You are on page 1of 98

cimizdeki Erkek

ezaevindeki havalandrma avlumuz dikdrtgen


C eklindeki beton bir kuyu gibi. Drt metreye sekiz
metre kadar bir ey. Yrmekle bitirilebilecek gibi de
il. Sabah bala yrmeye, akama kadar bir yere vara
myorsun. nsan olarak iki kii kullanyoruz buray; ben
ve Abdullah Zeydan vekilimiz. Ancak sadece bizim ba
bamzn mal deil havalandrma, karncalar ve rm
ceklerle mterek yararlanyoruz. Daha dorusu cezaevi
onlarn yuvasnn stne yaplm da asl ev sahipleri
onlarm gibi davranyorlar bize. ok da haksz deiller
bu konuda aslnda. Tabii biz de efendiliimizi bozmu
yoruz, karlkl saygya dayal bir ilikimiz var.
Karnca kolonisinin muazzam ibirliine dayal
azimli abalar yaama sevinci veriyor insana. Kesintisiz
bir mcadeleyi cokulu bir tempoda yrtyorlar. Ce-
zaevinin kasvetli kelerinde sessiz sedasz, grkemli bir
yaam ina ediyorlar. rmcekler ise karncalara gre
daha souk yaratklar. Pek hareket ettikleri yok. "G
naydn," diyorsun mesela, adam iplemiyor bile. Yani
ipliyor da, iplerini hep a rmek iin kullanyor.
Bir de sereler var tabii. atnn kenarnda bulduk
lar akla yuva yapm bir ift sere. Yuvaya gagala
rnda gnlerce al rp tadlar. Ve gerekten de dii
olan daha ok alyordu. Erkek olan ise arada bir ga
gasnda ufak bir dal parasyla ortalkta dolayordu.
Yuvann giriindeki tel rglere tneyip artistlik yap
yordu en fazla. Tabii, gnahn almayaym, belki de g
revi oydu.
Yuvann inaat on gn kadar srd. Bu arada biz
de pencerenin kenarna su ve ekmek krntlar koyarak
kendilerine yardmc olduk. Serelerden dii olan bir
ara, "Abi, Allah sizden raz olsun, bizim snepeye kalsa
yemek iini hayatta halledemez, bir de yemekle ura
mak zorunda kalrdm," dedi. "Bana m sylyorsun
bacm?" dedim aknlkla. "Evet, size sylyorum, an
layabiliyor musunuz beni?" dedi. Kulaklarma inana
madm gerekten. ocukken yarm yamalak rendi
im kudilini unutmamm demek ki. "Laf m olur
hanmefendi," dedim, "inaattr tanmadr derken bir
de yemekle uramayn, diye dndk. Bir ihtiya
olursa ekinmeyin ltfen. Komuyuz burada nihaye
tinde," diye de ekledim. "Sa olasn abi," dedi. Biz by
le konuurken erkek olan yuvadan kt. "Kimle konu
uyorsun kz sen?" dedi eine. "Hi," dedi dii olan.
"Yemek iin teekkr ettiydim komuya. " "Gir ieri!"
14
diye bard kadnn yzne erkek sere; mesele uzama
sn diye sineye ekip yuvaya girdi hanmefendi. Beriki
ise bana dik dik bakp, "Buyur karde, bi ey mi vard?"
diye sordu daylanarak. "Yok abi, ben yengeye hani bi
ihtiya" . . . "Taam uzatma, varsa bi mesele bana syler
sin," dedi serte. "Oldu abi, o zaman size iyi gnler , "
deyip yavaa kapadm pencereyi.
Birka gn sonra yengenin doum yaptn anla
dk: yuvada iki yumurta vard. Bizim komularn ikizle
ri olacakt, ift yumurta ikizleri. "nallah ocuklar ba
balarna ekmezler," dedim iimden.
Normalde cezaevinde i yumurta bulundurmak
yasaktr. Lakin pimiinden de yavru kmyor. Anla
lan hayat yasaklarn iinden boy verecekti burada da.
Bu arada yenge hanmn hamile haliyle alp yuvay
yapt anlalyor. Beyefendi etrafa posta koysun anca.
Geen sabah serelerin abartl grltsyle uyan
dm. Havalandrma kapmz henz almamt. st
kat penceresinden yuvay daha iyi grebiliyoruz. Kalk
tm, ne oluyor diye camdan baktm. Bir feryat figan ki
kulaklar sar edecek gibi. Sanrsn bir yerde gsteriye
mdahale balam, "Kaz atmayn, kaz atmayn," diye
birisi baryor1 Dn erkek sere yuvann etrafn sar
m, bir azdan cikcikleyip duruyorlar. Komumuz ift
de canhra bir mcadeleyle yuvalarn korumaya al
yorlar.

1 Yazar, burada Sm Sreyya nde(in aksan nedeniyle gaza kaz demesine atf yap
maktadr (y.n).

15
Grltden anladm kadaryla gelenler "devlet ku
u"ydu. Tylerini kabartndan amirleri olduu anla
lan, "Bak kardeim, ruhsat olmadan yuva yapmsnz,
lam cimi yok, ya yuvanz ykacaz ya da yumurtadan
knca bir yavruyu ceza olarak ku devletine vereceksi
niz!" diye resmi bir tonda baryordu. Dier devlet
kuu da "Evet evet, vereceksiniz" diye amirlerini onay
lyordu. Dii ku yuvann giriinde kanatlar yar ak
ekilde, "Benim canm almadan ne yuvam ne de yav
rularm alabilirsiniz," diye kararl bir ekilde direniyor
du. Erkek arkada ise "Evet, Hanm doru sylyor,
O'nun cann almadan yavrumuzu bizden alamazsnz,"
diyerek itiraz m rica m olduu pek anlalmayan bir
tonu tercih etmiti.
Amir ve ykm ekibi emberi iyice daralttlar. "Sizi
bir daha uyarmayacam," dedi amir. "Hkmetin
emirlerine biat etmezseniz ikinizi de hapse attrrm."
Bunun zerine komu ift ayn anda dnp bana bakt,
gz gze geldik. "Ne diyon komu, ne yapak imdi?"
der gibiydiler. "Yalla, direnin bence," dercesine baktm.
Dii olan "Son nefesime kadar direneceim!" diye ba
rd cesurca. Erkek olan daha gr bir sesle "Son nefe
sine kadar diren Hanm!" diye ekledi. Dii ku bir an
bile tereddt etmeden kafa gz dald resmiyete. Tel r
glerin arasnda inanlmaz bir kargaa, tam bir kaos ya
anyordu. Drt devlet kuuna kar bir dii kuun di
reni destan yazlrken erkek arkada kenardan srekli,
"Amirim bi dakka, amirim bi dakka, olay karmaya

16
gerek yok. Zaten iki ocuk fazla gelir bize," diyerek,
yalvarr gibi zplyordu. Bir ara kavgann ortasnda dii
ku erkee yle bir bak att ki erkek olan tylerinin
iine saklanp kuba kadar kald. Abartsz sylyo
rum, neredeyse on dakika boyunca dii ku, tek bana
direne direne, dn resmi kuu havalandrmadan kov
du. Dakikalarca yaanan iddetli saldrya ramen dii
kuun yuvay ve yumurtalarn koruma azmi gerekten
inanlmazd. Kof kabadaylk taslayan hemcinsim bana
b akyordu. "Hi bakma yle bana Hamza karde (bu
arada adn Hamza koydum) , nce iindeki erkei felan
ldrmen lazm," dedim. Hamza bo bo bakt bana,
bir ey demedi imdilik. Yeni bir gelime olursa yazarm
artk.

17
Seher

S
eher ablalarnn yourduu knay gece yatmadan
nce avularna srp eski oraplarn eldiven gibi
ellerine taktktan sonra girdiler yataklarna Pnar'la Ka
der. Biraz sonra Seher de gelip uzand yer yatandaki
kardelerinin yanna. Mutluluktan uyku tutmuyordu
gzlerini bayram sabahna uyanacaklar diye. Pnar, yeni
elbisesini dnmekten alamyordu kendini. Ona ilk
defa yeni bir elbise alnmt, imdiye kadar hep Ka
der'in klen elbiseleriyle yetinmek zorunda kalmt.
Kendini yeni elbiselerin iinde dndke ii iine
smyordu. Kader'e de yeni ayakkab alnmt bay
ramlk niyetine. Onun hali de Pnar'dan farkl deildi.
Kkrdayp durdular yorgann altnda gece yarsna ka
dar. Seher ablalarnn kzmalarna da aldrmadlar. Ho,
ablalarnn kzmasnn yalancktan olduunu bilmiyor
deillerdi. Kyamazd onlara Seher ablalar. Sonunda,
ikisi de bitkin dtkten sonra, ablalarna sarlp uyu
dular.
Seher'in uykusunu karansa baka bir eydi. Hay
ri'nin pastanede buluma teklifini kabul etmiti. Ayn
konfeksiyon atlyesinde alyorlard Hayri'yle. Arife
gn olmas nedeniyle yarm mesai yapmlard. Atlye
k Hayri yanna yaklam, utana skla buluma tek
lif etmiti. Aslnda nicedir bekliyordu Seher bu teklifi.
Uzun zamandr atlyede gizliden gizliye bakp duru
yorlard. yerinde dedikodular kmt bile. Hi kim
senin gznden kamazd atlyede byle eyler.
Seher de evlilik ann gelip getiini dnyordu.
Yirmi iki yandayd. Evde kalma korkusunu zaman za
man hissetmeye balamt artk. Onun yatlar on se
kizine gelmeden evlendirilmi, oluk ocua karm
lard. Geri Seher'in de bir iki isteyeni olmutu ama o
istememiti. Hayri'ye kan kaynamt ite.. Uzun boyu,
dalgal salar, kaln dudaklaryla yakkl bile saylrd
Hayri. Neredeyse sekiz aydr ayn yerde alyorlard.
Aslnda kendisi drt yldr bu atlyede iiydi. Hayri ise
askerliini bitirdikten sonra burada almaya balam
t.
Tatl bir telan evde yaratt grltyle sabah er
kenden uyandlar. Seher' in babas Gani, kendisinden
ya byk abisi Hadi ve on be yandaki kardei
Engin, bayram namaz iin evden kyorlard. Onlar
ktktan sonra Pnar ve Kader lavaboya koup ellerin
deki kurumu knay ykadlar. Bayram sabahnn ver-

22
dii enerji dnda hibir ey kck ocuklar sabahn
krnde bu kadar canl ve neeli klamazd. Seher de
yakt knay ykadktan sonra baclarna yardm etti,
iyice temizlediler knalar. kisinin de elleri nar gibi k
zarmt. Minicik avularn koklayp koklayp pt
Seher ablalar. Anneleri Sultan ise mutfaa girmi, kah
valt hazrlna balamt bile. Erkekler camiden dn
dnde kahvalt hazr olmalyd. Seher, annesine yar
dm iin mutfaa giderken kk afacanlar da bayram
lklarn giymek iin odaya kotular. ki ayr odada serili
yer yataklar arabuk toplanm, yer sofrasnda kahval
t hazrlanmt. Bayram gnleri dnda hibir zaman
btn aile birlikte kahvalt yapmazd. Erkekler camiden
dnnce nce hepsi bayramlatlar. Sultan Ana dahil
hepsi Gani Baba' nn elini pt nce. Babalar ise sade
ce Pnar ve Kader'i kucaklayp ptkten sonra bayram
harlklarn verdi. Sonrasnda ocuklar annelerinin eli
ni perken Sultan Ana uzun uzun sarlp pt btn
ocuklarn. Kardeler de birbirleriyle pp bayram
latlar. Pnar ve Kader byk ahileri Hadi' den de bay
ram harl kopardlar. Seher de kzdn bilmesine
ramen kk kardei Engin'e sarlp uzun uzun pt.
Normalde Engin kyameti koparrd ama hem bayram
d hem de sarlp pen Seher ablasyd. ok severdi ab
lasn, ablas da ona ayr bir dknd, her zaman ze
rine titrerdi. Seher czdanndan para karp Engin'in
bayram harln da kendisi verdi. Engin nce almak
istemedi ama ablas srar edince skca sarlp pt, son
ra da ald harln. Btn aile keyifli bir sohbet eli
inde yaptlar kahvaltlarn.

23
lene kadar komularla karlkl bayram ziyaretle
ri tamamlanm, evin erkekleri ayr ayr kp dar
gitmilerdi. Seher'in Hayri'yle bulumasna saat var
d fakat annesine dar kacan hala sylememiti.
Sultan Ana ocuklarna ok dknd ama Seher'in ye
ri ayryd. Seher onun sadece kz deil, can yolda, sr
da, dert arkadayd. Seher' e kar dier ocuklarna
olmad kadar toleranslyd. Bir iki tembihten sonra
uurlad kzn,. nereye gittiini sormad ama tahmin
edecek kadar tanyordu Seher'i.
Adana Adliyesi' nin karsndaki pastanede Hayri' yle
bulutular. eri girdiinde Hayri tek bana bir masada
oturuyordu, kalkt elini skt Seher'in. "Ho geldin,
bayramn mbarek olsun," dedi. Seher de "Ho bul
duk, senin de mbarek olsun," diye karlk verdi titre
yen sesiyle. Heyecandan ter basmt Seher'i. lk defa
biriyle buluuyor, ne yapacan, nasl davranacan hi
bilmiyordu. Yllardr evden ie, iten eve gidip gelmek
ten ibaretti hayat. Atlyedeki kzlar zaman zaman anla
trlard byle eyleri ama bizzat yaamak baka bir ey
di. Neyse ki Hayri olduka rahatt. Seher'in kalp atlar
normale dnnceye kadar havadan sudan konutu
Hayri. Sonra biraz kendi ailelerinden ve gemilerinden
konutular. Konutuka ald, rahatlad Seher. Sanki
yllardr Hayri'yle birliktelermi gibi gvende hissetti
kendini. . Bunda elbette Hayri' nin pay bykt. Ko
numasyla adeta bylemiti Seher'i. Belli ki Hayri bu
konularda deneyimliydi. Ama olsun, normaldi, sonuta
erkekti Hayri. Tabii ki baka kzlarla da grm ola-

24
bilirdi. nemli olan u an kendisiyle bu kadar gzel ve
etkileyici konuuyor olmasyd. Hayri konuurken ba
n ne eiyor, Seher de frsattan yararlanp iyice ince
liyordu onu. ki saatin sonunda pastaneden kp veda
latklarnda Seher'in ayaklar yere basmyordu, galiba
ak olmutu. akirpaa'daki evlerine yryerek dnd.
Yol boyunca Hayri' den baka bir ey dnemedi.
Bazen yanaklarnn kzardn hissediyor , bazen de
ba dnyordu. Bu yasak ve gizli bulumann bys
eve yaklatka yerini korkuya brakt. Babas ve Hadi
abisi duysa bacaklarn krarlard. O yzden dikkatli
olmal, hi kimseye bir ey fark enirmemeliydi. Anne
sine bile almay gze alamazd imdilik. Eve vardn
da erkekler henz dnmemiti. Annesi de bilerek bir
ey sormad, gn gelince anlatrd kz nasl olsa.
Erkenden yataklar serdiler, Pnar'la Kader gnn
yorgunluundan baylr gibi uyudular hemen. Seher de
uzand yanlarna ama saatlerce Hayri'yi dnp hayal
ler kurdu. Dnn dnd, gelinliini . . . ev eyala
rn dizdi yerlerine, evlerinde Hayri'yle hahaa dn
d kendini, utancndan yanaklar al al oldu. Ne zaman
uykuya daldn fark etmedi bile.
Sabah kahvaltda yine btn aile bir aradaydlar. lk
gnn neesi yoktu ama yine de keyifliydi aile. Seher o
kadar dikkatliydi ki biriyle bulutuunu olur da anlar
lar diye hibirinin yzne bile bakmyordu. Sofrada
birbirinin yzne bakamayan iki kii daha vard. Gani
Baba ile Hadi Ahi. Dn gece Adana genelevinde kar-

25
lamlar, birbirlerini grmezden gelerek geip gitmi
lerdi. Ama ikisi de birbirini grdklerinin farkndayd.
Bu gibi durumlarda erkekler arasnda yaplan zmni an
lama gerei byle bir ey yaanmam gibi davranacak
lard. Yine de kahvaltda birbirlerinin yzne bakma
m, tek kelime dahi konumamlard. Bir yldr nianl
olan Hadi'nin bu yaz yapilacak dnne dair sohbet
ler ise iyice bunaltmt ikisini de.
Bayram sonras iba yaptklarnda Seher'in yrei
kpr kprd. Gn boyunca gzn Hayri'den ayra
mam, len de yemekhanede ayn masada oturmu
lard. yerindeki dier erkeklere baknca kendini ansl
hissediyordu. nk en yakkllar, en iyi kalplileri
Hayri'ydi ve Hayri bunca kzn iinden onu semiti.
Bir peri masalnn iindeymiesine saatler gemesin is
tiyordu. Akam mesai bitince birlikte ktlar atlyeden.
Seher vedalamak isterken Hayri utanga bir edayla,
"Arkadalar arabayla beni almaya gelecekler, istersen
seni de eve brakalm," dedi. "Zahmet etmeyin," dedi
Seher. "Ne zahmeti, zaten sizin oraya doru gidiyoruz,"
diyerek ikna etti Seher'i. "Tamam o zaman, ama soka
n banda braksanz yeter," dedi Seher. Kaygsn an
lam gibi, "Tabii ki, nerede istersen orada brakrz,"
dedi Hayri.
Hayri arkadalaryla tantrmad arabaya bindikle
rinde. Sadece selamlatlar birbirleriyle. Arabay kulla
nanla nde oturan arada bir fsldaarak konutular.
Hayri de pek konumad Seher'le, nereye gideceklerini
de sylemedi ofr olana. Ana caddeden Balcal Kava-

