Professional Documents
Culture Documents
(FRAGMANLAR - DOKSOGRAFLAR)
(II. CİLT)
Hazırlayan:
Wilhelm Capelle
Almanca'dan Çeviren:
Oğuz Özügül
KABALCI
KABALCI YAYINEVİ 55
Felsefe Dizisi 16
KABALCI YAYINEVİ
Himaye-i Etfal Sok. 8-B
Cağaloğlu 34410 İSTANBUL
Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fan: (0212) 526 84 95
İÇİNDEKİLER
Sekizinci B ölüm
ANAXAGORAS
A. Fizik 15
I. "Meteoroloji" 15
1. Güneş ve Ay Tutulmaları 16 - 2. Ay Işığının Kaynağı 17
3- Yeryüzünün Biçimi 18 4. Yüzer Durumda Olmasının
Nedeni 18
II. Meteoroloji (M odem Anlamda) 18
1. Rüzgarların Nedeni 18 2. Dolu'nun Açıklanışı 19 3.
Tüm Meteorolojik Süreçlerin Sonuncu Nedeni Güneş 19
III. Nil Taşmalarının Açıklanışı 20
B. Doğa Felsefesi 20
I. M adde Öğretisi 20
1. Tüm Çağdaşları Gibi Anaxagoras da Kimyasal Değil, Yal
nız Mekanik Karışımı Tanıyor 22 - 2. Maddeler Sonsuz Kü
çük Parçacıklardan Oluşur. Sonsuz Olan Kavramı 27 3.
Maddelerin Başlangıçtaki İlk Karışımı Üstüne 2 8 - 4 . Boş
Mekan Yoktur 28
II. H areket Ettiren İlke 29
1. Evrensel Düzenin İlkesi: Nous 29 - 2. Nous'un Yüklemleri
31 a. Nous Her Şeyi Bilendir ve Gücü de <göreli> Mutlaktır
32 b. Nous'un Hâlâ Maddi Özellikler Taşıyan Yüklemleri
33 - c. Nous'un Başlıca Özelliği İdrak Etmektir 34 - d. Ana
xagoras, İlk Gerçek İkici 34 - e. Anaqagoras'in Nous Öğreti-
VI SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
D o ku zu n cu B ölüm
LEUKİPPOS
B. trtsan 62
I. Atom Öğretisinden Çıkan bilgi-Kuramsal Sonuçlar .... 62
II. Ruh ve Yaşam S üreci........................................................ 63
III. Algı ve D üşünm e 64
1. Görme Sürecinin Açıklanışı 65
O nuncu Bölüm
SEÇMECİLER ve ÖYKÜNENLER (EKLENTÎKLER ve EPİGUNLAR)
Apollonialı Diogenes 69
Kratylos 73
İÇİNDEKİLER VII
I’rodikos 114
Konuşmaların K o n u su .................................................................... 115
Synonym ik.......................................................................................... 115
Ahlak Dersi Veren P e d a g o g .......................................................... 116
Dinin D oğuşunun A çıklanışı......................................................... 121
Chalkedonlu Thrasym achos 122
Elisli Hippias 123
Bilgiç ve Evrensel S anatçı............................................................... 124
Antiphon 126
Kritias 130
Dinin D o ğ u şu .................................................................................... 131
Irk Politikası...................................................................................... 132
tki İdrak Ediş T arzı........................................................................... 132
Kötümser Dünya G ö rü şü ................................................................ 133
Anonymus Iamblichi 133
Ek: İlk Sosyalistler 141
Chalkedonlu Phaleas ve Miletoslu H ip p o d am o s............................. 141
O nikinci B ölüm
DEMOKRÍTOS
A Fizik.................................................................................................. 149
I. Atom K avram ı...................................................................... 149
1. Atomların Farkları 153 - 2. Atomlar Arasında Bağlılık 154
II. B o şlu k .................................................................................. 155
III. Atomların H arek e ti........................................................... 155
1. Atomların İlk Hareketi 155 - 2. Atomların Sürekli Hareketi
157 - 3. Atomların Plansız ve Hedefsiz Hareketi 158
IV. Cisimlerin Farklı Ağırlıklarının N e d e n i......................... 158
V. Diğer Fiziksel O lgular da Atomların Farklı
Büyüklüklerine Dayanarak Açıklanıyor 161
VI. Fizikle İlgili Birkaç Ö nerm e ve A çıklam a.................... 162
1. Benzeri Yalnız Benzer. Etkileyebilir 162 2. Maddelerin
Karışımı 162 3- Mıknatısın Açıklanışı 163 4. Cisimlerin
Genleşnesi 164
İÇİNDEKİLER IX
B. İnsan 173
I. R u h ...................................................................................... 174
1. Ruhun Tözü 174 - 2. Bedendeki Ruh 174 - 3. Hareket İl
kesi Olarak Ruh 175 - 4. Yaşam İlkesi Olarak Ruh 175 - 5.
Rüyalar Üstüne 177 - 6. Kehanet Üstüne 178 - 7. Bir ya da
Daha Çok Ruhsal Yeti mi? 178 - 8. Canlılardaki Ruh 179
II. D üşünm e Üstüne 179
Demokritos'un Düşünmeyle İlgili Tasarımı Üzerinde "İmge
ler Kuramının" Etkisi 180
III. Bilgi Kuramı 181
1. Duyu Fizyolojisi 181 - a. Duyusal Algının Özü Üstüne 181
b. Renk Öğretisi 182 - c. Tat 183 d. İşitme 185 - 2. Genel
Bilgi Kuramı 185 - a. Duyusal İdrak 185 3. Bir Mantığın
Başlangıç Belirtileri 190
IV. Etik 191
1. Mutluluk 191 - a. Özü 191 - b. Mutluluğun Koşulları 192 -
c. Mutluluğun Öteki Koşulları 196 - d. Zahmetin ve Çalış
manın Önemi 199 - e. Ö dev ve Erdem 200 f. Vicdan ve
Pişmanlık 201 - g. Erdem 202 - 2. Sosyal Etik 205 - a. Yurt
taşları Hakkında Düşünceleri 205 - b. Kadın, Evlilik ve Aile
Üstüne 207 - c. Dostluk 208 - d. Devlet ve Hukuk 209 - e.
Yasaların Anlamı 210 - f. Kozmopolitik mi? 211
V. Eğitim Sorunu 212
Eğitimin İlkeleri 213
VI. Demokritos'un Kötümser Dünya Görüşü mü? 214
VII. Düşüncesinin Aristokratik Yanlan 214
VIII. Etik'inin Aşırı Entellektüelci K arakteri.......................... 215
X SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
O nüçüncü Bölüm
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR
Ek:
İşaretlerin A çıklam ası........... 251
Kitapta Adı Geçen Filozoflar 251
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Anaxagoras
A. Fizik
I. "Meteoroloji"
2 D iogenes Laertius II 10 * 59 A 1:
Anaxagoras'in, güneşten aşağıya doğru gelen m eteorun
Aigospotamoi'ye düşeceğini önceden söylediği anlatılır.1 Bu
yüzden d e çömezi Euripides "Phaethon" adlı oyununda güne
şi biçimsiz bir "altın kütlesi" diye tanımlamıştır.
3 D iogenes Laertius II 8 = 59 A 1:
O, güneşin kor halinde bir kütle ve Peloponnes'ten büyük
1 M eteor düşm esinin A naxagoras tarafından Öncelenişi, sonradan yaygınlaşmış bir efsa
nedir. Ancak Anaxagoras, 468 yılında H ellespont'a (bugünkü Gelibolu yarım adasına)
d üşen bu m eteoru, gökyüzü cisimlerinin tözüne ilişkin öğretisi için b ir kanıt diye d e
ğerlendirmiştir. M eteor bölge yerlilerince bir fetiş olarak yüceltilmiştir.
16 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
5 H ippolytos I 8, 6 = 59 A 42:
Güneş, ay1ve bütün yıldızlar, Aither'in dönm e hareketin
d en dolayı birlikte sürüklenen kor halinde taş kütleleriymiş.
