You are on page 1of 3

The same deep water as you

Sarhoş olduğumda bile, elden bırakamadığım o kontrol duygusuna yenik düşen


bedenime kızıyordum. “Dışarıdan bak kendine şu an ne kadar aptal ve çaresiz ve zayıf
ve sarhoş görünüyorsun kim bilir” diye söylenen kafamın içindeki sese inat, benden
bağımsız birer parça gibi hareket eden bacaklarıma, kollarıma ve kafama söz
geçiremiyordum. Bana ihanet ediyorlardı.

Ayağa kalktığım anda, mekanın tuvaletine varmak için duvarlara çarpmadan ve


sendelemeden gitmemin imkansız olduğunu biliyordum.Tuvalete vardım ve kuyrukta
bekleyen kadınların hiç birine aldırmadan herkesi bir kenara iterek lavaboya kustum.
Gecenin başında görseler muhtemelen bana o tipik kadın süzüşüyle bakacak olan o
platin saçlı ve derin dekolteli kadınların gözünden düşmüştüm bile. Burnuma buram
buram gelen yoğun parfüm kokusu midemi daha da çok bulandırıyordu. Burdan
hemen çıkmalı ve eğer becerebilirsem bu mekanı koşarak terk edip ilk taksiye
kendimi atmalıydım.

O Taksici benim kurtarıcım olacaktı.

Vestiyerde kalan ceketimi umursamadan dışarıya çıktım. Kalabalığın arasından geçip


gördüğüm ilk parmaklıklara yaslanıp kıçımı sağlama aldım ve taksi beklemeye
başladım. Bağırsam ne dediğim anlaşılamayack bir halde olduğumu düşünüyordum
ama hala direniyordum. Dönmeyen dilimle ıslık çalmam ve bir taksinin dikkatini
çekmem imkansızdı.

Durumu benden farksız olduğu 100 metre öteden belli olan siyah elbiseli vamp kıza
ahtapot gibi sarılmış ve büyük ihtimalle fırsatını bulduğu ilk sote yerde sikeceği belli
olan herif, önlerinde duran bir arabaya bindiler. Arabayı kullanan adamın tanıdığım
biri olduğunu anladığım anda, yüzüme bulaşan ekşi kusmuğu silip arkalarından
yetiştim ve sessizce arabanın arka koltuğuna oturdum. Sorulara cevap verebilecek
durumda değildim. Ağzımdan çıkan tek laf “Beni burdan götürün” olabildi.
Okeye dördüncü bulunmuştu. Araba hareket etti. Arka koltukta 3 kişiydik. Yanımda
oturan kıza baktım. Başını dik tutamıyordu. Bu halini görünce hemen kendimi
toparlamam gerektiğini düşündüm. Camı araladım ve kafamı dışarıya uzatırken
aşağıya doğru akan kusmuklara bakarak yüzüme vuran soğuğu hissettim. Suratım
uyuşmuştu. Başımı tekrar içeriye sokunca, arabayı kullananın söylendiğini farkettim
ve kahkahayı bastım.

Arka koltuktaki adam yanımdaki kıza adı, işi, oturduğu yer ,yaş gibi anket soruları
soruyordu. Benim gibi kusmaya ihtiyacı belli olan kız sorulara cevap veremedi. Daha
iyi bir halde olduğum için kendimi şanslı hissettim. Adam “Konuşmak istemiyorsan
niye bizle geldin?” diyecek diye beklerken kızın ensesini kavradı ve onu öpmeye
başladı. Onları izliyordum başım dönerek. Adam fermuarını açtı, pantalonunu sıyırdı.
Sertleşmiş sikini görünce gülümsedim. Yanında oturanın ben olmamam sadece bir
tesadüftü. Bu piyango kıza vurmuştu. Adam hala konuşamayan kızın başını kavrayıp
bacaklarının arasına yerleştirdi. Kalçaları bana doğru dönen kızı izlemeye başladım.
Ağzına aldığı anda kusmaya başlayacağını hayal etsem de bu artık çok şeyi
değiştirmeyecekti. Adam kızın kafasını bastırıp geri çekilmesini engelliyordu. Yan
dönmüş kızın sıyrılmış elbisesinden bacaklarına dokundum. Bunun ona güç
vereceğine dair içimdeki inanç sonsuzdu. “Siki ağzına almaktan ne kadar memnun
acaba?” diye düşünürken kız daha fazla devam edemedi ve geriye çekildi. Adam kızdı
ve saçlarını kavrayıp onu ait olduğu yere geri götürdü.

