ortaya kt andan itibaren, yaratm olduu
ad altnda, ayartma srecinin btnn benimsettirir (bizde anlat dilini
oluturan btn anlatlardan rendiimiz biimiyle).
nemi ne kadar az olursa olsun, az sayda ekirdekten (yani gerekte
"dzenleyicilerden) olumu kesitin, her zaman iin, tehlike anlar vardr,
bu da onun zmlemesinin yaplmas gerektiini gsterir. Bir sigarann
sunulmasn oluturan kk eylemlerin mantksal diziliini (sigaray
sunmak, kabul etmek, yakmak, imek) kesit olarak oluturmak anlamsz
grlebilir ama bu akas sz konusu noktalarn her birinde seenein,
dolaysyla bir anlam zgrlnn olanakl olduunu gsterir. James
Bond'un i orta Du Pont, ona akman yakp uzatr, ama Bond istemez;
bu davran, Bond'un igdsel olarak, akman bir tuzak olmasndan
98 Gstergebilimsel Serven

kaygland anlamna gelir.37 Demek ki, kesit, terim yerindeyse, tehlike


de olan mantksal bir birimdir. Bu da onu en alt dzeyde geerli klar.
Ayn zamanda en st dzeyde de temellendirilmilir: levleri stne ka
pal ve bir ad altnda yer alan kesitin kendisi, daha geni bir baka kesitin
yaln esi biiminde ilev grmeye hazr olan yeni bir birim oluturur.
yle bir kk kesit rnei verelim: Elini uzatmak, Elini skmak, Elini
brakmak. Bu Selamlama, yaln bir ilev durumuna gelir: Bir yandan bir
belirti roln stlenir (Du Pont'un rahatl ve Bond'un isteksizlii), te
yandan da topluca, Karlama diye adlandrlan daha geni bir kesitin
esini oluturur; bu kesitin br eleri de (yaklama, durma, hitap et
me, selamlama, yerleme) birer kk-kesit olabilirler. Bylece en kk
ana kalplardan en byk ilevlere kadar birbirinin yerine geen eler
a, anlaty yaplandrr. Burada kukusuz ilevsel dzeyin iinde kalan
bir aamalanma sz konusudur. Anlat ancak Du Pont'un sigarasndan
Bond'un Goldfinger1a kar savamna kadar, yava yava geniletilebil-
dii zaman, ilevsel zmleme sonulanm demektir: levler piramidi
bylece bir sonraki dzeye (Eylemler dzeyi) ulam olur. Demek ki,
hem kesitlerin iinde bir szdizim hem de kesitlerin kendi aralarnda bir
szdizim (ncekinin yerine geebilen) vardr. Goldfinger'in ilk blm
bylece balant aamalarn belirten u "izimsel gsterim"e brnr:

stek Yardm

Karlama Rica Szleme Gzetim Yakalama Cezalandrma


I
I I i ' I
Yaklama Hitap etme Selamlama Yerleme

Elini uzatma Elini skma Elini brakma vb.

Bu gsterim kukusuz zmseldir. Okur, burada izgisel bir eler


dizisi alglar. Ama, birok kesitin elerinin iyice birbirinin iine girebile
ceini belirtmek gerekir: Bir kesit henz bitmemiken, araya giren yeni bir
kesitin balang esi ortaya kabilir. Kesitler ezamanl ve birbirinden
bamsz olarak ama bir bakma birbirlerine elik edercesine kontra-
punto38 biiminde yer deitirirler; ilevsel adan anlatnn yaps da fg
biimindedir: Bylece anlat hem "tutar", hem de "iine eker". Gerekten
de, kesitlerin i ie gemesi ayn yapt iindeki kkl bir kopma olayyla
bitebilir, ama bu ancak, kendisini oluturan birka kesin blokun (ya da
"balant aamalar"), bir bakma, kiilerin Eylemlerinin yer ald st d
zeyde yeniden ilerlik kazanmasyla olanakldr: Goldfinger ilevsel a
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 99

dan birbirinden bamsz blmden oluur, nk ilevsel balant aa


malarnn birbiriyle olan ilikisi iki kez kesilir: Havuz blmyle Fort-
Knox blm arasnda hibir kesit bants yoktur; ama aralarnda bir ey
leyen bants vardr, nk anlat kiileri (dolaysyla da bantlarnn
yaps) ayndr. Burada destan yapsyla ("ok sayda konular, anlatlar b
tn") karlalr: Destan, ilevsel dzeyde kopuk ama eyleyensel dzey
de btnlk tayan bir anlatdr (bu Odysseia'da ya da Brecht tiyatrosun
da dorulanabilir). Demek ki, anlat diziminin byk blmn salayan
levler dzeyini bir st dzeyle donatmak gerekir: lk dzeydeki birimle
rin yava yava anlam kazanmaya baladklar bu st dzey Eylemler d
zeyidir.

III. Eylemler

1. Anlat Kiilerinin Yapsal Bir Statsne Doru

Aristoteles'i yaznbilimde anlat kiisi kavram ikincil niteliklidir ve t


myle eylem kavramna baldr: Aristoteles "karakterler" olmadan anlat
lar olabileceini, ama anlat olmadan da karakterlerin var olamayacan
syler. Bu gr sonradan klasik kuramclar (Vossius) tarafndan yeniden
ele alnd. Daha sonra, o ana kadar yalnzca bir ad, bir eylemin edeni39
olan anlat kiisi, ruhsal bir kararllk kazand; bir birey, bir "kii, ksacas,
hibir ey yapmasa da ve kukusuz eyleme bile gemeden nce,4(1 tam
olarak olumu bir "varlk" durumuna geldi; anlat kiisi eyleme baml
olmaktan kurtuldu ve hemen ruhsal bir z biiminde ortaya kt. Bu zle
rin bir dkm yaplabilirdi; bunun da en katksz biimi burjuva tiyat
rosundaki "roller"in (iveli kadn, soylu baba, vb.) dizelgesiydi. Yapsal
zmleme, daha ortaya kar kmaz, anlat kiisini snflandrmak iin
bile olsa, onun bir z olarak ele alnmasna iddetle direndi. T. Todorov'un
da anmsatt gibi, Tomaevski, ii anlat kiisinin her trl anlatsal ne
mini yok saymaya kadar gtrd, daha sonra bu bak asn yumuatt.
Propp, anlat kiilerini zmlemeden karmaya kadar gitmeden, onlar,
ruhsal yapya dayanan deil de, anlatnn kendilerine tand eylem birli
ine dayanan yaln bir tipolojiye indirgedi (byl nesnenin Bas,
Yardmeden, Kt kii, vb.).
Propp'tan beri, anlatnn yapsal zmlemesinde, srekli olarak, an
lat kiisine ilikin ayn sorunla karlalr. Anlat kiileri bir yandan
(bunlara ister oyun kiileri dramatis personae], ister eyleyenler adn
verelim) gerekli bir betimleme dzlemi olutururlar; bu dzlemin dnda,
100 Gstergebilimsel Serven

aktarlan kk "eylemler" anlalr olmaktan kar, yle ki, yeryznde


"anlat kiileri41"nin ya da en azndan "edenlerin bulunmad bir tek an
lat yoktur denilebilir. Ama te yandan, saylar ok fazla olan bu "eden
ler", "kiiler" olarak ne betimlenebilirler ne de snflandrlabilirler. Kii
kavramn, yalnzca baz trlerle (kukusuz hepimizin en iyi bildii*) s
nrl salt tarihsel bir biim olarak grsek, dolaysyla, kiileri deil de
edenleri ieren ve ok geni bir alan oluturan btn anlatlar (halk ma
sallar, ada metinler) bir yana brakma noktasna gelsek bile, durum
deimez. Ayn biimde, kiinin, salt anlat edenlerine amzn zorla be
nimsettirdii eletirel bir usullatrmadan baka bir ey olmadn syle
sek de durum deimez. Anlat kiisini ruhsal zler olarak tanmlamama-
ya ar zen gsteren yapsal zmleme, u ana kadar, eitli varsaym
lar arasnda, onu bir "varlk" olarak deil ama bir "eyleme katlan" olarak
tanmlamaya almtr. Cl. Bremond'a gre her anlat kiisi kendine z
g eylemler kesitinin (Hile, Ayartma) edeni olabilir. Ayn kesit, iki anlat
kiisi ierdiinde (olaan durumdur bu), kesitte iki bak as ya da terim
yerindeyse, iki ad (biri iin Hile olan, br iin Aldanma'dt) vardr.
Sonu olarak, her anlat kiisi, ikincil bile olsa, kendi kesitinin kahraman
dr. T. Torodov "psikolojik" bir roman zmlerken (Tehlikeli likiler),
kii olan anlat kiilerinden deil de giriebilecekleri byk bantdan
hareket eder ve bunlar temel yklemler diye adlandrr (sevgi, bildiriim,
yardm); bu bantlar zmleme yoluyla iki tr kurala bal klnmtr:
Tretme kurallar (baka bantlar da aklamak sz konusu olduunda
geerlidir) ve eylem kurallar (bu bantlarn yk boyunca dnmleri
ni betimlemek sz konusu olduunda geri idi r). Tehlikeli li kiler'de.
ok sayda anlat kiisi vardr, ama "bunlar hakknda sylenenler" (yk
lemleri) snflandrlabilir.42 Son olarak, A. J. Greimas anlat kiilerini ne
olduklarna gre deil, ama byk anlam eksenine katldklar lde,
ne yaptklarna gre (sz konusu anlat kiilerine verilen eyleyen ad bu
radan gelir) betimlemeyi ve snflandrmay nerdi; tmcede de grlen
bu byk eksen (zne, nesne, dolayl tmleler), bildiriim, istek (ya
da aray) ve snamadr;43 bu katlm, iftler halinde sralandndan, anlat
kiilerinin sonsuz dnyas da anlat boyunca beliren dizisel bir yapya
(zne/Nesne, Gnderen**/Gnderilen, Yardtmeden/Karkan) baml
* Metnin 1966, 1977, 1981 basklarnda "... les mieux connus de nous" biiminde geen ve
... hepimizin en iyi bildii" diye evirdiimiz blm 1985 basksnda ... les mieux con
nus de tous" "... herkesin en iyi bildii olarak baslmtr. (.N.)
* R. Barthes, Trke'de dilbilim ve gslergebilim asndan gnderen terimiyle karlad
mz destinateur yerine donateur szcn kullanmaktadr. Oysa donateur szc
gnmzde artk anlat yapsnda "byl nesneyi kahramana veren kii yani ba
anlamnda kullanldndan, R. Barthes'n, donateur terimini, destinateur anlamnda
kulland her yerde ba olarak deil gnderen olarak evirdik. Yalnzca III. Bl-
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 101

kalr; eyleyen de, bir snf belirttii iin, oalma, yerine geme ya da ek
silme kurallarna gre harekete geen deiik oyuncularla dolabilir.
Sz konusu anlayn pek ok ortak noktas vardr. En nemlisi,
bir kez daha yineleyelim, anlat kiisini, bir eylem alanna katlmasna g
re tanmlamaktr; bu alanlar az saydadrlar, belirgin zellikler tarlar, s
nflandrlabilirler. Bu nedenle, burada ikinci betimleme dzeyi, anlat ki
ilerinin dzeyi olmakla birlikte, Eylemler dzeyi diye adlandrlmtr:
Bu szck birinci dzeyin dokusunu oluturan kk edimler anlamnda
deil, ama praksis'in (eylem) byk eklemlemeleri (islemek, bildiriim
kurmak, savam vermek) anlamnda ele alnmaldr.

2. zne Sorunu

Anlat kiileriyle ilgili snflandrmann yaratt sorunlar henz iyi bir


zme kavuturulamamtr. Kukusuz, saylar ok fazla olan anlat kiile
rinin deitirim kurallarna baml kalabilecei ve bir yaptn iinde bile,
ayn Figrn farkl anlat kiilerini kendi iine alabilecei konusunda g
r birlii vardr.44 le yandan, Greimas'n nerdii ve Todorov tarafn
dan deiik bir bak as iinde yeniden ele alnan eyleyen rnekesi,
ok sayda anlatya uygulanabilecek gte grnmektedir. Her yapsal r
neke gibi, bu rneke de kurallara uygun biiminden (alt eyleyenli bir
anakalp) ok, elverili olduu kurall dnmlerle (eksilmeler, birbiriyle
karmalar, ikilenmeler, yerine gemeler) nem tar. Bylece anlatlarn
bir eyleyen tipolojisine ulalabilecei umudunu uyandrr.45 Bununla bir
likte, anakalp, snflandmc yan ar bastnda (Greimas'n eyleyenleri
byledir), katlmlarn okluunu, bu katlmlar bak alar ynnden
zmlenmeye baladklar andan itibaren pek iyi aklayamaz. Sz konusu
bak alar dikkate alndnda da (Bremond'un betimlemesinde byle
dir), anlat kiileri dizgesi ar derecede paralanm olur. Torodov'un
nerdii daha yaln zm, bu iki engeli nler, ama bugne kadar ancak
bir tek anlatya uygulanmtr. Btn bunlar arasnda ksa srede bir uyum
salanabilecei sanlmakladr. Anlat kiileri snflandrmasnn dourdu
u asl glk, zm yolu ne olursa olsun, her eit eyleyen anakalb
iinde znenin yeri ve dolaysyla varl sorunudur. Bir anlatnn znesi

mn 1. alt blmndeki ilk paragrafn sonunda ayra iinde, verilmi olan "Donateur
d'objet magique"i "byl nesnenin Bas" diye evirdik. Ayrca unu da belirtelim
ki, znelNesne, GnderenlGnderilen, Yardtmeden/Karjkan kavramlar A.J. Grei-
mas'n kuramna ilikin kavramlardr ve A.J. Greimas GnderenlGnderilen kilisini
Donateur/Destinataire (Barthes, metninde byle veriyor) olarak deil Destinateur/Des
tinataire olarak verir. (.N.)
102 Gstergebilimsel Serven

(kahraman) kim<S\x7 Ayrcalkl bir oyuncular snf var mdr ya da yok


mudur? Romanlarmz anlat kiileri arasndan birini, yle ya da byle,
kimi zaman da dolambal (olumsuz) olarak belirgin klmaya altrmlr
bizi. Ama ayrcalk, btn anlat yaznm kucaklamaktan uzaktr. Nitekim,
birok anlat, iki hasm bir beklenti evresinde kar karya getirir, "ey
lemler"! de bylece eitlenmi olur. Bu durumda zne gerekten ifttir,
deitirim yoluyla daha fazla indirgenemez. Burada belki de yaygn bir
arkaik biim sz konusudur; sanki, anlatnn da baz dillerde olduu gibi
ikil kiisi vardr. Bu ikil, anlaty baz son derece modern oyunlarn yap
sna yaklatrd lde ilgi ekicidir. Bu tr oyunlarda iki eit hasm, bir
hakemin dolama soktuu bir nesneyi ele geirmeyi arzular. Bu taslak,
Greimas'n nerdii eyleyen anakalbn anmsatr. Oyunun, bir dil olarak,
doal dil ile anlatda bulunan ayn simgesel yapdan kaynaklandna ina
nrsak, bu durum bizi artmaz: nk oyunun kendisi de bir tmcedir.44
Demek ki, ayrcalkl bir oyuncular snfnn (arayn, istein, eylemin z
nesi) varln kabul edecek olursak, bu snf, sz konusu eyleyeni ruhsal
deil de dilbilgisel kii kategorilerine baml klarak, en azndan yumu
atmak gerekir. Eylemin tekil, ikil, oul olabilen kiili (bentsen) ya da
kiisiz (o) yapsn betimlemek ve snflandrmak iin dilbilime yakla
mak gerektii bir kez daha ortaya kar. Eylem dzeyinin anahtarn vere
cek olanlar belki de kiinin dilbilgisel kategorileri (dilimizdeki adllarda
grlebilir) olacaktr. Ama bu kategoriler gereklik47 aamasna deil de
ancak sylem aamasna gre tanmlanabileceklerinden, anlat kiileri, ey
lem dzeyinin birimleri olarak anlamlarn (anlalabilirliklerini), ancak
bizim bunlar betimlemenin nc dzeyine kattmzda kazanrlar. Bu
nc dzeyi de, biz burada, levler ve Eylemlere kart olarak Anlatma
dzeyi diye adlandryoruz.

IV. Anlatma*

1. Anlatsal Bildiriim

Anlatnn iinde nasl byk bir deitoku ilevi (bir gnderen ile bir ya
rarlanan arasnda bltrlm) varsa, buna benzer biimde, anlat da
nesne olarak, bir bildiriimin sz konusu olduu yerdir: Anlatnn bir gn
dereni bir de gnderileni vardr. Bilindii gibi dilsel bildiriimde ben ve
* Franszca'da narration karlnda kullandmz anlatma terimine ykleme de denile
bilir. (.N.)
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 103

sen kesinlikle birbirini varsayar; ayn biimde, anlatcsz ve dinleyiiiz


(ya da okursuz) anlat olamaz. Bu belki de sradan bir grtr ama ne var
ki henz pek iyi ilenmemitir. Kukusuz vericinin rol konusunda geni
aklamalar vardr (bir romann "yazar") incelenirken, onun gerekten
"anlatc" olup olmad sorusu sorulmaz), ama okur ele alndnda yazn
kuram daha ll davranr. Gerekte, sorun anlatcnn gdlerini ya da
anlatmann okur stndeki etkilerini incelemek deil, anlatc ile okurun
anlat sresince anlam kazand kodu betimlemektir. Anlatcnn gster
geleri ilk bakta okurun gstergelerine gre daha belirgin ve daha ok sa
yda grnebilir (bir anlatda ben, daha oktur sen'den). Gerekte, kinci
ler birincilere gre yalnzca daha dolambaldr; nitekim, anlatc "betim
leme" eylemini kesip, kendisinin ok iyi bildii ama okurun habersiz ol
duu olaylar her anlatnda, anlam yetersizliinden tr bir okuma gs
tergesi oluur, nk anlatcnn kendi kendine bir bilgi vermesinin hibir
anlam olamaz: "Leo bu kulbn patronuydu,AH tmcesi birinci kiiyle
yazlm bir romanda getiinde bir okurun gstergesidir ve Jakobson'un
bildiriimin ar ilevi diye adlandrd eye yakndr. Ne var ki, imdi
lik almlama gstergelerini, ayn derecede nem tamadklar halde, d
kmleri yaplmad iin bir kenara brakp, anlatma gstergeleri stnde
ksaca duracaz.49
Anlatnn gndereni kimdir? u ana kadar bu konuda grn ile
ri srld sylenebilir. Birinci gr, anlatnn bir kii (terimin tam ola
rak ruhbilimsel anlamnda) tarafndan verildiini kabul eder. Sz konusu
kiinin bir ad vardr; bu, yazardr. Onda "kiilik" ile tam olarak belirlen
mi bir bireyin sanat srekli alveri halindedir, o belli srelerle, bir y
k yazmak iin kalemi eline alr: Bu durumda anlat (zellikle de roman)
kendi dndaki bir ben'in anlatmdr. kinci gr, anlatcy, grnte
kii zellii tamayan, yky tepeden bir bak asna gre, yani Tanr
asna gre veren bir eit btnsel bilin biiminde ele alr:50 Bu durum
da anlatc, hem kendi anlat kiilerinin iindedir (nk onlarn iinde
olup biten her eyi bilir), hem de dndadr (nk aralarndan hibiriyle
zdelemez). Daha yeni olan nc gr (Henry James, Sartre), anlat
cnn, anlatsn, kiilerinin gzlemleyebildikleri ya da bilebildikleriyle s
nrlandrmak zorunda olduunu ileri srer: Her ey sanki, her anlat kiisi,
srayla, anlatnn vericisi oluyormu gibi gerekleir. Bu gr de, an
latcy ve kiileri, anlat sanki aslnda gjdergesel dzeyinde belirleni-
yormu gibi, gerek, "yaayan" kiiler (bu yaznsal mitin eksilmeyen g
cn herkes bilir) olarak ele aldklar lde rahatsz edicidir (bunlar ayn
zamanda "gereki" grlerdir). Oysa en azndan bizim bak amza
gre, anlatc ve anlat kiileri temelde "kattan varlklardr; bir anlatnn
somut olarak var olan yazar, bu anlatnn anlatcsyla hibir bakmdan
104 Gstergebilimsel Serven

kartrlamaz.51 Anlatcnn gstergeleri anlatnn iinde yer alr ve dola


ysyla gstergebilimsel bir zmlemeye uygundur. Ama, yazarn (ister
kendini belli etsin, ister gizlensin, ister silinsin), yaptna serpitirecei
"gstergeler"e dorudan doruya sahip olduuna karar vermek iin, "kii"
ile bu kiinin kulland dil arasnda, yazar eksiksiz bir zne, anlaty da
bu eksiksizliin arasa! anlatm klan, belirtili bir bantnn bulunduunu
var saymak gerekir. Yapsal zmleme byle bir sonuca vardrlamaz:
anlatdaki konuan, gerek yaamdaki yazan deildir, yazan da var
olan deildir.52
Gerekte, szcn tam anlamyla, anlatmann (ya da anlatcnn ko
dunun) tpk dil gibi yalnzca iki gsterge dizgesi vardr: Kiili ve kiisiz.
Bu iki dizge, kiiye (Franszca je "ben") ve kii-olmayana (Franszca il
"o") bal dilsel belirtilerden yararlanmak zorunda deildir; szgelimi,
nc kiiyle yazlm olmakla birlikte, gerekte birinci kiinin sz ko
nusu olduu anlatlar ya da en azndan blmler bulunabilir. Byle du
rumlarda, nasl karar verilmelidir? Bu i iin, o'nun anlatsn (ya da bl
mn) ben ile "yeniden yazmak" yeterlidir: Bu ilem, dilbilgisel adllarn
deiiklii dnda, sylemde hibir deiiklie yol amad srece, bir
"kii dizgesi" iinde kalnd kesindir: Goldfnger'm btn balang b
lm nc kiiyle yazlm olmasna karn, burada gerekte konuan
James Bond'dur. Ama "yeniden yazm" olanaksz olduunda, kii dzeyi
deiiktir demektir. Nitekim, "o, hl gen grnl, elli yalarnda bir
adam grd, vb." tmcesi, o'nun bulunmasna karn tam anlamyla
("Ben, James Bond, grdm, vb."), ama "buzun bardaa arpp kard
ses, Bond'un kafasnda aniden bir dnce uyandrr gibi oldu" biiminde
ki bir anlat szcesi kiili olamaz; nedeni de, kiisiz'in gstergesi (o deil)
durumuna gelen "gibi olmak" eylemidir. Kiisiz'in anlatnn geleneksel ki
pi olduu kesindir, nk dil, konuann imdiki zamann yok etmeye y
nelik olan, anlatya zg bir zaman dizgesi (geni zamann53 stnde ek
lemlenir) gelitirmitir: "Anlatda hi kimse konumaz" der Benveniste.
Bununla birlikle, kiili yap (az ok deiik biimlere brnm olarak)
yava yava anlaty kaplam ve ykleme eylemi, syleyiin gerekle
me anyla birlemitir (kii dizgesinin tanmdr bu). Bu nedenle, gn
mzde birok anlatnm, hem de en yaygn olanlarnn, son derece hzl bir
biimde, ounlukla da ayn tmcenin snrlar iinde, kiili'yi ve kiisiz'i
i ie kullandklar grlr. Goldfingerm u tmcesi buna bir rnek olu
turur:
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 105

Gri mavi kiisiz


gzleri kiili
nasl hareket edeceini bilmeyen
Du Pont'unkilere dikilmiti kiili
nk bu sabit bakta bir saflk, alay
ve kendi kendini kmseme karm vard. kiisiz

Dizgelerin karm kukusuz bir kolaylk olarak grlr. Bu kolay


lk hileye kadar varabilir: Agatha Christie polis romanlarndan birinde
(Be Yirmibe) olay rgsnn gizemini, anlat kiisi stnde bir aldat
macaya bavurarak korur: Burada bir anlat kiisi iten betimlenir, oysa o
oktan katil olmutur bile.34 Her ey sanki ayn kiide, bir tank bilinciyle
(syleme ikindir), bir katil bilinci (gndergeye ikindir) varm gibi ger
ekleir: Olay rgsnn gizemini, yalnzca iki dizgenin arya varan bi
imde dnp durmas salar. Bu durumda, yazn'n br kutbunda, seilen
dizgenin kesinliini, yaptn gerekli bir koulu durumuna getirmenin ne
deni anlalr; ne var ki bu kesinlie, her zaman sonuna kadar ayn nemin
verilmedii de olur.
Baz ada yazarlarn arad bu kesinlik, kanlmaz olarak uyul
mas gereken bir estetik zorunluk deildir. Psikolojik roman diye adlan
drdmz ey, allageldii gibi, kii-olmayann gstergeleriyle kiinin-
kileri birbiri ardndan harekete geiren iki dizgenin karmyla kendini
belli eder. Gerekten de, "ruhsal yap" usa aykr bir biimde katk
sz bir kii dizgesiyle yetinemez, nk btn anlaty yalnzca sylem
dzeyine ya da bir baka deyile, syleyi edimine indirgemekle, kiinin
kapsamn tehlikeye atm olur: Gndergesel nitelikli ruhsal kiinin, dilsel
kiiyle hibir bants yoktur; dilsel kii, yetenekleriyle, niyetleriyle ya da
zellikleriyle deil, ama yalnzca sylem iindeki kodlu yeriyle tanmla
nr. te gnmzde sz edilmeye allan da, bu biimselkiidir. Burada
nemli bir altst olma sz konusudur (zaten okurlarda, artk "roman" ya
zlmad izlenimi uyanmtr), nk bu olgu, anlaty imdiye kadar yer
ald salt gzlemleme niteliinden edimsel nitelie geirmeyi amalar:
Edimsel nitelie gre, bir szn anlam, dorudan doruya bu sz syle
me edimidir.55 Gnmzde, yazmak, "anlatmak" deil, anlatyor olduu
nu sylemektir ve btn gndergeyi ("sylenen"i) bu syleyi edimine ak
tarmaktr; bu nedenle ada yazn'n bir blm artk betimleyici olmak
tan km, geili olmutur: Yani szn iinde ylesine katksz bir im
diki zaman gerekletirmeye alr ki, btn sylem, kendisini veren
edimle zdeleir, bylece btn logos*, bir leksis**'e indirgenmi ya
da yaylm olur.56
* Logos: Zihinsel tasarm edimi, sylenen ey. (.N.)
* Leksis: Dilsel gsterim edimi, syleme biimi. (.N.)
106 Gstergebilimsel Serven

2. Anlat Durumu

Demek ki, anlatma dzeyi, anlatsalln gstergeleriyle dolmutur; bun


lar, ilevler ile eylemleri, anlatsal bildiriime (gndereni ile gnderileni
stnde eklemlenir) yeniden katan ilemleyici eler btndr. Bu gs
tergelerden bazlan daha nce incelenmitir: Szl yaznlarda, baz ezber
den syleme kodlarnn var olduu bilinmektedir (l formlleri, uzla
mal sunu kurallar) ve yaratcnnn, en gzel ykleri yaratan kimse de
il, ama dinleyicilerle paylat kodu en iyi kullanan kimse olduu orta
dadr. Sz konusu yaznlarda, anlatma dzeyi ylesine ak seik, kuralla
r ylesine zorlaycdr ki, anlatnn kodlu gstergelerinden ("bir varm
bir yokmu", vb.) yoksun bir "masal" tasarlamak gtr. Yazl yaznlar
mzda "sylemin biimleri" (bunlar gerekte anlatsallk gstergeleridir)
ok erkenden saptanmtr: lkin Platon tarafndan belirlenen, daha sonra
da Diomedes57 tarafndan yeniden ele alnan yazarn mdahale biimleri
nin snflandrlmas, anlat balanglarnn ve bitilerinin kodlanmas,
deiik gsterim biemlerinin (oratio directa'mn ^itleriyle oratio
indirecta'nn, oratio tecta'nn58)* tanmlanmas, "bak alar"nm ince
lenmesi, vb.. Btn bu eler, anlatma dzeyine baldr. Kukusuz buna
yazy btnyle katmak gerekir, nk yaz'nn grevi anlaty "aktar
mak" deil ama onu gzler nne sermektir.
Gerekten de, alt dzey birimleri, anlatnn gzler nne serildii bu
aamada btnleirler: Anlatnn, anlat olarak ulat en son biim, tam
anlamyla anlata! ieriklerini ve biimlerini (ilevler ve eylemler) aar.
Bu da anlatma kodunun, zmlememizin ulaabilecei en son dzey ol
duunu gsterir (anlat-nesne'den kmak, yani zmlemenin temelini
oluturan ikinlik kuraln inemek sz konusu olsa bile). Anlatma, ger
ekten de anlamn ancak kendisini kullanan dnyadan alr: Anlatma d
zeyinin tesinde, dnya balar, yani eleri yalnzca anlatlar deil ama
bir baka tzn (tarihsel olgular, belirlemeler, davranlar, vb.) birimleri
olan farkl dizgeler (toplumsal, iktisadi, ideolojik dizgeler) balar. Dilbi
lim nasl tmce dzeyini amyorsa, anlat zmlemesi de sylem dze
yini amaz: Bundan sonra bir baka gsterge dizgesine gemek gerekir.
Dilbilimde ayrntlaryla incelenmediyse de, durum ad altnda ngerek
olarak ortaya atlm olan bu tr snrlar bilinir. Halliday "durum"u (bir
tmceye gre) birlememi59 dilsel olgular btn olarak tanmlar. Prie-
lo'nun tanmysa yledir: "Belirtme edimi srasnda ve bu edimden ba
msz olarak, alc tarafndan tannan olgular btn60". Biz de ayn bi
imde yle diyebiliriz: Her anlat, bir "anlat durumu"na baldr; bu da
* Oratio directa: dolaysz anlatm; inquit: der syler; oratio indirecta: dolayl anlatm;
oratio tecta: rtl anlatm. (.N.)
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 107

anlatnn tketilme biimlerini belirleyen kurallar btndr. "Arkaik" de


nilen toplumlarda anlat durumu iyice kodlanmtr61. Gnmzde yalnz
ca nc yazn hl okuma kurallarn dler; bu kurallar, kitabn kesin bir
kurallar btnne gre dinleyiciler nnde ezberden okunmasn isteyen
Mallarme'de gsterimsel olarak arpc; kitab kendine zg gstergeleriy
le birlikte sunmaya alan Butor'da ise tipografik zellikler tar. Ama
gnmzde, toplumumuz olabildiince zenli bir biimde anlat durumu
nun kodlanmasn yok etmeye alr. lerde devam edecek olan anlaty,
doal bir nedene balanyormu gibi gstererek, bir baka deyile, ona
balamam ss vererek kendine mal etmeye alan anlatma yntemleri
ne artk nem verilmemektedir. Buna rnek olarak da mektup biiminde
romanlar, bulunmu ss verilen el yazmalar, anlatcyla karlaan ya
zar, yklerini jenerikten nce veren filmler gsterilebilir. Kodlarn ak
a gstermekten kanmak, burjuva toplumu ile bu toplumdan kaynakla
nan kitle kltrnn zelliidir. Her ikisine de gsterge havas tamayan
gstergeler gerekir. Oysa bu, terim yerindeyse, yapsal bir yan olgudur:
Bir roman, bir gazeteyi ya da bir televizyonu amak, gnmzde ne ka
dar allagelmi, ne kadar nemsiz bir olgu olursa olsun, bu sradan edi
min, ileride gereksinim duyacamz anlat kodunu bize yerletirmesini,
hem de bir anda ve btnyle yerletirmesini, hibir ey engelleyemez.
Bylece, anlatma dzeyi, anlam belirsiz bir rol edinir: Anlat durumuna
yakn olan (ve hatta onu bazen iine alan) anlatma dzeyi, anlatnn zl
d (tketildii) dnyaya alr; ama ayn zamanda, daha nceki dzey
leri kuatarak anlaty kapatr, kendi stdilini ngren ve tayan bir dilin
sz olarak anlaty kesinlikle oluturur.

V. Anlatnn Dizgesi

Gerek anlamyla dil, iki temel srecin yardmyla tanmlanabilir: Birim


ler (Benveniste'e gre biimdir bu) reten eklemleme ya da blmleme;
bu birimleri bir st dzeyin (anlamdr bu) birimleri ile bir araya getiren
btnletirme. Bu ikili srece, anlatnn dilinde de rastlanr; onda da bir
eklemleme ve bir btnletirme, bir biim ve bir anlam vardr.

