You are on page 1of 160

MAHUR BESTE

Ahmet Hamdi Tanpnar

Mu/111r Beste 'ni yayn haklar Dergah Yaylar 'na aittir.

Dergah Yaynlar : 35

Sertifika No: 14420

Trk Edebiyat Roman Dizisi: 5

ISBN: 978-975-7462-81-1

J. b. 1975, 2. b. Eyll 1988, 3. b. Nisan 1995, 4. b. Mays 1998.

5. b. Kasm l 999, 6. b. Nisan 2003, 7. b. Ekin 2005, 8. b. Haziran 2007

9. Bask: Ocak 2010

Basn Yeri: A Ajans Reklamc lk Fil imcilik Matb. San. ve Tic . Ltd. ti.

Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. Yaynclar B i rlii Sitesi

No: 32 Kap No: 4G Yakuplu - Bykeknece / stanbul

Cilt: Gven Mcellit & Matbaaclk San. ve Tic. Ltd. ti.

Devekaldrm Cad. Gelincik Sok. Gven lan No: 6

Mahmtbey - Baclar / stanbul

Datm ve Sat: Ana Basn Yayn

Molla Fenai Sok. No: 28 Yldz Han Giri Kat

Tel: (212] 526 99 41 (3 hat) Faks: [212] 519 04 21

Caalolu / stanbul
Alunet Hamdi Tanpnar

MAHUR BESTE

DERGAH YAYINLARI

Klodfarcr Cad. Altan Merkezi No: 3/20 34112 Sultanahmct / stanbul

Tel: [212] 518 95 78 (3 hat) Faks: [212] 518 95 81

www.dcrgahyayinlari.com/ bilgi@dcrgahyayinlari.com

Bu roman byk bestekarmz


Eyybi Bekir Aa 'nn
ruhuna ithafediyorum.

5
K UYKU ARASINDAK DNCELER

Behet Beyefendi, merhum zevcesi Atiye Hanmefendinin


bundan otuz be sene evvel, srf kadn inadn yerine getirmek iin
birdenbire kk ve manasz bir hastalk bahanesiyle gen ve gzel
hayatna veda ederek tek bana kendisine brakt geni ve eski
yatakta, bu gece belki bu otuz be senenin en skntl uykularndan
birini uyumutu. Btn gece kendisini ziyaret eden eit eit rya
arasnda, tpk ince ve rahatsz edici bir di ars gibi - Behet Bey
iin bu cins arlar uzun zamanlardan beri sadece tatl bir hatradr
hep bu sabah, bu sabahn hayatna getirecei byk deiiklii d
nmt. Akam bu sknt iinde erife Hanma darlm, yine ay
n sknt yznden talktaki byk saatin ayarn dzelteyim diye
zembereini krm, sonra her eyden, hepsinden kurtulmak iin
yatana girmiti. Ne garip bir uyku uyumutu ... Sanki btn gece
hep uyankt ; bununla beraber, stne yatm olduu sol kolu y
znden hep rahatsz olduu halde bir trl yerinden kmldanama
m, skntl bir ryann durmadan deien ve deitike daha bu
naltc olan bin trl tuhafl ve azabyla bu saati etmiti.
Dorusu istenirse, bu ryalarda byk bir deiiklik yoktu; her
gece bu geni yatakta, yalnz onun i gzleri ve uyuuk dima iin
oynayan o acayip ve uursuz dram bu sefer yine eskisi gibi ve ayn
glge aktrlerle oynanmt. Her akamki gibi bu gece de, yaanm,
her taraf smsk kapal mrne uradan buradan teker teker girmi
olan bir yn insan, onun etrafna, kimi her hangi yz ve kyafe
tiyle, kimi yabanc ve deiik bir ehre ile toplanmlar, hareket et

7
AHMET HAMD TANPINAR

miler, gidip gelmilerdir. Babas merhum smail Molla Beyefendi,


yine duvarda, b~ucunda asl duran Hamdullah yazmas Kur'an-
Kerim'i alp gstermeye kalkm, bin zahmetle ve biraz da erife
Hanmn yardm ile elinden ancak alabilmiti. Bereket versin ki
alabilmiti. Yoksa, yoksa sonu fena idi. Yirmi sene evvel geirdii
byk bir hastalkta kurtulu terlerini dkerken Behet Beyefendi
bu ryay grm ve onun verdii sevinle hayata dnmt. Ondan
beri hemen her gece, ryasnda bu Kur'an'n etrafnda Behet Be
yefendinin babasna kar ancak uyanarak muzaffer kt bir m
cadele olurdu. Fakat bu gece yle olmam; Behet Bey, ar ve d
nceli uykunun kendisini hapsettii zindanda, bir "final" i olmas
na alt bir ryaya ramen, saatlerce kalm ve gemi azya alm
bir muhayyilenin btn acayipliklerini tecrbe etmiti.
Bununla beraber, o ryalarn hibirini yadrgamyordu. Hatta
Atiye Hanmefendinin, byk annesinin o acayip hotozunu giyerek
ve beline o znnar biimli kemeri takarak karsna kmasnda bi
le byk bir deiiklik bulmuyordu. Fena olan ey, btn bunlar
olup biterken, Fatih Camii'nde birdenbire kaybettii merhum baba
sn bir cuma kalabal arasnda ararken, yahut erife Hanmn ge
en gn kendisine stanbul'dan ald o pantuflalarn iinden bit
mez tkenmez bir yn kedi yavrusunu teker teker tpk bir hokka
bazn cebinden veya apkasndan bir yn eyay karmas gibi,
ekip karrken hep o hissi, bundan byle istedii gibi yaayama
yaca, hayatnn ahenginin bozulmu olduu hissini kendisinde
hazr bulmas, nefsine kar byk bir hata ve ihmalde bulunanla
rn duyduklar o keskin azab -Behet Beyefendi bu duygudan b
tn mrnce kurtulamamtr- duymasyd.
ini ekti ve gzlerini amadan: "Bugn Cavide gelecek... "
diye mrldand. Neden ve niin onu davet etmek ihtiyacn duy
mutu? Geri gen bir kadnn tek bana bir evde yaamas biraz
garip oluyordu. Aylardan beri kaybolan Sadullah Beyin lm ta
hakkuk edince bu yalnz y~ama bsbtn imkanszlamt. Kendi
ailesinden olan bu gen kadna evinde bir yer gstermesi liizmd.

8
MAHUR BESTE

Sonra gen kadn da yalnzlktan, btn pencereleri dar bir sokaa


bakan apartmannda ne kadar baka bir sesle ikayet etmiti ... Za
vall yavrucak, elbette ki btn yaz orada geirmekten memnun ol
mayacakt. ster istemez ona kke gelmesini teklif etmiti. Hatta
bununla da kalmam, "Ev senindir, elbette senindir, muhakkak ki
sizin de evinizdir." diye st ste bir y n srarlarda bulunmutu.
Velhasl gen kadnn azndan "Peki Behet Daycm pazartesi
ye inallah gelirim" cevabn alana kadar elinden gelen her eyi
yapmt ... "Ne oluyor sanki? ..." diye tekrarlad. phesiz ki bu
eninde sonunda olacak eydi ; fakat hi olmazsa iki hafta sonra
olamaz myd? ki hafta...Behet Beyefendinin kapal gzleri
nin nnden rahat, yalnz ve kaygsz saatlerle dolu gnler, btn
mrnn gnlerine benzeyen, sabah uyanlannn nnde at
aydnlk ve derin uurumunu bin trl kk merak ile ancak dol
durabildii o mesut gnler canland.
Bununla beraber, olan olmutu. Ablasnn tonnunu sonuna ka
dar, tek bana kim olduunu bilmedii bir hizmeti ile oturtamaz
d ya ... Behet Bey iin bu hizmeti meselesi ok mhimdi. Hiz
meti dediin yle rastgele eve alnamazd ; evin rkn olmalyd.
"Bak, bizim erife Hanm? ... " Fakat acaba Cavide ile erife Hanm
biribiriyle geinebilecekler miydi? Aksi kadn, bu yeni geleni kim
bilir ne gzle grecek huysuzluklar edecekti ... Daha onun gelecei
ni haber verir vermez kalar atlm, put kesilmiti. "Ah mel 'un!
nasl, tek bana bu koskoca kke sahip olur musun?"
Birdenbire iinden o eski kin, ta Atiye Hanmla evlendii gn
den balayan ve krk be sene, topran altndaki maden yangn l ar
gibi sessiz sedasz, baz kk frlaylarn dnda hibir iz gster
meden oalan, biriken byk kin tekrar cotu. Bu kadn btn ha
yatn lokma lokma zaptetmi ve kendisine Behet Beyefendiye, ba
z kk meraklarn, erife Hanma gre deliliklerini serbeste tat
min edebilmekt..:n baka bir hrriyet brakmam t. "Oh, ne iyi oldu!
Elbette gelecek ve evin hanm olacak ... " Ve erife Hanmn bu ye
niden yeniye kurulacak ehil saltanat karsndaki ehresini dne

9
AHMET HAMD TANPINAR

rck adeta memnun oldu. "Kim bilir, belki de ... " Fakat hayr. erife
Hanmn bu evden gitmesi o kadar byk bir deiiklikti ki, Behet
Beyefendi bunu dnmeye bile cesaret edemedi. Sonra, bizzat ken
disinin de Cavide ile uyuabilecei pek belli deildi. Behet Beyza
vall, insanlardan kaan bir ihtiyard. Bunu sylerken vaktiyle ev
lendii srada Msr' dan getirtilmi olan siyah abanozdan geni kar
yolann iinde, lavanta iei kokan beyaz rtlerin arasnda, srma
dan y ldzlarla ssl Halep ii yorgann altnda, kendisini birdenbire
olduundan daha kk, daha biare buldu. Hakikaten eskisi gibi
miydi ya? ... Eskisi o kadar uzak, o kadar efsanevi bir alemdi ki;
Behet Bey orada, bu a!emin her eyi deitiren ve gzelletiren b
yl altnda kendisini istedii gibi tahayyl edebilirdi.
Birdenbire akl evlendii seneye, biricik akna, her mrde bir
kere aan o bahara gitti. Fakat Behet Beyin hayat bu cinsten seya
hatleri zorlatran bir hayatt. Mazi onun iin tehlikeli bir mntkay
d. Onun iin abuka dnd. insan m zavall , ok zavall bir ey
di. "Darlmihen ... " diye mrldand. Bu, Behet Beyin her eye ra
men smsk bal olduu, bir sarman dallarna, engellerine ben
zeyen bin trl alaka ile, her zerresine kenetledii hayalin kendi l
gatindeki karl idi. Daha dorusu, mrnn tecrbelerini hatrla
d zamanlar, kendisini teselli iin bulduu kelimeydi. Baka trl
olsayd ne olacakt sanki? Mademki imdi ihtiyar ve biare bir ey
di... Fakat acaba geinebilecekler miydi? Bu uzak mazi yolculuu
ona emektar hizmetisine kar iinde uyanan kini unuttunnutu.
imdi erife Hanm olduu gibi, yani hayatnn biricik zaru
reti olarak gryordu. Bu ask yzl, dedikoducu kadn, onun iin
her eydi: scak ayn zerinde ttt kahvalt tepsisi, muntazam
yemek sofras , scak ve temiz yatak, yumuak terlik ve her trl
kaygdan uzak, kendi ilerine kalan geni, huzurlu saatlerdi. Onun
sade kiraclarla boumas yeterdi. Vaka Behet Beyefendi zaman
zaman kiralarn alnmas, kunturatlarn yaplp yaplmamas hak
knda hizmetisini tenvir etmez deildi, fakat ikisi de bunu sadece
iin d tarafn kurtarmak iin olduunu bilirlerdi. Ya geinemez

!O

MAHUR BESTE

!erse... Fakat olan olmutu. Zaten yaptndan pek de piman deil


di. Cavide akll, neeli bir kadnd. Etrafndaki yalnzlk bu gen
ve gzel kadnn vcudu ile deiecek, evin iinde yepyeni ve sade
iirden bir hava esecekti.
Hakikat u ki Behet Bey, btn akrabas iinde, ablasnn to
rununu severdi. Cavide, ocukluunun bir ksmn bu evde onun
yannda geirmiti. mark ve alayc tabiatna, kuru hiddetlerine
ramen bu ihtiyar bekar avutmasn bilirdi. Onun hatr iin tanbu
ra balam, sonra da brakmamt. Fakat ne kadar deimiti! On
be sene sonra tekrar onunla karlanca adeta tanyamam, hatta
nasl, hangi eda ile konuacan armt. "Bereket versin, kzn
marklna ... " phesiz ki onun yerine mesela bir erkek yeeni
bulunsayd da o gelseydi daha ok memnun olacak deildi; erkek
ler Behet Bey iin btn mrnce o kadar hoyrat olmulard ki ...
Btn mr onlarn mtehakkim hodbinlikleri arasnda gemi, her
bavurduu yerde, mektepte, kalemde, vaktiyle azas olduu ra
yi Devlet'te, sokakta, Sahaflar iinde, antikac dkkanlarnda, eski
mcellitler arasnda hep ayn almaz duvarla karlamt. Hayr,
gelecek olann gen ve gzel bir kadn olmasndan memnundu ve
Cavide'yi gerekten gzel ve mstesna buluyordu.
Bununla beraber, sadece bu "gen ve gzel kadn" kelimeleri
onu korkutuyordu. Gen kadn, sonra bugnn kadn, yllardr ya
bancs olduu bir eydi. Behet Bey iin gen kadn hviyeti m
rnn biricik tecrbesiyle birka kelimede hlasa edilebilirdi; yu
muak bir ten, cazip bir koku, yalan yahut hayal kadar gzel bir ses,
bir yn ss ve hepsinin arkasndan bir o kadar fantezi ve inat...
Birdenbire iine baka bir korku geldi: ya Cavide evde her eyi
deitirmeye kalkarsa... Maka'daki evde kendilerini aldklar oday,
o yumuak ve alak sediri, renk renk yastk.lan, ortada ne ie yarad
n bilmeden acayip biimiyle, bodurluu ile houna giden rahle bo
zuntusu kk masay, urada burada srnen bir yn bebei, bi
imsiz koltuklar hatrlad. Gen kadn btn bunlar pekala bu k
ke ve Behet Beyin hayatna sokmaya alabilirdi. "Benim de be

il
AHMET HAMDi TANPINAR

beklerim var.... " Ve yatann iki yannda birer eski zaman tlsm gi
bi duran siyah katran vcutlu, kvrck sal, krmz karanfil dudak
l, akik gerdanlkt fellah kadnlarn, komodinlerin, odann iinde her
kmldannda kendisine ikin gslerini gsteren ve Behet Beyi
tadlmam, yabanc zevklere davet eden sslerini dnd. Bereket
versin ki beden aalar birdenbire kayboluyordu. "Rahmetli Ata
Mollann acayiplii ite ... Sanki kzna baka bir yatak takm bula
mazd? ... " Ve krk be sene sonra Behet Beyefendi bu eyiz hatas
n bugn olmu bir mesele gibi ciddiyetle mnakaa etmeye hazrlan
d. Eer merhum refkasnn hatras olmasayd, oktan onlar Bedes
ten' e gnderirdi. Bununla beraber, mesela Cavide'nin onlan been
meyip yerlerinden oynatmasna hibir zaman raz olamazd.
Bana ne i amt. .. Kim bilir, belki bu hoppa kadn, evin
iinde her eye itiraz edecekti." Onlarda didimek aile mirasdr... "
Bu dnce ile aklna Cavide'nin dedesi, yani enitesi Arif Bey gel
di. Bu adam, btn mrnce kendisini beenmemi , sevmemi,
onunla didimi durmutu. Az kalsn, "Bereket versin, ld de kur
tuldum... " diyecekti, fakat kz kardeinin bu lmle perian yz,
birdenbire kararm bir lamba gibi yaay, aradaki zaman fa
slasna ramen, kendisine bugn olmu bir ey gibi grnd. Ha
yr, bu kadar yaknda olan bir straba kar lk gelen bir kurtulmay
o elbette istemezdi. Sonra, zavall adamn ne kabahati vard? Kitap
lar yanmadan nce, hemen her gn, kendisine" Bu kadar serveti
byle kav gibi binada, bu kibrit kutusunda saklyorsun; maazallah
bir yangn, bir ey oluverir, mahvolursun!" diye nasihat vermiti. O
zaman bu szleri dinlememi, hatta merhum brahim Paa ailesinin
baba oca olan o koca konaa "kibrit kutusu", "kav" gibi hibir su
retle layk olmayan isimler vermesine gcenmiti. Fakat Arif Bey
dinler mi? Allah rahmet etsin, kafasna koyduu eyi diline tesbih
edenlerdendi. Gn ar nasihatn tekrarlam o syledike Behet
Bey de eski konaa daha ok balanmt.
Nihayet konak yanm drt bin ciltlik "kti.ib-i nefise" o kadar
feramin, ekmeceler dolusu evrak kl olmu gitmiti . Fakat Arif

12
MAHUR BESTE

Beyin kl bile kprdamam, ertesi gn karlatklar zaman bir


tek taziyet cmlesi bile azndan kmam , sadece kaynbiraderi
nin yzne bakarak: "Behet Bey, sana bu kitaplar, bu kav gibi ev
de bir gn yakacaksn dememi miydim?" diye ktktan sonra e
kilip gitmiti. Elbette yanard . zerinde bu kadar gz kaldktan
sonra ... Nazara talar bile dayanmazd.
imdi bu ta yrekli adamn kz gelecek, o dede miras inat ve
srarla bu evin iini alt st edecekti. Biraz da haklyd ya! Mesela
bu yatan stnde bir yn kitapla yatmasna kim raz olurdu? Fa
kat bu onun senelerden beri alt bir eydi. Sevdii kitaplarn
oraya, yorgann iinde bir kenara toplar, sonra onlarla beraber, tp
k oyunca ile beraber yatan ve onu kucaklamak iin zaman zaman
tatl uykusundan uyanan bir ocuk gibi, onlarla koyun koyuna ya
tard. Sonra bu odann hali ... Behet Bey, yatt yerden karanlkta
odasn dnd. Tuhaf bir zihin itiyadyla, her eyi yerli yerinde,
olduu gibi bulunuyordu. Baheye bakan iki pencere arasnda b
yk masa vard. Burada Behet Beyin mcellitlik aletleri ve levaz
m duruyordu. Kapnn sandaki kk masa, saat tamirine mah
sustu. Duvarda, yllardr elini srmedii tanburlan, bir iki ney as
lyd. Kede, her yerde, henz bir trl bir camekan alp yerleti
remedii bir yn antika eya, anak, mlek, fincan, gm takm,
eski minyatr, kannakark duruyorlard. Daha tede, yatan biraz
ilerisinde, gnden beri, byke bir koltua, yeni satn ald se
def ayna dayal idi. Bu karklk, yllarca alarak, erife Hanmn
dikkatini en saf hilelerle aldatarak e lde edilmi bir eydi. Bir ocuk
sraryla evin bnyesi iinde bu oda, yllar boyunca, acayip varl
yla yava yava, efsanevi bir meyva gibi, otuz yln iinde damla
damla meydana gelmiti. Kyda bucakta neler, neler yoktu ...
Behet Bey iin btn hayat iki ksma ayrlabilirdi : kendi m
ryle bir taraftan balanan eyler ve ona yabanc olanlar. te Beh
et Bey bu oday kendisine ait olan eylerle vcuda getirmiti. Ya
tan karsndaki gardropta ve onun dayal durduu duvarda, kar
snn elbiseleri duruyordu. Konsolun zerindeki billur kasede gelin

13
AHMET HAMDI TANPINAR

lik ssleri, tel ve duvaktan kalanlar vard. Behet Bey bu aziz hat
ray karanlkta en kk kvrmlarna kadar hatrlyordu. Yanban
daki kk ekmece, lnn boynuna ve kollarna takt sslerden
elde kalanlard. Yatan altnda ayakkablar ve terlikleri vard. Ve
Behet Bey hayatn hatralaryla beraber toplad odada btn g
nn, tamir ettii saatlerle, ciltledii kitaplar arasnda, her biri bel
li bal iki atelye gibi olan masalarn birinden brne giderek ge
iriyor ve gece oldu mu, mutlak bir ebediyet imanyla itimai mev
ki fikrini o kadar garip surette birletiren eski Msr hkmdarlar
nn btn zenginliklerini topladklar mezarlarnda lm uykularn
uyumalar gibi, o da bu sevdii eya arasnda, hangi zaman saydk
lar bilinmeyen bir yn saat tkrts iinde uyuyordu. phesiz ki
bu odann, nizamn nizamszlktan alan bu latif terkibin bozulma
sna kolay kolay raz olmayacaktr. Bununla beraber, bir kadn ina
dyla mcadele etmek o kadar g bir eydi ki ... te sevgili refika
s Atiye Hanmefendi srf bu inat yznden o gen yanda lmemi
miydi? Bunu ancak bir kadn yapabilirdi? Behet Bey, Atiye Han
mn kendisiyle yaamaktan bir trl holanmadn, kocasndan
hatta nefret ettii ni iyice biliyordu. lmne sebep de bu idi. Ne
doktorlarn kendisine birbiri ardnca saydklar bir yn hastalk
ad, ne de haftalarca evvel bahsettikleri tehlike onu bu dnceden
vazgeirtmiti. Hastalk baka eydi, lm baka ey... aralarnda o
kadar uzun bir yol vard ki ite Atiye Hanm bu uzun yolu, kadn
inadnn zoruyla kendisine kar besledii nefretle haftada gei
vermiti . Zaten bunu gizlememi, kendisi de sylemiti.
lmnden birka saat evvel onu yanna arm, "Bey, bey
demiti, ite lyorum. Fena ey ama, ne yapalm?" Sonra kocas
nn orada yatan araflarna ban gmp aladn grnce, o
hasta yzde daha manal olan biare bir tebessmle, fazla kederin
yeri olmadn, Behet Beye bu "darlmihen" de bir kadnn en az
lazm ey olduunu, kitaplaryla, saatleriyle, ciltleriyle bundan
byle istedii gibi megul olabileceini, hi kimsenin kendisini ar
tk rahatsz etmeyeceini ilave etmiti.

14
MAHUR BESTE

Bu szler hakikatte gen kadnn nasipsiz hayatndan alabildi


i biricik intikamd. O, Behet Beyin evine, rr "harlk-i kebi
ri"nde yanan brahim Paalarn konana bundan krk be sene ev
vel, yirmi yann btn saadet hulyalaryla gelmi ve daha ilk ge
ceden itibaren kck boyu, temiz yz, temiz kyafeti, kibar ve
zarif, ll konumas, ok itina ile yaplm bir kuklay hatrlatan
kocasyla ba baa kald andan itibaren btn bu hulyalarn avu
cunda bir kl yn olduunu grm ve o geceden itibaren lm
ne kadar, btn talih kurbanlarnn tek siperi olan imkansz bir sa
br ve teslimiyetin arkasna snarak, hep bu szleri syleyecei
son dakikay dnmt. Nihayet onu syledikten, mrn kran
bu biarenin yzne kar glerek talihine olan isyann haykrdk
tan sonra, hibir saadet hulyasnn rahat ve huzurunu bozmayaca
byk uykuya dalmt.
Behet Bey, on senelik evli hayatnda karsnn kendi hakkn
daki hislerini anlamam deildi; onun anlamad, hala anlayama
d nokta, bu kadar basit bir ey iin karsnn yllarca lm bek
lemesi ve grr grmez kucana atlmasyd. te kendisi, Behet
Bey, her eye ramen yayordu ve yaayacakt. Ne olursa olsun, ha
yat gzel bir eydi. Eski saatler baklmas, iyiletirilmesi lazm ge
len temiz yzl, iyi yrekli hastalard ve kitaplar, iyi ciltlenince, bir
denbire genleiyor, gzel giyinmi kadnlara benziyorlard. Birok
ahbap meclislerinde saz yaplyor, arklar, besteler, semailer okunu
yordu. Antikac dkkanlarnda, zerinde mazinin, yaanm zama
nn izlerini tayan ve bu izlerle gzellii, deeri artan, hulasa za
man ve insan tecrbesini kutsi' bir by gibi kendi varlklarnda ta
yan bir yn eya vard. Hala mzayedeler oluyor, geni ve plak,
her tarafn dolduran eyaya ramen plak salonlarda, i ve yk
sek tellal sesleri, etraflarndaki faciaya kaytsz, elleri arasndan ge
en eylerin hakiki' deerinden habersiz, telal ve mtehakkim bir
eda ile durmadan zengin koleksiyon paralarn birbiri ardnca say
yor, Bohemya billuru, Sevr porseleni, in kasesi, ran hals, Hint
veya Bizans oymas fildii, Emprie usul konsol, Aziz devri yaz ta

15
AHMET HAMD TANPINAR

km, Tebriz cildi, Herat minyatr, Diyarbekir ve Bursa kuma, s


tanbul yazmas, Edirne kesmesi elden ele dolayor, sonunda ya bir
mze salonunda, yahut ahsi' bir koleksiyonda, zaman dnda kal
m yekpare uykularn uywnak iin sahip deitiriyordu.
Behet Bey btn eski, gzel, renkli ve kymetli eyleri sever
di. Ona gre hayatn en manal taraf bu cins eya arasnda geiri
len zamand. Antikac dkkanlarna, mzayede yerlerine, Bedes
ten' e sk sk urar, ahbaplarnn hususi' koleksiyonlarn gezer, b
tn gnn ayak stnde, eski aynalarn, kk mcevher ekme
celerin, emiblbllerin, amdan ve srahilerin, kitaplarn kar
snda hayran bir vecitle geirirdi. Ciltleri veya hallar bir kadn te
ni gibi lezzetle okar, tezhiplerin ieklerinde solmaz bir bahar veh
meder, aynalarn derinliklerinde gemi zamanlarn ve bilinmeyen
iklimlerin insanlaryla konuur, kk boyu ile zplaya zplaya, b
tn bu eyann birinden brne gider, gelir, yaklar, uzaklar, su
aller sorar, eski sahiplerini, yapldklar yeri, mmknse yapan us
talar renir, hulasa adeta alt duyusuyla birden onlarn havasnda
yaar, sonra birdenbire gelen bir zaman uuruyla, vapurda ekilece
i kede btn bu grdklerini ve iittiklerini karmakark hatr
lamak iin, iini eke eke, onlardan ayrlrd.
Cilt, minyatr, yaz gibi baz yerli eylerin dnda sliiptan, i
ten pek anlamazd. be yz senelik hakiki' manasnda eski bir sa
nat eseriyle otuz sene evvel yaplm taklidi arasnda, tpk Ham
dullah yazmas bir eserle Kamil Efendinin birka sene evvel kendi
si iin yazd levha arasnda olduu gibi hibir fark gzetmezdi.
Onun iin eskilik ayr bir eydi; o zamann takdisi idi; insan elin
den gemek ve insan hayatna girmekle eya tabiatndan ayr bir s
caklk kazanr, adeta insani'Ieirdi. Bunun dnda Behet Beye g
re eskiliin baka bir manas olamazd. Tpk bunun gibi kk ve
renkli bir kartpostalla byk ve hakiki' resmi de ayrmazd. Bu yz
den deil midir ki baz nadir dostlar, her bayram ondan aldklar o
yaldzl svire manzaralarna, tatl ve baygn akam denizinde gl
pembe yelkeniyle szlen sandallara, kenarlarna mavi, krmz

16
MAHUR BESTE

kurdelalar geirilmi sepetlerden kmaya uraan tombul kedi


yavrularna, yahut ay nda karl dalar banda eini aran ge
yiklere, hulasa bundan yirmi yl nce altndaki kaln yaldz yaz ile
"iyd- sa!diniz" i tebrik eden, imdi sadece bayramnz ve ylba
nz kutlayan o kark zevkli, fakat bo bir iin birdenbire telkin et
tii yaama hazz ve -saadet hulyasyla dolduran kartlara bakp a
rrlar, bu yata bir adamn byle eylerle uramasn bir trl an
layamazlard. Hakikaten dostlar , Behet Beyin bu kartlar seer
ken neler dndn, bu yaldzl kanat paralarnn onun iin
hangi semalarn art olduunu nereden bileceklerdi?
Hayr, Behet Bey ne bir sanat merakls, ne de koleksiyoncu
idi. O, sadece, airdi . Onun iin orijinal, hatta nadir eyann byk
bir mil.nas yoktu. Gzel inhinal, yumuak izgiler, girift ve ince
halezonlar birbirini kovalasn, iyi kabartlm ekiller bu izgi ara
beskinin arasnda birbirleriyle kucaklasn ve renkler gzlerinin
nnde o scak ve sarho rakslarn yapsnlar, onu olduklar yerden
alsnlar, kendi yaanmam hayatndan baka yere, ya eskiye, yahut
uzaa gtrsnler. .. Bu elverirdi. Onun btn bu eyadan istedii
ey, hulyasna bir ereve olmalar, ona bir firar kaps amalary
d. Tesadf ettii eylere sahip olmay pek az isterdi. Behet Bey,
btn mrnce, yerinden kmldanmadan "Kamak, gitmek!" diye
rpnanlardand. mrnde bir kere, o da Adana'ya kadar, bin trl
tela ve znt iinde, yle bir gidip gelen bu adamn hayat , ras
lad eyann, insanlarn, iittii bir fkrann , hatrlad bir adn
telkiniyle balayan seyahatlerle dolu idi.
Behet Bey, olduu yerden biraz dornlarak, artk iyice karan
la alm gzleriyle, odann iinde, bir hafta evvel sat n alm ol
duu aynay arad. Aynann, zerinde gzel yontulmu sedeften in
ce sarmaklar, filizli nebatlar dolaan ve kk, mavi kular uu
an sihirli bir demirhindi aacndan geni ve ar erevesi, hapset
tii billr sathna tecrit edilmi bir zaman ehresi veren o ok dik
katli iilik karanlkta grnmyordu. Fakat nereden geldii belli
olmayan bir kendisinde toplayarak saf ve ci lal bill'.lr, byk

17
AHMET HAMD TANPINAR

ve uzak sularn baz mehtapsz gece saatlerindeki esmer maden pa


rltsyla, tpk bilinmeyen bir kadere alan bir yol gibi, mphem
ve tlsml parldyordu.
Bu yeni aynann epeyce evvel Necip Paa veresesinden alnd
n Behet Beye antikac Hseyin Efendi sylemiti. Bu kadarn
bilmek bile ihtiyar adamn bu aynann etrafnda btn bir hayal dn
yasn toplamasna yeterdi. nk ocukluunun ve ilk genliinin
byk bir ksmn her yaz Boaz' da geiren Behet Beyin hayatna
bu yal garip bir ekilde karmt. smail Molla Bey ile Necip Pa
a, yllardan beri birbirine dargn olan iki komu idiler. Bu itibarla
yalya hi girmemi, oradan kendisini her tesadfnde hrmetle se
lamlayan bir harem aas ile bir iki uaktan baka hi kimseyi tan
mamt. Fakat muhayyilesi btn bir ergenlik anda hep bu yal
nn etrafnda dolamt. Behet Bey, Necip Paann evini dolduran
o sarn, gzel kzlarn, kars Tiirdil Hanmefendinin ihtimamla
setii, dikkatle yetitirdii cariyelerin nerede olduklarn, kimlerle
yaadklarn, memleketin hangi kesinde ldklerini bilmiyordu.
Behet Bey bunu bilmedii gibi, bir gece kaykla yalnn nn
den geerken, kayn iine, tii ayaklarnn ucuna, o byk ve knn
z gl bunlardan hangisinin attn da farketmemiti . Bildii ey
ler unlard : bu kzlar ok gzeldi, bu gl henz koparlm kadar ta
ze idi ve o atlr atlmaz yalnn penceresinde nlayan nazl kahka
hada o zamana kadar tatmad, bilmedii hazlarn daveti vard.
Behet o zaman henz ilk sn fnda bulunduu Mlkiye Mek
tebi'nin lacivert niformas iinde, amdanna yeni dikilmi bir
mum kadar dimdik, taze ve mahcup, - belki imdikinden daha mah
cup- bir ocuktu. uradan, buradan toplad aydnlklarla, milyon
larca kk elmas krnts iinde alkanan bu eski Boaz gecesin
de, ar yasemin ve gl kokular arasnda, ayann ucunda bir tr
l eilip alamad yumuak, kanamaya hazr, dolgun nescine bir
trl yzn sremedii bu krmz gl hatrladka Behet Bey,
aradan geen altm seneye ramen hiilii kendisini mustarip ve bi
are hissederdi. Bu gecenin maceras onun iin yllarca devam eden

18
MAHUR BESTE

bir i hayatn balangc o lmu, bu gen kz kahkahasnn at iz


den yllarca mehul saadet alemlerine tanp gitmiti. Vaka bu ge
ceden sonra yalnn nnden bir daha gememi ve nadir tesadf
lerinde yalda oturanlarn yzne bir kere olsun ban kaldnp ra
hata bakamamt.
Bununla beraber yal onun hayatna, annesinin misafirlerinin
anlattklar ile, hizmetilerin sokaktan getirdikleri dedikodularla
her gn bir baka ehreye girerdi. Abdlmecid'in lm zerine d
arya ra edilmi sarayllardan olan Necip Paann kars Tardil
Hanmefendi, bu 131 O seneleri stanbul 'unun zevk ve moda itiba
riyle en mehur ehrelerinden biriydi. Ayrca bizim musikiyi ok
sever ve anlard. Selamlnda kendi havasnca yaayan Necip Pa
aya mukabil o da her akam haremde seilmi birka ahbab ve se
neden seneye kadrosu yenileen cariyeleriyle erkek tecesssnn
hibir tarafndan szmad bir mahremiyet iinde yaard. Hem de
saz ve musiki' olmad gece hemen yoktu. Dorusu istenirse Necip
Paann evi o yllar iinde alaturka musikinin en iyi tand mer
kezlerden biriydi. yle ki soylarnda pazardan alnm kadn bulun
mamasn bir gurur meselesi telakki eden baz ikbale yeni emi ta
assuplu aileler bile -daha ziyade Anadolulu ve Rumelili zengin ara
zi sahipleri ve orta snftan stanbullular- Tardil Hanmefendinin
yetitirdii, okutup yazdrd, hoca tutup musiki rettii bu cari
yeleri evlatlarna alma isterler ve nasl her hangi bir dnde, bir
bayram ziyaretinde, yahut gezintide hanmefendinin veya bu kzla
rn stnde grdkleri yeni mevsim modas elbisenin ba tuvaleti
nin, araf veya feracenin , uzun uzun bahsi yaplrsa, be sene
evvel satn alp kendi gz nnde, z kzym gibi itina ederek
yetitirdii bu cariyelerin terbiyelerinden, seslerinden ve sazdaki
ustalklarndan, gzelliklerinden ylece bahsedilirdi. zdi vaca ka
dn gznn ve zevkinin hakim olduu, kadnlarn birbirleri hak
knda cinsi kskanln dnda hkm verebildikleri bu devirde bu
konak bir nevi bedii mektep gibi kabul edilmiti . Dorusu da bu idi .
Cariyeleri Tardil Hanmefendi iin bir yetitime ve zevk gururu

19
AHMET HAMD TANPINAR

idiler. Onlar sever, onlarla iftihar eder ve bir kere u veya bu ekil
de evlendirdikten sonra, zaten evinde iken pek o kadar duyurmad
mevki farkn bsbtn ortadan kaldrarak kapsn ve sofrasn,
her hangi bir ahbabna ve akrabasna at gibi, ona ve btn etra
fndakilere gerekten garip bir cmertlikle aard. Bu suretle bu b
yk ev, deien zamann iinde, tasfiye edilmi zevk ve adetiyle,
artk son gnlerini yaayan bir rkn adeta devam iin alrd.
Evinde bu yaldan bahsedilmesini istemeyen smail Molla Be
yin bile, baz yaz geceleri, Amavutky srtlarna doru set set yk
selen bahesinde Necip Paalara en yakn bir kestane aacnn di
binde geciktii olurdu. Hatta oraca kk bir kameriye bile yap
trmt. Behet Beyin zaman zaman "Merhum pederimiz Molla Be
yefendi Ferahfeza ile Bayatiye baylrlard. " diye musiki merakn
dan uzun uzun bahsettii Molla Bey, bu kameriyede emekdar ua
Halil Aann gizlice hazrlad iret masasnn banda, komu ya
ldan gelen saz ve krpe kadn seslerini dinleyerek insan ve talih
zerinde ac ac dnrd. Bununla beraber, bu yalnzlk saatleri
ni baka trl tefsir edenler de vard. Onlara gre Molla Bey, bun
dan yirmi sene evvel Tardil Hanmefendi ile aralarnda balayan ve
dedikodu yznden iki komu yalnn arasnda btn mnasebetle
rin kesilmesiyle biten bir muaakay henz tamamiyle unutmam
t. Evet, gen hizmetileri, uzak yakn bir yn kadn akraba, Mol
la Beyi hala bu romann kahraman olarak grmekten holanrlard.
Muhakkak olan, Molla Beyin vakit ilerledike yavatan bu
musikiye refakate balamas ve komu evde saz biter bitmez, ekil
dii odasndan, belki de davetsiz olarak itirak ettii bu ziyafete te
ekkr iin ar ve dik sesiyle bir veya iki beste okumas idi. Mol
la Bey genliinde btn stanbul 'un sesine kotuu nadir insanlar
dand. Onun iin bu besteler balar balamaz, her tarafta ses kesilir,
komu evlerden, pencerelerden balar uzanr, denizde gezinenler
varsa orada, hemen pencerenin nnde dururlar ve Boaz gecesinin
geni, prltl skutu, Bayatinin, Mahurun scak busesi ile kucakla
rd. Mehtapl gece birdenbire lgn bir ihtirasn ryasnda uyan

20

MAHUR BESTE

mak iin kendi havai gl ryasndan uyanrd. Dedikoduya hak ver


diren taraflardan biri de Mollann bu gecelerde hemen daima ayn
besteleri okumas idi. Behet Bey, babasnn sesini iitir iitmez ye
rinden frlar, duvarda asl tanburunu alr ve ona yavatan refakate
alrd. Gr ve kendisinden emin sesin peinde bu korka korka
ilerleyi kadar onu ldrtan ey azd. Tpk bir arslan izinde yr
yormu gibi, stmal bir halecan iinde, ba kk kollarnn bir
trl tam kavrayamad tanburuna eilmi, olduu yerden bu sesin
gece iindeki macerasn dnr, onun Boaz tepelerinde renkli
bir uurtma gibi szllerini takip eder, sonra da eritilmi altn gi
bi, bir tarafta, durgun suda klelendiini zannederdi.
Babas ieriki odada olup bitenlerden habersiz, bestesini biti
rir bitirmez bir kahkaha savurur: "Takyem nerede? Geceliim ne
oldu? Bu srahi niye bo?" diye bir yn grlt yapar, sonra yat
t yerden hala uslanmayan bu adama hzn ve hayranlkla bakan
karsnn alnndan perek sndrrd. Molla Bey, canl varl
nn peinden srkledii herkesi, kendisinin olan her eyi hatta
karsn bile severdi.
Behet Bey iini ekerek dnd: "Acaba hakikaten o za
manlar anlatlanlar doru muydu? Tardil Hanmefendiye bir iki
defa kaykta iken yle bir bakmaya cesaret etmiti. O zamanlar el
li, elli be yalarnda olmalyd. Fakat yine gzeldi. Peinde srk
ledii zevkle ve ihtirasla yaanm bir mrn hretiyle, tpk bat
madan evvel etraf o scak hatra gzelliine boan baz akam g
neleri gibi, gzel ve azametliydi. nce yamann altnda geni ve
siyah gzleri parl parld. Bir defasnda ona ok dikkatle, hatta ef
katle bakm, sonra yanndaki gen kadna dnerek bir eyler sy
lemiti. Kim bilir? nsanolu bu ... Her ey olabilirdi. Sonra babas
nn beenilmesi ve sevilmesi kendisi iin o kadar tabii bir eydi ki ...
Behet Bey, sanki donuk partlsnda gemi gnlerden bir ey
ister gibi tekrar aynasna dnd. Kim bilir, belki de orada, Tardil
Hanmefendinin her biri baka bir diyardan gelmi, sarn, esmer
ve beyaz tenli cariyelerini, onlarn plak boyunlarn, dolgun g

21
AHMET HAMD TANPINAR

slerini, dank nergisleri hatrlatan salarn, mahmur uyanla


rn aryordu. phesiz, bu gen kzlarn hepsi birok defalar bu ay
naya bakmlar, orada, bu durgun ve kat aydnlkta, plak veya gi
yinmi hayallerde glmseyerek salarn dzeltmiler, yzlerine
pudra srmler, korselerini balamaya veya kk ttlarn ze
rine narin parmaklarn incite incite, elbiselerini iliklemeye al
mlard. Kadnlarn giyinip sslendikten sonra, kmadan evvel,
aynalara son bir defa bakmalar kadar Behet Beyi elendiren ve
dndren ey yoktu.
Behet Bey, bylenmi gibi, uzun uzun bu parltya dald. Bu
rpertici boluktan kendisine gelebilecek eyleri dnd. Bu sade
kendisi olmakla kalan ve yekpare uykusu ne bir aa ve yosun, ne
de bir ku kanad veya el kadar bir gk, huliisa hibir arza ile bo
zulmayan zaman parasndan birdenbire btn bir mazi fkrabile
cei gibi, bin trl ihtimalle ykl bir istikbal de kabilirdi. Bu ge
ce saatinde mcerret ve gayri ahsi bir gz gibi genileyen bu su o
kadar derin, o kadar karanlkt... Kim bilir, belki de oradan hibir
ey kmaz, fakat kendisi, biraz sonra geleceini bildii uykusun
da, hi farketmeden ona gidebilir, etrafndaki erevenin girift ss
lerine kadar her eyi derinliine yutan, hepsinin zerine buzdan ki
lidini vuran bu donmu zamana gmlebilirdi. Evet, tpk lleri
gibi, babas smail Molla Bey, annesi efika Hanmefendi, kars
Atiye Hanm gibi, hayatnda kimi bir imek abukluuyla bir an
akp snm, kimi bir yldz gibi makrekinde devrini tamamladk
tan sonra ekilip gitmi kimi de vaktiyle bu eski aynann sahibi
olan Necip Paa ailesi gibi sadece uzaktan, bir isim, bir hret ve
bir yn tadlmam saadet halinde tanldktan sonra unutulan yz
lerce insan gibi, o da, orada, artk tehlikeli davetini grmemek iin
gzlerini smsk yumduu bu derinlikte kaybolabilirdi.
Hakikat u ki Behet Bey aynalar hem sever, hem onlardan
korkard. Aydnlkta her karlatklar eyi gler yzle ilerine alan
bu sevimli mevcutlarn bazen o kadar hain ve sert bir ekilde ken
di zerine kapanlar, sizi acayip bir skt iinde sarp mumyala

22

MAHUR BESTE

ylar vard ki ... Aynalar, istedikleri zaman, drt bir yana salver
dikleri bu sessizlikle taksim kabul etmi bir zamann timsali idiler.
Halbuki Bahet Bey, daha ok bizim olan zaman, beraberimizde
getirdiimiz ve yine beraberimizde gtrdmz, her zerresine
ayr mana ve ek.iller, ayr ehreler vererek sahip olduumuz zama
n, kendi eliyle tamir ettii, temizleyip ayarlad bir yn saatin,
kah telala, kah byk bir sabr ve dikkatle teker teker, kk k
k, hi yorulmadan, yanlmadan, amadan saydklar, nabzlar
mzn munis karde i olan zaman severdi.
imdi Behet Bey, iki eli enesine kadar ektii yorgann ke
narna smsk kilitlenmi olduu halde, odasnda uraya buraya da
lm, irili ufakl bir yn saatin sesini, tpk gizlendii bir ke
den yetitirdii orkestray dinleyen bir ef dikkatiyle dinliyordu. Ve
yine tpk bir orkestra efi gibi, bu acayip konserin sazlarn hem bir
btn olarak tadyor, hem de teker teker tanyordu . Bu zemberei
nin kvrak, eliinden adeta bir teneke grlts karan saat, H
seyin Efendinin saatiydi. Gnlerce urat halde hala sesini d
zeltememiti. Yarn iyice bir bakmalyd. Ama dzeltip de ne ola
cakt sanki? Herif hoyratn biriydi. Evinin bir ksmn ona kiralad
iin pimand bile ... Kendi yatt odan n karsndaki byk sa
lonun duvarn sanki bile bile harap etmiti; ivi aklmadk yeri
yoktu. Onun yan banda adeta ksrr gibi nlayan saat, Nuri
Beyin saatiydi. Eski bir saatti; ngiltere' de yaplmt. Allah sakla
sn, bir taraf krlsa tamiri kabil dei ldi ; bugn o aletleri nereden
bulabilirdi? Sabire Hanmn guguklu saati de byle idi. Bahedeki
byk pavyona tandklar gnden beri bu saati merak etmiti. Fa
kat aksi kadn , baba yadigardr, yerinden kaldramam diye bir tr
l ona yakndan gstermeye raz olmamt. Nihayet olduu yerden
dm, durmutu, ite o zaman, koltuunun altnda saat, ayana
kadar gelmi, "Kuzum beyefendi, sizi bu iten anlar diyorlar, una
bir bakar m snz?" diye yalvarmt. Saatin hibir eyi yoktu; biraz
toz kap mt. Fakat Behet Bey, ayana kadar gelen bu frsat ka
ramazd ; on be gndr onu odasnda tutuyordu. Sanki yle bir

23
AHMET HAMD TANPINAR

bakmama raz olsa ne olurdu? ... Onun da sesini tanyordu: kk


ve gergin bir maden zerine ekile vurur gibi bir sesi vard. Tuhaf
bir ses, insan her an kendisine aran bir ses ...
Babasnn alaturka ve alafranga zaman beraberce gsteren pu
s ulal, takvimli byk cep saati de buradayd. ikin mahfazas iin
de bu altn saat, bu ailenin yle byle yz, yz yirmi yllk bir m
rn kaydetmiti. Bu da az ey deildi. Behet Bey, bu dikkatleriy
le odasnda birdenbire byyen trt ormannda Cavide'nin kol sa
atinin sesini arad. Bu temiz elmasl, kk bir altn saatti. Gen ka
dn bu saati alal on sene olmutu. Oi sene kendisi iin az, ok az
bir zamand, fakat Cavide iin gerekten mhim bir eydi. On se
ne... Zavall kz, bu on sene iinde neler ekmiti .. . st ste babas
n, annesini kaybetmi, o hayrsz adamla evlenmi, ekmedii azap
kalmamt. Gerekten acnacak eydi . Halbuki en gzel seneleriy
di . Bereket versin, ld de kzcaz nefes ald. imdi burada dinle
nir, diye dnd. Bu kz dndke yrei paralanyordu. Onu
mesut etmeye alacakt. Varsn, istediini yapsn, ne kar? Beh
et Bey, birdenbire iini saran merhamet tufannda yazma kitaplar
yerine, isterse, Cavide' nin bebekleriyle bile yatmaya raz oluverdi.
Evet, Cavide' nin saati bundan sonra ona iyi zamanlar sayacak
t. imdi orada, komodinin kesinde, yarn sabah hanmnn gel
mesini bekliyordu. Gzel saatti donsu ... Kk, ince bir sesi var
d. Yalnz biraz acele ediyor hissini veriyordu. Acaba nedendi? Sa
bahleyin ona da bakacakt.
Bu babo dncelerle yornlan Behet Bey, yeniden gzleri
ni kapad. Altn yaprakl bir aa gibi, gzlerinin nnde gene saat
seslerini grd. Bu mrn aac, Behet Beyin iinde byyen, dal
budak salan aat. Behet Bey onu yetmi be sene, her trl afet
ten uzak beslemi , bytmt . Allah izin verirse birka sene daha
byle gidebilirdi. ini ekti. Artk saat seslerinden bkmt. Onla
r unutmak, duymamak istiyordu. Fakat bu sesler acayip bir srarla
peindeydiler. Kendi iinde, bilmedii bir zemberek kopmu, bu
kk, acayip eytanlar ortaya atmt. Onlar, yorgun ve yar uyku

24
MAHUR BESTE

Ju dimanda uyandrdklar garip hayallerle biteviye etrafnda do


layorlard. Kah altn sars renklere brnm rakkaseler gibi
nnden geiyorlar, onu glerek seliimlyorlar, kah kol kola ver
mi, sk saflarla, bilinmeyen bir hedefe doru bir Roma taburu gi
bi geni ve tesantl yryorlard. Nereye gidiyorlard? hibirini
durdurmak kabil deildi. Balarnn zerinde kk, bo vazolarla,
kk ve ll admlarla bu kk mevcutlarn maher kalabal
nereye akyordu?
Birdenbire her ey susar gibi oldu, karanlk ve sessizlik adeta
kat'i bir iradeyle atrdad: sanki bir yerde altn bir duvar atlam
t. Bu aada, yemek odasnn drd vuran saatiydi. Ona hemen
ayn zamanda sofann saati adeta bir dii nazyla cevap verdi; son
ra her ikisi birden hemen atlayan altn duvarn arkasnda oalma
ya gittiler. Behet Bey artk eskisi gibi saat seslerini teker teker far
ketmiyordu; sadece iinde her eklin, her rengin alkand scak
bir alayan durmadan akyordu. Sonra bu ekiller ve renkler kay
boldu, yerlerinde mahiyeti bilinmeyen bir altn parlts kald. Fakat
ne kadar geni ve kuvvetli, ne kadar abuk akyordu; etrafnda ne
varsa hepsini, Behet Bey de iinde olmak zere, hepsini berabe
rinde alp gtryordu. imdi Behet Bey btn bu alemin akt
yeri gryordu. Bu, yeni satn ald aynann karanlkta bir uurum
gibi alan boluu idi. Behet Bey, bu bolua dmemek iin r
pnd. Geni erevenin kenarn ssleyen filizlere, sarmaklara
yapmak istedi. Fakat ak o kadar kuvvetliydi ki hibir ey nne
geemezdi. Nihayet Behet Bey, son gayretini de sarfettikten son
ra, bu bolukt.an ieriye dt ve Cavide'nin ka gndr kendisini
o kadar dndren ve elendiren o acayip, ekik kal, uzun ene
li, sivri vcutlu bebeklerinin drt yann aldklar, sarma dola ku
cakladklar bir ryada kendini kaybetti ...

