Professional Documents
Culture Documents
100. YAŞINDA
M
T
AY L I K C O Ğ R A F YA KEŞİF DERGİSİ MANDELA'NIN
EVİNDE
SOWETO - GÜNEY AFRIKA
SAYI: 302 - MAYIS 2018 FİYATI: 11.00 TL (KKTC FİYATI 13.50 TL)
● AKDENİZ ZAMANI ●
NO: 2018 / 05
AKDENIZ ZAMANI
TAVLA KÜLTÜRÜ
● DEVE GÜREŞLERİ ● MANDELA'NIN EVİNDE ● EK: ERASMUS PLUS / GENÇLERİN AVRUPA GÜNLÜĞÜ
HAYDI OĞLUM
KEMIK
TAV PASSPORT'LA
ŞİMDİ HAVALİMANI
BENİM ÖZEL ALANIM.
Hemen indir
Axess
Mobil
TAV Passport Üyeliği Wings ve Axess Platinum sahiplerine özel ilk alımlarında
%15, yenilemelerde %20 indirim ile sunulacaktır. 12 taksite kadar taksit imkanı
da sunulacaktır. Kampanya 1 Haziran 2018’e kadar geçerlidir. İndirim ve taksit
fırsatından sadece Wings, Wings Black, Axess Platinum asıl/ek kart sahipleri
faydalanabilir. Bir müşteri aynı anda en fazla 9 adet TAV Passport satın
alabilir. Duty Free’deki indirimler indirim yasaklı ürünler, alkol ve tütün
mamulleri için geçerli değildir. TAV Passport Kart’a başvurmak için
444 25 75’i arayabilir, hizmetlerin geçerli olduğu şehirler ve detaylı bilgi için
HAYAT. ŞİMDİ. BENZERSİZ. www.tavpassport.com web adresinden bilgi alabilirsiniz.
Wings’e hemen başvurmak için WINGS yazın, 5990’a kısa mesaj gönderin.
İÇİNDEKİLER
SAYI: 302 - MAYIS 2018
KAPAK FOTOĞRAFI
AMALFI, ITALYA
Yayıncı
Doğan Burda
Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.
İcra Kurulu Başkanı
Cem M. Başar
Yayın Direktörü
Murat Köksal
Yayın Danışmanı
Mehmet Yaşin
Yayın Yönetmeni
Kansu Şarman
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Mustafa Türker Erşen
Fotoğraf Kurulu
Gökhan Tan (Fotoğraf Danışmanı), Yasin Akgül, Sinan Anadol, Ali Murat Atay,
Tavla kültürü 50
Servet Dilber, Şebnem Eraş, Umut Kaçar, Selim Kaya, İzzet Keribar,
Ali Ethem Keskin, Zafer Kızılkaya, Ufuk Sarışen, Tolga Sezgin,
Hakan Öge, Mustafa Seven, Kerem Yücel
Yazı Kurulu
Füsun Arman, Prof. Dr. Rüstem Aslan (Arkeoloji), Oya Ayman, Nezih Başgelen,
Cenk Durmuşkâhya (Botanik), Yard. Doç. Dr. Yıldırım Güngör (Jeoloji), Nedim Gürsel,
PANORAMA SOWETO / GÜNEY AFRİKA
Prof. Dr. Necmi Karul, Serkan Ocak, Prof. Dr. İlber Ortaylı,
Tülay Zihli Özgür, Selcen Pirge, Yeşim Pütgül, Melih Şabanoğlu,
Mehmet Sait Taşkıran Mimar Sinan’ın izinde 6 Mandela’nın evinde 68
Katkıda Bulunanlar
Ferdi Akarsu, Ersin Demirel, Nermin Erol, Şahan Nuhoğlu, Oğuz Otay, şoweto Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en
Bülent Özalp, Serkan Seymen, Ercan Uğurlu, Dr. Umut Yıldız, Fatih Yıldız ATLAS RAPORU
Marka Müdürü büyük kenti Johannesburg’un bir
Ayşegül Parlayan
Ankara Temsilcisi: Erdal İpekeşen
0 312 207 00 71
Hekimbaşı: Tarih yok olmasın 18 mahallesiyken dünyada rkç l k kar t
atlas@doganburda.com www.atlasdergisi.com odaklardan biri oldu. Mandela ve şteve
Yönetim UZAY ATLASI Biko gibi liderlerin ya ad klar evler, bugün
Tüzel Kişi Temsilcisi: Mehmet Rauf Ateş
Uydu mezarlıkları 22
Satış ve Dağıtım Direktörü: Egemen Erkorol
Finans Direktörü: Didem Kurucu gezginlerin alternatif duraklar ndan biri.
Üretim Planlama Direktörü: Yakup Kurtulmuş
Rezervasyon: Tel: 0 212 336 53 00 - 57 - 59 - Faks: 0 212 336 53 92 - 93 paleolotik çağa uzanan geçmi inden izler
İstanbul’un göçmen misairleri 26
Ankara Reklam Bölge Temsilcisi: Sezinur Balıkçıoğlu Tel: 0 312 207 00 72 - 73
Hedef Sayfalar: Tel: 0 212 336 53 70 - Faks: 0 212 336 53 91 ta yor. Her iki mağara da insan n
Bölgeler Reklam Satış Müdürü: Dilek Ünlü Tel: 0 212 336 53 72 - Faks: 0 212 336 53 91
50
üyesidir
G
eçen yıl Atlas’ın Mart sayısında halk kültürü “eyyam-ı bahur” dediği sıcak günler başlıyor. Suyu
araştırmacısı Ergün Veren’in kaleminden dikkatli ve verimli kullanmanın şart olduğu yıllardan
kapak konusu olarak yayımladığımız biri. Sadece biz şehirde yaşayanların içme suyu azlığı
Anadolu halk takvimi dosyasının ardından tehlikesinden de değil, tarım alanları ve yaşamı
bir kaç kez Açık Radyo’da Ömer Madra ve Murat Can paylaştığımız tüm canlıların hayatı için bu yaz suyu
Tonbil’in hazırladığı Açık Gazete programına katıldım. daha özenle kullanmak gerek.
Hem Atlas’taki makaleden, hem de bu konuyla ilgili Atlas’ın bu sayısında yine birbirinden ilginç
diğer kaynaklardan edindiğim bilgilerle halk takviminin konular var. Ersin Demirel, İtalya’nın turizm cenneti
kış ve bahar dönemine denk gelen dönemleri hakkında Amalfi Kıyıları’na gitti ve “Akdeniz zamanı” başlığıyla
karakoncolostan berdelacuza, çaylak fırtınasından eğlenceli fotoğraf ve öykülerle döndü. Bu sayının ilginç
hıdrelleze kadar iklim ve meteorolojik değişiklerin neler konularından biri de tavla kültürü üzerine. Yüzlerce
getireceğine dair sohbet ettik. Geçen Aralık ayındaki yıldır oynanan tavla oyununun tarih ve mitolojideki
programda zemheri kışından ve erbain soğuklarından yerinin yanı sıra Türkiye’de esnaf rekabetinden
konuşmuştuk. Ancak eskilerin deyimiyle kış kışlığını komşuluk hatırına tavlanın eğlenceli yolculuğunu
yapmadı bu yıl. Anadolu’nun genelinde kar az yağdı, Serkan Seymen ve Haluk Oral yazdı, Şahan Nuhoğlu
yağmur yağdı, ama yeraltı sularını besleyen ana kaynak fotoğrafladı.
o değil. Kadim kültürde güneyden esen sıcak rüzgârlara Atlas fotoğrafçılarından Turgut Tarhan, Antalya’da
gönderme yapılarak “kıbleden geldi kışımız, Allah’a Delikdağ yöresine gitti ve taş devrinin izlerini sürdü.
kaldı işimiz” dermiş çiftçiler. Toprak suyla yeterince Etrafında çok zengin ve kadim bir kültür bulunan deve
beslenemeyince tarım faaliyetinin verimsiz kalacağı güreşlerini Selçuk’ta Oğuz Otay yazdı ve fotoğrafladı.
endişesini anlatıyor bu sözler. İklim değişikliğinin 2018 Afrikalı efsanevi lider Nelson Mandela’nın
etkileri mi, yoksa bu yıla özel bir kuraklık tehlikesi mi 100’üncü doğum yıldönümü. Selim Kaya Güney
var, bunu bugünden bilmek mümkün değil. Ama ülke Afrika’da Mandela’nın evini ve Soweto’yu kaleme aldı.
genelinde karın az yağması yüzünden susuzluk riski Mayıs sayımızda AB Türkiye Delegasyonu ile birlikte
ciddi biçimde konuşuluyor. Artık Mayıs ayındayız. hazırladığımız “Erasmus Plus - Gençlerin Avrupa
Hıdırellezi takip eden dönemde halk takviminin Günlüğü, Yeni Ufuklar” kitapçığı da derginizle birlikte.
LAN
AIR
D
NAVITIMER 1
PANORAMA
EDİRNE
Mimar Sinan’ın
izinde
SERGİ
İçimdeki Doğa
BARIŞ KOCA
F otoğrafları ve yazıları Atlas’ta da yayımlanan Barış Ko-
ca’nın fotoğraf sergisi “İçimdeki Doğa”, 28 Nisan-4 Mayıs
2018 tarihleri arasında Ankara’daki İTÜ Evi’nde sanatsever-
oluşturduğu yaklaşımın bir sonucu. Sergide yer alan karele-
re bilinçli olarak yer bilgisi eklenmemiş. Bunun temel nedeni,
izleyicinin izlediklerine kendi hayal dünyasından bakmasının
leri bekliyor. Sergi, Barış Koca’nın “düşsel gerçeklik” olarak istenmesi. Bu yaklaşımıyla Koca, doğaya ilginin pozitif yönde
tanımladığı, doğanın işleyişiyle ilgili tecrübe ve gözlemlerin artırılmasına ve böylece korunmasına kendince katkı verebi-
yanında bilinç ve görme üzerine yaptığı araştırmalar sonucu leceğini söylüyor.
SERGİ
Masumiyet Öyküleri
T imurtaş Onan'ın Batı Toroslar'daki
yaşamı konu alan fotoğraflarının
sergileneceği “Masumiyet Öyküleri”
sergisi 12 Nisan 2018’de Galeri ARK’ta
fotoğrafseverlerle buluşuyor. Onan’ın
yöredeki dağ köyleri ve yaylalarda
çektiği, izleyiciye hayatın farklı
yüzlerini gösteren fotoğrafları 8 Mayıs’a
TİMURTAŞ ONAN
Aşk nifaktır
Atlas editörü, yazar ve şair Tevfik götürüyor, yaşadığımız toprakların
Taş’ın ilk şiir kitabı Eskatolgya, geçti- eski yeni katmanlarıyla, öyküleriyle,
ğimiz günlerde Manos Yayınları’ndan şiiriyle buluşturuyor.