Ancak yıldızlann alt tarafında güneş ve ayla birlikte dönen,
am a bize görünm eyen gök cisimleri de varmış.1
1. Güneş ve Ay Tutulmaları
8 H ippolytos I 8, 9 = 59 A 42:
2. A y Iş ığ ın ın K a y n ağ ı
10 H ippolytos I 8, 8 - 59 A 42:
1 G üneş ve ay. ı
2 Bilindiği gibi aslında ay yeryüzünün, yeryüzü d e güneşin çevresinde dönm ektedir.
18 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
3. Yeryüzünün Biçimi
15 D iogenes Laertius H 8 ? 59 A 1:
16 H ippolytos I 8, 3 = 59 A 42:
1. Rüzgarların Nedeni
2. Dolu'nun Açıklanış!
22 Aeıius IV 1, 3 = 59 A 91:
B. D oğa F elsefesi
I. Madde Öğretisi
24 fr. 17
29 fr. 5:
Bu b irb irin d en b ö y le c e yalıtland ığı İçin, ş e y le r in ta
m am ın ın n e ç o k n e de az olacağı anlaşılm alıdır (zira var
olan d an d a h a fazlasın ın m evcut olacağım d ü şü n m ek
1 Aslında: "Bir başkalaşm a" Bu terim Aristoteles'te her zam an nitel bir değişikliği ta
nımlar.
22 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
Bir zamanlar, hiçten bir şey oluşm az, önerm esini bulan
Anaxagoras oluş'u kaldırarak yerine <ilk maddelerin> ayrılma
sını koymuştur. O, bü tü n m addelerin birbiriyle karışmış ol
duklarını öne sürmüştür; m addeler sadece çoğaldıklan <yani
büyüdükleri> zaman birbirlerinden aynlıyörlarmış. Zira aynı
<fiziksel> tohum larda kıllar, tırnaklar, atar ve toplardamarlar,
sinider ve kemikler bulunuyorm uş, ancak parçacıklarının k ü
çüklüğünden dolayı göze görünmüyorlarmış; ama büyüdükle
ri zaman yavaş yavaş birbirlerinden yalıtlanmışlar. "Zira", di
yor o, "kıl-olm ayandan kıl, et-olm ayandan et n a sıl olu şa
b ilirdi kİ!"
35 Aetİus I 3, 5 * 59 A 46:
1 T heophrasi, aynca A naximandros ve A naxagoras’ta "sonsuz olanı" bir tutm akla haksız
davranıyor, çünkü A naxagoras’ta tekil nitelikler, yani tek tek nitelikçe belirlenm iş
m addeler ilk kanşım da som ut olarak m evcutken, bu d urum Anaxim andros'ta söz ko
nusu değildir.
ANAXAGORAS 25
39 fr. 4 Başlangıç:
D urum y e k oşu llar b ö y le olu n ca, b irbiriyle b irle
şe n tü m <m addeler>de p ek ç o k v e h er çe şit <madde-
n in > m evcu t oldu ğu na ve şey ler in to h u m la n ılın h er ç e
şit tat, re n k ve b içim e sa h ip old u k ların a İnanm ak gere
kir.
40 fr. 6 Başlangıç:
Anaxagoras, bir tek <ilk> karışım dan, her şey her şeyin
içinde mevcut olduğu için, niceliklerine göre sonsuz sayıda
Hom öom erien'in ayrıldığını iddia ediyor, her tekil şey <mad
ANAXAGORAS 27
42 fr. 1:
<B aşlangıçta> tü m şe y le r , n ic e lik v e k ü çü k lü k leri
so n su z o lm ak üzere, b ir aradaydılar. Zira k üçük o la n da
son su zd u <yanl so n su z küçüktü>. Ve şeyler b ir arada o l
dukları sü rece, küçük lük lerin d en dolayı h içb irin i farket-
m ek m üm kün değildi.
43 fr. 3;
44 fr. 6 Devamı:
45 fr. 8:
55 fr. 12:
2. Nous'un Yüklemleri
59 ft- 12'den:
<Nous> yalnız k en d i içindir.
6 1 fr. 12'den:
62 Aynı Yerde:
63 fr. 11:
N ous hariç h er şeyd e her şey d en bir p arça vardır ...
64 fr. 12'den:
66 fr. 12'den:
67 fr. 12'den:
En büyü k gü ce n o u s sahiptir.
68 fr. 14:
Ebedi o la n n o u s kuşkusuz ö tek i şey ler in bulunduğu
yerd e d e vardır, (h en ü z ayrılm am ış m ad d elerin ) çevrele
y e n k ü tlesin d e, <tekrar> o n u n la b ir le şe n ve <artık> ya-
h tla n m ış ola n şeylerde.
ANAXAGORAS 33
70 fr. 12'den:
<Nous> h er şe y in e n in c e si v e e n arısıdır.
71 Aynı Yerde:
Büyük küçük h er n o u s aynı türdendir.
72 fr. 11:
74 fr. 12:
75 Ayru Yerde:
1 Bütün bunlar A naxagoras'ın nous'u transzendent diye düşünm eye başladığını gösteri
yor.
34 SOKRATESTEN ÖNCE FELSEFE
(59 A 1):
İlk olarak Anaxagoras nous'un maddeye <hükmettiğini>
söyledi.
83 Aynı Yerde 98 B:
<Anaxagoras'ın> kitaplannı büyük bir şevkle temin ettim,
en iyiyi ve daha az iyiyi çabucak öğreneyim diye elimden gel
1 A ristoteles'e gö re A naxagoras n ous ile ruhu bazen ayn tutuyor bazen d e özdeş sayı
yor.
2 Yani evrensel düzenin.
36 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
III. Evrendoğum
86 fr. 9:
87 fr. l6:
Bu b irb irin d en a y rıla n < m add eler>d en katı top rak
b ir araya to p la n d ı. Zira b ulu tlard an su , su dan top rak ,
topraktan da so ğ u k n e d e n iy le katı taşlar ayrıldı. A ncak
bunlar suya o ran la daha ço k g ö ze çarparlar.
89 H ippolyıos I 8, 2 - 59 A 42:
A 112:
94 Aeıius V 19, 23 * 59
<Epikuros'a göre> canlı varlıklar kozm osun parçalanymış,
bunu Anaxagoras ile Euripides de benimsiyor.
96 Aelius II 8, 1 = 59 A 67:
99 fr. 12’den:
2. Bilgi Kuramı
100 fr. 7:
Bu yüzden,'<llk k anşu n dan > ayrılan m ad delerin m ik
tarını n e sağduyu ile n e d e d uyu sal d en eyim e dayanarak
idrak edebiliriz.
40 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
102 fr. 21 a:
G ö rü n en şey ler1 g ö rü n m ey e n ler i idrak etm en in te
m e lin i oluşturur.
Leukippos
1 Aslında atom lar sadece biçimleri vasıtasıyla birbirlerinden ayrılırlar (büyüklük farkını
ilk kez D em okritos belirtmiştir).
2 Dikkatli bakıldığında yersiz olduğu anlaşılan bir karşılaştırma.
46 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
A. Atom Kuramı
1 Yani, o <duyusal> fenom enler dünyasını <bu bakım dan gerçek diye> kabul ediyor.
52 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
III. Boşluk
3. Evrenin Oluşumu
1 Yani, biraraya toplanan atom kütlesine hiç durm adan başkalannın da eklenmesiyle.
2 A tomlardan ve boşluktan oluşan.
3 Sonsuz kütleden.
60 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
l A y n i töz.
LEUKIPPOS 61
V. Sayısız Dünyalar
1 Yeryüzünün.
2 "ya da” diye başlayan bu cümle, doğayı açıklamak için birçok olanak sunm a alışkanlı
ğında olan Epikuros'tan kaynaklanıyor.
62 SÖKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
B. İnsan
26 Aetlus IV 9, 8 - 67 A 32:
1 N esnel gerçeklik.
2 Leukippos tarafından da etkilenm iş olan Apollonialı Diogenes.
3 Nesnel olarak gerçek.
4 Bunların duyusal olarak algılanabilen özellikleri.
5 Kastedilen: şeylerin değişik duyusal özellikleri sad ece ato m lan n ın değişik biçim, ko
num ve düzenin e dayanm aktaymış, yani nesnel olarak gerçek değil, Öznel niteliktey
miş.
