Professional Documents
Culture Documents
Yazının birinci bölümünde 92/42/AT Sıcak Su Kazanlarına Dair Yönetmelik ve TS EN 304 standardına
dayanılarak yapılan verim hesabı, yanma tanımı ve yanma türleri üzerinde durmuştuk. Yazının bu
bölümünde kaldığımız yerden devam edilecektir.
Duman gazlarının sıcaklığını düşürmek için, kazan dönüş suyu sıcaklığının düşürülmesi gerekmektedir.
Buna paralel olarak kazan çıkış suyu sıcaklığı da düşürülmelidir. Aksi taktirde kazanın su tarafı
yüzeylerinde ısıl gerilmeler oluşur ve bu gerilmeler suyla temas eden yüzeylerde deformasyonlara yol
açarlar. Bu nedenle kazan giriş ve çıkışı arasındaki sıcaklık farkının maksimum 25 °C olması istenir. Bu
nedenle kazan üreticileri kazanlarını genellikle kazanın su tarafında 20 °C sıcaklık farkı sağlanması
esasına göre tasarımlandırırlar.
Baca gazı sıcaklığını düşürmek her zaman mümkün olmayabilir. Yoğuşmalı kazan ve düşük sıcaklık
kazanları haricindeki standart kazan türlerinde, duman gazları içindeki su buharının yoğuşması ile
oluşan asitler, kazanlarda “düşük sıcaklık korozyonu” denilen bir korozyon türüne neden olurlar. Bu
nedenle standart sıcak su kazanlarında duman gazlarının sıcaklığı, içerdikleri su buharının yoğuşma
sıcaklığının altına düşmemelidir. Bu sıcaklık yakıtın cinsine yanma havasının miktarına bağlıdır. Özellikle
doğalgazda, yakıt içindeki hidrojen oranının diğer yanabilir elemanlara göre daha yüksek olması nedeni
ile, duman gazları içindeki su buharı oranı da yüksektir. Bu da daha yüksek çiğ noktası sıcaklığı
demektir.( Belirli bir basınç ve karışımdaki gaz soğutulduğu zaman, gaz içindeki yoğuşabilir bileşenin
yoğuşmaya başladığı sıcaklık çiğ noktası sıcaklığı olarak tanımlanır.) Çiğlenme sonucunda ısı transfer
yüzeylerinin nemlenmesi ve kirlenmesi sonucu oluşan korozyonu önlemek için baca gazı sıcaklığının,
kullanılan yakıtın çiğ noktası sıcaklığının altına düşürülmemesi gerekir. Aşağıdaki şekilde görüldüğü
gibi, düşük hava fazlalığı ile yanan doğalgazda, duman gazlarının çiğ noktası sıcaklığı yaklaşık 55 °C
iken, sıvı yakıtlarda bu değer 47 °C civarındadır. Hava fazlalığı arttıkça bu değer azalır.
Grafik 7- Doğalgaz ve sıvı yakıtlar için, baca gazındaki CO 2 oranına göre çiğ noktasının değişimi
Grafik 8- Baca gazı sıcaklığı-kazan verimi değişimi
Doğal çekiş, sıcak olan baca gazlarının yoğunluğunun, dışarıdaki soğuk havadan daha az olması nedeni
ile bacada oluşan alçak basınçtır. Gazların yükselerek atmosferik ortama atılabilmesi için, baca çekişi,
gazların akışı ile oluşan baca kayıplarını karşılayabilmelidir. Bu çekişi oluşturan ve gazlara etkiyen
kaldırma kuvvetleri ise, bacaya atılan gazlarla ortam arasındaki sıcaklık farkının doğurduğu yoğunluk
farkıyla doğru orantılıdır. Dolayısı ile duman gazlarının kazandan çıkış sıcaklığı, bu çekiş etkisini
yaratacak mertebede olmalıdır. TS EN 303-2 standardı tarafından pozitif ve negatif baca çekişleri için
istenen maksimim sınırlar grafik 9 ve grafik 10’da görüldüğü gibidir.