1. Gerilme ve Yaylma

Anlatnn biiminde zellikle iki g dikkati eker: Gstergelerini yk


boyunca germe gc ile bu gerilmeler arasna beklenmedik yaylmlar
108 Gstergebilimsel Serven

katma gc. Bu iki g, zgrlk gibi grnr ama, anlatnn ayrc nite
lii, bu "sapmalar" kendi dili iine sokmaktr kesinlikle.62
Gstergelerin gerilmesi doal dilde de vardr; bu durumu Bally Fran
szca ve Almanca asndan incelemitir.63 Bir bildirinin gstergeleri yan
yana sralanmadklar an, mantksal izgisellik sarsld an (yklem sz
gelimi zneden nce geldiinde) sralanma bozukluu vardr. Sralanma
bozukluunun nemli bir biimine, ayn gstergenin blmleri arasnda
bildiri zinciri boyunca baka gstergeler girdiinde rastlanr (szgelimi
Franszca'da elle ne nous a jamais pardonn "o [kadn] bizi hi bala
mad" tmcesinde, ne jamais "asla, hi" plumsuzluu ile a pardonn
"balad" eylemi). Burada gsterge paralara ayrld iin, gsterileni
de, birbirinden uzakta olan ve tek balarna ele alndklarnda anlalm a
yacak gsterenlere dalmtr. levsel dzey konusunda da grdmz
gibi bu tam olarak, anlatda da byledir: Bir kesitin birimleri, dorudan bu
kesit dzeyinde bir btn olutursalar bile, baka kesitlerden gelen birim
lerin araya katlmas sonucu birbirlerinden ayrlrlar. Daha nce de belirt
tiimiz gibi, ilevsel dzey yaps fg yapsn andrr.64 Almanca gibi s
ralanma bozukluunun egemen olduu bireimli diller ile Franszca gibi
mantksal izgisellie ve tekanlamlla daha ok uyan zmleyici dilleri
birbiriyle kartlatran Bally'nin terimleriyle belirtecek olursak, anlat, te
melde, bir yerletirme ve rtme szdizimi stne dayal iyice bireimsel
bir dil olacaktr. Bu durumda anlatnn her noktas ayn anda birok yne
yaylr: Szgelimi, James Bond, ua beklerken bir viski smarladnda,
bu viskinin bir belirti olarak okanlaml bir deeri vardr; birok gsterile
ni (modernlik, zenginlik, ii gc olmama) bir araya getiren bir eit sim
gesel dmdr bu. Ama ilevsel bir birim olarak, viskinin smarlanmas,
son anlamna kavuabilmek iin, yava yava birok ara noktay (bir ey
ime, bekleme, hareket etme, vb.), katetme zorundadr: Birim btn anlat
tarafndan "yakalanr" ama, anlat da ancak birimlerinin gerilmesi ve ya
ylmasyla "ayakta durur".
Gerilme genelletirildiinde, anlatnn diline kendi zelliini verir:
ounlukla uzak bir bant stne kurulu olduundan ve zihinsel bellek
te bir eit gven duygusunu harekete geirdiinden, tam anlamyla man
tksal bir olgu olan gerilme, anlatlan olaylarn katksz ve yaln kopyas
nn yerine, srekli olarak, anlam oturtur. "Yaam biimi"ne gre, herhan
gi bir rastlamada, oturma olgusunun, "buyrun, oturun" denmesini hemen
izlememesi pek olas deildir. Anlatda, bir benzerleme bak asna g
re bitiik olan bu birimler, apayr ilevsel alanlara bal, uzun bir katma
eler dizisiyle birbirinden ayrlrlar: Bylece, gerek zamanla pek az ba
nts bulunan bir eit mantksal zaman dzenlenmi olur; bu durumda
da, birimlerin grnteki dankl, kesitin ekirdeklerini birletiren bir
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 109

mantk altnda her zaman iin amaz bir biimde korunur. "Geciktirim",
gerilmenin kukusuz ayrcalkl ya da terim yerindeyse younlam bii
midir: Bir yandan, bir kesiti, geciktirme ve yeniden balatma gibi abart
mal yntemlerle ak tutarak, okurla (dinleyiciyle) balanty glendirir,
aka bir iliki ilevini stlenir; te yandan da, onu bitmemi bir kesitle,
ak bir dizi tehlikesiyle (her kesitin iki kutbu olduuna inanyorsak), yani
mantksal bir bulanklk ile kar karya getirir; i skntsyla ve haz al
narak (nk her zaman sonuta bu bulanklk giderilir) tketilen de ite
bu bulanklktr. Demek ki, "geciktirim", yapyla oynanan, terim yerindey
se, onu tehlikeye atan ve ycelten bir oyundur. Zihinsel olarak kavranabi
lecek olann gerek bir "thrilling*"ini oluturur: Dizilii deil de btn da
yankszl iinde dzeni verirken dorudan doruya dil dncesini de
gerekletirir: Bylece en dokunakl grnen ey, ayn zamanda en zihin
sel olan eydir: Geciktirim insan "kafas"ndan yakalar, "karn"ndan de
il.65
Ayrlabilecek olan ey, doldurulabilir de. Gerilmi olan ilevsel e
kirdekler, snrsz denebilecek lde doldurulabilecek ara uzamlar sunar
lar; bunlarn kk aralklar ok sayda btnleyimle doldurulabilir; bu
nunla birlikte, burada, yeni bir tipoloji iin iine karabilir, nk btn
leyim zgrl, ilevlerin ieriine (baz ilevler, btnleyime, brleri
ne oranla daha uygundur: Szgelimi Bekleme66 ve anlatnn tzne gre
ayarlanabilir (yaz'nn filminkilere gre ok daha fazla ikilenme dolay
syla da btnleyim olanaklar vardr: Anlatlan bir el-kol-ba hareketi,
grselletirilen ayn el-kol-ba hareketlerinden ok daha kolaylkla "kesi
lebilir").67 Anlatnn btnleyim gcnn doal sonucu onun eksiltili g
cdr. Bir yandan, bir ilev (iyi bir yemek yedi) kapsad (yemein ay
rnts)66 tm gcl btnleyimleri ok iyi kullanr; te yandan da bir kesi
ti ekirdeklerine, bir kesitler aamalanmasn da yknn anlamn boz
makszn, st elerine indirgemek olanakldr: Bir anlat, dizimi tmyle
eyleyenlerine ve byk ilevlerine (ilevsel birimlerin giderek artan yk
seliinden doduklar biimiyle) indirgense bile, belirlenebilir.69 Bir baka
deyile, anlat zellenmeye olanak tanr (buna eskiden Franszca'da ar-
gument "konu zeti" denirdi). lk bakta, her sylem iin bu byledir;
ama her sylemin kendine zg zet tr vardr; szgelimi, lirik iir, bir
tek gsterilenin70 geni apl eretilemesinden baka bir ey olmadn
dan, onu zetlemek demek, sz konusu gsterileni vermek demektir ve bu
ilem o kadar zorlaycdr ki, iirin kimliini yok eder (zetlendiklerinde
lirik iirler Ak ve lm gsterilenlerine indirgenirler): Buradan da bir
iirin zetlenemeyecei kans doar. Tersine, anlatnn zeti (yapsal l-
* Thrilling: Heyecan verici, coturucu, heyecanl (olan) anlamna gelen ngilizce sz
ck. (.N.)
110 Gstergebilimsel Serven

llere gre yaplrsa) bildirinin zgnln korur. Bir baka deyile, an


lat, temel yaps bozuklua uratlmadan evrilebilir: evrilemez olan,
ancak son dzeyde, anlatma dzeyinde belirlenir. Anlatsallk gsterenle
ri, szgelimi, romandan filme glkle geebilir (filmde kiinin ilenmesi
ne ok ender olarak rastlanr)71 ve anlatma dzeyinin son katman (yani
yaz) bir dilden brne geemez (ya da olduka kt bir biimde geer).
Anlatnn evrilebilirlii, dilin yapsndan kaynaklanr; demek ki, ters bir
yol izleyerek, anlatnn deiik biimlerde evrilebilir ve evrilemez e
lerini ayrt edip snflandrarak, bu yapya yeniden ulalabilir. Gnmz
de deiik ve birbiriyle yaran gsterge dizgelerinin (yazn, sinema, izgi
resim, radyo yayn) varl bu zmleme yolunu ok kolaylatracaktr.

2. Mimesis ve Anlam

Anlat dilinde, ikinci nemli sre btnlemedir: Belli bir dzeyde (sz
gelimi bir kesit) ayrlm olan ey, ounlukla bir st dzeyde (aamalan-
ma asndan daha yksek bir kesit, bir belirtiler dalmnn btnsel gs
terileni, bir kiiler snfnn eylemi) birlemi olur. Bir anlatnn karmak
l, geriye dnler ile ileriye sraylar bnyesine kalabilen bir
organigram*'n karmaklyla karlatrlabilir; ya da daha dorusu, bir
dzeydeki birimlerin denetlenemeyecek gibi grnen karmaklnn gi
derilmesini salayan ey deiik biimlerdeki btnlemedir. Kesintili, bi
tiik ve ayrk elerin (yalnzca, tek bir boyutu, art arda dizilii tanyan
dizim tarafndan verildikleri biimiyle) kavranmasn ynlendiren de bu
btnlemedir. Greimas'n terimiyle anlamlama birimini (szgelimi bir
gsterge ile balamn iinde tayan birim) yerdelik diye adlandracak
olursak, btnlemenin bir yerdelik etkeni olduu sylenebilir: Her b
tnleyici dzey, kendi yerdeliini, alt dzeyin birimlerine verir, "saln-
ma"y engeller ama dzeyler arasndaki farkllk gz nne alnmazsa
bu yine gereklemekten geri kalmaz. Bununla birlikte, anlatsal btnle
me, bakml zikzaklar yardmyla sonsuz saydaki yaln eden birka
karmak eye ulaacak gzel bir mimari yap gibi, tam bir dzen iinde
ortaya kmaz. ou kez, ayn birimin, bpi bir dzeyde (bir kesitin ilevi)
br bir baka dzeyde (bir eyleyene gnderen belirti) iki ballak e
si bulunabilir. Anlat bylece, iyice i ie gemi bir dolayl ve bir dolay
sz eler dizisi biiminde ortaya kar. Sralanma bozukluu "yatay" bir
okumay ynlendirir, ama btnleme onun stne "dikey" bir okuma
oturtur. Bu durumda, gizil glerin durmak bilmeyen bir hareketine ben

* rgtlenme emas; toplumsal bir rgtn ileyiini gsteren izelge. (.N.)


Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 111

zeyen bir eit yapsal "denge oynamas"ndan sz edilebilir; yle ki, bu


gizil glerin eitli dleriyle, anlat "canll"n ya da enerjisini kaza
nr. Her birim, alm ve derinliiyle alglanr ve anlat, bu biimde "y
rr": Bu iki yolun ibirliiyle, yap dallanr, oalr, aklk kazanrve
kendini toparlar: Dzey* srekli dzenli kalr. Kukusuz her konuucunun
kendi dili karsnda bir zgrlnn bulunmas gibi, anlatnn da bir z
grl vardr ama bu zgrlk, szcn tam anlamyla snrldr. Dilin
gl kodu ile anlatnn gl kodu arasnda, terim yerindeyse bir boluk
oluur: Tmcedir bu. Yazl bir anlatnn btnn kucaklamaya alt
mzda, bu anlatnn en ok kodlanm olan dzeyden (sesbirimsel dzey)
kalkarak yava yava birletirme zgrlnn u noktas olan tmceye
kadar yayld, daha sonra, zgrlnn hl en st aamasnda bulunan
kk tmce beklerinden (kk kesitler) kalkarak gl ve snrl bir
kod oluturan byk eylemlere kadar uzand grlr. Anlatnn yaratc
l (en azndan "yaam"la ilgili mitsel grnm altnda) bylece iki kod
arasnda yer alr: Dilbilimin kodu ile dilbilim-tesinin kodu arasnda. Bu
nedenle, aykr bir biimde, terimin romantik anlamyla sanatn, ayrnt
szceleri ii olduu, imgelemin ise kodun denetimi olduu sylenebilir:
"Szn ksas, diyordu Poe, becerikli kimsenin, her zaman, imge gcyle
dolu olduu ve gerek anlamda imge gcne sahip olan kimsenin de bir
zmlemeciden baka bir ey olmad grlecektir...72.
Demek ki, anlatnn "gerekilii" konusundaki savlardan vazge
mek gerekir. Yazar bize, brosunda alrken telefonu alan Bond'un
"Hong-Kong'la telefon balants kurmak her zaman bu kadar kt ve bu
kadar gtr" diye "dnd"n syler. Oysa, ne Bond'un bu "dn
cesi", ne de telefon balantsnn ktl gerek bilgiyi oluturur; bu ola
slk, belki duruma "somutluk" kazandrr ama, daha sonra filizlenecek
olan gerek bilgi, telefonun geldii yer, yani Hong-Kong'dur. Bylece,
her anlatda yknme olas olarak kalr;73 anlatnn ilevi "temsil etmek"
deil, bize gre hl gizemini koruyan, ama benzerleme dzleminde yer
alamayacak olan bir gsterimi oluturmaktr. Bir kesitin "gereklii" ken
disini oluturan eylemlerin "doal" dizisi iinde deil ama burada ortaya
kan, tehlikeye den ve doyuma ulaan mantksal yapdadr. Bir baka
deyile, bir kesitin kayna, gerekliin gzlemlenmesi deil ama, insana
sunulmu olan ilk biimi (yani yinelemeyi) eitlendirmek ve amak zo-
runluudur: Bir kesit, her eyden nce yapsnda hibir eyin yinelenme
dii bir btndr. Burada mantksal yapnn ve bununla birlikte anlat
nn zgr klc bir deeri vardr. nsanlar anlatya rendikleri, yaa-
* Burada 1977 basksna dayanarak "Dzey srekli dzenli kalr" biiminde evirdiimiz
"le niveau ne cesse d'tre rgulier" tmcesi, 1966, 1981 ve 1985 basklarnda "le nouveau
ne cesse d'lre rgulier" ("yeni olan, hep dzenli kalr") olarak kmtr. (.N.)
112 Gstergebilimsel Serven

dklan eyleri srekli olarak yeniden katarlar: En azndan, yinelemenin


stesinden gelen ve bir oluun rnekesini kurmu olan bir biim iinde.
Anlat gstermez, yknmez; bizi bir roman okumaya cokuyla itebilen
tutku, bir "grme"nin tutkusu (gerekte hibir ey "grmeyiz") deil, anla
mn tutkusudur, yani, kendine zg cokular, umutlar, tehlikeleri, baar
lar olan ve st dzeyde yer alan bir anlatnn tutkusudur: Anlatda "olup
biten", gndergesel (gerek) bak asna gre, szcn tam anlamyla
hitir;74 "olagelen" yalnzca dildir, gelimesi her zaman iin sevinle kar
lanan dilin servenidir. Anlatnn kkeni stne bildiklerimizin, dilin
kkeni stne bildiklerimizden daha fazla olmamasna karn, anlatnn,
diyalogdan daha sonra yaratld sanlan monologla ada olduu pekl
ileri srlebilir. Sonu olarak, soyolu varsaymm zorlamakszn, insan
yavrusunun tmceyi, anlaty ve Oidipus'u ayn anda ( yana doru)
"kefetmi olmas" anlaml olabilir.
Communications, say 8, 1966.

Notlar
1. Bu durumun, tketicilerin kltr dzeyine bal olan iir ve deneme iin geerli olmad
n anmsatmak gerekir.
2. Kukusuz, bir anlatc "sanat" vardr: Bu, yapdan (koddan) kalkarak anlatlar (bildiriler)
retme gcdr. Sz konusu sanat, Chomsky'nin edim (performans) kavramna denk d
er; bu kavram da bir yazarn, romantik adan bireysel bir sr olarak dnlen, pek az
aklanabilir nitelikteki dehasndan olduka farkldr.
3. Bkz. Saussure tarafndan ilke olarak ileri srlen ve gerekte elli yl sonra E.Benveniste
tarafndan (Problmes de linguistique gnrale, Paris, Gallimard, 1966, s. 35) ortaya
karlan Hitite'deki abn yks.
4. Dilbilimsel betimlemenin gnmzdeki koullarn anmsatalm: "...Dilsel yap, her za
man iin, yalnzca btncenin verilerine deil ama, bu verileri betimleyen dilbilgisel ku
rama da baldr (E. Bach, An Introduction to Transformational Grammars, New York,
1964, s.29). Benveniste'in gr (Problmes de linguistique gnrale, a.g.y., s. 119)de
eyledir: "...Dilin, biimsel bir yap olarak betimlenmesi gerektii, ama bu betimlemenin
her eyden nce uygun yntemler ve ltlerin belirlenmesini zorunlu kld ve ksacas
konunun gerekliinin, kendisini tanmlayacak yntemden ayrlamayaca kabul edilmi
tir."
5. Ama, byle bir ey hi de zorunlu deildir (bkz. CI.Bremond'un dilbilimsel olmaktan
ok, mantksal temele dayanan "La Logique des possibles narratifs balkl yazs,
Communications, say 8,1966). ["Points" dizisi, 1981.]
6. "Rflexions sur la phrase", Language andSociety (Mlanges Jansen), Kopenhag, 1961,
s. 113.
7. Jakobsonn da belirttii gibi, tmce ve tesi arasnda geilerin bulunmas doaldr:
Szgelimi bamsz sralanmann etkisi tmcenin ok tesinde de srer.
8. Bkz. zellikle: Benvenisle, Problmes de linguistique gnrale, a.g.y., X.blm.
Z.S.Harris, "Discourse Analysis", Language, 28, 1952, s. 1-30. N. Ruwet [Langage,
Musique, Posie, Paris, Seuil, 1972, s.l 51-175].
9. Bir sylemler tipolojisi kurmak, kesinlikle sylem dilbiliminin abalarndan biri olacak
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 113
tr. Geici olarak, byk sylem tr kabul edilebilir: Dzdeimeceli sylem (anlat),
eretilemeli sylem (lirik iir, kutsal bilgelik sylemi), rtk lasml sylem (zihinsel gi-
dimli dnme).
10. Bkz. aada, III, 1.
11. Burada Mallarm'nin bir dil almas tasarlad srada oluan u sezgisini anmsatmak
gerekir: "Dil ona kurmacann arac gibi geldi: Dilin yntemini izleyecektir o (bu sz ko
nusu yntemi belirlemek demektir). Dilin yansma zellii vardr. Ksacas, o, kurmaca-
nn, insan dncesinin yolu yordam olduunu sanmaktadrher yntemi iin iine ka
rtran odur ve insan iradeye indirgenmitir" (Ouvres compltes, Paris, Gallimard,
"Pliade", s. 851). Mallarm'yle ilgili olarak unu da anmsatalm: "La Fiction ou Posie"
(ay. y s. 335).
12. "Dilbilimsel betimlemeler hibir zaman tekdeerli deildir. Bir betimleme, doru ya da
yanl deildir, ya ok iyidir ya da ok ktdr, az ok yararldr."M.A.K. Halliday, "Lin
guistique gnrale et linguistique applique", Etudes de linguistique applique 1, 1962,
s. 12.
13. Btnleme dzeyleri Prag Okulu tarafndan bir ilke olarak ortaya allm (bkz. J. Va-
ehek, A Prague School Reader in Linguistics, Indiana Univ. Press, 1964, s. 468) ve o ta
rihten bu yana pek ok dilbilimci tarafndan ele alnmtr. Bize gre, bu konuda en ay
dnlatc zmlemeyi Benveniste yapmtr (Problmes de linguistique gnrale, a.g.y.,
X. blm).
14. "Kesin olmayan terimlerle belirtecek olursak, bir dzey anlatmlar gstermek iin kul
lanmak zorunda olduumuz simgeler, kurallar, vb. dizgesi olarak kabul edilebilir."
(E. Bach, An Introduction to Transformational Grammars, a.g.y., s. 57-58).
15. Retoriin nc blm olan bulu (iventio) dille ilgili deildi: eylere (res) yne
likti, szlere (verba) deil.
\6. Anthropologie structurale, s. 233. [Paris, Plon, 1958.]
17. "Les catgories du rcit littraire", Communications, say 8, 1966. ["Points" dizisi,
1981.]
18. Bkz. zellikle B.Tomachcvski, "Thmatique" (1925) [Franszca eviri] Thorie de la
liltrature'iie Paris, Seuil, 1965. Ksa bir sre sonra, Propp, ilevi "bir kiinin, olay r
gsnn ak iinde tad anlam asndan tanmlanm eylemi" olarak tanmlyordu
(Morphologie du conte [Franszca eviri] Paris, Seuil, "Points" dizisi, 1970, s. 31. [Trk
e evirisi: Masaln Biimbilimi, stanbul, BFS yay., 1985, s. 31, -N.]). T.Todorov'un
tanm da yledir: "Yaptn bir esinin anlam (ya da ilevi), bu yaptn, baka eleriy
le ve yaptn btnyle iliki iine girebilmesidir ("Les catgories du rcit littraire,
a.g.y.). Bu konuda yapt aklamalarla A.J. Greimas da birimi dizisel balamna, ama
ayn zamanda da, bir blmn oluturduu dizimsel birimin iindeki yerine gre tanm
lar.
19. Bu nedenle, yalnzca "bozulmu, karm" bildiriimlerin bulunduu bir yaam olamaz.
"Karm olan" (tesi grlmeyen ey) sanat alannda var olabilir, ama bu durumda kod
lu bir edir (szgelimi Watteau)sz konusu olan; ama bukarm olan", yazl kodda
yoktur: Yaz kanlmaz olarak ak seiktir.
20. Bu durum en azndan yazn iin geerlidir; nk, yaznda belirtme, aklama zgrl
(eklemli dilin soyut zelliinden dolay) sinema gibi "rncksemeli" sanatlardakindcn ok
daha gl bir sorumlulua yol aar.
21. Anlatsal birimin ilevsellii, yer ald dzeye gre az ok dolayszdr (demek ki aka
ortadadr): Birimler ayn dzeye yerletiklerinde (szgelimi geciktirim durumunda) ilev
sellik ok belirgindir; ilev, anlatsal dzeyde doyum noktasna ulatndaysa daha az
belirgindir: Anlatlan yk dzleminde pek anlam tamayan modern bir metin, ancak
yaz dzleminde byk bir anlam gcne kavuur.
114 Gstergebilimsel Serven

22. "Tmcenin tesindeki szdizimsel birimler gerekte ierik birimleridir" (A.J. Greimas,
Cours de smantique structurale, oaltlm ders notlar, VI, 5). [Bu ders notlar sonra
dan Smantique structurale adyla yaymlanmtr, Paris, Larousse, 1966. .N.] lev
sel dzeyin aratrlmas, demek ki, genel anlambilimin bir blmn oluturur.
23. "Szc, yazn sanatnn blnemez bir esi olarak grmemek, onu yapnn oluturul
masna yarayan tula gibi deerlendirmemek gerekir. Szck, ok daha ince 'dilsel e-
ler'e ayrtrlabilir" (J.Tinyanov, aktaran T.Todorov, Langages, I, 1966, s. 18).
24. Bu adlandrmalarn tm de tpk daha sonra gelenler gibi, geici olabilir.
25. Bu sonu olarak, Lvi-Strauss ve Greimas'Lan beri kabul edildii gibi, ilevlerin dizim
sel yaylmnn, birbirinden ayr ilevler arasndaki dizisel ilikileri kucaklamasn engel
lemez.
26. levler, Eylemlere (fiiller), Belirliler de niteliklere (sfatlar) indirgenemez, nk bir ka
rakterin, bir genel izlenimin vb.'nin "gstergeleri olan belirtisel eylemler vardr.
27. Valry "oyalayc gstergelerden sz ederdi. Polis romannda, bu "yolundan saptrc"
birimlerden byk lde yararlanlr.
28. N.Ruwet, btn bir mzik paras sresince deimeyen bir eyi (szgelimi, Bach'n bir
allegrosunun temposu, bir solonun eliksiz olma zellii) parametre esi olarak adland
rr.
29. G.Genelte iki eit betimleme ayrt eder: Ssleyici ve anlamlayc (bkz. "Frontires du
rcit" [Communications, say 8, 1966; "Points" dizisi, 1981; ve] Figures II, Paris, Seuil,
1969 ["Points" dizisi, 1979]). Anlamlaym betimleme kukusuz yk dzeyine, ssleyici
betimleme de sylem dzeyine balanmaldr; bu da betimlemenin, uzun sre, kurallar
tam olarak belirlenmi bir retorik "paras" oluturduunu aklar: Yeni-retoriin ok de
er verdii bir altrma olan betimleyip (descriptio ya da ekphrasis).
30. Potique (Franszca eviri), 1459 a.
31. Aktaran Cl. Bremond, "Le message narratif" Communications, say 4, 1964. [Logique
du rcit, Paris, Seuil, 1973.]
32. Quant au Livre, Oeuvres compltes, a.g.y., s. 386.
33. Valry, her zamanki gibi keskin ama ilenmemi nitelikteki kendine zg tarzyla, anlat
zamannn durumunu iyice aklamtr: "Zamann etken ve ipucu olduuna inanma d
ncesi, bellein ve dzenlenmi sylemin mekanizmas stne kuruludur" (Tel Quel, II,
s. 348 [Paris, Gallimard, 1943]; altn izen biziz): Yanlsama gerekten de sylemin
kendisi tarafndan retilir.
34. Bu kavram Aristoteles'in bir grn anmsatr: Yerine getirilecek eylemlerin aklc se
imi olan proairesis, poiesisn tersine, etkenden farkl hibir yapt retmeyen klgsal
bilimi yani praksis'i kurar. Bu terimler erevesinde, zmlemecinin, anlatnn i prak-
s'ini yeniden oluturmaya alt sylenebilir.
35. Seenek (bunu ya da unu yapmak) stne kurulu olan bu mantn oyunlatrma sreci
ni aklama gc vardr; bu oyunlatrmann merkezini de normal olarak anlat oluturur.
36. Hjelmslev'in kulland ikili ierme anlamnda: ki e karlkl birbirini varsayar.
37. Bu son derece kk dzeyde bile, iki e arasnda olmasa da, en azndan, kesitin iki
kutbu arasnda, bir dizisel rneke kartl bulmak son derece olanakldr: Sigara ikram
kesiti, TehlikelGuvenlik (bu, Sherlock Holmes evrimi incelemesinde Chtcheglov [eg-
lov] tarafndan ortaya konmutur), Kuku/Korunma, Saldrganlk!Dostluk dizisini gecik
tirerek yayar.
38. Kontrapunto biimindeki bu dzeni Rus biimcileri sezmiler, tipolojisini tasarlamlar
dr; sz konusu dzen tmcenin balca "dolambal, girift" yaplarn (bkz. aada, V,
1) anmsatr.
39. Unutmayalm ki klasik trajedi henz "oyuncular' tanmaktadr, "anlat kiileri"ni deil.
40. "Kii nitelikli anlat kiisine burjuva romannda rastlanr: Sava ve Bar la Nikolay
Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri 115
Rostov, daha balangta, iyi, namuslu, cesur, ateli bir delikanl olarak belirir; prens
Andrey, kibar, d krklna uram, vb. biridir: Balarna gelen eyler onlar yaratmaz
ama tannmalarn salar.
41. ada yazn'n bir kesiminin 'kii" kavramna saldrmas, onu, ykmak (olanaksz bir
eydir bu) iin deil, onu kiisizletirmek iindir; bu da apayr bir eydir. Szgelimi Phi
lippe Sollers'in Drame' gibi grnte anlat kiisi bulunmayan bir roman, kiiyi dil ya
rarna tmyle reddeder, ama szn eylemine kar temel bir eyleyenler oyununu da sr
drr. Bu yaznda her zaman bir "zne" vardr ama bu "zne" bundan byle dilin znesi
dir.
42. T.Todorov, Littrature et signification, Paris, Larousse, 1967.
43. A.J. Greimas, Smantique structurale, a.g.y., s. 129 ve lesi.
44. Psikanaliz bu younlatrma ilemlerini byk lde dorulamtr. Mallarm Ham
let konusunda daha o zaman yle diyordu: "Konumayan oyuncular! Gereklidir bu!
nk ideal sahne orlamnda, tiplerin kendi aralarndaki simgesel bir karlklla gre
ya da tek bir figre gre, her ey, hareket eder." (Crayonn au thtre, Couvres
compltes, a.g.y., s. 301).
45. Szgelimi: Nesne ve znenin ayn anlat kiisinde birbirine kart anlatlar, kendi ken
dini, kendi z kimliini aray anlatlardr (Altn Eek); znenin, art arda gelen nesneleri
izledii anlatlar (Madame Bovary), vb.
46. James Bond evriminin U.Eco tarafndan Communications, say 8'de ["Points" dizisi,
1981] yaplm olan zmlemesi dilden ok, oyuna bavurur.
47. Bkz. Benveniste'in vermi olduu kii zmlemeleri (Problmes de linguistique
gnrale, a.g.y.).
48. Bangkok'ta ifte Gmbrt. Buradaki tmce okura bir "gz krpma gibi, sanki kendisi
ne dnlyormu gibi ilev grr. Ancak, "Bylece, Lo henz km oluyordu" szcesi,
bir anlatc gstergesidir, nk bu, bir "kii'nin dnme yolunun bir parasn olutu
rur.
49. Todorov, zaten, anlatcnn grnts ile okurun grnts konularn iler. ["Les
catgories du rcit littraire", a.g.y. ]
50. "Ne zaman, st dzeyde bir alayc bak asndan, bir baka deyile Tanr'nn onlar te
peden grd gibi, yazmaya balanacaktr? (Flaubert, Prface la vie d'crivain, Pa
ris, Seuil, 1965, s. 91).
51. Bu ayrm, bizi ilgilendirdii kadaryla tarihsel adan yazarsz ynla anlat (szl anla
tlar, halk masallar, eski ozanlarn lir eliinde dile getirdikleri, syledikleri destanlar,
vb.) sz konusu olduundan, daha da gerekli bir ayrmdr.
52. J.Lacan: "Konutuum zaman kendisinden sz ettiim zne, konuanla ayn mdr?
53. E.Benveniste, Problmes de linguistique gnrale, a.g.y..
54. Kiili kip: Hatta Burnaby'ye hibir ey deimemi gibi geliyordu", vb. Bu yntem
Roger Ackroyd'm ldrlmesi'nde ok daha kaba bir biimde uygulanmtr; nk bu
anlatda katil aka ben der.
55. Edimsel-olan konusunda bkz. T.Todorov, "Les catgories du rcit littraire",
a.g.y.Edimsel-olan konusundaki allm rnek sava ilan ediyorum szcesidir; bu
szce hibir ey "saptamad" gibi hibir ey de "betimlemez", ama anlamn, kendi z
syleyii iinde tketir (buna karlk kral sava ilan etti szcesi, saptayc, betimleyici-
dir).
56. Logos ve leksis kartl konusunda bkz. G.Genelte, "Frontires du rcit", a.g.y..
57. Genus acivum vel imilativum (anlatcnn syleme mdahale etmedii tur: Szgelimi ti
yatro); genus ennaralivum (yalnzca airin konutuu tur: zdeyiler, retici iirler);
genus commune (her iki trn karm: Destan).
58. H.Srensen, Mlanges Jansen, a.g.y., s. 150.
116 Gstergebilimsel Serven

59. M.A.K. Halliday, Linguistique gnrale et linguistique applique, a.g.y., s. 6.


60. L.J. Prielo, Principes de noologie. Mouton, 1964, s. 36.
61. L.Sebag, masaln her an ve her yerde sylenebileceini, ama mitsel anlat iin byle bir
eyin geerli olmadn belirliyordu.
62. Valry: "Roman biimsel olarak de yaklar; bunlarn her biri de u ilgi ekici zellik
dikkate alnarak tanmlanabilir: "Btn sapmalar kendilerine aittir
63. Ch. Bally, Linguistique gnrale et Linguistique franaise, Bern, 4. bask, 1965.
64. Bkz. Lvi-Strauss (Anthropologie structurale, a.g.y., s. 234): "Ayn kmeden olan ba
ntlar, artsremli bir bak asna yerletiimizde, uzun aralklarla belirebilirler." -A.J.
Greimas, ilevlerin birbirinden uzaklamas stnde durmutur (Smantique structurale,
g-y).
65. J.P. Faye, Klossowski'nin Baphomet'si konusunda yle der: "Kurmaca (ya da anlat)
her zaman iin ne olduunu, bylesine ak seik biimde ender olarak ortaya koymu
tur: Zorunlu olarak 'dnce'nin 'yaam' stne bir deneyimidir kurmaca" (Tel Quel, 22,
s. 88).
66. Bekleme'nin mantksal olarak yalnzca iki ekirdei vardr: 1. Sren bekleme; 2. isleni
len sonucu alnm ya da istenilen sonucu alnmam bekleme; ama birinci ekirdek geni
lde, hatta kimi kez de srekli bir biimde btnleyime urayabilir (Godot'yu Bekler
ken): te yine yapyla oynanan bir oyun, ama bu kez arya kaan trden.
67. Valry: "Proust, br yazarlarn geitirmeye altklar eyleri bler bize de belirsiz
sayda blebilme duygusunu verir."
68. Burada da tze gre deien zellemeler bulunur: Yazn'n eriilmez bir eksilti gc
vardr; sinemann yoktur.
69. Bu indirgeme, kitabn blmlere ayrlmasna denk dmez zorunlu olarak; tersine b
lmlerin giderek kopukluklar yani geciktirimler yerletirme ilevi olduu sanlr (tefrika
teknii).
70. N.Ruwet (Langage, musique, posie, a.g.y., s.199). "iir 'Seni seviyorum' tmcesine uy
gulanan bir dizi dnmn sonucuymu gibi alglanabilir." Ruwet burada, Freud'un ba
kan Schreber konusunda yapt paranoya sayklamasnn zmlemesine telmihte bulu
nur (Bej Psikanaliz).
71. Bir kez daha belirtelim ki, anlatcnn dilbilgisel "kiisi" ile bir sahneye koyucunun, bir
yky sunma biiminde ortaya koyduu kiilik (ya da znellik) arasnda hibir bant
yoktur: Sinema tarihinde, srekli olarak bir kiinin gzyle zdeleen ben-kamera al
lmam bir olgudur.
72. Double Assassinat dans la rue Morgue, Ch. Baudelaire evirisi. [Paris, NRF; Livre le
Poche, 1969.][ 1966, 1977, 1981 basklarnda bu eviri kitabn ad Le Double Assassinat
de la rue Morgue biiminde verilmitir (.N.).]
73. G.Genetle ("Frontires du rcit", a.g.y.) mimemis'i aktarlan diyalog paralarna indirge
mekte hakldr; bununla birlikte, diyalogda, her zaman iin benzerleme nitelikli bir ilev
deil, anlama yoluyla kavranlabilen bir ilev ortaya karr.
74. Mallarm (Crayonn au thtre, Ouvres compltes, a.g.y., s. 296): "...Bir sahne yapt,
perdenin d sahnelerinin birbirini izlemesini, hibir ann gereklikten iz tamyaca ve
sonu olarak hibir eyin olup bitmeyecei biiminde gsterir."
Anlatnn Yapsal zmlemesi*

Amacm, daha imdiden genel olarak Anlatnn Yapsal zmlemesi di


ye adlandrlan etkinlii sunmak. Burada adn olgudan nce geldiini ka
bul etmek gerekir. Gnmzde byle adlandrlabilecek olan ey, bir bi
lim hatta daha dorusu bir bilim dal deil, ancak bir aratrma beidir.
nk bir bilim dal, Anlatnn Yapsal zmlemesi'ne ilikin bir reti
min var olmasn gerektirir, oysa u an iin byle bir ey sz konusu deil.
Dolaysyla, burada yapacam sunuun ilk szleri bir uyar niteliinde ol
mak zorunda: Bugn iin anlatnn bilimi (hatta "bilim" szcn ok
geni bir anlamda kullansak bile) yoktur; bugn iin "ykbilim"** diye
bir ey yoktur. Bunu daha bata belirtmek ve baz alardan d krklkla
r olabileceini nceden haber vermek istedim.