26
'na saptklarnda hava kararmt. Seher telala atld,
"Yanl gittiniz, ben akirpaa'da oturuyorum," dedi.
"Merak etme, baraj yolunda bir tur atp hava alalm
dedik, sonra eve brakrz seni, hem biraz deiiklik
olur," diyerek rahatlatmaya alt Hayri. "Ama fazla
ge kalmayalm, evden beklerler beni," dedi Seher, te
dirgin bir ekilde.
Bir mddet gittikten sonra aniden ormanlk bir yola
sapt araba. Seher'in kalp atlar hzland. Ormanlk
alanda biraz ilerledikten sonra durdular. "nip biraz ha
va alalm, orman havas iyi gelir," dedi Hayri. "Hayr,
ben inmek istemiyorum, hemen eve gitmem lazm,"
dedi Seher, rkm bir halde. Hayri kolundan skarak
dar ekti Seher'i. "nmeyeceksen ne diye bindin ara
baya lan!" dedi bararak. Seher bu sesin Hayri'den mi
yoksa dierlerinden mi ktn anlamad. Bu ses Hay
ri'nin sesi olamazd. Dier ikisi de arabadan inip geldi
ler yanlarna. Biri beline sarld Seher'in, dieri salarn
avulad. Hayri'nin de yardmyla yere devirdiler. Biri
ayaklarn, dieri ellerini tunu bileklerinden. Nefes
alamyordu, barmak istedi ama sesi kmyordu boa
zndan. Dnya durmutu, her ey durmutu, bir tek
Hayri hareket ediyordu.
Bir kaldrmn kenarnda kendine geldiinde nce
ryada olduunu sand, uyanmaya alt ama uyankt.
st ba ynlm, bacaklar kan iindeydi. "Bir araba
arpt bana galiba," diye dnd. yle olmalyd, ak
lna gelen ey olamazd, araba arpnca baylp kabus
grdm herhalde, diye geirdi iinden. Sokak ok sa-
27
kindi. Kk sanayi blgesinde bir yerdi, tam olarak
nerede olduunu karamad. Araba seslerine, ana cad
deye doru yrd. Caddeye knca nerede olduunu
anlad. Eve yakn bir yerdeydi. Yrmeye balad, hi
bir ey dnmemeye alyordu. Kapy annesi at,
aar amaz ac bir lk att, sarld, sonra sordu dur
makszn: "Ne oldu kzm sana? Ne oldu yavrum?"
Konuamad Seher, sesi boaznda dmlendi.
Evin erkekleri henz dnmemilerdi. Semt pazarn
da sebze tezgahlar vard, sabah erken kar, akam ge
dnerlerdi. Banyoya gtrd annesi Seher'i. Pnar'la
Kader korkulu gzlerle baktlar ablalarna. Kznn kya
fetlerini karp vcudundaki morluklar, kanlar
grnce gzyalarn tutamad Sultan Ana. Kznn sa
larna gmd yzn; alad, alad . . . Tas tas scak su
lar dkt kzna; gzyalar dinmedi, kart suya. Gz
yalaryla ykad kzn, salarn tarayp tarayp yeniden
ykad. Seher kendine gelir gibi oldu, yrek yakan bir
feryat duyuldu, saatlerdir Seher'in boazndan kan bu
ilk ses btn soka inletti. Ana kz birbirlerine sarld
lar; olanlara, olacaklara aladlar, aladlar . . .
Seher'i kurulayp pijamalarn giydirdi, yatana ya
trp yorgann rtt, baucunda oturup salarn okar
ken dualar okudu annesi. Pnar'la Kader bir keye
sinmi halde izlediler olanlar. Seher uyudu. Tatl, hu
zurlu bir uykuydu, annesinin kucandaki bebek gibiy
di, yznde yorgunlllk vard sadece. Kzn yavaa b-

28
rakp kalkt annesi, kk kzlar da alp sessizce kt
odadan.
Biraz sonra kap ald sene. Gelenler evin erkekle
riydi. Komular arayp haber vermilerdi. Kimi Seher'i
kanlar iinde sokakta grdn, kimi evden gelen
lklar anlatmt. Telala komulard eve. "Seher' e ne
oldu?" diye sordu Gani Baba. "imdi uyuyor, iyidir,"
diye geitirdi Sultan Ana. "Ne olmu peki?" diye tek
rar sordu baba. "Ne olmusa olmu artk," dedi ban
dik tutarak Sultan Ana. Baba ve Hadi donup kaldlar,
Engin ne olduunu anlamad. Gani Baba, Hadi'ye d
np ikiletmeden, "Amcalarn ara, hemen gelsinler,"
dedi. Sultan Ana yalvard, "Bu saatte kimseyi aramayn,
sabah ola hayrola," diye. "Bu iin hayr erri yok," dedi
baba, "olacakla lecee are yoktur," diye de ekledi.
Ayaklarna kapand Sultan Ana kocasnn, "Benim yav
rum gnahszdr Gani, kyma yavruma," diye dil dkt
ama en kk bir yumuama belinisi gstermedi koca
s.
ok gemedi, Seher' in ayn mahallede oturan iki
byk amcas geldi eve. Erkekler bir odaya kapanp tar
ttlar bir mddet. Sultan Ana kznn yanndan ayrl
mad, salarn pe koklaya, alayarak, sessizce oturdu
baucunda. Amcalar hibir ey demeden kp gittiler.
Hadi girdi Seher'in uyuduu odaya, "Sen dar k
ana," dedi. "kmam olum, kzm brakmam, nereye
gtryorsanz beni de beraber gtrn," diye kararl
bir ekilde meydan okudu Sultan Ana. "Sen araya gir-

29
me ana, bu senin iin deil, namus bizim namusumuz
dur," dedi Hadi. "Sizin namusunuz batsn," diye ba
rd Sultan Ana, "benim kzm gnahszdr, uzak du
run kzmdan." Seher yar baygn bir ekilde gzlerini
at, abisiyle gz gze geldiler. kisinin de gzleri doldu
ama Hadi yzndeki sert ifadeyi bozmad. Anlad Se
her her eyi, kalkt yavaa banyoya girip giyindi. Gi
yindikten sonra anasnn yanna dnd, vedalamak
iin abisinden izin istedi. Odadan kt Hadi. Seher a
nasna sarld sk sk, alamaktan konuamadlar. P
nar'la Kader de korkmu, alyorlard. Seher kk ba
clarna defalarca sarld, koklad, pt, "Ablanz
unutmayn olur mu?" dedi. Ne olduunu tam anlaya
masalar da kt bir ey olduunun farkndayd ocuk
lar, inmek istemediler ablalarnn kucandan. Babalar
seslendi dardan, "k dar, gidiyoruz!" dedi. Sultan
Ana kzn arkasna saklad, "nce beni ldrn," dedi
serte. Kocas bir tokatla yere ykt Sultan Ana'y, "e
kil urdan!" diyerek kfrler savurdu. Yerden kalkma
dan ayaklarna atld kocasnn, yalvard, dvnd, pa
raland, ama kar etmedi, bana msn demedi kocas ...
Seher'in yzne bile bakmadan eliyle kapy gsterdi.
Ban ne eip yrd Seher. Darda bekleyen kam
yonetlerine bindiler hep beraber. Komular perdelerini
aralayp sessizce izlediler Seher'in gtrln.
Yol boyunca kimseden t kmad. Seher, Engin'le
birlikte arka koltukta oturuyordu, Engin'in elini sks
k tutmu, brakmyordu. Engin, babasnn korkusu

30
olmasa ablasna sarlmak istiyordu. ehir dnda bo
bir arazinin kenarnda durdular. nce Seher indi, di
erlerinin inmesini bekledi. Gzel, duru yz ayyla
aydnlanmt. Babalar en nde, arkasnda Seher, onun
da arkasnda Hadi, en arkada Engin, tek sra halinde
arazinin ilerine doru yrdler. Adana'nn ayaz top
ra dondurmutu. Sert topraa basarken kardklar
sesler dnda bir ey duyulmuyordu. Babalar durdu,
arkadakiler de . . . Dnd Gani Baba, silahn ekti be
linden, Engin'e uzatt. Ba yana dt Seher'in, ilk de
fa metanetini kaybetti, "Baba, sana kurban olurum En
gin'ime kymayn, o daha ocuktur baba, hapislere da
yanamaz, ben kendimi ldreyim baba, brak ben ken
dimi sana kurban edeyim, sen Engin'imi bana kurban
etme baba," dedi yalvararak.
Gani Baba gzyalarna engel olmaya alarak, "Al
olum, al Engin, bu i burada bitsin," dedi serte. En
gin uzand ald babasnn elindeki tabancay; aknl
ve korkusu yznden okunuyordu. Hava souktu, En
gin ocuktu, tabanca ard, titriyordu eli. Hadi Abisi
"Diz k!" dedi Seher'e, duygularn gizlemeye ala
rak. "Msade et, elini peyim baba," dedi Seher, bitkin
bir halde. Elini uzatt babas, pp alnna gtrrken
"Hakkn helal et baba," dedi. Bir eliyle gzlerini kuru
lamaya alan babas zorlukla, "Helal olsun kzm, sen
de helal et," diyebildi. "Helal olsun," dedi Seher. Dn
d Hadi abisine sarld; helallik istedi, put gibi sessiz,
hareketsiz durdu Hadi. Engin'e sarld en son, silah ye-

31
re brakp ablasna sk sk sarld Engin de. Defalarca
pt kardeini Seher, salarnn kokusunu derin derin
cierlerine ekti, brakmad.
Diz kt yere Seher, silah yerden ald Engin, abla
snn ensesinin stne dayad namluyu, namlu titredi.
"Ben sana kurban olurum Engin'im," dedi Seher.
"Korkma, ablas kurban, hibir eyden, hi kimseden
korkma, hapiste salna dikkat et," diye yreklendirdi
kk kardeini.
Engin gzlerini skca kapad, "Seher Ablaaaa!" diye
bard, sesine silahn sesi kart, uzaktaki kavaklardan
bir karga srs havaland. Yzkoyun yere devrildi
Seher, scak kan ukurova'nn donmu toprana
dedi, akt buzun stnde, elinin knasna kart.
erkek, akamst ormanda hayallerini ald Se
her'in.
erkek, geceyars bo bir arazide cann ald Se
her'in.

32
Temizlikci Nazo
'

u grdnz Reno Steyn bizim mahallenin ara


bas, iindekiler de mahalleden ocuklar. Halime
Teyze'nin oullar bunlar. Direksiyondaki en byk
olan Yusuf, Yusuf un kardeleri, biri de amcaoul
lar Muhittin, bagajdaki bcrk ise Muhittin'in olu
Sleyman. Al kanonpiyer ii yaparlar, bagajdaki mal
zemeler onun iin. buldular m zehir gibi alrlar,
ok da iyi bir ekiptirler. Ellerinde srekli i olmaz ama.
i Yusuf bulur, taeronlarn ou tanr Yusufu, salam
delikanldr. Ortaokul terktir, mahalleden Sheyla'yla
nianldr. -Sheyla, Orhan Amca'nn kzdr, Orhan
Amca emekli hademedir. Yeil yand bu arada, hareket
ettik. Sleyman son anda fark etti, bagajdan el sallad
bana. Ben de el salladm halle otobsnn iinden.
Benim adm Nazan. On sekiz yandaym, ortaoku
lu bitirdim ama liseye gidemedim. Benden kk iki
kardeim var. Anam bytt bizi. Babam Mamak Be
lediyesi'nde alrd, ben be yandayken ld. ok iyi
bir motor ustasym, belediyenin makina atlyesinde
bakma alnan bir otobsn altnda alrken kriko yan
yatm. Babam ldnde annem sekiz aylk hamiley
di. Babamdan yetim maa kald bize, bir de otomobil
dergileri. ok meraklyd arabalara. Her ay araba dergi
si alr, gazetelerden araba fotoraflar kesip biriktirirdi.
Hayalindeki araba siyah bir "Mustang" di. Afiini mut
fakta duvara yaptrmt. Hep, bir gn mutlaka bir
araba alacam dermi anneme. "Mustang" afiini hi
skmedi yerinden annem, halen durur. Babamdan ka
lan araba dergilerini okuyarak bydm, arabalara me
rakm ordan gelir.
Annem evlere temizlie giderdi, yetmezdi nk ye
tim maa. Ortaokuldan sonra ben de bazen annemle
birlikte temizlie gitmeye baladm. Kardelerim Nebile
ve Glbahar' komumuz Hasret Teyze'ye brakrdk
byle zamanlarda. Temizlik iini iyice renince an
neme, "Sen gitme artk, ben alacam," dedim. Bir
yldr evlere temizlie gidiyorum.
Bizim ev Mamak' ta, gecekondu mahallesinde. Bu
rada herkes tanr birbirini. Yoksuldur herkes, ama yok
sulluu srtmaz kimsenin. Daha ok ehre indiimizde
yoksulluumuz arpar yzmze. Temizlie giderken
halk otobsne binerim. Cam kenarnda otururum

36
mutlaka. Arabalar ve iindekileri izlemek gibi bir ta
kntm vardr. Krmz kta ya da ar ilerleyen trafikte
arabalar izleyerek geiririm yolculuu. Mesela, u anda
yanmzda duran 86 model Fargo kamyonetteki Hay
dar Amca'dr. Yk tar, bulursa tabi. Mahalleden ana
caddeye alan sokan kesinde bekler srekli. o
rumludur, iki kz var, niversitede okuyorlar. Kars
Besime Abla yatalaktr, araba arpt yl nce. arpan
adam ylece brakp kam, ld deyi. Kzlarndan biri
geen yl gzaltna alnd, eylem yapmlar okulda, Ma
dmak iin. Yeil yand.
Bizim mahallenin insanlar da arabalar da bellidir.
Birbirine benzerler. Hepsi yorgundur, emektardr, fa
kirlik kokarlar, boyalar dklmtr, salar sakallar
danktr, eski modeldirler, iki elle tutarlar direksiyo
nu, direksiyon ekmek kapsdr. Ana caddeye kt
nzda arabalar da iindekiler de farkllar. Memur olan
vardr, iadam olan da; kadn oforler vardr, yakkl
ocuklar da. Arabalar daha yenidir bizim mahalledeki
lere gre. Bakn mesela, u yanmzda giden gri Pas
sat' taki adamla kadn. . . kisi de alyor muhtemelen.
Kadn bankada alyor olabilir, adam da bir yerlerde
mdrm gibi. nce kadn bankaya brakacak, sonra
da ie gidecek. Uzun sredir evliler galiba, mecburen
ayn arabadalarm gibi duruyorlar. Arada bir, ksa bir
ka kelime konuuyorlar, birbirlerine bakmadan. Evli
likleri de mecburiyete dnm. Araba krediyle alnm
tr, taksitleri beraber dyorlar fakat adam arabann sa-

37
hibi gibi davranyor, direksiyonda olmann avantaj i
te. Trafk ald, yanmzda beyaz bir ahin var imdi.
Kt modifiye edilmi. indeki drt gen bizim ma
halleden deil ama bizim cenahtan. e gidiyorlar belli.
Haftasonlar hava atmak iin mahallede turlayan cins
ten genler. Kar eritte, krmz kta bordo bir BMW
7.40 duruyor, muhteem bir araba. Temizlie gittiim
evin sahiplerinde de bunun ayns var. Plakalar bile ay
n. Bi dakka ya! indeki de Murat Bey zaten. Ama ya
nndaki kadn ei Sevgi Hanm deil. irketten arkada
falan herhalde. Aman Allahm! Dudaklarna pck
kondurdu kadnn. Yeil yand.
Yanl grdm galiba, ya da en iyisi ben bir ey
grmedim. Sevgi Hanm doktor, acil uzman. Murat
Bey'in de inaat firmas var. Drt yllk evliler, ocukla
r yok ama birbirine ok dknler, yleydiler yani. K
zlay Meydan trafie kapatlm. ndim otobsten, y
ryorum mecburen. Kzlay'dan tekrar halk otobsne
binmem lazm. ukurambar'da bir rezidansn 13. ka
tnda oturuyor Sevgi Hanmlar. Haftada iki gn temiz
lie gidiyorum. Sa olsunlar, emeimin hakkn fazla
syla veriyorlar.
Kzlay'da gsteri var galiba, gaz atmlar, kokusu
buraya kadar geliyor. Gzlerim yanmaya balad, nefes
almakta zorlanyorum giderek. Etrafmdaki herkes bo
ulacakm gibi ksryor, saa sola kayorlar. Ben
de kasam m acaba? Karya geip ara sokaklardan ge
eyim en iyisi. Birden kafama sert bir darbe indi, kafam

38
ikiye yarld muhtemelen, yere dtm, bouluyorum
bir yandan. Evet, her ey buraya kadarm anlalan.
Tamam da, niye lyorum ben imdi? Kim ldryor
beni? Neyse artk, geride kalanlarn meselesi bu sonu
ta. Yzkoyun yere kapaklandm iin burnum da k
rld sanrm. Caddenin ortasnda oturmu ylece izli
yorum olanlar, gerek olamayacak kadar hakiki. Bur
numdan akan kan azma doluyor. Salarndan srk
lenen kadnlar, coplarn altnda slogan atmaya alan
genler, ta atanlar, pankartlarn sopalaryla kendini ko
rumaya alanlar, panzerler, sklan sular, sirenler, si
renler...
Ambulanstaym imdi, oksijen maskesi var yzm
de. Baka yarallar da var ambulansta. Ama hepsi ayak
talar, bir tek ben yatyorum sedyede. salk grevlisi
var, biri doktor galiba. Salk memurlarndan biri jleli
bir olan, yakkl saylmaz. Maan fiyaka iin harc
yor belli ki, arabas yok muhtemelen, bol jlesi var.
Kadn olan salk memuru ise daha sade biri. Bir yan
dan iini yapyor, bir yandan saydryor bizi dvenlere.
Sendikac belli ki, yz fkeli ama gzleri scak. "yi
misin?" diye soruyor arada bana. Bam sallyorum,
"iyiyim" anlamnda. Arabas yok ama evli, kocasnn
arabas olabilir belki. Doktor ise iki salkdan daha
gen bir kadn. Salklar ona srekli "Doktor hanm,
doktor hanm!" diyorlar ama belli ki panikten doktor
olduunu unutmu o anda. Bekar ve arabasz gibi du-

39
ruyor. Sendikac olan serinkanl baya, ambulansn
patronu o.
Geldik sanrm, ambulansn kaps ald, sedyeyle
indirdiler beni, acile giriyoruz koar adm. Sedyeyi iki
yanmdam tutan ocuklar olduka rahatlar. Bizim ma
halleden deil, bizim cenahtanlar. Sanrsn dodukla
rndan beri sedyeyle acil hasta tayorlar. kisi de bekar,
birinin elden dme bir motoru olabilir. Her gn acil
de bir sr vakayla karlanca alyorlar demek ki.
Saa sola barmadaki edalarna bakarsanz profesr
doktor zannedebilirsiniz. Burann patronu da bunlar
herhalde. Acil servis ok kalabalk; baran, inleyen ya
rallarla dolup tam. Bu iki "profesr" beni hop diye
kaldrp bir yatan stne brakyor, sonra sedyeyi alp
geri kouyorlar.
Bir mddet ylece bekledim yatakta. Elimi kafamn
arkasna gtrdm, muhtemelen beynim akmtr. Bir
para kanl beyin grmeye hazrlanarak baktm elime,
temizdi. Bir daha yokladm iyice, evet yarlmamt ka
fam ama avucumu dolduracak kadar imiti.
nlkl, kzl erkekli salklar tler bama.
O kadar kotur kotur hareket ediyorlard ki kim kim
dir anlayamadm bile. Hepsi de ok genti, kesin araba
s olmayan bekar tp rencileriydi. "Hocam, bu hasta
da kafasna darbe alm, burnunda da krk olabilir,"
dedi genlerden biri. "Hocam" dedikleri kadn doktor,
beyaz nlyle eilip kafam, yzm yoklad. Gz

