Professional Documents
Culture Documents
Dücane Cündioğlu
Genişletilmiş Baskı
GELENEK YAYıNCıLıK! 77
Philo-Sophia-Loren
yerlilerin çıgıığı
yerliIere çığlık
Bir dağın yalçın tepelerinden gökyüzüne doğru kesif bir
duman yükselmeye başladığında, rüzgar dumanlan yamna
alarak yavaş yavaş esmeye, bulutlar ise duman parçalanm
kucaklayarak ötelere taşımaya başladı. Bu sırada beyazlann
eline esir düşmüş ve elleri arkalanndan bağlanmış savaşçılar
arasında bir kıpırdanma meydana geldi, uğultular yükseldi.
Hepsi de gözlerini gökyüzüne çevirmişti; derken duman par
çalanm alelacele izleyen bir savaşçının ağzından şu sözcük
ler döküldü:
- Anlamadınız mı hala niçin yenildiniz düşmanlannlZa?!
Hainler çıktı içinizden. Düşmanlan sevindirir sözler mmldan
dılar ve böylece sıdkı terk, ihaneti tercih ettiler. Daha önce
erkekleriniz savaşırken onlan sinsice arkalanndan hançerle
mişlerdi; geride savaşan bir tek kadınlannız kalmıştı, onlan
da şimdi alenen kendi elleriyle düşmana teslim ediyorlar.
Kadınlar savaş sırasında geride kalmayı istemedikleri için
geride savaşan bir tek kadınlar kalmıştı. VE en nihayet geri
de kala kala savaşan bir tek kadınlar kalmıştı.
erkekler çok komik
• Enver Paşa'nın Eşi Naciye Sultan'ın Hatıralan: Acı Zamanlar, s. 54, Is
tanbul, tsz.
ahunun ahı
kız veya kadın değil; bilakis çocuktur; yani er olan kişi, ak
len ve bedenen çocukluktan kurtulan kişidir. Nitekim bu an
lamıyla "er, eren, ermiş, ergen," sözcükleri, olgunlaşmış kız
lan veya kadınlan dışanda bırakmıyar. Kadınlar için de "er
kadın", "erkek gibi kadın" tabirlerinin kullanıldığı malumdur.
Erkek sözcüğünün aynı zamanda güç, kuwet ve iktidar
(=erk) sahibi kimselere delalet etmesi ise, kuwetin zamanla
bedeni kuwetlere tahsis edilip iktidann kas kuwetine baglı
kılınmasındandır. Çünkü yönetmek, aklen, zihnen, kalben
olgunlaşanlann, yani erenlerin, ergenleşenlerin, ermişlerin
işidir. (Burada Platon'un bilge-kral deyişi hatırlanabilir.) Ka
dim dönemlerde erkeğin erkekligini (güç ve iktidannı) sade
ce aklının, zihninin gücüne degil, kaslannın gücüne de borç
lu olması, iktidann sadece müzakere masalannda degil, aynı
zamanda savaş meydanlannda da elde edilmesi, sözcüğün
sadece kas gücüne delillet eden tarafını öne çıkarmıştır. Bu
gün nasıl erk (kuwet) denilince kaba kuwet, bedeni kuv
vet, �aca kas kuweti anlaşılıyorsa, erkek denilince de kas
lan güçlü olan, maddi ve bedeni güçlere sahip olan kişi akla
gelmektedir. Nitekim 'er'in asker anlamına gelmesi de bu
yüzden.
Ben kadınlaM erkekleştiğini söylemekle onlaM sadece
saka! bıraktıklannı söylemiş olmuyorum; erkekliği tıpkı çogu
erkek gibi sadece bedeni erk'e hasrettiklerini de ima etmiş
oluyorum. Kadınlann kadınlıklaMI kaybedip dişileşmelerine
işaret ederken de kastettiğim aynı şey aslında. Erliği, erk'i
bedeni iktidardan ibaret gören erkekler kadınlan nasıl salt bi
rer dişi olarak algılıyorlarsa ve algılamak zorunda kalıyorlar
sa, erlikteki, erenlikteki, ergenlikteki, erkeklikteki erki, bede
ni erke tahsis eden kadınlar da aynı hatayı işliyorlar ve er
memiş erkekler onlan nasıl görmek istiyorlarsa kendilerini o
.
