You are on page 1of 221

Gn iinde bambaka bir yerdi

Kan ve Gl Kuru Temizleme. Tezgahm


arkasmdaki eleman ile dkkan dolduran
kalabaltm elleri arasmda etamin, patiska
ve alpakalar pervaszca savruluyor, polyester,
fi/afif ve flanel/er ehvetle a!ldyor,
tartan, tafta ve ifonlar kan altyor, ipek jorjet/er
onlara histerik kahkahalarla kar!lk veriyordu.
Bu lgmltm arasmda gzlerim gayriihtiyari
skender Doan' arad ancak kendisi ortalkta
grnmyordu. Biraz hayal kmklma uram
idiysem de bu durumu doal kar!lamam
gerektiini biliyordum. Onun ii gndelik
operasyonlara kat!lmak deil, geceleri biz
uyurken dnyanm bin bir hali zerine tefekkr
edip, sefil varoluumuza bir nebze anlam
katacak nihai gerein peinde komak ve onu
avularmda hissettii anda insanolundan
oktan midi kestiini haflrlayveren
merhametli bir tann gibi bizim iin
sessizce iki damla gzya dkmekti.
A

p R 1 L
-------
A P R L

Yayn No: 172

1. Bask
Nisan, 2017

ISBN: 978-605-5162-82-5
Yayn
A.P.R.l.L Yaynclk
Yayn Ynetmeni
Tark Zafer Tunaya Sokak
K. Egemen PEK
21/3 Gmsuyu-Beyolu-STANBUL
Tel: (00 901 212 252 94 38
Editr
Faks: (00 901 212 252 94 39
Murat MENTE
www.aprilyayincilik.com
bilgilaa prilyayin cilik.com
Kapak Tasarm
Murat YILMAZ
Bu kitabn yayn haklar April Yaynclk'a aittir.

Tasarm
Adem ENEL Bu kitabn basksndan 5846 ve 2936 sayl
Fikir ve Sanat Eserleri Yasas Hkmleri
Bask gereince alnt yaplamaz, fotokopi yntemiyle
Ayrnt Basmevi oaltlamaz, resim, ekil, ema, grafik vb
Sertifika No: 13987 yaynevinin izni olmadan kopya edilemez.
Al getir ilk sevgiliyi Beikta'tan,
Yaamak istiyorum genliimi yeni batan.
Cahit Stk Taranc
1 . The Man Who Sold The World

Gelecek, bazlar iin, hakikaten de uzak bir hatradan ibaret


tir. Byleleri asndan varolu, hayatn meum bir noktasnda,
imdiki zamandan ileriye doru uzanan bir yol olmaktan
kp, onlar gemile gelecek arasna sktran bir hapishaneye
dnmtr. Bu, trajik bir hal midir? Herhalde yledir. Fa
kat burada bize den, kimseyi yarglamak deil; bir kle, ama
muhakkak ki pek isyankar bir kle saymak gereken insann
hazin kaderine dair bir h.ikaye anlatmak. O yzden, gelin, az
nce szn ettiim iflah olmaz trn bir mensubu sfatyla,
size her eyi ta en ortasndan balayarak anlataym.

Evlendiim ve boandm tarih, nikah dairesindeki memur


ve avukatmzn tuhaf ve mterek bir cilvesiyle, ayn gne denk
gelmekteydi. Doum 17 Ocak 1995, lm 17 Ocak 2004. Do
kuz sene; flrt dnemimiz de hesaba katlnca, on alt. Flrt ne
demekse? ''Ayrlk acsndan kurtulmak iin gereken sre, bir
likte geirilenin yars kadar" demiti bir arkadam Nergis'le
boandmzda. O zamanlar sekiz seneyi kendimi ldrmeden
ya da ne bileyim, en iyi ihtimalle aklm karmadan geirebile
ceime pek ihtimal vermemekteydim ya, yuvamzn yklnn
onuncu sene-i devriyesini geride braktm gnlerde, o arkada
mn bu teoriyi belki de beni tesell i etmek iin uydurduunu
dnmeye balamtm. nk bu akn, bu sevdann stn
den k geiyor, bahar geiyor, yaz geiyor, mr geiyor lakin
kalbimdeki yara gemiyor, geemiyordu.

Elbette, ilikimiz her zaman gllk glistanlk olmu de


ildi; u ya da bu nedenle, zaman zaman aramza kara kedi
girmilii vard. Bilhassa, evlenmemizden birka yl nce, li
seden tandm bir hanmefendiyle yaadm kaamak, Ner
gis' in naiz bedenim zerinde gerekletirdii tahribatn yan
sra, birlikteliimizi de neredeyse ykm noktasna getirmiti.
Amma velakin, mebzul miktarda ac, gzya, hiddet ve niha
yetinde nedamet yaandktan sonra Nergis beni affetmi, bir
ekilde bu meselenin stesinden gelmeyi baarmtk. Gel gr
ki, genliimizin en frtnal gnlerinde okyanuslar geen biz,
yllar sonrasnda metal anmasna yenik dp, derede bou
lacaktk. kimiz iin de zor olacakt elbette ama Nergis'siz is
tikbalim, benim hayatm bsbtn zifiri bir karanlktan iba
ret hale getirecekti.

Yine de neticede, ciddi bir intihar giriiminde bulunma


dm gibi aklmn bir ksmn muhafaza etmeyi de baarm
tm. (Ya da byle dnmek houma gidiyor, emin deilim.)
Bunun en nemli sebebi kzmz Zeynep'ti. Annesiyle boan
dmzda iki buuk yandayd Zeynep; evliliimize dair pek
bir ey hatrlamyordu yani. A ra sra o gnlere dair blk pr
k bir eyler sylyordu ama bence hafzasnn ona oynad
oyunlardan ibaretti hepsi. Boanma srecinde Nergis'le birbi
rimize kar enikonu irkinlemi idiysek de, sz konusu ocuk
olduunda ikimiz de medeni insanlarmz gibi davranmay ba
arabiliyorduk. Velayeti ortaklaa stlenmitik ve Zeynep haf
tann iki ya da gnn bende geirmekteydi. lk balarda
biraz zorluk ekmitik ama bir sre sonra sabk zevcem Beik
ta'ta bana yakn bir eve tannca iler iyi kt yoluna girmiti.

10
Tatl, akll ve hepsinden nemlisi mutlu bir ocuktu Zeynep.
Galiba itenlikle sorumluluunu hissettiim tek insand ve ona
iyi bir baba olmak benim iin hayattaki en nemli eydi. Bu
durum, boanmann ardndan iine dtm kendini peri
an etme srecini bir lde frenliyordu.

Kadnlarla ilikilerim, ok hafif bir ifadeyle, yolunda git


miyordu. Bir dizi manasz birliktelikten sonra hayatma zel
biri giriyor ve bana her eye yeni batan balayabileceimi d
ndryordu. Ancak bir srenin ardndan, grnrde iler ga
yet dzgn ilerlerken garip bir durum ortaya kyordu. Ner
gis ryalarma giriyordu. Beni affetmi, yeniden birlemiiz,
eski dostlarmzla glp eleniyormuuz falan . . . ve en kor
kuncu: Ona feci bir kabus grdm anlatyorum; biz me
erse ayrlmz, ben yllarca onsuz yaamak zorunda kalm
m, hayatm heba etmiim, her gn yaarken lmm. Bak
nasl iimde iekler averiyordu her eyin alt st bir rya
olduunu anlaynca imdi. Derken sabah oluyor ve ben gz
lerimi o renksiz, o saadetsiz dnyaya ayordum. ok geme
den de halihazrdaki ilikimi, kimi zaman hayli korkun bir
biimde, nihayetlendiriyordum. Elbette zlyor, vicdan azab
ekiyordum yaptklarmdan dolay ama neticede o kadnlarn,
ayn Nergis gibi, beni unutup hayatlarna devam edeceini,
benim ise ebedi lanetimle ba baa kalacam, yani onlardan
ok daha kt bir cezaya mahkum olduumu dnerek te
selli buluyordum. Bir yandan da, Nergis'le ilikimin kk bir
tekrarn yaayp, kendimi zaten hibir eyin baka trl ger
ekleemeyeceine inandryor, kt kaderimin hakimiymi
im gibi hissediyordum. Neticede, adma yazlm hakaret, la
net, aalama ve acma dolu ayrlk mektuplaryla kk bir
sergi aabilecek bir seri iliki katiline dnmtm. Talam
bir kalple yaamam gerektii gereiyle yzleiyor, aka dair
her eyi geride b rakmaya karar veriyordum o zaman. Derken

11
yamurlu bir gn, memek iin incecik bedenlerini birbi
rine yaptrm sarma dola yryen sevdal bir gen ift g
rnce, felaketim oluyor, alyordum. Ksacas dman banay
dm. Kadim vacipti.

Bu patolojik dng iinde gerekten deien tek ey Zey


nep'ti. Kzm byyordu. Giderek daha ok eye akl ermek
teydi ve bana aklnn erdii eylerin sadece bir ksmn gster
diinden emindim. Daha dn el kadar bebekken bak, yarn
dans gsterisini izlemeye gidecektim ite. Hem de annesiyle
tantmz Boazii niversitesi 'nin gsteri salonunda. ni
versite yllarnda ben de tiyatroyla amatrce uram, ancak
o harikulade sahneye adm bile atamamtm. Okulun tiyatro
kulb, son derece baarl oyunlar sahnelemekle birlikte, i
ilikilerinde ar kuralc davrandndan beni itmi, hatta belki
biraz gzm korkutmu, bu yzden ben de "sanat hayatm"
almalarn Ortaky'deki izbe bir sinema salonunda yr
ten Gen ncler isimli baka bir grupla srdrme karar al
mtm. Gen ncler'le pek ok oyun alm fakat ilkel
bir oratoryo diye niteleyebileceim ve toplamda dakika ka
dar sren berbat bir gsteri dnda seyirciyle buluamamtk
maalesef. Bir gn, bir nedenle, sinema salonu polis tarafndan
mhrlenince benim aktrlk maceram da son bulmutu. K
zmn byle gzel bir sahneye karak, benim makus talihimi
daha on yanda krmasndan hem sevin hem de byk
kvan duyuyordum.

Zeynep' in dans gsterisinin bir nceki gn akam saatle


rinde, alma odamda bilgisayarmn bana oturmu Paradise
Yaynevi iin yaptm yznc ak roman evirisi, al
nan Kalp in son dzeltmeleriyle uramaktaydm ki cep tele
'

fonum ald. ''Alo?"

"Baba?"

12
"Evlat?"

"Yarn unutmadn deil mi?"

"Nasl unutabilirim?" Sadece tarihi gstermekle kalmayp,


o gne dair nemli bilgileri de ieren masa takvimini nme
ekip, bir sonraki gne ait sayfann arkasna gz attm. "Hit
ler'in Alman vatandalna geiinin yl dnm."

"ok komik," dedi buz gibi bir sesle Zeynep. Aslnda bence
komik bulmutu biraz ama ebeveyn esprisine glmenin taze bir
ergenin ileyebilecei yz yetmi iki bin byk gnahtan biri
olduunu bildiimden ses karmadm bu yorumuna. "Gs
teri saat yedide balyor, ge kalma sakn."

"Kalmam, merak etme."

"Bir de . . . k bir eyler giyersen iyi olur."

"Benim giyim tarzm beenmiyor musun?" ok gcen-


mitim.

" Konu o deil. Yarn ?zel bir gn."

" Peki. Frak giyerim."

"Sakn!" Sesinde ciddi bir endie vard. Aslnda hi yle


eksantrik, lgn biri saylmazdm ama kzmda yle olabile
ceime dair uyandrdm phe houma gidiyordu. Kendimi
ilgin bir baba gibi hissediyordum o zaman. Gurur duyabile
cei, zel bir baba. "Takm elbise giyebilirsin."

"O kadar veli toplantna geldim bir tane bile takm elbise
giyen baba hatrlamyorum."

"Bu veli toplants deil, dans gsterisi. Ayrca ebnem De


mirivi 'nin babas giyiyor."

"ebnem Demirivi 'nin babas burnunu da karmyor."

"Baba, ergen olan benim. Hi deilse bir ceket giy ltfen."

13
"Giyerim. Sen de rahat ol. Yarn harika geecek." Telefo
num titreince ekrana baktm. kinci bir arama. Patronum, yani
Paradise Yaynevi'nin genel yayn ynetmeni Esat Bey' den. "
yerinden aryorlar kzm," dedim. "Kapatyorum imdi."

"Tamam."

"Seni ok seviyorum."

"Tamam."

"Esat Bey," diye akamn sekizinde mmkn olabildii ka


dar enerjik bir gei yaptm profesyonel grmeme.

"Naslsn Aziz?" diye sordu Esat Bey akamn sekizinde,


bir sonraki gn matbaaya gnderilecek metin hala eline ge
memi bir patron iin mmkn olabildii kadar kibar bir ta
vrla. "Kitap gelmemi hala?"

"Bir saate gnderiyorum Esat Bey, " dedim. "Birka ufak


tefek . . . "

"Hemen hallet ltfen. Bekliyoruz bak," deyip kapatt tele


fonu veli nimetim.

Paradise Yaynevi'yle ilikim de, ayn Nergis ve Gen n


cler'le olduu gibi niversite yllarma dayanmakta, ancak on
lardan farkl olarak, ufak tefek aralar saymazsak halen devam
etmekteydi. dealist ve be parasz bir mtercim-tercmanlk
rencisi olarak iyi yaynevlerine nitelikli kitaplar evirerek cep
harlm kazanmakta ve gelecekte Sait Faik'in tm eserlerini
ngiliz diline kazandrma emelimi muhafaza etmekteydim. Ta
ki, bir gn eytan drtp de kantinin karsndaki gazeteciden
bir Paradise Yaynevi kitab alp inceleyene kadar. Hepsi birbi
rinden berbat ak romanlar basyordu Paradise. te yandan
kat kaliteleri, kapak tasarmlar ve mizanpajlar , evet, yine zi
yadesiyle zevksiz olmakla birlikte, yaynevinin para konusunda

14
pek sknt yaamadna iaret ediyordu. Telefonla bir ran
devu alp kendileriyle grmeye gittiimde elime deneme e
virisi iin bir metin tututurmular, hemen sonra da beni ie
almlard. te bylece gstergebilim, psikanaliz ve genetik ev
rim gibi mevzulara veda edip, ifte su verilmi elik grisi gzl
adamlar ile bir trl iek aamam gen kzlarn ak ve cin
sellik dnyasna merhaba demitim. Paradise kitaplar peynir
ekmek gibi sattndan birinin evirisini tamamladm anda
dierine geebiliyordum ve zamanla bu ite iyice ustalap, bir
ayda iki kitab bitirebilecek kadar hzlanmtm. Zaman za
man, alma odamn duvarnda posteri asl duran Shakespe
are'in eletirel, hatta tiksinti ykl baklar altnda, onca ei
timi bu adi ura iin mi aldm trnden sorular yreimi
daraltyor idiyse de, o gnlerde Trkiye' deki tek ubesi yay
nevinin bulunduu binann giri katnda yer alan, Citibank'te
bozduracan dolgun ek elime getiinde, hissettiim vic
dan azab yatp yitiveriyordu. Ayrca bunun sadece renci
liim bitene kadar srdreceim geici bir i olduu dn
cesiyle de teselli bulmaktaydm. Ne var ki, mteakip yllarda
bir trl daha iyi bir i bulamadm gibi, tantmzda basit
bir editrken imdi sadece genel yayn ynetmenim deil ayn
zamanda irketin orta da olan Esat Bey'in sigortam yaptr
masyla emekliliime dek boktan ak romanlarnn evirmeni
olarak yaayacam ve Sait Faik klliyatna dnmemin daha
epey bekleyecei gereini kabullenmitim. Eh, neticede ol
gunluk dediin, hayat daha fazla acyla kabullenebilme ye
tisi deil midir?

alnan Kalp'in revizyonunu tamamlayp dosyay yayne


vine e-postayla gnderdikten sonra dans gsterisinde kzm
utandrmamak iin giyeceim kostm semek zere gardro
bumun bana gittim. En yenisi on sene nce alnm adet
ceketten spor grnml olan seip srtma geirdim. Ceket,

15
stme korktuum kadar dar gelmemekle birlikte umulma
dk nispette tozluydu. Omuzlarma attm bir iki sille, der
dimin dermannn kuru temizleme teknolojisi olduuna iaret
etmekteydi. Acaba o saatte ak bir kuru temizlemeci bulabi
lir miydim? Diyelim buldum, ceketi yarn akama kadar ha
zr edebilirler miydi? Ve ocuum dnda herhangi bir kuvvet
bu sorulara yant bulmak iin beni o saatte sokaklara kara
bilir miydi?

Ceketi asksyla birlikte srtma vurup kendimi dar attm.


Yldz Yokuu'nun tepesinden bir Ihlamur, bir ar tarafna ba
kp, esnafn daha ok, hayatn daha civcivli olduu ikincisine
doru devam etmeye karar verdim. On dakika iinde, ary
boydan boya turlam ve kuru temizleme dkkan bulmu
tum. Ne yazk ki, hepsi de kepenklerini indirmiti. Planlar
olan bir babadan amasz bir adama dnvermitim imdi.
Yolda yryen insanlara bakarken benim dmda herkesin
gitmeye deer bir yeri olduu duygusunu iimden atamyor
dum. Nergis'i dndm. Evde, ocuu ve belki de dier sev
dikleriyle birlikteydi. Mutlu, huzurlu ve sevgi doluydular. Ve
bence yourtlu biber yiyorlard. Garip ama en ok bu sonun
cusu koyuyordu bana. Bir nceki haftasonu eski kaynvalide
min ziyarete geldiini biliyordum; her geldiinde yourtlu bi
ber yapp brakrd. Bu yemei yerken, yannzda deilse bile
birileri tarafndan dnldnz, gzetildiinizi, bir aile
olduunuzu hissederdiniz. Nergis'le birlikte bunu da kaybet
mitim. Yan i ben de pekala kendime yourtlu biber yapp is
tediim kadar zkkmlanabilirdim ancak bu, hayatta yapayal
nz olduum gereini deitirmezdi.

Kendine acma seansmn bu en tatl evresindeyken birinin


bana seslendiini iittim. Kafam evirip sesin geldii yne bak
tm. Yol kenarnda sralanm birahanelerden birinde oturan

16
esmer bir kadn bana el sallamaktayd. Kim olduu konusunda
hibir fikrim yoktu. Glmseyip ona ayn ekilde karlk ver
dikten sonra yoluma devam etme eilimindeydim fakat kad
nn taburesinden kalkp bana doru geldiini grnce bek
ledim. "Aziz!" dedi, beni grdne gerekten sevinmi gibi.
"Tanmadn m beni?"

yle bir hafzam zorladm. Sfr. "karamadm . . . "

"Fulya ben!"

"Fulya?" Hala en ufak bir k yanmamt zihnimde.

"Gen ncler' den. Blentler falan hani. . . Ortaky Sa-


nat Merkezi 'nde . . . "

Fulya? u an karmda duran alml kadn, o kara kuru


kz myd yani? ''Aa tamam tamam, kusura bakma tanyama
dm ilk anda . . . "

"Bo ver, olur yle eyler. Yirmi yl gemi aradan. Yala


nyoruz haliyle."

Bir kadnn, geen yllarn nasl da lehine ilediinin bi


lincinde olmad dnlemeyeceine gre, demek ki, yalan
mayla ilgili yorumu benim zayflayan beyin fonksiyonlarmla
ilgiliydi. te yandan, belki de bu mspet deiimi onaylamam
bekliyordu? "Epey farkl grnyorsun yalnz."

"Sen de yle," diye glerek, son yllarda iyice imeye ba


layan gbeime iki aplak att.

"Sorma," dedim. "Masa ba i yapmaktan." Biraz canm


sklmt. Ben ona iltifat edeyim, karlnda bir ya tulu
muna dndm iiteyim.

"in yoksa otursana benimle, bir eyler ier sohbet ede


riz." Benimle bir eyler iip sohbet etmek istiyordu, sevinmi
tim. "Saat ona kadar vaktim var benim." Ama ok da uzatmak

17
istemiyordu, zlmtm. "Sonra tiyatroya gideceim, ok g
zel bir oyun var BKM' de, kesinlikle sen de grmelisin." Do
layl yoldan beni tiyatroya davet ediyordu, sevinmitim. "Yalnz
bilet bulmak ok zor, en az bir ay nceden yer ayrtmak gere
kiyor, haberin olsun." Hayr, beni tiyatroya davet etmiyordu,
zlmtm. "Neyse ite, bir saat falan taklabiliriz birlikte."
Ba baa geirecek, bize ait bir saat sremiz vard, sevinmi
tim. "Orkun, eim, biraz ge kyor bu akam iten, muhte
melen dorudan oyuna gelecek." Eim? Demek kocas meslek
sahibiydi. Sevinmitim. "Eee, ne diyorsun?"

Beni bir paragrafta snrda kiilik bozukluunun eiine ge


tiren kadna yle bir bakp i geirdim. "Bilemedim imdi. . . "

''Anladm," diyerek beni kolumdan ekti masasna doru.


"Ne iiyorsun?"

Yirmi yl insana ne kadar uzun grnyor. Oysa ikinci


biramn ortasna geldiimde, onca sredir birbirini grmemi
iki kii, o za man zarfnda yaadmz nemli saylabilecek
her konunun stnden kabaca gemitik. Benim hikayem bel
liydi. Nergis, Zeynep, boanma, Paradise Yaynevi . . . Fulya'ya
gelince, tiyatroyu oktan brakmt, niversiteyi bitirdikten
sonra bir yl Hindistan, srail, Afganistan, ran ve Hollanda'y
gezmiti, bir Hollandal'ya ak olup evlenmiti, herifin psiko
pat olduunu an laynca boanmt, memlekete dnp al
maya balamt, ofis malzemeleri reten bir irkette on yldr
yneticilik yapyordu, Orkun'la da bu iyerinde tanmt za
ten, mutluydu, kendilerinindi evleri, ocuu yoktu ve yapmay
da dnmyordu . . . dnmyorlard yani.

Fulya saatini ve cep telefonunu kontrol edip hzl bir du


rum deerlendirmesi yaptktan sonra bir bira daha syledi. As
lnda oyunun balamasna sadece on be dakika kald d
nlrse belki de ok salkl bi r karar vermemiti ya, canma

18
minnetti benim. Yeni gelen ikisinden bir yudum alp yzme
bakt. "ok yetenekliydin sen."

"Efendim?"

"Sahnede diyorum . . . ok iyi bir aktrdn bence."

"Aman, doru dzgn bir oyun mu oynadk sanki? Teek


kr ederim yine de."

"Hayr hayr, doalama almalarndan bile anlalyordu."

"Dierleri pek yle dnmyordu herhalde. Sinema m


hrlendikten sonra bir daha hi aramadlar."

"Onun oyunculuunla ilgisi yoktu bence. Sanrm seni ye


terince . . . ey bulmuyorlard."

"Devrimci?"

Fulya bir kahkaha att. "Evet, Stanislavski falan okuyor


dun sen."

"Dramatik aktrlk: Brecht'e yaplabilecek en byk ihanet!"

"Eh, hak etmisin baina gelenleri," diyerek bira bardan


benimkine vurdu. "Haydi erefe."

"Ne yaptnz ben ayrldktan sonra?" diye sordum. Haki


katen merak ediyordum grubun akbetini.

"Sen gittikten sonra," deyip dudaklarn srd Fulya, ''Ab


dl geldi."

''Abdl?"

Fulya belli belirsiz bir ba hareketiyle onaylad. Glm


semesi yznde donakalm, baklar bulutlanmt. ''Anka
ra' dan gelen bir oyuncu. Tuhaf biriydi. Kafa kartrc. Her
eye muhalefet eden tiplerden. Biraz da ekici."

"Hmm . . . Ne yapt peki bu Abdl?"

19
"Grubun canna okudu. Her eye kar kyordu, dediim
gibi. Hayr o oyun deil br allmal, hayr dekor yle de
il byle kurulmal, k oradan deil br taraftan vurmal. . .
aklna ne geliyorsa."

"Blent'le papaz olmadlar m peki?"

"Hem de nasl. Blem'in kendi yazd bir oyun vard me


sela, ok istiyordu onu oynayalm. lm deinde bir kapi
talistin hesaplamalar falan . . . o tip. Abdl'n kar nerisi
neydi biliyor musun? Terminatr!"

"Nasl?"

"Terminatr."

"u Arnold Schwarzenegger'in oynad?"

"Aynen."

ster istemez koca bir srt yaylmt yzme. "Bunu hi


beklemiyordum cidden."

"Post kapitalist toplum eletirisiymi Terminatr."

"Kabul etmeli ki, ok devrimci bir yaklamm."

"Nasl savunuyordu bir grsen . . . Yok efendim, hikayenin


alt metninde, ar makinelemenin neticesinde gelen yabanc
lama anlatlyormu da ... neler neler. in tuhaf bir sr ki
iyi de ikna etmeyi baard namussuz."

Ne yalan syleyeyim biraz snmtm bu Abdl denen ka


raktere. "Hangi oyuna karar verdiniz diye sormaya korkuyorum."

"Drrenmatt'n Fizikiler' ine."

"Nasl yani?"

20
"kisi de taviz vermeyince nc bir alternatif geldi gn
deme. Olan da biz kzlara oldu. Bir tane kadn karakter var
oyunda, o da elbette Tlay'a gitti."

'Tlay, Blent'in karsyd, deil mi?"

"yle,'' diyerek saatini kontrol etti Fulya. " Ben kalkaym


artk."

Havaya bir imza atmak suretiyle garsona evrensel hesap is


teme iaretini aktktan sonra Fulya'ya dndm tekrar. "G
zel oldu mu bari?"

"Onu da oynayamadk ki? Abdl ld."

"Ne!"

"5 Nisan 1994. ok iyi hatrlyorum nk Kurt Coba


in'in intihar ettii gnd. at katnda bir dairesi vard, orada
kalbine sapl bir bakla bulmular."

"Neler sylyorsun Fulya? Hem de tam giderayak. ok


acayip bir hikayeymi bu_. Kim ldrm peki?"

"Katilini hibir zaman bulamadlar,'' diye omuz silkti. "Bana


kalrsa herkes yapm olabilir. Blent, Tlay, gruptan biri ya
da herhangi bir yerde tanp gck ettii bir bakas. . . Court
ney Love bile olabilir."

Fulya'nn krk be Trk liras tutarndaki hesab deme ko


nusundaki srarlarna aldr etmeden, cebimden kardm
ellilik banknotu masaya brakp ayaklandm. "Haydi. Gide
lim ank buradan."

Yola doru birka adm atmtm ki Fulya seslendi. "Hey,


bunu unuttun." Parman ceketimin asksna geirmi salla
maktayd. Teekkr edip elinden aldm. "Niye yannda ta
yorsun bunu?"

21
Birlikte tiyatroya doru yrmeye baladk. Birka dakika
iinde ayrlmamz gerektiini dnmek canm skyordu. "Ya
rn akam Boazii niversitesi'nde kzmn dans gsterisi var,"
dedim. "Kuru temizlemeci bulurum belki diye kmtm d
ar ama hepsi kapal."

"Kan ve Gl 'e baktn m?"

"Nereye?"

"skender Doan'n kuru temizleme dkkan, Kan ve Gl.


Haftann yedi gn, yirmi drt saat aktr."

Yetmili yllarda "Kan ve Gl" isimli arksyla byk h


ret edinen skender Doan' iyi hatrlyordum ancak kendisi
nin bir kuru temizlemeci dkkan ilettiini renmek gari
bime gitmiti. "Ciddi misin sen?"

"Evet," diye gld Fulya. "Ben de grdmde ok ar


mtm. stelik bazen kendisi duruyor dkkanda. Ben rastla
dm bir kere, biraz sohbet de ettik."

"yle mi? Nasl biri peki?"

"Haza beyefendi. Son derece kibar, gler yzl, hosoh


bet. Artk pek grlmeyen trde erkeklerden. Dkkan ilk a
tnda, daha ziyade imza istemeye gelirmi insanlar."

Ben de kibar, gler yzl ve hosohbet saylabilirdim as


lnda ama bulunmaz Hint kuma saylamayacan bir ger
ekti. Belki de beyefendilik, mspet birtakm hasletlere sahip
olmaktan ziyade, menfi birtakm temaylleri olmamakla ala
kalyd. Diyelim, karnzdaki hanmefendi sizi gcendirecek
bir laf ettiinde, hemen kskanla kaplp hi tanmadnz
bir adam hakknda ileri geri yorumlar yapmamak gibi. "Artk
pek hayran kalmamtr zannediyorum?"

22
"Bu durumdan hi de ikayeti bir hali yoktu," dedi Fulya
kaba yorumuma karlk. "Bugnn starlar gibi muhteris ve
sevimsiz deil."

Amatr tiyatro arkadam kibarca haddimi bildirdii esnada


BKM'nin nne gelmitik. Telefon alverii yapacak mydk
acaba? Dahas yapmal mydk? "O zaman iyi elenceler sana,"
dedim yutkunarak. "Ho bir tesadft."

"Ho olan bir ey asla gzel olamaz," dedi Fulya ciddiyecle.


Ardndan glerek ekledi: "Dalga geiyorum."

Artk emindim. Haza beyefendilik benim iin imkansz


bir hayaldi. En azndan Fulya'nn gznde. Telefonunu iste
mekten hemen vazgetim. "Nerede skender Bey'in dkkan?"

"ar'y sonuna kadar ge, Yldz'a dnmeden nce sa-


daki bloklarn alcnda. Tabelasn grrsn."

"Peki, teekkr ederim."

"p kzn benim iin."

"Tamam. Sen de O rkun'u p."

Fulya neeli bir kahkaha paclacc. Uzanp usulca dudakla


rn yanama dedirdi. "Biliyor musun?" diye fsldad kula
ma. "Ben o zamanlar biraz aktm sana." Parmaklarm du
daklarnn dedii yerde, onun tiyatro binasna girip tad bir
hayal gibi kayboluunu izledim. Dnp hzl admlarla sken
der Bey' in dkkanna doru giderken Kan ve Gl ' mrldan
makta olduumu fark ettim.

23
2. All Apologies

Kan ve Gl Kuru Temizleme'nin krmz floresanla aydnla


tlm tabelasn grdmde inceden yamur iselemeye ba
lamt. Ceket fazla slanmasn diye hzl admlarla dkkana
ulap kapy atm. Mekan epeevre saran, tavandan sarkan
ve bana nedense aslarak idam edilmi insanlar dndren
ceket, palto, kaban, pantolon, gmlek, bluz ve enva-i eit giy
sinin arasndan ilerleyip tam ortadaki tezgahn yanna gittim.
Kafam evirince, tezgahn arkasnda sa kede, elinde bir ki
tap, ayaklarn yazar kasan bulunduu sehpaya uzatm otu
ran ve okuma gzlklerinin zerinden dikkatle beni izleyen
uzun boylu adam fark ettim. Ben bir ey sylemeye frsat bu
lamadan, yznde belli belirsiz bir glmsemeyle zpkn gibi
frlayp iki ayann stne dikildi. "Ho geldiniz. Nasl yar
dm edebilirim?"

Kabaca bir hesapla altm yalarnda olmas gerekirken, en


fazla krk be diyebileceiniz bu beyefendi skender Doan,
okuduu sayfa ak ve kapa yukar gelecek bir biimde tak
diye tezgahn stne koyduu kitap ise, sanki her eyi daha
korkun klsn diye, H.G. Wells'in Zaman Makinesi adl roma
nyd. " yi akamlar skender Bey," diye giri yaptm kendisini
tandm anlamas iin. "Ceketimi brakmak istiyordum."
"Hay hay," diyerek asky elimden aldktan sonra cebin
den k bir tkenmez kalem karp teslim fiini doldurmaya
giriti. "Bugn pazartesi . . . aramba gnne hazr ederiz, uy
gun mudur?"

"Deildir," dedim pattadak. skender Doan'n tek kan


kaldrdn fark edince alelacele ekledim. "Yarn akam kz
mn dans gsterisi var, maalesef giyebileceim tek ceket de bu."

skender Bey baklarn bana evirdi. Yzne yumuak,


sevecen bir ifade yerlemiti. "Kznz dans m?"

"Bir yldr modern dansa gidiyor," dedim. "Daha on ya


nda, devam etmek ister mi bilmiyorum. Biraz maymun itahl.
Sanata ok yatkn ama. zellikle mzie. Sesi ok gzel. . . "
Daha da anlatacaktm ama skender Bey' in, beni profesyonel
bir sanatyla karlat anda ocuunun yeteneklerini sayp
dken can skc ebeveynlerden biri gibi alglamasn isteme
diimden kapattm enemi. Tabii aynen yleydim, o ayr me
sele. te yandan skender Bey, sylediklerime samimi bir il
giyle karlk vererek beni fena halde artt. Kzmn adn,
okulunu, derslerinin iyi olup olmadn, madem mzie yete
nekli, konservatuvara gitmeyi dnp dnmediini sordu;
Zeynep' in daha ziyade ark sylemeyi sevdiini sylediimde
de an derslerine balamak iin on drt yan en uygun zaman
sayld bilgisini verdi. Btn hretine ramen, bak, onun da
sen ben gibi normal bir insan olduunu grmek beni nasl se
vindirmiti anlatamam. Hem iyi bir sanat, hem de tevazu sa
hibiydi. Bugnkler gibi deildi hi. Geri bugnk sanat
lardan ahsen tandm kimse yoktu ama bence yleydi yani.

"Ceketinizi yarn leden sonra alabilirsiniz," dedi sken


der Bey teslim fiimi elime tututurarak. "Kk Zeynep'e de
baarlar dilerim."

26
Ona ok teekkr edip dkkan n kna yneldim. Keke
yoluma devam etseymiim. Ne yazk ki, eytan drtt ve tek
rar ona dndm. Boazm temizleyip, "skender Bey," dedim,
"Kusuruma bakmazsanz bir ey sormak istiyorum . . . " Suratn
dan tadnn biraz katn ayrmsayabiliyordum, ne var ki, ok
yaydan kmt bir kere, devam edecektim. "Sanat hayatnz
ok ksa srd. Kan ve Gl, mthi bir arkyd ama sonra pek
bir ey yapmadnz bildiim kadaryla. Yani o apta ses geti
ren baka bir eseriniz olmad? Tabii belki de byle dnme
min sebebi tamamen benim cehaletim . . . "

''Akas Kan ve Gl'n ardndan bir sre daha youn bi


imde mzikle uratm ama sonra tamamen braktm," dedi
skender Bey.

"Hay Allah, ne yazk. Sebebini sorabilir miyim acaba?"

"Lzum grmedim," diye yantlad, yznde honutluk ya


da dalgnlk diye yorumlanabilecek bir ifadeyle.

''Anlayamadm?"

"Siz ne i yapyorsunuz acaba?" diye soruma soruyla kar


lk verdi skender Doan.

"evirmenim ben," dedim. "Sait Faik'in eserlerini ngi


lizce'ye kazand rmaya alyorum." Yalan saylmazd aslnda,
neticede nihai amacm buydu ve skender Bey'in, ne bileyim,
yle kullanm klavuzlar, brorler falan evirdiimi dn
mesini de istemiyordum.

"yleyse beni anlayacaksnz," dedi dosta glmseyerek.


"Siz de sanat saylrsnz."

"Yok canm, o kadar da deil. . ."

27
"Bakn, eviri yaparken kimi zaman en doru anlatm bi
imini, hatta mkemmel szc bulmak iin inim inim in
lediiniz olur, deil mi?"

Orijinalinde hayli sert geen seks sahnelerini yerli okuru ra


hatsz etmeyecek ama hayal gcn de bsbtn ldrmeyecek
biimde uyarlamak, aa yukar ayn anlama gelen yirmi n
gilizce sfat tekrara dmeden kullanmaya almak ya da he
def kitlemizin poker oyununu bilemeyecekleri varsaymyla bir
strip-piti sahnesi yazmaya kasmak . . . Herhalde onun kast et
tii byle eyler deildi ama benim uratm ierik de buydu
ite, ne yapaym? "Elbette," diye onayladm.

"yle izah etmeye alaym," dedi. "Kanmca bir insann


en byk eseri hayatdr. Sanat iin ura alan; mzik, dans,
resim, edebiyat . . . her ne ise, bu eserin fonksiyonlarndan sa
dece biridir. Gnler, geceler boyu daha gnl okayc bir me
lodi, daha vurucu bir dize, daha derin bir cmle pei nde ko
arken, ruhunuzun milim milim yontulmasndan kaynaklanan
bir azap yaarsnz. O esnada yarattnz zannettiiniz ey as
lnda sizi yaratmaktadr. Ne yazk ki, peinden kotuunuz eyi
nihayet bulduunuzda bu gerei unutuverirsiniz. Sanat ta
biat gerei atak, kstah ve kibirlidir, ite bu yzden ounun
iindeki ustalyla ruhunun tekaml ayn hzda ilerlemez."

skender Doan'n sylediklerini enteresan bulmakla bir


likte, tm bunlarn konuyla ilgisini pek kavrayabilmi deil
dim. "Yani . . . " dedim s bir dimaa yakacak biimde, "Kan
ve Gl' den sonra daha iyi bir ark yapmann gereksiz oldu
unu dndnz, nk . . . "

"Benim ansszlm ya da ansm, en mkemmel arkm


yirmi yanda yazmakt. Mkemmellik, tanm gerei, b
tnlk ve teklik ierir, bu nedenle o noktadan sonra yapmam

28
gereken, o arkya yakr bir hayat srmekti. nk ben bir
sanat deil, sanatn kendisi olmay tercih ettim."

Akl banda biri bunun zerine daha ne diyebilirdi ki? La


kin bendeniz, imdiye kadar anlalmtr muhakkak, entelektel
melekeleri fazla gelimi biri saylmazdm. "yleyse size gre,
diyelim Shakespeare bir sr harika eser vererek hata m etti?
Hamlet'i yazdktan sonra, dur bakalm, ben bu esere layk m
ym diye dnp oyun yazmay braksa daha m iyi olurdu?"

"Shakespeare olmak ya da olmamak, ite btn mesele,"


diye iini ekti skender Doan belli belirsiz bir glmsemeyle.

Hala elimde duran teslim fiine baktm. "Kan ve Gl,"


diye mrldandm. "Bir kuru temizlemeci iin ilgin bir isim.
Kan, evet lekesi zor kar, peki ya gl ne alaka acaba?" En mt
hi eserinin adn ticari bir iletmeye vermenin, bir sanat eseri
olma idealine yakp yakmadn merak ediyordum dorusu.

skender Bey sorumdan pek etkilenmie benzemiyordu. Ce


ketimi arka taraftaki ince uzun ubuklardan birine asarken,
"Kan ve gl birbirinden ok farkl deildir," dedi. "Unutma
yn, gle rengini veren kandr."

Kabuslar ounlukla sizi bir gecede bir kereden fazla ziya
rette bulunmayacak nezakete sahiptir. Uykumda bana tekrar
tekrar musallat olan karabasanlardan biri, orta ve lise eitimi
aldm parasz yatl okuldan kovulduum; ikincisi, uzun yl
lar baaryla katm erefli askerlik vazifesine, vahim bir b
rokratik hata nedeniyle yeniden arldm; ncs, bir ti
yatro sahnesinde tek bana ve yzlerce seyircinin karsnda
repliklerini unutmu bir halde kalakaldmdr. skender Bey'le
olan tuhaf tanmann gecesi, normalde uzun aralklarla ve te
ker teker gelen bilinaltsal hayaletlerimin bir heyula gibi hep

29
birlikte stme ylmas sra d bir durumdu. Neyse ki, ge
limi analitik zekam sayesinde ilkinin nefes darl, ikincinin
gastrit ve ncnn de genel bir anksiyete haliyle ilgisini tes
pitlemi ve sorun ba gsterdiinde ne yapmam gerektiini de
kefetmitim. Sabahn nde perian bir halde uyannca okul
dan kovulmaya kar astm spreyi, silahl kuvvetlere kar anti
asit tableti ve roln unutmaya kar bir Xanax aktm. Bilin
siz ila kullanacak kadar cahil olmadm iin, stne iki duble
viski yuvarlamadan nce de on dakika kadar bekledim. Yani
hi yle Nergis'in dedii gibi, en byk yeteneim sorunlar
grmezden gelmek falan deildi. zmc! bir insandm ben.

Alkol ile benzodiazepinin mkemmel ibirlii, ertesi gn


le saatlerine kadar ktk gibi uyumam salamt. Ilk bir
du, hafif bir kahvalt, gnn ilk sigaras ve akcierlerimin bir
miktarn lavaboya saan ksrk krizinin ardndan insanlk
projesine yeniden yazlm modern bir bireydim artk. Hog
rl ama eletirel, giriken ama saygl, ak fikirli ama kor
kak, gler yzl ama umutsuz.

Zeynep' in gsterisine daha saatler vard. nmdeki bo


vakti retken biimde deerlendirebileceimi dnerek ktp
hanemden Sait Faik'in Mahalle Kahvesi kitabn ekip kar
dm, bilgisayarmn bana getim. En sevdiim yklerinden
birini, Bilmem Neden Byle Yapyorum'u ap, baladm dn
meye. Acaba evirim esnek mi yoksa aslna sadk m olmalyd?
Yaklak yirmi senedir yantn vermekte zorlandm bu soru
zerine biraz daha kafa yorarken e-mail'lerimi kontrol ettim,
eidi sosyal medya platformlarna gz atp gndeme dair i
karartc gelimelere zldm, sevimli kedi ve ocuk videola
rna gldm ve nihayet bir on-line oyun sitesine girip, kimlik
bilgilerinde Edremitli bir avukat olduu belirtilen bir beyefen
diyle tavla oynadm. Beyefendi, stelik de beni 5-0 yenmesine

30
ramen, kk sohbet kutucuundan anama, avradma, gelmi
ime, gemiime ynelik sunturlu kfrler savurduktan sonra
at diye kverdi siteden, armadm. Tahminimce o da en az
benim kadar modern biriydi. Trkeden yabanc dillere kazan
drlm nemli eserlerin, aslnda hi okumadm evirilerinin
sakillii, evirmenlerinin yetersizlii ve cehaleti hakknda zehir
zemberek bir eletiri kaleme alp saygn bir edebiyat dergisine,
olmad bir nternet sitesine gndereyim diye dnmekteydim
ki telefonuma bir mesaj geldi. Kan ve Gl ' dendi mesaj; ceke
tim hazrd, istediim zaman gidip alabilirdim.

Gn iinde bambaka bir yerdi Kan ve Gl Kuru Temiz


leme. Tezgahn arkasndaki eleman ile dkkan dolduran
kalabaln elleri arasnda etamin, patiska ve alpakalar perva
szca savruluyor, polyester, filafil ve flaneller ehvetle ald
yor, tartan, tafta ve ifonlar kan alyor, ipek jorjetler onlara
histerik kahkahalarla karlk veriyordu. Bu lgnln ara
snda gzlerim gayriihtiyari skender Doan' arad ancak ken
disi ortalkta grnmy<;>rdu. Biraz hayal krklna uram
idiysem de bu durumu doal karlamam gerektiini biliyor
dum. Onun ii gndelik operasyonlara katlmak deil, geceleri
biz uyurken dnyann bin bir hali zerine tefekkr edip, sefil
varoluumuza bir nebze anlam katacak nihai gerein peinde
komak ve onu avularnda hissettii anda insanolundan ok
tan midi kestiini hatrlayveren merhametli bir tanr gibi bi
zim iin sessizce iki damla gzya dkmekti.

"Buyurunuz," dedi elemanlardan yalca olan. Giyim ku


amna, tavrna ve gzlklerine baklrsa kuru temizleme ih
tisasn Sorbonne, Berkeley ya da ona benzer bir yerlerde yap
mt. Alelacele czdanmdaki fii kartp uzattm. Hakikaten
de jilet gibi yaptklar ceketimi srtma geirip borcumu de
dikten sonra hzla Beikta'a kartm.

31
Zeynep' i, Nergis' i, kaybolan yllarm, mphem geleceimi
ve akas biraz da Fulya'y dnrken admlarm beni Bar
baros Bulvar'na kadar gtrmt. Akcier muhalefeti nede
niyle giderek arlaan bir tempoda yokuu trmanmaktaydm
ki, duran nnden geerken yanmda bir halk otobs du
ruverdi. Baktm, 559C; Boazii niversitesi Kamps'nn
bulunduu Rumeli Hisarst ile Taksim arasnda sefer ya
pan, genlik gnlerimizin en gzde hatt. Ani bir kararla at
tm kendimi otobse. im gcm yoktu, madem nmz
deki birka saati kendime acyarak geirecektim, bu ii pekala
kampsn harikulade Boaz manzarasna kar da yapabilir
dim. Yolcularn arasnda rencileri seebiliyordum, renci
lerin arasnda da, bir nceki geceyi ailelerine bir sr yalan s
kp arkadalarnn evinde iip sarak geiren dalgaclarla, ders
notlarn gzden geiren dzenli, alkan tipleri. Grne al
danmamak gerekirdi ama; evet, ikinci grubun not ortalamas
daha yksek olsa da en parlak ocuklar ilk gruptan kard.
Peki hayatta hangileri baar kazanrd? Peki hayatta hangileri
baar kazanrd? Babas zengin olanlar, elbette. Onun bu ko
nuyla bir alakas yoktu yani.

Bylece pek ou benim mezuniyetim srasnda henz


domam olan, gelecein mhendis, entelektel, ynetici, es
naf, sanatkar, alkolik, hap ve kokainmanyla birlikte gney
kampsnn karsndaki durakta otobsten indim. Memle
ketimizdeki yksekrenim kurumlarndan birine yolu den
herkes, devletimizin bu ilim ve irfan yuvalarnn stne nasl
titrediini, kapya yd zel gvenlik, polis gc, evik kuv
vet ve hatta jandarmalara bakarak kolayca anlayabilir. Serbest
dncenin kalesi niversite, lkemizde kelimenin tam anla
myla kale gibi korunmaktadr yani. Hal byleyken uluslararas
akademik evrelerde hibirinin esamisinin okunmamas, devlet
byklerimizin pek ok farkl konuda defalarca dile getirdii

32
gibi, batl g odaklarnn kskanl dnda nasl aklana
bilirdi cidden? Neyse ki, Boazii'nin kapsndaki gvenlik her
zaman dierlerine gre biraz daha zayf olagelmitir; bu sayede
kendime bir retim grevlisi havas vererek, kendilerine sanki
rencilermi havas veren rencilerle birlikte, bir sorunla kar
lamadan kutsal topraklara giri yaptm.