40
gze geldiimizde "Sevgi Hanm!" diye bardm. a
kn gzlerle bakt bana, "Kimsin? Tanyamadm," dedi.
Demek tannmayacak haldeyim, yoksa tanrd beni.
"Benim, Nazan!" dedim. "Aman Allahm, Nazan! Ne
oldu sana byle?" diye bard. ki elimi aarak, ne bile
yim ite, der gibi yaptm. "Tamam anladm, hemen
filme gtrn," dedi. Filmlerim ekildi, geri getirildim.
Sevgi Hanm filmleri baucumda incelerken "Neyse,
ciddi bir ey yok; krk, atlak, i kanama yok, ama bu
gece mahadede kalacaksn, yarn tekrar film ekip
bakacaz. imdi pansuman yapp serum takacaklar,
arlarn azalr birazdan," dedi. "Annem," dedim, "an
nemi aramam lazm." "Merak etme, ben haber veri
rim," dedi. O srada ellerinde telsizlerle polisler girdi
ieri. "Gsteriden getirilenler hangileri?" diye sordular
acildekilere. Kimse cevap vermedi. fkelendi amirleri,
"Burann sorumlusu kim?" diye bard. "Benim," diye
ne kt Sevgi Hanm, kendini tann. Amir tekrarlad
sorusunu. "Biz bilemeyiz," dedi Sevgi Hanm, "bizim
iimiz tedavi etmek, kimin kim olduu bizi ilgilendir
mez," diye de ekledi. Kzgn bir bak an amirleri Sevgi
Hanm' a. "Btn hastalarn kimliklerini toplayn," di
ye talimat verdi dier polislere. Sevgi Hanm araya gir
di. "Burada iimizi yapmamza engel oluyorsunuz, lt
fen imdi kar msnz? Acil mdahale bitince siz de
kendi iinizi yaparsnz," dedi. "Doktor hanmn da is
mini aln," diye cevap verdi amir, tehditkar bir havayla.
Sevgi Hanm gelip yatamn yannda durdu. Polisler-

41
den biri benden de kimlik isteyince, "O benim yanm
da alan temizliki, temizlik yaparken merdivenden
dt,'' dedi. Polis ikna olmu gibi bakt, ok genti,
baklar yoksul gibiydi, arabas yoktu. Amirleri arka
dan bard, "Onun da kimliini aln!" diye. Amirleri
yoksulluktan geliyordu ama arabasyla yoksulluu biraz
gemiti, muhtemelen Ford Mondeo, ikinci el. Sevgi
Hanm itiraz eder gibi oldu. "Dediiniz gibiyse sorun
olmaz doktor hanm, merak etmeyin," dedi amir, imal
bir tonda. Sevgi Hanm bana dnd, "Telalanma,
kimliini ver, ben imdi Murat' aryorum, onun avu
kat arkadalar var, hemen ilgilenirler," deyince, aklma
Murat Bey'in BMWdeki hali geldi. Kendimi unutup
Sevgi Hanm'a zlmeye baladm. Kimlikleri toplad
lar, acilin giriine iki nbeti brakp gittiler. Pansu
mandan sonra serum ve ar kesicilerle biraz rahatla
dm. Burnuma bandaj yaptlar, gzlerimin etrafnn i
tiini hissediyordum. Diz kapaklarm da yere dt
mde syrlmt, feci yanyordu.
Birka saat sonra amir ve adamlar geri geldiler, be
nimle birlikte sekiz yaraly daha gzaltna aldlar. Sevgi
Hanm ok itiraz etti ama dinlemediler. Polis dolmu
unda cam kenarnda oturdum, yola ktk. Yan tara
fmzdaki Audi Q7'yi kullanan ocuk belli ki baba pa
ras yiyordu. Mziin sesini am, eliyle direksiyonda
tempo tutuyordu. zel bir niversitede parayla oku
yordu belki. Seneye cipinden bkaeak, Mercedes CLX

42
isteyecekti, babas da alrd herhalde. Hak ediyor ocuk,
sonuta bizim mahalleden deil ne de olsa. Yeil yand.
Geceyi emniyetteki bir hcrede tek bama geir
dim. Uykuyla baygnlk aras bir kabus gecesiydi. Saba
hna, "Avukatn geldi," dediler. Murat Bey gndermi,
anlattm her eyi avukata. "Tamam," dedi avukat, "me
rak etme, elimizden gelen her eyi yapacaz, mahke
meden almaya alacam seni." Avukat evliydi, bizim
mahalleye hayat boyunca uramamt. Volvo S70'i
vard belli ki. "Ne demek mahkeme?" dedim, "benim
mahkemelik bir eyim yok ki!" "Elbette anlyorum, fa
kat bugnk gazetelerin manetinde senin fotorafn
var," deyip deri antasndan bir gazete kard. n say
fada, "Vandallar!" manetinin altnda benim cadde or
tasnda, yzm kanlar iinde otururkenki fotorafm
vard. "yi de, ben bir ey yapmadm ki!" dedim kor
kuyla. Avukat, emniyette susma hakkm kullanmam,
savclkta her eyi olduu gibi anlatmam istedi. Eer
tutuklamaya sevk edilirsem o arada tekrar grecei
mizi syleyip elimi skt, gitti. Arkasndan, "Anneme iyi
olduumu syleyin ltfen!" diye bardm, eliyle ta
mam iareti yapt. Kadn polis koluma girip tekrar hc
reye gtrd beni. Polis bizim cenahtand, annesi onu
temizlie gidip okutmutu belki de, bekard, araba ha
yalleri kuruyordu imdilik.
ki gn sonra "Mahkemeye gidiyorsunuz," diyerek
hcrelerden kardlar bizi. Benimle birlikte drt kadn
daha vard gzaltnda. Polis otobsnde cam kenarnda

43
oturdum. Otobs doldu, hareket ettik. Ulus' tan Shhi
ye'ye doru inerken yan taraftaki beyaz Ford Focus'u
kullanan kadna takld gzlerim. la mmessiliydi ke
sin. k giyimli, mini etekli, gne gzlyle "Ben
baka bir mahallenin insanym," diyordu. Araba irke
tindi. Bekard kadn, yzndeki mutluluk maskesinin
altnda gerek bir dram vard sanki. Araba gibi mutlu
luun da irketin emaneti olduunu biliyordu. Yeil
yand.
Savc ksa sorular sordu, ben de ksa cevaplar ver
dim. Yoksulluun kokusunu henz stnden atama
m gen bir savcyd. Evliydi, ikinci el Nissan Alme
ra' s vard muhtemelen. Yoksulluktan nefret ediyordu,
arabasyla hzla ondan uzaklamak ister gibiydi. Yz
me sadece bir defa bakt. Avukatm da, "Serbest brakl
sn," gibisinden bir eyler syledi. "Darda bekleyin,"
dedi savc. Drt be saat koridorda ayakta bekledik.
Herkesin ifadesi bitince "tutuklamaya sevk" diyerek
beni ve on be yirmi kiiyi ayrdlar. "Ne tutuklamas
ya?" diyerek alamaya baladm. Avukat beni teselli et
meye alt. Az sonra hakimin karsndaydk. Ayn so
rular hakim de sordu, yine ayn cevaplar verdim. Ha
kim evliydi, yoksull uu unutmutu, yeni bir Skoda Su
per B' si vard sanki, deri koltuklu, siyah.
Akamn karanln yara yara Sincan Cezaevi'ne
doru gidiyorduk. Polis dolmuunda cam kenarnda
oturtmadlar beni, yol boyunca somurttum . Dolmuta
telsiz seslerinden baka bir ey duyulmad. Cezaevine

44
girite kadn gardiyanlar stmz karmamz syle
yip arama yaptlar. Hepsi bizim cenahtand, yoksulluk
tan kamayacaklarn biliyorlard. Araba hayali kur
maktan bile uzaktlar. Onlarn yoksulluunun sebebi
biz deildik ama yine de yleymiiz gibi davranyorlar
d.
Alt aydr cezaevindeyim. Sekiz arkadaz kouta,
hepsi bizim mahallenin cevval kadnlar. ki ay sonra
mahkemeye kacam. Annem her hafta grme ge
liyor. Temizlie gitmeye balam tekrar. Sevgi Ha
nm' n selamlar varm. Annem ilk grlerde alyor
du ama imdi daha iyi. Geen hafta doum gnm
vard. Arkadalar biskviden ya pasta yaptlar, araba
eklinde, ok gldk.
Ben babamn kzym. "Mustang" hayalleri klstr
bir belediye otobsnn altnda son bulan adamn. i
bir kadn olarak girdim buraya. Hayatm boyunca hi
bir eyleme katlmadm ama bizim mahallenin baka bir
yzyle tantm burada. Belki ok kalmam cezaevinde
ama bu alt ay bile kendimi tanmama yetti. Bir de
nemli bir ey rendim burada; kararl ve cesur bir e
kilde yrrsen, bazen arabadan daha hzl yol alabili
yorsun. Benim adm "Temizliki Nazo", bekle beni
Ankara.

45
Bildiiniz Gibi Deil

K
emendi boynuma geirip hi tereddt etmeden
tabureye vurdum tekmeyi. Tabure yerde taklalar
atarken, gzlerimi tavana dikip tekrar tekrar dn
dm. Btn hayatm bir film eridi gibi gzlerimin
nnden aksn diye bekledim ama yle olmad. Bu e
kilde neredeyse on dakika geti. eritlerin her bir kare
sinde onun glen yz vard. Sadece ondan ve ayn ka
relerden ibaret hayatm burada son bulacakt, eer yer
de snst vaziyette uzanyor olmasaydm. . . nsan
kendini yatay ekilde asamyormu. Bunu kefetmi
olmak iimde yeniden bir yaama istei uyandrd.
Kalktm, kemendi kardm boynumdan. Gnlk inti
har giriimimi tamamlam olmann verdii i huzurla
mutfaa gittim. yumurta krp kahvalt yaptm. T
ra oldum, giyinip dar ktm.
Asansrde, emekli mafya reisi Kadir Amca'yla kar
latm. "Gnaydn Kadir Amca," dedim, "Gnaydn
Musti, n'aber?" dedi. "yidir be amca, ne olsun ite,"
dedim. "Biliyor musun Kadir Amca? Aslnda ben az
nce intihar giriiminde bulundum," demek geldi
iimden. Sarlp bana sam okasn efkatini esirge
meyip merhametinden sunsun istedim. Ama demedim.
Az nce intihar giriiminde bulunmu biri gibi baktm
sadece. Kendisi anlasn istedim. Bir ey demedi, kah
roldum. Asansrden indikten sonra durdu, geri dnp,
"Senin gzlerinde bir ey mi var olum?" dedi. Ala
mamak iin zor tuttum kendimi. "Yok be amca, ne ol
sun ite," dedim. "E, ne diye asansrde gne gzl
takyorsun dmbk?" dedi. Eekten dm karpuz
misalindeki eek gibi hissettim kendimi.
Amaszca dolatm birka sokakta. Bugn ie git
memek iin geerli bir sebebim var, dedim kendi ken
dime, isizim nk. Son iki aydr yleyim. dediim
de bir pizzacda servis elemanl yapmak bir sre, yani
bir gnlne. e baladm gn servis motosikletini
aldrnca, "Sen bir daha gelme!" dediler. Ondan nce
de hi almadm zaten. Sa olsun, babam para gnde
rirdi her ay. Pizzacda almaya balaynca, "Gnder
me artk, gerek kalmad," dedim. Enesi gn arayp i
ten atldm sylemeye utandm. Babam beni halen
pizzac sanyor. Daha dorusu pizzac dkkan atm
sanyor. Geen hafta aradnda, "Olum hep sormay
unutuyorum da, pizza nedir?" dedi. Karlova' da yayla-

50
dal arm, telefon iyi ekmiyordu, cznlar arasnda,
"D kaplama malzemesidir," dedim. "yi," dedi, tele
fon kesildi. Biraz sonra yine arad, "D kaplama ne
dir?" dedi, bir ey demedim, telefon kesildi.
Yrye yrye ylece Bernalarn evinin nne ka
dar geldim. Bu saatte evde olmaz Berna. Bankada al
yor, ya da bir banka iin alyor ite. "Buyrun beye
fendi, size bir kredi kart karalm," dedi. "Yok," de
dim. Israr da etti ama istemedim. "Bir kimlik fotokopi
si yeter, gerisini biz hallederiz," dedi. Bu kez krama
dm, "Tamam," dedim, "Hayrl olsun," dedi. Marke
tin giriindeki standda ilemleri abucak halletti. G
sndeki etikette "Berna" yazyordu, oradan biliyorum
ismini. O da benim ismimi biliyordur, fotokopisini e
kerken kimliime bakt bir ara. Yedi ay geti zerinden
ama unutmamtr kesin. ok gzel gld bana. Enesi
gn tekrar gittim grmeye, evine kadar takip ettim ama
beni fark etmedi. Sonra marketin nnde gremedim
birka gn. Bankaya gidip sordum, makineden sra
numaras alp bekle, dediler. Sram gelince yine sor
dum. Sen bir daha gelme, dediler. Bir daha da greme
dim Berna'y. Her gn evin nnde sabah akam bek
ledim, rastlamadm bir trl. Gl bende kald.
Babam beni stanbul'da inaat mhendislii okuyo
rum diye biliyor. Dn yl oldu, bu yl bitirmem lazm.
Ama liseyi bitiremediim iin niversite snavna da gi
rememitim. Geen sene kyde babam evin toprak
damn ykp yeniden yaparken benim de fikrimi sordu.

51
"Oralara henz gelmedik," dedim. Berna, "Meslei
niz?" diye sorunca, "naat mhendisi," demitim.
Kredi kart cebimde hala. lk ay borcunu demeyince
kapatld. Atmaya kyamadm, naylon press kaplatp
czdanma koydum. Geen ay eve haciz memurlar
geldi. "Mustafa Bey siz misiniz?" dediler, "Buyrun,"
dedim. Evdeki eyalar alp gtrdler. Aslnda Ber
na'y bulsaydm niye demediimi anlatacaktm, kza
da ayp oldu.

Dorusunu sylemek gerekirse ben dndnz


gibi bir insan deilim. Ben Berna'dan nce Nergis'i se
viyordum. Sevmek istedim yani. Nergis, kar apart
mandaki Gyasettin Bey'in niversitede okuyan kzyd,
halen de yle. Bir kere sokakta karlatk, ok gzel
gld. Ben bir ara niversiteye, Nergis'i grmeye git
tim. Nergis'in dersten kmasn beklerken bahede
oturdum. imden, "Syle Nergis, ben seni ne eit se
veyim?" diye geirdim.

Psikopatn m olaym, ismini gsme jiletle mi ka


zyaym? Daha bir kerecik bile elimi tutmamken toka
latn her erkein elini kraym. Okul knda kap
da dikileyim, sana musallat olaym. Kolundan ekip,
"Gel taklalm senle," diyeyim, araya giren arkadalar
nn suratna kafay gmeyim. "Git bamdan be, bela
msn?" dedike ben daha ok belan olaym. Evinin
nnde gece yarlarna kadar tnekleyeyim, sense pen
cereden gizli gizli bakp hem rknt hem de hnzrca
bir mutluluk duy. Polisi tak peime, karakollara eksin-

S2
ler beni, yediim her dayakta ismini haykraym, hay
krdka daha da balanaym. Ya benimsin ya kara top
ran Nergis. Hayat sana zindan edeyim, yaama se
vincini bitireyim. "Ne olur, brak ank peimi, seni se
vemem, senden sadece korkuyorum. Hayatm mahvet
tin, grmyor musun?" diye aladnda anlayaym ac
gerei. Akm jiletle bileklerime kazyaym. Bir mek
tup brakaym arkamda, okuyunca gzyalarna boul,
seni ne ok sevdiimi o zaman anla. Elinde bir demet
kr ieiyle mezarma gel, mezar tamda "BANA MI
GELDN NERGS?" yazl olsun.
Syle ne eit, Nergis?
stersen okuldan el ele kalm her gn, sarma do
la, kumrular gibi. Herkes bizi kskansn, kavga etsin,
ayrlsn btn sevgililer bu yzden. Ben sana "akm"
diyeyim, sen bana "bitanem." Bir elmann bizzat ken
disi gibi olalm. Ayn evde yaayalm sonra, uyurken ay
r kalma strabna son verelim. Sana yazdm iirlerle
ssl olsun duvarlarmz, peri masal gibi gesin her
anmz. Birbirimize bakmalara doyamayalm, dnyann
en gzel kokusu olsun teninin kokusu. lkenin nfusu
ikiymi gibi yaayalm hayat. Sonra sen bir gn bu n
fusun gerekte olduunu ren. Ceyda diye bir kza
hediyeler yolluyormuum. lk duyduunda asla inan
ma, olamaz de, yapmaz de. Sonra yalan olmadna
inanacaksn nasl olsa. Dnya yklsn bana, eve kapan
haftalarca. nsanlara, insanla olan inancn yitir. Y
zm grmeye tahamml etme. Ben kprden boa-

53
zn souk sularna doru hzla derken, sen geride b
raktm mektubu oku. Okuduka gzyalarna boul.
Ceyda'nn kardeim olduunu ren, seni ne ok sev
diimi o zaman anla. Elinde bir demet kr ieiyle me
zarma gel, mezar tamda "SEN M GELDN NER
GS?" yazl olsun.
He Nergis, ne eit seveyim istiyorsun?
Emein ve alnterinin kutsal temelleri zerinde yk
selsin istersen sevdamz, eylemden eyleme koarken
birbirine karsn ter kokularmz. Kavgaya olan ball
mz arttka bysn tutkularmz. Devrimin anl
yolunda el ele yrrken her gn yeniden kefedelim
birbirimizi. kenceli sorgularda snanp ifte su veril
mi elie dnsn akmz. Ezilenlerden yana kurulacak
bir dnyada bizim de harcmz olsun. Sevgiyi emekle,
zgrl direnmekle var edelim. Cesaret ve fedakarlk
yasad. hayatmzn tek yasas olsun. Sonra bir gn sen
ikencede zl ve gizlendiim evin adresini ver. Bir sa
bah, daha gne avkn vurmadan alnmdaki yldza,
evi basp vursunlar beni alnmdan. Geride sana brakt
m mektubu bulsunlar. Okuduka gzyalarna boul,
seni ne ok sevdiimi o zaman anla. Elinde bir demet
kr ieiyle mezarma gel, mezar tamda "YNE M
SEN NERGS?" yazl olsun.
Ben severim, sen eidini syle Nergis!
Mtevaz ilikimiz gnn birinde sarma cigarann
dumanyla tansn. "Vur dumana, gel imana" olsun
yaam felsefemiz. Bohem bir tarzmz olsun derken,