25
BABA LE OGUL

Behet Bey, Necip Paa yalsnn muhayyilesini o kadar zevk


li hayallerle dolduran bu parlak ve lezzetli hayatn, musiki ile sa
zn giydirdii bu bir yn gen, gzel, hisli ve rkek kadn kalaba
ln ancak on dokuz yana kadar takip edebildi. O sene babas ,
Hnkar'n ani bir kararyla Mekke kadl verilerek, stanbul'dan
uzaklatrld, smail Molla Beyin ok ll olmakla beraber, bir
yandan da pervasz olan mizac, her trl entrikann -dnda hi
bir zevkini ihmal etmemek artyla- o salam yaay, oktandr
dikkati ekmiti. Son zamanlarda ise, Molla Bey, mizacnn emret
tii bu hayat adeta bir nevi ekingenlie dkmt. Bir saray, bir
ok tasavvurlar affedebilirdi; fakat istinay, uzleti affedemezdi.
Bunu bilen dostlar , zaman zaman kendisini ikaza almlar,
"Molla Bey, vazgein bu ekingenlikten, ho grlmyor." demi
lerdi. Fakat Molla aldrmad. Daha dorusu, yeniden ikbalin yk
n tamak kudretini kendinde bulmuyordu. Hatta bir defasnda,
gene byle bir nasihata cevap olarak: "Selamlm o lzumsuz mi
safir kalabalndan temizlemek iin tam alt yl altm; rahatm
bozamam." demiti. Adamlarndan birinin himmetiyle iittii bu
sze Abdlhamit son derecede kzm ve ertesi gn, Mabeyn vas
tasyla "smail Molla Beyefendi, anlalyor ki bizim hareketimizi
tasvip etmiyorlar; bari kendilerini Mekke-i Mkerreme kads ya
palm. Bu vesileyle hem Hacc- erifi eda etmi olurlar, hem de du
amzla megul olurlar." emrini venniti, smail Molla Bey, bu emir
den gn sonra, hazrln bitirip karsyla Hicaz'a gitti.

26

MAHUR BESTE

Bu gidi, Behet Beyin hayatn altst etti. Yanl anlalmasn,


Behet Beyin hayatnda , zayf yaratlnn kendisine doduu an
dan itibaren izmi o lduu yoldan en ufak bir ayrl bile yoktur. Bu
deiiklik, sadece hissi mahiyetteydi. Behet Bey, baba sevgisini
bir nevi din gibi alanlardand. Onun iin birdenbire yatl bir mek
tepte, babasndan ve itiyatlanndan ayn yaamak, on dokuz yan
daki bu gen adama hala bir ocuk muamelesi eden anne ve day
sndan ayrlmak, onu aylarca mitsizliin derinliklerinde yaatt.
Hakikat u ki smail Molla Bey, tahakkml tabiatiyle, nfuz
lu ve her tenkidin stnde kalan ahsiyetiyle etrafndakilerin hemen
hepsini farknda olmadan bir esir gibi kullananlardan, daha doru
su, bir esir balln onlarda en tabii bir ruh haleti yapanlardand.
Kars, onunla evlendii gnden itibaren, hayattaki btn saadetini
bu iradeye itaatta ve onun heveslerine katlanmada grmt. Kz
Ruhsar Hanmefendi, btn mrnce babasyla mukayese ederek
kocasn kk bulmutu. Yaratltan zavall doan olu ise, daha
ilk yalarndan itibaren, bir nevi yarm tanr gibi bakt bu gzel,
cmert, zeki ve zaafsz babann karsnda ahsiyetini bir rpda si
livermiti.
Behet Bey, babasn ok sever, fakat pek az tanrd. Onun b
tn ahsiyetine hakim olan garip ve ahenkli hodbinliini bir kere
bile lmeye kalkmamt. O, daha ok, haremde, annesi ve dad
syla bym , babasnn houna gittiini sanarak onlarn snk ve
biare grlerini olduu gibi benimsemiti. lk nceleri Molla Bey
buna zlm, o kadar dua ile ve sonuna doru Allah ' n kendisine
bahettii olunu bu terbiyenin sakatlndan kurtarmaya alm
t. Fakat ocuun tabiatndaki psrkln ve zavallln dardan
alanm bir ey olmadn anlaynca, bu biare doula mcade
ledeki glk karsnda birdenbire rkm ve bir daha onunla
megul olmamt. Behet Beyin btn genlii iki ihtiyar ve zaval
l kadnn "Maallah, olumuz, ciddi ve terbiyelidir, saa sola bak
maz." yahut "A, vallahi, eminim btn Emirgan nnde soyunsa,
Behet yle yzn evirmez, bir kadn grnce gl gibi kzarr."

27

AHMET HAMD TANPINAR

cinsinden szlerin izdii bir ahlak dsturunda kendisini idrak etti.


Bazen dads veya annesi arrlar, bu szleri Mollann nnde tek
rarlarlar, o zaman Molla ileden kar, "Eer doru ise, Allah sizin
de, onun de beliinz versin!" diye odadan frlard.
Hulasa Molla Bey, btn mitlerini bir zaman zerinde topla
d biricik olunun kendisine benzemeyiini bir trl affedemezdi.
Onun iin olunun istedii gibi yetimesinden midini kestikten
sonra, hayatn bsbtn deitirmiti. Hatta kendisini yakndan ta
nyanlara garip bir zevkle bunu anlatmt bile ... nsan hayatta, yap
mak istediklerinin birounun evliid tarafndan yaplmasn isterdi.
Bu, tabii bir eydi. Fakat imdi Molla, Behet'in hibir ey yapa
mayacan, bu geni sofrada hibir nimetin tadn karamayaca
n anlad iin ona terkettiklerini kendisi yiyordu. "Benim evladm
bana benzemedikten sonra, ha olmu, ha olmam, benim iin bir
dir." szn zaman zaman syledii olurdu.
smail Molla, cinsinin asilliinden gurur duyan bir hayvan in
siyakyla, boyu kendisinden en aa krk santim kk olan bu c
lz omuzlu, sakat ocuu bir trl beenmiyor, onda kendi levent,
atlgan, uan, apkn ve gerekten efendi hayatnn hibir tarafnn
devam etmeyeceini anlyordu. Olunun kitap ak bile byleydi.
Byk bir okuyucu olan Molla Bey iin kitap da kadn gibi bir ey
di; yani okunduktan sonra bandan atlrd. Yalnz, biri dieri gibi
rahatsz edici olmad iin, - kitap unutulmaya razdr, fakat kadn
raz olmaz- bir kede kendi kendine durmasnda bir mahzur yok
tu. Ev geniti; okunmu kitap bir servetti. Halbuki Behet yle de
ildi: kitab okumaktan ziyade, onunla megul olmasn severdi.
Mesela, daha on iki yanda kitap ciltlemeyi renmiti. Nereden?
Kimden? Bunu bilen yoktu. Fakat renmiti, hatta Mollann bir
kere bakp uraya buraya att kitaplar ciltlemee balamt. Ba
zen hi almam bir kitab, yapraklarn kesmeden ciltledii bile
olurdu. Sade bu kitap hikayesi baba ile oul arasndaki miza far
kn gstermeye yeterdi.
Molla Bey, hayatnn belki en byk hznn olunun cilt

28
MAHUR BESTE

atelyesini grd gn duymutu. Akama kadar vaktini haremde


yorgun bir kedi tembellii iinde geiren Molla, olunun terbiyeli
ve hrmetli selamlaryla, gze girme teebbsleriyle henz kendi
sini taciz etmediinin birdenbire farkna vararak "Behet nere
de? .. ." diye sorunca, Hanmefendi ile Dad, ilkin bir su orta kor
kaklyla birbirlerine bakmlar, sonra ikisi birden "galiba tavan
arasnda" cevabn vermilerdi. Sadece bu "tavan aras" kelimesi
nin uyandrd kendi genlik hatralaryla olu iin byk bir mi
de den Molla, derhal merdivenlere trmanmt. Behet, tavan
arasnda gerekten alyordu. Fakat bu alma hi de Molla
Beyin umduu gibi deildi; srtn geni ehniinden gelen aydnl
a dnm, elleri iri ve boya iinde, bir trl eviremedii koca
man bir mengenenin zerinde, zayf omuzlar yukarya doru bir
glge gibi rpnp duruyordu. Scak yaz akamnda, iki kanad bir
den ak pencereden dolan glgeli kta, Molla Bey olunu, bir in
sandan ziyade kendi rd aa taklm rpnan, byk bir yara
l bir rmcee benzetti. Bu at odas, duvar boyunca uzanan bir
masa ile eit eit aletlerle, iri ve tutkal anaklaryla, urada bu
rada asl renk renk bez, ebruli kat, mein hevenkleriyle hakiki bir
cilti dkkanna benzemiti.
Hulasa, anne efkatiyle emektar hizmeti beceriklilii sayesin
de, kendisi hi farkna varmadan, burada tam bir atelye kurulmutu.
Molla Bey, olunu btn gn tepesinde kaynayan yaz gnei
nin bir klhana evirdii bu odada, bayltc iri kokusu iinde, b
tn biare kaderiyle grmemi olsayd, evine haberi olmadan giren
bu deiiklie kzar, btn bu mengeneleri, bu iri ve tutkal tabak
larn, souk kalplar, olduu gibi, hemen o dakikada denize attrr,
gnlerce hareme uramazd. Fakat ayaklarnn ucuna basarak men
genesinin stne btn kuvvetiyle aslm olan bu zavall vcut, bu
iri lekeleriyle terin birbirine kart zayf yz, yumuak ve kum
ral salarn bir bir yapt bu geni ve solgun aln, onu bir vicdan
azab gibi yakalam t. yle ki, kendisini grr grmez, olunun
mavi, iri gzlerine ken korkuyu yllarca unutamad: ilkin ban

29
AHMET HAMD TANPINAR

evirip de kars nd a yabanc grnce arm ve gerilemi, sonra


onun yzndeki deiiklii farkeder etmez, ani bir kararla kuca
na atlmt. Bu baba ile olun, her birinin iinde baka ekilde a
lan bir talihin zerinden ilk kucaklamalaryd. kisinin de gzle
rinden bir perde syrlm, ikisi de kendi varlklarnn derinliklerin
de bu talihin hakikatine uyanmlar, hibir kelime sarfetmeden, onu
olduu gibi kabul ettiklerini birbirlerine sylemi lerdi.
O gece Molla Bey, ilk defa olarak, insani zaafn da bir nevi
kuvvet olduunu renmi, byk kartal uularnn alp gtrme
dii yerlerde sabrn, kk ve devaml almann, kanaat ve tevek
kln birtakm eyler, hatta ok iyi eyler yapabileceini samimi
likle dnmt. imdi olunun her yl kck ve dar gsn
adeta iiren bir iftiharla, getirip ayaklarnn dibine koyduu deste
deste "Aferin"leri, "Zikri Cemil"leri , cilt cilt ve st tural, yaldz
l mkafat kitaplarn anlyordu. Hayr, herkes kendisi gibi "fatih"
doamaz, her admnda bir zafer borusunu alarak yryemezdi.
Kk ve srekli almann da bir muvaffakiyet pay, hatta erefi
olmalyd. Bunun gibi zaaf bilmeyen bir ahengin yan banda ef
katin, merhametin, kanayan yrein de bir yeri vard. imdi olu
nu anlyordu, hatta ona acyordu bile.
Molla Bey, bu geceden sonra da Behet Beyi sevmedi. Onun
bir eyi sevebilmesi iin beenmesi lazmd. Behet daha kkt;
onu beenemezdi. Hatta o sadece kk deil, ekilsizdi de ... Bir
yn zavalllk iinde yzyordu. Hibir zaman tek bana mevcut
olmayacak, daima ikinci ve orta kalacak, umak nasip olmadan s
rnecekti. Bununla beraber, onun da bir hayat , btn eksiklerinin
ve sakatlklarnn farknda olduu, birtakm kk hareketler, me
raklar ve stne dmelerle kat, avutmaya alt bir hayat
vard. te kabul etmeye mecbur kald bu hayat ve onun trajedisi,
Molla Beyi oluna yeni bir gzle bakmaya, ona acmaya zorluyor
du. Onu, o akam, ciltledii bir kitab gsterdikten sonra yine oldu
u yere koyarken iyice an lamt.
Zavall Behet, btn mrnce hibir efendilik hissini duyma

30
MAHUR BESTE

yacak, her tand ey ona sahip olacakt. Hayr, hibir sevdii ve


inand eyi, srf bu sevginin stne kabilmek, kendisini bu im
tihanda muzaffer grmek, bir ba daha kopann gnnek iin ol
sun frlatp atamayacakt. O eyann ve insanlann mutlak bir salta
nat altnda, kk, mstebit bir saklanma, her eye ramen saklan
ma duygusunun bklmleri iinde kk, ok kk bir ey olarak
yaayacakt. in fenas, kendisi de btn bunlarn farkndayd. Bu
nu ilk defa orada, olunun Boaz gecesini renk, k ve cmbne
srtn evirerek alt odada farketmiti. ocuun mavi ve ay
dnlk gzlerindeki o rkek parltnn gerek manas baka bir ey
olamazd. Bu bak, kendisine "Babacm, bunu ben de biliyorum,
byle dodum." demiyor muydu? te bunu anlamas yd ki Molla
nn kalbini ilk defa olarak burkmutu. Son zerresine kadar erkek
olan bu marur yaratlta, bu gece, o eski ve ezeli kadn, tabiatn
byk asl birdenbire bir yara gibi kanamt.
Bu yzdendir ki Molla Bey, muayyen mddeti iki defa yenile
mek suretiyle, Hicaz'da kald be yl zarfnda olunun "Velini
met-i biminnetim, sebeb-i hayatm, candan aziz pederim efendim"
diye balayan uzun, ocuka, her yl biraz daha bymesine, tahsi
linin ilerlemesine ramen, gerekten ocuka yazlm mektuplar
n, mizacnn emrettii istihfafla okumaktan ekindi. Hatta yazd
cevaplarda alay bile etmedi. Halbuki, sonunda bu gln olmaya
balayan sayg, bu hibir eyi, en kk teferruat bile unutmayan
vuzuhla, damn kiremidinden dadnn romatizmasna kadar her e
yin zerinde duran dikkat karsnda geni ve grltl bir kahka
ha savurmay, btn bu manasz ve gln eylerle alay etmeyi, o
lunun yzne kar "Brak bu budalalklar yavrum, biraz adam ol,
biraz geni yaa!" diye haykrmay ne kadar isterdi. Fakat bunu
yapmad. Hatta, sonuna doru gen adam mteessir ettiini grn
ce, ara sra Beyolu alemlerinde elenmesi iin verdii nasihatler
den bile vazgemedi. Daha da ileriye gitti: btn mrnce hikim
seye gstermedii bir sabrla, ona bazen uzun cevaplar yazd, sor
duu suallere izahlar verdi. Zaten byle olmamas biraz da imkan

31
AHMET HAMD TANPINAR

szd. Behet, hibir yazdn unutmuyor ve mutlaka her birine


karlk istiyordu. Ksacas, bu her eyi bilen ve anlayan, fakat ya
ratln kendisini hapsettii emberden kamayan zavally krma
mak iin elinden gelen gayreti sarfetti.
Bu mektuplama ilerledike, Molla, olunu daha yakndan ta
nmaya balad. Hi de zekasz deildi; sadece orta idi. Garip dene
cek kadar kuvvetli bir hafzas, alakalar kk fakat ihtimaml bir
dikkati vard. Bu dikkatle insanlar ve hadiseler karsnda ok isa
betli, ok tarafsz hkmler veriyordu. Molla Bey, olunun mek
tuplarn okuduka orta bir kafada otorite fikrinin ne demek oldu
unu iyice reniyordu.
" Her eyin ve btn bir hayatn gecikmi bir ihtilale doru git
tii bir alemin ortasnda Behet, yerlemi telakkilere, an'ane, teka
ml, kanun, keyfi nizam, ne olursa olsun, bir nevi tanrlara bakar
gibi bakyordu.Ayrca iktidara kar girikendi. Vaktiyle kk bir
ocukken nasl babasnn ve annesinin gzne girmek iin hibir
frsat kannamsa, nasl idadiden Mlkiye'ye kadar btn tahsil
hayatnda ne mdrlerin, ne de hocalarnn ve arkadalarnn tevec
chn kazanmak iin elinden gelen her eyi yapmaktan ekinme
mi, gece sabahlara kadar uykusunu feda etmi, vaktine vakit kata
rak almsa, imdi "mlazemet'le girdii Dahiliye Kalemi'nde
de ayn tarzda alyor, st ste fezlekeler, telhisler yazyor, kendi
sine hi sorulmayan meseleler hakknda saa sola, hi kimseyi ku
kulandrmayan layihalar takdim ediyor, nazra, mabeyincilere, ba
basnn eski dostlarna bo zamanlarnda kendi eliyle ciltledii ki
taplar gnderiyor, ksacas henz ilk admlarn att memurluk ha
yatnda, birdenbire ak pencereden bir odaya girmi ar gibi, sanki
kck cssesiyle her taraf doldurmaya alyordu. smail Mol
la, scak yaz gecelerinde, Mekke'deki evinin damnda, bir yandan
bilinmeyen bir hastalktan lm deine yatm karsnn ba
ucunda beklerken, bir yandan da olunun, bu hibir huyu kendisi
ne benzemeyen yadigarn, hangi irsiyetin mahsul olduunu ac ac
dnyordu. Bir yandan da memnundu. Olunun istikbalini temin

32
MAHUR BESTE

etmek iin kendisinin yapaca bir ey yoktu. phesiz, gerekince,


olunu yerletirmek, hayatn temin etmek iin Molla Bey, hata de
vam ettiini bildii nfuzunu kullanacakt. Fakat Molla Bey de, her
eyin, hatta aile balarnn stnde yaayan doruluk hissiyle by
le bir teebbs yapmaktan memnun olmayacan biliyordu.
Olunun st ste yazd mektuplarda enmeden, yorulma
dan sayd muvaffakiyetlerine ramen Molla Bey hata onu been
miyor, yuvasnda kuzgun yavrusu bulmu bir leylek gibi, bu giri
ken, mtevaz, her haliyle gz iine bakan mahh1ktan tiksiniyordu.
"Yarabbim, ben neyim, o ne diyordu; karm lyor da bir satrlk
bir ey yazp bu memleketten kurtulmaa elim gitmiyor."
Marur Molla, gece evinin damna serilmi yatanda, hasta
karsnn yan banda, gndz mahkemede, bir yn i arasnda,
aprak bir irsiyetin gururuna indirdii bir tokada benzeyen bir
acayip evl1d, saatlerce sren tahlillerle anlamaa alyordu . Ar
tk mektuplarn elinden drmez olmutu. Yava yava olunun
kendisine bu kadar ar gelen dklkleri, bu gze girme teeb
bslerini her hangi bir menfaat iin yapmadn, bunun doutan
bir alkanlk olduunu anlamt. Evet o, hep o tavan arasndaki
cilt mengenelerine eilmi byk rmcekti ...
Molla Beyi memnun eden baka bir nokta da, btn mahviye
tine, gayretkeliine ramen, olunun kimseye fenalk edemeyece
ine inanmasyd. Zayf yaratl buna elverili deildi. Bunu
renmek onun iin gerek bir ferahlama, her trl sevin o lmutu.
"Ya maazallah, benim tabiatmda olsayd." Evet, Mollann, istedii
her hangi bir eyde sonuna kadar gitmemesinin ihtimal yoktu. O
yaratltan byk ve kudretliydi; ihtiyar yana ramen, sade bunu
bilmek btn mrnce kendine hayran yaam olan bu adam se
vindirebiliyordu.
Molla Bey, nefis sevgisini bir din haline getirenlerdendi. Bu
gururlu hodbinlik Mollay bir nevi kaytsz ahlaka bile gtrm,
onu devrinin iinde parmakla gsterilen bir adam yapmt. irva
nlzade 'nin sadrazaml srasnda kk bir kad iken Saray'n ve

33

AHMET HAMD TANPINAR

Babali'nin btn srarlarna ramen verdii hkm, kendisinden


baka herkesi artmt. te btn mrnce nefsine kar hrmet
ten baka hibir itimai iman olmayan bir adam, srf bu sevgi sa
yesinde her eyin satn alnd bir devirde hr, babo ve her yan
dan sayg grerek yaamt.
Molla Beyin teebbs iin iki yl bekledii ii Behet Bey bir
gn iinde yapt. ura-y Devlet aza mlazimliine tayininden bir
yl sonra babas da Fetvahane'deki eski vazifesine "tevecchat- se
niyye" ile iade edildi. Kendisine bir mucize gibi grnen bu habe
ri ald zaman Molla aknlktan donakalmt. Yazk ki bu arada
kars efika Hanmefendi bu haberden drt gn nce lmt.
Alt sene hasret ektii stanbul' dan uzakta gelen bu lm, Mollay
yldrm yemi bir nara dndrmt. Karsn hala seviyor muy
du? Buras bilenemezdi. Fakat eri bir ban kn gibi, onun b
tn hususiliklerini alm olan bu krk yllk dosttan ayrlmak, onu
yabanc bir topraa brakp gitmek, gerekten tahammln stn
de, g bir eydi. Dostlar, karsnn bu kadar mukaddes bir yerde
ldn hatrlatarak onu bo yere teselliye alyorlard. Dinde
bile bu kadar yakndan gelen bir acya are yoktu. Molla ac iin
deydi. Bu acyla kendisini yeni vazifesine aran telgraflara, emir
lere ramen aylarca karsnn gmld topraktan bir trl ayrla
mad. Zavall efika Hanm, btn mrnce korktuu ve delice
sevdii adamn her akamst mezarnn bana gelip sessiz seda
sz saatlerce orada dndn, yatt yerden grse ne kadar se
vinirdi ... Fakat ehir halk yava yava bir lye kar gsterilen bu
alakay ho grmemeye balamt. Bunu her akam getii yolda
ocuklarn ve kendisini grr grmez yolun bir kesine melen
kadnlarn fsltlarndan anlyordu. Nihayet halefi de onun oradan
ayrlmamasn ho grmyordu, nk Mollann nfuzlu ahsiyeti
karsnda zavall adam bir trl tutunamyor, memleketin ileri ge
lenlerinden baka, i sahiplerinin bile sabah akam onun evine dol
duklarn grdke Mabeyn'e, Meihat'a st ste telgraflar ekiyor,
"hakk- kazas"n "ihlal" eden bu lzumsuz kaln ksaltlmasn ri

34

MAHUR BESTE

ca ediyordu. Nihayet alt ay sonra ald sk bir emir zerine Mol


la harekete karar verdi.
stanbul'a geldii zaman ikinci bir srpizle karlat: olu,
fa-y Devlet aza mlazimlerinden Behet Beyefendi, ders eriki
Ata Mollann kzyla evleniyordu. Asl garibi, bu evlenmenin, gen
aza mlazimini himayesine alan Hnkar tarafndan emredilmi ol
masyd. Molla, Fatih'deki brahim Paa konanda, yzne her
baktka rahmetli annesini hatrlayarak alayan olundan bu habe
ri alnca donakalmt. Fakat o da bir ey bilmiyordu. Ne Hnkar'
grm, ne de Ata Molla Beyden bir haberi vard. Emir, malumat
olmadan verilmiti . kide bir "Mahza tevecch-i ahaneleriyle ol
mu bir i." diyerek ellerini outuruyordu.
Alt aydan beri kaderin sillesi altnda kendini kaybeden ve bir
trl fkelenmek kudretini kendinde bulamayan Molla, birdenbire
kzarak oluna: "Ellerini amar ykar gibi outurmadan anlat."
diye ba_rd. Bu fkeyle Molla kendini buldu. Behet Bey de, sev
gili "velinimeti babacnn gene eskisi gibi karsnda bulunduu
nu anlad. Baba oul memnundular...
Nihayet st ste birka defa sktrdktan sonra, smail Molla
vak'ay olundan dinleyebilmiti. On be gn kadar evveldi. Bir
gn, ikindiye doru, daireye urayan Behet Bey, kendisini Ma
beyn'den istediklerini, sabahtan beri sada solda, aratldn, he
men gitmesi lazm geldiini rendi. Niin; neden? Bunu hi kim
se bilmiyordu. Kalem arkadalar, suallerini biraz da ekingen bir
tavrla balarn sallayarak cevapsz brakm lard. Merdiven ban
da rastge ldii Atf Beyefendi (Tanzimat ksm reisi ve kendisinin
hamisi) ona hep gler yz gsterdii, onunla konumaktan ho lan
d halde, bu sefer sel amn yle bir alarak yrmt. Bu haller
den lesiyle sklan Behet Bey, bir kira arabasna atlad. Yolda dur
madan kendisi1e sualler soruyor, hesaplar yapyordu. Acaba tak
dim ettii layihalardan biri dikkati mi ekmiti? Buna pek ihtimal
veremiyordu. Atf Beyefendinin onlar saa sola, kendi adna ken
di dncesiymi gibi gsterdiini biliyordu. Yoksa birisi bir gam

35
AHMET HAMD TANPINAR

mazlk m etmiti? Vaka her hangi bir kabahati yoktu. Bununla be


rebar, insanolu bu... Mnasebetsizin birisi, srf ikbal hrsyla ken
disini lekeleyebilirdi. Behet Beyin birdenbire ilemeye balayan
muhayyilesi, yava yava bu son ihtimalin zerinde durdu: araba
nn iinde kendisini Fizan yolunda yahut uzak ve unutulmu bir
Anadolu kasabasnda biare bir ey, herkesin konumaktan, hatta
selam vermekten ek.indii pheli bir mah!Uk gibi grmeye bala
d. Sonuna doru buna o kadar inanmt ki Mabeyn 'de kendisine
kar gsterilen saygnn bile farkna vannad. Nihayet onu bama
beyincinin odasna soktular. Behet Bey, odaya girer girmez, hi
beklemedii bir manzara karsnda kald. Eski baba dostu Ata
Molla Bey, ayakta bamabeyincinin karsnda, yz hiddetten ve
teessrden alt st olmu, sa sakal dimdik, bir eyler sylyor,
mabeyinci sadece glyor, "Ne yapalm, Molla Bey, Molla Bey, ne
yapalm? rade-i seniye var" diyordu. Behet Bey hemen ii anlad.
Ata Molla iin birisi bir edepsizlik etmiti. Kendisini tezkiye iin
annlard. Bir dakika iinde ve byk bir soukkanllkla bu
baba dostunu kurtarmak iin elinden geleni yapmaa karar verdi.
Bamabeyinciyi etekledi, sonra Ata Mollann elini pmek zere
onu doru yrd. Fakat olduu yerde donakald. Molla ona elini
vermek yle dursun, kzgn kzgn bakarak yzn br tarafa e
virmiti. Bahet Bey bu muamelenin aknl iindeyken bama
beyinci: "Molla, delilik etmek, sonu fena olur, brak da damadn
elini psn" dedi. Ata Molla, al al, moru mor: "Ben bylesi hok
kabaza kzm rzamla vermem!" diye bir daha haykrd. Fakat ma
beynci dinlemiyordu. Hatta onunla konumaktan vazgemiti. Bu
sefer hayretinden donakalan ve ne yapacan bilmeyen, sadece
karsndaki masann altna acaba saklanabilir miyim, bir kere giri
versem belki de beni grmezler, diye bakan ve o zamana kadar i
kayet ettiini cssesinin niin biraz daha kk, daha ok kk ol
madna kzan Behet Beye dnerek, "Bak olum, padiahmz
efendimiz hazretleri uuru hmayunlanndak.i sa'y ve gayretinizden
ok memnundurlar, Tevecchat-i ahanelerini gstermek iin Mol

36
MAHUR BESTE

la Beyefendi hazretlerinin kk kerimeleri Atiye Hanmefendi ile


izdivacnz tensip buyurdular. Dn bu ay iinde olacaktr. Nikah
da bu akam." diye vaziyeti izah etmi ve masann zerinde duran
byke bir keseyi "Bu, mesarif-i zaruriyeniz iindir." diyerek
Behet Beye uzatm, sonra da cebinden kard byke bir y
z "Bu da gelin hanma taraf- ahaneden bir atfettir, kalfalardan
biri bu akam konaa gtrecek." diye gsterdikten sonra tekrar ce
bine sokmu ve nihayet biri hiddetten, br aknlktan harap, bu
iki biarede az aacak hal kalmadn anlaynca: "Kullarn ye
gan yegan dnen zat- ahaneye" onlar namna teekkr ederek
ve "mr ahanelerinin izdiyadna" dua ederek "Dn iki hafta
iinde olup bitmeli." diyerek onlar odasndan savmt. Bu ksa
sahne esnasnda Ata Molla, Behet Beye dik dik bakmt. Dar
ya knca az buuk kendisine gelen Behet Bey, bu vaziyetten na
sl kurtulacan dnrken ihtiyar adam, "Bre habis, bu halt ile
yen sensin." diyerek cins ngiliz atl, zarif arabasna atlamt. Ha
yr, bu halt kendisi ilememiti, hatta o dakikaya kadar haberi ol
mamt. Fakat gazapl Molla, bu bir ift sz bile dinlemeden, ara
bacya "ek!" emrini venniti. Bunun zerine, Behet Bey de ken
disini getiren kira arabasna atlamt. Mabeyincinin dedii gibi, o
akam ister istemez nikah olmu, "mahza bir atfet-i ahane" olarak
kendisine verilen kocay bir kap aralndan seyreden Atiye Han
mefendi kederinden baylm, haremdeki kadmlar, "lahi, boyun
devrilsin, herif1 " diye yeni damada beddua etmi lerdi . Ata Molla
taraf, btn i lerin Behet Beyin teebbsyle olduu kanaatn
dayd. Onun iin Molla, damadnn yzn grmek istemiyor,
onunla, pek lazm olursa, aas vastasyla konuuyordu.
- Peki bundan sen ne anladn?
Hayr, Behet Beyin an lad bir ey yoktu. Ona gre mesele
nin tek bir izah vard; o da hakknda "rayigan buyurulan tevecc
hat- seniye" idi.
aknlktan kafas atlayacak hale gelen Molla Bey, bir daha
haykrd:

37
AHMET HAMD TANPINAR

- Sus, be adam! Bu tevecchat filan ii deil; ben onu da, se


ni de tanrm, iin altnda muhakkak baka bir ey var.
in altnda Atiye Hanm o yaz amlca'da araba gezintisinde
yle bir grp beenen ve grenek dnda bir ehirli kzla evlen
mek iin hnkardan izin isteyen bir ehzadeni n o zaman iin ok
garip arzusu vard. Hnkar bu ie fena halde sklmt. stelik Ata
Molla gibi hakikaten dessas bir muhterisin bir ehzadeye kaynpe
der olmas , aklnn alamayaca eydi . Bu ii kknden halletmek
iin Ata Mollann kzn derhal evlendirmeye karar vermiti . sma
il Mollann feliiketini bilen yaknlarndan birisi srf gadre uram
adamn gnlm almaa vesile olur diye Behet Beyi tavsiye et
miti.
smail Mollann bu evlenmede houna gitmeyen taraf oyuna
Behet Bey gibi zay f bir kozla girmesiydi . Yoksa hibir tabiatn
sevmemekle beraber, Ata Molla ile kz alp vermekte onu rahatsz
edecek bir ey yoktu. Kald ki gelinini ta kkten tanrd ve bee
nirdi. Atiye Hanm , Ata Mollann drt kz iinde en ok houna gi
deniydi, smail Molla onu en son defa grd bayram sabahn ha
trlyordu: On iki on yalarnda vard. arafa girmesi konuu
luyordu. Ata Molla, kim bilir nasl bir hevesle, belki de Behet'ten
baka ocuu olmayan smail Mollay kskandrmak iin, yahut
ok sevdii kk kzyla beraber bir araba gezintisi yapmak veya
sadece smail Mollaya beendirmek iin onu da yanna alarak Ar
navutky 'ne gelmi lerdi . Molla Bey, henz kabuunda olan bu
gzelliin karsnda adeta arm, kz bir trl brakmam , b
tn gn haremde konumu, onu elendinnek iin adeta ocuk ol
mutu. Boyunu kk gsterecek kadar uzun, pembe elbisesinin
iinde omuz balarn kollarn, salarn ssleyen bir yn kurdela
arasnda kk ve szgn yz, ekik kalaryla gerekten gzeldi.
Daha o yata baklarna btn bir ive, mana koymasn biliyordu.
O kadar sevdii bu gzel mahlukun gnn birinde kendi gelini ola
can dnmemiti. Bu tesadften memnun olmamak iin hibir
sebep yoktu. Fakat Behet... hayr otuz seneden beri ite, konuma

38

MAHUR BESTE

da, satranta, alayda, merasimde, her tarafta yendii Ata Molla bu


evlenmede onu yenecekti. Btn mrnce onu karsnda kendisini
mahcup ve suu olmadan kabahatli grecekti. Sonra olu bu kadar
gzel ve iveli kadnla ne yapacakt? O, Ata Mollann kzlarnn hi
kayesini ok dinlemiti.
Ata Molla Beyle smail Molla Bey, ta ocukluktan tanrlar,
fakat sevimezlerdi. Bu, teden beri srp gelen bir aile ekeme
mezliinin neticesi deildi; yaadklar devrin zerlerinden bir te
beir silgisi gibi getii bu iki adam, birbirlerinden mizalaryla ay
rlyorlard. smail Mollada her ey byk ve kuvvetliye doru gi
derdi. Onu bir nar gibi grmek iin muhakkak Behet'in gzle
riyle bakmak lazm deildi; biraz meclisine girmek, sohbetini din
lemek, cann sktnzn farkna varmak yeterdi. Ata Molla bunun
tam aksine idi: kapaldan, gizliden, srnen ve srnd yerden
karsndakini birdenbire srandan holanrd. Yedi sekiz kuan
sayabilecei dedeleri gibi yaratltan dolap , esrarl ve zalimdi.
Bir rmcek gi bi, olduu yerde an rerek av n beklemeyi sever,
akta, gne altnda adeta rahatsz olurdu. Ata Mollann insanlarla
mnasebeti ince hesaplarn kulaa fsldanan telkinlerin, srasnda
dorulup vurmak iin alallarn mnasebetiydi. Zayf, uzun par
makl elleriyle, byk, kemikli bayla, ince gvdesiyle, sar , kan
sz yzn rten byk burnuyla sanki bunun iin yaratlmt.
Bu mizala Ata Molla ektiini biebilecek bir yaratlta olsay
d o devirde kendisine ok iyi bir mevki yapabilirdi.
Halbuki Mollada bir mstebide yaranabilmek iin lazm olan
sebat yoktu. Garip bir muvazenesizlik iinde, aylarca alarak ha
zrlad eyi be dakikada ve ani bir hiddet yznden yahut sade
ce hevesine kaplarak bozabilirdi. Onun iindir ki o kadar yz suyu
dkerek kazand rtbe ve mevkilerde holanlmayan ve her an yol
gsterilmekten korkan bir misafir gibi yaad. Geimsizlii, bir tr
l gizleyemedii kskanl , dedikodu merak, onu zamannn en
az emniyet edilecek adam haline getirmiti. Molla Beyin garip ve
lsz bir kskanl vard. Londra sefirliine yeni tayin olunan

39
AHMET HAMD TANPINAR

imamdan ekerci Hacbekir, veya terzi Sotiri'ye kadar biraz kaza


nabilen, biraz tutunan, biraz ad yapan herkesi kskanrd. Hibir za
man kurtulamad bir para ihtiyac bu kskanl eski dinlerin mu
kaddes oca gibi besler, parlatrd. Ata Molla Bey daima ihtiya
iindeydi. Etrafrndakilerin bir trl akl erdirememesine ramen bu
mriinn biricik gereiydi. Denebilir ki ihtiya y ldznn altnda
domutu. Halbuki ok refahl bir ailenin ocuuydu. Dedeleri ye
di sekiz kuaktan beri devlet hazinesine slk gibi yapm ve yer
lerini ancak birbirine brakmak artyla mukadder lmle oradan
ayrlmlard. Devir devir en gzde evlerle yaplan kz alp verme
lerle ikbali daima bir kesinde yakalamasn bilen btn bu insan
lar, sade kazanmakta deil, sarfetnez gibi biriktirmekte de usta idi
ler. Rumeli'de itlik, stanbul ' da akar, zmit' de, Eskiehir ' de deir
men, devir deitikten sonra Avrupa bankalarnn hisselerine, Msr
tahvillerine yerini braknt. yle ki Ata Molla Beyin babas Var
git Sleyman efendi, Aziz devrinin en sayl zenginlerindendi. Fa
kat Ata Molla, ou hayali olan ve her admda kendisini bir kere da
ha kmaza sokan bir yn mali teebbs urunda birka yl iinde
nesi varsa hepsini elden kannt. Karsnn be on para mal da
rehindeydi. Buna ramen ne teebbslerini brakm, ne de babadan
grd debdebeli ve zevkli hayatn terkedebilmiti. Bu yzden
dndan bir enlik gecesine benzeyen konan hayat, iinden bir
vicdan azab gibi ard. Molla Beyin mr, her akam selamln
da verdii ziyafetler, parlak iftarlarla, ertesi gn en basit ihtiyalar
karlayacak parann dncesi arasnda geerdi . Bu acayip adamn
zihninden ertesi gn Beyolu sarraflarndan birine verecei seksen
liralk senedi dnrken sesini beendii bir hafza yz lira birden
bahi verdii, yahut da bir para rahatlamak iin dede miras bir
han yok pahasna elden kard gnn sabahnda alacakllar iin
ayrd para ile kendisine yeni bir araba, cins atlar satn ald ok
tu. Satmak ve almak. .. te Molla Beyin gndelik hayatnn getii
iki kutup. Molla, bu iki kutbun birinden brne her an bir ekirge
evikliiyle atlard. Bir senede defa araba deitirdii o lmutu.

40
MAHUR BESTE

Ksa hayatnda defa konan satm, yenisini almt.


Molla Beyi asl ykan ey, bilhassa kazanmak iin girdii te
ebbslerdi. Birden kazanmak iptilas onu birden kayplara gtrr,
fakat hibiri cesaretini krmazd. "Ata Molla Beyefendide tecrbe
fikri yoktur." sz kendisini tanyan muhitlerde hemen her gn tek
rarlanrd. te bu para ihtiyac Mollay yava yava her kazanan in
san kskanmaya, ktlemeye gtrmt. Koca stanbul'da kimin
ne kazandn, ne harcadn ondan iyi bilen yoktu. Hafzas sara
yn verdii ihsanlarn defteri gibiydi. Falan beye veya paaya veri
len be yz lira ihsan hemen gnnde iitir ve iitir iitmez soka
a frlayarak btn stanbul'a yayard. Ata Molla, genliinde Mit
hat Paa muhakemesi srasnda saraya hizmet ettii iin intisab
olanlardan saylrd. Fakat Abdlhamit devrinde, Aziz devri gibi
parlak ihsanlar yoktu. Bu devir kendi mensuplarn teebbslerinde
serbest brakmakla iktifa ediyordu. Bunun dnda, ihsann yerini
nian almt. Pek nadir zamanlarda, herkes iin bilinmeyen hiz
metler iin Abdlaziz zamannn efsanevi' rakamlar dnerdi. Geri
kalan, be lira ile elli lira arasnda kk "atyeler"di. Zavall Ata
Molla, son zamanlarda her mracaatnn kendisine, olmazsa kars
na, yahut damatlarndan birine verilen bir niandan baka bir ey
temin etmediini grdke fkesinden ldrrd. ekmecesi her
cinsten krmz, beyaz, yeil kurdelal, iyi vurulmu, altn veya g
m sikkelerle, alacakl pusulalar arasndan kendisine eytani bir
istihza ile bakan bir yn madalya ile doluydu. Bu ha! onu yava
yava kafas yeni olan hibir fikre almadan yaad devrin aley
hine dndrd. Bu dmanlk Mollann o hafta iindeki ihtiyalar
na, deyecei borca, alaca eyaya, bahesinin dzeltilme masra
fna, verecei hediyeye gre azalr, eksilir fakat tkenmezdi.
Btn bunlarn yan banda marazi bir can skntsn, her e
yi tek bir adamn avulan iine ald bir devirde iindeki gizli ha
reket ihtiyacn, bir eyler devirmek, yknak arzusunu doyurama
mann verdii azab da koymaldr. Ata Molla, menfi yaratlmam
olsayd bu devir dmanl onu ileriye gtr, istibdat aleyhinde a

41
AHMET HAMD TANPINAR

lan teekkllerle birletirir, yaad zamann n saftaki fikirleri


iine atard. Bunun tam tersi oldu: devrine olan dmanl onu ile
riye deil, geriye gtrd ve acayip bir mazi hasretine att. Kafas,
tersine ileyen bir saat gibi, gemi zaman yaamaa balad. Son
zamanlarda kendisinde balayan tarih merak da buradan geliyordu.
Peevi'de, Naima'da, Rait'te, Silahtar' da okuduu eski stanbul'u
zlemee balad. "Ulema" snfnn btn devlete hakim olduu,
ehrin manzarasn bir tek szle deitirdii, hkmdarlar tahttan
indirdii, vezir balar ald zamanlar dndke yaad hayat
kendisine gln ve manasz geliyor, kafesteki vahi hayvann av
kokusu alarak dolat orman hatrlamas gibi, o da kendisine ve
sanatna trnaklarnn, penelerinin btn kuvvetini denemek imka
nn verecek zaman dnyordu. Ta ikinci Sleyman devrinden
beri st ste birka eyhlislam yetitirmi bir ailenin ocuuydu.
imdi bu miras iinde tepiyor, hayatnn her lezzetini ona zehir edi
yordu. Ktphanesinin geni kanepesinde, mollalk devrinden beri
alt ekilde, yzkoyun okuduu tarihlerdeki ihtilallerin ou
bir aile hatras gibiydi. Dedeleri o kadar her eyin iinde ve her e
yin stnde idiler. Halbuki kendisi ...
Ah, eski stanbul! ten ie kaynaan hayatyla, durmadan ar
pan ihtiraslaryla kin ve sevgileriyle, birdenbire coan nefretleriy
le, kaynayan sular gibi iten dnen ve derinleen dolaplaryla , da
ima kzdrlm bir kaplan gibi atlmaya, paralamaya hazr ocakla
ryla, tekkeleriyle, esnafyla, o kadar para para, dank grnd
halde istedii gn, sokakta, arda, meydanda birdenbire birle
en, acayip ve korkun bir mahluk gibi halka halka byyen, geni
leyen, okyanuslar gibi homurdanan, nne kan her eyi yakp y
kan, devirip alt st eden, kadn erkeini tamamlayan halkyla her
trl canlln stnde canl ehir.
Ata Molla Bey, bu yenierisiz, sipahisiz, kazansz, ihtilalsiz s
tanbul'u beenmiyor, "ulema" snfn fetvahane kedisi haline geti
ren ve saraynda tek bana memleketi idare eden bu hkmdardan
holanmyor, etrafndaki her eyi kk, baya, manasz gryordu.