• Eristik: Didişim; m anuk oyunlarıyla sürdürülen çekişmeli tartışma (çn.)
LEUKIPPOS 63
1 Yansı suyun içinde, yansı dışarda olan bir kürek gibi; bu şekilde m eydana gelen çiz
gi aslında tam am en düz, kınlm am ışken gözüm üze kınk gibi görünür.
2 G üneş tozlan.
3 Küre biçimli olanlar, yani ateş atom lan.
4 Küre biçimli ateş atomlan.
64 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
31 Aetius IV 8, 5 - 67 A 30:
Leukippos ile Demokritos, duyusal algı ile düşünm eyi b e
dende m eydana gelen değişm eler olarak açıklıyorlar.
APOLLONIALI DIOGENES
4 fr. 2:
Baştan h er şey i sö y lem e k gerek irse, kanım ca bütün
şe y le r aynı ilk m ad d en in d eğ işm esiy le m eydana g elir
ler v e aslınd a tek ve ayn ı şeyd irler. B unun b ö y le olduğu
bellid ir. Çünkü şu anda ev ren d e b u lu n an şeylerd en b i
ri, toprak, su , hava, ateş v e ayrıca bu ev ren d e g ö rü len
şe y le r d e n b iri d iğ e rler in d en ö z c e farklı o lsa y d ı, y a n i
d oğa sı b aşk a o lsa y d ı, tek v e ayn ı şe y olarak defalarca
d ö n ü şü p d eğ lşm esey d l, o zam an şe y le r h içb ir şek ild e
b irb irlerin e karışam az, n e b iri d iğerin e yarar sağlayabi
lir n e de zarar verebilirdi; eğer <dedlğim gibi> şeyler tek
v e ayn ı olacak şek ilde bir araya g elm esey d ller topraktan
n e b ir b itki fillzlen lrd i n e d e b ir hayvan ya da h erh an gi
b ir şe y m eydan a gelirdi. B ütün bu şey ler tek v e aynı te
m e l m a d d en in <sadece> d eğ işm esin d e n m eydan a gelir
ler v e b azen b ö y le b azen d e b aşk a bir b içim alırlar, <so-
nuçta> aynı tem el m addeye geri dönerler.
6 fr. 8:
Ancak <ilk özün> büyük, güçlü, so n su z v e ebedi old u
ğu nd an , ço k ş e y b ild iğ in d en k im sen in kuşkusu o lm a
sın .
1 Yani, m addi dayanak değişik (ya da karşıt) durum lara geçm ektedir.
SEÇMECİLER VE ÖYKÜNENLER 71
7 Philem on ir. 91 = 64 C 4:
8 fr. 3:
Zira <llk m ad d en ln > h er şeye, k ışa v e yaza, g ü n e v e
gecey e, yağm ura v e rüzgara, gü zel h avaya nous'u n etk isi
o lm a d a n b e lir li b ir o ra n d a h ilin d e d a ğ ılm ış o lm a sı
m ü m kün d eğildir. Ü zerinde <blraz> d ü şü n ü lecek olu r
sa, ö tek i şey lerin d e akla g elen e n g ü zel tarzda d ü zen len
dikleri görülecektir.
9 fr. 5:
Ve k anım ca, m u h ak em e gü cü ne sa h ip o la n <m adde>
İn sanların hava ad ın ı verdikleri şeyd ir. H er ş e y b u n u n
tarafından sev k v e İdare ed ilir v e o h er şey e h ükm eder.
İşte, b a n a ö y le g e liy o r ki, b u tanrıdır; o h er yerdedir,
h er şe y i d ü zen ler v e h er şey in için d ed ir. O nda payı b u
lun m ayan h içb ir ş e y yoktur, am a h iç b ir ş e y diğeri gib i
aynı tarzda p ay alm az on dan , tersine b u, h avanın k en d i
si v e m u h a k em e gücü gib i ço k çe şitlid ir. Çünkü o ço k
d eğ işik b iç im le r e sa h ip tir, b azen d ah a sıcak , d ah a s o
ğuk, b azen daha kuru, daha n em li, daha sak in , k im i za
m an da ço k h arek etli olur. Ve on d a da h a p e k ço k d eği
şiklik m eydan a gelir, tıpkı sayısız tat v e ren k farkları g i
bi. C anlılarda ru h tek v e aynı şeyd ir, y a n i havadır. Bu
hava gerçi d ışım ızda b ulunandan d aha sıcaktır, am a gü-
72 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
10 fr. 4:
KRATYLOS
1 Ruh = hava.
74 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 Sokratesçi.
SEÇMECİLER VE ÖYKÜNENLER 75
Sofistler
1 Kratylos 403 E.
SOFİSTLER 83
PROTAGORAS
A. Retorik
B. Felsefe
I. Diyalektik
4 D iogenes Laertius IX 51 “ 74 A 1:
İlk defa Protagoras 100 Mine3 tutarında bir ücret talep et
miş ve zamanın bölümlerini ayırt e d e n 4 de ilk defa o olmuş
tur. "Tam zamanında"nın anlamı üzerinde düşünm üş ve tartış
ma m üsabakalan düzenlemiştir; tartışanlara sofizmin uygulanı
şını öğretmiş, adlar üzerinde düşünm eye yönelerek5 görüş
m eler yapmış ve bugün çok yaygın olan "eristikçiler" sınıfını
m eydana getirmiştir. Bu yüzden Tim on6 onun hakkında "kav
ga gürültünün ortasında, tartışmasını çok iyi bilen Protagoras"
der. Konuşm anın Sokratesçi biçimini7 ilk defa uygulayan da
odur. Ve aksini iddia etmenin m üm kün olm adığına8 dair An-
II. Öznelcilik
III. Görecelik
IV. Duyumculuk
V. Kuşkuculuk
1. Tanrılar Hakkında
2. B ilgi H a k k ın d a
23 fr. 10 :
Evren, başka bir şey değil, sadece hareketti. Ama iki çeşit
hareket vardır; ikisi de niceliklerine göre sonsuzdur; sonuçla
rına göreyse biri etki, diğeri edilgidir. Birbiriyle ilişkisinden ve
karşılıklı sürtüşm esinden sayısız sonuç doğar, ancak h ep çift
ler halinde, biri algılanan, diğeri her zaman algılananla birlik
te m eydana çıkan ve algılanan bir algıdır. Algılar tarafımızdan
şöyle tanımlanır: Görmek, işitmek, koklamak, üşüm ek, sıcak
lığı hissetmek ve de haz ve ağrı duygusu, arzulamak ve korku
duygusu, adı olan ve olm ayan diğerleri; adı olm ayanlann sa
yısı hadsiz hesapsızdır, am a adı olanlannki de azımsanmaz.
Algılanabilen şeylerin cinsi bu duyusal algılann her birine te
kabül eder: örneğin görm e algısına çeşit çeşit renkler; işitme
algısına da çeşit çeşit sesler gibi, diğer algılanabilir şeylerle
öteki duyular arasında da belirli bir akrabalık ilişkisi1 vardır.
Önceki tartışmalanmızı göz önünde bulundurursak bu öykü
bize ne anlatm ak istiyor Theaitetos? Anlıyorsun, değil mi? —
Theaitetos: Pek değil, Sokrates. — Sokrates: Bu öykü herhan
gi bir şekilde bir sonuca ulaşm ıyor mu, sen ona dikkat et.
Çünkü şöyle dem ek istiyor: İddia ettiğimiz gibi her şey hare
ket halindedir; hareketleri hızlı ya da yavaştır. Yavaş olanlar
hareketlerini aynı noktada ve kendisine yakın olan şeylere
uydurur, ve bu şekilde yaratırlar; ama böyle yaratılan şey d a
ha hızlıdır. Zira yer değiştirir ve hareketi bu değişm eden ileri
1 O nlarla "uyuşurlar".
98 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
LEONTINOILI GORGIAS
dım istemek için 427 yılında elçi olarak Atina'ya gittiği zaman
artık iyice yaşlanmıştı. Olası görünse bile yaşamının üç evre
ye —doğa filozofu ("öğrenci"si olduğu Em pedokles'in etkisi
altında), diyalektikçi (Elea okulunun etkisiyle) ve retorikçi
(Kolrax ile Teisias'ın etkisi altında) — ayrıldığı yine de kesin
likle söylenem ez. Retorikle ilgili eserlerinden geniş kapsamlı
fragmanlar ve "Helena" ile "Palamedes" adlı iki konuşm a met
ni günüm üze kalmıştır. Her çeşit ciddi felsefeyi, her gerçek
bilimi kökten reddeden "Varolmayan Üstüne" başlıklı eserin
den — görünüşe göre yazar bu arada kendini tamamen retori
ğe vermişti— uzun ve tipik bir bölüm aşağıya alınmıştır. H.