54
boka sarsn hayatmz. Ot' a para yetitirmek iin bar
larda garsonluk yapalm seninle. Eitsizlie, adaletsizlie
isyan edelim her gn, imeye sebep olsun maksat. Her
gnmz yeni bir tabuyu ykmakla gesin. Yktka va
ralm karsz akn tadna. Ne hesabn tutalm geen
gnlerin, ne de hayalini kuralm gelecein. Yaadmz
ann dolar karsndaki paritesini lmeden tadn ka
ralm. Alaat' da bir tek lahmacunun elli liraya satlyor
olmasna deil, alnyor olmasna kfredelim. Olym
pos' tan amayalm Nergis. Sonra bir gn evde yalnz
ken bunalma gireyim. Byle hayatn iine edeyim de
yip imeye gideyim. Tekel f birasnn on drdnc
sn de itikten sonra barda hr karaym. Barn sa
hipleri beni baklasnlar. Cebimden sana yazlm bir
mektup ksn. Okuduka. . . . neyse biliyorsun bu ks
m. M ezar tamda "YOK ARTIK NERGS" yazl ol-
sun.
Ben oturmu byle hayaller kurarken Nergis kt
geldi kardan. Bana doru yrdnde dizlerimin
tutmadn farkettim. Neyse ki oturuyordum da d
medim. Yanmdan geerken bana deil de bana doru
bakt. Kesin beni grmek iin bakmt ama grmedi.
Gl bende kald.
Ben byle biri deildim, dndnz gibi hi de
il. Ne geldiyse Semra'y sevmekten geldi bama.
Baharat kokularnn kuma kokularna kart eski
arnn darack sokanda bir anda karmda grdm
onu. Beni fark ettiinde donup kald adeta, ben de y-
55
le. Gzlerimizle konutuk bir mddet. Sokan grl
ts aniden kesiliverdi sanki. Herkes birdenbire yok
olmu, ikimiz babaa kalm gibiydik. Hi deime
miti, yllar nce olduu gibi byleyiciydi gene. Kar
lkl tereddt ettik nce. Birbirimizi grmezden gelerek
geip gidebilirdik, hi rasdamam gibi yryp de
meyebilirdik yaralarmz. Belki inceden bir sz hisse
derdik sadece. Sokan sonuna doru hafiflerdi szmz,
uzaklatka da ac bir tebessme dnrd en fazla.
Ama yle yapmadk, birbirimize doru yrdk. Ak
ta satlan ac biber salalarnn nnde yz yzeydik ar
tk. Salann kokusu burnumu, genzimi yakt. Gzle
rimin acdan yaardn hissettim. Yanl anlalr kor
kusuyla bastrdm gzyalarm. Onun gzleri yaard,
saladand belki de. Gzlerinin yeili sulanp bal rengi
ne dnd.
Ac neden gzlerimizi yaartyor acaba? Vardr mut
laka bilimsel bir aklamas. Keke biliyor olsaydm o
anda. Sze bununla girerdim en azndan. Ne syleye
ceimi bilemez haldeydim, btn kelimeler hafzam
dan silinmi gibiydi. arnn grltsne bir "Mer
haba," kart. Grlt o kadar oktu ki sesini duyma
dm aslnda, dudaklarndan okudum sadece. "Mer
haba," dedim ben de, "ne kadar ac," dedim. "Evet, ok
ac," dedi biber salasna bakarak.
arnn st saaklara balanm brandalarla kapa
tlmt. Bezlerin arasndan kendine yol bulmu bir
demet gne , milyonlarca yldr kat ettii yolu

56
onun salarnn kumrallnda sonlandryordu. Gne
ten kopup dnyaya doru yol aldnda bu k huzme
sinin hayatmn geri kalann altst edeceini kim bile
bilirdi ki? ki yl nce ayrlmamz gibi, alverie bera
ber gelmiiz gibi, kvrmlarna taklm gnei almak is
tercesine elim kendiliinden gitti salarna. "Yapma,"
dedi ama sesi yetimedi kulaklarma. Salarndaki b
tn gnei topladm avularma. Bir el kavrad beni s
kca bileklerimden. kimiz de ayn anda dndk elin
sahibine. "Yapma," diye bard sevdiim, adama. Ac
bir bart teslim ald ary. Dudaklarn grmedim
ama sesi kulaklarm deldi. Sevdiim stne kapand
kanl bedenimin. Sonra bir ses daha, salar yzmde
kald, kumralna kan buland. Gzlerinden bir damla
bal dt dudaklarma. Baharat kokularna kan kokusu
kart, arnn neesi feryada figana kesildi. Bakmayn
byle anlattma, ben de ruhumu teslim ettim orada.
Sevdiim orackta ekti gitti, ald canm hznl ba
klaryla. Mezarm kanl gzlerindedir imdi, Sem
ra' nn mezarysa kyde bir aacn altnda. Gl ben
de kald.
Ne geldiyse sevdadan geldi bamza. Kafamda bir
mermi ekirdeiyle yaamaya mahkumum imdi, Sem
ra' nn abisinden armaan. Aklm gider gelir bazen, ba
zen de gider hi gelmez. Her gzel gl Semra'ya
gtrr beni. Bir gl uruna harcanm hayatlarn
muhasebesini tutmaya mecalim kalmad artk. Bakma
yn yle, bildiiniz gibi deil hibir ey.

57
Ka ra Gzlere Sela m Ols un

larm aldnda saat sabahn altsyd. Hseyin


A alarm kapatp ranzann st katndan aa indi.
nerken, alt katta yatan Cemal'i de ayayla drterek
uyandrd. Cemal ile ocukluktan beri arkadatlar. Ay
n kydendiler. lkokul nc snfa kadar da birlikte
okumutular. Sonra Hseyin okulu brakm, Cemal
ise drdnc snfa kadar devam etmiti. Cemal'in ara
da bir kendisine okumam, cahil muamelesi yapmas
bundand.
Ranzadan inip aya yere deer deme-z, bugnn
br gnlerden ok farkl olduunu hatrlayverdi. Hi
bitmeyecekmi, mr boyu srecekmi gibi gelen on
iki saatlik ignlerinin ve uykusuz gecelerin sonuna
gelmilerdi ite. On be aydr bu antiyede alyorlar
d. bulma umuduyla kyden kal bir buuk yl ol-
mutu. lk ay stanbul'da gnbirlik ilerle idare et
milerdi. Sonra anslar yaver gitmi, bu inaatta ie ba
lamlard. Yalar on alt olduu iin balarda antiye
efi biraz te;eddt etmi, sonuta sigortasz ve dk
cretle alacak olmalar iine gelmiti. Toplam sekiz
ocuk ii vard antiyede. Zaten altm iiden yirmi
alts sigortalyd. Geri kalanlar kaak ve sigortasz a
lmay kabul etmilerdi. ocuk olmak zaten zordu.
Kaak ocuk ii olmak daha da zordu. Ama bunlarn
hibiri, kyde brakt Berfin'in hasretinden daha wr
gelmiyordu Hseyin' e.
Ter kokan yatakhaneden kp, yemekhanede lk
orbalarn hzlca itikten sonra, son on be aydr her
sabah yaptklar gibi inaata yrmek yerine, birikmi
aylklarn almak iin muhasebenin nnde kuyrua
girdiler. Uzun, bitkin, mutsuz, perian bir kuyruk. Elle
rine geecek parayla yeniden stanbul' a dnp baka
bir i arayacaklard.
Hseyin'in Berfin'e olan sevdas da kaakt, ocuk
tu, gvencesizdi. Kyden ktndan bu yana iki gizli
mektup yazmt Berfin' e. Aslnda mektuplar doru
dan Berfin' e yazamad iin kendi kz kardei Zeli
ha' ya gndermiti. "Zeliha akll kzdr, nasl olsa Ber
fin'i haberdar eder . . . " diye dnmt. Geri mek
tuplarn hibir yerinde- Berfin'in ad gemiyordu ama
Zeliha herhalde durumu anlayp abisinin hasretini Ber
fin' e iletirdi. Ancak mektupta hasret laf da gemiyor
du. Durumdan kimse phelenmesin diye hep st

62
kapal yazmt mektuplar. Bir tek her mektubun so
nuna ekledii "Kara gzlere selam olsun" cmlesine
gveniyordu. Geri btn ky kara gzlyd ama yine
de hibiri Berfin'in gzlerinin karas gibi deildi. Asln
da mektuplar Cemal' e yazdrmt. Cemal okumu
adamd ne de olsa. ki mektuba da cevap gelmeyince
okul okumamlna daha da hayflanmt.
Uzun, sessiz, mutsuz kuyruun n taraflarnda bir
kaynama olunca, dald karanlk dncelerden sy
rld ve Cemal'le gz gze geldi. Kaynamaya neden
olan fslt kulaktan kulaa deiip arptlarak kuyru
un ucuna ulavermiti. Muhasebeci ortalarda yoktu!
imdi ne olaca konusunda herkesin bir fikri, bir yo
rumu var. On be aydr gkn karmadan gece gndz
kle gibi alanlar, bir anda isyann eiine gelmi gibi
fkeyle homurdanyorlar. Bu bekleyi aylardan uzun.
Sonra yine gergin bir sessizlik. . .
Cemal mektuplarn stne kendi adreslerini yazma
y unutmutu. Daha kts, zarflarn stne kyn
ak adresini yazmay da unutmutu. Kyden bir trl
gelmeyen cevaplar Hseyin'in uykularna sebep oldu.
Her gn on iki saat kle gibi almasna ramen gece
leri uyku tutmuyordu. Ranzada uzand yerin tavanna
tkenmez kalemle "Berfin" yazmt. Gece karanlkta
bile grebiliyordu yazy. naatta sva yaparken de ma
lann kenaryla "Berfin" yazp yazp tekrar svyordu.
Cemal ifrit oluyordu Hseyin'in bu hayalet hallerine.
Teskin etmeye, moral vermeye alm, olmaynca kf-

63
retmi, hatta bir de tekme atmt Hseyin' e. Ama H
seyin bana msn demeden dalp gidiyordu hlyalara.
Kydeyken Berfin'le gizli bulumalarnda konutuk
lar geliyordu aklna. O da beinci snfa kadar okuya
bilmiti. Sonrasn okumak kz ii olmadndan aln
mt okuldan. Ne de olsa evlenme a yaklayordu.
Mu'un kck bir kynde ocuk olmak wrdu. Kz
ocuu olmak daha ror, ocuk gelin olmak daha da
wrdu. Asi bir iekti Berfin. Hibir wrlua boyun ee
cei yoktu. Evlendirilmeyi asla kabul etmemi, onal
birbirine katmt. O da Hseyin'e gizliden sevdalyd.
Ama onun gz daha ykseklerdeydi. ok yksekler
de. Hseyin' e de tlatmt bunu azck. Gitmekten
bahsetmiti. Aknn bunca yakc, byle vazgeilmez,
ama bir o kadar da umutsuz olmas bouna deil. H
seyin bu srr Cemal'le bile paylamamt.
Ustaba antiye ofisinden kp yanlarna doru y
rynce kuyruk canland. Kulak kesildiler. Adam hi
sesini ykseltmeden, "erde birikmi maalarnz s
tanbul' daki irket merkezinden alacaksnz . . . " deyince
nce bir sessizlik oldu. Sonra homurdanmalar balad.
Ustaba dnp gidecekken durup, "Servis on dakka
sonra kalkacak. Bir sknt var m?" deyince sesler kesil
di. iler boyunlarn bkp sray bozarak, kendilerini
ehre gtrecek eski psk ii servisine doru ar ar
yrdler. Hseyin'in iine ar bir huzursuzluk, derin
bir keder kmt.

64
Bu dnyada Berfn'i Hseyin kadar kederle, yakc
bir hasretle dnen bir kii daha varsa o da Berfln'in
annesiydi. Hseyin kyden ayrldktan iki hafta sonra
Berfin de ortadan kaybolmutu. "Kirpiin yere dme
sin kzm . . . " demiti giderken arkasndan. O gnden
beridir her sabah namazda gzn ykseklere dikip
nazl kzna, Berfln'ine dualar ediyor.
i minibs amurlarn iinde ar ar hareket
ederken Hseyin ban evirip arka pencereden son bir
kez bakt bitirdikleri binaya. Kapsnn tam stne
kocaman bir tabela aslmt: "Edirne F Tipi Yksek
Gvenlikli Cezaevi." Cemal de dnm, ayn yere
bakyordu. Bir an gz gze geldiler. Sonra ikisi de
sust yakalanm gibi adeta utanla gzlerini karp
balarn evirdiler. Eski psk ii servisi amurlu
araziden otoyola balanan yan yola knca, tad
sigortal, kaak, yal, ocuk iileri kucaklayp hznl
bir gemiten belirsiz bir gelecee doru hzland.
Hseyin iinden kara gzlere selam sylyordu. Cemal
iinden Hseyin' e ve tabelaya svyordu.

65
Cezaevi Me k t u p O k u m a
Ko misyonuna Me k t u p

evgili Komisyon! Size bu satrlar F tipi bir hcreden


S yazyorum. "Niye?" diye soracak olursanz, tutuklu
yuz da o yzden! "Onu biliyoruz da, bize niye yazyor
sun kardeim, zaten senin mektuplar okumaktan g
zmz kt!" diyorsanz, evet ite tam da bu konuda
yazyorum. Yahu, Allahakna arkadalar, siz nasl bir
meslek semisiniz kendinize? Milletin mektuplarn
okumak da nedir? Kim bilir belki bunun iin size bi de
para veriyorlardr (Veriyorlarm, ayda 2060 TL. Harca
harca bitmez!) Ama konumuz bu deil. Geri konu
muz nedir onu da tam bilmiyorum {son cmleler
lhami Algr hikayelerinden ()alntdr diyerek stn
karalamazsnz umarm) .
Dikkatinizi yeterince dattysam mevzuya gryo
rum. Dardakiler (daha dorusu darda olduunu
zanneden arkadalar), benden son bir yk daha isti
yorlar. Ben de dedim ki ben tutuklandmdan beri
mektup okuma komisyonu bunalma girdi. Artk uzun
yazlar, mektuplar yazmayaym diyorum. Benim y
zmden karn tokluuna, "kle gibi" alyorlar. Ayr
ca ben edebiyat falan deilim diyorum. Geri insan
sanat bir anneyle edebiyat bir babann olduu evde
byynce ister istemez bir eyler birikmiyor da deil.
yle ki: Kklmde sabahlar hep annemin
ald piyanonun sesiyle uyanrdk. Evimiz iki odaly
d, btn kardeler bir odada uyurduk. Annemin piya
nosu da ayn odadayd. Canm annem her sabah
enmeden piyanosunun bana geer, tngr mngr a
lard. O sesler inann halen kulamda nlyor. Sonra
biz biraz byynce anam, "Lan sen salak msn o
lum," dedi, "ne piyanosu; bildiin diki makinas bu,
eve ek gelir olsun diye diki dikiyorum ben." Ama ol
sun, sonuta biz piyano niyetine dinlemiiz, deil mi?
Sevgili Komisyon, Allah sizinkileri de balasn, ocuk
larnzn iyi bir mzik kulana sahip olmasn istiyor
sanz, ark deil ritm dinleterek bytn onlar. Bakn
Arif Sa' n sayl virtzlerden biri olmasnda kylerin
deki deirmenin akaks byk pay sahibidir.
Benim babam da hep iir gibi konuurdu. Ne gzel
konuurdu yle. Biraz byynce bunlarn iir deil,
kfr olduunu anladk. Kfrbaz ve esprili bir adamd

70
bab am, halen de yle. Ama baz insanlar vardr ya hani,
kfr azlarna yakr, kaba durmaz. yledir benim
babam, iir gibi kfreder. Bi defasnda daireden bir ar
kadayla kfrsz konuunca arkada alnmt. "Hay
rola Tahir Abi, bir yanl m yaptk?" demiti. Babam
da, "Ne yanl yapacaksn lan, erefsiz!' demiti de ar
kada rahatlamt. Benim ilkokula balayncaya kadar
kltrel altyapm da byle byle olumutu neticede.
lkokulu Diyarbakr' da, Yeni lkokulu' nda okudum.
alkan, baarl, hatta ok baarl bir renciydim.
Ama en birinci deildim. nk o kii Bahir' di. Bahir,
snfn en alkan, en baarlsyd. Snf birincisiydi,
ben ise ikinci. Tertemiz, dzenli, elyazs inci gibi, uslu
bir ocuktu. Bendeyse hepsinden biraz biraz vard.
Okulda benim ok arkadam vard, Bahir'inse bi tane,
o da bendim. Bahir'ler baka bir ehirden gelip Diyar
bakr' a yerlemilerdi, yle hatrlyorum en azndan.
Kimse dokunamazd O'na, nk ben vardm. lko
kulda kk apl, belal bir "etenin" bakan gibi bi
eydim (o tarihte henz ebakanlk yoktu) . Geri, "e
temizin" ok da belal olmad ksa srede anlald,
bizden belallar da vard ya, neyse . . .
Bahir' den hafzamda ok az ey kald, en ok hatr
ladm ise bir gn okul sonras birlikte eve doru gi
derken yaadmz bir eydi. A bitap bir ekilde dar
sokaklardan eve doru yrrken Bahir birdenbire,
"Ooohhhh , mis gibi pastrma kokusu geldi," dedi. Ben
de, "Ne kokusu, ne kokusu?" dedim. "Pastrma, pas-

71
trma," dedi. "Pastrma nedir lan?" dedim. "Olum,
pastrma ite, et olan var ya," dedi. "Nasl bi e?" de
dim. "Byle ince ince, kokulu var ya ite," dedi. "Ha
hahaaaa, pastrma nedir lan, ona pirzola denir," dedim.
"Pastrma diye bi e yoktur olum," dedim. Yol boyun
ca Bahir'le dalga getim. Ama Allah var, Bahir ne aln

d ne de kst, stelemedi daha fazla. Ben hayatmda


pastrma diye bi ey grmemitim; brak pastrmay,
pastrma diyen birini bile grmemitim. Eve gelince
kahkahalarla anneme anlattm (piyanist olan) . Annem
de, "Olum, pastrma diye bir ey var," dedi. Kahka
ham yzmde donup kald. Affet beni Bahir, bunu sa
na hi syleyemedim.
Cezaevine girdikten sonraki ikinci ayd galiba. Bir
gece yataktan irkilerek uyandm. Saat sabahn drdy
d. Bir rya gryordum, ryamda Bahir bana, "Pas
trmay unutma, pastrmay," diyordu. nanmas ger
ekten gt, uyank mym, halen ryada mym diye
kararsz kaldm. Tam otuz be yl sonra Bahir ar
kadam o ocukluk haliyle, F Tipi hcrede ryamda
bana bir ey hatrlatyordu. Cezaevinde haftalk kantin
fii hazrlyoruz, biliyorsunuz. O hafta kendimize biraz
torpil yapp Abdullah Zeydan'la birlikte, pastrma da
yazalm diye konumutuk sabah. Yataktan ktm, alt
kata inip panodaki kantin fiine baktm. Evet, pastrma
yazmay unutmutuk. Teekkr ettim Bahir' e, yazdm
pastrmay.

