Professional Documents
Culture Documents
i
|1.62-1ğ,3
ğ.ç9ğ,Ö9Ö ;L
NAHÇIVAN', DA ARKEOLoJIK
l ARAŞTIRMALAR
Archaeological Suroey in Nakhicheoan
,:
r)- >
/\,
r} !
5
*
) i
A,\
1\ \4-, -
l-1
,-f
NAHÇIVAN'DA ARKE0L oIiK
ARAşTIRMALAR
1998
ARCHAEOLOGICAL SURVEY
IN NAKHICHEVAN, 1-99
RFXT)
olcay Bellİ - Veli Sevin
'_*__.İ--.
;i; (ij:' .'_.;: : .i
lll.,':i:"İljl ill]il i i:,'1.:i i::.*:i
*' JJaş İıo.
w
ARKEOLoİ VE SANAT YAYINLARI
ARKEOLOJi VE SANAT YAYINLARI
Aıaşhıma, inceleme ve Belgeleme Dizisi: 8
NAHçIVAN'DA ARKEoLoJiK ARAŞTIRMALA& 1998
ArchıeoıogicLl suroey in Nakhicheoafl, 7998
OKTAY BELL| .VEII SEVN
Yayrnlayan ve Yöneten
NEziH BAşGELEN
Düzenleme
FÜSUN ULUÜLKE
ISBN: 97H899-404
BASKI
Kanaat Basııiıevi, İstanbul 1999
I. SUNUş, 7
II. GİRiş, fl
III. ARAşTIRMALA& 16
A. oRTA KESiM: Nahçıvan Kenti ve Yakın Çevresi, 16
II. Kii]tepe Höyüğü, 16
Çalhankale, 7 7
B. KUZEY KESİM: Şerur ilçesi, 24
Şortepe Höyüğ!i, 24
Şahtahtı NekroPollefi Ve Kalesi, 25
Kulalı Höyüğü, 27
II. Ferhat KanaL, 27
C. DoĞU KESi}A: Şahbuz ilçesi 30
Fefhat EVi Kaya M ezarı ve Çivi'Iazıty 37
D. GÜNEY KESİM: ordubad ilçesi, 35
Muncuklutepe Nekıopolü, 35
Haıabe Gilary 37
IV MADEN VE HAMMADDE YATAKLARI,4l
DiPNOTLAR,44
INTRODUCTION,4T
ÇAI-IIANKALE, 52
THE MOUND OF KULALI, 58
THE FEKHAT II CANAL, 58
THE RocK-clIT T)MB AND 3LıNEIF2RM INSCRIP?'IoN oF FERIIII Evİ,67
MI]N CUKLUTEPE NECROPOI.JS, 64
SOURCES OF MINERA'S ,4ND RAW MATERIALS, 65
FOOTNOTES,6T
BiBLiYOGRAFYA / BIBUOGRAPHY, 68
DiziN / INDEX,73
I. SUNUş
8
Bölgesi'nde arkeolojik çahşmaların çok daha köklü bir şekilde
başlatrlmasına karar verilmiştir. Bu tarihi karar Doğu Anado-
lu'da son 40 yridan beri sürüp giden araştırmaların doruk nok-
tasına ulaştrğrnın kanıtı olduğu kadar, Türkiye Cumhuriyeti,nin
tarihindeki ilk sınırdrşr arkeolojik projesi olması bakrmrndan da
çok büyük bir önem taşrmaktadrr.
7998 yıLının 22 Haziran_12 Temmuz tarihleri arasrnda bu sa_
trrların yazarlarının bilimsel başkanlığı altında Nahçıvan özerk
Cumhuriyeti'nde yaptığımrz yüzey araştırmasrna Azerbaycan
Bilimler Akademisi Nahçrvan İlim Merkezi başkan yardımcısl
arkeolog Dr. VeIi Bahşaliyev, Erzurum Atatı.irk Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalr Başkanr Yrd.
Doç. Dr. Alpaslan Ceylan, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül-
tesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalr öğretim üyesi Uzman Dr. Ay-
nur Özfirat, a;.nı anabilim dalrnda okutman (M.A.) Erkan Kon-
yar, Diyarbalır Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arke-
oloji ve Sanat Tarihi Bölümü'nden (M.A.) Jale Velibeyoğlu ve
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
Böiümü'nden okutman Nevin Ulusoy katrlmlşlardrr. Çizimleri
büyük bir başarryla yapan okutman Erkan Konyaı,a ve çok yo-
ğun bir çalrşma ortamr içinde sorunlara örnek bir bilimsel yak-
laşlmla eğilen ve büyük bir özveriyle çalrşan değerli meslektaş-
Iarrmrza teşekkür ederiz.
I
ri ile yapılacak her türlü bilimsel işbirliğini desteklemesi ve is-
teklendirmesiyle gerçekleştirilebilmiştir. İstanbul üniversitesi
Araştırma Fonunun "Uluslararası Projeler"e öncelik vermesi ve
maddi yönden desteklemesi (Proje No: UP-6,/010598), yurtdı.
şında sürdürdüğümüz çalrşmaların başarılr geçmesinde bir baş-
ka olumlu etmeni oluşturmuşfur. Gerek sayrn Rektör Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu'na, gerekse Araştırma Fonu Uzmanlar Ko-
mitesi Başkanı sayrn Prof. Dr. Engin Bermek ve uzmanlar komi-
tesi üyelerine SağIamş oldukları maddi ve manevi yardımlar-
dan dolayr teşekkür etmeyi vazgeçilmez bir gönü borcu say-
maktayız. Eğer bu değerli yardımlar olmasaydı, oldukça zor ko-
şullar altmda yürütülen söz konusu çalışmayı başarılı bir şekil-
de gerçekleştirebilmek olası değildi.
13
ler ile kabzon'a getirilen mallar da, karayoluyla islam ülkele_
ri'ne gönderilmekteydi. Bu ünlü yol, Eskiçağdan günümüze
değin öneminden hiçbir şey yitirmeden varlığınr sürdürmekte-
dir. Öyle ki günümüzde bile bu tarihi yol, NahEvan halkı tara-
findan'Nahçıvan'rn Kalbi" olarak adlandırrlmaktadır. Ayrrca
bu yolu Türkiye srnır kapısrna bağlayan Aras Irmağr üzerindeki
demir köprü de, "Umut Köprüsü" adrnr taşımaktadır (Res.l).
Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, özellikle M.ö. ilI. binyıl baş_
larrndan beri Doğu Anadolu Bölgesi'ne yayllan ve "Karaz KüL-
türü", "Yanık Kültürü"., "Şengavit Kültürü", "Kura-Aras Kültii-
rü", "Erken Hurri Kültürü' veya "Erken tanskafkasya Kültii-
rü"12 olarak adlandırılan ilk Tunç Çağı kültürünün kökeni sayr-
Ian Kura-Aras Irmağı arasrnda kalan böIgenin çok önemli bir
parçasıdır. Fırat ile Dicle Irmakları arasında kalan verimli top-
raklar Mezopotamya için ne denli önemliyse, Kura ve Aras Ir-
makları arasında kalan'topraklar da, Güneydoğu Kafkasya için
o denli önemlidir. Grekçe Araxes ve Cyrus olarak isimlendirilen
bu ırmakla1, Arap kaynakları tarafından da Nahr-ar Rass (Aras)
ve Nahr-al Kurr olarak adlandrrılmışlardırı:. İki ırmak arasrnda
kalan verimli topraklarda yaPıIan başarılr tarım, ortaçağda da
öneminden hiçbir şey kaybetmeden devam etmiştir. Arap coğ-
rafyacılar bu iki ırmak arasrnda kalan verimli toprakları " Bayn-
al Nahrayn" olarak isimlendirmektedirr+.
15
III. ARAşTIRMALAR
75
II. Kültepe Höyüğıi'nde 1968-88 yllları arasrnda o.H. Habi-
bullayev ve V. H. Aliyev başkanlığında geniş çaplr kazılar yapıl-
mrştul7 (Res.4-5). Bu kazılarda, Erken Transkafkasya Döne-
mi'nden başlayarak, orta ve Son Tunç Çağr ile Demir Çağı taba-
kalarr saptanmlştrrıs. Höyük, M.Ö. il. binyıl boya bezemeli kap
larrn ortaya çrkanldığı önemli yerleşim merkezlerinin başında
gelmektedirıo (Res.6-7-8). Bunun yanı srra çevresi duvarla çevri-
li bulunan içkale, orta Tunç Çağında Kültepe'nin aynr zamanda
büyük bir yönetim merkezi olduğuna da işaret etmektedir
(Res.9). Kale surlarınrn içi çay yatağından elde edilen iri çakıl
taşlarınrn çamurla örülmesi suretiyle yaPılmlştü. Kapı ve kimi
kulelerde ise dş yüzeyleri kabaca düzeltilmiş kalker bloklarla
kerpiç kullanılmıştrr. Özellikle Azerbaycanlı arkeolog Veli Ali-
yev tarafindan yaprlmrş olan kazılarda,bı önemli surun ortaya
çrkarrlmasr için büyii& çaba harcanmlştrr. Buna karşın sitadel
içindeki yapılar ise hiç incelenmemiştir. oysa Kafkasya'da M.Ö.
III. binyıldan I. binyrl başlanna değin süren oldukça karanlık sü_
recin aydınlatrlması açrsrndan bu höyük son derece önemli stra-
tigrafik verilere sahiPtir. Bununla birlikte yaymlarrn azlığı ve
yetersizliği, höyüğün tabakalaşmasr ve diğer yerleşim merkez-
leriyle bağlantrsr konusunda birçok sorunu hala güncel kıImak-
tadır. Bu y_uzden böylesine önemli bir kültür merkezinde yeni
den sistemli kaz aIın başIatılması ve kültiir katmanlarrnın daha
sağlrklr bir şekilde ortaya çrkarrlmasr gerekmektedir.
Çalhankale
Nahçrvan kenti yöresinin en ilginç ören yerlerinden biri de
Çalhankale'dir. Ulaşrlmasr çok zor yüksek bir tepe üzerinde bu-
lunan bu ilginç alan, şimdiye değin aynntıIı bir araştırmaya sah-
ne olmadığr için, arkeoloji literatüründe çok az bilinmektedir.
77
lunan kale, kuzeyden güney yönüne doğru akan Cehri
Çayının
batrsında bulunmaktadrr. Kalenin bulunduğu kayalrğın Cehri
Çayı vadisinden yüksekliği ise 450 m. dir. HaIk arasında oğlan-
kale olarak da adlandrrılan Çalhankale,ye, doğudan Cehri Çayı
vadisinden ve kuzeyden çıkılmaktadır (Res.10). Kalker kayalrk-
Iardan kopan irili-ufaklr binlerce kaya parçası, doğuda Cehri
Çapna değin uzanan2 km. lik bir alana sürüklenmiştir. Çalhan-
kale bu ilginç konumuyla Eskiçağda savunma yönünden çok
avantajlı özellikleri bünyesine toplamrştrr. Yalnız kaynak suları
yönünden oldukça fakir olduğu görülmektedir. Tehlike arunda
buraya geçici olarak sığınan insanların su gereksinmesini, yağ-
mur sularr karşrlamrş olmalıydr. Kale duvarlarının güneydoğu-
sunda ve kayalığrn altında büyük mağaralar vardır. Fazla derin
olmayan mağaralar, sanki bir kaya altı srğınağınr andrrmaktadrr.
