You are on page 1of 183

AMİNO ASİDLER,

PEPTİDLER
VE
PROTEİNLER

www.stetuskop.co
AMİNO ASİTLER:
• Enzimler, hormonlar, kontraktil proteinler,
kollagen, hemoglobin, albumin,
immunoglobulinler hepsi birer proteindir.

• Tüm proteinler aa’lerden oluşmuştur.

• Doğada 300’den fazla, memelilerde 20 aa


bulunur.

www.stetuskop.co
Amino asitlerin tüm
kimyasal ve fiziksel
özellikleri taşıdıkları
yan zincire bağlıdır.

Fizyolojik pH’da (pH = 7.4) karboksil grubu


disosiye durumdadır ve negatif yüklü karboksil
iyonunu (-COO-) oluşturur. Amino grubu ise
protonlanır ve –NH3+ şeklindedir.
www.stetuskop.co
Glisin istisna olarak tutulacak olursa geri kalan 19 aa’deki α
karbon atomu asimetrik karbon atomudur.
Bu da aa’lere optik olarak aktiflik kazandırır.
Sağa çevirenler dekstrarotator (+) izomerler, sola çevirenler
levorotator (-) izomerlerdir.
Bunlara optik izomerler denilir. (stereoizomer)
Glisinin α karbon atomu simetriktir ve optik olarak inaktiftir.

www.stetuskop.co
∀ α-karbonunda asimetrik merkezi olan aa’ler
birbirinin ayna görüntüsü olan D ve L formlarını
oluştururlar.

• (D ve L izomer, enantiyomer)
• İnsanlardaki tüm aa’ler L-aa’lerdir.
• D-aa’ler bakteri hücre duvarında ve bazı
antibiyotiklerde görülür.
• Beyinde bulunan D-serin ve hem beyin
hem de periferde bulunan D-aspartat

• Bütün şekerler ise D formundadır. L-


iduronik asit ve L-fukoz ise istisna olarak
vücutta bulunan L-şekerlerdir.

www.stetuskop.co
• Diğer 19 aa’ten farklı olarak prolin bir imino
asittir.

Prolin ninhidrin ile sarı renkli boyanır.

www.stetuskop.co
AA’LERİN SINIFLANDIRILMASI:
• Aminoasitlerin –COO- ve –NH3+ gruplarının
hemen hepsi peptid bağının yapısında yer
alır ve kimyasal reaksiyonlara giremez.

• Bir aa’in proteindeki rolünü belirleyen


yan zincirlerin yapısıdır.

• Aa’ler yan zincirlerinin özelliklerine göre


polar ve apolar aminoasitler olarak
sınıflandırılabilir.
Yan zincirlerin (R kalıntılarının) iyonlaşabilme
özelliklerine göre sınıflama:
• 1.Apolar (nonpolar, hidrofobik) aa’ler:

Alanin Valin
Fenilalanin Lösin
Tirozin İzolösin
Triprofan Metiyonin
Prolin

R grupları iyonlaşmaz,
proton alış verişi yapmaz,
hidrojen ve iyonik bağların yapısına katılmazlar.
www.stetuskop.co
• 2.Polar (hidrofilik) aa’ler:

Histidin
Arginin Glisin Lizin
Asparagin Glutamik asit Serin
Aspartik asit Glutamin, Sistein
Treonin

www.stetuskop.co
Zincir yapılarına göre sınıflandırma
Alifatik yan zincir Hidroksil grubu Kükürt taşıyan yan
taşıyanlar taşıyan yan zincirliler zincirliler
Glisin,
Serin, Sistein (sistin),
Alanin, Metionin
Valin, Treonin,
Lösin, Tirozin
İzolösin

Bazik yan Yan zincirinde


Asidik yan zincir zincir aromatik halka
taşıyanlar taşıyanlar taşıyanlar İmino asit
Aspartik asit Histidin, Fenilalanin, Prolin
Glutamik asit Lizin, Tirozin,
Asparagin Arginin Triptofan,
Glutamin Histidin

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
pK3 = 6.0
www.stetuskop.co
Alanin
Glisin

Valin

www.stetuskop.co
ESANSİYEL AA’LER NONESANSİYEL
(dışardan alınması AA’LER (Vücutta
zorunlu aa’ler) sentezlenebilenler)
Arginin Alanin
Histidin Aspartat
Lösin Asparagin
Fenilalanin Prolin
Metiyonin Glisin
Treonin Serin
İzolösin Glutamat
Triptofan Sistein
Lizin Glutamin
Valin Tirozin

www.stetuskop.co
Optik aktivitesi olmayan aa: Glisin
Hidroksiprolin
tRNA’sı olmayan aa’ler:
Hidroksilizin

Ornitin,
Üre sentezinde yer alıp protein Sitrüllin,
sentezine katılmayan aa:
Argininosüksinat
Sadece ketojenik aa’ler: Lösin-Lizin

Fizyolojik pH’da en iyi tampon


Histidin
özelliği gösteren aa:

Desmozin bağlı aa: Lizin


www.stetuskop.co
Ek grup taşıyanlar:
Oksi grubu: Serin, treonin
Kükürt grubu: Sistein (sistin), metionin
Guanido grubu: Arginin
AROMATİK/HETEROSİKLİK AA’LER:
Benzen halkalı: Fenilalanin, tirozin
İmidazol halkalı: Histidin
İndol halkalı: Triptofan
Pirol halkalı: Prolin, hidroksiprolin
Fenilalanin, tirozin ve triptofan diğer aa’lerden farklı
olarak 240-290 nm dalga boyu ışığı absorbe ederler.
• Protein tayininde kullanılan aşağıdaki
yöntemlerden hangisi total nitrojen
miktarının ölçülmesi ilkesine dayanır?

A) Ultraviyole absorbsiyonu
B) Biüret yöntemi
C) Kjeldahl yöntemi
D) Folin-Ciocalteu yöntemi
E) Isıtma yöntemi

www.stetuskop.co
AA’LERİN ASİT, BAZ VE TAMPON
ÖZELLİKLERİ:
• Sulu çözeltilerde aa’ler zayıf asidik α-
karboksil ve zayıf bazik α-amino gruplarına
sahiptir.
• Her aa’in yan zincirlerinde de iyonize olabilen
gruplar vardır.
• Hem serbest aa’ler hem de peptid bağındaki
aa’ler potansiyel tampon olarak
davranabilirler.
• Fizyolojik pH’da en güçlü tampon özelliği olan
Histidin aa’dir.
www.stetuskop.co
• AA’lerin net yük taşımadıkları pH’a
“izoelektrik pH” (pI) denilir.

• Bu noktada aa’ler zwitterion (izoelektrik


form) şeklindedir.