G om perz ve W. Nestle gibi kimi çağdaş bilgeler, bu eserde
yer alan üç savı ve paralojizme dayalı "argümanları" Gorgi-
as'ın bir "oyunu", içeriğiyle ciddi bir şey kastetmediği sofistik-
retorik bir gösterişi diye açıklam aktan yanadır. Oysa bu gö
rüş, Gorgias'ın argümanlarına temel teşkil eden Zenon'un di
yalektiği ile karşılaştınlarak çürütülm üştür. Ayrıca Gorgias'ın
üçüncü sav için sıraladığı argümanlar, onun burada bilgi ku
ramının (ve dil felsefesinin) gerçek sonınlanna, nesnenin dü
şünen özneyle ya da düşünceyle, düşüncenin de kendisini
ifade eden sözle ilişkisi sorununa ciddi şekilde eğildiğini gös
term ektedir. Ve bu Gorgias aslında hiçbir şeye inanmamakta
ya da yeryüzünde tek bir şeye inanmaktadır: Sözlerin gücüne,
ustalıkla biçimlendirilmiş ve ince bir üslup verilmiş sözlere; o
bu sözlerin insanı şaşılacak derecede etkilediği kanısındaydı,
hatta yurttaşlarında yarattığı mucizevi etkileri sanatı sayesinde
kendisi görm üş, yaşamıştı, üstelik ciddi şekilde inanmadığı,
ne uzm anlığına (m eğer ki salt biçimsel retorik alanında ol
sun) ne d e karakterine özgü olm adığı halde. Çünkü Gorgi-
as'ın "sanatı"nın amacı gerçeği idrak etm ek değil, sadece eleş
tiriden uzak dinleyici kitlesinin gözünü bağlayan, bir Thuky-
dides'in üslubunu bile derinden etkileyen parlak bir görünüşe
ulaşmaktı; aynca bu sanat, D elphoi'deki tanrıya kendi adına
SOFİSTLER 101
GORGİAS'IN NİHİLİZMİ
1 Varolan ve varolmayan.
2 Gorgias, tıpkı Elealt Melissos gibi, zam ansal ve m ekansal sınırlılığı birbirine kanştıra-
rak aynı paralojizme düşüyor.
SOFİSTLER 103
1 Gorgias daha önce, ebedi olan (m ekansal) sınırsızdır, diyerek (yanlış) sonuç çıkarmış
tı. Şimdi d e (yine yanlış sonuç çıkararak) sınırsızın hiçbir yerde olmadığını söylediğin
d e şu sonuca vanyor: dem ek ki ebedi asla m evcut olamaz.
104 SOKRATESTEN ÖNCE FELSEFE
1 Paralojizm.
2 Varolmayanla.
SOFİSTLER 105
1 Logos
2 Dış dünyadaki şey.
3 Yani, bununla özdeş değilse.
SOFİSTLER 107
KALLIKLES2
zim efendim iz diye ilan ederse, işte o zaman doğal hak ansı
zın tüm görkemiyle parlar! Ünlü eserinde şu dizeleri yazarken
Pindaros'un da benim gibi aynı görüş açısını savunduğunu sa
nırım: "Her şeyin, ölüm lülerle ölüm süzlerin kralıymış yasa."
Zira o şunu söylüyor: Üstün oluşu nedeniyle doğal yasa zor
balıkla yapılan bir işi hak haline getirir. Bunu Herakles'in işle
ri de kanıtlar... O zan onun, G eryoneus'un sığırlarını ücret
ödem eden ve kendisine armağan edilm eden alıp götürdüğü
nü anlatır. Çünkü kötülerle güçsüzlerin sığırlanyla tüm mal ve
m ülklerinin iyilerle güçlülere ait olması doğal hakmiş! İşte
gerçek budur; bakışlannı büyük işlere çevirir ve artık felsefe
ye sırtım dönersen bunu sen de anlayacaksın. Azizim Sokra-
tes, insan gençliğinde ölçüyü kaçırm adan ilgilenirse felsefe
hoş bir uğraştır; ama bununla gereğinden çok oyalanırsa ahla
kı bozulur! İnsan ne kadar yetenekli olursa olsun, gençlik
günlerini geride bıraktıktan sonra da felsefe yapm aya devam
ederse, becerikli ve saygın olmak isteyen bir kimsenin tanıyıp
öğrenm ek zorunda olduğu şeylerden kesinlikle habersiz kalır.
Bu tür insanlar1 devletin yasalannı da anlamazlar, ister kendi
özel işlerinde ister devlet adına olsun anl^şmalan sonuca bağ
larken insanlara nasıl hitap edileceğini de bilmezler, insani
zevk ve arzulardan habersizdirler; hele insan tanıma konusun
da en ufak bilgileri yoktur!
1 Filozoflar.
SOFİSTLER 111
THRASYMACHOS
Doğruluğun Özü Üstüne
Platon, D evlet I 343 a — 344 c <Sofıst Thrasym achos ile Sokrates konuşuyor>:
PRODIKOS
I H erhangi ciddi bir araştırm aya girişm eden, daha çok gökyüzünün m aviliğinden söz
ederek meteoroloji ile astronom i sorunlarını ele alan kişi. Sonradan bu deyim Omete-
orolog'1 gibi) ateistin ikinci anlamı durum una gelmiştir.
SOFİSTLER 115
Konuşmaların Konusu
Synonym ik
Kendisiyle aynı olan şey başka bir şey diye konduğu za
man, bu şeyi tanımlayan sözcük başka bir sözcüktür, Prodi-
kos'un zevkler arasından sevinci, istifadeyi ve m emnuniyeti
ayırmak istemesi gibi; zira bütün bu tanımlamalar tek ve aynı
şey, yani zevk içindir.
7 Platon, Şölen V I B:
1 Bu m etne göre X enophon'un yukarıdaki alegoriye, ne yazık ki elim izde bulunm ayan
Prodikos'un Özgün eserinin lıem anlam ına hem d e kullandığı sözcüklerden birçoğuna
bağlı kalarak biçim verdiğini varsayabiliriz.
SOFİSTLER 121
CHALKEDONLU THRASYMACHOS
1 İyi ile kötünün göfeli bir kavram olduğu görüşü sofistler dönem inde git gide yaygın
lık kazanmıştır. Buna örnek olarak Euripides'in aynı adlı tragedyasında A iolos'un söz
leri gösterilebilir. Aynı görüşü örneğin Pausanias, Platon'un Şölen’inde (181 A), hiçbir
eylem kendinde iyi ya d a kötü değildir, diyerek san ılm ak tad ır.
