Professional Documents
Culture Documents
ÖZET
Daha ziyade TS EN ISO/IEC 17025 standardı ile birlikte sıkça duymaya başladığımız “ölçüm
belirsizliği” kavramı, sözkonusu standardın test ve kalibrasyon laboratuvarları için ölçüm belirsizliği
konusunda bir prosedür oluşturulmasını şart koşması nedeni ile son zamanlarda güncel bir konu haline
gelmiştir. Gerek üretici/hizmet sağlayan firma, gerekse ürün/hizmeti satın alan müşteri açısından satın
alınan ürün ya da hizmet hakkında sağlıklı değerlendirmeler yapılabilmesi için ölçüm belirsizliklerinin
tayin edilmesi son derece önemlidir.
1. GİRİŞ
Günümüzde pazara sunulan ürün ve hizmetlerin çeşitliliği, “tüketicinin korunması” yolunda önlemlerin
gerekliliğini de beraberinde getirmiştir. Bu yolda atılan adımlardan bazıları, sunulan ürünün gözetim
veya deney ile kontrol edilmesi ve üretim/hizmet süreçlerinin denetimi ile ilgili sistemlerin
belgelendirilmesidir. Ürünlerin belirlenmiş kalite ve güvenlik kriterlerine göre yeterliliğini tespit etmek
için yapılan deney, muayene ve belgelendirme faaliyetleri "uygunluk değerlendirmesi" olarak
tanımlanmaktadır.
Ölçüm belirsizliklerinin hesabı başlı başına ve oldukça ayrıntılı bir konu olduğu için bu yazıda ölçüm
hesaplara girilmeyecek, ölçüm belirsizliği kavramının ne olduğu ve pratikteki anlamı üzerinde
durulacaktır.
Şekilde görülen ipin boyu ne kadardır? Resim dikkatle incelendiğinde, ipin boyu hakkında kesin bir
boyut tayini yapmanın çok kolay olmadığı görülecektir. Eldeki şerit metreden, ölçülen ipin kendisinden
ve operatörden gelen bir takım faktörler ipin boyutu hakkında kesin ve değişmez bir boyut tayini
yapılamasına engel olmaktadırlar.
Bu nedenle ölçüm sonucunda elde edilen değerlerin içinde, mutlaka kaçınılamayan bir hata payı vardır.
Dolayısıyla bir ölçümde ölçülen büyüklüğün gerçek değeri hiçbir zaman kesin olarak söylenemez,
ölçüm için beyan edilen değer, ölçüm sonucuna ilişkin bir tahmindir. Bununla birlikte fiziksel bir
büyüklük ölçüldüğünde, müşterinin güvenini sağlamak amacıyla müşteriye ölçümün kalitesini gösteren
bilgi verilmesi gerekir. Böyle bir bilgi olmadığında, elde edilen ölçüm değerlerini birbirleri ile kıyaslama
olanağı olmayacaktır. Burada bahsedilen bilgi ölçüm belirsizliğidir. Ölçüm belirsizliği ölçülen değerin
hangi değerler arasında olduğunu karakterize eden bir tahmindir. Yani ölçümün kalitesini gösteren ve
bulduğumuz sonucu başka sonuçlarla kıyaslamamızı sağlayan bir bilgi veya yapılan ölçümün inanılırlık
seviyesidir.
Ölçüm belirsizliği kavramının daha iyi anlaşılabilmesi ve elde edilen verilerin değerlendirilebilmesi için
bir örnek vermek istiyorum. 30 mm ’lik bir boyutu ölçtüğümüzü ve ölçüm işlemi sırasında iki ayrı ölçüm
cihazı kullandığımızı düşünelim.
Yukarıda tanımlanan kumpas ile yapılan ölçümde, kumpasımızın ölçüm yeteneğine(çözünürlüğne) bağlı
olarak ölçümü yüzde mertebesinde ifade edebiliriz. Ölçülen değerin tam olarak 30.00 mm olduğunu
kabul edelim.Kumpasla yapılan ölçüm sonucunu
30.00 mm
olarak ifade etmemiz gerekir. Bu ifade beyan edilen 30 mm ’nin ne kadar 30 mm olduğu konusunda,
ya da inanılabilirliği konusunda bir beyanda bulunulmadığına göre, bu beyan ölçüm tekniğinde hiçbir
anlam ifade etmez.
Kumpasın ölçüm yeteneğinin 0.05 mm olduğunu biliyoruz. Sonucu yalnızca bu açıdan ele aldığımızda
sonucumuzun inanılabilirliği kumpasımızın ölçüm yeteneği kadar yani +/-0.05 mm olacaktır. Bu bakış
açısı ile sonuç doğru olarak ifade edilecek olursa;
Bu durumda ölçtüğümüz değerin gerçekte 29.95 mm ile 30.05 mm arasında bir genişlikte garanti
edildiği anlamına gelir.