Çobanların ve küçükbaş hayvanlarrn sığınak yerleri olarak kul-
lanrlan mağaralarda, küIhir katmanlarının bulunup bulunmadı-
ğı belli olmamaktadu. Aynca V.G. Aliyev'in varsayrmınrn aksi-
ne, çevrede herhangi bir çanak çömlek parçasına ve taştan yaprl-
mış alete de rastlanılmamaktadrrzo.
18
sekler yaparak güçlendirilmiştir. Bunun drşında iizerinde hiçbir
destek çıkıntrsına yer verilmemiştir. Dik bir şekilde inşa edilen
duvarrn taş beden kısmrnrn ü2erinde B.B Piotrovski'nin önerdi-
ği 8ibi21 kerpiçten yapılmrş bir üst yaPr olup olmadığı bilinmez;
ancak günümüze en ufak bir kerpiç kalrntısınrn gelmerniş olma_
sı tümüyle taştan yapılmış olabileceğine işaret eder (Res.13). Ba-
tıdaki yüksek tepeden bakıldığında, krvrımlr olarak devam
eden savunma duvarr sanki Çin Seddi'nin bir minyatürü gibi
görünmektedir (Res.14). Daha doğrusu Çin Seddi Çalhankale
savunma duvarrnr örnek almrşa benzemektedir. Duvarlarda
kullanrlan dış yüzeyleri kabaca düzeltilmiş iri prizmatik bloklar,
çevrede zengin olarak bulunan ve oldukça sert bir bileşime sa-
hip olan kalker yataklarrndan elde edilmiştir (Res.15). Duvarrn
kalmlığı 2.30-2.70 m. arasrnda desşmektedir. Yüksekliği bazı
yerde 2.50-2.70 m. ye ulaşmaktadry ancak güney ve kuzey kı-
sımlarına yrkrlan taşlarrn da gösterdiği gibi, ilk yapıldığl srrada-
ki yüksekliğinin 3.00 m.'nin üzerinde olduğu anlaşllmaktadır.
Duvarın drş kısımlannda oldukça iri, iç dolgu krsrmlarında ise
daha küçük taşlar kullanılmıştır. Taşlar arasrnda birleştirici mal-
zeme olarak kil veya çamurdan yararlanrlrp yararlanılmadığl
belli değildir. Ancak duvarların yıkılan krsrmlannda herhangi
bir çamur izine rastlanrlmamaktadrr. Bloklar çoğunlukla ince
uzun dikdörtgen biçimlidir (Res.l6). Dış yüzünde uzun ve dik-
dörtgen taşlarrn kullanılmlş olmasr, duvarrn görünümü ve ya-
prm tekniğini daha da ilginç kılmaktadır. Bloklar arasındaki
boşluklar, küçük taşlarla doldurulmuştur; ancak büyük bir
özenie işlenmiş olmalarr yüzünden, aralarrnda büyük boşluklar
bulunmamaktadrr. Öte yandan benzer testere dişi biçimli du-
varlarda görülen eğim, bu duvarrn ne iç ne de drşında görül-
mektedir. Eğimin olmaması bu duvarrn inşa tekniğini daha da
ilginç ve özgün kılmaktadrr. Öyle anlaşrlmaktadır ki bu duvar
aslrnda, tümüyle taştan kuru duvar tekniğiyle örülmüştür.
19
hem de dış (güney) yüzlerinde karşrlıklı olarak bulunmaktadır.
360 mekelik duvar, toplam 22 bölümden oluşmaktadrr. Testere
biçimli çıkıntılar, ortalama 0.30-0.40 m. arasrndadır (Res.17). Ka-
Ieye yapılan herhangi bir saldın sırasrnda, duvarların yandan
korunmasrndd bu çıkıntılar çok biiyük bir avantaj sağlamrş ol-
malrydı. Aynca bunlar duvara estetik bir görünüm kazandrrma-
slnln yanl sıra, büyük bir sağlamlık da kazandırmş olmalrdır.
Nitekim duvarlarrn özgün biçiminin birüerce yıldrı bozulmadan
günümüze değin varlığını sürdürmesi de, taş örgü tekniğinin ne
denli gelişrniş olduğunu kanrtlamaktadır.
Savunma duvarrnın çok belirgin iki kapısr vardrr. Bunlar-
dan biri güneybatıda, diğeri de güneydoğudadrr. Güneybatıda-
ki kapınrn genişliği 2.40-2.50 m., derinliği de 3.10 m. dir (Çiz.\,
Res.18). Çok büyük bir olasılıkla 3.10 m. derinliğindeki kaprnın
iizeri tiimüyle büyük sal taşlarla kaplrydı. Kaprnrn tizerinde o1-
duğu anlaşılan büyük lento taşı yrkılmıştır. Kapı girişi iki duvar
arasında bir boşluk gibi görülmekteyse de, düzgün işlenmiş
dikdörtgen biçimli büyiiü< taşlardan oldukça sağlam ve özenli
olarak yapılmıştır (Res.19). Her iki yanrnda kule ya da kulemsi
çALHANKALE 1998
0---ı_-- : n'
-ja-
A - A Kositi
22
sonucunda oluşmaktadır. Fırat Irmağr'nrn doğı,ı kryısrnda yer
alan imikuşağr 12.ve 10. yapr katınrn masif duvarlarrndaki tes-
tere dişi biçimli çıkıntılar, sandık duvann dışında, tasarım ola-
rak testere dişi biçimli çrkıntrlara sahip Alişar duvarlarınrn ben-
zerini oluşturmaktadu3o. Çalhankale savunma duvarlarının ta-
sarrm yönünden bir başka benzeri de, Kuzeybatı Anadolu'nun
deniz kryrsmda yer alan ünlü ticaret merkezi Troya'da bulun-
maktadrr. Troya'nın VI. yapı katındaki kulesiz hisar duvarlann-
daki çrkrntrlaL Çalhankale savunma duvarının testere dişi bi-
çimli çıkınt arına benzemesine karşıry yüksek duvann drş yü-
zündeki büyük eğim olmasıyla ayrımlıhk göstermektedira1.
ilginçtir ki Doğu Anadolu, Transkafkasya ve Ku zeybatı iran
BöIgelerinde Mö. II. binyılın ikinci yarısına ve M.Ö. I.binyılın
ilk yarısına tarihlenen hisar duvarlarında testere dişi biçimli çı-
kıntrlara rastlanrlmamaktadrr. Hatta Kafkasya32 ve Van Gö-
lü'nün güneyinde33 yer alan yüksek ve dağlık bölgede tıimüyle
taştan yaPılan hisar duvarlarr ile diğer anıtsal mimari yaprlann
duvariarında da testere dişi biçimli çrkıntrlar görülmez. Öte
yandan M.Ö. I.binyılın ilk yarısında sözünü ettiğimiz bölgeler-
de egemenliğini sürdüren Urartu Krallrğr'nm yaPtırmş olduğu
çok sayrdaki kalenin sur duvarlarrnda, savunmayı kolaylaştrran
ve duvarlara büyük bir sağlamlrk kazandrran testere dişi biçim-
li çıkıntılar arhk kullanılmaz olmuştur. Testere dişi biçim|i zayıİ
çıkıntılarrn yerini, daha kısa arairklarla kullanrlan dikdörtgen
biçimli ve daha sağlam çIkmtllar (bastiyonlar) almştır. Bunun
yanl srra duvarların taş temellerinin ana kaya içine oyulan dö-
şekler üzerine yaprlmasr, çok iri taşlann kullanılması, taşlar ara-
smda birleştirici malzeme olarak kilin kullanılması ve duvarla-
rın dış yüzlerinin eğimli olması, savunma duvarlarrnın gelişimi-
ni sağlamıştır. Öyle ki olumsuz doğa koşularına ve insanlarrn
ac[naslzca yıkrmrna direnerek günümüze değin varlığrnr sür-
düren anrtsal hisar duvarlarr, mimari gelişimin doruk noktasına
ulaştığınr canlr bir şekilde yansrtmaktadır.
Ne yazrk ki herhangi bir çanak çömlek Parçaslna rastlanıl-
mamasl yüzünden, Çalhankale savunma duvarının ne zaman
23
yaPlldtğml şimdilik kesin olarak söyleyebilmek olanaksızdr.
Anadolu'da testere dişi biçimli çıkıntılara sahip hisar duvarla-
nndan Mersin-Yumuktepe Kalkolitik Çağa, Tarsus-Gözlükule
ve Alişar Erken Tunç Çağ1, İmikuşağı orta Tunç
Çağı,na ve Tio-
ya VI. yapı katr duvarlarr da orta Tunç Çağr,nın sonuna tarih-
lendirilmektedir. Bu yüzden testere dişi biçimli
çıkınhlara sahip
Çalhankale savunma duvarr da, şimdilik geçici olmak koşuluy-
Ia M.Ö. II. binyılın ortalarına tarihlendirilebilir. Sonuç olarak
Çalhankale savunma duvarr, şu anda Doğu Anadolu, Kafkasya
ve Kuzeybatı iran BöIgelerinin M.ö.Iı. binyılın ortalarrna ilişkin
en görkemli ve anıtsal taş duvarlarrnr oluşfurmaktadır.
Şottepe Höyüğü
Nahçıvan kentinin 54 km. kuzeybahsrndaki Şortepe Höyü-
ğü Şerur ilçesi srnrrlarr içerisindedir. ibaduııah Belediyesine
bağlı Kışlakabbas köyünün hemen kuzeydoğu eteğinde ve de-
niz seviyesinden 1000 m. yükseklikte bulunan höyüğün kena-
rından, toprak bir kanal geçmektedir.
Şortepe Höyüğü ilk kez 1934 yılında bir kanal inşaatr sra-
srnda bulunmuş ve 1936 yılında da A. K. Alekperov tarafından
incelenmiştirs+. Yapılan kazılarda Erken Transkafkasya, orta
Tirnç Son Tunç, Erken Demir Çağr ve Antik Dönem gibi kültür
katlarr belirlenmiştir3s. Ancak günümüzde höyük sanki düz bir
yerleşme görüntiisüne sahiptir. Üzerinde ve çevresinde herhan-
gi bir çanak çömlek parçasına rastlanmamaktadrr. Kaçak kazrlar
ve inşaat faaliyetleri höyüğün üzerini köstebek çukurlarına dö-
nüştürmüştür. Bu yüzden eskiden var olan nekropol alanı da tü-
müyle tahrip edilmiştir. Bunlardan da kötüsü, çevresine ve üze-
rine atı].an molozlar ve çöpler, burayı gerçek anlamda bir çöplü-
ğe dönüştürmüştür.