SOFİSTLER 123
ELISLİ HIPPIAS
konuşma>:
Tann adına Hippias, Spartalılar seni methediyor ve sözleri
ni dinlem ekten zevk alıyorlar, ama hangi konuda? Görünüşe
göre en iyi bildiğin konuda, yoksa yıldızlar ve gökyüzündeki
süreçler hakkında mı? — Hippias: Tann korusun! Böyle şeyleri
hiç dinlemezler! — Sokrates: Ama geom etriden bahsedersen
dinliyorlardır seni, değil mi? — Hippias: Hele bu konuyu asla;
birçoğu daha sayı saymasını bile bilmez! — Sokrates: O halde
send en m atematikle ilgili bir konuşm a yapmanı istemezler,
değil mi? — Hippias: Elbette! — Sokrates: Ama başkalarına
göre açıklamasını daha iyi bildiğin şeyleri, örneğin harflerin,
hecelerin, ritmin ve uyum un anlamını dinlem ek isterler? —
Hippias: Azizim, sen hangi ritm ve harften söz ediyorsun? —
Sokrates: Peki ama, senden duym ak istedikleri ve övdükleri
şey nedir? İyisi mi sen söyle, ben tahm in edem iyorum . —
Hippias: Yarı tannlann, insanların soyağaçlannı Sokrates, ve
yerleşim yerlerini, ilkçağda kentlerin nasıl kunılduğunu, tarih
öncesine ait her şeyi, işte bunları dinlemeyi seviyorlar, onla
rın yüzünden bütün bu şeyleri tam olarak araştırıp incele
m ek zorunda kaldım. — Sokrates: Gerçekten şanslısın Hippi
as, iyi ki Spartalılar, Solon'dan başlayıp arkhont'lanm ızı sı
rayla saymamıza ilgi duymuyorlar! Yoksa hepsini ezberle
1 "Yaratılıştan —yalnız g elen eğ e göre" karşıtlığı G rek aydınlanma çağında çok yaygın
dır. Ama o günlerde kozm opolit düşünceler d e görülm üyor değildi.
SOFİSTLER 125
4 fr. 6:
A NTIPHON
1 fr. 2 :
2 fr. 9:
Antipon ile Kritolaos, zam an bir d ü şü n ce2 ya da b ir ö l
çüdür, yoksa reel bir şey değildir, diye iddia ediyorlar.
3 fr. 48:
İn san, hayvanlardan ço k k en d isin in tanrıya b en zed i
ğin i ileri sürüyor.
1 Şimdi size anlatacağım şeyden.
2 Yani, saf düşüncel bir biçim, bir tasarım.
SOFİSTLER 127
5 fr. 50:
<İnsan> yaşam ı adeta b ir gü n lü k h apistir, d eyim y e
rin d ey se yaşam sü resi tek b ir gündür, bu gü nd e b iz gü n
ışığın a bakarız ve yaşam ı b izd en so n ra g elen lere d evre
deriz.
6 fr. 51:
Yaşam şaşılacak d ereced e m ah ru m iyetle doludur, azi
zim; h ey eca n verici, ulu v e yü ce o la n h içb ir şe y yoktur;
h er ş e y küçük, güçsüz, k ısa sü relid ir v e büyü k acılara,
dertlere bağlıdır.
7 fr. 53 a:
Bu d ünyada h iç yaşam ayan , sa n k i b u gü n d eğ il d e,
başka bir yaşam daha sü recek m iş gibi büyük bir gayret
le hazırlanan İnsanlar var, o ysa hâlâ sa h ip olabilecekleri
zam an bu yüzden geçip gidiyor.
8 fr. 59:
9 İr. 60:
D ünyada en ö n e m li şe y k an ım ca eğitim d ir. Zira in
sa n — h a n g isi olursa o lsu n — bir işe doğru başlarsa, s o
n u n u n da iyi g eleceğ in i um ut ed eb ilir. Toprakta da du
rum böyledir: Ne ek ersen on u b içersin . Ve gen ç ruhlara
soylu filizler aşılarsan öm ü rleri b o y u n ca y eşe rir v e ç i
çek açarlar, ne yağm urdan n e d e kuraklıktan zarar g ö
rürler.
10 fr. $1:
12 <fr. B'den>:
... <İyi a ile ço c u k la n >1 takdir ed ilirler ve itibar görür
ler, iyi a iled en olm ayanlar ise takdir ed ilm ez, itibar gör
m ezler. B izler bu b akım d an b irer barbar h a lin e geldik.
Çünkü h erk es h er b akım d an , ister barbar ister H elen
olsu n , yaratılıştan eşittir. Bu durum u, h e r k e se yaratılış
tan g erek li şey ler e bakarak anlayabiliriz. Ilerk es bu g e
rekli şe y le r i aynı y o ld a n tedarik etm e olan ağın a sa h ip
tir, v e b ö y le b ir durum da n e bir barbar n e de bir H elen
b izd en farkhdır. Zira h ep im iz ağzım ız v e b urnum uzla
n efes alıp veriyor, y em eğim izi ellerim izle yiyoru z ...
KRITIAS
D inin D o ğ u şu
Irk Politikası
2 fr. 32:1
İn san soyu ile b a şk y oru m söze. İn san ın e n iyi v e en
güçlü b ed en e sa h ip b ir varbk h a lin e g elm esi n a sıl m ü m
kün olurdu? Şayet babası <daha ö n ce b ed en ln l> ça lıştı
rır, iyi yer ve b e d e n in i alıştırırsa, doğacak çocu ğu n ana
sı da b ed en in i gü çlen dirir v e çab ştın rsa.
3 fr. 39:
Ne <insanın> b ed en iy le algıladığı, n e d e ak lıyla algı
ladığı şey. — <Ayrıca:> Sağduyu sah ib i olm aya alışık in
sanlar idrak ederler.
4 fr. 40:
5 fr. A9-.
ANONYMUS IAMBLICHI
CHALKEDONLU PHALEAS
ve
MILETOSLU HIPPODAMOS
1 Bu taslak, devleti ü ç bö lü m e ayırırken Platon'u etkilem esi bakım ından, özellikle il
ginçtir.
ONİKİNCİ BÖLÜM
D em okritos
1 Bu nedenle Demokritos'un atom öğretisiyle ilgili fragm anlan arasından burada sadece
Leukippos'un kuram ından ayrılan ya d a b u n u geliştirenlere ya da çok özgün bir bi
çimde form üle edilmiş olanlara yer verilecektir.
DEMOKRİTOS 147
zeyini aşmaz: son yıllarda, hatta ondört yıl önce bu fragm an
lardan büyük bir bölüm ünün, özellikle de "Demokrates" adı
altında günüm üze ulaşanların kesinlikle özgün olmadıkları id
dia edilmiştir. Doktora tezinde bunların hiçbirinin özgün ol
madığını kanıtlamaya çalışan Laue'nin savı, özellikle Robert
Philippson'un araştırmalanyla ana noktalarda çürütülm üş bile
olsa, bu fragmanlardan bir kısmının özgün olm adığından kuş
ku duym aya yer yoktur. Elbette ki bu fragm anlar buraya alın
mamıştır.
Dem okritos'un yaklaşık 300 fragmanını belirli görüş açıla
rından taşıdıkları önem e göre sistemli şekilde düzenlem ek ko
lay değildir. Çünkü Demokritos'un etik'i bir sistem den ve gör
düğüm üz gibi hom ojen, kesin bilimsel bir tem elden yoksun
dur. Bu yüzden burada yaptığımız gruplandırm a, etikle ilgili
fragm anlann ana bölüm ünü içsel hom ojen bir görüş açısına
göre düzenlem ek için girişilen bir denem e sayılmalıdır. Frag
manlarda göze çarpan nesnel ahlaklılık Dem okritos'un düşün
ce tarzına tipik bir örnek oluşturduğu için burada etikle ilgili
önemli fragmanlara yer vermek gerekiyordu.
Demokritos'un, çağdaş ya da daha sonraki düşünürler üze
rindeki etkilerine gelince, son yıllarda birçok defa onun Pla
ton üzerindeki etkisi kanıtlanmaya çalışılmışsa da, Platon'un
son diyaloglarından "Timaios"ta tek tük izine rastlananlar dı
şında, bu çabaların tam am en başarısız kaldığı kesindir. Buna
karşılık fizik ve etik'te Epikuros'un felsefesi üzerindeki etkisi
Antikçağdan beri bilinmektedir ve tam am en belirleyicidir (ki
Epikuros'un etik'i başlıca noktalarda değişik temellendirilmiş
bile olsa).
Birçok yerinde (Epikuros aracılığıyla) Demokritos'un biz-
lere hitap ettiği Lucretius'un didaktik şiiri buna bir kanıt
oluşturur. Aynca Demokritos'un etkileri, Abdera'da kurduğu
felsefe okulu vasıtasıyla da yayılmaya devam etmiştir; bu tür
"Demokritosçular" arasından Khioslu M etrodor'un, özellikle
148 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 To deon ya da to kreon; Diels gibi bir uzm an tarafından da "ödev" diye çevrilen
kavramlar.