çıkan üçüncü baskısıyla yeniden okur Eskatologya’da 12 Eylül döneminin
karşısına çıktı. Aykırı soruların şairi sokakları çağ yangınına dönüştürdüğü
Tevfik Taş, hayata karşı seyirci kal- zamanlar da var. Kent cinnetine hırçın
mayanların seyir defterini yazıyor. ve hatta kente bela oluyor şair. Cadde-
Güvertesinden dünyanın denizlerine ler boyu biriken suskunluğu yüklen-
potkal bırakan şair, zamana ve aşka me çabası, aynı zamanda yeni bir şey
dair şiirleriyle bir kez daha aramızda. söylemenin ağırlığını da içeriyor.
Bugüne dek üç şiir kitabı, iki deneme “Kelebek ve ipekle ört soruyu
ve bir inceleme kitabı çıkaran Tevfik Soruyla kalbini ört.
Taş’ın çocuklara resim sanatının baş- Soru saklı. Yanıt:
yapıtlarını anlattığı 12 çocuk kitabı A
da var. Taş, ayrıca Atlas’taki yazılarıy- ş
la bizi Anadolu’nun dört bir yanına k Nifaktır Aşk” diyor.
2 .
HAFTA
1 .
HAFTA
PANORAMA
VECİHİ HÜRKUŞ
4 Mayıs’ta raflarda!
hepkitap.com.tr
ATLAS RAPORU SERKAN OCAK
Borudaki
nehir
Artık Anadolu’nun her
köşesinde yol ve patika
kenarlarında su borularına
rastlamak olağan hale
geldi. Silifke’nin Sömek
Mahallesi’nin kuzeyinden
geçen Lamas (Kayacı) Vadisi
boyunca görülen borular, bu
konuda en şaşkınlık verici
örneklerden. Toroslar’ın
TURGUT TARHAN
yamaçlarındaki kaynağından,
Aksıfat ve Kızılgeçit
bölgelerinden kaptaj yapılarak
borulara alınmış sular parçasına yabancı bir manzara kentlerinin su ihtiyacını yaz ki o denli mütevazı değil. Çok
Erdemli ve Silifke’nin oluşuyor. kış akan Lamas Çayı karşıla- geç olmadan su kaynakların-
köylerine içme suyu taşıyor. Vadi ve çevresi antik dö- mış, bu amaçla kısmen günü- dan yararlanmak için doğaya
Yer yer patlamış borulardan nemde de yerleşimlere sah- müze ulaşabilen kemerler ve daha saygılı ve sürdürülebi-
basınçla ve yüksek sesle su ne olmuştu; Uzuncaburç, kanallar inşa edilmişti. Çağı- lir yöntemler geliştirmemiz
fışkırırken bu güzel doğa Olba, Sebaste ve Korykos mızın yöntemleri ise ne yazık gerekiyor.
GÖKOVA KÖRFEZİ
UYDU MEZARLIKLARI
H
er uzay aracının bir ömrü gerçekleştirmek için en sonda
vardır. Kimisinin sadece belli miktarda yakıt rezerve
birkaç yıl ömrü vardır, edilerek.
kimi iletişim uydularının Özellikle Dünya’ya yakın
ise en az 10 yıl. Voyager gibi olan LEO (Low Earth Orbit)
gezegenlerarası yolculuk uyduları genel olarak sade-
yapan uzay aracı tam 41 yıldır ce birkaç yüz km yukarımız-
çalışmaya devam ediyor. Bir da bulunurlar. Tam sınırları
uzay aracının ömrü birçok 160 km ila 2000 km arasıdır.
etmene bağlı olsa da, genel Dönme süreleri ise 84 daki-
olarak enerji kaynağı ya da ka ila 127 dakika arasında
yakıtı bittiğinde görevini değişir. Bu uydulara örnek
tamamlamış olur. Bu yakıt olarak Uluslararası Uzay
gerekli zamanlarda yörün- İstasyonu’nu, Dünya gözet-
ge düzeltmeleri yapmak için leme uydularını, casus uydu- meteoroloji gibi uyduların 2012 ve 2013 yıllarında iki
manevralarda kullanılır. Dola- ları ve uzaktan algılama gibi konumlandığı bir yörünge insanlı ve bir insansız ziya-
yısıyla ömrü biten uzay aracı uyduları sayabiliriz. Bunlar, daha vardır. Bu yörüngede retlerden sonra 2016 yılın-
da kelimenin tam anlamıyla Dünya’ya çok yakın oldukla- bulunan uydular görev süre- da resmi olarak kapatılmıştı.
bir metal çöpe dönüşür. Bu rından yaşam süreleri bitin- leri bitince çok uzak olduk- İstasyonun amacı Çin Uzay
çöp tek parça kalsa, bir nebze ce kontrollü olarak Dünya’ya larından Dünya’ya düşürül- Ajansı’nın, yörünge rande-
de olsa “tamam” diyebiliriz. geri düşürülürler. Tabii düşü- mez, onun yerine yaklaşık vuları ve istasyonla birleşme
Ancak uydu, zaman içinde rüldükleri yer herhangi bir 300 km daha da yukarıdaki konularında deneyim kazan-
başka bir uyduyla çarpışır- yer değil. Büyük Okyanus’un Mezarlık Yörünge’ye çıkarı- masıydı. Tiangong-1, ilk ola-
sa ya da küçük bir asteroit ortasında, karaya 2400 km lır. Bu manevra için yaklaşık rak 350 km yükseklikteki LEO
ona çarparsa binlerce küçük uzaklıktaki resmi adıyla Uydu üç ay boyunca o yörüngede yörüngeye yerleştirilmişti.
parçaya dağılır ve her bir Mezarlığı’na düşürülürler. kalmak için kullandığı kadar Bu yükseklik Dünya’nın üst
parça da saatte binlerce km Yaşam süresinin sonuna gelin- yakıt harcanır. 2002’den bu atmosfer bölgesinde olduğun-
hızla dönmek üzere Dünya ce uydular küçük manevralar yana ABD’nin aldığı kararla, dan buradaki uydular veya
çevresinde yörüngeye girer. yaparak Dünya atmosferine herhangi bir uydunun iletişim uzay istasyonları atmosferde
İşte bu çöp sayısını kontrol doğru alçalırlar, tam o bölge- lisansı alabilmesi için uydu- sürüklenirler. Bu sürüklen-
altına almak ve yeni gidecek ye yaklaşınca da son manev- nun görevi sonunda mezarlık me nedeniyle sürekli yörün-
olan uzay misyonlarının bu rayla mezarlığa düşürülürler; yörüngesine çıkarılma planı- geden saparlar. Uzay araçla-
çöplerle uzayda çarpışmasını tabii büyük oranda parçaları nın hazır olması gerekiyor. rının bu nedenle belli süre-
engellemek için, her uzay mis- atmosferde yandıktan sonra. ler içinde küçük roketlerini
yonu görev tamamlandıktan Bu LEO uydularından öte, TIANGONG-1’E NE OLDU? ateşleyip yörüngeyi düzeltme
sonra ölümünün nasıl olaca- Dünya merkezinden 35 bin Çin’in ilk deneysel uzay manevraları yapmaları gere-
ğına dair bir planla birlikte 786 km yukarıda, Dünya ile istasyonu Tiangong-1, 30 kiyor. Tiangong-1’in fırlatılı-
uzaya fırlatılıyor. Elbette planı eşzamanlı dönen iletişim ve Eylül 2011 yılında fırlatılmıştı. şından 2015 yılına kadar bu
N
isan ayını yazlık sebze çabalar bazen bir hazine avına
ekimlerine hazırlıkla dönüşebiliyor. Bayramiç’teki
geçirdik. Bahçeleri çapa- Yeniköy’de atalık tohumlardan
ladık, taşları ayıkladık, karık- ürün yetiştiren Mustafa Alper
ları açtık, sulama sistemlerini Ülgen, gelecek kuşakların
yerleştirdik. Pomak komşu- güvenli gıdaya ulaşabilmesi
muzun 19’uncu yüzyıl son- için 100’den fazla çeşidi eke-
larında Bulgaristan’dan göç rek yaşatıyor. Fırsat bulduk-
ederken bir hazine gibi yanın- ça da köy köy dolaşıp yerel
da taşıdığı Balkan domates tohumların peşine düşüyor.
tohumlarının yanına pembe Bir keresinde, dağ köylerin-
domatesleri ektik. de saz çavdarı tohumu arar-
Ekeceğimiz tohumları seçer- ken yaşadıklarını anlattığında
KADİR CAN
ken pek çok şeye dikkat edi- onun masal diyarından fırla-
yoruz: Ertesi yıla tohumluk mış bir hazine avcısı olduğu-
ayrılıp ekilebilmeli; doğa dos- nu düşünmüştüm... Kendinden üreyebilen yerel tohumlar evimizin balkonunda, saks da, bahçede
tu yöntemlerle yetiştirilmiş çoğaltabiliriz. Arkada lar m zla payla t ğ m z bu tohumlarla 20-30 y l öncenin
ürünlerden alınmış olmalı ATALIK TOHUMLAR o birbirinden leziz domateslerine yeniden kavu mam z i ten bile değil.
ve yaşadığımız coğrafyanın HASTALIĞA DAYANIKLI
iklim, yükseklik gibi özellik- Atalık tohumları bu kadar Anadolu’nun her yerinde, geliştirilip patentlenerek ve
lerine uyum sağlamalı. Ancak değerli yapan şey, az bulunur yörenin koşullarına uygun, birkaç çokuluslu şirketin elin-
pek çok çiftçi artık yetiştir- olmaları değil elbette. İklime, farklı lezzet ve özellikte yerel de ticari bir metaya dönüşerek
diği sebze ve meyvelerden bulundukları coğrafyanın top- buğday tohumları ekilirken, gıda bağımsızlığımızı tehdit
tohumluk ayırmıyor; yerine rağına, suyuna uyum sağla- bugün ekilen buğdayların ettiği günümüzde, kendin-
piyasanın talep ettiği standart mış ve bu deneyimi genlerin- yüzde 99’u çiftçilerin tohum den üreyebilen yerel tohumlar
büyüklükte ve görünümde, de muhafaza ederek nesilden şirketlerinden satın aldığı tek hazine değerinde. Bu hazine-
ama çoğu lezzetten yok- nesile aktarmış olan atalık seferlik birkaç çeşitten ibaret. yi korumak için çiftçi olmak
sun salatalıklar, domatesler, tohumlar bu sayede hastalık, Diğer pek çok türde de durum gerekmiyor. Balkonumuzdaki
biberler için hibrit, yani tek kuraklık, tuzluluk gibi stres aynı. saksıda, bahçemizde, ya da
seferlik tohumlar satın alıyor. koşullarına daha dayanıklılar. bostanımızda atalık tohumları
Bir zamanlar tohumluk çuval- Pembe domatesler, siyez TOHUM BANKALARI çoğaltıp arkadaşlarımızla, bu
larını sakladıkları ambarlar buğdayı, İspir fasulyesi, YETERLI DEĞIL tohumlara ulaşmaya çalışan-
şimdilerde steril koşullarda Karacadağ pirinci, Yedikule Atalık tohumların gelecek larla paylaşabilir, yerel tohum-
üretilmiş hibrit tohumların, marulu ve daha yüzlerce bit- nesillere aktarılabilmesi için dan yetiştirilmiş ürünleri ter-
hastalık ve olumsuz koşullara ki, tarımsal biyolojik çeşitlilik tohum bankaları yeterli değil. cih ederek sürekli ekimine
karşı güçlü olması için alınmış kadar kültürel çeşitliliğin de Yerel tohumların çiftçilerin katkıda bulunabilir, bu konu-
zirai ilaç ve suni gübre çuval- parçası. elinde, ekilerek çoğaltılması, da çalışan grupları ve organi-
larıyla dolu. Verimlilik ve standartlaşma böylece değişen iklim şartla- zasyonları destekleyebiliriz ●
Artık atalık tohumlara odaklı piyasa talepleri nede- rına uyum süreçlerini devam
ulaşmak ciddi bir araştırma niyle, çiftçilerin hibrit tohum- ettirmeleri gerekiyor. * Yerel tohumlara Buğday Derneği’nin tohumtakas.org
ve çaba gerektiriyor. Hatta ları tercih etmesi sonucu bu Yaşamın devamlılığı sayfasından, farklı yerlerde düzenlenen tohum takas
şenliklerinden, Can Yücel Tohum Merkezi gibi yerel
yok olmak üzere olan çeşit- değerli hazine gün geçtikçe için anahtar niteliğindeki tohumların ekilerek çoğalmasını sağlayan kuruluşlardan,
organik pazarlarda yerel tohumdan üretim yapan
lere ulaşmak için verilen yok oluyor. 60 yıl kadar önce tohumların laboratuvarlarda çiftçilerden ulaşabilirsiniz.