42
MAHUR BESTE

Meer ne imi o gnler, ne gzel eylermi! Vezir, eyhlis


lam, kazasker konaklarnn ar tokmakl kaplar yavaa geceye
alrlar, karanlkta gizlenmeye alan bir glgeyi kaparlar, bask
tavanl odalarda fstllar, sar florinlerle dolu ar torbalar elden
ele geer, yenieri odalarnda elebi yzl katipler, tecrbeli ocak
ihtiyarlar ba baa verip din ve devlet namna konuurlar, ke
balarnda tehlikeli pazarlklar olur, mazul eyhlislam yallarnn
nne glgeden kayklar gelir, "Makam- fetva sizindir, ocaklu sizi
ister!" gibi teminat verilir, sonra birdenbire btn bu karanlkta ha
zrlanan eyler, sabah oldu mu, meydana kar; yay bykl, geni
gsl, eri palal yenieriler, sipahiler meydana toplanr, byk
arnn demir kaplar kapanr, tekbir ve tehlil sesleri, kfrler, la
netler birbirine karr,"Bre, din devlet elden gitti, veziri isteme
zz, molla mazul olsun!" gibi lklar bu kalabaln stnde za
lim ve kindar bayraklar gibi alr, kadnlar pencerelerden "devle
tin aslanlar" diye asilerin kalplerine kuvvet verir, korku ehrin s
tnde byk rzgarlar gibi eser, Hac Bekta kazan meydana ta
nr, balar alnr, hal'ler yaplr, valide sultanlar oullaryla beraber,
hibir sesi darya tarmayan bask saray odalarna hapsedilir; ka
nn, lmn, hrsn, kinin ar ve yapkan bir madde haline getir
dii bir hava iinde yeni ikbal hil 'atleri biilir, clus ulufeleri, bah
ileri datlrd.
Ata Molla Bey iin ite bylesi bir hava lazmd. Onun cier
leri bylesi hava iin yaratlmt. Bu yzden kendini mustarip, bi
are buluyor, her eye kzyor, her eye dman oluyordu. Drt bir
yana saldryor, saa sola atyor, Abdlhamit'ten evinin uana
kadar herkesi sryordu. Fakat bir trl bu zehiri istedii gibi har
cyamyor, damarlarn iiren ufunetten kurtulamyordu.

43

K DNR

Ata Mollann sevimli taraf, btn bu ite kalmas h1zm gelen


eyleriabuka dar vurmas, biraz dikkat eden bir gz iin btn
zemberein darda almasyd. Bu onu zalim olmaktan karr,
daha ziyade zalim bir yaratln oyunca yapard. Dorusu da
buydu. Kendi zaaflarn mr boyunca bir ser iei gibi yetitiren
bu adamda, btn iptidailiiyle olduu gibi kalm bir ocuk taraf
vard.
te smail Molla, eski medrese arkadann bu merakn bilir
ve zaaflar yznden ondan holanrd. Hi kimse Ata Mollay
onun kadar iyi tanmaz ve konuturamazd: "Molla Beyefendi, iit
tiniz mi? Suphi Beyefendi yeni bir araba almlar, Fransz mal
imi, Paris'ten gelmi , diyorlar. Geen gn grdm. Dorusu, fev
kalade bir ey... " gibi aslsz bir havadisle bu hisli saza yle bir do
kundu mu mesele biter, be saat en acayip ve src bulularn
birbirini kovalad , mimiklerle dolu bir dedikodu balard, iin g
zellii, oyunun iki tarafl olmasyd. Ata Molla bir kere sze bala
d m , yuman sonuna kadar boaltarak salverdii uurtmasnn
szllerini seyreden bir ocuk hayranlyla kendi zekasnn ve
mizacnn peine taklr ve kolay kolay bir daha geri dnmezdi.
smail Molla ise, kendi eliyle harekete getirdii bir ylan sa
an bir laboratuvar adam dikkatiyle ve bu kadar kuvvetli ve tehli
keli bir mahluku avularnda bilmenin verdii bir keyifle onu din
lerdi. Bazen oyunun farknda olan Ata Molla, bu ilk mzrap darbe
sine kulak asmamak ister, o zaman smail Molla, onu Suphi Beye

44

MAHUR BESTE

fendinin ahsimeziyetleri, Saray' daki itibar, yahut yz ve vcut


gzellii hakknda birka cmleyle yola sokard:
- Dn grdm, o ne ruhani yz, efendim; o ne vakur duru ...
yle bir yanna yaklatnz m, mcessem fazilet olduunu anlar
snz ...

- Sus be, Molla. Beni atlatma. Hangi meziyet, hangi fazi


let, hangi ruhaniyet? Sska Arabn biri ... Gzleri srmeden grn
mez, yzne biraz dikkatle baksan kendini kaybeder.
Sonra birden sesi yavalar, karanlkta bir insan topluluuna so
kulan bir canavar yry gibi sade ihtiyat ve dikkat kesilir fsl
dard:
- Hem bilir misin, onun iin czzaml diyorlar... Bosna'da
iken alm. Ben Meihat'ta sicilini kendi gzmle okudum ...
Ve hemen Suphi Beyefendinin vcut, yz, ahlak, aile hayat
iin yeminlerle temin etmekten ekinmedii bir yn kabahati te
reddtsz uydururdu.
Asl garibi, fkeden ararak bunlar hep birbirine kartrma
s; yer, zaman, imkan, hepsini unutmasyd.
- Zaten bu yzden ocuu da olmuyor ya...
- yi ama, arslan gibi olu var. Hatta evvelki sene byk
kerime hanmefendiyle...
Bir zamanlar byk kzn Suphi Mollann olu ile evlendir
mek istediini oktan unutmu olan Ata Molla, bu hatrlatma ze
rine yerinden frlar, "Onlarn hepsi pi ... " diye haykrarak odadan
kaar, gnlerce grnmezdi. Sonra bir gn yine yavaa gelir, hi
bir ey olmam gibi oturur, smail Mollaya gnn havadislerini ve
rirdi.
Ata Molla, smail Molla ile sk sk darlr, sonra yine barrd.
Gnlerce sadan soldan tedirgin olan dostunun aleyhinde syledik
lerini duyan Molla Bey, gnn birinde ondan "Biraderimiz Molla
Beyefendiyi bugnlerde ziyaret etmek istiyoruz; msade buyurur
lar m?" tarznda bir haber alr ve ok defa, haberi getiren adam da
ha konaktan ve yaldan ayrlmadan, haberi yollayan mahcup ve r

45
AHMET HAMD TANPINAR

kek, fakat reddedilemeyeceinden emin, kapdan ieri girerdi.


Bazen arada hibir ey gemedii halde, Ata Molla gnlerce
grnmezdi. O zaman smail Molla onun yine hakknda urada bu
rada birtakm eyler savurduunu, bu grnmeyiin bir nevi mah
cupluktan ve kendisini sulu bulmaktan geldiini anlar, hi tela et
meden beklerdi. Bazen de i tamamiyle aksine olur; kapdan girer
ken dalgn uan, elindeki cgaray gizlememesi, yahut Molla Be
yin, daha bir gn nce darlm olduu bir adam - tabii farknda ol
madan- davet etmi olmas, yahut da bir gece evvel ziyaretine git
tiini sylemesi zerine ierler, acayip ve patrds gittike aian bir
konuma ile saa sola saldrr, satranta talarn yanl srer, m
zklk eder ve nihayet, ot.nr oturmaz kard sarn tire ren
gi takkesinin stne giyerek kar giderdi.
smail Molla Bey, bu kabna smayan adamla mnasebetin en
rahat eklini onu hareketlerinde serbest braknakta bulmut.. O
gelir, saatlerce konuur, kavga eder, hikayesini anlatr, darlr, son
ra gene barr, bir gnde defa deiir, fakat karsnda hep ayn
yz, ayn sakin ve dost kabul bulurdu. te Ata Mollay ldrtan
ey, bu skunet, bu muvazene idi. Nasl smail Bey onun iin za
man zaman "Nohr, bir para muvazeneli olsa, byle ikide bir l
drmasa, herkesle didimese, dostluuna, dmanlna gvenilc
bilse." diye dnrse, o da birok meziyetlerine hayran olduu
Molla Bey iin "Ah, u herif ne zaman insan olacak, ne zaman bi
raz kzacak, ne zaman byle tahtadan at gibi gezmekten kurtula
cak..." diye sylenirdi. Bu sk1neti ok defa esasl bir kusur grr,
bazen de kendisini yormak iin kullanlan bir nevi tabiye, yksek
silah gibi tefsir ederdi . in asl u ki, smail Molla, ona yaln z bir
defa kzm, darlmt. Bunda da haklyd: Ata Mollann Yldz ' la
en sk mnasebette bulunduu yllardayd. Abdlhamit onun soh
betinden holanyor, onu sk sk artyor, hatta baz geceler ge
vakte kadar yannda alakoyduu da oluyordu.
Biroklar Molla Beyin yaknda "imam - ehriyar!" olacan
veya buna benzer bir saray vazifesi alacan sanyorlard. Bir ks

46

MAHUR BESTE

m da, hkmdarn emriyle, ilmiye mesleinden ayrlarak adliye


mesleine geeceini, hatta nazr olacan tahmin ediyorlard. K
sacas, mahdut bir zmre iin olsa bile, gnn adam saylyor, iki
de bir, tevcihat stunlarnda adna raslanyor, meclislerde fkralar
anlatlyordu. "Tevecchat- seniyeye mazhar" sz, bir ikbal
hil'ati gibi adyla beraber yryordu.
Ata Molla da, gelimesine yarayan topra bulmu bir aa gi
bi, bu tevecchle birdenbire kendini toparlam grnyordu. B
tn fantezilerini bir yana brakm, konak alp satmadan, araba de
itirmeden, bor etmeden, aktan aa kimsenin aleyhinde bu
lunmadan yayordu. Hatta teden beri baz geceleri sivil giyerek
gittii sylenen elence yerlerinden bile ayan kesmiti.
te bu gnlerden birinde, bir akam, gene ge vakte kadar sa
rayda alakoyduu Ata Mollaya hnkar, arkadalar hakkndaki fi
kirlerini sormutu. Molla Bey, elinden geldii kadar tarafsz h
kmlerle, nkte veya hiciv yapmadan cevap veriyordu. Sz smail
Mollaya gelince Ata Mollann ocukluktan beri iini kemiren ks
kanlk birden ah lanm ve ona mr iin felaketli olan bir yanl
yaptrmt. Hnkarn beendiini bildii arkadann ilmini, fazl
n uzun uzadya vdkten sonra, birdenbire "Eslaftan kime benze
tirsiniz?" diye bir sualle karlanca, ayana gelen bu frsat kar
mak istememi, hi dnmeden: "Kara elebizade Abdlaziz
Efendiye" cevabn vermiti .
Ata Molla, bu ksa cevapla smail Mollay bir yandan eski
dnyamzn en byk alimlerinden birine benzeterek methetmi
oluyor, bu yandan da tehlikeli bir ahsiyet olduunu sylemi bulu
nuyordu. Fakat netice umduu gibi kmad; kibirli hkmdar, cet
lerinden birine kar o kadar hain davranan bir adamn byle yak
k almadan huzurunda anlmasn bir nevi kstahlk sayd. Be da
kika sonra Ata Molla, hnkarn ayaa kalkmasyla konumann bit
tiini anlad. Bir daha da saraya arlmad.
O geceden sonra ikisi de devrin pheliler defterine gemil er
di. Ata Mollann aleyhindeki szn herkes gibi smai l Molla da iki

47
AHMET HAMD TANPI NAR

gn sonra duydu. Molla Bey kendisini bu kadar ak ekilde ve


beceriksizce lekelemek isteyen bu tehlikeli dostla btn mnasebe
tini kesti. Yllarca birbirlerini grmediler. Bu dargnlk Ata
Mollann Fetva Eminliine kadar devam etti. Ancak o zaman, te
rifatn icap etti rdii tebrik dolaysyla gene karlatlar. Ata Molla,
o kadar can alc yerinden srmaya alt dostunu yeniden kar
snda grnce dayanamam, her trl grenein dnda bir atl
la boynuna sarlarak af dilemiti.
smail Molla bu hadiseyi hi unutmad. Fakat bir kerecik bile
Ata Mollaya ondan bahsetmedi; aralarnda gizli bir yara gibi daima
kanad durdu.

*
Ata Molla, kznn Behet Beyle evlendirilmesine ok kzm
t. Behet Beyi damat olarak beenmiyordu. irkindi, ksa boyluy
du. Halbuki Ata Molla, ksa boylu insan l ar sevmezdi. Sonra onu
zeki de bulmuyordu, insan sinirlendiren halleri vard . Nezaketi,
mahcupluu, bilgisi, her eyi onu sinirlendiriyordu. Mlkiye'de
rendiklerini gerile gerile insann yzne yle bir frlat vard ki
tahamml edilmezdi. stelik satrantan da anlamyordu. Bu da Ata
Molla iin mhim bir eksikti. O, iki byk kzn damatlarn sat
ranta imtihan ederek evlendirmiti. ncs bu kaidenin dna
kmt. Ama kabahat kendisinde deildi . Kz daysnn oluyla se
vimiti.
stese bu evlenmeyi nleyebilir, kendisine layk bir damat bu
lurdu. Fakat lm deindeki kars: "Molla Bey, iki gzm bir
den ak gitmesin, hsan' ben lmeden evlendirelim." diye sabah
akam yalvaryordu.
Ata Molla, krk iki yl mtemadiyen nne uzatt her senedi
imzalayarak, eski sprgeciler kahyasnn servetinin mhim bir
ksmn kendi heveslerine gre harcamasna imkan veren ve on be
senedir has talanp odasndan kmad iin istedii gibi yaamas
n temin eden bu kadn kolay kolay kramazd. Onun iin raz ol
du.

48
MAHUR BESTE

Fakat drdnc kz da elinden giderse ne yapacakt? Onu ken


disi, ihtiyarl iin bir nevi ihtiyat akesi gibi saklamt. uras da
muhakkakt ki kk kzn hepsinden fazla severdi . O, ihtiyarlk
zamanna, tabiatnn en fazla yumuad devre rastlamt. Dodu
undan yl sonra kars hastalanm, bu yzden ocukla hemen
hemen kendisi megul olmu gibiydi. Zamanla aralarnda garip bir
arkadalk peydahlanmt. Kkken her gece, selamlktan dn
nde gider, yatann bana oturur, onu uykusundan uyandrr, en
fiye kokla diye zorlar, bir yn mnasebetsizlik eder, saatlerce ya
nndan ayrlmazd. Sonra gen kz hastalanm , Ata Molla gnlerce
odasna kapanm , kendi eliyle ona bir kadn gibi bakmt.
imdi onu en ok muhta o lduu bir zamanda elinden alyor
lar, hibir ie yaramaz bir adama veriyorlard. Ka kere, kendisine
damat olacak herifi arp ona nasihat vermek istemiti :
"-Olum, sevk-i kaza ve kaderle kzm Atiye ile evleniyor
sun . Vaka bu ii gnl rzasyla ben yapmadm. Fakat ne yapalm,
hnkarm z byle emretmiler. Babann hatr iin kzm kurban et
tiler. Olan oldu ... Hi olmazsa bundan sonra kendine bir eki dzen
ver, yle adamakll bir adam olmaya al. Ben insandan elinde
olmayan eyleri istemem. Mesela u boyunu iki kar uzat, deme
yeceim. Allah seni yle yaratm, yle kalacaksn. Biraz daha
uzun boylu, biraz daha adama benzer olsaydn elbette daha iyi olur
du. Fakat bu senin elinden gelmez. Bari elinden gelenleri yap. Ev
vela u Mlkiye ' de okuduun, ikide bir tekrarladn yaveleri bir
unut. Sonra bu temannalar , bu nezaketi, bu el ovutunnalarn b
rak, ikide bir ban kei gibi sallama. nsan ayr eydir, kei ayn
ey. Herkesi kendi haline b rakmay ren. Dikkat ediyorum, bazen
odaya ginni sinek gibi yapkan oluyorsun. Burnumun ucundan
kovuyorum, kulama yapyorsun. Oradan kovuyorum, baka ye
re gidiyorsun ... "
Sonunda daima Behet Beyin muhta olduu eyin nasihattan
ziyade iyi bir dayak olduuna karar veren Ata Mollann bu iten
konumalarla beslenen , gelien kini yllarca, lmne kadar srd .

49

AHMET HAM D TANPINAR

Bununla beraber, bu evlenmede kendisini memnun eden bir ta


raf da yok deildi. Dn masraf, fazlasyla hnkar tarafndan ve
rilmii. Vaka Atiye'nin btn eyizi hazrd. Harp meydannda ya
raland iin hareketleri adrndan idare eden bir kumandan gibi,
kars, yatt yerden kzlarnn birok eksiklerini , hatta yllardan
sonra muhta olacaklar eyleri ok nceden hazrlamt. Fakat ne
olursa olsun, bir dn daima para eken bir eydi ve Ata Molla
son hadde gelmiti. te yalnz bu dnce onu biraz avundurabili
yordu. Buna ramen Behet Beye kar olan duygular olduu gibi
kald. Hatta hi gnah olmadan onunla evlenen kzn bile eskisi
gibi grmek istemedi. Bu yzden yeni evlilerin Molla Beyle mna
sebetleri bayram, kandil gnlerinde elini pmekten ibaret kald.
Bu evlenmenin smail Mollann teebbsyle olduuna iyiden
iyiye inanmt. eytan sessizliiyle yllardr rahatn karan bu
adam, en sonunda bir aresini bulup kzn da elinden almt. Bu
nu bir trl kendine yediremiyordu. Onun iin smail Molla ile de
mnasebetini kesti.
Hibir tarafa da kmyordu. Yeni bulduu uayla akama
kadar selamlnda satran oynuyordu. Bu garip bir tesadf olmu
tu. Bir gn ahbaplarndan biriyle etin bir partiye girmilerdi. Mol
la Bey, oyunu kazanmak yle dursun , berabere kalmay bile akl
na getiremiyordu. Kar s ndaki kendisini ok g bir vaziyete sok
mutu. Ne ah kmldatabiliyor, ne svariyi geri atabiliyordu. a
knl iinde st ste enfiye ekiyor, bumunu siliyor, kalarn d
zeltiyor, hulasa sade kararszlktan gelen bir yn hareketle talar
olduu yerde oynatyordu.
Tam bu srada, birdenbire yan bandan korkak bir ses yksel
di : " Elinizdeki ta saa srn!" Molla Bey, fkeyle geriye dnd:
yeni ua, elinde iilmi kahve fincanlarn toplad tepsi olduu
halde, ayakta arkasnda sabrszlktan ter ter tepiniyordu. ster iste
mez bu nasihati tuttu. Be dakika sonra partiyi kazanmt.
Artk Molla Beyin evdeki hayat kat'ilemiti . Sabah akam
uayla bitmez tkenmez satran partileri yapacakt. Hseyin 'in

50
MAHUR BESTE

tuhaf bir oyunu vard. Adeta ezberden oynuyordu. Okumas yazma


s yoktu. Fakat terbiyeli, kibar ve dikkatliydi. Ata Molla, s klma
dan, istedii, gibi kzp barabildii, yenileceini anlad zaman
yanndan kovduu bu adam btn tandklarna tercih ediyordu.
Bir zamanlar bir sr ocuun grltsyle ar kovan gibi
uuldayan, haftada bir iki defa ziyafetler verilen, yar gizli bile ol
sa, saz ve iki alemleri yaplan ev imdi sszd. Harem tarafnda
yar yatalak bir kalfa ile iki hizmeti kalmt. Btn odalarn per
deleri inik, kaplar kapalyd. Yalnz selamlk tarafndan, Mollann
her zaman oturduu ktphanenin klar gece ge vakte kadar ya
nard. Burada efendiyle uak, sonsuz satran partileri yaparlar, so
nunda artk dayanamayacan anlayan Ata Molla talar kartrr,
Hseyin, elinde byk bir lamba, efendisini yatak odasna kadar
gtrr ve Molla Bey, iinde ahla kralieyi esir vermemek iin sa
atlerce tepindii bir uykuya kendini brakrd. ok defa ryalarnda
kralie Atiye, ah kendisi olur ve parti smail Mollaya kar oyna
nrd.
Behet Beyin evlenmesinden iki yl sonra Ata Molla, bu sat
ran partilerinden birinde, eli ahla kalenin arasnda o lduu yerde
kverdi. Doktorlar banda damar atlamas dediler. Byk kz
nn kocas, o sralarda kalfann delaletiyle eve alnan gen bir hiz
metiyi kastederek "Bu yata insan apknlk etmeye kalkarsa hali
budur." dedi ve kendisini byk bir ihtimamla etrefil miras mese
lesinin halline verdi. kinci damad, iki yl st ste satranta ua
na yenilmenin acsna katlanamayarak ldn syledi ve bu had
dini bilmez ua terbiye etmek iin onu kendi yanna ald ve tpk
merhum kaynbabasnn yapt gibi, muntazaman yenilmek zere,
onunla bitmez tkenmez satran partilerine balad.
Atiye Hanm ok alad. Onu alar grnce Behet Beyin gz
lerinin ya bir trl kuramad. Yalnz smail Molla, eski arkada
ve dnrnn bu hi beklenmedik lmndeki srn kefedebilmi
ti: Bir gn Yldz ' n bizzat takip ettii bir i hakknda izahat vermek
iin Behet Bey saraya gitmiti. Bamabeyinci, kendisiyle uzun

51
A HMET HAMDI TANPI NAR

uzun konutuktan sonra, ortadan kaybolmutu. Aradan on dakika


gemeden tekrar gelmi, "zahatm efendimizi tatmin etmedi, sizi
istiyorlar, buyurun bir kere de siz arzedin." diyerek onu huzura
karmt. Mesele halledilip Behet Bey git~ikten sonra, Abdlhamit
glerek bamabeyinciye: "Bu ne garip adam, bunun ad nedir?" di
ye sormu, bamabeyinci de: "smail Molla Bey dainizin olu Beh
et Bey ku lunuz" cevabn vermiti. Bu cevap zerine Abdlhamit:
"Ata Mollann kzyla evlendirdiimiz adam m? Desene ki Mol
lann kzn yaktk... " demiti.
Aradan gn gemeden gazetelerin "tevcihat" stunlarnda
"ura-y Devlet aza n!azimlerinden izzct!G Behet Beyefendinin
refikalar ve sabk Fetva Emini kazasker Ata Molla Beyefendinin
kerime-i iffet-vesineleri Atiye Hanmefendiye ikinci rtbeden bir
kta efkat nian verildii" haberi grlmt. te Ata Mollay l
dren ey, kzna verilen bu teselli mkafat idi.
Bu havadisi okuduu gnden itibaren Molla Bey lgna dn
mt. Gnlerce doru drst ne yemi, ne imi, ne de uyku uyu
mutu. Nihayet haftasn bulmadan lmt.

52

BEHET BEYN EVLLK YILLARI

Behet Beyin evlilik hayal ilk zamanlarda hi de korktuu gi


bi olmad. Vaka Atiye ile evlenecei andan itibaren iini saran
mphem mitlerin hibiri gereklemedi. Fakat gen kadn , Fa
tih 'teki konakta ve kendisine "Bundan byle karnla burada yata
caksn." dediklerinde, odada tek bana grd zaman duyduu
korku ve strap da srmedi. O gece Behet Bey mrnn en zalim
saatlann yaamt. Halbuki Atiye'yi ilk defa grmyordu. ocuk
luunda annesiyle sk sk onlara gitmi, yahut onlar evlerine gel
mi lerdi. Kendisinden birka ya kk olan bu kz ocuu ile, onu
elendirmek iin, o yun oynam, kattan oyuncaklar yapm, be
beklerine ince sesiyle ninniler sylemiti. Kans olmadan, doru
dan doruya kar sna ksayd belki yine ona koar, ellerini tutar,
yzne utanmadan bakar, "Maallah Atiye, ne kadar bym
sn ... ' gibi bir eyler syler, gler, konuurdu . Fakat imdi, kendi
sini grmeyeli, uradan buradan gzellii, serpilii hakknda bir y
n methi ye dinledi i kz kendi odasnda ve kans olarak bulunca,
birdenbire aralarnda bir trl aamayacan sand bir duvar var
m gibi arm kalmt.
Ne yapacakt, ne yapmalyd ? unun bunun verdii nasihatler
le pekala idare etmiti. Koltukta kendisi iin sylenenleri hi i itme
mi gibi davranm, geli nin bana paray boyunun ksaln hisset
tinneyecek ekilde serpmi, etrafn yar takdirli, yar alayl bakla
rna ramen arp gelinin eteklerine basmam , ksacas, koltuk
merasimi denen o ba belasnn iinden yle byle s yrlmt.

53
AHMET HAMDI TANPINAR

Fakat imdi Atiye neden ayakta duruyordu? Otursayd o da bir


tarafa iliirdi. Bir ey sylemesi lazm myd? te o gveyilik na
mazn klm, Atiye de ar gelinlik elbisesini karm beyaz b
rmck geceliini giyinerek gelmiti.
Birden byk bir cesaretle gen kadnn ellerini yakalayarak
yzne bakt : ok deimi ve gzellemiti . memek iin srt
na ald beyaz ve bol malahn iinde, olduundan daha beyaz, da
ha solgun grnyordu. Halinde acayip bir rkeklik vard. Birge
linden ziyade, zalim bir nezri yerine getirmek iin talihin kucana
atlm bir kurbana benziyordu. Kalbi lesiye burkulan Behet Bey,
yavaa: "Sizin iin namazda dua ettim" dedi. Bunu niin syle
miti? Evet, dua etmiti, fakat bu bir adet de olabilirdi. Behet Bey,
kafasnn o zamana kadar byle abuk, durmadan i lediini hatrla
myordu. Bir dncesi brne uymuyor, bir sonraki bir evvelki
ni, grlmeyen ellerin abuka kmldatt bir silgi gibi siliyordu.
Birdenbire aklna kamak geldi. Ah, uradan bir frlayverse,
kasa, yrye yrye gitse ... Neresi olursa olsun ... Mesela st kar
deinin evine gidebilirdi. gece evvel oradayd. Gece yarsna ka
dar, st kardeinin iyi bir saati olan kocasyla saat tamir etmiler
di. Sonra kk misafir odasnda kendisine hazrladklar yatakta
yatmt. Yarabbim, ne rahat uykuydu o! ki koltukla bir kanepenin
arasna yle bir yerletirilen oynak, beyaz rtler; sabahleyin ken
disini "entarisi ala benziyor" arksn alarak uyandran adi masa
saatinin tkrts ; yerde yatarken sndrd kk idare lambas,
hepsi, hepsi gznn nndeydi. imdi o odada olmasn ne kadar
istiyordu! Fakat imkan m vard? Bu evlenme tekilere benzemi
yordu; emir ok yksek yerden gelmiti. Sonra elalem neler syle
mezdi ...
Gzlerini tekrar yukarya, gen kadna doru kaldrd. Niin
bu kadar uzun boyluydu? Karsnn kendisine byle bir buuk kar
yukardan bakmasna lzum var myd ? "Elini uzatsa enemi oka
yacak" diye dnd. Bu hacaletten kurtulmak ister gibi bir adm
geriledi. Bir du altnda kalm gibi Behet Beyi terlere batran bu

54
MAHUR BESTE

dncelere Atiye Hanmn att


kahkaha son verdi.
Niin glmt? Bunu gen kadn da bilmiyordu. Belki de a
layamad iin glmt. Bu odaya, bir trl seveceini kestire
medii bu acayip adamn yanna o kadar uzak yollardan gelmiti
ki. .. Btn genlik hlyalar, ocukluk yllarnda dinledii masal
lar, okuduu romanlar, bir yn dnce, yatlaryla ba baa ge
en uzun konumalar, hepsi her ey onu bu geceye hazrlamlard.
Bu gece ve bu adam ... Bunlar kendisine o kadar yabanc eylerdi ki,
beenmek, sevmek yle dursun, beenilip beenilmediini bile
anlayamamt.
Kendini ne kadar yalnz buluyordu. O da gitmek istiyordu. Hi
olmazsa, kendisiyle birlikte gelen ve henz nerde yattn bilmedi
i erife'nin yanna gidebilseydi ... Annesinin hastal arlanca
hep onun yanna sokulmu, o hizmeti yatann bir kesinde a
lamt. Fakat nerede yattn bile bilmiyordu. Garip bir mitsizlik
her tarafn sarmt. Nolur, u adam azn ap bir kelime syle
seydi, bir hareket yapsayd. Pekila, ite oturup konuurlard. Atiye
tatl bir sohbete her eyi feda edebilirdi. Babas onunla ne gzel ko
nuurdu, onu nas l elendirirdi. imdi burada olsayd...
Kocas, az kilitli gibi, karsnda duruyordu. Onun bu sus
masyla etraftaki sessizlik byyor, uyutucu bir su gibi drt yann
alyordu. Atiye, kendisinin, her yan yava yava kaplayan bu su
yun iinde bir tahta paras gibi cansz ve tesadfe tabi yzdn
sanyordu. En iyisi soyunup yatmalyd. Fakat bu adam? "O da ken
di bann aresine baksn." te sabaha kadar karsnn yannda ya
taca yerde kanepeye kvrlm uyuyan bir Behet Bey hayali onu
byle delice gldrmt;
Yeni gelin, srtndaki malah kendi eliyle kard. Salarnn
topuzunu kendi elleriyle zd, firketelerini kendisi birer birer top
lad. Boynunu, kollarn , ellerini ssleyen mcevherleri teker teker
kendisi kard ve nihayet komodinin siyah ve mevzun gsl ha
laynn gm tepsisinde mterek gecelerine irin bir tebessm
le uzatt lambay kocasna "Ben yatyorum, isterseniz siz de yata

55

AHMET HAMD TANPINAR

bilirsiniz." der gibi bir bakla kendisi sndrerek yatana girdi .


Behet Bey, karsna soyunurken yardm etmek istemiti . o
cukluundan beri en sevdii eylerden biri de annesine ve ablasna
soyunduklar srada yardm etmekti. Eli kadn eyasna ok alkn
d. Tlleri zmeden, pembe atlaslar bzp bunturmadan, kadife
lerin ar ilemelerini trnaklaryla bozmadan ceketleri iliklemesi
ni, zmesini bilirdi. Onlarla uramaktan acayip bir haz duyard.
Fakat insan nhunun o zamana kadar tanmad bir ikliminden ge
len bu kahkaha, onda kmldamak imkan brakmamt. Yanna so
kulmak, "Msaade ederseniz size yardm edeyim." demek yle
dursun, karsnn plak omuzlarn, beyaz kollarn, dank sala
rn grd zaman, hakikaten gzel, hi grmedii ekilde gzel
bir eyle karlatn bile nerdeyse farketmeyecekti. Halbuki ne
kadar gzeldi! Bir insan teninin bu sedef parlt s n, bu mcevher
cilasn bulabilmesi hakiki bir mucizeydi. Yazk ki ara yerde bu
kahkaha ve onun kendisine yahut talihe kar frlatlm kin ve is
yan, zehirli istihfaf vard. Ne kadar bitmez tkenmez eydi bu...
H11a devam ediyordu. Hala bu indirilmi perdelerin kenarndan bu
lank bir n urasna burasna takld bu odann sessizlii iin
de, karsnn plak omuzlaryla gzel kollarndan kendisinde kalan
son hayalle mcadele ediyordu.
Uzakta Hali 'e giden bir vapur ac ac tt. Bir kpek havlad.
Birka kpek, daha uzaklarda ona cevap verdi . Darda stanbul ge
cesi ar ve hastalkl , vehim ve sisle dolu. O bildii ve tand gi
bi gece devam ediyordu. Behet Bey bu sesleri ok iyi tanrd. Bu
sesler kendisine uykusuz gecelerinde ne kadar arkadalk etmiler
di. Artk uykusuz kalmayacakt. Uykusuzluk bir hlya kurabilen in
sanlar iindi. Halbuki Behet Bey her trl hlyadan kurtulmutu .
Bu gece, bu kahkaha ile btn o hlyalarn, o saadet hlyalarnn
kaps kapanmt.
Btn mahcuplar gibi, Behet Beyin hayatnda da ak biricik
rya idi . Daha Mlkiye'ye girmeden okumaya balad ykseltici,
her an baka bir lezzet yapan bir ak; bilmedii bir yerde hi tan

56
MAHUR BESTE

mad, fakat sann renginden gzlerinin parltsna ve sesinin en


basit inhinasna kadar btn zenginliklerine aina olduu cana ya
kn ve gzel bir kadn, bir gn mrnn bir tarafndan, geceleyin
hi beklenmedik bir anda fkran ve deniz stndeki odasn aydn
la boan, kk yazhanesini, uzun ayakl, Saksonya ii, koyu i
men yeili lambasn, uraya buraya serpilmi bir yn eyay yep
yeni bir kyafetle giydirdikten ve tavandaki avizenin billfularnda
bir an sessiz sedasz nladktan sonra kaybolan o vapur klar gi
bi btn mrn a, renge, iire boacakt.
Behet Bey, btn mrnce bu mucize adml tesadf bekle
miti. imdi ona o kadar yakn olduu bu anda, btn bu saadetler
le kendi arasna bu uursuz kahkaha ginniti. Artk bundan byle,
her eyi bu gln istihfaf arasndan grecek, onun uursuz
nda, siyah bir gnein altnda yaar gibi yaacakt.
Neden sonra o da soyunup yataa girdi. Gen kadn , yzko
yun yatm, uyuyordu. ok lk ve yava bir nefes al vard. Beh
et Bey, yava yava bu lk nefesle btn odann dolduunu, aca
yip ve uykuda bir hayatiyetin, abuk byyen bir nebat gibi, her ya
n sarp istila ettiini sanyordu.
Bu nefesler ne kadar derinden geliyordu! Bu kadar derin uyu
yabilmek iin karsnn kendisinden, bu geceden ne kadar uzaklar
da olmas lazmd. .. Kim bilir nerelere gitmiti? "Uyurken acaba
nasldr?" diye dnd. Fakat lambay yakmak onu uyandrmakt.
Onu uyandrmak, onunla gz gze gelmek, yzne bakmak istemi
yordu. "Acaba beni her grte byle glecek mi?" diye dnd.
Glmemesi iin bir sebep yoktu. Hem glmese bile ne kard? Ha
la kulaklarnda nlayan bu kahkaha btn bir mre yetmez miydi?
Behet, yzne kar bu kadar hain bir ekilde gld iin
karsna gcenmemiti; onun acs daha derindi: o bu glle talihi
nin uuruna ermiti. Alay edilmee, beenilmemeye oktan al
mt. Annesiyle dadsndan baka hi kimse, hatta o kadar sevdii
babas bile, onu beenmemiti. Her gittii yerde ayn ey deil
miydi? Fakat o, etrafndakilerin kendi hakkndaki dncelerine al

57
AHMET HAMD TANP!NAR

dr etmemeyi renmiti. Mektepte arkadalar kendisiyle alay


ederken o almt. Drt yl, st ste birincilikle Mlkiye'yi bitir
miti. e balayal urada ka yl olmutu? Byle olduu halde hi
bir arkada, hatta en arkallar bile, onun kadar ilerlememiti. st
ste iki defa terfi etmiti. Hi beenilmeden, yalnz yaamaya mah
kum olduktan sonra btn bunlar neye yarard? En hakl olduu
yerde bile azn aar amaz herkesin "Sen sus, byle eylere ka
rma!" der gibi bakt bir adam iin rtbenin, niann, hayatta mu
vaffakiyetin bir manas olabilir miydi? Yaratl ona bu zulm yap
mt. ..
Birdenbire kendisim ok dar ve boucu bir emberin iinde
grd. Fakat sadece kendisi mi? Yan banda yeisten, mitsizlikten
szm gibi uyuyan bu kadn da ayn talihin mahkumu deil miydi?
Btn mrnce bu emberin iinde, onunla beraber, yan yana yaa
mayacak myd? Halbuki mesut olmak iin nesi eksikti? Bir kadn
dan istenilen eylerin hepsi onda vard.
Behet, bu dnce zerine, kendini unuttu, iinde, bu yan ba
nda sereserpile uyuyan kadn iin ok derin bir taraf kanamt.
Yatt yerden biraz yana kayarak geceyi bir daha dinledi. Kars
nn bu lk nefesleriyle muhakkak bir tarafta bir gl aac yetiiyor,
iek ayor, baharn yapyordu. Gzleri yala doldu, acdan ziya
de efkatten harap, karsna yaklat. Yastn zerinde, cinsini bil
medii bir maden gibi klelenen salarn yavaa pt, sonra onu
rahatsz etmek korkusuyla geriye, yatan br ucuna ekildi ve
tpk inine ekilmi yaral bir hayvan gibi, hi kmldanmadan ora
da kvrlp kald...
Ne zaman, nasl uyumutu, burasn bilmiyordu. Bu uykudan
ve uyantan aklnda kalan tek ey, sabahleyin karsnn, mesut de
nebilecek bir tebessmle kendisine uzatt ay fincanyd. Evlen
melerinin ilk gecesindeki hrnln Atiye bu tebessmle dedi .
Bu tebessm bazen talihe sessiz bir katlan, bazen de bir saadet g
l gibi parldad. Bazen esiz bir dostluk oldu, bazen bir ikayet gi
bi krld. Bu tebessm sayesinde, birbirlerini anlamak iin yarat!

58
MAHUR BESTE

madklan muhakkak olan bu kar kocann mterek hayatlarnda


bir ok ey dzeldi.
Atiye evini abuk benimsedi. Yetitii terbiye, kaderin kars
na karaca kocay sevmeyi ona retmiti. stelik biricik ocuk
larnn, doduktan gn sonra lmesi zerine bo kalan annelik
tarafyla Behet'e gittike daha fazla baland. Kocasnn ocua
benzeyen taraflar o kadar oktu ki... Bir ocuk gibi baklmaya
muhtat. Atiye ise kendisinden zayflar sevebilecek yaratlta
olanlardand. Byleleri daha ziyade anne olurlar ve bir ncekini b
yttke yeni gelen ocua balanrlar. Halbuki ilk ocuun g
douu gen kadn bir daha dourmamaya mahkum etmiti.
Yazk ki Behet btn bunlar anlayabilecek bir yaratlta de
ildi. O, btn mahcuplar gibi yalnz kendisine bakyor, her eyi
kendi deerleriyle lyordu. Karsn kendisine stn buluyor,
ezilmemek iin, elinden geldii kadar ondan uzak yayordu. Ona
kar acayip bir sevgisi vard; kin, kskanlk, unutmak arzusu, le
siye hayranlk, hepsi birbirine karm, garip bir halita meydana
getirmiti.
Bazen karsn gnn birinde biraz daha irkin ve ihtiyarlam
bulsa, daha mesut olacan sanrd. Bazen de, bu kadar mkemmel
bir ey olamayacana inand iin, elbette zayf bir taraf vardr,
diye dnr, saatlarca karsnn hususiyetlerini hatrlard. Fakat
btn bu geici duygular, isyanlar tkenince, kuvvetli akntnn alp
gtrd bir sandal gibi onun peinden yrr, gerekten kendisi
ne ait bir bakn, bir gln yakalayabilmek iin rpnr durur
du. Bu zt dnceler altnda yava yava kabuuna ekilmi bir
hayvana benzemiti.
Eve gelir gelmez ya bitmez tkenmez layihalara, fezlekelere
kapanr, yahut ciltlerine, saatlarna, eski yazmalarna, minyatrleri
ne gmlrd. Bunlar onun iin kendi kendini mahkum ettii bir
nevi srgnd. Zaman zaman Atiye onun bu uzletini krar, yan ba
na gelir, oturur, elindeki ii veya eseri "Ne gzel ey!" diye alr,
ondan izahlar isterdi.

59
AHMET HAMD TANPINAR

Byle zamanlarda Behet' in hiili grlecek eydi. mtihan edi


len bir mektepli rkekliiyle yz kpkrmz , zevk ve heyecandan
bitkin; kesik, kark bir sr cmleyle ona elindeki ii anlatr;
renklerin gzelliinden, izgilerden, yaldzlardan, ssten, motiften
bahsederdi. Fakat hibir cmlesini bitiremez, umulmadk atlay
larla birinden tekine geer; kendisi de bunun farknda olduu iin
gzle "Acaba alay ediyor mu?" diye karsndakine baka baka s
z uzattka uzatr, nihayet gen kadnn sorduuna kendisi de pi
man olduunu sanarak zavall ve perian: "te ne yapaym, ben
byleyim ... " gibi bir iaretle susard.
Hakikatte de, bu biarelik fikri kendisinde bulunduu iin, da
ima biare olurdu. Onun iin, yalnz ve kendi bana yaamay ter
cih ederdi. Tek bana ne kadar kuvvetliydi! Kaderin kendisiyle bir
letirdii bu gzel kadn olmasayd, phesiz, daha kuvvetli olacak
t. te onun yazd fezlekeleri hi kimse yazamyordu. Gzden ge
irmedii hibir kanun layihas artk fa-y Devlet'ten kmyor
du. Yava yava Behet Bey srar , inceleyici zekas, teferruat d
knl ile devlet denen mekanizmann daima glgede kalan, ne
ad, ne de ahsiyeti gze arpmadan alan o esasl arklarndan
biri olmutu. yi biliyordu ki bu byk deirmen, biraz da kendisi
bulunduu iin bu kadar iyi dnyordu. Bunu biroklar da biliyor
du. Fakat hibiri bunu kendisi gibi aktan aa sylemeye lzum
grmyordu. Vaka "Yamandr u Behet, vallahi ... Bir oturuta, bir
muhacir arabas kat yer. O olmasa halimiz haraptr... " gibi baz
cmleler artk kulana gelmeye balamt: fakat bunlar dairenin
dna kamayan gereklerdi. Onun dnda sadece bir sk1t, Beh
et'i btn almasyla korkun bir boa ylan gibi inemeden yu
tan bir sk1t uurumu vard. te bu skutun ortasnda, kck
cssesiyle, garip itiyatlaryla, bir dev ykn yklenmi bir cce
sabryla Behet Bey rpnp duruyordu.
Bundan ikayeti deildi . Gvendii deerleriyle ba baa kal
sn da, ne olursa olsun ... Bu skuneti, bu kendi kendisiyle ba baa
kalmay temin iin her gn biraz daha yalnzlna gmlyordu.

60
MAHUR BEST E

smail Molla olmasayd Atiye'nin hayat, alkan bir rmce


e benzeyen bu koca ile gerekten dayanlmaz bir ey olurdu. Mo l
la Bey, gen kadnn hayatnda aksayan taraf ok abuk grmt.
Kadn tecrbesi, hayatnda gzellie verdii yer, bu narin ve talih
siz mahl1ku anlamas na yardm etti. Bir nevi srgn hayatna ben
zeyen bu evlilik hayatnda, elinden geldii kadar onu elendirme
ye; hatta mesut etmeye alt. Gelininden hibir eyi esirgemiyor,
hatta baz arzularn garip bir sezile nledii bile oluyordu. Hibir
moda ve yenilik yoktu ki smail Mollann gelini herkesten nce on
dan hevesini alm o lmasn . Boaz havasnn Atiye'ye yaramayaca
n anlaynca, ne yapm, yapm, yazlar oturmak iin Erenk
y ' nde onun istedii gibi kk bir kk satn almt.
Bununla beraber, mehtap sefalar ve saz alemleri iin yal es
kisi gibi braklmt. Bu alemlere kadn erkek, ayr ayr sandallar
la itirak etmek adet olduu halde, Molla Bey gelininden ayrlmaz,
birlikte karlard. Bazen saz Mo llann kendisi tertip ederdi. O za
man, devrin modas olan arklar ve besteler bir yana braklr, da
ha ar bir musiki Boaz.' doldururdu. Klar, her perembe, Mol
la Bey geliniyle fakat bu sefer ayn arabalarda Yenikap Mevleviha
nesine giderlerdi. Gen kadn almaz, sylemez, fakat musikiyi se
verdi. Musiki dinlerken, kendini btn talihi idare eden bir melee
brakr gibi bir hali vard. Molla Bey onun bu halini hem sever, hem
de marazi denebilecek bir hassasln neticelerinden korkard. Bu
nunla beraber, onu derinletirmekten de ekinmezdi. Ona gre esas
olan, zaman dediimiz eyi insan ruhunun benimsemesi, bir meyva
srr gibi, kendi izlerini ona kuvvetle geirmesiydi. Her trl sa
adet ve felaket dncesinin stnde bir talihin kendisini tamamla
mas lazmd. Istrap insanolu iin gndelik ekmek, lmse sade
ce bir kaderdi, ikisinden de kalamazd. Asl dava, derin bir ekil
de yaamak ve kendi kendisini gerekletirmek, lml hayata a h
si bir eni vermekti. Gen kadn musikiyi seviyordu. Bu belki onu
tketebilirdi; fakat bu kadar gzel bir eyin iinde onunla beraber
tkenmek mukadderse bundan ne diye kamal yd ?