• Hem asit hem de baz gibi davranan


moleküllere amfoterik moleküller
(amfolitler) adı verilir.

www.stetuskop.co
1. tamponlanma 2. tamponlanma
bölgesi bölgesi

3
PK2=9,1
2.5
pI =5,7
Eklenen
ekivalan 2
OH
1.5

1
pK1=2.3
0.5

2 4 6 8 10 pH

H2 O H2O
H OH- H OH- H
+
H3N C COOH H3 N
+ C COO- H2N C COO
-

CH3 H+ CH3 H+ CH3


pK1=2.3 pK2=9.1
Asit çözeltide Nötral çözeltide Alkali çözeltide
alanin alanin alanin
(ph 2’den az) (pH yaklaşık 6) (ph 10’dan fazla)
Net yük = 0
net yük = +1 (izoelektrik form)
net yük = -1
www.stetuskop.co
• Homosistein
• Sitrülin, argininosüksinik asit, ornitin
• DOPA (3,4 dihidroksifenilalanin)
• Kreatinin (GAM)
• Karnitin (LM)
• Desmozin
• 4-hidroksiprolin, 4-hidroksilizin
• 6-N-metil lizin, 4-metil lizin
• 3 Metil histidin
∀ γ-karboksiglutamat
• β-alanin (KoA, pantoteik asit, pirimidin yıkımı)
• Taurin
∀ γ-aminobütirat (GABA)
• Katekolaminler, melanin ve tiroksin
• Melatonin, serotonin, NAD
• Karnozin (Histidin, alanin)
• Homokarnozin (histidin, GABA)
• Histamin
• Spermin-spermidin (poliaminler- Ornitin, SAM)
• Pürinler: Glisin, aspartat, glutamin,
tetrahidrofolat ve CO2’den oluşur.
• Pirimidinler: Glutamin, aspartat ve CO2’den
oluşur.
• Selenosistein
PEPTİDLER VE POLİPEPTİDLER:
• Peptid bağı bir aa’in α-amino grubu ile ikinci
aa’in α-karboksil grubu arasında 1 mol su
çıkması ile oluşur.

www.stetuskop.co
• 1-Peptid bağları amid bağlarıdır.
• 2-Peptid bağları kovalent
• 3-Peptid bağı kısmi çift bağ özelliğine
sahiptir.
• 4-Peptid bağı genel olarak trans bir
bağdır.

Peptid bağlarını nonenzimatik olarak yıkmak


için yüksek ısıda uzun süre kuvvetli asit yada
alkalilere maruz bırakmak gerekir.
PROTEİNLER: YAPI VE İŞLEV
• Globüler proteinler (boy/en oranı<10):
Genellikle çözünebilir ve hareketli
moleküllerdir.

• Fibröz proteinler (boy/en oranı >10): Bu


proteinler çözünmez ve hareketsizdirler.
Genellikle bağ dokusu ve destek
dokusunun elemanı olarak görev alırlar.

www.stetuskop.co
1.PRİMER YAPI:
• Amino asitlerin peptid bağları ile
oluşturdukları düz zincirlerdir.
• Bu bağları nonenzimatik olarak yıkmak
için yüksek ısıda uzun süre kuvvetli asit
yada alkalilere maruz bırakmak gerekir.
• Bir polipeptid zincirinin aa dizilimi Edman
veya Sanger yöntemi kullanılarak
belirlenebirlir.

www.stetuskop.co
Proteinlerin birincil yapılarının otomatize
edilmiş EDMAN yöntemi ile belirlenmesi:

• ÜRE,QUANİDİN HİROKLORÜR ile polipeptid


zincirleri ayrılır.
• Siyonejen Bromür, Tripsin, kimotripsin, O-
Iyodobenzen, hidroksilamin, proteaz V8, hafif asit
hidrolizi kullanılabilen parçalayıcılardır.
• Polipeptidler daha küçük peptid parçalarına
ayrıldıktan sonra bu karışım;
iyon değiş-tokuş kromatografisi,
yüksek voltaj eletroforezi,
HPLC
jel süzme teknikleriyle ayrıştırılır.
• Daha sonra Edman ayıracı
(fenilizotiyosiyanat) ile N-terminal uçtaki
aa koparılarak HPLC ile hangi aa olduğu
belirlenir.
• Sanger ayıracı olarak bilinen
fluodinitrobenzen (FDNB) ile polipeptid
zincirinin N-terminal ucundaki aa
işaretlenir ve belirlenir.
• 25 kalıta kadar aa içeren peptid dizeleri
kütle spektrometrisi (mass
spektrometri) ile herhangi bir işleme
gerek kalmadan belirlenebilir.
www.stetuskop.co
2.SEKONDER YAPI:
 Polipeptid omurgası gelişi güzel üç boyutlu yapı
oluşturmaz.
 Bu düzenlemelere proteinlerin sekonder yapısı
denilir.
α-heliks,
β tabaka
β kıvrım
 Sekonder yapıda;
hidrojen bağları,
hidrofobik ve elektrostatik etkileşimler
Van der Waals bağları
∀α-HELİKS (sarmal):
Doğada en sık rastalanan polipeptid
heliksidir.
α-sarmal spontan oluşur.
Sarmalın kararlılığı temel olarak H+
bağlarının azami sayıda kurulması ile
olur.
Bu da aa’lerin yan zincirleri arasındaki
etkileşimlerle mümkündür.

www.stetuskop.co
• aa dizisi α-heliksin kararlılığını belirler.
• Van der Waals bağları da bu kararlı oluşa
ek destek verir.
• Bir α-heliksin her dönüşünde 3,6 aa
bulunur.
• Prolin iminoasidi bu sarmalı geometrik
olarak uymadığı için α-heliksi bozar.
• Glisin aa’de diğer aa’lere göre daha fazla
konformasyonel esnekliğe sahiptir.
www.stetuskop.co
• B.BETA TABAKA:
• Tüm peptid bağı parçalarının hidrojen
bağına katıldığı başka bir sekonder yapı
şeklidir.
∀ α-helikse de yapıya çok fazla uyum
sağlayamayan prolin ve glisin aa’leri β-
tabakada yaygın olarak bulunurlar. (β-
kıvrım)
• Alzheimer hastalığında beyinde biriken
amiloid protein β-kırmalı tabakaya sahip
fibröz bir proteindir.
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
3.TERSİYER YAPI:
• Bir polipeptid zincirinin primer yapısı onun
tersiyer yapısını da belirler.
• Proteinlerin tersiyer yapılarını oluşturmak için
şaperonlar görev yapar.
• Bu yapıda;

kovalent olmayanlar; kovalent olanlar;


hidrofobik etkileşimler disülfid bağları
elektrostatik etkileşimler
hidrojen bağları
• Hidrofobik etkileşimler: Tek tek ele
alındığında bu bir araya geliş son derece
zayıfken, bunların çok fazla sayıda oluşu
proteinlerin üç boyutlu yapısına ciddi katkı
sağlar.
• Disülfid bağları: İki sistein kalıntısının
sülfidril (-SH) gruplarının sistin oluşturacak
şekilde kovalent olarak bağlanmasıyla
oluşur ve üç boyutlu yapının stabilitesine
önemli katkılar sağlar.
• Tam denatürasyon oluşması için disülfid
bağlarının ve/veya hidrojen bağlarının
bozulması gerekir.
www.stetuskop.co
Proteinlerin 2. ve 3. yapılarını
saptamada X–ray kristallografi ve
Manyetik rezonans spektroskopi
kullanılır.
4.KUARTERNER YAPI:
• Bir kısım protein tek polipeptid zincirinden
meydana gelirken, bir çoğu da yapısal
olarak benzer veya tamamen ilgisiz bir
veya daha fazla polipeptid zincirinden
meydana gelir.

• Subüniteler Hb’de olduğu gibi


nonkovalent etkileşimlerle (hidrofobik,
hidrojen ve iyonik bağlar gibi) bir araya
gelir.

www.stetuskop.co
• Proteinlerin denatürasyonu:
Primer yapı sağlamdır.
Disülfid bağları etkilenmeyebilir.

Proteinlerin primer sekonder, tersiyer ve


yapılarının kuarterner yapılarının
bozulmasına bozulmasına

HİDROLİZ DENATÜRASYON
Denatüre edici ajanlar:
Isı Mekanik karıştırma
Organik çözücüler (aseton,alkol) Deterjanlar
Kuvvetli asit ve bazlar Guanidin hidroklorür
Kurşun, civa gibi ağır met. UV
Üre Basınç
Sodyum dodesil sülfat (SDS)

Denatüre edici ajan Bu durum proteinlerin


uzaklaştırıldığında sekonder ve tersiyer
proteinler doğal yapı ve yapısının aslında primer
fonksiyonlarını yeniden yapıdaki aa dizilimi ile
kazanırlar. Bu olaya belirlendiğini ortaya koyar.
renatürasyon denir.

www.stetuskop.co
• Renatürasyonun kendiliğinden gerçekleşmesi
saatler alır.
Protein disülfid izomeraz,
Peptid prolil cis-trans izomeraz,
Şaperonlar

•Prion hastalıkları yanlış katlanmaya örnektir.