İstanbul’un göçmen
misafirleri
İstanbul hava hareketleri, beslenme ve konaklama imkânlarıyla süzülen kuşlar
için dünyadaki en önemli göç noktalardan biri. Her yıl ortalama bir milyon kuş, bu
metropolün üzerinden geçiyor.
YAZI: FERDİ AKARSU / FOTOĞRAFLAR: TURGUT TARHAN
H
epimiz biliriz “leyleği havada gör- oraya adapte oluyor. Özellikle farklı mevsimlerin
yakas ndan gelip stanbul
mek” deyimini. İstanbul leyleği hava- görüldüğü coğrafyada yaşayan hayvanlar tam da
Boğaz ’n gruplar halinde
da gören bir şehir, hem de bir kez de- bu nedenle, yani yıl boyunca aynı yaşam koşulla- geçen leylekler bir süre
ğil; üstelik tek bir leyleği de değil, on rını bulmak için göç ediyor. Sürüngen ve omurga- sonra bat ufkunda
binlercesini. Belki de devamlı bir de- sızlarla beslenen bir leylek, yaz mevsiminde Ana- gözden kayboluyor.
Ku lar geceleyecekleri
vinim halinde oluşu, sürekli yeni in- dolu’da bol bol bu canlıları buluyor. Ama kış gel- sulak alana kadar uçu u
sanları ağırlaması, ya da uğurlaması diğinde avları kış uykusuna yatıyor ve çoğunlukla sürdürecek.
bu yüzden. İstanbul sadece kıtaların, toprak ve kar altında kalıyor. Dolayısıyla leylekler
kültürlerin buluştuğu bir kavşak değil, aynı zaman- Anadolu’ya kış geldiğinde, yazın yaşandığı güney
da özellikle süzülen kuş göçü açısından dünyadaki yarımküreye, çoğunlukla da Afrika’ya gidiyor ve
en önemli noktalardan biri. Burası hem insanların, mevsimi orada geçiriyor.
hem de diğer canlıların hareket ve göçüyle öne çı- İstanbul Boğazı, Batı Palearktik’in en önemli göç
kan bir metropol… Göç eden hayvanlar, insanın rotalarından biri, kuzey-güney yönünde yüzbinler-
aksine doğa koşullarını değiştirmeye çalışmıyor, ce yıldır devam eden göçe tanıklık ediyor. Tanıklık
54 TL*
’den başlayan fiyatlarla
tlas ile outdoor ve aktif yaşam tutkun- Columbia’nın deneyimli ve güzel yürekli ekibi,
A
larının markası Columbia, 21-23 Ni- faaliyet öncesi titiz bir altyapı çalışması gerçek-
san 2018 tarihleri arasında özel bir et- leştirerek kampa katılan bizlerin işini kolaylaş-
kinliğe imza attı. Atlas ve Columbia tırdı. Önceden belirlenen şanslı Atlas okurları
ekipleri, okurlar ve gazeteciler Camp ve aralarında Mehmet Y. Yılmaz, Mehmet Tez-
Columbia etkinliğinde buluştu ve Lik- kan, Bünyamin Sürmeli, Murat Güloğlu, Sebati
ya Yolu’nun başlangıç etabını birlikte keşfetti. Karakurt, İhsan Yılmaz gibi isimlerin yer aldığı
Etkinlik için önce Muğla’nın Fethiye ilçesine basın mensuplarıyla katılımcı sayısı 60’ı buldu.
gelindi. Elbette bu tür organizasyonları kotarmak Katılımcılar mükemmel bir organizasyonla hem
kolay değil; arka bahçede görünmez kahraman- keyifli zaman geçirdi, hem de Türkiye’nin ulus-
ların hummalı çalışması söz konusu. Gerek At- lararası standartlarda işaretlenmiş ilk uzun me-
las’ın Marka Müdürü Ayşegül Parlayan, gerekse safeli yürüyüş rotası olan Likya Yolu’nun Fethiye
başlangıç güzergâhını keşfetti. 1996 yılında Geleceğe Dört Işık yarışmasında Etkinlik, Likya Yolu’nun
Fethiye’nin batısına konumlanan küçük bir ya- çevre dalında ödül kazanan Likya Yolu projesi, Fethiye ba lang ç
güzergâh nda
rımada üzerindeki kampımız, Aksazlar mevkiin- İngiltere doğumlu Kate Clow’un özgün çalışma- gerçekle ti. lk günün
deki ormanlık alandaydı. 21 Nisan sabahı toplan- sının ürünü olarak ortaya çıktı. Muğla-Fethiye ile sürprizlerinden biri
maya başlayarak, gökyüzünü örten uzun boylu Antalya-Geyikbayırı arasında Grand Randonne Ölüdeniz’in muhte em
manzaras yd .
çam ağaçlarının arasına rengârenk çadırlarımızı işaret sistemiyle kırmızı-beyaz boyalar kullanı-
kurduk. Hemen önümüzde yer alan plajda, Ak- larak belirlenen Likya Yolu, dünyanın en gözde
deniz’in henüz ısınmaya yeni başlayan serin su- trekking rotaları arasında yer alıyor günümüzde.
larında enerji depolamayı ihmal etmedik elbette. Adının da çağrıştırdığı gibi antik Likya ülkesi-
Öğle yemeği ardından Likya Yolu’nu adımlamak nin tarihi ve doğal güzellikleriyle bezenmiş olan
için Columbia logolu tişört ve şapkalarımızı giye- rota, eski göç yolları üzerinden geçiyor. Fethiye
rek Kozağaç Mahallesi’ne doğru yola çıktık. ilçesinin Ovacık Mahallesi’nden başlayan patika,
FATİH YILDIZ
AYŞEGÜL PARLAYAN
hazırladığı sofrada yürüyüşçüler yöresel lezzetle-
ri tadacaktı.
İkinci günün sabahı, güneşin çadırlarımızı ay-
dınlatıp ısıttığı erken saatlerde kalkarak açık ha-
vada kahvaltı sofrasının başına kurulduk. Şimdi
aldığımız fazla kalori ve enerjiyi yakma zamanı. ormanlık alandan çıkıp yakıcı güneşi hissettiğimiz Ovac k-Kozağaç aras nda,
Sonsuz kıvrımları, birdenbire beliriveren sisi ve te- bitiş bölümünde, ellerindeki tepsilerde dondurma kinci Sarn ç mevkiinde
mola veren kat l mc lara
pelerden denizin bağrına inen yemyeşil kara par- bardaklarıyla bizi karşılayan Columbia’nın güler Atlas yazar ve fotoğrafç s
çalarıyla Yediburunlar manzarasına hâkim Alınca yüzlü ekibi oldu. Ersin Demirel yöreyi
Köyü, ikinci günün start noktası. Tamamı orman Columbia’nın hediyesi Omni Freeze teknoloji- anlatt . Hollandal gezgin
Wilco van Harpen ve
içinde serin bir yürüyüş içeren güzergâh, kurumuş sine sahip şapkalarla katılımcılar yürüyüşü daha
Milliyet gazetesi yazar Ali
Karakartal Çeşmesi ardından sık sık Kabak Koyu konforlu şekilde tamamladı. Terleme sorununa Eyüboğlu da kat l mc lar
ve Akdeniz manzarasını çıkardı biz Likya yolcula- teknolojik çözüm getiren Omni Freeze Zero, yaz aras ndayd İen üstte,
rının karşısına. Yıl içerisinde farklı renklere bürü- sıcaklarında sporculara ferahlatıcı bir çözüm sağ- soldaı. Kat l mc lar
çad rlar n ormanl k
nen sandal ağaçlarının yanından geçtikten sonra lıyor. Dünya Cilt Kanseri Vakfı tarafından öneri- alanda kurdu İen üstte,
zeytinliklerin boy gösterdiği bir düzlükte mola ve- len Omni-Shade teknolojisine sahip ürünler ise sağdaı. Bas n mensuplar
rerek sandviçlerimizin tadına baktık. Bizler huşu zararlı UV ışınlarının cilde ulaşmasını engelliyor. etkinliğin ikinci gününde
ak am yemeklerini Club
içerisinde şehir stresinden uzakta o anın tadını Yazar Ferid Edgü bir romanında, “Benim için & Hotel Letoonia’da otelin
çıkartırken Kabak tarafından gelen beş kişilik bir varacağım yer değil önemli olan, yolculuk serü- genel müdürü Bozkurt
grup dikkatimizi çekti. Sırt çantasında minik Atlas venidir” diyor. Columbia’nın özverili katkılarıyla Atilla’n n ev sahipliğinde
yedi İüstteı.
bebeği taşıyan anne ve diğer üç kişiyle tanışarak düzenlenen iki günlük doğa kampı serüveninde
kumanyalarımızı paylaştık. 18 yıldır Likya Yolu’nu biz Atlas çalışan ve okurları, bir yandan hayatın
yürüyen biri olarak ilk kez bir Türk çiftin bebekle- farklı kıvrımlarında gizli kalmış ayrıntılarını keş-
riyle yola çıktığına tanık olarak gururlandım. Son federken, diğer yandan birbirimizi daha yakın-
bölümde, yıllar öncesinde şelaleler ve göletler ya- dan tanıma fırsatı bulduk. 25 yıldır dergi etrafın-
ratarak özgürce akan, şimdiyse kurumuş Aladere da bizi bir araya getiren Atlas’a ve kusursuz bir
Çayı’ndan hüzünle geçip Kabak Mahallesi’nde et- etkinlik düzenleyen Columbia şirketi ve çalışan-
kinliğimiz sonlandırdık. Kampımızın son sürprizi, larına sonsuz teşekkürler ●
Akdeniz zamanı
Muhteşem kumsallar ve vahşi sahil şeritleri söz konusu olduğunda
“ek az bölge Amalfi Kıyıları’yla aşık atabilir. Limon terasları, kayalıklar,
ışıltılı Akdeniz manzarası, çiçeğe duran badem ağaçları, lezzetli
şara“ların üretildiği üzüm bağları kelimenin tam anlamıyla nefes
kesicidir. İtalya’nın bu nadide “arçasını keşfetmek için en gözde yol
Tanrıların Patikası olarak bilinen yürüyüş rotası.
YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ERSİN DEMİREL
nen altar panosu görülebilir. özgü seramik döşeli terasları, narenciye bahçele-
Tanrıların Patikası, Positano’dan Nocella’ya tır- riyle dağın eteklerine yayılmış Praiano’ya iniyor.
manan dik merdivenlerden başlar. Ancak siz ken- Vettica Maggiore ve St. Maria di Costantinopoli
dinizi fazla zorlamayın ve Positano merkezinden kiliseleri, tarihi gözetleme kulesi ve küçük fiyordu
kalkan bir dolmuş yardımıyla Nocella’ya erişin. ile bilinen kasaba, büyülü bir dinginlik içerisinde
Lattari Dağları’nın sarp kayalıkları ve teraslarına Akdeniz’i seyrediyor yıl boyu. Yürüyüşe devam
tehlikeli bir biçimde tutunan Amalfi köyleri ile edenler önce Colle la Serra ayrımında yukarı ve
Akdeniz’in enginliklerini seyredeceğiniz yolculuk aşağı patikalarının birleşmesine tanık oluyor. Daha
serüveni, denizden 459 metre yükseklikteki Nocel- sonra Grotta Biscotta mevkiindeki terastan son kez
la’dan başlayarak 634 metre irtifadaki Bomerano Positano’nun bağrına usulca sokulan yorgun yel-
dağ köyüne ulaşır. Döne döne kıvrılarak yükselen kenlileri izleyip Bomerano Meydanı’na ulaşıyor-
altı kilometrelik limon kokulu patika, orman iç- sunuz. Tanrıların Patikası’nda yürüyerek bölgenin
lerinden ilerleyip eski dağ kulübelerinin etrafında eski karakterinin bozulmadığını keşfeden gezgin-
dolanır. Kırmızı-beyaz işaretler, ahşap levhalar ve ler, dolmuşlarla Amalfi kasabasına gidebilirler.
bilgilendirme panolarıyla bezenmiş rota, Cister-
nulo kavşağında yukarı ve aşağı patika olarak ikiye AKDENİZ’İN TARİHİ LİMANI
ayrılıyor. Yürüdükçe mesafeler daha gerçek bir an- Amalfi Kıyıları’na ismini veren turizm merkezi
lam kazanıyor, manzaranın ayrıntıları kat kat açı- Amalfi, Romalılar tarafından tarih sahnesine çıka-
lıyor, Akdeniz sahil şeridi ve Capri Adası’na kadar rılmış. Filistin, Mısır, Kıbrıs, Bizans ve Tunus’ta
uzanan engin manzara eşliğinde limon terasları ve kurduğu liman ve elçiliklerle Amalfi, 10 ila 13’üncü
yarlardan geçiliyor. yüzyıllar arasında ticari anlamda Akdeniz’in lideri
Önünüze çıkan Praiano tabelası, Positano’ya konumundaydı. Denizci Pisa ve Cenova ile birlikte
geri dönmek isteyenlerin takip edeceği alternatif bölgenin en güçlü şehir devletlerinden biri olan
güzergâhı işaret ediyor. Ormanlı bayırlara yöne- Amalfi, uluslararası deniz ticaret kanunu (Tabula
len patika, San Domenico Kilisesi’nden geçerek de Amalphitana) düzenlemelerinin yapıldığı yer-
begonvillerin renklendirdiği beyaz evleri, yöreye di aynı zamanda. Pusula ve Tari ismini verdikle-
Amalfi K y lar ’n n a rt c
bir diğer yüzü ise kayalar
aras na saklanm gizli
ve bakir koylar . Sahil
boyunca giderken, ya
da bir tekne yolculuğu
yaparken Positano ile
Amalfi aras nda ismi
olmayan say s z koya
rastlayabilirsiniz. Bunlardan
biri de Praiano ile Amalfi
aras nda karadan içeriye
doğru y lan gibi k vr lan
Furore Plaj İkar sayfadaı.
Amalfi K y lar ’n ku bak
seyredebileceğiniz
Tanr lar n Patikas
İSentiero degli Deiı,
Positano-Nocella-Bomerano
İalternatif olarak Praianoı
köyleri aras nda uzan yor.
Manzaran n tad n
ç karacağ n z yürüyü , ayn
zamanda her yerinden tarih
f k ran, geni bir mutfak
kültürüne sahip sahil
eridini ke fetmek için en
ideal seçenek İsoldaı.
lenek haline gelen ve zamanla uluslararası bir festi- bekler. Bölgenin en uzun kumsalları ise Amalfi yer-
vale dönüşen konserler günümüzde 800 müzisyen- leşiminin doğusuna serpilen Atrani, Minori, Mai-
den oluşan Ravello Konser Topluluğu tarafından ori ve Cetera köylerinde yer alır. Özellikle Maiori,
icra ediliyor. Yaz geceleri yükseklerden Amalfi bölgenin en uzun plajıyla görece ekonomik tatili
Kıyıları’na doğru, dinleyenlerin ruhunu okşayan tercih edenlerin adresidir.
güçlü klasik müzik nağmeleri yankılanır. Amalfi ve Positano arasında küçük teknelerle
Amalfi Kıyıları’nın şaşırtıcı bir diğer yüzü ise ulaşım sağlanabildiği gibi mavi yolculuk gezilerine
kayalar arasına saklanmış gizli ve bakir koylarıdır. katılabilirsiniz. Ayrıca her iki turizm merkezinden
Sahil boyunca giderken, ya da bir tekne yolculuğu yaz aylarında her gün Napoli, Capri Adası, Sorren-
yaparken Positano ile Amalfi arasında ismi ol- to ve Salerno’ya tarifeli deniz seferleri yapılıyor.
mayan sayısız minik koya rastlayabilirsiniz. Mer- Karayolunu kullanmak isteyenler ise yerel SITA
divenler yardımıyla ulaşılabilen plajlarda, berrak otobüslerini kullanabilir.
camgöbeği suların tadını çıkarmak doyumsuz bir Amalfi Kıyıları’nda yaz sezonu süresince konak-
keyif. Positano ile Praiano arasında San Pietro baş- lama tesisi bulmanın çok zor olduğunu belirtelim.
ta olmak üzere dört koyda denize girmek müm- Coğrafi koşulların sertliğine karşın pek çok otel,
kün. Praiano yerleşiminin doğu ucunda ise küçük pansiyon ve apartın bulunduğu turizm bölgesinde
bir fiyort yer alır. Ama söz konusu sürpriz koyların erken rezervasyon yapmak gerekir. Yaz sezonuna
en ünlüsü, Praiano ile Amalfi arasında karadan denk gelen 13 Haziran Sant’ Antonio, 27 Haziran
içeriye doğru yılan gibi kıvrılan Fiyort (Furore) Sant’ Andrea, 22 Temmuz Santa Maria Maddalena,
plajıdır. Denizle bağlantısı üzerinden anayolun 5 Ağustos Karların Anası festivallerinde renkli gö-
bir köprü ile geçtiği koy, bölgeyi ziyaret edenle- rüntülerle karşılaşabilirsiniz.
rin tutkusudur. Praiano’dan Amalfi’ye yaklaştıkça Mavi sürprizler diyarı Amalfi Kıyıları zamanı
beş farklı kumsal daha görülebilir. Yüksek kayalar durdurup hayattan kopmak isteyenlerin kesintisiz
arasına sıkışmış avuç içi kadar küçük plajlar, şez- güneşli uzun bir yazın keyfini çıkaracakları doğru
longlarında tembelliğin tadını çıkaracak tatilcileri adres ●
Tüm bu ürünler
www. hepsiburada.com’da.
HEPSİBURADA
MOBİL
UYGULAMASINDA YER
ALAN ÇEKBUL ÖZELLİĞİ
İLE DİLEDİĞİNİZ ÜRÜNÜN
FOTOĞRAFINI ÇEKEREK
KOLAYCA SATIN
ALABİLİRSİNİZ
Kamp ve molalar n
önemli ihtiyaçlar ndan
biri ş k kaynaklar .
Lamba, çok fonksiyonlu
şarj sistemi sayesinde
güneş enerjisi, USB, ya
da priz bağlant s ile şarj
olabiliyor. Ergonomik
Columbia Grants Pass Su tasar ma sahip, sert
plastikten yap lm ş
Geçirmez Erkek Yürüyüş Botu lamban n kullan m , aç l r
Ayakkab , doğa yürüyüşlerinin en önemli kapan r yap s sayesinde
malzemelerinden. Ayağ saran yap s , destekli üst oldukça kolay.
k sm ve Omni-Grip taban bilek k sm ile eklemleri
destekleyen bu ayakkab özellikle orta ve y prat c
trekkingler için çok uygun.
ATLAS 49
TAVLA KÜLTÜRÜ
Haydi oğlum
kemik!
H
tahtas , pulu, zar çok
önemli. En önemlisi ise
rünce yaşını başını almış amcamız yıp takdim ettim kendisine, öylecene oturttum yeni
zar… Zar, “kemik” olacak yüzünde çocuksu bir gülümsemey- makamına” şeklinde işi uzatmaya meyilli olduğu-
bir defa. Tavla oynarken le karşıladı kendisini. “Ooo, bu- nu belli edince “Vali Bey” alçak bir ses tonuyla ve
zarlardan kemik diye
yursunlar Marsilya Valisi! Çay mı, kelimeleri ağzının içinde yuvarlayarak bir şeyler
bahsetmek âdetten olsa
da bugün kemik zarlarla oralet mi? Ya da maden suyu? Haz- söylendi. Tam anlaşılmasa da zarlardan bahset-
oynayan bulmak epey zor mı kolaylaştırır!” Bu cümleleri peş tiği seçilebildi. Yeni tartışma konusunun fitili de
İüstteı. şoma kültüründe peşe sıraladı, ama her cümlesinin ateşlendi böylece: Tavlada her şey zara, dolayısıyla
bugünkü tavlan n atas
say lan Ludus Duodecim
arasında kapıdan girenin bir şey söylemesine fırsat şansa mı bağlı?