61
AHMET HAMD TANPINAR

Ka defa kz gibi sevdii gelininin eski bir besteyi dinlerken


birdenbire yznn deitiini, rperdiini, yakalanmas imkansz
olan bir eyi yakalamak ister gibi ta iten rpndn gnnt.
Beste bitince bu hal de biter, gen kadn olduu yerde, adeta musi
kide erimi gibi kalrd. Hakikatte bu erimek kendini bulmak, asl
saadeti yakalamakt. nsan bu kartal penesini teninde duymadan
kendisi olmazd. Onun iin gen kadn mrnn bu biricik saade
tinden mahrum etmeyi bir kere bile aklna getirmemiti.
in garibi Atiye'nin de bunu bilmesiydi. smail Mollay biraz
da, hakikaten yaamas iin kendisine lazm olan havay ondan
esirgemedii iin severdi. Erenky'ndeki kk, Boaz'daki yal,
Bebek, Kanlca sefalar, parke tal yollarda lastik tekerlekleri ya
gibi kayan siyah, cilal yeni arabasnda her ramazan akam ehza
deba 'nda yapt gezintiler, btn bunlar hep dta kalan eylerdi.
Bir dne gelini istedii gibi, yani mevkiine, erefin e yarar bir
kyafetle gndermek iin ihtiyar kazaskerin avu dolusu para sar
fndan baka, haftalarca terzilerle, kuyumcularla ba baa kalmas ,
didimesi bile, kendisine bu ruh vasatn bulmas kadar onu mem
nun etmezdi.
Bunlar, Atiye' den daha ok, Molla Beyin houna giden eyler
di. Sona ermekte olan bir zevk, sefahat ve debdebe devrinin en g
zel ve iyi taraflaryla yetimi olan bu adamn onu herkese gzel,
ssl ve kibar gstermeyi bir nevi ahsi' gurur meselesi yaptn bi
liyordu. Nitekim istedii de olmutu: Atiye, az zamanda, btn s
tanbul'un taklit ettii kadnlar srasna girmiti.
Bu adam, sade iindeki fantaziyi harcamak akyla moda de
nen hava oyununu sanki olduu yerden idare ediyordu, smail Mol
lann her yapt eye sindirmesini bildii zariflik, ruh hafiflii ol
masa, gen kadn isted ii gibi sslenmi grd zaman ihtiyar
adamn yznde ocuka denebilecek bir saadet parlamasa, btn
bunlar Atiye'yi rahatsz edebilirdi. Fakat i bunun tamamiyle aksi
neydi: Kaynatas iin Atiye sadece giydirilecek, kuatlacak gzel
bir mahluk, bir bebek deildi; aralarnda gerekten bir dostluk ba

62

MAHUR BESTE

lamt. Tabiatlar birbirine yakn olmak artyla tecrbeli bir ihti


yar iin gen bir kadn kadar kim dost olabi lirdi? Gen gelin za
manla Molla Beyin biricik arkada oldu.
Bu, ilk nceleri kendine de biraz garip.geliyordu. Fakat dn
dke bunu tabii bulmaya balad. Bilgi, tecrbe, hikmet, btn
mrnce peinde kotuu eylerin hibiri, hatta her eit ehresiy
le ak ona imdi ok donuk grnyordu. Atiye'nin, ince kalarn
kaldrarak, yznn manasn her an deitire deitire, srasna g
re kk kahkahalarla veya dikkatlerle anlatt havadisleri, mana
sz dedikodular dinlerken kendisini ok ehemmiyetli bir eyin kar
snda, adeta hakikatlerin hakikatini yakalamak zereymi gibi sa
nrd. Gerekte ise, sadece bir gzelliin, gen bir vcuttan, insan
tecrbesiyle henz ypranmam bir zekadan taan bir yn esrarn
karsnda olduunu biliyordu. Gene biliyordu ki her mr kemiren
bir yn ihtiras, erimek, ele geirmek kayglar hayat boyunca bu
saadeti kendisinden gizlemiti. imdi ise btn defter drlm,
hesaplar kapanmt. Ne kadar kuvvetli olursa olsun, ufukta kendi
sini ekecek hibir serap, hibir aldatc k yoktu. Bir adm atar at
maz kendisini yutacan bildii bir karanln eiinde, duvarlar
d dnyaya kapal bir bahede bir akam gln koklar gibi ya
yordu. Kendisine bu lezzetleri veren mahluk, din kitaplarnn insa
noluna bir nevi tuzak gibi gsterdii, hayat mcadelesinin ileriye
bakan her gze tehlikeli bir engel gibi iaret ettii mahluktu.
smail Molla iin gen liinde btn kadnlar hemen her cinsi
gzeldi, ahmakt. Karsndan tutun da, bir zaman oluna Fransz
ca retmek iin o kadar dedikoduya ramen evine ald mreb
biyeyeye, Behet'e Franszca retecei yerde ondan "fkh, fera
iz" renmeye kalkan o Paris'li kadna kadar tand btn kadn
lar onun iin sohbete elverili olmayan mahlklard. Sonra, ya
ilerledike, onlarda "ilahi hikmet"in acayip bir tecrbesini grme
ye balam, onlara katlanmaktan baka are olmadn renmi
ti. imd i ise ar bir romatizmann kendisini zaman zaman ivile
dii ke minderinde, kadn denen mahlk onun iin nc defa

63
AHMET HAMD TANPINAR

manasn deitiriyordu.
Bunda Atiye'nin meziyetlerinin, hele baba terbiyesiyle by
m olmasnn da pay vard. Erkei, ihtiyar anlyordu. drt ya
nda iken annesi hastalanm, bir daha da ocuklaryla megul ol
mamt. Btn hayat babasnn yannda gemi, ona balanarak
yaamt. Sonra iyi kalpliydi, uysald. Gzeli anlyor, by bel
ki de farknda olmadan, seviyordu. Erkei, d alemin aksiyonu
iinde hayat yaparken gnnekten zevk alyordu. Behet'in bile,
kk itiyatlar iinde sebatn seviyordu. Btn bunlar Molla
Beyin gznden kamamt. Gelinin tabiatndaki bu ciddi zemine
her istediini tayabileceini anlamt. Onun iin geliniyle hemen
her ey hak.knda konuurdu. Ona gemi zamandan, o gnn ile
rinden bahseder, Abdlhamid'i ekitirir, devrin byk vezirlerinin
taklidini yapar, Fetvahane'yi, uzun zaman beraber alt bir y
n insan anlatr, ona her sabah okuduu havadisleri tefsir eder, i
lerin kt giden tarafn gsterirdi. Atiye, "Ben bir kadnm, btn
bunlardan bana ne?" demeden onu dikkatle dinlerdi. Bazen smail
Molla kendi hayatndan, hatralarndan , duyduklarndan, grdkle
rinden bahsederdi.
smail Molla stanbul'u, bilhassa bu ehrin muayyen bir s n
fn ok iyi tanrd. Onun iin hikayeleri gen kadnn gzleri nn
de zamanla asillemi btn bir devrin hayatn canlandrrd. Bo
az yallarnda gekin yalarna ramen ssler iinde, ke minder
lerinde kzlarnn, gelinlerinin, torunlarnn , emekdar hizmetileri
nin arasnda zevkleriyle, duygularyla baka bir zamann yadigar
gibi yaayan ihtiyar hanmefendilerin hatralarn hata hznle de
vam ettirdikleri aklar, gz kamatrc dnler, ackl ayrllar,
sebebi gizliden gizliye nakledilen vakitsiz lmler birbiri ardndan
gen kadnn gzleri nnde canlanrd. Bazen Molla Bey, hikaye
nin ortasnda, anlattklaryla, alakal , ona adeta zaman iinde yeni
bir yaama hz vererek alelade bir zabta vak'as veya dedikodu
halinden karan arky , trky okurdu.
Bazen de yeni iittii veya eskiden bildii bir parann kim ta

64
MAHUR BESTE

rafndan, nn yapldn Atiye kendisi sorard. ocukluunda


dinledii "Kucanda pamuk kedi" trksnn hikayesini byle
renmiti. Bykada'da ldrlen Aziz adnda bir Tbbiyeli gen
iin yaklan bu trk, Sultan Aziz'i hatrlattndan yllardr stan
bul'da yasak edilmiti. Hatta Necip Paa ailesinin asl felaketi de
bu yzdendi. Bir gn Hanmefendinin cariyelerinden biri bu trk
y sylerken bir "muhbir-i sadk" naslsa iitmi, "Necip Paa haz
retleri yallarnda sabah akam Sultan Aziz iin ark sylyorlar,
matem tutuyorlar." diye jurnal etmiti. Geri Sultan Aziz lmt,
fakat Necip Paa da, Sultan Murat da henz yayorlard. Ya adam
cazn aklna gnn birinde kalbinde lye ayrd yere diriyi ge
irmek gelirse ... gn sonra Paa ilkin mfettilikle Rumeli 'ye
gnderiliyor, sonra da, romatizmalarn tedavi etsin diye, Bursa'da
oturmaya memur ediliyordu. Sz buraya gelince tabiatyla siyaset
ten alr, gelinin his terbiyesi siyasi bir izahla tamamlanrd.
Atiye bu sohbetlerdeki kalabalk iinde, tpk bir masal dinli
yormu veya kitap okuyonnu gibi, kendisini kaybeder, onlarn ha
yatn, talihini benimserdi. Hikaye devam ettike ou birbirine z t
bir yn duygunun tesiri altnda yz, hareketleri deiir, sessizli
i, dikkati manalard. Bazen de iinde bilinmez ellerin birtakm
zemberekleri kurduunu zanneder, btn vcudu, yarda kalaca
n kendisinin de bildii, mphem kararlarla rperirdi. O zaman, o
cuunu azarlayan bir anne gibi, gzel ban sallayarak kendi ken
dine: "Babamn kan uyanyor." diye dnrd. Annelerinin hasta
yatanda yava sesle her frsatta kendilerine anlatt bu miras
onun en byk korkusuydu. O ok baka, ok karanlk bir talihi
kendisinde tamt. Bununla beraber, bu hikayeler, onlarn tatmin
edilmemi kadn hayatna bir hasta odasna ak pencereden rzgar
la birlikte dolan sokak uultusu gibi, onun bu tabiatn sesini dinle
meye, onun scak aydnlnda kendisini, hayat tanmaya davet
ediyorlard. Onlar ne kadar talihsiz olurlarsa olsunlar, zerinde ha
yatn damgasn tayorlard. Btn bu insanlar yaamlard. Ken
disi de yaayabilirdi, yaamasn isterdi. Fakat bir yn dnce,

65

AHMET HAMD TANPINAR

inand birok ey onu bundan mahrum ediyordu. Ka defa abla


lar kendisini boanmaya tevik etmilerdi . Saray onlar oktan
unutmutu . Hatta Mabeyne bir istida ile bu i abucak yaplabilir
di . Fakat Atiye raz olmamt. smail Mollann bu ie ne kadar z
leceini biliyordu. O kendisine dostluunu pazarlksz veren bir in
sand , onu zemezdi. Sonra Behet' in bu ayr l tan adeta yarm ka
lacan da biliyordu. O sessiz glgenin kendi iinden yaad bir
hayat vard. Ka defa onun, kesinde oyuncaklaryla oynayan bir
ocuk gibi btn dikkatini elindeki ie vermi grnrken, birden
bire ban kaldrp sanki iinden geenleri bir anda yakalamak is
ter gibi yzne baktn grmt. Bir gn daha ileriye gitmi,
byle anlarda Atiye'nin kendisine cmerte bahettii tebessm
yznde gremeyince, olduu yerden kalkm, yanna yaklaarak:
- Neyin var, ok mu sklyorsun? diye sormutu.
Bu sual karsnda Atiye arm kalmt. ..
- Bir eyim yok ... Neyim olsun istiyorsun? Dnyordum ...
O sualin iten kopan ac l karsnda bu cevaplarn ne kadar
manasz kaldn kendisi de anlamt.
Behet bir mddet ayakta, eli kar snn omuzunda, ona ok
ciddi birtakm eyler sylemek ister gibi durmu, sonra her zaman
olduu gibi vazgemi , yerine oturmutu.
Fakat asl onun iinden geenleri, smail Mollann kendisine
Mahur Beste'nin hikayesini anlatt gece hissetmiti. Mahur Bes
te, Atiye'nin kk enitesi L1tfullah Beyin babas Talat Beyin ese
riydi. Bir ark yzbas olan Talat Bey, bu eserini kars kendisi
ni braktktan sonra yazm t. O gece, yemekten sonra, nasl sa Ma
hur Beste'den bahsedilmi, Molla Bey hemen orackta, hala gzel
olan o dik sesiyle, eliyle yemek masasnd a tempo tutarak onlara bu
her eyin stnde ak trksn okumu, sonra da Talat Beyin hi
kayesini anlatmt.
Molla Bey, L1tfullah Beyin babasn da, annesini Fatma Han
m da yakndan tanmt. Hi kimseyi mesut etmeyen, daha ok y
kc bir kadere benzeyen bu ak hikayesinin anlatlmamas iin

66

MAHUR BESTE

Behet araya bir yn laf kartrm, ayn makamdan baka beste


leri hatrlatm, babasna fa-y Devlet dedikodusu etmi, fakat
onun aldrmayp hikayeye devam ettiini griince somurtup kal
mt. Fatma Hanmn hikayesinin kansna rnek olmasndan kor
kuyordu.
Atiye o akam kocasna her zamandan ok acmt. O akama
kadar cmert yaratlna, kendi saadeti iin bakalarna strap ver
mekten ekinmesine ramen, "zaman" denen eye inanr, kendisi
ne son kararn verdirecek birtakm tesadfleri beklerdi. radesinin
stnde "yarn" dediimiz o sihirli imkan, onun verdii hayat ita
h, onun iimizde yaratt mucizeli iklim vard. Fakat o akam
Behet'in hiddetten, straptan, korkudan deimi yz, halinden
akan zavalllk bu mphem mitleri de datmt. Bu adam brak
mayacakt. Sonuna kadar onun yannda, onun kars olarak kalacak
t. in bu taraf kendi iinde halledilince Atiye kocasna daha ya
kndan dikkat etmeye balad. Onu beenebilecei bir hale sokmak
arelerini arad, ona mterek hayatlarn bu perianlktan kurtara
cak bir ufuk bulmaya alt. Madem ki akn kaps onlara kapa ly
d , o halde baka kaplar amak lazmd.
Politika, kaynbabas gibi onu da ekiyordu. Bu bir aile mira
syd. Bu kazasker ailesinde kadn, erkek her fert politika ile ura
rd. Ata Mollann kz, babasnn halalarndan birinin kandil teb
rikine gittii bir eyhlislam evinde, evin hanmna fsldad
cmleyle, Abdlmecit Han ' n sabah akam iltifata garkettii bir da
mat vezirin srlmesine sebep olduunu ocukluundan beri dinle
miti:
"- Paa hazretleri iin de ok kibirli diyorlar. Hatta Hanm
Sultan bile: "Tebrike gelenleri o kadar bekletiyorsunuz, hepsi dev
let rtbesi sahibidir; ayp olmaz m?" diye kendisine km. Fa
kat o:
"- Eteklerimi ptrmediime kretsinler; ben artk saye-i
ahanede Atabek saltanat mevkiindeyim" cevabn vermi.
Bu cmle daha o akam kulaktan kulaa yaylarak Saraya ka

67
AHMET HAMD TANPINAR

dar gidiyor, iki gn sonra eyhlisliim Arif Hikmet Bey, bir i iin
gittii vezir yalsnda, haremden henz kmayan sadrazamn ken
disini lzumundan fazla beklettiini , salonu kaplara kadar doldu
ran her cinsten, her rtbeden ziyaretinin iitebilecei bir sesle ba
rarak sandalna atlayp evine dnyor. Bir mddet sonra da ken
disini Atabek saltanat mevkiinde gren Damat Mehmet Ali Paa s
rlyordu.
Atiye, bu cinsten hatralarn gndelik bir i gibi tekrarland
bir evde bymt . Ata Molla bir akam halasndan bahsederken
"srd yerin acs bir daha gemezdi. Btn stanbul'u tebrik
ziyaretinde alt st ederdi." demiti. Fakat Atiye bu eitten politi
kay istemiyordu. Onun iin ehemmiyetli olan, Behet'in kck
endamna yeni ikbal hilallerinin biilmesi deildi; yeter derecede
terfi ediyor, rtbeler kazanyordu.
O baka ey dnyordu: Btn mrnce kendisiyle birlikte
yaayaca insandan cmert bir harekette kendini denemesini, onun
terbiyesini alarak iten gelimesini, kendisinde akn yerini tutacak
bir hayranlk duygusunu dourmasn istiyordu. Saat tamir etmek,
cilt yaldzlamak, kitap koleksiyonu peine dmek, hatta kendisine
verilmi bir i iinde ufak tefek muvaffaki yetler kazanmak yaad
devrin bir erkekten i steyecei eyler deildi. ismail Mollann de
dikleri doru ise, hayat erkei daha byk ilere aryordu .
smail Mollann hikayelerini dinlerken Atiye ok defa kendi
kendine, olduu yerde srndkten sonra akn bile yetmediini ,
kk kaldn dnrd. Onun iin erkek olan insan, sevdii ka
dn yakalayp o zamana kadar lmedii , dnmedii birtakm te
pelere tamalyd. Sonunda imkansz bir yerde, glkle nefes al
nan bir uzlette braksa bile o ykseklikleri bir kere olsun gemi ol
mann hazz yeterdi .. .
Ona gre mrn byk tecrbesi bu idi. Molla Bey bir gn dua
ve ibadetten bahsederken " stersek btn mrmz bir dua haline
getirebiliriz." demi, sonra "Dua, ruhun Allah ' la karlamasdr.
Bunun iin de kendi kendisini idrak etmesi yeter." diye ilave etmi

68
MAHUR BESTE

ti. Atiye bu szler zerinde ok dnmt. Ona gre bu idrak ya


akta, yahut da byk ve herkesin urunda yaplm bir iin iinde
olabilirdi. Behet bunu kendisi iin yapmamt. Fakat mademki
ondan daha kuvvetliydi, kendisi Behet iin bunu yapabilirdi. Ko
casn kendi kendisini kotuu bostan dolabndan kuvvetli kanatla
ryla alp gtrecek, hareketin temiz ihtirasn dev rzgarlar arasna
atacakt.
Bylesi bir hayat elbette ki ksr olmazd. Elbette ablalarnn
kinden baka bir mr olacakt. ocuu olan byk ablas, da
ha imdiden birok tandklar gibi, evlendirme politikasna ba la
mt. Ahmet Beyin kzn Mir Nuri Paann olu ile, Mderris
Mustafa Efendinin olunu hasrcbann baldzyla evlendirmek,
bilmem kime kz aramak, bir bakasn ev bark sahibi etmek, sonra
her bayram, her kandil bu evlenmelerin mahsul olan bir yn yu
murcaa elini ptrmek, analarna ocuklarn vmek, yaramazlk
larn zeka diye, huysuzluklarn fevkaladelik diye gstermek, niha
yet yalar ilerledike, en ufak bir ihmal ve hatalar zerine: "Veli
nimeti, sebeb-i rif'ati oldum ... Nankr herif, sayemde koca konaa
yerleti. imdi sen tut da ... " yahut: "O mant kulakly ben olma
saydm acaba kim alrd. .. Olan eviyle ay pazarlk ettim. Rtbe
aldm, maan ykselttim de ... " gibi cmlelerle onlar ekitirmek
onun yapaca eyler deildi. Hayat ona ok baka aydnlklar ge
tirmiti. Artk bu kk sularda yayamazd. Bir ocuu olsa i
belki bakalard. Fakat Allah vermemiti. O halde ocuksuz ha
yatlarna gre yayacaklard. Behet'in muhakkak politikaya gir
mesi lazmd. Her yandan Abdlhamit aleyhine alanlar iitiyor
du. Behet onlara katlmalyd.

69

GARP BR HTLALC

oktandr ortada grnmeyen Sabri Hocann bir akam evleri


ne gelmesi ona ilk frsat verdi. Sabri Hoca, smail Mollann, baba
snn medrese arkadayd. Onu ocukluundan beri tanrd. Ata
Mollann kk kzlanna, Atiye ile ablasna yllarca hocalk etmi
ti. Onun iin Sabri Hocadan kalmazd.
Sabri Hoca, politikann yuttuu adamlardand. 1285'de stan
bul' agelmi, medreseye ginni, ok parlak geen birka yldan son
ra paraszlk, biraz da politika ak yznden tahsili yarda kalm,
devrin hususiliini veren hadiselerin iine doludizgin atlmt.
Garip bir adamd. Hi kimse onun kadar kolaylkla insan tan
mayamazd. Her grdne emniyet telkin eder, yannda konuu
lan her ii ahlaka uymayan taraf olmamak artyla, canla benimser
di. Fakat bu alilkadan istifadeyi hi dnmez, kirli elbiseleri, sa
sakal kark yz, yrtk cbbesiyle garip bir istina iinde yaar
d. Daha tahsilde iken irvanizade Rt Paa ile tanm, az son
ra konaa serbeste girip kmaya balamt. Bu intisap, biraz son
ra hudutlarn geniletmi, Sabri Hoca muayyen bir snfn adam
olmutu. Abdlaziz'in hal'i sralarnda Mithat Paann yaknlarn
dan bulunuyordu.
O zamanlarn stanbul'unda Medrese, icabnda Saray'a veya
Babali'ye kar kullanlabilecek byk bir kuvvet unsuru idi. kin
ci Mahmut devrinde ad bile gemeyen "Talebe-i Ulum", Tanzi
mat'tan sonra Saray'n, vezirlerin sk sk mracaat ettikleri, kah s
tanbul efkarumumiyesini avlamak iin, kah ferdi siyasetlerini zor

70
MAHUR BESTE

la tervi ettirmek iin harekete getirdikleri bir muvazene amili ol


mutu. Abdlaziz devrinin sonlarnda ise adeta devlet hayatn ken
diliinden kontrol eder bir hale gelmiti. Onun iin paalarn ou
bu kuvveti kollamak, kendi aleyhinde yahut devlet aleyhinde hare
kete gememesi iin onu tutmak zorunda kalyorlard. Devlet diz
gini Ali Paann sk ellerinden knca stanbul'un i hayatna
medrese hakim olmutu. slam aleminin geirdii buhran, Cemi
yet-i Tedrisiye-i slamiye'nin faaliyetleri, yeni fikirleri benimsemi
birok byk bilginlerin mevcudiyeti, adeta ihtilalci ad verilebile
cek bir yn mderris, onun bu devirde cemiyet meselelerini men
fi tarafndan tutmasna engel oluyordu. Bu yzden, yenilik tarafta
r paalar, bu kuvvetin baka ellere gememesi iin ok uyank du
ruyorlar, onu hem babo brakmyorlar, hem de kontrol sayesinde
bu kuvvetin kendi fikirleri aleyhinde bir hareketinden ekinmiyor
lard .
Mithat Paa ile arkadalar Sabri Hocada, gerektii zaman s
tanbul sokaklarn kalabal ile dolduracak bu elli bin kiiyi idare
eden gizli dizginlerden birini bulmulard. Hoca, o devir stan
bul'unun btn tarihini yaayanlardand. Katlmad vak'a yok gi
biydi. Hibirine ahsiyetinden mhim bir, ey katmadan, en yakn
larna bile kendisini kabul ettirmeden her hadiseye girip km, da
ima n safta, en tehlikeli yerde bulunduu halde, garip bir talihle,
bir trl kendini gstermeden yaam bir adamd ...
Onun talihi unutulmak, farkedilmemekti. Sanki masallardaki o
sihirli klah cinsinden, grnmemenin srrna sahipti. Onu herkes
frsat dtke gnde birka defa unuturdu. Anasndan, babasndan
Suavi Vak'asn tahkik eden mahkeme heyetine, bu vak'ada dinle
nen ahitlere kadar herkes unutmutu. Sonralar stanbul iindeki
derbeder hayatna, urada burada sarfettii bir yn manal, tehli
keli sze ramen Abdlhamid'in jumalc lar onu unuttular. Adeta
kaza eseri olarak srld Zonguldak' ta, zaptiye, idare makamla
r bu srgn o kadar unuttular ki nc haftasnda tekrar stan
bul ' a geldi, oradan da bir gemiye atlayarak Odesa'ya gitti. sene

71
AHMET HAMD TANPINAR

kadar Avrupa merkezlerini dolat. Petersburg'u, Viyana'y, Paris' i


grd, tekrar memlekete dnd. iten, dtan ku uurtmayan bir
sr kayda ramen kimse ona: "Nerden geliyorsun? Hani sen Zon
guldak'ta srgnde idin ... " bile demedi.
Onda bu unutulmak talihi douuyla balamt. Babasyla da
rld iin memleketinden kam, Tirebolu' da evlenmi, ok zen
gin bir Adanalnn ocuuydu. Fakat babas evlendikten ay son
ra Giresun'dan ayrlm, bir daha karsnn yanna dnmeyi aklna
getirmemiti. stelik giderken karsna be on para bir ey brak
may , hatta haber venneyi bile unutmutu. ki yl sonra gen kad
nn bo kad gelmiti. Sabri'nin babas, ocuunu yaknda yanna
aldracan da ayrca yazyordu. Fakat yllar gemi, bu vaadini
yerine getirmemi, unutmutu. Mahkeme ilamyla kesilen nafaka
da byle unutulmu , kah gnderilmemi, kah arada kaybolmutu.
Bir mddet dul yaadktan sonra annesi yeniden evlenmi, st ste
birka ocuk daha dourmu, onlarn yznden evde daimi bir mi
safir gibi duran ilk olunu , zaman zaman adn hatrlamayacak de
recede unutmutu.
ocuk, yar vaktini darda, kayklara yardm ederek, kalafat
iin katran kaynatarak, kzaktaki sandallara tahta rendeleyerek, ba
lk mevsiminde a ekerek, geceleri dalyan bekleyerek geirirdi.
Bu ilerin mevsimine gre arlat da olurdu. Fakat hi kimse,
bu gnll yardmcya yorgunluuna bir karlk vermeyi dn
mezdi. Hatta le scanda kendilerinin yanda braktklar ie
onun ba ak devam ettiini grenler bile: "Ackmtr, una bir
lokma ekmek verelim." demezlerdi. Ancak cnbl, kahkahal ye
mek bittikten sonra, ilerinden biri glerek: "Uaklar, grdnz mi
yaptuunuzi? Sabri 'yi unuttuk. Olan lokmasz kald. .." diye hayf
lanrd.
Okumay yazmay nas l , nerede renmiti; bunu bilen yoktu.
Fakat on, on iki yana doru,mahallenin btn mektuplarn o ya
zard. Srtnda yrtk bir cepken, ayaklar dizlerine kadar zift, kum
iinde evden eve koar, dul kadnlarn, asker babalarnn, byle be

72
MAHUR BESTE

dava bir yardmcy bulduktan sonra elini hokka kaleme srmekten


vazgeen muhtarn mektuplarn, senetlerini yazar, onlar yerlerine
gtrr, ge kalrsa azarlanr, vaktinde yetise, "Eline, ayana sa
lk!" kabilinden bir cmleye bile nail olmadan, ilk ihtiyata gene
arlmak zere batan savulurdu ...
Bununla beraber hi kimseye benzemeyen garip bir uyankl
vard. Btn bu iler iinde cami derslerine devama balam, ay
lak hayatna ramen seneden seneye hocalarnn dikkatini daha ok
ekmiti. stanbul' a geldii zaman Arapay, Acemceyi iyiden iyi
ye biliyordu. stelik hayat hakknda kimseye amad bir yn
fikri vard. Sessizlii yznden medrese arkada lar ona ilkin "Dil
siz Hoca" adn verdiler. O istedii kadar kendi memleketinin hu
susi ivesiyle: "Benim adum Sabridur ha... " diye itiraz ededursun,
bir mddet Dilsiz Hoca aa, Dilsiz Hoca yukar gitti. Fakat gnn
birinde medreselerinde kan silahl, bakl bir kavgada Sabri Ho
ca sa kulann st tarafn kaybedince, arkadalar gznde artan
ehemmiyetle mtenasip olarak "Krk kulak Sabri Efendi" oldu. Az
sonra girdii Mason locasndaki dostlarnn tevikiyle Franszca
renmeye balad zaman, Dilsiz Hoca lakab, Dinsiz Hoca ek
lini almak zere yeniden hatrland.
Fakat medrese tahsilinin Sabri Hocann hayatna getirdii de
iiklikler, st ste taknd bu lakaplarda kalmyordu; onda ar
tc bir gelime balamt. Devrinin btn hr dnceli adamla
ryla dost olmann yolunu bulmutu. Kafasnda garip fikirler alka
lanp duruyordu ... "Hrriyet", "istibdat", "mesail-i mhimme-i da
hiliye", "buhran- mali", "merutiyet" kelimeleri dilinden eksilmi
yor, arkadalaryla uzun, ciddi mnakaalar ediyor, onlara, girip
kt muhitlerde dinledii ekilde, bir gn Hersek meselesinin, bir
gn imendifer iinin tefsirlerini yapyor, unun bunun aleyhinde
atp tutuyordu. Artk ocukluunda olduu gibi uysal, kim olursa
olsun hizmete hazr deildi. indeki yaama kudretini akn bir
hayretle krkrne itaatta bo yere harcamyordu. Paraszlna
ramen vakarl idi. Matbaalarda bulduu ufak tefek i lerle tahsil

73
AHMET HAMD TANPINAR

masrafn kanyordu. Ayrca, bata irvanizade Rt Paa olmak


zere, baz vezirlerin konaklanna devama balamt. Geri bu m
nasebetlerin ou sokulgan sofra ziyaretlerinden ileri gemiyordu;
Rt Paa konana, bu konakta alan bir hemerisinin delaletiy
le sokulmu, vekilhar odasndan arabuk Paann selamlna
kmaya muvaffak olmutu. Her eit siyasi entrikann doludizgin
gittii bu devirde her muhitten emin adama ihtiya vard. Onun
iindir ki vekilhar, Paaya gen softann dikkate deer bir adam
olduunu syleyince, Paa ilk nce onu da, bakalar gibi, be on
para vererek savmak istemi, sonra u adam bir greyim diyerek
yanna arm, konumu. Sabri Hocann uyankln beenerek
nihayet onu benimsemiti. Sabri Hocann ayakta, iki yana sallana
sallana sze her balaynda gzlerini kapatarak, btn hecelerin
aksanlarn, keskin hattat kalemiyle bolua yazar gibi , kabarta ka
barta kendisine verdii cevaplar Paann ok houna gitmiti .
Sabri Hoca konaa sk sk gidip gelmeye balad. Bir mddet
sonra ona ufak tefek iler emanet edildi. Hepsinden muvaffakiyet
le kyordu. Yava yava Paann dostlar arasnda emin adam ola
rak tannd. Senesine varmadan, kada emanet edilmekten ekini
len haberleri o gtrp getiriyordu.
Rt Paann yardmyla yeni alan rtiyelerden birinde ona
bir Farisi hocal buldular. Ayda be yz kuru getiren bu ie ra
men Sabri Hoca, medresedeki odasn brakmad. Derslerine daha
az devam etmekle beraber, hayat hemen hemen eski ereve iin
de geiyordu. Yalnz arkadalar arasnda vaziyeti deimiti. On
lar, bu bir aya darda, biri ierde, kafas gndelik politikann de
dikosuyla dolu adam daha baka bir gzle gryorlar, daha baka
trl dinliyorlard.
Eski payitahtn bir yn zntl meseleyle her gn biraz da
ha kprd, gittike vahimleen bir istikbal endiesi iinde biraz
daha homurdand yllard. eitli snflar arasnda yerli, yabanc,
her trl propaganda, doludizgin iliyordu. Hemen herkeste, niza
m bozulmu bir hayatn verdii aknlk vard. te Sabri Hoca,

74

MAHUR BESTE

medresedeki arkadalar iin bu garip ruh halinin konuan dili ol


mu tu.
ok gemeden hadiseler iinde de grlmeye balad. Gm
rkler meselesi dolaysyla kan ve Mahmut Nedim Paann azliy
le biten talebe hareketinde Sabri Hoca bata gelenlerdendi. Bundan
sonra, Suavi vak 'asna kadar, her toplu harekette, n safta grld.
Sabri Hoca, Suavi vak' asna istemeye istemeye, vak' ann ikin
ci derecede elebalanndan birinin sraryla girmiti. lkin etin bir
mnakaa yapmlar, Hoca gzlerini smsk kapayarak, avularn
aa aa dostuna byle bir teebbsn sadece bir delilik olduunu is
bata alm, ona yle nasihat etmiti:
- Bir deli iin akll kan dkmek gnahtr. Haydi saraydan
kardnz, banzda bir deli ile ne yaparsnz? Sonra hapisten
kartmakla tahta oturtmak ayr ayr eyler. Bu i bir avu insanla ya
plmaz. Muvaffak olsan z bile yaptnz iten fayda gelmez. n
k herifin alnnda " deli" damgas var. Milleti tefrikaya drrs
nz. Muvaffak olmazsanz hem kendiniz gidersiniz, hem de beriki
nin vehmini arttrrsnz . Zaten i killinin biri. Bsbtn ba be las
olur. Gelin vazgein bu sevdadan. Acyn bu millete. D man payi
taht kapsnda iken yaplacak i mi bu ...
Fakat dostu bu nasihatlere glm, ona Suavi'nin beceriklili
inden, devlet ricalinden biroklarnn kendileriyle beraber oldu
undan, ngiliz mzaheretinden uzun uzadya bahsetmiti.
- Bir blk askerle datrlar sizi ... Alimallah bir blk asker
de istemez. ngiliz mzaheretine gelince, o da ayr bir i. Belki Su
avi dediiniz adam, Bahekap 'daki gzlkden vaat almtr. in
kts, makam hrsnz yznden memleketteki birlii bozuyorsu
nuz. Dnn bir kere: bu ngi liz mzahereti doru ise, stelik ite
yabanc bir memleket politikasna alet olmak da var.
Bu szler zerine Badatl Sleyman Bey, Hocaya korkakl
yznden hem memlekete hizmet etmek, hem de ayana kadar ge
len frsattan faydalanmak istemediini syledi.
Bunun zerine Sabri Hoca:

75

AHMET HAMDI TANPINAR

- Ben korkak deilim, akllym. Fakat madem ki sen bu s


z syledin, yarn istediin yerde hazrm , diyerek mnakaay kes
ti.
Ertesi gn Sabri Hoca, uradan buradan arabuk tedarik etti
i Rumeli muhaciri kyafetiyle kararlaan saatta Mecidiye Camii
nnde arkadayla bulutu.
Kendisine Krk Kulak lakabn kazandran kavga gnnden
beri yatann altndan eksik etmedii saldrmasn alvarna sarkt
m, eline de kalnca bir denek alnt. Fakat mecbur olmadka
bunlarn hibirini kullanmak niyetinde deildi. Muvaffakiyetinden
phe ettii kadar da lzumsuz bulduu bu vak'ann ancak tehlike
sini paylamaa karar vermi ti. Yoksa, teebbse insan kan dke
rek katlacak derecede onu benimsememiti.
O, buraya sadece inad yznden, biraz da ocukluundan be
ri iinden bir dev gibi kendisini iten hareket ihtiyacyla gelmiti.
Kendilerini hareketin ifritine braktklar zamanlar mesut olan in
sanlardand. Onun iindir ki son derecede tetikte durmaya, postunu
ele vermemeye karar venniti. raan Saray' na karadan saldran
kalabalk, "serdap" ksmn geip de, krdklar kap, pencerelerden
asl saraya girmeye ba laynca, Sabri Hoca, birdenbire kendisine
tehlikeli bir tuzak gibi grnen sarayn iine girmemi, bir keye
ekilerek etraf gzetlemeyi tercih etmiti.
Dndke kendisine bir mucize gibi gelen bu kurtulutan
sonra Sabri Hoca bir mddet stanbul ' da, urada burada gizlendi.
Sonra, frsatn bulur bulmaz, Anadolu'da uzun bir seyahata kt.
Bursa, Balkesir, zmir taraflarn dol at. Oralardan Konya'ya ge
ti. Nihayet, o senenin ramazann geirmek iin Adana'ya geldi, ba
basnn konanda kendini tantmadan kald.
Babas zengin olduu kadar ikramdan holanan bir adamd.
Daha konaa girer ginnez Sabri Hoca tesadfn , kt talihin ken
disini nelerden mahrum etti ini anlad. Bu bir ev deil, hakiki bir
sarayd. Bir yn uak, a , yanama arasnda , gelip giden, el
pen, yalvaran, ihsan gren btn bir kalabalk ortasnda babas

76

MAHUR BESTE

adeta kk bir hkmdar saltanatyla yayordu. ikinci karsndan


iki olu, iki kz olmutu. Kzlarn ikisi de evlenmiler, kendileri
iin konan yan banda yaplan byk evlerde yayorlard. Er
kek kardelerinden by, o gelmeden iki hafta evvel lmt.
Sabri Hoca yalnz kn tand. Bu, esmer benizli, byk siyah
gzl, srna abal, Tunus ipei kuakl yerli elbisesini artk gerek
ten levent bir eda ile tamaya balam on yedi, on sekiz yalarn
da bir delikanlyd. Ava gidiyor, at koturuyor, frsat bulduka giz
li gizli zar atyor, saa sola sarkntlk ediyor, yemeklerde babasnn
karsnda onun misafirlerine el pene hizmet ediyordu. Kuvvetin,
zenginliin verdii garip bir kibir, hoyratlk iinde, gen yann
btn hodbinliiyle mesut grnyordu. Kardeinin lmnden
pek o kadar mteessir grnmyordu. Bu lmle btn bu servetin
kendisine kalacan biliyordu.
Babas, gekin yana ramen, hala din, gzel bir adamd.
Keskin bir Rumeli ivesi yle ar ar konuuyordu. Bu kadar yak
nndan geen lmn onu bir tarafndan ykt her halinden anla
lyordu. Fakat ok dindar bir tevekkl iinde, acsn saklamaa a
lyordu. Sabri Hoca, otuz sene nce domu olan hi hatrlama
dan, iki hafta nce len iin alayan bu adama bir nevi aknlkla
bakyordu. Babasnn herhangi bir evlat lm iin alayacak cins
ten bir insan olacan hi zannetmemiti. O yar ekya, yan mte
gallibe, kendi nefsine dkn, insan taraf ok az, garip bir mahluk
la karlaacan sarm, hatta bylesi bir mahluku grmek frsat
n karmamak iin oraya kadar gelmiti. Halbuki daha ikinci gece
sinde kendisine len olundan, genliind en bahseden bu adamn o
kadar yumuak taraflar vard ki ... vey annesi leli yedi sekiz sene
olmutu, ihtiyar adam, olundan bahsederken, len karsn da bera
berce hat rlyor, mrnn bulunduu merhalesinde lm ok ba
ka bir gzle grdn anlatan bir yn dokunakl eyler sylyor
du. Sabri onunla konuurken, "Acaba kim olduumu sylesem
memnun olur mu?" diye dnyordu. Belki de bir baka evladnn
meydana kmas onu sevindirir, hatta ona bir nevi teselli getirirdi ...

77
AHMET HAMD TANPINAR

Her akam, kendisine ayrlan mkellef selamlk odasndaki


yataa, ilemeleri yzn yrtmasn diye bir tarafa att yastn
yerine yorgann bir ucunu bann altna kvrp yatarken, "Yarn sa
bah kendimi onlara anlatrm." diye karar verir, fakat sabah olur ol
maz, cerre km softa sfatyla kendisine hnnet eden, sofralarn
da yer ayran bu insanlar , hele teki anasn ve kendini hatrlama
dan len kansna oluna alayan bu ihtiyar , onlarn kendi iinde
geen eylerden habersiz hallerini grnce bundan vazgeerdi.
Sabri Hoca, btn mrnce kimseyi sevmemi insanlardand.
nsanlardan aldklarn olduu gibi geri vermiti. ocukluu onun
iinde efkat aacnn yer etmesine imkan vennemiti. Anas ona,
kendisini brakp giden adamn ocuu gzyle bir ihanetin canl
hatras gibi bakmt. Onun iin anasn da sevmezdi. Fakat imdi
bu gururlu, dimdik ihtiyarn ana ile olu hayatndan atveren bu
adamn karsnda, anasna kar vaziyeti deiiyor, onu hatrlyor,
ona acyordu . Onu yllardr grmemiti. Yalnz lmediini, byk
olu ile oturduunu biliyordu.
Giresun'dan ayrlaca gn, o da hocasnn zoru ile annesine
vedaa gitmiti. Kadn, olunun stanbul ' a gideceini renince,
"Allah selamet versin, gle gle git." demi, onu belki btn haya
tnda ilk defa olarak gerekten scak bir ple pm, arkasn s
vamt. Fakat vedadan sonra da bir trl brakmam, lafa tutmu,
uzun uzun, dalgn dalgn yzne bakmt. imdi Sabri, her kesi
ne, her anna yabanc olduu bu baba evinde, annesinin zor zaptet
tii gzyalaryla daha baka parlayan baklarn hatrlyordu . An
cak otuz be yalarnda grnen bu kadn, o gn kendisine ne ka
dar yorgun, ne kadar yal grnmt. Yznde kaln izgiler var
d. Salar kirli, periand. Parmaklarnn ular iten tok tok olmu
tu. Onu ayanda yamal bir alvar, ayaklar nasr iinde, bir ke
sine deirmenden srtnda getirdii bir uval msr unu dayal ta
lkta olduu gibi gryor, ister istemez, yedi yl nce bu evde o
luk ocuunun arasnda, bu dimdik, gururlu ihtiyarn kollan arasn
da len kadnn hayatyla, kendi hayatn kyaslyordu. Kendisiyle

78
MAHUR BESTE

ahbap olan bir uak, ona hanmn lm deinde, ocuklann n pa


yn ayrdktan sonra ahretliklerine, iki cariyesine datt avu do
lusu mcevherden bahsetmiti.
Halbuki o gn anasnn kulaklarnda, ta ocukluundan beri
tek ziynet olarak tad altn kpeyi de grmemiti. O gn ondan
ne kadar perian ayrlmt. .. Btn gn, vapur saatna kadar, ana
sn bir daha grmek iin eve dnmek istemi, bunu yapmamak iin
kendi kendisiyle ekimiti. O gece anasn bir daha grmt. s
keleyi dolduran, bahriyeye ayrlm bir yn kura neferi, yolcu ka
labal iinde, birisinin arkadan kendisini drttn duyarak dn
m, onu elinde bir torba ile, karsnda bulmutu. Bu, kadnca
zn ona hazrlad yolluktu. Bir avu sert fndkla, msr unu ile
pekmezden yaplm helvay anas "Sana yolluk getirdim." diye
uzatm, "Aha gitmeye idin, kalaydun burackta. stanbul 'da ne iin
vard. .." diye alamt. Elinde kk cam feneriyle yannda ortan
ca kardei Ahmet vard. San, clz yznde mavi gzleri garip bir
nee ile daima glen bir ocuk ... Sabri sonradan erkek kardeinin
de ld haberini almt. Btn bunlar gelip gemi eylerdi.
Sabri onlar oktan unutmutu. Garip, kknden ayrlm hayatn
da zaten zerlerinde durmamt. ..
Fakat imdi, bu scak bahar kokulu memlekette, bu eraf kona
nda, kendisini tanmayan babas, nerdeyse bir kede eline iki
mecidiye sktrmaa kalkacak kadar kendisine yukardan, kibirle
bakan vey kardeinin yannda, onlar ilk defa hatrlyordu, ilk de
fa anasnn hayatndaki sefaleti, acy, kardeinin veremle kemiril
mi yzn olduu gibi gryordu. Bugn kendisini bu kadar kuv
vetle ziyaret iin bu hayaller nerede gizlenmilerdi? Neden bu eve
gelinceye kadar onlardan habersiz yaamt? Nasl olmu da onla
r o zamana kadar grememi, zerlerinde hi dnmemiti. Fakat
imdi bu hayallerin byle birdenbire hafzasndan fkrmasyla
yalnz etrafn deil, belki btn hayatn baka bir k altnda g
ryordu. Bu k altnda, o zamana kadar hi tatmad sevgiye,
merhamete douyor, grmedii ufuklara kavuuyordu. Bu yeniden,

79

AHMET HAMD TANPINAR

doma gibi bir eydi.Sanki rplak bir vcut, scak ve besleyici


aydnln ocana atlm gibiydi. Ruhu, iinde kendisi iin btn
bir dnya kurulmu gibi zenginlemiti. Bununla beraber, her do
u gibi, bu da zahmetliydi. Sevginin, merhametin eiini atlayan
lar, strabn gmleini de kendiliinden giyinirler. Acmak, sylen
dii kadar kolay bir ey deildi . nsann her tatt ey, iinde bir b
ak gibi alyordu. te annesi, kardei Ahmet onun iin de byle
olmutu. in garibi, babasn dnrken onun iin bu strab duy
mamasyd. Geri kendi ocukluunun saadetini ykan, anasnn
gzel gzlerini acnn zehirli emesi yapan bu adama kar kalbin
de hibir hn yoktu; fakat buna karlk onun yasn, acsn bir tr
l ciddiye alamyordu. Ona yle geliyordu ki bu dekorun iinde ya
ayan bir adam gerekten ac duyamaz. Acmak iin lmn tecr
besi yetmezdi; kuru msr ekmeinin de acsn tatmak lazmd. Bu
yzden onun iin dnya ikiye ayrlyordu. Halbuki kitaplar, sevgi
nin birletirici bir ey olduunu yazyorlard. Evet, kitaplar ne der
se desin, dnya ikiye ayrlyordu: bir yanda annesi, kardei ve ona
benzeyenler, bir yanda da, bilerek veya bilmeyerek onlarn strab
na sebep olanlar vard. Sabri Hoca, bu noktadan medresenin kendi
sine o kadar iyi rettii adalet fikrine dnmek istiyor, fakat onu
eskisi gibi tam bulmuyordu.
Bu Adana seyahati onun iinde tam bir ihtilal koparmt.
Babas bayram da beraber geirmeleri iin ok srar etmiti.
Bu ak szl, dw-gun softa onun houna gitmiti. brleri gibi
dnyadan habersiz de deildi. Payitahtta olan biten eylerin hepsi
ni biliyordu. Tanmad hemen kimse yoktu. Bu fikrini syledii
zaman Sabri Hoca:
- yledir, sizi bile tanrm, cevabn vermiti. Fakat ihtiyar
adam:
- Nerden? diye sorunca,
- Memleketimden, Giresun'dan, ben Glsm Hanmn olu
yum, demeye bir trl dili varmam, sadece:
- Adanal bir ders erikimiz vard, o bahsederdi, diye sudan

80
MAHUR BESTE

birka cmle ile ii kapatmt.