24
Şahtahtı Nektopollei ae Kalesi
Nahçrvan kentinin 42 km. kuzeybatısında ve Şerur ilçesi sı-
nrrlarr içinde yer alan Şahtahtı yerleşim merkezi, nekropol ve
kale oimak üzere iki böIüme ayrılmaktadır (Res.22). Güneyde
iran ve batısındaki Aras Irmağr ile geniş ve bereketli ovanrn ku-
zeydoğusunda bulunan Şahtahtı, oldukça stratejik bir konumda
yer almaktadrr (Res.23)' Nekropol ve kalenin yant Sıra/ Şahtahtr
ve yakrn çevresi, Nahçıvan'rn en zengin kalker taşr yataklarına
sahiptir.
25
zerleri, Doğub ayaz|t' |n batısında yeI alan yaylalarda da gönil-
mektedir4o. Balık Gölü çevresinde geniş bir bölgeye yayılan iri-
li-ufaklı kurganların bir lısmr kaçak olarak kazılmasrna karşın,
çok büyük bir krsmı bozulmadan olduğu gibi durmaktadrr. Ba-
Iık GöIü çevresi, özellikle M. Ö. il. binyıl yerleşmecilerinin eko-
nomik yaşam biçimi için gerekli olan tüm olumlu koşulları bün-
yesinde toplamaktadır. otu ve suyu bol olan ve kuraklktan faz-
la etkilenmeyen Balrk Gölü çevresi, ekonomilerinde küçükbaş
hayvan besicilisnin önemli bir yer tuttuğu topluluklar için ter-
cih edilen yerlerin başrnda gelmiştir. ilginçtir ki bu tür kurgan-
ların benzerlerine güneyde Van Gölü çevresinde çok az rastlan-
maktadır. 7999 yıliı çalrşmalarında Bal* Gölü çevresindeki kur-
ganlar daha ayrıntılı olarak araştır acak Ve Şahtahtı nekropolle-
riyle birlikte değerlendirilecektir.
Nekropollerin ve modern-Şahtahtr yerleşim merkezinin ba-
trsında kale yer almaktadır. Kale, bahsından geçen yol ile doğu-
daki nekropol alanı arasında, fazla yüksek olamayan bir tepe
üzerinde bulunmaktadır. Yöre halkı burayr "Gavur KaIe" olarak
adlandırmaktadır. kuzey-güney doğrultusunda uzanan kale,
yaklaşık 2 hektarlrk bir alana yayılmaktadır. Etrafr ince-uzun
dikdörtgen biçimli kalker bloklardan bir surla çevrilidir (Res.27-
28). Burada yap an kazı|arda, M.Ö. il. binpl başlarından I. bin-
yılın başlarına değin kültür katmanlarının varlığı saptanmrştrr.
Bu savunmalr alanrn orta ve Son Tunç Çağlarına ilişkin olduğu
önerilmiştifl. Kalenin en çok tahrip olan kısmı batr böIümüdür.
Kazılar srrasında ortaya çtkarılan sur duvarının blokları, çevre-
de zengin olarak bulunan kalker yataklarından elde edilmiştir.
Drş yüzleri kabaca işlenmiş kalker bloklardan yapılan duvar or-
talama 2 m. kalınlığında ve 1-2.5 m. yüksekliğindedir. II. Külte-
pe Höyüğü sur duvarınrn işçiliğinden daha farklı özellikler gös-
teren bu duvar, biraz daha geç bir döneme ilişkin olabilir+z. An-
cak ne yazık ki nekropoller gibi, Gavurkale de modern Şahtahtı
yerleşim merkezi tarafindan tahrip edilmekte ve kalenin üzeri
inşaat artıklarrnın döküntü yeri olarak kullanılmaktadır.
26
IfuIalı Hiiyi}gü
Nahçrvan kentinin 36 km. kuzeyinde ve Nahçıvan-Iğdır ka-
rayolunun 5 km. kadar kuzeydoğusunda yer alan höyük, Şerur
ilçesi srnrrlarr içindedir. Bugüne değin herhangi bir kazıya sah-
ne olmamlştrr. Höyüğe en yakrn yerleşim merkezi, Yurtçu ve
Krvrak köyleridir. Güneyinde birçok kaynağın birleşmesiyle
oluşan Ve doğudan bahya doğru akan bir dere yer almaktadır.
Kabaca doğu-batı doğrultusunda uzanan höyüğün yerden yük-
sekliği 30-35 m. arasında değişmektedir. Üstünde ve çewesinde
bulunan az sayıdaki çanak çömlek Parçasl, Tunç ve Demir Çağ-
larrna aittir. 1 km. kadar doğusundaki yamaçlarda da, Tunç ve
Demir Çağlarrna ait nekropol alanı bulunmaktad[. İnşaat çalış-
maları sırasında belirlenen mezarlarda henüz bilimsel kazılar
yapıImamrştrr.
28
ha İazla olduğu anlaşrlmaktadrr. Duvarlarda kullanılan taşların
görünen ön yüzlerinin kabaca düzeltildikleri görülmektedir.
Bunlar, çevrede zengin olarak bulunan ve çok sert bir bileşime
sahip olan volkanik siyah taş türündendir. Bazr taşlar kare ve
dikdörtgen biçimli , bazrlan da poligonaldir. Taşlar arasrnda ka-
lan büyük boşlukların küçük taşlarla doldurulduğu görül-
mektedir. Diğer Urartu kanallarında olduğu gibi, taşlar arasın-
da birleştirici malzeme olarak kilin kullanıldığ anlaşılmaktadır.
Bindirme tekniği ile inşa edilmiş olan duvarlardaki eğim, Urar-
tu Krallığuiın ünlü Menua (Semiramis/Şamram) Kanalr ve I.
Ferhat Kanalın'daki duvar eğiminden daha azdııEs. Arazinin el-
verişli olmayan kayalrk kısımlarında destek duvarı için yataklar
aç mrşsa da, üzerleri taş ve toprak ile kaplı olduğundan, belir-
gin olarak görülmemektedir. Ancak duvarlarrn oldukça sağlam
ve güçlü bir şekilde yapıldığını,2.30-2.70 rn. kalrnlılısnda olma-
sı da doğrulamaktadrr.
Il.Ferhat Kanalrnın getirmiş olduğu sular, özellikle Aras Ir-
-ve
masnrn sulayamadrğr Şerur ovası'nda yaprlan tarrmın seb-
ze bahçelerinin su gereksinmesini karşılamaktadır. Bilindiği gi-
bi ova oldukça verimli topraklara sahip olmasrna karşın, su yö-
nünden fakirdir. Sulama oImaksrzm başarılı bir tanmdan söz et-
mek olanaksızdır. Bu yüzden kanalrn getirmiş olduğu sular, ge-
niş bir alanda yapılan tartm ve sebze bahçeleriyle üzüm bağları
için çok büyük bir önem taşlmaktadf. Kanalın ne zaman işlevi-
ni kaybederek kullanrlamaz duruma düştüğünü ise bilemiyo-
ruz. Ancak tasarımr ve duvar inşa yöntemi, Doğu Anadolu Böl-
gesi'ndeki lJrartu sulama kanallarlna berızer. Bununla birlikte
Urartu Krallarrndan hangisi tarafrndan yaptırıldığını şimdilik
kesin olarak bilemiyoruz. Ancak II. Rusa'nrn (M.Ö. 685-645)
Transkafkasya ve Kuzeybatr iran Bölgelerinde ekonomik ve as-
keri amaçIı birçok kale kurduğunu bilmekteyiz. Sözünü ettiği-
miz bölgeletde yine aynı kralın kanal açtrrdığına ait inşa yazıt-
larr da bulunmaktadıf6. Destek duvarlannrn yapılrş yöntemi
de, M.Ö. 7. yljzyı|a tarihlenen I. Ferhat Kanalı destek duvarları-
nın inşa tekniğiyle çok büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu
yiiz-den şimdilik geçici olmak koşuluyla, II. Ferhat Kanalınrn
M.o. 7. yiizyıI.da yapılmış olduğunu önerebiliriz. önümüzdeki
yıllarda yakın çevrede kanalr koruyan, bakım ve onarrm işlerini
düzenleyen Ve suyun düzenli bir şekilde akmasını organize
eden kale ve yerleşim merkezlerinin var olup olmadrğı araştrl-
lacaktrr. Ayrıca yöre halkı, Arpaçay'dan alınan bir başka kanalrn
daha olduğu konusurrda bilgi vermiştir. Gerçekten de bu kanal
bazı yayrnlarda "Kalecik Kanalı" olarak adlandırrlmaktadıra7.
Bu yüzden 1,999 yıIında böIge çok daha ayrrntılı olarak araştırr-
lacak ve özellikle her iki kanalrn yakınında bulunan ve M.ö. I.
binyılrn ilk yarrsrna tarihlenen oğlankale ile birlikte değerlendi-
rilecektir. Çok büyük bir olasıIıkla oğlankale aynr zamanda ve-
rimli topraklardan elde edilen tarrm ürtinlerinin depolandlğı
ekonomik bir merkez durumundaydr. Bunlardan da önemlisi
kanallarrn nereleri suladğınrn haritasr, planları ve kesitleri çıka-
rrlacaktır. Arkeoloji literatürüne ilk kez kazandrrılan Il.Ferhat
Kanalr, Urartu Krallığrnın kuzeydoğuda Nahçrvan topraklarr
içinde şimdilik ilk ve en önemli sulama tesisini oluşturmaktadır.
30
Feıhat Eoi Kaya Mezan ae Çiııi lazıtı
32
l'--
34
't---
Muncaklut ep e N ektop o lü
Nahçıvan kentinin 64 km. güneyinde bulunan nekropol ala-
nı, ordubad ilçesi sırurları içindedir. Muncuklutepe nekropolğ
ortaçağ'dan kalma Harabe Gilan kenti akropolünün yaklaşık
olarak 2 km. güneybahsrnda yer almaktadır. Erken Demir Çağl-
na ait olan nekropolde, 1,975-7990 yıIlan arasrnda G. Kardeşhan
Aslanov-Behlül ibrahimov-Süheyla Kaşkay tarafından arkeolo-
jik kazı yapılmıştırse. oval ve alçak bir sırt üzerinde yer alan
nekropolün doğusr1 kuzeyden güneye doğru akan dere suları
tarafından parçalanmrştrr; batısı ise, kayalık ve daha yüksek te-
peler tarafrndan çevrelenmektedir. Muncuklutepe nekropolü-
nün en ilginç özelliği mezarların son derece sık bir biçimde yan
yana yerleştirilmiş olmasrdrr (Res.38). Mezar|ar, hemen yakrn
çevrede zengin olarak bulunan kumtaşı yataklarından elde edi
len ince levhalardan oluşturulmuştur (Res.39-40). Genellikle
dromoslu alçak oda-mezar ve bazen de taş-sandık türündedirler
(Çiz.3,Res.41). Kimilerinin önünde, yine sal taşlarından yapıl-
mrş bir adak çukuru bulunmaktadır (Çiz.4,Res.42). Adak çukur-
ları da, hpkı mezarlar gibi kare, dikdörtgen veya oval bir biçim
gösteImektedir (Çiz.5,Res.43-44). Açılan çok sayıda mezarda
herhangi bir yön kaygısının olmadığ anlaşrlmaktadrr. Mezarlar-
da ortaya çıkarılan bol miktardaki boncuk nedeniyle, buraya
Muncuklutepe adı verilmiştir. Günümüzde bile yağmur ve sel
sularrnın ortaya çrkardığr mezarlarda ele geçirilen akik ve kor-
nalin türü taşlardan yaprlan boncuklann kaba el yapımr olduğu
ve bu bölgedeki değerli taş yataklarrndan elde edildiği anlaşıl-
maktadrr.