Anlatnn Yapsal zmlemesinin Kkeni

Bu etkinliin kkeni karmak deil de en azndan "kullanlabilir" nitelik


tedir. Anlatnn ve metinlerin zmlemesine yn veren anlay eer
Aristoteles'i Yaznbilime (Poetik) ve Szbilime (Retorik) kadar gtrr
sek, bu kkenin ok uzaklarda bulunduunu kabul edebiliriz. Eer sz ko
zlusu anlay Aristoteles sonras klasik dnemdeki, trlerin kuramclarna
kadar gtrrsek, o zaman kkenin daha az uzakta olduunu kabul edebi
liriz. Ve yine eer bu anlayn, gnmzdeki biimiyle, Rus biimcileri
diye adlandrlan ve yaptlar Franszca'ya Tzvetan Todorov1 tarafndan
* Bu yaz, R.Barlhes'n "L'analyse slnclurale du rcit. A propos dA ctes 10-11 ('Anlat
nn Yapsal zmlemesi. [Havarilerin] leri 10-11 Konusunda) balyla yaymla
d almann, kuramsal aklamalar ieren giri blmnn evirisidir: Biz burada,
R.Barlhes'n Yeni Ahit'teki (ncil) "Havarilerin leri" blmnn lO.ve 11. Baplarnn
Franszca evirisine uygulad zmlemeyi deil de, anlatnn yapsal zmlemesiyle
ilgili grlerini ieren bu giri blmn dilimize aktardk yalnzca. (.N.)
** ykbilim terimini dUgitologie karlnda kullanyoruz. (.N.)
118 Gstergebilimsel Serven

evrilmi bulunan topluluun almalarna uzandn kabul edersek, o


zaman da kkenin daha yakn, hatta ok daha yakn ve daha belirgin bir
gemite yer aldn grrz. Bu Rus biimcilii, 1920-1925 yllarnda,
yaptn brnd biimler stne almalar yapm airler, yazn eletir
menleri, dilbilimciler ve halkbilimcilerden oluuyordu (bu eitlilik bizim
iin nemlidir): Topluluk daha sonra kltr alanndaki Stalin'ciliin etki
siyle dalm, zellikle Prag Dilbilim evresi'nin araclyla da yabanc
lkelere yaylmtr. Ruslarn ttrd bu biimci aratrma topluluu
nun anlay zellikle gnmzn byk dilbilimcisi Roman Jakob-
son'un* almalarnda grlmektedir.
Tarihsel adan deil de yntembilimsel adan, Anlatnn Yapsal
zmlemesi'nin kkeni, kukusuz yapsal diye adlandrlan dilbilimin
yeni gelimelerinde yer alr. Bu dilbilimden kalkarak ve Jakobson'un a
lmalar araclyla iirsel bildirinin ya da yaznsal bildirinin incelen
mesine doru "yaznbilimsel" bir genileme olmutur. te yandan, Lvi-
Straussun, mitler stne yapt incelemelerle ve yine, anlat incelemesi
alannda Rus biimcilerinin en nemlilerinden biri olan halkbilimci Vladi
mir Prqpp'u yeniden ele alp gzden geirmesiyle de insanbilimsel bir ge
nileme gereklemitir. Gnmzde, Fransa'da, bu alandaki aratrmalar,
eer hakszlk etmiyorsam, zellikle Ecole pratique des hautes tudes'e
bal Centre d'tudes des communications de masse'da (Kitle letiim n
celemeleri Merkezi) ve dostum, meslektam Greimas'n** ynettii Gs-
tergebilim-Dilbilim Topluluu tarafndan srdrlmektedir. Bu trden
zmleme, niversite retimine, zellikle de Vincennes niversitesi'ndeki
retime yeni yeni girmeye balamtr. Bata Rusya, A.B.D. ve Almanya
olmak zere yabanc lkelerde de belli bir kuruma bal olmayan aratr
maclar bu dorultuda almalar yapmaktadrlar. Sz konusu aratrmala
rn dzenlenmesiyle ilgili birka giriimi burada belirtmek istiyorum:
Fransa'da Tzvetan Todorov ve Grard Genette'in ynetiminde bir Yazn-
bilim (Jakobson'cu anlamda kukusuz) Dergisi'nin*** yaymlanmas, tal
ya'da, Urbino kentinde her yl Anlat zmlemesi stne bir kolokyum
dzenlemesi; bir de son olarak, byk apta, bir Uluslararas Gstergebi-
lim Dernei'nin (gstergebilim szc burada anlamlamalar bilimi de
mektir) ksa sre nce kurulmu olmas (dernein, Anlat zmleme-
si'yle ilgili sorunlar sk sk tartaca, Semitica adnda bir dergisi de
vardr).
* 1896da Moskova'da doan RJakobson 1982de Boston'da lmtr. (.N.)
** Litvanya kkenli Fransz gstergebilimcisi Algirdas Julien Greimas (Tula, 1917-Paris,
1992). (.N.)
** Bu derginin ad Potiquiu. (.N.)
Anlatnn Yapsal zmlemesi 119

Ne var ki bu aratrma gnmzde bir dalma gstermektedir ama


bu dalma da bir bakma sz konusu aratrmay oluturucu bir zellik ta
r en azndan benim grebildiim kadaryla byledir. Bir kere her ey
den nce, bu aratrma bireysel bir alma olarak kalmaktadr; ama bu,
bireycilikten kaynakland iin deil de almann doruluk, kesinlik ge
rektirmesinden dolay byledir. Metindeki anlam ya da anlamlar ilemek
(Anlatnn Yapsal zmlemesi bu demektir nk) fenomenolojik bir
kalktan kopanlamaz. Anlam okuyacak bir makine yoktur. Geri eviri
makineleri vardr, bunlar da kendi yaplarnda daha imdiden okuma ma
kineleri ierirler, ilerde de kanlmaz olarak iereceklerdir. Ama bu eviri
makineleri, dzanlamlar, gerek anlamlar dntrebilme yeteneine sa
hip olabilmekle birlikte, bir metindeki ikincil anlamlar stnde, yanan-
lamsal ve armsal dzey stnde hibir biimde etkili olamazlar. Do
laysyla kalkta her zaman iin bireysel bir okuma ilemi gerekir; bu
dzlemde, bir "ekip" kavramnn son derece "aldatc" olduunu sanyo
rum. nk Anlatnn Yapsal zmlemesi, biyoloji ve hatta toplumbi
lim gibi bir bilim dal biiminde ele alnamaz. nceden belirlenmi kural
lara uygun bir aklama olas deildir, bir aratrmac bir bakasnn adna
tam olarak konuamaz. te yandan, bu bireysel aratrma, her aratrmac
dzeyinde, oluum halindedir. Her aratrmacnn kendi tarihi vardr; bu
tarih de, iinde yer ald yapsalclk tarihinin hzl bir geliim gstermesi
orannda deiiklie urayabilir. Kavramlar hzla deimekte, ayrmlar
hzla ortaya kmakta, tartmalar abucak iddetlenmekte, btn bunlar
da kukusuz aratrmay etkilemektedir.
Son olarak, gerek dncem olduu iin sylemeden edemeyece
im bir ey daha var: Kltrel bir dilyetisini, yani anlatnn dilini incele
mek sz konusu olduu iin, zmleme, kendi ideolojik iermelerine
kar hemen duyarldr. Gnmzde "yapsalclk" olarak ortaya kan
ey, aslnda, birletirici bir okul grmeye alld lde son derece
toplumbilimsel nitelikli ve son derece uydurulmu bir kavramdr. Oysa
durum hi de byle deildir. Fransz yapsalclk dzeyini ele alrsak, ayn
yapsalc anlay iine sokulan deiik temsilcileri arasnda, szgelimi
Levi-Strauss, Derrida, Lacan ve Althusser arasnda, ne olursa olsun derin
ideolojik ayrmlar vardr. Dolaysyla bir yapsalc fraksiyonculuk sz ko
nusudur; byle bir etkinliin konumunu saptamak gerekirse (ama benim
buradaki amacm bu deil) yle sanyorum ki, bu, "Bilim" kavram evre
sinde belirginleecektir.
Ben btn bunlar, bir d krklna dlebileceini olabildiince'
nceden haber vermek ve bir yntem kimliini ok yeni kazanm ama el
bette bu aamada henz bilim saylamayacak bir bilimsel ynteme fazla
120 Gstergebilimsel Serven

umut balamay zendirmemek iin syledim. [...]* Burada imdi, gn


mzde Anlatnn Yapsal zmlemesiyle ilgilenen herkesin kabul edebi
leceini dndm genel ilkeden sz etmek istiyorum. Bunlara ayr
ca zmlemenin ilemsel olarak dzenlenmesiyle ilgili baz aklamalar
da ekleyeceim.

I. Genel lkeler ve zmlemeyle


lgili Dzenlemeler

1. Biimselletirme lkesi

Soyutlama ilkesi olarak da adlandrlabilecek bu ilke, Saussure'n ortaya


atm olduu dil ve sz kartlndan domutur. Bilindii gibi, dnya
da, dnya tarihinde ve yeryzndeki btn halklarn tarihinde, insanlar ta
rafndan retilmi anlatlar saylamayacak kadar oktur. Grnte karma
kark olan bu anlat ynndaki her anlatnn Saussure'n verdii anlam
da sz olduunu, anlatnn genel bir dilinin bildirisi olduunu kabul ede
riz. Anlatnn bu dili, kukusuz, gerek anlamda dilin, yani dilbilimcilerin
inceledii dilin tesinde saptanabilir. Ulusal dilleri (bu dillerle de anlatlar
yazlmtr) inceleyen dilbilim, bir dilbilimcinin ele alabilecei son birim
olan tmce stnde alr. Tmcenin tesindeki yap artk dilbilimin de
il de ikincil bir dilbilimin, bir dilbilimtesi'nin yetki alanna girer. Bu da,
anlat zmlemesinin yapld yerdir yani tmce tesinde, birok tmce
nin bir araya getirilmesiyle oluan yerdir. Peki bu durumda ne olur? He
nz ne olduu bilinmemektedir. Geri ok uzun sredir bilindii sanl
yordu ve bu konuda Aristoteles'i ya da Cicero'cu szbilim (retorik) bizi
aydnlatyordu. Ama bu szbilimin kavramlar, zellikle kuralc kavram
lar olduundan, gnmzde artk almtr. Geerlilii kalmam olmakla
birlikte, bu klasik szbilimin yerine yenisi henz konmamtr. Dilbilimci
lerin kendileri de byle bir eye girimemilerdir. Benveniste bu konuda,
her zaman olduu gibi son derece zekice baz bilgiler vermitir; baz
Amerikallar da speech-analysis'\e yani sylem zmlemesiyle ilgilen
milerdir. Ama bu dilbilim henz kurulmu deildir. Dolaysyla, anlat
nn zmlemesi, anlatnn dili, en azndan ilke olarak, gelecekte kurula
cak olan dilbilimtesi etkinlik alanna baldr.
zmleme metninin evirisini vermeyeceimiz iin, zmlemeye gnderme yapan
buradaki ara tmceyi dipnot olarak vermeyi uygun grdk: (Dizi ilgilendiren Havarile
rin leri adl metne gemeden nce). (. N.)
Anlatnn Yapsal zmlemesi 121

Bu soyutlama ilkesi (sz konusu ilke adna da bir anlat dili olutur
maya alyoruz) pratikte, bir metni tek bana kendi iinde zmleye-
meyeceimiz, tek bana kendi iinde zmlemek istemeyeceimiz sonu
cunu dourmutur. Ama dorusunu sylemek gerekirse, ben de size bura
da bir tek metinden sz edeceim: Bundan rahatszlk duyuyorum nk
anlat stnde alan klasik bir zmlemecinin tutumu bir tek metinle il
gilenmek deildir. Bu bakmdan, Anlatnn Yapsal zmlemesi ile gele
neksel olarak metin aklamas diye adlandrlan ey arasnda temel bir
ayrm vardr. Bir metin, bizim iin, bir dile gnderme yapan bir szdr,
bir koda gnderme yapan bir bildiridir, bir edine (kompetans) gnderme
yapan bir edimdir (performans) btn bu szckler de dilbilimcilerin
szckleridir. Anlatnn Yapsal zmlemesi, z bakmndan, oluumu
bakmndan karlatrmal bir etkinliktir: Bir ierii deil de biimleri
aratrr. [Bir metni ele aldmzda]*, yapacamz i, bu metni aklamak
deil, bir dilbilgisi kurmak iin gereleri biraraya getiren bir aratrmac
gibi, bu metnin karsna gemektir. Nitekim, dilbilimci, bu amala, tm
celeri biraraya getirmeye, tmcelerden oluan bir btnceyi oluturmaya
alr. Anlat zmlemesi de tam olarak ayn ii yapar: Anlatlar birara
ya getirmeye, anlatlardan oluan bir btnceyi oluturmaya, bu btnce-
den de bir yap elde etmeye alr.

2. Ayrclk lkesi

Bu ikinci ilkenin kkeni sesbilimdedir. Sesbilim, sesbilgisine kart ola


rak, bir dilde karlan her sesin gerek niteliini, sesin fiziksel ve akustik
niteliini incelemeye deil de bir dildeki seslerin ayrmlarn belirlemeye
alr. Bunu yaparken de yalnzca bir tek eyi l olarak alr: Sz konu
su ses ayrmlarnn anlam ayrmlarna yol ap amadna bakar.
Ayrclk** ilkesidir bu. Demek ki, ierik ayrmlaryla kantlanm biim
ayrmlar bulmaya allr; bu ayrmlar ayrc zellikler ya da ayrc ol
mayan zelliklerdir. Ben imdi burada, bir aklama yapmak, bir rnek
vermek ve bir eit uyarda bulunmak istiyorum.
nce anlam szc stne bir aklama. Anlat zmlemesinde,
dolu olarak adlandracam gsterilenler, szcksel gsterilenler, szc
n yaygn kullanmyla anlamlar bulmaya allmaz. Bizim anlam diye
* R.Barltes burada Havarilerin /j/er'yle ilgili melinden sz edeceim zaman" diye yaz
yor. Biz yazsnn zmleme blmn evirmeyeceimiz iin sz konusu lmceyi
balama uyarlayarak dilimize aklardk. (.N.)
** Franszca pertinence szc karlnda kullandmz ayrclk iin belirginlik de
denilebilir. (.N.)
122 Gstergebilimsel Serven

adlandrdma ey, her eit metinii ya da metind ballamdr, yani


anlatnn bir baka anna ya da anlaty okumak iin gerekli olan kltrn
bir baka yerine ileten, anlatya zg her eit zelliktir: Btn anafor, ka-
tafor, ksacas "diyafor" (eer bu szc kullanmama izin verilirse) trle
ri, btn bantlar, btn dizisel ve dizimsel ballamlar, btn anlam-
lama olgular ve btn dalm olgular, t ekrar ediyorum, anlam bir sz
lkte (Anlatnn szl bile olsa) bulabileceim biimiyle dolu bir gste
rilen deildir. Anlam, her eyden nce bir ballamdr ya da bir balla
mn esidir, bir ballak edir veya bir yananlamdr. Anlam benim
iin (aratrmada da ona byle yaklatm) her eyden nce bir alntla
ma* dr, bir kodun kalk noktasdr, bir koda doru hareket etmemizi
salayan ve bir kod ieren eydir; bu kodun yeniden oluturulmam ol
mas ya da yeniden oluturulamaz olmas durumu deitirmez [...]**.
imdi de bir rnek: Anlatnn Yapsal zmlemesi iin, en azndan
bana gre (ama yine de bu tartlabilir) eviri sorunlar dizgesel olarak
ayrc nitelik tamaz. Nitekim Cornlius ile Petrus'un gnl gzyle gr
me (ryet)*** olaylarnn yer ald anlatya ilikin olarak, eviri sorunlar
zmlemeyi ancak belli snrlar ierisinde ilgilendirir: Bu da yalnzca e
virideki ayrmlar eer yapsal bir deiiklik ieriyorsa, yani bir ilevler
btnnde ya da bir kesitte deiiklie yol ayorsa, sz konusu olur. Bu
rada, sradan da olsa, bir rnek vermek istiyorum: Bunun iin zmleme
metnimiz olan Havarilerin leri'ne ilikin iki eviriyi**** ele alalm. Bu
evirilerden ilkini, Incil'in kmenik versiyonu iin alma yapan Edgar
Haulotte'un deerli katksna borluyum:
"Dans sa pit [il s'agit de Corneille] et sa.rvrence envers Dieu,
que toute sa maison partageait, il comblait de largesses le peuple juif, et
il invoquait Dieu en tout temps" (Act. 10,2)
(Szc szcne Trke evirisi: "Dindarl [Cornlius sz ko
nusu] ve btn ailesinin de paylat Allah saygsyla, Yahudi halkn
baa boar ve her zaman Allah'a yalvarp yakarrd" (Havarilerin le
ri, 10, 2)).
Ben bu metni Lemaistre de Sacy'nin (XVII. yy.) yapm olduu, hem
* Alntlama terimini, R.Barthes'n, metninde yer verdii Franszca citation szc
nn karl olarak anma, adn anma, zikretme, aktarma, belirtme anlamlarnda kul
lanyoruz. Citation terimini, bu metinde, ayn dorultuda kullanld yerlerde,tmce
nin akna gre sz konusu szcklerden biriyle ya da trevleriyle karlayacaz.
(.N.)
* R.Barthes burada "ayn konuya ilerde yeniden deineceim" diye yazyor. Biz zm
leme blmn vermeyeceimiz iin bu tmceyi dipnotla belirtmeyi uygun grdk.
(.N.)
*** Gnl gzyle grme (ryet) szcklerini Franszca vision karlnda kullanyoruz.
(.N.)
Franszca'ya yaplm eviriler sz konusu. (.N.)
Anlatnn Yapsal zmlemesi 123

de ok gzel olan eski evirisi stnden zmlemeye balamtm. Bu


eviride ayn blm yle verilmi:
7 / tait religieux et craignant Dieu avec toute sa famille, il faisait
beaucoup d'aumnes au peuple, et il priait Dieu incessamment. "
(Szc szcne Trke evirisi: "O dindard ve btn ailesiyle
birlikte Allah'tan korktuu iin halka ok sadaka verirdi ve durmadan Al
lah'a dua ederdi. )
Diyebiliriz ki iki eviride ortak olan birka szck var ancak, szdi-
zimsel yaplar da bir eviriden brne tmyle farkl. Ama, karmzdaki
durum asndan, bu farklln, kodlarn ve ilevlerin dalm stnde
hibir etkisi yok nk parann yapsal anlam her iki eviride de tama-
miyle ayn. Burada ruhsal yapya, karaktere ya da hatta daha kesin olarak
Incil'e ilikin denilebilecek trden bir gsterilen sz konusudur nk n
cil tamamiyle kodlanm belli bir diziyi (paradigma) son derece zel bir
biimde iler. Bu da eli bir kartlktr: snnetliler/snnetsizler/ "Al
lah'tan Korkanlar". Bu sonuncular, eer dilbilim terimiyle belirtecek olur
sam, yansz olan ve tamamiyle metnimizin odak noktasnda yer alan
nc kategoriyi oluturur: Demek ki burada ayrc olan, diziye giydiri
len tmceler deil dizi'nin kendisidir.
Buna karlk, peder Haulotte'un evirisi ile Lemaistre de Sacy'nin
evirilerini baka alardan karlatracak olursak, yapsal ayrmlarn or
taya ktn grrz. Haulotte'un evirisinde melek Cornelius'a Petrus'u
arattrr ama bulduunda ondan ne isteyeceini sylemez. Sacy'nin eviri
sindeyse o blm yledir: "Melek, ne yapmanz gerekeceini size syle
yecektir" (6.ayet). Demek ki evirilerden birinde elerin eksiklii, b
rndeyse elerin var olmas sz konusudur (ayn durum daha sonraki 22.
ve 33. ayetler iin de geerlidir). ki evirideki ayrmn yapsal bir deer
tad olgusu stnde srarla duruyorum nk, melein verdii buyruk
la ilgili kesitte bir deiiklik olmaktadr. Sacy'nin evirisinde melein ver
dii buyruun ierii belirtilmitir: Burada, nceden bildirilen (Petrus'un
grevi, kelam grevi) ile ilerde gerekleecek olan (Petrus bir kelam
getirecektir) bir tr badak klma istei vardr. Dorusu ben bu eviri
nin kkenini bilmediim gibi onunla ilgilenmiyorum da. Grdm ey,
Sacy'nin evirisinin bildirinin yapsn usullatrmasdr; br eviridey
se, melein buyruu, tam belirtilmemi olduu iin, eksiklik iermekte,
bu yolla da, Cornelius'un buyrua itaat etmesini, abartl bir biimde ver
mektedir. nk Cornlius adamlarn Petrus'u aramaya sanki kr kr
ne ve nedenini bilmeden gndermektedir. Haulotte'un evirisinde, eksik
lik, bir kararszlk yaratan, metnin kararszln glendirip abartan bir
zellik ilevini grmektedir. Daha az anlatsal, daha az dramatik, ama da
ha ok usul olan Sacy'nin evirisindeyse byle bir durum sz konusu de
ildir.
124 Gstergebilimsel Serven

Son olarak da bir nlem ve bir uyar: Aklamalarn doall'na


gvenmemek gerekir. Bir metni zmlerken, yazlm olann apaklk
etkisine ve bizde brakt "hi kuku yok ki bu doal olarak byledir" iz
lemine kar her an tepki gstermemiz gerekir. Her szce, ne kadar nem
siz ve ne kadar olaan oluma olsun, zihinsel bir deitirim snamasyla ya
p bakmndan deerlendirilmektedir. Bir szcenin, bir tmce parasnn
karsnda, eer u zellik belirtilmemi olsayd ya da farkl olsayd, du
rum ne olurdu diye dnmek gerekir her zaman. yi bir anlat zmle-
mecisinin bir eit kar-metin oluturma hayalgcne, metnin sapmasn
yakalayabilecek bir hayalgcne, anlatsal adan skandal olabilecek eyi
hayal etme gcne sahip olmaldr. Gerekten de mantksal, anlatsal
"skandal" kavramna duyarl olmak gerekir; nk dorudan doruya bu
yolla, zmlemenin ou kez son derece sradan, ar ve apak olan
zelliini stlenmek iin daha fazla cesaret elde etmi oluruz.

3. oulluk lkesi

Anlatnn Yapsal zmlemesi (en azndan benim tasarladm biimiy


le) metnin "genel" olarak anlamn ortaya koymaya almad gibi met
nin "bir" anlamn da ortaya koymaya almaz. Filolojik incelemeden ta-
mamiyle ayrlr nk geometrik yer diye adlandracam anlamlarn yeri
ni, metnin olaslklar yerini izmeye alr. Bir dilin bir szler olasl
olmas gibi (bir dil, belli saydaki, gerei sylemek gerekirse, sonsuz sa
ydaki szlerin olas yeridir), zmlemecinin, anlatnn dilini aratrrken
ortaya koymaya alt ey de anlamlarn olas yeridir ya da anlamn o
ulluu veya oul olarak anlamdr. zmleme, anlam bir olaslk ola
rak aratrr ya da tanmlar dediimizde, serbeste gerekletirilen bir dav
ran ya da bir seme sz konusu deildir. Benim iin, her ne olursa olsun,
gerein olaslk koullarn serbeste belirlemek ve filolojik bir biline
mezcilik sz konusu deildir. Ben anlam olasln, kesin bir anlama kar
hogrl ve serbest bir n koul olarak grmem. Benim iin, anlam,
bir olaslk deil, bir olas durum deil, olasnn ta kendisidir, oullu
un ta kendisidir (yoksa bir, iki ya da birok olaslk deildir).
Bu koullarda, yapsal zmleme bir yorumlama yntemi olamaz;
yapsal zmleme metni yorumlamaya, metnin olas anlamn nermeye
almaz; metnin gerekliine, derin yapsna, gizine doru uzanan
anagojik* bir yol izlemez. Dolaysyla, Marx' ya da psikanalizci trde
yorumlayc bir eletiri olan yaznsal eletirilerden tmyle ayrlr.Metnin
* Anagoji (Fr. anagogie) terimi dzanlamdan kalkarak gizemli anlama ykselen Kutsal
Metin yorumu demektir.Anagojik (Fr. anagogique)\se bu terimin sfatdr. (.N.)
Anlatnn Yapsal zmlemesi 125

yapsal zmlemesi sz konusu eletirilerden farkldr nk metnin gi


zini aratrmaz: Ona gre, metnin btn kkleri havadadr; dolaysyla ana
kk bulmak iin btn bu kkleri bulup ortaya karmasna gerek yoktur.
Kukusuz, eer bir metinde, bir anlam, bir tekanlamllk, bir anagojik s
re varsa (Havarilerin leri adl metnimizde de tam anlamyla byle bir
ey sz konusudur), bu anagojiyi metnin bir kodu olarak (br kodlar ara
snda) ve metin tarafndan byle sunulmu olarak ele alrz.

4. lemsel Dzenlemeler

Ben bu deyii daha gz korkutucu olan yntem deyiine yeliyorum n


k elimizde bir yntem bulunduundan emin deilim. Ama buna karlk,
aratrmada szn etmemiz gereken belli sayda ilemsel dzenleme var.
Bana yle geliyor ki (bu da deiebilecek kiisel bir grtr), eer bir tek
metin stnde allrsa, yukarda szn etmi olduum karlatrmal
almadan nce (bu da zaten Klasik Yapsal zmleme'nin sonudur),
ilem ngrmek gerekir.
1. Kesitleme: Metnin, yani zdeksel gsterenin paralara ayrlm
'Bu kesitleme ilemi bana gre, tmyle keyfi (rastlantsal) olarak yapla
bilir. Aratrmann belli bir durumunda, bu keyfilikte hibir saknca yok
tur." Keideme, metni bir eit karelere ayrma ilemidir, bylece zerinde
alacamz szce paralar elde edilmi olur. Byle bir alma da ncil
iin, hatta btn Kutsal Kitap iin kesinlikle yaplm durumdadr nk
Kutsal Kitap ayetlere ayrlmtr (Kur'an da ayetlere ayrlmtr*). Ayet,
anlamn en iyi alma birimidir; anlamlarn, ballamlarn kayman
almak sz konusu olduuna gre, ayetin elei esiz bir boyuttadr. Ayrca
ayetlere ayrmann nereden kaynaklandn, bu tr bir kesillemenin Ke-
lam'n alntsal niteliine bal olup olmadn, Kutsal Kitap'taki szlerin
alntsal nitelii ile ayet arasndaki kesin balarn, yapsal balarn ne ol
duunu bilmek de ilgimi ekerdi dorusu. Baka metinler iin, zerinde
allacak szce paralarn ben "okumabirimler" diye adlandrmay ner
dim. Bir ayet de bizim iin b\r okumabirim'\t.
2. Dkiim: Metinde belirtilmi kodlarn dkm. Buna dkm
n sra toplama, saptama ya da benim az nce belirttiim gibi kayman
alma da denilebilir. Bir okumabirimden brne, bir ayetten bir bakas
na, belirttiim niteliiyle anlamlarn, ballamlarn ya da o szce para-
* R.Barthes bu tmcede Kutsal Kilab'n (ncil ve Tevrat) ayetlere (Fr. verse!) Kur'an'n da
surelere (Fr. sourate) ayrldn belirtir. Ancak, burada kiik tmcelere yani okumabi-
rimlere ayrlma sz konusu olduundan Kur'an iin de, bu balamda surelere deil, ayet
lere ayrlma sz konusudur. Biz de dzelterek evirdik. (.N.)
126 Gstergebilimsel Serven

snda var olan kodlarn kalk noktalarnn dkmn yapmaya alrz.


[]*
3.Dzenleme: ou kez birbirinden ayrlm, stste binmi, birbiri
ne karm ya da rlm birimlerin, ilevlerin saptanarak aralarndaki
ballamlarn dzenlenmesi. rlm szcn kullandm nk bir
tekst**, szcn kkeninin de belirttii gibi bir dokudur, bir ballak
eler rgsdr; bu ballak eler, araya baka btnlere ait baka
ballak elerin girmesiyle birbirlerinden uzaklam olabilirler. ki b
yk ballam tr vardr: ballamlar ve d ballamlar. Metinii
ballamlara rnek olarak unu verebilirim: Eer bize melein grnd
sylenirse, grnme bir edir, bunun ballak esi de zorunlu ola
rak kaybolma'dt. Grnme ve kaybolma ayn metin iinde yer aldn
dan, metinii bir ballamdr bu. Melein kaybolmamas durumunda tam
anlamyla anlatsal bir skandal sz konusu olurdu. Demek ki, kesiti g-
rnmek/kaybolmak diye belirtmek gerekir nk okunabilirlik ite budur:
Baz elerin var olmasnn gerekli olduudur. Bir de d ballamlar
var: Szcenin bir zellii ayrc, paralarst, szck yerindeyse global
bir btnsellie gndermelidir (bu btnsellik metinst bir zelliktir); yi
ne bir szcenin bir zellii bir kiinin global karakterine, bir yerin global
havasna ya da burada, bizim metnimizde olduu gibi (yani Dinsizlerin
Kilise'ye katlmas) anagojik bir anlama gnderebilir. Hatta, bir zellik
baka metinlere de gnderme yapabilir: Bu durumda da melinleraras
ilikiler (metinlerarasilik) sz konusudur. Bu kavram olduka yenidir ve
Julia Kristeva tarafndan ortaya atlmtr. Metinleraras ilikiler kavram
szcenin herhangi bir zelliinin, szcn hemen hemen sonsuz anla
myla bir baka metne gndermesi olgusunu ierir: Burada bir metnin
kaynaklaryla (bunlar szn ettiimiz alntlama olgusunun en kk bi
imidir) sonsuz bir metne (insanln kltr metni) bir tr saptanamayacak
gnderme olan alntlamay (anmay) birbirine kartrmamak gerekir. Bu
sylediimiz, son derece eitli klielerle rlm olan, dolaysyla da n
ceki kltre ya da evre kltre gnderme, onlar anma, alntlama olgu
sunu ok sk tayan yaznsal metinler iin geerlidir. Metinleraras iliki
denen olgu iine daha sonra gelen metinleri de katmak gerekir: nk bir
metnin kaynaklar, yalnzca kendinden nce gelenler deil, ayn zamanda
kendinden sonra gelenlerdir. Bu, Levi-Strauss'un da, son derece inandr
* R.Barthes burada "lerde bu konuya yeniden deineceim nk sz konusu almay
birka ayet slnde yapacam" diye yazyor. Biz zmleme blmn vermeyecei
miz iin bu tmceyi dipnotta belirtmeyi uygun grdk. (.N.)
** Trke'de metin anlamna gelen Franszca texte szcn burada Latince kkeniyle
(Lal. textos: doku, iie geme, r, dzenleni) olan balantsn gstermek iin tekst
biiminde yazdk. (.N.)
Anlatnn Yapsal zmlemesi 127

c bir biimde benimsemi olduu bak asdr. Lvi-Strauss'a gre, Oi-


dipus mitinin Freud'cu yorumu Oidipus mitinin bir parasdr: Sophok-
les'i, Freud'un anlmas, Freud'u da Sophokles'in anlmas olarak okumal
yz.
(...)
1969. Exgse et Hermneutique'te
Paris, Seuil, 1971.

Notlar
1. T.Todorov, Thorie de la littrature, Paris, Seuil, 1965.
Eylem Dizileri*

Anlatya ilikin ilk yapsal zmlemelere gre, biliyoruz ki, bir masal, az
sayda kii arasnda bltrlm olan ve ilevi bir ykden brne ay
n kalan dizgeli bir eylem dizisidir. Birka yz Slav masaln zmleyen
Vladimir Propp halk masalnn biim'ini kesin olarak oluturan elerde
ki (kiiler ve eylemler) ve bantlardaki (eylemlerin dizilii) sreklilii
ortaya koyma onurunu tar. Ancak, bu biim, Propp'ta, eylemin, deiik
masallardaki gelime yollarnn soyutlanmas sonucu ortaya kan bir tas-
la k\n (ema), dizimsel bir izimdir. Lvi-Strauss ve Greimas, Propp'u
tamamlayp dzelterek, bu gelime yolunu yaplandrmaya almlardr.
Bu amala da masaln ak iinde baka eylemlerle ve belli bir zaman
aralyla birbirinden ayrlm ama kartlklarn dizisel balantsyla da
birbirine balanm, anlat dizisi iindeki eylemleri ikier ikier biraraya
getirmilerdir: Szgelimi, kahramann birdenbire karlat eksiklik /
bu eksikliin giderilmesi. te yandan, Bremond da anlat eylemlerinin
mantksal bantsn incelemi, bu incelemesini de sz konusu bantnn
insan davranlarndaki belli bir manta dayanmas ve szgelimi kurnaz-
M'n ya da hile'nin (masalda ok sk rastlanan olaylardr bunlar) belli bir
deimez yapsn ortaya koymas lsnde gerekletirmitir.1
Biz de burada, halk masalndan deil de yaznsal bir anlatdan alnan
olay dizilerini zmleyerek, anlatnn yapsal zmlemesi iin kesinlik
le temel nitelikli olan bu soruna bir katkda bulunmaya alacaz: Gz
nnde bulunduracamz rnekler Balzacn Scnes de la Vie parisien-
ne'inde (Paris Yaamndan Sahneler) yer alan Sarrasine adl ykden
alnmtr. Burada, ne olursa olsun, Balzac'n sanatyla ya da hatta gerek
i sanatla ilgilenmeyeceiz: Bizim iin, tarihsel zellikler ya da yazarn
baarlar deil anlat biimler'i sz konusu olacak yalnzca.
nce iki aklamada bulunacam. Birincisi u: Masallarn zm
lemesi yk boyutundaki byk eylemleri, balca eklemleme elerini

* Franszca's: "Les suites d'actions". (.N.)