Deli dana (BSE),
Jakob-Creutzfeldt,
scrapie,
kuru
aa’lerin ayrıştırılması Proteinlerin Üç boyutlu protein
yöntemleri ayrıştırılması çatılarını ortaya
yöntemleri çıkarma yöntemleri
• Kağıt kromatografisi İyon değişim X-ışını kristalografisi
• İnce tabaka kromatografisi, Nükleer Manyetik
kromatografisi Yüksek voltajlı Rezonans
• Yüksek performanslı elektroforez, Spektroskopisi
likid kromatografi Jel filtrasyonu,
(HPLC) Yüksek performanslı
• İyon değiştirici likid kromatografi
kromatografi (HPLC),
• Jel filtrasyon
kromatografi
• Yüksek voltajlı
elektroforez
GLOBÜLER HEMOPROTEİNLER
• Çok hücreli organizmalar, oksijen
taşınması için çoğunlukla demir olmak
üzere, metallerin özelliklerini kullanırlar.
• Çok hücreli organizmalarda demir HEM
adı verilen prostetik grubun içinde yer alır.
• Hemoproteinler prostetik grup olarak
sıkıca bağlanmış bir hem taşıyan
özelleşmiş bir grup proteindir.
• İnsanlarda en fazla bulunan 2
hemoprotein olan Hb ve myoglobinde
hem grubu geri dönüşümlü olarak O2
bağlama işi yapar. www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
• Tetrapirol prostetik gruplarına ve eşlik
eden metal iyonlarına sahip diğer
proteinler arasında;
miyoglobin,
hemoglobin,
sitokrom c,
sitokrom P450
katalaz,
triptofan pirolaz
klorofil (Mg+2)
Myoglobin:
• Oksijen için tek bağlanma bölgesi
içeren 153 aa’den oluşan bir
proteindir.
• Özellikle düşük oksijen basıncında
oksijeni daha kolay bırakırken yüksek
oksijen basıncında bağlama eğilimi
gösterir.
• Myoglobinin oksijen dissosiasyon
eğrisi hiperboliktir.

www.stetuskop.co
• Hem demirinin pirol halkasına dik olan iki
bağının biri proksimal histidinin R grubu
tarafından bağlanırken, diğeri oksijen ile
bağlanır.
• Bağlanan oksijen distal histidin ile
stabilize edilir.
• Dokuda az miktarda CO oluşur.
• Bu CO’nun buradaki oksijenin yerine
geçmesini distal histidin engeller.
CO’ nun oksijenin yerine geçmesini distal
histidin engeller.
www.stetuskop.co
• Venöz kanın PO2
değeri 40 mmHg,
etkin kasın 20 mmHg
kadardır.
Myg bağladığı oksijenin önemli bir kısmını 20
mmHg’da bile bırakmaz.
Fiziksel egzersiz sırasında PO2 değeri 5mmHg’nın
altına iner ve Myg oksijenini kolaylıkla bırakır.
www.stetuskop.co
Hemoglobin: (Hb)

• Hayvanlarda kanla taşınan oksijenin


tamamına yakını bağlıdır ve eritrositlerdeki
hemoglobinle taşınır.
• Eritrositlerin işlevleri sitoplazmada çok
yüksek derişimlerde (ağırlıkça %34)
çözünen Hb’i taşımaktır.

www.stetuskop.co
• Yetişkin Hb’ini iki α ve iki β zincirinden
oluşur.
• Hb her polipeptid zincirine bağlı dört hem
prostetik grubu içeren tetramerik bir
proteindir.

Arteriel kanda Hb satürasyonu %96


Venöz kanda Hb satürasyonu %64

Hb taşıdığı oksijenin yaklaşık 1/3’ünü


dokuya bırakır.
Hb tipi Formül Total Hb %’si

HbA α2 β 2 %90

HbF α2 γ 2 <%2

HbA2 α2δ2 %2-5

HbA1c α2β2- glukoz %5

www.stetuskop.co
• Hb’nin iki ana formu vardır:

Deoksi formuna denir.


T formu Oksijene ilgisi düşüktür.
Dimerler arasında bazı iyonik
ve H bağları vardır.

Oksijene formuna denir.


Oksijene ilgisi yüksektir.
R formu Polipeptid zincirleri daha fazla
hareket özgürlüğüne sahiptir.
• Hb sigmoidal şekilli bir oksijen bağlama
eğrisine sahiptir.

www.stetuskop.co
• Hb’nin birden fazla ligand bağlanma bölgesi
vardır ve bir alt birime oksijenin bağlanması
diğer alt birimlerin oksijene olan ilgisini değiştirir.
• Hb molekülüne bir oksijenin bağlanması diğer
oksijenlerin bağlanmasını kolaylaştırır, yani her
yeni bağlanan oksijen Hb’nin oksijene olan
ilgisini arttırır ve Hb T formundan R formuna
doğru gider.
• Net etki Hb’nin bağlanan son oksijene ilgisi ilk
oksijene olan ilgisinden yaklaşık olarak 300 kat
daha fazladır. (Hem-Hem etkileşimi)

www.stetuskop.co
• Hb allosterik bir proteindir.
• Hb’nin O2’yi geri dönüşümlü bağlama
yeteneği
O2
ortamın pH’ı ve CO2 allosterik
efektörler
ortamdaki 2,3-bifosfogliserat
tarafından etkilenir.
• Hücresel solunumun iki son ürünü olan H+
ve CO2’yi de akciğere ve böbreklere taşır.
• CO2 eritrosit içine alınır bikarbonat
oluşturmak üzere hidrate edilir ve oluşan
ürünler tekrar kana salınır.

CO2 + H2O H2CO3


Karbonik
anhidraz
H+ + HCO-3
www.stetuskop.co
• Ayrıca kanda taşınan CO2’nın %15 kadarı
doğrudan Hb ile taşınır.
• CO2, Hb’nin amino gruplarına bağlanır (bir
karbamat oluşur) ve hem ortama iki hidrojen
salarken hem de amino ucunu artıdan eksiye
döndürür.

CO2 + Hb-NH3+

2H+ + Hb-HN-COO-

www.stetuskop.co
(-) yüklü amino ucu α ve
β zincirler arasındaki tuz
Bu durum oksijensiz hal
köprüsü oluşumunu
için karakteristiktir.
teşvik eder.

Hb-HN-COO-

Akciğerde, Hb’nin Bu tuz köprüleri aynı


oksijenlenmesiyle CO2 zamanda Hb’nin T
dışarı itilir. formunu da kararlı
hale getirirler.
• Hb ayrıca H+ de bağlar.
• O2 ve H+, Hb tarafından ters ilgiyle
bağlanır.
• H+, Hb içindeki birkaç aa’den birine
bağlanır.
• Yine bunların içinde en önemlisi β-zinciri
içindeki 146 pozisyondaki histidindir.

www.stetuskop.co
• pH düştüğünde veya parsiyel
karbondioksit basıncı arttığında Hb
O2’yi kolayca bırakır.

• Her iki durumda da Hb’nin oksijene olan


ilgisi azalır ve oksijen disosiasyon eğrisi
sağa kayar.