Kazanlarda ocağa yeterli havanın verilmesi, yanma ürünü sıcak gazların ocak, kazan
ısı transfer yüzeyleri ve bağlantı kanallarında dolaştırılması ve bacadan atılması için,
yani alevin ve duman gazlarının akışı için gerekli ve yeterli basınç farkının yaratılması
gerekir. Bu akış için gerekli basınç farkı baca çekişi olarak tanımlanır.
Bacalar aynı zamanda, yanma ürünü olan duman gazlarının çevreye dağıtılması fonksiyonunu yerine
getirdiklerinden, endüstrinin yoğun olarak bulunduğu yerleşim bölgeleri ile, dar vadilerin olduğu yakma
tesislerinde çevre sağlığı açısından, duman gazı dağılma alanının daha fazla olduğu yüksek bacalar
tercih edilmelidir.
5.3. Oksijen ( O2 )
Ocağa verilen hava içindeki O2’nin bir kısmı yanmaya katılırken, kalan kısmı yakıtın içinde bulunan H 2
ile birleşerek su oluşumuna yol açar. Bu su, baca gazı sıcaklığına bağlı olarak baca gazı içinde nem
veya kondensat olarak bulunur. Yanma gazları içinde gereğinden fazla bulunması fazla hava ile
yanmayı gösterir ve fazla havanın yanmadan ve gereksiz yere ısıtılarak bacadan atılması demektir.
Grafik 12- Gaz yakıtlı yakma sistemlerinde hava fazlalık katsayısı ile karbon monoksit değişimi
CO, renksiz, kokusuz ve zehirleyici bir gazdır. Konsantrasyonunun yüksek olması halinde O2’nin kan
tarafından emilmesine engel olduğundan oldukça tehlikeli bir emisyondur. Bu nedenle en büyük çevre
kirleticilerden biri olarak bilinir ve bundan dolayı hükümetler tarafından çevreye verilen CO emisyonları
ile çalışma yerlerinde bulunması gereken CO miktarlarına sınırlamalar getirilmiştir.
Baca gazındaki CO2 oranının yüksekliği, yanma olayında yanma havası içindeki
oksijenin büyük bir kısmının yakıt içindeki C ile reaksiyona girdiğinin, bir başka deyişle
iyi bir yanma gerçekleştiğinin göstergesidir.
Azotun kendisi ne yanıcı ne de yakıcı bir gazdır. 1300°C’ den daha yüksek sıcaklıktaki yanmada, yakıt
içinde bulunan azot ( N2 ), oksijen ( O2 ) ile birleşerek azot oksit (NO) oluşturur. Bir müddet sonra, bu
renksiz gaz O2 ile oksidize olarak azot dioksit (NO2) oluşturur. Fosil yakıtların yanması sonucunda
oluşan (NOx) lerin %95-98 gibi büyük bir kısmını NO’lar oluşturur. Bununla birlikte gerek atmosferdeki
konsantrasyonu, gerekse özelliği nedeni ile insan sağlığı üzerine en fazla olumsuz etki gösteren ise
azot oksitlerin %2-5’ini oluşturan azot bileşiği olan NO 2’ dir. NO2 suda çözünebilen ve ciğerleri tahrip
eden bir gazdır. Solunduğu taktirde akut ciğer iltihabına yol açar. Aynı zamanda ozon formasyonuna
sebep olur.
1300°C’ den daha yüksek sıcaklıktaki yanmada, yakıt içinde bulunan azot ( N 2 ),
oksijen ( O2 ) ile birleşerek azot oksit (NO) oluşturur.
Yakma havası içerisinde bulunan azotun özellikle 1300° C ve üstündeki sıcaklıklarda oksijenle
reaksiyona girmesinin sonucunda ısıl azot oksitler oluşur. Yakıt içinde bulunan azot oksitler ise değişik
mekanizmaların birlikte ilerlediği reaksiyonlarla gerçekleşir.