Kampsn kalbine giden yokuun banda size aniden mer


haba deyiveren ve tm grkemiyle iki ktay blen lacivert mu
cize, az daha devam edince iki yan aalarla evrili, kvrlp
bklerek uzanan ta yollar, o yollarn uzand gizli baheler,
meydanda imlere yaylm bir eyler okuyan, uyuyan, muhab
bet edip glen genler, alan n drt yann evreleyen asrlk
binalar, o binalardaki snflar, laboratuvarlar, retim yeleri
nin ofisleri, kulp odalar, kantinler, arka taraftaki revir, revi
rin karsndan Rumeli Hisar'na inen patika, birka yz metre
sonra karnza kan eski psk demir kap, oray getiiniz
anda tuhaf bir ekilde sanki daha bir yabanileiveren doa, sk
aalar, o aalarn glge.sinde biten rengarenk iekler, am
larn titreen zirvelerinde daldan dala zplayan sincaplar, uzak
tan burnunuza arpan deniz kokusu, aldnz her nefes; ha
sl her ey ama her ey, kulak verin duyacaksnz, insana tek
bir ey syler: Nergis.

Admlarm beni dorudan, imlerle kapl alann kar ya


nndaki binann zemin katnda yer alan Orta Kantin'e ynlen
dirdi. renciliimin byk blmn geirdiim, hatta arka
dalarma gerek mezuniyetimi tamamladm faklte olarak
tantmaktan da inceden zevk aldm mekand buras. Gney
Kamps'te rencilere ay, kahve, biskvi, tost ve sosyalleme
imkan salayan dier tesis, Sosyete Kantini 'ydi. Kabaca bir
ayrm yapmak gerekirse, o tarafa dzenli, tertipli ve akas
biraz daha paral ocuklar taklrd. Orta Kantin entelektel,

33
Sosyete Kantini profesyoneldi . Orta Kantin politik, Sosyete
Kantini pragmatikti. Orta Kantin Lennon, Sosyete Kantini
McCartney' di. Orta Kantin'e inilir, Sosyete Kantini'ne k
lrd. Genliin o tadna doyulmaz indirgemecilii iinde, ok
da uzak saylmayacak bir gelecekte ayn makinenin arklar ha
line geleceinden habersiz, iki taraf da birbirine tepeden ba
kard. Biz onlara tiki derdik, onlar bize ke. Kendi aramzda
tabii. Neticede niter yapmz iinde gl gibi geinip giderdik
ite. Ne ki ieri adm attm anda bu ayrmlarn artk pek ge
erli olmayabilecei hissine kapldm. Eskiden trl trl si
yasi bildiri ve afilerin yer ald Orta Kantin duvarlarnda prl
prl reklam posterleri, sponsor logolar srtmaktayd. evre
sinde kimi zaman yirmi kiinin toplat masalar, ok daha
kk ebattaki yenileriyle deitirilmi, mekann en ortasna
da, insann yanndakiyle bile konumasna izin vermeyen, ne
id belirsiz dairesel bir "oturma aparat" yerletirilmiti. Ve
en dikkat ekicisi, sigara dumannn eksikliiydi elbette. Mem
leketimizde ciddiyetle uygulanan tek hukuki dzenleme olan
Ttnle Mcadele Yasas kendini burada da olanca arlyla
hissetirmekteydi. Tadm kamt nedense. Orada bir eyler
attrma fikrinden vazgeip kendimi yeniden dar attm . Bir
sre avare avare kamps gezdim, binalara girdim, duvardaki
panolara asl notlara, dersliklere gz attm, koridorlarda gezi
nen rencileri izledim. Her ey bir yanyla tandk ama bir di
er yanyla son derece uzakt bana. Ac gerei kabullenmem
gerekiyordu: Artk oraya ait deildim. Bir yabancydm. Ayn
Nergis iin olduum gibi.

Derken, vaktiyle neden derslerime daha ok zen gster


medim ki d iye hayflanrken buldum kendimi. Belki o za
man yurtdnda yksek yapar, niversiteye retim yesi ola
rak geri dnebilirdim. Bok vard sanki en gzel yllarm, Orta
Kantin' deki bo gezenin bo kalfas haytalarla arur edecek.

34
imdiye profesrdm belki, cemiyette bir yerim vard, annem,
kzm benimle gurur duyard. Belki Nergis bile boamazd beni
o zaman. Abuk sabuk kabuslar grmezdim. Mesut olurdum.
Byle eyler dnrken, bu hayallerimi hakikaten de gerek
letiren arkadam Saffet geldi aklma. O da Boazii'nden
mezundu ama tanklmz ok daha ncesine, ortaokul ve
lise yllarna dayanmaktayd. ly fazla karmamak kay
dyla sanat sepet mevzularnda da baz faaliyetlerde bulunmu,
hatta ksa bir sre Gen ncler'e taklmt benimle. Tabii
o akl banda, sorumluluk sahibi biri olduu iin fazla vakit
kaybetmeden ilgi ve alakasn baka taraflara evirmiti. Eko
nomi Blm'n bitirdikten sonra Amerika' da doktorasn ta
mamlam, sonra da paalar gibi Boazii niversitesi Ulus
laras likiler Blm 'ne yardmc doent olarak dnmt.
En son, be alt yl nce grmtm kendisini. Arada evlendi
ini, bir ocuu olduunu duymutum. Boand ya da inti
hara kalktna dair bir bilgi gelmemiti kulama. Ani bir
kararla cep telefonumu kartp kontrol ettim, numaras bende
var m diye. Baktm var,. bastm arama tuuna. drt kez
aldrdktan sonra ald telefon. Merhaba, merhaba faslndan
sonra, okulda olduumu renince Saffet kendisinin de henz
dersten ktn, tam u srada Kennedy Lodge'a doru yr
dn, Kennedy Lodge'un hocalarn yemek yedii ve hani
u Aiyan'a inen yokutan hemen nce, sadaki k mekan ol
duunu syleyip kendisine katlmam nerdi. Ben de Kennedy
Lodge'un hala ayn yerde, ayn ilevi grmesinden duyduum
memnuniyeti belirtip onun bu nazik davetini kabul ettim.

Hava serince olmasna ramen bahedeki masalardan bi


rine oturmutu Saffet. Tekrar grtmze hakikaten de se
vinmiti sanki. Bana sarld, sandalyemi ekerek beni masaya
buyur etti, gnn mensn sayd ve yemeimi kendisi ge
tirmek konusunda srarc oldu. Aman ne mnasebet, olur mu

35
hi yle ey, ltfen efendim eklindeki itirazlarma aldr et
meden dediini de yapt. Lazanya ve salatam nme yerle
tirdikten sonra kendisi de karma geip oturdu. Sevecenlikle
koluma vurarak, "E naslsn grmeyeli?" diye sordu. "Hangi
rzgar att seni buraya? Anlat bakalm . . . "

"Bildiin gibi," dedim. "Zeynep' in . . . kzmn dans gste-


risi var bugn burada. Onu izlemeye geldim."

"Ooo maallah maallah! Benim de bir kzm oldu, bili


yorsun deil mi?"

Bamla onayladm. " smini hatrlamyorum ama?"

"Ece," dedi ilgisinin hatr saylr bir ksmn nndeki ta


vuk buduna evirerek. Her zaman itahl biri olagelmiti Saf
fet. "Hayatmn neesi. Drt yana bast geen cumartesi. Beni
ok seviyor. Gznn nnden ayrmak istemiyor. On yl sonra
yzm grmek istemeyecek tabii, oras ayr."

"Kzmn Ece isminde arkada var," dedim. ''Ada, Arda,


Efe, Deniz, Selin, Ege . . . Byle gidiyor."

"Vaay, kz babas durumlar, ha? Yakndan takip ediyor


sun arkadalarn."

"Hepsi ksa, net ve iinde Trke'ye zg, , , gibi harf


ler barndrmayan isimler. Enteresan deil mi sence de?"

lk genlik yllarmzda hepimiz birer tartma ve speklas


yon canavar olduumuzdan neden diye sormay kendine ya
ktramamt sanyorum. Kafas n kaldrp bana bakt. Gz
leri fldr fldr dnyordu. "Zeynep'te de yok," diye karlk
verdi sonunda.

"Yok, haklsn. Hepimiz gnn birinde batl bir lkeye


kamak zorunda kalabileceklerini dnyoruz nk. Bir de
isimleri yznden sknt eksinler istemiyoruz."

36
"Belki de doal olarak gideceklerini dnyoruzdur," dedi
Saffet. "Bazen benim de aklmdan geiyor bu tersinden bat
llama durumu. Biraz zlyorum ama sonra dnyorum,
yapacak bir ey yok. Giderse gider, kalrsa kalr. Bana den,
onu elimden geldiince iyi yetitirmek. yle ocukla ocukluk
etmek gibi alaturkalklara hi tahammlm yok. Neyin doru,
neyin yanl olduunu ak ak anlatyorum, doru bir rnek
tekil etmeye alyorum. u anda tam anlamasa bile btn
bunlarn tortusunun kalacan bil iyorum. Neticede ocuklar
bize bakarak byyorlar."

"Doru," dedim. "Ama daha ziyade biz onlara bakmad


mz srada bakyorlar."

Saffet yemeinden kafasn kaldrp beni szd. "yi gr


dm seni."

"Teekkr ederim, sen de iyi grnyorsun."

"Nergis nasl? Gryor musunuz?"

"Tabii tabii. Arada 9cuk varken baka trls sz ko


nusu deil."

"Ben ok zldm siz boandnzda," dedi Saffet. "Hi,


dierleri gibi, bylesi ikinizin de hayrna falan diye dnme
dim. Bence siz ayrlmamalydnz."

Yediim lokma boazma takl verdi . Yakc konulara do


kunmadan, havadan sudan sohbet edebilecekken dosta bir so
rumluluk duygusuyla konumas duygulandrmt beni. Ne
kadar ender karlayordu insan byle eylerle. ime bir scak
lk yayld. Ne ki, bu muhabbet dolu hislerim fazla uzun sr
meyecekti. Saffet' in szlerinin sevgiden ziyade acmadan kay
nakland gibi bir kukuya kaplnca feci rahatszlk duydum.
Halbuki ben deil miydim, sevdiim herkese biraz da acd
m syleyip duran? Belki kendime ve herkese yalan sylyor,

37
belki de iyicil hibir eyi hak etmiyordum. "Dn Fulya'y gr
dm," diye deitirdim konuyu. "u Ortaky' de takldmz
tiyatro grubundan."

"Blentler' in grubunu diyorsun! Fulya, u sevgilisi mhen


dis olan myd? Sarn bir ey. . . "

"Yok, onun ad bakayd. Selda galiba ..." Galiba diyordum


ama aslnda gayet iyi biliyordum gruptaki en ekici kadnn
ismini. Her can kasca, salkl erkek gibi. "Fulya esmerdi.
Bana ak olan." Merhamet duyulacak bir canl olmadm
kantlamak iin mi byle sama sapan bir aklama yapm
tm, Allah bilir.

''Aranzda bir ey var myd?" diye sordu bir kan kald


rarak. Hafiften ahlak bir taraf vard Saffet' in.

"Yok canm," dedim. "Zaten haberim bile yoktu byle bir


eyden. Dn syledi, ben o zamanlar biraz yanktm sana diye."

"Hmm . . . karamadm," dedi Saffet kafasn kayarak.


"Pek fazla kalmam aklmda. Blent, Tlay, uzun boylu bir o
cuk vard, gitarist . . . bir de Terminatr. Tatl falan ister misin?"

"Ne dedin?"

"ikolatal sufle var ok gzel."

"O deil, Terminatr nereden kt?"

"Vard ya bir ruh hastas, Abdl m ne? Onu diyorum."

"Evet, Fulya sz etti dn. Ama ben ayrldktan sonra ka-


tlm gruba. Ben tanmamtm hi. Sen nereden tan yor
sun ki onu?"

"Sahi sen yoktun deil mi o almalarda? Sinema salonu


kapandktan sonra grup elemanlarndan birinin evinde toplan
mtk bir sre. Ortaky taraflarnda bir yerdi galiba . . ."

38
"Yoktum," dedim. Acayip sinirlenmitim birden. "Salon
mhrlendikten sonra aramad kimse beni bir daha. Seni a
rdklarn da bilmiyordum."

"Beni o ard ite . . . Terminatr."

"Nasl yani?"

"Buraya, okula gelmiti. Kantinde tantk. Ben bir sufle


alacam kendime. Sen istemediine emin misin? " Elimle is
temediimi belirttim. Tadm kamt. Kendimi ihanete u
ram hissediyordum. Niye haber vermemiti ki bana Saffet?
Belki de nmdeki mthi bir oyunculuk kariyerini engelle
miti? Terminatr'e ok uygun bir fzyonomim yoktu ama Dr
renmatt'n oyunundaki fizikilerden birini canlandrabilirdim
pekala. ok yetenekliydim nk ben. Bunu doalama a
lmalarndan bile anlyordu anlayan.

Saffet elinde kk bir tepsiyle masaya dnd. S ufleyle


birlikte iki de kahve almt, birini nme koydu. " Teekkr
ederim."

"imdi hatrladm," dedi glerek. "Aslnda eleman seni ara


maya gelmiti buraya."

"Kim? Abdl m?"

Bayla onaylad . "Orta Kantin'de seni sorup duruyordu,


yle tantk. Anlatt ite grubun durumunu, yle haberdar ol
dum ben de."

Giderek tuhaflayordu her ey. "Beni niye soruyordu ki?"

"Bence kendine taraftar toplamak iin. Pek sevmiyorlard


onu grupta; kendisi gibilerin says artsn istiyordu herhalde."

"Bana niye haber vermedin peki?"

39
"Yahu, ben de toplasan iki, kere gitmiimdir. Hibir ey
kaca yoktu o gruptan. Skldm, braktm. Sana bir ey sy
leyene kadar da unuttum gitti herhalde."

"ldrldn biliyor muydun peki Abdl ' n?"

"Topra bol olsun," dedi Saffet tatlsn gtrrken umur


samazca.

Daha fazla uzatmann bir anlam yoktu. En ufak bir vicdan


azab ya da pimanlk hissine en uzak yldzdan daha uzakt
arkadam. Karlkl birer sigara eliinde kahvelerimizi bitir
mitik ki, saatini kontrol ettiini fark ettim. "Dersin mi var?"

"On dakika sonra. Sen ne yapacaksn?"

"Bilmem, biraz dolanrm. Belki H isar'a inerim. Zeynep'in


gsterisi yedide, msaitsen buyur gel. Nergis'i de grm olur
sun hem."

"sterdim ama akam bizim de programmz var. ok se


lam syle Nergis'e."

Be dakika sonra, aray amamak, daha sk grmek fa


lan gibi brokratik veda ilemlerini halletmi, kendi yollar
mza doru gitmekteydik: O, Trkiye'nin en parlak beyinle
rini eitmek zere derslie, ben de birka bira ziftlenmek iin
Hisar'a. Her ey nasl da baka trl olabilirdi diye dn
yordum . Bir anlna orada deil de urada olsan, o tarafa de
il de baka tarafa baksan, kn sol elinle deil sa elinle ka
san, bir sz sylesen, tekini sylemesen . . . Kaderin acmasz
alar aslnda ne kadar da zayf balarla rlmekteydi .

Artk sevmeyen kadnn gzlerini hemen tanrsnz. Denizi
yrtan bak gibidir. Bombardmana uram tavernalar, rzna
geilmi melekler, etobur krizantemler, kkrt alayanlar ve

40
en mfik annda, bir ift kr kuyudur o gzler. niversitenin
gsteri salonunda Nergis'le yan yana oturmu Zeynep'in sah
neye kmasn beklerken, eski eimin bana dikili gzlerinde
efkatten eser yoktu. "ki mi itin sen?"

"Sadece birka bira," dedim. ''.Abartlacak bir ey deil."

"Ben ne diyeyim ki sana? Bir gn bile deil . . . Kznn gs


terisi bitene kadar birka saat bekleyeceksin alt taraf."

Akas hala biraz korkuyordum ondan. Kafas bozuldu


unda ne yapaca belli olmazd. Yllar nce, sra bekledii
bir telefon kulbesini on dakika megul eden, bir de stne
kendisini uyardnda kaba saba konuan ay gibi bir herifi,
o kulbenin akerdeon kapsn tekmeleye tekmeleye haat et
tii, dn gibi aklmdayd. "Gz kararmas" diye aklyordu
yle durumlarda brnd ruh halini. "ki bira diyorum
yahu . . . " diye alttan aldm. "Hem Zeynep bendeyken asla i
miyorum, biliyorsun."

"Evet, bir cmle nce birka birayd, hemen tane oldu."

", birkaa dahildir:" dedim. ''.Ayrlk da sevdaya!" Bu


ahane noktay vurguladktan sonra hkrmayaydm iyiydi.

Salon klar kapand, sahneninkiler yand, mzikle bir


likte kklerin gsterisi balad. Nergis de ben de ellerimizde
grnt kaydna hazr cep telefonlarmz, Zeynep'in srasnn
gelmesini bekliyorduk. ada ve klasik danslar birbiri ardna
baaryla sergilenmekteydi geleceimizin gvencesi nesil tara
fndan. Arada srada ufak tefek hatalar olsa da, salonu doldu
ran veliler hogrl alklarla destek veriyordu gen sanat
lara. Derken, herhalde bir yarm saat kadar sonra, flamenko
gsterisi balad. Dans kk kzlardan biri tak diye durdu.
Parmayla sahne arkasnda bir yeri iaret edip bir eyler sy
ledi. ocuklar birer ikier dans etmeyi kesip kzn gsterdii

41
tarafa kilitlendiler. Seyirciler bunu ocuklarn ocukluuna ve
rerek gldler, retmenlerden biri olaya mdahale etmek iin
sahneye girdi. Kk bir olan kendini sahneden aa att
ve bir an sonra onu dierleri takip etmeye balad. "Bir eyler
oluyor," diyerek kolumu skt Nergis. Ayaa frlayp haykrd:
"Kesin! Mzii kesin!"

Bir dakika iinde mziin yerini giderek artan uultu al


mt. Herkes yerinden kalkm, saa sola baknmaktayd .
Derken a r t arda iitilen iki nlem, olup biteni anlamlandrd:
"Duman! Yangn!"

Korkun bir panik havas yaylvermiti salona. Sahnedeki


ocuklar aa, aadaki yetikinler sahneye doru hcum edi
yor, bir ksm bakalar ise kapya doru kouyordu. n sra
lardaki sandalyelerin stne basa basa ilerlemeye alan Ner
gis'i bacandan yakaladm. "Bekle. Sen kapya git, orada dur.
Biri Zeynep' i alm olabilir ya da bir ekilde biz fark etmeden
kendisi kabilir. Sahneye ben giderim."

nce itiraz edecek gibi bana bakt ama hemen sonra doru
sylediimi anlad. "Ko!" dedi gzlerinde yalarla. " N 'olur,
bul onu!"

"Bulacam, merak etme." Ensemden kafama doru yay


lan bir uyuuklukla ama mmkn mertebe serinkanllm ko
rumaya gayret ederek kalabal yarmaya baladm. Bu arada
retmenler sakin olmamz, sahneye gelmememiz dorultu
sunda, hibir ie yaramayan anonslar yapmaktayd. Yz yl
gibi gelen bir sre sonunda g bela gsteri platformuna tr
manmay baarmtm. nsanlar artk lk atmaktayd ve arka
taraftan gelen duman sahneye yaylyordu. Zeynep'i ararken,
balarnda bir retmen, el ele tutumu merdivenlerden inen
bir grup ocuk arasnda ebnem Demirivi 'yi grdm. Hzla

42
yanna koup, omuzlarndan yakaladm beti benzi atm o
cuu. "Zeynep nerede?"

Parmayla sahnenin sol tarafndaki koridoru iaret etti.


"Soyunma odas. . ."

Kar ynden can havliyle gelenleri itip kakarak koridora


attm kendimi. ocuklar nne katm dar kmaya al
an birka retmen bana geri dnmemi syleyip duruyordu.
Delirecek gibiydim. Bam dnyor, yzm yanyordu. lerle
dike duman daha da younlayor, nefes almak gleiyordu.
Ve nihayet, yanmdan geen insanlarn iyice seyrekletii bir
noktada, bir kuyruklu piyanoyu ar ar yutmakta olan alev
leri grdm. Sada solda kablolar, ne id belirsiz sandklar
ve kuma ynlar vard. Alevlerin arka tarafnda kalan oda
nn nnde birikmi bir grup ocuk feryat figan alamaktayd.
Gzlerim aralarnda kzm arad ama dumanlarn iinde se
meye olanak yoktu. aresiz atein iinden gemem gerekmek
teydi. Olabildiince gl bir sray yapmak iin hazrlanarak
gerildim, gerildim . . . Fakat harekete gememden bir an nce
srtma aldm feci bir darbeyle ayaklarm yerden kesildi, ua
rak kafam yanan piyanonun gvdesine arptm. Dtm
yerden kalkmay denedim ancak vcudumu kprdatamadm
bile. Sadece elimi kafama gtrebildim, parmaklarmdaki kan
grdm. Derin bir nefesle boucu duman cierlerime ektim.
Beni paalarmdan yakalam alevlerin giderek bulanklaan tit
reimlerini izlerken veda szlerimi m rldandm. "Beni affet . . . "

43
3. Smells Like Teen Spirit

Yattm yerde gzlerimi aralyorum. Devasa karanln iinde


ufak tefek beyaz benekler. Havada hafif bir serinlik. Elimin
altnda slak imenler. Cierlerim ak, vcudum din. Cen
net? Ksa bir muhasebe yapyorum; mmkn deil. te yan
dan cehennemde olduumu dndrecek bir emare de yok
ortamda. Yine de durumu garantiye almak iin bir kelime-i
ehadet getirsem mi? lmeden nce bu yaplrsa, gnahlar
nn kefaretini dedikten sonra eninde sonunda cennete gidi
leceini biliyorum. "lmeden nce." Evet, kritik bir nokta.
Belki de maher gnn bekleyeceim yerdeyim. Yani bede
nim kabirde ama ruhum slak imenlerin stnde yatm k
yametin kopmasn bekliyor. Pek fazla saylmayacak dini bil
gilerimi hatrlamak iin zorluyorum hafzam. Mminler iin
lm ile ahiret gn arasndaki zamann gz ap kapayncaya
kadar geecei gibi bir ey hatrl yorum. Hmm . . . Bu, iyiye ia
ret deil. En az be dakikadr bu haldeyim nk. Cennette
deilsem, bu civarda epey kalacam demektir. Sorgu melek
leri burada m nezaret edecekti bana? Kabir azab bu iinden
klmaz sorularla m balamaktayd? Benim gibi, her zaman
aklc dnceyi kendine rehber edinmi biri iin biraz utan
vnici belki ama yapacak bir ey yok; insan lnce yerekimin
dcn ziyade gkekimi kanunlarn dnme eilimine giriyor.

Kabul etmem gerekiyor, bu tarafa dair fazla bir fikrim yok,


en iyisi br dnyay dnmek. Yani benim iin, br dn
yay. u fizik kurallaryla devinen; insann, insann kurdu ol
duu; kan, kin, nefret ve aclarla dolu yeri. Vasiyet brakma
dm geliyor aklma. Geri pek bir malm mlkm de yoktu
ama ne bileyim, dnyaya son bir sz syleme frsatn kard
ma zlyorum. Hi deilse mezar tama yazlmak zere
bir eyler dnseydim. "Yaknda grrz!" Buna benzer,
matrak bi r cmle. Ama hayr. Zeynep'in bunu grmesini is
temezdim. Zeynep! O kurtuldu mu? Znk diye doruluyo
rum yattm yerden. Aa yukar bir futbol sahas byk
lnde ama yer yer yollarla kesilmi dairesel yeil bir alann
ortasndaym. Tanyorum buray. evredeki binalar da. D
pedz Boazii niversitesi'ndeyim. Kendime geldiimde gr
dm karanlk, gkyz; iindeki beyaz benekler de, bildiin
yldzm. Gsteri salonunun olduu Saatli Bina aa yukar
on metre temde. Hzla koup kapsn zorluyorum. Kilidi.
Ortalkta benden baka kimse bulunmuyor, yangndan da bir
iz yok. Neler oluyor? lahi bir makarann ortasna m dm
durumdaym? Kabir azab?

Aklma baka bir dnce geliyor o noktada. lmedim,


sadece komadaym ve bir tr d gryorum. Fakat ziyade
siyle gereki bir d bu. yle gerekst eler sz konusu
deil. Umaya alyorum olmuyor, kendimi imdikliyorum
acyor ve ayrca artk epeyi yorum. Demek koma byle
bir eymi. Fazla ikayeti saylmam. Ama tabii geride kalan
lar iin durum kt olmal. Hastanede yattm, baucumda
Zeynep' in, annemin ve Nergis'in beklediini dnyorum,
zlyorum. Sonra hibirinin orada olmadn, belki sadece

46
nbeti hemirenin hayati fonksiyonlarm kontrol etmek iin
saat ba yanma geldiini dnyorum, daha ok zlyo
rum. Acaba astral yolculuk yapabilir miyim? Gzlerimi kapa
tp, vcudumu kasyor, zihnimi hastanedeki yatama odakl
yorum. Netice, sadece ok dk perdeden bir osuruk.

Am. Serumu verirken biraz cimrilik mi ediyorlar, nedir?


Belki de ameliyattaym, sa karsam, beslemeye balayacak
lar. Mantkl. Yine de bu durum, gzmn nnde hambur
gerlerin, sosisli sandvilerin uumasn engellemiyor. Hemen
Orta Kantin'e kouyorum, kapal. Sosyete Kantini 'nde de du
rum ayn. aresiz, Manzara tabir edilen yerdeki, Boaz'a bakan
banklardan birine oturuyorum. Aklm kark. Derken uzakta,
aalarn altnda bir kprt gryorum. Ayaa kalkp o tarafa
doru yrynce, bunun pen bir ift olduunu gryo
rum. Araya girmem kaba bir davran olur mu acaba? inde
bulunduumuz koullar dnlrse, muhtemelen hayr. Yine
de cesaret edemiyorum. Yanlarndan geip gidiyorum. Peki bu
ikisi, bu Araf'a birlikte dmeyi nasl baarmlar? Acaba on
.
lar da m ayn yangn neticesinde komaya girdiler? Bir yan
gn, koma? Dk ihtimal. Kesin Tahtalky'deyim. Tek
rar ayn noktaya dnyor zihnim: Kabir azab? Sanki beni en
ok korkutan bu, cehennemden bile fazla.

Souk etkisini giderek daha ok hissettiriyor. stmde in


cecik bir ceket var. Ceket tamam ama bu kazak, bu pantolon,
bu ayakkablar. . . Hepsi tandk ama evden karken bunlar
giymediime eminim. Manzaradan Birinci Erkek Yurdu'nun
zemin katna uzanan hendek benzeri yola dalyorum. Yurdun
bu saatte kapal olduundan eminim ama en alt kattaki ett
salonunu evreleyen kulp odalarnn pencereleri iin ayn ey
geerli deil muhtemelen. Az gece geirmedim oralarda kaak.
Nitekim Folklor Kulb'nn penceresini elimle koymu gibi

47
bulup iteliyorum, alyor. Bunu bu kadar net hatrlamam ne
enteresan? Demek ki, insan baz eyleri lse unutmuyor. Ko
mik. Belki de, ld iin hatrlamaya balyordur. evik bir
hamleyle zplayveriyorum ieri. ok da houma gidiyor bunu
yapmak, daha dorusu yapabilmek. Ne zamandr vcudum
arlam, hantallam, Trkesi, yalanmt. Demek insa
nn psiik varl daha bir diri oluyormu. Aklma ortaokul
daki din retmeninin, cennette hepimizin en gzel halinde,
otuz yanda olacamz syledii geliyor. Samalk. u an
otuzlarmdakinden ok daha gl hissediyorum kendimi. e
rinin scakl houma gidiyor, bir arlk kyor stme. Ke
narda bulduum bir battaniyeyi alp, kapnn yanndaki sedire
uzanyorum. Uykunun yaklatn ayrmsayabiliyorum. Da
lp gitmeden hemen nce, belki de gzlerimi bir hastane oda
snda aacam dnyorum, ya da bir mezarda .

Her iki tahminim de yanlt. Uyanp da hala Folklor Ku
lb'nde olduumu grmek iimde tatl bir rperti yaratmt.
Dorulup aklm toplamaya altm. Ve tabii ki derhal tele
fonumu bulmak iin ceplerimi yoklamaya giritim. H ibir ey
yoktu. Ne telefon, ne czdan. Bir nceki gece imlerde ayl
dmda, bu nasl aklma gelmemiti ki? Kafadan, br dn
yann kapsama alan dnda kaldn varsaymtm herhalde.
Belki de uyandm yerde drmtm cebimdekileri. Kal
kp kapy yokladm, kilitli deildi. Geni ett salonundaki
masalarda be renci oturmu ders almaktayd. lm
ya da komada gibi bir halleri yoktu. Uykulu uykulu gzlerini
ovuturuyor, burunlarn ekiyor ve hatta sigara iiyorlard! En
munis grnen delikanlnn yanna yaklap selam verdim. Be
nimle konumaya pek de gnll olmadn gsterir ekilde
selamma karlk verip baklarn nndeki kitaba evirdi.

48
Onunla muhabbete girmeye almaktan vazgeip merdiven
leri trmandm, binadan dar adm attm. Kamps, bildiin
kampst. Bir yerden bir yerlere giden tek tk genler, beki
ler, hatta tandm bir profesr. . . Kafam kaldrp yan bina
nn kulesindeki saate baktm: 7:35. imle kapl alan boydan
boya arayp taradm ancak ne telefonumdan bir iz vard ne de
czdanmdan. Kimliksiz, parasz ve kimseye ulama imkanm
olmadan kalakalmtm kampsn ortasnda. Neyse ki, dost
topraklardaydm ve istikametim belliydi: Orta Kantin.

Ne var ki, asl ok beni orada beklemekteydi. Dev masa


lar, duvarlardaki bildirileri, yksek bir yere kurulu tpl te
levizyonu, onun karsndaki ay oca ve hatta ocakta oturan
ayc Recep Abi 'ye kadar her ey yirmi yl ncesinden hatrla
dm gibiydi. nsann baz eylerin eksikliini fark etmesi va
kit alyor. Elimle kafam yokladm. Bir nceki akam cereyan
eden arpmaya dair hibir emare yoktu. stmdekilere odak
landm yeniden . . . Bunlar yllar nce giydiim -ve artk irkin
liklerini daha fazla nems.ediim- ok eski kyafetlerdi.

Ryanzda rya grdnz phesine dersen iz, kesin


likle rya gryorsunuzdur. te yandan, hayat denen eyi b
tnyle bir rya olarak kabul etsek dahi, onun uyanklk tabir
edilen yakasndayken bunun farkl bir ontolojisi bulunduunu
ayrmsayabilirsiniz. Burada gerek ile hayali ayrt etmek iin
bilimsel bir yntem yoktur. Tek referansnz, dnen eyin,
dnd her ey yanltc olsa dahi, varln yadsyamaya
canz o noktadr. Hasl, dnyordum ve vard! Yaadm
her ey, gerek denince ne anlyorsanz, o kadar gerekti. Alk
ve me de, bu hissi bsbtn glendiren unsurlard. Recep
Abi 'yle hukukumuza gvenerek, selam sabah muhabbetinden
sonra be parasz olduumu bildirip, iletmeden bir ay rica
etmeye karar verdim. ay ocann bana geldiimde Recep

49
Abi, her zamanki olaanst anlayyla, tek laf etmeme frsat
brakmadan nme duman tten bir bardak ay ve yannda
bir buuk ekeri koymutu bile. Tabii ben artk sadece yarm
eker kullanyordum ama o bunu nereden bilsindi? Kantinde
hemen hemen herkesin ayn, kahvesini nasl itiini bilecek
kadar dikkatli ve zenliydi. Grm geirmi olduu her ha
linden belli, bilge, cana yakn, hosohbet bir insand. yi bir
adam deyince aklnza gelen kiinin ta kendisiydi. Benim me
zuniyetimin be alt yl kadar sonrasnda kantinin iletmeci
sini tek kurunla ldrecekti. Ben aym alrken o tezgahn
altndan kard, gri renkte, postaclarn kullandna benzer
bir anta kard. "Burada unutmusun bunlar. Al bakalm."

Teekkr bile etmeden antay alp, geni masalardan birine


ktm. anta hakikaten de bana aitti. Yirmi yl nce! ini
ap kartrdm. Ders notlar, defterler, bir Paradise roman ,
tarih ncesinden kalma disketler ve bir czdan . . . Czdanda
eski kimlik kartm, para birimimizden alt sfr atmamzdan
ncesine ait, on binlerle ifade edilen banknotlar, ttl kk
gzde bozukluklar ile kantinden alveri yapmay salayan
farkl renkte, plastik ipler ve kk bir telefon defteri . Derin
bir nefes aldm. aymdan bir yudum hprdettim. evreme
bakndm. Masann dier ucunda oturan uzun, yal sal,
kirli sakall delikanlya takld gzlerim. Dnceli bir tavrla
nndeki deftere bir eyler yazmaktayd. Dolayl yoldan tan
yordum eleman. Benim bir muhabbetim olmamt kendisiyle
ama Nergis' in ara sra arkadalk ettii tiplerden biriydi. "Afe
dersin hocam,'' diye seslendim, kafasn kaldrp bakt. "Bug
nn tarihini renebilir miyim acaba?"

"Elbette," dedi glmseyerek. "Hitler' in Alman vatanda


lna geiinin yl dnm."

50
Harika. En az benim kadar akac bir tipe atmtm. "25
ubat, evet," dedim. "Hangi ylda olduumuzu sorsam. Bili
yorum biraz acayip ama . . . "

''Altmiki."

" 1 962?"

Bir kahkaha att. "Gzel. . . ok gzel espri. Sen Nergis' in


arkadasn, deil mi?"

"Evet," dedim. "Nergis' in arkadaym. Ve hayr, espri yap


myorum. Ltfen bugnn tam tarihini syler misin bana?"

''Arjantin' de bir yerlerde, Hitler bugn bir Alman oluu


nun altmikinci yl dnmn kutluyor," dedikten sonra te
vik edici bir tavrla ekledi. "Yani . . . "

Ortadaki kl tablasn, ruh hastasnn kafasna geirme


mek iin zor tutuyordum kendimi. "Yani?" diye sordum sakin
olmaya gayret ederek.

''Anlyorum seni," dei manyak. "Ben de bazen kartrp


geen yln tarihini atyorum. Evet, inanmas g ama, Duran
Duran'n Wild Boys'unun, Jane Torvill ve Christopher Dean'in
olimpiyat ampiyonluunun, Aydnlar Dilekesi'nin ve o ay
dnlarn dava ediliinin stnden tam on yl geti. Bir aydan
fazladr 1994'teyiz artk. ndira Gandhi suikastinin, Nee Er
berk'in Avrupa Gzeli seiliinin, memleketimizdeki son ida
mn ve vergi iadesi yasasnn . . . " Ayakl arkaik google, saymaya
devam ediyordu ama onu daha fazla dinleyecek halde deil
dim. Kukularmda haklydm. Rya, koma, paralel evren, ala
cakaranlk kua. . . Sebebi ne halt idiyse, ortada kesin olan
bir ey vard: 1994 ylna dnmtm.

"Bir sigara alabilir miyim?" diye kestim szn. Kibarca


nndeki Tekel 2000 paketinden bir tane ikram etti. Bir an

51
d uraksadm. Tekel 2000? 2000? Hayr. Memleketimizin 2 1 .
yzyl karlamak zere gelitirdii doksanl yllara ait bir mar
kayd bu. Yakp, cierlerime derin bir nefes ektim. "Eyvallah."

"yi misin sen?" diye sordu delikanl. "ok solgun grn


yorsun. Revire gitmek istersen, elik ederim sana."

Tuhaf bir rahatlama hissettim bunu duyunca. yi kalpli bi


rine benziyordu yeni arkadam. Zamannda ondan pek ho
lanmadm geldi aklma. Belki de Nergis'le yaknl olduu
iin. nsan ne baya bir yaratkt. Sevmek ne kadar ok aba
gerektirmekteydi ve buna karlk nefret iin neredeyse hibir
eye ihtiya yoktu. Hafif bir sululuk duygusuyla glmsedim.
"yiyim, saol." Boazm temizledim. "Ben Aziz, bu arada."

Elini uzatt. "Alper."

"Ee ne yapyorsun bu saatte burada? Snav falan m var?"

"Snav yok ama akan iki dersim var," diye skntl bir
ifadeyle kafasn nndeki deftere evirdi. "Ben ikisine de gir
meyeceim . Romanma alyorum."

"Oo roman yazyorsun ha? Ne hakknda?" Aslnda zerre


kadar ilgimi ekmiyordu ama byle yabanc bir zaman dili
minde, insann bir arkada olmas fayda salayabilirdi.

Derin bir i ekti. Gzlerini ksp uzaklara dikti. "Anlat-


,,
mas zor...

"E siktir et o zaman."

"Hem modern, hem klasik," d iye izahate giriti deli. Belli


ki eserinin ieriini paylama konusundaki her trl zorlua
gs germeye kararlyd. Zaten bu yaz iziyle uraan tay
faya yaptklar ile ilgili, nezaketen bir ey sorun, hemen ada
mn burnundan getirirler. "Hem gereki, hem gerek stc.
Hem komik, hem duygusal . Hem polisiye, hem deil. . . "

52
"yle byle deil diyorsun yani."

"Olgular ve ncirci ocuklar."

"Efendim?"

" Kitabmn ad bu: Olgular ve ncirci ocuklar. Nasl


buldun?" Gzlerini benimkilere dikmi heyecanla yorumumu
bekliyordu.

"Evet," dedim. Hayatmda bundan daha sama sapan bir


kitap ad duymamtm ve fakat hala elemann sigarasn tt
trmekteydim. "Mthi . . . ok zgn."

"Ben de yle dnyorum," dedi sevinle. "Hikaye, bir ci


nayeti zmeye alan, bir grup mahalle arkada arasnda ge
iyor. Kk ocuklar bunlar, onbir, on iki yalarnda." Bak, o
kadar da zor deilmi konusunu zetlemek diye dndm ama
bir ey sylemedim tabii. O devam ediyordu. "Olgular, roma
nn polisiye izleine referans veriyor. Ortaya karlmas gere
ken veriler, gerekler anlamnda . . . Ve kahramanlarmz, yani
ocuklar, yoksul ya da orta snf ailelere mensup. Hayatlarn
kazanmak iin pazarda incir satyorlar; yani incirci ocuklar."

Lambay salam yakmt Alper. "Okula da gidiyorlar m?"


diye sordum nedense.

Garip ama bunu daha nce hi dnmemi gibi kalakald.


"Gidiyorlar," diye yantlad bo bir ifadeyle.

"Ayn okula m gidiyorlar?"

"Hayr. . . evet . . . Ne fark eder ki?" diye patlad amatr yazar.

"Tamam tamam, doru sylyorsun," dedim. "Anladm


canm. u eskiden okuduumuz ocuk kitaplar gibi . . . Neydi
ad? Hah, Enid Blyton'un yazd Afacan Beler, Gizli Yediler
falan gibi bir ey ite, deil mi?"

53
Bunu sylememle birlikte o yumuak tabiatl delikanl
nn ehresi yerini Medusa'n nkine brakt. Gzlerinde yld
rmlar akarken, dudaklarnn arasndan nefret dolu bir h
rlt koptu: "Deil."

"Ben pek anlamam zaten bu ilerden," dedim kendimi af


fettirmek iin. "Dar kayorum biraz. Teekkrler sigara iin."

Bayla bir selam verdi ama antam yklenip dar ynel


diim srada arkamdan, "Belli oluyor anlamadn," dediini
iittim. Sanat ruhu, tabii. Naif, alngan ve ktcl.

Dar ktktan sonra kantinin yan tarafndaki spor salo


nunun tuvaletine uradm. Aynadaki yzme baknca istem
sizce glverdim. Allah'm, ne kadar yakklydm! Yani, zel
bir ekiciliim yoktu ama bir nceki gne kyasla mthitim.
Ne zamandr bama bela olan kilolardan eser yoktu, favorile
rimde ve sakallarmdaki beyazlar ile yzmdeki krklardan
da. "Ayna ayna, syle bana," dedim. "Var m bu yata benden
gzeli dnyada?" Belki, Mick Jagger.

Birka dakika sonra elimde on binlerce lira deerindeki


tostum ve aymla, kantinin nndeki demir korkuluklarn
stne tnemi etraf izlemekteydim. Yaadklarma dair bir
yn, sama sapan, tutarsz dnce geiyordu aklmdan. n
san lnce hayatnn herhangi bir noktasna m nlanveri
yordu byle? Evrenimizin dzeni lanetli bir dngden mi iba
retti? Acaba benim gibi bakalar da var myd? Yoksa ben zel
miydim? Tm bu yaananlarn sorumlusu kim ya da neydi?
Dorusu hibir eyi anlamlandram yordum ve ilahi ya da fi
ziksel, bama gelen her ne halt ise belli ki pek hayra alamet
deildi. yleyse neden endie duyaca m yerde kendimi feci
ekilde mutlu hissediyordum? Aslnda yant basitti. Gentim,
gzeldim, salklydm. aymdan, sigaramdan en son ne za
man bu kadar keyif aldm hatrlamyordum bile. Kendimi

54
ku gibi hafif hissediyordum. Bir an nce yeni hayatm yaa
maya balamak iin sabrszlan yordum. zmn yemek a
n sormamak istiyordum!

Oturmu yle kendi kendime srtmaktayken elinde kahvesi


ya da ayyla, ince, uzun bir delikanl yaklat yanma. Ara sra
kendisiyle kantinin nnde, ayakst sohbet ettiimizi anm
syordum. Hzl devrimcilerdendi. "Ekrem?"

"Selam dostum. Ne yapyorsun?" diyerek srtn korku


luklara verdi.

"Hi," dedim. "imlere bakyorum yle."

" Haklsn," diye skntyla i ekti Ekrem. " B en de bir


trl iime sindiremiyorum ama merak etme, bunu yanlarna
brakmayacaz."

"Kesinlikle," dedim. "Brakmayacaz!" Neden sz ettii


konusunda hibir fikrim yoktu.

"Futbol sahamz geri alacaz!"

"Alalm tabii," dedim. Hazr fiziksel adan kendimi bomba


gibi hissetmekteyken birka ut ekmek, bir orkestra efi gibi
takmm ynetmek, ylankavi hareketlerle rakiplerimin ara
sndan syrlmak isterdim ben de. "Nerede bu futbol saha
mz?" Ekrem dnp kukulu baklarn suratma dikince bir
pot krdm anladm. "Uaksavar' dakini diyorsun, deil mi?"

"Dalga m geiyorsun sen benimle dostum?"

"Yok canm, ne mnasebet. Bir an ey edemedim de . . . "

Geni bir kol hareketiyle paralara blnm imle kapl


meydan gsterdi. "Rektrln zorla elimizden ald sahay
diyorum."

55
O anda jeton dt. Varlk nedenini hala zemediim
okul Amerikan futbolu takmnn, ylda bir iki kez kulland,
ta toprak eski sahay kastediyordu. Rektrlk buray imlen
dirince, herkesin gnlnce yaylp keyif yapt mthi bir ye
il alana dnmt o berbat yer. Hala, yani benim geldiim
zaman diliminde dahi, niversite denince herkesin aklna ge
len ilk imgeyi oluturmaktayd sz konusu meydan. Boazm
temizleyip, yanl bir ey sylememek iin dndm bir sre.
"Sen ok futbol oynuyor muydun?"

"Mesele benim futbol oynayp oynamamam deil," diye


kt. "Mhim olan faist ve zorba yntemlerle bu hakkn eli
mizden alnmas." Drst olmalym, sesinde azarlamadan zi
yade bilinlendirme kaygs sezilmekteydi.

"Ama imdi daha ok insan yararlanyor buradan sanki,"


dedim mmkn mertebe iddiasz bir ekilde. "Toz, toprak,
amur falan da yapmyor hem. Ne bileyim, ok fena olmad
sanki bu hali de . . . "

Hi konumadan, buz gibi gzlerle bakyordu bana. So


nunda, kaslm enesi gevedi ve dnsel srecinin meyve
sini bir tokat gibi patlatt suratma: "Liberal misin sen?"

"Bilmem ki," diye inledim. "Yeili severim ama."

"imdi tartmayacam seninle dostum," dedi Ekrem, daha


sakin ve yumuak bir ifadeyle. Emperyalist glerin mahsus
tan geri braktrd halka kar bir miktar efkatle yaklamak
gerektiine karar verm iti belki de. "Baz kitaplar getireceim
sana. Oku onlar mutlaka." Gerekli emri verdikten sonra da
hzl admlarla yanmdan uzaklat. Acaba hemen kitaplar ge
tirmeye mi gidiyor diye merak ettim.

Ortodoks marksistti Ekrem. Kapitalistten nefret etmezdi re


vizyonistten ettii kadar. deolojik tutarllk onun iin hayattaki

56
en nemli eydi. Okul bittikten be alt yl sonra tesadfen yolda
karlaacaktk. stndeki k takm elbise, elindeki Bond anta
dikkatimden kamayacakt. Mezuniyetten sonra, kendi tabi
riyle " kendisine yatrm yapacakt." Borsada oynayp, kazan
d parayla yurtdnda iletme yksek lisans yapacak ve bir
yatrm irketinde st dzey bir ynetici olacakt.