Sabri Hoca, Bulguroullan'nn konandan babasna kim ol
duunu sylemeden ayrld. kisi de biribirlerinden o kadar ayr
alemlerde yayor, yle uzaklardan bakyorlard ki aradaki bolu
un sadece kelimede kalan bir babalk ve oullukla dolmas imkan
szd. Ona "Ben senin olunum." demek, kendisinin ve anasnn
ektiklerini bu nahvetli ihtiyara biraz refah iin satmak, bir rpda
kendi kendisini inkar etmekti. Sefalet mrn en ac tecrbesi oldu
una gre, onun frnda pimi olanlarn bu kadarck gurura hakla
r vard..
Evden bayramn ikinci sabah kt. Babasnn verdii paralar ,
eitli hediyeleri, yiyecekleri daha ehirden kmadan rastgeld i i
fakirlere datmt. O, bu evden sadece kendi hayatnn artk elde
ettiini sand uurunu gtrecekti. Yazk ki iinde bu birdenbire
alevlenen hayat uzun zaman srmedi. O, bir evki sonuna ka
dar srdrenlerden deildi ...
Sabri Hocann bundan sonraki hayatn d tarafndan o za
manki stanbul'un birka nesli birden tanr. Cenyo'da yedii yeme
inden sonra frenke gazetesini okuyan, Beyolu gazinolarnda
frsat, imkan bulduka sar, cbbeyi bir yana brakp elenen , u
rada burada etrafna toplad genlere bir yn fikrin kapsn aan
Sabri Hoca, ya ilerledike kyafetiyle de tannmaya balad. Ka
larnn ucuna kadar inmi kirli sar, rengi atm cbbesi, st ste
giyindii yakas ak, yrtk mintanlar, vaktinin byk bir ksmn
aramakla geirdii burundan takma gzl , daima dzeltilmeye
muhta sert, kark sakal, iindeki kararszln darya vurmu
ekli gibiydi.
Evlenmemiti . Nuruosnaniye taraflarnda eski bir handa k
k bir odada oturuyordu. Adana'dan gelir gelmez tekrar tayin edil
dii Farisi hocaln 1307 senesinde Zonguldak'a srlmesi zeri
ne kaybetmiti . Avrupa'dan dndkten sonra, nerden geldiini hi
kimsenin bilmedii kk bir iratla, hi kimseden bir ey isteme
den, hatta hediye bile kabul etmeden yayordu. Ufak tefek baz iti

81
AHMET HA MD TANPINAR

yatlarn bile, hayatn bu dar bteye uydurmak zon ile terketmi


ti. Artk Cenyo'da Beyolu ' nda grnmyor, gnlerini Bayezt ile
Fatih arasndaki kahvelerde geiriyordu.
Kendileriyle birlikte olmay kabul ettii insanlar brakp oka
dar hafife syrld Suavi iinden sonra, babasnn evinde geirdi
i gnler Sabri Hocaya birtakm yeni ufuklar amt. Fakat nn
de kendiliinden alan bu yolda gerektii gibi yryemedi. Fikir
lerimiz, onlar tayacak kudrette olduumuz nispette bizimdirler.
Sabri Hocada bu kuvvet yoktu. Kafasnda birdenbire kopan ihtila
lin istedii kadar hr deildi . Engine, geni ve kurtarc dnceye,
onun aydnlndaki savaa alaca yerde, biribirine ok yakn
birtakm iskelelere benzeyen birka kelimenin zerinde taklp kal
d. Onlar avucunun iinde akrdattka btn anahtarlar kendinde
dir sanyordu. Hakikatte bir trl atlayamad bir eiin stnde
kararsz ve biare, ne geriye, ne ileriye kmldamadan kalmt. Bu
nu anlad zaman bu kelimeleri de brakt. Daha ziyade nefsi kar
snda sarih olamayanlar bekleyen koyu bir bedbinlie dt .
Cemiyetin kaderini yapan her trl geici artlar alsa bile,
ok derinde, almas imkansz olan bir duvar vard. Bu her mede
niyetin fertlere bir miras gibi alad, itimai' bir insiyak halinde
babadan oula sregelen zihniyetti. Onu deitirmek ok gt.
Halbuki o olduu gibi kaldka her admda binbir ekle brnerek
gene karmza kacakt. te Sabri Hoca, bu dncelerin verdii
mitsizlik iinde rpnyordu.
Politikay brakmamt. Kendi iinde sarih olamamasna mu
kabil, hadiseler karsnda pek de yanlmayan bir realite duygusu el
de etmiti. mparatorluun iindeki kmaz ok iyi gryordu. ok
defa yanndakilere: "En faydal ila bile bazen bir hastay ldrr;
i mukadder seyrini almas n yoksa... " diyordu. Ona gre imparator
luk bu kaderin yoluna girmiti. En faydal teebbsler bile onun iin
zararl olacakt. Ellerini aarak: " te Galatasaray, ite Mithat
Paann Bulgaristan valiliinde yapt slahat, diyordu; yz yl n
ce olsayd btn bunlar bizi kurtaracak eylerdi. Fakat imdi ... "

82

MAHUR BESTE

Cemiyet hayatna verilecek nizam karsnda, asl gidilecek


yola gidemed ii iin kararsz, siyasi' hadiseler karsnda mitsiz,
bir bayku gibi kesinde yayordu. Artk eskisi gibi uzun uzun
konumay da brakmt. Kendisine bu bahislerde her sylenen e
yi, dilinden hi drmedii tek cmle ile karlyordu : "mitsizlik
iindeyuz, mitsizlik iindeyuz, ah bilmezsun, ne mitsizlikler
iindeyuz ... "
Onun gzlerini sk sk yumarak, avularn geni geni aa
rak her gn birka defa frlatt bu felaket ln bilmeyen he
men hi kimse kalmamt. Bu lk, karsndakinin mit derece
sine gre artard. Bazen hi durmayacakm gibi onu tekrarlad
olurdu. O, bu mitsizlik formln 1317 ylnda, Paris'te Ahmet
Rza Bey ile ilk defa karlat zaman bulmutu. Jn Trkler' inli
deri, ona Abdlhamit'e kar atklar mcadeleden uzun uzadya
bahsetmi, hak, adalet, hrriyet, istibdat gibi bir yn byk,
mull kelimeleri gelin bana il ake serper gibi onun nne frlat
m, sonra belagatinin drt yanndan kuattn sand hocaya dik
dik bakarak:
- Nasl, azizim, gzel deil mi? demiti.
Bu bakn bysne kaplmaktan ok uzak olan hoca, yava
a, sanki onu iitmemi gibi, kendi kendine mrldanmt:
- Yazk, yazk, ne mitsizlikler iindeyuz, bilmezsin, ne mit
sizlikler iindeyuz...
Bununla beraber Sabri Hoca, Jn Trkler ile mnasebetini
kesmemi, memlekete dndkten sonra da onlardan imi gibi yaa
mt. Hi olmazsa etrafn fikri byleydi. Nitekim Bursal Tahir Be
yin bir numaral azas olduu ttihat ve Terakki Cemiyeti, Rume
li ' deki faaliyetini yava yava stanbul'a genilettii zaman Sabri
Hoca bundan ilk haberdar olanlar arasnda idi.
Sabri Hoca ile smail Molla, Suavi vak' asndan sonra dost ol
mulard. Vak'a akam ders erikini Arnavut ky'nde poturlu,
lapnl muhacir kyafetiyle akn akn gezinir gren smail Mol
la, birdenbire arm , "Nedir bu hal ?" diye sormutu. Byle ilk

83
AHMET HAMD TANPINAR

bakta tannmasndan aran hoca, ilkin kamak istemi, fakat


iinde bulunduu aresizlikten belki kurtarr midiyle zaten teden
beri ahlakn beendii smail Mollaya vaziyeti olduu gibi anlat
mt. smail Molla onu dinledikten sonra: "Haydi bize gidelim,
olan olmu. " diyerek yalya arm , kendi elbiselerinden vererek
onu muhacir kyafetinden kurtann, Halil Aann yardm ile iki
gn etrafa gstermeden onu misafir etmiti . Bu vak' adan sonras
k dost olmulard. Sabri Hoca aklna estike Molla Beye gelir, on
da yatar kalkard. Hi kimseden bir ey almayan Sabri Hoca, bu es
ki dostun ufak tefek yardmlarn bile kabul ederdi.
te bu gece, son zamanlarda seyrekletirdii ziyaretlerden bi
riydi. ok telal halinden, an lataca eylerin ehemmiyetine ken
disinin de inand anlalyordu .
Atiye, Sabri Hocadan kamazd. O gece, yemekten sonra hep
beraber oturdular. Sabri Hoca, stanbul ' da yeni cemiyetin faaliyeti,
gayeleri, propaganda ekilleri hakknda onlara uzun uzun izahlar
verdi. Her zamanki gibi bedbindi.
Bu ruh haletinde Avrupa seyahatinin tesiri vard. Yabanc
memleketlerde geirdii yllar ona iinde yaad ve her parasna
o kadar sk skya bal olduu alemin nasl bir ahenksizliin kur
ban olduunu iyice retmiti. Hibir felaketli hadise, hibir ma
lubiyet, hibir kayp; ykl btn cemiyet hayatnn stnden ap
daha derinlere, a sl insan yapan deerler cetveline kadar giden bu
iflas kadar ar, mitsiz olamazd. Onu yeniden kurmak iin ok
baka yollara gitmek, ok derinden dei mek, her eyi olduu gibi
brakp yeniden ie balamak lazmd. Halbuki bu kolay deildi.
- ok zeki, ok alkan insanlar. Hemen hepsiyle konutum.
man ettikleri eye kendilerini tam vermi grnyorlar. Fakat...
smail Molla, Sabri Hocann ifasz bedbinliinin nereden f
kracan merak ediyordu:
- Fakat ne, neyi beenmedin?
- Asl hedefi gremiyorlar. Sadece Abdlhamit ile megul
oluyorlar. Onu ykmak, onu devinnekten baka bir ey dnm

84
MAHUR BESTE

yorlar. Abdlhamit tek adam ... Beride otuz milyon adam var.
Behet Bey dayanamad:
- yi ama, bu tek adam, bu otuz milyona gz atrmyor. B
tn hayat hakkn gaspetmi ...
- Oras doru. Kimse itiraz edemez. Hepimiz onun nasl bu
memleketi yktn biliyoruz. Fakat mesele o deil. Mesele bu hr
riyet aknn, bu istibdat dmanlnn asl dnlmesi lazm ge
leni unutturmu grnmesinde. Hepimiz Abdlhamit ile megulz.
Sarayn etrafndaki be on kii hari, ordu, memur, halk, herkes, sa
bah akam onu dnyor. Onun fenalklarn saya saya cezbeye
geliyoruz. Bu, Kadiri zikri gibi bir ey oldu. Memlekette iki ses var:
Padiahm ok yaa! Kahrolsun Abdlhamit! yi ama, sade bunun
la i kmaz, farzedelim bu adam ortadan yok oldu, onu devirdik,
saltanat brakt , yahut ld; o zaman ne yapacaklar? Abdlhamit
gitti , biz iimizi grdk, artk bize ihtiya kalmad , Al!ahasmarla
dk, demeyecekler ya... Her ey gsteriyor ki, Abdlhamit' in haki
ki halefi tav'en veya kerhen bu cemiyet olacaktr. Onlar i bana
geecekler; o zaman ne olacak?
- Hele bir kere o gitsin de ...
- te tam onlarn azyla konutun . Hele bir o gitsin... Hele
bir sabah olsun ... Biz sanyomz ki btn fenalklar sadece ondan
dr. Halbuki deil; fenalk daha derin, daha kkl. Abdlhamit gibi
bir ifriti douracak kadar byk. yice yerlemi. Abdlhamit ne
dir? Senin, benim gibi bir insan. Yalnz bizden biraz baka trl.
Abdlmecit'in olu olmayp da benim olum olsayd hi de fena
adam olmazd. Biraz vehimli , korkak. Orta halli bir marangoz. Ti
tiz, dikkatli, kk eylerin zerinde dunnaktan holanan bir adam.
Saraydan kar u adam, yle orta halli bir eve koy: muhakkak her
akam kalemden gelir gelmez soyunup dknp mutfaa girecek,
yahut da elinde keser, tahtabo tamir edecekti. Terliklerini, takycsi
ni giymi ve Abdlhamit Bey.. . Rtbesine gre Beyefendi, yahut
Saadetl Abdlhamit Paa hazretleri. Sabahleyin kdam gazetesini
penceresinin nnde okuyor. Evden karken mutfan ateine dik

85

AHMET HAMD TANPINAR

kat etmesini, ocuklarn sokaa salvennemesini karsna sk sk


tenbih ediyor. Eve dnnce bir frsatn bulup teker teker btn ev
halkndan gnn olup bitenini soruyor. Yatarken sokak kapsn
kendi eliyle kapatyor, karyolasnn altna baknadan yatana gir
miyor. Bu adam tesadfn evkiyle hkmdar olmu. Olmasa iyi
olurdu, fakat olmu ... Kk, miskin yaratl, btn bir millete ne
fes aldrmyor. Btn talihsizliimiz bundan m ibaret? ... Keke bu
kadar olsa ... Mesele bu kadar olsayd da biz Abdlaziz devrinde
mesut olsaydk ... Babalarmz Abdlmecit devrinde rahat etselerdi.
Dedelerimiz Mahmut zamann iyi geirmi olsalard... O zaman
ocuklarmzn gelecek devirde daha mesut olacaklarn dnebi
lirdik... Tek tek al; ne Abdlhamit babasna, ne Aziz kardeine ben
zer; birisi vehimli, hiylekar, fakat sebat sahibi, alkan; bii za
lim ve deli, msrif ve iradesiz...
- Yani btn hanedan ...
- Hayr, hayr, hanedandan bahsetmiyorum, insandan bahse
diyorum. Her insan gibi onlar da biribirinden ok ayr mahluklar.
Devirleri de biribirinden ok ayr. Hamleleri ayr, ufuklar ayr. Fa
kat ayn strap, ayn memnuniyetsizlik var. Ayn burgu insann ii
ni deliyor. Ayn karanlk iinde yayorlar.
- yi ya, hkmet ekli meselesi ...
- O da deil, daha derine ineceksin. Daha derine inmemiz la
zm. Bu karanla inmeden bulamazsn. Mesele bu karanln ken
disinde. Mesele urada: Niin bu kadar biareyiz, mitsiziz? Neden
her tuttuumuz dal elimizde kalyor? Bu memlekette sadece fena
ey mi yaplr? Btn hesaplarmz bozuk mu? Hibir faziletimiz
kalmad m? Ne Aziz devri; ne Hamit devri dnyada bir milletin ta
hamml ettii fenalklarn en by deildir. Mesele ykl halin
de olmamzda, iinde yaadmz artlar aleyhimize dnm ...
Sabri Hoca uzun uzun dnd. Atiye, Sabri Hoca ile sofrada
beraber bulunmaktan holanmazd. Onun gzlerini sk sk yuma
rak yemek yemesi, acayip ineyii , drt tarafa sala ve salya sa
s, her loknay yuttuktan sonra yerinde dikilerek bir "oh!" deyii

86

MAHUR BESTE

houna gitmezdi. Bir defasnda "u adamn darlmayacan bil


sem, sofraya buyurun demeden hamama sokar, iyice bir ykardm."
demiti. Bu latifeye o "Sabri Hoca ancak ld zaman scak su ile
ykanr" cevabn vermiti. Memleketinde, ta kklnde iddet
li bir zelzelenin onu hamamdan yar plak adeta frlatt gnden
beri scak su ile alakasn kesmiti. Btn bunlara ramen gen ka
dn onu dinlemekten holanrd. Daha ocukken Acemce retece
im diye kendisine "Mii bediyar-i ferenk bisyar iisar- teceddd di
deem" yahut "Memalik-i mahnsa-i ahane malm1m-i terakki est"
gibi cmleler reten o acayip adam, konumaya kendisini verdii
zaman gerekten ok deiirdi. Bu akam, bu nadir anlarndan bi
riydi. Atiye, ba yemek masasna dayad iki elinin arasnda dik
katle dinliyordu. Sabri Hoca birdenbire Behet Beye dnd:
- Oulum Behet, sen bir medeniyetin iflas nedir, bilir mi
sin? dedi. nsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insan yapan
manevi kymetler manzumesidir. Anlyor musun imdi derdin b
ykln? ... Cahilsin; okur, renirsin. Gerisin; ilerlersin, Adam
yok; yetitirirsin, gnn birinde meydana kverir. Paran yok; ka
zanrsn. Her eyin bir aresi vardr. Fakat insan bozuldu mu, bunun
aresi yoktur. Sen cilt yapyorsun; iraze nedir bilirsin. Bizde insa
nolu irazesiz kalm. Hayat onun iin ahenksiz, birbirini tutma
yan, gnn hayatna cevap vermeyen bir yn l kymetler tara
fndan idare ediliyor. Dnyaya baktmz zaman ayr gryor, ken
di kendimize kaldmz zaman ayr dnyoruz. Ynlarca tezat
iinde yayoruz, btn ark dnyas bir strap iinde. Muttasl
gmlek deitiriyor, Hind'i, in'i, Efgan', Arab', Trk' hep so
yunuyoruz; soyunduka stmzden attmz eylerin alelade ek
ler olduunu, daha derinden birtakm eyler karp atmak liizm
geldiini gryoruz. O zaman korkuyoruz; olduumuz yerde imdat
arar gibi saa sola bakmyoruz. Sonra tekrar balyoruz, gene taba
ka tabaka soyunuyonz, trnaklarmzla derimizi yzer gibi bir ey
ler daha atyoruz. Zaten biz soyunmasak bile onlar zerimizden liy
ne liyme dklyorlar. Fakat olmuyor; bize liizm olan, gmlek de

87

AHMET HAMD TANPINAR

itirmek deil, iten deimektir. Bu sadece dtan yaplacak ey


deil. Bunu olduumuz yerden yapamayz, iten, dtan her ufuk,
bir gr zaviyesidir. Btn cemiyet hayat zihniyet etrafnda d
ner, insan yeni batan, yeni esaslarla kurmamz lazm; yeni ky
metlerle yaayan bir insan. Halbuki bu imkansz ...
- Niin imkansz olsun? Az m deitik, seksen yl iinde az
m ey yapld? (Behet Bey nerdeyse szn " saye-i ahanede"
diye bitirecekti).
- Az m, ok mu, bilmem. Zaten bu davada az ok olmaz; bu
hep veya hi davasdr. Nispet girmez. Bir zihniyet ya tam deiir,
ya deimez; gerisi dta kalr. ark iimizde son szn syleme
dike kurtulu yoktur. Saraydan kyl kulbesine kadar, ark son s
zn sylemedike hr olamayz, yaadmz zamana sahip olama
yz. Bir medeniyet, gnn efendisi olmaldr. Biz artkla yayoruz.
smail Molla onu dinlerken hep gelinine bakyordu. Tavanda
ki renkli Bohemya billurundan kk avizenin altnda gen kadnn
yz olduundan ok kk ve renksiz grnyordu. O kadar ki
dikkat, znt bu yz yemi gibiydi. Bu avizenin, altndakiler ka
dar imparatorluun kaderiyle sk skya alakal bir hikayesi vard.
Onu yz elli yl nce kazasker olan dedelerinden birine, ilk ms
veddesini imzalamaya mecbur kald bir muahedenin sonunda he
diye etmilerdi. O zamandan beri yalnn bu odasnda aslyd. Mol
la Bey, yemek odasn ngiliz usul dettii zaman bu ac hatray
oradan kaldrmay ok dnm, fakat rahmetli aabeyisi "Brak
kalsn, eyann da bizde bir hakk vardr. Bu evde hi kimse onun
kadar yaamad." diye srar etmiti.
Molla Bey bir gelinine, bir de avizeye bakt. "Buraya asld
gnden beri altnda hep byle eyler konuulur. Fakat ilk defa ola
rak bunlar bir kadnn yannda konuuyoruz, bu bir deiiklik de
il mi?" diye dnd. Sonra birden, sadece bu dncenin itiiyle
eski arkadana dnd:
- Hoca, neden arka bu kadar dmansn? dedi. Hep ark der
sn ...

88

MAHUR BESTE

Sabri Hoca toparland:


- arka dman deilim. Bulsam onunla kanaat ederim. Ben
arklym. Bak halime: benim nerem garpl ? Arasan zerimde bir
kar ecnebi kuma bulamazsn. Meslerim bile yerli. Yzme bak:
neresi Firenk? Fakat yzme iyi bak ve ark gr. ark, bizim ar
kmz bulsam bu yzde mi olurum? Benim yzm, senin yzn,
babalarmzn yz. Yani hayatlar tam olmayanlarn yz ...
Ellerini geni geni aarak masaya dayand. Bu iri eller zerin
deki kllarn, avizenin sar turuncu krmz, yeil altnda kk
dikenler gibi kabardn gryordu.
- ark yok, ark ld. Bizler yetimiz. Unutmaktan baka a
remiz yok. Yetimlikten kurtulmak iin unutmalyz.
Durdu, bir nefes ald. Sesi hoyratlamt. Olduu yerde, in
sanlara asl syleyeceini syleyen bir eamet peygamberine ben
ziyordu. Konuurken btn cssesiyle bym hissini veriyordu.
Atiye bu adamn sadece kendilerine hitap etmediini, ak pencere
den btn Boaz gecesinin, bu gecenin sk1nuna brnm kar
yallarn, korularn onu dinlediini sand. Sade onlar m? Btn s
tanbul; beyaz minareleri, byk camileri , ihtiaml konaklar, gece
hayatyla cvldayan caddeleri, kk cumbal evleri, ssz sokakla
ryla, medreseleri, adrvanlaryla, zengin, fakir halkyla, ona srr
n yeni duyduu bu yetimliin kaderine brnm grnd. ark
lmt. Bu l nerede yatyordu? Mezar neresiydi? Niin iinde
bu garip merhamet emesi kanamt? "Ah, ne olurdu, bu szleri
braksalar da, Molla Bey bir beste okusayd. Belki lmediini an
lardk. Kim bilir, belki de lmemitir, diye dnd. Hznl h
znl etrafna bakt: "Kim bilir belki de lmemitir diyordu. Bu ka
dar byk bir ey lemez ... " Kalbi o zamana kadar duymad ga
rip bir ocak duygusuyla, garip bir izzetinefis acs yla burkuluyordu.
Bu lm kabul etmek gt. Bu, her eyden vazgemek her ey
den piman olmakt.
Sabri Hoca tekrar sze balad :

- Hatrlyor musun Molla Bey? Bir gn seninle Beykoz'a git

89

AHMET HAMD TANPINAR

mitik. O gece ben sizde misafirdim. Gece yangn olmu, teyzeni


zin evi yanmt. Ne oldular, grelim, diye sabahleyin erkenden yo
la kmtk. Biz vardmz zaman ne koca konaktan, ne de mahal
leden eser kalmt. Yalnz enkaz ortada ttyordu. Etfaiye, tulum
baclar, fakir halk duman tten kirilerin, kararm tulalarn , de
mir paralarnn , su birikintilerinin ortasnda dolayor, bir eyler
kurtarmaya alyordu. Kk deersiz bir yn ey buluyorlard :
musluk llesi, erimemi kurun boru paras, erilmi karyola de
miri, yans yanm tahta paras , hulasa yanan konakla, kl olan
hayatla hibir alakas olmayan bir yn ey... Sen ok zlm tn.
ocukluunun mhim bir ksmnn getii bu koca evin byle kl
olmasn bir trl akln almyor gibiydi. Boyuna bana ocukken
teyzezadelerinizle oynadnz sofa ile byk annenizin odasnn
yerini gsteriyordun: "Orada byk bir ceviz sandk vard; ne ka
dar merak ederdim ! Her kartrdka i inde yeni bir ey bulurdum.
Galiba ihtiyar kadn beni memnun etmek iin her defasnda bu san
da yeni eyler koyard. ak , kalemtra, yaz takm, Eyp oyun
ca, ipek mendil, am ' dan gelme baharl ekerleme kutular, hula
sa her anda yeni bir ey bulurdum. Sonuna doru bu sandktaki
eyay bitmez sanmaya balamtm . Bu sandk bana btn bir be
reket ve artc eyler mucizesi gibi gelirdi . Bykannemin l
mne kadar hep byle devam etti. Sonra o lnce asl mucizenin
nerede olduunu grdm."
te medeniyet dediin bu konaa benzer. Evvela o sandn
mucizesi vard. Yani rahmetli byk annenin houna gidecek ey
leri sen farkna varmadan hazrlayan sevgisi.. Bu, o medeniyetin
yaratc tarafdr ve hakikaten bir mucizeye benzerdi. Her ey adeta
hazr gibi bir aranmadan bulunur. Her tesadf, her adm bir mevsim
gibi ykl ve zengindi. Hibir arza bu cmert feyzi tketmez. Ba
dat bitince Kurttba balar. O bitince Bursa, stanbul doar. En b
yk sanat adamndan en basit i isine kadar her kafa, her ko l sonu
na kadar ve!Uttur. Sonra gnn birinde bu, yaratc taraf lr. By
kanne artk yoktur. Konsol, sandk hepsi mucizesini keser. Fakat ev

90
MAHUR BESTE

salamdr; hayat eskisi gibi devam eder. Sen o hatralar iin yaar
sn. Mucizenin kendisi deilse bile, ondan her yana sinen sr vardr,
emniyet vard r. Aradn bulmasan bile aramann zevkini duyarsn.
Sonra bir an gelir, konan kendisi yanar. imdi enkaz arasnda gr
dmz insanlara benziyoruz. Bir yn kl, kararm direk, pasl
demir, yer yer tten duman, is ve amur iinde ite bulduumuz
ey... imdi sen istediin kadar bu artklarla yeni bir ey yapmaya
al; istediin kadar ark, eski dnyamz sev, ona bal yaa; si
hirli nefes ortadan kaybolduktan sonra elindeki erp ynnn
dan ne kar? Hatta hatranda kalan ey bile bir ie yaramaz.
smail Molla adeta istemeye istemeye sze balad:
- stiare ile konuuyorsun, Hoca; gzel ama insan yanltr.
Bana kalrsa ortada yle ne ark var, ne de akta kalm ls var.
Demin ark mdafaa eder grndm. Maksadm sana fikrini ak
a syletmekti. Ben arka bal deilim, eskiye de bal deilim; bu
memleketin hayatna balym. Bu Mslmanlk mdr, arklk m
dr, Trklk mdr? Bilmiyorum. Yirmi senedir okudum. Otuz se
ne kadlklarda, Fetvahanede altm. Bir tek ey anladm: kitapla
bu hayatn ayr l. Sen garptan geri olduumuw sylyorsun. Za
ten herkes bunu sylyor; elbette doru bir sz olsa gerektir. Fakat
ben daha mhim bir ey syleyeceim. Ben hemen etrafmzdaki
hayattan geri olduumuzu syleyeceim. Bence ne ark, ne u, ne
bu vardr; etrafm zda grdmz hayat vardr. Bizi yapan bu ha
yattr. Btn hususiyetlerimiz oradan gelir. Bu ise kitapta okuduk
larm z gibi bir kere iin olup bitivermi eylerden deildir; daima
deien deitike bizi de deitiren bir eydir. nk arkasnda
eline geen her meyvay itahla snnasn bilen bir cemaatin zevk
hayat vardr. Dier eylerden bahsetmeyeceim, bildiim eyler
den bahsedeceim. En etin fkh meselesini, hazrladm bir fet
va ile hallettiim bir gnn sonunda, evimin kapsnda yanl yun
lu bir Arapa ile dua eden, abani sarkl kr dilenciye gpta ettim.
Onu Allah'a daha yakn buldum; medresede rendiim, tekkede
dinlediim Allah'a deil , fakat iinde yaadm bu hayatn btn

91
AHMET HAMDI TANPINAR

yksek taraflarn, insanln , cevherini kendinde toplayan Allah ' a.


Anladm ki ikisi ayr ayr eylerdir. Genliimde Badat', Basra 'y
babamla grmtm, ihtiyarlmda Mekke ile Medine' de memuri
yet verdim. Msr'a uradm. am ' da ocukluumun iki yl geti.
Hepsini trbesi, evliyas, kandili, bayram , namaz niyaz ile gr
dm ve daima bakaln hissettim. Daima ayn olmas lazm ge
len bir ul1hiyetin ehresi benim iin deiti . Yava yava o hale
geldim ki bir kandil rei, bir ramazan manisi, iyi yaklm bir
mahya, srtnda yamal abas, elinde kekl , denei , boynunda
kaplumbaa kabuundan, bilmem hangi hayvan kemiinden tlsm
lar fakir ve bitli bir dilenci benim iin Mslman ln ta kendisi
dir. Gene anladm ki bizim ark; Mslmanlk, u bu diye tebcil et
liimiz eyler, bu toprakta kendi hayatm zla yarattmz ekiller
dir. Bize ul1hiyetin ehresini veren Hamdullah' n yazs , ltri' nin
Tekbir'!, kim olduunu bilmediimiz bir iinin yapt mihraptr.
- Dikkat et, halis Mslman gibi dnmyorsun Molla Bey.
- Biliikis, tam bir Mslman gibi dnyorum, fakat mcer
ret bir Mslman gibi deil de bu ehrin ve etrafnda, hulasa bu
memleketin iinde yaayan bir Mslman gibi ... ki yz yl bu
memleketin hayatna karm yaayan dedelerimden bana miras
kalm bir Mslmanlk. Bu Mslmanlkta Tekirda karpuzunun,
Manisa kavununun, Amasya kayssnn, Hacbekir lokumunun, It
ri bestesinin, Kandilli yazmasnn, Bursa dokumasnn hisseleri var
dr. Bu Mslmanln ehresi, otuz krk senede btn etrafyla be
raber deiir; ramazan sofras, cami sebili, Fatih kahveleri, Kk
pazar ars Divanyolu ... Bu Mslmanln benim de herkes gibi
inandm akideleri vardr. Fakat onlarn arkasnda kendilerini ay
dnlatan, manalarn yapan btn bir hayat vardr, halk vardr. Asl
sihrini o yapar. O ne medreseden, ne tekkeden, ne eyhlislam ka
psndan, ne kazasker konandan gelir; halkn hayatndan domu
tur. Onun iindir ki o hayatn emrindedir, ruhaniyeti onunla beraber
yrr, iine Firenk icad bile girer, fakat manzaras bizim kalr.
Bir gn Fetvahane ' de konuuyorduk. Arkadalardan biri: "Bu

92
MAHUR BESTE

arabal, feraceli, fenerli ramazan gezintilerini kaldrsak," dedi;


"fsk"u, fcur menba oluyor, ramazanla ne alakas var?" "Yok",
dedim; ilimeyin, ramazann ta kendisidir." Hepsi birden itiraz etti
ler. Ben szm bitirdim: "Ramazan eer halkn hayatna ait, eer
Mslmanlk halkn ise, brakn istedii gibi onu geirsin, ona ken
di istedii ekli versin. Yok sizin ise, siz kendinizi bu memleketin
dnda bir ey sayyorsanz, ramazanz da, bayramnz da aln, gi
din." dedim. O zaman birisi: "Kadn erkek piyasa gavur i idir, biz
de yoktur." dedi. "yi ama, ramazan da, ehzadeba 'nda bizim
damgamz tar. Bu neye benzer, bilir misin? Fotoraf da gavur
icaddr demeye." diye cevap verdim.
Geen ramazan, teravihten sonra bir hasta ziyaretine gitmi
tim. Araba ile Kkpazar'dan geiyordum. Birdenbire merhum
Zekai Efendinin bir bestesi kulama arpt. Baktm: bir pencerenin
iine fonograf kurmular. nanr msn, o zamandan beri fonoraf
sz ramazan aklm almyor. Burada bir halk var. Onun, kendisinden
olan bir hayat var. Onu iinden, dndan kendisi yaratyor. te be
nim sevdiim, inandm bu hayattr. Din, akide, hepsi bu hayatta
ekil alyor, deiiyor. Arabistan'da ramazan geceleri minarelerde
sylenen naatlar dinlerken Peygamber' in bile bizimkinden ayr ol
duunu sandm. Dn bir kere, Yunus'ta yahut eyh Galip'teki
Muhammed'i ... Bizim ruhaniyetimiz, nuraniyetimiz bize aittir.
Biraz dnd, sonra bu sefer Behet'e bakarak yava yava
okudu:
"Sen Ahmed Mahmud u Muhammetsin efendim,
Haktan bize sultan - meyyetsin efendim."
Peygambere byle "efendim" diye ve bu terifatle hitap ede
bilmek iin evvela Trke konuur domak, sonra bizim Trkemi
zin iinde domak, bizim terifat ve adabm zdan gemek lazmdr.
Ta Asya ilerinden kopacaksn, bir gibi bu sahillere deceksi n;
orada tpk bizimki olan bir imparatorluk kuracaksn, bu toprak s
tndeki hayat nizamlayacaksn; drt asr lfer, kalkan, barbunya
yiyeceksin; badem, gelincik urubu ieceksin; samur krklere, be

93
AHMET HAMD TANPINAR

yaz brmcklere brnp yaayacaksn; hayat arzalarnn stn


de bir vahdanilik fikriyle yaayacak, onu trbende, camiinde, sebi
linde bir sh1p haline getireceksin; tekkelerin asrlarca Allah 'la sev
giliyi birletirecekler; dini rae bir zarafet ve nezaket ayini haline
girecek ve sen Peygamber'e hitap iin bu dili bulacaksn ...
ark ld, diyorsun. Ahmet Aa ld gibi bir ey bu. O benim
iki elim, iki ayamdr. Sonra severim de. stemem ama, varsn l
sn; yerine elbet biri gelir. Zaten ark nedir? Bir kelime... Kelime
ler varsn, lsn. Asl yaamas lazm gelen lmez. O bizim hayat
mzdr, o deiir. Deitike de yaratr. Arkasnda kendisini yapan
kuvvetle o duruyor. Bu byle olunca... Fakiriz, cahiliz, uyuz, bu
yuz, don, atl bir zihniyette yayonz. Ho ben o zihniyete de pek
kt demem. ldm zaman iine sarlacam kefeni, otuz sene
beraberimde gezdirmi bir ihtiyarm. Hislerimle etrafmdaki eye
balym . Onlann iine gmlmek isterim. Ne ise... Btn bunlar
dan kurtulmann yollar olsa gerektir. Fakat ne kadar deiirsek de
ielim, yapacamz her yeni eyde bu memleketin kendisinden
gelen bir damga olacaktr. Onu douracak olan bu anadr.
te benim sevdiim, inandm ey. Benden yz sene sonra
artlar o kadar deitii , unsurlar o kadar tannmaz ekle girdii hal
de bu memleketin hayatn yine bugnn devam yapacak olan bu
damgadr. Ne arka, ne garba, ne falana, femekana balym; bize
balym. Hayata, yani lmeyen bir eye balym, ikimiz de ihtiya
rz. lmn eiindeyiz. Hatta oluk ocuumun arasnda bile onu
grr gibiyim. Fakat sokaa kp halkn iine karnca lm pei
mi brakyor sanyorum. Kesif yaanm hayatn iinde fiini mr
siliniyor, baka bir ey oluyor. Bilmem anlatabildim mi? Bir cami,
bir kahve, bir pazar yeri, kpr ba, bir dn alay , hele, her cin
sinden musiki beni lmden kurtaryor gibi geliyor bana ...
- Ama deimeyi kabul ediyor musun?
- Elbette kabul ediyorum. mmet hayat dalp toplanan bir
eydir. Her daln arkasndan bir toplan gelir.
- Ama her vakit ayn nizam etrafnda toplanmaz.

94
MAHUR BESTE

-Nizamlara da ekil veren hayattr. Sen hi sokaa kmam


gibi konuuyorsun.
O kalabalk, o dev yok mu? Eline geirdi i bir
meyvay itahla sran odur, senin nizam dediin eyi de yapan
odur. Hayatn meddi, cezri onun elindedir. in gzel taraf da, bil
meden yapar; pabucumu yapyorum, entari mi ykyorum, karnm
doyuruyorum derken yapar... Fakat mesele o deil ; mesele, bug
nn iinden kmamzdr. Bu yaratclk nehrinin yolunu amamz
lcizm.
Sabri Hoca yerinde toparland :
- Sadece Kanun- Esasl'nin ilanyla bunu yapabilir misin?
Dava imparatorluun talihi zerinde dnyor. Bu talih bir Kanun-
Esasi ile deimez. Biz bu fikre kurtarc bir ey diye baland
mz yllarda, yani bundan krk, elli hatta altm yl nce, bir meru
tiyet idaresi birok meseleyi halledebilirdi. "Memleketeyn bizim
midir, deil midir", diye mnakaa edildii yllar ile Makedon
ya'nn Trakya'nn, Arnavutluun talihi mnakaa edildii yllar
arasndaki fark unutuyoruz. Yz yl nce bu memlekette herkes
bizden yalnz adalet istiyordu. Sonra toprak hakk istedi. imdi ise
btn unsurlar mstakil bir ekirdek etrafnda toplanmlar, ana
bnyeden ayrlmak istiyorlar. Her cemaatin cebinde ayn bir vatan
haritas var. Hibirinin bizimle yaamaya niyeti yok. Hatta o kadar
bal olduumuz Arabistan bile anavatandan ayrlmak istiyor. Bul
garistan, arki Rumeli 'ye oturmu, Makedonya' da Srplarla, Yu
nanllarla sabah akam dvyor; Srbistan kendisini Se!anik'e
kadar indirecek hadiseleri sabrszlkla bekliyor, Yunanllarn her
yerde gz var. En kk, en dank cemaatler bile imparatorlua
olmamas lazm gelen bir ey gibi bakyorlar. Buna kar biz ne ya
pacaz? Nasl bir kerametle bu kadroyu koruyacaz? Elde tuta
mayacam z bildiimiz eylerden bile vazgemek o kadar g
ki... Bu kadar mucizeli bir ii sadece bir Kanun- Esasi, bir hrriyet
idaresi verebilir mi? Kald ki imdiki dnya bsbtn baka eyle
rin peinde. Avrupa' da frka, hkmet ekli davalar; iktisadi, iti
mai bir yn etrefil ve her an gelien meselelerin etrafnda dn

95
AHMET HAMD TANPINAR

yor. Bizde ise sadece bir nazariye ...


- Deil , ben de bu genlerle konutum. Senin dediin gibi
deil. Atiye Hanmn akrabasndan bile var. Geenlerde Berlin yo
luyla Paris'ten dnd. Galiba Alman ve Fransz irfannn ortasnda
yaamak iin olacak, on sene darda kaldktan sonra, stanbul ' a
dnmeye raz oldu . Konutum; hi de yle deil. Onlar bunu bir
merhale sayyorlar. Diyorlar ki hayata akaca yolu serbeste aa
lm. Ondan sonrasn bu millet kendisi yapar. Bir hafta evvel saka
lm dzelttirmemekliim bugn bu klfetten kurtulmam icap et
tirmez. Elli yl nce bu ii yapmamz. Bu gecikme gene oradan
ie balamamz zaruri klar. Senin dediklerini anlamyor deilim;
sen, itimai bir mcadelenin getirecei deiiklii istiyorsun. Bu,
istediin zaman olacak ey deildi r. Ona varabilmek iin aradan bir
sr perdenin, engelin kalkmas llzm . mparatorluun dayand
iktisat sistemi deimeli. Sonra bu deimenin getirecei halk te
nevvr senin isted iini yapar. Halktaki hak fikri deiir, mcade
le ba lar. Fakat bu, zamanla, merhalelerle olacak eydir. Bu gen
ler belki de neticesi neye varacan bilmeden bir kapy ayorlar.
Memleketimizin insann ieden karyorlar, "Git yaa; bir eyler
yap, icap ederse l..." diyorlar. Ak havada lmek cam arkasnda
boulmaktan daha iyidir.
Molla Bey bir mddet dnr gibi durdu, sonra devam etti:
- Bilir misin, eski bir adam o lmasaydm muhakkak bu cemi
yete girerdim. Fakat insanlarn iiyle alakam eksildi: Yzm ok
baka tarafa bakyor artk. Ama Behet byle deil; o gen. Benden
baka trl de yetiti. Sonra almasn da seviyor. ok isterim ki
onlarn arasna girsin.
Sabri Hoca isteksiz isteksiz raz oldu:

- Girsin, dedi, girsin; orbada onun da tuzu olsun.