Bu durumda ölçtüğümüz değerin gerçekte 29.50 mm ile 30.50 mm arasında bir genişlikte garanti
edildiği anlamına gelir.
İki ölçüm sonucu karşılaştırıldığında, ölçülen değer, her iki ölçüm için de 30.00 mm olmasına rağmen,
ölçüm sonuçları birbirinden önemli ölçüde farklıdır. Buradaki önem, ölçüm sonucun kullanım amacına
bağlı olarak artacak veya azalacaktır. Elde edilen ölçüm sonucunun ifade ediliş biçimi, yapılan ölçümün
ya da ulaşılan sonucun garanti edildiği aralığı, inanılabilirlik seviyesini ve ölçümün kalitesini gösteren
bir ibaredir. Bu ifade ölçüm belirsizliği olarak bilinir. Bu nedenle ürünlerin uygunluk değerlendirmeleri
yapılırken ölçüm belirsizlikleri tanımlanmadan verilen ölçüm sonuçları kullanıcıya ya da değerlendirme
yapmak isteyene tam bir fikir vermeyecektir.
Buraya kadar anlatılanlardan hareketle ölçüm belirsizliği konusunda uluslar arası ölçüm komisyonu
tarafından yapılan tanıma bir bakalım : “Ölçümün doğru değerinin içinde bulunduğu aralığı
tespit etmek için yapılan hesaplamaların sonucu, genellikle bir olasılık değeri ile birlikte
verilir(VIM.3.09)”
Kısaca ifade etmek gerekirse ölçüm belirsizliği, ölçüm işlemlerinin dağılımının bir ifadesidir, kaçınılmaz
olarak ortaya çıkar ve bütünüyle yok edilmeleri olanaksızdır. Ölçüm sonuçlarının inanırlığı hakkında bir
fikir verilebilmesi için, deney/kalibrasyon sonuçları ile birlikte beyan edilmeleri uygun olacaktır.
Ölçüm belirsiziliği nasıl oluşur? Ölçüm belirsizliğine neden olan etmenler nelerdir? Ölçüm belirsizliğinin
incelenmesi sırasında cevap verilmesi gerekli olan en temel sorular bunlardır. Çok genel bir
sınıflandırma yapıldığında ölçüm belirsizliği kaynakları şunlardır:
Fiziksel sabitler
Gözlemci/ölçüm personeli (uygulanan kuvvet, göz bozuklukları, eğitim vb.)
Ölçüm prosedürleri veya ilgili standartlar
Ölçüm cihazının çözünürlüğü (analog, digital, en küçük ölçme aralığı vb. )
Ölçme işinin en başında yapılan yuvarlamalar
Ölçülen büyüklüğün kendisi
Ölçülen büyüklüğün tanımlanması
Ölçüm düzeni
Çevresel koşullar (sıcaklık, yer çekimi, nem, titreşim, ışık vb. )
Ölçüm cihazının performansı (stabilite, linearite, histeresez vb. )
Tekrarlanabilirlik
Ölçüm sonuçlarının yeniden üretilebilirliği
Korelasyon
Yukarıda sayılan kaynaklar ölçüm sırasında hata yapılmasına veya kendiliğinden hata oluşumuna
neden olduğu ve bu hataların toplamının ölçüm belirsizliğini doğurduğu söylenebilir. Bu nedenle ölçüm
belirsizliği ile hata arasında çok yakın bir ilişki olduğu kabul edilir. Burada hata kavramının ne olduğunu
ve hata çeşitlerinin neler olduğunu açıklamamız gerekiyor.
3. HATA KAVRAMI
Yukarıda ölçüm sonuçlarının kesin olarak değil, kaçınılamayan bir hata payı ile tahmin edilebileceğini
söyledik. Hata ve ölçüm belirsizlikleri pratikte birbirlerini etkileyip ölçüm kalitesine etki etmektedirler.
Ancak hata ile ölçüm belirsizliği eşdeğer kavramlar değildirler. Bu nedenle birbirlerinin yerine
kullanılmamalıdırlar. VIM 3.10 ‘da ölçüm hatası şu şekilde tanımlanıyor: “Ölçüm işleminin
sonucunda elde edilen değer ile ölçülen büyüklüğün gerçek değeri arasındaki fark.”