Muncuklutepe nekropolü, hafirler tarafindan M.Ö. s.-6.
yiJrzyıllar arasrna tarihlendirilmektedirsz. Bu tarihlendirme me-
zar|atdan ortaya çrkanlan metal eşya, silah ve çanak çömlekle-
rin Kafkasya Bölgesi'nde bulunan mezar armağanlarrna benze-
mesinden dolayı yapılmıştır. Ancak gerek planları ve gerekse
A
/\
A
c/>
-+
j-
A - A Kesiti
(r l-J--
J -t--
-
B -B Kesiti C - C Kesiti
ol2m-
FEFEF.--
36
mezar arrnağanları, bunların daha erken bir döneme tarihlendi-
rilmesini gerektirmektedir. Brorrz eşya ve silahlar arasında de-
mirden yapılmrş olanlara hiç rastlanılmamıştrr. Önlerinde adak
çukurları olan bu ilginç mezarların benzerlerine Anadolu, Kaf-
kasya ve Kuzeybatr İran Bölgeleri'nde rastlanmaz. Ancak adak
çukurlarrnrn drşında, sal taşlardan yap an mezarlann büyük bir
krsmı, Van'rn 9 km. güneydoğusunda bulunan ve Erken Demir
Çağı'na tarihlenen Yoncatepe mezarlarına benzemektedir. Ayrı-
ca'çanak çömlekler arasrnda Kızeybatı İran Erken Demir Ça-
ğı'nrn en tipik örneklerinden gri renkli uzun ve köprüsüz akta-
caklı çaydanlıklara rastlanması da bu'mezarların daha erken bir
tarihe ait olduğuna işaret eder.
Harabe Gilan
İran srnın yakınrnda yer alan ordubad ilçesinde ziyareİ' et-
tiğimiz ikinci ören yeri, Harabe Gilan kalesi ve kentidir. Arke-
olojik kalrntrlar Nahçıvan kentinin 64 km. güneyinde yer aimak-
tadrr. En yakın yerleşim merkezi, 3-3.5 km. batıda bulunan Sab-
ridize köyüdür. Ören yerlerinin çevresinde en küçük bir ağaç
topluluğu kalmadığı için, erozyonun korkunç boyutlar4 ulaştığı
görülmektedir. Eskiçağ ve ortaçağ'da Zengin bir uygarlığa sah-
ne olan Harabe Gilan ve yakrn çevresi, günümüzde gerçek an-
lamda bir çöl görünümünü yansıtmaktadrr.
ortaçağ'a ait olan Harabe Gilan ören yeri, oldukça geniş bir
alana yayrlmaktadıI. Burada yakın geçmişte geniş kapsamlr ar-
keolojik kazılar yaprlmıştırss. Yüksek bir kayalık tepe üzerinde
bulunan akropolün güney ve batı eteğinde yerleşim merkezi ve
nekropol alanı yayılmaktadiL AkİoPoldeki çeşitli mimari yapı-
larda ve nekropolerde kullanılan kumtaşr blokları, çevrede zen-
gin olarak bulunan kumtaşı yataklanndan elde edilmiştir. Akro-
polün güney eteğinde, küçük bir gölet bulunmaktadır. oldukça
kalın olarak yapılan göletin duvarı, batı uçtadır (Res.45). Duvar-
larda kullanılan ve kabaca drş yüzleri işlenen irili-ufaklr taşlar
arasrnda birleştirici malzeme olarak Horasan Harcı kullanrlmrş-
trr. Gölette, doğu ve kuzeydeki yüksek tepelerden akan kar ve
37
A
')**
*tr-t A - A Kesitı
012m.
r r
A"
VK
t
i
İ
! --==rc:-
I
I
5
Ii
,-A
\--f--:
li
A-A Kesiti
[ü
B-B Kesiti
1
C-C Kesiti
i
2m-
40
IV. MADEN VE HAMMADDE YATAKLARI
47
Gümüş
42
nin Gümüşlü köyü yalonlarında bulunmaktadır. Gümüş made-
ni ile birlikte bulunan kurşun ve çinko yataklarının Ortaçağ'da
da işIetildiği konusunda yazılr kaynaklar bilgi vermektedir.
Antimon
Antimon yataklan, Nahçrvan'ın güneybatısında, Culfa ilçe-
sine bağlı Darıdağ'da bulunmaktadır. Bilindiği gibi antimon,
tunç yaprmında katkr maddesi olarak kullan maktad .
Arsen
Bölgenin en zengin arsen yatakları, Nahçıvan'ın doğusunda
Culfa kentinin kuzeydoğusundaki "Darıdağ"da bulunmaktadır
(Res.54). Buradan çıkarılan arsenin, kalay kullanımından önce
tunç yapımında yaygrn olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Üre-
tilen arsen bu bölgenin yanl Sıra/ komşu bölgelerin gereksinme-
sini de karşılamrştrr. Arsen yataklarr son olarak 2. Dünya Savaşı
sırasında kimyasal silah yapımında kullarulmak üzere çok yo-
ğun olarak işletilmiştir. 1980 yılından itibaren ise arsen üretimi
durmuştur.
Kıya Tuzu
Bölgede kaynak tuzu bulunmamastna' karşrn, çok zengin
kaya tuzu yatağı bulunmaktadır. Kaya tuzu Nahçrvan kentinin
12 km. kuzeydoğusunda "TuzDağı" olarak adlandırrlan yüksek
tepelerden çıkarılmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda uzanan
tepeler, kalkerimsi bir görünüme sahiptir. Çıkarılan kaya tuzu-
na bölge halkı "Sal Tuzu" adını vermektedir. Tüz yataklannda
ortaya çrkarrlan eski galeri ve tuz çıkarmak için kullanılan çekiç
gibi taş aletler, tuz yatağınrn Eskiçağ'dan beri kullanıIdığını gös-
termektedir. Nahçıvan'da başka tuz yatağırun olmadığını göz
önüne alacak olursak, buradaki fuz yatağının bölge hallo için
çok büyiiü<. bir değer taşrdığı kolayca anlaşrlır. Özellikle üretilen
tuzun ticari ilişkilerde yoğun olarak kullanılması, böIgenin eko-
nomisine büyük bir canlrlrk kazandumrş olmalıdır. Tıpkı Iğdır
iline bağlı Tuzluca'daki tuz yatakları gibi, buradaki tuz yatakla-
rrndan da Eskiçağ'dan günümüze değin üretim yapılmaktadır.
43
Mermer
Bölgedeki zengin mermer yatakları, Şerur ilçesinde Halaç
köyü yakınlan ile oğIankale köyü yalınlarında bulunmaktadır.
Andezit:
Bölgedeki andezit yataklan ise, ordubad ilçesinde buluı-
maktadır. Faz|a zengin olmayan andezit yataklannın kalker taşı
kadar yaygın olarak kullanılmadıkları anlaşılmaktadır.
IQIker
Bölgenin en zengin kalker yatakları, Nahçrvan kentinin 42
km. kuzeydoğusundaki Şahtahtı köyü çewesinde bulı.ınmakta-
dır. Çok geniş bir alana yayrlan kalker yataklarr, açık ve kirli sa_
rr bir renge sahiptir (Res.55). Kalker yataklarrnın hemen yaknın-
da bulunan nekropol ve kale yerleşmesinde kullanılan kalker
taşlannrn da gösterdiği gibi, buradaki taş ocaklarr, M. ö. II. bin-
yıIdan beri kullanrlmaktaydr. Buradan çıkarrlan kalker taşlarrnrn
yakın çevredeki yerleşim merkezlerinde de kullanıldığı anlaşıl-
maktadır. Hatta son 10 1nl öncesine değin gerek Nahçıvan,daki
çeşitli mimari yapılar, gerekse Moskova Metrosunun kaplama
taşları da, buradaki kalker yataklarrndan karşılanmıştrr.
DIPNOTLAR
44
15. Bahşaliyev 1997, 29 vdd.
-|99a'
16. Hmayakyan-Igumırov-Karagyozyan 7996,747 -i Sal.vını 95 vd-
17- Aliyev 1977,5 vd.
7a. Bahşaliy ev İ997, 23-35.
1.9. Özİııal 7997, 55 v d.
20. Aliyev 1977 , 51,
27. Aliyev 1991,52
22. Aliyev 799"1,52
23- Niyev 1977 , 17 vdd,.
24. Bahşahyev 1997,31 Vdd,fes. 12
25. Bahşaliyev 199z 41 vdd, ıes,27
26. Naumann 1975, 24&259.
27. G,aİsla g 7953, rcs. 79-80 a.
28. Goldman 1956, 21 vdd., plan 6.
29. Von der Osten 1937 ,29, res.20
30. Sevin 1987,300, res. 3.
31. Blegen 1935, 112,Dorpİel79o2,-I2oiKotİmarın-l994,247,res-2.;Kortmarn1995286'
res.2., 10.; Korfman^ 1997, 429, rcs.7, 79-20,
32. Mikaelyan 1958, 7 vdd. ; Smith-Kafadarian 1996,23 vdd.; Köİoaü 199z 135-138
33. Belli 1983,37-39.; Belli 1986, 280-285.i Belli 1,993,259-265.
34. AlekPeİov 1937, z49 vd'd''
35. özhİat 7997, 47 vd'
36. Özİııat 1997, 5o vdd'.
37. Bahşaliyev-Aliyev 1985, 63 Vdd.
38. Bafualiyev 1997, 33 vd.
39 ' lJiyev z8 vdd.' Özhİ^t 1997 , 57 vd..
1977 ,
40. N\yev 1977,28
vd.d..; Özİ'İat 7997,79 vd.
41. Novfuzlu-Bahşa|iyev 1993' 28.
42. Aliyev 1,977,3.1
43. Nlyev 7991,44-45
44. Bel[i 7997a, 177-Va ; Belli 1997b,2h.
45.Be1|i "1997 a, 78o-1a1, çziff. 22-23. ; Be||i 7997b, 26,29' qzful]. 7-a, 22-2j.