Grafik 15- NOx Oluşum Mekanizmaları
Grafik 16- Fuel-oil için baca gazındaki Oksijen ve Kükürt oranına bağlı olarak çiğlenme noktası sıcaklığı
Yanma gazlarındaki yanmamış hidrokarbonların oranı, yakıtın püskürtülmesinden ilk 20 saniye hariç
olmak üzere, 10 ppm’i geçmemelidir (TS EN 267).
5.9. İslilik
İs, yakıt içerisinde bulanan karbonun
oksijenle reaksiyona girememesinden
dolayı yanmadan bacadan atılan
karbon tanecikleridir. İslilik genellikle
Bacharach ve Ringelmann skalaları ile
ölçülür. EN 267 islilik için sınır değeri 1
Bacharach olarak vermektedir.
5.10. Su Buharı
Yanma olayının tanımlanması sırasında duman gazları ile birlikte çevreye bir miktar su buharı
gönderildiğinden bahsedilmişti. Duman gazları içindeki su buharı genel olarak yakıt cinsine ve
yanmanın şekline bağlı olarak değişir. Duman gazı içindeki su buharı oranının yüksekliği gerek kazan
verimini olumsuz yönde etkilemesi ve gerekse de çevre havasındaki su buharı oranının artırması
nedeni ile emisyon kategorisinde değerlendirilmelidir. Çevre havasındaki nem oranının normalin
üzerine çıkması, yerel ölçüde yağış miktarının artması olasılığını önemli ölçüde artırmakta ve dolayısı ile
ekili alanların zarar görmesi, toprak kaybı gibi çevresel sorunlara yol açabilir. Küresel ölçekte
bakıldığında ise, atmosferdeki su buharı oranının artması, küresel ısınmaya yol açtığı için su buharı
sera gazı olarak değerlendirilmektedir.
Çevre kirliliği, günümüzün en önemli sorunlarından birisidir. Doğada karşılaşılan değişik kirlenme
cinsleri arasında hava kirliliği, insanı en çok rahatsız eden kirliliktir. Tarihsel açıdan insanoğlunun ilk
karşılaştığı kirlilik, hava kirliliği olup, bu hususta alınan ilk önlemler, yasaklamalar, kanun ve
yönetmelikler hava kirliliği konusunda yapılmıştır. Endüstrinin hızlı gelişimi, hava kirliliğinin giderek
önem kazanmasına neden olmuştur. Başlangıçta bölgesel olarak görülen birçok hava kirliliği problemi,
ozon tabakası, asit yağmurları, sera olayı gibi olayların ortaya çıkması ile uluslararası sorun haline
gelmiştir. Özellikle son yıllarda yoğun sanayileşmenin olduğu bölgelerde ortaya çıkan hava kirliliğinin
insan sağlığını ve çevre dengesinin bozulmasını tehdit etmesi nedeniyle, ulusal ve uluslararası düzeyde
çeşitli önlemlerin alınmasını gerekli kılmıştır.
Tanım olarak hava kirliliği, havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı
hayatına ve ekolojik dengeye zararlı olabilecek derişiklik ve sürede bulunması olarak verilir . Hava
kirliliğinin insanlar, hayvanlar, bitkiler ve cansız yapılar üzerine etki şekli farklı derecelerde
olabilmektedir. Ayrıca bu etki yaş ve cinsiyete göre de değişebilmektedir. Etki açısından canlıların ve
cansızların hava kirliliğine maruz kalma süresi önemli olup, bazı kirleticilerin etkisi uzun zaman sonra
ortaya çıkabilirken, bazı kirleticilerin etkisi ise kısa sürede önemli hasarlara neden olabilmektedir.