MODERN KADıN NıÇiN AŞ EREMIYOR? 63
hale, yani salt birer dişi haline getiriyorlar. Kısacası iki taraf
da çocukluk yapıyor, çocuk gibi davranıyor.
Ermek, er, ergen, ermiş olmak, kısacası olgunlaşmak sa
dece bedenf yetilerimizi değil, aklf ve kalbf yetilerimizi de 01-
gunlaştırmakla, kemiHine erdirmekle mümkün olabilecek
ken, modem insan, o insarıf özünde saklı kendini bilme-ta
nıma yetisini köreltiyori kendisini düşünmenin değil, sadece
bedenf duygulann, idrakin değil ihsasın konusu kılmayı ma
rifet biliyor.
Kadın sorunu düşünmenin ışığında durmaya tahammül
ederse, belki o zaman kadın aracılığıyla hakikatin kapısını
tıklatmak imkanını elde edebiliriz. Aksi takdirde çocuklaşmış
ergenler arasında kaybolup Hz. İNSANı asla bulamayacağız
demektir.
erkekler kazaklaştığı için
kadınlar erkekleşir
riye alan bir yol izledi. Böylelikle bir süre sonra aşın teklif ve
tehdidlerln önemli bir kısmı aşın olmaktan çıktı.
Kasım Emin'in Tahrir'ul-Mer'e (Kadımn Özgürlüğü) adlı
kitabını hatırlayınız. Önceleri bazılan tarafından ne de aşın
bulunmuştu. Güya ona reddiye olarak da Mer'etu '[-Muslime
(Müslüman Kadın) adlı bir eser yazıfuııştı. Ikincisi birincisi
nirı aşınlıkIanm reddetti: sonrakiler de ikincisinin aşınlıkları
m. Şimdi bizler de sonrakilerin aşınlıkIanm reddediyoruz.
Bugünden bakıldıkda öncekiler ne kadar da muhafazakar, ne
kadar da gerici ve mutaassıb görünüyor değil mi? Bizim ya
zıp çizdiklerimiz ise ne kadar da Kur'ani?
Çok basit bir soru: en bilgililerimizin, en bilgirılerimizirı,
en bilgiçlerimizin bile kendilerini dedelerinden veya babaan
nelerinden daha dindar hissettiklerini ya da olmaya çalıştık
lannı söy1eyebillr miyiz?
Acaba n' oluyor da bilgisiz halk daha dindar iken, bilgili
elitler bilgilendikçe daha frapan hale geliyorlar? Mesela sıra
dan Türkler ile Beyaz Türkler arasındaki köklü aynmın ay
nen İslamcı elitler ile dindar halk arasında da cari olması
kimsenin dikkatini çekmiyor mu?
Keza annesinin, babaannesinin giyinmesinden, konuş
masından, tavırlannclan utanan birçok kızımlZın. annelerini
örnek almaları, babaanneleriyle övünmeleri gerekirken, tam
aksine onlann içinde bulunduklanın zannettikleri esarete
düşmernek için modem hayatın kucağına kendilerini salma
lan acaba niçin kimsenin tuhafina gitmez?
Bürun bunlar dikkatinizi çekmiyor ve tuhafimza gitmi
yorsa; o zaman kaçınılmaz olarak mevcut İslamı biIincirı
çağdaş yaşamı destekleme etkinlikleri düzeyine inmesinden
fevkalade rahatsız olan bu müslümanın yazdıklan tuhafinıza
gidecektir. Ne yapalım gitsirı; zira zaman geçtikçe kendisi 01-
•
86 PHILO-SOPHIA-LOREN