46. König 1955-5Z no: 126.; Melikişvili 196o, no:281.
47. Aliyev .1991, 44.45.
48. Bahşaliyev 199& 1 vdd.
49. Bahşaliyev 7997, 43.
50. Aliyev-Allahverdiyev 7992, 79 vd,.
51. König 1955-57, NL1
52. Schaleı 1'977 256 vd-
'
53. König 1955-5z no: 79.; Melikişvili 196o no: 301.
54. Aliyev-Allahvediyev 7992, 8.1,.
55. Piotrovski 1955, 9.
56. Kaşkay-Aslanov 1981, 307 vd. ; Aslanov-K^şk^y 199-l,221 vd-
57. Aslanov.-Kaşkay 1991133
58. Aslanov-İbİagimov-Kaşkay 199Z 401 vdd.
59. Bahşaliyev 1986- 12 vdd.
60. Belli, 1991, 1 vdd.
45
ARCHAEOLOGICAT SURYEY
,N NAKHICHEVAN, 1998
INTRODUCTION
48
i
lL
beans, chick-peas, lentils and the broad bean. Rivaling the crops
from the fields is the fruit from the widespread orchards and
vineyards of the region: apples, pears, peaches/ apricots, mul-
berries, oleaster (the wild or Russian olive), cherries and grapes.
Recent years, however, have witnessed a recession in grape pro-
duction.
Throughout the areas not well watered by gullies, streams
or rivers, agriculture requires dams, artificial lakes and irriga-
tion canals. We therefore find that the Urartian Kingdom, which
controlled eastern Anatolia, tanscaucasia and the area of north-
western Iran in the first half of the first millennium BC, was the
earliest civilization to have developed the principle of irrigation
farming as used today. To benefit from the fertile soil of
Nakhichevan and make agriculture pIofitabıe in the area, the
IJrartians set up there the same systems of dams, lakes and
canals that they had established in eastern Anatolia. The many
irrigation facilities built by the Kingdom here indeed turned this
region into a real paradise+. The Urartian irrigation systems
were so successful that the gardens, orchards and vineyards of
the region continued to receive the praise of travelers through-
out the Middle Agess and into Early Modern times6. One such
traveler, J.P. Tournefort, reporting on the region at the beginning
of the 18th century-amazed by the number and extent of the
gardens, orchards and vineyards stretching wide out across the
Sürmeli Çukuru below Mount Ararat__described the area aS a
true "Garden oİEdenz."
For the lands of Nakhichevan the Aras River also represents
the greatest portal to the west. In Nakhichevan the important
trade route leading from the east across India, Afganistan and
northwestern Iran divides: one fork leads northward over
Erivan to the Caucasuss; the other proceeds over Iğdrr,
Doğubayazıt, Ağrı, Erzurum and Bayburt to Trabzon (the for-
mer Trebizond, ancient Trapezus), the largest commercial port
of the Eastern World in antiquity. Several Islamic geographers
of the Middle Ages offer explicit detail on the extensive trade
49
along this famous route from tansoxiania (Nlazıeraünnehir = the
land beyond the River Ceyhun to the east), Iran and the East
Anatolian Region, to Trabzon on the Black Sea coaste. The goods
that reached Trabzon from the lands to the east were there sent
on by sea to Constantinople, capital of the Byzantine Empire,
whence they found their way into Europe and the lands of the
Mediterranean. Conversely, wares from the west were taken by
ship as far as tabzory whence they were sent overland to desti-
nations in the Islamic regions. This trade route, renowned since
antiquity, has retained its importance to the present day. It is
known as "the heart of Nakhichevan" to the people of the coun-
try.
The Autonomous Republic of Nakhichevan forms a signifi-
cant part of the region lying befween the Rivers Kura and Aras,
which is considered to be the homeland of an Early
Transcaucasian culture which eventually spread into the eastern
Anatolian regions, particularly from the beginning of the third
rnillennium onward. This culture has been variously recognized
as the "Kataz Culture," the "Yanık Culture," the ,,Şengavit
Culture," the "Kura-Araxes Culture," and the ,,Early Hurrian,,
or "Early Transcaucasian" Culturelo. Just as the fertile soils of
the Euphrates and Tigris were important for Mesopotamia, so
were these lands between the Kura and the Aras important for
the southeastern Caucasus. Called the Araxes and the Cyrus
respectively, by the ancient Greeks, these rivers appear in the
Arabic sources as the Nahr-ar Rass and the Nahr-al Kurrrr. The
prosperous agriculture of the lands between these two rivers
continued unfaltering into the Middle Ages, and the fertile land
here was called "Bayn-al Nahrayn" by Arab geographersl2.
The principal goal of our survey was to so examine the cul-
tural wealth of eastern Anatolia and of Nakhichevan, and famil-
iarize ourselves with its cultural development as to be able to
evaluate it as a whole. This is crucial for cultures of the second
millennium BC as well, for while there remain several puzzles
as to the culture or cultures of the second-millennium popula-
50
Efi. InİırrJü,
k ıı*roruem,ij
tion in Eastern Anatolia, this period is richly represented in
Nakhichevan by a people characterized by their painted pottery
tt and the tradition of monumental kurgan burials (a type of
ü tumulus). In the first millennium, the situation is reversed.
Whereas there are hundreds of architectural monuments and
inscriptions to document the dominance of the Urartian culture
primarily in eastern Anatolia, but also as in Transcaucasia and
northwestern Iran during the first half of the first millennium
BC, in the Republic of Nakhichevan very little is known of this
culture. At the present, we know that the region was under
Urartian control in the eighth century BC13. In order to answer
such questions and be able to speak of a cultural entity, we
determined to carry out a thorough survey in the little known
region of the Autonomous Republic of Nakhichevan. The results
of our last two years' preliminary work have given us a firmer
archaeological footing from which, after a detailed'evaluation of
the surface finds, archaeological excavation can begin as the sec-
ond phase of the project.
We decided to begin an archaeological investigation in the
Nakhichevan region in order both to share with the Turkic
Republics the knowledge and experience gained by some 40
years of excavation and survey in Eastern Anatolia and to deter-
mine the common characteristics in the ancient civilizations
peculiar to the general area. This historical decision is not only
a verification of the fact that archaeological research in eastern
Anatolia, going on for the last forty years, reached a culmina-
tion, but also gains special importance, as it brings forth the first
archaeological project in the history of the Turkish Republic to
be realized abroad.
51
çALHANKALE
52
eastern ond begins high on the cliffs where any access from
below is out of the question. Segments of wall constructed in
massive masonry follow the natural rock crevasses that slope
downward to the south. There are no traces at all, however, of
cuttings in the rock or foundation trenches. Following the nat-
ural contours of the topography, the wall is by no means
straight, but roughly approximates a broad and shallow At
^y'.'
irregular intervals the fortification zigzags in saw-tooth fashion,
angular on both the interior and exterior. The stone wall itself
rises vertically without any set-backs or buttresses. No remains
of a mudbrick superstructure are in evidence; the absence of any
remaining traces of mudbrick suggests that the entire structure
was bııilt of stone. with its twists and turns, when viewed from
the high hill to the west, it looks like a miniature rendering of
the Great Wall of China, or rather it is as if the Great Wall of
China had been inspired by this fortification wall of Çalhankale.
The giant prismatic blocks, their outer faces roughly smoothed,
were taken from local quarries of the relatively hard limestone
which abounds in the area. The thickness of the defense wall
varies from 2.30 to 2.70 m, and the structure is preserved to a
height of 2.50-2.70 m. Blocks fallen to the north and south indi-
cate, however, the original height must have been over three
meters. Quite large blocks were employed for the faces, where-
as smaller pieces were used as in fill. It is not clear whether any
clay or mud was employed as mortar, but there are no signs of
any such binding material aPParent in breaks in the wall. Most
of the blocks are oblong prisms, which makes the façade and
construction even more impressive. Spaces between the blocks
were filled with smaller stones; this work was done so carefully
that no large gaps at all are to be found. Furthermore, the slope,
typical of similar sawtooth fortifications, is not seen here, either
on the interior or on the exterior, still another feature underlin-
ing its remarkable construction. Contrary to the assumption
made by B.B. Piotrovski and V.G. Aliyev, there is not the least
evidence for a mudbrick structure atop the stone constructionls.
It seems to have been entirely of solid masonry.
53
The fact that the fortification wall of Çalhankale consists of
sawtooth deienses-that it zigzags-is by far its most significant
feature. This 360-m stretch of defenses is made up oi 22
".g_
ments which angle first toward the exterior (S), then the interior
(N). The 'teeth,' which are at intervals of 30 to 40 cm, would
have proved to be a great advantage for protecting the approach
to the wall both from the front and from the side in times of
attack. Furthermore, besides being pleasing to the eye, the teeth
are a means of a strengthening the wall structure itself. Alone,
the fact that these fortifications have survived over the millen_
nia without losing their original character speaks conclusively
for how strongly they were built.
54
Sorne "14-17 m south oİ and 2-2.5 m lower than the fortifica-
tion wall, again on natural terraces formed by crevasses in the
rock, can be seen the scant remains of another wall of defense.
This wall iş in much worse condition, only one or two courses
of stone having survived.
surprising to find hardly any buildings on the wide nat-
It is
ural rock platform inside such a monumental defense system.
At the southeast, adjoining the fortification walls between the
two gates, was a three-room complex. The walls of the three
adjoining rooms; built side by side, were completely of stone,
much of which has collapsed both into the rooms and outside;
the walls, 1-1.20 m across, are preserved to a height of only 50-
70 cm. It appears that no clearing or rebuilding was ever
attempted. The eastern room was 9.5 m square in plan; the next
two, with apsidal northern walls, both measure 9.5 x 10.5 m. No
doorways were apParent in any of the three rooms, and not a
single potsherd was to be found inside or outside the complex.
This absence of pottery substantiates the premise that
Çalhankale never served as a Permanent settlement, but only as
a place of temporary refuge for those living in the surrounding
plains.
Some 800 to 900 m south of Çalhankale there is another nat-
ural, bowl-shaped hollow. The natural Passage into this area
and that to the north, as mentioned above, opens to the east into
the valley of the Cehri stream. In the center of this rather wide
area there are the ruins of what was once a four-room structure.
The exterior walls measured 1,-1.20 m across, the interior durd-
ing walls only 50-60 cm. The soil that covers the walls testifies to
a superstructure of mudbrick. The total building complex cov-
-160-'170
ers an area oİ m'. No sherds were found here, either.
55
example, display characteristics different not only in plan,, but in
construction technique as well. We do not know whether or not
defense walls with sawtooth zigzags exist in Caucasia and
northwestern Iran, but we do know that a sim llar forrn oİ zigzag
construction which both strengthens the wall itself, and is
advantageous for defense, appears frequently in Anatolia from
the beginnings of the Chalcolithic period onwardslT. The oldest
example is the fortification wall of Level XVI at Mersin_
Yumuktepel8. The fortification wall at Thrsus-Gözlükule, with
corresponding angles on both interior and exterior, would
aPPear to reflect a further development on that of Mersinıs. The
casemate wall at Alişar also incorporates sawtooth projections2o.
