You are on page 1of 2

Adyabatik süreç

Bir sistemin yaptığı iş miktarını nasıl hesaplayacağımızı artık öğrendiğimize göre,


yavaş yavaş iş ve sıcaklık ilişkisi üzerinde düşünmeye başlayabiliriz. İsterseniz, yapılan
iş miktarının sistemin sıcaklığından nasıl etkilendiğine girmeden önce, iş yapan bir
sistemin sıcaklığının süreç esnasında nasıl değiştiği üzerinde duralım. Böylece, iş ve
sıcaklık arasındaki ilişki üzerine daha doğru bir sezgi geliştirmemiz mümkün olabilir.

Bir sistem iş yaparken, ya da sistem üzerine iş yapılırken, sistemin basıncı ve hacmi


yanında sıcaklığında da bir değişme olmasını bekliyoruz. Bu ilişkinin doğasını
kavrayabilmek adına, bir an için sistem ve çevre arasında hiçbir ısı alışverişinin
olmadığı bir durum gözümüzde canlandıralım. Termodinamik kapsamında adyabatik
(İngilizce: adiabatic) olarak adlandırdığımız bu durum, sistem ile çevre arasında hiçbir
şekilde enerji akışı olmadığını ifade ediyor. Örnek olarak, bir fincan içine
doldurduğunuz kahvenin zaman geçtikçe soğuyacağını biliyoruz. Bunun nedeni,
kahvenin sahip olduğu ısıyı çevreye aktarıyor olması. Eğer kahveyi adyabatik bir
şekilde muhafaza edebilirsek, ne kadar uzun bir süre beklersek bekleyelim, kahvenin
sıcaklığında bir değişme meydana gelemiyor. Adyabatik süreç denildiğinde, sistemin
ısı alışverişine izin vermeyen kusursuz bir termos içinde olduğunu düşünebilirsiniz.
Şimdi, sistemimizi, yani bir miktar ideal gazı, yukarıda tarif ettiğimiz gibi kusursuz bir
termos içinde muhafaza ettiğimizi; bu termosun üzerine de, önceki örneklerde olduğu
gibi, yukarı aşağı hareket edebilen bir piston yerleştirdiğimizi varsayalım. Pistonun
üzerine, termos içindeki gazın basıncını dengeleyecek bir miktar kum koyarak sistemi
denge konumuna getirdiğimizi, yani basıncını, hacmini ve sıcaklığını sabitlediğimizi
kabul edelim.
Piston üzerinde duran kum yığınından bir kum tanesini kaldırdığımızda, kap içindeki
gazın basıncını azalan kum ağırlığıyla dengeleyecek şekilde pistonun bir miktar yukarı
hareket ettiğini gözlemleyeceğiz. Şimdi, üzerinde düşünememiz gereken soru şu: bu
işlem sonrasında sistemin sıcaklığı ne şekilde değişecek?

Önceki konularda, ideal gaz özellikleri taşıyan bir sistemin iç enerjisinin (U) gaz
atomlarının sahip olduğu kinetik enerjiden kaynaklandığını söylemiştik. Kinetik enerjiyi
de, atomların hareket ediyor olmalarından kaynaklanan iş yapabilme kapasitesi olarak
tarif edip, basitçe, sistemin ortalama sıcaklığının farklı bir ifadesi olarak ele
alabileceğimizi belirtmiştik. Bu açıdan baktığımızda, sistemin sıcaklığının yüksek
olmasının, gaz atomlarının yüksek kinetik enerjiye sahip olduklarını (yani göreceli
olarak hızlı hareket ettiklerini); sistemin sıcaklığının azalmasının ise, atomların kinetik
enerjilerinin azaldığını (yani atomların yavaşladıklarını) ifade ettiğini görebiliriz.
O zaman, karşımızdaki soruyu farklı bir açıdan değerlendirmemiz mümkün olabilir:
sistemin sıcaklığı nasıl değişecek yerine, atomların ortalama kinetik enerjileri nasıl
değişecek, şeklinde de düşünebiliriz bu soru üzerinde.

Kum tanesini kaldırdığımızda, pistonu sistem yukarı itiyor; yani, sistemin iş yaptığı bir
durum var karşımızda. Sistem iş yaptığına göre, sahip olduğu iş yapabilme
kapasitesinin (yani enerjisinin) bir kısmını harcıyor olması lazım. Öyle de oluyor:
atomlar kinetik enerjilerinin bir kısmını süreç içinde kaybediyorlar; yani, pistonu yukarı
iterken bir miktar yavaşlıyorlar. Bu da, sistemin kinetik enerjisinin azalması nedeniyle,
sıcaklığının da azalacağı anlamına geliyor.

Sürece bu şekilde baktığımızda, sıcaklıkta oluşacak değişimler üzeride daha kolay akıl
yürütebiliyoruz. Örneğin, kum tanesini piston üzerine tekrar koyduğumuzu varsayalım.
Bu sefer sistemin sıcaklığı nasıl değişmeli?

Bu durumda pistonu bizim koyduğumuz kum tanesi aşağı itecek; yani, sisteme biz iş
yapmış olacağız. Sisteme iş yaptığımıza, ya da sisteme iş eklediğimize göre, sistemin iş
yapabilme kapasitesine katkıda bulunduğumuzu, yani sistemin enerjisini arttırdığımızı
düşünebiliriz. Böylece atomların kinetik enerjilerinin artacağını, dolayısıyla sistemin
sıcaklığının da artması gerektiğini kolaylıkla söyleyebiliriz.

Bu sayfada verdiğimiz örneklerde sistemin adyabatik koşullarda muhafaza edildiğini


varsaydığımızı, yani sisteme hiçbir şekilde dışarıdan ısı giremediğini, ya da sistemden
dışarı ısı çıkamadığını tekrar hatırlatalım. Bir sonraki sayfada, sistem ve çevre arasında
ısı alışverişinin gerçekleştiği bir durum üzerinde duracağız.

You might also like