• Bohr etkisi; pH ve CO2 derişiminin,


Hb’nin oksijeni bağlaması veya
salıvermesi üzerindeki bu etkisini tanımlar.
www.stetuskop.co
Solunum Periferal doku BOHR
ETKİSİ
2CO2+ 2H2O
Karbonik anhidraz
2H2CO3

2H+ + 2HCO3-
4O
Hb2H+
2
2H+ + 2HCO3-
4O2
2H2CO3
Karbonik
anhidraz
Eritrosit 2CO2 + 2H2O
Akciğer TCA’da oluşur
2,3-Bisfosfogliserat’ın etkisi:
• 2,3-BPG Hb’nin oksijene olan ilgisini azaltır.
• BPG, Hb’nin α ve β zincirleri arasındaki bir
boşlukta Hb’nin β zincirinin pozitif yüklü
amino asitlerine (lizin-histidin) bağlanır.
• Hb T durumunda iken BPG, T formunu kararlı
hale getirerek oksijene ilgisini azaltır.
• R durumuna geçiş BPG’nin bağlandığı cebi
daraltır ve BPG yapıdan ayrılır.
• 2,3-BPG’ın varlığında Hb’nin oksijene olan ilgisi
azalır ve oksijen disosiasyon eğrisi sağa kayar.
2,3-BPG
www.stetuskop.co
• HbF’in γ zincirinde BPG’nin bağlanacağı
yerde histidin yerine serin amino asidi
vardır.
• Böylece BPG HbF’e daha zayıf bağlanır.
• Dolayısı ile BPG’nin HbF’in T formunu
kararlı hale getirmesi üzerine etkisi daha
azdır.
• HbF’in HbA’ya göre oksijene daha yüksek
bir afinite göstermesinin sorumlusu bu
olay gibi görünmektedir.

www.stetuskop.co
1,3-bisfosfogliserat 1,3-bifosfogliserat
mutaz
ADP

Fosfogliserat
kinaz Mg+2
2,3 BPG

ATP
2,3-bisfosfogliserat
3-fosfogliserat fosfataz
-KOAH,
-yüksek irtifa
-hipoksi gibi Hb’nin yeterli oksijen
2,3-BPG
almada zorlandığı durumlarda
-kronik anemilerde

Artan 2,3-BPG düzeyleri Hb’nin oksijene


olan ilgisini azaltarak kapillerde daha çok
oksijen serbestleşmesine izin verir.
• Kanı asit-sitrat-dekstroz içinde saklamak
RBC’lerde 2,3-BPG’ın azalmasına neden
olur.
• Böyle kanlar normalden yüksek oksijen
ilgisi gösterir ve bağlı oksijeni dokularda
bırakamaz.
• 2,3-BPG’daki azalma saklama ortamına
İnozin (Hipoksantin-riboz) gibi
substratların eklenmesi ile önlenebilir.

www.stetuskop.co
miyoglobin
hemoglobin

CO H+ artışı
H+ azalması CO2 artışı
CO2 azalması
Asidoz
Alkaloz
2,3-BPG artışı
2,3-BPG azalması
Sıcaklık artışı
Sıcaklık azalması
www.stetuskop.co
Hb Tipleri:
Hb tipi Formül Total Hb %’si
HbA α 2β 2 %90
HbF α 2γ 2 <%2
HbA2 α 2δ 2 %2-5
HbA1c α 2β 2-glukoz %5

β zincirinin N-terminal lizin residulerine bağlanır


www.stetuskop.co
Methemoglobinemi:
• Hb ya da Mb’deki, +2 (ferröz) değerlikli demirin
oksitlenerek +3 hale (ferrik) dönmesi sonucu
molekülün üç boyutlu yapısının bozularak,
oksijen taşıyamaması durumudur.
• İlaçlar, serbest radikaller veya H2O2 gibi endojen
ürünlerin etkisi ile meydana gelebilir.
• Ayrıca HbM gibi metHbpati formlarında Hb
zincirindeki bir aa değişikliği yüzünden Fe +3
değerliklidir ve oksijen taşıma kapasiteleri
azalmıştır.

www.stetuskop.co
Hb-Fe +2 Hb-Fe+3
Hb-Fe +3

amil nitrat

NADH-sitokrom- CN
B5 redüktaz

HbFe+3

www.stetuskop.co
Hemoglobinopatiler:
anormal bir Hb molekülünün üretimine,
normal Hb’nin yetersiz üretimine,
nadirende her ikisine bağlıdır.

Hb’nin 300’den fazla varyantı


tanımlanmıştır.
α gen ailesi 16.kromozomun üzerinde, β
gen ailesi 11. Kromozomun üzerinde yer
alır.
Orak hücreli anemi (HbS):
• OR geçer
• En sık rastlanılan hemoglobinopatidir.
• Bebekte oraklaşmaya neden olacak kadar
HbS, HbF’in yerine geçmeden hastalık
semptom vermez.
• Hastalarda
%2-20 oranında HbF
%2-4 oranında HbA
Geri kalanı HbS
www.stetuskop.co
• Ömür boyu hemolitik anemi, ağır krizler,
enfeksiyonlara yatkınlık ve dolaşım
bozuklukları ile karakterizedir.

• HbS’de;
2 α globulin zinciri normal
2 β globulin zinciri mutant

6. pozisyondaki glutamatın yerine valin


aa’inin geçtiği bulunur.
• Bu değişiklik sonucu Hb molekülünün dış
yüzeyinde “yapışkan” bir temas noktası
oluşur.
• DeoksiHb S molekülleri fibröz çökeltiler
oluşturur.
• Oraklaşmayı artıran faktörler:
yüksek irtifa,
HbS’in oksijene
basıncı azalmış uçak kabini
ilgisinin
artmış CO2 konsantrasyonu, azaldığı
azalmış pH durumlar
2,3 BPG artması
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
• Klinik bulgular vazooklüzyon ve kronik
hemolitik anemiye bağlıdır.

• Homozigot HbS taşıyanlar klasik orak hücre


anemiyi oluştururken, heterozigotlar
taşıyıcıdırlar.

• Heterozigot hastalar falciparum sıtmasına


dirençlidirler.

• Tarama testi olarak kullanılan Sickling Testi


(sodyum metabisülfit kullanılır) ile oraklaşmış
hücreler görülebilir.
Hb C Hastalığı:
• HbC’de glutamatın yerine lizin aa’i
geçmiştir.

• HbC homozigot olan hastalarda nisbeten


daha hafif seyreden hemolitik anemi vardır
ve hastalara tedavi gereksizdir.

www.stetuskop.co
HbSC hastalığı:
• Bu hastalıkta bazı β globulin zincirlerinde
orak hücre mutasyonu, bazılarında ise
HbC mutasyonu izlenmektedir.

• HbSC hastalığı olanlar genelde hiçbir


şikayetleri olmadan yaşarlar.

• Krizler doğum yada cerrahi girişim gibi bir


olayı takiben çıkabilir ve fatal olabilir.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
Talasemiler:
• Thalassemiler globin zincirlerinin
sentezinde bir dengesizliğin meydana
geldiği herediter hemolitik hastalıklardır.
• Grup olarak insanlarda en sık rastlanan
tek gen bozukluğudur.
• Thalassemilerde ya α yada β globulin
zincirinin sentezi hatalıdır.
∀ α-Talasemiler:
α globulin zincirlerinin sentezinin olmadığı veya
azalmış olduğu bozukluklardır.

1/4 gen → sessiz taşıyıcı,


2/4 gen → taşıyıcı,
3/4 gen → hafif ile orta derecede ciddi
hemolitik anemisi olan HbH hastalığı vardır,
4/4 gen → HbF sentezi için α globulin
sentezi gerekli olduğu için HbF
sentezlenemez ve hidrops fetalis ve fetal
ölüm meydana gelir.
γ tetramerlerinin (γ4 → HbBart) birikimi
β tetramerlerinin (β4 → HbH) görülür.