72
Tutuklu kaldm srede, sadece o gece derin bir
kedere kapldm. Bahir'i sadece ocukluk haliyle hatr
lyorum, nk ilkokuldan sonra kaybettik birbirimizi.
Ondan hi haber alamamtm. On yl kadar nceydi
yanlmyorsam, gazeteyi hzl hzl kartrrken "Dicle
niversitesi'nde alan memur intihar etti" diye kk
bir haber gzme arpt. Flu, kk bir de vesikalk
fotorafla birlikte. Haberin detayn okumadm, ge
tim, sonra birden durup tekrar geri atm sayfay. Buz
gibi oldum, isim benzerliidir herhalde dedim , ama
fotoraftaki oydu. Sz verdim kendime , mutlaka ai
lesini bulup aclarn paylaacaktm , ama bulamadm.
ime dert oldu. Ben bulamadm ama Bahir buldu be
ni, yllar sonra bir hcrede, ryamda. Affet beni Bahir,
nur iinde yat gzel kardeim. Sen hep birinciydin , bi
rinci kalacaksn yreimde, bunu sana hi syleyeme
dim.
Konu nerden buraya geldi bilmiyorum ama, ite
byle Sevgili Komisyon. Arkadalar ille de cezaevinden
bir ann yaz gnder diye tutturdular ama ben yaza
mam dedim, komisyon memurlarna hakszlk yapmak
istemiyorum dedim. Neticede emee ve emekiye say
gmz var. te bu durumu size bildirmek istedim. Size
hayrl iler, meslek yaantnzda stn baarlar diliyo
rum. Sayglarmla . . .

73
Deniz k z

enim adm Mina. ki ay nce Suriye'den, Ha


B ma' dan yola kak. Annem bana sk sk sarld.
Yol boyunca hi brakmad. Bazen yrdk, bazen ok
kalabalk otobslere, tozlu kamyonlara bindik. Yollar
hep ukurdu. Zplaya zplaya gidiyorduk. Ama annem
beni hi brakmad. Yolda insanlar hep bir eyler ko
nutular. Otobste bazlar ok alad. Aslnda ben de
aladm. Benim babam ldrdler Hama' da. Niye l
drdler bilmiyorum, o zaman annem ok alad, ben
de aladm.
Yolculuumuz ok uzun srd. Bir keresinde iki
ocuk, bir de yal amca ldler yolda. Onlara yol ke
narnda mezarlar yapa adamlar. ocuklarn mezarlar
kkt. Anneleri mezarlarna sk sk sarld, ok a-
ladlar, gelmek istemediler. Ama adamlar onlar ekti
ler, gitmek zorundayz dediler.
Bir yere vardmzda herkes biraz daha sevinli ol
du. Baz adamlar dedi ki , gece karanlk olunca denizin
kenarna gidip orada gemiye bineceiz. Anneme siz ge
lemezsiniz dediler. Annem onlara ok yalvard. Sonra
koynundan tane bilezik kard, adamlara verdi, ta
mam o zaman, siz de gelin dediler.
Bizim kyde deniz yoktu. Ben hi deniz grmedim
hayatmda. Annem de grmemi. Karanlkta denizin
kenarna gidince yine gremedik denizi. Adamlar bizi
bir gemiye bindirdiler. ok kalabalk olduk. Annem
bana sarld, hi brakmad. Adamlar dedi ki kenarlar
sk sk tutun, annem beni daha sk tuttu. Denizin s
tnde ok sallandk. Kapkaranlk olduu iin denizi
gremedim. Yzme tuzlu sular geldi. Tuzdan ben
kustum. Yal kadnlar dualar okudular, benim annem
de okudu. Bana hi korkma dedi annem. ok az kald,
birazdan yetieceiz dedi. Ben hi korkmadm. Tuzdan
gzlerimizden ya akt ama biraz da aladm. ok dalga
var dediler adamlar. Hep bardlar, bi de herkes ok
sk tutunsun dediler. Sonra gemimiz devrildi.
Bizim kyde deniz yoktu, kk bir deremiz vard.
indeki balklar ok hzl yzyordu. Aslnda deremiz
ok kk deildi, birazck bykt. Kenarnda aala
rmz vard. Babam bir kere bana aata salncak yap
mt. Evimiz derenin kenarndayd. Annem de bana

78
eski oraplardan bi bebek yapmt. Ama onu yolda
otobste unuttum. Evimiz ok gzeldi.
Biz hepimiz denizin iine dtk. Annem bana ok
sk sarld. Bizim kyde deniz olmad iin biz hi
yzme renemedik. Annem de renemedi. Annemle
birlikte suyun dibine doru gittik. Sonra biraz yukar
doru ktk. Ama kalabalk adamlar hep ayaklaryla bi
zim stmze bastlar, sonra yine dibe doru gittik.
Annem beni hi brakmad, sk sk sarld. Su tuzlu
olduundan benim boazm yand. Annem bana
sarld, ben de iimden korkma anne dedim , biraz a
lamak istedim sadece. Annem de hi korkmad , hep
gzlerimin iine bakt. Hi kamadk denizin dibin
den.
Benim adm Mina. Be yandaym. ki ay nce
Hama' dan yola ktk. Biz hayatmzda denizi hi
dardan gremedik. Bir haftadr denizin dibindeyim,
ben denizkzym, Akdeniz'in kz, deniz benim annem
artk. Annem beni sk sk sard, hi brakmyor. Btn
anneler kzlarn ok severler nk.

79
H alep Ez mesi

'' anlmm, hayat ok uzun . . .


YGarip bir durum mu var? Sanmyorum. Her
"

zam anki Onadou ite, bir yerlerde patlayan canl can


sz bombalar, geride braka onlarca paralanm insan
bedeni, darmadan olmu yoksul bir pazaryeri.
l says 68, yazyla altm sekiz.
gn nceki patlamada 43't. lm gerekten s
radan ve normal bir eydi de acaba biz mi abarttk onu,
olaanst bir hale getirdik? lyor ite insanlar, bolca
hem de. Halep' te len patlayan bomba ayn saatlerde
Sidney' de akam yemei iin restoranlarda toplaan
Avusruralya ahalisinde ayn etkiyi yapmam gibi duru
yor zaten. Toronto' da ie gitmek iin kouturan Ka
nada halknn henz haberi bile yok. Birazdan haberleri
olacak ama ou okumaya bile deer bulmayacak bu
"olaan" patlamay. Halep' e en yakn ehir Hatay. Bi
raz dikkat kesilseler patlamay kendi kulaklaryla duya
cak kadar yaknlar Hatayllar Halep' e.
Hatay'n mezeleri nldr, sofralar zengin. Kadim
bir corafyann birikmi btn kltrlerinden nasip
lendii iin Hatay mutfanda yok yoktur. Arap, Er
meni, Sryani, Trkmen, Krt, Trk, Fars, Rum ne
yemi ne imise tarih boyunca Hatayllar hepsini not
etmiler, bir gn lazm olur diye. Her gn lazm olmu
tabi. Hatay' a yolu denler bu enfes tatlar denemeden
ayrlmsa kentten ok ey kaybetmi saylr.
68 kayp.
Hatay Araplarnn en iyi yapt yemek belki de ger
ek bir sanat eseri diyebileceimiz Arap kebabdr. Eski
ar' da sala bir esnaf lokantasnda yemelisiniz kebab.
Hamdullah Usta tam da romanlarda geen naif esnaf
tiplemesinin canl hali adeta. Ad san iyice duyulunca
turistler de rabet etmeye balam Hamdullah Usta'ya.
Bu durum ustamz hafiften tedirgin etmi olsa gerek
ki, dkkana ekidzen verme adna drt be tane plas
tik saks aac alp yerletirmi mekann sana soluna.
Bu akl da kardaki berber Sadrettin vermi kendisine.
"Abi sen de konsepti biraz deitir, turist akmaya ba
lad sokaa, her esnaf biraz ekidzen verse dkkan na,
turistik bir caddeye dnrz imanma," demi. Kafa
sna yatm Hamdullah Usta' nn. Plastik aalar bu

84
erevede intikal etmiler. Yemekler hep ayn ama onla
r ank daha yeillik bir ortamda ve orman ambiyans
eliinde yiyebiliyorsunuz. Yalnz, aalarn plastiklii
fazla srtyor, bildiiniz ucuz naylon. yice de tozlan
dklar iin hedefledii ambiyans tersine evirmi; ama
olsun, yemekler harika, halen.
68 l can .

Lokantada bir tek garson var. Toplam yedi masaya


yetimekte zorlanmyor. Hamdullah Usta' nn yee
niymi. ocukluundan beri, tam 19 yldr burada gar
sonluk yapyormu. Ad Bereket. Bereket'in iki ocuu
var, kars geen yl trafik kazasnda lm. Trafik kaza
s dediysek yle ar hz yapan arabasyla takla makla
atmam. Caddede halk otobs arpm, orackta ca
nn teslim etmi kadncaz. Bildiin fukara ii bir tra
fik kazas ve fakir bir lm. ine ve ustasna ok bal
Bereket. evkle yapyor grevini. Mterilerin gzle
rinde bir damlack memnuniyet okuyabilmek iin sa
nat icra eder gibi estetik bir maharetle sunuyor yemek
leri. Her ey ok gzel, ama zellikle etler bir harika.
68 paralanm beden.
Fiyatlar sizi artacak kadar ucuz. kii yedik i
tik, tatls tuzlusu derken, bir hesap geldi, neredeyse iti
raz edecektik, azdr diye. Beni en ok da artan Ham

dullah Usta'nn sakinlii oldu. Dkkan ne kadar kala


balk olursa olsun, o hi istifini bozmadan, yzndeki
ifadeyi bir milim deitirmeden, sipari edilen yemekle-

85
ri usulca tabaklara doldurup Bereket' e uzatyor tez
gahn arkasndan. Bir haftada defa gittim Hamdul
lah Usta'ya, bu sahneler azck dahi olsa hi deimedi.
Hamdullah Usta aslen Halepli. Dedesi Hatay' a yer
lemi; altm yldan fazladr Hatay'dalar. Dededen ba
badan lokantac esnaf olarak tannrlar Hatay' da. Tari
hi Halep ars' nda kuma dkkanlar var amcalar
nn. Savatan nce ok sk gider gelirlermi birbirlerine.
Sava balaynca Halep'teki akrabalarn hepsi dier bir
oklar gibi Hatay'a kamlar. Hamdullah Usta iki kat
l evinin bahesine bir adr kurmu, toplam 48 nfus
bir evde yaamaya balamlar. Hamdullah Usta bu du
rumdan dolay evin alt katndaki kiracdan rica minnet
evi boaltmasn istedikten sonra biraz daha rahat et
miler. Hi evlenmemi usta. ocukken babasyla bir
likte Halep' e ziyaretlerinde tanyp deliler gibi ak ol
duu teyzesinin kz Rukiye on altsnda evlendirilince
hayata ksm. Sevmemi bir daha kimseyi. Rukiye iki
ocuu , kocasyla birlikte ustann alt katndaki evde bir
odada kalyor. Onunla karlamamak iin her sabah
neredeyse koarak kyor evden usta. Rukiye de unut
mam unutmamasna da, yapacak bir ey yok artk.
Halen ok gzel, bakmaya kyamyor, grmeye doya
myor. Grme dediysek, ka gnde bir tesadfen kar
lamalar esnasnda bir saniyecik bakmalardan baka
'bir ey deil zaten. "Hadi!" dese birlikte her eyi brakp
kaacaklarm gibi ve sanki bunu birlikte planlamlar
da herkesten saklyorlarm gibi tedirgin usta.

86
68 l ulan!
Eve herkes uyuduktan sonra sessizce girip usulca ya
taa uzanmak dnda evle ban kesmi bu yzden.
Olur da birisi ustann bunlar iinden geirdiini anlar
diye d kopuyormu. Yllar sonra yeniden harlanan
Rukiye aknn alevleri dardan fark edilir korkusuyla
Bereket'le olan snrl konumalar n bile sfra indirmi.
Fark edilmesin , ama bir alt kattaki oda, birka sani
yelik bakmalar da her gece bysn , o dilsiz dnyas
n kaplayp yle uyutsun. 48 nfuslu bu ar kovannda
onun nefesinin olduunu bilmek ile mi , mutluluk
mu? Bu sorunun cevab yokmu ite. Gkten ne ya
m da yer kabul etmemi misali . . . Bunca yl sonra ay
n atnn altndalar ya. Hal byle olunca da ne yapar
san yap , o atya tnemi umut kuunu susturamazsn.
Bu geveze kuu gndzleri kovalamak kolay. Ama tek
bana yataa girip de gzlerini kapatt an gel de sus
tur. Uykuya dalp kurtulmak yok. Ryalarda daha da
cretli , daha da arsz bir ku bu. En kts de uyanp
yeni bir gne balama mecburiyeti. Biraz daha oyalan
sa. Belki bu sabah da birka saniye . . . Sakn!..
Halep'te pazaryeri , tezgahlarda sadece hzn satlan
donup kalm bir film sahnesi gibi. Sava baladndan
bu yana neesi yok pazarlarn , rengi yok, kokusu yok.
Doymak, doyurmak iin bir para yiyecein mecburen
alnp satld yerler ruhsuz hastane koular gibi ade
ta. 68 paralanm insan bedeni. Rukiye de aralarnda.

87
ki gn nce ocuklar Hatay' da brakp kocasyla bir
likte Halep'teki evlerinden bir miktar daha eya almaya
gelmiler. Akam yemei iin bir eyler almaya gitmi
pazara. Hatay'n knefesi de nldr.
"Allahu Ak.bar!" diye barm, kendini patlatan pa
zaryeri katili. Halep' te parampara olurken Rukiye' nin
bedeni, Hamdullah Usta dkkan n arkasnda tahta
namazlkta namazn klyormu. "Allah u Ak.bar" diye
rkuya giderken gsnde bir sz hissetmi, yalandk
herhalde diye i geirmi.
Knefenin zellii peynirinden gelir. Bir de Hatay' da
piirme teknii farkl tabi. Ama Hamdullah Usta arzu
eden mteriye knefeyi yan taraftaki knefeci Cemil
Usta' dan getirtiyor. Kendisi de iyi bir knefe ustas ama
komunun ksmetine el uzatmak olur diyerek yan taraf
ta knefeci aldndan beri knefe yapmay brakm
dkkanda. Yok, ben Hatay' n en iyi knefesini yiyece
im diyorsanz, o halde Uzun ar'daki mehur Hatay
Knefecisi' ne gidip hakkyla bir knefe yiyebilirsiniz.
Kocas ceset paralar arasndan elbise kumann
yapt birka paray tanyp bulup alabilmi Ruki
ye' den geri kalanlar. Hamdullah Usta ne cenazesine ne
mezarna gitmeye dayanamam Rukiye' nin. Definden
bir gn sonra akam dkkann kapsn ieriden kilitle
yip ecza dolabnda ne kadar hap urup varsa hepsini
yutmu imi. Dkkan gn taziye nedeniyle kapal
kald. Bereket iletiyor imdilerde dkkan . Bereket Us-

88
ta'ya Rukiye'nin kocas Cuma garsonluk yapyor. Ru
kiye' nin iki ocuu da dkkan n temizliiyle urayor,
koturuyorlar ortalkta. Yolunuz derse urayn Bere
ket Usta'ya, yiyebilirseniz de yiyin: Arap kebab halen
ok leziz.
Ne de olsa ok kadim bir mutfa var Hatay'n.

89
Ah, As uman

tobsn sarslmasyla gzm atm. ofrn iki


O sra arkasndaki koltukta oturuyordum. Saat ge
cenin ikisiydi, yolcularn ou uyukluyordu. nmz
deki kamyonun hemen arkasndan yava yava rampay
trmanyorduk. Gzlerimi kapadm, tekrar uyurum ni
yetine. ki dakika sonra gzlerimi atmda, halen
ayn kamyonun arkasnda ayn hzla gitmeye devam et
tiimizi grdm. Btn arabalar yanmzdan hzla sol
layp gidiyordu. Bizimki srarla kamyonu iki metreden
takip ediyordu. Bizim kaptan adeta seyrseferin tadn
karyordu. Dayanamadm, sessizce kalktm, ofrn
kulana eilerek, "Hayrdr kaptan, bir sorun mu var?
Niye sollamyorsun?" dedim. Ban evirmeden, dikiz
aynasndan bana bakt.
"Yok, ylesine takldk, gidiyoruz ite, bir sknt m
var.;> " dedi .
"Hayr ya, sadece merak ettim, herkes sollayp ge
erken biz ne zamandr byle . . . "
Bayla muavin koltuunu iaret ederek, "Ge otur,"
dedi.
Hafif bir tereddtten sonra atm muavin koltuu-
nu, oturdum.
"renci misin delikanl?" dedi kaptan.
"Evet, Ankara Hukuk'ta okuyorum," dedim.
"yi, gzel okulmu," dedi.
"Eh ite," dedim, hafif gururlanarak.
"Bak karde," dedi kaptan, bayla ndeki kamyonu
gstererek. "Gryor musun?" Gayri ihtiyari dnp
baktm, evet grlmeyecek gibi deildi, eek kadar
kamyon.
"yice bak," dedi, "ne gryorsun orada?"
"N ey. :> " dedi m.
,
" u kadn., , dedi .
Dnp bir daha baktm kamyon kasasnn arkasna.
Evet, kasann iki tarafna monte edilmi, dikdngen
eklinde iki kadn resmi vard. Daha dorusu ayn ka
dnn simetrik konmu iki resmiydi bu. Neredeyse her
kamyonun arkasna aslan klasik kamyon aksesuarla
rndand.

94
"Ne olmu O'na?" dedim.
"As uman 0'"
. dedi .
" Kadnn ismi mi Asuman?" dedim.
"Evet," dedi, derin bir i ekti. "Tanyorum bu ka
dn, hem de ok iyi tanyorum. "
Glmsedim. "Btn kamyonlarn arkasnda var
bundan," dedim.
" Doru, ama hepsi Asuman deil. Bir sr farkl re
sim var," dedi.
"Olabilir, hi dikkat etmemitim," dedim.
"Ben de fazla dikkat etmezdim. Ta ki Asuman' ta-
nyncaya kadar," dedi.
"Gerekten de tanyor musun?" dedim hayretle.
"stanbul' da, barda tantk, alt sene nce. "
"Ciddi misin kaptan? letme beni. "
Kmser bir bak att bana, kenardan uzun Parli
ament paketini ald, bana uzatt, tereddt ettim, "Al
al, " dedi. Aldm bir tane, bir tane de kendisi ald, az
nn kenarna ilitirdi. Byklarnn ortas sigaradan kah
verengiye dnmt. Sigarasn yakp akma bana
uzatt. Derin bir nefes ekti, burun deliklerinden koyu
bir duman szld otobsn iine. Dmeye basp
yan cam hafife at. Koltuunda saa sola kvrlp iyi
ce yerleti. Belli ki Asuman' anlatmaya hazrlanyordu.
Ben de rahata oturuyormu gibi yapp "Eh bari, dinle
yelim" pozisyonuna getim. Nasl olsa uyku kat.