Alper ve Ekrem. Be dakikada kendimden souttuum bu


iki gen de hem ne kadar kendinden emin hem de ne kadar
naifti. Yirmi yl sonra belki her ikisi de daha tecrbeli, den
geli insanlar haline geleceklerdi ve sanki bunlar tercih edilir
niteliklerdi de. Oysa ben bu iki delikanlnn, ezkaza gelecek
teki o halleriyle karlasalar hissedecekleri irentiye hak ver
meden edemiyordum. Kim bilir, belki ben de kendimi aynen
yle duyumsadm iin. Fakat artk benim heba ettiim yllar
ve insanlar iin azap ekmeme lzum yoktu. kinci bir ansa
kavumutum ben! Her eyi dzeltebilir, yepyeni ve gzel bir
hayat kurabilirdim kendime. yi bir insan olabilirdim. Heye
canla antam ap telefon defterini karttm. Varln bile
unuttuklarmdan, benim _iin daha bir gn ncesinde, oktan
lp gitmilere varncaya kadar bir sr e, dost, akraba ve ta
ndn isimleri ve irtibat numaralar gzmn nndeydi.
Hzla kantine inip birka jeton aldktan sonra ankesrl tele
fon kulbelerine yneldim.

lk arayacam kiinin numarasn hatrlamam iin def


tere bakmam gerekmiyordu. stelik kendisi yirmi yl sonra da
sa salim aramzda olacakt. Her zaman ziyadesiyle kt dav
ranp, hakszlk ettiim, ender aramalarm ise ekseriyetle te
lefonu yzne kapatarak sonlandrdn iin derin bir vicdan
azab ektiim biriydi bu. "Anne?"

"Neredesin sen!" diye bir ses geldi kardan -ki bu giriz


gah hayatmzn hibir dneminde deimemiti. "Neredesin!"

"Okuldaym anne, merak etme."

57
"Ka hafta oldu biliyor musun? Bir aramyorsun, z an
neni? Ne yersin, ne iersin, kimlerle dp kalkarsn haberim
yok . . . Ne haldeyim, bilmiyorsun! Hastaym ka gndr, kom
ular kouyor yardmma. lsem belediye kaldracak . . . le
yim daha iyi zaten. Belki o zaman anlarsn baz eyleri ama
ok ge olur. . . "

Validem, bu havadan devam ederken, imdi ben her eye


batan balayacak, kendim ve sevdiklerim iin hayat cennete
evireceim ya, ihtimaml bir yaklam gelitireyim, efkatli
bir sz bulaym diye gayret ediyor ve fakat bir neticeye ulaa
myordum. Sadece tansiyonumun hzla ykseldii ni ayrt ede
bilmekteydim. "Anne!" diye bararak kestim szn. "Anne
ciim, sakin ol ltfen."

Bir anda sustu. Karlkl bekliyorduk. Beynim uyuuver


miti aniden, syleyecek hibir ey gelmiyordu aklma. Tak
diye kapattm telefonu yzne. Gelecek sefere, diye dn
dm. Bu bir balang. Bir iyi niyet giriimi. nemli olan, po
zitif dnce. Yava yava yoluna girecek her ey. Kara kapl
telefon defterinin sayfalarn bir bir evirmeye giritim. Akra
balarmdan herhangi birini aramak gelmiyordu iimden. Der
ken son sayfalara doru bir isim ekti dikkatimi: Yaman Etili.
Liseden arkadam. Hayat dolu, esprili, zeki bir insan. Kame
raman olarak alt televizyon haber kanalnn arac kaza
yaptnda camdan dar frlayacak ve mr boyunca teker
lekli sandalyeye mahkum kalacakt. Kazann tarihini tam ha
trlayamyordum ama 2000'li yllarda olsa gerekti. Faciann
nne geebilecek vaktim vard yani daha. Defterde kaytl i
numarasn tuladm.

"Ceneviz Turizm. Buyurun, nasl yardmc olabilirim?"


dedi kar taraftan bir kadn. Demek Yaman henz haber ka
nalnda ie balam deildi.

58
"Yaman Etili'yle grebilir miyim ltfen? Ben arkadaym."

Ksa bir sessizliin ardndan, " zgnm," dedi kadn. "Ya-


man Bey artk burada almyor."

"Kendisine nasl ulaabilirim, bir bilginiz var m acaba?"

"Mmm . . . Ev numaras kaytl burada. Yazn ltfen."

Alelacele antamdan bir kalem karttm, kad nn syle-


dii numaray not ettim. "Teekkr ederim."

O srada birinin ismimi seslendiini iittim. Ahizeyi ye


rine yerletirip, sesin geldii tarafa dndm. Rektrlk bina
snn yanndan uzanan yoldan el sallaya sallaya gelen, yirmi
yalarndaki Saffet'ti bu. Ve yanndaki gen kz . . . Srtnda en
az bir beden byk, lacivert paltosu, omuzunda dev bir anta,
yznde kocaman bir glmsemeyle iki yana yaylanarak y
ryen, dnyann en gzel yzl kadn. Kalbimden dudakla
rma bir ift hece yalazland: "Nergis . . . " Ben yerimden kpr
damadan bekler, o an yitirivermenin korkusuyla nefes dahi
alamazken o hzlanarak bana doru yaklayordu. Onun her
admyla kainat, kyametten varolua doru istikamet deiti
riyor, ben hazin bir hatrann yeniden aka dnne tank
lk ediyordum.

"N'aber?" deyip dudaklarma usulcack bir pck kon


durdu Nergis. Karlk vermek iin azm atm ancak sa
dece boazmdan bir hrlt koptu ve bara bara alayarak,
var gcmle kucakladm onu. Ve o anda emin oldu m. Yiti
riverdiimi dndm her eye yeniden kavumutum; ka
derim, bu kez en gzel msralarla yazlmak zere bir kez daha
kendi ellerimdeydi. Hala cierlerim sarslarak alamaktaydm
ama artk korkum yerini derin bir huuya brakmt. Deil mi
ki Nergis'leydim, tm alemle de bir btn ve tektim. Tepem
deki gkyz, ayamn altndaki ta, rzgarla srklenen dal

59
paras dostum, kardeim, srdamd. Yllarca her gn lanet
okuduum hayat, sonsuz haliyle kabulm ve bam stneydi.
Nergis tabiatyla halimdeki tuhafl sezmiti. Soluunu kesi
yor, herhalde biraz cann da yakyordum. Glkle kendini
geri ekti. "Bir ey mi oldu Aziz? Neyin var? Konu n'olur. . . "

"Bir ey yok," dedim yzn avularmn arasna alarak.


"Feci bir kabus grdm. Biz meerse ayrlmz, ben yllarca
sensiz yaamak zorunda kalmm, hayatm heba etmiim, her
gn yaarken lmm . . . "

"Haydi, zme artk kendini," diye tekrar bana sarlp, ba


n gsme yaslad. "Hepsi bir ryayd. Alt st, bir rya . . . "

60
4. Territorial Pissings

"Gzel kardeim, onu bunu bilmem ben," dedi Saffet, uzun


Marlboro'sunun dumann kantinin halihazrda bin bir eit
zehir tayan havasna fleyerek. "Trk entelektelinin ferita
hn getir, Goethe deyince aklna gt gelir, gelecektir."

Mutluluktan uuyordum. Nergis ve Saffet'le kantine gei


yapp, masalardan birine kurulmutuk. erisi ufak ufak dol
maya balamt. Sevgilimin elini sk sk tutmu, bir eyler
okuyan, muhabbet eden, karnn doyuran genleri keyifle iz
lerken, o mehur deyile, "ann tadn karyordum." Hakika
ten de o anda, bulunmay daha ok isteyebileceim hibir yer
yoktu yeryznde. Kzl, erkekli bir tan, arkada ve arkada
n arkada grubu evremizde kmelenmiti ksa srede. Saf
fet her ne kadar az nceki laf ylesine ortaya atm gibi dursa
da, sanyorum provokasyonunun asl hedefi olan sarn kz
hemen ataa geti. "Ne demek istiyorsun yani?"

"Bir ey demek istemiyorum, tespit yapyorum," diye kar


lk verdi Saffet gayet kendinden memnun. Gelecek saldr
lara byk bir keyifle gs gerecei her halinden belliydi.

"Bence sadece gt demekten zevk alyorsun," dedi kz. Do


rusu, dili kmt.
"Tespitimi daha az hakl klmaz," diye el ykseltti bizimki.
"Ayrca sizinki ad hominem bir iddia. Sylenen lafa deil sy
leyen kiiye bakmak."

''Are dendiinde bir Alman entelektelin aklna ayn e


yin gelmeyeceini nereden biliyorsun?" diye girdi araya Nergis.

"Gelir elbette nk arshce Almanca' da gt anlamna ge


lir," diye aklad Saffet bilgi bilgi. "Keman aresinin Alman
cas, geigenbogen' dir."
"Trke bilen bir Alman' dnelim o zaman," dedi Ner
gis. Tanrm ne kadar zekiydi!

"Senin Trk entelekteli diye bir ey varsayp onun zerin


den genellemelere varmana ne deniyor peki?" diye araya girdi
sarn kz. Az nceki k hzla gz ard edildii iin biraz
can sklmt.

"Ooo bakyorum, mstemleke mnevverleri mnakaaya


tutumu," diyen neeli bir ses iittik. "Hominem mominem
falan . . ." slamc entelektel diye bilinen grubun elemanlarn
dan Nurettin' di bu. Yannda biri ar kilolu, biri p gibi, iki
tip vard. Hepsinin yznde, tm meselelerin ardnda yatan
gerek sebepleri bildikleri izlenimini yaratan, zoraki bir sr
t mevcuttu.

"Vay Nurettin Bey!" diye elini skt onun Saffet. "Hayrola,


bizi mi dinliyordunuz?"

"Ne de olsa Abdlhamit' in torunlaryz . . . Eee n'apyorsu


nuz bakalm?"

"N'apalm ite Nurettinciim, Abdlhamit' in torunlarnn


kkn kurutma planlar gelitiriyoruz."

"Ona ne phe," diye gevrek gevrek gld Nurettin. "Haydin


kaln salcakla." Arkadalaryla birlikte, her zaman oturduklar

62
kantinin en ucundaki masaya doru giderlerken bir de trk
tutturdu: "Homineeem hominem / Kymn gzeli / Dalara
gel homineeem . . ."

"Ne ayak bunlar?" diye sordu masadaki delikanllardan biri.

" Trkiye'nin gelecei," diye yantlad Saffet. "iko olan


bizim blmde, br ikisi Sosyoloji' de. Nurettin nmzdeki
sene Amerika' da master yapmaya gidiyor. Dinler tarihi ya da
genetik evrim konusunda. Henz karar verememi."

" Evrim mi! Ciddi misin sen?"

"Elbette. Ne demiler: Dostunu tan, dmann daha iyi


tan!"

"Amma atyorsun ha," diye Saffet' le aralarndaki flrtz e


kimeye geri dnd sarn. "O sz yle deil bir kere . . ."

Onlar tartmaya devam ederken Nergis bana dnd. "Ben


derse gidiyorum. Snfa kadar gelir misin benimle?" Sylemeye
ne hacet. Onunla cehenneme bile giderdim.

Ayaa kalktmz anda Saffet, Nergis'e dnd. "O konuyu


konuacaz sonra."

Nergis ona cevap vermeden antasn alp kapya yneldi.


Ben de takldm peine. Birlikte Mhendislik Binas'na doru
yrmeye baladk. "Hayrola," dedim. "Nedir Saffet'le konu
acanz konu?"

"nemli bir ey deil," diye omuz silkti Nergis. "Sana bir


ey sylemem gerekiyor yalnz."

"Syle, tabii."

" zmir' den kuzenlerim geliyor bende kalmaya." Rumeli


Hisar'nda, Nergis'in ailesinin kiralad bir evde kaldmz
hatrladm. Kck, rutubetli ve hayli konforsuz olsa da bize

63
yetiyor da artyordu bile. Kuzenlerin gelii, benim onlar gi
dene kadar orada kalamayacam anlamna geliyordu. Her ne
kadar Nergis' in ailesi beni tansa, ilikimizden haberdar olsa
da, birlikte yaadmz bilmemeleri ya da bilmiyormu gibi
yapmalar gerekmekteydi. Bu trden kk skntlar nasl da
unutuvermitim. ok mhim saylmazd ama bu akraba ziya
retinin tam gemie dndm gne denk gelmesi can sk
cyd. Tabii bir de, orada deilse nerede kalacam da ayr bir
soru iaretiydi.

"Burada ne kadar kalacaklar, biliyor musun?"

"En az bir hafta. Daha fazla da olabilir." antasndan


kard bir poeti elime tututurdu. "Birka para giysi getir
dim sana. Fazla idare etmez ama. Annene gitsen iyi olur derim."

"Mesele yok. Bir hafta yurtta falan idare ederim." Yurtlarda


her zaman geceyi darda geirecek, yerini alabileceiniz biri
olurdu. Yeter ki, kaplar kilitlenmeden kapa ieri atm olun.

"Bir haftadan fazla da olabilir," dedi serte. Byle u fak te


fek eylerin bile nasl cann sktn bilmesem tavrnda biraz
soukluk olduunu dnebilirdim. "Annene git."

'Tamam," dedim. "Kata kyorsun dersten? Akama bir


eyler yaparz belki?"

"Mmkn deil. nmzdeki birka gn kuzenlerleyim,


kaar yok. Biraz stanbul'u gezdireceim, bir iki de akraba zi
yaretine gideceiz."

"Peki," dedim aresiz. Mhendislik binasnn nne ka


dar sessizce yrdk.

"Esat Bey eviriyi bekliyor bu arada. Bir ara istersen."

"Telefon mu etti?"

64
"Hayr, geen gn benim eviriyi teslim etmeye gittiimde
konutuk."

Tabii ya! Nergis de Paradise Yaynevi iin be alt eviri yap


mt bir dnem. Yani, bu dnem. "Tamam, ararm."

"Paraya ihtiyacn var m?" diye sordu eski ve mstakbel


eim. "Dn bozdurdum ben ekimi." Bam hayr anlamnda
iki yana salladm. Aslnda o yllarn ar enflasyonist ortamnda
czdanmdaki parann neye, ne kadar yetecei konusunda pek
bir fikrim yoktu ama gelir gelmez asalak gibi sevdiim kadn
smrmeye balamak fikri houma gitmiyordu. Yanama bir
pck kondurdu. "Tamam yleyse. Haydi grrz."

Ayrlacamz iin son derece huzursuz hissetmekteydim


kendimi. " yi dersler," diyebildim sadece. Cep telefonundan
nce nasl haberleip randevulayorduk biz sahi?

Gerisingeri kantine dnerken u kuzen ziyareti mevzu


sunu dndm. Hayal meyal hatrlyordum yle bir ey sanki.
Belki de hemen evlenme teklif. etmeliydim ona. evre basks,
akraba korkusu gibi fuzuli skntlar hzlca aradan karm
olurduk bylece. Eninde sonunda iin varaca yer oras deil
miydi zaten? Fakat kendimi gerekten evlilie hazr hissediyor
muydum acaba? Neler samalyordum byle?

Saffet kantinde deildi dndmde. Srt antam alp,


giysi torbasn Recep Abi'ye emanet ettikten sonra soluu, an
kesrl telefonlarn banda aldm yeniden. Bir sonraki hede
fime hzla karar vermitim. Telefon defterimden ilgili numa
ray bulup, biraz da heyecanla tuladm. "Alo?"

"Buyurun?" Kardan gelen sesin aradm kiiye ait oldu


unu ayrt edebiliyordum.

"Tanmadn m?"

65
"Hayr. Kimsiniz?"

"ok gcendim bak imdi . . . "

"Kusura bakmayn, karamadm. Kimsiniz?"

"Bir sonraki Laurence Olivier," dedim. "Geri fiziimi daha


ziyade Al Pacino'ya benzetirler ama . . . "

"Bana bak sapk herif," diye bararak kesti szm. "Bir


daha bu numaray ararsan karakolda grrz, haberin olsun!"

"Fulya dur yahu," dedim telala. "Benim Aziz . . ."

"Aziz? Ay kusura bakma. Tanyamadm yle acayip aca


yip konuunca."

"Ne varm ki konumamda?"

"Ne bileyim, yle orta yal zamparalar gibi," diyerek bir


kahkaha att Fulya. "yi ilettin ama . . . "

"Evet," diye yutkundum. "lettim seni."

''Akam geliyorsun, deil mi?"

"Tabii," dedim. "Nereye?"

"Sinan'larda buluuyoruz bu akam, haber vermediler mi?"

"Bilmem. Belki arayp ulaamamlardr."

"Hmm, nceki toplantlara da gelmedin hi, merak ettim."

"Bir sredir evde kalmyorum. Nergis'in kuzenleri geldi


de . . . Eee neler oldu ben yokken bakalm?"

"Pek bir ey olmad. Bugn yeni oyun konusunu tarta


caz. Blent'in yazd bir oyun var. Olduka iyi grnyor."

"Dur tahmin edeyim: lm deinde bir kapitalistin ha


tralar falan gibi bir eyler mi?"

"Ha, anlatt demek sana?"

66
Hi de istediim gibi bir etki yaratamamtm. "yle bir
eyler sylyordu, evet,'' diye geitirdim.

"Bir de srpriz oyuncumuz var. Gelince tanrsn onunla.


Toplant saat dokuzda."

Abdl. "Tanrz,'' dedim. "Sinan'n adresi nedir?"



''Aziz?"

"Sinan?"

Kolunu dairenin giri kapsnn kiriine dayam bana ba


kyordu Sinan. Beni grmeyi beklemedii belliydi. "Ne yap
yorsun burada?" diye sordu.

"Toplant yok muydu bu akam?"

"Evet, evet. Gel buyur,'' diyerek kolunu yolumdan ekti.


"Sen braktn grubu zannediyordum ben."

Cevap vermeden girdim ieri. Toplantya daha yarm saat


kadar olmasna ramen bendt'.n nce gelen grup yelerine gz
gezdirdim. Hakikaten felaket bir oyuncu olmakla birlikte,
kdem, arkadalk, siyasi angajman ya da boy avantaj saye
sinde olacak, Blent ve Tlay' dan sonra grubun en nemli
eleman saylan Grkan, Selda, Selda'nn "mhendis sevgilisi"
ve adn hatrlayamadm birka kii daha. Ve Kadir! ahane
insan ve aktr. Ekipteki tek profesyonel. Bir yandan konser
vatuvarda asistanlk yapmakta, bir yandan da, Trkiye'n in en
nemli aktrislerinden biri saylan blm bakan hanmefen
dinin zel tiyatrosunda sahne almaktayd. Ank Gen nc
ler'le oyuna kmasa da arada srada grubun toplantlarna ka
rl yor ve son derece faydal nerilerde bulunuyordu. Gemie
dayanan hukuklar ve elemann stn yetenekleri nedeniyle,
aktan aa pek bir ey sylemese de Blent ve ava nesinde

67
ona kar inceden bir husumet sezerdim her zaman. Herhalde
nc snf mekanlarda, sekiz on arkadaa gsteri yapmak ye
rine "davaya ihanet edip" profesyonel olmay tercih ettii iin.
Onunla tantm gn ok iyi hatrlyordum. almalar
mz srdrdmz sinema salonunun arka tarafndaki k
ck mekanda, gruba katlmak isteyen bir oyuncu aday bir
yetenek snavna tabi tutulmaktayd. O srada Kadir pat diye
kagelmi ve " bu ii bana brakn" gibilerinden bir hareket
ektikten sonra delici baklarn mstakbel gen ncye e
virip, o davudi sesiyle yle nlemiti: "Olum . . . Bana mavi
gzl birini oyna! " Sadece, gzlerini devire devire, kah ksp,
kah aarak ona kendini beendirmeye alan delikanl deil,
dierleri de bir sre ciddiye almlard bu "imtihan." Nihayet
ben dayanamayp kahkahay patlatnca Blent, Kadir' in dalga
getiine aym ve pek de komik olmayan bir espriyle gencin
acsna son vermiti.

Kadir yksek lisansn tamamladktan sonra, dorudan


tam zamanl olarak blm bakan hanmefendinin tiyatro
sunda iyi bir cretle kadro almay ve kendi deyiiyle, "ya ve
fiziksel durumu dnldnde, en ge be yl iinde gebe
recek" kadnn yerine tiyatronun bana gemeyi planlyordu.
O be yl getikten sonra bir gn kendisine Moda' da bir ay
bahesinde rastlayacaktm. Mezuniyetini ald anda hanme
fendi kendisine kn verecek, Kadir, devlet tiyatrosuna gire
cek, mecburi hizmet iin iki yllna Erzurum'a gnderilecek,
bu sre tamamlandktan sonra da, artk tecrbe kazanm bir
oyuncuyu kolay kolay brakmak istemedikleri iin grev sresi
durmadan uzatlacakt. stanbul ya da Ankara Devlet Tiyat
rosu'na tayin alabilmek iin dileke zerine dileke verdii o
gnlerde, Erzurum' da bo salonlara Hamlet oynamakla megul
olacakt. Nihayet ehr-i stanbul 'a dnyse, korkun televiz
yon dizilerindeki, ikinci snf roller sayesinde gerekleecekti.

68
"Vayy kardeim! Naslsn?" diyerek muhabbetle sarld bana.

"yilik Kadir. Senden n'aber?"

" B ugn oyun seilecekmi diye duydum , bir urayaym


dedim."

"Ben de yle," dedim glerek.

"Bak ne diyeceim, seni konservatuvara alalm m?"

"ok gurur duydum Kadir ama ben okulumdan memnu-


num. Hem oras iin yam biraz geti sanki, deil mi?"

"stn yetenek snavyla girebilirsin," dedi Kadir ciddiyetle.

Bir an durup dndm. Belki de nerisini din lemeliy


dim. Yeni hayatmda yle iyi bir oyuncu olsam fena m olurdu
yani? Derken Kadir'in akbetini dndm. "Hele burada bir
oyuna kalm da . . . "

O srada Saffet'in ieri girdiini fark ettim. Gz gze gel


dik. Orada bulunuuma Sinan' dan bile daha ok arm gi
biydi. "Selam," dedim. Bayla, karlk verip baka tarafa yneldi.
Yzlemekten kand gibi bir hisse kaplmtm. Dosdoru
yanna gittim. "Fulya aramasa bugn alma olduunu bil
meyecektim. Seni de o mu arad?"

Gzleri bir an f ldr f ldr dnd. "Hayr, Abdl syledi


bana."

''Abdl?"

"Sahi, sana sylemeyi unuttum, deil mi? Gruba yeni ka


nlan bir oyuncu. Birka hafta nce okula gelmiti, o syledi
almalarn yeniden baladn."

Kukularmda haklydm. Abdl ' n ziyaretini zellikle


haber vermemiti bana Saffet. Ama neden? imdilik kaydyla,
stne gitmemeye karar verdim. Syleyecei her yalan daha

69
sonras iin balayc olacak, belki neticede hibir ey rene
meyecektim.

Blent, Tlay ve Fulya birlikte geldiler. Fulya heyecanl he


yecan l bir eyler anlatyordu, beni grnce kocaman bir g
lmseme yayld yzne. Ayn ekilde karlk verdim. Anlalan
o gn oraya geleceimi haber vermiti dier ikisine, varlma
fazla bir tepki gstermediler.

"Haydi bakalm saat dokuz oldu," dedi Blent. "Balaya


lm artk."

''Abdl gelmedi daha," dedi Fulya.

"Gelseydi," diye karlk verdi Blent serte. Ar ar her


kes oyun metnini kartp, odann ortasndaki sehpann ev
resine kmelendi. Fulya kanepeye, benim yanma geip otur
mutu. Onun varln yaknmda hissetmek beni rahatlatyordu.

"Herkes okudu mu oyunu?" diye sordu Grkan. Bu girii


Blent' in deil de Grkan'n yapmas, oyunun grupta sz sahibi
herkes tarafndan sahiplenildiini belirtmeye dnk olsa gerekti.

"Ben okumadm," dedim.

Sebebi belliydi, o yzden kimse niye diye sormad. "Okur


sun sen de sonra," dedi Tlay. "Fazla uzun deil zaten."

"imdilik benimkinden takip edebilirsin," diyerek elindeki


oyun dosyasn ortamza koydu Fulya. Canm benim.

"Pekala . . . Dnceleriniz nedir?" diye sordu Blent.

Alt perdeden tek tk yorumlar, onaylayc mrltlar . . . B


lent ve avanesi, baz zayf diren noktalarn bir bir krarken
ben de metne gz gezdirdim yle bir.

GECE. Lokal spot , sahnenin ortasna der. Kukuletal


siyah cbbesi, elinde orayla AZRAL grnr.

70
AZRAL

Cannz almaya geldim! Hazr msnz?


Sahnenin sol taraf aydnlanr. lm deinde KAPTA
LST (Hasan Tot, 75). Yatan yan banda bir sehpa ve hemen
arkada serum iesinin asl durduu aparat. Sahnedeki btn
dekor bundan ibarettir.
KAPTALST

Bir dakika dur!


AZRAL

Ne tuhaf Bu an geldiinde hepiniz ayn eyi sylyorsunuz. . .


"Yedinci Mhr?" dedim gayriihtiyari. Bu repliklerin, ne
redeyse bire bir, lngmar Bergman'n bu ismi tayan filminde
getiini hatrlyordum.

"Evet, Bergman'a gnderme yaptm," dedi Blent gergin


bir tavrla.

"Tebrik ederim," deyiverdim. Fulya kkrdad ve bylece or


tamdaki ciddiyet de fena halde zedelenmi oldu. Bir an sonra
herkes "gr ve deerlendirmelerini" daha yksek sesle dile
getirmekteydi.

"Gece olduunu nereden anlyoruz?"

"Kapitalist' in hi akrabas yok mu?"

"Azrail, Kapitalist'le niye sizli bizli konuuyor? ok mu


nazik? "

Blent herkese b i r cevap yetitirmeye alyor a m a gide


rek daha ok sinirleniyordu. Bir sre sonra sesler iyice yksel
mi, ikili tartmalar, karlkl dokundurmalar balamt. T
lay kesinde oturmu sessizce bekliyor, Grkan ise birileriyle

71
tartyor arada da bana nefret dolu bir bak frlatyordu. O
ara kap alnd ve Sinan bakmak zere ayaa kalkt.

"Bensiz balamsnz?" Hep birlikte, uultuyu bastran se


sin sahibine dndk. ''Ama pek ie yaramam anlalan." Yay
gibi gergin incecik bir beden, hafiften ekik gzlerinde zeka
prltlar, dudanda alayc, hatta kstah bir glmseme. Me
hur Abdl, antresini yapmt.

"Gel, gel, otur yle," dedi Blent. "Oyunu tartyorduk."

Abdl'n baklar bana kilidenmiti. "Sen Aziz olacak


sn," dedi.

Bamla onayladm. Abdl beni yle bir szdkten sonra


geip bana gre sa tarafta bir armut minderin stne kt.

"Dorusu bugn dramaturjiye balarz diye umuyordum,"


diye konuya dnd Blent. "Fakat gryorum ki, bu oyunla il
gili baz soru iaretleri mevcut. yleyse, baka bir nerisi olan
varsa duyalm."

Belki herkesin kafasndan geen bir eyler vard ama bir


sonraki aamada nerilerinin gerekesinin sorulacan bildik
leri iin bir ey sylememeyi tercih ediyorlard . aktrmadan
Abdl' yokladm. Krk gn sonra, hunharca katledileceinden
habersiz srtmaktayd. Sakin hareketlerle bir sigara yakt, du
mann iine ekti, ardndan sigarasn kl tablasnn kenarna
brakp keyifle gerindi, bir eyler sylemek zere azn at. . .

"Terminatr," dedim onun konumasna frsat vermeden.

Herkes bo gzlerini bana evirmiti. Abdl hari. Anlk


bir hayretle glgelenen baklar imdi ate samaktayd.

"Ciddiyim," dedim. "Bence son derece dikkat ekici olur."


Bunu sylediim anda da yaptm hatay fark etmitim tabii
ama artk ok geti.

72
"Beikta meydannn ortasna bir kamyon tezek dksek,
o da gayet dikkat ekici olur," dedi Grkan zevkle. "Ama ta
bii bu, doru ve gzel olduu anlamna gelmez."

''Aslnda kimin dktne bal," diye karlk verdim.


"Mesela Andy Warhol yaparsa sanat olur, sen yaparsan, evet,
haklsn, sadece bir kamyon bok olur."

Grkan'n enesi titriyordu. ''Andy Warhol ld bir kere . . . "


gibi sama sapan bir eyler syledi.

" te o yzden ortalk boktan geilmiyor," diye yaptrd


Abdl cevab. Ortam acayip gerilmiti bir anda. Demokratik
bir fikir teatisinde mi bulunuyorduk yoksa dpedz bir isyan
m sz konusu anlamaya alyordu herkes. "ce yandan,"
diye srdrd Abdl. "Terminatr. . . Hayatta duyduum en
sama fikir."

Hi beklemediim yerden gelmiti darbe! Sakin grn


meye alarak boazm temizledim. "Terminatr' post ka
pitalist bir toplum eletirisi olarak ele alabileceimizi dn
yorum. Makineleme . . . "

"Post kapitalizm denen ey bir zrvalktr!" diye kesti s


zm Abdl. "Devrimci glerin enerjisini kesip, zm, be
lirsiz topik bir gelecee tama abas. Tipik bir burjuva yalan.
Kapitalizm, kapitalizmdir. Sen sa'nn gelip seni kurtaraca
gn beklerken, onlar seni smrmeye devam eder. Blent' in
yazd oyunu bu yzden ok sevdim. Aynann dier yanna
geip, yzmz yzmze vurma cesareti gsteriyor. Kesin
likle bunu sahnelemeliyiz bence."

Ne diyeceimi bilemiyordum. Dnp dierlerine baktm,


durumlar pek farkl grnmyordu. zellikle Blent, ayna
nn dier yanna ne ara getiini kestirmeye alyor gibiydi.
Herkesi terse yat rmt Abdl denen namussuz. Blent'e, en

73
zayf dt durumda destek karak kendi konumunu g
lendiriyordu.

"Pekala yleyse," dedi Blent. " Dierleri ne dnyor bu


konuda?" Tabii Tlay'n, Grkan'n ve Abdl' n fikri belli ol
duuna gre en ok Kadir'e yneltilmi bir soruydu bu.

Kadir kafasn, kan ve dudan n kenarn kadktan


sonra, "Olabilir tabii," dedi. "Birka kk notum var metinle
ilgili ama sonra konuabiliriz."

Arkas orap sk gibi geldi doal olarak. Oyun hzla


onayland, sonraki bir saat, en tutkulu bamsz sinema hay
ranlarn bile skntdan patlatacak yavanlktaki, tatsz, tuzsuz,
tutarsz diyaloglarla dolu metnin okumasyla geti. Bir sonraki
aramba, dramaturji almasna hazrlk yapm olarak bu
lumak zere dalmaya karar verildi.

Millet kmak zere ayaklan rken Saffet'in yanna gittim.


"Ne yapacaksn?"

"Hi," diye omuz silkti. "Eve giderim."

"Bir yerlerde bir eyler ielim mi?"

Benden byle bir teklif gelmesine armt Saffet. D


arlarda taklp iki imeyi seven bir tip olarak tanmyordu
beni. "Biraz yorgunum bugn," dedi. "Bir de annem yurtd
na gidecek yarn epey bir sreliine. Bu akam evde geir
sem iyi olur. . . "

Benim tersime -en azndan o yllardaki halimin tersine


onun bu tip muhabbetlere dknln biliyordum. Muh
temelen Abdl meselesi yznden yan izdiini dndm.
"yle olsun," dedim. "Yarn bulualm o zaman. Hem eninde
sonunda baz eyleri konuacaz, deil mi?"

74
O srada birinin srtma vurduunu hissettim. "Termina
cr ha?" dedi Fulya glerek. ''Az manyak deilsin!"

"Hey," dedim. "Yarn Saffet'le bir eyler imeye gideceiz,


sen de katlr msn bize?"

"Olur tabii," dedi Fulya neeyle. Saffet'e dnd. "Nereye


gidiyoruz?"

"Mekan siz sein," dedim. "Bana haber verirsiniz."

Hzla kapdan kmakta olan Abdl 'n yanna gidip ha


fife kolundan tuttum. "Sylediin hibir eye inanmyorsun,"
dedim alak bir sesle.

Dnp yzme sert bir bak frlact. Fakat hemen sonra


ifadesi yumuad, glmseyerek kulama doru eilip fsl
dad: "Sen de yle."

75
5. Something in The Way

Orcaky'n arka taraflarndaki mahalleden kp sahil yoluna


inene kadar herkes kendi yoluna dalmt. Vaziyeti yle bir
deerlendirdikten sonra, en iyisinin anneme gitmek olduuna
karar verdim. Nergis o akam beni grmek istemediini aka
belirtmiti, yurtta bir yer bulmak iin saat fazla geti, Folklor
Kulb'ndeki sedir ziyadesiyle rahatszd ve kesinlikle scak bir
dua ihtiya duyuyordum. Annemin evi stanbul'un Anadolu
yakasnda, Kadky' deydi. Cebimdeki parann taksiye yetip
yetmeyeceinden emin deildim, dahas, ekonomik durumum
tamamen belirsizliklerle doluyken, byle bir harcama yapmak
pek mantkl olmayabilirdi. rencilik zor iti vesselam.

Neyse ki, czdanmda toplu tama aralarnda kullana


bileceim bir sr abonman bileti bulun maktayd. Bu sayede
be dakikada Beikta'a ulatktan sonra doruca Kadky se
ferlerinin yapld duraa gittim, ansma 1 10 numaral Be
ikta-Kadky otobsn de tam kalkarken yakaladm. Orta
doluluktaki otobste arkalara doru ilerleme eilimindeyken ,
tam ofr koltuunun arkasnda, otobsn arka tarafna d
nk biimde yerletirilmi koltuklardan birinde oturan yolcu
ceketimin ucundan ekiverdi. "Hit hit! "

"Abdl!"
Kucanda ne id belirsiz bir kutu, avucuyla hafife ya
n ndaki bo koltua vurdu iki kere. "Gel byle, dostum."

Geip oturdum yanna. Nedense biraz gerilmitim. Bir sre


sessizce oturduk. Makul bir sohbet konusu bulmaya alyor
dum. "Taksiyle mi geldin sen?" diye sordum. Cevap vermedi.
"Anneme gidiyorum ben. Acbadem' de evi. Sen Kadky' de mi
oturuyorsun? Ankara' dan gelmisin diye duydum . . . " Bu hava
dan bir eyler zrvalayp duruyordum.

"unlara bak," dedi Abdl hayli yksek bir sesle ve eliyle


karmzda oturmu yolcular iaret ederek. "Hayvanlardan
ne farklar var, syler misin?" Ben korkuyla bu yorumu aka
duymu bulunan kitlenin reaksiyonunu beklerken devam etti.
"Yerler, ierler, labada labada dzrler. . . "

Evet. Ho geldin bela! in dorusu, evrim teorisinin sadk


bir destekisi olarak bu deerlendirmeye ilkesel bir kartlm
yoktu ancak yol arkadalarmzn meseleye ayn taksonomik
hassasiyetle yaklaacandan fena halde pheliydim. Muhte
mel bir lin giriimine kar silah olarak kullanabileceim bir
eyler var m diye sa solu kontrol ederken boazm temizle
dim. "Aklnda spesifik bir hayvan var m acaba?"

"Dur bir dneyim,'' dedi keyifle. Belli ki sorum pek ho


una gitmiti. Dik dik bize bakan orta yal bir adama doru
uzatt parman. "Suaygr!" Adam fesuphanallah ekerek ka
fasn baka tarafa evirdi . Bir kadn kendi kendine bir eyler
mrldand, ayaktaki birka yolcu huzursuzca kprdand. Belli
ki, sinirlenmilerdi ancak sylenenleri dorudan muhatap alan
kimse kmyordu aralarndan. "Suaygrnn dilemmasn bilir
misin?" diye dnd bana Abdl.

"renmeye korkuyorum."

78
"Gnlnce gtn yayp miskinlik etmek dnda hibir
derdi tasas olmayan bu hayvanlar, hayatlar boyunca tek bir
soruya yant vermek zorunda kalr,'' diye aklad Abdl aha
liyi iyice delirtmek istercesine. "lmeden nce karar verme
leri gerekmektedir: Sudaki timsahlara m yem olaym, kara
daki aslanlara m?"

"Bu rnek u anda aklna gelmedi, deil mi?" diye sordum.

"Ne fark eder? yle olsa bana daha m ok sayg duyacaksn?"

"yle olsa sen kendine daha ok sayg duyar mydn?"

Bana dnp yle bir bakt. Glmsedi. Tekrar halka


dnd. "Bugn Cuma Hutbesi'nde hoca ok enteresan bir ko
nuya deindi,'' diye bambaka bir dala srad. "Bat, dnyada
kaybettii ruhunu, bo yere uzayda aryor. Tabii, o bunu bu
kadar sarih biimde anlatamad ama zetle syledii buydu."

"Sen Cuma'ya m gidiyorsun?" diye sordum hayretle.

"Bazen karyorum ama mmkn mertebe aksatmamaya


gayret ediyorum,'' diye onaylad.

"Dindar biri olduunu dnmemitim."

"Deilim zaten," diye karlk verdi Abdl ciddiyetle. "Tan


r' dan phe nedeniyle vazgemedik mi? imdi de pheden
phe etmem gerekiyor ki tutarllm koruyabileyim. Hem
her zaman demezler mi, sen O'na doru bir adm attnda O
sana doru iki adm atar diye? Ben bylece stme deni ya
pyorum ama kendisinden hala bir hareket grebilmi deilim."

yle bir dndm. Syledikleri enteresan olmakla bir


likte, ben salt enteresanla pabu brakacak ya oktan ge
mitim. En azndan bir nceki gne kadar yleydim. "nansz
ln seni inanl gibi davranmaya itiyorsa buna eliki deniyor
benim bildiim kadaryla?"

79
"Dindar deilim dedim, inanszm demedim," dedi Ab
dl souk bir tavrla. "nancmn ad da phedir."

"Vesvese olmasn o sakn?"

Bu yorumumu bir yantla ereflendirmeye tenezzl etmek


iinden gelmemi olacak ki, "Mslmanlar iin," diye tekrar
kendi at konuya dnd, "Bat'nn hibir baars uzaya git
meleri kadar hayret verici ve yaralayc olmamtr. Halbuki,
diyelim, Schubert' in birka notasna kyasla atmosferi delip ge
ecek gte bir fze yapmak nedi r ki? Ama hayr. Bat burnu
muzun dibinde muazzam bir entelektel devrim gerekletirir
ken bu insanlar byk bir maharetle bunu grmezden gelmenin
hatta kmsemenin yollarn gelitirmi, bunu da matah bir
ey sanmtr. Ta ki uzayn fethine kadar! Ne zaman ki Batl
uzaya gitmi, ite o gnden sonra Mslmanlar balarn ge
kaldrnca yalnzca Allah' deil, karanln iinde fink atan
gavur uydularn da dnmeye balamtr . . . " O arada yol
culardan biri, spesifik olarak belirtmek gerekirse suaygr, ye
rinden kalkp yanmzdan gemi, ofrn kulana bir eyler
sylyordu ve bu da beni fena halde tedirgin etmekteydi. Bil
hassa kprden nceki son k getiimiz ve tam gaz Boa
zii Kprs 'ne doru ilerlediimizi dnnce. Abdl oral
deildi lakin, o da tam gaz devam ediyordu. "te bugnk
hutbede hoca, laf Bat'nn uzay macerasna getirince Msl
manlarn o travmay amaya baladn dndm. 'Dnyada
kaybettii ruhunu uzayda aramak!' lk bakta basit bir zrt
tesellisi gibi grnyor ama hi de yle deil. Diyor ki, ey ce
maat-i Mslimin, yle havalara bakarak bir eyler beklemeyi
brak, ruhuna bu dnyada sahip k! Ortalk bo, dnya seni
bekl iyor! Uzun lafn ksas, benim bugn grdm, ete ke
mie brnm zgven oldu."

80
S u aygr koltuuna dnm, yanndaki kadnla gle
rek bir eyler fsldamaktayd. Tehlikenin farkndaydm ama
serde tevekkl vard. "Sence nereden kaynaklanyor bu zg
ven?" diye sordum.

" Nereden kaynaklanacak? Tabii ki Amerikan silahlarn


dan," deyip grltl bir kahkaha att Abdl. "nanmazsan
git Afganistan' da savam Rus askerlerine sor. Yuri Gagarin'in
ruhuna El-Fatiha!"

O anda otobs Boaz Kprs'nn tam ortasnda ac


bir frenle durdu, adet gar sesinin ardndan n yolcu ka
ps ald ve ofr Bey, koltuundan kalkp bamza dikildi:
" nin ulan aa!"

Benim naiz bedenimde bir adrenalin frtnas ba gster


miken Abdl sakin bir biimde camdan dar bakt, kuca
ndaki kutuyu efkatle okayarak, "Teekkr ederiz ama ine
ceimiz duraa gelmedik," dedi.

Artk ziyadesiyle iriyar bir bey de olduunu fark ettiim


ofr Bey burnundan solumaktayd. "Lan zibidi," diye bard.
"abuk inin aa, almayaym ikinizi de ayamn altna . . . "

"Syle bana, day," dedi Abdl tatl tatl ofre bakp. "Hep
byle talihli misindir?"

"Leyn!" diye bararak ayan tehditkar biimde serte yere


vurdu ofr ama Abdl' n ar rahat davranlarndan tedir
ginlik duymu gibiydi.

"Gryorsun dostum," diye bana dnd Abdl. "Hayat hep


bir aray . . . Ruhunu arayanlar m istersin, ruhunu satacak bir
eytan arayanlar m, senin gibi kendini biraz insan gibi his
setmek iin bir mana, tutunacak bir dal arayanlar m. . . Hep
yanl yerlerde tabii. Ama bak, day sizin gibi deil. O belasn
aryor. Hem de doru yerde!"

81
Suaygr nderliinde bir grup yolcu da ayaklanm, haka
retler ve tehditler eliinde bize doru ynelmiti. Tamam, diye
dndm, aresi yok, daya tadacaz. Sonrasnda da, yayaya
kapal, kprnn ortasnda polis tarafndan derdest edilmek ve
en iyi ihtimalle gzaltnda geirilecek bir gece beklemekteydi
bizi. Nitekim, destek lin kuvvetlerinden de moral g top
layan ofr iki eliyle Abdl' n iki yakasna yapt. . . ve ayn
anda ac dolu bir lkla elini geri ekti. Herif yle bir bar
mt ki, stmze yryenler de znk diye olduklar yerde ka
lakalm ne olduunu anlamaya alyordu. Dnp Abdl'e
baktm. Hi kprdamadan ofre dikmiti gzlerini. Kuca
nda, imdi kapa alm bulunan kutunun iinden kvrla
rak ykselen ve gvdesi boylu boyunca koluna dolanm, ba
ksm yay gibi gerilmi bir ylanla birlikte!

ofr tekrar Abdl'e doru bir hamle yapp da burnuna


dayanan ylan grnceye kadar ne olduunu anlayabilmi
deildi. Dehetle bileine bakp, kan szan iki kk delii
grnce, "Ylan! Ylan! Isrd beni eolueek!" diyerek kar ta
raftaki camn yannda oturan yolcularn stne yld. Oto
bsteki herkes ayaklanm, kadnlar lk atmaya balamt.
Abdl yavaa ayaa kalkt, koluna dolanm ylan stmze
gelmeye niyetlenen heriflere doru uzatarak, "Sakin," dedi.
"Bu bir Yozgat Engerei' dir, zehri yarm saat iinde ldrr.
Oturun yerinize!"

Vatan kurtaran kahraman pozundan, madur edilmi halk


pozisyonuna h zl bir tenzili rtbeye gnl indirmek duru
munda kalan potansiyel linilerimiz Abdl'n emrini yerine
getirdiler. te yandan yarm saat iinde Hakk'n rahmetine
kavuacan renen ofr ac ac brmeye balamt. Ab
dl onun yanna gidip elini gsne koydu. "Sen de sakin ol,
day," dedi. " Heyecan yaparsan zehir daha abuk tesir eder."

82
Grtlandan bouk bir inilti koptu daynn. Gzleri fal
ta gibi alm, panik halinde nefes almaya alyordu. ''Al
lah 'n seversen, Allah'n seversen . . . "

"Merak etme," dedi Abdl. "Seni kurtaracaz. Yirmi daki


kaya hastanede oluruz." Ardndan yolculara dnd. "Endieye
mahal yok. Seyahatimiz planland ekilde ve gzergahta de
vam edecektir. Gzel gzel oturun yerinizde. Basamakta dur
mayn ve ineceiniz duraa gelmeden nce dmeye basmay
unutmayn."

D pedz manyan nde gidenine atmtm ve galiba


onun ibirlikisi pozisyonundaydm. Hele bir de otobse yak
laan motosikletli polisi grnce artk bu iin bir felaketle so
nulanacandan kukum kalmamt. Abdl ise gayet sakin
bir ekilde src koltuuna geti, konta at, kafasn cam
dan dar uzatp, "Kusura bakmayn Memur Bey," dedi. "Yol
culardan biri fenalk geirdi, hemen hastaneye yetitirmek ge
rekiyor kendisini." Acil durum haberini alnca derhal nmze
geip yolu bizim iin gzelce aan polis eskortu kpr k
na kadar bize elik etti. Yz metre kadar ilerideki dura, bir
yz metre kadar daha getikten sonra arac durdurup yolcu
lara dnd Abdl. "Eee? Yok mu inen?" H i kimsede bir ha
reketlenme grnmyordu. Olaanst koullar altnda dahi
olsa, hepsi abonman biletlerinin karln almaya kararl gi
biydi. "Tamam yleyse. Bir sorum daha olacak: Ylanm g
ren var m?" Yol arkadalarmzn, bir hakem heyeti nnde
gereklese Guinness Rekorlar Kitab'na girecek otobs bo
altma performansnn ardndan Abdl, ben ve bir kenarda in
leyen zavall ofrmz tekrar yola dzlmtk. Abdl gle
rek sol koluna dolanm bekleyen ylan gsterdi adamcaza.
"Korkma day, korkma."