130 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

(szlemeler, snamalar ya da kahramann yaamak zorunda kald ser


venler) ortaya karmtr; ama yaznsal anlatda, bu byk eylemler bir
kez saptandktan (bu iin kolay olduunu farzedelim) sonra da geriye, g
rnte ounlukla nemsiz olan ve istem d gereklemi izlenimi ve
ren bir sr kk olay kalr: Szgelimi bir kapya vurmak, biriyle konu
maya balamak, bir randevu vermek, vb.. Bu ikinci dereceden eylemleri
bir eit anlamsz dipdzey olarak m ele almal ve sylemin, bunlar, do
al olarak, iki temel olay birbirine balamak iin dille getirdiini ileri
srp zmleme d m tutmalyz? Hayr, nk byle bir ey yapmak,
anlatnn sonutaki yaps hakknda nceden karar vermek ve bu yapy
birletirici, aamal bir yne kaydrmak olacaktr. Biz ise, tersine, bir anla
tdaki btn eylemlerin, ne kadar nemsiz grnrlerse grnsnler,
zmlenmeleri gerektiini ve betimlenmesi uygun bir dzen iine katlma
lar gerektiini dnyoruz: Szl anlatnn tersine, metinde, hibir sz
zellii anlamsz deildir.
kinci aklamam ise u: Yaznsal anlatdaki eylem dizileri, halk ma-
salndakinden ok daha fazla olarak, baka "ayrntlar''la, hibir bakmdan
eylem srasnda yer almayan baka zelliklerle dolup taan bir aka ka
plmtr. Bunlar ya bir kiinin veya bir yerin zelliini gsteren ruhsal be
lirtilerdir, ya karlkl olarak gren kiilerin ayn noktada birlemek,
birbirlerini ikna etmek veya yanltmak iin bavurduklar konuma oyun
lardr, ya baz gizleri ortaya atmak, zmn ertelemek veya zmek
iin sylemin sunduu iaretlerdir, ya bir bilgi veya bilgelikten kaynakla
nan genel dncelerdir ya da zmlemenin genellikle yaptn simgesel
alan iine katmak zorunda olduu dil bululardr (szgelimi eretileme).
Bu zelliklerden hibiri "istem d" ya da "anlamsz" deildir: Her biri
"dnme biimlerinin, yani ortak kurallarn ve yinelemelerin, ya da b
yk bir kltr kodunun (Duyu ve Dn Biimi, Bilgi, Bilgelik, Bela
gat, Yorum, vb.) oluturduu dzenli bir btnden kendine den gc ve
serbestlii alr. Baka gstergelerin bu yokluu iinde, kiilerin davran
lar (tutarl diziler biiminde birbirlerine balandklar kadaryla) zel bir
koda, bir olaylar mantna baldr. Bu kod ya da mantk da, kukusuz,
metni derinden yaplandran, ona "okunabilir" olma durumunu, anlata!
ussallk grnmn, eskilerin dedikleri gibi gereebenzerlii'ni kazan
dran bir zelliktir ama bu zellik, yaznsal anlatnn btn anlam dzeyi
ni kaplamaktan da uzaktr. Szgelimi sayfalar boyunca, pekl hibir ey
olmayabilir (yani hibir olay anlatlmayabilir) ve te yandan da, ardl bir
eylem ncelinden byk bir gstergeler ynyla ayrlm ve bu gsterge
ler de eylem kodundan farkl olan kodlardan kaynaklanm olabilir. Ayr
ca eylemlerin, yalnzca, bir karakterin (onun... alkanl vard) belirtile
ri sfatyla anlatlabileceklerini de unutmamak gerekir: Bu durumda sz
E y le m D iz ile r i 131

konusu olaylar mantksal bir dzenle deil de bir ylma sreciyle birbir
lerine balanmlardr ya da en azndan bal olduklar bir mantk varsa,
bu, edimsel trden deil, ruhsal trdendir.
Yaznsal anlatnn byk bir blmn temsil eden btn bunlar bir
yana brakrsak, klasik metinde (modernliin yaratt kesintiden nceki)
birbirlerine mantksal-zamansal (;u'nun ardndan gelen bu ayn zaman
da onun bir sonucudur) bir dzenle balanm, belli saydaki ilgili bilgiler
kalr yine de geriye. Tek tek diziler ya da kesitler biiminde dzenlenmi
bu eylemlerle ilgili bilgilerin (szgelimi: 1.B ir kapya varmak; 2. Bu ka
pya vurmak; 3. Oraya birinin ktn grmek), i gelimesi (baka ko
ut kesitlerin iine girmi olsa bile), anlatlan yknn ilerlemesini salar
ve anlaty, kendi "son"una ya da "sonu"una doru gelien sresel bir
organizma durumuna getirir.
Bazlar nemli grnen ve byk bir romans younlukla donatlm
olan (ldrmek, bir kurban karmak, ilan ak etmek, vb.), bazlar da
son derece nemsiz olan (bir kapy amak, oturmak, vb.) anlatsal ey
lemlerin bu genel kodunu, metnin iinde yer alan baka kltr kodlarn
dan ayracak biimde nasl adlandrabiliriz (kukusuz byle bir ayrmn
yalnzca zmsel bir deeri vardr, nk metin btn kodlar kark ve
rlm bir biimde sunar)? Aristotelesi szckdaarcndan bir teri
me bavurarak (Aristoteles, sonuta, yaptlara ynelik yapsal zmle
menin babasdr), anlat eylemlerinin bu kodunu proairetik kod olarak ad
landrmay nerdim.2 Eylem bilimini ya da praksis'i kuran Aristoteles,
gerekte, bunun nne ek bir bilim dal olan pr.oairesidi koymutur:
Proairesis, bir eylemin sonucunu nceden tartmak, bir seenein iki
esi arasndan, gerekletirilecek olan semek (kken anlamdr bu) ko
nusundaki insan yeteneidir. Eylem dizilerinin her dm noktasnda, an
latnn kendisi de (burada anlatnn baarsna deil de bir anlat dil'ine
bavurduumuz iin yazar yerine anlatdan sz etmek daha yerinde olur)
birok olaslk arasnda bir "seme yapar" ve bu seim de, anlatlan yk
nn geleceini balar her an: Kukusuz, anlatlan yk de, vurulan kap
nn alp almamasna, vb'ne gre deiir (bu seenekli yap Cl. Bre-
mond tarafndan zellikle incelenmitir). Her eylemde bir seenein kar
snda kalan (eylemi u ya da bu dorultuda gelitirmek) anlatnn, her za
man yalnzca kendi yararlanabilecei, yani yaamn anlat olarak sr
drmesini salayan eyi semesi pek doal bir eydir. Anlat hibir za
man yky bitirecek, ksa kestirecek bir eyi (gereklemi olduunu
dile getirerek) belirtmez. Anlatnn neredeyse gerek bir kendine saklama
igds vardr denilebilir nk, anlat, dile getirilen bir eylemin ierdii
olas iki sonutan, her zaman, yky "yeniden alevlendirecek" olan se
er. Sradan ama iin dorusu pek incelenmemi olan bu gereklii anm
132 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

satmak yararsz deildir, nk anlat sanat\ (bir kodun baarya ulama


s, uygulanmas) bu yapsal belirlemelere (anlat kiilerinden birinin deil
de yalnzca anlatnn "esenlii"ni dnen belirlemeler) genellikle ruhsal,
ahlaksal, tutkusal, vb. nedenlerin desteini (kantn) salamak demektir
kesinlikle. Anlatnn gerekte kendi yaamn srdrme yolunu setii
yerde, kendi yazgsn seiyormu gibi grnen, anlat kiisidir: Birinin
kendine saklama igds, brnn zgrl altnda gizlidir: Yani an
latnn dzen' (para dzeni kadar zorlaycdr) insann zgr iradesi d
zeyine ykselir. te btn bunlar, tutarl ve trde bir dizi iine karm
her anlat eylemine uygulamay nerdiim bu proairetizm teriminin ier
dii anlamlardr.
Bilinmesi gereken bir baka ey de bu dizilerin nasl oluturulabile
cei, bir eylemin u dizi iinde deil de bu dizi iinde yer aldna nasl
karar verileceidir. Gerekte, dizinin bu oluumu, adlandrlmasna sk s
kya baldr; buna karlk, bir dizinin zmlenmesi de, kendisi iin bu
lunmu adn almna baldr. Szgelimi gitmek, yolculuk etmek, var
mak, kalmak gibi deiik eylemlerin, genel Yolculuk ad altnda toplana
bileceini kendiliinden dndm iin, dizi kararllk kazanp belirgin
leir (teki dizilerle, teki adlarla kartlar). Buna karlk, belli bir pra
tik deneyimin beni 'etkilemesine bal olarak da Randevu terimi altnda
genellikle nermek, kabul etmek, onurlandrmak gibi bir dizi eylem yer
alr; ayrca bu Randevu terimini u ya da bu biimde metinden esinlene
rek verdiimden, bu terim iinde kesitin taslan zel olarak gzlemleye-
bilme hakkm vardr biraz. ok kark zellikli olduunu sylediimiz
metnin anlamsal yn iinden kesitleri ortaya karmak, eylemleri bir tr
ad altnda derleyip toparlamak demektir: Szgelimi Randevu, Yolculuk,
Gezinti, Cinayet, Karma, vb. Bu kesitleri zmlemekse, sz konusu
tr adnn bileenlerini ap sergilemek demektir. Bu basit adlardr-
ma'nn, gzlemlenecek olgunun oluturulmas iin yeterli bir lt olma
s, olduka nemsiz, zmlemecinin tamamyla znel keyfne braklm,
ksacas pek az "bilimsel" olan bir ilem olarak grlebilir. Byle bir i
lem, bir bakma, her dizi iin, "Ben sizi adlandrdm iin siz varsnz; si
zi byle adlandryorum nk keyfim yle istiyor" demek deil midir?
Bu soruya yle bir yant vermek gerekir: Anlatnn bilimi (eer byle bir
bilim varsa) kesin ya da deneysel bilimlerin ltlerine boyun eemez.
Anlat bir dil etkinliidir (anlamlama ya da simgeletirme etkinlii) ve dil- ,
le ilikili olarak, dile gre zmlenmelidir: Bu bakmdan, zmlemeci
iin adlandrmak, tpk geometrici iin lmek, kimyac iin tartmak, bi
yolog iin mikroskopla bakmak gibi usa yatkn ve nesnesiyle trde bir i
lemdir. Ayrca, kesit iin bulduumuz ve onu oluturan ad dizgesel bir ta
nktr, kendisi de dorudan doruya, dilin olutuu geni snflandrma et
E y le m D iz ile r i 133

kinliinden kaynaklanr. Herhangi bir diziyi Karma diye adlandryor-


sam, bunun nedeni, dilin kendisinin de baz eylemlerdeki eitlilii bir tek
kavram altnda snflandrp toplam olmas ve bana bu kavram aktarp
onun tutarl olduunu gstermesidir. Metin iindeki dank eylem para
cklarndan kalkarak oluturduum Karma kavram da, daha nce oku
mu olduum btn karmalara uygun der. Ad, daha nce yazm, da
ha nce okumu, daha nce yapm olma'nn kesin, rtlmez, bilimsel
bir olgu kadar salam bir izidir. Demek ki, ad bulmak, benim gelip geici
hevesime braklm, keyfe bal bir ilem deildir asla. Ad bulmak, kodu
oluturan u daha nceyi yakalamak, metin ile anlat dilini oluturan b
tn br anlatlar arasndaki balanty salamak demektir; nk dilbi
limsel ya da gstergebilimsel alma, dilin ncesi ile metnin imdisi ara
snda balant kuran gei 1 bulmaktan baka bir ey olamaz hibir za
man. Sonu olarak, zmlemeci, kesiti adlandrrken, okurun kendi yap
t almay daha zenli ve daha fazla dnlm bir biimde yeniden
gerekletirmekten baka bir ey yapmaz ve zmlemecinin "bilgililii"
bir okuma fenomenolojisi iine yerleir: Bir anlaty okumak, gerekten
de, onu, okumann ritmine uyarak yap paracklar biiminde dzenle
mek, gstergelerden oluan youn anlatm dizisini az ok "zetleyen" ad
lara doru ulamaya almak, tam yknn "tketilmekte" olduu srada
birtakm ad dzenlemelerine girimek, okunan eyin yeniliini, okumann
daha nceki geni kodundan kaynaklanan bildik adlarla srekli olarak da
ha allm, daha uysal klmaktr. Baz belirtiler, bende Cinayet adnn
ok abuk ortaya kmasna yol at iin, yky almlamam da gerek
ten b\t okuma zellii kazanr; bu almlama anlata! anlam deil de dil
sel anlam kavramam salayacak olan, tmcelerin basit alglanmas olay
deildir. Okumak, adlandrmak demektir (bu nedenle, en azndan baz
modern metinlere bakarak, unu bile syleyebiliriz: Okumak, yazmak de
mektir).
Btn eylem mantn kucaklama ve halta bu mantn da tek oldu
unu ileri srme savnda bulunmadan, birka proairetik kesiti, az sayda
yaln bantya indirgeyelim. Bylece, klasik anlatnn belli bir usul ile
yii konusunda ilk fikri edinmi oluruz.
1Ardk bant. Anlatda katksz bir artarda geli yoktur (belki
de anlatnn belirtisidir bu): Zamansa! olan hemen mantksal olanla dolar,
ardk olan da ayn anda vargsardr.3 Anlatda sonra gelen, nce ge
len tarafndan retilmi havas tar. Bununla birlikte, baz hareketlerin
ayrtrlmasnda, katksz zamansala yaklalr: Bir nesnenin, szgelimi
bir resmin alglanmasnda durum byledir (evreye bir gz atmak/nesneyi
fark etmek). Zaten, ender olarak rastlanan bu kesitlerin hafife mantksal
olan zellii, her enin sonuta, tpk bir dizideki gibi (bu da bir yap de
134 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

ildir) nce geleni yinelemekten baka bir i grmemesinden anlalr:


Bir ilk yerden kmak (szgelimi bir odadan)/b/> ikinci yerden kmak
(iinde bu odann da bulunduu binadan). Ama yine de mantksallk pek
uzakta deildir, bir ierme bantsyla kendini gsterir: "farketmek" iin
nce "grmek" gerekir. "Bir odaya girmek" iin nce "binaya girmek"
gerekir. Hele hareket bir geri dn ieriyorsa (Gezinti, Ak Gezintisi),
yap, yani gitmek ve geri dnmek yaps, bu durumda, yaln olduundan,
son derece nemsizdir. Anlatnn hemen tayclk grevini stlenecei
mantksal skandalin boyutlarn grebilmek iin, elerden birinin belirtil
memi olduunu dnmek yeterlidir: Dn olmayan yolculuk (szge
limi dizideki elerden birinin eksiklii), anlatlabilecek en anlaml olay
lardan biridir.
2. Vargsal bant. Birinin brn belirledii iki eylem arasnd
klasik bantdr bu (ama burada da, bir nceki bantyla bakml ve ona
kart olarak, ou kez, nedensel ba zamansallkla dolar). Vargsal ek
lemlenme kukusuz en zengin bantlardan biridir nk neredeyse anla
tnn "zgrl"n yklenir: Bir vargnn olumlu ya da olumsuz olmas,
yknn btn yazgsn deitirir.
3. steksel bant. Bir eylemin (szgelimi: giyinmek), gerekle
sinden hemen nce bu eylemle ilgili bir niyet ya da istek aklamasnda
bulunulur (giyinmek istemek, giyinmeye karar vermek). Burada da, eer
bir sonraki kesitte ortaya kan bir olay nceki kesitin mantksal oluumu
nu sarsarsa (bizim iin nemli olan bu olayn her zaman belirtilmi olma
sdr), bant burada da yolundan Sapabilir, istek gerekleme aamasna
ulamayabilir (giyinmek istemek ve bunu yapmamak).
4. Tepkisel bant. Bir eylemin (szgelimi: dokunmak) ardnd
yaratt tepki (barmak) gelir; bu, vargsal bant taslann bir eiti-
dir ama buradaki model daha belirgin biimde biyolojiktir.
5.Sresel bant. Sylem bir eylemin (ya da bir durumun) balad
n ya da srdn akladktan sonra, kesintiye uradn ya da durdu
unu belirtir: glmekten patlamak / glmeyi kesmek; gizlenmek / gizlendi
i yerden kmak; derin dnceye dalmak / derin dnceden uyanmak,
vb.. Burada da anlaml olan ey, yine, dizilerin sradanldr; nk, eer
anlat bir durumun ya da eylemin sonunu belirtmeyecek olursa, anlat a
sndan gerek bir skandal meydana gelir: Kesintinin belirtilmesi, anlat di
linin gerek bir zorunluu olarak belirir ya da sylem dzlemine aktarr
sak, Jakobson'un dil konusunda szn ettii zorunlu belirtmelerden biri
olarak grlr.
6.E eli bant. Bizim de yaptmz gibi ekirdek yaplarna in
dirgenmi az saydaki dizi szlkte var olan kartlklar yerine getirirler
yalnzca: sormak / yantlamak (ya da: kendine bir soru sormak / doru
E y le m D iz ile r i 135

lamak) iin durum byledir. KulCusuz iki e birbirine basit bir mantk
sal ierme bantsyla baldr (yant verilir nk soru sorulmutur) ama
buradaki yap, kart szck iftlerinde grlen biimsel bir btnley'-
ci'nin yapsdr.
Eylem dizilerinde elbette baka mantksal bantlar da vardr; te
yandan saptadmz alt bant da, kukusuz, daha da ze indirgenip da
ha da biimselletirilebilir. Ama zmleme iin nemli olan mantksal
bantnn z nitelii'nen ok onun belirtilmi olmasdr; anlat "okuna
maz" bir duruma gelse bile, bantnn iki esini belirtmek zorundadr.
Ama eer mantksal bant, dile getirili biiminden daha az belirginse,
bu durumda, anlatnn bavurduu mantk daha nce okumu olma'nn
mantndan baka bir ey deildir. ok eski bir kltrden gelen kalp d
nce (stereotip), anlat dnyasnn gerek nedenidir; bu anlat dnyas da
btnyle, deneyimin (pratikten ok kitaplara dayanan bir deneyim) oku
run belleinde brakt ve bu bellei oluturan izler zerinde kurulmu
tur. Bu nedenle, diyebiliriz ki, eksiksiz kesit, okura en gl mantksal ke
sinlii salayan, iinde btn okumalarn ve konumalarn hemen grl
d en "kltrl" kesittir. Balzac'n yksndeki Meslek (Kariyer) kesiti
de byle bir kesittir: Paris'e gitmek / byk bir ustann yanna girmek /
ustadan ayrlmak / bir dl kazanmak / byk bir eletirmen tarafndan
benimsenmek / talya'ya gitmek. Bu dizi kimbilir ka kez belleimize
kaydedilmitir? unu kabul etmek gerekir ki, anlat mant Arisloteles'i
olas'nn (bilimsel gerek deil de ortak dnce) gelitirilmesinden ba
ka bir ey deildir. Anlat konusunda alan ilk klasik kuramclarn, bu
mantn doru olduunu belirtmeye (birtakm zorunluklar ve estetik de
erler biiminde) altklarnda, yine Aristoteles'i bir kavram ileri sr
m olmalar da olaandr: Gereebenzerlik kavramdr bu.
imdi geriye, eylem dizilerinin metinde ne tr bir biimde ortaya
ktklarn sylemek kalyor.
1. Yukarda yaptmz zmleme birka mantksal ekirdee y
liktir ve dizilerin, tanmlar gerei, dizimsel bir dzenden kaynaklandkla
rn gsterse de, yine de ikili bir yap (dizisel yap) tadklar izlenimini
uyandrabilir. Ama bu zmleme asndan bir yanlsama olur. Eer dizi
nin lt olarak, adlandrlmaya yatkn olmasn (yani, kltr olarak ele
alacamz szlkten kaynaklanan genel bir terimle [tr ad] kuatlabil-
meye yatkn olmas) kabul edecek olursak, e says ok deiik dizilerin
var olacan da benimsemek gerekir. Eylem dizisi sradan, nemsiz bir
ilemi belirtirse, eleri de genellikle az saydadr; byk bir roman mo
deline (Ak Gezintisi, Cinayet, Karma, vb.) gnderdiindeyse durum
bunun tersidir. Hem zaten bu tr byk kesitlerde, farkl yaplar st ste
binebilir: Szgelimi, sylem "gerek" olaylarn belirtilmesiyle (kendi
136 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

mantksal-zamansal dizilii iinde) szbilimsel dzenleyicin (dispositio)


sradan elerini (bildirme, blmleri sunma, zet verme) birbirinin aras
na kartrabilir; bu durum da, dizinin dalmadan uzamasna yol aar.
Sylem birbirinden farkl temel elerden ikisini ya da n ortaya atp
her birini birok kez yineleyebilir (gsterenlerini deitirerek): Szgelimi
bir kii, belli bir duruma uygun olarak, umut edebilir / hayal krklna
urayabilir / bir eyi gidermeye alabilir, ama umut, hayal krkl ve
giderme birok kez belirtilebilir (kiinin dncelerinin ritmine uygun
olarak ve geriye dn teknii yardmyla). Ayrca, elerin yinelenmesi
nin (dizinin oalmasnn nedenidir) anlamsal bir deer tayabileceini
(yineleme olarak zel bir ierikle donanm olma) de unutmamak gerekir.
Szgelimi Tehlike ve Tehdit kesitlerinde durum byledir: Ayn enin
oalmasnn (bir tehlikeye atlmak, bir tehditle kar karya kalmak)
dramatik bir bask deeri vardr.
2. Yapsal anlat zmlemesi, genellikle, eylemleri (Propp bu
ilevler diye adlandrr) gerekletiren ya da etkilenen kiilere gre belir
lemeden nce snflandrmaz. Byle dnldnde, zmlemenin dizi
lerde hemen her zaman iki ya da kiinin rol oynadn belirtmesi gere
kir. Davranmak / tepki gstermek gibi bir dizide, kukusuz birbirinden
farkl iki etken kii vardr; ama bu, zmlemenin bir sonraki aamasnda
ele alnacak bir zelliktir. Yaln bir yaplandrma asndan (bizim de bu
rada yapmaya altmz zaten bu), eylemse! eyi, Jher trl kiisel
olaydan bamsz olan ve katksz kkanlamyla (semantem) kavranan
bir fiil olarak kabul etmek yerinde (ve kukusuz verimli) bir davran ola
caktr (zaten, baz fiillerin anlamsal yk, kendi iinde etken kiilerin iki
liini ierir: kavumak fiili byledir).
3. Bir dizi, biraz uzun olduunda, kendi genel gelimesi iine "alt
programlar (...)* olarak katlm ek diziler ierebilir. Anlatmak kesiti,
belli bir anda, Randevu (sorunu anlatmak iin randevu istemek) esini
ierebilir; bu e de iinde bir baka kesiti kucaklayabilir (bir randevu is
temek / bu istei kabul etmek / bu istei geri evirmek / bu istee sayg
gstermek / vb.) Eylem a, gerekten de, ilke bakmndan, duruma gre
glendirici ya da indirgeyici bir deitirim ilemiyle kurulur: Sylem ki
mi kez bir eyi ayrtrr ve bylece yeni bir eylem dizisi oluturur; ki
mi kez de birok ilemi bir tek szck altnda zetler. Bu deiebilme z
grl dilin bir zelliidir (bu zgrlk szgelimi sinema dilinde daha
fazla bir gzetim altndadr).
4. Bir dizi belli bir mantkszlk sergilediinde, o dizinin ussalln
yeniden kurmak iin, zmlemeyi ilerletip baz temel deitirimlere ba-
* R.Barthes burada ayra iinde "ali programlar'n (Fr. sous-programmes") sibernetikle
"briques" (Franszca'da) olarak adlandrlm olduunu da belirtir. (.N.)
E y le m D iz ile r i 137

vurmak yeterli olur ou kez. Anlatmak kesitinde, istenilen randevuyu


kabul etmek esi, sz konusu edilen sorunun size anlatlmasn kabul
etmek ile edeerlidir. Eer bir sorunun anlatlmas dzeni ile bu sorunun
yarataca etki (dinleyen kii stndeki etkisi) arasnda bir "boluk" orta
ya karsa, bu, anlatma eylemi, aka belirtilmeden, dorudan doruya
sorunun metni tarafndan ortaya konuyor demektir: Eksik olan e, bu du
rumda, btn sorunun kendisidir ve sorun bu haliyle szceyi aan trnak
iaretleriyle belirtilmitir.
5. Bu deitirimleri (aslnda bu "dzeltmeler"i demeliyiz) kural o
rak benimsemek gerekir nk, klasik anlatda, dizinin anlatlan olay ola
bildiince btnyle kucaklamak eiliminde olduu kuku gtrmez: Bu
tr anlatlarda, olay, olabilecek en ok saydaki belirlemelerle kuatmak
gibi bir anlata! taknak vardr. Szgelimi Anlatmak eyleminden nce, bu
eylemin koullar ile nedenleri ayn anda verilir; bylece olay (ya da dile
gelmesini salayan eylem ekirdei) daha nce gemi elerin anlatlma
syla srekli olarak uzatlr (bu srecin en belirgin rnei geriye-dn-
tr). Eylemse! bak asna gre, anlat sanatnn ilkesi (anlat sanatnn
tresel ilkeleri diyebiliriz) btnleme zelliidir: nk anlat sanatnda
btnlk'n gereklerini en iyi biimde yerine getirecek ve okuru "bolua
dme korkusu"ndan kurtaracak bir sylem retmek sz konusudur.
Anlatmann (yklemenin) belli bir dzeyine ilikin olarak yapt
mz ama daha birok dzeyini de ieren bu birka aklamann amac ak
seik olan gerekliklerin bir tr n dkmn vererek, kesin olan u soru
na ulamaktr: Bir anlaty "okunabilir" klan zellik nedir? Bir metnin
"okunabilirliinnin yapsal koullar nelerdir? Burada u ana kadar sapta
m olduklarmz "kukusuz doal" gibi grlebilir; ama eer anlatnn bu
koullar "doal" gibi grnyorsa, o zaman derinde gcl olarak anlat
nn bir "kar-doas" var demektir (baz modern metinler de bu kar-do-
ann yeni bir deneyimini oluturmaktadr kukusuz). Eylem dizilerinin
usulluunu belirlerken, anlatnn snrlar'ma yaklamaktayz; bu snrla
rn tesinde de yeni bir sanat, anlatnn kurallarn inemenin sanat ba
lar. Oysa, eylem dizileri, bir bakma, sz konusu okunabilirliin ayrcalk
l temsilcisidir: nk bir anlat bize kendi eylem dizilerindeki szde-
mantksallk sayesinde "normal" (okunabilir) grnr. Daha nce de be
lirttiimiz gibi, bu mantk deneyimse! (ampirik) bir mantktr, insan d
ncesinin bir "yaps"na balanamaz. Bu deneyimsel mantkta nemli
olan, anlatlan olaylar dizisi iinde mantksal ve zamansa! adan geri
dndrlemez bir sra'y salamasdr: Klasik anlatnn okunabilirliini
yaratan da geridndrlemezliktir. Bundan dolay, anlatnn, kendi genel
yaps iinde, geridndrlebilirlik almasn younlatrarak altst ol
duunu (modernletiini) grrz. En yetkin gredndrlebilir dzey de
138 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

simgeler dzeyidir (szgelimi d, mantksal-zamansal sralamadan kap


kurtulur). Balzac'n arada bir bavurduumuz metni, romantik bir yapt
olarak, tarihsel adan, eylemsel ile simgeselin kavak noktasnda yer alr:
Bu metin, klasik trden eylemlerin zorlayc geridndrlemezlii ile be
lirgin klnm yaln okunabilirlikten, zaman ve usuluu ykan simgesel
elerin dalma ve geridndrebilme glerine bal kalm karmak
(tehlikede) bir okunabilirlie geii temsil eder tam olarak.

1969, Patterns o f Literary Style'de, yaym


layan Joseph Strelka, The Pennsylvania
State University Press, 1971. (Franszca
olarak ilk kez L'aventure smiologique'ie.
Paris, Seuil, 1985 yaymlanmtr.)

Notlar
1. zellikle bkz.: A.J.Grcimas, "lments pour une thorie de l'interprtation du rcit
mythique", Communications, say 8, 1966, s.28-59 ["Points" dizisi, 1981; ve Du Sens,
Paris, Seuil, 1970]; CI.Bremond, "Le message narratif, Communications, say 4, 1964,
s.4-32 [Logique du rcit, Paris, Seuil, 1973); ve "La logique des possibles narratifs",
Communications, say 8, 1966, s. 60-76 ["Points" dizisi, 1981].
2. Sarrasinc'tn yapsal zmlemesinin yer ald bir kitapta. [S/Z, Paris, Seuil, 1970;
"Points" dizisi, 1976.]
3. Bkz. "Introduction l'analyse structurale des rcits", Communications, say 8, 1966.
(Bu yaznn Trke evirisi iin bkz. yukarda "Anlatlarn Yapsal zmlemesine Gi
ri" s. 83. . N.)
M etinsel zmleme*

Anlatnn yapsal zmlemesi gnmzde tam bir gelime iinde. Bu


alandaki btn aratrmalarn bir tek bilimsel kayna var: Gstergebilim
ya da anlamlamalar bilimi. Ama bu aratrmalar, gslergebilimin bilimsel
statsne, yani onun sylemine ynelttikleri eletirel bak alarna gre,
daha imdiden aralarnda ayrlklar gsteriyorlar (iyi ki de gsteriyorlar).
Bu yapc ayrlklar iki byk eilim altnda toplanabilir: Birinci eilime
gre, dnyadaki btn anlatlarn karsnda, zmleme, kukusuz biim
sel olan bir anlat rnekesi (anlat modeli) oluturmaya, anlatnn bir ya
psn ya da bir dilbilgisini kurmaya alr. Bunlardan kalkarak da (bulun
malarndan sonra elbette) her zel anlat sapmalara gre zmlenecektir.
kinci eilime gre, anlatnn dorudan doruya (en azndan elverdiinde)
"Metin" kavram altnda yer ald dnlr. Bir uzam, ileyi durumun
daki anlamlamalar sreci, tek szckle anlamllk (bu szc ilerde ye
niden ele alacaz) olan Metin, bitmi, sona erdirilmi bir rn olarak de
il de, oluum halinde bulunan, baka metinlerle, baka kodlarla "balan
tda olan" (metinleraras Uiki'A\\ bu), bylelikle de, topluma, Tarih'e, ge
rekirci yollarla deil de alntlama (adn anma, belirtme, zikretme, aktar
ma) yollaryla balanan bir retim olarak gzlemlenir. Demek ki, birbirle
rine kart olduklarn sylemeksizin, burada bir bakma yapsal zm
leme vemetinsel zmleme1ayrmn yapmak gerekir: Gerek anlamda
ki yapsal zmleme zellikle szl anlatya (mite) uygulanr; [...]** me
tinse! zmleme ise yalnz ve yalnz yazl anlatya uygulanr.
Bu yaz, R. Barlhes'n "Analyse textuelle d'un conte d'Edgar Poe" ("Edgar Poe'nun Bir
yksnn Metinsel zmlemesi") adyla yaymlad almadaki, kuramsal akla
malar ieren "Analyse textuelle" balkl giri blmnn evirisidir. Biz burada, R.
Barlhes'n, Poe'nun Franszca'ya evrilmi yksn zmlemesini, yani Franszca met
ne ynelik uygulama almasn deil de, metinsel zmleme ile ilgili grlerini ie
ren blm dilimize aktardk yalnzca. (.N.)
** R. Barthes burada "ilerdeki sayfalarda uygulamaya alacamz" diye yazyor. Biz
zmle blmn vermeyeceimiz iin bu tmceyi dipnotta belirtmeyi uygun grdk.
(N)
140 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

Metinsel zmleme, bir yaptn yapsn betimlemeye almaz; bu


rada bir yapy saptamak deil, ama daha ok metnin devingen bir yap
lanmasn (Tarih boyunca okurdan okura geen bir yaplanma) retmek,
yaptn anlaml kapsamnda, anlamll iinde kalmak sz konusudur.
Metinsel zmleme, metnin ne ile belirlendiini (yani bir nedensellie
bal olarak nasl btnletiini) renmeye deil de daha ok nasl para
lanp yayldn renmeye alr. Biz de burada bir anlat metnini, bir
anlaty ele alacaz ve onu gerektii kadar yava okuyacaz; ne kadar
gerekiyorsa o kadar sk durmaktan kanmayacaz (rahat alma, iimi
zin temel boyutudur); metnin btn anlamlarn deil de (btn anlamlar
deil, olanakszdr bu, nk metin sonsuza aktr: hibir okur, hibir z
ne, hibir bilim metni durduramaz) anlamlar olanakl klacak biimleri,
kodlar, kesin olmayan biimde saptamaya, snflandrmaya alacaz.
Anlamn yollar'n saptamaya alacaz. Amacmz metnin ne anlam
n, ne de bir anlamn bulmaktr. almamzn da, metni, iindeki, sakl
olduuna inand bir gereklie gre yorumlamaya alan yorumbilim-
sel trden bir yaznsal eletiriyle (szgelimi marksist eletiri ya da psika-
nalitik eletiride olduu gibi) hibir ilikisi yok. Bizim amacmz, metnin
oulluunu, anlamlln aklandn tasarlamak, hayal etmek, yaa
maktr. Bu almann beklentisi, metnin ne niversitede uygulanan bir bi
imde ele alnmasyla (aka yntemli olsa bile) snrldr (bu da zaten
hissedilmektedir) ne de genel olarak yaznla; insanlarla gstergeler arasn
daki atmaya katlm olan bir kuram, bir uygulamay, bir seimi ilgi
lendirir.
Bir anlatnn metinse! zmlemesine girimek iin belli sayda i
lemsel dzenlemelere uyacaz (yntemsel ilkelerden ok temel ileme
kurallarndan sz etmek gerekir burada; nyntem"in, ounlukla pozitivist
bir sonucu ilke olarak ortaya atmas lsnde, bu szc kullanmak
fazlasyla iddial, zellikle de ideolojik adan tartma konusu olacaktr).
Bu dzenlemeleri biz, ksaca aklayacamz drt aamaya indirgeyecek,
kuram dorudan doruya metnin zmlenmesi iinde kendi ileyiine
brakacaz. imdilik, setiimiz yknn zmlemesine bir an nce
balamak iin yalnzca gerekeni sylemekle yetineceiz.
1. ncelemek zere nerdiim metni birbirini izleyen ve genellik
ok ksa kesitlere (bir tmce, bir tmce paras, en fazla drt tmcelik
bir bek) ayracaz ve paralar l'den balayarak numaralayacaz (yak
lak 10 sayfa iin 150 kesit belirledik). Bu kesitler okuma birimleridir, bu
nedenle de ben okumabirimler2 (Fr. lexies) olarak adlandrlmalarn
nerdim. Bir okumabirim, bir metinsel gsterendir kukusuz; ama bizim
buradaki amacmz gsterenleri deil de (almamz biemle ilgili bir a
lma deildir) anlamlar gzlemlemek olduu iin, kesitlemenin kuramsal
M e tin s e l z m l e m e 141

olarak temellendinlmesi gerekmez (dil'de deil de sylem'de olduu


muzdan gsteren ile gsterilen arasnda kolayca farkedilebilecek bir ilev-
delik bulunmas beklenmemelidir: Birinin brne nasl denk dtn
bilmiyoruz, dolaysyla da, gstereni kesitlemeyi, gsterilenin gizli kesit-
lemesinden yararlanmadan kabul etmemiz gerekir). Ksacas, anlatsal
metnin, okumabirimlere ayrlmas tam anlamyla deneyimseldir, rahat a
lma kaygsyla benimsenmitir: Okumabirim keyfi bir rndr, iinde
anlamlarn dalmnn gzlemlendii bir kesittir yalnzca; cerrahlarn
ameliyat alan (mdahale alan) olarak adlandracaklar eydir. Yararl
okumabirim ancak bir, iki ya da anlamn (metin parasnn oylum'u
iinde st ste binmi olarak) getii okumabirimdir.
2. Her okumabirim iin, burada yaratlm olan anlamlar gzlemle
yeceiz. Anlam szcnden, szln ve dilbilgisinin, ksacas Fransz
ca bilgisinin aklamaya yeterli olaca szckler ya da szck bekleri
nin anlamn anlamyoruz kukusuz. Okumabirimin yananlamlar'ndan
da, ikincil anlamlar anlyoruz. Bu yananlamlar, armlar olabilir (sz
gelimi, bir kiinin, birok tmceye yaylm fiziksel betimlemesinin ancak
bir tek yananlam gsterileni bulunabilir, bu da her ne kadar szck dzan-
lam boyutunda belirmemi olsa da, sz konusu kiinin "sinirlilii"ni belir
tebilir). Bu yananlamlar ilikiler de olabilir, metnin kimi zaman birbirin
den olduka uzak iki yerinin birbiriyle bantya girmesinden doabilir
(belli bir yerde balayan bir eylem ok daha ilerdeki baka bir yerde ta
mamlanabilir, bitebilir). Bizim okumabirimlerimiz, szck yerindeyse,
olabildiince ince elekler olacaktr, bunlar sayesinde anlamlarn "kayma
n karacaz", yananlamlar elde edeceiz.
3. zmlememiz yava yava ilerleyerek geliecek: Metni boydan
boya, adm adm aacaz; en azndan ilkece byle olacak; nk yer so
runu nedeniyle burada ancak iki zmleme parasn verebileceiz. Yani
metnin retorikle ilgili byk ynlarn ortaya karmay amalamayaca
z; metnin bir plann oluturmayacaz ve tematiini aratrmayacaz;
ksacas, metnin bir aklama'sini (Fr. explication) yapmayacaz; ama
Franszca'daki "explication"* szcnn kken anlamna bal kalarak,
diyebiliriz ki, metni ama, metnin katlarn ama anlamnda bir alma
yapacaz. zmlememizi okuma'nn akna brakacaz, yalnz bu
okuma, bir bakma ar ekim bir film gibi olacak. Byle bir alma bi
imi kuramsal olarak nemlidir: Bizim, metnin yapsn yeniden olutur
may deil de yaplanmasn izlemeyi amaladmz ve okumann yap
lanmasnn, "kompozisyon"un (retorikle ilgili ve klasik nitelikli kavram)
yaplanmasndan daha nemli olduunu kabul ettiimiz anlamna gelir.
* Franszca'daki "explication" szcnn kkeni, Latinceplicarefen (katlamak) retil
mi Latinceezpticare (katlanm olan amak) fiiline dayanr. (.N.)
142 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