DEMOKRİTOS 149
A. Fizik
I. Atom Kavramı
2 Yani, parçalan olm ayan ve bu y ü zden artık parçalara aynlm ayan atomlarda. K astedi
len: (G erçeklikte) m addelerin parçalara aynlm ası sonuçta ilk cisimciklere (atom lara)
gelip dayandığı zam an artık devam etm ez, sona erer.
3 Arkhe.
150 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 Almancası: "Nichts" (yokluk, hiçlik)'e karşılık "ichls" diye baştaki N harfinin kaldırıl
masıyla türetilmiş bir sözcük; aslında bir anlam ı yok (çn.)
DEMOKRİTOS 151
1 İdea aslında eidos gibi aynı anlam a geliyor: Yani biçim, şekil, sonra d a imge.
2 Yani, geleneksel kanıya göre.
3 Hiçbir niteliği.
DEMOKRİT0S 153
1. Atomların Farkları
12 fr. 164:
H ayvanlar da so y ca b irb irin e y a k ın h ayvanlarla bir
araya g elir, g ü vercin ler gü vercin lerle, turnalar turnalar
la v e d iğ erleri d e ayn ı şek ild e. T oh u m lan elek ten geçir
m e sıra sın d a ve <sahilde> dalgalar k ıyıya vurarak çatla
dığı zam an ça k ıl ta şla n n d a g ö r ü le b ile c e ğ i g ib i ca n sız
şeylerde d e durum aynıdır. Zira, b irin d e to h u m la n eler
ken m eyd an a g elen burgaç h arek etin d en d olayı ayrılan
m e rcim e k ler m e r cim e k ler le, arpa ta n e le r i arpalarla,
buğdaylar da buğdaylarla b ir araya g elirler; d iğerin d e
dalgaların ça tla m a sın d an d o la y ı u zu n çak ıllar <öteki>
uzun çak ılların , yuvarlaklar da yuvarlakların bulunduğu
II. Boşluk
14 Aeti us I 3, 18 = 68 A 47:
1 Epikuros'un öğrencisi.
2 Atomlar.
156 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 "Katı" ile tam am en som, hiç boş m ekan içerm eyen cisimler, yani atom lar kastediliyor.
2 Palmos, hem d arb e hem de itme anlam ına gelebilmektedir.
DEMOKRİTOS 157
1 Simplicius burada eski atom cuların öğretisiyle Epikuros'un öğretisini birbirine kanşu-
rtyor.
2 Atomlar.
3 Yani, bağımsız.
4 Dikey düşm e yönünden.
5 Yani, bir şeyin her zam an böyle gerçekleşm iş olması ve gerçekleşm esi için (burada:
atom lann sürekli hareketi için).
158 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
*
1 Burada: Atomlar.
2 Yani, cisimsel, som.
DEMOKRİTOS 159
leri> için başka bir neden kabul ediyor1; Zira bu noktada so
run değişik görünüyor. Oysa hacmi <bir başkasından> küçük
birçok cismin ağır olduğunu görüyoruz, örneğin bakırın yün
den daha ağır olması gibi. İddialanna göre, bunların içinde
bulunan boşluk2 cisimleri <göreli> hafif yaparmış ve bazı du
rum larda büyüklerin <küçüklerden> daha hafif olmasına yol
açarmış. Zira fazla boşluk içerirlermiş... İşte bu anlam a gelen
ifadeler sarfediyorlar; ama bu tür tespitlerde bulunan fizikçile
rin zorunlu olarak, <sözü geçen cisimlerde> eğer hafifseler
yalnız boşluk değil, üstelik daha az katı kütle bulunduğunu
da eklemeleri gerekiyor. Zira içerdikleri katı kütle fazlaysa h a
fif olmayacaklardır. Bu yüzden ateşin en hafif m adde olduğu
nu da öne sürüyorlar, çünkü en çok boşluk içeren oymuş.
Demek ki, fazla boşluk içeren ve aynı zamanda çok fazla katı
kütleye sahip olmayan altının ateşten hafif olduğunu görmek
de mümkünmüş.
1 Kütleleri hepsin d e aynı ve niteliksiz olduğu, boşluk tarafından kesintiye uğram adıktan
sürece.
2 Daha çok aşağıya doğru inen, yani daha ağır m addeler tarafından.
3 Yalnız ağır cisimler, yani gerçeklikte bütün cisimler belirli bir ağırlığa sahiptirler.
4 Maden Levhaların ve buna benzer şeylerin suda yüzm esi gibi.
5 Yani: Batmasını.
6 Yani, onları yukan iten ve bu şekilde batmalarını önleyen.
DEMOKRİTOS l6 l
1 Physİs.
2 Yani, "ağır" ve 'h afif'm karışm asından m eydana gelmiş cisimlerde.
3 Katı kütleye oranla d aha fazla boş m ekan hacm ine sahip olanlar.
4 Lepton, yoğun, kalın m addenin karşıtı: burada: ince, hava gibi bir tö z e sahip olan
şey.
162 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
2. Maddelerin Karışımı
3. Mıknatısın Açıklanışı
1 Mıknatıs.
2 Yani, bunlann arasından.
3 Thales'in de farketıiği gibi kehribar samaru çeker.
4 (K ehribarın sam anı çekm esine ned en olarak) o n la n n b e n ze r atom lardan m eydana
geldiğini.
164 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
4. C isim lerin G e n le ş m e s i
1 Tamam lam ak için: B unun böyle olm adığını da deneyim gösterm ektedir.
2 Bir m addenin bir yapıdan başka bir yapıya dönüşmesi.
3 "Bunu" sözcüğü ile g ö rü n ü şe göre bir önceki tüm cenin içeriği, "kimi filozoflarda da
Em pedokles ile A naxagoras kastediliyor.
4 D em okritos'un kanısı.
DEMOKRİTOS 165
VII. Evrendoğum
1 Yıldızlar.
166 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1. Özgül Evrendogum
1 Yani güneş ve ay başlangıçta "yeryüzü gibi, bağım sız dünyaların m eydana gelişinin
özünü, çekirdeğini oluşturmuş.".
168 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
2. Y e ry ü z ü
3. S ay ısız D ü n y a la r
1 Yani, atom lann. Demokritos zom nluktan evrensel yasayı, daha doğnısu nedensellik
yasasını anlıyor; bu yasa kaçınılmaz şekilde kendisine bağlı olan ikincil etkiyle oldum
olası hüküm sürm ekledir. 68 A 66’ya göre Demokritos b u n d an doğrudan doğruya d o
ğa yasasını, fiziksel nedenselliği, d aha doğrusu baskı ya d a itiş nedeniyle etkide b u lu
nan nedenselliği anlar.
2 D iğerlerine çarpan atomlann.
170 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
X. Tanrılar Üstüne
B. İnsan
72 fr. 34:
I. Ruh
1. Ruhun Tözü
74 Aetius IV 3, 5 - 68 A 102:
2. B e d e n d e k i R uh
1 Ruh ve akıl.
2 Atomlara.
3 D em ek ki Demokritos'a göre iki bed en atom unun arasına bir ruh atom u geliyor.
DEMOKRİTOS 175
79 Aeıius IV 7, 4 = 68 A 109:
1 Ateşin.
2 Atomlar.
3 Ruh atomları.
4 İnsanda bulunan ruh atomlarına.
5 Ruh atomlarının.
DEMOKRİTOS 177
5- Rüyalar Üstüne
6. Kehanet Üstüne
8. Canlılardaki Ruh
1 Demokritos, tarih öncesi insanlarıyla, baygın yatan H ektor hakkında "farklı düşünerek
o rada yatıyordu Hektor" diyen H om eros'u kastediyor.
180 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
92 Aetius IV 8, 5 = 67 A 30:
1 Yani, tutarlı.
2 Yani, b ed en in değişm esinden.
3 Algı ve düşünm e.
DEMOKRİTOS 181
1. Duyu Fizyolojisi
a. D uyusal Algının Ö zü Üstüne
b. Renk Öğretisi
c. T at
d. İşitme
1 B unun yerine şöyle ifade edebiliriz: Duyusal olarak algılanabilen şeylerin hiçbirinin
tem elinde nesnel gerçekliğin bulunmadığını.