The difference between the interior and exterior plans of the
sawtooth walls at Alişar and that at Çalhankale stems from the
fact that the casemate layout used at Alişar allowed for creating
projections in two different manners: either by the placement of
the individual 'rooms' of the casemate, or by changing the direc_
tion of these adjoining 'rooms., The walls of building level 10 at
the site of imikuşağı on the east bank of the Euphrates, parallel
the walls of Alişar, not only in their casemate constrrıction, but
in their zigzag plan as wellzr . Another defense wall recalling the
plan of the Çalhankale fortifications is found on the very north-
western coast of Anatolia at the famous trade center of Troy.
Despite the resemblance in plan between the walls of
Çalhankale and those of the tojan Sixth Settlement (both forts
without towers), the pronounced slope on the exterior of the
Troian walls nevertheless sets them apart2z-
55
controlling .this area in the first half of the first millennium BC,
the sawtooth plan so useful for strengthening and defending the
fortifications is replaced by a layout with sturdy rectangular
bastions at relatively close intervals. The walls were now built
upon stone foundations sunk into foundation trenches cut into
the bedrock, and in place of the huge blocks formerly employed,
smaller stones were set in a mortar of mud; the sloping exteriors
of these new walls represent another facet in the development of
the fortification wall. The fortifications of this period were so
sturdy that neither the destructive forces of nature nor pillaging
have prevented them from surviving to the present, thereby
demonstrating that the monumental fortification wall had
reached the apex of its architectural development at this period.
It is a pity that no pottery has been found to provide us with
a secure date for the constıuction of the fortification wall of
Çalhankale. In Anatolia, fortifications with sawtooth pğections
can be seen at Mersin-Yumuktepe in the Chalcolithic period, at
Tarsus-Gözükule and Alişar in the Early Bronze Age, at
imikuşağı in the Middle Bronze Age and in the Trojan Sixth set-
tlement toward the end of the Middle Bronze Age. Let us tem-
porarily suggest, then that the sawtooth fortifications of
Çalhankale may well date to the mid second millennium BC.
What can conclusively be said however, is that the fortification
wall of Çalhankale is the most magnificent and monumental
stone wall known at present throughout the larger region of
eastern Anatolia, the Caucasus and northwestern Iran.
THE MOUND OF KULALI
58
II Canal. While the Ferhat I Canal has remained in continuous
service for a period of some 2700 years with only minor repairs,
the Ferhat II Canal has been out of use for quite a long time.
59
technique. Their slant, however, was less pronounced than that
of the other main Urartian canals, the Menua (Semiramis
/Shamiram) and the Ferhat Izz. Through rocky elevations in the
terrain, beds may well have been cut into the rock in lieu of
retaining walls; if such was the case, however, they are now
filled with debris and no longer in evidence. We have been able
to confirm, on the other hand., that the walls of the canal were
indeed strong and sturdily built, 2.30 to 2.70 m thick.
The water carried by this canal would have served to irri-
gate the fields and vegetable gardens of the Şerur plain in par-
ticular, an area without access to the waters of the Araxes River.
Although known for its fertile soil, the area is poor in water;
without irrigation agriculture would have been impossible. The
water brought by th.is canal would have been critical for the
fields, orchards and vineyards of the region. We do not know
when the canal fell out of use and into disrepair. But we do
know that its plan and construction resemble those of the
IJrartian irrigation systems in eastern Anatolia. Although we
can only guess as to the king at the time of the construction, we
do know that Rusa II (c. 685-645 BC) established several citadels
in Transcaucasia and northwestern Iran for economic and mili-
tary purposes; there are even inscriptions to the effect that he
had a canal built in this general region2s. Because the retaining
walls are constructed in a technique closely resembling that of
the Ferhat I Canal of the 7th century BC, for the present we shall
accept a 7th-century date for the Ferhat II Canal as well. In the
coming years we will comb the countryside around the canal for
traces of fortresses and settlements which might have served to
oversee the operation of the canal. Local people also speak of a
second canal which diverted water from the Arpaçay, and
indeed such a canal is mentioned in some publications as the
"Kalecik Kanah2e". A more detailed survey of this area is
planned İor -L999 when the two canals will be evaluated togeth-
er with the fortress of oğlankale, which lies within easy reach of
both canals and is dated to the first half of the first millennium
BC. oğlankale may well have served as an economic center
where the harvests of this fruitful plain were gathered and
stored. Even more important, a map of the canals and the areas
they served, as well as the plans and sections of these water
channels, will be drawn up. The Ferhat II Canal meanwhile
enters archaeological literature as the first and foremost irriga-
tion system of the Urartian Kingdom in its northeastern reach-
es, now the soil of Nakhichevan.
61-
entrance is an inscription in the Cyrilic alphabeÇ a male and a
female head incised to the right and left of the doorway are also
thought to be later additions. Beyond the meticulously carved
stone portal, a row of four internally joined burial chambers is
seen to proceed northward into the rock. In comparison to the
door, the walls and ceilings of these chambers appear rather
clumsily worked. The first chamber, roughly in plan,
measures 2.80 x 3.0 m across; the ceiling is 1.9 m"i.cuim
from the floor.
A shallow circular pit B0 cm in diameter has been cut into the
floor in front of the eastern wall; why or when it was opened is
unclear. The second chamber is reached through a door_Iike
opening which is 40 cm deep, 1.40 m wide and 1.20 m high. This
second room, rectangular in plan, is the largest of the four, 2.g0
x 6 m with a ceiling height averaging 2 m. In this room alone the
ceiling is somewhat vaulted in configuration. As is typical of
other Urartian burial chambers, a bench runs along the eastern
wall of this room. From here a doorway 60 cm deep,2 m wide
and 1.70 m high leads into the third chamber. Inside the third
chamber, which averages 2 m x 3.4 m with a ceiling height of
1.70, there was nothing of note-as is true as well of the fourth
chamber. The entrance to the fourth chamber is square, 1.60 m
wide and 1.60 meters high. The fourth chamber itself is of near_
ly the same dimensions as the third 1.70 m x 3.60 m
-averaging
with a ceiling height of 1.70. Curiously enough, there are no
niches in the walls for burial gifts, a standart characteristic of
Urartian tombs. The small triangular holes cut into the walls
here may or may not have been a later alteration.
On the west face of the cliff about two meters from the
ground, one sees an area 60 cm high and 3.40 m long which was
smoothed in preparation for a cuneiform inscription. It is appar_
ent that there had once been three lines of cuneiform text, each
line 15 cm high with five-centimeter spacing in-between. The
height of the strokes forming the syllables iı still very clear as
well; they vary between 11.0 and 11.5 cm. No Urartian inscrip-
tion yet found within the reaches of the Kingdom ___eastern
62
Anatolia, Transcaucasia, and northwestern Iran- displays
cuneiform syliables this large. The size of this text nearly match-
es that of the text which the Persian King Xerxes had inscribed
near the center of the southern rock face below Van Kalesi, the
great fortress at Van. The text of the inscription here at Ferhat
Evi, due to the softness of the limestone, is unfortunately no
longer legible. The obliteration of the cuneiform text inscribed in
this soft stone was greatly aggravated by a later text scratched
over it subject of which is also unclear- with names in the
-the
Cyrilic alphabet.
The destruction of this text means that we have lost the
opportunity to learn under whose rule the tomb was built and
the inscription written. Even if the general appearance of the
writing does not particularly resemble that of the known
Urartian cuneiform, a sizable number of burial chambers simi-
lar in plan have been found carved into outcroppings of tufa
and limestone throughout the Urartian Kingdom in eastern
Anatolia, Transcaucasia, and northwestern Iran. In eastern
Anatolia such tombs are even seen accompanied by similarly
arranged cuneiform inscriptions. The best example is found on
the southwestern cliffs below the fortress at Van (formerly
Tuşba), the capital of the Urartian Kingdom. There an inscription
on the façade of the tomb identifies it as belonging to Argishti I
(c. 786-764 BC;oz. 1n Tunceli at the westernmost reaches of the
Kingdom, a cuneiform inscription at the Kaleköy burial cham-
ber of King Rusa II (c. 685-645 BC) is found on the rock face to
the left of the tomb portal33. Still another parallel to the Ferhat
Evi tomb and inscription is that of Kayseran in the eist of the
Plain of Van. It is located on a high rocky peak some two or three
kilometers southeast of the village Kays'eran 7-8 km east of Keşiş
Gölü, the reservoir behind the Rusa Dam. Because the stone-cut
stairs leading down to the tomb on the south face of the cliff
have broken away, the tomb chambers are not accessible here.
The three{ine inscription on the north face of the limestone cliffs
here is thought to refer to waterrııorks3a.
63
:
MUNCUKLUTEPE NECROPOLIS
54
ı
Kaltapğ
i?ı"g.
aB.b.İ
İxıı*vııııı
}'ıı.
I:,.l
Harita 1. Nahçıvan Bölgesi'ndeki eski yerleşmeler
1. Türkiye - NahçıVan Srn[ KaPrSr
ı
II
3. Cehri Çayı taIaflndan tahriP edilen höyük
4. II. Kültepe ilk Tunç Çağ açması
III
5. II. Kültepe Ilk Tunç Çağı, kerpiç duvarlı, yuvarlak planlı ev
6. II. Kü1tepe Höyüğü'nden boya bezemeli kap parçası (Plı. Nezih Başgelen)
IV
7-8. IJ. Kültepe'de bulunmuş, stilize hayvan motifleriyle bezeli
gövde parçalarr (Ph. Nezih Başgelen)
9. II. KüItepe sur duvarlarl
VI
11. Savunma duvarrnrn genel göIünümü, güneyden
VII
13. Harçsz yapılmrş saı.unma duvarr
14. Savunma duyarr, batıdan
VIII
15' Duvann genel görünümü
IX
l
I
x
20. Kaprmn batr duvarr 21. Kaprnın doğu duvaıl
XI
l
I
xII
27.Şahtahh Kalesi
xIII
29. TI. Ferhat Kanah destek duvarr
XIV
31. Kolam nekropollerinin ge'
nel görünümü, kuzeyden
xv
33. Batabat YaylaŞr Ve göllel
34. Mezar odalarrrun bulunduğu kayalığrn genel göıünümü
XVI
L
R*(TÖFıLıJğu
I
XVII
39. Kumtaşr levhalardan yaprlan mezarlar
XVIII
l
41 . Dromoslu mezar
42. Adak çukurlu mezar
xIx
43. Adak çukurlu mezar 44. Adak çukuru
xx
--
xxr
48. Harabe Gilan, arkeolojik kazrlar 49. Kaçak kazrlar
xxII
f_
OşorİePo
X
x
Tz Drğl
şek İq9..
İ!ııcuktutepe
lfuıckl
İo.auşra
XXIV
The necropolis at Muncuklutepe has been dated by the
excavators from the eighth to sixth centuries BC by according to
the metal objects, weapons and pottery found as a burial gift in
the tombss8. However, both the architecture of the graves and
the accompanying gifts indicate an earlier date for these burials
at Muncuklutepe.
65
FOOTNOTES
1. This work ]^r'as suPPolted by the Reseaıch Fund of the University of Istanbul.
Project number: UP-6 / 070598.
2. Saraçoğlu 1956,341.
3. saİaçoğlü 1956, 3,10-343.