4. Son olarak eer yaptmz saptamalarda anlamlar "unuttuum


olursa, bununla pek yle ar derecede ilgilenmeyeceiz. Anlamlarn unu
tulmas, bir bakma okumann bir parasdr: Bizim iin nemli olan, an
lamlarn kalklar'n gstermektir, varlar'n deil. (Aslnda anlam kal
ktan baka bir ey midir ki?) Metni temellendiren ey, kapal, hesaplana
bilecek bir i yap deildir ama, metnin baka metinlere, baka kodlara,
baka gstergelere alma noktas'dr; metni yapan ey, metinleraras ili
kidir. Bu alandaki aratrmalarn, ok uzun sredir elikili olarak grnen
iki kavramn (yap kavram ve sonsuz fetim ekirdei kavram) birleme
sine yava yava almas gerektiini, br bilimler araclyla sezmeye
balyoruz. leri srlen bu iki postulat artk uzlatrmamz gerekmekte
dir, nk daha iyi tanmaya baladmz dil, ayn zamanda hem sonsuz
dur hem de yapldr.
Bu uyarlarn, metinsel zmlemeye balamak iin yeterli olacan
sanyorum (kendimizi her zaman iin metnin sabrszlna brakmak, in
celemenin buyruklar ne olursa olsun, yasamzn metnin verdii haz oldu
unu unutmamak gerekir). Setiimiz metin, Edgar Poe'nun, Franszca'ya
Baudelaire evirisiyle aktarlan ksa bir anlatsdr: La Vrit sur le cas de
M. Valdemar? Bu metni semem en azndan bilinli olarak yaptm
sanyorum bu seimi, ama belki de gerekte seimi yapan bilindmd
retici amal iki dnceden kaynaklanyordu: Anlam belirtme yzeyine
(okumabirimler dizisi) tmyle egemen olabilmek iin bana ok ksa ve
simgesel adan ok youn bir metin gerekliydi, yle ki zmlenen me
tin, her trl zel durumun tesinde, bizi srekli olarak etkilemeliydi:
"Konusu" lm olduu aka belirtilen bir metinden kim etkilenmez ki?
unu da eklemeliyim ak yreklilikle: Bir metnin anlamlln
zmlerken, baz sorunlar ele almaktan isteyerek kanacaz; yazardan,
Edgar Poe'dan sz etmeyeceiz, bal olduu yazn tarihinden de sz et
meyeceiz; almann bir eviri stnde yaplmas gereini de gz n
ne almayacaz: Metni olduu gibi, okuduumuz gibi ele alacaz. Byle
bir metnin bir Fakltede, Fransz dili ve yazn uzmanlarndan ya da felse
fecilerden ok ngiliz dili ve yazn uzmanlarna seslenip seslenmediiyle
de ilgilenmeyeceiz. Bu durum sz konusu sorunlarn zmlememizde
zorunlu olarak gemeyecei anlamna gelmez; tersine, szcn gerek
anlamyla geeceklerdir bunlar: zmleme metnin batan baa geil-
mesi'ir, bu sorunlar, belirleyici zellikler olarak deil de kltr alntlar,
kodlarn hareket noktalar olarak saptanabilir.
Belki de bir yakarma, bir kurtulu olabilecek son bir sz sylemek is
liyorum: zmleyeceimiz metin ne iirseldir, ne siyasal, aktan da sz
etmez, toplumdan da, ama lmden sz eder. Bu da zel bir yasaklamay
(sansr), uursuz ve lmcl olan ile ilgili bir yasaklamay kaldrmamz
M e tin s e l z m le m e 143

gerektirecektir. Biz bunu, her yasaklamann bakalar iin de geerli oldu


una inanarak yapacaz: lmden, her trl dinin erevesi dna ka
rak sz etmek, hem dinsel yasa hem de aklc yasa kaldrmak demek
tir.
(...)
Smiotique narrative et textuelle'de, sunan
Claude Chabrol, Paris, Larousse, 1973.

Notlar
1. Btn bir anlatnn metinsel zmlemesine SIZ (Paris, Seuil, 1970 ["Points dizisi,
1976]) balkl kitabmda girilim (yer darl nedeniyle burada byle bir ey yazmak sz
konusu deil).
2. Okumabirim kavramnn daha youn bir incelemesi ve ilerde yer alacak ilemsel dzen
lemeler iin S/Ze (a.g.y.) gnderme yapmak zorundaym.
3. Histoires extraordinaires, Franszca'ya eviren: Ch. Baudelaire, Paris, NRF; Livre de
poche, 1969, s. 329-345.
II

Alanlar
Saussure, Gsterge, Demokrasi*

Halk dili ve hatta Rousseau "trayait" (ilgili adlla birlikte kullanlrsa "sa
yordu, saard") yerine "traisait" der: Yani "traire" ("samak") fiili, im
diki zaman hikyesi "plaisait" (ilgili adlla birlikte kullanlrsa "hoa gidi
yordu, hoa giderdi") olan "plaire" ("hoa gitmek") fiili rnek alnarak e
kilmitir. Bu, Saussure'n rnekseme (Fr. analogie) diye adlandrd
drt eli bir orantdr. (Analoga [Yun. ve Lat. szck] gerekten de
oran, orant demektir ama biz bugn daha ok bir ilevdelik\en*** sz
ederiz.)
Saussure, rneksemenin, dilin temel igc, varl olduunu d
nr: "rneksemenin ilevi ok byktr"; "rneksemenin ilkesi, aslnda,
dilin dzeneiyle zdetir." Bu stn olma durumunu, Saussure cokulu
bir biimde dile getirmitir: Gerekten de rneksemeyi anlatrken gten,
erdemden, bilgelikten sz eder; rneksemeyi yaratc, demiurgos nitelikli
bir ilke dzeyine ykseltir ve bylece zamanndaki dilsel aama srasn
yeniden biimlendirir. rneksemeli olgularn ok sayda olmasnn, ses
deiikliklerinden (nceki dilbilimin dnp dolap stnde durduu ko
nudur bu) daha nemli olduunu dnr Saussure. Ona gre, birka yz
yllk evrim sreci iinde, dildeki eler varlklarn korumu, yalnzca
dalmlar farkllamtr. Saussure, dilin direncini, deimezliini, kimli
ini yceltir (her zaman artsremlilii esremlilik iinde eritmeye ynel
mitir) ve yine ona gre bu srekliliin nedeni de rneksemedir: "rnek
seme son derece tutucu, eskiyi koruyucudur"; "rneksemenin getirdii
yenilikler gerek olmaktan ok grntedir. Dil kendi kumandan yapl
m yamalarla kapl bir giysidir": "Franszca'nn bete drd Hint-Avrupa
kkenlidir." rnekseme dilin iine bir sonsuzluk getirir.

* Franszca's: "Saussure, le signe, la dmocratie. (.N.)


** Franszca homologie karlnda kullandmz ilevdelik iin trdelik ve benzeik-
lik de denilebilir. (.N.)
148 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

rneksemenin bu cokulu yceltilii, derinde, genetizme kar byk


bir dmanln yattn gsterir. Saussure ile birlikte, bilimkuramsal bir
deiiklik olmu, rnekseme evrimciliin yerini, yknme de tretmenin
yerini alm ve artk yle denmeye balanmtr: Siz de herkes gibi "ma
gasinier" nin ("ambarc") "magasin"den ("ambar", "dkkn", "maaza")
geldiini sylemeyin de "magasin/magasinier"nin, "prison/prisonnier"
("tutukevi/tutuklu") rneine gre oluturulduunu syleyin. Yine, kken
biliminin konusunun gncel bir biimden, balangtaki ilk biime "uzan
mak" olduunu sylemeyin; szc, zamann bu onun elimsiz gc
dr topolojik olarak bozmaktan baka birey yapamad bir komu
eler dzeni iine, bir bantlar a iine yerletirmekle yetininiz.
Byle bir anlayn ideolojisini sezinlemek kolaydr (gerekten de
ou kez hibir ey dilbilim kadar dorudan doruya ideolojik deildir).
Bir yandan, rneksemenin yceltilmesi, kurallar, zamannda, Tarde (ku
kusuz Saussure, Tarde' Durkheim'den daha ok okumutur) tarafndan
belirlenmi olan ve kitle toplumunun ilk dnemiyle ok iyi anlaan y-
knme'nin toplumbilimine balanr. Kltr dzeni asndan, zellikle de
giysi kltr dzeni bakmndan, orta snflar burjuva deerlerine ykne
rek, bunlar kendilerine mal etmeye balarlar. Srekli olarak yetiilen bir
yenilenmeye lgnca yknme olan Moda, bu toplumsal yknmenin en
byk baarsdr (bu yknme, burjuvaziyi Moda dnda yaln ama g
lkle ulalabilen bir "sekinlik" iinde kendini gstermeye zorlar). Saus
sure, Spencer'den Mallarm'ye kadar birok ada gibi Moda'nn tad
nemden etkilenmi, bunu birletirici g* olarak adlandrmtr. te
yandan, Saussure, dili lmszletirerek Kken'i bir bakma kendi alann
dan kovar (kkenbilime kar duyduu ilgisizlik de buradan kaynaklanr).
Saussure, dili bir soy zinciri iinde ele almaz, dilde kalt sorununa deer
vermez; bilimsel yntem aklayc (soy zincirini izleyen, nedeni ve nce
lii aratran) olmay brakarak betimleyici olur: Szcn uzam artk
yukar (ncekiler) ya da aa (sonrakiler) uzanan bir soy zincirinin uzam
deil, yanal ilikilerin uzamdr; dilin eleri dilin bireyleri artk bir
birlerinin ocuklar, torunlar deil, birbirlerinin hemerileridir. Dil, kendi
evrimi iinde bile, bir senyrlk deil bir demokrasidir: Szcklerin hak
lar ve grevleri (szcklerin anlamlarn da sonuta bunlar oluturur), eit
bireylerin birlikte var olmas, birlikte yaamasyla snrlanmtr.1
* R. Barthes, F.de Saussure'n burada inter-corse szcn kullandn belirtir. Ger
ekten de F.de Saussure ngilizce kkenli intercourse ("toplumsal ilikiler", "fikir alve
rii", vb.) szcn kullanr ve buna dar anlay'n ("esprit de clocher") ya da ayrlk
g'n ("force pariiculariste") kart olarak birletirici g ("force unifiante","principe
unifiant") anlamn verir. (Bkz. F.de Saussure, Cours de linguistique gnrale, Tullio de
Mauro'nun hazrlad eletirili basm, Paris, Payot, 1972, s.281-282; ve Dizin blm
s.499-500.) [.N.]
S a u s s u r e , G s te r g e , D e m o k r a s i 149

rnekseme ilkesi, Saussure'de son derece gl olmakla birlikte, bir


nedene dayanr: Gstergenin statsnden kaynaklanr. Dilde, gsterge
"keyfi" dir, gsteren ile gsterilen arasnda hibir doal ba yoktur ve bu
keyfiliin dengeleyici bir gle giderilmesi gerekir: Bu da meksemedir.
nk gsterge doal olarak "ayakta duramaz" (anlamsal dikeyi ii aldat
cdr), var olabilmek iin evresindekilere dayanmas gerekir. Komuluk
(hemerilik) bantlar anlam bantlarnn yerini alacak ve belirsiz oldu
u iin tkenen doann yerine de szleme geecektir. Burada, Saussu-
re'n izledii, kk bir bilimsel dram grnm alan yolu anmsayalm:
Saussure, bir dilbilimci olarak, kendi deer kuramn aydnlatmay baar
mazdan nce, anlam(lama) sorunuyla ilgili boluklardan ok ekmi gibi
grnyor.
Saussure, gstergeleri, blnmsek bana kalm ve kapal bireyler
biiminde grr; gerek monatlardr ona gre gstergeler. Her biri de ken
di alan kendi varl iinde bir gsteren ve bir gsterileni kuatr:
Anlamdr bu. Byle olunca da iki engel kar ortaya. Bir yanda yle bir
durum vardr: Eer dil, yalnzca monatlar stnde eklemlenmi olsayd,
l gstergeler topluluundan, bir adlar dizininden baka bir ey olmaya
cakt hi kuku yok ki, dil byle bir ey deildir. te yandan eer anla
m, dikey ve bir gsteren ile bir gsterileni ieren bir bantya indirgeye
cek olursak, byle bir bant doal olmad iin, dilin deimezliini an
layamayz: "Bir dil [eer bir monatlar dizisinden baka bir ey deilse]
gsteren ve gsterilen bantsn her an yerinden oynatan etkenlere kar
kendini savunmada kesin olarak gsz kalr. Bu, gstergenin keyfiliinin
yaratt sonulardan biridir". Demek ki, eer anlam ile yetinecek olsay
dk, Zaman, lm srekli olarak dili tehdit edeceklerdi. Bu tehlike ise,
Saussure'n de bir trl kendine teselli bulamam gibi grnd bir e
it lk Hata'nn rndr, yani gstergenin keyfiliidir. Bir gstergenin
hibir insan szlemesinin, hibir toplumsalln yardm olmadan, sonsu
za kadar kendi gsterileni iin geerli olaca, cretin emein "tam bede
li olaca, kat parann da sonsuza dek altna evrilebilecek deerde ola
ca bir a, bir dzen, bir dnya, bir dil ne kadar gzel olurdu! Burada
dei-toku stne genel bir dnme biimi sz konusudur: Saussure'e
gre, Anlam, Emek ve Altn, Ses'in, cret'in ve Kat Para'nn gsterilen
leridir: Gsterilenin Zenginlii*1. te bu, btn Yorumbilimlerin, yani
anlam stnde duran gstergebilimlerin haykrdr: Bunlara gre, iyi bir
mali dzende altnn paray temellendirmesi gibi, gsterilen de gstereni
temellendirir. Bu da tamamiyle De Gaulle'c bir anlaytr: Altn stan
dardn koruyalm ve Ak olunuz generalin iki parolasyd.
* Bu deyii, Franszca L 'Or du Signifi (Gsterilenin Altn Deeri) karlnda kullanyo
ruz. (.N.)
150 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

Saussure'n kk dram, o muhteem tutucularn tersine, Gster-


ge'ye de Altn'a da gven duymamasaydc'O, kat parann altn'a, gstere
nin gsterilene balanmas olaynn deiken, geici olduunu ok iyi g
ryordu. Hibir ey byle bir olay kesin olarak salayamazd nk bu
olay zamann, Tarih'in deikenlikleriyle kar karyayd. Saussure, kendi
anlam kavram erevesi iinde, aslnda, gnmzdeki u para krizi nok
tasna ulamt: Altn ve onun yapay karl olan dolar kmekte ve pa
ralarn doal bir l, standart gz nnde bulundurulmadan kendi arala
rnda birbirini tutaca bir sistem (dizge) dlenmektedir. Demek ki, so
nu olarak Saussure "Avrupal" dr.
Bu dayanak dizgesini, sonunda, Avrupa'daki gnmz siyaset bilim
cilerinden daha ansl olan Saussure bulmutur. Tmcenin, sz zinciri bo
yunca, kendi stlerine kapal gstergelerin basite yan yana gelmesinden
farkl bir biimde altn ve dilin "tutmas" iin, baka eyin gerektii
ni saptayan Saussure deer kavramn bulmu ve bylece anlam kmazn
dan kurtulabilmitir: Gsterilen (altn) ile olan bant belirsiz, dayanksz
olduundan, dizgenin (dil ve para ile ilgili) btn, gstergelerin (parala
rn) kendi aralarndaki tutumlaryla dengelenir.
Nedir deer? Anmsatmaya gerek yok, Saussure'n Dersler 1 bu ba
kmdan ak seiktir. Biz burada yalnzca dilbilim elkitaplarndakinden
(sheep/mutton)* farkl bir rnek vereceiz: Cenevre niversitesi'nin tu
valetlerinde son derece tuhaf (son derece resmi olmasna karn) bir yazy
la karlalr: Tuvaletlerdeki iki kapdan birinin ( bu kaplarn zorunlu iki
likleri genellikle cinsiyet farkn gsterir) zerinde "Baylar brndeyse
"Hocalar diye yazldr. Katksz bir anlam belirtme olayna indirgendi
inde, buradaki yazlarn hibir anlam yoktur: Hocalar da "baylar" deil
midir? Tuhaf olduu kadar ahlaksal nitelik de ieren kartlk, deer dz
leminde aklanabilir: Burada yalnzca kalntlarn okuyabildiimiz iki
dizi (paradigma) atmaya girer: baylar/ bayanlar// hocalar/ renciler.
Dilin ileyii alannda, duyarl, simgesel ve toplumsal yk, burada da
retim ve cinsiyetle ilgili ayrmn ykn elinde tutan deerdir (anlam be
lirtme deil).
Saussure'n giriiminde, deer, dilin srekliliini kurtarma ve itiba
ri kayg diye adlandrlmas gereken eyi ama olana veren u kurtarc
kavramdr.Saussure'n dil konusundaki anlay Valery'ninkine ok yakla
r ya da Valery'ninki onunkine: Bu nemli deil nk birbirleri hakkn

* ngilizce szckler: sheep (koyun) ve mutton (koyun eli, hazrlanarak sofraya getirilen
koyun eti). F. de Saussure Genel Dilbilim Dersleri'nde, daha sonra da R. Barthes Gs-
tergebiiim lkeleri'nde, deer kavramn aklamak iin bu ngilizce szcklerin tadk
lar anlamlardan yararlanmtr. (.N.)
S a u s s u r e , G s te r g e , D e m o k r a s i 151

da hi bilgileri yoktu. Valry iin de ticaret, dil, para ve hukuk ayn d


zenle, karlkl olma dzeniyle tanmlanr: Toplumsal bir szleme olma
dan varlklarn srdremezler nk yalnzca szleme l hatasn d
zeltebilir. Dilde de, bu hata, Saussuren (Valry daha kaygldr bu konu
da) kafasna bir saplant olarak girmitir: Gstergenin keyfilii dile her an
Zaman, lm, Anari'yi sokma tehlikesini yaratmaz m? te, dil iin,
onun gerisinde de toplum iin bir kurallar dizgesi ortaya koyma gereklilii
de buradan doar; yaamsal bir gerekliliktir bu, her ikisinin de lmsz
olmalarna baldr: ktisadi, demokratik ve yapsal kurallardr (rnekse-
me ve deerle ilgili) bunlar ve sz konusu dizgelerin her birinin bir oyuna
benzemesini salarlar ( satran oyunu, Saussurec dilbilimin temel ereti
lemesidir). Dil, iktisadi sisteme, ancak bu sistem altn standardn brakt
an, siyasal sisteme de, toplum, hkmdar ile uyruklar arasndaki doal
(ncesiz ve sonrasz) ilikiden yurttalarn kendi aralarndaki toplumsal
szlemeye getii an yaklar. Saussure'c dilbilimin modeli demokrasi
dir. Ama Avrupa'nn en eski demokrasilerinden birinden gelen, bal ol
duu bu ulus iinde de Rousseau'nun kentinden olan ve Cenevre'nin
nemli kiilerinden biri saylan Saussure'n yaam yksnn durumuna
bakp da bir sonu karmayalm. Yalnzca, bilimkramsal dzeyde, top
lumsal szleme ile dilsel deimeyi balayan tartmasz benzeiklii, i-
levdelii dikkate alalm.
Bilindii gibi Saussure'n bir baka yan daha vardr, o da Ana-
grammes' (evriklemeler) yazm olmasdr. Saussure bu yanyla, mo
dernlii, daha o zamanlar eski dizelerin ses ve anlam kaynamas iinde
duymutur. Yani szleme de, aklk da, rnekseme de, deer de sz ko
nusu deildir artk: Gsterilenin zenginliinin yerini, artk parasal deil de
iirsel bir cevher olan gsterenin ^enginliini alr. Bu dinleyi'in Saussu-
re' ne kadar lgna dndrd bilinmektedir: Gerekten de Saussure
yaamn, yitirilmi gsterilenin kaygs ile katksz gsterenin rktc
dn arasnda geirmi gibi grnmektedir.

Le Discours social,
say 3-4, Nisan 1973,
"Socialit de 1' criture".

Notlar
1. Bilindii gibi Chmsky, bir baka ilke adna, yani yaratclk ilkesi adna Saussure'n r
nekseme ilkesine kar kar. Bu da yeni bir ideolojik seim demektir. Chomsky'ye gre,
insan hayvandan ve makineden ayrt elmek nemlidir; bu ayrma bitimlerde olduu gibi
ynetimde de uymak gerekir. Chomsky'ci dilbilim ile Chomsky'nin otoriter, teknokrat ve
sava devlete kar koyan tutumunu birlikte temellendiren akm da buradan kaynaklan
makladr.
Anlamn Mutfa*

Bir giysi, bir otomobil, hazrlanm bir yemek, bir el-kol-ba hareketi, bir
film, bir mzik, bir reklam grnts, bir deme takm, bir gazete bal
: te grnte birbirinden iyice farkl nesneler.
Ortak yanlar ne olabilir bunlarn? En azndan u olabilir: Hepsi birer
gstergedir. Sokakta dolarken ya da yaamm srdrrken bu nes
nelere rastladmda, gerektiinde hi de farknda olmadan, her birine ay
n etkinlikle yaklarm. Belli bir okuma etkinliidir bu: Modern insan,
kentlerin insan yaamn okumakla geirir. ncelikle ve de zellikle g
rntleri, el-kol-ba hareketlerini, davranlar okur: u otomobil bana sa
hibinin toplumsal statsn, u giysi bana amaz biimde onu giyenin
konformizm ya da eksantriklik derecesini, u apritif (viski, perno** ya da
beyaz arap ile frenk zm likr karm) de konuumun yaam tarzn
belirtir. Yazl bir metin sz konusu olduunda bile, bize srekli olarak,
birinci bildirinin satr aralarndan ikinci bir bildiriyi okuma olana sunul
mutur. Byk balk olarak atlm Paul VI korkuyor tmcesini okudu
umda bu ayn zamanda "eer devamn okursanz, nedenini de renebi
lirsiniz" demektir.
Btn bu "okumalar" yaammzda ylesine nemlidir, toplumsal,
ahlaksal, ideolojik adan ylesine deerler ierir ki, zorunlu olarak siste
matik bir dnce tarafndan stlenilmeye almalar gerekir: En azndan
imdilik gstergebilim (Fr. smiologie) diye adlandrdmz da ite bu
dncedir: Toplumsal bildirilerin mi? Kltrel bildirilerin mi? kincil
bilgilerin mi bilimidir bu? Ya da grkemli kilise treninden Beatles'la-
nn sa biimine,.gece giyilen pijamadan uluslararas siyaset atmalarna
kadar dnyada "tiyatro" olan her eyin kavranmas mdr? Tanmlardaki
eitliliin ya da kararszln pek nemi yok imdilik.
* Franszca's: "La cuisine du sens. (.N.)
** Franszca yazl pernod. (.N.)
154 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

nemli olan, grnte dzensiz durumdaki ok byk olaylar kt


lesini bir snflandrma ilkesi altnda toplayabilmektir; bu ilkeyi salaya
cak olan da anlamlamadr. eitli belirlemelerin (iktisadi, tarihsel, ruhsal)
yan sra, bundan byle, olgunun yeni bir nitelii ngrlmelidir: Anlam
dr bu.
Dnya gstergelerle doludur, ama bu gstergelerin hepsi alfabenin
harfleriyle, ulam kodundaki iaret levhalaryla ya da askeri niformalar
la ayn yalnlk iinde olamaz: Sonsuz kez daha girift, daha karmak
olanlar vardr. ou zaman biz onlar "doal" bilgiler olarak kabul ede
riz. "Kongolu ayaklanmaclarn ellerinde ek yapm bir makineli tfek
bulundu" dendiinde ortada tartlmaz bir bilgi vardr. Ama hkmet
yanllarnn kullandklar Amerikan silahlarnn saysn da ayn anda
anmsamadmzda, sz konusu bilgi ikincil bir gsterge olur, siyasal ni
telikli bir seme'nin sz konusu olduunu gsterir. Dnyadaki gsterge
leri zmek, nesnelerin belli bir saflyla mcadele etmek demektir, her
zaman. Bizler hepimiz Franszca'y ylesine "doal olarak" anlarz ki,
Fransz dilinin ok fazla karmak, gsterge ve kural bakmndan ok az
"doal" bir dizge olduu hibir zaman aklmza gelmez. Ayn biimde,
bildirilerin ieriine deil de yapllarna uyum salayabilmesi iin gz
lemin srekli bir sarsnt geirmesi gerekir: Ksacas gstergebilimci, tpk
dilbilimci gibi "anlamn mutfa" na girmelidir.
Bu da ok byk bir giriimdir. Neden mi? nk bir anlam hibir
zaman tek bana ele alnp zmlenemez. Blucin'in belli bir genlik k
lnn gstergesi olduunu, ya da lks bir dergide fotoraf yaymlanm
sebzeli sr eti halamasnn olduka abartmal bir krsalIn gstergesi
olduunu ortaya koyarsam ve hatta bir szln stunlarna benzer gs
terge dizgeleri oluturmak amacyla bu edeerlilikleri oaltrsam, hibir
ey kefetmi olmam. Gstergeler ayrmlardan oluur.
Gstergebilimsel tasarnn balangcnda, temel abann, Saussure'n
belirttii gibi, toplum iindeki gstergelerin yaamn incelemek ve dola
ysyla nesnelerin ( giysiler, yiyecekler, grntler, toplumsal kural ve
alkanlklar, protokoller, mzikler, vb.) anlamsal dizgelerini yeniden
oluturmak olduu dnlmt. Bu yaplmas gereken bir eydi. Ama
zaten ok byk olan bu tasar iinde ilerlerken, gstergebilim yeni aba
lara girmek durumunda kald. Szgelimi, herhangi bir bildirinin "yan an
lam" diye adlandrlan ikincil, belirsiz, genellikle ideolojik bir anlamla
dolmasn salayan gizemli ilemi incelemeye giriti: "Bombay'da ne lk
s ne de kendinden son derece emin olmay dlayan bir coku havas ege
men" gibi bir balk okursam, kukusuz karisti Kongresi'nin atmosferi
stne szcn gerek anlamyla bir bilgi edinirim; ama ayn zamanda
olumsuzluklarn ince bir dengesiyle kurulmu olan ve beni bir eit den
A n l a m n M u tf a 155

geleyici bir dnya grne ileten belli bir tmce kalbn da alglam
olurum. Bunlar deimez olgulardr; dilbilimin btn kaynaklarndan ya
rarlanlarak imdiden geni apta incelenmeleri gerekir.
Eer gstergebilimin abalar aralksz olarak byyorsa, bu, gerek
te, dnyadaki anlamlamann nemini ve yaylmn daha iyi fark ediyoruz
demektir. Anlamlama artk modern dnyann dnme biimi durumuna
gelmektedir; bu biraz da, "olay'n, daha nceleri pozitif bilimin dnce
birimini oluturmu olmas gibi bir eydir.

Le Nouvel Observateur,
10 Aralk 1964.
Reklam Bildirisi*

Her reklam bir bildiridir: Gerekten de reklamn bir k kayna (piyasa


ya srlen ve vlen rnn ait olduu firma), bir al noktas (halk) ve
bir aktarm kanal (yani reklam iletme arac denilen ey) vardr. Bildirile
rin bilimi gnmzde gndemde olduuna gre, reklam bildirisine, bize
ok yeni olarak dilbilimden gelen zmleme yntemini uygulamaya al
abiliriz. Bunun iin, incelemek istediimiz nesneye ikin bir konumu be
nimsemek, yani bildirinin karlmas ya da alnmasyla ilgili her eit
gzlemi isteyerek bir yana brakmak ve dorudan doruya bildirinin dze
yine yerlemek gerekir: Bir reklam metni, anlamsal adan, yani bildiriim
asndan nasl olumutur (bu soru, grnt iin de geerlidir ama o za
man zm ok daha gtr)?
Her bildirinin, bir anlatm ya da gsteren dzlemi ile bir ierik ya da
gsterilen dzleminin birleiminden olutuunu bilmekteyiz. Bir reklam
tmcesini inceleyecek olursak (zmleme daha uzun metinler iin de ay
n kalacaktr), byle bir tmcenin gerekte iki bildiri ierdiini ve reklam
dilini kendi zellii iinde oluturann da bu st ste ylma olduunu
hemen anlarz. te biz de, burada, yalnlklar nedeniyle rnek olarak ele
aldmz u iki reklam slogan konusunda bu zellii saptamaya alaca
z: Cuisinez d'or avec Astra (Astra ile Altn [Gibi] Piiriniz) ve Une
glace Gervais et fondre de plaisir ( Bir Gervais Dondurmas ve Zevkten
Erimek)**.
Birinci bildiri (bu bir rastlantsal zmleme srasdr), tmcenin, ta
d reklam amacndan tam olarak soyutlanp szcklere sk skya ba
l kalnarak kavranmasyla (byle birey sz konusu olabilseydi eer) olu-

* Franszca's: "Le message publicilaire". (.N.)