Bu tetramerlerin oksijene olan ilgisi


yüksektir fakat dokulara oksijen vermek
için kullanışsızdır.
Oksijen disosiasyon eğrileri oksijene olan
yüksek ilgilerini gösterecek şekilde nerede
ise tamamen hiperboliktir.

www.stetuskop.co
∀ β thalasemiler:
• Konjenital hemolitik anemilerin en şiddetli
formudur.
1 gen hatalı ise taşıyıcı,
2 gen hatalı ise hasta β thalasemi major
Cooley’s
anemisi

• Hastalarda β globulin zincirlerinin


sentezi yok veya azalmışken, α globulin
zincirinin sentezi normaldir.
www.stetuskop.co
∀ α globin zincirleri dayanıklı tetramer
oluşturamaz ve çökelirler ve RBC’lerin
prematüre ölümüne neden olurlar.
∀ β thalasemi olguları ancak doğum
sonrası ortaya çıkar.
• Taşıyıcılarda tedavi gereksizken, β
thalasemi major de ise hastalara
düzenli transfüzyonlar gerekir ve
hastalarda hemosiderozis izlenir.
Kollajen:
• Sert ve çözünmez
• Vücutta en fazla bulunan destek doku
proteinidir.
fibroblast,
osteoblast,
kondroblast
odontoblast
• Primer yapısındaki aa dizisi
(Glisin-X-prolin/hidroksiprolin)n
şeklindedir.
• 1/3 en küçük aa olan GLİSİN,
1/3 prolin veya OH-prolin yer alır.

Her bir α-zinciri arasında bulunan çok sıkı


bağlanma bölgelerinde sadece glisin
amino asidi yerleşim gösterir.
Yine her üç pozisyondan birinde prolin
veya OH-prolin yer alır ki, bunlar kollajen
heliksinin keskin dönüşlerini sağlayarak
üçlü sarmalın yapısını ve sağlamlığını
meydana getirir (sertlik sağlar).

www.stetuskop.co
• Kollajen, 3 polipeptit zincirden oluşur.

• 1000 aa kalıntısından oluşan ve α sarmal


yapısında bulunan kollajen alt birimlerine
tropokollajen denilir.

• Kollajen sentezinde ilk oluşan molekül


GER’daki ribozomlarda sentezlenen pre-
pro-kollajendir.

www.stetuskop.co
OH-Prolin
pro-kollajen Glukoz
Posttr. Mod
OH-liz OH-Lizin
Galaktoz
Prolin Hidroksilaz Vit C
pro-kollajen
Lizin Hidroksilaz Vit C
OH-prl N ve C
prokollajen
ER peptidazlar
pre-pro-kollajen oksidatif
Golgi
deaminasyon

Lizil oksidaz
Cu+2
ECM
Lizin Hidroksilizin O2
O2

Lizin
oksidaz
BAKIR Lizin
oksidaz

NH3 + H2O NH3 + H2O


Allizin Hidroksiallizin

www.stetuskop.co
• Kollajen tipleri: Şimdiye kadar 19 tip kollajen
belirlenmiştir.
Tip 1 kollajen: Kemik, deri, skar dokusu,
tendon, fasya, kornea, kalp kapakların ve kan
damarlarında bulunur.
• Tip 2 kollajen: Kıkırdak, corpus vitreus,
intervertebral disklerde bulunur.
• Tip 3 kollajen: Kan damarı,uterus ve fetal cilt’te
bulunur. Granülasyon dokusunun başlangıcında
biriken kollajen tipIII kollajendir.
• Tip 4 kollajen: BM’da bulunur. Diğerlerinin
aksine fibriler değil amorf bir yapıya sahiptir.

www.stetuskop.co
Vitamin-C Eksikliği:
• Ağır vit-C eksikliğinde, tropokollajen
kovalent çapraz bağlar kuramaz.
• Sonuçta yara iyileşmesinde gecikme, diş
eti kanaması görülür.
• Osteoid yapımı bozulduğu için enkondral
kemik gelişimi bozulur ve kemikler kolayca
kırılan özellik kazanır, periost gevşek
tutunur.
• Özellikle tibia ve femur ucunda sık olmak
üzere subperiostal kanama görülür.
www.stetuskop.co
Ehler-Danlos Sendromu:
• Kollajenin sentez ve yapısında kalıtsal
bozukluk sonucu ortaya çıkan heterojen
generalize bir bağ dokusu hastalığıdır.
• Hastalarda gergin ve oldukça esnek cilt,
esnek ve hipermobil eklemler, mitral valv
prolapsusu, fıtıklar, sık eklem çıkıkları ve
buna bağlı osteoartrit görülür.
• Deri kolay hasarlanır zor iyileşir.

www.stetuskop.co
Osteogenezis imperfecta:
• Tip 1 prokollajenin anormal gelişimi ve
kemik kitlesinde jeneralize azalma
(osteopeni) ile karekterize bir hastalıktır.
• OR olarak kalıtılır.
• Hastalarda
kolayca bükülüp kırılan kemikler,
diş anormallikleri,
yara iyileşmesinde gecikme,
mavi sklera
işitme kaybı
İzlenir.
• Menkes Sendromu: X’e bağlı geçiş gösterir.
Hastalarda Cu transport bozuklukluğu vardır.
Lizin oksidaz düzgün çalışamaz. Kollajen
çapraz bağ oluşumu eksiktir.
• Alport sendromu: Böbrek glomerülünün
BM’nını yapan tip IV kollajen bozuktur.
Hematüri ile ortaya çıkar ve hastalarda end
stage böbrek yetmezliği oluşur.
• Epidermolizis bülloza: Deride küçük
travmalara karşı büllöz lezyonlar ortaya çıkar.
Hastalarda tip VII kollajende bozukluk vardır.
Bu kollajen bazal laminayı dermisdeki kollajen
fiberlerine bağlayan küçük fiberler oluşturur.

www.stetuskop.co
Elastin:
• Akciğer ve geniş damar duvarlarında yer alan,
kollajenin aksine lastik benzeri özellikleri olan bir
bağ dokusu proteinidir.
• Elastin başlıca glisin, alanin ve valin gibi küçük
nonpolar amino asitlerden meydana gelir.
• Prolin ve lizin açısından da zengin olmasına
rağmen çok az miktarda hidroksiprolin içerirken,
hidroksilizin içermez.
• Kollajenden farklı olarak üçlü heliks yapısı yoktur
ve karbonhidrat içermez.

www.stetuskop.co
• Çapraz bağlar lizin içerir.
• Desmosin çapraz bağı; 4 lizin yan zincirinin
kovalent olarak birleşmesiyle oluşur ve bu
bağlanmada yine lizil oksidaz enziminin
oksidatif deaminasyonu gereklidir.
• Yapısında desmosin, izodesmosin ve
aldimin çapraz bağları vardır.
• Desmosin ve izodesmosin sayesinde
elastin uzayıp kısalabilir.
KOLLAGEN ELASTİN
Farklı genetik tipte Tek genetik tipte
Üçlü sarmal yapıda Üçlü sarmal yok, rastgele
zemberek konformasyonu
(gerilmeye izin verir)
Gly-X-Y yineleyen çatı Gly-X-Y yineleyen çatı yok
Yapıda Kh var Yapıda Kh yok
Molekül içi aldol Molekül içi desmozin çapraz
çapraz bağları bağları
OH-prolin ve OH-lizin Az miktarda OH-prolin içerebilir
içerir fakat OH-lizin içermez

www.stetuskop.co
α1 antitripsin (AT):
• Kan ve vücut sıvılarındaki proteolitik
enzimleri inhibe eder.