Hava kirliliğinin oluşumu ve çözümü çok sayıda mühendislik dalını yakından ilgilendirmektedir. Hava
kirliliğinin daha başlangıçta oluşumu ve giderilmesi, özellikle makina ve tesisat mühendisliği açısından
önem kazanmaktadır. Pratik açıdan bakıldığında, hava kirliliği konusunda çalışan makina ve tesisat
mühendisleri esas olarak;
Endüstriyel bir işlem için hava kirliliği yönetmelik ve kanunlarının öngördüğü koşulları
gerçekleştirmek,
Tozların çevrede bulunan canlılar, cihazlar, tesisatlar ve yapılar üzerine yaptığı olumsuz etkileri
azaltmak,
Çeşitli işlemler için gerekli olan temiz gaz veya havanının hazırlanmasını sağlamak,
fonksiyonlarından bir veya birkaçı için endüstriyel gaz temizleme tesisatları ile ilgilenirler.
Yanma sonucu oluşan emisyonların atmosfere verilmesi insan ve çevre sağlığı açısından önemli
sorunlara yol açtığından devletler düzeyinde emisyon sınırları konulmasına yol açmıştır. Bu sınırların
belirlenmesinde iki kriter dikkate alınmaktadır:
Türkiye’de hava kalitesi konusunda biri taslak halinde olmak üzere iki adet yasal düzenleme vardır.
Bunlardan birincisi 1986 yılında yayınlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, diğeri ise Çevre ve
Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak halindeki Isınma Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü
Yönetmeliğidir. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, 2 Kasım 1986 tarih ve 19269 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik her türlü faaliyet sonucu atmosfere yayılan
is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonları kontrol altına almak, insanı ve çevresini
hava alıcı ortamdaki kirlenmeden doğacak tehlikelerden korumak, hava kirlenmeleri sebebi ile çevrede
ortaya çıkan umum ve komşuluk münasebetlerine önemli zararlar veren olumsuz etkileri gidermek ve
bu etkilerin ortaya çıkmamasını sağlamak amacıyla ve çevre kanunları hükümleri gereğince
çıkarılmıştır.Ne yazık ki, çevreye emisyon vererek çevre kirliliğine yol açan sanayicilerin ve araç
sahiplerinin yeterli çevre bilincine ulaşmaması ve bu yönetmeliğin uygulanması ile ilgili yeterli düzeyde
takibat yapılmaması nedenleri ile yönetmelikten beklenen sonuçlar alınamamıştır. Bu yönetmelikteki
sınırlamaların dışında, kazan standartları tarafından belirlenen emisyon sınırları vardır.
olmak üzere, üç kaynak grubu tanımlanmıştır. İzne tabi olan ve olmayan tesisler için emisyon
kısıtlaması bakımından bir fark yoktur. Yönetmelikte yakma tesisleri için getirilen kısıtlamalar aşağıda
olduğu gibidir:
A. Katı Yakıt Yakma Tesisleri
Toz Emisyonları
a. İslilik
Qy ≤150 kW olan tesisler
[Qy:Yakıt ısıl gücü,
Tesis: kurum, kuruluş, işletme, makine, alet ve diğer yer değiştirebilir teknik düzenlemeler
kastedilmektedir.]
Yeni tesis için islilik değeri max. 2 (Ringelman skalasına göre)
Eski tesis için islilik değeri max. 3 (Ringelman skalasına göre)
150 kW < Qy ≤600 kW olan tesisler
Yeni tesis için islilik değeri max. 150 mg/m
Eski tesis için islilik değeri max. 200 mg/m
c. Karbonmonoksit Miktarı
Karbonmonoksit miktarı max. 250 mg/m
d. (NOx) Emisyonları
Azotoksit emisyonları, baca gazı geri besleme veya ikincil hava ile yakma yolu ile alev sıcaklığının
düşürülmesi vb. teknik tedbirlrle düşürülmelidir.