∂yi : hata
∂yi = yi – y yi : ölçüm sonucu bulunan değer
y : gerçek değer
Aynı ölçüm şartlarında (aynı ölçme düzeneği, aynı gözlemci/personel, aynı ölçüm yeri, aynı çevre
koşulları ve aynı parça üzerinde çok kısa zaman aralığında peş peşe yapılan ölçümler ) değeri ve işareti
(+/- ) sabit kalan veya belirli bir kurala göre değişen ölçüsel sapmalardır. Sistematik hataya neden
olabilecek hata kaynakları;
Sistematik hatalar da rasgele hatalar gibi tamamen yok edilemez fakat onların değerleri de
ciddi ölçüde düşürülebilir. Sistematik hata, ölçümü etkileyen niceliğin bilinen bir etkisinden
kaynaklanıyorsa, bu etki nicelendirilebilir ve bu etkiyi dengelemek için düzeltme veya düzeltme faktörü
uygulanır. Bu uygulamadan sonra sistematik etkenlerden kaynaklanan hatanın beklenen değeri sıfırdır.
Bununla birlikte her türlü çaba ve araştırmaya rağmen sistematik hata kaynaklarının bir kısmı tam
olarak saptanamayabilir. Bu durumdaki hatalar rasgele hata grubunda değerlendirilir
Yazının giriş bölümünde ölçüm belirsizliğinin, elde edilen ölçüm sonuçlarının inanırlığının bir ifadesi
olduğunu söylemiştik. Bunun pratikteki anlamının ne olduğuna bakmamız gerekiyor. Üretim
belirsizliğinin pratik sonucu üretici veya hizmet sağlayan kurum ile müşteri arasındaki ürün ya da
hizmetin belirlenen spesifikasyonlara uygunluğunun saptanması sırasında ortaya çıkmaktadır. Ölçüm
belirsizliği hesabı yapılmadığı taktirde, üretici veya hizmet sağlayan kurum tarafından ortaya konan
ürün ya da hizmet, belirlenen spesifikasyonlara uyduğu halde müşteri tarafından reddedilerek gereksiz
tartışmaların yaşanmasına neden olabilir. Bunun tam tersi de geçerli olabilir. Yani belirlenen
spesifikasyonlara uymadığı halde, uygun olmayan ürün veya hizmet yeterli verilerin olmaması nedeni
ile kabul edilebilir.
Kısacası gerek üretici/hizmet sağlayan firma, gerekse müşteri açısından satın alınan ürün ya da hizmet
hakkında sağlıklı değerlendirmeler yapılabilmesi için ölçüm belirsizliklerinin tayin edilmesi son derece
önemlidir. Ölçüm belirsizliğinin pratik ifadesini bir şekille göstermek mümkündür.
Ölçüm belirsizliğinin bilinmesi halinde (a) ve (d) için sonuca varmak son derece kolaydır. (a) istenen
spesifikasyonları sağlamakta, (d) ise sağlamamaktadır. (b) ve (c) için sonuca varabilmek için için
güvenilirlik düzeyinin tanımlanması gerekmektedir. Bu durum şu şekilde özetlenebilir:
5. SONUÇ
Yazının girişinde de ifade edildiği gibi ürünlerin uluslararası pazarlarda dolaşmasının önündeki en
önemli engeller teknik engellerdir. Teknik engelleri aşmanın yolu, ürünlerin uluslararası teknik
düzenlemelere uygunluk değerlendirmelerine tabi tutulmasıdır. Teknik düzenlemelere uygunluğun
değerlendirilmesi sırasında karşılaşılan en büyük sorun ise, test ve muayene sonuçlarının kabul
edilebilir ve karşılaştırılabilir raporlar haline getirilmiş olmasıdır. Bunun için TS EN ISO/IEC 17025
standardına uygun olarak çalışan test ve kalibrasyon laboratuvarlarının mevcut olması, bu
laboratuvarların düzenledikleri raporlarda ölçüm belirsizliklerinin tanımlı olması son derece önemlidir.
Bu nedenle kalibrasyon laboratuvarları, düzenledikleri bütün kalibrasyon sertifikalarında ölçüm
belirsizliğini tanımlamak zorundadırlar. Deney laboratuvarları ise, müşterinin talep etmesi halinde veya
deneyle ilgili uyulması gereken bir ölçüm aralığının olması halinde ölçüm belirsizliğini hesaplamak
zorundadırlar. Müşteri taarfından böyle bir şart koşulmasa bile deney laboratuvarları, en azından
belirsizlik bütçelerini oluşturmak zorundadırlar.
KAYNAKÇA
(*): 1989 yılında İ.T.Ü. Makine Fakültesi ’nden mezun oldu. İGDAŞ, İstanbul Halk Ekmek, ELOPAR, BIÇAKCILAR gibi
kuruluşların çeşitli kademelerinde görev aldı. Şu anda ERENSAN’ da Kalite Güvence Müdürü olarak çalışmaktadır.MMO İstanbul
Şubesi AB Teknik Mevzuatı ve CE Uygulamaları Komisyonu üyesidir. Ayrıca TSE tarafından oluşturulan “Kaynak”, “Basınçlı
Kaplar” ve “Gaz Yakan Cihazlar” ayna komitelerinde üyedir.