• Alveoler duvardaki elastini ve çeşitli


dokulardaki yapısal proteinleri yıkan güçlü
bir proteaz olan nötrofil elastazını inhibe
eder.

• AT çoğu karaciğerde sentezlenir.


• Alveoler makrofaj gibi çeşitli dokularda da
sentezlenmektedir.

• AT eksikliğinde nötrofil elastazı elastini


yıkar ve alveoler bağ dokusunun esnekliği
bozularak amfizem meydana gelir.

• EF’de α1 globulin bandının %90’nını


yapmaktadır.
Marfan sendromu:
• OD geçer.
• Hastalarda 15. Kromozomda mutasyonlar
izlenir.
• 15. Kromozom glikoprotein yapılı “fibrillin” i
kodlar.
• Hastalarda:
Uzun ve ince ekstremiteler,
lens subluksasyonu,
iskelet kası deformiteleri,
mitral kapak deformiteleri,
aort anevrizması
izlenir.
www.stetuskop.co
Keratinler:
• Saç, tırnak ve dış epidermal tabakada
bulunur.
• İntermediate filament olarak adlandırılan
protein sınıfının geniş bir kısmını
oluştururlar.
∀ α keratinler komşu polipeptid zincirleri
arasında kovalent disülfid çapraz bağları
sağlayan ve böylece çözülmeye ve
gerilmeye dirençli lifler yapar.
• Sisteinden zengindir.

www.stetuskop.co
KAS PROTEİNLERİ
• Nebulin adlı bir protein ise Z çizgisinden aktin
filamentleri boyunca uzanır.

• Titinler ise bilinen en büyük polipeptid


zincirleridir (30.000 aa kalıntısına ulaşabilirler.)
ve kalın filamentleri Z çizgisine bağlarlar.

• Titin Z çizgisinden M çizgisine uzanır ve kendi


sarkomerinin uzunluğunu düzenleyerek, kasın
aşırı uzamasını engeller.
İMMÜNGLOBÜLİNLER ve KOMPLEMAN
SİSTEMİ:
• Humoral immun sistem; bakteri
enfeksiyonlarına ve hücre dışındaki
viruslara yöneliktir, aynı zamanda
organizmaya giren tekil proteinlere de
cevap verebilir.
• Hücresel immun sistem; viruslarla
enfekte edilmiş konakçı hücreyi ve tümör
hücrelerini harap eder, parazitlere,
mantarlara, bazı hücre içi bakterilere ve
yabancı dokulara karşı savunmada
önemlidir.
www.stetuskop.co
Humoral İmmun Sistem Hücresel İmmun Sistem

antikor - Ig T lenfositler
kan proteinlerinin %20’si gelişimleri timusta
108-1010 farklı antikor
kemik iliği T lenfositler

B lenfositler helper T hücreleri Th


sitotoksik T hücreleri Tc
Plazma hücreleri
Th-makrofaj
Ig’ler
www.stetuskop.co
Değişken
bölge

κ /λ = 2/1
Antijen
Hapten
IgG,
IgA,
IgM,
IgD,
Sabit
IgE
bölge
Papain
Pepsin

www.stetuskop.co
Her Ig iki tane antijen bağlar.
www.stetuskop.co
(IgG):
• Ig’lerin %70-75 kadarını oluşturur.
• %3 oranında karbonhidrat içerir.
• Bakteri ve virüslere yanıt olarak üretilir.
• IgG4 komplemanı aktive edemezken
diğerleri bu aktivasyonu gerçekleştirebilirler.
• Komplemanı en fazla aktifleştiren
IgG3’tür.(IgG3>IgG1>IgG2).

www.stetuskop.co
(IgA):
• Ig’lerin %10-15 kadarını oluşturur.
• %10 oranında karbonhidrat içerir.
• IgA1, IgA2 ve sekretuar IgA şekilleri
vardır.
• Sekretuar IgA; barsak ile bronşların
mukoza membranlarında ve laktasyondaki
meme duktuslarında sentez edilir, ayrıca
yeni doğanları intestinal infeksiyonlardan
da korumaktadır.
• Primer immun yetmezliklerin en sık
görülen şekli “selektif IgA” yetmezliğidir.
www.stetuskop.co
IgM
• Ig’lerin %10 kadarını oluşturur.

• %12 oranında karbonhidrat içerir.

• Neonatal dönemde sentez edilen ilk


Ig’dir.

• Dolaşımdaki en büyük Ig molekülüdür.

• Pentamer yapıda olan IgM molekülü 10


antijen bağlayabilir.
www.stetuskop.co
• Klasik kompleman aktivasyonunu başlatan en
güçlü Ig’dir.
• Akut enfeksiyon döneminde ilk sentezlenen
Ig’dir.
• Kronik hastalıklarda yükselmesi de akut atağı
gösterir.
• Eritrosit yüzey antijenlerine ve bazı
glikoproteinlere karşı oluşan antikorlar IgM
sınıfındandır.
• Hem IgM’de hem de IgA’da “J zinciri” denen bir
polipeptid IgM pentamerlerinin ve IgA
dimerlerinin bir arada tutulmasına yardımcı olur.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
IgD
• IgD, %12 oranında karbonhidrat içerir.

• B lenfositlerde antijen için bir yüzey


reseptörü olan IgD molekülünün primer
fonksiyonu bilinmemektedir.
IgE
• IgE, %15 oranında karbonhidrat içerir.
• Bazofillerin ve mast hücrelerinin yüzey
membranlarında yer alır ve serumda çok düşük
miktarda bulunur.
• IgE moleküllerine antijen bağlanmasıyla mast
hücrelerinden histamin ve diğer vazoaktif
aminler salınır.
• Saman nezlesi, astma, ürtiker ve ekzama gibi
allerjik olaylarda görülen tip1 aşırı duyarlılık
reaksiyonları IgE ile ilişkilidir.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
Kompleman sistemi:
• Kompleman sistem birbiri ile etkileşebilen
proteinlerden (normalde inaktif) meydana gelir.

• Klasik yolda komplemanı aktifleyen; Ig


molekülü ile birleşen antijenin oluşturduğu
antijen-antikor kompleksidir.

• Ag-Ab kompleksi oluşturmadan doğrudan


yabancı organizmanın yüzeyine bağlanan bazı
kompleman bileşenlerinin komplemanı
aktiflemesi de alternatif yol olarak bilinir.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
• Kanda en çok bulunan C3 proteinin
kompleman sistemin fonksiyonlarında çok
önemli rolü bulunmaktadır.
• C3 proteinin proteolitik yıkılım ürünleri
biyolojik olarak aktif ürünleri
oluşturmaktadır.
• C3a ve C5a hem kemotaktik hem de
anaflatoksik etkilidir.
• Kompleman yolu ile ilgili görülen en sık
hastalık “herediter anjioödem” dir. C1q
esteraz inhibitör eksikliği mevcuttur.
• C2 eksikliği insanda en sık görülen
kompleman eksikliğidir.
• C3 eksikliğinde piyojenik bakteriyel
infeksiyonlar ortaya çıkmaktadır.
• C1, C2, C3, C4 eksikliklerinde
glomerülonefrit ve SLE gibi hastalıklar
görülmektedir.
• C5, C6, C7, C8 ve C9 eksikliğinde
neisseria cinsi bakteri infeksiyonlarına
yatkınlık artmaktadır.