* Bu iki reklam slogannn Franszca'da ne anlamlara geldiini R. Barlhes ilerde aklyor.
Biz burada, sz konusu sloganlarn szc szcne evirisini vermekle yetiniyoruz.
(.N.)
158 G s c e r g e b ilim s e l S e r v e n

ur. Bu birinci bildiriyi soyutlayarak ele almak iin, bir Huron*un ya da


br Marslnn, ksacas bir baka dnyadan gelip birdenbire bizim dnya
mza girmi, bir yandan Fransz dilini (retoriini deilse de en azndan
szckdaarcn, szdizimini) ok iyi bilen ama te yandan da ticaret,
alk sanat, yemek yemee dknlk ve reklam konusunda hibir ey
bilmeyen birini tasarlamak yeterlidir. Bu bilgi ve bu bilgisizlikle byle
yici olarak donanm olan sz konusu Huron ya da Marsl, tamamyla ak
seik bir bildiri alglayacaktr (ama bilen bizler iin durum son derece tu
haftr). Astra sz konusu olduunda, bu kimse yemek piirmeye koyulma
y gerek anlamda bir buyruk olarak alglayacak ve byle bir piirmenin
altn diye adlandrlan madene benzer bir madde ortaya karacana tar
tmasz olarak gvenecektir. Gervais sz konusu olduundaysa, belli bir
dondurmann yutulmasnn ardndan mutlaka insann btn varlnn zev
kin etkisiyle eriyeceini renir. Kukusuz, Marslmz, tasarlama eyle
minde, dilimizin eretilmelerini hibir biimde hesaba katmaz. Ama bu
zel duymazlk da onun eksiksiz olarak olumu bir bildiri alglamasna
kesinlikle engel olmaz; nk bu bildirinin de bir anlatm dzlemi ( sz
cklerin sessel ya da izimsel tz, alglanan tmcenin szdizimsel ban
tlar) ile bir ierik dzlemi (ayn szcklerin ve ayn bantlarn gerek
anlam) vardr. Ksacas, burada, bu birinci dzeyde, yeterli bir gsteren
ler btn sz konusudur ve bu btn hi de daha az yeterli olmayan bir
gsterilenler topluluuna iletir. Her dilin "aktard" kabul edilen gerein
karsnda, bu birinci bildiri dzanlam bildirisi olarak adlandrlr.
kinci bildiri ise birinci bildiri gibi zmsel bir zellik sunmaz ke
sinlikle. Btnsel (global) bir bildiridir ve bu btnsellii de gsterileni
nin tekil zelliinden alr. Bu gsterilen tektir ve btn reklam bildirile
rinde her zaman ayndr: Bir tek szckle belirtecek olursak, ilan edilen
rnn mkemmelliidir bu. nk, her ne kadar Astra ya da Gervais
hakknda gerek anlamda bir ey sylenmi olsa da, sonuta bana bir tek
ey sylenmi olur: Astra yalarn en mkemmeli, Gervais de dondurma
larn en mkemmelidir. Bu tek gsterilen neredeyse bildirinin temelini
oluturur, bildiri sunmadaki amac tmyle tketir: Bu ikinci gsterilen
algland anda, reklamn yaplmasndaki amaca da ulalm olur. Peki,
gsterileni, rnn mkemmellii olan bu ikinci bildirinin gstereni ne
dir? Her eyden nce, retorikten (biem oyunlar, eretilemeler, tmce du
raklar, szck birleimleri) kaynaklanan biem zellikleridir bu gsteren.
Ama bu zellikler btnsel bildiriden soyutlam olduumuz asl tmce
nin iine katldklarndan (hatta bazen tmceyi tamamyle etkileyebilirler;
rnein uyakl ya da ritimli bir reklam sz konusu olduunda durum by-
* Huron: Kuzey Amerika'da Ontario gl ile Huron gl arasnda yaayan yerli kavim
(Huronlar) yesi. (.N.)
R e k la m B i ld i r i s i 159

ledir), ikinci bildirinin gstereninin gerekte btnyle birinci bildiri'den


olumu olduu sonucu ortaya kar. Buna dayanarak da ikinci bildirinin,
birinci bildirinin yananlam olduu sylenir (birinci bildirinin basit bir
dzanlam olduunu da yukarda grdk). Demek ki burada, bildirilerin ba
sit bir biimde birbirine katlmas ya da birbirini izlemesi deil, gerek an
lamda bir yap oluturmas karsndayz: Kendisi de gsterenler ile gste
rilenlerin birleiminden oluan birinci bildiri, bir eit kopma, uzaklama
hareketiyle ikinci bildirinin basit bir gstereni durumuna gelir, nk ikin
ci bildirinin bir tek esi (gstereni) birinci bildirinin btnne yaylr.
Bu "kopma" ya da "yananlam" olgusu son derece byk nem tar
ve reklam olgusunun ok tesine uzanr. Gerekten de yananlam olgusu
uygarlmzdaki gelimesini iyi bildiimiz kitle haberleme olayna sk
skya balym gibi grnmektedir: Gazetemizi okurken, sinemaya gitti
imizde, televizyon izlerken ve radyo dinlerken, satn aldmz rnn
ambalajna gz gezdirirken, her zaman yalnzca yananlamsal bildiriler al
dmz ve algladmz aa yukar kesindir. Yananlamn deiik biim
lerde, btn tarihlere ve btn toplumlara zg bir insanbilimsel olgu
olup olmadna karar vermeden nce, diyebiliriz ki, bizler, XX. yy.'n in
sanlar olarak, bir yananlam uygarl iinde yayoruz ve bu durum bizi
yananlam olgusunun trel (etik) deerini incelemeye aryor. Reklam,
kukusuz zel bir yananlam olgusudur ("ak szl" olabildii lde); bu
nedenle, reklam asndan, herhangi bir yananlam stnde karar vereme
yiz; ama, reklam bildirisi, kuruluundaki ak seiktik sayesinde, sorunu
en azndan ortaya koymamza ve genel bir dncenin, bildirinin "teknik"
zmlemesi stnde nasl eklemlenebileceini grmemize olanak verir
(burada ana izgileriyle gstermi olduumuz gibi).
Peki yleyse, dzanlaml ve yananlaml ikili bir bildiri aladmz
da ne olmaktadr (reklam "tketen" milyonlarca bireyin iinde bulunduu
durumdur bu)? kinci bildirinin (yananlam bildirisi) birincinin (dzanlam
bildirisi) altnda "sakl" olduunu sanmamak gerekir. Aslnda tam tersi bir
durum sz konusudur. nk ilk anda algladmz (bizler ne Huronuz ne
de Marsl) bildirinin reklamsal niteliidir, yani ikinci gsterilenidir (Astra
ve Gervais olaanst rnlerdir): kinci bildiri, burada gizlice sunulan
bir bildiri deildir (buradaki durum, yananlamn, kendisine safln sunan
birinci bildiri iine, kaak bir eya gibi szd baka yananlam dizgeleriy
le eliir). Buna karlk, reklamclkta, aklanmas gereken ey, dzan
lam bildirisinin oynad roldr: Neden ikili bir bildiriye bavurmadan,
yalnzca Astra Satn Aln ya da Gervais Satn Aln denmez? Bu soruya
kukusuz, dzanlam, kantlar gelitirmeye, ksacas ikna etmeye yarar di
ye bir yant verilebilir (bu belki de reklamclarn fikridir); ama byk bir
olaslkla (ve anlambilimin olanaklarna da daha uygun olarak), birinci
160 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

bildiri, ikinci bildiriyi daha ustaca ve daha ince bir biimde doal kl-
ma'ya yarar: kinci bildirinin karc amacn,ileri srd savn neden-
sizliini, gz korkutucu sertliini ortadan kaldrr. Sradan bir ar (satn
aln) yerine, Astra ya da Gervais satn almann doal olduu bir dnya
nn grnmn koyar. Bylece ticari nedenlilik gizlenmi deil de ok
daha geni olan bir tantmayla ikilenmi olur; nk bu durum okuru, in
san ilgilendiren byk temalarla balantya sokar: Zevki, varln yava
yava ve srekli erimesiyle ya da bir nesnenin mkemmelliini altnn saf
lyla her zaman bir tutan temalarla. Reklamn yananlaml dili, ikili bildi
risiyle, alclarn insanlk yaam iine d sokar yeniden: D, yani hi
kukusuz belli bir yabanclamay (rekaket toplumunun yabanclamas)
ama ayn zamanda belli bir gerei (iirin gereini).
Gerekten de burada, eer szck yerindeyse, reklamn insansal so
rumluluunu elinde tutan, dzanlaml bildiridir (bu ayn zamanda reklam-
sal gsterilenin gsterenidir): Eer dzanlaml bildiri "iyi" ise, reklam
zenginletirir; "kt" ise reklam zarar verir. Peki ama, bir reklam bildirisi
iin "iyi" ya da "kt" olmak ne demektir? Olay, bir slogann etkili olma
sna balamak soruya yant vermek deildir, nk bu etkililiin yollar
belirsizdir: Bir slogan inandrc olmadan "ayartabilir" ve bir tek bu ayart
mayla da insan satn almaya ynlendirebilir. Bildirinin dilsel boyutuyla
yetinerek yle diyebiliriz: "yi" reklam bildirisi kendinde en zengin reto
rii youn olarak tar, insanln byk dsel temalarna kesin bir bi
imde (ou kez de bir tek szckle) ular ve bylece iirin tanmn sa
layacak imgelerin byk zgrln (ya da imgelerle ulalan byk z
grl) gerekletirmi olur. Bir baka deyile, reklam dilinin ltleri
dorudan doruya iir dilinin ltleridir: Sz sanatlar, eretilemeler,
szck oyunlar, ite atalardan kalma btn bu ikili gstergeler, dili gizli
gsterilenlere doru geniletir ve bunlar alglayan insana, bu yolla, do
rudan doruya bir btnsellik deneyiminin gcn verir. Ksaca belirte
cek olursak, bir reklam tmcesi ne kadar ok ikilik ierirse, ya da (terim
lerde bir elikiye dmemek iin yle de diyebiliriz) ne kadar ok fazla
kattan oluuyorsa, yananlam bildirisi ilevini de o kadar daha iyi yerine
getirir: Bir dondurmann "zevkten erime" ye yol amas gibi tutumlu bir
szce altnda, eriyen bir maddenin (mkemmellii de erime ritminden
kaynaklanr) gerek tasarm ile byk insanlk temalarndan biri olan
zevkten bitip yok olmann biraraya geldiini; bir yemek piirmenin de al
tn gibi olmas deyiinde, deeri biilemeyecek bir fiyat fikri ile ktr ktr
bir madde fikrinin bir araya geldii grlr. Reklam gstereninin mkem
mellii, okurunu en ok sayda olas "dnya" ya ulatrabilme gcne (bu
gc de ona vermeyi bilmek gerekir) baldr. Burada dnya szcn
u anlamda kullanyorum: ok eski imgelerin deneyimi; bedenin, kuak-
R e k la m B ild ir is i 161

lar tarafndan iirsel olarak adlandrlan, karanlk ve derin duyumlar; in


san doa ilikilerindeki bilgelik; insanln tartmasz tek insansal g
olan dil iinden geerek eylerin kavranmasna sabrl ykselii.
Bylece, reklam bildirisini anlamsal adan zmleyerek unu kav
rayabiliriz: Bir dili "dorulayan" ey, hibir zaman onun "Sanat"a ya da
"Gerek"e ball deildir, tam tersine bir ikilik iermesidir. Ya da daha
uygun olarak yle diyebiliriz: Bu teknik ikilik hibir zaman dilin ak
szllyle uyumlu deildir, nk bu ak szllk savlarn ier'-
t'nden deil, bildiri iine sokulmu anlamsal dizgelerin aklanm zel
liinden kaynaklanr. Reklam sz konusu olduunda, ikinci gsterilen
(rn) her zaman ak szl, yani ikiliini gsteren bir dizge tarafndan
gizlenmeden sunulur, nk bu apak dizge yaln bir dizge deildir.
Gerekten de, reklam dili ("baarl" olduunda) iki bildiriyi birbirine ek
lemleyerek, dnyann ok uzun sreden beri uygulad, dnyann szl
bir tasarmna, gsterimine iletir bizi: Bu da "anlat"dr. Her reklam, rn
syler (bu onun yananlamdr) ama baka ey anlatr (bu onun dzanla-
mdr). Dolaysyla, reklam, bizler iin ruhsal beslenmenin byk besin
leri olan yazn, gsteri, sinema, spor, Basn ve Modann yanna koyabiliriz
ancak: nsanlar, rne reklam dili araclyla dokunurlarken, ona anlam
verirler ve bylece de onun basit kullanmn zihin deneyimine dnt
rrler.

Les Cahiers de la publicite,


say 7, Temmuz-Eyll 1963.
Nesnenin Anlambilimi*

Szlere, genel olarak teknik uygarl diye adlandrlan- uygarlmzda,


nesneye ilikin birka dnce sunmak istiyorum; amacm bu dnceleri,
gnmzde birok lkede semiyoloji (gstergebilim) ya da gstergeler
bilimi ad altnda srdrlen bir aratrma erevesi iine yerletir
mek. Gstergebilim (Fr. smiologie) ya da ngilizce sylendii biimiyle
semiotics elli yl kadar nce Cenevre'li byk dilbilimci Ferdinand de Sa
ussure tarafndan bir ngerek olarak ortaya atld. F. de Saussure, bir gn
dilbilimin ok daha genel nitelikli bir gstergeler biliminin ancak bir alt
blm olacan nceden kestirmi ve bu bilimi de aka smiologie
olarak adlandrmt. Oysa, bu gstergebilimsel tasar birka yldr gncel
lik kazand, yeni bir g elde etli, nk br bilimler, br ek dallar,
zellikle de bilgi kuram, yapsal dilbilim, biimsel mantk ve baz insan-
bilim aratrmalar byk lde gelime gsterdi; btn bu aratrmalar,
insanlarn eylere nasl anlam verdiklerini inceleyecek olan gstergebil im
sel bir dalla ilgili kaygy n plana karma konusuna katkda bulundu.
imdiye kadar bir bilim insanlarn eklemli seslere nasl anlam verdiklerini
inceledi: Dilbilimdi bu. Ama insanlar, ses dndaki eylere nasl anlam
verirler? te gnmzde aratrmaclarn bulup ortaya karmalar gere
ken de budur. Bu ynde henz kesin admlarn atlmam olmasnn pek
ok nedeni vardr. lk neden, bu alanda, szgelimi trafik iaretleri (ulam
kodu) gibi toplumbilimsel nemi olmayan son derece basit kodlarn ince
lenmi olmasdr yalnzca; teki nedense, dnyada anlam tayan her e
yin, her zaman az ok dil ile iie olmasdr: Elimizde asla, katksz hal
de anlaml nesneler dizgesi yoktur; dil, her zaman bir arac olarak, zellik
le de grnt dizgelerinde, balklar, altyazlar, yazlar biiminde iin ii
ne karr; bu nedenle yalnzca bir grnt uygarlnda bulunduumuzu
sylemek doru olmaz. te bir gstergebilimsel aratrmann bu genel
* Franszca's: "Smantique de l'objet. (.N.)
164 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

erevesi iinde, ben nesnelerin ada dnyada anlam belirtme biimi


stne ksa ve zl birka dnce sunmak istiyorum szlere. Burada he
men, anlam belirtmek (Fr. signifier) szcne ok gl bir anlam yk
lediimi kesinlikle belirteyim; anlam belirtmek (signifier) ile iletmek'i
(Fr. communiquer) birbirine kartrmamak gerekir. Anlam belirtmek
nesnelerin yalnzca bilgileri tamad (bilgi tama durumunda iletme
sz konusudur), ama gstergelerden oluan yapl dizgeler, yani zellikle
farkllk, kartlk ve aykrlk dizgeleri oluturduu anlamna gelir.
Nesnelerin, anlam nasl belirttikleri sorununu ele almadan nce bun
lar nasl tanmlayabileceimiz sorununu soralm? Szckler, nesne ile il
gili belirsiz tanmlar verir: Nesne grlmeyi bekleyen eydir, dnen z
neye gre dnlen eydir, ksacas, ou szln verdii biimiyle,
nesne, herhangi bir peydir; nesne szcnn yananlamlarnn neler ol
duunu anlamaya almadka, bize hibir ey vermeyen bir tanmdr bu.
Bana kalrsa iki byk yananlam bei vardr; nce, nesnenin varolusal
yananlamlar olarak adlandracaklarndan oluan birinci bek vardr. Nes
ne, ok ksa srede, bizim gzmzde insand olan ve biraz da insana
kar, varolmakta direnen bireyin grnmne ya da varlna brnr.
Bu adan bakldnda, nesneyle ilgili ok sayda aklama, ok sayda
yaznsal inceleme vardr: Sartre'n Bulant'smda (La Nause) nesnenin s
rarla insann dnda varolmadaki, insann dnda varln srdrmedeki
bu tr direnmesinin anlatmna bilindii gibi sayfalarca yer ayrlmtr;
byle bir direnme anlatcda bir parktaki aa gvdeleri karsnda ya da
kendi eli karsnda bulant duygusuna yol aar. Ionesco tiyatrosu da bir
baka biem iinde bizlere nesnelerin olaanst biimde oalmasn
sergiler: Burada nesneler, kendini savunamayan ve bir bakma onlar tara
fndan bunaltlan insan istila ederler. Nesnenin ayrca daha estetik nitelik
te de ilendii, yeniden oluturulacak bir z kapsayacak biimde sunul
duu da grlr: Nitekim Natrmort ressamlarnda olsun, film ynetmen
lerinde olsun hep bu tr ileme biimine rastlanr. Byle bir almann bi-
emi de zellikle nesne stnde dnmekten oluur (bunu sylerken ak
lma Bresson geliyor). Yaygn olarak Yeni Roman diye adlandrlan akm
da da nesne zel bir biimde ilenir: Burada nesne, tam olarak kendi gr
nm iinde betimlenir kesinlikle. Bu dorultuda, nesnenin son derece z
nele doru srekli bir ka iinde olduu grlr; dolaysyla da btn bu
yaptlar aslnda nesnenin insan iin bir tr samay gelitirdiini, bir bak
ma anlam yokluu anlamn tadn gstermeye ynelirler; nesne bura
da anlam tamadn belirtmek iin vardr, bylece, sz konusu bak
asnda bile, biz bir bakma anlamsal bir ortamda bulunuruz. Ayrca ba
ka bir yananlamlar bei de vardr. Nesnenin "teknolojik" yananlamlardr
bunlar (szlerimin daha sonraki blm iin bu bee dayanacam).
N e s n e n in A n la m b ilim i 165

Nesne bu durumda, imal edilmi ey olarak tanmlanr; mamul, standart


latrlm, biimlendirilmi ve belli llere uydurulmu yani imalat ve
nitelik kurallarna bal klnm maddedir. Demek ki nesne zellikle bir
tketim esi olarak tanmlanr: Belli bir nesne fikri, dnyada milyonlarca
rnek, milyonlarca kopya halinde yeniden retilir: Bir telefon, bir saat, bir
biblo, bir tabak, bir mobilya, bir dolmakalem, bizim gerekten yaygn ola
rak nesneler diye adlandrdmz eylerdir. Nesne artk son derece znele
deil de son derece toplumsala doru kaar. Ben de ite nesneye ilikin bu
son kavramdan hareket etmek istiyorum.
Yaygn olarak nesneyi "bir eye yarayan bir ey" olarak tanmlarz.
Buna gre, nesne, ilk bakta, bir kullanm erekliinde, bir ilev olarak ad
landrlan eyin iinde tmyle yutulup gitmi gibidir. Dolaysyla da, bi
zim kendiliinden hissettiimiz, nesnenin bir eit geililii sz konusu
olur: Nesne, insann dnyay etkilemesine, dnyay deitirmesine, dn
yada etkin bir biimde var olmasna yarar; nesne, eylem ile insan arasnda
bir tr aracdr. te bu noktada da zaten yle bir gzlemde bulunulabilir:
Bouna yaratlm bir nesne yok gibidir; kukusuz ie yaramayan biblolar
biiminde sunulan nesneler vardr, ama bu biblolar da her zaman estetik
bir erektik tarlar. Benim belirtmek istediim aykr dnce, ilkece bir
ilevi, bir yararll, bir kullanm olan bu nesneleri, bizlerin katksz
aralar olarak yaadmz sanmamz; oysa gerekte bunlar, baka eyler
tarlar, kendileri de baka eylerdir: Anlam tarlar. Bir baka deyile,
nesne gerekten bir eye yarar, ama bilgileri iletmeye de yarar; biz bunu,
her zaman iin nesnenin kullanmn aan bir anlam vardr diyerek tek
tmcede zetleyebiliriz. Bir telefondan daha ilevsel bir nesne dnle
bilir mi? Ne var ki, telefonun grnmnn her zaman ilevinden bam
sz bir anlam vardr: Beyaz bir telefon, lksle ya da kadnlkla, diilikle
ilgili belli bir dnceyi aktarr; brokraside kullanlan telefonlar vardr;
belli bir dneme (1925) ilikin dnceyi aktaran modas gemi telefon
lar vardr. Ksacas, telefonn kendisi de gsterge-nesnelerden oluan bir
dizgeye bal olmaya elverilidir. Ayn biimde, bir dolmakalem kanl
maz olarak belli bir zenginlik, sadelik, ciddilik, fantezi, vb. anlamn ser
giler; yemek yediimiz tabaklarn her zaman iin bir anlam vardr ve, an
lam tamadklar, anlam tamyormu gibi grndkleri zaman da kesin
likle hi bir anlam tamama anlamn tarlar. Dolaysyla da anlamdan
kurtulan hibir nesne yoktur.
Peki nesnenin bu tr anlam yklenmesi ne zaman gerekleir? Nes
nenin anlam belirtmesi, anlam aktarmas ne zaman balar? yle yantla
mak istiyorum: Bu durum, nesnenin bir insan toplumu tarafndan retildi
i ve tketildii anda, imal edildii, belli kural ve llere uydurulduu
anda gerekleir. Burada pek ok tarihsel rnek verilebilir: Szgelimi Ro
16 6 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

ma cumhuriyetindeki eski askerlerin yamurdan, kt havalardan,


rzgrdan, souktan korunmak iin omuzlarna bir rt attklar olurdu; o
sralarda, nesne, giysi olarak henz ortaya kmamt elbette; ad yoktu,
anlam yoktu; yalnzca salt bir kullanmla snrlyd; ama rtlere, kesil
dikleri, seri halinde ilendikleri, standart bir biime uydurulduklar gn
den itibaren bir ad verme zorunluu ortaya kt ve bu adsz giysiye "pae-
nula" (ya da "penula") ad verildi; ite o anda da bedene oturmayan bu r
t, bir anlamn, "askerilik" anlamnn taycs durumuna geldi. Bir toplu
mun paras olan btn nesnelerin bir anlam vardr; anlamdan yoksun
nesneler bulmak iin tam olarak doalama nesneler dnlmelidir; oysa
gerei sylemek gerekirse byle nesneler yoktur. Cl. Lvi-Strauss Ya
ban Dnce'sinin (La pense sauvage) herkese bilinen bir sayfasnda
yle yazar: Ufak tefek nemsiz nesnelerin, bu gibi eyleri yapmaktan
holanan biri tarafndan, bir amatr tarafndan yaplmas da nesneye bir
anlam arama ve bir anlam vermedir. Kesinlikle doalamaya dayal nes
neler bulmak iin tam anlamyla toplum d durumlara ulamak gerekir;
szgelimi bir sokak serserisinin gazete kadndan ayakkablar yaparken
tam olarak zgr bir nesne rettii dnlebilir; ama bu da zgr bir nes
ne deildir; ok ksa srede, bu gazete kad zellikle sokak serserisinin
gsterge si olacaktr. Sonu olarak bir nesnenin ilevi her zaman, en azn
dan bu ilevin gstergesi durumuna gelir: Toplumumuzda bir tr ek ilev,
hafif bir tumturak tamayan nesneler hibir zaman olamaz, bu zellik de
nesnelerin her zaman en azndan kendi kendilerini belirtmelerini salar.
Szgelimi benim aslnda telefon etmeye hi gereksinimim olmamasna
karlk masamn stnde bo yere bir telefon bulunabilir; ama yine de be
ni grmeye gelecek olan ve beni iyi tanmayan baz kiilerin gznde bu
telefon bir gsterge ilevi grecek, meslei gerei balant kurmaya ge
reksinim duyan bir adam olduumun gstergesi olacaktr; u anda, ger
ekten susadm iin gerekten kullanm olduum u su bardann bile,
her eye karn, konferansnn gstergesi olarak ilev grmesini engelle
yemem.
Her gsterge gibi nesne de iki koordinatn kesime noktasnda bulu
nur. Koordinatlardan birincisi benim bir simgesel koordinat olarak adlan
dracam eydir: Her nesne, denebilir ki, eretilemeli bir derinlik tar,
bir gsterilene gnderir; nesnenin her zaman en azndan bir gsterileni
vardr. Bakn urada elimin altnda bir dizi resim var: Bunlar reklamclk
alanndan alnm resimler: urada bir lamba olduunu gryorsunuz ve
hemen bu lambann, akam, daha dorusu geceyi belirttiini anlyoruz;
eer elinizde talyan makarnalaryla ilgili bir reklamnz varsa (bir Fransz
reklamndan sz ediyorum), rengin (yeil, sar ve krmz)* bir tr tal-
* R. Barthes burada talyan bayrandaki renkten (yeil, beyaz ve krmz) deil de, bir
Nesnenin Anlambilimi 167

yanlk gstergesi olarak ilev grecei apak ortadadr; demek ki, birinci
koordinat, yani simgesel koordinat, her nesnenin en azndan bir gsterile
nin gstereni olmas olgusundan oluur. kinci koordinat, snflandrma
koordinat ya da taksinomi koordinat (taksinomi snflandrmalar bilimi
dir) olarak adlandracam eydir; kafamzda, nesnelerle ilgili az ok bi
linli olarak bir snflandrma olmadan yaayamayz; bu snflandrma bi
ze iinde yaadmz toplum tarafndan benimsetilmi ya da telkin edil
mitir. Nesnelerle ilgili sz konusu snflandrmalar byk kurulularda ya
da byk sanayilerde son derece nemlidir: Bu gibi alanlarda, bir makine
nin btn paralarnn ya da btn cvatalarnn depolarda nasl snfland
rlacam bilmek sz konusudur; demek ki snflandrma ltlerinin be
nimsenmesi gerekir. Nesnelerin snflandrlmasnn ok nemli olduu
bir baka olgular dzeni daha vardr, bu da son derece gndelik bir dzey
dir: Yani byk maaza dzenidir. Byk maazada ayrca nesnelerin s
nflandrlmasyla ilgili belli bir dnce vardr ve bu dnce nedensiz
deildir elbette, belli bir sorumluluk ierir. Nesnelerin snflandrlmasnn
nemiyle ilgili bir baka rnek de ansiklopedidir; szckler alfabetik sra
ya gre snflandrlmakszn bir ansiklopedi yaplmak istendiinde, nes
nelerin snflandrlmas benimsenmelidir.
Nesnenin her zaman, bir derin, simgesel koordinat, bir de yaygn, s
nflandrma koordinat olmak zere iki koordinatla tanmlanan bir gster
ge olduunu bylece ortaya koyduktan sonra, imdi gerek anlamda nes
nelerin anlam dizgesi stne birka sz sylemek istiyorum: Bunlar ileri
ye dnk'aklamalar olacak, nk aslnda aratrmann ciddi bir biimde
yaplmas gerekmektedir. Gerekten de nesnelerin anlamn incelemede
ok byk bir engel vardr ve bu engeli ben apaklk engeli olarak adlan
dracam. Biz eer nesnelerin anlamn incelemek zorundaysak nesneyi
nesnelletirmek, anlamn yaplandrmak iin kendi kendimizde bir tr
sarsnt, bir tr kopma yaratmamz gerekir. Bunun iin de nesnenin anlam-
bilimiyle uraan her uzmann yararlanabilecei bir yol vardr; bu yol,
nesnenin insana, ayn anda hem artc, hem tumturakl biimde.hem de
bile bile verildii, bir gsterimler dzenine bavurmaktr. Bu dzen de
reklam, sinema ve hatta tiyatrodur. Tiyatroda kullanlan nesneler konu
sunda, Brecht'in, belli saydaki kendi sahneleme almalarna ilikin yo
rumlarnda son derece zekice hazrlanm deerli bilgilerin bulunduunu
anmsatrm. En nl yorum Cesaret A nann sahneye konulmasyla ilgi
lidir; Brechl burada, sahneye koymada kullanlan baz nesnelere, herhangi
bir kavram belirtmesini salamak iin uygulanmas gereken uzun ve kar
mak ilemi ok iyi anlatr; nk, tiyatro kuralna gre temsil edilen nes-
tr talyanlk gstergesi olarak deerlendirdii bir Fransz reklamnda (talyan makarnala
rna ilikin) yer alan renklerden (yeil, san ve krmz) sz etmektedir. (.N.)
168 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

nenin gerek olmas yeterli deildir, anlamn da bir bakma gereklikten


kopmu olmas gerekir: zleyiciye, eskim ii ik anlamn versin diye bir
kantinci kadnn gerekten eskimi bir ceketini gstermek yetmez; eski-
milik gstergelerini siz ynetmenin icat etmesi gerekir.
Eer, u olduka yapay ama ok deerli olan tiyatro, sinema ve rek
lamclk gibi "btnce" trlerine bavurulursa, ite o zaman, temsil edilen
nesnede gsterenler ve gsterilenler yaltlabilir. Nesnenin gsterenleri
doal olarak, tpk herhangi bir gstergeler dizgesinin btn gsterenleri
gibi, yani renkler, biimler, nitelikler, aksesuvarlar gibi somut birimlerdir.
Ben burada giderek artan karmaklk derecesine gre gsterenin balca
iki durumunu belirteceim.
nce salt simgesel bir durumu ele alalm. Bu, daha nce de syledi
im gibi , bir gsterenin, yani bir nesnenin tek bir gsterilene ilettii du
rumda olup biten eydir: Szgelimi ha gibi ya da hilal gibi byk antro
poloji simgelerinin durumudur bu ve insanlk belki bu noktada, byk
simgesel nesneleri ieren bir tr sonlu birikime, antropolojik ya da en
azndan ok geni apta tarihsel bir birikime sahiptir; bu da simgeler diz
gesi (Fr. la symbolique) diye adlandrlabilecek bir tr bilimle ya da so
nu olarak bir bilgi dalyla ilgilidir. Bu simgeler dizgesi, gemiteki top
lumlar asndan kendisini kullanan sanat yaptlar iinde ok iyi incelen
mitir; ama biz onu gerekten inceliyor muyuz, ya da onu, gnmzdeki
toplumumuzda incelemek zere hazrlyor muyuz? Bu byk simgeler
den, bizimki gibi bir teknik toplumunda geriye neler kaldn kendi ken
dimize sormak gerekir; sz konusu byk simgeler ortadan kalkm mdr,
dnm m geirmitir, gizlenmi midir? Bunlar kendimize sorabilecei
miz sorulardr. Ben, szgelimi, Fransz karayollarnda kimi zaman gr
len bir reklam dnyorum. Bu bir kamyon markas iin hazrlanm bir
reklam; olduka ilgin bir rnek nk bu afii tasarlayan reklamc kt
bir reklam yapm, sorunu gstergelerle ilikili olarak dnmemi. Kam
yonlarn ok uzun mrl olduunu belirtmek istedii iin st bir tr
hala izilmi bir el ayas resmi yapm; ona gre burada kamyonun hayat
izgisini belirtmek sz konusudur; ama ben simgeler dizgesinin kendi ku
rallarna gre, eldeki han bir lm simgesi olarak alglandna inanyo
rum: Reklamcln sradan anlatmnda bile, bu ok eski simgeler dnya
sndaki dzenleniin aratrlmas gerekir.
Bir baka yaln banh durumu da burada da yine nesne ile bir
gsterilen arasndaki simgesel bant iindeyiz , btn yer deitirmi
bantlarn durumudur: Bu bantdan, btnyle alglanm olan ya da,
eer reklam sz konusuysa btn olarak verilmi olan bir nesnenin, her
eye karn niteliklerinden ancak biriyle anlam belirttiini anlyorum. Bu
konuda birok rnek verebilirim: Bir portakal, btn olarak temsil edilmi
N e s n e n in A n la m b ilim i 169

olsa bile, yalnzca sulu olan ve susuzluk giderici olann niteliini belir
tecektir: Nesnenin gsterimiyle belirtilen anlam sulu olan'dr, nesnenin
tm deildir: Demek ki gstergenin yer deitirmesi sz konusudur. Bir
birann grnts sunulduu zaman bildiriyi oluturan aslnda bira deil
dir, onun ok souk olmasdr: Burada da yer deitirme vardr. Bu artk
eretilemeyle deil de dzdeimeceyle yani anlam kaymas araclyla
gerekleen bir yer deitirme olarak adlandrlabilecek eydir. Bu tr
dzdeimeceli anlamlandrmalara, nesneler dnyasnda son derece sk
rastlanr; kukusuz ok nemli bir sretir bu, nk gsteren esi hem
alglanabilir onu apak bir biimde alrz hem de ayn zamanda nes
nenin oradaki varl olarak adlandrlabilecek eyin iinde bir bakma
yutulmu, onunla kaynam gibidir. Bylece nesnenin aykr bir tr tan
mna ulalm olur: Bu tumturakl reklamclk trnde, bir portakal "sulu
olan" art "portakal" dr; portakal, doal nesne olarak her zaman oradadr
ama var oluunun nedeni de kendi gstergesi durumuna gelecek olan nite
liklerinden birini desteklemektir.
Salt simgesel bantdan sonra, nesne topluluklarna, belli bir dzen
de olan ok saydaki nesneler toplamna bal btn adlandrmalar ince
lemek gerekir; bunlar, anlamn bir nesneden deil de anlalabilir bir nes
neler toplamasndan doduu durumlardr: Anlam bir bakma yaylm
tr. Burada nesneyi dilbilimdeki szce, nesne topluluklarn da tmceye
benzetmekten kanmak gerekir; bu doru olmayan bir benzetme olur,
nk yaltlm nesne zaten bir tmcedir; bu, dilbilimcilerin artk iyice
aydnla kavuturduklar bir sorundur, tmce-szciikler sorunudur. Sine
mada bir tabanca grdnzde, tabanca daha byk bir btne gre sz
cn edeeri deildir; tabancann kendisi zaten bir tmcedir, ok basit
bir tmcedir elbette, dildeki edeerli karlysa ite bir tabanca'dtr.Bir
baka deyile, nesne hibir zaman, iinde yaadmz dnyada, bir adlar
dizininin esi durumunda olmaz. Anlam tayan nesne topluluklar ok
saydadr, zellikle de reklamclk alannda. Size gstermi olduum, ak
amleyin gazete okuyan adamla ilgili resimde, drt ya da be anlaml nes
ne var; bunlar tek bir btnsel anlam, geveme, dinlenme anlamn ver
meye yardmc olurlar: Resimde, grld gibi, lamba vardr, kaln yn
den sveter'in salad rahatlk vardr, mein koltuk vardr, gazete var
dr; gazete bir kitap deildir; onun kadar ciddi deildir; vakit geirmeye
yarayan bir aratr: Btn bunlar, insann akam sinirlenmeden, rahat ra
hat kahvesini yudumlayabilecei anlamna gelir. Bu nesne toplamalar
dizimler'dn, yani yaylm gsteren gsterge paralardr. Nesnelerin sz-
dizimi son derece basit bir szdizimdir elbette. Nesneler bir araya kondu
u zaman, onlara, insan dilindeki kadar karmak dzenlemeler yklene
mez. Gerekte nesneler ister resimdeki nesneler olsun ister bir odadaki
170 G s te r g e b i l im s e l S e r v e n

