Professional Documents
Culture Documents
Sevgili Stefano,
O zaman armağanların silahlar olacak. Çifte namlulu tüfekler. Kesintisiz ateş eden
silahlar. Hafif makineli tüfekler. Toplar. Bazukalar. Süvari kılıçları. Bütün savaş
giysileriyle kurşun, askerler ordusu. Açılıp kapanan köprüleriyle şatolar. Kuşatılacak
kaleler. Kazamatlar, barut depoları, destroyerler, jetler. Makineli tüfekler, hançerler,
rövelverler. Colt’lar ve Winchester’lar. Eski Fransız tüfekleri, 91’ler, Garand’lar,
mermiler, arkebüzler, külverinler, sapanlar, arbaletler, kurşun top mermileri, katapultlar,
meşaleler, el bombaları, mancınıklar, kılıçlar, kargılar, kale duvarlarını yıkmakta
kullanılan kalın kütükler, bakalı kargılar ve borda kancaları. Tıpkı Kaptan Flint’inki gibi
(Long John Silver ve Ben Gun’ın anılarına) sekiz riyallik dolarlar ve Don Barrejo’nun
çok sevdiği türden kamalar ve bir defada üç pistolu saf dışı edecek ve Montelimar
Markisini yere devirecek Toledo palaları ya da Baron de Sigognac’ın Isabelle’ini elinden
almak isteyen gaddarı kılıçtan geçirdiği Napoliten hileleri. Ve savaş baltaları, partizanlar,
miserikord kamaları, hançerler, ciritler, palalar, küçük oklar, John Carradine’in elektrikli
sandalyede idam edilirken tuttuğu, kimse anımsamasa bile çok kötü bir talihtir bu, kılıç
bastonlar da olacak. Carmaux ve Van Stillerdin benzini uçuracak korsan kılıçları ve
hiçbir Sir James Brook’ın görmediği cinsten (görmüş olsaydı, Portekizliler karşısında
teslim olmayacağı) üzeri kakma ile süslemeli pistollar; gün Clignancourt’ta yavaş yavaş
batarken Sir William’ın çömezinin, kendi öz anası yaşlı paragöz Fipart’ı öldürmüş olan
katil Zampa’yı öldürdüğü türden üçgen ağızlı hançerler; ve bakır rengi sakalları kurşun
bir tarakla devamlı tarandığı için kendisini daha da büyüleyici gösteren Beaufort Dükü
Mazarin’in çelengini sevinçle bekleyerek ata binip uzaklaştığı sırasa gardiyan La
Ramee’nin ağzına sokulanlara benzer peres d’angoisse’lar1 ve betel çiğnemekten dişleri
kıpkırmızı olmuş adamların ateşleyeceği, ağızları çivi dolu tüfekler; parlak giysili
Arapların saldırılarında kullanılacak, kundakları sedeften tabancalar; Nottingham şerifini
kıskançlıktan mosmor edecek şimşek hızında oklar; Minnehaha’da ya da (iki dilli
olduğunuza göre) Winnetou’da bulunabileceklere benzer kafatası derisi yüzmek için
bıçaklar. Kibar bir hırsızın işini yapabilmesi için gerekli, frakın altında yelek cebine
1Poire d’angoisse’dan bozma bir sözcük oyunu. (Avaler des poives d’angoisse: Ağular yutmak, büyük
kahırlara uğramak). (Çev.)
1
sokulu küçük, yassı bir pistol ya da cep çöktüren veya Michael Shayne’in koltuk altını
dolduran ağır bir Luger. Jesse James’e ve Wild Bill Hickok’a layık av tüfekleri ya da
ağızdan dolma Sambigliong. Kısacası, silahlar. Çok sayıda silah. Bunlar, oğlum, bütün
Noellerinin anımsanacak şeyleri olacak.
Bir sabah, bir dostumun oğluna bir armağan almaya söz verdiğim bir sabah,
Frankfurt’taki büyük bir mağazaya girdim ve güzel bir revolver istedim. Herkes şaşkın
şaşkın baktı yüzüme: Biz savaş oyuncakları bulundurmuyoruz bayım. Kanınızı
dondurmaya yeter bir yanıt. Rezil olmuştum, çıktım oradan ve kaldırımdan geçmekte
olan iki Bundeswehr adamıyla burun buruna geldim. Gerçeğe geri dönmüştüm. Hiç
kimsenin benimle alay etmesine izin veremezdim. Bundan böyle yalnızca kişisel
deneyime güvenecektim, pedagogların canı cehennemeydi.