www.stetuskop.co
PLAZMA PROTEİNLERİ:

www.stetuskop.co
• Plazmada bulunan proteinleri elektroforez
yöntemi ile ayırdığımızda beş ana bant ortaya
çıkar.
• Elektroforez, serumda sudan sonra en fazla
bulunan moleküller olan proteinleri analiz etmek
için kullanılan ilk yöntemdir.
• Spesifik protein elektroforezi;
– Albumin, gamma globulin gibi spesifik serum protein
sınıflarının ayrılması,
– Hemoglobin ve hemoglobin alt sınıflarının
tanımlanması,
– Serum ve idrarda monoklonal proteinlerin
tanımlanması,
– Temel lipoprotein sınıflarının ayrılması.
• İzoenzim analizleri: Kreatin kinaz, laktat
dehidrogenaz, alkalen fosfataz gibi enzimlerin
izoenzimlerinin tanımlanması.
• İmmünoelektroforez: Spesifik immun globulin
sınıflarında artma ve azalmaların belirlenmesi.
• Western blot tekniği: Spesifik bir proteini
tanımlamak için kullanılır (Örn. HIV virüsüne
karşı antikorların varlığını göstermek).
• Southern blot teknikleri: Spesifik nükleik asid
dizilerini tanımlamak (DNA veya RNA),
yenidoğan doğumsal kusurlarını tanımlamak,
kanser için risk faktörlerini belirlemek gibi geniş
bir kullanım alanına sahiptir.

www.stetuskop.co
• Elektroforez, yüklü moleküllerin elektriksel bir
alanda göç etmesi olarak tanımlanabilir ve
gerekli olan üç koşul:
elektriki alan
yüklü partikül
hareketin gerçekleşebileceği bir ortamdır.
• Elektroforez uygulanacak olan örnekte
bulunması gereken temel koşul, yük taşıması
ya da yük taşımak üzere uyarılabilen yapıda
olmasıdır.
• Göç hızının bağımlı olduğu faktörler: molekülün
net yükü, molekülün boyutu ve şekli, elektriksel
alanın gücü, destek ortamının özellikleri, işlemin
sürdürüldüğü sıcaklıktır.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
SPE Prealbumin Albumin
Bölg.
Protein Prealb. (-) Retinol Albumin (-)
Bağlayıcı
Protein
(RBP) (-)
Fonks. T3, T4 Vit A(retinol)AA’lerin endojen
transportu transportu kaynağı,onkotik P,
transport proteini
Kl. Özl. Nutrisyonel durumu ve Nutrisyonel durumu,
KC disfonksiyonunu KC disfonksiyonunu
gösterir. Azaldığı gösterir. Azaldığı
durumlar: KC sirozu, durumlar:Malnutrisyon,
inflamasyon,malnutrisyon. NS, inflamasyon, KC
Arttığı durumlar: Kr. sirozun ve diğer
Renal hast.ve hodgkin Nonspesifik hastalıklar
hast.
www.stetuskop.co
SPE Blg. α1
Protein α1 α1 asit α1 α1
antitripsin glikoprotein lipoprotei fetoprotein
(+) (+) n (HDL)
Fonks. Antiprote AFR Lipitler Temel fetal
az için protein
transport
proteini
Kl. Öz. Kongenita Enflamasyo nöral tüp
l n, Ca ve defektinde
eksikliğin ağır ve
de travmalard hepatosellül
amfizem, a↑ er
sirozla tümörlerde
sonuçlan ↑.
an infantil
hepatit
oluşur. www.stetuskop.co
SPE α2
Blg
Protei Haptoglobin α Serüloplazmi
n (+) 2
makroglobu n (+)
lin
Fonks. Serbest Bakır
Hb’nin metbl.
bağlanması görevli
ve
transportu
Kl. Öz. İV Nefrotik Wilson
hemolizde sendromda ↑, hastalığında
↓ pankreatit ve ↓, Cu
prostat Ca’da toksisitesin
↓ de↑
www.stetuskop.co
SPE β1
Blg.
Protei Transferri Hemopeks β- C4
n n (-) in lipoprotei
n (+)
Fonks Demiri Hem Lipitlerin İmmü
. transport bağlanmas taşınması n
u ı sistem
Kl. Demir Hemolitik Faktör
Sadece
Öz. eksikliğin olaylard ü
taze
serumd
de ↑ a↓
a

www.stetuskop.co
SPE β2
Blg.
Protei Fibrinojen C3 (+) β2 mikroglobulin (+)
n (+)
Fonks. Koagülasy İmmün Çekirdekli
on sistem hücrelerin
faktörü faktörü yüzeyinde yer alır
Kl. Öz. β2 ile γ EF’de Renal tübüler
bölgesi sadece fonksiyonun
arasında taze göstergesidir. Renal
bulunur Serumd transplant
a rejeksiyonunun
ve B hücreli tm’lerin
izlenmesinde
SPE γ
Blg.
Protei CRP IgG (+) IgA (+) IgM (+)
n (+)(+)
Fonks. İmmün En bol Sekresyonl İmmün
fonksiyon Ig’dir. arda çok fonksiyon,
İmmün bulunur. erken cevap
fonksiyon İmmün
fonksiyon,
Kl. Öz. β-γ Myeloma Kc Waldenström’s
bölgesine gibi B sirozunda Makroglobulin
göç Hücreli monoklonal em
eder.En tm’lerde artar isinde
hassas monoklon monoklonal
AFR’dir. al artar.
artar.

www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
İnterstisyel doku P
1mmHg
Su 9mmHg

11mmHg
Hidrostatik P Su Hidrostatik P
37mmHg 17mmHg

Onkotik P
arteriol 25mmHg venül

Starling Kuvvetleri
• Plazma proteinlerinin miktarının
azalmasıyla ödem ile sonuçlanır.
• Plazma proteinlerinin çoğunun sentez yeri
Kc’dir.
• Çoğu glikoprotein yapıdadır. (albümin
şeker kalıntısı içermez).
• Akut faz proteinleri: Akut bir inflamasyon
olayında veya doku harabiyetine bağlı
olarak bazı proteinlerin düzeylerinde
değişiklikler gözlenir.

www.stetuskop.co
CRP
α1-antikimotripsin 24-48 saatte

Orosomukoid (α1-asid gp)


α1-antitripsin
Haptoglobin 1-4 gün
C4
fibrinojen

C3 ve seruloplazmin 4-5 gün

Prealbumin
RBP
albumin
transferrin
• Prealbumin (Transtiretin): Yarı ömrü 12
saattir ve albuminden kısadır.

T3 hormonuna ilgisi daha çok olmakla


birlikte hem T3 hem T4 taşınmasında
kullanılır.

Protein malnütrisyonu ve karaciğer


disfonksiyonu hakkında bilgi edinilir.

www.stetuskop.co
Retinol bağlayıcı protein (RBP):
Serumda çok az bulunur.
Sentezi Kc’de gerçekleşir ve çinko (Zn)
gereklidir.
Zn eksikliğinde A vitamini (retinol)
taşınmasındaki bozukluğa bağlı olarak A
vitamini eksikliği semptomları görülür.
Prealbuminde olduğu gibi RBP de protein
malnütrisyonu ve karaciğer fonksiyonları
hakkında bilgi verir.
Albümin:
 Protein elektroforezinde en hızlı göç eden
serum proteinidir.
 Yapısında 585 aa bulunan albümin tek bir
polipeptid zincirden oluşur ve yapısında
karbonhidrat içermez.
 En fazla miktarda bulunan plazma proteinidir.
(%40-60).
 Karaciğerde günde 12-14 gr. kadar sentez edilir
ve yarı ömrü 15-19 gündür.
 Endojen amino asidlerin kaynağını oluşturur.
 Çeşitli dokulara pinositoz ile giren albumin
proteazlar ile amino asidlerine kadar
yıkılmaktadır.
• Albumin kanda önemli bir taşıyıcıdır.
• Onkotik basıncının %70-80’ından
sorumludur.
• Vücut su dağılımındaki en etkili proteindir
(1g albumin 18 ml su tutar.)
• Dehidratasyon albumin artışına yol açan
bir durumdur.
• Kayıplar, sentezde azalma ve albümin
katabolizmasının artması
hipoalbuminemiye yol açar.

www.stetuskop.co
• NS, KG, DM, SLE, yanıklar ve neoplastik
hastlıklara bağlı olarak hipoalbuminemi
görülür.