Scriptorum, yani “12 Çizgili tanımak için bir iki saniyelik boşluklar bırakmayı Zarı, yani şansı inkâr eden çıkmasa da “her şey
Oyun” ad verilen bir oyun da ihmal etmedi. Ancak, “Marsilya Valisi” oralı tamamen zarların kaç geldiğine bağlıdır” diyen de
vard . Efes’te bulunan on iki
değilmiş gibi davrandı. Niye Marsilya Valisi? So- olmadı. Zarın önemine dair farklı oranlar verildi
çizgili oyun İalttaı. Orijinali
spanya’da El Escorial rulması tuhaf bir soruymuş meğer; laf ağızdan çıkar peş peşe. Tavlanın sadece yüzde 10’u ustalıktır
Kütüphanesi’nde bulunan, çıkmaz hayret dolu, “sen nerede büyüdün acaba” iddiasıyla zarların etkisini yüzde 90 gibi yüksek
1283’te Kastilya-Galiçya ve tarzı bakışlardan bunu anlamak mümkün. Elbette, bir orana taşıyanlar çıktıysa da ortalamanın yüzde
León Kral X. Alfonso için
kaleme al nan Satranç, herkes bilir kime Marsilya Valisi dendiğini? Durum 50-50 dengesinde durduğu söylenebilir. Ortamda
Zar Oyunları ve Tavla gayet net: Yıllardır, belki de 50 seneden fazladır sü- “bilmişlik” yapmak lüzumsuz bir davranış oldu-
Kitabı’ndan bir varak: Yedi ren ezeli rekabette dün yapılan son karşılaşmanın ğundan bahsetmeye gerek yoktu, ancak burada
yüzlü üç zarla oynanan bir
sonucuna işaret ediliyor. Netice; iki ters, bir düz bile belirtmek gerekirse bu konuda profesyonel turnu-
tavla oyunu İkar sayfadaı.
değil. Üç ters... Altı-sıfır... Üç el üst üste mars yani! valara katılan oyuncuların değerlendirmesi biraz
farklı. Onlara göre bir tavla müsabakasında şansın
önemi yüzde 30 iken, oyun bilgisinin önemi de
yine yüzde 30. Yüzde 10 da tecrübeye, ustalığa ve-
riliyor. Geriye kalan yüzde 30’a gelince; o da o gün-
kü moral ve konsantrasyonunuz, o anki psikolojik
durumunuzla ilgili.
16’nc yüzy l sonu 17’nci ona hükmeden kader gibi bazı başka ilahi güçler bir şekilde yaparak önündeki sorunu çözebileceği-
yüzy l ba nda stanbul’da mi vardır? Ya da her şey sadece şansla, tesadüfle ni aktarmış. Buna göre de bilgelik; akıl ve şansın
bir kahvehaneyi ve tavla
oynayanlar gösteren
açıklanabilir mi?” bileşkesinden ortaya çıkabilirmiş. Ve elbette örnek
minyatür. Bilginlerden ilkinin cevabı; aklın hâkimiyetin- olarak gösterdiği oyun da tavlaymış.
den yanaymış. Ve şansın hiçbir hükmünün olma- Şimdi durduk yere tavlada bilgelik aramak, alt
dığı satranç oyununu bu duruma örnek olarak ver- tarafı eğlenceli bir oyundan yola çıkarak felsefi tar-
miş. İkinci bilgin her şeyi tamamen şansa bağlamış. tışmalar ve varoluşa dair çıkarımlar yapmak fazla
İddiasını kanıtlamak için de mebzul miktardaki zar abartılı gelebilir. Ama insanlık öyle yapmış, insan
oyunlarından dem vurma yoluna gitmiş. Üçüncü aklı binlerce yıl böyle çalışmış, yapacak bir şey yok.
bilgine gelince... O, ilk ikisinin aksine akıl ve hür Anadolu Ajansı’nın 27 Haziran 2017 tarihli ve De-
irade ile şans ve kader arasında denge kurulabilece- nizli mahreçli haberine göz atalım mı? Ajans habe-
ğinden söz açmış. Şans ve kader çok önemli olsa da rine göre, Denizli’nin Buldan ilçesinde sürmekte
insan aklının karşılaştığı durumun analizini doğru olan Tripolis antik kenti arkeolojik kazılarında 2
B
tavla gündelik hayatın başköşesine ku-
rulmuş, durağan zamanın akışını hız-
landırmaya yarayan bir oyun olmuştu.
1500’lerin ortalarından itibaren kah-
venin yaygınlaşması, kahvehane kül-
türünü yarattığında Osmanlılar, daha
doğrusu Osmanlı erkekleri kahve fincanları, nar-
gile marpuçları, ya da tütün çubukları ellerinde
oturmuş sohbet ederlerken tavla zarlarının ve pul-
larının şakırtısı onlara eşlik ederdi. Kahvehanelerin
sivil birer toplanma merkezi olması, sohbetlerin
efsaneler, masallar, havadan sudan konulardan çı-
kıp siyasi eleştiri kapsamındaki başlıklara uzanması
üzerine Sultan IV. Murat’ın o meşhur kahvehane
yasakları geldi. 1630’dan itibaren kahvehaneler bir
nevi yeraltına indiler. Dolayısıyla tavla da… Yasa-
ğın kalkması II. Mahmut’un iktidarını, 1808’lerin
sonrasını bulacaktı. 1900’lere gelindiğinde batılı
gezgin, diplomat ve tüccarların anlattıklarına bakı-
lırsa kahvehaneler altın çağını yaşarken tavla yine
başköşeye kurulmuştu. Ve yine bir tarafta masallar,
efsaneler, meseller anlatılırken, diğer yanda tavla YARIM ASIRLIK
zarları siyasi tartışmalar eşliğinde atılıyordu.
Orhan Koloğlu 2017 tarihli “İstanbullu - Şehroğ-
REKABET
lanı ile Şehrkızı” kitabında 16’ncı yüzyıl sonlarında stanbul’da Aksaray’daki Büyük Yeni Han’ n
avlusuna bakan koridor, mahalle esnaf n n ezeli
Mustafa Âli tarafından kaleme alınmış Mevaidün
tavla rekabetlerine sahne oluyor.
Nefais fi Kavaid-il Mecalis (Toplantı Kurallarında
Vaad Edilmiş Nefis Şeyler) adlı eserde Kostanti-
niyye ve tüm Osmanlı ülkesindeki sayısız kahve-
hanelerin akıllı ve akılsız kişilerin toplantı yerleri
olduğunu belirttiğini aktarıyor. Mustafa Âli kah-
vehanelerde toplananları şöyle sınıflandırıyormuş:
“Dervişler ve irfanlı kişiler sohbet için; garipler, fa-
sedildiği gibi iddialaşarak tavla oynayanlardanmış. erişmiş. 1969 yılında Moda Plak’ın sahibi Mah-
Taksim Meydanı’nda 40’lı yıllarda hizmet ve- mut Tezcan o sıralarda plaklarda şarkıcılara re-
ren Meserret Kahvesi’nde oynarlarken Sait Faik, fakat eden, besteler yapan ama solist olarak ön
iki zardaki bir rakamlarını yüz yüze getirip zarı plana çıkmayı düşünmeyip müzik endüstrisinin
öyle atarmış. Amaç zar tutmak ve düşeş getirmek. mutfağında yer almayı tercih eden Orhan Gen-
Gelmeyince de, Mehmed Kemal’in dediğine göre cebay’a plak yaptırmak ister. Israrları sonuç ver-
küfürün ve sonu sinirli bir hareketle tavlayı kapa- meyince son çare olarak tavla oynamayı önerir.
tıp oyunu bozmaya kadar varacak olan mızıkçılığın Kazanırsa, o plak yapılacaktır. Tezcan kazanır,
bini bin paraymış. Gencebay sözünü tutar ve 1969 yılında “Başa
Tavla, Türkçe edebiyatın 50’li yıllar kuşa- Gelen Çekilirmiş” 45’liği listeleri alt üst eder.
ğında önemli bir yer tutmuş her zaman. Misal, Peki, Düşeşlerin Efendisi’nin, eğer çaktırma-
Orhan Kemal “nasıl yazıyorsunuz?” sorusuna dan zar tutma hususunda özel bir yeteneği yok-
“gezerken, konuşurken ve tavla oynarken aklı- sa, peş peşe düşeş atmasıyla meşhur bir insan
ma geliyor” cevabını veriyordu. “İnsanlara daha olmasının bilimsel bir açıklaması yapılabilir mi?
yakın olmamı sağlıyor” diye vaktini kahveha- Matematik ne diyor bu konuda? İşin hesaplama
nelerde, özellikle de Nuruosmaniye’deki İkbal kısmını detaylı yapmayıp, direkt sonuçlara geçe-
Kahvesi’nde geçiren Orhan Kemal’in burada lim: Tavlada herhangi bir zar kombinasyonunu
Edip Cansever’le yaptığı tavla karşılaşmaları, atma ihtimaliniz 18’de bir. Ancak çift atmaktan
aralarındaki inanılmaz sözlü çekişme sebebiyle söz ediyorsak olasılığınız 36’da bir düşüyor. Do-
büyük bir seyirci kitlesine de hitap ediyordu. layısıyla Düşeşlerin Efendisi’nin elindeki zarları
Düşeşlerin Efendisi haklı olabilir. Tavla doğ- sallayıp her attığında düşeş yani 6-6 gelme olasılı-
rudan parasına olmasına da başka iddialaşmalar ğı da bu. Ancak bizimkisi o unvanı peş peşe düşeş
için oynanabilir. Mesela çok bilinmiyor olsa da atması sebebiyle aldığından bize bir hesap daha
Türkiye popüler müzik tarihi Orhan Gencebay’ı gerekiyor. Düşeşlerin Efendisi’nin mesela peş
bir solist olarak tanıma şansına tavla sayesinde peşe üç kez düşeş atma ihtimali matematiksel ola-
T
kabul edilen tavlanın dünya ça-
pında bu kadar popüler olması ya-
dırgatıcı gelebilir. Oysa tavla çok
eski tarihlerden beri birçok farklı
coğrafyaya yayılmış, popüler bir
oyundu.
Tavla benzeri oyunlar İÖ 3000’lerden beri oynan-
makta. Roma İmparatorluğu zamanında kuralları
bugünkü tavlaya oldukça benzeyen Ludus Duodecim
Scriptorum, yani on iki işaretli oyun denilen bir oyun
oynanmaktaydı. Vezüv Yanardağı’nın lavları altında
yüzlerce yıl kalan Pompei temizlendikçe bina duvar-
larında tavla oynayan insanların resimleri de açığa
çıkıyor. Roma İmparatoru Claudius arabasına, uzun
yolculuklarda oynamak için, özel bir tavla seti yaptır-
mıştı. Neron da çok yüksek bahislerle tavla oynayan gibi duygular satrançla kalmış; hırs, sabırsızlık, öfke
bir imparatormuş. Belki de Roma’yı şansız bir tavla gibi duygular da tavlaya geçmiş. Böyle derler! Yıllar
maçının sonunda kızgınlıkla yakmıştır. Koskoca im- içinde pek değişik versiyonu ortaya çıkmış tavlanın:
parator köy yakacak değil ya! Hapis, gülbahar, çelebi, mübtezel, İzmir, hepyek gibi…
Anlaşılan o ki tavlanın doğum yeri Mezopotam- Yurtdışında başka çeşitleri de olup hâlâ da çıkmaya
ya’dır. Çok yaygın bir efsaneye göre Hint hükümdarı devam ediyor. Bazı yörelerde kendi evinde vurup
satranç oyununu Pers hükümdarına hediye olarak kaçmak yasaktır, kabul etmeyene de iyi gözle bakıl-
gönderir. Böylece ona düşünen, strateji kuran ve sab- maz. İran’da da böyle oynanır.
reden kazanır mesajını verir. Pers hükümdarı ise ona
tavlayı göndererek cevap verir. Mesajı “söylediklerin ÜÇ ZARLI TAVLA
kabul, ama biraz da şans gerekir”dir. Oyuncu üç zar atar ve rakip zarların birini ala-
Başka bir efsaneye göre de satranç ilk bulundu- rak diğer iki zarı oynamasını ister. Elinde kırık olan
ğunda zarla oynanırmış; atılan zara göre oynanacak oyuncu kırığını koyana kadar iki zar atar. Bu oyunda
taş ve hamle seçilirmiş. Sonra oyunu ikiye bölüp şans faktörü tahmin edeceğiniz gibi normal tavlaya
satranç ve tavlayı icat etmişler. Farklı taşlar sat- göre azalır.
ranca kalmış, zarlar da tavlaya. Duygu ve hasletler ABD’de 1920’li yıllarda tavla oyununa vidonun gir-
de ikiye bölünmüş: Sabır, erdem, ileriyi düşünme mesiyle bambaşka bir sayfa açıldı. Ülkemizde tavla-
100. YAŞINDA
MANDELA'NIN
EVİNDE
Nelson Mandela’n n
Soweto’daki evi bugün
rkç l k kar t hareketlerin
belleği olarak görülüyor ve
müze olarak hizmet veriyor.