ya da bir yoldaki gerek nesneler olsun ancak bir tek balant biimiyle
birbirlerine balanrlar; bu da sralanmadr yani elerin salt ve yaln bi
imde yan yana gelmesidir. Nesnelerin bu tr sralanmasna yaammzda
ok sk rastlarz: Szgelimi bir odadaki btn mobilyalar byle bir dzene
uyar. Bir odann denme biimi bir son anlama (bir "slub"a) yalnzca
elerin yan yana konmu olmasyla katkda bulunur. te size bir rnek:
Burada bir ay markas iin yaplan bir reklam sz konusu; dolaysyla n
giltere'yi deil de (nk burada daha da ince bir ayrm vardr) ngilizlii
ya da szck yerindeyse Britanyahl yani ngilizin tumturakl bir tr
kimliini belirtmek gerekiyor. Demek ki burada, byk titizlikle olutu
rulmu bir szdizimle, smrge evlerinin storlar, erkein giyinii, byk
lar, ngilizlerin, u biblo gemilerde, u bronz atlarda kendini gsteren de
nizcilik ve binicilie olan tipik eilimi verilmitir. Ve son olarak biz ken
diliinden bu resimde yalnzca belli sayda nesnenin yan yana konmasy
la, son derece gl bir gsterileni okuruz: Bu gsterilen, szn ettiim
u ngilizliktir kesinlikle.
Bu nesne dizgelerinin gsterilenleri nelerdir, nesnelerle aktarlan bil
giler nelerdir? Burada yalnzca, anlam belirsiz olan bir tek yant verilebi
lir, nk nesnelerin gsterilenleri, bildirinin vericisine deil de byk
de alcya yani nesnenin okuruna bamldr. Gerekten de nesne ok
anlamldr, yani kendini birok anlam okumasna kolayca sunar: Bir nes
nenin karsnda, hemen her zaman iin birok okuma olana vardr; bu
da yalnzca bir okurdan brne deil ama kimi zaman ayn okurda da
gerekleebilir. Bir baka deyile, her insanda, sahip olduu bilgilere, kl
tr dzeylerine gre sanki birok szckdaarc, birok okuma yedei
vardr. Bir nesne ve nesne topluluklar karsnda btn bilgi, kltr ve
durum dereceleri olanakldr. Hatta, bir nesne ya da nesne topluluu kar
snda gerek anlamda kiisel bir okuma yapabileceimiz, nesnenin gr
nmne kendi z psike'miz olarak adlandrabileceimiz eyi ykleyebile
ceimiz dnlebilir: Bir nesnenin bizde, psikanalitik dzeyde okumalar
dourabileceini biliyoruz. Bu durum, nesnenin dizgesel doasn, kodla-
trlm doasn geersiz klmaz. Bireysel olann en derin dzeyine inilse
bile yine de anlamdan kan ramayacan bilmekteyiz. Binlerce kiiye
Rorschach testi uygulanrsa ok kesin bir yant tipolojisine ulalr. Birey
sel tepki iinde ne kadar aalara inmek dnlrse, bir bakma, o kadar
yaln ve kodlu anlamlar bulunur. Hangi dzeye yerleirsek yerleelim, bu
nesneyi okuma ileminde, anlamn her zaman insan ve nesneyi bir yan
dan br yana atn saptarz.
Anlam d olan nesneler, yani snrda olan durumlar var mdr? Ol
duunu dnmyorum. Anlam tamayan bir nesne, bir toplum tarafn
dan kullanlmaya balandndakullanlmamasn da anlamyorum do
N e s n e n in A n la m b ilim i 171

rusu en azndan anlamszn gstergesi olarak ilev grr, anlamsz ol


duu anlamna gelir. Bu, sinema alannda gzlemlenecek bir durumdur:
Btn sanatsal gc, yalnzca, konunun zellikleri gerei, anlamsz nes
neler esinlemekten oluan ynetmenler bulunabilir. Nesne allmam da
olsa, anlam d deildir; insan bir anlamn aratrlmasna zorlar: Kar
snda bu nedir? diye kendi kendimize sorduumuz nesneler vardr. te
burada biraz sarsc bir biimle kar karya geliriz, ama bu kayg sonuta
uzun srmez, nesneler kendiliklerinden belli bir yant salarlar ve bu yolla
da belli bir yattrmaya yol aarlar. Genel olarak, bizim toplumumuzda,
bir anlam salamayan ve iinde yaadmz nesnelerle ilgili bu byk ko
da yeniden katlmayacak nesne yoktur.
Biz burada nesnenin bir tr ideal ayrtrmasn gerekletirdik. lk
aamada (btn bunlar yalnzca ilemsel zellik tar) nesnenin her zaman
karmza yararl ve ilevsel biimde ktn saptadk: Yani nesne bir
kullanmdr, insanla dnya arasnda bir aracdr: Telefon, telefon etmeye
yarar, portakal da beslenmeye. Daha sonra, ikinci bir aamada, gerekte
ilevin her zaman bir anlam tadn grdk. Telefon dnyadaki belli bir
etkinlik biimini belirtir, portakal vitamin demektir, vitaminli meyve suyu
demektir. Oysa biz anlamn bir eylem sreci deil de bir edeerlikler s
reci olduunu biliyoruz; bir baka deyile, anlamn geili bir deeri yok
tur; anlam bir bakma durgundur, devinimsizdir. Denilebilir ki, nesnede,
ilevinin etkililii ile anlamn etkisizlii arasnda bir tr atma vardr.
Anlam nesneyi etkisiz duruma getirir, onu geisiz klar, ona, insann d
sel evreninin canl bir tablosu olarak adlandrlabilecek eyde donmu gibi
hareketsiz duran bir yer verir. Kanmca bu iki aama, nesnenin yolunu
aklamada yeterli deildir. Ben buna kendi payma bir nc aamay
daha ekleyeceim: Bu da nesneyi gstergeden ileve gtrecek olan bir
tr geri dn hareketinin olutuu andr. Bu hareket yine de biraz zel
bir biimde olur. Gerekten de nesneler sahip olduklar bu anlam, bizlere
aka, ilan eder gibi vermezler. Bir trafik levhasn okuduumuzda, ke
sinlikle apak bir bildiri alrz; bu bildiri, kendini bildirisizlik gibi gster
mez, kendini gerekten bir bildiri olarak sunar. Ayn biimde, baslm
harfleri okuduumuzda bir bildiri algladmzn bilincindeyizdir. Bunun
tersine, bizde bir anlam uyandran nesne, her zaman iin bizim gzmz
de yine de ilevsel bir nesne olarak kalr: Nesne her zaman ilevsel gibi
grnr, onu bir gsterge olarak okuduumuz anda bile. Bir yamurluun
yamurdan korumaya yaradn dnrz, onu bir atmosfer durumunun
gstergesi olarak okusak bile. Gstergenin topik, gerekd ilevine
olan bu sonuncu dnm (Moda alannda yamurdan hi de korumayan
yamurluklar nerilebilir), zellikle de bizim toplumumuzda sanrm b
yk bir ideoloji olgusudur. Anlam her zaman iin bir kltr olgusudur,
172 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

kltrn bir rndr; oysa, bizim toplumumuzda bu kltr olgusu srekli


olarak doallatrlr ve sz araclyla doal olana dntrlr, bu da
bizim nesnenin yalnz ve yalnz geili Olan bir durumuna inanmamz
salar. Nesnelerin kullanld, ilev grd ve kendilerinden tmyle
yararlanld pratik bir dnyada olduumuzu sanrz ve gerekte, nesneler
araclyla bizler de bir anlam dnyasnda, nedenler, kantlar dnyasnda
yer alrz: lev gstergeyi dourur, ama bu gsterge bir ilevin grnm
iinde yeniden dnm geirir. Ben ite kltrn zellikle szde-doaya
bu dnnn bizim toplumumuzun ideolojisini tanmlayabileceine ina
nyorum.

Eyll 1964te Venedik'teki Cini Vakf'nda


"ada Uygarlkta Sanat ve Kltr" stne
dzenlenen bir kolokyum erevesi iinde veri
len konferansn metni. Piero Nardi tarafndan
hazrlanan Ar te e Cultura nella civilt contem-
poranea'da (Floransa, Sansoni, 1966) yaym
lanmtr.
Gstergebilim ve ehircilik *

Bu konumann konusu ehir gstergebiliminin baz sorunlaryla ilgili.


Ama unu hemen belirtmeliyim: Bir ehir** gstergebilimi yapmaya
girien kimsenin, ayn zamanda gstergebilimci (gstergeler uzman),
corafyac, tarihi, ehirci, mimar ve belki de psikanalist olmas gerekir.
Durumumun byle olmad aka grlyor; gerekten de ben biraz
gstergebilimci olmann dnda, bu saydklarmdan hibiri deilim. te
bu nedenle, size sunacam dnceler de szcn kken anlamyla bir
amatrn grleri olacak: Gstergeler amatr, yani gstergeleri seven
kimse; ehirlerin amatr yani ehirleri seven kimse. nk ben hem e
hirleri hem de gstergeleri seviyorum. te bu ikili sevgi (herhalde sonuta
bir tek eydir bu), belki de biraz tahmin yoluyla, bir ehir gstergebilimi
nin olanakl olduuna inanmaya yneltiyor beni. Peki hangi koullarda ya
da daha dorusu hangi nlemlerin alnmasyla ve hangi hazrlklarn ya
plmasyla bir ehir gstergebilimi olanakl olabilir?
Sunacam dncelerin ana konusu da ite bu. Her eyden nce,
kalk noktas oluturacak ok bilinen bir eyi anmsatmak istiyorum: Ge
nel olarak insan uzam (yalnzca ehir uzam deil) her zaman anlam ta
mtr. Bilimsel corafya ve zellikle modern haritaclk, nesnelliin (nes
nellik de imgeler dnyasnn biimlerinden biridir) anlamlamaya zorla ka
bul ettirdii bir eit iptal etme, sansr olarak grlebilir. Ayrca, ehir s
tne konumaya balamadan nce, Bat'nn kltr tarihiyle, zellikle de
Yunan Eskia'yla ilgili birka olguyu anmsatmak istiyorum: nsann ya
ad yer, bir baka deyile "oikumene"***, Anaksimandros ve Hekatai-
os gibi Yunanl corafyaclarn ilk haritalarndan ya da Herodotos gibi bir
Franszca's: "Smiologie et urbanisme". (-N.)
** Franszcadaki urbanisme szcne Trke'de yaygn olarak ehircilik dendiinden
Franszca'daki ville szc iin de kent deil ehir terimini kullandk. (.N.)
** R. Barthes'n Franszca'da "koumne" biiminde yazd terimi, biz burada Yunanca
aslyla oikumene (insann yaad yer, insann uzam, insann evreni) biiminde veri
yoruz. (.N.)
174 G s c e r g e b ilim s e l S e r v e n

kiinin zihinsel haritasndan karabileceimiz kadaryla, bakml olma


durumlar, yer kartlklar, szdizimi ve paradigmalaryla gerek bir sy
lem oluturur. Herodotos'un, grafik olarak gerekletirilen bir dnya hari
tas, tpk bir dil, bir tmce, bir iir gibi kartlklar stne kuruludur: S
cak lkeler ve souk lkeler, bilinen lkeler ve bilinmeyen lkeler; ardn
dan da bir yanda insanlar arasndaki te yandan da canavarlar ve korkun
masal hayvanlar arasndaki kartlk, vb.
imdi corafi uzamdan gerek anlamda ehir uzamna geelim. Bu
rada, Kleisthenes'in VI. yy. Atinas iin rettii fsonomia'ntn gerekten
yapsal bir kavram olduunu anmsatmak istiyorum: Bu kavrama gre,
yalnz merkez ayrcalkl bir durumdadr nk btn yurttalar bu mer
kezle hem bakmllk hem de geridnebilirlik bantlar iindedir.1 O
dnemde, ehir kavram yalnzca anlam olarak vardr nk ilevler ve
kullanmlar stnde temellenen bir yararc ehir dzenlemesi anlay ok
sonralar ortaya kacaktr ve ancak gnmzde tartmasz olarak bir de
er kazanmtr. te ben anlaml uzamlar anlay iinde bu tarihsel gre
celii zellikle anmsatmak istedim.
te yandan, Lvi-Strauss gibi bir yapsalc da yakn bir gemite ya
ymlad Tristes Tropiques (Hznl Dnenceler) adl kitabnda, kk
lekte de olsa bir Bororo kynn uzamn tamamiyle anlambilimsel bir
yaklamla incelemekle ehir gstergebilimi yapmt.
Ama, ne tuhaftr ki, zerinde yaanlan uzamla ilgili olarak retilmi
bu son derece anlaml grlerin yannda, ehirciler, eer yanlmyorsam,
kuramsal almalarnda u ana kadar anlamlama sorunlarna ok z yer
ayrdlar.2 stisnalar vardr kukusuz; nitekim pek ok yazar ehir olgu
sundan anlamlama asndan sz etmitir de. ehir uzamnn bu son dere
ce anlaml zelliini en iyi dile getirmi yazarlardan biri de Victor Hu-
go'dur bana gre. Hugo'nun Notre-Dame de Paris'te son derece zekice
yazd ok gzel bir blm vardr: "Bu Onu Yok Edecek"*. Bu, yani ki
tap; O, yani ant. Hugo duygu ve dncelerini byle dile getirmekle, ant
ile ehri gerekten bir yaz olarak, insann uzam iindeki bir kayd olarak
tasarlamann olduka modern bir rneini sunar. Victor Hugo'nun kitabn
daki bu blm, iki yaz biimi arasndaki, tala yaz ile kat stne yaz
arasndaki rekabete yneliktir. Bu konu da zaten Jacques Derrida gibi bir
filozofun yaz stne konumalarnda gncellik kazanabilir. Gerek an
lamda ehirciler arasndaysa, anlamlama olgusundan hi sz edilmez. e
hir anlambiliminin bu sorunlarna en yakn gibi grnen, hakl olarak bir
tek kii vardr, o da Amerikal Kewin Lynch'tir: Lynch, ehri, dorudan
doruya onu alglayan bilin asndan ele almaya, yani ehrin imajn bu
* R. Barthes'n "Celui-ci tuera celui-l" olduunu belirttii bu blmn bal aslnda
"Ceci tuera cela"dr. (.N.)
G s t e r g e b i l i m ve e h i r c i l ik 175

kentin okurlarnda bulmaya almtr. Ama gerekte Lynch'in aratrma


lar, anlambilim asndan olduka belirsizdir. Yaptnda, bir yandan, an-
lamlama ile ilgili birok terim vardr (szgelimi ehrin okunabilirliine
byk bir yer ayrmaktadr; bu da bizim iin ok nemli bir kavramdr) ve
ayrca iyi bir anlambilimci olarak ayrk birimler'in bilincindedir: ehir
uzamnda, kesintili birimleri bulmaya alr. Bunlar btn boyutlaryla
olduu gibi ele alndnda, biraz sesbirimler ile anlambirimlere benzer.
Sz konusu birimleri de yollar, duvarlar (ya da blmeler), mahalleler,
kavaklar, referans noktalar diye adlandrr. Bunlar kolayca anlamsal ka
tegorilere dnebilecek birim kategorileridir. Ama, te yandan, kulland
bu terimlere karn, Lynch'in ehir kavramyla ilgili yapsal olmaktan
ok.geslall bir anlay vardr.
Bir ehir anlambilimine aka yaklaan bu yazarlarn dnda, ehir
uzamndaki simgelerin ilevleri konusunda giderek artan bir bilinlenme
ye de tank olunuyor. Niceliksel deerlendirmelere ve gdlenme sorula
rna dayanan ehircilik konusundaki birok incelemede, her eye karn,
anmsatmak iin bile olsa, tamamiyle niteliksel simgeletirme motifinin
(buna gnmzde de daha baka olgular aklamak iin sk sk bavuru
lur) belirgin klndn grrz. Szgelimi ehircilikte az ok yaygn bir
teknikle karlarz: yknmdr (simlasyon) bu. Oysa, yknm tek
nii, biraz dar ve ampirik bir anlay erevesi iinde kullanlm bile ol
sa, yapsal ya da en azndan yapsalclk-ncesi bir kavram olan rneke
(model) kavramnn derinletirilmesine yneltir.
ehircilik incelemelerinin bir baka evresinde anlamlamann gerei
ortaya kar. nsan, anlamlama ile bir baka trden olgular arasnda bir e
it iliki bulunduunu, dolaysyla da anlamlamann ortadan kaldrlama
yacak bir zgllk ierdiini farketmeye balar. Szgelimi, baz ehirciler
ya da ehir planlamasyla ilgilenen aratrmaclarn bazlar, kimi durum
larda, ehrin bir blmnn ya da diyelim ki bir mahallenin ilevsellii ile
onun anlamsal ierii (anlamsal gc) diye adlandracam ey arasnda
bir atma bulunduunu grmek zorundadrlar. Nitekim, sz konusu uz
manlar, Roma kentinde, modern yaamn ilevsel gereklilikleri ile kentin
tarihinden gelen anlamsal yk arasnda srekli bir atma bulunduunu,
biraz safa da olsa (kimbilir belki de ie, balangta biraz saflkla yakla
mak gerekiyor) ite byle farketti 1er. Anlamlama ile ilev arasndaki bu
atma da ehircilerin umutsuzluuna yol amaktadr. Ayrca anlamlama
ile akl arasnda ya da en azndan anlamlama ile bir ehrin btn elerini
planlama yoluyla ayrm gzetmeksizin belirlemeye alan hesaplamaya
dayal akl arasnda bir atma vardr. Oysa, bir ehrin, ilevleri sralana
bilecek eit elerden kurulu bir doku deil de gl eler ve yansz
elerden ya da dilbilimcilerin dedikleri gibi belirgin eler ve belirgin
176 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

olmayan elerden kurulu bir doku olduu, her zaman iin nemli bir ger
ektir (gsterge ile gsterge yokluunun, dolu derece ile sfr derece ara
sndaki kartln anlamlamann hazrlanmasndaki byk srelerden bi
rini oluturduu bilinir). Kukusuz, her ehrin bu trden bir ritmi vardr.
Kewin Lynch de bunu farketmitir: Her ehirde, insann gerek anlamda
yaamaya ve onu biimlendirmeye balamasndan itibaren, belirgin eler
ile belirgin olmayan elerin kartl, almaki ve yan yana dizilme
sinden oluan, anlamlamann bu temel ritmi vardr. Btn bunlarn yan
sra bir de anlamlama ile gerekliin kendisi arasnda, en azndan da an-
lamlama ile nesnel corafi gereklik (haritalarn gereklii) arasnda son
bir atma vardr. Psikososyologlarn yaptklar anketler u gerei ortaya
karmtr: Haritaya bakacak olursa, yani "geree", nesnellie gvene
cek olursak, szgelimi iki mahallenin bitiik olduunu syleyebiliriz, ama
bu iki mahalle fark iki anlamlama ileviyle donatldklar andan itibaren
ehir imajnda birbirlerinden kesin olarak ayrlrlar: Bu durumda, anlamla
ma, nesnel verilere tam olarak kart biimde yaanm demektir.
ehir bir sylemdir; bu sylem de gereklen bir dildir: ehir, sakin
leriyle konuur; biz, iinde bulunduumuz kenti konuuruz; bunu da orada
yaayarak, orada dolaarak, ona bakarak yaparz. Ama buradaki sorun ta-
mamiyle eretileme dzleminden kalkarak ortaya "ehrin dili" gibi bir de
yim karmaktr. Tpk sinema dili ya da ieklerin dili gibi ehrin dilin
den eretilemeli olarak sz etmek son derece kolaydr. Gerek bilimsel
atlm, ehrin dilinden eretilemesiz olarak sz edilebilirse gerekleecek
tir. Nitekim Freud da tam anlamyla ayn olay yaamtr: Dlerin dilin
den ilk kez sz ettiinde, bu deyimi, eretilemeli anlamn boaltp gerek
anlamyla kullanmt. Biz de ayn sorunu gslemek zorundayz: ehrin
dilinden sz ettiimizde eretilemeden zmlemeye nasl geilebilir?
Burada bir kez daha ehir olgusunun uzmanlarna bavuracam, nk,
bu uzmanlar szn ettiimiz ehrin anlambilimi sorunlarndan olduka
uzak olsalar da unu oktan farketmilerdir: "Toplumsal bilimlerde kulla
nlabilen veriler, mekelerle btnleme konusunda pek az elverili bir
biim sunarlar" (bu tmceyi bir anketle ilgili tantma yazsndan aldm).
Ruhbilim, toplumbilim, corafya ve nufusbilimin ehir konusunda bize
salad verileri bir mekenin iine glkle sokabiliyorsak, bunun ne
deni dorudan doruya, bir teknie daha gereksinmemizin olmasdr:
Simgeler tekniidir bu. Dolaysyla, bu verileri dntrmek, eretileme
dzleminden anlamlamann betimlemesine gemek iin yeni bir bilimsel
enerjiye gereksinmemiz vardr; ite bu konuda da gstergebilim (szc
n en geni anlamyla), belki de, henz tahmin edilemeyecek bir gelime
gstererek bize yardmc olabilecektir. Burada ehir gstergebiliminin bu
lu yapma yntemlerini anmsatmak amacnda deilim. Sz konusu yn
G s te r g e b i l i m v e e h i r c i l ik 177

temler ehir metnini birimlere ayrmak, ardndan bu birimleri biimsel s


nflara datmak, nc aamada da bu birimler ile rnekelerin birleim
ve dnm kurallarn bulmak olabilir. Ben burada ehirle dorudan bir
ilgisi olmayan gzlemle snrlayacam kendimi. Bu gzlemler gn
mzdeki gstergebilimin hzl bir dkmn yaptklar ve son birka yl
dr gstergebilimsel "grnm"n ayn kalmad gereini hesaba kattk
lar lde, bizleri bir ehir gstergebilimine doru yararl biimde yn
lendirebilirler.
Birinci gzlemim, "simgeletirme"nin (burada bu terimi anlamla-
riayla ilgili genel sylem olarak kabul etmek gerekir) gnmzde artk,
en azndan genel kural olarak, gsteren ile gsterilen arasnda dzenli bir
uygunluk biiminde tasarlanmaddr. Bir baka deyile, birka yl nce
sine kadar anlambilimin temel nitelikli olan szlk kavram (yani birbiri
ne denk den gsterilenler ile gsterenleri ieren dizelgeler btn) bu
gn artk nemini yitirmitir. Szlk kavramnda grlen bu tr bunalma,
anmaya, bilimsel aratrmann deiik kesimlerinde de rastlanr. nce
likle de szlk kavramna kar gl bir eletiriye girien Katz ve Fodor
gibi Chomky yandalarnn uyguladklar datmc anlambilimi rnek
gsterebilirim. Dilbilimi bir yana brakp da yaznsal eletiri alann ele
alrsak, en azndan Fransa'da on be yirmi yl sreyle arln duyuran ve
yeni eletiri diye adlandrdmz alandaki incelemelerin byk bir bl
mn oluturan tematik eletiri gnmzde artk snrl kalm ve yeniden
biimlendirilmitir; bu da balangta zmeyi amalad gsterilenlerin
zararna olmutur. te yandan psikanaliz alannda da artk esi esine
bir simgeletirmeden sz edilemez. Kukusuz bu, Freud'un yaptlarnn
l yandr; nk artk psikanalitik bir szlk, tasarlanabilir olmaktan
kmtr. te btn bunlar, "simge" szcnn deerini yitirmesine yol
amtr. Bunun nedeni de, sz konusu terimin her zaman, anlam ilikisi
nin gsterilene, gsterilenin varl stne dayal olduu dncesini ya
ratm olmasdr. Ben kendi adma "simge" szcn, semantik adan
deil de dizimsel (sentagmatik) ve/ya da dizisel (paradigmatik) adan an
lam tayan bir dzenlemeyle ilgili olarak kullanyorum: Bana gre bir
simgenin anlamsal gc ile dizimsel ya da dizisel zellikleri arasnda son
derece kesin bir ayrm yapmak gerekir.
Ayn biimde, bir yana blgeleri, mahalleleri, ilevleri, br yana da
tadklar anlamlan koyarak ya da daha dorusu, bir yana gsteren olarak
kabul edilen blgeleri, br yana da gsterilen olarak kabul edilen ilevle
ri koyarak ehrin bir anlamlar szln hazrlamaya almak da sama
bir giriim olacaktr. Bir ehirdeki mahallelerin stlenebilecekleri ilevler
dizelgesi uzun sreden beri bilinmektedir. Bir ehrin bir mahallesiyle ya
da en azndan toplumbilimsel adan yeterince incelenmi olan ehir mer
178 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

kezindeki bir mahalleyle ilgili olarak kabaca otuz dolaynda ilev bulabili
riz. Bu dizelge elbette tamamlanp zenginletirilebilir, gelitirilebilir ama
yine de gstergebilimsel zmleme iin son derece basil bir dzey olu
turacaktr ve bu dzeyin daha sonra byk bir olaslkla yeniden gzden
geirilmesi gerekecektir. Bunun nedeni de, yalnzca tarihin arl ve et
kisi deildir; asl neden, gsterilenlerin tpk mitsel varlklar gibi son dere
ce byk belirsizlik iinde olmalar ve belli bir anda her zaman baka
ey'in gsterenleri durumuna gelmeleridir: Gsterilenler deiir, gste
renler kalr. Demek ki, gsterilen avcl geici bir giriim oluturabilir
ancak. Gsterilenin rol, eer snrlar belirlenebilirse, anlam dalmnn
belli bir durumu hakknda bir eit tanklk yapmaktan baka bir ey de
ildir. Ayrca, bo gsterilene, gsterilenin boluuna her zaman iin gi
derek artan bir nem verildiini de belirtmek gerekir. Bir baka deyile,
eler ieriklerinden daha ok birbirleriyle balantl konumlarna gre
birer gsteren olarak alglanrlar. Nitekim, anlamsal adan dnlebile
cek en karmak ehirsel btnlerden biri olan Tokyo'nun da bir eit mer
kezi vardr. Ama, derin hendeklerle evrili ve yeilliklerin arasna gizlen
mi imparatorluk saraynn bulunduu bu ehir merkezi sanki bo bir mer
kezmi gibi yaanr. Daha genel olarak, eitli ehirlerin merkezi konu
sunda yaplan incelemeler, "gl ekirdek" olarak adlandrdmz ehir
merkezindeki merkez noktann (her ehrin bir merkezi vardr) herhangi
bir zel etkinliin en youn olarak yaand bir yer deil de, toplumun
ehir merkezi hakknda yaratt imajn bir bo "odak noktas" olduunu
gstermitir. Burada da, ehrin geri kalan blmnn dzenlenmesi iin
gereken ve bir bakma bo olan bir yer sz konusudur.
kinci gzlemim simgeletirmenin her eyden nce gsterenler, kar
lkl bantlar, zellikle de dolmu bir anlam, son bir anlam iine kapa
tlamayacak karlkl bantlar dnyas olarak tanmlanmas gerektiiyle
ilgilidir. Bundan byle, betimleme teknii asndan, elerin yani gste
renlerin dalm, anlambilimsel buluu bir bakma tketmektedir. Bu sy
lediim, Katz ile Fodor'un izledikleri Chomsky'ci anlambilim ve hatta
benzeimle deil de trdelikle ilgili bir bantnn aydnlatlmasna daya
nan Lvi-Slrauss'un zmlemeleri (Lvi-Strauss totemizm ile ilgili olan
ve ender olarak sz edilen kitabnda bu tr bir tantlama yolu izler) iin
de geerlidir. Bylece u gerein farkna varlr: ehir gstergebilimi
yapmak istenirse, anlam blmlemesini, her halde daha byk bir titizlik
le, daha ileriye gtrmek gerekir. Bunun iin de, ben kendi amatr dene
yimime bavuruyorum. Baz ehirlerde ilevlerin ileri derecede zellik ka
zand uzamlarn bulunduunu bilmekteyiz: Szgelimi bir sokan yal
nzca dericilere, bir baka sokan da yalnzca kuyumculara ayrlm oldu
u Dou'daki kapal arlar iin c^urum byledir. te yandan, Tokyo'da
G s t e r g e b i l i m v e e h ir c ilik 179

ayn mahallenin baz blmleri ilevsel adan birbirine son derece benze
yen zellikler ierir: Aslnda buralarda hemen hemen yalnzca barlar,
snack barlar ya da elence yerleri bulunur. te bu ilk grnmn tesi
ne gemek ve ehrin anlamsal betimlemesini bu birimle snrlandrmamak
gerekir. Uzun tmceler sralamas iinde kk tmce paracklar ayrt
ediyormu gibi burada da kk yaplar ayrt etmeye allmaldr. De
mek ki, bir yandan bu kk yaplara ulaacak son derece ileri gtrlm
bir zmleme yapabilme alkanl edinmek, te yandan da, bunun ter
sine, gerek anlamyla byk yaplara ulaacak daha geni apl bir
zmleme alkanl edinmek gerekir. Hepimizin bildii gibi Tokyo ok
ekirdekli bir ehirdir; be ile alt merkez evresinde birok ekirdei var
dr. Demiryolu istasyonlarnn da belirledii bu merkezleri anlamsal a
dan ayrt etmeyi bilmek gerekir. Bir baka deyile, bu alanda da ehrin an-
lambilimsel incelemesi iin en iyi rnekeyi, yle sanyorum ki, hi ol
mazsa balangta, sylemin tmce yaps sunacaktr. te bu aamada,
Victor Hugo'nun o eski sezgisi yeniden karmza kar: ehir bir yazdr;
ehirde dolaan kimse bir baka deyile ehri kullanan ve yaayan kimse
(yani biz hepimiz), kendi zorunluklar ve yer deitirmelerine gre szce
nin paralarn ayrp bunlar gizlice, kendine gre gerekletirmek isteyen
bir okura benzer. Bir ehirde dolatmzda, hepimiz, bir tek dizesini de
itirdiimizde farkl bir iirle karlaacamz Queneau'nun 100 000
Milyon ^i/r'inin (100 000 millions de pomes) okuru durumundayz de
mektir. te bizler de, bir ehirde yaadmzda, farknda olmadan biraz
bu nc okur konumunda bulunuruz.
Son olarak nc gzlemim, gstergebilim in gnmzde, kesin bir
gsterilenin varolduunu hibir zaman ileri srmemesi gereidir. Bu,
gsterilenlerin her zaman bakalar iin gsterenler, gsterenlerin de her
zaman bakalar iin gsterilenler olduu anlamna gelir. Gerekte, hangi
kltrel ya da hatta ruhsal btn iinde olursak olalm, sonsuz eretileme
ler zinciriyle karlarz: Bunlarn gsterileni de her zaman geri plandadr
ya da kendisi gsteren durumuna gelir. Bu yap, bildiiniz gibi, psikana
lizde, ,J.Lacan tarafndan aratrlmaya balanmtr; ayrca gerek anlam
da aratrlmam olsa da yaz'nn incelenpesinde de ilke olarak ortaya
atlmtr. Bu dnceleri ehre uygularsak, ehircilikle ilgili incelemeler
de ve anketlerde u ana kadar en azndan ak seik olarak sz edildiini
gremediimi belirtmek zorunda olduum bir boyutu aydnlatabiliriz sa
nyorum. Ben bu boyutu erotik boyut diye adlandracam. ehrin erotiz
mi, ehir syleminin son derece eretilemeli yapsndan ekip karabile
ceimiz bir kavramdr. Ben bu erotizm szcn en geni anlamyla kul
lanyorum: Bir ehrin erotizmini, o ehrin bu trden elenceler iin ayrl
m mahallesiyle bir tutmak sama olur nk bu trden bir elence yeri
180 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

kavram, ehre zg ilevselliin en gl aldatmacalarndan biridir; an


lamsal bir kavram deil, ilevsel bir kavramdr. Ben erotizm ile toplum
sallk kavramlarn aralarnda bir fark gzetmeksizin kullanyorum. ehir,
z bakmndan ve anlamsal olarak, bakasyla karlama yeridir ve bu
nedenle merkez, her ehirde toplanma noktasdr; ehir merkezi her ey
den nce genler, ergenlik andaki erkekler ve kzlar tarafndan olutu
rulur. Bunlar, ehir konusundaki imajlarn akladklarnda, her zaman,
merkezi snrlandrmak, belli bir yerde toplamak, younlatrmak eili
mindedirler. ehir merkezi toplumsal etkinliklerin ve diyebilirim ki, sz
cn geni anlamyla erotik etkinliklerin deitoku yeri olarak yaanr.
Daha dorusu, ehir merkezi, her zaman, ykc glerin, bozucu glerin,
oyun oynamaya dayal glerin etkin olduu ve karlat bir uzam ola
rak yaanr. Oyun, ehir merkezi stne yaplan anketlerde ok sk deini
len bir konudur. Fransa'da, Paris'in, banliyleri zerindeki ekim gcyle
ilgili bir dizi anket vardr; bu anketlerde Paris'in merkez olarak, evresi
iin, her zaman anlamsal adan bir bakas'nn bulunduu, bizlerin de bir
bakas olduumuz ayrcalkl bir yer, oyun oynanan bir yer olarak yaan
d gzlenmitir. Buna karlk, merkez olmayan her yer, kesinlikle bir
oyun uzam olmayan bakaln bulunmad bir yerdir: Ailedir, oturulan
evdir, insann kendi kimliidir. Doal olarak, zellikle ehir iin eretile
me zincirini, Eros'un yerine geen zinciri bulmak gerekir. Bunu da daha
ok byk kategoriler, insann teki byk alkanlklar arasnda, szge
limi tketim toplumunda gerek anlamyla erotik etkinlikler olan beslen
mede, alverite aramak gerekir. Burada bir kez daha Tokyo rneine
bavuruyorum: Bu ehirde balca mahallelerin referans noktalar olan b
yk garlar ayn zamanda byk alveri merkezleridir. Japonya'daki gar
larn, alveri yaplan tren istasyonlarnn temelde bir tek anlam vardr
ve bu anlam erotiktir: Alveri ya da karlama. Bunun ardndan da ehir
elerinin derin imajlarn aratrmak gerekir. Szgelimi birok ankette
piyasa yeri'nin (gezinti yeri) imgesel ilevi stnde durulmutur; bu tr
bir yer ehirde, bir rmak, bir kanal, bir su olarak yaanr. Yol ile su ara
snda bir iliki vardr ve bizler, anlamlandrmaya en fazla direnen ve ayr
ca yaayanlar asndan ou kez uyum glkleri sunan ehirlerin, suyu,
denize kys, dingin bir su kenar, gl, rma, akarsuyu bulunmayan e
hirler olduunu biliyoruz. te btn bu ehirler, yaanma, okunabilme
asndan glkler sunarlar.
Son olarak unu sylemek istiyorum: Sunduum grlerde yntem-
bilim sorununa deinmedim. Neden mi? nk, bir ehir gstergebilimine
girimek istiyorsak, bana gre en iyi yaklam (hem zaten bu, anlamla il
gili her eit giriim iin geeredir) okurun belli bir saflk iinde bulun
masdr. inde bulunduumuz ehri, gerektiinde kiisel bir bantdan
G s te r g e b i l i m v e e h i r c i l ik 181

hareketle zmeye alanlar olarak saymz ok yksek olmal. Deiik


okur kategorilerinin bu okumalarna (yerlisinden yabancsna kadar hepi
miz eksiksiz bir okur dizisi olutururuz) egemen olunarak ehrin dilini ha
zrlayabiliriz. Bu nedenle en nemli ey, ehirle ilgili anketleri ya da i
levsel incelemeleri bu kadar oaltmak deil, ehirle ilgili okumalarn sa
ysn artrmaktr. Bugne kadar ne yazk ki, yalnzca yazarlar ehir oku
malarnn birka rneini vermilerdir.
Bu okumalardan, ehir dilinin ya da kodunun bu yeniden oluturul
mas ileminden hareket ederek, birimlerin aratrlmas, szdizim, vb. gi
bi daha bilimsel nitelikli aralara ulaabiliriz. Ama saptanm birimlerin
gsterilenlerini de hibir zaman sabitletirmemeye ve kat kalplara sok
mamaya almamz gerektiini asla unutmamalyz; nk bu gsterilen
ler tarihsel adan son derece belirsiz, kaygan ve boyun edirilemez nite
liktedir.
Her ehir, bizler tarafndan ina edilmi, Argo gemisi rnek alnarak
bizler tarafndan yaplmtr; geminin hibir paras asl ilk para deildir
ama gemi her zaman Argo gemisi olarak kalmtr;yani ortada kolayca
okunabilen ve saptanabilen bir anlamlar btn vardr. ehre ilikin ola
rak gerekletirilen bu anlambilimsel yaklam abas iinde, gstergele
rin oyununu ve her ehrin bir yap oluturduunu anlamaya almalyz
ama bu yapy hibir zaman aramamal ve hibir zaman doldurmak iste-
memeliyiz.
nk sk sk sylendii gibi ve Hugo'nun da herkesten daha gzel
belirttii gibi ehir bir iirdir ama klasik bir iir deildir, belli bir konu s
tnde odaklam bir iir deildir. Gstereni sergileyen bir iirdir o; so
nuta ehir gstergebiliminin kavramaya ve dile getirmeye alaca da
ite bu sergilemedir.