4. Bel],i 1996, 637 fİ.
5. Moses Khorenatsi, 98 {f.; Joharınes Katalitos, 148.
5' Ev|iya çelebi' 6,274 İl.
7. Toumefort, 251.
8. Pigulewskaja 1969, 155 f.
9. El Mukaddesi, 148.
10. Bumey-Lang 1977, M; s^go^a 1984- \5 İ.
11. Strange 1930,179.
12. Hamdullah el Mustaüi Kazüni, 160.
13. Hrıayakyan - Igumnov - Kafagyozyan 7996,|M.; Sa|vini 7998' 95 İ.
14. Aliyev 1977, 5-1.
15. Aliyev 1991,52.
16. Aliyev 199'1,52
17. Naumann 1975, 248-259.
18. Garstang 1953, figs 79-8Oa-
19. Goldman 1956, 27 İİ., phn 6.
20. Von der osten 1937' 29, İig' 20'
21. Sevin 1982 300, fig. 3.
22. B|egen 7935, -l-12; Döryfeld 190a 120; Korfmann 1994,241, İig,. 2; Korfmann 1995,
286, figs. 2, 1'o; Koİffr\arfi 1997 429, İj.rs. 7 , 19-20.
' -1996,
23. Mikaelyan 1968, 7 ff.; Smith-Kafadai^^23 tr.; Kötoğl117997 , 735-138.
?4. Be||i 19a3, 37-39, figs. 5-13; Belli 1986,280-285, İigs. 1-2; Belli 1983, Belli -1993' 259-
265, İigs. 1-3.
25. Aliyev 1,99-1, M f.
26. Be||i7997a" 177 İ.; Bel,k 7997b, 26.
27. Be||i 1997a,18o İ., fi9s' 22, 23, Belli 7997b, 26 İİ., hge. 7, a, 22, 23-
28. König 1955-57, no. 126; Melikişvili 19a,
'Jıo.2ts1-
29. A|iyev 1997, u İ.
30. Bahşe|\yev 1997 43.
'
31. Aliyev-Ailahverdiyev 1992, 79 I.
32. König 1955-57, no. 1.
33. Scheİeİ 1,9n,256 f.
34. König 1955_5z no. 7't; MelikişVili 1960, no. 301.
35. Aliyev-Allahverdiyev'1992, 8-1.
36. Piotrovski 1955, 9.
37. Kaşkay-Aslanov 1981,307 f.; Aslanov -Kaşkay 1gg1,221 İ.
38. Aslanov-Kaşkay 1991, 233.
39. Belli 1991, 1 ff.
40. Bahşaliyev 1986, 12 ff.
67
BIBLIYOGRAFYA/BIBLIOGRAPHY
#İ:i,T::"#?i'!;i}iİ|,|![f :.x'İ"İf;
VIIlll, Berlin.
Kaşkay-Aslanov1981 Kaşkay,S.-Aslanov,G.,,,NewArchaeologi-
. cal Finds in Soviet Azarbaijan,,2g. Ran-
contre Assyriologique Int ernationale, l,Vien,
Korfmann1994 Korfmann,M., ,,1993 Yı|ı toia Çalrşmala-
n, , Anıtlaı ı'ıe Mİizeler Genel MüdüıIüğü, 16.
Kazı Sonuçları Toplantısı I, 239-262.
Korfmann 1995 KorfmaıçM., ,' Troia 1'994 Kazı Sonuçlarr',,
Anıtlar ıe Müzeler cenel Müdürlüğü,I7. Ka-
zı Sonuçlan Toplantısı I,283-303.
Korfmanı 1997 Korfman,M., ,,1996'Iroia Kazr Sonuçları,,,
Anıtlar ae Mi,izeler cenel Miidürlüğü,lg. Kı-
zı Sonuçlan Topıantısı l, 427-453.
Köroğlu 1997 Köıoğlu, K., ,,1996 Yılr Artvin-Ardahan it-
leıi Yüzey Araştıımaı,,, Anıtlar ı'ıe Müzeler
Genel Müdürliiğü, 15. Araştırma Sonuçları
Topl an txsx I, 127 -1,5 6.
König 1955-57 König, F.W., Haııbuch der chıldischen lnsch-
riften, Achio fİir Orientforschung, Beiheft 8,
Ctaz.
70
Mikağan 1968 Mikaelyan, c.H., Cyclopean Fortresses ın
the Basin of lııkı Seann' Erivan.
Oxford.
Salvini 1998 Salvini, M., "Eine uıarthische Felsinchrift
in der Region Nachichevan" , Zeitschıift ft]r
Assyriologie und Vorderasiatiche Archİologie
88,94-99.
Saraçoğlu 1956 Saıaçoğlu, H., Doğu Anadolu I, istanbul.
Sevin 1986 Seviry V., "imikuşağ Kazİaıı, 1986' , Eski
Eserler ae Müzeler Genel Müdürlüğü, 9 ' Kızı
S onuçI an Topl ant:ısı I, 300-333.
77
Schöfer 1997 Schİfer, H. P., "Die Inschrift Rusa II. Argis-
tehinis in Mazğirt-Ka1eköy", Studi Micenei
ed E g eo - Anat olici, 1,8, 249 -268.
72
DiziN
adak çukuİu"35,37 bİo^z eşya37
AfganistaİL13 bronz silah3037
Ağıı,13 bİonz taİr,30
Ağn Dağı,I1,13 buğdarl2
Ahamenid dönemi,34 Cehri çayı,12,16,18
Akdeniz ülkele413 Cennet Bahçesi,I3
akik.35 Culfa ilçesi,,9-,$
altınl1 cyİüs'14
altın madeni41
AlhntePe nekIoPolül3 ça|hank^|e,17 -19 27'24
Alişaİ22-24 çaVuştePe,7
h\ad,oh\,2224,37 A1 çddır Götü12
a^deziİA4 çinkol2-43
andezit yataklaİı,/ı4 çin seddi,Ig
A.İıkara Dışişleİi BakanlĞı,Io ÇirJi yazl8,3L 33-u
Ankara Ingiliz Arkeoıoii Enstitüsü8
Antik dönem,24 Dandağ,,$
antimonl3 daIı,12
antimon yatakları,43 deniİ'37A1
AraP coğİafyacılaİt,l4 DeD-iİ Çağ|,17 27 30A1
AraP kaynakıary14 Demirci köyü28
Ararat Ovasr,l2 demh metalu4i tekniği,4l
Aİ as lİrn.ağl'll -7 4,25,28 -29 demir ticaretill
Aras Vadisi,l1.1328 Dicıe Irmağl,14
Araşİırma Fonu Uzmanlal Komitesi,lo DividaI köyü,16
Araxes,l4 Diı ovası,I2
Aİ8işti I.(Uİatu IGal0,34 Diyarbakır,7
Aİkeoloii Ve Sanat Tarihi Biiliimü8 Diyarbakır Dicle Universitesi Fen Edebiyat
armut,12 Fakültesi9
arya,72 Diyarbakır_Harran Yiizey AIaştırması,7
Alpaçay,12,2830 Doğu Anadolu Bölgesi,7-8,11-75 29
aİsen,i[3 24,27 29 37,333447
aIsen yataklary43 Doğu Aıadolr./da Baraj,Gölet ve sulama
Asİu çayı,12 Kanallamun Araşhrrlması,8
Aşağ1 ve Yukarı Anzaf Kaleleri,7 Doğu Anadolırjda Boyah Mağara
Avnik Kalesi,11 Resimlerinin Araşhntxıası,7
AVnıPa iiılkeleİi,l3 Doğu Anadolüjda Hamfiiadde ve Madencilik
Azeİb^yca^,17 Faaliyederinin Aİaştur]ması,8
Azeİbaycan Biıimler Akademisi,8 Doğlı A_rıadolu'da Urartu Anfsal Kaya
Azerbaycan Federatif Cumhuriyetill IşaretleIinin Araştır ma$,8
Doğu Anadolt/da Uİartu Çiviyazılı
Babek iıçesil2 Belgelerinin Araşhrılİnast 7-8
bakİ'42 Doğu Aİıadolu'da UTarh] Yol şebekesinin
balor yataklan 42 AIaştırııması,
bakla,72 Doğu Anadolu:da M.o.II'Biny KüItiirlerj nin
Bal,k Gölü25,28 AüştıüIması,8
baraj,l3,27 Doğ1rbay
ba5tiyoİL23 Dobu.b^yAzlİ o!ag27
^z|t,'l3,26,2a
Batabat kaya odalaİı"3l Doğu Diinyası.l3
Batabat yaylası,3l Doğu ülkeleri,I3
Baybu*,l3 dut ı2
Bayn al-Nahİayn,l4 II'Dünya gavaşı,ll3
Biçenek köyü31
BingöI,31 Ege Üniversitesi,8
Bizans Devlegl3 Elazt*7
bİonz endüstİisill Elazığ-Bin8öı Yiizey fu aştıİmasr,7
Elence çayı,12 İstam coğrafyacürı,l3
elma,l2 Islam ülkeleri,14
Eİ€k Dağıra istanbuI Üniversitesi Araşhrma Fonıı,9
ErivarLl3 istanbLıI Üniversitesi Edebiyat Fakültesi,8-9
Erken Demir Çağı,24r5rz41 istanbıi Üniversitesi RektöİtiiğüB
Erken Hurri Kiiltiirü,14
Erken Tıanskafkasya Kü,ljnrii,l 4,17,24 Kafka9ya, 13,77 ,22-243537 A1
Emis(Unsel0,7 ka|keİ y atauJan, 2526 A4
Erzurum,11,13 Kalkolitik çağ 2224
Erzurum Atafirk Üniversitesi Fen Edebiyat kal^y,4143
Fakültesi,8 kalay ticare0 41
eski galeri4i) Kalecik Kanalı, 30
EskJçaE,l 4,18,37,41 43 KaPıcrt9 11
Eskiçağ Tarihi Anabiüm Dalı,8 Karadeniz. 13
Eskiçağ Uygarl*ları,8 Karagündiiz, 7
Karaz Kültiiİii 14
Farsça,42 kaya fiezaİL 3'I,34
fasulye,l2 kaya aJz!,43
Ferhat Evi,31J4 kayısı, 12
Ferhat Kanal (I)28-29 kaynak tuzu, 43
Feİhat Kanalı(fi ),27-30 Kayseİan köyü, 34
F ıı at |ı rrıağ"12,1 4'23 Ktşlakab.bas köyü, 24
Kvrak köyü, 27
Ga!J..-rİkal'e,2226 Kızıtvank Höyiiğü. 14
cevaş'7 kiJ,19,23
Gilan Çayı.12 kimyasal silah. ,(}
gö|eİ,1327 37,39 kiİaz,72
cöydab42 Kiril alfabesi,31.33
Göydağ Bakır Madenleıil2 Kolaıu nekroPolü, 30
Gö'iiıı<uıe (TaTsus)2224 Konstanünopolis, 13
gümiiş12 ko.nalirf 35
Giimiiştiiıç42 kroınlek,25
Giimiiştü köyü,,ı24Q Kulalr Höyüğğ, 27
giimiE tİıadenilz-4i} kuıe,20
gijmiiş yataküİl2 kumtaşı yataklarL 3'37
Güneydoğu IQfkasy4l4 Kura-Aİas Kiiltiiıü, 14
Kura (Kiiİ) Imağ1, 1214
Hakkari nekİoPolü7 krİga,7425-26