2 Yani, genel olarak duyular dünyası.
3 Şeylerin tüm duyusal niteliklerinin nesnel gerçekliğini.
DEMOKRİTOS 187
113 fr. 7:
114 fr. 8:
1 1 6 fr. 10:
1 D em okritos’u tam am en bir kuşkucu yapan d aha sonraki filozoflar gibi Cicero da ya
nılıyor.
190 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 D em okritos'un öğrencisi.
2 Aristoteles'in bilimsel yöntemini.
DEMOKRİTOS 191
IV. Etik
1. Mutluluk
a. Ö zü
1 Yani, etik'e.
2 Devlet felsefesine.
3 D ünyadaki hiçbir şeye artık şaşm am ak.
192 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
132 fr. 2 16 :
D ünyadaki h içb ir şey e şaşm a y a n b ilg e lik e n d eğerli
şeydir; çü n kü ço k en d er görülür.
b. M utluluğun Koşullan
135 fr. 3:
c. M utluluğun ö te k i Koşullan
ed ild ik ten son ra İstek çabucak sön er. G eriye kısa sü reli
haz dan başka bir şe y kalm az. Ve son ra tekrar aynı isteği
duyarlar.
d. Zahmetin ve Çalışmanın ö n e m i
e. ö d e v ve Erdem
f. Vicdan ve Pişmanlık
İn sa n b a şk a la rın d a n ç o k k e n d in d e n u tan m ab v e
<m uhtem elen> k im sen in haberi olm a sa b ile sa n k i h er
k es ö ğ ren ecek m iş g ib i h iç kötülük yapm am abdır. Tam
tersin e en ço k k en d in d e n utanm ab v e bu, yan i u ygu n
su z h içb ir şe y yapm am ak, ruh için bir yasa olm abdır.
g. Erdem
1 Syneidiasis « conscienlia.
DEMOKRİTOS 203
Bilge
2. S o sy al Etik
a. Yurttaşları H akkında D üşünceleri
H aset in sa n , k işisel d ü şm a n ıy m ış g ib i k en di ca n ın ı
yakar.
¿ İŞ fr 293:
2 22 İr. 110:
K ad ın ın h ü k m ü altın a g irm e k b ir e rk e k iç in e n b ü
y ü k yü z k arasıd ır.
229 ir. 2- ~
c. Dostluk
233 r. 186:
H em fikir olm ak d o stlu k yaratır.
d. D evlet ve H ukuk
J .C fr. 254:
Y üksek m ev k ilere g eç en kötü yurttaşlar bu m akam a
n e kadar layık d eğillerse k en d ilerin i o kadar gü ven li h is
sed erler, ahm aklıkları ve küstahlıklarıyla o kadar ço k ş i
şin irler.
e. Yasaların Anlamı
f. Kozmopolitlik mi?
V Eğitim Sorunu
1 Demokritos, bir çeşit "içgüdü", daha doğrusu gerçek bir d uygudan dolayı sağduyulu
yaşayan birçok insanın bulunduğunu biliyor.
DEMOKRİTOS 213
E ğ itim in İlk e le ri
IX. Estetik
Şiir S a n a tı Ü s tü n e
X. Kültür Felsefesi
278 D iodoros I 8:
279 <Johannes K atrarios'un ’,H erm ippos>' adlı diyalogunun son bölü m ü n d en § 13,
Diels'in D oksograflannda:
Henüz aklı kıt ve deneyim siz olan o zamanın insanlan ne
zanaat ne tanm ne de başka bir şey tanıyordu. Hastalık ve
ölüm den de haberleri yoktu; kuru toprak üstünde yaüp kalkı
yorlar ve başlarına ne geldiğini bilm eden ruhlarını teslim edi
yorlardı. Yalnız kendi aralannda dostça ilişkiler kuruyorlar ve
sürüler halinde yaşamlarını sürdürüyorlardı, yiyecek aram ak
için dolaşıyorlar ve orm andaki meyvalarla, yabani otlarla b e
raberce besleniyorlardı. Birbirlerine yardım ederek, çıplak ve
elleri de çıplak3 olm ak üzere vahşi hayvanlara karşı savaşı
yorlardı. Bu çıplak durum da, başlarının üstünde koruyucu bir
dam, ellerinde bir alet olm adan, — sadece günlük yiyecek
lerini sağlamayı düşünerek— tarlalardan, orm anlardan mey-
va toplamasını bilm eden kış gelip çattığında kitleler halinde
telef oluyorlardı. Ama ihtiyaç giderek onlann hocası oluyor
du. Ağaç kovuklan, orm anın geçit vermeyen dallan, kaya ya
rıklan ve mağaralar birer sığınak haline geldi; sonuçta hangi
1 Yani, silahsız.
DEMOKRİTOS 219
283 fr. 142 <= O lvm piodor, Platon’u n Philebos S. 242’sine. Sıallbaum>:
KROTONLU PHILOLAOS
İlkeler Üstüne
1 Aetius I 3, 10 * 44 A 9-
Pythagorasçı Philolaos <ilkeler olarak> sının ve sınırsızı
benimsiyor.
3 (fr. 1 D ):
Doğa, ev ren d ek i sın ırsızd an v e sınırlayan d an b irleşti
rilm iştir, h e m ev ren in bütünü h em d e için d ek i tüm <te-
kil> şeyler.
4 (fr. 2 D.):
Mevcut b ü tü n şey ler in ya sın ırlayan y a da sın ırsız ya
da <aynı zam anda> h em sın ırlayan h e m sın ır sız olm ası
gerekir. A m a y a ln ız sın ırsız <ya da yaln ız sınırlayan> o l
m ası m ü m k ü n d eğildir. Bu durum da şe y le r n e sın ır la
yanlardan n e d e sınırsızlardan m eyd an a g eld iğ in e g ö re
evren in v e için d ek i şey ler in h em sın ırlayan d an h e m d e
sın ırsızd a n b irleştirilm iş olduğu açıktır. B unu gerçek lik
teki ilişk iler d e kanıtlar. Çünkü sın ırlayan d an m eydana
g elm iş şe y le r < gerçekten de> sınırlar, sın ırla y a n ile s ı
n ırsızd an o lu şa n la r ise h em sın ırlayan h em d e sın ır la
m ayandır; b u n a k arşılık sın ırsızd a n m eyd an a g elen ler
<gerçekten de> sın ırsız görünürler1.
1 Bkz. bu k onud a Diels’ın açıklaması: "Sınır (biçim) ve sınırsızlık (m adde), sayı vasıta
sıyla kavranan gerçek, yani görülebilen şeylerin ilkeleridir."
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR 225
5 (fr. 3 D.):
H er ş e y sın ır sız o lsa y d ı daha b aştan itibaren h içb ir
b ilgi n e sn e si m evcut olm azdı.
I. Sayılar Öğretisi
1 Pythagorasçılar,
2 Bu yem in şöyle: "D urm adan fışkıran doğanın ve kökünün kaynağını içeren dörtlük'ü
soyum uza devretm iş olan o n u n <yani, Phythagoras’ın> adına hayır."
3 Tetrakds.
4 Pythagoras'a göre beş geom etrik cisim den, yani küpten toprak, piramitten ateş, okla
eder'den (sekiz eşk en ar üçgenle sınırlı cisim) hava, ikosaeder'den (yirmi yüzeyli kris
tal) su, dodek aed er'd en (oniki yüzeyli cisim) evren b ü tü n ü n ü n küresi m eydana gel
inekledir.
226 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 Evren cisimleri.
2 Asalsayılar.
3 Yani, "bileşik olmayan" 1, 3, 5, 7 ve "bileşik" 4, 6, 8, 9-
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR 227
9 fr. 4:
Ve İdrak ed ilen h er şey i gerçek ten sayı İçerir. Zira sa
yı olm ad an b ir şe y i d üşü n ced e kavram ak ya da idrak et
m ek m ü m k ü n değildir.
10 fr. 5:
Sayı, tek v e çift olm ak ü zere ik i ö zg ü n b iç im e sa h ip
tir. Bu ik isin in karışım ından m eydan a g elm iş o la n üçün-
cü sü İse çift-tek sayıdır. Bu iki b iç im in h er b ir in in bir
ç o k figürü m evcuttur, b u figürler şey ler in k en d isi tara
fın d an sezdirilir.