95
"stanbul' a sefer yaptmz zamanlarda baz geceler
ylesine barlara taklrdm," diye giri yapt. Derin bir
nefes daha ekti sigaradan, gzlerini ndeki kadn res
minden ayrmadan devam etti: "Aksaray' da bir barda
sahneye kyordu. Gzel de okuyordu. nanmayacak
sn ama, aynen filmlerdeki gibi, grr grmez vurul
dum. Sahneden ininceye kadar gzlerimi ayramadm.
O da fark etti beni. Neyse uzatmayaym, kalktm git
tim yanna, 'Ben Fahri,' dedim. 'Ben de Asuman,' dedi,
elimi skt. Sanki kor bir ate parasn elime tututur
mular gibi btn vcudum yanmaya balad. Kendi
kendime, 'Olum Fahri, boku yedin,' dedim. nsan en
iyi kendini bilir tabi, o dakka kalbim cz etti. 'Birlikte
kalm,' dedim, 'Yarn akam gel,' dedi. 'Gelemem, se
fere kacam,' dedim, 'Kamyoncu musun?' dedi.
'Yok, otobs ofrym,' dedim. 'Nereye?' dedi, 'Di
yarbakr' a,' dedim. 'Eh, ank bir dahaki sefere kaptan,'
dedi. Ayp olmasn diye srar da etmedim daha fazla.
On gn sonra stanbul' a sefer kt yine. Diyarba
kr' dan stanbul' a nasl gitmiim hatrlamyorum bile,
kafam leyla gibiydi, yreim mecnun."
Bir nefes daha ekti, youn duman serbest brakt
azndan, kafas bir anlna dumann iinde kayboldu.
Sigaray tuttuu elinin sere parmayla kulan kar
trrken devam etti.
"Gittim buldum velhasl, beraber ktk bardan o
gece, paac orbac falan derken aray iyicene ho ettik.
O'nun da kan kaynad bana, epeyce dertletik. Evinde

96
kaldm o gece. leden sonra da tekrar Diyarbakr' a
devam. Uzatmayaym, bir sene byle geti. Ben her s
tanbul seferinde ondaydm . 'Gel' dedim, 'seni Diyar
bakr' a gtreyim , ev tutarm, rahat edersin, almana
da gerek kalmaz'. Aynen byle dedim."
"Yav kaptan, iyi ho da, bildiimiz Trk filmi anla
tyorsun bana," diyerek araya girdim. Hafiften ban
iki yana sallayarak glmsedi.
"stersen anlatmayaym," dedi, gcenmi bir tavrla.
"Yok yok, kusura bakma, yani aynen Trk filmi gi
bi olmu," dedim.
"nan ki aynen yle karda," dedi.
Yan taraftaki telefon ahizesini kaldrp muavini a
rd. Uykulu gzlerle geldi muavin. "Bize iki kahve
yap getir, duble olsun," dedi. "Bir de ayakta uyuma ,
yolcular bi kontrol et," diyerek hafiften kmay ih
mal etmedi. Hemen geldi kahvelerimiz.
"Neyse kardam, evimi barkm yktm Asuman
iin, ocukla ba baa braktm bizim avrad, terk et
tim evi. Asuman'a Diyarbakr'da ev tuttum, imam
nikah da yaptm. Bizim kary da boamadm, ama Al
lah var, nafakalarn da eksik etmedim. Kafan iirme
yeyim, sonunda bu i yrmedi, terk eni beni Asuman.
Bir gn eve geldim ki ev bombo, tamtakr. Ksa bir
not brakm sadece. 'Eyalar nafaka niyetine say, pe
.imden de gelme! Asuman'. O gece otelde kaldm, sa-
bah iek yaptrdm, aldm bizim hanma gittim. 'Allah

97
var, bizim hanm vefal, emektar kadndr. Haldan da
anlar,' dedim. iekleri kafama geirdi, yedi slaleme
de dmdz gitti. 'Hakldr,' dedim, 'biraz zaman gesin
sakinleir' dedim. Nerdee, bizim kar beni iki celsede
,,
boad, kaldm onada yle mal gibi.
Gzlerini ndeki kamyonun arkasna sabitleyip de
rin bir of ekti.
"Ah Asuman, ah! Evimi barkm yktn, viran ettin
beni . . . Byle ite delikanl, bu Asuman o Asuman i
,,
te, dedi. "Arada bir fotomodellik de yapard, bu da o
resimlerden biridir. Orjinali de var bende. Hangi kam
yonun arkasnda grsem taklr giderim byle, ayrla
mam peinden. Neyse ki ok fazla Asuman resimleri
yok kamyonlarda, yoksa yol mol gidemezdim yemin
,,
le, diyerek ac ac glmsedi.
"Byle yol gitmek tehlikeli deil mi peki kaptan, an
,,
latrken bile dalyorsun, gzlerini kapatyorsun, de
dim.
"Yok yok, dikkati elden brakmyorum, ama insan
hayal kurarken gzlerini kapatr, hi kimse hayallerimi
zi grmesin diye yaparz aslnda, gzlerimizi kapatnca
kendimizden bile saklarz hayallerimizi. imizdeki ger
ek biz, o hayaldeki biziz aslnda," dedi.
"Ne diyeyim kaptan, ardm valla {senin Asuman
da Nietzsche gibi, 'Bir kere kefettin mi kolayca bulur
sun ank beni, bundan sonraki zorluk beni kaybetmek
olacaktr,' demi diyecektim, vazgetim) . Ama uzun yol

98
o fr olarak bu kadar can sana emanet. Yine de Allah
korusun, dikkatli olmak lazm," dedim.
"Tabi," dedi, "o ayr, ama bazen dnyorum by
le. . lmn, lmenin bir sr eidi vardr: Yanarak,
derek, boularak, srnerek, ylesine, kahramanca ya
da sebepsiz lmek. Bunlarn hepsi yaamann eitleri
dir ayn zamanda, tuhaf deil mi?" dedi.
"Deiik bir adamsn kaptan, ilgin yani," dedim.
Dndm tekrar, baktm Asuman'a, yle yan tarafnn
stne uzanm, dirseini bir puf mindere dayam, eli
yanann altnda, uh bir bak, ar makyajdan yz
neredeyse kpkrmz. imden, "Vay be, Asuman ha!"
dedim. Dndm kaptanla gz gze geldik, yznde
hnzr bir glmseme vard.
"Sen avukat m olacaksn?" diye sordu.
"Byk ihtimalle ," dedim.
"Maall ah, cin gibisin, kime avukatlk yapsan Allah
onun yardmcs olsun," dedi.
"Niye ki kaptan?" dedim.
"Bak gzm," diyerek glmsedi. "Sen uyuyordun
herhalde, otobs arza yapt, biz de aha bu ndeki
kamyonun arkasna baladk otobs, bizi Gavur Da
' nn tepesine kadar ekecek. Biraz eilip ne bakarsan
ekme halatn grrsn," dedi.
nanmak istemedim nce, hafiften n cama doru
eilip baknca halat grdm. Asuman resmen bizi e-

99
kiyordu. "Durdurun, ben ineceim ulaan!" diye bar
mak geldi iimden, fakat yapacak pek bir ey yoktu,
yemitim zokay bir kere. Kaptan pis pis srtt, ya da
bana yle geldi, muavini ard yine.
"Bu talebeye kolonya ver, gidip biraz nefes alsn ye
rinde," dedi.
"Helal olsun sana kaptan, resmen ezdin beni," diye
rek yerime getim. Muavin de stne tuz biber olsun
diye gerekten kolonya getirdi, birka damla avucuma
dkt, srtarak "Gemi olsun abi," dedi. Kaptan da
dikiz aynasndan bakp byk altndan glmeye devam
ediyordu.
Aradan uzun yllar geti. Avukatlk bromdan ieri
girince hemen tandm. Fahri Kaptan'd. Buyur ettim
otumum, ay syledim. akaklar iyice beyazlam, pos
byklar iyice sarya dnmt. Zayflam, hafiften de
kamburu kmt. Tanmad beni, aradan onca yl
gemi, zaten hatrlayacak bir halde deildi. niversite
de okuyan olu bir gsteriden sonra tutuklanm, iki
aydr avukat bulamamlar. Beni nermi baz arkada
lar. "Tamam," dedim, "dosyaya bir gz ataym, yarn
gel, konuuruz. " Kalkt iki eliyle elime sarlp eildi,
ben de eildim, uurladm, gitti. Olunun davasn al
dm, olan drt ay sonra tahliye oldu, sonra da beraat
etti. Tahliyeden sonra olunu da yanna katp iek i
kolatayla broya, teekkre geldi.
"Niye," dedi, "niye benden para almadn?"

1 00
"Sen beni hatrlamadn, deil mi Fahri Abi?" dedim.
Bir an ararak gzlerini bana dikti, bir mddet zorlad
hatrlamak iin.
"Kusura kalma," dedi, "nerden hatrlamam lazm?"
,
"As uman 'dan , , ded"m.
Birka saniye donmu gibi kald ylece, nce g
lmsedi, sonra da bir kahkaha patlatt. Kalkt, sarld
bana.
"Vay be! Ama o gn ben ne demitim sana?" dedi.
"Ne demitin Fahri Abi?"
"Sana demedim mi sen byk adam olacaksn, ki
min avukat olsan yaad, demedim mi?"
"Demez misin hi Fahri Abi, dedin tabi. "
Neesi bir baka olmutu, iki eski ahbap havasnda
konuuyorduk artk. Oluna bakarak "Biz ta o zaman
tanmtk," diye balayarak otobs yolculuunu, ma
cerann "vahim" ksmna hi girmeden anlatt. Kalkt
lar, kapya kadar yolcu ettim. Tam kapdan km gi
diyorlard ki arkasndan "Fahri Abi!" diye seslendim.
"Buyur kurban," dedi.
Sekreter masasnn stnde duran kolonyay aldm,
avularn uzatt, dktm.
"Gemi olsun abi!" dedim
ten bir glmsemeyle bakt bana.

1 01
"Biliyorum biliyorum," dedi, "hele dur bakalm ,
bunun altndan nasl kalkacaz." Ban sallaya sallaya
gitti.

1 02
Annemle Heso p l o m o l o r

ene 198 1; ben sekiz, ahim dokuz yandayd. Ben


S ve ahim iin gerekten kara bir yld. Sadece birka
ay ncesinde acmasz bir askeri darbe olmutu. Benle
ahim henz bunun idrakinde deildik. Zaten konumuz
da bununla ilgili deil anne.
Evde toz eker bitmiti. Genelde evin altndaki bak
kaldan kiloyla alrdk ama, o ekilde pahalya mal olu
yordu. Be kiloluk toz ekerlerden alalm diye sen bizi
toptancya gnderdin. Toptanc evimize bir kilometre
kadar tedeydi. Bakkalda 5 kiloluk toz eker 300 liray
d ama toptancdan alnca 250 liraya geliyordu. 250 lira
verdin bize, abimle gidip toptancdan ekeri aldk. Ben
kk olduum iin eker torbasn ahim kucana al
d. Daha birka adm atmtk ki yoruldu , yere brakt.
Biraz dinlendikten sonra birimiz bir ucundan tekimiz
dier ucundan tutarak birka adm daha tadk, yoru
lunca tekrar yere braktk. Koca eker torbas tanacak
gibi deildi yani. Baktk olmayacak, caddenin kenarn
da bekleyen at arabasnn yanna gittik. Abim arabacya
evi tarif ederek "Kaa gtrrsn?" diye sordu. Arabac
bir bize, bir 5 kiloluk eker torbasna tuhaf tuhaf bak
tktan sonra " 5 0 lira," dedi. Pazarlk yapmak diye bir
eyin varlndan henz haberdar olmadmz iin
hemen "Tamam," dedik. eker torbasn at arabasna
ank, kp oturduk. Ayaklarmz aaya doru salla
dk, ylece eve kadar geldik. Evimiz beinci kana oldu
undan arabac ekeri kapya kadar getirdi. Aslnda
mecburen getirdi nk bir kuru paramz yoktu ve pa
rasn almak iin kapya kadar getirmek wrundayd.
Kapy atnda durumu sana anlattk. nce aka zan
nettin. Ama iin gereini hemen anladn. erden geti
rip 50 lirasn verdin arabacnn. Toptancdan aldmz
eker evin altndaki bakkaldakiyle ayn fiyata gelmiti.
Oysa ben ve abim o yllarda sermayenin tekellemesine
karydk. Biz sermayenin tabana, yani halka yaylmas
gerektiini savunuyorduk. 300 lirann hepsini bakkala
vermektense 250 lirasn toptancya, 50 lirasn da ara
bacya vererek siyasi hareketimizin ilk pratik eylemini
gerekletirmitik. Ama sen buna ikna olmadn iin
hareketimiz daha balamadan darmaduman oldu. Se
nin yznden Trkiye serbest piyasa ekonomisine ge
ti, bak nerden nereye geldi memleket. Byk vebal al
dn, byk!

1 06
Sonra bir gn evde mayaladn yourdun birazn
sefenasna koyup "Bunu Hac Dedenize gtrn," de
din. Abimle birlikte geze oynaya dn mahalle aadaki
dedemlerin evine gittik. Vardmzda len olmutu
ve iyice yorulmutuk. Hac Nene "Siz imdi ackms
nzdr," deyip getirdiimiz yourdun yanna biraz ek
mek koydu. Abimle ben yourdun hepsini afiyetle ye
dik. Nenem sefenasn ykayp bize verdi, alp eve geri
geldik. "Niye bu kadar ge kaldnz?" diye sordun.
"Nenegilde yemek yedik, o yzden ge kaldk," dedik.
"Ne yediniz?" dedin. "Youn yedik," dedik. "Yoksa g
trdnz yourdu mu yediniz?" dedin hayretle.
"Evet," dedik normal bir ey dermi gibi. Bunu da yl
larca millete anlattn anlattn gldnz. Oysa bana
hibir zaman anormal bir durum gibi gelmiyordu.
Mantn bir trl zemesem de ok normal olduu
nu dnyordum. Dn dn sonunda cezaevinde
zdm meseleyi. O yourdu ihtiyalar olduu iin
deil, mutlu olsunlar diye gndermitin dedeyle nene
ye. Biz yourdu onlara teslim ettiimiz anda mutlu ol
dular zaten. Ama ayn yourdu biricik torunlarna yedi
rince ayrca mutlu oldular. Senin bir adet mutluluk
retmeyi planladn yountan biz toplam iki adet
mutluluk retmi olduk bylece, yaa! Tam otuz alt
yldr haksz bir ekilde bize gldnz zalmlar.
O yl seninle bir de namaz klah iine girmitik.
Sen evde orlon ipten tla namaz klah yapyordun,
benle Nurettin abim de satyorduk. Tamam, belki ile-

1 07
rimiz istediimiz gibi gitmedi, o dnemde dnya gene
linde namaz klah piyasasnda ar bir durgunluk var
d zaten. Ama sen bundan hep pazarlama birimini so
rumlu tuttun. Mesela, retim aamasnda yaanan ek
siklikleri hi sorgulamadk nedense. O sezon daha ok
da ince dokunmu, pastel renk namaz klahlar reva
tayd. Hac amcalarn tercihi byleydi en azndan. Fa
kat sen kaln dokuma, bordo, haki, siyah, krmz k
lahlar ryordun. Ya anne, yeil krmz namaz klah
m olur ya! Yaptn ama. Diyarbakr stadnn nnde sa
taydk bari, Ulu Cami' nin nnde ne diye satmaya a
lyorduk ki! Klahlarn ounu Hac Dedemize sattk
zaten. Sat yapamadmz gnler dedenin bakkal na
gidiyorduk. Hem bize verdii gofretleri yiyor, hem de
bir iki klah satyorduk. Senin rdn klahlarn en
az yirmi tanesini babana satmtk bu arada. Bilgin ol
sun yani. Zaten toplamda yirmi be klah rdn de
hatrlataym.
Bir gn babam len yemei iin iten eve gelmiti.
Pek sk yapt bir ey deildi ama o gn len yemei
ni evde yiyesi tutmutu. Sen aceleyle sofray hazrlarken
bizi de aadaki bakkala, ekmek almaya gnderdin.
Nedense artk bakkal denince bizim aklmza tek bir
yer geliyordu: Dedenin bakkal. Dolana dolana, oynaya
oynaya gittik yine, gofretlerimizi yedik, sallana sallana
eve geri geldik. Eve vardmzda saat gemiti. Sen
"Nerdeydiniz siz?" diye merakla knca, "Dedenin
bakkalna gittik," dedik. "Ekmek nerde peki?" diye so-

1 08
runca ben ahime baktm hemen. Ekmekten sorumlu
mdr oymu gibi, bana niye soruyorsun, der gibi bak
tm, ama yemedin. Babam yemeini ekmeksiz yiyip ie
gitmiti. Bak, niye byle olduunun mantkl bir izah
n ben de halen bulabilmi deilim. O yzden bu ko
nuyu atlyorum. Sonuta 198 1 yl zorlu bir yld bizim
iin. Ama btn zorlu yllar bir gn geiyor, bitiyor be
anne. Senin ve btn annelerin ellerinden pyorum.

1 09
Tarih Kadar Yaln z

abamla diyaloumuz hibir zaman gl deildi.