Bunu sylerken iinden: "Zaten siz, bu eski aileler, her ihtima

li kollamaktan baka ne yaparsnz? Drt tarafa birden tutunmazsa


nz, daima, daima uyank olmazsanz haliniz ne olur?" diye d
nyordu. Sonra birdenbire eski arkada hakknda bu kadar insaf

96

MAHUR BESTE

szca bir hkm vermi olmaktan utand. Hi kimsenin bilmedii


bu kabahati affettirmeye alt:
- Bana kalrsa sen girmelisin. Tecrbenden, bilginden fayda
lanrlar. Hem bir deiiklik olursa Meihat'e kadar yol aktr.
- Meihat.. eyhuhet... eyhuhet, Meihat. Birader iin mi
yok? Onlar kendi eyhlislaml arn kendileri bulurlar. Hi merak
etme.
Sonra, btn etrafna sirayet eden bir hznle, yava yava,
ok okunmu bir kitab kapar gibi ilave etti:
- Benim tecrbeme gelince o bana ait bir eydir. Ondan kim
se istifade edemez ... Herkes kendi tecrbesini kendi bana yapar
ve beraberinde gtrr. Allah'a ok kr ki bu byledir, yoksa in
sanlar birbirinin tecrbesinden faydalanacak olsalard , yeryznde
insan hayat oktan biterdi.
Atiye, Refik Beyin adnn bu konumada gemesinden hi de
memnun olmamt. Hele ertesi akam Behet Beyin eve gelir gel
mez: "Refik Beye haber braktm yarn akam aabeyisiyle bize ye
mee gelecekler" diye verdii haber onu bsbtn skmt.
Refik Bey, Atiye'nin byk enitesi Halit Beyin kardeiydi .
Ak fikirli, mcadele ihtiras olan, zeki, alkan bir insand. G
zel resim yapar, iyi konuurdu. Kendisini akar suya brakr gibi,
karsndakini garip bir dinleyii vard. Atiye onu hemen ocuklu
undan beri tanrd.
Daha huysuzluu burnunun ucundan ve gzlerinin pnarndan
akan kk bir kz iken, Refik on iki, on yalarnda Galatasaray
l bir talebe idi. Haftada bir kere eve dnnde, Atiye ablasnda
misafir ise, kitaplarn, defterlerini bir yana atar, bu yaramaz ocu
u elendirmeye alrd. Refik, Galatasaray' dan sonra Tbbiye'ye
girdi. Atiye byd, fakat bu oyun arkadal bozulmad, bir nevi
dostlua doru geniledi. Atiye, on , on drt yalarnda iken bir
birine sylemedikleri hibir srlar yok gibiydi .
Refik, Tbbiye'yi bitirdikten sonra, Avrupa'ya gitti. Paris'te
Pasteur Enstits'nde tahsilini tamamlad. Bir mddet Roma'ya

97

AHMET HAMD TANPINAR

urad. Oradan Berlin 'e geerek alt yl hususi bir klinikte alt.
Seyahatinin ilk yllarnda Atiye ablas ondan bir iki mektup alm,
sonra nedense mektuplar kesilmi, Refik kk dostunu hemen he
men unutmu gibi bir sk1ta gmlmt. Atiye birka gn evvel
ablasna uramam olsayd onun memlekete dndnden bile ha
beri olmayacakt.
O gn ablas onu kapdan "Refik geldi, biliyor musun. Bir ay
oluyor." haberiyle karlamt. Sonra misafirlerle oturmular, baka
eylerden sz amlard. Hatta Atiye "Refik Bey nasl?" sualini sor
maya bile frsat bulamamt. Ancak herkes ekilip gittikten sonra,
Ruhsar Hanm kardeini "Gel sana bir ey gstereyim." diye ieriki
odaya ekmi, orada iki pencere arasnda aslm sulu boya bir ka
dn resmini gstermiti. Atiye garip bir hisle birdenbire sarslmt.
Bu, kendi resmi idi. phesiz frketelerle, bir yn buklelerle
bann zerine toplanm kumral salar ile, garip meyva pembesi
rengiyle dik yakal yeil kadife elbisesinin iinde bir gl yapra gi
bi fkran bu yz, tamamiyle kendisinin deildi. O yzde, her ak
am, aynasnda teker teker sayd krklklarn, onlardan daha
ok kendisini rkten yorgunluun, kapal odada solmu iek ta
lihinin tenine sindirdii o garip donukluk yoktu. Sonra baz izgi
ler hi benzemiyordu. Atiye'nin bumu, bu kadar yukardan ksa ve
kesik deildi; kulakla gz arasndaki mesafe daha dard. Bununla
beraber umumi gr nnde sadece kendisinin olan garip bir hat
vard. stelik dudaklarna o kadar manal, hznl bir tebessm
koymutu ki ...
Ablas sordu:
- Nasl, tpk tpksna deil mi? Atiye, bir ryada gibi cevap
verdi:
- Evet, tpk tpksna ... Kendimi aynada sanyorum.
Hakikatte bu kk portre kendisine o kadar benzemiyordu.
Onda her zamanki ehresinden daha baka bir ey, kendi gzelli
inden daha srl bir taraf vard. Ablas devam etti:
- Hep sora sora yapt. Yarabbim, neler hatrlamyordu! "e

98
MAHUR BESTE

nesinin stndeki o kk yark hala duruyor mu? Eskisi gibi zayf


m? Konuurken yzne baklnca utanp szn unutuyor mu?
Gzleri gene yle sar bal renginde mi? Dinlerken eskisi gibi gene
byk byk gzlerini ap bakyor mu?" Elbise de senin elbisen.
Hani geen k Abdurrahman Beylerin dn iin senden aldm
elbise."
Atiye bu elbisenin ablasnda birka hafta kaldn hatrlayabi
lirdi, fakat o anda zihni ok baka eylerle meguld, iinde birden
bire bir zemberek oynam, ok derinden, ok eski bir yn eyi,
kendisinin ld sand bir yn duygu kalabaln ortaya atmt.
Demek unutmamt , demek bala onu dnebiliyordu. Fakat
bu alelade hatrlamadan, rastgele bir dnceden daha stn, daha
kkl olmas lazm gelen bir eydi. Tekrar portreye bakt: Refik
onu sade izgi izgi hatrlamam, kendisinden kalan ocuk haya li
ni adeta iinde ok nazl, ok gzel bir eyi bytr gibi bytm
t. Onu dnm, onun stnde hulya kurmutu. Baka trl ol
sayd bu kadar basit surette kendisi olan bir eyin karsnda byle
armazd. Gerekten bu portrede, ocuk balarnn birbirine do
ru eildii o acayip ve srl geceden, beraberce kkn balkonuna
renkli Venedik fenerlerini astklar o clus gecesinden kalma bir
ey vard. Kk kandil mumlarnn titrek ve bir musiki notas can
lanr gibi derin ak.isli altnda, etraftaki garip sessizlik iinde,
hi farknda olmadan tecrbesiz elleri birbirine kenetlenmi, du
daklar birbirinin tenini yoklamadan, belki de kardee bir visalde
nefesleri, salar bir an birbirine karmt.
O gece Atiye, "amlca" dediimiz o a rtc tabiatn btn
akl alc gzelli i ve skUnu ile yldz elaleleriyle stne yk ld
n, parltl bir Cebrail kanad demi gibi iindeki her aydnl
adeta sndrdn sanmt. ite bu kk portrede o geceden bir
hal, bir nevi uyan vard. Muhakkak ki yan karanlkta etrafa bir
portredeki gibi akn ve biare gzlerle bakmt. Fakat Refik bu
nunla da kalmamt; ancak derin ve durulmu bir sevginin insan ru
huna getirebilecei bir sezi kuvvetiyle, sanki onun talihini kendi

99

AHMET HAMD TANPINAR

iinde, frasnn ucunda bulmutu. Bu ehreyi adeta bir ebediyet


iin "Bunu btn bir mre bir daha deimemek zere yaptm." der
gibi mhrleyen glmseme belki kendi glmsemesi deildi, fa
kat bir gn ehresi son ifadesini ararsa bu glmsemeyi kendi iin
de, petekteki bal gibi, nceden hazrlanm bulacan sanyordu.
O gecenin ertesi gn bsbtn baka trl gemiti. Refik,
sabahleyin "Gel seninle kuyumculuk yapalm." diye onu, erkenden
fenerleri toplad bir odaya sokmu, orada saatlerce yeniden tutu
turduklar mum diplerini byk bir tas dolusu suya damlatarak e
lenmilerdi. Erimi mum damlalar souk suya deer demez garip
ekillerle birdenbire alp dnyorlar; acayip, menevili, kendisi
ne mahsus , glgesi olan yapraklar, iekler, mcevherler, h
Jasa tesadfn ve Refik'in becerikli elleriyle yardm ettii grlme
mi ekiller meydana kyordu. Bu sefer de elleri birbirine doku
nuyor, salar, nefesleri birbirine karyordu. Fakat etraflarnda ve
ilerinde, dn gece olduu gibi, her temas derinletiren sessizliin
o garip ve ykc kutsilii yoktu. Bu, kendisinden on ya kk o
cukla bir ocuk gibi oynamaktan zevk duyan gen adamla, babas
nn sevgisinden gelen bir markl bir saltanat hakk gibi sama
ya alm haar kz ocuunun her birletikleri zamanki amatal
arkadalar idi.
Atiye o gn ne kadar mardn hi unutmamt: kide bir el
lerini rpyor, gen adamn boynuna sarlarak: "Aferin Refik aa
bey, bu ok gzel oldu" diye seviniyor, sonra: "Artk bozarsan par
maklarn srrm." diye tehdit ediyor, kah kavgaya hazrlanan bir
kedi yavrusu gibi kabaryor, kah sokulgan, okayc tavrlar takn
yordu: "Ne gzel, ne gzel gelinlik tacm byle yaptracam ... Ya
hut buna bir ad koymal, mesela mehtap sefas diye ... " Suyun iin
den bin itina ile kard ekran iki eliyle yukarya kaldryor, "Buz
iekleri sanyorum ... " diye odann iinde dolatryordu. Fakat za
yf kabartma, bu acayip hulya iilii, bu heyecana dayanmyor, el
leri arasnda paralanyor, o zaman kendine kzp somurtuyordu:
"Molla Beye bir tanesini gtrebilsek. .. "

100
MAHUR BESTE

Atiye, babasndan "Molla Bey" diye bir yabancdan bahseder


gibi bahsetmekten pek holanrd. Bunu annesinin azndan, daha
kklnden kapm t. Fakat sonuna doru bu lgnlk, tpk el
lerinde parmaklarn yaka yaka tutmamaya altklar mum dipleri
gibi snverdi. Ne olmutu? Yoksa kendisini bu kadar sevindiren
ve elendiren eylerd en yarn sabaha veya daha uzak bir zamana
hibir ey kalmayacan; parmaklarnn kurduu hulyann, btn
hulyalarmz gibi, zamanla kk, manasz ve krk eyler olaca
n bu kk, bu tecrbesiz ruh birdenbire anlamam myd?
Bunu bilmiyordu, fakat hepsini birden yakalayp "Yeter ar
tk... " diye krp pencereden attn ok iyi hatrlyordu. Sonra e
rife ablann yanna gitmi, "Haydi, odama gidelim, bana bir masal
anlat." diye yalvarmt.
O gnden bir hafta sonra Tbbiye-i ahane drdnc snf ta
lebesinden Refik Bey Avrupa'ya kamt. Hakikatte bu firar resmi
makamlar iindi . Yoksa btn aile, gen adamn gitmesini gizliden
gizliye hazrlamt. Hatta Ata Molla Beyin bile bundan az ok ha
beri vard.
Atiye, kendi ehresinin kar snda, tpk aynasnn karsnda
gemi zamann hatrlar gibi, bunlar dnyordu. Aradan on b e
yl gemiti. Bu portre ona bu on be yln iinden geliyordu. Son
ra birdenbire btn bunlarn lzumsuz eyler olduunu dnm,
glerek: "Sahiden gzel, akolsun!" diyerek resmin nnden ayrl
mt. Bir daha da Refk' ten bahsetmedi.

101
HISIM AKRABA ARASINDA

Halit Bey iman, karayaz, son derece babayani, bununla be


raber sevimli; kazand, harcad belli olmayan, daima neeli ve
ya hiddetli grnen, huli:lsa iki had arasnda durmadan gidip gelen
bir rakkas, bir terazi mili gibi, skilnet haline pek az rastgelinir bir
adamd.
Babas ld zaman Mlkiye'yi yeni bitirmi toy bir delikan
lyd. Eski sprgeciler kahyas olan babasnn elde kalan servetiy
le yaamay tercih ettii iin, bir memuriyet kabul etmedii gibi,
babasnn Bahekap 'daki zahire irketine de yllardr bir kere ol
sun uramamt. Yar gnn evde, ya lnzl pek iine dokunan
annesine arkadalk etmekle geirir, leden sonra evvela semtin
delikanllarnn toplandklar berber Ali Efendinin dkkanndan
balamak ve Kkpazar'dan Vefa yoluyla yukar kmak zere,
rastgeldii kahvehane, ayc, bozac dkkanlarna uraya uraya ,
yazn hemen hepsinin kendisini tand erbetilerin onu grr
grmez doldurduklar erbetleri ie ie ehzadeba 'na kadar gelir
di. Mevsimine gre, ikindi veya akam piyasasn, bir pencere ar
kasndan iftar zamann bekleyen sabrsz bir orulu gibi, dalgn
dalgn seyreder, sonra Bayezt'a doru yava yava yrrd. Ora
da, kurmak bahanesiyle her eline aldka birka dakika ilerlettii
saatine son bir defa daha bakar, vakti mnasip bulunca Mercan'dan
aaya doru szlr, ya Balkpazar, yahut Galata veya Beyo
lu'nun daha kibar, daha klfetli meyhanelerinde bitecek olan bir
gecenin kapsn alard.

102
MAHUR BESTE

Halit' in eve dn, evden k gibi grltsz olmazd ; ok


defa mahalle halk, evvela sokakta sert bir tekerlek ve nal sesiyle
bu dnten haberdar olur, sonra telal telal kap almalar ba
lar, bazen uzun, hiddetli konumalar olurdu. Nihayet, kapnn ya
nndan bu anlarda hi eksik olmayan emektar mahalle bekisinin
efkatli, pencerelerden sarkm mahallelilerin hayretli baklar al
tnda, gndz ayn kapdan eski stanbul terbiyesinin btn vaka
ryla tesbihini eke eke km olan Halit Beye hi benzemeyen,
pardessnn nleri ak, kalpl fesi yana yatm, omuzl ar dk
bir baka Halit Bey, zorla arabadan indirilir ve koluna giren hizmet
ilerin, uaklarn yardmyla merdivenlerden karlr, yatana ya
trlrd.
Baz gecelerde ise i bsbtn deiirdi: Halit Bey, mrn
dolduran yalnzla aktan itiraz etmek ister gibi, btn bir sarho
ve algc kafilesiyle eve dnerdi. O zaman yksek perdeden atlan
naralar, bozuk sesle sylenen trkler soka kaplar, sakin semt ge
cesi, ryasna bile girmeyen kaba zevklerin grltsyle dolar, s
prgeciler kahyasnn cephesi bir buuk admlk bir bahe paras
nn gerisinden sokaa bakan, konann btn pencereleri aydnla
nr, mutfakta ocaklar yanar, havanlar dlr, yemek hazrlanr, yu
karda oda oda sofalara kadar temiz yer yataklar serilir, gcrtl ke
manlar, atlak ifte naralar ahenk yapar; hulasa ok alaturka bir e
lence, gece yarsndan sonra, bir hokkabaz cebinden kan o bitmez
tkenmez eya gibi, bir anda balar ve misafirler kk beyin ina
yeti ile girdikleri evi yle kolay kolay terketmeye raz olmadklar
iin bu hal, geceden geceye vahimlii artan, o gnleri sayl hasta
lklar gibi devresini tamamlayana kadar srerdi.
Bu programn bozulduu sayl geceler, Halit Beyin byk
meraklarndan biri olan yangn seyretmek iin ikiyi feda ettii ge
celerdi. stanbul halk; servetlerini, saadetlerini kemiren bu afetle
hahaa yaaya yaaya ona garip bir surette alm , nne geeme
yeceini anlaynca onu hayatnn erevesi iine almt. Yangn
seyrini estetik bir rf gibi benimseyen, her snftan ynlarca insan

103
AHMET HAMD TANPINAR

vard. Zenginlerin alelacele hazrlattklar arabalaryla, ihtiyarlarn


srtlarnda ar krkleriyle, tiryakilerin iinde kk ispirto lamba
s ve kahve takmlar bulunan sepetleriyle, hatta ufak tefek kahval
t nevaleler!yle gittikleri bu alevli elenceye Halit Bey de dumanl
olmayan bir kafayla gitmek itiyadnda idi.
Hakiki manas eski sprgeciler kahyasnn servetinden be
karde zerine, annesine kalanlar bitirmek olan bu hayat Halit
Bey iki sene yaad. Annesinin son dkkan da elden kt gn
birdenbire babasnn ortaklarn ve Sinop taraflarnda hsm akraba
elinde kalm araziyi hatrlad. Bu hatrlama ile evin hayat birden
deiti: gece yars misafirlerinin yerini ok kibar, ar bal, uzun
fesli, temiz, kvrak bykl, redingotlu, dik yakal avukatlar ald.
Halit Bey onlarla saatlerce ktphanesine kapanp Defter-i"
Hakan! senetleri ve kanun maddeleri zerinde mnakaa etti. Bir
ka gn nce geceleri olunu talkta bekleyen annesi, bu sefer, ba
nda beyaz bir ba rts, yar aralk kap arkasnda avukatlara ce
vap vermeye balad. ki gn sonra da Halit Bey Kastamonu ve
Sinop' a ufak bir seyahat yapt. Dnte, babasnn ortaklarna b
rakm gibi grnd yazhaneye bir bomba gibi dt.
Bir yandan da, babasnn hsm akrabas ve uzun ikameti bir
nevi tasarruf hakk gibi kullanarak hibir ey demeyen kiraclar
aleyhine bir sr dava at. Halit Beyin hayatnda mhim bir mer
hale olan bu davalar yllarca srd. Bunlarn sonunda baba mirasn
iyi kt tasfiye edebildi. O kadar ki, kendisini ilkin ok hoyrata
karlayan baba taraf akraba bile, sonunda mallarna mlklerine
musallat olan parazitlerden onlar kurtard iin kendisine minnet
tar bile oldular. Hatta byk amcas bu minnet duygusunu gster
mek iin ona byk kzn vermeyi teklif etti. Fakat Halit Bey, ift
lik ve deirmenlerin yllk gelirinden payna den bir iki bin lira
dan fazlasn almamaa ahdetmiti; onun iin amcasnn kz gene
amcasnn yannda kald. Buna karlk, amcasnn her gz banda
evinin bahesine kk teneke kutulara istif ederek gmd sar ,
parlak altnlarn says bir para azald.

104
MAHUR BESTE

Btn bunlar yaparken kendisi de Mecelle'yi, kanunlar iyice


bellemi oldu. Fakat netice bununla kalmad; Halit Bey dnyann en
tehlikeli hastalklarndan biri olan adalet hastalna da tutuldu. Yl
larca arazi kanunlar ve tefsirleri, ilam, Defter-i Hakan) senedi, isti
naf, temyiz istidas, avukat yazhanesi, mahkeme koridoru arasnda
geen bu hayat onu adeta bylemiti . "Hukuk-u sariha", ."hisse-i
ayia", v.s. gibi o zamana kadar hi bilmedii tabirler; "bir taraf ta
rik-i an, dier taraf kzolu vakf imareti ve Yrtkgz Hasan
Efendi medresesi" tarznda arazi tahditleri dilinden, kaleminden
dmez olmutu. Yava yava iyi bir vatanda iin, asl vazifenin
adalet dediimiz cihazn ilemesine yardm etmesi olduuna inan
d. Bu byk makine kendi kendine ileyemezdi; nasl bir lokomo
tife kmr lazmsa, ona da hakkn isteyen vatandalarn iyi niyeti
lazmd. "Memalik-i Osmaniye' de her vatanda senede dava a
sa iler deiir." diyordu. Baba mirasn kurtarmak iin yedi sekizi
ni birden amasyla bizzat kendisi bunun en gzel rneini vermi
ti. te kendi at bu yolda tek bana btn mrnce yrd. et
refil vakf meseleleri bu davalar Anadolu ve Rumeli'nin muhtelif
ehir ve kasabalarna kolaylkla tad. Bylelikle Halit Beyin ahsi
adalet haritas gittike geniledi, glgesi birka lkeyi birden istila
eden bir aa gibi byd. Halit Bey, dede miras evinde, geni kar
yolas iinde, baucunda Mecelle, czdan czdan senet, ilam sureti,
istinabe msveddesi dinlenirken , bu geni aacn kk sald yerler
de siyah cbbeli, beyaz sarkl, nur yzl hakimlerin; titiz, pinti ev
kaf mdrlerinin; uyank, dalavereci avukatlarn ; parmaklar ttn
duman , mrekkep lekesiyle boyanm zayf, kirli yakal, dzelme
mi sakall zabt katiplerinin onun at davalarla megul oldukla
rn; zayf petrol lambas nda bu davalara ait dosyalar zerinde
cigara stne cigara ierek dndklerini; kibirli ecnebi konsolos
larnn bile, zaman zaman onlar iin mahkemelere gitmeye yahut
cerbezesi, parlak gzlklerinden okunan tercmanlarn gnderme
ye mecbur olduklarn dndke, gerekten esiz bir hazzn btn
vcudunu bir saadet stmas gibi sardn hissederdi.

105
AHMET HAMD TANPINAR

Halit Beyin bu dava ama merak gittike yle bir hal ald ki,
gnn birinde, bir ticaret ii iin gittii Trabzon'dan kaybedilmek
zere olan bir davay yinni yedi bin liraya satn alarak geldi. in
garibi, bu davay iki senelik bir gayretle kazanmasyd. Fakat onun
iin kazanmak, kaybetmek diye bir mesele yoktu; asl mesele dava
nn almas, hazrlklar, halecanlar , ve hepsinin arkasnda, haya
tn bir nevi spor gibi dolduran mcadele hrs idi. Bu olduktan son
ra gerisi ehemmiyetsizdi.
Birok davalarda az ok bir tasarruf hakk ald mlkleri el
den karm, anne tarafna kar bir han yznden at dava ne
ticesinde oturduu kona, daylarnn, teyzelerinin veresesinden
adeta yeni batan satn almaa mecbur olmutu.
Bunlar kt fakat mukadder kazalar, hatta her meslekte, her
hayat eklinde kabul edilmesi gereken zararlard. Bununla beraber,
birok davalar , hatta hi kazanlmas midi olmayanlar da kaza
nrd. Avukatlar bunun srrn , Mecelle'yi herkesten iyi renme
sinde buluyorlard. Kendisi ise, byk bir tevazu ile ve pardess
nn yahut ceketinin dmelerini zp yeniden ilikleyerek: "Ben
denizde fkr-i takip vard." derdi. lmne kadar, yedi sekiz arka
dala birden oynayan iyi satran ustalar gibi , memleketin her tara
fnda her cinsten davalar takip etti. O kadar ki rahat deine uzan
d zaman lmn yaklatn hissedince, yanna ard olu
na miras olarak on yedi dava brakt. Bunlardan ikisi Atina'da
ncs Odesa'da idi. Bu dar memleketlerdeki davalar Halit
Beyi en ok sevindirenler olmutu. Hele Atina'daki davalarndan
en kdemlisi, onun zerinde, kendisini dan memleketlere henz
kabul ettirmemi bir ihtilal hknetinin bir yabanc payitahta ilk
gnderecei sefiri tayin ederken duyduu gurur ve muvaffakiyet
uuruna benzer bir tesir yapmt. Bunu Odesa'da, Trabzon'da g
rlen bir petrol gemisi davas takip etmiti. Nihayet bir nc da
va, zmir ' den Brendizi'ye atlamt.
Onun evlenmesi de garip olmutu. Bir gn annesi ona: "Ata
Molla Beyefendinin byk kzn grdm; Allah balasn, sln

106
MAHUR BESTE

gibi ... Sana almay ok isterdim, ama bilmem verir mi?" demiti.
Annesinin azndan herhangi bir kadnn methini ilk defa iiten Ha
lit Bey: "Niye vermesin? Bir kere isteyiver. Geri devlet memuri
yetimiz yok ama, iyi kt varlkl insanlarz. Ailemiz de yle tann
mam deildir." cevabn vermiti.
Annesi bunun zerine, Molla Beyin paraya pula bakmadn,
yalnz satran merakls olduu iin kzn satran bilmeyene ver
mek istemediini sylemiti. Bu isteksiz konuma burada kalm,
ne ana, ne de oul bir daha bu bahse dnmt.
Alt ay sonra, bir akamst, yemek yerlerken, konuma ara
snda Halit Bey: "Anne, Ata Molla kzn evlendirdi mi?" diye sor
mu, "Hayr." cevabn alnca: "unu benim iin isteyiver. Ben sat
ran rendim." demiti. Halit Bey, aradaki zaman zarfnda, eitli
davalarndan, avukat istiarelerinden , vakf ve seriye sicilleri kayt
larn yoklamadan, mhim grd ilerde babasnn ortaklarn
harekete getirmek gibi eylerden vakit bulduka satranca alm,
adalet ilerinde gsterdii anlay, kabiliyeti, srar bu ite de gs
terebildii iin yle byle bir eyler renmiti.
ki ay sonra Halit Bey, parlak bir dnle, Ata Molla Beyin
konana i gveyisi girmiti. Molla Bey, damadndan, ok mem
nundu. Sabah akam onu satran tahtasnn bana oturtuyor, uzun
uzun oynuyorlard. Fakat Halit Bey ne s atranc seviyor, ne de i g
veyilikten holanyordu. O davalarn , bu davalar iin kullanmaa
muhta olduu geni zaman, bir kendisi kadarn daha iine alabi
lecek gibi yaptrd pardess kadar geni bir zaman istiyordu .. .
Biraz gayretle buna da muvaffak oldu ... lk nce akam ye
meklerinden sonra hafif bir mide arlndan bahsetti . Sonra sat
ran tahtas banda uyuklad. Molla Bey: ".Olum, gene kendinden
getin." dedike o, vazife banda uyumu bir nbeti utancyla ye
rinden sryor, akn akn kaynbabasna bakyor, sonra byk
bir gayretle biraz nce elinden den silahlarna, vezire veya sva
riye yapyor, fakat daha ikinci hamleyi bitirmeden, elleri oyun
tahtasnn stnde, ba gene gsne dm, daha rahat ve uyku

107
AHMET HAMD TANPINAR

tanrsna daha geni yer ayran bir hayata hasret eker gibi derin, i
ten nefeslerle yeniden ml ml uyuyordu ...
Molla Bey birka gn buna tahamml etti. "Yazk, bu kadar is
tidad var, bu uyku ocuu mahvedecek!" diyordu. Bu istidatl da
madn elden karmamak iin btn sabrn kullanyor, ufak tefek
areler bulup sylyordu: "Haydi, yznz ykayn, belki alrs
nz." diyor, fakat Halit, boyun derisini yzecek kadar ova ovutura
ykand halde, gene almyordu. Herkesin uykusunu datan so
uk su, zerinde uyutucu tesir yapyordu. yle ki musluk bandan
dner dnmez, sabahtan akama kadar afyon tarlasnda otlam bir
at gibi, yeniden baygn esnemeler zerine kyor, gittike idde
tini artran bir horultu ile ilk frsatta uyuyordu. Onun uykusu arttk
a Molla Beyin sabr ve tahamml de artyor, daha emniyetli a
reler dnyordu. Sk sk enfiye kutusunu uzatyor, "Bir daha, bir
daha!" diye damadn tevik ediyordu. Halit, bu ikramlardan sonra
oyun masasn aydnlatan byk, uzun pirin ayakl, tire karpuzu
mineli bronzdan ince emberlerinin arasnda bir "kreli mdevve
re" gibi duran lambann n karartacak kadar iddetli aksrklara
ramen gene uyuyordu.
Nihayet kaynbabas onu talebeliinde derse alrken uyu
mamak iin bumuna kara biber ektiini, hatta bir gece tabann ka
lemtrala yarp tuz ektiini, o ac sayesinde nasl sabaha kadar a
larak en etrefil miras meselelerini rendiini syledi. Ertesi ak
am Halit Bey, bir ayanda terliin stnden gemi byk bir sar
g, burnu, dudaklar biber yanmasndan kpkrmz, aksra topalla
- ya yemee oturdu. Btn halinde vazife urunda fedakarl en son
kertesine gtrm olanlarn sk:1neti, ulvilii , yksek feragat ka
rarnn insanoluna bahettii aydnlanma vard. kide bir iddetli
arnn tesiriyle yzn buruturarak iini ekiyor, fakat Molla Bey
kendisine baktka yzndeki strap ifadesini derhal yeniyor, "Ey
Sezar, senin iin her fedakarla hazrm." der, gibi itaatli, iradeli
baklarla kaynbabasna bakyordu.
Fakat satran bana geer gemez gene uyuyordu. Hem yara

108
MAHUR BESTE

l ayan satran masasn devirecek kadar oynata oynata uyudu.


Molla Bey bir iki defa damadn drtt, harekete getirmek istedi,
fakat burnuna ekilen biber, tabana ekilen tuz, menfi tesirini o ka
dar kat'i ekilde yapmt ki, sonunda sabr tkendi; damadn, b
tn bu halleri merakla, kocasna kar bir nevi hayranlkla seyreden
kzna brakp odasna ekildi ...
Kar koca, evlenmelerinin daha ikinci aynda, kararlatrdkla
r eyde muvaffak olmulard. Ata Molla, ertesi akam eve gelme
di. Daha ertesi gn, "o uyku tulumu herif., ile ayn at altnda otu
ramayacan, gittikleri eve gelemeyeceini karsna mektupla bil
dirdi . gn sonra Halit Bey, karsyla baba evine dnd. Orada
Halit'in annesi ile kk Refik kendilerini sabrszlkla bekliyorlar
d. Molla Bey, satran gibi bir oyuna bile uykusunu feda edemeyen
damadna ve "bylesi bir camusa kocam demekten utanmayan" k
zna birka ay dargn durdu.

109
ESK BR KONAK

Halit Bey houna gitmeyen bir durumu yle kolayca kabul


edenlerden olmad iin, konaktan ayrldnn daha ertesi gn
Molla Beye kendisini affettirmenin bir aresini aramaya balad.
ok sevdii karsnn babasyla dargn kalmak gcne gidiyordu.
Kald ki, tabiatndaki btn sakatlklara ramen Molla Beyi belki
de bunlar iin sevmiti. "lminden falan pek anlamam ama, gene
byk adam, hareketli adam, yaamasn biliyor, gnn bo geir
miyor... " diyordu. Kaynatasnn en geici heveslerine bile kendisi
ni brakrken gzlerinde parlayan o ocuka heyecana kendini do
ludizgin kaptnlarna baylyordu. Ondan bahsederken sk sk:
" Ben can sklan adamlar severim. Molla Bey de benim gibi; her
dakikasn ayr ayr yaamak istiyor. Servetini kaybediyormu, var
sn kaybetsin; can skntsndan lmektense zararla avunmak da
kardr..." derdi. Gerekte Halit Bey, aradaki ya, yetime, hatta ta
lih ve miza gibi birok ayrlklarn stnden kaynatasyla kendi
arasnda bir benzerlik buluyordu.
Baba evine tandklar gn, karsnn kzarm gzlerini g
rnce "bouna alyorsun, demiti; babanla ok gemez, barrz,
hem de grrsn nasl! Can cier olacaz. Sen rahatna bak. Bu ev
artk senindir. Anam i bilir kadndr. Seni hibir ey iin yormaz;
her eyi hazr bulursun. Kimsenin iine karmaz da... istediin gi
bi sslenir, gezer tozarsn. Bu evin rahmetli babamdan kalma bir
kaidesi vardr: herkes istedii gibi yaar."
Halit Bey daha o akamdan istedii gibi yaamaya balad. Ye

110
MAHUR BESTE

mee oturmadan nce beyaz geceliini giydi; bana tire bir takye
geirdi. plak ayaklarnda terlik, kollan dirseklerine kadar sval,
ke minderine oturdu; gazetelerini at, bir dizini altna kvrd,
br ayan sallaya sallaya bir yn "Allah Allah, olur ey deil. ..
Vah vah, yazk oldu adama ... " larla gnn olup bitenini okumaya
b_alad. Yemekten sonra a kadnla akalat, ahretliklerle alay et
ti, annesinin eyiz halay olan ihtiyar kalfa ile gemi zamanlar
dan bahsetti, eski sarholuk arkadalarn anlatt, taklitlerini yapt,
ark syledi, ertesi gn iin yemek smarlad, vazgeti, gene s
marlad, ksacas, btn evi tek bana neesiyle doldurdu.
O konuurken Ruhsar bu evin kocasnn canllna ne kadar
muhta olduunu iyiden iyiye anlyordu." Kaynanas , ihtiyar kalfa,
stnineler -evde biri kendisinin, biri babasnn olmak zere iki st
nine vard- hizmetiler, hepsi uzun souklardan, kapal havalardan
sonra gnee kavumu otlar gibi, birdenbire deimiler; ihtiyar
lar genlemi, genler yeniden kendi yalarn bulmulard. Daha
Ruhsar'la iki kelime konumam olan, sklgan, mahcup, ban
yemek tabandan her kaldrnda "seninle bir ahbap olsak, y
zmden yukar bama toplanan bu kandan bir kurtulsam" diye ba
kan kk Refik' in gzleri bile aabeyisini dinlerken parl parl ya
nyordu. Fakat en ok mesut olan Halit Beydi. Btn halinde p
lne kavumu bir horoz gelimesi vard. Ruhsar, kocasndaki bu
deimenin biraz da etrafndakileri sevindirmek iin olduunu a
buk anlad.
Halit, herkes tarafndan sevilmi olmann vergisini veriyordu.
Evde aile efradnn iki misli emekdar hizmeti vard. Bunu an
latrken Halit Bey karsna: "Bizim eve giren bir daha kmaz, di
yordu; hele ie yaramayan takmndan olursa ... Byleleri iin lm
de yoktur. Kalfa bu eve on be yanda gelmi. O geldii zaman an
ne dnyada yokmu. Demek yle byle seksenlik bir kadn. Sani
ye Hanm babama st vermi; dn artk. imdi doksan iki yan
da. Kendisine sorarsan daha sekiz sene yaayacak zaman var. Ma
lum ya, yz yana girenlerin gnahlar saylmazm ... Adile Hanm

111
AHMET HAMD TANPINAR

ondan sekiz on ya kk olacak. Fakat asl yan renmek kolay


deildir. Kendisine sorulmaz; ayplar. Annem, sonunda bykanne
min, kendi yann ortaya kacandan korktuu iin ya cevap ver
mez, yahut ii kartrr. Ali Aa yetmiini bu yl doldurdu. Genli
inde babamla birlikte hovardalk ederlermi. imdi onun hesabna
da tvbe istifarla megul. Fakat aldanma; merdivende yle bir
hizmeti baca grse gzleri yerinden oynar. Kedimiz bile on ye
di yandadr. Dn bir kere; bir kedi iin on yedi ya, bir insan
iin yle byle yz elli falan gibi bir ey olur. Onun iin Saniye
Hanmla aktan aa rekabet halindedir. Babamn salondaki kr
mz koltuunu hangisi daha nce bo bulursa o oturur. Bu yzden
aralarnda kavga eksik olmaz; hi olmazsa uzaktan uzaa dman
dman bakrlar. Eyamz da byledir. Yukarlar gezdiinde gre
ceksin. Oda, sofa apteshane aral, dolaplar tklm tklm ie yara
maz eya ile doludur. lemeli eski ukur balarna kadar her eyi
saklarz. Bu, cici annenin, yani Adile Hanmn himmetidir. Hibiri
ni atamazsn; kimi annemden, babamdan, kimi onun babasndan
kalmtr. Annem domadan nce, iki yanda lm olan daymn
takyesi, hi boyuna takmad srmal cz kesesinin iinde benim
yatamn baucunda yllarca asl durdu. Ksacas, bizim ev yar
trbe, yar darlacezedir. Ben kolayn "yaasn aldrmamak" de
mekte buldum. Rahatn istersen sen de benim gibi yaparsn. Bir
bak, alamazsan tabii bir aresini dnrz."
Ruhsar, kalfa ile Ali Aay eve gelmeden nce tanmt. St
nineleri o gece grd. Birbiri ardndan, tam yemek zaman odala
rndan indiler. Saniye Hanmn yz buruuklar iinde kaybolmu
gibiydi. Alamad yemek masasna - bu masa gelin hanmn e
refine o gece ilk defa kurulmutu- zahmetle oturdu. Konuurken
sesi inler gibi kyor, konumad zamanlarda da alt duda bite
viye titriyordu. Hemen her eye kzyor, sabrszlanyordu. yle
uzaktan "ho geldiniz ... " dedii Ruhsar'a kendisinden holanmad
n her vesileyle anlatmak ister gibi bir hali vard.
Yemekten sonra ahretliklerden biri onu kaldrd ve ihtiyar ke

112
MAHUR BESTE

di ile paylaamadklar yerine oturttu. Olduu yerde ban sallaya


sallaya yatsya kadar bekledi . Gekin yandan umulmayacak kadar
din, akl banda bir kadnd. Ruhsar daha ilk gecede, onun bu ev
deki yerini hissetmiti.
Adile Hanm, merhum sprgeciler kahyasnn haremi Byidil
Hanmefendi ile beraber Esma. Sultann yetitirmelerindendi. o
cukluunda daha bu daireye gemeden, eski Beikta saraynn bir
insan ambarna benzeyen harem ksmnda sekiz on kz ocukla be
raber yattklar odasnda onu ilk grd gnden itibaren belki de
yaratllarndaki ayrlk yznden sevmi ve nereden hangi tesa
dfle ald bilinmeyen bir Halep ban yzndeki izgilerini al
tst edeli, kendisi iin eriilmez bir diyar sayd ikbal hulyalarn
onun hesabna kurmaya balamt.
Adile Hanm, bu saray hayatndan sk sk bahseder, iki ya k
olan Byidil Hanmefendinin o zamanki gzelliini , kzlarn
hatta mevki sahibi gzdelere kadar ona nasl dman olduklarn,
onun yznden etrafla nasl diditiini nihayet bir aresini bulduk
tan sonra Esma Sultann sarayna geip ne kadar rahat ettiklerini
uzun uzun anlatrd.
Byidil, kinci Mahmut' un kz kardeinde kald bir gece, pa
diahn hususi hizmetinde bulunmu, ona haremde apdest alrken
havlu tutmu; gzellii, terbiyesi yznden iltifat grmt. Esma
Sultan; srf kendi nezareti altnda yetitirdii , terbiyesine dikkat et- .
tii bu cariyeyi, isterse, kardeine hediye edebileceini ima etmi,
fakat padiah, babaca bir iltifattan ileriye gitmemi iki gn sonra
da, gen cariyeye verilmek zere bir elmas ine yollamt. Gzel
bir ocuun gnln almadan baka bir ey olmayan bu iltifat, bu
iki kzn iinde, yaadklar muhitin tabii icaplarndan bir yn ih
tirasn, ikbal arzusunun aktan aa yol almas na sebep oldu.
Byidil haseki olacak Adile de onun sayesinde kendi haline,
anna en ziyade uygun bulduu haznedar ustal na geecekti. Sa
raya hediye edildii gnden beri iinde alkanan, ac sze, atk ka
a, harem aas bastonuna ramen onda yaamak arzusunu besle

11 3
AHMET HAMD TANPINAR

yen belirsiz mitler gereklemek zereydi. Her sabah kendilerine


nezaret eden Glfer Kalfay bir tarafta yakalayp anlatt, ou k
gecelerinde, yatmadan nce byk orta mangalnn etrafnda dinle
dii masallarn birbirine eklenmi akisleri olan o srmal, incili ta
l, koltuklu gelin alaylaryla, zeri servi resimli sandklara doldu
rulmu eyizlerle dolu ryalarn mjdeledii ey oluyordu.
O zaman yirmi iki, yirmi yalarnda olan Adile bu hulyaya
o kadar sarld ki adeta kendisini sarayda mevki sahibi kadnlar iin
yeni kabul edilmi o ince skma belli, omuzlan tl iinde siyah el
bisesiyle, banda hotuzu, gsnde grd hizmetlere karlk al
d nian, elinde dmdz sap rtbesini gsteren bir kymetli tala
ssl ince, fildii baston, btn bir hamet ve debdebe iinde; nok
san taraflarn, tasavvurlarn o kadar yakndan bildii haremi idare
eder gryor, aynasyla ba baa kald zamanlarda valide sultan,
kadn efendileri, padiah nasl selamlayacan, yolda rastlad
cariyelere nasl muamele edeceini, kabahatlileri hangi yzle kar
layacan saatlerce taklit ediyordu.
Fakat gnler geiyor, btn bu hulyalar gereklemiyor, Msr
muharebesinin grlts iinde kendini kaybeden padiah, bir tr
l bu iki ikbal merakls ocuun drt gzle bekledikleri haberi
gndermiyordu.
Nihayet Sultan Mahnut'un; hanmlarnn amlca'daki evin
de, adeta gzleri nnde lmesi bu hulyalara son verdi. Esma Sul
tan, bu lm zerine, gzdesini daha fazla yannda alakoymay po
litikasna uygun bulmad. stelik yeni Valide Sultan, Buyidil'in ne
ler kurduunu yakndan biliyordu. Padiahn lzumsuz nezaketi de
etrafta epeyce dedikodu uyandrmt. Gen kzn padiaha harem
de pekir tuttuu geceden iki ay sonra kmr arpmas yznden
hastalanmas tii eski saraya kadar yaylan bir mesele olmutu. Bun
dan byle kendi saraynda Buyidil'in rahat braklmayaca phe
sizdi. Onun iin "clus"un haftasnda kz Kilercibas brahim
Aa ile sessizce nikahlad. Biraz sonra da dairesinden uzaklatrd.
Senesine varmadan Adile Hanm da Sleyman Bey adnda

114
MAHUR BESTE

Tophane Nazrlnda alan bir memurla evlendirildi. Bu evlenme


ile Adile'nin haznedarlk mitleri kknden yklmt. Fakat bir
hayalden kurtulmak, onunla ba baa yaanm zamann izlerini ii
mizden silmek deildir. ok gen yata Adile'nin kafasna ekilen
bu tohum, tpk baz kurunu dm mescit veya medrese kubbe
lerinde herhangi bir tesadfle biten, arabuk en umulmadk yerde
kk salp byyen, mevsim mevsim yaprak aan, hatta meyve ve
ren, zaman getike mimarlk eserini zaptederek btn tabii fonk
siyonlarndan ayrp sadece garip bir saks yahut bir Buhtunnasr
bahesinin ykntlar haline getiren o sska, bodur, elimsiz fakat
ok canl aalar gibi, btn ruhunu kaplam, onu adeta kendi em
rinde yetitirmiti .
Bunun iin Sleyman Beyin evlilik hayat, bu ie vastalk
eden sultan kahyasnn vaadettii gibi tam bir cennet olmad. Hatta
Sleyman Bey cennetten oktan vazgemiti ; rahat, serince bir iti
rafa bile razyd. yilik, ahlak, terbiye adna idaresini dnd
gen, gzel cariyeleri bulamad iin Adile Hanmn yllarca kal
binde, bu kk ve gayretli uzvu atlatacak derecede, birikmi olan
iyi niyetleri, tek bana kocasnn stnde topland. Geri grnr
de hibir ey yoktu. Esma Sultann saraynda Glfer Kadndan al
d sk terbiye, onun kimseye ar bir sz sylemesine, hiddetle
sylenmi bir cmleye ayn perdeden cevap vermesine mani idi. O,
sadece ince dudaklarn iyiden iyiye ksarak kayla, gzyle kar
sndakine dncesini anlatrd. Kocas, iki defa holanmadn
syledii herhangi bir eyi karsnda bir daha yapmak cesaretini
gsterirse bir ey sylemeden mutfaa iner, ocak banda iyice a
lar, sonra kzarm gzleriyle kocasnn yanna gelir, "bak, gr; se
nin fena huylarn yznden ne kadar perianm" der gibi durur, onu
yemee buyur ederdi. O zamana kadar mrn kendisine gerekten
ho gelen bir geliigzel iinde, her akam bir meyhanede dem e
kerek, rastgeldii ile iyi kt aklndan geen her eyi olduu gibi
syleyerek rahat, mesut yaam olan bu krk belik bekar, kars
nn iradesiyle etrafnda gittike daralan ve sonunda boazna gei

115
AHMET HAMDI TANPINAR

rilmi bir kement halini alan ember iinde, her gn biraz daha bu
nalyor, zayflyor, neesini, shhatini kaybediyordu.
Nihayet beraber yaaylarnn ilk meyvas olan Sadberk'in
doduu hafta iinde, bir daha kendisini sk bir saray terbiyesi al
m herhangi bir kadnla hi kimsenin evlendirmeye kalkmayaca
na yakndan emin olduu baka bir yere, iyi ile ktnn, yaplmas
doru olanla olmayann, kibar ve terbiyeli ile alelade ve terbiyesiz
arasndaki farklarn bu kadar inceden inceye llmedii bir aleme
gt. "Rahat deine kendi elceizimle uzattm. Yz memnuni
yetinden ocuk gibi glmsyordu. Benden raz olarak ld." diye
anlatt bu lm, gerekte zavall adamn bu iyi ahliikl, dedikodu
dan holanmaz, titiz, evine dkn kadndan kaabilecei tek ka
pyd. Onun br tarafna getikten sonra karsnn kibirli yzn,
iskelet endamn bir daha grmeyecei, onu bir mumya gibi kuru
tan o dik sesini iitmeyecei iin glmsemiti. Fakat Adile Hanm
iin bu tarafn bilmiyor, bu glmsemeyi fazilet urunda yedi yl
sren mcadelesinin bu mkafat gibi gryordu.
Kocasnn lmnden birka gn sonra Adile Hanm ocuu
ile eski kap yoldann evine gelip yerleti. Garip bir tesadfle, Ha
lit Beyin annesi Sdka Hanm da o gnlerde domutu. Adile, B
yidil 'in kzn da benimsedi. Daha ziyade ssnde, elencesinde
olan Byidil, bundan ok memnun oldu. Hem ocuk derdinden,
hem de vesayeti pek de hoa gider cinsten olmayan Adile' nin dilin
den kurtuluyordu, ikide bir, kendi aleminde iyi kt yaayan gen
kadnn "Ah, sen bunlara layk mydn? Senin iin ne hulyalar kur
mu, ne saltanatlar dnmtm... Gzde, haseki, belki kadn
efendi olacak, dnya iilem oturduun minderin saaklarn pecek,
dardan boha boha, sandk sandk hediyeler gelecek, yzlerce
cariye, harem aas iinde nazl nazl yaayacaktn . " der gibi yz
ne bakp i ekilerinden iki gn iinde ldracak hiile gelmiti.
Evin st katnda ocuklar iin hazrlatt odaya Adile'nin iyiden
iyiye yerletiini grnce ii gerekten ferahlad. Geri Adile bura
da da rahat durmuyor, hizmetilere terbiye dersi veriyor, ay

116
MAHUR BESTE

azarlyor, merdivenlerden trabzann tozunu parmaklaryla yokla


madan inmiyor, sofalardan perdeleri dzeltmeden gemiyor, her
adm att yerde bir kabahat, eksik yaplm bir ey buluyor, en
masum unutkanlklar bile kalarn atarak, dudaklarn bkerek,
sessiz sedasz, gittike ikizli bir burgu h1lini alan ve insann ilikle
rine kadar ileyen bakyla cezalandryordu. Fakat B1yidil bu ka
darna oktan razyd. Kendisi elinden geldii kadar ondan sakn
mak aresini bulduktan sonra geri tarafna gz yumabilirdi.
Adile Hanm, Sadberk'in evlendii seneye kadar konakta kal
d, sonra damadyla, beraber ayrld. Ancak B1yidil'in lm habe
rini alnca, yani on iki sene sonra konaa dnd. Bu ikinci geliin
de Sdka Hanm birka senelik evli buldu. Elinde byyen Sdka
ona hemen bir anne gibi alknd. Kocas kendi stninesini ua
ile beraber eve getirdii iin, ister istemez, bu yeni gelene kar ses
karamad. Yar bunam olan sprgeciler kahyas ise, bu acar mi
safirden ektiklerini oktan hatrlamaz olmutu.
Geldiinden ay sonra Halit dodu. Doumun haftasnda
Adile Hanm, anasnn babasnn elinden ocuu kapt gibi st
kattaki odasna ekildi. Orada, bu sefer maiyetinde bir de stnine
olduu halde, ayr, mstakil bir eyalette gibi yaamaa balad. Bir
yandan ocuu yetitirmekle megul oluyor, bir yandan da evin
iinde uruna hayatn feda ettii prensipleri yznden hemen her
kesle arpyordu. Birka ay iinde hemen hemen evin btn ida
resini gene eline almt :
Sdka Hanmn kocas Srmake Nuri Bey, bu yeni doumu,
daha ilk gecesinden, genliinden alt elence yerlerinde kutla
maya balamt. Karsnn yzn "Hanmcm, kusura bakma,
sevin delisiyim." diye her sabah okayarak evden kyor, gece ya
rlarna kadar kim bilir nerelerde srtyordu. Adile, dzeltme ah
lak!atrma programna ilk nce bu haar damattan balamak iste
di. Fakat eskisi gibi deildi; ihtiyarlamt. Eskiden olduu gibi si
lahlarn kullanamyordu. Yirmi be, otuz yl nce her karlaan
titreten o sert baklar kalmamt. pincecik boynu stnde zayf

11 7
AHMET HAMD TANPINAR

ba, denee geirilmi tysz bir ku tesiri yapyor, korkutmak


tan ziyade gldryordu. stelik on sene damat kapsnda yaa
mann verdii bir rkeklik de vard. Onun iin tabiyesini deitirdi.
Herkesi ayplamaktan, halamaktan, hizmetileri sabahlar nne
dikerek saatlarca nasihat vermekten vazgeti. Birdenbire dindar,
tvbekar oldu. Beyefendinin selamlkta tertip ettii saz gecelerini
bir trl ard aras kesilmeyen mevl1t ve hatmi eriflerle karlama
ya balad.
Adile, adm banda B1yidil Hanmefendinin hatralarn taze
liyor, alyor, szlyor, dvnyordu. "Rahmetlik ahret kardeim
sa olsayd bu byle olmazd. Rahmetli byle eylere dnyada ta
hamml etmezdi." gibi cmleler dilinden dmyordu. lk nce
kimsenin pek aldrmad bu hal, zamanla yava yava tesirini gs
termeye balad. Artk halayklar merdiven balarnda yksek sesle
glemiyorlar, Nuri Beyin hanendeleri, her toplanta merhumenin
ruhu iin okunan mevl1dun sesiyle karlatklar iin, istedikleri
gibi oyun havalar syleyemiyorlar, evde kald nadir gecelerde ai
le sofrasnda Nuri Bey raksn serbeste iemiyordu.
Evin dier ilerinde sz gemediini anlaynca her eyi oldu
u gibi muhafazaya karar verdi. Bunda da muvaffak oldu. Aradan
sene gemeden evde birtakm hatralar peydahland. Bir mze hali
ne girmesi iin eyasnn stnde etiketi eksik olan odalar meyda
na kt. Ksacas: o zamana kadar kendi halinde, akl banda in
sanlar gibi yaayan sprgeciler kahyas ailesi, birdenbire bu sn
t kadnn yznden acayip bir ekil ald.
Halit Bey, kendisine "dadcm", "cici anne" gibi sfatlar ver
mesine ramen Adile Hanm sevmezdi. Babasnn onu grr gr
mez yznde beliren yar alay, yan tiksinti, buruuklar, ya ilerle
dike onun da yznde yerini yapmt. Bununla beraber, biraz an
nesini zmemek iin, biraz da evi babasndan kald gibi devam
ettirmek istiyordu. Buna mukabil kk Refik, Adile Hanm deli
cesine severdi. Onun btn atk kal prensipleri, titizlikleri bu k
k ocuun karsnda gne altnda kar gibi eriyordu. Refik, her

118
MAHUR BESTE

greni kendisine dost etmenin srrn biliyordu.