1967, Napoli niversitesi Tarih ve Mi


marlk Enstits'ne bal Fransz Enstit
s ile Op.cit. dergisi tarafndan dzenle
nen konferansta okunan metin. Sonradan
L'Architecture d'aujourd'hui'de. (say 53,
Aralk 1970- Ocak 1971) yaymlanmtr.

Notlar
1. KJeishenes ve sonomia kavram iin bkz.P.Leveque ve P.Vidal-Naquet, Clisthne
'Athnien. [Paris, Macula, 1983.]
2. Bkz. F.Choay, L'Urbanisme: utopie et ralit, Paris, Seuil, 1965.
Gstergebilim ve Tp*

Biliyorsunuz semiyoloji** (Fr. smiologie) szc, insan bilimlerindeki


anlamyla, yaklak elli yl kadar nce Saussure tarafndan Cours de lin
guistique gnrale (Genel Dilbilim Dersleri) adl yaptnda gstergelerin
genel bilimi olarak nerildi: O sralarda henz var olmayan bir bilimdi bu
ve dilbilim ilerde bu bilimin bir blmn oluturacakt. Saussure tarafn
dan nerilen, o tarihten sonra da baka bilim adamlar tarafndan gelitiri
len semiyoloji uluslararas bilimsel toplantlarn konusu olmaya balayn
ca, semiyoloji szc de ciddi olarak incelendi ve yerine "semiyotik"
(Fr.smiotique) szcnn kullanlmas nerildi. Bu da bizi burada ke
sinlikle ilgilendiren bir nedene dayanyordu: Dilbilimsel kkenli semiyo
loji ile tp semiyolojisinin arasndaki karkl nlemek amacyla yapl
mt bu neri. Bu nedenle de tpla ilgili olmayan semiyolojinin semiyotik
terimiyle belirtilmesi istenmiti. yle sanyorum ki, bu bir korkudan ya da
biraz bouna alnm bir nlemden kaynaklanyordu, nk "semiyoloji"
szc, dilbilim-sonras anlamyla dnsel szckdaarcmza iyice
yerlemi durumdayd; ayrca dilde yer etmi szcklerin kullanmnda
dn-geri etmek her zaman iin tehlikeli ve biraz bounadr. Littr***,
kendi asndan "semiyoloji"nin tp terimi olduunu yazar (bu konuda u
nu belirtmeliyim ki, "semeiyoloji" [Fr. smiologie] terimi de kimi he
kimler tarafndan bazen kullanlmaktadr ama dildeki geleneksel ilkelere
uygunluk asndan bu bir hatadr nk ei iftseslisi Franszca'da her za
man i ile belirtilir; bu nedenle "semeiyoloji" deil de "semiyoloji" demek
* Franszca's: "Smiologie el mdecine". (.N.)
* Trke'de gstergebilim terimiyle belirttiimiz bilim dal Franszca'da iki terimle kar
lanr: Smiologie ve smiotique. R.Barlhes'n her iki terimin Franszca'daki kullan
mna ilikin aklamalarda bulunduu her durumda biz de gstergebilim terimi yerine
bu Franszca terimleri Trke yazllaryla kullandk. Genel olarak "gstergeler bili
minden sz ettiinde de gstergebilim dedik. (.N.)
** nl Franszszlks mile Littr (1801-1881). (.N.)
184 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

gerekir). Ona gre, semiyoloji, hastalk belirtilerini (gstergelerini*) ince


leyen tp daldr. Ama Littr "semiyotik" teriminin de kullanldn belir
tir. Gerekten de "semiyotik" terimine XVI.yy. metinlerinde, Ambroise
Par'de, ok daha sonralar da XlX.yy.'in bandaki tp kitaplarnda rastla
nr. "Semiyotik" szcnn, Littr'nin dneminde, tptaki anlam dnda
bir baka anlam da bulunduunu belirtmeliyim: Bu terim, o yllarda, as
keri birliklere, yapacaklar hareketleri ses ile deil de iaretlerle (gsterge
lerle) belirterek manevra yaptrma sanat anlamna da gelebiliyordu; de
mek ki burada, daha o tarihte, eklemli dilin bilimi olmayan bir gstergeler
bilimi sz konusuydu.
Kukusuz, genel gstergebilim (Fr. smiologie gnrale) ile tp gs-
tergebilimi (Fr. smiologie mdicale) arasnda yalnzca szck benzerlii
deil ayn zamanda dizgesel uygunluklar, dizge ve yap uygunluklar var
dr. Hatta, belki de bizimki gibi bir uygarlk trne bal olarak, gitgide
daha ok bir tarihsel kavram biiminde ortaya kan gsterge (Frjigne)
kavram evresinde, szcn son derece geni anlamyla, ideolojik ier
meler asndan da bir benzerlik sz konusudur. Bu son nokta, Naissance
de la clinique (Kliniin Douu) adl kitabnda tp gstergesinden sz
eden Michel Foucault tarafndan da ele alnmtr. Ben bu noktay bir kere
kesinlikle Foucault tarafndan da ele alnm olduu iin, ve ayrca gster
genin felsefi adan incelenmesi olgusu, tp gstergesi ile dilsel gsterge
arasndaki bantlar aydnlatmay amalayan tartmamzn erevesini
aaca iin bir yana brakacam. Demek ki, ben burada iki gstergebilim
arasndaki dizgesel uygunluklar sorununu incelemekle yetineceim.
Bana gre son derece ilgin bir sorun bu. Hatta hekim olmamakla
birlikte, tp gstergebilimi adn tayan kitaplarda bu bilim dalyla ilgili
baz ilkeleri kolayca kavrayabileceimi umuyordum. Ama bu kitaplar ba
na hibir ey vermediler nk okuma dzeyimin stnde, son derece tek
nik metinlerdi ve ayrca gstergebilim ile ilgili hibir kavramlatrmaya
ynelmedikleri gibi tptaki gstergeler bilimiyle ilgili hibir kuram da
iermiyorlard. Bu nedenle, iki gstergebilim arasndaki basit uygunluk
larla ilgili bir tr nayif ve hatta yabanl diyebileceim ok ksa bir ereve
sunmak zorunda kalacam; ama bu sunuumu gerekletirirken de he
kimlerin ilgisini uyandrp bana tanklk edebilmelerini salayacam
umuyorum.
Bu aklamalarm son derece yaln olarak, birka kavram evresinde,
ncelikle de dorudan doruya gsterge kavram evresinde toplayaca
m. yle sanyorum ki, Foucault'nun da belirttii gibi, ayrca yeni ya-
* Franszca'daki signe terimini, gstergebilimin inceleme konusu olduu her alanda, gs
terge terimiyle karladmz iin, tp alanndaki signe kavramn da, bundan sonra, di
limize daha nce girmi olan belirti (hastalk belirtisi) ile deil gsterge ile karlayaca
z. (.N.)
G s te r g e b i l i m v e T p 185

ymlanm saylan bir tp szlnn de dorulad biimiyle semptom


lar ile gstergeleri birbirinden ayrt etmek ve karlatrmak yerinde bir
davran olacaktr. Nedir semptom, gstergebilimsel adan? Foucault'ya
gre, hastaln ortaya kt biimdir. Bir tp szl de yle diyor:
"Semptom: Hastalk durumunun organizmada yol at zel grng (fe
nomen, olay)". Eskiden hekimin ortaya kard nesnel semptomlar ile,
hastann syledii znel semptomlann varl biliniyordu. Eer bu tanm
kabul edecek olursak kabul etmenin de sonuta nemli olacan san
yorum, bu durumda, semptom, grnen gerek ya da gerek grnen
olacaktr. Biz buna grngsel (fenomenal) diyebiliriz, ancak henz gs
tergebil imsel, anlambilimsel zellii bulunmayan bir grngsel sz ko
nusudur kesinlikle. Bu durumda da semptom nesnellii ve sreksizlii
iinde marazi bir olgu olacaktr. Bu nedenle, XlX.yy'da, hekimlerin ko
numalarnda sk sk yaptklar gibi, biz de semptomlarn anlalmazln
dan, karklndan sz edebiliriz. Ancak, bu, gstergelerin anlalmazl
deil de, tersine, henz gsterge niteliine ulaamam marazi olgularn
anlalmazldr. Bu tanm nemlidir, nk eer doruysa, "semptom"
szc eretilemeli adan ele alndnda ortaya kan yananlamn tersi
ne, anlam belirtme fikrini, kavramn hemen kazanamam demektir
gerekten de, "semplon"dan eretilemeli olarak sz ettiimizde, aslnda
ona bir anlam kavram yklemi oluruz. Semptomun zlmesi gereken
bir ey olduunu sanyoruz, oysa, gerekte, semptom kavram, tp bak
mndan bir zme fikrini, okunacak bir dizge fikrini, kefedilecek bir gs
terilen fikrini hemen kazanamaz gibi grnyor. Aslnda, semptom kavra
m, zme almas balamadan nce, bir zme almasna sunulmu
ilenmemi, ham bir olgudan baka bir ey deildir. Eer gstergebilimin
ya da genel dilbilimin kategorileriyle yaptmz rneksemeyi izleyecek
olursak, yle diyebiliriz: Semptom, Hjelmslev'in, gsterenin tz diye
adlandrd eye, yani henz anlaml birimlere ayrtrlmam tz olarak,
zdek olarak gsterene uygun der.
Semptomun karsnda, tp gstergebiliminin tanmnda yer alan gs
terge ise aslnda, hekimin dzenleyici bilincinin katld, eklendii semp
tom olacaktr. Foucault bu konunun stnde srarla durmutur: Ona gre,
gsterge,,bir betimlemede yer almasyla semptom olur; hekimin syle
mindeki klinik tablonun hazrlanmasna katkda bulunduu lde dilin
aka grnen, belirtik bir rndr; hekim de bu durumda, dilin aracl
yla yle sanyorum ki bu nokta nemlidir semptomu gstergeye
dntren kimse olacaktr. Eer bu tanm kabul edilirse, grngsel'den
anlamsal'a getik demektir. Bu aamada iki gzlemde bulunacam. Bi
rinci gzlemim u: Tp gstergesi, az sonra szn edeceimiz baz ilem
ler araclyla bir gsterilene iletir kukusuz; ite bu zelliiyle de bir
186 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

gsterge olarak kabul edilir. Ortada bir gsterilen vardr ya da, her ne olur
sa olsun, birok gsterge iin bir gsterilenin varl ilke olarak ileri sr
lebilir. te bu gsterilen hastaln betimlenmesiyle ilgili (yani nozogra-
fiktir), gstergeden ya da gstergelerden hareket edilerek ortaya kan ad
konmam hastalktr. Dolaysyla, tp alannda, kurulu asndan tama-
miyle geleneksel ve kurallara uygun bir gsterge, bir baka deyile, bir tr
iki-yzl bir birim karsndayz demektir: Bir yanda kefedilmeyi ve ad
landrlmay bekleyen gizli bir yz vardr ve bu kabaca hastaln kendisi
dir; br yandaysa yaplandrlmay, yorumlanmay, dizimsel adan d
zenlenmeyi, vb. bekleyen da vurulmu, zdeklemi, belki de birok
gsterene ayrlm bir yz sz konusudur. kinci gzlemim de yle: Gs
terge, semptoma kart olarak, kavranabilen eylerin alannda yer alr. Tp
gstergesi, semptomdan gstergeye geerken, zamana egemen olmay,
hastala sre olarak egemen olmay gerektirir. Bu noktada, dorudan
doruya Hippokrates tbbnn ilkesiyle karlarz. Tp gstergesi, hastal
n zamanna egemen olabilecek biimde ortaya konduu lde deer
ya da ilev tar: Buna gre, anamnestiktir, daha nce ne olduunu
syler; pronostiktir, ilerde ne olacan syler; ve diyagnostiktir, iinde
bulunulan anda neyin olutuunu syler. Demek ki, tp gstergesi, tam an
lamyla tmcenin kurucu elerine, yani gsterenleri birletiren szdizim-
sel elere, bu gsterenleri anlamn ilerleyen izgisi iinde yaplandran
elere benzetilebilir. Bunu sylerken, yalnzca fiilleri deil, tmcenin
szdizimsel blmne bal olan dizimsel zamansalln, bir ilgein, tm
cenin daha sonra yeniden ele alnacak bir baka esini, bir tr tasar bii
minde haber vermesi gereini de dnyorum: Denilebilir ki, bir tmce
de, szdizim, zamana egemen olma gcdr burada yalnzca gerek
olann zaman deil, tmceye ilikin zaman sz konusudur. Bir baka de
yile, gsterge aklar, tanmlar ya da dile getirir ama ayn zamanda haber
de verir. Dolaysyla, diyebilirim ki, semptom eer gsterenin tzne denk
dyorsa, gsterge de kabaca gsterenin biimine aittir ya da her ne olur
sa olsun gsterenin biimini ierir. Semptom ve gsterge kavramlar konu
sunda syleyeceklerim ite bu kadar.
Genel gstergebilimin bir baka temel kavram da dizge kavramdr.
Dizge, gstergenin karlkl bantlar alandr. Burada gstergebilimde
son derece sradan olan bir kartl, dizisellik (paradigmatik) ve dizim
sel (senlagmatik) kartln anmsatacam. Dizisellik, bir gsterge ile
farkl yaknlar arasnda, bir olgu ile gcl yaknlar arasndaki kartlklar
dzlemini belirtir. Szgelimi p ve b dizisel bir bant iindedir nk
fr'den p'ye geerken bir anlam deiiklii yaratlr, nk en azndan
Franszcada "boisson" ("iilecek ey, iki") "poisson" ("balk") ile ayn
anlam tamaz. Demek ki, dizisellik, kullanlan szck ya da tmcede,
G s te r g e b i l i m v e T p 187

yalnzca biri gerekleme durumuna gelen iki e arasndaki gcl kart


lk dzlemidir. Tp gstergesinin diziselliiyse (byle bireyin var olup ol
madn ya da byle alglanp alglanmadn bilmiyorum), tp gsterge
leri arasnda bir kartlk kurmak anlamna gelecektir; kukusuz bu kart
ln da bir hastalk deiikliine yol amas gerekir. Bylece, aralarndan
her birinin bir baka gstergeyle kartlamas lsnde, tp gstergeleri
nin dkmn karabiliriz; bu kartln da bir gsterilen deiikliine,
yani hastaln okunmasnda bir deiiklie yol amas gerekir. Dahas,
iin ideali, iki gsterge arasndaki bu kartl yalnlatrabilmek ya da bir
enin varlna ya da yokluuna, yani belirtili olma ve belirtisiz olma ku
ralna indirgeyebilmektir. Bilindii gibi, sesbilimde, dillerdeki btn an
laml kartlklar, sonunda; elerinden biri belirtili br de belirtisiz
olan eitli almak kurallar btnne indirgenebilmitir. Belirtili e, be
lirtisiz ede bulunmayan bir zellik ierir. Tp gstergebiliminde de,
gstergelerin, kukusuz baz balamlarda, bir enin varlna/yokluuna
indirgenerek snflandrlabileceini dnebilir miyiz? Tptaki diziseli ii
zebilmek iin sorulmas gereken bir sorudur bu. Konunun acemisi olan
biri iin hemen yle bir durum ortaya kar: Tpta gstergeyi, eer bir
zelliin eksiklii ya da yokluuyla belirlemek istiyorsak, bu durumda,
sz konusu gstergenin bir anlam belirtmek iin, kendi yerine gereksinimi
vardr, yani bedensel bir uzama gereksinimi vardr. Bedendeki yeri belirli
olmayan yani szgelimi hastalk atei gibi, yeri btn bedenin kendisi
olan tp gstergeleri snf tasarlamak sz konusu olsa bile, gsterge bede
nin belli bir yerine gre bir anlam belirtir. Grlyor ki, gstergenin kendi
anlamlama ilevini yerine getirebilmesi iin, tp gstergebiliminin bir e
it bedensel dayanaa, belirlenmi bir yere gereksinimi vardr. Dilin dze
neinden ayrld nokta da ite budur, nk dilde byle birey sz konu
su deildir: Dilde, sesbilimin inceleme konusu olan ses, kendisinden ba
msz olan bir zdek stnde yer almaz.
Dizgesellie yani gstergelerin yaylm kmelenmesine ya da gs
tergelerin demetlenmesine (birok gsterge beden boyunca ayn anda ya
da zaman sresince artarda okunur) gelince, bu, tp gstergebiliminin te
melini oluturur hi kukusuz: Burada da, dilbilimde ve genel gstergebi-
limdeki gibi ayn hareket ve ayn aama srasyla karlarz. Sonuta,
nemli olarak grlen de dizisellik deil dizimselliktir; aslnda ilk olarak
ortaya karlan belki de diziselliktir ama, bu, durumu deitirmez. Dizim-
sellik, dilbilimin, szdizim (sentaks) adn tayan en gelimi, zerinde en
ok allm blmdr; anlambilim (semantik) ise yalnzca gecikmi
olmakla kalmamtr, u anda bile belli bir amazdadr*. Demek ki, tptaki
* R.Barthes'n anlambilim konusundaki bu yargs, 1960 sonlar ve 1970'li yllarn balar
iin geerlidir. (.N.)
188 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

dizimsellik, gstergenin bir birletirme ilemi sayesinde kullanlmas ola


caktr. Burada da birka gzlemde bulunacam. nce bir sorum var: Tp
asndan katksz gstergeler var mdr? Yani unu demek istiyorum:
Hastalklarn genel klinik tablosu iinde, szgelimi bir gsterileni belirt
mede, adlandrmada tek bana yeterli olabilecek, bir baka deyile bir
hastal, baka gstergelerle herhangi bir birleim iine girmeden belirte
bilecek, adlandrabilecek bir gsterge var mdr? Ben var olacan sanyo
rum, nk, bana yle geliyor ki, bu olguya tam olarak, baz tipik gster
geleri bulup ortaya karm baz hekimlere atfettiimiz durumlarda rastl
yoruz. Belki de bu durumlarda, temelde bir hastaln kendine zg nite
liklerini belirtmede tek bana yeterli olabilecek bu tipik gstergeyle kar
karya bulunduumuz belirtilmektedir. Bundan byle, bu tek ve yeterli
gsterge dildeki tmce-szcklerin, nlemlerin, vb.'nin edeerli karl
olacaktr. Ama elbette yaygn olan dzen, yle sanyorum ki, gstergelerin
bir araya gelmesidir, yani gstergelerin birleim dzeni ya da gstergele
rin szdizimidir; bunda da okumann yaylma alan zamandr yani gster
gelerin ortaya knda grlen artsremliliktir (bu da kukusuz son dere
ce nemlidir). Szgelimi XIX. yy'n balarnda, Cabanis, tptaki gsterge
lerin bu birleme zelliini tam olarak dile getirmitir: Ona gre, hastalk
durumunda, temel nitelikli olgu her zaman ok az saydadr; btn br
olgular temel olgularn karmndan ve farkl younluk derecesinde olma
larndan kaynaklanr. Olgularn ortaya k dzeni, birbirlerine gre olan
nemleri, deiik bantlar iine girmeleri, her eit hastaln domas
iin yeterli olmaktadr. Bir srecin, yani birleim gcnn tipik tanm da
ite bu zelliklerde yatar: Bu yle bir birleim gcdr ki, dk sayda
ama yksek gte birka eyle neredeyse okumann sonularn verir.
Bana yle geliyor ki, ayn tp gstergelerinin deimeyen ve yinelenen ge
nel grnm tam olarak sendrom diye adlandrlabilir. Bunun dilbilim
deki karl da kalplam dizim denilen eydir: Bir baka deyile, dei
ik tmcelerde her zaman ayn biimde kmelenmi olarak ortaya kan,
kalplam szck beidir. Kendisi de amaz biimde birok szckten
(iki, ya da drt) kurulu olan bu bek, bir tek szcn tad ayn i
levsel deeri tar kesinlikle. Bu, bilindii gibi, dilbilimin byk sorunla
rndan biridir ya da en azndan biri olmutur: Kalplam dizimler hem
dizgesel biimde, hem de kuramsal ve uygulamal olarak bir tek sz
ckle ilemsel olarak nasl incelenebilir? Szgelimi Franszca pomme
de terre ("patates") dediimizde, konuma biimimiz eitli sorunlar ya
ratr. Pomme de terrein gerekte bir tek szck olduu kesindir; ey
le somutlam olmasnn bir nemi yoktur bu adan. Ama eitli sorunlar
yaratan bir szcktr bu; zellikle de otomatik eviri konusunda el att
mzda bir sorun kar karmza, nk pomme de terre'\ biimsel olarak
G s te r g e b i l i m v e T p 189

bir tek szckm gibi ele alp ileyemeyiz. Saussure kalplam dizimle
rin, katksz dizisellik ile dizimsellik arasnda ara durumlar oluturmaya
yneldikleri lde kuramsal bakmdan bir glk yarattklarn iyi gr
mt; nk ne de olsa bunlar sonuta dizisel bir deeri bulunan dizim
sel elerdi, bir szckler diziiydi. Dolaysyla sendrom belki de yle
tanmlanabilir: Gstergelerin genel grnmnn okunmas edimi, yani
belli saydaki tp gstergesinin anlaml, deimez, dzenli, kurallara uy
gun olan ve her zaman ayn gsterilene ileten bir genel grnm biimin
de kavranmas. Diyagnostik'i (hastalk tehisi) de tam tamna ite budur:
Gstergelerden oluan bir genel grnmn okunmas eylemi. Szlk ise
diyagnostik'i yle tanmlar: "Hastada grlen marazi semptomlarn he
kim tarafndan bir araya getirilerek nozolojik ereve iinde yeri bulunan
bir hastala balanmas edimi".
te bu aamada yeni bir sorun ortaya kar: Diyagnostik glkleri
ya da hatalar dilsel ve yapsal olarak nasl tanmlanabilir? Tp konusunda
bilgim olmad iin ne yazk ki bu soruyu yanllayamyorum. Hekimin
bir gstergeyi ya da gstergeleri okumada karlat glklerin, gster
geler konusunda yanlgya dmesinin yapsal bir tanmlamas yaplabilir
elbette. Ama birleim dzeninin hangi annda glklerle karlaabilirle
ya da hatalar yapabilme tehlikesi vardr? Gstergelerin sistematii asn
dan bunu belirleyebilmek ok ilgin olacaktr (bu sorunun zmnn
hasta asndan salayaca yarardan da sz etmeye gerek yok!)

imdi gsterilen kavram evresinde bir iki gzlemim olacak. Kuku


suz, tp gstergelerinin, eklemli gstergelerin dizimsel genel grnm
bir gsterilene iletir. Bu tpsal gsterilenin, hastaln betimlenmesi, snf
landrlmas erevesi iinde bir yeri vardr. Hekim btn marazi semp
tomlar yani gstergeleri, hastaln betimlenmesi, snflandrlmas ere
vesi iinde yeri bulunan bir hastala balar. Hastaln betimlenmesi, s
nflandrlmas erevesi iindeki bu yer ise yalnzca bir addan ibarettir,
yani bir ad olarak hastalk sz konusudur. En azndan kliniin balang
cnda durum tartmasz olarak byledir kesinlikle. Foucault da, kliniin
douunda dilin oynad rol gsterirken bu durumu aydnlatmtr. As
lnda bir hastal okumak, ona bir ad vermek demektir; o andan itibaren
de zaten her ey bundan sonra iyice kark bir durum sunar bir tr
eksiksiz geridnebi Iiri ik sz konusudur; bu dorudan doruya dilin kendi
sinde grlen, gsteren ile gsterilen arasndaki badndrc geridnebi-
lirliktir. Hastalk ad olarak tanmlanr, gstergelerin toplamas olarak ta
nmlanr ama gstergelerin toplamas yalnzca hastaln adnda belli bir
dorultuya ynelip tamamlanabilir; burada sonsuz bir dolam sz konu
sudur. Diyagnostik okuma (tehisle ilikili okuma), yani hastalk gsterge-
190 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

terinin okunmas, adlandrmayla sonulanacakm gibidir: Tpsal gsteri


len ancak adlandrld an var olur. Bu aamada, gnmzde baz felsefe
ciler tarafndan srdrlen gsterge tartmasyla karlarz yeniden: Bir
gstergenin y da gstergelerin gsterilenlerini kullanabilmek ancak bu
gsterilenleri adlandrarak olanakldr ama bu adlandrma eylemiyle de
gsterileni yeniden gsterene evirmi oluruz. Bu kez de gsterilen, gste
ren durumuna gelir. Gstergebilimde bir sredir (drt ya da be yldr di
yelim) grlen btn deiiklii yaplandran da bu dnce olmutur.
Kukusuz bu da gnmzde, anlam olaynn sonsuz olduunu ve gsteri
lenlerin geri dnmesi olaynn neredeyse bitimsiz olduunu daha iyi anla
mamz (ilerde douraca btn sonular henz bilmememiz, durumu de
itirmez) lsnde gereklemitir. Kuramsal adan, bir gsterge hibir
zaman sonuncu bir gsterilende durdurulamaz; bir gstergeyi yalnzca
okunmas srasnda uygulama asndan durdurabiliriz yoksa bu durdurma
eylemi gsterge dizgesinin kendisinden kaynaklanamaz. Bu konuda iki r
nei ele alalm. Tpta, gsterilenin gsterene geri dnmesini ya da evril
mesini durduran ey, tpsal uygulamadr. Bir baka deyile, gsterilenin
hastalk ad olarak kavranmasndan itibaren gsterge dizgesi bir tedavi so
rununa dntrlr, hastalk iyiletirilmeye allr ve dolaysyla, o an
da, anlam dna bir k olan ilemle, ilemin iin iine katlmasyla gs
teren ve gsterilen arasndaki ba dndrc dolamdan kanlm olu
nur. Dilbilimde de ayn durum sz konusudur. Bir szlkte, her gsteren
baka gsterenlerle tanmlanr; yani bir szcn tanm baka szcklerle
yaplr. Ama, bu baka szckleri de tanmlamak istersek, yine baka sz
cklere ba vurmak gerekecek ve dolaysyla gsteren ile gsterilen ara
sndaki dolam hibir zaman durdurulamayacaktr. Kuramsal ve dizgesel
olarak, bir szlk, gereklemesi olanaksz bir nesnedir, ba dndrc ve
sanki eytans bir nesnedir. Oysa szlkler yararl ve kullanldr nk
belli bir anda, bir ilemle bu sonsuz sreci durdururuz, yani bir tanm ze
rinde dururuz yalnzca ve bu tanmdan pratik ya da ilemsel olarak yarar
lanrz.
Bu gsterilen sorunu konusunda ayrca, tp gstergebiliminde u du^
ru m arn var olup olmadn, yani bir bakma yalnzca kendi kendine ile
ten gstergeler bulup bulamayacamz da soruyorum kendi kendime.
Rastlantsal olarak bir eit pigmentli ve ilerleyici deri hastalyla (der-
matoz) karlatm. Eer iyi anlayabildimse, deri stnde kk lekelerle
ortaya kan bu hastalkta, sz konusu lekeler kendilerinden baka bireye
iletmeyecekler, dolaysyla da hibir okuma, derinletirme ya da yorumla
ma sreci gerektirmeyeceklerdir. Burada hastalk kendi kendisinin gster
gesi olacaktr. Belki de deri hastalklarnn her zaman yalnzca bir belirti
(gsterge) hastalna indirgenebilecei gerei konusu stnde fikir yr
G s te r g e b i l i m v e T p 191

tebiliriz. Baz tp gstergeleri stne burada ileri srdm trden bir var
saym eer az ok doruysa, bu, dilbilimde, zadllk diye adlandrlan
eyin zadllk, yani gstergenin kendi kendisiyle tantlanmas ede
erlisi olacaktr.

Sonu olarak, dil sorununu bir soru biiminde ortaya koymak istiyo
rum. Klinik ortamda, hastalk gerek bir dil alanym gibi grnyor
(ama bir kez daha belirteyim ki, klinik olgusunu Foucault'nun kitab iin
de, yani byk bir olaslkla kliniin arkeolojik bir a iinde sorgula
dm); nk ortada bir tz yani semptom ve bir biim yani gsterge (gs
teren ve gsterilenden oluan iki-yzl bir dzen), eleri azaltp gc ar
tran bir birleim dzeni, szlklerdeki gibi ad olarak var olan bir gsteri
len ve tpk dillerde olduu gibi renme evresi gerektiren bir okuma yani
diyagnostik (tehis) vardr. Son sorun ise bu tr bir gsterge dzeninin
gerekten bir dil olup olmadn bilmektir; bu, ift eklemleme sorunudur,
nk eklemli insan dilinin gerekten de bu ift eklemlemeyle tanmland
aka ortadadr. Bir baka deyile, insan dilinde ilk birimler diye ad
landracamz anlaml birimler yani her biri bir anlam tayan birimler
vardr; bunlar da kabaca belirtecek olursak szcklerdir: Bu anlaml bi
rimlerin her biri de ayrc birimlere yani eleri artk anlam tamayacak
sesbirimlere ayrtrlabilir. Diller ite bu ift eklemleme zelliine sahip
olduklar iin ok az sayda eyle inanlmaz bir zenginlie ulaabilirler:
Gerekten de dil bana ortalama otuz kadar sesbirimle yz bin szckten
oluan szlkler yapabiliriz.
yleyse, tp dilinin de bir ift eklemlemeye bal olup olmadn so
rabiliriz. Bana gre bir anlamda, tpta ift eklemleme sz konusudur, n
k ortada ayrc ve anlam olmayan birimler, tek balarna bir anlam be
lirtmeyen ama anlaml birimler biiminde bir araya gelen gstergeler var
dr ve her gsterge, tpk sesbirimler gibi, birok sendroma katlabilir. r
nek olarak, yaklak elli yl nce, drt hastalk belirtisi (gsterge) konu
sunda yaplan bir tehis trn ele alacam: Vcutta su birikmesine (hid-
ropizi) balanabilen kas zayfl; tkanmalara balanabilen tendeki sol
gunluk; iek hastalna balanabilen bedendeki lekeler; dite talarn
(tartar) birikmesi sonucu ortaya kabilecek dieti imesi. Eer bu gster
geleri iinde yer aldklar belli bir btnden ayrp yeniden biraraya geti
rirseniz, iskorbt diye adlandrlan baka bir hastalk yaratm olursunuz.
Yani karmzda, aslnda, birok hastala balanan gstergeler vardr ve
zel bir hastalk durumunun ortaya kmas da yalnzca bu gstergelerin
biraraya gelmesiyle olanakldr: te bu da, temelde, dorudan doruya
ift eklemlemenin emasdr.
imdi artk, gerekten felsefi ve ideolojik nitelikli u son soruyu so-
192 G s te r g e b i l i m s e l S e r v e n

rabiliriz: Dilbilim ve dolaysyla u son yllarn gstergebilimi belli bir


gsterge tarihine, belli bir gsterge ideolojisine balanabilir mi? Eer has
talklar alannn gstergebilimsel yaps, belli bir tarihe denk dyorsa
(Foucault'nun varsaymdr bu) gsterge kavramnn stnl, gsterge
kavramnn kltr de yleyse uygarlmzn belli bir ideolojik evresine
denk decektir. Ama, bu durumda, pozitif bir bilim ile ideolojik bir bilim
(szgelimi yorumbilim*) arasnda nasl olur da bir uygunluk bulunabilir?
Aslnda, XIX. yy'daki kliniin terimlerinde bile bir tp yorumbilimi vardr.
Pozitif bir bilim, belli bir ideolojik dnya grn benimsemi durumda
bulunan bir yorumbilim ile zdeleebilir mi? Gerekte, tp gibi pozitif bir
bilimin uygulanmas, kendi iinde mitsel diye adlandrabileceimiz ema
larn dolamn dlamaz kukusuz; nk tp gstergebilimi temelde,
animist (canlc) trden bir emaya olduka iyi denk der: Hastalk asln
da anlalabilir klnmtr; bu zellii, tpk bedenin derinliklerinde, sanki
derinin altnda yatan bir kimsenin, sonradan, hekimin alglamak ve nere
deyse ifre zen bir kahin gibi yorumlamak (bu aslnda bir tr kehanette
bulunmak demektir) zorunda kalaca gstergeler, bildiriler iletmesine
benzer. Geriye ise u soru kalr: Gnmzn tbb hl gerek anlamyla
gstergebilimsel zellikler tamakta mdr?

Les Sciences de la folie'de, Roger Bas-


tide'in ynetiminde (Ecole pratique des
hautes tudes'e bal Sosyal Psikiyatri
Merkezi'nin yayn), Mouton, 1972.

Franszca's hermneutique. (.N.)

You might also like