11 fr. 8:
12 fr. 11:
Sayın ın etk isi v e özü o n sayısın d a b u lu n an gü ce göre
ölçü lm elid ir. Zira o yücedir, y etk in v e etk ileyicid ir, kut
sa l v e tan rısal yaşam ın , in san y a şa m ın ın ilk n ed en i, y o l
g ö stericisid ir. O katılır ...1 o n s a y ısın ın da gücü. Bu o l
m adan h er şe y sın ırsız, b elirsiz v e m üphem dir; zira sayı
n ın d oğası, in sa n a b ilm ece gibi g e le n ve b ilin m ey e n h er
şe y i id rak ettirir, y o l g ö sterir v e öğretir. Eğer sayı ve
o n u n ö zü olm asayd ı, şey ler İster k en d isiy le ister başka
larıyla ilişk isin d e o lsu n k im se iç in açıldığa kavuşm azdı.
Ama sayı h er şey i in sa n ın ru hunda algı ile bağdaştırarak
v e "gök ölçü sü" n ün z d oğasın a g ö re on lara c is lm s e l bir
varoluş kazandırarak, h er b iri k en d i b aşın a olm ak üzere
h e m sın ır sız h em de sın ırlı şey ler in ilişk ilerin i ayırarak
k avranabilir ve b irb irin e uygun h ale getirir. Sayının d o
ğ a sın ın v e gü cü n ü n etkilerin i y aln ız tanrılar dünyasında
13 Jam blich, Teolojik Sayı Öğretisi S. 74, 10 de Falco <N ikom achos'tan> » 44 A 12:
14 (= fr. 6 D.):
D oğa v e uyum da durum şöyledir: Ş eylerin eb ed i o la n
özü v e d o ğ a n ın k en d isi İnsani değil, tan rısal idraki g e
rektirir, h e le tem elin d e evren i olu ştu rm u ş, h em sın ırla
yan h em d e sın ırsız o la n şey ler in ö zü b ulu nm adığın da,
m evcut h erh a n g i bir şe y i e n azın dan farkedem ed iğim iz
zam an d aha da ço k gerek tirir. Ama te m e ld e b u lu n an
<ikl> ilk e b en zer v e y a k ın olm ad ığı İçin, h an gi tarzda
gerçek leşm iş olursa o lsu n u yum iş e karışm asaydı b u n
lardan b ir ev ren in m eydan a g elm esi m üm kün- olm azdı.
1 Aldatma.
2 Çizgi, yüzey ve cisimlere göre.
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR 229
15 fr. 10:
Uyum karışıkların b irliği v e tezatların im tizaç etm esi
dir.
Evrenbilim
16 fr. 7:
İlk olarak birleştirilmiş olana, kürenin1 ortasındaki Bir'e
"ocak" deniyor.
17 Aetius II 7, 7 = 44 A 16:
1 Evren küresi. ’Bir’* ile merkezi ateş kastediliyor. "Ocak" diye evren b ü tü n ü n ü n m e rta
zi tanımlanmıştır,
2 Merkezi ateş
230 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
1 Merkezi ateş.
232 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
26 Aetius D 5, 3 = 44 A 18:
Psikoloji
27 fr. 14:
Eski teo lo g la rla k a h in ler d e ru h u n b elirli b ir ceza
h ü k m ü n d en d olayı b e d e n le bir araya k oşuld uğu n u v e
b ir m ezar g ib i b ed en e göm ü ldü ğü nü doğruluyorlar.
28 fr. 15:
Biz İ n s a n l a r bir çe şit tutuklu olu p tanrıların m alların
dan sad ece b ir tanesiyiz.
Bilgi Kuramı
Etik
32 fr. 9:
... d o ğ a l olarak, y o k sa <lnsanların> k u r a l l a r ı y ü zü n
d en değiL
TARENTLİ ARCHYTAS
1 fr. 1:
3 fr. 3 <Stobaeus'tan Fİ. IV 1, 139 H.; tik Paragraf Jam blich'te de, G enel Matematik
Bilimleri Ü stüne 11 S. 44, 10 Festa, Archytas'ın M atematik Ü stüne adlı eserinden>:
4:
Makul şek ild e d üşü n üp taşındırsa tezat uzlaştırır, im
tizaç İlerletir. Çünkü bu durum da zarara girm ek 2 sö z
k on u su d eğildir, tersin e eşitlik eg e m en olur. Zira karşı
lıklı y ü k ü m lü lü k lerim iz k onu su n d a b ö y le an laşırız. Bu
tür bir an laşm adan d olayı yoksullar zen g in lerd en kabul
ed erler v e zen g in ler d e ihtiyacı o lanlara verirler, iki ta
raf da b ö y le lik le eşit şeylere sah ip olacaklarına inanır.
Bu şek ild e ö rn ek ve ayakbağı olan bu karşılıklı anlaşm a
I. Hiketas
II. Ekphantos
1 Hippolylos I 15 = V. S. 51 No. 1:
Syrakusalı Ekphantos adında biri, şeyler hakkında doğru
bilgiler elde etm enin m üm kün olmadığım, ama onlann sınır-
1 Yani, gezegenler.
2 G ökyüzünde.
236 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
2 Aetius I 3, 19 - V. S. 51 No. 2:
Pythagorasçılardan Syrakusalı Ekphantos'un savına göre, <gö-
rülebilen> bü tü n şeylerin <ilkeleri> bölünm eyen cisimler ve boş
lukmuş. Zira Pythagorasçı monatların cisimsel3 olduklarım ilk
defa o ileri sürmüştür.
3 Aetius II 1, 2 B V. S. 51 No. 3:
4 Aetius II 3, 3 = V. S. 51 No. 4:
Ekphantos evrenin atom lardan m eydana geldiğini, am a bir
öngörü5 tarafından yönetildiğini iddia ediyordu.
1 Tanımlanabileceğini?
2 İlk cisimlerin <= atomlann>.
3 Yani, atomlar.
4 Maddi bir doğaya sah ip olduklarını.
5 Stoacıların ifadesi; Ekphantos'un henüz "öngörü"den söz etm em iş olduğu kesindir.
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR 237
ANONİM PYTHAGORASÇILAR
A. E vrenbilim
nın ortası için öyle kolaylıkla kullanılırmış gibi. Ama canlı var
lıklarda nasıl ki canlı varlığın m erkezi ile <onun> bedeninin
m erkezi aynı değilse, kozmosta da durum un — hem de daha
büyük bir ölçüde— böyle olduğu varsayılmalıdır.
1 Aristoteles.
2 Y eryüzünün diğer (bize karşıt) tarafına bakışımızı.
GENÇ KUŞAK PYTHAGORASÇILAR 239
Gökkürenin Uyumu
B. İnsan
I. Ruh Üstüne
II. Etik
1. D in se l v e Etiksel g ö rü şler
2. Cinsel Etik
1 "Depresyonlar".
246 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
İşaretlerin Açıklaması
Akusilaos Gorgias
Alkmaion
Anaxagoras Herakleitos
Anaximandros Hesiodos
Anaximenes Hiketas
Anonymus Iamblichi Hippasos
Antiphon Hippias
Archytas Hippodamos
Demokrit os Kallikles
Diogenes Kleostratos
Kozmologlar (Evrenbilimciler)
Ekphantos Kratylos
Elealılor Kritias
Empedokles
Epimenides Leukippos
252 SOKRATES'TEN ÖNCE FELSEFE
Orpheus Sofistler
Orpeusçular Sosyalistler
Parmenides Thales
Petron Theagenes
Phaleas Thrasymachos
Pherekydes Thrasymachos, Chalkedonlu
Philolaos
Prodikos Xenophanes
Protagoras
Phythagoras Yedi Bilge
Phythagorasçılar
Phythagorasçılar, anonim Zenon
Wilhelm Capelle bu çalışmasında
batı felsefe tarihi boyunca,
düşüncelerine her zaman gönderme yapılan
'ilk filozoflar'ın metinlerini
eksiksiz olarak derlemiş.