''Abdl n'apyorsun sen?" diye sordum.

83
"Byle daha iyi, imdi rahat rahat evreden basp gideriz
on dakikada."

"Onu sormuyorum," dedim. "Ne yaptnn farknda msn?"

"Elbette. Eve gidiyorum."

Onun akln bana getirmek iin syleyeceim her ey


beyhude olacakt . En iyisi, bir an nce bu sosyopatn elinden
kurtulmann bir yolunu bulmakt. "Beni de Acbadem Kp
rs'nn altnda brakver o zaman."

"Tamamdr," diyerek sol eride krd Abdl. Her trl tra


fik kuralnn anasn alatarak beni ineceim yere ulatrmas
be dakika bile srmemiti. Otobs durdurup, kapy at.
"Haydi iyi akamlar," dedi. "arambaya grrz."

nmeden nce dnp ofre baktm. Zavall, gznden ya


lar szlrken, dua stne dua okumaktayd. Abdl'n yanna
sokulup alak sesle, "Ne yapacaksn bu adam?" diye sordum.
"evre yolu zerinde hastane falan var m ki?" Tehdit, saldr,
adam yaralama ve milli deerleri alenen aalama sularn
dan yrtnan pek mmkn deildi artk ama cinayete itirak
ten yarglanmay hi ama hi istemezdim.

"Yok," diye srtt Abdl pis pis . "Allah 'tan, Zehirli Yozgat
Engerei diye bir ey de yok."

Annemin, apartmann giri katndaki dairesinin klar


yanmyordu. Uyumu olmalyd. antamdan kardm anah
tarlktaki yedi sekiz anahtardan uygun olan tanesini birka
deneme sonunda doru kaplarla eletirip sessizce ieri girdim.
Parmak ularma basarak evin arka tarafna ynelip annemin
yatak odasna gz attm. Annem ne yatandayd ne de evin
baka herhangi bir yerinde. Benim gelmemden umudu kesince,

84
hafta sonunu geirmek iin dayma ya da teyzeme gitmi ol
malyd. Rahat bir nefes aldm. Onunla yzlemeyi ne kadar
geciktirirsem o kadar iyiydi. stelik byle hissettiim iin vic
dan azab ekmeme de lzum yoktu nk bu tutum sadece
anneme deil, btn dnyaya kar duruumu belirlemekteydi.

Btn klar yakp etraf i nceledim. Ev, annemin b


yk ykm-yenileme ilemini gerekletirmesinden nceki ha
lindeydi. Eski kaplar, eski mobilyalar, eski aksesuarlar. . . u
halleriyle bile eski. ou, evlendii yla ait. Benim odamdaki
kk alma masasnn stnde duran walkman'i grnce
ister istemez glmsedim. Alet pek de matah saylmayacak iki
kk hoparlre balanmt. Muclulukla bastm play tuuna.
Hoparlrden Mazhar Alanson'un o yakc, atall sesi ykseldi
annda: "nnuleki boluu, u grdnz, biraz iter misiniz?
/ Bir para daha ltfen. yi. . . / imdi geiniz, hemen geiniz . "
. .

stmdekileri karmadan yatama attm kendimi. Korkun


bir arlk kmt zerime. Vcudum geviyor, gzkapak
larm arlayordu. te Y'!-ndan gzlerimi bir kez kapadktan
sonra nerede ve ne halde aacam bilememekten kaynakla
nan bir endie vard iimde. Ne var ki, korkunun Freddy Kru
eger'a faydas yoktu. Uyku, alacan tahsil etmek iin olanca
gcyle abanmt kapma.

Ryamda krlk bir alandaym. Byk, beyaz ta yaprakl


bir iek ekiyor dikkatimi. Eilip inceliyorum. Tan orta
snda bir ar. Vzldayarak havalanyor. Arya bakyorum. O da
uarken bana dnyor. Arnn bir yz var! Kocaman gzl,
kocaman yanakl bir kz ocuuna ait. Hznl veya hayal
krklna uram bir ifade tayor. Ona doru ellerimi uza
tyorum, havalanyor, biraz daha bana baktktan sonra uup
gidiyor. O gzden kaybolurken, "Zeynep . . . " diye inliyorum
arkasndan. Kzm . . .

85
arpntyla uyandmda yaadm his, alamann tpa
tp aynsyd. H krklar ya da gzyalar yoktu ama. Sadece
beynimin gerisinden, alnma doru korkun bir basn ve ar
pnt. Gn, yeni aarm olmalyd. Walkman sabaha kadar bir
o yana bir bu yana Mazhar Fuat zkan'n Geldiler albmn
alp durmutu. Kalkp kaseti durdurdum. Ne bok yedim ben,
diye dnyordum. Nasl olmu da kzm unutuvermitim?
Zeynep yok muydu yani imdi? H i olmayacak myd? Ner
gis'le evlensek, bir ocuk yapsak bile o ocuun Zeynep ola
can dnmek ne kadar mantklyd ki? Peki neden ken
dimi suluyordum? 1994'e dnmeyi ben mi istemitim sanki?
Kzm kurtarmaya alrken dmemi miydim bu duruma?
Yoksa sululuk duymam gerektirecek bir ey var m yok mu
diye dnmem miydi sululuk duymamn nedeni? Kzm geri
istiyordum. Sonucu ne olursa olsun. Tekrar yataa dnp, sk
sk gzlerimi kapattm. Belki uyuyuverir ve iki gn nce ay
rldm dnyaya geri dnerim umuduyla. Geride braktm
neydi sahi? En son hatrladm, lmekte olduumdu. Huzur
suzluk iinde doruldum tekrar. Bir yolunu bulup ileri yoluna
koymal, Zeynep'i dnyaya geri getirmel iydim. Aklma inti
har etmekten daha iyi bir are gelmiyordu maalesef. Pekala.
Bu plan ne zaman olsa uygulayabilirdim. imdilik burada bi
raz daha zaman geirebilir, ilerin nereye varacan grmek
iin bekleyebilir ve eer varsa, btn bu yaadklarmn kah
rolas nedenini bulmaya alabilirdim.

Nergis'le yaadmz evin telefon numaras aklmda kal


mamt, belki not etmiimdir diye kk defteri kontrol et
tim ama orada da bulamadm. Derken, Yaman aklma geldi,
onun evini aradm. Telefonu babas at, Yaman'n arkadala
ryla bir yerlere kamp yapmaya gittii, nmzdeki hafta sonu
stanbul'a geri dnecei bilgisini aldm. Bir an iin aklmdan,
syleyin olunuza hayat boyunca emniyet kemerini takmay

86
asla ihmal etmesin demek getiyse de, bunun kadere pek zayf
bir mdahale biimi olduunu fark edip vazgetim, tekrar ara
yacam syleyerek telefonu kapattm. Acaba Saffet ve Fulya
akam iin bir randevu ayarlamlar myd? Saffet'in numara
sn tuladm ama aldrmadan kapatp Fulya'y aradm. "Sa
bah- erifleriniz hayrl olsun efendim," diye iddial bir giri
yaptm muhabbete.

"Yanl numara," deyip suratma kapatt telefonu Fulya.

Tekrar aradm. "Fulya, benim, Aziz."

''Ay pardon," dedi Fulya. "Yeni uyandm da . . . Anlamadm


bir de ne dediini."

"Gnaydn demitim. Ee ne yaptnz dn?"

"Hi. Eve geldim ben. Sen ne yaptn?"

''Abdl'le bir otobs gasp ettik. Sonra ben de annemin


evine geldim."

"Hmm . . . ok iyi," deyip esnedi.

Espri anlaym kesinlikle gzden geirmem gerekiyordu.


En azndan Fulya'yla konuurken. "Eee buluuyor muyuz ak
am? Bir ey kararlatrdnz m Saffet'le?"

"Yok vallahi, yarn konuuruz deyip ayrldk."

"Hmm . . . Bak ne diyeceim, Kadky'e gelsenize. Barlar


sokanda bir yere gideriz. Deiiklik olur hem."

"Olabilir," dedi Fulya. "Saat sekiz iyi midir?"

Bana kalsa yarm saat sonras en iyisiydi ama herhalde bu


abartl bir talep olurdu. "Gayet iyi," diye yantladm. "Saat se
kizde Rexx Sinemas'nn nnde buluuruz. Saffet'e sen haber
verir misin? Yan izmesin ama, tamam m?"

'Tamam,'' deyip kapatt Fulya.

87
Saate baktm, on bir. Bo bo geirilecek bir sr vaktim
vard. Uzun bir du ve kahvaltnn ardndan televizyonun kar
sna geip, yirmi yl sonrasna kyasla pek az sayda olduu
sylenebilecek kanallar zaplamaya baladm. Bir sre ocuk
luumdan hatrladm, Smith ve Jones adl sevimli dizinin
tekrar yaynlanan blmlerinden birine, sonra ellili yllardan
kalma bir Amerikan filmine takldm. En nihayet, dur baka
lm memlekette ve dnyada neler oluyormu reneyim diye
bir haber bltenine dndm. Bylece tam bir ay sonra, yani
27 Mart 1994 tarihinde, yerel seimlerin yaplacan ren
mi -ya da hatrlam- oldum. Partilerin adaylar, miting plan
lamalar falan gibi haberlerin ardndan blten, bir dondurma
fabrikasnda kan yangn, falanca ehirde yaanan bir deprem
facias ve on ksur kiinin, kanllar tarafndan pompal t
fekle katledilmesiyle neticelenen adliye baskn eklindeki ha
berlerle devam etti. Yani gzel Trkiye'miz iin gayet normal,
sradan bir gnd.

yi hatrlyordum sz konusu seimleri. Halihazrdaki tablo


yle telakki edilmekteydi: En yksek oy potansiyeli, Trki
ye' de o gne kadar her zaman olageldii gibi, 1980 askeri dar
besi neticesinde ikiye blnm olmasna ramen merkez sa
dayd. Siyasi, ekonomik ve kltrel yaklamlar asndan ayn
bokun laciverdi denebilecek benzerliklerine ramen, kendilerine
ait iktidar alann birbirleriyle paylamaya yanamadklarndan
varlklarn srarla iki ayr parti olarak srdryor ve bir seimi
biri, dierini teki kazand iin bu durumdan fazla da ika
yeti grnmyorlard. Tablonun yine aa be yukar ayn
olaca dnlmekteydi; buna ilaveten merkez sol partinin de
byk ehirlerde srpriz yapmas muhtemeldi. zellikle stan
bul ' da her parti de gl adaylara sahipti; aralarnda biri
nin bir dieri lehine ekilmesi iin baz grmeler yapldysa
da bundan bir sonu kmamt. bu ahval ve erait altnda,

88
seimlerden sonra byk bir srprizle uyanacakt necip Trk
milleti. slamc parti tm rakiplerinin arasndan syrlp, genel
oy toplamnda nc olmasna ramen, stanbul ve Ankara
dahil en ok ilde belediye bakanln elde edecekti. O gn
den sonra da, yerel, genel demeden hemen hemen tm seim
lerden zaferle kacak, lkeyi nce ar ar, sonra doludizgin,
Trkiye'nin ikinci snf bir demokrasi olduu gnleri mumla
aratacak otoriter bir rejime doru tayacakt.

nsann tabiatnda, mana aramak gibi bir maluliyet sz ko


nusu, malumunuz. Ben de, ister istemez, acaba maziye yapt
m bu seyahatin bir esbab mucibesi mevcut mudur diye d
nmekteyken buldum kendimi. Belki de, dnmn sadece
kendi hayatm yeniden kurmaktan te, daha byk bir an
lam vard. Ani bir heyecanla Trkiye'yi kurtarmaya karar ver
dim ama abucak vazgetim. Byle bir vazifeyi yerine getirecek
azimden de paranoid izofreniden de yoksundum. Daha m
tevaz dier ihtimalleri gzden geirmeye koyuldum: Nergis'le
yeni batan harikulade bir. iliki kurabilirdim, oyuncu olabilir
dim, Abdl'n hayatn kurtarabilirdim, Yaman'n bana ge
lecek trajik kazann nne geebilirdim, ansm yaver giderse
Kurt Cobain'in intiharn bile engelleyebilir ya da en azndan
bir sre erteleyebilirdim . . . Facebook ve Twitter isimli nternet
projelerimin patentini alabilirdim!

Peki insan hakikaten gemii deitirebilir miydi? Ben pra


tik olarak iinde bulunduum an deitiriyor ve neticenin um
duum gibi gelimesini bekliyordum. Amazon' da bir kelebein
kanat rpmas Amerika' da bir kas rgaya yol ayorsa, bir ak
romanlar evirmeninin belediye otobs gasp etmesinin nasl
sonular douracan tahmin etmek mmkn myd? Yani
bizzat yapp ettiklerimle olaylarn seyrini belirlemekteydim. Bu
durumda gelecei grmek gibi bir avantajdan sz etmek gt.

89
Belki de elime geen tek ans, zarlar bir kez daha atma frsa
tndan ibaretti. Belki de mhim olan gelecei deil, gemii
grebilme yeteneiydi. Belki de, hayatn kontrolsz bir d
olduunu kabul edip ona mutlu bir son aramak yerine, iyi bir
hikaye olmasna gayret etmeliydim.

Genler bilseydi, yallar yapabilseydi derler. Doru muydu,


grecektik bakalm.

90
6. Where Did You Sleep Last Night

Pepsi 'nin, X Kua'nn cenazesini kaldran "Generation Next"


reklam kampanyasna daha birka yl vard. Spice Girls, x' leri
bastra bastra, sz konusu kampanyayla ayn ad tayan ar
ky seslendirirken, dnya aleme, hayrlsyla bu kuan defte
rinin drldn ilan edecek ve haydi bakalm, diyecekti, s
radaki gelsin! 1994' n Kadky' nde kimsenin bundan haberi
yoktu henz. Bu irin semtimizde Taksim'e alternatif bir rocker
komn olumu, bilhassa. Barlar Soka, tevelltleri arasnda
aa yukar yirmi yl bulunan, her gbek ve sivilceden roc
ker'n cenneti haline gelmiti. Underground amatr gruplarn
demo kasetlerini de bulabileceiniz bir sr mzik dkkan,
rock-barlar, fanzinleri, dergileri, tak tezgahlaryla bir kltr,
hatta bir tr estetik yaratm, baz iyi mzik gruplarnn ortaya
knda da nemli rol oynamt Kadky. Hippiden devirme
anaristinden, gotik st az satanistine trl trl deli, sanki
80'leri hi yaamam, sanki hi talanm, dar paal kotlar ve
vatkal ceketler giymemi gibi, simsiyah tirtleri, upuzun sa
lar ve yeil antalaryla ortalkta boy gstermekteydi.

Rexx Sinemas'nn nnde dikilmi, hayranlk ve hzn


karm bir duyguyla trmn son rneklerini izlerken bir ses
duydum: "Elli gram eroin rica edecektim ltfen . . . "
Saffet. Elbette. Yannda da Fulya. "Beraber geldiniz ha?"

"Hi ayrlmadk ki," diyerek el ini Fulya'nn omuzuna att


Saffet.

"Salak!" diyerek eline vurdu Fulya, Saffet'in. "Beikta'ta


buluup geldik."

Fulya'nn, Saffet' in aslnda espri yaptn alelacele aklama


ihtiyac hissetmesi houma gitmiti nedense. "Eh, ho geldiniz
o zaman. Nereye gidelim?"

"Gamsz'a gidebiliriz," dedi Fulya. "Sokan sonunda. Sa


hibi, bir arkadam. Bahesi falan da var."

"Enteresan isimmi, " dedi Saffet. "Bahse girerim kapsnda


'Gamsz Girilmez,' yazyordur."

"Yazyor vallahi," dedi Fulya. kisi birden gldler.

Birlikte Barlar Soka'nda ilerlemeye baladk. "Nergis ge


liyor mu?" diye sordu Saffet.

"Onun kuzenleri burada. Onlarla ilgilenmesi gerekiyormu."

"ok yakyorsunuz siz birbirinize," dedi Fu lya. "Gpta


ediyorum size."

'Teekkr ederim," dedim. "Bakn ne diyeceim. u Ab


dl de buralarda oturmuyor muydu? Onu da arsak m?"

" Evet, Yeldeirmeni 'nde bir yerde galiba,'' dedi F ulya.


"Bana uyar."

"Aman," diyerek ellerini kaldrd Saffet. "O herif varsa ben


yokum, syleyeyim ! "

"art deil, canm," dedim. "Dn ilgin bir akam geir


dik kendisiyle de, ne yaptn merak ettim." Haliyle bir kez
bunu syledikten sonra bir nceki gece olup bitenleri anlat
mam gerekti onlara.

92
"Vay manyak vay!" diye mrldand Fulya yznde hayran
lk dolu bir glmsemeyle.

S affet' in ayn ruh durumunu paylat sylenemezdi.


"Uzak dur o heriften Aziz," dedi surat bir kar. "Hi salam
pabu deil."

O ara hedefimize varmtk. Fulya'nn nderliinde Gam


sz'a giri yaptk. Karanlk, kalabalk, uultu, sigara duman ve
Jimi Hendrix diyeyim, siz ortam anlayn. Fulya hemen sol ta
raftaki barda, mterilere bira yetitirmeye alan uzun sal,
yakkl gence hzl bir selam akt. Eleman ona karlk verip,
bir ekilde el iaretleriyle frsatn bulduunda yanmza gele
ceini anlatmay da baard. Arka taraflardaki masalardan bi
rinde hesab deyip kalkan bir grup olduunu tespitleyip o ta
rafa yneldik. Hoparlrlerden uzak, nispeten grlts az bir
keydi. ki dakikaya kck, rahatsz taburelerimize yerle
mi, bira siparilerimizi de vermitik.

Dorusu o ana kadar niyetim Saffet' i neden tiyatro al


masn bana haber vermedii konusunda sorgulamakt ama
artk hi iimden gelmiyordu . Bu konuyu, en azndan birka
bira yuvarlayana kadar ertelemeye karar verdim. Saffet yan
mza gelen garson kzn tepsisindeki bira bardaklarndan birini
kapp kaldrd. "Haydi bakalm. Aka ve cinsellie!"

Bardaklarmz tokuturduktan sonra kallavi bir yudum al-


dm biramdan. "Oh maallah," dedi Fulya. "yi iiyoruz galiba?"

"Aslnda daha nce de imitik seninle," dedim.

yle bir dnd. "Hi hatrlamyorum ben. Ne zaman?"

"Yirmi yl sonra."

"Rize'nin adnn nasl Rize olduunu biliyor musunuz?" diye


araya girdi Saffet. Sk sk yapard bunu eski dostum. Sadece

93
ilgiyi stnde tutmak istedii iin deil, ayn zamanda kim
senin kendisininkinden daha ilgin bir sz olamayacana
inandndan.

"Hah," dedi Fulya. "Geliyor Laz fkras!"

Onun ses tonundaki kmsemeyi fark eden Saffet, "Fkra


deil," dedi ciddiyetle. "Tarihi bir gerek."

"Eminim yledir," derken bana kaamak bir bak frlatt


Fulya. Akl az nce sylediim eye taklmt sanyorum.

"Fadime ile Temel evlenmiler," diye balad Saffet. "Bir sa


bah Temel her zaman olduu gibi bala kmak zere erken
den kalkm, giyinmi. Fadime pencereden yle bir bakm,
ufuktaki kara bulutlar grm. 'Temelciim,' demi. 'Frtna
yaklayor, bugn denize almasan. imde kt bir his var.'
Temel karsnn endielerine glm gemi. 'Sen merak etme,'
demi. 'Frtna kopmadan ben rzkmz toplar, dnerim.' Fa
dime ne dediyse dinletememi kocasna; Temel atlam taka
sna, alm denize. Bir mddet sonra hakikaten de korkun
bir frtna patlam. Btn balklar kye geri dnm, Te
mel hari. Hava sakinledikten sonra herkes takalarna atlam,
Temel ' i aramaya balam ama nafile. Gnler gnleri, haftalar
haftalar , aylar aylar kovalam. Temel' den mit tamamen ke
silmi. Fadime zntsnden perian olmu. Her akam deniz
kysndaki kayalklara gidip kaybettii yarine seslenmeye ba
lam: 'Temeeeel . . . Temeeeel!' te zaman iinde Fadime'nin
bu yakar, yani Temel ismi, deie deie bugnk halini
alp Rize olmu."

Bir sre hepimiz tepkisiz bekledik. Derken Fulya azndan


burnundan bira pskrterek kesik bir iki kahkaha patlatt. Ben
de hafife srttm, espriyi anladm anlalsn diye. Saffet' i n
gzlerinin ii glyordu. "Ben insanlar, bu hikayeye glenler

94
ve glmeyenler olarak ikiye ayryorum," dedi neeyle. "Gele
nekiler ve devrimciler."

Hayatta tandm en serbest piyasa insanlardan biri olan


Saffet'in "devrimcilii" bir iltifat olarak kullanmas, Fulya'ya
kur yaptn gsteriyordu. Muhtemelen ondan ok holand
ndan deil, kadnlarla beraberken baka trl davranmay be
ceremediinden. Hzla tkenen biram n kalann dikleyip gar
son kza bir tane daha istediimi iaret ettim. "Hikayeyi zaten
bildii iin glmeyenler hangi gruba giriyor?"

"Alemsiniz ha!" dedi Fulya. Ardndan antasndan siyah


kapl bir defter ve tkenmez kalem kard. ''Adreslerinizin ve
telefon numaralarnzn stne isimlerinizi yazversenize. Po
lis baskn yapnca isimlerin stn karaladm da."

"Btn iletiim bilgilerini aynen brakp sadece stlerin


deki ismi mi karaladn yani?" diye sordu Saffet.

"f, biliyorum ok aptalca," diye gld Fulya. "Ne bile


yim, panikle yle samalamm ite."

Btn Gen ncler'in iletiim bilgilerinin olduu defteri


nme ektim. ansma anneminkiyle birlikte Rumelihisar'n
daki evin adres ve telefonunu da vermitim Fulya'ya. lgili yere
ismimi yazdktan sonra bu bilgileri kendi not defterime de kay
dettiim Saffet'in dikkatinden kamamt. "Hayrola? Evinin
yolunu mu unuttun?"

"kiyi fazla karrsam faydas olur diye dndm," diye


yalan attm. Defteri, Saffet' in nne koyarken, Yeldeirmeni 'n
deki bir adres iliti gzme. Abdl'e ait olmalyd.

Jimi Hendrix'in durmas n frsat bilen Fulya, "Kaan!" diye


bard. Barda duran ve az nce selamlat delikanl bize d
np srtt. "Kafamz iti yahu! Yok mu yle alaturka bir ey
ler, neemizi bulalm?"

95
Kaan sa elinin iaret parman Fulya'ya doru uzatarak,
"Bekle!" d iye karlk verdi. Bir hamlede barn dier ucun
daki pikabn yanna geip, setii yeni bir pla alete yerle
tirdi. "Senin iin geliyor." Birka saniye sonra, "Damarmda
Kanmsn"n kan kaynatan ilk notalar duyulunca mekanda
kilerin yarsndan protestolar, dier yarsndan cokulu kutla
malar ykseldi. Belks zener arkya henz giri yapmt ki
Kaan elinde biras, suratnda tabak gibi bir srtla yanmzda
bitti. Grne baklrsa kk topluluumuzu kutuplatr
maktan sapka bir zevk almaktayd.

"Naslsnz arkadalar? yi vakit gei riyor muyuz?"

"Spersin!" dedi Fulya.

"Hayli eklektik bir mzik zevkiniz var," dedi Saffet. "Her


halde mziini dinliyor, szlerini nemsemiyorsunuz." G ck
lk karmaya hazr bir hali vard.

"Bilakis," dedi Kaan yumuak bir tavrla. "Ben alaturka


mziklerin zellikle szlerini ok seviyorum."

"ste klen olaym / stersen ldr beni


. . . " diye akd Bel
ks zener.

"Mutlak teslimiyeti, mazoist aklarn meftunuyum diyor


sun?" diye onun stne gitmeyi srdrd Saffet.

Kaan parman kaldrd. "Devamn dinle . . . "

Belks zener devam etti: "Bakasn seversen / Bil ki, ya


atmam seni!"
Saffet hi etkilenmemi gibiydi. "Yani?"

'Tuttuun ey de seni tutar," dedi Kaan. "Sado-mazoistik?


Evet. Teslimiyeti? Asla. Ben buna olsa olsa ideal iliki derim."

96
Saffet bira bardan masaya brakp toparland. "Rakibi
nin" etin ceviz ktn fark etmiti. "Senin ideal ilikilerin
var m byle?"

"Elimden geleni yapyorum ama Fulya'ya sormak lazm."


Fulya sk bir tane patlatt Kaan'n omuzuna. "Ohh . . . Teek
kr ederim," diye inledi Kaan.

"Eh," dedi Saffet. " Zevkler ve renkler tartlmaz tabii . . ."

''Aslna bakarsan sadece bunlar tartlr," diye girdim araya.


''Ama gerek meseleyi kafandan uzaklatrmak iin yle d
nmeni isterler." Niye byle terslenivermitim birden bilmi
yorum. Belki masaya aniden ken cinsel gerilimin benimle
hibir alakas olmamasna bozulmutum, belki de alkol ar
ar etkisini gstermeye balamt.

"Tipik kova!" dedi Kaan bana dnerek. "Dahiler burcu.


Kovasn, deil mi?"

Bamla onayladm. S ma olduunu biliyordum ama ho


uma gitmiti Kaan'n bana dahi demesi.

"Ooo bur olay da var demek?" diye atld, frsat yaka


layan Saffet.

"Tam bur delisidir Kaan," dedi Fulya. "Bir keresinde iki


saat urap yldz haritam bile kartt. ok da acayip kahve
fal bakar. . . "

"ok enteresan tabii de," diye balad Saffet keyifle. "imdi


zeka testleri bize gsteriyor ki, toplumun yzde ikisi deha d
zeyinde zekaya sahip. Oysa burcu kova olanlarn oran onikide
bir, yani yzde sekizbuuk gibi bir ey. Bu da demek ki, dahi
lerin hepsinin kova burcundan olduunu varsaysak bile, yzde
seksene yakn kovann dahi olmasna imkan yok."

97
Kaan bir sre sessizce Saffet' in sylediklerini tartt. D
nceli bir tavrla Fulya'ya dnd. "Son derece rasyonel," dedi.
"Tipik olak!"

Dayanamayp bastm kahkahay. "Hakikaten de olaksn


sen, deil mi?"

"Tamam pes ediyorum," diyerek zoraki glmsedi Saffet de.


Bir grup dalgac sarhola analitik-bilimsel pozisyonunu koruya
rak sohbet etmeye almann beyhudeliini anlam olmalyd.

Elenceli bir tipti Kaan. Gecenin kalannda epey gldrd


bizi. Saffet'le bir iki kez daha polemie girdilerse de bunlar daha
ziyade "tatl ekime" denecek trdendi. yice sarho olmutum
ama keyfim yerindeydi. Hatta bir noktada onlara gelecekten
geldiimi de syledim. nternet, cep telefonu falan gibi tekno
lojik gelimelerin yan sra kinci Krfez Sava, Trkiye'nin ka
ranlk siyasi gelecei gibi konulara girdikten sonra gemi azya
alp klonlamaya getim ve nihayetinde kendimi yirmi yl sonra
her yerde insan iftlikleri kurulduu, organ nakli ihtiyacm
zn klonlarmzdan tedarik edildii, bu sayede de hayatn iki
yz yla ktn anlatrken buldum. Fulya'ya Hollandallara
dikkat etmesi konusunda bir uyarda bulunduumu hatrlyo
rum ama onun dnda zel hayatlaryla ilgili ayrntlara girme
dim. Pek holarna gitti ama tahmin edebileceiniz gibi, fazla
ciddiye almadlar. Bir mddet sonra, Orta Anadolu' daki ilkel
bir inana gre dnyaya bir kz ocuu geldii anda, dier bir
deyile, masaya ani bir sessizlik ktnde eski dostuma d
np, "Saffetiim," diyerek hassas konuya girizgah yapverdim.
''Aklm kurcalayan bir mevzu var. Sinema salonu mhrlen
diinden beri gruptan beni arayan soran olmad. Senin al
malardan nasl haberdar olduunu renebilir miyim acaba?"

"Bilmem ki," diye omuz silkti Saffet. "Grkan aramt


galiba. Ya da bir bakas . . . Emin deilim." Alkoln deiik

98
insanlar zerinde deiik etkileri oluyor. Mesela beni aznda
bakla slanmayan birine evirirken, tavrndaki rahatla bak
lrsa Saffet'i drt drtlk bir yalanc haline getiriyordu.

Ancak benim niyetim onun yalann yzne vurmak de


il iin esasn renmekti. O yzden syledii eyi hakikaten
unutkanlna veriyormu gibi yapmay tercih ettim. "Ayrca
Abdl de ahsen seninle konumu galiba niversiteye gelip,"
dedim. "Dn kendisi syledi." Tabii aslnda bu bilgiyi yirmi
yl sonra kendisinden alacam (ya da aldm) tahmin et
mesine imkan yoktu.

yle bir dudaklarn srp dnd. Yalana tamam m


devam m kararnn arifesinde olduunu fark edebiliyordum.
"Doru ya," dedi. 'Tamamen aklmdan km."

"Peki, Abdl ya da u seni arayan her kimse, bana da haber


vermeni istemedi mi senden? Yoksa o da m aklndan km?"

Birasndan byk bir yudum ald, skntyla i ekip bak


larn bana evirdi. "Hayr. Sana zellikle sylemedim."

"Aa, niye ki?" diye sordu Fulya.

"Vallahi ben de tam bunu soracaktm," dedim. "Sahi, niye


. ,,
k! .

"nk Nergis yle istedi."

"Nergis mi?" Bunu hi beklememekteydim hakikaten.

"Dersleri kt gidiyor, bu gidile mezun olamayacak, dedi.


Ayrca evirilerini falan da srekli ge teslim ediyormusun.
Bir de bu tiyatro ii seni iyice blyor diye endieleniyormu."

Demek tiyatro hayatm sabote eden kii, sabk ve ayn za


manda mstakbel eimdi. artc olmakla beraber gayet man
tklyd aslnda. Biraz da utanmtm bu bilginin byle pat diye
ortaya dklmesinden. "Anlyorum," dedim . "Peki dn sabah

99
kantinde, o konuyu konuacaz gibi bir ey sylemitin Ner
gis'e; o da bununla m ilgiliydi?"

Saffet'in baklar bir an dalgnlat, sonra ban evet an


lamnda sallad. ''Artk dnk almay haber verecektim sana
ama Nergis srar etti yapmamam iin. Ben de, bu konuyu nce
seninle konuup halletmesi gerektiini syledim."

Tarihimizde Nergis'in benimle byle bir konuma yap


ml yoktu, o nedenle pek emin olamyordum Saffet' in
sylediklerinin doruluundan. Yine de o an iin yapabilece
im fazla bir ey yoktu. Bir an nce Nergis'le yzlemeliydim.
"Peki, bana msaade artk," diyerek ayaa kalktm ama fena
halde sendeledim.

"Otur hele yle biraz," diye kolumdan tutup tabureme


yerletirdi beni tekrar Kaan. "Bir kahve yapaym sana. Azck
kendine gelirsin."

"Tamam," diyerek glmsedim. Holanmtm bu delikan


ldan. ''Ama falma bakacana sz verirsen."

''Anlatk," diyerek, herhalde kahvemi yapmak zere ma-


sadan kalkt.

"Az ekerli olsun," diye bardm arkasndan.

"Sper bir herif, deil mi?" dedi Fulya.

"Oyunu okudunuz mu?" diye masadaki btn konular


deitiriverdi Saffet.

"Ben okudum," dedi Fulya. "Sonunu ok gzel balam


bence. Hasan Tor'un ismi falan . . . "

"Evet, oras baya enteresan," dedi Saffet. "Sen ne diyor


sun Aziz?"

1 00
"Okumadm ben," diye inleyerek iyice arlam kafam
ellerimin arasna braktm. "Hasan Tot ne ki?"

" Kapitalistin ad,'' diye aklad Fulya. ''Ayn zamanda


"thanatos" szcnn anagram. Yani, lm igds. Kapi
talizmin, insann iindeki lm igdsnn yansmas oldu
unu anlatyor."

"Uzun uzun anlatm, hakikaten de," dedi Saffet. "Yalnz


ufak bir problem var, oyun boyunca Kapitalist' in ad hi ge
miyor."

"Olur mu canm yle ey?" diye kar kt Fulya. "Ta oyu


nun banda geiyor hem de."

"Evet, parantez iinde. Oyunun sonuna kadar adamn adn


kimse sylemiyor, doal olarak yazar dnda da kimse bilmiyor."

"Haydiii!" diye gld Fulya. "Nasl karm onu ki?"

"Bergman'a gnderme yaparken ok heyecanlandysa de


mek,'' dedi Saffet pimi kelle gibi srtarak.

''Az ekerli kahveniz," diye elinde duman tten bir fin


canla geri geldi o srada Kaan. "Gzelce fle ltfen, scaktr."

Kahvemi alp, dedii gibi gzelce fledim ve bir yudum al


mak zere dudaklarma yaklatrdm. Tam o anda fincan geri
ald elimden Kaan ve dikkatle kahvenin kpn incelemeye
balad. "Hayrola?" dedim. "Bir terslik mi var?"

"Kaan kahve falna, telvesinden deil kpnden bakar,"


dedi Fulya.

"Nasl yani? Kpk sabit durmaz ki."

"Gelecek de yle," dedi Kaan. "Grldke deiir."

Kk bir elektrik oku yemi gibi titredim. "O zaman fal


bakmak ne ie yarar?"

101
"Kendine bir gelecek yaratmaya," dedi avangard medyu
mum, yavaa elini kaldrp hepimizi sessizlie davet etmeden
nce. O transa geerken, nl Alman krautrock grubu Can' in
Vitamin C parasnn hipnotik notalar bir rmcek ordusu gibi
Gamsz' igale giriti. "Bak," diyerek fincan iaret etti Kaan.

Gzlerimi ar ar dnen ve nihayet tamamen duran k


pe diktim. ''Anlat!"

"Sen anlatacaksn," dedi Kaan.

O anda hepimiz dnmeye baladk. Kaan, Fulya, Saffet,


Gamsz' daki herkes ve her ey, kainattaki tek sabiti olutu
ran o kahve fincannn etrafnda dnmekteydi. im korku
ve huu karm bir duyguyla rperdi. nsanlar, eyalar, me
kan ve nihayet kendi bedenim derinliini yitirip nce iki bo
yutlu izgilere sonra fikirlere ve en sonunda da szcklere d
nt. "Pimanlk," diye inledim. "O tadna doyulmaz hayat
pnar . . . Ebedi genliin kayna. . . Pandora'nn byl iksiri ...
Sevgilerimin, zlemlerimin, tutkularmn aslan payn verece
im sana, sen de karlnda bana lmszl. Orak dier
her eyi bierken ben zgrce at koturacam sonsuz, yemye
il krlarda. Bilmediklerime inanacam, yapmadklarmdan
g alacam, tanmadklarma snacam, ihtimallerle ta
zeleneceim . . . ki vakte kadar bir adam ldreceim. Evlene
ceim sonra. Bir cesedi tek bana tamak zor itir nk ve
ak, karlk bulmayan iki sevgi. Mahsustan yanl yerlere ba
kacam, ieklere deil vazolara iirler yazacam. nanmad
m eylere, inanmadm manalar ykleyeceim, doru hayat
yanl yaayaca m. Gz nnde grnmez olacam. Zama
nn kanl ellerini seninle balayacam, insafsz dudaklarn se
ninle mhrleyeceim . En gvenli limanm, biricik sevgilim,
hayat m . . . ey benim gzel pimanlm . . ."

1 02
"Allah rzas iin bir jilet!"

Saffet' in yardm lyla dnya o bildik, gamsz haline


dnverdi. Kaan omuzuma dosta iki kere vurup, nme b
rakt. "Gemi olsun kardeim."

Ben az nce yaadklarm anlamlandrmaya alarak kah


vemi yudumlarken Fulya, Kaan'n boynuna sarld. "Kaan, ina
namyorum. Mthisin . . . Mthi!" Btn ii ben yapmken
mthi olan neden Kaan' d bilemiyorum ama kadnlar kim
anlayabilmi ki zaten?

"Bana msaade," diyerek kalktm, hepsini apr upur pp


veda ettikten sonra Gamsz' dan ktm.

Dardaki souk hava iyi gel mi, azck da ayltmt beni.


Ara sokaklardan yryerek Kadky Rhtm'a yneldim. Ne
kadar harikayd gen olmak. Birka gn nceki halim olsa,
bu kadar itikten sonra ayakta zor dururdum. skeledeki tele
fon kulbelerinden Rumelihisar ve Acbadem' deki evleri ara
dm, ikisinden de bir yant alamadm; ilkine zlm, ikinci
sine memnun olmutum. stikamet, anamn bo eviydi. Otobs
duraklarnda in cin top oynuyordu, son seferi karm olma
lydm. Ap czdanma baktm, kalan para taksi creti iin
yeterli grnmyordu. O anda Gamsz' dan da hesap deme
den ktm ayrmsadm. Olsundu bakalm, bu defalk Saf
fet eksindi hesab, bir ara deirdik nasl olsa. Annemin evine
be-alt kilometrelik bir mesafedeydim, hazr almm, y
ryerek gitmeye karar verdim, Rhtm' dan Acbadem ynne
doru ilerlemeye baladm.

Yrrken, saykodelik fal seansm srasnda sayp dktk


lerimi dndm. Ne acayip eyler sylemitim yle? Evvela
ben hi de yle iddial biri saylmazdm; acaba yanllkla

1 03
Rimbaud'nun geleceini mi grmtm? Samalyordum. Ge
mi ve gelecek hakkndaki btn inanlarm alt st olmutu.
Belki de, yirmi yl sonrasna dair anlarm hakikaten de tuhaf,
uzun bir ryadan ibaretti? Peki ama son derece canl bir ekilde
hatrladm o kadar detaya ne demeliydi? Diyelim Zeynep . . .
Nergis'in hamile kal, douma gittiimiz gn, havale geir
diinde yaadmz korku . . . Aniden garip bir dehet duygu
suyla irkildim. Evet bunlarn hepsi aklmdayd ancak kendimi
ne kadar zorlarsam zorlayaym hatrlayamadm bir ey vard:
Yz! Kzmn yz, gzmn nne gelmiyordu bir trl. s
telik yaadm amnezi, bununla sn rl deildi. Mesela Beik
ta'ta oturduumu biliyordum ama evin ii bir trl gzmn
nne gelmiyordu, her gn alveri yaptm bakkal hatrla
maya altmda aklma ocukluumdan tandm bir baka
bakkal geliyordu, Nergis'le evlendikten sonra bir otomobil al
mtk ama markas neydi? Alkolden olmal, diye dnerek
teskin etmeye altm kendimi. Yarn her ey yoluna girecek.

O ara admlarmn beni Acbadem'e deil Yeldeirmeni'ne


getirdiini fark ettim. Bilinaltsal bir evden ka durumu sz
konusuydu belki de. stelik de tesadfi bir rotaya deil, bes
belli yeni, ruh hastas arkadam Abdl'e doru. Fulya'nn def
terinde grdm adres aklmdayd. Acaba otobs olayndan
syrlabilmi miydi yoksa kendisini evinden ziyade az tedeki
polis karakolunda aramak daha m mantklyd? Tabii yakay
ele vermise benim de bam belada olabilirdi, bu durumda ka
nun kuvvetlerinden uzak durmak en mantklsyd. ansm ev
den yana kullanmaya karar vererek birka blok yrdm, ilgili
adresteki apartmana vardm. Zillerin stnde isim yoktu ama
Fulya'nn, onun at katnda oturduunu syledii aklmdayd.
Apartmann kapsn yle bir iteledim, akt. eri dalp be

1 04
kat merdiveni trmandm. ansma en st katta sadece bir tek
daire bulunmaktayd. Kulam kapya dayadm, bir ses iit
medim. Ksa bir tereddtten sonra aman ne olacak yani deyip
zile bastm. Bir iki tkrt, yaklaan ayak sesleri, evrilen ki
lit . . . Kap hafife araland ve incecik bir siluetle kar karya
kaldm. Herhalde en az benimkiler kadar akn bir halde ze
rime dikilmi gzlerin sahibi Abdl deildi. Hafife titreyen
dudaklarnn arasndan bir mrlt dkld: "Aziz?"

"Nergis?"

105
7. 1 Hate Myself and 1 Want to Die

nsan, ok matah biri saylmayacann farknda bile olsa, hep


kendini dierlerinden farkl bir yere koyma eiliminde ve ben
kulunuz da aynen byleyim. Gelin grn ki, sevdiim kadn
bir baka erkein evinde byle pattadak karma knca, dnya
baskn tarihinin en klie ve ahmaka szleri dklverdi a
zmdan: "Burada ne iin var?"

" Dndn gibi deil," diyerek klieyi tamamna er


dirdi Nergis.

Bu acayip durumun mantkl bir aklamas olmasn ok


istiyordum istemesine de, pek mmkn deildi sanki. Bilhassa
st plak, altnda bir eofmanla Abdl, Nergis'in arkasnda
belirip, "Kimmi gelen, hayatm?" diye seslendikten sonra.

"Aziz, ltfen git buradan. Sonra aklayacam sana her


eyi," diyerek ellerime sarld Nergis.

"N 'aber Abdl?" dedim Nergis'in yannda biten, ylanla


rn efendisine.

" yidir," dedi Abdl pikin pikin. "Gelsene ieri."

"Hayr!" diye bard Nergis. "Aziz, git ltfen. Arayaca


m seni."
Aptala dnmtm. Orada kalmak iimden gelmiyordu
hi dorusu ama dnp gitmek de bir acayip olacakt sanki.
"Siz ne yapyorsunuz burada?" gibi bir dier budalaca soruyla
vakit kazanmaya altm.

"Konuuyoruz," dedi Nergis. "Hepsini aklayacam, sz.


Yalvaryorum, eve git."

"Kuzenler?"

"Kimse yok evde, geleceim ben de."

"Beraber gidelim o zaman?"

"imdi olmaz. N'olur inan bana."

"Pekala," dedim aresiz. Zaten Nergis karsnda aresiz


kalmak oldum olas kaderimdi. te yandan insan her zaman
kendini daha fazla kk drmenin bir yolunu bulabiliyordu.
"Biraz bor verebilir misin bana?"

"Bekle," diyerek ieri yneldi Nergis.

Abdl kasl bedeniyle kapya yaklap kolunu kirie dayad.


apkn apkn da srtyordu bir yandan. Sanki doru davra
n biimi, suratna bir tane yumruk patlatmak olacakt ama
orada yle hmbl bir postacyla, Latin bir jigolo gibi karlkl
dikilmekteyken Nergis'e hak vermeden edemiyordum. Dnya
daki btn belgeselciler bir araya gelse, bizi o halde grp de
beni Abdl'e tercih edecek bir dii yaam formu bulamazd.
"Siz ikiniz nasl tantnz?" diye sordum, gayet geliigzel bir
tavrla ve kendimden tiksinerek.

"Sizin okulda. Seni aramaya gelmitim aslnda."

"O gn benim dmda herkesi bulmusun anlalan," de


dim zoraki glmseyerek. O ara Nergis gelip elime bir tomar
para tututurdu ve ite o an ben kendimi gerek bir pezevenk
gibi hissettim. "Peki, bana msaade yleyse. Siz . . . konuun."

1 08
lk katn merdivenlerini sakin sakin indikten sonra ko
maya baladm. Kap gitmek istiyordum oradan bir an nce.
Sokaa iner inmez bir taksi evirip ofre Rumeli H isar'na
gitme komutu verdim. Ara Boaz Kprs yoluna girdii s
rada, ofrn muhabbet ama konusundaki btn giriimlerini
baaryla bastrp dncelerimle ba baa kalmtm. Geri,
iyi mi etmitim bilemiyordum. Gemie dndmden beri
her ey bir tuhaf gelimekteydi ama bu seferki farklyd. G
rne baklrsa ben tarihin seyrini ancak 25 ubat 1994 ta
rihinden sonra deitirmeye balamtm; o ana kadar her ey
bir nceki hayatmda yaadm ekilde gelimiti. Bu da de
mek oluyordu ki, Nergis ile Abdl ' n tankl ve ilikisi sa
dece bu "evrende" deil, Nergis'le evlenip oluk ocua kar
tm versiyonda da ayn ekilde cereyan etmiti. O kadar yl
bunu benden gizlemiti demek ki Nergis. Kim bilir, belki Ab
dl lmese, beni terk edip onunla birlikte olacakt.

Taksi, Levent sapandan girip Etiler'e vard srada ani


bir kararla, "Usta," dedim ofre. "Bo ver Rumeli Hisar'n,
Arnavutky'e ek." Feci tadm kamt. Nergis'le yaadmz
eve gitmek istemiyordum .

Arnavutky' d e aratan inip, Saffet' in evinin bulunduu


sokaa daldm. Hali vakti yerindeydi arkadam n ailesinin;
annesiyle beraber gzel bir dairede yayordu bu gzide sem
timizde. O saate kadar dnm olduunu mit ediyordum.
Dnmemi idiyse de, kapsnn nnde kvrlp beklerdim. Bir
sokak kpei gibi. Bana da o yakrd zaten.

Neyse ki, iki kere ziline bastktan sonra balkonda belirdi


eleman. Beni o kadar ksa sre sonra yeniden grmekten ne
kadar honut olmutu bilemiyorum ama saolsun, otomatie
basp ieri ald. Don, fanila bir halde ve gzleri kan ana,
"Ho geldin," dedi.

1 09
" Kusura bakma Saffetiim," dedim. "Eve gitmek iste
medim." Daha fazla aklama bekliyor ve dahi istiyor muydu
emin deildim.