SELİM KAYA
SOWETO · ATLAS 69
Soweto’da evlerin bir k sm sacdan yap l yor;
bunlar n olu turduğu mahallelere “baraka
mahalleleri” deniyor.
SOWETO · ATLAS 71
Soweto, farklı kültürlerin bir arada
yaşadığı ve daha adil koşullarda birbirini
tanıma olanağı bulduğu yerlerden biri.
C
Maddi geliri nispeten ezaevinden çıkınca bu ev top- Fidela şöyle anlatıyor: “Burada dolmuşların üs-
daha iyi olanlar n bir lumun ve medyanın ilgi oda- tünde gideceklerin yerin isimleri yazmıyor. Yol-
süre kulland ktan
sonra ikinci el pazar na
ğı olmuş. Bu dönemde kendi- cular gidecekleri yeri temsil eden birer numara
satt ğ giysiler, yeni sine bir başka ev bulunmuş; tutuyor. Dolmuş durağa geldiği zaman herkes
elbise alacak geliri çünkü medya ve halkın ilgisi elindeki numarayı havaya kaldırıyor. Eğer dol-
olmayanlar için iyi bir
bir süre sonra aile üstünde muş güzergâhının üstünde, örneğin 5 ve 8 nu-
seçenek olu turuyor
İkar sayfada, üstteı. bir baskıya dönüşmüş. Müze maralı köy veya kasabalar varsa şoför “5 ve 8’e
Soweto’da berberler evi ikisi yatak odası, biri çalışma, biri de misafir gider” diye bağırıyor ve o bölgelere gidecekler
genelde sokakta tezgâh odası olmak üzere toplam dört odadan oluşuyor. dolmuşa biniyor. Eğer otostop yapıyorlarsa,
açarak i yap yor. Ancak
bir barakada çal an
Bir de küçük bir duş yeri gibi bölümler var. Ça- veya bir köy yolunun girişindelerse ellerinde
berber hem daha çok i lışma odasında Mandela’nın kullandığı eşyalar, yine bu numaralarla ana yoldan geçen araçları
yap yor, hem de buraya giydiği elbiseler ve fotoğrafları var. Küba lideri bekliyorlar. Eğer şoför, güzergâhı üstünde olan
gelen mü terilere daha
Fidel Castro ile çektirdiği hatıra fotoğrafı en iyi numarayı görürse durup yolcuyu alıyor, yoksa
sayg n bir gözle bak l yor
İkar sayfada, alttaı. görünen yerde duruyor diyebilirim. geçip gidiyor.”
Dışarı çıktığımızda evin köşesindeki polis ara- Caddelerde sağlı sollu ikinci el giysi tezgâhla-
bası dikkatimi çekiyor. Fidela, suç oranının yük- rı dikkatimi çekiyor. Birinci el giysi alamayan-
sek olduğu Soweto’da turistlerin en uğrak yeri lar buralardan giyiniyor. Bir süre sonra Hostel
olan Mandela Evi’nin önünde gasp ve kapkaç- Barracks denilen kısma geliyoruz. 1948 yılında
lara karşı polisin sürekli bulunduğunu söylü- yasallaştırılan apartheid yönetim sistemine göre
yor. Bu arada, rehberime isminin neden Fidela siyahların şehirde yaşamaları yasaklanmış ve bu
olduğunu, bunun Fidel Castro ile bağlantısının insanlar merkezin dışında, belli bölgelerde oluş-
olup olmadığını soruyorum. Fidela, ismini Fi- turulan ve “township” adı verilen baraka tipi
del Casrto’dan almış; çok da güzel bir hikâyesi evlerde zor şartlarda yaşamak durumunda kal-
var: “Babam o dönem birçok yaşıtı gibi Fidel mış. Bu barakalar bir nevi bekâr siyah işçilerin
Castro hayranıymış. Annem hamile kalınca da yaşadığı kışlalarmış. Bu konutların çevresinde
benim erkek olacağımı düşünerek çevresine do- gezinirken sefaletin ve kötü yaşam koşullarının
ğacak oğluna Fidel ismini vereceğini anlatmaya da şahidi oluyorum. Bu insanlar şimdi bile bu
başlamış. Ancak ben doğunca babam anneme, şartlarda yaşıyorlarsa 40’lı, 50’li yılların sefaleti-
“gönlümüzde taht kuran bir Fidel’imiz zaten var, ni tahmin bile etmek istemiyor insan. Aparthe-
bir de Fidela’mız olsun aşkım” demiş ve annemi id döneminde ilk etapta sadece bekâr erkekle-
öpmüş. Böylece bana “Fidela” ismini vermişler.” rin yaşadığı townshiplere zamanla evlenenlerin
Soweto çarşısındaki dolmuş durağında, el- eşleri ve çocukları da yerleşmiş. Soweto adı da
lerinde bizim futbol müsabakalarında oyuncu Johannesburg’un dışında oluşturulan bu yer-
değişikliğini gösteren tabelalara benzeyen koca- leşimin adı olan South Western Townships’in
man kartonlarla bekleyenler dikkatimi çekiyor. kısaltmasından gelmiş.
SOWETO · ATLAS 75
Anadilleri okullarda yasaklanan çocuklar n 1976’da
ba latt ğ eylemler polisin pek çok ki iyle birlikte, 13
ya ndaki Hector Pieterson’ da öldürmesiyle sonuçland .
Bo bir tarlada vurulan Hector, rkç l k kar t hareketin
ikonlar ndan biri oldu.
SOWETO · ATLAS 77
Soweto’da 11 ayrı dil konuşuluyor ve
okullarda eğitim bu dillerle yapılıyor.
Yakla k 1,2 milyon de orta halliler tercih ediyor. Bir başka sokağa ilkeyi temsilen 10 heykel yapılmış. Bu meydanı
ki inin ya ad ğ geni girince durum değişiyor. Girişte eli silahlı özel gezerken, o gün için yaşananları gözümde can-
bir yerle im birimi olan
güvenlikçilerin bulunduğu başka bir dünya bu- landırmaya çalışıyorum. O gün insanlara lider-
Soweto’da çok katl
binalar n olmamas rası; belli ki hali vakti yerinde olanlar oturuyor. lik edenlerin üstünde isimleri yazılı olan fotoğ-
dikkat çekici İalttaı. Güney Afrika’nın genelinde olduğu gibi burada rafları, cam ile kaplı levhalarda sergileniyor. Bir
Soweto’nun orta yerinde da çok miktarda kırmızı et tüketiliyor, çünkü et süre o fotoğraflara bakıyorum. Tamamına yakı-
bulunan ve kentin
hemen hemen her
bizdeki gibi pahalı değil. Bir akşam geleneksel nı siyah, ama arada tek tük beyazlar da var. “Bu
yerinden görülebilen yemekleri tatmak için Fidela’yla buluşuyoruz. Eti beyazlar ırkdaşlarının yönetiminden memnun
Orlando Power Towers, aldığınız kasabın bir çalışanı müşteriye eti beda- değiller miydi” şeklindeki soruma Fidela şöyle
ayr ca atlama sporu
vaya pişiriyor, yanında da mısır lapası veriliyor. karşılık veriyor: “Bugün olduğu gibi o dönemde
bungee jumping
merkezi. Kuleler ayn Nasıl ki Türkiye’de kebap, ekmek ve pideyle bir- de bizlere insanca muamele edilmesini isteyen
zamanda Soweto’nun en likte tüketiliyorsa burada et, bizim muhlamaya beyazlar vardı. Ancak sistem bu beyazları da
bilindik sembollerinden benzer biçimde mısır ununun suda haşlanmasıy- tutuklayıp yıllarca hapse mahkûm etti. Bugün
İkar sayfada, üstteı.
Güney Afrika’da k y
la yapılan mısır lapasıyla birlikte yeniyor. Soweto’da pek çok yere o insanların isimleri ve-
eridi d nda kalan Walter Sisulu adıyla da bilinen Özgürlük rildi. Ama o apartheid sisteminin liderleri, yap-
bölgelerde ağ rl kl Meydanı’ndayım. 1955’te binlerce insanın top- tıklarıyla bugün sadece kütüphane raflarındaki
beslenme biçimi k rm z
landığı bu meydanda, o gün karara bağlanan 10 tarih kitaplarında yer alıyor.”
et. M s r lapas ysa bir
anlamda ekmek olarak
yer al yor sofralarda
İkar sayfada, alttaı.
SELİM KAYA
SOWETO · ATLAS 79
MANDELA
Özgürlüğün
sembolü
Dünyada dostlarının da düşmanlarının da büyük bir saygıyla andığı
Nelson Mandela, tam 27 yıl hapis yattı. Özgürlüğüne kavunca
Güney Afrika’nın küçük yerleşimi Soweto’yu yurt edindi. O yoksul
mahallerinde yeryüzüne hem ırkçılığa karşı duruşunu anlattı, hem de
kindarlığa ve kibre karşı duruşunu. “Affetmeyi öğrenmezsek gaddarlık
kalıcı olur” dedi ve ekledi; “ancak zalimliğe bir daha izin veremeyiz.”
2018 bu önemli liderin 100’üncü yaşını kutlama yılı ilan edildi.
YAZI: TEVFİK TAŞ
SOWETO · ATLAS 81
Güney Afrika’da 1994’te Defalarca tutuklandı, siyasi faaliyetlerde bulunması üyesiyle çıktığı ve “Rivonia Davası” olarak anılan
Mandela’n n devlet yasaklandı. mahkemede dünyaya hızla yayılan o meşhur sa-
ba kan seçilmesiyle
sonuçlanan rkç l k
Beyazların ve siyahların beraber yaşadığı bir vunma cümlesini söyledi:
kar t seçimler dünya Güney Afrika hayalini paylaşan komünist beyaz- “Ben, tüm insanların eşit haklara, fırsatlara sa-
tarihi için dönüm noktas larla yakınlaştı. Ancak çözüm gelmiyordu. 1956’da hip olarak yaşadığı, demokratik ve özgür bir top-
say l yor.