Koltukta yan dönüp onları izlemeye devam ettim. Kızla sikin arasındaki bu tuhaf
ilişki yarın sabah unutulmuş olacaktı. Boş sokaklarda arabayla ilerlerken, geçtiğimiz
yerlere yabancı olmadığımı bilmek içimi rahatlattı. Kızın boğazından gelen sesi
duydum ve kasıldım. Burnundan almaya çalıştığı nefes içimi bulandırdı. Ben onları
görmeden once, onlar birbirlerinin adını bile bilmeden ve aynı arabaya binmeden
önce, aralarında ne geçtiğine dair hiç bir fikrim yoktu. Bu arabada birbirimize
yabancıydık ve yarın bu hikayeyi birbirine gülerek anlatacak olan sikini emdiren
adam ve arabayı kullanan ama bir türlü nereden tanıdığımı o anda hatırlayamadığım
herifle bir daha karşılaşmamayı ümit ettim. O mekana bir daha gitmemeye orda karar
verdim. Tanıdığımı hatırlayamamanın sıkıntısıyla bir sigara yaktım izin istemeden.
Nerede inmek istediğimi söylemeyi planlarken yan koltuktaki adam titremeye ve
inlemeye başladı. Aynadan olan biteni izlemeye çalışan ve arabayı kullanan herife
uzanıp “inmek istiyorum” dedim. Beni bırakmayacaklarını düşünsem de “Hemen mi?
“dedikten sonra fazla ısrar etmedi ve “Taksi gördüğüm yerde seni bırakırım” dedi o
anda bana nedense çok güven veren bir ses tonuyla bunu söylemesi beni rahatlattı.
Artık sendelemeden arabadan inebileceğimi düşünüyordum ve yanımda siki ağzına
alan kızın yerinde olmadığım için kendimi mutlu hissediyordum.

Adam titredi ve inledi ve kızın kafasını daha çok, daha hızlı, daha çok daha çok hızlı
hızlı hızlı çok hızlı bastırdı, kız eliyle koltuğu kavradı ve sıktı sıktı sıktı, ayağınla
bana farkında olmadan bir tekme savurdu ve en sonunda suyun altında uzunca bir sure
nefessiz kalmış gibi kendini öyle sert bir şekilde geriye attı ki hayatında ilk kez
ciğerlerine hava doluyormuş gibi haaaaaaaaaaaaahhhhhh diye nefes aldı. Adamın
sikinden çıkan hayat dolu sıvıyı bir şöleni izler gibi izledim.

Adam tekrar konuşabilecek bir duruma gelince “Bana gidelim” dedi sanki “Daha
işimiz bitmedi şimdi de seni sabaha kadar becerip mahvedeceğim ve ertesi gün ölünü
bulcaklar” demiş gibi korku doldu kızın yüzü. Kız “İstemiyorum” dedi sadece allak
bullak olmuş bir ifadeyle. Rimelleri topak topak olmuş kirpiklerinden bir türlü aşağıya
akamayan gözyaşlarıyla tekrar “Hayır istemiyorum” dedi. “Neden benimle
gelmiyorsun?” diye tekrar sordu adam. “Başkası mı var, niye?” “Hadi artık kus şu
herifin üstüne!” diye geçirdim içimden. Kız cevap vermedi. “Barda yanındaki adamla
mısın? Doğruyu söyle. Kavga ettiniz gördüm ve ona kızdığın için benimle geldin
değil mi?” dedi adam sinirli.

Barda kalan sevgiliyi düşününce mideme bir yumruk inmiş gibi oldu. Az once ters
yüz olmuş mideme öyle bir dokundu ki bu laf... Nefesim sıkıştı. Kafamdan geçen
yüzlerce düşünce ve anı midemi tekrar alt üst etti. Tam o anda tünelin ucundaki ışık
gibi gelen bir Taksi’yi gördüm. “İndir beni orda, taksinin yanında” dedim. Arbadan
inerken, tanıdığımı bildiğim ama hala adını ve aslında kim olduğunu
hatırlayamadığım herife ismini sordum. Cevabı bende hiç bir etki uyandırmadı.
Kafamda bir şimşek çakmadı, tek bir laf bile etmeden yüzünü hafızama, daha sonra
hatırlamak ve kim olduğunu anlamak üzere kazıdım. Arkama dönüp bakmadan
taksiye koştum.

O taksici benim kurtarıcımdı.


Şoför’e gideceğim yeri söyledim ve uzun zaman geçmiş olsa da, ihanetin ağızda
bıraktığı tadı hatırlayarak gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.

You might also like