"Mesele yok," diye karlk verdi Saffet. "stediin kadar


kalabilirsin burada. Annem de yok bir sre zaten."

"Teekkr ederim."

Hzla salondaki kanepeye bir araf serdik, yorgan yaydk,


birbirimize iyi geceler diledik. Saffet odasna girip kapsn ka
patt, ben de kafam yasta koyar koymaz, derin ve ryasz
bir uykuya daldm.

Sabah, Saffet' in drtklemeleriyle gzm atm. "Kalkyor


musun?" diye sordu Saffet. "Okula gidiyorum ben, dersim var."

Benim dersim olup olmadn bilm iyordum ve dorusu


umurumda da deildi. "Sen git," dedim. "Mahzuru yoksa, bu
rada kalaym ben."

"Sen bilirsin," dedi Saffet. "Anahtar masann stne bra


kyorum, sakn ieride unutma."

"Saffet," dedim yattm yerden dorularak. "Nergis' i g


rrsen burada olduumu syleme ltfen."

Dudaklarn, evet anlamna geldiini umut ettiim bir e


kilde bktkten sonra, "Haydi eyvallah," deyip kt evden ar
kadam.

Kendimi tuhaf biimde zinde ve iyi hissetmekteydim. Ner


gis ile Abdl arasndaki iliki hala kafam kurcalamakta idiyse
de, tahmin edeceimden ok daha az etkilenmitim sanki. Belki
de ayr geirdiimiz onca zaman iinde Nergis'e duyduum
ak oktan tkenmi, ben yllar yl bir ak hatrasyla kar
m hayal krklna tutkuyla balanmtm. Her halkarda,
olup bitenleri bo yere anlamlandrmaya almaktansa nme

1 10
bakmak en iyisiydi. ncelikle, para problemini zmem gere
kiyordu. antamdaki Paradise romann kartp yle bir ka
rtrdm. Ardndan Saffet' in bilgisayarn ap disketleri tak
tm. Tahmin ettiim gibi, evirilerim yklyd disketlerde.
Nihayet, elimdeki kitaba ait eviriyi bulup kitapla karlatr
dm. Aa yukar elli sayfas kalmt evrilmemi. Hemen gi
riiversem, iki gne bitirebilirdim. Hzl bir du alp, buzdola
bnda bulduklarmla kendime bir sandvi hazrladktan sonra
oturdum bilgisayarn bana, ie koyuldum.

Saffet epey ge bir saatte gelince birlikte yemee ktk.


Nergis' i grmemiti. Elbette srarlarna dayanamayp aramzda
geenleri anlattm ona. Abdl olay onun cann benden daha
fazla skm gibiydi. "Bir eyler dndnn farkndaydm za
ten," dedi hikayeyi dinledikten sonra. "Tevekkeli deil, herif
okula gelip duruyordu iki haftadr. Bir keresinde ikisini bir
likte Manzara'da grdm. in asl, Nergis'le konumak iste
diim konulardan biri de buydu."

Bir sonraki gn de pek farkl gemedi. Kk molalar ve


Saffet'i , Abdl ' dvme konusundaki srarl talebinden vazge
irmeye almak dnda, tamamen evirimle ilgilendim. ar
amba sabah, dosyay yaynevine teslim etmeye hazrdm. El
bette o yllarda nternet imdiki gibi yaygn ve etkin bir biimde
kullanlmadndan bizzat gidip yapmam gerekiyordu bu ii.
Ben saat on bir gibi evden kmaya hazrlanrken, o gn dersi
ge bir saatte olan Saffet hala yatmaktayd. "Akama tiyatro
almasnda grrz," diye seslenip attm kendimi sokaa.

Yarm saat sonra Paradise Yaynevi'nin Zincirlikuyu'daki


ofis binasndaydm. Tam ieri girecekken hemen yan taraftaki
kafede, baktm kran oturuyor. Esat Bey'in sekreteriydi k
ran ve ziyadesiyle ekici, gen bir hanmefendiydi. Ben patro
nuyla grmeyi beklerken ayakst sohbet etmiliimiz oktu.

111
O da beni grmt. Glmseyerek selam verdiim anda kz
cazn iki gz iki eme aladn fark ettim. Kk bir te
reddtten sonra yanna gittim. "Hayrola kran? Ne oldu?"

"Yok bir ey," diyerek burnunu ekti, peetesiyle gzya


larn kurulad.

"Belli ki var kran," diyerek karsndaki sandalyeye otur


dum. "Niye buradasn? Ofiste mi bir ey oldu?"

"Buradaym ite," diye omuz silkti. "Kovacak zaten beni


Esat Bey."

"Niye?"

"O Nurgl denen orospu kars yznden, baka niye ola


cak? Allah'n cads, geldi yine sabah, bok gibi davrand bana.
Sonra girdi kocasnn odasna, bar bar barmaya balad."

"Derdi neymi peki?"

"Kskanlk. Kocasn, elinden alacamdan korkuyor."

''Allah Allah, niye byle bir vehme kaplm ki acaba?" So-


ruyordum ama kran'a yle bir bakan herkes bunun cevabn
kolayca verebilirdi. Seks tanras gibi bir eydi hatun.

"Herkesi kendisi gibi orospu zannediyor da ondan!" diye


patlad kran. " Bu, vaktiyle Esat Bey'in sekreteriymi ya . . .
Batan karp evlenmi ite adamla. Son dnemlerde haki
katen de herife bir haller geldi. Salarn boyatmaklar, mani
kre, pedikre gitmekler, spora balamaklar falan . . . Orta ya
krizine mi girdi, bir iler mi eviriyor, bilmiyorum artk pis
gnah boynuna, kars da benden phelenmeye balad. Ko
casna, atacaksn bu fahieyi iten, erkek sekreter alacaks n ya
nna diye bard. . . Herkes duydu tabii, rezil etti beni millete."
nndeki aydan kk bir yudum alrken bayla soka ia
ret etti. "Gidiyor kahpe!"

1 12
Dnp baktm. Krk yalarnda, hayli gsterili, sarn
bir kadn hzl admlarla binadan kp kapnn nndeki zel
park alannda bekleyen siyah cipe atlad. "Dur bakalm," de
dim. "Hemen moralini bozma. Belki baka bir ey yznden
kavga etmilerdir, imdi hrsn senden karyordur. Haydi
gel , kalm yukar."

Ban hayr anlamnda sallad kran. "Sen k. Ben bi


razdan gelirim."

"Tamam. Ama daha ortada bir ey yokken zme kendini."

Binaya girip asansrle nc kata ktm. Paradise ofi


sine varp, masalarnda alan birka kiiye selam verdikten
sonra Esat Bey' in odasna yneldim. Kendisini ziyaret etmek
iin en uygun zaman olmad akt ama alt taraf bir dis
ket teslim edip karlnda ekimi alacaktm. Benim am
dan ok da endie duyulacak bir ey yoktu yani ortada. Kapy
iki kere tklattktan sonra odaya girdim. Koltuunda hakika
ten de yklm bir adam g.ibi, surat mosmor bir halde oturan
Esat Bey beni grnce zoraki glmsedi. "Oo Azizciim, ho
geldin. Otur yle."

"Fazla vaktinizi almayaym," dedim, en son hatrladm ha


linden yirmi ya daha gen patronumu yle bir szerek. Do
rusu onu bildim bileli, giyim kuam tarz, havas ve konuma
lar itibaryla genliin ucunu bir trl brakamam bir hali
vard. Yllar getike de bunlar onu biraz gln hale getirecekti.

"Olur mu canm? Bir kahve syleyeyim sana," diyerek tele


fona sarld. Anladm kadaryla kran'la yzlemeyi gecik
tirmeye alyordu. Bana nasl itiimi sormaya ihtiya duy
madan iki orta ekerli kahve siparii verdikten sonra ellerini
birletirip bana dnd. "Ee, ne var, ne yok?"

1 13
nsanolunun ezelden beri cevabn bulabilmek iin bo yere
urat bu soruyu pas geip, eviri disketini masasna b rak
tm. "Hemen yeni bir kitap alabilirim mmknse."

"Tabii tabii," dedi Esat Bey bana bir ek uzatarak. "Gzel


de bir haberim var sana."

"yle mi? Nedir acaba?" dedim ekin zerindeki meb


laa bakarken.

arm gibiydi patron. "Fark etmiyor musun?" Ben bo bo


bakmay srdrnce. " cretin," dedi. "Yzde elli zam geldi."

Bir nceki ay ne dendii konusunda hibir fikrim olma


d iin fark da fark edememitim doal olarak. "Aaa, tabii
tabii," dedim memnun grnmeye gayret ederek.

Dik dik bakmaktayd suratma Esat Bey. "Beenmedin mi?"

"Yok canm," dedim. "Ne mnasebet. ardm sadece.


ok teekkr ederim."

"Hmm, bir ey deil," dedi arkasna yaslanarak. "Hak edi


yorsun nk."

"Evet." Nedense gerilivermitim birden ve gerilince aptalca


eyler sylemek gibi kt bir huyum vardr. "kran' grdm
az nce aada. Hngr hngr alyordu ."

Esat Bey derin bir nefes ald, gzlerini kst, dudaklarn


bzd, iki elinin parmaklarn birbirine vurdu. " ftira," dedi
nihayet, "ok byk bir sutur."

Belli ki kran bana hikayenin tamamn anlatmamt.


Pek de umurumda deildi aslnda aralarnda neler olup bit
tii. "Kusura bakmayn," dedim. "Beni ilgilendirmez elbette."

"antaj daha da byk bir sutur. Yllarca hapis yatabilir


insan bu yzden."

1 14
O esnada ieri giren bir kadn nmze iki kahve ve iki
bardak su brakt. Sudan bir yudum alp boazm temizle
dim. Konutuuma konuacama piman olmutum. Bir an
nce yeni eviri metnini alp ayrlmak istiyordum bu entrika
ve kumpas yuvasndan. "Muhakkak," dedim ayaa kalkarak.
"Sizi megul etmeyeyim daha fazla. Bir saat sonra snavm var,
izninizle gideyim ben."

"Nasl istersen," dedi Esat Bey glmseyerek. Masa ek


mecesinden evrilecek yeni bir kitap karp uzatt. " Nergis'e
selam syle."

"Elbette."

Ofisten ayrldktan sonra asansr beklemeden, koar adm


larla merdivenlerden indim, derhal Citibank ubesinde ekimi
nakde dntrp gerisin geri Saffet'in evine dndm. G
zm para hrs brdnden yahut baka ne yapacam ko
nusunda hibir fikrim olmadndan saat sekize kadar da yeni
evirim zerinde altm. Saffet ortalkta yoktu. Herhalde do
rudan Sinan'n evine gidecekti. Ben de bilgisayar kapatp, l
tl sahne dnyasndaki yeri mi almak zere evden karak en
yakndaki otobs durana yneldim .

Sinan'n evine vardmda tm ekibi televizyonun kar
sna gemi haberleri seyrederken buldum. Abdl'le yle bir
gz gze geldik ama selam vermedim, o da ilgisini tekrar ek
rana evirdi. "Hayrola?" diye sordum.

"Krt milletvekillerini tutuklamlar," dedi Kadir.

Daha sonraki yllar boyunca ok konuulacak bir olayd


bu. nl yazar ve dnrlerimizden birinin ta yllar nce ga
yet gzel ifade ettii gibi, kaderi kla ile cami arasna skm
memleketimizde, sz konusu ekimenin ilk cephenin lehine

1 15
olduu gnlerdi. Dnemin genelkurmay bakan Krt parti
sini terrist olarak hedef gsterince, derhal baz milletvekille
rinin dokunulmazl kaldrlm, bunlardan ikisi Meclis kap
snda tutuklanm, Meclise snan dierleri ise iki gn sonra
teslim olmulard. zellikle yaka paa gtrlen milletvekil
lerinin grnts Trk siyasi tarihinin en karanlk sayfala
rndan biri olarak anlacakt yakn gelecekte. Ama o gnlerde
yle deildi durum. Hkmet olay yarg kararlarnn doal bir
sonucu olarak deerlendiriyor, merkez medya da her zamanki
gce tapma eilimiyle, olumlu bir gelime ve en iyimser yak
lamla, silahl kuvvetlerimiz tarafndan yanl anlamaya ma
hal vermeyecek "ntral" yorumlarla aktaryordu.

"Bunlar ne yaptklarn zannediyorlar yahu?" dedi Grkan


blten nihayetlenince.

"Ne yapacaklar," diye yantlad Abdl. "ark sylyorlar:


Dalara gel dalaraaa . . . "

"Ne demek imdi bu?" dedi G rkan gergin bir tavrla.


"Kim, ne arks sylyormu?'

"Kim olacak, devlet," dedi Abdl. "Diyor ki, mecliste sana


yer yok; meselemizi baka yerde zelim; dalara gel dalara."

"Bu bir demagoji!" diye kt Grkan. Efsanevi, devrimci


mzik grubu Grup Yorum'un nl arksyla devleti ilintilen
dirmek yle yenilir yutulur lokma deildi onun iin. Tabii Ab
dl ' n ettii lafn balamn tamamen yitirmi durumdayd
ama politik doruculuk sz konusu olduunda memleketimizde
kimsenin birbirinden ok da fark yoktur.

"Bence de biraz zorlama bir yaklam," diye araya girdi


Selda baskn siyasi eilimi arkasnda h issetmenin verdii g
venle. A rd ndan konuyla alakas ancak serbest armla

1 16
kurulabilecek kanaatini dile getirdi: "Ezilen halklarn kade
rini tayin hakk vardr!"

Abdl hi kaale almad bu yorumu. "Siyasi zm getire


mediin konular asayi meselesi haline evirirsin," dedi. "B
tn devletler bunu bilir."

"Faist devletler demek istiyorsun," diye bir dzeltme giri


iminde bulundu Blent.

Abdl ona da pabu brakacak gibi deildi. "Hayr," dedi.


"Devletler demek istiyorum. Btn devletler faizme eilimli
dir ve en iyi haliyle birer asalaktr. 'Kral plak' btn siyasi
tarihin, btn iktidarlarn zetidir."

"Halkn ihtiyalarn ncleyenler ile burjuva devletlerini


ayn kefeye koyamazsn," dedi Grkan uzanp duvara dayal
duran gitarn kucana alrken. Grubun sahneledii oyunla
rn mziklerini de o yapmaktayd; ancak tahminimce o srada,
mzikal bir ilhamdan ziyade aleti Abdl'n kafasnda para
lama motivasyonuyla hareket etmekteydi.

Abdl bacak bacak stn atp yle bir dnd. " Halk,"
deyip dudaklarn aprdatt, "neye ihtiyac olduunu bilemez,
ancak fevkalade gzel raz olur. Hibir byk dnm, iler
leme, bulu kitleler sayesinde gereklememitir. Hatta ekseri
yetle tersi dorudur. Halk kadar yenilikten, orijinaliteden nefret
edeni yoktur ve kendileri iin mcadele veren pek ok insan
seve seve atee atml da az deildir."

"Byle dnen birinin devrimci bir tiyatro grubunda ne


ii var diye taklyor aklma," diye konumaya dahil oldu T
lay, her zamanki aldatc sevecenliiyle.

efin einin tartmaya katlmas zellikle houna gitmi gi


biydi Abdl'n. Fulya'nn paketinden bir sigara kartp yakt.
"Devrimcilikten ne anladmzla ilgili olabilir," diye yantlad.

117
"nce devrim yapacaz sonra halk eiteceiz tr bir yakla
m asla baarl olamayaca gibi ben bunun herhangi bir dier
totaliter ideolojiden farkn gremiyorum. Doru dzgn birey
sellemeyi baaramam insanlardan doru dzgn bir toplum
yaratmasn bekleyemezsin. Benim iin devrimcilik, ncelikle
halk, halk olmaktan kartmakta yatar. Elbette insana yak
an sosyalizmdir ama insann da sosyalizme yakmas gerekir."

"Bunun yolu da halk kmsemekten geiyor, yle mi?"


diye sordu Tlay yine tatl tatl.

"Kesinlikle hayr," d iyerek sigarasnn dumann havaya


fledi Abdl. Galiba pek cierlerine ekmiyordu. "Bu byk
bir hata olur. Bir kere, insanlarn ou grnd kadar ap
tal deildir; zellikle de aptal grnenler. Herkesin kendi ge
litirdii, dnyayla baa kma yollar mevcuttur. Aslna ba
karsanz, kafas pek fazla almayan insanlarn, hele de bunu
kendilerine itiraf edebilecek kadar cesur ve drstlerse, ken
dilerinden daha zeki insanlara kar pek ok avantajlar geli
tirebileceini, ok yksek ve nemli mevkilere geleceini d
nebiliriz. Bir kere, dierlerinden daha korkak olurlar ki, bu
onlar recikte, hazrlkl ve nihayetinde sinsi klar. G kazan
m bir budala elbette kendisini o noktaya getiren statkoyu
korumak ve glendirmek yoluna gidecektir. Gelenek insan
larn ahmak olduunu varsayar, modernite ise sorumluluk sa
hibi, zeki canllar olduunu. Bu yzden ksa ve orta vadede
hep gelenek kazanr."

"Bu ok karamsar bir bak as bence," dedi Fulya. "Ne


ticede yz yl ncesine gre daha gelimi bir dnyada yayo
ruz, demek ki bir eyler deiiyor."

"Elbette yle, ama halka ramen deiiyor," diye yantlad


Abdl. Hzn almt ve kolay kolay duracak gibi deildi. "Hem
eri oturalm doru konualm, herkes bu az gelimilikten

1 18
payna deni alyor. Burada oturan bizleri ele alalm. Kendi
mize aktr, aktris diyoruz ama hibirimiz, diyelim dandik bir
Hollywood filmindeki oyuncularn yzde biri kadar almam
zdr bu konuda. Yazar, izer tayfas, sanatlar, akademisyen
ler ve hele de eletirmenler iin de geerlidir bu durum. Hepsi
ncelikle devrimci, milliyeti, slamc, u ya da bucudur; in
sanla gerekten bir eyler katmak zor, kendini bir kimlikle
tanmlayp bundan prestij salamak kolaydr nk. Birtakm
gl dnce sistemlerini babalarnn malym gibi sahiple
nir sonra da dierlerine kar bir sopa olarak kullanrlar. Hem
kart kamplarda bulunduklar kiilerle didimekten de nere
deyse cinsel bir haz alrlar ve en nefret ettikleri, bamsz kal
may tercih edenlerdir. Merebi ne olursa olsun bu t rden he
riflerin, birey olma talihsizliine den herkese verdii tek bir
mesaj vardr: 'Sen de . . . sen de, bizim kadar ktsn!' Byle
dner az gelimi toplumun arklar."

O ana kadar tartmay sessizce dinlemekle yetinen, Sel


da'nn mhendis sevgilisi, "Eitlik olmadan nasl kalkacak peki
szn ettiin o problemler ortadan?" diye girdi araya. "Be
nim gelimi lkelerdeki biri kadar yetkin iler rerebilmem
iin toplumlar arasndaki eitsizliin ortadan kalkmas gere
kir. Onun iin de nce kendi toplumum iindeki ve bireyler
arasndaki eitsizliin."

Gzlkl demokratik muhalefet, Abdl 'n sert sylevi ne


deniyle ortama yaylan gerilimi bir an iin hafifletmi gibi ol
duysa da eleman sigarasn klle gmp, "Eitliin ne ol
duunu syleyeyim ben sana," diyerek ayn tonda devam etti.
"Eitlik, karndakinin de en az senin kadar tehlikeli olabile
ceini kabullenmek, bu konuda bir pakta varmaktr."

"Cannz almaya geldim!" diye bardm. "Hazr msnz?"


Grup yeleri dnp bo bo baktlar bir an bana. "Okuma

1 19
almasna balasak diyorum . Yarn sabah erken kalkmam
gerekiyor da . . . "

"Doru sylyor Aziz," diye destek att Kadir. "Madem


baladn, Azrail ' i sen oku bakalm; Kapitalist' i de Abdl." Bu
neriye kimseden bir itiraz gelmedi; yan roller de hzla paylal
dktan sonra almaya baladk. Fazla uzun deildi oyun, otuz
sayfa kadar bir ey. eitli oyuncular, eitli kombinasyonlarda
denendikten sonra herkes, resmi bir titri bulunmamakla bera
ber grubun sanatsal adan doal lideri olan Kadir' in kanaa
tini beklemeye balad. "Evet," dedi Kadir derin bir nefes ala
rak. "Ortaky Sanat Merkezi'ndeki amatr tiyatro enlii 1 -3
Nisan aras, yani aa yukar bir ay vaktimiz var; olduka ksa
bir sre. Hzla ezberleri yapp, provalara balamak gerekiyor."

"Sinema salonuyla grtk," diye aklad Blent. "O ta


rihe kadar polis mhr kesinkes kalkacak."

Kadir kafasn yle bir kadktan sonra herkesin merakla


bekledii sorunun cevabn verdi. "Sezgilerimde yanlmad
m gryorum. Yani, bu ii, tanr ya da herhangi bir adalet
mekanizmasnn nnde yapyorsak, bence Azrail ' i Aziz, Ka
pitalist'i de Abdl oynamal."

"Katlyorum," dedi Blent. "Haydi dier karakterlere de


karar verelim, nmzdeki aramba herkes rollerini ezberle
mi olarak gelsin." Ne yalan syleyeyim, hi beklemiyordum
bunu. Ayrca haklarn yemeyeyim, grubun her ne kadar en se
vilen kiileri saylmasak da kimseden yle menfi saylabilecek
bir tepki gelmedi. Sadece, hakikaten fena bir oyuncu da sayl
mayan Sinan'n biraz tad kam gibiydi.

Ayrntlar halledilip vedalaldktan sonra Saffet'le birlikte


kapdan karken Abdl kolumdan yakalad beni. "Biraz ko
nualm m?"

1 20
"Konuacak bir ey yok," dedim. "Nergis'e syle, bir ara
gelip eyalarm alrm evden."

Kolumu biraz daha skarak beni kendisine dnmeye zor


lad. Ben bir ey sylemeye f rsat bulamadan Saffet, "Msa
ade eder misin?" dedi Abdl 'e serte. "u an uygun deiliz,
halletmemiz gereken bir i var. Derdin neyse sonra anlatrsn."

Abdl bir ona, bir bana bakt. Glmseyerek gevetti par


maklarn. "yle olsun. Seni bulurum."

Sokaa ktktan sonra baktk hava gzel, eve yryerek


dnmeye karar verdik. Sahile inip uzun bir sre sessizce y
rdk. Nihayet biraz dinlenmek iin, Boaz'a bakan banklar
dan birine ktmz srada, "Allah'n belas manyak," diye
sylendi Saffet.

"Pek formdayd bugn," dedim. " Belki de davetine icabet


etmeliydim."

"Bu herifi bir temiz dvmezsek gzm arkada kalacak Aziz."

"Dvmek bir zm dil Saffet," diyerek yerden bir ta


aldm.

"E zm nedir peki sence?"

Ayaa kalkp gerilerek ta var gcmle uzaklardan ge


mekte olan bir yk gemisine doru frlattm. "ldrmek."

121
8. Lounge Act

Sonraki drt gn, Saffet'in evinden neredeyse hi kma


dan, eviri yaparak ve ezberime alarak geirdim. Galiba as
lnda Nergis'ten ya da daha dorusu, ona atfedegeldiim ma
nay sorgulamaktan kamaktaydm. imi kaplayan duyguyu
izah etmem zor. Kzgnlk, krgnlk ya da d krkl deildi.
Beklentiye dair beklentisini yitirmek gibi bir ey. . . Yllarca ya
sn tuttuunuz birinin aslnda hi yaamam olduunu
renmek gibi bir ey. . . Bu armak hisler minvalinde, ben de
kendimi almaya veriyordum ite. Kendimde nihayet yeni
den insan iine kacak gc bulduumda pazartesi olmutu.
Biraz skntdan, biraz da baka ne yapacam bilemediim
den okula gitmeye karar verdim. Belki birka derse girer, bi
rileriyle lak lak ederdim. Bir ara da Rumeli Hisar'ndaki eve
gidip eyalarm toplamam gerekiyordu; belki o ii de o gn
aradan karabilirdim. Sahilden devam edip Aiyan Yokuu'n
dan kampse ulatm. Byle en dik yokular bile gzmde
bytmeden her yere yryerek gidebilme durumu keyfimi
fevkalade yerine getiriyordu. nsan salnn kymetini bil
meliydi. Bir sigara yakp Orta Kantin'e daldm.

Kendime bir de ay alp masalardan birine getim. Niyetim


ders programm inceleyip, akademik hayatm dzenlemekti.
Sonsuza kadar ucuz ak roman evirmeni olmak istemiyordum
ve tiyatroda bir geleceim olup olmad mehuld. Her ii,
memur ocuu gibi alternatif bir kurtulu plan gelitirmeliy
dim. Ne var ki, pat diye gelip yanma ken Nurettin profe
srlk hayallerimi sekteye uratt. "N'aber Aziz?" diye sordu
imal imal. imdi insan hal hatr sorarken nasl byle bir ta
vr taknabilir diye dneceksiniz biliyorum ama Nurettin' de
en sradan eyleri bile gayet tedirgin edici bir biimde dile ge
tirebilme yetenei vard ite.

" yidir Nurettin," dedim, bu yzden beni ho grmesini


umarak. "Sen naslsn?"

"yi iyi," diyerek kafasn kad. "Bana bir konuda yardm


edebilir misin diye soracaktm."

"Buyur ltfen."

"Sosyobiyoloji dersi iin dnem devi hazrlamam gereki


yor. Sen anlyorsun o ilerden. Genler, memler falan ... Bir yol
anlatsana bana, nedir mevzu?"

Hakikaten de bir dnem iyi anladm, stne oka kafa


yorduum konulard bunlar. Byk blm kalmamt ama
aklmda artk. "Tam olarak ne bilmek istiyorsun acaba?"

Nurettin cebinden iki kutu ila kartt, iki adet hap biraz
suyla yuvarlayp, "stne afiyet, bronit olmuum," diye ak
lad. "imdi bu genleri felan anlyorum aslnda. Mem ne ayak?"

Neyse ki, kolay yerden sormutu. "Sosyal gen gibi dne


bilirsin," diye baladm anlatmaya. "En kk kltrel birim.
Bir fikir, bir ezgi, bir reklam slogan. . . hepsi olabilir. Genler
nasl bedenlerden bedenlere aktarlarak kendini yeniliyor ve o
alyorlarsa memler de zihinden zihne geerek yapyor bu ii.
Gl ve zayf memler var; ayn genler gibi. Eer bir mem ye
terince etkiliyse, diyelim Beethoven'in 5 . Senfonisi'nin ilk iki

1 24
ls gibi, zihinlerden zihinlere yaylarak yzlerce, binlerce
yl yayor; daha zayf bir ezgi yok olup gidiyor. Bu ynyle,
ayn canllar gibi memlerin de bir tr doal seilime, yani ev
rimin kurallarna tabi olduklarn dnebilirsin."

''Allah Allah, ok enteresan," dedi Nurettin byk altndan


glerek ve apak bir alayclkla.

O anda szn ettiim eyleri gayet iyi bildii, aslnda sa


dece benimle uramak iin bu konuyu at gibi bir pheye
kapldm. yle olsundu bakalm, ben de bilirdim o oyunun
nasl oynanacan. "yle," dedim. "Bak mesela, memler de
ayn genler gibi rekabet ya da ibirlii halinde grlebiliyor.
Diyelim sosyalizm ve kapitalizm, rekabet halindeki iki mem
kmesi, birbirlerini dlyorlar. te yandan Tanr memini ele
alalm; bir yaratcnn varlna inanmak bilinmezi, bilineme
yecek olana balayarak varoluu anlamlandryor, bu ynyle
de kabul gryor, yaylyor. br dnya gibi bir baka mem
dnelim; bu da insanolunun en byk kabusuna, lm kor
kusuna derman oluyor. Tanr ve br dnya gibi iki mem bir
araya geldiinde, ok gl bir dier mem oluturuyor. Bir
likte yaama anslar, tek tek varolma ihtimallerine gre ok
daha fazla artyor. Gl bir eneyle, keskin diler gibi . . . Byle
byle, br dnyann niteliklerine dair yeni memler denkleme
giriyor, cennet, cehennem gibi dl ve ceza mekanizmalar . . .
Neticede sosyal bir dzeni de imleyen ahlaki bir mekanizma
ortaya kyor ki buna da din deniyor gayet iyi bildiin gibi."

"Sen hi mem grdn m?" diye sordu Nurettin keyifle


azn aprdatarak.

"Evet," dedim . ''Azrail ' le tavla oynuyorlard."

1 25
Gevrek gevrek gld Nurettin . "Dostum," dedi sonra.
"Elinde ekiten baka bir ey olmayan insan, her eyi ivi
olarak grr."

"Dedi, tm sorularn cevaplarnn ondrt asr yl nce ya


zlm bir kitapta bulunduuna inanan adam," diye bir cm
leyle blnd konumamz. Elinde kahvesi tam karmdaki
sandalyeye geip oturan, Abdl' den bakas deildi. "Gemi
olsun dostum," dedi Nurettin' in nndeki ilalar iaret ederek.
"Bat'nn ahlakn almyor ama antibiyotiini alyoruz galiba?"

Nurettin, Abdl' biraz da gizleyemedii bir tedirgin


likle batan aa szd. Ardndan kendini toplayp yeniden o
memnun ifadesini taknd. "Yok yle yapmyoruz. Sadece ilim
in' de bile olsa, gidip onu alyoruz."

"O itiin antibiyotiklerin, ila laboratuvarlar tarafndan


tamamen evrim ilkelerine gre gelitirildiini biliyorsun, de
il mi?"

''Aspirin de ba arm geiriyor," diye karlk verdi Nu


rettin. "Buradan ba armn sebebinin vcudumdaki Aspirin
eksiklii olduu sonucuna m varmalym?"

"Hayr ama aa yukar bin yldr ilim almak iin hep bir
yerlere gitmemiz gerektii sonucuna varabilirsin," dedikten sonra
bana dnd Abdl. "Konuabilir miyiz artk?"

"Pekala," dedim. "Nurettin, bize biraz izin verebilir misin?


Sonra devam ederiz, olur mu?"

Nurettin nazik bir selam verip yanmzdan ayrlnca halk


dmanyla ba baa kalmtk. "Buyur," dedim. "Nedir be
nimle konumak istediin?"

Abdl kulak memesini kad, kahvesinden bir yudum ald,


suratn ekitti. Aklndaki etrefilli konuya nereden gireceine

1 26
karar veremiyordu herhalde. Sonunda yapt ama; hem de hi
beklemediim bir ekilde. "Sana bir i teklif etmek istiyorum.
Daha dorusu, ortaklk."

Bu acayip lafn Nergis'le balants hakknda baz yakk


sz dnceler kafama verdiyse de bunlar hemen aklm
dan uzaklatrdm. "Ne demek istiyorsun?"

"Kendi tiyatro grubumuzu kuralm. Profesyonel oyuncularla,


doru dzgn mekanlarda alp sahneye kalm diyorum."

"Dalga m geiyorsun sen benimle?"

"Bilakis, son derece ciddiyim. Para mevzusunu dnme,


o konuyu pek yakn zamanda halledeceim ben."

"Akas dndm o deildi. Ben Nergis hakknda ko


nuacamz zannediyordum . . . "

"Nergis mi? Ne olmu ki ona?" diye sordu byk bir ra


hatlkla ve ben herifi g rtlaklamak istedim.

Boazm temizleyip doru szckleri semeye altm.


"Sizin oralar pek bilemiyorum tabii ama dnyann baz bl
gelerinde, baz adamlar evlenmek zere olduklar kadnlarn
bakalaryla ak yaamasn ok normal karlamayabiliyor. . . "

"Ha, u meseleyi sylyorsun," dedi yine ayn kaytsz


lkla. "Ben yle eyleri pek umursamam, insanlarn birbirini
sahiplenmesini doru bul muyorum nk, ama senin bu du
ruma cann skldysa zgnm tabii. Demek Nergis anlatt
sana ha? Hi tahmin etmezdim dorusu . . . Her neyse, ne di
yorsun teklifime?"

Az ak kalakalm tm. "Sen . . . ok eli bir iliki mi ne


riyorsun yani?" gibilerinden bir eyler geveledim.

Cevap vermedi. Baklar arkamdan bir yerlere kilitlen


miti. Gayriihtiyari kafam o tarafa evirince, aprazmzda

1 27
kalan masada oturmu gazete okuyan bir adama arpt gzle
rim. Krk yalarnda, takm elbiseli, bykl, kolormatik gz
lkl, ne renciye ne de retim yesine benzer bir herifti.
Hayli rktc grnmne tezat, yarm litrelik koca bir kutu
st imekteydi. "Dinle," dedi Abdl. "Benim imdi gitmem ge
rekiyor. Teklifimi dn, tamam m? Bu arada Nergis'i bir g
rrsen iyi olur, ok merak ediyordu seni." Bunlar syledikten
sonra da, kalkp hzla kantinden kt. Onun hemen arkasn
dan da bykl herif Aptal gibi kalakalmtm.

Akademiye de, kariyere de lanet olsun diyerek ders prog


ramm cebime tktrdktan sonra dar attm kendimi ben
de. Saatli Bina'nn yanna kadar yryp, her eyin balad,
beni bu cehenneme frlatp atan yangnn kt yapy incele
dim. Yaadm dndm eylerin gerekten yaandna
dair hibir emare yoktu. stelik, tuhaf bir tabir olacak ama,
gelecee dair hatralarmn giderek zayfladna kuku yoktu.
Kzm dnmeye altm. Fazla bir ey gelmiyordu aklma
dorusu. yle biri varolmu muydu gerekte? Nergis'le haki
katen evlenmi miydik? Hayatmn nemli grdm ayrn
tlar, mekanlar, kiiler ar ar birbiri iine geiyor ve z
lveriyorlard sanki. O anda, kafamda bir sonraki yirmi yla
ait her eyin, Kaan'n o manyaka fal seans srasnda girdiim
trans esnasnda grdm hayallerden ibaret olabilecei gibi
bir dnceye kapldm. Bunun hem tyler rpertici, hem de
garip bir ekilde rahatlatc bir yan vard.

Bu tuhaf haletiruhiye iinde yrmeye baladm. Admla


rm beni Rumeli Hisar'na gtrd. Sahildeki bfeden bir bira
alp Boaz' ve kydaki balklar izlemeye koyuldum. Birka
saat ve drt be biradan sonra stme iyice arlk kmt.
Yayldn yerden, ani bir kararla, Nergis'le yaadmz eve
gitmek zere kalktm. Yirmi yl nce yaadmz yeri bu kadar

1 28
iyi hatrlamam rktcyd. Ayn, apartmana ulatmda,
hangi anahtar hangi kilit iin kullanacam gayet iyi biliyor
olmam gibi. Dairenin kokusu, eyalar, dolaptaki yiyecekler bile
aa yukar bir hafta nc.e braktm gibiydi. Artk iyice emin
oluyordum; ait olduum yer ve zaman tam da burasyd. Geri
kalan her eyse, yllar sren, akl d bir kabus. Kendimi sa
londaki kanepeye atp gzlerimi kapattm.

Uyandmda, darda hava kararmaya balamt. Evi yle


bir dolanca, orada birka para giysi ile vr zvr dnda hi
bir eyim bulunmadn grdm. Hemen hemen her eyi Ner
gis' in ailesi tedarik etmiti. Yanma hibir ey almadan terk
etmeye karar verdim oray. Yeni bir hayata balamak istiyor
dum. Ne kadar iim paralansa da, Nergis'i geride brakmak
zorundaydm. yle ok elilik mevzular falan bana gre de
ildi. Bunu deneyen baz tandklarm olmutu ve hibirinin
sonu hayrl gelmemiti. antam srtma vurduum gibi ka
pya yneldim. Tam dar kmak zereyken, portmantonun
yannda duran telefona takld gzm. Yaman dvermiti ak
lma. Tabii, istikbal zannettiim ey bir yanlsamadan ibaretse,
onun makus talihi de benim uydurmamdan ibaret olmalyd.
Yine de, dayanamayp antamdan telefon defterimi karttm
ve eski arkadamn ev numarasn tuladm.

"Alo?" dedi bir kadn kar taraftan.

"Merhabalar, ben Aziz. Yaman'n arkadaym. Kendisiyle


grebilir miyim acaba?"

''Azizciim, merhaba," dedi kadn. "Ben Nuran Teyzen, Ya


man'n annesi. u an evde yok ama kendisi, syleyeyim ara
sn seni, olur mu?"

1 29
"u an sabit bir numaram yok Nuran Teyze, ben ararm
kendisini tekrar. Yalnz, bir not iletmek istiyorum kendisine
mmknse."

"Hay hay, yavrum."

"Bakn bu syleyeceim size tuhaf gelebilir ama gerekten


ok, ok nemli. Hayat boyunca, bi r araca bindiinde kesin
likle emniyet kemeri takmas gerekiyor. Bunu iletebilir misi
niz ltfen?"

''Anlayamadm ocuum?"

"Yaman' ryamda grdm," diye salladm beni bsbtn


deli sanmasn diye. "Bir televizyon kanalnda kameramanlk
yapyordu. Aralar korkun bir kaza yapt ve Yaman . . . neyse
ben sonra ararm. Hoa kaln," deyip kapattm telefonu.

Ancak ahizeyi yerine yerletirdiim anda almaya balad


alet, annda cevapladm. ''Alo?"

Ksa bir sessizlikten sonra bir kadn sesi geldi kardan.


"kran'la grmek istiyorum."

"""
u kran m. "

"Orada olduunu biliyorum, telefona arr msn ltfen?"

"Burada kran diye biri yaamyor," dedim. "Ben kiminle


gryorum acaba?"

Kadnn sinirli bir ekilde nefes alp verdiini iitebiliyor


dum. "Geen ay bu numaradan kocamn iyeri telefonu defa
larca aranm."

"Hanmefendi, sylediim gibi, burada o isimde biri otur


muyor. Aziz benim adm, kim olduunuzu renirsem belki
yardmc olabilirim."

1 30
"Allah kahretsin hepinizi," deyip at diye kapatt telefonu
suratma.

Manyan tekine atmtm besbelli. Ben de, kadn sanki


duyacakm gibi, burada dile getirmenin uygun olmayaca
sunturlu svgler sralayp ayn eyi yaptktan sonra doruca
sahile indim tekrar. Amacm otobse atlayp Saffet'in evine
gitmekti ama duran hemen arkasndaki lokantadan gelen ko
kulara dayanamayarak dkkana daldm. Karnm feci ackmt.
ki gzleme bir ayran syleyip sipariimi beklemeye baladm.
Beklerken gzm duvara asl iren tabloya takld. Gkyz
altnda bir tarla, uzakta bir iftlik evi, daha geride aalar fa
lan . . . Derken tablonun duvara tam ortasndan ivilendiini
fark ettim, stelik fark edilmesin diye ivi, altndaki gkyz
gibi maviye boyanmt. Kendimi tutamayp glmeye baladm.
Sinirim boalmt. Yemeimi getiren garson halimi grnce,
"Hayrola abi?" diye sordu. "Keyfin yerinde galiba, maallah."

Ona bir cevap vermek iin toparlanmaya altm. te tam


o srada lokantann eski rayosundan czrtl bir melodi yk
seldi ve ben gzlerimden yalar gelesiye kahkahalara boulur
ken tm bilim ve sanatlarn byk stad arkya giri yapt:
"Kan ve gl / Glle diken / Sevgimle sen / Birbirine dnk srt,
sen ve ben / Bilmem, anlatabiliyor muyum?" nan lmaz ama
evet, anlatabiliyordu!

Beikta'ta atladm otobsten. Dosdoru arya dalp Yl
dz Yokuu'na yneldim. stikametim, skender Doan' d. "Gle
rengini veren kandr, " derken ne demek istediini imdi anl
yordum. Hayatmzdaki gzelliklerin, felaket addettiimiz baz
baka eylerin neticesi olduunu anlatmaya almt ben kaz
kafal kulunuza. Kendine acmak, gemie yazklanmak fayda
sz ve anlamsz bir iti. Olmak, olmamann bir fonksiyonuydu.

131
Her ey, Saatli Bina' daki yangnla deil, skender Bey' le ta
nmamzla balam olmalyd. Ayrca gzme soktuu "Za
man Makinesi" kitab da cabasyd. ine dtm kmaz
dan beni kurtaracak bir kii varsa, o da skender Doan' dan
bakas deildi.

Kan ve Gl'e vardmda bir srprizle karlatm. Kuru


temizleme dkkan ayn yerde bulunmakla birlikte ismi fark
lyd: skender Doan Kuru Temizleme. Tezgahn arkasnda bek
leyen delikanlya iletmenin sahibiyle grme talebimi dile ge
tirdiimde, skender Doan'n orada olmadn, derdim neyse
kendisinin yardm edebileceini syledi. Anlyordum onu, el
bette. Her nne gelenin stada kolayca ulamas dnle
mezdi. "Bak," dedim delikanlya. "Ben kendisini iyi tanrm.
ok nemli bir mevzu hakknda grmem gerekiyor kendi
siyle. Hi deilse, burada olduumu bildirebilirsen ok sevi
nirim. Aziz benim adm. Beni hatrlayacandan eminim . . . "

"Siz," dedi gen, "nereden tanyorsunuz sanaty acaba?"

"Yanlyorsun," diye karlk verdim. " skender Bey sanat


deildir; o sanatn ta kendisidir."

Muhatabmn yzndeki ifade aniden yumuayverm iti.


"Kendisini, Muhittin'in Yeri 'nde bulabilirsiniz; balk pazar
nn hemen arkasndadr."

Muhittin'in Yeri, eski tarz bir semt meyhanesiydi. Turistle


rin ve zirzop genlerin rabet ettii yerlere pek benzemiyordu.
Burann mterileri grm geirmi, arbal ve akas bi
raz daha gekince bir tayfayd. Akamclar masalarnda ince
den demlenip muhabbet evirirken yal bir kemanc, fazla kafa
iirmeden eski Trk sanat mzii paralar seslendirmekteydi .
eriyi yle bir taraynca, kk bir masada, biri kellemeye
balam, biri ziyadesiyle zayf, biri de dierlerine gre daha

1 32
yal ve gbekli beyefendiyle birlikte oturan skender Do
an' grdm. Yirmi yl sonraki halinden ok da farkl grn
myordu; belki iki kilo daha zayft ve akaklarna daha az
kar yamt. Her yanndan akan klas ve karizmas ise, onu
ilk grdm gnn aynsyd. Ekibi selamlayp, kendimi ta
nttktan ve sohbetlerini bldm iin zr diledikten sonra
skender Bey'e dndm. "Efendim, nemli bir konuda gr
mek zere sizi aramaktaydm. Bana birka dakikanz ayra
bilir misiniz acaba?"

"Hay hay," diye glmsedi skender Bey. "Ltfen bir san


dalye ekin kendinize." Akas niyetim onu alp baka bir
masaya gemekti ama hayr demeye cesaret edemedim. Te
ekkr ederek oturdum yanlarna. Kel olan Tahtakafa, sska
olan Kz Tevfik ve moruk da Amcabey diye tantt kendisini.
Bunlarn gerek adlar deil de lakaplar olduu gibi bir hisse
kaplmtm.

Amcabey, "E peki imdi ne halt edeceksin Tahtakafa?"


diye, besbelli ben gelmedt;n nce srdrdkleri sohbete ani
bir dn yapt.

Oturduum yerde huzursuzca kprdanp skender Bey'e


bir eyler syleyecek gibi oldum ama o dizime dosta vurarak
enemi kapatt, dnp garsona masaya iki bardak daha getir
mesini iaret etti.

" Bilmiyorum ki, hala seviyorum onu," dedi Tahtakafa


denli dertli.

"Seviyorsan, bir aresi bulunur," dedi Amcabey. "Gider ko


nuursun, her ey yoluna girer."

Tahtakafa raksndan bir yudum ekip ban iki yana sal


lad. "Yok abicim, yle bir ey deil bu. Bitti artk, geri d
n yok."

133
oktan piyasadan silindiini sandm Bafra Sigaras pa
ketinden bir tane kartp yakan Kz Tevfik, "Bu kz yirmibe
ya kkt senden, deil mi?" diye sorup, cevabn bekleme
den devam etti. "Sen gaml hazan, o ise bahar. Yrmez ta
bii. Davul bile dengi dengine . . . "

"Bilmiyorsun," diye kt Tahtakafa. "Son derece olgun,


kltrl, akll bal bir kzd. ok da uyuuyorduk birbiri
mizle; o da benim gibi eski filmlerin tutkunuydu, sanat m
zii seviyordu, oturup saatlerce sohbet ederdik bazen. Hem s
tme titriyordu, gzel bebeim. Evlenecektik onunla. Annesi
bile kabullenmiti beni . . . "

"E ne oldu da brakt seni peki?" diye sordu Kz Tevfik.

"O beni brakmad ki, ben terk ettim onu."

"Hoppalaaa!" d iye nledi Amcabey. "Olum manyak m


sn sen? Bu kadar seviyor idiysen, niye ayrldn kzcazdan? "

Derin bir i ekti Tahtakafa. "Benden yapamayacam bir


ey istiyordu."

Masadaki ksa sren sessizlii Kz Tevfik, "Haa, o mesele,"


diye bozdu. Ardndan bize dnp aklad. "Malum, yenge
miz gen . . ."

''Allah cezan versin Kz Tevfik," diye bard Tahtakafa.


"yle bir mesele deil. Evel Allah, o mevzuda on tane deli
kanly cebimden karrm icabnda . . . "

"Mal, mlk meselesi mi yoksa? " diye soruturmay iler


letti Amcabey.

"Yok be Amcabey, istesin varm youmu stne yaparm,


ondan kymetli mi?"

"Eh olum, ne istedi senden bu kadn byle de, her eyi


yakp yktn?"

1 34
Tahtakafa raksnn kalann dikledi, gzndeki bir damla
ya sildi, ensesini ovuturdu ve nihayet korkun gerei ak
lad: "El ele tutumak!"

"Ha?''