B Kzlar babalarna dkn olur derler ama ben
imdiye kadar bunu hi hissetmedim. Kendimi bildim
bileli ie kapank bir adamd. Sadece bana kar deil,
herkese kar byleydi. Annemle kavga ettiklerine hi
tanklk etmedim ancak birbirlerine derin bir tutkuyla
balandklarna da inanmadm asla. Sanrm annem de
O' nun bu halini kabullenmi, bu ekilde sakin bir ha
yata raz olmutu. Neeli olduklar, keyifle sohbet ettik
leri zamanlar hayal meyal hatrlyorum. Isparta' da b
yk bir gl bahemiz vard, gl ticareti yapard babam.
Annemle birlikte btn zamanlarn gllerin toplanma
s, tccarlara satlmas iiyle geirirlerdi. Babam onao
kulu anca bitirmiti, Annemse okuryazar deildi. Ben
den nce doan kardeim daha iki aylkken lm,
benden sonra da ocuklar olmamt. Kkken gl
bahesinde onlara yardm ederdim. Sevemedim ama
gl iini. Okumak isterdim hep, babam da tevik etti
beni.
Mimarlk fakltesini kazanp stanbul' a gittikten
sonra uzunca bir sre dnmedim Isparta'ya. Yazlar k
sa sreliine urardm sadece. Be yl nce annemi
kaybedince bir hafta kadar babamn yannda kaldm
Isparta' da. Yalnz brakmak istemedim. O bir haftada
defa bile konumadk doru dzgn. Derdini, acs
n iinde yaad babam. Annemin onda yaratt bolu
u hissedebiliyordum.
Annemle ben daha yakndk birbirimize. Haftada
birka kez telefonda dertleirdik mutlaka. Youn srar
larm sonucunda iki defa da stanbul'a yanma gelmi,
ana kz gezip tozmutuk. Babam gelmeyi istemezdi,
bildiim iin teklif bile etmemitim. Annemin ani
lm karsnda kendimi kimsesiz kalm gibi hisset
mitim. Bir babamn olduu duygusu yoktu iimde.
Ondan annemin yerini doldurmasn beklemiyordum.
Babamn da benden herhangi bir beklentisi olduunu
sanmyordum. Beni sevdiini biliyordum ama bunu
gsterecek kadar yakn olmamtk hi. Hayatm bo
yunca bana kt davrand, hatta kzd tek bir an
bile hatrlamyorum. Sakin, durgun ve iyi bir insand.
Babamla geirdiim bir haftann sonunda "Ben ar
tk stanbul'a dnmek zorundaym baba," dedim. "Ta-

1 14
bii ki kzm, sen iinin gcnn bna dn, beni me
rak etme," dedi. Sesi ilk defa bu kadar duygu yklyd.
"stersen birlikte gidelim, bir mddet bende kalrsn,
hem biraz deiiklik olur," dedim. Bunu bu kadar iten
sylediime ben bile rdm ama o gayet normalmi
gibi, "Yok kzm, sa ol, ben burda iyiyim imdilik. Ya
knda gllerin hasadn yapmak lazm, onu da bitire
yim, sonrasnda bakarm ank," dedi. Vedaltk, Ispar
ta' dan ayrldm.
stanbul' a dndmde ofiste birikmi ilerin st
ne atladm adeta. Kendimi ie vermek iyi geldi bana.
Onamla birlikte kurduumuz mimarlk ofisinde ile
rimiz her geen gn daha da iyiye gidiyordu. Ksa sre
de hayal bile edemeyeceimiz byk projeler aldk. s
tanbul' un her tarafnda blayan kentsel dnm pas
tasndan bize de hatr saylr bir pay dyordu. Orta
m Frat'la niversiteden beri arkatk. Son snftay
ken kmaya bladk, okul bitince de birlikte mimarlk
ofisi atk. Annemi stanbul' a geldiinde tantrmtm
Frat'la. yice tandktan sonra "Karma kzm bu o
lan," demiti. Dinledim annemi, evlendik Frat'la.
Annemin lmnden bir yl kadar sonrayd. Babam
arayp "Ben evleniyorum baba," dedim. "Sana mutlu
luklar diliyorum kzm, senin adna ok sevindim," de
di. Arkalar arasnda yaptmz mtevaz dne
gelmedi ama telefon ap ikimizi de tebrik etti o akam.
Dnmzden bir ay sonra da arayp "Kzm, ben
ba baheyi sattm, Fenike' de kk bir yere yerleiyo-

11S
rum. Adresi sana sonra gnderirim, beni merak etme,"
dedi. "Hayrls olsun baba , bir ihtiyacn olursa mutlaka
ara beni , " dedim. On gn kadar sonra, Fenike'de yer

letii bir balk kynn adresiyle birlikte iyi olduu


nu , yolumuz derse beklediini bildiren bir mesaj att.
"Bir ara mutlaka urarz, kendine iyi bak, " diye cevap
ladm. Ayda bir de mutlaka arar, hal hatrn sorardm.
Genelde iyi ve rahatnn yerinde olduunu, kafasn
dinlediini sylerdi.
Frat'la evliliimiz de ilerimiz gibi yolunda gidiyor
du. Haftann alt gn alyor, Pazar gnlerini tem
bellik yaparak geiriyorduk. Cumartesi akamlar Be
yolu'nda ortak arkadalarmzla birka kadeh bir eyler
iiyor, sinemaya tiyatroya falan gidip kafamz dat
yorduk. Frat' n ayrca edebiyata ilgisi ok fazlayd. Ben
de okumay severim ama Frat tam bir edebiyat bam
lsyd. Yeni kan btn kitaplar ilgiyle takip eder, in
ce eleyip sk dokuduktan sonra da her haftasonu kitap
lara dalar , kucak dolusu kitap alrd. O'nun bu evki
az ok bana da bulamt. zellikle beendii roman

lar mutlaka bana da okuturdu. Ben de O'nun seimle


rine gvenir ve kesinlikle hayal krklna uramazdm.
Yine bir gn yatakta uzanarak okuyup bitirdii bir ki
tab kapatp gsne koydu. Gzlerini tavana dikip
uzunca dndkten sonra, "Vay be! Mthi yazm
adam; bu ilk roman ama gerekten de usta ii olmu,"
dedi. Sonra da "Mutlaka oku, beeneceksin," diyerek
kitab bana uzatt. Kitabn ismi bile etkileyiciydi: "Ta-

1 16
rih Kadar Yalnz". Yazar Hasan Vefa Karadal'yd.
Emekli bir makine mhendisiymi , fotorafndan yal
ca olduu anlalan yazarn zgemii hakknda fazla bir
bilgi yoktu. yle bir bakp yatan kenarndaki etajerin
stne braktm. "Tamam, sonra okurum," dedim F-
,
rat a.
Kentsel dnm kapsamna alnan yerlerde olanca
hzyla ykm devam ederken bir yandan da yklan yer
lerden devasa rezidanslar ykselmeye balamt. zel
likle Kadky Fikirtepe' de aldmz projelerden kazan
dmz paralar yaam standartlarmz tmden deiti
recek kadar fazlayd. Birikimlerimizi kentsel dnm
kapsamndaki gayrimenkullere ynlendiriyor , buralar
dnm kapsamna alnnca da elden karyor, mi
mari projeler dnda bu ekilde ekstra kazan elde edi
yorduk. Ancak bu i temposu ve srekli kazan ma hrs
bizi makineletiriyor, paray kazan maktan harcamaya
frsat bulamyorduk. Kentsel dnme kar kampan
ya yrten sivil toplum rgtlerini saymazsak hayat
mzda can skc hibir ey yoktu neredeyse. Mutlu
muydum, deil miydim, bunu dnecek zamanm bi
le olmuyordu. Nihayetinde alyor, kazan yor ve iyi
yayorduk. F rat'la pek sk birarada olmasak da ciddi
bir sorun yaamyorduk. Bu younluk ve kouturma
iinde akamlar uyumadan nce birka sayfa kitap
okuma frsat bulabiliyordum ancak. Frat' n bana veri
inden bir hafta sonra alabildim elime "Tarih Kadar
Yalnz" . ok yorgun olmama ramen kitap ilk sayfa-

117
dan balayarak esir ald beni resmen. Gzlerim kendili
inden kapandnda kitab yarlamtm nerdeyse. Er
tesi gn ofisten erken ktm; aklm kitapta kalm t.
Eve gelir gelmez tekrar okumaya baladm. Frat arayp
antiyeden sonra ofise uramas gerektiini ve ge saate
kadar alacan syledi. Ben de frsattan istifade g
mldm kitaba. Frat beni uyandrmamak iin analta
ryla sessizce kapy ap ieri girerken son sayfay oku
yordum. Salona gelip, "Sen dala uyumadn m?" dedi
inde konsantrasyonumu bozmamak iin gzm ki
taptan ayrmadan fsltyla, "Hayr," diyebildim. ylece
ayakta dikilip bir iki dakika beni izledi. Nihayet son
cmleyi de okuduktan sonra Frat'a dnp, "Gerekten
de vay be! Dediin kadar varm, ok sarsc," dedim.
Yanma sokularak, "Evet, beni de ok etkiledi doru
su," dedi. "nsann kalabalklar iindeki yalnzl bun
dan dala iyi anlatlamaz herhalde. Bazen dnyo
rum da Nermin, bu kadar alp kazanyoruz da para
dnda tam olarak ne kazanm oluyoruz acaba? Bu
kadar parann bende yaratt yalnzlk duygusu beni
rktyor zaman zaman. Dnsene, sosyal ve snfsal
adan ykselmek, atmosferden uzaya doru ilerlemek
gibi adeta. Yukarya doru gittike orda bulunan canl
says azalyor. Giderek insanlardan, halktan uzaklap
uzay boluunda kendi yalnzlnla seyalat ediyorsun.
in hazin taraf da bunu yapabilmek iin kendini par
alarcasna gece gndz alyorsun. Yaamn tam
iinden ykselip, yaamn olmad yere doru ilerleyen

118
gnll zavalllarmz gibi hissediyorum bazen." Bun
lar sylerken kendi kendine konuuyormu gibiydi.
"Evet, doru diyorsun aslnda, meselenin bu ynn
dnmenin zaman geldi de geiyor bile. Bu roman da
denk geldi dorusu. Baz eyleri yerli yerine otunmak
iin daha dikkatli ve duyarl davranmamz gerekecek
galiba," dedim. Frat bana dnp gzlerimin iine bak
t. "Bak ne diyeceim Nermin; gel yarn sabah uzun bir
tatile kalm, sakin kafayla bu meseleleri hem dne
lim, hem konualm, hem de biraz dinleniriz. Ha , ne
dersin?" deyiverdi heyecanla. "Dur, hemen heyecan
lanma," dedim. evkini krmamaya alarak, "Yarn
sabah kmamz mmkn deil, onca ii gc ona yer
de brakrsak kyamet kopar," diyerek "olmaz" demeye
getirdim.
Sabah erkenden valizlerimizi arabann bagajna yer
letirirken hala kendimize inanamyorduk. Btn
Ege'yi sahilden dolaarak en son Fenike'ye, babama u
radktan sonra dnme plann bile yola kar kmaz
yaptk. Sonra da babam arayp yolda olduumuzu, on
gn sonra kendisne urayacamz syledim. "Dikkat
li gelin kzm, yolunuz ak olsun," dedi.
Ege' yi sahil boyunca tadn kara kara dolarken
Frat' la gemiimizi de konutuk, geleceimizi de. l
kenin ve dnyann iinde bulunduu vahim durumu
da, insanln geldii noktada medeniyet ad altnda ya
anan vaheti, dramlar da konutuk. Kltrel yozla
may, ekolojik felaketleri, ilikileri teslim alan bireyselci-

119
lii , aklarn , sevdalarn urad mutasyonu da tart
tk. Fenike'ye vardmzda rehabilitasyondan yeni
km gibiydik.
Babamn tarifi zerine , kald yeri bulmamz zor
olmad. Yolun hemen kenarndaki aaln iinde be
alt tane iyeri ile biraz daha yukarlarda, tepeye doru
ormanlk alann iine dalm yirmi kadar ky evinden
ibaret bir yerdi. Arabayla kr kahvesinin nne yanat
mzda babam ve kyden olduklar anlalan yal
amca dardaki bir tahta masada oturuyorlard. Babam
bizi fark edince glerek ayaa kalkt ve arabaya doru
yaklat. Beni ve Frat' sarlarak karlad. Bir adm ge
riye ekilip Frat' yle boylu boyunca szd; iki yldr
evliydik ama ilk defa karlayorlard. Babamn samimi
ve gleryzl karlamas Frat' n da tedirginliini ze
rinden atmasna yardmc oldu. Kahvedeki arkadala
ryla ayakst tanp tokalatk. Sonra babam bizi evi
ne buyur eni. Kahvenin sahibinin ay ikram etme sra
rn "Benim evde demlediim ay seninkinden gzel
be!" diyerek espiriyle savuturdu. "Gelin bakalm o
cuklar , " deyip nmze dt. Bahesinin st asmalar
ve rengarenk ieklerle nl bir balk lokantasn ,
skma-gzleme yapan ve yine enfes baheli , ardaklarn
altndaki masalaryla bir kr lokantasn ve hediyelik e
yalar ile yresel rnler satan bir tezgah getikten son
ra babamn bahesi gllerle dolu evine geldik. Koca
man bir bahenin kesine yaplm kk kulbeden

1 20
ibaret bahenin mtemilat gibi duruyordu. Bah
ev,

ede asmalarn kaplad ardan altnda tahtadan ya


plm karl kl iki sedir, sedirlerin stnde kilim de
senli minderler, ortada da yine tahtadan byke bir
masa vard. Bahenin her taraf renk renk gller ve
meyve aalaryla doluydu . Yllarca gl yetitirmekten
edindii btn maharetini bu bahede ustaca sergile
miti babam. Sedirde oturduun uzda meyve aalar
nn arasndan yolun hemen altndaki sonsuz denizi g
rebiliyordunuz . Bizi otunur oturtmaz "ay demleyip
hemen geliyorum," diyerek kulbeye gitti. Frat'la bir
birimize bakp bu muhteem manzarann ve insana hu
zur veren atmosferin tadn karmaya baladk. Arada
bir n taraftaki asfalttan hzla geen arabalarn sesini
saymazsak kyya vuran dalgalarn ve serin esen rzgarn
hafif slna karan crcr bceklerinin sesinden baka
bir ey duyulmuyordu. Babamn, hayatnn geri kala
nn yaamak iin iyi bir yer semi olduunu dn
dm; biraz da imrendim dorusu. Yol yorgunluunun
da etkisiyle sedirde kvrlp uyumamak iin zor tutu
yorduk kendimizi. Babam bir elinde aydanlk, dier
elinde tepsi ve bardaklarla geldi az sonra. aynn tad
dedii kadar vard gerekten. drt saat kadar ileri
mizden, yaptklarmzdan, babamn kydeki yeni ya
amndan konutuk. Grdm kadaryla annemin
lmnden sonra buradaki sakin hayat babama iyi
gelmiti. Eskiye gre biraz daha konukand ama iini
okumak yine mmkn deildi, eer bir ii varsa tabi.
1 21
O' nu bu ekilde huzurlu grmek beni de mutlu etti.
Tilin srarlarna ramen gece kalmay kabul etmedik.
Antalya'dan akam uayla stanbul'a dnmemiz gere
kiyordu. Araba da kurye ofrle stanbul' a gnderile
cekti. Bizi kalmaya ikna edemeyince, "En azndan size
bir balk yedireyim, yle gidin," dedi. Dorusu ak ha
vann etkisiyle de zaten midemiz kazndndan bu tek
lifi geri eviremedik. Yandaki balk lokantasnn bahe
sindeki tahta masalardan birine oturduk. Belli ki kyl
lerin hepsi babamla iyi dost olmular, ok iyi anlayor
lard. Yol stndeki iyerlerinin hepsini kyller ileti
yordu. Baheden yeni toplanm sebzelerle yaplan sala
ta, nefis mezeler ve taze baln hepsini silip sprdk
adeta. Babam gzlerine yansm neesiyle kydeki an
larn anlatrken aylarmz da itik. Sonra vedalap
yola ktk. Yol boyunca Frat babamdan ok etkilendi
ini, sohbetinin ok keyifli olduunu, daha sk gr
memiz gerektiini anlatp durdu.
Ertesi gn ofiste iba yaptmzda yenilenmi, da
ha dorusu yeni bir hayata balam gibiydik. Artk ha
yat i ve paradan ibaret grmeyecek, topluma kar da
ha duyarl, sosyal ve siyasal sorunlara olabildiince ilgili
olacaktk. En azndan tatilde aldmz kararlar byley
di. Oysa daha iki hafta bile gemeden ben de Frat da
eski tempomuza geri dnm, hatta eskisinden daha
fazla almaya balamtk. Birbirimize itiraf etmesek
de tatil boyunca konutuklarmz i hayatndaki baar

1 22
iin yaplm bir tr gnah karma olarak gryorduk.
Arada bir byle hayaller kurmann kimseye bir zarar
yoktu sonuta.
ki ylmz daha bu ekilde geti. lerimizin durma
dan byyor olmas nedeniyle ok daha byk bir
mimarlk ofisi kurduk. e aldmz on iki mimar ve
mhendis irketin rutin ileriyle urarken, benle Frat
daha byk projelerin peinden kouyorduk. Bir gn
almasak her an yoksullaabilirmiiz, iflas edip batabi
lirmiiz gibi derin bir kaygyla ie aslyorduk. Bazen
gnlerce birbirimizi grmyor, akamlar baygn gibi
uyuyup sabahlar erkenden ofise, antiyeye kouyorduk.
Oysa on mrmz daha olsa biriken servetimizi bitir
memize yetmezdi. Kald ki ne benim ne de Frat' n ya
kn akrabalar bile yoktu. Daha dorusu, biz onlara ya
kn olacak kadar akrabalar deildik. Bunca iin iinde
ocuk yapmay ve bytmeyi aklmzdan bile geir
memitik. Mutsuz deildik, bunu da mutlu olmak
zannediyorduk.
Yine bir Cumanesi akam Beyolu' nda dolarken
bir kitabevinin vitrininde Hasan Vefa Karadal' nn
yeni kitabnn afiini grdk. kinci kitabnn ismi
"Sende Kalandr Ak"a. Hemen ieri girip birer tane
aldk. "Umarm ilk kitab kadar iyidir, " dedi Frat. lk
kitab "Tarih Kadar Yalnz" Trkiye'de en ok satan ki
taplar arasna girmi, hak ettii ilgiyi grm, evrildii
birok dilde de ayn baary yakalam, ok sayda dl
alma.

1 23
Enesi gn evde kitab okuyarak geirdik. ylesine
kaptrmtk ki kendimizi, akama kadar yemek yemyi
bile unuttuk. Frat hatrlatnca evde hzla bir eyler ha
zrlayp attrdktan sonra tekrar kitaba dndk. yle
sine arpc ve sarsc bir ekilde akyordu ki sayfalar,
geceyarsna kadar ara vermeksizin okuyup bitirdik. F
rat elinde kitapla alma odasndan salona geldiinde
ben dalgn ve i gzlerle tavana bakyordum. lk kitap
ok iyiydi ve gerekten de bizde baz sorgulamalar te
tiklemiti. Her ne kadar aldmz kararlar hayata gei
remesek de bu varlk iindeki hiliimizi tokat gibi y
zmze vurmutu. Ama bu ikinci kitap neredeyse bizi
anlatyordu. Hep bakalarnn koyduu kurallara gre
yaadmz, piyasa titizliiyle kusursuz bir ekilde kur
gulanm hayatlarmzn snm n, kaybedilmi
akn anlatyordu. Sabaha, neredeyse gn doana ka
dar Frat'la bunun zerine konutuk. Hayatmz, ili
kimizi, akmzdan geriye kalm hayaleti, girdiimiz
amazn bouculuunu, dnn mmkn olup ol
madn, bankadaki servetimizin yitirdiimiz aktan
kalan devasa boluu doldurup dolduramayacan . . .
daha birok eyi konutuk. ok uzun zamandr birbi
rimizi sadece iyi bir i ona gibi grmeye baladmz
itiraf etmek de zor olmad. En son, Frat glerek, "Ga
liba bizim yine tatil zamanmz gelmi," dedi. "Bu defa
da 'hadi kalk, gidiyoruz' demezsin umarm," dedim.
"Yok yok, bu defa birka gn ilerimizi iyice planlayp

1 24
yle karz," dedi. "Peki o zaman, hadi bakal m, imdi
i zaman ," dedim . Du alp hzlca kahvalt yaptktan
sonra uykusuz bir ekilde ofise gittik.

Ofs alanlar her zamanki younlukla gne ba


lamt. Kitabn yaratt etki uykusuzluumla birlein
ce motivasyonumu yitirmitim; zombi gibi bo bo or
talkta dolanyordum. lene doru dayanamadm,
klimann souttuu alma odamda kanepeye kvrlp
uyudum. Cep telefonumun sesiyle gzlerimi zoraki ola
rak yarm atmda ne zamandr uyuyor olduumu
bilmiyordum ama sanki az nce uykuya dalmm da
hemen uyanmm gibi kendimi bitkin hissediyordum.
stme rtlen battaniye ile bamn altna konulan
yastktan anladm kadaryla Frat uramt ben uyur
ken. steksizce uzandm sehpada duran telefona; kaytl
olmayan bir numara aryordu. nce sessize alp biraz
daha uyumay dndm, ancak arayan her kimse sra
rndan vazgemiyordu. Uykulu bir ses tonuyla "Alo,
buyrun?" dedim. "Nermin kzm, sen misin?" dedi yal
bir erkek sesi. "Evet benim de, tanyamadm, kusura
bakmayn, " dedim merakla. "Ben Selim, kzm; Feni
ke' den, babann arkada, balk Selim, " dedi. "Ah, ta
bii ki hatrladm Selim Amca, kusuruma bakma ltfen.
karamadm bir an, " dedim, ama iime de bir kun
dt. Selim Amca niye arasn ki beni? "Seni rahatsz
ettim kzm ama baban biraz rahatszland, imdi Feni
ke Devlet Hastanesi' ndeyiz, hemen gelebilseniz iyi
olur," demesiyle battaniyeyi frlatp ayaa kalktm.