2
bir adam. Savaşlara kesinlikle inanmayan, savaşların haksız ve lanetli olduğuna, insanın
bir çatışmaya sürüklendiğinde istemeye istemeye, çabuk biteceğini umarak ve bir onur
sorunu olduğunu ve bundan kaçamayacağı için her şeyi tehlikeye atarak dövüştüğüne
inanan bir adam. Ve sanıyorum ki, benim savaştan derin, sistemli, aydınca ve belgelere
dayanan nefretimi, çocukluk günlerimdeki sağlıklı, masum, platonik olarak oynadığım
kanlı oyunlara borçluyum, tıpkı bir kovboy filminden (şiddetli bir kavgadan sonra, hani
meyhanenin balkonu çöker, masalar ve büyük ayna kırılır, birisi piyano çalana ateş eder
ve dökme cam pencere paramparça aşağıya iner ya, o türden) sinemadan daha temiz,
daha sevecen, rahatlamış yanınızdan sizi itip kakarak geçenlere gülümsemeye,
yuvasından düşmüş bir serçeyi kurtarmaya hazır çıkışınız gibi; tragedyanın gözlerimizin
önünde kan kırmızı bir bayrak sallamasını ve içimizi kutsal Epsom tuzlarıyla
temizlemesini isterken Aristoteles’in iyice farkında olduğu gibi.
Stefano, oğlum benim, sana tüfekler vereceğim. Çünkü tüfek bir oyun değildir.
Bir oyun esinidir o. Onunla bir durum, bir dizi ilişki, bir olaylar diyalektiği bulmak
zorunda kalacaksın. Bomm diye bağırmak zorunda kalacaksın ve oyunun ancak senin ona
verdiğin bir değer taşıdığını, bundan başka bir değeri olmadığını keşfedeceksin.
Düşmanları yok ettiğini hayal ederken, can sıkıcı uygarlığın, seni boyuna, şirket
3
psikologlarının verdiği Rorschach testlerine3 giren bir sinir hastasına döndürmedikçe asla
söndüremeyeceği bir atasal dürtüyü doyuruyor olacaksın. Fakat düşmanları öldürmenin
bir oyun uydaşımı, başka bir sürü oyun gibi bir oyun olduğunu anlayacak ve böylece
bunun bir dış gerçeklik olduğunu öğrenecek ve oynarken oyun sınırlarının farkına
varacaksın. Öfkenin üstesinden geleceksin, o zaman ne ölümü, ne de yok etmeyi düşünen
başka bildirileri almaya hazır olacaksın. Gerçekten de ölümün ve yok etmenin sana hep
düşlem öğeleri olarak gelmesi önemlidir, tıpkı hepimizin mutlaka, ama eninde sonunda
Alsaslılar için akıl bir dışı bir kin beslemeksizin nefret ettiği “Kırmızı Başlıklı Kız”
öyküsündeki kurt gibi.
Bunlar olağanüstü oyunlar olacak. Düşün! Birlikte oynayacağız bunları. Ha, pasta
yememize izin vermek istiyordun değil mi? Tamam, M.Santerre, davullar çalsın!
Dünyanın bütün örgü örücüleri, birleşin ve örgü şişlerinize ellerinden gelen kötülüğü
yaptırın! Bugün Marie Antoinette’in başının uçuruluşu oyununu oynayacağız!
3Rorschach testi: (Mürekkep lekesi testi de denir) Üzerinde türlü renklerde mürekkep lekelerinin
bulunduğu bir dizi karttan oluşan, kişiliğin yapısını ve uyumunu değerlendirmeye yarayan test. (Çev.)
4
İşte böyle , sevgili Stefano, sana tüfekler vereceğim. Ve gerçeğin hiçbir zaman
tamamen bir yanda olmadığı, son derece karmaşık savaşlar oynamayı öğreteceğim sana.
Gençlik yıllarında bir hayli enerji açığa çıkaracaksın, fikirlerin biraz karışık olabilir, ama
yavaş yavaş bazı kanılar geliştireceksin.O zaman, büyüdüğünde, bütün bunların bir peri
masalı olduğuna inanacaksın: “Kırmızı Başlıklı Kız”, “Sinderella”, tüfekler, toplar,
düello, büyücü kadın ve yedi cüceler, ordulara karşı ordular. Ama olur da, büyüdüğünde,
çocukça düşlerinin o canavar tipleri hala sürüyor olursa, büyücüler, cüceler, devler,
ordular, bombalar, zorunlu askerlik hizmeti, belki de peri masallarına karşı eleştirel bir
tavır kazandığın için, yaşamayı ve gerçekliği eleştirmeyi öğreneceksin.