Halaç köyü,44 kurşun' 42-43
Haüme rfutııİı Kiiİnbell ve Mez^İhb,,7 Kuzeybatı Anadolq 23
hammadde yataklanll Kuzeybah İrarı, 1}1522-24,27,2g,gg-g4'si
Harabe Gilaİr3537,39 KiiltePe Höyiiğü (I.), 16.42
Harabe Gilan kalesi,37 KütePe Höyiiğü (II.), 14'16-17 2226A2
Harabe Gilan kentiJT Kütahya Duü uPnaT Unrve$itesi Fen
Hasan Gulu Bağıan 28 Edebiyat Fakülte6i 9
Hazat Detizi,lz
Hindistan 13 madelı yataklan, 41
HoIasan Harcı"37 Mahmut Kendi köyü, 28
Maveraünnfir, 13
|ğdv,1327 ,+3 Menua (semifamis/şaEüam) KanaıL 28_29
Iğdü ovasL12 mercimek, 12
merrner,44
İbadutlah BelediyesiB4 mermer yatakları, 4[4
Içkale,17 meyge bahçeıeri, 12-13
Iğde,12 mezar oda$, 311934
IlkTlln.ç çAğ|'14,u,24 Mezopotamya, 14
|mik!şab1;7 23-24 rugır. 12
Iİa\'71'73'2s,37 A1 Mis,42
74
Mis Dağ], 42 Taİih Bölümü, 8
Moskova metrosıı, 44 tegtere dişi (kurt dişi), 19-20,22-24
mumya/ 39 ToPfakkaıe, 7
Mrıncuk]utePe nekroPolü 35 Transkafkasya, 1}ı 523,27,29 3}34
Transkafkasya platosu, 11
Nahçıvan, 8,11.13-1422 27 -2a,31 A-| Ttabzoı' 7x14
Nahçrvan arkeolojisı 8 Troya,23-24
Nahçıvan Başkonsolosluğu, 10 tunç 42-43
Nahçıvan böbesi, 8,122z30 TJnç ÇaEL' 27
'41-a2
NahçıVan çayı, 12,16 Tunceıi Kalektj, 34
Nahçtvan Ilim MeIkezi, 8 Tuşpa (Van Kalesi), 34
Nahçrvaıılın kalbi, 14 Tuzluca,43
Nahçıvan kenti, 15-17,24-25 2:7 31 35 37,4244 TuzD^ğ|'43
Nahgvan Özerk Cumhuriyeti, 910,'lç16 tuz yataklary 43
Nahçı\ıan Tafih Miizesi' 8,16 İitbe,2'24
Nahgvan ToPrakları, 11_13i0 Tiiıkiye, 7 ,7G12,14
Nahİ-aI Rass (Aras), 14 Tiiİkiye- Nahgvan smır kapısı, 28
Nahr-al KurI, 14 Tükiye Cumhuriy€tr 8
nohut,12 Tüfk Cumhuriyetleri, 8-9
l
75
INDEX
Achaemenid time,64 canaIs.4[8
Afganistanl9 Caucasia,56
agaİe,64 Caucasus,49,5Z65
Ağrı,49 Caspian Sea48
A]işar,56-57 Caverns.52
a[oy,66 Cehri çayl8"52
A^atoli.a,56S7 ,65 Cefui sheam,ss
ancient times,65 cemeteİy,58
andesite,64 .ityof NaktichevaİL52F8,64,66
antiquityl9-50 Chalcolitic penodS6-57
apples,49 chamber,62
apricots,49 chaİiots54
Arab geographeIs,so cherIiesl9
Arabic sources,So chick-peasl9
Aras Riv€Il7-49,59 c1ay,53,59
Araxes,50 cliffs,53
Araxes River,5o Constantinople,so
A.ras Valley.59 copper,66
archaeological excavationSl cornlS
aİchaeological investigatiorysl coIneliaİl,64
archaeological literatrr_r€J2 crcature,64
archaeological research"Sl cropsl9
architectuf al monurnents,sl cuneif oİm insğiPtio&61-64
Argişti I.(Uraftian King).63 cuneüorm syllables,63
ArPaçay,48,59{0 cuneiform text inscribed,63
arsenic,66 CFilic alphabet 62-63
artiJical lakes,49 C1,rus,50
Asn' Çay1,48
Autonomous Republic of NakhichevanlT,so- Çalhankale,s2-s7
51
A\,'ııik citadeH8 damsl9
AzeİbaijaflA7 Darıdağ65
Demiİci Villagej9
barleyl8 Dil ovası,48
bastion,54 Doğ1'bayazLlAg,58
Batabat,6l Doğubayazıt PIainJ8
Batabat Rock-cut Chambers,6l doorway.54
Bayburt 49 dromos,64
Bayn-al NahraynJ0
beads,64 Earıy Age culture,65
beans,49 Eaİly Anatolian Region"47-48,50
Biçenek Viılage,61 Eaİly Brcnze Age57
Bin8öl,61 Early Hudan CultureS0
Black Sea50 EaıIy Iron Age,6!66
brcad beanlg Eaİly Iron A8e cemetery64
bİortze,56 Early Modern times.49
Bronze A9e,58,65-66 Early Trancaucasian cultur€,so
Bronze Age cultuies,56 Eastern Anatolia,4T-sl 5G58,6O,62-63,66
bronze industry,66 easteİn Anatolian rcgions5o
bull,& Eastern ArPaçay,l8
büial chambeİs,63 Eastern Worl449
Byzantine Empire,so economic center,61
76
Elence çayıl8 Kaleköy,63
Erivanl9 Kapıc ç47
EuPhİatesl8,50,56 KaTaz cutİuİe,so
EuİoPe50 Kayseran \4llage,63
EIzurumlS-49 Keşiş Gijlü,63
Krvrak Village.S8
Ferhat Eü,61l}64 Kulalı Höyüğn,58
Ferhat Evi (House of Joy),61 Kura-Aiaxes Culfure"5o
Feİhat Evi tomb,63 Kütepe tr5255
Ferhat I CanalS8-60
Ferhat CanalS8-61 lakesl9
Feİhat Caİralşs8 Lake Bal&58
floafin8 islaıds61 Lake Çıldııl8
floating islets,6l Lake Va&s
f o*if ication wall52,5+57 lea449
foftification zigzagsJ3 Ientils19
fİLitl9 limestoneS2-53,61,63
limestone quaffies,66
8aİde^,49,60 local mined,64
Garden of Edenlg local populationjs
galewayS4 local quarries,S3
giant prismatic blocks,S Mahrnut Kendi \tllage,sg
Gilan çayl8 MediterIanneanS0
gold,66 Medi€val city,64
Ci5yd.aa,66 Menua (Urartian King).sg
gıapes.49 Menua (semiramis/shamiİaİrü canal,59-60
graves,64-65 Mersiry56
gray ware,65 Mersin-YumuktepeS6-57
Great waıl of china53 Mesopotamia,50
Greeks,50 metal,66
metal objects,65
Harabe Gila&64 Middle Ages,49-5o,65-66
Hasan Gulu Bağlary59 Middle Bronze AgeJT
h^y,6'I milletl8
highway,5S-59 mineİals,65
mines,65
lğdt,49,58 Mis Dağ,66
Indial9 monumental foıtification wallj7
Iİa^A74a,65 monumeıtal kurgan (tumulus)Jl
Iron A9e,58,66 monrımentaı stone wall,s7
Islamic geographers,4g InoİtAİ,s3,57
lslamic regions"5o Mount Aİalat 49
mud,53,57
lrİUkkuşagL5o-5i/ mudbdck53,55
inscİiPtions51,60,63-64 mulberriesl9
iroIL65-66 Muncuklutepe,&65
iİon imPlement 65 Muncuklutepe necropolis,6+65
ircn technology,66
ircn weaPoİL65 NahEvan çay1,48
irrigation canalsl9,58-59 Nahr-al Kurrjo
irrigation f acilities,4g Nahr-al Rass,so
iİrigation f arİning,49 NakhichevanlT-sl,55"58,61,65
irrigation system,61 Nakhichevan ıegionJ1
northwestern Iranlrsl.,56 -58,60,63,65
Kalecik Kaİıalı,60
77
oğlankale,52j5,60-61 tomb63i5
oleasteI (ı^rild or Russian otive)l9 tomb chambersFS-63
orchaidsl9,60 Tongue Plainl8
Orduba464 towers,54
Tİabzon (TIebizond, Tİapezus),49-5o
PasEİeA7 Transcaucasial8,51,56,SB,60,6g,65
'6'|
Paylz Yi|lageŞ2 Transcaucasian plateaulT
Peachesl9 TIaIıscaucasia aegion 64
Pearsl9 Tlansoxiania Maveraünnehir),so
Persian King Xeües.63 Ttoy,5G57
Pıain of AraIatl8 Trcjan walıs,56
Plain of Iğdır,48 Tunc€li,63
pottery55,5Z65 TİkeyA74A
Turkic RepublicJl
quarries.65 Tuİkish RePublic,s1
Turkish-Nakhichevan border,sg
İal^r materials.65 Tuşba (Urartian caPital),63
reaı Paİadisel9
Residental fümPıex,61 Urartian,4951
i*18 Uİartian burial chambeİs,62
River Arasj0 Uraİtian canals,59_60
River Ceyhun 50 Urartian cultureJl
River Kuraj0 Ufartian cuneüorEL63
ıodwayJ8 Uraİtian inscriPtiorL62
rcck-cut tomb,61 Unrtian irrigation canaı,sg
rock salt 66 Uİa(ian iIrigation systemlg.5o
Rusa II (Uürtian King),60/63 Urartian Kingdom,4gJ 6 F5,67,69,66
Rusa dam,63 Urartian period,64
salt MountaiİL66 Unİtian stİuctun!'64
sandstone,64 Uİartian tomb.62
saw-tooü fashioıLs3
sawtootlı f ortilication wall55_57 valley AraslS
sawtooth wallsjs-s7 Van,63.65
sa&tooü zigza$,56 Van fortresses,63
sederek Köyiijg Van Kalesi,63
silver,66 Van plain 63
siüb66 vayhıİ,66
solid masonrJ'J3 vineyaİds,49.60
.
Yanık Culture5o
Ta$us-Göztiiıute,5G57
Yoncatepe,65
b^pot",55
Yüftçu vi[ageJ8
the heart of Nakhichevanjo
üe RePubüc of NakhichevaDsl Zangezur mountainlT
TigdsS0
Zeyve VillageJ9
tirL6tu6
zgzag constİuctior\s6
78
ARKEOLOJi VE SANAT YAYINLARI