1 25
"Neyi var babamn, Selim Amca? Yoksa ciddi bir ey
mi oldu, yannda m imdi?" diye sordum telala. "Du
rumu iyi deil kzm, gelseniz iyi olur, bu kadar diyive
reyim ite," diyerek kapatt telefonu. Selim Amca' nn
ses tonundel!l durumun ne olduu anlalyordu aslnda
ama yine de aklma getirmek istemedim. Kendimi to
parlayp Frat' aradm ilk olarak. Darda, antiyedey
di; durumu hzla anlatp havaalannda bulualm de
dim.
Fenike Devlet Hastanesi' ne vardmzda geceyars
olmak zereydi. Selim Amca ve dier kyller bizi has
tanenin bahesinde karladlar. Grnt fazla sze ge
rek brakmyordu. Bir an baylacak gibi oldum, Frat
koluma girdi. "Banz sa olsun," sesleri arasnda bir
banka otumular beni. Babamla hibir zaman baba kz
olamadk belki ama lmnn bende yarataca acnn
bu kadar byk olacan da hi dnmemitim. G
remesek de, yakn olamasak da evet bir babam vard
ve imdi yoktu artk. Ellerimi yzme kapatp hkra
hkra aladm hastane bahesinde.
Sabah evden kmaynca kyller merak edip eve
gitmiler, ylece yatanda uyur gibi huzurla uzanr
halde bulmular cenazesini. Hemen ambulans ar
mlar ama yapacak bir ey yokmu. Dorudan morga
koymular doktorlar. Beni aramlar hemen. ok
zlmler, iyi adamm babam. Babam kye ilk yer
letiinde biraz tedirginlik duymular ama ksa srede
tanm, ilerinden biri gibi grr olmular onu. Bu

1 26
cmleler etraftaki kyllerin azndan dklrken ben
iimden kendime lanetler yadryordum. Biraz daha
zaman ayrsam, biraz daha ilgi gstersem ne kaybeder
dim ki? Tamam, belki kendini iine kapatmt, ama
ben de yaknlamak iin en kk bir gayret gster
memitim.
Kyller biraz sakinletiimi grnce , "Nerde def
nedilecek?" diye sordular. aknlkla yzlerine baktm.
Bunu hi dnmemitim. Daha dorusu babamn bir
gn leceini bile dnmemitim; en kts de ben
babam son aylarda hi dnmemitim. Ksa bir karar
szlktan sonra, "Burda defnedilmeye eminim ki hayr
demezdi, ancak izininiz olursa Isparta'ya , annemin ya
nna defnetmek istiyorum," dedim. Hepsi de onaylad
lar bu kararm. Sabah erkenden cenazeyle yola karz
deyip hazrlklar yapmak zere daldlar. Bir tek Selim
Amca kald. "Gelin gidelim, bu gece misafirim olacak
snz," dedi, kararl bir ses tonuyla. "ok teekkr ede
riz ama size rahatszlk vermeyelim, bir otelde kalrz ,
zaten erkenden yola kacaz," dedi Frat. "Kaniyen
olmaz," diye srar eni Selim Amca. "Benim misafirim
olursanz memnun olurum, ama rahat etmeyecekseniz
babanzn evi de bo, orda kalrsnz." Bu yeni neri
daha scak geldi bize. "Tabii bu ok daha iyi olur asln
da," dedim. Frat da bayla onaylad beni.
Kulbeden ieri girip yaktmzda nde kk
bir hol, arka tarafta bir yatak odas, kk bir mutfak
ve banyodan ibaret olan evin tamamn rahatlkla gre-

1 27
bildik. Giriteki holde, pencerenin hemen altnda ahap
bir alma mcSas, masa lambas ve tahta sandalye gze
arpyordu. ok fazla eya yoktu ieride; bahedekine
benzer bir sedir, yerde eski bir kilim ve sehpa vard. a
lma masasnn zerinde ilkokul defterlerine benzer
ok sayda defter ve kurunkalemler gze arpyordu.
Frat yatak odas ve banyoyu incelerken ben defterler
den en sttekini alp sayfalarn hzlca evirdim. Ba
bamn elyazsyla doluydu tm sayfalar. Kargack bur
gack, kurunkalemle yazlm, tamam dolu on bir def
ter vard. Babam ya yaz almalar yaparak yazsn
ilerletmeye alm ya da . . . neydi?
Defterlerin hepsini kucama alp sedire oturdum.
En stteki defterin ilk sayfasn ap okuyunca dondum
kaldm adeta. Frat' a seslenebilmek iin birka saniye
kendimi toparlamam gerekti. Frat gelip yanma otur
duunda defteri ona verip hayretler iinde, "unu oku
sana," dedim. Frat bal ve ilk cmleleri yksek sesle
okudu: "Tarih Kadar Yalnz, bazen en kalabalk ortam
larda bile kendinizi yalnz hissettiiniz olur. Btn ev
rende sizin varlnzdan haberdar olan tek kii yine
sizmisiniz gibi. Bu, yalnzla giden yolun her bir tan
kendinizin rd anlamnda ise . . . " Okumay sessizce
srdrd bir mddet daha. Defteri biraz daha kartrp
rastgele birka sayfa okuyunca Hasan Vefa Karada
l' nn kitabnn, olduu gibi deftere geirildiini anla
dk. Dier defterlerde de devam ediyordu ayn ekilde.
stelik "Sende Kalandr Ak" kitab da aynen deftere

1 28
geirilmiti. Gerekten inanlmaz bir tesadft bizim
iin. Son yllarda babamla ayn kitaplar okumutuk
demek ki. Hatta babam da bizim gibi kitaplardan ok
etkilenmi olacak ki hepsini tek tek deftere geirerek
iyice iselletirmeye almt okuduklarn. Dorusu
babamn bu tr kitaplar okuyabileceini asla dne
mezdim. Babam ne kadar az tandm dnerek bir
kez daha hayflandm. Frat da evi kolaan edip yaym
lanm bu kitaplar arad ama bulamad. Yatak odasn
daki kitaplarn arasnda yoktu en azndan. Babamn
son be yln geirdii bu kulbeye bile ancak O l
dkten sonra girmitim. Ne kadar byk olsa da pi
manlm, telafisi mmkn deildi artk.

Sabah erkenden kyllerin birkann da refakatiyle


babamn cenazesini alp Isparta'ya doru yola ktk.
Mezarla vardmzda len olmutu. le namaz
nn ardndan cenaze namazn kldlar. Mezarn ba
beklediimden de kalabalkt. Babamn ve annemin
uzak yakn btn akrabalar ve arkadalar gelmiti.
Birounu tanyamadm, grmeyeli uzun yllar ol
mutu. Ancak hepsi de gerek bir samimiyet ve zn
tyle yanma gelip basal dilediler; inanlmaz bir
mahcubiyet hissettim hepsine kar.

Defin ilemleri bittikten sonra herkes yava yava


ayrlrken ben biraz daha kalmak istediimi syledim.
rat koluma girerek annemin ve babamn mezarlarnn
banda elik etti bana. Artk herkes gitmi, sadece yal
bir amca kalmt mezarn banda. Adama dnp iyice

1 29
baktmda yz tandk geldi bana ama karamadm.
Saygl bir tavrla yanmza gelip zgn bir sesle, " Ba
nz sa olsun kzm, " dedi. "Sizler sa olun, teekkr
ediyorum, " dedim karlk olarak. Bir yerden tand
ma emindim. Ancak imdi sorsam ayp olurdu. Kendisi
de bu tereddm fark etmi olacak ki, "Sen belki tan
mazsn kzm, babann ocukluk arkadaym. lkokula,
ortaokula beraber gittik. Sonra o okulu brakt, ben de
vam ettim. zmir' de niversiteyi de okudum. Yllarca
ehir ehir dolatm meslek icab. Ancak babanla irtiba
tmz hi kesilmedi. Birka yl nce emekli olup Ispar
ta'ya geri dndm. Arada bir Fenike'ye, baban grme
ye giderdim. Birka gn yannda kalrdm, birlikte ba
la kar, sabahlara kadar keyifli sohbetler yapardk.
ok yakn dosttuk biz kzm, " dedi i ekerek. "Ge de
olsa babamn bir dostumu tanmaktan mutlu oldum, "
dedim, iten bir ekilde. Cebinden bir kartvizit kard,
bana uzatt, " stanbul'da bir vakfmz var, frsat bulup
da gelirseniz babanla ilgili konuacak ok eyimiz var
aslnda, " dedi, glerek. Kart alp Frat' la ayn anda
okuduk ve ikimiz de, "Aman Allahm, gerekten bu
O!" dedik. Karmzdaki yal amca, fotoraflarndan
tandmz yazar Hasan Vefa Karadal'yd. "Tabii ya,
kitaplarnzdaki fotoraflarnzdan hatrlyoruz sizi , "
dedi Frat. "Sizi tanmak byk eref, dorusu babamn
ocukluk arkada olduunuzu renmek de byk
srpriz oldu bizim iin. Kitaplarnz severek ve ilgiyle
okuduk. ok etkilendiimizi sylemem gerek. Bu ara-

1 30
da babamn sizin kitaplarnz defterlere geirmesinin
srr da anlalm oldu," dedim. Fotoraflarda grn
dnden daha yalyd adam. Eski fotoraflarn kul
lanmt demek ki. Yzndeki derin kederden babamn
lmne ok zld anlalyordu. Bana iyice yakla
p gzlerimin iine bakarak, "Hayr kzm," dedi Ha
san Vefa. Biraz durakladktan sonra devam etti: "Baban
kitaplarm deftere yazmad, ben babann deftere yaz
dklarn kitaba aktardm."
nce aka yapyor sandk ama hi de yle grn
myordu. "Baban son yllarn geirdii Fenike' deki
kulbede iini defterlere dkyordu. Ziyaretlerim sra
snda yazdklarn okuyor, ok deerli ve etkileyici bu
luyordum. Yaymlamas iin srekli ikna etmeye ura
rdm, sonunda bir artla kabul etti. Benim ismimle
yaymlanmasn, bu saatten sonra yazar olup buradaki
huzurumu bozamam, senin isminle yaymlanacak, b
tn angaryay da sen ekeceksin, dedi. Benim de bir
artm var o halde, dedim. Kitap ok satarsa gelirlerini
gen edebiyatlar iin harcayacaz, bir kuruuna bile
dokunmayacaz, dedim. Anlatk ve bu ekilde iki yl
da iki kitab da yaymladk. Tahmin ettiim gibi kitap
lar ok beenildi ve geliriyle stanbul' da bir vakf kur
duk. imdilerde birok gen edebiyatya destek oluyo
ruz, " diyerek yzndeki mutluluk ifadesiyle glmsedi.

Frat' la ikimiz adeta oka girmi gibi, azmz ak bir


ekilde dinlemitik Hasan Vefa'y. Elini uzatp vedala
rken, "Vakfa uramay unutmayn. Bu arada, baban o

131
kulbedeki defterleri sana brakt. lmeden nce sana
aklamam istemedi, senden bakasna aklamayaca
ma dair de sz ald. ok kymetlidir o defterler kzm,
aslnda sana ve tm insanlara vasiyetnamesidir," dedi,
sonra ar admlarla yryp gitti.
Dndm, bir babamn mezarna bir Frat' a baktm.
Diz kp mezarnn stndeki topra avuladm, bu
yaadm utancn ve pimanln son olacana dair
sz verdim babama.

Not: ykde geen kitap isimleri Murathan Mungan'n dizele


ridir.

1 32
So n u Mu htesem O l a ca k
,

ent Konseyi' nin uzun sren toplantsndan kp


K eve geldiinde heyecan her halinden okunuyor
du. Bahenin ak duran kapsndan girdiinde annesi
ni ou zaman olduu gibi bostana ektii sebzelerle u
rarken buldu. Sessizce yaklap boynuna sarlarak p
t annesini. rkilip decek gibi olsa da skca tuttu an
nesinin yorgun bedenini. "dm kopardn olum,
hayrdr, keyfin yerinde bugn?" dedi oluna. "Sana bir
srprizim var anne, konferans iin Amerika'ya gidiyo
rum. Kent Konseyi toplantda beni grevlendirdi bu
nun iin, " dedi. Annesi gururla bakt oluna, gzleri
buuland bir an. Tp Fakltesini kazan p gittiinde de,
doktor olup doduu yere dndnde de ayn gururu
yaamt. O' na hamileyken ldrmlerdi kocasn.
Aclarla, zulmle geen yllarn sonunda dze kmlar,
her eyin ok daha gzel olduu dnemler yaanmaya
balamt. Olu okul ana geldiinde artk kendi
anadillerinde eitim yapan okullar vard. Mahalle
Meclisleri ve Kent Konseyi'nin ald kararlarla alan
okullarda kendisi bile ge de olsa okuma yazma
renmiti. Dide'nin kenarndaki bu kadim kentte tar
ma arlk verilmi, tarmla uramak isteyen herkese
yeteri kadar toprak datlmt. Dide' nin suyu kanal
larla btn tarlalar ve bostanlar sulamaya balamt.
Mahalle Meclisleri' nin her biri kendi kooperatiflerini
kurmu, rettikleri btn rnleri kooperatifler aracl
yla hem birbirlerine hem de btn blgeye satmaya
balamlard. Hayvanclk, el sanatlar ve turizm de
kooperatiflerin desteiyle gelimi, birka yl iinde
kendine yetecek kadar glenmiti kasabalar. Yl be yl
daha fazla kendi ayaklarnn stnde durabilmenin
hakl gururunu yayorlard. Yolsuzluk, rvet, hrszlk,
uyuturucu, fuhu gibi gemiin btn kt mirasn
yok edebilmek iin tam anlamyla bir toplumsal sefer
berlik balatlm, nemli baarlar elde edilmiti. Yeni
yetien neslin hem ahlaki hem de politik deerler ka
zanmas iin btn halk el ele vermi, meclislerinde ye
ni kararlar alm ve hayata geirmilerdi. &ki alkan
lklar ortadan kaldrmann zorluunu bilerek sabrla,
ilmek ilmek rmlerdi yeni yaamlarn; isizlik ve
yoksulluk neredeyse bitme noktasna gelmiti. Top
lumsal ekonominin olabildiince demokratik bir mo
delini uygulamaya almlar, engellere ve wrluklara

1 36
ramen 2 1 . yzyln ilk yarsnda btn dnyaya rnek
olabilecek bir model ina etmeyi baarmlard. zellik
le gne ve rzgar gcnden yararlanlarak yaplan ve
btn kente yeten temiz enerj i atlm, tarih ve doa ile
uyumlu kentleme, herkese salanan eit ve cretsiz
salk hizmetleri, tarafsz ve adil alan yarg kurumlar,
dorudan demokrasinin hayata geirilebildii halk
meclisleri, cinsiyet, inan ve yaam tarz konusundaki
zgrlk anlaylar btn dnyann dikkatini ve
hayranln zerine ekiyordu. Btn bu gelimeler
hem blgelerinde hem de lkenin genelinde toplumsal
barn salanmasna da nayak olmu, ac gemie ve
hatralara ramen bir arada yaamay baarm bir lke
olarak dnyann geri kalannn takdirini kazan mlard.

Olu da doktor olup kasabaya dndkten sonra


Kent Konseyi' nin grevlendirmesiyle Halk Sal
Merkezi' nde almaya balamt. Zaten herkesin tan
d ve sevdii doktor, ksa srede mesleinde de baar
l olm,, yardmseverlii, mtevazl ve alkanlyla
ne kmt.

Her yl yaplan Kent Konseyi seimlerinde nce


Meclis yesi, arkasndan da Meclis E Szcs seil
miti. Bu greviyle birlikte doktorluu da evkle ve b
yk bir heyecanla yrtyordu. Hi grmedii babas
na ve amcasna layk olma bilinciyle bymt; imdi
de bunu hayata geirme frsat bulmu olmann mutlu
luunu yayordu.

1 37
Kasabann bu baarl yerinden ynetim deneyimini
anlatmas iin Harvard niversitesi' nde bir konferans
vermek zere kasabann Kent Meclisi'nden bir kii
Amerika'ya, Boston'a davet edilmiti. Yaplan son top
lantda bu kiinin kendisi olmasna karar verilmiti.

Konferans daha bir ay sonrayd ama doktor imdi


den yerinde duramyordu. 28 yllk hayatnda ilk defa
Amerika'ya gidecekti. Daha nce dil eitimi iin ksa
sreliine Londra'ya gitmi, onun dnda hi yurtd
na kmamt. stelik bu kadar prestijli bir niversite
de kendi halkn temsilen deneyimlerini anlatacak ol
mas iyiden iyiye heyecann arttryordu. Daha ilk
gnden konferansta yapaca konuma zerinde al
maya balam, ok uzun olmayan ancak btn detay
lar ve srecin tamamn ieren bir metin hazrlamt.
Yola kmadan nce de metni Kent Konseyi' nde oku
mu ve byk alk almt.

nce stanbul' a, oradan da Amerika' ya gidecekti.


Sabah kasabann dndaki havaalanna gitmeden nce
babasnn mezarn ziyaret etmek istedi. O' nu havaala
nna brakacak arkada Bawer'le birlikte mezarla git
tiler. Baheden toplad taze kr ieklerini yettii ka
daryla tm mezarlarn stne braktktan sonra en son
babasnn ve bitiiindeki amcasnn mezarnn nne
geldiler. Elinde kalan son iekleri de iki mezarn st
ne braktktan sonra yar hznl, yar gururlu bir sesle,
" Rahat uyuyun, " diyerek ayrldlar mezarlktan. Mezar

1 38
talarnn birinde babas "Ahmet Tun" , dierinde ise
amcas "Mehmet Tun"un isimleri yazlyd.

Arkada Bawer havaalannda O'nu yolcularken u


zun uzun sarlp, "Bizim yerimize de gez Amerika'da,
yolun ak olsun 'Bekes' ," dedi. Hibir zaman kimsesiz
olmamt " Bekes" . Halknn evlad olarak bym,
ismiyle tezat oluturacak kadar ok sevilmiti hep.
Doktor Bekes geride brakt arkadana el sallarken
Cizre' nin yakc scan hissettirecek gne iyice tepeye
ykselmi, yeni yaamn yeni bir gn oktan balam
t Dicle' nin kenarnda.

139

You might also like