• Analbuminemi; bu hastalarda orta


derecede ödem görülür, kanda lipid
taşınması bozulur ve kanda kolesterol,
fosfolipid ile lipoprotein düzeyleri artar.

• bis-albuminemi
www.stetuskop.co
α1-Antitripsin (AAT, α1-antiproteinaz):
• Protein elektroforezinde α1 bandının ana
bileşenidir. (>%90)
• Başlıca hepatosit ve makrofajlarca sentezlenir.
• İnsan plazmasının başlıca serin proteaz
inhibitörüdür (serpin).
• Kompleks oluşturarak tripsin, elastaz ve diğer
bazı proteazları yıkar.
• Azalmış ATT sentezi amfizemle ilişkilidir.
• Yine ZZ fenotiplilerde nedeni tam anlaşılmamış
mekanizmalarla ATT, hepatositlerde ER
sisternalarına çöker ve önce hepatit sonra da
siroz meydana gelir.
www.stetuskop.co
∀ α1-Antikimotripsin:

• Akut inflamasyonda 24-48 saatte CRP ile


birlikte ilk yükselen AFR’dir.

Elastaz ve kollegenaz gibi proteazları


inhibe eder.

Bronş sekresyonlarında yüksek


konsantrasyonda bulunur.

www.stetuskop.co
∀ α1-Asid glikoprotein (AAG):

• Orosomukoid (seromukoid) temel


bileşenidir.

Plazma proteinlerinden pI değeri en


düşük (2.70-3.50) olandır.

Sentez karaciğerde ve bazı tümörlerde


meydana gelmektedir.

www.stetuskop.co
Haptoglobin
• Sentezi Kc’de olan bir glikoproteindir.

• Her gün yıkılan Hb’nin %10’luk bir kısmı


dolaşıma salınır.

• Hb haptoglobulin tarafından bağlanıp Hb-


Hp kompleksi oluşmasaydı böbreklerden
kolayca süzülüp ve idrarla atılırdı.

www.stetuskop.co
• Hemolitik anemilerde Hp düzeyi düşük
bulunur.

• Yarı ömrü normalde 5 gün olan Hp, Hb ile


bağlandığında oluşan kompleksin yarı
ömrü yaklaşık 90 dakikadır.

• Hemopeksin ise hem bağlar.

• Hemopeksinin hem ile oluşturduğu


kompleks karaciğere taşınıp parçalanır ve
demir ile porfirin halkası ayrılır.
www.stetuskop.co
α2-Makroglobulin
• Moleküler ağırlığı en fazla olan plazma
proteinidir.

• Monosit, hepatosit ve astrosit (RES


hücrelerinde) dahil birçok hücre tarafından
sentezlenebilen bir glikoproteindir.

• Plazmadaki çinkonun %10’unu taşır.


(Plazmada albümin çinkonun %90’ını taşır.)

www.stetuskop.co
• AMG bir proteaz inhibitörüdür.

• Plazmin, pepsin, tripsin, kimotripsin ve


katepsin D gibi proteazlara geri
dönüşümsüz olarak bağlanır ve birçok
hücre tarafından dolaşımdan uzaklaştırılır
ve parçalanır.

• Ayrıca birçok sitokini bağlar ve bu


sitokinlerin hedef hücrelere girişlerine
aracılık eder.
Serüloplazmin
• 6 adet bakır (Cu+2) atomunu sıkıca bağlayarak
taşır ve bu bakırların yapıdan koparılması zordur.
• Plazma bakırının %90’ını seruloplazmin, %10’unu
albümin taşır.
• Vücuda bakır alınmasıyla karaciğerde
serüloplazmin sentezi artar.
• Serüloplazmin hücrelere endositoz yoluyla alınır,
bakırlı enzimlerin sentezinde kullanılır.

lizil oksidaz monoamin oksidaz


askorbat oksidaz sitokrom oksidaz
tirozinaz süperoksid dismutaz

www.stetuskop.co
• Yapısında Cu+2 taşıdığı için bakır oksidaz
(poliamin ve polifenol gibi substratlar için
oksidaz aktivitesi taşımaktadır) ve Ferro
demiri (Fe+2), ferri (Fe+3) şekline
yükseltgediği için ferro oksidaz olarak
adlandırılır.

• Serüloplazmin serbest radikal


oluşumunu ve lipid peroksidasyonunu
önlemektedir.
www.stetuskop.co
• Wilson hastalığında, hepatik bakır
sekresyonu ve bakırın aposeruloplazmine
bağlanmasında defekt vardır.
• Klinik bulgular bakırın organ ve dokularda
birikimine ve bakırlı enzimlerin
disfonksiyonuna bağlıdır.

Serum seruloplazmin

Serum ve idrar bakır


• Hemolitik anemi, Kc’de birikmesi ile hepatit ve
siroz, bazal gangliyonlarda birikmesi ile
nörolojik bulgular gelişir. (Mental retardasyona
yol açmaz)

• Gözde ise korneanın desseman zarında bakır


birikerek kornea çevresinde altın renkli bir
pigmentasyon oluşturur (Kayser fleischer
halkası).

• Tedavide bakırdan düşük diyet ve bakırın


vücuttan atılmasını sağlayan D-penisilamin gibi
şelatlayıcı bileşikler kullanılır.

www.stetuskop.co
Transferrin (Siderofillin)
• Kc’de sentezlenen bir glikoproteindir.
• Demiri barsaktan, başta kemik iliği olmak
üzere ihtiyaç olan dokulara taşıdığı için
demir metabolizmasında merkezi bir rol
oynar.
• Transferrin demir, bakır, çinko, kobalt ve
kalsiyumu geri dönüşümlü olarak bağlar.
• Demirin transferine bağlanabilmesi için
seruloplazmin tarafından yükseltgenmesi
gerekir.
www.stetuskop.co
• Bu şekilde transferin 2 adet Fe+3 bağlayabilir.
• Normal koşullarda plazmada bulunan
transferrinin %33 kadarı demir ile doymuş olarak
bulunur.
• Beslenme bozukluklarında, böbrek ve
gastrointestinal sistem ile kayıpların arttığı
durumlarda, karaciğer yetmezliğinde ve kronik
karaciğer hastalıklarında transferrin sentezi
azalmaktadır.
• Östrogenin transferrin sentezi üzerindeki
artırıcı etkisi nedeni ile hamilelikte transferrin
düzeyi yükselmektedir.

www.stetuskop.co
Ferritin:
• Demir metabolizması ile ilişkili bir protein
olan ferritinin görevi demir depolamaktır.

• Ferritin ölçümü vücut demir depolarının


göstergesi olarak kullanılır.

• Demirin aşırı miktarlarda arttığı


durumlarda ferritin miktarları da artar.
• Ferritin parçalanması ile oluşan ve histolojik
olarak belirlenen hemosiderinin organlarda
birikimine bağlı olarak hemosideroz meydana
gelir.

• Bir süre sonra tablo hücre dejenerasyonu,


fibrozisine ve organ disfonksiyonuna gidebilir ve
buna hemokromatoz denir.

• Primer hemokromatoz kalıtsal bir hastalık iken,


sekonder hemokromatoz tekrarlayan kan
transfüzyonlarından sonra gelişir.
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co
www.stetuskop.co

You might also like