155 eylemciyle beraber “vatana en ağır düzeyde lum idealini benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve
ihanetle” suçlandığı yargılaması dört yıl sürdü. ulaşmak istediğim bir idealdir. Ama gerektiğinde
Aklandı. Irk ayrımcılığına karşı direniş, her geçen bunun için ölürüm de.”
gün büyüdü; özellikle de siyahların nerede yaşa-
yıp nerede çalışacaklarını belirleyen yasalara karşı ÖMÜR BOYU HAPIS CEZASI
tepkiler güçlendi. 1960 senesinde 69 Afrikalının 1964 yılının kışında, 46 yaşındayken ömür
polis kurşunuyla öldürüldüğü ve tarihe “Sharpe- boyu hapis cezasına çarptırıldı. 1982 yılında Pol-
ville Katliamı” olarak geçen olayı, 1976’da yaşanan lsmoor Hapishanesi’ne nakledilinceye dek 18 yıl
“Soweto Katliamı” ve bunun ardından gelen ayak- boyunca, Cape Town açıklarındaki Robben (Fok)
lanma izledi. Bunlar kelimenin gerçek anlamıyla Adası’nda kaldı.
bir dönüm noktası oldu. Ada ve tutulduğu bütün diğer hapishaneler, ade-
Barışçı direnişe ilişkin umutlar büsbütün bitti. ta bir siyasal eğitim merkezi oldu. Kitleler halinde
Ordu ve hükümet hedeflerine karşı silahlı mücade- tutuklanan siyahlar, politik bakımdan yeni bilinç
le başladı. Mandela, Afrika Ulusal Kongresi’nin 10 boyutlarına sıçrıyorlardı. Zira bu siyah adam, ilk
SOWETO · ATLAS 83
STEVE BIKO
Siyah Bilinç
Güney Afrika’da yüzyıllara dayanan ırkçı yönetimlere
karşı mücadele, beraberinde kimi kentlerin ve isimlerin
de sembol olmasını sağladı. Soweto Ayaklanması
sonrasında ırkçılık, ayrımcılık, aşağılanma Birleşmiş
Milletler nezdinde ve dünya ölçeğinde ağır suçlar
kapsamında yeniden değerlendirildi. Steve Biko ve
Nelson Mandela adları, Soweto’yla birlikte anılır oldu.
YAZI: TEVFİK TAŞ
V
aal ile Caledon’un ve bu akar-
suları toplayarak güneydoğuda-
ki Hint Okyanusu’na dökülen
Orange Irmağı’nın, göllerin ve
ülkenin güneybatısındaki At-
las Okyanusu’nun kıyılarında;
Durban, Cape Town, Port Elizabeth ile East
sahillerine, limanlara ve plajlara yerleştirilen
tabelalarda şu sözler okunuyordu: “Siyahlara
yasaktır!”
Bu tabelalar halkın bir kesimiyle kıyılar ve
denizler arasındaki bağı koparmayı amaçlıyor-
du. Ancak bundan ibaret değildi: Güney Afrika halklarının dilinde yok, Hint-Avrupa dillerinin
halkının büyük çoğunluğunu oluşturan siyah- yazılı kaynaklarında da bulunmuyor. İngiliz-
ların gelir durumundan ötürü zaten giremediği lerin ve Felemenklerin ağırlığını oluşturduğu
lokantaların, kafeteryaların kapılarında, vitrinle- apartheid yönetimi gibi, sözcük de bu koşullar-
rinde de “x” işaretlenmiş bir köle ve köpek başı da şekillenen ve “Afrikaans” olarak adlandırılan
levhası bulunuyordu: dil içinden gelmişti: Elbette “ayrı-olma, ayrılık”
“Siyahlar ve köpekler! Asla!” anlamına geliyordu. Latincedeki pars ve part,
Azınlığı oluşturan beyazların, kırsal bölgeler- yani “ayrılmış pay” sözcüğünden türetilmişti.
de ve kentlerde çoğunluğu oluşturan siyah hal- Fransızcada “à part” olarak kullanılmış ve
ka karşı yürüttüğü bu yönetim biçimi, 1948’de bugün politika yapanların “parti,” kent yaşamını
resmileşti. Artık bir adı da vardı: Apartheid. Pek paylaşanların sıkça kullandığı “apart/man” gibi
çok kaynak “Afrikaans dilinde ‘ayrılık’ anlamına sözcüklere kök olmuştur.
gelmektedir” diye yazıyor. Sözcük Afrika yerli Afrika Ulusal Kongresi (ANC), Nelson Man-
SOWETO · ATLAS 85
kişi öldü. ANC ve PAC (Pan Africanist Cong-
ress) yasaklandı.
ANC’nin silahlı kanadı işte bu tarihten son-
ra sokağa çıktı. “Umkhonto we Sizwe / Halkın
Mızrağı” artık barış masasını gözden çıkarmıştı.
Buna karşın, ANC, yine de kan dökmekten ka-
çınıyor ve hükümete ait binaları, arama ve belge
sorma noktalarını, ekonomik kuruluşları hedef
alıyordu. Umkhonto eylemlerinin ses getirmesi
nedeniyle kısa sürede ülkedeki tüm muhalif ses-
ler ANC çatısı altında toplanıyor, ancak baskılar
da o oranda artıyordu.
SOWETO AYAKLANMASI
Bu ortamda beyazların benimsediği Afrikaans
dili, okullarda resmi dil ilan edildi. 16 Haziran
1976’da Soweto’da okullarından çıkan bir grup
çocuk bu kararı protesto etmek için toplandı
Steve Biko’nun ya am savunma mekanizmalarıyla bu durumun farkına ve polis alışkanlığı olduğu üzere silahla karşılık
pek çok esere konu oldu. bile varamamışlardır. Yani beyazlık imtiyazın- verdi. Çocuk ölümleri, o zamana kadar çalkala-
şichard Attenborough’un dan vazgeçememişlerdir.” nıp duran ırkçılık karşıtlarının neredeyse bütün
yönetmenliğini yapt ğ Cry
Freedom İÖzgürlük Ç ğl ğ ı 11 farklı dilin yaygın olarak konuşulduğu kentlerde aynı anda harekete geçmesini bera-
filmi İ1987ı, liberal bir Güney Afrika’da, halkın yüzde 79’u siyah, yüzde berinde getirdi. Apartheid, Birleşmiş Milletler
gazetecinin gözünden 9,6’sı beyaz, yüzde 8,9’u melez, yüzde 2,5’i ise toplantılarına yeniden ve daha sert biçimde ta-
apartheid uygulamalar na
kar Biko’nun ve
Hint-Asya asıllıdır. Böyle bir coğrafyada, baş- şındı. O güne dek dil ucuyla eleştirilen ırkçılık,
siyahlar n mücadelesini langıcında barışçıl mücadelenin taraftarı olan Soweto Ayaklanması’ndan bir ay gibi kısa bir
anlatt ve dünya ölçeğinde Biko ve arkadaşları, “beyazlar hem bize tekme süre sonra, suç sayıldı. Apartheid Suçunun Ön-
ilgi uyand ran sanat atıyor, hem de bu tekmeye nasıl tepki göster- lenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Uluslararası
eserlerinden biri oldu.
memiz gerektiğini dikte ediyor” diyerek halk Sözleşme, 18 Temmuz 1976 günü yürürlüğe gir-
hareketlerinde yeni yönelimler benimsemeye di. O günkü sosyalist bloğa üye olan devletlerin
başladı… bastırması salt suç kavramını değil, şunların da
Zira, yürürlükteki yasa şöyleydi: “Yerli siyah- söylenmesini sağladı:
lar, esasen beyaz halkın meydana getirdiği kent- “Güney Afrika hükümetine silah satmaya
lere girme iznine, ancak üstün insanın ihtiyaçla- hayır!’
rı için hizmet vereceği zaman kavuşmalıdır. Bu “Apartheid’dan kazanç sağlamaya hayır!”
hizmet sona erdiğinde kenti terk etmelidir.” “Irkçılıkla uzlaşmaya hayır!”
Bir tıp fakültesi öğrencisi olan Biko’nun “Si- Dünyada bütün bunlar bunca açık konu-
yah Bilinç” dediği manifesto, Güney Afrika’nın şulurken, Siyah Bilinç hareketinin lideri Steve
işsizlik ve yoksulluğun kıskacında, önerilen bü- Bantu Biko, 1977 yılında polis tarafından iş-
tün “beyaz değerlere, kültüre, çarelere” sırtını kenceyle öldürüldü. Artık hiçbir şey eskisi gibi
dönmüş en hırçın kesitlerinde karşılık buldu. olmayacaktır.
Bunların başında en büyük ve hareketli kent- Peter Gabriel’in sesinde dünyaya bir kez daha
lerden biri olan Johannesburg’un bir ucundaki yayıldı adı:
Soweto vardı. “Geceleri uyumaya çalıştığımda
ANC başta olmak üzere, ırkçılık karşıtı ör- hayallerim kırmızıya boyanıyor
gütler 21 Mart 1960 günü barışçıl olması amaç- oysa dünya siyah ve beyaz
lanan bir kampanya başlattı. Buna göre insanlar ve sadece bir renk ölü…
belirli yerlerde gruplar halinde toplanarak pro- Ah Biko, Biko, çünkü Biko
testo gösterileri yapacaktı. Fakat, kalabalıkların Ah Biko, Biko, çünkü Biko
çoğu polisin sert şiddetiyle dağıtılırken Sharpe- Yihla Moja, Yihla Moja
ville’deki olaylarda polisin açtığı ateşle yüzlerce - İnsan öldü. ●
EVET HAYIR
Siz hiç...
CAVA’NIN KARA
TOPRAKLARINDA
AT SÜRDÜNÜZ MÜ?
AYASOFYA’NIN
KEDILERIYLE
TANIŞTINIZ MI?
COLMAR’DA
SANDAL SEFASI
YAPTINIZ MI?
JEOLOJİK MİRAS
Ula m hayli zor konumdaki Delikdağ oyuğu 1250 metre rak mda. Ayn isimli 1650 metrelik zirvenin
devam ndaki s rt üzerinde yer al yor. Kaya duvar yukar yönde yakla k on metre devam ediyor. Delikdağ s rt
ve buradaki oyuğun Sar ç nar Vadisi’ne dü en gölgesi ender güzellikteki bir coğrafya kesitine imza at yor.
ANTALYA · ATLAS 89
DİPTEKİ PARILTI
Göynük Kanyonu’nun ç k kesiminde derin bir gölet bulunuyor. ki yakas nda
da yüzlerce metrelik kaya duvarlar yükselen ve ancak yaz aylar nda profesyonel
donan mla geçit veren kanyonun uzunluğu yakla k 700 metre.