Ali Aanmhikayesi bsbtn baka idi. Fakat bu hikaye, s


prgeciler kahyasnn evinden ziyade Halit Beyin babas Nuri Bey
le alakalyd. Onun iin daha nce Nuri Beyin hayatn anlatalm.
Nuri Bey, Sinop erafndan Ayanckl Kocagz Mustafa Aa
nn drdnc olu idi. Daha yedi yanda iken ilk karsndan doan
kzndan baka ocuk yz grmeyen ve st ste evlenme, drt
be cariyeden sonra bu hususta btn mitleri suya den amcas
Mirmiran smail Paa, onu adeta zorla yanna alm, kendi dairesin
de bytmeye balamt.
Nuri Bey, yirmi yalarna kadar, dedesiyle Anadolu' da, Rume
li' de, stanbul' da gezdi dolat. Muntazam olmamakla beraber o za
mann genleri iinde kendisine imtiyazl bir yer yapacak kadar
okudu yazd. Daha on be yanda iken, o zaman sk sk grld
ekilde, amcasnn divan katipliini yapyordu. Tanzimat'n ilan
zerine, Anadolu eyaletlerinden birindeki vazifesine kendiliinden
nihayet veren smail Paa stanbul'a dnnce, yeenini Baba!i'ye
vermi, iki yl sonra Ahmet Nuri Bey Amedl kaleminin belli bal
gzde genlerinden biri olmutu. Amcasnn kuvvetli kollaryla
daima arkadan itildii iin otuz yalarna doru beylikilii sylen
mekte idi. Fakat 1850'de amcasnn birdenbire lmesi zerine va
ziyet deimi, hele ayn yl iinde asl hamisi olan Hakk Paann
infisali zerine, tam beylikiliini bekledii srada, Kapan Eminli
i'yle darya karlmak istenmiti. Baba!i'deki vazifesini byk
bir ehliyetten ziyade kalp rahatyla gren ve dnyada stanbul'da
kendi keyfince yaamaktan baka hibir eye bal olmayan Nuri
Bey, bu tayin zerine istifasn vererek resmi hayattan ayrlmt.
te bu sralarda idi ki amcasnn para ilerini idare eden ve kk
lnden beri o dairede yetien sarraf Agop Efendi, bir gn Nuri
Beyle caddede yrrken yan balarndan geen srmal elbisesi
iinde kr kr yryen bir gen subay gstererek: "Para kazan
masn bilen bir adam bu niformalar yznden iki senede zengin

119
AHMET HAMD TANPINAR

olur." demiti. Nuri Bey, ilkin iitmemezlikten geldii bu sz ze


rinde btn gece dnm, ertesi sabah, uyanr uyanmaz soluu
serasker kapsnda almt. Orada daireden daireye girip km ,
kimseyi kukulandrmadan saa sola sualler sormu, akamzeri
sarraf Agop'un dkkanna urayarak: "Yarn gel de u niforma
meselesini seninle konualm." demi, onu evine davet etmiti.
Agop Efendi, ertesi sabah konaa Soloski adnda bir ahbab ile bir
likte gelmiti.
Soloski, yedi yl nce kans, oluk ocuu ile Trkiye'ye hic
ret etmi, bir mddet Mzkai Hmayun 'da nc kemanc olarak
alm, sonra kendisinin pek bilmedii bir mesele yznden ka
rlm bir Leh subay idi. imdi Avrupal hayata almaya alan
zengin aznlk evlerinde keman, piyano dersleri vermekle geini
yordu. Agop Efendiyi de bu vesile ile tanmt. Agop Efendi, mo
da merakls e dostunun sraryla bana ald bu musiki derdin
den, alafranga kemann almad gcrts yznden ilk nceleri
pek memnun deildi. Fakat Soloski'nin kendisi gerekten houna
gidiyordu. Yalnz ayaklar toprakta yaayan, bu hayal adamnda
onun houna giden birok taraf vard. Uysall, sefalete dayanma
s, ekingenlii, vatan hasretiyle ikide bir gznn yala dolmas
meziyetleri arasndayd. Sevmedii taraf ise, sadece musikisi idi.
Paann dairesinde, ufak tefek de olsa, dmteke alan Agop Efen
di sk sk onunla alafranga, alaturka mnakaasna girer, keyifli za
mannda ceketinin eteinden tutarak alak sesle okuduu ar se
maileri, trkleri dinlemeye, hatta gzel, cana yakn bulmaya zor
lard. Yeni tanzim edilmeye balanlan kara ve deniz ordular iin
de apulet, kl kay, kordon gibi srmal eya yapmak suretiyle
bir servet kazanlaca fikrini Agop Efendiye syleyen de Soloski
idi. Gerekten bunu sylemekle o, baba sanatndan bahsediyordu.
Bu ziyaretten iki ay sonra Nuri Bey Kapalar' da bir dkkan
da askeri ve sivil niformalar iin lazm olan srmal eya satmaya
balad. Nuri Beyi iinde tutan ey, kulland ecnebi srrnasnn
parlakl ile, Simkehane srrnasna karlk ucuzluu idi. Ayrca

120
MAHUR BESTE

gene Agop Efendinin delaletiyle, satt eyann ounu Gedikpa


a-Kumkap arasnda oturan orta halli Ermeni ailelerine yaptrd
iin, el cretinden de bir hayli kar ediyordu. Geri bu yzden yap
lan iler, Sarahane 'de alan ve sanatlarn baba miras olarak
renmi erkek iilerinki kadar nefis, dayanld olmuyordu. Olmu
yordu ama, i de abuk grlyordu. Zaten gittike genileyen or
du kadrosunun, resmi gnlerde srmalara gmlm sivil memurla
rn gnden gne artan ihtiyac da, abuk ii gerektiriyordu. Onun
iin Nuri Beyin ar iindeki kk dkkan, bir yl sonra, arkada
Soloski'ye at askeri terzihanesiyle birlikte hi bo kalmyor,
sabahleyin iilerinin boha boha getirip ydklar parlak altn sa
rs niformalar akama doru Darphane'nin clus-u Hmayun 'da
o kadar ciddiyetle bast "sahihlayar" altnlar, byk yuvarla
tepedeki tek penceresinden aydnlanan kk dkkanda tam on
drdndeki aya benzeyen gm mecidiyeler haline geliveriyordu.
Nuri Bey, para hrsyla yaayan insanlardan deildi. i i iin
seviyordu. Bir de aldanm olmaktan nefret ederdi. Onun iin hesa
bnda son derece titizdi. Bir mecidiyelik bir hesap fark iin Solos
ki 'yi saatlerce karsnda terletir, adamcaza sylemedik laf brak
mazd. Buna karlk geni yaamaktan holanr; gnlk, hatta bir
haftalk, bir aylk kazancn bir gecede harcamaktan ekinmezdi.
Fakat skdar' da Karacaahmet'e bakan kk, ahap bir evde,
anasnn "Zavall olum diyargurbette yalnz kalmasn." diye gn
derdii stninesi Saniye Hanmla tek bana oturan bir bekar, o za
mann stanbul 'unda ne sarfedebilirdi? stelik Nuri Bey alafranga
elenceden holanmaz, bir kere tand bir kadn bir daha grmek
istemezdi. Onun iin paras elinde hemen farknda olmadan ylr,
artk btn gn dkkanndan kmak istemeyen Nuri Beyi zaman
zaman holanmad bir takm zahmetler yapmaa mecbur ederdi.
Gerekten, ikide bir dkkanna urayan sarraf Agop Efendi
onu koluna takarak sokak sokak stanbul iinde dolatrr, satlk ev,
konak, hamam, han gsterir, elverili bulduunu derhal almas iin
sokak balarnda durarak srar eder. adeta zorla Defter-i Hakani da

121
AHMET HAMDI TANPINAR

irelerine gtrr, ksacas, bin zahmetle bu acayip adam dnyama


lna sahip etmeye alrd.
Bazen de sadece onun hesabna mhim miktarda Avrupa tah
villeri alr, saklard. Nuri Beyin koulduu yerde muntazam ekil
de yrmesini seven i hayatna karlk Agop Efendi gerekten i
ten anlard. Ayrca bu geni kalpli adam biraz da btn servetini,
saadetini borlu olduu amcas yznden severdi. Onun iin bu
serveti emin yerlere yatnnaa alrd. Agop Efendi iin para ol
duu gibi kald takdirde byk bir kymet deildi . Onun dnya
snda o kadar sevgiyle, imanla bal olduu protestan kilisesinin
rettii ekildeki ulUhiyetten sonra en yksek yeri altn igal eder
di. Belki de bu yzden parann bir yerde hapsolmasna raz deildi.
Tanr'nn insanoullarna bahe_ttii bu tlsml maden, kendi has
cevheriyle insanlarn hayatna girmeli, en fakir izbeden en yksek
saraylara kadar dolamal, aclar dindirmeli, doymaz itihalar ya
ttrmal, hrslar kztrmal; servet, insanlar refaha kavutuma
l, sonunda gene kendi aslna dnerek kira, kar faiz eklinde Agop
Efendinin yahut mterilerinin , onunla i grmeye raz olan paala
rn, beylerin, zengin mirasyedilerin, ksacas, eski sahibinin kasas
na bir yn benzerini de beraberinde srkleyerek, adeta oluk o
cuk, torun sahibi olarak dnmeliydi.
Kklnde smail Paann konanda Paa aasnn, itibar
l uaklarn artyla geinen clz, zavall bir ahr ua iken eline
geen o tepesinden ss gibi boyuna aslmak iin iviyle delinmi
mahmudiye altnn kendisine yastk vazifesini gren kl yem tor
basnn arasna katlayp zerine ban koyduu geceden beri Agop
Efendi iin altn veya gm herhangi bir paray tek bana tasav
vur etmek imkanszd. O gece sabaha kadar uyumam , bu tek alt
n oaltmaa alm, soukta buz kesmi parmaklaryla durma
dan saym, saydka unutmu, unuttuka yeniden balam, sonra
hayal zihinden gze gemi, ilkin ahrdaki btn yemlikleri, btn
ahr, nihayet selamlk dairesinin bir kesinden baka bir tarafn
grmedii koca kona onlarla doldurmu, yeni domu bahar g

122
MAHUR BESTE

nei gibi sapsar bir servet dnyasnda sabah etmiti ...


O gecenin sabahnda kk Agop mahmudiyesini artt rmaa
kalkm, kap yolda Arnavut Hasan'a bunun aresini sormutu.
Hasan, byk bir saflkla: "Sen bana ver ben onu arttrrm. " diye
paray elinden almt. Agop Efendi bu mahmudiyeyi bir daha g
rememiti ... stelik, altndan her sz anda, cin arpm gibi Ha
san'n az kpryor, fkesinden gzleri kan ana haline giriyor,
kk Agop'un avucunda krtatacan umduu mahmudiyelere
karlk, ene kemiklerini gnlerce szlatan ar, okkal tokatlar
saklyordu. Fakat, Agop, mahmudiyesinden vazgemiyor, yedii
dayan acs geer gemez Hasan ' n karsna dikiliyor, ona tatl
tatl yalvaryor, birbiri stne "Hasan Aa", "Hasan Bey", "Hasan
Paa" gibi unvanlar bahediyor, szlyor, dvnyor, mahmudiyesi
ni istiyordu.
Bir gn bu sahnelerden birine tesadfle ahit olan smail Paa,
Hasan'n hoyratl na fena halde sinirlenmi, dairesine snm bir
yetimin eline geen tek liray aldktan sonra stelik onu dven Ar
navudu hemen o gn tersaneye yazdrm, seyis yama Agop'a da,
kaybettii mahmudiyesine karlk altn birden vermiti. Paann
kapand ayaklarndan adeta zorla ban kaldran Agop, elindeki
altnlar yal gzlerle uzun zaman seyretmiti. Bana gelenden
pek bir ey an lamamt. Fakat anlad bir ey vard: Altnlar o
almt. stelik Hasan izbandudundan da kurtulmutu. Yalnz bir
kederi vard : Eline geen altnlarn hibiri kendi mahmudiyesi de
ildi. Halbuki ona, ilk gz arsna balyd; bu altn, ksa hayatn
da ona uzanan ilk dost eli , koyun koyuna yatt biricik sevgilisiy
di. Fakat Agop azimli, sebatl domutu. Meyus olmak nedir bil
mezdi; mahmudiyesini arayacakt ...
Artk Agop Efendi, parasn arttrmak iin kimseye emanet et
medi. Sadece el altndan kk ticarete balad. Dardan ald l
zumlu eyay, Paann uaklarna ok ufak karlarla satyor, ayrca,
ba ok sklanlara ehemmiyetsiz faizlerle bor para veriyordu. Es
ki tecrbesizlii getii iin parasn yle hemen istemiyor, borlu

123
AHMET HAMD TANPINAR

sunun iyi zamann kolluyor, hatta borcunu kendisine deyebilece


i kazanl vaziyetler bile hazrlamaya alyordu. Paa, Rumeli
askeriyle Yunan karklklarn bastrmaa gittii zaman bu ticaret
hayli geniledi: Bir yandan Paann kap kulu arasna girdi, bir yan
dan da haremde kendisine yol at. O kadar ki 1828 seferi balad
zaman epeyce servet sahibi olan Agop Efendi, darda olan Paas
na para bulmay kendiliinden zerine ald. Kefilsiz, senetsiz, hat
ta belli bir faiz laf bile etmeden Paaya iki bin altn sayd. Kendi
ihsan olan mahmudiyenin on yl iinde getirdii bu heybetli pa
raya Osmanl Paas epeyce ard. Bir nndeki torbalara, bir de
karsnda yepyeni uha elbiseleri iinde kollarn kavuturmu,
saygyla bekleyen uana uzun uzun bakt. in garibi, Agop Efen
dinin yznde hibir muzafferiyet alameti olmamas, hatta Paas
n byle sknt iinde bilmesinden gelen hir hznle gzlerinin do
lu dolu olmasyd. Paann da gzleri dolu doluydu; kendi taraf
yzde on ik(faiz istemiti. stelik, o zamana kadar farkna varma
d birok eyleri, dairesinde alanlarn zaman zaman grd
skntl yzlerini, etrafndaki fiskosu imdi iyiden iyiye anlyordu.
Maiyetindekilerin bir trl vazgemedikleri btn o ssler, gm
tabancalar, savatl hanerler, ipek kumalar, Hint allar Agop'un
marifetiydi. Bir yandan "Bile bile kafire dairemi soydurdum." diye
dnyor, bir yandan da "unu beraberimde sefere gtrp yolda
harcasam ne kar." diyordu. Fakat smail Paa, be on kuru iin
insan harcayacak adam deildi. Hem, Arnavut Hasan'n elinden
kurtard gnden beri, ona marazi bir merhametle balanmt. O
yllarda dairenin vekilharln eden Agop'un hesaplarnn ne ka
dar salam olduunu, kendisini birok masraflardan nasl korudu
unu da biliyordu. Onun iin hiddetini abuk yendi.
O gn saatlerce konutular. Agop artk resmen Paann vekil
harc oldu. Bundan byle stanbul'da kalacak olan Paann haremi
ne o bakacakt. Konaktan ayr bir dairede oturmasna da msaade
etti. Agop Efendi, sz arasnda Paa isterse, dardan da kendisine
birka yz lira bulabileceini, hele konan masraf iin hi dn

124
MAHUR BESTE

memesini sylemiti.
Saye-i ahanede muharebeden muzafferen dndkten sonra
Paa hazretleri kendisine istedii zaman bu paray deyebilirdi ...
Tecrbeli Paa , uann bu tatl szlerinin altnda bir tuzak bulu
nup bulunmadn, bir daha ban eip dnd. Fakat Agop sa
mimi' idi. O, bu ocakta yetimiti, ona balyd. Nitekim, Paann
lmnden sonra da, evlat gibi bytt yeenine de ylece ba
l kald.
Agop, 1839 senesine kadar Paann hizmetinde kald. Onunla
beraber Diyarbekir'de, sonra Ayntap ve Mara'ta dolat. Parasn
emin ellerde iletiyor, kendisi de gittii yerlerdeki tccarlarla anla
arak i yapyordu. Paa ile en son bulunduu Mara 'ta kendi kav
minden zengince bir tccarn kzyla evlendi. Tanzimat'tan sonra
efendisinin sraryla daireden ayrld. Fakat lnceye kadar Paann
ilerini gene o idare etti. Sabahlar, ii geniledike semtini dei
tirdii evinden kar kmaz smail Paann kira ile oturmakta srar
ettii Sleymaniye',deki konana urar, tpk yirmi yl nce oldu
u gibi, efendisine para ileri hakknda izahlar verir, shhatini sorar,
emirlerini seliimlkta evin uaklarna tarif eder, harem kapsndan
hanmefendilerle, Paann nc karsyla, henz evlendirdii bi
ricik kz ile konuur, bir emirleri olup olmadn renir, ondan
sonra evden kar, efendisine saygsndan bir sokak tede indii at
na binerek Galata' daki sarraf dkkanna gelir, orada kendi ileriyle
megul olurdu. Birounu Paaya gelip giderken tand byk
adamlarn servetini o idare ediyordu. lerinde Fethi Paa gibi da
mat olanlar bile vard. Agop Efendi kendisine her gn avu dolusu
para kazandran bu adamlarn kaplarna kadar at stnde gitmekte
tereddt etmez, hatta srasna gre onlarla ayn tondan konuurdu.
Fakat smail Paaya kar muamelesi hi deimemi, onun kar
snda hep Hasan'n tekmeleri altndan kendisini kurtard gn
ayaklarna kapanan ocuk olarak kalmt. ld sabah da yann
da idi. Ayakta oday dolduran kalabalk arasnda, el pene divan
durdu, alad.

125
AHMET HAMD TANP!NAR

Agop Efendi, yeni rejimin verdii imkanlarla ok para kazan


d. Hele iltizam ilerinde, kaide edindii "az kazan, ok i'', pren
sibiyle birka ylda serveti yimi bin altn buldu. Her akam dk
kannn kepengini indirdikten sonra kk masasnn bana oturur,
eline geen paray, yllarca bu ite ustalaan parmaklaryla yoklar,
kk mein antasna "bugn de byle geti" der gibi hznl bir
ifadeyle, ban sallaya sallaya istif ederdi. Evet, o gn de yle ge
mi, srasna, tesadflere gre on, yz hatta be yz lira kazanm
t. Fakat arad eyi gene bulamamt. Arnavut Hasan'n, elinden
hiyleyle ald o tepesi iviyle delinmi mahmudiye altn, Agop
Efendinin ilk ve son sevgilisi, gene eline gememiti. Agop Efendi
btn mrnce bu sevgiliyi binlerce benzeri arasnda yorulmadan,
bkmadan arad. Kendisini altnla temas haline getirecek her ie gir
di, her eit ticarete bavurdu, fakat ona kavuamad. Bu onun m
rnn biricik hzn idi. Evet, kazanmak gzeldi, biri bin yapmak
ta insann gururunu okayan bir taraf vard. Baldr plak, sadan
soldan hakaret gren bir seyis yamandan vezir ahbab olan, sad
razam dairelerinde ubuk, kahve ierek konuan sarrafAgop Efen
di arasndaki mesafeyi amak her kula nasip olur ey deildi. B
tn bunlar iin Allah'a ne kadar kretse azd. Fakat mrnn biri
cik hayali de gereklese ne olurdu? Allah ona sade istediklerini de
il, aklndan geirmediklerini bile vermiti. Kars cins bir kadn
kmt. Ona st ste erkek evliitla iki kz ocuk vermiti. Fakat
mahmudiye altn, bir gn sokakta bulup gece yastnn altnda mi
safir ettii o ilk altn bir trl eline gemiyordu.
Agop Efendinin Nuri Beye yapt eitli mail tavsiyeler ara
snda stanbul' da bir zahire irketi kurmas fikri de vard. Geri ka
zanc yolundayd, fakat bir ordu kadrosu sonuna kadar genilemez,
gnn birinde bu ticaret duruverirdi. Daha imdiden devlet Simke
hane'nin slahna balamt; onun iin eline geen parann bir ks
myla baka bir ticarete balamak daima faydalyd. Nuri Bey, uzun
tereddtlerden, enmelerden sonra bu fikre de raz oldu. Hatta sa
dece ortaklkla kalmad; Sultan Aziz zamannda ufak tefek devlet

126
MAHUR BESTE

taahhtlerine bile girdi. Sonuna doru da, bilhassa o kadar bal ol


duu Soloski'nin lmnden sonra tamamiyle kendini bu ie verdi.
Agop Efendinin gr doru km, Ali Paann sadaretinin son
larna doru kurulan "Saraciye irketi" bu ii tamamiyle eline ald
gibi, slah edilen Simkehane de Leh srmasnn stnln, bir
zaman iin bile olsa, ortadan kaldrmt.
Bahsettiimiz 1845 ylnda Nuri Bey henz zahire ticaretine
girmemiti. Srma ii bol para getiriyordu. Hayatndan memnundu.
Geni, rahat yayor, iyi iiyor, eline frsat getike eleniyor, fakat
ok garip bir snf telakkisiyle bu elencelerde hemen hemen stan
bul semtinden kmyordu. Beyolu 'nu hi tanmaz, Boazii me
sirelerine de gitmezdi. Kafasn dinlendirmesini seven bir adamd.
Her akam bulutuklar birka dostu ile koltuk meyhanelerinde bi
raz rak ier, geceyi tesadfe gre geirir, sabahleyin humarn ek
line, arlna gre, tutmayacan kendisinin de bildii birka tv
be ile vazgeer akamst belki de yapacak bir i olmad iin, ye
niden ve byk bir ciddiyetle ie balard.
te bu gecelerinden birinde, bir dostu Nuri Beye Nerkis Ay
e'nin evinden bahsetmi, bulunduu yeri, kapdan nasl girildii
ni, mterilerin nasl muamele grdklerini, nasl elenildiini bal
landra ballandra anlatmt.
Nerkis Aye, Tanzimat'n gevemi rfnn yava yava stan
bul ehri iinde yaamasna gz yumduu sefahat yerlerinden biri
ni iletiyordu . O yllarda Edimekap ' da bir mahalle kadar geni bir
konakta ayn ticareti yapan Langa Fatma'nn yetitirmelerindendi.
Onun elinden yakay kurtardktan sonra bir mddet urada burada
srtm, sonra Laleli' de genie bir ev tutarak gizliden gizliye ie
balamt. Karsnn ar kskanl yznden evinde gz aama
yan, hatta yllarca gen bir cariye yz grmeden yaayan bir da
mat paa tarafndan korunduu sylenirdi. Temiz, iini bilir, ihti
yatl bir kadnd. Evine parolasz girilmezdi. Bu parola sk sk de
iirdi. Gerekte bu, iini geniletmekten daima saknd iin, da
ha ziyade birbirinin kefaletiyle gelmi birtakm tanlardan ibaret

127
AHMET HAMD TANPINAR

olan mterilerini tatmin etmek iin bir usuld. Yoksa evin byle
bir tedbire ihtiyac yoktu. Talkta bekleyen gl kuvvetli uaklar,
herhangi bir mnasebetsiz misafire kar evi daima mdafaa edebi
lirlerdi. Selahiyetleri Zaptiye Nazrn bile geen baz nfuzlu
adamlarn himayesinde olduu gibi, semt klhanbeyleriyle olsun,
mahalleliyle olsun, her zaman iyi geinirdi. Hediye vermek, gnl
almak ilerinde hibir frsat karmazd. Mahallelinin birou onu
saznda sznde, yal , hayrsever bir kadn bilir, bir ksm da men
faat yznden susard. Buna ramen gene zaman zaman kendisini
dndren meseleler kard. Kzlarndan biri mterilerden biri
ne tutulur, yahut da aksi olurdu. Nerkis Aye'nin ii, barutla atei
bir elde tamakt ; kendisi de bunun byle olduunu bilirdi. Onun
iin bu gibi hallerde elinden geldii kadar sk davranr, kz ban
dan uzaklatrmaa alr, rzalar olursa eyiz vererek evlendirir,
ksacas, yangn batan sndrmee a lrd.
Fakat bazen i atall olurdu. Nerkis Aye'nin u veya bu ha
trl mterisi iin saklamak zorunda kald kz bir bakasn sever
di. Byle hallerde Nerkis Aye gnlerce odasna kapanr, kimse ile
konumaz, somurtup dnrd. Bir defasnda bylesi bir cariyeyi
gizlice zmir'e giden bir tccara satm, bir defasnda da, sevdii
adama kamasn kolaylatrmt. Ertesi gn de kzn halasnn
evinde ld haberini yaymt. ihtiyar, zengin ak, bu haber ze
rine bir trl teselli bulamam, gnlerce Nerkis Aye ' nin kendisi
ne gsterdii bir kimsesizin mezarna gidip alamt. Bereket ver
sin bu gibi vak'alar azd. Nerkis Aye'nin evinin o cins evlerin en
rahat olduuna herkes inanabilirdi.
Bu, dndan sms k kapal kafes ve perdeleriyle, zaman za
man kapsnn nnde grnen uaklaryla, etrafndaki konaklardan
ilk bakta ayrt edilemeyen, byke bir konakt. Evin cephesi,
imdiki air Hamet sokann biraz altnda kalan Koyun mer Aa
kmaz boyunca uzanrd. Bahe olan arka taraf ilingir Hama
m 'nn kadnlar ksmnn ald ve birincisinden ok dar ikinci bir
kmaza bakard. Biri ie rde, biri de darda bitmi iki byk aa,

128
MAHUR BESTE

buradaki bahe kapsn gizlerdi. Nerkis Aye ' nin saa sola verdii
rvetler, hediyeler, bu kmazn muntazam bir yol haline getiril
mesi iin mahallenin sarfettii gayreti yenmiti. Geri bu yzden,
hamama gelip giden semt kadnlar, hele klar , bozuk bir yolda
yrmekten epeyce zorluk ekerler, her yl yavrulad be alt eni
iyle sokan tam ortasn benimsemi sar bir kpekten epeyce
korkarlard. Fakat, buna karlk, Nerkis Aye'nin evine kendilerini
gstermeden girip kmak isteyen kadnlar, hareketlerinde serbest
kalrlard. in tuhaf, sar kpein kadn kyafetine az ok alk ol
mas, hele yavrulad zamanlarda erkek grmee hi tahamml
edememesiydi. Bu drt ayakl amazonun sayesinde, biraz da kadn
lar hamam yznden semtin erkekleri bu tarafa hi uramazlard.
Bir baka kolaylk da hamamn iki natrnn Nerkis Aye'ye bal
olmas, eski hanmlarna her trl kolaylk gstermeye hazr bulun
malaryd. yle ki hamamdan elde bohas kan herhangi bir ka
dn, kararlatrd saatte kolaylkla evin bahe kaps ndan ieri gi
rebilir, gene bohas elinde evden frlayan bir kadn da iki admda
hamamn kapsn natrn dost, aina glmsemesiyle kendisine
ak bulurdu.
Ev, dediimiz gibi, dardan baklnca o semtteki evlerden
farkl deildi. Fakat kap alp da gelen misafir belli paroladan
sonra tala ayak basar basmaz i deiirdi. Hemen koluna giren
iki Arabn itinasyla st kata karlrd. Orada gen, gzel cariye
ler onu karlarlar, ayn hrmetle, gene iki koltuuna girmek sure
tiyle: "Buyurun sultanm, hogeldini z ci vanm, u taraftan asla
nm!" diyerek byk sofadan geirirler, gelenin klk kyafetine, ta
vnna, vakarna uygun bir yatak odasna gtrrler, ba keye
oturturlard. Biraz sonra Nerkis Aye, arkasnda kahve ve ubuk ta
yan hizmetilerle gelir, misafire "ho geldin" der, sonra da gece
arkadann seilmesini temin edecek kadn akn balard. Uzun
alvarlarnn, snnal cepkenlerinin, yahut o zamanlar stanbul ' da
yava yava grnmeye balayan uzun etekli, dar korseli, ak bo
yunlu, ar dantelal krmal yenleri bileklerinin stnde sk sk

129
AHMET HAMD TANPINAR

kapal roklar iinde bir gelin kadar rkek, s klgan duran, her hare
ketine bir tavus szl vermek isteyen bu kadnlardan biri seil
dikten sonra oda boalr, bir gecelik zevk arkada, gemi yzyl
larn henz unutulmam ak modas olan bir yn naz iinde do
lab aarak srmal bohalardan misafire giyecei gecelik entariyi,
takyeyi, krk karrd. Ksacas bu, scak hamamyla, bir sr
hizmete koanyla, ar makamdan arks, hatta ireti, cokun sa
zyla, bir gecelik mkellef bir zevk ve elence alemiydi ... Hatrl
misafirler geldii zaman eve baka kimse alnmaz, kapnn nnde
fsltlardan sonra, gelenler geri evrilirdi. O zaman evin kaplar,
pencerelerin i tarafndaki kepenkler rtlr, btn ev, -birka yl
ncenin karikatrlerinde koskoca bir transatlantikte tek bana ba
lay seyahatine kan milyarderler gibi- bu tek bana elenen yk
sek mevkili adama yahut masraftan ekinmeyen mirasyediye bra
klrd.
Nerkis Aye'nin sr saklamasn bilmek, derli toplu olmak, pa
raya kymaktan ekinmemek gibi meziyetleri vard. Baz byk ko
naklardan esir pazarna gelen kzlarn en gzelini seer, giydirir,
kuatr, ufak tefek i hatta saz, trk retirdi. Bununla da kalmaz,
stanbul 'un her semtinde dolaan bohac kadnlar sayesinde o za
mann ok kapal hayatnda gerekten g olan ak dzenlerini de
kolaylatrrd.
Btn bu teferruat dostundan dinleyen Nuri Bey, hemen erte
si akam Nerkis Aye 'ye gitmeye karar verdi. O gn, akam nama
zna kadar kendini zor tuttu. Sonra yava yava Bayezt'tan aa
ya doru indi, Liileli'ye geldi. Koyun Ali Aa sokan eliyle koy
mu gibi buldu. Selamlk kapsnn tokman arkadann tarif et
tii gibi st ste defa yavaa vurdu. Gr bykl, sert bakl, ke
meri bir yn tabanca bakla devlet kalesi gibi heybetli grnen
bir Arnavut kapy at. lk bakta kendini ekiya inine giriyormu
sanan Nuri Bey, bu kabulden epeyce armt. Buna ramen o ak
amki parolay iyi kt fsldad: "Barbaros'u eme nnde gr
dm." Bu sihirli cmlenin Amavudun yzn yumuatmaa yetti

130
MAHUR BESTE

ini farketmesine vakit kalmadan koltuklarna giren iki Arap kle


ile kendini st katta buldu. ki gen kz oradan kendisini karlaya
rak odasna gtrdler. Biraz sonra Nerkis Aye, toparlak vcuduy
la yuvarlanr gibi geldi, "ho geldiniz, efendim" diyerek yerden
etekledi. Kahve, ubuk, hibir ey eksik deildi. Misafir yeter de
recede dinlendikten sonra zevk arkadan seti. Bu, hafif esmer,
uzun boylu, Trkesi kt, uzun etekli elbisesinin, altn taklidi bal
nn altnda kaybolmu hissini veren bir kzcazd. Nuri Beye ok
irin gelen tatl bir glmsemesi vard. Hafif saz, birka kadeh rak
ile gece yarsn buldular.
Yazk ki bu kadar gzel balayan gece byle bitmedi. Gece ya
rsndan biraz sonra kan bir yangn hereyi alt st etti. Bu, stan
bul'un bete birini birka saat iinde kl eden, binlerce insan yer
siz yurtsuz, gecelik kyafetiyle sokak ortasnda brakan , her otuz
ylda bir ehrin manzarasn deitiren, eski devirlerde hemen arka
sndan kanl ihtilaller getiren o byk afetlerden biriydi. Yangn ilk
nce Cibali'de balam, fakat az zamanda bir kolu Fatih'e doru
genilerken, bir kolu da rzgarn yardmyla Liileli'ye sramt.
Sabahn alaturka sekizine doru, Nerkis Aye'nin evi atnn drt
yerinden alev almt. Bu o kadar ani olmu, konan ats kav gi
bi birden yle tutumutu ki hi kimse vaktinde hazrlanamamt.
Evin iindekiler ne olduunu daha doru drst kestiremeden, Nu
ri Beyin akam zeri o kadar hrmet ve riayet grerek, kalbi sabr
szlktan arpa arpa kt byk selamlk merdiveninin ats ol
duu gibi kmt.
lk aknlkla odasndan frlayan Nuri Bey, sofaya kar k
maz dumandan hibir eyi grememiti. Yar plak bir yn kadn
erkek, ldrmlar gibi, lklar atarak sofann bir ucundan br
ucuna kouuyorlar. Nuri Bey telala giyindi, onlarn arasna katl
d. Selamlk tarafndaki merdivenden inilemeyecei meydandayd.
Evin teki ucundaki dar harem merdivenine doru kotu. Fakat
orada bsbtn baka bir facia cereyan ediyordu: birka saat nce
kibar, dost, gle yzl, ikramsever bir ev sahibi olarak grd

131
AHMET HAMD TANPINAR

Nerkis Aye, salar dimdik, yz is ve kan iinde, dar merdivenin


nne dikilmi, katlasya alyor, baryor "E lmaslarm verme
den kimseyi brakmam." diye yemin stne yemin ederek gelen ge
eni trmalyor, kendisini bir kenara ekmek iin uraanlarla d
yor, yedii tekmelerle lm gibi yuvarland yerden hemen
frlayarak stnden atlayanlarn rastgeldii tarafn sryor, bir ta
rafna tutunmaya daima frsat bulduu merdivenin basamaklarnda
gene herkesin yolunu kesiyordu. Zaten maniay atlayanlar da ev sa
hibinin imdadna koan uaklarn elinden kurtulamyorlard.
Bu yangn , bu gibi evlerde sk sk grlen ikizli entrikalardan
birinin zlme gecesine rastlamt. .. Nerkis Aye, birka yldr bir
kalyoncu erine gz baka ey grmeyecek kadar tutkundu. Elli
belik sevgilisini istedii gibi elinde oynatan, evin iinde herkesle
senli benli olan a ise, son zamanlarda evin kzlarndan birini
sevmi, onunla birlikte kamay kurmutu. Fakat eli bo da gitmek
istemediinden Nerkis Aye'yi yalnz o geceye mahsus olmak ze
re btn mcevherlerini Bedesten' den alp getirmeye raz etmiti.
Btn mrnce kir ve gnah iinde bata ka biriktirdii bu serve
ti, bulunduu emniyetli yerden kartmas iin ann biraz srar
kafi gelmiti .
Kalyoncu eriyle sevgilisinin planlar gayet basitti: gece yar
sndan sonra herkes uyuyunca, kz bir bahane ile odadan darya
karak ann gndzden getirdii erkek elbisesini giyerek bir
kede bekleyecek, erkek de Nerkis Aye 'yi skca baladktan ya
hut ldrdkten sonra mcevherlerle paray alarak svacaklard.
Birdenbire kan ve Nerkis Aye'yi deliye dndren yangn bu iki
sevdaly cinayetten kurtarmt. lk aknlkla, hem de en kolay
yoldan, yani selamlk kapsndan frlamlard. Hemen biraz sonra
odasna dnen Nerkis Aye, an odann iinde grmeyince, ilkin
bir ey anlamam, sonra birden phelenerek sandna komu,
mcevherleriyle altnlarn gizledii sar ekmeceyi yerinde bula
maynca, bsbtn ldrmt. Kalyoncu erini artk dnmyordu.
Hatta hafzasnn garip bir oyunu ile, bir a olduunu unutmutu

132
MAHUR BESTE

bile ... O, sadece biriktirdii altnlarn, mcevherlerini koyduu


yerde bulamamt. Onlar almlar, gtrmlerdi ...
Onlar sefil mrnn meyvalaryd. Btn hayatnca amur
iinde alkana alkana onlar biriktirmiti. Geri o elmaslar topla
mak iin ka ev kadnnn alaya alaya gz bebeklerinin snd
n, ka gen kzn ev bark, oluk ocuk saadet hulyasyla hayatn
kendi eliyle yktn, ka dede yadigar iftlii, deirmeni sattrd
n hatrlamyordu. Fakat Langa Fatma'nn mutfanda her gn
yar deli bir Araptan yumruk yiye yiye soan soyduu, havan d
d, rak kokusunun adeta iren bir ey gibi yapt bulak
meze tabaklarn ykad gnlerden balayarak onlar biriktirmek
iin ektii eziyetleri de hatrlamyordu. lerinde yeni evlendii
karsnn eyizinden kocasnn eliyle alnp kendisine getirilenler
vard. Fakat bunun ehemmiyeti yoktu; mesele onlarn Nerkis Ay
e'nin olmasyd. Nerkis Aye sade onlar bulmak, biriktirmek iin
eziyet ekmemiti. Ayrca onlar kaybetmek korkusuyla btn m
rnce rpermiti. Her gece, lm terleri iinde, yatandan kalkar,
sabaha kadar onlar dnr, sabahleyin Bedesten'e kadar gidip on
lar yerinde grmeden rahat etmezdi . imdi hepsi elinden gitmiti ...
Evden kimse kmamalyd. Hi kimse, onun mal olan eyle
ri gtrmemeliydi ... Kendisi iin muhakkak olan lm tehlikesine
ramen merdiven ban tutmutu. Fakat herkes onun bana
yor, herkes ona saldryor, herkes onu kendi mal olan eylerden
mahrum etmek istiyordu. Bir kadn, tek bana, bu kadar insana
kar ne yapabilirdi? te de kalka, ne yaptn bilmeden d
yor, yalvaryor, rpnyor, kfrediyor, grmeden sryor, ayr
madan vuruyordu. Elbisesi para para olmutu. Her yan kan iin
deydi. Fakat, kuduz bir hayvan gibi, gene rpnyor, saldryordu.
Salar kandan iyiden iyiye gzlerinin zerine yapm, az k
pk iinde bir zebani gibi rpnyordu.
Nuri Bey son bir atrt daha iitti. Alevli bir direk, en arkada
geceki arkadann ba stnden sarkmt. Kzn yzn gremi
yordu. Fakat beyaz Trabzon brmcnden gmlei iinde beyaz

133
AHMET HAMD TANPINAR

bir zambak gibi devrildiini grd. Ona yardma komak istedi, fa


kat yryemedi. Scaktan, dumandan garip bir bulant, bir ba dn
mesi yrmesine engel oldu. En iyisi lm beklemekti. Fakat, an
lalan, kalabalk nlerine dikilen et ynn devirmi olacak ki,
onu da srkledi. Btn gece ona o kadar byk lezzetler veren, te
nini tenine karde bulduu ince tebessml kz son bir defa daha
dnd. Beyaz vcudunu alevler iinde grr gibi oldu. Fakat ge
riye dnmek imkan yoktu. Birdenbire plak ayaklaryla ok yu
muak, cvk bir eye bastn hissetti ve onunla birlikte alt kata
kadar yuvarland.
Merdivenin dibinde, Nerkis Aye'nin ktk gibi imi cansz
fakat lmn snrlarnda uras buras sarslmakta devam eden v
cuduyla sarma dola, zerinden atlayp geenlerin farknda olma
dan, onun kadar cansz uzand. ..
Nuri Bey ertesi sabah gzlerini anca bana gelenlerin hibi
rini hatrlamad. Sadece kendisini btn benliiyle ok uzuklarda,
ok dank buluyordu. zerine ok ar birtakm eyler ylm
gibiydi. Sanki dnyann btn ykn zerine ymlard. Kendi
sine usuz bucaksz gelen vcudunun her yannda bu yk hissedi
yordu. Onun arasndan etraf kaplayan grlty, hkrklar ancak
duyabiliyordu. Nihayet bu arlk yava yava azald; vcuttan aa
doru kayan bir yorgan gibi bacaklarnn stnde topland, onun
bo brakt yere acnn uuru geldi. Bu, dayanlacak eylerden de
ildi; banda bir demirci rs alyordu. Boynu tam ortasndan
ar bir kl tersi yemi gibi ezik ezik aryordu. Buna ramen, bi
raz nceki arlk duygusundan kurtulduu iin daha iyi idi. Yava
a, korka korka gzlerini at. Hibir ey anlamadan bir mddet et
rafna baknd : temiz, solgun bir sonbahar gnei, kuru yapraklar
arasndan stne dyordu. Fakat Nuri Bey bu okamann farkna
bile varmamt. Lekesiz gkyzne ilk defa gryormu gibi uzun
uzun bakt. Biraz ileride kk bir ocuk, bir sandn zerine
uzanm, yan banda bir kadn dvnerek alyordu, daha ilerde,
kilime keeye sarlarak yaplm bir yn denk, birka sandk; in

134
MAHUR BESTE

ce amar sepetlerine, leenlere doldurulmu bakr takmlar , pa


bular, ynlarca amar vard. Nerdeydi? Bu ocuk niye yatyor
du? Bu adamlar kimdi? Hibir ey bilmiyordu. Gerek bir yaln z
lk, zavalllk duygusuyla kendi kendine: "Bilmiyorum." diye tek
rarlad. Fakat aydnlk gzlerini rahatsz ediyor, bann iinde a
lanlarn adeta hzn arttryordu. Daha fazlasna dayanamad ; ge
ne gzlerini kapad, deminden beri zerinde salland karanlk
bolua kendini brakt. Bu sefer eskisi gibi ok uzaklara gideme
di; acnn iddeti onun kendinden uzaklamasna, maddenin karan
lnda kaybolmasna engel oluyordu. Sanki bir yn kerpeten u
urunu vcudunun her noktasn a balamt. Arada bir ksa silkini
lerle gzlerini ayor, zerindeki gkyzn, yanbandaki sand
n zerine uzanm ocuu gryor, sonra yeniden gzleri kapan
yordu. te bu ksa uyanlardan birinde azna doru bir testinin
uzandn grd. lkin birka yudum, sonra uzun uzun iti. Yan
banda bir ses:
- aam, i. imdi kendine gelirsin, diyordu.
Nuri Bey gzlerini testiden ayrd zaman zerine eilmi
olan, ince bykl , hafif iek bozuu yzl delikanly grebildi.
ok sevimli bir yz vard. Srtnda, kollan dirseklerden yukar s
vanm alaca bir mintan vard. Bana bir Kandilli yazmas sarm
t. Kendisine bir ocua gler gibi bakyordu . Fakat bu gl , b
tn yzn, kollarn kaplayan isin, yer yer kan phtsnn arasnda
sevimli olmaktan ok, ac grnyordu.
Souk su, konuan insan onu biraz kendine getirmiti.
- Ne oldu, buras neresi? diye sordu.
- Ahretin kaps , beyim, ahretin kaps. .. Bereket versin geri
sin geriye geldin. Eie kadar seni zorla getirdim. Yoksa, beyim,
rabbena hakk iin gitmitin.
Kelimelerin zerine basa basa tuhaf bir konumas vard. Nuri
Beye ksaca olan biteni anlatt : Ali, civardaki tulumbac koula
rndan birindendi. Arkadalaryla yangn sndrmeye gelmiti.
Nerkis Aye ' nin evinde onu talkta zerine ken yar alevli enkaz

135
AHMET HAMDI TANPINAR

arasndan tesadfle kurtarmt. Onu civardaki kk bir camiin av


lusuna srkleye srkleye getirmiti.
O syledike Nuri Bey bir gece evvelki hadiseleri kendiliin
den yayordu. Nihayet kulaklarnda o geceki zevk arkadann ye
re derken att keskin lk kulaklarnda yeniden nlad.
Nuri Bey, zaman zincirini koptuu yerden eklemee muvaffak
olmutu. Kendisine geldii zaman Ali'yi baucunda akaklarn
outurur buldu.
yiden iyiye zedelenmi kaburgalar, yar ezilmi sa dizi onu
iki ay yataa iviledi. Krk gn, sca s cana yzlm bir ku
zu derisi iinde yatt. Sabundan, yumurta sarsndan yaplm mer-
hem sval bir sarg ayana al vazifesi gryordu. Ali onun bau
cundan ancak dkkana, ii atelyelerine uramak, Soloski'ye
Agop'a haber iletmek iin ayrlyordu. Ali, iten anlyor, etrafnda
kilere sz geirmesini biliyordu. Sonra, hayatn kurtard adama
garip bir ekilde balanmt. Nuri Beyin kendisine sermaye ver
mek, hatta ortak olarak onu tamamiyle dkkana balamak teklifle
rini Ali batan reddetmiti . Evde kalmak, Nuri Beyin hizmetine
bakmak istiyordu. Bu ballk Nuri Beyin de houna gittii iin
Ali 'yi yannda alakoydu.
Yangn onu ok sarsmt. Btn neesi ni kaybetmiti . Ne
merdiven sahnesini, ne de gen kzn lmn unutabiliyordu. Sk
sk ryasna giriyordu. Uyumaktan korkacak hale geldi. kide bir
olduu yerden kalkyor, eliyle bir ey kurtannak ister gibi mphem
hareketler yapyor, sonra alnndaki terleri silerek yerine oturuyor,
iine veya szne balyordu. Ayrca adeta delilie varan bir yangn
korkusu balamt. Nerdeyse evin iinde bir ubuk ateine bile da
yanamayacakt. Her gece kk evi Ali ile birlikte dolarlar, oca
a, mangallara bakarlar, kzleri sndrrler, scak kln zerine
ar bakr eya korlard .
Artk eskisi gibi elenmek de istemiyordu. Ten hazlarn insan
ruhuna !iiyk bulmuyordu. lm yakndan grmt. Kk Ada
l kzn kknden biilmi bir zambak gibi alev, duman iinde hata

136
MAHUR BESTE

kulaklarnda nlayan feryatla gzlerinin nnde devriliinde yava


yava btn hayat iin bir ders bulmaa balamt. Komularnda
ki bir Kadiri dergahna girdi. Geri gene iiyle gcyle meguld,
fakat bu kurulmu, bir makinenin ilemeye devam etmesi gibiydi.
Gerekte dnya ilerine eskisi gibi bal deildi. Sk sk Hacca git
mekten, dnyay bsbtn brakmaktan bahsediyordu.
Dostunun bu hali karsnda Agop Efendinin azn baklar
amyordu . Onun iin smail Paann yeeni kendi z evlatlar ka
dar azizdi. lerin bu kadar iyi gittii, parann bu kadar bol kazanl
d bir zamanda Nuri Beyin kafasnda dolaan dnceleri bir tr
l affedemiyor, bir nevi hastalk sayd bu halin nne gemek
iin areler dnyordu. En iyisi Nuri Beyi evlendirmekti. Her
gn einden dostundan Paa efendisinin oluna layk olabilecek
kzlar hakknda salk alyor, sonra babasnn servetini debdebesini,
asilliini, kzn kulaktan duyduu gzelliiyle beraber Nuri Beye
saatlerce methediyordu.
- Evladm, saadetin Agop'un avucu iindedir: istersen yarn
cebine koyaym, diye yerinden frlayarak smsk kapal yumruu
nu ok tyl, ikin boum boum bir meyva gibi Nuri Beyin y
zne doru tutard. Nuri Bey, kendisine ocukluunda oynad
"Bil bakaym bu nedir?" yahut "ift mi, tek mi?" oyunlarn hatr
latan bu bir nevi heybetli saadet kutusunun karsnda korkutan bir
eyle karlam gibi, olduu yerde gerilerdi. Belki de Agop 'un bu
kapal yumruu yznden evlilik saadetini uzun zaman insan tam
burnunun ucundan sran bir ar halinde grd. Agop Efendinin ev
lenme tekliflerini kapatmak iin Nuri Beyin sarfettii gayretler So
loski 'nin yznden boa kard.
Ona gre, Nuri Beyin evlenmesi hi de doru deildi. nk
dostlar hayatnn mistik safhasna girmiti. Bu Allah'tan gelen bir
iaret, bir nevi hidayetti : Onu reddetmek, zavall Nuri Beyi kendi
gerekleriyle mcadele haline sokmakt. Bu da onu perian ederdi.
- Dn, Agop Efendi, diyordu; bir gecede bu kadar iin bir
den olmas da gsteriyor ki bu Allah'n dostumuza hususi' bir h1tfu

13 7
AHMET HAMD TANPINAR

dur. Mukadderat byle istiyor. Nuri Beyi o kendisi iin semitir.