"Abi, ok gcme gidiyordu kzm yanda biriyle el ale


min iine yle kmak. Biri grecek, alay konusu olacam diye
iim iimi yiyordu . . . "

kafadar, bu ackl hikayeyi aralarnda enine boyuna de


erlendirirken skender Bey, bana doru dnp garsonun nme
yerletirdii bardaklara rak servisi yapt. "Ee Aziz Bey? Anla
tn bakalm, niye aryordunuz beni?"

Ona teekkr edip, beni bir akl hastanesi kakn zannet


memesi iin hikayeme nereden balasam diye dnrken ra
kmdan bir yudum aldm. Pek kolay i deildi dorusu. Neti
cede yaptm ama; kendisiyle tantmz gn balayan tuhaf
olaylar dizisini dilim dndnce anlattm. Szm sonuna
kadar hi kesmeden dikkatle dinleyen skender Doan gz
lerinde dalgn bir ifadeyle bir' sre durup dndkten sonra
sordu: "Gzel temizlenmi miydi peki?"

''Afedersiniz, anlayamadm?"

"Bize teslim ettiiniz ceketi diyorum; gzel temizlenmi


miydi?"

Dorusu o kadar manyaka olay arasnda buna taklma


sn biraz garipsemitim. "Evet," diye yantladm. "ok gzel
temizlenmi ve tlenmiti."

"Mteri memnuniyeti ok nemlidir bizim iin," dedi s


kender Bey. "Meslee sayg, daha da nemlidir."

"Kesinlikle," dedim dudaklarm srarak. "Bana yardmc


olacak msnz?"

1 35
"Benden tam olarak ne istiyorsunuz acaba?"

" Bilemiyorum. . . bana yol gstermenizi. Hi deilse, b


tn bu olan bitenlere aklk getirecek bir eyler sylemenizi."

" nsanlar hayatlarn hep bir cevap arayarak geirirler,"


dedi skender Doan. "Oysa ounun sorunun ne olduu ko
nusunda hibir fikri yoktur."

"Katil olmaktan korkuyorum," deyiverdim birden. "Gele


cekte . . . ya da ryamda, bu Abdl denen herifin leceini gr
mtm. Bunu bana anlatan kii, onun bir cinayete kurban
gittiini sylemiti. imdi acaba onun katili ben miyim diye
merak ediyorum."

"Fakat henz kimseyi ldrmediniz, deil mi?"

"Hayr ama ya ldrrsem?"

"O zaman katilin kim olduunu renmi olursunuz," dedi


skender Doan ve sonra da dnyann en tuhaf sorusunu sordu:
"Peki ya ldrmezseniz?"

"Anlayamadm," dedim rakmdan bir yudum alp.

"O zaman katilin kim olduunu renemezsiniz."

Kafam karmt. "Bu ok mu nemli?" diye sordum.

"Katil olup olmadnz merak etmiyor musunuz?"

Hakkn teslim etmeliyim, acayip bir akl yrtme biimi


vard skender Bey'in. "ldrmesem yetmiyor mu?"

''Ama ya ldrrsen?" diye beni gene terse yatrd. "Yani,


hadi bugn ldrmedin, yarn ldrmedin . . . br gn ldr
meyecein ne malum?"

"Sanrm haklsnz. Fakat bu hakllnz ne anlama geli


yor, onu kestiremiyorum tam olarak. Biraz daha aabilir mi
siniz ltfen."

1 36
skender Doan bana dnd, elini omuzuma koyup gz
lerini benimkilere dikti. "Kan takip et, evlat," dedi. "Gl
orada bulacaksn."

O anda masadaki dier kafadar, raklarn kaldrp to


kuturdular. Bu kutlama skender Bey' in bu carihi nasihatiyle
mi yoksa mstehcen baka bir konuyla m ilgiliydi bilemiyor
dum ama glmseyerek onlara kacldm ben de. Rakm dip
leyip, skender Bey'e teekkrlerimi, dierlerine sayglarm
sunduktan sonra ayaa kalkcm. Hesaba katkda bulunma ta
lebimi kesin bir dille reddedip iyi dileklerini bildirdi onlar da.
" skender Bey," dedim oradan ayrlmadan nce. "Ben de size
bir neride bulunabilir miyim acaba?"

"Elbette," dedi skender Bey glmseyerek.

"Dkkannzn adn deitirmeye ne dersiniz?"

"Neden olmasn? Aklnzda bir ey var m?"

"Var," dedim. "Kan ve Gl."

137
9. M r. Moustache

skender Bey' in bilgece tleri beni balangta ziyadesiyle he


yecanlandrmakla birlikte, biraz vakit geip de, kendi kendime,
"Peki imdi ne yapacam?" sorusunu sorunca, vaziyetin hala
ziyadesiyle muallak olduunu fark etmitim. Neler dndn
anlayabilmek iin, Abdl'n lmnn ardndaki esrar aydn
latmam gerekiyordu; fakat henz gereklememi bir vaka nasl
zme kavuturulabilirdi? Fulya'n n verdii, Abdl ' n lm
tarihi aklmdayd: 5 Nisan 1994, Kurt Cobain'le ayn gn. Bir
aydan daha ksa bir sre vard malum gne ve akas Saffet'e,
herifiolunu ldrmek gerekiyor derken kast ettiim de, gidip
bu ii bizzat gerekletirmek deil, mmkn mertebe tarihin
akna mdahale etmemeye alarak o mbarek gnn gel
mesini beklemekten ibaretti. Tabii halihazrda ortal ne ka
dar kartrdm dnlrse, bu pek de mantkl bir plan de
ildi, onun da farkndaydm. Yoksa tam tersine, olaylar tam
da Abdl 'n lmne yol aacak ekilde mi biimlendirmeye
almalydm? Mesele etrefilliydi anlayacanz.

aramba gnk almaya ne Saffet gelmiti ne de Ab


dl. Saffet muhtemelen kendisine bir rol dmediinden, Abdl
ise, kim bilir hangi eytanlk peinde kotuundan. Akas
kimse bu durumdan ikayeti grnmyordu. Bilhassa, sadece
bir gnlne de olsa, Kapitalist roln stlenen Sinan'n y
znde gller ayordu. Yalnzca ben, bir noktada, Abdl namus
suzunun herhalde Nergis'le yataktan kmakta zorland iin
provay terif edemedii gibi saplantsal bir dnceye kaplp
iten ie kudurup durdum. Katil kesinlikle ben olmalydm.

Sakin ve, inanmas g ama, hayli verimli de geen al


mann ardndan daldk. Hava buz gibiydi ve bir an nce ken
dimi Saffet'in evine atmak istiyordum. te yandan ev konu
sunda da derhal bir eyler yapmalydm; Saffet' in annesi hafta
sonu dnyordu ve kalacak yeni bir yer bulmalydm acilen.
niversitedeki panolar kontrol edip, ev arkada arayan biri
var m diye bakabilirdim mesela. Bunlar dnmekteyken,
aniden, takip edildiim gibi korkutucu bir duyguya kapla
rak znk diye durup arkama baktm . Kukularm dorulaya
cak bir kprt gzme arpmamt. Duraa doru devam et
mek iin yeniden nme dndm anda ise Nergis'le burun
buruna geldim.

"Merhaba Aziz."

"Merhaba."

"ok merak ettim seni. Gnlerdir yoksun ortalkta," diye


rek skca sarld bana. Ben de usulca omuzlarna dokundum.
"Konuabilir miyiz ltfen?"

Konuacaklarmzn herhangi bir eyi halledeceine dair


pek bir umudum yoktu ama yine de orada Abdl ' le deil de
benimle olmas tuhaf bir ekilde iimi rahatlatyordu. "Elbette."

"ok yorum ben. Bir yere otursak?"

"Olur, oturalm."

Sahil tarafndaki kafelerden birine girip karlkl oturduk.


Kahvesi gelince, fincan iki eliyle kavrayarak avularn stt,

140
omuzlarn ieri ekip sevimlilikle glmsedi bana. "Naslsn?"
Baklarnda hakiki bir sevgi ve yumuaklk vard; ne de olsa
henz benden nefret etmiyordu.

"yiyim."

"zledim seni," dedi uzanp elimi tutarken.

Elimi gayriihtiyari geri ekip bir sigara yaktm. ''Abdl na


sl? Bugn gelmedi almaya, merak ettik."

" Hi bilmiyorum," dedi Nergis. ''Abdl ' le aramzda bir


ey yok."

Niye yalan sylyordu ki gzmn iine baka baka? Ve


niye bu beni mantkszca bir umuda srklyordu? "ok tu
haf," dedim. "Kendisi yle demiyor."

"Nasl yani? Sana sevgili olduumuzu falan m syledi yoksa?"

"Onun gibi bir eyler," dedim. "Zaten fazla bir ey syle


mesine de gerek yok, deil mi? Yani geen akam seni onun
evinde grdkten sonra . . ."

"Ben de onu konumak istiyordum," dedi Nergis. "Hepsi


ok acayip bir rastlantdan ibaret." Rastlant! Bu kadar byk
bir palavra skmasn da beklemiyordum dorusu. "Biliyorum,"
diye devam etti. "nanmas ok zor geliyor ama gerek bu . . . "

"Pekala," dedim. "Sen yle diyorsan yledir."

"O gn, yani Abdl'n okula seni bulmaya geldii gn,


oturup epeyce bir sohbet ettik. Saffet de bizimle birlikteydi
hatta. Sen bir trl gelmedin ve ben de sonunda yaynevine gi
dip evirimi teslim etmek iin kalktm. Abdl, ben de o tarafa
gidiyorum zaten diyerek peime takld. Sonra otobste, biraz
vaktim var, sen iini hallet beraber bir eyler yeriz dedi, itiraz
etmedim. Niye edeydim ki? Neyse ite, benimle birlikte Para
dise'a kadar geldi, ben Esat Bey'le konuurken kapda bekledi.

141
imi hallettikten sonra ktm ve aadaki lokantada bir ey
ler yiyip ayrldk. . . "

"Anlyorum," dedim. "Tabii ondan sonra olaylar birbirini


takip etti, duygularnza hakim olamadnz vesaire . . . "

"Samalama! yle bir ey olmad."

"Herif yar plakt ! " diye bardm.

"Ev ok scakt!" diye karlk verdi Nergis.

Ne dneceimi bilemiyordum. "Nereye varacak bu sa


malk merak ediyorum . . . "

"Dinle," d iyerek elimi tuttu tekrar Nergis. "Birka gn


sonra Esat Bey arad beni. Ben onun odasndayken Abdl, u
sekreter kzla muhabbeti ilerletmi iyiden iyiye. Ad neydi. . . "

"" kran.;> "


"u

"Evet, kran. Anladm kadaryla sonradan da peine d


m kzn. Gece gndz aryor, i yerine gidiyormu falan . . . "

"Eee?" ler tuhaf bir hal alyordu hakikaten de.

"Eesi, kz Esat Bey'e sz etmi bu durumdan. O da beni,


bu yzden aram. Konu arkadanla, braksn kzn peini
diye. Ben anlatmaya altm, pek bir yaknlmz yok, beni
ilgilendirmez dedim ama Esat Bey srar etmeyi srdrd. Gi
derek de daha fkeli geliyordu sesi. Bir gn yine arayp, bak
sen bir ey yapmazsan, ie ben el koyacam sonu ok kt ola
cak dedi. Sen Abdl'n evine geldiin gn, ben de bu yzden
oradayd m ite . . . "

"Abdl'e, kran' rahat brak demek iin?"

Bayla onaylad Nergis. "Aynen yle."

1 42
Kafam feci halde karmt. "Anlamyorum," dedim. "k
ran, Esat Bey'e, Esat Bey sana, sen Abdl'e . . . ok acayip. Niye
kran kendisi bir ey dememi ki Abdl'e?"

"Bilmiyor musun deliyi?" dedi Nergis. "Herhalde korkut


mu kz. Evinde ylan besliyor, inanabiliyor musun?"

Nergis'in beni ikna etmesini istiyordum istemesine de, an


latt hikaye pek ok eyi aklamyordu. "Kuzenler?" diye sor
dum. "Neden bana sende kalacaklarn syledin?"

Derin bir nefes alp ban nne edi Nergis. "Onun bu


konuyla alakas yok," dedi sonra. "Biraz yalnz kalmam gere
kiyordu."

"Niin?"

"Seninle ilikimizin geleceini dnmek iin."

"Hala anlamyorum . . ."

"Ben bu yl mezun oluyorum, senin durumun belli deil . . .


Ka yldr birlikteyiz ve artk bundan sonra ne yapacamza
karar vermemiz gerekiyor."

"Bildiim kadaryla evlenip bir ocuk yapacaz."

"Hep byle dalgacsn ite," diye gld Nergis. "Ama seni


seviyorum."

"Abdl ' le konutuumda ok acayip laflar etti," dedim .


"kinize dair bir eyler sylediimde, bana anlattna ok a
rd falan gibi. . . Bu ne anlama geliyor peki?"

"Seni uyuz etmek iin yapm tr," dedi Nergis. ''Adam


tepki manya."

"Hnn . . . kran konusunda ne syledi peki sana Abdl?


Brakacak mym kzn peini?"

1 43
"Bilmiyorum," diye omuz silkti Nergis kahvesini bitirip.
"Ona durumu anlattm. Biraz dalga geti falan ama bence o da
durumun ciddiyetini anlad. Sorun karacan sanmyorum."

Belli ki Abdl' yeterince tanmyordu. Aslnda belki de


iyiye iaretti bu. "Peki sen ne karar verdin?" diye sordum. "Yani
bizim hakkmzda?"

"Syledim," dedi Nergis glmseyerek. "Seni seviyorum


ben. imdi senin dnmen gerekiyor, ne yapmak istediini."
Yerinden kalkp yanama bir pck kondurdu. "Babam bi
raz rahatszlanm, yarn Bursa'ya gideceim ama bu akam
evdeyim. Gelirsen ok sevinirim."

O, kafeden ktktan sonra arkasndan bakakaldm. Anlat


tklar bir ekilde, birbirinden kopuk grnen olaylar arasnda
bir balant kuruyordu ama ne derece mantklyd, emin ola
mamaktaydm. te yandan, benimle dpedz evlilik konu
mas yapmt Nergis. Yoksa hayatn ak bir ekilde rayna
m oturmutu? Bilmiyordum. Hi bilemiyordum. Aklm da
tmaya ihtiyacm vard.

Masadan kalkp bardaki yksek taburelerden birine ge


tim. kilere yle bir gz attktan sonra barmenden bir duble
viski istedim. lk yudumu almaktaydm ki tam yanmdaki ta
bureye biri oturup kendi sipariini verdi: "Ben de souk bir st
alaym, yeenim." Ucuz takm elbise, kolormatik gzlkler ve
dudann kenarndan enesine doru kvrlan byklar. Ve el
bette st . . . Bu, birka gn nce kantinde Abdl ' takip etti
inden phelendiim herifin ta kendisiydi. stelik yakn te
masmz nedeniyle, imdi le gibi ttn kolonyas koktuunu
da fark edebiliyordum. Nasl bir insan tazelenmek iin byle bir
ey srerdi ki stne bana? Gz gze gelince, bamla hafife
selamlad m onu, o da sevimsiz bir srtla karlk verdi bana.

144
Stnden byk bir yudum alp, oh ekti, byklarn temiz
ledi, bana dnd. "Eh, anlat bakalm, delikanl. . . "

aktrmadan kafeye yle bir gz gezdirdim; yeterince ka


labalk grnyordu. "Ne anlataym day?" dedim rahat bir ta
vr taknmaya alarak.

"Nasl gidiyor bakalm, onu anlat hele?"

Viskimi kafama dikip yarsn gmdm. "Hamdolsun."

"Ooo, sen viskileri byle gtryorsan hatunlar nasl g-


tryorsundur kim bilir?" slubu da suratndaki glmseme
kadar irenti besbelli. "Kimdi deminki hatun? Manitan m?"

"Nianlm," dedim Nergis hakknda yakksz baka bir


yorumda bulunmasn nlemek iin.

"Nianln demek? Maallah, gzel kz . . . " Yalana yalana


stnden bir yudum ald yeniden. Ardndan cebinden bir fo
toraf kartp at diye bar masasnn stne koydu. "Bu ne
yin oluyor peki?"

Resmi grnce srtmdaki tyler dikiliverdi: kran. Bu kz


manasz derecede fazla karma kmaya balamam myd?
Nergis' in az nce anlattklaryla bir ilgisi olmalyd bu sorgu
lamann. Ayrca, Rumeli Hisar'ndaki evde aldm telefon ge
livermiti aklma. Arayan kadn, kran diye biriyle grmek
istediini sylemiti. O zaman aklmn ucundan bile geme
miti ama belki de kast ettii bizim sekreterin ta kendisiydi.
" Hi," dedim. "Ayn yaynevinde alyoruz."

"ok ho yahu," dedi Bay Byk dilini aprdatarak. "Ni


anl m yokken de eve atyorum diyorsun."

Herif asabm bozmaya balamt. "Kimsin sen day?" diye


ktm. "Ne istiyorsun benden?"

1 45
"Sakin ol hele yeenim," diye usulca omuzuma vurdu rezil.
"Benim adm H dr. Erkek erkee muhabbet ediyoruz. Deli
kanl adamsn, yapacaksn tabii. Helali ho olsun."

"Ne dediini anlamyorum," dedim serte. ''Ama byle pis


muhabbetleri hi sevmem, haberin olsun."

St seven hyaraas taburesinde bana doru dnd. imdi


gzlerinde tehditkar bir ifade vard. "Bak anlayacan dilden
konuaym o zaman. Bu kz, senin Rumeli Hisar'ndaki evin
den belli bir numaraya bir sr arama yapm. Aranzdaki iliki
nedir, onu merak ediyorum."

Buyur buradan yak! Telefondaki kadn da, bizim telefon


dan kocasnn pek ok defa arandn sylemiti. Aniden bir
imek akt zihnimde. Hdr'n szn ettii belli numara Esat
Bey'e ait olmalyd; arayan kadn da Esat Bey' in karsyd bes
belli. Nurgl. . . Peki karmdaki manyak kimdi? kran'n na
mus dkn, psikopat bir akrabas? Gayet mmknd. Aynen
bir omuz asksyla beline balanm klfta durduunu fark et
tiim tabancasn ekip beni orackta kalbura evirmesi gibi.
Mehul bir nedenle, Esac Bey' i arayan kiinin kran oldu
una kanaat getirm ilerdi. O koullar altnda, en dostane sa
ylabilecek ifademi taknmaya altm . "Sanrm anlyorum,"
dedim yutkunarak. "Esat Bey'i arayan bizdik. Ben ve nian
lm. Biz de kran'la ayn yerde alyoruz; i gerei sk sk
kendisiyle grmem iz gerekiyor."

Hi etkilenmi grnmyordu H dr. "Bir ay iinde yirmi


sekiz kere mi?"

Hayr! Bu hakikaten fazla yksek bir sayyd . Ta atlasn


iki kere aram olabilirdik Esat Bey' i. "Bir yanllk olmal . . ."

"Yanllk yok yeenim," deyip bu kez arka cebinden kart


t drde katlanm bir dosya kadn nme brakt. tiraf

1 46
edeyim, biraz da titreyen ellerle kad ap, bilgisayar harfle
riyle yazlm pusulay okudum.

"Bana bak, kart horoz,


evirdiin btn dolaplardan haberdarm. Karnn ve b
tn dnyann bilmesini istemiyorsan, 20 bin dolar hazr et. Ge
rekli talimatlar bilahare alacaksn. "
"Bunun ne olduu konusunda hibir fikrim yok," dedim
panikle. "Yemin ederim."

H dr taburesinden aa zpladktan sonra, "Hesab sana


brakyorum," dedi. Arkasn dnp gitmeden nce de ekledi:
"Yine greceiz."

nce Nergis'e gitmeyi dndysem de vazgetim bundan.


Olaylar fazlasyla karmakt ve iin dorusu, ona pek gvenmi
yordum. Bana bir sr masal anlatp ileri iyiden iyiye iinden
klmaz hale getirebilirdi. Tabii eski gnlerde olsa, hibirini
umursamaz uarcasna yannda alrdm soluu. te yandan,
bir bak asyla eski gnlerdeydik zaten. Diyorum ya, kafam
allak bullak haldeydi. Her halkarda, biraz yalnz kalp, sakin
kafayla dnmeye almak daha doru gelmekteydi .

Hdr tarafndan bir kede kstrlma korkusundan dolay


yrmek ya da otobse binmek yerine bir taksiye adayp Ar
navutky'e gittim. Eve girdiimde Saffet odasnda almak
tayd. Provaya neden gelmediini sorsam m diye dndm
fakat hem onu rahatsz etmek istemediim hem kendim de
ene almaya pek hevesli olmadm iin bir ey sylemeden
odama geip yataa girdim.

Kabaca da olsa Nergis ile Hdr'n sylediklerinden ortaya


kan verileri bir araya getirmeye altm. Abdl, kran'n

1 47
peine dm, kran bu durumu Esat Bey'e ikayet etmi,
Esat Bey, Nergis'ten Abdl'le konumasn istemi . . . Ne ka
dar sinir bozucu bir tip olsa da Abdl' srarc bir ak gibi d
nmekte zorlanyordum akas ama varsayalm ki doruydu.
Esat Bey'in ald mesajla Hdr arasnda bir balant bulun
duu da akt. Bu durumda bizim st manyann Esat Bey
tarafndan tutulmu bir hafiye olmas akla yaknd. O anda
aklma yaynevine gittiim gn Esat Bey'in ettii tuhaf laf
lar geliverdi:"ftira ok byk bir sutur. . . antaj daha da b
yk bir sutur . " Ayrca durup dururken eviri cretime zam
. .

yapmt. Besbelli antajcnn ben olduumdan kukulanmak


tayd. Peki bizim evden Esat Bey'e yaplan ok saydaki arama
nn izah neydi? Elimdeki verilerle mantkl bir sonuca varmam
mmkn grnmyordu, daha fazla bilgiye ihtiyacm vard.

Ertesi sabah, Saffet henz uyumaktayken kalkp, soluu


Paradise Yaynevi 'nde aldm. Niyetim Esat Bey' i bana gelen
lerle bir alakam olmadna ikna etmek, gorilini peimden al
masn istemek ve nihayet, mmknse vaziyetin esasna dair
bilgi almakt. Ofisi boydan boya rzgar gibi geip kapsn tk
lattm ancak cevap, masasnda oturan kran' dan geldi . "Hay
rola? Ne bu iddet bu celal?"

"Afedersin," dedim. "Patronla acil bir konuyu grmem


gerekiyor da . . . "

"Maalesef bekleyeceksin. Esat Bey, bu sabah irketin ya


yn ynetmenleri toplantsna katlmak iin svire'ye gitti. "

Kahrolas tarafszlar, boktan hikayeleriyle dnya gen kz


larnn hislerini smrmeye ynelik yeni stratejiler gelitirmek
iin tam da o gn bulmulard demek. "Ne zaman dnecek
biliyor musun?"

1 48
"nmzdeki hafta sonuna kadar kalacak. leri bittik
ten sonra ei de katlacakm ona, birka gn tatil yapacak
larm beraber."

Feci hayal krklna uramtm. te yandan, biraz d


nnce oradan tamamen eli bo dnmem gerekmediini fark
ettim. "Peki senin biraz vaktin var m? Birlikte bir kahve ie
bilir miyiz?"

Belli belirsiz bir aknlk ifadesinin ardndan, "Elbette,"


diyerek apkn apkn glmsedi kran. ''Ayeee!" diye ses
lendi sonra birine. "Ben biraz dar kacam, telefonlar sana
aktaryorum."

Birlikte bir nceki hafta kendisini alarken bulduum


restorana indik. Normalde ancak len yemei saatlerinde i
yapmaya balayan dkkan henz bombotu. G bela yaka
layabildiimiz bir garsondan birer ay istedik. "Eee?" dedim.
"Naslsn bakalm?"

"Daha iyiyim,'' dedi kran. "u nursuz kar tatilden mutlu


dnp, benimle uramay keserse daha da iyi olacam."

"kran rahatsz olmazsan sana, bir sre nce tantn


biriyle ilgili birka ey sormak istiyorum."

"Kimmi ki o?"

''Abdl."

''Ay evet, Abdl," diye neeyle gld kran. Bu, tahmin


ettiim tepkinin tam tersiydi.

''Aranzda tatsz bir eyler gemi yan lmyorsam . . . "

"Tatsz m?" Tam manasyla bombo gzlerle bakmak


tayd bana.

1 49
"Nergis'le birlikte yaynevine geldiinde tanmsnz ya
nlmyorsam . . . "

"Evet. Seninki ierideyken biraz lafladk. Bir kere de bu


luup yemee ktk."

"Sonra?"

"Sonra, hibir ey," dedi kran. "Ho ocuktu ama kim


yamz pek uyumad sanrm. Bir daha aramad."

Kafama bir ar girivermiti. Onca eliki, karmaa ve ya


lan iinden nasl kacam bilemiyordum . "Yani seni rahat
sz edecek bir ey yapmad m? ekinmene gerek yok, bana
anlatabilirsin."

"Ne ekinmesi ayol?" dedi kran neeli bir tavrla. "Bol


bol konutuk ite. Daha dorusu ben anlattm, o dinledi."

"Yani onu Esat Bey'e ikayet etmedin?"

Bir kahkaha att kran. "Bilakis! Esat Bey'i ona ikayet


ettim."

"Nasl yani?"

''Aman ite, senin de bildiin hikaye; zamparal, karsn


dan dnn kopmas . . . "

"kran, zr dilerim ama bir ey daha sormam gerekiyor


sana: Sizin Esat Bey'le aranzda bir ey geti mi?"

"Avucunu yalar!" H i de gcenmi grnmyordu soruma.


"Yanat tabii bana da ama hi yz vermedim. Patronumla ili
kiye girecek kadar salak deilim. Geri, yine kabak benim ka
fama patlad ya! Bouna dememiler, her eyin bir bedeli var,
gzelliinin bile diye . . . "

"Peki kars, Nurgl Hanm hi konutu mu seninle?"

1 50
"Tenezzl eder mi hi? Sadece boka bakar gibi bakyor su
ratma, hepsi o. Belediye bakan olacakm! rfnt. . . "

"Belediye bakan m?"

Bayla onaylad kran. "Bilmiyorum imdi hangi par


tiden, ile belediye bakan aday haspam. Kenar mahalleden
kp geldii noktaya bak. Allah hayatta insana irkin ans
versin zaten! "

Dorusu nceki hafta kendisini hmla binadan karken


grebildiim kadaryla hayli alml bir kadnd Nurgl Hanm
ama o anda bunu belirtmeyi gerekli grmedim. "Peki son bir
ey daha . . . H dr diye birini tanyor musun?"

" Hdr m? Yoo?" deyip gzlerini pheyle kst. "Nereden


kt tm bu sorular Aziz? Neler oluyor Allah'n seversen? Bir
ey mi duydun? Beni iten atacak deil mi o Esat namussuzu?"

" Hayr hay r," dedim. "yle bir ey yok. Tamamen bir
yanl anlalma sz konusu. Ltfen unut konutuklarmz."

"Umurumda deil!" diye bard kran sylediklerime hi


aldrmadan. "Atacaksa atsn, bktm artk hepsinden." Gzle
rinde aniden yalar birikivermiti.

Usulca kolunu tuttum. "nan bana, hepsi benim hatam.


Endielenmeni gerektirecek bir ey yok."

"Benim artk yukar kmam gerekiyor," dedi burnunu e


kerek.

"Tamam. Ltfen bo yere zme kendini."

Onun hemen ardndan hesab deyip dar ktm ben de.


Az tedeki telefon kulbesine girip, Nergis' in Bursa' daki aile
sinin numarasn tuladm. Telefonu aan annesi, einin rahat
szln ve Nergis' in de o tarafa doru yolda olduunu do
rulad. Yine de kafamda oluan tabloyu pek deitirmiyordu

s
bu durum. kran'n doru, Nergis' in ise yalan konutuun
dan emindim. Bamn ars iyice artm, stne midem de
bulanmaya balamt. imde bir eylerin krlp gittiini his
sediyordum. Gelecekteki mutsuz, renksiz dnyam bile imdi
kine kyasla cennet gibi grnyordu gzme. Keke hibirini
bilmeseydim diye dnmekten alamyordum kendimi. Nergis
ile Abdl ' n ilikisini, Esat Bey'in evirdii dolaplar, hayat
mn stne kurulduu yalan dolanlar . . . Othello'nun dedii
gibi, soyguna uram bir insan, kendisinden ne alndn bil
medii srece, soyulmam demekti. Ne yazk ki, gelecek bir
daha hi eskisi gibi olmayacakt.

152
1 0 . Negative Creep

Kafamda birbiri iine gemi dnce ve hayallerle Zincirli


kuyu kaldrmlarnda ar ar yrmekteyken birinin ko
luma giriverdiini hissettim. Belki, bir tandk? Ancak, dosta
bir jest iin fazlasyla gl bir kavray sz konusuydu. "Er
kencisin bugn yeenim!"

"Hdr. . . " Lafm tamamlayamadan beni palas pandras


yolun kenarnda park etmi duran siyah cipin iine tkverdi.
Kala gz arasnda kap kilitlendi, hzla src koltuuna ge
ip gaza bast. Dpedz gn ortasnda ka rlyordum. Kapy
zorladm, cam amaya altm . . . Nafile.

Arka koltukta birinin daha bulunduunu fark etmitim


ancak bu kiinin bir dii olduunu ancak benimle konuunca
ayrmsayabildim. "Sakin ol!"

Soluk solua dnp, bu mtehakkim sesin sahibine bak


tm. "Nurgl Hanm . . . "

Siyah gzlklerinin zerinden bana dikmiti baklar n.


"Siz de ak romanlarnn unutulmaz evirmeni olacaksnz.
Memnun oldum."

"Neler oluyor?" diye sordum korkuyla.


"Eserlerinizin byk hayranym," diye karlk verdi. "zel
likle erorik sahnelerde ok baarlsnz gerekten. evirmen
lerimizin ou ya ar kaba ya da suya sabuna dokunmayacak
ekilde eviriyor o blmleri."

Nefret ediyordum szn ettii paralardan. Normalde her


bir sayfann evirisini en fazla on dakikada bitirirken, sevime
sahneleri saatlerimi alyordu. Bu yzden de, o sahnelerin bir
ounu Nergis eviriyordu benim yerime. Yine de, iinde bu
lunduumuz koullarda, muhtemelen benden holanmasna
neden olan tek konuda onu hayal krklna uratmay gze
alamadm. "Teekkr ederim," dedim. "Ne dndnz
bilmiyorum ama inann bana, byk bir hata yapyorsunuz . . . "

"Belki de yledir," diye camdan dar evirdi baklar n


Nurgl Hanm. "lk kez olmayacak."

Bu sz syleyiindeki kendinden honutluk, hibir eyi


yapmaktan ekinmeyecei duygusu uyandryordu fena halde.
"Ne istiyorsunuz benden?"

"Hdr Bey'le tantnz san yorum. Kocama gnderdii


niz kk mesajdan haberdar olduumu da anlamsnzdr
muhakkak."

"O mesaj dn hayatmda ilk kez grdm," dedim. "Ben


de sizin kadar aknm."

"Benim kadar ha!" diye gld sesli biimde. "Ben hi a


rmadm dorusu. Eninde sonunda bana byle bir ey ge
lecei belliydi. Kocamn zekas ile hrslar birbirine denk de
il maalesef."

"Tamam, yle olsun," dedim. "Benim hibir ilgim yok bu


olayla." O arada Hdr'n direksiyonu, nfus younluunun pek
dk, ormanlk alanlarn ise pek fazla olduu Saryer ynne
krd dikkatimden kamamt.

1 54
"Evinizle yaynevi arasnda yaplan aramalar nce kocamla
ilgili zannetmitim," dedi Nurgl Hanm sylediklerime hi
aldrmadan. "Sonradan dank etti kafama. Her gn sevgiliniz
olacak o kk fahieyle birbirinizi arayp duruyordunuz . . . "

"kran' kast ediyorsunuz," dedim sinirli ve sahte bir g


lmsemeyle. "O benim sevgilim deil, ben baka biriyle nian
lym; Nergis'le. O evde de, onunla birlikte yayoruz zaten."

"Bana masal anlatmay brakn. O evden de, nianlnzdan


da ayrldnz biliyorum. Siz farknda deilsiniz ama H dr
Bey saolsun, uzun zamandr attnz her admdan haberda
rm. Yaynevine gelen telefonlarn, sizin o evden kmanzla
birlikte kesildiinden de . . . "

"Biz ayrlmadk," diye inledim. "Tamamen bir yanl an


lalma sz konusu!"

"Biliyorum sizin suunuz deil," dedi Nurgl Hanm y


znde gizleyemedii bir aalama ifadesiyle. "Benim kocamn
da sizden fark yok. Erkek denen canl, tabiat itibaryla zayf,
korkak ve ikiyzl. Okumu ya da cahil, gen ya da yal fark
etmiyor; o srtk gibi birini grdnz anda programlanm
gibi peine takl yorsunuz."

Kafasndaki, benimle ilgili senaryoyu deitirmek ok g


olacakt. Belki biraz yumuar diye baka bir tarafa odaklan
masn salamaya altm. ''Akas bana dmez ama Esat
Bey'in de onunla bir ilikisi olduunu sanmyorum."

Fena halde yanl dnmtm. Bunu duymasyla bir


likte suratma bir tokat ak etti. "imdi," dedi ardndan. "Se
fil yalanlar bir yana brakp doru noktalara ulaalm. im
diye kadar anlam olmalsnz, bir eyler saklanmas kolay bir
insan saylmam . . . "

"H dr saolsun," diye araya girdi Hdr keyifle.

1 55
"Sevgilinizle birlikte kocama komplo kurdunuz. Aklnzca,
irket hesabndan zimmetine para geirdiini aklama tehdi
diyle siz de ondan para szdracaktnz . . . "

"Ne!"

"Esat dnda irket hesaplarna eriim salayabilecek iki kii


bulunuyor; biri muhasebeci, ki kendisi de naylon faturalarla ha
tr saylr bir pay gtryor, dieri de o afte. Gelip olanlar
size anlatyor, siz de birlikte bu sefil plan hazrlyorsunuz. Ta
bii, beni hesaba katmamak gibi byk bir hata da yaparak . . . "

Ne tr bir entrikann ortasna dmtm byle! Daha


fazla bilmek istemiyordum nk rendiim her yeni ayrn
tnn hayatmn ikinci bahar iin ciddi bir tehdit oluturdu
unun farkndaydm. te yandan, sulamalarn inkar etmek
hibir ie yaramyordu. Az nce yediim tokat gururum ze
rinde zonklamaktayd hala. ddianameyi, i elikilerinden yola
karak rtmeye almak daha mantkl olacakt sanki. "O
mesajda," dedim yutkunarak, "bir eyleri size anlatmakla teh
dit etmiler Esat Bey' i. Oysa belli ki siz zaten her eyden ha
berdars nz. Bu durumda, antajcnn elinde bir koz kalmam
oluyor, yle deil mi?"

"Btn dnya," diye dzeltti Nurgl Hanm. "Her eyi bana


ve btn dnyaya aklamakla tehdit ediyor kocam. Esat'n,
benden gizli i evirebileceini zannedecek kadar ahmak ol
mas byk bir mesele deil; hatta byle zannetmesi birok ko
nuda iimi kolaylatryor bile. Fakat mesele kirli ilerini btn
dnyaya fa etmek olunca, durum deiiyor. . . "

"Kocanz korumaya alyorsunuz anlyorum ama . . . "

"Kocam korumak!" deyip bir kahkahayla kesti szm.


"Can cehenneme kocamn! in dorusu, kendi ellerimle tk
mak isterdim onu kodese."

1 56
"yleyse?" diye sordum boulacak gibi. Ne tr insanlara
atmtm byle!

"Dorusu elinizde iddialarnz dorulayacak hibir ka


nt olduunu zannetmiyorum, yani kr olas kocam asndan
herhangi bir sorun sz konusu deil. Ne var ki, benim iim
iin ayn ey geerli deil. Eim hakknda kacak herhangi bir
yolsuzluk sylentisi, siyasi geleceimi pe gnderecektir. te
buna izin veremem . . . "

Eiyle ilgili yolsuzluk sylentisi yznden siyasi kariyeri


nin bitmesi! Eer bu endielerinde haklysa, siyasete yirmi yl
kadar erken atlm demekti Nurgl Hanm. "Sizi ikna etmek
iin ne yapabilirim bilemiyorum," dedim, cip, Belgrad Orman
tabelasnn bulunduu sapaktan dnerken. ''.Ama yerinizde ol
sam, bu antaj mesajn baka kimin gndermi olabileceini
aratrrdm. Tekrar ediyorum, benim bu ile uzaktan yakn
dan bir alakam yok." Nurgl Hanm bkknlkla i geirip, ba
yla Hdr'a ufak bir iaret verince panikle, "Ne oluyor!" diye
bardm. "Bana ne yapacaksnz?"

"Davranlarn neticeleri vardr delikanl," dedi Nurgl Ha


nm buz gibi bir sesle. "Siz de yaptklarnz karlnda hak
ettiinizi alacaksnz."

Cip byk bir srade evre yolundan kp, ormann ile


rine uzanan patika yola girivermiti. "Yemin ediyorum, benim
bir suum yok!" dedim yalvaran bir sesle. ''.Ayrca sizi temin
ederim, banz belaya girmeyecek. Ben . . . gelecekten geliyo
rum. Olsa bilirdim . . . nann bana . . . " Ben aresizlik iinde
byle eyler zrvalarken onlarn azn bak amyor, iinde
hapsolduum ara, besbelli benim amdan hi de hayrl ol
mayacak bir istikamete doru kararl lkla ilerliyordu.

157
On dakika kadar ormann iinde ilerleyip, dev aalarla
evrili bir alanda park etti cipi Hdr. ofr koltuundan inip
arka kapy at. "Son durak yeenim. Aa! "

"Siz ldrdnz m ! " diye bardm. "Boktan bir tehditten


dnz kopuyor ama cinayetten hi mi ekinmiyorsunuz?"
H dr uzanp sa penesiyle omuzuma yapt ve kar konul
maz bir kuvvede dar ekti beni. Sendeleyerek bir iki adm
attm. Yalvarp yakarmann bir anlam yoktu, kamaya al
mann da. Hdr'n belinden ekip kard tabancayla beni
iki metre uzaklaamadan indirmesi iten deildi. Bunun ilk
lmm olmayacan dnerek metanetimi toplamaya a
ltm. Hdr silahn namlusuyla drtkleyerek dev bir aacn
altna kadar gtrdkten sonra beni kendisine evirdi. Syle
yecek artistik bir son sz bulmaya alyordum ki, mideme
korkun bir yumruk indirerek iflahm kesti. ki bklm y
ldm yere. Ne olduunu anlayamadan kafama bir rt gei
riverdi. Bir an sonra kafama dayanan silah ve horozun kar
d mekanik sesi iittim. Buraya kadard. Korkun bir yangn
sonrasnda, kim bilir hangi akl ermez uzay-zaman burgala
rndan gemek suretiyle gzm gemite amtm ve imdi
ku umaz, kervan gemez bir yerde, bok yoluna gitmek ze
reydim. Ecele tuhaf bir alm atmay baarm idiysem de, Az
rail borcunu tahsil etmek iin kapm almakta gecikmemiti.

Fakat nedense H dr bir trl tetii ekmiyordu. Orada o


ekilde, benim iin bir asr ve herhalde objektif bir gzlemci
iin bir dakika kadar durduk. Nihayet namlunun bamdan
ekildiini ve paltomun cebine bir ey sokulduunu fark et
tim. Azm amaya korkarak, diz km vaziyette bekle
meyi srdrdm. Kalbim adeta azmda atmaktayd. Der
ken, az tede rlantide almakta olan ara motorunun vahi
bir homurtuyla harekete getiini iittim. Kafamdaki rty

1 58
yrtarcasna karnca, Nurgl Hanm'n cipinin kvrlarak gi
den yolda gzden kayboluunu izledim.

Derin nefesler alarak sakinlemeye altm. Maalesef, bir


trl coparlanamyordum. Karnmda hissettiim ani bir ka
slmayla, m idemde ne var ne yok aacn altna kusuverdim.
Kukusuz iimin dma kmasnda lm korkusu kadar H
dr' dan yediim okkal yumruun da etkisi olmutu. imen
lerin zerinde bir sre uzanp kendime geldikten sonra elimi
cebime attm. Bir zarf, iinde de tam iki bin Amerikan dolar!
Sus pay olarak bu paray veriyorlard bana; daha fazlasn is
temeye yeltendiim takdirde bama geleceklere dair de sa
lam bir fikir. Akas bu mesaj benim iin ziyadesiyle yeter
liydi ancak ortada kk bir sorun vard: antajc ben deildim!

Ezelden beri, bilisel haritalama becerileri fazla gelimi


saylmayacak biri olarak iki saat kadar ormanda dolandktan
sonra nihayet k yolunu bulup kendimi kide ulam ara
larnn getii yolun kysna atmay baardm. Bir minibs,
bir otobs yolculuu sonrasnda Arnavutky'e, Saffet' in daire
sine dnmtm. Kendimi allak bullak hissediyordum. Ban
yoya girip kveti doldurdum, Saffet'in annesine ait olduunu
tahmin ettiim ho kokulu banyo kpklerini de bolca bas
tktan sonra suya girdim. Bama gelenlerden sonra bu kadar
ck lks fazla saylmazd. Gzlerimi kapatp iyice yayldm k
vete. Kendimi duyumsaym, Corto Maltese ile Brigitte Bardot
aras bir yerlerdeydi.

Bir sonraki gn plm prtm toplayp Taksim tarafnda
bir otele yerletim. Hafta sonu Saffet' in annesi dnyordu ve
ben de Rumeli Hisar'ndaki evde yalnz bama kalmak iin
fazlasyla korku iindeydim. Cumay yemek dnda odamdan
kmadan, dnerek geirdim. Arada Nergis' i arayp, yerim i

1 59
bildirdim; o da bana babasnn durumunun dndnden
daha kritik olduunu, o nedenle birka gn daha Bursa' da ka
lacan syledi. Aslnda korkmasn gerektirecek bir durum
yoktu. Kaynpederim, gayet salkl bir halde, kznn mr
rvetini de grecekti torununun doumunu da. Fakat bu ko
nuyu pas getim. Otelde kalmamn gerek nedenini aklama
dm ona, sanyorum o da bunu hala kendisine krgn olmama
verdi. Bylesini yeliyordum nk btn bu lgnln neti
cesinde baz mantkl cevaplara ulaacaksam bunu Nergis sa
yesinde deil, ona ramen yapabileceimi dnmekteydim.

Rahatsz ve huzursuz bir gecenin ardndan cumartesi


lene doru uyandm. O gn akam bete tiyatro almas
vard. Toplantlarmz genellikle aramba ve cuma gn ger
ekletirilirdi ama o hafta biraz daha uzun sre alabilmek
iin cumartesi tercih edilmiti. Benimse dnmem gereken ti
yatrodan daha ncelikle mevzular sz konusuydu. Otelde hzla
len yemeini yedikten sonra saat bir sularnda yola ktm.
Vapurla karya getim, Yeldeirmeni yokuunu trmandm.
Bir saat sonra potansiyel maktuln oturduu dairenin zilini
almaktaydm.

" Kap ak," diye seslendi Abdl ieriden.

"Hayli tehlikeli bir alkanlk," diye karlk vererek gir


dim eve.

Dorudan oturma odasna atyordunuz admnz. Perde


ler kapal olduu iin ortalk hayli lotu. Girite solda bir a
lma masas, sada yemek masas, birka adm sonra duvara
yaslanm kanepe, karsnda televizyon ve nihayet en ileride,
pencerenin nne karlkl yerletirilmi iki koltuk. Koltuk
lardan birinde yzn tam seemediim Abdl. Aradaki k
k sehpann stnde bo grnen bir akvaryum. Ayakkabla
rm kartmadan yryp dier koltua oturdum. nce dibi

1 60
samanla doldurulmu akvaryumda kvrlarak dolanan ylan,
hemen sonra da Abdl' n sa gzndeki morluu fark ettim.
Parmamla gzn iaret ederek, "Hdr'n imzas," dedim.
"Nerede grsem tanrm."

"Nurgl Hanmefendi'nin gorili," dedi glmseyerek. "Sen


de tantn demek kendileriyle?"

"Tam olarak sylemek gerekirse beni lmle tehdit ettiler,"


dedim . "Neler oluyor Abdl? Ortalkta dnen bu entrikalar ne
anlama geliyor. Bir an nce her eyi akla kavuturmazsak
sonu ok kt olacak, inan bana . . . "

"Sanrm baz yanl anlalmalar sz konusu," dedi Ab


dl. "Ama herkes baz baka eyleri yanl anladndan, nere
den balamak gerektiine karar vermek zor."

"Esat Bey'e giden antaj mektubu," dedim. "Oradan ba


layabiliriz. Onu sen yazdn, deil mi?"

"Mektuplar dersek daha doru olur. . . "

"Nasl?"

" Bir tane de dn gnderdim . . . Ama tabii henz senin on


dan haberin olmamas normal."

"Manyak msn sen be adam!" diye bardm. "ldrecek


ler beni diyorum! Neyin peindesin sen?"

"Sakin ol," dedi Abdl. "ay, kahve falan ister misin?"

"Yerin dibine batsn ay da, kahve de! Bu sefer ne yazdn


Esat Bey'e, onu bilmek istiyorum sadece . . . "

"Esat Bey'e deil, bu kez karsna," dedi Abdl ayn delir


tici kaytszlkla. "Sessiz kalmam istiyorsa derhal elli bin do
lar deme yapmas gerektiini belirttim. u Hdr'n devreye
girmesi ne kada r harika oldu hakikaten, deil mi?"

161
"Polise gideceim Abdl," dedim. "Aksi takdirde ikimizi
de gebertecekler; hatta belki kran' da . . . Anlyorum ki, sana
laf anlatmann bir yolu yok."

Ayaa kalkmaya yeltendiim anda uzanp omuzuma bast


rarak beni koltuuma oturttu yeniden. "arap da var istersen?"