ANTALYA · ATLAS 91
ormanlık bölgede hemen hiç yerleşim bulunmadı-
ğı gibi mevcut patikalar da hatırı sayılır derecede
seyrek. Bu nedenle yeri geliyor “hemen şurası”
diyebileceğiniz noktaya ulaşmak saatler alabiliyor,
hatta hiç mümkün olmuyor. Yöre aynı zamanda
geçtiğimiz yüzyıla kadar Anadolu parsının da ya-
şam alanıydı. Örneğin Dastaratan Dağı yakının-
daki Kaplankapanı mevkii de buna işaret ediyor.
Anadolu’da parsa sıklıkla kaplan denildiğini hatır-
latmakta fayda var.
Burada irili ufaklı birçok rota var: Beldibi yerle-
şiminin hemen batısındaki Kuruçay Kanyonu’na
giden yol, orta kısalıkta bir gezi içinde düşünüle-
bilir. Adı gibi kuru bir dere yatağından yürünüyor.
Çakıllı zeminde yarım saat ilerledikten sonra iki
kayalık tepenin ortasındaki kapı gibi dar nokta ve Mahallesi üzerinden bozuk bir orman yolunu takip
Beldibi’ndeki eski Çamdağ bitişiğindeki küçük göl bir dinlenme noktasıdır. Su ederek ulaşılabiliyor.
tünel giri i yak n nda yerin altına inip kayboluyor. İleride ikiye ayrılan Buradan da bağlanabildiğimiz Göynük Yaylası
ve sahilden 50 metre
boğaz, özellikle sağ taraftaki, iyice kanyon görünü- ve Hisarçandır yönleri, aynı zamanda dağlık Likya
içeride bulunan kaya
s ğ nağ nda, 1959-1967 mü alarak Çamdağı yönünde devam ediyor. Yolu’nun parçaları. 19 kilometrelik Hisarçandır ro-
y llar nda yap lan kaz Yakınındaki bir başka rota Göynük Kanyo- tası, yeşili ve huzuruyla insanı büyüleyen Sarıçınar
çal malar nda tarihöncesi nu’dur. Araç yolunun bittiği yerden itibaren iki ki- Vadisi’ni takip ediyor. Etrafını saran sarp duvarla-
yerle im izlerine rastland .
lometrelik rahat bir yürüyüşün sonunda kanyonun rın gölgesindeki vadideki asırlık kızılçamların ve
çıkışına ulaşılıyor. Ne var ki dağlardan toplanıp özellikle kırmızı gövdeli sandal ağaçları bu bölge-
inen soğuk kar suları nedeniyle burasının zorluk nin eski sakinlerinin ticaret alanındaki öğelerini
derecesi yüksek olabiliyor. İki yakasındaki yüzler- de düşündürür. Çünkü bu bölgeyle Likya limanları
ce metrelik duvarlar, buraya “görkemli” demeye arasındaki bağıntının en sağlam öğelerinden biri,
zorlar insanı. Kanyonun giriş bölümüne ise Ovacık dayanıklı olduğu için deniz araçlarında kullanılan
ANTALYA · ATLAS 93
94 ATLAS · MAYIS 2018
VADİDEKİ
ÇAĞLAYIŞ
K z lçam orman yla
bezeli Göynük Boğaz ’n n
ilerisinde vadi daralarak
kanyon görünümü al yor.
Bu mevkiden ba lay p
Göynük Yaylas ’na
devam eden ss z Likya
Yolu etab 15 kilometre
uzunluğunda.
ANTALYA · ATLAS 95
96 ATLAS · MAYIS 2018
DOĞANIN DİLLERİ
Yörenin güzelliklerinden biri olan, k aylar nda gövdesi k rm z tonlara
bürünen sandal ağac İArbutus andrachneı ayn zamanda t bbi bitki özelliği
ta makta. Göynük Yaylas ’na giden Likya Yolu patikas n n bir bölümünde bu
ağaçlara rastlamak mümkün İüstteı. Kalker yap ya sahip olan Sar ç nar Dağ ,
çevresindeki sedir orman ve endemik bitkileriyle ön plana ç k yor İsoldaı.
ANTALYA · ATLAS 97
98 ATLAS · MAYIS 2018
ŞAKACI DERE
Beldibi Kuruçay
Kanyonu’nda ak olmakla
birlikte bir noktadan sonra
su yüzeyden kayboluyor
ve sahile kadarki dere
yatağ seller d nda kuru
görünüyor.
ANTALYA · ATLAS 99
Beldibi kaya sığınağı paleolitik çağdan neolitik döneme kada
GEÇMİŞİN YOLLARI
Antalya ehir merkezi ile güneyindeki Beldibi, Göynük ve Kemer yerle imleriyle
bağlant , geçmi te Beydağlar ’n n ha in coğrafyas nedeniyle hep zorlu oldu.
imdiki tüneller in a edilmeden önce ula m bu tehlikeli yoldan sağlan yordu
İüstteı. Beldibi Çamdağ Tüneli mevkiindeki prehistorik yerle iminin alt kesimindeki
falezlerin aras na s k m ufak koy, Akdeniz’in dalgalar n n eseri İsağdaı.
Asırların
geleneği
Anadolu’da her yıl binlerce insanı aynı
meydanın etrafında toplayan deve
güreşleri çok zengin ve kadim bir kültüre
yaslanıyor. Yıl boyunca hazırlanıp,
geleneklere göre süslenen Yörük develeri
Selçuk’ta bir tarihi mirası canlandırıyorlar.
YAZI VE FOTOĞRAFLAR: OĞUZ OTAY
G
ündoğumu ile birlikte Ege Bölge- omuzlarına atılmış uzun keçe paltosu, onun üze-
si için soğuk denebilecek bir hava- rinde omuzlarına atılmış turuncu ve beyaz renk-
da eski kervan yollarının izinde Bü- lerdeki Yörük atkısı, içinde yeleği, altında özel di-
yük Menderes Havzası’nda Selçuk’a kim olduğu her halinden belli olan pantolon, aya-
doğru yol alıyorum. Bu yıl 36’ncı- ğındaki dokuz körüklü efe çizmesi ile karşılıyor.
sı düzenlenecek olan Selçuk Deve Başlıyor anlatmaya: “Develer asırlardır Türkler
Güreşleri’ni yakından izleyeceğim. ile beraber anılırlar, hatta Orta Asya’dan Türkler
Öncesinde bu seyahatte bana ev sa- buralara göç ederken bu develerle gelmişler. Arap
hipliği yapacak olan, üç kuşak kervancılık yapmış develerinden de farklıdırlar, buralardakiler çift
bir ailenin mensubu, 73 yaşındaki Deveci Mus- hörgüçlüdür. Bu develer ticaretin vazgeçilmezi ol-
tafa ile buluşacağım. Randevuyu, “Selçuk yolu- muş, hep kıymetli mallar taşımışlar. Deveciliğin
na çık, otoyoldaki ikinci benzinciye gir, ben seni temelinde kervancılık, kervancılığın temelinde
orada bulurum” diye veriyor. Devasa benzin is- ise ticaret yatar. Ticaret varsa, mutlaka rekabet de
tasyonunda beni kafasındaki sekizgen kasket, vardır. Şimdi artık ne kervan var, ne de kervancı;
DECO
Özel
Bölüm
YENİ NESİL
ASLI 15 YELKENLİ
TANDOĞAN
Hayatının
başrolü deniz
MAYIS
SAYISI
bayilerde
AYIN TEKNELERİ
> Jeanneau NC 33
> MCY 96
> Pink Gin 54m SEYİR
DEFTERİ
En yeni tekneler, yelken yarışları ve > Astipalya
Türkiye’nin en kapsamlı
tekne alım-satım rehberi > Valensiya
YATMARKET > Borneo - Labuan
ile birlikte > Antigua ve Barbuda
Yıllık 132 TL
Adresinize ücretsiz teslim. Kredi kartına 3 taksit imkânı.
ÇAĞRI MERKEZİ E-POSTA İNTERNET
0 (212) 478 03 00 abone@doganburda.com www.dbabone.com
Ta k s i t y a p ı l a n k r e d i k a r t l a r ı : B o n u s , M a x i m u m , W o r l d , A x e s s
HAFTA SONU YILDIRIM GÜNGÖR
BİRGİ
B
irgi’de eski evlerin dizildi- yakalandığımız için sağımıza yediğimiz tostlarla biraz ısı-
ği dar sokaklardan birine solumuza bakıp sığınacak bir nıyoruz. Yaklaşık yarım saat
arabayı park edip yürü- yer arıyoruz. Biraz ilerdeki çay kadar yağan yağmur önce
meye başlıyoruz. Çok değil bahçesi kurtuluş umudumuz hızını azaltıyor, sonra da yavaş
henüz 30-40 metre yürümeden oluyor. yavaş kesiliyor ve karşımızda-
yağmur çiselemeye başlıyor, Hızla çay bahçesine doğru ki tepeler muhteşem bulutlarla
hafif bir toprak kokusu yayı- giderken yanımızdan koşarak kaplanıyor.
lıyor havaya. Ortaya çıkan bir köpek geçiyor. Çay bahçe- Yolculuğumuz da böyle
bu koku hepimizi çocuklu- sine gidip sırılsıklam bir şekil- güzel bir havada başlamıştı. patates ve bölgede yetişen
ğumuza, yağmurların betona de oturuyoruz. Oturduğumuz Yanlışlıkla ana yoldan çıkarak diğer ürünleri satanların açtı-
değil de toprağa yağdığı yıllara masa, tentenin hemen sını- köy yollarına sapmamız, yol- ğı tezgâhlar yolculuğun daha
götürüyor. Ne yazık ki artık rında. Kenarda oturanlar az culuğumuzu daha cazip bir uzun sürmesine neden oluyor-
yağmurlar toprağa düşmüyor da olsa ıslanıyor. Masaya iyi- hale getirmişti. Bozdağ’ın köy- du, çünkü araçlar yol boyunca
ve biz o enfes kokudan mah- ce yerleşmeye çalışırken biraz lerinden yukarı doğru çıkar- durarak alışveriş yapıyordu.
rum kalıyoruz. Çocuklarımız önce koşan köpeğin bizim ken bir an “acaba yanlış yolda Bozdağ’ın güney yamaçla-
onu ciğerlerine çekebilecekler masanın altına sığınmış oldu- mıyız” demekten kendimizi rında yer alan Birgi, tarihin
mi? Çok iyimser değilim. Bu ğunu görüyoruz. Garson hızla alamamıştık. Yanlış girdiğimiz izlerini hâlâ taşıyan gelenek-
düşüncelerden yağışın aniden çay getirip ısınmamızı sağ- köy yollarından ana yola çıkın- sel bir yerleşim. Ödemiş’in bir
hızlanmasıyla kurtuluyoruz. lıyor. Hem kendimize, hem ca da kısa süre durumun pek mahallesi olan Birgi’nin gele-
Çiseleyen yağmur sağana- de köpeğe yiyecek ısmarlıyo- farklı olmadığını gördük. Yol neksel mimarinin hâkim oldu-
ğa dönüşüyor. Hazırlıksız ruz. Sıcak çaylar ve ardından çok yıpratıcıydı. Kenarda mısır, ğu sokakları dışında en dikkat
ERKEN REZERVASYON
İNDİRİMLERİNİ KAÇIRMAYIN
HEMEN 444 0 484'Ü ARAYIN!
#dahafazlatatil