Soloski 'ye gre, Nuri Bey gerekten dnya ilerini brakma
lyd. Yetecek kadar paras vard. Bir keye ekilir, ibadetiyle, ha
yr ileriyle urard. Mistik hayat sonsuz zevklerin dnyasyd.
Bu, hepimizde uyur halde bulunan iliihi kvlcmn kendiliinden
uyanmas , uyand ruha istikamet vermesiydi.
Onun beenmedii ey Kadiri tarikat idi. Zikirlerini, ayinleri
ni yeter derecede olgun bulmuyordu. Hi deilse Mevlevllik olsa
idi. Bu acayip adam, stanbul'daki btn dergiihlar dolama frsa
tn bulmutu . Bu ocuk ruhun kendine mahsus tabiyeleri, kudret
leri vard. Mavi, berrak gzlerini karsndakine dikerek yalvard
zaman reddedilmesi kolay deildi . Onun iin tekke tekke stan
bul 'u gezmiti. Mevlevilii ona btn tarikatlardan stn gsteren
ey, musikiye verdii yer ile semam hususiyeti idi . Fakat o Nuri
Bey iin bunu da lzumlu grmyordu. Ona gre, keman Allah'a
giden yollarn en !asasyd. Her trl kutsiliin, ermiliin bir tek
kaps vard: bu, ta yedi yandan beri delicesine sevdii Bach idi.
Evet, Nuri Beyin iinde uyanan mistik kvlcm geniletmek, par
latmak, hakiki bir ocak haline getinnek iin keman renmesi ye
terdi. Bunu kendisi, Soloski zerine alyordu. Zaten onun yolu ze
rine kmas , tanmalar da bunu gsteriyordu. Onu kemana ba lat
mann heyecan iinde, sprgeciler kahyasnn mstakbel damad
n elinde dokunur dokunmaz ilahi namelerin kendiliinden fk
raca keman, banda btn bir kutsilik halesi, omuz balannda
henz filizlenmi iki kk kanatla ennilik yolunun konaklarn
bir rzgar hzyla aar gryordu,
- Hidayet baka eydir, Agop. Hidayet sanat ve musikidir.
Agop Efendi bu mnakaalarda Soloski'ye Nuri Beyin bu ya
tan sonra keman alamayacan, ellerinin bu ie yatmayacan
syleyerek itiraz ederdi. O zaman Soloski ayaa kalkar, mavi gz
lerini aarak:
- Keman o alacak deil ki ... "espri diven" alacak, anlyor
musun? derdi. O zaman Agop Efendi, "espri diven"e Nuri Beyin

138
MAHUR BESTE

nasrlanm parmaklarndan baka bir vasta bulmasn Soloski 'den


ciddiyetle rica ederdi. Nuri Beyin pannaklar altn, esham gibi ey
leri saymak iindi.
Hemen hemen her frsatta balayan bu mnakaalara nas l
olup da kzmadna Nuri Bey kendisi de aard. Deil bir tekke
adamnn, yle dini btn bir Mslmann da raz olaca ey de
ildi bu. Fakat ikisi de o kadar ocuk mizalydlar, tabiatlar o ka
dar birbirine uymazd ki, Nuri Bey kzmak yle dursun, elenirdi.
Bu iki ihtiras karlarken savurduu kahkahalar onun eski haline
dnmesine yardm etti. Fakat Ali ii byle grmyor, Soloski ile
Agop' un byle kar karya oturup Allah'tan, dinden sz amala
r, efendisinin iine karmalar onu ileden karyordu.
Vazge Soloski, olumuz evlenmeli ..
Hayr, keman almal!
Evlenmeli, saadeti avucumun iindedir.
Keman almal, hidayet kemandadr.
diye onlar ekie ekie kapdan karken bedduann binini
birden yadryor, bir daha gelirse kapy amamaa ahdediyor, fa
kat Soloski'yi eski zabit kaputuna brnm, koltuu altnda cilas
bozulmu keman kutusu, sivri sar sakal, solgun yz zerinde in
sana bir muambaya dikilmi iki boncuk hissini veren mavi gzle
riyle mazlum, biare grnce acyor, Agop'u daha rahat etsin diye
at ile deitirdii katrnn stnde iman vcudu sarsla sarsla
iecei kahvenin, ubuun, yapaca yarenliin hulyasyla daha so
kan banda memnun, mesut grnce glmeye balyordu. Onlar
dan kurtulu yoktu, efendisi evlenmeliydi ...
Nuri Beyin mistik hayat ak Krm Muharebesi 'ne gnll
olarak yazld zamana kadar devam etti. Bu bir buuk yl iinde
Nuri Bey birok ey okumu, byk tannm birok kimselerle ko
numu, bir iki "Nefes" bestelemi, ayinlere itirak etmi, hatta az
ok riyazet yapm, fakat daima kendisini bir trl stedii gibi Al
lah 'a veremediini grm, kendi tabiriyle, dnya 'gzn her za
man iinde ak bulmutu.

139
AHMET HAMD TANPINAR

Bu zaman zarfnda hayatnda da epeyce deiiklik olmutu .


Babas lm, annesi, Ali 'nin el altndan gnderdii haberler ze
rine, stanbul'a gelmiti . Bu gelile Nuri Bey servetinin, aile haysi
yetinin gerektirdii tarzda bir hayata kavumutu. Karacaahmet' te
ki ev braklm, yeniden yeniye kurulmaya balayan Tevik.iye ta
raflarnda konams bir ev satn alnm, Ali'nin kendiliinden
aala terfine temin eden kk bir daire halk eve yerlemiti.
Bu evin bostandan bozma gzel bir bahesi, geni bir sofa ze
rinde drt byk odal bir selaml vard. Bir aralk memleketine
iade edilmek tehlikesinde kald iin Mslman olan ve "Reit
Bey" adn alan Soloski, bu odalardan denizi grenine teklifsizce
yerlemiti. Reit Bey, eski adyla beraber Macar isyanndan getir
dii ve saray orkestrasndan ayrlr ayrlmaz yeniden giydii zabit
elbisesini de brakm Babali memu rlarnnkine yakn bir setre
pantolon giymiti. Artk eskisi gibi Nuri Beyi keman renmeye
tevik etmiyor, ondan sadece musiki retecei ve istedii gibi ter
biye edecei istidatl bir iki kk ressam kle satn almasn isti
yordu. Her sabah erkenden esir pazarna gidiyordu. Cebinde ressam
Preciosi' nin o kadar parlak renklerle, hemen ayn yllarda bize Bin
birgece dekorlarndan biri gibi tasvir ettii o kepengi Edime ii na
kl, ekerci dkkanlarndan satn ald sekerler olduu halde, pa
zarn avlusunda oynayan ocuklarn bana dikiyor, istidatlarn de
niyordu. Fakat, ondan rendii tabirle, bu kk "Scala" kurulur
kurulmaz, evde ne kendisinin, ne de efendisinin rahat kalmayaca
n iyice kestiren Ali, onu bu ziyaretlerinde yalnz brakmyor, bi
raz beendii her ocuk iin ayr bir kusur buluyor, sahibiyle bir iki
adm tede ufak bir konumadan sonra, byk bir ciddilikli Reit
Beye dnp: "Cinsi bozukmu ... ki sene sonra sesi kslr... " ya
hut "hrszm, saralym ... " gibi eyler syleyerek onu pazardan
karyor. Kapalar 'daki apuleti dkkanna soktuktan sonra ra
hat rahat evdeki veya d ardaki iine gidiyordu. Yava yava btn
pazar halk onlar tanmt "te deli Firenk geliyor!" diye ocuk
lar yiyecekleri ekerlerin itahyla etrafna yorlar; esirciler,

140
MAHUR BESTE

hibir ey satamayacaklanndan emin, balarn sallayarak Ali'nin


hareketlerinde bilmeden Moliere'in Scapin'ine e bir istihzay
uzaktan seyrediyorlard.
Nuri Bey, btn bunlarn farkna varmadan, kendi kendisiyle
didimekte devam ediyordu. Geri artk eskisi gibi yangn gecesi
nin tesiri altnda deildi; geceleri ryasnda Nerkis Aye'nin evini,
merdiven bandaki maher telan, gen kzn lmn grerek
ter iinde uyanmyordu. Etrafa artk onlarn gzyle bakmyordu.
Fakat onlar tamamiyle unutmu da deildi. Adal kzn akbetiyle
iinde uyanan lm fikri yava yava geriye, bizi ok defa bilme
den idare eden, yahut da kendimizi en ok verdiimiz bir iin orta
snda birdenbire uyanla hayatmzn muvazenesini bozan o derin
mntkalara ekilmi, yerini eyaya, insanlara brakmt. Nuri Bey
bu skuneti biraz da kendi gayretiyle elde etmiti. imdi eskisi gi
bi sadece evlerinde alanlarn yaptklarn satmakla kalmyor,
kendisi de, dkkannn bir yanna kurduu kk bir tezgahla eit
li kay ileri yapyordu. Bunu ona Hrkaierif'teki dergahna de
vam ettii bir eyh retmiti. "Kendi eliyle almak ruhu tasfiye
eder, insan Allah 'a yaklatrr. Dikkatini elindeki ie verirsen temiz
kalrsn" demiti.
Bununla beraber gene memnun deildi. almak onu dinlen
dirmi, durultmutu. Fakat erimek istedii bu deildi; o kendi iin
de bir aydnlk grmt, oraya gitmek istiyordu. Bir trl anlama
d, bilmedii bir ey onu bundan menediyordu. O devrin stan
bul 'unda ocuklarn geceleri fener kapmak, insanlar rahatsz et
mek iin yolun bir ucundan teki ucuna gerdikleri iplere benzer bir
ey ayaklarna taklyor, onu yolundan alakoyuyordu. Bu, ikide bir
farknda olmadan, aydnlk bir uurum gibi bir yannda penceresi
alveren phe idi. "Kendimi bir trl evin iinde gremiyorum."
diye ikayet ediyordu. Daha fenas bunu kimseye anlatamamas idi.
Ne eyhleri, ne de arkadalar onu anlamamlard. Yaln z bahe bi
tiii komusu mabeyinci Nait brahim Bey onu dinlemi, bir ke
re de mehur Kuadal brahim Efendinin arkadalarndan Kuu

141
AHMET HAMD TANPINAR

smail Efendi ile konumasn sylemiti.


Hemen herkesin bir tarikate salik olduu, kendisini bir zinci
rin son halkas olarak ve bir eyhin peinde grd zaman rahat
ettii o devirde, mrit tannanlar zamanmzn doktorlar gibi tav
siye edilirdi. Yznn krmz olmas , sefaret katipliiyle bulundu
u Viyana'da frenke renmesi yznden Firenk zm lakaby
la anlan Nait Bey de uzun uzun smail Efendinin faziletinden , il
minden, kerametinden bahsetti. in garibi, firenk modasn stan
bul 'a yayanlardan biri olan ve dinsizlii hakknda o kadar dediko
du edilen Nait brahim Beyin, eyhinden bahsederken dt te
lala bembeyaz plastronunu, gmleini enfiye lekeleri iinde brak
masyd.
Nuri Bey ertesi gn erkenden kuularda smail Efendinin
dkkann buldu. Aa yukar yetmi seksen yalarnda, uzun boy
lu, atlet yapl bir adamd. Bembeyaz sakal btn gsn doldu
ruyordu. Dkkann loluu iinde, svanm kollar , beyaz takke
siyle ayakta bir sahabe edasyla duruyordu. Nuri Bey ilk nce "ne
kadar gzel adam!" diye dnd . Gzleri alnnn ortasndaki ura
iliti. Bu urun sahibinin bir kere olsun yle yz koyun, rahata
yatamayacan dnd . Bu iki ayr dnceden birinden tekine
geebilmesine hayret etti. eyhe ne ihtiyac vard? Kabahat kendi
sinde, kafasnn yaplnda idi. Bu son dnce ile dnp kaacak
oldu. "Bari bir ku alsam da yle gitsem ... " diye iinden geirdi.
Sonra ban kaldrp gene ihtiyara bakt. O, tepeye asl bir kanar
yaya gzlerini dikmi duruyordu. Duvardan kancal bir denekle
kafesi indirdi. Kk kuu kocaman ellerinden hi beklenmeyen
bir dikkatle kafesten kard , kanadn kaldrarak aydnlkta dikkat
le muayene etti, sedirin stndeki ekmecenin zerinde duran bir
hokkadan parmann ucu ile biraz merhem alp srd; gene ayn
dikkatle kuu kafesine koydu. Fakat kafesi yerine asmad ; ekme
cenin zerine, gzel ciltli bir Kur' an ile ortasndan ak bir Divan-
Kebir' in arasna yerl etirdi, karsna geerek minderine oturdu.
Ku, acdan veya telatan, kafeste rpnyordu. smai l Efendi ona

142
MAHUR BESTE

bakarak " gne kadar bir eyin kalmaz, merak etme." diye sy
lendi . Soma Nuri Beye dnerek "Dn yaral getirdiler, ama ge
er... " diye szn tamamlad. Tekrar kafese bakarak kua gz
krpt. Bir papaan , ok sert bir madenden kesilmi gibi kaln , cila
l bir sesle st ste birka defa "Suphanallah, suphanallah!" diye
zikrediyordu ...
Nuri Bey ann gibi bakyordu, ihtiyar adam birdenbire:
- Otursana evlat, diyerek sediri gsterdi. Soma devam etti:
- Belli ki ku almaya gelmedin , bir syleyecein vardr, sy
le bakalm.
Nuri Bey, ku cvltlar iinde ona derdini anlatt. Fakat neler
sylediini kendisi de bilmiyordu. Bu cvltlar ona her eyi unut
turmutu. Kendisini papatyalarn, kk kr ieklerinin menevi
ledii yumuak imenler stnde yryor sanyordu. Bu, garip,
grmedii bir dnya idi. Bununla beraber ite konuuyordu. Bes
belli ki bir eyler sylyordu, nk ihtiyar adamdan cevaplar al
yordu. smail Efendi ara sra onu brakyor, kafeslerinde rpnan
kulara sesleniyordu.
- Sabah zikrini benimle beraber ettiler... Ben deyran ederken
hep yle yaparlar...
Bir ara Nuri Bey gzlerini Divan- Kebir'e evirdi, ilk beyti
okudu:
i tedbir ey miiselmiinan ki men hod ra nemi diinem
Ne tersii ne yehudem men ne kebr- ne mselmiinem
Fakat ihtiyar adamn gznden hibir ey kamyordu :
- Gzel yazdr, dedi; bunu bana haminiz Nait brahim Bey
hediye etti. Babas Fahri Nuri Beyin yazsdr. Ne adamd, bilse
ni z... Yaz, tahta oymas, her ey elinden gelirdi. Bir ayna sr oyar
d ki insan arrd. Kck bir sedef aks vard. Onunla sanki
orap t kullanyormu gibi abuk abuk, bir saat iinde koca bir
beyti yazard. Sonra neyi ... Zaten Hamamizade smail Dede Efen
dinin arkadayd. O da gitti, o da gitti.. . Biz taat iin kaldk ...

143
AHMET HAMD TANPINAR

Birdenbire yz, sesi mahzunlamt. Duvardaki byk bir


levhay parmayla iaret ederek: "Bunu da o yazd." dedi. Nuri
Bey, olduu yerden eyh Galip'in msram okudu:
Periani-i gam menuruna tura mym bilmem
Kuu smail Efendi devam ediyordu:
- Hal ehline ikayet hak deildir. Fahri Nuri Beyin hediyesi
olmasa saklamam.
Nuri Bey, mavi kat zerinde yaldzl talike uzun uzun bakt :
""ler bir gl bahesi neesiyle geniliyor, sonra "tu" hecesinde bu
nee adeta dmleniyordu. Msram sonundaki "bilmem" kelime
sinde btn bir tevekkl, btn bir katlan vard. Nuri Bey kendi
kendine "ok gzel" diye mrldand.
htiyar adam, kendi mazisi iinde Fahri Nuri Beyi aryormu
gibi bir mddet dnd, sonra anlatmaya balad :
- Fahri Nuri Bey, vezir kahvecisi Yusuf Aann olu idi. Yu
suf Aa da, iittiime gre, babozuk binbas Yorganyz Osman
Aann kardei imi. Olunu Enderun'a vermi . Amucamz Vaybe
lim Ahmet Bey anlatrd; merhum, Selimi-i Salis zamannda ok
rabette imi. Ricalden elebi Mustafa Reit Efendiye intisap et
mi ve onun kzyla da evlenmi .

144
MAHUR BESTE HAKKINDA

BEHET BEYE MEKTUP

Azizim Behet Bey,


Mektubunuzu alal bir hafta oluyor. Her gn size cevabn yaz
mak istedim. Fakat bir trl muvaffak olamadm. Beni o kadar a
rtan eyler yazmsnz ki bir trl iinden kamadm. Bilmem,
inanr msnz, bu bir hafta iinde hep sizi dndm. Zaten oktan
beri, yllar var ki sizden baka bir ey dndm yok. Fakat bu
seferki yle olmad. Dedim ya, beni arttnz, Behet Bey. yle ki
nerdeyse bir roman kahraman iken roman mnekkidi olmusunuz,
diyeceim geliyor. Bunu siz de dnm olacaksnz ki "ok de
itim, diyorsunuz; nerdeyse filozof olacam. Evvelce byle ey
ler hatrma gelmezdi." Hakknz var, Behet Bey. Kendinizi tan
maa baladnz. Kendinizle megul oluyorsunuz. Felsefenin deil
se bile, hikmetin eiinde olduunuz muhakkak. Buna sebep de
kendi kendinize dardan bakmanzdr. Sokrat'n "Nefsini bil!" na
sihatini hatrlayn. Size kendinizi seyretmek iin bir ayna tuttular:
Bu aynann karsnda etrafnz, kendi iinizi, elbette baka baka
ekillerde greceksiniz. Hayatnz da imdiye kadar tesadf diye
bakp getiiniz nice nice eyler zerinde durdunuz; onlarda kendi
paynz, etrafnzdakilerin payn, yaratltan gelme hususiyetlerin
payn aradnz. Talih dediiniz ey gznzde bir muayyeniyet ka
zand, iinizde ileyen bir yn mekanizma ile karlatnz. Bunda
biraz benim de paym oldu. yle ya, hikayenizi yazmam olsay
dm hangi vesileyle kendinize bu kadar dikkat edecektiniz. Kapal

145
AHMET HAMD TANPINAR

bir kutuya benzeyen bir hayatnz vard. O kutuyu ben sizin iin a
tm. Belki yalnz sizin iin... nk bakalar, sizi tanmayanlar
orada sadece uydurulmu bir ey greceklerdir. Fakat siz ...
Bu iyiliimi unutmamanz, bana teekkr etmeniz lazm gelir
ken beni itham etmenize gerekten ayorum. Sizi unutmuum, ta
lihinizi yarm brakmm; sonra kt gstermiim. Bu sonuncusu
nu anlyorum. Hatta biraz zaruri gryorum. Kendi kendinizi tan
maa baladktan sonra beenmemeniz kadar tabii ne olabilir?
"Hazr portrem yaplrken baz izgiler deise ne olur sanki" di
yorsunuz. Haklsnz, hangi sipari sahibi resminden memnundur?
"Olduumuz gibi" ile "olmak istediimiz gibi" terazinin iki kefesi
dir. Ben bunu banda farkettiim iin hikayenizi hatrat eklinde
yazmanz nlemitim, iyi ki byle olmu. nk ikide bir mda
hale edecek, ileri kantracaktnz. Birka masum "retouche" ile
her eyi alt st edebilirdiniz. nk siz bir terkipsiniz, Behet Bey.
Her terkip gibi, bir nisbetten bir nisbet bir kere deiti mi, ortada
siz kalmazsnz, bir bakas yerinizi alr. Onun iin "Beni roman
nza feda ettiniz." cmlesini kabul etmeyeceim. Hem nerden ve
kim benim roman yazdm size syledi? Ben sizin hayatnz ya
zyorum. Roman ayr bir ey. Belki daha g bir i. Belki de gc
mn stnde kalacak kadar gtr. Benim yaptm, sizden dinle
diim gibi hikayenizdir.
Sizi unuttuuma, yarm braktma gelince; bunda sadece
hakszsnz, iimde o kadar kuvvetle yayorsunuz ki istesem de si
zi brakamam. Bununla beraber sizinle lfetimi bir mddet iin
kesmee mecbur kaldm. Sizden bktm iin deil, hesaplarm alt
st ettiiniz iin. Ne kadar vel1t, ne kadar srkleyicisiniz! Etraf
m peinizden ayrlmayan bir yn glge ile doldurdunuz. Bu kala
baln karsnda kendime yeniden eki dzen vermee almam
zaruri grn.
Halbuki tek banza gelmitiniz; ilk grtmz gn elbet
hatrlarsnz. Be yl oluyor: Bir bayram gn, eski dzeninden pek
az iz kalm bir konakta birbirimize, rastlamtk. Eski, titiz prl p

146
MAHUR BESTE

rl, ta genlik zamanmzdan kalma selamlarla, iltifatlarla odaya gi


rer girmez beni fethetmitiniz. Sakalnzn biimiyle, redingotunuz
la, yandan dmeli st podset ayakkablarnz, kolal gmlei
niz, geni hazr kravatnzla ne kadar sevimli, bugnden uzak, asl
d yerde unutulmu bir takvim gibi sadece gemi bir zamand
nz. Adeta yllarca kurulmam bir saate benziyordunuz. Bize ince,
kibar sesinizle ok eski eylerden, eski insanlardan, tpk bugnden
bahseder gibi, yani bir yn canl tenkit, mlahaza ve dikkatle bah
settiniz. Nerden, nasl gelmitiniz? Aynadan m, dolaptan m k
mtnz! Yoksa oturduum yerden grdm, iindeki eyleri o
kadar merak ettiim o ar ceviz sandktan m bir anda frlamt
nz? Sizi tanyanlar, sizden her ey bekleyebilirler. Fakat biliyorum
ki kapdan girmitiniz. Bunu iyice grmtm. Ev sahibimiz, misa
firler, siz gelince ayaa kalkm, elinizi skm, bayramlamtk.
Sizde garip bir mazhariyet var, Behet Bey; herkes gibi maddesiy
le gezinen bir insan olduunuz halde bir ryaya benziyorsunuz.
Belki de hayatnz doru drst yaamadnz iin bu tesiri yap
yorsunuz. O kadar ki, yaklatnz insanlara kendinize mahsus bir
zaman alyorsunuz. Blnmezlerin blnmezi, ekirdek halinde
bir zaman. En basit eklinde bir dncenin, bir ihsasn, bir hatra
nn zaman. Belki de beraberinizde tadnz bu zaman yznden
maddi hviyetinize ramen etrafnza bir dnce, bir ihsas, bir ha
tra tesiri yapyorsunuz. O gn beni gerekten bylediniz. Sizi
dinlerken yllarca kaps almam bir eve girdiimi sanyordum.
Birdenbire bu kapnn gndelik hayata nasl, hangi sebeplerle ka
pandn merak ettim.
Mahur Beste, bildiiniz gibi, bu meraktan dodu. Keke by
le olmasayd! Sizi olduunuz gibi alaydm. O zaman bsbtn ba
ka bir ey olurdu. ok defa dndm: Size ben deil, Nodier rast
lasayd, o sari hviyetinizden ne gzel bir eser kard! Dnn bir
kere; o benim gibi maziniz zerinde durmazd; sizi grr, sadece
bununla kalrd. phesiz Trilby'ye benzeyen bir masaln, o her sa
tr ayr bir dikkatle okunan masallardan birinin kahraman olurdu

147
AHMET HAMD TANPINAR

nuz. yilik seven bir peri, yahut eametli bir byc veya bir lanet
yznden ebediyen zaman dna atlm bir ak kahraman olurdu
nuz. Yahut Hoffmann grmeliydi sizi. Muhakkak Kreuger'in arka
dalar arasna girer, elinizde saznz, btn hviyetiniz iinde g
ne alkanan bir havuz gibi musiki, name ile dolu, bize gamlarla
ruh arasndaki gizli mnasebetleri anlatrdnz. Belki de Kedi
Mur'u baka trl yazar, sonunda bu ok bilgin, ok zeki mahluk
size istihale ederdi. Poe'nun eline dseydiniz, medyum kuvvetiy
le, grlmez lkelerden arlm bir ruhun masa banda tekrar in
sani bir ekle girii olurdunuz. Fakat tesadf beni sizinle kar la
trd. Ben ne musikiinasm, ne de masal sanatnn o her sanattan
stn srrna sahibim. Bu byle olduu gibi, devrimiz artk harku
ladeyi ispirtizma masalar zerinde aramyor. Freud ile Bergson 'un
beraberce paylatklar bir dnyann ocuuyuz. Onlar bize srr in
san kafasnda, insan hayatnda aramay rettiler. Onun iin sadece
bir lezzeti bulmam lazm gelen bir yerde ben birtakm gizli eyler
renmeyi, eklin bysn bir izahla krmay tercih ettim. Doru
sunu isterseniz bu sizin iin de, benim iin de bir talihsizlik oldu,
Behet Bey. Siz, ilham etmeniz lazm gelen aheserden mahrum ol
dunuz. Bense peinize takldm iin ok sevdiim dnyamdan ay
rldm. kinci Cihan Harbi'ne ahit olmu bir neslin adamnn K
rm Muharebesi'nde ne ii vard, Behet Bey? Ne yalan syleye
yim, birok huzursuzluklarna ramen ben yaadm devirden
memnunum. Hibir mazi hasretim de yok. yle olduu halde beni
alp gtrdnz.
Burada bir kuvvetinizi itiraf etmeli: ok vel'.itsunuz. Etraf y
le bir kalabalkla doldurdunuz ki ... "Ben mi yaptm?" demeyin; siz
de bilirsiniz ki konuma daima karlkldr. Benimle o tarzda ko
nutunuz ki size ister jstemez bir yn sual sormak zorunda kal
dm. Ksacas siz ehrazat, ben Badat Halifesi oldum. Her defa
snda siz alayc bir glmsemeyle bahsi keserken ben "Aman du
run, onu da anlatn." dernee mecbur kaldm. Her gn cebinizden
yeni bir insan kardnz. Bir gn sizi o kadar ufak brakan, dev h

148
MAHUR BESTE

viyetiyle adeta yumurtada iken ezen rahmetli babanzla geldiniz.


Ertesi gn kader mahk:Umu solgun karnzdan, Atiye'den bahsetti
niz. Sonra srasyla, yahut hi sra gzetmeden bacanaklarnz, bal
dzlarnz, onlarn ocuklar, uzak yakn akrabalaryla karlatrd
nz. Kaynbabanz Ata Molla Beyi , Halit Beyin babas Nuri Beyi,
Agop Efendiyi, Msy Soloski'yi Selim'i, Talat Beyi hep sizden
rendim. Bununla da kalmad: koluma girdiniz, beni koca stan
bul'da semt semt gnlerce gezdirdiniz. Bazen aradnz eyleri ye
rinde buluyorduk. Bazen yerinde sadece bir yangn arsas veya ye
ni yaplm akvaryumla mukavva kutu, gemi kpetesi arasnda
batan aa korkuluksuz balkon, pencere, apartmanlar gryor
duk. Fakat sizin gibi sihirbazla bu cinsten manialarn ne deeri
olur? Kck kolunuzu "te Seliihattin Beyin kona burasyd,
urada ta merdivenden klrd. Araba kaps arka tarafa derdi."
diye bir iki iaret yapar yapmaz Tanzimat'n o ssl evlerinden bi
ri karmda canlanyordu. Evet, bana her eyi anlattnz. ekirdek
zaman her gn biraz daha geniledi, byd, dal budak sald , met
ve cezirler yapt, ileri geri gitti ve daima aradn yerinde buldu. O
zaman anladm ki yle ilk sandm gibi tek bir zaman paras de
ildiniz. Bir blnmezde yaamyorsunuz. Sizin de benim gibi,
herkes gibi bir zamann z var. Sadece zihinde domu bir ey deil
sn z.

Evet, sizin de bizim gibi bir zamannz var. Fakat ona hkmet
me ekliniz ayr. Sizin iin hal, hatrlama annzdan ibaret. Gerisi
iin tam bir kaytszlk iindesiniz. O zaman kaps kapanm ev ha
yali kendiliinden ortadan ekildi. Gerekte ev batan aa yan
m, siz darda kalmtnz. Benim sizde bulduum zihni eni de
buradan geliyordu. Bildiiniz gibi hal diye bir ey yoktur. Emerson
olacak galiba, "hiil"i iki musiki notas arasndaki fasla diye tarif
eder. Daha basiti hiil, gelecei gemii grmeye yarayan bir rasat
kulesidir. sterseniz bentlerde olduu gibi daima dnen bir su iin
yaplm bir teraziye de benzetebilirsiniz. Siz bu rasat kulesinden
nahrumdunuz, o kadar. Onun iin bana o kadar tek bir an grn

149
AHMET HAMD TANPINAR

mtnz. Bunu renmek ilkin bana ok garip geldi. Fakat aln


ca ok faydasn grdm. Bir kere sabah akam beraber yaadm
bir insan biraz daha iyi rendim. Bildiimiz zamann dna frla
mtnz. Sonra, bir tasavvurdur belki, ben hayal ile dnen ada
mm, sizi byle darda, muhafazasz grnce benim iin mananz
deiti, bir ferdi' vak'a olmaktan ktnz, bir sembol oldunuz. Ka
pananla darda kalann arasndaki fark. Darya, sokaa kan
adam yalnz kalmaz. Siz de benim iin yalnz kalmadnz. Hatta bu
hayal insandan teye gitti. Ev sembolnn yerine deer hkmleri
nin dnyas geti. Anlattnz eylerle pek iyi birleen bu sembol,
bana cemiyetimizin yz yldan beri geirdii deiiklikleri hatrlat
t. Bunlar dnmekle ihtibaslarnzla alakam kesmedim. Fakat
bende iki trl yaamaa baladnz: Sembol olarak, fert olarak. h
tibaslarnz sizin d manzaranz, fert olarak sizi veriyorlard. Be
ride ise sembol olarak maeri' ehreniz vard; sizinle alakas bana
yapt telkinden ibaretti.
Fakat i bununla da kalmad: Sizin iin zihni' bir arza olan bu
firari' zaman, halsiz zaman, bana adeta sanat iin bir metot gibi g
rnd. te burada, Behet Bey, beni aldattnz. Sizin hatrlamalar
nzn ileri geri gidiini takip ettiime piman oldum demiyorum, fa
kat ok glk ektiim de muhakkak. Bu atlaylar beni yoruyor.
Halit Beyden nce Nuri Beyden bahsedemez miydiniz sanki? Ney
se, anlatrken o kadar ryalydnz ki o byden belki bir ey bana
da geer diye sizi olduunuz gibi takip ettim. Fazla bir ey kazan
madm, fakat rneime sadk kaldm. Gerekte yalnz sizden
rendiklerimi yazmak istediim iin ikayeti deilim. Bazen sizi
niin kendi hatralarnz yazmaya brakmadma zlyorum.
Unuttuunuzu unutmu olurdunuz. Halbuki benim byle bir maze
retim yok. Her eyi derinletirmee, alakalarnz bulmaa mecbu
rum. Halbuki siz hatralarnzn fantazisine uyarak yle eyler atl
yorsunuz ki ... Bazen de gizliyorsunuz. Neden, nasl? Bunu bilmi
yorum. Bana bir trl Atiye' den, Doktor Refk'ten bahsetmediniz.
Hele Doktor Refik. .. Niin? Onun lmne sebep olduunuzu zan

150
MAHUR BESTE

nederim diye mi? lm ayr bir ey... Hepimiz biliyoruz ki o zat


trreden ld. Siz onun iin sadece ufak bir seyahat hazrladnz.
lmnden sonra vicdan azab duymamanz, bu lm bir baar
saymanz ayplarm diye mi? Bunun bir kusur olduu muhakkak,
fakat Behet Bey, siz mazurdunuz. Hayatnz o kadar baarszd, o
kadar basit eylerde beceriksizdiniz ki, dolaysyla sebep olduu
nuz irkin bir i bile size bir baar gibi gelebilirdi.
Atiye'nin zerinde sizden fazla durmama kzyorsunuz. Ne ya
lan syleyeyim, Atiye'ye balym. Sabr, tahamml, iyi kalbi, ta
lihi, her eyi beni ona balad. Siz bana kskanlklarnzla, kk
lk duygularnzla bir fikrisabit gibi yaptnz. Atiye byle olmad.
Ona ben kendim gittim. Etrafmdaki hava deisin diye.
Hayatnzn hikayesine o kadar ok ey karmasndan mesul
ben miyim? Niin smail Molla Beyin olu, Ata Mollann damad
oldunuz? Lalettayin bir ana babadan doabilirdiniz. htibaslarnz
la, zaaflarnzla, ihtiraslarnzla bir yn tezadnzla sizi cemiyet
hayatnn en mhim, en gze arpan bir kademesinde gren bir
adam, hayatnz oradan seyrettiiniz manzaralara kartrrsa kaba
hat mi?
Halit Bey ile Nuri Bey, Talat Beye hayatnzn hikayesinde o
kadar yer vermeme de kzyorsunuz. Talat Beyi bilmem neden sev
mediniz? Onun talihinden korktuunuz iin deil mi? Ne zaman
ondan bahsedecek olsam elime sarldnz, bana baka eyler anlat
tnz. Halbuki "Mahur Beste" onundur. Siz, Behet Bey, suyun ba
nda beklemeye mecbursunuz. Yaratl sizi sadece bir istek, bir
susuzluk olarak yaratm. Talat Bey yle deil. O, yaayan adamd.
Hatta hayata rnek, moda veren adam. Meselesi bir eyin yokluu
zerinde kurulmam. Talat Beyin size benzedii hibir taraf yok.
O, krlm adamdr. Siz mal'.ipsunuz. Onun kaacak, tutacak yeri
var. Musikiye, sanata kat. Sanatkarla patolojik tip arasndaki fark
lar bu kadar yakndan grdkten sonra nasl vazgeebilirim? "Se
lim ile Cavide'nin akl arnda Talat Beyin pay nedir? Onu taklit et
miyorlar ki ... " Bir bakma doru. Fakat bir noktay unutuyorsunuz:

151
AHMET HAMD TAN PINAR

Hepimizin zerine glgemiz den byk duygu kuvvetini, yakn


dan uzaktan toplanan bu tehlikeli miras unutuyorsunuz. Taklit et
miyorlar, fakat tesi ri altndalar. Siz de biliyorsunuz ki dnk haya
tmzn en kuvvetli, hayata en ok tesir eden taraf musiki idi. Mu
siki baka kltrlerde romann, resmin, tiyatronun itirakiyle yapt
tesiri bizde tek bana, iyi kt kendi hamlesiyle yapyordu. Bir
aile miras halinde gelen byle bir amili nasl ihmal edebilirdim?
Talih belki biyolojik rsiyete dahil deildir. Fakat muhit terbiyesiy
le bsbtn alakasz olduunu ne siz, ne ben iddia edebiliriz. Onlar
birbirlerini tanmadan, sevmeden nce "Mahur Beste"yi tanr, se
verlerdi. Biraz da kendilerinden nce doan bu ak hikayesine g
re ahsiyetlerini hazrlamlard.
Nihayet Halil Beyle Nuri Beye itiraz ediyorsunuz, ok uzatt
m sylyorsunuz. Ben uzatmyorum, onlar uzatyorlar. Ben ba
ndan itibaren bu ite sadece kaydetmekle iktifa ettiimi, ancak
ok lzumlu yerlerde mdahale ettiimi sylemitim. Nuri Beyin
hayat Knm 'a kadar gidecekmi . Kendisi mademki zaruri gryor,
gider. Bana ne? Ben onlar iimde serbeste yaamaya braktm.
Balangta sade siz vardnz. imdi onlar da var. Onlar bir haki
kat gibi alyorum. Onlar da dinlemee mecburum.
Siz kainatn etrafnzda dnmesini istiyorsunuz. Dnmyor
sunuz ki hayat sizi mahrekinin dna atm. Hayat kimsenin etra
fnda dnmez, herkesle beraber yrr. Nasl olur da tek banza si
zinle kalabilirim? Biliyorum, imdi bana "O halde bu benim hika
yem deil artk." diyeceksiniz. Evet, yle, artk sizin hikayeniz de
il. Sizin hikayeniz olarak balad , fakat arkanzdan o kadar byk
bir kalabal sahneye tadnz ki, sizin hikayeniz olmaktan kt.
Hepinizin hikayesi, daha dorusu yaadnz, yaadmz devirle
rin hikayesi oldu. Bu kadar kalabal bir insann etrafna toplaya
mazdm. Madem ki bahis ald, unu da syleyeyim: Tek kahra
manl hikaye artk canm s kyor. Nihayet son cmlenize cevap ve
receim. "Hem artk almyorsunuz, beni yarm brakacaksnz
diye korkuyorum." Hayr, yann kalmayacaks nz. Yalnz etrafma

152
MAHUR BESTE

ok insan yld. Hepsi birden konuuyorlar... Benim szm ken


diniz tamamlamaya kalkmayn. Ben onlarn sesini orkestralamaya
mecburum. Bu i bitene kadar sabredeceksiniz. Dardaki dostlar
nzdan biraz uzakta kalacaksnz. Bu ite benden daha sabrsz ol
maa hakknz yok. Hoa kaln! Daima dostuz, buna inann.

lk, 99, 1 Kasm 1945, s. 25-27.

153
BR AIKLAMA

Mahurdan Beste 'nin tefrikas ile kitap eklini karlatrrken birka


atlama ile karlatk. Ancak tefrika ile ilk neredilen kitap ekli arasnda
iki fark bulunmaktadr ki bunlar bir ihmale balanamaz. Bunlar, her hal
de eserleri zerinde daima durduu ve deitirdiini bildiimiz Tanpnar
yapmt. Muhtemelen kardei Kenan Tanpnar aabeyinden kendi sine in
tikal eden baz eklemeler ve deiiklikler yaplm nshay nairlere ver
miti . Ancak durumdan kesin olarak emin olmadmz ve Tanpnar ' n da
bu eseri bitirmeden brakm olduunu dikkate alarak bu bir iki deiikli
i ilgilebilecek okuyucular iin aada belirtmekle yetinmeyi uygun gr
dk. Farklar siyah harflerle belirtilmitir.

Tefrika ve bu bask, s. 40:"Hibir zaman kurtulamad bir para ihti


yac bu kskanl eski dinlerin mukaddes oca gibi besler, parlatrd."

Kitap, 5. B. s. 51 . "Hibir zaman kurtulamad bir para ihtiyac bu


kskanl mel'fn bir ocak gibi besler, parlatrd ."

Tefrika ve bu bask : s. 54. "ki koltukla bir kanepenin arasna yle


bir yerletirilen oynak, beyaz rtler; sabahleyin kendisini 'entarisi ala
benziyor' arksn alarak uyandran adi masa saatinin tkrts; yerde ya
tarken sndrd kk idare lambas, hepsi, hepsi gznn nndeydi,
imdi o odada olmasn ne kadar istiyordu."
Kitap: (5. Bask. : s.67-68.) "ki koltukla bir kanepenin arasna yle
bir yerletirilen yatak, o lavanta iei kokan beyaz rtler; sabahleyin
kendisini 'entarisi ala benziyor' ark sn alarak uyandran adi masa saati
nin tkrts; yerde yatarken sndrd kk idare lambas, hepsi, hepsi
gznn nndeydi. Behet Bey st kardeinin fakir evine baylrd. Ne

155
AHMET HAMD TANPINAR

yalda, ne konakta, orda geirdii gecelerin rahatn bulmutu. Orala


r dndke farknda olmadan zair kesilirdi. smail Molla Bey gibi
bir adamn olunun kendisine ykledii bir yn klfet orada yoktu.
Orada ura-y Devlet aza mlazm deildi. Kendisini behemehal y
rmesi icap eden bir yolun banda bulmazd. Buna sebep bir ruh ha
liydi. Kaybetmekten, ge kalmaktan korkan Behet Bey, imdi o oda
da olmasn ne kadar istiyordu."

156
AHMET HAMD TANPINAR
btn eserleri

Be ehir

Yahya Kemal

Btn iirleri

Huzur

Saatleri Ayarlama Enstits

Mahur Beste

Sahnenin Dndakiler

Hikayeler

Tanpnar'n Mektuplar

Yaadm Gibi

Edebiyat zerine Makaleler

Gnlklerin Inda Tanpnar'la Babaa

Mahur Beste

Ahmet Hamdi Tanpnar j

dcg,l/ yaymlan roman

Mahur Beste'de Tanpmar' m Ht=ur ve Sahnenin Dmdakiler


adl romanlannda nemli bir motif olan "Mahur Beste"

temas nemli yer tutar. Mahur Beste, ac bir ak hikayesinin


klasik musiki kalplaryla soyutlanmasdr. Tanpnar, klasik
Trk musikisini medeniyetimizin zl bir yansmas olarak
kabul eder. Mahur Beste'de Tanpnar'n dier eserlerinde de
grlen medeniyet meselesi byk bir arlkla ele alnr.

Mahur Beste, Tanzimat sonrasnda toplum hayatmzn her


ynne yansyan deiim ve bakalamn yanstld ve her
frsatta tartld bir roman zelliindedir.

ISBN 978-975-7 462-81 -1

rn
9 7897 57 462811

You might also like