"Bana syleyecek bir eyin varsa hemen syle Abdl," de


dim. "Yoksa yemin ediyorum, doruca karakola gidiyorum."

"Bekle biraz," dedikten sonra mutfaa gidip elinde iki kadeh


krmz arapla geri dnd. "Haydi, yeni tiyatromuza ielim."

Maalesef gemie dnmek, alkole bamllm ortadan


kaldrmamt; en azndan psikolojik adan. Kadehlerden bi
rini alp kaldrdm. "inde bulunduumuz durum gz nne
alndnda salmza imek daha makul olacak sanki. . . "

"Bo versene," dedi Abdl kadehini hafife benimkine vu


rurken. "Salk dediin Trkiye gibi bir ey, douya giden ge
mide batya doru komak."

"Dinliyorum," dedim sirke tadndaki arabmdan bir yu


dum alarak.

''Aslnda her ey ok basit," diye aklamaya balad Abdl.


"u sekreter kzdan sizin patronun karsndan gizli bir iler e
virdiini rendim ve bundan yararlanmaya karar verdim."

"Zimmetine para geirdiini?"

Ban hayr anlam nda iki yana sallad Abdl. "Sadece


zamparalk yaptn. Akas karsnn bunu bilmesinden ne
kadar korktuunu tam olarak kestiremiyordum ama ansm
denemeye deer diye dndm. Para konusunu sonradan, H
dr iin iine girince rendim. Aklnca beni sorgularken, a
zndan kard ahmak!"

''Anlamyorum . . ."

162
"Belli ki kadn kocasnn salam ayakkab olmadn za
ten biliyor. Bu yzden u Hdr denen polis eskisi herifi onun
peine salyor. Kendisinden gizli ne iler evirdiini renmek
iin. Hdr gizlice Esat Bey'i takip ediyor, ofisine giriyor, ya
zmalarn kontrol ediyor vesaire . . . O ara benim gnderdiim
pusulay bulup kadna gtryor. O da bu mesajn kocasnn
yolsuzluklaryla ilgili olduunu dnp antajcnn peine d
yor. Bildiim kadaryla, Esat Bey' in bundan haberi bile yok.
Yani ansmz yaver giderse karsndan elli, kocasndan yirmi
bin koparabiliriz! Mthi, deil mi?"

"Sen akln oynatmsn," dedim. "Ve ltfen hastalkl plan


larndan polise sz ederken birinci oul ahs kullanmamaya
zen gster. Benim bunlarla hibir ilgim yok. Tan da bu yz
den, nasl olup da Nurgl Hanm ile Hdr'n benden phe
lendiklerini anlayamyorum!"

"Belli ki Hdr, kran' takip ediyormu. kran' dan bana


ulam . . . "

"Ve senden de bana! "

"Maalesef."

"Sakn Hdr'la konuurken onu bana sen ynlendirmi


olmayasn?"

''Asla," dedi Abdl. " Ben sadece bana kar yaplan su


lamalar kati bir dille inkar ettim. Eh arada ufak bir iti ka
k olmad deil ama sonunda ikna etmeyi baarmm ki pe
imi braktlar . . . "

"Ve benim peime dtler! " dedim. "Kafama silah daya


dlar diyorum sana . . . "

''Ama vurmadlar, deil mi? Neden? nk emin deiller.


Sadece aresizce anslarn deniyorlar. Zaten hibir durumda

1 63
cinayet ilemeyi gze alabileceklerini zannetmiyorum. Bouna
korkuyorsun." Balangtaki tahminimde haklydm. Onu l
gnca planndan vazgeirmenin hibir yolu yoktu. O an iin
suyuna gidip, oradan kar kmaz da gerekli bilgileri derhal
yetkililerle paylamalydm. Aklmdan geenleri anlam gibi
srtt Abdl. "te yandan aklndan hala polise gitmek gibi ap
talca bir dnce geiyorsa seni uyarmak isterim ki, byle bir
ey yapacak olursan bundan sen zararl karsn." Bunu sy
ledikten sonra da akvaryumun iindeki iren ylan kartp
sevmeye koyuldu.

"Beni tehdit mi ediyorsun?"

"kna . . . tehdit. Bunlar arasndaki ayrm bence fazla abar


tlyor. Her ikisinin iinde de dierinden biraz vardr, yle de
il mi?"

"yleyse yle soraym: Beni Zehirli Yozgat Engerei'yle


mi korkutmay planlyorsun?"

"Ne gzel uydurdum ama onu, deil mi?" diye neeli bir
kahkaha att Abdl. "Hayr dostum, hayr, benim fazla ura
mama gerek yok; zaten durumu sakin kafayla dnnce ha
lihazrda vaziyetin fena halde aleyhinde olduunu kendin de
greceksin."

"Ltfen aydnlat beni," dedim arabm dikleyerek.

"yle ki, sen polise gidip ihbarda bulunduktan sonra ben


de ifademde bana iftira attn, btn bu ilerin senin bann
altndan ktn syleyeceim. Tabii balangta ikimizi de
sktracaklar ve grebildiim kadaryla bask altnda benim
kadar direnli kalman hayli zor. Seninkinden ok daha tutarl
bir ifade verebileceimden eminim. Fakat yle olmasa bile, ar
kasndan eldeki delillere bakacaklar ve benimle Paradise ara
snda herhangi bir balant kuramazken senin son bir ay iinde

1 64
irketi her zamankinden on kat daha fazla telefonla aradn
tespit edecekler. Yllardr altn bir irket hakknda benden
daha bilgili olman, iverenine kar husumet beslemen de el
bette son derece akla yakn gelecek. Daha devam edeyim mi?"

"Bizim ev ile irket arasndaki telefon grmelerini nere


den biliyorsun?"

"Diyelim ki, Hdr beni sorguya ekerken ben de bo dur


madm," dedi Abdl kendinden son derece memnun bir ta
vrla. "Arkada, bir polis iin fazlasyla boboaz."

"Yalan sylyorsun," dedim . "Ben olmadm zamanlarda


Nergis'le bizim evde buluuyordunuz, aramalar o arada ken
din yaptn!" Her eyi ta batan ayarlam, Nergis'i de planlarna
alet etmiti. "Adi herifin tekisin Abdl! Ve tam bir psikopat!"

"yle bir ey yapacam sylemiyorum," dedi Abdl. "Sa


dece biraz akln bana getirmeye alyorum. Korktuunu,
panie kapldn anlyorum ancak bu yzden ileri mahvet-
. ,,
mene zn veremem.
.

"Nasl yapabiliyorsun tm bunlar; en ufak bir sknt duy


madan insanlarn hayatn mahvediyorsun?"

"Nasl m yapyorum?" diye karlk verdi Abdl gzleri ak


mak akmak. ''Asl siz nasl yapabiliyorsunuz? Nasl her eye
bu kadar kolay ikna oluyorsunuz? Anlamadnz fikirlere tu
tunuyorsunuz, tanrlara yalvaryorsunuz, birbirinize sonsuz ak
yeminleri ediyorsunuz . . . Sonra tm inanlarnz yerle bir ol
duunda, hibir ey deimemi gibi yolunuza devam ediyor
sunuz. Bir de utanmadan buna gelime deyip aslnda hibir
eyden ders almyorsunuz. Szlerinizin, inanlarnzn kendi
gznzde bile hibir hkm, deeri yok aslnda. u ya da bu
yol fark etmiyor sizin iin; yeter ki sefil varlnz manal k
lacak bir yalan olsun hayatnzda. Ve her zaman syleyecek ne

165
kadar ok sznz var! Bilhassa en ahmak olanlarnzn. n
san denen ey, doann yaratt en sapkn hayvan tr; mil
yarlarca kendini ifade etme manya hayvan! "

"Tm bu sylediklerinin yediin ha!tlarla ne ilgisi var, sy


ler misin? Ne yani, hepimize haddimizi bildirmeye mi al
yorsun?"

Abdl usulca ylan akvaryuma brakt. Arkasna yaslanp


arabndan bir yudum ald. "Sana tavsiyem, bildiini zannet
tiin eyleri yeniden gzden geirmen. ok fazla dnyor
sun ama basit dnmeyi baaramyorsun."

yice canm skmaya balamt bu yksekten atan halleri.


"Buraya hayat dersi almaya gelmedim, Abdl," diyerek ayaa
kalktm. "Ben de sana ayan denk alman neririm. Tahmin
ettiinden ok daha tehlikeli iler kartryorsun. Beni ya da
baka birini yaknana izin vermeyeceim, bedeli ne olursa olsun."

"Hey," diye seslendi Abdl, ben evden kmak zereyken.


"Bekle beraber kalm. Tiyatro almasna gidiyorsun, de
il mi?"

"Kusura bakma Abdl. Seninle, gerekenden bir dakika


daha fazla geirmeye niyetim yok. Sinan'n evinde grrz."

Yryerek Kadky rhtmna , oradan vapurla Beikta'a


getim. eytan drtt, sahildeki kafelerden birine oturup ken
dime bir kadeh daha arap syledim. Kafam darmaduman bir
haldeydi. Kendime yepyeni, daha gzel bir hayat kurma hayal
lerim yklp gitmiti. imdi tm dnebildiim, iine dt
m bu acayip durumdan nasl kurtulacamd. in dorusu,
kendine acma iinde geirdiim gelecekteki hayatm gzmde
ttyordu artk. Hayli manyaka bir dnce olduunun far
kndaydm ama her eye yeniden balamann tek yolu, her
eyin eski haline dnmesinden geiyordu sanki. Bunu nasl

1 66
baarabileceim konusunda ise hibir fikrim yoktu. Tek ya
pabileceim, yaama igdsne tutunup, gn kurtarmak
tan ibaret gibi grnmekteydi. En iyisi, yurtdndan dnd
nde, gidip her eyi Esat Bey'e anlatmakt sanki. Bu, iime
mal olabilir ama pekala hayatm da kurtarabilirdi. te yan
dan, Abdl'n bildiklerimi tekrar gzden geirmem konu
sunda syledikleri de aklm kurcalyordu. Acaba sadece blf
m yapyordu yoksa hakikaten grnenin tesinde bir eyler
mi vard anlayamadm?

Art arda sylediim kadeh arabn da etkisiyle, dn


sel melekelerim iyice zayflamt. Saatimi kontrol edip de ti
yatro almasnn balam olduunu fark etmemle harekete
gemem bir oldu. Derhal bir taksiye atladm; saat altya doru
Sinan'n evindeydim. Abdl ve Saffet de dahil olmak zere
herkes tam takm toplanm t. Geciktiim iin zr dileyip
bir kenara ktm.

"Mesele yok," dedi Grka n . " Provaya gemedik henz.


Baka bir konuyu tartyorduk."

"yle mi? Nedir acaba?"

"Oyundaki Brechtyen etkiyi glendirmek adna baz de


iiklikler dnyorduk. Seyirciyi de iin iine katacak, in
teraktif baz blmler eklemek gibi . . . " diye aklad Blent.

"Baz kritik anlarda oyunun nas l ilerlemesi gerektiini


seyircilere sorma konusunu tartyorduk," diye ekledi Fulya.
"Sen ne dersin?"

Bama inceden bir sz girmiti. ''Anlyorum," diyerek ka


fam ovuturdum. "Tiyatro temel olarak seyircinin iki saat e
nesini kapatp oturmas iin gelitirilmi bir sanattr. Ben derim
ki, bir eye de karmayversinler. Tabii, yine de siz bilirsiniz."

167
1 1 . Dumb

Belki Abdl 'n tehditleri gzm korkuttuundan, belki kk


yatan beri muhbirliin iren bir ey olduuna inanarak yeti
tirildiimden, belki de olaylarn daha fazla kontrolden kma
sn gze alamadmdan ne Esat Bey ne de polisle temasa ge
tim. Nurgl Hanm'n derdi, on be gn sonra, yani 27 Mart
1994 tarihinde yaplacak yerel seimlerden nce ei hakknda
kacak bir yolsuzluk sylentisi olduuna gre, o sreyi gz
den uzak geirmek yaplacak en mantkl i gibi grnmt
gzme. O yzden bu zaman zarfnda kk yryler yap
mak ve tiyatro almalarna gitmek dnda otelimden hi ay
rlmadm. Prova dnlerinde de, beni Sinan'n evinin nnde
bekliyor olabileceklerini dnerek geri dnerken yolumu tu
haf biimlerde uzattm. Ara sra Nergis'e telefon ediyordum.
Babasnn durumu dzelmi, stanbul'a geri dnmt. Yapt
mz uzun konumalar srasnda ona yeniden snmakta oldu
umu hissediyordum. Nerede olduumu merak ediyor, neden
ortadan kaybolduumu anlayamyordu. Bu konudaki sorula
rn ekseriyetle yuvarlak cevaplarla geitirmekteydim. Hava
dan sudan muhabbet ediyor, eski mutlu gnlerimizdeki gibi
oka da glyorduk. Birka kez aklmdan ona bulunduum
yeri bildirmek ya da gece yars onun yanna gitmek gibi ey
ler geciyse de kendime hakim olmay baardm .

Elbette b u korkaka strateji, skender Bey'in tarafma tevdi


ettii misyonu, yani Abdl'n olas katlini engellemek yahut
aa kavuturmak konusunda pek fayda salayacak gibi de
ildi. Aklma gelen tek zm, cinayet gn Abdl' gzden
ve tehlikeden uzak bir yerlere davet edip onu bana gelebilecek
talihsiz bir olaydan korumaya almak eklindeydi. ok so
fistike bir plan saylmazd belki ama bir yandan da Abdl ' n
can cehennemeydi.

Abdl ' n ikinci antaj mektubunun nasl bir sonu verdi


ini kesin olarak bilmemekle birlikte her gn gazeteleri oku
yor, televizyondan haberleri takip ediyordum. Tarihler 25 Mart
Cuma gnn gsterene kadar da konuyla ilgili bir skandaldan
sz edildiine rastlamam olmak iimi iyice rahatlatmt. Se
imlere sadece iki gn kalmt ve bu noktadan sonra herhangi
bir nedenle "semen davrannn" deieceini pek sanmyor
dum. Tabii, yirmi yl iinde memleketim izin iine decei
hal gz nne alndnda bu ne kadar hayrl bir durumdu
bir ey sylemek zor ancak benim ksa vadeli karlarma uy
gun dt kesindi.

Tiyatro almalar sona ermiti. Sadece aramba gn son


bir genel prova yapacak ve bir sonraki cumartesi de Ortaky
Sanat Merkezi'nde, tahminen ila on aras izleyiciyle bulua
caktk. Yakn tehlikenin getiine kani olduumdan o cuma,
Nergis'i arayp hafta sonunu Bykada' da bir otelde geirmeye
ne diyeceini sordum. Beni oldum olas ulsuz bir delikanl
olarak tanyan Nergis, bu romantik teklifimi nce aknlk
ama hemen sonrasnda da memnuniyetle karlad. Eminn
skelesi'nde buluup Adalar vapuruna attk kendimizi. Soua
ramen vapurun d ksmnda oturduk, ay itik, simit yedik,

1 70
sigara tttrdk, syleip gltk. Bykada' da indikten sonra
fayton marifetiyle, adann arka tarafnda yer alan kk butik
otele tam akam yemei saatinde vardk.

Karnmz doyurduktan sonra Nergis yanmza bir ie a


rap alp kumsala inmeyi nerdi. Dondurucu bir k akam
deniz kysna gitmek ilk anda gzm korkuttuysa da artk
krk be yanda olmadm hatrlayarak kabul ettim. Paltola
rmz giyip otelden ktk ve ta basamaklardan, sahile indik.
Yan yana duran iki tahta ezlonga karlkl geip iki kadeh a
rap doldurduk. Bizden yz metre kadar ileride yedi sekiz kii
lik, kzl erkekli bir gen grubu, bir kamp atei etrafnda daire
eklinde kmelenmi muhabbet etmekteydi. Bu nce houma
gittiyse de, yanlarnda bir de klasik gitar tadklarn fark et
mek biraz tadm karmt. Er ya da ge, bir kumsal arkcs
performansna maruz kalmamz kanlmaz grnmekteydi.

"Biliyor musun?" dedi Nergis gzlerini denize evirerek.


"Seni kaybettiimi dnmtm." Ne diyeceimi bilemiyor
dum. Ona Abdl ve kran h ak.k nda uydurduu hikayeyi sor
mak geti akl mdan ama akas bir yzleme istediimden
emin deildim. Her ne halt olmusa olmu, imdi hepsi geride
kalmt. Ben sevdiim kadnla, mutlu bir gelecee uzanmak
istiyordum artk. Yeni bir dnya tasarlayabilmek ancak akla
mmknd nk. Dncelerimi okumu gibi, uzanp elle
rimi tuttu. "Yemin ederim Abdl'le aramzda seni zecek bir
ey gemedi."

Herhalde cinsel ierikli bir eyi kast ediyordu. Erkekler ro


mantik kaamaklardan ziyade ylesinden daha ok rahatsz olur
nk. Korkarm ayn ey benim iin de geerliydi. "zlme
artk," dedim. "Sana inanyorum." Derken bir anda iim de
rin bir pimanlk duygusuyla paralan verdi. "zr dilerim,"
diye mrldandm.

171
"Neden zr diliyorsun?"

"Aramzda gizli bir eylerin varln ima ettiim iin," de


dim. "Sfli bir meselenin, sana duyduum aktan daha m
him olduunu dnecek kadar alaldn iin."

Oturduu yerden kalkp var gcyle kollarna ald beni.


Gzyalarmz birbirine karrken uzun sre konumadan y
lece kalakaldk. Tam o zaman diliminde ve tam orada bulun
mamda hibir alas yan olmadn dndm. Ben aslnda
yirmi yl yaamadan geirmitim; bunu biliyordum nk kal
bim imdi yeniden atmaya balamt.

ezlonglara uzanm el ele gkyzn izlemekteydik. e


hir klarndan uzakta prl prl kozmosu izlerken, alakg
nlllkle tm varolua meydan okumann, ancak iki yrek
birletiinde mmkn hale gelebilen bir bilekesini olutur
maktaydk. Kaderimiz milyarlarca yl nce bir infilakla m
hrlenmi, bir kuyrukluyldz gibi gururla akp gitmekteydik
evrende; iimizde gelmi gemi, olmu olabilecek btn ta
rihi tarken, istikametimiz sadece bir teferruatt. lmekse, l
meye hazrdk; yaamak, birbirimize bir gz krp kadar ksa
bir an glmsemekri nk ve biz birbirimize sonsuzluu ok
tan armaan etmitik.

ylece yatarken, "yi akamlar arkadalar," dediini iit


tik birinin. Kafam kaldrp baktm, uzun sal, uzun sakall,
uzun boylu bir delikanl. "Fazla sigaranz var m acaba diye so
racaktm." Paketi kartp uzattm, iinden iki tane ald. "Di
lerseniz buyurun bize katln. Atein banda snrsnz hem."

Nergis'e dndm. "Ne dersin?"

"Olur," dedi Nergis glmseyerek. "ok souk oldu ha


kikaten."

1 72
Dorulup beleinin peinden atein bandaki grubun ya
nna gittik. Ksa bir selamlama, tanma faslnn ardndan hal
kaya kartk. Adalar' da yaayan ailelerin ocuklaryd hepsi.
Belli ki, varlkl ailelerden gelen, iyi eitimli, nazik ve cana ya
kn tiplerdi. Tahminimin aksine gitar eline alan delikanllar
dan biri deil, kzl sal, illi bir kz oldu. Tellerin bal ol
duu kulaklar evirmeye balaynca, doal olarak gitar akort
etmeye altn dndm ancak o en alttaki iki teli olduu
gibi kartp att. akn baklarm fark etmi olmal ki, "Tiz
sesler sinirlerimi bozuyor da," diye bir aklama yapt. Ardn
dan da, ekseriyetle bas seslerden oluan atonal bir eyler al
maya balad. Post-punk'n yeniden kefedildii gnlerde ya
admz hatrladm ben de honutlukla.

O ara, bizden sigara isteyen delikanl elindeki ift katl


cigaral evirmeye balaynca kendisinin ttnmze, daha
gl baz baka maddelerin kullanmna araclk etmek zere
ihtiya duyduunu anladm. Tketim srecine itirak edip et
.
meme konusunda kararszdm akas ama Nergis'in keyifle
cigaradan bir nefes ektiini grnce ben de ayn ekilde dav
randm. Hatta, tabiri caizse, abandm mala. Ve feci bir ks
rk krizine kapldm. Anormal sert bir eydi hakikaten. "Bu
nedir yahu?" diye sordum hkrk kyamet.

"Deli gonca," dedi bizim delikanl.

"Deli gonca da ne? "

"Bir tr esrar," diye aklad narkotik bro amirimiz. "Ama


ok daha sert ve etkilidir. Hintkenevirinin sadece dii tohum
larndan elde edilir. Fazla miktarda alnca tehlike yaratabilir."

"Diiler tehlikelidir," eklinde bir yorumda bulundu, yz


denize dnk bir halde uzanm, ufak tefek bir baka delikanl.

1 73
illi kzn, giderek daha kulak okayc gelen gitar eli
inde konumadan birka tur daha dndrdk deli goncay.
Derken kvrck sal bir kz, "Hi dndnz m! " diye yle
yksek sesli bir k yapt ki, hepimiz fena halde irkildik. "Bir
ayla bir ehla arasndaki fark nedir?"

Favorilerinden sakallarna doru uzanan krlara baklrsa


dierlerine gre daha yalca olan bir adam byk bir ciddi
yetle yantlad bu derin soruyu: "Bir ehla rahatlkla ben a
ym diyebilir oysa bir a hep ehla olduuna inanr."

Kvrck sal kz onun daha da anlatmasn istiyormua


sna baklarn elemann yzne sabitlemi hzl hzl gzlerini
krptryordu. Kumral bir baka kz gl bir ekilde kavrad
kvrcn kolunu. "Kirpiklerin . . ." dedi. "Tanrm kirpiklerin
ne kadar byk. Bir tavuskuunun tyleri gibi. Gzlerini ok
ap kapamamalsn yoksa uarsn. Uup gidersin . . ." Kvrck
sevgiyle sarld ona. Kendisini bu kadar dnen bir arkada
olduu iin ok duygulanmt belli ki.

"Karnm aaaa," diye inleyiverdi gitarist kz bir yandan al


may srdrrken. Ben otele gidip ona yiyecek bir eyler geti
reyim diye kalkmaya davrandm esnada, gruptaki dier ele
manlar belirgin bir cokuyla ona katldlar: ''Karnm aaaa. . .
Karnm aaa. . . Hangi ak?" O zaman bunun, belli ki bu arka
da grubu arasnda pek sevilen bir arknn szleri olduunu
anladm. Bizden sigara isteyen gen yersiz devinimimi fark et
mi, tabak gibi srtmaktayd. Herhalde kafa yapc maddeler
konusunda epeyi antrenmal olduundan en akl banda g
rnen de oydu.

"Nefis, nefis . . . " dedi bizi diilerin tehlikeleri konusunda


uyaran delikanl, hayal edilebilecek en duygusuz sesle. "Bence
bu, milli marmz olmal."

1 74
Bu yorumu duyan mzisyen kz arky kesip byk bir f
keyle kumlarn stne frlatt gitar. "Ben gizli melankoli iyidir
demiyorum, tamam m!" diye isyan etti. "Kimseyi zendirmi
yorum! Sadece vakadr diyorum. Bilin ki varz. Sizi gzlyo
ruz, iimize atyoruz. Biliniz! "

nceden sv zehre dnm bulunan Nergis, arabn bur


nundan pskrterek glmeye balad. "Siz . . . kimsiniz Allah'
nz severseniz?" diye sordu. "Ne i yaparsnz? Kimlerdensiniz?"

''.Anormaliz biz," dedi ilk tantmz gen. "Yer, ier, s-


,,
narz . . .

"Sosyete ocuklar d a byle yayormu demek," dedi Ner


gis. Gurur duyuyordum onunla. Her yiidin harc deildi, ka
fas o kadar iyiyken ortama snfsal izgisini ekivermek.

"Doru sylediniz, biz sosyeteyiz," dedi tohuma kam arka


da. "Fakat zatalinizin sand gibi deil; biz m ikro-sosyeteyiz."

"ok ho," dedi Nergis keyifle. "Bizi de alr msnz ara


nza? Ama yle aileden bir . zenginliimiz falan yok, batan
syleyeyim."

"Para dediiniz elinizin kiridir," diye yantlad artk gru


bun ideolou olduunu iyiden iyiye anladm ak favorili bey
lerbeyi. "Mesele, yeterince anormal misiniz?"

''.Anormaliz!" dedi Nergis sert bir ba iaretiyle.

"Evet ama anormalin anormali misiniz?"

Nergis gzlerini kocaman kocaman at. ''.Acaba?" diye


sordu abartl bir tavrla.

" insanlarn byk blm zekaca normaldir," diye de


vam etti beriki sylevine. "Normal ve normalin altnda olan
lar konu d brakyoruz. Bizi ilgilendiren normalin stndeki

1 75
anormaller. Biz bunlar da anormalin normali ve anormalin
anormali olarak ayryoruz ... "

"Siz anormalin anormali oluyorsunuz elbette," dedi Nergis.

"Elbette. Anormalin normali dediklerimiz, zekaca stn


ancak ahlaken ve karakter asndan zayf kimseler. Toplu
mun kaymak tabakas olarak bilinenler. nde gelen iadam
lar, her sektrden yksek kazan sahibi profesyoneller, politi
kaclar vesaire . . . "

"ok ho," dedi Nergis. "Peki tam olarak ne yapyorsunuz


acaba? Yani ey dnda . . . yemek, imek ve . . . " Kendini tuta
mayp gld yeniden.

"Birbirimize tutunuyoruz,'' diye lafa girdi gitarist kz. Yer


den bir dal paras alp, ikiye bld. " Yoksa byle tr tr k
rarlar hepimizi."

"Hibir kulbe ye olmak istemeyenler kulbyz biz,''


dedi kumral kz, kvrck sal olann omuzuna elini atarak.

ster istemez Abdl gelmiti aklma. Acaba holanr myd


bu uuk genlerden yoksa dnyalarn balarna m ykard? O
anki ruh durumuna gre deiirdi herhalde. "Peki byle bir ey
mmkn m hakikaten?" diye sordum.

"Her ey mmkndr dostum," dedi narkotik delikanl,


deli goncann dumann havaya fleyerek. "Belki Watson'sz
bir Sherlock Holmes hari!"

"Haydi diyelim bu doru olsun," dedim. "Demin ahlaki bir


stnlkten sz ettiniz. Kii ahlaki bir tercih yaptnda bunu
btn insanlk adna yapar. Yani, herkes benzer bir motivas
yonla hareket ettiinde sonu ne olur sorusuna cevap vermek ve
ortaya kan tabloyu olumlamak zorundadr. Diyelim, sizin o
esrar keyifle iebilmeniz iin birilerinin onu retmesi gerekir.

1 76
Bu kiiler, kanlmaz olarak retim ilikileri iine girecektir;
daha da spesifik olalm, kapitalist retim ilikileri iine. Yani
sizin sylediiniz ekilde varolabilmeniz iin birilerinin sizden
farkl ekilde davranmas gerekiyor. Keyfiniz bilir elbette ama
ahlaka pek de stn bir pozisyon saylmaz."

"Bizim toplumun geri kalan kesimleriyle ilikimiz basit bir


alveriten ibaret," dedi ideolog. "Onlarn ahlak onlara, bi
zimki bize."

"Mal ithali deer ithalini de getirir," dedim. "Kltrel em


peryalizm diye bir ey duymadnz m hi?"

"stat doru sylyor," dedi narkotik. "Ahlaksz bir ku


lbz biz!"

Akas nce ne menem tipler olduunu anlayamamtm


bunlarn ama dndke birtakm fikirler belirginlemeye ba
lamt kafamda. Hele ki yalar biraz ilerlediinde, kolay ko
lay karnza kmayacak trden kiilerdi bunlar. Hem maddi
imkanlar, hem de zeka asndan avantajl bireyler. lk gnden
biz normal insanlardan farkl bir hayata gzlerini aan ve bu
farkllklarnn bilincinde olanlar. Belki bir ksm intihar ede
cek, bir ksm da paranoyak entelektellere dnecekti; ama
hepsi deil. Geriye kalanlar, kapal kaplar ardnda hayatn
akn belirleyen en kritik kararlar veren, karanlk gler ha
line gelecekti. Dnyay ynetenler! Komplo teorilerinin isimsiz
kahramanlar! Gazetelerde, dergilerde karnza kan aratr
malar yaptran, toplumsal eilimleri, geerli ahlaki normlar,
doru ve yanl biimlendiren, kitlelerce yutulup yok edilme
mek iin iyi ve ktnn tesinde dnmesi gereken insan
lar. . . Sradan hi kimse tarafndan tannmayacak kadar nl
kiiler. . . Sofistike vicdanszlar.

1 77
Dncelerim bu minvalde akp gitmekteydi ve kuvvetle
muhtemel ki bunun kanmdaki deli goncayla gl bir ala
kas bulunmaktayd. Daha fazla kendimi kaptrp koyuverme
den oradan ayrlmak en hayrlsyd. Nergis'e dndm. "Git
sek mi artk?"

Nergis glmseyerek bayla onaylad. Kalkp, artk varl


mz pek de umursamaz grnen grubu dramlar, oyunlar
ve her trl anormallikleriyle ba baa brakp otelimize doru
yrmeye baladk. Sarma dola merdivenleri karken Ner
gis yanama bir pck kondurup kulama, "Sevgilim," diye
fsldad. "Bir daha hi kimsenin seni zmesine izin vermeye
ceim. Hi kimsenin . . . "


Birbirimize yeniden kavutuumuz iin o kadar mutluy
duk, keyfimiz o kadar yerindeydik ki dnmz arambaya
kadar erteledik. lene doru bir vapura atlayp ehr-i stan
bul'a avdet ettik. Birlikte Rumeli Hisar'ndaki eve gidip biraz
nefeslendikten sonra okula ktk. Nergis vazife bilinci gayet
salam biri olarak, benim aksi yndeki tm telkinlerime ra
men derse gitti. Ben de tiyatro almasna kadar, bir iki saati
e dostla muhabbet ederek geirmek iin Orta Kantin'in yo
lunu tuttum.

Kantinin az tesinde, Krmz Bina tabir edilen yapnn


nnde bir hareketlilik dikkatimi ekti. yle bir baknca, bun
larn slamc genler olduunu fark ettim. Cokulu sloganlar
atmak ve bir adet de srail bayra atee vermek suretiyle yerel
seimlerdeki demokratik zaferlerini kutlamaktaydlar. O gne
kadar, onlar hi o halde grmemi olan dier renciler, bil
hassa Sosyete Kantini gediklisi kzlar hayli tedirgin baklarla
izlemekteydi. Aa inip kendime bir ay aldktan sonra der
hal olay mahaline geri dndm. Hemen yan taraftaki yangn

1 78
merdivenlerinin stne kurulmu Nurettin'i grp yanna git
tim. "Tebrik ederim," dedim aym onun erefine kaldrarak.

"oluk ocuk bunlar yahu," dedi Nurettin elebice bir g


lmsemeyle. "Seviniyorlar ite . . . "

"Sen sevinmiyor musun?"

"Onlar renmeye alyor, ben unutmaya," dedi Nurettin.

Samimiyetinden kukum yoktu ancak varolusal bir skn


tyla kar karya olduumdan pek emin deildim. Hali, bana
daha ziyade, uzun sredir peinde koulan daha byk bir bek
lentinin elinden uup gidivereceine dair bir endieyi dn
drmekteydi. "Merak etme," dedim. "Gerisi gelecek."

"Ona ne phe," diye yantlad. "Beni de oras dndr


yor zaten." Derin bir i ekip devam etti: "Bize ok ektirdi
ler Aziz. Amma velakin hepsini unutmamz gerekiyor, ancak
o vakit Hazreti mer gibi adaletli olabiliriz. Yoksa dierlerin
den bir farkmz kalmaz."

Bu slamc idealist pozisyonun benim nazarmda hibir pra


tik geerlilii ve gerekilii yoktu ya, her eye ramen niyeti
nin halis olmas bende bir lde sempati yaratyordu. ok da
uzak saylmayacak bir gelecekte, mumla arayacaktk onun gibi
leri. "ok fazla skma cann derim," dedim. "Yirmi yl sonra
byle dneceini sanmyorum akas ama o baka bir konu
elbette. Kendini hibir zaman gl hissetmemi birinin has
belkader kavutuu gten vazgemesini bekleyemezsin. G
de, tabiat gerei hep daha fazlasn ister."

"G, haktan ayrlrsa dediin gibi olur," dedi Nurettin.


"Biz gcmz hakllmzdan alyoruz."

1 79
"Vallahi Nurettinciim, netice itibaryla herkesin haksz
olma hakk vardr, sknt, hukuksuz olmaya balaynca or
taya kyor."

"Hangi hukukmu o?" dedi alayc bir tavrla. "Czi ira


deninki mi?"

"Aynen," dedim. "nsann dnyayla meselesini insan mer


keze alarak zmeye alan hukuk."

"yle bir bak dnyaya, insann dnyayla meselesi zl


m gibi grnyor mu sana? Bat'nn hmanizmi hakikaten
mutluluk getirdi mi insanla?"

"Gerein mutluluk getirmesi gerektiini kim syledi ki?


Hmanizmin temel meselesi, insan zgr klmaktr, gerisi ki
inin kendi meselesidir."

"uursuzluk da zgrl getirebilir. En mhim deer z


grlkse, en makbul insanlar da delilerdir o zaman."

"Deliler kendilerini zgr hisseder mi bilemiyorum," dedim.


"Ama en byk ruh hastalarnn adalet duygusu ar gelimi
olanlardan ktn biliyorum. Adaleti, kymeti kendinden
menkul, hastalkl bir hakllk duygusuyla kartrr, o 'yk
sek ideallerini' gerekletirmek iin her yolu mubah grrler."

Herhalde kendimi biraz fazla kaptrmtm ki, Nurettin


glmseyerek dizime vurdu hafife. "Rahat ol, kardeim. u
nun urasnda muhabbet ediyoruz ite."

"Doru sylyorsun," diye glmsemesine karlk verdim.


"Kusura bakma."

"Heeey," diye seslendi biri o ara merdivenlerin alt tara


f ndan. Baktm Saffet, bir haftalk sakallarn, prototipik s
lamc imgesine uygun biimde ember eklinde tra etmiti.
Konjonktre uygu n olarak devrimci, lkc, sivil polis ya da

1 80
yuppie klklarna brnmek gibi aklabanlklar yapard ara
sra. Elinde ayran ve sosisli sandviiyle yanmza zplad. "Eee
naslsnz muhteremler?"

"yi iyi," dedim. "almaya geliyor musun akam?"

"alma iptal oldu," deyip itahla sosislisini srd Saffet.


"Haberin yok mu?"

"Nasl yani? gn sonra oyuna kyoruz . . ."

"O da yanl," diye ban iki yana sallad. "Oyun da iptal


oldu. Sinema salonunu mhrlemiler yine."

"E ne yapacaz peki?"

"Hi," diye omuz silkti Saffet. "Grkan oyunu sahneleye


bileceimiz alternatif salonlar aryormu. Bir yer bulurlarsa ara
yp haber vereceklermi."

Ne yalan syleyeyim ok da zlmemitim o berbat oyunu


sahneleyemeyeceimize. te yandan akam Abdl' grmeyi
istemekteydim. Hem, Nergis'le _aralarnda ne yaanm olursa
olsun artk sona erdii konusunda bir mutabakata varmak hem
de bir haftadan ksa bir sre kalm katli konusunda kendisini
uyarmak iin. imdi baka bir yol bulmam gerekecekti. Tele
fon numaras yoktu bende ama Fulya'y arayp alabilirdim. O
an iin acelesi yoktu ama, akama brakabilirdim bu ii.

Nergis'in dersleri bittikten sonra birlikte Rumelihisar'na


indik. Ali Baba Kahvesi 'nde muhabbet, hemen yaknlardaki
bir lokantada yemek yiyip, ardndan deniz kysnda ikier bira
itikten sonra yuvamza dndk. Televizyonda, bir denizcinin
hayaleti ile gzpek bir kadnn ilikisinin anlatld ok eski
tarihli bir filmi izlerken Nergis uzand kanepede uyuyakald.
Film henz bitmiti ki telefon ald. Nergis uyanmasn diye
derhal yerimden frlayp atm zmbrty.

181
"Rahatsz etmedim umarm," dedi kar taraftaki ses.

"Abdl," dedim. "Yayorsun demek. Ben de seni araya


caktm."

"Kalp kalbe kardr, malum," dedi keyifli bir sesle. "Ne


ler yapyorsunuz bakalm ifte kumrular?"

"Gayet iyiyiz. Seni sormal."

"Siz iyiyseniz ben de iyiyim. Aranzdaki problemleri z-


menize yardmc olduum iin de ayrca mutluyum."

"Sorma, sen olmasan ne yapardk bilemiyorum."

"Teekkre gerek yok, ne de olsa hayattaki vazifem bu benim."

"Cidden mi? Ben, kedi yavrularn bomak zannediyordu m."

Bir kahkaha att. "Ben sadece basit bir katalizrm, dos-


tum. likilere girer, onlar dntrr, kendim deimeden
yoluma devam ederim."

"Sen sua eilimli bir megalomansn Abdl," dedim. "Bun


dan sonra benden ve Nergis'ten uzak durman istiyorum."

"Kuzunun kurttan korkmasnda alacak bir ey yoktur ey


oul; alas olan, kuzunun o kurda sevdal olmasdr."

"Bak," dedim. " nsanlk vazifesi icab, sana bir uyarda


bulunmam gerekiyor. Bir sre ortalktan kaybol. Mmknse
ebediyen."

"Tehdidi hi yaktramadm sana Aziz. kimiz de biliyo


ruz ki, bu sen deilsin."

"Bunun benimle bir ilgisi yok. Seni yakacaklar, anlyor mu


sun beni? Hdr, Esat Bey ya da bir bakas. . . Nasl bildiimi
sorma, gven bana. Git buradan."

1 82
"Gidiyorum zaten," dedi sakin bir sesle. "Hafta sonu An
kara' da olacam ama dndmde ilk i seninle grmek
istiyorum. u an Nergis'le aranz iyi olabilir ama bunun son
suza kadar srmeyeceini biliyorsun, aklanmas gereken baz
mevzular var."

"Hafta sonu . . . " Kafamdan hzl bir hesap yaptm; ayn 5'i
bir sonraki salya denk geliyordu. "Hayr, bu yetmez. Hi de
ilse, arambaya kadar evinde bulunmaman gerekiyor. Dn
dnde konuabiliriz."

''Arayacam seni," diyerek kapatt telefonu.

"Kimmi?" diye sordu Nergis uykulu bir sesle.

''Abdl."

"Ne istiyormu?"

"Baz konular akla kavuturmak," dedim abartl bir


tavrla. ''Allah'n manya ite."

"Ne zaman? Nasl?"

"Ne bileyim?" diye omu silktim. ''Ankara'ya gidecekmi,


dnnce arayacakm falan . . . " Yanna gidip, sarldm. "Haydi
yatalm artk."

Yatt yerden dorulup, elem dolu baklarn yzme e


virdi. ''Aziz," diyerek ellerimi tuttu. "Seni her zaman seveceim."

Gzlerim dolmu, boazm dmlenmiti. Senin iin bir


temenni, diye dndm, benim iinse bir yemin.

1 83
12. Aneurysm

ocuk bym, rya sona ermiti ve bunu bir tek ben biliyor
dum. Bir haftaya kalmadan, dnyaya metelik vermeyen gen
adam ve kadnlar, haytalk yllarnn yekununu ekecek, bir
kuak topluca orta yaa adm atacakt. Gitgide daha alt perde
den nlayan kahkahalarnda hep bir burukluk iitilecek, hayal
arkadalar tekade ayrlp, gn getike silikleen hayaletlere
dnecekti. Kariyer gnleri, rock konserlerinden daha pop
ler hale gelecek; nice mzisyen_, air, yazar, ynetmen ve anar
ist adaynn hayallerini, byk irketlerin stajyerlik pozisyonu
ssleyecekti. Beli akorlarn, eksik minr notalar intikamn en
ac ekilde alacakt. Bukowski ' ler tkenecek, Edward de Bo
no'lara balayacakt yolculuk. Bir sonraki gn, yani 5 Nisan
1994 tarihinde Kurt Cobain, Seattle' daki evinde bir Remin
gton'la beynini datmak suretiyle X Kua'n da resmen ta
rihe gmecekti. u an iin bunu bilen tek kii bendim, yetmi
iki saat iinde btn dnya renecekti.

Kurt iin yapabileceim bir ey yoktu ama Abdl' benzer


bir akbetten kurtarabilirdim. Kader benim bildiim ekliyle
tecelli edecek idiyse, ertesi gn ecelle mhim bir randevusu
vard. Hafta sonu ondan bir ses kmam, benim telefonla
rm da yantsz kalmt. Ankara' da kaln uzatm olabilecei
gibi, srf keyfi istemediinden benimle konumuyor da olabi
lirdi. Yahut belki de, cesedi ayn 5 'inde bulunduu iin, polis
ayn gn ldrldn varsaymt ve aslnda eleman ok
tan cavla ekmiti. Saatler ilerledike, bu, gzme daha gl
bir ihtimal gibi grnmeye balamt. Nergis'le akam yeme
imizi yedikten sonra Yeldeirmeni 'ne bir baskn ziyarette bu
lunmaya karar vermitim ki telefon ald. Arayan Allah'n be
lasnn ta kendisiydi.

''Abdl,'' dedim telala. "Dndn m yoksa?"

"Hayr, Ankara' da otogardaym u an, otobs bekliyorum."

"Evine git,'' dedim. "Yarn akam gelirsin."

"Mmkn deil," diye yantlad. "Yarn oyuna kyoruz,


haberin yok mu?"

"Ne samalyorsun sen? Oyun, festival falan hepsi iptal. . . "

"Festival iptal edildi ama baka bir yerde oynayacaz; Fulya


arayp syledi bu akam."

"Nasl yani? Nerede?"

"Tam bilemiyorum, Okmeydan'nda bir yerlerde bir sahne


ayarlam Grkan. Dekorlar palas pandras toparlamlar. Sa
bah yedide bizi Beikta motor iskelesinin nnden minibsle
alacaklarm."

"Niye karga bokunu yemeden buluuyoruz, anlayamadm?"

"nk oyun saat dokuzda. Dekorlarn kurulmas, kla


rn ayarlanmas falan, ancak ite . . . "

Sabahn dokuzunda oyuna kacamz mekan n neresi ol


duunu ok merak ediyordum dorusu ama o an iin dn
mem gereken daha nemli mevzular vard. "Bo ver oyunu

1 86
falan," dedim. "Sinan senin roln ezbere biliyor zaten. Lt
fen stanbul'a gelme."

"u hayatta seninle sahneye kma frsatn ldrseler ka


ramam dostum," dedi Abdl. "Hem oyundan sonra da biraz
laflarz. Sana anlatmam gereken nemli eyler var."

Bir eyler sylemeye yeltendim ama tak diye kapatt tele


fonu. Saat ona gelmekteydi; hzlca bir hesap yaptm, Anka
ra-stanbul aras otobs yolculuu en az alt saat srerdi, Ab
dl'n yedide Beikta'ta olaca dnlrse, evinde geirecek
fazla zaman kalmyordu. Acaba katil sabahn beinde faali
yete geer miydi? Ayrca hakikaten bir katil var myd? Btn
bunlar kendi kendime uydurduum bir zrvalktan ibaret ol
masnd? Nergis'in dedii gibi, kt, ok kt bir kabus gr
m olmam ok daha akla yakn deil miydi? Yoksa kader, ite
byle kk numaralarla ve phe krntlaryla m hepimizi
elinde oyuncak ediyordu?

"Abdl myd arayan?" diye sordu Nergis.

Bamla onayladm. Derken telefon bir kez daha ald;


Fulya ertesi gnk oyunu haber vermek iin aryordu. O da
oyunun nerede sahneleneceini tam olarak bilemiyordu, belli
ki her ey ok abuk gelimiti. Sabahki randevuya kesinlikle
gecikmemem konusunda beni sk skya uyardktan sonra iyi
geceler dileyip kapatt telefonu.

Nergis konutuklarmza kulak kabartm olmal ki, "Sa


bahn krnde mi oynayacaksnz oyunu?" diye sordu.

"yleymi," dedim. "Grkan ayarlam sahneyi. Herhalde


kendimiz syleyip kendimiz dinleyeceiz."

"Abdl ne istiyormu?"

187
"Bilmiyorum," diye omuz silktim. " stanbul'a doru yola
kyormu. Bir de oyundan sonra konumak istiyormu be
nimle; 'ok nemli' bir eyler anlatacakm."

"Ben gelmesem kusuruma bakmazsn, deil mi?" deyip ge


rindi Nergis. "Sabahtan ekonomi snavm var. Hatta okula bi
raz erken gidip, almay dnyorum."

"Tabii ki, bakmam," diyerek ptm onu. "Hatta o rezillii


grmemeni tercih ederim."

O gece erkenden yattk ama benim gzme doru drst


uyku girmedi. Byk gn gelip atmt. Bir yandan iimde
byk bir huzursuzluk vard, dier yandan btn bu lgn
ln sonuna geldiimizi dnerek teselli bulmaya alyor
dum. Saat altya gelirken, kurduum saat almadan yataktan
frladm. Nergis yanmda yoktu; benden bile nce kalkp okula
gitmi olmalyd. Ne de olsa, alkan, sorumluluk sahibi bir
insand; bana benzemiyordu. Hzla mideye bir eyler indirip
evden ktm. stikamet Beikta.

Saat yedi olmadan oraya varmama ramen, motor iske


lesinin hemen karsndaki taksi duraklarnn nnde, ofr
koltuunda Grkan'n oturmakta olduu beyaz bir panelvan,
beni beklerken buldum. Oyuncu arkadalarm, el kol sallaya
rak, acele etmemi iaret edip duruyorlard. Koa koa yanla
rna gidip aracn iine gz attm. ''Abdl nerede?"