(Qy≤50 MW olan tesisler için bir sınır değer verilmiyor.)
f. (SOx) Emisyonları
Aşağıdaki şartlar sağlandığı taktirde “kükürt arıtma tesisine gerek yok:
Qy≤300 MW için
Toz Emisyonları
a. İslilik;
Qy ≤ 2 MW olan tesisler
Yeni tesis için islilik değeri max. 3-Fuel oil 2,4,5 için (Bacharach skalasına göre)
islilik değeri max. 4 -Fuel oil 6 için (Bacharach skalasına göre)
Eski tesis için bu değerlere 1 eklenir.
b. Ni miktarı; 12 mg/kg değerini aşan yakıtlar için(fuel oil veya başka sıvı yakıtlar):
Arsenik,kurşun, kadmiyum, krom, kobalt, nikel ve bunların bileşik haldeki toz emisyonu max. 2
mg/m(%5 oksijen değeri esas alınarak)
c. (CO ) Emisyonları
CO miktarı; max. 175 mg/m (%3 oksijen değeri esas alınarak)
d. (NOx) Emisyonları
(Qy≤50 MW olan tesisler için bir sınır değer verilmiyor.)
e. (SOx) Emisyonları
Aşağıdaki şartlar sağlandığı taktirde “kükürt arıtma tesisine gerek yok:
Qy≤300 MW için
f. Eşdeğer SO2; max. 1700 mg/m(%3 oksijen değeri esas alınarak)
Qy≤100 MW için
Toz emisyon değeri max. 10 mg/m(%3 oksijen değeri esas alınarak)
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Isınma Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği
ise, “ısınma amaçlı konut, toplu konut, kooperatif site, okul, üniversite, hastane, resmi daireler,
işyerleri ve sosyal dinlenme tesislerinin vb.) yakma tesislerinin (soba ve kazan) satandardını ve
kullanılacak katı, sıvı ve gaz yakıtların kalite kriterlerini belirlemek, yakıtların yanması sonucu havaya
atılan is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonların hava kalitesi üzerindeki olumsuz
etkilerini azaltmak ve denetlemek” amacıyla hazırlanmıştır. Taslak halinde olan ısınmadan kaynaklı
emisyon yönetmeliğinde söz konusu kazan standartlarında tanımlanan emisyon sınırları dikkate
alınmıştır.
Avrupa Birliği’nde bir çok konuda ortak yasa ve yönetmelikler uygulanırken, emisyon kısıtlamaları
konusunda her ülkenin kendine özgün çevresel koşullarının olabileceği dikkate alındığından farklı sınır
değerler kabul edilmektedir.
A. Almanya
120 kW’a kadar olan kazanlarda 120 mg/ kWh NOx değerinin aşılmadığı bir deney sertifikası ile
belgelenmelidir.
B. Avusturya
Tablo 8- Avusturya’da baca gazı emisyonu sınırları
Anma ısı gücü Emisyon sınırları mg/MJ
CO NOx OGC
≤350 20 35 6
Kurum numarası ≤1
OGC:Organik birleşmiş karbon
Emisyonların hemen hemen tamamı çevre ve toplum sağlığı açısından tehlikeli olmakla birlikte sera
etkisine yol açan emisyonlar global ısınmaya yol açtıklarından tüm dünya için çok ciddi bir tehlike
oluşturmaktadırlar. Bu konuda 19 Ağustos 2004 tarihinde(internet baskısı) Milliyet gazetesinde
yayınlanan bir haber de oldukça ilgi çekicidir: “Avrupa Çevre Ajansı (EEA) tarafından hazırlanan bir
çalışmada, küresel ısınmanın Avrupa'da dünyanın diğer kesiminden daha hızlı olduğu ve soğuk kış
mevsimlerinin bu kıtada 2080'e kadar hemen hemen tamamen görülmemeye başlayabileceği
bildirildi…. Küresel ısınmanın Avrupa'ya etkisi üzerine EEA tarafından hazırlanan bu ilk raporda, bir
yılda görülen iklime bağlı felaketlerin ortalama sayısının önceki on yılla karşılaştırıldığında ikiye
katlandığı vurgulanarak, bu durumun ekonomik maliyetinin de yılda 11 milyar dolar civarında olduğu
bildirildi…. İklim değişikliklerinin, (Avrupa'yı geçen yıllarda vurduğu gibi) sellerin ve kuraklıkların daha
sık görülmesine yol açabileceği vurgulanan raporda, bunun da tarıma zarar vereceği ve bitki türlerinin
yok olmasına yol açabileceği kaydedildi.” Konunun önemi nedeni ile gelecek sayıda sera gazı
emisyonları sorununa daha ayrıntılı olarak değinilecektir.