''Ada ada," dedi Grkan.

"Blent'le Tlay nceden gittiler. Abdl de dorudan oraya


gelecek," dedi Fulya.

''Abdl' aramam gerekiyor," dedim, civarda telefon kul


besi var m yok mu diye etrafa baknrken.

1 88
"Yahu merak etme," dedi Fulya. "Ben konutum demin
onunla; Bolu Da'nda sorun varm o yzden uzam yolu. Ara
dmda evine yeni varmt. Eyalarn brakp gelecek hemen."

Yreim gmbr gmbr arpmaya balamt. "Ne za


man konutun?" diye sordum.

"Seni beklerken. On dakika bile olmad," dedi Fulya elini


uzatarak. "Haydi atla."

Bir elimden Fulya, dierinden Sinan tutup panelvana eki


verdiler beni. Arka tarafa yl klandrma cihazlar ve deko
run arasna skm, dierlerinin yannda yerini alm oldum
bylece. Saffet de ortalkta grnmyordu ama zaten oyunda
bir rol bulunmadndan, zatalilerinin o saatte kalkma zah
metine girmediini tahmin etmek g deildi. Kap kapand
anda da Grkan acmadan kkledi gaz. Biri alelacele elime
oyun tekstini tututurup, hzla tekrar gzden geirmemi sy
ledi. "Ezberim tamam," deyip katlar bir kenara frlattm.
"Nereye gittiimizi sorabilir miyim?"

Bu kadar basit bir soruyu yantlamak iin gerekenden epey


uzun bir esin ardndan, "Darlaceze'ye," dedi Grkan.

"Darlaceze mi? Hani u kimsesiz, yal ve hasta insanla


rn bakld yer. . . "

"Beenemedin mi?" diye kt Grkan asabiyetle. "Gayet


gzel bir sahneleri var."

Selda uzanp omuzunu tuttu Grkan'n. "Bence harika bir


fikir Grkan. O zavall insanlarn hayatna sanatn gzellikle
rini tayacamz iin ok heyecanlym."

"Tamam," dedim. "Yallarn, gne bize kyasla daha erken


baladn biliyorum ama . . . Saat dokuzda gsteri! El insaf!"

189
"leden sonra piknik programlar varm," dedi Fulya.
"Bize ancak bu saati ayrabiliyorlarm."

Yarm saat sonra tarihi binaya giri yapm, aracmz park


etmitik. Mdr Bey bizi byk bir nezaketle karlayp gs
teri mekanna kadar refakat etti. Grkan'n "sahne" dedii yer,
anladm kadaryla, orada kalan yallarn, ekirdek itleyip
televizyon izleyerek zaman ldrmek iin bir araya geldikleri
genie bir salondan ibaretti. Ortada oyuncularn kp gsteri
yapaca bir platform falan yoktu yani; sadece performans ala
nyla seyircilerin oturaca yeri birbirinden ayrmak zere bir
perde ekilmiti. Erkekler derhal panelvandaki dekorlar, k
cihazlarn ve gerekli dier vr zvr tama, yerletirme iine
giritiler. Benim umurumda bile deildi. Kapda dikilmi, yolu
gzlyor ve bir yandan da sinirli sinirli kanyordum. Halim
deki tuhafl fark etmi olacak ki Fulya yanma gelip, "Hey,"
dedi. "yi misin sen?"

"Sana bir ey sormam gerekiyor Fulya," dedim. ''Ama lt


fen kiisel alglama."

Yznde bir anlna beliren aknlk ifadesini profesyonelce


bir glmsemeyle bastrverdi. "Tamam, alglamam. Nedir?"

"Sen bana biraz ak msn?"

"Efendim?"

"Bana biraz ak msn diye soruyorum. Yani yle azck


da olabilir. . . Belki, etkilenme gibi bir eyler. . . "

''Aziz, hasta falan msn sen?" diyerek ateimi lmek zere


elini alnma koydu. "Ne diyorsun, Allah'n seversen?"

Bileklerini sk sk tuttum. "Abdl'n hayat buna bal!"

"Tvbe estafurullah," diye glerek ekibin yanna geri dnd


Fulya. Hakl olarak hibir ey ifade etmemiti sylediklerim ona.

1 90
Bir saat daha bahede sigara stne sigara yakp volta attm.
Tam korktuum ekilde, Abdl ortalkta yoktu ancak grup
takiler bu durumu pek de umursuyor gibi grnmemekteydi.
Nitekim, Sinan gelip hazrlanmam syledi, on dakika iinde
perde diyecektik. Yapacak bir ey yoktu. Oyun yarm saat ka
dar sryordu. Bittiinde hala Abdl 'den bir ses kmamsa
doruca Yeldeirmeni'ne gidecektim.

eri geip, makyajm yapmas iin kendimi Tlay'n el


lerine teslim ettim. Hafife fondtenledii suratm beyaza,
gzlerimin evresini siyaha ve dudaklarm da krmzya bo
yad. Kukuletal, siyah cbbeyi srrma geirip, oram elime
alnca, olmutum ite sana ortalama bir Azrail. Yerde buldu
um bir oyun metnine bakp ezberimi gzden geirmektey
ken Blent yanma geldi . "Bir fikrim var," dedi. "Sahneye di
er taraftan gireceksin?"

"Anlayamadm," dedim.

" Kapitalist sahnede, lm deinde olacak; herkesin bak


t ynde; sen ise Azrail olarak salonun arka kapsndan giri
yapacaksn. lk repliini syledikten sonra seyircilerin arasn
dan geip sahneye kacaksn. Gl bir srpriz etkisi yarata
can dnyorum."

Fena fikir deildi hakikaten. Baheye kp, bir yarm da


ire izerek binaya girdim ve salonun kapsn gzlemeye ba
ladm. Selda'nn mhendis sevgilisi eikte belirdi, konumumu
almam iin beni o tarafa ard. Bulunduum yerden, arka
lar bana dnk bir ekilde oturan seyircileri grebiliyordum.
Epeyi doluydu salon. Tlay kp oyunun balamak zere ol
duunu bildirince mrltlar kesildi, perde ald ve sahne
yand. Sinan, nam- dier Kapitalist, gya koluna serum ta
kl bir halde hasta yatanda yatm, inliyordu. Bir sre bek
leyip, onun yeterince ac ektiine ikna olduktan sonra kapy

191
ardna kadar ap antremi yaptm ve en korkutucu sesimle rep
liimi syledim: "Cannz almaya geldim!" Spot k stmde
patlayverdi . "Hazr msnz?"

Bu grkemli giri zerine, haliyle herkesin baklar bana


dnd. Balangta, bir mana tamayan, donuk baklard bun
lar. Derken hemen en yaknmdaki sandalyede oturan han
mefendinin, iki cihan harbi grm gzleri benimkilerle bu
lutu. enesi kaslmt ve sska bedeni yaprak gibi titriyordu.
Kucanda tad idrar torbasnn, ar ar dolmaya bala
d dikkatimi ekti. Birka saniyelik sessizlik, seyircilerden
birinin narasyla bozuldu: "Ehed en la ilahe illallaaaah . . . "

Gerisi, orap sk gibi geldi. Birileri sandalyelerini de


virerek ayaa kalkt. Kelime-i ehadetler, dehet dolu haykr
ve imdat lklarna dnrken, seyirci kitlemiz, romatizmal
bacaklarndan beklenmeyecek bir kuvvetle ve birbirlerini ez
mek suretiyle benden kamaya almaktayd. Blent'in sistem
eletirisi grd yerde, hayatlarnn sonuna yaklam bu za
vallcklar, kendi ecellerini grmt. Doktor, hastabakc ve
hemire tayfasyla birlikte, bizim grup elemanlar da milleti ya
ttrmaya gayret gstermekteydi. Grebildiim kadaryla, sa
dece Sinan mthi bi r dramatik sadakat ve "gsteri srmeli"
dsturuyla sahnedeki yatanda kvranyor ve ac ykl nida
laryla, bo yere dierlerinin sesini bastrmaya alyordu. Az
nce idrar torbasn dolduran hanmefendi, herhalde dierleri
kadar yksek bir tahliye performans gsteremeyecei ni d
ndnden, ayaklarma kapanm merhamet dilenmekteydi.
Ona doru eilip sakin olmasn syleyecektim ki, pantolonu
mun paasn yukar ektii gibi, takma dilerini acmaszca
bacama geirdi. Boazmdan kopan feryat, yal, hasta ve ba
kma muhta vatandalarmzda, kim bilir, belki Azrail'in de
malup edilebilecei eklinde bir umut yaratm olmal ki, bir

1 92
dier teyze elimdeki ora kapt gibi kafamda paralad. Ya
rm asr kadar nce, lkemize gre dalnda birka olimpiyat
madalyas kazandrdn tahmin ettiim gmi sal ve iri,
ok iri, bir beyefendi stme ullanp beni yerle yeksan etti.
Herif, kataraktl gzlerinde intikam atei, beni kafakola alm
boazm skarken, biri oram buram sryor, bir dieri pro
tez bacan yerinden kartm kafama kafama indiriyordu.

Krk gn iinde ikinci kez ruhumu teslim etmeme ramak


kala, boazmdaki mengene gevedi ve derin bir soluk alabil
dim. mdadma koan birka hastabakc beni, gz dnm
moruklar srsnn elinden g bela kurtarmay baarmt.
Baheye knca, ekipten birka kiinin daha kendini dar at
m, ne yapacan bilmez bir halde beklediini grdm . ''Ab
dl?" diye sordum Fulya'y kollarndan sarsarak.

"Gelmedi," dedi F ulya. "eride kyamet kopuyor. . . Polisi


aramal myz sence?"

Koarak onlarn yanndan ayrlp binann d kapsna k


tm ve grdm ilk taksinin nne attm kendimi. Ara ac bir
frenle durunca, derhal ofrn yanndaki koltua geip, "Yel
deirmeni'ne gidiyoruz," dedim. Taksici, protesto nevinden bir
eyler mrldanmaktayd. Kukuletam kafama geirip, bembe
yaz suratm, kapkara gzlerim ve kan rengi azmla ona dn
dm: "Hemen." Pek tekin bir mteri olmadma kanaat getir
mi olacak ki, sesini kesip, emrimi uygulamak zere gaza bast.

Kpr giriinde, her zamanki gibi, trafik feci bir haldeydi.


Sinirli bir ekilde dudaklarm sryor, trnaklarm kemiriyor
dum. imde uursuz his vard ve zaman aleyhime ilemekteydi.
Abdl'n evine vardmda saat on buuu gemekteydi. En
stteki zile basp bekledim. Karlk gelmeyince, btn zillere
birden yklendim ve biri d kapnn otomatiine bast. Mer
divenleri ikier er karak en st kata trmandm. Sadece

1 93
fiziksel efor deil az sonra karlaacam manzarann da ver
dii korkuyla soluk solua bir halde usulca iteledim dairenin
kapsn. ''Abdl?"

eri doru birka adm atp evreme bakndm. Sra d


bir durum gze arpmyordu. Oturma odasna girdim. Gayri
ihtiyari, pencerenin nndeki sehpann stnde duran akvar
yumu kontrol etme ihtiyac hissettim; melun srngen yerli ye
rindeydi. Derken, sehpann iki yanndaki koltuklardan birinin
yannda, yerde duran bir nesne dikkatimi ekti. Az yrtlm,
yarm litrelik bir st kutusu! Ayn anda tuvaletin kapsnn al
dn iitince, arkam dndm ve H dr'la gz gze geldim.

ak diye ekti belindeki tabancay polis eskisi. Ensemden


aa inen soukluk hissiyle tylerim diken diken olmu, sanki
dilim tutulmutu. Bana doru bir iki adm att. "Kimsin ulan
sen?" Titreyen ellerimle kukuletam indirdim. Bir kahkaha att.
"Sen miydin ulan? Bu ne klk? Travesti falan msn yoksa?"
Korkutucu olmas gereken Azrail kostmmn onun zerinde
byle bir etki yaratmas hafiften gururumu incitmi idiyse de,
tabancasn yerine yerletirdiini grmek bir nebze iimi ra
hatlamt. "Otur hele," diyerek omuzumdan ittirdi, koltua
ktm. Kendisi de karma geip, stn ziftlenmeye ba
lad. "Ne aryorsun bakalm burada?"

imden herifi terslemek geliyordu ama mevcut koullarda


bu pek mantkl bir davran olmayacakt. "Bugn oyunumuz
vard. . . yani, birlikte sahneye kacaktk. Gelmeyince merak
ettim," dedim. "Ne de olsa arkadam sayl r."

"Vayyy! Oyunlarla yaayanlar," dedi Hdr keyifle. "Ben


de sanata ok dknmdr, biliyor musun?"

1 94
'Tahmin ederim," diye yantladm. "Cinayetin, gzel sa
natlarn bir dal olduunu iddia edenler vardr." Laf azm
dan kt anda da, dilimi eek ars soksun, diye dndm.

"Bilip bilmeden insanlar aalama, tamam m?" eklinde


hi beklemedim bir alnganlk gstermekle kalmayp, daha da
acayip bir ekilde devam etti: "17 yana kadar bale yaptm ben."

Midemden kopup gelen kahkahay burnumda bodum. Sa


nrm sin irlerimin ok gergin olmasnn da etkisi vard bunda,
yoksa dnyada gze alamazdm byle bir saygszl. "Pardon . . . "

"Yaa, ne sandn?" dedi H dr. "Yetitirme yurdunda b


ydm ben. Oradaki ocuklarn ou byyp polis olma
hayali kurarlar. Emniyet bizden ok adam almtr. Tekilata
da almtr, ieri de . . . " Tabancasn karp sehpann stne
koydu, iyice arkasna yasland. Bunu, daha rahat oturmak iin
mi yoksa densizce bir yorumumun batan nne gemek iin
mi yapmt kestiremiyordum. "Kimse bilmez ama ba sk
tnda yetitirme yurdunun kapsn alan bir kurum daha
vardr: Devlet Opera ve Balesi."

Hafi fe boazm temizledim. "Ba skmak derken?"

''Anlasana, yeenim, balet bulamyorlar. Bir sr aile, kz


lar balerin olsun istiyor ama olunu balet yapmak isteyeni ara
ki, bulasn. O durumda da, aresiz, geliyorlar yurda, kabiliyetli
ocuklar bulup konservatuvara alyorlar."

"Konservatuvara m gittin yani sen?" diye sordum sah


tekarca bir ilgiyle. Aslnda enteresand anlattklar ama itiraf
etmeliyim ki, ben daha ok onun suyuna gitme motivasyo
nuyla konumaktaydm.

"Be yl," dedi H dr apak bir efkarla. "Hem de ne git


mek! Trkiye'nin grd en yetenekli balettim; devam etmi
olsam, kralna be ekerdim bugn. Bir Fndkkran oynardm,

195
grsen akln uard! Ey gidi gnler. Serenat Hanm diye bir
hocamz vard, ldyse nur iinde yatsn, beni kk Nure
yev' im diye severdi."

"Fndkkran diyorsun?" dedim.

"Romeo ve Juliet, Kuu Gl, Uyuyan Gzel, Klkedisi . . .


Neler neler..."

Hayat hakikaten ok tuhaft. ster istemez iine ekmiti


anlatt hikaye beni. "Yanl anlamazsan, bir ey soracam,"
dedim. "Belli ki . . . -hm . . . iine bale atei dm. Ne oldu
da braktn sanat?"

"Kader," diye iini ekti acyla H dr. "Bir gn snfta d


nlerime al rken belime bir ar sapland, yere yldm.
H as taneye gtrdler hemen. Bel ft olmuum. Doktor
dedi, bale hayatn bitti, haydi uurlar olsun. Sonra da ite . . ."

Bir sre sessiz kaldk. "Durum bu, diyorsun," diye tamam


ladm cmlesini.

"krler olsun yine de," dedi H dr tevekkl iinde. ''A


deiliz, akta deiliz."

''Anlyorum, ok yazk olmu tabii de," dedim, "epeyi ciddi


bir kariyer deiiklii olmu seninki de?"

"Nesi varm?" diye kt. "Balet olamayacam anlaynca


polis okuluna girdim ben de. Ayp m yani? Mhim olan iini
iyi yapmak. Memleketin problemi bu zaten. Muslukuysan da,
tetikiysen de, en iyisi olacaksn!"

Milli kalknma projesi iinde tetikiliin yerini tam kav


rayamamakla birlikte, itiraz etmedim. Neden sz ettiini iyi
bilen insanlarn zgveni okunuyordu her halinden. "Peki ne
olacak imdi?" diye sordum korka korka.

196
Hdr st kutusunu kafasna dikip lkr lkr itikten sonra
yere brakp elinin tersiyle byklarn sildi. "Oras, manyak ar
kadana bal."

"in iinde benim olmadm nihayet anladnza sevin


dim," dedim.

"Nurgl Hanm yle dnyor ama ben hala pek emin


deilim," diye yantlad sehpann stnden tabancasn alr
ken. "ok da mhim deil zaten. ster tek bana olsun, ister
ikiniz birlikte, bu i son bulacak artk."

"Nurgl Hanm seimleri kazand m?" diye sordum.

"Yok, kazanamad," dedikten sonra bir anda toparlanp dik


dik bakt suratma. ''Ayrca oras seni alakadar etmez." Ayaa
kalkp tabancasn beline sktrd, ceketinin cebinden kart
t sar bir zarf ylanl akvaryumun iine att. "Bunun iinde
be bin dolar var. Syle arkadana, grp grebilecei bundan
ibarettir. O da hanmefendinin cmertliinden. Bana kalsa . . .
neyse ite, bir daha, Nurgl I-lanm'a ya da kocasna bulaacak
olursa . . . " Szn burasnda durup bir sre dnd. " . . . sonu
nuz Byc Rothbart'tan fena olur! Anladn m?"

"Kuu Gl," dedim.

''Aferin," deyip kapya doru yrd.

"Hdr Bey," diye seslendim arkasndan. " eri nasl gir


din acaba?"

" Kap akt," dedi omzunu silkerek. Ardndan da gerek


bir balet gibi fiyakal bir reverans yapt. "Hdr gider!"

Herifiolu ekip gidince derin bir soluk aldm. Bir gn


iinde kefeni ikinci kez yrtmak mutluluk vericiydi. Toplum
hayatnda sanat eitiminin ne denli nem tadn dnme
den de edemiyordum. Bak, h rsz n, uursuzun bile kltrls

197
farkl oluyordu. nsan hayat denen bu tuhaf yolculukta nele
rin beklediini tahmin etmek mmkn deildi. Bir an balet
ken, kaderin kk bir cilvesiyle bir katile dnveriyordunuz.
rgn eitimde gzel sanatlar yaygnlatrdmz takdirde,
bizim de, kimi ecnebi romanlarnda grdmz trden so
fistike canilere kavumamz iten deildi.

te yandan, eninde sonunda Hdr'n bir tetiki olduu d


nldnde, bundan sonra Abdl manyann antaj iinin
peini brakmas iin gereken her tr nlemi almalydm. Sahi,
o neredeydi acaba? Belki de, oyuna gelmek iin evden km,
henz geri dnmemiti. Pek sanmyordum akas; vaktinde
yetiemeyeceini anlaynca gitmekten vazgemi olmas onun
mizacna daha uygundu. Hdr' fark edip, svm da olabi
lirdi. Her ne cehennemde ise, kehanete gre tam bugn, bu
rada baklanarak ldrlm olacana gre o an iin endieye
mahal bulun muyordu. Hakikaten yle miydi peki? Tuhaf bir
nseziyle oturduum yerden kalktm. Ar ar evi dolamaya
baladm. Mutfakta kimse yoktu, hemen bitiiindeki kk
odada da. Derken oturma odasnn dier yanndaki kapal kap
dikkatimi ekti. O tarafa yneldim. Kapy ap usulca szl
dm ieri. Olduka karanlk odann tam ortasnda ift kiilik
bir yatak vard. Komodin, ifonyer, gardrop, ortala salm
giysiler. . . Bir yatak odasnda bulunmasn bekleyeceiniz tr
den eya ve mobilyalar.

Elektrik dmesini bulamaynca, perdeleri amak zere


pencereye doru yrdm. Perdeleri ektiim anda da, yatakla
pencere arasndaki bolukta kk bir kan glnn ortasnda,
yz st yatan bedeni grdm. Boazmdan korkulu bir hrlt
ykseldi. Onca abalamama ramen kaderde olan gerekle
mi, Abdl' kurtarmay baaramamtm. lk dncem, H
d r'n benim de iimi bitirmek zere geri dnd oldu. Beni

1 98
ldrmek niyetinde idiyse, neden yle uzun uzun muhabbete
girip, bir ton rol kestiini doru dzgn tartacak halde deil
dim. Belki barp armamdan ya da silah sesi duyulmasn
dan ekinmi, beni bir kede savunmasz yakalayp, Abdl'e
yapt gibi sessizce gebertmeyi tercih etmiti. Panikle odadan
kp evi kontrol ettim. Bo olduundan emin olunca d ka
py kapatp srgledim.

Derin derin nefes alp aklm toplamaya altm. Birilerini


aramalydm herhalde. Polis, ambulans . . . Olanlar nasl ak
layacaktm peki? Cinayetin stme kalmas bile gayet mm
knd. Belki de yaplacak en mantkl hareket, derhal oradan
kap gitmekti. Fakat orada bulunuumun bir nedeni olduunu
dnmekten alamyordum kendimi. skender Doan, kan ta
kip etmemi sylemiti, bir ekilde baarmtm bunu. Ancak
Abdl lmt ite. Cinayeti engelleyemem itim, acaba mis
yonum katili bulmak myd? H dr? Gayet muhtemel grn
mekle birlikte cam da emin olamyordum. Belki aynen sy
ledii gibi, Abdl 'le konuak iin gelmi, ierideki odalara
doru dzgn bakmadan beklemeye gemiti. Ayrca, neden
gitmeden bir tomar para braksnd ki? O anda bir imek akt
kafamda! Belki de lmemiti Abdl? Belki onu hastaneye ye
ticirebilirdim ya da ne bileyim lmeden nce katilinin ismini
azndan alabilirdim.

Kalbim gmbr gmbr arpyor, bam dnyordu. Sen


deleye sendeleye geri dndm yerde yatan bedenin yanna. Ei
lip, onu omuzlarndan sarstm. "Abdl. . . Abdl. . . Beni duyu
yor musun? Bir eyler syle, dostum. Haydi, konu ne olursun?
Kim yapt bunu sana? Kim?"

Bedeni kendime doru evirdim . . . ve kalakald m. Yerde


yatan ceset Abdl'e ait deildi. Boazii niversicesi 'nde kan
yangnda lmeden nce en son aynaya baktmda grdm

1 99
yzd bu. Gsnde bir bak, fal ta gibi ak gzlerini la
netli bir aynann te yanndan benimkilere diken, ta kendim
dim! Yirmi yl sonraki halim. Elim ayam boalm, o gne
kadar tatmadm bir dehet duygusuyla fel olmutum. Der
ken, cesedin kmldadn grdm. nce suratnda buz gibi bir
glmseme belirdi, ardndan gsndeki ba skca tuttu ve
ekip kartt. Ucunu bana doru evirip beni ensemden kav
rad gibi kendine doru ekti. Bak atrdayarak kemikle
rimin arasndan geip kalbime gmlrken kulama fslda
dn iittim: "Sen!"

200
1 3. Come As You Are

Kendime geldiimde gayriihtiyari gsm yokladm. Bak


lanma olayna dair herhangi bir iz olmamakla birlikte dpe
dz bir hastane odasnda yatmaktaydm ite. Karmdaki kol
tukta annem uyuyordu. Usulca dorulmaya altm, kafama
keskin bir ar sapland . Bam sarglar iindeydi, bacaklarm
da yle. "Anne!"

Annem gzlerini ap bir sre yzme bakt. "Olum,"


dedi alamakl bir ifadeyle glerek. ''Allah'ma krler ol
sun!" Oturduu yerden glkle kalkp yanma geldi, gzya
lar iinde sarld bana.

"Ne oldu bana?"

"Evvel Allah, hibir ey yavrum," dedi annem. Tabii gr


ne baklrsa bu, aklamadan ziyade bir temenniydi.

O srada kapda elinde bir sandvi ve merubatla durmu,


bana bakan kk kz grdm. Yreimden beynime bir s
caklk yayld, ayn anda hem alamaya hem glmeye bala
dm. "Zeynep!" diye bardm. "Zeynep! Geri dndn!"

Elindekileri atp koarak kollarma atld. "Babacm!"

Yreimden tonlarca arlnda yk kalkvermiti. Ait ol


duum mekan ve zamanda, sevdiim insanlarla birlikreydim.
Hastanede bulunmamn sebebi de, kendim tarafndan katle
dilmi olmak deil, belli ki, niversitede geirdiim kazayd.
Aniden yangn hatrladm. Kzmn ellerini, kollarn kontrol
ederek, " yi misin sen?" diye sordum.

" Benim bir eyim yok, merak etme," dedi Zeynep. "Sen
kt yaralandn ama."

"Herkes iyi mi?"

"Merak etme. Kimseye bir ey olmad. . . yani senden baka."

Annem dar km hayata dnm m j delemek ve


derhal doktoruma haber vermeleri iin hemireleri ayaklandr
makla meguld. Nitekim bu abalar hzla sonu verdi ve gler
yzl bir doktor, iki yannda iki hemireyle odama giri yapt.
H zl bir nrolojik muayene sonrasnda glmsedi doktorum.
"Gemi olsun, Aziz Bey. Ar bir kafa travmas geirdiniz an
cak beyninizde bir sorun grnmyor. Ucuz aclatmsnz."

"Ne kadar zamandr buradaym acaba?"

"Aa yukar yirmi drt saattir."

"Bacaklarm?"

"Tabiri caizse, biraz paalarnz tutumu," dedi espritel


doktorum. "Birinci dereceden yanklar, ok nemli bir ey de
il. Ayrca duman zehirlenmesi nedeniyle oksijen verdik size."

"Eksik olmayn," dedim. "Ne zaman kabilirim acaba?"

" ki gn daha gzlem altnda tutacaz sizi, sonra taburcu


olursunuz."

Kendi kendine dua stne dua okumakta olan annem,


"Sen k, istediin kadar kuru fasulye piireceim sana," dedi
alayarak.

202
A n nemin szlerinde bir mantk aramay brakal uzun
sre olmutu ama yine de aklad doktor: "Dn youn ba
kmda uyandnzda en sevdiiniz yemei sorduk, kuru fa
sulye dediniz."

"yle mi? Hi hatrlamyorum."

Doktor ve hemireler yanmzdan ayrlnca Zeynep gelip


elimi tuttu. "Annem de sen youn bakmdan kana kadar bu
radayd. ten ktktan sonra yine gelecek."

Glmsedim. "Gsterin iin zldm."

"Bo versene,'' dedi Zeynep. "Macera oldu ite."

Kzm kendime ekip, yanana bir pck kondurdum.


"yle," dedim. "Hem de ne macera! "

Her ey normale, yani yangndan nceki haline geri dn
m grnmekteydi. Ancak bir yanm, baygnln esnasnda
yaadm dndm, bir yangnn kln yeniden yakp
geen krk gnn btn bt:e bi r ryadan ibaret olduunu
kabul edemiyordu. o alemde olup bitenlerin gerekle bir ilin
tisini bulabilmek umuduyla pek ok aratrma yapm, pek ok
insanla konumutum. Nergis, Saffet, Esat Bey ve hatta Fulya . . .
Azlarn aramak iin, bamdan geenlere dair baz ayrnt
lar onlara tlattmda bir anlna yzleri glgeleniyor fakat
belli ki, h ibirinde gerek bir hatraya dair bir arm yarat
myordu. stelik hepsinin anlattklar birbiriyle tutarl grn
mekteydi. Zih nimde ne kadar gl bir etki brakm olursa
olsun, besbelli o krk gn, geirdiim beyin sarsntsnn tetik
ledii hayal gcmn tuhaf, pek tuhaf bir rnyd.

Abdl sk sk aklma dyor, hatta ryalarma giriyordu.


Bu bozguncu adamn ne kadar yaarken olduu kii, ne ka
dar paralanm egomun bir yansmas merak etmekteydim.

203
Bir yandan da, son derece patolojik bir hal olduunu fark et
mekle birlikte, onu zlediimi hissediyor, kendisiyle doru
dzgn vedalaamadmz iin znt duyuyordum. Bir gn
eytan drtt, Fulya'ya ulap, Abdl'n mezarnn nerede ol
duunu bilip bilmediini sordum. Yanl hatrlamyorsa, An
kara Cebeci Asri Mezarl'nda yatmaktayd hi tanmadm
dostum. Bylece, ayn gece, otobse atlayp bakentin yolunu
tuttum. Sabahn krnde mezarla varm, giriteki kk
ofise yaptm bavuru neticesinde Abdl ' n ebedi istirahat
gahnn tam yerini renmitim. teki dnyann sessiz vatan
dalar arasndan kvrlarak uzanan yolda ilerlerken karma
kverdi aradm kabir. smi, soyad, doum ve lm tarih
lerini grmesem bile mezar tann en stnde yazan cmle
den bunun ona ait olduunu anlayabilirdim: '/!ziz dost! Gr
mek istiyorsan, nnden ekil. " Oraya onun nezdinde kendimle
yzlemeye gitmitim ama o, kendine yakr ekilde, beni yine
artmay baarm, te dnyadan bana seslenmekteydi. Elbet
bir gn anlayacaktm bunun ne manaya geldiini. Mezarn
gzelce temizletip, suluklarn doldurttuktan sonra bir gn ye
niden grebilmek dileiyle veda ettim dostuma.

Gerek ya da deil, "alternatif gemiimde" yaadklarm,


hayatm nemli lde deitirmiti. ncelikle daha bir e
kidzen vermitim kendime. Eskisi kadar imiyor, televizyo
nun karsnda vakit ldrmyordum ve inceden Sait Faik e
virilerine bile girimitim. En nemlisi, Paradise Yaynevi'ni
brakp, kk bir reklam ajansnda dzeltmenlie balam
tm. Memnundum iimden. Reklamcla yeteneim olduu
ortaya kmt ve ara sra yaratc grup toplantlarna dahi ka
tlmaya balamtm.

Bir gn, ajans bakan, senaryosuna mtevaz bir katkda


bulunduum bir reklam filminin ekimine davet etti beni.

204
Bir reklam yazarl kariyerinin ufukta belirdiini dnerek
memnuniyetle kabul ettim. Set ekibi harl harl alrken bir
kenara ekilip ileyii gzlemlemeye baladm. Ynetmen, ya
pmc, oyuncular, klar, kameraman ... kameraman . . . ka
meraman! Znk diye dikildim ayaa. Koarak kamerann ar
kasnda dimdik ayakta durmu, saa sola emirler yadran
elemann yannda bittim. Elimi omuzuna vurdum. "Yaman?"
Dnp bayla hafife selamlad beni ama kim olduumu ha
trlam gibi deildi. "Aziz ben," dedim. "Liseden."

"Ooo Azizciim, kusura bakma, tanyamadm," dedik


ten sonra bana sarlp iki yanamdan pt. "Ne iin var bu
rada yahu?"

"Ajansta alyorum," dedim. "Yeni baladm."

"ok iyi grdm seni."

"Vallahi ben seni daha iyi grdm Yamancm," dedim


bacaklarn iaret ederek. " Kazay duyunca ok zlmtm."

Yznde bir soru iareti bdirmiti eski arkadamn. "Ne


kazas?"

"Trafik kazas," dedim. "Bir haber kanalnda alyordun


yanlmyorsam . . . "

"Kartryorsun herhalde," dedi glerek. "Ben hi bir ha


ber kanalnda almadm. yle, kt bir kaza falan da geir
medim. Turp gibiyim, evvel Allah."

"Ama nasl olur Yaman? Hatrlyorum, lisenin pilav g


nnde bir sr insanla konutum, seni tekerlekli sandalyede
grdklerini anlattlar. Hatta bir daha hi yryemeyeceini
sylyordu herkes."

''Allah Allah . . ." diyerek kafasn kad. "Yahu, imdi sen


syleyince aklma geldi, bir ara Son Dakika d iye bir haber

205
kanalndan bir i teklifi gelmiti hakikaten de. Hatta evet, orada
alan bir ekibin trafik kazas geirdiini de hatrlyorum; bir
sr insan lmt. On, on be yl olmutur herhalde?"

''Ama sen orada almyordun?"

Ban hayr anlamnda iki yana sallad. "Ben istiyordum


aslnda da valide acayip kar kt. O ii kabul edersen, hak
km helal etmem falan diye kendini paralad. Sonra ite, film
irketlerinde almaya baladm. yi de olmu neticede . . . "

Kan basncm ykselmeye balamt. ''Annen neden o ie


girmeni istemedi acaba, biliyor musun?"

"Vallahi, ok acayip bir olayd o. Safra kesesi ameliyatn


dan kmt bizim valide, kendine gelir gelmez o muhabbete
girdi. Narkoz etkisindeyken aksakall bir dede mi grm, ak
sakall dede buna telefon mu etmi ne, o sylemi buna Yaman
o ie girmesin diye . . ."

''Aksakall dede?"

"Bilemiyorum ki," diye omuz silkti. "Ben de daha ziyade


film iine girmek istiyordum zaten, baktm ok zlecek an
nem, bo verdim, gitti. Kim bilir, belki o gn ben de kaza ge
iren o arata olacaktm, deil mi? Analarn hisleri ok acayip
oluyor, hakikaten . . . "

"ok," dedim.

Yaman prodksiyondan birilerine bir eyler anlattktan


sonra bana dnd. "Bir ara bulualm, iki kadeh bir eyler ie
lim, olmaz m?"

"Elbette, ok sevi nirim."

Bam dnyor, midem bulanyordu. Yaman'n syledikle


rine baklrsa, Nuran Hanm, olunun bana geleceklerle ilgili
kt haberi, benden ya da "aksakall dededen," bilinci yerinde

206
deilken almt. Kendisini aradmda ben de, benzeri bir du
rumdaydm. Belki de bilinlerimiz, koma halindeki insanlarn
iletiimini mmkn klan bir boyutta akmt? Ya da ne bi
leyim, belki hastanede kendime geldiimde, geride braktm
evrende deil, her eyin biraz daha farkl olduu bir nc
csnde amtm gzlerimi? yle ya da byle, ilk kez gemie
dnmn bugn deitirdiine tank olmaktaydm. Yolcu
luum esnasnda bir ekilde geree dokunmutum. Peki, ne
ekilde ve ne kadarna?

Biraz hava almak ve aklm toplamak iin setten kp d


arda bir banka ktm, serinkanllkla dnmeye altm.
1994 ylnn krk gnn iki kez yaam tm. kinci yaan
tmda, olaylara mdahale biimim, ilkinde olanlar deitir
mekle birlikte, 25 ubat 1994 tarihine kadar yaanan her ey,
her iki senaryoda da aynyd. lk hayatmda, o tarihten sonra
tiyatro almasna gitmediim iin Abdl'le tanmam, bu
yzden de, onun Nergis ya da Esat Bey'le aralarnda geenleri
hibir zaman renememitim ama bunlar o zaman da ayn
ekliyle yaanmt. Yani, Abdili, beni bulmak iin okula gel
diinde Nergis'le tanm, onunla birlikte Paradise Yaynevi 'ne
gitmi, burada kran'la laflam, onun sylediklerinden Esat
Bey'in evlilik d bir ilikisi olduunu karsam ve heriften
para szdrmaya almt. Sadece o seferinde, tabloda ben
yer almamaktaydm. Birden Abdl'n mezar tanda okudu
um cmle geliverdi aklma: "Grmek istiyorsan, nnden e
kil!" Ensemdeki tyler dikiliverdi. u an iinde bulunduum
hayatta olup bitenleri anlamak istiyorsam kendimi denklem
d tutmal, dier bir deyile, kendi nmden ekilmeliydim.
Gemie dnmde yaadklarm, bana o nokradan nce ger
ekleen ve nihayetinde Abd l ' n lmne varan olaylar silsi
lesini grebilmek iin gerekli ipularn sunmaktayd . Bu yak
lam, gerekten gemie yolculuk yapmamdan daha az tuhaf

207
olmamakla birlikte, her eye anlam kazandrmaktayd. Sanki
her ey, muzip bir sanatnn elinden km bir byk koz
mik tasarmn paralar gibiydi ve laf aramzda, o kiinin s
kender Doan olduundan fena halde kukulanmaktaydm.

Bir kez bu resmi grdkten sonra gerisini zmlemek o


cuk oyuncayd. Rumelihisar'ndaki ev ile yaynevi arasndaki
telefon trafii, Esat Bey'in gizli ilikisi, antaj mektuplar, Ab
dl' n szleri, Nergis' in palavralar . . . ve cinayet. Abdl, basit
dnmem gerektii konusundaki uyarsnda ne kadar da hak
lyd. Cep telefonumu kartp eski karm aradm.


Beikta'taki eski vapur iskelesinin yanndaki kayalarn s
tnde bada kurmu, sigara imekteydi Nergis. Kucana kr
mz bir gl braktktan sonra yanbandaki kayann stne
oturdum ben de. Gl alp burnuna gtrd. "Teekkr ede
rim. Pek romantik."

"Rica ederim," deyip bir sigara da ben yaktm.

"Hava ok gzeldi, ieride bir yerlere tkl kalmak iste


medim."

"Haklsn," dedim. "ok gzel bir akam."

"Eee? Ne var ne yok?"

"Esat Bey, ha? Hi aklma gelmezdi hakikaten . . . "

"Efendim," diyerek, bana evirdi baklarn ciddiyetle.

''Abdl olduunu sanmtm ama aslnda Esat Bey'le ili-


kin vard, yle deil mi?"

"Sen . . . bunu nereden rendin?" diye sordu byk bir a


knlkla.

208
"nemi yok," diye omuz silktim. "Abdl . . . hatta Saffet . . .
hepsini anlayabiliyorum ama Esat Bey'le sevgili olman! Ak
lm almyor."

"Sevgili falan deildik," diye bard Nergis. "Aptal aptal


konuma!"

"Ama aranzda bir eyler yaand, deil mi?"

Omuzlarn silkip, ac ac glmsedi. "Aptalca bir eyler,


evet . . . "

"Peki neden . . . neden Esat Bey?"

''Asla sevgili olamayacam biri olduu iin," diye bana dnd.

''Anlayamyorum . . . "

"Sen Glru'yla sevgili miydin?"

"Glru mu?" Ne yalan syleyeyim, H ibir anlam ifade et


memiti bana bu isim ilk anda.

"Beni aldattn kz," diye aklad Nergis. "Liseden arka-


dan hani . . . "

"Ne yani, benden intikam almak iin mi yaptn bunu?"

" ntikam deil de . . . hn, belki. Ya da deme gds . . .


Bilemiyorum. Nefret ediyordum senden, bir o kadar da sevi
yordum. Aklmdan karamyordum bir trl. Samalk ite.
Hibir mana tamyordu benim iin. Zaten ok ksa srd. Ve
bir faydas olacaksa syleyeyim, vicdan azabndan lyordum."

Kadnlar, diye dndm . . . ve byle dnmeye bala


yan her kaz kafal erkek gibi dncelerim o noktada tkand .
" Peki ya Abdl?" diye sordum. "Onu ldrmenin bununla bir
ilgisi vard, deil mi?"

Yz kire gibi oluvermiti bir anda. "Aziz . ". .

209
"Korkma," dedim. "Seni ele verecek deilim. Bunun iin
ok fazla ey yaadk. Sadece bilmek istiyorum, neden ve na
sl ldrdn Abdl'?"

Nergis baklarn denize evirdi. nkara yeltenmesinin bir


manas yoktu. Bunun iin fazlasyla iyi tanmaktaydk birbiri
mizi. Eli aya zangr zangr titreyerek derin bir nefes ekti si
garasndan. "Onunla defalarca konumaya altm," dedi. "e
nesini kapal tutmas iin yalvardm, aladm . . . dinlemedi."

"Esat Bey'e antaj yapmay kesmesi iin?"

"Onu da biliyorsun, demek?" dedi aknlkla. "Hayr, o


yzden deil. O i bitmiti. Abdl, yaynevindeki sekreter kz
lardan biriyle ene yaparken Esat'n bir ilikisi olduunu tah
min edip, adama bir antaj mektubu yazm; yar aka yar
ciddi. Kzn kim olduu konusunda bir fikri yok tabii. Esat ise
haliyle, mektubu yazan kiinin bunu benden rendiini d
nm, senle birlikte ona komplo kurduumuza kanaat ge
tirmi. Beni arayp bard, ard, alad, tehdit etti . . . Neye
uradm ardm."

"Bunu yapann Abdl olduunu nasl anladn peki?"

"Kendisi syledi; senin patrona bir oyun atm, felei a


acak diye. Abdl'n evine gittim bir akam, bu aptalla bir
son vermesini istedim. O zaman o da anlad tabii . . . "

"Esat Bey' le aranzda . . . bir eyler olduunu?"

Bayla onaylad. "Baktm Abdl' n beni dinleyecei yok


gittim Esat'a anlattm her eyi."

"Sonra?"

''Adamn biri gelip, bir temiz benzetmi bunu."

''Ama bir ie yaramad, deil mi?"

210
"Bilakis, bir daha yeltenmedi yle bir ey yapmaya. Ben
zaten dalgasna yazdm o mektubu falan diyordu ama bence
gz korkmutu epey. Bir de tabii, kendisini ele verdiim iin
fena halde kzmt bana."

"yleyse, neden?" diye inledim. ''Anlayamyorum . . . "

"Bir gn beni arad Abdl. Okula gelip, seninle konuaca


n, Esat'la aramzda geenleri sana anlatacan syledi. Ah
laken bunu yapmakla ykml hissediyormu kendisini! Aziz'i
bu ie kartrma, Esat meselesi geride kald, yok yere ilikimizi
mahvedeceksin dedim. Senin Glru hikayesi, ardndan bu . . .
zaten ilikimiz pamuk ipliine balyd ve biliyordum, her e
yin sonu olacakt." Dudaklarn srp, burnunu sildi. "Neyse
ite . . . Bir sabah Abdl ' n evine gittim yine; yz yze konu
ursak belki ikna edebilirim diye. Aptallk tabii. Bouna dil d
kp durdum bir saat. Beni duymuyor gibiydi. Pimi kelle gibi
srta srta ayn eyleri tekrar edip duruyordu. Neymi? Yalan
lar zerine doru bir iliki kurulamazm, ikiyzllkleri ortaya
karmak onun vazifesiymi, <lavranlarn neticeleri varm . . .
fkeden ldracak gibi olmutum. Tam evinden kacakken
masadaki ba grdm. Ba elimde hissettim ve . . . " Yut
kundu, ac ac glmsedi. "Biliyorsun ite; gzm karard."

skeleye yanamakta olan Kadky vapurunun ddyle


kayalardaki martlar drt bir yana kaverdiler. " Peki . . . bunu
bilen kimse var m?" diye sordum sesim titreyerek.

"imdiye kadar senden baka phelenen kmad dorusu,"


dedi. ''Anlayamyorum, bunca yl sonra sen nasl anladn?"

"Malum oldu diyelim," dedim. "Son bir ey daha sormak


istiyorum sana. Yaptna piman msn?"

"Pimanlk kadar manasz bir duygu yoktur," diye yant


lad eski karm. "Bugn olsa ayn eyi yapar mydm, bilemem;

21 1
bunun bir nemi de yok. Ama o gn, seni zmesine izin ve
remezdim."

"Benim iin . . . bizim iin birini ldrdn," dedim g


lkle yutkunarak.

"Bir daha, sonsuz akndan dem vurup s zlanmadan nce


bunu hatrla, olur mu? Kaybettiin, kaybettiimiz eylerin tek
sorumlusu sensin." Ayaa kalkp, stn ban silkeledi. "Be
nim bu vapura yetimem gerekiyor."

Birlikte iskelenin nnde ylm kalabaln arkasna ge


tik. "Endie etmene gerek yok," dedim. "Srrn sonsuza kadar
bende sakl kalacak. Sz veriyorum."

"Byle szler vermemelisin," dedi Nergis, gl elime geri


singeri tututurarak. "Zaman ok eyi deitiriyor."

"Ne tuhaf," dedim. "Ben bu an daha nce de yaamam


tm sanki."

Usulca yanam okad . "Seni sevmiyorum."

"Ben de," diye karlk verdim, glmseyerek. "Ben de seni


sevm iyorum."

Hasretle kucaklatk. Yelken a lmadk rzgarlar kadar


mahzun, o rzgarlarda hrdayan yapraklar kadar mesut idik.
zerimizde melekler dans etmekteydi.

212
Kitaptaki blm balklar, A merikal rock grubu
Nirvana tarafndan seslendirilen, ayn adl paralardan alnmtr.
Alper Cangz
1969, sta n b u l dou m l u d u r. Koyu siyah sa l ,
beyaz ten l i olup, n a rince b i r bnyeye sa h i ptir.
B a m l la yatkn ve b i raz da m sriftir.
ocukken, bir u bukla d rt l nce tostoparlak
hale gelen tespih bce i n i ilk grd n de,
h ayat ne kadar m uazzam bir ey d iye

d n m tr. Ne yaz k ki, b u t rden ok fazla


hatras yoktur. Ekseriyetle yu m u a k tabiatl,
gle ve arkada c a n l s d r a ncak bazen, d u rup
d u rurken aklna b i r ey gel iverir, gzleri dolar.
Tansanz sevebi l i rsi niz; ok yakndan deil de,
b i raz ta nsan z. Kz Ada 'ya pek dkndr ve
i i n dorusu ondan azck d a ekin i r.
Bir konuda harekete gemek i i n henz ge
ol m a d gibi b i r u m uda ka p l rsa, hemen
a rd n d a n an layverir ki, byle d n d ne
gre, i i ten gem i tir. Z a m a n n d a d a h a fazla
m atematik renme m i o l m a k ve baz baka
kon u l a rda pima n l klar m evcuttur. ht i m a l ki,
kend i etm i ken d i b u l m utur.

You might also like