KAYNAKÇA:
1. K.ONAT-O.F.GENCELİ-A.ARISOY-Buhar Kazanlarının Isıl Hesapları – Denklem Matbaası-1988
2. O.F.GENCELİ-Buhar Kazanları Konstrüksiyon ve Yardımcı Elemanları -KİPAŞ DAĞITIMCILIK-1985
3. T.Hikmet KARAKOÇ- Brülörler –Demirdöküm Teknik Yayınları No:7 -2000
4. TS EN 303-1 : Kasım 2000 Kazanlar Bölüm 1: Cebri Çekiş Brülörlü Kazanlar- Terimler ve Tarifler, Genel
Özellikler, Deneyler ve İşaretleme
5. TS EN 303-2 OCAK 2001 Kazanlar- Bölüm 2: Cebri Çekiş Brülörlü Kazanlar- Püskürtmeli Yakıt Brülörlü
Kazanlar İçin Özel Şartlar
6. TS EN 303-3 ŞUBAT 2001 Kazanlar- Bölüm 3: Merkezi Isıtma Kazanları- Gaz Yakan- Kazan Gövdesi ve Cebri
Çekişli Brülörden Meydana Gelen Sistem
7. TS EN 303-5 NİSAN 2001 Kazanlar-Bölüm 5: Katı Yakıtlı Kazanlar Elle ve Otomatik Yüklemeli, Anma Isı
Gücü 300 kW'a Kadar-Terim ve Tarifler, Özellikler, Deneyler ve İşaretleme
8. TS EN 303-6 MART 2000 Kazanlar - Bölüm 6: Cebri çekiş brülörlü - anma ısıl girdisi 70 KW 'ı geçmeyen
atomize edilmiş sıvı yakıt brülörlü kombine kazanların kullanım sıcak suyu işletimi için temel özellikler
9. TS EN 304 ŞUBAT 1996 Kazanlar-Sıvı Yakıt Püskürtme Brülörlü Deney Kuralları
10. M.BİLGİÇ- Endüstri Kazan Dairelerinde Enerjinin Etkin Kullanılması İçin; Yakıttan Baca Gazına Kadar Dikkate
Alınması Gereken Hususlar- TTMD Dergisi, Temel Bilgiler, Tasarım ve Uygulama Eki Sayı :8
11. M.İLBAŞ, İ.YILMAZ, A.YILDIRIM-Ocak Sıcaklığının NOx Emisyonu Üzerindeki Etkisinin Nümerik olarak
İncelenmesi www.mmo.org.tr
12. A.ÖZGENÇ, Sıcak Su Kazanlarında CE İşaretlemesi (I), DOĞALGAZ Dergisi, EKİM 2004
13. A.ÖZGENÇ- Kazanlarda Verimlilik, Yanmanın Kontrolü ve Baca Gazı Emisyonları (I) TERMODİNAMİK
DERGİSİ , ARALIK 2004
14. www.kimyamuhendisi.com
15. www.rshm.saglik.gov.tr
16. www.isisan.com.tr
17. www.cevre.gov.tr